Fiyat: 20¨ Yıl:6 Sayı: 33 Mayıs - Haziran 2018
Cengiz Kaptanoğlu
Denizcilik bizim ruhumuzda var
Prof. Dr. Soner Esmer
Limanların pazarlık gücü azaldı
Murat Kıran
Yüksek kalite ve makul fiyatlarımızla bölgemizin lideriyiz
Abdülvahit Şimşek
Dünya bizim pazarımız. Ve sınırımız da yok!
“Worldwide Marine Lubricants Service”
İÇİNDEKİLER
18
18
Denizcilik bizim ruhumuzda var
24
Yüksek kalite ve makul fiyatlarımızla bölgemizin lideriyiz
28 32
Dünya bizim pazarımız. Ve sınırımız da yok. Türk denizciliği yeniden yazılmalı
34
Limanların pazarlık gücü azaldı
38
Dünyanın her noktasında‘Mira Marine’güvencesiyle ikmal hizmeti
Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Çilem Kocamış cilem@7deniz.net
42
2020’ye ve yeni piyasalara hazırız
Katkıda Bulunanlar Engin Koçak Doç. Dr. Soner Esmer Yrd. Doç. Dr. Sercan Erol Aytek Güngör
46
Türk gemi inşa sektörünün Rusya pazarına giriş kararı analizi
50
Serbest rekabetten yanayız
54
Az çalışayım, az kazanayım devri bitti
56
Ne kadar büyürsek o kadar güçlü oluruz
59
KOSDER var gücüyle Türk denizciliği için çalışıyor
60
Son kullanıcı ile üretici arasındaki sağlam köprü: Yaf Diesel
64
Kontrolümüzde olmayan iş, bizim olmamıştır
68
Tüm zorlukları el birliğiyle fırsata çevireceğiz
72
Tam kurtardık derken, yine mi aynı sokağa girdik?
76 77
Türk limanları konteyner taşımacılığında yükselişe geçti DEDER’den Boğaz’a Çözüm Önerisi: Yüzer - Gezer Römorkörler
78
İMEAK DTO 1. Müşterek Meslek Komiteleri Toplantısı gerçekleşti
Yönetim 7 Deniz Basın Yayın Reklam, Danışmanlık, Turizm ve Org. Tic. Ltd. Şti. adına İmtiyaz Sahibi ve Genel Yayın Yönetmeni İbrahim Kocamış ibrahim@7deniz.net Genel Yayın Koordinatörü Derya Altuntepe derya@7deniz.net
Görsel Yönetmen Polat Sarıgül polatsarigul@hotmail.com Yayın Danışma Kurulu Can Besev, Kapt. Kubilay Ulucan, Kapt. Mustafa Can Prof. Dr. Ahmet Dursun Alkan, Prof. Dr. Güldem Cerit, Kapt. Savaş Ercan, Semih Ege, Engin Koçak, Doç. Dr. Soner Esmer Serhat Barış Türkmen Temsilcilikler ABD Temsilcisi: Kapt. Kubilay Ulucan, İngiltere Temsilcisi: Tahsin Özalan İskandinavya Bölge Temsilcisi: Semra Dag Hınd
24 28 32
Reklam ve Abone reklam@7deniz.net İletişim adresi Osmanağa Mah. Reşit Efendi Sok. No: 66/22 Kadıköy / İstanbul Tel: 0216 550 55 46 e-mail: info@7deniz.net CTP ve Baskı Creative Basım Ltd. Şti. Litros Yolu 2. Matbaacılar Sitesi ZD1 Topkapı-İstanbul Tel: 0212 709 75 25 Yayın Yerel - Süreli Yayın 7deniz Dergisi’nde yayınlanan tüm yazı ve fotoğrafların hakları, logosu ve isim hakkı 7 Deniz Basın Yayın Reklam, Danışmanlık, Turizm ve Org. Tic. Ltd. Şti.’ye aittir. İzinsiz hiçbir yerde kullanılamaz. Yayımlanan ilanların sorumluluğu sahibini bağlar.
54
Editör
T
Pamuk eller cebe
ürk denizciliği adına çok güzel gelişmelere şahit oluyoruz. Bir tarafta göreve gelir gelmez 127 faaliyete katılan DTO Başkanı Tamer Kıran ve ekibinin bitmeyen enerjileri ve azimlerini yakından izledik. 19 Nisan - 13 Haziran aralığında 79 ziyaret kabulü, 25 yemekli davet, 7 tören, 11 genel kurul katılımı, oda meclis toplantısı ve oda yönetim kurulu toplantısı gerçekleştiren Başkan Kıran, durmuyor, yorulmuyor… Biliyoruz ki sektörümüz, bu şevk ve isteği görmeyi uzun zamandır bekliyordu. Bu nedenle inanıyorum ki Başkan ve ekibinin bu enerjileri Türk denizciliğini pozitif yönde etkileyecek. İnşallah bu rüzgarı hiçbir zaman kaybetmez ve pes etmezler. Gelelim başlığı atmama neden olan o sevindirici gelişmeye. Bilmeyen, duymayan yoktur eminim. Yıllardır dört gözle beklediğimiz, olmazsa olmaz dediğimiz, Akdeniz’i yeniden Türk gölü haline getirme arzumuzun verdiği şevkle bıkmadan, usanmadan dile getirdiğimiz Türk Sahipli Koster Filomuzun Yenilenmesi Projesi en nihayetinde ete kemiğe büründü. Çok yakın geçmişte Türk koster gemilerini yenileyecek olan Koster A.Ş. kuruldu. Bu, Türk denizciliği adına mükemmel ötesi bir gelişme. En başta bir Türk vatandaşı olarak çok mutlu olduğumu belirtmek isterim. Şüphesiz ki atalarımızın izinden gideceğimizi bilmek başlı başına gurur kaynağı. Uzun zaman sonra devlet ve özel sektör, Türk denizciliğinin yarınları için bir araya geldi ve aynı yolda ilerleme kararı aldı. Hep dile getirmiyor muyduk ‘Devletimizin gücünü arka-
6 MAYIS - HAZİRAN
mızda hissetmek istiyoruz’ diye. İşte o gün geldi çattı. Zaman artık aleyhimize değil lehimize ilerlemeye başladı. Tabii ki bir koşul var önümüzde. O da Başbakanımız Binali Yıldırım’ın dile getirdiği “eller cebe” koşulu. Yıldırım diyor ki “100 milyon biz veriyorsak, 100 milyon a karşılığını koyacaksınız”. İşin özeti şu, bu projeyi evladımız, anamız, vatanımız gibi sahipleneceğiz. Tabiri caizse devlete sırtımızı dayamayacak, en başta bu projeye inancımızı sektör olarak göstereceğiz. Açık konuşacağım Türk denizcilerinin hata yapma lüksü yok. Hata hakkımızı geçmişte kullandık. İnanıyorum ki almamız gereken dersi de fazlasıyla aldık. Eğer gelecek istiyorsak elimizi taşın altına koyacak, yaptığımız işin arkasında duracak, vazgeçmeden çalışacak ve asla yorulmayacağız. Yoksa yarının denizcileri bizleri belki de hiç affetmeyecek. Vakit, tarihe, “Türk denizciliğinin dönüm noktası” ibaresini koydurma vakti. Haydi Vira Bismillah! Bitirmeden evvel bir iki kelam daha etmek istiyorum. İnanıyorum ki bu projenin hayata geçmesinde birçok denizcinin emeği var. Ancak Meclis Başkanımız Salih Zeki Çakır’a Türk denizcileri adına teşekkürü borç biliyor, “Var ol Salih Kaptan” demek istiyorum. Verdiğin emeğin, harcadığın çabanın, yaptığın mesainin bir hakkı var. En önemlisi de sarsılmaz inancınla bizlere örnek oldun. İyi ki varsın… Kalın selametle…
İbrahim Kocamış
Sektörden
Koster Yenileme Projesi'nde imzalar atıldı Koster Filosu Yenileme Projesi İmza Töreni,Başbakan Binali Yıldırım ve Bakanların katılımıyla, 11 Haziran 2018 Pazartesi günü WOW Istanbul Hotels&Convention Center’da gerçekleşti. Koster Yenileme Projesi için imzaların atıldığı törende Başbakan Yıldırım,çalışmalar kapsamında kamunun yüzde 49, özel sektörün yüzde 51 ortak olduğu bir şirket kurulduğunu dile getirdi.
K
oster Filosu Yenileme Projesi İmza Töreni, Başbakan Binali Yıldırım, Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Ahmet Arslan, Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekçi, Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanı Dr. Faruk Özlü, UDHB Müsteşarı Suat Hayri Aka, İMEAK Deniz Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Tamer Kıran, İMEAK DTO Meclis Başkanı Salih Zeki Çakır, Kıyı Emniyeti Genel Müdürü Hızırreis Deniz, KOSDER Başkanı Hüseyin Kocabaş, Türk Loydu Yönetim Kurulu Başkanı Cem Melikoğlu, Türkiye Denizcilik Federasyonu Başkanı Erkan Dereli, KKTC Türk Denizcilik İşletmeleri Genel Müdürü Cemalettin Şevlive denizcilik sektöründen birçok ismin katılımıyla 11 Haziran 2018 Pazartesi günü WOW Istanbul Hotels&Convention Center’da gerçekleşti. “Ortaksak herkes payını verecek” Törende konuşan Başbakan Binali Yıldırım, Türk Sahipli Koster
Başbakan Binali Yıldırım
Filosu’nun Yenilenmesi Projesine ilişkin, “Türk bayraklı gemiler Baltık’tan, Kuzey Denizi’nden Batı Afrika’ya, Karadeniz’den Cebelitarık’a kadar denizcilerin 7 denizler diye tarif ettiği coğrafyada bayrağımızı dalgalandıracak ve denizcilikteki itibarımızın yükselmesine çok büyük katkı sağlayacak” dedi.Çalışmalar kapsamında kamunun yüzde 49, özel sektörün yüzde 51 ortak olduğu bir şirket kurulduğunu dile getiren Başbakan Yıldırım, “Bunu bilerek böyle yaptık. Burada işi yine başlatan kamu kuralları... Mevzuat, hedeflerimizi gerçekleştirmemizde engel olan bir rol oynamasın. Dolayısıyla KOSTER AŞ’de özel sektör anlayışı, özel sektörün iş yapma imkan ve kabiliyetleri öncelikli olacak. Ancak devlettekini koruyup, sonra biz bakarız, ederiz öyle bir şey yok. Ortaksak herkes payını verecek. 100 milyon biz veriyorsak, 100 milyon da karşılığını koyacaksınız. Eş zamanlı gidecek, yoksa ortaklık baştan sakat olur. Onu peşinen söyleyeyim” dedi.
Törende konuşan Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Ahmet Arslan, denizcilik sektörünün uluslararası bir sektör olması nedeniyle globalkrizlerden en çok etkilenen sektör olduğunu belirtti.Bakan Arslan sektörün tekrar canlanması, tekrar kalkınması, koster filosunun tekrar Karadeniz’i ve Akdeniz’i Türk gölü haline getirebilmesi adına Başbakan Yıldırım’ın bakanlık dönemi de dahil olmak üzere projeye verdiği önemin şahitlerinden olduğunu dile getirdi. Hedef en az 100 gemi inşa etmek Törende İMEAK DTO Yönetim Kurulu Başkanı Tamer Kıran da hedeflerinin piyasa ihtiyaçlarına göre en az 100 gemi inşa etmek olduğunu belirterek, “Bu sayede yepyeni bir iş hacmi ve 30 binin üzerinde aileye istihdam sağlayacağız. Sürdürülebilir bir modelle devletin katkısını misliyle geri ödeyeceğiz. Güncellenen tasarımlarla bu yapıyı bölgenin en büyük gemi operatörlerinden biri haline getireceğiz. Gemi inşa sanayisinde yerli katkı oranını artırmak için projemizi sürekli geliştireceğiz” diye konuştu. Konuşmaların ardından projeye, Başbakan Yıldırım, Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanı Özlü, Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Ahmet Arslan, Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, KOSDER Kurucu Başkanı ve Yönetim Kurulu Üyesi Salih Zeki Çakır ile İMEAK DTO Yönetim Kurulu Başkanı Tamer Kıran imzalarını attı.
8 MAYIS - HAZİRAN
“We safeguard environment & the ships”
SURVEY & CONSULTANCY SERVICES LTD. Panorama Velpark Residence Carsi Mahallesi Feraset Sokak No.4 Kat.16 D.107 Yakacik 34876 Istanbul / TURKEY Phone: +90 216 451 39 39 • Mobile: +90 541 372 48 25 info@livamarine.com / www.livamarine.com
RIGHT DECISION, EXACT SOLUTION…
Liva Marine is offering; • • • • •
fast and economic solution for incorporation of offshore company. extensive flag registration with competitive prices technical support and expert technical evidence witnessing. assist to issues relating to STCW requirements regarding endorsements and certification of officers and crew. classification services under Phoenix Register of Shipping.
Liva Marine provides services to its customers for following marine surveys; • Flag Registration • Classification of Surveying • Bunker Surveys • Cargo Inspections • Casualty Surveys & Accident investigations • Draft & Deadweight Surveys • Hull & Machinery Surveys • On Hire/Off Hire surveys • P&I Surveys • Pre-Loading&Tally • Pre-Purchase and Condition survey • Yacht Surveys (Condition and valuation)
TURKEY BRANCH OFFICE Panorama Velpark Residence Carsi Mahallesi Feraset Sokak No.4 Kat.16 D.107 Yakacik 34876 Istanbul / TURKEY • Phone: +90 216 3096392 • turkey@phrs.gr / www.phrs.gr
Kısa Kısa Tersaneler 2022'ye kadar doldu, gemi talebine yetişemiyor YALOVA-ALTINOVA Tersane Girişimcileri A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Şükrü Fazıl Uzun, taleplerde artış olduğunu belirterek, "Son zamanlarda buradaki belli tersanelerimize özellikle Norveç kaynaklı, büyük talep var. Hatta 2022'ye kadar dolu olan yeni inşa tersanelerimiz var. Yeni işler almakta da siparişleri öteliyorlar. Yani talepleri karşılayamayacak duruma geliyoruz" dedi.Şükrü Fazıl Uzun yaptığı açıklamada, 10 yılı aşkın süredir tersane yatırımlarının devam ettiği Altınova bölgesinde şu anda 37 tersanenin faaliyet gösterdiğini söyledi.
Tersan Tersanesi'nde inşa edilen akü enerjili feribot denize indirildi
Türkiye'nin üreteceği savaş gemisinin satışında sona gelindi YERLİ ve milli imkânlarla üretilecek dört savaş gemisinin satışına yönelik görüşmelerde son aşamaya gelindi. Milli Savunma Bakanı Nurettin Canikli "Gerçekleştiğinde Türkiye'nin tek kalemde en büyük savunma ürün ihracatı olacak. Fiyatı, Türkiye'nin toplam tarım ürünleri ihracatının neredeyse yüzde 25'ine tekabül ediyor" dedi.Canikli, milletin ve vatanın savunmasında yerli ve milli silah sistemlerine, mühimmatta sahip olmanın önemine değindi. Canikli, Milli Gemi (MİLGEM) Projesi kapsamında hayata geçirilen yerli tasarım gemilere de dikkati çekerek, "Şu anda dördü havuzlandı, beşincisinin inşaatı devam ediyor, altı, yedi ve sekizin de inşaatına önümüzdeki günlerde başlanacak" diye konuştu.
10 MAYIS - HAZİRAN
NORVEÇ'İN en büyük lojistik firmalarından TorghattenNord için Yalova'da inşa edilen feribotlardan üçüncüsü denize indirildi. Altınova ilçesindeki tersaneler bölgesinde faaliyet gösteren Tersan Tersanesi'nde inşa edilen akü enerjili Faeroy isimli arabalı feribotun denize indirilmesi dolayısıyla tören düzenlendi. Törene, Tersan Tersanesi Yönetim Kurulu Başkanı Nurettin Paksu, Altınova Belediye Başkanı Dr. Metin Oral, Tavşanlı Belediye Başkanı Kadri Çiçek, Yalova İl Jandarma Komutanı Albay Ali Gemalmaz ve davetliler katıldı.Tersan Tersanesi Yönetim Kurulu Üyesi ve Genel Müdürü Mehmet Gazioğlu, burada yaptığı konuşmada, tersanelerinde 3 bin işçinin çalıştığını belirtti. Torghatten Nord Üst Yöneticisi Torkild Torkildsen de bu projenin şirketleri için çok büyük önem taşıdığını belirterek, Norveç'in en büyük sularında görev yapacak olan gemilerin 1 Ocak itibariyle yola çıkacağının bilgisini verdi.
CertAsig increases its geographical and product diversity. ROMANIA Romanian non-life / non-motor corporate and specialist insurance products
68% of total GWP
TURKEY AND BLACK SEA Marine / aviation
20% of total GWP
BULGARIA Non-life / non-motor corporate and specialist insurance products
12% of total GWP
Our core business is Romanian, Bulgarian and Turkish commercial fleets and Cargo. CertAsig provides marine coverage using London Market wordings but can consider alternative wordings. English Law & Jurisdiction is usually imposed on policies underwritten.
MARINE PRODUCTS
Blue and Brown Water Hull & Machinery Builders’ Risks Pleasure Craft & Yachts Cargo
Other Marine Liabilities including: Ship Repairers’, Port Authorities & Operators’ Liabilities Cash in Transit / Cash in Vault Specie Single voyages (non-scrap)
CertAsig is a non-life / non-motor insurance company primarily selling specialist insurance products to corporate and SME customers through brokers in Romania, Turkey and Bulgaria. CertAsig is ranked 8th in the non-life / non-motor market, measured by GWP out of 36 companies. CertAsig employs 96 insurance professionals in 6 offices. Shareholder structure
BUCHAREST HEADQUARTERS Address: 61B Nicolae Caramfil Street Sector 1, Bucharest, Romania 014142 Phone: +40 21 311 91 04 Fax: +40 21 311 50 56 e-mail: office@certasig.ro
CONSTANTA BRANCH Address: Millenium Business Center, 135-137 Mamaia Blv, 2ND floor, Constanța, 900559 Phone: +40 241 64 52 66; Fax: +40 241 64 53 66 Regional Manager: Anca Tone e-mail: anca.tone@certasig.ro
www.certasig.eu
ISTANBUL LIAISON OFFICE Address: Bebek Mah. Kucuk Bebek Cad. Emek Apt. No.30 D.2, Bebek 34342, Istanbul TURKEY Phone: +90 212 257 10 72; Mobile: +90 533 088 87 46 Country Manager: Seda Eraslan Baransel e-mail: seda.baransel@certasig.ro
Kısa Kısa Kılavuz Kaptanlar Haftası gerçekleşti MESLEK Şehitlerini Anma ve Kılavuz Kaptanlar Haftası’nın ilk günü 30 Nisan 2018 Pazartesi günü gerçekleşen törenle başladı. Saat 10.00 ila 11.00 arasında KEGM Kaptan Fahrettin Aksu Kılavuzluk İstasyonu’nda gerçekleşen anma törenine sektör temsilcileri katılım sağladı. 30 Nisan, 2 -4 Mayıs tarihleri arasında gerçekleşen etkinliklerin ilk günü Meslek Şehitlerini Anma etkinliği olarak yapıldı. Meslek Şehitlerini Anma törenine IMEAK DTO Yönetim Kurulu Başkanı Tamer Kıran, İstanbul Liman Başkanı Muhammet Erdoğan, TMMOB GEMİMO Yönetim Kurulu Başkanı Feramuz Aşkın, Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğü Kılavuzluk Şube Müdürü Soner Selimoğlu, Denizcilik Federasyonu Başkanı Erken Dereli, Türk Kılavuz Kaptanlar Derneği Başkanı Saim Oğuzülgen, İTÜ Denizcilik Fakültesi (YDO) Mezunları Derneği Başkanı Baybora Yıldırım, İTÜ Denizcilik Fakültesi Mezunları Sosyal Yardımlaşma Vakfı Başkanı İlker Meşe, Deniz Emniyet Derneği Kurucu Başkanı Cahit İstikbal, Baş Kılavuz Kaptanlar ve Kılavuz Kaptanlar katıldı.
DTO Meclis Başkanı Salih Zeki Çakır’ın muhterem babası Hasan Çakır vefat etti
Tamer Kıran, TOBB Başkan Yardımcısı oldu TÜRKİYE Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkan Yardımcılığını yıllardır sürdüren Halim Mete yeni dönemde görev alamadı. Yerine TOBB Başkan Yardımcısı olarak Tamer Kıran seçildi.Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’nin 74. Olağan Genel Kurulu’nda yılların çınarı olan Halim Mete’nin yerine İMEAK Deniz Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Tamer Kıran, yapılan görev dağılımında Başkan Yardımcılığına getirildi.Uzun yıllar TOBB’da başarıyla görevini sürdüren Halim Mete’nin TOBB Başkan vekilliği sona erdi.
12 MAYIS - HAZİRAN
IMEAK Deniz Ticaret Odası Meclis Başkanı Salih Zeki Çakır'ın babası Of’un hayırsever işadamlarından ve Ballıca Belediyesi’nin eski başkanlarından Hasan Çakır 18 Mayıs 2018 Cuma günü toprağa verildi. Tedavi gördüğü hastanede hayata veda eden İMEAK Deniz Ticaret Odası Meclis Başkanı Salih Zeki Çakır'ın babası Of’un Hayırsever İşadamlarından ve Ballıca Belediyesi’nin eski başkanlarındandı. Hasan Çakır için18 Mayıs 2018 Cuma günü ikindi namazına müteakip Of Çarşıbaşı Cami önünde kılınan cenaze namazının ardından Ballıca Merkez Mahalle Yıldız Camii önündeki aile mezarlığına defnedildi. İsmet Yılmaz, Çakır'ın oğulları Salih Zeki, Necati, Remzi ve Seyfettin Çakır ile diğer aile üyelerine taziyelerini iletti. Çakır için Of ilçesinin Sulaklı
Mahallesi'ndeki Çarşıbaşı Büyük Camisi'nde düzenlenen törene, ailesinin yanı sıra Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz, Trabzon Valisi Yücel Yavuz, Trabzon Büyükşehir Belediye Başkanı Orhan Fevzi Gümrükçüoğlu, IMEAK Deniz Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Tamer Kıran, IMEAK Deniz Ticaret Odası Yönetim Kurulu Üyeleri Recep Düzgit, Burak Akartaş ve Hakan Çendik, KOSDER Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Kocabaş, Ortahisar Belediye Başkanı Ahmet Metin Genç, AK Parti İl Başkanı Haydar Revi, denizcilik sektörü temsilcileri ve vatandaşlar katıldı.Çakır'ın cenazesi, ikindi vakti kılınan cenaze namazının ardından ilçeye bağlı Yıldızlı Mahallesi'ndeki aile kabristanlığında defnedildi.
Kısa Kısa
GİSBİR 48. Seçimli Olağan Genel Kurul Toplantısı gerçekleşti Türkiye Gemi İnşa Sanayicileri Birliği (GİSBİR) 48. Seçimli Olağan Genel Kurul Toplantısı11 Mayıs 2018 Cuma günü GİSBİRGenel Merkez’de yapıldı. Genel Kurul’a GİSBİR Yönetim Kurulu Başkanı Murat Kıran’ın yanı sıra üye tersaneler ve sektörün önde gelen isimleri de katıldı. GİSBİR Başkanı Murat Kıran, yeni yönetimle çok daha büyük başarılara imza atacaklarını belirterek, “Birlik beraberlik içerisinde olduğumuzu böyle durumlarda çok daha iyi anlıyoruz” dedi.
G
İSBİR 48. Seçimli Olağan Genel Kurul Toplantısı, GİSBİR Genel Sekreteri Kemalettin Gür’ün açılış konuşmasıyla başladı. Daha sonra Divan Heyeti Başkanlığına Muhsin Divan, Divan Heyeti Başkan Vekilliğine Başaran Bayrak ve Yazman Üyeliğine Ragıp Kahraman seçildi. Multivizyon gösteriminin ardından GİSBİR Genel Sekreter Yardımcısı Sinan Vurgun 2017 faaliyetleri ve genel muhasebesi hakkında bilgilendirmelerde bulundu. Denetim Kurulu 2017 iktisadi ve faaliyetler işletme hesapları üyelerce ibra edildi. Daha sonra yönetim kurulu ve dernek organları seçimi gerçekleşti. “KDV iadeleri konusunda ciddi bir sıkıntı yaşıyorduk”
GİSBİR Yönetim Kurulu Başkanı Murat Kıran
14 MAYIS - HAZİRAN
Başkan Murat Kıran’ın kısa teşekkür konuşmasının ardından yeni yönetimde yer almayacak olan üyelere hizmetlerinden dolayı teşekkür plaketi verildi. Daha sonra kürsüye çıkan Murat Kıran sek-
törün önünü açan pekçok önemli işlere imza attıklarını belirtti. Kıran, “Gemi inşa sanayinde asgari işçilik oranının belirlenmesi noktasında GİSBİR belirleyici bir konuma geldi. 11. Kalkınma Planı’na gemi inşa sanayi girdi arkadaşlar. Bu ne demek biliyor musunuz? Bu artık Türkiye Cumhuriyeti var olduğu sürece biz artık hiçbir zaman üvey evlat muamelesi görmeyeceğiz.Biz her zaman var olmak durumundayız. Öte yandan KDV iadeleri konusunda ciddi bir sıkıntı yaşıyorduk. Özellikle tamir tersaneleri bundan çok muzdarip. Biliyorsunuz tamirlerde vade yapılıyor durumuna göre 6 veya 8 ay. Tersanelerimiz kurdan dolayı zarar ediyordu. Gelir İdaresi Başkanımıza ve Maliye Bakanımıza gittik anlattık durumu. Dedik ki ‘biz zaten çok ağır rekabet şartlarında bu işleri yapıyoruz’ diye. Sesimizi duydular ve yaklaşık 4 aydır da KDV iadelerini sorunsuz bir şekilde tahsil edebiliyor sektörümüz” açıklamasını yaparak önemli konulara açıklık getirdi.
Haber
Mentor Marine Consultants Türkiye denizcilik pazarına girdi Dürüstlük, açıklık ve doğru karar verme gibi temel değerlerine sıkı sıkıya bağlı olan Mentor Marine Consultants, denizcilik sektörüne geniş bir yelpazede danışmanlık ve sörvey hizmetleri sunuyor. Uzman ve tecrübeli teknik bir kurum olarak faaliyetlerini sürdüren firma, yerel ve uluslararası pazara hizmet veriyor.
M
entor Marine Consultants, denizcilik sektörünün artan teknik hizmet taleplerini karşılamak üzere 1992 yılında, John C. Cratiras ve Nicholas E. Mariakis tarafından kuruluyor. Yıllar içerisinde, denizcilik sektörüne geniş bir yelpazede danışmanlık ve sörvey hizmetleri sunuyor.Dürüstlük, açıklık ve doğru karar verme gibi temel değerlerine sıkı sıkıya bağlı olan Mentor Marine Consultants, bu sürede uzman ve tecrübeli bir teknik kuruma dönüşüyor. İstanbul merkezli
Mentor Marine Consultants firmasının kapsadığı hizmet alanları şöyle; TECHNICAL & CLAIM CONSULTANCY DAMAGE SURVEYS Collision / ContactSurveys / Speed&Angle of Blow Fire &ExplosionSurveys Hull&MachineryDamageSurveys CasualtyInvestigation
GENERAL AVARAGE SURVEYS LOSS PREVENTION SURVEYS ConditionSurveys (Both P & I and H & M) HatchCoverInspectionSurveys (inc. UT TightnessTests)
CARGO SURVEYS
Mentor Marine Consultants, 2018 yılında İstanbul merkezli olarak kuruluyor ve “Mentor MarineIstanbul Sigorta Ekspertiz Gözetim ve Danışmanlık Hizmetleri Ticaret Limited Şirketi” unvanıyla Nuri Dimli yönetiminde çalışmalarına başlıyor.
Pre-loadingSurveys StowageArrangementSurveys DraftSurveys Cargo Damage / WettageSurveys Cargo ShortageSurveys Monitoring of LoadingandDischarge Operations
Deniz aktivitelerinin en önemli unsurlarını kapsıyor
Mooring& Fire-fightingSurveys
Firma, Yunanistan ve Türkiye merkezli olarak, müşterilerinin beklentilerini karşılamak üzere özel olarak hazır-
16 MAYIS - HAZİRAN
WARRANTY SURVEYS
lanmış hizmetlerle, deniz aktivitelerinin en önemli unsurlarını kapsayan yerel ve uluslararası pazara hizmet veriyor. Müşterilerinin bu alanlarda olan ihtiyaçları-
Lay-up&Vessel Re-activationSurveys TowageApprovalSurveys VoyageApprovalSurveys Shipyard Risk Assessment Surveys (JH-143) Office Management Risk AssessmentSurveys (Office Audits)
PRE PURCHASE SURVEYS SMALL CRAFT (YACHTS) SURVEYS YachtConditionSurveys YachtDamageSurveys
OTHER SURVEYS
BunkerSurveys BunkerQualityDisputes On / OffHireSurveys Third PartyLiabilitySurveys Salvage / WreckRemoval PersonalInjury / FatalityInvestigation Damageto HarbourInstallations Inspection of ClassificationRecords SuperintendencyDuringRepairs
nın görülmesi üzerine, sigorta tazminat danışmanlığı ve risk değerlendirmeleri de tüm sörvey çalışmalarının yanı sıra hizmetleri arasında yer alıyor.
Röportaj
Denizcilik
bizim ruhumuzda var
Cengiz Kaptanoğlu
O hem denizcilik sektörümüzün hem de ülkemizin en başarılı isimleri arasında yer alan biri! Armatör, iş adamı ve siyasetçi kimliğinin yanında çok kıymetli ve çok değerli bir büyüğümüz de aynı zamanda. Atadan dededen denizci, onun lafıyla “Denizcilik, Karadenizlilerin ruhunda var”. Ama onun ruhunda sadece denizcilik değil, siyasette varmış ki 18 yaşındayken adım atmış. Adım atar atmaz da gençlik kolu başkanı olabilmeyi başarabilmiş. Babası gibi cevval, zeki, yetenekli ve çok daha önemlisi insan ilişkilerinde becerikli. Bu yüzden olsa gerek milletvekilliği yaptığı dönemde sadece kendi partisiyle değil, meclisteki herkesle iyi diyaloglar kurabilmiş. Ve tabii ki bu diyalogları denizcilik sektörünün yararına da kullanabilmiş biri… Dolu dolu muhabbeti ve hoş sohbetiyle bizi ağırlayan Cengiz Kaptanoğlu’yla geçmişten bugünlere uzanan sohbetimizde öyle anılara eşlik ettik ki büyüsüne kapılmamak elde değildi.
18 MAYIS - HAZİRAN
www.7deniz.net <
R
ahmetli Hacı İsmail Bey ve Sabahat Hanım’ın dört evladından biri olan Cengiz Kaptanoğlu’nun yaşamı, birçok kültürün bir arada yaşadığı, farklı dillerin konuşulduğu ama kavganın, husumetin olmadığı Kuzguncuk’ta geçiyor. Rize’den taşı toprağı altın İstanbul’a göç
1930’lu yıllar yani bugün çayıyla meşhur Rize’de, çayın değil de portakal, mandalina, armut gibi meyvelerin ekildiği günler. Kaptanoğlu ailesinin yaşamı, kendi takalarıyla Karadeniz’den Rusya’ya kumanya taşıyıp oradan gaz, benzin, motorin gibi malları Karadeniz’e getirerek devam ediyor. Bu yaşam, Soğuk Savaş’tan sonra bitiyor ve hayat zorlaşıyor. Yaşanan ekonomik sorunlar ne yazık ki tüm Anadolu’da da olduğu gibi Rize’de de yaşamı olumsuz yönde etkiliyor. Kaptanoğlu Ailesi daha iyi şartlar için Rize’den İstanbul’a göç etme kararı alıyor. Bir kısmı karadan, bir kısmı da denizden İstanbul’a geliyorlar. Onlar için yeni bir dönem İstanbul’un Beşik-
taş, Laleli ve Fatih ilçelerinde başlıyor… Kabatoj Hattı ve yakın sularda seyir halinde Kaptanoğlu Denizcilik İstanbul’a gelen Kaptanoğlu Ailesi, takalarla İstanbul’dan Celaliye ve Silivri’ye, Silivri’den ve Bursa’dan yükledikleri kavun, karpuz, soğan, patates gibi meyve ve sebzeleri taşıyarak ticaretini yapmaya koyuluyorlar. Zamanla ilerledikçe yaptıkları ticaret gelişiyor. Bu gelişme Hacı İsmail Kaptanoğlu’nun aile şirketinden ayrılmasını berabe-
Odamızın yeni yönetimi, genç, tecrübeli, bilgili ve hevesli kardeşlerimizden, arkadaşlarımızdan, meslektaşlarımızdan oluşuyor. Bizlere düşen, yönetimimizde yer alanların heveslerini kırmadan, nasıl ve ne şekilde yardımcı olabileceksek öyle davranmamız. Saygı ve sevgi çerçevesinde tek vücut olmamız gerekiyor. DTO sadece bir kesimin değil, tüm sektörümüzün odası.
MAYIS - HAZİRAN 19
Röportaj
Savaşı’nda çok önemli görevi üstlenen Nusret Mayın Gemisi Deniz Kuvvetlerinden alınarak tadilatı ve onarımı yapılır. Bu gemi, 60’ların ilk yarısında 500 DWT’lukkuruyük gemisi olarak işletilmeye başlanır. Evlatlar, birer birer adım atıyor aile şirketine
rinde getiriyor. 500 tonluk Hacı Eşref vapurunu alan Hacı İsmail Kaptanoğlu, bambaşka bir yaşama adım atıyor. Zamanının çok güçlü gemisi olan Hacı Eşref vapurunu büyük değişikli yaparak stimlidenmotorlu gemiye çeviren Hacı İsmail Kaptanoğlu, başlıyor Kabotaj Hattında ve yakın sularda çalışmaya…
20 MAYIS - HAZİRAN
Nil Gemisi ve Nusret Mayın Gemisi ile büyüyen filo Zaman 1950’leri gösterdiğinde Karaköy’deki Küçükhan’da ilerliyor Hacı İsmail Kaptanoğlu’nun iş hayatı… Önce ortaklaşa Nil Gemisi dahil olur işletmeye. Bir süre sonra da Kadir Kalkavan’la ortaklaşa Çanakkale
O yıllarda armatörler, Sınırlı Sorumlu Motorlu ve Yelkenli Gemi Armatörleri Kooperatifinde bir araya gelerek çalışıyorlar. Bu dönemde artık evlatlarda ofiste görev almaya başlıyor. İlk Engin Kaptanoğlu dahil olur işlere, peşi sırada Gündüz Kaptanoğlu babasına yardımcı olur. Cengiz Kaptanoğlu, Galatasaray Üniversitesinde İktisadi ve İdari Bilimler Akademisinde eğitimini sürdürürken, okul ve baba işinin yakın olması vesilesiyle bir yandan eğitimini, diğer yandan da iş hayatını görüyor, aile şirketinde görevler almaya başlıyor. İş hayatını, küçük yaşlarından itibaren tanımaya, öğrenmeye başlayan evlatlar hem denizciliği hem de ticareti biliyorlar. Sınırlı Sorumlu Motorlu ve Yelkenli
www.7deniz.net <
Gemi Armatörleri Kooperatifinin Başkanı Cengiz Kaptanoğlu’nun babasıydı. Kooperatifte, Ziya Kalkavan’ın Başkan olduğu Armatörler Birliği’ne bağlıydı. O dönemdeki bütün yükler, Kooperatif ve Birlik bünyesinde toplanıyor. Devlet desteğiyle hızla büyüyen Türk denizciliği 1960’lı yıllardan itibaren devletin koster yapımcılığına önem verdiğini söyleyen Cengiz Kaptanoğlu, sözlerine şunları ekliyor “O senelerde Türk denizciliğine devlet desteği hayli fazlaydı. Devletin imkanları dahilinde Orta Vadeli Reeskont Kredisi, GİSAD Fonu ve Hazine Destekleriyle Denizcilik Bankası aracılığıyla gemiler inşa ediliyordu. Hele hele 80’lerde İhtilal’den sonra Bülent Uluslu’nun Başbakanlığı hem teşkilatlanmada hem de gemi inşada ülkenin hızla gelişmesini beraberinde getirmişti”. Tarih sahnesinde yerini alan Deniz Ticaret Odası Tarih 1982’yi gösterdiğinde Türk denizcilik sektörü için bir milat yaşanıyor. Deniz Ticaret Odası’nın hayata geçmesi söz konusu. Kanunla kurulan Deniz Ticaret Odası sayesinde Türk denizciliğinin ülke çapında teşkilatlanması sağlanıyor. Sektöre verilen kredi imkanları ve yurt dışından ikinci el gemi alımına gelen izinle birlikte Haliç, sektöre dar gelmeye başlıyor. Bu da beraberinde Tuzla Gemi İnşanın temellerini atıyor. Artık denizcilik sektörü, gemi inşa edebildiği her yerde büyümeye, ilerlemeye hızla devam eden bir sektör haline ge-
liyor. Cengiz Kaptanoğlu, “Türk denizcileri, zor şartlar dahilinde ama devletin desteği ve kendilerine olan inançla çok çalıştılar o yıllarda. İlk defa büyüyen filomuzla Akdeniz’in Türk gölü olması sağlandı. Artan talep, artan yatırımı ve ortaklıkları berberinde getirdi. O yıllarda çok büyük çapta gelişme kaydedildi. Şirketler büyüdü, güçlendi. Tabii bu aile şirketimiz için de geçerliydi. 70’te 2000 DWT’luk yeni bir geminin filomuza dahil olmasının akabinde 1000DWT’luk yeni bir geminin inşasına da başlandı” diyor ve Deniz Ticaret Odası’nda başkan olma hikayesini şöyle anlatıyor: “Ben, denizcilik ailelerinin şanslı çocuklarından biriyim.Allah bana Armatörler Kooperatifi’nde Müdürlük yapmayı nasip etti. Büyüklerimle yetiştim. Onların bilgileri, tecrübeleri ve deneyimlerinden yararlanabilme fırsatını yakaladım. 1989’da da DTO’ya Başkan oldum. 2002’ye kadar devam ettim. 2002’de Ak Parti Milletvekili oldum. Milli Savunma Komisyon Başkanlığı yaptım. Bu sefer de hem ülkem hem de denizciliğimiz adına çalışabilme ve üretebilme şansına eriştim. Milletvekilliği döneminde, Odamızla birlikte denizcilik sektörümüzün ilerlemesi için çalıştık, çabaladık. Tersane sayımız hızla arttı. Türk tersanelerini Yalova dahil ülkemizin bütün kıyılarına yaydık. 2002’de 37 olan tersane sayımız 2007’ye geldiğinde 76’ya çıktı. 2007’de Milletvekilliği görevim sona erdi ve DTO Meclis Başkanı oldum. Türkiye artık denizci ülke olma yoluna girmişti. Bu konuda hızlı adımlar atmaya çalışıyorduk. Koster filomuzla dışarı açılmaya başla-
dığımız bu dönemde de ikinci el gemi alımları, büyük gemi inşası ve alımları yapılmaya başlandı. Deniz Ticaret Filomuz, Türk sahipli olarak 30 milyon DWT’a erişti. Bu ilerlemeye şahit olmanın ve katkı sunma fırsatı yakalamanın sevinci benim için tarif edilemez bir duygu”. Durmadan Türk denizciliği için emek harcayan, yılmayan ve yıkılmayan Cengiz Kaptanoğlu, bitmez enerjisiyle aynı zamanda TÜDEV ve TURMEPA çalışmalarına da katkı sunmuş denizci bir büyüğümüz. 8 Nisan seçimlerinde Meclis Başkanlığı görevinden ayrılan Cengiz Kaptanoğlu’nun denizciliğimizin yarınları için şu anda görev üstlendiği kurum Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği DTO Konsey Başkanlığı… Kısaca denizcilik serüveni hiç bitmeyen ve asla bitmesini istemediğimiz Cengiz Kaptanoğlu, ilerlemek için attığı her adımı, başarmak için sarf ettiği tüm çabayı ve emeği denizciliğimizin yarınlarına armağan etmiş nadir isimlerden bir tanesi. Kendisine, Türk denizciliği adına duyduğumuz şükran ve minneti ifade etmeyi borç biliyor, Allah başımızdan eksik etmesin diyoruz.
MAYIS - HAZİRAN 21
smm-hamburg.com /trailer
the leading international maritime trade fair
53
ha 33´ 47 ˝ mb N, 9 ur ° 58´ 3 g 3˝ E °
setting a course 4 – 7 sept 2018 hamburg 3 sept
Maritime Future Summit
4 sept
TradeWinds Shipowners Forum
5 sept
gmec, global maritime environmental congress
6 sept
Offshore Dialogue
6–7 sept
MS&D, international conference on maritime security and defence Maritime Career Market
7 sept
facebook.com/SMMfair
linkedin.com/company/smmfair
twitter.com/SMMfair #SMMfair
youtube.com/SMMfair
Röportaj
Yüksek kalite ve makul fiyatlarımızla bölgemizin lideriyiz
GİSBİR Yönetim Kurulu Başkanı Murat Kıran ile Türkiye’nin gemi inşadaki gelişimini konuştuk. Türk tersanelerinde artık askeri ve sahil güvenlik gemilerinin inşa edildiğini ve bu gemilerden bazılarının yurt dışına ihraç edildiğini söyleyen Kıran, Türkiye’nin dünyada kendi askeri gemilerini dizayn ve inşa edebilen 14 ülkeden biri olduğunu söylüyor. Ve şunları ekliyor; “Türk gemi inşa sanayicileri, dünyanın önde gelen ve halka açık birçok armatörlük şirketiyle imzalamış oldukları filo anlaşmaları (fleetagreement) sayesinde tamir-bakım konusunda da başarılı projeler yürütüyor”.
GİSBİR Yönetim Kurulu Başkanı Murat Kıran
Türk Gemi İnşa Sanayicileri Birliği Başkanı olarak, sizden öncelikle sektör değerlendirmesi alalım mı? Gemi inşa sanayi özellikle istihdama, teknolojik gelişmelere, yan sanayi dâhil ülkemiz üretimine olan katkısı ve ekonomimize direkt döviz girdisi sağlayıcı özelliği nedenleriyle, Türkiye iş dünyası açısından katma değeri yüksek, stratejik
24 MAYIS - HAZİRAN
bir sektördür. Bugün itibariyle yaklaşık 30 bin kişinin direkt istihdam edildiği gemi inşa sektörünün istihdama olan etkisi, yan sanayiye olan yaklaşık 150 bin kişilik ilave istihdam katkısı ile birlikte değerlendirilmektedir. Sektörümüzde, üretime yönelik olarak yerli ve kaliteli malzeme kullanımına azami önem verilmektedir. Biliyoruz ve inanıyoruz ki, üretimimizdeki yerliliği arttırdığımız
www.7deniz.net < oranda, sektörümüzün ülkemizin istihdamına olan endirekt pozitif etkisi de artacaktır. Modern, teknolojiler bakımından gelişmiş ve uluslararası sertifikalara sahip Türk tersaneleri, farklı türde gemi inşa edebilme kapasitesine sahiptirler. Petrol tankeri, kimyasal tanker, yük ve konteyner gemisi, enerji gemileri (powership), rüzgar türbini onarım gemisi(windfarmsupplyvessel), ağır kaldırma donanımlı gemi, çok amaçlı gemi, platform destek gemisi, askeri gemi & sahil güvenlik gemisi, balıkçı gemisi, araştırma gemisi, yeni nesil römorkör, mega yat, ikmal gemisi&offshore botları gibi niş market gemiler, Türk gemi inşa sanayinin uzmanlaştığı gemi tipleri arasındadır. Türk gemi inşa sanayinin diğer bir uzmanlık alanı olan askeri ve sahil güvenlik projelerine baktığımızda şunu gururla söyleyebiliriz ki; geçmişte ithal edilen bu gemiler şu an Türk tersanelerinde inşa edilmekte ve aynı zamanda
bu gemilerden bazıları yurtdışına ihraç edilmektedir. Türkiye dünyada kendi askeri gemilerini dizayn ve inşa edebilen 14 ülke arasında yer almaktadır. 2008 yılında global ölçekte başlayan ekonomik krize bağlı olarak gemi inşa sektörü de olumsuz yönde etkilenmiş, 2008 yılında 2.647 milyar USD olan ihracat rakamlarımız 2010 yılında 1.109 milyar USD’ye 2012 yılında 813 milyonUSD’ye kadar düşmüştür. Yine bu kapsamda, 2008 yılında 30 bin kişi civarında olan istihdam rakamlarımız 10 bin seviyelerine düşmüştür. Özetle, 2011 yılına geldiğimizde 2008 yılı ile mukayeseli olarak, istihdam rakamlarımız yarı yarıya azalmış durumdaydı. Göreve geldiğimiz 2011 yılından itibaren, Devletimizin sorunlarımızın çözümüne göstermiş olduğu süratli ve olumlu yaklaşım sayesinde ihracat rakamımız kademeli olarak 1.31 milyar USD seviyesine yükselmiş, istihdam rakamlarımız ise bugün itibarıyla tekrar 30 bin kişi seviyelerine ulaşmıştır. Bu rakamlara savunma sanayi ve bakım-onarım sayesinde elde edilen gelir dahil değildir.Bugün bakım-onarımda kapasite, yüksek kalite ve makul fiyatlamalarla bölgemizde lider konumda olduğumuzu söyleyebilirim. Gemi inşada ise dünyadaki yeni gemi inşa talebine bağlı azalma doğrultusunda bir düşüş yaşanmakla birlikte tersanelerimiz, izlediği esnek strateji sayesinde niş tabir ettiğimiz özel nitelikli gemi siparişleri konusunda uzmanlaşmış ve sipariş alabilmektedir. Bu sayede, tersane sayılarımızda azalma değil artma olduğunu söyleyebiliriz. Özellikle Devletimizin ihalelerle özel sektör tersanelerine verdiği savunma sanayi gemilerinin inşası sektörümüz
için bir can simidi olmuştur. Böylece, dışarıdan aldığımız savunma sanayi gemileri çok daha ucuza mal edilmiş, dışarıya ödenen dövizden tasarruf edilmiş, istihdamımıza olumlu yönde katkıda bulunulmuş, dışa bağımlılık önemli ölçüde sona erdirilmiştir. Savunma Sanayinde yerliliğin artırılması hedefi, ticari gemi inşasını da kapsayacak şekilde yan sanayi ürünlerimizin kalitede en üst seviyeye çıkmasını sağlamıştır. Artık sektörümüz dev projelerle, savunma sanayine yaptığı katkılarla ve sağladığı istihdamla gündemdeki haklı yerini alıyor. Bunlar bizlere ancak gurur verir. Sorunların çözülmesinde Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde ve kendisi de gemi inşa mühendisi olan Başbakanımız Sayın Binali Yıldırım’ın ve Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Sayın Ahmet Arslan’ın, Sayın Müsteşarımızın, Genel Müdürlerimizin ve ekiplerinin katkıları bizler için oldukça önemliydi. Özel bir ihtisas alanı olan sektörümüzün sorunları ve çözüm önerilerimize ilişkin Başbakanımızın ve Bakanımızın sektörü her yönüyle biliyor olması, sorunlarımızı anlatırken terminolojiye bağlı konuşabilmek bizi kesintisiz olarak hedeflerimize ulaştırmıştır. Türk gemi inşa sanayi, hangi avantajlarla nasıl bir rotada ilerlemekte? Altyapı ve teknoloji, tersane sayıları, teslim süresi ve kalite yönünden üretim kapasitesi, esnek işgücü, müşteri isteklerine karşı esnekliğimiz ve aynı anda yeni inşa ve bakım-onarım yapan tersanelerimizin varlığı, ürün yelpazesinde çeşitlilik, 52 ülkeye 3 saatlik uçuş mesafesi ve ayrıca uygun coğrafi konumumuz, klas kuruluşları, ekipman üreticileri, yüzer havuz sayımız, gemi inşa
MAYIS - HAZİRAN 25
Röportaj
sanayi alanında bölgenin güçlü ülkesi olma, demir çelik endüstrisinin desteği, gemi geri dönüşüm sanayinin mevcudiyeti, üniversiteler ve eğitim kurumları ile tecrübe, sayı ve yeterlikte insan kaynağı, Türk gemi inşa sanayini ve tamir bakım sektörünü öne çıkaran avantajlar arasında yer almaktadır. Ayrıca, Türk gemi inşa sanayicileri, dünyanın önde gelen ve halka açık birçok armatörlük şirketiyle imzalamış oldukları filo anlaşmaları (fleetagreement) sayesinde tamir-bakım konusunda başarılı projeler yürütmektedir. Bu filo anlaşmalarının imzalanabilmesi için, İngiltere merkezli TheOilCompanies International Marine Forum (OCIMF) Birliği tarafından da belirlenen ve sadece teknik konularda değil, iş sağlığı ve güvenliği, finans ve idari konulardaki şartları da kapsayan denetimlerin başarıyla tamamlanmış olması gereklidir. Bu denetimler dünyada kabul görmüş normlar çerçevesinde gerçekleştirilmekte vetersanelerimiz bu denetlemeler sonrasında onaylanmış firma (approvedvendor) listesine girebilmektedir. Sektörümüzün uluslararası arenada daha güçlü ve daha söz sahibi olması amacıyla, dünya genelinde gemi inşa sanayisi güçlü ve ilk üç sırada yer alan Çin, Japonya ve G. Kore gibi Asya ülkelerinin de dahil olduğu “Active ShipbuildingExpertsFederation (ASEF)’e yoğun çalışmalarımız ve toplantılarımız sonucunda 9 Kasım 2016 tarihinde bir protokol ile üye olduk. Üye olmamız
26 MAYIS - HAZİRAN
ile birlikte Asya gemi inşa sektörünün faaliyetleri ve gelişmelerini aktif bir aktör olarak daha yakından izleme ve faydalanma olanağını elde ettik. Ayrıca; Avrupa’da gemi inşa konusunda önemli bir rol alan Sea Europe (EuropeanSh ipsandMaritimeEquipmentAssociation )’a üye olduk. Bu sayede Avrupalı sektör kuruluşları ve ekipmancılarla yakın temas ve bilgi alışverişi sağlayacağız ve Asya’da olduğu gibi Avrupa’da da tanınırlığımızı arttırarak sektörümüzü uluslararası işbirlikleri ile güçlendireceğiz. GİSBİR olarak hedefleriniz ve bu hedeflere yönelik attığınız adımları alabilir miyiz? Türk gemi inşa sanayinin temel sorunlarını belirleyerek ve eylem planı hazırlayarak, uzun yıllardan beri süregelen ve sorun teşkil eden noktaları, süreç içerisinde tek tek ele alarak, toplantılar düzenleyerek, şehir içi, şehir dışı ve yurtdışı seyahatler gerçekleştirerek ve ciddi mesai harcayarak çözüme ulaştırdığımızı ifade etmekten mutluluk duyuyorum.Yaptığımız çalışmalar neticesinde sektörün gerçeklerini hem devlet kademesinde hem de kamuoyuna anlatarak, gemi inşa sanayinin ülke ekonomisi ve savunması için ve hatta uluslararası arenada sahip olduğu bu bayrağı yarıştırması için önemini gerek rakamlarla gerek ürettiğimiz tamamen yerli ve milli projelerle gösterdik. Dünyadaki eğilimler kapsamında yeni inşada, çevreci ve yakıt tüketimin-
de ekonomik gemilerin (GreenShip) önem kazandığını söyleyebilirim. Gemi inşa sanayimiz, bir taraftan bu çevreci gemileri inşa ederken, diğer taraftan üretim yaptığı alanlarda çevrenin korunması için azami hassasiyeti göstermeye devam etmektedir. Çevreci, yakıt tasarruflu gemilerin inşası artacaktır. Ayrıca son on senedir durgun olan Offshore yapıları, petrol ve gaz fiyatlarında bugünlerde görülen artışa bağlı olarak tekrar canlanacaktır. Otomasyonun artması ile gemi adamı ihtiyacının azalacağı yeni nesil gemilerle, ileri teknolojili otonom sisteme sahip yeni nesli tasarımlar –bir örneği de ülkemizde inşa edildi- dünya ticaret filosunda yer almaya aday olarak kendisini göstermeye başladı. Ballastwatertreatment konusunda yaşanmakta olan değişikliklerle, tersanelerimizin bakım-onarım faaliyetlerinin daha da olumlu yönde seyredeceğini değerlendirmekteyiz. Greenship&eco-ship ve temiz enerji, LNG gemi gibi konularda AR-GE çalışmalarına ve inovasyona önem verilmesi, yeni gemi inşa konusundaki kabiliyetimizin geliştirilmesi, yabancı ortaklarla jointventure kapsamında işbirliklerinin geliştirilmesi, römorkör konusunda bulunduğumuz seviyeyi korumak, savunma sanayinde başarıyla gerçekleştirdiğimiz projelerde dış pazara doğru genişleme, oldukça ileri seviyede bulunduğumuz enerji gemileri alanında, özellikle Afrika ülkelerinde doğacak ihtiyaçları göz önüne alarak yol haritası belirleme gibi alanlarda ilerlememizin faydalı olacağı görüşündeyiz.
TOPLAM
777 TON ÇEKME Ç EKME GÜCÜ
Röportaj
Dünya bizim pazarımız. Ve sınırımız da yok.
AVS Küresel Gemi Tedariği ve Yönetimi A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Abdülvahit Şimşek, “Türk ve dünya denizcilerine catering, global supply ve teknoloji alanlarında hizmet veriyoruz. Amacımız, denizcilerin bizimle birlikte kendilerini rahat ve güvende hissedebilmeleri. Bu sebeple her daim ulaşılabiliriz ve ihtiyaçlarını temin edebiliriz. Sorunlarına ise en kısa sürede çözüm bulabiliriz” diyor. AVS Küresel Gemi Tedariği ve Yönetimi A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Abdülvahit Şimşek
Sohbetimize firmanızı tanıyarak başlayalım mı? 1978’li yıllardan bu yana denizcilikle ilgilenen bir aileden geliyoruz. Büyük Ağabeyimiz Osman Şimşek’in başlattığı bu süreci bizler, diğer kardeşlerimle birlikte geliştirerek devam ettirmeye çalıştık. Geldiğimiz noktada hali hazırda ailemiz İzmir Aliağa’da tedarik, gemi söküm işleriyle, bizim yapılanmamız da İstanbul’da global gemi tedariki, catering, teknik catering, deniz teknoloji-
28 MAYIS - HAZİRAN
www.7deniz.net < leri, gemi yönetimi alanlarında devam etmektedir. Kendi şirket yapılanmamız 1985 yılına dayanmaktadır. Denizcilik endüstrisinin farklı alanlarına hizmet veren birçok firma kurduk ve sektörde faaliyet gösterdik. En son kurumsallaşmamızı AVS Global Ship Supply çatısı altında birleştirdik. Sektördeki ilk yıllarımızda lokal bir tedarikçi iken, sonrasında bölgesel, ardından ulusal ve en sonra da küresel tedarikçi olarak yola devam ettik. İlk olarak yerli gemilere hizmet veriyorken, akabinde yabancı gemi sahipleri de servislerimizden yaralanmaya başladı. Bugün geldiğimiz noktada, yaşadığımız coğrafyadaki yerli armatör kadar, tüm dünya armatörlerine, gemi yönetim firmalarına servis sunabiliyor olmanın haklı gururunu yaşıyoruz. Sizi lokal tedarikçi olmaktan öteye taşıyan ne oldu? Bizi, lokal bir tedarikçi olmaktan global boyutta hizmet verme anlayışına taşıyan dönüm noktası da müşterilerimizin global sularda iş yapıyor olmasıdır. Doğal olarak onları hizmetlerimizden yararlandırmak istiyorsak, kendimizi
bu yapılanmaya adapte etmemiz gerekiyordu. Diğer yandan, küresel bir kültüre de sahip olmak, müşteri ihtiyaçlarını çok iyi tespit etmek ve sisteminizi de buna göre oluşturmak zorundasınız. Bu anlamda, denizcinin sınırları olmaz, denizci lokal olmaz, denizci dünya insanıdır, inancından hareketle, dünyanın büyük bir pazar olduğuna inandık, bütün pazarlama stratejilerimizi bunun üzerine kurduk. Biz, bu büyük pazardan besleniyor ve tüm yatırımlarımızı da bu pazar üzerine yapılandırıyoruz. Odak noktamız denizciler, gerek karadaki armatör, kiralayan taraf, gerekse gemi üzerindeki mürettebat! Armatörün maliyetlerini düşürme sözü verirken, mürettebatın da konforunu sağlamak için elimizden gelen her şeyi yapıyoruz. Tabii bütün bu süreç sahip olduğunuz personel gücü ile de paralel. Biz, son derece genç, dinamik, konusunda uzman, farklı dilleri konuşabilen çok uluslu bir ekibe sahibiz. Dünya ile çalışıyorsanız saat farkı gözetmeden, her zaman ulaşılabilir olmanız ve ihtiyaçlara cevap vermeniz gerekir. Bunun için de 7/24 hizmet sunabilir bir teknik altyapı ve çalışma
“Bizim şu an beklentimiz, demiryolu taşımacılığının ülke içindeki payının artması olup, mevzuatın bu yönde hayata geçirilmesidir”
sistemi ile müşterilerimiz bizden servis alabiliyorlar. Bugün 100’den fazla ülkede 1400’e yakın limanda tedarikçilerimiz var. Dünyanın neredeyse her yerinde varız. Müşterilerimizin talepleri doğrultusunda gıda ve gıda dışı ihtiyaçlarına cevap verebilir haldeyiz. Şirket olarak catering, global supply ve teknoloji olarak üç ayrı departmana sahibiz. Amacımız, denizcilerin bizimle birlikte kendilerini rahat ve güvende hissedebilmeleri. Bu sebeple her daim ulaşılabilir ve ihtiyaçlarını temin edebiliriz. Sorunlarına ise en kısa sürede çözüm bulabiliriz. Tabii ki burada bahsetmem gereken önemli bir nokta daha var. O da denizci dostu bir aile olmamız. Biz, sektörden kazandığımızı sektörle paylaşmayı kendimize ilke edindik. “İnsanların güvenini kaybetmektense para kaybetmeyi tercih ederim” diyen Robert Bosch gibi, biz de her daim itibarımızı, sektörün
“Kendi programcılarımız tarafından geliştirilen Vestra pazarlama robotu sayesinde, yalnızca iki veya üç kişiyle, geniş bir pazarlama ekibi tarafından yapılabilecek bir işi gerçekleştirebiliyoruz”
MAYIS - HAZİRAN 29
Röportaj “Teknolojik anlamda ciddi yatırımları olan bir firmayız. Fleet Management Software’i geliştiren ilk Türk firması bizim firmamız”
bize olan güvenini her şeyden önde tuttuk. Denizciliğin küresel bir iş olduğunu sektördeki ilk yıllarımızda fark ettik. Bu işi yapacaksak da bu vizyonla yapmamız gerektiğine inandık. Vizyonumuzu hep geleceğe yönelik belirledik. Geçmiş bizim için sadece bir tecrübe oldu. İş disiplinimizi sadece ülkemizde değil, dünyada kabul görecek şekilde çizdik. Yaptığınız işte müşterilerinize sunduğunuz avantajlar neler? Bizim vizyonumuz, müşterilerimizin ihtiyaçları paralelinde şekillenir. Onları gözlemler, hangi hizmetleri alabilirlerse ya da onlara farklı ne sunabilirsek konforlarını sağlarız, diye düşünürüz ve buna göre yapılanırız. Yine bu düşünceden hareketle, Türkiye’deki ilk yerli catering firması olduk. Gemilerin tedarik süreçlerini, uluslararası denizcilik ilkelerine bağlı kalarak ve yeme içme alışkanlıklarını, gemi personellerinin milliyetlerini, armatörün bütçe sınırlarını göz önünde bulundurarak, tedarik listeleri oluşturduk, bunları da bütçelendirdik. Gemi, dünyanın neresine giderse gitsin, bizimle anlaştığı bütçe ve gramajlı liste üzerinden servis alabilmektedir. Bunun için bünyemizde büyük bir satınalma ekibi istihdam edilmiştir. Her geminin bir kontağı vardır ve 24 saat kendilerine ulaşarak planlı tedarikleri ya da plansız durumlara ilişkin ihtiyaçları karşılanmaktadır. Catering hizmetimiz sadece gıda ile sınırlı değildir. Gıda tedariğini belli bütçelere ve gramajlara oturttuktan sonra bu sistemin armatöre planlanabilir bütçeler, öngörülenebilir hesaplamalar sunabildiğini ve armatörün de bundan memnun olduğunu gördük. Aynı, iş modelini armatörün ve geminin teknik ihtiyaçla-
30 MAYIS - HAZİRAN
rı için de geliştirdik, buna da technical catering, diyoruz. Diğer yandan, teknolojik anlamda ciddi yatırımları olan bir firmayız. Fleet Management Software’i geliştiren ilk Türk firması bizim firmamız. Bu teknolojik yatırımları gemilere uydu haberleşme sistemi hizmeti de sunarak bir üst basamağa taşıdık. Gıda, her zaman ana iş alanımız olduğu için, kendi gıda markamızı geliştirdik, food distribution ve üretim işi yapan bir firma olduk. Bu da aslında bir gereklilik sonucu meydana geldi. Gemi personelinin memnuniyeti armatörün en çok önemsediği konulardan biridir. Özellikle yerli müşterilerimiz, dünya sularında gezerken etnik tatlar aradıklarında, alıştıkları Türk gıdalarına erişebilsinler diye, bazı noktalarda tedarikçilerimizle özel anlaşmalar yaparak onlara yerli ürünler gönderdik ve depolarından tedarik yapabilme imkanı oluşturduk. Kendi programcılarımız tarafından geliştirilen Vestra pazarlama robotu saye-
sinde, yalnızca iki veya üç kişiyle, geniş bir pazarlama ekibi tarafından yapılabilecek bir işi gerçekleştirebiliyoruz. Vestra pazarlama robotu, dünyayı dolaşan tüm gemileri araştırıyor ve satış ekibimizin gemilerin ihtiyaçlarını kolaylıkla belirlemesine yardımcı oluyor. Vestra, gelecekte bir pazarlama robotu olarak çalışacak. Biz de bunu sektöre bir ürün olarak sunmak istiyoruz. Biliyoruz ki teknoloji konusunda önemli yatırımlar yapıyorsunuz. Bu alandaki gelişmeleri de öğrenebilir miyiz? Yukarıda da bahsettiğim gibi, son bir yılda firmamız bünyesinde oluşturduğumuz bilişim teknolojileri departmanımız ile denizcilik sektörüne fayda sağlayacak yazılımlar üretmeye başladık. Ürünlerimiz sayesinde armatörler sahip oldukları gemilerin yönetimlerini tek bir portaldan yapabilmektedirler. Bunu da sağlayan bizim Fleet Management programımızdır. Hali hazırda 200’e yakın gemi bu programı kullanmaktadır. Sektördeki bu açığın kapatılması adına firmamız bünyesindeki bu departman her geçen gün biraz daha büyümekte
www.7deniz.net <
“Denizcinin dili, dini, ırkı, sınırları olmaz, inancından hareketle, dünyanın büyük bir pazar olduğuna inandık, bütün pazarlama stratejilerimizi bunun üzerine kurduk” ve yeni yaratılan teknolojiler takip edilip mevcut uygulamalarımıza entegre edilmektedir. Kısacası sektöre bilgi iletişim hizmetleri desteği vermekteyiz. Bunlara ek olarak gemi sahiplerinin ellerinde bulunan gemilerin de teknolojiye ayak uydurarak online çalışma prensibini kabullenmesi, beraberinde farklı ihtiyaçlar doğurmaktadır. Cyber güvenlik bu konuların başında gelmektedir. Armatörlerin her gemi üzerinde bir bilişim uzmanı bulunduramamasından kaynaklı olarak bu tarz işlemlerin dışarıdan sağlanması icap etmektedir. Bu noktada firmamız her türlü bilişim hizmetini, ihtiyaç duyan armatöre veya işletmeciye sağlayabilmektedir. Bir diğer hizmet ise uydu haberleşme konusundadır. Gemilere verdiğimiz servisle uydu haberleşme sistemlerinden yararlanabilmekteler, bu da yine sektöre sunduğumuz hizmetlerden biridir. Firmamız bilişim alanındaki büyümesini GSM alanında da genişletmiş olup, bu
alanda Sim4Crew adı altında bir ürün üretmiştir. Denizciler Sim4Crew mobil sim kartlarını dünyanın her yerinde kullanabiliyor, sevdikleri ile internet veya sesli olarak görüşme sağlayabiliyorlar. Sim4Crew sayesinde denizciler gittikleri ülkelerin yerel GSM ücretlendirmesine yakın fiyatlar ödeyerek tek bir numaraya sahip olabiliyor ve her gittikleri limandan bir adet sim kart alma derdinden de kurtulmuş oluyorlar. Değinmek istediğimiz bir diğer konu da önemli rol aldığınız Uluslararası Gemi Tedarikçileri Birliği (ISSA) 2018 Kongresi… Evet, bu konuda önemli bir rol aldık çünkü Türkiye’nin, dünya tedarik sektörü için önem arz eden böylesi hassas bir organizasyona ev sahipliği yapmasını ülkemiz ve sektörümüz adına önemsiyoruz. Açıkça ifade edebilirim ki pazarın tam olarak farkında olduğumuzu düşünmüyorum. Hem altyapı hem bürokrasi ve mevzuat hem de sektör ve finans olarak görmemiz gereken bir gerçek var. Gıda, sarf ve teknik malzeme söz konusu çok büyük bir pazar var ve biz bu pazardan çok küçük bir pay alıyoruz. Deniz Ticaret Odamızın yeni yönetimi ile birlikte bu konuda bir farkındalık yaratabileceğimize inanıyoruz. Bu yüzden başarılı bir organizasyon olması için hazırlıklarını sürdürdüğümüz kongreye tüm tedarikçileri bekliyoruz.
Son olarak sizin de görev aldığınız yeni yönetim ekibi DTO’nun başında. Bu değişikliği Türk denizciliği adına nasıl değerlendiriyorsunuz? Yeni yönetim Türk denizciliği için bir ihtiyaçtı. Sayın Salih Zeki Çakır’ın başlattığı kıvılcım Türkiye denizcilik sektöründe yeni bir ruh, yeni bir değişim, yeni bir heyecan doğurdu. Sonrasında da Tamer Kıran’ın devraldığı bu bayrak etrafında Türk denizciliği bir araya geldi. Bu yapılanma içerisinde bu Odayı oluşturan her bir hücre kendine yer bulabiliyorsa bu başlı başına bir başarı. Sektör adına yapılacak çok şey var. Yönetim olarak bizler de çok dinamik bir yapıyız. Denizciliğin Türkiye’de çok farklı bir yerde olması lazım çünkü doğuyu batıya bağlayan bir köprüyüz ve üç tarafımız da denizlerle çevrili. Denizcilik sektörünün kurumsallaşması ve kurumsal yönetime dönüşmesi ve bu disiplinden ilerlemesi lazım. Ulusal ve bölgesel bir şeyden bahsetmiyoruz. Dünya bizim pazarımız. Ve sınırımız da yok.
“Yaşadığımız coğrafyadaki yerli armatör kadar, tüm dünya armatörlerine, gemi yönetim firmalarına servis sunabiliyor olmanın haklı gururunu yaşıyoruz” MAYIS - HAZİRAN 31
Görüş
Türk denizciliği yeniden yazılmalı Türk denizciliğinin küresel fırsatlar ve tehditler dikkate alınarak yeniden ele alınması gerektiğini söyleyen DTO Meclis Başkanı Salih Zeki Çakır, “Yakın gelecekte eleştirel düşünce ve daha erişebilir olmak, Türk denizciliği açısından çok önem arz edecek. Türk denizciliğinin yeni Türkiye’nin ekonomisi ve politikası içinde yer almayı hak ettiğine inanıyoruz” vurgusu yapıyor. Fırsatları değerlendirdiniz değerlendirdiniz yoksa fatura ödemek zorunda kalırsınız Türk denizciliğinin sorunlarının çözümüne yönelik yoğun bir süreç içerisinde olduklarını söyleyerek sözlerine başlayan DTO Meclis Başkanı Salih Zeki Çakır, “Yeni yönetim bu anlamda sorumluluğunun bilincinde. Biz de bu sorumlulukla çalışacağız. Küresel fırsat ve tehditlerin dikkate alınarak Türk denizciliğinin yeniden yazılması gerekiyor. Uzmanlıkların devreye girmesi önemli. Bizler, neticede günlük işlerle uğraşan kişileriz. Dışarıdan bir bakış açısı, eşgüdüm, dünyaya entegre olması açısından yeni mekanizmalara ihtiyaç var. Yoksa fırsatlar beklemez. Fırsatları değerlendirdiniz değerlendirdiniz yoksa fatura ödemek zorunda kalırsınız. Bunun için sektörün müşterek hareket etmesi, bir sinerji oluşturması gerekiyor. Tüm bunlar da sektörün sadece kendisinin halledeceği şeyler değil. Bürokrasi ve kamu tarafı ile halledilebilecek bir durum” diyor. Denizcilik, yeni Türkiye’nin ekonomi ve politikası içinde yer almalı “Genel olarak baktığımız zaman hem
32 MAYIS - HAZİRAN
bölgemizde hemde dünyada son zamanlarda göze çarpan siyasi ve jeopolitik hamleler, devletimiziçok yakından ilgilendiriyor. Denizciler teknoloji ve mevzuat açısından geçmiş yıllara göre çok daha yoğun bir değişime maruz kalmak üzere.Bu çerçevede yeni denizcilik geleneklerinin anlaşılması için yeni bir vizyonla beraber yeni metot ve araçların geliştirilmesi gerekiyor. Yakın gelecekte eleştirel düşünce ve daha erişebilir olmak, Türk denizciliği açısından çok önem arz edecek” diyerek sözlerine devam eden Çakır, Türk denizciliğinin yeni Türkiye’nin ekonomisi ve politikası içinde yer almayı hak ettiğine inandıklarını belirtiyor. Oyunun içinde yer alacağız DTO Meclisi’nin, onay makamı olarak değil de oyunun içinde yer almasını sağlayacaklarını açıklayan Çakır, “Üyelerimizle birlikte hareket edeceğiz. Seçilmiş üyelerimizin sahip oldukları değerin farkına varmalarını sağlayacağız. Yönetime, yeni misyon, vizyon ve görüş oluşturmaya gayret edeceğiz. Katılımı her zaman destekleyeceğiz. İnsanların önce inanmaları gerektiği kanaatinde-
yim. İnandıkları takdirde fedakarlık yapabileceklerini düşünüyorum. Bizim için önemli olan münferit başarılar değil. Önemli olan ekip çalışmaları. Ancak bu şekilde olumlu neticeler alabileceğiz. Sinerjimizi ortaya koyduğumuz takdirde projelerimiz başarıyı beraberinde taşıyacaktır” diyor. Sektörümüzü büyütecek çalışmalara ihtiyacımız var “Önce üye memnuniyeti. İşin temeli üyelerimize gereken değeri vermek. Üyelerimizin Oda içerisindeki işleyişe dahil olmaları için o sistemdeki değerlerini bilmeleri, hissetmeleri gerekiyor” diyerek sözlerine devam eden Çakır “Sorunlarımızın çok sınırlı bir kısmını Odamız içerisinde çözebiliriz. Denizcilik olarak en büyük sorunlarımızdan biri finansa erişimdir. İstediğiniz kadar kalifiye insan kaynağınız, bilginiz, tecrübeniz, altyapınız olsun finansa erişiminiz zorsa bunlar pek de bir anlam ifade etmiyor. Sektörümüzü büyütecek çalışmalara ihtiyacımız var. Bu çalışmaları yapmak için de Oda bir araçtır” vurgusu yapıyor.
ADVANCING ON OUR DIGITAL ROADMAP TO MODERNIZE CLASS My DNV GL DATE
Drone Surveys Digital Certificates
Learn more at dnvgl.com/maritime
Remote Inspections Smart Survey Booking
Machine Learning Veracity Data Platform
Makale
Limanların
pazarlık gücü azaldı Ekonomik durgunluk elbette sadece limanları değil deniz taşımacılığı yapan işletmeleri de (armatörler, donatanlar) derinden etkiledi.Global konteyner hat operatörleri talebin yavaşlaması, kapasite fazlalığı ve dengesiz nakit akışları gibi sorunlarla uğraşırken, ekonomik kayıpları telafi edebilmek için diğer ittifaklara sığındı. Armatörü güçlendiren bu ittifakların limanlar için önemli bir sonucu var: Limanların pazarlık gücü azaldı! Prof. Dr. Soner Esmer DEÜ Denizcilik Fakültesi soneresmer@gmail.com
34 MAYIS - HAZİRAN
www.7deniz.net <
G
eçmişe göre ekonomik olarak durağan dönemler yaşıyoruz. Bu dönemlerde birçok iş dalında olduğu gibi limanlar arası rekabetin kuralları da yeniden yazılıyor, “yenilikçi değerler” yaratmak kritik bir rekabet unsuru haline geliyor. Sadece yükleme ve boşaltma operasyonlarına odaklanan bir rekabet anlayışı artık geçerliliğini yitirdi. Dünyadaki önemli limanlar iş modellerinde yeni dönüşümler keşfetmeye gayret ediyor ve bu sayede bir fark yaratarak rekabetçi avantajlar elde etmek ve sürdürmek istiyor. Bu gayretler içinde limanların verimli, akıllı, güvenli, emniyetli, yeşil ve toplum odaklı, hinterlanttaki lojistik merkezlerle ve aktarma noktalarıyla entegre, hizmet ettikleri kentlerin makro çevre unsurlarıyla (ekonomik, teknolojik, demografik, doğal, sosyal&kültürel ve yasal) paralel gelişim göstermeleri sayılabilir. Ekonomik durgunluk elbette sadece limanları değil deniz taşımacılığı yapan işletmeleri de (armatörler, donatanlar) derinden etkiledi. Örneğin global konteyner hat operatörleri talebin yavaşlaması, kapasite fazlalığı ve dengesiz nakit akışları gibi sorunlarla uğraşırken ekonomik kayıpları telafi edebilmek için diğer hatlarla (özellikle Uzak Doğu-Avrupa hattında) ittifaklara (alliances) sığındı. Yeni siparişlerle 23 bin TEU kapasiteleri aşan gemilerin ancak bu sayede doldurulmaları hedefleniyor ve ancak bu sayede taşımanın birim maliyeti düşürülerek karlılık oranları arttırılıyor. Armatörü güçlendiren bu ittifakların, bu yazının başlığında da belirtiğim gibi limanlar için önemli bir sonucu var: Limanların pazarlık gücü azaldı! Limanların tedarik zincirindeki rolü yeniden değişiyor Limanlar kendilerini güncelleme ve verimliliklerini arttırma yönünde baskı altında kaldı. Limanlar bu yeni rekabet ortamında ayakta kalabilmek ve büyüyen gemi boyları ve kapasitelerine yanıt verebilmek için rıhtımlarını, elleçleme ekipmanlarını, yük elleçlemedeki verim-
lilik düzeylerini arttırmak, gemilerin limanlarda geçirdikleri süreleri azaltmak zorunda. Yine bir çözüm arayışı olarak limanlarda otomasyon dönüşümü de hızlandı. Bu dönüşüm içeriğinde otomatikleştirilmiş (insansız) ekipmanlar ve çok daha gelişmiş IT yazılımlar yer alıyor. Limanlar mega gemilerin yanaştığı pik zamanlarda operasyonun sorunsuz ve yüksek verimlilik oranlarıyla ilerlemesini garanti almak zorunda bırakıldı. Ticaret kolaylaştırılıyor Düşen karlılık oranlarını arttırmak için limanların birçok alanda birçok farklı roller üstlenmesi gerekiyor. Değişim sadece operasyonların otomasyon sistemleriyle optimizasyonunda değil, iş modellerinde de yaşanıyor. Blok zincir teknolojilerinin kullanıldığı bu yeni iş modellerinde Endüstri 4.0 teknolojileri verinin, taşımacılıkta kullanılan belgelerin ve paranın akışında kullanılıyor, aracılar azaltılarak ve tüm paydaşlarla işbirliği düzeyi arttırılarak daha güvenli ve hızlı bir iş ortamı yaratılıyor, bu sayede ticaret bir anlamda kolaylaştırılıyor. Değişimin 3 önemli adımı! Özetleyecek olursak tüm bu değişimin 3 önemli adımı var:Limanların otomasyona geçmesi ve bu sayede akıllı, güvenilir ve daha verimli operasyonların gerçekleştirilmesi (1), diğer limanlar da dahil olmak üzere tedarik zincirindeki diğer paydaşlarla bir platform üzerinden iş birliğine gidilmesi (2) verileri gerçek zamanlı analiz eden ve finansal konular da dahil olmak üzere karar almada destek sağlayan hizmetlerin kullanılmasıdır (3).
Değişimde devletlerin üstleneceği roller neler olmalı?
Birinci aşamayı ifade eden limanların otomasyonu süreci son yıllarda oldukça hızlansa da şu anda dünyada faaliyette olan konteyner terminallerinin sadece %1’i tam otomasyona geçti. Halihazırda yarı otomasyona geçmiş limanların oranı ise %2’dir. Bu anlamda dünyada mevcut konteyner terminallerin %97’si halen geleneksel yöntemlerle işletilmeye devam ediyor.
Limanlar yerel ve ulusal ekonomileringelişiminde oldukça hayati roller üstlenir. Liman devletlerinin limanlardaki IT, geri saha bağlantıları, hinterlanttaki lojistik yapılanma ve ulaştırma alt yapılarında destek sağlaması, yatırımların önünü açması, bürokrasiyi azaltması, yatırımları kolaylaştırması, şeffaf bir yatırım ortamı sağlayarak istikrarlı bir ticaret ortamı oluşturması gerekir. Gümrük idareleri
MAYIS - HAZİRAN 35
Makale gibi kamuyla ilgili paydaşlarla ilişkiler, birlikte yapılan işlerve işbirlikleri oldukça kritik. Gümrük ve Ticaret Bakanlığı ile Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı arasında Mayıs 2018’de imzalanan “Liman Tek Pencere Sistemi” protokolü güzel bir örnek olarak verilebilir. Bu sayede veri sisteme bir kez girilecek, farklı bakanlıklarda ayrı girişlere gerek kalmayacak, böylece işlemler sadeleşecek ve hızlanacak. lı?
Limanlar geleceğe nasıl hazırlanma-
Önce küreselleşme, sonrasında dijitalleşmenin yaygınlaşması ile limanlar arası rekabet bugün küresel tedarik ağlarına taşındı. Sürekli değişen pazar koşulları ve müşteri ihtiyaçlarına karşı limanlar ve tedarik zincirindeki diğer tarafların kendi aralarında bilgi paylaşması, kazan-kazan esasına dayanan işbirliğine girmeleri, kaynakları optimal kullanmaları, riskleri kontrol etmeleri ve etkili bir yönetim sergilemeleri gerekiyor. Örneğin aynı network üzerinde yer alan limanların aralarında bilgi paylaşımı sayesinde operasyonların planlanması, kaynakların
36 MAYIS - HAZİRAN
koordinasyonu, gemilerin liman sürelerinin kısaltılması ya da liman ekipman ve olanaklarının faydalı kullanım oranlarının arttırılması mümkün olabilir. Sözün özü İşbirliğinin en bilinen yolu bilgi paylaşımıdır. Belirli rotalarda yer alan limanlar arası rekabet yerini tüm ağ üzerindeki rekabete bırakıyor. Bu rekabette başarılı olmanın ve tedarik zincirinde yeniden güçlenmenin yolu ise dijital teknolojilere
uyumdan ve tüm paydaşlarla işbirliğinden geçiyor. Kaynaklar • Accenture • Drewry • 7deniz: http://www.7deniz.net/ haber/49799/liman-tek-pencere-sistemiprotokolune-imza-atildi.html
NAVATOM WEB TABANLI GEMİ İŞLETİM PROGRAMI
NAVATOM’LA AYLIK DEĞİL ANLIK İŞLETME Navatom gerçek zamanlı planlı bakım, güvenlik formları, personel takibi, emniyet gereksinimleri gibi daha birçok teknik ve işletimsel gemi yönetim işleri için entegre bir platformdur. Gemi işletme takibini, yüksek performans, güvenlik, kullanım kolaylığı ve anlık yedekleme sağlayan Navatom Sistemi üzerinden yürütebilirsiniz. Daha fazla bilgi için www.navatom.com İletişim için info@hive.com.tr
STATU SHIPPING
©2016 Hive, Statü ve Navatom logo ve isimlerinin Tüm Hakları Saklıdır
Geliştiren Hive A.Ş.
Sponsor Statü Gemi Kiralama ve Tic. Ltd. Şti.
Röportaj
İMEAK DTO Meclis Başkanlık Kâtibi ve Mira Marine Denizcilik Yönetim Kurulu Başkanı Barış Türkmen
Dünyanın her noktasında‘Mira Marine’güvencesiyle ikmal hizmeti Büyük oyuncuların arasından lokal bir marka olarak sıyrılan ve bugünkü başarılarına ulaşan bir firma Mira Marine… DEW markasının Türkiye’deki tek distribütörü olarak, yurtiçi ve yurtdışı pazarında gittikçe yükselen tonajıyla, performansıyla, satış lokasyon ağıyla bugünlere ulaşıyor. İstanbul ve çevresinde başlayan ikmal hizmetlerini şu anda Türkiye’nin bütün limanlarına yayan ve dünyanın her yerinde aksiyon alabilecek seviyeye ulaştıran firmanın Yönetim Kurulu Başkanı S. Barış Türkmen ile bir araya geliyoruz. Kendisi aynı zamanda Deniz Ticaret Odası Meclis Üyesi ve Meclis Divanı’nda da görev alıyor. Mira Marine’nin hem ülkemizde hem de yurt dışında hizmet veren bir firma olması sebebiyle ilk sorumuzu bu doğrultuda sormak isteriz. Mira Marine’nin hizmet ağı dünyanın hangi ülkelerine ulaşmış durumdadır? Mira Marine 2009’da doğdu. O süreçte yaşanan krizi fırsata çevirerek, büyük oyuncuların arasından lokal bir marka olarak yarışta yer aldık. Firmamız DEW
38 MAYIS - HAZİRAN
markasının Türkiye’deki tek distribütörü olarak yağlarını satmaya başladı. Geçen 9 senelik süreçte gittikçe yükselen tonajımız, performansımız ve satış lokasyon ağımızla bugünlere ulaştık. İlk yıllarda sadece İstanbul ve çevresinde hizmet verirken, şimdi DEW markamızla Türkiye’nin bütün limanlarında ikmal yapıyoruz. Yanı sıra dünyanın tüm limanlarında ikmaller sağlayacak noktaya da ulaştık.Geminin, gümrüğün
ve denizin olduğu her yerde ikmal yapabiliyoruz. Profesyonel ve yetkin bir kadroyla çalışıyoruz. Yurtdışı pazarında nasıl aksiyon alıyorsunuz? Deniz madeni yağ satışı yapan firmaların kendi aralarında bir network’ü vardır. Ve bizler bu network’ü aramızda paslaşarak hareket ediyoruz. Şöyle ki; Singapur’da benimle aynı işi yapan fir-
www.7deniz.net <
manın gemisi Türkiye’ye geldiğinde ben burada kendisine hizmet veriyorum. Türk armatörümün gemisi Singapur’a gittiğinde de o firma bize hizmet veriyor. Tabi bu Singapur’la sınırlı değil, Hindistan’dan Güney Amerika’ya kadar birçok noktada bağlantılarımız var ve ikmallerimizi o noktalarda gerçekleştiriyoruz. Öte yandan daha hızlı, daha verimli, piyasayı daha iyi bildiğimiz için de buradaki Türk müşterimize alternatif olarak vadeli bir şekilde birçok markayı önerebiliyoruz. Çünkü ikmalcilere ulaşmak, iletişim kurmak, para göndermeden malı almak çok zor. Ama biz bağlantılarımız sayesinde malı verdikten sonra parayı vadeli ödediğimiz için armatöre de bu büyük kolaylık oluyor. Bu ağı güçlü bir şekilde kurduğumuz için ikmalleri ve sonrasındaki ödeme süreçlerini sorunsuz bir şekilde gerçekleştiriyoruz. 2000 yılında hayata geçen DEW madeni yağlar, bugün yıllık bazda ne kadarlık hacimle hangi ülkelere erişiyor? Türkiye’de, İstanbul dadâhil pazarın
yaklaşık yüzde15’ine hitap ediyoruz. İlk yıllarımızda pastadan aldığımız pay daha büyüktü. Dolayısıyla pazar payımız da daha yüksekti. Zaman geçtikçe pazarda yeni oyuncular arttı, bu da pazar payının düşmesine neden oldu. Haliyle pazarda daha çok oyuncu var, pasta daha çok kişiye bölünüyor. Dolar üzerinden ihracat oranımız yükselmesine rağmen yüzdemiz düşük. Bu diğer firmalar için de geçerli olabilecek bir durumdur. Diğer taraftan Türkiye, özellikle de İstanbul, dünyada en cazip ikmal merkezlerinden biri haline gelmeye başladı. Bu yüzden de 12 -13 farklı marka girdi pazara. Bu sayı 2009 da 8-9’lardayken bugün sayı daha da arttı. Bu durum da pazardaki tüm firmaların payını oran olarak küçülttü. İhracat oranı olarak da yükseltti. Ayrıca şu anda dünya üzerinde yağ ikmali ihtiyacı olup da bizim ikmal yapamadığımız nokta yok. Dünyada her noktada ikmal yapabiliyoruz. Çevre bilinci ve deniz kirliliği noktasında aldığınız önlemler neler? Çevre bilinci konusu bizim için çok önemli. Hepimiz denizden ekmeğimi-
zi yiyoruz. Denizlerimiz ölürse biz de ölürüz! O yüzden deniz kirliliğini önleme noktasında elimizden gelen tüm gayreti gösteriyoruz. Şu anda hazırlığı içerisinde olduğumuz bir sosyal sorumluluk projemiz var; ‘Atık yağını atma geri dönüşümde kullan’ diye… Sonuçlandığında bilgisini paylaşıyor olacağız. Ayrıca deniz kirliliğini önleme konusunda Türkiye ve dünya da çok bilinçlendi. Türkiye’deki otoriteler ikmaller konusunda gerekli önlemleri almamızı hem teşvik ediyor hem de zorlayıcı yaptırımlarla bunu uygulamaya koyuyor. Bence Türkiye, deniz kirliliğini önleme noktasında rakip ülkelere göre oldukça başarılı.Dolayasıyla tüm limanlarda ve Zeyport’tadeniz kirliliğine yönelik önlemler alınıyor. Hedefleriniz ve önümüzdeki sürece yönelik planlarınızdan bahseder misiniz? Şu anda öyle bir ortamdayız ki; ülkemizdeki seçim ve dünyadaki savaş ortamından dolayı önümüzü göremediğimiz için bu ortam bize hedef koydurtmuyor. Şu andaki tek hedefimiz mevcut
MAYIS - HAZİRAN 39
Röportaj
düzenimizi bozmamak, mevcut potansiyelimizi muhafaza etmek... Bence diğer firmalar için de bu durumun geçerli olduğunu düşünüyorum. Küçülmemek en büyük hedef olması lazım bu iki sene içerisinde. Çünkü birçok oyuncunun birkaç sene içerisinde bu pastadan artık pay alamayacağını, çıkacağını düşünüyorum. O yüzden onlardan biri olmamak için var gücümüzle çalışıyoruz. Sektör yola Tamer Kıran’la devam etme kararı aldı. Ve yeni yönetimin içerisinde siz de yer alıyorsunuz. DTO’daki bu bayrak değişimi ve genel durumla ilgili düşüncelerinizi almak isteriz. 8 aylık seçim yarışı sonrasında görevimizin ilk ayındayız. Yeni yönetimle
40 MAYIS - HAZİRAN
beraber sektörde yeni bir heyecan var. Meclisteki 119 kişinin 72’si değişti. Yönetim kurulundaki 7 arkadaşımız daha önce hiç görev almayanlardan oluşuyor. Ben de ilk defa Meclis Üyesi olmamın yanı sıra Meclis Divanında da görev alıyorum. Bu durum bizi oldukça şevklendiriyor. Elbette bir önceki dönemde yapılan çok hizmet var. Ancak biz bu hizmetlerin üstüne bir şeyler koyabilmek adına var gücümüzle çalışıyoruz. Başkanımız Tamer Kıran’la olmamızın en güzel tarafı Yönetim Kurulu ve Meclis Üyeleri arasında çok iyi bir dağılımın yaratılması oldu. Her komitenin başında başarılı insanlar var ve ağı oldukça genişlettik. Yeni meclisle birlikte aramızda tedarikçisinden yat imalatçısına, gemi bakım onarımından armatörüne
kadar çok geniş bir kitle var. Yönetim Kurulumuzda da bu işlerin uzmanı Recep Düzgit yer alıyor. Ben de yaklaşık 19 senedir bu sektöre hizmet ediyorum. Bundan sonra ben ve Mecliste yer alan tüm arkadaşlarımız, iş hayatımızdaki tecrübemizi DTO’ya ve de sektöre yansıtacağımızı düşünüyorum. Bu süreçle birlikte DTO’ya yakın ait olmak isteyen herkesi bünyemize çekip, onlarla birlikte sorunları irdeleyip, gerekli mercilere bu sorunları iletip çözüm için elimizden geleni yapacağımıza inanıyorum. Çünkü sektörün büyümesi demek herkesin, hepimizin büyümesi anlamına gelir. Hepimizi büyütecek projeleri hep birlikte yapmamız gerekiyor.
Bunker
2020’ye ve yeni piyasalara hazırız Bunker sektöründe 32 yıllık bir geçmişe sahip İMEAK DTO Gemi Akaryakıt İkmal ve Sağlama Faaliyetleri 13. Komitesi Başkanı ve DTO Meclis Üyesi, Energy Petrol Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Muhtaroğlu ile buluştuk. Uluslararası Bunkerciler Derneği’nin (IBIA) Yönetim Kurulu Üyesi de olan Muhtaroğlu’yla bir yandan sektörü, diğer yandan Energy Petrol’ü masaya yatırdık. Tabii ki sohbetimizin bir kısmı da yeni yönetim oldu. Energy Petrol’ün faaliyet ve hizmet kapsamından bahseder misiniz? Energy Petrol 1997 yılında faaliyete geçti. Eşim Yeşim Muhtaroğlu ve oğlum Deniz Muhtaroğlu’nun da dâhil olduğu bir aile şirketidir. Şirket bünyesinde 100 personel bulunuyor. Bunun 75’i denizde çalışıyor. Dinamik, çok çalışkan ve işini severek yapan bir ekibimiz var.
Energy Petrol Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Muhtaroğlu
42 MAYIS - HAZİRAN
Physical Supplier olarak gemilere yakıtı fiziken ikmal eden bir yapıda faaliyet gösteriyoruz. Şirket olarak yılda yaklaşık 2 bin 400 gemiye yakıt ikmal hizmeti veriyoruz. Toplamda yarım milyon ton civarı yakıt satışı yapıyoruz. Gemi yakıt ikmallerinde kullandığımız 11 tankerimiz (barç) bulunuyor. Bunların büyük kısmı yeni jenerasyon denen çift cidarlı, çift makineli, yüksek standartlarda gemilerdir. Şirket olarak 365 gün 7/24 yoğun bir çalışma temposu içerisindeyiz. Ciddi miktarda ihracat gerçekleştirip ülkemize yüksek miktarda döviz kazandırıyoruz. Ortalama yakıt (petrol) fiyatlarına bağlı olarak ülkemize her yıl 150 ila 200 milyon dolar arasında bir döviz girdisi sağlıyoruz, kurulduğumuzdan bu
yana toplam 50.000 gemiye hizmet verdik, ülkemize toplam 2 milyar doların üzerinde döviz getirdik. Çok sayıda gemiye ikmal hizmeti vererek ülkemizde bir iş ve istihdam alanı yaratıyoruz. İkmal hizmetinizi gerçekleştirdiğiniz sahayla ilgili bilgi verir misiniz? İstanbul’da yakıt ikmali dediğiniz vakit tabii ki Türk Boğazlarından geçen gemilere verilen hizmet büyük ağırlığı oluşturuyor. Türk Boğazlarından yılda 45 bin gemi geçiyor. Biz bunların mümkün olduğunca fazlasına yakıt ikmal hizmeti vermeye gayret ediyoruz. Her yıl yaklaşık 10-12 bin civarında gemi İstanbul’da durup yakıt alıyor. Türkiye’deki yakıt faaliyetlerinin yüzde 95’ini bu trafik oluşturuyor. Ayrıca İzmit Körfezi’ne yılda 10 binin üzerinde gemi geliyor ve o gemilere limanlarda yakıt ikmal hizmeti sunuyoruz, Ambarlı Konteyner Limanı, İzmit Körfezi’ndeki Diliskelesi, Yarımca, Derince Hereke, Gebze, İzmit limanları gibi bütün limanlarda oraya gelen gemilere rıhtımda yakıt ikmal hizmeti verebiliyoruz. Amacımız mümkün olduğunca daha fazla
www.7deniz.net <
gemiye yakıt ikmali yapmak, ülkemize daha fazla döviz kazandırmak ve daha fazla insanımıza istihdam yaratmak. Filonuzdaki ikmal tankerlerinden bahseder misiniz? İkmal tankerleri bizim elimiz ayağımız. Bu konuda önemli bir yatırım yaptık. 6 yeni inşa tanker yaptık ve yeni jenerasyon tankerimiz var. Yeni jenerasyon olan 2007 yapımı 2 tanker ithal ettik. Diğerleriyle birlikte 11 yakıt ikmal tankeriyle hizmet veriyoruz. Tanker sayımız bize önemli bir avantaj ve esneklik sağlıyor. Çok sayıda tankerimizle çok sayıda gemiye hızlı tedarik sağlıyoruz. Bu da piyasaya İstanbul’un itibarının iyi ve hızlı ikmal noktası olması, acil işlere hemen cevap verebilmesi gibi artıları kazandırıyor ve firmamızı ön plana çıkartıyor. Yakıt taleplerinin hemen hemen tamamını karşılayabiliyoruz. Bunlar bizim için önemli vasıtalar. Biz bu yatırımlarımızı tamamlamış durumdayız ve filomuz şu anda ikmallere yetkin vaziyette. İkmal yapılırken neye dikkat etmek gerekiyor? Denizdeki her operasyon yüksek dikkat gerektiriyor. İyi kadrolarınızın olması ve gemilerinizin bakımlı, her şeyinin dört dörtlük olması lazım. İstanbul Boğazı ise çok özel bir bölge. Yüksek bir gemi trafiğine sahip. Ancak hem idaremiz hem ikmalciler son derece tecrübeli, yetkin, iyi kadrolarla, genelde iyi tankerlerle çalışı-
yor. Gemiler geldiği vakit her türlü tedbir alınarak dikkatli bir şekilde yakıt ikmali yapılıyor. Allaha şükür son birkaç yılda yakıttan kaynaklı deniz kazası gibi bir olay yaşanmadı. Bu da sektörün başarısını gösteriyor. Sektörümüzde sayılı ikmal firmaları var, hepsi de son derece yetkin ve kaliteli. Ben 32 senedir bu işi yapıyorum. Çin’den Amerika’ya Singapur’dan Rusya’ya Avrupa’ya hatta Afrika’ya kadar çok sayıda limanda bizzat yakıt ikmallerine katıldım. Birçok bunker operasyonunda bulundum. Yüzlerce firma binlerce insanla konuştum. Türkiye bu alanda gerçekten dünyanın en iyisi, en güvenilir en kaliteli ikmal noktası. Peki bunker piyasasını nasıl görüyorsunuz? Şu anda denizcilik ve yakıt ikmal piyasalarında çok enteresan bir dönemden geçiyoruz. IMO’nun aldığı karar çerçevesinde 2020 yılında bir kural değişikliği olacak. Şu anda gemilerin kullandıkları yakıt tamamen ortadan kalkıyor ve %0,5 kükürtlü yakıt kullanılacak. Bu henüz dünyada yaygın olarak üretilip sunulan bir yakıt değil. Bunun nasıl olacağını daha çok 2020’de göreceğiz. Kural, 1 Ocak 2020 tarihinde uygulamaya geçecek. Bu tarihi bir dönemeç, kartlar yeniden dağıtılacak. Bu yakıtı etkin olarak sunan noktalar öne çıkacak diğerleri yok olacak. Biz bunu Türkiye için bir fırsata dönüştürmeye çalışıyoruz ve yatırımlarımızı da ona göre yönlendireceğiz. Tan-
ker yapımız, depo ve ikmal imkanlarımız piyasa koşullarına gayet uygun. 2020 sonrası oluşacak piyasaya göre gerekeni yapacağız. Biz firma olarak bu süreçte herhangi bir devlet teşviki veya devlet kredisi almadık, hatta banka kredisi dahi kullanmadık. Yılda yaklaşık 500 bin ton yakıtsatıyoruz.Tüm ticaretimizi tüm yatırımlarımızı kendi öz kaynaklarımızla, sermayemizle yapıyoruz. O anlamda gayet güçlü bir şekilde 2020’ye ve yeni piyasalara hazırız. İstanbul Bunker 2020 vizyonundan bahseder misiniz? Odamız üyesi gemi yakıt ikmal sektörü ile iştigal eden firmalar tarafından 2020’den itibaren deniz yakıtlarında uygulanacak küresel sınırlamayla ilgili çalışmalar yaparak, armatörlerimizin 1 Ocak 2020’deki bu değişime sorunsuz geçmesine yardımcı olmayı hedefliyoruz. Ayrıca Türkiye’nin bu değişimi fırsata dönüştürerek ülkemize döviz girdilerini arttırmak amacıyla bir çalışma grubu oluşturduk. İstanbul Bunker 2020 çalışma grubu kurucu üyeleri; Arkas Bunker’den Ufuk Erinç- Erdem CokerUtku Ünlü, Petrol Ofisi’nden Celal ErsanAydın Yıldız, SOCAR Bunker’den Zeki Tarakçı-Ferhat Uzun, Energy Petrol’den ise ben ve Yeşim Muhtaroğlu yer alıyor. İlk toplantımızı 22 Mayıs 2018 tarihinde Odamızda gerçekleştirdik, ertesi gün Gümrük Müsteşarımızı, Gümrükler Genel Müdürümüzü, EPDK’yı ziyaret
MAYIS - HAZİRAN 43
Bunker
ettik, öncesinde Bakanlığımıza anlattık, tüm idare bizi destekliyor. Türkiye şu anda 400 milyar dolar dış ticaret yapıyor, bunu 700-800 milyar dolara çıkaracaksak bunun tamamını idarelerimizin sırtlamasını bekleyemeyiz sektör olarak görevler sorumluklar almalıyız idarede bize güvenip bunu yapmalı, bu yönde iradeyi gördük, bu ülke bizim hepimizin hep birlikte başarmalıyız. Çalışma grubumuz ayda bir kez toplanacak. Toplantı; EPDK, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı, Maliye Bakanlığı, Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı, ülkemiz rafinerileri ile üniversitelerden temsilcilerin yer alması şeklinde planlandı. 2020 senesine İstanbul’u hazırlamaya gayret ediyoruz.Sektörün tüm paydaşlarıyla beraber 2020 senesinin Türkiye için bir dönüm noktası olacağını düşünüyoruz. Son olarak seçim süreciyle ilgili yorumunuz ne olur? Bu dönem “Hepimizin Odası Hareketi”yle birlikte yaptığımız çalışmalarla seçimi kazandık ve önemli bir başarıya imza attık. Bu durum denizcilik sektöründe tarihi bir değişim yarattı. 8 aya varan çok zor bir çalışma süreci geçirdik. Çok sayıda ziyaretler yaptık ve çok sayıda insana dokunduk. Bu çalışmaya Başkanımız Tamer Kıran başta olmak üzere, Recep Düzgit, Salih Zeki Çakır, Şadan Kaptanoğlu’nun önderliğinde, Cengiz Kaptanoğlunun desteği ile geniş bir heyetle birlikte emeği geçen çok fazla insan oldu. Hepsine çok teşekkür etmeliyiz. Başarılı bir şekilde seçimi kazandık, Mecliste ciddi coğunluk elde ettik, Meclisin %60 değişti gençleşti, yeni dönem çok umut verici. Seçim sürecinde sahadaki insanların derdini dinleyip on-
44 MAYIS - HAZİRAN
lara ulaşıp bu başarıyı elde ettik. Özellikle komitemiz seçim sürecinde çok dikkat çeken bir komite oldu. Rakibimiz sadece seçim için şirket kurup gruba koyup kendine 10 oy attı, 10-0 geriden başladığımız yarışı kazandık. Biz DTO’da yeni dönemle birlikte gayet yetkin arkadaşlarımızla görev aldık ve sektöre hizmet ediyoruz. Yeni yönetimde DTO’da bunker sektörünü temsilen 13 no’lu Meslek Komitesinden Meclisimizde ben ve İzmir As-Mira şirket sahibi Mustafa Aslan arkadaşımız bulunuyor, Meslek Komitesi üyesi olarak Özkan Girit ve Süleyman Umur arkadaşlarımız etkin bir çalışma sergiliyor, yeni dönemle birlikte Odamızda doğru bir yapılanma oluştu. Genel olarak sektöre ilişkin yorumunuz ne olur? Bu sektöre çok emek verdim, 10 yıldan fazla süredir IBIA yönetiminde görev yapıyorum orada ilk ve tek Türk benim, 2001 yılında Gemi Yakıt İkmalcileri Derneği kurucu başkanlığını, 6 kez İstanbul Bunker Konferansın Chairman’liğini yaptım, DTO da 3 dönem Meclis Üyeliği yaptım ve çeşitli görevlerde bulundum, 1986 senesinde sıfırdan başladığımızda İstanbul’da ilk ay 3000 ton bunker satmıştık şimdi 250.000 ton satıyoruz tüm bu sürecin içinde fiilen bulundum yurt içinden yurt dışına İdarelerimizden alıcılara satıcılara kadar en geniş yelpazede her alanda hizmet ettim, hep bir “Duruş” ve “Değerler Bütünü” sergilemeye gayret ettik, bu değerlerin zedelendiği yerlerden ayrıldım ve dönüp baktığınızda en nihayetinde “Doğru” kazanıyor, bu değerlere yakışmayanlar oldu, çirkin karalamalara yönelenler oldu hayat hepsinin dersini verdi. Gördünüz, bu tip hareket-
ler sektörde infial yaratıp gerekli cevabı aldı. Biz şimdi bu yaraları sarıyoruz, sektörümüze yakışmayan bu tip şeyleri adım adım ortadan kaldırıyoruz. Çok bariz görüldüğü gibi sektör DTO çatısı altında konsolide oldu, en güzel örneğini 24.05.2018 akşamı yaşadık. 13 No’lu Meslek Komitesi olarak sadece yakıt ve yağ firmalarını davet ederek bir iftar yemeği gerçekleştirdik, 1-2 kisi hariç davet ettiğimiz herkes geldi. Şöyle söyleyeyim DTO seçimlerinde karşı tarafın Meclis Üyesi adayı arkadaşımız dahi geldi. Demek ki biz bu birlikteliğin doğru adresiyiz, hepsine çok teşekkür ederiz. İftara Başkanımız Tamer Kıran, Meclis Başkanımız Salih Zeki Çakır, Başkan Yardımız Recep Düzgit, bir önceki dönem Meclis Başkanımız Cengiz Kaptanoğlu katıldı. 75 kişi gece yarısına kadar kaldı, sektörü konuştu sohbet etti. DTO yönetimi sektöre olan desteğini açıkça ifade etti, teyit etti. Bize gereken ve yakışan budur, yanlış çirkin söylemler cevabını almıştır artık Meclis dışına atılmıştır, temizlenmiştir. “Güneş Balçıkla Sıvanmaz” sözü bir kez daha tecelli etmiştir, biz önümüze bakıyoruz. Tek derdimiz ülkemiz ve sektörümüz. İnşallah başaracağız. Bu bilgi, güç ve donanıma sahibiz. Yeter ki doğruluktan ayrılmayalım, birlik olalım.
Bunker sektöründe 32 yıllık bir geçmişim var. Şu anda Uluslararası Bunkerciler Derneği’nin (IBIA) Yönetim Kurulu Üyesiyim. 2001 yılında Gemi Yakıt ve İkmalciler Derneği’nin Kurucu Başkanlığını yaptım. 2005-2013 yılları arasında DTO Meclis Üyeliği görevinde bulundum. 8 Nisan’da yapılan seçimde İMEAK DTO Gemi Akaryakıt İkmal ve Sağlama Faaliyetleri 13. Komitesi’ne Meclis Üyesi olarak seçildim. Aynı zamanda Meslek Komitesi Başkanlığı ve Yönetim Kurulu Yedek Üyeliği görevini sürdürüyorum. Ayrıca DTO Dergisi Deniz Ticareti Yayın Kurulu, DTO Petrol A.Ş Yönetim Kurulu Üyeliği gibi görevlerim de var.
Pazar Analizi
Türk gemi inşa sektörünün Rusya pazarına giriş kararı analizi Türkiye ve Rusya ilişkileri, iyi ya da kötü uzun bir geçmişe sahip. Coğrafi olarak yakınlığı ve işbirliği anlaşmaları ile Türk-Rus ticareti canlandı. Ticaret ve işbirliği bağları ile iki ülke arasında sağlam köprüler kuruldu. Türk yatırımcılar, hali hazırda Rusya’da pek çok yatırımda bulundu ve bulunmaya devam ediyor.
Aytek GÜNGÖR İstanbul Teknik Üniversitesi, Gemi İnşaatı ve Gemi Makineleri Mühendisliği, Doktora gungorayt@itu.edu.tr 46 MAYIS - HAZİRAN
www.7deniz.net <
R
usya; yüzyıllar boyunca gerek askeri gerek özel amaçlı sivil gemi inşa eden ve bu konuda dünyada ileri bir ülkeydi. Son çeyrek asırda bu konuda yaşadığı gerileme ve devlet desteği ile yeniden ayağa kalkma sürecinde yabancı yatırıma özellikle bilgi ve teknolojisine ihtiyaç duymaktadır.Türk tersaneleri, son yıllarda gemi inşa konusunda büyük gelişme kaydetmiş olup küresel bir oyuncu haline geldi. Özellikle yük gemileri, yatlar, askeri gemiler ve römorkörler gibi özel amaçlı gemiler konusunda büyük tecrübe edindi. Türkiye ve Rusya ilişkileri, iyi ya da kötü uzun bir geçmişe sahip. Coğrafi olarak yakınlığı ve işbirliği anlaşmaları ile Türk-Rus ticareti canlandı. Ticaret ve işbirliği bağları ile iki ülke arasında sağlam köprüler kuruldu. Türk yatırımcılar, halihazırda Rusya’da pek çok yatırımda bulundu ve bulunmaya devam ediyor. Bu makalede; Türk tersanelerinin Rusya pazarına girme kararları senaryosu üzerinde durdum, konu ile ilgili teorik ve istatistiksel bilgi sağladım ve hipotezler kullanarakgirişiçin muhtemel formları ve bağlı oldukları koşulları değerlendirdim. Son yıllarda gösterdiği büyük gelişme ve özellikle ileri teknoloji gerektiren gemi tiplerini inşa etme konusundaki kabiliyetini kanıtlayarak, hem askeri hem sivil gemi tiplerinde gerek inşa ve tamir gerek yan sanayide dünyada adından söz ettirmeyi başaran Türk gemi inşa firmaları için yabancı pazarlara açılmak, bir varoluş meselesi haline geldi.
Rusya; kendisine uygulanan bazı yaptırımlara rağmen, sahip olduğu geniş coğrafya, yer altı ve yer üstü zenginlikleri, jeopolitik konumu ile yabancı yatırımcıların sıklıkla ilgisini çekti. Uzun yıllar gemi inşaat konusunda dünyanın hatırı sayılır oyuncularından olan ülke, son otuz yılda bu özelliğini yavaş yavaş kaybetti, çoğu tersanesi atıl kaldı ve gemi imalat tekniği köreldi. Rus devleti, son yıllarda bu durumu tersine çevirmek için bir takım önlemlere başvurdu ancak istediği sonucu tam manasıyla alamadı. Bu bağlamda, yabancı yatırımcılardanilk olarak ülkelerine değerli bilgi birikimi ve alt yapılarını getirmelerini, Rus firmaları ile ortaklık kurmalarını ve bu şekilde yatırım yapmalarını bekliyor. Yabancı firmalar için ise dünya ekonomisinde hatırısayılır bir paya sahip olan Rus gemi pazarından büyük bir pay almak oldukça iştah kabartıcı. Genel olarak bakıldığında Rusya’nın daha çok Arktik bölgesinde faaaliyet göstermesi düşünülen bu kıran gemilerinin inşası konusunda yabancı yatırım alacağı öngörülebilir. Bu açıdan St. Petersburg bölgesi önem kazanıyor.
ler dışında tüm hususların, yurtdışı yatırım için elverişli olduğu kabul ediliyor. Yerli firma üst düzey yöneticilerinin, yabancı pazara giriş değerlendirmelerine vermesi gereken ilk karar; bunun ihracat şeklinde ya da doğrudan yabancı yatırım (Foreign Direct Investment, FDI) şeklinde olacak. Eğer FDI baskın tercih ise üzerinde durulması gereken husus; bu ticari hamlenin sıfırdan yatırım (GreenfieldInvestment, GI) ya da birleşme ve satın alma (MergerandAcquisition, M&A) olacak. Eğer sıfırdan yatırım üzerine karar kılındıysa bir sonrakisoru, bu yatırımın yüzde yüziştirakli bir kuruluş (WhollyOwnedSubsidiary, WOS) ya da ortak teşebbüs (JointVenture, JV) olacağıdır. Michael E. Porter, 1979 yılında firmalar için; gerek yabancı bir pazara girerken pazarın rekabet durumunu değerlendirmek gerekse uzun dönem kar elde etmek için en uygun stratejiyi belirlerken dikkate almaları için Porter’in Beş Kuvveti olarak da anılan, aşağıdaki beş kuvveti öne sürdü: • Yeni Giriş Tehditleri
Yabancı pazarlara giriş kararları Hedef yabancı pazarın ve pazara giriş yöntemlerinin belirlenmesi genellikle oldukça karmaşık karar verme süreçlerini içinde barındırabildiği gibi bu makalede üzerinde durulmayacak olan, siyasi, beşeri ve tarihsel etmenler, dünyanın içinde bulunduğu mevcut konjonktür ve karar verici tarafından kontrol edilmesi mümkün olmayan ülkeler arası anlaşmaları gibi diğer faktörleri de kapsıyor. Bu çalışmada anılacak olan faktör-
• Müşteri Gücü • Tedarikçi Gücü • Muadil Ürünler Tehditi • Rekabet Bunların dışında; yasal düzenlemeler, vergilendirmeler ve ticaret politikaları pek çok endüstri için altıncı kuvveti oluşturduğu öne sürülür.
Türk gemi inşa sanayinin Rusya pazarına giriş analizi İstatistikler
Tablo 1. Rus Gemi İnşa Sanayi SWOT Analizi[3] GÜÇLÜ YÖNLER
ZAYIF YÖNLER • Ticari gemi inşa için gerekli olan know-how, ileri teknoloji ve ekipman eksikliği • Kalifiye iş gücü eksikliği • Düşük üretim • Düşük işgücü ve çelik malzeme maliyeti • Diğer gemi inşa eden uluslar dan teknolojik olarak geri kalmışlık • İleri metal işleme tecrübesi • Demode Rus filosu • Gemi inşa konusunda uzmanlık • Devlet eliyle askeri gemi inşasının baskın duruma getirilmesi, sivil gemi • Nükleer teknoloji (özellikle Nükleer Denizaltı) tecrübesi • Politik teşvik ve gemi inşa sektörünün geliştirilmesi için devlet inşasının geride kalması • Rus gemi inşa piyasasının ihracat odaklı olmayışı ve uluslararası pazarlarda desteği mevcudiyet gösterememesi • İşbirliği ve doğal iş ağlarının eksikliği • Rekabetçi iş ortamı FIRSATLAR TEHDİTLER • Hükumetin gelişme planlarının başarısız oluşu • Sivil gemi inşaatının ekonominin enerji sektöründen elde edeceği kara bağlı • Filonun yenilenmesi ve gemi inşa sektörünün geliştirilmesi için olması yapılan önemli yatırımlar • Silahlanma politikalarına bağlı olarak askeri gemi projelerinin tersaneleri domine • Gelişen uluslararası işbirliği etmesi • Arktik enerji kaynaklarına artan ilgi ve Kuzey Geçidi dolayısu ile • Yaptırımlar ve düşük petrol fiyatları sebebiyle Arktik enerji projelerinin gecikmesi ilgili gemiler ve offshore yapıları için artan ilgi • Yaptırımların yabancı yatırımcıları ürkütmesi • Yaptırımların bazı sektörlerde ürünlerin ve servislerin ithalatına ve teknoloji trasnferine engel olması
MAYIS - HAZİRAN 47
Pazar Analizi Tablo2.Ülkelere Göre Ocak-Haziran 2016 Arası Gemi Sipariş Defteri[4]
Tablo3. Türk/Rus Tersanelerinin Askeri / Sivil Durumuna göre Dağılımı[5]
ÜLKE ADET 1000 CGT* % RUSYA 52 400 0.4 TÜRKİYE 148 637 0.6 *CGT - Kompanse Gros Ton – Gemi tipine bağlı olmaksızın, farklı tersanelerin üretiminin karşılaştırılması için kullanılan uluslar arası birim. OECD tarafından verilen bir dönüşüm tablosu kullanılarak hesaplanır. Dönüşüm faktörleri gemi tipine bağlı olarak değişir.
TERSANE SAYISI (RUSYA)
TERSANE SAYISI (TÜRKİYE)
ASKERİ
12
7
SİVİL
122
72
TOPLAM
134
79
Tablo4. OECD Skalası* ile İşçi Haklarının Yasa ile Korunma** Durumu[6] Süresiz Sözleşmeli Personelin Toplu veya Bireysel İşten Çıkarılması Türkiye 2,33 Rusya
2,47
Süresiz Sözleşmeli Personelin Bireysel İşten Çıkarılması
Toplu İşten Çıkarmaya Yönelik Özel Gereklilikler
Geçici İşçilik Formlarına Yönelik Düzenleme
2,21
2,63
4,96
2,86
1,50
1,25
*OECD Skalası, bireysel ve toplu işten çıkarma durumunda firmaların karşı karşıya kaldığı ve uzun dönem ve geçici işçi alımında firmaların uyacağı maddi ve prosedürel yaptırımların 0’dan (en az sert) 6’ya (en sert) önlemlerin içerildiği sistematiktir. ** Bu makalede, firmanın pazardan çıkışı sonrası karşı karşıya kalacağı yaptırımlar, batık maliyetin değerlendirilmesi amacıyla kullanılmıştır [1].
Tablo5. İş Gücü Maliyeti Karşılaştırması[7] ÜLKE RUSYA TÜRKİYE
Tablo6. Türkiye/Rusya Pazarlarının Durumu[8] TÜRKİYE RUSYA
Yerli pazarın daha üretken olması, yatırımın batık maliyetinin daha düşük olması ve yabancı pazarın daha büyük olması ve yabancı iş gücü maliyetinin daha düşük olması durumunda, eğer yerli pazar firma ortak teşebbüs yapısını (joint venture) yüzde yüz iştirakli bir yapısına (wholly owned subsidiary) tercih edecekse, sıfırdan yatırımı (greenfield) birleşme ve satın almaya (M&A) tercih edecektir[1]. Sonuç
Hipotezler Aşağıda verilen hipotezler, Madde 3.1’de verilen istatistiksel verilerin değerlendirilmesi suretiyle incelendi. Bu incelemelerde; “yabancı” ifadesi Ruspazarı ve firmalarını, “yerli” ifadesi Türk pazarı ve firmalarını ifade ediyor. Yerli pazarın daha üretken olması, yabancı pazarın daha büyük olması, yerli iş gücünün yabancı iş gücüne göre daha pahalı olması, ulaşım maliyetlerinin yüksek olması ve yatırımın batıkmaliyetinin düşük olması durumunda; yerli pazar firması, ihracat yerine doğrudan yatırımı tercih edecektir. Yerli pazarın daha üretken olması ve yabancı pazardadaha az sayıda firma olması durumunda; yerli pazar firması, yabancı pazardan edineceği paydan daha çok faydalanmak için yüzde yüz iştirakli bir yapıyı (whollyownedsubsidiary) ortak teşebbüs yapısına (jointventure) tercih edecektir.
48 MAYIS - HAZİRAN
Asgari Ücret (EUR/Ay) 148,82 398,45
Türk gemi inşa firmalarının, Rusya pazarına girebilmek ve bu pazarın büyük yabancı oyuncularıyla rekabet edebilmesi için girme ya girmeme, girecek ise doğrudan yatırım ya da sadece ihracat, doğrudan yatırım yapacaksa sıfırdan yatırım ya da birleşme-satın alma, bu karara bağlı olarakyüzde yüz iştirakli ya da ortak teşebbüs formunda gireceği konusunda yönetsel doğru bir karar alması gerekir. Son yıllarda Rusya’nın filosunu yenileme, atıl kalan tersanelerini canlandırma ve gemi inşa bilgi ve tecrübesini yenileyerek yeniden bu konuda sözü geçen bir ülke olma hevesi aşikar. Bu konuda büyük devlet destekleri bulunuyor. Rusyanın yabancı firmalardan temel beklentisi, ülkelerine değerli knowhow getirmeleri bu yüzden Rus firmaları ile ortak teşebbüslü bir birleşme-satın alma yapısı kurmalarıdır. Bu çalışmada referans alınan hipotezlerin istatistiksel verilere göre değerlendirilmeleri sonucu, Rus pazarına giriş Türk firmalarının bakış açısıyla değerlendirildi ve kritik faktö-
2016’daki Değeri (x1000 ABD Doları) 258,486 1,995,135
rün işçi maliyetleri sonucu olduğuna varıldı. Rusya’da geçerli olan işçi haklarını korumaya yönelik yasal düzenlemeler, piyasadan olası çıkış kararının getireceği büyük batık maliyet ile Türk firmalarını yüzyüze bırakacak. Geçici ya da taşeron işçi kullanılamadığı durumda ihracat, Türk firmaları için en cazip seçenek. Geçici işçi kullanımı ile Türk firmalarının ortak teşebbüslü bir formda birleşme-satınalma yöntemi ile bir doğrudan yatırım yapabilir. REFERANSLAR [1] Raff, Horst; Ryan, Michael; Stähler, Frank, Firm Productivity and the ForeignMarket Entry Decision, ECONSTAR, 2008 [2] https://www.cgma.org/resources/tools/essential-tools/porters-five-forces.html, Mart 2018’de erişildi [3] Mäkinen, H, The Russian Maritime Industry and Finland, 2015 [4] Shipbuilding market Monitoring Report, SeaEurope, 2016 [5] https://www.ship2yard.com, 2018’de erişildi
Mart
[6] http://www.oecd.org/els/emp/oecdindicatorsofemploymentprotection.htm , Nisan 2018’de erişildi [7] https://tradingeconomics.com, Nisan 2018’de erişildi [8] https://www.trademap.org, 2018’de erişildi
Mayıs
STK
Serbest rekabetten yanayız “Sektör olarak serbest rekabetten yanayız. Toplam hava kargo hacminin yüzde 96’sından fazlası derneğimiz üyelerince gerçekleştiriliyor. Lojistik sektöründe serbest rekabet ortamına ihtiyaç duyuyoruz. İthalatçıları ve ihracatçıları bilinçlendirmeye ihtiyacımız var. Bu şekilde serbest rekabet ortamı uygulanabilir tavan veya taban fiyat uygulamasına gerek kalmaz. Yakın zamanda sektör tarafından benimsenecek bir taşıma işleri yönetmeliğiyle karşı karşıya kalacağız” diyen İMEAK Deniz Ticaret Odası Disiplin Kurulu Üyesi ve Uluslararası Taşımacılık ve Lojistik Hizmet Üretenleri Derneği (UTİKAD) Başkanı Emre Eldener ile bir araya geldik. Öncelikle başkanlığınızla birlikte bu güne kadar UTİKAD’da nasıl bir süreç yaşandı. Sizden dinlemek isteriz. UTİKAD Uluslararası Taşımacılık ve Lojistik Hizmet Üretenleri Derneği başkanlığına yeni yönetimle birlikte yaklaşık bir buçuk yıl önce geldik. Dernekte çeşitli yelpazeden 450 civarında üyemiz bulunuyor. Derneğin içerisinde yedi farklı çalışma grubumuz var. Havayolu, karayolu, denizyolu ve bununla beraber
50 MAYIS - HAZİRAN
intermodal, demiryolu, gümrük, antrepo, elektronik ticaret lojistiği gibi çok farklı alanlarda, sektörün daha da ileriye gitmesi için çalışmalar yürütüyoruz. Dernek üyelerimiz de çok aktif bir şekilde bu çalışmalara dâhil oldular. Göreve geldiğimizde en önemli konumuz sektörümüze herhangi bir teşvikin verilmemesiydi. Derneğimizde milyonlarca dolar fatura kesiliyor, üyelerimizin toplam cirosu 6 milyar doları buluyor. Dolayısıyla önce teşvik konusunun üstünde
durduk. Biz, son derece resmi çalışırız ve gümrükleme sürecinde özellikle uluslararası taşıma faturalarının mutlaka kesilmesine dikkat ederiz. Bu nedenle de hem Türkiye’ye çok ciddi miktarda döviz getiren bir üye profiline sahibiz hem de ekonominin son derece içerisinde olan, özellikle kalifiye personel çalıştırıp çok ciddi istihdam yaratan bir grubuz. Bu sebeple teşvik yönünde bir talebimiz oldu. Konuyu Ekonomi Bakanlığı’na götürdüğümüzde Bakanlık, yurtdışı
www.7deniz.net <
fuarlarında teşvik verme kararı aldı ve hemen kararı devreye soktu. Geçen yıl düzenlenen Münih’teki Transport Lojistik Fuarı için ciddi derecede geri ödeme teşviki aldık. Öte yandan Turquality Marka Deste Programı’na dâhil olduk. 17 Mayıs’ta ilk Genel Kurulumuzu gerçekleştirdik. Türkiye İhracatçılar Meclisi bünyesinde Hizmet İhracatçıları kuruldu. Bu kurulun da ilk Başkanı Türk Hava Yolları’nın Yönetim Kurulu Başkanı İlker Aycı oldu. Bünyesinde lojistik, turizm, eğitim, sağlık, yazılım gibi çok ciddi hizmet ihracatı yapan sektörler yer aldı. Ben de ilk yönetim kurulunda yönetimin bir parçası olarak yerimi aldım. Çok seyahat eden bir sektörüz. Bu nedenle bir takım seyahat engellerinin ortadan kaldırılması yönünde devletin bize destek olması, önümüzü açan başka bir faktör diye düşünüyorum. Şuan Taşıma İşleri Organizatörleri Yönetmeliği hazırlanıyor.Bu bizi çok ilgilendiren bir konu. Önümüzdeki günlerde yasalaşacak. Bu noktada Ulaştırma Bakanlığı’na teşekkür etmek istiyorum. Bizim çekincelerimizi dikkate aldılar. Bizi dikkatle dinleyip bunun hazırlanmış olan yönetmenlik taslağına eklendiğini büyük bir mutlulukla gördük. Sektörün daha efektif çalışma imkânına kavuşturacak bir yönetmelik olacağını tahmin ediyoruz.
UTİKAD Başkanı Emre Eldener
Lojistik sektöründe serbest rekabet ortamına ihtiyaç duyduğunuz şeklinde açıklamalarınız oldu. Bu konuda nasıl bir yol aldınız? Bizler Türkiye’deki lokal hizmetlerde çok çeşitli çözümler üretiyoruz. Bu noktada Bakanlığın birtakım çevrelerden gelen baskılarla lokal hizmet tarifesi
oluşturması gibi girişimleri oldu. Başından beri serbest rekabetle engellenmemesi gerektiğini, bizlerin tarife ile çalışan bir esnaf olmadığını, şirketler arası işler yaptığımızı, yaptığımız işlerin zaten pazarlığa tabi olması nedeniyle herhangi bir şekilde bir tarife altına girmektense basiret tüccarlar nasıl yapıyorsa bu işi
MAYIS - HAZİRAN 51
STK karşılıklı anlaşarak son kuruşuna kadar pazarlık ettikten sonra böyle bir ortamda çalışılması gerektiğini söyledik. Herhangi bir tarife oluşturulmasına başından beri net bir şekilde karşı çıktık. DenizTicaret Odası’nın ilk Meclis Toplantısında bunu Ulaştırma Bakanlığı’na iletme fırsatı buldum. Bu konuda girişimlerimiz devam ediyor.Bir diğer konu ise; transit yüklerin ülkemize gelip limanlarımızda ya da karayollarında, havayollarında tek tek açılıp fiziksel kontrole tabi tutulmasıdır. Zaman açısından gereksiz olduğunu düşünüyoruz. Çünkü gelen transit malın transit araca yetiştirilme gibi bir sorunu var ortada. O yüzden biz bu noktada diyoruz ki fiziksel kontrolleri bırakalım ve evrak kontrolüyle bunu sağlayalım. Sınırlarımıza girmeyecek bir yüke para ve zaman ayırmamız gerekecek. Gümrük ve Ticaret Bakanlığı’ndan esas beklentimiz gümrüklerin üç vardiyada çalıştırılması. Çünkü ihracatçıların önünde bir takım engeller olmasın istiyoruz. Gümrük ve Ticaret Bakanlığı diyor ki ‘personelim yok’. Hâlbuki biz personelin bir kısmını transit yükleri fiziksel kontrole ayırıyoruz. Oradaki personeli ihracat gümrüklerindeki üç vardiyaya kullanabiliriz diye düşünüyoruz. Ulaştırma Bakanlığı’mızdan DTO toplantısında olumlu yönde bunun cevabını aldık.
Diğer yandan yeni havalimanının açılmasını heyecanla bekliyoruz. Bunun lojistik sektöründe rekabet ortamını artıracağını düşünüyoruz. UTİKAD olarak yurtdışına yönelik çalışmalarınız neler oldu? Lojistik sektöründeki ilk dış ticaret heyetini geçen sene Malezya’daki FIATA Dünya Kongresi için organize ettik.Ekonomi Bakanlığı’nın desteğiyle 16 kişilik ekibimiz bu dış ticarette yer aldı. Bu tür heyetlere UTİKAD olarak öncülük ediyoruz. Ekonomi Bakanlığı’na 30 kadar yurtdışı lojistik fuarına teşvik verilmesiyle ilgili bir liste verdik. Bakanlığın listesinden nerelerden teşvik alabileceklerini görebilirler. Yakın zaman önce Deniz Ticaret Odası’nda yönetim değişikliği oldu. Bu değişiklikteUTİKAD’ın rolü ve yeni yönetimle ilgili sizin görüşlerinizi almak isteriz. Deniz Ticaret Odası’na seçim sürecindeciddi destekler verdik. Bunun sebebi bir takım değişikliklerin olması gerektiğiydi. DTO’da yeni yönetimle birlikte sektörümüzdeki sorunları daha net bir
52 MAYIS - HAZİRAN
şekilde duyurabileceğimize olan inancımızla bu yönde ilerledik. Deniz Ticaret Odası da bizi önemsediğini her fırsatta gösterdi. Önümüzdeki 4-5 yılda sektörümüzü daha yukarılara çekeceğimize inanıyoruz. DTO’nun da desteğini alarak güzel adımlar atacağız. UTİKAD’ın DTO’ya vizyon olarak çok şey katacağına inanıyorum. Yönetim kurulumuzdan Cihan Yusufi şuan DTO’nun Meclisinde. Cihan Yusufi’nin bulunduğu komite seçim öncesi çok ciddi çalıştı. Son olarak neler söylemek istersiniz? Türkiye’nin transit taşımacılıkta merkez olmasını istiyoruz. Bu konuda ise Gümrük ve Ticaret Bakanlığı’nın desteğine ihtiyaç duyuyoruz. Sistem içerisinde evrak kontrollerinin yeterli olacağına inanıyoruz.Gümrüklere gelen paketler evrak kontrollerinin dışında, fiziksel kontrole tabii tutuluyor. Bu da gecikmeye neden oluyor. Fiziksel kontrollerin çok gerekli olmadığına inanıyoruz. Bu noktada desteğe ihtiyacımız var.
Röportaj
Az çalışayım, az kazanayım devri bitti
Armador Gemi İşletmeciliği Genel Müdürü Ebru Paylan Şenkaya
Armador Denizcilik, brokerlik ve armatörlüğün yanı sıra son yatırımı olan Dentaş Tersanesiyle birlikte bu alanda da faaliyet göstermeye başladı. Armador Gemi İşletmeciliği Genel Müdürü Ebru Paylan Şenkaya ile firmalarının geçmişten bugüne olan gelişimini, sektördeki ilerleyişlerini ve geleceğe yönelik hedeflerini konuştuk.
İ
ş hayatına 1992’de başlayanArmador Gemi İşletmeciliği Genel Müdürü Ebru Paylan Şenkaya, bu sene sektördeki 26. yılını kutluyor. İşimi çok sevdiğini dile getirenPaylan Şenkaya, “İşini severek yapan herkes mutlaka başarıya ulaşır. Zorlukla da karşılaşsam her zaman başım dik devam etmişimdir. Rahmetli babam kaptandı.
54 MAYIS - HAZİRAN
O yüzden daha çocuk yaşta sektöre girmenin çok artılarını gördüm” diyor. “Az çalışayım, az kazanayım devri bitti” Denizcilik sektörünün değişimlere çok açık olduğunu vurgulayan Ebru Paylan Şenkaya, şunları dile getiriyor: “Geçmişe baktığımda ne
kadar ciddi bir savaş verdiğimi ve halen veriyor olduğumu görüyorum. Tüm bu gayretlerimin sonucu başarıyı beraberinde taşıdı ama kavgalar ve direnmeler bitmedi, bitmez. Bizim sektörümüz değişikliklere çok açık ve devamlı öğrenmek zorundasınız. Çok hızlı değişen ve gelişen bir dünyadayız. Yerinde sayan, kendini geliştirmeyen, tempoya ayak uydur-
www.7deniz.net <
mayan ve frekansı yakalayamayanlar için sonuç kaçınılmaz. Az çalışayım, az kazanayım devri bitti. Zaten kriz döneminde çok çalışıp az kazanıyoruz dolayısıyla az çalışana, savaşını vermeyene ekmek yok artık. Devamlı değişmek, büyümek ve yenilenmek zorundayız.” “Gemi fiyatları çok yükseldi” Paylan Şenkaya, şu anda gemi fiyatlarının çok yükseldiğine dikkat çekiyor ve ekliyor:“Piyasalar gemi fiyatları noktasında koşmaya başladığı için gemi yatırımlarımızı durdurduk. Ancak bu süreç bizi tersane yatırımı yapmaya itti ve Dentaş Tersanesini aldık. Dentaş, orta boyutlu, tamir bakım-onarım ve yeni inşa yapılan bir tersane. Tersanenin hem havuzu var hem de 16 bin dtw’e kadar tamir bakım-onarım yapabiliyor. Havuza 144 metreye kadar gemi alabiliyoruz. 21,5 metre eninde, 148 metre boyundaYaklaşık 5 bin Light Ship’e kadar gemileri alabileceğiz. Havuzun bordosunda iskele gibi imkânlar da olacak.”
“Krizde ciddi büyüdük” “Armador Denizcilik kriz ortamında büyüyen bir firma. Krizler genelde küçük yatırımcının yolunu açıyor. Benim görüşüm ise; akıllıca davranırsanız krizlerde büyürsünüz! Çünkü kriz ortamı geçtiğinde zaten herkes her şeyi yapmaya başlıyor. Biz krizde ciddi büyüdük. Kriz öncesi dedveytimiz 40 bin dwt civarıyken şu anda 300 bin dwt tona yaklaştı” diyen ebru Paylan Şenkaya, şöyle devam ediyor, “Büyük gemilerimizle dünyanın her noktasına gitmeye çalışıyoruz. Supramax tarafında daha çok yeniyiz. Biraz daha dikkatli olup bildiğimiz rotalarda seyretmeye gayret ediyoruz. Genelde Avrupa bazlı, en fazla ise Arap Körfezi ve çevresinde gemilerimizi çalıştırıyoruz. Borçsuz ilerlemeye çalışan bir şirketiz. Filomuzdaki gemiler yaşlı değil. İyi bir seviyede devam ettiğimizi düşünüyorum.” “Yeni yatırımlarımız olacak” Armador Denizcilik, brokerlik ve armatörlüğün yanı sıra son yatırımıyla tersane ayağında da faaliyet
göstermeye başladı. Bu noktada Ebru Paylan Şenkaya, şu yorumu dile getirdi: “Ben her zaman iş hayatında borçsuz büyümekten yanayım. O yüzden bu süreç geçtikten sonra yeni yatırımlarımız da olacak. Ancak tersane yatırımımızdan sonraki yatırımımız muhtemelen gemi almak olacaktır. Amacım daha genç gemileri filoya katmak.Bu sebeple ‘Savaştıkça kazanırsınız’ sözü felsefem olmuştur.” “Yeni yönetim yeni bir kan olacak sektöre” Denizcilik sektöründe yaşanan değişimlere ilişkin görüşlerini dile getiren Paylan Şenkaya, “DTO’da eski yönetim de sektörümüze destek vermek için çabalıyordu. Şu anda yeni yönetim de aynı çabayı sarf ediyor. Bu noktada anlayışlar bence değişmedi. Ama hep yeni bir kan lazım derler ya işte yeni yönetim de yeni bir kan olacak sektöre. Oda çok rutindeydi. Yeni yönetim bir şeyler yapmaya başladıkça her şey daha aktif bir pozisyona geldi. İnşallah daha da iyi olacak” diyor.
MAYIS - HAZİRAN 55
Lojistik
Ne kadar büyürsek o kadar güçlü oluruz Globelink Ünimar Lojistik, Türkiye’de 8 ofis, 191 çalışanı, etkin olarak çalıştığı 29 ülkede 100’den fazla Globelink ofisi ve 200’ün üzerinde acente network’leri ile sektörün lider firmalarından biri olmanın bilinci ve sorumluluğuyla hareket ediyor. Bir araya geldiğimiz şirketin Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Cihan Yusufi, “Dünyanın her noktasından Türkiye’ye ve Türkiye’den dünyanın her noktasına hizmet verebilen bir yapımız ve geniş hizmet ağımız var. Yurtdışında geniş bir acente ağına sahibiz” diyor.
56 MAYIS - HAZİRAN
www.7deniz.net <
Globelink Ünimar Lojistik Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Cihan Yusufi hizmetlerini müşterilerimize sunmaya başladık. Ortaklık yapınızdan bahseder misiniz?
Öncelikle firmanız hakkında bilgi almak isteriz. Ticari hayatımıza Ünimar markasıyla 1994 yılında başladık. Markamızı sektörde farklılaştıran nokta, denizyolu parsiyel konteyner taşımacılığına odaklanmamız oldu. Ve zaman içinde kendimizi bu konuda çok geliştirdik. Şu anda denizyolu parsiyel taşımacılığında hem ithalat hem ihracat bazında Türkiye’nin lider firmalarından biriyiz. Dünyanın her noktasından Türkiye’ye hizmet verebilen bir yapımız ve geniş hizmet ağımız var. Yurtdışında geniş bir acente ağına sahibiz. İş hacmimiz büyüdükçe, parsiyel taşımacılığın da gelişmesiyle full konteyner, hava kargo, uluslararası karayolu taşımacılığı, iç dağıtım ve diğer entegre lojistiğin ürünleri olan lojistik
2011 yılında Singapur’ lu lojistik devi CWT Globelink PTE Ltd. ile yaptığımız ortaklık ile GlobelinkÜnimar Lojistik olarak yolumuza devam etmekteyiz. 1988 yılında kurulan CWT GlobelinkGroup, Asya pazarının en büyük NVOCC ağına sahip firmasıdır. CWT Globelink’in bağlı bulunduğu CWT LTD, 2014 yılında Forbes Asia’da ilk 50 şirket arasında yer aldı. GlobelinkÜnimar olarak halihazırda uluslararası denizyolu, havayolu ve karayolu ana hizmetlerinin yanı sıra depolama, yurtiçi dağıtımhizmetlerini kapsayan tüm entegre lojistik hizmetlerini sunuyoruz. Türkiye’de 8 ofis, 191 çalışanımız, etkin olarak çalıştığımız 29 ülkede 100’den fazla Globelink ofisi ve 200’ün üzerinde acente network’lerimiz ile sektörün lider firmalarından biri olmanın bilinci ve sorumluluğuyla hareket ediyoruz. Denizyolu, havayolu ve karayolu taşımacılığı yapılan, aklınıza gelebilecek her noktada bağlantımız ve ağımız var.
Altyapısı ve lojistik ağı güçlü bir firma olarak yeni yatırımlarınız olacak mı? Denizyolu parsiyel taşımacılığını şirketimizde her zaman ön plana çıkartıyoruz. Ama bunun yanında deniz, hava, kara ve diğer lojistik hizmetlerini de tamamlayıcı unsurlarıyla birlikte sunuyoruz. Yani depolama hizmeti… Gümrüksüz depo hizmetiyle ilgili yurtiçinde bir yatırımımız olacak. Gümrüksüz depoda bazı sektörlere kanalize olarak, bu firmaların hem uluslararası nakliye hem iç taşımaları, depolandıktan sonra da paketlenmesi ve iç dağıtımıyla ilgili A’dan Z’ye ihtiyacı olan tüm lojistik hizmetlerini verebilen bir şirket haline gelme planımız var.Bunu da 2020 yılı sonu itibariyle tamamlamış olmayı planlıyoruz. Müşterilerimiz ve yurtdışı acentelerimizden gelen talepler doğrultusunda biz de bu yönde yatırım yapmaya yöneldik. Firmanızın operasyon ağından bahseder misiniz? En önemli noktaya değindiniz. Lojistik, çok karmaşık bir iş modelidir. Bir yükü elleçleyebilmek için yaklaşık mi-
MAYIS - HAZİRAN 57
Lojistik
nimum 10 kontakta bulunuyorsunuz. Software programına en az 15 giriş yapıyorsunuz. İş düzenini sağlamak ve sürdürmek için çok mesai harcıyorsunuz. Tamamen emek gerektiren yoğun bir sektör. Burada bizim iki temel faktörümüz var: Birincisi software programı, ikincisi de kaliteli personel. Bunların ikisini optimum noktada iş süreçlerinizde buluşturabiliyorsanız ve bilimsel olarak analiz edebiliyorsanız o zaman farkınız ortaya çıkıyor. Çünkü bu işi herkes yapabilir ama mühim olan farklı yapabilmek. Farklılaşma da sadece bu noktada olabilir. Biz müşterilerimize çözümler sunarak ilerliyoruz. Sadece taşıma işlemiyle biten bir süreç değil bu. Onların maliyetlerini düşürecek çözümler sunmalıyız. Hem zaman hem de maliyet gözetilerek çözümler sunmak önemli. Lojistik sektörünün ihtiyacı olan nedir sizce?UTİKAD’da bu yönde nasıl adımlar atıyorsunuz? Lojistik sektörü genç, dinamik, çok hızlı değişen ve gelişen bir sektör. Ama sektörde gençlere daha çok ihtiyaç var. Lojistik sektörü Endüsrti 4.0 ile birlikte evriliyor. Ve çok farklı yerlere de gidecek. Sektörün bu gelişmeleriyakalaması lazım. O yüzden teknolojiyi kullanmak ve iş süreçlerimize dahil etmek için genç ve taze beyinlere ihtiyaç var. UTİKAD ise lojistik sektöründe çok büyük bir yelpazeye hizmet eden, 32.yaşını kutlayan bir dernek. Sadece denizyolu değil havayolu, karayolu, kurye, depo, gümrükleme, antrepo ve liman gibi bir-
58 MAYIS - HAZİRAN
çok iş dalına hizmet eden bir dernek. Bunları bir araya getirdiğiniz zaman çok ciddi bir potansiyelden bahsediyoruz. Çok ciddi istihdam yaratan, ekonomiye çok katkısı olan ve ekonomiyi büyüten bir sektör. UTİKAD, lojistik sektöründe vizyonu en geniş ve itici gücü olan bir dernektir. Biz bir bütünün parçasıyız. Lojistiğin geleceğiyle ilgili bütün üyelerimizi bilgilendiriyoruz. Görmelerini istediğimiz nokta ise; Türk yatırımcılar ve iş insanları olarak bizler de geleceğe hazırlıklı olmalıyız. Bunu da sunmak üzere 19 Eylül’de Geleceğin Lojistiği konulu bir zirve düzenleyeceğiz. Uzun zamandır planladığımız bir etkinlikti bu. UTİKAD, üyelerini dinamik tutmak ve bilgilendirme konusunda üzerine düşeni yapmaya gayret gösteriyor. Şu anda 442 üyemiz var ve bu sayıyı arttırma niyetindeyiz. Ne kadar büyürsek o kadar güçlü oluruz. O yüzden de üyelerimizi önemsiyoruz. Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkan Yardımcılığına DTO Başkanı Tamer Kıran seçildi. Hem bunun UTİKAD’a yansımasından hem de DTO seçim sürecinden bahsedelim mi? Ben UTİKADYönetim Kurulu’nun en taze üyelerinden biriyim. 2016 kasım ayında göreve geldim. Sağ olsunEmre Eldener Başkanımız bana Denizyolu Çalışma Grubu Başkanlığı görevini önerdi. Ben de memnuniyetle kabul ettim.Bu yönetim kuruluna girdiğim zaman tüm yönetim kurulu arkadaşlarımızın çalışma azmini gördüm. Sektörü gerçekten
daha üst bir noktaya getirme azimlerini çalışmalarını görünce ben de çok şevklendim. Ayrıca DTO seçimlerinde UTİKAD’ı temsilen 37. Komitede yer aldım. Tabi seçim sürecinde çok farklı bir ortamla karşılaştım.Her şeyden önce müthiş arkadaşlıklar kazandım. En başta 37. Komiteden Pınar Kalkavan,Hakan Çendik ve benimle birlikte 3 meclis üyesinin katılımıyla müthiş bir sinerji yakaladık.İnanılmaz güzel ve çok disiplinli çalıştık. Seçim sonuçları açıklanınca çalışmanın ne kadar önemli olduğunu çok net bir şekilde gördük. Tabi ki diğer komite üyesi arkadaşlara da çok büyük işler düştü. Onlar da canla başla çalıştılar. Her birine buradan ayrı ayrı teşekkür ediyorum. UTİKAD olarak DTO’dalojistik sektörünü temsil ediyoruz.Tamer Başkanımızın TOBB’da yer almasının önümüzdeki süreçte taşıma işleri organizatörlerine çok olumlu yansımaları olacaktır. Bu da artık biz lojistik firmalarının, TOBB’da da daha etkin var olacağımızın göstergesidir.Orada daaktif rol alacağız ve buda sektörün bütününe fayda getirecektir. Tamer Başkanın bizim sektöre verdiği önem, değer bizi çok mutlu etti. UTİKAD’ı temsilen,DTOmeclis ve komitelerinde yer almamız aynı zamandaEmre Başkanımızın da disiplin kurulunda yer alması bizi gerçekten gururlandırdı.Lojistik sektörünün önemli sorunları ve sıkıntıları var. Bunları DTO’nun desteğini de alarak gerekli mercilerde anlatabilmek bizim için çok önemli.
www.7deniz.net <
KOSDER var gücüyle Türk denizciliği için çalışıyor “Koster filomuzun yenilenmesi gerekliliği derneğimizin amaçları arasında ayrıcalıklı ve önemli bir paya sahip oldu” diyen KOSDER Başkanı Hüseyin Kocabaş, Dernek çatısı altında projeye inanan ve sektöre hizmet etmek isteyen armatör, işletmeci ve paydaşları bir araya toplayan KOSDER’in, filonun yenilenme ihtiyacını her daim gündemde tuttuğuna dikkat çekiyor.
C
iddi olarak 2000’li yıllarda ele alınmaya başlanan Türk Koster Filosunun Yenilenmesi Projesi, Koster Armatörleri Derneği adıyla 2000-2013 yılları arasında faaliyet gösteren dernek tarafından, o dönemde yatırım teşvik belgeleri alıyor. KOSDER Başkanı Hüseyin Kocabaş, “Lakin belgeler o dönemde kullanılamıyor. Ancak koster filomuzun devlet nezdinde yaşlandığı kabul görüyor” diyor. Koster Armatörleri ve İşletmecileri Derneği’nin (KOSDER) 2014 yılında kurulmasıyla birlikte de bambaşka bir sürece girildiğini ifade eden Kocabaş, “Koster filomuzun yenilenmesi gerekliliği derneğimizin amaçları arasında ayrıcalıklı ve önemli bir paya sahip oldu. Dernek çatısı altında projeye inanan ve sektöre hizmet etmek isteyen armatör, işletmeci ve paydaşları bir araya toplayan KOSDER, filomuzun yenilenme ihtiyacını her daim gündemde tuttu. Salih Zeki Çakır önderliğinde 2008’de kurulan ISTFIX-İstanbul Navlun Endeksi, filomuzun mevcut durumunu bilimsel verilerle ortaya koydu. Kurulduğu günden bugüne değin de Karadeniz ve Akdeniz’de kapsamlı ticari ve teknik analizler yapıyor. Açıkçası bu analizler, koster gerçeğinin devletin tüm kademelerinde bilinmesini ve kabul görmesinde çok önemli oldu. Tabii ki bunlar dışında yaptığımız Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığımız (UDHB), Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığımız (BSTB) ile birlikte yürüttüğümüz çalışmalar da var. Bizlerle birlikte projeye
KOSDER Başkanı Hüseyin Kocabaş
hizmet eden pek çok kişi ve kurumun emekleri neticesinde Türk Koster Filosunun Yenilenmesi Projesi 2017-2021 Stratejik Plana dahil edildi. Yakın geçmişte de projenin hayata geçeceği Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanımız Faruk Özlü tarafından duyuruldu” açıklamasını yapıyor. “Bu projenin ülke projesi olduğuna inandık” Önemli bir hususa da değinen Kocabaş, Dernek olarak her zaman iyi niyetlerini koruduklarını belirtiyor ve “Bu projenin ülke projesi olduğuna inandık ve bu inancımızı da bilimsel verilerle kamu tarafına ve sektörümüze sunduk. Karadeniz ve Akdeniz’i tekrar Türk gölü haline getirebilmek için birlikte hareket etmemiz gerektiğini savunduk. Ayrıca devletimizin de arkamızda olmasının hayati derecede önemli olduğunu dile getirdik. Niyet iyi olunca sonuçta ülkemiz ve sektörümüz adına güzel oldu” ifadelerine yer veriyor. “Ekonomi Bakanlığımız projeyi destekliyor” Projenin ilk etapta kamu ve özel sektör ortaklığıyla hayata geçirileceğini söyleyen Hüseyin Kocabaş, “Koster Denizcilik Yatırım A.Ş.’ye, Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı %49 ortak olacak. Yüzde 51’lik kısmı ise armatörler ve yatırımcılar üstlenecek. Burada Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığımız, hurda teşviki ile yaşlı gemilerin filodan ayrılmasını özendirecek. Diğer taraftan da Ekonomi
Bakanlığımız projeyi destekleyecek” diyor. Devletimizin armatör olarak kalmak gibi bir düşüncesi olmadığına dikkat çeken Kocabaş, ülkenin, projeyi hem desteklediğinin hem de teşvik ettiğinin altını çiziyor. Kocabaş, projedeki ayrıntıya ise şöyle dikkat çekiyor: “Buradaki hassas nokta denizcilik ve gemi sanayinde yerli malların kullandırılması. Ki böylece gemi inşa sanayine büyük katkı sağlayacak.” “Bu şirket ilerde borsaya bile girebilir” “Yüzde 51’lik kısma dönersek, burada herkes hisse sahibi olabilecek. Belki bu şirket ilerde borsaya bile girebilir” diyen Kocabaş, şeffaf ve güven veren bir yapıdan bahsettiklerini vurguluyor. KOSDER’i bu çatı kuruluşuna katma düşünceleri olduğunu belirten Kocabaş, “Lakin, Dernekler Yasası buna izin vermiyor. Bu konuda farklı bir yol izleyebiliriz. Üzerinde çalışacağız. Biz geçmiş dönemlere kıyasla daha şanslıyız. Çünkü Cumhurbaşkanımız, Başbakanımız, birçok bürokratımız deniz kökenli. Ne söylemeye çalıştığımızı direkt anlıyor olmaları buradaki en büyük avantajımız. Zaman bizim için kişisel menfaatleri arka tarafa itip, ülke ve sektör menfaatlerini ön plana çıkarma zamanı. Türk denizciliği ve ülkemiz ancak böylesi bir bakış açısıyla daha iyi noktalara gelebilir. Biz de bu konuda elimizden gelenin fazlasını yapmaya çalışıyoruz” diyerek sözlerini noktalıyor.
MAYIS - HAZİRAN 59
Röportaj
Yaf Diesel Yönetim Kurulu Başkanı Yusuf Kanıcı
Son kullanıcı ile üretici arasındaki sağlam köprü: Yaf Diesel Bir araya geldiğimiz Yaf Diesel Yönetim Kurulu Başkanı Yusuf Kanıcı, sektörün birçok alanında yatırımları bulunduğunu belirtiyor ve “Makine yedek parça ikmali ilk göz ağrımız ve ana is kolumuz. Bu sebeple zamanımızın ve yatırımlarımızın ağırlığı bu yönde olmaya devam edecek. Makine, elektrik ve yeni inşa tecrübelerimizi birleştirerek müşterilerimize sadece parça ikmali değil aynı zamanda denizcilik sektörünün birçok alanında danışmanlık da yapıyoruz” diyor. 60 MAYIS - HAZİRAN
www.7deniz.net <
Y
usuf Kanıcı, sektöre ticari olarak 2008 yılında gemi yedek parçası ve ekipmanları ikmali ile giriş yapıyor. 2000 yılından bu yana bizzat sektörün içinde olan Kanıcı, 4 yıllık gemi seyir tecrübesinden sonra tamire yöneliyor. Yanı sıra 4 yıl da Çin’de Türk armatörler için inşa edilen gemilere gözetmenlik de yapıyor. Yaf Diesel, bünyesinde kurulmuş 5 firma ile sektörün parca ikmali, makine tamir, gemi işletme ve yat kiralama alanlarında hızla büyümesini sürdürüyor. Kanıcı, başarılarını ise sattıkları hizmet ve ürünün, bilgileri ve tecrübeleri ile sonuna kadar arkasında durmalarına bağlıyor. Kanıcı, son derece özveriyle çalışan Yaf Diesel ailesinin bu başarıda çok emeğinin olduğunun altını çiziyor. Yaf Diesel’in sattığı ürün ve hizmetlerin sonuna kadar arkasında durmasını nasıl sağlıyorsunuz? Biz önceliklemümkün olduğu kadar direkt fabrikalar ile çalışıyoruz.Çünkü arada başka bir aracı firma olduğunda hem maliyetler artıyor hemde sattığınızüründen hiç bir zaman emin olamıyorsunuz, aracıya güvenmek zorunda kalıyorsunuz. Ancak bu şekilde ikmallediğimiz parçadan emin olup arkasında
durabiliyoruz. Bizim sektörde üretici ile son kullanıcının direkt çalışmasıçokmümkün değil. Gerek üreticifirmaların pazarlama departmanlarının olmaması gerekse son kullanıcının yaptığı alımların miktar olarak fabrikalar için yeterli olmamasından dolayı arada mutlaka bir yada bir kaçaracı firma oluyor.Yaf Diesel son kullanıcı ile üretici arasındaki tek köprüdür.Kısa ve sağlam birköprü. Ben Yaf Diesel’i kooperatif olarak görü-
yorum. Özellikle Türk armatörleri tarafından kurulmuş bir kooperatif. Onlara hizmet eden talep ve şikâyetlerine hem cevap veren hemde aracılık yapan bir kooperatif. Aslında Türk armatörleri tarafından kuruldu. Yaf Diesel’de, 2000 yılında ilk olarak gemilerinde çalıştığım Akbaşoğlu’nun hissesi vardır.Birleşik Denizcilik, Akut Elektrik, Kınay Group, Yardımcı, özellikle Canbaz Denizcilik ve Gülnak Denizcilik’in hisseleri vardır.
MAYIS - HAZİRAN 61
Röportaj on tarafından tahrik ile seyirdeki elektrik ihtiyacınıayrıca bir jeneratör çalıştırmadan karşılayan dolayısıyla tasarruf sağlayan bir projemiz var. Bunun benzeri birçok ekipman var tabiki fakat bizim sistemin özelliği; makinenin 100 devre kadar olan devir değişikliklerinde stabil elektrik üretebiliyor, 500 devirde 380 V üretirken makine 450 devre düştüğünde de 380 V üretmeye devam ediyor. Ayrıca gemilerde çalışmayı kolaylaştıracak birçok ekipmanın satışında da Türkiye’de öncü firmayız. birlikte çok defa 10-12 saatlik uçak yolculuğu yaptıklarını biliyorum. Tabi ki bu durum ağır parçalarda mümkün değil. Bunuda stok bulundurarak telafi ediyoruz. Turkiye stoklarımızda on binin üzerinde yedek parça bulunuyor. Kendimize ait özel antrepo ile hem stok maliyetlerini düşürüyoruz hem de çokhızlı teslimat yapabiliyoruz. Çin, Kore ve Japonya’dan her hafta düzenli olarak ikmaller yapıyoruz. Gümrük işlemlerinde de kendi teminatlıaracımız ve bünyemizdeki gümrük müşaviri ile gemiye kadar teslimi bizzat biz gerçekleştiriyoruz. Firmanızın Türkiye pazarına sunduğu, ön plana çıkan parça ya da ekipmanlarınız var mı? Tabi ki çalıştığımız diğer firmaların da... Ben her zaman bunu bilerek ve hatırlayarak takdir ettikleri sürece kaliteli ve dürüst hizmet olarak hisselerini ödemeye çalışıyorum.Bizim işimizi mükemmel yapmak için çok önemli bir sebebimiz var. Denize, müşterilerimize ve Yaf Diesel ailesine vefa borcumuz var. Yedek parça ikmalinde çok önemli iki unsur var: Kalite ve zamanında teslimat... Siz bu süreçleri nasıl organize ediyorsunuz? Kalite dediğinizde bizim aklımıza sadece yedek parçanın kalitesi gelmez. Kalite; doğru parça yada hizmeti zamanında ve doğru fiyat ile vermektir. Biz bu sebeple yurtdışında ofisler açıyoruz. Biz, gerektiği zaman 24 saatte Uzak Doğu’dan Türkiye’ye gemiye teslimat yapıyoruz ve birçok defa bunu yaptık. Türkiye veyurtdışı ofislerimizde çalışan arkadaşlarımız çok özverililer.Uçağa atlayıp parça ile
62 MAYIS - HAZİRAN
Elbette. Gemilerde çok önemli olan ve hemen hemen bütün limanlarda port state’lerin ilk olarak test ve kontrolünü istediği yangın alarm sisteminin sensörlerini test eden bir ekipmanımız var. YAF888 adını verdiğimiz bu ekipman, smoke heat ve flame sensörlerin testini yapıyor. Eskiden bu testler sprey, çakmak, saç kurutma makinesi gibi doğru olmayan yöntemlerle yapılıyordu. Artık port state’ler buna müsaade etmiyor. Ayrıca sprey tüplerin içindeki sıvı bir süre sonra sensörlere zarar verip çalışamaz hale getiriyor. Bizim ekipmanımız kuru duman çıkarıyor ve bir tüp ile 5 bin defa test yapabiliyorsunuz ki buda bir gemiye uzun yıllar yeterli olur. Üç yıldır satışını yaptığımız bu ekipmandan müşterilerimiz gayet memnun.Fiyatı da markette bulunan benzer ekipmanların yarısından daha az. Üstelik üçayrı sensoru tek bir ekipman ile test edebiliyorsunuz. Bir de bizim shaft jeneratör bulunmayan sabit kanatlı pervaneli gemiler için makinenin
Son olarak 2018 ve sonrası için denizcilik sektörüne yönelik değerlendirmenizi almak isteriz… Öncelikle ben yurtdışı ofislerimizden dolayı global pazarı da gözlemliyorum. Denizcilik sektörü olarak rakiplerimizin gerisindeyiz. Buna üzülüyorum. Fakat krizi birçok ülkeden daha iyi yönettik ve çok şey öğrendik. Öncelikle maliyetlerimizi düşürdük,çok uzun vadeli planların sektöre uygun olmadığını gördük. Türkiye’de sektörün ilerlemesi için daha çok paylaşmalıyız ve birlik olmalıyız. Ticari açıdan milliyetçi olmalıyız fakat maalesef yeteri kadar değiliz. Ben öncelikle armatörlerimizden ve sektör büyüklerimizden yerli firmaları desteklemelerini istiyorum. Genel olarak sektörden umutluyum. Bu yılın ilk çeyreğinde kötüdeğildi.İkinci çeyrekte daha iyi olacağını düşünüyorum. Önümüzdeki yıl krizden çıkmış olabilmeyi umut ediyorum.
“the gateway to the Blacksea”
Phone: +90 (0216) 695 20 70 Pbx • Fax: +90 (216) 695 20 72 Telefax: 25697 rese tr / 25419 butu tr • E-mail: info@transbosphor.com.tr İcadiye Mah. Cumhuriyet Caddesi Dündar Sokak No:19 34668 Üsküdar/İSTANBUL
Sörvey
Kontrolümüzde olmayan iş, bizim olmamıştır “Kontrolümüzde olmayan iş, hiçbir zaman bizim işimiz olmamıştır” felsefesi yatıyor Liva Marine Denetim Gözetim ve Danışmanlık firmasının şiarında... Bu sebepten dinamik bir ortamda kontrolünü kaybetmeden müşteri memnuniyetini sürdürülebilir hale getirmek en önemli hedefi. Bir araya geldiğimiz firmanın Genel Müdürü Cihat Yavuz Güler, “Dünyada artık sınırların kalktığı ve uluslararası rekabetin ön planda olduğu bütün sektörlerde işinizin adı ne olursa olsun, işinizi ne kadar severek ve benimseyerek de yapsanız, sonuçta yaptığınız iş ticari bir alışveriştir. İşletmeler de kar elde etmek ve büyümek isterler” diyor. 64 MAYIS - HAZİRAN
www.7deniz.net <
Liva Marine Genel Müdürü Cihat Yavuz Güler
me işlemleri başta olmak üzere denizcilik firmalarına her türlü danışmanlık hizmeti veren firmamız müşteri odaklı ve verimliliği esas alan bir yönetim anlayışıyla amatör ruhla profesyonel olarak çalışan genç ve dinamik bir ekipten oluşuyor. Faaliyet kapsamınız ve vermiş olduğunuz hizmetleriniz neler?
Öncelikle kendinizden ve akabinde firmanızdan bahseder misiniz? 6 yılı kaptan olmak üzere toplam 16 yıl denizde ticari gemilerde çalıştım. Daha sonra sektörde devlet kademesinde bayrak devleti ve liman devleti sörveyliği görevlerinde bulundum. Ayrıca özel sektörde de enspektörlük ve bayrak devletlerinden almış olduğumuz yetki kapsamında özel sörveylik hizmetlerinde bulundum. Sektörden edindiğim tüm bu bilgi ve tecrübeleri kendi markamız altında denizcilik sektörümüze yansıtabilmek için Cihat Yavuz Güler Liva Marine Denetim Gözetim ve Danışmanlık isimli firmamızı 2014 yılında faaliyete geçirdik. Gemilere yönelik sörvey ve belgelendir-
Uluslararası faaliyet gösteren firmamız denizcilik sektöründe gemilerle ilgili her türlü danışmanlık hizmeti, gemilere bayrak temsilciliği, klas temsilciliği ve sörveylik hizmeti vermektedir. Verdiğimiz bu hizmetler kapsamında Komor Adaları bayrak devletinin yetkili Türkiye şubesi ve Panama bayrak devletinin yetkili sörvey ve acente temsilciliği ile Phoenix Register of Shipping (PHRS) klas kuruluşunun Türkiye’deki tek şubesi olan İstanbul Ofisinin ortaklık seviyesinde temsilciliğini yapıyoruz. Asıl faaliyet alanımız gemi sörvey hizmetleri olmakla birlikte, gemi alım-satım işlemlerinden, deniz kazası incelemelerine kadar müşterilerimizin taleplerine göre çok geniş bir yelpazede her türlü konuda hizmet verebilmekteyiz. Liva Marine, vermiş olduğu hizmette, kalitesini nasıl ortaya koyuyor? ISO 9001, ISO 14001, ISO 10002 VE OHSAS 18001 kalite yönetim sertifikalarına sahip olan firmamızın şirket kültüründe çalışanların mutluluğu, müşteri odaklı hizmet anlayışı ve müşteri memnuniyeti esastır. Müşterilerimizin istek
ve ihtiyaçları doğrultusunda verdiğimiz hizmetler sonucunda, müşterilerimizin bizi kendi ekiplerindenmiş gibi görmeleri, yaptığımız işin ve verdiğimiz hizmetlerin asıl kalitesini gösteriyor. “Elimizde olanlarla nasıl hizmet verip kar edebiliriz” anlayışı yerine “müşterilerimiz nasıl bir hizmet almayı arzular, müşterilerimizi nasıl unutulmaz bir deneyim yaşatabiliriz” anlayışı ile hizmet vermeyi amaç edinen firmamız, işlerimizi bu şekilde kurguladıktan sonra bunu en verimli ve en karlı şekilde nasıl gerçekleştireceğimizi planlıyoruz. Müşteri portföyümüz genel olarak yerli olmakla birlikte, hem sörvey hizmetleri anlamında hem de proje bazlı yaptığımız çalışmalarda yabancı kökenli firmalar da portföyümüzde bulunuyor. Gelecek döneme ilişkin hedef ve planlamalarınızı öğrenmek isteriz. Denizcilik sektöründe şirketlerin artık haftada 7gün 24 saat hizmet beklemesi hizmet standartlarını her geçen gün biraz daha yükseltiyor. Müşterilerin bir şirketle yaşadığı olumlu deneyimleri diğer şirketlerden de beklemesi sektörü devamlı dinamik ve akışkan tutuyor. Böyle dinamik bir ortamda varlığımızı sürdürebilmek için akıntıya karşı değil, akıntıyla aynı yönde kontrolü kaybetmeden yüzmek gerekir. Verdiğimiz hizmetlerin kalitesi bize sürekli olumlu olarak dönüyor ve firmamıza olan talep her geçen gün artıyor. Benim her zaman ekibime söylediğim bir söz vardır: “Kontrolümüzde olmayan iş,
MAYIS - HAZİRAN 65
Sörvey hiçbir zaman bizim işimiz olmamıştır.” Bu nedenle, böyle dinamik bir ortamda kontrolümüzü kaybetmeden müşteri memnuniyetini sürdürülebilir hale getirmek en önemli hedefimiz. Dünyada artık sınırların kalktığı ve uluslararası rekabetin ön planda olduğu bütün sektörlerde işinizin adı ne olursa olsun, işinizi ne kadar severek ve benimseyerek de yapsanız, sonuçta yaptığınız iş ticari bir alışveriştir. İşletmeler de kar elde etmek ve büyümek isterler. Bizim planlarımızın odağında da hem müşterilerimizin hem de çalışanlarımızın mutlu olduğu sürdürülebilir ve kontrollü bir büyüme anlayışı yatar. Sektörde firmamızla aynı faaliyet alanlarında çalışan birçok firma var. Bu rekabet ortamında varlığınızı devam ettirebilmeniz, farklılık yaratabilmeniz için güçlü ve zayıf yanlarınızı, sektördeki tehdit ve fırsatları analiz ederek sürekli kendinizi yenilemeniz gerekir. Biz de bu bilinç ve anlayışla farklılıklarımızı ortaya koyarak, sektörde alanımızda lider firmalardan biri olabile-
66 MAYIS - HAZİRAN
ceğimize inanıyoruz. Bildiğiniz üzere DTO’da bayrak değişimi oldu. Bu konudaki görüşlerinizi de almak isteriz. Öncelikle, Başkanımız Sayın Tamer Kıran’ın liderliğinde “değişim ve yenilik” parolasıyla yola çıktığımız ve denizcilik sektörünün bütün paydaşlarını kapsayacak ve temsil edecek bir yönetimin bir parçası olmaktan onur ve gurur duyduğumu belirtmek isterim. Bildiğiniz gibi bu sene seçimler rekor bir katılımla gerçekleşti. Bu da bize, denizcilik sektöründeki tüm paydaşların temsilcilerini seçme konusunda ne kadar bilinçli olduklarını göstermekle birlikte, yaşamış oldukları sorunlara da farklı bir anlayışla çözüm aradıklarını da gösteriyor.“Hepimizin Odası Hareketi” DTO’nun kapılarını herkese açarak sorunların çözümünde tabana yayılan bir yönetim anlayışını gerçekleştirmeyi hedefliyor. Başkanımızın da değişik platformlarda ifade ettiği gibi
amacımız Türk Denizciliğinde yeni bir bakış açısı inşa etmek, Türk denizciliğinin kendi birikimlerinden güç alarak potansiyel kaynaklarını harekete geçirmek, dünya denizciliğinden hakkı olan payı almasını sağlamak ve itibarını daha yukarıya çıkarmaktır. Bizler de bu kutlu yolda bize verilen görevlerde üzerimize düşeni layıkıyla en iyi şekilde yapmak için istekliyiz, sabırsızız ve heyecanlıyız. Ülkemiz ve sektörümüz için tekrar hayırlı olsun. Son olarak sektöre mesajınız ne olur? Ülkemizde ve dünya genelinde gündem çok çabuk değişiyor. Denizcilik sektörünün gündemde hak ettiği yeri alabilmesi için bizler her zaman medyada deniz ve denizcilikle ilgili yayınların yayımlanmasının teşvik edilmesi, desteklenmesi gerektiğini düşünüyoruz. Bize kendimizi ifade edebilme adına bu fırsatı verdiğiniz için de 7Deniz Dergisi’ne teşekkür ederiz.
Röportaj
Tüm zorlukları el birliğiyle fırsata çevireceğiz Bakım- onarım faaliyetlerinin döviz kazandırıcı hizmetler kapsamına girmesiyle ihracat rakamlarının yükseleceğini ve bunun da ülkeyi daha da güçlü kılacağını ifade ediyor Gemi, Yat ve Hizmetleri İhracatçıları Birliği Başkanı Cem Seven… Bir araya geldiğimiz Başkan Cem Seven, “2016 yılında 972 Milyon USD ve 2017 yılında ise 1.332 milyar USD tutarında ihracat gerçekleştirdik” diyor.
Gemi, Yat ve Hizmetleri İhracatçıları Birliği, kısa süre önce bir bayrak değişimi yaşadı ve görevi Başaran Bayrak’tan devraldınız. Öncelikle bu konuda söylemek istedikleriniz var ise buradan başlamak isteriz? Nisan 2010’da kurulan birliğimizin ilk seçiminde Yönetim Kurulu Üyesi olarak görev aldım. 2014 yılındaki Seçimli Ge-
68 MAYIS - HAZİRAN
nel Kurulumuzda ise Başkan Yardımcılığı görevini üstlendim.2018 yılı nisan ayında gerçekleşen Seçimli Genel Kurulumuzda ise üyelerimizin teveccühü ile Başkan seçildim. Başaran (Bayrak) Bey, Yönetim Kurulumuz içinde Başkan Yardımcılığı görevinde bulunuyor.Kendisinin bilgi ve tecrübeleri bizim için çok önemli ve birikiminden istifade etme şansına sahibiz.
Hemen akabinde sene başında birlik olarak bir unvan değişikliğiniz de oldu. Artık bakım-onarım da döviz kazandırıcı hizmetler kapsamına girdi. Bunun yansıması nasıl oldu? Birliğimizin adı Gemi, Yat ve Hizmetleri İhracatçıları Birliği olarak değişmiş bulunuyor.Bu değişimde Başaran Bayrak’ın çok emeği var.Bakım- onarım faaliyetlerinin döviz kazandırıcı hizmet-
www.7deniz.net <
ler kapsamına girmesi ile ihracat rakamlarımız yükselecek ve bu da bizi daha da güçlü kılacak. Birlikten kuvvet doğar felsefemiz olmazsa olmazımız.
Şu anda ihracat yaptığımız ve siyasiekonomik nedenlerle yapamadığımız ülkelerin sektörümüze yansımasını değerlendirebilir misiniz?
Sohbetimize biraz da rakamlarla devam etmek isteriz. İhracat rakamlarımızın 2018’deki seyrini paylaşıp, bir önceki yıla göre nasıl bir durumda olduğunu anlatır mısınız? Sektör olarak ihracatta nasıl bir güzergahta ilerlemekteyiz?
Bölgemizdeki karışıklık sadece birliğimizi değil ama bütün ihracatçılarımızı etkileyen genele şamil bir problem. Bu karışıklık bazı devletleri siyasi olarak etkiliyor ve bizi algılamalarında değişikliğe yol açıyor.Körfez ülkelerindeki isteksizlik dikkat çekiyor.Barışın ve huzurun gelmesi ile bölge ülkelerinde yine ivme yakalayacağız.
Malumunuz, gemi inşa yıllara sari bir faaliyet ve bu nedenle mevcut yıl içinde içinde inşası sonlanmayan geminin teslimi sonraki yılın ilk ayında gerçekleşse bile gerçekleştiği yıl ihracat rakamına konu oluyor. Bazen teslimlerin büyük bir bölümü sonraki döneme birikiyor. Hal böyle olunca belli bir korelasyondan veya trendden bahsetmek yanıltıcı olabilir. 2016 yılında 972 Milyon USD ve 2017 yılında ise 1.332 milyar USD tutarında ihracat gerçekleştirdik.2018 yılının ilk 4 ayında ihracatımız istediğimiz düzeye henüz ulaşmadı.
Ülke olarak yakın geçmişte, yat üretimi ve ihracatında güzel bir rüzgar yakalamıştık lakin bunu devam ettirip ileriye taşıyamadık. Bu konudaki eksikliklerimiz neler? Eksiğimiz var diyemeyiz esasında. İhracatımızı etkileyen ve bizim kontrolümüzde olmayan birçok parametrenin gidişatı değiştirmesi söz konusu olan. 2008 senesinde tüm dünyaya yayılan kriz en çok denizcilik sektörünü etkiledi. Biz ise
Gemi, Yat ve Hizmetleri İhracatçıları Birliği Başkanı Cem Seven
MAYIS - HAZİRAN 69
Röportaj
krize rağmen, askeri projeler, römorkörler, ferryboatlar, balıkçı gemileri, ikmal gemileri, 24 metreye kadar olan yatlar ve mega yatlar konusunda önemli işler yaptık. Tamir kapasitemiz artarak 21 milyon DWT yıla, gemi ihracatımız ise yeniden 1 Milyar USD’nin üstüne çıktı. Sektörümüzün ihracatını etkileyen birçok parametre varlığından ve bizim kontrolümüzde olmadığından bahsetmiştik. Örnek verecek olursak, geçmiş yıllardaki petrol fiyatlarında düşme nedeni ile offshore drilling unit ve offshore gemileri talebi düşmüş ve dünya filosunun önemli bir bölümü atıl duruma gelmiş. Bu özel maksatlı gemiler için tersanelere verilen siparişler kayda değer düşüş göstermişti. Ne var ki son günlerde petrol fiyatlarındaki artış ve bu artışın kalıcı olma ihtimali, tersanelere offshore gemisi siparişi şeklinde de yansıyabilir. Gerek merkez bankalarının faiz artırma sinyalleri, gerekse ülkelerin daha korumacı olma eğilimine girmeleri bizi daha fazla çalışmamız, daha fazla pazarlama kanal ve tekniklerini kullanmamızı gerektiren, korumacılık ile daha fazla mücadeleedeceğimiz bir düzene getir-
70 MAYIS - HAZİRAN
mektedir. Kaliteli ürün ve müşteri memnuniyetine bir de alıcı için finans desteği sağlama zorunluluğu çıtayı yükseltmemizi gerektiriyor. İnsanımızın Hazerfen yapısı, yani elinden bin sanat gelmesi, ustalığı, azmi ve girişimciliği, bütün zorlukların üstesinden gelecektir.İnşallah, tüm bu zorlukları el birliği ile fırsata çevirmesini bileceğiz. Birlik olarak hedeflerinizden biri de sektöre sürdürülebilir ekonomik gelişmeyi sağlamak. Sene başında stopaj konusunda bir gelişme söz konusuydu. Buradaki son durum nedir? Gemi inşa faaliyetleri yıllara sari iş olarak değerlendirildiği için aynı inşaat sektöründe olduğu gibi halihazırda stopaja tabi.Tersanenin yurt içinden almış olduğu gemi inşa siparişi nedeni ile alıcıdan almış olduğu bütün iş avanslarından %3 stopaj kesintisi söz konusu; gayrimenkul inşası gibi değerlendir. Sektörümüzün inşaat sektöründen farklı dinamiklere sahip olduğunu ve stopajın uygulanmaması yönündeki isteğimizi Maliye Bakanımız Sayın Naci
Ağbal’a ilettik. Konuyu incelediklerini söylediler. Olumlu sonuçlanmasını arzu ediyoruz.
Yakın Denizler
Tam kurtardık derken, yine mi aynı sokağa girdik? Yılın ilk yarısını kapatmak üzereyiz. Ramazan ayını da atlattık sayılır. Herkes birbirine önce selam veriyor, sonra “Piyasayı nasıl görüyorsun?” diye soruyor, “Hayırlısı olsun” diyerek de başka bahse geçiyor.
B
u ayki yazımı şubat ayındaki öngörülerle birleştirerek okumanız ve onun bir güncellemesi olarak düşünmenizi tavsiye ederim. Bu yazıda hem beklentilerin aslında “en beklenmeyenler” hesaba katıldığında anlamsızlaştığını göreceğiz, hem de daha neleri “beklesek” daha iyi ederiz onu irdeleyeceğiz. Beklenmeyen gelişme 1: Dolar ve gelişen ülkeler
Engin Koçak ISTFIX Araştırma Müdürü ISTFIX – Research Director
72 MAYIS - HAZİRAN
Hepinizin malumudur, Karadeniz ve Doğu Akdeniz’de Amerikan Doları/
TL paritesinin ticareti vurmasıyla piyasa diye bir şey kalmadı. Örneğin Rus buğdayının tonu Türkiye’ye en yakın limana neredeyse 38-40 dolar civarından taşınıyordu. Birkaç haftalık bir süre zarfında bu 13-14 dolara düştü. 5.0006.000 ton taşımalarında Köstence’den çıkıp, Adriyatik girişine kadar taşınan yüklere verilen navlun şimdi Ukrayna limanlarından çıkıp Güney İspanya’ya taşınan yüklere veriliyor. O da geminizi bağlayabilirseniz. Bu durum elbette geçici hatta biraz da mevsimsel ama bu sene mevsimsel yavaşlama ticaretin başka bir faktörden
www.7deniz.net < etkilenmesiyle birleşti ve sert bir fren geldi. Ticaret erbabı ile konuştuğumuzda, büyük alıcı veya büyük satıcıların fiyatlardaki dalgalanmayı hazmetmek için fırsatları olmadığını görüyoruz. Yani Amerikan Doları/TL sabitlenemediği sürece maliyetlerini belirleyemeyen dış ticaret erbabı alımdan uzak duruyor. Aslında bu Amerikan Doları/Ruble gibi diğer pariteler için de geçerli. Hatta dikkatle izlenmesi gereken bir husus, ithalatçı ülkenin parası küresel para birimlerine karşı değer kaybederken, ihracatçı ülkelerinki değer kazanırsa, durum birbirine tam bir zıtlık teşkil edeceğinden işler daha da karışıyor. Bölgede de böyle oldu ve TL diğer paralardan daha hızlı değer kaybedince ticaret durma noktasına geldi. Bu tahılda da, çelikte de, gübrede de böyle. Neyi beklemeliyiz? Amerikan Federal Rezerv Bankası Fed bu sene en az iki defa daha faiz arttıracak. Bir tanesi hemen bu ay gerçekleşecek. Sonra da Eylül’de bir tane arttırabilirler. Amerikan 10 yıllık tahvillerinin
faizi yüzde 3’ün üzerinde kaldığı sürece para çıkışları devam eder. Beklenmeyen gelişme 2: Ticaret Savaşları (ya da “yağmasan da gürle!”) Yukarıdakinin üstüne bir de mayıs sonu itibariyle ilginç bir konjonktür var. Ticaret savaşları konusu yine çok ısındı. Amerika Birleşik Devletleri tam Çin ile arayı düzeltti derken, Avrupa Birliği, Meksika, Kanada’ya çelik ve alüminyum ithalatında vergi uygulamasını 1 Haziran itibariyle başlattı. Tüm ülkeler de ABD’ye karşılık vereceğini açıkladı. Üstüne Almanya’yla ilişkileri gerecek bir açıklamayla Deutsche Bank’ın ABD’deki operasyonlarını sorunlu olarak değerlendirdi. “Bu pilav daha çok su kaldırır” Karşılık veren ülkelerle beraber iş iyice derinleşebilir. Ama Trump bu belli olmaz, birden bire çark edebilir. Bu kotalar bence Karadeniz ve Akdeniz koster piyasasını doğrudan etkilemeyeceğe benziyor. Evvelce de söylemiştim, Avrupa Birliği’nin korumacı politikaları Türkiye’ye ve Mısır’a yarayabilir. Bu da koster ticaretine olumlu yansır temennisindeyim. Büyük tonaj için bir örnek olarak ama Çin ile ABD arasındaki bir gerginliğin bizim bölgemizdeki tahıl ticaretine de olumlu yansıması söz konusu olabilir.
MAYIS - HAZİRAN 73
Yakın Denizler
Çin’in Karadeniz’den mısır talebinin artması bölgedeki taşımacılık açısından iyi bir hareket getirebilir. Beklenmeyen gelişme 3: Avrupa yine mi karışıyor? (ya da “bu filmi görmüştük!”) Kuvvetli toparlanma sinyalleri veren Avrupa Birliği’ne nazar değdi. İtalya’da hükümet krizi her geçen gün ülkenin tahvillerinin daha da sert düşmesine ve birkaç güniçinde 200 milyar dolar üzerinde İtalyan varlığının satılmasına sebep oldu. Cumhurbaşkanı hükümetin kurulmasına en nihayetinde izin vermiş olsa da bu durum piyasalara İtalya’nın borçlarının ne kadar kritik olduğunu geri dönülmez biçimde gösterdi. Ayrıca İtalya’da popülist bir koalisyon iktidara geldiği için bütçeyi zorlayacak hatta Brüksel ile ilişkileri gerecek politikalar benimsenebilir. Diğer yandaİspanya’da Katalanlar ve Sosyalistler el ele vererek hükümeti hedef almaya başlamıştı. Bu yazı yazılırken hedeflerine ulaştılar ve MarianoRajoy hükümeti düşerek Sosyalist İşçi Partisi yerine geldi. Yani bir diğer Avrupa ülkesinde de tepkiyle gelen bir hükümet başa geçti. Bunun uzun vadeli etkilerini ancak zamanla göreceğiz. Bu arada Avrupa Birliği’nde imalat faaliyetlerinin artmaya devam ettiğini fakat ivmesinin haliyle biraz düştüğünü belirtelim. Neyi beklemeliyiz? İtalyan bankaları sıkıntılı…Ya da en
74 MAYIS - HAZİRAN
azından yatırımcılar pireyi deve yapacaklarından bir İtalyan bankası öksürse, bütün İtalyan bankacılık sistemini verem ilan edecekler ki bu da zaten son hareketlerden meydana çıktı. Eğer böyle bir şey olursa Avrupa Merkez Bankası Yunanistan’da alınan derslerle hareket edip sıkıntının önünü bence hızla alacaktır. Kabul, İtalya ile Yunanistan’ı kıyaslamamak lazım ama birden çok şey birbirine benzediğinden bu şekilde bir çıkarım yapmak da mümkün. Bonus: “İyi”havalar! Son olarak şubat ayındaki yazımda iyi havalara vurguyla başlamıştım. Yine aynı konuya vurgu yapmak istiyorum. İyi hava göreceli bir kavram…Mayıs sonunda Odessa Hububat ve Denizcilik Günleri konferanslarına katılma şansı yakaladım. Pek çok analist hala bu konunun kritik olduğuna vurgu yaptı. Hatta BIMCO analisti Peter Sand bile bundan kısaca bahsetti. İçinde bulunduğumuz birkaç hafta, tahıl hasadına günler kala Ukrayna, Rusya, Kazakistan gibi bu dönemde hasada başlayan tüm ülkeler için kritik. Yağmur yağmalı… Eğer bu kritik dönem “iyi” havalarla geçilirse, rekoltelerde ciddi düşüşler bekleniyor. Hep akılda tutmakta fayda var. Buğday ve mısır hasadında havaya bağlı anlık değişimler her zaman mümkün. Mesela ilk çeyrek sonunda beri Rusya buğday hasadının yeni bir rekor getirmese de geçen senenin yüzde 90’ını bulacağı konuşuluyordu. Şimdi bakın nelerden
bahsediyor. Belki siz bu makaleyi okurken o beklenen yağmurlar yağarsa yine iyi bir beklentiye dönüş olacak. Son söz Her ne olursa olsun, bence iyi ya da kötü ortaya bir tahıl hasadı gelince Karadeniz ve Doğu Akdeniz toparlanacak. Şu ticaret savaşları olayı da bence şu anda konuşulanların ancak yüzde 30-40’ının gerçekleşeceği onların da hemen yumuşatılacağı bir yöne girecek. Çelik konusunu tekrar gündeme getiriyorum, AB ile Rusya sürtüşmesi koster ticaretine hem bazı konularda zarar hem de çelik gibi konularda yarar getirecek. Bunlar benim çeşitli kaynakları okuyup analistleri dinleyerek vardığım şahsi düşüncelerim, umuyorum içinizde katılmayanlar olur ve kendi düşüncelerini aktarırlar. Ben de hep söylediğim gibi bu köşeden bir sonraki ay bunları sizinle paylaşabilirim.
C
M
Y
CM
MY
CY
CMY
K
Liman
Türk limanları konteyner taşımacılığında yükselişe geçti Konteyner taşımacılığında 2017’de 10 milyon TEU’yu aşarak rekor kıran Türk limancılık sektörü, 2018’in ilk çeyreğinde ise yüzde 18'lik artış sağladı. Globalde ilk çeyrek büyüme ise yüzde 3’te kaldı.
T
ürk limanları konteyner taşımacılığında atağa geçti. 2018’in ilk çeyreğinde limanlardaki elleçlenen yük miktarı yüzde 18 artış gösterdi. TÜRKLİM Başkanı İbrahim Dölen, ilk çeyrekte Türk limanlarının konteyner taşımacılığında yüzde 18 oranıyla globalden 6 kat fazla büyüdüğünü açıkladı. Dölen, globalde ilk çeyrek büyümesinin yaklaşık yüzde 3 olduğunu söyledi. Öte yandan transit taşımalarda ise büyüme ilk çeyrekte yüzde 30’a ulaştı. Türk limanları konteyner taşımacılığında büyümesini sürdürüyor Türk limancılık sektörü 2017’de yüzde 14.8 artışla 10 milyon TEU’yu aşarak rekor kırmıştı. 2018 yılında ise ilk çeyrekte 2.4 milyon TEU aşıldı. Türkiye Liman İşletmecileri Derneği (TÜRKLİM) Başkanı İbrahim Dölen, “Türk limanları konteyner taşımacılığında büyümesini sürdürüyor. İlk çeyrekte yüzde 18 büyüme sağladık. Globalden 6 kattan fazla büyüdük. Henüz globalde ilk çeyrek rakamları açıklanmadı ancak konteyner taşımacılığındaki büyümenin yüzde 2.5 ila yüz-
76 MAYIS - HAZİRAN
de 3 arasında olacağı öngörülüyor. Türk konteyner taşımacılığındaki bu gelişmeler yabancı yatırımcının da ilgisini artırıyor. Yeni oyuncular pazara giriyor” dedi. Bu büyümede ihracattaki artışın yanı sıra geçen yıl yaşanan ‘konteyner krizi’nin çözülmesi de etkili oldu. Uluslararası taşımacıların maliyet gerekçeleriyle hat sayılarını azaltması ve navlundaki yükseliş sonrası ortaya çıkan kriz için Avrupalı firmalar rekabet kurumlarına başvuru yapmıştı. İhracatı olumsuz etkileyen konuda Ekonomi Bakanlığı ve TİM de devreye girerek çözüm aramıştı. Dölen, 2017’nin başında konteyner taşımacılığında büyüme tahminlerini yüzde 18 olarak belirlediklerini ancak son ekonomik gelişmelerin bu rakamları değiştirebileceğini söyledi. Seçim ve kur artışı sonrası mayıs ayında limanlardaki yük hareketinin hız kestiğini dile getiren Dölen, “Yılsonu rakamlarını seçim sonrası ekonomideki gelişmeler belirleyecek” şeklinde konuştu. Transit taşımalar ilk çeyrekte yüzde 30 arttı Konteyner taşımacılığında Türkiye’nin
ilk çeyrek transit iş hacmi ise yüzde 30 artış gösterdi. Dölen atılacak bazı adımlarla bu büyümenin daha da hızlanacağını ifade etti. Dölen, dünyadaki örneklerinden farklı olarak Türkiye’deki limanlarda transit yüklerin bulunduğu bir konteynerin X-ray’den geçirilebildiğini, içindeki malın beyan edilenle aynı olup olmadığının kontrol edildiğini belirterek, “Yabancı armatör bu prosedürü anlamakta güçlük çekiyor. Türkiye’deki bu bürokrasi armatöre ek maliyet getirdiği gibi, zaman kaybı da yaşatıyor. Bu da yüklerin komşu ülkelere kaymasına neden olabiliyor. TÜRKLİM olarak bu konuda ilgili bakanlıklarla görüşme halindeyiz. Sektörde iş kaybına neden bu durumun çözülmesi gerekiyor” dedi. “Konsolidasyona ihtiyaç var” Türk limancılığının özel sektöre açılmasıyla sektörde kapasite sorununun aşıldığına dikkat çeken Dölen, “Deniz taşımacılığının dış ticaretimizdeki payı yüze 89. Türkiye’nin limanlardaki kapasite yetersizliği nedeniyle ihracat ve ithalatta sıkıntılar yaşanabiliyordu. Sektörün özel sektöre açılması ve özellikle son altı yılda yapılan yatırımlar sayesinde limanlarda kapasite sorunu yok. Hatta yüzde 48 kapasite fazlası var” dedi. Dölen, sektörde konsolidasyona ihtiyaç olduğunu vurgulayarak, “Dünyaya baktığımızda aynı liman bölgesi içinde terminal operatörlerinin olduğu bir sistem görüyoruz. Bizde ise aynı bölgede farklı şirketlerin aynı yük grubunda liman yatırımı var. Bu limanlar birleşme yoluna giderse verimlilik artacak, büyüme hızlanacaktır. Bu konuda devletin finansal desteği de önemli. Aksi halde ‘küçük olsun, benim olsun’ mantığını yıkmak kolay olmayacak” dedi.
www.7deniz.net <
DEDER’den Boğaz’a Çözüm Önerisi: Yüzer - Gezer Römorkörler
T
ürkiye’nin deniz alanları ve Boğazlarında deniz emniyetiyle ilgili çözümler önermeyi amaçlayan Deniz Emniyet Derneği, en son meydana gelen VITASPIRIT kazasından alınan dersler ışığında Türk Boğazları için ne gibi ilave tedbirler alınması gerektiği konusunda gerekli çözümü, sektör nezdinde tartışma ve değerlendirilmeye açmayı uygun gördü. VITASPIRIT kazasından sonra İstanbul Boğazı’ndan geçen gemilerin deniz, can, mal ve çevre emniyeti açısından oluşturduğu risk bir kez daha görülürken, sıfırlanması mümkün olmasa da bu riskin tolere edilebilir düzeye getirilmesi için çeşitli öneriler gündeme geldi. Boğazdan sadece belli büyüklükteki gemilerin geçmesi, çift makine daireli gemilerin geçişine izin verilmesi gibi öneriler yapıldı. Bilindiği üzere; İstanbul Boğazı’nda 1994 yılından itibaren ihdas edilmiş olan Trafik Ayırım Şeması yürürlükte olup, trafik ayırım şeritleri içinde seyir güçlüğü çekecek gemilerin boyutları belirlendi ve bu durum gerek ulusal gerekse konuyla ilgili Uluslararası Denizcilik Örgütü kural ve tavsiyelerinde yer aldı. Gemiler geçiş esnasında Boğaz içinde seyir zorluğu yaşıyor Gemilerin geçiş esnasında makine arızası, dümen arızası veya manevralarının
Türkiye’nin deniz alanları ve Boğazlarında deniz emniyetiyle ilgili çözümler önermeyi amaçlayan Deniz Emniyet Derneği(DEDER), en son meydana gelen VITASPIRIT kazasından alınan dersler ışığında Türk Boğazları için ne gibi ilave tedbirler alınması gerektiği konusunda çözüm önerisini içeren bir açıklama yayınladı.
kısıtlı olmasından kaynaklanan Boğaz içindeki seyir zorluğu yaşadığı, bunun sonunda kazaların meydana geldiği ve bu kazaların risk boyutu VITASPIRIT kazası ile ortaya çıktığı ifade edildi. İstanbul Boğazı’nın seyir için risk arz eden keskin dönüşleri, hızlı ve yer yer anaforlar ve girdaplar oluşturan akıntısı yanında bir diğer özelliği de çok derin olması ve derinliğin çoğu yerde sahile kadar devam etmesidir. Öyle ki çoğu yerde sahil şeridi adeta bir duvar gibi yükselmekte. Boğazda ortalama derinlik 60 metre. Bunun seyir emniyeti açısından anlamı pek çok bölgede gemilerin bir arıza yaşamaları halinde demir atmalarının çok güç olacağıdır. Yüzer-gezer römorkörler devreye alınıyor Bu nedenle, yukarıda değinilen güçlükleri yaşayan gemilere kısa sürede yetişerek iterek/çekerek yavaşlatılması, durdurulması ve yönlendirilmesini sağlayacak römorkörlerin Boğaz içerisinde belli bölgelere konumlandırılarak yüzer-gezer halde her an müdahaleye hazır bulundurulmaları kazaları engelleyebilecek en etkin çözüm olacağına dikkat çekiliyor. Gemiler açısından; • Geçiş yapan gemilerin mevcut kılavuz kaptan alma tavsiyelerine titizlikle uymaları;
• Boğaz girişinde baş ve kıç merkezden hızlı bir şekilde halat alıp buradaki güçlü bir babaya bağlayacak usta gemicileri hazır bulundurmaları Römorkörler açısından; • Büyükdere, Beykoz, İstinye, Küçüksu ve Bebek koylarında yüzer-gezer halde her an müdahaleye hazır durumda beklemeleri, • Arıza/seyir güçlüğü yaşayan gemiye en yakın iki noktadan gidip baştan ve kıçtan hızlı bir şekilde halat verip veya alıp gemiye frenleme, yavaşlatma ve yönlendirme yapmaları. Bu önlemin alınması halinde Boğazdaki mevcut riskin gemilerin kendi iç durumlarından bağımsız olarak dışarıdan müdahale ile azaltılarak kontrol edilebilir bir boyuta gelebileceğine inanılıyor. Bu öneri, gemilerin geçiş esnasında teknik bakımdan mutlaka uygun ve iyi durumda olmalarının esas olduğu ve bunun için bölgesel liman devleti uygulamalarının daha titiz yapılması gerektiği gerçeğini değiştirmiyor. Boğazda konuşlandırılacak yüzer-gezer römorkörlerin maliyetinin, Boğazı kullanan tüm gemiler tarafından ortak olarak karşılanmasının ise hakkaniyetli olacağı ifade ediliyor.
MAYIS - HAZİRAN 77
Haber
İMEAK DTO 1. Müşterek Meslek Komiteleri Toplantısı gerçekleşti
İ
İMEAK DTO 1. Müşterek Meslek Komiteleri Toplantısı gerçekleşti Toplantısı 30 Mayıs 2018 Çarşamba günü Büyük Kulüp'te gerçekleşti. Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı Müsteşarı Suat Hayri Aka toplantıda sektör sorunlarını yanıtladı.
MEAK Deniz Ticaret Odası 1. Müşterek Meslek Komiteleri Toplantısı 30 Mayıs 2018 Çarşamba günü Büyük Kulüp’te gerçekleşti. Toplantıya, Ulaştırma Denizicilik ve Haberleşme Bakanlığı Müsteşarı Suat Hayri Aka, Müsteşar Yardımcısı Ahmet Selçuk Sert, Deniz ve İç Sular Düzenleme Genel Müdürü Durmuş Ünüvar, Deniz ve İç Sular Düzenleme Genel Müdür Yardımcısı Okay Kılıç, Deniz Ticaret Odası Başkanı Tamer Kıran, DTO Meclis Başkanı Salih Zeki Çakır, Piri Reis Ünversitesi Rektörü Profesör Dr. Oral Erdoğan İMEAK Deniz Ticaret Odası Meslek Komiteleri, DTO şubeler ve temsilciliklerinden oluşan üyeler katılım sağladı. DTO bünyesinde yer alan tüm meslek komitelerinin sorunlarının dinlendiği Müşterek Meslek Komiteler Toplantı-
78 MAYIS - HAZİRAN
sı, İMEAK Deniz Ticaret Odası Meclis Başkanı Salih Zeki Çakır’ın açılış konuşmasıyla başladı. Daha sonra kürsüye Piri Reis Üniversitesi Rektörü Profesör Dr. Oral Erdoğan çıktı. Oral Erdoğan’dan sonra Deniz Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Tamer Kıran’ın katılımcılara ve konuklara yaptığı kısa bir konuşmasının ardından kürsüye Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Ahmet Selçuk Sert çıktı. Müsteşar Yardımcısı Ahmet Selçuk Sert Bakanlığın denizcilik sektörüyle ilgili yaptığı çalışmaları anlattığı konuşmasının ardından meslek komite temsilcileri kürsüye gelerek sorun dilek ve önerilerini paylaştılar. Toplam 25 temsilcinin söz aldığı konuşmaların ardından Ulaştırma Denizcilik
ve Haberleşme Bakanlığı Müsteşarı Suat Hayri Aka bütün konuşmaları ayrı ayrı yanıtladı. “İŞLETME İZİN SÜRELERİ KANGREN OLMUŞ BİR KONUDUR” Ön konuşmasının ardından komite temsilcilerinin dile getirdiği sorunları yanıtlayan Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı Müsteşarı Suat Hayri Aka, ilk olarak işletme izni konusuyla ilgili sorunlara yanıt verdi. Aka, işletme izni süresinin kangren olmuş bir sorun olduğunu dile getirerek şöyle devam etti: “İşte regülasyon ve irregülasyon burada devreye giriyor. Diyor ki bizden ruhsat istemeyin bizi serbest bırakın. Bırakalım da devletin bir düzenleyici, denetleyici rolü var.
www.7deniz.net < Her sene erteliyoruz çünkü yapılamamasının, işletme izni alamamasının temel sorunun ne olduğunu biliyoruz. Ana sorun imar! İmar yasasından önce inşa edilmiş tersanelerin sorunu tabi ki bu sadece tersanelere ve kıyı yapılarına ait bir sorun değil. Çözüm bulununcaya kadar da biz, yapamayanlar için sürekli yönetmeliğin uygulamasını ötelemek suretiyle zaman kazanmaya sizlere zaman kazandırmaya çalışıyoruz.” “O LİMANLAR BUGÜNÜN İHTİYAÇLARINI KARŞILAMIYOR” İdare olarak bu konuda ciddi adımlar attıklarını belirten Müsteşar Aka, “Çok sayıda liman eskidi. Buna devletin sahip olduğu limanlardan Haydarpaşa da dahil. O limanların önemli bir kısmında neredeyse 50 yıl önce inşa edilmiş rıhtımlar iskeleler var. Bu iskele ve rıhtımlar o günkü beton teknolojileriyle, demir çelik imkanlarıyla, mühendislik mimari kabiliyetlerle inşa edilmiş tesisler. O limanlar bugünün ihtiyaçlarını karşılamıyor. Geçmişten kaynaklanan bir altyapı bozukluğu var. Onları gidermek için süreler tanımaya, yeni belgelerle bu hususu aşmaya çalışıyoruz” diyerek hem işletme izinlerinde tersanelerin hem de limanların kabul edebilecekleri gemi büyüklükleriyle ilgili düzenlemenin arkasındaki amacın bu olduğuna dikkat çekti.
“İŞLETME İZNİ ULUSLARARASI REKABET GÜCÜ AÇISINDAN ÇOK ÖNEMLİ”
“AMERİKA VE ÇİN, DÜNYA EKONOMİSİNDEKİ HÂKİMİYETİNİ YÜKSELTTİ”
Aka, işletme izninin uluslararası rekabet gücü açısından çok önemli ve işletmelere lazım olduğunun bir kez daha altını çizdi. Aka, özellikle finansman ve sigortacılık nezdinde gerekli olduğunu belirtti.
Toplantıda söz alan Piri Reis Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Oral Erdoğan, küresel ekonomideki şu anki gelişmenin %3.9 civarında, dünya genel ortalamasınınbiraz üzerinde bir ortalamayı yakaladığını ve bunun bir süre daha sürme ihtimalinin yüksek olduğunu belirterek, “En büyük 10 ekonomiye baktığımızda da belirgin bir durum ortaya çıkıyor. Amerika ve Çin, dünya ekonomisindeki hâkimiyetiniyükseltti. Amerika zaten hakim durumundayken buna Çin’in de eklendiği görülüyor.Mevcut son 20 senenin verilerine göre gelişme devam ederse 2029 civarı Çin ve Amerika’nın milli gelirlerinin eşitleneceği durumu bekleniyor.Öyle bir durumda önümüzdeki süreçte gerilimin Amerika-Rusya’dan ziyade Amerika-Çin boyutuna doğru gittiğini daha fazla göreceğiz” açıklamasına yer verdi. 2018-2019 için büyüme öngörüleri olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Oral Erdoğan, “UTİKAD verilerine göre dünya deniz taşımacılığının yıllık ortalamasında %3.2oranında artış, tanker filosu açısından deniz taşımacılığında%1.2 artış, konteynerdeise %5.6 kadar artış bekleniyor” dedi.
MAYIS - HAZİRAN 79
7Deniz Dergisi Abone Formu Name, Surname / Adı Soyadı: Title / Ünvan: Company / Firma: Address / Adres: Post/Zip Code / Posta Kodu: Country / Ülke: Vergi Dairesi ve No: Phone / Tel: E-Mail / E-Posta:
City / Şehir: Fax / Faks:
Yıllık Abonelik Ücreti olan 120 TL’yi aşağıdaki hesap numarasına yatırıp makbuz kopyasını bu formla tarafımıza ulaştırmanızı rica ederiz. HESAP BİLGİLERİMİZ İş Bankası - Yeldeğirmeni Şubesi Hesap No: 1061-0540427 IBAN TR910006400000110610540427 7 Deniz Basın Yayın Reklam, Danışmanlık, Turizm ve Org. Tic. Ltd. Şti. Osmanağa Mah. Reşit Efendi Sok. No: 66/22 Kadıköy / İstanbul Tel: 0216 550 55 46 • GSM: 0535 019 21 08 www.7deniz.net • e-mail: info@7deniz.net • 7denizdergisi@gmail.com
Hedef güçlü bir sektörü yaratmak.
OCAK-ŞUBAT • | 79 |
Türk denizcilik sektörünün güncel haber portalı 7 DENİZ