Fiyat: 20¨ Yıl:5 Sayı:28 Temmuz-Ağustos 2017
Serkan Eriş:
Pahalı algısını yıkıp tüketiciye ulaşmalıyız
Ayçın Özsakabaşı:
Hayallerde değil
gerçeklerde buluşalım Doç.Dr. Soner Esmer:
Özata Kenya’ya damgasını vurdu
Endüstri 4.0 Lojistik 4.0 Denizcilik 4.0 Liman 4.0…
Engin Koçak Oktay Okşak:
Limancılıktaki yükü SolonPort sırtlıyor
Kötümser olmak için sebep iyimser olmak için mazeret var...
100% Y QUALIT
w
w
w
.
m
a
r
d
i
n
-
s
h
i
p
p
i
n
g
.
c
o
m
.
Postane Mah. Rauf Orbay Cad. Rahman Sok. No:9 Tuzla / İstanbul / Turkey Tel: +90 216 582 00 72 • Fax: +90 216 582 00 73 • Mob: +90 532 247 26 97 spare@mardin-shipping.com.tr
t
r
İÇİNDEKİLER / INDEX
12 Yönetim 7 Deniz Basın Yayın Reklam, Danışmanlık, Turizm ve Org. Tic. Ltd. Şti. adına İmtiyaz Sahibi ve Genel Yayın Yönetmeni İbrahim Kocamış ibrahim@7deniz.net Genel Yayın Koordinatörü Derya Altuntepe derya@7deniz.net
16
Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Çilem Kocamış cilem@7deniz.net Editör Cengiz Tepebaş cengiz@7deniz.net Katkıda Bulunanlar Engin Koçak Doç. Dr. Soner Esmer Görsel Yönetmen Polat Sarıgül polatsarigul@hotmail.com Yayın Danışma Kurulu Can Besev, Kapt. Kubilay Ulucan, Prof. Dr. Ahmet Dursun Alkan, Prof. Dr. Güldem Cerit, Kapt. Savaş Ercan, Semih Ege, Engin Koçak, Doç. Dr. Soner Esmer Temsilcilikler ABD Temsilcisi: Kapt. Kubilay Ulucan, İngiltere Temsilcisi: Tahsin Özalan İskandinavya Bölge Temsilcisi: Semra Dag Hınd
21 24
Reklam ve Abone reklam@7deniz.net İletişim adresi Osmanağa Mah. Reşit Efendi Sok. No: 66/22 Kadıköy / İstanbul Tel: 0216 550 55 46 0216 330 30 23 e-mail: info@7deniz.net CTP ve Baskı Özkan Basım Tanıtım Hizmetleri San. Tic. Ltd Şti. Yayın Yerel - Süreli Yayın 7deniz Dergisi’nde yayınlanan tüm yazı ve fotoğrafların hakları, logosu ve isim hakkı 7 Deniz Basın Yayın Reklam, Danışmanlık, Turizm ve Org. Tic. Ltd. Şti.’ye aittir. İzinsiz hiçbir yerde kullanılamaz. Yayımlanan ilanların sorumluluğu sahibini bağlar.
49
12
Kenya’ya damgasını vuran Özata
16
Pahalı algısını yıkıp tüketiciye ulaşmalıyız
20
Hayallerde değil, gerçeklerde buluşalım
22
Şadan Kaptanoğlu BIMCO’nun dümenine geçiyor
24
IMO Balast Suyu Yönetimi Sözleşmesi kararını vermeli
26
Endüstri 4.0, Lojistik 4.0, Denizcilik 4.0, Liman 4.0….
28
Kabotaj Bayramı coşkusunu Beşiktaş’ta yaşadık
30
HYSTER ile 24 saat kesintisiz çalışan depolar
34
Kötümser olmak için sebep, iyimser olmak için mazeret var...
36
8. İstanbul Bunker Konferansı bize neler fısıldıyor?
40
Limancılıktaki yükü SolonPort sırtlıyor
44
Türkiye ve Kocaeli için bitmeyen enerjiye sahibiz
48
GBD’nin vites yükseltmesi için adayız!
50
Balık evi sahibi olmaya ne dersiniz?
52
Bakanlığa yeni yetkiler
58
Celestyal Cuises ile haydi Yunan Adalarına
59
Celestyal Nefeli ile 7 liman birden!
60
Türkiye’de avlanan balıklar
63
Bulmaca
“Worldwide Marine Lubricants Service”
Editör
Zarlar atıldı
(Alea iacta est)
Türk denizcilik sektörü Metin Kalkavan’la ya “devam”, ya “tamam” diyeceği günlere yaklaşıyor…
Bildiğiniz üzere DTO’nun Haziran ayı meclis toplantısında gündem seçimler oldu. Metin Kalkavan’ın başkanlığını açıkladığı toplantıda Cengiz Kaptanoğlu değişim zamanı geldi dedi ve meclis başkanlığına aday olmayacağını açıkladı. Ardından da Vapur Donatanları ve Acenteleri Derneği Başkanı Recep Düzgit değişim sinyalleri verdi. Bir de tabii Denizcilik Federasyonu Başkanı Erkan Dereli’nin söylemi var. O da bir önceki seçimlerde Salih Zeki Çakır’la değişim grubu içindeyken, her ne hikmetse saf değiştirdi ve bu seçimlerde Kalkavan’la devam dedi. Toplantı sonrasında KOSDER iftarında bir araya gelen sektör yöneticileri, burada da değişimim mi, devam mı diye sohbet etti elbette. Meclis Başkanı Cengiz Kaptanoğlu’nun KOSDER’e üye olacağım, açıklaması akıllara Metin Kalkavan’la yolları ayırdıkları görüşünü kuvvetlendirdi. Anlayacağınız o ki taşlar yerinden oynadı oynayacak sanki… Neyse bu işler olasılıklar silsilesi içinde bir yere oturur. Bunu hepimiz biliyoruz. Peki, ama nasıl oldu da böyle oldu, dersek işte o zaman LPD ihalesine kadar bir geri gidelim derim. Bu ihaleye biliyorsunuz ki RMK, Sedef ve Desan olmak üzere üç tersane girdi. İhaleyi de Sedef Tersanesi kazandı kazanmasına ama teklifi fiyat kırarak, farklı bir ifadeyle en düşük fiyata çekerek aldı. İhaleden sonra da kazananın devlet olduğu haberleri gündemde yer buldu bulmasına ama o kısım biraz şaibeli. En azından sektör için öyle. Çünkü ihalenin öyle ya da böyle eklemelerle Sedef Tersanesi’nin istediği rakama geleceği söylentileri yok değil. Tabii bunu yarınlar gösterecek, biraz beklememiz yeterli! Eğri oturalım ama doğru konuşalım dersek, bir gerçek var ki o da Metin Kalkavan’ın Türk denizciliğinin dümeninde olduğu süre boyunca sektör adına çalıştığı. Bu yeterli gelir, gelmez ama takdir etmemiz gerek. Ayrıca, Piri Reis Üniversitesi
4 TEMMUZ - AĞUSTOS
Kalkavan’ın hayali. Dünyada bir ilki gerçekleştirmek istiyor. Bu projenin ayakları ne kadar sağlam, alt tabanı ne kadar kuvvetli o da tartışılır ama eğitimdir, gelecektir, Türkiye’dir deriz ve takdir ederiz. Lakin, bizim takdirimiz yeterli değil. Önemli olan oda üyelerinin ve yeni seçilecek başkanın takdiri. DTO fonları ile var olan üniversite, yarınlarda da bu kaynağa sahip olacak mı, yoksa aktarılan fonlar “yeter” denilip kesilecek mi, o da ayrı bir soru işareti. Diğer taraftan KOSDER Başkanı Salih Zeki Çakır’ın da “Daha sağlıklı süreç yürütmek istiyorum” diyerek istifa etmesi, aday olacağı yönündeki beklentileri yükselti. Şayet Çakır, aday olur ve kazanırsa ilk defa soyadı Kaptanoğlu veya Kalkavan olmayan bir isim odayı yönetecek. Eğer kazanamazsa da kuvvetle muhtemel bir daha aday olmayacak.
Üyeler veli nimettir, esas olan üyelerin menfaatidir gibi söylemlere girmek bile istemiyorum çünkü bu bir söylem değil. Eğer bu söylem yerine geçerse Metin Bey’e ayıp olur. Kendisi bunun farkındadır şüphesiz. Farkında olmadığı bir şey belki de “yorgunluktur”. Kendisi dümende olsa bile farklı görüşleri yönetimine kabul etmezse mental yorgunluk yaşayacağına şüphe yok. Belki de yaşadı ve yaşıyor ki temel çatırdamaya başladı. Bunu tabii ki kendisi bizden çok daha iyi analiz edecektir ama naçizane fikrimizi beyan etmek isteriz. Biz isteriz ki, sadece “ben ve benim gibi düşünenler” diyen değil, “biz” diyebilen kazansın. Kürsüye çıkıp saatlerce konuşan değil, “benim işim hepinizi dinleyerek yol almak” diyen biri olsun. Ve öyle projelerle gündeme gelsin ki, destekleyen de desteklemeyen de “doğru yapıyor” desin. Kısaca kendisinin değil, sektörün kazanmasını istesin… Bir sonraki sayıda görüşünceye kadar her şey gönlünüzce olsun.
İbrahim Kocamış
AYRICALIK, BULUNDUĞUNUZ YERLE BAŞLAR! Ataköy Marina Mega Yat Limanı açılışına özel 1 yıl bağlamaya 6 ay hediye!
Türkiye’nin en büyük Mega Yat Limanı açıldı. Ayrıcalıklı olmayı sevenlerin yeri de, fırsatı da hazır. T : +90 212 560 42 70 W : www.atakoymarina.com.tr
Kısa Kısa Pearl Naval A.Ş sektöre hızlı girdi
Marine Line Türkiye yeni adresinde MARİNE LİNE Türkiye yeni adresine taşındığını açıkladı. Konuyla ilgili basına ve sektöre açılma yapan firma, bundan sonra yeni ofislerinde hizmet vereceklerini açıkladı. Yeni taşındıkları adresler uygulama alanı ve depo olacak. Firmadan yapılan açıklamada, Marine Line Turkiye olarak yeni ofislerine ve ayrıca uygulama alanı ve depolarına taşındıkları açıklandı. Marine Line Türkiye’nin yeni adresleri : Merkez ofis: Evliya Çelebi Mah. Genç Osman Cad. No: 58 Kat 4 Ak İş Merkezi Tuzla – İSTANBUL, Uygulama Alanı & Depo: Sultan Orhan Mah. Hasköy Sanayi Sitesi Taşkaldıran Mevkii 13 B Blok No:13-14 Gebze – KOCAELİ, İrtibat bilgileri: Telefon: +90 216 493 37 28 - 493 91 87 Faks: +90 216 493 38 36 E-Posta: info@marinelineturkiye.com.
PEARL NAVAL A.Ş ''temiz deniz, güven, şeffaflık' ilkeleriyle sektöre yeni bir soluk getirmeye başladı. Haziran ayında kurulan şirket gemi işletmeciliğinde uluslararası platformda önemli işler yapmak adına filosuna katılacak olan 3 adet kuru yük gemisinin anlaşmalarını temmuz ayı başında imzaladı. Pearl Naval; gemi işletmeciliği, gemi kiralama, teknik danışmanlık, finansman çözümleri, sörvey, gemi inşa denetimi gibi ana alanlarda yerli ve yabancı kuruluşlara tam kapsamlı hizmetler vermekte ve çözüm ortaklığı yapmakta. Profesyonel kadrosuyla işletmesindeki gemilere yenilerini eklemek için geniş kontakları sayesinde yerli ve yabancı kuruluşlarla temaslarını sürdüren Pearl Naval lng, LPG gibi farklı segmentlerdeki projelerle tecrübeli kadrosuna binaen ilgilenmektedir. Deniz ve çevre bilincini yükseltmek amacıyla Pearl (İnci) ismiyle dikkat çeken ve bunu şirket politikasında en üst sırasında konumlandıran firma, gelecek kuşaklara daha temiz bir deniz ve doğa bırakmayı görev edinerek bu etmenler doğrultusunda ilgili platformlarda çalışmalarını sürdürmekte.
sektörünün Telsiznet, modeli ile sahada HABERLEŞME lider firması Novatel tarafından yüksek kaliteli iletişim sağlıyor piyasaya sunulan yepyeni
haberleşme servisi TELSİZNET’in TE385 modeli sahip olduğu özelliklerle hem kullanım kolaylığı sağlıyor hem de iş verimliliğini arttırıyor. Telsiz sistemleri için gerekli frekans tahsisi ve altyapı kurulumu maliyetlerini ortadan kaldıran TELSİZNET, kullanıcılara cep telefonu şebekeleri (GPRS, 3G ve 4.5G) ya da WiFi kablosuz yerel ağları kullanarak kesintisiz iletişim imkânı sağlıyor. Kapsama alanı tüm Türkiye olan ve tek düğme ile anlık, grup veya birebir haberleşme imkânı sunan TELSİZNET kullanım
6 TEMMUZ - AĞUSTOS
kolaylığı sağlayan birbirinden farklı modelleriyle de dikkat çekiyor. GPS desteği ve Android akıllı işletim sitemine sahip TE385 modeli, saha ekiplerine yüksek kalitede iletişim imkânı sunmasının yanı sıra kompakt boyutu, endüstriyel tasarımı, üstün kalite ve kullanıcı dostu özellikleri sayesinde profesyoneller için ideal bir iletişim cihazı olarak fark yaratıyor. İş verimliliği, iş sağlığı güvenliği ve üretim kalitesine katkısı sebebiyle haberleşmenin ciddi bir öneme sahip olduğunu belirten Novatel Genel Müdürü Cem Ankara, TELSİZNET ürünlerinin tamamen buna yönelik geliştirildiğini belirtti.
Built for life
Turkey
Poyraz Sokak, Sadıkoğlu 1 İş Merkezi, Kat:3 No:79 Ziverbey, Kadıköy, İstanbul - Türkiye Tel: +90 216 348 49 59 Fax: +90 216 349 66 11 E-Mail: info@batservice.com.tr
Gismerøyveien 227 4502 Mandal – Norway Tel: +47 38 27 13 00 Fax: +47 38 26 45 80 E-Mail: post@batservice.no Website: http://www.batservice.no
Kısa Kısa KOSDER’de yeni yönetim açıklandı KOSTER armatörleri ve İşletmecileri Derneği (KOSDER), Kurucu Yönetim Kurulu Başkanı Salih Zeki Çakır’ın bu görevinden ayrıldığına ve dernek merkezinde dün gerçekleştirilen Yönetim Kurulu toplantısında yapılan görev dağılımına ilişkin kamuoyuna açıklamada bulundu. Yapılan açıklamada, “2014 yılından beri faaliyet göstermekte olan Koster Armatörleri ve İşletmecileri Derneği (KOSDER) Yönetim Kurulu başkanlığı görevini yürüten Sn. Salih Zeki ÇAKIR Temmuz 2017 İMEAK Deniz Ticaret Odası Meclis Toplantısında,
Değişim Grubunun seçim sürecindeki Ortak Akıl Çalışmalarını sağlıklı bir şekilde yürütebilmek adına Koster Armatörleri ve İşletmecileri Derneği Yönetim Kurulu Başkanlığı görevinden istifa etmiştir. 19.07.2017 tarihinde Koster Armatörleri ve İşletmecileri Derneğinin Yönetim Kurulu Asil ve Yedek üyelerinin çoğunluğun katılımıyla dernek merkezinde yapılan
Yönetim Kurulu toplantısında oy birliği ile alınan kararla, 30.03.2018 tarihindeki Genel Kurul Toplantısına kadar Yönetim Kurulu Başkanlığına Sn. Hüseyin Kocabaş ve Yönetim Kurulu Başkan Yardımcılığı’na Sn. Burak Akartaş seçilmişlerdir. Kendilerine yeni görevlerinde başarılar dileriz” denildi.
Norveç'in 'hibrit feribot'larını Türkiye üretiyor
Elektronik Deniz Haritası Gösterim ve Bilgi Sistemi ICS Üyelerine, Uluslararası Hidrografi Dairesi (IHO) Elektronik Deniz Haritası Gösterim ve Bilgi Sistemi (ECDIS) standartlarına ait daha önceki baskıların (edition) geri çekildiği ve IHO ECDIS Sunum Kütüphanesi (Presentation Library) Edition 4.0 ile faaliyet göstermek üzere ECDIS'in güncelleştirilmesi beklenen son tarih hatırlatılarak, Üyelerden bu bilgileri mümkün olduğu kadar geniş şekilde yaymaları istendi. İlgi yazıda, "ICS Üyeleri, Elektronik Deniz Haritası Gösterim ve Bilgi Sistemleri (ECDIS) için olan revize edilmiş Uluslararası Hidrografi Dairesi (IHO) standartlarının yayımlanması ve ECDIS sistemlerinin güncelleştirilmesi için uzatılmış son tarihin ICS Sirküler yazısı RN(16)08'de bildirildiğini hatırlayacaklardır. Mart 2016'da, NCSR 3, ECDIS'i IHO ECDIS Presentation Library'nin en son baskılarına (editions) kadar ECDIS'i güncelleştirmek için olan geçiş süresinin uzatılmasını onaylamıştır. Amaç, mevcut sistemleri güncelleştirmek için Şirketlere daha fazla zaman sağlamaktı. Uzatma süresi 31 Ağustos 2017'de son bulacak.
8 TEMMUZ - AĞUSTOS
YALOVA-ALTINOVA Tersane Girişimcileri Sanayi ve Ticaret AŞ Yönetim Kurulu Başkanvekili Orhan Gülcek, yaptığı açıklamada, Türkiye'nin gemi inşaatı sektöründe 2005'te yıldızının parladığını ve özellikle tanker üretiminde marka haline geldiğini söyledi. Kuzey ülkelerinde özel amaçlı feribotların eskimesi ve artık çevreye verilen önemin artması dolayısıyla daha çevreci feribot talebinin hız kazandığına da değinen Gülcek, “Akülü feribot yapılıyor Türkiye'de. Çok büyük bir gelişmedir. Yalnızca aküyle giden feribot yapılıyor. Hibrit feribotlar yapılıyor. Yani elektrikli ve akülü sistemlerin beraber kullanıldığı feribotlar yapılıyor Türkiye'de. Bunlar Türkiye'de yapılıyor derken dünyada da yeni olan işler. Şu anda özellikle Norveç'e yapılıyor. Çünkü 2020 yılına kadar buradaki feribotların yenilenme çalışmaları var. Bu kapsamda 80-85 gemi yapılacak. Bunların 20-25'i zaten yapıldı, şu an devam eden projeler var. Önümüzdeki yıllarda da Türkiye'ye bu tür gemiler çok gelecek, yapılacak." Gülcek, bu gemilerin bir kısmının, Polonya'dan yarı mamul temin edilerek Norveç'te yapıldığını ifade ederek, "Ama benim inancım çoğunluğu Türkiye'de yapılacak. Çünkü Türkiye büyük referans olmaya başladı bu konuda ve yapılıp teslim edilen gemiler var ve devamı gelecektir. Şu ana kadar 8-9 tane yapıldı Türkiye'de ve bu sayı artacak" dedi.
Kısa Kısa Yeşil Liman Sertifikaları, sahiplerini buldu
OMSAN Denizcilik, Türk Armatörler Birliği'ne üye oldu TÜRK Armatörler Birliği yeni üyeleriyle denizcilik sektöründe daha fazla katma değer sağlamaya devam ediyor. Türk Armatörler Birliği'nden yapılan açıklamaya göre, OYAK İştiraki OMSAN Denizcilik A.Ş.'nin bu ay içinde yeni üye olarak Türk Armatörler Birliği ailesine katıldığı belirtilerek,yeni üyeliklerle birlikte deniz taşımacılık sektörünü kapsamaya devam ettiklerini kaydetti. Yapılan aynı açıklamada, mülkiyetinde 30 bin 109 DWT taşıma kapasitesine sahip M/V FORTUNE EXPRESS isimli kuru yük gemisi ile 4 bin 213 DWT M/V UNYECEM 1 isimli çimento taşıyıcı iki Türk bayraklı gemi bulunduğu ifade edilirken, OMSAN Lojistik olarak Türkiye'nin sayılı multimodal taşımacılık şirketlerinden biri olduğu belirtildi.
YEŞİL Liman Sertifika Töreni, Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Ahmet Arslan'ın katılımıyla Bilkent Otel ve Konferans Salonu'nda gerçekleşti. Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı Deniz Ticaret Genel Müdürlüğü bünyesinde yürütülen "Yeşil Liman - Eko Liman Projesi" dahilinde Yeşil Liman Sertifikası almaya hak kazanan 11 limana sertifikaları Ahmet Arslan tarafından verildi. Ahmet Arslan yaptığı konuşmada, Türk boğazlarından uğraksız geçiş yapan gemilerin zorunlu gereksinimlerini karşılamak üzere bekleme sürelerinin 2 günden 7 güne çıkarılmasına ilişkin hukuki sürecin tamamlanmak üzere olduğunu, en kısa sürede uygulamaya geçirilerek bölgenin yakıt ikmal merkezi haline getirilmesinin önü açılacağını söyledi. Türkiye'nin deniz ticaret filo kapasitesinin son 10 yılda, dünya denizciliğine göre yüzde 75 daha fazla büyüdüğüne dikkati çeken Arslan, 2008'de yaşanan global krize rağmen Bakanlık olarak birçok proje ile altyapı yatırımının hayata geçirildiğini, yasal düzenlemelerin yapıldığını anlattı.
İki dev liman özelleştiriliyor ÖZELLEŞTİRME İdaresi Başkanlığı (ÖİB), iki dev liman için ihaleye çıkıyor. Mersin Taşucu ve Milas Güllük Yat Limanları için ihale günü 21 Temmuz olarak belirlendi. Söz konusu limanlara ilişkin ihale, 36 yıllık işletme devir süresini içeriyor. ÖİB, Mersin
10 TEMMUZ - AĞUSTOS
ve Muğla'da yer alan 2 dev limanın 36 yıl süreyle 'işletme hakkının verilmesi' işini ihaleye çıkarıyor. Mersin'de yer alan Taşucu Limanı, bölgenin en büyük 2. limanı olarak kabul ediliyor. Milas'taki Güllük Yat Limanı'nı ise eskiden yükleme istasyonu olarak
kullanılıyordu. Mevcut durumda TDİ Güllük İskelesi ticari bir amaçla kullanılmıyor ancak içinde TDİ İdari Binası ile Milas Belediyesi’ne kiralanan çay bahçesi yer alıyor. Toplam 5 bin 975 metrekarelik alandan oluşan liman 173,2 metre uzunluğunda
2 iskeleden meydana geliyor. Mevcut durumda atıl bulunan tesis, yat limanına dönüştürülecek. Liman için hazırlanan imar planına göre Yeni Güllük Yat Limanı 260 yat bağlama kapasitesine sahip olacak ve 3 çıpalı bir liman marina olarak hizmet verecek.
Gemi İnşa
Kenya’ya damgasını vuran Özata
Türk denizcilik sektörünün zorlu süreçlerinde başarılı projelerle adını duyuran Özata Tersanesi, Kenya Cumhuriyeti için inşa ettiği MV Jambo Feribotu’nu, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Ahmet Arslan, DTO Başkanı Metin Kalkavan, GİSBİR Başkanı Murat Kıran ve sektörün önde gelen isimlerinin katıldığı törenle denize indirdi.
M
ombasa Limanı’nda hizmet vermesi planlanan gemi tamamen kaynaklı çelik konstrüksiyon malzemeden inşa edilirken, 84 metre boyunda 18 metre genişliğe sahip. 62 otomobil ve 400 kişiyi taşıyacak MV Jambo Feribotu, Türk denizcilik sektörünün başarılı projelerinden bir tanesi! MV Jambo Feribotu’nun denize inme töreninde yapılan konuşmaların ardından, Kenya Cumhuriyeti için çelik konstrüksiyon malzemeden inşa edilen 84,60
12 TEMMUZ - AĞUSTOS
metre boy, 18 metre eninde 62 otomobil, bin 350 yolcu taşıma kapasiteli feribotun kurdelesini Bakan Arslan, Yalova Valisi Tuğba Yılmaz, AK Parti Yalova Milletvekili Fikri Demirel, Özata Tersanesi Yönetim Kurulu Başkanı Özdemir Ataseven, Kenya Ferry Servis Başkanı Ramadan Seif Kajembe birlikte keserek, feribotu denize indirdi. Bakan Arslan, daha sonra Altınova Belediye Başkanlığını ziyaret ederek, Belediye Başkanı Metin Oral ile bir araya geldi. Oral, Bakan Arslan’a Hersek Lagünü temalı el işi tablo takdim etti.
Ahmet Arslan: Türk denizciliği 2,5 milyar doların çok ötesinde Türk denizciliğinin son 15 yılda ciddi manada yol kar ettiğini vurgulayan Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Ahmet Arslan, “Yapılan yatırım 2,8 milyar dolar. Bu önemli bir rakam. Tersane sayımız 35’lerden 79’a ulaştı. 585 adet tekne imal yeri var. 700 bin ton yılda çelik işleme kapasitesine ve 4,5 milyon DWT yılda gemi inşa etme kapasitesine sahibiz. Sektörün yıllık cirosu ise 2,5 milyar dolar” dedi.
www.7deniz.net < Arslan, burada denizcilikten değil, gemi inşa sektöründen bahsettiklerini ifade ederek, “Denizcilik bunun çok çok ötesinde. Kaldı ki uluslararası bir sektör olan denizcilik, 2008’den beri dünya ciddi bir kriz yaşıyorken, bu alanda ülkemizde sektörü büyütmeye, yol almaya, istihdam sağlamaya devam ediyor. 2,5 milyar dolarlık bir büyüklükten bahsediyoruz. Buna ihracat dahil, buna bakım, onarım dahil, yurt içi üretim, yan sanayi ve gemi geri dönüşüm sanayi dahil” diye konuştu. 500 bin kişi bu sektörden geçimini sağlıyor İstihdam rakamlarının çok daha büyük olmasını hedeflediklerini vurgulayan Arslan, şöyle devam etti: “Ülkede 35-36 tersaneden 79 tersaneye çıktık ama çok daha büyük istihdam, dünyadaki krizden kaynaklı olarak bu sektör, beklentimiz üzerindeki büyümeyi sağlayamadı. Son yıllarda bir duraksama dönemine geçti. Dünyadaki krize rağmen bizim yerimizde saymamız dahi bizim için başarıdır, bizim için önemli noktadadır. Bu bölgede sadece direkt istihdam 17 bin. Yan sanayi ve dolaylı istihdamı düşünürseniz çok daha büyük. Dolayısıyla tersanelerimizde sağladığımız istihdam bizim 30 bin, yan sanayi ile birlikte 90 bin istihdam sağlıyoruz. Bu 500 bin kişiye geçim kaynağı demek, 500 bin kişinin bu sektörden geçimini sağlaması demek.”
Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Ahmet Arslan da
Gemi yatırımları 5.bölge kapsamın-
Bakan Arslan, sektörün her geçen gün kendini geliştirdiğine işaret ederek, konuşmasını şöyle sürdürdü: Kredi garanti fonu kapsamında 10 firmanın 20 gemisine 250 milyon liralık kefalet sağlandı. Yine bu sektör, gemi yatırımları 2. bölge teşviklerinden, 5. bölge kapsamına alınarak, 5. bölge teşviklerinden yararlanabilir hale getirildi. Gemi yatırımları kredi garanti fonu kapsamında alındı”. Her türlü işbirliğine varız
DTO Başkanı Metin Kalkavan
Bakan Arslan, gemicilik sektöründeki ihracatın önemine dikkati çekerek, şunları anlattı: “Memnuniyetle şunu söylemek gerekir, ülke olarak denizci bir ülkenin denizlerini ihmal etmeden, denizcilikten kaynaklı bu ülkenin büyümesinin önünü açması adına 15 yıldır çok ciddi mesafeler kat edildi, bakanlık olarak, hükümetler olarak üzerimize her ne düşüyorsa fazlasını yaptık. Bundan sonra da inşallah fazlasını yapmaya çalışacağız. Sebebi de şu, ülkemizin hedefleri büyük. Ülkemiz 2023, 2035, 2053 hedeflerini önüne koyup, bu hedeflerde de ihracatı öncelikli konuma koydu. Bunun da olmazsa olmazı ulaştırma altyapıları olduğunu bilerek, biz ulaştırmanın her türünde ama özellikle de bugün olduğu gibi bundan son-
ra da sektöre her türlü desteği vereceğiz. Sektörle her türlü iş birliğini yapacağız ve inşallah sektörü çok daha geliştireceğiz.” Metin Kalkavan: Özdemir Ataseven’den korkulur Tersaneciliğin büyük bir darbeden sonra kabuk değiştirdiğini söyleyen DTO Başkanı Metin Kalkavan, “Dünyada çok önemli olan eski bir sanayi dalı. Bu ülkenin çok önemli bir iş kolu. Çok büyük bir istihdam ve yüksek mühendislik içeren önemli bir faaliyet alanı. Geleceğe baktığımızda ise bu sektörün önünün çok açık olduğunu görüyoruz. Başta Cumhurbaşkanımız, Başbakanımıza ve emeği geçen mühendislerimize ve işçilerimize canı gönülden teşekkür ediyorum. İnşallah çok daha iyi ürünler ortaya çıkaracağız” dedi. Kenya, ülkemiz için yeni bir kapı Kenya nerede, Türkiye nerede! diyen Kalkavan sözlerine “Özdemir’den korkulur. Benim tanıdığım en ısrarcı insanlardan biridir, hiç bıkmaz. Daha nicelerini diliyoruz” diyerek devam etti. Kenya’nın ülkemiz için yeni bir kapı olduğunu vurgulayan Kalkavan, her ülkenin bizim için potansiyel bir müşteri olduğunu vurguladı ve sözlerini şöyle tamamladı; “Özdemir Ataseven’e teşekkür ediyorum. Büyük bir kapı açtı. İnşallah arkası gelir. Ziya Am-
TEMMUZ - AĞUSTOS 13
Gemi İnşa
camızın deyimiyle, başını karadan, kıçını borandan korusun. Allah selamet versin. Hayırlı, uğurlu olsun”. Murat Kıran: Sektörüm adına şükranlarımı sunuyorum “Sektörümüz için özellikle son bir buçuk senede yaptıklarından dolayı, başta Cumhurbaşkanımız, Başbakanımız, Bakanımız, daha sonra da müsteşarımız ve genel müdürlerimize minnettar olduğumuzu söylemek istiyorum. Sayın Başbakanımızın bir sözü var; ‘Yapılanlar çikolata gibidir, ağızda erir, unutulur’ der. Biz unutmayacağız, her ortamda dile getireceğiz” diyerek sözlerine başlayan GİSBİR Başkanı Murat Kıran, küresel ekonomik kriz dolayısıyla yaşanan tüm olumsuzluklara rağmen sektörün pes etmediğini vurguladı. Denizcilik sektörünün sahip olduğu nitelikli işgücü, özel ve kaliteli üretim yapabilme kabiliyetine vurgu yapan Kıran, “Sektör mensuplarımız ağır rekabet koşulları altında başarılı sözleşmeler ve inşalar gerçekleştirerek bizlere bu mutluluğu yaşatıyorlar. Başta Özata Tersanesi Yönetim Kurulu Başkanı Özdemir Ataseven olmak
14 TEMMUZ - AĞUSTOS
üzere tüm yöneticilerine, mühendislerine ve özellikle fedakar işçi kardeşlerime GİSBİR Yönetim Kurulu ve sektörüm adına şükranlarımı sunuyorum. Bir diğer teşekkürüm, milli gemi inşa sanayimize göstermiş oldukları ilgi ve güvenden ötürü Kenya Cumhuriyeti Ulaştırma Bakanı ve bürokratları nezdinde Kenya Cumhuriyetine. Bu vesileyle MV Jambo yolcu ve taşıt feribotunun pruvasının neta, denizlerini sakin olmasını diliyorum” diyerek sözlerini tamamladı.
polardan oluşan toplam 62 bin metrekare alanda hizmet veren tersanemiz, kurulduğu günden bu yana 61 projeye imza atmıştır” dedi.2008’in Özata için dönüm
Özdemir Ataseven: Sevinçler paylaşınca artar, üzüntüler paylaşınca azalırmış Özata Tersanesi Yönetim Kurulu Başkanı Özdemir Ataseven ise konuşmasına, “Sevinçler paylaşınca artar, üzüntüler paylaşınca azalırmış. Yoğun gündeminize rağmen zaman ayırıp sevincimizi paylaştığınız için sonsuz teşekkürlerimi sunarım” diyerek başladı. 2015’ten buyana 19 gemi teslim ettik Özata Tersanesi’nin Yalova Tersaneler Bölgesi’nde kurulan ilk tersane olduğunu söyleyen Ataseven, “15 bin metrekaresi kapalı üretim sahası, atölyelerden ve de-
GİSBİR Başkanı Murat Kıran
www.7deniz.net < noktası olduğunun altını çizen Ataseven, stratejik hedefler doğrultusunda rotalarını gelişen pazarın ihtiyaçlarını karşılamaya çevirdiklerini vurguladı ve şöyle devam etti: “Global krizin etkisinden çıkabilmek için bu süreçte yatırımlarımızı artırdık ve bunun meyvelerini de aldık. Strateji kararımızın ve yatırımlarımızın neticesinde, sadece 2015 yılının başından bugüne kadar 19 gemi teslimini yurt içi ve yurt dışına yaptık. Bu adımla Türkiye’de bir ilki hayata geçirecek bir yola girdik” Ar-Ge ve yatırımlarımız hız kesmeden devam ediyor Vakum imfüzyon sistemiyle karbon kompozit gemi üretme teknolojisini kendi mühendisleri ile gerçekleştirdiklerini belirten Ataseven, bu alanda ciddi yatırımlar yaptıklarını açıkladı. “Bu malzeme son derece hafif ama çok güçlü bir malzeme. Uzay ve havacılıkta konvansiyonel malzemelerin yerini alacak bir malzeme. Ama işin en önemli kısmı Türkiye bu ürünü üretebilen dünyadaki 9 ülkeden biridir. Bu malzemeyi üretmek oldukça iyi bir teknolojik altyapı gerektirir. Ne kadar şanslıyız ki bu malzemeyi başarı ile üreten fabrika tersanemize sadece 5 kilometre uzaklıkta. Bu firma ile birlikte 4 senedir yürütmüş olduğumuz Ar-Ge çalışmalarımız neticesinde artık gemi inşa projelerimizde yerli katkı payını artırabileceğimiz büyük bir avantaj yaratmış durumdayız. Gövdelerde kullanılacak karbon kompo-
zit miktarının artırılması gemilere sağlamış olduğu avantajların yanı sıra ülkemiz için de katma değerin büyük ölçüde artırılmasını sağlayacaktır. Gerçek manada yerli katkı payının artırılması tersanemizin daima öncelikleri arasında yer almış-
tır. Hali hazırda inşa ettiğimiz projelerimizde teknik imkanlar elverdiğince yerli malzeme ve ekipman kullanmaya özellikle dikkat etmekteyiz. Karbon kompozit üretimiz süresince edindiğimiz tüm bilgi ve deneyimi Türk Loydu başta olmak üzere çeşitli kamu ve özel kuruluşlarla paylaşmaktan mutluluk duyuyoruz” dedi. Tersanecilere düşen görev istihdamı artırmak
Özata Tersanesi Sahibi Özdemir Ataseven
Ataseven, ülkemizin belki de en büyük ihtiyacı olan istihdamı artırmak adına da önemli buldukları yeni bir tersane yatırımına başladıklarını da ifade etti. “Yeni tersanemizde tamir ve bakım hizmeti verebilmek için yüzer havuz satın aldık. Havuzumuz 3 ay içinde hizmete girecektir. Bu yatırımlara cesaret edebilmemizin nedeni hükümetimizin kriz denen sürecin başlamasından itibaren denizciliğimize verdiği desteklerdir. Bu konuda emeği geçen tüm devlet büyüklerimize teşekkürlerimi sunuyorum” diyen Ataseven, tersanecilere düşen görevin istihdamı artırmak olduğunu vurguladı.
TEMMUZ - AĞUSTOS 15
Röportaj
Pahalı algısını yıkıp tüketiciye ulaşmalıyız Bugün Anadolu Motor’un Genel Müdürü olan Serkan Eriş’in Anadolu Grubu’yla yolculuğu 1995 senesinde başlıyor. Anadolu Efes’in satış temsilcisi olarak işe başlayan Eriş, içerisinde pek çok görev ve sorumluluğu barındıran 18 yıllık yurt dışı macerasından sonra Türkiye’ye dönüyor. Ağustos 2016’da Anadolu Motor’da Genel Müdür olarak göreve başlıyor. Peki, o günden bugüne, bugünden de yarınlara Anadolu Motor’un rotası ne kadar değişecek derseniz, denizcilik sektöründe adını ve yaptıklarını çok daha fazla duyacağımızı şimdiden söyleyebiliriz. Sohbetimize, Anadolu Efes’ten sonra Anadolu Motor’la devam eden yeni sayfadan başlayalım mı? Anadolu Grubu’ndaki yolculuğum 20 seneyi bulan bir süreç. Anadolu Efes ile başlayan ve 18 yıl sonra Anadolu Motorla devam eden bir yoldan bahsediyoruz. 18 yıllık yurt dışı macerasından sonra Türkiye’ye döndüm ve yeni bir şeyler yapmak istiyordum. Anadolu Grubu içerisindeki değişim süreci ve benim bu konudaki arzum da Anadolu Efes’ten Anadolu Motor’a uzanan kapıyı araladı. Hiç bilmediğim ve deneyimlemediğim bir sektörde yer almak istiyordum ve bu da oldu. Kasım 2015’te Genel Müdür Yardımcısı olduktan kısa süre sonra Genel Müdürlük görevini teslim aldım. Gerçekten de bambaşka bir sektöre “Merhaba” dediniz. Bu açıdan baktığımızda denizciliğin Türkiye’deki algısını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Anadolu Motor Genel Müdürü Serkan Eriş
16 TEMMUZ - AĞUSTOS
Bu sektör, kuralları açısından hızlı tüketime benzemiyor ama oradan buraya taşınabilecek çok fazla fırsat ve deneyim var. Son 1,5 yıl içerisinde deneyimlediğim ve anladığım kadarıyla sektör bayi ya-
www.7deniz.net < pısı olarak da market olarak da tüketiciye gidiş açısından kendi dinamiği içerisinde kalıp başkalaşamamış. Sektörde “çok fazla pazarlama gerekmiyor” algısı var ama tam tersi. Muhteşem fırsatlar olduğu kanaatindeyim. Efes deneyimimin burada bana faydası olacağını düşünüyorum. Çok daha dinamik olan sektörümüzdeki potansiyelin anlatılması gerekiyor. Özellikle denizcilik tarafı. Geçmişte ben de birçok tüketici gibi “lüks ve pahalı uğraş” algısına sahiptim. “En iyi tekne arkadaşının teknesidir” lafı da bu algının en güzel göstergesi. Bu algıyı kıracak noktaların tüketiciye yeterince anlatılmadığını düşünüyorum. Biz neyi farklı yapacağız sorusunun cevabı tam da bu. Denizciliğin bir hobi, bir sevda olduğunu ve bunun da
sanıldığı gibi pahalı ve zahmetli bir uğraş olmadığını anlatacağız. Sizce algının nasıl bir değişime uğraması gerekiyor? Özgürlük… Bu bir lüks değil, bu bir hak esasen. Belirli standartlara ulaşmış her bireyin de hakkı. Teknenize binip, canınız nereye istiyorsa oraya gidebileceğiniz bir hakka sahipsiniz. Sizce bundan daha büyük bir özgürlük var mı? Bu kültürü eğer çocukluktan itibaren yerleştirebilirsek, çok daha farklı yerlerde olacağımıza inanıyorum. Şayet babanın, annenin denize tutkusu yoksa çocuğun da olmuyor. Portekiz, Hırvatistan, Norveç gibi ülkelerdeki potansiyele bakarsak Türkiye’nin Hırvatistan’dan 10 kat daha
büyük olması gerektiği gerçeği ile karşılaşırız. Türkiye nüfusunun %25’i tekne sahibi olabilecek durumda ama bunun ancak %1’i tercih ediyor. Bunun da sebebinin önyargı olduğu açık. Şayet sağladığı kazanımı ve maliyetleri iyi anlatabilirsek bu algının zamanla yıkılacağını düşünüyorum. Burada işin sırrı bunu çok daha iyi anlatabilmekte. Honda ile olan işbirliğinizin nasıl bir katkısı olacaktır? Esasen bizim atacağımız adımlardan bir tanesi de bu. Honda’nın mevcut portföyünde yer alan ne kadar seçenek varsa hepsini getireceğiz. Eğer burada engel fiyatsa demek ki tüketiciye daha ulaşılabilir fiyatlar sunmamız gerekiyor. Bu sene
“Bir pasta büyümüyorsa o pastanın içerisinden ne kadar pay aldığınız bir süre sonra sürdürülebilir değil. Asıl olan o pastayı büyütmektir. Denizcilikle uğraşan tüketici sayısı 10 kat artsın, herkes mutlu olsun. Herkes oradan payına düşeni alsın”
TEMMUZ - AĞUSTOS 17
Röportaj
4,5,6 beygir motorları portföyümüze katmak da bu sebepleydi. Çünkü bu ürünler çok daha ulaşılabilir fiyata sahipler. Şayet mevzu fiyat değil de algıysa işte o zaman da bunun ne kadar keyifli, arkasında ne kadar özgürlük hissi yattığını, hatta ulaşım anlamında ne kadar iyi bir seçenek olduğunu anlatmamız lazım. Buradan Honda ile olan uzun soluklu ilişkinize değinelim mi? Honda ile 30 yıldır çok sağlıklı bir ilişkimiz var. Geniş bir ürün yelpazesi var. Bütün dünyada kabul gören bir marka. Müşterimize Honda tercihi ile neye sahip olacağını iyi anlattığımızda ortaya şöyle bir artı değerler sıralaması çıkıyor; bütün dünyada takdir gören bir markayı, uygun fiyatla, 5 yıl servis güvencesiyle sunuyoruz. Bu sıralamada Honda ismiyle özdeşleşmiş teknoloji ve en çok tercih edilen tüketici markası olmak da yer alıyor. Tam da bu noktada hem Anadolu Motor hakkında bilgi alalım mı?
18 TEMMUZ - AĞUSTOS
Anadolu motor çok ürün odaklı bir firma. Yaklaşık 50 yıla yakın zamandır piyasada ve Türkiye’de kendi kategorisinde tek dizel üreticisi konumunda. İyi bir üretici ama biz sadece üretici olarak kalmayıp daha çok tüketici tarafında etkin olmayı istiyoruz. Anadolu Motor olarak 200’ye yakın bayi ve 400 servis noktamız var. Bunların yanında 25 tane de marin alanında bayimiz bulunuyor. Marin bayilerimiz de genellikle sahillerimizde yer alıyor. Daha konsantre bir şekilde çalışıyoruz. İşin servis tarafında bugün olduğumuz noktadan çok daha iyi bir yerde olacağız. Keza satış ayağında da öyle. Yılın ikinci yarısında atacağımız adımlar da bunlar esasen. Son olarak hedefler diyerek sohbetimizi tamamlayalım mı? Geçmişte Anadolu Motor, Anadolu Grubu’nun içerisinde bir yıldızdı. Çünkü çok yüksek bir talep vardı. Motora, su pompasına, çapaya… Sabah üretip öğlen satıyor. Kapıda kuyruklar var. Bayiler
önce ben alacağım diye birbiriyle yarışıyor.. Zaman içinde rekabetin artmasıyla birlikte durum değişti. Ama inanılmaz bir potansiyeli var bu firmanın. Birkaç avantajımız var. Birincisi 3 farklı kategoride iş yapıyoruz. Tek bir iş yapmıyoruz. Hem traktör başlı başına bir iş, hem güç ürünleri, hem de marin tarafı var. Türkiye de inanılmaz potansiyele sahip bir ülke. Gidecek çok yolumuz var. Bizde çok çok önemli diyebileceğimiz yedek parça işi de mevcut. Orada çok hızlı yol alıyoruz. Hem yurt dışından tedarik, hem de yurt dışına satışımız var. Bir yıldır üzerinde çalıştığımız Çin’deki ofisimiz devreye girdi. Hindistan’da bir ofis açmıştık. Oralardan doğru tedarikler sağlayıp onu kendi üretimimizle birleştirip 50’ye yakın ülkeye satmak gibi bir projemiz var. 2020’ye kadar bir yol haritası çizdik. Anadolu Motor, tekrar grubun parlayan yıldızı olacak. Çalışmalarımız ve hedefimiz bu yönde.
İletişim adresi
http://dmedya.com
D MEDYA FORUM PAZ. TUR. DIŞ TİC. Ltd.Göksu Evleri Göztepe Mah. Akasya Cad. Düzayak Çıkmazı B 273 A Villa Kavacık 34815 Beykoz/İstanbul
Tel TR Fax TR Tel DE Tel NL
: +90 0216 465 41 65 : +90 0216 465 41 66 : +49(0)69 408 071 35 : +31(0)614 31 51 07
Söyleşi
Hayallerde değil, gerçeklerde buluşalım
Genç, başarılı ve idealist kadrosuyla yazılım alanında dünya markası olma yolunda hızla ilerleyen bir firma Ayden Marine. Şirketin Genel Müdürü Ayçın Özsakabaşı’nın Ekim 2016’daki sohbetimizde “Belki hayatımızın en riskli projesiydi” diye bahsetti Semisubmarine projesi bugün iki ödül almanın çok ötesinde bir konumda. Herkese ilham kaynağı olan Semisubmarine ile Türk mühendislerinin başarısını gözler önüne seren Ayden Marine yönetimi ve ekibini 7Deniz Ailesi olarak tebrik ediyor, çok daha başarılı projelerde yer alacakları günleri sabırsızlıkla bekliyoruz.
A
yden Marine Genel Müdürü Ayçin Özsakabaşı ile Ekim 2016’da bir söyleşi yapmıştık. O gün bizlere, “Belki hayatımızın en riskli projesiydi. Her gün o denizin altına giren insanların can güvenliği sizin verdiğiniz kararlara bakıyor. Burada Türk Loydu’nun da çalışması, özverisi ve projeye inanarak verdiği destek önemli. Diğer taraftan Türk Loydu’ndan aldığımız Yenilikçilik ödülü benim için çok anlamlı. İnovasyon alanında da Altın Çıpa Denizcilik Başarı Ödülü almamız sürpriz oldu. Çünkü bu alanlarda daha önce ödül alan firmalar Türkiye’nin değil dünyanın dev firmalarıydı” diyen Özsakabaşı, yaptıkları işlerin görülmesinin, takip edilmesinin, en sonunda ödüllendirilmesinin ayrı bir gurur ve mutluluk kaynağı olduğunu belirtmişti.
20 TEMMUZ - AĞUSTOS
Semisubmarine’ye artan ilgi Bugün Semisubmarine’nin gördüğü ilgiden memnuniyetini dile getiren Özsakabaşı, “Hayaller de değil, gerçekler de buluşalım” diyerek çok daha başarılı projeler için durmadan çalışacaklarını ifade ediyor. Ayden Marine Yöneticilerinden Osman Uluşahin ise tasarımıyla bir ilk olma özelliğini taşıyan Semisubmarine’nin herkese ilham kaynağı olmasından dolayı duydukları mutluluğu dile getiriyor. Türkiye’de üretilen ilk yarı denizaltı olma özelliğini taşıyan Semisubmarine, geçen yıl Marmaris’te başladığı turlarına bu sene de devam ediyor. Ege Denizi’nin güzelliklerini gözler önüne seren tekneye turistlerin gösterdiği ilgi de her geçen gün artıyor.
Yarı denizaltı neden tur teknesi olmasın ki! Yarı denizaltının kaptanı Yusuf Dirmilli, geçen yıl başladıkları turlara talebin yüzde 100 arttığını söyledi. İnsanların düşüncelerini hayata geçirince mutlu olduğunu anlatan Dirmilli, Ege’nin derinliklerini görenlerin hayranlıklarını gizleyemediğini dile getirdi. Dirmilli, yarı denizaltıyı tur teknesi yaparak cesaret edilemeyen bir atılımı gerçekleştirdiklerini ifade etti. Yarı denizaltının ortağı Murat Kuyumcu ise teknenin dizaynının ve mavi tur yapmasının ilgiyi artırdığını kaydetti. Turistlerden turlara birçok kez katılanlar olduğuna değinen Kuyumcu, “2016’da 9 bin civarında misafirimize deniz altını gösterdik.” dedi.
www.7deniz.net <
Ayden Marine Genel Müdürü Ayçın Özsakabaşı
Eğe Denizi’nin güzelliğini sergiliyor Marmaris’e tatile gelen Vedat Çaka da turun çok heyecanlı olduğunu, denizin altında balıkları yakından görmenin mutluluk verdiğini söyledi. İngiliz vatandaşı Nicola Kaytankas ise ilk kez denizin altını gördüğünü belirterek, “Balıkları gördüm. Çok heyecanlı ve büyüleyiciydi. Çok harika bir turdu” ifadelerini kullandı.
Hedef her zaman daha yükseğe çıkmak
Ayden Marine imzası taşıyan Semisubmarine’in başarısı üzerine Genel Müdürü Ayçın Özsakabaşı ile tekrar bir araya geldik ve kendisine “Peki, bugünlerde neler yapıyorsunuz” sorusunu sorduk AydenLoad sektörün hizmetinde Bugünlerde gemi kaptanlarının kullanımı için gemi üzerinde anlık stabilite hesapları yapabilen Yükleme Programının yazılı üzerinde çalıştıklarını ifade eden Ayçin Özsakabaşı, “Yükleme Programı yazılımımız AydenLoad, yurt içi ve yurt dışında büyük rağbet görüyor. Bizler de bu alanda çok iddialıyız. IMO’nun 2016 Ocak ayında yürürlüğe soktuğu mevzuat gereğince, böyle bir programa sahip olmayan tankerlerin ilgisinin yanında, hali hazırda mevzuat gereksinimlerini karşılayacak benzer tipte programlara sahip olmalarına rağmen bizim programımıza geçiş yapan birçok gemi hatta işletme bulunmakta. Zaten yurt içindeki önemli işletmelerin birçoğuyla filo bazında çalışıyoruz. Gerek yurt içinde gerek
yurt dışında programımızı kullanan kaptanlardan çok güzel geri dönüşler alıyoruz. Bunlar da açıkçası hedeflerimizi daha da yükseklere çıkarma konusunda bizlere motivasyon oluyor” diyor. Emergency Response Service ile güvenli seyirler Ayden Marine’in Emergency Response Service hizmeti ise gemiyi, acil durumlarda tekrar güvenli hale getirmek için verdikleri teknik destek üzerine kurulu. Bugün 50 civarı geminin kullandığı Emergency Response Service, yakın zamanda pek çok gemi için olmazsa olmaz hale gelecek gibi görünüyor. Özsakabaşı, bunun nedenini şöyle açıklıyor; Dünya genelinde bu hizmeti sağlayan kuruluş sayısı gerçekten kısıtlı ve genellikle Klas kuru-
luşları tarafından sunulan bir hizmet çünkü 7/24 ulaşılabilir ve alanına son derece hakim mühendislerden kurulu yetkin bir ekip gerektiren bir hizmet. Hizmette sınırımızı dünyamız belirliyor “Ayden Marine olarak sağladığımız hizmetlerin kalitesine gösterdiğimiz hassasiyet kadar, satış sonrası destek konularına da özen gösteriyoruz. İşin bu kısmı da sonuçta hizmetin bir parçası ve hatta belki de en önemli parçası. Bir geminin, dünyanın neresinde olursa olsun, dilediği an bize farklı birçok alternatif kanal üzerinden ulaşabileceği ve geri dönüş alabileceği bir destek altyapımız bulunmakta” diyen Özsakabaşı, Türk denizciliğinin yarınları için var güçleri ile çalıştıklarının altını çiziyor.
TEMMUZ - AĞUSTOS 21
Denizcilik Dünyası
Şadan Kaptanoğlu BIMCO’nun dümenine geçiyor BIMCO’nun Olağan Genel Kurulu, 6 Haziran’da Roma’da yapıldı. Genel Kurul’da yeni Başkan Anatassios Papagianopoulus olurken, gelecek dönem başkanlığına Şadan Kaptaoğlu seçildi.
B
IMCO’nun Gelecek Dönem Başkanı seçilen Şadan Kaptanoğlu, aldığı yeni sorumlulukla ilgili duygu ve düşüncelerini şu şekilde dile getirdi: “BIMCO, dünyada ve ülkemizde denizcilik camiası için çok önemli, lider bir kuruluştur. Şu andan itibaren BIMCO’da Gelecek Başkan, sonra Yönetim Kurulu Başkanı, son olarak da Geçmiş Dönem Başkanı olarak 6 sene boyunca dünya armatörlerini temsil ediyor olacağım. Yüz yıllık bu dev organizasyonun ilk kadın ve ilk Türk başkanı olmanın gururu ve heyecanını yaşıyorum. Kadınların iş hayatında yaşadığı zorluklar herkesçe biliniyor, ben de iş hayatında her zaman erkeklerden daha çok çalışmak
zorunda kaldım. Buna rağmen hem ülkemde hem de denizcilik camiasında tüm paydaşlarımdan büyük destek gördüm. Çok şanslı bir insanım. Yapacak çok işimiz, dünya denizlerinde Türk gemileriyle taşıyacak çok yükümüz var. Bugün ekonomik alanda birçok konuda dünyaya ün salmış başarımızı, denizciliğimizin gelişmesi için yapacağımız reformlarla gerek hükümetimizin yapıcı politikalarının desteğiyle gerek özel sektör, kamu, üniversitelerimiz ve STK’larımızın el ele çalışmalarıyla daha da ileriye taşıma hedefinde olacağız. Dünya denizciliğinin en önemli çatı kuruluşu olan BIMCO’da benden önce hizmet eden tüm arkadaşlarıma teşekkür ederim, bu inançlar ışığında devraldığım bu bayrağı Türk ve dünya denizcilerine hizmet etmek için onurla taşıyacağım”. Şadan Kaptanoğlu’nun görevleri 2011’de BIMCO Yönetim Kurulu ve İcra Kurulu Üyeliğine seçilen, 2013’te ise İcra Kurulu Başkan Yardımcılığı görevine getirilen Şadan Kaptanoğlu, ülkemizde de önde gelen denizcilik kuruluşlarının yönetiminde bulunuyor. İMEAK Deniz Ticaret Odası Yönetim Kurulu Üyesi ve Piri Reis Üniversitesi Mütevelli Heyeti Üyesi olan Kaptanoğlu, uzun yıllardır denizcilik sektörüne hizmet veren uluslararası klas
kuruluşları Lloyd’s Register ve Rina’nın Türkiye komitelerinin de başkanlığını yürütüyor. 2016 yılında DenizTemiz Derneği/ TURMEPA’nın Yönetim Kurulu Başkanlığı’na seçilen Şadan Kaptanoğlu, aynı zamanda TURMEPA’nın da üyesi olduğu uluslararası deniz ve çevre koruma örgütü INTERMEPA’nın Başkan Yardımcısı. 2017- 2019 Dönemi BIMCO Yönetim Kurulu aşağıdaki isimlerden oluşmaktadır: Anastasios Papagannopoulos (President) Sadan Kaptanoglu (President Designate) Philippe Louis-Dreyfus (Immediate Past President) Nikolaus Schües (VicePresident) Francis Sarre (Chairperson Documentary Committee) Stefan Bülow (Chairperson Marine Committee) Dirk Fry (Chairperson Security Committee) Xiaowen Huang (Co-opted) George Macrymichalos (Co-opted) Yutaka Higurashi (Co-opted)
Dünyadan
IMO Balast Suyu Yönetimi Sözleşmesi kararını vermeli ICS tarafından yayımlanan sirkülerde ve eki basın bildirisinde, hükümetlerin, IMO Balast Suyu Yönetim Sözleşmesi (BWM)'yle balast suyu arıtma sistemlerinin gemilere tesisi hakkında belirlenen uygulama takviminde değişikliklerin yapılmasına dair bir teklif önerisi sunulduğu ve ICS'nin bu teklifi desteklediği ifade edilmektedir. Bu kapsamda, denizcilik sektörü ve hükümetler, mevcut gemilere 2022'ye kadar bir arıtma sistemi tesis etme yükümlülüğü getiren uygulama takviminin 2024'e çekilmesini önermektedir.
U
luslararası Deniz Ticaret Odası ICS’nin temsil ettiği küresel denizcilik sektörü, yeni balast suyu arıtma sistemlerinin gemilerde tesis edilmesi için belirlenen tarihler hakkında geniş bir hükümetler koalisyonu tarafından titizlikle hazırlanan bir teklif tasarısını kabul etmesi için sektörün küresel yasa belirleyicisi IMO’ya çağrıda bulunuyor. ICS Genel Sekreteri Peter Hinchliffe, “Bu avantajlı teklif kabul edilirse, denizcilik şirketleri deniz çevresi için daha faydalı olacak güçlü teknolojiler belirleyip bunlara yatırım yapabilir,” dedi.
24 TEMMUZ - AĞUSTOS
IMO Deniz Çevresini Koruma Komitesi, Balast Suyu Yönetimi (BWM) Sözleşmesi’nin yürürlüğe gireceği 8 Eylül 2017 tarihinden iki ay önce, yani Temmuz ayının ilk haftasında bir toplantı düzenleyecektir. Komite’nin balast suyu arıtma sistemlerinin gemilerde tesis edilmesiyle ilgili alacağı karar yaklaşık 40,000 mevcut gemiyi etkilemesi açısından kritik öneme sahiptir. BWM Sözleşmesi’nde ifade edilen yeni düzenlemelerin yürürlüğe girmesinin ardından, mevcut tüm gemiler, girecekleri ilk Uluslararası Petrol Kirliliğini Önleme Belgesi (IOPP) sörveyine kadar karmaşık yeni sistemleri tesis etmekle
zorunlu tutulmaktadır. Brezilya, Cook Adaları, Hindistan, Norveç, Liberya ve Birleşik Krallık tarafından sunulan metinde, mevcut gemilere balast suyu arıtma sistemlerinin tesis edilmeye başlanacağı tarihin ertelenmesi ve bu nedenle uygulama tarihinin gemilerin 8 Eylül 2019’daki veya bu tarihten sonraki ilk IOPP belgesi yenileme sörveylerinden iki yıl sonrasına çekilmesi teklif edilmektedir. Böylece tüm gemilerin 2022’ye kadar bir arıtma sistemi tesis etme yükümlülüğü 2024’e kadar uzatılacaktır. Bu teklif, ICS ve üyeleri olan ulusal
www.7deniz.net <
Dikkat edilmesi gereken nokta, çevresel açıdan daha sıkı olan bu standartların Ekim 2018’e kadar yeni sistem onayları için zorunlu olmayacağı ve sadece Ekim 2020’den itibaren tesis edilen sistemlerin yeni Kod’a göre onaylanmasının gerekeceğidir.
gemi sahipleri birlikleri tarafından tam olarak desteklenmektedir. ICS, mevcut filodaki binlerce geminin, tip onayları için daha sıkı standartlar altında onaylanmış sistemlerle donatılmadan önce, sözleşmeyle belirlenen tarih yükümlülüğüne uymasının çevreyi koruma açısından herhangi bir mantığı olmadığını savunmaktadır. Söz konusu standartlar ise IMO tarafından ancak 2016’da kabul edilmiş olup, yakın zamanda “Balast Suyu Yönetimi Sistemleri Onay Kodu” (Code for Approval of Ballast Water Management Systems) adını alacak zorunlu bir düzenlemeye dâhil edilecektir.
Ayrıca, IMO’nun mevcut tip onayı sürecinin yeterince güven yaratmaması ve Sözleşme’nin yürürlüğe giriş tarihiyle ilgili belirsizlikler yaşanması nedeniyle şimdiye kadar çok az sayıda gemide arıtma sistemi tesis edilmiştir ve bunun tüm gemilerden beklenmesinin mevcut tersane kapasitesini zorlayacağı açıktır. CS, tersane ve üretim kapasitelerinin 40,000 sistemde değişiklik yapmada yetersiz kalması durumunda oluşacak sorunların yanı sıra kendi hataları olmamasına rağmen birçok denizcilik şirketinin zor kararlar vermekle karşı karşıya bırakıldığını ifade etmektedir. Yeni arıtma ekipmanlarının uluslararası sulardaki taşımacılık hizmetleri sırasında balast suyu alma ve boşaltma işlemlerinin yürütüldüğü tüm işletim koşulları için düzgün bir şekilde çalışacağının garantisi ve-
rilemeyebilir ve denizcilik şirketlerinden muhtemelen bu pahalı sistemlere yatırım yapmaları beklenecektir. Söz konusu kararı vermek, genelde 25 yıllık ömürlerinin sonuna yaklaşmış gemiler için çok daha zordur. Peter Hinchliffe, “Denizcilik şirketlerinin yüksek maliyetli arıtma sistemlerini çevrenin yararına en iyi olacak şekilde ne zaman tesis edeceği hususunda her türlü belirsizliğin ortadan kaldırılarak en akılcı kararların alınması için, IMO’nun, Temmuz’daki toplantısında uygulama programı hakkında kesin bir karar alması hayati önem taşımaktadır,” dedi. Farkında olunmadan gemilerin balast suyuyla birlikte taşınan ve yerel ekolojik sistemlere zararlı istilacı deniz canlılarına karşı tedbirler getiren BWM Sözleşmesi’ne ICS tam destek vermektedir. Öte yandan, Sözleşme’nin bu kadar yakın bir tarihte yürürlüğe girecek olması 2016’da kabul edilen daha sıkı IMO standartlarına uygun sistemlerin henüz mevcut olmaması nedeniyle gemi işletmecilerini zor durumda bırakacaktır.
TEMMUZ - AĞUSTOS 25
Makale
Endüstri 4.0, Lojistik 4.0, Denizcilik 4.0, Liman 4.0….
Doç.Dr. Soner Esmer DEÜ Denizcilik Fakültesi soneresmer@gmail.com 4. Sanayi Devrimi ile “Yeni Küreselleşme Modelinin” temelleri atıldı ve dünya yeni bir döneme girdi. Siber fiziksel üretim sistemlerinin ya da ileri düzey otomasyon süreçlerinin günlük hayatımıza etkisini şu an hissetmiyor olabiliriz. Tıpkı önceki 3 devrimin ilk dönemlerindeki insanlar gibi. Zamanla devrimin etkilerini hayatımızda hissedeceğiz ve bu süre diğer devrimlerle karşılaştırıldığında çok daha kısa olacaktır.
26 TEMMUZ - AĞUSTOS
Dijitalizasyon ve Nesnelerin İnterneti (IoT) kavramlarını anlamak, Endüstri 4.0’ı anlayabilmek için gereklidir. Diğer sanayi devrimleriyle karşılaştırıldığında son devrim çok daha karmaşıktır. Basit bir tanımla dijitalizasyon, bir dijital iş dalına geçiş sürecidir. Tıpkı konteynerizasyonun bir geçiş süreci olması gibi.. Diğer yandan lojistikte kullandığınız tüm aygıtları, araçları, ekipmanları internete bağlayıp kendi aralarında ya da daha büyük sistemlerle iletişimini sağlar, böylece onlara hükmeder, veriler elde eder ve takip ederseniz işte bu da nesnelerin internetidir. Endüstri 4.0 ile bilişim çağı bir basamak daha yükselmiş ve dijitalizasyon süreci hızlanmıştır. Zaten akıllı telefonların, giyilebilir teknolojilerin ve internete bağlanabilirliğin artması ile bu süreç 2010’larda ivme kazanmıştı. Sektörler adlarına 4.0’ı ekleyerek bu sürece dahil olmaya çalışıyor olsa da geçiş hiç de kolay değil.
Lojistik 4.0 ya da dijital lojistik; merkezileştirilmemiş, özellikle lokal dinamiklere önem veren otonom bir karar alma mekanizmasıyla yönetilen, lojistiğe ilişkin süreçlerin, hedeflerin, tedarik zinciri üyelerinin ve müşterilerin birbirleriyle dijital olarak bağlandığı yapı olarak tanımlanabilir. Dijitalizasyon ve IoT ile tedarik zincirinin görünürlüğünün ve izlenebilirliğinin sağlanması Lojistik 4.0’ın temelidir. Denizcilik 4.0, denizcilik endüstrisinin içinde olduğu tedarik zincirlerinin yeniden yapılanmasıdır. Uzaktan kumanda ile yönetilen ticaret gemilerinin denemeleri başladı ama konuyu daha kapsamlı anlatmak için Maersk’ün “uzaktan konteyner yönetimi (RCM)” projesinden bahsedeyim. Bu uygulama ile bir GPS, modem ve bir sim kart yardımı ile soğutmalı konteynerlerin konumu, sıcaklığı, nem oranı ve güç seviyesi gibi bilgiler izlenebilecek ve müşteri bu bilgilere gerçek zamanlı
erişebilecektir. Müşteri bu sayede soğutmalı konteynerin yükleme öncesi gerekli sıcaklığa ulaşmadığını görünce çiftçiyi ya da tedarikçiyi uyarabilir, bir kamyoncu ya da liman işçisi soğutmalı konteynerin gücünü kapattığı zaman bunu anında görebilir. Bu sayede hem operasyon verimliliği hem de müşteri memnuniyeti, daha da önemlisi tedarik zincirinin hem deniz hem kara ayağında görünürlüğü, izlenebilirliği ve güvenilirliği artar. Liman 4.0 küresel tedarik zincirindeki tüm üyelerin dahil olduğu bir elektronik platformda “akıllı limanların” yapılanması olarak tanımlanabilir. Limancılık sektörü, 3. Sanayi Devrimindeki temel unsur olan otomasyon sürecine hızlıca adapte olmuş, uzaktan kumandalı rıhtım vinçleri (STS, MHC), saha istif vinçleri (RTG, RMG) ve otomatik terminal traktörleri (AGV) ile insansız terminaller işletmeye başlamıştır. Dolayısıyla limancılık sektörü 4. Sanayi Devrimi için gerekli olan ilk adımı zaten atmıştır. Ancak limanları 4. aşamada daha kapsamlı bir süreç beklemektedir. Liman 4.0 uygulaması ile liman otoriteleri bağlanabilirliklerini, otonom sistemlerini ve büyük veri (big data) analizlerini arttırmak için dijitalizasyon seviyesini yükseltmelidir. Örnek olarak DP World’ün “Liman Topluluk Sistemi” uygulamasından bahsedilebilir. Haziran 2017 ortalarında DP World ile Kazakistan arasında imzalanan anlaşma ile bir “Liman Topluluk Sistemi”nin kurulması kararı alınmıştır. Bu anlaşma ile bir “Elektronik Platform” kurulacak, organizasyon içinde bulunan denizcilik, kara ve hava taşımacılığı ile ilgili tüm süreçlerin veri değişimi bu platform üzerinden sağlanacaktır. Lojistik ağındaki ulaştırma işlemleri, lojistik merkezler, deniz ve kara limanları (dryports-seaports), gümrük birimleri ve müşteriler platformda günde ortalama 50 bin işlem gerçekleştirecektir. Tamamen kağıt kullanılmadan yapılacak dijital işlemler ve otomatikleştirilmiş lojistik süreçler ile Kazakistan’ın liman ve serbest bölgelerinde bekleme zamanlarının sıfırlanması, tamamen izlenebilir bir tedarik zincirinin kurulması beklenmek-
www.7deniz.net < tedir. Bu sayede Çin’in “Bir Kuşak Bir Yol” projesinde Kazakistan’ın sadece fiziksel değil aynı zamanda dijital alt yapısı da hayata geçirilecektir. Limanlar ise tüm bu dijitalleştirilmiş sistemin kalbidir. Büyük Veri (Big Data) neye yarar, Dijital Bilgi Sorumlusu (CDO) ne işe yapar? Şimdi yukarıda adı geçen platformu tekrar düşünelim. Her gün 50 bin işlem yapılıyor ve çok geçmeden devasa miktarda işlem bilgilerine sahip oluyorsunuz. Peki bu kadar çok bilgiyi kullanarak işimize yarayacak üst düzey veriler elde edemez miyiz? Peki bu kadar devasa bilgiyi nasıl analiz edeceğiz? İşte burada devreye Endüstri 4.0’la hayatımıza giren “Büyük Veri Analizi” giriyor. Büyük veri analizi, devasa dijital verilerin analiz edilip anlamlı ve işlenebilir bir hale getirilmesidir. Bu analizlerle ulaştırma sektörü için ekonomik, çevresel ve sosyal verimlilikler ve sürdürülebilirlik üzerine fırsatlar yaratılabilir. Büyük veri analizleri ile mesela liman operasyonlarına ilişkin tahminler çok önceden düşük hata paylarıyla hesaplanabilir, limanın alt yapı, üst yapı ve ekipmanlarının çok daha verimli kullanımı sağlanabilir, tedarik zincirinde riskin azalması ile emniyet stoklarının, taşıma maliyetlerinin ve dolayısıyla toplam tedarik zinciri maliyetlerinin azaltılması mümkün olabilir. Büyük veri oluşumunda sorun, tedarik zincirindeki verinin zamanında ve doğru bilgilerle girilmesidir ki bunun için DP World örneğindeki gibi tüm oyuncuların dahil olduğu dijital platformlara ihtiyaç vardır. Diğer yandan “Dijital Bilgi Sorumlusu” ise (Chief Digital Officer-CDO) bu platformlarda oluşan devasa bilgiden ve bu bilginin analizinden sorumlu üst düzey bilişim uzmanıdır. Yeni Küreselleşme Modeli Lojistik, neticede ticaretin ortaya çıkardığı bir ihtiyaçtır. En basit ifadeyle ticaret yoksa taşıma da yoktur. Küresel ekonomi ve ticaret, 2008 küresel finans krizinden sonra önemli bir değişim sürecine girdi. Böylece “Yeni
Küreselleşme Modeli” adı verilen süreç başladı. Ülkelerde artan korumacılık politikaları (ithalat vergilerinin ve kotaların arttırılması, yerel üretime verilen teşvikler vb.) ve artan işsizlik oranları ile birlikte küresel lojistik sektörü için başka tehditler ortaya çıktı. Trajikomik olan bu tehditlerin çoğunun yine Endüstri 4.0’ın sonuçları olmasıdır. Eski küresel ekonomi ve ticaret modeli ile yeni modeli karşılaştıran bu tablo aradaki fark hakkında bir fikir verecektir. Gelişmiş ülkelerdeki nüfus yaşlanıyor, dolayısıyla hizmet sektörüne olan talep artarken, uluslararası mal ticaretinin hacmi azalıyor. İleri düzey otomasyon, bağlanabilirlik, 3 boyutlu yazıcılar, birbirleriyle iletişim halindeki robotların kullanımı ile iş gücü maliyetlerini minimize eden, daha düşük kapasitelerde fakat daha yüksek verimliliklerde çalışan fabrikalar kurgulanıyor. Tamamen insansız, online siparişle üretim yapan “karanlık fabrikalar” (Lights out) konuşuluyor. Çin’deki devasa fabrikalarda yapılan devasa üretimler yerine, kalifiye iş gücü ile yerel pazarlarda küçük kapasiteli üretim yapmak artık daha cazip hale geliyor. Uzun tedarik zincirleri yerine kısa tedarik zincirleri kurgulanıyor. Toparlayacak olursam gelişmekte olan ülkelerde düşük iş gücüne dayalı, devasa kapasiteli ve uzun tedarik zincirli üretim modellerinin ömrü az kaldı. Uluslararası ticaret ve lojistiğin yıllık gelişimi zamanla azalacak. Nitekim OECD Uluslararası Taşımacılık Forumuna göre 2030 yılına kadar dünyada taşınan mal miktarı yıllık %4,2 gibi düşük bir oranda artması, 2030 sonrasında ise bu oranın % 3,3’e gerilemesi öngörülüyor. 2016’da küresel ticaretin sadece %1,3 büyümesi, 2017 için güncel artış beklentisinin de sadece %2,4 olması, bende bu oranların fazla iyimser olduğu şüphesini uyandırıyor. Müşteri 4.0, ya siz? Müşteri her zamanki gibi odak noktasıdır. Endüstri 4.0 teknolojilerini kullanan, online kanallarla müşteriye bağlı olan, dijital pazarlar kuran, hedef
pazardaki lokal dinamiklere önem veren, küresel değil lokal müşteri mantığıyla hareket eden, müşteriyi dinleyen, hızlı çözüm üreten, müşterinin iş süreçlerini izlemesine, bilgilenmesine izin veren, elde edilen devasa bilgilerden anlamlı sonuçlar çıkaran ve kullanan işletmeler ayakta kalacaktır. Tüketiciler internete bu kadar bağlı ve bağımlı hale gelmişken ve bağlılık oranı ışık hızında artarken geleneksel ticaret yöntemlerine en fazla 10 yıl daha ömür biçilebilir. Peki bu durumda lojistik sektörü karlılığını nasıl arttırır? Dijital pazarlara adaptasyonla bu mümkün, işte bu noktada adınızın sonuna bir “4.0” koymayı hak etmeniz gerekiyor: Lojistik 4.0, Denizcilik 4.0, Liman 4.0 gibi… Belirsizliğin hakim olduğu zamanlar yaşıyoruz. Şu an için emin olduğum iki şey var: dijitalleştirilebilen her şey er geç dijitalleşecek ve gelecekte iş dünyası için en büyük tehdit siber saldırılar olacaktır.
TEMMUZ - AĞUSTOS 27
Kabotaj Bayramı coşkusunu Beşiktaş’ta yaşadık Kabotaj Bayramı vesilesiyle Beşiktaş Meydanı'nda kurulan etkinlik alanındaki törende, İstanbul Valisi Vasip Şahin ve Kıyı Emniyeti Genel Müdürü Hızır Reis Deniz’in konuşmaları ardından Beşiktaş Belediyesi Bando Ekibi, Beykoz Belediyesi Halk Oyunları Ekibi, İstanbul Teknik Üniversitesi Bando Trampet Takımı ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi Engelliler Müdürlüğü Mehter Takımı gösterileri düzenlendi.
T
örende konuşan İstanbul Valisi Vasip Şahin, Denizcilik ve Kabotaj Bayramını kutlayarak, egemenliğin sadece savaşlarla elde edilen ve silah gücüyle elde tutulan bir kavram olmadığını, Türk milletinin bunu iyi bildiğini ve kuvvetlenmesi için çalıştığını söyledi. Denizcilik sektöründe iddialıyız Kurtuluş Savaşı’nın ardından Türkiye Büyük Millet Meclisinin ilk kanunlaştırdığı yasalardan birinin Kabotaj Hakkı Kanunu olduğunu ifade eden Şahin, şöyle konuştu: “Kapitülasyonlardan sonra kendi denizlerimiz başta olmak üzere denizlerde kaybettiğimiz üstünlüğü tekrar geri almaya başladık. Denizcilik sektörünün milli gelir içerisindeki payı her
28 TEMMUZ - AĞUSTOS
geçen yıl artmaktadır. Dış ticaretimizin yüzde 85’i deniz yoluyla yapılmaktadır, bu anlamda gittikçe güçlenen bir denizcilik sektörümüz var. Türk bayraklı gemiler dünyanın her tarafında seyrüsefer ediyorlar. Son çıkarılan teşviklerle Türk bayraklı gemiler artmaya başlamıştır, önümüzdeki yıllarda bunun ekonomik verimini de alacağız. Türkiye’nin geleceğe dönük hedefleri büyüktür, 8 bin kilometre kıyısı bulunan bir ülkenin denizcilik sektöründe iddiasının olmaması da mümkün değildir. Devletimiz ve hükümetimiz denizcilere her türlü teşviki sunmakta, teşvikleri sağlayan hükümetimize, başbakanımıza, cumhurbaşkanımıza teşekkür ediyorum.” Ülke ekonomisinde yerimiz kıymetli Kıyı Emniyeti Genel Müdürü Hızır
Reis Deniz ise 430 milyon ton senelik yük yerleşmesinin yapıldığı 179 limanın dış ticaretteki payının yüzde 58 olduğunu aktararak, “Gemi sanayimizin rekabetçi gücüyle tercih edilebilirliği boyutuyla son 10 yılda yapmış olduğu 10 milyar liralık yatırımla senelik 9 milyar liralık ciro oluşturduğunu, bunun da ülke ekonomisindeki yerinin çok kıymetli olduğunu paylaşmak isterim” dedi. Törenin ardından Vali Şahin ve beraberindekiler meydanda bulunan Barbaros Hayrettin Paşa’nın türbesini ziyaret ederek, dua etti. Ziyaretin ardından Vali Şahin, anı defterini imzaladı. Buradan Beşiktaş iskelesinde bekleyen Kıyı Emniyeti gemisine binen Vali Şahin ve beraberindeki heyet, İstanbul Boğazı’na çelenk bıraktı ve Boğaz’da gerçekleştirilen töreni izledi.
SAR BOAT
DOUBLE ENDED PASSENGER FERRY
CARBON CATAMARAN PASSENGER FERRY
ÖZATA TERSANESİ Hersek Mah. Hersek Sok. No:65 Altınova 77700 Yalova/TÜRKİYE P: +90 226 461 24 96 (3 lines) F: +90 226 461 24 99 www.ozatashipyard.com / info@ozatashipyard.com
Bülten
HYSTER ile 24 saat kesintisiz çalışan depolar
Amerikan Hyster Depo Çözümleri bölümü yetkilileri, 24 saat aralıksız çalışan bir depodaki başlıca zorlukların ne olduğunu ve bunların doğru ekipmanlarla nasıl ortadan kaldırıldığını anlatıyor. Ürünler depoya ulaştığında, ürünlerin hızla içeri alınıp kamyonların boşaltılmaları gerekiyor. Hyster ürünleri bu konuda nasıl yardımcı oluyor?
Ö
zellikle bir kamyondan alıp başka bir kamyona aktarma sırasında hız son derece önemli. Paletli ürünlerin kamyon veya römorklardan ambarın doğru bölümüne veya göndermek üzere diğer kamyonlara mümkün olduğunca hızlı ve güvenli şekilde taşınması gerekiyor. Hyster, alım ve boşaltma noktalarında kamyonların boşaltılması ve yüklenmesi ve bir taşıma aracından başka bir taşıma aracına yük geçişi işlemleri gibi yoğun kullanımlar için RP2.0-2.5N Rider Forklifti geliştirdi. Hyster’ın tanımlayıcı özellikleri olan güvenlik ve hız ile birlikte son derece güvenli bu yeni forklift yükleme ve boşaltma yapmak için en hızlı ve en uygun yöntemlerden biridir. Tek bir tuş yardımı ile operatörün oturmasını veya dik durmasını sağlayan
30 TEMMUZ - AĞUSTOS
yeni bir koltuk tasarımına sahip bu ürün platformlu forklifte oranla daha kompakttır ve dar alana sahip yoğun depolar için idealdir. Sınırlı alandan bahsettiniz, Hyster bu zorluğu aşmak için kullanıcıya nasıl yardımcı oluyor? Alan çoğu ambar için önemli bir unsur ve bunun sonucunda kullanılabilir alandan maksimum seviyede yararlanmak için dar koridorlar ve bina yüksekliği izin verdiği ölçüye kadar raflar oluşturuluyor. Yeni Hyster RP2.0-2,5N forklift sağlamlığı ve uzun süre kullanılabilirliğini korurken yalnızca 1118 mm gibi son derece dar bir dönüş alanına sahip olduğu için oldukça kompakt bir çözüm sağlıyor. Hyster depo ekipmanları kısa ve uzun mesafelerde kullanım için uy-
gun modellerle farklı depo ortamları için hem yoğun hem de aralıklı kullanıma uygun seçenekler sunuyor. Hyster alanın gerçekten sorun olduğu depolar için iyi ve kesin bir çözüm olabilecek belirli kompakt seçeneklere sahiptir. Daha kısa mesafeli kullanımlarda yaya kumandalı 1.6-3.0 Ton kapasiteli P1.6 - 3.0 modelleri kullanılmaktadır. Sınırlı alan ve yüksek kapasite gereksinimlerine sahip uygulamalar için ise Hyster farklı sayıda çevik, kompakt elektrikli forklift seçeneği sunmakta. Örneğin Hyster 5,5 ton a kadar J1.3-5.5XN-T Serisi Elektrikli Forkliftleri ile mükemmel manevra olanağı sağlayan sıfır dönüş yarıçapına sahiptir modelleridir. Sürücü forklifti olduğu yerde döndürebilir ve 3.053 mm ‘ye kadar dar koridorlarda çalışmasını sağlayabilir. Buna ek ola-
www.7deniz.net < rak Hyster Çok Dar Koridor (VNA) istif makineleri ile daha dar koridorlarda paletleri toplayıp istifleyerek uzun süre yüksek hızlarda çalışmaya uygundur, Hyster’in VNA leri 17 metre yüksekliklere kadar çeşitli ölçülerde bir çok paleti istifleyebilme kabiliyetine sahip çok özel modelidir. Yeni ürünlerin pazardaki diğer modellerden farkı nedir? Malzeme taşıma sektöründe en önemli unsur çalışma süresidir. Forkliflter özellikle lojistik ve taşıma sektörü, üretim sektörü, toptancı ve perakendeciler gibi yoğunluk gerektiren sektörlerde kullanılır. Sürekli olarak sıkı şekilde çalışabilmeleri için sağlam ve aynı zamanda ekonomik olmaları gerekir. En yeni ve dayanıklı Hyster P1.6-2.2 transpaletleri özellikle uzun mesafeler boyunca taşınması gereken ürünler ve yoğun kullanım için tasarlanmıştır. Hyster forkliftleri son derece zorlu koşullarda test edilmiştir ve tam yük altında 200.000’in üzerinde döngü ile test edilmiştir. Bu toplamda 450 milyon kiloya denk gelmektedir. Bu değer, yoğun depo sektörü için bile oldukça fazla bir yüktür. Önceki modellere oranla ürünlerin taşınması ile ilgili üretkenlik yüzde 25 ‘e kadar artmıştır. Özel Intelligent Lift™ seçeneği operatörlerin bir paleti akıcı ve kolay bir hareketle kaldırıp rahat bir şekilde taşıyabilmelerini sağlar, bu şekilde 8 saatlik vardiyalarda 45 dakikaya kadar zaman kazandırır, bu özellikle son derece sıkı terminleri yerine getirirken büyük önem taşır. Kaldırma operasyonları için kullanılabilecek en iyi ekipman hangisidir? İstif araçları depo ekipman filolarının temelini oluşturur ve malların depolanması, istiflenmesi ve paletlerin yüksek hızda taşınması için en önemli araçlar bunlardır. İstif araçlarının palet taşıma hacmini optimize edebilmesi için maksimum güvenilirlik ve sürücü üretkenliği son derece önemlidir. Hyster Yeni R1.4-2.5 Reach-truckları Saniyede 0,8 metre kaldırma hızı ile yükleri 12,75 metreye kadar kaldırmak üzere tasarlanmıştır. Kolayca kontrol edilebilen ve koridorlarda üstün manevra kabiliyeti sağlayan araç, sürücü performansını optimize eder. Daha az detay barındıran özellikleri ile zaman tasarrufu sağlar. Örneğin Kamera, Yükseklik Se-
çici ve göstergesinin yanı sıra lazer görsel konumlandırma sistemi operatörün çatalları farklı yüksekliklerdeki konumlandırmasını kolaylaştırır. Toplama operasyonları için zaman çok önemlidir ve operatör için oldukça yorucu olabilir, Hyster bunu nasıl çözüyor? Ürünlerin hedeflenen toplama sürelerinden önce taşınması için alım hızı ve istif makinası güvenilirliği son derece önemlidir. Kullanımı kolay kontrolleri ile Hyster Lo2.0-2.5 düşük seviyeli sipariş toplayıcı belirli alım performansını iyileştirmek için tasarlanmıştır. Bu şekilde ürünlerin ve yüklerin maksimum makine güvenilirliği ile operasyon için uygun yüksekliğe yerleştirilmelerini sağlar. Hyster Lo2.0-2.5 ergonomiyi, enerji verimliliğini ve güvenilirliği birleştiren akıllı tasarımı mükemmel toplama süreleri ile düşük operasyon maliyeti elde edilmesini sağlar. Geniş platform, kolay çalıştırma/durdurma erişimi ile operatöre daha geniş alan sağlarken, hız kontrolü operatörün araca binmeden bir sonraki alım noktasına ulaşmasını sağlıyor. Bununla birlikte zamandan tasarruf et-
mek için ‘ürün-insan’ uzaklığının uygun olması ve minimum hareket gerektirmesi de önemli bir özelliktir. Operasyon yöneticileri uygulamaya özel ihtiyaçları karşılamak üzere doğru ekipmanları nasıl seçiyor? Malzeme taşıma ekipmanlarını seçerken doğru karar verme sürecini desteklemek üzere Hyster depo simülasyon yazılımı, depo içi trafik sorunlarını hesaba katarak hacmi hesaplayabiliyor ve operasyon için en verimli düzeni yapılandırabiliyor. Mevsimsel taleplerle başa çıkmak üzere simülasyon desteği ile doğru tipte ve sayıda forklift belirlenmesine yardımcı olabiliyoruz. Buna ek olarak Hyster® Tracker kablosuz Erişim İzleme Sistemi üretkenliği güçlendirmek üzere tasarlanmıştır. Önemli performans verilerinin izlenmesi için kullanılabilir ve kablosuz izleme teknolojisi ile depo ekipmanlarının performansı ve kullanımını izleyerek rapor verir. Hyster ekipmanları günlük depo planı için son derece önemli bir rol oynar ve dünyanın dört bir yanında titizlikle seçilen yerel distribütör ortaklarının oluşturduğu bir ağ ile desteklenir.
TEMMUZ - AĞUSTOS 31
We came to make a difference
www.konomar.com
Değerlendirme
Kötümser olmak için sebep iyimser olmak için mazeret var... Yaz sıcakları insan bünyesine bir yandan baygınlık verirken, bir yandan da halet-i ruhiyesinde serinleyebileceği yerlere hızla kaçma zindeliğini uyandıran ilginç bir tezatlar dönemi. Bu dönemde zaten iyice yavaşlamış olan işlerin arasında gemilerine uygun bir yük bulmaya çalışan tüm armatör, gemi işletmecisi ve brokerlere kolaylıklar diliyorum.
U Engin Koçak ISTFIX Araştırma Müdürü ISTFIX – Research Director
zun süredir piyasa yazısı yazmamıştım, malumunuz. Bu ay biraz piyasanın nasıl gözüktüğünden bahsetmek isterim müsaadenizle. Amacım herkesin kendi risk analizi için bakabileceği yerleri işaretlemek ve kendi naçizane düşüncemi de, çok ortadan konuşmuş olmamak için aralarda aktarmak.
tileri de bu seviyede ya da bunun biraz üzerinde kalıyor. Haziran ayında Türk Satınalma Yöneticileri Endeksi -ki malumunuz benim çok sevdiğim ve herkese takip etmesini tavsiye ettiğim bir göstergedir- ciddi bir sıçrayışla son 6 yılın en hızlı yükselişini kaydetti.
Olmamız gereken noktanın çok gerisindeyiz
Türkiye’nin yüzde 8,5 civarında büyüdüğü 2010-2011 dönemindeki
Öncelikle bence iyi gidiyoruz ve bunu navlunlara hiç bakmadan söylüyorum. Onlara da aralarda değineceğim ama öncelikle ekonomik temelleri vurgulamak istiyorum. Şunu altını çizerek belirtmeliyim: bu iyimserlikten, 10 yıl önceki yani 2007’deki piyasalara tekrar ulaşmak, hatta bunun yarısını dahi görebilmek anlamı çıkmamalı. Ayrıca yazının başlığına da dikkat edecek olursanız, kötümserlerin de sağlam sebepleri var. Her şeyden önce her seferinde “beklenmedik konjonktürel sarsıntılar” nedeniyle denizcilik açısından aslında olmamız gereken noktanın çok gerisindeyiz. Bir de rica edeceğim, makaleyi yavaş okuyun, çünkü hızlı okunursa bazı yanlış mesajlar alınıyor, yayımlanmadan önce test edildi. Son 6 yılın en hızlı yükselişi Evvela, Türkiye’deki ekonomik hareketlenmeyi hissetmeyen kalmamıştır diye düşünüyorum. Türkiye ilk çeyrekte yüzde 5 büyürken, yıl sonu beklen-
34 TEMMUZ - AĞUSTOS
Bu ne demek ve bilhassa yakın deniz taşımacılığı için ne anlama gelir?
www.7deniz.net < koster navlunları hatırlar mısınız? Daha yakına gelelim, 2014’te ve 2016’daki navlunları düşünün bir de arada üst üste iyi büyüme kaydedilen 2015’i? Türkiye bölgedeki en önemli ekonomilerden bir tanesi. Hatta bence üç denize kıyısı olduğu için Rusya ne kadar büyük olursa olsun ticaretini tamamen Karadeniz’den yapmayacağı/yapamayacağı için Türkiye’nin büyümesi Doğu Akdeniz deniz taşımacılığına ciddi biçimde tesir etmekte. Bu arada Rusya’nın petrol fiyatlarına duyarlılığı ne yöndeyse, bizimkisi neredeyse tam tersi. Aşırı düşüşlerde bizim pazarlarımız da zarar gördüğü için, çok düşük petrol bizim de işimize gelmiyor ama dengeli bir petrol piyasası ve güçlü bir Türkiye büyümesi yakın denizler için iyi haber. Zaten İstanbul Navlun Endeksi (ISTFIX) geçen sene bu döneme göre yüzde 5 daha iyi bir konumda. Son dönemde düşüşler görülse de kış aylarından beri bazen yüzde 8’lere varan bir iyileşme var, üstelik gemi yakıt fiyatları geçen seneye göre yüzde 17 ila 22 yukarıda seyrederken. Büyüme yavaş da olsa geri geliyor Batıya doğru geçelim… Avrupa, son 6 yılın en ciddi imalat sanayii faaliyet seviyelerine gelmiş durumda. Son üç aydır daha yakından takip ediyorum, en sonunda Yunanistan bile endüstriyel büyü-
me sinyal vermeye başladı. Büyüme yavaş da olsa geri geliyor. Hatta Avrupa Merkez Bankası “Bu enflasyon da toparladı, acaba biz de yavaş yavaş şu para musluğunu sıkmaya başlasak mı?” diye tartışmaya başladı. Bir nevi Amerika Birleşik Devletleri Merkez Bankası FED’in faiz arttırmaya başlamadan önce piyasalara her ay verdiği para miktarını kısmaya başladığı dönemin, diğer adıyla “tapering”in bu kez Brüksel’de geçen devam filmi gibi... İlk filmi tekrar tekrar izlediğimiz için biliyoruz, şimdi emtia fiyatlarında artışlar söz konusu olabilir. Öte yandan faiz artımları Avrupa’nın ithalat talebini biraz frenlese de aslında raydan çıkmasını engelleyecek bir önlem olacak ve adım adım likiditeyi geri toplamanın planları yapılacak. Buralarda bir yerlerde bir de “Brexit” olacaktı ama sanki ekonomik gündem dahilinde gerilerde kaldı. Ama başka bulut yok mu? Rusya-Avrupa gerginliği, Suriye’deki durumun ne istikamette seyredeceğinin belirsizliği, İtalyan bankalarının süregelen çelimsizliği ve Avrupa’da pek hızlı bertaraf edilemeyecek bir kriz tetikleme olasılığı… Peki bu denizcilik için ne demek? Avrupa’da ekonomik faaliyetin artışı zaten kendisini Baltık ve Kuzeybatı Avrupa navlunlarında göstermekteydi. Avrupa’nın sanayi üretiminin artması da büyük bir makinenin tekrar devreye alınması demek ki, tüm küresel ticarete olumlu tesirleri olacağı malumunuz. Bu etkiyi azaltacak en önemli etkenler, belki ABD ile Avrupa arasındaki serbest ticaret anlaşmasının tamamen masadan kalkması veya Avrupa’nın Çin’e ve Rusya’ya karşı daha korumacı olmaya başlaması olabilir. En batıya gidelim, ABD’deki büyüme de iyi gidiyor. Donald Trump tahmin edilemez birisi olabilir ama ona rağmen ABD bürokrasisi bildiğini okuyor. Bakınız: en son Katar meselesi, ya da Suriye’de bildiğini okuyan ABD resmi. Donald Trump gelmeden önce başlayan Trump’ın gelişi ile ayyuka çıkan ekonomik iyimserlik, daha temkinli bir hal alacaktır ama hem FED’in hem de ekonomi kurmaylarının uygun adım devam edeceğini varsaymak yanlış olmaz. Bu arada ABD’de işsizlik rakamlarının ne kadar düştüğü ayrıntısını da gözden kaçırmayın. Batıdan devam, bir okyanus aştık, ötekini de aşalım ve haritanın öteki tarafından çıkalım. Çin’in bu sene beklentilerin üzerinde büyümesi, sonraki sene de yüz-
de 7’ye yaklaşması telaffuz ediliyor. Telaffuz edilmesi bile bazıları için yetiyor. Şu anda Çin’de çelik fabrikalarının siparişlerinin dolduğu konuşuluyor. Bakır fiyatları geçen sene sonunda üst banda sıçramıştı şimdi yine yukarı ilerliyor. Cevher fiyatları önceki dönemde çakılmıştı ama Çin’den gelen haberlerle gücünü koruyabilir gibi görünüyor. Bulut yok mu? Çin’den bahsediyoruz…Spekülasyondan geçilmeyen bir ülke. Hatta sade vatandaşların bile spekülasyon mefhumuna neredeyse Wall Street uzmanları kadar yakın olduğu bir ülke diyebiliriz. Büyük ekonomik resme bakanlar diyor ki, “Dünyadaki bütün merkez bankaları bir şekilde önlemini almış olabilir ama Çin’deki gölge bankacılık korkunç bir risk”. Ayrıca ülkenin borç/GSYİH oranı yüzde 277 olmuş zaten. Bahsettiğim, çelik, cevher, bakır dalgalanmalarında ekonomik temeller etkiliyse ne ala ama dediğim gibi Çin’den bahsediyoruz. Spekülasyon olasılığı çok yüksek. Rakamlara ve ticarete bakarsak, Şangay’dan Avrupa’ya ve Akdeniz’e birim konteyner navlunları Şubat ayına göre yüzde 25 yukarıda. Baltık Kuru yük Endeksi geçen seneki kabustan sonra ürkek bir şekilde toparlanıyor gibi gözüküyor. Henüz konuşmak için erken ama BDI geçen sene bu aralar 670 puan civarındayken şimdi yüzde 26-28 daha yukarıda, 870 puan seviyesinde. Mevsimsel olarak da bundan sonra Noel dönemine kadar ivme kazanması beklenebilir. Hasılı, en büyük iki ekonomideki gelişmeler bana ilginç şeyler söylüyor. Mesela yüzde 3’lük ABD büyümesi ve yüzde 7’lik Çin büyümesi olasılığı sizce dünya ticareti için ne anlama gelir? Clarkson’a göre büyüme ile deniz ticareti için bir denklem var: ABD, Çin, Hindistan, G. Kore ve Japonya yüksek büyümeler kaydederken her 1 puanlık küresel büyüme 1,3 puanlık bir deniz ticaret artışına tekabül ediyor. Ama 2014’ten beri ABD’nin, Avrupa’nın ve Çin’in yaşadığı malum sıkıntılı dönemlerde bu oran yüzde 0,6’ya düşmüş. Yukarıdaki varsayımla bu sene bu oranın 1’e 1 olmasını ve küresel büyümeyle beraber yüzde 3 civarı büyüyen bir deniz ticaretini bekleyebilir miyiz? Ya da Marc Faber haklıysa ve aslında 8 yıldır aslında iyi günleri yaşıyorsak? Ben bu makaleyi yazarken, küresel piyasalarda ufak bir kâr realizasyonu hareketi yaşandı bile. Dediğim gibi ilginç fısıltılar geliyor.
TEMMUZ - AĞUSTOS 35
Bunker
8. İstanbul Bunker Konferansı bize neler fısıldıyor?
10-12 Mayıs tarihleri arasında gerçekleştirilen 8. İstanbul Bunker Konferansı, tıpkı geçmiş yıllarda olduğu gibi bu sene de çok sayıda delegeye, üst düzey hükümet yetkililerine, endüstriyel katılımcılara, nitelikli konuşmacılara ve son derece özel sosyal etkinliklere ev sahipliği yaptı.
G
emi Yakıt İkmalcileri Derneği Başkanı Ali Deniz Eraydın, uluslararası konukları son derece sıcak biçimde karşıladı ve Türkiye’de yaşanan zor zamanlara rağmen yılda iki
36 TEMMUZ - AĞUSTOS
kez gerçekleştirilen bu etkinliğe katılım gösterdikleri için kendillerine teşekkür etti. 16 konuşmacının 12’si yurtdışından gelmişti. Etkinlikte IBIA’dan 5 konuşmacı vardı. IBIA başkanı Robin Meech konferans başkanıydı ve bir de sunum yaptı. IBIA’dan gelen diğer katılımcılar, IBIA’nın Genel Sekreteri Justin Murphy, IBIA’nın IMO Temsilcisi Unni Einemo, IBIA’nın yönetim kurulu üyesi Nigel Draffin ve IBIA’nın şirket sekreteri olan deniz hakemi Trevor Harrison oldular. Konferansa, düzenlenen tekne gezisine ve Ayasofya bölgesinde rehber eşliğinde gerçekleştirilen tura toplamda 250 kişi katıldı. Düzenlenen konferans, %0,5’lik küresel sülfür sınırlandırması ve bununla ilgili yaşanabilecek sıkıntılar, risk yönetimi ve önümüzdeki dönemde eğitimin taşıyacağı önem gibi konularda farkındalık yaratılmasına önemli bir katkı sundu. Konferanstan çıkan kimi önemli başlıklar şunlar:
• Halen her yıl yaklaşık 50 bin gemi, Türkiye’deki boğazlardan geçiş yapıyor. Bunlardan 35 bini İstanbul’da yakıt ikmali yapıyor, bu sayının 2020 yılında 50 bine ulaşması hedefleniyor. Türkiye’deki bunker satışları 2016’da% 12, bir önceki yılda ise % 15 oranında büyüdü. • 2020 yılında yürürlüğe girecek olan %0,5’lik sülfür limitine talep, 2015 yılında yeni ECA limiti olarak belirlenen %0.1 sülfür limitli yakıta olan talepten yaklaşık 20 kat daha fazla olacak. Bununla birlikte %0,5 sülfür limitli yakıt, henüz ticari olarak test edilmiş değil. • 2020 yılına gelinirken gemicilik, düşük oranlar, düşük ticaret hacmi ve gemi üretiminde ortaya çıkan ve çözüme kavuşturulamayan aşırı üretim gibi faktörlerle birlikte, geçmişte benzeri görülmemiş bir belirsizlik ve riskle karşı karşıya bulunuyor. • Bir 2020 muamması ile karşı karşıyayız: Scrubber kurulum kapasitesi hiç olmadığı kadar yüksek, ancak buna
www.7deniz.net <
bu düşük sülfür düzenlemesinin etkili biçimde uygulanıp uygulanmayacağı da hayli şüphelidir ve bu konu, IMO tarafından üzerinde çalışılması gereken konu başlıklarından biridir. Bununla birlikte kimileri, getirilecek bu düzenlemeye uyumun yüksek olacağını, gemilerin birbirlerini şikayet etmesi olasılığının da bu uyumu yükseltecek temel bir etmen olarak işlev göreceğini düşünüyor.
ayrılacak mali kaynaklar sınırlı ve erken kurulumun gemilere sağladığı, bu gemiler eğer ECA’larda çok fazla geçirmiyor ise, hiçbir avantaj da yok. • Düşük sülfür içeren yakıt ile yüksek sülfürlü fuel oil arasındaki fiyat farkı, 2020 yılında bir süre için 400 dolar seviyelerine kadar yükselecektir. Günümüzde 170 dolar düzeyindeki bu fiyat farkının 240 dolar seviyelerine yükselmesi öngörülebilir. Bu durum, düşük sülfür oranlı yakıt kullanımını, yapılan yatırımın hızlı geri dönüşü ile birlikte çok cazip hale getirecektir. Buna rağmen, temizlenmiş yakıtın başlangıç hacmi düşük olacak, ancak 2020’den 2025’e kadar bu hacim üç hatta dört kat artacaktır. • Temizlenmiş yakıt ekonomisi, 15 yıldan daha yaşlı gemiler için uygulanabilir değildir, ancak yeni ve büyük gemiler açısından yatırımın geri dönüş süresi iki yıldan daha kısa olabilecektir. • Küresel düzeyde gerçekleştirilecek
• Bunker arzında yüksek rekabet ve sıkışık marjlar çok agresif ticaretin ortaya çıkmasına neden oldu. Bazı tüccarlar riskli şirketlere kredi açıyorlar ve marjların yüksek olması durumunda buna değeceğini düşünüyorlar. Oysa OW/ Hanjin çöküşünden sonra sigorta şirketleri artık çok daha ihtiyatlı davranmayı tercih ediyorlar ve bu durum da, sigorta primlerinin yükselmesini beraberinde getiriyor. • 2020 yılına geldiğimizde karşılaşılacak en büyük sorun, sülfür limitine uygun yakıt seçeneklerinin azlığı ya da fonların yetersizliği olmayacak. En önemli sorun, doğru eğitimi almış denizcilerin yeterli sayıda olmaması olacak. Bu alanda zaten halihazırda önemli bir eksik var ve durum, özellikle de mühendis ve denetim uzmanı gibi alanlarda gittikçe daha da kötüye gidiyor. Yürütülen operasyonlar 2020 yılı itibarıyla çok daha zorlayıcı bir hal alacak, ancak biz önemli bir yetkin kadro açığı ile karşı karşıyayız. • Gemiler mevcut tüm operasyonel ve teknik araç ve yöntemleri kullanarak 2030 yılına kadar %50 daha fazla enerji verimliliği sağlayabilirler. Ancak verimlilik çözümleri konusunda faaliyet
yürüten tedarikçiler, sıklıkla iddialarını abartıyorlar. Yaptıkları verimlilik ölçümleri belirsizliğe son derece açık. Bu durum, bir değerlendirme platformuna ihtiyaç duyulduğuna ve bir “gerçek başarı veritabanı” oluşturulması gerektiğine işaret ediyor. • Bunker sektöründe sözleşme şart ve koşullarına dair bir standart oluşturmak bir gün mümkün hale gelecek mi? Bu bir açıdan zaten gerçekleşmiş bulunuyor. Birbirinden kopya edilerek hazırlanan sözleşmeler, kısmen bir standardizasyon anlamına da geliyorlar. Sözleşme koşullarının ticari, teknik, hukuki ve düzenleyici gibi bir dizi farklı alanı kapsaması gerekir. Belki de ilerlemenin yolu, sözleşmelerde standart şart ve koşullar yerine standart maddeler oluşturmaktır. • Bunker endüstrisi, küresel ticareti güçlendiriyor, iş yaratıyor ve yardım projelerine katkıda bulunuyor. Artık sadece olumsuzluklara değil, aynı zamanda olumluluklara da odaklanmalıyız. Bunker alanında iş yapanların toplum tarafından pozitif birer rol model ve güvenilir birer iş ortağı olarak görüldüğü, bu durumun da gerek müşteriler gerekse de çalışanlar açısından bağlılığı güçlendirdiği bir geleceğe doğru adım atmanın zamanıdır. IBIA’nın resmi yayın organı World Bunkering dergisinin, IBIA’nın Singapur’da düzenlenecek yıllık kongresinde dağıtılacak olan sonbahar sayısında, konferansa ilişkin çok daha kapsamlı bir rapor da yayınlanacaktır.
TEMMUZ - AĞUSTOS 37
Kısa Kısa STM dünya liginde STM, Türkiye'nin denizlerdeki gücüne güç katan Milli Gemi Projesi (MİLGEM) ile birlikte pek çok başarılı askeri gemi projesine imza attı. Deniz savunma sanayi ve savaş gemileri konusunda edindiği bu tecrübeyi IDEF 2017 Fuarı boyunca atılan imzalar ile Pakistan'dan Endonezya’ya kadar yüksek katma değerli ihracata dönüştürme hedefinde olan STM, Türkiye ekonomisine büyük katkıda bulunacak. STM, Türkiye'nin denizlerdeki gücüne güç katan Milli Gemi Projesi (MİLGEM) ile birlikte pek çok başarılı askeri gemi projesine imza attı. Deniz savunma sanayi ve savaş gemileri konusunda edindiği bu tecrübeyi IDEF 2017 Fuarı boyunca atılan imzalar ile Pakistan'dan Endonezya’ya kadar yüksek katma değerli ihracata dönüştürme hedefinde olan STM, Türkiye ekonomisine büyük katkıda bulunacak. Pakistan MiLGEM Korvet Projesi kapsamında Pakistan Deniz Kuvvetleri'ne teslim edilmek üzere 4 adet Ada sınıfı Korvet, Karaçi Tersanesi kabiliyetlerinde inşa edilecek. Projenin Türkiye ekonomisine 1 milyar dolardan fazla katkıda bulunması bekleniyor.
Norveç elektrikli ve otonom yük gemisi üretecek
TAİK-ATC Yıllık Ortak Konferansı'na GİSBİR damgası TÜRKİYE Gemi İnşa Sanayicileri Birliği, TürkiyeABD İş Konseyi (TAİK) ve American Turkish Council (ATC) Ortak Yıllık Konferansı'na damgasını vurdu. Türkiye-ABD İş Konseyi (TAİK) ve American Turkish Council (ATC) Ortak Yıllık Konferansı 21-23 Mayıs 2017 tarihinde “Together Towards Tomorrow” ana başlığı altında Washington Trump Hotel'de yapıldı. Toplantının ilk gününde 400'ün üzerinde Türk ve Amerikan özel sektör ve devlet yetkilisi katılırken, Türk denizcilik sektörü ise Türkiye Gemi İnşa Sanayicileri Birliği (GİSBİR) Yönetim Kurulu Başkanı Murat Kıran Başkanlığında kalabalık bir heyetle temsil edildi. DEİK Başkanı Ömer Cihad Vardan TAİK Başkanı Ekim Alptekin ile ATC Başkanı General Jones'in açılış konuşmalarını yaptığı Konferansa, her sene olduğu gibi, iş dünyası ve hükümet yetkilileri ilgi gösterdiği konferansın birinci gününde, Türkiye-ABD ilişkilerindeki yeni döneme ilişkin beklentiler ele alındı. 36. ATC-TAİK Yıllık Konferansı'nın açılışında konuşan DEİK Başkanı Ömer Cihad Vardan, TAİK Başkanı Ekim Alptekin ve ATC Başkanı General James Logan Jones TürkiyeABD İlişkilerinde, savunma, enerji, güvenlik ve ikili ticaret, Türkiye-ABD arasındaki yeni dönemin belirleyici faktörleri olacağının altını çizdiler.
38 TEMMUZ - AĞUSTOS
NORVEÇ merkezli suni gübre üreticisi YARA, uluslararası teknoloji firması Kongsberg ile tamamen elektrikli ve kaptansız olarak otonom bir şekilde yol alabilecek gemi için çalışmalara başladı. Kendi gübre ürünlerinin nakliyesini yapmak üzere yeni yollar bulmak isteyen firma, her yıl 40 bin kamyon ile gerçekleşen bu gübre taşıma operasyonuna alternatif olarak getireceği deniz yoluyla yapmayı istiyor. Bunu yaparken elektrikli gemiyi tercih etmek isteyen firma böylece hem tasarruf edecek hem de karbon salınımını önleyerek çevreye önemli bir katkı sağlayacak. YARA, Porsgrunn adlı şehirde bulunan üretim tesislerinden çıkardığı ürünlerin teslimatını Brevik ve Larvik şehirlerine bu gemi ile yapmayı planlıyor. Bu şehirlerin Norveç için iç deniz olarak nitelendirilebileceğini de belirtelim. Kısacası elektrikli gemi şimdilik açık deniz taşımacılığı değil daha güvenli koylarda test edilecek. Ancak yakın gelecekte gemi taşımacılığını baştan aşağı değiştirebilecek bir hamle olacağı kesin. YARA Birkeland adını alacak konteyner gemisi aynı zamanda dünyanın yüzde 100 elektrikle çalışan ilk gemisi olacak. Geminin 2018 yılının ikinci yarısında suya indirilerek operasyonlara başlaması, 2020 yılında ise otonom özellikler kazandırılarak herhangi bir mürettebatı ve kaptanı olmadan seyrüsefere çıkması bekleniyor.
Liman Yazılımı
Limancılıktaki yükü SolonPort sırtlıyor
SolonPort Genel Müdürü Oktay Okşak
SolonPort Genel Müdürü Oktay Okşak, çalışmalarına 2015 senesinde başladıkları Konteyner Liman Takip Sistemi’ndeki (KLTS) son durumu bizlerle paylaştı. 18 yılı aşkın tecrübe, bilgi birikimi ve deneyim neticesinde ortaya koydukları her bir projenin “SolonPort imzasına” yakışır olduğunu ifade eden Okşak, “KLTS’nin, gerek mevcut müşterilerimizin, gerekse projemize ihtiyaç duyacak diğer limanların çalışmalarına olumlu katkı sağlayacağına olan inancımız tamdır” diyor. 40 TEMMUZ - AĞUSTOS
“Bakanlıkla birlikte çalışıyoruz” SolonPort Genel Müdürü Oktay Okşak, “Konteyner Liman Takip Sistemi projesi için (KLTS) 2015 senesinden günümüze Gümrük ve Ticaret Bakanlığımız ile birlikte paralel hareket ediyoruz. Bu konudaki entegrasyon çalışmalarımıza başladık ve hız kesmeden de devam ediyoruz” diyerek sözlerine başladı. Projenin, liman içindeki evrak tabanlı işlemleri tamamen ortadan kaldıracağını, aynı zamanda da liman içindeki tüm gümrük süreçlerinin “Bilge Sistemi” ile entegre bir şekilde ve anlık olarak yönetilebileceğini belirten Okşak, “KLTS sisteminde attığımız her bir adımı ve bu konudaki tüm teknik güncellemeleri Gümrük ve Ticaret Bakanlığının yayınladığı mevzuatı takip ederek yapıyoruz. Ayrıca, Gümrük -Ticaret Uzmanı Sayın Davut Orhan ve Gümrük-Ticaret Uzman Yardımcısı Sayın Umut Derbentoğlu ile birlikte çalışa-
rak onların değerli katkılarını alıyoruz. Tüm bunlara, yıllardır uzmanlık alanımız olan liman know-how’ımızı da ekledik ve Gümrük modülümüzü geliştirdik” dedi. “Gümrük sistemiyle entegrasyonu saha testleriyle yaptık” Gümrük modülünü geliştirirken bir yandan belirli teknolojik operasyonel uygulamalara ve genişlemeye yönelik standartlar koyduklarını, diğer yandan da teknolojik yapıyı servis mimarisinde tasarladıklarını ve mevcut SolonPort Liman Otomasyonunu da bu modüle entegre ettiklerini açıklayan Okşak, bu projede dikkat edilen en önemli hususlardan birinin tasarım olduğunu söyledi. “Tasarım, bu işte dikkat ettiğimiz en önemli noktalarımızdan biriydi. Bunda Gelirler İdaresi tarafından belirlenen e-fatura, e-saklama özel entegratörü olmamızın büyük katkısı oldu. En azından bu konudaki uygulamaya yönelik deneyim-
www.7deniz.net <
lerimizi SolonPort Gümrük Modülünün nerelere kadar genişleyebileceğini, kullanıcı talepleri, operasyon çeşitlemesi gibi karşımıza çıkabilecek senaryoları tasarım aşamasında görmemizi sağladı” diyerek sözlerine devam eden Okşak, Gümrük Modülünü kullanmaya başlayan SolonPort kullanıcıları için Gümrük ve Ticaret Bakanlığı birimleriyle paralel olarak, gümrüğün talepleri doğrultusunda saha testlerini gerçekleştirip gümrük sistemiyle entegrasyonu sağladıklarını açıkladı. Okşak, Gümrük ile ilgili süreçlerin mobil olarak sistemden takip edilebileceğini, SolonPort Portal Modülü üzerinden acentelerle ve firmalarla gümrük ve liman süreçlerinin paylaşılabileceğini, projenin modüler bir şekilde tasarlandığı için farklı liman sistemleriyle kolayca entegre olabileceğini söyledi. Çözüm odaklı ve uygulama kolaylığı “Gümrük Modülümüz oluşturulurken, kullanıcıların halihazırdaki süreçle-
rini bozmadan, kontrol mekanizmaları artırılmış ve otomatik uyarılar olacak şekilde planlanmıştır. Projedeki en önemli özellik, erken uyarı sistemi. Böylece veri akışınızı anlık olarak izleyip takip edebiliyorsunuz. Özellikle pre-gate verilerinin gönderilmesi noktasında hatalı giden kayıtlar liman kapısının kapanmasına ya da kapı otomasyon hızının yavaşlamasına neden olabiliyor. Liman içerisinde muhafaza ve gümrük gözetim memuru ekranlarına düşen verinin doğruluğu ve hızı, içerdeki operasyonların devam edebilmesi için çok önemli. Erken uyarı sistemiyle verilerin doğruluğunu kontrol ederek gerekli birimlere uyarı mesajları sistem üzerinden gönderilebilmektedir. Mobil ekranlardan da, cep telefonları ve tabletlerde dahil tüm sistem takip edilebilmektedir” diyen Okşak, projeye ait bir diğer özelliği şu şekilde anlatıyor; “Muayene talimatları, X-Ray ve Kırmızı Hat sorguları gibi gümrüğün talep etmiş olduğu tüm işlemler pratik ekranlarda sorgulanıp takip edilerek, operasyonel noktalarda blokaj işlemleri ve talep oluşturma gibi özellikleriyle, SolonPort liman Otomasyonu tüm operasyonel süreçleri etkin bir şekilde yönetebilmektedir”. “Limanlara desteğimiz devam ediyor” Konteyner Liman Takip Sistemi ile entegre olması gereken pilot iki limanın Akçansa ve Rodaport limanları olduğunu belirten Okşak, saha testlerinden başarılı bir şekilde geçtiklerini ve Port Akdeniz ile Samsun limanlarında da çalışmalara başladıklarını açıkladı. Sadece gümrük modülü değil, sistemin akışıyla ilgili bir bilgilendirme de yaptıklarını aktaran Ok-
şak, “Proje devreye girdikten sonra Gümrük ve Ticaret Bakanlığının serverlarına entegre olan verilerin nasıl izleneceği, gümrük süreçlerini nasıl yönetmeleri gerektiği ile ilgili destekler de veriyoruz” dedi. Sistemler entegre çalışıyor SolonPort Liman Otomasyonu kullanıcılarının bu sisteme yapılanmaları hazır olduğu anda geçebileceklerinin altını çizen Okşak, “Bilgi ve yazılım olarak farklı otomasyon sistemleri kullanan limanlarla da çok rahatlıkla gümrük entegrasyon çalışması yapabiliriz. Esnek yapıda tasarlanan projemizle, diğer liman otomasyon sistemleriyle tam otomatik, yarı otomatik veya manuel bir şekilde rahatlıkla entegre olabiliriz. Bu limanlar için de mobil uygulamalarla gümrük süreçlerini takip ettirebiliriz. “İnancımız tam” SolonPort’un sektördeki mevcut konumuyla ilgili bilgiler de aktaran Okşak, “Şu anda Türkiye’deki en büyük liman yelpazesi olan firmayız. Bunun yanında Gelirler İdaresi e-fatura ve e-saklama özel entegratörüyüz. Geçmişte yaptığımız farklı uygulamalarla e-entegrasyon metotları ve modellerinde ciddi bir bilgi birikimimiz var. Tüm bunların yanında 18 yıllık da liman operasyonları ve yönetimi üzerine bilgi birikimimiz olduğu düşünülürse, gerek mevcut müşterilerimizin, gerekse projemize ihtiyaç duyacak diğer limanların çalışmalarına olumlu katkımız olacağına inancımız tamdır” dedi.
TEMMUZ - AĞUSTOS 41
Kısa Kısa Çin, deniz ticaretinde yeni lider oldu DEVLETE ait olan Cosco Shipping Holdings Co.'nun Orient Overseas International Ltd.'yi almak üzere 6.3 milyar dolarlık teklifte bulunması, Asya'dan Kuzey Amerika'ya yapılacak deniz ticaretinde Çin'in, Kopenhag merkezli A.P. Moller-Maersk A/S'yi ve Fransa'nın CMA CGM SA'sını geride bırakarak lider olmasına yol açacak. Bunun yanı sıra, satın alma olayı sonucunda, Pasifik üzerindeki deniz yolu ticaretinin en büyük taşımacısı doğmuş olacak. Nakliyat verisi sağlayıcısı Alphaliner'ın Mayıs ayı sonu verisine göre, Cosco-Orient Overseas birleşimi, Asya ve Kuzey Amerika arasında haftalık ortalama 77,208 konteyner taşıma kapasitesine sahip olacak.
Hollanda’dan dünyada bir ilk Çin, Titanik'i yeniden inşa ediyor ÇİN, unutulmazlar arasında yerini alan Titanik'in birebir replikasını yapmak için 105 milyon pound harcıyor. Yapım aşamasındaki ünlü gemi her ayrıntısının orijinaline sadık olmasıyla dikkat çekiyor. Yıl sonunda bitirilmesi planlanan geminin 2019 yılında ziyaretçilere açılması hedefleniyor. Turistlere yönelik açılacak eğlence parkının bir parçası olacak Titanik, insan yapımı kumsalın üzerinde duracak. Yapım aşamasında görev alan yönetici Wang Weiling yaptığı açıklamada, altyapı çalışmalarının modern gemi inşaatı için elverişli olmadığını fakat bunun yerine birebir aynısı olacak bir replika üzerinde itinayla çalışıldığını belirtti. Geminin ayrı parçalar halinde üretileceği ve sonrasında bir araya getirileceği ifade ediliyor. Daying Qi nehrinde birleştirilecek Titanik'in maliyetinin 105 milyon pound olacağı da açıklandı. Orijinalinin sadece 4.9 milyon pound olduğu düşünüldüğünde bu rakam oldukça fazla olarak göze çarpıyor. Titanik'in kopyasını görmek isteyen turistler, geminin kabininde bir gece kalabilmek ve güvertede gezebilmek için yaklaşık 3 bin yuan (315 pound) harcamak durumunda kalacak. Bunun yanında daha lüks odalarda kalmak isteyen turistler ise 11 bin poundu gözden çıkarmak zorunda gibi duruyor.
42 TEMMUZ - AĞUSTOS
HOLLANDA giderek artan nüfus ve büyük kentlerde tarım alanlarının hızla daralması nedeniyle su üzerinde yüzen çiftlikler kurmaya hazırlanıyor. Floating Farm adı verilen çiftliklerden birinde 40 inek yer alacak. Diğer çiftlikte ise, 6 bin adet tavuk yetiştirilecek. Hollanda denince ilk akla gelen görüntüler olan yel değirmenleri ve meralarda otlayan ineklere, kanal ve nehirler üzerinde yüzen çiftlikler de eklenecek. Giderek artan nüfus ve büyük kentlerde tarım alanlarının hızla daralması nedeniyle Hollanda, su üzerinde yüzen çiftlikler kurmaya hazırlanıyor. Dünyanın ilk yüzen süt ürünleri çiftliğinin yapımına, ülkenin ikinci büyük kenti Rotterdam'daki Merwehaven'da kısa süre içinde başlanıyor. Beladon adlı şirket tarafından geliştirilen ve AgriFood adlı kuruluşla birlikte hayata geçirilen proje kapsamında iki ayrı yüzen çiftlik inşa edilecek.
Kalite ve güvenin buluştuğu adres...
Axiom I M P E X
Türkiye Distrübütörlüğü
JULI SLING
YÜKSEK TONAJLI KİLİTLER VE POLYESTER SAPANLAR
YÜKSEK MUKAVEMETLİ ÇELİK HALATLAR
DNV-GL SERTİFİKALI GEMİ HALATLARI
GEMİ GÜVERTE KONTEYNER EKİPMANLARI
ÇELİK HALAT SOKET YAPIŞTIRICI WIRELOCK TÜRKİYE DİSTRÜBÜTÖRÜ
HLIFT KALDIRMA EKİPMANLARI
İŞ GÜVENLİĞİ EKİPMANLARI
GEMİ ÇAPA ZİNCİR VE EKİPMANLARI
JULI SLING CO.,LTD
0 850 466 08 18
info@gover.com.tr
Telefon : 0090 226 461 21 73-74-75 Fax : 0090 226 461 21 75
Deniz Hukuku
Türkiye ve Kocaeli için bitmeyen enerjiye sahibiz
Doğusel Şirketler Topluluğunun Yönetim Kurulu Başkanı Vedat Doğusel
Temelleri 1958’de atılmış bir şirketler topluluğu Doğusel. Dile kolay 59 yıllık bir maziye, deneyime ve tecrübeye sahipler. Temelini umumi ince marangoz ustası olan Mehmet Doğusel’in attığı şirketler, ailenin üçüncü kuşak yöneticilerinden Avukat Vedat Doğusel’in 2015’te Yönetim Kurulu Başkanlığına gelmesiyle tek bir çatı altında toplanmış. Bünyesinde, denizcilik, mimarlık, gemi mobilya, yat, inşaat, gayrimenkul, bilişim sektörlerini barındıran Doğusel Şirketler Topluluğunun Yönetim Kurulu Başkanı Vedat Doğusel’i taşıdık satırlarımıza… “Doğusel Şirketler Topluluğu, ticari hayatı süresi boyunca Türkiye’de ve dünyada içinde bulunduğu tüm faaliyet alanlarında sürekli gelişimi ve değişimi ön planda tutan, üretim odaklı bir yapıya sahip oldu. Topluluğumuz altında an itibarıyla 6 farklı şirket bulunmakta. Firmamızın lokomotifi ise Doğusel Deniz Mobilyaları. Ayrıca iç mimarlık firmamız Viya Interior Design, yat imalatı yaptığımız huzur yat PangeA markamız, inşaat ve gayrimenkul firmamız Magsel, deniz ticareti firmamız Selmarin, yazılım ve teknoloji firmamız da Erimsoft alanlarında her zaman müşteri ve üretim odaklı alanlarında en iyisi olmayı hedefleyen
44 TEMMUZ - AĞUSTOS
butik global şirketlerimizdir. ” diyerek sözlerine başlayan Doğusel Şirketler Topluluğu Yönetim Kurulu Başkanı Vedat Doğusel, genel hatlarıyla Doğusel Şirketler Topluluğu’nu anlattı. El işçiliğiyle uluslararası kalite Üç kuşaktır hizmet veren Doğusel Deniz Mobilyalarının, bugüne kadar hayat verdiği 168 gemi ile yaklaşık 4368 ortalama gemi çalışanın hayatına dokunduğunu ve uluslararası alanda birçok projeye imza attığını belirten Vedat Doğusel, gemilerin köprü üstü ve iç donatımını yaparak yaşam mahallerini yaşanabilir kıldıklarını vurguladı.
Kişiye özel, ahşap gövdeli yat üretimimiz var Pangea, Huzur Yat ile Doğusel Şirketler Topluluğunun 2014 yılı sonunda gerçekleştirdiği ortaklık ile kurulduğunu açıklayan Vedat Doğusel sözlerine şöyle devam etti; Gerçekleştirilen ortaklık sonucu PangeA markasını oluşturduk. 2016 yılı başı itibari ile başladığımız Ar-Ge çalışmalarıyla birlikte oluşturduğumuz modelleri PangeA markası altında seri üretime geçerek satışa sunmayı planlıyoruz. Türkiye’nin, 26 metre üstü kişiye özel yat üretimde dünyada üçüncü sırada olduğunun altını çizen Vedat Doğusel, “Huzur Yat olarak bu gün itibarıyla 24
www.7deniz.net <
metreden büyük 26 adet kişiye özel yat yaptık. Bu alanda en büyük özelliğimiz ahşap gövdeli yat üretimimiz. Üretmeyi seviyoruz… Viya Interior Desing’in 2010’da Doğusel Deniz Mobilyaları’nın çözüm ortağı olarak kurulduğunu açıklayan Vedat Doğusel “Şuan da bünyemizde olan PangeA Yat ile son iki senedir üçüncü şahıslara hizmet veriyoruz. Gemilerde olduğu gibi dar alanlarda akılcı çözümler bularak eczane, okul, kütüphane, ofis ve diğer sektörlerde başarılı işlere imza atıyoruz. Ayrıca Türkiye’nin en büyük denizcilik firmalarının çalışma ofislerin de tersanelerin de ve gemilerin de bizlerin emekleri bulunuyor. Bu alanda yıllara dayanan tecrübemiz var” dedi. Üretmeyi seven bir şirketler topluluğu olduklarını vurgulayan Vedat Do-
ğusel, Magsel Gayrimenkul şirketini de “Üretici firma olmamızı destekleyen ve ortağımızla birlikte yürüttüğümüz bir şirketimiz. Bu alanda da birçok projeye imza atıyoruz. Bunun en büyük kolaylığı da kendi iş gücümüzle bu işleri yürütmemiz oluyor. Kendi personelimizle projeler gerçekleştiriyoruz. Yaptığımız son proje, içinde bulunduğumuz firmamızın yönetim binası oldu” sözleriyle aktarıyor Erimsoft ile hatasız yönetim sistemi kurmaya çalışıyoruz “Yazılım ve teknoloji firmamız Erimsoft. Bu dönem üzerinde en çok yoğunlaştığımız firmamız oldu. Diğer yazılım firmalarından farklı olarak, biz yönetim yazılımları kuruyoruz. İlk başta kendi iç denetimimiz için kurduğumuz bir sistem var. Biz yazılımın ve makinelerin gücüne inanıyoruz. İnsan faktörünü en
aza indirerek hatasız bir yönetim sistemi kurmaya çalışıyoruz. Bu sitemleri düzgün ve profesyonel bir şekilde kurarak Türkiye’nin artık uluslararası standartta hizmet vermesini istiyoruz. Önümüzdeki iki yıl içerisinde de satış yapabileceğimiz projeleri üreteceğiz” diyerek sözlerine devam eden Vedat Doğusel, her bir şirketin profesyonel yöneticiler tarafından idare edildiğini belirtiyor. Denizcilik sektöründe 3. kuşak 2005 yılından bu yana deniz ticareti alanında faaliyet gösteren Selmarin’in şuanda aktif olarak acentelik ve acente botu hizmeti verdiğini belirten Vedat Doğusel “Denizcilik bana ailem tarafından bırakılan en büyük miras, denizcilik kültürünü ve ahlakını genç kuşaklara anlatmaya ve deniz ticaretini en iyi şekilde yapmaya çalışıyorum” dedi
TEMMUZ - AĞUSTOS 45
Deniz Hukuku En iyi bildiğimiz alan deniz ticaret hukuku; Türkiye ve dünya genelinde birçok müvekkili olduğunu açıklayan Vedat Doğusel, Doğusel Hukuk hakkında şu cümleleri kuruyor; “Ben hukukçuyum arabulucuyum ve avukatım. Ticaretin içinde büyümemiz yaşadığımız sosyal çevrede; uzmanlaşırken en iyi bildiğimiz iş olan deniz ticaret hukuku konusunda kendimizi geliştirdik. Dünyadaki hukuk sistemleri arasında global bir oyuncu olarak yer alınması gerekiyor. Dünya üzerinde 196 ülke var ve her ülkenin hukuku farklı. Ben bir avukat olarak sizi Türkiye’de en iyi şekilde temsil edebilirim lakin başka ülkede kurallar değişik tabi ki. Bu sorunu ortadan kaldırmak adına her kıtada lokal ofislerimiz ve iş ortaklıklarımız var. Dünya ticaret merkezlerinde bir bağlantılarımızın olmasını istedik. Hukuk sistemlerinde neler yapılabilir diye Çin, Malta, Kıbrıs, İngiltere, Arjantin, İtalya, Amerika ve Fas ve birçok ülkeye gittim.
46 TEMMUZ - AĞUSTOS
Bunun dışında ise tecrübeli uzman olan bir hukukçu ekibimiz hem yerelde hem ulusalda bizleri ve ülkemizi en iyi şekilde temsil ediyor. Aynı zamanda burası Körfez’deki ilk arabuluculuk ofisi. Her firmamızda üretici ve ithalatçı olmayı Hedefliyoruz Hedefleri hakkında da sohbet ettiğimiz Vedat Doğusel, “Hem Kocaeli’ne, hem de ülkeme dair hedeflerim ve hayallerim var. İnanıyorum ki eğer sektörü severseniz ve bildiklerinizi paylaşırsanız her şey çok güzel olacaktır. Bunun için sektördeki büyüklerimin destek ve güvenleri ile Deniz Ticaret Odası Kocaeli Temsilciliği görevine başladım, daha sonra Kocaeli’nin denizci bir kent olduğunu her ortamda dile getirdik denizciliğimiz için Kocaeli Üniversitesi Barbaros Denizcilik Yüksek Okulu’nun Kocaeli Üniversitesi Denizcilik Fakültesi’ne çevrilmesi için öğrenci kulübümüzle görüşmelerde bulunduk. Rektörümüzün destekleriyle
denizcilik fakültesi kuruldu. Aynı zamanda deniz hukuku dersleri verdiğim Üniversitemizde ortalama 300 tane öğrencimiz var. Bu öğrencilere deniz dünyası ve kültürünü kısmen çalıştaylar da ve deniz hukuku derslerinde aşılamaya çalışıyorum. Bu öğrencilerimiz ülke için çok önemli ve en önemlisi de denizciliğimizin geleceği olacaklardır. Kocaeli için bir diğer hayalimiz burada bir denizcilik müzesi olması. Çalışmalarımız devam ediyor. Birçok il ve ilçe yöneticisi ile görüşüyoruz. Bu hayalimizi de gerçekleştireceğimize inanıyorum” diyor. Bulunduğumuz bütün sektörlerdeki temel hedefimiz üretici ve ihracatçı olmak. Ekip olarak genç ve güçlü bir ekibiz dünyadaki trendleri takip ederek üretim ve ekonomiye Ar-Ge yatırımlarımızla destek vermeye özen gösteriyoruz diyen Vedat Doğusel “Her şey bir noktadan başlar, önemli olan da o noktayı başlatmaktır.” diyerek sözlerine son veriyor.
Broker
GBD’nin
vites yükseltmesi için adayız! Gemi Brokerleri Derneği’nin (GBD) önümüzdeki süreçteki yeni yönetimine, Pelin Gezicioğlu’nun Başkanlığındaki 16 kişilik ekip aday oldu. Sektörün içinden gelen yeni ekibin amacı, Gezicioğlu’nun tabiriyle “Vites yükseltmek”.
sektörler arası ilişkilerin kuvvetlendirilmesi öncelikli hedeflerimiz arasında. Hem deniz ticaretinde, hem de brokerlikte dışa bağımlılığı asgari düzeye indirmek için çalışacağız” diye ekledi.
“Bizim camiamızın içerisinde olan herkes çok değerlidir, özverilidir ve sağduyu sahibi insanlardır. 12 tane ekip de çıksa hepsi birbirinden değerli ekipler olacaktır" Eğitimde açık kapı bırakmayacağız Daima ilerleme içerisinde olan Türk denizcilik sektörüne bir destek de 1911 senesinde kurulan Institute of Chartered Shipbrokers’den (ICS) geliyor. Türkiye’de profesyonel yapılanma sürecinde olan ICS’in temsilci Bahadır Tonguç, eğitim konusunda yürüttükleri yapılanma ile uluslararası çapta başarılara damga vuracaklarının altını çizdi. “Eğitim; kesinlikle peşini bırakmayacağımız, tüm imkanları kullanıp, ilave imkanlar da yaratacağımız ve Türk brokerlerinin lafta değil, fiilen global piyasa oyuncuları olmasını sağlayacağımız bir konudur” açıklamasını yaptı.
Bahadır Tonguç
Kurulan ilişkileri kuvvetlendireceğiz
GBD yönetimine ekibiyle birlikte adaylığını koyan Pelin Gezicioğlu ve listesinde yer alan isimlerden biri olan Bahadır Tonguç’la bir araya geldik. Sohbetimizin ana konusu da elbette yeni ekibin GBD’nin geleceğine dair çizdiği yol oldu. Bir yandan yola çıkış amaçlarını sorduk soruşturduk, diğer yandan da gelecek planlarını masaya yatırdık. İşte, GBD’nin yönetimine aday olan ekibin ağzından geleceğe dair atılacak adımlar…
48 TEMMUZ - AĞUSTOS
Derneğe farklı vizyonlar kazandıracağız “Diğer denizci ülkelerin gemi brokerleri derneklerinin çoğu bizim derneğimizden yıllar önce kurulmuş olmasına rağmen, GBD’nin kuruluşundan itibaren her yönetimin özverili çalışması ile aradaki farkı kapattık. Yeni dönemde yapacağımız hızlı atılımlarla kendi kendisiyle rekabet edecek bir sivil toplum kuruluşu haline getirmeyi arzuluyoruz” diyen aday yönetim, “Üyeler arası ve
Gemi Brokerleri Derneği’nin iki yılda bir gerçekleştirdiği “Uluslararası Gemi Brokerleri Yemeği” organizasyonuna değinen Pelin Gezicioglu, “Bu organizasyon artık çok kıymetli bir marka, bu yemek derneğimizin haklı gururu. 2018’de gerçekleşecek yemeği, görevi devir alacak yeni yönetim organize edecek. Bu görev sorumluluğu ile çıtayı hep yukarda tutmak zorundayız. Hedefimiz iki bin kişiyi ağırlamak. Şimdiden bu yemeği zenginleştirerek ‘biz neler katabiliriz?’ diye fikir alışverişi yapıyoruz. Bu konuda değerli fikirlere sahip olduğumuzu düşünüyorum. Şartlar ve talep doğrultusunda yemeğimize ek olarak seminer veya workshop(lar) ekleyebiliriz. Bu kadar yoğun katılımın mevcut olduğu bir organizasyon dahilinde ilişkileri farklı etkinliklerle kuvvetlendirmek akıllıca bir adım olacaktır” dedi.
www.7deniz.net < Ticareti alevlendireceğiz Bugüne kadar ki her yönetimin, derneğin gelişimi için fevkalade emek ve zaman harcadığını söyleyen Pelin Gezicioğlu, 2010 senesinde kurulan GBD’nin artık yönünü uluslararası bilinirliğe çevirmesi gerektiğini ifade etti ve “Açıkçası GBD yedi yılda çok önemli yollar kat etti, tecrübeler edindi. Ekibimizle birlikte yapabileceğimiz çok şey var. İş birliği yapmayı arzuladığımız kurum ve kuruluşlarla temaslarımız devam ediyor. Altyapımızı hazırladık ve uluslararası arenada adımızdan çok daha fazla bahsettirmek hedefindeyiz. Bu sebeple diğer ülkelerdeki Gemi Brokerleri Dernekleri ve Deniz Ticaret Odalarıyla da temas halindeyiz. Artık onlarla beraber çalışmaya başlıyoruz. Ticareti biraz daha alevlendirmemiz gerekiyor. Sektör Heyetimizi alıp yurt dışındaki ülke heyetleri ile görüşecek, yurt dışından gelecek heyetleri de ülkemizde ağırlayacağız. Bu girişimler sonucu üyelerimizin ticaret hacimlerini genişletmesi ve kendilerine yeni fırsatlar yaratmaları amacındayız. Bunu gerçekleştirmek için Ekonomi Bakanlığı’ndan sektörümüze maddi destek için gerekli başvurular yapılacaktır” açıklamasını yaptı.
"Ekibimizle birlikte yapabileceğimiz çok şey var. İş birliği yapmayı arzuladığımız kurum ve kuruluşlarla temaslarımız devam ediyor. Altyapımızı hazırladık ve uluslararası arenada adımızdan çok daha fazla bahsettirmek hedefindeyiz"
Pelin Gezicioğlu
Denizciliği başka sektörlerle buluşturmalıyız “Bu dernek çatısı altında başarılı işler yapıldı. Bunlar hep zaman ve emek harcamayı gerektiriyor. Hangi derneğin bir yemek organizasyonu bu kadar ses getiriyor! Elbette bu başarının farkındayız. Biz bunu çok daha ileriye taşımak istiyoruz” diyen Tonguç, denizcilik faaliyetlerini başka sektörlerle de bir araya getirmek gerektiğinin altını çizdi. Yeni yönetim adaylığı “Bizim camiamızın içerisinde olan herkes çok değerlidir, özverilidir ve sağduyu sahibi insanlardır. 12 tane ekip de çıksa hepsi birbirinden değerli ekipler olacaktır. Güzel bir seçim olacağına inanıyorum. Denizcilik camiası diğer sektörlerle kıyaslandığında kalitesini ortaya koyan bir camiadır. Gönül ister ki 1 değil, 2 değil 5 tane sahiplenen ekip çıksın” ifadesiyle devam eden Gezicioğlu, “Ekipteki üyelerin birlikte çalışma kabiliyeti bu işte çok önemli. Ortaya bir eser çıkması için uyum ve ahenk kaçınılmaz bir gereksinimdir. Ekibimiz içindeki kişiler senelerdir birbirini tanıyan, bilen, masaya oturdukları zaman yapıcı olmak için var gücüyle çalışacak kişiler. Bizim ekibimizin cevaplarını aradığı sorular; “derneğe daha ne katabiliriz? Üyelerimize ne tür faydalar sağlayabiliriz?” şeklindedir. Bunun için bir araya geldik. Bu amaç doğrultusunda zaman ve emek harcamaya hazırız” dedi.
TEMMUZ - AĞUSTOS 49
Araştırma
Balık evi sahibi olmaya ne dersiniz? “Denizin Altında Mavi Cennet” isimli projenin sahibi Kaptan Selahattin Kavak. Tam bir deniz aşığı. Kendini, doğaya ve gelecek nesillere güzel bir dünya bırakmaya adaya Kavak’ın son projesi ise “Balık evlerinin özellikleri, fizibilite çalışması ve inşası” üzerine. Projenin ayrıntılarını aşağıda sizlere sunuyor, bu alanda yatırım yapmak isteyenlere bir kapı da biz açmak istiyoruz. Projenin genel hatları Marmara, Ege ve Akdeniz sahil şeritlerinin coğrafi yapısı incelenecek, deniz suyunun tuzluluk oranı laboratuvar testleriyle belirlenecek. Bu testler sonrasında hangi balık türlerinin nerelerde yaşayabileceği tespit edilecek. Balık evleri için sakin ve deniz trafiğinin olmadığı bölgeler tercih edilecek. Ayrıca dalgıçlarımız balık evleri için deniz tabanını inceleyip, uygun bölgeleri tespit edecek. Balık evleri, uygun bulunan bölgelerin deniz tabanına yerleştirilecek. Balık evlerinin yerleştirileceği bölgenin deniz suyu derinliği 5-25 metre aralığında değişiklik gösterecek. Projenin büyüklüğüne bağlı olarak balık evlerinin konuşlandırıldığı bölge balıkların korunması maksadıyla ağlarla çevrilecektir. Marmara, Ege ve Akdeniz bölgelerinde 80-130 çeşit balık türünün yaşayabileceği ortamlar sağlanacaktır. Balık evlerini, belediyelerimizin talebi üzerine memnuniyetle inşa edebiliriz. Farklı balık türleri ve doğal mercan kayalıkları da ithal edilerek projeye eklenebilir. Tüm proje doğaya zarar vermeyecek şekilde hayata geçirilecek, farklı türden birçok balığın doğal ortamlarda çeşitliliğinin sürdürülmesine katkı sağlanacaktır. Mercan kayalıklarının ekonomiye katkıları Suni mercan kayalıkları, herhangi nedenlerle strese girip bozulmuş olan deniz altındaki bölgelerde yerleştirildikleri ortamın tekrar kazanılmasına ve kaliteli balıkların üremesi ve gelişmesine yardımcı olmaktadır. Suni kaya ile doğal kayanın balık yaşamı için birbirinden pek bir farkı yoktur, mercanlar onların
50 TEMMUZ - AĞUSTOS
üzerinde yaşayan organizmalardır. Deniz altında belirli bölgelere yerleştirilen suni kayalar veya nesneler, deniz dibinde düzgün ve elverişli bir ortam oluşmasını, bu ortamın inkişaf etmesini sağlar. Böylece belli balık çeşitleri üretimi ve gelişmesi doğal bir yolla yapılır. Suni kayalar kullanılarak somon balığı ve diğer ekonomik değeri yüksek balıkların üretilmeleri ve doğal olarak yeni bir habitat sağlanmış olur. Bölge ekonomisine katkısı Ayrıca oluşturulan bu alanlar yerel balıkçıların imkanlarını, bölgeye turist gelmesini artırır ve böylece anılan bölgede olta balıkçılığı, otelcilik, pansiyonculuk, lokantacılık, esnaf faaliyetleri, tekne gezileri gibi faaliyetlerin artması ile ekonomik faaliyetler gelişmeye başlar. Suni mercan kayalıklarının avantajları: • Mercan kayalıkları deniz altında durgun su ile akıntı arasında bir bariyer oluşturarak balıkların akıntıya karşı yüzmek için daha az enerji harcamalarına ve böylece daha kısa zamanda daha semiz olmalarına sebep olur. • Küçük organizmaların balıklar için doğal bir yem olmalarına imkan verir. • Bu suni kayalar uygun bir şekilde imal edilip uygun yerlere uygun biçimde yerleştirildiklerinde deniz dibi habitatını geliştirerek kaliteli balıkların yetişmesine olanak sağlar. • Yerleştirildikleri alanın daha uzağındaki balıkların da bu alana yönelmeleri nedeniyle balıklar için bir görsel referans noktası gibi hizmet verir. • Bir su kültürü oluşturur ve bu su kültürü içinde her çeşit balıkçılığın gelişmesine, planlanmasına ve yönetilmesine
sebep olur. Kısaca suni kayaların kullanılmasına ilaveten çevre dostu alternatiflerin geliştirilmesiyle, yapısı bozulmuş olan doğal deniz altı ortamları, sanki bir biyolojik filtre vazifesi gören bu suni kayalar kullanılarak tekrar geri kazanılır. • Suni mercan kayalıkları turizm imkanlarını ve yerel balıkçılığı artırarak yerel yönetimlere ve ülke ekonomisine katkılar sağlar. • Ülkenin su kültürü kaynaklarını ve ekosistemini koruyarak, sürekli olarak geliştirerek gelecek nesillere de zengin bir miras bırakılmasına sebep olur. Çin, Japonya, Kore gibi uzak doğu ülkeleri 100 yılı aşkın bir süredir suni mercan kayalıkları kullanmaktadırlar. Japonya 18. yüzyıldan beri suni mercan kayaları teknolojisini kullanmakta ve ticari balıkçılıkta dünya lideri konumundadır. Suni mercan kayaları imali için beton, çelik ve cam takviyeli plastik gibi yüksek kalitede malzemeler kullanmaktadırlar. ABD’nin birçok eyaletlerinde, ticari balıkçılık, atıkların imhası, SCUBA su altı dalış, sportif balıkçılık, çevre iyileştirme gibi alanlarda gelişme sağlamak için suni mercan kayalıkları programları uygulanmakta ve bu iş için çoğunlukla kullanılmış araba lastikleri, inşaat molozları, kullanılmış eski arabalar, çok eski tren vagonları ve tekneler gibi atık malzemeler kullanılmaktadır. Tayvan’ da birçok eski balıkçı gemisi yeni bir habitat oluşturmak için batırılmaktadır. Avrupa’ da 1960’ların sonlarından sonra Akdeniz sahillerinde, İtalya, Fransa ve İspanya başta olmak üzere, suni mercan kayalıkları oluşturulmasında çalışmalar yapılmıştır ve bu alanlarda çoğunlukla bilimsel çalışmalar yapılmaktadır.
Kamu Gündemi
Bakanlığa yeni yetkiler
ULAŞTIRMA, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığına kamu kurum ve kuruluşları ile özel sektör tarafından tamamlanan veya devam eden ulaştırma altyapılarının inşaatı ve işletmesi için Kamu-Özel İşbirliği (KÖİ) Modeli, geliştirme yetkisi verildi. TBMM’de "Sanayinin Geliştirilmesi ve Üretimin Desteklenmesi" Yasa Tasarısı’nda AK Parti'nin önergesi ile değişiklik yapıldı. TBMM’de görüşülen “Sanayi’nin Geliştirilmesi ve Üretimin Desteklenmesi Yasa Tasarısı"nın görüşmeleri sırasında Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığına yeni yetkiler verildi.
52 TEMMUZ - AĞUSTOS
Kabul edilen tasarı ile 'kamu kurum ve kuruluşları ile özel sektör tarafından tamamlanan veya devam edenler ulaştırma altyapıları' da kapsama alındı. Ulaştırma altyapılarını da kapsayan önerge ile artık bakanlık liman, sanayi siteleri, fabrika, rafineri, endüstriyel tesis, organize sanayi bölgesi, maden ocağı, sanayi kuruluşları, hava meydanları için gerekli olan ulaştırma altyapılarının inşaatı ve işletmesi için KamuÖzel İşbirliği (KÖİ) modelleri geliştirebilecek. Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı'nın teşkilat ve görevleri hakkında yapılan KHK’de AK
Parti’nin önergesiyle değişikliğe gidildi. AKP tarafından önerilen ulaştırma altyapılarının inşaatı ve işletmesinin sağlanması amacıyla kamu ve özel sektör işbirliği modellerinin geliştirilmesi tasarısı kabul edildi. Kabul edilen tasarıyla beraber bakanlık, ‘proje bazında gerekli gördüğü hallerde özel sektör gerçek ve tüzel kişilerle müzakerelerde bulunmak, katkı payları belirlemek, taahhüt vermek ve almak, kiralamak, kiraya vermek, işletmek, işlettirmek, garantiler almak ve vermek özel sektörün katılımını sağlamak, ortaklık tesis etmek’ gibi işlemler de yapabilecek.
Huzur Yat
HAYALLERİNİZİ GERÇEKLEŞTİRİYORUZ
Adres: Evliya Çelebi Mah. Tersaneler Cad. Nuh Sanayi Sitesi A Blok No:3 Tuzla-İSTANBUL/TÜRKİYE Telefon: (+90 216) 395 29 30 • (+90 533) 500 76 93 / Fax: (+90 216) 446 68 48 E-Posta: info@huzuryat.com.tr • Web: huzuryat.com.tr
Kısa Kısa Mersin Deniz Ticaret Odası MEÜ Denizcilik Fakültesi'ni inşa edecek
Başkentte Tersane Kurulacak ANKARA Büyükşehir Belediyesi, Mogan Gölü'nde düğün, nikah, yemek, toplantı ve gezilerde kullanılmak üzere tekne yapımı için tersane kuracak. Büyükşehir Belediyesinden yapılan yazılı açıklamada, Büyükşehir Belediye Meclisinin 2. Başkan Vekili Nail Çimen başkanlığındaki toplantısında alınan kararlar hakkında bilgi verildi. Buna göre, İstanbul Yolu Susuz Mahallesi sınırlarında çocuk koruma evi yapılması amacıyla bir konutun satın alınması veya trampa yapılmasına ilişkin başkanlık yazısının görüşüldüğü ve teklifin, belediye meclisinde oy birliğiyle kabul edildiği belirtildi. Toplantıda ayrıca mülkiyeti belediyeye ait olan Çankaya ilçesindeki bin 298 ada 103 parseldeki 4 ve 39 no'lu bağımsız bölümlerin lojman statüsünden çıkarılarak, Diyanet İşleri Başkanlığına bedeli karşılığında devredilmesine ilişkin başkanlık yazısının da oy birliği ile kabul edildiği aktarıldı. Açıklamada, Belediye Meclisinde, Mogan Gölü'nde her türlü düğün, nikah, yemek, toplantı ve gezilerde kullanılmak üzere bir teknenin yapımına ilişkin başkanlık yazısının da ele alındığı vurgulandı.
MERSİN Deniz Ticaret Odası (MDTO), kentte denizcilik eğitimi alanında verdiği desteklerine bir yenisini daha ekliyor. Mersin Üniversitesi (MEÜ) Rektörlüğü ile yapılan protokolle Denizcilik Fakültesi binası MDTO tarafından inşa edilecek. Geçen yıllarda Mersin Deniz Ticaret Odası Denizcilik Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi binasının inşasını yapan ve MEÜ Denizcilik Meslek Yüksekokulu'na simülatör desteği sağlayan MDTO, bu kez de MEÜ Denizcilik Fakültesi için bina yapmaya hazırlanıyor. MEÜ Rektörü Prof. Dr. Ahmet Çamsarı ile MDTO Yönetim Kurulu Başkanı Cihat Lokmanoğlu arasında imzalanan protokol gereğince, Denizcilik Fakültesi binası projelendirme ve inşaatı MDTO tarafından yaptırılarak anahtar teslimi MEÜ'ye devredilecek. Binanın 5 bin 6007 bin metrekare kapalı alana sahip olması planlanırken, yapımı tamamlandığında binaya Mersin Deniz Ticaret Odası Denizcilik Fakültesi ismi verilecek. MDTO Başkanı Lokmanoğlu da denizcilik eğitiminin MDTO'nun hassasiyetle üzerinde durduğu konulardan biri olduğunu dile getirdi. Lokmanoğlu, denizcilik sektörünün ihtiyaç duyduğu kalifiye gemi adamlarının yetişmesi ve özellikle Mersin'in denizcilik eğitiminde daha iddialı bir konuma taşınması için eğitim kurumlarını her anlamda desteklemeye devam edeceklerini ifade etti.
İstanbul'da deniz ulaşımına 4 yeni hat ŞEHİR hatları yaz tarifesi ile birlikte bazı hatlarda sefer artışına gidilirken, dört yeni hat ve yenilenen iskelelerle her iki yakada kıyıya paralel Sarıyer- Eminönü Hattı, Beykoz-Üsküdar Hattı, Bostancı-Karaköy Hattı ve tarifeli hale getirilen OrtaköyÜsküdar Hattı olmak üzere 4 yeni hatta seferlere başladı. Kara trafiğini azaltmak, denizin toplu ulaşımdaki payını artırmak için hizmete alınan yeni hatların, zaman içerisinde yaygınlaşarak kullanımının artması bekleniyor. Yeni bir hattın kullanım talebinin artması, süreklilik ve seferlerin sıklığı ile doğru orantılı olduğu düşünülerek sefer tarifesinin belirlendiğini söyleyen yetkililer, bu şekilde kara trafiğinin azaltılacağına inanıyorlar. Hatların güzergâh ve tarifeleri şöyle; Beykoz- Üsküdar hattı Anadolu Kavağı’ndan hareket ederek Beykoz - Paşabahçe Anadolu Hisarı - Çengelköy - Beylerbeyi iskelelerine uğrayarak Üsküdar’da son buluyor. Beykoz- Üsküdar Hattı Rumeli Kavağı’ndan hareket ederek, Sarıyer - İstinye - Arnavutköy – Beşiktaş iskelelerine uğrayarak Eminönü’nde son buluyor.
54 TEMMUZ - AĞUSTOS
Türk Loydu
Türk Loydu Endüstri
@TL_Industry
@Turk_Loydu
Kısa Kısa Armatörler gemilerini satınca ihracat rakamları arttı HAZİRANDA ihracatını en fazla artıran sanayi sektörü gemi inşa oldu. GYİB Başkanı Başaran Bayrak, "Armatörler kendi işlettikleri gemileri satmaya başladı. Bu da ihracat rakamlarına yansıdı." dedi. Mayıs ayında yüzde 230 artışla ihracatını en fazla artıran sanayi sektörü olan gemi inşacılar, haziran ayında da bayrağı kaptırmadı. Geçtiğimiz ay yurtdışı satışlarını yüzde 178 artıran sektörün toplam ihracattan aldığı pay tarihinde ilk kez yüzde 1'i geçti. GYİB Başkanı Başaran Bayrak, "Armatörler kendi işlettikleri gemileri satmaya başladı. Bu da ihracat rakamlarına yansıdı" dedi. Türkiye İhracatçılar Meclisi
(TİM) geçtiğimiz cumartesi haziran ayı ihracat rakamlarını açıkladı. Haziran ayında ihracat bir önceki yılın aynı dönemine göre 1.8 artarak 12 milyar 70 milyon dolara ulaştı. Mayıs ayında olduğu gibi haziran ayında da ihracatını en fazla artıran sanayi sektörü gemi inşa oldu. Haziran ayında yurtdışı satışlarını yüzde 178 artıran sektör, 126 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirdi. Gemi ve Yat İhracatçıları Birliği (GYİB) Başkanı Başaran Bayrak, "Sektörün toplam ihracattan aldığı pay ise tarihinde ilk kez yüzde 1'i geçti. Bugüne kadar hep yüzde 1'in altında kalıyordu" şeklinde konuştu.
Dentur Avrasya, yeni gemilerinde Scania’yi tercih etti
Balıkesir “lojistik üs” olma yolunda BALIKESİR'İN Organize Sanayi Bölgesi'nde bulunan Gökköy Lojistik Merkezi, bölgenin önemli taşıma üslerinden biri haline gelecek. İstanbul - İzmir Otoyolu, Çanakkale 1915 Köprüsü ve otoyol projeleri ile ulaşımda stratejik bir önem kazanan Balıkesir, lojistik köyden yapılacak yük transferi ile de dünya markası bir kent olacak. Konuyla ilgilin konuşan Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı İsmail Uğur, projenin Balıkesir'e getireceği faydaları anlattı. Uğur, "Ulaştırma Bakanlığı'nın çok ciddi bir yatırımı olan lojistik merkezimiz tamamlandı, sanayicilerin üreticilerin hizmetine sunuldu. Biz de Balıkesir Sanayi Odası olarak, hizmete açılan lojistik köyünün kullanıma açılmasından dolayı firmaları davet ettik" dedi. İthalat ve ihracat ile ilgili çalışmaların başladığını ifade eden Uğur, "İnşallah önümüzdeki günlerde aksiyonlar ihracat-ithalat, konteyner ve kuru yük anlamında artacak. Firma yetkilileri ile herhangi bir sıkıntı olup olmadığını görüştük. Ayrıca sanayicilerimiz ile de ihracatın buradan yapılması ile ilgili görüşüyoruz. Çünkü buradan ihracat yapıldığı zaman navlun anlamında ciddi avantajlar geliyor. Biz buradaki hareketin başlaması ile eylül ayı gibi gümrük açılması ile ilgili Sayın Başbakanımız ve Bakanımızdan ricada bulunacağız" diye konuştu.
56 TEMMUZ - AĞUSTOS
DENTUR Avrasya tarafından İstanbul deniz ulaşımında daha çağdaş, hızlı, güvenli ve konforlu hizmet vermek amacıyla tasarlanmış “double ended” – karaya iki taraftan yanaşabilen gemilerinin ilki olan “Kanuni” hizmete girdi. İstanbul Boğazı'nın iki yakasında yolcu taşımacılığı hizmeti ile ulaşım sorununa çözüm sunan Dentur Avrasya’nın hızlı, güvenli ve konforlu hizmet vermek amacıyla tasarlanan 14 adet “double ended” gemilerin ilki olan “Kanuni” Beşiktaş/Üsküdar arasında deniz yolu ile yolcu taşımaya başladı. Dentur Avrasya ve Doğuş Otomotiv Scania arasında gerçekleşen işbirliği kapsamında teslim edilen 8 deniz motorunun, iki adedi ilk üretilen Kanuni gemisinde bulunuyor. 2 adet 13 litrelik 400 beygir gücünde Scania deniz motoru bulunan “Kanuni”nin tanıtımı Doğuş Otomotiv Scania Endüstriyel ve Deniz Motorları Satış Müdürü Suna Türk Tuzcuoğlu ile Dentur Avrasya Grup Genel Müdürü Ünsal Savaş, Dentur Avrasya Grup Yönetim Kurulu Danışmanı Gökhan Berkay ve diğer yetkililerin katılımı ile gerçekleşti.
Türkiye’nin Güncel Kruvaziyer Haber Portalı
w w w . t h e c r u i s e l i f e . c o m . t r
Tatil
Celestyal Cuises ile haydi Yunan Adalarına
Turumu seçer, bavulumu hazırlar ve tatile başlarım, diyorsanız Celestyal Cruises ile vizesiz her şey dahil Yunan Adaları turlarına göz atın deriz…
Ş
ayet vize beklemek istemeyip, tatil hemen başlasın diyenlerdenseniz; Celestyal’ın vizesiz her şey dahil Yunan Adaları’nda 3, 4 veya 7 gece geçirmeye ne dersiniz? Celestyal Cruises ile bavulunuzu bir kez açarak Ege sularında gezebilir, az bilinen Yunan Adalarını keşfedebilirsiniz. Hem de kişi başı 169 Euro’dan başlayan fiyatlarla! Söylemeden geçmeyelim her Salı ve cumartesi
58 TEMMUZ - AĞUSTOS
Çeşme’den kalkıyor… Gerçek cruise deneyimi sunan Türkiye çıkışlı tek cruise markası Celestyal Cruises; geçtiğimiz sezonlarda uyguladığı vizesiz Yunan Adaları turlarıyla bu sezon da seyahat severlerin gönlünü fethediyor. Ağustos ayı boyunca yapılacak vizesiz turlarda Celestyal Nefeli, her salı ve cumartesi günleri İzmir’in Çeşme limanından Ege sularına açılacak. İstikamet gerçek Yunan
Adaları… Mikonos, Santorini, Rodos’un dışında Ege’nin daha az bilinen adaları Milos, İos, Siros ve Girit’i de keşfetmek mümkün olacak. Celestyal Nefeli, 3 ve 7 gecelik turlarda Atina’ya da uğruyor. 169 Euro’dan başlayan fiyatlar, ücretsiz 1 kara turu Bavulu elinde, Türkiye limanlarından gemiye binerek gerçek cruise deneyimini yaşamak isteyenler 7 gecelik; vakti kısıtlı olanlar ise 3 ve 4 gecelik alternatifleri tercih ediyor. Zamanda ve bütçede esnek seçenekler sunan Vizesiz Yunan Adaları Turu’na 2 gecelik katılmak da mümkün. 29 Ağustos salı günü gerçekleşecek 2 günlük turda Çeşme’den kalkacak olan Celestyal Nefeli önce Mikonos sonra Santorini’ye yol alacak. 2, 3, 4 ve 7 gecelik alternatiflerle sunulan vizesiz her şey dahil turların fiyatları 169 Euro’dan başlıyor. Bavulunuzu sadece bir kez açarak 7 ada ve Atina’yı gezebileceğiniz bu turda bir kara turu da ücretsiz sunuluyor. Türk misafirler uluslararası cruise standartında Türk personel hizmeti de alabiliyor.
www.7deniz.net <
Celestyal Nefeli ile 7 liman birden! Celestyal Cruises’dan 2017 müjdesi: Euphoric Aegean Turları... Celestyal Nefeli, Atina’dan Naphlion’a, Mikonos’dan Hanya’ya 7 farklı limanda demirleyecek.
T
atil iyidir, iyi gelir. İşte size kendinizi zinde ve iyi hissedeceğiniz ‘adıyla müsemma’ bir rota önerisi: Celestyal Nefeli ile Euphoric Aegean Turları. 3, 4 ve 7 gecelik programlarıyla Euphoric Aegean tur programı ekim sonuna kadar devam edecek. Celestyal Nefeli yolcularını İzmir’in Çeşme limanından alacak. 3 gecelik Euphoric Aegean Turları’nda Mikonos, Atina, Santorini; 7 gecelik turlarda ise bu limanların dışında Girit Hanya, Ro-
dos ve Naphlion da gezilecek. Mikonos’un eğlence hayatını keşfetmek, demokrasi ve felsefenin doğduğu topraklara Akropol’den bakmak, Naphlion’un dar sokaklarında Kanuni’nin izini sürmek; Santorini’de şarap, Hanya’da zeytinyağı tadımı yapmak, Ege’nin akvaryum sularında yüzmeye doymak… Celestyal Cruises ile Yunan Adaları’nı hala keşfetmediyseniz şimdi tam zamanı, tatilinizi planlayın.
TEMMUZ - AĞUSTOS 59
Türkiye’nin Balıkları
Türkiye’de avlanan balıklar Türkiye'de her yıl tonlarca balık ve deniz ürünü bilinçsizce avlanıyor ve tüketiliyor. Bu canlıların birçoğu biliniyor ama bazıları var ki belki de adları ilk kez duyacağınız türden. Hangi sularda yüzdükleri, nasıl ve ne amaçla avlandıkları bilinmiyor.
Acıbalık (Rhodeus seiceus amarus)
Ankara Çamurbalığı (Neomacheilus angorae)
öyküsü pullu sazan gibidir. Ekonomik değeri çok yüksektir. Çeşitli ülkelerde yılda 200,000 ton sazan üretimi yapılmaktadır. Bakalyaro (Merlangius merlangus)
Trakya, Marmara ve Karadeniz’de ağır akışlı akarsular veya göllerde yaşar. Bitkiler ve küçük hayvancıklarla beslenir. Ortalama 5-6, en çok 9 santimetreye kadar büyür. Üreme devresi nisan-haziran arasıdır. Dişisi uzun hortumuyla yumurtalarını bir midyenin içine ustaca bırakır. Erkek de spermlerini midyenin açılıp-kapanarak emdiği suya bırakarak yumurtaları döller. 2-3 haftada olgunlaşan yavrular, midyeyi terk eder. Böylece küçük cüsselerine rağmen emniyetli üreme tamamlanır.
Orta ve Doğu Anadolu’nun göl ve akarsularının çamurlu, kumlu ve sazlı zeminlerinde yayılış gösterir. Zeminlerden emdiği çamurlardan, küçük hayvanlar, böcekler ve larvaları seçerek besin ihtiyacını karşılar. İsmi de oradan gelir. 6-7 santimetreye kadar büyüyebilir. Çok sığ suların yüksek ısısına dayanabilir. Mayıshaziran arasında yapışkan yumurtalarını kıyıların kumluk ve çakıllarına bırakır. Doğa dengesini korur. Ay Balığı (Mola mola)
Afangus (Aphanius fasciatus)
Mezgit ve gelincikle aynı türdendir. Karadeniz’de yaygın, Ege’de az bulunur. Genelde 15-20, en çok 45-50 santimetre boyunda olur. Sahillerin 3-4 metreye kadar derinliklerindeki sığların kumlu, çakıllı ve yosunlu diplerinde, fazla göçler yapmadan yaşar. Balık yumurtaları, küçük balıklar ve karides gibi canlılarla beslenir. Üremelerini şubat-mayıs arasında, sahillere yakın yerlerde yapar. Mezgitle eş, beyaz ve lezzetli etiyle ekonomik değeri yüksektir. Barbunya (Mullus barbatus)
Ege ve Akdeniz’in sahillerine akan iç sularda yaşar. Çeşitli türleri ülkemizde yaygındır. Nehirlerin yavaş akıntılı veya durgun bölümlerinde yuvalanır. Boylan 5-6 santimetre olur. Acı ve tuzlu sulara da uyum gösterir. Kabuklular ve özellikle su yüzeyindeki sinek-böcek larvalarıyla beslenir. Bahar aylarında üremelerini yapıp, yumurtalarını su bitkilerinin üzerine bırakır. Akvaryum balığı olarak da yetiştirilir. Akya (Lichia amia)
Pervane balığı da denir. Okyanuslar ve Akdeniz’in açıklarında uzun göçler yapmadan, bazen derinlerde, bazen de su yüzeyinde yan yatarak dolaşır. İyi yüzemeyen, hareketsiz bir balıktır. Deniz anaları, ahtapot, mürekkep balığı ve diğer balıklarla beslenir. 2.5-3 metre boydan 1,500 kilogram ağırlığa erişip 20-25 yıl yaşayabilir. Bahardan yaz sonlarına kadar 300 milyona varan yumurta döker. Bu yumurtaların çoğu diğer balıklara yem olur. Eti lezzetsiz ve kötü kokulu olduğu için insan besini yönü ve ekonomik değeri yoktur.
Sıcak ve ılık denizlerin kumlu, çamurlu sahillerinde 300 metreye varan derinliklerinde sürüler halinde yaşar. Ortalama 1215 santimetreden en çok 40 santimetreye kadar büyür. Suyun ısı şartlarına göre derinlerden sahile, mevsimsel göçler yapar. 10 yıl yaşayabilir. Nisan-haziran arası 15100,000 yumurta döker. Etinin lezzeti ve bol avlanılmasıyla ekonomik değeri yüksektir. Berber Balığı ( Anthias anthias )
Aynalı Sazan (Cypnnus carpio) Kuzu, çıplak, leka ve iskender balığı olarak da anılır. Genelde 50-100 santimetre en çok 180 santimetre ve 60 kilogram ağırlıkta olabilir. Yumuşakçalar, kabuklular ve küçük balıklarla beslenerek, dipte kıyılara yakın küçük sürüler halinde dolaşır. Canavar balıklardandır, çevresindeki balıkları yok edercesine yer. Geçmişte çok avlanılması nedeniyle neslinin tükenme tehlikesi vardır. Korunması gerekir.
60 TEMMUZ - AĞUSTOS
Pullu sazanın çıplak-çizgili ve aynalı sazan olarak adlandırılan yan türlerinin üretime en elverişli olanıdır. Kolay ürediği için çeşitli yörelerde ve özellikle baraj göllerinde üretimi yapılmaktadır. Yaşam
Hani ailesinden bir balıktır. Sıcak ve ılıman denizlerin kayalık, çakıl ve bazen çamurlu bölgelerinde ve 50-300 metre derinliklerde yaşayan berber balığı, 25 santimetre uzunluğa erişebilir. Az bulunduğu için fazla ekonomik değeri yoktur. Denizlere renk güzelliği verir. Üremeleri diğer hani cinsi balıklar gibidir.
www.7deniz.net < Berlam (Merluccius merluccius)
Ilık denizlerin orta sularında yaşar. Ege, Marmara ve Akdeniz’de yaygın, Karadeniz’de seyrek bulunur. Gündüzleri 80-300 metreye varan derin sularda, gezinip geceleri avlanmak için kıyılara ve yüzeye yaklaşır. Kolyoz, çaça, hamsi ve benzeri küçük balıklarla beslenir. En çok 80-100 santimetre boy ve 10 kilogram ağırlığa erişebilir. Mayıstan ağustosa kadar sahillere yakın yerlerde üremelerini yapar. Etinin lezzet ve kalitesi mezgitle eştir. Taze olarak her mevsimde yendiği için ekonomik değeri yüksektir. Bıyıklı Balık (Barbus barbus)
Genelde 30-50 santimetre uzunlukta ve 0.5-2 kilogram, en çok 3 kilogram ağırlıkta olur. Büyüklerine seyrek rastlanır. Oksijeni bol, hızlı akan nehirlerin berrak kum tabanlı bölümlerinde yaşar. Ülkemizin çeşitli yörelerinde türleri bulunur. Mayıs-haziran arasında üreme yapar ve 5,000-30,000 yumurta döker. Bu devresinde yumurtaları zehirlidir. Eti fazla değerli olmamakla beraber avcılığı yönünden değerli bir balıktır. Bodur Yayın (lctalurus melas)
Güneydoğu’daki akarsu ve göllerin kumlu, çamurlu zeminlerinde yaşayan, 20-30, en çok 45 santimetre boy ve 100500 gram ağırlıkta olabilen bir yayın türüdür. Oldukça obur bir balıktır. Omurgasızlar, küçük balıklar, balık larvaları ve kurbağalar da dahil ne bulursa yer. Suların ısı şartlarına göre nisan-haziran arasında kumların içine yuva yapan dişi, yumurtalarını dökerek bunların oluşmasını bekler. Kılçıksız eti çok lezzetlidir. Ancak ekonomik değeri bölgeseldir. Büyükbaş Kayabalığı (Gobius (Ponücola) kessleri)
Trakya ve Karadeniz Kıyılarına akan nehirlerde yaygındır. Boyları 12-18, en çok
22 santimetre olur. Acı suların taşlık veya sert kumlu zeminlerinde dolaşıp, nehirlerin içlerine girer. Yuva edindiği bölgeye çok bağlıdır, buraya zorla gelen balıklara saldırgan olur. Küçük kabuklular, balıklar ve yumuşakçalarla beslenir. Nisan-mayıs arası, dişiler yumurtalarını ince ipliklerle kumsallara yapıştırır. Erkekler de gözcülük eder. Eti lezzetli ve sağlığa yararlıdır. Ekonomik değeri bölgeseldir. Camgöz Köpekbalığı (Galeorhinusgaleus)
Sıcak ve ılık denizlerin 100 metrenin altındaki serin sularında tek başlarına yaşayan, boylan 4-5 metreden 10-15 metreye ulaşan, omurgasızlar (mürekkep balığı, ahtapot, medusalar) ve sürü halindeki küçük balıkları yiyerek beslenen bir köpek balığı türüdür. Sıcak yaz günlerinde ağır hareketlerle su yüzeyinde yüzer. Rahatsız edilmezse saldırgan değildir. Açık denizlerde erkek tarafından döllenen dişiler, 8-14 arası canlı yavru doğurur. Başka ülkelerde yenilmesine rağmen yakalananlar, ülkemizde balık unu üretiminde kullanılır. Çaça (Sprattus sprattus)
Sardalya-tirsi ailesindendir. Boyu 6-8 santimetre, Karadeniz’in batısında 13-15 santimetre olanlarına da rastlanır. Besinleri planktonlar ve balık yavrularıdır. Sürüler halinde yaşar. Mayıs-haziran arasında üreme yapar. Eti fazla lezzetli değildir. Bu nedenle özel avcılığı yapılmaz. Buna karşın denizlerde ekonomik değeri çök yüksek olan uskumru, palamut, torik gibi balıklar için yem değeri vardır. Kuzey Avrupa ülkelerinde konservesi çeşitli isimlerle pazarlanır. Çamuka (Atherina hepsetus)
Gümüş türündendir. Fazla derin olmayan sahillerin sıcak ve ılıman sularında, kumlu veya çakıllı bölgelerde sürüler halinde ve balık yavruları, kabuklular ve yumuşakçalarla beslenerek yaşar. Suyun tuzluluk oranı ve oksijen değerine uyum gösterir. Bu nedenle göllerde bile yaşayabilir. Boyu 10-12, en çok 16-18 santimetre olabilir. Suların bölgesel sıcaklığına göre nisan-eylül arasında ürer. Beyaz ve çok
lezzetli etiyle ekonomik değeri yüksektir. Çapak Balığı (Abramis brama)
Marmara ve Karadeniz’in akarsu ve göllerinde, bazı türleri de Ankara ve Kırşehir’de yaşar. Boyları ortalama 30-40 santimetreden 70 santimetre ve 3 kilogramdan 6 kilograma ulaşabilir. Kurtlar, böcekler ve yosunlarla beslenir. 10 yıl yaşayabilir. mayıs-haziran arası yaklaşık 100,000 yumurta ile üreme yapar. 1 kilogramın üstündekilerin eti lezzetlidir; küçükleri ise yem veya av balığı olarak değerlidir. Çipura (Spanıs aurata)
Ege ve Akdeniz’in bu namlı balığı, Marmara’da seyrek bulunur. Ortalama 25-35 santimetre boy ve 0.5-3 kilogram ağırlıkta, en çok 60 santimetre ve 6 kilogramda olabilir. Etçil bir balıktır. Kuvvetli çenesiyle küçük kabukluları, balıkları ve diğer hayvanları kolayca yer. Yaz devresinde sığlarda, kış aylarında da 35-40 metre derinliklerde yaşar. İki yaşın üstündekiler daha da derinlere iner. Üremeleri ekim-aralık aylarında olur; 100-150,000 yumurta döker. Eti çok lezzetlidir. Ayrıca üretim kültürüne uygunluğu nedeniyle ekonomik değeri çok yüksektir. Çitari (Boops salpa)
Karagöz ailesinden bir balıktır. Sarpan balığı da denir. Boyları 45 santimetre olabilir. Görüntüsü çok güzel fakat eti lezzetsizdir. Bu nedenle fazla ekonomik değer taşımaz. Marmara, Ege ve Akdeniz’de bol, Karadeniz’de seyrek rastlanır. Yaşam karakteri ve üremeleri, karagöz cinsi balıklarda olduğu gibidir. Çizgili Mercan (Uthognathus mormynıs)
Mırmır balığı da denir. Mercana göre vücudu daha uzundur. Genellikle Akdeniz’de bulunur ve en çok 30 santimetreye kadar büyür. Sığ suların bitkilerle
TEMMUZ - AĞUSTOS 61
Türkiye’nin Balıkları örtülü taşlık, kayalık, kumluk bölgelerinde yaşar. Acı su bölgelerine de girer. Biyolojik yaşamı karagöz-mercan gibidir. Etinin lezzetli olmasına rağmen az bulunan ve sadece taze tüketilen bir balıktır. Çizgili Orkinos (Katsowonus pelamis)
Karadeniz, Marmara ve Kuzey Ege’ye kadar sularımızda rastlanan orkinos türlerinden biridir. Boyu ortalama 60-100 santimetre olur. Yemlendiği balık sürülerini önüne katarak Karadeniz’e çıkar ve orada sular ısınınca üreme yapar. Bu gidiş-gelişler Karadeniz ve Marmara’daki yerli balıkların doğal dengesini oluşturur. Etinin insan gıdası olarak çeşitli değerlendirilmesi ve avcılık yönüyle aşırı tüketimi, hem orkinos türünü hem de onunla akım sağlayan diğer balık türlerini tehlikeli olarak etkilemektedir. Dağ Alabalığı (Salmo trutta macrosügma)
Çoruh, Ege ve Konya Ereğlisi çevrelerinde dağ göllerinin soğuk, berrak ve temiz sularında yaşar. Zaman zaman nehirlere de girer. Bilimsel olarak dünyanın son buzul çağında dağ göllerinde kalıp, geliştiği teorisi vardır. Boyu 40-60 santimetreden 1 metreye; ağırlığı da 1-3 kilogramdan 14 kilograma olabilir. 3-4 yaşlarında olgunlaşıp göllerin buzla kaplandığı ekim-ocak aylarında yumurtalarını çakıllara bırakır. Dişileri yaklaşık 3,500 yumurta bırakır. Çok lezzetli etinin yanı sıra sertlik ve çevikliği ile avcılığı da değerlidir.
ve kabuklularla beslenir. Eti çok lezzetli olduğu gibi, yumurtasından da kırmızı havyar elde edilir. Ekonomik değeri çok yüksektir.
Dikence (Gasterosteus aculeatus)
Dere Alabalığı (Salmo trutta fario)
Soğuk, temiz ve hızlı akıntılı nehirlerde çevresine bağlı olarak yaşar. Bölgesine kıskançtır, başka balıkların gelmesini istemez. Boyları 30-40, en çok 60 santimetre ve 0.5-2 kilogram ağırlıkta olabilir. Yumuşakçalar ve yavru balıklarla beslenir. Erkekleri 2, dişileri 3 yaşında olgunlaşıp ekim-ocak arasında yumurta bırakır. Zaman zaman akıntılara karşı 1.5-2 metre sıçrayarak yüzer. En değerli tatlı su balıklarından biridir. Lezzetli ve yararlı etiyle ekonomik değeri çok yüksektir.
Denizlerin kıyı kesimlerinde, nehirlerin denize karışan acı su bölgelerinde ve zaman zaman nehirlerde yaşayan küçük bir balıktır. Boyu 7-9 santimetre olup vücudu kalın pullarla kaplıdır. Çeşitli renklerinin güzelliği ve 300-1,000 dolayında yumurtasının erkek balık tarafından bir yuva yapılarak korunması, dikenceyi ilginç bir doğa olayı yapar. Ekonomik bir değeri yoktur. Dikenli Kırlangıç (Aspitriglıa cuculus)
Dere Kayabalığı (Gobio gobio)
Ülkemiz akarsularında çeşitli türleri yerine göre adlar alır. 5-6 yılda yavaş büyüyerek 12-20 santimetre boya ulaşır. Fazla hareket etmeden sualtında yatarak ömrünü geçirir. Nisan-Haziran da 12 – 18° C sularda haftalık aralıklarla ürer; dişileri 1,000-3,000 yumurta verir. Eti lezzetlidir. Büyük balıkları avlamak için yem olarak da kullanılır.
Kırlangıç ailesinin bir türüdür. Sırt ön yüzgeçlerinin sivriliği ve uzunluğu, yan taraflarındaki sert kabuklarla kırlangıçtan aynıdır. Ege, Akdeniz ve Marmara’da bulunur. Karadeniz’de rastlanmaz. En çok 45 santimetre boyda olur. Denizlerimizde sayısı kırlangıçtan daha azdır. Genelde 30 metre derinlikte durgun sularda, bazen de 100-250 metre derinliğe inerek yaşar. Eti lezzetli ve yararlıdır. Ekonomik değeri vardır. Dikenli Öksüz (Prestedion cataphractum)
Dere Pisisi (Pleeuronectes Besus)
Deniz Alası (Salmo trutta Iabrax)
Karadeniz alabalığı, som balığı olarak da tanınır. Somon balığı ile hem akrabalığı, hem de benzerliği vardır. Bir türü de Akdeniz’de yaşar. Genelde 50-80 santimetre boy ve 3-7 kilogram ağırlıktan, en çok 100 santimetre ve 25 kilograma erişenlerine rastlanır. Ömrünün bir kısmını denizde geçirdikten sonra üremek için nehirlere girer. Ağırlığına oranla 2,00016,000 yumurta döker. Kuvvetli çenesi olan yırtıcı bir balıktır. Küçük balıklar
62 TEMMUZ - AĞUSTOS
Nehirlerin denizlere karışan acı su bölgelerinde veya akarsuların daha içerlerinde yaşayan bir pisi türüdür. Akdeniz’de fazla rastlanır. Az akıntılı suların kumsal diplerinde fazla hareket etmeden yaşar. Ortalama 25-30, en çok 50 santimetre boyda olur. Etçil bir balıktır. Bulunduğu bölgenin su ısısına göre değişik olarak şubat-mayıs arasında ürer ve 800,000 yumurta bırakır. Eti çok lezzetli ve ekonomik değeri yüksek bir balıktır.
İsim benzerliğine karşın kırlangıç ailesinden öksüz ile soydaşlığı yoktur. Marmara, Ege ve Akdeniz sahillerinin 30-400 metreye varan derinliklerin kumlu, çakıllı yosun kaplı zeminlerinde yaşar. Boyları 10-15, en çok 30 santimetre olabilir. Küçüklerine mıcır, büyüklerine çuka denir. Çiftler halinde gezerek yosunlar, otlar, yumuşakçalar ve küçük kabuklularla beslenir. Mayıs-Temmuz arası ürer. Eti lezzetlidir fakat çok seyrek bulunur.
Bulmaca
Hazırlayan: Ahmet DÖNMEZ
Bulmacanın çözümü sayfa 64’te.
7Deniz Dergisi Abone Formu Name, Surname / Adı Soyadı: Title / Ünvan: Company / Firma: Address / Adres: Post/Zip Code / Posta Kodu: Country / Ülke: Vergi Dairesi ve No: Phone / Tel: E-Mail / E-Posta:
City / Şehir: Fax / Faks:
Yıllık Abonelik Ücreti olan 120 TL’yi aşağıdaki hesap numarasına yatırıp makbuz kopyasını bu formla tarafımıza ulaştırmanızı rica ederiz. HESAP BİLGİLERİMİZ İş Bankası - Yeldeğirmeni Şubesi Hesap No: 1061-0540427 IBAN TR910006400000110610540427 7 Deniz Basın Yayın Reklam, Danışmanlık, Turizm ve Org. Tic. Ltd. Şti. Osmanağa Mah. Reşit Efendi Sok. No: 66/22 Kadıköy / İstanbul Tel: 0216 550 55 46 • GSM: 0535 019 21 08 www.7deniz.net • e-mail: info@7deniz.net • 7denizdergisi@gmail.com
Hazırlayan: Ahmet DÖNMEZ
Bulmacanın Çözümü