Baby Kid & Store Mayıs/Haziran'16

Page 1










Genel Müdür - General Manager Mehmet Söztutan mehmet.soztutan@img.com.tr

Editörden

İmtiyaz Sahibi - Publisher İSTMAG Magazin Gazetecilik Yayıncılık İç ve Dış Tic. Ltd. Şti. adına H. Ferruh Işık

Yayın Editörü - Editor Aslıhan Yıldız aslihan.yildiz@img.com.tr Reklam Müdürü - Advertising Manager Mehtap Akyel mehtap.akyel@img.com.tr Grafik Tasarım - Design & Graphics Sami Aktaş sami.aktas@img.com.tr Dış İlişkiler - Foreign Relations İsmail Çakır ismail.cakir@img.com.tr Sorumlu Müdür - Responsible Editor Cüneyt Aktürk cuneyt.akturk@img.com.tr Kurumsal İletişim Müdürü Corporate Communication Executive Ebru Pekel ebru.pekel@img.com.tr Muhasebe ve Finans Müdürü Chief Accountant Mustafa Aktaş mustafa.aktas@img.com.tr Abone - Subscription İsmail Özçelik ismail.ozcelik@img.com.tr CTP-Baskı - Printed By Matsis Matbaa Hizmetleri San. Tic. Ltd. Şti. Teyfikbey Mah. Dr. Ali Demir Cad. No:51 34290 Sefaköy - İstanbul -Turkey Tel: +90 212 624 21 11 www.matbaasistemleri.com Adres - Head Office İSTMAG Magazin Gazetecilik Yayıncılık İç ve Dış Tic. Ltd. Şti. Evren Mah. Bahar Cad. Polat İş Merkezi B Blok No:3 Kat: 4 Güneşli - Bağcılar - İstanbul / Turkey Tel: +90 212 604 51 00 Faks: +90 212 604 51 35

Uluslararası ve yerel fuarlarla sizleri temsil edeceğiz! Tarihe baktığınızda, her dönem farklı sahneler ve bu sahnelerin aktörleri var. Ekonomide rüzgâr her zaman düz esmez; bazen fırtınada tersten esen bir rüzgâr kimilerini sarsarken, kimilerini yok eder. Tam tersine bu rüzgârı avantaja çevirip ayakta kalanlar, yoluna daha güçlü ve hızlı devam eder. Dünya ekonomisi ve ülke ekonomimiz de işte böyle bir dönemden geçiyor. Türkiye ila olumsuz gelişmelerin yaşandığı dönemde Rusya daha fazla sarsılan ülke olurken, İran bu krizi avantaja çevirdi. Bebek çocuk sektörünün rotasını yönelttiği İran, doğru bir pazar mı sorusunun yanıtını zaman gösterecek. “Değişmeyen tek şey değişimin kendisidir.” Heraklitos’un bu sözleri, geleceğe ve günümüz teknolojisine o günden ışık tutuyor. Bunun en güzel örneklerinde biri de her geçen gün gelişen ‘Giyilebilir Teknoloji ve Akıllı Kıyafetler’… Hayal gücünün sınırlarını zorlayan bu yeni teknolojiler ile hayatımıza daha fonksiyonel ve işlevsel ürünler girmeye başladı. Geleceğin teknoloji devrimlerine kayıtsız kalamadık; bu sayımızda sizler için tekstile entegre edilen teknolojileri ve yenilikleri araştırdık. Yenilik demişken burada bir parantez açmak istiyorum. Sektörün tek ihtisas yayını Baby & Kid Store ailesi olarak 2016 yılı bizim için yenilik ve değişim dönemi… Yayın hayatımıza daha dinamik ve içerik olarak daha geniş bir yelpazede devam ediyoruz. Gündemimizde sektörü ilgilendiren önemli haberler, fuarlar, yenilikler ve dosya konuları var. Ve bu ayın hemen ardından fuar sayısının heyecanıyla yeni sayı için çalışmalarımıza start verdik. 27 – 30 Temmuz tarihlerinde fuar özel sayımızla İstanbul Kids Fashion Fuarı’nda yerimizi alacağız. Hemen ardından 15 – 18 Eylül tarihinde düzenlenen köklü fuar Köln Kind & Jugend ile 25 - 28 Eylül arasında gerçekleşmesi merakla beklenen İran Mother, Baby & Child fuarında sizleri temsil edeceğiz. Tatlı bir telaş içerisinde olduğumuz ‘Türkiye Tüketici Ödülü’ yarışmasının bu yıl Kind & Jugend fuarı ile ikincisini düzenlemenin gururunu yaşıyoruz. Gelecek sayılarımızda da çok özel haberler, dosya konuları, sektörün temsilcileri ile gerçekleşecek röportajlar ve güzel etkinliklerle karşınızda olacağız. Yeni sayıda birlikte olmak dileğiyle…


İÇİNDEKİLER İÇİNDEKİLER 52

Civil’den büyük adımlar…

60

Klips, hayallerin tasarıma dönüşümü…

26

İstanbul Kids Fashion, sektörün nabzını tutacak

64

Bebek çocuk dünyasına yeni soluk, Miniço

30

Yeni rota, İran!

18

‘Türkiye Tüketici Ödülü Yarışması’ başladı!






HABER

Bebek çocuk güvenliğinde yeni marka,

Kuzzum

ci şekilde üretilmiş. Ortalama 2 günlük bir pil ömrüne sahip olan Kuzzum saatleri, 1 saat gibi kısa bir sürede şarj edilebiliyor. Uygulama ise akıllı cihazlara yüklendiği andan itibaren basit ve kolay bir kullanım imkânı sağlıyor. Kuzzum Çocuk Takip Sistemi, GPS ve GSM teknolojilerini kullanarak bilgisayar, android telefon, tablet, iphone ya da ipad aracılığıyla çocuğunuzun nerede olduğunu harita üzerinde izlemenizi sağlarken geçmişte nerelerde gezdiğinin bilgisini de veriyor. Ayrıca saatin üzerinde bulunan iki düğme sayesinde çocuk, anne ya da babasını istediği zaman kolayca arayabiliyor. Acil durumlarda sistemde bulunan SOS düğmesi sayesinde 3 saniye içerisinde “Acil Durum Modu” devreye girerek kayıtlı olan numaraları arıyor. Kuzzum Çocuk Takip Sistemini ile “Güvenli Bölge” Sistemin dikkat çekici bir diğer özelliği ise anne babaların akıllı cihazlardaki uygulama üzerinden belirleyebilecekleri “Güvenli Bölge” uygulaması. Bu uygulama sayesinde çocuğunuzun bulunduğu konumları göz önüne alarak belli bir güvenli bölge çemberi oluşturabilir, çocuğunuz bu alan dışına çıktığı an uygulama tarafından uyarılabilirsiniz.

Türkiye’nin ilk çocuk takip sistemi Kuzzum; çocuk kayıplarının önüne geçmek için geliştirdiği sistemi ile dikkat çekiyor. Çocukların güvenliği için bir kol saati ve akıllı cihazlarınıza indirilebilecek bir uygulamadan oluşan Kuzzum Çocuk Takip Sistemi, akıllı telefon, tablet ve bilgisayar üzerinden çocukların konumu hakkında bilgi sahibi olabilme imkânı sağlıyor.

14

Baby & Kid Store Mayıs - Haziran 2016

A

ilelerin çocukları yanlarında değilken merak etmesi ve çocuklarının yerini bilmediğinde telaşlanması çocuk takip sistemi ile tarihe karışıyor. İki Türk mühendis Haluk Gökçe ve Barış Dur tarafından geliştirilen Kuzzum Çocuk Takip Sistemi, son zamanlarda artan çocuk kayıplarının önüne geçmek için son teknolojik donanımları kullanarak, ebeveynlerin çocuklarını her yerde rahatlıkla takip edebilmelerini sağlıyor. Çocuklara özel tasarım Kuzzum Çocuk Takip Sistemi, çocuklar için özel olarak tasarlanan Kuzzum GPS Akıllı Saat ve Kuzzum uygulaması olmak üzere iki parçadan oluşuyor. Kol saati, hafif ve çocukları rahatsız etmeyecek şekilde tasarlanmasının yanında görünüş itibariyle de çocukları cezbedi-

Pedagoglar tarafından onaylı cihaz Türk mühendisler tarafından geliştirilen Çocuk Takip Sistemi tasarım aşamasında uzman pedagogların da görüşleriyle şekillendirildi. Pedagoglar küçük yaşlardaki çocukların anne ve babalardan uzak kaldığı zamanlarda kendilerini güvende hissetmesi için Çocuk Takip Sistemi’nin önemli bir etken olduğunu belirtiyor.



MAKALE

Kapalı ofis trendinin başında kadın çalışanlar var Ankete katılım gösteren firma çalışanlarının büyük çoğunluğunu oluşturan e-ticaret, finans, hizmet, internet ve pazarlama sektörlerinde, erkek çalışanlar ile kadın çalışanların işyeri tercihleri arasında keskin bir ayrım gözlemlendi. Erkek çalışanlar açık ofis prensibine daha yatkınken, kadın çalışanların ise kapalı ofis konseptini tercih ettikleri ortaya çıktı. Genel ortalamaya bakıldığında ise kapalı ofis tercih eden kitlenin oranının yüzde 56,8 olduğu görüldü.

“İdeal Çalışma Ortamı” anketi işyeri trendlerinin değiştiğini ortaya çıkarttı

Günümüzde şirketlerin çoğunluğunun tercih ettiği ve çalışanların iş performansına olumlu katkı yaptığı düşünülen açık ofis gibi çoğu yönelimin, aslında çalışanlar tarafından tercih edilmediği ortaya çıktı. Üst düzey yöneticilerden farklı seviyedeki çalışanlara kadar geniş bir kesimi kapsayan “İdeal Çalışma Ortamı” araştırması, işyeri çalışanlarının kendi özel bölgelerinde, yalın bir masada ve ergonomilerine uygun şekilde çalışmak istediklerini gösterdi.

16

Baby & Kid Store Mayıs - Haziran 2016

Avansas.com, Genel olarak “İşyeri çalışma ortamı nasıl olmalı?” sorusunun yanıtının arandığı bu araştırma, tüm işyeri ekosistemini etkileyecek sonuçları ortaya koydu. Şirketlerin çoğunluğunun hali hazırda tercih ettiği ve çalışanların iş performansına olumlu katkı yaptığı düşünülen açık ofis gibi çoğu yönelimin, gelişen teknoloji ve iş süreçlerindeki dönüşümler ile birlikte geçerliliğini yitirdiği ve çalışanlar tarafından tercih edilmediği fark edildi. Ankette çalışanlara, nasıl bir masa istedikleri, mola saatlerini nasıl değerlendirdikleri, çalışırken hangi ekipmanlara sahip olmak istedikleri gibi hem şu anki çalışma ortamlarını hem de arzu ettikleri çalışma ortamını belirleyen sorular soruldu.

Sade ve yalın çalışma ortamı herkesin tercihi Çalışanlara nasıl bir masada çalışmak istedikleri sorulduğunda, yüzde 74,4’lük çok büyük bir çoğunluk, sade ve düzenli bir masada çalışmak istediklerini belirtiyorlar. Kalabalık, ihtiyaç duyulabilecek her şeyin el altında bulunduğu bir masada çalışmak isteyenler ise dörtte birlik azınlık kesim olarak kendini gösteriyor. Bu durumun, kapalı ofis trendinin yükselmeye başlaması ile uyumlu olduğu gözleniyor. Çalışanlar sakin ve sessiz bir ortamda, diğer çalışanlar ile ilişkilerini ve etkileşimlerini kendilerinin belirlediği düzey ve sıklıkta kurarak, işlerine odaklanarak çalışmayı tercih ediyorlar. Çalışanlar ergonomik ve sağlıklı bir ortam arayışında Çalışanlara, çalışma masalarında bulunan veya bulunmasını istedikleri olmazsa olmaz ekipmanlar sorulduğunda, not kağıdı ve kalemlik gibi çok standart ekipmanların hemen arkasından sağlık, ergonomi ve rahatlık ile ilgili ekipmanlar geliyor. En yüksek cevaplanma oranı alan ilk dört ergonomi donanımı sırası ile koltuk bel desteği, ortopedik mousepad, ayak destek ünitesi ve dizüstü bilgisayar yükselticisi olarak öne çıkıyor.


Mamajoo 5 işlevli sterilizör Almanya’da ‘’en iyi ürün’’ seçildi ! “Bebek beslenmesinde uzman” Mamajoo, pratik ve çok amaçlı sterilizörüyle Almanya’da Amazon üzerinden ilk kez ‘’en iyi ürün’’ seçilen Türk bebek bakım markası oldu!

A

lmanya’nın Köln şehrinde 2014 yılı sonlarında açılan Mamajoo GmbH ofisi aracılığıyla ilk kez Amazon üzerinden, Alman tüketicilerle buluşan Mamajoo ürünleri, buradaki ilgi üzerine 2015 yılında İtalya, Polonya, Çekoslovakya, Fransa ve Benelux ülkelerinde, 2016 yılı Nisan ayı itibarı ile de İngiltere’de tüketicilere ulaştı. Ürünleri Amazon Avrupa’da satılan Türk bebek beslenme ve bakım markası olan Mamajoo, “5 İşlevli Sterilizör”ü ile Almanya’nın bağımsız uzman test sitesi olan www.expertentesten.de tarafından test edildi ve rakiplerine göre en iyi puanları alarak “En İyi Ürün” seçildi.

Baby & Kid Store Mayıs - Haziran 2016

17


YARIŞMA

Kind & Jugend ve Baby Kid Store İş Birliğinde ‘Türkiye Tüketici Ödülü Yarışması’ Başladı! 18

Baby & Kid Store Mayıs - Haziran 2016


YARIŞMA

A

lmanya’nın prestijli fuarı Kind & Jugend ile sektörün tek ihtisas yayını Baby & Kid Store dergisinin ilk kez geçen yıl imza attığı ‘Türkiye Tüketici Ödülü Yarışması (Consumer Award)’ bu yıl ikinci defa düzenleniyor.

En iyi markalar alanında en iyi ürünleri ile 8 farklı kategoride ailelerin beğenisine sunuyor. Baby & Kid Store dergimizin internet sitesi platformunda gerçekleşen oylamada, anne babaların oyları doğrultusunda birinciler belirlenecek. Bu prestijli

yarışmanın sonucunda birinci olan ürünler için firma yetkililerine Kind & Jugend fuarında plaket verilirken, her kategori için oy kullanan 8 değerli anneye de birinci olan ürün hediye edilecek.

500. kişiye kategori birincisi seçilen ‘Mobilya’ ürünü hediye edilecektir 1000. kişiye kategori birincisi seçilen ‘Bebek Arabası’ ürünü hediye edilecektir 1500. kişiye kategori birincisi seçilen ‘Oto Koltuğu’ ürünü hediye edilecektir 2000. kişiye kategori birincisi seçilen ‘Seyahat & Taşıma’ ürünü hediye edilecek 2500. kişiye kategori birincisi seçilen ‘Ev İçi Güvenlik’ ürünü hediye edilecek 3000. kişiye kategori birincisi seçilen ‘Beslenme Ekipmanları’ ürünü hediye edilecek 3500. kişiye kategori birincisi seçilen ‘Oyuncak’ ürünü hediye edilecek 4000. kişiye kategori birincisi seçilen ‘Hızlı Tüketim & Hijyen’ ürünü hediye edilecek

Bebek Arabası Kategorisi

4Moms - Origami

Maxi Cosi - Stella

Britax Römer - Affinity 2

Pierre Cardin - Hero Trawel

Kanz - Orerio Bisiklet

Prego - Granada

Lite Way - Bebek Arabası

Quinny - Zapp Xtra2

Baby & Kid Store Mayıs - Haziran 2016

19


YARIŞMA

Oto Koltuğu Kategorisi

Britax Römer - Kidfix II XP SICT

Koala - Inofix 2

Ev İçi Güvenlik Kategorisi

4Moms - Breeze

Bebevo - Video Bebek Monitörü

BabyJem - Reflü Yastık Maxi Cosi - 2 Way Family

Ok Baby - Yatak Koruma Bariyeri

Aybi Baby - Korumalı Bebek Uyku Seti

Mobilya Kategorisi

Kidboo - Asansörlü Beşik

Happy Baby - Mantar Beşik

BabyBjörn - Seyahat Yatağı

Titi - Karyola

20

Baby & Kid Store Mayıs - Haziran 2016


YARIŞMA

Beslenme Ekipmanları

Mamajoo - Kulplu Eğitici Bardak

Chicco - Physio Soft Emzik

Polly - 2in1 Mama Sandalyesi

Philips Avent - Naturel Cam Biberon

Skip Hop - Pipetli Paslanmaz Çelik Suluk

Suavinex - Haute Couture

Hijyen / Hızlı Tüketim Kategorisi

Prima - Premium Care

Uni Baby - Yeni Doğan Islak Pamuk Mendil

Can Bebe - Bebek Bezi

Mamajoo - 5 İşlevli Sterilizör

BabyNeo - Yıkanabilir Bez

Suavinex - Göğüs Pompası

Baby & Kid Store Mayıs - Haziran 2016

21


YARIŞMA

Dalin - Klasik Bebek Şampuanı

Ok Baby - Onda Evol Banyo Küveti

Oyuncak Kategorisi

BabyNeo - İlk Arkadaşım

Prego - Cappy

Edu Eva - 3D Oyuncak

Tiny Love - Gymini

Edu Tech - Little Starter

FischerTİP - Fischertip

Pilsan - Active Kepçeli Traktör

FischerTechnik - Super Fun Park

Mamajoo - Silikon Dişlik

22

Baby & Kid Store Mayıs - Haziran 2016


YARIŞMA

Taşıma Ürünleri Kategorisi

BabyBjörn - Wee Kanguru

BabyJem - Islak Mendil Çantası

BabyNeo - Organik Kanguru Taşıyıcı

Quinny - Katlanabilir Portbebe

4Moms - Mamaroo

Nanan - Anne Çantası

Skip Hop - Bebek Bakım Çantası

Mamajoo - Mama Saklama Seti

Stylo - Grand Anne Bebek Sırt Çantası

Momeasy - Muslin Kundak Battaniye

Maxi Cosi - Flexi Bag

Baby & Kid Store Mayıs - Haziran 2016

23




RÖPORTAJ

“İstanbul Kids Fashion,

bebek ve çocuk hazır giyim sektörünün nabzını tutacak ” Türkiye’de uluslararası platformda bebek ve çocuk hazır giyim sektöründe yapılan tek ve en büyük fuar organizasyonlarından biri olarak öne çıkan Istanbul Kids Fashion, 2730 Temmuz 2016 tarihleri arasında, İstanbul Fuar Merkezi’nde 9. ve 10. salonlarında düzenlenecek. İhracatçı firmaları bir araya getiren fuar, Türkiye merkezli konumu ile Avrupa, Avrasya, Ortadoğu ve Kuzey Afrika pazarlarındaki 1,5 milyar müşteriyi hedefliyor. UBM ICC Genel Müdürü Erdal Baykara, Istanbul Kids Fashion ve bebek giyim ihracatı ile ilgili olarak sorularımızı yanıtladı.

26

Baby & Kid Store Mayıs - Haziran 2016

T

ürkiye’nin bebek giyim ihracatı geçtiğimiz yıla oranla 4,7’lik bir artışla 231.1 milyon dolar olarak kaydedildi. 2010 yılından bu yana istikrarlı bir şekilde artış gösteren bebek giyim ihracatında hedef pazarları ise İstanbul Kids Fashion’un da hedeflediği Asya, Avrupa, Ortadoğu ve Balkan coğrafyalarında bulunan ülkeler oluşturuyor. 0-16 yaş arası bebek, çocuk hazır giyim ve aksesuarları sergileneceği İstanbul Kids Fashion, 27-30 Temmuz 2016 tarihleri arasında, İstanbul Fuar Merkezi’nde 9. ve 10. salonlarında düzenlenecek. Türkiye’nin ihracattaki artışının fuarlarda kurulan iş bağlantıları ile daha da gelişeceğine dikkat çeken UBM ICC Genel Müdürü Erdal Baykara ile bebek giyim ihracatını ve İstanbul Kids Fashion Fuarını konuştuk. Türkiye bebek giyim ihracatından bahseder misiniz? “2015 yılı bebek giyim ihracatı bir önceki yıla oranla yüzde 4,7’lik bir artışla 220.8 milyon dolardan 231.1 milyon dola-


RÖPORTAJ

ra yükseldi. Her sektörde olduğu gibi bebek giyim sektöründe de sektörün gücü ihracattaki başarısı ile kendini ortaya koyuyor. 2010 yılından bu yana bebek giyim sektörü kararlı bir şekilde büyüyor. Bu istikrarlı artış, ihracat yapan firmalara hem yeni firmaların eklendiğinin hem de ihracatçı firmaların pazar paylarını genişlettiklerinin bir göstergesi. Bu da tabi sektör için sevindirici bir gelişme. Geçtiğimiz yıl bebek giyim ihracatı 231.1 milyon dolardı. Bu yılın ilk üç ayına baktığımızda ise, bebek giyim sektörünün ihracat kalemlerinden biri olan dokuma bebek giyim eşyası ve aksesuarı ihracatı yüzde 30 artış göstererek 27,6 milyon dolar ile en fazla artan ürün grupları arasında yerini aldı.” İhracatta bu artışın İstanbul Kids Fashion’a yansıması nasıl olacak? “Biz bu fuarı yılda iki kez düzenlemekteyiz. Ocak ayında Uluslararası Anne Bebek Çocuk Ürünleri Fuarı’nın (CBME Türkiye) içerisinde ve Temmuz ayında ‘İstanbul Kids Fashion’ adı altında gerçekleşiyor. Dünya tekstil tica-

retinde köprü vazifesi gören Türkiye, stratejik coğrafi konumu itibari ile Avrupa, Avrasya, Ortadoğu ve Kuzey Afrika pazarlarındaki 1,5 milyar müşteri için kolay ulaşım ve uygun maliyetler nedeni ile cazibe merkezi olarak kabul görüyor. İstanbul Kids Fashion, Türkiye’nin özellikle tekstil üretimi ve ihracatındaki başarısı sebebiyle, bölgede yapıldığı ilk yıldan itibaren dikkatleri üzerine çekmeyi başarıyor. Fuar, bu yıl da sergilenecek birbirinden yaratıcı tasarımların yer aldığı kreasyonlarla; bebek ve çocuk modasına yön vermeye devam edecek.” Fuarın katılımcı ve ziyaretçilerine ilişkin neler söyleyeceksiniz? “Sektörün önde gelen uluslararası imalatçılarını, tasarımcılarını ve ticari ziyaretçilerini ön plana çıkaran Istanbul Kids Fashion, katılımcısına da

UBM ICC Genel Müdürü Erdal Baykara

pazar potansiyelini arttırma konusunda geniş imkânlar tanıyor. Avrasya ülkelerinden 5.000’den fazla satın alma yetkilisi ve sektör profesyonellerinin bir araya geleceği Istanbul Kids Fashion, böylelikle ziyaretçisi için ürün

Baby & Kid Store Mayıs - Haziran 2016

27


RÖPORTAJ

ve marka çeşitliliği avantajı sağlarken, katılımcısı için de yeni iş bağlantıları kurma ve ürünlerini tanıtma fırsatı sunacak

Zincirleri, Departman Store’lar ile İthalat ve İhracatçı, Distribütör, Acenta ve Toptancılar,

Istanbul Kids Fashion Fuarını Kimler Ziyaret Etmeli? - İthalat ve İhracatçı - Distribütör, Acente ve Toptancılar - Perakendeci-Bebek & Çocuk ve Hamile Ürünleri - Perakendeci- Bebek ve Çocuk Hazır Giyim, Ayakkabı Mağazaları - Perakendeci - Anne ve Hamile Giyim Mağazaları - Perakendeci - Mağaza Zincirleri & Süpermarketler - Perakendeci - Departman Store - Satın Alma Ofisleri ve Ticaret Firmaları - Konsolosluklar - Girişimci ve Yatırımcılar - E-Ticaret Firmaları - Medya ve Dernekler

.”İstanbul Kids Fashion’da sergilenecek ürün grupları hakkında da bilgi verebilir misiniz? “Bebek ve çocuk giyim ve abiye, iç çamaşırı, çorap ve aksesuarlar, bebek ve çocuk ev tekstilinin yanı sıra hamile giyim ve aksesuarları ürün gruplarının yer alacağı fuarın ziyaretçi profilini ise Perakendeci-Bebek & Çocuk ve Hamile Ürünleri, Bebek ve Çocuk Hazır Giyim, Ayakkabı Mağazaları, Anne ve Hamile Giyim Mağazaları, Mağaza

Satın Alma Ofisleri ve Ticaret Firmaları ile E-Ticaret firmaları oluşturacak.” Fuarın ziyaretçileri için sektörün cazip yanları neler? “Öncelikle dünyanın istediği en önemli servis hızlı teslimattır. Türkiye ihracatta özellikle AB pazarına yakınlığı ile 4 haftadan bile daha kısa zamanda teslimat yapabiliyor. Pazara bu yakınlık önemli bir avantaj. Örneğin Uzak Doğu’da bu süre 2.5 – 3 ay. Ayrıca Türk

üreticilerin uluslararası şartnamelere uyum ve çevre dostu üretim konusundaki deneyimleri yeterli. Hammadde ve malzeme zenginliği, kişisel talebe yönelik küçük ölçekli işlere yatkınlık, işgücü ve maliyet avantajı, genç makine parkı, uluslararası rekabet deneyimi, girişimci ruhu ve yetişmiş işgücü mevcudiyeti, iyi eğitimli yönetici ve pazarlama elemanları Türkiye’nin sayabileceğim diğer avantajları...”

28

Baby & Kid Store Mayıs - Haziran 2016



DOSYA KONUSU

30

Baby & Kid Store Mayıs - Haziran 2016


DOSYA KONUSU

Türkiye rotasını İran’a çeviriyor Dünya ekonomisinde dengeler hızlı değişiyor. Ekonomiyi yönlendiren aktörler zaman zaman el değiştirir. Bunun en iyi örneğini geçtiğimiz aylarda yaşadık. Bir dönemin etkin gücü Rusya, dünya üzerindeki ekonomik hâkimiyetini neredeyse kaybetti. Bunun yanında dünyanın farklı coğrafyalarında Rusya boşluğunu doldurmak için farklı pazarlara yönelim başladı. Zengin kaynaklarıyla Orta Doğu her zaman konuşulan bir bölgeydi. Özellikle son zamanlarda İran bu alternatif pazar arayışında en fazla ismi geçen ülke olmasıyla dikkat çekiyor. Peki, özellikle tekstil ve hazır giyim alanında İran ne kadar doğru bir pazar? Bu anlamda İran’ın potansiyeli ne? Rusya boşluğunu doldurur mu? Bu soruların yanıtlarını araştırdık.

Baby & Kid Store Mayıs - Haziran 2016

31


DOSYA KONUSU

Tekstilde İran ile ilişkilerimize girmeden önce, Türkiye’nin dünyadaki diğer ülkelerle ilişkilerine kısaca değinerek, tekstil sektörüne genel bir bakış atmak lazım. Türkiye tekstilde ivme kazanarak, 2015 yılında 22 milyon istihdam ile ülke ekonomisinde önemli bir iş kolu olduğunu kanıtladı. Tekstil sektöründeki başarının altında uzun yıllardır bu işle uğraşılmasının, Türkiye’nin dünya üzerinde önemli bir stratejik konuma sahip olmasının, üretimin hızlı ve değişen her şarta kolay uyum sağlıyor olması gibi etkiler yatıyor. Alınan verilere göre Türkiye, yılın başından itibaren 324 milyon dolar değerinde bir oranla en fazla tekstil ve hammadde ihracatını AB ülkelerine gerçekleştirmiştir. AB ülkelerinden sonra Ocak ayından itibaren en fazla ihracatın gerçekleştiği ikinci ülke pazarı Ortadoğu olarak karşımıza çıkıyor. Tekstil ihracatında en fazla gerileyen

32

Baby & Kid Store Mayıs - Haziran 2016

bölge ise, Eski Doğu Bloku Ülkeleridir. Tekstilde ülkemiz için en önemli ülke pazarları, İtalya, İngiltere, İran, Almanya ve Bulgaristan’dır. Verilere göre, son dönemlerde tekstil ihracatında bu ülkeler ile sıkı temaslarımız oldu. Tekstilde bir dönem iyi diyaloglarımızın olduğu Rusya ile yaşanan son olumsuz siyasal ve ekonomik gelişmelerden sonra, en fazla iş ilişkileri kurduğumuz ülkeler içerisinde 25. sıraya geriledi. Rusya’nın bu boşluğu sektörde açığı kapatmak için firmaları alternatif pazar arayışına yöneltti. Yükselen pazar, İran İran’a yönelik uygulanan yaptırımların kalkmasıyla birlikte Türk firmaları rotalarını İran pazarına çevirdi. İran ile ticarette önümüzü açan bu gelişme hem Türkiye ekonomisine hem de İran ekonomisine ivme kazandıracaktır. Özellikte Rusya’nın Türk pazarından

çekilmesiyle Türkiye tekstil sektöründe İran’a yöneldi. Bunda en çok da İran’a ambargonun kalkması etkili oldu diyebiliriz. İran’ı cazip kılan nedenlerden bir diğeri de lojistik konum ve sınır komşusu olmamız olarak ifade edebiliriz. Türkiye’nin Avrupa’ya, İran’ın ise Ortadoğu’ya açılan bir köprü olması her iki ülkeyi de birbirleriyle ticari ilişkilere yönlendiriyor. Gündemde olan İran’a Türk Ticaret Merkezinin kurulması projesi ile birlikte tekstil sektöründe İran’la ticari ilişkilerin pekişmesi ve güçlenmesi beklenmektedir. 80 milyonu aşkın nüfusu ve doğal zenginlikleri ile İran iyi bir pazar olarak dikkat çekiyor. Nüfus yoğunluğu fazla olan bu ülkeye Tercihli Ticaret Anlaşmasıyla ihracatın daha da artması bekleniyor. İran’ın özellik deri başta olmak üzere %75’e varan ciddi vergi uygulamalarına rağmen ülkeye ihracat oranları yüksek.


DOSYA KONUSU

Özellikle ambargonun kalkmış olması ile birlikte gelecek dönemde ihracatta artış yaşanacağı tahmin edilirken belirlenen hedeflerinde bu yönde olduğu tahmin ediliyor. Söz konusu Anlaşmanın temel amacı iki ülke arasındaki tarifelerin indirilmesi ve tarife dışı engeller ile tarife benzeri engellerin ortadan kaldırılması, iki ülke arasında adil rekabet koşullarının oluşturulması, güvenli ve öngörülebilir bir ortam tesis edilmesidir. Bununla birlikte ticaretin çeşitlendirilmesi suretiyle ülkemiz ile İran arasındaki ekonomik ve ticari ilişkilerin geliştirilmesi ve teşvik edilmesi de amaçlanmaktadır. İran ile lojistik yakınlığımızın neticesinde, tren, havayolu ve karayolu ulaşım imkanları rahatlığı ve tüketim davranışlarımızın benzerlikleri, ortak bir tarih ve kültür paydasında buluşmamız bu bölgeye yatırımın yapılmasının iyi bir adım olabileceğini gösteriyor. Ayrıca gündemde İran pazarına 3 yılda 500 mağazanın gireceği ve toplam olarak 500 mağazanın açılabileceği

yer alıyor. Hazır giyim firmalarının ise ambargonun kalkmasıyla birlikte İran’da hedefi 1000 mağaza açmaktır. Verilere göre şuanda İran tekstil pazarında, Türkiye %27’lik bir payla ikincidir. Ülkemizin İran pazarında ikinci sırada yer alması bile ticari ilişkilerin ne yönde ilerleyeceğinin göstergesidir. Diğer yandan İran pazarında tekstilde birinci sırayı koruyan Çin gerçeğine rağmen, Türkiye’nin daha kaliteli üretimi ve sunduğu avantajlarla ilk sıraya çıkması bekleniyor. Bütün konfeksiyon yan sanayi ürünleri ihracatına baktığımızda ise İran, Türkiye’nin konfeksiyon yan sanayi ürünleri ihraç ettiği ülkeler sıralamasında 7. sırada yer almaktadır. Riskler göz ardı edilmemeli Bilindiği üzere İran’ın tekstil tarafında hızla artan bir ihtiyacı söz konusu diyebiliriz. Bu fırsat değerlendirilerek, belli inisiyatifler çerçevesinde Türkiye’nin belli başlı şehirlerinden ürünlerin İran’a satışında aktif bir lobi faaliyetlerine gidilerek, bu anlamda etkin bir Pazar araştırması yapılmalıdır.

Özelikle tekstilde önemli aktörlerden olan Bursa piyasası ve İstanbul’daki önemli tekstil üretim noktaları açısından İran pazarı Rusya sonrası toparlama dönemi olabilir. Yaşanılan ekonomik kriz sonrası Bursa ve İstanbul bu durumdan fazlasıyla etkilendi. Yaptırımların kaldırılması ve İran’ın bebek çocuk tekstili açısında önemli bir potansiyel olması bölgeyi cazip bir Pazar kılarken, diğer yanda ekonomik olarak istikrarsız bir tablo çizmesi nedeniyle adımları düşünerek ve emin atmakta fayda var. Riskleri göze alarak hareket etmeli ama krizi fırsata çevirebilmek için de geç kalmadan doğru hareket edilmelidir.

ın aşk or u n o iy mily kat çek 0 8 , k İran u ile di s nüfu

Baby & Kid Store Mayıs - Haziran 2016

33




RÖPORTAJ

i m i ş i l e G l e s i Kiş oruz? uy

uml r o Y l ı s a N

36

Baby & Kid Store Mayıs - Haziran 2016

e Koçu n m a ş a r? Y çeği m nedi dın olma ger am i ş i l e g Kişisel hayatında ka i tüyoları Yaş l İş r önem yor. i yapar? a d a n latı yatı ve iş ha da Durmaz an un Koçu F


RÖPORTAJ

Funda DURMAZ Kimdir? : Ankara’da doğup büyüdüm.1994 yılında satış alanında çalışarak başladığım iş hayatıma, İnsan Kaynakları ve Personel özlük alanlarında yöneticilik yaparak devam ettim. Deneyimlerimi, aldığım eğitimleri, gözlemlerimi, bilgi ve tecrübelerimi birleştirdim. Haziran 2015 itibari ile kendi markalaşma yolculuğuma adım attım. Bireylere, iş alanına, kendi hayatıma ve topluma daha faydalı olmak, hayatlarındaki olumlu değişimler için danışmanlık, eğitim ve bireysel seanslara devam etmekteyim. Yüzlerce seminer, dergi, radyo ve tv programlarına katılım ile hayatlara dokunarak katkı sağlamaya devam ediyorum. 2007 yılında başladığım Kişisel Gelişim alanında aldığım eğitimler; Profesyonel Koç (Professional Certified Coaching), Yönetici Koçluğu(Executive Coaching), Kuantum Terapisti (Quantum Practitioner ve Aktivist), Profesyonel Eğitimcinin Eğitimi (Professional Trainer’s Training), NLP Terapisti (NLP Master Practitioner NLP Akademi), Etkili İletişim Stratejileri ve Beden Dili, Motivasyon ve Verimli Çalışma Yöntemleri, İnsanları Etkileme ve İkna Etme Sanatı, Geleceğin Yöneticisi Eğitimi, Ekip Liderliği ve Takım Çalışması Eğitimi, İkna Yöntemleri Eğitimi, Etkili Konuşma ve Hitabet Eğitimi, İletişimde Vücut Dili Eğitimi, Dış Ticaret Eğitimi, Kariyer Yönetimi ve Planlama Eğitimi, Profesyonel İletişim, Beden Dili, İfade Yönetimi, Algı Yönetimi, Diksiyon ve Hitabet, Motivasyon Teknikleri, Zaman Yönetimi, Girişimcilik, Öfke ve Stres Kontrolü, Kariyer Planlama, NefesAccess The Barss, Biyoenerji ve Kozmik Enerji Başarılı kariyer yolculuğunuzu okuyucularımızla da paylaşır mısınız? 20 yıllık bir çalışma hayatım var. Edindiğim tecrübe, bana öğretilen ve benim öğrendiğim hayatın tüm renklerini görebilmektir. “Neden bu gökkuşağını daha fazla insana sunmayayım?” sorusu ile yola çıktım. İş hayatımda beni bu güzel aydınlan-

ma noktasına karşılaştığım zorluklardan şekillenen bir yol getirdi diyebilirim. İş dünyası çok farklı ambiyanslar ile dolu bir dünya ve bu farklılık daha güçlü olmayı, daha yüksek farkındalığı ve daha bilinçli olma zorunluluğunu beraberinde getiriyor. İşte ben de bu gereklilikler sırasında hayatımı daha pozitif bir çerçeve içerisinde renklendirmek için profesyonel eğitimler almaya başladım. Benimsediğim felsefe de “Değişim önce insanın kendisinden başlar” Ben değişirsem Dünya değişir” … Her insanın mutlaka hedef ve amaçlara sahip olması gerekliliğine inanıyorum. Bunun için sorular sorarım. “Amacım ne? Hedefim ne? Nereye ulaşmalıyım? Neye ihtiyacım var?” ve “Nnasıl bir bilgi kaynağı olurum?” İşte burada tüm cevaplar için “Ne?” yerine “Nasıl?” lar getirmek gerekiyor. İşte benim de o “Nasıl?” lar geldiği zaman kişisel gelişimle ilgili eğitim sürecim başladı. 14 yıl boyunca 11 bin çalışanı olan, kurumsal ve sektörünün önde gelen firmasın da İnsan Kaynakları ve Personel Özlük Yönetimi alanında yöneticilik yaptım. Çalıştığım kurum bana çok destek oldu ve ilk yazılarımı orada yazmaya başladım, devamında da kurum içinde seminerler vermeye başladım. Oradaki bilgiler, yaşadığım süreçler, iletişim, çalışan-yönetici ilişkileri ve birçok alan beni hem eğitti, hem de iyi bir eğitimci olmamı sağladı.

Yaşam Koçluğu nedir? detaylı bilgi verir misiniz? Funda DURMAZ: Yaşam koçunun en önemli özelliği hayatın her alanında kişi ile birlikte yürümesi ve ona yön vermesidir. Ancak bu işi yapanlar özel eğitimler almamışlarsa astroloji ile uğraşanlar da, kahve falı bakanlar da kendilerine “Yaşam Koçu” derler. +“İnsanların yüzde 5’i düşünür, yüzde 10’u düşündüğünü sanır, yüzde 85’i ise düşünmektense ölmeyi yeğler.” Yaşam Koçluğu & Koçluk, öncelikle bulunduğunuz noktayı tespit eder, ulaşmak istediğiniz noktaları net bir şekilde belirlersiniz. Sizi heyecanlandıran, hayata bağlayan bir vizyonunuz olur. En önemlisi de koçluk aldığınız ilk günden itibaren hedeflerinize ulaşmak için kendinizi eylem içinde bulursunuz. Günümüzde pek çok kişi hayatlarını tek yönlü yaşayarak veya tek bir zirveyi hedef alarak kendilerine sağlıksız bir gelecek sağlamaktadır. Örneğin kendisine sadece iş yaşamına adamış kişiler hayatlarının diğer önemli alanlarını ıskalarlar. Bir gün tek yönlü yaşamanın bedelini ağır öderler. Bu bedel bazen bir sağlık sorunu, bazen dağılmış bir aile veya depresyon olur. Böyle bir durumda kendinizi adadığınız alanın da pek bir anlamı kalmaz. Bu açıdan yaşam koçluğu bütünlüklü bir çalışmadır. Kişinin yaşamında bir denge kurmasını ve istediği hedefe ulaşmasını birlikte destekler. Yaşam lideri olmak isteyenBaby & Kid Store Mayıs - Haziran 2016

37


RÖPORTAJ

ler, Hedeflerine ulaşmakta zorlananlar, iletişim problemi yaşayanlar, Hayallerini öteleyenler, zamanı sağlıklı kullanamayanlar, Hayat vizyonu ve amacı olmayanlar, motivasyonları ve hayalleri olmayanlar, sürekli başına aynı şeylerin geldiğini düşünenler, öğrenciler, çalışanlar, kariyer hedefleyenler, yöneticiler, anneler, babalar, öğretmenler yani herkes koçluk alabilirler. Kendini koç (danışman) olma yoluna adamış veya adamak isteyen, koçluk eğitimi almış ancak henüz işin başında olan koç (danışman) arkadaşlara sunmuş olduğum bir hizmettir. Mentörlük çalışmasında profesyonel ve kişisel gelişime yardımcı olmak üzere deneyimlerimi, uzmanlıklarımı paylaşarak, soruları cevaplayarak daha kısa zamanda daha donanımlı bir koç olunmasını destekliyorum, Bu arada şunu da buradan eklemek isterim ki yaşam koçluğu Resmi Gazetede 2013 yılında yayımlanan 2013/41 sayılı karar ile resmen bir meslek haline geldi. Türkiye’de iş hayatında bir kadın olarak başarılı olmak nasıldır? “TÜRK TOPLUMU KADINA KARŞI GÜVENSİZ…” Funda DURMAZ: Türk toplumu kadına karşı güvensiz. “Kadın evde olmalı” şeklinde bir algı var. Kadının lider yahut yönetici konumunda olması erkeklerin hoşuna gitmiyor. Erkekler ancak başarılı olan ve kendisini ispatlayan kadını kabule geçiyorlar. Kadının önemini erkeği ve kadını yetiştiren en önemli kaynak olarak vurgulamalıyım! Benim de üyesi bulunduğum Platform da ödüllerimizde biz bir kaynak işçisi kadınımıza ödül verdik. Biz bu ödülü vererek bir kadının da çok başarılı biçimde tamamıyla erkeklere ait olan bir meslek dalında çalışabileceğini gösterdik. Kadın ve erkek düşünce yapısı birbirinden farklı. Eşitlik ilkesi, yasalar nezdinde, kanun, hak ve özgürlükler kapsamında vardır. Biz burada eşitiz. Diğer alanlar-

38

Baby & Kid Store Mayıs - Haziran 2016

daki farklılıklar kadının naif yapısı ile erkeğin güçlü yapısı arasındaki farklardır. “Çocuklar gelecekteki toplumdur” Bu farkındalık ile bilinçli anneler ve babalar, gelişim odaklı bir eğitim sistemi ve izlerinden gidebilecekleri Rol Modeller bu çocukların yetişmesindeki en büyük etkenlerdir. Eğitim sistemine gelişim ve iletişim odaklı özel dersler konulmalıdır. Aile birlik ve bütünlüğü, saygı, sevgi ve hayata dair bir çok konuyu eğitim sisteminin ilk basamaklarında vermek gerekiyor. Şiddet konuları neden bu kadar arttı? Şiddet gösteren kişilerin aile yaşantılarına bakmak ve travmaları görmek bugün yaşananlara ışık tutacaktır. Rol Modeli kim ise onun peşinden gider. Anne babalar çocuklarının oynadıkları oyunları incelemeli, yanlarında konuştuklarına ve davranışlarına dikkat etmelidirler. Söylemler davranışlarla bütünleşir, Davranışları daha çok dikkate alırlar. Kadınlar iş hayatında hangi sıkıntıları yaşıyorlar? Funda DURMAZ: Öncelikle şunu belirtmekte fayda görüyorum; olaylara “insan” olgusu ile bakmadığınız müddetçe ayrımcılıkla yaşamaya mahkum kalırsınız. Kadın / Erkek olarak değil önce insan bakış açısı ile bakmalıyız. Tabii ki kadınlar noktasında bir fark, bir ince çizgi olacaktır… Bu ince çizgiyi ise saygı ve sevgi üzerine inşa edilecektir. Özellikle son dönemde yaşanan üzücü olaylar bize sadece iş yaşamında değil hayatın her alanında kadın olmanın zorluğunu bir kez daha hatırlattı. Kadınlara iş hayatında mobbing uygulanmakta. Bu kadının hayatına zarar vermekte. Öte taraftan iş hayatında kadın/erkek ilişkilerinde farklı beklentilerin ortaya çıktığını görüyoruz. Net iletişim kurmuyoruz maalesef. Maskeleyerek, dolaylı anlatımlar yolu ile kurduğumuz ilişkiler de sağlıksız oluyor ve süreci kangren hale getiriyor.

“BİLGİ SATIN ALAN İNSAN KENDİSİNE YATIRIM YAPAR…” Hangi alanlarda daha yoğun olarak faaliyet göstermektesiniz? Funda DURMAZ: Eğitim, danışmalık ve koçluk işletmeler ile kişilerin ihtiyacı olan en önemli kaynaktır. Öncelikle VERİMLİLİK odaklı danışmanlık yapmaktayım. İnsan Kaynakları danışmanlığı yani seçme-yerleştirme, işe alım süreçleri, çalışan analizleri, eğitim ihtiyaç analizleri, verimlilik, iş geliştirme, iş hukuku, çalışan performansı ve yönetici koçluğu hizmetlerini bu kapsamda sunmaktayım. Yine şirketlerin mevcut durumuna göre analiz, raporlama ve ihtiyaç belirleme diğer tüm alanlarına yönelik gelişim ve verimlilik danışmanlığı hizmet verdiğim alanlar… Bu hizmetler ile şirketin büyümesi yahut küçülmesine ışık tutacak veriler ile doğru adımların atılması için finans, üretim, satış/pazarlama, Halkla İlişkiler danışmanlıklarının yapılması süreçlerinin tamamlanması sağlanır. Bu noktada şunu önemle belirtmeliyim ki, doğru zamanda doğru manevralar ile gerçekleştirilen küçülme de, kontrollü olarak gerçekleştirilen büyüme de sonuç olarak başarıya götürür. “Çalışanlarımdan hiçbiri ‘uzman’ değildir. Kendini ‘uzman’ olarak gören çalışanlarla yolumuzu ayırıyoruz. Çünkü bir işi gerçekten bilen kimse, kendini ‘uzman’ sanmaz. Her zaman çok daha fazlasını yapması gerektiğini bilir, ne kadar iyi ve verimli olduğunu düşünmez. Hep ileriyi düşünür, “İmkânsız” diye bir şey olmadığına inanır.” İşletme yahut bireyler zamanla yaptıkları işlerde körelme yaşayabilirler yahut gelişimleri yavaşlayabilir. Bu da hedeflerine ulaşmaları noktasında negatif olarak etki eder. Eğitimler işletmelerin ve kişilerin ihtiyaçları belirlenerek planlanır. Uzman eğitimlerle birlikte çalışmalar gerçekleştirilir. Eğitimler eğitimcilerin uzmanlık alanlarına göre verilmelidir. Pek çok eğitimi tek bir kişinin vermesi doğru ve sağlıklı bir yaklaşım değil. Bilginin ölçülebilir bir değeri olma-


RÖPORTAJ

dığını da önemle belirtmek gerekir. Bilgi çok değerlidir. Kim bilgiyi satın alıyorsa aslında kendisine yatırım yapıyor. Bu aslında kişinin kendisine biçtiği değerdir. Herkesin gelişme ihtiyacı vardır ve bunu insanlar belirler. Ancak bazen ego buna izin vermeyebilir. Egomuzu biz yönetiyorsak bundan zarar görmeyiz. Ancak egomuz bizi yönetiyorsa bundan ciddi zarar görürüz. Bunu o an anlamasak da uzun vadede ciddi sonuçlar doğuracaktır. Bundan sonraki süreçte Funda Durmaz neler yapacak? Funda DURMAZ: Ardımdan bırakacağım mirasın ismim olduğunu biliyorum, bu nedenle bıraktığım faydaya ve bilgiye önem veriyorum. Funda Durmaz bir marka olma yolunda ilerliyor. Bu yolda alanında uzmanlaşmış kişi yahut kurumlarla bilgilerimizi ve gücümüzü birleştirerek yol alınacağına inanıyorum. Duvar olmaktansa kapı olmayı seçmek hayatımızı değiştirecektir.

“Biz” olabilme noktasındayım. Birlik ve beraberlik içinde daha güçlü oluruz. İtiraf etmeliyim ki pozitif ayrımcılık yapıyorum çünkü kadınlar hemcinsim olarak benim için ayrı bir yerde duruyorlar. Toplumu yetiştiren temelde kadın olduğu için, kadınların farkındalığını arttırmak, kadına değerli ve kaynak olduklarını aktararak bilinçlendirmeye yönelik çalışmalar yapmak da bir diğer önemli hedefim. Önce bireylerin kendi değerlerini fark etmelerini sağlamak, Ankara’nın griliğini bu faydalarla renklendirmek ve bu renkleri tüm Türkiye’ye yaymak. Bununla birlikte tüm topluma “Biz” olgusunu aşılamak benim önemli hedeflerim arasında. “HERKES KENDİ DÜNYASINDA SEÇİMLERİ İLE YAŞAR..NEYİ SEÇİYORSUNUZ?” İş hayatında mottonuz nedir? Funda DURMAZ: Mottom farkın-

dalığın Toplumsal baza yayılması, Toplumda birlik bilinci ve Başarı. “Hata” yapmaktan, “başarısızlıktan” ve “kaybetmekten” korkmayın. Hayatta tüm hataları kendimiz yapacak kadar zamanımız yok. Bedeli başkalarınca ödenmiş dersleri kullanabiliriz. Bunların hepsi daha büyük adımlar ve yükselmek için, daha iyi ve başarılı olmak için olmazsa olmazdır. Hatalar başarısızlıklar ve kaybetmek algısı durduğunuz ve nereden baktığınıza göre değişir. Oprah Winfrey: Kendini kötü hissetmek iyidir. “Çukura düştüğünde, bunun başarısızlık olduğunu düşünebilirsin. Bazen kısa süre için bile olsa kendini kötü hissetmek iyidir. Elinden kaçırmış olduklarına üzülmek için kendine izin ver. Seni çukurdan çıkaracak olan şey ise hatalarından ders almak.” Birlik bilinci ile tüm başarılara toplum olarak en büyük imzaları atabiliriz..

Baby & Kid Store Mayıs - Haziran 2016

39




HABER

UTİB Uluslararası Ar-Ge Proje Pazarı Zirvesi sona erdi

Dünya tekstil teknolojisinin yol haritası Bursa’da çizildi

Dünya tekstil sektörü Bursa’da “UTİB Türkiye Tekstil ve Konfeksiyon Sektöründe Uluslararası Ar-Ge Proje Pazarı Zirvesi”nde buluştu. Fransa’dan Çin’e 20 ülkeden kurum ve üniversitelerin katıldığı zirvede nano teknolojiden biyoteknolojiye kadar sektörün geleceğine yönelik gelişmeler paylaşıldı

42

Baby & Kid Store Mayıs - Haziran 2016

UTİB Ar-Ge Proje Pazarı Yürütme Kurulu Başkanı Ersan Özsoy, tekstil sektörünün katma değerini artırmaya yönelik çalıştıklarını belirtirken, Prof Dr. Saad Khan da nano fiber ürünlerle ilgili gelişmeleri anlattığı konferansında sektörün bu alandaki fırsatlara odaklanmasını söyledi. Türkiye ekonomisi için ürettiği katma değer, net ihracat, istihdam ve girişimcilik açısından en önemli sektörlerin başında gelen tekstil ve hazır giyim, Bursa’da alanında dünyanın en önemli buluşmalarından birini gerçekleştirdi. “UTİB Türkiye Tekstil ve Konfeksiyon Sektöründe Uluslararası Ar-Ge Proje Pazarı Zirvesi”ne 20 ülkeden birçok kurum ve üniversitenin katıldığı etkinliklerde tekstilin geleceği ve yeni teknolojiler konuşuldu. Sektörün nano teknolojiden biyoteknoloji ve akıllı uygulamalara kadar geleceği son nokta gençlere, akademisyenlere ve iş dünyasına sunuldu. Uludağ Tekstil İhracatçıları Birliği’nin (UTİB), Bursa Ticaret ve Sanayi Odası ile BEBKA Organizasyon Ortaklığı, TÜBİTAK TEYDEB destekleri, yerli ve yabancı üniversite ve enstitülerin işbirliği ile düzenlenen zirve Bursa’da iki gün boyunca devam etti. Ayrıca zirvede, 13-14 Mayıs günlerinde düzenlenen “AR-GE Proje Pazarı Lif ve Polimer

Araştırmaları Sempozyumu” ile birçok uluslararası ve ulusal alanında uzman konuşmacı sektörün geleceğine yönelik ipuçları vererek fırsatlara ışık tuttu. Fransa’dan, İtalya’ya birçok etkin kurum zirvede UTİB’in bu yıl sekizincisini gerçekleştirdiği zirvenin bu seneki oturumuna uluslararası anlamda teknik işbirliği yapan İspanya’dan AITEX, Çin’den Beıjıng University of Chemical Technology, Belçika’dan CENTEXBEL, Portekiz’den CITEVE, Fransa’dan ENSAIT ve GEMTEX, G.Kore’den The Korea Textile Development Institute KTDI, İtalya’dan Next Technology Tecnotessıle gibi birçok kurum da katıldı. Sektörün geleceği Bursa’da tartışılırken, nanoteknoloji, biyoteknoloji, akıllı uygulamalar, kompozit ve teknik tekstiller gibi konular zirvede dikkat çekti. Türk tekstil sektörünün de bu alanlara yöneldiği ve daha da ileriye gidebilmek için uzay, savunma, havacılık, tarım, tıp, otomotiv gibi birçok alanda etkinliğini arttırmaya odaklanması gerektiği üzerinde duruldu. Zirvede, özellikle üniversite ile sektör arasında bu alanlarda farkındalık oluşturulmasının önemine değinildi. Sektör katma değerini artırmak için çalışıyor “UTİB Türkiye Tekstil ve Konfeksiyon Sektöründe Uluslararası Ar-Ge Proje Pazarı Zirvesi”’nin kazandığı uluslararası kimlik ile dünyada saygınlık kazandığına dikkat çeken UTİB Ar-Ge Proje Pazarı Yürütme Kurulu Başkanı Ersan Özsoy, “Tekstilin ülkemiz açısından son derece önemli bir sektör olmaya devam ettiğini görmekteyiz.


HABER

Türkiye’nin ihracatta kilogram başına gelirini katlayan ve 9 dolar katma değer sağlayan tekstil ve hazır giyim için daha da ileriye nasıl gidebiliriz, dünyadaki etkinliğimizi nasıl artırabiliriz gibi soruların yanıtlarını arayarak, çalışmalarımızı da bu doğrultuda şekillendiriyoruz” şeklinde konuşarak etkinliğin bu yönde kendilerine yol gösterdiğine işaret etti. Nano fiber alanında çok fırsat var North Caroline State University öğretim üyelerinden Prof. Dr. Saad Khan, konferansında saç telinden ince nano fiber teknolojiler üzerine yapılan gelişmeleri anlattı. Çalışmalarından elektrolif çekimi yöntemi, sıvı nano fiber uygulamaları gibi örnekler veren Khan, “Biyoloji, ilaç ve doku mühendisliği alanları önemli fırsatlar sunuyor. Nano fiber ürünleri çok daha farklı alanlarda da kullanabilirsiniz. Nano fiber eşsizdir ve sektörünüzde herkesle paylaşabilirsiniz” diyerek tekstil sektörüne ışık tuttu. Yarışmada dereceye girenlere 100 bin TL büyük ödül “UTİB Türkiye Tekstil ve Konfeksiyon Sektöründe Uluslararası Ar-Ge Proje Pazarı Zirvesi”ndeki yarışmalarda 5 kategoride birincilere 10, ikincilere 6 ve üçüncülere 4 bin TL ödül verildi. Toplamda 100 bin

“Zirv ed ‘Kor eki yarı şma uyuc da u teks tiller ve aske ri , teks til uy ‘Nanotek g n teks ulam oloji til v a ları v leri’, ‘Te ları’, ‘Ta e k ş e s ı teks ekipman til maki t tiller naları’, ve tı kate ‘Tıbb bb go i giren rilerind i cihazla e r ’ p veril rojelere dereceye di.” de ö dülle ri

TL’yi bulan ödüllerde birincilikleri ‘Koruyucu ve askeri tekstiller’ kategorisinde “Poliakrilonitril (pan) ile lignin kopolimerizasyonu ve karbon fiber üretimi”, ‘Nanoteknoloji ve tekstil uygulamaları’ kategorisinde “İç hava kalitesini iyileştiren perde tasarımı’, ‘Taşıt tekstilleri’ kategorisinde “Bazalt elyafı ile desteklenmiş aerojel/ atık pvc kullanarak ısı ve ses izolasyon panelleri üretilmesi”, ‘Tekstil makinaları ve ekipmanları’ kategorisinde “Bina kolonlarının güçlendirilmesini sağlayan birleşik braiding-filament sarım cihazı tasarımı” ve ‘Tıbbi tekstiller ve tıbbi cihazlar’ kategorisinde “Biyomedikal uygulamalar için mikro ve nano bileşenli hibrit iplik üretimi” projeleri kazandı. Yarışmada dereceye girenlere ödüllerini UTİB Ar-Ge Proje Pazarı Yürütme Kurulu Başkanı Ersan Özsoy, UTİB Ar-Ge Proje Pazarı Yürütme Kurulu Üyesi Pınar Taşdelen Engin ve Uludağ Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yusuf Ulçay birlikte verdi.

Baby & Kid Store Mayıs - Haziran 2016

43






HABER

Türkiye Mobilya Sanayicileri Derneği (MOSDER) Yönetim Kurulu Başkanı İsmail Doğan, uzak coğrafyalara ihracat yapamama sorununun, devletin vermeyi planladığı navlun desteğiyle çözülebileceğine işaret etti.

Navlun devlet desteği ile ihracat sorunu çözülür mü?

Konteynerin içindeki ürün maliyetiyle navlun maliyeti neredeyse başa baş geliyor

T

ürkiye mobilya sektörünün çatı kuruluşu olan Türkiye Mobilya Sanayicileri Derneği (MOSDER) Yönetim Kurulu Başkanı İsmail Doğan, giderek büyüyen mobilya ihracatında, ihracatçıları zorlayan en önemli konunun ‘navlun ücretleri’ olduğunu söyledi. Doğan, sektörün önündeki en büyük engelin, navlun maliyetlerinin yüksekliği olduğunu da belirtti. “Devlet navlun teşviki verirse ihracatımız bir anda iki katına çıkabilir” Mobilya sektörünün yıllık hedeflediği ihracatını iki katına çıkartması için önündeki en büyük engelin navlun maliyetleri olduğunun altını çizen Doğan, “Özellikle uzak pazarlara gön-

48

Baby & Kid Store Mayıs - Haziran 2016

derilen konteynerların içindeki ürün maliyeti ile konteynerin navlun maliyeti başa baş gelmekte ve ürün bedelini yükseltmektedir. Bu da fiyatlarımızın rekabetçi olmasını engellemektedir. Mobilya, havaleli bir ürün olduğu için çok yer kaplamakta. Eğer devlet navlun teşviki verirse, ihracatımızı bir anda iki katına çıkartabilir ve birçok yeni pazara rahatlıkla mobilyalarımızı ihraç edebiliriz” dedi. İhracatın artması için devletin navlun fiyatlandırması konusunda en kısa zamanda düzenleme yapması gerektiğini savunan Doğan, ABD başta olmak üzere uzak coğrafyalarla ticari ilişkilerin ancak bu şekilde rayına oturabileceğini vurguladı.

“Navlundan sonra sektörün en büyük sorunu nitelikli insan gücü” Navlundan sonra mobilya sektörünün en büyük sorununun nitelikli eleman bulamama olduğunu söyleyen Türkiye Mobilya Sanayicileri Derneği (MOSDER) Yönetim Kurulu Başkanı İsmail Doğan, “Sektörümüzün diğer sorunları, merdiven altı üreticiler ve uzak coğrafyalara ulaşamamaktır. Uzak coğrafyalara ihracat yapamama sorunun da devletin vermesini umduğumuz navlun desteğiyle çözülebileceğini düşünüyoruz. Mobilya sektörünün ülkemize daha fazla fayda sağlaması için de yatırımların hız kesmeden devam etmesi gerekmektedir. Sürdürülebilir bir büyüme için bu şarttır.”



MAKALE

OFİS KOŞULLARI VERİMLİ ÇALIŞMA SÜREÇLERİNİ ETKİLİYOR Yeni fikirler mutlulukla çalışılan mekânlarda ortaya çıkıyor

Çalışma ortamındaki fiziksel koşullar motivasyonu doğrudan etkiliyor. Co-working ofisler, çalışma alanlarında kişilerin fikirlerini paylaşıp sosyalleşebilmesine, farklı bakış açıları ile kreatif düşünceyi geliştirmesine ve üretkenliği artırmasına yardımcı oluyor. İstiklal Caddesi’nde açılan Dam, farklı meslek gruplarından kişileri bir araya getirerek verimli bir çalışma ortamı sunuyor. 50

Baby & Kid Store Mayıs - Haziran 2016


MAKALE

K

işiler, kreatif düşüncelerini besleyen ve kişisel gelişimlerine katkı sağlayan bir iş ortamında daha verimli oluyor. Edebiyattan konsere, sanattan eğitime kadar birçok aktivite ile çalışma alanlarını daha verimli hale getiren Dam, mesleklere uygun çalışma ortamları ile üyelerini istedikleri ofis ortamı ile buluşturuyor. Duyular kreatif süreci doğrudan etkiliyor Yapılan araştırmalara göre, duyuları harekete geçiren çalışma ortamları, yaratıcılığı da doğrudan etkiliyor. Fiziksel ortamlardaki sosyalleşme alanları verimli çalışma süreçlerini hızlandırırken, yeni fikirler üretmek için de doğru zemini hazırlıyor. Üretkenliği en üst seviyede tutmayı hedeflediklerini belirten Dam Yönetici Ortağı Güray Yolukar “Biz Dam’da üretkenliği, sosyalleşmeyi ve etkileşim halinde olmayı ön planda tutuyoruz. Üyelerimize sıkıldıkları ofis ortamlarından daha farklı çalışma alanları sunarak, hayal güçlerini geliştirerek çalışmalarına katkı sağlamayı hedefliyoruz. Performans alanımızda gerçekleştirdiğimiz etkinlikler ile üyelerimizi enerji veren alanlar ile buluşturuyoruz” dedi. Farklı konseptlerde çalışma ve sosyalleşme alanları Birçok alternatif ile çalışma imkânları sunan Dam’da, hazır ofislerin yanı sıra, toplantı odaları lounge alanı ve ortak çalışma alanları bulunuyor. Konsept odaları ise koçluk seansları, iş yemekleri, meditasyon ortamı ve rahat toplantı alanları gibi olanakları sunuyor. Ayrıca Dam’da çeşitli kültür sanat etkinliklerinin yapılacağı bir performans alanı da mevcut.

Baby & Kid Store Mayıs - Haziran 2016

51


RÖPORTAJ

Civil,

Uluslararası arenada etkin bir marka olmayı hedefliyor 90’lı yıllarda küçük adımlarla bebek çocuk sektörüne adım atan Civil markası, bugün zengin ürün portföyüyle oldukça geniş bir hedef kitleye hitap ediyor. Artık büyük adımlar atmaya hazırlanan Civil, yurt dışı ayağını da kuvvetlendirerek uluslararası arenada yerli bir marka olmayı hedefliyor. Markanın faaliyetlerini ve hedeflerini bize Civil Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Yıldıran anlatıyor. 52

Baby & Kid Store Mayıs - Haziran 2016


RÖPORTAJ

C

ivil markasının temelleri 1997 senesinin Kasım ayına dayanıyor. Marka ilk olarak Kartal Cevizli ilçesinde 60m2’lik bir mağaza ile sektöre giriş yapmış. O zamanlar tamamen ihracat fazlası ürünleri satan bir mağaza konseptiyle hizmet verdiklerini bizlere anlatan Mustafa Yıldıran, sonrasında şunları paylaştı; “İlerleyen yıllarda firmamızın gelişen ve yenilenen yüzüyle rotamızı bebek çocuk sektörüne çevirdik. Bu konseptimizle bugün, 1000-1500 m2 ortalamalarında mağazalarımız ve 1350’e ulaşan genç ve aktif personelimizle 56 mağazada müşterilerimize hizmet vermeye devam ediyoruz. Müşteri memnuniyetine önem vererek daha iyisini sunabilmek adına kendimizi her daim geliştiriyoruz.”

Tüketicide yeni trend; ‘Görsel ve Tarz’ önceliği ve hızlı tüketim Genel içerik olarak Civil mağazalarının %60 tekstil %40 araç-gereç, aksesuar ve kozmetik gibi ürünleri içerdiğini ifade eden Yıldıran, Civil olarak yüksek kalite standartlarını yakaladıkları kendi tekstil markalarını ve diğer markaları mağazalar bünyesinde bulundurduklarını belirtti. Yıldıran, şuanda 56 olan mağaza sayılarına, çalışmaları yeni başlayan Bursa, Kütahya, Gaziosmanpaşa’da açılacak yeni mağazaları da ekleyeceklerini sözlerine ilave etti. Türkiye’ de alışveriş alışkanlıklarının artık Avrupa’yla aynı seviyede ilerledi-

ğine dikkat çeken Yıldıran, “Alışkanlıklar, ihtiyaçlar, beklentiler tamamen “FastFasion” anlayışıyla ilerlemekte. “ Görsel ve Tarz” önceliği ve hızlı tüketim mantığı modaya da sıçramış durumda. Tüketici artık bu kritere dikkat eden ve ihtiyaca dayalı alışveriş yapan bir kitleden oluşuyor. Basit ve güncel ürünler çok çabuk kıymet görüyor. Ağır işçilikli ürünler ise daha çok özel günlerde tercih ediliyor” dedi. E – ticarette başarının sırrı güvenilir marka olmak Civil E ticaret satışını Civilim.com markası ve akıllı depolama sistemiyle hizmet veren civilim.com üzerinden, 5000 m2’lik binasıyla Türkiye’nin her bölgesine hizmet vererek gerçekleştirdiklerini aktaran Mustafa Yıldıran, “E - ticaret geleceğin en kıymetli yatırımlarından fakat güvenli ve güvenilir bir marka olmanız şartıyla. E - ticaret yeni emekleyen bir mecra, kısa sürede e ticaret hizmetini bırakan firmalar gözlemlemekteyiz buda müşterilerinin bu sektöre olan güveni etkilemekte. E - ticarette kesinlikle kurumun ölçülebilir ve ayağı yere basan güvenilir, marka değeri olan firmalar öncelikli tercih edilmektedir” diye açıkladı. Civil markasının sosyal medyada hatırı sayılır bir konumda bulunduğunu belirten Yıldıran, “Civil markası olarak takipçilerimiz ile yakaladığımız duygusal ve sıcak ilişki etkin ölçümlerde de kendini göstermektedir. Civil şuan iti-

bariyle 1.315.000 tekil takipçiye sahip. Takipçilerimize olan inancımız ve onların bizlere olan güveni yapılan paylaşımlarda kendini göstermektedir. Civil yaptığı ve yapacağı tüm etkinlik, yarışma ve ebeveynleri bilgilendirme gibi paylaşımlarını da Facebook’ da takipçileriyle paylaşmaktadır. Sosyal medyada aktif olmamızın yanında ebe-

“Civil markasıyla 2014’de koyulan hedeflerin 2015’te tamamını gerçekleştirdik. Bu %40’lık büyümenin hedef ve tahminlerinde hiç sapma yaşanmadığı gibi, 2016 yılı hedefinde de yine %40 büyüme ve 350.000 TL ciro ön görmekteyiz” veynlerle interaktif bir iletişim ağına sahibiz. ” ifadelerine yer verdi. Dünya genelinde ve ülke sınırlarında yaşanan sıkıntılı süreçlerde Civil Mağazacılığının da negatif olarak etkilemekte olduğunu dile getiren Yıldıran, diğer yandan aslında bu sürecin, Türkiye’ de perakende sektörünü (özellikle tekstil alanında) canlılık ve piyasadaki cirosal hareketlilik bakımından çokta olumsuz etkilemediğini sözlerine ekledi. Baby & Kid Store Mayıs - Haziran 2016

53




HABER

Girişimcilikte

yeni kaynak, İnternet! Ekonomiden Sorumlu Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek: Ufak meblağlar ile bir girişimin internet siteleri üzerinden fonlamasına imkân tanıyacağız.

56

Baby & Kid Store Mayıs - Haziran 2016

G

irişimcilik internete kayıyor. Günümüzde etkinliği her geçen gün artan internet için yeni düzenlemeler yapılıyor. Ekonomiden Sorumlu Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, çok sayıda

yatırımcının ufak meblağlar ile bir girişimi internet siteleri üzerinden fonlamasına imkân tanıyan yeni nesil finansman aracı “kitle fonlaması” sistemini Türkiye’de hayata geçirmeye yönelik hazırlık içerisinde oldukları kanun çalış-


HABER

masını birkaç ay içinde tamamlamayı hedeflediklerini bildirdi. Şimşek, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 2008 küresel finans krizi sonrasında finansmana erişimde sıkıntı yaşayan erken aşama işletmelerine yönelik alternatif finansman kaynaklarının ön plana çıkmaya başladığını belirterek, bunlardan en iddialısı ve en hızlı gelişeninin ‘kitle fonlaması’ sistemi olduğunu söyledi. ‘Kitle fonlaması’ yeni nesil finansman aracı Kitle fonlamasının, tek başına kayda değer bir etki oluşturamayacak çok sayıda yatırımcının ufak meblağlar ile bir girişimi internet siteleri üzerinden fonlamasına imkân tanıyan yeni nesil bir finansman aracı olduğunu ifade eden Şimşek, “Yani kitle fonlaması, tek başına bir şirketi inceleyemeyecek

ve yatırım süreçlerini yönetemeyecek bir yatırımcının kendisi gibi binlerce yatırımcıyla birlikte bir hayalin gerçeğe dönüşünü izlemektir” dedi. Kitle fonlamasının başta ABD olmak üzere birçok ülkede hızla büyüdüğüne ve yatırımcıların sınır ötesi yatırım yapmalarının temel araçlarından birisi haline geldiğine dikkati çeken Şimşek, 2012 yılında 2,7 milyar dolar küresel hacmi olan kitle fonlaması yatırımlarının 3 yıl içinde yaklaşık 13 kat artarak, geçen yıl 34,4 milyar dolara yükseldiğini kaydetti. Şimşek, bu rakamın 2016 yılında küresel girişim sermayesi yatırımlarını aşmasının beklendiğini bildirdi. ”İnternet erişimi olan herkes girişime ortak olabilecek” Kitle fonlamasının sadece finansman

sağlanmasına aracılık etmediğini ifade eden Şimşek, bunun ayrıca girişimcilerin daha düşük maliyet imkanı ile yeni sermaye kaynaklarına ulaşmasına, bir reklam işlevi görerek yeni girişimcilerin piyasaya açılmasına, pazar odaklı değerleme ve piyasa araştırmasına, yatırımcıların da geniş bir çerçevede yatırım yapmalarına olanak sağlayacağını kaydetti. Başbakan Yardımcısı Şimşek, “Girişimcinin yatırımcıya, yatırımcının girişimciye erişiminde fiziki engeller kalkacak, internet erişimi olan herkes girişimlere ortak olabilecek; girişimcileri desteklemenin manevi hazzını yaşarken başarılı olacak girişimlerden de yüksek miktarda kar elde etme imkânına kavuşacaktır” değerlendirmesinde bulundu. Kaynak: AA

Baby & Kid Store Mayıs - Haziran 2016

57




RÖPORTAJ

Klips müşterilerin hayallerini tasarımlarında buluşturuyor Köklü bir aksesuar markası olan Klips, bünyesindeki zengin aksesuar çeşitleri ile özellikle bebek sektöründe faaliyet göstermektedir. Bu işin ilk kurucuları olan markayı daha yakından tanımak adına sorularımızı yönelttiğimiz Genel Müdür Fatma Bertuğ, müşteri memnuniyetine önem veren bir anlayışla sağlıklı ve kaliteli üründen ödün vermediklerini anlattı.

Klips markasının öyküsü oldukça eskilere dayanıyor. 1976 yılından bu yana Türkiye’de fermuar, çıt çıt gibi aksesuarları seri üretim olarak üreten ilk firmalar arasında yer alıyor. Bu alanda tecrübelerini markaya aktaran Fatma Bertuğ, farklı kreatif ürünler üreterek bu alanda Türkiye ve Orta Doğu’da rüştünü ispatlamış biri. Bugün aksesuar sektörünün alt yapısının oluşumunda da aktif bir role sahip olan marka, 1980 senesinde Türkiye fermuar ve çıt çıt üretimine adım attı. Fatma Bertuğ, günümüzde bünyelerinde tam olarak 200 değişik çeşit metal aksesuarları bulunduğunu ve daha çok bebek sektörüne yönelik üretim yaptıklarını belirtti.

60

Baby & Kid Store Mayıs - Haziran 2016

Çevreye duyarlı üretim Müşterilerle ürünlerini makul fiyat ve sağlık standartlarına uygun olarak buluşturduklarını ifade eden Bertuğ, “Üretimde sağlık faktörü bizim en önem verdiğimiz husus. Ürettiğimiz ürünlerde bu kriteri göz ardı etmediğimiz gibi, çevreye de duyarlı olarak zarar vermemeyi önemsiyoruz” dedi. Sağlıklı olmasına önem verdikleri ve kaliteden ödün vermedikleri ürünlerin gerekli kuruluşlar tarafından denetlenerek onaylandığını vurgulayan Bertuğ, ürünlerin tüm testlerden geçtiğini paylaştı. Firmada ağırlığı ihracat oluşturuyor Başarılı bir firma olmanın altın kuralı

olan kalite, uygun fiyat, hızlı servis ve güler yüz gibi önemli unsurları bünyelerinde barındırdıklarını ve bu kriterleri kendi alanlarındaki rakiplerinden bir adım önde olabilmek için kullandıklarını belirten Bertuğ, ürünlerinin %90’ını yurt dışına ihraç ettiklerini sözlerine ekledi. Yılların birikim ve tecrübeleri doğrultusunda Klips markasının etkinliğinin sadece Türkiye ile sınırlı olmayarak yurt dışında da etkin bir profil çizdiğini söyleyen Bertuğ, sözlerini şöyle sürdürdü; “Bizim en büyük avantajımız bu sektörde yılların verdiği tecrübe ve birikime sahip olmamızdır. Bu nedenle bu alanda böylesi bir başarı yakalamamızda bu tecrübelerin çok fazla etkisini gördük. Yıllar geçtikçe, tuğlaların hep üzerine ekleyerek ve yeniliklerle öncülük yaparak devam ettik. Aksesuar alanında üretim teknikleri üzerine bulduğumuz yeniliklerin Türkiye’de ve dünyada takip ediliyor olması bizim için gurur vericidir.” İhracat faaliyetleri noktasında oldukça geniş bir portföy sahip olduklarını aktaran Bertuğ, Taiwan’da dahil olmak üzere Avrupa ve Asya’da 20 farklı ülke ile ticari ilişkilerinin devam ettiğini ifade etti. Üretimde müşteri beklentisi ilk sırada… Aksesuar alanında bir moda olduğunu ama bunu hazır giyim ya da mobilya sektörleri gibi ele almamak gerektiğini dile getiren Bertuğ, “Aksesuarda yenilikleri takip etmekle birlikte modadan çok müşterilerin beklentileri doğrultusunda üretim yapmak bizim için daha önemli. Bunun yanında kalite noktasında standartlara uygun ve kullanımı kolay ürünler diğerleri arasından sıyrılır. Bizde üretimde müşterilerimizin hayalleri ve talepleri-


RÖPORTAJ

ni dikkate alarak müşteri memnuniyetini ön planda tutmaya çalışıyoruz. Bu alanda piyasadaki birçok ürüne göre iyi bir konumda olduğumuzu belirtmeliyim” dedi. Aksesuarların üretimi aşamasında renk kaplama ve desen olarak müşterilerin istekleri doğrultusunda hareket ettiklerini ifade eden Bertuğ, bunun yanında firmaların logolarına da aksesuarlar üzerinde yer verdiklerini ifade etti. Yurt içinde ve yurt dışında düzenle-

nen fuarların sektör açısından verimli geçtiğini aktaran Bertuğ, hem yurt içi hem yurt dışı fuarlarına aktif olarak katılım sağladıklarını da sözlerine ekledi. Sektörde meydana gelen birçok ekonomik krizi ve sıkıntıları geride bırakarak ayakta kalabilmiş bir firma olarak, 2016 yılında Türkiye’de ve dünyada yaşanan olumsuz yöndeki gelişmeleri nasıl değerlendirdiğini sorduğumuz Fatma Bertuğ, “Geçmişte yaşadığımız ekonomik dalgalanmalar bize bugün

bu sorunlarla nasıl baş edip ayakta kalabileceğimiz noktasında önemli bir tecrübe oldu. Böylece fırtınada gemiyi nasıl yürütebileceğimizi öğrendik. Sektördeki fırtına elbet bir

“Fırtına elbet bir gün durulur. İş dünyasında en önemlisi o fırtınaya göğüs gerebilmek”

dün dinecek, o zaman engin sulara doğru açılma vakti. Bunun öncesinde rotanın sağlam olması ve dengede kalabilmek en önemlisi. Bunu başarabilen firmalar yerini sağlama alır” diyerek sözlerini noktaladı.

Baby & Kid Store Mayıs - Haziran 2016

61


GUSTO

GUSTO

İ

stanbul kazan, biz kepçe misali tüm lezzet duraklarını gündemimize aldık. İş temposundan sıyrılıp kısa bir mola vermek istediğimizde ya da güzel bir iş yemeği organize etmek istediğimizde, bazen nereye gideceğimiz konusunda ufak bir kararsızlık yaşarız. Bulunduğumuz mekânın keyifli olması ve göze hatip etmesi kadar menüsünde sunduğu lezzetlerde bizim için önemli. Tam da bu noktada yazar Orkun Bulut, bize kendi gözünden mekânları ve muhteşem lezzetleri yorumluyor.

Klasikleşen Brasserie

15-20 yıl önce kebabı ocakbaşından restoran kimliğine sokan markalardan biridir Tike. Daha sonra şubeleşirken yapılan hatalar, ortaklar arasındaki anlaşmazlık derken marka eski büyüsünden uzaklaştı. Birkaç yıl önce Beylerbeyi’nde tekrardan hayat buldu Tike. Hem de markanın ilk günlerindeki başarısındaki büyük payı olan Seçkin Gönler’in patronluğunda. Favori seçenek: Yağlı Kara Özellikle Anadolu Yakası’nın Yalı sakinleri çok seviyorlar Tike Beylerbeyi’ni. En gözde lezzet ise ‘Yağlı Kara’. Bazen Ali Ağaoğlu tümünü yaptırıp arkadaşlarıyla buluştuğu yere istiyor. Mesela Hayırlı Sabancı… Buradaki salatayı kendine göre yorumlatıyor, Seçkin Gönler’de bunu mönüsünde ‘Hayırlı Salata’ diye müşterilerine sunuyor. Eğer yolunuz Beylerbeyi’nden geçerse mutlaka bir ‘Yağlı Kara’ tadın derim…

62

Baby & Kid Store Mayıs - Haziran 2016

Bağdat Caddesi’nde şimdiden klasik olmuş mekanlardan biri de Brasserie Polonez. 2009’da Paladium’da açıldıktan sonra Caddebostan’da da şubeleşen marka günün her saati tıklım tıklım dolu. Galip Kaşkaya’nın işletme müdürlüğünü yaptığı mekanda et seçenekleri beğeniliyor. Özellikle hanımlar, başlangıçlar arasındaki paçanga böreğine bayılıyorlar. Brasserie Polonez’in en özel spesyeli Chateau Briand diyebiliriz. 2 kişilik sipariş edilen Chateau Briand’ı özel yapan ise ayrı tabaklarda gelen 4 farklı sos. Polonez’in özel şarküteri ürünü olan ‘Dev Sosis’i de şiddetle tavsiye ederim. Tatlı olarak ise frambuaz ve orman meyvelerinden yapılan ‘Sihirli Dağ’ mönüde en çok tercih edilen seçenekler arasında.

Yalı sakinlerinin vazgeçilmezi


GUSTO

Yeşilköy’ün yeni etçisi

Herkesin ‘Ölmeden Önce Yapılacaklar’ listesi vardır. Dünyada ki terimiyle bu ‘Bucket List’te belki de en fazla görme isteği uyandırılacak yerlerin başında Kapadokya gelir. Belki bizim ülkemizde olduğu için gerekli özeni göstermiyoruz, dünyadaki sıradan destinasyonları tercih ederken bu volkanik harikayı erteliyoruz. Her yıl defalarca gittiğim her iklimi başka güzel olan Kapadokya’nın gelişimine de yakından tanık oluyorum. Eskiden yöre halkının evlerini, odalarını kiraladığı bölge şimdilerde kendi otel markalarıyla lüksü tekrardan tanımlıyor. Özellikle Uçhisar bölgesindeki oteller dünya tasarım dergilerine konu oluyor. Bunlar arasında benim en çok ilgimi çeken, hatta beklentilerimi farklı bir seviyeye çeken marka Ariana Sustainable Luxury Lodge diyebilirim.

Türkiye’nin ilk dry aged beef oluşumu diyebileceğimiz Armutlu’daki Dükkan Steak House’un ilk şeflerinden Hikmet Adıbelli geç de olsa kendi yerini açtı. Yeşilköy’de Steakinn by Hikmet ismiyle bir yer açan Adıbelli şimdiden bölgenin en bilinen etçisi. Daha önce bölgede birçok markayla ortaklık yapan Hikmet Şef, yüzde 100 kendisinin olan ilk mekanı için et tedarikiyle bire bir ilgileniyor. Tüm etlerini Balıkesir’den kendisi seçerek alıyor. Başarısında ki en büyük etken ise sadece kıvırcık kuzu kullanması diyebilirim. Mekan 30 içeride 30 da dışarıda olmak üzere 60 kişilik kapasiteye sahip. Hikmet’in spesiyallerine gelirsek; dana sırt, kaşarlı köfte, sıcak füme öne çıkanlar arasında. Yeşilköy eşrafı bu seçenekler kadar markanın hamburgerlerini de çok seviyor. Hikmet’in kullandığı ekmek ve köfteyi ızgaralama biçimi ürünün sevilmesinde büyük etken...

KAPADOKYA’NIN LÜKS ALGISI DEĞİŞİYOR

SÜMER İSİMLİ ODALAR Markanın kurucusu Koray Edemen’in her ayrıntıyla tekrar ilgilendiği otelde oda isimlerinde Sümer isimleri kullanılmış. Her odanın kendine has özellikleri olmasının yanı sıra kaya/mağara odalara göre çok daha konforlu bir tasarım uygulanmış. Odalar için özel döşeme, möble, aydınlanmanın yanında duvarlar için spreyler kullanılmış. Washington D.C’de yaşayan ODTÜ mezunu Edemen’in bir diğer önem verdiği husus ise çevreci bir tesis olabilmek. 11 odalı bu otel elektriğinin yüzde 20’sini kendisi üretmeyi başarıyor. MOR PANTOLONLU SERVİS ELEMANLARI Tesisin içerisinde bulunan restoran ‘The Plum’ size Michelin yıldızlı bir mekandaymışsınız gibi hissettiriyor. Herkesin adını gelmeden ezberlemiş, mor pantolonlu servis elemanları, senkronize hareketli sunumlar bırakın Kapadokya’yı Türkiye turizm sektörünün bile çok üstünde. İsteyenler için yöre ürünlerini kullanıp evrensel bir tadım mönüsü hazırlanmış. Özellikle uskumru ceviche, dana kaburga etli ravioli ve fırında kuzu incik şefin özel soslarıyla çok iyi harmanlanmış.

ŞAHENK’TEN BÖLGEYE DESTEK Uçhisar bölgesindeki lüks algısı Ariana’yla sınırlı kalmayacak. Ferit Şahenk’in satın aldığı Argos’da büyük bir yatırımla açılmayı bekliyor. Hatta Şahenk bölgeye verdiği önemden dolayı hatırı sayılır bir meblağ vererek bölgenin tüm altyapı tadilatını üstlenmiş.

Baby & Kid Store Mayıs - Haziran 2016

63


RÖPORTAJ

Miniço e- ticaret ve fiziksel mağaza ile büyüyor Miniço markası fiziksel mağazaları e-ticaret ile destekliyor. 2016 yılında etkili bir planlama yaparak emin adımlarla marka bilinirliğini oturttuklarını ifade eden Miniço Koordinatör & Operasyon Müdürü Recep Albayraktar ve Satın Alma Direktörü İlker Toprak sorularımızı yanıtladı.

M

iniço’nun bugün Türkiye’nin en önemli çocuk, bebek ve araç gereç firmalarından biri haline gelmesinin öyküsü aslında ibretlik bir başarı öyküsünün ardında saklı. Temelleri ilk kez doksanlı yılların sonunda Kemal Umur tarafından Kasımpaşa’da yaklaşık 60 m2’lik mağazada atılan şirket, bugünkü yapıya ulaşana kadar adım adım ilerlemiş. Türkiye’nin 11 ilinde 23 noktada ortalama 600 m2’de faaliyet gösteren bir şirket haline gelmesinde, Umur kardeşlerin işlerine sahip çıkmaları, mağazacılık ve perakendecilik süreçlerinin gerektirdiği adımları bilerek, anlayarak ve sürecin her aşamasında bunu koruyarak başardıklarını görüyoruz. Şirketin bel kemiğini oluşturan düşünce ile bir marka olma sürecinde yaşananları Recep Albayraktar’dan dinledik; “Her işin kendine, doğasına özgü zorlukları vardır fakat ‘perakendecilik yaşayan bir iştir, kesinlikle ofis alanlarında ya da plazalarda masa

64

Baby & Kid Store Mayıs - Haziran 2016

başında alınacak kararlarla yönetilemez ‘ anlayışı ile hareket edildi. Şirket, yıllar içerisinde açılan her mağazanın bir diğerini açacağı süreci başlatmakla kalmayıp süreç içinde şirketin vizyonunu belirleyerek buna uygun yapısal değişimleri de yenilikçi anlayış ile tamamlamamış. Bu bakış açısı, Miniço’yu sektörün en önemli çocuk giyim perakende firmalarından biri haline getirmesinde yol gösterici olmuştur.” Amaç ürünü ön plana çıkarabilmek Miniço markasının ‘Bu benim dünyam ‘sloganı ile müşterilerine alış veriş kolaylığı sağlayarak, mağaza dizaynlarında dekorasyonu değil, ürünü ön plana çıkartan mağaza ekipmanları kullandıklarını aktaran Albayraktar, “Mağaza dekorasyonları belirlenirken, şirketlerin farklı olabilmek adına sürekli bir kimlik arayışları içinde olduklarını görüyoruz. Ne yazık ki sonrasında bu arayışlar tamamlan-

madan şirketlerin yok olduklarını da gözlemliyoruz. Mağaza dekorasyonları belirlenirken ‘dekorasyonun ürünün önüne geçmesi ’ tehlikesi ile karşı karşıya kalmamak için, ürün ve hedef kitle analizinin çok doğru planlaması gerektiğine inanarak lokasyonlarımızı dizayn ediyor, belli periyotlar ile lokal renovasyon çalışmaları yapıyoruz” dedi. Üretim yerine tercih, privatel label ürün konumlandırma Miniço bebek ve çocuk dünyası olarak, ebeveynlerin yeni doğan bir bebeğin 14 yaşına gelinceye kadar tüm ihtiyaçlarını karşılayabilmek adına zengin bir portföye sahip olduklarını paylaşan Toprak, “Miniço, tekstilden, aksesuara, araç gereçten, ayakkabıya kadar yaklaşık 4000 ürün çeşidi barındırıyor ve 350’nin üzerinde firmadan ürün temin ederek müşterilerimiz ile buluşturuyoruz. Bu konudaki en önemli avantajımız, tedarik kabiliyet


RÖPORTAJ

ve kapasitemizin avantajlarını müşteri menfaati fiyatlara dönüştürmek olarak açıklanabilir” ifadelerine yer verdi. Perakendecilik ile üreticiliğin farklı dinamikleri farklı kontrol noktaları ve hedef kitleleri olması sebebi ile aynı çatı altında yürütülmemesi gerektiğinden, firma olarak üretim yerine private label ürün konumlandırmaları yaptıklarını ve üretimin getireceği dezavantajlardan etkilenmediklerini belirten Toprak, tüm enerjilerini en iyi bildikleri işe perakendeye aktardıklarını dile getirdi. Perakendecilik ile mağazacılık aynı olmamakla birlikte farklı dinamik ve değişkenlere sahip olduğunu ifade eden Albayraktar, “Bu nedenle de bu iş hırslarla yapılacak bir iş değil. Bizim için ‘rekabet yoldan çıkartır ‘sözü kuraldır. Geriye dönüp baktığınızda hepimizin bildiği birçok firma hırslarına kapılarak işletmelerini işleyemez haline getiren yönetimler sebebi ile bu gün tamamen yok olmuşlardır. Aslında çok kapsamlı olan mağazacılığın temelinde %80 matematik %20 planlama yatmaktadır. Bu oranları doğru işletecek yapıya bilgi ve vizyona sahip değilseniz, perakendeciliği yalnızca mağaza açmak olarak görürseniz tıpkı önümüzdeki örnekler gibi yok olursunuz” açıklamalarında bulundu. Perakendeciliği bisiklete binmeye benzeterek belli bir hızda pedalları çeviremezseniz düşerseniz diyen Albayraktar, bu işte her yıl şirket girdilerindeki artış kadar, işi büyütmenin de zorunlu olduğunu ve en az girdi artışı oranında mağaza açmama durumunda artan masrafların firmaları eritmeye devam edeceğini aktardı. Agresif bir büyümenin kontrol edilemeyen piyasa değişkenleri açısından bakıldığında risk oluşturduğunu belirten Toprak, 1000 m2 de yapılan işin 3000 m2 ye taşındığında ciro artarken m2 verimliliğinin düştüğünü sözlerine ekledi. Mağaza lokasyon seçiminde tüm veriler değerlendiriliyor Lokasyon seçimlerinde kendilerine özgü ve çoğunlukla bilimsel yaklaşımlarla meç ettikleri fizibilite çalışma-

ları olduğunu anlatan Toprak, “Mağaza ve lokasyon tercihlerinde dikkat ettiğimiz özelliklerden biri, öncelikle 600 m2’den daha büyük alanlar olmasıdır. Önerilen lokasyonun demografik yapısından, gayri safi milli hasıladan aldığı orana, mağazanın giriş kapısının önündeki basamak sayısından il ya da ilçe ise mevcut nüfusun içindeki çocuk oranına, lokasyonun önünden dakikada geçen müşteri sayısından kolay ulaşılabilirliğine kadar 39 kalemde fizibilite çalışması yapıyor ve böylece lokasyon ile ilgili nihai kararımızı alıyoruz” diye açıkladı. İlker Toprak, müşterilerin talep ve tercihlerini doğru analiz etmek için CRM çalışmaları gerçekleştirdiklerini ve bunun sonucunda spesifik örnekleri baz almazsak, tercih ve talebin özellikle tekstil ürünlerinde hijyen, kalite ve sağlık üçlemesinde birleştiğini gözlemlediklerini de belirtti. Marka olarak önceliklerinin daima bebek güvenliği ile sağlığı olduğunu dile getiren Toprak, “Sunduğumuz ürünlerin insana ya da doğaya zararlı boya ya da kumaş içeriği barındırıp barındırmadığını kontrol ediyor ve gönül rahatlığı ile mağazalarımıza, tüketicilerimize ulaştırıyoruz” dedi. E- ticarete büyük yatırım Dünyadaki değişimlere bakılarak ileride fiziki mağazaların yerini sanal mağazalara bırakacağını ön gördüklerini belirten Toprak, devamında şunları kaydetti; “E-ticaret departmanımız ile ilgili ciddi yatırım kararları aldık ve departmanımızı her yıl nicelik ve nitelik olarak yeniledik, büyüttük. Bu konuda başarılı olan firmalar ile ilgili

araştırmalar yaparak doğru yönlerini araştırdık ve kendimize uyarladık. Ciddi fiyat rekabetlerinin yaşandığı sanal ticarette var olabilmeniz için yapılmayanı yapmak, hızlı reaksiyon kabiliyetine sahip olmak rakiplerinizden sizi ayıran en önemli özellik olacaktır. E-ticaret ortamında olacaksanız fiziki mağazanızın müşteri nazarında güven oluşturan bir unsur olduğunu unutmamak lazım. E-ticaretten satın alınan bir ürünün fiziki lokasyondan müşteriye teslim edilmesi ve yine e-ticaretten satın alınan ürünün fiziki lokasyondan iadesi yada değişimi gibi farklı özellikler Miniço com .tr’yi rakiplerinden ayıran belirgin ve üstün özellikleridir.” Toprak, özetle e- ticaret sayesinde küresel çapta iş yapabilmenin yanında, müşteriye her an ulaşabilme avantajına sahip olduklarını da sözlerine ekledi. Baby & Kid Store Mayıs - Haziran 2016

65


RÖPORTAJ

66

İhracatta yurt dışı partnerleri; Türkmenistan, Kuveyt, Azerbaycan, Fas ve Arabistan Perakendecilikte başarı için ekip işine dikkat çeken Albayraktar, bunun için mağaza dizaynlarında personellere sosyal alanlar belirlediklerini ve personel eğitimlerine her yıl bütçe ayırdıklarını belirtti. Perakendecilikte riskleri tolere edebilmek için sürekli bir B planı ve farklı pazar paylarının olması gerektiğine dikkat çeken Albayraktar, “İthalat ve ihracatı bu anlamda çok önemsediğimizi belirtmek isterim. İhracatta yurt dışı çalışmalarımız partnerlerimizle Türkmenistan, Kuveyt, Azerbaycan, Fas ve Arabistan ile devam etmekte diğer yandan Iraklı partnerimizle Irak pazarı için 2015 yılı ortasında distribütörlük anlaşması imzalayarak önemli çalışmalar gerçekleştirdik. 2016 başında Fransa, İngiltere

Yeni Miniço mağazası Keşan’da hizmete açılacak Son 10 yılda bebek çocuk gereçleri sektöründe yaşanan büyüme ve farkındalığa değinen Albayraktar, “Ebeveynlere yaşam kolaylığı ve pratiklik sağlarken bebeklere güvenlik ve konfor sağlayan ürün gruplarının Türkiye’deki pazar payının 4 milyar TL’lik büyüklüğe ulaşmış olması araç gereç ürün grubunun önemini arttırdı. 2015 yılı mayıs ayında getirilen ek vergiler sebebi ile ürün maliyetlerinde %80’lere varan değişimler yaşandı. Artan maliyet fiyatları sebebi ile en önemli endişe konusu haline gelen merdiven altı araç gereç üretiminin artmış olması ise kaçınılmaz sonuçları da beraberinde getirecektir” diye anlattı. Bebek çocuk sektörünün gelişme noktasında daha işin başında olunduğuna dikkat çeken Toprak, ellerindeki verilere dayanarak Türkiye’de her yıl

alanında gerçekleşen birçok değişiklik sebebi ile daha önce tecrübe edilmemiş bir yıl olmadığını aktaran Recep Albayraktar, “Yılın ilk üç ayında birçok şirket bütçelerini artan girdiler sebebi ile tekrar tekrar revize etmek ve özellikle kur baskısı altında maliyet tutturmak için ciddi mesailer harcadı. Hatta bazıları ilk üç ay bütçe yapamadı ama hamdolsun biz bu konularda tüm tedbirlerimizi önceden aldık ve yılbaşında yaptığımız bütçelerimizde en ufak bir değişiklik yapma ihtiyacı hissetmedik. 2016 yılının ikinci yarısını da önceden aldığımız tedbirler ve planlamamız ile başarılı bir şekilde geçireceğimizden eminiz. Yılın ilk 4 ayında 4 lokasyonumuz da renovasyon çalışmaları gerçekleştirdik ve bünyemize 3 yeni mağaza daha dâhil ettik” dedi. Haziran ayında Keşan Bendis alışveriş merkezinde açıla-

ve Almanya’yı kapsayan bir temsilcilik anlaşmasına daha imza attık ve gerek ithalat gerekse ihracatta önemli cirolara ulaştık. Yurt dışında mağazalaşmak için çalışmalarımız devam ediyor. Bu konuda önemli hedef ve alanlar belirlediğimizi belirtmek isterim” diye paylaştı. Fuarların önemli etkileşim alanları olduğunu ve iş bağlantıları kurmak ve pazarı yakından takip etmek adına etkili olduğunu belirten Toprak, yurt içi ve yurt dışı fuarlarını ziyaret ettikleri ifade etti.

1.3 milyon çocuk dünyaya gelirken yıllık oto koltuğu satışında 110-120 bin adet yani %10’luk bir tablonun olduğu belirtti. Devamında özellikle bebek arabası satışında 300-350 adet yani %25 seviyesinde olduğumuzu ve bunu %86-90 oranında olan AB ülkeleri ile kıyasladığımızda gelişme sürecinde gidilecek çok yol olduğunun göstergesi olduğunu ifade etti. Bebek çocuk sektörünü değerlendirecek olursak, 2016 yılının perakendecilik

cak mağazaları ile yollarına devam edeceklerinin sinyallerini veren Albayraktar, kısa, orta ve uzun vadeli projeksiyonlarının 2020 yılına kadar belirlendiğini ve tüm çalışmalarının bu projeksiyonları hedef alarak ilerlediğini sözlerine ekledi. Recep Albayraktar son olarak, 2017 yılı da bu projeksiyonda kararlı büyüme ve verimlilik artışları ile yola hız kesmeden devam edilecek bir yıl olduğunu belirterek sözlerini noktaladı.

Baby & Kid Store Mayıs - Haziran 2016


RÖPORTAJ

Organickid, organik bebek ürünleri ile sektöre yeni bir soluk getiriyor

Faaliyet hayatına 2013 yılında adım atan Organickid çok yeni ama bir o kadar da gelişme gösteren bir marka olmasıyla dikkat çekiyor. ‘Organik üretimin farkı nedir?’ sorusunun yanıtını Marka Kurucusu Merve Akıncı ile konuştuk.

A

merika’da eğitim aldığı dönemlerde organik tekstil ile tanışan Merve Akıncı, çocuğunu dünyaya getirdikten sonra ‘Organickid’ markasını Türkiye ile buluşturdu. Markayı yakın markaja alıyoruz, Merve Akıncı bize Organickid markasını anlatıyor; “Türkiye’de organik ürüne ihtiyaç olduğu fikrinden yola

çıkarak 2013 yılının Mayıs ayında markamızı faaliyete başlattık. Türkiye’de her kesime erişebilmesi için Organickid markasını ulaşılabilir ve ekonomik fiyatta tuttuk. İlk olarak kar marjımızı düşük tutarak hastane çıkış ürün grubumuz ile başladık. Bunda, Topkapı İplik firması altında üretici olmamız ve üretimin her aşamasını kendi bünyemizdeki bir tesiste gerçekleştirebiliyor olmamızın etkisi büyüktü. Farklı kitlelere de ulaşabilmek için yeni hedefler belirledik. Organickid olarak Avrupa’dan açılmayı planlayarak başladık. Almanya’da bulunan e-ticaret kanalları yoluyla ilk adımımızı attık. Yalnız Türkiye’de yer edinmek ve büyümek her zaman hedeflerimiz içindeydi. Bu yüzden 2015 yılı içinde stratejilerimizi çift taraflı belirledik. Yurt dışı için ayrı bir ekip ve yurt içi için ayrı bir ekiple çalışmaya başladık” dedi. İtalya’daki acentaları kanalıyla tüm Avrupa’ya satış imkanı sunduklarını da ekleyen Akıncı, “Türkiye’de ise çeşitli bebek ve organik mağazalarına

bayilikler vermeye başladık. Şu anda İstanbul’da sektör içinde birçok bölgeye hâkimiz. Hedefimiz bunu Türkiye genelinde de sağlayabilmek. Online kanallardaki çalışmalarımız bu yönde devam edeceği gibi offline kanallar yoluyla da her kitleye ulaşmaya devam edeceğiz. Ayrıca 2016 yılı içerisinde Amerika ve Çin gibi hedeflerimiz ve anlaşmalarımız da şu anda mevcut. Ürünlerimizin mağazalara satışını yaparken tekstilin yanında tamamlayıcı ürünlere de yer veriyoruz. İtalya’dan bebek ve yetişkinler için organik sebze ile üretilen Linea Mamma Baby markalı banyo bakım ürünlerini getirdik” ifadelerine yer verdi. Organik tekstilin farkını ve sağlık açısından sunduğu avantajları açıklayan Akıncı, organik olan ürünlerde GOST sertifikasının olmasının sağlık açısından önemli olduğuna ve organik ürün için kullanılan iplikten, boyaya hatta aksesuara kadar her aşamada kimyasal ve azorboyar maddelerin yer almaması gerektiğine değindi.

Edirne’de ‘Tekstil Ürünleri İhracatında Üretim Sorunları’ ele alındı

E

dirne Teknik Bilimler Meslek Yüksekokulu tarafından düzenlenen “Tekstil Ürünleri İhracatında Üretim Sorunları” konulu panelle tekstilde üretim sorunları ve nitelikli ara eleman yetiştirmenin önemine değinildi. Rektör Prof. Dr. Yener Yörük, Üniversite-Sanayi iş birliğinin geliştiğini vurguladığı konuşmasında “Nitelikli ara eleman yetiştirmek için Üniversite olarak hocalarımızla üzerimize düşen görevi yerine getirmek için çaba sarf ediyoruz. Yetişen ara elemanlar, sanayide oluşturacakları katma değer ile şehrimizin, bölgemizin ve ülkemizin gelişmesine, zenginleşmesine katkı sağlayacaktır.” dedi.Panelde ayrıca, Bulgaristan Koprina Company Tekstil Şirketi ile Tekstil, Giyim, Ayakkabı ve Deri Bölümü arasında iş birliği anlaşması imzalandı.

Baby & Kid Store Mayıs - Haziran 2016

67




HABER

Bursa İhracatta URGE Projesi ile güçleniyor

Bursa Ticaret ve Sanayi Odası (BTSO) liderliğinde, BEKSİAD işbirliğiyle Ekonomi Bakanlığı’nın Uluslararası Rekabetçiliği Geliştirme (URGE) destekleriyle bebe ve çocuk konve sektörün tanıtım feksiyonu sektörünün ihracatı güç kazanımarkası olan ‘Juniyor. Başta Rusya, İran ve Irak olmak üzere okids’ platformunu hayata geçiren BTSO, 20 ülkeden gelen 150’ye yakın işadamı, Ocak ayındaki Junios3 gün boyunca Bursalı firmalarla iş how Fuarı’nın ardından bağlantıları kurarak, çok sayıda bu yıl ikinci kez yabancı alım heyetlerini bebe ve sipariş verdi.

T

ürkiye’nin en çok Ur-Ge projesini yürüten BTSO, bebe çocuk konfeksiyonu sektörüne dönük adımlarına devam ediyor. Sektöre yönelik ikinci Ur-Ge projesini başlatan

70

Baby & Kid Store Mayıs - Haziran 2016

çocuk konfeksiyonu sektörü temsilcileriyle buluşturdu. Almira Otel’de son olarak 31 Mayıs – 2 Haziran tarihleri arasında düzenlenen organizasyonda, 50’yi aşkın firma stant açtı. Bebe-Çocuk Konfeksiyonu Sanayici ve İş Adamları Derneği (BEKSİAD) ve Ekonomi Bakanlığı’nın destekleriyle düzenlenen programa,

20 ülkeden 150’yi iş dünyası temsilcisi katıldı. Özellikle Rusya, Ukrayna ve Irak’ın yanı sıra ambargoların kaldırıldığı İran’dan da önemli alıcılar, Bursalı firmalarla iş bağlantıları kurdu. ‘İhracata katkın sağlayan projelerle firmalarımızın yanındayız’ Sektöre büyük fırsatlar sunan programda stant açan firmaları ziyaret eden BTSO Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Burkay, Türkiye’deki bebe – çocuk konfeksiyonu üretiminin yüzde 80’ini karşılayan Bursa’da sektörün ihtiyaçlarına yönelik adımlar atmaya devam ettiklerini söyledi. Sektörün geleceğine yön veren Ur-Ge Projelerine


HABER

katılan tüm Bursalı firmalara teşekkür eden Burkay, “Bizim hedefimiz firmalarımızın dünyaya açılarak, Bursa markasını her ülkeye pazarlayabilmesidir. Biz de sorumluluğumuz gereği sektörümüzün temsilcilerini dünya ile buluşturmaya devam ediyoruz. Ticari Safari Projesi kapsamında Bursa’ya gelen yabancı işadamları, Bursalı firmalarla yeni iş bağlantıları kurdu. BTSO olarak sektörlerimizin ihracatına katkı sağlayacak projelerimize devam edeceğiz” diye konuştu. ‘Sektörümüz hareketlendi’ BEKSİAD Başkanı Halil Atalay, BTSO öncülüğünde düzenlenen organizasyonun yeni ticari işbirliklerini sağladığını belirtti. BTSO’nun sektöre yönelik hayata geçirdiği projelerin firmalara büyük fırsatlar sağladığını dile getiren Atalay, “İkili iş görüşmelerinin yapıldığı platformda firmalar organizasyondan oldukça memnun kaldı. Her açıdan sektörümüz adına önemli olan bu organizasyonu firmalarımız moralli bir şekilde tamamladı. Bu sene BTSO’nun vizyonu sayesinde Junioshow Fuarı’nın ardından sektörümüzün değerli temsilcilerini bir kez daha alım heyetleriyle buluşturduk. BEKSİAD olarak BTSO ile birlikte yeni çalışmalar yapmaya devam edeceğiz” diye konuştu. “Bursa’dan bir dünya markası çıkacağına inanıyorum” MÜSİAD Bursa Şubesi Başkanı ve

BTSO Meclis Üyesi Mustafa Gürses, “BTSO olmasaydı bizim bu sektörde bu etkinlikleri yapmamız mümkün değildir. Güzel bir sinerji oluştu. Sektöre yönelik yapılan bu hizmetler sayesinde inanıyorum ki, en kısa zamanda Bursa’dan bir dünya markası çıkacaktır. BTSO’ya sektörümüze destek verdiği için teşekkür ederiz” dedi. “Düzenlenen etkinlikler sektöre moral oldu” Fuara katılan firma sahibi Erdem Karadeniz, çok sayıda sektör temsil-

cisinin katılımıyla düzenlenen programın firmalara büyük moral verdiğini belirterek, “Etkinlikte çok güzel bir atmosfer oluştu. Firmalar olarak organizasyondan çok memnunuz” diye konuştu. Sektör temsilcisi Serkan Çeliktaş, BTSO’nun destekleriyle sektörün büyük ivme kazandığını ve tekrar değerini bulduğunu söyledi. Sektör temsilcisi Mümin Hacıhüseyin ise, fuarlar ve yurt dışı organizasyonlar sayesinde firmalar arasında güçlü bir sinerji ortamı oluştuğunu dile getirdi. Rusya’dan siparişler verildi Fuara Rusya’dan katılan Natalia Usanova, mini fuar sayesinde Bursalı firmaların sektördeki gücünü yakından görme imkanı bulduklarını dile getirdi. Bursa’da üretilen bebe ve çocuk konfeksiyonu ürünlerinin mükemmel bir kaliteye sahip olduğuna işaret eden Usanova, “Rusya’da çok sayıda firma Bursalı firmaların kalitesinden oldukça memnun. Bursa’da düzenlenen bu etkinlik Bursa markalarını daha yakından görmemizi sağladı. Bursa’nın bu konudaki sahip olduğu tecrübesine hayran kaldım. Bazı firmalarla görüşmelerimiz sonucunda siparişler de verdim. Bursa ürünlerinin ülkemde beğenileceğine inanıyorum” dedi.

Baby & Kid Store Mayıs - Haziran 2016

71




HABER

BAGİDER - UL VS Laboratuvarı A.Ş. ile birlikte bebek ürünleri güvenliği seminerine imza attı

S

Bebek çocuk sektörünün tek bir çatı toplayan BAGİDER, 19 Nisan 2016 tarihinde annelere fikir önderliği yapan çok sayıdaki blogger annenin katılımı ile gerçekleşti. Seminerde Amerika Birleşik Devletleri’nde saygın bir test kuruluşu olan UL VS Laboratuvar firması yöneticileri ürün güvenliği konusunda teknik bilgiler kapsayan sunumlar yaptılar.

74

Baby & Kid Store Mayıs - Haziran 2016

eminerin açılış konuşması kendisi de iki çocuk annesi olan BAGİDER Yönetim Kurulu Üyesi Sezin Aksin tarafından yapıldı. Toplantıya moderatörlik yapan UL VS Laboratuvar A.Ş. Türkiye Satış Müdürü İrem Tatlıdede seminerin amacı ve önemini anlattıktan sonra UL VS Labaratuvar A.Ş. Fizik Laboratuar müdürü Güllü Göktürk sunumuna başladı. Güllü Göktürk bebek ürünlerinde özellikle oyuncak, giysi, bebek arabaları, mama sandalyeleri, oto koltukları, biberon ve emzik gruplarında yasal olarak bulunması gereken kalite standartlarını mevzuat başlıkları ile listelediği sunumunda, bu standartlara uygunlukları hangi teknik testlerle tesbit ettiklerini anlattı. Aynı zamanda bu kalite standartlarının uygulanmasının bebeklerimizin fiziki ve mental sağlığı için önemini detaylı olarak aktardı. Güllü Göktürk’ün sunumunun ardından konuşma yapan BAGİDER Yönetim Kurulu Üyesi Halil Erdoğmuş, bebekler için yapılan alışverişlerde kalite standartlarına sahip ürünlerin seçilmesinin önemi vurguladı. Erdoğmuş’un Türkiye’de, mağazalardan ve e-ticaret vasıtasıyla yapılan bebek ürünleri alışverişlerinde dikkat edilmesi gereken noktaları anlattı. İstanbul İl Ticaret Müdürlüğü uzmanlarından Onur Harmancı ise, bebeklere sağlıklı ürünler sunulmasını denetlemek için, denetim birimi olarak çalışmalarını anlattı, tüketicilerin dilek ve şikâyetleri için denetim birimine ulaşabilecekleri telefon numarasını verdi. UL VS Laboratuvar A.Ş. Kimya Laboratuarı Yöneticisi Banu Ustal bebek ürünlerindeki kimyasal malzeme kalitesinin önemini anlattığı


HABER

sunumunda bu kalite standartlarına uygunluğun tespiti için yapılan testler hakkında teknik bilgiler verdi. Yasalar gereği hem yerli üretim hem de ithal ürünlerde bulunması gereken kalite standardına sahip olmayan ürünlerin bebeklere verebileceği zararları blogger annelere aktardı. Toplantının kapanış konuşmasını yapan BAGİDER Yönetim Kurulu Başkanı Perviz Aran Türkiye’de anne-bebek sektörü hakkında bilgi verdikten sonra blogger annelerin sektör için önemini anlattı. Toplantı sırasındaki anlatımların kısaca üzerinden geçen Perviz Aran, BAGİDER olarak anneler ve sektör çalışanları için eğitim ve bilgilendirme toplantılarına kısa aralıklarla devam edeceklerini belirtti. Türkiye’de anne-bebek sektöründe sunulan tüm ürün ve hizmetlerin AB standartlarına ulaşması için hem sektörü geliştirici projeler yürüteceklerini hem de yasal uygulamalar konusunda ilgili Bakanlıklar ile irtibat halinde olacaklarını söyledi. BAGİDER Bebek Ürün Standartları Semineri BAGİDER, Bebek Araç Gereçleri Üretici, İthalatçı ve Perakendecileri Derneği 12 Mayıs 2016 tarihinde UL VS LABORATUVAR A.Ş. firması ile ortak olarak, ülkemizde son zamanlarda değişiklikler yapılmış olan ürün standartları ve bu standartlara uygunluk testlerinin anlatıldığı bir toplantı düzenlemiştir.

Biz Cevahir Otel Ayvalık salonunda yapılan seminere BAGİDER üyesi firmaların yöneticileri katılmıştır. BAGİDER Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Tunç Karaaslan yaptığı açılış konuşmasında BAGİDER’in kuruluş amaçları ve misyonunu anlattıktan sonra, hem üyelerimizi hem de tüketicilerimizi bilgilendirmek için bu tür toplantıların hızla devam edeceğini söylemiştir. UL VS Laboratuvar A.Ş. satış müdürü İrem Tatlıdede seminerin amacının, Türkiye’de değişen bebek ürünleri standartlarına uygunluğun tespiti için yapılan testlerin detayını sektör men-

suplarına anlatmak olduğunu söyledi. UL VS Türkiye Operasyon Müdürü Berrin Hatacikoğlu yaptığı sunumda bebek tekstil ürünlerinin standartları ve standartlara uygunluk için yapılan testlerini anlattı. UL VS İtalya ofisinden gelen iki konuşmacı Paolo Tentoti ve Galanti Fabio bebek araç gereçleri ve oyuncaklarda yasalar gereği olması gereken standartları saptamak üzere yapılan işlemleri anlattılar. Seminer sonunda katılımcıların soruları cevaplandı ve AB standartlarına uygun ürün arzı için yapılması gereken düzenlemeler hakkında bilgi alışverişi yapıldı.

Baby & Kid Store Mayıs - Haziran 2016

75




RÖPORTAJ

Uni Baby’den

bebek cildi kadar hassas üretim Bebek ürünleri pazarına ilk olarak 1994 yılında adım atan Uni markası, bebeklerin hayatımızdaki en değerli varlıklar olmasından yola çıkarak saf içerikli ürünleri annelerle buluşturuyor. Markanın başarısını ve faaliyetlerini Eczacıbaşı Hijyen Ürünleri Pazarlama Müdürü, Mert Kokulu bize anlattı.

Bebek hijyeninde temel prensip, ‘Kalite Yönetim Sitemi’ Uni, sağlıklı yaşamın en iyi kuruluşlarından Eczacıbaşı güvencesiyle üretiliyor. Bu bağlamda Mert Kokulu markanın olmazsa olmazının, bebek cildine zarar verebilecek kimyasalları içermemek olduğunu ifade etti. Kuruluşlarının, kozmetik ürünlerin üretimi, ambalajlanması, test edilmesi, depolanması ve dağıtımına yönelik geniş kapsamlı bir ‘Kalite Yönetim Sistemi’ yaklaşımı getiren ‘GMP Belgesi’ne sahip Türkiye’deki ilk ıslak havlu üreticisi özelliğinde olduğunu dile getiren Kokulu, sözlerini şöyle sürdürdü; “Ürün akışı, güvenilirlik ve iş akış diyagramları GMP odaklı sistemi kapsıyor. Fabrikamız ve kalite sistemimiz çok sık olarak yerli ve yabancı sertifika ve denetim şirketleri tarafından denetleniyor. Kalite odaklı geliştirilen ürünler, dermatolojik ve mikrobiyolojik testlerden geçirildikten sonra kullanıma sunuluyor. Sektör ile ilgili gelişmeler düzenli olarak izleniyor. Hammaddelerin bebek cildine olan etkisi ile ilgili araştırma ve literatürler takip ediliyor ve bu doğrultuda formüller yenileniyor. Üretimin her aşamasında insan sağlığı ön planda tutulurken, ürünlerde sağlığa zararlı hammaddeler kesinlikle kullanılmıyor.” Uni markasının ilk ürettiği ürünün Uni Wipes markalı ıslak mendil olduğunu ifade eden Mert Kokulu, üretim hayatına başladıkları günden itibaren bebeklerin ve yetişkinlerin hayat kalitesini arttırmayı misyon edinerek, onlar için saf içerikli ürün üretmeye dikkat ettiklerini belirtti. Bebeğin doğduğu ilk andan itibaren kullanılabilecek saflıktaki ıslak pamuk mendil ve köpük şampuandan oluşan Uni Baby Yenidoğan serisi ile Türkiye’de yenidoğan kategorisini oluşturan markaların başında geldiklerini ifade eden Kokulu, “Mendilden şampuana; bebek yağından, bebek bakım örtüsüne kadar geniş bir ürün portföyümüz var. Uni Baby’nin hiçbir ürünü bebeklere zararlı olabilecek kimyasalları içermiyor. İçerdiklerimiz ile değil, içermediklerimiz ile gündemdeyiz. Geliştireceğimiz her üründe de bu ana ilkeyi ön planda tutuyoruz” dedi.

78

Baby & Kid Store Mart - Nisan 2016

“Dört alt marka adı altında 130 çeşit ürün üretiyoruz” Eczacıbaşı Hijyen Ürünleri olarak; Uni, Uni Baby, Uni Wipes, Unimed ve Şelale markaları ile bebek bakımı, kozmetik, medikal ürün kategorilerinde toplam 130 çeşit ürün ürettiklerini bizimle paylaşan Kokulu, “Ana faaliyet alanımız bebek mendili ve bebek kozmetik ürünlerinden oluşan bebek bakım kategorisidir. Şemsiye markamız Uni dört alt markadan oluşuyor: Bebek bakım markası Uni Baby adı altında, ıslak bebek mendili, şampuan, pişik kremi, bebek bakım örtüsü, bebek yağı, bebek losyonu, kulak çubuğu, göğüs pedi ve bebek çamaşır deterjanı ve yumuşatıcısı sunuyoruz. Geniş bir bebek bakım ürünü portföyümüz var ve bebeklerin hassas cilt ihtiyaçlarına uygun ürünler üretiyoruz. Uni Wipes markası ile bebek ve çocuklar için ıslak bebek mendili ve ıslak cep mendili sunuyoruz” ifadelerine yer verdi.


RÖPORTAJ

Kişisel bakım markası Uni Care ile kadınlara yönelik makyaj temizleme mendili, göz temizleme diski, intim serisi, vazelin ve kulak çubuğu da sunduklarını ekleyen Kokulu, Unimed markaları ile de saç yıkama bonesi, vücut yıkama havlusu, perine bölgesi yıkama havlusu ile yatan hastaların bakımını ve hijyenini sağladıklarını söyledi. Yenidoğan bebeklere özel saf içerikli ürünler geliştiren, Türkiye’de yenidoğan bebek pazarının oluşmasını sağlayan markalar arasında olan Uni Baby markasının Yenidoğan ürünleri birçok hastanenin yoğun bakım ünitelerinde kullanılıyor. Uni Baby Yenidoğan serilerinin, saf su ve doğal pamuktan oluşan ıslak pamuk mendilleri ile hazır köpük forma sahip şampuandan oluştuğunu aktaran Kokulu, Yenidoğan döneminden itibaren Uni Baby kullanan ailelerin, güvenle devam ürünlerini de kullanabildiklerini ve ürünlerin içeriğinde paraben, alkol, boya, SLS/SLES, alerjen madde bulunmadığını belirtti. Bunun dışında ARGE, üretim ve kalite üzerinde de odaklandıkları önemli noktalar olduğunu anlatan Kokulu, “Bağımsız laboratuvar ve üniversiteler ile birlikte gerçekleştirdiğimiz çalışmalar sonucu dermatolojik ve klinik testlere tabii tutulmuş, güvenliği ve etkinliği onaylanmış ürünleri kullanıma sunuyoruz. Geliştirdiğimiz her üründe ana ilkemiz insan sağlığı olduğu için tüketicimize hak ettiği doğru kaliteyi sunma konusunda özellikle hassasiyet gösteriyoruz. Hiç bir ürünümüzde sağlığa zararlı olan kimyasallar kullanmıyoruz. Türkiye’deki liderliğimiz bu sayede bizi uluslararası boyutlara taşıyor ve faaliyet gösterdiğimiz diğer ülkelerde de ıslak mendil pazarının oluşmasına öncülük ediyoruz” açıklamalarında bulundu.

“Lokasyon ve fizibilite çalışmaları, erişilebilir olmak için önemli” Uni Baby ürünlerine, tüm bebek mağazalarından, süper ve hipermarketlerden, parfümerilerden, online satış mağazalarından ve eczanelerden ulaşılabildiğini belirten Kokulu, “Satış noktalarını belirlerken lokasyon ve fizibilite çalışmalarına önem veriyoruz. Annelerin bizi birçok satış ağında bulması çok önemli. Bu bakımdan amacımız her yerde erişebilir olmak. Annelerin birçoğu çalışıyor ve alışveriş yapmaya zamanı kalmıyor. Biz onların bu zamanı en iyi değerlendirmelerine olanak sağlayabilmek için online satış mağazaları aracılığıyla da annelere ulaşıyoruz ve ürünlerimizi ulaştırıyoruz” dedi. Mert Kokulu, 2015 yılı sonuna kadar, hedeflerinde lider bebek bakım markası olmakla birlikte, 2015 sonunda bebek mendili ve bebek kozmetiği olarak tanımlanan bebek bakım pazarının da lider markalarından biri olduklarını belirtti. Kokulu, bununla birlikte, bebek şampuanında ise üçüncü marka olduklarını ve 2015 yılında hedeflerinin üzerinde yakaladıkları büyümeyi 2016’da da koruyacaklarının sinyallerini verdi. İnovasyonu ilke edinmiş bir kuruluş olarak, yeni ürünler geliştirmeye devam ettiklerini ifade eden Kokulu, “Felsefemiz, bebeklere zarar vermeyen ürünler üretmek. 2015 yılı içerisinde Uni Baby Bebek Çamaşır Deterjanı ve Yumuşatıcısı geliştirdik. Pişik kremi, ıslak tuvalet kağıdı ve bebek losyonu da diğer lansmanını yaptığımız ürünler… 2016 yılında yeni lanse ettiğimiz ürünlerde pazar payımızı artırarak devam etmek hedeflerimiz arasında yer alıyor” diyerek sözlerini noktaladı.

“Ürünlerimizin içeriğini zenginleştirmekten değil, sadeleştirmekten yanayız. Yenidoğan bebeklere özel saf içerikli ürünler geliştiriyoruz. Bu anlamda Türkiye’de yenidoğan bebek pazarında öncü kuruluşlar arasındayız”

“Sosyal medyada kocaman bir aileyiz” Bebek bakım kategorisinin etkileşimin çok yüksek olduğu bir alan olduğunu dile getiren Kokulu, “Anneler ile sürekli iletişim, onların sesine kulak vermek, onların iç görülerini anlamak Uni Baby markası için oldukça önemli. Uni Baby, Facebook sayfasında 224 bin kişilik kocaman bir aile oldu. Tüm bunlardan yola çıkarak son iki yıl içerisinde 1000 post paylaşımı yapıldı, 50 ödüllü yarışma gerçekleşti ve annelere 1000’e yakın ürün hediye edildi. Uni Baby sayfasında birçok marka işbirliği ile annelerle yoğun iletişime devam ediyoruz” diye paylaştı. Uni Baby olarak ürünlerin lansman dönemlerinde de 360 derece iletişimin en önemli ayaklarından biri olan sosyal medyayı da yoğun olarak kullandıklarını ekleyen Kokulu, 2016 yılında da sosyal medyayı etkin kullanmaya devam edeceklerini aktardı. Baby & Kid Store Mart - Nisan 2016

79




DİJİTAL

Dijital Sos / Yeşim Mutlu Sosyal medyada neler oluyor? Sosyal medyanın biraz altını üstüne getirerek kim, hangi marka nerede ne yapmış? Sosyal medyayı nasıl kullanmış? Sosyal medyayı aslında nasıl kullanmak gerekir? Tüm bunları sosyal medya fenomeni, yazar Yeşim Mutlu bizler için kaleme aldı. Sıcacık diliyle sosyal medyayı ondan dinlemek çok daha keyifli…

Çay mı İçmeli Kahve mi? Allahım ne çok sorulu zor bir soru :) Bazıları kahvecidir bazıları çaycı. Bana göre her ikisi de, Türk kahvesi ve Türk çayı olmazsa olmaz. Mesela en favori Türk kahvem geçtiğimiz günlerde reklamıyla beni büyüleyen Kuru Kahveci Mehmet Efendi. Kendilerinin sosyal medya hesaplarına göz attığım da sosyal medya da aktif olmadıklarını görüyorum. Türkiye’nin değerli bir markasının facebook, twitter ve instagram hesaplarına göz attığımda yaşadığım hayal kırıklığını size anlatamam. Ey Mehmet Efendi, bir hafta hesaplarınızı bana verin size bir yol haritası çizelim. Siz ‘sevdiğimiz’, ‘içtiğimiz’ dediğiniz gibi “bir kahve değildir” siniz. Bu sebeple daha çok paylaşın. Ne de olsa kırk yıllık hatırı var :) Etiketim Olmadan Asla!.. Sosyal medya da etiketleme instagram ile hayatımıza daha çok girdi. 2009 yılında twitter kullanırken ilk etiket kullandığım günü hatırlıyorum. Twestival’de sevgili arkadaşım Olcay Özkan anlamıştı. O gece #istanbul etiketi kullanmış ve ilk TT deneyimini yaşamıştık. Bir çok kişi de neden #yaptığını bilmeden bizim tweetlerimizi de görüp paylaşmıştı. Velhasıl eti-

82

Baby & Kid Store Mayıs - Haziran 2016

ket iyidir. Her ne kadar şu an dünyada az etiket kullanma dönemi başlamış olsa da, etiket kullanırken siz siz olun etiketleriniz paylaşılan fotoğraflar ile alakalı olsun. YSM olarak üç yıldır blogumda en popüler etiketlerini yazıyorum. Test amaçlı #yeşimmutlu etiketini de bu yazıların içine yerleştirmiştim. İş çığırından çıktı şu an instagram’da baktığınızda ( bu yazıyı yazarken) 66.697 gönderi vardı :) Sadece 5921 fotoğraf paylamış bendenizin bu kadar gönderi yapabilmesi sizce mümkün mü?

Diyeceğim şu ki; etiketleme yaparken dikkat edin. Kopyala yapıştır dahi yapsanız bazen istemediğiniz etiketlerde olabilirsiniz. Sonra YSM söylemedi demeyin :) Seviyorum Çünkü... Tribeca Cafe Lounge’u çok severim. Akatlar şubesi bir dönem ikinci adresim gibiydi. Şimdi de evime yakınlığıyla Akbatı şubesine sık sık gidiyorum. Yemekler, lezzet herkese göre değişir. Bu sebeple ‘şunu yiyin şu efsane’ v.b demeyeceğim. Ama bir çok özelliğiyle çok


DİJİTAL

yere fark atıyor. Neden olduğunu blogumdan okuyabilirsiniz. Menüsü de, hijyeni de, çocuk menüsü de tam not. Tribeca’nın sosyal medya hesaplarından bahsetmek istedim. Yemek sektöründe o kadar çok uzman kişi, blogger var ki, ben ne yazsam hafif kalır. Ben zaten ‘yemek tarifi ver’ deseniz en basit haliyle iyi pişirdiklerimi anlatabilirim. Herkes kendi işini yapsın. Ama iyi bir yiyici ve gözlemciyim, burasını da söylemeden geçmek istemem. Lezzetin, mekanın peşine düşer merak ettiğim her yere giderim. Beğenirsem müdavimi olur, beğenmezsem de bir daha kapısından adımımı atmam. Ketumum bu konuda. Hay Allah ben size Tribeca Cafe Lounge’ın sosyal medya hesabını yazacaktım :) Tribeca; gözümüze sokmadan, bıktırmadan çok eğlenceli paylaşımlarla, yarışmalarla aktif bir şekilde çalışıyor. Facebook, twitter ve instagram sayfa-

çoktan aştı. Sosyal medya hesabı da ayrı güzel bu arada :) Geçtiğimiz günlerde Alishiro Ekmeği Time Out Yeme İçme Ödülleri’nde ödül aldı. Tüm kalbimle Ali’yi kutluyorum. Ali’yi gerçekten tanıyan onun nasıl olduğunu çok iyi bilir. ‘İyi gıda, iyi peynir, iyi içecek, iyi zeytinyağı, iyi ekmek, iyi insan seviyoruz. Siz bunların yanına ne eklemek isterdiniz?’ diyor Ali... Ben bir de iyi sosyal medya diyorum. Ya siz ne eklerdiniz? :)

ları birbirleriyle paralellik gösteriyor. Bir çok markaya göz attım, sürekli tabaklar, yemekler vb. Varken bu hesapta ince detaylar, keyifli paylaşımlar var. Ajanslarını sordum söylediler. Markalife ekibine kocaman sevgiler. Benden size tam not. Böyle olduğunuz gibi devam lütfen. Sıcacık, samimi ve doğal. Bir hadise varsa; sizden öğrenilecek detaylar var. Alkış :) Alishiro Ekmeği Tadından Yenmiyor! Sevgili Ali, Bozcaada’dan tüm Türkiye’ye önce ekmek gönderdi. Ada’da kargo şartlarını düşünün. Yazları bile sadece çarşamba günleri kargo teslim edilirken yılmadan, bıkmadan kendi elleriyle pişirdiği ekmeğe sevgisini ekledi paylaştı. Önce ekmeğini aldı insanlar, sonra parasını ödedi. Herkes ‘Bu adam deli mi? Ne parasız ekmek mi gönderilir? Ne yapıyor bu?” bile dedi. Ekmeğiyle gün geldi insanları bir araya getirdi, gün geldi dost sofralarına eli değdi. Şimdi Alishiro Ekmeği, yani bu ekmek bugün sınırlarını

Baby & Kid Store Mayıs - Haziran 2016

83




ARAŞTIRMA

Tekstilde yeni dönem, ‘Giyilebilir akıllı kıyafet teknolojileri’

‘Giyilebilir teknoloji’ ülkemizde yeni yeni gelişiyor. Özellikle giyilebilir akıllı kıyafet teknolojisi oldukça yeni diyebiliriz. Teknolojinin gelişmesi, her alanda olduğu gibi tekstil alanında da son teknolojileri takip ederek bunu ürünlere entegre edebilmeyi şart kılıyor. Dünyada bu teknoloji hızlı gelişse de, tekstil ülkesi olmamıza rağmen ülkemizde gelişen teknolojiyi uygulama noktasına yeni yeni atılımlar var. Bunun kullanım alanlarına örnek vermek gerekirse, bebek çocuk güvenliği amacıyla tekstil ürünlerine entegre edilen teknolojik takip sistemleri ve bebeklerin sağlık durumlarını kontrol amaçlı geliştirilen ateş ölçer badiler bunlara gösterilebilir. Geleceğin yeni teknolojisi; ‘Giyilebilir Akıllı Elektronik Giysiler’ Giyilebilir akıllı elektronik giysiler üzerine çalışmalar yapan ilk ülkelerden biri Amerika Birleşik Devletleri’dir. Bunu askeri ve uzay alanı için düşü-

86

Baby & Kid Store Mayıs - Haziran 2016

Giyilebilir teknoloji ve akıllı kıyafetler tüm dünyada gelişen ve dikkat çeken bir alan… Eskiden belki bu kadarını bile hayal edemezken, günümüzde birbirinden işlevsel, teknolojik ve akıllı ürünler piyasaya çıktı. ‘Giyilebilir Teknoloji’ adı altında, sağlıklı yaşamı destekleyen ve teknolojik aletlerimizi kontrol edebilmemizi sağlayan saatler, bebeklerin sağlık konusunda güvenliğini sağlayan akıllı kıyafetler gibi birçok ürün gelecekte teknolojinin hayatımızın her alanında daha fazla olacağının sinyalleri veriyor.

nülerek yapılsa da bugünkü teknolojiye katkısı mutlaka katkısı oldu. Gelişen teknoloji ile birlikte yeni elyaf ve tekstil materyalleri, çok küçük ve esnek şekilde üretilen elektronik bileşenlerin yardımıyla giyilebilir akıllı tekstillerin üretimini mümkün kılmıştır. Akıllı giysiler normal giysiler gibi giyilen, tasarımına bağlı olarak bazı işlevleri gerçekleştiren ve giyen kişiye destek sağlayan giysiler diyebiliriz. Nefes, nabız, vücut ısısı gibi hayati fonksiyonları izleyen sensörlerle donatılmış giysiler olması nedeniyle hastaların hareket kabiliyetlerini arttırıyor. Bununla birlikte gerek hastaların sürekli izleniyor olma güveni sağlamanın ve kronik hastalar ve engelliler için yaşam standardını arttırmanın yanında anneler için bebeklerin sağlıklı büyümelerini ve bu süreci izlemede destekleyici bir unsur oluyor. Aynı zamanda yüksek performanslı aktif spor giysileri, sporcuların nabız, nefes, vücut sıcaklığı gibi vücut fonksiyonlarını ve hız,


ARAŞTIRMA

mesafe, zaman, kalori gibi aktivite ile ilgili değerleri takip ederek, performans artışı sağlamaktadırlar. Bebeklerin ateşlerini ölçen akıllı kıyafetler Türkiye’de ve dünyada birçok firmanın bu alanda çalışmaları bulunuyor. Bebek kıyafetlerindeki baskı boyasının verdiği sinyallerle çok kolay ve rahat bir şekilde bebeklerin ateşleri ölçümlenebiliyor. Sıcağa duyarlı thermokromik boyalar sayesinde bebeklerin ateşleri yükseldiğinde, kıyafet üzerindeki baskıda bebeğin ateş derecesine bağlı olarak renk değişimleri meydana geliyor. Bu akıllı teknolojiyle bebeğe zarar vermeyen tamamen doğal boyalarla annelerin hayatları kolaylaştırılıyor. Termokromik boya ve bu boyanın uygulandığı kumaşlar 100 yıkamaya ka-

dar üzerlerinde bakteri barındırmama özelliğine de sahip olması ve bebeğin ateşi yükseldikçe baskı renginde değişim gözlemlenebilmesi gibi özellikler özellikle sağlık alanında kullanımın önünü açıyor. Ortamın sıcaklığına bağlı olarak ve bebeğin vücut ısısına bağlı olarak renk değiştiren termokromik boyaların yanında, ultraviyole ışınların etkisine bağlı olarak renk değiştiren fotokromik boyar maddelerin de tekstilde kullanım alanı genişliyor. Termokromik boyarmaddelerin, liflerin boyutsal değişimini hızlandırması da diğer bir termoregülasyon etkisi sağlamaktadır. Yüksek sıcaklıklarda, termokromik boyarmadde içeren lifler kısalmaktadır. Kumaşın gözenekleri genişlemekte ve böylece içeri yüksek miktarda hava girişi sağlanmakta ve buna bağlı olarak da vücut sıcaklığı

düşmektedir. Düşük sıcaklıklarda ise lifler uzamakta, gözenekler kapanmakta ve kumaş vücudun sıcaklığını korumaktadır. Özellikle fotokromik maddeler esas alınarak üretilen tekstillerin, spiropiren tipli organik bileşenleri, fotokromik maddelerin ultraviyole ışınlarının etkisi ile gösterdikleri fotoliz ve bundan yararlanılarak renk değiştirilmesi esasına göre yapılır. Tüm bunların yanın da renk değişimi ile birlikte bu tekstiller sıcaklığı ısı şeklinde absorbladığından aynı zaman da vücuda serinlik hissi de verirler. Nanoteknoloji neden önemli? Nanoteknoloji çok çeşitli alanlarda etkili. Peki, ‘Nanoteknoloji’ nedir? Nanoteknoloji 2025 yılının en önemli devrimi olarak nitelendiriliyor. Tüm sektörlerde etkili olacak bu teknoloji,

‘Tekstilde nanoteknolojinin en sık kullanılan özeliği su, leke ve kir tutmaması diyebiliriz. Aynı zamanda, nanoteknolojinin tekstilde en iyi bilinen ticari uygulama alanı nanopartikülleri kullanarak kumaş ve giysilere sıvı itici, yağ ve leke dayanımı etkisi kazandırmak için yüzey işlemi uygulanmasıdır. Bu durumun lotus (Nilüfer çiçegi) yaprağı efekti olarak biliniyor.’

Baby & Kid Store Mayıs - Haziran 2016

87


ARAŞTIRMA

işlevselliği ön planda tutarak daha önce elde edilmemiş malzeme, aygıt ve sistemler yapar. Nanoteknoloji tüm dünyada kabul görmüş bir sistem, özellikle dünya teknoloji devleri çoktan bu alanda çalışmalar yapmaya başladı. Bu konuda önde olan bir ülke olan Amerika Birleşik Devletleri bu alandan ekonomisine oldukça katkı sağlamaktadır. Uzak Doğu ülkeleri de bu teknoloji de en çok çalışmalar yapan bölge olarak dikkat çekiyor. Özellikle Japonya, Çin ve Kore’nin bu alanda önemli yatırımlar yapan ülkelerdendir. Son olarak nanoteknolojinin farkında olan ülke Rusya. Nanoteknoloji Tekstil Nanoteknolojide bizi ilgilendiren en önemli alan ‘Nanoteknoloji Tekstil’dir. ‘Nanoteknoloji Tekstil’i farklı kılan en önemli özellik birçok yeniliği bünyesinde bulundurarak, fonksiyonel olmasıdır. Nanoteknoloji tekstil ürünlerinin dikkat çeken özelliklerini sıralamak gerekirse, -Su tutmaz -Rengi korur -Kendi kendine temizlenir -Yıpranmaz -Yanmaz -Daha az katkılıdır -Anti-mikrobik

88

Baby & Kid Store Mayıs - Haziran 2016

-UV emici özelliğe sahip -Isıya ve çevresel faktörlere bağlı olarak renk değişimi -İletişim -Bilgi saklama -Enerji saklama olarak sayabiliriz. Tekstil yeni teknolojilerle entegre büyüyecek Tüm bu teknolojik gelişmeler (Nanoteknoloji tekstil, termokromik boya, fotokromik maddeler vs.) geleceğe

umutla bakmamızı sağlarken, tekstil alanının çok daha fazla gelişeceğini gözler önüne seriyor. Gelecekte, kendi kendini temizleyen, kırışmayan, sağlık durumunu stabil tutan, internet ve bilgisayar fonksiyonlarını bünyesinde barındıracak çok çeşitli kulvarda giysiler üretilecek. Ülkemizde de bu alanda daha fazla gelişmelerin olacağına inanıyoruz. Özellikle bir tekstil ülkesi olarak bu yeniliklerde önemli ürünler ortaya koymalıyız. Bu alana yatırım yapan birçok gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler gibi Türkiye olarak teknolojiyi yakın takibe almak gerekiyor. Nanoteknolojinin gelişmesi, tekstilde hayal bile edemeyeceğimiz bir boyuta doğru ilerleyişi mümkün kılacaktır. Bu teknoloji tekstilde her alanda kullanılabileceği gibi bebek çocuk tekstili alanında kullanımı, gelecekte annelerin hayatını kolaylaştırmakla birlikte, bazı konulardan önceden önem alabilme hatta olumsuzluklar durumları engelleme görevini üstlenecektir. Özellikle çalışan anneler açısından bu teknoloji daha bir önemli. Bu akıllı giysiler annenin, bebekten uzak olduğu zamanlarda bile bebeğin ateşinin çıkması, vücut ısısının düşmesi ve yükselmesi gibi durumlarda önceden haberdar olmasına ve önlem almasına olanak sağlıyor.





AKTÜEL

Başarı öykülerini bilmek gerekir! Stanford Kaba saba, soluk, yıpranmış giysiler içindeki yaşlı çift, Boston treninden inip utangaç bir tavırla rektörün bürosundan içeri girer girmez, sekreter masasından fırlayarak önlerini kesti… Öyle ya bunlar gibi kim olduğu belirsiz taşralıların Harward gibi bir üniversitede ne işleri olabilirdi? Adam yavaşça rektörü görmek istediklerini söyledi. İşte bu imkânsızdı. Rektörün o gün onlara ayıracak saniyesi yoktu. Yaşlı kadın çekingen bir tavırla, “Bekleriz” diye mırıldandı. Nasıl olsa bir süre sonra sıkılıp gideceklerdi. Sekreter sesini çıkarmadan masasına döndü. Saatler geçti, yaşlı çift pes etmedi. Sonunda sekreter dayanamayarak yerinden kalktı. “Sadece birkaç dakika görüşseniz. Yoksa gidecekleri yok,” diyerek rektörü ikna etmeye çalıştı. Anlaşılan çare yoktu. Genç rektör isteksiz bir şekilde kapıyı açtı. Sekreterin anlattığı tablo içini bulandırmıştı. Zaten taşralılardan, kaba saba köylülerden nefret ederdi. Onun gibi bir adamın ofisine gelmeye cesaret etmeleri! Olacak şey miydi bu? Suratı asılmış sinirleri gerilmişti. Yaşlı kadın hemen söze başladı. Harward’da okuyan oğullarını bir yıl önce bir kazada kaybetmişlerdi. Oğulları burada öyle mutlu olmuştu ki, onun anısına okul sınırları içinde bir yere, bir anıt dikmek istiyorlardı. Rektör, bu dokunaklı öyküden duygulanmak yerine öfkelendi. “Madam” dedi, sert bir sesle, “Biz Harward’da okuyan ve sonra ölen herkes için bir anıt dikecek olsak, burası mezarlığa döner.” “Hayır, hayır” diyerek haykırdı yaşlı kadın. “Anıt değil. Belki Harward’a bir bina yaptırabiliriz.” Rektör, yıpranmış giysilere nefret dolu bir nazar fırlatarak,

“Bina mı,” diyerek tekrarladı, “Siz bir binanın kaça mal olduğunu biliyor musunuz? Sadece son yaptığımız bölüm yedi buçuk milyon dolardan fazlasına çıktı.” Tartışmayı noktaladığını düşünüyordu. Artık bu ihtiyar bunaktan kurtulabilirdi. Yaşlı kadın sessizce kocasına döndü. “Üniversite inşaatına başlamak için gereken para bu muymuş? Peki, biz niçin kendi üniversitemizi kurmuyoruz o halde?” Rektörün yüzü karmakarışıktı. Yaşlı adam başıyla onayladı. Bay ve Bayan Leland Stanford dışarı çıktılar. Doğu California’ya, Palo Alto’ya geldiler. Ve Harward’ın artık umursamadıkları oğulları için onun adını ebediyen yaşatacak üniversiteyi kurdular. Amerika’nın en önemli üniversitelerinden birini, Stanford’u…

92

Baby & Kid Store Mayıs - Haziran 2016


AKTÜEL

Yolumuzdaki Engeller Eski zamanlarda bir kral, saraya gelen yolun üzerine kocaman bir kaya koydurmuş, kendisi de pencereye oturmuştu. Bakalım neler olacak diye başlamış beklemeye. Ülkenin en zengin tüccarları, en güçlü kervancıları, saray görevlileri birer birer gelmişler, sabahtan öğlene kadar. Hepsi kayanın etrafından dolaşıp saraya girmişler. Pek çoğu kralı yüksek sesle eleştirmiş. Halkından bu kadar vergi alıyor, ama yolları temiz tutamıyordu. Sonunda bir köylü çıkagelmiş. Saraya meyve ve sebze getiriyormuş. Sırtındaki sepeti yere indirip iki eli ile kayaya sarılmış ve bütün gücü ile itmeye başlamış. Sonunda kan ter içinde kalmış, ama kayayı da yolun kenarına çekmiş. Tam sepetini yeniden sırtına almak üzereymiş ki, kayanın eski yerinde bir kesenin durduğunu görmüş. Açmış ki bir de ne görsün, kese altın dolu. Birde kralın notu varmış içinde. “Bu altınlar kayayı yoldan çeken kişiye aittir,” diyordu kral. Köylü, bugün dahi pek çoğumuzun farkında olmadığı bir ders vermişti. “Her engel, hayat şartlarımızı iyileştirecek bir fırsattır.”

Kamçılamalı! 9 Aralık 1914 gecesi, Edison’un fabrikası bir yangında enkaz haline gelmiş; bir hayat boyu süren emek ve gayretlerinin neticesi adeta birkaç saat içinde kül olmuştu. O soğuk kış gecesi, yangını kontrol altına almaya çalışan itfaiyecileri seyreden Edison, büyük bir şaşkınlık içindeydi. Ertesi sabah fabrika enkazını gezen Edison’un bu büyük felaketi şu sözlerle değerlendirdiği görüldü: -Bir felaketinde büyük bir değeri vardır. Bütün hatalarımız yandı, gitti. Allah’a şükürler olsun, şimdi yeniden başlayabiliriz. Yangından 3 hafta sonra, Edison, ilk gramofonu piyasaya sürdü. Bu başarıda inanç ve azmini, büyük bir felaket karşısında bile kaybetmeyip sürdürmesinin payı çok büyüktü.

Altın Madalya 1976 Yaz Olimpiyatlarında bir Japon sporcunun gösterdiği çaba, altın madalyadan çok daha fazlasını gerektiriyordu. Üçlü paralel barda yarışan Shun Fujimoto’yu seyredenlerin aklında, o zarif ve çevik hareketler kaldı. Aynı sırada, Fujimoto’nun yüzünün dayanılmaz bir ağrıyla kırıştığını, gözlerinden yaşlar geldiğini kimse göremedi ve hatırlamadı da. Fujimoto son dönüşünü başarı ile yapıp yere atladığında bile bunu kimse fark etmedi. Sağ dizi kırıktı ve çok şiddetli ağrıyordu. Fujimoto’nun dizi, yarışmadan önceki alıştırma egzersizleri sırasında sakatlanmıştı. Japon jimlastik takımının üyeleri gösterileri tamamladıkça, takım olarak altın madalya almalarına çok az kalmıştı. Paralel bar gösterisinde iyi bir puan alınırsa altın madalya garantilenecekti. Fujimoto’nun en iyi olduğu alan da buydu. Fujimoto, gösteri günü paralel barın kulplarım yakaladığında dizindeki ağrıyı unuttu, aklında sadece altın madalyanın hayali vardı. Olağanüstü bir konsantrasyonla, olağanüstü bir performansla, kusursuz tamamladı hareketleri. Herkes nefesini tutup puanlamayı beklerken Japon takımının altın madalyası da garantilenmişti. Daha sonraları bu olağanüstü çabasının sırrı sorulunca, Fujimoto şöyle cevap verdi: -Evet, dizimin ağrısı tüm bedenimi bir bıçak gibi kesiyordu. Gözlerimden yaşlar geldi. Fakat şimdi bir altın madalyam var ve ağrı yok.

Baby & Kid Store Mayıs - Haziran 2016

93


AKTÜEL

Bırakabilmek Konfüçyüs, bazı insanlara bir şey öğretmenin en iyi yolunun, bunu örneklerle göstermek olduğunu biliyordu. Bu yüzden sınıfın tam karşısına geçip eline bir vazo aldı ve tüm öğrencilerin görebileceği şekilde vazoyu havada tuttu. Diğer elinde ise bir elma vardı. Öğrencilerin meraklı bakışları arasında, elmayı vazonun içine bıraktıktan sonra, vazoyu yere koydu ve şöyle dedi: “Elmayı vazodan çıkartmayı başran öğrenci, onu yiyebilir.” Çocuklardan biri acıkmıştı, ilk o davrandı ve elini vazonun dar ağzından içeri daldırdı. Elmayı yakaladı, çıkarmaya çalışıyor, ancak başaramıyordu: “Elimi çıkaramıyorum!” Konfüçyüs: “Elmayı sıkı sıkı almaktan vazgeçmediğin sürece, elini çıkarman mümkün olmayacaktır.” Çocuk elmayı elinden bırakmak istemiyordu; ama sonunda bırakmak zorunda kaldı. Elini vazodan çıkardığında, yüzünde şaşkınlık okunuyordu. Konfüçyüs, vazoyu ters çevirdi ve elma vazonun içinden yuvarlanıp avcunun içine düştü. Çocukların hepsi gülmeye başladı. Aslında o kadar basit bir şeydi ki bu! Konfüçyüs: “Fakat bu, göründüğü kadar basit değil. Bazen bir şeyi gerektiğinde bırakabilmek, zor bir iştir. Onu bırakabilmekte beceridir. Eğer b ir şeyi zorla tuttuğunuzda, ulaşmak istediğiniz şeyi engellediğini görüyorsanız, o zaman onu özgür bırakmalısınız. Eğer yanlış bir şey yapıyorsanız, o zaman buna son vermelisiniz. Eğer kendinize ve başkalarına karşı dürüst davranmıyorsanız, bu hilekârlığı hemen durdurmalısınız. İşte, ancak o zaman hedefinize ulaşabilirsiniz, dedi.

Gençlikte Gelen Başarı - Ünlü fizikçi İsaac Newton, yer çekimi kanununu keşfettiği zaman 24 yaşında bulunuyordu. - Ünlü müzisyen Beethoven, ilk eserini 13 yaşında iken bestelemişti. - Fatih Sultan Mehmet, İstanbul’u fethettiğinde 21 yaşında idi. - Napoleon, İtalya’yı zapt ettiği zaman 27 yaşında idi. - Goethe, ilk şiirlerini, 10 yaşında iken yazmıştı. - Mozart, henüz 6 yaşında iken, konser vermeye başlamıştı.

94

Baby & Kid Store Mayıs - Haziran 2016


AKTÜEL

Problemlerle Savaşmak Lazım Japonlar taze balığı hep çok sevmişlerdir. Fakat Japonya sahillerinde taze balık bulmak mümkün olmamaktadır. Balıkçılar, Japon nüfusu doyurabilmek için daha büyük tekneler yaptırıp daha uzaklara açılabilmişlerdir. Balık için uzaklara gidildikçe, geri dönmesi daha çok vakit alır olmuştur. Dönüş bir iki günden daha fazla uzarsa, tutulan balıklarında tazeliği kaybolmaktadır. Japonlar tazeliği kaybolmuş balığın lezzetini sevmemişlerdir. Bu problemi çözebilmek için balıkçılar teknelerine soğuk hava depoları kurdurmuşlardır. Böylece istedikleri kadar uzağa gidip, tuttuklarını da soğuk hava deposunda dondurulmuş olarak saklayabileceklerdi. Ancak Japon halkı taze ile donmuş balığın lezzet farkını hissedebiliyor ve donmuş olanlara daha fazla para ödemek istemiyorlardı. Balıkçılar bu defa teknelerine balık akvaryumları yaptırdılar. Balıklar içeride biraz fazla sıkışacaklardı, hatta birbirlerine çarpa çarpa birazda aptallaşacaklardı, ama yine de canlı kalabileceklerdi. Japon halkı canlı olmasına rağmen bu balıklarında lezzet farkını anlayabiliyorlardı. Hareketsiz uyuşmuş bir şekilde günlerce gelen balığın, canlı, diri, hareketli taze balığa göre lezzeti yine de etkilenmişti. Balıkçılar nasıl olacakta Japonya’ya taze lezzetli balığı getirebileceklerdi? Siz olsaydınız ne yapardınız? Hedeflerinize ulaşır ulaşmaz, mesela mükemmel bir eş buldunuz ve ya çok başarılı bir firmaya girdiniz, borçları ödediniz. Heyecanınız kaybolmaya başlamaz mı? Aşırı çalışmanız gerekmiyorsa rahatlamaz mısınız? Lotoda büyük ikramiyeyi kazananlar parayı savurmaya başlamaz mı? Japonların taze balık probleminde olduğu gibi çözüm aslında basittir. 1950’lerde L.Ron Hubbart’in gözlemlediği üzere, “İnsanoğlu ancak hırs iddiası içinde bulunursa anormal çabalar sarf eder.” Ne kadar akıllı, uzman, inatçı iseniz, bir problemle uğraşmaktan o kadar zevk alırsınız. Problem sizi ne kadar zorluyorsa ve siz onu adım adım çözebiliyorsanız, bundan da o derece mutluluk duyarsınız, heyecan duyarsınız ve enerji dolu, canlı, ayakta kalırsınız. Japonlarda balıkları yine teknelerindeki akvaryumlarda tuttular, ancak içine küçük bir de köpekbalığı attılar. Bir miktar balık köpek balığı tarafından yutulmuştu, ama geride kalanlar son derece hareketli ve taze kalabilmişlerdi. Buradan da görüleceği gibi problemlerden, uzaklaşmaktansa içine atlamak, boğuşmak ve onları yenmek gerekir. Birçok probleminiz olabilir. Ümitsiz olmayın. Onları tanıyın, organize edin, kararlı olun, daha çok bilgi ve yardım desteği ile onlarla savaşın.

Zamanın Değeri Bir ayın değerini anlamak için, 8 aylık bir bebek doğuran bir anneye sormak gerekir. Bir haftanın değerini anlamak için, haftalık dergi çıkaran bir emekçiye sormak gerekir. Bir saatin değerini anlamak için, kavuşmayı bekleyen sevgililere sormak gerekir. Bir saniyenin değerini anlamak için, kazayı önleyemeyen sürücüye sormak gerekir. Bir saniyenin yüzde birinin değerini anlamak için, olimpiyatlarda gümüş madalya kazanan koşucuya sormak gerekir.

Baby & Kid Store Mayıs - Haziran 2016

95






HABER

ABD menşeili pamuk ürünlerine %3’lük anti-damping getirildi

Tekstil sektöründe haksız rekabeti önlemek sebebiyle ABD menşeili pamuk ürünlerine %3 oranında damping getirilmesi üreticileri etkileyecek.

T

ürkiye tekstil alanında dünyada en etkili ülkelerin başında geliyor. Haksız rekabetin önüne geçmek amacıyla, Nisan ayında pamuk ithalatına yönelik tebliğ yayınlandı. 17 Nisan 2016 tarihli 29687 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan İthalatta Haksız Rekabetin Önlenmesine İlişkin 2016/7 sayılı tebliğ gereğince ABD menşeili pamuk ithalatında %3 oranında anti damping uygulaması yürürlüğe girmiştir. Bu uygulamadan en fazla etkilenen tekstil üreticileri getirilen vergiye tepki gösterdi.

Miniço, Gaziosmanpaşa’da

ikinci mağazasını açtı

iki kattan her sekmentten ürünü bünyesinde barındırıyor. Miniço 13 Mayıs 2016 tarihinde düzenlenen mağaza açılışı ile anne ve çocuklara etkinliklerle keyifli zaman geçirtti.

B

irbirinden farklı bebek çocuk ürünlerini anneler ile buluşturan Miniço e- ticaret satışının yanında hız kesmeden yeni mağazaları tüketicilerin hizmetine açıyor. Tekstilden araç gerece, beslenme ekipmanlarından oyuncak ve hızlı tüketime kadar farklı alanlardaki ürünlere anneler Miniço mağazalarından ulaşabiliyor. Miniço, Gaziosmanpaşa lokasyonunda bir başka mağazasını daha hizmete açtı. 1200 m2 alana sahip olan mağaza

100

Baby & Kid Store Mayıs - Haziran 2016



HABER

Bebek Giyimi ihracatında yılın ilk yarısı %30 artış gözlemlendi 2016 yılının ilk çeyreğindeki verilere göre dokuma bebek giyim eşyası ve aksesuarları ihracatı en fazla artan ürün grupları arasında yer alıyor. Geçen yılın ilk üç ayına oranla % 30 artış gösteren dokuma bebek giyim eşyası ve aksesuarları ihracatı 27,6 Milyon Dolar olarak kaydedildi

D

ünya hazır giyim ticaretinin yüzde 2,14’ünü oluşturan bebek giyiminde; ihracat rakamları 2014 yılında 10 Milyar Dolar seviyesinde gerçekleşmişti. Artan sektör ve altyapı yatırımlarının yanı sıra firmalara sunulan kredi olanakları sayesinde Çin, dünya tekstil ve hazır giyim ihracatındaki payını son yıllarda artırarak yüzde 34,4 ile dünyanın en büyük bebek giyim ihracatçısı oldu. Çin’i, Bangladeş, Hindistan, Kamboçya, Hong Kong ve Fransa izledi. Bebek giyim ihracatında her yıl düzenli bir ivme yakalayan Türkiye, bir önceki yıla oranla yüzde 4,7’lik

102

Baby & Kid Store Mayıs - Haziran 2016

bir artışla 231.1 Milyon Dolar ihracat gerçekleştirdi. Türkiye, 33 Milyon Dolara yakın bir rakam ile en fazla Irak’a ihracat yaptı. Irak’ı 28,4 Milyon Dolar ile İspanya izlerken, 25,5 Milyon Dolar ile Almanya üçüncü sırada geldi. Türkiye’nin ihracat yaptığı ilk 10 ülke arasında ise İngiltere, Libya, Fransa,


HABER

Hollanda, Kırgızistan, Ukrayna, Belçika ve İtalya yer aldı. 2016 yılının ilk çeyreğinde ise bebek giyim eşyası kalemlerinden biri olan dokuma bebek giyim eşyası ihracatı, en fazla ihracatı yapılan ürünler arasında kaydedildi. Bu ürün grubunda geçen yıla göre yüzde 30 artış ile 27,6 Milyon Dolar ihracat gerçekleştiği belirtildi. Özellikle tekstil üretimi ve ihracatındaki başarısı nedeni ile dikkatleri üzerine çeken Türkiye, Istanbul Kids Fashion ile Avrupa ve Asya’nın çekim merkezi olmaya devam ediyor. Türkiye’nin önde gelen bebek giyim üretici ve ihracatçı firmalarını bir araya getiren İstanbul Kids Fashion, 27-30 Temmuz 2016 tarihleri arasında, İstanbul Fuar Merkezi’nde gerçekleşecek. 200’den fazla ulusal ve uluslararası firma ile 350 markanın katılımının hedeflendiği fuarda, firmaların 2016 Sonbahar Kış, 2017 İlkbahar Yaz koleksiyonları yer alacak. Türkiye’de uluslararası platformda

bebek ve çocuk hazır giyim sektöründe yapılan tek ve en büyük fuar organizasyonu olarak öne çıkan Istanbul Kids Fashion’da, 0-16 yaş arası bebek, çocuk hazır giyim ve aksesuarları sergilenecek. Yılda iki kez yapılan Istanbul Kids Fashion, Ocak ayında Uluslararası Anne Bebek Çocuk Ürünleri Fuarı’nın (CBME Türkiye) içerisinde ve Temmuz ayında ‘İstanbul Kids Fashion’ adı altında düzenleniyor. Dünyanın 8. büyük hazır giyim ihracatçısı olan Türkiye’nin dünya tekstil ticaretinde köprü vazifesi gördüğüne değinen UBM ICC Genel Müdürü Erdal Baykara, “Türkiye, stratejik coğrafi konumu itibari ile Avrupa, Avrasya, Ortadoğu ve Kuzey Afrika pazarlarındaki 1,5 Milyar müşteri için kolay ulaşım ve uygun maliyetler nedeni ile cazibe merkezi olarak kabul görüyor. Istanbul Kids Fashion 2016, bu yıl da katılımcı ve ziyaretçilerine bu pazarda etkin rol almaları için önemli fırsatlar sunuyor” dedi. Sektörün önde gelen uluslarara-

sı imalatçılarını, tasarımcılarını ve ticari ziyaretçilerini ön plana çıkaran Istanbul Kids Fashion, katılımcısına da pazar potansiyelini arttırma konusunda geniş imkanlar tanıyor. Avrasya ülkelerinden 5.000’den fazla satın alma yetkilisi ve sektör profesyonellerinin bir araya geleceği Istanbul Kids Fashion, böylelikle ziyaretçisi için ürün ve marka çeşitliliği avantajı sağlarken, katılımcısı için de yeni iş bağlantıları kurma ve ürünlerini tanıtma fırsatı sunacak. Bebek ve çocuk giyim ve abiye, iç çamaşırı, çorap ve aksesuarlar, bebek ve çocuk ev tekstilinin yanı sıra hamile giyim ve aksesuarları ürün gruplarının yer alacağı fuarın ziyaretçi profilini ise Perakendeci-Bebek & Çocuk ve Hamile Ürünleri, Bebek ve Çocuk Hazır Giyim, Ayakkabı Mağazaları, Anne ve Hamile Giyim Mağazaları, Mağaza Zincirleri, Departman Store’lar ile İthalat ve İhracatçı, Distribütör, Acenta ve Toptancılar, Satın Alma Ofisleri ve Ticaret Firmaları ile E-Ticaret firmaları oluşturacak. Baby & Kid Store Mayıs - Haziran 2016

103




GÜZELLİK

İş dünyasında kadınların gizli silahı,

Güzellik!

Bir kadın olarak hayatta birçok kimliğe bürünüyoruz. Bazen anne, bazen ise iş kadını konumundayız. Bu yoğun koşuşturma arasında biz farkında olmasak da bedenimiz ve cildimiz de bizimle birlikte bitkin düşüyor. Oysa iş dünyasında başarılı, kararlı ve özgüvenli olmak için önce kendimizi iyi hissetmeliyiz. Aynaya baktığınızda güzel bir görüntü ile karşı karşıyaysanız, o gün sizin için daha iyi bir gün…

106

Baby & Kid Store Mayıs - Haziran 2016


GÜZELLİK

Y

oğun bir iş tempomuz olduğunda sabah uyandığımızda çoğu zaman yorgun bir yüzle karşılaşırız. Panik yapmayın, doğru bir makyaj tüm kusurları gizler. Aynı zamanda önemli bir toplantı öncesi doğru bir makyaj hem karşınızdakiyle iletişiminizi güçlendirirken, kendinize güveninizi de arttırır. Peki doğru makyaj nasıl yapılır? Sizin için birkaç etkili yöntem araştırdık. Doğal ve berrak bir ciltle ile canlı görünün • Yüzünüzde çok renkli bir görünüm yerine doğal bir görünüm tercih etmelisiniz. Bunun için ilk önce doğal, canlı ve berrak bir cilt şart. Cildinizde bu görünümü yakalayabilmek içinse transparan bir fondöten doğru tercih olacaktır. Yüzünüzde oluşturacağınız ışık/gölge oyunları yardımıyla da hem daha kusursuz hem de daha doğal bir cilt görünümü elde edebilirsiniz. Bunda püf nokta koyu renk tonunu elmacık kemiklerinizin altına, alında saç diplerine yakın noktalara, uzunlamasına burnun sağ ve sol tarafına ve son olarak çene bitim çizgisine sürerek fırça yardımı ile dağıtmalısınız. Açık renk tonunu ise elmacık kemiğinin üstüne, uzunlamasına burun kemiğinin üstüne, burunla dudak arasındaki bölgeye ve kaşların hemen altına aynı şekilde uygulayı-

nız. Aynaya baktığınızda daha belirgin yüz hatlarına sahip olduğunuzu göreceksiniz. Gözlerde sıcak tonlar ile güven verin • Yüzün alt zemini hazırladıktan sonra sıra gözlerde… Kurumsallık gereği doğallık ve sadelikten uzaklaşmamak gerektiğini unutmayın. Bakışlar karşınızdaki ile iletişimde en önemli araç. Bu yüzden bakışlarda doğallık, derinlik ve sıcaklıktan yana olun. Böyle bir görünümün püf noktası, ışıltılı toprak tonları… Bu tonlarda bir farın üzerine bütünlüğü korumak adına yine kahve tonlarında rimel uygulayın. • Diğer yandan sadece vurguyu gözlere yapmak istiyorsanız, karşınızdakini konuşma süresinde etki altında tutabilmek için göze çerçeve yapmak doğru bir adım olacaktır. Gözaltlarında buğulu bir görünümde tercih edebilirsiniz. Doğal ve natürel dudaklar… • Dudaklarınız doğallıkla ışıldasın. Koyu bir göz makyajı yaparsanız, dudakları daha yalın bırakmak gerekir. Pürüzsüz bir görünüm içinde ruj sürmeden önce dudakları bir krem yardımıyla yumuşatın. Böylece daha doğal bir görünüm elde edeceksiniz.

Baby & Kid Store Mayıs - Haziran 2016

107


BESLENME

Yaz Meyvelerinin Mucizeleri Yaz mevsiminin yaklaşmasıyla birlikte, yaz meyveleri de birer birer tezgâhlardaki yerini almaya başladı. Mevsiminde tüketilen meyvelerin vücudumuza birçok fayda sağladığı ve bilinçli tüketildiğinde kilo kontrolüne de katkı sağladığı biliniyor. Beslenme ve Diyet Uzmanı Nil Şahin Gürhan, tatlı ihtiyacının asil elemanlarının meyveler olduğuna dikkat çekerek, en çok tüketilen yaz meyvelerinin faydalarını ve kalorilerini açıkladı

108

Baby & Kid Store Mayıs - Haziran 2016

Dut: 100 gramında 8.1 oranında karbonhidrat, 1.3 gram protein, 1.5 gram lif içeren dutun içerisinde 260 mg oranında potasyum bulunur ve yaklaşık 44 kaloridir. Protein içeriği diğer meyvelere kıyasla daha fazla olan dut yaz meyvelerini vazgeçilmezlerindendir. Kırmızı ve kara dutun ağız içerisindeki yaralara fayda sağladığı bilinmektedir. Lifli bir meyve olması sayesinde sindirim sistemi rahatsızlıklarına iyi gelir. Aynı zamanda dutun yapısında bulunan bulunan flavonoidler kalp sağlığının korunmasında da fayda sağlar. İncir: 100 gramında 19.8 gram karbonhidrat, 0.75 gram protein, 2.9 gram lif içeren incirin 100 gramı yaklaşık 75 kaloridir. Enerji yoğunluğu diğer meyveler göre daha yüksektir. Lifli yapısı sayesinde sindirim sistemi problemi yaşayan bireyler için oldukça ideal bir meyvedir. Karbonhidrat içeriğinin yüksek olması sebebiyle özellikle diyabet hastalarının çok dikkatli tüketmesi gerekir. Yüksek oranda antioksidan içermesiyle yaşlanmaya karşı meydan okumakla kalmaz, kalsiyum içeriği sayesinde çocuklar ve hamileler için oldukça önemli bir meyvedir.


BESLENME

Kiraz: 100 gramı 65 kalori, 22.9 gram karbonhidrat, 1 gram kadar protein içeren kiraz 2.1 gram kadar lif içeriği sayesinde kabızlık problemi yaşayan bireylerin kurtarıcısı olur. Tansiyonun düzenlenmesinde oldukça etkilidir üstelik idrar söktürücü işlev görür. Vücuttaki ödemin atılmasına destek sağlarken kalp ve damar hastalıklarına karşı koruyucu etkisi vardır. İçeriğindeki melatonin etken maddesi sayesinde vücudu gevşetip rahat bir uyku düzenine geçiş sağlar. Ürik asit ve ürat kristallerinin vücuttan atılmasına destek sağlar. İçeriğindeki betakaroten sayesinde kanserden koruyucu etkisi vardır. Karpuz: %95 oranında su içeren ve 100 gramı yaklaşık 30 kalori olan yaz meyvelerinin vazgeçilmezi karpuz 7.5 gram karbonhidrat, 0.6 gram protein, 0.4 gram lif içeriğine sahiptir. Kalorisinin büyük bir bölümü karbonhidrattan geldiği için kan şekerinin kontrolünü bozmaması açısından, tüketirken yanında peynir gibi bir protein kaynağı ile tercih etmeliyiz. Karpuz serinletici etkisi sayesinde menapoz dönemindeki kadınların ve hamilelerin kurtarıcısıdır. Su oranı yüksek, lif içeriği az olduğu sindirimi oldukça kolaydır. Böbreklerin aktif bir şekilde çalışmasına destek sağlar. İçeriğindeki likopen sayesinde kanserin oluşumunu ve gelişimini önleyici etkisi vardır. Kavun: 100 gramı yaklaşık 28 kalori olan kavun da karpuz gibi sulu olan yaz meyvelerindendir. 6.8 gram kadar karbonhidrat, 1 gram kadar protein içeriğine sahiptir. Ayrıca C vitamini açısından da zengin bir meyvedir. Su oranı yüksek bir meyvedir. Folik asit, potasyum içeriği oldukça zengin bir meyvedir. Böbreklerdeki toksik maddelerin temizlenmesinde aktif rol oynar. Bunun yanı sıra kalp sağlığının korunmasına yardımcıdır. İçeriğindeki beta karoten sayesinde antioksidan özellik gösterir. Tadının tatlı olmasıyla ve serinletici etkisi sayesinde yazın tercih edilen sağlık içeren meyvelerindendir. Şeftali: Yapısında 9.54 gram karbonhidrat, 0.9 gram kadar protein

ve 1.5 gram kadar lif içeriği bulunan şeftalinin 1 porsiyonu yaklaşık orta boy büyüklüğündedir ve 47 kalori civarındadır. Lif içeriği zengin bir meyve olan şeftaliyi kabuğu ile birlikte tüketmek çok daha sağlıklıdır. Sıcak yaz günlerinde tansiyonun dengelenmesi için oldukça ideal bir meyvedir. Aynı zamanda C vitamini açısından da zengin bir meyve olan şeftali bağışıklık sistemimizin güçlenmesi için de oldukça faydalı bir meyvedir. Görme duyumuzun gelişmesinde ve vücudumuzun savunma mekanizmasının gelişiminde aktif rol oynar. Üzüm: Yaklaşık 100 gram kadar olan bir salkımındaki karbonhidrat miktarı 18.1 gram olan 0.7 gram kadar protein ve 0.9 gram kadar lif bulunan üzüm güçlü bir antioksidan kaynağıdır. Karbonhidrat içeriği zengin olması sebebiyle özellikle diyabetik bireylerin çok dikkatli tüketmesi gereken üzümün içeriğindeki resveratrol sayesinde kansere karşı vücudu koruyucu etki sağlar. Bunun yanı sıra quarcetin içermesi ile dolaşım ve sindirim sistemine destek sağlar, bireylerdeki kabızlık problemlerini önleyici etki gösterir. Kötü kolesterol dediğimiz LDL’nin vücudumuzda oksidasyona uğramasını önleyici etkisi vardır.

Çilek: 100 gramında yaklaşık 5.5 gram kadar karbonhidrat, 0.8 gram protein ve 2 gram kadar lif içermektedir. C vitamini açısından oldukça zengin bir meyve olan çilek bağışıklık sistemimizin güçlü olmasına fayda sağlar. Lif içeriği ve sulu bir meyve olması sayesinde kabızlığı giderici etkisi mevcuttur. Potasyum içeriğinin yüksek olması sayesinde tansiyonumuzun dengelenmesine de fayda sağlar. Armut: 1 orta boyu 1 porsiyon meyveye eş olan armut 100 gramında 12.4 gram karbonhidrat, 2.9 gram lif bulundurur. Zengin lif içeriği sayesinde kabuklarıyla birlikte tüketildiğinde sindirim sistemine faydası oldukça fazladır ve uzun süre tokluk sağlar. Kan basıncının dengelenmesinde de rol oynar. Bireylerde osteoporoz görülme riskini düşürdüğü araştırmalarla ispatlanmıştır. Folik asit içeriğinin zengin olması sayesinde hamilelik döneminde tüketilmesi oldukça faydalıdır. Üzüm (100gr) Şeftali (100gr) Kiraz (100gr) Armut (100gr) Kayısı (100gr) Çilek (100gr) Kavun (100gr)

69 kalori 40 kalori 63 kalori 52 kalori 48 kalori 40 kalori 28 kalori

Baby & Kid Store Mayıs - Haziran 2016

109


SAĞLIK

Gözlerinizi Yormayın, Hayata Canlı Gözlerle Bakın!

Göz sağlığı ihmale gelmiyor. Zira gözlerimiz en korumasız yerimiz. Sıcak ve soğuk hava değişimleri, gün içerisinde maruz kaldığımız zararlı UV ışınları ve bilgisayar başında harcadığımız uzun mesailerden kalan yorgun gözler… Farkında olmasak da gözlerimizi yeteri kadar koruyamıyoruz. Uzmanlar gözlerimizi dinlendirmemiz gerektiği, Uv korumalı gözlük olmadan dışarı çıkmamamız konusunda uyarıyor. Düzenli göz kontrolü için doktor muayenesine gitmek de erken teşhis ve göz sağlığı için önemli. Bu sayımızda sağlıklı gözler için dikkat etmemiz gerekenleri araştırdık.

110

Baby & Kid Store Mayıs - Haziran 2016


SAĞLIK

Gözlerimiz dış etkenlere, ışığa ve UV ışınlarına karşı hassastır. Hayat koşuşturmasında istemesek da tüm bu olumsuz şartlara maruz kalıyoruz. Özellikle teknolojinin gelişmesiyle gerek bilgisayarın gerekse sürekli elimizde olan telefonların bu zararlı ışınlardan fazlasıyla etkileniyoruz. Peki, bunun için ne gibi önlemler alıp, nerelere dikkat etmek gerekiyor? Zararlı ışınlara maruz kalmamak için güneş gözlüğü ile korunmak şart! Yaklaşan yaz aylarında güneşin zararlı ışınlarına maruz kalmamak için güneşin tepede olduğu saatlerde mümkünse dışarıda daha az vakit geçirmek gerekiyor. Güneş ışınlarında gözlerimizi korumak için diğer önemli husus ise UV korumalı iyi bir güneş gözlüğü kullanmaktır. Seçtiğimiz gözlüğün mutlaka orijinal UV korumalı olması gerekir, aksi halde taklit gözlükler gözü zararlı ışınlardan korumadığı gibi gözü daha fazla yorar. Gözleriniz numaralıysa ve gözlük yerine lens kullanmayı tercih ediyorsanız, mutlaka UV korumalı lensleri kullanmalısınız. Tabiki en etkili koruma güneş gözlüğü ile olacaktır. Etkili bilgisayar kullanımı, göz sağlığı için önemli… Gözde oluşan kuruluk, ağrı, çift görme ve göz sulanması ‘bilgisayara bakma sendromu’ olarak ifade edilir. Bilgisayara uzun süre bakmamak gerekir. Aksi halde tüm bu şikayetleri yaşamanız olası bir durumdur. Bilgisayarda çalışırken her 20 dakikada bir gözlerinizi dinlendirin. Bunun için bir süre uzak bir yere bakabilir ya da gözlerinizi yumarak dinlendirebilirsiniz. Bilgisayar başında gözlük kullanmak ve iyi bir pozisyonda oturmak gerekir.

Önemli Tavsiyeler • Ekranla aranızda uygun bir mesafe olmalı, özellikle ekranın üst kenarı göz hizasında olmalıdır. • Bilgisayarın olduğu ortam ile pencere açısı önemli. Pencere ve diğer kaynaklardan gelebilecek görüntü yansıması gözün yorulmasını sağlar. • İri puntolu ve gözü yormayan karakterlerle yazmak, koyu renk zeminler üzerinde açık renk karakterlerle çalışmak, çalışırken 45–50 dakikada bir 5–10 dakika ara verip gözü dinlendirmek de göz sağlığı için çok önemli diğer hususlardır. • Sigaranın oksidatif etkisi olduğu için öncelikle zararlı alışkanlıklarınızı bırakmalısınız. Beslenmenize dikkat ederek, sağlıklı vitamin ve mineralleri tüketmelisiniz. • Işığa çok fazla maruz kalamamak ve gözlerinizi yormamak için bilgisayar başındayken gözlerinizi daha fazla kırpmalısınız. Aynı zamanda gözlerinizi kısarak ekrana bakmakta fayda var. • Monitör ekranına aynı hizadan değil daha yukarıdan bir açıdan bakmalısınız. Vitaminler ve Göz Sağlığı Üzerine Etkileri D Vitamini: Retina’da oluşan ve merkezi görme kaybına yol açan “maküler dejenerasyon” hastalığına karşı koruma sağlar. C Vitamini: Katarakt riskini azaltmaya yardımcı olur. A Vitamini: Gece körlüğüne karşı koruma sağlamanın yanında göz kuruluğunu engeller

Baby & Kid Store Mayıs - Haziran 2016

111


KİTAP

E- Ticareti destekleyen kitaplar

Yeni Başlayanlar İçin E- Ticaret

E Ticaret Girişimciliği İçin Temel Başvuru Kitabı

Dünyada ve Türkiye’de her yıl düzenli olarak büyümeye devam eden e-ticaret ekosistemi, süphesiz ki şu an cazip bir mecra durumunda. Hem bireysel, hem kurumsal anlamda sayısız girişimcilik teşebbüsü ve düşüncesi mevcut. Ancak her girişimcilik çabası girişime dönüşmüyor ya da her girişim başarılı olamıyor. Bunda en önemli sebeplerden birisi, e-ticaretle ilgili yeterli bilgiye sahip olmadan, yeterli etüd ve fizibilite çalışmasına girmeden sadece “iyi bir fikir” veya “sermaye” temelinden yola çıkmak oluyor. Yeni Başlayanlar İçin E-Ticaret, bu eksikliği doldurmak adına İnternet girişimciliği temelli bir e-ticaret başlangıç kılavuzu olarak hazırlandı.

112

Baby & Kid Store Mayıs - Haziran 2016

E- Ticaret

Satışta Tsunami Etkisi

E-Ticaret: Satışta Tsunami Etkisi, internetten etkin satış yapmak, sosyal medyayı verimli kullanmak ve mobil ticaretle gelen yenilikleri görmek isteyen herkes için ideal bir E-Ticaret rehberi. Anıl Altaş’ın “İnternet sayesinde satış yapmaya nasıl başlar ve yeni oluşan satış hacmini nasıl arttırırım?” sorusuna aranan yanıtlardan yola çıkarak yazdığı bu kitapta, “E-Ticaret nedir?”, “E-Ticaret yapan herkesin bilmesi gereken genel pazar bilgileri nelerdir?”, “E-Ticaret çeşitleri hangileridir?” gibi soruların yanıtları aranıyor. Aynı zamanda kitapta Dünyada ve Türkiye’de E-Ticaretin kısa tarihçesini de bulacaksınız.

Türkiye E- Ticaret Sektöründe Özel Marka Stratejisi

Bu kitabın amacı, Türk e-ticaret giyim perakende sektörünün fırsatlarını ve zorluklarını özel markalı ürünler stratejisi açısından keşfetmektir. Araştırmanın veri toplama aşamasında Türkiye’deki farklı yedi çevrimiçi şirketle yapılan görüşmeler ve birçok kamuya açık rapor kullanılmıştır. Özel markalı ürünler stratejisi üzerine yapılan görüşmeler ve farklı araştırmalar, elektronik giyim perakendecilerinin Türkiye’de güçlü bir tedarik zinciri yönetimi sağlayabilmeleri için onlara yön verebilecektir. Böylece Türkiye’nin e-ticaret giyim firmalarının kapasite sorunlarını ele almayı, şirketlerin özel markalı ürün stratejilerinin analizi ile şirketlere öneriler sunmayı hedeflemektedir.


KİTAP

E- Ticaret

Pazar Performansını Arttırmaya Yönelik Başlıca Stratejiler

Çağlar boyu ticaret, iletişimin bir şekilde boyut değiştirmesi ile beraber gelişmiş, ilerlemiştir. Ticaret yollarının keşfi, demiryollarının genişlemesi, havacılık sektörünün yaygınlaşması ve son olarak internetin yeni bir ağörmesi ile bu boyut, insan hayatını, işletmelerin yapısının değişmesine neden olmuştur. Klasik işletme fonksiyonlarının yeniden tartışma ve modelleme ihtiyacını ortaya çıkarmıştır. Elinizdeki kitap elektronik ticareti açıklamakla kalmıyor, işletme fonksiyonları¬nın (Yönetim, Üretim, Pazarlama, Finansman, Muhasebe, Personel, Halka İlişkiler, Ar-Ge) yeniden tanımlanması ve kavramlarının yeniden yorumlanmasının e-ticaret açısından gerçekleştiriyor. E-ticaret hizmet yoğun bir üretim biçimi olması nedeniyle, dijital pazarlama, müşteri sadakati ve yeni iş modelleri konusunda okuyucu aydınla¬tıyor. Web programlamaya ilgisi olan okuyuculara Mağaza Uygulama kodları kitabın sonunda verilmiştir.

İşlem Maliyetleri Bağlamında

Bir Girişim Hikayesi E- Ticaret, Girişimcilik ve Dijital’e Dair

Bu çalışmada, işlem maliyetleri ile firmalar arasında gerçekleşen elektronik ticaret uygulamaları arasındaki ilişkilerinin incelenmesi amaçlanmıştır. İşlem maliyetleri, araştırma, pazarlık, karar verme, sözleşme görüşmeleri, sözleşmenin uygulanması ve kontrol maliyetleri olarak beş alt boyutta incelenmiş, elektronik ticaret ile işlem maliyetlerini oluşturan söz konusu beş alt boyutla olan ilişkileri araştırılmıştır. Bundan başka firma büyüklüğü ve yaşı ile işlem maliyetleri ve elektronik ticaret ilişkisi araştırmanın üzerine odaklandığı diğer bir konudur. Araştırma, ülkemizde hakkında oldukça az araştırma bulunan işlem maliyetleri literatürü alanında bir katkı sağlamayı amaçlaması bakımdan önemlidir. Ayrıca konuya Türkiye’de elektronik ticaretin durum ve değerlendirilmesi yönünden bakan araştırmacılara veri teşkil etmesi ve fikir sağlaması açısından da bir önem taşımaktadır.

Çağımızın yeni gözdesi e- ticaretle uzun zamandır tanışıyoruz. Ama kabul etmeliyiz ki şuanda eticaret fiziksel mağazaların tahtını alt etmek üzere… Perakende sektöründe e- ticaret sağladığı kolaylıklar, sunduğu imkânlar ve hızlı yükselişiyle tüm markaların odak noktasında olsa da bu sonradan tanıştığımız platformu da iyi tanımak ve emin adımlarla ilerlemek lazım. E- ticarette deneyim elde etmek isteyenlerin okuması gereken bir kitap. Girişimcilik öncesinde eticaret mecrasını daha yakından tanımak lazım. Bu kitap bu alanda yapılan hataları, tecrübeleri, güzel bir dille okuyucuya aktarıyor. ” Heyecanlar, kazanışlar, kaybedişler, hatalar, tecrübeler; birçok keyifli macera kitapta sizleri bekliyor… “

Elektronik Ticaret

Baby & Kid Store Mayıs - Haziran 2016

113


SİNAMA

İş dünyasında para kazandırır mı yoksa kaybettirirmi? Bu sayımızda derlediğimiz filmlerin merkezinde para teması yer alıyor. İş dünyasında paranın kontrolünü sağlamak hiç kolay değil. Parayı iyi yönetenler kadar batma noktasına gelenler de var. Derlediğimiz filmlerle iş dünyası, iş dünyasında paranın yeri ve doğru strateji gibi temalar ön plana çıkıyor. İyi seyirler…

Para Tuzağı / Money Monster Televizyondan borsa tüyoları veren bir Wall Street simsarı, aynı zamanda bir televizyon yıldızı olan Lee Gates (George Clooney), bir program esnasında sahip olduğu her şeyi Gates’in tavsiyeleri yüzünden kaybeden Kyle Budwell (Jack O’Connell) tarafından rehin alınır. Bu inanılmaz olay, canlı yayınla milyonlarca insan tarafından izlenirken Gates ve programın yapımcısı Patty Fenn (Julia Roberts) zamana karşı bir ölüm kalım pazarlığına girişeceklerdir.

Büyük Kumar / Runner Runner Princeton’da matematik okuyan Richie Furst, son derece zeki ve parlak bir öğrenci olsa da burs alabilecek başarıyı yakalayamamıştır. Öğrenim harcını bir hafta içerisinde bulması gerekmektedir. Ufak tefek birikimleri vardır ve şansını online poker oynama sitesinde denemeye başlar. Bir süre epey başarılı ilerlese de kader oyununda, kazanacağından emin olmasına rağmen tüm parasını kaybeder. Richie, bu işte bir hile olabileceğine inanmaya başlar ve sitenin sahibi Ivan Block’u bulmak için Kosta Rika’ya kadar gider. Block, genç adamı oyundaki hileyi keşfettiği için tebrik edip kendisi için çalışmasını teklif eder. Gördüğü zenginlik karşısında adeta büyülenen Richie de bu teklifi kabul eder. Ancak Richie artık beklenmedik bir kurum tarafından kıstırılıp bir seçim yapmak ve hayatının en riskli kumarını oynamak zorunda kalacaktır!

Borsa: Para Asla Uyumaz Wall Street’in en parlak yıllarını yaşadığı dönemde özellikle içeriden bilgi alarak servetini katlayan ünlü borsa simsarı Gordon Gekko(Michael Douglas), 80’li yıllarda fırtına gibi estikten sonra hapse girmiştir. Çıktığında ise yarım bıraktığı her şeye sıfırdan başlayacak, ancak kızıyla işleri yoluna koyması hiç de kolay olmayacaktır… 1987 yılında finans piyasasındaki çetin mücadeleyi anlatan “Wall Street” adlı filmin devamı niteliğindeki yapım, iş dünyasının çetin savaşlarını gözler önüne seriyor.

114

Baby & Kid Store Mayıs - Haziran 2016


SİNAMA

Boiler Room Ben Younger’ın yazıp yönettiği başrollerini de Giovanni Ribisi, Vin Diesel, Nia Long’un paylaştığı 2000 ABD yapımı bir film. Seth Davis (Giovanni Ribisi) kendine ait küçük bir yasadışı kumar salonu işleten bir gençtir. Babasının karşı çıkmasına rağmen çok para kazanma hırsıyla, tanıştığı adamlardan birinin önerisine uyarak şehrin yeni borsa şirketlerinden birinde çalışmaya başlar. Daha çok paradan başka hiçbirşey düşünmeyen bu şirkette Seth kısa sürede yükselir ve çok para kazanmaya başlar ve bu hızlı hayatın zevkine kapılır. Ancak yaşadığı birkaç olayın ardından şirketin de bazı kirli işlere bulaşmış olabileceğini düşünüp kendi vicdanını sorgulamaya başlar. Özellikle borsa ve pazarlamadan anlayanların ilgisi çekecek film, genç kadrosu ile dikkat çekiyor.

Enron: İş Dünyasının Açıkgözleri Film, tarihin en büyük şirket skandallarından birinin perde arkasını gözler önüne seriyor; Enron skandalında ABD’nin en büyük yedinci şirketinin üst düzey yöneticileri bir milyar dolardan fazla kârla işin içinden çıkarken, yatırımcılar ve çalışanları her şeylerini kaybettiler. Film, Fortune dergisi gazetecileri Bethany McLean ve Peter Elkind’in ‘The Smartest Guys in the Room’ adlı kitabından yola çıkıyor. Bir yandan işin iç yüzünü bilen tanıkların anlatılarına yer verirken, edinmesi zor işitsel ve görsel kanıtlar da sunarak, Enron’un tepesindekilerin olağanüstü kişisel lükslerini ve şirket felsefesi kisvesi altındaki ahlaki yozluğu açığa çıkarıyor.

Oyunun Sonu Margin Call Bir yatırım bankası, müşterilerine yüksek riskli yatırım araçları satarak milyon dolarlar kazanırken, bu satışları; piyasanın giderek kararsızlaşan durumdan haberdar etmeyerek yapmaktadır. Olayın patlak vereceği gün öncesi; 2 genç broker risk seviyesinin güvenlik bariyerini geçtiğini ve şirketin tüm mal varlığı portföyünün felakete doğru gittiğini fark eder. Durumdan haberdar olan firmanın üst yönetimi acilen gece yarısı toplantısı düzenler ve 2 ana seçenek üzerinde müzakereye başlar. Ya 107 yıllık firmanın Wall Street’in kalanıyla birlikte iflas etmesine göz yumacaklardır ya da durumdan ilk haberdar olan kişiler olmalarının avantajını kullanarak firmanın ayakta kalabilme şansının olduğu ancak müşterilerini kazıklayacakları bir planı uygulayacaklardır.

Baby & Kid Store Mayıs - Haziran 2016

115


GEZİ

Işıl Işıl Teknokent;

T

okyo’dan bahsetmeden önce biraz Japonlardan ve Japon kültüründen bahsetmek gerek. Zira Japonya ve Tokyo’da sizi en çok etkileyecek unsur, Japonların hayran bırakacak nezaketleri, dürüstlükleri, saygı ve disiplinlikleri… Şehre ilk gittiğinizde düzenin hâkim olduğu muazzam bir manzara ile karşı karşıya kalıyorsunuz. Şehirdeki bu

116

Baby & Kid Store Mayıs - Haziran 2016

Tokyo

düzenin kaynağı Japonların düzene önem verip böyle bir hayat sürmeleri ile paralellik gösteriyor. Gördüğünüz her şeyde ince bir düşüncenin hâkim olduğunu seziyorsunuz. Her şey en ince ayrıntısına kadar planlanıyor ve tüm bunlar ‘saygı’ düşünce temelinde birleşiyor. Japonlar için alışkanlıkları ve gelenekleri çok önemli. Japonların bu gelenekselliklerini ve hayran kala-

cağınız saygılarını, gezdiğiniz yapılardan sokaklara, yemek alanlarından metrolara kadar görebilirsiniz. Yıllar boyu nasıl yaşamışlarsa günümüzde de bu yaşam biçimini devam ettirmeyi başarmışlar. Örnekler vermek gerekirse, Japonlarda selamlama geleneksel ve önemli bir ritüel… Selam vermemeyi saygısızlık ve onur kırıcı olarak nitelendiriyorlar. Japonya’da


GEZİ

Dünyanın en farklı ve ilginç metroları, ışıl ışıl görünümü, geleneklerine bağlılığı ve hayatın hızlı aktığı bir şehir olarak tanıyoruz Tokyo’yu… Aslında bilmediğimiz birçok güzelliği de içerisinde barındırıyor. Geçmişten günümüze birçok filme ve efsaneye sahne olan, keşfedilmeyi bekleyen bu şehri, daha yakından tanıyalım istedim. ‘Teknokent’ olarak bilinen Tokya’nın bilinmeyenlerine kısa bir yolculuk yapalım.

kimse kimsenin sırasına girmiyor. Japonlar için birinin hakkına girmemek önemli bir gelenek ve inanç olarak karşımıza çıkıyor. Japon deyince akla ilk gelen şey, çok çalışmak… Zira Japonlar çalışkan olmaları, geleneğe sadık kalarak gelen modernlikleri ve teknolojiyle olan yakınlıkları ile tanınıyor. Bakıldığında tüm teknoloji devlerinin bu ülkeden çıkmasına şaşırmamak lazım. Teknoloji ile bu kadar iç içe olunca bu durum Tokyo sokaklarına da yansımış. Caddelerde ve sokaklarda çok fazla oyun salonları var. Baby & Kid Store Mayıs - Haziran 2016

117


GEZİ

Burada daha önce hiç bilmediğiniz yeni oyunları Japonya farkıyla deneyimleyebilirsiniz. Tokyo’nun ulaşım ağına da değinmekte fayda var. Hızlı trene sahip şehirde bir yerden bir yere gitmek çok kolay. Konforlu bir yolculuk sunan Japonlar, trende başka bir ülkede kolay kolay rastlamayacağız görüntülere sahne oluyor. Yolculuk sırasında karşılaştığınız sessizlik sizi şaşırtabilir. Ama asıl şaşırtan şey, böylesi teknolojik ve zengin bir kentte insanların telefonla oynamak yerine kitap okuyor olması. Bu görüntü, Japonya’da okuma oranının oldukça yüksek olmasını destekliyor. Ayrıca dip bir not bırakmak gerekirse, Japonya’da okuma yazma oranı %100’dür. ‘Japon’ kelimesi ile özdeşleşen bir başka şey ‘Manga’ ve ‘Anime’dir. Manga ve Anima’nin tek çıkış noktası ve üretim yeri Japonya. Tokyo’ya gittiğinizde bir sanatseverseniz, mutlaka bir Japonlara özgü bu çizgi roman ve çizgi filmlerden hatıra olarak satın almalısınız. Japonları keşfettikten sonra sıra Tokyo’yu keşfetmeye geldi. Tokyo kısa bir zamanda gezilecek yerlerden değil, böylesi biz şehri keşfe geldiyseniz geniş bir zaman ayırmalısınız. Gezilecek, görülecek ve hayran kalınacak çok fazla mirası var. Uzak Doğu kültürünü özümsemiş yapıtlar, tarihi eseler ve dükkânlar size kendine hayran bıraka-

118

Baby & Kid Store Mayıs - Haziran 2016

cak. Hadi tura başlayalım. Tokyo’nun en büyük parklarından biriyle tanışmaya hazır olun. Doğal güzelliği ile dikkat çeken Kitanomaru Park, 1590 yılında inşa edilmiş. Parkı özel kılan bir başka unsur ise, Edo zamanında dünyanın en büyük kalesi unvanına sahip olan Imperial Palace yapıtıdır. Günümüzde kalenin sadece iç duvarları hala ayakta ve kale içerisinde imparatorluk ailesi yaşıyor. Japonların geleneklerine bağlı olduğunu söylemiştik bu nedenle hala yaşayan imparatorluklar var. Üzücü olan kaleyi istediğiniz her an ziyaret edemiyorsunuz. Yaşadıkları bölüm olan girişe yılda sadece iki defe ziyaret

var. Biri yeni yılda ziyaret edilirken, diğeri ise imparatorun doğum günde gezilebiliyor. Kalenin bulundu parkta kale kadar görülmeye değer. Parkta ilk etapta dikkat çeken üç temel unsur var. Parka girdiğinizde büyüklüğü, temizliği ve sakinliği karşında hayran kalıyorsunuz. Sakin bir vakit geçirmek istiyorsunuz mutlaka parkın atmosferine kendinizi bırakın. Japonya kalabalık nüfuslu bir ülke ve aynı zamanda Tokyo hareketli bir şehir. Bu nedenle o hızlı yaşamdan uzaklaşmak için park iyi bir kaçış noktası… Park en büyük piknik alanlarından biri olduğu için aynı zamanda eğlenceli bir yer olarak da karşımıza çıkıyor. Kiraz çiçeklerini bolca görebileceğiniz şehirde bu park en güzel görünen yerlerden sadece bir tanesi diyebiliriz. Bir başka parka geçecek olursak, Tokyo’nun biraz kuzeyinde kalan Ueno Park ise küçük olmana rağmen hareketli ve canlı olması ile şaşırtıyor. Bundaki en büyük pay elbette zamanın eskitemediği tapınaklar… Burada tapınaklar tarih severlerin ve turistlerin ilgi odağı oluyor. Parkın içinde ayrıca güzel bir gölet ve uzunca zaman geçireceğiniz eğlenceli bir atmosfer var. Türkiye’de alışık olduğumuz gibi gölet çevresinde yiyecekler satan küçük arabalar görebilirsiniz. Parkın kuruluş tarihi Kitanomaru Park’tan eski olmamakla birlikte 1873 yıllarına dayanıyor. Tapınakların dışında parkta gezilecek Tokyo National Museum, National Museum for Western Art, Tokyo Met-


GEZİ

ropolitan Art Museum ve National Science Museum önemli müzeler dışında birçok müze var. Ayrıca, parkta deniz bisikleti ile dolaşanlar da eğlenceli bir görüntü sergiliyor. Tokyo’ya gelmişken Japonya’nın 1872 yılında kurulan Tokyo National Museum en eski ulusal müzesini mutlaka gezmelisiniz. Müzenin fiziksel yapısına baktığımızda beş farklı minaresi ile dikkat çekiyor. Müzede ana bina içerisinde önemli ve görmeye değer bir koleksiyon var. Japon filmlerinde sıkça gördüğümüz kılıçları, yöresel kıyafetleri bu müzede canlı canlı görebilirsiniz. Tokyo’nun en önemli ticaret merkezi Shinjuku, gökdelenleri ile meşhur bölge. Şehrin doğusu ve batısı oldukça farklılık gösteriyor. Batı kanatta 250.000 çalışan insan var ve gökdelenlerin bu tarafta yoğunlaşıyor. Doğu kanadında ise eski zamandan kalma alışkanlıklar hüküm sürüyor. Burada batı tarafının aksine çok fazla bar ve eğlence mekanı bulabilirsiniz. Burası eğlencenin merkezi diyebiliriz. Tokyo’nun Red Light District’ine ev sahipliği yapan bu bölgenin en ünlü kısmı,

üç kişinin ancak sığacağı küçük barlarla dolu Golden Gai. Tokyo’nun muazzam ışıklı görsellerinin mimarı şehir Shibuya, oldukça kalabalık bir yer. Aynı zamanda düzenin en güzel örneklerine sahne olan yerlerden biri. Burada sürücülere kırmızı ışık yanarken yayalara da yeşil ışık yanıyor. Ve geliş ve gidiş yönünden insanların aynı anda yay geçidinden geçtiği sahne görülmeye değer. Hokusai’nin resimleriyle ünlü Fuji Dağı, görselliği ile büyülüyor. Bu dağın etrafında yapılabilecek pek çok aktivite var. Ziyaret edilebilir göl kenarları, trekking yapabileceğiniz eğlenceli alanlar var. Tüm bunların yanında Fuji-Q Highland eğlence parkını da görmelisiniz. Tatil beldesi sayılan bir yere gitmeye hazır olun. Hakone, doğal parkları ve sıcak su kaynaklarını bünyesinde barındırıyor. Burada sakin bir vakit geçirebilirsiniz. Şehir, Japon banyoları ile ünlü olmasıyla nam salmış. Kaplıca ve doğal kaynak sularıyla rahatlayıp dinlenmeyi Japon gelenekleriyle birleştiren Hakone günü birlik de olsa ziyaret edilmesi gereken yerlerden biri.

Gezi Notları: • Tokyo’da zengin parklardan en az birini mutlaka ziyaret etmelisiniz. Unutmayın bu parklar içerisinde çok tapınak ve müze var.

• Tokyo bize kıyasla biraz pahalı bir şehir. Tokyoluların gelirlerine bakacak olursak çalışılacak ama alışveriş yapılacak bir şehir değil. • Tokyo’da nezaket ve saygı kurallarına uymalısınız. Zira Japonlar bu konuda oldukça hassas. • Tokyo’da mutlaka hızlı trene binmelisiniz. • Şehirde mutlaka manga okumalı, müzelerdeki samuray kılıçları ve yöresel kıyafetleri gez melisiniz. • Fuji Dağı’nı ve eşsiz gölü seyre dalmalısınız.

Baby & Kid Store Mayıs - Haziran 2016

119


FUAR TAKİP

Fuar Takip

Kind & Jugend 15-18 Eylül 2016, Köln Her yıl düzenli olarak gerçekleşen, dünyanın en iyi anne, bebek ve çocuk gereçleri fuarları arasında yerini alan Kind & Jugend, Almanya’nın Köln şehrinde düzenleniyor. Geçtiğimiz yıl Baby & Kid Store dergisi olarak çözüm ortaklığı yürüttüğümüz fuar, bu yılda çeşitli etkinliklere ev sahipliği yapacak. Fuar, dünyanın her yerinden 1000’den fazla katılımcı ve 110 farklı ülkeden 20000 profesyonel ziyaretçi ağırlıyor.

International Fair of Toys and Products for Mother and Child KIDS’ TIME / 25-27 Şubat 2017, Kielce Polonyo’nın en büyük fuarları arasında yer alan ve ülkenin Kielce kentinde düzenlenen 8. International Fair of Toys and Products for Mother and Child KIDS’ TIME fuarı, 14000 metrekarelik alanda gerçekleşiyor. Fuara geçen yıl 407 firma ve 5500 ziyaretçi katılım sağladı. Önümüzdeki yıl oyuncak, anne, bebek ve çocuk ürünlerinin sergilendiği fuar, 25-27 Şubat 2017 tarihleri arasında düzenlenecek.

120

Baby & Kid Store Mayıs - Haziran 2016


FUAR TAKİP

İstanbul Kids Fashion Fuarı / 27-30 Temmuz 2016, İstanbul İstanbul Kids Fashion, UBM ICC tarafından düzenlenen ve Türkiye’de uluslararası platformda bebek ve çocuk hazır giyim sektöründe yapılan tek ve en büyük fuar organizasyonları arasında yer almaktadır. 0-16 yaş arası bebek ve çocuk hazır giyim ve aksesuarlarının sergilendiği fuar, Türkiye’nin özellikle tekstil üretimi konusundaki başarısı sebebiyle, bölgede yapıldığı ilk yıldan itibaren dikkatleri üzerine çekmektedir. Katılımcı firmalar, yeni koleksiyonlarını ilk kez İstanbul Kids Fashion’da yerli ve yabancı ziyaretçilerin beğenisine sunarak, İstanbul Kids Fashion Defilesi’nde en güzel modellerini sergilemektedirler.

Junioshow, Bursa Bebe, Çocuk Hazır Giyim & Çocuk İhtiyaçları Fuarı 11-14 Ocak 2017, Bursa 13 Ocak 2016 tarihinde Bursa’da kapılarını ziyaretçilerine açan Junioshow, 44 ülkeden 24 bin ziyaretçi ağırladı. Bursa Ticaret ve Sanayi Odası (BTSO) öncülüğünde BEKSİAD ve TÜYAP Bursa Fuarcılık A.Ş. işbirliği ve Ekonomi Bakanlığı, Bursa Büyükşehir Belediyesi, KOSGEB, BEBKA ve UTİB destekleriyle düzenlenen fuar bu yıl 11-14 Ocak 2017 tarihlerinde gerçekleşecek

Baby & Kid Store Mayıs - Haziran 2016

121


FUAR TAKİP

10- Harrogate İnternational Nursery / 28-30 Mart 2017, Harrogate Harrogate Uluslararası Çocuk Fuarı geçen yıl 130 katılımcı ile gerçekleşmişti. Bu yıl daha yüksek katılım oranı beklenen fuarda bebek çocuk sektöründe oyuncak, araç gereç, tekstil ve beslenme gibi bir çok farklı kategoride ürün sergilenecek. Harrogate İnternational Nursery Fuarı, 28-30 Mart 2017 tarihinde düzenlemesi planlanmaktadır.

CBME Anne Bebek Çocuk Gereçleri Fuarı 11-14 Ocak 2017, İstanbul Kurumsal ve perakende salonları ile Avrasya’nın bu konsepte sahip en önemli anne, bebek, çocuk ürünleri fuarı olması ile dikkat çeken CBME Türkiye, İstanbul Fuar Merkezi CNR Expo Center’da 37 bin m2 alanda 351 firma ve 655 markanın katılımı ve 91 farklı ülkeden 15,200 ziyaretçi ile 13 – 17 Ocak tarihleri arasında gerçekleşti. Bu yıl da 11-14 Ocak 2017 tarihleri arasında düzenlenecek.

122

Baby & Kid Store Mayıs - Haziran 2016


FUAR TAKİP

ABC Kids Expo / 18-21 Ekim 2016, Las Vegas Bebek çocuk sektöründe dünyanın en önemli fuarları arasında yer alan ABC Kids Expo, Amerika’nın Las Vegas şehrinde düzenlenecek. 14. kez düzenlenen fuarda, 100.000 metrekarelik alanda 1000’den fazla katılımcı firma ve 3200 stand bulunmaktadır. Geçtiğimiz yıl 77 farklı ülkeden katılımcılara ev sahipliği yapan ABC Kids Expo, Bebek Ürünleri Derneği (Harrogate Uluslararası Çocuk Fuarı Organizatörleri) ve UBM (CBME Fuarı Organizatörleri) kurulan iş birliği ile yurt dışında uluslararası varlığını güçlendirdi.

FIMI Haziran Uluslararası Çocuk ve Genç Modası Fuarı 25-27 Haziran 2016, Madrid İspanya’nın en büyük çocuk ve genç modası fuarı FIMI, Ocak ve Haziran olmak üzere yılda 2 defa düzenleniyor. Başarılı organizasyon, 45’den fazla ülkeden gelen profesyonel ziyaretçileri ağırlıyor.Ocak ayında düzenlenen fuarın hemen ardından, 83. kez düzenlenecek olana FIMI Haziran Uluslararası Çocuk ve Genç Modası Fuarı 25-27 Haziran 2016’da Madrid’te başlayacak.

Baby & Kid Store Mayıs - Haziran 2016

123


FUAR TAKİP

Pitti Bimbo / 23-25 Haziran 2016, Floransa Modanın kalbinin attığı ülke İtalya’da bu yıl 83.sü düzenlenecek olan Pitti Bimbo fuarı, Firenze, Floransa şehrinde gerçekleşecek. Bebek, çocuk gereçleri ürünlerinin yer aldığı ve ağırlıklı olarak tekstildeki yeni koleksiyonların ilk kez sergilendiği fuar bu yıl 23 Haziran’da kapılarını açmaya hazırlanıyor.

İran Mother, Baby & Child / 25-28 Eylül 2016, Tahran İran, Tahran’da bu yıl 7.si düzenlenen ‘Mother, Baby & Child’ fuar, T.C. Ekonomi Bakanlığı’nın izni ve desteği ile düzenlenmektedir. Bebek çocuk sektörüne dair, tekstilden araç gerece, hamile giyiminden oyuncak ve bakım ürünlerine kadar geniş bir yelpazede katılımcı profiline sahip olan fuar 25 Eylül 2016 yılında start verecek.

124

Baby & Kid Store Mayıs - Haziran 2016



HABER

Tekstil denetiminde bin 282 ürüne ‘güvensiz’ raporu Gümrük ve Ticaret Bakanlığı, 2016 yılının ilk çeğreğinde 724 firmanın 206 bin 777 ürünü denetledi. Bu denetimler sonucunda bin 282 tekstil ürününün ‘güvensiz’ olduğu belirtildi.

G

ümrük ve Ticaret Bakanlığı verilerinden yapılan derlemeye göre, bu yılın Ocak-Mart döneminde, piyasa gözetimi ve denetimi faaliyetleri çerçevesinde 173 bin 318’i yerli, 33 bin 459’u ithal ürün olmak üzere, toplam 206 bin 777 ürünün denetimi yapıldı. Söz konusu denetimlerde 90 bin 335

tekstil ürünü, 69 bin 117 oyuncak değerlendirildi. Bu dönemde 42 bin 220 ayakkabı, 3 bin 989 adet bildirime tabi ürün, 829 çocuk bakım ürünü, 242 kırtasiye ürünü ve 45 diğer tüketici ürününün de denetimi yapıldı. 724 firma tabi tutularak yapılan denetimlerin sonucunda bin 282 tekstil ürününün teknik düzenleme-

lere aykırı olduğu belirlendi. Denetimi yapılan diğer gruplarda güvensiz ürüne rastlanmadı. Ayrıca, denetimler kapsamında 592 bin 896 lira para cezası uygulandı. Güvensiz olduğu tespit edilen ürünler için 17 bin 700 liradan 44 bin 257 liraya kadar değişen miktarlarda idari para cezası uygulanabiliyor.

Çilek’ten Çin hamlesi Tematik ürünleriyle dünya çocuklarının ortak dili olan Çilek, yeni pazarlara açılmaya devam ediyor. Çin pazarına önem veren ve burada yeni yatırımlar yapmayı hedefleyen Çilek, önümüzdeki 3 yıl içinde hızlı bir büyüme kaydetmeyi planlıyor.

T

ürkiye’nin sevilen markası Çilek, tasarladığı odalarıyla çocukların hayal dünyalarına erişmeyi başarıyor. Tüm dünya çocuklarının ortak dilini tasarımlarıyla buluşturan Çilek, yeni pazarlara açılmaya devam ediyor. 3 yıl içinde satış noktası sayısı artacak Çin’de sadece çocuk mobilyası sektörüne odaklanmış bir partner ile 10 yıllık bir anlaşma imzalayan Çilek, Çin’in en büyük pazarı olmasını hedefliyor. Kendi sektöründe Çin’e ihracat yapan ilk ve tek marka olan Çilek, Çin’in yüksek nüfuslu olmasını bir avantaj olarak görerek, bu pazarı iyi bir şekilde değerlendirmeyi hedefliyor. Şu an dört satış noktasıyla Çin’de

126

Baby & Kid Store Mayıs - Haziran 2016

bulunan Çilek, önümüzdeki 3 yıl da büyümeyi öngörüyor. Çilek’in kısa vadede var olmayı hedeflediği şehirlerin başında; Pekin, Şangay, Hangzhou, Guangzhou geliyor.

“İlk hedefimiz Pekin’de satış noktası açmak” Çin pazarı hakkında konuşan Çilek Yönetim Kurulu Üyesi Talha Çilek, “TÜİK verilerine göre; Türkiye’nin Çin’e yaptığı yatak odası mobilya ihracatının yüzde 80’ini Çilek gerçekleştiriyor. Çin artan gelir düzeyi ve dünyanın en büyük nüfusu ile muazzam bir potansiyele sahip. Çilek olarak Çin’de özellikle lüks mobilya AVM’lerinde yer almayı ve iyi bir marka konumlandırması gerçekleştirmeyi hedefliyoruz. Bu amaçla Çilek gibi yalnızca çocuk mobilyası sektörüne odaklanmış güçlü bir perakendeci firma ile 10 yıllık tüm Çin pazarını kapsayan bir sözleşme imzaladık. Kısa vadede Pekin, ardından Şangay, Hangzhou, Guangzhou ve diğer büyük şehirlerde satış noktaları açmayı hedefliyoruz.”



YENİLİKLER

Yenilikçi Ürünler Zayıflatan Puset: Taga Pusetli Bisiklet

Anne, bebek ve çocuk alanında özel markaları bir araya toplayan Unnado. com, annelere aynı anda hem spor yapma hem de bebekleriyle ilgilenme imkânı tanıyan çok amaçlı Taga Pusetli Bisiklet’i sunuyor. Ebeveynlerin evlerinden rahatça ve tek adresten alışveriş yapabilmelerini sağlayan Unnado.com, Taga Pusetli Bisiklet kampanyasıyla annelere doğum sonrası fazla kilolarından kurtulurken çocuklarıyla birlikte keyifli ve eğlenceli vakit geçirme fırsatı sunuyor. Hollanda’da üretilen, Avrupalı annelerin favorisi olan Taga Pusetli Bisiklet, Unnado.com ziyaretçileri ile buluşuyor. En zor ve en kalabalık şehir şartlarında bile rahat kullanım sağlayan Taga Pusetli Bisiklet, 20 saniye içerisinde bisiklet modundan bebek arabası moduna geçiyor. Yeni doğan bebeğin veya aynı anda iki çocuğun da gezdirilebileceği bu araç, her yaşa hitap ediyor. Özel yastıkları sayesinde çocuklara rahatça uyuma imkânı sunuyor.

Çilek – Teleskopik Yöntemli Asansör Sistemi Karyola

Bebek karyolalarında ‘teleskopik yöntemli asansör sistemi’ dönemi başlıyor Türkiye’nin önde gelen bebek, çocuk ve genç odası markası Çilek, tasarladığı ürünlerde güvenlik ve fonksiyonelliği ön planda tutuyor. Minikler ve aileleri için en iyisini üretmeyi amaçlayan Çilek, uzun yılladır kullanıcının talep ettiği ancak AB güvenlik standartlarınca kabul görmediği için tasarımlarında uygulamadığı, bebek karyolaları için tehlike teşkil eden parmaklık sorununa çözüm buldu. AB standartlarına uygun ‘teleskopik yöntemli asansör sistemini’ geliştirerek bu projenin patentini aldı.

Otomatik Beşik Sallama Aparatı

Hem yetişkinler hem de çocuklar için sağlıklı bir uyku, gelişim, fiziksel aktivite yeterliliği ve mutluluk için çok değerlidir. Yetişkinler, uykusuzluğa neden olacak hastalıklar dışında kendi iradeleriyle uyku ihtiyaçlarını karşılayabilirler. Ancak çocuklar özellikle de bebekler için yeterli uyku sağlamak genellikle zor bir süreci beraberinde getirebilir. Bebeğin uykusunu alması, yeterince uyuması için alabileceğiniz bazı önlemler mevcuttur. Bunları şöyle sıralayabiliriz: • Önce bebeğinizi bir çocuk doktoruna götürüp uyumasına engel olan bir rahatsızlığı var mı öğrenmelisiniz. • Eğer her hangi bir rahatsızlık yoksa bebeğin, sizin belirleyeceğiniz sürelerde uyuması için ona uyku düzeni kazandıracak şekilde bir uyku akış şeması belirleyin. • Uyku akış şemasında belirtilen saatlerde yatağına yatırın, uyumasını teşvik edecek ortamı sağlayın. • Bebekler, anne karnındaki seslere benzer sesler duyduklarında ve sallanma gibi ritmik hareketlerle rahatlarlar. Geleneksel olarak yıllardır annelerimiz ve onların annelerinin bebeği sallaması ya da ninni söylemesinin temelinde de bu bilgi yatar. Bebeğinizi onu sallayarak uyutmayı deneyin. Daha çabuk uyuyacaktır.

128

Baby & Kid Store Mayıs - Haziran 2016




Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.