7deniz dergisi eylul ekim 2013

Page 1

FİYAT: 10

YIL: 1 SAYI: 5 / EYLÜL - EKİM 2013

Orion Asya Grup Yönetim Kurulu Başkanı Salih Zeki Çakır

“Antalya DTO bölgede çalışmalarını sürdürüyor”

D

Antalya Deniz Ticaret Odası Ykb. B.İnanç Kendiroğlu:

DE osya: Nİ ZT AŞ IM AC IL

IĞ I

“Dış ticarette 2023 hedefleri koster için büyük bir fırsat”


SIRT MATBAA TARAFINDAN AYARLANACAKTIR



İÇİNDEKİLER HABERLER

Yönetim 7 Deniz Basın Yayın Reklam, Danışmanlık, Turizm ve Org. Tic. Ltd. Şti. adına İmtiyaz Sahibi İbrahim Kocamış ibrahim@7deniz.net Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Derya Altuntepe derya@7deniz.net Editör Cengiz Tepebaş cengiz@7deniz.net Görsel Yönetmen Grafikart Yayın Danışma Kurulu Altan Köseoğlu, Atilla Özdöl, Can Besev Engin Koçak , Kapt. Kubilay Ulucan Prof. Dr. Ahmet Dursun Alkan Prof. Dr. Güldem Cerit, Kapt. Savaş Ercan Bahadır Tonguç, Rıza Arslan Temsilcilikler ABD Temsilcisi: Kapt. Kubilay Ulucan İngiltere Temsilcisi: Tahsin Özalan Reklam ve Pazarlama Reklam ve Halkla İlişkiler Md Bahar Bozkurt bahar@7deniz.net İletişim adresi Osmanağa Mah. Reşit Efendi Sok. No: 66/22 Kadıköy / İstanbul Tel: 0216 550 55 46 e-mail: info@7deniz.net CTP ve Baskı Özkan Basım Tanıtım Hizmetleri San. Tic. Ltd. Şti. Yayın: Yerel - Süreli Yayın 7deniz dergisi’nde yayınlanan tüm yazı ve fotoğrafların hakları, logosu ve isim hakkı 7 Deniz Basın Yayın Reklam, Danışmanlık, Turizm ve Org. Tic. Ltd. Şti.’ne aittir. İzinsiz hiçbiryerde kullanılamaz. Yayımlanan ilanların sorumluluğu sahibini bağlar.

16 18 18 20 26 30 34 36 38 40 42 43 44 46 47 50 54 60 61 64 65 66 70 70 71 72 74 75 76 77 78

Sektördeki sorunlar sadece bizden kaynaklanmıyor Kazakistan Savunma Bakanı GİSBİR’i ziyaret etti Gemi Borkerleri Derneği’nde bayrak değişimi Dış ticarette 2023 hedefleri koster için büyük bir fırsat Evyapport’un liman otomasyonu GullsEye’a emanet Cotani 167 yılın tecrübesini sunuyor DSV tam müşteri memnuniyetiyle hareket ediyor Denizcilik sektörü küçük bir destekle düzlüğe çıkar Normed Avrupa’ya taşıma yapıyor Marmara RO-RO Yılda 60 bin araç taşıyor Müşterisinin partneri: İnci Lojistik Gate Shipping kendi gemileriyle taşıma yapıyor Denizcilikte kapasite fazlası 5 yıl daha sürer Türkiye’nin ihracatını denizler taşıyor ‘Yelkenler fora’ demiştik dümenleri ABD kilitledi Antalya DTO bölgede çalışmalarını sürdürüyor Ağanlar Group sektörde emin adımlarla ilerliyor MİLGEM-3’ün teslim tarihi açıklandı MİT’e casus gemi alınması gündemde Norveç’e Cemre Tersanesi’nden gemi Kıran Holding, Çin’den 8 yeni gemi aldı Gemi söküm sektörü zirveye koşuyor Ambarlı limanında taşınma tartışması büyüyor TCDD Derince Limanı özelleştiriliyor Taşımacılık şirketleri Breakbulk Türkiye 2013 zirvesinde buluşuyor Port Akdeniz gelecek vaat ediyor Hopa TSO Batum’a çıkarma yaptı Samsun’da tersane yapımı hızlandı MYK-GİSBİR Yat Yarışları’nın kazananları belli oldu Bodrum’da lüks yat bereketi BTC’nin yüzü Türkmen petrolü ile gülüyor

MAKALE 24 52 58 62 68

Kubilay Ulucan : U.S Federal Bütçe sorunu Uluslararası Ticareti Sekteye Uğratıyor Can Besev : Deniz lojistiği ve bunker Engin Koçak : Büyük tonaj coşarken, kosterler fırsat kolluyor Atilla Özdöl : TF-2000 Hava Savunma Fırkateyni Projesi Bahadır Tonguç : Laytime Definitions for Charter Parties 2013



Editör

Yolumuz da deniz, sınırımız da deniz İbrahim KOCAMIŞ

T

| 4 | • EYLÜL-EKİM

7 DENİZ

ürk denizcilik sektörü krizle boğuştuğu bir yılı daha geride bırakmak üzere. Şu son günlerde malum “Yılı nasıl kapatacağım?” telaşesi içerisinde. Diğer taraftan yaşanan ekonomik ve siyasi gelişmeler önümüzdeki günlerin denge arayışları içerisinde geçeceğini gösteriyor. Tıpkı geride bıraktığımız yıllar gibi… Bu durumun ne sadece bizim sektörümüz ne de sadece bizim ülkemiz için geçerli olduğunu söylemek pek mümkün değil. Artık sınırların kalktığı, iletişimin zaman ve mekan gibi kavramlar dışında gerçekleştiği, dünya üzerinde yaşanan bir olayın farklı etkilerle olsa da her bir ülkeye tesir ettiği bir dönemdeyiz. Hele denizcilik sektörü gibi bir sektörde işlerin çok daha zor olduğu gerçek. Ne de olsa bizler denizin uzandığı her yerdeyiz. Yolumuz da deniz, sınırımız da deniz. Diğer taraftan da ayağımız karaya ekonomiyle bağlı. Sadece ülkemiz ekonomisine de değil üstelik... Bu yüzden de küresel seyre gözler de kulaklarda odaklanmak zorunda. Artık tüm dünyayı “mercek” altında incelemek de yetmeyecekmiş gibi görünüyor.

Bizdeki işler de sizin telaşelerinize paralel bir seyir izlemekte. Sektörün her bir kalemini gündemimize taşıyıp mevcut portreyi gün yüzüne çıkarmaya çalışırken bir yandan da sizlere ses olma gayesinde olduğumuz bir sayıda geri de bıraktık. Bu niyetle ülkemizin denizcilikte rakiplerine uzak ara fark atması gerektiği deniz taşımacılığını gündemimizin başköşesine oturttuk. Yaptığımız sohbetler, aldığımız görüşler ve hazırladığımız haberlerle hepimizin bildiği bir gerçeği bir kere daha üstüne basa basa yine taşıdık satırlarımıza. Türkiye’nin deniz taşımacılığında yapı değişikliğinin öyküsü 10 yılı aşıyor. Eski armatörlerin yerini yeni oyuncular almış durumda... 4 milyon DWT ile Genel Denizcilik ilk sırada. Ya-Sa 2.2 milyon ile ikinci, Densa 1.7 ile üçüncü sırada yer alıyor. İlk üçü, 1.5 milyon DWT ile Ciner Grubu ve 1.3 milyon DWT ile Aktif Denizcilik izliyor. Türk armatörlerin kontrolündeki deniz ticaret filosu, 2012’de yüzde 34 büyüyerek 30 milyon DWT tonu aştı. Diğer taraftan da Türkiye deniz ticaret filosu, dünya liginde iki basamak atlaya-

rak 13’üncü sırada yerini alırken, dünyadaki değişim yüzde 8,4’ler düzeyinde kaldı. Ülkemiz mevcut potansiyeli ile bu alanda tabiri caizse rakiplerine kök söktürebilecek bir potansiyele sahip olmasına da ortaya çıkması için bir an önce atılması gereken adımlar var. Bu adımlar arasında ilk sırada yer alan devlet desteğini eğri oturup doğru konuşmak gerekirse tartışmak bile gereksiz. Neden mi? Hangi sektör var ki gelişiminde devlet desteği olmadan mevcut potansiyelini gün yüzüne çıkarabilmiş ya da hangi devlet var ki orada ekonomik açıdan yüksek değere sahip bir oluşumu görmezden gelmiş. Bu sayımızda deniz taşımacılığı ve lojistik sektörünü ele alarak bir taraftan sektörden aldığımız görüşleri sizlere aktaracak diğer taraftan da doğru ve iyi giden ne varsa, yanlış ya da eksik olanı da paylaştığımız gibi sizlerle paylaşacağız. İlerleyen günlerin hepimiz için aydınlık ve refah içinde geçmesini temenni eder, bir sonraki sayımızda buluşuncaya kadar hoşça kalmanızı dileriz...


EYLÜL-EKİM •| 5 |

7 DENİZ


Kısa Kısa

Haliç’in bakterisiyle elektrik üretildi

YTÜ Öğretim Üyesi Prof. Dr. Bestamin Özkaya ve beraberindeki ekip, bakteriden üretilen elektrikle led lambayı yakmayı başardı. Yıldız Teknik Üniversitesi öğretim üyelerinden oluşan bir ekip, ilginç bir projeye imza attı. YTÜ Çevre Mühendisliği Öğretim Üyesi Prof. Dr. Bestamin Özkaya önderliğinde geliştirilen proje, yenilenebilir enerji alanında önemli bir adımın atılmasını sağladı.

Alman Araştırma Gemisi

Poseidon Almanya’nın Bremen Üniversitesi Deniz Bilimleri Araştırma Merkezi’ne bağlı MARUM Araştırma Merkezi, Poseidon araştırma gemisiyle Akdeniz’de çamur

Sürmene’ye Çebi Grup’tan tersane Trabzon’un en hayati projelerinden biri olan ancak uzun süredir atıl durumda bulunan Sürmene’de tersane projesi yeniden canlanmaya başladı. Denizcilik sektörü ve gemi inşada kriz nedeniyle yatırım gündeminden çıkarılan ve bu yüzden yatırımların yarım kaldığı Sürmene Tersanesi’nde alt yapı çalışmaları yeniden başladı. Çebi Grubun yeniden faaliyete geçireceği Sürmene’deki tersanesinin yapımına kasım ayı sonunda başlanacak.

Bursa yeni ‘Deniz Uçağı’ siparişi verdi

| 6 | • EYLÜL-EKİM

7 DENİZ

volkanlarını araştıracak. Doğu Akdeniz’de denizin bin 600-2000 metre derinliğindeki çamur volkanlarının ayrıntılı haritalarının çıkarılması için İzmir Limanı’ndan yola çıkan 61 metre uzunluğundaki Poseidon’un çalışması üç hafta sürecek.

Budo ve SeaBird yatırımlarıyla Türkiye gündemine oturan Bursa Büyükşehir Belediyesi, 2 yeni deniz uçağını daha yılbaşından sonra hizmete sokuyor.Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Altepe, SeaBird hizmetine dahil edilecek 2 deniz uçağı ve Büyükşehir Belediyesi tarafından kurulan Bursa Hava Yolları´nın uçuşlara başlamasıyla ilgili açıklamalarda bulundu.


EYLÜL-EKİM •| 7 |

7 DENİZ


Kısa Kısa

Derince Limanı Aralık’ta sahibini bulacak ÖİB, Derince Limanı’nın özelleştirilmesi için bir kez daha ihaleye çıktı. İhaleye tüzel kişiler ile ortak girişim grupları katılabilecek. Katılımcıların 10 Aralık’a kadar tekliflerini vermeleri gerekiyor. İzmit Körfezi’ndeki en büyük ve devlete ait tek liman olan Derince Limanı’nın özelleştirilmesi yıllardır gündemde. Ancak daha önce bu amaçla yapılan ihalelerden sonuç alınamamıştı. TC Başbakanlık Özelleştirme İdaresi Başkanlığı, Derince Limanı’nın özelleştirilmesi için bir kez daha ihaleye çıktı.

Vapurlara yeni sistem geliyor

Hatları Vapurları’na iniş ve binişŞ ehir lerde yolcu güvenliğini artırmak için

hidrolik rampalı sisteme geçiliyor. Yaklaşık 2 yıldır çalışmaları süren sistem sayesinde eski tip sürgülü köprülerin yerine, otomatik olarak çalışan ve daha çok yolcunun kısa sürede inip binebileceği rampalı sistem vapurlardaki yerini alacak.

Kritik bölgeler insansız deniz aracı Levent’e emanet

Aselsan tarafından geliştirilen ve Aksaz, Foça gibi önemli askeri üslerin güvenliğini sağlayacak insansız su üstü aracı Levent projesinde sona gelindi. İnsanlı ve insansız olarak kullanılabilen insansız su üstü aracıyla ilgili çalışmalar Gölcük Tersane Komutanlığı bünyesinde Aselsan Deniz Sistemleri Sistem Mühendisliği ve Sonar Sistemleri Gölcük Laboratuvarı’nda yürütülüyor.

| 8 | • EYLÜL-EKİM

7 DENİZ


Sans titre-1 1

03/10/13 17:37

EYLÜL-EKİM •| 9 |

7 DENİZ


Kısa Kısa

Nordfield’den Cemre’ye iki yeni sipariş

A

çıkdeniz enerji sektöründe uzmanlaşmış uluslararası denizcilik şirketi Norfield, Cemre Tersanesi’ne iki adet 69,8 metre sismik destek gemisi tasarımı olan SALT 450 SSV sipariş etti. Cemre Tershanesi tarafından Nordfield için inşa edilecek olan sismik gemilerin 2015 yılında teslim edilmesi planlanıyor. Gemiler Nordfield’a teslim edilmesinin ardından Vestland Offshore AS tarafından işletilecek.

İzmir’e 3 arabalı vapur

İ

zmir Körfezi’nde ulaşıma hız ve konfor kazandırmak için 15 katamaran tipi yolcu gemisi yaptırmaya başlayan ve ilk gemiyi yılbaşında teslim alacak İzmir Büyükşehir Belediyesi, üç arabalı vapur satın almak için 11 Kasım’da ihale yapacak. Vapurlar 64 otomobil ve 450 yolcu kapasiteli olacak, Bostanlı-Üçkuyular arası seferler hızlanacak. Filo’da Esenköy, Salacak ve Eminönü adlı üç arabalı vapuru bulunan Büyükşehir Belediyesi, bakım dönemlerinde kiralık arabalı vapurları kullandı. Yeni alınacak daha hızlı arabalı vapurlarla sefer sayısının da artması bekleniyor.

Muğla’ya üç yeni yat limanı daha yapılıyor

| 10 | • EYLÜL-EKİM

7 DENİZ

Muğla’ya 32 milyon 650 bin dolar yatırımla üç yeni yat limanı yapılacak. Datça, Milas- Ören ve Dalaman’a yapılacak yat limanları bin 600 yat kapasiteli olacak.İnşaatına başlanan Ören Yat Limanı yap-işlet-devret modeline göre yapılacak. 300 yat kapasitesine sahip olan proje 9 milyon 750 bin dolara mal olup 2014 yılı mart ayı sonunda tamamlanacak. Dalaman Yat Limanı ve Deniz Otobüs Yanaşma Yeri yine yap-işlet-devret modeline göre yapılacak. 950 yat kapasitesine sahip Dalaman Yat Limanı ve Deniz Otobüs Yanaşma Yeri 12 milyon 400 bin dolara mal olacak.


EYLÜL-EKİM •| 11 |

7 DENİZ


Çanakkale Savaşı batıklarına özel inceleme

Kısa Kısa

Kültür ve Turizm Bakanlığı, 2013 yılında birinci etabı tamamlanan çalışmalara, 2014 yılında da devam etmeyi planlıyor. Çanakkale Müzesi Müdürlüğü başkanlığında, Dokuz Eylül Üniversitesi Deniz Bilimleri ve Teknolojisi Enstitüsünün bilimsel danışmanlığında yürütülen araştırmalarda, Bodrum Sualtı Arkeoloji Enstitüsü nün teknik alt yapısı kullanılarak toplam sekiz adet batığa ve bulundukları bölgeye ilişkin çalışma yapıldı.

Deniz trafiğinde para cezası uygulaması

C

an kurtarma, emniyet, güvenlik veya acil durum yardım isteme işaret, sinyal veya yayınlarını yanıltıcı şekilde kullandığı ve bu yanlışlığı uygun şekilde düzeltmediği belirlenen Türk veya yabancı bayraklı gemi ve liman ilgilileri ile denizde çatışmaya sebep olacak şekilde seyir veya manevra yaptığı, işaret veya teçhizatı eksik veya uyumsuz olduğu tespit edilenlere 5 bin liradan 50 bin liraya kadar idari para cezası verilecek.

ABD ‘süper uçak gemisini’ 1 sente sattı | 12 | • EYLÜL-EKİM

7 DENİZ

ABD’nin ‘süper uçak gemisi’ sınıfına dahil ilk gemisi parçalanıp, farklı alanlarda kullanılmak üzere sadece 1 sente satıldı. ABD Donanması’nın ilk ‘süper’ uçak gemisi, USS Forrestal (AVT59) donanmada kullanılmaz hale gelmesinin ardından Teksas merkezli All Star Metals şirketine sadece 1 sente satıldı.


EYLÜL-EKİM •| 13 |

7 DENİZ


Kısa Kısa

OOCL EMX servisini başlattı Hong Kong şirketi Orient Overseas Container Line (OOCL) Asya, Akdeniz ve Karadeniz’i birbirine bağlayan EMX adlı yeni bir konteyner servisi başlattı. Odesa Limanı’ndan yapılan basın açıklamasında, “EMX Servisi Rotası şu şekilde olacak; Busan-Ningbo-Şanghay-Da Chan Bay, Port Klang-Süveyş Kanalın’dan Hayfa-İstanbul-Odesa-Novorossiysk-İstanbul-Hayfa geri dönüş Süveyş Kanalı’ndan-Nhava Sheva-Liman Klang-Da Chan Bay-Busan” denildi.

OOCL EMX

Denizcilik piyasaları iki kat büyüdü Baltık Kuru yük Endeksi (BDI), son bir buçuk ayda iki kat artış gösterdi. Endeksin bir yıldaki yükselişi ise neredeyse üçe katlandı. Supramax, panamax ve capesize olarak sınıflandırılan 50 bin ton ve daha fazla yük taşıma kapasitesine sahip gemilerin günlük navlunları 10 bin doların üstüne çıktı. Endeksi sırtlayan capesize gemilerin günlük navlunları da 40 bin doları aştı.

NDSQ, Ras Laffan limanına ortak | 14 | • EYLÜL-EKİM

7 DENİZ

Katar’ın önde gelen denizcilik şirketi Nakilat ve ortağı Danimarkalı Damen Katarlı Ras Laffan Liman işletmelerine de ortak oldu. Ras Laffan limanı için çalıştırılması planlanan 7 adet gemi, iki adet 60 tonluk çekme kuvvetinde (BP) azimut sert sürücü (ASD) römorkörü, iki adet 45 tonluk BP ASD römorkör, iki 15 tonluk BP çift vidalı palamar botu ve bir kılavuz botundan oluşuyor. Yeni inşa edilecek 7 geminin 2014 yılı sonbaharında ve 2015 yılının bahar ayları arasında teslim edileceği belirtiliyor.


EYLÜL-EKİM •| 15 |

7 DENİZ


IMEAK Deniz Ticaret Odası aylık olağan toplantısında konuşan Suat Hayri Aka, sektördeki sorunların sadece bakanlık olarak kendilerinde kaynaklanmadığını, başka unsurlarında sorumluluğu olduğunu söyledi.

“Sektördeki sorunlar sadece bizden kaynaklanmıyor”

Dernekler

U

| 16 | • EYLÜL-EKİM

7 DENİZ

laştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Suat Hayri Aka, “1 buçuk yıllık müsteşar yardımcısı olarak çalıştığım süre içinde şunu gördüm ki, denizcilik sektöründe sorunların çoğu sadece bizim bakanlığımızdan kaynaklanmıyor. Bu sorunların içinde, Çevre Bakanlığı gibi, bazı bakanlıklarla belediyeler de yer alıyor” şeklinde konuştu. “Denizcilik Koordinasyon Komisyonu kurduk” Toplantıda konuşan Suat Hayri Aka, denizcilik sektöründeki sorunları ortadan kaldırmak için Denizcilik Koordinasyon Komisyonu’nu kurduklarını belirtti. Aka, AB’nin Türkiye için çok önemli olduğunu ifade ederek, bundan sonra sektörün sorunlarını hem bu birim üzerinden, hem de AB Komisyonu üzerinden gerçekleştireceklerini söyledi. İklim değişikliğine dikkat çekti Dünyada ilk 3 sorundan birinin iklim değişikliği olduğunu belirten Aka, Birleşmiş Milletler ’de (BM) sürekli bu sorunun tartışıldığını dile getirdi. Türkiye’nin de bu tartışmaların içerisinde yer aldığının altını çizen Aka, “Türkiye bu iklim değişikliğine kayıtsız kalamazdı. Lakin iklim değişikliklerinin içerisinde ulaştırma sektörü de yer alır. 5-6 yıl içerisinde bu yönde çok önemli kararlar aldık. Ama bugüne kadar dünyada iklim değişikliği ile ilgili alınmış hiçbir karar yok. Gemilerde düşük yakıt kullanmak gerekir. Ama Avrupa’da bunu şu an yapan çok az. Tüm dünya düşük kükürtlü yakıt kullanırsa biz de kullanalım. Çünkü maliyeti yüksek olan

bu sistemi şu an kullanarak sektörümüzü mağdur etmek istemeyiz” şeklinde konuştu. “Sorunlar sadece sözlü olarak ifade ediliyor” Sektör temsilcilerinin sektörün sorunlarını sözlü olarak dile getirmelerinden yakınan Aka, sözlerine şöyle devam etti: “Sektör kişi ve kuruluşları denizcilik sektöründeki sorunları sadece sözlü olarak her fırsatta ifade ediyor. Ama bugüne kadar elime ulaşmış bir ‘Rapor’ yok. Bu durum da bizleri üzüyor. Sorunları bir rapor haline getirip bizlere ulaştırın. Sorunlar sadece bizim bakanlığımızdan kaynaklanmıyor. Çevre Bakanlığı gibi bazı bakanlıklar ile belediyelerden de kaynaklanıyor. Sorunlarınızı bizlere bir rapor halinde sunun.” Gemi Adamları Yönetmeliği’nde Yeni Düzenleme Suat Hayri Aka ayrıca gemi adamları yönetmeliğinin revize edileceğini ifade etti. Denizcilik sektöründe herkesi bir eğitime tutacaklarını belirtti. Herkesten mesleki bir yeterlilik belgesi isteyeceklerini vurgulayan Aka, “Herkes kaynakçı olmasın. Herkes vinç operatörü de olmasın. Mesleki yetersiz olan bir gemi adamına cezalar vereceğiz. Gerekirse ehliyetlerine bir dizi yaptırımlar getireceğiz. Bundan sonra gemi adamları cüzdanlarını Ankara’da basacağız. Gemi adamları Türkiye’de 72 limandan istediğine gidip cüzdanını çıkartabilecek. Liman Başkanlıkları da gelen evrakları inceleyip elektronik ortamda Ankara’ya gönderecek. Evraklar incelendikten sonra PTT ile sahiplerine cüzdanları gönderilecek.” diye konuştu.

“Tersaneler uzman kadrolarla çalışmalı” Toplantıda bir konuşma yapan IMEAK Yönetim Kurulu Başkanı Metin Kalkavan da, “Tersanelerin uzman kadrolarla çalışması gerektiğini söyledi. Tersanelerdeki taşeron firma anlayışını eleştiren Metin Kalkavan, “Taşeron uzman olamaz. Taşeron firmalar tersanecilik hakkında bilgi sahibi değildir. Uzmanının taşeron olamayacağı bir sistem düşünüyoruz” ifadelerini kullandı. “Sadece 1 ay değil 12 ay balık yensin” Geçen ay balık fiyatları hakkındaki konuşmasından dolayı medyada yer alan haberlere de değinen Kalkavan, “Balık fiyatlarının 12 ay boyunca standart bir fiyatının olması gerekir. Bu konuda batının sistemi örnek alınmalı. Sadece 1 ay değil 12 ay balık yenmeli. Balık fiyatlarının bir düşmesi, bir yükselmesi, hem balıkçıları, hem de vatandaşları mağdur eder. Sektörde daha önemli sorunlarımız varken, hamsi fiyatları üzerinden geçen ay basının yaptığı haberler son derece kötü ve vahimdir” şeklinde konuştu. Toplantıya Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Suat Hayri Aka, Deniz ve İç Sular Düzenleme Genel müdürü Cemalettin Şevli, Kıyı Yapıları ve Tersaneler Genel Müdürü Hızır Reis Deniz, İstanbul Liman Başkanı H.Gani Aygün, IMEAK Yönetim Kurulu Başkanı Metin Kalkavan, Deniz Ticaret Odası Meclis Başkanı Cengiz Kaptanoğlu, GİSBİR Başkanı Murat Kıran ile denizcilik sektörünün önde gelen isimleri katıldı.


EYLÜL-EKİM •| 17 |

LİMAN OTOMASYON ÇÖZÜMLERİ

Abide-i Hürriyet Caddesi No: 148/9 Sisli 80260 İstanbul/Türkiye Tel:0212 232 43 06 Fax:0212 230 55 51 solon@solon.com.tr

7 DENİZ


Dernekler

Kazakistan Savunma Bakanı GİSBİR’i ziyaret etti

K

azakistan Cumhuriyeti Savunma Bakanı Adilbek Jaxybekov, T.C. Milli Savunma Bakan Yardımcısı Hasan Kemal Yardımcı, Kazakistan Cumhuriyeti Ankara Büyükelçisi Canseyit Tüymebayev, Savunma Bakanı Yardımcısı Tümg. Bagdat Maikeyev ve beraberindeki 20 kişilik heyet, Türkiye Gemi İnşa Sanayicileri Birliği (GİSBİR) Genel Merkezini ziyaret etti. GİSBİR Yönetim Kurulu Başkanı Murat Kıran ve Yönetim Kurulu Üyelerinin ağırladığı Kazakistan Heyeti için GİSBİR Genel Sekreteri Süheyl Demirtaş tarafından Türk gemi inşa sanayi, GİSBİR, gemi ve yat inşa rakamları ve verileri, gemi inşa sanayinin küresel durumu, Türk tersanelerinin gerçekleştirdiği projeler gibi konularda ayrıntılı bir sunum gerçekleştirildi. GİSBİR’in ev sahipliğinde gerçekleştirilen öğle yemeğinde kısa bir konuşma gerçekleştiren GİSBİR Yönetim Kurulu Başkanı Murat KIRAN, Türk gemi inşa sanayinin gücü, tamamlanan projeler ve offshore sektörünün Türk gemi inşa sanayinin geleceği bakımından taşıdığı önemden bahsederek Kazakistan Savunma Bakanı Adilbek Jaxybekov, Milli Savunma Bakan Yardımcısı Hasan Kemal Yardımcı ve beraberindeki heyete ziyaretlerinden ötürü teşekkürlerini sundu.

Project Bridge iş dünyasını İstanbul’da buluşturdu

D

eniz Ticaret Odası’nda gerçekleşen “Project BRIDGE: Bridges of Knowledge for EU-TR Chambers” projesi Konferans ve Networking Etkinliği, AB ülkelerinden ve Türkiye’den sağlanan katılımlarla iş dünyasını bir araya getirdi. Türk firmaların Avrupa pazarındaki durumu, olası işbirlikleri, önümüzdeki dönem ile ilgili beklentiler, soru ve cevapların yer aldığı konferansta, AB Bakanlığı’ndan Leyla AKŞİN PINAR, Belçika Yatırım ve Ticaret Komisyonu’ndan Raphael PAUWELS ve Piri Reis Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Reza ZİARATİ Türkiye ve Avrupa Birliği ilişiklerinin güncel durumunu değerlendirdi. Konferansta gerçekleşen tartışma panelinde Türk ekonomisinin Avrupa Birliği’ndeki ekonomik krizin aşılmasında oynayacağı etken rol, AB – TR ticari işbirliklerinde yaşanan sıkıntılar ve bu konu ile ilgili çözüm yolları, önümüzdeki dönemde ulaştırma alanında Türkiye’de uygulanacak olan AB kaynaklı projeler değerlendirildi. Networking Etkinliği sırasında iş dünyasından seçkin Türk İşadamları, İtalya, Finlandiya, Belçika ve Hırvatistan’dan gelen firma temsilcileri ve Ticaret Odaları yetkilileri ile birebir görüşme imkanı buldu.

Gemi Borkerleri Derneği’nde bayrak değişimi

| 18 | • EYLÜL-EKİM

7 DENİZ

Gemi Brokerleri Derneği’nin (GBD) Olağanüstü Genel Kurul Toplantısı, ilk oturumda salt çoğunluk toplanamaması üzerine, 23 Eylül 2013 tarihinde ikinci oturumda yapıldı. Olağan genel kurul toplantısının Mart 2014 tarihinde yapılması gerekirken genel kurulun olağanüstü toplanılmasının amacı: Z. Pınar Kalkavan Sesel başkanlığındaki ekibin bu dönem seçime katılmaması nedeniyle, yeni yönetime 2. Uluslararası Brokerler Yemeği’ne hazırlanacak vakit verilmesi olarak kayıtlara geçti. Birincisi oldukça başarılı geçen ve çoğu yabancı 1300 kişinin ağırlandığı Uluslararası Brokerler Yemeği’nin ikincisinin 2014’ün Haziran ayında yapılması planlanıyor. İMEAK DTO’da yapılan olağanüstü genel kurul toplantısında derneğin yönetimine Fikret Kösoğlu liderliğindeki tek ekip oybirliği ile seçildi. Derneğin kurucu üyelerinden oluşan ve iki dönemdir başarılı bir yönetim sergileyen ekip, üç seneyi aşkın süredir fevkalade emek sarf ederek, kısa sayılabilecek bir süre zarfında büyük başarılara imza attı. Kürsüden tüm üyelere teşekkür eden Z. Pınar Kalkavan Sesel ve ekip arkadaşları, yeni yönetimdeki meslektaşlarına da başarılar diledi. Sonrasında söz alan ve iki dönemdir başkan yardımcılığı görevini yürüten Bahadır Tonguç, üç buçuk senede sağlam bir yapı oluşturulduklarını ve üzerine güzel şeyler inşa etmenin mümkün olduğunu dile getirdi. Fikret Kösoğlu’nun da derneğin kuruluşundan bu yana komite ve kurullarda yer almış meslektaşlarına teşekkür ettiği konuşmasının ardından dilek ve temennilere yer verildi. GBD’nin yeni yönetimine başarılar dileriz.


EYLÜL-EKİM •| 19 |

7 DENİZ


Röportaj

da sektörün sesini duyurması gerekiyor” şeklinde konuştu. SALİH ZEKİ ÇAKIR Orion Asya Grup Yönetim Kurulu Başkanı

“Dış ticarette 2023 hedefleri koster için büyük bir fırsat” Orion Asya Grup Yönetim Kurulu Başkanı Salih Zeki Çakır, Türkiye’nin 2023 hedefleri doğrultusunda dış ticarette yaşanacak büyük artışın denizcilik sektöründe iyi algılanması gerektiğini söyledi.

| 20 | • EYLÜL-EKİM

7 DENİZ

S

alih Zeki Çakır, dış ticaret firmalarının denizciliğe, özellikle koster filolarına yatırım yaparak kendi ithalat ve ihracatlarının sürdürülebilirliğini garanti altına aldıklarını belirterek, Türkiye’nin dış ticarette 2023 hedefleri doğrultusunda en büyük payı koster filosunun alması gerektiğini kaydetti. Çakır, “Çünkü ticaret koster filolarıyla gerçekleştiriliyor. Makro dengeler açısından devletimiz elinden geleni yapıyor. Ülke ekonomisi büyüyor. 2023 hedefleri var. Dış ticaret 3-4 katına çıkacak. Mevcut firmaların bu gelişmeye ayak uydu-

rabilmeleri için kapasitelerini artırmaları gerekir. Bu ticaret Türk gemileri olmazsa duracak değil elbette. Eğer Türk armatörler bunu gerçekleştirmezlerse, bu artan ticaret hacmini yabancı firmalar karşılayacak. Sektörün şimdiden kendini bu konuya uyarlaması gerekir. Bu konu öyle ayaküstü konuşarak halledilmez. Bunun için üniversitelerle, yerli-yabancı uzmanlarla oturulup uzun uzun tartışılması gerekir. İhtiyacın belirlenmesi lazım. Yatırımcıların yönlendirilmesi gerekir. Burada bir boşluk var. Bu işin bangır bangır bütün ulusal medyada da ortaya konması lazım. Bu açıdan

“Kosterde bölge birincisiyiz” Bölgemizde Türk koster filosunun birinci sırada olduğunu ifade eden Çakır, “Geçen yıla oranla her ne kadar yüzde 3’lük bir küçülme olsa da, yine de birinci sıradayız. İkinci sırada Rusya var. Rusya özellikle nehir sınıfında çok iyi. Bir tedbir alınamazsa, mevcut durumda büyük tonajdaki iyileşme küçükte de olmazsa işler kötüye gider. Yatırımı özendirecek bir formül bulunması gerekiyor. Bunun yolu filoları geliştirmekten geçer. Bunun ideali devlet teşvikidir ama mevcut ekonomik yapı dünyadaki makroekonomik dengeler itibarıyla devletin artık bu tür teşvikler sağlaması mümkün değildir. Bunun yolu devletin yönlendirmeleriyle, bir katalizör rolü üstlenerek bir finansman modelinden geçer. Bu projenin ihtiyacı, uygun şartlarda, uzun vadede finansman modelidir. Bizim 3-4 yıldır uğraştığımız konudur bu. Mevcut şartlar göz önüne alınarak uygun bir modelle bunu hayata geçirmek için çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Küresel krizin getirdiği şartların, özellikle küçük tonajlı firmaların çok fazla etkilenmesi ve bankaların gözündeki itibarlarının büyük tonajlı filolara göre etkilenmesi finansman açısından sıkıntıların yaşanmasına sebep oluyor. Büyük tonajlar bu krizi öteleyebiliyorlar ama küçük firmalar bu şartları sağlayamadıkları için büyük kayıplar yaşanıyor. Bu işte finansmanı devreye sokmak zor olacak ama biz bu soruna bir çözüm bulunsun diye çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Önümüzdeki günlerde bu konuyla ilgili Ankara’da görüşmelerimiz olacak” ifadelerini kullandı. “Daha büyük firmalara ihtiyacımız var” Dünya deniz ticaretinde söz sahibi olmak için öncelikle daha büyük ve sayıları artmış firmalara ihtiyaç olduğunu ifade eden Salih Zeki Çakır, “Benim çok üzerinde


durduğum Deniz Ticaret Odası’nın üyelerinin ihtiyaçlarına yönelik, daha etkin çalışma yaparak denizcilik sektörünün uluslararası arenada daha tanınır ve itibarlı bir pozisyona gelmesi konusu var. Türk denizcilik filosu uluslararası ticaret yaptığı için, yurtdışında bir sorun yaşadığı zaman arkasında destek olacak bir yapının olması kaçınılmaz bir durumdur. Bu gücün sürdürülebilir bir yapıya taşınması gerekir. Oda’nın yapılanmasının bu anlamda yeni bir çalışma yapması önemli. Odanın bu konuya kaynak ayırması gerekir. Devlet bu anlamda zaten yapacağını yapmış. Devlet her sektör için odalar kurarak gerekli kaynakları vermiş durumda. Gerektiğinde dış işleri bakanlığıyla desteğini verir. Ama asıl görev Odalara düşer. Bu anlamda bizim sektörümüzde de DTO’nun daha etkin çalışmalar yapması gerekir” dedi. “Yatırım yapacaklar İSTFİX’ten faydalansın” Çakır, “Küçük tonajın bölgemizde ticaret potansiyeline yönelik, filonun konumuna ve durumuna ait pek çok bilginin ve istatistiğin sağlandığı İstanbul Araştırma Geliştirme Danışmanlık firması bünyesinde yer alan İSTFİX adıyla bir firmamız var. Çok özgün bir çalışma bu. Hem dünyada hem Türkiye’de başka örneği yok. Büyük tonajda bu işi yapanlar var ama

küçük tonajda yoktu. Biz 2008’de bu konuyu ele aldık. Buradaki boşluğu görünce böyle bir çalışma yapma yoluna gittik. Bölgede faaliyet göstermek isteyen firmalara yol göstermesi açısından, bu sistemimizden faydalanarak bizden danışmanlık almalarını öneriyoruz. Örneğin; yatırımcı firma 25 tonluk gemi mi alsa iyi olur, 5 binlik mi, 10 binlik mi, bunları göz önüne alarak elimizdeki verilerle firmaya en doğru bilgiyi verebiliriz. Biz bu işi tamamen gönüllülük esasına dayanarak gerçekleştiriyoruz. Ufak bir üyelik bedeli var ancak bu bizim faaliyetlerimizi karşılayacak düzeyde değil. Amacımız sektöre hizmet veren firmalarımızın doğru yatırımı yaparak zarara uğramasının önüne geçmeye çalışmaktır. Firma zarar ederse sektörde eder. Bu felsefeyle yola çıkılmış bir faaliyet yürütüyoruz” şeklinde konuştu. “Çin piyasayı etkiliyor” Navlun piyasaları hakkında da bilgiler veren Salih Zeki Çakır, “Özellikle son 2-3 aydır, CAPESİZE dediğimiz büyük tonajdan başlayarak, kuru yük navlunlarında bir iyileşme olduğu gözlenmekte ve bu raporlara da yansımakta. Yapısı itibariyle, genelde iyileşme büyük tonajdan başlar, aşağı doğru daha küçük tonajlara yansır. Dünyaya baktığımızda, Çin ekonomisinin gelişmesine bağlı olarak kuru yükte bir iyileşme var. Bunun yıl-

sonuna kadar biraz daha artarak devam edeceğini düşünüyorum. Yılsonunda biraz duraklama olur. Çünkü bu navlunların artmasının bir sebebi de Çinlilerin düşen emtia fiyatlarını fırsat bilerek navlunlara yükleniyor olmalarıdır. Stoklarını dolduruyorlar. Bu da fiyatları yükseltme eğilimine soktuğu için satışlar başlıyor. Kuru yük dökme piyasasının navlunlarını belirleyen ülkelerden Çin’in ardından Hindistan gelir. Onlar daha önceden bu konuda derslerini aldıkları için, çok yükselmesine izin vermiyorlar. Son 10 yılda denizciliğe çok büyük yatırımlar yaptılar. Gerek gemi inşa açısından, gerekse limanlar açısından çok büyük bir atılım gerçekleştirdiler ve büyümeye de devam ediyor” ifadelerini kullandı. “Bizi tiye aldılar” Biz yıllardır sektör içinden dışından pek çok arkadaşa, sıkıntısı olana yardımcı olmaya çalışıyoruz diyen Çakır, “Benim gibi sektörde bu yardımları yapan pek çok arkadaşım var. Bu işi kurumsal bir hale getirmek için seçim zamanında 444 0 DTO diye bir ‘Mavi Hat’ kurduk. Ama bizi bu düşüncemizden dolayı tiye aldılar. ‘Abone hattı gibi hizmet hattımı olur?’ ‘Burası belediye mi?’ dediler. Ama biz bunu tamamen sektörümüzdeki sıkıntıların dile getirilmesi için bir kapı olarak gördük” şeklinde konuştu. “Eğitime kimse karşı çıkmaz ama…” Piri reis üniversitesine yapılan yatırımlar konusunda da açıklamalarda bulunan Salih Zeki Çakır, “Bu konuda bir hedef belirleyip sektörün bütün imkanlarını oraya kanalize etmek bana göre haksızlık. Ben her zaman buna vurgu yaptım. İnşallah ne dediğimiz zamanla anlaşılacak. Eğitim işin içine girince kimse itiraz edemez elbette ama orada bir illüzyon oluşturuldu. ‘Çok güzel, mükemmel bir iş yapıyoruz’ diye. Bu konuyu sorgulamaya, altını kaldırmaya ve irdelemeye kimse niyet

“Küçük tonajın bölgemizde ticaret potansiyeline yönelik, filonun konumuna ve durumuna ait pek çok bilginin ve istatistiğin sağlandığı İstanbul Araştırma Geliştirme Danışmanlık firması bünyesinde yer alan İSTFİX adıyla bir firmamız var. Çok özgün bir çalışma bu. Hem dünyada hem Türkiye’de başka örneği yok.

EYLÜL-EKİM •| 21 |

7 DENİZ


Röportaj

etmedi. Heveslendirilmedi. İşin içinde eğitim olduğu için ben kesinlikle karşı çıkamam” dedi. “Denizcilikte özel üniversite fikri ilk bizden çıktı” İlk denizcilik üniversitesi projesinin kendisinden çıktığını belirten Çakır, “1996 yılında hiç kimsenin hayalinde bile yokken, şuanda DTO’da görevde olan arkadaşların da içinde olduğu 200 kişilik bir grupla İstanbul’da bir toplantı gerçekleştirdik. Benim oradaki konuşmamda denizcilik sektöründeki ilk özel üniversitenin kurulması yönündeydi. Bu düşünceyle Piri Reis Denizcilik Vakfı’nı kurduk. Zaman içerisinde yaşanan krizlerle birlikte bu planımızı ertelemek zorunda kaldık. Özellikle 2001 krizi bizi çok etkiledi. Bize bağış yapacak bir Oda da bulamadığımız için o projemiz atıl kaldı” ifadesini kullandı. “Tersaneler tamire ağırlık verdi” Grup firmaları olarak denizcilik sektöründe pek çok iş kolunda faaliyette olan firmaları olduğunu kaydeden Çakır, “Çeşitli ortaklıklarımız var. Gemi, brokerlik, operasyon dediğimiz gemi kiralama kısmımız var, acenteliğimiz, tekne işletmemiz var. Ağırlıklı işimiz ise tersanedir. Gemi inşada kriz sonrası tamir ağırlıklı iş yaptığımızdan, Türkiye genelinde yakalanan bir potansiyel var. Bizde bu pastadan payımıza düşeni alıyoruz. Yatırımda olan bir tersanedir. Fi-

| 22 | • EYLÜL-EKİM

7 DENİZ

nansmanla kurulmuş bir tersane olduğu için çarkı orada döndürmeye çalışıyoruz. Her sene doğal olarak işin hakkını verdiğimizde gelişen bir yatırıma dönüşmüş durumda. Tamir, tersane sektörü için bir şanstır. İnşa ve tamiri aynı anda yürütenler durumlarını koruyup pervaneyi, çarkı döndürüyorlar. Diğer iş kollarına baktığımızda, küçük tonajda, armatörde, gemilere uzun vadede finansman yatırımı yapılmamışsa, büyük tadilatlar, tamiratlar görmemişse gemilerimiz işletme maliyetlerinin üstünde bir marjı koruyorlar. Gemilerin durumuna, işletme kalitesine, kiralama tekniklerinin bilinip bilinmediğine göre, kendini yüklerin pozisyonuna göre konumlandırabiliyorsa, işletme maliyetlerinin üstüne çıkarak faaliyetlerine devam ederler. Bizim gemilerimizde bu kriterleri yerine getirerek şuanda sektörün hizmetinde çalışmalarını sürdürüyor” şeklinde konuştu. “Büyüme şirket birleşmeleriyle olacak” Yıl biterken 2013 yılını değerlendiren ve 2014 yılından beklentilerini de anlatan Salih Zeki Çakır, “Genel anlamda sektöre baktığımızda; 2013 yılı, Avrupa’da ekonominin beklenilen düzeyde olmaması, çevre ülkelerdeki ayaklanmalar dolayısıyla, özellikle küçük tonajdaki gemiler açısından 2012’ye göre kötü geçiyor. Ağustos ayından itibaren büyük tonajda

geçen yıla oranla yüzde 15’lik bir artış var. Burada yılsonuna kadar artış devam eder. Mevsimsel sebeplerle düşüş yaşanır ve bahar aylarına doğru tekrar yükselişe geçer diye düşünüyorum. Ancak, 2014 bu yıla göre daha iyi olacak. Ekonomik göstergelerde onu gösteriyor. Bölge ekonomileri daha iyi performans gösterecek. Türkiye’de özellikle küçük tonajda daha başarılı olduğu için bu iyileşmeden payını alacak. Burada önemli olan doğru gemiye doğru yatırımı yapmak, işletme inceliklerini iyi becermek ve muhakkak maliyetlerin iyi kontrol edilmesi gerekir. Çünkü navlunu en usta brokerlik firmasıyla çalışsanız bile arttırmak sınırlıdır. Maalesef gereksiz çok küçük ihmallerden dolayı firmalar zarar görüyor. O yüzden uzmanlardan faydalanmak gerekir. İşletmeler birlikte hareket etmenin yolunu bulursa geleceğin daha iyi olacağını düşünüyorum. Bundan sonra büyüme şirket birleşmeleriyle olacak. 2 gemisi olan bir firma en ufak bir aksilikte kabuslar görmeye başlar. Ancak böyle firmalar birleşerek büyük filolar oluşturup güçlü bir hale gelebilirler ve yaşanan sorunları da kendi içlerinde eritebilirler” ifadesinde bulundu.


EYLÜL-EKİM •| 23 |

7 DENİZ


Kubilay ULUCAN ATCOM DENİZCİLİK Sektörü Başkanı

Makale

Amerika gibi büyük bir ülkenin, günümüzün önde gelen bir süper devletinin teknik nedenlerden iflas durumuna düşmesi hiçbir zaman olmadı. Çünkü Amerika hala çok zengin ve varlıklı bir ülke.

| 24 | • EYLÜL-EKİM

7 DENİZ

U.S Federal Bütçe sorunu Uluslararası Ticareti sekteye uğratıyor

A

merikan hükümetinin bütçesinin onaylanmaması, dış ticaret yollarının tıkanmasına sebep olmakta. Dolayısı ile ülke içindeki üretimi de durdurma noktasına getirmiştir. Politik oyunların sertleştiği Washington D.C de Başkan Obama’nın Cumhuriyetçiler tarafından benimsenmeyen ulusal sağlık planı, bütçenin de bu oyuna alet edilmesine ve onaylanmasının gecikmesine sebep olmuştur. Demokrat’lar ve Cumhuriyet’çiler ellerindeki tüm politik kartları bu süreçte oynuyorlar ancak bu politik blöfler ülkede ekonomiye ağır darbe vurmakta. Dünya bu sureci hayretle izlemekte Amerikan hükümetinin bütçe krizinin ve Kongre’deki Demokratlar ile Cumhuriyetçiler arasındaki çekişmenin Amerika’yı iflasa sürük-

lemesinden kaygı duyuluyor. İflas, hem ülke içinde hem de dışında büyük ekonomik sorunlar yaratabilir. Bu yüzden Washington’daki gelişmeler şaşkınlık ve kaygıyla izleniyor. Temsilciler Meclisi’nin Cumhuriyetçi Başkanı John Boehner, eğer Başkan Barack Obama kamu harcamalarında uzlaşmayı reddederse Amerika’nın tarihinde ilk kez iflas etmesine göz yumacağı sinyali verdi. Amerika’nın borçlarını ödeyebilmesi için Kongre’nin 17 Ekim’e kadar borç tavanını yükseltmesi gerekiyor. Yurt dışından ithal edilen tüm kimyasal ve tarım ilaçlarının ülkeye girişi aksamış durumda. Bunda sebep Amerikan Çevre bakanlığı çalışanlarının yüzde 90’lık kısmının zorunlu izne çıkartılmış olmasıdır. Bütçenin onaylanmaması sebebiyle tüm devlet kurumlarında belirlenen (Askeri, Sahil Güvenlik, Polis, Gümrük muhafaza

hizmetleri dışında) tüm kadrolar zorunlu izne çıkartılmış durumda (yaklaşık 800 bin devlet çalışanı içeriyor). Bazı Amerikan teknoloji şirketleri yurtdışı siparişlerini tamamlayamamakta. Yine bunda sebep ticaret bakanlığının tüm ihracatları onayından geçirmesi zorunlu iken bu görevdeki kadroların is başında bulunmamasıdır. Demir ve çelik ithali yine halihazırdaki durumdan etkilenip ülkeye giriş için depolarda yetkililerin dokümanları onaylamasını beklemekte. Cevre, Ziraat ve Ticaret bakanlıklarının da içinde bulunduğu 40’dan fazla federal hükümet kurumu Amerika’ya yapılan ithalat ve ihracatlarda yetkili kurumlar olarak hizmet vermekte. Şuan için görev başında yeterli sayıda memuru bulunan Gümrük muhafaza ile yakin irtibat halinde çalışan bu


kurumlar kendi çalışanlarını ya izne çıkartmış yada web sistemlerini kapatmış bulunuyorlar. Şuan için Amerikan ithalat ve ihracatçılar birliği tarafından yapılan durum tespit çalışmalarına rağmen ticari zararın ne kadar geniş çaplı ve derin olacağı tespiti yapılamamıştır. Uluslararası ticaret 15 trilyon dolarlık Amerikan ticaretinin ana makinesini oluşturmakta. Amerikan ihracatı geçtiğimiz sene yüzde 4.4 artış gösterdi ve 2.196 trilyon dolara ulaştı. Ve yine ithalatı da yüzde 2.7 büyüyerek 2.736 trilyon doları gördü. Ticaret bakanlığının verilerine göre yaklaşık 10 milyon Amerikan çalışanı bu yapılan ihracatlar ile desteklenmekte. Amerika’nın önde gelen elektronik şirketleri ihracattaki bu engelin sadece iç piyasayı değil uzun vadede tedarik bekleyen yabancı şirketleri de zor durumda bırakacağını belirtiyorlar. Bu demek oluyor ki yaşanan politik çekişmeler ve bütçe sorunu kısa surede çözülmez ise bu durum uluslararası ekonomik tehdit teşkil edecek. İthal ve ihraç edilen

üretilmiş malların üzerinde yaşanan bu güçlüklere rağmen deniz ve hava yolu kapanmadı ve ülkeye uçak ve gemi giriş, çıkışları devam etmekte. Ancak malların gümrük alanlarından, limanlardan çıkısı ilgili kurumların görevleri başına döndükten sonra olacaktır. Mevcut durumun devam etmesi halinde Amerika’nın küresel para rezervi ve hatta dünyanın en güçlü ekonomisi olma konumuna zarar verebileceğini belirtiyor. Amerika gibi büyük bir ülkenin, günümüzün önde gelen bir süper devletinin teknik nedenlerden iflas durumuna düşmesi hiçbir zaman olmadı. Çünkü Amerika hala çok zengin ve varlıklı bir ülke. Dünyanın en yüksek para rezervleri halen burada bulunuyor. Amerika’da yaşanan hiçbir politik ve ekonomik olay sınırların içinde kalmaz. Dünya ticaretini ve Amerika ile yakin ilişkili ülkelerin ekonomileri de durumdan etkilenebilecek. Çin Amerika’ya yatırdığı 1 trilyon doları aşkın paradan kaygı duyuyor ve Amerika’dan borç tavanını yükseltmesini istiyor. Dünyanın

büyük bölümünün, özellikle baskıcı hükümetlere sahip Çin ve diğer Doğu Asya ülkeleri gibi ülkelerin Amerika’daki siyasi krizi anlayamıyorlar. Borç tavanı nedir? Neden hükümet borç tavanını yükseltmek zorunda? Kimse bu sorulara yanıt bulamıyor. Çünkü Amerika ve Danimarka’nın dışında dünyanın hiçbir ülkesinin borç tavanını yükseltme ihtiyacı yok. Bu nedenle kimse ne olduğunu anlayamıyor. Hükümetin kapanması olayının etkilerinin şimdilik yumuşak olduğunu ve zamanında çözüm bulunursa durumun hızla düzelebileceğini belirtebiliriz. Türkiye’nin de yeni anayasasını hazırladığı ve başkanlık sistemini gündeme getirdiği bu günlerde demokratik yon etim sekilerlinin, karar alma mekanizmasındaki dengelerin ince ayarlarının dikkatli yapılmadığı taktirde kotu niyetli politik girişimler ile ülkenin ekonomisinin, sosyal ve politik hayatinin durma noktasına kolaylıkla gelebileceğini göz onunda bulundurmalıyız.

Mevcut durumun devam etmesi halinde Amerika’nın küresel para rezervi ve hatta dünyanın en güçlü ekonomisi olma konumuna zarar verebileceğini belirtiyor.

EYLÜL-EKİM •| 25 |

7 DENİZ


Teknoloji

Evyapport’un liman otomasyonu GullsEye’a emanet Evyapport, liman operasyonunu GullsEye yazılımı ile yürütecek. GullsEye Terminal İşletim Sistemi yazılımını geliştiren SoftTech ile Evyapport arasındaki anlaşma, SoftTech Genel Müdürü Levent Berkman ile Evyapport Genel Müdürü Sıtkı Tankurt arasında imzalandı.

T

| 26 | • EYLÜL-EKİM

7 DENİZ

ürk limanları, modern dünya limanları ile arasındaki farkı hızla kapatıyor. Türkiye’nin lokomotif limanları arasında bulunan Evyapport’ta tüm işlemlerin sevk ve idaresinin 3D gerçekleştirileceği bir sisteme geçişin ilk adımı atıldı. Limanın tüm yük hareketlerinin tek bir noktadan yönetilmesine imkan sağlayan GullsEye Terminal İşletim Sistemi, TÜBİTAK TEYDEB desteği ile bir AR-GE projesi olarak, İTÜ Teknokent’te, SoftTech yazılım ekiplerince geliştirildi. GullsEye’ın Optimizasyon modülü konusunda, İTÜ’lü öğretim üyeleri ile birlikte çalışılarak, akademik bilgi birikiminin limancılık endüstrisine aktarılması sağlandı. GullsEye (Martı Gözü), adını 3D modülünden alıyor. GullsEye 3D modülü ile limanlar, online olarak tüm detaylarıyla, dünyanın her yerinden adeta limanın içerisinde gezinir gibi izlenebiliyor. GullsEye’ı rakip ürünlerden farklı kılan bir diğer özellik ise optimizasyon

modülüdür. Optimizasyon modülü ile aktarım adetleri minimize edilip; kapı girişten, yükleme ve tahliyeye kadar tüm operasyonlar için son derece gelişmiş algoritmalarla otomatik planlama yapılabilmektedir. Evyapport ile SoftTech arasında yapılan anlaşmalara göre, Evyapport limanında yapılacak uyarlama ve test çalışmalarının ardından GullsEye Terminal İşletim Sistemi, 1 yıl içerisinde limana entegre edilecek. 2003 yılında Evyap Sabun, Yağ, Gliserin San. A.Ş. bünyesinde sabun üretimi için gerekli olan hammaddenin depolanması ve transferi gibi lojistik sürece destek vermek amacıyla kurulan liman, bugün grup şirketleri arasında çok önemli bir yere sahip ve Türkiye sanayisinin ihtiyaçlarını karşılayan önemli bir yatırım halini almış durumdadır. Konteyner ve tank terminali alanlarında faali-

yet gösteren Evyapport, bölgedeki sanayi kuruluşlarına ve dünyanın birçok ülkesine hizmet verdiği çeşitli konteyner hatları ile bağlantı sağlama imkânına sahiptir. Evyapport, Türkiye sanayisinin kalbinde tamamı gümrüklü 265.000 m2 alan üzerinde, 935 m yanaşma yeri ve 16 m su derinliği ile kaliteli ve güvenilir hizmet sunmaktadır. Müşterilerinin değişen ihtiyaçlarına, en hızlı şekilde, üstün kalitede, çağdaş liman işletmeciliği anlayışı çerçevesinde, gelişmiş teknolojiyi kalifiye insan gücüyle birleştirerek cevap veren Evyapport, Türkiye ekonomisinde kilit rol oynayan İstanbul, Kocaeli ve Adapazarı gibi endüstri merkezlerine ortalama 30 km uzaklıktaki konumu ile öne çıkmaktadır. İzmit Körfezi’nin kapalı yapısı ile doğal korunaklı bir liman olan Evyapport’ta kesintisiz olarak 365 gün gemi yanaşma – kalkma hizmeti verilebilmektedir.


Evyapport Kocaeli Körfez Limanı

SoftTech, Türkiye İş Bankası’nın dolaylı iştiraki olup, 730’dan fazla çalışanı ile Türkiye’nin en büyük yazılım şirketlerinden biridir. İlk 500 Bilişim Şirketi Türkiye 2012 Araştırması sonuçlarına göre SoftTech, Sektörel Yazılım Türkiye Merkezli Üretici Kategorisi Birincisi’dir. Gerçekleştirdiği büyük ölçekli projeler, marka değeri ve saygınlığı ile ulaştığı konumu daha da güçlendiren SoftTech, büyümesini; bankacılık ve kredi kartı uygulamaları, liman otomasyonu, gayrimenkul yatırım ortaklığı uygulaması, CRM, akıllı kart uygulamaları, akıllı kalem uygulamaları, mobil uygulamalar, inovatif uygulamalar, doküman, yazışma ve süreç yönetimi gibi birbirinden farklı alanlarda yeni projelerle sürdürürken, bu büyüklükteki bir organizasyonun gereklerine uygun şekilde etkin ve daha güçlü bir organizasyonel yapılanma çalışmalarına devam etmektedir.

Evyapport, Türkiye sanayisinin kalbinde tamamı gümrüklü 265.000 m2 alan üzerinde, 935 m yanaşma yeri ve 16 m su derinliği ile kaliteli ve güvenilir hizmet sunmaktadır.

EYLÜL-EKİM •| 27 |

7 DENİZ


| 28 | • EYLÜL-EKİM

7 DENİZ


dosya | DENİZ TAŞIMACILIĞI Türkiye’nin 2023 hedefleri doğrultusunda dış ticaret hedeflerini tutturması açısından deniz taşımacılığı kilit bir noktada. Ocak-Temmuz döneminde 88 milyar 293 milyon dolarlık ihracatın 48 milyar 368 milyon dolarlık kısmı, yani yüzde 55’i denizyoluyla gerçekleştirildi. Ağustos ortasından itibaren açık denizlerde hammadde taşıyan gemilerin sayısı, yüzde yüz artmıştı. Bu hareketlilik, ekonomideki toparlanmayı da teyit ediyordu. Ancak ABD’deki bütçe krizi, gemi sayısını yüzde 6 azalttı. Bu dosyada Türkiye’de ve dünya denizlerinde faaliyet gösteren firmaların durumlarına ve yetkililerinin ağzından sektör hakkındaki görüşlerine yer verdik.

EYLÜL-EKİM •| 29 |

7 DENİZ


Serdar Ayırtman Cotani Group CEO’su

Dosya

Müşterilerine, Türkiye başta olmak üzere Karadeniz Bölgesi ve Kuzey Irak’ta Taşımacılık ve Lojistik hizmetleri sunan Catoni, denizcilik tarafında “Liner Acentelik” yapmakta ve bu alanda düzenli hat taşımacılığı yapan armatörleri Türkiye’de temsil etmekte; ayrıca Karadeniz ve Türkiye limanlarında “Liman Acenteliği” ve “Gemi Kiralama ve Brokerlik” hizmetleri sağlamaktadır.

Cotani 167 yılın tecrübesini sunuyor

1

846 yılından bu yana deniz taşımacılığı ve acentelik alanlarında faaliyetlerini sürdüren Catoni Deniz İşleri A.Ş. Bu faaliyetlerini günümüze kadar geliştirerek devam ettiren ettirmiş ve müşterilerinin değişen ihtiyaçlarına çözüm üretebilmek amacıyla hizmet alanlarını zaman içerisinde çeşitlendirmiştir durumda.

| 30 | • EYLÜL-EKİM

7 DENİZ

dosya DENİZ TAŞIMACILIĞI

Firmanın Türkiye’deki ve dünyadaki faaliyetleri hakkında bilgiler veren Cotani Group CEO’su Serdar Ayırtman, Catoni Group’un bugün; “Catoni Deniz İşleri A.Ş.” ve “Catoni Hava & Deniz Forwarding Ltd.” olmak üzere Türkiye’de iki, Bulgaristan, Romanya, Gürcistan ve Kuzey Irak’ta da birer şirketle faaliyet gösterdiğini söyledi. Ayırtman, “Şirketimizin, Azerbaycan ve diğer Kafkas Cumhuriyetleri’nde de irtibat ofisleri bulunmaktadır. Sektörlerin gelişen ihtiyaçları doğrultusunda büyümeye devam eden Catoni, Kuzey Irak’ta 2013 itibariyle kendi ofisi ile hizmet vermeye başlamıştır. Müşterilerine, Türkiye başta olmak üzere Karadeniz

Bölgesi ve Kuzey Irak’ta Taşımacılık ve Lojistik hizmetleri sunan Catoni, denizcilik tarafında “Liner Acentelik” yapmakta ve bu alanda düzenli hat taşımacılığı yapan armatörleri Türkiye’de temsil etmekte; ayrıca Karadeniz ve Türkiye limanlarında “Liman Acenteliği” ve “Gemi Kiralama ve Brokerlik” hizmetleri sağlamaktadır. Entegre çözümler olarak sunduğumuz Lojistik faaliyetlerimizi ise şöyle sınıflandırabiliriz: Hava, kara, deniz forwarding hizmetleri; depolama ve dağıtım hizmetleri; tedarik zinciri yönetimi hizmetleri; gümrükleme; ve bütün bu hizmetlerin bileşkesi olarak entegre enerji lojistiği hizmetleri” şeklinde konuştu. Ayırtman, “Türkiye ve Karadeniz bölgesindeki en tecrübeli ve önde gelen acentelerden biri olan Catoni, tüm gemi tipleri için müşterilerine ve iş ortaklarına acentelik hizmeti sağlamaktadır. Ayrıca, dünyanın önde gelen konteyner, Ro-Ro ve dökme yük taşımacılığı yapan armatör firmalarının temsilcisidir. Catoni, 2013 itibariyle Rhenus Grup ile

“Rhenus-Catoni Lojistik A.Ş.” adı altında ortak bir şirket kurmuştur. Yeni şirket, daha önce Rhenus’un filosunda olan iki gemiyi yönetmekte olup, tonajları 1000 ile 3500 DWTCC arasında değişen deniz-nehir/koster tipi gemilerin sefer ve zaman esaslı kiralanması konusunda hizmet sunmaktadır” ifadelerini kullandı. Enerji lojistiğinde, Türkiye’de petrol ve doğalgaz arama operasyonlarına çok ciddi katkılarda bulunan Catoni için bu sektörün stratejik önem arz ettiğini ifade eden Ayırtman, “Bu anlamda büyük enerji projelerine verilen önemi gözlemliyor ve planlarımızı da buna göre yapıyoruz. Enerji lojistiği alanındaki ciddi tecrübemizi de göz önüne alırsak, bu sektörün bizim için her geçen gün daha önemli hale geldiğini söyleyebiliriz. Kısacası Catoni, müşterilerinin taşımacılık ve lojistik ihtiyaçlarına Türkiye ve Karadeniz’de kendi ofisleri, diğer bölgelerde ise saygın iş ortakları vasıtasıyla karşılık vermekte ve müşterilerinin ihtiyaçlarına özel çözümler üretmektedir” ifade-


sinde bulundu. Türkiye’de, gerek taşımacılık, gerekse lojistik sektörünün gelişimi adına özellikle son yıllarda çok önemli adımlar atıldığını kaydeden Ayırtman, “Bununla birlikte yeni yasal düzenlemelere de ihtiyaç olduğu düşüncesindeyiz. Özellikle gümrük işlemleri tarafında. Bu konuda da zaten bazı çalışmaların halen yapılmakta olduğunu biliyoruz. Gümrüğümüzde liderliğe oynayan bir ülke olarak, dışarıdaki pazarlara da yönelik daha kolay, basit prosedürler gündeme getirilmeli ve bu alandaki sorunlar çözülebilmelidir. Dünyada 2008’in sonundan bu yana global krizin etkileri sürmektedir. AB ülkeleri iyileşme sinyalleri vermiş olsa da, sonuç itibariyle global krizin etkilerinin bitmiş olduğu henüz söylenemez. Ekonomiler hâlâ oldukça depresif durumdalar. Özetle, yük trafiğinin zayıf olduğu bir ortamda gemi kapasitesinin çok fazla olduğunu görüyoruz ve neticesinde de navlunların düşük seyrettiğini gözlemlemekteyiz. Nav-

lun gelirlerinin düşük olması ve buna karşılık yakıt maliyetlerinin çok ciddi seviyelerde artması, armatörlerimizin ve gemi işleten firmalarımızın faaliyetlerinde finansal baskılar yaratmakta ve bu nedenle sektörümüz zor sayılabilecek bir dönemden geçmektedir” şeklinde konuştu. Ayırman, “Bilindiği üzere, dünya ticaretinin yüzde 90’ından fazlası deniz yoluyla yapılmaktadır ve bu gerçekten de çok ciddi bir rakamdır. Türkiye, 2023 ile ilgili olarak, 500 milyar dolar ihracat gibi büyük hedeflere sahip bir ülkedir. Türkiye’nin hedeflediği dış ticaret sıçramasını yapabilmesi için öncelikle limanlara ihtiyacı bulunmaktadır, arkasından da bunu taşıyacak gemilere. Bugün Türkiye’de Türk sahipliğinde bulunan gemi tonajı 22 milyon dwt, Türk bayraklı gemi ise 10 milyon dwt’dir. Komşumuz Yunanistan’ın kapasitesi yaklaşık 260-270 milyon dwt’dir ve bize kıyasla büyüklüğü ve tonaj farkı ortadadır; o nedenle yapılması

gereken çok şey olduğunu söyleyebiliriz. Türk ihracatçısının, üreticisinin dünyaya açılmasının yolu lojistik sektörünün başarısından geçmektedir. Dolayısıyla biz bu alana çok önem veriyoruz. 2023 hedeflerine ulaşmak için harcanacak navlun giderlerinin Türk taşıma firmaları ve armatörleri tarafından kazanılması ve yerli sermayenin güçlenmesi gerektiği kanaatindeyiz” ifadesinde bulundu. Deniz taşımacılığı sektörü olarak sorunlarımız olmakla birlikte çözüm önerilerimiz de var diyen Serdar Ayırtman, “Son yıllarda çözüm anlamında bir çok önemli adım atıldığını memnuniyetle izliyoruz. Tabii Türkiye’nin önünün aşılabilmesi için belli altyapı sorunlarının da çözülmesi gerekir. Türkiye bugün konteyner bazında 6,5 milyon teu elleçlemekte, 2023 hedefleri doğrultusunda ise 35 milyon teu elleçlemeyi öngörmektedir. Bu çok ciddi bir rakamdır. Türkiye’nin milli hasılasını 3 katından daha fazla ar-

Türkiye birçok gemi tipini yüksek kalite seviyesinde üretmektedir; ancak daha fazla devlet desteğine ihtiyaç vardır. Örneğin, ÖTV ile ilgili yapılmış olan düzenlemeler sektöre önemli destek sağlamıştır. Unutmamak gerekir ki 2023 hedefleri çok büyüktür.

EYLÜL-EKİM •| 31 |

7 DENİZ


Dosya | 32 | • EYLÜL-EKİM

7 DENİZ

tırmayı planlıyorsanız, konteyner adedinin de çok büyük oranda artırılması gerekir. Ancak bunun için ciddi altyapı çalışmalarına ihtiyaç vardır” dedi. Ayırtman, “Örneğin, Türkiye’nin en fazla konteyner elleçlemesinin yapıldığı Ambarlı’ya bir yolla girilmekte, bir yolla çıkılmaktadır. Bu tür altyapı sorunlarını aşmak gerekir. Unutmamak gerekir ki, Türkiye bu alandaki yatırımlarını sadece iç piyasası veya ticaretini artırmak için yapmamaktadır. Türkiye bölgenin liderliğine oynayan bir ülkedir. Bu açıdan Türkiye’nin önemine bölgesel düzeyden bakmak, büyük önem arz etmektedir. Örnek vermek gerekirse, Karadeniz’de terminal altyapısı kötü durumdadır. Dolayısıyla Marmara ve Kuzey Ege bölgelerinde yapılmakta olan terminaller aynı zamanda Karadeniz’i de besleyen terminaller olacaktır. Boğazlar’dan geçen gemilerin beklemesi ve zaman kaybetmesi de önemli bir sorun oluşturmaktadır. Güvenlik ve çevresel faktörler açısından bu çok önemli bir konudur. Zaten Karadeniz’deki terminallerin altyapıları, büyük gemileri elleç-

lemeye müsait değildir. Tabii bunun bir de gelişmeye açık gümrük ayağı olduğunu düşünürsek, transit trafiğin desteklenebilmesi için yapılması gerekenler olduğu rahatlıkla görülebilir” şeklinde konuştu. Bir dönem Türkiye dünyanın 5’inci en büyük gemi üretimi yapan ülkesiyken, ne yazık ki şimdi sıralamada oldukça aşağılarda yer alıyor diyen Ayırtman, “Bu tablonun tersine çevrilmesi için sektörün desteklenmesi gerektiğini düşünüyoruz. Aslında Türkiye birçok gemi tipini yüksek kalite seviyesinde üretmektedir; ancak daha fazla devlet desteğine ihtiyaç vardır. Örneğin, ÖTV ile ilgili yapılmış olan düzenlemeler sektöre önemli destek sağlamıştır. Unutmamak gerekir ki 2023 hedefleri çok büyüktür. Devlet ve özel sektör işbirliği ile bu sektörde yapılacak daha çok şey olduğuna inanıyoruz. Yabancı firmaların Türkiye’ye ilgisi olduğu görülmektedir. Bugün baktığınızda, Türkiye’de neredeyse faaliyeti olmayan armatör kalmamıştır. Lojistik anlamında da birçok firma gelmektedir. Bugün Avrupa’da, sıkışmış, daralmış, doymuş, hatta küçülen

ekonomilerden

bahsediyoruz.

Tabii orada başarılı olan firmalar, büyümek isteyen firmalar, bizim gibi ülkelere geliyorlar ve şu anda Türkiye sadece kendi bölgesinde değil, dünyada yatırım yapılabilen, yapılabilecek olan, risk seviyesi kabul edilebilir düzeyde gelişen, büyüyen bir Pazar olarak görülüyor. Bu çerçevede, AB sürecinin bize yarattığı en büyük fayda, onların iyi düşünülmüş prosedürlerini görmek, almak ve bunları uygulamak yönünde olmuştur” şeklinde konuştu. Ayırtman, Türkiye’nin jeopolitik konumu çok önemlidir ve lojistik koridorda üs olmaya en güçlü aday konumundadır. Bu saptamayı yapmakla birlikte, altyapısının güçlendirilmesi gerektiğini de her zaman vurgulamalıyız. Önümüzdeki yıllarda, gerek kendi iç pazarı, gerekse dış ticaret hacmi, ama daha da önemlisi bölgedeki stratejik konum ve etkisinden dolayı ülke olarak önemimizin artacağına inanıyoruz” ifadesinde bulundu.


EYLÜL-EKİM •| 33 |

7 DENİZ


Ozan ÖNDER DSV Hava ve Deniz Taşımacılığı A.Ş Genel Müdürü

Dosya

Karayolu Nakliyesi, Lojistik Çözümler ve Hava- ve Deniz taşımacılığı alanlarında faaliyet gösteren DSV Hava ve Deniz Taşımacılığı A.Ş, özellikle deniz taşımacılığı alanında yürüttüğü faaliyetlerle sektörde önemli bir yere sahip. Firmanın genel müdürü Ozan Önder, faaliyet gösterdikleri tüm alanlarda tam müşteri memnuniyeti prensibiyle hareket ettiklerini söyledi.

DSV tam müşteri memnuniyetiyle hareket ediyor

K

arayolu Nakliyesi, Lo-

en etkin ve verimli bir şekilde

tiğin sektörlerde kullanılan

jistik Çözümler ve Hava

her iki yöne doğru hareketinin

ürünlerini

ve Deniz taşımacılığı

ve depolanmasının, planlan-

depolama, taşıma, yükleme

alanlarında

faaliyet

dığı, uygulandığı ve kontrol

ve buna benzer işlerde tercih

gösteren DSV Hava ve Deniz

edildiği tedarik zinciri süreci

ediliyor ve lojistik altyapı ge-

Taşımacılığı A.Ş, özellikle deniz

aşaması olan bir ögedir lojis-

lişmeden Türkiye’nin ve hiç bir

taşımacılığı alanında yürüttüğü

tik.

sektörün geleceğine maalesef

faaliyetlerle

| 34 | • EYLÜL-EKİM

sektörde

önemli

kapalı

alanlarda

zemin atılamıyor.

bir yere sahip. Firmanın genel

Biz DSV olarak global nakliye

müdürü Ozan Önder, faaliyet

ve lojistik hizmetler tedarik-

Ülkemiz coğrafi konumu iti-

gösterdikleri tüm alanlarda tam

çisiyiz ve geniş çaplı kombine

bariyle çok büyük bir öneme

müşteri memnuniyeti prensibiy-

nakliye hizmetleri ve çözüm-

sahip ama bu görüşten ha-

le hareket ettiklerini söyledi.

leri sunuyoruz. Güçlü ve glo-

reketle denizcilik sektörünü

bal nakliye ağımız sayesinde

düzenlemek,

DSV Hava ve Deniz Taşımacılığı

hava- ve deniz nakliyesi bö-

ve

A.Ş genel müdürü Ozan Önder,

lümümüz, yüklemeleri hava

yaratmak yönünden en akılcı

“Ekonomik faaliyetin küresel

veya deniz yolu ile, komple

yaklaşım olmasının ötesinde

bir nitelik kazanmasıyla hiç

veya parsiyel yükleme, kon-

bir zorunluluk olduğu ortaya

bir ülke, hiç bir şirket, baş-

teynır veya havayolu kontey-

çıkmaktadır. Ayrıca özellikle

tan sona kendisinin yaptığı

nırı olarak deniz aşırı pazarla-

sanayi hammaddelerini oluş-

müstakil bir üretim faaliyeti

ra ulaştırıyor. Bireysel müşteri

turan yükleri bir seferde bü-

yürütmemektedir. Lojistik fa-

ve gemi hattı veya havayolu

yük tonajlarda taşıma özelliği,

aliyet burada devreye girerek

firmaları arasında uzman aracı

diğer

hammaddenin başlangıç nok-

olarak görev alıyoruz” şeklinde

göre ucuz olması büyük avan-

tasından, ürünün tüketildiği

konuştu.

tajken uzun transit sürelerde

hizmetlerin ve bilgi akışının,

teşvik

desteklemenin,

taşıma

etmek kaynak

yöntemlerine

müşterilere bilgi akışının çok

son noktaya kadar, ürünlerin, 7 DENİZ

dosya DENİZ TAŞIMACILIĞI

Ozan Önder, “Genellikle lojis-

sağlıklı biçimde aktarılama-


ması bu durumu dezavantaja

rini atmak her firma için maa-

çeviriyor” ifadesinde bulundu.

lesef mümkün olmuyor. Biz bu sektörü verimli hale getirmek

Lojistik firmaları arasında geniş

için fazlasıyla çalışıyoruz ama

bir alan edinen ve uzun yollar

müşterilerin tüm isteklerine

kat eden sektörün Türkiye’deki

anında cevap veriyor olmak

diğer sektörlere nazaran öngörülen verimlilik düzeyinin altında faaliyet gösterdiği kaydeden Önder, “Sektörün gerçek büyüklüğü tahmin edilenden üç kat daha fazla. Sektörde bu verimli ortamı değerlendirme

dediğim gibi herkesin portföyünde olamıyor. Her türlü talebe

karşılık

verebilmek

için sigorta, depolama, yurtiçi nakliye gibi gereksinimler operasyonları

hızlandırmak

şansını yakalayabilecek sınırlı

için sadece ufak adımlardan

sayıdaki şirketler var ve tek-

bir kaçıdır ve hacimsel yükle-

nolojik altyapı, eğitimli işgü-

ri artırmakla birlikte herkesin

cü, neredeyse tüm dünya ül-

lojistiğin önemi konusunda

kelerine yayılabilecek hizmet

bilinç sahibi olması gerekli”

ağını oluşturmak ve temelle-

şeklinde konuştu.

Genellikle lojistiğin sektörlerde kullanılan ürünlerini kapalı alanlarda depolama, taşıma, yükleme ve buna benzer işlerde tercih ediliyor ve lojistik altyapı gelişmeden Türkiye’nin ve hiç bir sektörün geleceğine maalesef zemin atılamıyor.

EYLÜL-EKİM •| 35 |

7 DENİZ


dosya DENİZ TAŞIMACILIĞI

Mehmet Alioğlu Sana Lines Genel Müdürü

Dosya

Türk deniz ticaret sektörü; desteklendiği, gerekli yapısal ve yönetsel tedbirler alındığı takdirde, Türkiye’nin turizmle birlikte kaynak eksikliğini en az yatırımla ve en az destekle giderebilecek önemde bir sektördür.

“Denizcilik sektörü küçük bir destekle düzlüğe çıkar”

T

| 36 | • EYLÜL-EKİM

7 DENİZ

ürkiye-Libya arasında düzenli konteyner taşımacılığı yapan Sana Lines’ın genel müdürü Mehmet Alioğlu, Türk deniz ticaret sektörü; desteklendiği, gerekli yapısal ve yönetsel tedbirler alındığı takdirde, Türkiye’nin turizmle birlikte kaynak eksikliğini en az yatırımla ve en az destekle giderebilecek önemde bir sektördür. Bu destek sağlanırsa Ülkenin en önemli sorunlarından olan istihdamda sektörün emek yoğun yapısı nedeniyle büyük istihdam artışı olacak, dışarıya minimum düzeyde ödenecek navlunlarla kaynak tasarrufu sağlanacak ve üçüncü ülkeler arası taşımacılıktan daha fazla döviz kazanımı elde edilecektir” şeklinde konuştu. Sana Shipping şirketine bağlı Sana Lines, Genel Müdürü Mehmet Alioğlu, “Şuanda kiramız altında 5400 DWT’lik ve 450 TEU kapasiteli iki adet modern full container gemisi (Mv LDR Ilyas ve Mv LDR Sakine) çalışmaktadır. Kendimize ait öz mal 2000 TEU değişip tipte (20’ , 40’, 40hc 40 o/ top , 40 reefer) kontey-

nerlerimiz mevcuttur. Firmamız Libya’da çalışan müteahhit ve Libya’ya mal satan ihracatçılarımıza hizmet vermektedir. Genelde inşaat malzemeleri ve makine parkları, gıda,tekstil, elektrik/ elektronik , mobilya ve sanayi mamul madde taşıması yapmaktayız. Seferlerimizin direk olması, arada başka bir limana uğrak yapılmaması nedeniyle transit süre kısalmakta ve yükler 3-4 gün gibi bir sürede alıcılara ulaşmaktadır” ifadesinde bulundu. Geçmiş yıllarda, özellikle 2003 yılı ile başlayan navlun piyasasının hareketlenmesi ve artması bu alanda yatırım yapan ve faaliyetlerini genişleten armatörlerin sayısını artırdı diyen Alioğlu, “Gemi alım-satım ve yeni inşa sektörü patlama yapmıştı. 2008 yılı sonu itibarı ile yaşanmaya başlayan krizle beraber geçmişteki yüksek market şartlarında pahalıya satın alınan gemilerin banka geri ödemelerinde ciddi sıkıntılar yaşanmış, ayrıca yeni inşalarda kontratların iptallerine sebebiyet vermiştir.Bilindiği üzere, Türk denizcilik sektöründe faaliyette bulunan şirketlerin

çoğunun sermaye yetersizliği vardır. Az sermaye ile çok iş yapmak, çok risk almak demektir. Çok risk ile çalışmak ise ekonominin iyi gitmediği dönemlerde krizlerle karşılaşması ihtimalini arttırmaktadır. Yaşanan krizlerde de sermayesi az şirketler büyük yaralar almıştır“ şeklinde konuştu “Türk deniz filosu yaşlı bir filodur” Yaşlı gemiler ile yük taşımacılığı yapılabilir diyen Alioğlu, “Ancak yaşlı gemilerin yeni yüzyılda para kazanmaları gün geçtikçe zorlaşmıştır. Operasyon maliyetleri çok yüksektir ve rekabetçi değillerdir. Bu yüzden, yaşlı gemilerin filodaki fazlalığı da uluslararası deniz taşımacılığında sorun teşkil etmektedir. Türk bankaları denizcilik sektörünün finansmanı konusunda bugüne kadar başarılı bir model uygulayamamışlardır. Denizcilik kredileri ihtisas kredileridir. Ülkemizdeki bankacılık uygulamalarında, bu ihtisasa sahip olmadan geçmişte kendi kısa vadeli kaynaklarını kullanarak gemi alımları için nakit ve gayri nakit krediler verilmiştir. Banka-


lar bu kredileri normal işletme kredileri gibi yönetmeye çalıştıkları için denizcilik şirketleri ile sürekli problem yaşamışlar ve bu problemler halen devam etmektedir.. Gemi sahipleri ile bankalar arasındaki bu gibi olumsuz ilişkilerin oluşmaması için kredi sistemlerinin de yeniden ve özel olarak düzenlemesi gerekmektedir” ifadelerini kullandı. Alioğlu, “Deniz taşımacılığının gelişmesinin önündeki engeller için; finans, yatırımcının fizibilite eksikliğinden kaynaklanan yanlış gemi seçimi ve sonucunda işletmede yaşanan sorunlar, kalifiye insan gücü azlığı şirketlerde profesyonel işletme anlayışının yerleşmesi gibi hususları sayabiliriz. Gelişmiş ve gelişen ekonomilere sahip birçok ülke denizcileri için gemilerde çalışmanın bir avantajı kalmadığından bu ülke gemilerinde diğer ülke denizcileri çalışmaktadır. Armatör yükselen maliyetleri azaltmak için bu ülke insanlarını tercih etmekte ve gemilerinde çalıştırmaktadır. Bayrak devletleri bu yönde düzenlemelere gitmekte ikinci sicillerle kolay bayraklı gemilerle rekabet için yabancı gemi adamı istihdamını kolaylaştırmaktadırlar. Bunun sonucunda sektörde kalifiye insana açlık devam etmektedir.

Gemilerde muhtelif ülke denizcileri beraber çalışmakta çok değişik bilgi, tecrübe, lisan ve kültür bir arada bulunmaktadır. Bunun zorluğu ortadadır” şeklinde konuştu. Ülke insanına denizciliğin sevdirilmesi gereklidir diyen Alioğlu, “Daha fazla uygun denizci yetiştirecek okulların açılması ve bu okullarda deniz örf ve ananesine uygun bilgili bir nesil yetiştirilmesi zorunludur. Ülkemizdeki genç insan nüfusu ve işsizlik göz önüne alındığında gerek kendi gemilerimiz , gerekse diğer bayrak gemileri için ayrıca ülke ekonomisine katkıda bulunmak için denizci yetiştirmeliyiz. Ülkemiz denizciliğine bakarken, elimizde nelerin olduğuna bakarak, eksiklikleri ve yetersizlikleri belirleyip öncelikle kısa, orta ve uzun makro planların yapılması, daha sonra bu planların detaylandırılarak arzu ettiğimiz hedefe emin adımlarla ulaşılması gerekmektedir. Bu amaçla Öncelikle hem kara hem de deniz kadroları için personel politikasının sağlıklı bir şekilde belirlenmesi, eğitim ve istihdam konularında ilgili istikrarlı bir çizginin takip edilmesi sağlanmalıdır” diye konuştu. Dünya denizcilik sistemi içerisi-

ne entegre olma çalışmalarına ağırlık verilmelidir diyen Alioğlu, “Türkiye’de bugüne kadar bu alanda yeterince verimli ve etkin bir politika izlenebilmiş değildir. Oysa, eğer Liman Devleti Kontrolleri yoluyla deniz ticaret filomuz üzerinde oluşturulmuş bazı yönlerden haklı olsa da bazı yönlerden biraz abartılı kısır döngüyü kırmak istiyorsak, yapısı itibariyle uluslar arası bir sektör olan denizcilik sektöründe uluslararası ağırlığımızı ve etkinliğimizi arttırmamız gerekmektedir. Bunun IMO’da yalnızca Müsteşarlık, Dışişleri Bakanlığı ve Genelkurmayın yaptığı çalışmalarla sağlanması mümkün değildir. Denizcilik sektörü içerisinde yer alan her meslek grubunun, bu konuda kaybedecek şeyi söyleyecek sözü olan herkesin, ulusal denizcilik politikamızla ilgili konularda fikirlerini ifade edebilmesi, katılımcı ve geniş tabanlı bir yaklaşımın benimsenmesi gerekmektedir. Denizcilik sektörünün kendi iç dinamikleri arasında bir sinerji yaratılabilmesi amacıyla, bu alanda etkinlik gösteren bütün unsurların, birbirlerinin hak ve sorumluluklarına ve çalışma alanlarına gerekli anlayışı göstererek, bir ortak çalışma kültürünü yakalamaları gerekmektedir” şeklinde konuştu.

EYLÜL-EKİM •| 37 |

7 DENİZ


Dosya

Normed Avrupa’ya taşıma yapıyor Ülkemizde devlet kontrolündeki limancılık sektörü, son dönemde yapılan özelleştirmeler ve yeni yatırımlar ile çok büyük aşama kaydetti. Liman altyapısına, çalışanına ve ekipmana yapılan bu yatırımlar elbette çok olumlu oldu. Fakat limanlar genel bir lojistik konseptin parçası olarak ve öncelikle ulaşım ağına entegre olmalıdır.

K

uzey Avrupa ve Türki-

ülkelerin ticaretinin de lojis-

parçası olarak ve öncelikle

ye limanları arasında

tik üssü olabilmesine bağlıdır.

ulaşım ağına entegre olmalı-

düzenli açık yük hattı

Avrupa Birliğine uyum çerçe-

dır. Demiryolu hatlarının üze-

hizmeti veren Normed,

vesinde başta yasalar olmak

rine asfalt döken ve kara yolu

Antwerp’den haftalık seferleriy-

üzere tüm mevzuatta çeşitli

bağlantısı bazı uzun veya ge-

le Mersin, İzmir, Gemlik ve İzmit

düzenlemeler

Bu

niş araç girişine uygun olma-

limanlarına her türlü demir çelik

değişikliklerin

uygulamaya

yan limanların hizmet kalitesi

ürünü ve proje malzemesi taşı-

etkili bir şekilde geçmesi ve

ve yeterliliği tartışılır” ifade-

macılığı yapıyor.

çabuk işleyen bir sistem için

sinde bulundu.

yapılıyor.

elektronik altyapıdan maksiDeniz taşımacılığında karşılaştık-

mum fayda sağlanması gerek-

Navlun fiyatları konusunda da

ları zorluklar hakkında bilgi ve-

mektedir” şeklinde konuştu.

görüşlerini

7 DENİZ

Güneri,

“2014 yılında genel anlamda

ren Normed Genel Koordinatörü

| 38 | • EYLÜL-EKİM

paylaşan

Hicri Güneri , “Son dönemde

Limanlar

ticaretini

bir yükselme olacağını dü-

yaşanan en büyük problem,

Dünya’ya bağlayan kapılardır di-

şünmüyorum. Dönemsel bazı

krize bağlı durgunluk ve bu-

yen Güneri, “Ülkemizde devlet

iyileşmeler olabilir. Amerika

nun sonucunda yaşanan fi-

kontrolündeki limancılık sek-

Birleşik Devletlerinden gelen

nansal sorunlardır. Dünya tica-

törü, son dönemde yapılan

sinyaller olumlu olarak algı-

retine konu olan malların çok

özelleştirmeler ve yeni yatı-

lanıyor ve umut verici. Bizim

büyük bir kısmı gemiler ile ta-

rımlar ile çok büyük aşama

için önemli olan Avrupa’nın

şınmaktadır. Bu taşımacılıkta

kaydetti. Liman altyapısına,

durumunun ne olacağı. Dur-

ülkemizin önemli bir role sa-

çalışanına ve ekipmana yapı-

gunluk sona erer ve Avrupa

hip olabilmesi için Türkiye’nin

lan bu yatırımlar elbette çok

ekonomisi

büyüyen dış ticaretinin yanı

olumlu oldu. Fakat limanlar

larsa, navlunlar yükselmeye

sıra konumu dolayısıyla çevre

genel bir lojistik konseptin

başlar” dedi.

ülkelerin

büyümeye

baş-


EYLÜL-EKİM •| 39 |

7 DENİZ


Dosya

Muharrem Sürmen S.S. Erdek Deniz motorlu Taşıyıcılar Kooperatifi Ykb.

Denizyoluyla taşımacılık kazaları azaltıyor, akaryakıttan tasarruf sağlanıyor, lastikler aşınmıyor, karayolları yıpranmıyor, yük taşımacılığı yapan firmalarda sürücüler dinlenme imkanı buluyorlar.

Marmara RO-RO Yılda 60 bin araç taşıyor

2

002 yılında bireysel

tamamlamak için çok iyi ça-

rı olduğunu söyleyen Sürmen,

olarak Erdek – Tekirdağ

lışmamız gerekiyor. Bununla

“Denizyoluyla taşımacılık ka-

arası seferlerine başla-

ilgili yapmamız gereken şey-

zaları azaltıyor, akaryakıttan

yan 7 üyenin, 2004 yı-

ler bellidir. Limanları ve ter-

tasarruf sağlanıyor, lastikler

lında aynı çatı altında birleşerek

minalleri, yani yolcu giriş ve

aşınmıyor, karayolları yıpran-

S.S. Erdek Deniz Motorlu Taşıyıcı-

çıkışlarını iyi yapmanız gereki-

mıyor, yük taşımacılığı yapan

lar Kooperatifi, şimdi yıllık 60 bin

yor. İDO’nun nasıl terminalleri

firmalarda sürücüler dinlenme

araç taşıyor.

varsa bizimde öyle yapmamız

imkanı buluyorlar. Ancak hem

S.S. Erdek Deniz motorlu Taşıyı-

gerekiyor.

ülke ekonomisine hem de trafikteki yolcuların can güven-

cılar Kooperatifi Yönetim Kurulu

| 40 | • EYLÜL-EKİM

Başkanı Muharrem Sürmen, de-

Biz bunu devletten istemiyo-

liğine yapılan bu katkılardan

niz taşımacılığının sektör açısın-

ruz. Bizim devletten istediği-

dolayı devletimizden bu konu-

dan faydalı olduğunu ve bunun

miz bu noktada bizim işimizi

da bizi teşvik edecek herhangi

tanıtımının iyi yapılması gerekti-

kolaylaştıracak düzenlemeler

bir özendirme veya teşvik al-

ğini söyledi. Deniz taşımacılığına

getirmesidir. Biz onları yapma-

mıyoruz.

gereken ilginin artması için çalış-

ya talibiz. Biz kuzey ve güney

tıklarını söyleyen Sürmen,

Marmara’da yolcu iskelesi yeri

Aldığımız sadece ÖTV’siz yakıt-

“Denize ilgiyi biz göstereceğiz.

göstersin biz kendi imkanları-

tır. Ancak bu indirimi de liman

Elinde ekipman, elinde gemi

mızla yaparız. Bu terminalleri

geçiş ücretleriyle kat be kat

olmadıktan sonra bilmezler

biz çalıştıralım, günü geldiğin-

çıkarıyorlar zaten. Erdek-Te-

senin ne iş yaptığını. İyi ge-

de de devlete bağışlayalım.

kirdağ ve Bandırma-Tekirdağ

milerle insanlara güzel hiz-

Biz bunu istiyoruz” şeklinde

arasında karşılıklı seferler dü-

met yaparsak bunu artıraca-

konuştu.

zenliyorlar. Filomuzda 15 gemi

ğız. Şuanda Ro-Ro taşımacılığı

7 DENİZ

dosya DENİZ TAŞIMACILIĞI

var. Gemilerimiz yazın yüzde

kapasitesinin yüzde 30’unu

Ro-Ro

karayo-

70, kışın yüzde 40 kapasitey-

kullanıyor. Bunu yüzde yüze

lu trafiğine çok büyük faydala-

le çalışıyor. Yani bizim gemi-

taşımacılığının


lerimizin, 5 tanesi Marmara

pasiteli olacak. Bu feribottan

şehir içine sokmadan direk de-

Adası’nda, 5 tanesi Erdek’te,

2 adet olacak. Üçüncü feribo-

nizyoluyla bu noktalara ulaşı-

5 tanesi Tekirdağ’da ikamede

tumuz ise 130 metre boyun-

labilir. Burada amaç kamyonu

ve her gemi sahibi geminin

da, 18 metre genişliğinde çift

şehir içinden çıkarmak olmalı.

üstünde oluyor. Yani bugün

kapaklı olarak. Adalara çalışa-

Bunlar için devletin bize yer

kaptana maaş vermiyor. Çark-

cak. Erdek, Marmara, adalar

göstererek imkan sağlamasını

çı oğlu, gemici kardeşi, aşçı

arasında çalışacak. Diğer fir-

bekliyoruz.

hanımı oluyor” ifadelerini kul-

malar gibi yurtdışından gidip

landı.

30-40 yaşında, benimle yaşıt

Teşvik gibi kredi gibi başka her-

gemiler

Devletten

hangi bir beklentimiz yok. Yeter

“Şuanda 1 gemimiz inşa oluyor”

hiçbir teşvik almadan kendi

ki önümüz açılsın. Kendi rampa-

kooperatifimizin imkanlarıyla,

mızı ve terminal alanımızı kendi-

Önümüzdeki

yeni

Türk mühendisini,Türk işçisi-

miz yapmaya talibiz. Yeter ki bi-

gemi inşaları için siparişleri ol-

nin ve Türk tersanesinin ürünü

zim önümüz açılsın. Bunun hem

duğunu belirten Sürmen, “Bir

sıfır gemileri inşa ettiriyoruz.

ülke ekonomisine çok büyük

gemimiz şu sıralar inşa oluyor.

Bunları da Tekirdağ’dan Er-

artıları olacaktır hem de trafik

Bu gemiyi 30 Mart 2014 tari-

dek’e, Marmara adasına ve

sorununun çözümüne kakı sağ-

hinde teslim alacağız. 2 gemi

Avşa’ya çalışacağız. 130 met-

layacak bir çalışma olacağından

daha inşa ettireceğiz. Bunlar

relik gemiyle de İstanbul ban-

kimsenin şüphesi olmasın. Gidi-

sırasıyla 2015 ve 2016 30 Mart

dırma arası çalışacağız” ifade-

yoruz yer istiyoruz. Buradan ol-

tarihlerinde filomuza katıla-

sinde bulundu.

maz burası yurtdışı çıkışları için,

dönemde

almıyor.

caklar.

bir gemi yanaştığında 1000 TL

Mart ayında teslim alacağımız

Sürmen, “Pendik’ten İtalya’ya

yanaşma parası, inen arabadan

gemi Türkiye’de yapılan en

Ro-Ro kalkıyor. Hemen Ro-Ro

50, binen arabadan 50 TL alını-

büyük feribot olacak. Bu bizim

rampasının arkasında kumcu-

yor. zaten ben bunu 200 TL’ye

için bir ilk olacak. 102 metre

ların bir iskele var. Orası bizim

taşıyorum. 100 lirası gidecek.

boyunda, 19 metre genişliğin-

için bir feribot rampası olabi-

Böyle bir şey olmaz. Bunun için

de, 55 kamyon, 38 tane TIR,

lir. Oradan Yalova ve Gemlik’e

devletin bizim önümüzü açması-

180 adet de binek arabası ka-

gidilebilir. Buradan kamyonu

nı istiyoruz” şeklinde konuştu.

EYLÜL-EKİM •| 41 |

7 DENİZ


Tuğrul Korkmazel İNCİ LOJİSTİK Genel Müdür Yardımcısı

Dosya

Ağır rekabet koşulları altında daralan kar marjlarını normalleştirmeye çalışan yöneticilerin işletmelerinde verimliliği arttırmak üzere lojisitik süreçlerini daha fazla gözönüne alacakları bir döneme girdiğimizi söyleyebilirim.

Müşterisinin partneri: İnci Lojistik

1

997’de kurulan ve sektöründe kompleks tedarik zinciri ihtiyaçlarına yanıt veren lider şirket olma hedefiyle ilerleyen İnci Lojistik, kendini müşterisinin partneri olarak konumlandırıyor. Dolayısıyla müşterisinin iç ve dış müşterilerindeki memnuniyetini geliştirmek firmanın en önde gelen hedefi. Bu kapsamda İnci Lojistik, tedarik zincirinde daha verimli süreçler ve modlar geliştirerek, müşterilerine hem maliyette hem de süratte avantaj yaratmaya çalışıyor.

| 42 | • EYLÜL-EKİM

7 DENİZ

dosya DENİZ TAŞIMACILIĞI

İnci Lojistik’in sektördeki konumu ve faaliyetleri hakkında bilgiler veren firmanın Genel Müdür Yardımcısı Tuğrul Korkmazel, “Bizim lojistiğe bakış açımıza göre, hammadde kaynaklarından fabrikalara olan mal hareketleri, çeşitli ürünlerin fabrikaların içindeki hareketleri, bu aradaki tüm depolamalar, üretilmiş malın tüketiciye ulaşması, bunun geri dönüşümü, varsa iadesi gibi

malların her hareketini içeren geniş bir perspektiften bakıldığında sektör büyüklüğünün ülkemizin GSMH’sının yüzde 10-15’i gibi orana sahip olduğunu görüyoruz. Bu arada ülkemizde genel olarak önemli verimsizlikler nedeniyle bu oranın gelişmiş ülke seviyelerinin çok üzerinde olduğunu özellikle vurgulamak isterim. Bu verimsizliklerin sonuçta ülkemizin rekabet gücünü de olumsuz yönde etkilediği açık. Yani esas olarak büyüklük yerine verimlilik veya etkinlik ne seviyede ona bakmak daha doğru olur diye düşünüyorum” şeklinde konuştu.

edecektir. Ağır rekabet koşulla-

Sektörün gündeminde büyük şehirlerde trafik ve şehirleşme sebebiyle depolama ve dağıtım operasyonlarının verimsizliği, organize lojistik depo alanlarının azlığı gibi konular olacağını ifade eden Korkmazel, “Ayrıca demiryolu ve limanlar gibi önemli altyapı gelişimleri de ülkemizin önemli konuları olmaya devam

Korkmazel, “Biz, müşterilerimize

rı altında daralan kar marjlarını normalleştirmeye çalışan yöneticilerin işletmelerinde verimliliği arttırmak üzere lojisitik süreçlerini daha fazla gözönüne alacakları bir döneme girdiğimizi söyleyebilirim. Herhangi bir işletmede lojistik süreçleri bir bütün olarak ele alındığında ve bizim gibi uzman kuruluşlarca incelendiğinde işletmeler için çok anlamlı olabilecek maliyet iyileştirmeleri ortaya çıkabiliyor. Kısaca esas gündem, rakip firmaların hangisinin lojistik süreçlerini daha iyi optimize ettiği konusu önümüzdeki yılların ana başlığı olacak” ifadelerini kullandı. sunduğumuz hizmetten memnuniyet duymaları ve en yüksek faydayı sağlamaları nedeniyle en çok tercih edilen lojistik şirketi olmak amacındayız. En hızlı büyümenin bu şekilde gerçekleşeceğine inanıyoruz. Yatırımları ise müşteri ihtiyaçları belirleyecek” dedi.


Raşit Altınok Gate Shipping Yönetim Kurulu Başkanı

dosya DENİZ TAŞIMACILIĞI

2010 yılında gemi işletmeciliği ve danışmanlık hizmetleri vermek üzere kurulan Gate Shipping, müşterilerinden gelen talepler ve piyasa şartlarına göre hali hazırda gemi işletmeciliği, gemi kiralama, forwarding, chartering alanlarında hizmet veriyor.

Gate Shipping kendi gemileriyle taşıma yapıyor

2

010 yılında gemi işletmeciliği ve danışmanlık hizmetleri vermek üzere kurulan Gate Shipping, müşterilerinden gelen talepler ve piyasa şartlarına göre hali hazırda gemi işletmeciliği, gemi kiralama, forwarding, chartering alanlarında hizmet veriyor. Kendi kirasında 6500 DWT tonajında 2 adet gemi ile hali hazırda Libya ve Afrika bölgesine çimento taşıması yapıyor. Ayrıca başta Burulaş- Budo olmak üzere 5 ayrı firmaya ISM ve sertifikasyon hususunda danışmanlık hizmeti veriyor. Firmasının faaliyetleri hakkında bilgi veren Gate Shipping Yönetim Kurulu Başkanı Raşit Altınok, sektörde yaşanan zorlukları anlattı. Altınok, “Bilindiği üzere kiriz ortamının olduğu günümüzde limanlarda yaşanan denetim zorlukları ve bunun yanından yüksek liman elleçleme ve acentelik ücretleri başta armatörler ve dolayısı ile bizleri zor duruma sokmaktadır” dedi. Altınok, “Bunun haricinde kiracı olarak değerlendirdiğimizde ise Armatör firmaların gemileri ile taşıma talebimiz olduğunda

sanki yıllar süren kriz in acısını bizlerden çıkartmak istermişçesine yapılan navlun talepleri ve daha sonrasında karşılarında alternatiflerin olduğunu gördüklerinde ise makul düzeylere inerek işe talip olmaları bizlere büyük zaman kaybettirmekte ve özellikle Türk Armatörler ile bu hususta yaşanan sıkıntılar nedeni ile navlun ödemeleri yabancı armatörlere gitmektedir” şeklinde konuştu. Ülkemizin denizyolu taşımacılığında hak ettiği yere gelmesi için neler yapılması gerektiğini konusunda da görüşlerini paylaşan Altınok, Özellikle Türk bayraklı gemiler ile yapılması amaçlanan iç taşıma yükünün arttırılabilmesi için yakıt desteği olarak gemilere getirilen OTV muafiyetine ilave olarak deniz taşıma navlunlarında da KDV muafiyeti getirilmelidir. Bunun haricinde özellikle kabotaj seferi yapan gemilere uygulanan teknik mevzuat ve yapılan denetimler can ve mal emniyetinden taviz verilmeden yumuşatılmalı üzüm yemekten ziyade bağcıyı döv-

meye yönelik çıkartılan yönetmelik ve düzenlemelerden vaz geçilmelidir” ifadelerini kullandı. Limanlarımızın sayısı fazla olmasına rağmen, çarpık yapılaşma ve yetersiz alt yapı nedeni ile tam kapasite ile hizmet verilemediğini kaydeden Altınok, “Bunun yerine 11. Ulaştırma Şurası’nda da sunulmuş olduğu üzere iskele tarzı liman işletmeciliğinden tüm altyapı ve ulaşım yollarının olduğu bölgesel veya yerel liman kompleksleri tarzında limanların toparlanmasının ve özelliklede limanlar ile demiryollarının kaynaştırılması gerekmektedir” şeklinde konuştu. Navlun fiyatları konusunda da görüşlerini bildiren Altınok, “Navlun fiyatları yıllardır her sene başında önümüzdeki yıl kriz biter umudu ile başlanmakta ancak bir türlü kriz ortamı aşılamamıştır. 2014 yılının da dünyadaki ekonomik belirsizlik ve karmaşa çözülmeden de denizcilik ve taşımacılık sektörü olarak pek parlak olacağını tahmin etmemekteyiz” dedi.

EYLÜL-EKİM •| 43 |

7 DENİZ


SOREN SKOU Maersk Line CEO

Dosya

“Önümüzdeki beş yıl içinde kesinlikle sektörde kapasite fazlası görmeye devam edeceğiz” Bu açıklama Maersk Line CEO’su Soren Skou’ya ait. Skou; “Navlunları düşürerek talep yaratamazsınız. Kapasitede azaltmaya girmek çok daha önemli”

“Denizcilikte kapasite fazlası 5 yıl daha sürer”

D

| 44 | • EYLÜL-EKİM

7 DENİZ

dosya DENİZ TAŞIMACILIĞI

enizcilik sektöründe kapasite talep yaratmak için kapasite kaldırmak gerektiğini vurgulayan Maersk Line’ın CEO’su Soren Skou’ya göre, önümüzdeki beş yıl boyunca kapasite fazlası hastalığı sürecek. “Önümüzdeki beş yıl içinde kesinlikle sektörde kapasite fazlası görmeye devam edeceğiz” Bu açıklama Maersk Line CEO’su Soren Skou’ya ait. Skou; “Navlunları düşürerek talep yaratamazsınız. Kapasitede azaltmaya girmek çok daha önemli” dedi. Ekonomik kriz 2008 yılında vurduğunda, küresel ticaret ve denizcilik şirketlerinin mevcut filosunun yüzde 50’si kadar yeni siparişi bulunuyordu. Kapasite fazlası yüzünden Asya ile Kuzey Avrupa arasındaki taşımalarda navlunlar zarar ettiren düzeylere düşmüş durumda. Maersk Line 2012 yılının ikinci çeyreği ile bu yılın aynı dönemi arasında filosunda yüzde 1 oranında kapasite azalımı yaptı. Ama daha da azaltmak için herhangi bir plan açıklamadı. Sydbank Denizcilik analisti Jacob Pedersen mevcut piyasayı acımasız olarak nitelendirdi. Pedersen; “Eğer rakipleri de Rakip Maersk Line’ın stratejisini takip eder ve kapasite ayarlarsa önemli ölçüde daha iyi navlun fiyatları ile tüm

endüstri bundan yararlanacaktır” dedi. 12 büyük konteyner taşıyıcısından sadece ikisi, Maersk Line ve Fransa’nın CMA CGM şirketi, 2013 yılının ilk altı ayında işletme karı açıkladı. Krizden önce, Maersk Line ve diğer konteyner nakliye şirketleri, deniz yoluyla taşınan konteynerler için yüzde 10 oranında talepte büyüme yaşadılar. Ama Skou’ya göre “o günler geri dönmeyecek”. Skou; “Gelecekte konteyner sektöründe büyüme küresel ekonomik büyümeye bağlı olacak” dedi. Skou, 2013 yılında deniz yoluyla taşınan konteynerler için küresel talepte %2-3 artış beklediğini söyledi. Ana AP Moller-Maersk Grubu geçen hafta kısa vadeli karlılık hedefini yıllık &10’dan %8,5’a indirdi. Konteyner taşımacılığı için uzun vadeli karlılık hedefi ise

yüzde 10 olarak bırakıldı. Zorlu piyasa koşulları ile başa çıkmak için, Maersk Line, ikinci çeyrekte, konteyner başına toplam maliyeti bir yıl önceki aynı döneme oranla yüzde 12,5 oranında azaltmayı başardı. Düşüş özellikle düşük yakıt maliyetleri ve lojistik rota verimliliğinden kaynaklandı. Buna ek olarak, şirket her biri 18.270 TEU kapasiteli 20 adet Triple-E sınıfı mega gemi sipariş etti. Gemiler Asya ve Avrupa arasındaki yolları üzerinde çalışan diğer gemilerin ortalamasına oranla konteyner başına yüzde 50 daha az yakıt kullanıyor. Skou; “Triple-E sınıfı gemiler şu anda en büyük ve en tasarruflu gemiler olan Emma sınıfına göre %20 daha fazla yakıt tasarrufu sağlıyor” dedi.


EYLÜL-EKİM •| 45 |

7 DENİZ


Dosya

Türkiye’nin ihracatını denizler taşıyor Ocak-Temmuz döneminde 88 milyar 293 milyon dolarlık ihracatın 48 milyar 368 milyon dolarlık kısmı, yani yüzde 55’i denizyoluyla gerçekleştirildi. Yüzde 35’lik kısım karayoluyla yurtdışına taşınırken, geriye kalan yüzde 9 havayoluyla, yüzde 1 de demiryoluyla ihraç edildi.

D

ünyanın dört bir yanına ihracat yapan Türk işadamları, ürün göndermek için en çok denizyolunu tercih ediyor. Gümrük ve Ticaret Bakanlığı’ndan alınan verilere göre ocak-temmuz döneminde 88 milyar 293 milyon dolarlık ihracatın 48 milyar 368 milyon dolarlık kısmı, yani yüzde 55’i denizyoluyla gerçekleştirildi. Yüzde 35’lik kısım karayoluyla yurtdışına taşınırken, geriye kalan yüzde 9 havayoluyla, yüzde 1 de demiryoluyla ihraç edildi. 2013 yılının Ocak-Temmuz döneminde Türkiye’nin gerçekleştirdiği ihracat geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 1 artış gösterirken, de-

| 46 | • EYLÜL-EKİM

7 DENİZ

nizyolu bu rakamdan 6 puan daha hızlı artarak yüzde 7’lik artış kaydetti. Karayolundaki artış yüzde 6 oldu. En hızlı artış havayoluyla yapılan ihracatta yaşandı ve yüzde 32 olarak gerçekleşti. Demiryolu ise yüzde 4’lük bir artış yakaladı. Ülkeler olarak bakıldığında ise tablo değişiklik gösterebiliyor. 13 milyar 124 milyon dolarla en çok ihracatın yapıldığı Almanya’da ürünlerin yüzde 51’i karayoluyla taşınıyor. Onu yine yüzde 41’le denizyolu takip ediyor. Irak’a 10 milyar 272 milyon dolarlık ihracat yapan Türkiye’nin, yakınlık sebebiyle ürünlerinin yüzde 95’ini karayoluyla gerçekleştirdiği görülüyor. Dikkat çekici verilerin başında ise Türkiye’den 9 milyar 922 milyon dolarlık alım yapan İran geliyor. İran’ın, bu alımların 6

milyar 619 milyon dolara tekabül eden yüzde 67’lik kısmını havayoluyla gerçekleştirdiği görülüyor. Ürünlerin, kısa sürede ve en ucuz şekilde pazarlara taşınması rekabet gücünün önemli bir parçası. Taşıma yönteminin belirlenmesi bu sebeple kritik önem taşıyor. Taşıma yönteminin belirlenmesinde ise ürünün cinsi, zaman, maliyet ve emniyet faktörleri belirleyici oluyor. Bu kriterlere göre bakıldığında denizyolu taşımacılığının en yavaş nakliye yöntemi olsa da büyük hacimli ürünlerin taşınması için fazlaca tercih ediliyor. Maliyet açısından bakıldığında ise denizyolu taşımacılığı havayoluna göre 14 kat, karayoluna göre 7 kat, demiryoluna göre 3,5 kat daha ucuza gerçekleştirilebiliyor.


Analiz

‘Yelkenler fora’ demiştik dümenleri ABD kilitledi Ağustos ortasından itibaren açık denizlerde hammadde taşıyan gemilerin sayısı, yüzde yüz artmıştı. Bu hareketlilik, ekonomideki toparlanmayı da teyit ediyordu. Ancak ABD’deki bütçe krizi, son 1 haftada gemi sayısını yüzde 6 azalttı. Şimdi gemi kaptanları da dürbünlerini Washington’a çevirdi, iyi haberin yolunu gözlüyor! 100 GEMİDEN 6’SI DURDU Ağustos ortasından itibaren yüzde 100 prim yapan ve 2127’ye dayanan Baltık Kuru Yük Taşımacılığı Endeksi; “ABD’nin kepenk indirebileceği” endişesiyle 25 Eylül’den itibaren düşüşe geçmişti. Endeks, beklentinin gerçekleşmesiyle birlikte 1994’e kadar çekilerek yaklaşık yüzde 6 değer kaybetti. Aylardır ABD’den gelen ekonomik verilerin toparlanmaya işaret etmesi, içeride de kur ve faizdeki yükselişe rağmen sanayi üretimi, imalat endeksi, otomotiv satışları, bunlara paralel olarak ihracatın artması, açık denizlerdeki navlun hareketliliğini de artırdı. Küresel krizle birlikte dünyanın takip etmeye başladığı göstergelerden biri olmuştu, Baltık Kuru Yük Taşımacılığı Endeksi... Günlük gerçek verilere dayanarak hesaplanan bu endeks, okyanuslar üzerinde 26 farklı rotada yapılan hammadde ticaretinin maliyetini gösteriyor. Uzun mesafeli nakliye gemilerinin sayısı kolay kolay değişmediğin-

den; hammadde talebi arttığında nakliye ücretinin yükseldiğini, azaldığında ise düştüğünü, bu endeks üzerinden takip edebiliyoruz. Rakamlarla oynamak da mümkün olmadığından, bu endeks reel ekonominin durumunu net olarak yansıtıyor. Yani endeks düşüyorsa ekonomi zayıflıyor; yükseliyorsa canlanıyor diyebiliyoruz. 2008 yılının mayıs ayında 11 bin 500 puana kadar yükselen Baltık Kuru Yük Taşımacılığı Endeksi; aynı yıl Lehman Brothers krizinin ardından 680’lere kadar düşmüştü. O tarihten itibaren başlayan ultra teşviklere rağmen bu yılın ağustos ayının ortalarında bu endeks, 1000 seviyelerindeydi. Ne olduysa, bu tarihten itibaren oldu. Geride bıraktığımız yaklaşık 6-8 hafta içinde bu endeks 2000’in üzerine çıktı, 25 Eylül’de 2127’ye kadar yükseldi. Endeksteki bu hareketin ne anlama geldiğine bakarsak; 1- Merkez Bankalarının süper teşvikleri, ancak 5 yıl sonra meyve-

lerini vermeye başlamış, küresel ekonominin “reel” kanadında arzu edilen toparlanma başlamıştır. 2- “Şayet bu devam ederse” üretim kapasitesinin ve gelirlerin artması, işsizlik oranlarının ise azalması beklenmelidir. 3- Kuru yük gemilerinin hareketinin artık daha pahalıya gerçekleşmesi, nihayetinde reel ekonomideki talepte de bir canlanmaya işaret ediyor. Sonrasında, “talep kaynaklı enflasyon artışı” gündeme gelebilir. Dünya ekonomisi işte bu beklentilere girmişken, tam da denizlerdeki hareketlilik canlanmışken; yine ABD kaynaklı bir problemle karşılaştı. ABD’de yeni mali yıl bütçesinin kabul edilmemesi ve devletin işlemez hale gelmesi endişeleri beraberinde getirince, denizlerde hareket halindeki gemi sayısı da azaldı. Şimdi bütün dünya gibi gemilerin dümeni de, ABD’den gelecek haberlere kilitlenmiş durumda.

EYLÜL-EKİM •| 47 |

7 DENİZ


Dosya Türk limanları konteyner taşımacılığı yatırımlarında gaza bastı. 10 yılda konteyner elleçleme miktarını 4’e katlayan limanlarımız, 10 milyon TEU’ya koşuyor. Türkiye, transit yükte ise Akdeniz’de liderlik hedefliyor.

| 48 | • EYLÜL-EKİM

7 DENİZ

Konteyner taşımacılığı 10 yılda 4 kat arttı

L

imanlarda konteyner taşımacılığına yönelik yatırımlar hızlandı. Özel sektörün konteyner taşımacılığı alanındaki artan liman yatırımları bir yandan mevcut kapasiteyi artırırken, diğer yandan da taşımacılıkta konteynerin payını yükseltiyor. Konteyner liman kapasitesi 11.1 milyon TEU’ya çıkan Türkiye, 2015 yılına kadar bu kapasiteyi 21 milyon TEU’ya çıkarmayı hedefliyor. Son 10 yılda Türk limanlarında elleçlenen konteyner miktarı neredeyse 4’e katlandı. 2003 yılında 1.798.545 TEU olan yıllık konteyner elleçleme miktarı 2012 yılında ise 7.192.396 TEU’ya ulaştı. 2013’ün ilk dokuz ayında ise bu rakam 5.922.052 TEU olarak gerçekleşti. 11. Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Şurası’nda da 2035 yılına kadar transit konteyner elleçleme miktarları bakımından Mersin Bölgesi’nin, Güney ve Doğu Akdeniz Bölgesi’nde lider olması hedefi konuldu. ‘Bölgenin transit merkezi olabiliriz’ Denizcilik sektörünün duayenlerinden Marvel Denizcilik Yönetim Kurulu Başkanı Levent Karaçelik de Türk limanlarındaki konteyner elleçleme miktarının ve konteynerin ithalat-ihracat mallarının taşınmasındaki payının giderek artığına dikkat çek-

ti. Türk limanlarında elleçlenen konteyner miktarının 10 milyon TEU’ya doğru hızla ilerlediğini vurgulayan Çelik, “Bu sayının beş yıl içinde ikiye katlanacak olması hayal değil” dedi. Türkiye’nin konteyner taşımacılığında önemli bir transit merkezi haline gelebileceğini belirten Çelik, “Limanlarımız ilerleyen yıllarda ‘mega carrier’ gemiyi buraya çekebilecek. Akdeniz limanlarımız çok rahatlıkla Port Said ve Malta gibi aktarma limanlarının yerini alabilir. Çandarlı, tüm Karadeniz ve tüm Yakın Doğu Asya için transit liman olabilir, Pire’nin yerini alabilir” diye konuştu. Çelik, tüm bu hedeflere ulaşmak için gemilerin beklemeden yanaşmasının sağlanması, fiyatlarda rekabetçi olunması ve gerekli modern ekipman yatırımlarının yapılmasının yeterli olacağını ifade etti. Konteynerin payı yüzde 20’ye ulaştı Türkiye’de deniz taşımacılığının yüzde 87’si denizyoluyla yapılıyor. Denizyoluyla taşınan yüklerin yüzde 34’ünü sıvı dökme yükler oluştururken, konteynerlerle taşınan yük miktarı ise yüzde 20 oranı ile ikinci sırada geliyor. Bu sıralamayı yüzde 28 ile katı dökme yük, yüzde 16 oranıyla genel kargo ve yüzde 2’lik payla araç içi taşınan yükler takip ediyor. Deniz Ticareti Genel Müdürlüğü verilerine

göre, 2012 yılında Türk limanlarında elleçlenen konteynerlerin yüzde 40’ını ihracat, yüzde 41’ini ithalat, yüzde 3’ünü kabatoj yükleme, yüzde 3’ünü kabotaj boşaltma, yüzde 7’sini transit yükleme ve yüzde 6’sını transit boşaltma oluşturuyor. 2012’de en fazla konteyner elleçleyen limanlar arasında Ambarlı Limanı 3 milyon 23 bin 960 TEU ile birinci sırada yer alırken, Mersin 1 milyon 250 bin 873 TEU ile ikinci sırada yer alıyor. İzmir, İzmit, Aliağa, Antalya, İstanbul, İskenderun ve Trabzon ise sırasıyla konteyner elleçleme miktarı bakımından ilk 10’da yer alan diğer limanlar. Yabancı devlerin Türkiye’ye ilgisi artıyor Deniz Ticaret Odası’na kayıtlı gemi listesine göre Türkiye’de toplam 54 Türk bayraklı konteyner gemisi bulunuyor. Bu gemilerin toplam kapasitesi ise 59 bin 653 TEU’ya ulaştı. Maersk, CMA CGM ve MSC gibi dünya devi konteyner operatörlerinin de Türkiye’ye olan ilgisi giderek artıyor. Bu şirketlerin Türkiye’de uğrak yaptıkları liman ve hat sayıları hızla artıyor. Dünyanın en büyük konteyner operatörlerinden Maersk, bölgesel büyüme amaçlı kurduğu Seogo Line’ın Akdeniz ve Karadeniz’deki merkezini Türkiye yaptı.


EYLÜL-EKİM •| 49 |

7 DENİZ


Röportaj

B.İnanç Kendiroğlu Antalya Deniz Ticaret Odası Ykb.

Antalya’da denizcilik sektörünün sorunlarını biliyoruz ve her biri için projelerimizi birer birer hayata geçiriyoruz. Antalya Deniz Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı B.İnanç Kendiroğlu, son dönemde bölgede yaşanan gelişmeler hakkında bilgiler verdi.

Antalya DTO bölgede çalışmalarını sürdürüyor

| 50 | • EYLÜL-EKİM

7 DENİZ

1986 Yılının Aralık ayında faaliyetlerine başlayan Antalya Deniz Ticaret Odası geçen yıllar süresince, bölgede denizciliğin ve deniz turizminin geliştirilmesi için pek çok proje ve gelişmeyi hayata geçirmiş durumda. Antalya Deniz Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı B.İnanç Kendiroğlu, “Odamızın Türkiye’de Merkezi İstanbul olmak üzere, diğer bölgelerimizle beraber 7 adet şube 16 adet temsilcilik ve 6 adet irtibat bürosu bulunmaktadır. Şubemizin 640 kilometrelik geniş bir saha içerisinde bin 322 üyesi ile 20 kişilik meclisi ve bölgemizin ilgili sektörlerde faaliyet gösteren firmaların temsilcilerinden oluşturan ve ilgili sorunların çözümlenmesi amacıyla kurulan odamız ihtisas komisyonları ile profesyonel anlamda çalışmalarımıza devam etmekteyiz” dedi.

yana Odamızın önerileri ve pek çok toplantıda dile getirerek gerekli çalışmaların yapılmasına öncülük etmesi ile DLH Genel Müdürlüğü-Turizm Yapıları ve Deniz Ulaştırma Yapıları Kıyı Master Plan Çalışması ve Bayındırlık ve İskan Bakanlığı-Antalya Bütünleşik Kıyı Alanları Projesi (ABKAP) çalışması yapılmıştır. Bu proje ile kıyı alanlarını 13 bölgeye ayırarak bu bölgelerin özgün niteliklerini ve öngörülen stratejileri ortaya koymaktadır. Amacı Antalya kıyı bölgesinin tüm sektörler itibarıyla incelenerek, kıyı kesimini derinlik etkin, akılcı kullanımının sağlanması, tüm sektörler açısından bütüncül bir planlamanın yapılması ve stratejik kararların alınması amaçlanmaktadır. Bu doğrultuda yapılan çalışmalar neticelerini vermeye başlamıştır” şeklinde konuştu.

Yürüttükleri projeler arasında yer alan, Antalya Bütünleşik Kıyı Alanları Projesi ve Kıyı Master Planı hakkında da bilgi veren Kendiroğlu, “2006 yılından bu

Kendiroğlu, “Odamızın 5 Mayıs 2013 Tarihinde yapılan seçiminde 24 oy farkı ile yeni meclisimizi oluşturmuş bulunmaktayız. Bu fark çok büyük bir fark değildir.

Buradan anlaşılan özünde farklı grupları temsil etmediğimizdir. Bizler denizci insanlarız ve hep söylenen bir denizci sözümüz vardır: ‘Bizler aynı tavanın balıklarıyız’ deriz. Dolayısı ile değişim; sektörün içerisinde, bu işi fiilen gerçekleştiren yani sektörün içerisinden ve denizle birebir yaşamını sürdüren, deniz esnafı olan üyelerin talebi ile gerçekleşmiştir. Şimdi de bu inanç ve birliktelik ile Antalya’ya hizmete başlamış bulunmaktayız” ifadesinde bulundu. Türkiye’nin turizm gelirleri arasında deniz turizmi yüzde 25’lik bir paya sahip olduğunu kaydeden Kendiroğlu, “Odamız olarak Antalya’nın bu pay içerisindeki yüzdesini arttırmak için çalışmaktayız. Bu kapsamda Deniz Turizmi Unsurlarını; Kruvaziyer Turizmi, Marina Yatırım ve İşletmeleri, Tekne Yapım ve İşletmeleri, Sualtı ve Su üstü Sporları İşletmeleri, Günübirlik/ Charter Teknelerimiz olarak sıralayabiliriz. Öncelikle amacımız sektörü bir araya getirmek ve uluslararası bazda turizme yüksek kaliteli ve konforlu hizmet


verilmesini sağlayacak bir disiplini yerleştirmektir. Antalya, Türkiye’nin olduğu gibi dünyanın da en önemli turizm kentlerinden biridir. Saymış olduğumuz deniz turizmi unsurlarını aktif olarak kullanarak, turizm gelirimize denizin katkısını arttırabiliriz. Bölgemizde geniş bir sahil şeridi olması; Akdeniz Çanağında seyreden mega yatların ülkemizi ziyaretleri için bir fırsat haline dönüştürülebilir. Mevcut marinalara ek olarak yapılacak marinalar ve nehir marinaları ile kapasiteyi genişletebiliriz. Antalya’mızın şu anda yapımı bitmekte olan Sıçan Adası mevkiinde bulunan Balıkçı Barınağı, balıkçılar ve bir çok tekne sahipleri için önemli bir yapıt olarak ortaya çıkmaktadır. Ayrıca bölgemizde yeni yat yapım alanlarının yapılması ile Antalya Akdeniz’in yat yapım merkezi haline getirilebilir.

Bölgemizde geniş bir sahil şeridi olması; Akdeniz Çanağında seyreden mega yatların ülkemizi ziyaretleri için bir fırsat haline dönüştürülebilir. Mevcut marinalara ek olarak yapılacak marinalar ve nehir marinaları ile kapasiteyi genişletebiliriz.

Manavgat bölgesinde Odamızın uzun yıllardır uğraş verdiği Yat yapım yeri projesinin uygulamaya geçebilmesi için çalışmalarımız, bölgenin Organize Sanayi Bölgesi Yat Yapım ve Çekek Yeri projesi olması hususunda devam etmektedir” ifadelerini kullandı. Kendiroğlu, “Kruvaziyere turizm geliri açısından bakacak olursak; maalesef şu anda Alanya ve Antalya olmak kaydıyla iki tane kruvaziyer Limanımız bulunmaktadır. Maalesef dememdeki sebep ise; Kaleiçi limanının önündeki deniz sahasının da kurvaziyer gemilerin indi-bindi yapabilmesi için özel bir yer olduğudur. Bu bölgenin canlanması şehir esnafına ayrıca bir gelir kapısı açacaktır. Bu durumun değerlendirilmesi gerekmektedir. Tabii ki Kaleiçi’nin kullanımının denizcilik sektörünü geliştirmek adına gerekli girişimlerde de bulunmaktayız” dedi. Antalya Limanı’nın her yıl ithalat ve ihracatın büyüdüğü bir liman olduğunu söyleyen Kendiroğlu, “Ancak limanların diğer lojistik nakliye imkânlarının da gelişmiş olması gerekiyor. Örneğin uzun süredir konuşulan, Antalya’nın demiryolu ağına eklenmesi ve limanın demiryolu bağlantısının kurulması Limanın ve Antalya’nın gelişiminde büyük bir ivme kazandıracak. Buna ilişkin olarak Bakanlığın programı ve çalışmaları mevcut ve biz de bu süreçte Antalya’nın kazanması için çalışmalarımızı yürütüyoruz. Benzer şekilde limanın kruvaziyer turizmi kapsamında kent içi ile bağlantısının kuvvetlendirilmesi kent ekonomisine büyük katkı sağlayacaktır. Bu yönde de çalışmalarımız mevcut.

EYLÜL-EKİM •| 51 |

7 DENİZ


Can BESEV Yönetici-Analist

Makale

Ustam, rahmetli Adam “bu senin problem dediğin şeyler ya senin cehaletinden ve ilgisizliğinden, ya da karsındakinin cehaletinden ve ihmalinden kaynaklanır” derdi. Tabi afetleri müstesna tutarak ve eklerdi “söyle bakalım sen mi cahilsin, yoksa cahillerle çalışacak kadar akılsız mısın?”. Nasıl cevap vereceğimi bilemezdim, iste isin ehli olmak biraz da sadece isinin ehilleriyle çalışmaktan geçiyor derdi.

| 52 | • EYLÜL-EKİM

7 DENİZ

Deniz lojistiği ve bunker

T

ürk Dil Kurumu sözlüğü, lojistik kelimesini kişilerin ihtiyaçlarını karşılamak üzere her türlü ürünün, hizmetin ve bilgi akışının çıkış noktasından varış noktasına kadar taşınmasının etkili ve verimli bir biçimde planlanması ve uygulanması olarak tanımlıyor. Bu cümle ilk okunduğunda belki farkına varılmıyor ama bir kaç kez daha yavaşça okunduğunda insani saatlerce düşünce sislilerine atabilecek kadar kuvvetli olduğu fark ediliyor. İçinde kişiler var, ihtiyaçları var, ürünler, bilgi ve akis var, uygulama, planlama, taşıma, etkinlik, verimlilik gibi birçok başlığı ve onların yüzlerce alt başlıklarını tek bir çatı altında toplayan çok kapsamlı bir kelime. Sadece etkinlik ve ve-

rimlilik konusu bile binlerce sayfalık eserlere konu olacak cinsten. Tıpkı tip ilmi gibi bir bilim lojistik, birbirine tamamen bağlı birçok organın tamamen entegre olarak mükemmel çalışmasına odaklanan bir sistemler bütünü. Nasıl insan vücudunun işleyişi doğaya hayranlık uyandırıyorsa, yakından ilgilenen bir kişi için lojistik zinciri de o şekilde etki bırakacak bir insanlık harikası. Ne var ki, ikisi de çok normal ve olağan karşılanıyor. Halbuki sadece bir pirinç tanesine bile kendimizi zımbalasak, beraber bir yolculuğa çıksak uzun metrajlı bir film olur, Güney Amerika dağlarından başlayıp Türk usulü kuru fasulyenin altında bitten eğlenceli bir film belki de! O pirincin meydana ge-

lişinden soframızda yerini alıncaya kadar geçtiği lojistik macerada binlerce kişi yer alıyor, herhalde bu kadar kalabalık kadrolu çok az film vardır. Bu halkalardan biri aksadığı anda da tüm emekler boşa gidiyor veya değersizleşiyor. Tabii ki benim yazılarımda da konu illa ki bunker’e (deniz yakıtlarına) gelecek ve zımbalandığım pirinç tanesine dönünce görüyorum ki, ‘Guyana’dan ithal edilmiştir’ yazıyor kutusunda. Demek ki, Georgetown’da gemiye yüklenmiş ve bize kadar gelmiş diye düşünüyorum. Daha geriye bakınca anlıyorum ki önce küçük sallara yüklenmiş öyle gelmiş. Georgetown’a Benim gibi bilgisiz birisi hemen iyi 100 bin tonluk gemiyi gönderelim, nasılsa bugünlerde


“Armatörler ancak yakıtın etkin bir şekilde tedarikini sağlarlarsa şirketlerini kazanca geçirebilirler. Bunun tek yolu yakıtı bilinçli ve doğru almaktır, ama maalesef Türk armatörlerinin çoğu doğru dürüst yakıt almayı bilmiyor, birçoğu kimden aldığını, yakıtı kimin verdiğini hatta kime ödediğini bile bilmiyor, buna ilişkin çok sayıda sorun ortaya çıkıyor. Gemilerin tutuklandığı dahi oluyor.” ucuza çalışıyorlar gidip getirelim deseydi büyük zarara girmiştik bile. Çünkü lojistik bilgisi olan bir kişi bilecekti ki o limana ancak 6 bin tonluk bir gemi gidebiliyor. Bir de geminin yakıtını aman canim oradan alırız nasılsa diye bırakırsak, ve planlamazsak, örneğin yol üzerinde Gibraltar (Cebel-i Tarik) da çok daha ucuza alabilecekken bir de oradan zarar ettik. Üstelik oralarda hiç bir tedarikçiden kredimiz de olmadığı için peşin ödemek gerekiyor, acente bulunması, depolama, mevzuatlar derken is bilmezlikten bizim pirincin fiyatı giderek artıyor da artıyor. 6 bin tonluk gemiyi de git-gel yaptırsak, nasılsa

İstanbul’da tanıdık kosterciler var diyerek. Olmadı değil mi yine? Ne yapsak derken derin bir limanda depolasak veya açıkta bekleyen büyük gemiye mi aktarsak? Büyük gemiyi getirdik diyelim, geri bos mu gidecek, onu da ayarlamadık geldi lojistik “problem”lerden dolayı bizim pirincin kilosu 100 liraya..o da boğazımızda kalır zaten.

yan (ve dolaysıyla bunun bedelini

Ustam, rahmetli Adam “bu senin problem dediğin şeyler ya senin cehaletinden ve ilgisizliğinden, ya da karsındakinin cehaletinden ve ihmalinden kaynaklanır” derdi. Tabi afetleri müstesna tutarak ve eklerdi “söyle bakalım sen mi cahilsin, yoksa cahillerle çalışacak kadar akılsız mısın?”. Nasıl cevap vereceğimi bilemezdim, iste isin ehli olmak biraz da sadece isinin ehilleriyle çalışmaktan geçiyor derdi. Ehil ve ehliyet de yakin kelimeler, Bir kimsenin bir işi yapmayı bilmesi ve becermesi onun o işe ehil olması demektir, belgesi de ehliyet.

alaylı. Öyle olunca ustalık-çırak-

Taşıma dendi mi, yakıtsız olmaz, bizim isimiz de deniz yakıtları. Kafamı kaldırıyorum etrafıma bakınıyorum, camdan da gidip gelen yanaşan bunker bargeları görüyorum arkama donuyorum müşteriye o isin o şekilde olamayacağını, o şekilde ısrar edilirse zarar alıcının edeceğini anlatan yakıt satışçısını dinliyorum ve mutlu oluyorum. Demek ki ustamın sözünü dinlemişim biraz, bu gemi yakıtı (bunker) denince isinin en ehli olan kimselerin yanında yer etmişim kendime, ve yeni yetmelere de onu anlatıyorum, siz siz olun bir kilo pirinci 100 liraya yedirmeyin diye. Sadece yakıt olarak bakarsak bile, o pirinci makul fiyata sofraya ulaştıran kargo alıcısından, depocusuna, dürüst barge kaptanından, şirketin paralarını kaptırma-

herkese ödettirmeyen) krediciye, satışçısından, zamanında ikmal sağlayan operasyoncuya kadar bir çok kişinin emeği var. Akilli bir yakıt alimcisi, yakıt politikası ve stratejisi de bu ufak zincirin en güzel tamamlayıcısı. Yakıt isinin bir okulu yok, herkes lık ilişkisi çok önemli, mesela bir Mustafa Muhtaroğlu, Türkiye’nin yetiştirdiği en büyük değerlerden bu alanda, sağ olsun deneyimlerini zaman zaman yeni nesillere aktarır. Bir zaman Muhtaroglu demişti ki “Armatörler ancak yakıtın etkin bir şekilde tedarikini sağlarlarsa şirketlerini kazanca geçirebilirler. Bunun tek yolu yakıtı bilinçli ve doğru almaktır, ama maalesef Türk armatörlerinin çoğu doğru dürüst yakıt almayı bilmiyor, birçoğu kimden aldığını, yakıtı kimin verdiğini hatta kime ödediğini bile bilmiyor, buna ilişkin çok sayıda sorun ortaya çıkıyor. Gemilerin tutuklandığı dahi oluyor.” Yani acemi doktor candan, cahil imam dinden ehil olmayan yakıt alicisi/satıcısı da armatörü gemisinden eder. Deniz yakıtları belki lojistik sektörünün beyni değil, eli ayağı değil ama kesinlikle o taşıma enerjisini sağlayan kanın önemli bir kısmı-

EYLÜL-EKİM •| 53 |

nı oluşturuyor. Bu kani kirleten en büyük etken de cehaletten güç alan ehliyetsiz satıcılar, unutmayalım ki bir insanin kani nasıl temiz olursa o kadar dinç ve tutkulu olur, bir lojistik operasyonunda da ne kadar eğitim varsa ve bu bilgi iyi akıyorsa o kadar sağlıklı olacaktır.

7 DENİZ


Yat İnşa

Ağanlar Tersanesi İçmeler BODRUM

Ağanlar Group sektörde emin adımlarla ilerliyor Ağanlar Group Şirketleri Yönetim Kurulu Başkanı Erdem Ağan, Ağanlar Tersanesi, Ağanlar Sigorta, A-Marin Design&Consultancy, Sunmarin Turizm olmak üzere 4 dalda hizmet verdiklerini söyledi.

| 54 | • EYLÜL-EKİM

7 DENİZ

A

ğanlar Tersanesi olarak hem yat departmanı hem de marina departmanı olarak hizmet verdiklerini ifade eden Erdem Ağan, “Yat departmanında yat imalatı, bakım, onarım, refit ve restorasyon gibi yatla ilgili tam teçhizatlı bir tersane hizmeti vermekteyiz. Ana başlıkları saymak gerekirse marangozluk, mobilya, paslanmaz çelik işleri, mekanik

işler, boya, izolasyon, güverte ve arma işleri başı çekiyor. Marina departmanı ile de ise 450 ton ağırlığa kadar yüzlerce yatı karaya alıp servis veriyoruz. Mevcuttaki 450 tonluk travel lift ile sektörün en yüksek kapasitesine sahip marinamızda 90 metreye kadar denizde bağlama, 250A akıma kadar elektrik servisi ve yüzlerce yata aynı anda karada park hizmeti sağlayabiliyoruz. 60 metre yatları kabul

edebilen 4 adet kapalı hangarımız boya ve bakım için hizmet vermektedir” şeklinde konuştu. Ağanlar Sigorta’nın henüz daha ikinci Yılını doldurmamış olmasına rağmen yat sektöründe ilk 3’te yerini aldığını belirten Erdem Ağan, “Sadece yatlar üzerine değil, tüm konularda müşterilerine hizmet veren şirketimiz AXA, ERGO, GÜNEŞ ve ACIBADEM


rultusunda işler yapılır ancak teknik açıdan bir işin doğrusu ne ise o bizde o yapılır. Bu nedenle biz hizmet verdiğimizde gönlümüz rahattır ve akşamları huzurlu uyuruz” ifadesini kullandı.

(ve alt firmaları) SiGORTA’nın ‘A’ tipi yetkili acentesidir ve bölgenin en iyi acenteleri arasında gösteriliyor” ifadesinde bulundu. Erdem Ağan, “A-Marin Design&Consultancy şirketimiz ise danışmanlık ve mühendislik hizmetleriyle birlikte, şirketlerarası iç ve dış ticaret konusunda da hizmet vermektedir. Sunmarin Ltd. Şirketimiz 20 yılı aşkın süredir yat ekipmanları ve teçhizat konusunda sektörün malzeme ihtiyacını en iyi şekilde sağlamaktadır. Tüm bu hizmetler bir yatçı ve denizsever için gerekli hizmetleri alabileceği bir ‘Pit Stop’ alanını oluşturmakta ve ihtiyaçların ivedilikle karşılanmasını sağlamaktadır” dedi. 1961 yılından bu yana faaliyet gösterdiklerini belirten Ağan, “Öncelikle bugüne kadar dimdik ayakta kalmamızın sebeplerinden en önemlisi tecrübemiz ve iyi niyetli iş anlayışımızdır. Müşteri memnuniyeti ve referanslarımızla oluşturduğumuz güven bizi güçlü

ERDEM AĞAN

kılan en önemli özelliğimizdir. Biz işimizi müşteri istese de eksik yapmayız. İstenen işi bizim için yanlış ise bizim o işi yapmamız mümkün değil. Birçok işletme müşteri böyle istedi yaptık diyorlar. Tabii ki görsel olarak müşteri isteği doğ-

Erdem Ağan, “Bizim için her saniye yoğun geçiyor. İmalat departmanı her saniye tam hızda devam ediyor. Bakım onarım ise yaz aylarında hafiflese de durmuyor ancak sonbahar başından yaz başına kadar çok yoğun bir sezon geçiriyoruz. Marina departmanı da doğal olarak sonbahardan yaz başına kadar karada park alanımız tamamen dolu, yaz aylarında da bağlama alanımız tamamen dolu oluyor” şeklinde konuştu. Kestrel is Nominated for INTERNATIONAL YACHT & AVIATION AWARDS yarışmasında “Superyat” ödüllerinde aday gösterildiklerini kaydeden Ağan, “Bu yarışmada aday gösterildik ama çok dişli rakiplerimiz vardı.

A-Marin Design &Consultancy şirketimiz danışmanlık ve mühendislik hizmetleriyle birlikte, şirketlerarası iç ve dış ticaret konusunda da hizmet vermektedir.

EYLÜL-EKİM •| 55 |

7 DENİZ


Yat İnşa

Anabella

İnşallah bir sonraki projemizde ödülü alırız” dedi. Erdem Ağan, “İmalatlarımızda yerli katkı oranı ne yazık ki yok denecek kadar az. Örnek vermek gerekirse; ana makineler, jeneratörler, pompalar, baş pervaneler, vinçler, ırgatlar, halatlar, kumaşlar, boyalar hep yabancı menşeli. Türk malı olanlar sadece bazı hammaddeler ile işçiliğimiz yerli konumunda” ifadesini kullandı.

| 56 | • EYLÜL-EKİM

7 DENİZ

Önümüzdeki dönem beklentilerini ifade eden Ağan, “Her yıl bir öncekine meydan okuma şeklinde geçiyor doğal olarak. Bu yüzden beklentilerimizi aslında konjonktür belirliyor. Bu sene mevcutta devam eden ve 2014 yazında teslim edeceğimiz iki projemiz var ve kış sezonu içinde birçok refit projesi için görüşmelerimiz devam ediyor. 2012-2013 sezonunda 48.5

metre ve 47 metre boyunda iki motoryat projesini çok başarılı bir şekilde tamamladık. Bu projeler Avrupa ve Orta Doğu’da kısa sürede duyuldu. Bununla ilgili çok pozitif dönüşler almaktayız. Bu bizim için çok sevindirici ve bu tip işlerin devam etmesini istiyoruz” şeklinde konuştu.

Sunmarin Ltd. Şirketimiz 20 yılı aşkın süredir yat ekipmanları ve teçhizat konusunda sektörün malzeme ihtiyacını en iyi şekilde sağlamaktadır. Tüm bu hizmetler bir yatçı ve denizsever için gerekli hizmetleri alabileceği bir ‘Pit Stop’ alanını oluşturmakta ve ihtiyaçların ivedilikle karşılanmasını sağlamaktadır”


Geçmişten bu yana süregelen ve gelişmekte olan portföyümüz ve ilkelerimiz doğrultusunda sunduğumuz “kalite”, çalışmalarımızın ciddiyeti ve öneminin en güçlü kanıtıdır.

EYLÜL-EKİM •| 57 |

Evliya Çelebi Mah. Rauf Orbay Cad. Yasemin Sok. No:10 - Kat 2 Daire 1 İçmeler / Tuzla Telefon: 0216 395 22 35 - 446 01 75 - Fax: 0216 446 01 75

www.korkmazyat.com

7 DENİZ


Engin KOÇAK Uzman Yönetici

Makale

Karadeniz’de yeni yeni toparlanma emareleri gösteren navlunların bu kadar uzun süre can sıkıcı seviyelerde kalmasının sebebi zayıf büyüme.

| 58 | • EYLÜL-EKİM

7 DENİZ

Büyük tonaj coşarken, kosterler fırsat kolluyor

G

eçen ayki yazıma geçmiş Ramazan Bayramı’nı kutlayarak başlamıştım, bu yazıma ise yaklaşan Kurban Bayramı’nı şimdiden kutlayarak giriş yapmak nasipmiş. Yine geçen sefer sonbahara taşınan ümitlerden bahsetmiştim, bu ay ise bunların ne kadarı gerçekleşmekte veya gerçekleşiyor, bundan bahsetmek yerinde olacak. Kendi endeksimiz İstanbul Navlun Endeksi’nden (ISTFIX) önce, büyük tonajın uzmanlarının da müsaadesiyle söze Baltic Dry Index’ten (BDI) bahsederek girmek istiyorum çünkü BDI’ya bakarak kosterlerden de benzer performansı bekleyen veya neden ISTFIX’in paralel hareket etmediğini merak edenler bulunmakta. BDI malum, yaz sonunda bulun-

duğu 1.100 puandan 2.200 puana yükselişiyle pek çok denizciyi umutlandırmakta, buna aslında bizler de dahiliz çünkü genel olarak denizciliğin finansal vitrini BDI. Ama son yükseliş, gerçekten hoş bir “sürpriz” mi? 2010 yılından beri BDI rakamlarına en büyük tesiri yapan Baltic Capesize Index (BCI) grafiğini önümüze bir açıp inceleyelim. Göreceğiz ki, 2010 Ağustos’unda 2.000 puan olan BCI, Ekim ayında 4.200 puana çıkmış, orada Kasım ayına kadar kalıp sonra yeniden düşmüş. 2011’de aynı aylarda aynı hareketi 1.800’den 3.500’e çıkarak tekrarlamış, geçen sene de yine aynı dönemde 1.180’den 2.500’e fırlamış. BCI bu sene yukarı hareketine 2.270 puan seviyesinden başladı ve şu anda 4.200 puan seviyesinde. Benim görüşüm Ekim’e kadar

bu endeksin 5.000 puanı zaten mevsimsel olarak aşacağı yönünde. Böyle bir durumda BDI’ın da yukarı yönlü en az 200-300 puanı bulunmakta diyebiliriz. Yani şu an için BDI’ın 2500’e dayanması şaşırtıcı bir gelişme olmayacak diyebiliriz. Asıl “hoş”sürpriz, Kasım’da düşüş olmaz ve BDI 3.000 puana yaklaşırsa gerçekleşebilir. Neyse biz kostere dönelim…Çok fazla ekonomik veriye boğulmadan kısaca bir bakarsak, Avrupa bir kaç aydır muhtemelen her yerden duyduğunuz gibi ikinci yarıda nihayet resesyondan çıkışı gerçekleştirdi. Avrupa ve Amerikan merkez bankaları uzun/orta vadeli likidite operasyonlarını tüm iyi verilere rağmen işsizliği durdurmak ve büyüme sağlamak için sürdüreceğe benziyorlar. Kaldı ki İtalya ve İspanya gibi bu konudan


en muzdarip ülkelerde bile aşağı yönlü gidiş özellikle bu ay frene basmış görünüyor. Karadeniz’de Türkiye büyümesiyle şaşırtırken, Rusya biraz geride kalmaya başladı ama bu durum Rusya’nın talebiyle ilgili olmadığı için koster taşımacılığına etkisi kısıtlı olacaktır. Karadeniz’de koster ticaretini ve navlunları belirleyen konu Türkiye ve Doğu Akdeniz talebi. Koster armatörünün bundan ne anlaması gerekiyor? Karadeniz’de yeni yeni toparlanma emareleri gösteren navlunların bu kadar uzun süre can sıkıcı seviyelerde kalmasının sebebi bu zayıf büyüme. Hatırlarsanız 2011’de yüzde 8,8 büyüyen Türkiye, 2012’de yüzde 2,2 büyüyebildi, buna Arap Baharı’nın etkilerini de koyun ve 2012 yazından beri navlunları

düşünün. Yani durum geçen ayla aynı, Suriye ve Mısır’da barış ve asayiş tekrar sağlanırsa, Cezayir ve Libya’nın talebiyle birleşen Kuzey Afrika talebi mevcut navlunları daha da ileriye gitmesine vesile olacağa benzemekte. Orta ve Batı Akdeniz’de kazançlar biraz daha iyileşmiş durumda. Batı Akdeniz’de Cezayir’e çimento ve inşaat çeliği taşımalarından 5.000-6.000 DWT gemiler tek ayakta 4.000 dolar/gün kazanabilmekteler. Büyük kosterlerin günlük kazançları da tipik kosterlerin performansı gibi toparlanmış durumda. Bu da genelde uygun tonaj bulmakta zorlanan büyük koster için iyi haber. Kontinant – Kuzeybatı Avrupa piyasaları ise tahılları bekliyor. Normalde Eylül’de çıkması gereken tahıllar Ekim’de piyasaya çıkacak.

Bu da sonbaharın ortasında yeni bir artışın gündeme gelebileceğinin gösteriyor. Bölgedeki brokerlerin uzun süredir ilk defa güveni tam. Hatta 5.000-6.000 dwt gemilerin son bir ayda işletme masrafları üzerindeki gelirlerini 300 ila 400 avro/gün arttırdığı ifade ediliyor. Tüm iyi beklentilere rağmen aslında şu kısa sürede gerçekleşen artış ve iyileşmelerin pek tatmin edici seviyelerde olmadığını da söylemek lazım. Örneğin Orta Akdeniz’de çoğu çelik kiracısı hala kutu ve açık tip ambarlı, vinçli gemiler dışında gemileri kabul etmemekte. Kiracıların elinde gemi beğenmeme lüksü olması aslında bölgede hala tam olarak bir rekabetten söz edilemediğini ve alternatif bolluğunu gösteriyor. Güzel şeyler olacak, herkes ümitli…

EYLÜL-EKİM •| 59 |

ISTFIX’da Eylül sonu itibariyle 2-4 bin DWT gemilerin bölge ortalaması olarak günlük gelirleri (TCE) 1.750 doları, 4-6 bin DWT gemilerin geliri de ortalama 2.650 doları aşmış bulunuyor. Daha büyük tonajda, 6-8 bin DWT gemiler günde 3.600, 10.000 dwtlik büyük kosterler ise 5.200 dolar kazanabilmekteler.

7 DENİZ


Savunma

TCG Heybeliada törenle Donanma’ya teslim edildi

TCG Heybeliada

Türkiye’nin ilk “Hayalet gemisi” TCG Heybeliada, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın da katıldığı bir törenle Donanma Komutanlığı’na teslim edildi. Törende, MİLGEM projesi kapsamında Türkiye’de inşa edilen ileri teknoloji ürünü ikinci korvet TCG Büyükada da suya indirildi. Tasarımı ve entegrasyonu MİLGEM (Milli Gemi) kapsamında Türkiye’de gerçekleştirilen veradarlardan gizlenebildiği için “Hayalet Gemi” olarak da anılan TCG Heybeliada (F511) Pendik’teki İstanbul Tersanesi Komutanlığı’nda düzenlenen törenle hizmete girdi. Preveze Deniz Zaferi’nin 473’üncü yıl dönümü ve Deniz Kuvvetleri Günü kapsamında düzenlenen törene Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan da katıldı. Törende konuşan Erdoğan, bugün Cumhuriyet tarihinin ilk milli savaş gemisi Heybeliada’yı ülkeye kazandırmanın heyecanını ve gururunu paylaşmaktan büyük bir memnuniyet duyduğunu belirterek,“Ülkemize ve milletimize hayırlı olsun, kutlu olsun, mübarek olsun” dedi.

MİLGEM-3’ün teslim tarihi açıklandı

| 60 | • EYLÜL-EKİM

Savunma Sanayii Müsteşar Yardımcısı Faruk Özlü, MİLGEM-3’ün, inşaat ve test aşamalarının tamamlanmasıyla 3 yıl içinde teslim edileceğini söyledi. Özlü, yaptığı açıklamada, Türkiye’nin milli savunma ihtiyacı konusunda yerli üretim çalışmalarına devam ettiğini anlattı.

Milli Gemi (MİLGEM) Projesi kapsamında yapılan ikinci milli gemi TCG Büyükada’nın 27 Eylül’de törenle Deniz Kuvvetleri Komutanlığına teslim edildiğini hatırlatan Özlü, “MİLGEM-3’ün kaynağı yapıldı. Heybeliada ve Büyükada nasıl üretilmişse, 7 DENİZ

‘MİLGEM-3 ve 4 de o şartlarda üretilecek” dedi. Özlü, MİLGEM-3’ün inşasına 27 Eylül’de başlandığını kaydederek, “Genelde yapım süreleri 36 ayı buluyor. İnşası, test aşamaları bittikten sonra 3 yıl içinde teslim edilecek” diye konuştu.

Uzun menzilli füze savunma sistemi ihalesi Uzun menzilli füze savunma sistemi ihalesinde Çin Halk Cumhuriyeti’nden CPMIEC firması ile sözleşme görüşmelerine başladıklarını anımsatan Özlü, “Görüşmeler muhtemelen yıl sonuna kadar sürer, anlaşma

sağlanırsa yıl sonunda imzalar atılır” ifadesini kullandı. Görüşmelere ilişkin birkaç ülkeden tepki aldıklarına dikkati çeken Özlü, sözlerini şöyle tamamladı: “İlk teklif ile ikinci teklif arasında 1 milyar dolar fark var. Çin’in verdiği teklif diğerlerinden daha ucuzdu. Hem teknik puanı yüksek hem fiyatı ucuz hem yerli katkısı fazla hem de teslimat süresi erken olduğu için çok iyi bir teklifti. İlk önce onlarla görüşeceğiz, anlaşırsak imzalayacağız, anlaşamazsak ikinci sıradaki İtalya-Fransa işbirliği firmasıyla görüşeceğiz.”


İngiltere savunma için siber ordu kuruyor İngiltere siber saldırıları önlemek amacıyla aralarında hackerlerın da bulunduğu yüzlerce kişiden oluşan bir ordu kuruyor. Savunma Bakanı siber kabiliyetin düşman gemilerini ve silahlarını çalışamaz hale getirerek konvansiyonel silahlara tamamlayıcı rol oynayacağını söyledi. İngiltere Savunma Bakanı Philip Hammond, Man-

chester’de yapılan Muhafazakar Parti konferansında “savunmada devrim” olarak nitelendirilen yeni askeri birim hakkında bilgi verdi. İngiltere hükümeti geçtiğimiz hafta da siber saldırı kabiliyeti edinebilmek amacıyla birimler oluşturduğunu duyurmuş, ve dünyada bu alanda çalışmalar yaptığını itiraf eden ilk ülke olmuştu. İngilte-

re bir yandan dijital altyapısını koruma altına almak bir yandan da hem caydırıcılık rolü oynayıp hem de başkalarına saldırabilmek amacıyla emrinde yüzlerce hacker çalıştıracak. Savunma Bakanı siber kabiliyetin düşman gemilerini ve silahlarını çalışamaz hale getirerek konvansiyonel silahlara tamamlayıcı rol oynayacağını söyledi. Başta ABD olmak üzere başka ülkelerin de siber kabiliyet alanında çalışmaları olduğu biliniyor ama ülkelerin teknolojik kabileyetleri açığa çıkabilir endişesiyle gizli tutuluyordu. İngiltere’nin bu girişiminin diğer ülkelere de örnek olabileceği, siber saldırı kabileyetlerini gizleyen ülkelerin bundan böyle bunu caydırıcı bir unsur olarak da kullanabilmek için açığa vurabilecekleri belirtiliyor.

MİT’e casus gemi alınması gündemde Milli İstihbarat Teşkilatının 2014 bütçesinde yapılan yüksek miktardaki artışın, teşkilatın yeni teknolojik imkanlarla desteklenme planına yönelik olduğu öğrenildi. MİT’e, deniz ve karadaki hedef unsurlardan istihbarat toplama amacıyla ‘’Casus Gemisi’’ alınması da düşünülüyor. MİT’in bütçeden aldığı paylarda

son dönemde rekor artışlar MİT’e casus gemi alınması gündemde oldu. Hakan Fidan’ın MİT’in başına atandığı yıl olan 2010’da bütçeden teşkilata 523 milyon liralık ödenek verildi. 2011’de ise bütçe 665 milyon liraya çıkarıldı. Bütçe 2012’de 751 milyon, 2013’te 995 milyon lira oldu. 2014 yılı için de, MİT’e 1 milyar 58 milyon lira-

lık ödenek ayrıldı. MİT’in yıllara göre giderek artan bütçesi, teknolojik gelişmelerle ilgili bulunuyor. İstihbarat artık tüm dünyada, ‘’Takip-tarassut’’ adı verilen kişilerin personel aracılığıyla izlenmesi yerine, teknoloji ile elde edilmeye başlandı. ‘’Siber istihbarat’’ da pahalı teknoloji gerektiriyor. Bu amaçla MİT’in, Türk Silahlı Kuvvetleriyle ortak kullanımlı bir istihbarat gemisine sahip olması öngörülüyor. Deniz Kuvvetleri Komutanlığı envanterinde bulunacak gemi, deniz ve karadaki hedef unsurlardan istihbarat toplayacak. ABD, Rusya, Almanya ve İsrail ordusunda yer alan casus gemiler, teknolojik sistemleri sayesinde denizde seyir halindeyken hedeflere yönelik izleme, dinleme yapabiliyor. Başka gemilerin ve karadaki unsurların hareketlerini saptayabiliyor.

EYLÜL-EKİM •| 61 |

7 DENİZ


Atilla ÖZDÖL Deniz sistemleri Proje Koordinatörü

Makale

Hava Savunma gemilerinin en büyük özelliği; faz dizinli radara (Phased Array Radar) sahip olmalarıdır. Faz dizilinli radar klasik radarların aksine dönen radar anteni yerine üzerinde pek çok radar anteni bulunan sabit panolardan meydana gelir ve anten dönmez Radar huzmesi elektronik olarak döndürülür.

| 62 | • EYLÜL-EKİM

7 DENİZ

F

irkateynler suçüstü harbi, hava savunma harbi ve denizaltı savunma harbi görev fonksiyonu çeşitlilikleri ile suçüstü savaş gemilerinin ana unsurlarını oluşturmaktadırlar. Halihazırda firkateynlerimiz bazı hava savunma imkanlarına haiz olmakla birlikte, bu imkanlar sadece kendini savunmaya yöneliktir. Şu anda envanterde bulunan firkateynlere, yapılacak modernizasyonlar ile yeni bazı imkan ve kabiliyetler kazandırılması planlanmıştır. Bu bağlamda tüm GABYA sınıfı fırkateynler GENESİS entegre Komuta Kontrol sistemi teçhiz edilmiş, BARBAROS ve GABYA sınıfı fırkateynlere de ESSM (Evolved Sea Sparrow Missile - Geliştirilmiş SeaSparrow) Güdümlü Mermi atma kabiliyeti kazandırılmaktadır. ESSM veya üretim kod adıyla RIM-162, savaş

TF-2000 Hava Savunma Fırkateyni Projesi gemilerinin yüksek manevra kabiliyetine sahip ve sesten hızlı uçabilen anti-gemi füzelerine karşı öz savunmalarını yapabilmeleri için RIM-7 Sea Sparrow füzesi üzerine geliştirilmiş bir deniz savunma füzesidir. Böylece fırkateynlerimizin öz hava savunma menzili 27nm (50 km)’e kadar uzanmış olacaktır. Modern hava savunma konseptinde, sadece gemilerin kendi bekasını koruması yetmemektedir. Çok fazla uçak, güdümlü mermiler, uçaklardan ve diğer hava vasıtalarından atılan mühimmatları aynı anda izleyerek angaje olabilecek gemilere ihtiyaç vardır. Bu tür gemilere Hava Savunma Gemileri denmektedir, bu gemiler kendilerinin yanında bir bölge içersindeki tüm unsurların savunmasını da üstlenebilirler, kontrol ve koordine edebilir. Örneğin Ege Denizinde bulunan tekbir fırkateyn bile

tüm Ege’de uçan-kaçan her şeyi algılayabilir, izleyebilir ve uygun silahı (veya gemiyi) görevlendirebilir. Bu ihtiyaca binaen, Savunma Sanayii İcra Kurulu (SSİK) Deniz Kuvvetleri için 4 adet (4+2 opsiyonel) TF-2000 Hava Savunma Fırkateyni’nin inşası için karar verdi. Bölgesel hava savunma kabiliyetini ise haiz olacak 4 hava savunma fırkateyni güdümlü mermilerden, uçaklardan ve diğer hava vasıtalarından atılan klasik/ modern mühimmat gibi hava tehditlerine karşı bekayı sağlayacak, ayrıca komuta kontrol ve muhabere, gözetleme, erken ihbar, keşif ve teşhis, suüstü harbi, denizaltı savunma harbi, elektronik harp görev fonksiyonlarına katkı sağlayacaktır. Bölgesel güç olmanın bir şartı da, tıpkı LPD gibi, bu gemilerden geçiyor.


Akdeniz, Karadeniz ve Marmara’da görev yapacak bu savaş gemileri, Türkiye’ye gelecek NATO Patriot sistemleri ve yeni alınacak uzun menzilli füzelerle entegre hale getirilecektir. Radarların aldığı görüntüler doğrudan, uzun menzilli hava savunma sisteminin komuta kontrol merkezine iletilecek. Böylece gemiler komşulardan gelebilecek füze saldırılarını önceden tespit ederek ülke hava savunmasına da katkıda bulunacaktır. Bu gemilerin en büyük özelliği; faz dizinli radara (Phased Array Radar) sahip olmalarıdır. Faz dizilinli radar klasik radarların aksine dönen radar anteni yerine üzerinde pek çok radar anteni bulunan sabit panolardan meydana gelir ve anten dönmez Radar huzmesi elektronik olarak döndürülür. Böylece tek bir radardan değil de pek çok radardan gelen sinyaller vasıtası ile binlerce hedefin aynı anda bir atış kontrol radarı hasiyeti ile izlenmesi mümkün olmaktadır. TF-2000 Fırkateyni’nde de ana sensörü olacak Çok Maksatlı Faz Dizinli Radar’ların (ÇAFRAD) yerli sanayi ve araştırma merkezlerinin iş birliği içinde yurt içinde geliştirilmesi hedeflenmektedir. Bu maksatla ASELSAN, METEK-

SAN ve TÜBİTAK’a görev verilmiştir. Benzer gemiler henüz ileri bahriyelerde bulunmaktadır. Bunların büyük bir kısmı ABD firması Locheed Martin tarafından yapılan AEGIS sistemini kullanmaktadır. Bunlar ABD’nin Arleigh Burke ve Ticonderoga, Japonya’nın Atago ve Kongō, Kore’nin Sejong ve KDX-IIA, Norveç’in Nansen, Avustralya’nın Hobar, İspanya’nın Álvaro sınıfı gemilerdir. Bunun dışında benzer bir sistem kullanan İngilizlerin Type 45 sınıfı fırkateynleri bulunmaktadır. Bu nedenle bizim projemiz tamamen özgün bir proje olacaktır. Proje kapsamında başlangıçta 4 milyar dolara 4 adet firkateyn inşa edilecek olup, fizibilite çalışmaları tamamlanmıştır, fizibilitenin değerlendirilmesini müteakip proje modeli oluşturulacaktır. İlk geminin 2016-2018 zaman aralığında denize indirilmesi hedefleniyor. Başlangıçta 8 adet olarak planlanan gemilerin, GABYA Sınıfı ve BARBAROS Sınıfı Fırkateynler’deki gelişmeler nedeni ile 4 adete indirilmesine karar verilmiştir. Gemini özellikleri, silah ve donanımı henüz gizli tutulmakla bir-

< Özellikler • Uzunluk: 147 m • Genişlik: 18 m • Deplasman: 6000 (+) ton • Mürettebat: 220 <Silahlar • Harpoon ya da RBS15 Mk.III/IV ya da Norveç Naval Strike Missile ya da Türk Yapımı Atmaca (SSM) • RIM-156 SM-2 Block IV (SAM/SSM) • ESSM (SAM) • RAM (CIWS-PDMS) • VL ASROC (ASW) • MK-32 Torpido Tüpleri • Türkiye yapımı seyir füzesi (Roketsan tarafından geliştirilmektedir.) • 1 x 127 mm 127/64 ana batarya topu • 2 x 25 mm STAMP veya CIWS <Hava Aracı • Sikorsky S-70B Seahawk ve/veya • İHA <Karşı Tedbirler • Laser Yönelimli ve Kinetik Enerji Silahları • Yönlendirilmiş Kızılötesi Karşı Tedbirler likte tablodaki gibi olduğu değerlendirilmektedir.

EYLÜL-EKİM •| 63 |

7 DENİZ


Gemi Yat İnşa

Norveç’e Cemre Tersanesi’nden gemi

C

emre Tersanesi’nde Norveçli Havyard Grup’un Fosnavaag Shipping için yaptırdığı ‘FS Stormy’ adlı canlı balık taşıma gemisi düzenlenen törenle denize indirildi. Yalova’nın Altınova İlçesi’ndeki Cemre Tersanesi’nde Norveçli Havyard Grup’un Fosnavaag Shipping için yaptırdığı ‘FS Stormy’ adlı canlı balık taşıma gemisi düzenlenen törenle denize indirildi.

GEMİNİN ÖZELLİKLERİ: Gemi Tipi

Lİve Fİsh Carrier

Gemi Adı

FS STORMY

Tam Boy

84,80 m

Genişlik

16,90 m

Derinlik

8,00 m

Yalova’nın Altınova İlçesi’ndeki Cemre Tersanesi’nde Norveçli Havyard Grup’un Fosnavaag Shipping için yaptırdığı ‘FS Stormy’ adlı canlı balık taşıma gemisi düzenlenen törenle denize indirildi. Yalova’nın Altınova İlçesinde Tersaneler Bölgesinde bulunan Cemre Tersanesi’nde düzenlenen törende 84 metre uzunluğunda, 17 metre genişliğinde ve 8 metre derinliğindeki ‘FS Stormy’ adlı canlı balık taşıma gemisi denize indirildi. Törende gemiyi denize indiren kurdeleyi Fosnavaag Shipping firma sahibi Olav Remoey ve eşi Kristin Remoey birlikte kesti. Geminin denize indiriliş töreninin ardından yabancı konuklar tersaneyi gezerek detaylı bilgi aldı.

İBB 700 kişilik 4 yeni gemi yaptıracak

İstanbul Boğazı’na yeni gemiler geliyor. Tasarımı İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından yapılan gemilerden ilk etapta 4 adet alınacak. Gemilerde evcil hayvanlar için barınak da olacak... İstanbul Büyükşehir Belediyesi, 4 adet yolcu gemisi için ihale açtı. Gemilerin tasarımı belediye tarafından yapıldı. Çalışma sahası, Marmara Denizi ve İstanbul Boğazı olarak belirlenen gemilerin boyu 42 metre, eni ise 9 metre olacak. 700 KİŞİ KAPASİTELİ Yeni gemilerin kapalı alanda 500, açık alanda ise 200 koltuğu olacak. Ana yolcu güvertesinde engelli yolcu kullanımına uygun 2 adet yolcu tuvaleti bulunacak. Ana güverte açık alanlardan yolcu salonuna girişler, engelli ve bebek arabası geçişine uygun olarak tasarlandı. Evcil hayvanların taşınabilmesi için bölmeli bir barınağın da yer alacağı yeni gemilerin alım ihalesi 28 Ekim 2013 tarihinde yapılacak.

| 64 | • EYLÜL-EKİM

7 DENİZ


Kıran Holding, Çin’den 8 yeni gemi aldı Teslim alınan ve 2015 sonu kadar teslim edilecek gemilerin hepsi eko dizayn tasarımdan oluşuyor. Filosunda 20 civarında gemisi bulunan şirket, bir süre önce filosundaki yaşlı gemileri hurdaya satmaya başlamıştı.

B

eşiktaş Spor Kulübü’nün eski Yönetim Kurulu Üyesi Tamer Kıran’ın başkan yardımcılığı yaptığı Kıran Holding, Çin tersanesinden 8 gemi almak için sözleşme yaptı. Gemilerin toplam değeri 216 milyon dolar. Kıran Denizcilik, yaşlı gemileri hurdaya satarken filoya yeni inşa gemiler ekliyor. Şirket 216 milyon dolar değerinde eko-dizayn gemi yatırımı yaptı. Kıran Holding bünyesindeki Kı-

ran Denizcilik, Çin’de bulunan Zhejiang Yangfan Tersanesi ile ultramax tipi sekiz gemi alımı için anlaşma yaptı. 64.000 dwt’lik dökme kuru yük gemilerin toplam değerinin 216 milyon dolar olduğu belirtildi.

Malta bayrağı çekilen üç geminin Equasis’in veri tabanında, Pasifik Gemi İşletmeciliği altında çalıştığı görülüyor. Teslim alınan ve 2015 sonu kadar teslim edilecek gemilerin hepsi eko dizayn tasarımdan oluşuyor.

Satın alınan sekiz gemiden dördünün resale yoluyla yani kızakta devam eden gemi projelerinden oluştuğu iddia edildi. Kızaktan satın alınan dört gemiden üçünün geçtiğimiz ay filoya katıldığı biliniyor.

Filosunda 20 civarında gemisi bulunan şirket, bir süre önce filosundaki yaşlı gemileri hurdaya satmaya başlamıştı. Şirketin filosunda halen 10 civarında 1980 yapımı gemi bulunuyor.

EYLÜL-EKİM •| 65 |

7 DENİZ


Gemi Yat İnşa

Gemi söküm sektörü zirveye koşuyor “Türkiye, Çin’le rekabet içinde. Hindistan, Pakistan, Bangaldeş ve bunun gibi diğer Asya ülkelerinde çevre ve iş sağlığı kuralları henüz bağlayıcı olmadığı için fiyat konusunda rekabet etmekte zorlanıyoruz. Ancak Hong Kong Sözleşmesi yürürlüğe girince, AB Komisyonu’nun 27 Haziran’da aldığı karar da devreye girince; AB bayraklı gemiler sadece çevre ve iş sağlığı tedbirlerini uygulayan tesislerde sökülebilecek. O zaman bazı rakipleri sollayacağız, tek rakip Çin olacak.”

2

012’de tarihi rekorunu kırarak 36 yıl sonra ilk kez tam kapasite çalışan ve 927 bin ton gemiyi hurdaya alan gemi söküm sektörü, dünya ikinciliğine koşuyor.

| 66 | • EYLÜL-EKİM

7 DENİZ

Türkiye gemi geri döşümde dünya ikinciliğine koşuyor. 2012’de tarihi rekorunu kırarak 36 yıl sonra ilk kez tam kapasite çalışan ve 927 bin ton gemiyi hurdaya alan sektör, istihdamı da beş yılda üçe katladı. Dünya Gazetesi’nin haberine göre sökümcülerin yıldan yıla söktükleri gemi tonajı sistemli olarak artıyor. 2009’da 298 bin ton, 2010’da 423 bin ton, 2011’de 653 bin ton, 2012’de ise 927 bin tonluk söküm yapıldı. 2013’te de oldukça başarılı bir yıl geçiriliyor. Sektör ilk sekiz ayda 600 bin ton gemiyi söküme aldı. Bu gidişle rekor yılı 2012’yi de aşmış olacak.

Türkiye 1 milyon ton söküm kapasitesiyle dünyada 5. sırada. Ancak daha üst sıralara tırmanmasının yolu açılıyor. Önümüzdeki dönemde devreye girecek yeni uluslararası uygulamayla fiyat rekabetinde zorlandığı Asya ülkelerini geçebilecek. Rakip olarak karşısında bir tek Çin kalacak. Dünya çapında 5’i AB’ye üye olan toplam 16 ülkede gemi geri dönüşüm faaliyetleri yapılıyor. Türkiye’de tek gemi söküm bölgesi olan Aliağa’da, lisanslı, yetkili 21 gemi geri dönüşüm firması bulunuyor. Sektörün çevre ve iş sağlığı konularında uluslararası standartlarda hizmet verdiğini ifade eden Aliağa Gemi Geri Dönüşüm Sanayicileri Derneği Atık Yönetim Merkezi Sorumlusu Ersin Çeviker, kalitede Çin’le yarıştıklarını ancak fiyat konusunda Asya ülkeleri ile rekabette zorlandıklarını dile getirdi.

Ancak önümüzdeki dönemde uygulamaya alınacak uluslararası kuralların Türkiye’yi ön plana çıkaracağını vurgulayan Çeviker, şöyle konuştu: “Türkiye, Çin’le rekabet içinde. Hindistan, Pakistan, Bangaldeş ve bunun gibi diğer Asya ülkelerinde çevre ve iş sağlığı kuralları henüz bağlayıcı olmadığı için fiyat konusunda rekabet etmekte zorlanıyoruz. Ancak Hong Kong Sözleşmesi yürürlüğe girince, AB Komisyonu’nun 27 Haziran’da aldığı karar da devreye girince; AB bayraklı gemiler sadece çevre ve iş sağlığı tedbirlerini uygulayan tesislerde sökülebilecek. O zaman bazı rakipleri sollayacağız, tek rakip Çin olacak.” Sektörde kuralları belirleyen ve ağır uygulamalar getiren Hong Kong Sözleşmesi’nin devreye girmesi için toplam 15 ülkenin bu sözleşmeye taraf olması bekleni-


yor. ABD, Norveç ve Türkiye başta olmak üzere birçok ülke sözleşmeyi destekliyor.

Ekonomiye yıllık katkı 10 milyar $

Türkiye’deki mevcut tesislerin toplam kapasitesi 1 milyon ton. 2009 yılında 127 geminin sökümü yapılırken, bu rakam 2010 yılında yüzde 42, 2011 yılında ise yüzde 55 arttı. 2012’de ise tarihi rekorla 927 bin tona ulaştı. 2012, sektörün tam kapasiteye çalışmaya en çok yaklaştığı yıl oldu. Bu yıl da ilk sekiz ayda 600 bin tonluk rakama bakılırsa, tam kapasite çalışılacak. Çeviker’in verdiği bilgiye göre sektörde 556 milyon dolarlık gelir sağlandı. Türk gemi geri dönüşüm sanayindeki bu hızlı yükselişi değerlendiren Çeviker, “Global krizin denizcilik sektöründeki etkileri, hurdaya giden gemi sayısını oldukça artırdı. Çevre ve işçi sağlığına yapılan yatırımlar ve bu konuda alınan tedbirler sektörün gelişimindeki en önemli etkenlerden biri. Bunun yanı sıra tecrübeli ve eğitimli iş gücü; derneğin yapılanması; yaptığımız tanıtım faaliyetleri; atık yönetimi uygulamaları büyümeyi hızlandıran diğer etkenler” diye konuştu. Gemi söküm sanayinin ülke ekonomisine hammadde, katma değer ve istihdam alanlarında önemli katkı yaptığını vurgulayan Çeviker, şu açıklamayı yaptı: “Demir hurda için yurtdışına ödenen

dövizden tasarruf ve kabaca ton başına 30 dolar söküm maliyet bedelinin ülke sınırları içinde kalması sağlanıyor. Bu suretle 20-30 milyon dolarlık bir döviz kazancı yaratılıyor. Ayrıca söküm yapan firmalarımızın işlerini yaptırdıkları müteahhit, taşeron, nakliyeci ve diğer hizmetleri yapanlar da eklendiğinde en az 3 bin 500 kişilik direkt bir istihdam yaratıldığı görülüyor. Gemi söküm sanayinde tam kapasite ile çalıştığında 21 parselde yaklaşık bin 800 personel çalışıyor. Firmaların işlerini yaptırdıkları müteahhit, taşeron, nakliyeciler, diğer yardımcı hizmetler ve yan sanayide çalışan personelle istihdam yaklaşık 8500 kişiyi buluyor. Ağustos 2013 itibariyle 21 tesiste çalışan sayısı 1500 kişi.

“Nakliyecinin gelişimini sağlıyor”

Gemi söküm sanayi, yarattığı bu faydaların yanı sıra Aliağa ve çevresinde nakliyeciliğin gelişmesine de katkıda bulunuyor. Hurda gemilerden çıkarılan sarı ve kızıl alüminyum, dökümhanelerde Türk otomotiv sanayinin kullandığı çeşitli malzemeleri üreterek yakın bir zamana kadar yurt dışından ithal edilen malzemelerin yurt içinde imal edilmesi sağlanıyor. Balıkesir’de gemi söküm sektörüne bağlı olarak kurulan haddehanelerde kare, lama ve silme üretiminde gemi sacı kullanılmakta ve haddehanelerde 300 civarında işçi istihdamı sağlanıyoryor. Denizli’de ise yurt dışına ihraç yapan,

hurda gemi saçı kullanan haddehaneler mevcut ve 400 civarında işçi çalıştırılıyor. Günlük kapasite de 50 ila 1000 ton arasında. Ayrıca bunlara ilave olarak yurt dışından ithal edilen gemiler için devlete bir de KDV ödeniyor.”

Otomasyona verilecek

ağırlık

DTO’nun geçtiğimiz aylarda hazırladığı son sektör raporunda gemi geri dönüşüm sanayinin 2013’te otomasyona ağırlık vermeyi hedeflediği belirtiliyor. Raporda şu ifadeler yer alıyor: “2013 yılının hedefi çerçevesinde, daha az iş gücü, daha fazla otomasyonla söküm yapma olanakları araştırılıyor. Asya ülkelerindeki ucuz iş gücü olanağı bu ülkelerin emek yoğun bir sektor olan gemi sökümünde ön plana çıkmalarına sebep oluyor. Türkiye’de ise işçi çalıştırmanın işverene yüklediği ağır sorumluluklar işletme maliyetlerini artırıyor. Bu durumda işçilik açısından Asya ülkelerinin avantajlı hale gelmesi kaçınılmaz. Türkiye’nin önündeki engellerden bir tanesi olan bu dezavantajın etkilerinin asgariye indirilmesi için yapılması gereken insan etkisini en aza indirecek otomatik sistemlerin kurulması ve çevre yatırımlarının yapılması.”

Hammadde kaynakları % 90 korunuyor

gemi geri dönüşüm sanayinin hammadde kaynaklarının korunmasına da önemli katkısı bulunuyor. Hurda çelik geri kazanıldığında enerjinin yüzde 74’ü, hammadde kaynaklarının ise yüzde 90’ı korunuyor. Su tüketimi yüzde 40 azaltılırken, atık su kirlenmesinde yüzde 76, hava kirlenmesinde yüzde 86, maden atıklarında ise yüzde 97 azalma sağlanıyor. Sektörde maden, hurda, ekipman geri kazanımı yanında atıkların iyi bir yönetimle geri kazanılarak, doğal kaynakların tüketimine engel oluyor.

EYLÜL-EKİM •| 67 |

7 DENİZ


Bahadır TONGUÇ Brokerler Derneği Başkan Yardımcısı

BIMCO tarafından 10 Eylül 2013 tarihinde yayımlanan 8 no’lu özel sirkülerde kaleme alınan tadilat yandaki gibidir

Laytime Definitions for Charter Parties 2013

Y

akın zamana kadar yürürlükte olan ‘Voyage Charter Party Laytime Interpretation Rules (Voylayrules) 1993, yerini Laytime Definitions for Charter Parties 2013’e bıraktı.

Eylül ayının en önemli haberlerinden biri; BIMCO, Fonasba, CMI ve The Baltic Exchange ortak çalışması olan ‘Sefer Çarter Sözleşmeleri için astarya tanımları 2013’ olarak kayıtlara geçti.

1993 sürümünde bazı tanımların belirsizlik unsuru taşıdığına inanılan kurallar seti, yenilenen tanımlarla birlikte yasal belirsizliklerden de arındırıldı.

Makale

BIMCO tarafından 10 Eylül 2013 tarihinde yayımlanan 8 no’lu özel sirkülerde kaleme alınan tadilat aşağıdaki gibidir:

| 68 | • EYLÜL-EKİM

7 DENİZ

1. PORT (LİMAN) : Johanna Oldendorff (1973) kararında yer alan geniş kavramı yansıtacak şekilde tadil edildi. Artık limanın yasal, mali veya idari sınırlarının dışında kalabilecek yerler de kapsama alındı. “Offshore facilities” yani açık deniz tesisleri, yük elleçleme bölgelerine eklendi. 2. BERTH (RIHTIM) : LİMAN klozunda yapılan değişiklik ile tutarlı bir biçimde, “liman içindeki yer” tanımı ucu açık bir elleçleme mevkileri listesi ile değiştirildi. 3. REACHABLE ON ARRIVAL (VARIŞTA ULAŞILABİLİR OLMA) : Bu tabir üzerinde senelerdir ihtilaf yaşanmaktaydı. Hava muhalefeti ve/veya yoğunluk durumlarının kiracının sözleşme hükümlerini ihlali niteliğini destekleyecek şekilde, “In the absence of an abnormal occurance (Olağandışı bir hadisenin olmadığı durumda)” tanımı kaldırıldı. 4. ALWAYS ACCESSIBLE (DAİMA ULAŞILABİLİNİR) : Bu tanımda rıhtımdan ayrılış ile ilgili belirsizlik yer alıyordu. Bu belirsizliğin giderilmesi adına, geminin güvenli bir biçimde ve gecikme olmadan rıhtımdan ayrılabilmesin de kiracının sorumluluğu altında olduğu belirtildi. 5. LAYTIME : Değişiklik yoktur. 6. PER HATCH PER DAY and PER WORKING HATCH PER DAY or PER WORKABLE HATCH PER DAY : Değişiklik yoktur. 7. DAY (GÜN) : 9 ve 10 no’lu tanımlara karşılık, nitelendirilmemiş GÜN artık “yirmi dört ardışık saatlik dilim” olarak tanımlanıyor. 8. CALENDAR DAY (TAKVİM GÜNÜ) : Yeni bir tanım ve 0000 ila 2400 arasındaki yirmi dört ardışık saatlik dilimi işaret ediyor. 9. CONVENTIONAL DAY (MUTAT GÜN) : Yeni bir tanım ve bir TAKVİM GÜNÜ içerisinde başlamış olabilecek yirmi dört saatlik dilimi tarif ediyor. 10. WORKING DAY (İŞ GÜNÜ) : İngiliz hukukuna uygun hale getirildi. 11. RUNNING DAYS or CONSECUTIVE DAYS : Değişiklik yoktur. 12. RUNNING HOURS or CONSECUTIVE HOURS (SÜREKLI veya ARDIŞIK SAATLER) : Genelde tankerlerde pratik kullanımına yönelik yeni bir terim. 13. HOLIDAY : Değişiklik yoktur.


14. WEATHER WORKING DAY ( HAVA MÜSADELİ GÜN) : Kötü hava için kesinti, geminin 24 saatlik normal (sıra bekliyorsa teorik) mesai saatlerindeki duraksamalara göre hesaplanır. Böylece, sekiz saatlik bir mesai günündeki iki saatlik duraksama, altı saate (veya yirmi dört saatlik bir mesai günü için dört saate) tekabül eder ve zaman astaryanın sonuna eklenir. Mesai saatleri dışındaki yağmur zamanı için kesinti yapılmaz. 16. WEATHER WORKING DAY OF 24 CONSECUTIVE HOURS (HAVA MÜSADELİ 24 ARDIŞIK SAATLİK GÜN) : Rıhtım bekleme zamanı da dahil olmak üzere, bir iş gününün mesai saatleri içerisinde veya dışarısındaki hava muhalefeti kaynaklı duraksama süresi, astarya süresinin sonuna eklenir. 17. WEATHER WORKING DAY OF 24 HOURS (HAVA MÜSADELİ 24 SAATLİK GÜN) : Bu yirmi dört saatten oluşan yapay bir gündür. Çalışmanın mesai saatlerinde kötü hava sebebiyle duraksaması halinde sekiz saatlik bir iş günü üç takvim gününün astarya zamanına eşittir. 18. (WORKING DAY) WEATHER PERMITTING (İŞ GÜNÜ – HAVA MÜSADELİ) : Bu tanım 16 no’lu tanım ile aynı manayı taşır. 19. EXCEPTED or EXCLUDED : İçeriğinde değişiklik yoktur. 20. UNLESS SOONER COMMENCED (ÇALIŞMA ÖNCE BAŞLARSA) : Çalışma, astarya zamanının sözleşmesel başlangıcından evvel başlarsa, astaryanın da aynı vakitte başlamış sayılacağı ile ilgili bir düzenleme icerir. 21. UNLESS SOONER COMMENCED, IN WHICH CASE ACTUAL TIME USED TO COUNT (ÇALIŞMA ÖNCE BAŞLARSA, FİİLEN KULLANILAN ZAMAN SAYILACAKTIR) : Astarya zamanı, navlun sözleşmesindeki gibi başlayacak fakat astarya zamanının başlangıcından önce kullanılan zaman sayacaktır. 22. UNLESS USED (KULLANILMAZ İSE): İstisna zamanların kullanılması, astarya olarak sayılacaktır. 23. TO AVERAGE LAYTIME : Değişiklik yoktur. 24. REVERSIBLE LAYTIME : Değişiklik yoktur. Ters çevrilebilirlik (reversibility), yükleme liman(lar)ı ile tahliye liman(lar)ı arasında olabilir fakat yükleme limanları arasında veya tahliye limanları arasında olamaz. 25. NOTICE OF READINESS : Değişiklik yoktur. 26. TIME LOST WAITING FOR BERTH TO COUNT AS LOADING OR DISCHARGING TIME or AS LAYTIME (RIHTIM BEKLERKEN GEÇEN ZAMAN, YÜKLEME ZAMANI VEYA TAHLİYE ZAMANI VEYA ASTARYA ZAMANI OLARAK SAYILACAKTIR) : Bu tanımda önemli bir değişiklik bulunmamaktadır. Bir gemi yanaşamıyorsa ve bekleme yerinden de hazırlık mektubunu veremiyorsa, harcanan zaman astarya olarak veya (astarya bitiminde) sürastarya olarak sayılacaktır. Bir rıhtımın mevcut hale gelmesi anında, astarya veya sürastarya durur ve geminin hazırlık mektubunu verebileceği yere geldiği an mukavele hükümlerine göre yeniden başlar. 27. WHETHER IN BERTH OR NOT (WIBON) or BERTH OR NO BERTH (RIHTIMDA VEYA DEĞİL) : Sadece mevcut rıhtım olmadığı durumlar ile ilgilidir, hava muhalefeti kapsam dışındadır. Yeni düzenleme ile birlikte, rıhtımın mevcut hale geldiği an zaman sayımı durmayacak ve devam edecektir. 28. WHETHER IN PORT OR NOT (WIPON) (LIMANDA OLSUN VEYA OLMASIN) : Bu tanım ile gemi mutat bekleme yerine ulaşamıyorsa, armatörün Hazırlık Mektubu’nu liman dışındaki ‘kabul görmüş’ bir bekleme mevkiinden de verebileceğine işaret etmektedir. 29. VESSEL BEING IN FREE PRATIQUE (SERBEST PRATİKA) : İşlemlerin ülkeden ülkeye değişebileceği dikkate alınarak, sadece “limanın sağlık koşullarına uygunluk” ile ilişkilendirildi. 30. DEMURRAGE : İhtilaf yaşanmaması adına, “Demurrage shall not be subject to laytime exceptions (Sürastarya, astarya muafiyetlerine tabi olmayacaktır)” tabiri, “unless specifically stated in the Charter Party (Çarter sözleşmesinde aksi belirtilmedikçe)” şeklinde ıslah edildi. 30. DESPATCH MONEY or DESPATCH : Değişiklik yoktur. 31. DESPATCH ON ALL WORKING TIME SAVED or ON ALL LAYTIME SAVED : Değişiklik yoktur. 32. DESPATCH ON ALL TIME SAVED : Değişiklik yoktur.

EYLÜL-EKİM •| 69 |

Bu tanımların charter sözleşmesine dahil edilmesi (incorporation); atıfta bulunarak, kes/yapıştır yöntemi ile veya alıntı yapılarak üç farklı şekilde uygulanabilir. 7 DENİZ


Limanlar

Ambarlı limanı

Ambarlı limanında taşınma tartışması büyüyor

B

eylikdüzü Belediye Başkanı Yusuf Uzun, Ambarlı Limanı’nın bir planlama hatası olduğunu belirterek, makul bir süre sonra limanın kent dışına taşınacağını söyledi. İzmit Körfezi’nde yerel belediyelerle limanlar arasındaki fikir ayrılığı Ambarlı’ya taşınacağa benziyor. Beylikdüzü Belediyesi Başkanı Yusuf Uzun, Ambarlı Limanı’nın bir planlama hatası olduğunu belirterek makul sürede bu limanın kent dışına taşınacağını açıkladı. Ambarlı Limanı Türkiye’nin en büyük limanı olduğunu belirten Uzun, liman yapıldığında Beylikdüzü’nde bugünkü gibi bir yerleşim olmadığını belirterek şunları söyledi: “Geçmiş dönemde sağlıklı bir planlama yapılmış olsaydı ya Ambarlı Limanı burada konuşlandırılmazdı ya da buraya bu kadar yerleşime müsaade edilmezdi. Bir planlama hatasından bahsedebiliriz. Bugün itibariyle Ambarlı Limanı’nın belli bir iş hacmi var ve Türkiye’nin en

büyük limanı ama hacminin daha fazla büyütülmesinin çok doğru bulmadığımı belirtmek istiyorum. Makul bir süre içerisinde bu limanın kentin çok daha dışında trafik yükünün çevreye zarar vermeyeceği bir noktaya taşınması lazım. Fakat takdir edersiniz ki bu yatırımlar çok büyük yatırımlar ve hemen taşınması mümkün değil. Ambarlı Limanı ve dolum tesisleri bugün itibariyle bölgenin bir gerçeğidir. Türkiye’nin çok önemli kuruluşları. Onlar da kent dışında daha çok büyüyebilir ve rahat çalışabilirler. Bu tesislerin makul bir sürede kent dışına taşınmasının şart olduğunu bir kez daha belirtmek istiyorum ve Ulaştırma Bakanlığı’nın da bu konuda bir çalışma yaptığını biliyorum.

Bakanlığın projesi yok

Konuyla ilgili Dünya Gazetesi’ne bir açıklama yapan Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Suat Hayri Aka, büyük liman projelerini ha-

yata geçirmeyi planlayan Bakanlığın böyle bir projesi olmadığını kaydetti. Görüşlerine başvurduğumuz Türkiye Liman İşletmeciler Derneği (TÜRKLİM) ve Altaş Ambarlı Liman Tesis yöneticileri ise konuyla ilgili açıklama yapmak istemedi.

Ambarlı Limanları Marmara’da yüzde 70’lik paya sahip Türkiye’de elleçlenen konteyner yükünün büyük kısmı Ambarlı Liman Bölgesi’nde elleçleniyor. Ambarlı’nın ülkenin konteyner trafiğinde yüzde 40, Marmara bölgesinde ise yüzde 70’lik payı bulunuyor. Ambarlı limanlarında 2012’de 3 milyon teu’nun üstünde konteyner elleçlenirken yaklaşık 250 bin de araç hareketi oldu. Bölgede ayrıca 3.5 milyon ton civarında genel kargo ve sıvı yük elleçlemesi gerçekleştirildi. Yılın ilk altı ayında Ambarlı limanlarında elleçlenen konteyner hareketi 1.7 milyon teu’yu aştı.

TCDD Derince Limanı özelleştiriliyor | 70 | • EYLÜL-EKİM

Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryolları İşletmesi Genel Müdürlüğüne (TCDD) ait Derince Limanı, 36 yıl süreyle, “İşletme Hakkının Verilmesi” yöntemiyle özelleştirilecek. Başbakanlık Özelleştirme İdaresi Başkanlığının (ÖİB) Resmi Gazete’de yayımlanan ilanına göre, geçici teminat bedeli 30 milyon

7 DENİZ

dolar olarak belirlenen ve doküman bedeli 20 bin lira olan ihale, pazarlık usulü ile gerçekleştirilecek. İhale Komisyonunca gerekli görüldüğü takdirde, pazarlık görüşmesine devam edilen teklif sahiplerinin katılımı ile ihale açık artırma suretiyle sonuçlandırılabilecek. İhaleye Türk ve yabancı uyruklu tüzel kişiler ile ortak girişim

grupları katılabilecek. Yatırım fonları, ancak ortak girişim grubuna dahil olarak ihaleye katılabilecek. Ortak girişim grubu sadece yatırım fonlarından oluşamayacak. Tekliflerin, Özelleştirme İdaresi Başkanlığına 10 Aralık 2013 günü saat 17.00’a kadar elden teslim edilmesi zorunlu olacak.


Taşımacılık şirketleri Breakbulk Türkiye 2013 zirvesinde buluşuyor

B

reakbulk Türkiye Kongresi’ne yüzlerce proje taşımacılığı ve geleneksel breakbulk kargo lojistik firması katılacak. İstanbul Intercontinental Otel’de 18-21 Kasım 2013 tarihlerinde düzenlenecek olan Breakbulk Türkiye Kongresi’ne yüzlerce proje taşımacılığı ve geleneksel breakbulk kargo lojistik firması katılacak. Breakbulk Türkiye Kongresi’nin breakbulk ve proje taşımacılığı lojistik alanındaki şirketlere sağladığı önemli katkıya bir örnek olarak Breakbulk Türkiye 2013, 19 Kasım 2013’te saat 14:00’te Kongre Oturumları Salonu’nda Proje Taşımacılığı Vaka İncelemesi İkili Oturumu düzenlenecek.

Proje Taşımacılığı Vaka İncelemesi İkili Oturumu

Meta Nikel ve Kobalt Madencilik San ve Tic. A.Ş, Panalpina World Transport Nak. Ltd. Şti. ve Hareket Proje Taşımacılığı ve Yük Mühendisliği A.Ş.’den yöneticiler, Aliağa Petkim Limanı’ndan Meta Nikel ve Kobalt’ın Manisa Gördes’teki yeni nikel madenine, 64 günlük, 180 km’lik bir yolculukla

600 ton otoklavın taşınması için gereken karmaşık planlama ve ulaşım mühendisliğini ayrıntılarıyla masaya yatıracaklar. Bu, şu ana kadar Türkiye’deki en uzun, en ağır ve en karmaşık proje taşımacılığı hamlesiydi. Oturumda yer alacak panelistler; Meta Nikel Satın Alma Müdürü Can Gökhan Kızıloğlu, Meta Nikel Fabrika Müdürü Barış Erdem; İzmir, Panalpina, İş Birimi Müdürü Evren Yalçındağ; Panalpina Türkiye’den Sorumlu Proje Müdürü Cem Yılmaz ve Hareket Proje Operasyon Müdürü Samet Gürsu.

Proje Taşımacılığı Tartışılacak

Panelde ayrıca Alarko ve Panalpina’dan yöneticiler, Kazakistan’da yer alan 1.9 milyar ABD Doları değerindeki Bozshakol bakır madeni için planlama ve erken dönemde proje taşımacılığı konularını tartışacaklar. 2500 km’lik kara yolculuğunda yol koşulları ve Rusya ve Kazakistan’daki izin süreci de tartışılacak konular arasında yer alıyor. Panelistler Alarko Lojistik Departmanı Müdürü Mert Karataş ya da Alarko Grup

Koordinatörü ve Başkan Yardımcısı Gökmen Ülgen ve Panalpina Türkiye’den Sorumlu Proje Müdürü Cem Yılmaz.

Önemli Ülkeler Katılıyor Breakbulk Türkiye 2013 Kongresi Karadeniz ülkeleri, Hazar Denizi ve “-istan” ülkeleri, Orta Doğu, Süveyş ve Akdeniz ve Doğu Avrupa bölgeleri ile daha güçlü iş ilişkileri kurmakla yakından ilgilenen kargo sahipleri/taşımacıları, nakliye şirketleri, sevkiyatçılar, liman ve terminallerin bir araya gelerek iş geliştirme, sektör trendleri ve en iyi uygulamaları tartışabileceği konuya odaklı bir iş ortamı sağlamaktadır. Türkiye; Asya, Orta Doğu, Avrupa ve Afrika’nın kesişim noktasında yer alan doğal konumu, gelişmekte olan pazarlara yakınlığı ve iddialı enerji ve altyapı planları ile bu önemli Kongre önem kazanıyor. Breakbulk Türkiye, Breakbulk Magazine & Events tarafından düzenlenen uzmanlık düzeyinde üç lojistik kongresinden biridir. Diğer Breakbulk Kongreleri, sırasıyla Ocak ve Ağustos 2014 tarihlerinde Güney Afrika’nın Johannesburg ve Brezilya’nın Sao Paulo kentlerinde düzenlenecektir. Ayrıca Breakbulk Magazine & Events 2014’te Çin Şangay, Belçika Antwerp ve ABD Houston Teksas’ta üç büyük çaplı uzman lojistik fuarı düzenliyor.

Türkiye; Asya, Orta Doğu, Avrupa ve Afrika’nın kesişim noktasında yer alan doğal konumu, gelişmekte olan pazarlara yakınlığı ve iddialı enerji ve altyapı planları ile bu önemli Kongre önem kazanıyor.

EYLÜL-EKİM •| 71 |

7 DENİZ


Limanlar

Port Akdeniz

Port Akdeniz gelecek vaat ediyor Port Akdeniz, konteyner liman işletmeciliğindeki iddiasını, pilotaj/ römorkaj, depo, genel yük, dökme yük ve konteyner operasyonlarını yönetebilmek amacı ile 2010 yılında uygulamaya soktuğu SolonPort Liman Otomasyonu Yazılım sistemini 1 yıl önce kullanmaya başlamıştır.

K

ruvaziyer limanı, konteyner limanı, dökme yük, genel kargo ve marina içeren çok amaçlı bir liman olan Port Akdeniz, Türkiye’nin gelişme potansiyeli en yüksek limanları arasında yer almaktadır. Her yıl milyonlarca yabancı turisti ağırlayan, Türkiye turizmi ve ticareti açısından hızlı bir gelişim gösteren Antalya’da, 136 bin metrekare alan üzerine kurulan liman, İzmir-Mersin arasındaki yaklaşık 700 deniz millik kıyı şeridi üzerindeki en büyük organize merkez olma özelliğini taşıyor. Liman, yüksek iç/dış yolcu kapasitesine sahip Antalya Havaalanı ile birlikte, bölgenin önemli bir ulaşım merkezi haline gelmesinde tamamlayıcı bir rol oynamaktadır. Global Yatırım Holding, 29.07.2010 tarihinde Port Akdeniz’in tüm haklarını satın alarak, liman ile ilgili yatırımlarına hızla başlamıştır. Öncelikli hedef olarak, liman içi operasyonların

| 72 | • EYLÜL-EKİM

7 DENİZ

maksimum sevide verimli olabilmesi için mikro bazda çalışmalar ve düzenlemeler yapılmıştır. Daha güvenli, daha hızlı, daha verimli, çevreye önem veren ve daha aktif bir liman hedefi belirlenmiştir. Buna ek olarak makro bazda da hedefler ortaya konmuştur.Port Akdeniz’in Antalya’ın bir değeri olduğunu ve bu değerin geliştirilmesi için ilgili kurumlarla birlikte hareket edilmesinin şart olduğuna inanmıştır. Bu bağlamda, Akdeniz bölgesindeki İhracatçı Birlikleri, Ticaret ve Sanayi Odaları, Organize Sanayi Bölgeleri ve Dernekleri de içine alan geniş bir çalışma başlatmıştır. İlgili kurumlara yapılan ziyaretlerde, Akdeniz Bölgesi’nin mevcut durumu masaya yatırılmış, başlıca sorunlar tespit edilmiş ve bölgenin kalkınması için, ticaret hacminin genişlemesi için bir çalışma başlatılmıştır. Yapılan çalışmaların; Akdeniz Bölgesi’ndeki üreticiden başlayarak, ihracatçının, ithalatçının, nakliye firmalarının, gümrükçülerin, hatların, birliklerin ve bir bütün

olarak bu zincirde yer alan her kesimin yararına olacağı açık bir şekilde dile getirilmiştir. Port Akdeniz sorunların kaynağına inerek, ithalat ve ihracat şirketlerini yerinde ziyaret ederek onların sıkıntılarını dinlemiş ve projenin geliştirilmesi ile ilgili fikir alışverişinde bulunmuştur. Bu proje kapsamında zincirde yer alan bütün faktörlerin ticari bir amaç gütmeden birlikte hareket etmesi gerektiğini vurgulamıştır. Burdur ve Isparta illerinde, Ticaret ve Sanayi odalarına, Organize Sanayi Bölgelerine, ithalat ve ihracat firmalarına yapılan ziyaretlerde, bu bölgelerin güçlü ve zayıf yönleri tespit edilmiş ve geliştirilmesi gereken konular üzerinde durulmuştur. Yapılan çalışmalar ilk meyvelerini vermeye başlamıştır. Önemli projelerden birisi olan, Yaş Meyve ve Sebze’nin , Port Akdeniz’den Rusya Bölgesine Reefer konteynerlarla taşınması 19.10.2012


tarihinde resmen başlamıştır. Bu projeyle amaçlanan, Antalya’nın önde gelen sektörlerinden olan meyve ve sebze ihracatının, değerini kaybetmeden daha kaliteli, daha güvenli ve daha ucuza hedef noktasına varmasıdır. Aynı zamanda bu yüklerin deniz yoluna kaydırılarak, karayollarının rahatlaması sağlanacak ve bununla birlikte yakıt tüketimi de azalarak, çevreye verilen zarar da minimum seviyelere indirilmiş olacaktır. Port Akdeniz, yatırımlarına hız kesmeden devam ediyor. Liman içerisindeki betonlanma çalışmaları hızla devam etmektedir, liman dışındaki saha problemlerine çözüm için çalışmalara başlanmış ve bu konuda kısa zaman içerisinde sonuç alınması beklenmektedir. Yapılan ziyaretler ve firmalardan alınan bilgiler doğrultusunda ortaya çıkan ihtiyaçlardan birisi de liman içinde açık/kapalı depolama alanının olmasıdır. Sağladığımız bu hizmetle birlikte, yük getiren araç trafiği azaltılarak bekleme süreleri minimize edilmiş, yükleme gününü beklemeden ihracatçının malı zamanında çıkarabilmesi sağlanmış, ithalatçının ise gerektiğinde malı çekmeden bir süre depolama ihtiyacının karşılanması hedeflenmiştir. Şuan itibarıyle faliyette olan depomuz, birçok alanda, limanı kullanan müşterilerimiz tarafından aktif bir şekilde kullanılmaktadır. Mermer ihracatçılarından gelen talepler ve müşteri memnuniyeti doğrultusunda, Blok Mermer Depolama hizmeti de aktif olarak verilmeye başlamıştır. Limanda depo yatırımı, süreçleri kolaylaştırması açısından ve liman içersinde operasyon verimliliğini arttırması hususunda, Port Akdeniz’in yaptığı isabetli yatırımlarının göstergelerinden birisi olmuştur. Port Akdeniz, konteyner liman işletmeciliğindeki iddiasını, pilotaj/römorkaj, depo, genel yük, dökme yük ve konteyner operasyonlarını yönetebilmek amacı ile 2010 yılında uygulamaya soktu-

ğu SolonPort Liman Otomasyonu Yazılım sistemini 1 yıl önce kullanmaya başlamıştır. 11 yıllık Know-How’ı, acente verimliliği, uluslararası EDI standartlarında entegrasyonları ve operasyonel maliyetleri azaltıcı optimize özellikleri ile büyüyen SolonPort Liman Otomasyon Yazılımı; uluslararası platformlarda son bir yıldır çeşitli ödüllerle yurda dönen limanımız için performansı artırıcı ve çalışanları motive edici bir ortam yarattı. Liman takip sistemleri; denizden veya karadan saha içerisine giriş yapan dökme yüklerin, genel kargoların ve konteynerlerin, limandan çıkışına kadar geçen zaman içerisindeki hizmetlerini takip eder, düzenler ve limandaki gerekli birimlere ve liman kullanıcılarına (Armatör acentesi, ithalat & ihracatçı, temsilci vs.) ilgili raporlamaları istenilen formatlarda aktarır. Kargo veya konteynerlerin hangi gemi ile hangi limana gideceğine, ağırlık, boyut vb. özelliklerine göre planlamasını yapar, düzenler. Bu sayede hem liman içi operasyonlar hızlanmış, hem de müşteriler zamandan büyük ölçüde tasarruf etmiş oluyorlar. Bölgenin ihtiyacı olan ve şuan Antalya’da yer almayan bazı ihtisas gümrükleri için de gerekli başvurular yapılmış olup, kısa süre içerisinde çıkması beklenmektedir. Konu ihtisas gümrüklerinin Antalya’da olmaması, ithalat yapan bölge firmalarımızın ekstra maliyetlere katlanarak İstanbul, İzmir ve Mersin gibi çok uzak limanlara getirmek zorunda kalıyorlar. Armatör açısından da, dolu gidip dolu gelmediği zaman bunun maliyetini ihracat navlunlarına yansıtmak zorunda kalıyor ve bu durum, hem ihracatçımız hem de ithalatçımız için piyasadaki rekabet gücünü azaltmaktadır. Şuan Antalya’da, akaryakıt ithalatı da eski yöntemlerle yapılmakta ve bu durum, ülkemiz turizm şehirlerinin en başında yer alan Antalya’mız için çok büyük bir risk oluşturmaktadır. Buna çö-

züm üretebilmek amacıyla PORT AKDENİZ, liman mendireği içinde Akaryakıt Dolfeni Projesi için çalışmalarına başlamış olup, şuan yetkili kamu kurum ve kuruluşlarından gerekli izinlerin çıkmasını beklemektedir. Antalya Limanı, şuanki yatırım sürecinde kapasitesini hızla arttırmaktadır. Her ay, önceki yıllara göre konteyner ve dökme gemi operasyonlarında yeni bir rekora imza atıyor. Büyüme sürecinde daha geniş alanlar yaratabilmek için toprak ve/veya bozuk olan sahaların betonlama çalışmalarına hızla devam edilmektedir. Makine, ekipman ve personel yatırımları da aynı şekilde devam etmektedir. Sonuç olarak, bölge sanayi ve ticaretinin gelişebilmesi adına yapılan ve yapılmakta olan yatırımlar çerçevesinde, bölgedeki bütün aktörlerle iş birliği içerisine girilmiş ve güçlü bir sinerji ortaya çıkmıştır. Denizciliğin ve limacılığın gün geçtikçe ilerleme kaydettiği ve profesyonelleştiği ülkemizde Port Akdeniz üzerine düşen görevi büyük bir titizlikle yerine getirmekte olup Antalya’nın yeni yüzü olma yolunda hızla ilerlemektedir.

EYLÜL-EKİM •| 73 |

7 DENİZ


Limanlar

Hopa TSO Batum’a çıkarma yaptı Konsolos Engin Arıkan, Eskiden burayı sadece TIR ticareti bir transit kapı gibi görürken şu anda inanılmaz bir yaya trafiği var. Çok büyük bir turizm ve turizm hareketliliği var. Bu bölge aldı başını gidiyor bence. Tabi bunun ekonomik boyutu nasıldır, sizleri nasıl etkiler bunu en iyi siz değerlendirirsiniz. Biz işin Gürcistan boyutundan, burayla ilgili konularda her zaman yanınızdayız elimizden geldiği kadar yardımcı olmak için buradayız”

Meclis Başkanı Metin Karaman Yönetim Kurulu üyesi- UND Hopa Temsilcisi Alişan Ender Topaloğlu Meclis Üyesi, Y.K. üyesi Hasan Durmuş, Y.K. üyesi Zekeriya, Y.K. üyesi Gökhan Bıyıklı ve Y.K. üyesi Şükrü Aydemir meclis üyesi, Bülent Bayrak, Meclis Üyesi Süleyman Altunsoy, Meclis Üyesi Reşat Aydın

H | 74 | • EYLÜL-EKİM

7 DENİZ

opa Ticaret ve Sanayi Odası ziyaretlerine devam ediyor. Oda Başkanı Osman Akyürek ve meclis başkanı Metin Karaman ve yönetim ve meclis üyeleri ile birlikte Batum’a çıkartma yaptı. Batum ziyaretine Meclis Başkanı Metin Karaman Yönetim Kurulu üyesi- UND Hopa Temsilcisi Alişan Ender Topaloğlu Meclis Üyesi, Y.K. üyesi Hasan Durmuş, Y.K. üyesi Zekeriya, Y.K. üyesi Gökhan Bıyıklı ve Y.K. üyesi Şükrü Aydemir meclis üyesi, Bülent Bayrak, Meclis Üyesi Süleyman Altunsoy,

Meclis Üyesi Reşat Aydın’dan oluşan heyet katıldı. Hopa TSO heyeti ziyareti T.C. Batum Başkonsolosluğuna yaptı. Heyeti Başkonsoloslukta görmekten büyük memnuniyet duyduğunu ifade eden Konsolos Engin Arıkan “Öncelikle yeni yönetim kurulunuz hayırlı olsun, biz çok memnun olduk bu ziyaretinizden. Hopa ve Batum bir birine komşu Türkiye’nin Batum`a en yakın ilçesi Hopa. Burayla ciddi bağlantılarınız var. Ekonomik olsun, ulaştırma olsun, ticaret olsun ilişkileriniz var. Ulaştırmada Hopa Ticaret Odası önemli bir rol

üstleniyor. Geçiş belgeleri ve saire konularında. Siz o taraftasınız biz bu tarafta, bir birimize destek olarak ve yardımlaşarak sorunları aşacağız. Tabi ki sorunsuz iş amacımız ancak işler sorunsuz bitmiyor. Her zaman sorun olabiliyor, bunları bir araya gelerek karşılıklı konuşarak çözmeye çalışacağız. Ticaret ateşeleğimiz Batum`un özel konumundan dolayı burada uzun zamandan beri burada var olan bir birim. Başkonsolosluğumuz zaten Türkiye`nin en eski dış temsilciliklerinden biri 1922 yılından beri var.


Samsun’da tersane yapımı hızlandı

S

amsun’da 2002’deki genel seçimlerde kentin gündemine gelen tersane için ilk somut adım 2007 yılında atıldı. Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı tarafından 17 Ekim 2007’de Samsun Tekkeköy Mendirek ve Tersane Limanı inşaatının ihalesi yapıldı. 13 Mart 2008’de KDV hariç 22 milyon 497 bin 420 liradan ihale edilen mendirek ve liman inşaatına başlandı. Yapım işlemi 2011 yılında tamamlandı ve geçici kabulü gerçekleştirildi. Son olarak 2012’de Liman Başkanlığı’na da devri yapıldı. Yaklaşık bin dönümlük tersane alanındaki 4 parsel yatırımcılara verildi. Ancak dünyadaki ekonomik kriz tersane sektörünü durma noktasına getirdi. 4 firmadan birisi tersane yatırımından vazgeçti, ikisi ise hiçbir çalışma başlatmadı. Sadece Atilla Makine İnşaat şirketi 2011’de ilk çalışmalara başladığı tersane yatırımı inşaatına bu yıl hız verdi. 31.5 milyon liralık yatırım Atilla Makine İnşaat şirketi sahibi Hüseyin Atilla, 31.5 milyon liralık tersane yatırımını gerçekleştirdiklerini söyledi. Atilla, “Ekonomik kriz, tersane sektörünü tüm dünyada çok olumsuz yönde etkiledi. Bu projeye başladığımızda tersanecilik çok iyi bir konumdaydı. Ancak daha sonra ekonomik krize girdi. Ancak krizin aşılmasıyla birlikte yeniden canlanma sürecine girildi” dedi.

700 kişi istihdam edilecek Atilla, 137 bin metrekare inşaat alanının lojistik olarak kullanılan alanla birlikte tersanenin toplam alanının 200 bin metrekareye ulaştığını dile getirdi. Hüseyin Atilla, “Panel imalat atölyesi, ön imalat atölyesi, kesim atölyesi, depo blok imalat bölümlerinin inşaatını sürdürüyoruz. Şuan fiziki gerçekleşmemiz yüzde 60’a ulaştı. Hedefimiz bunu yıl sonu itibariyle yüzde 75’e ulaştırmak. Kapladığı alan bakımından Karadeniz Bölgesi’nin en büyük tersanesini yapıyoruz. Aynı anda iki gemi yapabilecek kapasitede, 60 bin tona kadar gemi üretimi yapabileceğiz. 79 bin 800 metrekare alanın altyapısını tamamladık. Şuanda 68 kişi ile montaj ve çelik imalatlarına devam ediyoruz. 2014’te inşaat çalışmaları tamamlamayı ve faaliyete geçmeyi hedefliyoruz. Proje bittiğinde burada ilk etapta 700 kişi istihdam edilecek” diye konuştu. Sektörle ilgili ümitlerimiz yıkılmadı Sektörle ilgili ümitlerinin yıkılmadığını dile getiren Hüseyin Atilla, “Krizin etkileri tamamen ortadan kalktığında sipariş almaya hazır halde olacağız. Tersanelerin önü açıldığı zaman çok ciddi bir istihdam sağlayacağız. Samsun’a ve bölgeye de büyük bir katkımız, katma değerimiz olacak. Başarılı olacağımıza inanıyoruz” dedi. Atilla, firmasının Türkiye’deki biten ve devam eden yatırımlarının

yanında Nijerya, Fas, Azerbaycan ve Libya’da projeler gerçekleştirdiğini ve yeni girişimlerde bulunduğunu de sözlerine ekledi.

Devlet altyapı inşaatlarını tamamladı Tersane mendirek ve limanı işi 22 milyon 497 bin 420 liradan ihale edildiği, 2011 yılı birim fiyatı ve KDV ile 39 milyon 210 bin lira toplam maliyetle yapıldığı belirtildi. Öte yandan ana mendireğin bin 827 metre uzunluğunda olduğu, 200 metrelik bir de tali mendirek yapıldığı, 10 metre derinliğinde rıhtım oluşturulduğu belirtildi. Kamu tarafından yapılan bu inşaatlarda 3 milyon 650 bin ton taş, 95 bin metreküp beton kullanıldı ve 450 bin metrekarelik korunan su alanı da oluşturuldu.

EYLÜL-EKİM •| 75 |

7 DENİZ


Marina Yat

Bodrum Cup XL 2013 sona erdi D

ünyanın dört bir yanından 56 yatın katılımıyla, Bodrum Belediyesi destekleriyle ve Era Bodrum Yelken Kulübünün organizasyonuyla gerçekleşen Akdeniz’in en büyük ahşap yatlar yarışı Bodrum Cup, 25. Gümüş yılında yelken ve deniz sevdalılarını bir kez daha bir araya getirdi. 21 Ekim 2013 Pazartesi günü düzenlenen renkli görüntülere sahne

olan kortej ve açılış kokteylinin akabinde 22 Ekim Salı günü Bodrum’dan başlayıp 25. Gümüş yılı onuruna Gümüşlük’ te sona eren Corendon Etabı ile start alan yarış sırasıyla Turgut Reis - Kos - Leros - Yalıkavak rotalarını takip ederek 26 Ekim Cumartesi günü düzenlenen görkemli ödül töreni ile son buldu. Corendon Turizm Grubu sponsorluğu ile yarışın en iddialı

ekiplerinden biri olan STS Bodrum Okul Gemisi, Seyir Master’ı Kaptan Yücel Köyağasıoğlu liderliğinde Bodrum Denizcilik Meslek Yüksekokulu Yat Kaptanlığı öğrencileri ve deneyimli denizcilerden oluşan 23 kişilik mürettebatının yüksek performansı ve üstün gayretleri ile yarışın 2. ve 5. Etabında first finish alarak 25. Bodrum Cup XL Genel Klasman birincisi oldu.

MYK-GİSBİR Yat Yarışları’nın kazananları belli oldu T | 76 | • EYLÜL-EKİM

7 DENİZ

ürkiye Gemi İnşa Sanayicileri Birliği (GİSBİR) sponsorluğunda ve Marmara Yelken Kulübü’nün (MYK) ev sahipliğinde gerçekleştirilen MYK- Türkiye Gemi İnşa Sanayicileri Birliği (GİSBİR) Yat Yarışları İstanbul Caddebostan Sahili’nde gerçekleştirildi. IRC IV Sınıfında Birincilik Kupası kazanan Bosh Zig Zag, kupasını Orkun Özek’ten, İkincilik Kupası kazanan Arçelik Alize ve Birincilik Kupası kazanan Efes Alize, kupalarını Orhan TORLAK’tan, Overall Birincilik Kupası kazanan Enka-Cheese ise kupasını, GİSBİR Yönetim Kurulu Başkanı Murat Kıran’ı temsilen Genel Sekreter Süheyl Demirtaş’tan aldı.


Palmarina Bodrum

Bodrum’da lüks yat bereketi Levent Baktır, “Dünyaca ünlü yatlar artık Ege ve Akdeniz’e geldiklerinde konaklama sıkıntısı çekmeyecekleri gibi aradıkları her türlü yiyecek, giyecek ve alış veriş markalarını da burada bulabilecekler”

M

uğla’nın Bodrum İlçesi’ne bağlı Yalıkavak Beldesi’nde bir yılda yenilendikten sonra geçtiğimiz Haziran ayında açılan Palmali Şirketler Grubu’na bağlı Palmarina Bodrum’a son üç günde dört mega ve giga yat demirledi. 100 metrenin üzerinde dünyaca ünlü milyarderlere ait yatlar göz kamaştırırken, dünya denizcilerinin dikkati Palmarina’ya çevrildi. Yönetim Kurulu Başkanlığını Mübariz Mansimov’un yaptığı Palmali Şirketler Grubu bünyesindeki Palmarina Bodrum son birkaç gündür mega ve giga yatların konaklama noktası oldu. Havadan görüntülenen dev yatlar göz kamaştırdı. Palmarina Bodrum’da mega ve giga yat kapasitesinin dışında lışveriş merkezi, yeme içme alan-

larıcafe, restoran ve kulüpler yer alıyor. Palmarina’da son üç günde 40 metre ile 120 metre arasında 12 yat demirledi. Aralarında Rus işadamlarına ait Dilmar, Madame GU ve haftalık kirası 1 milyon 200 bin dolar olan 90 metre uzunluğundaki Nirvana gibi ultra lüks yatların da bulunduğu marinanın Monaco’daki yat fuarında tanıtımı yapıldı. Önümüzdeki yıl Ege ve Akdeniz’de dolaşan giga yatlar marinaya demir atmak için sıraya girdi. 40 metre üzeri 43 yat, 75-120 metre arası 26 yat ve 710 toplam yat kapasiteye sahip Palmarina’nın Bodrum Genel Direktörü Levent Baktır, “Dünyaca ünlü yatlar artık Ege ve Akdeniz’e geldiklerinde konaklama sıkıntısı çekmeyecekleri gibi aradıkları her türlü yiyecek,

giyecek ve alış veriş markalarını da burada bulabilecekler” dedi. Levent Baktır, sözlerini şöyle sürdürdü: “İki hafta önce 90 metrelik lüks yatı ile gelen ünlü bir işadamı yakınlarıyla eğlendikleri beach clupta 40 bin Euro, akşam yemeğinde ise Billionaire’de yüz bin TL hesap bıraktı. Marina’ya demirleyen yatlar her türlü hizmeti alabildikleri gibi yatlardaki tüm konuklara Fansa ve İspanya sahillerinin dünyaca ünlü liman kentlerindeki hizmetten daha iyisi veriliyor. Üç ayda marinamız dünya markası haline geldi. Denizcilik sektöründen övgü almaya başladı. Türk turizminde yeni yatırımlar için araştırmalara başladık.”

EYLÜL-EKİM •| 77 |

7 DENİZ


Dış Ticaret

Azerbaycan Devlet Petrol Şirketi’nin (SOCAR) bünyesindeki SOCAR Trading ile Dragon Oil şirketleri arasında daha önce imzalanan anlaşmanın süresi uzatıldı.

BTC’nin yüzü Türkmen petrolü ile gülüyor

D

ünyanın doğalgaz ve petrol rezervinin büyük bir kısmına sahip olan Türkmenistan’ın petrolü, Bakü-Tiflis-Ceyhan (BTC) boru hattıyla pompalanmaya devam edecek. Bununla ilgili imzalanan anlaşma süresi 2014 yılının sonuna kadar uzatıldı. Azeri basınında yer alan habere göre, Azerbaycan Devlet Petrol Şirketi’nin (SOCAR) bünyesindeki SOCAR Trading ile Dragon Oil şirketleri arasında daha önce imzalanan anlaşmanın süresi uzatıl-

dı. Söz konusu şirketler arasında 2010 yılında imzalanan anlaşma süresinin 2014 yılının sonuna kadar uzatılması konusunda mutabakata varıldı. 2010 yılında BTC boru hattıyla pompalanmaya başlayan Türkmen petrolü, bundan sonra da müşterilerine ulaşacak. 1 Eylül 2013 tarihi itibariyle 8,6 milyon ton Türkmenistan petrolü, BTC boru hattıyla taşındı. Türkmen petrolü Hazar Denizi’nden tankerlerle Bakü’ye ulaştırılıyor. Türkmenistan’da, Rus

yapımı yeni dev tanker gemiler bulunuyor. Türkmenistan’da faaliyet gösteren Dragon Oil şirketi, Hazar Denizi’nin Türkmen kıyısında petrol üretiyor. Yabancı şirket, bu ülkede ürün paylaşımı anlaşması kapsamında faaliyetlerini sürdürüyor. Dünyanın en büyük dördüncü doğalgaz ülkesi olan Türkmenistan’da uluslararası uzmanların tahminlerine göre, Hazar Denizi’nin Türkmen kıyısında 12.1 milyar ton petrol ve 6.1 trilyon metreküp doğalgaz rezervi bulunuyor.

Kara ve deniz ulaşımına BHG geliyor | 78 | • EYLÜL-EKİM

7 DENİZ

Rusya’nın başkenti Moskova’da bir araya gelen Türk ve Rus gümrük üst düzey yetkilileri, Basitleştirilmiş Gümrük Hattı (BGH) ile ilgili kaynaklanan sorunları masaya yatırdı. İki taraf 1 Kasım’dan itibaren BGH’in kara ve deniz gümrük kapılarında da uygulanması konusunda mutabakata vardı. Türkiye’nin Moskova Büyükelçiliği’nde ikincisi düzenlenen Türk-Rus BGH Bilgilendirme Toplantısı’na Büyükelçi Aydın Adnan Sezgin’in yanı sıra Başbakanlık Gümrük Müsteşarı Ziya Altunyaldız, Rusya Federal Gümrük Servisi (FTS) Başkanı Andrey Belyaninov, Büyükelçiliği Gümrük Müşaviri Recai Şen, Türk ve Rus gümrük yetkilileri katıldı. Büyükelçi Sezgin, BGH’nin her alanda hızla ge-

lişen ikili ilişkilerin somut göstergesi olduğuna işaret etti. İkili ticari ilişkilerin daha da gelişmesi için iki ülke kurumlarının sıkı temas halinde olduğunu vurgulayan Sezgin, “Sayın Belyaninov’la bunları konuşurken, kendisi 100 milyar dolarlık hedefe nasıl ulaşacağımızdan bahsetti. BGH de yeni model arayışlarının bir neticesidir.” dedi. BGH’nin ikili ticari hacme henüz fazla katkı sağlamadığına dikkat çeken Büyükelçi, “Tabii henüz başlangıç aşamasındayız. İki ülke gümrük başkan ve yetkilileri bu işlemlerin artması için çok önemli çalışmalar yapmakta ve bunu başaracaklarına inanıyorum. Yapılan görüşmelerde bu hattın 3 gümrük kapısına da genişletilmesi kararı alındı” dedi.


EYLÜL-EKİM •| 79 |

7 DENİZ


Yat-yelken

marine system

ACO Clarimar ile gemiler çevreye daha duyarlı ACO Clarimar, IMO’nun atık arıtma tesisleri için atık su standartları ve performans testi prosedürlerini içeren revize edilmiş MEPC 159(55) kararnamesini benimsemiş durumda. Bu yeni kararname, 1 Ocak 2000 tarihinde veya bundan sonraki tarihlerde mevcut gemilerdeki ve omurgaları bu tarihten sonra inşa edilen gemilerdeki bütün atık arıtma tesisleri için geçerli olacak. 400 GRT ve üstündeki gemiler ile 400 GRT’nin altın olan ve 15 kişiden fazlasını taşıma izni bulunan gemilerin, bu tarihten itibaren bu kararnameye uymaları gerekecek. ACO Clarimar® atık arıtma sistemleri, IMO MEPC 159(55) standartlarına göre onaylıdır ve genişletilmiş Havalandırma ve Çökeltme Sistemi aktif çamur prensibini kullanan ACO Clarimar®, doğal biyolojik süreçleri etkin bir şekilde hızlandırır. Son aşama klorlaması ve ardından boşaltma için klordan arındırmayı takiben, temiz, güvenli ve gemiden dışarı boşaltmaya uygun bir atık su oluşturur. n IMO MEPC 159(55) ve MED Modül B’ye göre Tip Onaylı, n Hem yerçekimi hem de vakumlu toplama sistemleri ile uyumlu, n Otomatik sıvı kimyasal ile dezenfekte etme ve klordan arındırma, denize boşaltmaya uygun bir atık su oluşturur, n Tamamen AB’de, kaplamalı siyah çeliğin aksine tamamıyla korozyona dirençli ve hafif olan yüksek performanslı kompozit malzemelerden üretilmiştir, n Basit kurulum için modüler tasarım konsepti, doğrudan montajlı bir vakumlu toplama sistemi kullanılsa bile, tek bir güç

bağlantısı gerektirir, n Basit otomatik çalışma, asgari operatör müdahalesi ve bakım gerektirir. CLARIMAR TEKNIK BILGILER Ana tank, kaplamalı siyah çeliğin aksine tamamıyla korozyona, aşınmaya ve kimyasal saldırılara dirençli eşsiz bir yangın geciktirici kompozit malzemeden üretilmiştir. Malzeme, dışarıdan müşterinin istediği renkte ve cila kalitesinde boyanabilir. Tank, tam bir kaynaklı yapı veya gemi yükseltmesi, değiştirilme veya dönüştürme kurulumlarında yerleştirilmek üzere vidalanır bir “düz-paket” olarak mevcuttur. Bütün bileşenler, tank yapısı üzerine modüler olarak monte edilir ve böylece “tak-kullan” türü bir kurulum çözümü sağlar. Sistemin kontrolü, güvenlik yalıtıcısı ve geminin merkezi izleme ve kontrol sistemine bağlantı için gerilimsiz kontakları içeren IP55 sınıfı çelik kabin aracılığıyla yapılır. Bir veya daha fazla döner hava üfleyicisi - çalışma/ bekleme - havalandırma elemanlarına ve dahili hava köprüsü sistemine hava sağlamak üzere monte edilmiştir. Bir veya daha fazla atık su pompası - çalışma/bekleme - atık suyun boşaltılmasının yanı sıra, periyodik çamurdan arındırma işlemini de sağlarlar. Klorlama ve klordan arındırma, kendine özel ve tamamen otomatik dozaj sistemleri aracılığıyla gerçekleştirilir. Her sistemde 30 litrelik bir tank bulunmaktadır ve standart olarak ACO Clarimar®’a monte edilmiş olarak sunulur, ancak alanın önemli olduğu yerlerde, uzak bir yer için ayrı bir modül olarak da sunulabilir.

M.I.S. MARINE & INDUSTRIAL SYSTEMS LTD. Eğitim Mah. Kasap İsmail Sk. İstanbul Plaza No: 10 Kat: 3 D.25 PK 34777 Hasanpaşa, Kadıköy, İstanbul, Türkiye Phone: +90 216 330 74 80 +90 216 349 70 37 Fax: +90 330 74 06 74 Mayıs - Haziran 2013 e-mail: mis@mis-istanbul.com www.mis-istanbul.com




Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.