Fiyat: 20¨ Yıl:6 Sayı: 34 Temmuz - Ağustos 2018
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Mehmet Cahit Turhan
Sektörün içi rahat olsun! Denizcilik Bakanlığı daha da güçlü olarak yerinde duruyor
Prof. Dr. Soner Esmer
Konteyner taşımacılığında karlılık nasıl arttırılır?
Hüseyin Mengi
Mengi Yay ödüllere doymuyor
Çağrı Uzmen
Türkiye’nin ilk ve tek denizcilik kümelenmesi “HİSER”
“Worldwide Marine Lubricants Service”
İÇİNDEKİLER
18
18
Sektörün içi rahat olsun! Denizcilik Bakanlığı daha da güçlü olarak yerinde duruyor
24
Tersaneciliğe yeni bir dinamizm lazım
28
2023 ihracat hedefi yıllık 200 milyon dolar
32
Hakan Gürsu ve Designnobis ekibi 4 ödülle döndü
34
Konteyner taşımacılığında karlılık nasıl arttırılır?
38
Mengi Yay ödüllere doymuyor
42
Müşteri memnuniyeti bu işin olmazsa olmazı!
46
Bir kaptana formen ve barmen İngilizcesi yeter mi?
50
Sektörümüzün ihracat lideriyiz
54
Deniz, hayatla olan bağımdır
Reklam ve Abone reklam@7deniz.net
58
İletişim adresi Osmanağa Mah. Reşit Efendi Sok. No: 66/22 Kadıköy / İstanbul Tel: 0216 550 55 46 e-mail: info@7deniz.net
Milli duygularla işimizi yapıyoruz
62
Hopaport bölge iş dünyasına hizmette sınır tanımıyor
64
Türkiye’nin ilk ve tek denizcilik kümelenmesi “HİSER”
68
Yakında Bu İsmi Sıklıkla Duyacaksınız “DIESEL SWITCH”
72
Hem zaman kazandırıyor hem de konforlu seyahat imkânı sağlıyor
Yönetim 7 Deniz Basın Yayın Reklam, Danışmanlık, Turizm ve Org. Tic. Ltd. Şti. adına İmtiyaz Sahibi ve Genel Yayın Yönetmeni İbrahim Kocamış ibrahim@7deniz.net Genel Yayın Koordinatörü Derya Altuntepe derya@7deniz.net
38
Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Çilem Kocamış cilem@7deniz.net Katkıda Bulunanlar Harun Şişmanyazıcı Prof. Dr. Soner Esmer Burak Keçeci Görsel Yönetmen Polat Sarıgül polatsarigul@hotmail.com Yayın Danışma Kurulu Can Besev Kapt. Kubilay Ulucan, Kapt. Mustafa Can Prof. Dr. Ahmet Dursun Alkan, Prof. Dr. Güldem Cerit Semih Ege, Engin Koçak Prof. Dr. Soner Esmer Serhat Barış Türkmen Temsilcilikler ABD Temsilcisi: Kapt. Kubilay Ulucan, İskandinavya Bölge Temsilcisi: Semra Dag Hınd
CTP ve Baskı Creative Basım Ltd. Şti. Litros Yolu 2. Matbaacılar Sitesi ZD1 Topkapı-İstanbul Tel: 0212 709 75 25 Yayın Yerel - Süreli Yayın 7deniz Dergisi’nde yayınlanan tüm yazı ve fotoğrafların hakları, logosu ve isim hakkı 7 Deniz Basın Yayın Reklam, Danışmanlık, Turizm ve Org. Tic. Ltd. Şti.’ye aittir. İzinsiz hiçbir yerde kullanılamaz. Yayımlanan ilanların sorumluluğu sahibini bağlar.
50 54 64
Editör rına çözüm bulmuştur. Kendisine, Türk denizciliği adına sonsuz şükranlarımızı sunuyor, saygımız ve sevgimizle birlikte her zaman sürecek gönül borcumuz olduğunu bir kere daha dile getirmek istiyoruz. Madem buradan başladık söze, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 114. Maddesi gereğince 22Temmuz 2007 genel seçimleri öncesi bağımsız Ulaştırma Bakanı olarak görev almış İsmet Yılmaz ki bilindiği üzere Milli Savunma ve Milli Eğitim Bakanlığı görevlerini de yürütmüştür. Kendisi, İstanbul Teknik Üniversitesi Denizcilik Fakültesi Makine Bölümü ve İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi mezunudur. İsveç Dünya Denizcilik Üniversitesinde Gemi İşletmeleri Teknik Yönetimi yüksek lisansı vardır. Ayrıca hukuk alanında da yüksek lisans ve doktora yapmıştır. Kamu ve özel sektörde 20 yıl görev almıştır. İyi bir eğitim almanın çok ötesine kendisini taşıyabilmiş, başarısını devlet görevlerinden çok daha önce kanıtlamış biridir. Oradan geleyim İstanbul Teknik Üniversitesi Gemi İnşaatı ve Deniz Bilimleri Fakültesi ile Milli Güvenlik Akademisi’ni bitiren Ahmet Arslan’a. Denizcilik Müsteşarlığı Daire Başkanlığı, Genel Müdür Yardımcılığı ve Ulaştırma Bakanlığı Demiryolları, Limanlar ve Hava Meydanları İnşaatı Genel Müdürlüğü görevlerini yürüten Arslan, Türk Dünyası Mühendislik Ödülü ile Negatifi Pozitife Çevirenler Yılın Bürokratı (2010) ödülünün sahibidir.
Bağlan sözüne candan, ahde vefa imandan
Üstadımızın Necip Fazıl Kısakürek’in sözünü dinleyerek birkaç kelam etmek isterim. En başta; Türk denizcilik tarihinde, uzun zamandan sonra sektörü, geleceğe dair heyecanlandıran, umut veren, başarılı olabileceğimize inandıran,denizci, siyasetçi, bürokrat ve yöneticilerle çalışabilmiş kişiler olduğumuzu unutmayalım. Bugün denizcilik sektörümüz, milli ve yerli projeleriyle sadece ülkemizde değil, dünya ülkeleri içerisinde adını telaffuz ettirebiliyor ise ne hiçbir şirket ne de hiçbir birey bu başarıyı tek başına kendine mal etmesin. Yanlış anlaşılmasın, bu sadece devlet destekli projeler için geçerli de değil. Eğer ki sektör olarak yurt dışına açılabilmeyi, bambaşka diyarlarda yatırım yapabilmeyi, stratejik ortaklıklar kurabilmeyi başarmış ya da yapmayı hayal etmişsek bile bunda bugün Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı olan ülkemizin 27. Başbakanı ve 58, 59, 60, 61. Hükümetlerde Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı olarak yıllarını vermiş Binali Yıldırım’ın sonsuz katkıları bulunuyor. Bu arada bilmeyenler için bir dipnot düşeyim, kendisi Türkiye Cumhuriyeti’nin en uzun süre görev yapan Ulaştırma Bakanıdır. Denizci olması ise sektör için paha biçilemez bir şans olmuştur. Meramımızı dinlemekte yüz adım öteye gitmiş, eğitimi ve profesyonel iş yaşamının yansıması vesilesiyle sektörü anlamış, sorunla-
6 TEMMUZ - AĞUSTOS
Herkes çıkarsın şapkasını koysun önüne. Bu isimlerin hepsi, görevlerini layıkıyla yerine getirmiş, görev adamı olmuş, makamının hakkını hem eğitimleri hem de gerek profesyonel iş yaşamları gerekse de kamuda aldıkları görevlerle çoktan hak etmiş kişiler. Gak guk etmeye gerek yok! Başarıyı kendimize, başarısızlığı da ülke yönetimine atmayı çoğu zaman en kolay yol olarak görüyoruz. Devekuşu misali kafamızı kuma gömmeyelim. Bir şöyle bakarsak etrafımıza gerçek ayan beyan ortada. Denizcilik sektörü şanslıydı hem de az buz değil. Denizci kökenli isimler, devletin en üst kademelerinde aynı zaman dilimi içerisinde yer aldılar. Çok uzatmayayım ve boynumuzun borcu olan teşekkürü, Habib Soluk, Lütfi Elvan ,Özkan Poyraz ve Feridun Bilgin’e de ederek devam edeyim… Kapısını sektör olarak her daim çaldığımız, denizcileri hiçbir zaman yalnız bırakmayan ve geri çevirmeyen Suat Hayri Aka gibi bir Müsteşar tanıdık biz. Hızır Reis Deniz gibi Kıyı Emniyeti Genel Müdürümüz oldu. Tek kelimeyle adı gibiydi. Sadece darda kaldığımızda değil, her anımızda bizleydi. Uluslararası Seyir Yardımcıları ve Fenerler Otoriteleri Birliği (IALA) Konseyi üyeliğine seçilen Hızır Reis Deniz, uluslararası düzenlemelerde de söz sahibi olmamızı sağladı. Az buz başarılar değil bunlar. Oturduğun yerden kazanılmıyor. Emekle, bilgiyle, yetenekle oluyor. .. Yıllar geçse bile unutulmayacağına inandığım denizci bürokrat, siyasetçi ve yöneticiler gördük. Her birinin yaptıklarını kendi bakış açımıza göre değerlendirsek bile Türkiye Cumhuriyeti’nin son yıllarda sadece denizcilik değil, her bir alanda attığı adımlar ortada. Ve bu adımların hepsinde,burada yazdıklarım dışında pek çok kişinin katkısı olduğu da gerçek. Bugün yazmamış olsak bile inanıyorum ki yarınlarda yaptıklarıyla çok daha uzun yıllar hepsini anmaya devam edeceğiz… Bu başarılı brokratlarımızın yarattığı değerlerin üzerine bir tuğla da yeni Bakanımız koyuyor. Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Mehmet Cahit Turhan’ın bu sözü her şeyi ifade ediyor: “Denizcilik özellikle 2011 yılından sonraki süreçte çok daha hızlı büyüdü ve gelişti. Hem de küresel anlamdaki tüm olumsuzluklara rağmen… Şu anda da Bakanlığımızın ismi her ne kadar Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı olsa da denizcilik sektörü Bakanlık içerisinde her zamanki önemini korumaya devam ediyor. Hatta çok daha önemli bir hale geldi. Sektörün içi rahat olsun. Denizcilik Bakanlığı daha da güçlü olarak yerli yerinde duruyor” .
İbrahim Kocamış
Kısa Kısa DP World, Unifeeder'i 660 milyon Euro'ya satın aldı DP WORLD, Unifeeder Group’un yüzde 100 hissesini Nordic Capital Fund VIII ve diğer azınlık hissedarlarından 660 milyon Euro'ya (764 milyon dolar) satın aldığını açıkladı. 1977 yılında Danimarka’da kurulan Unifeeder, 2017 yılında 510 milyon euro gelir elde ettiğini açıklamıştı. Group, Avrupa’da yıllardır faaliyet gösteren konteyner taşımacılığında önemli bir isim ve yaklaşık 100 limanda hizmet veriyor. Şirket, denizyolu taşımacılığını, karayolu ve demiryolu ağlarıyla birleştiren çok çeşitli çözümler sunuyor. Unifeeder, kısa dönemli olarak kiralanmış 60 konteyner gemisiyle 3.2 milyon TEU yük taşıyabiliyor. Satın alımın yıl sonuna kadar gerçekleşmesi bekleniyor. Jefferies Financial Group, satışta Unifeeder’in finansal danışmanı olarak görev yaptı.
Gemi endüstrisi yılda 80 bin yeni mürettebat alacak GÜNÜMÜZDE, dünya çapındaki gemi endüstrisi tahmini 250 bin denizciyi istihdam ettiği bildirildi. Yeni gemilerle birlikte ciro artırmak için yılda 70 bin yeni mürettebat ve görevlinin işe alınması gerektiği vurgulanıyor. Emekli olan veya ayrılan personelin yerine yeni mürettebat alınması ve hizmete giren yeni gemiler için yılda 10 bin personel daha alınması gerektiğine dikkat çekildi. Bu ise önümüzdeki 10 yıl boyunca gemi endüstrisine her yıl 80 bin yeni mürettebat ve görevli alımı anlamına geliyor. Gemi endüstrisi için Filipinler, Endonezya, Hindistan ve Karayip adaları genellikle hizmet eden mürettebatın tedarik edildiği ülkeler oluyor. Ayrıca İtalya, İngiltere, Hollanda, Almanya, Norveç, İsveç ve Hırvatistan ise gemideüst düzey görev yapan memurlar için büyük iş fırsatlarını oluşturuyor. Buna ek olarak, ortaya çıkan yeni ülkeler olarak Myanmar, Tayland, Vietnam, Çin mürettebat için kaynak pazarlar olarak araştırılıyor.
Sahil Güvenlik Komutanlığı'na atama CUMHURBAŞKANI Recep Tayyip Erdoğan'ın imzasıyla Resmi Gazete'de yayımlanan Cumhurbaşkanı kararlarına göre, Sahil Güvenlik Komutanlığı mensubu Albaylar Ahmet Kendir ve Cengiz Fitoz, 3 sayılı Cumhurbaşkanlığı kararnamesinin 10. ile 11. maddeleri gereğince Tuğamiral rütbesine terfi ettirildi.Resmi Gazete'nin 13/08/2018 sayısında, 3 sayılı Cumhurbaşkanlığı kararnamesinin 11'inci maddesi gereğince Tuğamiral Ahmet Kendir'in Sahil Güvenlik Komutanlığı'na; Tuğamiral Cengiz Fitoz'un ise Sahil Güvenlik Komutan Yardımcılığı'na atandığı duyuruldu.
8 TEMMUZ - AĞUSTOS
“We safeguard environment & the ships”
SURVEY & CONSULTANCY SERVICES LTD. Panorama Velpark Residence Carsi Mahallesi Feraset Sokak No.4 Kat.16 D.107 Yakacik 34876 Istanbul / TURKEY Phone: +90 216 451 39 39 • Mobile: +90 541 372 48 25 info@livamarine.com / www.livamarine.com
RIGHT DECISION, EXACT SOLUTION…
Liva Marine is offering; • • • • •
fast and economic solution for incorporation of offshore company. extensive flag registration with competitive prices technical support and expert technical evidence witnessing. assist to issues relating to STCW requirements regarding endorsements and certification of officers and crew. classification services under Phoenix Register of Shipping.
Liva Marine provides services to its customers for following marine surveys; • Flag Registration • Classification of Surveying • Bunker Surveys • Cargo Inspections • Casualty Surveys & Accident investigations • Draft & Deadweight Surveys • Hull & Machinery Surveys • On Hire/Off Hire surveys • P&I Surveys • Pre-Loading&Tally • Pre-Purchase and Condition survey • Yacht Surveys (Condition and valuation)
TURKEY BRANCH OFFICE Panorama Velpark Residence Carsi Mahallesi Feraset Sokak No.4 Kat.16 D.107 Yakacik 34876 Istanbul / TURKEY • Phone: +90 216 3096392 • turkey@phrs.gr / www.phrs.gr
Kısa Kısa İMEAK DTO'dan Binali Yıldırım'a 'Üstün Hizmet Nişanı'
DTO Bodrum Şubesi'nin yeni hizmet binası törenle hizmete girdi İMEAK DTO’nun Bodrum şubesi yeni hizmet binasını törenle hizmete girdi. Açılışa İMEAK DTO Başkanı Tamer Kıran, Başkan Yardımcısı Recep Düzgit, Yönetim Kurulu Üyesi Başaran Bayrak, Meclis Başkan Vekili Kenan Türkantos, Başkanlık KatibiS.Barış Türkmen, Bodrum Belediye Başkanı Mehmet Kocadon, Bodrum Kaymakamı Bekir Yılmaz, Milas Kaymakamı Eren Arslan, Bodrum Ticaret Odası Başkanı Mahmut Serdar Kocadon, çok sayıda Deniz Ticaret Odası Meclis Üyesi ve davetliler katıldı.
TÜBİTAK Başkanı'nın katılımıyla istişare toplantısı DTO'da yapıldı TÜRKİYE Bilimsel ve Teknolojik Araştırmalar Kurumu “TÜBİTAK” Başkanı Prof. Dr. Hasan Mandal, ekibi ve üniversitelerin rektör ile dekanlarının da katılım gösterdiği istişare toplantısı 5 Temmuz 2018’de Deniz Ticaret Odası Meclis Salonu'nda gerçekleşti. Denizcilik ve Deniz Teknolojilerini Araştırma ve Geliştirme konularındaki mevcut potansiyeli ortaya çıkarmak ve karşılıklı işbirliği imkanlarını daha da üst seviyelere taşımak için istişare toplantısı İMEAK Deniz Ticaret Odası Meclis Salonu'nda yapıldı. Toplantıya, Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırmalar Kurumu (TÜBİTAK) Başkanı Prof. Dr. Hasan Mandal, ekibi ve üniversitelerin rektör ile dekanları katılım gösterdi.
10 TEMMUZ - AĞUSTOS
İMEAK DTO Ağustos Ayı Olağan Meclis Toplantısında 'ahde vefa'nın en güzel örneklerinden biri yaşandı. Ulaşım sektöründe gerçekleştirdiği birbirinden önemli projelerle taraflı tarafsız herkesin takdirini toplayan eski Ulaştırma Denizcilik ve Habercilik Bakanı, Türkiye Cumhuriyeti'nin son eski Başbakanı ve Partili Cumhurbaşkanlığı sisteminin ilk Meclis Başkanı Binali Yıldırım IMEAK DTO tarafından unutulmadı. Vefanın sadece bir semt adı olmadığını, yapılan çalışmaların her daim onurlandırılması gerektiğini ifade eden İMEAK DTO Yönetim Kurulu Üyeleri, Ulaştırmanın efsane Bakanı, eski ve son Başbakan Binali Yıldırım'ı unutmadı.Ahde vefayı kendine ilke edinen İMEAK DTO Yönetim Kurulu Başkanı Tamer Kıran söz alarak yeni TBMM Başkanı Binali Yıldırım'a İMEAK Deniz Ticaret Odası tarafından denizciliğe yaptığı katkılar adına “Üstün Hizmet Nişanı” verilmesini gündeme getirdi. Karar İMEAK DTO Meclisi tarafından onaylandı.
Savunma Sanayii Başkanı katıldı IMEAK DTO Ağustos Ayı Olağan Meclis Toplantısında Savunma Sanayii Başkanı Prof. Dr. İsmail Demir de katılım sağladı. Prof. Dr. İsmail Demir, Askeri Fabrikalar ve Tersaneler AŞ. (ASFAT AŞ.) kurulduğunu belirterek ASFAT AŞ'nin mutlaka özel sektörle birlikte yol almasını; salt kamu tarafının bu işte olmaması gerektiğini vurguladı.
Savunma Sanayii Başkanı Prof. Dr. İsmail Demir
Kısa Kısa 2019 Dünya Denizcilik Günü teması 'Denizcilik Topluluğunda Kadınları Güçlendirmek'
IMO Genel Sekreteri KitackLim'in önerisiyle, 2019 Denizcilik Günü Teması belirlendi. Bu tema, Birleşmiş Milletler'in Sürdürülebilir Kalkınma
Hedefleri (SDG's) doğrultusunda toplumsal cinsiyet eşitliği bilincinin artırılması ve dünyadaki kadınların denizcilik sektörüne gösterdiği
önemli katkıların vurgulanmasına sağlayacak. IMO Genel Sekreteri KitackLim, "IMO, ‘Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri’ne ulaşmaya yardımcı olmak için güçlü bir bağlılığa sahip kadınların hem kıyı temelli hem de denizaşırı operasyonlara katılımlarını desteklemeye devam ediyor. ‘SDG 5’ kapsamında belirtilen hedefler doğrultusunda; 'Toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanması ve tüm kadınların güçlendirilmesi amaçlanıyor" dedi. Bu temanın önderliğinde IMO, denizcilik idarelerinde limanlarda ve kurumlarda kadınlar için kariyer fırsatlarını teşvik etmeyi ve denizcilik sektöründe cinsiyet eşitliği sağlamayı hedefliyor.
7deniz Dergisi Genel Yayın Koordinatörü Derya Altuntepe’nin mutlu günü
Galataport Projesi'nde çalışmalar hızlandı GALATAPORT adıyla bilinen Salıpazarı Kruvaziyer Limanı Projesi’nde çalışmalar sürüyor. Yıkılması tepkilere neden olan tarihi yolcu salonunun olduğu bölümde çalışmalar hızlandı. Projede son olarak bir süre önce taşınan İstanbul Modern Sanat Müzesi'nin bulunduğu 4 Numaralı antrepo da yıkıldı. Karaköy Rıhtımı’ndan Mimar Sinan Üniversitesi Fındıklı Kampüsü’ne kadar uzanan 1.2 kilometrelik sahil şeridinde çalışmalar 2016 yılı sonunda başlamıştı. Önce limanın Karaköy bölgesinde bulunan tek ve iki katlı yolcu kabul ve pasaport işlemlerinin yapıldığı eski binalar ve antrepoların yıkım işi tamamlandı.Çalışmaların tamamlanmasını ardından yeni inşa edilecek kruvaziyer gemilere yönelik terminal, eskisinin iki katından daha büyük olacak. Terminal yer altına alınacak. Proje tamamlandığında İstanbul limanına 6 binden daha fazla yolcu kapasiteli dev yolcu gemileri yanaşabilecek. Projeyle Tophane Meydanı'nın İstanbul’un en büyük meydanlarından biri olması da planlanıyor.
12 TEMMUZ - AĞUSTOS
7DENİZ Dergisi Genel Yayın Koordinatörü Derya Altuntepe11 Ağustos Cumartesi günü DMedya CEO' su Murat Dilsiz ile dünya evine girdi. Efsanelere konu olan ve İstanbul panaromasıyla insanları büyüleyen bir mekan Kız Kulesi’nde gerçekleşen düğünde çifti sevenleri yalnız bırakmadı. Değerli iş arkadaşımız Derya Altuntepe ve sevgili eşi Murat Dilsiz’e 7Deniz ailesi olarak mutluluklar diliyoruz.
Limanımız etkili çözümlerle dolu. DP World Yarımca, rekabetçi çözümleri, yüksek teknolojisi ve kusursuz işleyen sistemiyle ticaretin önündeki engellerin kalkmasına yardımcı oluyor, yükünüzü tüm dünyaya hızlı ve sorunsuz şekilde taşımanıza olanak sağlıyor.
Geleceği İnşa Ediyoruz, Şimdi. dpworldyarimca.com
Kısa Kısa Deniz ticaret filosu baştan sona genişleyecek HÜKÜMET, deniz ticareti filosunu baştan sona gençleştirerek denizleri ticaretin merkezi haline getirmeye hazırlanıyor. Bu kapsamda özel ticari filoların gençleştirilerek ticarette deniz taşımacılığının daha da artırılması hedefleniyor. Hükümet, özel sektörle birlikte koster gemilerini yenileyerek pazardan daha büyük pay almak için harekete geçti. 2023 yılına kadar Türk sahipli deniz ticaret filosu 29 milyon DWT’dan 50 milyon DWT’a yani yük kapasitene çıkarılacak. Tersane kapasitesi ise 4.4 milyon DWT’dan 10 milyon DWT’a
ulaştırılacak. Konteyner elleçme kapasitesi de 21.8 milyon TEU’dan 32 milyon TEU’ya yükseltilecek. Yat turizminden daha fazla pay almak için yat bağlama kapasitesi de 18 bin 545’ten 50 bine çıkarılacak.Öte yandan hükümet ihracat hedeflerinin yakalanması için büyük ölçekli liman yatırımlarına da hız verdi. Bu kapsamda ‘Üç Denizde Üç Büyük Liman’ projesiyle yapım süreçleri başlayan İzmir Çandarlı, Zonguldak Filyos limanı hizmete sunulacak. Mersin konteyner limanlarının yapımına başlanacak.
Türk limanları konteyner taşımacılıkta rekor kırdı
İtalya limanlarını uluslararası misyon gemilerine kapatabilir İTALYA Başbakan Yardımcısı ve Ekonomik Kalkınma, Çalışma ve Sosyal Politikalar Bakanı LuigiDiMaio, İtalya'nın limanlarını göçmen taşıyan uluslararası misyonlara da kapatma isteğine ilişkin, "EUNAVFORMED (AB'nin Akdeniz Görev Gücü) yürürlükte olduğu sürece, (misyona açık olan) tek seçenek İtalyan limanları. Ama amacımız görevin angajman kurallarını değiştirmek" dedi. İtalyan ANSA ajansının haberine göre, hükümetin ortaklarından sistem karşıtı 5 Yıldız Hareketi'nin (M5S) lideri, Başbakan Yardımcısı ve Ekonomik Kalkınma, Çalışma ve Sosyal Politikalar Bakanı DiMaio, gündeme gelen İtalyan limanlarının göçmen taşıyan uluslararası misyon gemilerine de kapatılmasına ilişkin açıklama yaptı. DiMaio, hükümetin ortaklarından aşırı sağcı Lig partisinin lideri, Başbakan Yardımcısı ve İçişleri Bakanı MatteoSalvini'nin sivil toplum kuruluşlarının ardından uluslararası misyonların da İtalya'ya göçmen getirmesini engellemek için adım atacakları şeklindeki açıklamasına ilişkin, "EUNAVFORMED (AB'nin Akdeniz Görev Gücü) yürürlükte olduğu sürece, tek seçenek İtalyan limanları. Ama amacımız görevin angajman kurallarını değiştirmek" değerlendirmesinde bulundu.
14 TEMMUZ - AĞUSTOS
TÜRK limanları, yılın ilk yarısında konteyner taşımacılığında yeni rekor kırdı. Deniz Ticareti Genel Müdürlüğü’nün açıkladığı verilere göre 2018 yılı OcakHaziran döneminde Türk konteyner limanlarında elleçlenen yük miktarı 5 milyon 446 bin TEU’ya ulaştı. Geçen yılın aynı döneminde elleçlenen yük 4 milyon 746 bin TEU idi. Limanlarda ilk 6 ayda elleçlenen konteyner miktarı böylece yüzde 15 civarında arttı. Geçen yılsonunda Türk limanlarında elleçlenen yük 10 milyon TEU’yu aşmış, limanlarımız Avrupa limanlarının üç, dünya limanlarının iki katı büyüme gerçekleştirmişti. Bu yılın ikinci yarısında artış eğiliminin aynı şekilde devam etmesi halinde yılsonunda Türkiye’deki limanlarda elleçlenen yük miktarının 11 milyon TEU’ya ulaşması öngörülüyor. Öte yandan Türkiye’nin en eski konteyner limanlarından biri olan İzmir Alsancak Limanı’nda ilk 6 ayda elleçlenen yük miktarı 322 bin TEU olurken, Aliağa’daki üç konteyner limanının elleçleme miktarı 442 bin TEU’ya yükseldi. Türkiye konteyner limanlarındaki toplam transit yükler ise 836 bin TEU’ya ulaştı.
®
“Sizi İleri Tașır” Deniz Yakıtlarında Farkı Bizimle Yaşayın Türkiye kara sularında ve dünyanın dört bir yanındaki limanlarda, en kaliteli yağı ve yakıtı güvenilir hizmetle sunuyoruz. • • • • •
ÖTV’li ve ÖTV’siz Motorin ÖTV’siz Fuel Oil-İfo ÖTV’li Deniz Dizel Yağları Transit Yakıt Transit Yağ
Guneșli Mah. 1333. Sk. Erdem İș Merkezi No:1 Kat:3 Bağcılar/İstanbul T. +90 212 551 53 43 • F. +90 212 552 28 03 W. www.erdempetrol.com.tr • E. info@erdempetrol.com.tr
Kısa Kısa Anadolu Motor, çanta tipi taşınabilir Honda jeneratörlerle fark yaratıyor TÜRKİYE’NİN önde gelen motor üretim ve dağıtım şirketi Anadolu Motor’un 30 yıldır distribütörlüğünü yaptığı Honda’nınürün portföyünde yer alan EU 22i jeneratör modeli ile deniz tutkunlarına tasarruf ve kolaylığı bir arada sunuyor. Kolay taşınabilir ve sessiz olması ile ön plana çıkan invertör teknolojisine sahip Honda EU 22i, Anadolu Motor güvencesi ile kullanıcılarını eşsiz deneyim yaşatıyor. HondaEU 22i model jeneratör hafif, kompakt yapısı ve çanta tipi özelliği ile rahat taşınabilmesi sayesinde başta tekneler olmak üzere ev, her tür dış mekan ve profesyonel alanda ihtiyaç sahipleri için ideal kullanım sağlıyor. Elektrik enerjisini oluşturmak için sabit bir enerji kaynağı kullanan invertör teknolojisine sahip Honda EU 22i sessiz çalışması, yüksek kaliteli güç çıkışıve düşük yakıt tüketimi ile dikkat çekiyor.Honda EU 22i jeneratörlerbir depo yakıt ile yaklaşık 4 saat boyunca kesintisiz çalışabiliyor. Paralel bağlantı sayesinde 4,4kVA’ya kadar güç elde edebilen Honda EU22i taşınabilir jeneratörler,üstün teknolojisi ile tercih sebebi oluyor.
Çakırlar Tersanesi’nin 19. Projesi ‘Pasifik Yıldızı’ sularda 1970 yılından beri Yalçınkaya Gemi Sanayi olarak birçok gemi, yat, tenezzüh, balıkçı tekneleri imalatı yapan şirket, Altınova Tersaneler Bölgesinde 2007 yılında Çakırlar Tersanesi adı ile faaliyete geçti. Çakırlar Tersanesi, Yalova bölgesinde ilk açılan tersanedir. İlk tekne ve gemi yapımına da Çakırlar Tersanesi başladı.Tersane, tenezzüh gemileri, römorkör, balıkçı tekneleri, yolcu tekneleri, gemi inşası ve tamiri olarak sayısız projeye imza attı.Pasifik Yıldızı Çakırlar Tersanesi’nin 19. projesidir. Çakır Usta Denizciliğe aittir. 2015 yapımı olan proje; boyu 42 metre, eni 9 metre, darf2,00, yolcu sayısı 722 kişidir. İstanbul Boğazı’nda yolcu taşımacılığı yapıyor. Ana makine 2 adet Mitsubishi 750x2, yardımcı makineler 1 adet Perkins 110 kw, 1 adet 70 kw,hızı 14 knot’tur. 4 adet gemici kamarası, 1 adet mutfak, çamaşırhane bulunuyor.
16 TEMMUZ - AĞUSTOS
Röportaj
Sektörün içi rahat olsun! Denizcilik Bakanlığı daha da güçlü olarak yerinde duruyor 7Deniz Dergisi’nin sorularını yanıtlayan Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Mehmet Cahit Turhan, dergimize çok özel açıklamalarda bulundu. Bakan Turhan, “Denizcilik özellikle 2011 yılından sonraki süreçte çok daha hızlı büyüdü ve gelişti. Hem de küresel anlamdaki tüm olumsuzluklara rağmen… Şu anda da Bakanlığımızın ismi her ne kadar Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı olsa da denizcilik sektörü Bakanlık içerisinde her zamanki önemini korumaya devam ediyor. Hatta çok daha önemli bir hale geldi. Sektörün içi rahat olsun. Denizcilik Bakanlığı daha da güçlü olarak yerli yerinde duruyor” dedi.
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Mehmet Cahit Turhan
Sayın Bakanımız öncelikle yeni görevinizin ülkemize ve denizcilik sektörüne hayırlara vesile olmasını temenni ederiz. Akabinde ilk sorumuza gelirsek,16 yıldır denizci kökenli bürokratlarımızla sektörümüz ivme kazandı. Yeni sistemde denizcilik sektörümüz
18 TEMMUZ - AĞUSTOS
-2023 hedefleriyle- dünya denizcilik sektörüyle rekabet edebilecek düzeye gelmesi noktasında, denizcilik sektörü ile bu yeni sistemde çalışmalarınız ve işbirliğiniz nasıl olacak? Türkiye’nin her şeyden önce bir deniz ülkesi olduğu hepimizin ağzında pe-
www.7deniz.net < lesenk olmuştur. Ancak “Deniz ülkesi” tanımı ne kadar güzel çağrışımlara sahipse o kadar da sorumluluğumuzu artırmaktadır. Çünkü “Denizciliği” sadece bir ulaştırma türü olarak göremeyiz. Denizler aynı zamanda ağır çelik sanayiinden, deniz üstü ve altı kaynaklarına ve deniz yetki sahalarımız açısında da egemenlik haklarımızı temsil eden kara topraklarımızın devamındaki mavi vatanımızdır. Bu nedenle denizcilikte ülke ekonomisi, dünya ticaretinden pay alma, bölgesel ve küresel rekabette yerimizi tahkim etme ve güçlendirme söz konusu olduğunda, alabildiğine gerçekçi olmak durumundayız. İhtiyaç duyulan kıyı altyapılarını gerçekleştirilmesi, tersaneciliğimizin geliştirilmesi, ihtiyaç duyulan yasal düzenlemelerin yapılması, karasularımızın emniyetli hale getirilmesi, denizcilik eğitiminin uluslararası stan-
dartlarda gerçekleştirilmesi, gerekli denetimlerin yapılması, bütün bunlar elbette önemlidir. Ancak Türkiye gibi bir ülkenin deniz ticaret filosunun güçlendirilmesi ve deniz ticaretinin artırılması da ayrıca önemlidir. Bunun için idare ve deniz ticaretiyle iştigal edenler olarak işbirliğinin nitelikli ve sürekli olmasını önemsiyoruz. Ülke savunmamız için donanmamızın rolü neyse, ülke ticareti için de deniz filomuzun rolü odur. Denizcilikten sorumlu Bakanlık olarak bir irade ortaya koyarken, paydaşlarımızın fikirlerinin, önerilerinin, deneyimlerinin bizim için yol gösterici olduğunu düşünüyoruz. Hükümetlerimiz döneminde, denizciliğin her alanında gerçekleşen büyüme ve değişimde sektör temsilcilerimizin büyük katkıları olmuştur. Türkiye yeniden denizci ülke denizci millet kimliğini hatırlamışsa, politikaları belirleyen gerekli düzenlemeleri yapan, gerekli yatırımları gerçekleştiren Bakanlığımızın sektör oyuncularıyla birlikte hareket etmesi sayesindedir. Bundan sonra da yeni sistemin avantajlarını hep birlikte görebileceğiz. Sektör temsilcileri ile daha fazla birlikte daha hızlı karar alabilen bir yapıda hareket edebilen bir Bakanlık olabileceğiz. Denizcilikte küresel anlamda yaşanan sıkıntılara karşın ülkemiz denizciliğinin 16 yılda geldiği nokta takdire şayandır. Ancak bundan sonra sektörün ihtiyaçlarına daha hızlı yanıt verebilmemiz ile çok daha hızlı bir büyüme yaşayacağız. Bu sayede denizciliğimiz çok daha rahat nefes alacak 2023
hedeflerine artık yürümeyecek, koşmaya başlayacaktır. Yakın zaman önce, dünya denizlerinde Türk bayrağını dalgalandıran koster gemilerinin yenilenmesi için devlet özel sektörle masaya oturdu ve imzalar atıldı. 3.5 milyar dolarlık hacme sahip proje ile koster filosu yenilenecek. Devlet ve özel sektörü bir araya getiren Koster Yenileme Projesinin denizciliğe katkısı noktasında yorumlarınızı almak isteriz. Son yıllarda tüm dünyayı etkileyen siyasi ve ekonomik krizlerin deniz taşımacılığı ve gemi sanayisi üzerinde çok olumsuz etkileri oldu. Bu etkileri azaltmak için sektöre önemli destekler sağladık ve çok önemli kazanımlar elde ettik. Hatta sektöre devletimiz tarafından sağlanan finans destekleri ve uyguladığımız politikalarla adeta can verdik. Ayrıca Koster Filosu Yenileme Projesini hayata geçirerek yine hükümet olarak sektörümüzü daha da güçlendirecek bir adımı daha attık. Şu anda mevcut Türk sahipli Koster filomuzun yüzde 68’i 20 yaşın üzerinde. Hem koster sahibi armatörlerimiz hem de gemilerin yapımında rol almak isteyen tersanelerimiz yıllardır bu projeyi bekliyordu. 2009 yılından bu yana çalışmalar yürütülse de finansman konusunda yaşanan sıkıntılar nedeniyle çok gecikti. Uzun yıllar üzerinde çalışılmış ancak somut bir sonuca ulaştırılamamış olan “Koster Filomuzun Yenilenmesi” projesinde sona gelinmiş olması gerçek-
TEMMUZ - AĞUSTOS 19
Röportaj üzerindeki etkisini dikkate alarak planlıyoruz. Son 16 yılda sektör adına attığımız adımlar ortada. Tersaneciliği geliştirdik, tüm kıyılarımızı deniz yapılarıyla donattık. Özellikle de sektörün finansman sıkıntısın önüne geçme amacıyla da bir çok adım attık. ÖTV’siz yakıt uygulaması ile kabotaj yolcu ve yük taşımacılığında sektöre yaklaşık 6 milyar 600 milyon liraya yakın destek vermiş olduk. Özellikle tüm dünyayı etkileyen siyasi ve ekonomik krizin deniz taşımacılığı ve gemi sanayisi üzerindeki etkilerini azaltmak için sektöre önemli destekler sağladık. Türk Eximbank kaynaklı gemi ihraç projelerine % 100 kefalet imkanı getirdik. Tersanelerin hazineye ödedikleri kiraları sıfırladık. Tersane, tekne imal ve çekek yerlerinin kira/irtifak hakkı sürelerini 49 yıla uzattık, sektöre 2 milyar dolarlık nefes aldırdık. Tersanelerimizin irtifak hakkı kurulan alanları teminat olarak gösterebilmesinin önünü açtık ve bu sayede tersanelerin kredibilitesinin 6 milyar TL’ye kadar yükselmesine katkı sağladık. ten çok önemli ve mutlu edici bir gelişmedir. Bu proje ile; Akdeniz ve Karadeniz deki taşımacılığın ve piyasaların ülkemiz tarafından yönlendirilmesi ile stratejik bir güç elde edilecek. Akdeniz ve Karadeniz geçmişte olduğu gibi deniz taşımacılığında Türk Gölü haline gelecek. Hem deniz taşımacılığı, hem de gemi inşa ile birlikte gemi yan sanayimiz için iş potansiyelini artırma ve yerli sanayiyi geliştirme konusunda önemli adımlar atılmış olacak. Ülkemiz koster filosu gençleşecek, tersanelerin tam kapasiteli çalışması sağlanarak istihdama katkı sağlanacaktır. Projenin 3,5 milyar dolarlık bir hacmi olacak ve 10-15 yıl devam edecek. Karadeniz’de, Akdeniz’de bir ölçüde hakimiyet kurabilmemize olanak sağlayacak. Bu projeyi hayata geçirince çok zor şartlarda faaliyetini sürdüren gemilerimiz devreden çıkacak. Eskiyen gemileri nedeniyle gözüne uyku girmeyen armatörlerimiz de rahat edecek. Çevre felaketi, can ve mal emniyeti konusu da tamamen gündemden çıkacak. Ancak en önemlisi de yeni gemi in-
20 TEMMUZ - AĞUSTOS
şalarına ciddi canlılık gelecek. Sektör 15 sene minimum 500 tekne yapacak. Bu da çok büyük bir iş hacmi. Sadece tersaneler değil, yan sanayiciler, tedarikçiler, tepeden tırnağa herkesin muazzam bir işleri açılmış olacak. Ayrıca gemi inşa sanayide yerlileştirme ve millileştirme hedefimizi de büyük oranda destekleyecek. Gemi inşa sanayinde milli şartlarla üretme kabiliyetimizin bulunmadığı birçok ürünü de kendi imkan ve kabiliyetlerimizle yapma fırsatına kavuşacağız. Gemi inşa sanayide hizmet veren firmalarımızın dile getirdiği sıkıntılar arasında finansman ilk sıralarda yer almakta. Bu konudaki sıkıntıları nasıl aşabileceğimizi düşünmektesiniz? Şunu belirtmek de fayda görüyorum; denizcilik sektörü ile ilgili karar alırken, sektöre danışılmasında, sektörle birlikte hareket edilmesinde denizciliğin ülkemizde çok daha güçlü ve dinamik bir şekilde konumlandırması amacımız yatmaktadır. Bu nedenle ülke olarak dünyadaki yerimizi, aldığımız yolu ve bu yolda doğru adımlar atmak için belirlediğimiz stratejileri denizin ülkemiz
www.7deniz.net < Yarım kalan gemi yatırımları için de Kredi Garanti Fonu’ndan kefalet sağladık. Şu ana kadar firmaların talep ettiği tutar 272 milyon lirayı buldu. Gemi ve yat inşasına Tasarım Desteği alma imkanı da getirdik. Biraz önce bahsettiğim Koster filomuzun yenilenmesi amacıyla da finansman konusunda yaşanan sıkıntıları aşmak için Hükümet olarak yine elimizi taşın altına koyduk. Kurulan yeni yapı sayesinde ülkemiz koster filosunu gençleştirmekle kalmayacağız, ilave 30 bin kişilik istihdamın da önünü açacağız. Çünkü biz denizcilik alanında attığımız her adımı sektörün oyuncularını düşünerek atıyoruz ve atmaya da devam edeceğiz. Daha önce adı Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı olarak geçerken, Cumhurbaşkanlığı yeni Hükümet Sisteminde ise Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı olarak değişti. Özellikle denizcilik müsteşarlığının kaldırılması denizcilik sektöründe kafa karışıklığına neden oldu. Bu konudaki açıklamalarınızı almak isteriz.
Şunu belirterek bu soruya yanıt vermek isterim; güzel şeyler insanı mutlu eder. Denizci ülke, denizci millet olmak da bizleri mutlu ediyor. Bu durum hükümetimiz için bu nedenle çok büyük
öncelik taşımakta. Bu nedenle denizcilik alanında son 16 yılda neler yaptığımız, sektörün nereden nereye geldiği çok önemli. Biraz önce de sektördeki gelişmeyi ve gelişmenin nasıl devam ettiğini açıkladım. Daha önce Müsteşarlık olarak temsil edilen denizcilik sektörünü Bakanlığımız içerisine alarak Bakanlık düzeyine yükseltmiştik. Bunun olumlu sonuçlarını da aldık. Denizcilik özellikle 2011 yılından sonraki süreçte çok daha hızlı büyüdü ve gelişti. Hem de küresel anlamdaki tüm olumsuzluklara rağmen. Şu anda da Bakanlığımızın ismi her ne kadar Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı olsa da denizcilik sektörü Bakanlık içerisinde her zamanki önemini korumaya devam ediyor. Hatta çok daha önemli bir hale geldi. Özellikle altyapı yatırımlarının hızlandıracak bir takım düzenlemeler de yapıldı. Daire Başkanlıkları buna göre yeniden yapılandırıldı. Bakanlığımızın yapısı sektör oyuncuları ile birlikte daha hızlı hareket edecek bir hale kavuştu. Kısacası sektörün içi rahat olsun. Denizcilik Bakanlığı daha da güçlü olarak yerli yerinde duruyor.
TEMMUZ - AĞUSTOS 21
Gemi İnşa
Tersaneciliğe yeni bir dinamizm lazım Sefine Tersanesi yakın zaman önce inşa ettiği gemilerde yüksek nitelikli ürünler yaratmak ve bunu sürdürülebilir hale getirmek için Ar-Ge çalışması başlattı. Hedef ise Türk gemi inşa sektörünün asıl pazarı olan Avrupa’nın birinci gemi yapım yeri olmasını sağlamak ve üretimin yanında Ar-Ge çalışması yapabilmek yer alıyor. Dünyada tercih edilen marka olma yolunda emin adımlarla ilerleyen Sefine Tersanesi, ülkemizin dış ticaret açığının kapanmasına da önemli katkılar sağlıyor. Bu konuda atılan adımları, hayata geçen projeleri, denizciliğe ve ülkemize sunduğu katkıları, Ar-Ge çalışmalarını ve halihazırdaki knowhow’ını bir araya geldiğimiz Sefine Tersanesi Gemi İnşa Genel Müdür Yardımcısı Hüseyin Akhisar’dan dinledik. 24 TEMMUZ - AĞUSTOS
www.7deniz.net <
Sefine Tersanesi Gemi İnşa Genel Müdür Yardımcısı Hüseyin Akhisar
Öncelikle güçlü teknolojik altyapısıyla sektörün gelişimine yön veren Sefine Tersanesi’nin, Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığınca tescil edilen AR-GE merkeziyle sektör içinde gerçekleştireceği yenilikçi çalışmalar neler olacak? Bahseder misiniz? İnşa ettiğimiz gemilerde yüksek nitelikli ürünler yaratmak ve bunu sürdürülebilir hale getirmek için tersane bünyesinde bulunan know-how’ı da kullanmak üzere Ar-Ge çalışması başlattık. Türk gemi inşa sektörünün asıl pazarı olan Avrupa’nın birinci gemi yapım yeri olmasını sağlamak için üretimin yanında Ar-Ge çalışması yapmanın gerekliliğini öngörüyoruz. Ar-Ge çalışmalarımızın temelinde öncelikle üretim verimini art-
tırıcı ekipmanlar geliştirmek, sonrasında sürdürülebilir kalite için tüm inşa sürecinin izlenmesi ve öncül düzeltici önleyici tedbirlerin alınmasına yönelik geliştirmeler, buna ilaveten çevreye duyarlılık adına gürültü, çevre kirliliği, kaynakların kullanımı ve daha birçok kirliliğin önüne geçmeye yönelik araştırmalar, iş sağlığı ve güvenliği konusunda sektörel riskleri düşürmeye yönelik özel çözümler oluşturmak adına biz Ar-Ge çalışmasını başlatmış bulunuyoruz. Bakanlık onaylı Ar-Ge merkezimizin çalışmalarına yüksek lisans, doktoralı mühendisler ve yanında tekniker arkadaşlar olmak üzere yaklaşık 23 kişiyle başladık. Bu sayıyı ihtiyaç dahilinde artırmayı planlıyoruz. Ar-Ge merkezimizde,tersanemizde bu yıl çalışmaya başlattığımız yüzer havuzun operasyonunu daha sağlıklı hale getirmek için bir dalış programı yaptık. Onu aktif olarak kullanıyoruz. İlk iş olarak bunu hayata geçirdik. Bunun yanı sıra yeni projelerimiz de başladı. Yeni inşa olarak yaptığımız tüm gemiler de müşteriye özel yapıldığı için proje aşamasında sürekli bir geliştir-
me içinde bulundurmak zorundayız. Bu nokta da Ar-Ge departmanından faydalanmayı düşünüyoruz. Sektör sıkıntılarından biri olan çevrenin korunmasına ilişkin yapacağınız düzenlemeler hakkında bilgi verir misiniz? Ağır sanayi kollarından biri olan gemi inşa sektörünün çevreyle olan etkileşimi hepimizin malumu. Biz öncelikle çalışma ortamımızı kirletmeden çevreye duyarlı, doğal dokuya en az zararla faaliyetlerimizi sürdürmek için Ar-Ge çalışmaları yapıyoruz. Aslında Ar-Ge departmanının oluşmasında temel neden çevreye verdiğimiz zararı minimize etmek için onlara yönelik önlemleri hayata geçirmekti. Bu düşüncenin temelinde ‘temiz çevre’ oluşturma hedefi vardı. Onun akabinde ilk çalışmalarımızdan biri de yeni inşa ve özellikle tamir edilen gemilerde boya uygulaması prosesinde oluşan kirliliğin önüne geçmek için proje çalışması başladı. Önümüzdeki günlerde bu çalışmaya yönelik prototip imalatı da başlayacak. Özellikle Norveç ve diğer Avrupa
TEMMUZ - AĞUSTOS 25
Gemi İnşa Tersanelerimizin yaptığı ciddi projeler mevcut. Yakın zamanda yolcu gemisi yapmaya da başlayacağımızı düşünüyorum. Bu konuda alt yapımız yeterli. Şu anda Türk tersanelerinde Ropax dediğimiz projelerde inşa edilmeye başlandı. Bizim de Sefine olarak üzerinde ciddi olarak durduğumuz büyük projeler var. Yakın dönemde sonuçlandırmayı planlıyoruz. Aldığımız siparişler genellikle İskandinav ülkelerinden, o bölgeye projeler yapılıyor yoğunlukla. Ancak bunun dışında Avrupa’nın birçok ülkesine de projelerimiz olmakta. Örneğin yakın zamanda İtalya’ya 290 araç kapasiteli bir feribot teslim edeceğiz. Sefine Tersanesi, denizciliğe ve ülkemize sunduğu katkıları ekonomik perspektiften değerlendirebilir misiniz?
ülkelerine yaptığı başarılı yeni inşa teslimatlarıyla adından sıkça söz ettiren ve sektör liderliğine odaklanan Sefine Tersanesi’nin halihazırdaki inşa projelerinden, kapasitesinden ve know-how’ından bahseder misiniz? Tersanemiz 140 bin metrekare alana kurulu. Birer kuru havuz ve yüzer havuzumuz mevcut. Kapalı saha olarak 60x60 metrelik bir kızağımız var. Üzerinde şu anda iki tane balıkçı gemisi kurulmuş vaziyette. Atölyemizde de yeni feribot gemilerimizin çalışmalarına başlandı. Onları da 1-2 ay içerisinde kızağa kaldıracağız. Aynı anda kızakta dört gemimiz olacak. 240x42 metrelik kuru havuzumuz, 282x49 metrelik yüzer havuzumuz, 200 metrelik de iskelemiz mevcut. Şu an için 11 bin metre kapalı atölyemiz var. Yaklaşık 10 bin metrekarelik kapalı alanı da yeni yıl itibariyle ilave edeceğiz. Tersanemizin yıllık 40 bin ton saç işleme kapasitesi mevcut. Ve aynı anda 15 tamir gemisine hizmet edecek kapasiteye sahibiz. Kadromuz 380 kişilik, taşeronlarla beraber yaklaşık bin 700 kişilik bir çalışan sayımız var. Bunu yıl sonunda 2 bin, gelecek yıl da 3 bin kişiye çıkarmayı hedefliyoruz. Özellikle Türk tersaneleri son dönemde feribot imalatıyla ön plana çıktı.
26 TEMMUZ - AĞUSTOS
Çalışmalarımızın neredeyse tamamı yurtdışına yapılıyor. Tamirde de yaklaşık yüzde 90 oranında yurdışına çalışıyoruz. Dolayısıyla yüzde 95’e yakın bir oranda ihracata yönelik çalışmamız var. Gelecek yıla ait kapasitemizi de ciddi oranda arttırdık. Bu yıl bir gemi, gelecek yıl beş gemi projesi teslim edeceğiz. Sonraki yıllarda da bu sayıyı kademeli olarak arttırmayı planlıyoruz. Dolayısıyla ihracat kapasitemizi de yıldan yıla arttıracağız. Bu da istihdamın da artacağı anlamına gelir ve istihdam açısından da Türk ekonomisine ciddi bir katkı sağlamış olacağız. Yeni inşada Türkiye ve global pazar ne yönde seyrediyor? Görüşlerinizi almak isteriz. Son dönemde tersanelerimizde askeri projeler de inşa ediliyor. Bizim de aldığımız tamamen yerli dizayn Dimdek Projesi var. İmzaları atıldı ve proje başladı. Önümüzdeki yıl saç kesimine başlanacak. Ciddi büyüklükte ve katma değeri yüksek bir proje. Bildiğiniz gibi bu tarz askeri projelerde yüzde 70 yerli tedarikçi olmak zorunda. Dolayısıyla gemi yan sanayine de ciddi katkısı olan projelerdir. Bildiğiniz gibi bu tip projeler hem prestijli, hem de yüksek getirisi olan spesifik projeler. Bizler de üyesi olduğumuz TAİS ile yurtdışındaki projelere hazırlanıyoruz ve teklif veriyoruz. Türk tersanelerinde şu anda özellikle Avrupa’ya feribot, platform supply ve canlı balık taşıma gemisi gibi spesifik gemiler inşa ediliyor. Bunun bir adım ötesi de Ropax dediğimiz hem araç hem yolcu taşıyan gemilerin inşası oldu. Burada herhangi bir tersane bir projeyi teslim ettiğinde bir adım ötesine gidebiliyor. Sefine de Türkiye’de anahtar teslim feribotu yapan ilk tersanedir. Bizden sonra
diğer tersaneler de böyle projeler aldı. Dolayısıyla tersaneler olarak aldığımız projelerle Türk gemi inşanın önünü açıyor ve hep bir adım öne geçmesine olanak tanıyoruz. Özellikle cruise gemilerinin yolcu sayılarında ciddi artışlar olduğu bunun yansıması olarak da cruise gemilerine olan talebin arttığını görüyoruz. 2025’e kadarki süreçte cruise gemilerine ciddi bir talep oluşacak. Bu da gemi ihtiyacını doğuruyor. Avrupa tersanelerinin dolmasından dolayı talebe cevap verememe gibi bir durum ortaya çıkacağını düşünüyoruz. Kalitesi kabul gören ve mesafe olarak da Avrupa’ya en yakın olan Türkiye var. Müşteriye özel de çalışabildiğimiz için tercih ediliyoruz. Çok büyük olmasa da orta ölçekli yolcu gemilerinin inşasında Türkiye’yi tercih edeceklerini düşünüyorum.Artık Türk tersanelerinin de cruise gemisi yapabilecek donanım ve kapasitede olduğunu söyleyebilirim. Çünkü bu yapmış olduğumuz feribotlarda iyi dönüşler aldık. Özellikle geçen yıl teslim ettiğimiz gemilerin yolcu mahallinde çok güzel dönüşler aldık. Yakın zaman önce Koster Yenileme Projesiyle ilgili olarak devlet sektörle masaya oturdu ve imzalar atıldı. Sizce Koster Yenileme Projesi yeni marketler oluşturacak mı? Elbette, yeni marketler oluşturacağını düşünüyorum ben de. Verimli bir proje olursa eğer yurtdışına da satılır. Aslında çok uzun bir dönemdir beklenen bir projeydi. Tersaneciliğin yeniden bir dinamizm kazanması lazım. Yani birkaç büyük tersanenin değil de tüm tersanelerin tekrardan o üretime katılması lazım. Bir an önce sektörün canlanması lazım. Sefine olarak biz de ciddi bir şekilde bu projeye hazırlanıyoruz. Tersanemizin alt yapısını da ona hazırlıyoruz. Gemi inşanın geleceğine olumlu bakıyor musunuz? Evet, bir umudum var. Yalnız dünya ticaretiyle çok bağlantılı bizim sektör. Dünya ticareti rayına oturdu mu derseniz, yapılan son açıklamalara bakarsak çok da güven veren bir atmosfer yok. Navlunların artış trendine girmesi, yeni iş kollarından dolayı yeni gemi ihtiyaçlarının doğuyor olması, filoların yaşlanıyor olmasından dolayı sıkıntılı dönemleri aştığımızı düşünüyorum. Gemi inşada gelecek günler daha da iyi olacaktır.
Röportaj
2023 ihracat hedefi yıllık 200 milyon dolar
ARES Tersanesi Yönetim Kurulu Başkanı Kerim Kalafatoğlu
Öncelikle aldığı projelerle adından söz ettiren ve sektörün gelişimine yön veren Ares Tersanesi’nin kapasitesinden ve know-how’ından bahseder misiniz? ARES, Antalya Serbest Bölgede konuşlu 4 farklı üretim tesisine ve toplamda yaklaşık 30 bin metrekare üretim alanına sahip. Henüz iki yıldan kısa bir süre içerisinde baştan sona yenilenen tesislerimizde, son teknoloji üretim altyapısı ve ekipmanları, laminasyon, mekanik, marangoz, döşeme atölyeleri, iklimlendirilmiş üretim çadırları, boya fırınları, müşteri temsilcileri için ayrı çalışma ofisleri ve eğitim dershaneleri mevcuttur. Tersanemizde alt yüklenici (taşeronlar) personeli de dahil edildiğinde istihdam rakamımız 500 personeli aşmakta. Serbest Bölge içindeki 4. fabrikamızda konuşlanacak yeni hangar inşamızın 2018
28 TEMMUZ - AĞUSTOS
ARES, bugün gelirlerinin %90’ın üzerinde bir oranını ihracattan elde eden bir tersane konumunda. Geçtiğimiz yılın kesinleşmiş verilerine göre bir yıllık ihracat hacmi ise 125 milyon ABD Doları. ARES Tersanesi Yönetim Kurulu Başkanı Kerim Kalafatoğlu “Türkiye’nin ilk 3 gemi ihracatçısından biri ve sektörün lokomotifi olan bir firma olarak, Türkiye’nin 2023 ihracat hedeflerine de istikrarlı bir büyümeyle yıllık yaklaşık 200 milyon dolar civarında katkı sağlamak istiyoruz” diyor.
yılına kadar tamamlanmasıyla birlikte 90 metre boya kadar askeri, yarı askeri ve ticari gemi inşa kabiliyetine sahip olacağız. Edindiğimiz know-how konusuna gelirsek, özellikle belirtmek gerek ki askeri/ yarı askeri gemiler, ticari muadillerine göre daha kompleks platformlardır. Farklı denizcilik özelliklerine, yüksek süratlere, yüksek mukavemet değerlerine, daha uzun menzillere ve daha bütünleşik sistemlere sahiptirler. Biz de bu alanda ülkemizin öncüsü ve Avrupa’nın en büyük üreticilerinden biri olarak alüminyum ve kompozit malzemelerden yararlanıyoruz. Ancak bu noktada ARES,kompozit üretimini dünya üzerindeki muadillerinden bir üst düzeye taşımıştır. Biz,kompozit üretiminde kullandığımız hammadde ve üstün üretim teknolojimiz nedeniyle botlarımızın yapısal malzemesini gelişmiş kompozit (advancedcomposites) olarak
nitelendiriyoruz. Şöyle ki, ARES askeri gemi inşasında epoksi reçine ile ve full vakum infüzyon teknolojisi kullanarak üretim yapan tek tersanedir. Bu sayede ARES, inşa ettiği teknelere 20 yıla kadar gövde garantisi verebilecek dünya üzerindeki tek tersanedir.Bununla birlikte alüminyum ve çelik gemi inşası için de otomasyona ve seri üretime yönelik olarak yeni know-how edinme gayretlerimiz ve altyapı yatırımlarımız sürüyor. Son fabrika yatırımımızla birlikte özellikle kaynak işlerinde robotik seri üretime kısa vadede başlayacağımızı müjdeleyebilirim. Yurtdışı projelerinizden bahseder misiniz? Özellikle Katar ile olan işbirliğinizin detaylarını almak isteriz… Dünya çapında 18 firma arasından kazandığımız ihale ile Katar İçişleri Bakanlığı bağlısı Sahil Güvenlik Komutan-
www.7deniz.net < lığı için dizayn ve inşa ettiğimiz 17 adet süratli devriye botlarını kapsayan proje dahilinde, 5 adet 24metre ARES 75 HERCULES, 10 adet 34 metre ARES 110 HERCULES ve 2 adet 48 metre ARES 150 HERCULES’in teslimatı tamamlanmak üzeredir. Teslim edilmekte olan gemilerin toplam DWT kapasitesi yaklaşık 4000 gross tondur. Bugüne kadar 5 adet 24metre ve 9 adet 34metre çok maksatlı devriye botu ile 1 adet 48metre Açık Deniz Karakol Gemisini Katar Sahil Güvenlik Komutanlığı’na başarıyla teslim ettik. Ekim 2018 ayında 1 adet 48metre ve 1 adet 34metre botun daha teslimatını gerçekleştirerek 17 gemilik sözleşmeyi tamamlamayı planlıyoruz. Gemi inşa sektöründe nadir rastlayabileceğiniz bir örnekle, mevcut durum itibariyle proje takviminde yaklaşık 1,5 yıl önde ilerliyoruz ve projeyi sözleşme takviminde belirtilen teslim süresinden neredeyse 2 yıl önce tamamlayacağımızı öngörüyoruz. Bununla birlikte, Katar İçişleri Bakanlığı ile imzalanan sözleşme gereğince botların teslim sürecinde çok kapsamlı bir Entegre Lojistik Destek (ELD) hizmet paketi dahilinde ELD departmanımız bağlısı eğitim direktörlüğümüz tarafından 275 sahil güvenlik personeline botların kullanımı yani operatörlük eğitimleri ile bakım eğitimleri veriyoruz. Yine aynı proje kapsamında Ocak 2018 ayında imzaladığımız bir sözleşme ile teslim edilmekte olan botlara entegre edilmek üzere, ASELSAN üretimi 12 adet 30milimetre MUHAFIZ ve 29 adet 12.7milimetre STAMP silah sistemi, elektrooptiksensörler, cayro pusula sistemleri, yalpa ve trimsönümlendirici stabilizasyon sistemleri ile ARES tasarım ve üretimi olan 7.5metre boylu 14 adet ARES 24 HARPOON Interseptör botunu teslim etmeye başladık.
65 HARPOON Özel Harekat Botunun inşa hazırlıklarına başlanmıştır. Halihazırda Katar İçişleri Bakanlığı için yürütülen projenin 48metre boylu en büyük üyesi olan ARES 150 HERCULES Açık Deniz Karakol Gemisi, aynı zamanda Katar Sahil Güvenlik Komutanlığının da sancak gemisi olma özelliğine sahiptir. Projenin ilk gemisi Aralık 2017 ayında tersanemizde düzenlenen ve Katar İçişleri Bakanı ile Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanımızın(yeni adıyla Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı) teşrifleriyle gerçekleştirilen bir törenle Katar İçişleri Bakanlığına teslim edilmiş olup halen aktif olarak görevdedir. Bu gemi başarıyla hizmete girmesine müteakip birçok rekora imza atmış ve uluslararası alanda birçok unvan kazandı. ARES 150 HERCULES, 37 deniz mili azami sürat ile dünyanın en hızlı açık deniz karakol gemisi olma başarısını gösterdi. Aynı zamanda bu platform, Türkiye’de bugüne kadar inşa edilmiş en büyük kompozit gövdeli askeri gemi olma unvanına sahip. Uluslararası alanda ise bugüne kadar inşa edilmiş en büyük kompozit gövdeli karakol gemisi konumundadır. Projenin 34metre boylu Süratli Devriye Botu ARES 110 HERCULES Avusturalya merkezli uluslararası bir yayın kuruluşu tarafından 2016 yılında ‘Dünyanın En İyi Süratli Karakol Gemisi’ ödülüne layık görüldü. İçinde bulunduğumuz ay içerisinde Katar Ulaştırma Bakanlığı için ARES 60 VIP Protokol Gemisinin teslimatını sözleşme imzasından itibaren 8 ay gibi
kısa bir sürede başarıyla gerçekleştirdik. Halen Ulaştırma Bakanlığı kullanıcı ve bakım personeline Doha’da eğitim vermeye devam ediyoruz.Bunların yanında Katar’da farklı devlet kurumları ve özel şirketlerin yanı sıra farklı körfez ülkeleri, Doğu ve Batı Afrika ülkeleri ile Güney Amerika’da sonuç almayı beklediğimiz birçok girişimimiz mevcut. Ares Tersanesi, ülkemizin dış ticaret açığının kapanmasına da önemli katkılar sağlıyor. Bu konuda atılan adımları, hayata geçen projeleri, denizciliğe ve ülkemize sunduğu katkıları ekonomik perspektiften değerlendirebilir misiniz? ARES bugün gelirlerinin %90’ın üzerinde bir oranını ihracattan elde eden bir tersane konumunda. Yalnızca geçtiğimiz yılın kesinleşmiş verilerine göre bir yıllık ihracat hacmimiz 125 milyon ABD Doları civarında gerçekleşti. Elbette ki tüm dünyada ekonomik dalgalanmaların ve daralmaların yaşandığı son dönemlerde ülkemize döviz getirmenin, istihdama destek sağlamanın verdiği gurur ve çalışanlarımızda yarattığı motivasyon paha biçilemez ölçüde. Bundan sonraki yıllar için de Türkiye’nin ilk 3 gemi ihracatçısından biri ve sektörün lokomotifi olan bir firma olarak yolumuza devam etmeyi amaçlıyoruz. Türkiye’nin 2023 ihracat hedeflerine de istikrarlı bir büyümeyle yıllık 150-200 milyon dolar civarında katkı sağlamak istiyoruz. Bu doğrultuda attığımız adımlar da sonuç vermeye başladı diyebilirim. Zira önümüzdeki 6-7 yılın üretim hacmini tamamen ihracat ile
Geçtiğimiz Mart ayında Doha, Katar’da gerçekleştirilen DIMDEX Savunma Sanayi Fuarı’nda, Katar Sahil Güvenlik Komutanlığı ile 13 gemilik bir sözleşme daha imzaladık. İmzalanan yeni sözleşme ile mevcut projede yer alan 48metre boylu ARES 150 HERCULES Açık Deniz Karakol Gemisine 3 adet daha ilave sipariş edilmiş, bununla birlikte Katar İç Güvenlik Kuvvetleri için 10 adet 21metre ARES
TEMMUZ - AĞUSTOS 29
Röportaj terli değil. Özel tersanelerin özellikle dış pazarlarda, hele ki ilk kez giriş yapılması hedeflenen bir ülkede, yanında devlet himayesi ve desteği ile görücüye çıkması elzemdir. Öte yandan sanayi altyapımızın ve personel potansiyelimizin güçlü olduğuna inancımız tamdır. 2007 öncesinde dünyada sahip olduğumuz pazar payına yeniden ulaşabilirsek yeni yatırımlar da kendiliğinden gelecektir.
dolduracak yeni proje haberleri vermeye çok kısa süre içinde devam edeceğiz.
en güçlü adaylarından biri olduğumuzun altını çizmek isterim.
Hem savunma sanayi ile çalışma süreçlerinizden ve işbirliğinizden hem de bu noktada savunma sanayiye olan katkınızdan bahsedelim mi?
Yeni inşada Türkiye ve global pazar ne yönde seyrediyor? Görüşlerinizi almak isteriz.
Ciromuz,2015, 2016 ve 2017 yıllarında %100 askeri olarak gerçekleşti. 2018 yılındaki ciromuzu ise %5’i sivil olacak şekilde kapatacağız. Her ne kadar sivil gemi inşası, özellikle üretim kalitesini ispatlamak için enteresan veriler üretebiliyor da olsa, çalıştığımız kurumlarla birlikte elimizde askeri gemi inşasına dair yadsınamayacak seviyede ciddi bir tecrübe ve know-how var. Müşteri memnuniyeti ve satış sonrası destek (entegre lojistik destek) alanındaki başarımız da eklenince yeni projelerin savunma sanayi alanından devamı vazgeçilmez oluyor. Tabi ki bu da ülkemiz savunma sanayisine doğrudan katkı olarak yansıyor. Şöyle ki, yürüttüğümüz ihracat projelerinde dahi mümkün olan her alanda yerli sistem, cihaz ve ürün kullanmak için azami gayret gösteriyoruz. Ürettiğimiz botlarda gerçekleşen yerlilik oranı ortalamamız %60’ın altına düşmüyor. Bununla birlikte, Deniz Kuvvetlerimizin ve Sahil Güvenlik Teşkilatımızın ihtiyaçları bizim için her zaman birinci önceliklidir. Türk Silahlı Kuvvetlerinin, kapasitemizin elverdiği her projesine destek vermeye her daim talibiz. Bu vesileyle, geliştirdiğimiz ARES 63 ATILGAN Hücumbotu ile Deniz Kuvvetlerinin hücumbot filosunun modernizasyonu kapsamında yurtiçinden temini planlanan “Türk Tipi Hücumbot Projesinin”
30 TEMMUZ - AĞUSTOS
1990’lı yılların sonundan itibaren başlayan ve 2000’li yıllarda giderek artan devlet desteği, teşvikler ve özel sektör yatırımları ile halihazırda gelinen nokta oldukça iyi bir seviyedir. Ancak elbette ye-
Fikrim ve gözlemlerimce özellikle dünya deniz kuvvetlerinde ve sahil güvenlik teşkilatlarında pazar trendi konvansiyonel deniz platformlarından daha özellikli görevlere haiz, daha yüksek süratli, manevra kabiliyeti ve vuruş gücü yüksek, caydırıcılığını bu yönleriyle sağlayan, daha az personelle işletilen ve kaybı durumunda mali yükü nispeten daha düşük platformlara doğru bir yönelim içerisinde. ARES de bu trendi yaklaşık 10 yıla yakın bir zaman önce görerek bu yönde uzmanlaşmış, personel ve tasarım/üretim altyapı yatırımları yapmış ve ürünleriyle kendini ispat etmiştir.
Haber
Hakan Gürsu ve Designnobis ekibi 4 ödülle döndü
araç, ışık alan ferah tasarım için çoğunlukla geniş cam paneller barındırıyor. Taxea, kapalı gövdesi ve merdiven korkulukları ile güvenli bir yolculuk sağlıyor. Taxea, kısa mesafe seyahatini daha keyifli bir deneyim haline getirirken, modern şehir manzarasını yolcunun ayaklarına sererek boğaz yolculuğunu keyfe dönüştürüyor. Taxea, Deniz Ulaşımı - Tekne Tasarımı kategorisinde gümüş ödüle layık görüldü.
ODTÜ Öğretim Üyesi Hakan Gürsu “International Design Awards 2018” Yarışmasında 4 ödüle layık görüldü.
A
merika Birleşik Devletleri’nin Los Angeles kentinde düzenlenen ve uluslararası alanda en prestijli ödüllerinin sahiplerini bulduğu “International Design Awards” yarışmasının 2017-2018 yılı sonuçları açıklandı. ODTÜ Öğretim Üyesi Hakan Gürsu ve Designnobis ekibi etkinlikten bu yıl 4 ödülle döndü. ODTÜ Teknokent’te yer alan endüstriyel tasarım ve inovasyon merkezinde geliştirdiği ürünlerle dünyanın çeşitli yarışmalarında onurlandırılan Gürsu ve ekibinin geliştirdiği ödüllü ürünler şu şekilde; ConSoLight: Deniz fenerine yenilikçi bir boyut getirerek öncü ve ihtiyaçlara hızla cevap veren bir ürün olarak geliştirilmiştir. Günümüzdeki alternatif enerji kaynaklarının kullanımı hızla ilerliyor ve çevresel çözümler geliştiriliyor. Kaynakların tükenmesi ve küresel yaklaşımın yenilenebilir enerji kullanımına yönelmesiyle çevreci ürünler uluslararası piyasada büyük önem taşıyor. Doğal enerji kaynağının yüksek verimli kullanımını sağlayarak bu ihtiyaca hitap eden ConSoLight, düşük maliyeti, yüksek performansı ile uluslararası pazarda güçlü ve öncü bir çözüm ola-
32 TEMMUZ - AĞUSTOS
rak yerini alarak ihraç potansiyeli yüksek bir alan yaratıyor. Güneş enerjisi sayesinde sürekli kullanılabilmesi, yeni ürün maliyetlerini de en aza indiriyor. Ülkemizin küresel yaklaşımdaki faaliyetlerine katkı sağlıyor. Düşük maliyetli, yüksek katma değerli bir ürün oluşuyor. Zorlu deniz ortamına dayanıklı şekilde tasarlanmış hem işaretleme ışığı hem de balıkçılık ekipmanı olarak yüzen bir deniz feneri olarak kullanılabiliyor. ConSoLight, marinalar için sürdürülebilir yaklaşımı amaçlarken balıkçıların ihtiyaçlarına büyük çözümler sağlıyor. Geliştirilen güneş enerjili deniz feneri, bulundurduğu güneş pilleri ile gün boyu güneş ışıklarını toplayarak geceleri uzun saatler boyunca su yüzeyini aydınlatıyor. Böylelikle yenilenemeyen hiçbir kaynağı tüketmiyor. Aynı zamanda, büyük bir güç kaynağına sahip olduğundan, düşük güneş ışığı alan bölgelere de uygunluk ve yüksek çalışma performansı sağlıyor. Çevre dostu, uygun maliyetli, dayanıklı tasarım sunan ConSoLight, Sürdürülebilir Yaşam- Çevre Koruma kategorisinde gümüş ödüle layık görülürken, Alternatif Enerji Kaynakları Ekipmanı Tasarımı kategorisinde altın ödül ile onurlandırıldı. Taxea: İstanbul Boğazı için geliştirilen çift güverteli katamaran modern bir deniz ulaşım aracıdır. 65 yolcu kapasiteli ve yüksek performanslı malzemelerin kullanıldığı bu özel katamaran İstanbul Boğazı için yüksek performans ve konforuyla, ferah ve lüks bir seyahat sunuyor. Geliştirilen
Owl Bits: Tek elle kullanılabilen hassas çalışan bir tornavida seti olan Owl Bits, her boyutta ürün için kullanılabiliyor. Geliştirilmiş bu set, hafif ve kompakt tasarımı ile göz önüne çıkıyor. Tek elle kullanılabilmesi sayesinde tüm kullanıcılara hitap ediyor. Gövdede saklanan 13 farklı değiştirilebilir vida tipini barındırmasıyla piyasadaki ürünlerin önünde yer alıyor. Ürün, malzeme seçimleriyle konforlu ve uzun vadeli bir kullanım sağlıyor. Aynı zamanda geliştirilen bu set, deri kılıfı sayesinde giysilere takılarak günlük kullanımlarda ya da özel amaçlı kullanımlarda kullanıcıya anında yardımcı oluyor. Çok sayıda vida tipi bulunduran ve yüksek malzeme kalitesine sahip olan Owl Bits, hayat kurtarıcı çok amaçlı bir araç olarak Diğer Ürün Tasarımları kategorisinde bronz ödüle layık görüldü. 2007 yılından itibaren düzenlenmekte olan International Design Awards tasarım ödülleri mimari, iç mekan, ürün tasarımı ve moda alanlarında en yenilikçi uygulamaları ödüllendirmeyi amaçlıyor. Aynı zamanda kazanan tasarımlar için bir akreditasyon niteliği taşıyan yarışma, ürünlerin ve tasarımcılarının tanıtımlarına katkıda bulunuyor. Ödül töreni New York ve Los Angeles’ta gerçekleştirilecek olan etkinlikte ödüllü ürünlerin bulunduğu bir sergi de yer alacak. Kurulduğu 2006 yılından bugüne 150’nin üzerinde uluslararası tasarım ödülüne layık görülen Gürsu ve Designnobis ekibi, inovatif ve vizyoner projeleriyle katma değer yaratan ürünler geliştirmeye devam ediyor. Ödül alan tasarımlara aşağıda yer alan bağlantılardan ulaşılabilir:
Makale
Konteyner taşımacılığında karlılık nasıl arttırılır? Konteyner taşımacılığının önümüzdeki 25 yılda ortalama her yıl %5’in üzerinde büyümesi öngörülüyor. Eskiye göre karlılıklar azalmışken konteyner taşımacılığı sektörünün oyuncuları karlılıklarını arttırmak için neler yapabilir?
Prof. Dr. Soner Esmer DEÜ Denizcilik Fakültesi soneresmer@gmail.com
34 TEMMUZ - AĞUSTOS
K
onteyner taşımacılığının son derece başarılı bir taşıma biçimi olması, konteyner taşımacılığında rol alan aktörlerin finansal olarak çok güçlü olduğu an-
lamına gelmiyor. Konteyner gemi ve terminal operatörleri ya da Freight Forwarder gibi lojistik hizmet sağlayıcılar için sermayenin geri dönüşü 20 yıl öncesine göre çok daha gecikmeli bir hale geldi. Diğer yandan
www.7deniz.net <
verdikleri hizmette değer yaratabilen işletmeler, bu olumsuzluktan daha az az etkileniyor. Konteyner taşımacılığının önümüz-
Öncelikle şu soruya yanıt arayalım: Gelecekte mevcut duruma göre ne gibi değişikliklerin olması muhtemeldir? (Daha önceki yazılarımda da bahsettiğim gibi) Bu konuda bazı tespitler yapılabilir. Örneğin konteynerin tasarımında, boyutlarında, limanların ve gemilerin fiziki modellerinde önemli bir değişikliğin olmayacağı, konteyner ticaretinin bölgeler arasında yüksek oranda değil çok daha dengeli artış göstereceği, özellikle kara tarafında otomasyonun çok yaygınlaşacağı, dijital dönüşümün değer yaratmada çok önemli bir rol üstleneceği, müşterilerin yüklerini daha kesin zamanlarda teslim almak isteyeceği ve taşımanın her aşamasını şeffaf bir şekilde izlemek isteyeceği, kitlesel bireyselleştirme (mass customization) uygulamaları ile parsiyel yük hacimlerinin küçüleceği, benzer işletmeler olsalar dahi sektördeki lider işletmelerin çok daha farklı bir görünümde olacağı tahmin edilebilir. Gelecekte ticaretin gelişimi ne yönde olacak? Bu öngörüler dikkate alındığında karlılığı arttırmak için cevaplanması gereken iki temel soru daha ortaya çıkıyor: Gelecekte ticaretin gelişimi ne yönde
deki 25 yılda ortalama her yıl %5’in üzerinde büyümesi öngörülüyor. Eskiye göre karlılıklar azalmışken konteyner taşımacılığı sektörünün oyuncuları karlılıklarını arttırmak için neler yapabilir?
olacak? Gelecekte değer yaratmanın temel kaynakları neler olacak? Her iki soruya da bakalım. Ticari gelişimin ne yönde olacağını kestirmek güç, çünkü bu sorunun yanıtını çok fazla değişken şekillendirecektir: küreselleşme ve ticaret politikalarının yönü, Asya’daki endüstrileşme, Hindistan ve Afrika’nın gelişimi, robotların ve 3 boyutlu yazıcıların hangi coğrafyalarda üretim için kullanılacağı, konteynerizasyon eğilimleri ve müşterilerin tüketim alışkanlıklarındaki değişimler gibi. Tüm bunlara gündemi yakın takip ederek ve hızlı tepkiler vererek bir şekilde uyum gösterilebilir. Gelecekte değer yaratmanın temel kaynaklarının ne olacağı yönünde ise bazı öngörüler oluşmuş durumda, bunlar 6 başlık altında toparlanabilir: 1. Ölçek ekonomisini daha da arttırmak: Konteyner gemi kapasitelerinde agresif büyümelere şahit oluyoruz. Mevcut gemi siparişleri de özellikle bazı hatlarda bu stratejinin önümüzdeki 20 yıl devam edeceğini gösteriyor. Kapasite artışı sadece gemilerde değil terminallerde de gerçekleşiyor, daha doğrusu terminaller gemilere ayak uydurmaya çalışıyor.
Ancak gemilerdeki bu kapasite artışları (mega gemilerin limanları olumsuz etkilemesi gibi) tedarik zincirindeki diğer oyuncuları olumsuz etkiliyor, nihai müşteri beklentileri tam karşılanmıyor.
TEMMUZ - AĞUSTOS 35
Makale 2. Hizmet esnekliği: Ölçek ekonomisini arttırmak ve esnek bir hizmet vermek nispeten zıt yaklaşımlardır. Müşteri aldığı hizmetin hızlı ve esnek olmasını ister, aldığı hizmetin değerli olduğunu düşündüğünde daha yükse fiyatlar ödemeyi göze alabilir. Bu noktada örneğin daha küçük gemilerle, ya da daha küçük konteyner boyutlarıyla hizmet vermek esnekliği sağlayabilir. Kim bilir belki 25 yıl sonra düşük kapasiteli gemiler yeniden revaçta olacak. 3. Tedarik zincirinin güvenilirlik ve öngörülebilirliğini arttırmak: Bu noktada dijital dönüşüm devreye girecektir. Müşterinin yükünü izleme ve takip etme isteği, teslim almada daha net ve kesin zaman beklentilerinin olması tedarik zincirinin güvenilirlik ve öngörülebilirliğini sağlama yönündeki çabaları arttırıyor. Gerçek zamanlı işleyen izleme-takip sistemleri ile güvenilir ve esnek teslimatların yapılmasına odaklanmak, işletmeler için ölçek ekonomilerine odaklanmaktan daha mantıklı olabilir. 4. Konsolidasyon ve entegrasyon: 2000 yılında en büyük 3 konteyner hattının pazar payı %26 iken bugün %45’lerde. Buna rağmen dünyanın en büyük konteyner gemi operatörleri arasında 3 büyük ittifak halihazırda işliyor. Bu denli büyük ittifaklar henüz terminal
ve lojistik hizmet sağlayıcıları arasında başlangıç aşamasında olsa da bu yönde önemli gelişmeler beklenebilir. İlave olarak özellikle lojistiğin farklı iş dallarında dikey entegrasyon uygulamaları gelecekte artış gösterecektir. Bu seçeneğin stratejik planlamalara dahil edilmesi faydalı olabilir. 5. Otomasyon ve verimlilik: Birçok alanda olduğu gibi lojistik alanında da otomasyon süreci kaçınılmaz. Çünkü otomasyon ile maliyetler azaltılırken verimlilik önemli ölçüde arttırılabiliyor. Nitekim dönüşüm süreci hızla ilerliyor. Otomasyon sürecinin öncelikle deniz değil kara tarafında yaygınlaşacağına yönelik öngörüden bahsettim, nitekim insansız terminaller halihazırda işleti-
lirken, sayıları her geçen gün artıyor. Otomasyon birçok otorite tarafından özellikle (insan kullanımına göre) ekipman verimliliğini arttırmada en güvenli yol olarak görülüyor. Kamuoyunda robot istilasıyla insanların işsiz kalıp kalmayacağı tartışılıyorken, dönüşüm hızla ilerliyor. 6. Çevresel performans: Dünyada karbon salınımının yaklaşık %7’si uluslararası taşımacılık kaynaklıdır. Bu noktada uluslararası kurumlar regülasyonlarla çevre kirliliğine yönelik önlemler alıyor, yeni yaptırımlar getiriyor. Terminaller elektrikli ekipmanlarıyla çevreye oldukça duyarlı bir dönüşüm içinde. Benzer şekilde yasal ve toplumsal baskılardan dolayı taşıma araçlarında bu dönüşüm kaçınılmazdır. Nitekim başladı da. Sözün Özü Gelecek belirsiz olabilir, ancak bu nedenle hiçbir şey yapmamak bir özür olarak kabul edilemez. Karlılığı arttırmak için dikkate alınabilecek önemli noktalar var: nihai müşteriye odaklanmak, 3 boyutlu yazıcılar ve robotlar gibi mevcut sektörler için yıkıcı etkiler yaratan gelişmeleri yakından takip etmek, radikal bir şekilde dijital dönüşüme, otomasyon uygulamalarına ve yeniliğe açık olmak gibi... Kaynaklar: -https://www.drewry.co.uk/news/ container-ter minal-utili s ation-levels-set-to-rise-trade-wars-permitting -Brave new world? Container transport in 2043. TT Club, McKinsey&Company.
36 TEMMUZ - AĞUSTOS
Yat Üretimi
Mengi Yay Yatçılık Başkanı Hüseyin Mengi
Mengi Yay ödüllere doymuyor
Ünlü tasarım dergisi Design Et Al tarafından her yıl düzenlenen ‘Uluslararası Yat ve Havacılık Ödülleri’nde bu yıl Türkiye’nin en köklü yat üreticilerinden Mengi Yay Yatçılık’ın tasarlayıp inşa ettiği ‘SELEDA’ isimli yat, 25 ile 40 metre arası motor yat dalında Uluslararası Yat ve Havacılık Ödülü’nü almaya hak kazandı. 27 metre uzunluğa sahip ‘SELEDA’ ahşap ve epoxy ile inşa edildi. Ahşap malzeme sadece motoryatın gövdesinde veya omurgasında kullanılmakla kalmayarak, yatın dış mekânlarındaki ahşap işçilik de başarıyla kanıtlanıyor. Ahşap detaylar, tersanenin genlerindeki ahşap tekne yapım ustalığının izlerini taşıyor. Bugüne kadar ulusal ve uluslararası alanda 10’a yakın ödül alan Mengi Yay Yatçılık’ın Başkanı Hüseyin Mengi ile bir araya geldik ve hem ödülleri hem de firmanın ürettiği yatlarda ön plana çıkan işçilik ve tasarımları konuştuk. 38 TEMMUZ - AĞUSTOS
www.7deniz.net <
Türk işçiliği ve mühendisinin emeğiyle üretilen yatlarınızda özellikle iç-dış dizayn tasarımlarınızla ön plana çıkıyorsunuz ve bu anlamda birçok ödüller de aldınız. Bu noktada firmanızı ve tasarımlarınızı farklılaştıran nedir? Biz son 4-5 seneye kadar tüm dizaynlarımızı müşterinin yönlendirmesiyle yapıyorduk. Ve beraberinde kendi ekibimiz vardı. Ama dedim ki herkes kendi işini yapmalı. Biz yatı üretmeliyiz kendi departmanımızda pazarlamalıyız, broker’la çalışmalıyız ama dizaynını dizayncılar yapmalı. Ki geçen yıl Aquarius teknemizle aldığımız ödül kendi ekibimizin emeğidir. Bu sene aldığımız ödül de onundur. Son zamanlarda inşa ettiğimiz yatlarda daha çok yurtiçi ve yurtdışındaki tasarımcılarla çalışıyoruz. 25 ile 40 metre arası motor yat dalında Uluslararası Yat ve Havacılık Ödülü’nü aldınız. Yatınız nasıl bir ustalıkla inşa edildi, özellikleri neler? Bu yatımızın müşterisi 24 metrelik tekne talebiyle bize geldi. Biz kendi içimizdeki mühendis ve dizayn arkadaşlarımızla karşılaştırıp 27 metreye karar verdik. Kendine özgü bir tasarım istediler. Mühendis ve tasarımcılarımızın, müşterimizin de istekleri doğrultusunda
bir tasarım ortaya çıkardık. Bu teknenin özelliği ahşap lamine epoksi olmasıdır. Teknenin ne kadar 27 metre olsa da 32 metre rahatlığı vermesi ön plana çıkıyor. Çünkü kendi dalında çok geniş ve çok az yakıtla tasarruf eden, ciddi derecede menzili uzun mesafede az yakıt yapan her şeyi oturmuş bir teknedir. Onun dışında çok rahat dört kabini ve içinde şöminesi olan bir tekne. Bu teknenin diğer özelliklerinden biri de rengidir. Sıra dışı bir rengi var. Bu teknemizi geçen yıl Cannes Yat Fuarı’na götürmüştük.Öte yandan şu an çok özel bir tekne yapıyoruz. 44 metrelik, çelik alüminyum olan ve uluslararası pazara hazırladığımız bir teknedir. Ön pazarlamasını Amerika, Monako, Miami gibi yerlerde yaptık. Birtakım dönüşler de aldık. Önümüzdeki ay tekneyi görmeye gelecekler. Tekneyi İtalyan bir tasarımcı arkadaşımız tasarladı, Hollandalı mühendis arkadaşımız altyapısını yaptı, Türkiye’deki arkadaşlarımız ise diğer işçiliklerini yaptı. İç tasarımda da Türk bir mimar arkadaşımız destek veriyor. Bu teknenin özelliği çelik alüminyum dışında görüntü olarak biraz motoryat, biraz trawler tarzı, yani ikisinin ortası bir tekne. İç kısmında şu an 5 kabin olarak tasarladık ancak 6 kabine dönebilen, süratini menzilini uluslararası sularda arttırabilen, olabilecek en
büyük charterclass rotasyonunda yapılabilen, rotasyon anlamında ciddi derecede en yükseğini yapabilen bir teknemiz. Önümüzdeki yıl bu zamanlar denizde olabilecek. Çünkü müşterinin en büyük talebi zaman. Dış tasarımı şu anda bitmiş durumda. Hedefimiz bu line’ı oluşturup tekneden yüzlerce yapmak. Bu hedefle çıktık yola. Geçen yıl katıldığımız Cannes Yat Fuarı’na bu yılda gideceğiz. 44 metrelik teknemizi bizzat fuarda görücüye çıkarmayı düşünüyoruz. Bu ödüllerin prestij anlamında firmanıza katkısından bahsedelim… Ulusal ve uluslararası 10’a yakın ödülümüz oldu. Prestij anlamında ise tabi ki her ödül, yapılan her haber prestij kazandırır. İnsanlar ürünü tanır, bu marka değerini arttırır, müşteriyi memnun eder. Ödülü, İtalya Venedik’te İngiliz bir derginin 3.defa düzenlediği bir yarışmada aldık. Türkiye’de daha önce bu ödülü ülkemizde birçok yat üreten firma almış. Geçen yıl bizde kaldı bu kategori ödülü. Yurtiçi ve yurtdışından ciddi rakiplerimiz vardı. Ben Türkiye’deki rakiplerimizi de tebrik ediyorum. Esnaf arkadaşımızı rakip değil meslektaş olarak görüyorum. Her ne kadar rekabet olacaksa da tekneyi daha iyi yaparak birbirimize destek olmalıyız. Hepimizin de geçmişten gelen
TEMMUZ - AĞUSTOS 39
Yat Üretimi kuvvetli bir backgroundu var. Mengi Yay Yatçılık’ın müşteri portföyü nasıl şekilleniyor? Son 10 seneyi özetlemem gerekirse yabancı müşteri oranı yüzde 40, yerli ise yüzde 60. Ama son bir iki seneye bakarsak bu tam tersine döndü diyebilirim. Çünkü yerli müşterinin yurtdışından tekne alma şansı yükselince Türk bayraklı adı altında o marka tercih edilebiliyor. Bu noktada bayrak yasasıyla ilgili birkaç şey söylemek istiyorum. Son zamanlarda bayrak yasasının çok başarılı olduğu söyleniyor. Bunun üstüne basarak söylüyorum, Türkiye’deki yabancı bayraklı Türk sahipli teknelerin ve orada çalışan personeli kayıt altına almakta çok ciddi bir başarı elde ettik. Bununla beraber yüzde 1 KDV ile yurtdışından ülkemize gelen sıfır tekneleri düşündüğümüzde bu yatçılık imalat sektörü için çok iyi bir durum değil. Niçin derseniz? Bizden 50 yıl önce bu işe başlamış daha kaliteli yatlar imal eden İtalya, Hollanda, Almanya gibi ülkelerle bizim baş etmemiz için 10 sene daha çalışmamız lazım. Geçtiğimiz “Ünlü tasarım dergisi Design Et Al tarafından her yıl düzenlenen ‘Uluslararası Yat ve Havacılık Ödüllerinde bu yıl tasarlayıp inşa ettiğimiz ‘SELEDA’ isimli yat, 25 ile 40 metre arası motor yat dalında Uluslararası Yat ve Havacılık Ödülü’nü almaya hak kazandı. 27 metre uzunluğa sahip ‘SELEDA’ ahşap ve epoxy ile inşa edildi. 800 hp MAN motorları ile 17 knota kadar hız yapabiliyor. ‘SELEDA’yı bir master, bir VIP ve 2 misafir kabinine sahip olacak şekilde tasarladık. Yatta toplamda sekiz kişi rahatça konaklayabilirken üç mürettebat için de iki kabin bulunuyor. 25 metrekare alana sahip ana kabin, özellikle kış aylarında elektrikli şömine ile ısıtılabiliyor ve ana güvertede yer alan 30 metrekare alana sahip salon ortama farklı bir hava katıyor. Ayrıca bu alan, yemek alanı ve güneşlenme yeri olarak da kullanılabilme özeliğine sahip. Firmamız, 45 metre uzunluğa sahip ‘AQUARIUS’ yatla da 2017 Uluslararası Yat ve Havacılık Ödülleri yat kategorisinde iç ve dış tasarım olarak iki ayrı dalda ödül almıştı. Design Et Al Yacht&AviationAwards, yeni tasarımları takdir etmek, yetenekleri tanımak, fırsat yaratmak, yat ve havacılık endüstrilerindeki birçok harika iç mimar ve ürün tasarımcısına ilham kaynağı olmanın yanında müşterilere, ortaklara ve bağlantıdaki herkese de dünyadaki en iyi tasarımları ödüllendirme fırsatı vermeyi hedefliyor.”
40 TEMMUZ - AĞUSTOS
ülkeler var mı? Var. Burada çok önemli bir şekilde devletimizden şu desteği istiyoruz: Mutlaka yurtdışından gelen teknelere kdv + ötv koyamıyorsak -ki koymayalım ancak Türkiye’de tekne yaptıran yerli ya da yabancı müşteriye bir teşvik vermek lazım. Bu çok önemli bir konu. Çünkü bir yerli ya da yabancı müşterinin sizi tercih etmesi için tek sebebi artık custommade’de kaldı. Yani standart tekne üretip belli boylarda yapma şansı çok zor. Çünkü onlar bizden daha çabuk ve daha iyi karla yat verebiliyor. Ama burada custommade’de tek şansımız kaldı. O da nerdeyse elimizden gidecek. Tek şansımız biz daha çabuk yapabiliyorsak bizi tercih ediyor. Bazen müşteri yüzde 20’lik fiyat farkına bakmadan yurtdışından yatı alabiliyor. Buna yerli müşteri de dâhil. Bu noktada sormak isteriz, sizce Nuh Sanayi Sitesi bu projeleri kaldırabilecek kapasitede mi? Tuzla Nuh Sanayi Sitesi’nin 2 dönem başkanlığını yaptım, bir dönem de yönetiminde bulundum.Şu anda yeni bir ekip yönetimde görevde.Burada 35 yıldır beraberiz. Nuh Sanayi Sitesi’nin değişmesi gerekiyor. Nuh Sanayi Sitesi’nin vizyonunu değiştiremezsek eğer biz yat üreticileri başka bir yere gitmek zorundayız. Ancak bu noktada söylemeliyim ki kesinlikle devletimizin bir yat politikası olması lazım. Başımızda bizi destekleyen DTO ve GİSBİR olmak üzere... Müşteri Avrupa’ya gittiğinde yat inşa edilen belli yerleri biliyor. Dolayısıyla da hep aynı yerler tercih ediliyor. Yatçılık olarak daha iyi yerlere gelebileceksek Türkiye’de, devletimizin yatçılığı gerçekten bir yere konuşlandırması lazım. Bir kere Nuh Sanayi Sitesi kesinlikle olmaz. Buraya ciddi derecede yatırım yapmış tersanelerimiz var. Tersaneleri buradan kaldırma şansımız yok. Dolayısıyla burada yüzde 1’lik bir kesimi oluşturan Nuh Sanayi Sitesi’nin daha butik bir tekne yaparak varlığını sürdürmesi gerekiyor, yani bana göre 24 metre üstü tekne olmaması gerekiyor burada.
Devletimizin 24 metre üstü tekne yapan firmaları başka bir yere konuşlandırması lazım. Olmazsa olmaz bölge ise İstanbul. Çünkü İstanbul ciddi bir marka bizim sektör için. Tuzla’da, tersanelere de uzak olmayan bir bölgede bizi birleştirmesi lazım. O zaman biz daha iyi oluruz. İşte o zaman 24 metre altı müşteri Nuh Sanayi Sitesini bir marka olarak bilecek, 24 metre üstü müşterisi de belli bir yeri bilecek. Devlet teşviki konusuna gelirsek, destek alıyor musunuz? Fuar desteği alıyoruz ancak hala yeterli noktada değil. Tabi ki avantajımıza olan bir takım prosedürler var. Ama bunu Türkiye’de kaç kişi kullanıyor derseniz prosedürlerden dolayı bu sayı çok az. Zaten belli bir limiti var desteğin, yüzde 50’den yüzde 25’ini alıyorsunuz. Bir de Eximbank olayı var. Eximbank’ta yat kredisi diye bir sistem çıktı. Sistem olarak var ancak kullanılması mümkün değil. Bunların sürdürülebilirliği mutlaka denetlenmeli ve devamında bu işleri yapabilecek kendini kanıtlamış firmaların da önü açılmalı. Müşteri ‘ben tekne yaptırmak için geldiğim zaman ilk etapta para vermek istemiyorum, param da var, teminatı koyayım teknemi yapayım, alayım’ diyor, sistemin buna dönmesi lazım. Deniz Ticaret Odası’ndaki yönetim değişikliğiyle ilgili ne söylemek isteriniz? DTO’da meslek komitesindeyim ve meclis üyesiyim. Öncelikle eski başkanımız ve yönetimine teşekkür ederim. Yıllarca bu sektöre hizmet verdiler. Ancak artık yönetimin değişmesi gerektiğini düşünüyorduk. Değişim grubundaydık. Hepimizin Odası Hareketi’nde ben de bulundum. Deniz Ticaret Odası’nın görevde olduğu sürece başarılı olacağına inancım tamdır. Çok umutluyum. 6 No’lu komiteden 3 arkadaşımla birlikte meclis üyesiyiz. Tanju Kalaycıoğlu da Komite Başkanımız. 6 No’lu komite olarak iddialıyız.
Yazılım
Müşteri memnuniyeti bu işin olmazsa olmazı! Yazılım geliştirme faaliyetlerini denizcilik alanında mühendislik tabanlı modüllerle sürdüren Ayden Marine, teknolojinin gelmekte olduğu noktanın tüm olanaklarını kullanmayı amaç edinip, son kullanıcıların ortaya çıkan ürünlerden maksimum verimi alabilmelerini hedefleyerek yoluna devam ediyor. Ayden Marine Proje ve İş Geliştirme Müdürü Koray Gür, “Müşteri memnuniyeti bu işin olmazsa olmazı” diyor.
Öncelikle 2017 son çeyreğinden ve Temmuz 2018’e kadar tasarım ve dizayn sürecini yürüttüğünüz projelerden bahseder misiniz? Tasarım ve dizayn faaliyetlerimiz için çok değerli ve tecrübeli mühendislerden oluşan bir ekibimiz var ve bu ekibe liderlik yapan arkadaşımız da Atakan Solak. Onun önderliğindeki bu ekip ile geçtiğimiz yıl bir çok önemli projeyi hayata geçirmeyi başarmış bulunmaktayız. 2017 yılında dizayn sürecini tamamladığımız 23.90 m boyunda yeni nesil Gezinti(Tenezzüh) teknesi İstanbul Boğazı’nda hizmete girmiştir. 65 m boyunda kabotaj hattı petrol tankeri Türk Loydu klasında tamamlanmış olup kira anlaşmalarını yaparak taşımacılığa başlamıştır. Çeşitli deniz üzeri yapıların inşasında kulla-
42 TEMMUZ - AĞUSTOS
nılmak üzere 1 adet acente botu, 1 adet çekici römorkör hizmete girmiş bulunmaktadır. Bununla birlikte 42 m 2 adet yolcu gemisi, 1 adet korsan gemisi, 8 adet 20m altı balıkçı gemisini tamamlamış bulunuyoruz. Norveç’te balık avlamak ve nakliye etmek üzerine dizayn edilen 2018’in ilk çeyreğinde inşası tamamlanan 10.95 metre boyundaki balık avlama teknelerinden üç tanesi sahiplerine teslim edilmiş bulunuyor. Norveçli firmalardan yapmış olduğumuz dizayn serileri ile ilgili memnun edici talepler gelmektedir. Son olarak Türk Loydu tarafından klaslanan 50m balık avlama gemisinin yapımı haziran ayında tamamlanmıştır ve Afrika serüvenine başlamış bulunmaktadır. Bu projelerin arasında sizi en çok
heyecanlandıran hangisi oldu? Yerli sermaye ile yapılan ve Afrika’da ticari hayatını devam ettirmek üzere planlanan Türkiye’nin ilk klaslı Balık Avlama gemisini yapmış olmak bizi oldukça heyecanlandırmıştır. Çünkü bu gemi, hem dizayn hem de yapım aşamasında sadece sektörümüzün değil yabancı firmalarında odak noktası oldu. Bu dizaynın ortaya çıkmasında Milli klas kuruluşumuz olan Türk Loydu’nun katkıları da çok değerlidir. Bu dizayn sayesinde Çin’den 2 adet balık avlama gemisi siparişi almış bulunmaktayız. Farklı projeler üzerinde çalışmalarınız var mıdır? 2018 yılının ilk yarısında dizayn sürecine başlamış olduğumuz, Marmara
www.7deniz.net < Denizi’nde yolcu ve araç taşımacılığı yapılması planlanan 90 m boyunda feribot projemizin dizayn süreci tamamlanmış olup imalat sürecine gelmiş bulunuyoruz. 2019 yılının sonlarına doğru hizmet vermesi planlanan bu gemi İstanbul trafiği için de çok büyük önem arz ediyor. Yoğun geçen dizayn süreci ve optimizasyonlar sonucunda, ilk sırada gelen güvenliğin yanı sıra hızlı ve çevre dostu bir gemi dizaynı ortaya çıkartmış bulunuyoruz.İstanbul Boğazı’nda bir ilk olacak olan 50 m boyundaki; konserler, canlı performansların deniz üzerinde izleyici ile buluşmasını amaçlayan yolcu gemisinin yerli ve yabancı turistlerin ilgi odağı olacağından hiç bir şüphemiz bulunmuyor. 2500 kişiye hizmet verecek olan bu gemide, konuklara hem etkinlik keyfi yaşatılacak hem de bu etkinlik esnasında Boğaz’ın tadının çıkartma imkanı sunulacak. Konukların memnuniyeti için hem mühendislik hem de mimari açıdan özel olarak tasarladığımız bu geminin suya inmesini heyecanla bekliyoruz.Ayrıca yazılım alanında yeni geliştirdiğimiz ürünler ile yurtiçi ve yurtdışı piyasalarında kendimizi göstermeye devam ediyoruz. Ağırlıklı olarak üzerinde durduğunuz yazılımlar hangileridir? Anlatır mısınız? Ayden Marine olarak yazılım geliştirme faaliyetlerimiz denizcilik alanında mühendislik tabanlı yazılımlardan oluşuyor. Bu anlamda teknolojinin gelmekte olduğu noktanın tüm olanaklarını kullanmayı amaç edinip, son kullanıcıların ortaya çıkan ürünlerden maksimum verimi alabilmelerini hedeflediğimiz değerler yaratmaya gayret ediyoruz. Yola çıkış noktamızın da hali hazırda devam etmekte olan projelerimizin ve bundan sonra geliştirilecek projelerin de motivasyonu tam olarak buradan gelmektedir.
Ayden Marine olarak şu ana dek hayata geçirdiğimiz projelere; her türden gemi ve kompartımanlarını 3 boyutlu olarak modelleme imkanı sunan Yüzey Modelleme modülünü, yine her türden gemi tipi için oluşturulacak yükleme kondisyonlarının, o gemi tipine ait hasarsız ve yaralı stabilite gereksinimleri doğrultusunda analizinin yapılabileceği stabilite modulünü ve bu stabilite modülünün tek bir gemiye özgü olarak o gemi üzerinde gemi kaptanları tarafından anlık analizler için kullanılan hali diyebileceğimiz, sektörde bilinen adıyla gemi yükleme yazılımı olan Loading modulü AydenLoad’u örnek gösterebiliriz.
bir müddettir gemilerde ihtiyacı duyulan yazılımlardır. Ayrıca IMO’nun 2014 Nisan ayında kararını verdiği ve Ocak 2016 ile yürürlüğe koyduğu gereksinimler neticesinde petrol, petrol türevi, kimyasal sıvı ya da sıvılaştırılmış gaz taşıma kapasitesine sahip tanker gemilerin bu kapsamdaki yazılımlar ile donatılması ve operasyonlarında bu yazılımları kullanmaları bir zorunluluk haline gelmiştir. Yalnızca 2017 yılı ve 2018’in ilk yarısı içinde yurtiçinden ve yurtdışından 100’ün üzerinde tankeri AydenLoad ile donattığımızı söyleyebilirim.
Burada yurtiçinde ve yurtdışında çok büyük rağbet görmesi sebebiyle AydenLoad için ayrı bir parantez açmamız gerektiğini düşünüyorum. Gemi yükleme yazılımları, gemilerin taşıdıkları yük durumlarını gerek stabilite gereksinimleri açısından gerek de mukavemet limitleri açısından analiz etme amacıyla uzunca
Gemi yükleme yazılımları bildiğiniz gibi tanker gemileri için kullanılması zorunlu olan yazılımlar. IMO’nun bu konuda ortaya koyduğu bir kural var ve tanker gemileri de bu kuralları karşılamak için bu tipte yazılımlara sahip olmak durumundalar. Siz de mevzuatı karşılayacak bir ürün yapıp ortaya çıktığınızda ulaşabildiğiniz/anlaşabildiğiniz müşteri adedince ürününüzü satmış oluyorsunuz. Bir problem gözükmüyor, siz ürününüzü satmış gemi de gerekli mevzuatı karşılamış gözüküyor. Tabi siz mevzuatı karşılamanın da ötesinde farklar ortaya koyduğunuzda, kargo operasyonları için gerekli birçok ara işlemi de yazılımınız içine ekstra fonksiyonlar olarak ekleyip operasyonel verimi arttırdığınızda ve %100 müşteri memnuniyeti yarattığınızda bir işletme hali hazırda benzer kapsamda bir yazılıma sahip olduğu bir gemisindeki yazılımı kaldırarak sizin ürünlerinizi kullanmayı tercih edebiliyor.
Geliştirmiş olduğunuz yazılımlar sektöre ne gibi kolaylıklar sağlıyor?
TEMMUZ - AĞUSTOS 43
Yazılım tak bir hedefe hizmet edebilme becerilerini ortaya çıkararak tüm firmalarının kapasitelerinin toplamından daha büyük tek bir toplam ortaya çıkaracak sinerjiyi yaratabilmek ki ben bunu başarabileceğimize inanıyorum. Firmanızı tercih edilme noktasında farklılaştıran hizmet kalitesinden bahseder misiniz?
Nedir bu yenilikler, kolaylıklar diye birazcık bahsedecek olursak: Öncelikle günümüz iş dünyasında her alanda hız en değerli parametre. Ne kadar hızlı hareket edebilirseniz o kadar avantajlı ne kadar hızlı çözüm üretebilirseniz o kadar değerli olabiliyorsunuz. AydenLoad kullanıcılarına tam olarak bunu sağlıyor. Bunda hem hesap algoritmasının etkisi hem de kullanıcıya sağladığı ek özelliklerin etkisi var. Kullanıcı benzer programlarda dakikalar süren hesapları AydenLoad ile 10-15 saniye içerisinde yapabiliyor. Hazırlamış olduğu bir yükleme koşulu için stowage planı yine AydenLoad içerisinde saniyeler içerisinde hazırlayıp işletme ofisiyle paylaşabiliyor. Bunun yanında işletmeler için bir filo arayüzümüz bulunmakta. Bir işletmenin opesasyon departmanı bu arayüz sayesinde filosundaki tüm gemilerin yükleme programına tek bir bilgisayardan erişebilmiş oluyor. Özellikle filosunda çok sayıda gemi bulunan işletmeler için bunun sağladığı kolaylığı sanırım tahmin edebilirsiniz. AydenLoad gemilerde kullanılan bir yazılım bu sebeple tüm gemi tipleri ve tüm gemi tiplerini işleten işletmeler bizim müşterimiz olabiliyor. Konteynır gemileri, kuru yük gemileri, yolcu ve RORO gemileri hatta çok amaçlı off-shore gemileri AydenLoad ürünümüzü kullanıyor.Ayrıca yazılımlarımızın bir de eğitim amaçlı versiyonları bulunmakta. Bu yazılımlar ticari kullanımdan bazı farklılıklar göstermekte tabi ki ve ilgili üniversite, akademi ve eğitim kuruluşlarında ilgili eğitimlerin verilmesi maksadıyla kullanılabiliyor. Bu eğitim amaçlı versiyonları yurtdışında bir çok eğitim kuruluşuna kurduk ve orada geleceğin mühendisleri ve kaptanları olacak öğrencilerin kullanıma açtık. Şuan için Avrupa’da başta İtalya olmak üzere birkaç ülkede halihazırda kullanılmakta. Güney Amerika’da 1-2 ülke için ise görüşmeleri henüz tamamladık ve bu yılsonuna dek oralarda da kullanımına başlanmış olacak.
44 TEMMUZ - AĞUSTOS
HİSER Türk Denizcilik Kümelenmesi oluşumunda siz de yer almaktasınız. Bu oluşumda olma amacınız ve katkılarınızdan bahseder misiniz? HİSER Türk Denizcilik Kümesi Ekonomi Bakanlığı’nın öncülüğünde Teknopark İstanbul yönetimi tarafından Teknopark İstanbul’da denizcilik alanında faaliyet gösteren önemli şirketleri bünyesine katarak ortaya çıkacak sinerji ve işbirliği yaratma imkanları sayesinde, Türk Gemi İnşa Sanayisinin yurtdışında iş yapabilme ve proje geliştirme kapasitesini arttırma amacıyla çalışmalarına başladı. Bu anlamda ortaya çıkış amacını çok değerli görüyoruz. Çünkü farklı disiplinlerde ülkemizde sektöre öncülük eden firmaların birleşmesiyle ortaya çıkacak tek bir kuruluşun denizcilik alanında her türlü projenin altından kolaylıkla kalkabilecek kapasitede olacağını biliyoruz. Buna örnek olarak her türlü askeri projeyi, her tipte ve kapasitede yeni gemi inşasını ve yazılımı örnek gösterebiliriz. Bu anlamda HİSER Denizcilik Kümesinin yurtdışına vereceği hizmetlerde bizim de Ayden Marine olarak hem gemi inşası hem de yazılım alanındaki mevcut faaliyetlerimiz ve tecrübelerimizle kümeye önemli katkı veren firmalardan biri olacağımıza hiç şüphe yok. Burada önemli olan nokta firmaların birlikte tek ve or-
Müşteri memnuniyeti bu işin olmazsa olmazı. Siz istediğiniz kadar reklam ya da pazarlama faaliyetleri yapın sizden memnun kalan bir müşterinizin bir başkasına sizden olumlu bahsetmesinin yaratacağı etkiyi yaratamazsınız. Ya da memnun kalmamış bir müşteriyi sizden bir kez daha hizmet almaya ikna edemezsiniz. Bizim de bu sebeple en önem verdiğimiz konulardan biri müşteri memnuniyeti. Hiçbir sebeple herhangi bir müşterimizin almış olduğu bir hizmetten dolayı memnuniyetsizlik yaşaması bizim için kabul edilebilir bir şey değil. Özellikle yazılım ürünlerinde kullanıcıların zaman zaman teknik desteğe ihtiyacı olabiliyor ve bizler böyle zamanlarda müşterilerimize bizlere en kolay ve çabuk yoldan ulaşabilmeleri için birçok erişim imkanı sunuyor ve taleplerine anında geri dönüş sağlıyoruz. Bunda Ayden Marine olarak yine yıllardır işletmelere geminin acil durumlarda stabilite ve mukavemet analizini yaparak mevcut durumu artıracak yönde operasyonel tavsiyelerde bulunduğumuz Emergency Response Service hizmetimizin bize kazandırdığı birçok alışkanlık ve disiplinin de etkili olduğunu düşünüyorum. Karşınızdaki firma da almış olduğu hizmet ile alakalı olarak sizin konuya olan hakimiyetinizi ve teknik desteğe verdiğiniz önemi gördükten sonra sizinle çalışmaya devam ediyor yada başka firmalara sizin hizmetinizi hiçbir kuşku yaşamadan önerebiliyor.
Makale
Bir kaptana formen ve barmen İngilizcesi yeter mi? Dünya ticaret filosuna gemi adamı sağlama ve bu yolla emek ihracı ile döviz kazancı elde etmek isteyen ülkeler, denizciliğin ortak dili olan İngilizceyi diğer mesleki öğretimin yanında esas bir unusur olarak kabul etmekte ve gemi adamlarının yeterli İngilizce dil bilgisine sahip olmalarına büyük önem vermektedirler.
B
ilindiği üzere deniz taşımacılığı uluslararası alanda gerçekleştirilen bir hizmet türüdür. Denizciliğin uluslararası yani worldwide olması doğal olarak farklı ülke vatandaşlarını çeşitli vesilelerle bir araya getirmekte ve birbirlerini anlamaları bakımından dil problemini ortaya çıkarmaktadır.
Harun Şişmanyazıcı Ekonomist
46 TEMMUZ - AĞUSTOS
Artık günümüzde dünya ticaret filosunun yani yaklaşık 1.9milyar dwt toplam tonajın %70’i kolay bayrak yada serbest bandıra diye tanımlanan
Panama,Liberya, Honduras,(PanlibhonCountries), Malta vb. gibi ülkelerin bayrakları altında çalışmaktadır. Yada gemiler bazı ülkelerin ikinci sicil diye tabir edilen uygulaması tahtında o ülke bayrağı altında çalıştırılsa bile işleticileri kolay bayrak ülkelerinin sağladığı bazı avantajlardan yararlanmaktadırlar(Örneğin Fransa’nın FIS, Türkiye’nin TUGS, Almanya’nın GIS, Norveç’in NIS,Danimarka’nın DIS uygulaması gibi). Kolay bayrak altında gemi çalıştırmanın sağladığı avantajların biri de yabancı uyruklu gemi zabiti
www.7deniz.net < ve mürettebatı çalıştırabilme hakkı olmaktadır. Aynı gemi üzerinde farklı ülke gemicileri bir arada yaşamakta ve çalışmaktadırlar. Bunlar Çin,Filipin,Güney Kore,Rusya, Ukrayna, Gürcistan, Polanya, Litvanya, Yunanistan, Hırvatistan vatandaşları olabilmektedirler.Üstelik Çinli mürettebat hariç, (Çinliler grup halinde çalışmaktadırlar)bir gemi üzerinde iki ve daha fazla ülke vatandaşları bir arada çalışabilmektedir. Verimli çalışabilmelerinin ön şartı “dil” Bu farklı ülkelerden gelen gemicilerin bir arada huzur içinde verimli olarak çalışabilmelerinin ön şartı birbirlerini anlayabilmeleridir. Bunun içinde birbirlerini anlayabilecekleri ortak bir yabancı dile ihtiyaçları bulunmaktadır. Hollanda, Fransa, İngiltere, İspanya gibi Merkantalist dönemin sömürgeci ülkeleri istila ettikleri ülkelerde kendi kültür ve dillerini resmi dil olarak hakim kılmışlar ve söz konusu müstemleke ülkelerin vatandaşları bu dilleri ana dilleri gibi konuşma imkanı elde etmşlerdir. 1917 Ekim ihtilalini takiben kurulan SSCB ülkeleri vatandaşları ise Komünist rejimin politikalarından biri olarak Rusçayı resmi dil olarak öğrenmek zorunda kalmışlardır. Böylece aynı yöre
yada bölgeden fakat farklı ülkelerden gelenler aynı dili konuştuklarından sıkıntı çekmez iken diğer bölgelerden gelenler arasında gemide bir dil sorunu ortaya çıkmaktadır. Bu yüzden dünya ticaret filosuna gemi adamı sağlama ve bu yolla emek ihracı ile döviz kazancı elde etmek isteyen ülkeler, denizciliğin ortak dili olan İngilizceyi diğer mesleki öğretimin yanında esas bir unusur olarak kabul etmekte ve gemi adamlarının yeterli İngilizce dil bilgisine sahip olmalarına büyük önem vermektedirler. Örneğin Filipin buna en güzel örnektir. Dil sadece “on board management” için gerekli olmamakta, limandaki işlemler sırasında stevedor, terminal operatörü, Tally, Kulup sürveyörüve PortSatate elemanları, yükleyici,alıcı temsilcileri ile her konuda konuşmak bakımından da vaz geçilmez bir ihtiyaç olmaktadır. Problemlerin çoğu tarafların birbirlerini anlamamalarından ortaya çıkmaktadır. Liman yetkilisinin ne dediğini anlamayan gemideki zabit yada kaptan,her şeye evet demekte, daha sonra kabul ettiğinin kendisi için kabul edilmeyecek bir husus olduğunu anladığında sıkıntı ve problem başlamakta,fakat iş işten geçmektedir. Zaten kötü niyetli yük ilgilisi gemi personelinin bu lisan zafiyetini hissettiği anda olaya buradan yaklaşarak hızlı ve şiveli konuşarak, anlaşılmadığında kasten kızarak karşısındakini telaşlandırarak , dediğini kabul ettirebilmektedir. Tüm bunların dışında; karadaki personelin kiracı ve brokerler ile müzakerelerinde bir kiralama sürecini iyi yönetmeleri, bilinçli bir şekilde kasten ağdalı bir dil ile içine tuzak hususlar eklenen bir sözleşme maddesini anlayabilmeleri için de iyi bir dil bilgisi gerekmektedir. En büyük problemler anlaşılmayan maddeler yüzünden ortaya çıkıyor Gemi kiralamalarında en büyük problemler, anlamadan imzalanan sözleşme maddeleri yüzünden ortaya çıkmaktadır. Hatta bu husus gelişme yolundaki ülkeler bakımından UNCTAD nezdinde dile getirilerek, Roma Hukuk normları esas alınarak bir yeknesak prototip kira sözleşmesinin hazırlanması ve bunun taraf olan ülkelerin ticaretlerinde zecri olarak kullanılması için bir uluslararası konvansiyon oluşturulması bile teklif edilmiştir. Bu öneri ticaretteki serbest düzen kavramına aykırı olacağı için kabul görme-
miştir. Bilindiği üzere kira sözleşmelerinde en önemli olan husus sözleşme maddelerinin muğlak olmaması,açık ve kolay anlaşılabilir olmasıdır. Ancak bu niteliklere haiz bir sözleşme maddesini bile anlamak için bu sözleşmenin hazırlandığı dili iyi bilmek gerekmektedir. Dil, bu mesleğin olmazsa olmazıdır Günlerce süren uzun ve meşakkatli bir deniz yolculuğundan sonra uğranılan limanda biraz rahatlamak için bara yada lokantaya giden bir gemi zabitinin orada arkadaş olduğu biri ile anlaşabilmesi,sosyalleşmesi,kısaca bir denizcinin kendi özel ihtiyaçları için de dil bu mesleğin olmazsa olmazıdır. Yıllar önce Hamburg’da DB Deniz Nakliyatın Kuzey Avrupa Bölge Temsilcisi olarak çalıştığım dönemde Yüksek Denizcilik Okulu Mezunu çok tanınmış rahmetli bir kaptanımızın “Ben barmen ve formen İngilizcesi bilirim” sözü hala kulaklarımdadır. Bunun anlamı “Ben Stevedora yükü nereye koyacağını anlatacak, akşamda bara gittiğimde kendime yada bulduğum hatuna bira ısmarlayacak,onunla çatapat sohbet edecek kadar İngilizce bilirim”dir. Ne yazık ki o dönemde bir dili çok iyi bilen kaptanlarımız olduğu gibi dil bilgisi yukarıdaki tanımdan öteye gitmeyen kaptanlarımız da çoğunluktaydı. O dönemler aynı durum kara personeli içinde geçerliydi. Bununla birlikte dil konusunda karşılaştığımız tezatlar da vardır; DB Deniz Nakliyat’ta,1980 öncesi dönemde denizciliği ve yaptığı işi hiç bilmeyen, doğru dürüst eğitimi de olmayan bazı kişiler iyi dil bilgisi sayesinde sürekli terfi edebilmekte , büyük itibar görebilmekteydi. Oysa dil bu anlamda bir tool yani araçtır. Örneğin bir marangozun mesleğini ifa etmesine yardımcı olan, işini kolaylaştıran bir araç niteliğindedir. Asıl olan marangozluk mesleğine vakıf olmaktır,fakat o dönemlerde dil yani araç nedreti nedeni ile mesleğin önüne geçmişti. Daha doğrusu mesleği bilmesine rağmen yabancı dile sahip olmayanlar daima dil bilenin yardımına ihtiyaç duyduklarından, bu eksiklik dil bilen kifayetsizleri onların önüne geçirmiştir. Belkide bu durum bir dil bir insan tanımının iyi bir örneğidir. Bilindiği üzere gemi acenteliği ya da liner acente armatöre, deniz nakliye şirketine ve onların gemilerine hizmet sağ-
TEMMUZ - AĞUSTOS 47
Makale layan bir meslektir. Amiyane tabiri ile acentenin patronu armatör ya da deniz nakliye şirketi olup, acente bu gurubun hizmetlisidir.
Türk Hava Yolları gibi şirketlerin odacılarının bile iyi dil bilmesi Sn. Müsteşar büyüğümüz tarafından ileri sürülerek TRT’de kalmam isteniyordu.
Hal böyle olmakla beraber, Deniz Nakliyatın Ticaret Müdürlüğünde yine 1980 öncesi yıllarda çok iyi lisan bilen üst düzeydeki çalışanlara kıyasla daha alt düzeydeki personelin bazılarının yurt dışından bir acente aradığında telaşla telefonda konuşmadan korku ile telefonu elden ele geçirdikleri de hatıralarım arasındadır. Bu resmin bende yarattığı algıya göre telefondaki acente adeta yabancı sahip, telefonu açan armatör yetkilisi ise bir sömürgeci ülkenin mandası altında yaşayan sömürge ulusun bireyi durumunda idi.
Devletin dijitalleşmesinin ilk adımları…
Efendinin hizmetkarına efendi muamelesi yapmak! Bu bir anlamda efendinin hizmetkarına efendi muamelesi yapması anlamında olup, bunun altındaki neden ise dil bilmemesi ve dil bilmediği için bu kompleks ile karşısındaki batılı ülke vatandasını gözünde yüceltmesiydi. Bunu hisseden Batılı da zaten sana öyle davranıyordu. Neyse bu ülke geçen süreç içinde bu kompleksten kurtulmuştur. Bu nedenle bir yabancı dil bir kişiye aynı zamanda kendisine güvenme ve kendisini geliştirme imkanı sağlamaktadır. Yaşadığım olay ve tecrübelerimden gördüm ki, bu meslekte(Denizclikte) iyi bir dil bilen daha doğru tanım ile İngilizceye iyi bir şekilde vakıf olankaptan, zabit, makinacı yada lise mezunu broker hepsi çok başarılı oldular. Çok iyi şirketler kurdular, bu şirketlere uluslararası kimlik kazandırdılar. Yanlarında çalıştıkları yada hizmet verdikleri dil bilmez küçük armatörler tasfiye olurken, bu hizmetli gurup süreç içinde armatör oldu. Yalnız bunlar bir dile iyi bir şekilde vakıf olmanın yanı sıra mesleklerinide iyi bilmekte aynı zamanda müteşebbis olma, şövalyeruhuna da sahiptiler. 1976 yılında TRT’de istisna akdi ile çalışıp program yaparken DB Deniz Nakliyat A.Ş.’ye girme isteğim, dönemin Başbakanlık Müşteşarı aile dostumuz tarafından o tarihlerde lisanımın iyi olmaması nedeni ile uygun karşılanmamış ve TRT’de kadrolu olmam önerilmiştir. Sakın DB Deniz Nakliyata Genel Müdür olacağımı düşünmeyin,o dönemde İktisat Fakültesi mezunu ve İşletme Yüksek Lisansı olan biri olarak gireceğim kadro daktilo memur kadrosu olup, bu isteğim kabul edilmemekte ve Deniz Nakliyat ,
48 TEMMUZ - AĞUSTOS
Yukarıda sözü edilen Başbakanlık Müsteşarı Sn. Ekrem Ceyhun bu kadar sağduyulu ve öngörülü biri olarak dijitalleşmenin başladığı 1970’li yılların başında, bütün devlet dairelerinin personel ile ilgili bilgilerinin ve muhasebe işlem ve kayıtlarının oda büyüklüğünde bilgisayarlarda yapılmasını gerçekleştirerek devletin dijitalleşmesinin ilk adımlarını atıyordu. Sonuçta lisanımı ilerletme sözü ve şartı ile DB Deniz Nakliyata girme talebim kendisi tarafından kabul edilerek gerekli himmetsağlanmış oldu. Ondan sonrada hayatımda hiç kimsenin torpil ve yardımı olmadı. Ancak bu verilen himmetin dilimi geliştirme şartına bağlanması bana hayatımda yapılan en önemli yardım olmuştur. Bunu burada zikretmemin nedeni bundan yaklaşık 42 yıl önce Deniz Nakliyat , Türk Hava Yolları gibi şirketlerde çalışan personelin lisan bilgisi ihtiyacının bu devletin akil ve vatan sever bürokratları tarafından kavranarak en yakınlarına bile bu konuda taviz vermemeleridir. Şimdi aynı durumu Sn. Suat Hayri Aka yapıyor. Bizde bu konuda aldığı kararları şurasından burasından delmeye çalışıyoruz. Bir müddet DB Deniz Nakliyat da beraber çalıştığımız Sn.Suat Hayrı Aka, gerek denizde gerekse karada çalıştığı süre içersinde ve daha sonra kamudan ayrılarak özel sektörde çalışan ve iş sahibi olarak çalıştığı sürede her kademede ve alanda deniz taşımacılığında iyi bir dilin sağladığı avantajları , iyi bir dile sahip olmamanın ise dezavantajlarını bizzat
yaşayarak gördüğü için Müşteşarlık döneminde istisnasız ve töleranssız bunun bu sektörde her alanda en üst düzeyde gerçekleştirilmesini istemektedir.Çünkü bilmektedir ki bundan bizzat bunu yerine getiren personelve bu ülke kazançlı çıkacaktır. Bu cümleden olmak üzere, Deniz Nakliyat’a girmek için verdiğim söz tutularak, derhal Orta Doğu Teknik Üniversitesi’nin Dil öğretim programı olan ve Türkler için özel hazırlanmış SEFT programını uygulayan kursa yazılarak yabancı öğretmenlerin ders verdiği bu kursta İngilizcem daha doğrusu Amerikancam geliştirilmiş, bu ise bundan sonraki hayatımda her kapıyı açan anahtar olmuştur. Hal böyle olmakla beraber, Endüstri 4.0 ile birlikte artık sanal gerçeklik ve yapay zeka ile önceleri bilginin depolandığı, sonra bilginin işlendiği ancak şimdi öğrenen bigisayarlar ve dijitalleşen aygıtlar ile 4-5 dilde anlaşmak ve konuşmak önümüzdeki 2 yıl içinde mümkün olacaktır. O zaman “peki niye hala dil öğrenmek gerekiyor?” diye sorulabilir... Ancak unutulmamalıdır ki, konuşmak sadece düşüncenin kelimeler ile sembollere dönüştürülerek karşı tarafa aktarılması ve sonra bunun karşı tarafta çözümlenerek fikrin yada düşüncenin anlaşılması olmayıp, ses ve ton rengi kullanılan kelimeler kadar önem taşımaktadır. Bazenbir vurgu ile olumlu bir kelime olumsuz anlam ifade edebilmektedir. Bu yeni teknolojik devrimin ise şimdilik kısa sürede bu duyguları da tercümeye aktarabileceğini sanmıyorum. Bu nedenle bu meslekteki herkesin iyi bir dile en azından İngilizce’ye sahip olması başarılı olmanın kaçınılmaz bir şartı ve ihmal edilmemesi gereken bir yönü olmaktadır.
Gemi İnşa
Tersan Tersanesi İş Geliştirme Müdürü Şakir Erdoğan
Sektörümüzün ihracat lideriyiz 1990’lı yılların sonunda Tuzla’da tamir tersanesi olarak sektöre giren Tersan Tersanesi, 2001 yılından itibaren yeni gemi inşa faaliyetlerine başlıyor. 2008 yılında tüm yeni inşa faaliyetlerini, altyapı ve yatırım çalışmalarını daha öncesinde başlattığı Yalova’daki yeni tesislerine taşıyor. Son beş yıldır üst üste sektöründe ihracat lideri olan Tersan Tersanesi, sipariş defterindeki özellikli ve yüksek bütçeli projelerle çalışmalarını sürdürüyor. Özellikle Tersan, Kuzey Avrupa’ya teslim etmiş olduğu yeni inşa projelerinin içerisinde akü enerjili ilk feribot çalışmalarıyla da ön plana çıkan bir tersane. Bir araya geldiğimiz Tersan Tersanesi İş Geliştirme Müdürü Şakir Erdoğan, bizlere yeni inşa projelerinden detaylı olarak bahsediyor. Tersan Tersanesi’nin halihazırdaki yeni inşa projelerinden, kapasitesinden ve know-how’ından bahseder misiniz? Tersan’ın şu anda devam etmekte olan 15 ve yakın zamanda yürürlüğe girecek olan 4 olmak üzere toplam 19 yeni inşa projesi var. Tabi ki bunlar farklı aşamalarda. Teslimatı yakın olan, denize indirilmiş veya testleri devam eden ya da kontratı imzalanmış, dizayn işleri süren
50 TEMMUZ - AĞUSTOS
projelerimizdir. 2008 kriziyle birlikte daha çok amacı doğrultusunda inşa edilen niş projelere; offshore destek gemileri, özel fabrika ekipmanlarıyla donanmış balıkçı gemileri, canlı balık taşıma gemileri gibi özel gemilerin inşasına yöneldik. Kuzey Avrupa başta olmak üzere Norveç, Danimarka, Almanya, İzlanda, Grönland, Kanada ve Rusya gibi ülkelere yeni inşalar yapıyoruz. Bu sayede 2013 yılından bu yana 5 yıldır üst üste sektö-
rümüzde ihracat lideriyiz. Projelerimizden bahsedersem, Kore’de yarım kalan bir projeyi kabuk olarak yeni alıcısından teslim aldık. İlk armatörü tarafından Kore’deki tersanede iptal edilmiş bir projeydi. Bu offshore gemisini tersanemizde tamamlayıp Norveç’teki müşterimize gelecek ay teslim edeceğiz. Sonrasında her biri 130 metre olan üç adet akü enerjili ve LNG yakıtlı hibrid feribot teslimatlarımız olacak. Yine Norveç’te büyük bir
www.7deniz.net <
lojistik firmasına feribotların teslimini yapacağız. Gelecek yıl Rusya’ya yengeç toplama ve işleme gemisi teslim edeceğiz. Yine Norveç’e olta tipi dediğimiz balık işleme fabrikası gemileri teslim edeceğiz. Kanadalı müşterimize bu yıl 80 metrelik kıç trol gemisi teslim ettik ve bu teslimatın referansı ile Kanada’lı başka bir firma yine benzer bir gemi siparişi aldık. Bu fabrika tipi balıkçı gemileri bütçesi 30 ila 40 milyon euro arasında değişen nispeten büyük projelerdir. 2020 yılı başında Norveçli bir armatöre canlı balık taşıma gemisi teslim edeceğiz. Sonrasında Rusya’ya tekrar bir balıkçı gemisi teslimatımız daha olacak. 108 metrelik çok büyük bir balıkçı gemisi bu. Açıkçası bugüne kadar Rusya’dan aldığımız en büyük proje budur. 2020’nin ikinci yarısı için imzaladığımız projeler de var. Ülkemizin tüm yeni gemi inşa sektörünün yüzünü güldürecek ve yeni kapılar açacak bir proje olacağına inanıyoruz. Yine Rusya ile imzaladığımız ve 2021’in başında teslim edeceğimiz bir projemiz daha olacak. Büyük bir tersanemiz var. İki kızak üstünde, iki düz alanda olmak üzere dört üretim hattımız var. Sipariş defterimizde
yer bulan yukarıda sıraladığımız özellikli ve yüksek bütçeli projelerin yanı sıra gelen yeni projeleri inşa planımıza uyduğu sürece araya alabiliyoruz, yoğunluğumuza rağmen mevcut ve potansiyel müşterilerimize cevap verebiliyoruz. Ülkemizdeki tersaneler özellikle Kuzey Avrupa’ya yöneldi. Orada nasıl bir potansiyel var? Özellikle niş projelere olan talep doğrultusunda yorumlar mısınız?
bir inşa alanı, gemi tedarikçisi durumuna geliyor. Özellikle niş projelerde Avrupalı armatöre, kalite ve fiyat dengemizin yanı sıra esnekliğimiz de çok iyi hitap ediyor. Yeni inşada Avrupa ağırlıklı çalışıyor. Olsak da son yıllarda Rusya ayağımız da güçlendi.
Kuzey Avrupa’da çok büyük bir potansiyel var. Ve oradan gelen talepler de Türkiye’nin yapısına çok uyuyor. Aldığımız talepler öncelikli olarak ekonomik bakımdan öne çıkıyor. Biz Avrupa’ya kıyasla daha ekonomik maliyetler ile inşalar sağlayabiliyoruz. Armatörün ikinci talebi ise kalite. Uzakdoğu’dan daha iyi, Avrupa’dan daha az olmayan kalitede inşalar teslim ediyoruz. Öte yandan mesafe açısından lojistik ve lokasyon avantajımız var. İş ve sosyal yaşam kültürlerimizin dahi önemli bir faktör olduğu tüm bu avantajları yan yana koyduğumuzda Türkiye, rekabet ettiğimiz diğer ülkeler arasında Avrupalı armatörler için optimum
TEMMUZ - AĞUSTOS 51
Gemi İnşa
Tersan’ın Ar-Ge konusundaki çalışmalarından bahseder misiniz? Ar-Ge departmanımızı yaklaşık iki sene önce kurduk. Sektörde kurulan ikinci Türkiye genelinde ise 352. Ar-Ge departmanıdır. Kaliteyi ekonomik fiyata almak isteyen Avrupalı müşterilerimiz için Ar-Ge önem teşkil ediyor. Çünkü tek başına ekonomik fiyatlar ile kaliteli gemi üretmek veya geminin işlevselliği günümüzde yeterli tercih sebebi değil, özellikle enerji verimliliğinde ileri seviyede olan, az enerji harcayan, mürettebatına daha iyi konfor sunan gemiler talep edilmekte. Talep edilen bu detayları da biz kendi içimizdeki Ar-Ge ve dizayn departmanımızın birlikte çalışması sonucunda güzel çözümler sunabiliyoruz müşterilerimize. Buna örnek vermek gerekirse geçen yıl Norveç’in en büyük lojistik firmalarından biri olan Fjord1’e yüzde yüz akü enerjili toplam dört feribot teslim ettik. Bunlar yenilikçi projelerdir ve firma ile olan işbirliğimiz devam etmektedir. Bu tarz inşa talepleri daha çok Norveç ve çevre ülkelerinden geliyor. 100% akü enerjili feribotu da böylelikle ülkemizden ilk biz teslim etmiş olduk. Ülkelerin zorunluluklarının, özellikle enerji verimliliğiyle ilgili taleplerinin yol açtığı bir durumdur bu. Tabi burada refah seviyesi yüksek olan ülkelerden bahsediyoruz. Bu tür yenilikçi projelere bütçe ayırabiliyorlar. Do-
52 TEMMUZ - AĞUSTOS
layısıyla yeni inşada niş projeler için çok uygun bir ülkeyiz. Bunun yanında gönül ister ki sadece gemiyi değil geminin içindeki ekipmanları ve asıl teknolojiyi de ülkemizde yapalım. Birçoğunu ne yazık ki hala ithal ediyoruz. Ancak de ciddi bir know-how oluşturuyoruz burada ve yakın gelecekte ülkemizden daha fazla değer katarak teslim edeceğimize inanıyoruz projelerimizi. Bakım-onarım tarafı haricinde Türk tersaneleri cruise gemisi siparişi hiç almadı. Sizce Türk tersaneleri neden cruise gemisi siparişi alamıyor? Açıkçası bu konuda biraz bekleyin diyeceğim, çünkü bu çok uzak bir durum değil. Tabi ki başlangıç olarak siparişlerde çok büyük bir cruise gemisi göremeyiz. Ancak ara basamakları aşıyoruz. Diğer tersanelerdeki arkadaşlarımız, bizler bazı feribot ve ropax projeleriyle yukarı doğru birer adım atıyoruz. Sanırım en geç beş yıl içinde o pastadan da pay alacağımızı göreceğiz. Dediğim gibi büyük bir cruise olmasa da ileri seviye ropax’lar, belki nehir tipi cruise gemileri beş yıl içerisinde ülkemizde de inşa edilmeye başlayacaktır. Neden beş yıl içinde derseniz; markete ve raporlamalara bakarsak 2023 yılına kadar cruise gemisi inşa eden Avrupa’daki önde gelen tersanelerin sipariş defteri dolu. Orada cruise gemilerine talep çok fazla. Dolayısıyla arz talep denge-
sini Türkiye lehine bu şekilde çevireceğiz. Özellikle beş yıl periyoduna düşmesinin sebebi de tersanelerin doluluğundan yararlanabileceğimiz öngörüsündendir. Yurtdışında hangi fuarlara katılıyorsunuz? Yurtdışında yılda ortalama dört fuara katılıyoruz. Diğer departmanlardaki arkadaşlarla paslaşıyoruz genellikle. Eylül ayında gerçekleşecek olan SMM Hamburg Fuarı’nda olacağız. O fuarda tamir-bakım departmanımız ağırlıklı katılım gerçekleştireceğiz. Hamburg fuarı öncesinde Norveç’te iki fuara ve sonrasında Rusya’da yapılacak olan Fish Expo Fuarı’na katılacağız. Ağustos, Eylül aylarında yoğun bir fuar tempomuz olacak. Son olarak sormak isteriz, sizi en çok heyecanlandıran proje hangisiydi? Klişe bir laf vardır ‘hepsi bizim bebeğimiz’ diye ama 130 metrelik bir offshore gemisi teslim etmiştik Norveç’e. Sanırım bu gemi sadece ben değil tersanemizdeki birçok çalışan için özel bir yer tutuyordur. Bütçesi 100 milyon euro’ya yakın. Özellikle helikopter pistinden özel offshore ekipmanlarına, denizaltında çalışan robotların kontrolünden özel sevk sistemlerine kadar tek başına 120 kişilik yaşam mahalline sahipti. Çok özel ve büyük bir projeydi. Türkiye’de yine bu seviyede yapılan ilk offshore gemisiydi diyebilirim.
Broker
Deniz hayatla olan bağımdır Geçtiğimiz yıl Haziran ayında faaliyetlerine başlayan Victoria River&Sea Transport şirketi, denizcilik sektörüne yeni bir soluk getiriyor. Şirketin ardında uzun yıllara dayanan tecrübeli ve uzman bir ekip yer alıyor. Profesyonel işlerle başarıya kenetlenen Victoria River&SeaTransport’un hedefinde, uluslararası işlerde aranılır bir firma olmak var! Bir araya geldiğimiz şirketin Genel Müdürü Victoria Kıran, “Türkiye’de denizcilik çok büyük bir alan. Biz de şirketimiz aracılığıyla profesyonel bir şekilde bu sektöre hizmet sunacağız” diyor.
54 TEMMUZ - AĞUSTOS
www.7deniz.net <
Victoria River&Sea Transport Genel Müdürü Victoria Kıran
V
ictoria Kıran’ın denizcilik serüveni, 1996’da Rusya’nın büyük bir ticari hattı olan Karadeniz Novorossiysk Limanı’nda başlıyor. 1997’de Türkiye’ye gelen Kıran, 17 yıl bir denizcilik şirketinde çalışarak Türk denizcilik sektörüne adım atıyor. Bu şirkette Rusya ve Ukrayna hatları için acentelik işlerini sürdürüyor. Daha sonra 4 yıl Güneş Denizcilik’te gemi işletmede görev alan Victoria Kıran, bu tecrübelerini kendi şirketine kanalize etmeye karar vererek Victoria River&Sea Transport şirketini geçtiğimiz yıl faaliyete geçiriyor. Yanı sıra Temryuk’te ve Kafkas’ta özellikle Karadeniz-Rus limanlarında hizmet veren, Rusya’da ortak
olduğu bir şirketi daha bulunuyor. Boğaz acenteliğinin çok önemli olduğunu dile getiren Victoria Kıran, “Rusya’nın ve Kırım yarım adasının içerisinde Türkiye’dekine benzer bir Boğazımız var. Rusya’nın iç limanlarından Azak Denizi’ne iniyor. Bu hattın gemi trafiği oldukça yoğun. Bu hat üzerinde, Türk limanlarında ve Çanakkale Boğazı’nda acentelik hizmeti sunuyoruz” diyor. Victoria Kıran, 1 Haziran 2017’de faaliyete başlayan ve yeni bir şirket olmalarına rağmen toplamda 22 senelik sektör tecrübesi olduğunu ve bu deneyimi yeni kurulan şirketine aktararak profesyonel işlere imza atacaklarının altını çiziyor. 1996’dan bu yana denizcilik sektörünün içinde olduğuna dikkat çeken Kıran, “Deniz, benim olmazsa olmazımdır. Hayatla olan bağımdır” diyerek mesleğine olan sevgisini dile getiriyor. “Hedeflerimizi en üst seviyeye çıkardık” Kıran, uluslararası işlerde aranılır bir firma olmak istediklerini ve bunun için
de hedeflerini en üst seviyeye çıkardıklarını belirtiyor. Şirketi ise brokerlik, gemi kiralama, gemi acenteliği alanlarında hizmet sunuyor. Rusya’da ortak olduğu şirketin hizmet alanı ise kuruyük. Yanı sıra Karadeniz ve Akdeniz’de de uluslararası işlerle adından söz ettiren Victoria River&SeaTransport’un uzmanlık alanlarından biri de Rusya’da nehir taşımacılığı. Kıran, “Bu sene tahıl yükler üzerinde duruyoruz. Yıllardır çalıştığımız büyük firmalar var. Rusya, Ukrayna, Dubai, Türkiye,Avrupa ülkeleri arasında yoğun çalışmalarımıza devam ediyoruz. Navlunda yüzde 99 tahıl oluyor. Ama diğer yüklerden de çelikten tutunda genel yüklere kadar gelen yüklerimiz var” açıklamasını yapıyor. “Brokerlik şu sıra zor bir hal aldı” Brokerler, armatör ile kiracı arasında bir nevi köprü vazifesi görüyor. Verdikleri bu hizmette yaşadıkları zorlukları şöyle dillendiriyor Victoria Kıran: “Brokerlik şu sıra daha zor bir hal aldı. Eskiden teleks ile hizmet veriyorduk. Şimdilerde
TEMMUZ - AĞUSTOS 55
Broker
internet var ve herkes brokerlik yaptığını sanıyor. Çok sahte anlaşmalar var. Dolandırıcılık olayları da oluyor. Armatör veya kiracı brokerle iş yapmadan önce özellikle bunlara dikkat etmeli. Çalışacağı brokeri iyi seçmeli! Brokerlik uluslararası bir iştir. Afrika’da da bu işi yapabilirsiniz, Rusya’da da... Brokerlik işi belki biraz daha gemi tiplerine göre değişkenlik gösteriyor. Mesela Türkiye’de koster daha çok iş yapıyor. Rusya’da belki nehir taşımacılığı daha çok yaygın. Nehir taşımacılığı çok farklı bir iş alanı. Nehir tipi gemiler bir kere çok farklı. Bunlar Rusya, Alman ya da Hollanda yapımı gemilerdir. Rus yapımı gemilerin çok büyük bir katma değeri ve çok büyük tahıl ticareti var. Mesela geçen sene Rusya’nın rekoru 130 milyon ton tahıl. Burada malın kalitesinin zarar görmemesi lazım. Volga Nehri’nde giden gemiler hızlı ve kaliteli olmalı. Bu konulara biz çok vakıfız. Rus armatörler bu konuda işinin hakkını veriyor. Firma olarak bu sene geçen seneye göre daha fazla bağlantı yapacağımızı düşünüyoruz. Rusya’da ortak şirketimizde çok iyi kadromuz var. Rusya’da da aynı isimle çalışıyoruz. Şirketimiz 7/24 hizmet veriyor.”
56 TEMMUZ - AĞUSTOS
Sektörde yeni bir soluk Denizcilik sektöründe yeni bir soluk olan Victoria River&SeaTransport’un öncelikli hedefinde büyümek ve gelişmek yer alıyor. Elbette ki bu hizmeti sunarken personel kalitesine ve müşteri memnuniyetine çok özen gösterdiklerini, yanı sıra sosyal projelerde de yer aldıklarını belirten Victoria Kıran, “Şirkette çalışanlar Türkçe-İngilizce-Rusça biliyor. Müşterilerimize karşı dürüst çalışmaktan yanayız. Sosyal projelerde de yer almak istiyoruz. Şu ana kadar küçük projelerde yer aldık. UNICEF ve spor
aktiviteleri, çevre duyarlılığını gözeterek çeşitli sosyal sorumluluk projelerinde olduk. Gemi Brokerleri Derneği’ne ve WISTA’ya üyeyiz aynı zamanda” diyor. “Denizciliği çok seviyorum” Victoria Kıran, denizciliği çok sevdiğini, asla farklı bir iş yapmayı düşünmediğini üstüne basa basa dillendiriyor ve “Türkiye’de denizcilik çok büyük bir alan.Türkiye genelinde bu sektöre hizmet sunan çok fazla firma var. Biz de şirketimiz aracılığıyla profesyonel bir şekilde bu sektöre hizmet sunacağız” diyerek sözlerini sonlandırıyor.
MODERN CLASS FOR SMARTER OPERATIONS Today’s market needs smarter solutions – and a modern classification partner. Find out how our modern classification solutions can turn possibilities into opportunities – and make your operations safer, smarter and greener. Learn more at dnvgl.com/maritime
Röportaj
Milli duygularla işimizi yapıyoruz Pearl Naval Ship Management firma kurucusu Gürhan Burak Alkoç, “Yaklaşık 20 yıldır denizcilik camiasının içerisindeyim. Farklı denizcilik şirketlerinde üst düzey yönetici olarak görev yaptım. Denizciliğin farklı taraflarında yer aldım. Haziran 2017’de Pearl Naval şirketini kurduk. Dürüstlük ve şeffaflık ilkesiyle yola çıktığımız Pearl Naval’da tam kapsamlı teknik ve ticari hizmetler veriyoruz” diyor.
Pearl Naval Ship Management firma kurucusu Gürhan Burak Alkoç
Öncelikle denizcilik serüveniniz nasıl başladı, sizden dinleyelim? İTÜ Denizcilik Fakültesi (YDO) mezunuyum. İlk stajımı yaptığım 1995 yılından 2008 yılına kadar Dünya Denizcilik’te tankerlerde çalıştım. Yaklaşık 12 yıllık çalışma sürecimde hem gemilerde hem de gemi inşa alanında yer aldım. Hatta o dönem ilk defa yurtdışına gemi inşa denetimi için giden ekibin içerisindeydim. Başmühendisliğimi de orada aldım. Daha sonra Aktif Denizcilik’te 2 buçuk yıl kadar çalıştım. Yine bu şirkette gemi inşa müdürü, yurtdışı yeni inşalardan sorumlu ve aynı zamanda teknik
58 TEMMUZ - AĞUSTOS
enspektör gibi pozisyonlarda bulundum. Sonrasında Ciner Denizcilik’te 5 yılı aşkın süre teknik müdür, gemi inşa müdürü ve tanker ve gemi inşa bölümlerinde genel müdür olarak çalıştım. Akabinde Turgut Aydın Holding bünyesinde kurulan Ayships şirketinde 2 yıl CEO’luk yaptım. Tabi bu süreçte ciddi kontaklarım, temaslarım ve mesleki olarak önemli kazanımlarım oldu. İşletme tarafında hem tanker, dökme yük ve konteyner gibi farklı gemileri işlettik. Bunların sonucu olarak yaklaşık 20 yıllık iş tecrübemi aktararak Haziran 2017’de kurduğum Pearl Naval’da ilerlemeyi hedefledim.
www.7deniz.net < Pearl Naval’ın kuruluşunu ve bugüne kadar şirketin geçirmiş olduğu süreci konuşalım mı? Açıkçası bu şirketi kurmamla birlikte burada pozitif bakış açısını benimseyip, Türk insanının neler yapabileceğini profesyonel anlamda kendi çalışma sahamız doğrultusunda uluslararası alanda ortaya koymak istedik. Odaklandığımız segment ise daha çok kuru yük gemileri oldu. Sebebine gelirsek Türkiye’de baktığınız zaman tanker ve kimyasal tanker işletmeciği yapan firmalar var. Tanker kökenli olduğum için dökmeci tarafında hem yüksek standartlarda hem de mar-
ketin genel belirsizliğe hâkim olduğu bir dönemde operasyon giderlerini düşürecek politikalar izlemek suretiyle böyle bir girişimde bulunup yola çıktık. Bugün geldiğimiz noktaya bakarsak hedeflerimizi tutturduğumuzu söyleyebilirim. Şu anda 3 gemi işletiyoruz. Karadeniz ve Akdeniz’de armatörlük tarafında birkaç general cargo gemisi alma girişimlerimiz var. Gemilerle ilgili fizibilite çalışmalarımız devam ediyor. Şirketi kurarken de daima riskleri gözeterek emin adımlarla ilerleme yolunu benimsedik. Hızlı büyüyen, köklü armatörlük firmalarının belirli dönem-
lerde eğer istihdam, işgücü ihtiyacı oluşursa, bu ihtiyaca dışarıdan destek olma ve mukayese yapılabilme imkanı sunma gayesindeydik. Özellikle de denizciliğe yatırım yapacak yerli ve yabancı yatırımcıları bu sektör içerisine çekmek asıl amacımız olmuştur. Yatırımcıya da yatırımın hacmine ve süresine göre yardımcı oluyoruz. Elimizde çok önemli kontrat ve anlaşmalar var. Hem gemilerin uzun dönem kiralanması hem de finansman noktasında tüm sistemi kurmuş durumdayız. Bu noktada hemen soralım, yatırımcılara nasıl bir finansal kolaylık sağlıyorsunuz? Anlaşmalı olduğumuz yurt dışındaki bankalardan ya da leasing kuruluşlarından finansal kolaylık sağlayabiliyoruz. Eğer yatırımcı, gemi inşa yatırımı yapmak isterse Çinli leasing kuruluşlarından ciddi bir finansman desteği tabi ki mali tablolara binaen alınabiliyor. Tabi bu noktada yatırımcı isterse finansmanı kendi de ayarlayabilir ya da temaslarımız neticesinde biz kendisine finansman sağlayabiliyoruz. Ayrıca Uzakdoğudaki tersanesi olan büyük holdingler ile olan yakın temaslarımız sayesinde de yeni gemi veya ikinci el gemiler için birçok alternatif sunabiliyoruz. Şeffaflık bizim için çok önemli. O yüzden her şeyi açık ve mümkün olabildiğince sade bir biçimde masaya yatırıyor, yatırımcıyı beklentilerine göre mümkün olduğunca doğru yönlendirmeye gayret ediyoruz. Şu anda pazarın yatırım yapılabilirliği ne durumda? Şu ana kadar yatırımcılarımıza sunduğumuz öngörülerimiz tuttu. 2015’te 2016’nın zor geçeceğini söylemiştik ki öylede oldu. 2017’nin daha ılımlı olacağını 2018’de ise özellikle dökme yükte hurdaya gidiş, yeni inşalar ve yeni kurallar doğrultusunda piyasaların daha istikrarlı olacağı öngörümüz de gerçekleşti. Özellikle Çin’in büyümesi, Endonezya ve Hindistan’ın ivmelenmesi dökme yük piyasasını hareketlendirdi. Sektöre yeni girecek yatırımcılara özellikle dökme yük ve tanker tarafına yatırım tavsiyesinde bulunuyoruz. Şu anda 3 ayrı yerli yatırımcı ile dökmeci yatırımları için konuşuyoruz. Toplamda 3-4 yaşlarında 4-5 adet gemi alımı söz konusu.
TEMMUZ - AĞUSTOS 59
Röportaj Özellikle armatörü, gemilerde iyi eğitimli Türk personel istihdam etmesi konusunda teşvik ediyorsunuz. Bununla ilgili neler söylemek istersiniz? Şu anda işletmemizde olan gemilerin sahibi yabancı. Biz yabancı yatırımcılara özellikle Türk personel istihdamı konusunda tavsiyelerde bulunuyoruz. Burada Türk personelinde ısrar etmemizin nedeni iletişimde kolaylıktır. Biz, ne kadar Türk personelini istihdam edebiliyorsak bizim için bu bir gurur kaynağıdır. Bundan sonra da bu şekilde çalışmalarımızı sürdüreceğiz. Türkiye’de kayıtlı 180 bin denizci var. Bunun 47 bini zabitan, kalanı alt kadrolar. 18 üniversite 39 yüksekokul, 55 özel kurs var. Dünyada denizcilikte ikinciyiz, aktif denizci sayımızı artırmamız gerekiyor. Denizcilikte gelmiş olduğumuz nokta Güney Kore’de yeterince bilinmiyor. Kore ile kardeş ülkeyiz ama işbirliği anlamında diğer ülkelere göre daha az hareket etmişiz. Kore’ye gerçekleştirdiğim son ziyarette tüm büyük armatörler ve armatör birliği ile görüştük. Türkiye’deki genel yapıdan bahsettik. Ancak henüz ülkemizde eğitim veren üniversitelerin Kore’de denkliğinin olmadığını gördük. Denklik oluştuğu takdirde Türk personeline Güney Kore’de istihdam alanı ve yeni ufuklar açılacaktır. Denklik sağlanabilmesi için de sadece resmi kanallardan Kore tarafına belgelerin sunulması gerekiyor. Ziyaretimde Güney Kore Gemi İşletmecileri Birliği
60 TEMMUZ - AĞUSTOS
ile de temaslarım oldu, kendileri de ülkemize ziyarette bulunmayı düşünüyorlar. Denklik konusunu projelendirip İMEAK Deniz Ticaret Odası’na da yakinen ilgilenecekleri düşündüğümüz için sunacağız. Açıkçası bu konuya tamamen milli duygularla yaklaşıyoruz. Genç bir nüfusuz. Bu nüfusu çok daha efektif kullanmamız lazım. İş süreçlerinizi nasıl bir ekiple yürütüyorsunuz? Şirketimizdeki her personel denizcilik kökenli. 10 kişilik bir ekibimiz var. Kara personelimiz arasında Türkiye’nin önemli şirketlerinde çalışmış kişiler mevcut. Titiz bir işletmecilik yapıyoruz. Güçlü kontaklarımız olduğu için iyi fiyatlar, iyi rakamlar alıyoruz. Kaliteyi de elden bırakmadan günlük operasyon ve işletme giderlerini nasıl düşüreceğimizi iyi biliyoruz. Sürekli kendi içimizde ilgili konuları değerlendiriyoruz. İkinci senemizde hiçbir problem yaşamadan bu konuları da başarıyla ilerlettik. Personel eğitimi, teknik operasyon kısmı, eksikliklerin giderilmesi ve iyileştirilmesi konusunda çok iyi bir noktaya geldik. En önemli ilkelerimizden birisi daha öncede söylediğim gibi şeffaflık ve dürüstlük. Kullandığımız işletme programıyla yatırımcımız navlun, banka hareketlerinden dilerse hesap girdi çıktısına kadar her süreci takip edebiliyor. Ekibimizin tamamı denizcilik kökenli olduğu için 7/24 işini sürekli takip eder. Mümkün olduğu
kadar sorunları çözerek yatırımcıya haftalık ve aylık raporlamaları aktarırız. Kaliteli ve iyi personel çalıştırıyoruz. Denizcilik piyasalarını nasıl görüyorsunuz? Öngörülerinizi alalım… 2018’de geçen seneye oranla daha iyi bir piyasa hakim. Önümüzdeki yıl daha da iyi olacağını gemi fiyatlarının daha da artacağını düşünüyoruz. Demir-çelik-hurda fiyatları da artıyor. Bu da hem ikinci eli hem de gemi inşayı etkiliyor. Özellikle gemi inşanın 2008’den 2016’ya kadar baskın olan krizin azalması, hurdaya gidişlerin artması ve yeni regülasyonlarla pazarın biraz da dengelendiğini söyleyebilirim. Bu da dünyadaki ekonomik büyümeye etki etmiştir. Gaz konusunda da LNGC-FSRU ülkemizde hareketlilik var. Hem ticari hem stratejik olarak gaz ve enerji konusunun önemi ortada. Bu konuda da detaylı olarak çalışmalarda bulunuyoruz. Son olarak yatırım yapmak isteyenlere tavsiyeniz ne olur? Yatırım yapmak isteyenler için 2.el piyasalarında bu yılsonuna kadar çok uygun bir dönem olacak. Navlunlar da geminin işletme giderleri ve banka ödemelerini karşılayacak ve üzerinden operasyona kar edecek seviyede. Dolayısıyla önümüzdeki 5-6 aylık periyod içerisinde yatırım yapmanın doğru olacağını düşünüyoruz.
NAVATOM WEB TABANLI GEMİ İŞLETİM PROGRAMI
NAVATOM’LA AYLIK DEĞİL ANLIK İŞLETME Navatom gerçek zamanlı planlı bakım, güvenlik formları, personel takibi, emniyet gereksinimleri gibi daha birçok teknik ve işletimsel gemi yönetim işleri için entegre bir platformdur. Gemi işletme takibini, yüksek performans, güvenlik, kullanım kolaylığı ve anlık yedekleme sağlayan Navatom Sistemi üzerinden yürütebilirsiniz. Daha fazla bilgi için www.navatom.com İletişim için info@hive.com.tr
STATU SHIPPING
©2016 Hive, Statü ve Navatom logo ve isimlerinin Tüm Hakları Saklıdır
Geliştiren Hive A.Ş.
Sponsor Statü Gemi Kiralama ve Tic. Ltd. Şti.
Liman
Hopaport bölge iş dünyasına hizmette sınır tanımıyor Hopaport bünyesinde kurulu olan ve ülkemizin önde gelen bir çimento firması tarafından işletilmesi üstlenilen Çimento Terminaline ilk defa yeni bir ürün olan “Uçucu Kül” getirilerek silolara alındı.
Hopaport Genel Müdürü Meriç Burçin Özer
Ü
lkemizin önemli limanlarından biri olan Hopaport yeni yeni projeleri hayata geçirerek bölge iş dünyasının hareket alanını kolaylaştırma adına çalışmalarına devam ediyor. Geçtiğimiz yıllarda yapımına başlanan ve geçen yıl ülkemizin önde gelen çimento firmaları arasında yer alan Aşkale Çimento tarafından işletmesi üstlenen Çimento Terminaline ilk defa yeni bir ürün ‘Uçucu Kül’ getirilerek silolara alındı.
62 TEMMUZ - AĞUSTOS
Bölgede özellikle Baraj ve HES inşaatlarında kullanılan betonu sağlamlaştırma ve dayanıklılık gücünü artırma özelliğine sahip Uçucu KülünHopaport’agetirilmesi, Artvin’de ilk etapta Yusufeli Barajı gövde dolgu inşaatında kullanılmaya başlandı. Uçucu Külün ileriki süreçte Artvin ve çevre iller ile Doğu Anadolu’yakadar inşaat sektörüne hizmet veren hazır beton firmaları tarafından kullanılmaya da başlanması bekleniyor. Çimento Terminali tam kapasite ile çalışıyor Hopaport Genel Müdürü Meriç Burçin Özer, üzerinde çalıştıkları onlarca projeden biri olan Çimento Terminalinin hizmete alınması için hiçbir özveriden kaçınmadıklarını ifade ederek, “Bölgenin coğrafi şartlarını biliyoruz, bölgede yapılan Baraj ve HES projelerinin ülkemiz adına ne kadar önemli olduğunu biliyoruz. Bu yatırımların hayata geçirilmesinde gerekli olan hammaddenin en uygun koşullarda ve en kısa zamanda yüklenici firmalara ulaştırmada bizler her türlü fedakârlığı ve kolaylığı
göstermeye azami dikkat ediyoruz. Toplamda 8.300 ton kapasiteli 5 adet silodan oluşan Çimento Terminalini şu an neredeyse tam kapasite ile çalışmaya devam ediyor” dedi. KUZEY-1 isimli dökme yük taşıyan gemi ile 3.400 ton Uçucu KülünHopaport Çimento Terminaline getirilmesinden büyük memnuniyet duyduklarını ifade eden hazır beton firmaları şimdiden ürünü talep eden müşterilerine vermeye başladılar. Uçucu Kül nedir? Uçucu Kül, pulverize kömürün tek başına termik santralin kazanlarında yakılması sırasında baca gazlarındaki taneciklerin elektro filtrelerde tutulmasıyla oluşur. Yakılan kömürden üç farklı külün elde edilmesi mümkündür; göreceli olarak iri taneli olup baca gazları ile taşınamayan ve kazan tabanına düşen Taban Külü; siklon tipi ocaklarda yakılan kömürün suda soğutularak uzaklaştırılması ile elde edilen Ham Kül; çok ince taneli olup baca gazları ile taşınan Uçucu Kül…
smm-hamburg.com /trailer
the leading international maritime trade fair
53
ha 33´ 47 ˝ mb N, 9 ur ° 58´ 3 g 3˝ E °
setting a course 4 – 7 sept 2018 hamburg 3 sept
Maritime Future Summit
4 sept
TradeWinds Shipowners Forum
5 sept
gmec, global maritime environmental congress
6 sept
Offshore Dialogue
6–7 sept
MS&D, international conference on maritime security and defence Maritime Career Market
7 sept
facebook.com/SMMfair
linkedin.com/company/smmfair
twitter.com/SMMfair #SMMfair
youtube.com/SMMfair
Röportaj
Türkiye’nin ilk ve tek denizcilik kümelenmesi “HİSER”
HİSER Küme Proje Yöneticisi Çağrı Uzmen
64 TEMMUZ - AĞUSTOS
Teknopark İstanbul A.Ş. bünyesinde 2017’nin haziran ayında çalışmalarına başlayan ve son derece tecrübeli firmalardan oluşan HİSER Türk Denizcilik Kümelenmesi, Türkiye’nin ilk ve tek denizcilik kümelenmesidir. Ticaret Bakanlığı destekli bu projeyle hedeflenense, küme firmalarına, Bakanlığın sunmuş olduğu bir takım faaliyet alanlarını uygulatmak ve verilen teşvikten yararlandırmak. İhracat kapasitesinin artırılması yönünde önemli bir misyon edinen HİSER Türk Denizcilik Kümelenmesi, bünyesinde yer alan 19 firma ile yaklaşık 450 kişilik ciddi bir istihdam alanı da yaratıyor. Proje kapsamındaki çalışmaların bütçesi ise yaklaşık 2 milyon dolar.
www.7deniz.net <
HİSER Türk Denizcilik Kümelenmesi hakkında bilgi almak üzere bir araya geldiğimiz Teknopark İstanbul A.Ş. HİSER Küme Proje Yöneticisi Çağrı Uzmen, aynı zamanda Gemi İnşa Yüksek Mühendisi ve 20 yılı aşkın süredir denizcilik sektör tecrübesi bulunuyor. Öncelikle Teknopark İstanbul A.Ş. hakkında bilgi almak isteriz… Teknopark İstanbul, yerli ve yabancı girişimcilerin Türkiye’nin katma değeri yüksek, ileri teknoloji geliştirme kapasitesine katkıda bulunabilmek amacıyla kurulmuştur. Savunma Sanayi Başkanlığı ile İstanbul Ticaret Odası ana ortaklığında kurulmuş bir teknoloji geliştirme bölgesidir. Teknopark İstanbul bünyesinde Teknoloji Transfer Ofisi (TTO) Müdürlüğü yer alıyor. TTO Müdürlüğü üç sac ayağından oluşuyor. Bunlardan ilkinin, girişimcilik, inovasyon, Ar-Ge, fikri sınai mülkiyet hakları, eğitim vermek, girişimcilere yurtiçi ve yurtdışında bir takım geçerli patent belgelerinin temini konusunda yardımcı olmak, üniversite sanayi arasında işbirliği yapmak, bilimsel araştırmacıların karşılaştıkları riskleri azaltan stratejiler oluşturmak gibi belli faaliyetleri var. Bunlar TTO Müdürlüğü’nün kendi faaliyetleridir. Biz de TTO Müdürlüğü’ne bağlı olarak çalışıyoruz. Tabi ki ileriki zamanlarda teşvikle destekli bağlantılı projeler yazılacaktır. İkinci kısım ise kuluçka birimidir. Kuluçka biriminde de yine girişimcilerin belirli sürelerle burada barındırılarak, destek olunarak, fikirlerini projeye dönüştürmeleri için sağlanan bir imkândır. Üçüncü bölümise HİSER Türk Denizcilik Kümelenmesidir. HİSER Türk Denizcilik Kümelenmesinden bahseder misiniz?
2017 yılı öncesinde A-Ge yapmak üzere Teknopark’ta tekil olarak faaliyet gösteren denizcilik firmaları, Teknopark yönetiminin de desteğiyle 2017 başlarında küme oluşumuna gitmiştir. 2017’nin başlarından itibaren tam anlamıyla bir küme oluşumu ve daha sonrasında yine Teknopark yönetiminin gayretleriyle,Ticaret Bakanlığının bir çok sektöre hitap eden HİSER teşvikiyle bütünleşik hale gelinmiştir. HİSER dediğimiz konu kısaca‘hizmet sektöründe rekabeti arttırıcı proje’dir. Dolayısıyla HİSER ile Türk denizcilik kümesi bütünleşik hale gelerek, 2017’nin haziran ayında Bakanlıktan ön onay alınmasıyla faaliyetlerine başlamıştır.2018’in başlarından itibaren burada TTO Departman Müdürü Bilal Çinici Bey ve daha sonra ben HİSER Küme Yöneticisi olarak istihdam ediliyoruz. İlk başta 20 firma ile kümeye başlanıyor. Şu anda ise 19 firmayla devam ediyoruz. 19 firmanın burada yaratmış olduğu yaklaşık 450 kişilik bir istihdam söz konusu. Altını çizmemiz gereken konu ise bu Türkiye’nin ilk ve tek denizcilik kümelenmesidir, birbirinden değerli ve son derece tecrübeli firmalardan oluşuyor ve kümenin çeşitli faaliyet alanları var. Bu firmalar gemi ve yat tasarımı, ileri mühendislik, insansız deniz araçları, robotik sistemler, yazılım, ekipman donanımı, alanlarında faaliyet gösteriyorlar. HİSER Türk Denizcilik Kümelenmesiyle hedeflenen nedir?Yapmış olduğunuz çalışmaların bütçesi ve aldığınız desteklere ilişkin bilgi verir misiniz? Bu projeyle hedeflenen; birincisi teşvikle bütünleşik hale geldiği ve onunla beraber çalıştığı için küme firmaları, Bakanlığın sunmuş olduğu bir takım faaliyet alanlarını uygulamak ve Bakanlığın
vermiş olduğu teşvikten yararlanmaktır. Bakanlık firmaların ihtiyaç analizi, eğitim, yurtdışı pazarlama faaliyetleri dediğimiz fuarlar, stratejik danışmanlık, alım grupları ticari heyetler gibi faaliyetleri tamamladıkları zaman yüzde 75 teşvikten faydalanacaklar. Küme firmaları Bakanlığın sunduğu faaliyet alanlarından yararlandığı takdirde, ilgili faaliyet bedelinin yüzde 75’ini, tüm ilgili belgeler eksiksiz olduğu takdirde en geç 6 ay sonra Bakanlıktan alabilecek. Çalışmalarımızın bütçesi ise yaklaşık 2 milyon dolardır. Biz burada proje/küme yöneticisi olarak aracıyız. Firmalara yurtdışından ihracatı arttırıcı projeleri almaları konusunda yardımcı oluyoruz bir nevi işaret ediyoruz. Bakanlığın bize sunduğu HİSER teşviki 36 aylıktır. 36 ay sonra projeyle katma değeri yüksek bir sonuç elde etmeyi planlıyoruz. O yüzden bu faaliyet alanlarını firmalarımıza uygulattırıyoruz. Kümenin başka hedefleri de var elbette. Savunma - denizcilik kısmında da ihracatı arttırma anlamında söz sahibi olabilmek istiyor. Kümedeki firmaların yapısına baktığınız zaman bu firmaların, tasarım, donanım, özellikle geçmişte Türk savunma sanayine çok katkısı olan MİLGEM projesinde yer aldıklarını görüyoruz. Bu hem yerli piyasa hem de yurtdışı küresel piyasalar için ciddi bir referanstır. Böylesine referansların, yurtdışı ihracat projeleri görüşmelerine olumlu etki etmesini bekliyoruz. İhracatın yanı sıra ülkeye döviz girdisi sağlamak ve istihdamı arttırma da amaçlarımız arasındadır. Ayrıca Küme yönetimi olarak firmaların sektörel problemlerine çözüm ve aracı olabilmek noktasında lobileşmemisyonunuda kendimize yüklüyoruz. Dolayısıyla ticari ve savunma sanayi projelerinde bir farkındalık ya-
TEMMUZ - AĞUSTOS 65
Röportaj
ratmak, tanınmak ve firmalarımızın tanınmasını, geniş kitlelere duyurulmasını ve söz sahibi olmalarını hedefliyoruz. Bakanlığın kümeye çizmiş olduğu cazip teşviklerle ilgili rotaya bağlı olarak 2018 sonbaharında organizasyonu yapılan, başta Türkiye ihracat Meclisine (TİM) bağlı ülke masaları ve profesyonel firmalarla yürüttüğümüz yurtdışı alım grupları, ticari heyetlerle yapılacak ikili görüşmeler, iş ortakları hedeflenerek ihracat kapasitesinin arttırılması yönünde adımlar atıyoruz. HİSER Türk Denizcilik Kümelenmesi denizcilik sektörüne nasıl bir ivme kazandırdı ve kazandırmaya devam edecek? Kümelenme esas faaliyetlerini yeni küme ekibiyle beraber Nisan 2018’den itibaren ortaya çıkarmaya başladı. Kısa sürede firmalarla ihtiyaç analizi çalışması yapıldı. İhtiyaç analizinde ortaya çıkan sonuçlar bize özellikle markalaşma, yurtdışı pazarlama ve kurumsal kimlikle ilgili olan eksiklikleri işaret etti. Küme firmalarımızın elbette ki kendi bünyelerin iş geliştirme birimleri var ancak bunlara yeterince personel ve bütçe ayırmak her zaman kolay olmuyor. Biz de ihtiyaç analizinde ortaya çıkan sonuçları baz alarak çalışmalarımızı yapıyoruz.Sonrasında Bakanlığın bilgisi dahilinde eğitimler alınmaya başlandı. Yurtdışı ihracatı arttırıcı projelere fayda sağlaması için planlanan eğitimlerdi bunlar. Öte yandan bu yıl Bakanlık onaylı, katılacağımız iki fuar olacak; SMM Hamburg ve Paris’teki savunma sanayine yönelik Euronaval fuarları.
66 TEMMUZ - AĞUSTOS
Ülkemiz gemi ihracatının %90’ından fazlasını gerçekleştiren tersanelerimiz, ürettikleri gemilerin tasarımlarını ve mühendislik hizmetlerini Teknopark İstanbul firmalarından karşılıyor. Bu kapsamda sektörün seçkin firmalarına ev sahipliği yapan Teknopark İstanbul’un, ticari bağlamda denizcilik sektörüne ve ülkemize sağladığı katkılar neler? Ülkemiz gemi ihracatının %90’ından fazlasını Tuzla veYalova’daki tersanelerimiz gerçekleştiriyor. Ancak ürettikleri gemilerin tasarım ve mühendislik hizmetlerini tamamıyla küme firmalarından alamadıklarını görüyoruz. Bunun arttırılması yönünde amacımız daha çok lobileşmeve yeni iş bağlantıları yapabilmektir. Ayrıca ilerleyen süreçte küme firmalarımızla Türkiye’deki tersanelerin daha iyi işbirlikleri içinde olabilmeleri için toplantılar düzenleyeceğiz. Bu arada karşılaştığımız bazı durumlardan örnek vermek gerekirse; İskandinav ülkelerinden şöyle bir iş modeli karşımıza çıkıyor: Norveçli armatörler Türkiye’deki tersanelerin kabiliyet veimkanlarını çok iyi biliyor. Son yıllarda Norveçli armatörler, yanında Norveçli broker, kimi zamanNorveçli tasarımcıyla beraber ekip halinde Türkiye’deki tersanelere gelip gemi yapımı için Tersanelerden fiyat toplarken nitelikli tasarım ve mühendislik işleri yapan firmalarımızdan nadiren teklif alınmakta veya Tersane’ye sadece küçük kapsamlı mühendislik hizmetleri vermektedir. Tersaneler de maliyet analizlerindeki tasarım/mühendislik hizmet bedellerini minimize etmek için “freelance” olarak tabir edebileceğimiz piyasada serbest çalışan firmala-
ra yönelebilmektedir.Bu tip durumlar, başta kümemizde bulunan nitelikli tasarım/mühendislik firmalarınınpazardan pay alamamasına sebebiyet vermektedir.Diğer bir konu da aynı Norveçli armatör Türkiye’deki tersanelerde gemi yaptırmak için Norveç üretimi ekipmanların paket halinde kullandırılmasını şart koşmaktadır. Amacımız bu noktada kümemizde bulunan yazılım ve ekipman donanım firmalarının ürünlerini başta yurtiçi ve yurtdışı pazarlarda daha tanınır hale getirmektir. Yurtdışı armatörlerle yerli tasarım/mühendislik/yazılım/ ekipman kullanılması hususunda farkındalık yaratmak kümemizin önemli amaçları içindedir. Bu sebeple ikili görüşme alım gruplarını/ ticari heyetleri ve nitelikli fuarları çok önemsiyoruz. Geçmişten bugüne, Teknopark bünyesinde faaliyet gösteren ve küme içerisinde yer alan firmalarımızınekonomik boyutta askeri ve bazı ticari projelerle milyonlarca dolarlık ihracat girdisi yarattığını görsek de bu potansiyel gücün daha çok ve iyi girdiler haketmesi gerektiğini düşünüyoruz, bu sebeple Hiser teşvikli projesi başta küme içindeki firmalara ve kümeye ileride ilgi duyabilecek firmalar açısından önemli bir şanstır. Teknik anlamda katkılara bakarsak, MİLGEM projesiyle yerlilik oranındaki artışlar, özel maksatlı gemi mühendisliği ve tasarımlarına yoğunlaşma, tasarım ve Ar-Ge destekleri, “Made in Turkey” gemi yat kalite algısının yüklenmesi, Türk yatlarının dünyaca ünlü simalarca teşvik edilmesi, artan üniversite sanayi işbirlikleri, anahtar teslim proje geliştirme yeteneklerinin ön plana çıktığı görülmekte. Ayrıca bu süreçte Savunma Sanayiyle de yakın çalışma imkanı ortaya çıkmış oldu ve yazılımlarda yerlileşme eğilimi ciddi şekilde artmaya başladı. Koster Yenileme Projesi kapsamında devlet ve özel sektör masaya oturdu. Anlaşmaya varılan bu projeyle ciddi sayıda filo yenilenmeye gidecek. Bu projeye HİSER kümelenmesi katkı sunacak mı? Kesinlikle katkı sunacağımızı düşünüyoruz. Bu proje piyasadaki tüm kollara ciddi bir şekilde hareket ve dinamizm getirecektir. Bu, küme firmalarımızın da yakın takibinde olan konulardır.
“the gateway to the Blacksea”
Phone: +90 (0216) 695 20 70 Pbx • Fax: +90 (216) 695 20 72 Telefax: 25697 rese tr / 25419 butu tr • E-mail: info@transbosphor.com.tr İcadiye Mah. Cumhuriyet Caddesi Dündar Sokak No:19 34668 Üsküdar/İSTANBUL
Deniz Yakıtları
Yakında Bu İsmi Sıklıkla Duyacaksınız “DIESEL SWITCH”
1
Ocak 2015’te yürürlüğe giren yeni IMO kuralına göre 2020 yılından itibaren ECA bölgesine girecek gemiler sadece <%0,1 oranında sülfür içeriği olan yakıtları kullanabilecekler. Yani ağır akaryakıt (HFO) kullanan bir gemi, scrubberı yoksa ECA bölgesine girmeden önce düşük sülfürlü yakıta (MDO / MGO) geçmek zorunda olacak.
Burak Keçeci Gemi İnşaat Mühendisi Artı Denizcilik
68 TEMMUZ - AĞUSTOS
Ağır yakıtlardan düşük sülfür içeren yakıtlara geçiş ya da farklı yakıtları karıştırma operasyonu özel hazırlıklar gerektirmektedir. Ağır ve düşük sülfürlü iki yakıtın farklı vizkozite ve sıcaklık karekteristikleri bulunduğu için dönüşüm operasyonu esnasında yüksek sıcaklık ve vizkozite değişimleri; yakıt besleme, sirkülasyon ve enjeksiyon sisteminde bazı etkilere neden olur.Özellikle dizel motorun dolaşım ve enjeksiyon sisteminde
farklı termal genleşmelere yol açar, bu da örneğin, enjeksiyon pompası arızasına yol açabilir. Buna ek olarak, dönüşüm esnasında yüksek sıcaklık, düşük sülfürlü yakıtın vizkozitesinin düşmesi ve akabinde enjeksiyon sistemindeki bağlantı contalarında kaçırmaya sebep olabilir. Yakıt sisteminde oluşacak bir arıza geminin sevk sisteminde arızayı da beraberinde getirir. Sonuç olarak gemi kontrolünde ciddi problemlere yol açar. ECA alanları, trafiğin yoğun olduğu kıyı bölgeleridir. Gemi sevk sistemi arızaları, bölgesel gemi trafiğini ve çevreyi tehlikeye sokmaktadır. Yakıt endüstrisinde, 2020 yılında düşük kükürtlü yakıtlarla ilgili yeni düzenlemeleri yerine getirmek ve MARPOL gerekliliklerine uygunluk için maliyet etkin yeni yakıtlar gündemdedir.Bu tür hibrit veya harmanlanmış yakıtların ileri bir yakıt yöne-
www.7deniz.net < timine ihtiyacı vardır. AQUAMETRO DIESEL SWITCH gibi otomatik proses kontrollerinde birçok yeni yakıt tipi kullanılabilir. Yakıt Sistemi Yönetimi/İzleme Klas kuruluşları ve motor üreticileri, yakıt geçişine yönelik kılavuzlarında, operasyonu mümkün olduğunca gemi personelinin müdahalesine bırakmamayı önermektedir. Bu şekile yakıt dönüşümü operasyonlarında insan kaynaklı hataların en aza indirilmesi planlanmaktadır. Daha güvenli, verimli ve çevreci makine operasyonları için otomatik yakıt yönetim sistemleri ön plana çıkmaktadır.
Şekil 1’de makine üreticisi tarafından, yakıt geçişi sırasında uygun görülen parametreler gösterilmektedir.Manuel yakıt geçişini sağlamak için gemi personelinin aşağıdaki konuları dikkate alması gerekmektedir. • Yükselen vizkozite ile birlikte yakıt sıcaklığı düşürülerek geçiş esnasında sıcaklık farkının azaltılması gereklidir. Bu şekilde oluşabilecek sıcaklık şokunun engellenmesi güvenli operasyon için önem arz eder. • Motor gücünün/devrinin düşürülmesiyle yakıt akışı da düşürülür. Bu durum yakıt değiştirme prosesinin gecikmesine neden olur. Bu, iki farklı tip yakıt arasındaki geçişin tek aşamada gerçekleştiği durumdur. • Yakıt ön ısıtma sistemi kapatılarak düşük sülfürlü yakıtın enjeksiyonu sırasında sıcaklığın düşürülmesi hedeflenir. • Yakıt değiştirme sırasında fazla sıcaklıktan kurtulmak için chiller kullanılarak istenilen sıcaklıkta düşük sülfürlü yakıtın girişi sağlanır.
Adım 2 ve 4, motor üreticisinin izin verdiği en düşük enjeksiyon viskozitesine uyulmasını sağlar. Bu tedbirler, klas kuruluşları ve gemi operatörleri tarafından oluşturulmuş ve gemi personeli tarafından belirtilen zaman zarfında ECA bölgelerine girmeden tamamlanması planlanmıştır. Periyodik zaman aralıklarına yayılmış olan bu operasyonda otomatik bir kontrol olmadan zamanlamada hata yapma olasılığı çok yüksektir ve bu çok uzun süren yakıt değiştirme operasyonuna neden olur. Düşük Sülfürlü Yakıta Otomatik Geçiş Sistemi Aquametro DIESEL SWITCH gibi yakıt dönüşümünü otomatik ve kontrollü gerçekleştiren sistemler güvenli , zamanında ve hatasız düşük sülfürlü yakıta geçişi gerçekleştirir. Operasyon esnasında makinede gücü düşürmeye gerek yoktur. Yakıt değişiminde yakıtların karışım oranı ön ısıtıcı ve soğutucularla yada önerilmiş zaman aralıklarıyla belirle-
TEMMUZ - AĞUSTOS 69
Deniz Yakıtları nebilir. Yakıt geçişini otomatik olarak yapmak, makine üreticisinin önerilerine 100% uyumlu ve güvenli yakıt geçişi sağlar. Uzman bir yakıt yönetim sistemi, örneğin Aquametro DIESEL SWITCH hibrit yakıtlara geçişlerde de aşağıdaki adımları takip ederek otomatik olarak çalışır. Yakıt geçişlerinde manuel olarak
Bu şekilde ECA bölgelerine giriş çıkışlarda yakıt geçişinin verileri kolaylıkla hafızada saklanıp gerekli durumlarda raporlanabilir. Sonuç olarak; ECA bölgelerinde düşük sülfürlü yakıta geçiş operasyonu, gerek gemi sistemlerinin güvenliği gerekse kıyı emniyeti güvenliği için sıkı kontrollere tabi operasyonlardan biridir. Mevcut gemiler için 24 saat gibi kısa bir sürede havuz gereksinimi olmaksızın Aquametro ekibi tarafından gemi üstünde montajı ve devreye alınması yapılabilmek-tedir. Bugün 450 civarında gemi yakıt geçiş operasyonlarını Diesel Switch ile yapmaktadır.
70 TEMMUZ - AĞUSTOS
müdahaleye gerek yoktur. Yakıt geçişi tamamlandığında sistemden “SWITCH OFF” mesajı ile işlem raporlanır. Yakıt giriş sıcaklığı kontrolü yapıldıktan sonra “FUEL ON ENGINE” durum raporu ile belirtilen yakıtın devrede olduğu raporlanır. Özel yakıt sistemlerine uygun ayar parametrelerine ek olarak, geçiş süresi ma-
ECA BÖLGELERİNDE YAKIT GEÇİŞLERİNDE VERİMLİ, HATASIZ VE GÜVENLİ OPERASYON İÇİN; AQUAMETRO DIESEL SWITCH
kine yüküne ve yakıt debisine bağlı değişiklik gösterebilir. Önceden belirlenen alarm ve uyarılar sistemde anlık olarak görüntülenir. İsteğe bağlı olarak, GPS protokolü entegre edilebilir ve böylece yakıt geçişi esnasında geminin tam konumu ve zamanı raporlanır. Tüm durum bilgileri, sistem ayarları ve alarm mesajı bir veri dosyası olarak dışa aktarılabilir.
Deniz Taşımacılığı
Hem zaman kazandırıyor hem de konforlu seyahat imkânı sağlıyor Kurulduğu günden bugüne tüm faaliyetlerini şeffaflıkla sürdüren Dentur Avrasya, 45 adet gemisi, 35 binin üzerinde oturma kapasitesiyle yolcu ve turizm sektöründe öncü haline gelmiş köklü bir şirket. Bir araya geldiğimiz Dentur Avrasya Yönetim Kurulu Başkanı Recep Ali Kaymaz, “Dentur Avrasya modern filosu, eğitimli ekibiyle sayısız turiste Ada ve Boğaz turu hizmeti sunuyor, ülke turizmi ve bütçesine ciddi katkı sağlıyor. Dentur Avrasya’ya sunulan her türlü destek vatandaşlarımıza da fayda olarak geri yansıyor” diyor. Dentur Avrasya Yönetim Kurulu Başkanı Recep Ali Kaymaz
72 TEMMUZ - AĞUSTOS
www.7deniz.net <
Öncelikle sizi tanımak isteriz… Akabinde Dentur Avrasya Yönetim Kurulu Başkanı olarak yönetime gelmenizle birlikte hizmette ne gibi değişiklikler oldu? Anlatır mısınız? Rizeli bir ailenin en küçük oğlu olarak 1990 yılında baba mesleği olan Yolcu Taşımacılığı işini icra etmeye başladım.1997 yılından bugüne kadar şirketimizin muhtelif zamanlarında Yönetim Kurulu Başkanlığı sıfatını taşıdım. Yönetime geleli henüz 2 ay gibi kısa bir süre oldu. Kurumsal yapımız şirketimizin her zaman gelişimine ve devamlılığına imkan sağlamaktadır. Biz yeni yönetim olarak, tüm çalışanlarının ve ortaklarının Dentur Avrasya’nın bir parçası olmaktan gurur duyacakları ve nesiller boyu devam edecek, denizcilik orijinli bir işletme olmayı hedefliyoruz. Denizyolu ile taşıma hizmeti veren Dentur Avrasya’nın hangi hatlarda seferleri mevcut?
Öncelikle şirketimizin en eski hatlarından olan Üsküdar-Beşiktaş ve Üsküdar –Kabataş hatlarımızda yolcu taşıma faaliyetlerimizi sürdürüyoruz. Ancak Kabataş Martı Projesinden dolayı 2 yıl gibi bir süre için Kabataş-Üsküdar seferlerimiz askıya alındı. Martı Projesi tamamlandığında Dentur Avrasya olarak bu projedeki yerimizi alıp, faaliyetlerimize devam edeceğiz.Bunun dışında şehir hatlarına ait Ada ve Boğaz hatlarında yüklenici olarak hizmet veriyoruz. Deniz yoluyla servis taşımacılığı bir diğer hizmetimizdir. Bazı kurumsal şirketlerle özel anlaşma yaparak sabah ve akşam personel taşımacılığı işini gerçekleştiriyoruz. Hem zaman kazandırıyor hem de konforlu seyahat imkanı sağlıyoruz. Yalova Tersaneler Bölgesinde Eskihisar-Altınova arasında yolcu taşıyoruz. Turizm acentelerinin‘in comming’ ile getirdiği turistlere tekne tahsis ederek Boğaz ve Ada turları yapıyoruz. Hizmetlerimiz arasında ‘Hop on Hop Off ’
Boğaz turlarımızda mevcut. Türk gecesi adlı turumuzla yemekli organizasyon yaparak ağırlıklı yabancı turistlerin tercih ettiği folklor, semazen gibi etkinliklerin yer aldığı Boğaz gezileri düzenliyoruz. Çanakkale-Gestaş ortaklığı ile Çanakkale Boğaz turu düzenliyoruz. Turlarımıza yabancı turistlerin yanı sıra Çanakkale dışından gelen gruplara farklı tur hizmeti veriyoruz.Yine Çanakkale ilimize bağlı Küçükkuyu ilçemizde Gümrük kapısı açarak (kapı vize uygulaması ile) Midilli–Petra Limanına yolcu taşımacılığı yapıyoruz. Her iki tarafta Ada şehir turları yaparak Çanakkale’de Abide,Asos,Truva müzesi gibi turistlik yerleri gezdiriyoruz. Bir gemimiz Küçükkuyu’dan, diğer gemimiz Petra’dan olmak üzere günde iki sefer yapıyoruz.İzmir Seferihisar Teos Marina’dan Samos Adasına seferlerimiz devam ediyor.Bodrum-Kos/ Turgutreis-Kos/Turgutreis-Kalymnos adalarına da her gün sefer yapılıyor. 2018 sezonu Dentur Avrasya için nasıl seyretmekte? Turizm faaliyetleri açısından baktığımızda 15 Temmuz 2016 kalkışmasından sonra 2017 toparlanma yılı oldu. 2018 yılı ise şu an için beklentilerimizi karşılar nitelikte.Yolcu faaliyetlerimizde ise yakıt maliyetlerimizin artması ve taşıma ücretimizin düşük olması nedeniyle sıkıntılı bir dönem yaşamaktayız. Bu konudaki sıkıntımızı da hizmet çeşitliliğimizi artırarak aşmaya çalışıyoruz. Denizyolu taşımacılığında turizmin gidişatını nasıl görüyorsunuz, talepler ne yönde seyrediyor? Bu sorunuzu iki kategori de değerlendirebiliriz. Malumunuz özellikle İstanbul’a ayak basan birçok turist Boğaz
TEMMUZ - AĞUSTOS 73
Deniz Taşımacılığı lattığı İstanbul Boğazı’nda paralel hatlar oluşturarak bizlerden hizmet almak suretiyle başlattığı ve şu ana kadar fevkalade güzel yürütülen çalışmamız devam etmekte. Ayrıca Bakanlığımızın desteğiyle Çanakkale Küçükkuyu’da Gümrük Kapısı açarak Midilli Adasına Gestaş ile birlikte seferler düzenliyoruz. Hizmet yelpazemizi genişleterek,Ege adaları başta olmak üzere araç ve yolcu taşıma faaliyetleri için yeni tip gemiler planlıyoruz. Önümüzde kısa ve uzun vadeli planlarımızda, turizm hizmeti veren gemilerimizin filomuzdaki oranını artırmayı hedefliyoruz. Son olarak dikkat çekmek istediğiniz bir konu var mıdır? turunu programına koyar. Son yıllarda Ortadoğu kökenli turistlerinde ülkemize rağbet etmesiyle birlikte Ada turu da oldukça fazla tercih edilen bir destinasyonumuz arasına girmiştir. Dentur Avrasya modern filosu ve eğitimli ekibiyle sayısız turiste Ada ve Boğaz turu hizmeti sunmuş, ülke turizmi ve bütçesine ciddi katkı sağlamıştır.
nilir, daha konforlu, ekonomik ve çevre dostu gemiler inşa ediyoruz. En son inşa ettirdiğimiz doubleended gemilerimizin 4 adedi hizmete girdi.Manevra yetenekleri iniş-biniş rahatlığı engelli rampalarıyla çok yüksek oranda yolcu memnuniyeti sağladılar ve tercih nedeni oldular. İleriye dönük yeni yatırımlar için girişimlerimiz devam etmektedir.
Çanakkale ve Ege bölgesinde klaslı gemilerimizle uluslararası seferler düzenleyerek Bodrum-KosTurgutreis-Kos/ KalymnosSeferhisar-Samos Çanakkale (Küçükkuyu)-Midilli/Petra seferlerini başarıyla yürütmekteyiz. Bu bölgelerde Dentur Avrasya standartları belirleyen kurum olmuştur.
Belediyeler veya Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı ile yürüttüğünüz projeler var mıdır? Akabinde Dentur Avrasya’nın 2018-2019 projelerini de öğrenmek isteriz.
Sektör içerisinde yaşadığınız sıkıntılardan bahseder misiniz? Sıkıntılarımızın başında, öncelikle bir kamu hizmeti niteliği olan kent içi ulaşım ücretlerinin zaman içerisinde maliyetleri karşılayamaz hale gelmesidir. Bu hizmetin sürdürülebilir olması bakımından %18 KDV’nin makul bir rakama çekilmesi,vatandaşa zam olarak yansıtılmadan sektöre bir destek olacaktır. Bağlama ve barınma problemi de yaşadığımız en büyük sıkıntılardan biridir. Toplu taşımada denizyolunun payı nedir?Denizin toplu taşımadaki payını arttırmak adına ne gibi adımlar atıyorsunuz? Toplu taşımada deniz yolunun payı maalesef %2’ler seviyesindedir. Bu oranı arttırmak için tüm paydaşlarımızla birlik de çaba sarf etmekteyiz. Firmamızı her zaman yenilemeye,geliştirmeye gayret ediyoruz. Daha güve-
74 TEMMUZ - AĞUSTOS
Evetİ.B.B’nin Şehir Hatları vasıtasıyla deniz ulaşım payını artırmak adına baş-
Dentur Avrasya kurulduğu günden bugüne tüm faaliyetlerini kayıt altında tutan ve tüm işlemlerini hem ortaklarına hem de devletimize karşı şeffaflıkla sürdüren, bunun yanında hali hazırda çoğunluğu yeni nesil gemi olan 45 adet gemisiyle ve 35 binin üzerinde oturma kapasitesiyle yolcu ve turizm sektöründe öncü haline gelmiş köklü bir şirket olmuştur. Ayrıca şirketimiz ortaklarına ve çalışanlarına gelecek vaat eden,kendini sürekli geliştiren,çevresine değer katan bir kuruluş haline geldi ve bizlere bu gururu yaşatmakta.Son olarak özellikle vurgulamak isterizki Dentur Avrasya’ya sunulan her türlü destek vatandaşlarımıza fayda olarak geri yansımaktadır.
We are at your service at all shipping requirements
Victoria River& Sea Transport Ltd. Istanbul Barbaros Mah. Mor Sümbüi Sok, Teknik Yapı Deluxia Palace No:5/A Office 433 Atasehir, Istanbul Turkey 34746 www.victoriariversea.com
Ph : +90 216 504 9972 Fax : +90 216-504 9628 Gsm : +90 545 792 2007 mail : transport@victoriariversea.com : victoria@victoriariversea.com
Deniz Turizmi Kruvaziyerde olumsuz algı yıkıldı KRUVAZİYER turizminin en büyük firmalarından MSC'nin ardından Norwegian Cruise, Royal Caribbean ve Holland America Line da gelecek 2 yıldaki rotalarında Türkiye'ye yer verdi. Deniz Ticaret Genel Müdürlüğü verilerinden derlenen bilgilere göre, bu yılın ocak-haziran döneminde Türkiye'deki 10 limana 86 kruvaziyer gemi yanaştı. Bu gemilerdeki transit yolcu sayısı 45 bin 917 olarak kayıtlara
geçti. Kruvaziyer gemilerden 59'unun Kuşadası'na demirlemesi dikkati çekti. Dünyada yeni nesil turizm olarak nitelendirilen kruvaziyerde tercih sebebi, deniz ve güneşten ziyade kültürel coğrafyalar oldu. Kültür ve Turizm Bakanlığı, bu dev gemilerin Türk limanlarına yanaşması için yoğun çalışmalar yürüttü. Sivil toplum kuruluşları ve meslek odaları da bu yöndeki tanıtım faaliyetlerine
destek verdi. Girişimler sonucu sektörün en büyüklerinden olan MSC, 2019 sezonundan itibaren İzmir ve Antalya'ya, Norwegian Cruise Line ise 2018 sezonundan itibaren Kuşadası'na uğrayacağını açıkladı. Holland America Line’da 2020 yılından itibaren rotasına yeniden Türkiye'yi ekleme kararı aldı. Ayrıca Royal Caribbean'ınAzamara hattı da Kuşadası'na uğrak verecek.
Royal Caribbean, 2019 için seyahat planını yayına aldı! ROYAL CARİBBEAN 2019 İlkbahar &Yaz Erken Rezervasyonu 6 Ağustos’ta başladı. Royal Caribbean 2019 İlkbahar &Yaz Erken Rezervasyon indirim fırsatları devam ediyor. Kampanyadan yararlanmak ve detayları öğrenmek için royalcaribbean. com.tr sayfasından Erken Rezervasyon sekmesini tıklayınız. Royal Caribbean Cruises gemilerinde lüks bir seyahat 2019’da da seyahat tutkunlarını bekliyor. 2019 yaz dönemi programlarında erken rezervasyonu 6 Ağustos’ta başlatan Royal Caribbean Türkiye, misafirlerini kampanyadan yararlanmaya çağırıyor! Özellikle en teknolojik ve konsept gemileriyle ön plana çıkan Royal Caribbean’ın halihazırda 2018 sonbahar-2019 kış programları ise satışa açık. Royal Caribbean gemileri ile keşfedeceğiniz şehirlerin yanı sıra, gemide Brodway şovlarını ve olimpiyatlarda ödül almış sporcuların akrobatik gösterilerini açıkhava tiyatrosunda izlediğinizde, karada deneyimlediğiniz seyahatten çok daha fazlasına da tanık olabilirsiniz. Gemide tadacağınız dünya mutfağından lezzetleri de unutmayalım… Royal Caribbean Türkiye sunduğu kampanyalar ve fırsatlarla cruise seyahatinde hayallerinizi gerçekleştirmenize olanak tanıyor.
76 TEMMUZ - AĞUSTOS
Deniz Teknoloji
Blockchain denizciliğin rotasını değiştirecek A.P. Moller – Maersk ve IBM nakliye ve lojistik endüstrisinden geniş katılımla blockchain uygulamasını dünya genelinde tedarik zincirlerine sunmaya hazırlanıyor.
K
üresel ekonomide dijital dönüşümden şirketlerin en önemli gündem maddelerinden biri de blockchain teknoloji ve onun barındırdığı potansiyeller. Farklı sektörlerdeki dünya devi birçok şirkette blockchain teknolojisine yatırım yapmaya ve bu alanda işbirliğine devam ediyor. Bu doğrultuda atılan son adım da, A.P. Moller – Maersk ve IBM’in yaptığı ve nakliye ve lojistik endüstrisinden geniş katılımla yeni TradeLens sistemini test ettikten sonra, blockchain uygulamasını dünya genelinde tedarik zincirlerine sunmaya hazırlandığı proje. Blockchainile daha etkin ve güvenli küresel ticaret Blockchain Türkiye Platformu’nun internet sitesinde yer alan habere göre, Maersk ve IBM arasındaki bir iş birliği anlaşmasının meyvesi olan TradeLens, bilgi paylaşımını ve şeffaflığı desteklemek için farklı tarafları bir araya getiren ve sektör çapında yenilikçiliği teşvik eden, daha etkin ve güvenli küresel ticareti körüklemek için tasarlanan blockchain destekli bir sevkiyat çözümü olarak çalışıyor. TradeLens’in erken erişim programına 94 kuruluşun katılımı sağlandı. Açık standartlara dayalı TradeLens platformunda dünya çapında yaklaşık 234 deniz ağ geçidi olacak. PSA Singapur, Uluslararası Konteyner Terminal Hizmetleri, Patrick Terminalleri, Hong Kong Modern Terminalleri, Halifax Limanı, Rotterdam Limanı, Bilbao Limanı, PortConnect,
78 TEMMUZ - AĞUSTOS
PortBase ve Philadelphia Limanı’ndaki Holt Lojistik terminal operatörleri dahil olmak üzere dünya genelinde 20’den fazla liman ve terminal operatörü dahil. Limanlar, pilot testler boyunca küresel APM Terminalleri’nin ağına katılacaklar. Aynı ağ üzerinde gümrük yetkilileri, gümrük komisyoncuları, faydalı kargo sahipleri (BCO’lar), nakliye acenteleri, ulaşım ve lojistik şirketleri de dahil olmak üzere dünyanın dört bir yanından tedarik zincirinin farklı paydaşları da çalışacak. Sevkiyat verileri ve gönderim belgelerine gerçek zamanlı erişim imkanı TradeLens’in paydaşları, blockchain akıllı sözleşmeleri kullanarak sıcaklık kontrolünden konteyner ağırlığına kadar değişen IoT ve sensör verileri de dahil ol-
mak üzere sevkiyat verileri ve gönderim belgelerine gerçek zamanlı erişim sağlayacaklar. TradeLens, IBM blockchain teknolojisini, dijital tedarik zincirlerinin temeli olarak kullanıyor ve birden fazla alım satım ortağı arasındaki iş birliğini, ayrıntılardan, gizlilik veya gizlilikten ödün vermeden bir işlemin tek bir paylaşılan görünümünü oluşturarak güçlendiriyor. Bir beta programı altında yayınlanan ve ClearWay adı verilen ticari belge modülü, güvenli ve değiştirilemez bir denetleme izinin güvencesiyle ithalatçı ve ihracatçıların, gümrük komisyoncularının, gümrüklerin, diğer devlet kurumlarının ve STK gibi güvenilen üçüncü tarafların çapraz kurumsal iş süreçlerinde ve bilgi alışverişinde iş birliği yapmasını sağlıyor.
TEŞEKKÜR Haksa Shipping firma yetkilileri 17 Haziran’da yaşanan kazayla ilgili olarak MSC Marine Sigorta Brokerliği’ne TEŞEKKÜR mesajı yayınladı. Metinde şu bilgilere yer verildi: “17.06.2018 tarihinde M/V HAKSA adlı gemimizin geçirdiği kaza sonrasında firmamızın zararının tamamını, evrakların tamamlanmasından 2 gün sonra 06.07.2018 tarihinde hızlı şekilde karşılayan RAY Sigorta AŞ. ile Genel Müdür Sayın Koray Erdoğan ve Hasar Müdürlüğü çalışanlarına, ayrıca desteklerinden dolayı MSC Marine Sigorta Ekspertiz Hizmetleri Ltd. Şti’den Eksper Sayın Mustafa Ural’a, Kuzey Marine Sigorta Brokerliği firmasından Sayın Emin Yaşacan ve Ömer Çınar’a, Hırvatistan SCT Shipyard Trogir firmasına, Avukat Sayın Mehmet Doğu’ya teşekkür eder, saygılarımızı sunarız.”
HAKSA SHIPPING LTD.
7Deniz Dergisi Abone Formu Name, Surname / Adı Soyadı: Title / Ünvan: Company / Firma: Address / Adres: Post/Zip Code / Posta Kodu: Country / Ülke: Vergi Dairesi ve No: Phone / Tel: E-Mail / E-Posta:
City / Şehir: Fax / Faks:
Yıllık Abonelik Ücreti olan 120 TL’yi aşağıdaki hesap numarasına yatırıp makbuz kopyasını bu formla tarafımıza ulaştırmanızı rica ederiz. HESAP BİLGİLERİMİZ İş Bankası - Yeldeğirmeni Şubesi Hesap No: 1061-0540427 IBAN TR910006400000110610540427 7 Deniz Basın Yayın Reklam, Danışmanlık, Turizm ve Org. Tic. Ltd. Şti. Osmanağa Mah. Reşit Efendi Sok. No: 66/22 Kadıköy / İstanbul Tel: 0216 550 55 46 • GSM: 0535 019 21 08 www.7deniz.net • e-mail: info@7deniz.net • 7denizdergisi@gmail.com
Hedef güçlü bir sektörü yaratmak.
OCAK-ŞUBAT • | 79 |
Türk denizcilik sektörünün güncel haber portalı 7 DENİZ