FIYAT:10¨ YIL:4 SAYI:21 MAYIS-HAZIRAN 2016
Özgür Kalelioğlu
Uluslararası arenadaki prestijimiz: Marport Can Besev
Yönetici olmak yetmez, lider olmak gerekir Ali Açıl
Rodaport rekabetçi fiyatlarıyla hizmet veriyor
İÇİNDEKİLER
16
Genel Yayın Koordinatörü Derya Altuntepe derya@7deniz.net
32
Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Çilem Kocamış cilem@7deniz.net Editör Cengiz Tepebaş cengiz@7deniz.net Hakan Köseoğlu hakan@7deniz.net Katkıda Bulunanlar Can Besev Engin Koçak Dr. Pervin Ersoy Kürşat Bal
Temsilcilikler ABD Temsilcisi: Kapt. Kubilay Ulucan, İngiltere Temsilcisi: Tahsin Özalan İskandinavya Bölge Temsilcisi: Semra Dag Hınd
36
CTP ve Baskı Özkan Basım Tanıtım Hizmetleri San. Tic. Ltd Şti. Yayın Yerel - Süreli Yayın 7deniz Dergisi’nde yayınlanan tüm yazı ve fotoğrafların hakları, logosu ve isim hakkı 7 Deniz Basın Yayın Reklam, Danışmanlık, Turizm ve Org. Tic. Ltd. Şti.’ye aittir. İzinsiz hiçbir yerde kullanılamaz. Yayımlanan ilanların sorumluluğu sahibini bağlar.
36 40 44 46 48 52
40
54 58 60 64
Reklam ve Abone reklam@7deniz.net İletişim adresi Osmanağa Mah. Reşit Efendi Sok. No: 66/22 Kadıköy / İstanbul Tel: 0216 550 55 46 0216 330 30 23 e-mail: info@7deniz.net
32
42
Görsel Yönetmen Polat Sarıgül polatsarigul@hotmail.com Yayın Danışma Kurulu Altan Köseoğlu, Can Besev, Kapt. Kubilay Ulucan, Prof. Dr. Ahmet Dursun Alkan, Prof. Dr. Güldem Cerit, Kapt. Savaş Ercan, Bahadır Tonguç, Semih Ege Uzm. Psk. Elif İşcan Kocamış
20 24 28
Yönetim 7 Deniz Basın Yayın Reklam, Danışmanlık, Turizm ve Org. Tic. Ltd. Şti. adına İmtiyaz Sahibi ve Genel Yayın Yönetmeni İbrahim Kocamış ibrahim@7deniz.net
16
66
60
68 72 74 78
Uluslararası arenadaki prestijimiz: Marport 2016’dan ne bekliyoruz? GullsEye liman verimliliği artırıyor Dur durak tanımayan Port Akdeniz 65. Hükümet’in denizcilik politikası SolonPort global yazılım markası olma yolunda ilerliyor Rodaport rekabetçi fiyatlarıyla hizmet veriyor DP World Yarımca Limanı törenle açıldı GİSAŞ 12. tatbikatı düzenledi APM Terminals dünya üzerinde 29 lokasyonda Ayships sektörde emin adımlarla ilerliyor Bölgenin lideri: Bandırma Limanı Nehir sınıfı gemi işletmecilerinin sorunları masaya yatırıldı Marmara’nın Avrupa kapısı: U.N. Ro-Ro Ambarlı Limanı Yeşil liman gönüllülüğü arttırılmalı Yönetici olmak yetmez, lider olmak gerekir Erol Yücel: Denizde kriz bitmek üzere Yeni tip denizaltı projesi Türk Bayraklı Gemilerin Yurt Dışı Kontrolleri’nde değişiklik Parçalı bulutlu yaz havası Safiport Derince’ye, Barselona’dan transfer
Editör
Bu türkü diyor ki, Korkumuz yok! Nazım Hikmet Ran
D
enizcilik camiasının kuşkusuz hemfikir olduğu nokta; Türkiye’nin bugüne değin yüzünü denize hiç bu kadar çevirmemiş olduğudur. Umutlu sektörümüzün, geleceğin sadece denizcilik için değil Türkiye için daha iyi olacağına inancı tam. Bunun böyle olmasında elbette 65. Hükümetin açıkladığı programın içerisinde denizciliğe verilen önem en etkili faktör. Hep görmek istenilen, sektör tarafından hiç bıkıp usanmadan dile getirilen hedefler artık hükümet programında! Peki, yakın gelecekte konuşacağımız Türk denizciliğimiz nasıl olacak? Bölgeler ve iller birbiriyle bütünleşecek. Hem yolcu hem de yük açısından güçlü bir lojistik altyapı oluşturma çabalarına devam edilecek. Artık bir liman ülkesinden bahsedeceğiz. Türkiye’yi küresel deniz taşımacılığı ile entegre transit bir liman ülkesine dönüştürmek öncelikler listesindeki yerini layıkıyla almış durumda. Daha güçlü ve daha rekabetçi filolarımızla ufka açılacağız. Türk deniz ticaret filosunun yenilenerek 10 milyar tona ulaşan dünya deniz ticaret hacminden daha fazla pay alması sağlanacak. Yeni modellerle navlun açığımız azaltılacak. Türkiye’nin dış ticaretinde Türk sahipli filoyu kullanarak navlun açığını azaltmak için gemi işletmeciliğini destekleyen modeller oluşturulacak. Olmazsa olmaz eğitim. Türk gemi adamlarının Türk ve dünya filolarındaki istihdamını artırmak için denizcilik eğitimi iyileştirilecek. 3 büyük denize, 3 büyük liman. Marmara
4 MAYIS - HAZİRAN
Denizi’nde Kuzey-Güney aksında en az 2 RO-RO terminali inşa edilerek körfez ve boğaz köprüleri üzerindeki trafik yükü azaltılacak, İstanbul, kurvaziyer gemilerin ana yolcu değişim limanı haline dönüştürecek, kruvaziyer gemilerin diğer limanlarımıza uğrak çeşitliliğini teşvik edecek önlemler alınacak. Güçlü TCDD, uyumlu lojistik & ulaşım. Üretim alanlarının, ticari çıkış noktalarına demiryolu bağlantısı güçlendirilecek, lojistikte en kritik kurumlardan biri olan TCDD’nin yapılandırılması tamamlanacak. Ayrıca, kent içi ulaşım, ulusal lojistik planlarıyla uyumlaştırılacak. Peki, sektörümüzün tedirgin olduğu noktalar yok mu? Var muhakkak. Sektör bir yandan siyasi krizlerin denizciliğe yansıyan olumsuz atmosferini, tabir yerindeyse, kara kara bunu düşünürken diğer yandan da finansman sorunuyla boğuşuyor. Yüksek SGK primleri ile fener ve tahlisiye ücretlerinin düşürülmesinin gerekliliği yanında 48 saatlik süre sınırlandırmasının yarattığı çıkmaz da ayrı bir noktada çözüm bekliyor. Neredeyse dibe vurmuş navlunlar, durma noktasına gelen gemi siparişleri ise bambaşka bir yerde bekliyor. Uzun lafın kısası sektör olarak, denizci kimliğe sahip Başbakanımız Binali Yıldırım’dan ve Binali Yıldırım’la birlikte denizciliği bilen beş bakanın hükümette görev almasından umutluyuz umutlu olmasına ama sorunlar hala dağ gibi önümüzde… Denizci Türkiye’ye hoş geldin diyor, Başbakanımız Sayın Binali Yıldırım’a görevinde başarılar diliyoruz.
İbrahim Kocamış
Pier Marine Yangın Sistemleri
Yangın Söndürme Sistemleri, yangınların öncelikle oluşmalarını ve sonrasında yangının büyümesini engellemek amacını taşımaktadırlar. Yangın söndürme sistemleri, Davlumbaz Söndürme Sistemi, Fm 200 Gazlı Söndürme Sistemleri, Karbondioksitli, Köpük ve Kimyasal içeriklidir. Firmamız hizmet vermekte olduğu yangın söndürme sistemleri ilk olarak yangınların önüne geçmeyi hedeflemektedir. Daha sonra oluşan yangınların büyümesini ve etrafa yayılmasını engellemektedir. Eviya Çelebi Mah. Genç Osman Cad. No:21/A-1 Tuzla İstanbul Tel: 0216 493 69 71 • Fax: 0216 493 69 65 info@piermarine.net www.piermarine.net
2 adet Mobil Harbore Crane daha Safiport Derince'de
Global Liman İşletmeleri’nin yeni CEO’su Emre Sayın HER yıl 5 milyonun üzerinde gemi yolcusuna hizmet veren dünyanın en büyük kruvaziyer liman işletmecisi Global Liman İşletmeleri’nin yeni CEO’su Emre Sayın oldu. Dünyanın en büyük kruvaziyer liman operatörü Global Liman İşletmeleri’nin komutasına yeni bir isim atandı. Daha önce birçok küresel firmada yöneticilik yapan Emre Sayın, son yıllarda yaptığı yatırımlarla küresel pazarda lider konuma yükselen Global Liman İşletmeleri’nin,
6 MAYIS - HAZİRAN
kaptan koltuğuna oturdu. Global Yatırım Holding iştiraki Global Liman İşletmeleri, Akdeniz’in doğusundan batısına, Asya Pasifik’ten, Adriyatik ve Ege’ye, 7 ülkede toplam 10 limanda operasyon yürütüyor. Sektöründe halen lider konumda bulunan ve önümüzdeki dönemde ciddi büyüme atılımları yapması beklenen Global Liman Holding, alanında dünyanın en güçlü markası olmayı hedefliyor.
SANDETTIE isimli gemi ile limana gelen MHC’nin tahliye operasyonu yapıldı. MHC’nin montajı 15 gün içinde yapılarak hizmet vermeye başladı. Her türlü yük elleçlemesine rahatlıkla hizmet verebilecek iki adet TEREX-GOTTWALD serisi MOBILE HARBOUR CRANE’in ilki Safiport Derince’ye ulaştı. Bu elektrikli MHC’ler sayesinde konteyner elleçlemesi de hızlanacak. MHC’ler senkronize bir şekilde tek parçada 250 tonluk yükü kaldırabiliyor.
Kısa Kısa Alternative Taşımacılık, 2 adet yeni Ro-Ro siparişi verdi 2013 yılında kurulan Alternative Taşımacılık, kendine ait Ro-Ro’ları Hatche, Paqize ve Qezban dışında kiralık olarak da filosunda yer alan Ayshe ve Fadiq ile müşterilerine hizmet veriyor. Alternative, mevcut özmal filosunu büyütmek için Flensburger Schiffbau-Gesellschaft (FSG) ve Siem Group’a , ilkinin 2017, ikincisin ise 2018 yılı başında teslim edilmesi planlanan iki adet Ro-Ro siparişi verdi. Yüksek teknolojiye sahip her biri 240 treyler kapasiteli Hatche, Paqize, Qezban, Ayshe ve Fadiq isimli 5 RoRo’luk filosuna son olarak 280 treyler kapasiteli Meleq isimli bir gemi ilave ediyor. Flensburger Schiffbau-Gesellschaft (FSG) ve Siem Group ortaklığı ile yapımı devam eden Ro-Ro, 2017 yılı başında Alternative’e teslim edilecek.
Altınova’da inşa edilen Polarnet denize indirildi ALTINOVA Seltaş tersanesinde Seltaş-Polarmarine ortaklığıyla inşa edilen Polarnet Gemisi, düzenlenen törenle denize indirildi. Seltaş Denizcilik ve Polarmarine Gemi İşletmeciliğinin ortak girişimi ile inşa edilen çok maksatlı kuru yük gemisi Polarnet’in inşasında birinci sınıf ekipman ve malzeme kullanıldığı, günümüz regülasyonları ve balast water treatmet sistem gibi yakın gelecekte yürürlüğe girecek regülasyonlara göre dizayn ve inşa edildiği açıklandı. Gemi, 136 metre boyunda, 19 metre 60 santimetre genişliğinde ve 10 buçuk metre yüksekliğinde.
İnebolu Tersanesi'nin kapasitesi artırıldı İNEBOLU Limanı'nda bulunan tersanede yüzer onarım havuzunun boyu uzatılarak kapasitesi artırıldı. Tersane böylece Karadeniz'deki tüm kanal gemilerine hizmet verecek kapasiteye ulaştı. Havuzun boyuna 18 metre eklemeyle 118 metreye çıkarıldı. Tersane bunu yaparak kanal gemisi bazında yüzde 50 olan Karadeniz filosu kapasitesini yüzde 100'e çıkardı. Havuzdaki kapasite artırımının ardından Panama bandıralı 132 metrelik iki gemi onarım için İnebolu Limanı'na geldi. Artık 140 metrelik gemiler de İnebolu'da onarıma alınabilecek.
8 MAYIS - HAZİRAN
Kısa Kısa Boğaz'a deniz altından yaya yolu İSTANBUL Büyükşehir Belediyesi (İBB) İstanbul Boğazı'nda Üsküdar-Kabataş arasında deniz altından yaya yolu inşa edecek. Kabataş’taki metro da Karaköy ve Unkapanı Köprüsü'ne kadar uzatılacak. Ayrıca daha önce açıklanan Dolmabahçe-Levazım, LevazımBaltalimanı, Baltalimanı-Ayazağa, Ayazağa-Çayırbaşı ve Sarıyer-Zekeriyaköy tünellerinin de yapımı başlanacak. Unkapanı Köprüsü de deniz altına alınacak. Böylece
EUROPORT 2017 Viaport Marina’ da yapılacak
HOLLANDALI partneri AHOY ile birlikte yola çıkan ve birçok ülkeden ülke pavillionu ile katılım sağlanması ile uluslararası bir organizasyon haline gelen ve sektörü kendi evinde ağırlayacak olmanın verdiği güçle yola çıkan Via Fuarcılık 05-08 Nisan 2017’ de farklı bir bakış açısı ve organizasyon ile Gemi İnşa sektörünün fuarına ev sahipliği yapacak. Ulusal ve uluslararası ziyaretçi için de lokasyonun hem Tuzla hem
10 MAYIS - HAZİRAN
de Viaport Marina olması fuarı daha da cazip hale getirecektir. Viaport Marina; sadece bir marina olarak değil, aynı zamanda mevcut sosyal alanları ile bir yaşam merkezi, yeme-içme çeşitliği olarak farklı konsepti, aynı zamanda da Sabiha Gökçen Havalimanı’na 9 km mesafe ile oldukça kısa sürede ulaşımın olması sebebi ile hem katılımcı hem de ziyaretçinin hayatını kolaylaştıracak.
Haliç'in akıntısı normale dönecek ve daha temiz olacak. Tarihi tersane ve Sokullu Camisi de yeniden ele alınacak. Bu projede de yapım ihale aşamasına gelindi. Öte yandan, Karaköy'den Haliç'in sonuna kadar direkler üstünde 2 metresi bisiklet yolu olmak üzere 10 metre genişliğinde bir yürüme yolu yapılacak. Sahil yoluna takılmadan yürüyerek Haliç’in sonuna kadar gidebilecek. Yer yer de kıyıya bağlantılar yapılacak.
UTİKAD ile HASEN Arasında İşbirliği Protokolü ULUSLARARASI Taşımacılık ve Lojistik Hizmet Üretenleri Derneği (UTİKAD) ve Hazar Strateji Enstitüsü (HASEN) arasında Hazar Bölgesi'ndeki lojistik sektörüne yönelik çalışmaların işbirliği içerisinde yürütülmesi için bir protokol imzalandı. UTİKAD Genel Müdürü Cavit Uğur ve HASEN Genel Sekreteri Haldun Yavaş tarafından imzalanan protokol ile Hazar Transit Koridoru Platformu ulaştırma politikaları çalışmalarının etkinliğinin artacağı vurgulandı. İmza töreninin açılış konuşmasını HASEN Yüksek İstişare Kurulu Başkanı E. Büyükelçi Halil Akıncı yaptı. HASEN’in bir düşünce kuruluşu olduğunu belirten E. Büyükelçi Halil Akıncı, “Hazar Strateji Enstitüsü gibi bir düşünce kuruluşunun UTİKAD gibi özel sektörün bir çatı kuruluşu ile işbirliği yapması büyük önem taşımaktadır. İmzalanan protokol ile mevcut işbirliğinin gelişmesi adına önemli bir adım atmış oluyoruz” diye konuştu. Bu yıl UTİKAD’ın 30. kuruluş yılını kutladığını vurgulayan Cavit Uğur, HASEN’in gerçekleştirdiği çalışmalar ve yayınların Hazar Bölgesi’ndeki lojistik faaliyetlerin gelişmesine katkıda bulunduğunu, UTİKAD olarak sektörün sürdürülebilir gelişimini desteklemek adına düşünce üreten enstitülerle işbirliğinin faydalı olduğuna inandığını belirtti.
Kısa Kısa Deniz Kuvvetleri'nin yeni denizaltı gücü 'Pirireis' DENİZ Kuvvetleri'nin yeni denizaltı projesi kapsamında inşa edilecek Pirireis denizaltısı, yavaş yavaş yapılıyor. 1926 yılında kurulan ve o dönemden günümüze birçok yardımcı sınıf gemi, refakat muhribi, hücumbot, yüzer havuz, çıkarma gemisi, sahil güvenlik botu, fırkateyn olmak üzere irili ufaklı yüzlerce gemi inşa eden Gölcük Tersanesi'nde yeni bir 'canavar' doğuyor. 1975 yılından beri denizaltı inşası konusunda tecrübe edinen Gölcük Tersane Komutanlığı, yeni nesil denizaltı projesi kapsamında 'Reis' sınıfı denizaltıları geliştirmek için çalışmalara başladı. Daha önceden Gölcük Tersanesi Komutanlığı, 1990 yılında 'Ay' sınıfı denizaltı projesi kapsamında 'Doğanay' ve 'Dolunay' denizaltılarının inşasını tamamlamıştı. 1999 yılında ise 'Preveze' sınıf denizaltıları inşa edilmişti. Son olarak 2000 yılında başlatılan 'Gür' sınıfı denizaltı projesi, 2008 yılında bitmişti. Şimdi ise sıra 'Reis' sınıfı denizaltı projesine geldi. Proje kapsamında inşa edilecek 'Pirireis', 2020 yılında teslim edilecek. Ardından 2025 yılına kadar her yıl bir denizaltı daha inşa edilerek toplamda 6 denizaltı projesi tamamlanacak.
İzmit Körfezi'ni kirleten gemilere ceza yağıyor
İnsansız gemi iki yıl içinde geliyor AMERİKA Deniz Kuvvetleri, ilk insansız gemi olan “Sea Hunter”in (Deniz Avcısı) testlerine başladı. 40 metre uzunluğundaki silahsız prototip, herhangi bir mürettebatın müdahalesine ya da uzaktan kontrole ihtiyaç duymadan ilerleyebiliyor. Söz konusu aracı üreten DARPA (Defansif İleri Araştırma Projeleri Ajansı), ABD Deniz Kuvvetleri ile beraber Kaliforniya sularında 2 yıl boyunca “Sea Hunter” adlı gemiyi test edecek. Test zamanı boyunca gemide mürettebat bulunup tehlikeli durumlarda kontrolü devralacak. Pentagon, söz konusu gemilerin sadece savaş amaçlı değil, yük taşımak için de kullanılabileceğini belirtti. Yeni gemi, okyanus üzerinde 2 - 3 aylık müdahalesiz yolculuk gerçekleştirebiliyor. İnsan müdahalesi olmadan ilerlemesini radar kullanarak sağlayan Sea Hunter’da AIS olarak adlandırılan uluslararası gemi izleme programından yararlanılıyor. AIS verileri geminin yön tayinini ve diğer deniz araçlarıyla çarpışmadan ilerlemesine yardımcı oluyor. Kendi kendine yol alma özelliğine sahip ilk savaş gemisinin testleri iki yıl devam edecek.
12 MAYIS - HAZİRAN
KOCAELİ Büyükşehir Belediyesi, İzmit Körfezi'nin temizlenmesi, atıklardan arındırılması ve korunması için çalışmalarını sürdürüyor. İzmit Körfezi'nde havadan ve denizden yapılan denetimler sonucunda 10 yılda 423 deniz taşıtına 13 milyon lira ceza kesilirken, ilk yıllarda yılda 90 civarında gemiye ceza kesilirken, denetimlerin etkili olması sayesinde bu yıl körfezi kirleten 4 gemiye ceza kesildi. Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Çevre Koruma ve Kontrol Dairesi Başkanlığı, 2006 yılından bu yana İzmit Körfezi'nde gemilerden ve diğer deniz araçlarından kaynaklanan deniz kirliliğine yönelik tespit ve idari yaptırım kararı verme görevini yürütürken, havadan ve denizden kontrollerde bulunuyor. Yılda ortalama 10 bin geminin giriş yaptığı İzmit Körfezi'nde ilk yıllarda yılda 90 civarında gemiye ceza kesilirken, 2016 yılında bu güne kadar 4 gemiye ceza kesildi. Ayrıca, denetimler sırasında kıyı tesislerinden, endüstriyel tesislerden veya limanlardan kaynaklı bir olumsuzluk tespit edildiğinde gerekli değerlendirmelerin yapılması hususunda Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü'ne bilgi veriliyor.
Kısa Kısa Anaklia Limanı 2020'de hizmete girecek EKOLOJİK değerleri korumada maksimum düzeyde iddialı olan Anaklia Derin Deniz Limanı inşaatının 2017 sonlarında başlayıp 2019 'da tamamlanacağı ve ilk geminin 2020 yılında limana yanaşacağı bildirildi. Anaklia Kalkınma Konsorsiyumunu oluşturan ABD şirketi Conti Group ile Gürcü TBC Holding yöneticileri ve Samegrelo-Zemo Svaneti Valisi yaptıkları açıklamada bölgeye 3400 rezidans inşa edileceğini, limanda 6400 kişilik istihdam sağlanacağını, başlangıç kapasitesi olarak limana 900.000 TEU'luk konteyner ve 100 milyon ton yük taşınacağını, bölgede aynı zamanda serbest bölge kurulacağını, Anaklia Derin Deniz Limanının sadece Gürcistan için değil bölge için de çok önemli bir yatırım olacağını bildirdiler.
Hyundai Heavy Industries’in geliri yüzde 63 düştü
Dünya ticaretinin hakimi Çin ÇİN mallarının dünya ticaretindeki pazar payı yüzde 13,8'e çıktı. 50 yıldır hiçbir ülke bu orana ulaşamamıştı. Birleşmiş Milletler Ticaret ve Kalkınma Konferansı'nın (UNCTAD) açıkladığı yeni istatistiğe göre Çin ihracat mallarının yüzde 12,3 olan küresel pazar payı, 2015 yılında yüzde 13,8'e çıktı. Bundan daha yüksek bir orana en son ABD, 1968 yılında ulaşmıştı. Ekonomi uzmanları Çin'in bu başarıyı yakalayabileceğine ihtimal vermiyordu. Buna gerekçe olarak ülkede dolar bazında işçilik maliyetinin son on yılda beşte bir oranında yükselmesi gösteriliyordu. Çin'in o nedenle pazar payını, işçilik maliyetinin daha düşük olduğu Vietnam karşısında yitireceği tahmin ediliyordu. İhracat şampiyonu Çin bir yandan uluslararası ortama olan bağımlılığını iç talebi artırarak azaltma hedefi güdüyor. Bir yandan da ihracatçı firmalara desteğini artıran hükümet, bu hafta içinde bir düzenleme yaptı. Düzenleme bankaların kredi verme konusunda teşvik edilmesini ve başta makine üreticileri olmak üzere belli firmalara vergi indirimi öngörüyor.
14 MAYIS - HAZİRAN
DÜNYANIN en büyük tersanelerinden biri olan Güney Kore merkezli Hyundai Heavy Industries (HHI) rekabet gücünü arttırmak için yönetim planlarını açıkladı. Gemi inşa devi Hyundai, gemi inşa sanayinde meydana gelen küçülmeden kaynaklı olarak yönetim düzeyinde çalışanlarını gönüllü emekliliğe ayıracağını açıkladı. Hyundai Heavy Industries tarafından yapılan açıklamaya göre; gönüllü emeklilik planı kapsamında üst düzey yönetici kadrosunda çalışanların yüzde 25’inin geçen ay ilişiğinin kesildiği belirtildi. Açıklamaya göre; hızla azalan siparişlerden dolayı yönetim reform planının hayata geçirildiği öğrenildi. Hyundai’nin yönetim rasyonalizasyon planları, şirket bünyesindeki dinlenme tesisi gibi tesislerin de kapatılmasını veya satılmasını öngörüyor. 2016 yılının ilk çeyreğinde şirket siparişlerinin yüzde 42 oranında düşmesi sonucu maliyet düşürücü önlemler alındı. Hyundai Heavy Industries, gelirin yüzde 63 oranında düşmesiyle büyük bir darbe aldı ve 2016 yılının ilk çeyreğinde 234 milyon dolara ulaşan zarara uğradığını açıkladı.
Retrofit options Emergency Response Service Port State Control benchmarking Energy efficiency improvement Ship classification Decision support on Ballast Water Treatment technologies Emission compliance support Vessel hybridization
Specification review
Concept and design support
WHAT YOUR BULKER NEEDS – ANYTIME, ANYWHERE To support you in remaining competitive, DNV GL offers every service for your bulk carrier, where and when you need them. With the most extensive coverage of any classification society, we are accessible worldwide 24/7. Use our new customer portal My DNVGL, or our DATE service (Direct Access to Technical Experts) to get real solutions directly from our technical experts within 24
hours. The accumulated experience of more than 2,500 surveyors and data analytics from more than 13,000 ships in class, combined with continuous investment in research and new services, means you’ll benefit from cutting-edge quality that you can count on – anytime, anywhere. Learn more at dnvgl.com/maritime
Röportaj
Uluslararası arenadaki prestijimiz: Marport
Türkiye’nin ilk Yeşil Limanı Marport. Bu başarı elbette denizcilik sektörü için önemli. Ülkemize kazandırdığı prestij ise kuşkusuz bambaşka bir kulvarda. “Sadece Marport olarak bizim değil, hem sektörün hem de dolayısıyla ülkemizin gelişmesine de katkı sağlayacağımız çalışmalar yapıyoruz, bundan sonra da yapmaya devam edeceğiz” diyen Arkas Holding Liman ve Terminal Hizmetleri Grup Başkan Yardımcısı Özgür Kalelioğlu ile yaptığımız söyleşide Marport’u masaya yatırdık.
Arkas Holding Liman ve Terminal Hizmetleri Grup Başkan Yardımcısı Özgür Kalelioğlu
16 MAYIS - HAZİRAN
www.7deniz.net <
Türkiye’de “Yeşil Liman” sertifikasını ilk alan liman Marport oldu. Öncelikli sorumuzu bu sertifikasyonla ilgili sormak istiyoruz. Söz konusu sertifikasyon için süreci nasıl yürüttünüz ve toplam yatırım maliyetiniz ne kadar oldu? Yeşil liman olma yolundaki ilk adımlar, 2006 yılında SEÇ (Sağlık, Emniyet ve Çevre) departmanının kurulmasıyla atıldı. Bununla birlikte, ISO 9001, ISO 14001 ve OHSAS 18001 Kalite, Çevre ve İş Güvenliği Yönetim Sistemleri, Entegre Yönetim Sistemi olarak 2007 yılında kuruldu. 2014 yılında başlanan çalışmalar doğrultusunda sera gazı emisyonlarının azaltılmasına yönelik faaliyetlerin sistematik olarak yürütülmesini sağlamak amacı ile ISO 14064 Sera Gazı Yönetim Sistemi kuruldu ve “Sera Gazı Emisyon Raporu” yetkili kuruluş tarafından onaylandı. Yeşil Liman sertifikasyonu çalışmaları ise ilk olarak 2011 yılında Ulaştırma, Haberleşme ve Denizcilik Bakanlığı tarafından limanlara gönderilen proje başvuru yazısı sonrası başladı. Bakanlık tarafından projedeki denetim mekanizmasında TSE ile işbirliği yapılması ve
projenin genişletilmesi sonucu Marport, Temmuz 2015’te Türkiye’nin ilk Yeşil Limanı olmaya hak kazandı. Yeşil liman çalışmaları doğrultusunda Marport çok önemli projelere imza attı. Enerji tasarrufu ve sera gazı emisyonlarının azaltılması amacıyla yaklaşık 8 milyon dolar yatırımla liman sahasında çalışan 35 RTG vincin çalışma sistemini dizelden elektrikliye dönüştürdük. Projenin başladığı tarihte 35 olan RTG sayımız bugün 41 adettir. Proje başladığından bu yana yaklaşık 11 milyon 900 bin kg karbondioksit gazının salınımını engelledik ki bu 19 bin ağacın bir yılda tutacağı karbondioksit miktarına eşdeğerdir. Yine bu proje sayesinde, 5 milyon 900 bin litre yakıt tasarrufu sağladık. Onun dışında limanımızda atık yönetimini ulusal/uluslararası standartlara uygun şekilde yürüterek, atıkları türlerine göre (tehlikeli atık ve tehlikesiz atık) ayrıştırıp, lisanslı ve yetkili firmalara bertarafa gönderiyoruz. Atık suların arıtılması konusunda mevzuat hükümlerini yerine getirerek, evsel ve endüstriyel atık su arıtma tesislerimizde arıtılan atık suların alıcı ortama (denize) deşarj edilmesini sağlıyoruz. İş makinelerinin egzoz emisyon, gürültü ve titreşim ölçümleri-
“Yeşil Liman/Eko liman sertifikasının Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı tarafından verilmesinin yanı sıra T.S.E onaylı olması ve tabi ki Marport olarak bu sertifikayı almaya hak kazanan ilk liman olmamız bizim için ayrı bir gurur kaynağı” nin düzenli olarak yapıldığı limanımızda, yeni ekipman alımlarında uluslararası çevre standartlarına uyuyoruz. Buna ilave olarak tüm dünyadaki örnek uygulamaları düzenli olarak takip ederek ülke ve şirket yapımıza uygun olanların entegrasyonu için gerekli çalışmaları yapıyoruz. Bu projenin Marport’a/Arkas’a geri dönüş bağlamındaki kazanımı nedir? Yeşil Liman/Eko Liman sertifikasının Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı tarafından verilmesinin yanı sıra T.S.E onaylı olması ve tabi ki Marport olarak bu sertifikayı almaya hak kazanan ilk liman olmamız bizim için ayrı bir gurur kaynağı. Sadece Marport olarak bizim değil, hem sektörün hem
MAYIS - HAZİRAN 17
Röportaj özen gösterilmesi, su ve toprak kirliğinin önlenmesi için tedbir alınması, sera gazı yönetim planı ve emisyon ölçümlerinin yapılması, çevresel gürültü ölçümlerinin yapılması ve bu konuda önlemler alınması gibi birçok hususun gerçekleşmesi amaçlanıyor. Bu kapsamda ülkemizde hem denizcilik sektörünün gelişmesi, hem sürdürülebilir kalkınma boyutunda, özellikle Avrupa standartlarını göz önüne aldığımızda, Avrupa ülkeleri karşısında prestijimizin artması konusunda önümüzü açacağına inanıyorum. Türkiye’de en fazla yük elleçleyen Marport Limanı ile ilgili önümüzdeki sürece yönelik yatırımlarınız nelerdir? de dolayısıyla ülkemizin gelişmesine de katkı sağlayacağımız çalışmalar yapıyoruz, bundan sonra da yapmaya devam edeceğiz. Ülkemiz adına değerlendirirsek Yeşil Liman uygulamasının Türkiye’ye hem denizcilik, hem ekonomik, hem de prestij açısından ne tür avantajlar sunacağını düşünüyorsunuz? Yeşil Liman/Eko Liman Projesi sonucunda liman tesislerinde; çevre politikası ve hedeflerinin oluşturulması, çevre duyarlılığının arttırılması, liman tesislerinde risk yönetimi oluşturularak oluşabilecek iş kazalarının önlenmesi, enerji verimliliği projelerinin uygulanması, atık yönetim sisteminin iyileştirilmesi, çevreci araçların kullanımına
2001 yılında İstanbul Ambarlı Liman Tesisleri’nde kurulan konteyner limanı Marport ile çağdaş liman yerleşim planı uygulamaları, en gelişmiş teknolojiye sahip ekipman ve terminal işletim sistemi bakımından Türkiye’de bir çok ilke imza attık. Marport kurulduğu günden beri yapılan yatırım toplam 750 milyon dolar. Hem rıhtım hem saha kapasitemizi artırmak ve mevcut servis kalitemizi korumak için yatırımlarımız her zaman devam ediyor. Tevsi projesi kapsamında Ambarlı’da iki farklı terminali satın aldık ve Marport’un kapasitesini artırıyoruz. Saha kapasitesi ile ilgili çalışmalarımız ile birlikte rıhtım ve ekipman yatırımlarının tamamını da 2017’nin sonuna kadar gerçekleştireceğiz. Yıllık 2 milyon TEU’ya ulaşan terminal kapasitemizi, tevsi projesinin tamamlanması ile birlikte 2,3
milyon TEU’ya ulaştırmayı hedefliyoruz. Halihazırda Türkiye’ye gelen en büyük konteyner gemileri olan 399 metre uzunluğundaki 16 bin TEU ve üzeri kapasiteli gemilere hizmet verebiliyoruz. Marport 2015’i kapasite ve elleçleme miktarı olarak nasıl tamamladı? Marport olarak aynı zamanda elleçlenen yük hacmi bakımından Türkiye’nin en büyük özel konteyner limanıyız. Altyapı, ekipman ve teknoloji yatırımlarımız sayesinde ülkemizin dış ticaretinde önemli rol oynuyoruz. 2015 yılında 1.585.450 TEU elleçleyerek konteyner limanları arasında Marmara Bölgesi’nde %31 ve Türkiye genelinde yüzde 19 pazar payı ile birinci sırayı aldık. Yurt dışındaki yatırımlarınız hakkında bilgi verir misiniz? İtalya’daki liman yatırımınız nasıl bir süreç izliyor ve önümüzdeki sürece yönelik planladığınız yatırımlar nelerdir? Liman işletmeciliğinde Türkiye’de Marport ile elde ettiğimiz bilgi birikimi ve tecrübeyi yurt dışında da değerlendirmek amacıyla İtalya’nın La Spezia limanına ortak olduk. Burada 115 milyon Euro yatırımla gerçekleştireceğimiz üst ve alt yapı çalışmaları sonucunda limanın yıllık 130 bin TEU’luk kapasitesi 600 bin TEU kapasiteye yükselecek.
“Marport kurulduğu günden beri yapılan yatırım toplam 750 milyon dolar. Hem rıhtım hem saha kapasitemizi artırmak ve mevcut servis kalitemizi korumak için yatırımlarımız her zaman devam ediyor”
18 MAYIS - HAZİRAN
Makale
2016’dan ne bekliyoruz? Ülkemizdeki limanlardan 2015 yılında elleçlenen yük hareketleri ve 2016 yılı beklentileri Ticaretin küreselleşmesiyle deniz ticaretinin önemi artmış, denizcilik sektörünü en stratejik sektör konumuna getirmiştir. Günümüzde ticaretin %80’i güvenli ve düşük maliyetli olduğu için deniz yoluyla gerçekleşmektedir. Ülkemizde dışa dönük ekonomik politikalar sebebiyle denizcilik sektörünün önemi artmış ve sektör hızlı bir gelişim sürecine girmiştir. Denizcilik sektörünün en önemli altyapısını kıyı tesisleri oluşturmaktadır. Bu çalışmanın amacı, ülkemizde bulunan limanlardan 2015 yılında yapılmış olan elleçleme miktarlarını göz önünde bulundurarak 2016 yılının ilk 4 ayındaki veriler ışığında 2016 yılındaki beklentilere yer vermektir. Kan kaybı devam ediyor
Kürşat Bal Yönetici-Analist
20 MAYIS - HAZİRAN
Dünya ekonomisi kan kaybına devam ediyor. Dünya GSYİH’i 2015 yılında bir önceki yıla göre %3,1
ilerledi. Yıl içinde tahminlerde sürekli iyileştirmeler yapılıyordu ama bu artış oranı, revize edilen tahminlerin de altında kaldı. 2016’da dünyanın %3,4 oranında büyümesi bekleniyor. Diğer yandan 2014 yılında zaten %2,5 gibi düşük bir oranda gerçekleşen dünya ticareti artışı için yapılan 2015 tahminleri, %3,3’lerden %2,8’lere çekilmişti. Türkiye son beş yılda 3.2 büyürken 2016 için % 4’ler telaffuz ediliyor. Başka etkiler de var ama kabaca hal böyle olunca 2015, denizcilik sektörü için pek de iyi bir yıl olmadı, özetle artış devam etti ancak artış oranları küçüldü.(Esmer:2015) Yük artışı düşük seviyelerdeki seyrine devam edecek 2016 yılının ilk dört ayındaki yük elleçleme miktarları göz önünde bulundurulduğunda, ülkemizde ve çevremizde meydana gelen politik ve ekonomik olaylardan dolayı yük hareketlerinde artışın devam edeceği ancak artış oranlarının düşük seviyelerde olacağı beklenmektedir.
www.7deniz.net < Ülkemizde toplam 1.013 kıyı tesisi bulunmakta olup 209 kıyı tesisi liman ve iskele faaliyeti göstermektedir. Aşağıdaki resimlerde TÜRKLİM sektör raporundan alınan ülkemizdeki liman tesislerinin isimleri şekil 1’de gösterilmektedir.
Şekil 1: Türkiye Limanları • Kaynak: TÜRKLİM Sektör Raporu;2015 2015 TÜRKLİM sektörel raporuna göre kargo tiplerine göre elleçleme miktarı bakımından Türkiye’nin en büyük limanları aşağıda verilmiştir. SIVI KİMYASAL YÜK LİMANLARI KONTEYNER YÜK LİMANLARI
GENEL KARGO YÜK LİMANLARI
Yük elleçlemelerindeki ağırlık İzmit ve İstanbul limanlarında Ülkemizde elleçlenen yüklere baktığımız zaman sıvı dökme yük ve katı dökme yük elleçlemesinin listenin başını çektiğini ancak dünyada ve ülkemizde konteyner yüklerinin de önemli bir artış gösterdiği ve gelecekte yük sınıfları içerisinde en
PETROL ÜRÜNLERİ YÜK LİMANLARI
önemli yeri tutması beklendiği gözlemlenmektedir. Ülkemizde elleçleme bulunan en büyük yük elleçlemelerini yük cinslerine göre incelediğimizde limanlarda yapılan yük elleçlemelerinin büyük bölümünün İzmit limanları, İstanbul limanları, Akdeniz limanları, İzmir ve Aliağa limanlarında kümelendiğini görmekteyiz.
MAYIS - HAZİRAN 21
Makale
Düşük artış oranı 2015 yılında limanlarımızda toplam 416.036.695 ton yükün elleçlendiğini görmekteyiz. 2015 ve 2016 yılı ile karşılaştırma
Olası sonuçlar Bu çalışmada ülkemizdeki bulunan limanlardaki elleçlenen yük miktarları ve ülkemizde, çevresinde gerçekleşen siyasi, ekonomik olaylar göz önünde bulundurularak 2016 yılı ile ilgili tahminlemeler yapılmıştır. Finans alanında araştırmalar yapan akademisyenlerin tahminlerine göre gerek jeopolitik risklerin gerekse siyasi tansiyonun içeride yüksek seyretmesi, güven ve yatırım ortamında kalıcı bir toparlanma olamayacağını düşündürüyor. Buna bir de dış finansman koşullarındaki görece sıkılaşma eklenince 2016 yılında büyümenin yavaşlamasını ve yılı %2,7 seviyesinde kapatması beklenmektedir. Enflasyonda süre gelen katılıklar da düşünüldüğünde, 2016’yı yine hedef ve tahminin belirgin üzerinde %7,5’lik bir enflasyon ile bitirmemiz daha olası gözükmektedir. İyi senaryoda büyüme %4 Bu temel senaryo dışında iki alternatif senaryodan daha
22 MAYIS - HAZİRAN
yapabilmemiz için ilk dört aylık veriler alarak karşılaştırma yapılmaya çalışılmıştır. Ocak ve Şubat ayının iyi geçtiği ancak Mart ve Nisan ayındaki elleçleme miktarındaki artış oranının çok düşük olduğu gözlemlenmiştir.
bahsedilebilir. “İyi” senaryo, bu yılı ekonominin %4 ya da daha fazla büyüyebileceği, enflasyonun %7,5’lerin de altına gerileyebileceği ama cari açığın bir şekilde yüksek kalmaya devam edeceği bir tablo sergileyebilir. “Kötü” senaryoda ise ekonominin durgunluğa girmesini (0 ya da negatif büyüme gibi), TL’de baz senaryoya göre daha sert bir zayıflamanın yaşanmasını ve enflasyonun daha da artması beklenmektedir. 2016’ı daha çetin geçecek Yukarıda sayılan ekonomik ve sosyal gelişmeler göz önünde bulundurulduğunda liman elleçleme miktarlarını da etkilediği ve etkilemeye devam edeceği gözükmektedir. Ülkemiz limanlarının bu seneki elleçleme miktarlarının geçen seneye oranla çok küçük bir artış oranıyla devam edeceği 2016 yılı içerisinde de Türk denizcilik sektörünün paydaşlarının (Limanlar, Acenteler, Armatörler, Brokerlar, Sigorta şirketleri, Tersaneler…) hak ettikleri hedefleri gerçekleştiremeyeceği 2015 yılından daha zor bir yıl geçireceği tahmin edilmektedir.
Röportaj
GullsEye
liman verimliliğini artırıyor
SoftTech Genel Müdürü Şerafettin Özer
24 MAYIS - HAZİRAN
www.7deniz.net <
SoftTech, sahip olduğu güçlü teknoloji ve birikimini GullsEye Terminal İşletim Sistemi ile dünya limanlarının hizmetine sunuyor. Liman operasyonlarının minimum insan faktörü ve optimizasyon teknolojisi ile yürütülmesini sağlayan GullsEye, sahip olduğu entegre modüller sayesinde tüm limanı tek noktadan yönetiyor. GullsEye nedir? GullsEye Liman Otomasyon Sistemi günümüz modern limanlarında verilen Konteyner, Ro-Ro, Genel Yük, Sıvı Yük, Kapalı Ambar hizmetlerinin hızlı ve verimli yapılabilmesini sağlayan bir otomasyon sistemidir. Müşteri ilişkileri, planlama, operasyon, ticaret bölümlerinden farklı kullanıcılara hizmet veren üründe; tüm birimler birbirleri ile bütünleşik çalışmakta ve kullanıcı dostu ekranlar sayesinde işlerini daha hızlı gerçekleştirmektedir. GullsEye’ın özellikleri nelerdir? GullsEye’ın amacı, tüm liman işlemlerini tek merkezden yöneterek, maliyeti azaltacak, saha ve ekipman kaynaklarını optimum kullanacak çözümler sunmak ve talepten tahakkuka kadar olan tüm
süreçleri otomatikleştirerek liman verimliliğini arttırmaktır.
dan önce saptamak ve engellemek mümkün olmaktadır.
GullsEye güçlü optimizasyon motoru sayesinde; gemi operasyon hızlarını arttırıp, rıhtım ve ekipmanların daha verimli kullanılabilir hale getirerek, limandaki istifleme ve iş gücü maliyetlerini düşürür ve limanın istifleme kapasitesini arttırır. Optimizasyon, limandaki gemi yükleme ve tahliye, saha istifleme ve konteyner belirleme, CFS serim ve serimden kaldırma gibi operasyonların planlanıp yönetilmesini sağlamaktadır.
3D izleme modülü sayesinde limandaki tüm operasyon sanki canlı ortamdaymış gibi izlenebilir. Tüm birimler üzerindeki işler takip edilebilir. Limana yanaşmış gemilerin operasyonları, sahada bulunan tüm ekipmanlar ve üzerindeki operasyonlar, sahada bulunan konteynerler ve onlara ait iş emirleri ile talepler, limana giren müşteri kamyonları ve onlara ait işler takip edilebilir. 3D modülü planlamacılara efektif plan yapılabilmesi için çok etkin bir karar destek mekanizması olarak görev yapabildiği gibi yöneticilere de tüm limanı kolaylıkla izleyebilmesi için eşsiz bir ara yüz sunmaktadır.
GullsEye ayrıca, manuel planlamalar için kullanılan, zengin görsellerle desteklenmiş, kullanımı kolay ve etkin bir planlama modülü içermektedir. Simülasyon yetenekleri sayesinde yapılan planları test etmek, bu sayede yaşanacak operasyon kesintisi ya da sıkışıklıkları oluşma-
GullsEye sahip olduğu iş akış motoru sayesinde, limandaki tüm iş akışlarını
MAYIS - HAZİRAN 25
Röportaj ya layık görülmüş ve bu kapsamda 2015 yılının Ağustos ayı boyunca Chicago ve San Francisco’da düzenlenen etkinliklere katılmıştır. Ürün uluslararası yatırımcı ve uzmanlardan ilgi görmüş ve heyecan yaratmıştır. Kuzey ve Güney Amerika pazarlarının yanında Afrika pazarında da temaslarımız devam etmektedir. GullsEye dışında diğer ürünleriniz ile ilgili de bilgi verebilir misiniz?
hızlı bir şekilde tasarlama imkanı sunmuştur. Sistem bu akışları kullanarak doğru zamanda doğru kişiye doğru iş emirlerini göndererek operasyonları yönetir. Planlamacılar kullanıcı dostu ara yüzler ile tüm operasyonları izleyebilir, gerektiğinde operasyona müdahale edebilir. GullsEye’ı öne çıkaran bir diğer önemli özellik ise kullandığı güncel teknolojiler sayesinde hızlı ve kolay entegrasyon imkanı sağlamasıdır. Gümrük mevzuatları ile tam uyumludur, yaygın muhasebe ve ERP uygulamalarına entegre olabilir. Özellikle liman müşterileri olan acenteler ve gemi operatörleri ile tam entegre çalışma konusunda öncü pozisyondadır. Optimizasyon modülüne çok vurgu yaptınız, bu konuda herhangi bir somut başarı kaydettiniz mi? GullsEye kullanan müşterilerimizde, gemi operasyon hızları dramatik yükselişler göstermiş, aktarım maliyetleri azal-
26 MAYIS - HAZİRAN
mış, liman müşterileri olan acente, gemi operatörü ve firmaların memnuniyet düzeyi artmıştır. Müşterimizin önemli bir acentede yapmış olduğu gemi operasyon hız rekorunun kırıldığı kısa süre önce basında yer almıştır. Ürünün geliştirilmesi sırasında akademik işbirliği çalışmalarınız oldu mu? GullsEye ürünü özellikle Ar-Ge alanında yapılmış önemli projelerden biridir. Limancılık sektörünün kronik problemlerine çözüm üretmek amacıyla sektörde deneyimli planlamacılar ve konusunda uzman bir akademik ekip ile birlikte iki yıl süren bir çalışma sonucunda optimizasyon ve simülasyon modülleri geliştirilmiştir. GullsEye’ı yurtdışı pazarlara da taşıma planlarınız var mı? GullsEye, İTÜ GATE Uluslararası Girişim Hızlandırma Programı’na katılma-
Sosyal medya platform uygulamamız Sosyal Posta Kutusu ile kurumsal sosyal medya hesaplarınızı tek bir noktadan kontrol edebilir, gelen mesajları anında cevaplayabilir ve böylece raporlamalarınızı hızlandırabilir, iş süreçlerinizi otomatik başlatabilir ve daha verimli hale getirebilirsiniz. Nette Defter, elektronik deftere konu olan verilerin alınıp işlenmesinden, Gelir İdaresi Başkanlığı tarafından onaylanan beratların sisteme aktarılıp arşivlenmesine kadar geçen tüm süreci kontrol edebileceğiniz, platform bağımsız bir e-defter çözümü uygulamamızdır. SoftTech, bunların dışında BidPrice Fiyatlama Uygulaması, Isuba Temel Bankacılık Paketi, GPYU Gayrimenkul Portföy Yönetim Uygulaması, SoftFlow Nakit Akış Yönetimi Uygulaması, Sinerji Elektronik Fiziksel Arşiv ve Yazışma Yönetimi, Inzuo Mobil Katalog Uygulaması gibi ürünleri ile güncel teknolojileri kullanarak her türlü ihtiyaca yönelik çözüm geliştirebilen ve son yapılan Bilişim İlk 500 araştırması sonuçlarına göre Türkiye’nin Yerel Yazılım Üreticileri arasında lider konumda olan bir yazılım şirketidir.
ÖZTÜRK CONTAINER TECHNIC SERVICE Your container technical solution partner GP and REEFER • • • • • • •
General Purpose Container Maintance and Repairs Tarpaulin and Overheight Cargo Reefer Container Maintanace and Repairs Reefer and DRY Container Spare Parts Lashing and Lashing parts Container insurances Survey and inspections
Öztürk Konteyner Teknik Servis ve Gözetim San. ve Tic. Ltd.Şti. Adress: Ferhatpaşa Mah. Akdeniz Cad. G-53 Sok. No:50 Ataşehir - İstanbul / Turkey Mobile: +90 554 994 44 08 Mobile: +90 554 994 4406 Fax: +90 216 661 01 40 www.ozturkrepair.com
Röportaj
Dur durak tanımayan
Port Akdeniz Türkiye’nin gelişme potansiyeli en yüksek limanlarından biri Port Akdeniz. Hem kruvaziyer hem konteyner limanı olan Port Akdeniz, dökme yük ve marina da içeren çok amaçlı bir liman. Her yıl milyonlarca turisti ağırlayan Port Akdeniz, Antalya’da 136 bin metrekarelik alan üzerine kurulu. Aynı zamanda da İzmir-Mersin arasındaki yaklaşık 700 deniz millik kıyı şeridi üzerindeki en büyük organize merkez olma özelliğine de sahip. Artıları ve avantajlarıyla Türkiye’nin gözbebeği olma yolunda hızlı adımlarla ilerleyen Port Akdeniz Limanı Genel Müdürü Özgür Sert’i taşıdık 7Deniz’in satırlarına.
Port Akdeniz Limanı Genel Müdürü Özgür Sert
28 MAYIS - HAZİRAN
www.7deniz.net <
Port Akdeniz’in sahip olduğu konum ve bölgenin dış ticaret hacmini de göz önüne alırsak ülkemiz ve Akdeniz Çanağı açısından önemini anlatır mısınız? Port Akdeniz, Mersin ve İzmir arasındaki yaklaşık 900 km’lik kıyı şeridinde hizmet veren tek ticari limandır. Bölge, özellikle maden rezervleri açısından son derece zengindir. Türkiye’nin en zengin mermer ile krom rezervleri bu bölgede yer almaktadır ve bu madenlerin büyük çoğunluğu ihraç edilmektedir. Dünya ticaretinin yaklaşık yüzde 90’ının denizyolu ile gerçekleştirildiği göz önünde bulundurulduğunda, Port Akdeniz – Antalya Limanı’nın bölgenin dış ticaretine katkısı daha da iyi anlaşılmaktadır. Limanda verdiğiniz hizmetlerden, limanın yıllık yük elleçleme kapasitesinden söz eder misiniz? Liman halihazırda kapasitesinin ne kadarını kullanıyor? Port Akdeniz – Antalya Limanı; konteyner, genel kargo & dökme kargo, proje kargo, yolcu gemileri, askeri gemiler ve tankerler olmak üzere tüm gemilere hizmet verebilen nadir limanlardan biridir. Yıllık 500.000 TEU konteyner ve 5.000.0000 ton genel kargo & dökme kargo elleçleme kapasitesine sahip Port Akdeniz, 2015 yılında 178.515 TEU konteyner elleçlemiş ve toplam konteyner kapasitesinin yüzde 36’sını gerçek-
leştirmiştir. Dökme & genel kargoda ise 1.095.683 ton elleçleme gerçekleştirerek, toplam kapasitenin yüzde 22’sini gerçekleştirmiştir. Sahip olduğunuz belgeler neler ve müşterilerinize sunduğunuz hizmet anlayışınız nasıl? Port Akdeniz – Antalya Limanı, ISPS Uluslararası Liman Güvenlik Planına, TS EN ISO 9001, TS EN ISO 14001, OHSAS 18001 sertifikalarına sahiptir. Sahip olduğu bu sertifikalar, periyodik olarak denetlenmekte ve yenilenmektedir. Ayrıca limanda, Kıyı Tesisi İşletme İzin Belgesi ve Atık Kabul Tesisi Lisans Belgesi da mevcuttur. Global Yatırım Holding çatısı altında
“Port Akdeniz – Antalya Limanı; konteyner, genel kargo & dökme kargo, proje kargo, yolcu gemileri, askeri gemiler ve tankerler olmak üzere tüm gemilere hizmet verebilen nadir limanlardan biri” faaliyetini sürdürmekte olan Port Akdeniz – Antalya Limanı, kurum kültürünün vazgeçilmezi olarak kabul ettiği müşteri odaklı çalışma prensibinden ödün vermeden hizmet vermektedir. Diğer liman işletmelerinden farklı olarak yapmak-
MAYIS - HAZİRAN 29
Röportaj
“Port Akdeniz – Antalya Limanı, ISPS Uluslararası Liman Güvenlik Planına, TS EN ISO 9001, TS EN ISO 14001, OHSAS 18001 sertifikalarına sahip” ta olduğu pazar araştırma ve geliştirme çalışmaları kapsamında, müşterilerinin tamamı ile birebir iletişim halinde olmaya özen göstermekte, müşterilerin tamamını yerinde ziyaret ederek yenilikçi ve efektif çözümler üretmektedir. Denizcilik sektöründe 2008 yılından beri yaşanan krizi ne kadar hissediyorsunuz? Özellikle son zamanlarda dünyada adı konmamış bir ekonomik kriz yaşanıyor. Bu sizin işlerinizi nasıl etkiliyor ve durumu telafi edebilmek için hem kendiniz hem de müşterileriniz için aldığınız önlemler nelerdir? 2008 yılından bu yana dünya deniz ticaretinde tarihin en büyük durgunluklarından birinin yaşandığı ve halen de yaşanmaya devam ettiği, rakamların da teyit ettiği bir gerçektir. Dünyadaki navlun fiyatlarının en önemli göstergesi olan Baltic Dry Index (BDI), tarihte ilk defa 290 dolar seviyesine kadar inmiş durumdadır. Bunun en büyük nedeni, küresel ekonomilerde yaşanan krizin etkilerinin halen devam etmesi ve ticaretin bir türlü beklenen ivmeyi yakalayamamasıdır. Türkiye ve Antalya olarak, bu durumdan etkilenmemek mümkün değildir. Antalya özelinde diğer büyük handikaplardan biri ise, bölge hinterlandında yer alan ve geçmiş yıllarda dış ticaret hacmimizin
30 MAYIS - HAZİRAN
en yoğun olduğu ülkelerdeki iç savaş ve belirsizliğin devam ediyor olmasıdır. Liman işletmesi olarak, ileriye umutla bakarak, yaşanmakta olan bu durgunluk sürecinde altyapı yatırımlarımıza ağırlık vererek, kendimizi gelecek için hazır hale getirdik. Uluslararası alanda önemli başarılara imza atan Global Liman İşletmeleri’ne 2010 yılında katılan Port Akdeniz’in 2028 yılına kadar işletme haklarını elinizde bulunduruyorsunuz. Teslim almanızdan bu yana ne gibi yenilikler yaptınız ve 2028 yılına kadar hedefleriniz nelerdir? Özelleştirmeden bu yana 100 ve 150 tonluk Gottwald vinçler başta olmak üzere 3 tondan 35 tona kadar birçok forklift, stacker ve spreader alınmıştır. 2 adet konveyör bant sistemi, yeni römorkör, dökme yükler için Türkiye’deki en büyük kapma ekipmanı, otomatik bırakmalı slingbag/bigbag ataşmanı, bundle mermer aparatları, 1.400 m² kapalı depo, sundurma alanları, tam donanımlı modern idari, operasyon ve kılavuzluk binası, personel için sosyal tesis, cruise terminalinin yeniden inşası, liman sahası dışında depolama yapılabilen kara terminali, proje kargolara özel betonlu yeni bir saha, tüm liman sahasının betonlanması, liman otomasyon programı, reefer konteyner istasyonları, Gottwald vinçlerin elektrik dönüşümü yüksek maliyetli
yatırımlarımızdan bazılarıdır. Hedeflerimiz ve ihtiyaçlar doğrultusunda yatırımlarımız hız kesmeden devam edecektir. Aynı zamanda kruvaziyer gemilerine de ev sahipliği yapan limanınızda, yılda kaç kruvaziyer gemisi ağırlıyorsunuz? Sunduğunuz hizmetlerden ve kapasitenizden söz eder misiniz? 2015 yılında 55 adet cruise gemisi uğrak yapmıştır. Geçmiş yıllarda gemi sayısı nispeten daha fazla olsa da, daha büyük kapasiteye sahip turnaround (indi-bindi) gemilerindeki artış, yolcu sayısında da artış sağlamıştır. Özelleştirme sonrası yapmış olduğu yeni yatırımlardan biri olan ve eskisi yıkılarak yeniden inşa edilen modern yolcu terminali ile turnaround gemilerinin daha fazla uğrak yapması sağlanmıştır. Bölgeye daha fazla cruise gemisi çekmek ve bölge turizmine katkı sağlamak adına başta Miami Sea Trade – Uluslararası Cruise Fuarı olmak üzere, birçok uluslararası fuar ve organizasyona katılarak bölgemiz ve limanımız tanıtılmaktadır. Çok daha fazla cruise gemisine hizmet verebilecek rıhtım ve terminal kapasitesine sahip olunmasına ve kapasitemizin sadece yüzde 20’lik kısmını kullanıyor olmamıza rağmen, konjonktürel gelişmeler, sıcak gelişmeler ve güvenlik tehdidi gibi kaygılar nedeni ile yaşanan iptaller cruise sektörünü olumsuz etkilemektedir.
SAR BOAT
DOUBLE ENDED PASSENGER FERRY
CARBON CATAMARAN PASSENGER FERRY
ÖZATA TERSANESİ Hersek Mah. Hersek Sok. No:65 Altınova 77700 Yalova/TÜRKİYE P: +90 226 461 24 96 (3 lines) F: +90 226 461 24 99 www.ozatashipyard.com / info@ozatashipyard.com
Haber
65
Hükümet’in denizcilik politikası
G
emi inşa mühendisliği kökenli ve aynı zamanda Türkiye’de en uzun süre ulaştırma bakanlığı yapmış bir isim olan Binali Yıldırım’ın özellikle denizcilik sektörü tarafından içinden geldiği sektöre nasıl bir yaklaşım sergileyeceği heyecan ve merakla bekleniyor.
Açıklanan Hükümet Programı ile Binali Yıldırım başbakanlığında kurulan Türkiye Cumhuriyeti’nin 65. Hükümetinin denizcilik ve ulaştırma politikaları kaldığı yerden devam ediyor. Yeni dönemde ulaştırma alanında; bölgeleri ve illeri birbirleri ile bütünleştirmeye, hem yolcu hem de yük açısından güçlü bir lojistik ve ulaştırma altyapısı oluşturma çalışmaları devam edecek. Programda denizciliğe de önemli bir yer ayrılmış durumda. Denizcilik sektöründe Türkiye’yi küresel deniz taşımacılığı ile entegre transit bir liman ülkesine dönüştürmek, Türk deniz ticaret filosunu yenileyerek 10 milyar tona ulaşan dünya deniz ticaret hacminden daha fazla pay almak, gemi ve yat inşa sanayimizi yenilikçi teknolojilerle donatarak daha rekabetçi bir hale getirmek hedefleniyor. Türkiye’nin dış ticaretinde Türk sahipli filoyu kullanarak navlun açığını azaltmak için gemi işletmeciliğini destekleyen yeni modeller oluşturulacağı açıklanan programda, denizcilik eğitimini iyileştirerek Türk ve dünya filolarında Türk gemi adamlarının istihdamını arttıracak, deniz turizminde ihtiyaç duyulan tekne bağlama kapasitesini yükseltmek diğer hedefler arasında. Ülkemizin bölgesinde transit liman üssü olmasını teminen kıyılarımızda büyük ölçekli limanların tesis edilmesinin sağlanacağı belirtilen programda, 3 büyük denizde 3 büyük liman inşa edilecek. Marmara Denizi’nde Kuzey-Güney aksında en az 2 RO-RO terminali inşa edilerek körfez ve boğaz köprüleri üzerindeki trafik yükü azaltılacak, İstanbul, kurvaziyer gemilerin ana yolcu değişim limanı haline dönüştü-
32 MAYIS - HAZİRAN
Başbakan Binali Yıldırım
www.7deniz.net <
recek, kurvaziyer gemilerin diğer limanlarımıza uğrak çeşitliliğini teşvik edecek önlemler alınacak. Ayrıca, üretim alanlarının, ticari çıkış noktalarına demiryolu bağlantısını güçlendirecek, lojistikte kritik bir kurum olan TCDD’nin yapılandırılması da tamamlayacak. Bunun yanında, kent içi ulaşımı, ulusal lojistik planlarıyla uyumlaştıracak. Programda; genel sanayi politikalarının stratejik bir unsuru olan savunma sanayi, ulusal güvenliğimiz açısından sahip olduğu önemin yanı sıra katma değeri yüksek bir ekonomi inşa etme amacımızla da yakından ilgilidir. Ülkemizin milli ve yerli bir sanayi geliştirmesinde savunma sanayinin ayrıcalıklı bir konumu bulunmaktadır. Son 14 yılında büyük bir atılım gerçekleştirdiğimiz savunma sanayiinde, 65’inci Hükûmetimiz döneminde de yerli Ar-Ge ve üretimi desteklemeye devam edeceğiz. Bir taraftan savunma sanayinde ülkemizin yeterliliğini artırırken, diğer taraftan savunma sanayini diğer sanayi alanları ile entegre edeceğiz. Denizlerde MİLGEM’in yanı sıra, yeni tip karakol botu, hızlı müdahale botu, amfibi gemi, arama kurtarma gemisi, süratli amfibi gemi, Perry sınıfı fırkateyn modernizasyonu projelerini hayata geçirmekteyiz. Milli tanksavar, milli füze, milli torpido, milli tankımız ALTAY, yeni tip denizaltı, çıkarma gemisi, hastane gemisi, uçak ve helikopter projelerimiz sürmektedir. Savunma sanayindeki bu projelerimizin gerçekleşmesiyle sadece milli ihtiyaçlarımızı temin etmekle kalmayacak, savunma sanayii ihracatında da küresel düzeyde önemli bir aktör haline geleceğiz.
Ticareti kolaylaştırıcı ve güven ortamını tesis etmeye yönelik uygulamaların devam ettireceği belirtilen programda; piyasa gözetim ve denetimi ile piyasanın düzenlemesine yönelik çalışmaları sürdüreceğiz.
denizcilik sektörlerinde ülkemizi dünyanın en önemli transit merkezlerinden birine dönüştüreceğiz. Demiryollarında yüksek hızlı ve hızlı tren hatlarımızı önemli ölçüde tamamlayacağız.
Ticaret hizmetlerinde markalaşma ve kurumsallaşma kapasitesinin geliştirilmesi yoluyla işletmelerin özellikle yeni gelişen çevre ülke pazarlarına daha fazla açılmasını sağlayacağız. Girişimcilerin yurtdışı pazarlara açılması amacıyla elektronik ticaret hizmetlerinin geliştirilmesini sağlayacağız. Elektronik ticaretin geliştirilmesi amacıyla mevzuat çalışmalarını tamamlayacağız. Gümrük işlemlerinde ‘Tek Pencere Sistemi’ ile dış ticaret işlemlerinin tek bir noktadan tamamlanmasını sağlayacağız.
Önemli ulaşım koridorlarını otoyol ağı ile birbirine bağlayacak, başta Marmara Bölgesi olmak üzere YİD modeliyle yeni otoyollar inşa edeceğiz. Bu ağın önemli parçaları olan İstanbul-Bursa-İzmir (Körfez Geçiş Köprüsü dâhil) ve Kuzey Marmara Otoyolu’nu tamamlayarak hizmete açacağız. Bu kuşağın önemli bir bölümü olan ve üzerinde demiryolu da bulunan Çanakkale Boğaz Köprüsü’nün yer aldığı güzergâhın da yapımına başlayacağız. Böylece Otoyollar ve köprülerle çevrilmiş Marmara Ringi’ni oluşturacağız.
‘Tek Durakta Kontrol’ ve komşularımızla ‘Ortak Gümrük Kapısı’ projeleri sayesinde sınır geçişlerini hızlandırmak suretiyle rekabetçiliği artıracağız. KOBİ’lerimizin rekabet güçlerini artırarak ekonomik büyümeye daha fazla katkı vermesi temel amaçlarımızdan biridir. 65’inci Hükûmet olarak, hızlı büyüyen veya büyüme potansiyeline sahip girişimler ile yenilikçi KOBİ’leri desteklemeyi, istikrarlı ekonomik büyümenin ve sosyal gelişmenin önemli bir gereği olarak görmekteyiz. Yeni dönemde ulaştırma alanında; bölgelerimizi ve illerimizi birbirleri ile bütünleştirmeye, hem yolcu hem de yük açısından güçlü bir lojistik ve ulaştırma altyapısı oluşturmaya devam edeceğiz. Karayolunda ülkemizin kuzeyini güneyine, doğusunu batısına bağlayan ana akslarımızı büyük ölçüde tamamlayacak ve otoyol ağımızı geliştireceğiz. Havacılık ve
Yavuz Sultan Selim Köprüsü ve AVRASYA tünelini tamamlayacağız. Ankara-Niğde Otoyolu ile Ankara-Kırıkkale-Delice, Mersin-Silifke (Taşucu), Çiğli-Aliağa-Çandarlı ve Antalya-Alanya Otoyollarının yapımına başlayacağız. Aydın-Denizli-Burdur, Afyonkarahisar-Burdur-Antalya, Ankara-Sivrihisar, Sivrihisar-Bursa, Sivrihisar-İzmir, Şanlıurfa-Diyarbakır-Habur, Delice-Samsun, Kınalı-Tekirdağ-Çanakkale-Balıkesir, Gerede-Merzifon, Yalova-İzmit ve Merzifon-Gürbulak Otoyolu Projeleri’nin 2023 yılına kadar gerçekleştirilmesini hedefliyoruz. Ağır taşıt trafiği yüksek olan yollarda BSK yapımına devam edeceğiz. Doğu Anadolu’yu Karadeniz Bölgesine bağlayan Ovit, Cankurtaran ve Salmankaş Tünelleri, Orta Anadolu’yu Karadeniz’e bağlayan İlgaz Tüneli, Cizre ile Şırnak’ı birbirine bağlayan Cudi Tüneli, Akdeniz sahilini geçilebilir
MAYIS - HAZİRAN 33
Haber cak. Kadınlara yönelik mevzuat, ilgili tarafların görüşleri alınarak gözden geçirilecek. Gıda artışına fren Fiyat istikrarını bozan mikro-sektörel sorunların üzerine kararlılıkla gidilecek. Gıda enflasyonuyla etkin mücadele etmek üzere kurulan Gıda Komitesi yeniden yapılandırılacak.
kılan Mersin-Antalya arasındaki 27 tünel başta olmak üzere çok sayıda tüneli tamamlayacağız. Mega ulaşım projelerini hayata geçireceğiz. İstanbul Boğazı’nın altından iki defa tünel yapmak yerine dünyada bir ilk olmak üzere tek geçişte tek tünel halindeki karayolu ve metro geçişlerini kapsayan 3 katlı Büyük İstanbul Tüneli’ni tasarladık. Günde 6,5 milyon vatandaşımızın kullanacağı toplam 9 farklı raylı sistemi birbirine bağlayacak, Boğaziçi ve Fatih Sultan Mehmet Köprülerinin trafiğine nefes aldıracak projenin YİD modeli ile yapımına başlayacağız. Yüzyılın en büyük projelerinden biri olacak olan Kanal İstanbul Projesi’nin çalışmalarına devam ediyoruz. Ankara ve İstanbul arasını 1,5 saate indirecek yüksek hızlı tren projesini, YİD modeliyle, etaplar halinde gerçekleştirmek üzere proje çalışmalarını başlattık. 65. Hükümet’in ekonomi programı Başbakan Binali Yıldırım’ın açıkladığı 65. Hükümet Programı’nın ekonomi ayağına ‘yatırım, istihdam odaklı sürdürülebilir büyüme, gelir dağılımı iyileştiren sosyal politikalar’ damgasını vurdu. Program’da, ev alana kredi desteği, emeklilerin ev sahibi yapılması, kıdem düzenlemesi, nükleer ve 5G yatırımları, altyapı yatırımları gibi önemli başlıklar yer alıyor: Büyüme stratejisi, makroekonomik istikrarın güçlendirilmesi, beşeri sermayenin geliştirilmesi ve işgücü piyasasının etkinleştirilmesi, teknoloji yenilik geliştirme kapasitesinin artırılması, fiziki altyapının güçlendirilmesi, kurumsal kalitenin iyileştirilmesi şeklinde 5 eksene oturuyor. Emekli ev sahibi olacak Emeklilerin uygun koşullarda ev sahibi olması sağlanacak. Toplum yararına programlarda ailesinde çalışanı olmayana öncelik verilecek. Bu programa mesleki eğitim boyutu katılacak.
34 MAYIS - HAZİRAN
Ev alana kredi desteği Konut kredilerinde vergi istisnası ve muafiyetleri, sosyal ve ekonomik amaçlar dikkate alınarak gözden geçirilecek. Lüks ve ithalat yoğunluğu yüksek tüketim mallarının alımını caydırıcı vergilendirme yapılacak. Kıdemde kararlılık Kıdem tazminatı konusunda sosyal taraflarla görüşülerek, çalışanın hak ve hukuku gözetilerek çözüme kavuşturulacak. Primde kolaylık Özellikle kısmi süreli çalışanların, Genel Sağlık Sigortası ile ilgili ek ödeme sorunları çözülecek. İş hayatına atılan kadına destek Kadın istihdamına yönelik teşviklerinin sürdürülebilirliği sağlanacak ve uygulamaya konulacak Kadın Girişimciliği Programı ile kadınların iş hayatına atılmaları kolaylaştırılacak. Programla kadın istihdamının arttırılması ve ilk kez iş hayatına adım atacak kadınlar için pozitif ayrımcılık ilkesini gözeten kolaylaştırıcı tedbirlerin uygulanması öngörülüyor. Ayrıca kız çocuklarının eğitime devam etmelerinin sağlanması için ilave teşvik mekanizmaları uygulamaya konula-
Tasarrufların artırılması için hane halkı ve firmalara teşvikler verilecek. Yurtiçi tasarrufların üretken yatırımlara yönlendirilmesi sağlanacak. Tamamlayıcı emeklilik tasarrufları desteklenecek. Özel sağlık sistemlerinin gelişmesi teşvik edilecek. Dev projelere devam KOBİ’lerin borsaya açılma faaliyetleri desteklenecek. Kredi Garanti Fonu’nun kefalet sağladığı işletme sayısı artırılacak, Girişim Sermayesi Fonları yaygınlaştırılacak. Kalkınmaya ivme katacak yüksek katma değerli alanlara odaklanılacak. İmalat sanayiinde yenilikçi, ileri teknolojili sektörlere dayalı dönüşüm gerçekleştirilecek. Mevcut demografik yapı da dikkate alınarak istihdam imkanlarını artırıcı emek yoğun geleneksel sektörler geliştirilecek. 4.5G mobil elektronik haberleşme hizmetleri yaygınlaştırılacak. 5G mobil elektronik haberleşme altyapısına ilişkin Ar-Ge çalışmaları desteklenecek. Nükleer enerjide iki santrale ek olarak görüşmeleri yürütülen 3’üncü santralin yapımına bu dönemde başlanacak. Büyük ölçekli yatırımlar, stratejik sektörler teşvik edilecek. Enerji sektöründe girdi mahiyetindeki yüksek katma değer sağlayacak hedef ürünler listesi çıkarılacak. Bunların üretimine yönelik yatırımlar desteklenecek. Elektrikli araçlar için prototip batarya üretilecek.
www.7deniz.net <
Türk Loydu
Türk Loydu Endüstri
@TL_Industry
@Turk_Loydu
MAYIS - HAZİRAN 35
Röportaj
SolonPort
global yazılım markası olma yolunda ilerliyor
Solon Bilgisayar Yazılım Hizmetleri A.Ş. Genel Koordinatörü Yelda Okşak
Türkiye’de limanlar için otomasyonlar geliştiren ilk yazılım firması olan Solon Bilgisayar Yazılım Hizmetleri A.Ş., aynı zamanda içerik ve modül özellikleri itibariyle en kapsamlı yazılıma sahip firma konumunda. Limanlarda kullanılan ‘Solonport Liman Otomasyon Sistemi’ ile tüm yük grupları elleçlenebiliyor. Son zamanlarda gerek yurt içi gerekse yurtdışında yaptığı liman otomasyon uygulamalarıyla adından söz ettiren Solon Bilgisayar Yazılım Hizmetleri A.Ş. Genel Koordinatörü Yelda Okşak, limanlara yönelik sundukları otomasyonlar ve bu otomasyonların avantajları hakkında bilgiler verdi.
H
em Türkiye’de hem de dünyada limanlarda kullanılan liman otomasyon sistemleri olduğunu söyleyen Solon Bilgisayar Yazılım Hizmetleri A.Ş. Genel Koordinatörü Yelda Okşak, bu sistemlerini her açıdan geliştirmeyi ve desteklemeyi sağlayacak şekilde çalıştıklarını kaydetti. Yelda Okşak, “Çalışma prensibimizin temelinde dinamik olan bu
36 MAYIS - HAZİRAN
sektörün ihtiyaçlarını karşılayabilmek için kendi içinde geliştirmeler yapıyoruz. Aynı zamanda limanlara özel olarak da onların istekleri doğrultusunda geliştirmeler yapabiliyoruz. Yani fazla detay vermeden şöyle anlatacak olursam; çeşitli veriler sağlayan modüller ve geliştirmeleri de firmanın özel talepleri doğrultusunda yapabiliyoruz. Örneğin, bazı liman müşterilerimizin, çalıştı-
ğı büyük firmalar olabiliyor ve onların da veri anlamında ihtiyaçları olabiliyor. İşte biz bu talepleri rahatlıkla yerine getirip, hem kendi müşterimiz için memnuniyet yaratmış oluyoruz hem de müşterimizin müşterisini memnun etmesini sağlamış oluyoruz. İki kat güzel bir sonuç oluyor” şeklinde konuştu. Günümüzdeki artık yaşam biçimi ve
www.7deniz.net <
hızın ayrı düşünülemediğini vurgulayan Okşak, “İş dünyasında da hız ve kazanç bir biriyle orantılı. Bu yüzden bilişim sektörü bu anlamda daha da önem kazanıyor. Bizim yaklaşımımız, birbirleriyle veri alışverişi yapan, sistemler geliştirmektir. Çünkü artık ticarette tek başına değilsiniz. Limanlarda, acenteleriniz, gümrük müşterileriniz ve tedarikçileriniz gibi birçok paydaşlarınız var. Hızlı kararlar almanız için onlardan verilere, onların sizden bazı verilere ulaşmasını güvenli bir şekilde sağlamalısınız. İşte biz yukarıda da örneğini verdiğim gibi, bu tip projeler için hazırız. Hatta ekibimiz bu konuda hem müşterilerimizden, hem de çalıştığımız firmalardan, defalarca kez teşekkür almıştır” ifadelerini kullandı. “SOLAS’a hazırız” 1 Temmuz itibari ile bütün dünyada Uluslararası Denizcilik Örgütü’nün (IMO), Denizde Can Güvenliği Uluslararası Sözleşmesi (SOLAS) takvimi içerisinde aynı zamanda yürürlüğe girecek olan ihracat konteynerlerinin tartımına göre çalışmalar ve geliştirmeler yapıyoruz diyen Okşak, “Şu anda bu projeyi tamamlayıp test aşamasına getirdik ve 1 Temmuz itibari ile müşterilerimiz bütün dünya ile aynı anda bu sisteme hazır hale gelmiş olacak. Bu konuda müşterilerimize gereken bilgilendirmeleri de zaten yapmış bulunuyoruz. Bütün dünya da artık ihracat konteynerleri tartılarak işlem yapılacak. Bunun için bir takım özel dokümanlar hazırlanması ge-
rekiyor. Çünkü daha önce böyle bir uygulama yoktu ama bunlar SOLAS Anlaşması kapsamında ele alınıp bütün dünyada zorunluluk haline geldi. Bu uygulama ile ilgili her türlü teknik çalışmamız tamamlandı. Şu anda test çalışmaları da tamamlanıp, canlı sisteme geçmek için çalışmalara da başlandı. Teknik detay ve yönetimsel düzeyde de bilgilendirmeler yapıldı. Tüm müşterilerimiz, özellikle böyle bir konuda hassasiyetimizi bildikleri için ve paylaşımı yapılan teknik adımlarımızı da gördükten sonra gayet rahat ve memnunlar. Sürecin ilerlemesini bekliyorlar. Biz de Solon ekibi olarak Herkese kolaylıklar ve daha güvenli işler güçler diliyoruz” dedi. Dünyada liman otomasyonu konusunda büyük bir eksikliğin olduğunu bildiklerini vurgulayan Okşak, “İşin özünde limanlar gerçek anlamda büyük bütçeler isteyen bir yatırım şekli. Sonuç olarak hem liman alanının büyüklüğü ve tahsis edilmesi hem de alt yapı olanaklarının oluşturulması ve düzenlemesi oldukça maliyetli bir konu. Bürokratik süreçler de yeteri kadar zorlu olduğu için liman sektörüne girmek demek büyük bir disiplin ve yatırım anlamına geliyor. Bunun iyi bir şekilde çalışabilmesini sağlayabilmek için de teknolojik alt yapıyı ve insan kaynaklarını iyi bir şekilde oluşturmak zorundasınız. Türkiye’de ve dünyada teknolojik yatırımlara bütçe ayrılıyor ama bunun ne kadarı doğru kullanılıyor bakmak lazım. Örneğin; bir limanın yazılımına yönelik yatırımlarınızın iyi çalışabilmesi için bü-
tün bir liman alanını network sistemi ile donatmanız lazım. Bu çok büyük bir maliyet oluşturduğu için birçok firma hala Excel veya kağıt üzerinde işlem yapıyor durumda. Ama bizim çalıştığımız firmalar teknoloji konusunda ve yenilikler anlamında bizi zorluyor. İstek ve talepleri o doğrultuda oluyor. Tabi bizde bu taleplere cevap verdiğimiz için memnun oluyor ve bizi destekliyorlar. Bu konuda çalıştığımız limanlardan memnunuz. İşlerini daha rahat yapıyor olmaları yönetim kadrolarının işleri daha rahat takip edebilmeleri önemli kriterlerdir. Türkiye’de bu standartlara uygun çok fazla liman yok. 3 tarafımız denizlerle çevrili ama tam anlamı ile kullanamıyoruz. Dünyada da bizim gözlem yaptığımız ülkeler için de çok da gelişmiş
MAYIS - HAZİRAN 37
Röportaj
bir sektör değil. Liman yatırımının biraz zor ve çok maliyetli olması bu tür gelişmelerin olmasını zorluyor. Ama dünyada çok büyük bir açık var bu konuda” ifadesinde bulundu. Limanlarla çalışma şekilleri hakkında da bilgiler veren Okşak, “Biz bakım anlaşması mantığı ile çalışıyoruz. Yani 7/24 çalışma sistemimiz var. Sonuçta limanlar da 7/24 çalışıyorlar ve genelde biz de bu şekilde çalışıyoruz. Ekip yapısı konusunda da çok güçlüyüz. Liman sektöründe liman için proje yapan ekibimizin deneyimi ortalama 9 yıldan fazla. Bu da aslında bu işi ne kadar ciddi yaptığımızı gösteriyor. Bizim ekibimiz sürekli sahada. Alana hakim ve deneyimli olduğu için piyasada bizi tanıyan ve bizimle çalışan firmalar güven anlamında sorun yaşamıyorlar” dedi. Farklı bir ülkede ve farklı bir dille hizmet vermelerine rağmen daha iyi ve çabuk iş teslimi yapabildiklerini ifade eden Okşak, “Bu durum işveren firmaların bile şaşırmasına neden oluyor. Bunun bizim iyi ve deneyimli kadrolar ile çalışmamızdan kaynaklı olduğunu biliyoruz. Yurtdışına gidip gelmek ve zamanın kısıtlı olduğunu düşünürsek bir an önce bitirip sonuca gidiyoruz. Zaten karşılıklı planlamaya göre çalıştığımız firmalar yeterli kaynak ayırdıkları için daha rahat ve çabuk bir şekilde uygulamamızı yapabiliyoruz. Şanslıydık, deneyimliydik ve çalıştığımız limanın ekibi de iyi olması çalışmanın iyi olmasını sağladı. Bu sayede ilişkiler biraz daha yakın oldu ve memnuniyetlerini
38 MAYIS - HAZİRAN
başkalarına yansıtarak tanınacak duruma geldik. Bakış açımızı iyi ortaya koymaya çalışıyoruz. Ekibimizde iyi İngilizce bilen çalışanlarımız var. Net olarak projemizi iyi anlatabildiğimiz için talep eden firmalar ihtiyaçlarının olduğunu görüp bizimle iş yapabiliyorlar” şeklinde konuştu. Okşak, “Biz projeyi kağıt üzerinden tanıtmıyoruz. Elimizde var olan güçlü veri ambarımızla insanlara sunum yaparak anlatıyoruz. Yazılımda ben şuna inanmıyorum; kağıt üstünde her şey iyi görünebilir ama ben bu işin içinden gelen ve nerdeyse 25 yıldır bu sektörde olan biri olarak şunu söylüyorum, kağıtlar beni kandıramaz. Bir yazılım satın almak istediğim zaman ne olursa olsun gerçek uygulamayı görmek isterim. Bu yüzden biz de müşterilerimize kağıtla görsel materyallerle değil de, birebir görüşmelerimizde interaktif bir şekilde kendi oluşturduğumuz senaryolara göre örnek datalar üzerinde canlı bağlantılarla, yani kendi sunucularımıza bağlanarak sunum yapıyoruz. Böylece görüşmecinin aklında hiçbir soru işareti kalmamasını sağlıyoruz” ifadesini kullandı. Solonport Veri Toplama Veri İşleme ve Yorumlama Projesi İstanbul Üniversitesi kampusunda yer alan Teknokent’teki proje ofislerinden de bahseden Okşak, “Enteresan ve farklı bir proje üzerinde çalışıyoruz. Biz bunu Teknokent yönetimine de sunduk, yani süreç başladı. Projenin içeriğinde liman süreçleri var. İstatiksel analiz, metodolojiler
ve limanların kullandığı materyaller var. Bu projenin adı Solonport Veri Toplama Veri İşleme ve Yorumlama Projesi. Bu projenin amacı limanlarda farklı işlerde kullanılan yazılım sistemlerini bir bütün haline getirerek daha hızlı ve taze bilginin yöneticilere ulaşmasını sağlamak ve iş verimliliğini artırmak olduğunu söyleyebilirim. Limanlar bünyelerinde gerek finansal işleri, gerekse teknik bakım işlerini yaptıkları yazılımlarını raporlayan insanlar bulundurmak zorundalar. Bu da verinin taze bir şekilde değil de eskimiş olarak yöneticilerin eline geçmesine neden oluyordu. Bizim projemiz sayesinde bu olumsuzluk ortadan kalkacak ve çalışan insanları daha verimli işlerde kullanma olanağı elde etmiş olacaklar. Başka bir örnek daha verecek olursam mesela; sıvı yük limanısınız ve tankerlerinizde gereğinden fazla ısınma oluştu. Bu sistem anlık uyarı sistemi ile sizi uyaracak mesajı gönderip hızlı bir şekilde çözüm bulmanızı sağlayacaktır. Bu projemiz web uyumlu olacağı içinde yöneticiler veya firma yetkilileri tek tuş ile işlerini kontrol edebilecek ve en üst düzeyde verim elde etmiş olacaklar. Örneğin liman Türkiye’de olabilir ama yetkilisi Londra’da yaşıyor. Oradan zaman kaybetmeden elinde ki bilgisayar ya da telefonundan işlerin nasıl yürüdüğünü görebilecek ve anında müdahale edilmesini sağlayacak şekilde planlama yapıyoruz. Aynı zamanda projemiz kağıt tasarrufu sağlayan bir proje olduğu içinde çevreci olduğunu da söyleyebiliriz. Müşterilerimiz ile de fikir alışverişinde bulunduk ve onlarda hevesle bekliyorlar” dedi. Bu proje ile istatiksel bilgilerin ön plana çıktığını düşündüğünü söyleyen Okşak, “Artık işe yönetimsel yaklaşımlarla bakıyoruz. Bu üzerine çalıştığımız bir projenin yeni yazılım teknolojileri ile oluşması planlanıyor. Teknokent yönetimi de prensipte projeyi yapısal olarak çok beğendiler. Çok kısa zamanda netleşmesini bekliyoruz. Gümrüklerle ilgili bizim liman otomasyonu ile bir entegrasyonumuz vardı. Yani gümrük taleplerini artırdıkça artırdı. Bugünlerde onlarla daha sıkı çalışma içerisindeyiz ve onlara daha fazla destek veren veriler gönderiyoruz bu da önemli bir gelişme aslında. Muhtemelen bu çalışmalar bir iki limanda pilot olarak başlamıştı. Hatta sonlandırıldı ama en kısa zamanda gümrüğün diğer limanlarda da ihtiyacı olacağını düşünüyoruz” şeklinde konuştu.
Röportaj
Rodaport
rekabetçi fiyatlarıyla hizmet veriyor
Roda Limanı’nın Gemlik Körfezi’nde konumlanmış, stratejik açıdan Orta ve İç Anadolu, Kuzey Ege ve Güney Marmara Bölgesi’ne rekabetçi maliyetlerle hizmet verebilen bir liman olduğunu kaydeden Roda Limanı Genel Müdürü Ali Açıl, “Limanımıza henüz yakın bir demiryolu bağlantısı sağlanmamış olması sebebiyle, çoklu taşımada demiryolunun avantajlarını tam olarak kullanamıyoruz. Fakat bununla birlikte bölgemizde taşıma maliyetlerini düşürecek olan birçok yatırım da devam etmektedir” diyor. 40 MAYIS - HAZİRAN
Roda Limanı Genel Müdürü Ali Açıl
www.7deniz.net <
İ
stanbul İzmir Otoyolu’nda yer alan köprünün açılması ile İstanbul-Bursa bağlantısı yaz başında tamamlanmış olacağını hatırlatan Roda Limanı Genel Müdürü Ali Açıl, “Ankara-Bursa arasında çalışacak hızlı tren altyapı çalışmaları da hızla devam ediyor. Bu hat aynı zamanda yük taşımasına olanak sağlayacak. Bu hattın şimdiden görülen en büyük problemi, köprü ve tünellerinin vagon üzerinde sadece tek kat konteyner taşımaya olanak veriyor olması. Bu kombine konteyner taşıması için oldukça büyük maliyet artışı getirecek bir kısıt. Demir yolu hattı üzerinde organize sanayi kurmaya uygun alanların olması gelecekte demiryolu hattının daha rekabetçi şekilde kullanılmasını sağlayabilir” dedi. Antrepomuzu 2017’de hizmete açacağız Bölgedeki yatırımı tamamlanmış liman kapasitesi mevcut talebin iki katına ulaşmış durumda olduğunu söyleyen Açıl, “Bu da ticaretin geçmek zorunda olduğu kapılardan birinin kayda değer bir şekilde genişlemiş olduğunu gösteriyor. Ancak daralan piyasalarda zincirin bir halkasının güçlü olması tek başına hiçbir anlam ifade etmiyor. Roda Limanı olarak limana 1,5 km uzaklıkta 35.000 metrekare antrepoyu yıl sonunda bitirerek 2017 yılı itibariyle hizmete açmayı planlıyoruz. Deponun büyüklüğü ve limana yakın konumu sayesinde bölgemizde ithalat ve ihracatçılara bir çok çözüm imkanı yaratmış olacağız. Deponun 420.000 m3’ü geçen hacimsel büyüklüğü sayesinde tesisimize lojistik merkez olma misyonu da sağlayacak” ifadesinde bulundu. Açıl, “20 milyon Euro’nun üzerinde yatırım değeri ile yakın geleceği kucaklayabilecek bir büyüklükteki depo yatırımına karar verirken en önemli referans noktamız; İstanbul’un artan lojistik yükü, zorlaşan rekabet şartları ve nakliye maliyetleri oldu. Limana 10 km uzaktaki bir depo ile karşılaştıracak olursak, limana yakın bir depodan yapılacak dağıtımlarda maliyet %40’a varan oranlarda düşecektir. Bu senaryoyu İstanbul’dan Anadolu’ya sevk edilecek bir emtia için düşünecek olursak, bu oran daha da yükseklere çıkacaktır” diye anlattı.
“Ülkemizin 2023 hedeflerine varabilmesi için gerekli bilgi birikimi ve girişimci ruha sahibiz. Bunu birçok alanda ispat ettik” Girişimci ruhumuzu ispat ettik Ülkemizin 2023 hedeflerine varabilmesi için gerekli bilgi birikimi ve girişimci ruha sahibiz diyen Açıl, “Bunu birçok alanda ispat ettik. Ancak lojistik sektör açısından en büyük eksikliğimiz ve büyüyen problemimiz, üretim tesislerinin coğrafi konumları yurt dışındaki pazarlara yeteri kadar yakın değil. Yani yurt dışı pazarlara kolay ve düşük maliyetle ulaşamıyoruz. Çoğu kez yurt içi pazar şartları, hammadde, enerji, işgücü ve mevzuat gereklerine göre riskler azaltılmaya çalışılırken yurt dışı pazarından uzaklaşılıyor. Bu nedenle daha büyük ölçekte planlamalara, yol göstermelere ve teşviklere ihtiyaç var. Avrupa ekseninde kurulmaya çalışılan transit limanlar yerine arkasında sanayi altyapısı ile planlanmış limanlara, şehirlerin içine sokulmuş
fabrikalar yerine, demir yollarına, yapay haliç veya su yollarının yanına konumlanmış sanayi bölgelerine ihtiyacımız var” dedi. Bursa’da 2006 yılında; Roda Liman Depolama ve Lojistik İşletmeleri A.Ş. Bursa Çimento A.Ş. Grubu ve Dora Yatırım A.Ş. Grubu ortak girişimiyle kurulan Rodaport, Gemlik Körfezi’nde, stratejik açıdan Orta ve İç Anadolu, Kuzey Ege ve Güney Marmara Bölgesi’ne rekabetçi maliyetlerle hizmet verebilen bir liman konumunda. Ana hizmet alanları, tahmil-tahliye, depolama ve lojistik hizmetleri olan liman, bulunduğu bölgede ticaretin önemli halkalarından biri.
MAYIS - HAZİRAN 41
Haber
DP World
Yarımca Limanı törenle açıldı
Açılış, Recep Tayyip Erdoğan’ın video konferans yöntemiyle bağlanmasıyla eş zamanlı olarak geçekleşti.
Başbakan Binali Yıldırım, "Türkiye'ye, son 13 yılda doğrudan yabancı sermaye yatırımlarında 10 kattan fazla artış var. İnsanlar geleceğe yatırıma karar verirken neye bakıyor? Ülke, hukuk devleti mi? İstikrar var mı? Güçlü siyasi irade var mı? Bunlara bakıp, karar veriyor" dedi.
D
ubai Port (DP World) Yarımca Limanı’nın Kocaeli’nin Körfez ilçesinde gerçekleştirilen açılış töreninde konuşan Başbakan Binali Yıldırım, limanın yapılmasında çevre hassasiyetiyle büyümeyi, kalkınmayı, üretime katkı sağlamayı bir denge içerisinde gözettikleri için Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na teşekkür etti.
42 MAYIS - HAZİRAN
“Sadece çevre derseniz, aman çevre korunsun endişesini ön plana çıkarırsanız ülkenin büyümesi, kalkınması, hak ettiği yatırımları ihmal etmiş olursunuz” sözlerine yer veren Yıldırım, “Hepsi bir arada pekala olabiliyor. Artık gelişmiş dünyada teknoloji buna imkan veriyor. Şehirlerin ortasında çöp işleme fabrikaları var. Baktığınız zaman sanatoryum gibi gözüküyor ama içeride çöp işleniyor.
Masraftan kaçınmayınca, gerekli şartları yerine getirince her türlü yatırımın önü açılıyor” diye konuştu. Kocaeli’ne kazandırılan limanın kentin konteyner kapasitesinin yarısı büyüklükte, çok önemli bir yatırım olduğunu ifade eden Yıldırım, projenin gerçekleşmesi için Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Başbakanlığı döneminde
www.7deniz.net <
kendilerine verdiği talimatla, ilgili bakanlıklarla yoğun bir çalışma da bulunduklarını anlattı. Yıldırım, Kocaeli’nin bir denizci, sanayi şehri olduğunu dile getirerek, İzmit Körfezi’ndeki 37 liman ile Türkiye’deki toplam taşımacılığın, ticaretinin yüzden 20’den fazlasının bu bölgede gerçekleştirildiğini aktardı. Projenin Türkiye’nin ticaret, sanayi ve üreten şehri Kocaeli’de yapılmasına karar veren, Türkiye’deki istikrara ve güçlü siyasi iradeye güvenerek yatırımı gerçekleştiren DP World şirketine, ülke ve millet adına teşekkür eden Yıldırım, konuşmasına şöyle devam etti: “Türkiye’ye son 13 yılda doğrudan yabancı sermaye yatırımlarında 10 kattan fazla artış var. İnsanlar geleceğe yatırıma karar verirken neye bakıyor? Ülke hukuk devleti mi? İstikrar var mı? Güçlü siyasi irade var mı? Bunlara bakıp karar veriyor. Türkiye dünyanın merkezinde yer alıyor. Niye merkezinde yer alıyor?
Türkiye’den 3 saatlik uçuşla 56 ülkeye gidiyorsunuz. 1,5 milyar nüfusa erişiyorsunuz. 30 trilyon dolarlık bir ekonominin var olduğu bir bölgeye ulaşıyorsunuz. Buraya yatırım yapmaktaki bir başka gerçek şudur. Artık 2008 küresel ekonomik krizinden itibaren dünyadaki zenginlik merkezi batıdan doğuya doğru hareket etti. Dolayısıyla bu yolculukta en önemli durak da Türkiye’dir, bu bölgedir. İşte bu nedenle biz dünyanın en büyük havalimanını yapıyoruz. İşte bu nedenle dünyanın 4. büyük köprüsü, Osman Gazi Köprüsü’nü yapıyoruz.”
bölgeye yapmış olduğunuz katkılar için teşekkür ediyoruz” diyen Sülayem, şöyle konuştu:
“Türkiye çapında başka yatırımları da arıyoruz”
Konuşmaların ardından, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın canlı yayınla katıldığı törende, Başbakan Binali Yıldırım ve diğer devlet yetkilileri ile DP World Şirketler Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Sultan Ahmet bin Sülayem, DP World Yarımca CEO’su Nichola Silveira ve diğer protokolün katılımıyla Dubai Port Yarımca Limanı’nın açılışı gerçekleştirildi.
DP World Şirketler Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Sultan Ahmet bin Sülayem de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a ve hükümete, Türkiye, Ortadoğu ve Afrika için gösterdiği vizyon için teşekkür etti. “Bu muhteşem proje, bize güveniniz ve bu muhteşem tesisin kurulması için
“Elimizden geldiğince en son, en akıllı teknolojiyi Yarımca Limanı’nda hayata geçirdik, çalışmalarımıza yansıttık. Çünkü ekonomi akıllı bir ekonomi. O yüzden de akıllı teknoloji kullandık. Sadece Yarımca ile sınırlı kalmayacağız. Türkiye çapında başka yatırımları da arıyoruz. Sizin bize göstermiş olduğunuz bu güvenin karşılığını vereceğiz, başka yatırımlarla bunu taçlandıracağız.”
MAYIS - HAZİRAN 43
STK
GİSAŞ 12. tatbikatı düzenledi 5
312 sayılı “Deniz Çevresinin Petrol ve Diğer Zararlı Maddelerle Kirlenmesinde Acil Durumlarda Müdahale ve Zararların Tazmini Esaslarına Dair Kanun” ve ilgili mevzuat hükümleri doğrultusunda Tuzla Tersaneler Bölgesinde yer alan Tersaneler ve UN RO RO Limanı Acil Müdahale Planlarındaki personellerin katılımıyla yetkilendirilmiş müdahale firması olan ve eğitimli uzman kadrosuyla acil müdahale plan organizasyonunu üstlenen GİSAŞ Gemi İnşa Sanayi A.Ş. tarafından “Deniz Kirli-
44 MAYIS - HAZİRAN
Tuzla Aydınlı Koyunda GİSAŞ tarafından organize edilen ve 12’incisi düzenlenen tatbikat başarıyla gerçekleştirildi. liğine Hazırlıklı Olma ve Acil Müdahale Tatbikatı” gerçekleştirildi. GİSAŞ Yönetim Kurulu Başkanı Bilgehan Bayramoğlu, GİSBİR Yönetim Kurulu Başkanı Murat Kıran ve 64. Hükümet’in Çevre ve Şehircilik Bakanı Fatma Güldemet Sarı’nın konuşmalarının ardından, Fatma Güldemet Sarı ile Murat Kıran butona basarak tatbikat başlatıldı. Tatbikatta senaryo gereği; UN RO RO Limanı’ndan çıkış yapan Cemil Bayülgen
Gemisi dümen arızası nedeniyle GİSAŞ Rıhtıma Grit getiren Ali K Gemisi, GİSAŞ Rıhtım açığında çatışırlar. Oluşan küçük çapta yangına GİSAŞ römorkörleri tarafından hızlıca müdahale edilmiş olup; dalgıçlar tarafından yapılan yara savunması ile yaklaşık 20 m3 ‘ lük motorin döküntüsünün toplanması işlemleri başlatılır. Yapılan kontrol ve değerlendirmeler neticesinde, GİSAŞ Genel Müdürü ve aynı zamanda Acil Müdahale Operasyon Koordinatörü Fatih Saral tarafından tatbikat sonlandırıldı.
• ON SITE Services globally • IN SITE Services • ENGINE SERVICES for 2 and 4 Stroke • SHAFT & PROPELLER SERVICES • ELECTRIC - ELECTRONICAL SERVICES
Tel: +90 (0216) 349 70 37 • Gsm: +90 (0555) 491 58 87 www.entechmarine.com
Röportaj
APM Terminals dünya üzerinde 29 lokasyonda 1 Temmuz tarihinde yürürlüğe girmesi beklenen IMO, SOLAS konvansiyonu ile uyum sağlamak amacıyla APM Terminals, APM Terminals İzmir’in de dahil olduğu dünya üzerindeki 29 terminalinde konteyner tartım hizmeti verecek. İzmir, Türkiye - SOLAS Verified Gross Mass (VGM) - (Doğrulanmış Brüt Kütle) uygulamasının yürürlüğe girmek üzereyken, APM Terminals, uluslararası tedarik zincirine giren 120 milyondan fazla konteyneri ilgilendiren bu yeni uygulamaya sağlıklı bir geçiş sağlamak için öncülük ediyor. Uluslararası yasa altında 1 Temmuz 2016 tarihi itibariyle, ihracatçıların gemiye yüklenmeden önce her konteyner için bir VGM temin etmesi gerekmektedir. 2014 yılında, uluslararası deniz ticaretini düzenlemekten sorumlu Birleşmiş Milletler kuruluşu Uluslararası Denizcilik Örgütü (IMO), Denizde Can Güvenliği Uluslararası Sözleşmesi (SOLAS) üzerinde yapılan ve 1 Temmuz 2016 itibariyle gemilere yüklenmelerinden önce dolu konteynerlerin onaylanmasını ve dokümantasyonunu (Doğrulanmış Brüt Kütle veya “VGM”) gerektirecek değişiklikleri onayladı. VGM düzenlemelerinin amacı, konteyner taşımacılığında aşırı yüklemenin önüne geçmek veya yanlış ağırlık beyanlarından meydana gelen deniz kazalarının önüne geçmektir. APM Terminals İzmir Genel Müdürü Mogens Wolf Larsen
46 MAYIS - HAZİRAN
APM Terminals, aralarında Türkiye’deki ilk yatırımı olan ve kısa bir süre sonra faaliyete geçmesi planlanan APM Terminals İzmir’in de bulunduğu dünya üzerindeki 29 terminalinde VGM bilgilerinin EDI (Elektronik Veri Değişimi) gemi yükleme planlamasından önce gemi hatlarından terminal işletim sistemlerine iletimlerini kabul ede-
rek VGM Veri Yönetim olanağını sağlamayı ve önümüzdeki dönemde VGM hizmetlerinin verilebildiği lokasyon sayısını mümkün olduğunca arttırmayı planlamaktadır. “APM Terminals olarak güvenli ve etkin operasyonlar yürütmek her zaman önceliğimiz. SOLAS konvansiyonunun bu yeni uygulaması da bu önceliğimizi güçlü bir biçimde destekliyor” diye belirtiyor APM Terminals İzmir Genel Müdürü Mogens Wolf Larsen ve ekliyor; “APM Terminals olarak APM Terminals İzmir’in de olduğu dünya üzerinde 29 terminalimizde başlayacak VGM uygulaması ile yeni regülasyona sağlıklı bir geçiş sağlamaya öncülük ediyor olmamızdan gurur duyuyorum”. İzmir’in Aliağa ilçesinde önümüzdeki aylarda faaliyete geçecek olan APM Terminals İzmir, 1.3 milyon TEU kapasitesi ile Ege Bölgesi’nin en büyük konteyner limanı olacak. APM Terminals İzmir 700 metre rıhtım uzunluğu, 16 metre su derinliği ve 16 bin TEU kapasiteli son nesil gemilere hizmet verebilme özellikleri ile birlikte etkin ve modern limancılık anlayışı ile Ege Bölgesi’nin ihracat, ithalat ve ticaret yeteneğine büyük bir güç katacak ve Ege’yi küresel ticarete doğrudan bağlayacak özelliklere sahip modern bir işletme olarak faaliyete girecek ve toplamda yaklaşık 600 kişiye yeni iş imkanı sağlayacak.
Eğitim Mh. Ahsen Sk. Sadıkoğlu 5 Plaza No:12 K: 2 D:41 Hasanpaşa / Kadıköy - İSTANBUL Phone: +90 (216) 330 74 80 / +90 (216) 349 70 37 • Fax: +90 (216) 330 74 06
Röportaj
AYSHIPS sektörde
emin adımlarla ilerliyor
Ana işi tekstil olan; perakende, gıda, sağlık inşaat gibi birçok farklı sektörde faaliyet gösteren Turgut Aydın Holding bünyesinde 2010 yılında kurulan ve 2015 yılında Ayships ismi ilave edilen Aydın Deniz işletmeciliği A.Ş, kısa sürede sektörde adından sıkça söz ettirmeye başladı. Ayships Genel Müdürü Burak Alkoç, şirketin kurulduğu günden bu yana gerçekleştirdiği faaliyetler ve gelecekle ilgili hayata geçirmeyi planladıkları çalışmalar hakkında bilgiler verdi.
Ayships Genel Müdürü Burak Alkoç
48 MAYIS - HAZİRAN
www.7deniz.net < Tecrübeli ve profesyonel bir ekibe sahibiz Turgut Aydın Holding’in denizcilik sektörüne 2010 yılında girdiğini söyleyen Burak Alkoç, “Holdingimiz 2015 yılına kadar gemi işletmeciliği tarafının dış kaynak kullanarak gerçekleştiği işlerini, geçen sene bu tarihlerde Ayships firmasını kurarak kendi işlerini direkt yürütmeye başladı. Geçen yıl kendi kadromuzu kurduk. Son derece tecrübeli ve profesyonel bir ekiple çalışıyoruz. Şu an itibariyle Singapur’da kurulmuş olan Susesea Holdings Pte.Ltd.’nin gemilerini işletmekteyiz. Mevcut işletmedeki 5 gemi de Singapur bayraklı ve NK Class’lı. Bunların ilki 57 bin tonluk 4 yaşında diğeri ise 61 bin tonluk 1 yaşında modern dizayn edilmiş yeni nesil gemiler. 3 tane de Japon yapısı 64 bin tonluk yeni inşa denetimin yürütmeye başladığımız ultramax bulunmakta. Güçleri optimize edilmiş ve yakıt tasarrufu için yüksek teknolojili ekipmanların bulunduğu bu yeni nesil gemilerin sac kesimleri önümüzdeki ay yapılacak ve 2017 yılı ortasında teslimler başlayacak. Bu gemilerin teknik şartname, plan onay, bayrak, vb. tüm resmi prosedürleri, işleri Ayships tarafından yürütülüyor” şeklinde konuştu. Kusursuz hizmet için orantılı büyüyoruz Susesea’nin merkezinin Singapur’da olduğunu söyleyen Alkoç, “Burada 4 kişiden oluşan ofiste ticari işletme yapılıyor. Kiralama ve yükle ilgili işleri genelde bu ofis üzerinden yapıyoruz. Önümüzdeki birkaç ay içerisinde Susesea adı altında İngiltere’de bir ofis açılması planlanmaktadır. Orada ticari konularda Susesea ile bağlantılı işler yapmak istemekteyiz. Ayrıca Türkiye’nin büyük lojistik firmalarından biriyle yük işi yapma konusunda görüşmelerimiz iyi bir noktaya geldi. Türkiye’deki başka bir holdingin de 2 tane kuru yük gemisinin teknik yönetimini üsleniyoruz. Toplamda şu an itibariyle 4 tane gemi teknik işletmemizde olacak. Yine başka bir Singapurlu armatörün 2 adet yeni ultramax gemisini işletmemize almak üzereyiz” ifadelerini kullandı. Uyum, başarıya giden yolun anahtarı Ayships’in yapısından da bahseden Alkoç, “Çok iyi bir ekip kurmamız başa-
rımızı olumlu yönde etkileyen bir faktör. Kendim denizcilik sektörünün önemli firmalarında yaklaşık 20 yıllık bir tecrübeden sonra Ayships’e katıldım. Çalıştığım diğer firmalarda tanker, kuru yük, kontetyner gibi farklı gemi tiplerinin yanında, Uzakdoğu’da gemi inşa projelerinde, firmada ofis müdürlüğü yaptım, başka bir grupta teknik müdür, gemi inşa müdürlüğü daha sonra da genel müdürlük görevlerini icra ettim. Sektörün farklı birimlerinde, farklı mevkilerde çalışarak edindiğim tecrübelerle yaklaşık 1 yıldır Ayships’te görev yapmaktayım. Kadroya dahil ettiğimiz arkadaşlarımız da kendi alanlarında uzman ve birlikte takım çalışması konusunda son derece uyumlu arkadaşlar. Bu da bize başarıya giden yo-
lun kapılarını açıyor” dedi. Personelimize yatırım, önceliklerimiz arasında Alkoç, “Şu anda armatörlerin de, gemi işletme firmalarının da, operatörlerin de özellikle kuru yük tarafında ciddi sabit giderleri mevcut. Önemli olan kriz döneminde bizim tarafımızda gemi işletmecisi olarak giderleri kontrol altına almaktır. İşletmeye aldığımız gemilerde Filipinli personel çalışıyordu. Bunu Türk personele çevirdik. Bundan sonra da Türk personelle devam edeceğiz. Bu da gemilerin kondüsyonlarının iyi tutulması adına önemli etmenlerden bir tanesi. Gemilerde, gemi inşada ve karada çalışırken birçok milletten ya-
MAYIS - HAZİRAN 49
Röportaj iki gemi için hazırlıklar yapmaktayız ve ISO belgesi de aldık. Bizim burada ofis kadromuzdaki tüm arkadaşlar genel müdürden asistanına kadar gemide hizmeti olan kişiler. Müdür kadromuz kaptan ve başmühendislerden oluşmaktadır. Dolayısıyla gemi ile aynı mesleki, etik dili konuşmada sıkıntı yaşamıyoruz. Bu da problemleri çözerken hızlı ve doğru hareket etmemizi sağlıyor. Kuralların ve çerçevenin netlikle çizildiği şeffaf bir yönetim anlayışımız var. Yüksek kalite standartlarında ve makul fiyatlarla işletme yapmaktayız. Bu da müşteri memnuniyeti açısından en başta güven duygusu gibi çok önemli bir avantaj sağlıyor bize” ifadelerini kullandı.
bancı personelle uzun süre birlikte görev yaptım. Bu sebeple aradaki farkı çok iyi değerlendirmekteyim. Türk personelde şirket içi eğitim verebilmeniz, karşılıklı görüşmeniz, konuşmanız, gemiye sahiplenme duygusu, teknik bilgi beceri çok daha iyi oluyor. Yabacı personelin farklı sıkıntıları var. Biz personele verdiğimiz eğitimler kapsamında şirket dışında da, elektronik makineler için Danimarka’ya gönderiyoruz. Orada 5 günlük bir kurs aldırıyoruz. Normalde bu kursun bedeli aldığınız belgeye göre 2 bin 500 Euro’ya kadar çıkabiliyor. Bütün başmühendis ve 2. mühendisleri bu kurslara tabi tutuyoruz. Aynı zamanda işletmedeki gemilerimizde kullandığımız elektronik haritalar için özel eğitimler düzenliyoruz. Hizmet içi eğitimlerimiz oluyor. Gemideki personel kendini nerede eksik hissediyorsa ilgili formlara yazarak bizim değerlendirmelerimizle eğitim programlarımızda gerekirse bire bir eğitim vererek bu açıklarını kapatıyoruz. Aynı zamanda farkı görebilmek için diğer klas eğitimlerine de sürekli hem kendimiz katılıyoruz, hem de şirket içerisinde kurs düzenliyoruz. İzinde olan ve gemiye katılacak personeli de kullandığımız işletim sistemine yönelik temsilcisiyle uygulamalı eğitimlerini verdiriyoruz” şeklinde konuştu. Güven, kazanmaya çalıştığımız ilk şey Sektörde herkesin işini elinden geldiği kadar iyi yapmaya çalıştığını vurgulayan Alkoç, “Şu anda işletmemize alacağımız
50 MAYIS - HAZİRAN
Personel konusundan söz eden Burak Alkoç, “İşletmemizdeki mevcut gemilerde yaşı ve tonajları itibariyle sağlıklı operasyon yürütebilmek adına 19 kişilik kadroyu tercih ediyoruz. Çok geniş bir iş portföyümüz ve ağımız var. Bunları bir araya getirip, şirket için doğru kişilerle uzun yıllar çalışabilecek arzusundayız” dedi. Standart anlayışla ileriyi görmek zor Denizcilik sektöründeki gelişmeleri değerlendiren Alkoç, “Baltık indeksi birkaç ay önce 300’ün altına kadar düştü. Çin’in yılbaşısından sonra index yükseliş trendinde olsa da işletme giderlerinin bir miktar üzerinde kazançlar seviyesinde geçen seneye paralel seyretmekte. Index bir miktar yukarı doğru çıktı ama şu an duraklama ve düşmeye başladı. Özellikle yılbaşından sonra navlunların çok düşük olması sebebiyle birçok gemi boşta bekledi. Gemilerin günlük kazançları giderlerini karşılayamıyordu. Şu anda ikinci el ya da resale gemi alarak iyi bir finansla operasyondaki kayıpları bir süre destekleyebilecek güç oluşturulabilirse, bu işe girmek, yatırım yapmak isteyenler için elverişli bir ortam. Genel anlamda yaklaşık 500 dökme yük gemisi suya inmiş veya kızağa konmuş durumda. Yaklaşık 1000 gemi de 2018 yılına kadar yeni inşa listesinde. Toplam bin 500 gemi 2018’e kadar denizde olacak. Dökme yük piyasası Çin’in büyümesi ve küçülmesinden etkilendiği için bu piyasa zor durumda. Bir buçuk 2 yıllık bir süre içerisinde piyasanın daha iyi olacağı inancı hakim. Uzun bir senedir önümüzdeki yıl denizcilik piyasaları daha iyi olacak diyerek çok uzun süreli bir kriz dönemi devam
etmekte. Şu anda operasyonel giderleri azaltmak gerekiyor. Bunun için de teknik işletmeye çok iş düşüyor. Biz kendimiz tüm anlaşmaları yeniden değerlendirdik. Ayrıca yük tarafında da sabit kalmadan kısa dönemli, spot piyasada veya ton başına navlun anlaşması sağlayarak nakit akışı oluşturacak şekilde yöntemler izlemenin faydalı olacağı kanısındayım. Aksi takdirde tipik çalışmayla ileriyi görmek zor” şeklinde konuştu. Denizciliğimiz ivme kazanacak Dış ticaretin ağırlıklı olarak yapıldığı denizcilik sektöründeki gelişmeleri de anlatan Alkoç, “Türkiye’de gümrük duvarı kuruldu. Demir çelik endüstrisi zor durumdaydı. Çin fiyatları aşağı çekti. Böyle olunca burada fiyatlar yüzde 15 kadar daha arttı. Bu da gemi inşa sanayisini etkiledi. Şu an gemi inşada Çin’den daha pahalı ve Avrupa’dan daha uygun rakamlardayız. Tabiki gemiyi hangi bölgede çalıştıracaksanız tüm etmenleri göz önüne alarak tip, tonaj, dizayn, sefer bölgesi, orada yaptırmak daha mantıklı.. Boğazları da tedarik ağına yönelik daha etkin kullanmaya gayret etmekte fayda var. Türkiye’de iyi şeyler yapıyoruz. Daha büyük denizcilik ülkelerine oranla bilgi, beceri olarak daha iyi durumdayız ama daha iyi noktalara geleceğimizi inanıyorum. Denizcilikler ilgili birçok sivil toplum kuruluşu, komiteler var ve bu kuruluşların sektöre önemli katkıları ve etkiler bulunmakta. Bende bunların iki tanesinin Yönetim Kurulunda görev almaktayım. (Defav, Gemimo). Bunların yanında denizcilik kökenli gemi inşa mühendisi bir Başbakanımız ve Ulaştırma Bakanımız var. Bu konunun Türk denizciliği için önemli ivmelendirme getireceği kanısındayım” dedi.
Röportaj
Bölgenin lideri; Bandırma Limanı
“Her yıl İstanbul ve Avrupa’dan, Güney Marmara ve Ege Bölgesi’ne geçen 220.000 araç Bandırma Limanı’nı kullanmakta ve liman bu özelliği ile kara yolu taşımacılığının yoğunluğunu hafifletmekte. Bandırma Limanı’nda 10 farklı firma, 12 Ro-Ro hattıyla her gün hizmet vermekte. Gün içerisinde karşılıklı olarak Bandırma-Tekirdağ, TekirdağBandırma, Bandırma-Ambarlı ve AmbarlıBandırma yönlerinde toplam 12 adet sefer düzenlenmektedir” diyen Çelebi Bandırma Liman İşletmeciliği Genel Müdürü Mehmet Akif Ersoy, limanın sahip olduğu tüm rıhtımların geçici depolama rejimine tabi gümrüklü alan olduğunu ifade etti. “İmtiyaz hakkı 2010 yılında TCDD tarafından Çelebi Holding A.Ş.’ye devredilen Bandırma Limanı, toplam uzunluğu 2973 metre ve derinlikleri 6-11.50 metre arasında değişen 20 adet rıhtıma sahip”
52 MAYIS - HAZİRAN
Çelebi Bandırma Liman İşletmeciliği Genel Müdürü Mehmet Akif Ersoy
www.7deniz.net <
“Bandırma Limanı’nda 10 farklı firma, 12 Ro-Ro hattıyla her gün hizmet vermektedir. Gün içerisinde karşılıklı olarak Bandırma-Tekirdağ, Tekirdağ-Bandırma, BandırmaAmbarlı ve Ambarlı-Bandırma yönlerinde toplam 12 adet sefer düzenlenmektedir”
Yüksek teknoloji Bandırma Limanı hakkında bilgiler veren Çelebi Bandırma Liman İşletmeciliği Genel Müdürü Mehmet Akif Ersoy, “İmtiyaz hakkı 2010 yılında TCDD tarafından Çelebi Holding A.Ş.’ye devredilen Bandırma Limanı, toplam uzunluğu 2973 metre ve derinlikleri 6-11.50 metre arasında değişen 20 adet rıhtıma sahip. Dökme yük, genel yük, konteyner, sıvı yük ve Ro-Ro gemilerine liman hizmetleri sunmaktadır. Tüm liman sahası geçici depolama rejimine tabi gümrüklü alandır. Liman sahasında bulunan 60 bin ton kapasiteli çelik siloları, 8500 metrekare yatay depoları ve açık depo sahaları ile depolama konusunda da bölgesinin lideri konumunda. Limanın dökme ve genel yük elleçleme kapasitesi 11 milyon ton, sıvı yük elleçleme kapasitesi 1 milyon ton ve konteyner elleçleme kapasitesi 350 bin TEU’dur. 2015 yılında 3,5 milyon ton dökme ve genel yük, 325 bin ton sıvı yük elleçlenmiştir. Limandaki yükleme-boşaltma hizmetleri yüksek teknolojili mobil vinçler, ekskavatörler ile gerçekleştirilmektedir” dedi.
Yatırımlar hız kesmeden devam ediyor Bandırma Limanı’nın konumu itibarı ile ülkenin en önemli limanlarından biri olmanın yanında rıhtımlara kadar uzanan ulusal demiryoluna bağlantısı ile kombine taşımacılıkla her türlü yükün elleçlenebileceği bir limandır diyen Ersoy, “Bandırma limanı, Liman İşletmeciliği Yönetmelikleri’ne göre gemilere verilmesi zorunlu olan kılavuzluk ve römorkaj hizmetlerini, bünyesinde bulundurduğu ekip ve ekipmanla yerine getirmektedir. Liman özelleştiğinden bu yana 50 milyon USD değerinde yapılan makine, ekipman ve altyapı rehabilitasyon yatırımları yapılmıştır. 2016 yılında da devam eden altyapı rehabilitasyon yatırımları ile beraber TCDD tarafından yürütülen tren-feri rıhtımı inşası devam etmektedir. Haziran ayında tamamlanması planlanan bu proje ile ülkenin dört bir yanından gelecek yük vagonlarının direkt gemiye yüklenmesi ve buradan da Tekirdağ’a geçerek uluslararası demiryoluna bağlanması mümkün olacaktır” ifadelerini kullandı.
Modern bir altyapıya sahip olan Bandırma Limanı, demiryolu ve karayolu bağlantıları ve geniş liman içi stoklama sahaları sayesinde Türkiye dış ticaretinin dinamosu olan Güney Marmara, İç Anadolu ve Ege bölgelerine en yüksek faydayı sağlayabilecek liman olarak görülmekte. Limanı, dökme yük, genel yük, konteyner, sıvı yük ve Ro-Ro gemilerine liman hizmetleri sunmakta. Bu hizmetlere ek olarak aynı zamanda otomotiv ihracat limanı olarak da hizmet vermesi planlanan Bandırma limanı, Türkiye’nin gelişme potansiyeli yüksek limanları arasında yer almakta. Marmara Denizi’nin güney kıyısında konuşlanan Bandırma Limanı, Marmara Bölgesi’nin dökme yük ithalatı ve ihracatı kapılarından biri konumunda. 10 farklı firma, 12 Ro-Ro hattıyla her gün hizmet veriyor Ersoy, “Bandırma Limanı, konumu itibariyle Marmara Denizi’nde gerçekleşen kuzey-güney Ro-Ro gemileri trafiğinin merkezinde yer almaktadır. Her yıl İstanbul ve Avrupa’dan, Güney Marmara ve Ege Bölgesi’ne geçen 220.000 araç Bandırma Limanı’nı kullanmakta ve liman bu özelliği ile kara yolu taşımacılığının yoğunluğunu hafifletmektedir. Bandırma Limanı’nda 10 farklı firma, 12 Ro-Ro hattıyla her gün hizmet vermektedir. Gün içerisinde karşılıklı olarak Bandırma-Tekirdağ, Tekirdağ-Bandırma, Bandırma-Ambarlı ve Ambarlı-Bandırma yönlerinde toplam 12 adet sefer düzenlenmektedir” dedi.
MAYIS - HAZİRAN 53
Haber
Nehir sınıfı gemi işletmecilerinin sorunları masaya yatırıldı
Koster Armatörleri ve İşletmecileri Derneği (KOSDER) tarafından düzenlenen istişare toplantısında yerli ve yabancı nehir tipi gemi işletmecileri sorunlarını ele almak üzere bir araya geldi.
N
avlun seviyelerinin yukarıya çekilmesi yönünde yapılabilecek ortak çalışmaların masaya yatırıldığı toplantıya KOSDER Yönetim Kurulu Başkanı Salih Zeki Çakır, Karadeniz Armatörler Kulübü Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Can, KOSDER Yönetim Kurulu üyeleri ve nehir tipi gemi işletmecilerinin temsilcileri katıldı. Toplantının açılış konuşmasını yapan KOSDER Yönetim Kurulu Başkanı Salih Zeki Çakır, navlun piyasalarında bir iyileşme sağlanabilmesi için ortak hareket etmek gerektiğinin altını çizdi. Çeşitli etkenlerin navlunları aşağı yönlü baskılayan stratejilerle hareket ettiğini belirten Çakır, “Piyasada düzelme, iyileşme istiyorsak birlikte hareket etmeliyiz. Bu birlikteliğin nasıl olacağını istişare etmek üzere burada toplandık. Bunun için öncelikle nehir sınıfı gemi sahibi arkadaşlar ile bir araya geldik. Daha sonra farklı tonajdaki gemi
54 MAYIS - HAZİRAN
sahibi arkadaşlarla da yapılabilecek ortak çalışmaları masaya yatırmak üzere toplantılar gerçekleştireceğiz. Ancak birlikte hareket edersek, bilgi paylaşımında bulunursak navlunlarda bir iyileşme sağlayabiliriz. Ortak hareket ederek piyasa belirleyici konuma gelebiliriz. Piyasa şartları sürekli olarak navlunları armatör aleyhine aşağıya baskılayan bir tutum içerisinde. Burada birlikte inisiyatif alalım bir karar çıkartalım ve buna uyalım. Çözüm bizim elimizde. Burada olan arkadaşlar ne kadar birlikte hareket edebilirsek o kadar olumlu sonuç alacağımıza yürekten inanıyorum. Önemli olan bunun bir mekanizmasını oluşturmak ve kararlı olmak. Armatörü üretim zincirinin en zayıf halkası olmaktan çıkarmak için çok yönlü dayanışma içerisinde olunması kaçınılmazdır. Başarılı olmak için üyeler arasında şeffaflık, dürüstlük ve birbirini kandırmamak esas olmalıdır” ifadelerini kullandı.
Toplantıda konuşan Karadeniz Armatörler Kulübü Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Can da birlikte hareket etmenin piyasa şartlarının getirdiği bir zorunluluk olduğunu dile getirdi. Sadece Türk armatör ve işletmecileri ile değil bölgede faaliyet gösteren firmalar ile ortak hareket etmek gerektiğini belirten Can, Rus armatörleri şuan için kulübe kazandırmakta zorluk yaşasalar da önümüzdeki süreçte kendilerine katılacak ve çalışmalarını takip edecek önemli sayıda gemiye sahip
Rus armatörü olduğunu belirtti.
Türk armatörlerinin alacağı karara dâhil olacak Rus armatörler ile çok daha güçlü bir hale gelineceğini ifade eden Can, “Bölgemizde 500-600 civarında gemi hizmet veriyor. Rus armatörlerin kontrolünde olan 250 civarında gemi mevcut. Bu açıdan bakıldığında çok ciddi bir orandan bahsediyoruz. Bu birlikteliği sağlayabilirsek kendi kaderimizi belirleyebilir, piyasa belirleyici konuma gelebiliriz. Bizim bir diğer sorunumuz da kötü gemiye sahip olan arkadaşlarımız. Bu arkadaşlar gemisini 50 bin dolara tamire vermiş ve günü kurtarmaya çalışıyor. Ben 500 bin dolara vermişim tamire ama benimle aynı yükü taşıyabiliyor. Bunları da bizzat ben şikâyet edeceğim ve tutuklanmalarını sağlayacağım. Bunu da buradan söylüyorum. Bu ortaklığa girmek istiyorsa düzgün gemisi olacak. Ben bu rakamları tamire ayırıyorsam o ufak masraflarla bana rakip olarak bu işi yapmasın. Bu gemileri müsteşarlık da istemiyor zaten. Bu kriterleri yerine getiremeyenler piyasadan çekilecek. En azından Türkiye’ye gelemeyecekler” dedi. Toplantıya katılan üyelerde söz alarak ortak hareket etmek gerektiğini belirterek bu ortak çalışmanın şekli konusunda fikirlerini ifade etti. Bir an önce ortak harekete geçme kararı alan katılımcılar, paydaşlar arasında bilgi alışverişini sağlayacak bir platform oluşturulması görüşünde birleşti.
“ÜLKEMİZİN HEM KARA, HEM DENİZ, HEM HAVA SINIR KAPISI OLAN TEK LİMANI”
HOPAPORT
“Biz ülkemizin geleceği için çalışıyoruz” 1346 M. RIHTIM KAPALI ALAN :18.220 m2 AÇIK ALAN :102.462 m2 TAHIL DEPOLAMA :10.000 ton TANK TERMİNALI :38.000 m3 ÇİMENTO TERMİNALİ :8.300 ton HER TÜRLÜ ELLEÇLEMEYE UYGUN MAKİNE PARKI
HOPAPORT PARK DENİZCİLİK VE HOPA LİMAN İŞLETMELERİ A.Ş. Ortahopa Mah. Liman Cad. 08600 - Hopa / Artvin • Tel:+90 466.3512259 • Fax:+90 466.3514791 E-mail:hopaport@hopaport.com.tr • Web: www.hopaport.com.tr • /Hopaport • /HOPAPORT
Kısa Kısa
En ağır yükü böyle taşıdılar TÜRKİYE karayollarında bugüne kadarki en ağır yük taşındı. Biri 481, diğeri 450 tonluk yük Marmara Ereğlisi’nden Lüleburgaz’a tam bir ayda taşındı. 240 tekerlekli bir dorsenin kullanıldığı taşıma esnasında özel köprüler ve yollar yapıldı. 50 kişilik bir ekiple gerçekleştirilen zorlu yolculuk belgesele de konu oldu. Kırklareli Lüleburgaz’da bulunan Hamitabat Enerji Santrali’ne kurulacak ek tesis için Almanya Hamburg’dan Marmara Ereğlisi Limanı’na 481 tonluk doğalgaz tribünü ve 450 tonluk jenaratör getirildi. İki ağır yük 70 kilometre yerine 170 kilometrelik daha güvenli bir yoldan Haraket Proje Taşımacılığı tarafından taşındı.Bir ay süren zorlu yolculuk için 6 ay öncesinden etüd çalışmaları başladı. Güzergâh Çorlu, Çerkezköy, Saray, Vize, Pınarhisar ve Lüleburgaz olarak belirlendi. Taşıma sırasında ek köprüler ve yollar yapıldı.
Etis Lojistik’e iki yeni müşteri
DB Schenker Arkas'tan Bursa'ya lojistik üs DB SCHENKER Arkas, otomotiv, kimya, tekstil gibi birçok endüstri kolunun kilit noktası Bursa’da, 9 bin metrekaresi kapalı, 2 bin metrekaresi açık olmak üzere toplam 11 bin metrekarelik alan üzerine kurulu, 11 metre çatı yüksekliğine sahip yeni lojistik merkezini müşterilerinin hizmetine sundu. Depolama, dağıtım ve katma değer yaratan lojistik hizmetlerin verildiği Bursa Lojistik Merkezini Mayıs ayı itibariyle hizmete alan DB Schenker Arkas, Bursa - İstanbul yolu üzerinde yer alacak yeni terminal ile depo yönetim sistemleri, konsolidasyon ve katma değerli hizmetleri IT entegrasyonu ile sunacak. Bursa Lojistik Terminali, müşterilerine farklı çözümler sunmayı hedef edinen DB Schenker Arkasın her geçen gün yeni hizmetleriyle büyümeye devam ettiğinin önemli bir göstergesi olacak.
56 MAYIS - HAZİRAN
ETİS Lojistik, müşterileri arasında bulunan kimyasal gübre firması olan ve 3 yıllık lojistik hizmet ihalesini yılbaşında yeniden aldığı GÜBRETAŞ’la taşıma rekoru kırdı. Etis, 13 bin 300 ton ile tarihinin en yüksek günlük taşıma rakamına ulaştı. Ayrıca, 2015 yılında 6 ton olan aylık taşıma miktarını da yeni yönetimle birlikte 9 tona çıkardı. Etis Lojistik, bu operasyonel kabiliyeti ve gücüyle iki büyük firmayı daha müşteri portföyüne kattı. Yapılan anlaşmalar ile Japon içecek şirketi DyDo Drinco’nun Link ürünü ve Turkuvaz Plastik ürünleri Etis Lojistik tarafından Türkiye’nin dört bir yanına ulaştırılacak. Etis Lojistik Genel Müdürü Sinan Çıtak, 2016 yılında Türkiye pazarındaki paylarını sunacakları verimlilik çözümleriyle artıracaklarını belirterek, “Bu başarımızı yılın son çeyreğinde hayata geçirmeyi planladığımız Uluslararası Nakliye Hizmetleri ile taçlandırmayı hedefliyoruz. Bu hedeflerimiz doğrultusunda işletme mühendisliği çalışmalarımızı başlattık. İş ve organizasyon yapımızı bu vizyon doğrultusunda yeniden yapılandırdık” diye konuştu.
Sektörden
Marmara’nın Avrupa kapısı U.N. Ro-Ro Ambarlı Limanı
3
22 bin araç kapasiteli 12 modern Ro-Ro gemili filosuyla, Türkiye-Avrupa arasındaki Ro-Ro hatlarındaki intermodal taşımacılık firması U.N. RoRo İşletmeleri A.Ş., İstanbul (Pendik) ve Mersin’den, İtalya’daki Trieste Limanı’na, Pendik’den Fransa’daki Toulon Limanı’na düzenli ro-ro seferleri gerçekleştirirken, Türkiye’deki limanlarına bir yenisini daha ekledi. Karayolu taşımalarına alternatif olan ‘Ro-Ro hatlarının pazar lideri’ olan U.N. Ro-Ro, İstanbul’dan başlattığı Ambarlı - Trieste seferleri ile, İstanbul’un Avrupa yakası ve Trakya’da üretilerek Avrupa’ya ihraç edilecek yükler için Intermodal taşımacılıkta yeni bir cephe açıyor. Seferlerin başlaması ile bölgedeki ihracat firmalarının taşıma maliyetleri azalacak ve rekabet gücü artacak. Ambarlı limanı sayesinde, köprülerdeki trafik kısıtlaması nedeniyle oluşan araç ve yüklerin gün kaybı önlenmiş olacak. Ambarlı Limanı, İstanbul’un Avrupa yakasındaki tır, kamyon ve yüklerin Anadolu yakasına geçerken oluşturduğu yo-
58 MAYIS - HAZİRAN
U .N. Ro-Ro İşletmeleri A.Ş CEO’su Sedat Gümüşoğlu
ğun trafiği de önleyecek. 2 gemi bu yıl içerisinde uzatılacak U.N. Ro-Ro İşletmeleri A.Ş CEO’su Sedat Gümüşoğlu, kapasitelerinin taşımalar için yeterli olduğunu ancak geleceğe yatırım maksadıyla bu hatta çalışacak 2 gemiyi bu yıl içerisinde bir Türk tersa-
nesiyle anlaşarak uzatacalarını söyledi. Gümüşoğlu, “Normalde biz kapasitemizin yüzde 40 altında bir taşıma yapıyoruz ancak gemilerimizi uzatarak önümüzdeki dönemde artacak taleplere karşı hazırlıklı olma çabasındayız. Bu gemilerin uzatma işini de mutlaka bir Türk tersanesinde yaptıracağız. Görüşmelerimiz
www.7deniz.net <
İstanbul’un Avrupa yakası çıkışlı yükler ve Trakya bölgesi için en önemli lokasyonda yer alan Ambarlı Limanı’nı hizmete açtı. sonuçlandığında bunu da duyuracağız” şeklinde konuştu. Türkiye’nin ihracat ve ithalatının büyük bir bölümünü gerçekleştiren uluslararası karayolu taşımacılarına farklı hizmetler sunan U.N. Ro-Ro; modern gemileriyle, programlı, izlenebilir, güvenli ve ekonomik bir alternatif oluşturarak, intermodal taşımacılığın referans markası olarak öne çıkıyor. En büyüğü 280 tır, en küçüğü de 200 tır alma kapasitesi olan 12 modern Ro-Ro gemili filosuyla yılda 250.000’den fazla tır taşıyan U.N. Ro-Ro İşletmeleri A.Ş, özellikle
Ambarlı Limanı ile yılda 20.000 tır, köprü ve otoban trafiğine girmeden, kolaylıkla İtalya’nın Trieste Limanı’na, oradan da tüm Avrupa’ya ulaşacak. Fatih Sultan Mehmet Köprüsü’nden geçen ağır vasıtaların sayısında önemli bir düşüş yaratacak olan Ambarlı Limanı, yaklaşık olarak Marmaray’ın köprü trafiğine olumlu katkısı kadar etkili olacak. Bugüne dek uluslararası Ro-Ro hattı bulunmayan İstanbul’un Avrupa yakasında, Ambarlı Limanı’nın hizmete girmesiyle özellikle azalan taşıma maliyetleri sebebiyle öncelikli olarak taşımacılara
ve ihracatçılara yılda 10 milyon TL’lik ekonomik katkı sağlanacak. Bunun yanı sıra, ağır yük vasıtaları Avrupa yakasından Anadolu yakasına geçmeyerek 6 milyon TL’nin üzerinde zaman tasarrufu yapacak. Sedat Gümüşoğlu; “Türkiye’nin Avrupa’ya Ro-Ro hatları ile yaptığı ihracatın yüzde 65’ini gerçekleştiren U.N. RoRo olarak, 12 modern gemiden oluşan filomuz, en son teknolojiyle işlettiğimiz yüksek standartlardaki limanlarımızla, müşterilerimizin sektördeki tüm istek ve ihtiyaçlarını karşılarken, yeni yatırımlarımıza da devam ediyoruz. Ambarlı Limanı’nın hizmete girmesiyle Avrupa yakasından çıkış yapan araçların zaman ve para kaybı yaşamadan Avrupa’daki nihai varış noktalarına ulaşmalarını sağlayacağız. İhracat ve ithalatçılarımıza maliyet avantajı sunacağız. İstanbul’daki köprülerden geçen tırların sayısını 20.000 adet azaltarak İstanbul trafiğinin nefes almasını sağlayacağız. Ambarlı hattımız ile Halkalı, Çerkezköy, Çorlu, Çatalca ve Tekirdağ çıkışlı olan yüklere cazip bir Ro-Ro taşıma hizmeti sunarak karbondioksit salınımını yılda 8 milyon kg co2 düşürecek, çevreye de önemli ölçüde katkıda bulunacağız. Ro-Ro hatlarının pazar lideri olarak, ilerleyen dönemde yeni yatırımlarla gücümüze güç katmaya, sektörün üst düzey standartlarını oluşturmaya devam edeceğiz. Geçen yılı çok iddialı büyüme rakamlarıyla kapattık, bu yılda da iddialı bir büyüme öngörüyoruz. Şu anki gidişata baktığımızda 2016 sonunda % 15’lik büyüme rakamına ulaşacağız” diye konuştu.
MAYIS - HAZİRAN 59
Makale
Yeşil liman
gönüllülüğü arttırılmalı
Ü
Son zamanlarda gerek dünyada gerekse de ülkemizde üzerinde en fazla konuşulan, tartışılan ve çalışmalar yapılan bir konu da yeşili doğayı korumak, sürdürülebilir olmak ve gelecek nesillere daha yaşanabilir bir ülke bırakmaya çalışmaktır. Bu nedenle her gün farklı uygulamalar ve düzenlemelerle ülkeler ve firmalar gelecek için nasıl daha iyi bir yaşam bırakabiliriz sorusuyla faaliyetlerine devam etmektedir. Bugün bu uygulamalar ve düzenlemeler ticari faaliyetlerin olmazsa olmazı limanlar için de başta gönüllülük esasıyla başlamıştır.
Bugün dünyadaki ticaret verileri incelendiğinde dünya ticaretinin olmazsa olmazı deniz yolu taşımacılığıdır. Dünya ticaretinin %90’ından fazlası bugün deniz yoluyla yapıldığından, ülkeler arasında taşımacılıkta gerek maliyet avantajları gerekse de kapasite avantajı bakımından en fazla tercih edilen taşımacılık modu deniz yoludur.
Limanlar ülkelerin doğal güzelliklerinin (çevrenin, suyun, havanın) korunması için çok önemlidir. Özelliklede ülkemizde kent merkezlerinde ya da yakınlarında kurulan limanlar faaliyetleri nedeniyle doğrudan bizleri ve doğada yaşayan diğer canlıları olumsuz yönde etkilemektedir. Ülkeler limanlarının stratejik konumu ve faaliyetleri nedeniyle bugün değişik uygulamalara
lkeler arasındaki sınırların kalkması, ülke düzenlemeleri ve teşvikler ile firmaların rekabet avantajı elde etmek amacıyla faaliyetlerini ucuz işgücü ya da kaynak bulunan ülkelere yönlendirmesiyle ticari faaliyetler git gide artmıştır. Ticari faaliyetlerin olmazsa olmazı lojistiktir, en basit tanım ile; bu ürün ve hizmetlerin bulundukları noktalardan alınıp en iyi şartlarda istenilen ülkeye teslim edilmesidir. Dünya ticaretinin artmasına paralel olarak dünya trafiği de artmıştır.
Dr. Pervin Ersoy
Deniz yolu taşımacılığının da olmazsa olması bu faaliyetlerin geçekleştirilmesine aracılık eden limanlardır. Hal böyle olunca limandaki faaliyetlerde elleçleme, taşıma, transfer, yükleme, vb. işlemler fazla olmaktadır. Limanda yapılan her bir hareket yüksek enerji
60 MAYIS - HAZİRAN
tüketimi ve bu duruma bağlı olarak da yüksek karbondioksit salınımı demektir. Ticaretin artması dünya trafiğini arttırmış bu faaliyetlerde ülkelere iklim değişikliği, küresel ısınma, çevre kirliği ve çeşitli iklim ve çevre problemleri olarak geri dönüş yapmaya başlamıştır.
www.7deniz.net <
gitmeye başlamışlardır. Bu amaçla özellikle Avrupa’da önemli limanlarda ülkelerin doğayı korumak amacıyla koydukları kurallar (Kyoto Protokolü, Montreal Protokolü, MARPOL Sözleşmesi, Birleşmiş Milletler Çevre Programı Basel Sözleşmesi, Rotterdam Konvansiyonu, vb.) bulunmaktadır. Yeşil Liman olarak adlandırılan bu uygulamalarla amaçlanan; sürdürülebilirliği ve güvenliği sağlama, yenilikleri takip ederek yenilikçi çözümler geliştirme, çevreye duyarlı ekipman kullanma, AR-GE’ye önem verme, verimliliği sağlama yolları bulma ve bu amaçla da ülkeler arasındaki işbirliklerinin ve pro-
jelerinin arttırılmasıdır denebilir. Avrupa Birliği Komisyonu tarafından oluşturulan Limanlar ve Denizcilik altyapısının yeşilleştirilmesini konu alan (Green Paper olarak adlandırılan ve yeşil kitap olarak Türkçeye geçen) taşımacılık kuralları sürdürülebilirliği sağlayarak ülkeleri korumayı ve bu politikalar ile rekabet avantajı sağlamak için oluşturulmuş kurallar bütünüdür. Yeşil denmesinin nedeni ise bir zorunluluk olmaması tamamen gönüllülük esasına dayandırılarak yapılmasının istenmesidir. Kısacası “Green Paper” ile hedeflenen ülkelerin refahını art-
MAYIS - HAZİRAN 61
Makale tırmak, daha iyi bir çevre ve doğa sunarak daha iyi tarım alanları yaratmak ve insanlar için daha kaliteli yaşam standartları sunabilmektir. Kaynakların git gide tükendiği ve kıt kaynaklara bağlı olarak enerji fiyatlarının günden güne arttığı günümüzde enerji veremliliği git gide önem kazanmıştır. Yeşil limanlar ile ilk etapta amaçlanan yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanılmasını sağlayarak enerji verimliliğini arttırmak ve çevreye mümkün alan en az zararı vermeye çalışmaktır. Bugün dünyada yapılan çalışmalarda yeşil liman uygulamalarında 6 anahtar alan vardır. Ya da farklı bir ifade ile yeşil limanlar ile hedeflenen 6 alanda başarı sağlamaktır. Bunlar su, enerji, hava, atık yönetimi, sürekli geliştirme ve sürdürülebilir iş uygulamalarıdır. Bugün dünyada birçok ülke yeşil liman projelerini desteklemektedir. Bunlardan en önemlileri ve başlıcaları DP World, Hutchison Port Holdings Limited (HPH), APM Terminals, PSA International and Shanghai International Port Group (SIPG) ve Port of Rotterdam ve Antwerp. Genel olarak bu limanların odaklandığı 3 temek nokta vardır. Bunlar da geri dönüşüm, atık yönetimi ve iklim değişikliğidir (yenilenebilir enerji kaynakları). Gönüllülük esasıyla başlayan bu uygulamalar bugün bazı ülkelerde otoritelerin koymuş olduğu kurallarla zorunlu hale gelmeye başlamıştır. (Örn: Rotterdam ve Antwerp gibi). Bugün ülkemizde de yeşil limanlarla ilgili geç de olsa çalışmalara başlanmıştır. Doğayı ve çevreyi koruyanların bir adım önde olduğu günümüzde, limanları koruma çevreye duyarlı ve saygılı olma gönüllülük esasıyla Ulaştırma, Haberleşme ve Denizcilik Bakanlığı, Deniz Ticareti Genel Müdürlüğü (DTGM) ve Türk Standardları Enstitüsü (TSE) arasında imzalanan pro-
62 MAYIS - HAZİRAN
tokol ile Aralık 2014’te başlamıştır. Bu protokolün amacı hem çevreyi korumak hem de daha kaliteli ve güvenli hizmetlerin sunulmasını sağlamaktır. Bu amaçla istenen ise limanların belirlenen 3 temel standardı sağlamasıdır. Bunlar; ISO 9001 Kalite Yönetim Sistemi, ISO 14001 Çevre Yönetim Sistemi ve ISO 18001 İş Sağlığı ve Güvenliği Yönetim Sistemidir. Ülkemizde de yeni yeni önem kazanmaya başlayan yeşil ya da sürdürülebilir limanlar diyebileceğimiz uygulamalarla amaçlanan limandaki süreçlerin kalitesini arttırarak süreçleri daha kısa sürelerde yönetmek, limandaki geri dönüşüm faaliyetlerini arttırarak artık suların değerlendirilmesini sağlamak, çevreye duyarlı (elektrikli) araçlar kullanarak kirliliği azaltmak, geri dönüşümü liman faaliyetlerinin bütününe yayarak atık miktarını azaltmaktır. Bilindiği üzere Marport, yeşil liman öncülerinden yeşil liman sertifikasını alan ilk limanımızdır. Günümüzde çevreye ve doğaya önem verdiğini gösteren birçok limanımız da yeşil liman sertifikası için başvuruda bulunmuştur. Yeşil liman demek sağlıklı koşullar, iş ve iş sağlığı demek, temiz hava, temiz su, temiz enerji demek… Temiz limanlar ve kıyılar ülkelerin prestiji demek, turist demek, ülke imajı demek… Bu nedenle üç tarafımızın denizlerle çevrili olduğu jeopolitik açıdan Asya ve Avrupa arasında stratejik bir konumda olmamız ve birçok kilit noktayı bağlayan ülkemizde limanlar, ülke zenginliğimiz, gelir ve refahımız için çok önemlidir. Bu bilinçle kıyılarımızdaki yaşanabilirliği öldürmemek adına limanlarımızı yeşilleştirmemiz gerekir. Bu bakımdan bu süreçte limanlarımızın daha yeşil olması için devletin limanlara daha fazla destek ve teşvikte bulunması önemlidir.
Huzur Yat
HAYALLERİNİZİ GERÇEKLEŞTİRİYORUZ
Adres: Evliya Çelebi Mah. Tersaneler Cad. Nuh Sanayi Sitesi A Blok No:3 Tuzla-İSTANBUL/TÜRKİYE Telefon: (+90 216) 395 29 30 • (+90 533) 500 76 93 / Fax: (+90 216) 446 68 48 E-Posta: info@huzuryat.com.tr • Web: huzuryat.com.tr
Makale
Yönetici olmak yetmez,
lider olmak gerekir E
Can Besev Yönetici-Analist
64 MART - NİSAN
leştiri, bilhassa kendini eleştirmek toplumuzda pek kabul gören bir şey değil ve bir zayıflık olarak görülüyor. “Yüksek yetenekli birey” olmak ve bu beceri, bilgi, iyi iş ahlakı vs. özelliklerin övülmesi veya kişinin kendisiyle övünmesi ise en çok rastladığımız şey piyasada. Halbuki iş idaresi profesörü Collins (2005)’e göre bu bir piramidin sadece ilk giriş basamağı, birinci seviye yani sadece bir başlangıç. Bu başlangıç noktası, diğer bir iş idarecisi Maxwell’e göre ise sadece makam gücünden ve bulunulan pozisyonun sağladığı bir görece liderlik yüzeyi: insanlar aslında sadece mecbur olduklarından dinliyor, itaat ediyor veya peşi sıra gidiyor. Denizcilik kadar bir takım işi olan çok az sayıda meslek vardır. Deniz yakıtları (bunker) ikmalcilerinden gemi mürettebatına ve ofis personeline, kiralama ekiplerine kadar bir zincir. Bu bütün, ancak iyi bir liderin ardında dizilirse iyi sonuçlar alınabiliyor ve şirketler karlı, personel de refah içinde olabiliyor. Bugün baktığımızda ise, genellikle bu birinci basamakta ta-
kılınıyor. Hatta birçok işletme o basamağa dahi erişemiyor. Sadece “Müdür” veya “Kaptan” olduğu için görece saygı duyulan, karada ve denizde sözü dinlenen ama hakikatte işi biraz bilenlerin peşlerinden gitmek istemediği ama mecburen takip ettiği birçok yönetici var. Varsayalım ki, çok iyi bir yakıt alımcısı var şirkette. İşi biliyor. Nerede yakıt alınır, fiyatlar nasıl, kalite ve miktar sorunları vs. her şeye hakim. Hangi ikmalci veya tüccar güçlü, sağlam… Başına bir Bunkers International veya OW hadisesi gelmeyecek biliyor. Bu kişi eğer ikinci basamak olan “Katkı sağlayan takım arkadaşı” seviyesine gelememişse, pek bir kıymeti yok o kadar birikimin. Bilgi ve yetenek paylaşımı biraz kalbini de ortaya koymayı gerektiren bir iş ama koyunca da insanlar mecburiyetten değil, istedikleri için o kişiyi takip etmeye başlayacaktır. Bilgi aktarımı genel olarak sorunlu bir şey çünkü sadece makamdan, pozisyonlarından beslenen yöneticiler veya genel olarak çalışanlar kendi özgüven eksikliklerinden dolay paylaşmak istemezler. Zaten piramidin en üst noktasında, biraz dervişlik var. Bir paradoks olarak kendini eleştirme, eleştiriye açık olma,
www.7deniz.net <
alçak gönüllülük var. Sanki en alt basamaktaymış gibi sürekli iyileşme ve iyileştirme isteği var. Bu zirveye ulaşıldığında, insanlar zaten o lideri kendisi olduğu için hayranlıkla takip edeceklerdir ve o kitle başarılı olacaktır. Bunun altyapısında ise ehil ve verimli müdürlük yatıyor. Bir iki basamak altında insanları yetkilendirebilen onları bir hedef doğrultusunda organize edebilen ve onları kendisinden daha iyi noktalara getirmeye çalışan özgüvenli müdürler ancak zirveye ulaşabiliyor. Bugün Türkiye’de birçok denizcilik okulu var. Aynı zamanda Türkiye bugün dünyada önemli bir filonun da sahibidir. En iyi “okul” ise bu gemiler ve bunları işleten şirketlerdir. “Yeterli iş gücünden” bahseden çok var. Yetenekli bireyler yetiştirmek adına bir takım yadsınamayacak faaliyetler var. Ancak bizim esas yönelmemiz gereken nokta; bu 5. Seviye liderleri nasıl yaratabiliriz? Yetenekleri çeşitlendirip nasıl beraber bir takım çalışması içinde Türk denizciliğini üst noktalara getirebiliriz. Bunu mesela Danimarkalılar çok güzel uyguluyorlar. Çinliler de onları kopyalayıp bu değeri Asya için yaratmaya gayret sarf ediyorlar. Türkiye’de yüksek yetenekli birey sıkıntısı hiçbir sektörde yok aslında. Eğitim düzeyi yüksek bir ülke Türkiye. Ancak öğretim aşaması sıkıntılı ve sonuç olarak sadece zemin veya birinci katta kalan birçok yönetici var. Henüz piramit inşa edemiyoruz. Bugün, dünya çapında baktığımızda 10 sene evveline göre Türk kökenli insanların uluslararası denizcilik firmalarında üst düzeylere geldiğini görüyoruz. Sadece 7deniz Dergisi yazarlarına baksak bile, örneğin Alper Yasar dünya devi Mitsui OSK Lines’ın kiralama müdürü, Can Ertem dünyanın en büyük emtia tüccarlarından Glencore’da deniz yakıtlarından sorumlu kredi müdürü, Hüsnü Murat Erenli de tankercilikte en prestijli firmalardan Stolt Nielsen’de yönetici olarak çalışıyor. Akademik olarak da mesela yine 7Deniz kadrosundan Yrd. Doç. Dr. Okan Duru Japonya ve ABD’de bayrağımızı dalgalandırıyor. Ama yeterli değil, uluslararası düzeyde daha güçlü olmak ve birlik olmak basamak atlamak için şart.
Bugün artık dünyanın en büyük yakıt şirketlerinden Cockett’in (Vitol Grubu) CEO’su bile bir Türk olan Cem Saral, Monjasa’nın kredi müdürü Türk: Sinan Utlu, satış başkanı Türk: Ümit Karagöz… Örnekleri çoğaltmak mümkün ama çoğaltmamız gereken esas nokta üst düzey işbirliği ve milli menfaatler doğrultusunda paylaşımdır. Azerbaycan Türkleri de Socar ile büyük bir destan yazıyorlar dünya yakıt pazarında. Bunlarla gurur duyuyoruz ve duymalıyız da ama orada durmamalıyız. Yerel düzeyde zaten bir birlik beraberlik hissi yok. Küçük denizcilik meslek derneklerinde bile bir makam yarısı var. “Sayın başkan” olmak veya “Sayın müdürüm” seviyesine ulaşmak odaklı bir görüş hakim. Ulaşınca da bu konumu korumak üzere bir kapanma, turlu alicengiz oyunları ve politikalar devreye giriyor. Halbuki bilhassa meslek birlikleri kapanma değil açılma makamlarıdır. Ülkeyi yeni pazarlara açma, genç beyinlere yeni ufuklar açma, şirketlere yeni imkanlar açma odaklı olmalıdır. Ancak bu acık fikirlilikle olabilir. Kendini eleştirmekle ve eleştiriye açık olmakla mümkün olabilir. Yaptıklarımızla, elde ettiğimiz görece küçük kazanımlarla ancak “Küçük olsun benim olsun” veya “Sayın…” düzeyine gelip birinci basamakta kalırız. Hedefimiz en üstlerde yer almak ise, beşinci seviyede lider bir millet, lider bir ülke olabilmek için hepimizin ilk gayesi yeterliliklerimizi birlikteliğe dönüştürmek olmalıdır diye düşünüyorum. Bu birliktelikten doğacak büyük gücün küçük bir parçası olmak, kendi çalıp kendi oynayan küçük bir dünyanın sayın başkanı olmaktan evladır.
MAYIS - HAZİRAN 65
Haber
TOBB Denizcilik Meclis Başkanı Erol Yücel
Erol Yücel: Denizde kriz bitmek üzere
U
luslararası denizcilik piyasalarında navlun dibe vurmuş 2 bin puanlara kadar çıktıktan sonra 2013’ün sonundan itibaren hızlı düşüşe geçen Baltık Kuru Yük Endeksi (BDI) özellikle son bir yılda yüzde 40’tan fazla düşüş göstermişti. Düşüşteki en büyük neden ise gemi arz-talep dengesizliği olarak gösteriliyordu. Ancak son dönemde gemi arzındaki düşüş piyasadaki dengesizliği azaltarak navlunu da yukarı çekti. Bu yıl içerinde 290’a kadar düşen endeks bu hafta 612 puanlara kadar çıktı. Aynı zamanda Armatörler Birliği Başkan vekili olan TOBB Denizcilik Meclis Başkanı Erol Yücel, gemi siparişlerinin durma noktasına geldiğini belirterek, ” İçinde bulunduğumuz yılın çok ilginç bir yıl olacağını daha önceki demeçlerimde de belirtmiştim. Bu senenin yarısına yaklaştık sayılır. İki beklentim vardı. Bu senin çok sayıda gelecek geminin piyasaları büyük sıkıntıya sokacağını ve bunun yanı sıra hurdaya çıkışların artacağını ifade etmiştim. Sipariş iptalleri ve ertelemelerin bir denge sağlayabileceğiydi. 5 ayın değerlendirmesini yaptığımızda gemi siparişinin
66 MAYIS - HAZİRAN
TOBB Denizcilik Meclis Başkanı Erol Yücel, “Sipariş iptalleri ve hurdaya giden gemi sayısındaki artış aşırı gemi arzını düşürdü, denizde navlun tarihi dipten döndü. Şubat’ta son 10 yılın en düşük seviyesine ulaşan navlun yüzde 100’den fazla artışla krizden çıkış sinyali verdi. Piyasaya yeni gemi girişi durdu, bu yıl tarihi dipleri gören navlun piyasası yeniden yükselişe geçti” dedi.
durduğunu görüyoruz. İptaller ve ertelemeler söz konusu. Bütün bunların sonuncunda Baltık Kuru Yük Endeksi (BDI) belli bir seviyeye yükselmiş durumda. Mesela 50 bin tonluk supramax gemilerin 21 Aralık 2015’te 4 bin 600 günlük navlun değeri vardı. 12 Şubat 2016’da 2 bin 500’e düşmüştü. Bu sıralar 6000 binin az üzerine çıkmış vaziyette. Bu piyasadaki gelişme benim öngörümü destekliyor” şeklinde konuştu. Gemi inşacılar kaynak bulamıyor Son olarak Japonya’da yapılan G-7 Zirvesi’nde liderlerin büyümenin desteklenmesi kararını aldığını ifade eden Yücel, “Bizim piyasayı yönlendiren önemli etkenlerden biri de büyüme. Biraz önce söylediklerim içerisinde hiç büyüme faktörü yok. Büyüme faktörü olmaksızın bu artışı söylüyorum” dedi. Faktörlerden birinin de Finansman sorunu olduğunu ifade eden Yücel, “Hiç kimse gemi inşası için kaynak vermiyor. Sektör kaynak sorunu yaşıyor. Şu anda Japonya Güney Kore’yi OSD’ye şi-
kayet etti. Öbür taraftan gemi inşa Güney Kore’nin her şeyidir. Dolayısıyla böyle sıkıntılı bir durum var. Sanıyorum bu bir süreç. Çin’de de tersane kapatılıyor. Tüm bu gelişmeler arz fazlası durumundaki yeni gemi girişini engelliyor” ifadelerini kullandı. Hurdaya gitme yaşı düşüyor Ayrıca çevresel nedenlerden kaynaklanan yeni denizcilik yasalarının da sektördeki bu gelişmeleri etkileyen bir diğer faktör olduğunu belirten Yücel, ” Karbon emisyonu ve kirli suyun denize arıtılarak aktarılması gibi konular da sektörü etkiliyor. Balast suyunun denize aktarılırken arıtılmasını sağlayan cihazları gemiye monte etme maliyeti 1,5- 2 milyon dolar arasında. Gemi fiyatları da zaten bu rakamlara düşmüş durumda. Yine karbon emisyonunu azalmak için yapacağınız masraf bu aralıklarda. Dolayısıyla bu durum önümüzdeki yıllarda daha genç gemilerin hurdaya gitmesine neden olacak. Dolayısıyla daha zaman var ama denizcilikte krizin sona yaklaşmakta olduğunu, o yönde ilerlediğini düşünüyorum” diye konuştu.
Haber
Yeni tip denizaltı projesi Savunma Sanayii Müsteşarlığının 2,7 milyar dolar bütçeli Yeni Tip Denizaltı Projesi kapsamında imal edilen iç blokların ilk etap ürünleri, GÜRDESAN’da düzenlenen törenle teslim edildi.
S
avunma Sanayi Müsteşarlığının 2,7 milyar dolar bütçeli Yeni Tip Denizaltı Projesi kapsamında imal edilen iç blokların ilk etap ürünlerinin teslimatı düzenlenen törenle yapıldı. Teslim törenine Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz, Savunma Sanayi Müsteşarı İsmail Demir, Savunma Teknolojileri Mühendisliği ve Ticaret A.Ş Genel Müdürü Davut Yılmaz, Gürsoy Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Gürsoy, davetliler ve basın mensupları katıldı. Dilovası Organize Endüstri Bölgesi’nde faaliyet gösteren Gürdesan tesislerinde düzenlenen törende konuşan Savunma Sanayii Müsteşarı İsmail Demir, Türkiye’nin, savunma sanayisinin çeşitli alanlarında çalışmalarına devam ettiğini söyledi. Demir, “Ülkemizin içinde bulunduğu coğrafya ve stratejik konumumuz düşünüldüğünde, çeşitli alanlarda faaliyet göstermekten başka çaremiz olmadığını görüyoruz. Bir ülke düşünün ki hem hava, kara, deniz, uzay her bir alanda kendi kendine yeterli olmaya karar vermiş, bu alanda olanca gücüy-
68 MAYIS - HAZİRAN
le yürümekte olan ve bunu yaparken de bağımlılık unsurlarını azaltmakta gayretinde olan bir Türkiye. Bütün bunların gerçekleştirilmesi güçlü bir Türkiye ile mümkün. Ekonominiz güçlüyse, nüfusunuz dinamikse bu konuda bir gayretiniz, kararlılığınız bir politikanız varsa bütün bunlar yapılabiliyor.” diye konuştu. Demir, sanayinin her cephesinde bir
millileşme, yerlileşme harekatının başlatıldığını ve devam ettirildiğini vurgulayarak, “Burada ‘yerli’ ve ‘milli’ kavramlarını çok sıklıkla kullanıyoruz, bazen buna açıklık getirmek gerekiyor. ‘Yerli’ dediğinizde aslında o üründeki unsurların ülkemiz içinde yapabilme kabiliyetiniz olmasından bahsediyoruz. ‘Millilik’ deyince ise biraz daha tasarıma dayanan, beyin gücünün de içinde olduğu, sıfır-
www.7deniz.net < ve Ticaret AŞ (STM) Genel Müdürü Davut Yılmaz da 1991’de kurulan STM’ye belli misyonlar verildiğini, onlardan birinin de bu kritik teknolojiyi Türkiye’ye kazandırmak olduğunu anlattı. Yılmaz, bu kapsamda pek çok proje yürüttüklerini ancak bunu yaparken mümkün olduğu kadar yerli katkı payını arttırmayı hedeflediklerini vurgulayarak, “Bunun en güzel ve en somut örneği MİLGEM Projesi’dir. MİLGEM Projesi ilk başladığında yerli katkı payı yalnızca yüzde 7 civarındaydı. Şu an bizlere çok basit gelen zırh kaplaması, yangına mukavim kaporta gibi malzemeler dahi yoktu. Ancak müsteşarlığımızın vizyonu ve Deniz Kuvvetleri Komutanlığımızın kararlılığı sayesinde bu oran şuan yüzde 70’ler mertebesine çıktı. Yerli katkı payı yüzde 7’den yüzde 70’e çıktı ki gerçekten çok büyük bir başarı ve bu yalnızca 4 yılda gerçekleşti.” şeklinde konuştu. Bugün STM olarak 600 mühendisle farklı alanlarda hizmet verdiklerine işaret eden Yılmaz, şunları kaydetti:
dan, gerekirse tasarlama üretme gücüne sahip olduğumuz komple bir sistemden bahsediyoruz.” ifadelerini kullandı. “İkinci adım milli denizaltı” “Bu anlamda Yeni Tip Denizaltı Projesi’nden bahsederken ikinci adım ‘milli denizaltı’ kavramı. Burada artık geçtiğimiz sürede HDW’den aldığımız destekle inşa edecek olacağımız denizaltılarımızdan hemen sonra bir milli denizaltı projesini hayata geçireceğiz inşallah” diyen Demir, şöyle devam etti: “Bunun ilk çabaları şu anda aslında başladı. Deniz Kuvvetleri Komutanlığımızla görüşmelerimizde, bir yandan bu tür hazırlık faaliyetlerinin olduğunu biliyoruz ve sanayimizi de bu hazırlık içinde olmaya teşvik ediyoruz. Denizaltı konusunda Türkiye’nin kendine yeter bir ülke olmasına doğru yol almaktayız. Denizaltımızın ve diğer platformlarımızın içinde kullanılan unsurlar, başta motor olmak üzere onların da millileştirilmesi ilerideki bir hedefimiz. İçinden geçtiğimiz günlerde dost bildiğimiz ülkeler dahil olmak üzere çevremizdeki bazı ülkelerin
durumlarının da etkisiyle nasıl kuşatılmaya çalışıldığımızı hep beraber görüyoruz. Burada da tekrar tekrar bize hatırlatılmış olan unsur güçlü bir Türkiye’nin olması. Güçlü bir Türkiye de ancak güçlü bir silahlı kuvvetlerle olur. Güçlü bir silahlı kuvvetler de güçlü silahlar, güçlü sistemlerle hayata geçer. Bu da savunma sanayi demektir.” Demir, oluşturulan sanayi yapısının bir ekosisteme dayanmak zorunda olduğuna dikkati çekerek, “Bugün bu tören vasıtasıyla gözlemlediğimiz ve bizi mutlu kılan unsur, artık sanayimizin çeşitli unsurlarının ana yüklenicilere destek olma anlamında kabiliyetler geliştirmesi ve oyuncu olarak sektörlere dahil olması ve yetkinliklerini teknolojik anlamda ileri noktaya taşıyarak Türkiye’de bu ekosistemi oluşturmaya başlamalarını görüyoruz. Bugün Gürdesan firmamızın içinde bulunduğunu faaliyetler de bunun çok güzel bir örneği.” değerlendirmesinde bulundu. tı”
“Yerlilik oranı 4 yılda yüzde 70’e çıkSavunma Teknolojileri Mühendislik
“Bu 600 mühendisin dörtte biri yani yaklaşık 150 kişi, su altı ve su üstü muhrip gemi mühendisliği kısmında çalışıyor. Bu 150 kişinin çalıştığı MİLGEM gibi projelerde veya Pakistan’da yürüttüğümüz ve kısmetse önümüzdeki aylarda bitireceğimiz ülkemizin en büyük askeri gemi ihracat projesi olan Denizde İkmal Tankeri Projesi’nde 100’e yakın yerli firmayla çalışıyoruz. Önümüzde milli gemi MİLGEM’den sonra milli denizaltı MİLDEM var. Çok daha büyük, çok daha zor, çok daha kompleks bir proje. Ancak savunma sanayimizdeki son yıllardaki gelişmeler gösteriyor ki eğer biz el ele verirsek, doğru politikayı takip edersek, hazırlığımızı tam yaparsak ve çalışırsak yapamayacağımız bir şey yok.” Yeni Tip Denizaltı Projesi Gölcük Tersanesi’nde inşa edilen denizaltının iç bloklarının imalatını Savunma Teknolojileri Mühendisliği ve Ticaret AŞ altında Gürdesan Gemi Makine Sanayi tarafından gerçekleştiriliyor. Gürdesan, Yeni Tip Denizaltı Projesi kapsamında toplam 840 tonluk çelik bloklarının ilk etap üretimini tamamladı.
MAYIS - HAZİRAN 69
Haber
40 bin kişiye daha istihdam Türkiye’de 400 bin kişiye istihdam sağlayan denizcilik sektörü, 40 bin kişiye daha yeni istihdam yaratacak. En çok arananların başında makine zabiti, kaptan ve kaynakçı geliyor.
K
rizin etkisinden sıyrılmaya çalışan denizcilik sektörü, yeni istihdam için kolları sıvadı. Denizcilik; ticaret filosunun dışında, tersaneler, limanlar, turizm, balıkçılık, gemi söküm sanayi, kıyı inşaatları, gemi ve sevkiyat acenteleri, gemi alım-satım brokerleri, yükleme-boşaltma yapan şirketleri ile en geniş istihdam yaratan sektörlerin başında geliyor. Bugün için denizcilik sektörü yaklaşık 400 bin kişiye doğrudan, mevsimlik iş olması açısından da dolaylı olarak da 3 milyon kişiye istihdam yaratıyor. Ancak 2009 yılında global krizden etkilenerek, özellikle gemi inşa alanında ciddi sıkıntıya düşülmesi nedeniyle, tersanelerde çalışan sayısı 3 yıl gibi kısa sürede 34 binlerden, 17 binlere kadar geriledi. Geçtiğimiz yıldan itibaren de krizin etkilerinden sıyrılan sektör, eski parlak günlerine dönmeye başladı ve 2015’te istihdam 30 bine çıktı.
70 MAYIS - HAZİRAN
Eski günlere dönülüyor Bu yılın başından itibaren de sadece gemi inşa alanında değil tüm denizcilik sektörü atağa kalkarak, hem geçmişte kaybettiği iş gücünü geri kazanmaya hem de yeni istihdam yaratmaya hazırlanıyor. Bunun da birçok nedeni var. 10 yıl önce 37 olan faal tersane sayısı geçen yıl 77’ye çıktı ve 49 tersane de yatırım aşamasında. Bir başka neden ise, deniz taşımacılığında Türkiye’nin filo büyüklüğünün her geçen yıl artıyor olması. Ayrıca önümüzdeki yıllarda gemi ve yat ihracatında artış bekleniyor. Daha da önemlisi, 2023 yılında gemi inşa sanayi için 10 milyar dolarlık hedef kondu ve 2017 yılında Türkiye’nin küresel lojistik sektöründen alacağı payın 140 milyar dolara çıkması bekleniyor. 40 bin kişiye yeni iş Tüm hedefler, önümüzdeki dönemde denizcilik sektöründe istihdam artışı getirecek. Yeni yatırımlarla birlikte tersanelerde çalışan sayısında yüzde 10’luk bir artış beklenirken; turizmi, gemi söküm sanayi, kıyı inşaatları, acentelerle birlikte tüm denizcilikte yüzde 10’luk bir istihdam artışı olacağı tahmin ediliyor ki, bu da önümüzdeki dönemde yaklaşık 40 bin kişinin yeni işe alımı anlamına geliyor.
Yetişmiş eleman açığı arttı Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkan Yardımcısı Halim Mete, sektörde tecrübe kazanmış kaynak, torna-tesviye çalışanlarının yaşanan global ekonomik kriz nedeniyle başka sektörlere yöneldiğini, bunun da kendine has yapısıyla bambaşka bir uzmanlık alanı olan gemi inşa sektöründe yetişmiş eleman açığını arttırdığını belirtti. Ortalama kazanç 4 bin 500 lira Türkiye Gemi İnşa Sanayicileri Birliği (GİSBİR) Yönetim Kurulu Başkanı Murat Kıran, sektörde mavi yakalı çalışanlar için ortalama aylık net 2 bin 500 lira, beyaz yakalılar için de ortalama 4 bin 500 lira kazanç söz konusu olduğunu söyledi. 2015 yılı itibariyle sektörde çalışan sayısının 29 bin 699 kişi olduğunu belirten Kıran, şunları söyledi: “İşlerin önceki döneme göre azalması nedeniyle istihdam açığı hissedilmemekle birlikte, kriz öncesi dönemde tecrübe kazanmış kaynakçılar başta olmak üzere, pek çok meslek grubu, kriz ortamı nedeniyle başka sektörlere geçtiler. Bu durum işler açıldığında ihtiyaç duyulacak meslek gruplarını yeniden sektöre döndürmede zorluklar yaratacaktır. Bu husus gemi inşaatında çalışan diğer meslek grupları için de geçerlidir.
Sektörden
Türk Bayraklı Gemilerin Yurt Dışı Kontrolleri’nde değişiklik
Gemilerin Genel Denetimi ve Belgelendirilmesi Hakkında Yönetmelik ile Uluslararası Emniyet Yönetimi Kodunun Türk Bayraklı Gemilere ve İşletmecilerine Uygulanmasına Dair Yönetmelik değiştirildi. Türk bayraklı gemiler ile Türk hükümranlık sahasındaki yabancı bayraklı gemilerde, bulundurulması zorunlu olan belgelerin eksik, vizesiz ya da geçersiz olması veya geçerli olsa dahi geminin gerçek durumunun belgede belirtilen duruma uygun olmadığının tespit edilmesi halinde, eksik veya gerçek durumu yansıtmayan belge başına 5 bin lira para cezası verilir. Durum düzeltilene kadar faaliyete, sefer veya operasyona izin verilmez” bölümü de değişiklik ile yeni yönetmelikte yer almadı. Türk Bayraklı gemilerin, yurt dışındaki liman devleti kontrollerinde, 1 yıl içerisinde “Emniyet Yönetimi Sistemi uygunsuzluğu” nedeniyle ikiden fazla tutulması halinde, işletmeciye 5 bin ile 20 bin lira arasında idari para cezası verilecek. Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığının, “Uluslararası Emniyet Yönetimi Kodunun Türk Bayraklı Gemilere ve İşletmecilerine Uygulanmasına Dair Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik”i Resmi Gazete’de yayımlanarak, yürürlüğe girdi. Buna göre, Türk bayraklı bir geminin, yurt dışındaki liman devleti kontrollerinde, 1 yıl içerisinde Emniyet Yönetimi Sistemi uygunsuzluğu nedeniyle ikiden fazla tutulması halinde, işletmeciye 5 bin ile 20 bin lira arasında idari para cezası verilecek. Yönetmelikle düzenlenen idari yaptırım kararları, merkez teşkilatında genel müdürlükler, taşra teşkilatında liman başkanlıklarınca verilecek. İdari yaptırımların uygulanmasına ilişkin diğer hususlarda ilgili Kabahatler Kanununda yer alan esaslar dikkate alınacak.
72 MAYIS - HAZİRAN
Öte yandan “Gemilerin Genel Denetimi ve Belgelendirilmesi Hakkında Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik” de Resmi Gazete’de yayımlanarak, yürürlüğe girdi. Buna göre, yurt dışında bulunduğu sürede, başka devletlerce yapılan denetimlerde, sefer yapmasına engel durumu belirlenmiş Türk bayraklı gemilere idarece uygun görülen ek denetlemeler yapılacak veya yaptırılacak. Türk bayraklı bir geminin yurt dışındaki liman devleti kontrollerinde, 1 yıl içinde ikiden fazla tutulması halinde 5 bin ile 20 bin lira arasında idari para cezası verilecek. Eski yönetmelikteki, “Türk Bayraklı gemilerin teknik durumları, gemiadamı donatımı, emniyet, güvenlik ve çevrenin korunmasıyla ilgili tüm aksamı ve düzenlemeleri mevzuatına uyumlu olmak zorundadır. Mevzuata uyumsuz gemilerin durumları uygun hale getirilene kadar faaliyetine izin verilmez. Geminin elverişsiz durumunun idareye rapor edilmesi durumunda idare durumu araştırır ve gerekli tedbirleri aldırır” bölümü çıkarıldı. Aynı şekilde “Uluslararası sefer yapan
Uluslararası sefer yapmak üzere denetimden geçirilen ve belgelendirilen Türk bayraklı gemilerin aksamında ve kullanım amacında bakanlıktan yazılı izin alınmadan değişiklik yapılamayacağına ilişkin bölüm de çıkarıldı. Yönetmelikte izinsiz değişikliklere 5 bin liradan 50 bin liraya kadar idari para cezası verilmesi öngörülüyordu. Cezalar düşürüldü Eski yönetmelikte yurtdışında bulunduğu sürede, başka devletlerce yapılan denetimlerde, sefer yapmasına engel durumu belirlenmiş Türk bayraklı gemiler eğer aynı veya benzer nedenle 6 ay içerisinde bir kereden fazla veya 1 yıl içerisinde iki kereden fazla yurtdışında alıkonulursa geminin belgesi askıya alınıyor ayrıca 10 bin lira da idari para cezası veriliyordu. 6 ay içerisinde iki kereden fazla veya 1 yıl içerisinde üç kereden fazla yurtdışında alıkonduğu tespit edilen gemilerin belgeleri iptal ediliyor ve 50 bin lira da idari para cezası veriliyordu. Yönetmelik değişikliği ile verilen cezalar düşürüldü. Ayrıca para cezaları tahsil edilmeden yeniden denetim ve belgelendirme yapılabilecek. Verilmiş tedbir kararları da kaldırılabilecek.
www.7deniz.net <
Denizciler Gemi Brokerleri Derneği’nin yemeğinde buluştu Gemi Brokerleri Derneği’nin, geleneksel hale getirdiği ve iki yılda bir düzenlediği Uluslararası Brokerler Yemeği'nin 3.'sü gerçekleşti. Etkinliğe denizcilik sektörü yoğun ilgi gösterdi.
G
emi Brokerleri Derneği’nin geleneksel hale getirdiği ve bu yıl 3. kez Lütfi Kırdar Kongre Merkezi Maçka Terası’nda 1.500 yerli ve yabancı katılımcı ile düzenlenen yemekte denizcilik sektörünün yerel ve uluslararası isimleri bir araya geldi. Yemeğe Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Suat Hayri Aka, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı Deniz Ticareti Genel Müdürü Cemalettin Şevli, İMEAK DTO Yönetim Kurulu Başkanı Metin Kalkavan, TOBB Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Halim Mete, İMEAK DTO Yönetim Kurulu Üyesi Kaptan Alev Tunç ve Koster Armatörleri ve İşletmecileri Derneği (KOSDER) Başkanı Salih Zeki Çakır’ın yanı sıra sektörün önde gelen birçok ismi katıldılar. İMEAK Deniz Ticaret Odası, Armador ve Yıldırım Holding ana sponsorluğunda gerçekleşen gecede 1500 misafir ağırlandı. Gemi Brokerleri Derneği, düzenlediği Uluslararası Brokerler Yemeği’nden elde edilecek gelir ile bir sosyal sorumluluk projesi yapmayı hedefleniyor.
MAYIS - HAZİRAN 73
Analiz
Parçalı bulutlu yaz havası Piyasalarda durumlar malum ve hiç giriş paragrafıyla sizi size anlatmaya ve canınızı sıkmaya gerek görmüyorum değerli okuyucular. Bunun yerine yazının hemen başında birkaç GÜZEL haber vereyim. Hem böylece erkenden sayfayı da çevirmezsiniz. • Rusya tarihinin ya en iyi ya da ikinci en iyi tahıl hasadını yapma arifesinde. Fransa’da da iyi bir hasat bekleniyor. Dünyada da buğday rekoltesinde iyileşme olduğundan fiyatlar aşağı yönlü baskılanmış durumda.
Engin Koçak ISTFIX Araştırma Müdürü
74 MAYIS - HAZİRAN
• Ukrayna’nın tahıl ihracatı bu sene rekor kıracak. Kaldı ki şu son iki ayda gemisi buralarda olup da Ukrayna’dan en az bir kere tahıl yüklemeyen arma-
tör kaldı mı merak ediyorum. • Maalesef Türkiye’nin geçen sene rekor kıran 22,5 milyon tonluk buğday üretiminin bu sene yüzde 10 ila 20 düşüş göstermesi bekleniyor. Ne çiftçimiz için ne de cari dengemiz için iyi haber ama dürüst olalım, biz denizciler olarak Rusya ve Ukrayna’dan ithalatın artacağı beklentisi ile biraz teselli buluyoruz. • Petrol 50 doları buldu. “Yakıt artıyor bunun nesi iyi?” diye soruyorsunuz, petrol ihraç eden başta Cezayir olmak üzere Libya ve Rusya biraz soluk almaya başladı. Bu da ticarete olumlu yansıyabilir. • Avrupa Birliği Çin ve BDT kaynaklı rulo sac ürünlerine koyduğu damping vergilerini yüzde 20 ila 36 oranına yükseltti. Bu durum umuyoruz ki bölge içinde Türkiye’nin deniz yoluyla çelik ihracatı başta olmak üzere koster ticaretini olumlu etkileyecek. Koster piyasalarında ne olur? Avrupa Birliği kaynaklı bir sıkıntı olmazsa,
www.7deniz.net < yukarıdakiler olumlu göstergeler. Avrupa Birliği’nde ne olacak? En önemli konu “Brexit”… Yazımın devamında bu güncel ve önemli konuyu inceliyorum. Bir de şu aralar gözden kaçan genel bir büyüme yavaşlaması ile İtalya ve İspanya’da henüz tam yüzeye çıkmamış bankacılık sistemi sıkıntıları var. FED’in faiz artırımı, piyasalarda çok fazla nakit olması ve bu nakit birikiminin emtia fiyatlarını suni olarak yukarı çekmesi, ticaretin dönmemesi ama fiyatların emtia borsaları üzerinden şiddetli dalgalanması dikkat edilmesi gereken hususlar. Brexit ve Avrupa’da Denizcilik Tarihi yaklaştığı için İngiltere’nin, daha doğrusu Birleşik Krallık’ın Avrupa Birliği’nden çıkma referandumu hakkında da birkaç bulgumu paylaşayım istedim. “Brexit” namıyla da anılan ve 23 Haziran’da İngiliz halkının oyuna sunulacak bu konu, Birleşik Krallık’ta iktidarda bulunan Muhafazakar Parti’nin ve Başbakan David Cameron’un geçen seçimlerdeki beklenmeyen zaferinin ardından tutmaya karar verdiği sözleri arasında. Aslında mesele biz denizcileri pek ilgilendirmiyor gibi görünüyor, çünkü kavga “Biz Avrupa Birliği’nin (laf aramızda Almanları kastediyorlar…) bankacılık sistemimize çomak sokmasına müsaade etmeyiz!” ve “Biz daha ne kadar Avrupa Birliği’nin arkasından gidip krizdeki milletlere para vermek zorundayız?” (yine taş Almanlara) cümleleri ile başladı. Sonuçta Birleşik Krallık finansın, sigortacılığın ve daha pek çok unsu-
ruyla “paranın” merkezi ve özerkliğini asla kaybetmek istemiyor. Peki Birleşik Krallık Avrupa Birliği’nden çıkarsa bölgede denizciliğe ne olur? Bunun tam cevabını verebilen henüz yok. Çünkü ilk sorun, bu çıkışın ne kadar uzun süreceği, ikinci önemli sorun da Avrupa Birliği’nden çıkışın, Avrupa Ekonomik Bölgesi’nden çıkmak anlamına gelip gelmeyeceği. Ama kesin olan bir şey var, Brexit İngiliz Sterlini üzerinde büyük bir baskı yaratıp ciddi değer kayıplar tetikleyebilir. Bu durumda da Birleşik Krallık’ın ithalatları üzerinde bir baskı oluşabilir ki bu durumdan yakın deniz navlunları da kısa bir süre için etkilenecektir. Birleşik Krallık’ın ihracatının yüzde 45’i ithalatının ise yüzde 53’ü Avrupa Birliği ile. Bu da meseleyi özetliyor. Birleşik Krallık’ın birlikten çıkması durumunda ülkenin limanları Avrupa Birliği kabotajından çıkmış, bayrağını taşıyan gemiler de Birliğe yabancı gemiler statüsüne düşecek. Bu durumun ekonomik etkileri vergiler, harçlar, ücretler bakımından meçhul. Örneğin, yukarıda bahsi geçen ithalat daralmasından bağımsız düşünürsek, Almanya’dan Birleşik Krallık’a buğday ihracatı bundan nasıl etkilenebilir? Aynı şekilde buradan Kuzey İspanya’ya akışlar ne olacak? Doğu’da Fransa, Batı’da İrlanda ile ticaret artık kabotaj ticareti olmayacak, bu durum nasıl sıkıntılar doğuracak? Biraz daha teknik bakarsak, Avrupa Birliği ile İngiltere’nin kanunları arasında yıllara dayanan bir geçişkenlik var. Bu durum deniz hukuku, rekabet hukuku, çalışma hukuku gibi denizciliği doğrudan ilgilendiren konularla da ilgili. Bu durumda Brexit gerçekleşirse İngiliz denizcilik şirketlerinin Avrupa Birliği limanlarında sıkıntı yaşaması mümkün mü? Birileri sonradan haksız rekabetle, Avrupa Birliği’ne uymayan mevzuatla gemici çalıştırmakla itham edilebilir mi? Arbitration in London… Bir yerden tanıdık geldi mi? Hukuken Avrupa Birliği’ne üye ülkeler Birleşik Krallık da bu birliğin bir üyesi olduğu için ve birliğe üye ülkeleri şirketleri arasındaki anlaşmazlıklarda uygulanan kanunlar birlik sathında aynı olduğu için bunu rahatlıkla uygulamaktaydı. Brexit gerçekleşirse Avrupa Birliği’ne üye ülke armatör veya kiracılarda Londra tahkimine karşı bir tereddüt doğar mı? Muhtemelen Türk armatörlerle ya da Avrupa Birliği dışı armatörlerle yaptıkları
MAYIS - HAZİRAN 75
Analiz
sözleşmelerde yine Londra tahkimini tercih edeceklerdir ama kendi içlerinde durum nasıl olacaktır? Hâlihazırdaki Londra Belediye Başkanı (yeni seçilen Sadiq Khan değil, bu Lord Mayor of London) Jeffrey Evans’ın Clarksons firmasında 1972’den beri gaz taşımacılığı alanında gemi brokeri olduğunu biliyor muydunuz? İşte yukarıdaki konular onu da tereddüde düşürmüş olacak ki, “Denizcilik piyasalarında rekabet artarken Londra’daki şirketlerin sadece yeni iş geliştirmeye odaklanmasını istiyoruz, belirsizlik ortamında bundan
İstanbul Navlun Endeksi’ne (ISTFIX) göre 2016’nın ilk yarısını bitirirken 2-4 bin DWT gemiler günlük gelir (TCE) olarak 1.590 dolar, 4-6 bin DWT gemiler ise ortalama 2.425 dolar civarında kazanmakta. 6-8 bin DWT segmentine bakıldığında gündelik gelirler 3.300 dolar, 10.000 DWT kapasiteli büyük kosterler
76 MAYIS - HAZİRAN
sonra ne olacağını düşünerek endişelenmelerini değil” demiş. Londra gibi şehrin belediye başkanı olmayı başarmış, şövalye ünvanı da olan bir gemi brokeri konuştu…Efendim, bana susmak düşer. Tüm denizcilik camiamıza bereketli bir Ramazan ayı, sonrasında da şimdiden mutlu bir Ramazan Bayramı diliyorum.
için ise 4.725 dolar seviyesindeydi. ISTFIX Nisan ve Mayıs aylarında bazı yükseliş denemeleri yaptıysa da navlunlar sürekli olarak “konjonktürel” baskı altında kaldığından armatörler geçen seneye göre düşük gündelik gelir elde etmeye devam ediyorlardı.
www.7deniz.net <
Konteynerde yeni dönem 1 Temmuz’da başlıyor ULUSLARARASI Denizcilik Örgütü (IMO) tarafından onaylanan, Denizde Can Güvenliği Uluslararası Sözleşmesi (SOLAS) hükümleri gereğince 1 Temmuz 2016 tarihinde yürürlüğe girecek olan uygulama ile ihracatçılara dolu konteynerlerin brüt ağırlığının tespit edilerek doğrulanması ve doğrulanmış brüt ağırlıklarının bildirilmesi zorunluluğu getiriliyor. Konteyner taşımacılığında aşırı yüklemeler nedeniyle meydana gelen kazaların önüne geçmek, daha emniyetli ve güvenli bir denizyolu taşımacılığı sağlamak amacıyla IMO tarafından 2014 yılında, dolu konteynerlerin tartılarak beyan edilmesine (VGM-Verified Gross Mass of a Container) karar verildi. Türkiye’de de SOLAS kapsamında bakanlık tarafından ‘Deniz Yoluyla Taşınacak Dolu Konteynerlerin Brüt Ağırlığının Tespiti, Doğrulanması ve Bildirimi Hakkında Yönerge’ hazırlanıyor. Henüz yürürlüğe girmeyen Yönerge Taslağı ile deniz yoluyla taşınmak üzere Türkiye limanlarında gemilere yüklenecek olan dolu konteynerlerin brüt ağırlıklarının tespit edilerek doğrulanması, doğrulanmış brüt ağırlıklarının bildirimi ve tarafların sorumluluklarına ilişkin usul ve esaslar belirlendi.
A life on the ocean wave with safe company
AYDIN DENİZ İŞLETMECİLİĞİ A.Ş. (AYSHIPS) Adres: Saray Mah Naya Sk. No:3 Ümraniye 34768 İstanbul / Turkey Tel: +90 216 633 24 61 Mail: management@ayships.com
www.aydin.com
Kısa Kısa
Safiport Derince’ye, Barselona’dan transfer
Rafael Escutia Kimdir?
B
arselona Limanı’nın tasarımcısı Rafael Escutia Safiport Derince ekibine katıldı. Multimodal bir liman olan Barselona Limanı’nı dizayn eden Escutia son olarak Safiport Derince’nin tasarım ve planlamasını yapıyor. Rafael Escutia geçtiğimiz günlerde Safiport Derince’yi ziyaret ederek Safi Holding Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Safi ile görüştü.
Akdeniz’in iki ucunda yer alan Barselona ve Safiport Derince; benzer büyüklükte, her çeşit yüke hizmet verebilen multimodal ve birbirine oldukça
78 MAYIS - HAZİRAN
benzeyen iki liman. Yaklaşık 350 milyon dolarlık yatırım yapılacak olan Safiport Derince’de inşaat ve planlama süreci titizlikle yürütülüyor. 2,5 milyon TEU kapasiteye ulaşacak olan Safiport Derince’de stratejik inşaat yatırım planlaması Rafael Escutia ile sürdürülecek. Safiport Derince; multimodal (çok amaçlı), fonksiyonel, estetik, depreme dayanıklı ve çevre kriterlerine uygun bir liman olarak planlanıyor. Safi Holding Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Safi, Rafael Escutia ile yürütülen çalışmadan oldukça memnun olduğunu dile getirdi.
Dünyanın en büyük limanları arasında yer alan ve multimodal bir liman olan Barselona Limanı’nda 2000-2007 yılları arasında Genel Müdür Yardımcısı olarak görev alan Escutia aynı zamanda dünyaca tanınmış bir kurum olan Dünya Denizyolu Taşımacılığı Altyapısı Birliği (PIANC) Başkanlık görevinde (2000-2004) yer aldı. Kendisi hala PIANC Yönetim Kurulu Üyesi olarak görevini sürdürüyor. Barselona ve Valencia Limanları’nın tasarımından sorumlu olan Rafael Escutia İşletme alanında yüksek lisans yapmış olup Liman İşletmeciliği programını da tamamlamıştır.
www.7deniz.net <
CYE Petrol yatırımlarla büyüyor CYE Petrol Tic. Ltd. Şti. 5. ve 6. yüksek teknolojili ve sertifikalı kütlesel sayaçlarını (EMERSON Coriolis Mass Flow Meter) hizmete soktu. “Coriolis Mass Flow Meter” teknolojisi, Türk limanlarında, bunker barçlarında sadece CYE Petrol Tic Ltd Şti tarafından kullanılmakta. “Coriolis Mass Flow Meter” teknolojisi gemi yakıt ikmali (bunker) sırasında
en önemli kalite parametrelerini (kesafet, sıcaklık, ağırlık (kg), volüm (lt), su miktarı, hava miktarı) ölçerek anında gösteriyor. Dünyaca Kabul görmüş sertifikalı, elektronik olarak mühürlenmiş EMERSON Coriolis Mass Flow Meter mekanizması bunker ikmali sırasında her 2-3 saniyede bir ikmal hattından geçen ürünün kalitesini ölçüyor ve kayda
geçiriyor. 100 tonluk bir yakıt ikmali sırasında, yakıtın kalitesi ve içeriği ile ilgili ortalama 1200 satır bilgi kayda geçiriliyor. Böylece gemi yakıt ikmali sırasında yakıt kalitesi anında izlenebildiği gibi, ikmalle ilgili bilgilerde senelerce saklanabilecek data haline getiriliyor.
European Offshore & Maritime
Inebolu Shipyard Ertogay ‹fl Merkezi E¤itim Mah. Poyraz Sk. 34722, Istanbul Phone: +90 216 337 55 01 • info@inebolushipyard.com
Hedef güçlü bir sektörü yaratmak.
OCAK-ŞUBAT • | 79 |
Türk denizcilik sektörünün güncel haber portalı 7 DENİZ