BİR ÇOCUĞUN FUTBOL GÜNLÜĞÜ AĞUSTOS AYI E-DERGİ SAYISI

Page 1


YAZAR EKİBİ Demir Tellioğlu, Ahmet Okan Kale, Büşra Seklice, Caner Üzüm, Hasan Urganlılı, Mehmet Demir, Muratcan Ös, Şefik Tekinışık, Yasin Arslan RÖPORTAJLAR Sinan Engin, Carbon Art, Can Ukuş SANAT YÖNETMENİ İbrahim Özdoğan YAYINLANAN MECRALAR İssue, Instagram, Twitter, Facebook ÖZEL TEŞEKKÜR Aladağ İmar Planlama, Sade Girişim, Kula Yağ-Emek Yem, Aydınlar Metal, Akpro Mühendislik, Suat Birer Kuaför

KÜNYE

YAYIN SAHİBİ Demir Tellioğlu


I N

D

E

X

sayfa 32-35 Fernerbahçe’nin 18-19 Kadrosu

sayfa 22-25

sayfa 26-30

Portekizin 3 Büyük Futbol Bankası

Kiralık Aşk

sayfa 20-21

Carbonart Röportajı

sayfa 17-18 Can Ukuş ile

sayfa 14-16 Sahne Genç

UEFA C Lisansı Üzerine

Teknik Adamların

sayfa 5-7 Kupaya Uzanan Yol:

sayfa 11-13 Sinan Engin Röportajı

Fransa

sayfa 9

İzmir’in Ateşi GÖZTEPE

sayfa 10

Menajerlik Oyunlarının Ortağı; CHAMP MAN

sayfa 2-4

Dünya Kupası’nın En İyi Formaları


* P Ă›oHĂ›PH 0DK .HSVXW &DG 1R $ GĂźmĂźĹ&#x;çeĹ&#x;me Mah. Kepsut Cad. No: 311/A $OWĂ?H\O O %DOĂ?NHVLU 10040 AltÄąeylĂźl, BalÄąkesir


Dünya Kupasi'nin . .

En iyi formalari Futbolseverlerin 4 yıl boyunca heyecanla bekledikleri Dünya Kupası bitti, şampiyon belli oldu, peki turnuvanın en şık ülkeleri hangileriydi? Kış aylarında açıklanmaya başlayan Dünya Kupası formalarını büyük bir heyecanla takip ettik ve nihayet yeşil sahada görme mutluluğuna eriştik. Çoğu spor dalında olduğu gibi formalarda Nike ve Adidas hegemonyasına bu sene de şahit olduk. 22 takım Adidas ve Nike’nin sponsorluğunu tercih ederken geri kalan takımlar, Puma, New Balance, Umbro, Hummel, Errea ve Uhlsport ile turnuvaya katıldı. 64 forma arasından seçmek kolay olmasa da işte bana göre turnuvanın en güzel 5 forması:

2


5. ALMANYA İÇ SAHA FORMASI 1990 Dünya Şampiyonu Almanya’yı izleme şansını birçoğumuz yakalayamasa da o kadrodaki futbolcuları ve formalarını hepimiz biliriz. O formadan ilham alan Adidas firması, efsane haline gelen deseni siyah beyaz hale getirerek 2018 Almanya iç saha formasını yaratmış. Bu tarz geçmişe selam çakan işleri çok seviyorum. Maalesef şampiyon formanın yeni versiyonu Almanlara uğurlu gelmedi ve futbol severlerde büyük hayal kırıklığı yaratarak turnuvadan elendiler.

4. BELÇİKA İÇ SAHA FORMASI Belçika 2014 yılında Adidas ile yaptığı sponsorluk anlaşması biz forma severleri heyecanlandırmıştı. Ancak bu zamana kadar tatmin edici bir tasarım ortaya çıkmamıştı. Adidas, 1984 yılında Belçika için yaptığı efsane tasarımı yenileyerek bu dünya kupasının iç saha formasını hazırladı. Desenlerin etrafındaki beyazların çıkarılmasıyla oluşan bu tasarımın, eskisinden daha başarılı olduğunu düşünüyorum.

3. BREZİLYA DEPLASMAN FORMASI Brezilya denince yeşil detaylı sarı forma, mavi şort ve beyaz çorap akla gelse de bu dünya kupası için tasarlanan deplasman forması gerçekten harika. Yıldız detayları olan mavi formayı aynı renkli şort ve çorapla kombinlediler. Sadece grup aşamasındaki Kosta Rika maçında üzerlerinde görme fırsatımız olduğu bu güzel formayı umarım hazırlık maçları ve Copa America maçlarında daha fazla izleme şansını yakalarız.

2. NİJERYA İÇ SAHA FORMASI Kısa sürede 3 milyon satan, Nike’ın Londra’daki mağazasında insanların satın almak için uzun kuyruklar oluşturduğu, turnuvanın kesinlikle en çılgın forması. Milli takımlarda sade ve şık formaları daha çok beğenmeme rağmen bu forma benim için bir istisna oldu. Hem desenini hem de renk uyumunu Nijerya’nın gelecek vadeden oyunculardan kurulu kadrosuna çok yakıştırdım.

1. HIRVATİSTAN DEPLASMAN FORMASI Hırvatistan’ın sembol haline gelmiş damalı formasının koyu renkli versiyonuna bayıldım. Bence turnuvanın en güzel forması. Bu sene Nike’ın tasarımlarında bolca göreceğimiz, futbolcuların maç içindeki kalp atışlarını gösteren çizgilerle formadaki damalar bölünmüş. Şimdiden efsane haline gelmiş bu Hırvatistan kadrosunu andıkça gözümüzde bu efsane forma da her daim canlanacak.

3

Büşra Seklice

Dileriz biz de kendi sembollerimize sahip çıkarak, göğsünde Türk bayrağı olan şerit formalarımıza kavuşur ve 2020 Avrupa Şampiyonası’nda boy gösteririz.


4


5


Rusya’ya Nasıl Geldİler ? Dünya Kupası Avrupa Elemeleri’nde İsveç, Hollanda, Bulgaristan, Lüksemburg ve Beyaz Rusya’nın bulunduğu gruptan birincilik ile Rusya’nın yolunu tuttular.

Fransa Dünya Kupası Kadrosu Kadrolar açıklandığında Didier Deschamps fazlasıyla eleştirilmişti. Çünkü Lacazette gibi bir isim yerine Giroud’a yer vermişti. Kupayı kazanmış olsa da bu seçim ne kadar doğru bilinmez çünkü Giroud Dünya Kupası’nı isabetli şut atamadan kapattı.

Dünya Kupası Grup Aşaması Danimarka, Peru ve Avustralya ile C grubunda bulunan Fransa’nın grubu liderlik ile bitirmesi bekleniyordu, nitekim öyle de oldu ve Fransa 7 puanla gruptan lider olarak çıkmayı başardı. Fransa 2-1 Avustralya : Karşılaşmanın 58. dakikasında Griezmann’ın yerde kalmasıyla turnuvada ilk kez VAR sistemine başvuruldu. Hakemin beyaz noktayı işaret etmesi üzerine Griezmann topun başına geçti ve penaltıyı gole çevirdi. Golden hemen 4 dakika sonra bu sefer de Umtiti’nin ceza sahası içinde elle teması üzerine Avustralya lehine penaltı kararı geldi. Jedinak’ın da penaltıyı gole çevirmesiyle karşılaşmada durum 1-1'e geldi. 80. dakikada Pogba’nın şutuna ayak koyan Bursasporlu Behich’in müdahalesi yeterli olmadı ve Fransa 2-1 öne geçti. Genel anlamıyla dengeli oynanan maçta Fransa lehine bireysel yetenekler skora direkt etti ve Fransa ilk maçından üç puanla ayrıldı. Fransa 1-0 Peru : Oynadığı takım oyunuyla futbolseverlerin beğenisi kazanan bir takım olan Peru, turnuvanın en iyi genç oyuncusu Kylian Mbappé’ye çare bulamadı. Kylian Mbappé 34. dakikada Giroud’un vuruşunda rakipten seken topu tamamlayarak Fransa’yı 1-0 öne geçirerek 3 puanı alan golü attı. Golde Paul Pogba’nın hakkını da vermek lazım. İkinci yarıda Peru birkaç fırsat yakalasa da bunları gole çeviremedi ve turnuvada ikinci yenilgisini almış oldu. Danimarka 0-0 Fransa : Gruptan çıkmayı garantileyen Fransa teknik direktörü Didier Deschamps’in Danimarka karşısında rotasyonu tercih ettiğini gördük. İki takımın da işine gelen beraberlik sebebiyle pek zevkli bir maç olduğunu

söyleyemem.

Son 16 Turu : Fransa 4-3 Arjantin Her ne kadar iki takımda gruplardan çıkmayı başarmışsa da grup aşamasında iyi bir performans sergiledikleri söylenmez. Özellikle Arjantin teknik direktörü Jorge Sampaoli grup aşamasındaki kadro seçimlerinden dolayı eleştirilerin odağı olmuştu. Maça etkili başlayan taraf Fransa oldu. Kylian Mbappé ’nin muhteşem dribblingi ile kontra atak şansı yakalayan Fransa’yı Arjantinli Rojo kesti ve penaltıdan Griezmann topu ağlarla buluşturdu. 41. dakikada Ever Banega’nın pasını Di Maria ceza sahası dışından mükemmel bir golle taçlandırdı. Bu golle beraber ilk yarı 1-1 sonuçlanmış oldu. İkinci yarıya Rojo-Fazio değişikliği ile başlayan Arjantin 48. dakikada Messi’nin vuruşunda topun Mercado’dan sekmesiyle golü buldu ve karşılaşmada 2-1 öne geçti. 57. dakikada savunma arkasına atılan topta Hernandez topla buluştu. Hernandez’in açtığı ortada Pavard belki de turnuvanın en güzel golünü atarak durumu 2-2'ye getirdi. 64. dakikada yine Hernandez’in ortasında Pogba’nın dönen topunu Mbappé tamamladı ve Fransa 3-2 öne geçmiş oldu. Arjantin’in öndeki baskı ve presine rağmen 68. dakikada Fransa defanstan kısa paslar ile Giroud’u topla buluşturdu. Giroud’un pasında Mbappé topla buluştu ve durumu 4-2'ye getiren golü attı. 90+3’de Agüero’nun golüyle durum 4-3'e gelse de karşılaşmada başka gol olmadı ve Fransa çeyrek finale yükselen takım oldu. Kylian Mbappé 2 gol ve takımına bir de penaltı kazandırarak maçın yıldızı oldu.

Çeyrek Final : Uruguay 0-2 Fransa Son 16’da Portekiz’i deviren Uruguay ile Fransa çeyrek finalde karşı karşıya geldi. Uruguay cephesinde son maçın formda ismi Cavani sakatlığı sebebiyle forma giyemezken Fransa cephesinde Matuidi ise kart cezası sebebiyle forma giyemedi. Her iki tarafın ataklarıyla başlayan maçta gol 40. dakikada geldi. Fransa’nın kazandığı duran topun başına Griezmann geçti ve Varane’ın kafa vuruşuyla Fransa 1-0 öne geçti. İkinci yarıya

6


Rodriguez ve Gomez değişiklikleri ile başlayan Uruguay zaman zaman fırsatlar yakaladı ancak 61. dakikada Griezmann’ın golüne ve Muslera’nın hatasına engel olamadı. 2-0'lık skor ile Fransa yarı finale yükselen ilk takım oldu.

Yarı Final : Fransa 1-0 Belçika Belçika çeyrek finalde harikalar yaratarak Brezilya’yı 2-1 mağlup etti ve yarı finale yükselen bir diğer takım oldu. Belçika cephesinde Thomas Meunier cezası sebebiyle forma giyemedi. Maça etkili başlayan taraf Belçika oldu ancak yakaladığı net fırsatları golle buluşturamadı ve soyunma odasına golsüz gidildi. İkinci yarıda Griezmann’ın kullandığı köşe vuruşunda Umtiti’nin vuruşuyla Fransa 1-0 öne geçen taraf oldu. Golün ardından Fransa tekrardan etkili geldi ancak karşı karşıya pozisyonu Giroud gole çeviremedi. 1-0'dan sonra Belçika ataklarını arttırmaya başladı ve haliyle Fransa’ya da bol kontra pozisyonu çıktı ancak iki tarafta bu pozisyonlardan yararlanamadı ve karşılaşma 1-0'lık Fransa galibiyeti ile sona erdi. Fransa finalde..

Final : Fransa 4-2 Hırvatistan Bir aylık kupa serüveni 15 Temmuz günü Fransa Hırvatistan maçı ile sona erecekti. Belki de kimsenin beklemeyeceği bir skordu. Finale yorgun gelen Hırvatlar oldu. Hırvatistan grup aşamasından sonraki 3 maçının 2 tanesi

77 Yasin Arslan

penaltılara 1 tanesi ise uzatmalara kalmıştı. Diğer tarafta finale daha dinamik gelen ve rakibini normal sürelerde eleyen bir Fransa vardı. Fransa 18. dakikaya kadar durgun bir oyun sergiledi. 18. Dakikada Griezmann’ın kullandığı duran topta Mandzukic ters bir kafa vuruşuyla topu kendi ağlarına gönderdi. 1-0'dan sonra Hırvatlar baskıyı arttırdı ve yine duran toptan gelen ortayı Beşiktaşlı Vida, Perisic’e indirdi. Perisic şık bir vuruşla topu ağlara gönderdi. 38. dakikada Fransa’nın köşe vuruşunda Perisic topa elle temas etti ve VAR sistemine başvuruldu. VAR’dan penaltı kararı gelince topun başına Griezmann geçti ve Fransa’yı 2-1 öne geçiren golü attı. 59. dakikada Paul Pogba, Fransa’nın üçüncü golünü attı. 65’te Kylian Mbappé sahneye çıktı ve ceza sahası dışından şık bir gole imza attı. 69. dakikada Mandzukic’in baskısı sonuç verdi ve Lloris’in yaptığı büyük hatayla durum 4-2'ye geldi. 71. dakikada geç gelen bir Rebic-Kramaric değişikliğine rağmen skor değişmedi ve karşılaşma 4-2 sona erdi. Hakeden kupayı aldı, Fransa şampiyon oldu.

4 Yıllık Hasret Tekrardan Başlıyor Grup aşamalarında izleyicilerin beklentilerini karşılamayan bir Dünya Kupası olsa da ilerleyen turlarda zevk vermiştir diye düşünüyorum. Favorilerin favori olmadığı ve takım oyununun kazandığı bir turnuva izledik. Fransa’nın bu jenerasyonunun bir turnuvaya daha diş geçireceğine inanıyorum. Diğer kupada görüşmek dileğiyle.


Demir TellioÄ&#x;lu

8


.

Izmirin Atesi. GÖZTEPE İzmir’in ateşi, 60’lı yılların yükselen yıldızı, Anadolu futbolunun yüz akı Şanlı Göztepe. En dibi de gördü, en güzel günleri de. Tarihiyle, taraftarıyla, başkanıyla günümüzde en dikkat çeken takımlardan bir tanesidir Göztepe. Türk futbolunun bu önemli temsilcisi 1925 yılında bir ‘’İsyan’’ ile doğdu. O dönem İzmir’in diğer bir temsilcisi olan Altay’da forma giyen Muzaffer Koral, Ferit Simsaroğlu, Necati Bey, Nusret Bey, Nebil ile Vedat kardeşler Aydın’daki müsabakanın dönüşünde çıkan anlaşmazlık sonunda takımdan ayrılmaya karar verirler. 14 Haziran 1925’de bir araya gelen ekip Göztepe’nin temellerini atarlar. Göztepe’nin ilk kalecisi ve 12 no’lu üyesi olan Orhan Salepçioğlu o günleri şu sözleri ile anlatır:‘’Kulübü ilk olarak vapur iskelesinin yanındaki Mez Gazinosu’nun bir odasında kurmuştuk. Daha sonraki yıllarda gençlerle kaynaşıp gelişmesi için Güzelyalı’daki bir yöneticiye ait olan ve yıllarca kamp evi olarak kullanılan 1091 No’lu binaya taşındık ve birçok taraftar kazandık.” Göztepe kuruluşunun ardından ilk resmi maçını ise 28 Ağustos 1925’te Altay ile oynar ve 1-0 kazanır. Göztepe’nin şanlı tarihi ise böylelikle başlamış olur. Göztepe Türk futboluna 60’lı yıllarda adeta damga vuran bir ekip. Türkiye’nin ilk Avrupa başarısını elde eden İzmir temsilcisi 1967-1970 yılları arasında Avrupa Fuar Şehirleri Kupası’nda 2 kez çeyrek final ve 1 kez yarı final oynar. 1962-1970 arasında 2 Türkiye Kupası, 2 Cumhurbaşkanlığı Kupası ve 1 de Federasyon Kupası kazanarak dönemine damga vurur. Göztepe’nin 60’lı yıllardan sonra ‘’Efsane Göztepe’’ olarak adlandırılmasını ise yıllarca formasını giydiği ekipte antrenörlük görevini de yapan Abbas Çamayar ve Adnan Süvari sağlar. Efsane Göztepe o dönemde altyapıya ve genç oyuncu transferine büyük bir önem vererek Gürsel Aksel, Ali Artuner, Nevzat Güzelırmak, Halil Kiraz, Cenap Öztezer, Nihat Yayöz ve Ertan Öztezer gibi isimleri Türk futboluna kazandırır. Bu isimler günümüzde hala Göztepe’nin efsaneleri olarak anılmaktadır.

9

Ahmet Okan Kale

Göztepe ve Altyapı 2016-2017 sezonunda Süper Lig’e yükselmeyi başaran Göztepe, sonraki yıl yani 2017-2018 sezonunu çok güzel şekilde geçirdi ve yeni yükseldiği ligi 6. sırada tamamlamayı başardı. Ne yazık ki bu büyük başarıyı alan ekipte Halil Akbunar dışında süre alabilen altyapı oyuncusu yoktu. 2018-2019 sezonu başında Göztepe kadrosunda Halil Akbunar’ın dışında Eren Bilen, Göktuğ Bakırbaş ve Erol Hakan Sepil yer alıyor. İzmir ekibi ayrıca Kerem Atakan Kesgin, Muhammed Enes Durmuş, Doğanay Kılıç ve Serkan Bakan gibi geleceği parlak isimleri de kadrosunda bulunduruyor. Göztepe başkanı Mehmet Sepil her fırsatta altyapının büyük bir öneme sahip olduğunu ve bu konuda çalışmalar yapıldığını dile getiriyor. Göztepe’nin şu an faal olarak açık olan İzmir’de 20’den fazla futbol okulu mevcut. Ayrıca Edirne, Muğla, Manisa, Denizli, Aydın, Hatay, Konya, Burdur, İstanbul, Ankara, Uşak, Balıkesir, Gaziantep’in yanı sıra Londra ve Sydney’de de Göztepe’nin futbol okulları var. Göztepe’nin kendi bünyesi dışında altyapı desteği sunan bir takım daha mevcut. Göztepe’ye yıllarını veren Behçet Şenözhür’ün kurucusu olduğu 1925 Gençlik Spor Kulübü de Göztepe’ye ve Türk futboluna futbolcu kazandırmak amacı ile kuruldu. Göztepe’nin belki de tarihini değiştirecek olan proje ise İzmir Torbalı’da 103 dönümlük bir arazi üzerine kurulacak olan altyapı tesisleri. Burada muhteşem bir tesis planlaması yapan Göztepe başkanı Mehmet Sepil, Torbalı tesislerinin bir yaşam alanı olacağını ve burada gençlerin tüm vaktini geçirebileceğini dile getiriyor. Umarız İzmir’in İsyan Ateşi, Şanlı Göztepe atacağı bu doğru adımlar ile Altınordu’nun başlattığı yolda çok daha ileriye gider ve kazanan Türk futbolu olur.


MENAJERLİK OYUNLARININ ORTAĞI;

CHAMP MAn Futbol oyun piyasası dendiğinde ilk akla gelen FIFA veya PES gibi oyunlardır. Bir de bunun menajerlik oyunları denilen türü vardır. Bu oyun türünde de normal olarak Football Manager akla gelir. Konumuz ise menajerlik oyunlarının tozlu sayfalarından çekip çıkmış bir oyun. Menajerlik oyunlarının en kolay versiyonu, sosyal medyada uğruna gruplar açılmış bir oyun, bir zamanların popüler (ve ücretsiz!) oyunu; Champ Man. 2014 yılından itibaren piyasaya sürülen Champ Man, normal bir menajerlik oyunu nasılsa onu amaçlıyordu. Oyuna deneyimsiz bir menajer olarak başlıyorsunuz ve gücünüzün yettiği kadarıyla takımları seçip kariyerinize başlıyorsunuz. Ama oyuna girdiğiniz andan itibaren istediğiniz takımı seçmek yok! Oyunun mantığında “Antrenörlük Rozeti” adı verilen bir kavram var. Antrenörlük Rozetinizin seviyesi 10 olmadıkça, istediğiniz takımı çalıştıramıyorsunuz. Bu da gerçekliği ve heyecanı arttırıyor. Takımınızı seçtikten sonra kadronuzdaki eksiklikleri belirliyorsunuz, bütçenize dikkat ederek takımınıza transferler yapıyorsunuz… Kısacası bir menajer takıma geldiğinde ne yaparsa onu yapıyorsunuz. Kendinizi özgür hissedin, bu sizin takımınız! Tabii beğenmediyseniz sene sonu veya devre arasında iş ilanlarından başka takımlara yolculuk yapabilirsiniz. Bu oyunun değinmek istediğim bir yanı da “Taktikler” kısmı. İşte tam da burada CM, kendisini FMM’den ayırıyor. FM’de daha detaylı taktik arayüzü

varken ve bu taktikler her takıma karşı değişiklik gösterebilirken, CM size daha kolay bir algoritmayla geliyor. “Her takımın tek bir taktiği vardır” ilkesiyle bu oyun oynanıyor. Daha kolay değil mi? Ancak takımınızın pas stilini, hücum organizasyonunu, temposunu, orta yapma seçeneğini bir uyum içinde ayarlamanız lazım yoksa kötü sonuçlar alabilirsiniz. Bu talimatları doğru ayarladığınız zaman takımınız düzgün bir biçimde ligde yolalıyor. Benim halen daha severek oynadığım (CM 16), sizlere kolay ve keyifli bir menajerlik oyunu deneyimi yaşatarak sizi bu tür oyunlara hazırlıyor diyebiliriz. Yapımcısı Square Enix olan bu oyun, maalesef piyasadan kalktı ve daha da kötüsü şirket iflasın eşiğine geldi. 14, 15, 16 ve en son 17 versiyonlarıyla çıkan oyun çoğu kişi tarafından oynanmaya devam ediyor. Hala oynamadıysanız, bir deneyin derim. FMM’in detaycılığından bunalan kişiler veya “menajerlik oyunları benden sorulur” diyen kişiler halen daha CM’yi oynamamışsa, haydi telefon başına. Küçümsemek yok!

Hasan Urganlılı Muratcan Ös 10


11


1-Öncelikle teklifimizi kırmadığınız için teşekkürler. Futbola başlangıcınız nasıl oldu? Küçükken mahallelerde çok top oynuyorduk. Tabii sabahtan akşama kadar oynayınca da ister istemez yetenek gelişiyor. Ondan sonra yetenek ön plana çıkınca 10 yaşında Beşiktaş futbol okulu altyapısına yazıldım. Zaten oradan da futbolcu olmak için süreç başladı. 2-Hep Beşiktaşlı mıydınız? Evet tabii ki. Küçüklükten beri ilk göz ağrımız Beşiktaş’tı. 3-İlk maçınız neydi? Beşiktaş, Adana Demirspor maçıydı. Hiç unutamam o maçı. Gol attırmıştım. Ortayı açınca Adana Demirsporlu futbolcu kafasıyla kendi kalesine atmıştı. 4-En unutamadığınız maç hangisiydi? Aslında çok maç var ama en kritiği şampiyonluktan bir önceki Sakarya maçı olabilir. Bunun yanında 90’da frikikten attığım maçta benim için çok önemliydi. 5-En kötü oynadığınız maç hangisiydi? Fenerbahçe maçında çok kritik bir pozisyonda sakatlanıp oyundan çıkmıştım. Dolayısıyla takım on kişi oynamak zorunda kalmıştı. Kendimi çok kötü hissetmiştim. Ondan dolayı bu maçı hiç unutmam. 6-Futbolculuk kariyerinizde çıktığınız en büyük maç neydi? Şampiyonlar Ligi’nde ki İnter maçı.

Dolayısıyla ona çok gol attırdığımız için en iyi Feyyaz’la anlaşıyorduk. 11-O zamanda Beşiktaş taraftarı futbolcusuna sahip çıkıyor muydu? Aynı. Beşiktaş taraftarının yıllarca tribündeki baskısı hep vardır. Takıma büyük etki eder. Sevdiği futbolcuyu sonuna kadar sever ama sevmediği futbolcuyu hiçbir şekilde benimsemez. Ayrıca Beşiktaş taraftarı çok cefakar bir taraftardır. Deplasman demeden, kar demeden, kış demeden her zaman takip eder ve sonuna kadar takımını destekler. Zaten Çarşı bir efsanedir. 12- Futbolcu olmasaydım şunu olurdum dediğiniz bir meslek var mıydı? Hayır, çünkü kendimi sadece futbola odaklamıştım. 13-Kısa bir antrenörlük kariyeriniz var bilindiği üzere. Bir daha hocalık yapma gibi bir hedefiniz var mı? Hayır, artık futbol yorumculuğu yapıyorum. Antrenörlük gibi bir hedefim yok. Çünkü genç milli takım olsun. Bazı kulüp takımları olsun denedim hocalığı ama sevmedim. 14-Teknik direktörlük kariyerinizde unutamadığınız bir maç var mıydı? Vardı. Bir maçta Gaziosmanpaşa’dan ben Bolu antrenörüyken altı tane yemiştik.

7-Kaç numaralı formayı giyiyordunuz? Bir anlamı var mıydı? 11 numarayı giyiyordum ama bir anlamı yoktu. Sadece açık olduğumdan dolayı. Bu numarayı tercih ettim.

15-Menajerlik mi? Antrenörlük mü? Yoksa yorumculuk mu daha zor? Hepsinin bir zor yanı var. Ama bana göre en zoru menajerlik çünkü takımı sen kuruyorsun dolayısıyla tüm sorumluluk sende. Bundan sonra ise en zoru antrenörlüktür çünkü kovulma şansın var. En az riskli olan ise yorumculuk ama yorumculukta da canlı yayında olduğun için ağzından bir şey kaçırma şansın oluyor tabii ki.

8- Maçtan önce bir toteminiz var mıydı? Sağ ayağımla çıkıp Allah yardımcımız olsun derdim.

16-Yorumculuk hayatınızda en keyif aldığınız program hangisiydi? Beyaz Futbol ardından ise Tele Gol diyebilirim.

9-İyi anlaştığınız bir hakem var mıydı? Hakemlerle çok iyi anlaşılmaz çünkü hakemlere saha içinde güvenilmez ve ne yapacakları belli olmaz

17- Türkiye’de en beğendiğiniz oyuncular? Arda Turan, Emre Belözoğlu ve Burak Yılmaz.

10-O zamanlarda en iyi anlaştığınız takım arkadaşınız kimdi? Feyyaz’dı. Çünkü Metin sağ tarafta ben sol tarafta Feyyaz ise santrafor oynuyordu.

18-Son olarak Türkiye’de beğendiğiniz genç oyuncular kimlerdir? Cengiz Ünder ve Abdülkadir Ömür.

12


13


SAHNE GENÇ TEKNiK

ADAMLARIN! 14


JULIAN NAGELSMANN Dünya futbolunda genç teknik adamların sayısı her geçen sezonda artış gösteriyor. Peki bu genç teknik adamların kariyerlerine başlama yaşları kaç? Ülkemizde teknik adamların kariyerlerine başlama yaşları 37-38 olsa da Avrupa’da bu yaş aralığının 30’lu yaşların başları hatta 20’li yaşlarda bile Avrupa’nın 5 büyük liginde takım çalıştıran antrenörler görüyoruz. Dergimizin bu ayki sayısında sizler için Avrupa’nın 5 büyük liginde çalışan ve başarılı olan teknik direktörleri analiz ettik. Şimdi bu isimlerin detaylı analizine geçelim.

Futbola ilk adımları nasıl oldu ? Julian Nagelsmann, yeşil sahalara ilk adımlarını futbolcu olarak attı. Augsburg ve 1860 Münih gibi takımların altyapılarında forma giyen Nagelsmann, 1860 Münih U-17 takımının kaptanlığını yaptı.1860 Münih II takımına yükselse de yaşadığı sakatlıktan dolayı o sezon hiç forma giyemedi. Diğer sezonda tekrar Augsburg’a dönen Nagelsmann, burada da talihsiz bir sakatlık geçirdi. Üst üste yaşadığı sakatlıklardan sonra futbolculuk kariyeri profesyonel olarak başlayamadan son buldu.

Antrenörlük kariyeri : Futbolu bıraktıktan sonra antrenör olmaya karar veren Nagelsmann, kariyerine Augsburg’un genç takımında oyuncu ajanı olarak başladı.Daha sonra sırasıyla 1860 Münih U-17, Hoffenheim U-17 takımlarında antrenörlük yaptıktan sonra Hoffenheim u-17 takımının teknik direktörlüğünü yaptı. Alt yaş kategorilerindeki başarılı performansından sonra Hoffenheim A takımında yardımcı antrenör olarak görev yaptı. İlerleyen süreçte Hoffenheim U-19 takımının başına geçen Nagelsmann, takımı ile Almanya şampiyonluğu yaşadı.Nagelsmann, U-19 liginde şampiyonluk yaşayan en genç hoca oldu (26 yaşında). 2015'te aynı takımla yine güney ligi birinciliği yaşayarak Almanya şampiyonasına katıldılar ancak bu sefer Almanya ikincisi oldular.

15

Dönemin teknik direktörü Huub Stevens'in sağlık sorunları nedeniyle istifa etmesi ile Nagelsmann göreve 10 Şubat 2016'da başladı. Göreve başlandığında Nagelsmann, Bundesliga'da çalışmış en genç teknik direktör unvanını kazandı. Hoffenheim, Nagelsmann döneminde sportif başarı ile beraber mali açıdan da ciddi bir gelir etti. 2017/2018 Sezonu Hoffenheim Transfer Harcamaları : Gelenler : 14.7 M € Gidenler : 45.75 M € Son 2 sezondur oynattığı futbol ve Hoffenheim gibi mütevazi bir takımı üst üste 2 sezon boyunca Şampiyonlar Ligi potasına sokması, imza attığı başarının meyveleri diyebiliriz. Real Madrid’in teknik direktörlük teklifini reddettiği belirtilen Nagelsmann, 2019/2020 sezonundan itibaren RB Leipzig’in başına geçecek ve orada da başarılarına yenilerini eklemeye devam edecektir.


DOMENICO TEDESCO Schalke 04’ün geride bıraktığımız sezonu 2.bitirip Şampiyonlar Ligi bileti almasının arkasındaki en büyük pay sahibi kimdi diye soracak olursanız cevabı çok basit : “Domenico Tedesco”.

Tedesco kariyerine Stutgart’ın altyapı takımlarında başladı. İlk olarak Stutgart Jugend takımında antenör olarak görev yaptıktan sonra sırasıyla Stutgart U-17(antrenör ve teknik direktör olarak), Hoffenheim Jugend, Hoffenheim U-19 takımlarında görev yaptı. Altyapıda çeşitli yaş kategorilerindeki başarılı performansıyla dikkat çeken Tedesco, Bundesliga II ekibi Erzgebirge Aue’de 11 maçın ardından görevinden ayrıldı ve 2017/2018 sezonunun başında Schalke 04’ün başına geçti. 33 yaşındaki genç teknik adam Schalke’nin başına geçtiğinde herkes çok şaşırmıştı. Tedesco bu süreç içerisinde bir sürü ağır eleştirilere maruz kalsa da o kişilere cevabını yeşil sahadaki başarısı ile vermiş oldu.

Caner Üzüm 16


17


1-Öncelikle merhaba, teklifimizi kırmadığın için teşekkürler. Merak edenler için aldığın kursların içeriğini anlatabilir misin? Öncelikle ilk başta bu kurslara katılabilmek için İskoçya Futbol Federasyon’u tarafından online bir sınava tabi tutuluyorsun ve kurslara katılmaya hak kazanıyorsun. Level 1 ve level 2 aralarında ikiye ayrılıyor (level 1.1/1.2 gibi). Level 1’de futbolun temel bilgileri veriliyor (pas, şut, top kontrolü gibi). Level 2’de de ise 2’li, 3’lü en fazla ise 4’lü atak sistemleri veriliyor. Bu kursların ardından UEFA C Lisansı kurslarını almaya hak kazanıyorsunuz. Burada size 4-4-2 sistemi üzerinden antrenmanlar, toplu takım antrenmanları ve bireysel oyuncu antrenmanları nasıl yapıldığı gösteriliyor ve sınava tabi tutuluyor. Eğer başarılı olursanız C lisansı almaya hak kazanıyorsunuz. 2-Eğitim nasıldı? Kolay ve zor yanları neydi? Sert hava koşulları etkili oldu mu? Zor yanları; İskoçya’da olup, yabancı dil ile eğitim vermeleri. Onları anlamak ve iletişim kurmak ilk başlarda biraz zor oluyor. Kolay yanları ise kursa başvurmak için bir futbolcu geçmişin veya ikametkahın olmasına gerek yok. Ayrıca dersleri hızlıca alabiliyorsun. Beklemene gerek yok. Bazı ülkelerde 3 ayda sadece bir tanesini alabiliyorsun. 3-Seni bu işe sürükleyen ve bunu yurt dışında almak istemenin sebebi neydi? Ben zaten küçüklüğümden beri futbola çok meraklıydım. Lisedeyken bir süre Hürriyet Ege’de çalışmıştım. 3. Lig futbol ve basketbol maçlarında fotoğraflar çekiyordum. Aynı zamanda yazılar da yazıyordum. Dolayısıyla böyle bir tutkum olunca da hayallerimin peşinden gitmeye karar verdim. Yurt dışında alma sebebim ise en başta Türkiye’de bunu alabilecek geçmişe sahip olmamamdı. İskoçya’yı tercih etme sebebim ise eğitimlerin İngilizce verilmesi ve kursların çok kapsamlı olmasıydı.

4-Antrenörlük lisansı almak isteyenlere tavsiyelerin nedir? Hevesleri varsa gitmelerini kesinlikle tavsiye ederim. Çünkü belgeleri alma süreci biraz uzun olduğundan dolayı oradaki futbol kulüplerinde kısa süreli çalışma imkanı da buluyorsunuz. Ben 3 hafta St. Johnstone futbol kulübünde çalışmıştım. Çoğu antrenmanı en ince detayına kadar takip edip tecrübe ediniyorsunuz. Dolayısıyla neyin ne olduğunu görebiliyorsun. Tutkusu ve hevesi olanlar mutlaka gitsinler. 5-İskoçya doğru yer miydi? Neden? Kesinlikle doğru yerdi. Çünkü kalabalık bir ülke değil. Misal en kalabalık şehir Glasgow’du onunda nüfusu 1 milyon. Dolayısıyla çok insan olmayınca işine yoğunlaşabiliyorsun. Ayrıca tesis olarak da imkanlar çok güzel. 6-Gelecek planların nedir? B ve diğer lisanları alma gibi bir hedefin var mıdır? Hayallerim arasında B lisansını almak var fakat B lisansını alabilmek için en az 6 ay bir takım çalıştırmak gerekiyor. Bu sebeple benimde takım arayışlarım devam ediyor. Herhangi bir takımdan küçük yaş grupları için teklif gelirse tabii ki çalıştırmak isterim. 7-Gelecekte çalışmayı hedeflediğin, hayal ettiğin bir kulüp var mı? Öncelikle ben bu işi yurt dışında yapmak istiyorum çünkü orada bu işlerin daha detaylı olduğunu ve bize daha çok şey kattığını düşünüyorum. Kulüp olarak ise Roma ve Bayern Münich altyapısı başvurmak için uygun ve sonuca daha çabuk gideceğin yerler. Bu kulüplerin U-13 ve U-14 altyapılarında çalışmayı çok isterim çünkü C lisansına sahip antrenörlere iş ve eğitim imkanı sağlıyor.

18



20


1- Öncelikle teklifimizi kırmadığınız için teşekkürler. Bu işi kaç senedir yapıyorsunuz? Biz teşekkür ederiz amatör ve profesyonel olarak toplamda 10-12 senedir bu işle meşgulüz. 2- Ülkemizde pek alışkın olunmadık bir iş yapıyorsunuz. Bu fikir aklınıza nereden geldi? Asil sektörümüz protez (bacaklar ve kollar). Futbolu ve sporu yakından takip eden bir ekibimiz var kurucumuz da spor kulupleriyle sporcu sağlığı ve antrenman gereçleri tedariği konusunda çalışan biriydi böyle bir işin yurt dışında olduğunu ve bunu üretebilecek kapesiteye ve gereçlere sahip oldugumuzu düşünüp bu işe giriyor. 3- Futbolculara genelde siz mi ulaşıyorsunuz yoksa onların kendi geldiği oluyor mu? İlk dönemlerde biz ulaşıyorduk görüşmeler ayarlıyorduk ama sonrasında sosyal medya ağı böyle gelişince şimdi artık kendileride ulaşıyor zaten 3-5 futbolcuya yapınca takım arkadaşlarıda görüp istiyorlar ve son olarak futbol külüplerinin devre arasi kamp dönemleri oluyor bizde orda oluyoruz ve antreman sonrası tanıtım çalışmları yapıyoruz toplu şekilde sunumlarımız oluyor. 4- Her işin kolay ve zor yanları vardır. Sizinkinin kolay ve zor yanları nedir? Tabii dediğiniz gibi kolay (keyifli) ve zor yanları oluyor kolay (keyif) aldığımız yanları hep takıp ettiğimiz futbolcularla beraber olmak kamplarda onlarla vakit geçirmek ve yakından takip ettiğiniz oyuncularla tanışmak. Zor yanları ise şöyle zorlandığımiz tek yön tekmeliğin tasarimi bizlere istediğini tam olarak geçiren oyuncularda sıkıntı yaşamıyoruz ama bazen ortada kalan hislerde zorlukları oluyor bir tasarim için günlerce uğraştığımız oluyor ama işimizi çok seviyoruz!

21

5- Hangi yıldızlarla çalışıyorsunuz? Şu ana kadar birçok yıldız isimle çalıştık ama şu an aktif olarak çalıştığımız isimler Cenk Tosun, Cengiz Ünder, Çağlar Söyüncü, Alvaro Negredo, Yusuf Yazıcı, Volkan Babacan ve Sinan Gümüş. Daha önceki yIllarda da çalıştığımiz bir çok yıldız isim olmuştu ama bizim her müşterimiz bizim için bir yıldız. 6- Gelecekteki hedefiniz nedir? Global bir şirket olma yolunda ilerliyoruz ve bunu kısa vadede gerçekleştiricez. Onun dışında ülkemizin bu işte büyük bir kaynak gösterme uğraşındayız hedeflerimiz her geçen gün artacak şekilde devam edecek (şu an ülke dışından birçok sipariş alıyoruz bunlar oralardaki gurbetçi oyuncularimiz ama bunu daha global hala getirmeye çalışıyoruz) 7- Son olarak zamanla projeye katılacak yenilikler nedir? Birçok tasarladığımız proje var ama daha ar-ge aşamasında. Hepsini futbolun daha ne kadar içinde olabiliriz diye sorular sorarak tasarlamaya çalışıyoruz. Bunun dışında futbolcu arkdaşlarımızın özel hayatında eğlence, sağlık, rehabilite, kişisel gelişim gibi branşlarda da hizmet etmeyi hedefleyen projeleri de zamanla gerçekleştirmeyi düşünüyoruz.


22


PORTO Porto adeta darphane gibi. Yetiştirdiği oyuncular gerçekten dünya futbolu için çok değerli halde. Ve son 10 yılda yetiştirip sattığı yıldızlardan elde ettiği gelir 772 milyon Euro. Bu miktar gerçekten harika. Bu miktarın 185 milyon Euro’su sadece İngiliz kulüplerinden elde edildi. Porto'nun en büyük gelir kaynağı ise Güney Amerika. Buralara gidip yetenekleri gençleri toplayıp 10 katına satıyorlar. Bu işin yapan 250 tane scoutları var.

YETİŞTİRDİĞİ ÖNEMLİ YILDIZLAR Ricardo Carvalho: (Kariyer Sonu) Altyapı çıkışlı – 30 milyon Euro’ya Chelsea’ye satıldı.- Şu an 40 yaşında ve profesyonel futbol hayatını sonlandıran Carvalho 2004-2005 Sezonun da rekor bedelle İngiliz devi Chelsea’ye transfer oldu ve Porto’nun yetiştirdiği en önemli yıldızlardan biri. Pepe(Beşiktaş): Maritimo’dan 2 miyon Euro’ya alındı – Real Madrid’e 30 milyon Euro’ya verildi. –Maritimo’da yetişen defans oyuncusu Pepe o zamanlarda Porto’nun scoutu tarafından keşfedilip transfer edildi ve büyük bir kâr ile Real Madrid’e satıldı. Andre Silva(Milan): Altyapı çıkışlı - Milan’a 38 miyon Euro’ya satıldı. Mevkisi forvet olan 22 yaşındaki Silva Porto altyapısında yetişti. 1 sezon porto forması giydi ve attığı gollerle ilgi çekti. Ertesi sezon Milan’a rekor bedelle satıldı. James Rodriguez(Real Madrid): Banfield’dan 7 milyon Euro’ya alındı. – Monaco’ya 45 milyon Euro’ya satıldı. - Kolombiyalı 10 numara James Rodriguez Porto da mükemmel bir performans gösterdi ve Monaco’nun ilgisini çekti bunun sonucunda 45m Euro gibi astronomik bir bedelle Monaco ile anlaştı. Radamel Falcao(Monaco): River Plate’den 5.5 milyon Euro’ya alındı. – Atletico Madrid’e 40 milyon Euro’ya satıldı. -Kolombiyalı forvet Falcao Arjantin’de iyi bir performans gösterip Portoya transfer oldu. Portekiz liginde attığı 41 golle herkesi kendine hayran bıraktı ve yine önemli bir transfer ücreti ile Atletico Madrid'e transfer oldu.

23


BENFICA Futbolcu yetiştirmekte tüm dünyaya ders veren bir politika izleyen Benfica altyapıdan çok yetenekli gençleri çıkartıp iyi paraya satıyor. Ve dünya da bu işi en iyi yapan ilk 3 takımdan biri. Son 3 senede 223 milyon Euro gelir elde etmesi de bunu gösteriyor ama para harcamaktan asla kaçınmıyorlar çünkü her sene yaklaşık 90-100 milyon Euro civarında genç oyunculara harcama yapıyorlar ve son 3 senede sattığı oyunculardan elde ettiği en düşük bonservis bedeli 15 milyon Euro. Bu gerçekten büyük bir başarı.

YETİŞTİRDİĞİ ÖNEMLİ YILDIZLAR Nelson Semedo(Barcelona): Altyapılı çıkışlı – 30 miyon Euro’ya Barcelona’ya satıldı. - Barcelona’da sağ bek olarak görev alan 24 yaşında ki Semedo, Benfica altyapısında yetişip gösterdiği iyi performans ile Benfica A takımına yükselmişti. Burda da iyi performansını devam ettirip dev kulüplerin gözdesi olmuştu ve geçen sezon 30 milyon Euro’ya Barcelona ile anlaşmıştı. Ederson Moraes(Manchester City): Altyapı çıkışlı - 40 milyon Euro’ya Manchester City’e satıldı. - Benfica altyapısından çıkan kaleci Ederson, Benfica da göz kamaştıran bir performans sergiledi ve rekor bedelle İngiliz devi Manchester City ile anlaştı. Axel Witsel(Tianjin Quanjian): Standart Liege’den 9 milyon Euro’ya alındıZenit’e 40 milyon Euro’ya satıldı. - Standart Liege altyapısından yetişen 29 yaşındaki orta saha oyuncusu 2011’de 9 milyon Euro’ya Benfica ile anlaştı ve yükselen performansı onu 40 milyon Euro’ya Zenit’e taşıdı. Bu transfer bedeli Benfica’nın elde ettiği en yüksek gelir olarak da dikkat çekiyor. Renato Sanches(Bayern Münih): Altyapı çıkışlı - 35 milyon Euro’ya Bayern Münih’e satıldı - Benfica altyapısından yetişen 20 yaşındaki genç orta saha dünyanın en büyük kulüplerinden biri olan Bayern Münih ile 35 milyon Euro bedelle anlaştı ve yükselen performansını burada da devam ettiriyor. Gonçalo Guedes(PSG): Altyapı çıkışlı - 30 milyon Euro’ya PSG’ye satıldı. Guedes gibi hızlı ve teknik bir kanat yetiştirmek gerçekten çok kaliteli bir altyapı sistemi istiyor ve bu sistem Benfica’da var. Gerçekten harika bir kanat oyuncusu. 2017’de Benfica ile gösterdiği şahane performans ona Fransız devi PSG’nin kapılarını tamı tamına 30 milyon Euro ile araladı ve PSG’le anlaştı.

24


SPORTING CP Sporting, Portekiz ve dünya futbolu için önemli bir altyapıya sahip ve bugüne kadar yetiştirdiği yıldızlardan da bunu anlayabiliyoruz. Özellikle Cristiano Ronaldo gibi bir futbolcunun altyapısı olmak bunun en büyük kanıtıdır. Sporting’in, 2001’den bugüne kadar altyapıdan elde ettiği gelir 165 milyon Euro olarak görünüyor. Genellikle İngiltere ile çalışan Sporting, en çok da Manchester United’dan kazanç sağladı.

YETİŞTİRDİĞİ ÖNEMLİ YILDIZLAR Cristiano Ronaldo(Juventus): Altyapı çıkışlı - 19 milyon Euro’ya Manchester United’a satıldı. - Hızlı, teknik, akıllı ve golcü her şey söylenebilir ona dünya futbolunun gelmiş geçmiş en değerli futbolcularından biri olmanın yanı sıra ve Portekiz futbolunun da dünyaya tanıttığı en iyi futbolcu. Ronaldo, Sporting ile gösterdiği iyi performans sonucunda Manchester United ile 18 yaşında 19 milyon Euro karşılığında anlaştı ve oradan Real Madrid’e 4 milyon Euro’ya ardından Juventus’a 105 milyon Euro’ya transfer oldu. Rıcardo Quaresma(Beşiktaş): Altyapı çıkışlı – Barcelona’ya 6 milyon Euro’ya satıldı. - Her ne kadar Transfer ücreti az olsa da Sporting’in dünya futboluna verdiği en saygın futbolculardan biri. Sporting’de dikkat çekici bir futbol sergileyerek İspanyol devi Barcelona’nın ilgisini çekti ve 6 milyon Euro’ya transfer oldu. Daha sonra 24 milyon Euro’ya İnter’e transfer olmasına karşın en parlak yıllarını Beşiktaş’ta geçirdi. Marcos Rojo(Manchester United): Spartak Moskova’dan 4 milyon Euro’ya alındı. – Manchester United’a 20 milyon Euro’ya satıldı. - Estudiantes altyapısından yetişip Spartak Moskova’ya giden Rojo göz dolduran performansı sonucunda 4 milyon Euro’ya Sporting’e geldi ve buradan Manchester United’a 20 milyon Euro karşılığında transfer oldu. Luis Nani(Sporting CP): Altyapı çıkışlı - 25 milyon Euro’ya Manchester United’a satıldı. - Sporting altyapısından yetişen Nani çok hareketli ve teknik olduğunu gösterdi. Bunun sonucunda İngiliz devi Manchester United ile 25 milyon Euro karşılığında anlaştı ve bu bedel Sporting’in elde ettiği en yüksek gelir olarak da dikkat çekiyor. Joâo Moutinho(Monaco): Altyapı çıkışlı -11 milyon Euro’ya Porto’ya satıldı. Sporting’in dünya futboluna hediye ettiği en yetenekli orta sahalardan biri olan Moutinho gerek tekniği ile gerekse oyun zekası ile çok büyük ilgi gördü ve bu ilgi pek uzaktan gelmedi. Porto dan gelen teklifi reddetmeyen Moutinho 11 milyon Euro’yatransfer oldu.

25 Mehmet Demir


26


Kulüplerimizin mali ve ekonomik açıdan kötü durumda olduğunu biliyorum.Bu zamana kadar yapılan anlaşmalarda oyuncu lehine sözleşmeler (yüksek maaş, maç başı ücret ,imza parası,bonuslar vs.), menajerlerin aldığı komisyonlar, kulüplerimizi oldukça zora soktuğunu ödeme geciktirme halinde ise sıkça yaşanılan sıkıntılar olduğunu gördük. O yüzden Bu yaz transfer dönemini masrafsız geçirme çabası içerisinde Başkanlarımızın bilinçlendiklerini gözlemiyorum.Bu gelişme sevindirici çünkü ligimize fazla parayı, dolgun maaşı görüp gelmelerinden ziyade, Bizlerin geliştirici Kulüpler olduğumuzu göstermemiz ve bazı şeyleri normalleştirmemiz gerekiyor. Gelecek adına hiçbir şey vaad etmeyen oyuncular getirdiğimiz sürece ligimize Katar,Çin ,Arabistan gözüyle bakılması bizi şaşırtmaz.fakat altını çizmek istiyorum Takımların Tecrübeli isimlere de ihtiyacı var, biz o işi tüm takıma yayıp abartıyoruz o kadar.Şimdi asıl bağlamak istediğim konuya geçelim kemerleri sıkan kulüp başkanları için ‘Kiralık Oyuncu Transferleri’ şuan gündemi sıkça meşgul eden bir kavram.Çoğu takımın üzerinde çalışmalar yaptığını biliyoruz.Bende bunun üzerine takımında süre bulamayan istikrar sağladıkça özgüveni yerine gelebilecek kalite ve seviye atlatacak futbolcuların listesi hazırladım. (Not: Belirlediğim Takımlardan birer oyuncu seçildi.) BARCELONA / MARLON: 22 Yaşında Brezilyalı Stoper geçen sene Fransa’nın Nice kulübüne kiralandı. 27 Maçta forma giydi gol ve asisti bulunmuyor.Barcelona’da oynama şansının olduğunu sanmıyorum yine kiralık gönderebilirler. Piyasa değeri 6 mil. €. ATLETICO MADRID / LUCIANO VIETTO: Atletico Madrid’in, mükemmel Villarreal performansından sonra büyük umutlarla transfer ettiği bir isimdi fakat kulübeden bir türlü kurtulamadı.Son iki sezonu kiralık geçirmekte olan Arjantinli, geçtiğimiz sezon Valencia’da 19 Maçta 5 Gol 1 asistlik katkı sağladı.Henüz 24 Yaşında, piyasa değeri 6 mil. €. MANCHESTER CİTY / DOUGLAS LUIZ: 12 mil.€’ya Manchester City takımına transfer olduğu günü hatırlıyorum. İsmini ilk defa duymuştum.Videolarını bulup izledim,20 yaşında mevkisi merkez ortasaha , çalışkan ,topu iyi kullanan, çift yönlü fakat hücum yönü daha baskın, yeteneklerine inandığım bir futbolcuydu.Geçen sezonu Girona’da kiralık geçirdi ama pek parlak bir sezon değildi.Açıkçası hayal kırıklığına uğradım.Ben yine kiralık kariyerine devam edeceğini düşünüyorum. Piyasa değeri 1,5 mil. €.

27


CHELSEA / MARIO PASALIC: Chelsea’nin kiralık itemlerinden bir tanesi, 2015 senesinde takıma transfer olduğundan bu yana kiralık takımları dolaşıyor.Sırasıyla Elche,Monaco,Milan formaları giyen merkez ortasaha oyuncusu son olarak Spartak Moskova forması terletti. Henüz daha 23 Yaşında ve Geçen Sezon 32 Maçta 5 Gol 1 asistlik katkı sağladı. Piyasa değeri 8 mil. €. LİVERPOOL / LAZAR MARKOVIC: Geçmişte Fenerbahçe’nin bir sezon kiraladığı tanıdığımız bildiğimiz bir isim.Geniş alanda topu ileri taşıyabilmesi ve hızıyla ön plana çıkan etkili gözüken bir futbolcuydu.Sonrasında yaşanan sakatlıklar kendisini fiziksel açıdan oldukça geriye itti.Liverpool onu kiralık göndermeye devam ediyor.Kendini bulabileceği bir takıma gittiği anda ayağa kalkmasını bekliyorum. 24 yaşında ve Piyasa değeri 8 mil. €. ARSENAL / LUCAS PEREZ: Arsene Wenger’in tepki çeken transferlerinden birisiydi.Seviyesi Arsenal olmasa da daha düşük düzey takımlar için vazgeçilmez isim olabilir.29 yaşındaki santrafor Deportivo La Coruna’dan transfer edilmişti.Çok uzun sürmeden geldiği takıma geri kiralandı. 37 maçta 9 gol 8 asistlik performansıyla başarılı performans göstersede Deportivo’nun düşüşüne engel olamadı.2020’de sözleşmesi sona erecek ben yine kiralanacağını düşünüyorum. Piyasa değeri 7,5 mil. €. EVERTON / KEVIN MIRALLAS: Kanat forvet denince aklıma gelen ilk isimlerden biri olmuştur.Everton Ciddi paralar ile sağlam yatırımlar yapmaya başlayınca Mirallas gözden düştü.Geçen sene devre arasında Olympiakos kulubüne kiralık olarak gönderildi.16 maçta 2 gol 2 asist katkı verebildi.Yine mevcut kadroda yer bulabileceğini sanmıyorum. Piyasa değeri 7 mil. €. LEICESTER CITY /DANIEL AMARTEY: Leicester City, Premier Lig şampiyonluğu sonrası önceliğini kadrosundaki isimleri tutmak üzerine bir yol izlemek istedi. Aslında bunu büyük ölçüde başarsa da en önemli futbolcularından biri olan N’golo Kante’yi Chelsea’ye kaptırdılar. Yerini doldurmak hiç kolay değildi.Namplys Mendy,Vicente Iborra,Wilfred Ndidi,Daniel Amartey gibi isimler transfer edildi..Bu dört isimden Wilfred Ndidi potansiyeli ile cevap verdi.Geriye kalan isimler ise rotasyon oyuncusu olmaktan kurtulamadı.Hal böyle olunca yaşı henüz 23 olan Daniel Amartey’i Kiralık göndermelerini düşünmeden edemiyorum. Piyasa değeri 5 mil. €.

28


BORUSSIA DORTMUND /SEBASTIAN RODE: Geçen sene geçirdiği ciddi sakatlık sonrası onun adına bomboş geçen bir sene diyebilirim.Şuan için sakatlıktan kurtulmuş olup, takımla birlikte çalışmalara başlasa da maç eksiği olduğu için kadroda yer bulabileceğini sanmıyorum. Kiralık olarak gönderilmesi halinde oyunun iki yönünü oynayabilen alman futbolcu denenebilir.Piyasa değeri 3 mil. €. BAYER LEVERKUSEN / TIN JEDVAJ: Leverkusen’in, kendisini büyük umutlarla kadrosuna kattığı bir isimdi.Bir çoğumuzda menajerlik oyunlarından tanırız (wonderkid bir arkadaşımızdı).İstenilen süreyi bulamadığı için gün geçtikçe yedek kulübesi onu içine aldı.22 Yaşında ve hala genç bir oyuncu olduğunu göz önüne alırsak kiralık formülü devreye girebilir.Hırvatistanın Final yolunda kadrosunda yer aldı ve bir maçta 90 dakika forma giyebildi.Stoper ve sağ bek bölgelerinde oynayabilen Hırvat futbolcu değerlendirilmeli.Piyasa değeri 5 mil.€ WOLFSBURG / RIECHEDLY BAZOER: Ajax’ın Son zamanlarda çıkardığı en beğendiğim genç oyunculardan biriydi.Wolfsburg’a Transferi sonrasında çok heyecanlanmıştım, yeni takımında seviye atlayacağını düşünürken sakatlıklar başına bela oldu.Oynaması gereken sürelere yaklaşamayınca piyasasıda oldukça geriledi.Kendisini ispatlamak için başka bir takıma kiralanmalı zaten önünde bolca zamanı ve şansı var.Detaylı bir sağlık kontrolünden sonra geçebilirse ,şiddetle tavsiye ederim.Piyasa Değeri 3 mil. € JUVENTUS / MARKO PJACA: Yeteneğinin Ucu bucağı olmayan bir ismi buraya bırakıyorum.Geçen Senenin başında çapraz bağlarının kopmasıyla futboldan yarım dönem uzak kaldı.Sonrasında Schalke 04 takımına kiralık gönderildi. 9 maçta 2 Gol atabildi.Juventus’un 23 Milyon euro bonsevis ödediği bir oyuncudan kolay kolay vazgeçeceğini sanmam(Yani Satın alma opsiyonu koydurmak ligimiz takımlarını aşabilir).Önümüzdeki sezonu kiralık geçirmesini bekliyorum. Piyasa Değeri 15 Mil.€ ROMA / GERSON: Sezon içerisinde Cengiz Ünder ile rekabet ettiler.Kazanan taraf Cengiz olunca önümüzdeki sezon daha fazla forma şansı yakalayacağı kesinleştiğini düşünüyorum.Artı olarak üzerine Justin Kluivert hamlesi de gelince Gerson’un forma şansı azaldı.Kiralık başka bir takıma gidebilir, hatta satın alma opsiyonuda koydurabilirsiniz fakat ucuz rakamlara bırakacaklarını sanmam. 31 maçın 20’sine sonradan oyuna girdi 2 gol 1 asistlik katkı yaptı. Piyasa değeri 10 mil. €

29


MILAN / GUSTAVO GOMEZ: Ülkemiz takımlarından özellikle Beşiktaş’ın ilgilendiği bir oyuncuydu.Oyuncu izleme ekibinin başkanı Gökhan Keskin, transfer komitesine “Dünyanın her yerinde sayısız maç izledim. Gustavo Gomez kadar iyi bir stoper karşıma hiç çıkmadı” şeklinde sözlerini dinledik.Tabi böylesine potansiyelli futbolcu için rakip olmaz mı kralından olur.Milan gibi bir dev takım araya girince Bonservis konusunda yarışamadılar ve 8.5 mil.€ bedelle transferi gerçekleşti.Tercihi bence yanlıştı zaten yanılmadım çünkü şu anda takımının stoper rotasyonu içerisinde dördüncü beşinci tercih konumunda.Takımlarımız için kiralık transferi yeniden gündeme gelecektir.Piyasa Değeri 4 mil.€

Hasan Urganlılı 30



FENERBAHÇE18/19 KADROSU (KESİNLEŞEN TRANSFERLER)

32


Fenerbahçe bu sene itibariyle bir revizyonun sinyallerini vermeye başladı. Eski Başkan Aziz Yıldırım’ın yerine Ali Koç’un gelmesi, taraftarlar arasında heyecan rüzgarının esmesini sağladı. Teknik direktör Philip Cocu’nun gelişi ise bunu bir fırtınaya dönüştürdü. Beklentiler elbette çok büyük ama biz ben de bir Fenerbahçe taraftarı olarak) sabırla ve şevkle güzel günlerin gelmesini bekliyoruz. Taraftarlar olarak yürekten inanıyoruz ki, uzun vadede uzun zamandır beklenilen Fenerbahçe gelecektir. Taraftarlara göre bir takımın kadrosu, hiçbir zaman yeterli değildir. Taraftarın içinde “hep bir transfer yapılsın” beklentisi vardır. Halbuki ucuz ve gerekli transferlerle takımın eksiklikleri kapatılmalı ve üzerlerine sabır merhemi sürülmelidir. Geçen sezon Fenerbahçe bir türlü istenilen performansa ulaşamamış, ligin en üst basamağına adını yazdıramamıştır. Ama üstte bahsettiğim bütün bu yenilikler doğrultusunda ufak ufak kıpırdanmalar başlamıştır.

FENERBAHÇE’NİN GÜNCEL KADRO DEĞERLENDİRMESİ Kaleciler: Volkan / Kameni / Erten / Berke Fenerbahçe’de geçen sezonda kaleci sıkıntısı gözle görülür nitelikteydi ama bunu pek yansıtmıyordu. Maçlarda Volkan ve Kameni ikilisinin kullanılması Erten’i biraz daha geriye itiyordu. Volkan’ın Kameni’ye nazaran daha çok maçlarda çıkması, Kameni’nin de beklenilen performansı verememesinden kaynaklıdır. Ancak transfer dönemine hızlı giren Fenerbahçe, kaleye uzun zaman sıkıntı hissettirmeyecek Berke Özer’i aldı. Aynı zamanda Volkan ile de sözleşme yenileyen Fenerbahçe, şu anlık kaleci bakımından eksik hissetmeyecektir. Defans: Neustädter / Skrtel / Yiğithan / Hasan Ali / İsmail / Isla / Şener Fenerbahçe’nin belki de kötü etkiyi en çok hissettiği yer defans hattı. Büyük beklentilerle getirilen Neudstader’in stoper bölgesine alışamaması, İsmail ve Şener’in maçlarda yaptıkları hatalar belki de Fenerbahçe’nin kafasını en çok kurcalayan şeyler oldu. Isla, Hasan Ali ve Skrtel’den yararlanmak isteyen Fenerbahçe geçen sezonu idare edebildi. Bir sonraki sezon için taraftarların özellikle Hasan Ali, Şener ve İsmail’den büyük beklentileri var. Antrenmanlarda bu üç ismin hırslı olması elbette mutlu eden bir detay. Hele ki Yiğithan’ı maçlarda ilk 11 görebilirsek ve o seviyeye hazır hale gelebilirse defans hattımız sorunsuz işleyecektir.

33


Ortasaha: Josef / Mehmet Topal / Ozan Tufan / Oğuz Kağan / Mehmet Ekici / Dirar / Barış / Giuliano / Alper / Ferdi / Eljif Ortasahası hayli bir kalabalık olan Fenerbahçe’nin bu sezon buradan verim alamama ihtimali yok! Geçtiğimiz sezona damga vuran Josef ve Giuliano’nun performanslarını en yüksek seviyede göstereceğinden eminim. Hele ki Barış Alıcı ve Ferdi Kadıoğlu’nun gelişi, biraz olsun yüreklere su serpti. Eljif’in geçen sezon forma şansı bulamadığı maçları bu sezonki maçlarla kapatabilir. Mehmet Topal’ın kendisini azıcık daha göstermesi gerek zira geçen sezon çoğu kez mevkisi dışında oynadı ama gerektiğinde stopere de evrilebilmeli. Ekici’nin bu sezon daha çok maçlarda oynamak istediğini biliyoruz. Dirar’ın teknik direktörün planlarına uymadığını ve Tufan’ın kadro dışı bırakıldığını düşünürsek, onları satmak belki de bütçemizi biraz daha rahatlatabilir. Forvet: Valbueana / Aatif / Soldado / Ahmethan Geçen sezon forvet hattından pek verim alamayan Fenerbahçe, kanatları daha etkili kullandı. Santrafor sıkıntısı çeken Fenerbahçe’nin Dost ile anlaştığını biliyoruz ama forvet hattına bir veya iki transfer daha yapılması gerekli. Fenerbahçe’nin geçen sezondan sıyrılabilmesi için genç yeteneklere de daha fazla şans tanıması lazım. Normalde ligimizde genç yetenek fazla transfer edilmez ancak bu sezonki transferler ligimizin ve takımlarımızın tutumlarının da yavaş yavaş değiştiğini gösteren bir işaret. Genç oyuncuları altyapılardan alarak ve onlara şans vererek, başarı yüzdemizi arttırabiliriz. Çünkü artık futbolcularımız kendilerini de sahaya vermeleri lazım. Oyuncumuzun sadece koşması bile, benim gözümde gol ve asistten daha değerlidir. Çünkü onun önü açıktır. Neden Sierhuis’ler, Toure’ler veya Knouster’lar görmeyelim? İşte Fenerbahçe’nin alabileceği bazı genç futbolcular; Cheick Toure: Feyenoord U21 takımında forma giyen 17 yaşındaki santrafor, hızı ve dribling yetenekleriyle boş alan açabilir ve atakları sıklaştırabilir. Janssen ve Soldado gibi oyunu yavaşlatmıyor, tam tersine oyunun en hızlı bir biçimde akmasını sağlıyor. Dost’tan sonra Toure gerçekten de iş yapabilir. 500.000 euro kulağa nasıl geliyor?

34


Daniel De Silva Central Coast’ta oynayan 21 yaşındaki on numara, adam eksiltebilir ve oyunu kanatlara açabilir. Ayrıca uzak şutları da iyi olan De Silva, Fenerbahçe’de bekleneni verebilir. 350.000 euro gibi sudan ucuz bir rakamla Fenerbahçe’nin gençleşme çabalarının başlangıcını verebilir. Danilho Doekhi 20 yaşındaki stoper Vitesse takımında forma giymektedir. Patlayıcı hızı ile rakiplerinden topu kolayca alabilmekte ve açıkları kapatabilmektedir. Ajax takımında da forma giyen Doekhi, 250.000 euro gibi bir fiyatta. Denemekte yarar var sanırım…

35 Muratcan Ös


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.