BİR ÇOCUĞUN FUTBOL GÜNLÜĞÜ TEMMUZ AYI E-DERGİ SAYISI

Page 1


YAZAR EKİBİ Şefik Tekinışık, Demir Tellioğlu, Ahmet Okan Kale, Hasan Urganlılı, Caner Üzüm RÖPORTAJLAR Buğra Kocaman SANAT YÖNETMENİ İbrahim Özdoğan YAYINLANAN MECRALAR İssue, İnstagram, Twitter, Facebook ÖZEL TEŞEKKÜR Sade Girişim, Toyota Plaza Altan, Mimaks Mimarlık, Gürsu Sismik, Yılmaz İnşaat, İncir Evi, Çizgi Mermer&Granit, Aladağ İmar Planlama, Esmen Kimya.

KÜNYE

YAYIN SAHİBİ Demir Tellioğlu


I

N

D

E

X

sayfa 21

Ankaragücü’nde Transfer Gündemi

sayfa 17-18

sayfa 19-20 Football Manager

Peki Şimdi Sorun Kimde?

Yıldızları Türkiye’ye geliyor

sayfa 15-16 Duayen Başkanın Düşmüş Takımı

sayfa 9-10 Ligimiz Takımlarının Alabileceği Futbolcular

sayfa 6

Taraftarlık Sorgusuz Sualsiz Yapılan Bir İştir

sayfa 1-2

Babalarının İzinden Gidenler

sayfa 11-13 Sven Mislintat

sayfa 7-8

Buğra Kocaman Röportajı

sayfa 3-4

Dünya Kupası’nda 21 Yaş Altı Futbolcular


BABALARININ İZİNDEN GİDENLER Bir zamanlar yaptıklarıyla hafızamızda yer etmiş unutulmaz futbolcuların çocuklarının bazıları başka alanlara yönelirken bazıları da babalarının izinden gitmeye devam etmiştir.Bu konuda verilebilecek birçok örnek vardır ancak en başında Peter-Kasper Schmeichel, Patrick-Justin Kluivert, Diego-Giovanne Simeone örnek olarak verilebilir.

Justin Kluivert

(Patrick Kluivert’ın oğlu)

1

Futbola Ajax altyapısında başlayan ve ilk A takım tecrübesini burada yaşayan Patrick Kluivert, ilk maçına Holllanda Kupası’nda Feyenoord karşısında çıktı ve bu maçta karşılaşmanın ilk golünü atarak iyi bir futbolcu olacağının sinyalini ilk maçından vermiş oldu. Efsanevi 1994 - 95 sezonunda hem Hollada Ligi'ni hem UEFA Şampiyonlar Ligi'ni kazanan kadroda yer alan Kluivert,final maçın tek golünü atan isim oldu. Patrick Kluivert, 1995 UEFA Şampiyonlar Ligi Finalii'nde maçı 70.dakikasında oyuna girdi ve AC Milan'a 85.dakikada attığı gol ile turnuva finalinde gol atan en genç futbolcu oldu. Ajax’ta harika sezonlarının ardından Milan’a transfer olsa da burada bekleneni veremedi ve İtalya’daki 1 sezonun ardından Barcelona’nın yolunu tuttu.6 yıl formasını giydiği Barcelona’da 182 maça çıkıp 90 gol atan Kluivert, sırasıyla Newcastle, Valencia, PSV ve Lille formaları giydi. 1999 doğumlu oğlu olan Justin Kluivert, futbola ASV De Dijk kulübünde başladı.Henüz 8 yaşından içeri girdiği Ajax kulübünde, geride bıraktığımız sezonun başında A takıma yükseldi ve bu sezonki performansıyla herkesi kendine hayran bıraktı.Topla beraber yaptığı dribblingler, son vuruşlardaki başarılı bitiriciliği ve attığı anahtar paslarla dikkat çeken 19 yaşındaki Kluivert, yaklaşık 20 miyon euro karşılığında Roma’ya transfer oldu.İtalya Ligi’nde yapacağı çıkışla top seviyedeki takımlara transfer yapacaktır.


Kasper Schmeichel (Peter Schmeichel’ın oğlu)

Oynadığı döneme damga vurmuş olan ve attığı son dakika golleriyle hafızalara kazınan ve Sir Alex Ferguson’un “Tarihin en kelepir transferi” olarak bahsettiği Danimarkalı efsane kaleci Peter Schmeichel’ın oğlu olan Kasper Schmeichel futbola profesyonel anlamda 2004 yılında Manchester City altyapısında başladı.2009 yılına kadar süresi 1 yıl olarak sırasıyla Darlington, Bury, Falkirk, Cardiff ve Coventry City’e kiralandı.2009 yazında Notts County’e transfer oldu ancak burada yalnızca bir sezon kalabildi ve ardından Leeds’e transfer oldu.Burada da yalnızca 1 sene oynayabilen Kasper, 2011 yılında halen formasını giymekte olduğu Leicester City’e tranfer oldu.Leicester City’nin Premier League şampiyonluğunda çok önemli bir rolü olan Schmeichel her sezon performansını arttırarak herkesi kendine hayran bıraktı.Hava toplarındaki üstünlüğü, uzun boyu ve uzun toplardaki isabetli paslarıyla dikkat çeken 31 yaşındaki oyuncu kariyerini önümüzdeki sezonlarda da başarıyla sürdürecektir.

Giovanni Simeone (Diego Simeone’nin oğlu )

Futbola ülkesi Arjantin ekibi Velez Sarsfield’da başlayan Diego Simeone, 3 yıl burada oynadıktan sonra 1990’da ilk kez ülkesinin dışına çıktı ve İtalyan ekibi AC Pisa’ya transfer oldu.Her geçen sezon performansını arttıran Diego, 1992’de Sevilla ve 1994’te de kariyerinin en önemli yıllarını geçireceği Atletico Madrid’e transfer oldu.Burada geçirdiği muhteşem 3 yılın ardından, o dönemin yıldızlar karmasına sahip olan çizme ekibi Inter’e transfer oldu.Burada muhteşem 2 sezon geçirdi ve ardından Lazio’ya transfer oldu.Lazio’daki 4 yılının ardından tekrar Atletico Madrid’e döndü.İlk yılında 28 maça çıksa da 2.yılında sadece 8 maça çıktı ve 2005’te ülkesinin yolunu tuttu ve Racing Club’e transfer oldu.2006’da aktif futbol kariyerine nokta koyan Diego Simeone, hemen teknik direktörlük yapmaya başladı.2011 yılından beri başında bulunduğu ve sayısız başarıya imza attığı eski kulübü Atletico Madrid’in teknik direktörlüğünü yapmakta olan Diego’nun oğlu Giovanni Sİmeone de babasının izinden gidecek gibi.Futbola Rayo Majadahonda altyapısında başlayan Giovanni, 2013’te River Plate’e transfer oldu.2016 yılında ilk kez ülkesinden ayrıldı ve İtalya’nın yolunu tutarak Genoa’ya imza attı.Burada geçirdiği 1 sezonun ardından geçtiğimiz sezonun başında Fiorentina’ya transfer oldu.Bu sezon kariyerinin en iyi sezonunu geçirdi.Savunma arkasına ve aralarına yaptığı koşular, kafa topları ile son vuruşlardaki başarılı vuruşlarıyla ön plana çıkan Simeone, ilerleyen yıllarda daha iyi takımlara transfer yapacaktır.

Caner Üzüm

2


Dünya Kupası’nda 21 Yaş Altı Futbolcular Dünya kupası kadrosunda bulunan ve süre alması halinde dikkat edilmesi gereken 21 yaş altı uygun fiyatlı ve popüler olmayan kolayca alınabilecek isimler.

Ismael Diaz

Panama'lı 21 yaşındaki genç oyuncu , İspanya 3.Ligi takımı Deportivo B takımında oynuyor. Daha önce Porto B takımına kiralanarak denendi fakat Porto bonservisini almadı.Güçlü fiziği,Hızı ,adam eksiltebilme özelliği ve sağ ayak içi ile sol kanattan çıkardığı etkili şutları ile ön plana çıkıyor.Dünya kupası Kendini göstermesi için çok büyük bir fırsat. Bunu iyi kullanabilirse ismi gündeme mutlaka düşer.Piyasa değeri 500.000€ ve sözleşmesi 30 Haziran'da bitiyor.Ayrıca Panama Milli takımının 10 numarası.

Ian Smith

İsveç ekiplerinden Norrköping forması giyen 20 yaşındaki Kosta Rika'lı ,Celtic forması giyen Cristian Gamboa'nın ardından 2. sağ bek konumunda ,Kosta Rika'nın Dünya kupası kadrosunda yer alıyor.Temposu çalışkanlığı, hızı ve Dengeli oyun yapısı ile işleyen bir düzende Görev verilmesi halinde ön plana çıkabilecek potansiyelli genç futbolcu ,250.000€'luk piyasa değeri ile uygun fiyata transferi gerçekleştirilebilir.

Daniel Arzani

1999 doğumlu İran asıllı Avusturalya'lı futbolcu ülkesi takımlarından Melbourne City forması giyiyor.Dünya kupasında ilerleme kaydetmesini beklediğim genç isimlerin başında yer alıyor.Her iki kanatta oynayabilen Arzani Çalım yeteneği oldukça yüksek ve kıvrak bileklere sahip yaratıcı bir oyuncu.Böylesine özel yeteneklerinin üstüne fiziğini ve top tekniğinide geliştirebilirse ileride adını sıkça duyabiliriz.Dürüst olmak gerekirse ben onu 50.000€ iken not almıştım.Şuan da Piyasa değeri 500.000€ 'ya yükselmiş.Sözleşmesi 30 Haziran'da bitecek oluşunu hatırlatarak kaçırılmaması gerektiğine inanıyorum.

3


Albert Gudmundsson

İzlanda futbolunun gelecek vaad eden genç yeteneği 21 yaşındaki Albert Gudmundsson PSV Eindhoven forması terletiyor.Hollanda 2. liginde u-21 takımında gösterdiği başarılı performans ile dikkatleri üzerine çekerek İzlanda'nın dünya kupası kadrosunda yer almayı başardı.Turnuvada forma bulma şansı önündeki isimler yüzünden zayıf olsada farkını ortaya koyabilecek tarzda bir oyuncu.Tekniği, attığı kilit pasları, dayanıklılığı ve Duran toplarda etkinliği ile Her an skora etki edebilecek kapasitede. Güncel piyasa değeri 1.500.000€.Şartlarını araştırıp uygun fiyata transferi bitirilebilirse Satarken Pişman olunmayacağının garantisini verebilirim.

Hamza Mendly

Fransa'da LOSC Lille takımında oynayan 20 yaşındaki Fildişi sahili asıllı Faslı futbolcu sol bekte görev alıyor.Şuanda Fas milli takımının sol ayaklı tek sol beki, Nabil Dirar'ın sakatlığı sonrası forma şansı biraz daha arttı diyebilirim çünkü bek olarak ellerinde sadece Acraf Hakimi bulunuyor.Dirar varken Hakimi sol bekte görev alıyordu.Hızlı , atletik ve yüksek enerjili temposu ile takıma direnç katan iyi bir hücum beki, fakat tecrübesiz yaşı gereği de bu gayet normal Maç kondisyonu kazandıkça gelişebilecek potansiyeli mevcut.Güncel piyasa değeri 600.000€.

Saeid Ezatolahi

İran'lı 21 yaşındaki genç oyuncu Rusya Premier Liga takımlarından Amkar Perm takımında sezonu kiralık geçirdi.Bonservisi Rostov'da bulunuyor. 1.90 lık boyu düzgün fiziği ile ortasahada rakiplerine, ciddi üstünlük sağlıyor.Pas aksiyonları, hava toplarındaki boy avantajı, topu iyi kullanabilmesi, İkili mücadeleleri onun pozitif özellikleri.Geçtiğimiz Sezon'da Anzhi takımına kiralanan Ezatolahi son 2 sezonu kiralık geçirdi.Satın alma opsiyonu ile Kiralamak mantıklı olabilir.Güncel piyasa değeri 1.200.000€.

Hasan Urganlılı

4



Taraftarlık Sorgusuz Sualsİz

Yapılan Bİr İştir

Taraftarlık ayrı birşeydir dünyada. Takımına sıkı sıkı bağlanmak, onun her zaman kazanamayacağını bilmek ve bunları yaşamak, her yerde ve her durumda takımının arkasında kalmak... Dünyanın zor işlerindendir taraftarlık. İçinizde bir düş vardır, hiç bitmeyen bir düş, ve bunu sürekli yaşatmaya ve büyütmeye çalışırsınız.

Doğduğunuzdan itibaren (siz bilmeseniz de) bir takımın destekçilerinden olursunuz. Babanızın tuttuğu takımı desteklersiniz. Ancak bu destekleme pasifçedir. Televizyondan izlersiniz maçları, en basit tabirle gol olmasını beklersiniz sadece. Oyuncular, transfer borsası, ekolsüzlük... Bilmezsiniz böyle kavramları. Biraz büyüdüğünüzde özgür iradenizle asıl takımınızı bulmaya başlarsınız. Bu arayış önemlidir, sizi yansıtan bir takım ararsınız. Bu sizin artık büyüdüğünüzün de bir kanıtıdır. Herkesle sonucu ne olursa olsun paylaşmaya başlarsınız. Biraz daha büyüdüğünüzde futbolun içine düşmeye başlarsınız. Oyuncuların isimlerini, memleketlerini, fiyatlarını öğrenmeye başlarsınız. Araştırma çağıdır bu çağ, yavaş yavaş taraftarlığa doğru ilerlersiniz. İlk 11 sayacak duruma gelirsiniz. Hele ilk maçınıza gittiğiniz zaman... Pasiflikten çıkıp, aktif birer taraftar olmaya başlarsınız. İnanılmaz deneyimler elde edersiniz, "bir düş" yaşıyormuşçasına... Bundan sonrası işin doktora kısmıdır diyebiliriz. Merakınızla çıkar, diğer ülkelerin takımlarnı ve oyuncularını öğrenmeye girişirsiniz. Birçok şeyi aklınızda tutmaya çalışırsınız. Bu sayede daha kültürlü bir taraftar haline gelirsiniz. Bu noktaya kadar geldiyseniz, tebrikler artık tam teşekkürlü bir taraftarsınız! Bu yolculukta bir sürü takımı sever ve desteklersiniz. Ama kalbinizin en derinindeki takım var ya, o bir tanedir. O sizin takımınızdır. Çünkü sizdiniz, ona o

kadar önem veren. Sizdiniz onu sorgusuzca sualsizce destekleyen ve sizdiniz onun için gözyaşı döken ve sevinen. Sizin as takımınız ne ise, Küçük Prens'in gülü de o dur. "Onun şikayetlerini ve övünmelerini dinledim. Ve bazen de suskunluklarına katlandım. Çünkü o benim gülüm." Bu vakte kadar aslında fark etmeden birer Küçük Prens oldunuz asıl takımınızı bulurken ve desteklerken. O vaktin futbol anlayışı böyle işliyordu ancak dönem değişti. Artık taraftar anlayışı çok kitap okuyan değil, çok iş gören halini aldı. Televizyonlarda gördüğümüz ve küçük çocukların özendiği taraftar imajı vandallıkla iç içe olmaya başladı. Sahaya yabancı maddeler atan, palayla insanları tehdit eden holiganlar... Onlar gibi mi olmaya çalışıyorsunuz? Eğer cevap evetse, üstte okuduğunuz hiçbir bilgiye ve deneyime ihtiyacınız yok, çünkü onlar deneyimden bahsetmezler. Onların yaptığı işleri yapmanız sadece size ve takımınıza zarar verir. Neden gülünüzü öldürmek isteyesiniz? Bu ayrımı iyi anlayın genç futbol heyecanlıları. Hepinizden sağlam, aklı yerinde ve kültürlü birer taraftar yetişebilir. Neden hep birlikte sırt sırta vermiyoruz, aynı sevgilinin yaptığı gibi? Ve dostça maçlar izlemiyoruz, izlettirmiyoruz? İnsanlara ve en önemlisi bunca yıldır suladığımız, üşümesin diye cam fanusa koyduğumuz gülümüze niçin zarar verelim?

Muratcan Ös

6


B U Ğ R A KO C A M A N İ L E ÖZ E L R Ö P O RTA J

“ESKİ FORMUMA KAVUŞABİLECEĞİMİ DÜŞÜNÜYORUM.” 1-ÖNCELİKLE TEKLİFİMİZİ KIRMADIĞIN İÇİN TEŞEKKÜRLER. ALTINORDU’YA TRANSFERİN NASIL GELİŞTİ? 2 sene önce yazın menajerler vasıtası ile Amerika’dan dönüp, Karşıyaka ile görüşmüştüm. Her şey güzeldi ve olacak gibiydi. Fakat sonra bazı nedenlerden dolayı olmadı. Ben boştayken Altınordu başkanı görmüş ve yurt dışında oynayan yerli oyuncuları almak istediğini söylemiş. Bu proje kapsamında da benim transferim gerçekleşti. 2-ALTINORDU’DA 1,5 SENEN GEÇTİ. NASIL GÜNLERDİ EN İYİ ANLAŞTIKLARIN KİMLERDİ? Güzel günlerdi, kötü diyemem. En iyi anlaştığım ise Berke Özer. Hatta ara sıra kulübün kapısında kalıyor sabah çekiniyor beni aramaya. Saat daha 6.30/7.00 oluyor. Arayınca da mecbur gidiyoruz kapıya. Ayrıca Berke ile oyun oynuyoruz çok. Pubg oynuyoruz, Fifa oynuyoruz. Öğretmeye çalışıyorum tabii kabul etmese de bunu ikisinde de daha iyiyim. Gençlere gelirsek çok iyi gençler yetişmiş çok düzgünler

7

gerçekten. Son olarak da bir anıyla bitireyim sözümü maçtan önce Hasan (Hatipoğlu) abinin berberi gelir herkesin saçlarını keser. Balıkesir veya Manisa maçından önce yine geldi tesise. Bu sefer de Berke geldi bende kestiricem dedi. Berke’nin de saçına öyle bir model yaptı ki iki gün sokağa çıkamadı. 3-UZUN ZAMANDIR OYNAMIYORSUN. ESKİ AMERİKA’DA Kİ FORMUNA KAVUŞABİLECEĞİNE İNANIYOR MUSUN? Evet, idmanla maç çok farklı şeyler çünkü ne kadar idmana çıksan bile maça çıkmadığında her şey farklı oluyor. Birde kötü yanı saha kenarından arkadaşlarını izlerken üzülüyorsun. Eski formuma kavuşabileceğime inanıyorum. Tabii bunun için bir üç-dört maç oynayabilmem gerek. Bu sezon şans bulamasam bile Allah izin verirse seneye gerek Amerika’da gerekse Türkiye’de şans bulabileceğime inanıyorum.


4-KARŞIYAKA ALT YAPISINDAN ÇIKMANA RAĞMEN AMERİKA’DA OYNAMIŞ BİRİ OLARAK AMERİKA’NIN TÜRKİYE İLE KIYASLA NE GİBİ FARKLILIKLARI VAR? Çok büyük farklar var. Biz kendimize burada profesyonel diyoruz ama yaşantımız olsun kulüplerin yapısı olsun Türkiye’de her şey istediğimiz gibi profesyonellikte ilerlemiyor. Bu gerek kulüplerin ödemeleri olsun, gerek maç günü deplasmanları hatta daha da ileriye gideyim federasyonun maç programına kadar her şeye bir kaos hakim. Ama Amerika’da bizim sezonun başında sezonun son maçının bile nerede, ne zaman oynanacağı belli hiç bir şey değişmez. Türkiye’de bir anda maç günü, maç saati değişiyor. Şimdi deplasmanlara gidiyorsun. Uçak bileti var, kalacağın otel ayarlanıyor. Böyle olunca bir anda her şey aksıyor.

5-17 NUMARALI FORMAYI GİYİYORSUN. BİR UĞURU VAR MI? Evet, var. Burak Yılmaz hayranıyım. Manisaspor zamanından beri. Birde sağ açık veya forvet arkası oynayınca bana yakışır diye düşündüm. 6-MAÇA ÇIKMADAN ÖNCE HERHANGİ BİR UĞURUN VAR MI? Evet, var. Dua ederim, maça giderken müzik dinlerim ve sevdiklerimi arayıp sesini duyarım. Onun dışında batıl bir inancım yok. 7-ALTINORDU’NUN GENEL DURUMU İLE İLGİLİ NE DÜŞÜNÜYORSUN? Bence genç bir takım olarak iki yılda çok başarılı işler yapıldı. Tecrübeli oyuncuların böyle çok olduğu bir ligde bunları yapmak hiç kolay değil. Hele bu takım bu kadroyla bir sene daha devam edebilirse ilk ikiyi zorlayacak hale geldik, çok güzel seriler yakaladık. Takımda lider olarak Kerim Avcı, Mirkan abi ve Hasan abi var. Bu şekilde birkaç lider oyuncu daha gelirse her şey çok daha iyi olabilir. 8-SON OLARAK TRANSFER GÜNDEMİNE GELİRSEK SENEYE NE YAPMAYI DÜŞÜNÜYORSUN? PLANLARIN NELER? Amerika’da ki eski hocam Los Angeles’da yeni bir takımın başına geçti. Beni de aradı gel diye. Şuan bakınca güzel bir teklif ama her şeyi zaman gösterecek. Forma şansı bulabilirsem Altınordu’da da kalabilirim.

Demir Tellioğlu

8


lİGİMİZ TAKIMLARININ ALABİLECEĞİ FUTBOLCULAR Ligimiz açısından yoğun ,kaliteli ,heyecanlı ve rekabet seviyesi üst düzey geçen bir Sezonu geride bıraktık.Şimdi sırada 2018 Haziran ayının 8. Gününde başlayacak olan Yaz transfer dönemi var.Spor kanallarından,sosyal medyadan takımlarımızın yapacağı transferleri ve gelişmeleri dört gözle bekleyip, gelecek sezonu pür dikkat bekliyor olacağız. Yalnız bu sefer öyle kuru kuru değil Yanımızda Dünya kupası da olacak,her ne kadar katılamamış olsakta kafalarda favorilerimiz çoktan belirlenmeye başlanmıştır.Gerçi benim için favorin kim ,şampiyon kim olurdan ziyade hangi oyuncular

ön plana çıkacak veya hangi yeni isimleri tanıyacağız, olacaktır.Çünkü bu isimler gündemlerimize mutlaka girecek ve bizi meşgul edecektir.Tabi Bunları Turnuva başladığı zaman konuşmak daha sağlıklı olur. *Şuan Üzerinde Duracağımız konu kulüplerimizin Ekonomik yapısını zorlamayacak kaliteli futbolcu transferleri.İlk aşamada Bu nasıl olabilir, sözleşmesi biten, bonservisini eline alan futbolcuların nabzını yoklamak. Fakat önemli bir detay olarak, derlediğim futbolcu profilleri , popüleritesi yüksek olmayan, Az maaş vererek takıma katabileceğiniz isimlerden oluşturdum.

Stéphane Bahoken

Nice Altyapısında yetişmiş , Şu anda R.Strasbourg formasını terleten 26 yaşındaki Kamerun’lu Santrafor bu sezon 24’ü ilk on bir olmak üzere 31 maçta 9 Gol 1 Asistlik katkı sağladı.1.85 boyunda ve sağ ayağını etkili kullanıyor.En çok Dikkatimi çeken özelliği, Fırsatçılığı, hızı ve defans arkasına yaptığı koşular.Sözleşmesi 30 Haziran’da sona erecek olan oyuncunun Piyasa değeri 3 milyon €.

Adrien Thomasson

-Ligue 1 ekiplerinden FC Nantes forması giyen 24 yaşındaki Fransız ortasaha oyuncusu 1.77 boyunda ve sol ayağını kullanıyor.Teknik kapasitesi, attığı sert şutlar ve pas opsiyonları ile ön planda.Tam olarak 8 numara sayılmaz.Hücum yönü daha baskın, zaten ben onu bir joker olarak görüyorum çünkü Çabukluğu, adam eksiltebilme ve dikine oynayabilme özellikleride var, bu yüzden Kanatlarda ve ofansif ortasahada da tercih edilebiliyor.Bu sezon Tüm kulvarlarda 38 Maçta 7 Gol 4 Asistlik katkı verdi.30 Haziran’da sözleşmesi bitiyor .Piyasa değeri 4 milyon €.

9


Jonathan Bamba

Kaçırılmaması gereken çok önemli bir nimet..Fildişi Sahilleri asıllı Fransız oyuncu 22 Yaşında altyapısından yetiştiği Saint Etienne forması giyiyor.1.75 Boyunda ve Sağ ayaklı. Mevkisi içinde İki kanatta da kullanabilirsiniz.Fark şu sol tarafta içe kat edeceği için kaleye daha çok şut çıkarma fırsatı yaratır. Sağ tarafa koyarsanız eğer son çizgiye iner ,orta keser tam anlamıyla takımın asist yükünü çeker.Genelde sağ kanatta tercih ediliyor.Bu demek oluyor ki kendisi içinde Gol pası vermek daha kıymetli.Bu sezon 37 Maçta 8 Gol 11 Asist üretti.30 Haziran’da Sözleşmesi sona eriyor.Piyasa değeri 6 milyon €.

Daniel Podence

Alt yapısından yetiştiği Sporting Lisbon’da forma giyen fakat Sözleşmesi 1 Haziran’da sona ermiş olan süper bücür şuanda serbest. Hücumun her bölgesinde oynayabilen 22 yaşındaki Portekizli genç futbolcu mükemmel bileklere, kıvraklığa ve topu kullanabilme becerisine sahip.1.65’lik kısa Boyuna rağmen İkili mücadelelerde olabildiğince fiziğini ortaya koyar ayakta kalmaya çalışır.Bu sezon 20 Maçta 8 Asist üretebildi.Daha fazla süre alabileceği bir takıma giderse eğer taraftarın sevgilisi olabilecek nitelikte.Piyasa Değeri 4.5 milyon €.

Diego Reyes

Meksika’nın öncü takımlarından CF America’da futbola başladı.1.89’luk boyu düzgün fiziği ve hava toplarındaki hakimiyeti ile dikkatleri üstüne çekti.A takıma çıktıktan sonra 3 yıl gibi bir sürede Porto’ya transfer oldu. Transfer olduktan sonra yeterli süre bulamadı. Tabi o zaman için Stoperlerde Maicon, Otamendi, Mangala gibi isimlerin arkasında kaldı buda gayet doğaldı.İlk önce Real sociedad’a daha sonra Espanyol’a kiralandı.İspanya’da gayet iyi bir maç sayısı yakalasada kiralıktan döndükten sonra yine rotasyon oyuncusu olarak kalmaktan kurtulamadı.30 Haziran’da sözleşmesi sona erecek olan Diego Reyes Meksika’nın Dünya kupası kadrosuna alındı, forma verilmesi halinde sahne alacak.Şu anda 25 yaşında ,Piyasa değeri 5.5 milyon.

Abel Hernandez

--Uzun süren Sakatlıklarla boğuşulan 2 yıl, sonrasında ise form tutmakta zorlanan bir Uruguaylı.Sözleşmesi an itibari ile son buldu.Şu an durumu nasıldır bilmiyorum. Hull City’nin düşüşüne kendiside ortak oldu fakat Piyasası halen var.Maç oynadıkça kendisini bulabilir.Komple bir santrafor ayrıca sol ayaklı. Güçlü Sırtı dönük oynayabilir, defans arkasına koşuları gerçekleştirir, Şutları ,bitirciliği ,hava hakimiyeti aslında yetenek anlamında gözünüz arkada kalmaz tek problemi kondisyonu yok,maç eksiği var, sakatlık durumu nasıl bu problemlere çözüm üretilebilirse harika iş çıkarabilcek potansiyeli var.27 yaşında ve Piyasa değeri 7 milyon €.

Hasan Urganlılı 10


ARSENAL’İN TRANSFERDEKİ YENİ BEYNİ : “SVEN MISLINTAT” Dünya futbolunda scouting departmanı her geçen gün önemini arttırmaya devam ediyor.Bu alanda da özellikle Avrupa’nın kalbur üstü takımlarıda scouting bölümü için ciddi harcamalar yapmaktalar.

Artık transfere çok para harcamaktansa o oyuncuyu küçük yaşlardan itibaren keşfetmeye çalışan kulüpler, şimdilerde bu oyuncuları keşfeden scoutları transfer etmeye başladılar.Nitekim bunların kronolojik olarak en yakın olanı Arsenal’in, Borussia Dortmund’tan transfer ettiği ünlü scout “Sven Mislintat”.Arsenal bu transfer için Borussia Dortmund’a 2.000.000€ tazminat ile Mislintat’a da yıllık 1.800.000€ ücret ödeyecek.Peki Arsenal’in scouting bölümü için büyük sayılabilecek paralarla transfer ettiği Sven Mislintat kimdir? Yakından tanıyalım. 1972 yılında Almanya’nın Dortmund şehrinde dünyaya gelen Mislintat, kariyerine 1998 yılında doğduğu şehrin takımı Borussia

11

Dortmund’ta maç analisti olarak görev yapmaya başladı.Sonrasında 2000 yılında amatör bir kulü olan VFL Kamen’in başında antrenör, 2002 Dünya Kupası’nda Almanaya Milli Takımı’nda maç analisti ve dünya kupasının hemen ardından 3 ay gibi kısa sürede de Westfalia’da antrenör olarak çalıştı.Bu görevlerinin ardından Mislintat, 4 yıl boyunca hiçbir kulüpte çalışmadı.Bu süreçte birçok farklı alanda (scouting,oyuncu ajanlığı,antrenörlük..) eğitim alarak kendini geliştiren Mislintat, tarihler 1 Temmuz 2006’yı gösterdiğinde 11 yıl sürecek olan Borussia Dortmund macerasının ilk adımını attı.11 yıllık süreç boyunca birçok farklı görevde yaptı.2006-2009 yılları arasın-


da oyuncu ajanlığı, 2009-2016 yılları arasında şef scout olarak görev yaptı.2016 yılının ardından teknik direktör Tuchel ile birçok konuda ayrı düşmelerinden dolayı görevinden istifa etme noktasına gelmişti.Tuchel ile yaşadığı problemlerden dolayı antrenmanlara giriş-çıkışları yasaklanan Mislintat, akabinde Şef Scout’luk görevinden alınıp “Profesyonel Futbol ve Scout Müdürü”

olarak görev yapmaya başlamıştı. Sven Mislintat, görev yaptığı 11 yıl boyunca Borussia Dortmund’a birçok yıldız ismin transfer edilmesinde katkıda bulundu.Şimdi bu isimleri detaylı bir şekilde inceleyelim.

SVEN MİSLİNTAT’IN DORTMUND’A KAZANDIRDIĞI İSİMLER Mats Hummels : 2007/2008 sezonunun başında Bayern Münih altyapısından transfer edilen Hummels, 16/17 sezonunun başında 35.000.000€ gibi bir parayla tekrardan Beyern Münih’e transfer oldu.

İlkay Gündoğan : 2011/2012 sezonunda 5.500.000€’ya transfer olduğu Dortmund formasını 5 yıl boyunca başarıyla terledip ardından Premier League devi Manchester City’nin yolunu tuttu.

Marco Reus : Dortmund’lu taraftarların göz bebeği olan Reus, altyapısından yetiştiği kulübe 2012/2013 sezonunun başında 17.000.00€’ya transfer oldu.Belkide ciddi sakatlıklar yaşamasıydı şu anda daha iyi yerlerde olabilirdi.

Shinji Kagawa : Mislintat’ın ustalık eseri olarak nitelendirebileceğimiz Kagawa için, “Düşük seviye liglerden genç bir oyuncu bulursunuz, düşük bir bedele transfer ettirirsiniz ve takımda fark yaratır: İşte her scoutun kariyerinde ihtiyacı olan anahtar an bu” diye söylediği bir röportajda Mislintat, ardından bu oyuncunun 2010/2011 sezonunun başında Japonya ekibi Cerezo Osaka’dan 350.000€ gibi çok uygun bir maliyetle ve tamamen kendi insiyatifiyle transfer etti.Yıllar 2012’yi gösterdiğinde 16.000.000€’ya Manchester United’a transfer yapsa da 3 yılın ardından tekrar Dortmund’a döndü.

Pierre Emerick Aubameyang : 2013/2014 sezonunun başında Lewandowski’nin gidişi üzerine transfer edilen Aubameyang, yıllar ilerledikçe kendini geliştirdi ve her sezon gol ortalamasını arttırmayı başardı.Dortmund’a da Arsenal’e de transfer olmasında şüphesiz ki en büyük pay Mislintat’ın. Robert Lewandowski : Mislintat’ın kariyerinde yaptığı en iyi transferlerin başında gelen Lewandowski, 2010/2011 sezonunda Lech Poznan’dan 4.700.000€’ya transfer edildi.Günümüzde dünyanın sayılı forvetleri arasında gösterilen Lewandowski, 2014 yazının başında ezeli rakipleri Bayern’e geçse de halen Dortmund taraftarı tarafından sevilmektedir.

Henrikh Mkhitaryan : 2013/2014 sezonunun başında Shakhtar Donetsk’ten, Götze’nin yerini doldurmak için transfer edildi ve beklenenin üzerinde bir performans sergiledi.Dortmund’taki başarılı performansıyla 2016’da Manchester United’a transfer olurken, Mislintat’ın Arsenal’in başına geçmesiyle Ocak 2018’de Arsenal’e geçti.

12


Ousmane Dembele : Mislintat’ın kariyer basamaklarını atlamasında önemli yerlerden biri de Dembele’ye ait.2016/2017 sezonunun başında 15.000.00€ bonservisle Fransız ekibi Rennes’den transfer edilip o sezon gösterdiği performansla gözleri boyayıp bu sezonun başında 105.000.000€ gibi büyük bir paraya Barcelona’ya transfer oldu. Christian Pulisic : Henüz 19 yaşında olmasına rağmen piyasa değeri olarak 45.000.000€ olan Pulisic 2015/2016 sezonunun başında Pennsylvania Classics’den herhangi bir ücret ödemeden transfer edildi. Ciro Immobile : Serie A’da yaşadığı gol krallığının ardından 2014/2015 sezonunda geldiği Dortmund’ta sadece 1 sezon forma giyebildi.Herkesin çok şey beklediği Immobile bu beklentilerin çok altında kaldı ve Bundesliga serüvenine noktayı koydu.Daha sonraki Sevilla macerasında da başarılı olamasa da özellikle bu sezon Lazio’da gösterdiği performansla kendini bir kez daha kanıtladı ve attığı gollerle parmak ısırttı.

13 Caner Üzüm

Sokratis Papastathopulos : 2013/2014 sezonunda Werder Bremen’den 9.000.000€ gibi bir ücretle transfer oldu.Halen Dortmund forması giyiyor ve savunma hattının en önemli isimlerinden biri olarak gösteriliyor. Alexander Frei : Oyuncu akanı olarak görev yaptığı ilk dönemde(2006-2007sezonu) Mislintat’ın önerisi ile transfer edilen Frei, 3 sezon boyunca başarılı bir şekilde terlettiği Dortmund formasıyla 74 maçta 34 gol attı.


10


duayen başkanın düşmüş takımı Bir babanın hayatında gururlandığı anlardan biri de oğluyla birlikte ilk kez bir futbol maçına gidebilmektir. Memleket takımının maçı, öyle 3 büyüklerin maçları da değil. Baba heyecanlıdır çünkü oğluna ilk kez canından çok sevdiği takımı anlatacaktır. Bir takımın nesi anlatılabilir ki? Başarıları, oyuncuları, ligdeki durumu… Ama babası oğlunun merak ettiği bu tür bilgilerden ziyade başka bir konudan başladı anlatmaya; kulübü kuran kişiden, başkanından. Oğlu ise ilk kez o zaman öğrendi İlhan Cavcav’ın ne büyük ve yüce bir insan olduğunu… “Bu kulüp benim evim, siz de benim evlatlarımsınız.” Rahmetli başkan İlhan Cavcav’ın takımına ve Gençlerbirliği’ne olan sevgisi paha biçilemezdi. Ne denli bir sevgi taşırdı Gençlerbirliği’ne kimse bilemezdi. Kulübün iyiliğini, yılların incelikli tecrübesiyle bütün herkesten daha iyi görüyordu. Gençlerbirliği, hayattaki varoluş amacıydı diyebiliriz. Takımı için kriz sandığımız şeylerin fırsat hanesine artı yazıldığı bir kulüptü. O, Gençler’in vizyonunu somut bir şekilde temsil ediyordu. Öyle ki herkesin ağzında

15

çiklet yaptığı ucuza alır pahalıya satardı mevzusu o denli ucuzlatıldı, önemsiz bir şeymiş gibi gösterilmeye çalışıldı. Sadece şunu biliyorduk ki, bir mucizesi vardı, bir sihirli değnek gibi; tanınmadık, çok uzak ülkelerden yetenekli oyuncular getirtir, piyasaya tanıtırdı. Sezon başında bundan iş görülmez diyenler, sezon ortasında 5 milyondan aşağı vermeyelim lafları ederdi. Geleneklerine bağlıydı, her şeyin dört dörtlük gittiği sezonlarda birdenbire tüm düzeni dağıtıp yeniden kuruveriyordu. Sık sık teknik adamları kovup yerine yenilerini getiriyor, en yetenekli topçularımızı daha palazlanmadan başka takımlara satıyordu. “Hocam ne yapıyorsunuz” diyemiyorduk, demiyorduk. Çünkü biliyorduk ki İlhan Cavcav, takımını zorda bırakacak asla bir hareket sergilemezdi. Arkasındaki taraftarın ne


kadar ateşli olduğunun farkındaydı. İçlerindeki gençlik ateşinin düştüğü yeri 2 misli yakacağını da biliyordu.

ve İlhan Cavcav’ın hayatının başından sonuna dek savaştığı bir düşüncenin somutlaşmış hali.

Zaman geçtikçe artık herkes biliyordu İlhan Başkanın durumunun kötüye gittiğini. Ancak o yine de maçlara gelmekten vazgeçmiyor, kulübün başında olmaya devam ediyordu. İçindeki savaşçı ruhuyla oyuncu alıp satmaya devam ediyordu. Ama o da içten içe biliyordu içinde bulunduğu sezonu bitiremeyeceğini. Gaziantepspor-Gençlerbirliği maçı günü hayata gözlerini yumdu büyük başkan. Mekânı cennet olsun, onun sayesinde arkasında güçlü duran bir takım ve yıkılmayan taraftar bıraktığı için. Ben ve benim gibilere bir vizyon kazandırdığı için. En üstte anlattığım çocuk spesifik olarak biri değil. O çocuk sadece Gençlerbirliği’ni ve İlhan Cavcav’ı tanımadan seven taraftarlardan biri. O çocuk taraftarın imgelemesi

Şimdi ise baktığımızda Gençlerbirliği küme düşmüş durumda. Bu olayın ironik yanı ise, 2017-2018 “İlhan Cavcav” Sezonunda düşmüş olması. Peki Gençler bu durumu nasıl toparlayacak? Ne denli bir politika izleyecek. Burada en büyük iş Murat Cavcav’a kalıyor. O derece büyük bir iş ki yazımın yarısından fazlasında anlattığım İlhan Cavcav’ın işlerini, düşüncelerini daha ilk senesinde nasıl senteze dökecek. Vakit gerekiyor, doğru bir planla işe başlanması gerekiyor. Onun yolundan bir kerecik bile olsun sapılmadan, adım adım, arkasında taraftar desteğiyle. Aman sakın söylemeyin küme düştüğünüzü, İlhan başkan bizi öldürür…

Muratcan ÖS 16


pekİ ŞİMDİ SORUN KİMDE ? Merhaba futbol dünyası. Ali Ece tadında içerikler ile bundan böyle sizlerleyiz. Futbol çok güzel şey hepimiz çok seviyoruz ama bazılarımız bir başka seviyor. Kimileri kupa kazanmaya odaklanırken kimileri de altyapıdan çıkan ya da genç oyuncular ile ilgileniyor.

Messi, Ronaldo, İbrahimovic ve daha niceleri gibi dünya yıldızları varken onların yanına ve yerine yenilerini eklemek de son derece önemli. Ne yazık ki Türkiye’deki futbol takımlarının hemen hemen hepsi 30’lu yaşlarında artık futbolun son yıllarına gelen oyuncuları tercih ediyorlar. Oysa rahmetli Gençlerbirliği başkanı İlhan Cavcav yıllar önce buna bir farklılık getirmiş ve Afrika açılımına gitmişti.

10 17 Şefik Tekinışık

Afrika’dan getirdiği genç yetenekleri dünyanın en büyük kulübü olan Real Madrid’e bile göndermeyi başarmıştı. Ancak bugün biz hala 35 yaşındaki Ribery Türkiye’ye gelecek mi acaba diye konuşuyoruz. Vazgeçmek lazım bu kafadan bunun yerine hem gençleri yetiştirmek hem de yurt dışından genç yetenek adaylarını kazandırmak lazım takıma.


İngİltere ve SIrbİstan Ne Yapıyor? Son birkaç yıl içerisinde İngiliz alt yaş milli takımlarının başarısı dikkatinizi elbet çekmiştir. Peki, bunca yıldır sakin olan İngiltere nasıl kendine geldi? İşte bu sorunun cevabı çok basit. İşi bir bilene devrettiler. Son 10 yıl içerisinde Belçika futbolundaki yükseliş ortada. İngilizler de bu konuyu göz ardı etmeyip futbolu Belçikalılara emanet ettiler ve gelişimleri ortada. Son yıllarda en çok beğendiğim ve en çok gelişim gösteren bir diğer takım da Sırbistan. Sırplar da bu tarz bir atılım ile altyapıya önem vermeye başladılar. Bu da futbolcu yetiştirebilmelerini sağladı. Önümüzdeki yıllarda onların yetiştirdiği futbolcuları ve başarılarını çok konuşacağız. Milos Bocic, Dejan Joveljic, Dusan Vlahovic, Luka Jovic, Luka İlic, Sasa Lukic, Armin Djerlek ve Andrija Zivkovic önümüzdeki yıllarda çok konuşulacak Sırp yıldız adaylarından. 2016’da 6,5 Milyon Euro karşılığında Partizan’dan Benfica’ya geçen 21 yaşındaki Zivkovic bunun en büyük

göstergesi. Zivkovic 19 yaşında Benfica’ya transfer olmadan önce Partizan forması ile 93 maça çıktı 24 gol ve 13 asist yaptı. Yani Türkiye’de çocuk olarak görülen yaşta. Yani Türkiye’de 25-26 yaşların genç yetenek sayıldığı yaştan 7-8 yaş küçükken. Gelelim şimdi Türkiye’ye. Bir tarafta 7 milyon nüfusa sahip olan Sırbistan bir tarafta 79,5 milyon nüfusa sahip olan Türkiye var. 7 milyoncuk nüfusu olan Sırplar bu kadar üst seviyeye aday genç oyuncular yetiştirirken Türkiye ne yapıyor? Türkiye ise birkaç Anadolu takımının altyapısından yetenekler gelmesi ile biraz oyuncu çıkarıyor. En azından Bursa’dan Enes Ünal, Trabzonspor’dan Yusuf Yazıcı ve Abdülkadir Ömür, Altınordu’dan Çağlar Söyüncü ve Cengiz Ünder çıktı da yıllardır hasretimiz olan genç oyuncuları gördük. Peki, çıktı da ne oldu? Fransa gibi güçlü bir ekip 19 yaşındaki genç yetenek Kylian Mbappe’yi ilk 11’de oynatırken, Türkiye 18 yaşındaki genç yetenek Abdülkadir Ömür’ü milli takım kadrosuna bile almıyor. Peki, şimdi sorun kimde?

Ahmet Okan Kale 18


Football Manager Yıldızları Sırayla Türkİye’ye Gelİyor! Futbol sevdalıları PES mi yoksa FİFA mı diye tartışa dursun, gerçek sevdalıların oyunu ise Football Manager. Bugünün sevdalıları Football Manager olarak bilse de aslında bu fantastik oyun macerasına 1992 yılında Championship Manager ismi ile başladı. 2004 yılına kadar birlikte hareket eden yapımcılar Eidos Interactive ile Sports Interactive’in birbirinden ayrılmasının ardından Football Manager hayatına devam ederken Championship Manager ise bizlere veda. Neyse bu güzel oyunun tarihinden kısaca bahsettik. Gelelim şimdi kendisine. Football Manager, bir kulübün başına geçip her şeyi yaptığımız bir futbol oyunu. Bu oyuna kendini o kadar kaptıranlar var ki başında olduğu takımın Şampiyonlar Ligi maçına bilgisayar başında takım elbise ile çıkanlar var. Bu dev

19

oyunu hazırlayan ekibin içerisinde aynı kulüplerimizde olduğu gibi gözlemciler var. Bu gözlemciler tüm dünyada futbolcuları izliyor ve ardından buna uygun profillerini hazırlıyor. Hazır gözlenmiş oyuncu olduğunu gören futbol kulüpleri de bu güzel oyundan futbolcuları inceliyor, gerçekte bir takip ediyor ardından da transfer. Bugün sizler için Football Manager serilerinde dikkatleri üzerine çeken ve ülkemize Kayserispor ve Çaykur Rizespor’a gelen bir dönemin wonderkidlerinden bahsedeceğiz.


Bilal Başacıkoğlu

2018-2019 transfer döneminde Kayserispor ile anlaşan Başacıkoğlu, FM severlerin yakından tanıdığı bir isim. Faslı bir anne ile Türk bir babanın evladı olan Bilal Başacıkoğlu’nu daha kimse bilmezken FM severler daha 2015 yılında biliyordu. Kendi sağ kanatta fırtınalar estiren ve özellikle yabancı kısıtlamasının olduğu ülkemizde kariyer yapanlar için en değerli transferdi. Bu sezon Kayseri forması giyecek olan 23 yaşındaki oyuncu bakalım FM’cileri haklı çıkaracak mı?

Atilla Turan

Fransa menşeili olan Atilla Turan da FM’cilerin kurtarıcı isimlerinden. Yerli sol bek yetişmeyen ülkemizde hem Türk milli takımını çalıştıran hem de Türkiye’den bir takım çalıştıranlar için Atilla Turan iyi bir seçenekti. Yine Kayserispor 2017-2018 sezon başında Turan’ı transfer etti. Atilla Turan ve Bilal Başacıkoğlu transferleri ise FM’cilerin aklına direkt olarak bu takımda bir FM oyuncusu var dedirtti. Bakalım gelecekte devamı gelecek mi?

Mustafa Saymak

Kendisini çok kısa bir süre içerisinde duyuran Mustafa Saymak da Türk FM severlerin yakından tanıdığı bir isim. 10 numara ve sağ kanatta oynayabilen Saymak FM’cilerin kariyerlerinde tercih ettiği potansiyeli yüksek bir futbolcu. Saymak da aynı Bilal Başacıkoğlu gibi Hollanda’dan yetişme ve o da 2018-2019 sezonu öncesinde ülkemize transfer oldu. Geldiği takım ise Çaykur Rizespor.

Lincoln

Lincoln denildiğinde aklınıza Galatasaray’ın Brezilyalı 10 numarası Lincoln gelmesin. Gremio’dan yetişen 1998 doğumlu oyuncu FM 2016’da Wonderkid yani geleceğin yıldızı statüsündeydi. FM'ciler onu kadrosuna katıp ondan bir Messi, Ronaldo çıkartıyordu. Ülkemizde de böyle tanınmış olacak ki 2017-2018 sezonunda Çaykur Rizespor Gremio’dan 420 bin euro karşılığında 1 yıllığına kiralık olarak onu kadrosuna kattı. 19 yaşında kalkıp Brezilya’dan Türkiye’ye gelen Lincoln Rizespor’da 20 maçta 3 gol 2 asist yaparken toplam 909 dakika sahada kaldı. Aslında FM’cilerin beklentilerine çok karşılık verdiği söylenemez. Ancak tıpkı Kayserispor gibi Çaykur Rizespor’un da Football Manager oynayarak transfer yaptığı düşüncesi yaygınlaştı.

Ahmet Okan Kale 20


ANKARAGÜCÜ’NDE TRANSFER GÜNDEMİ Ankaragücü’nün tek gündemi transfer. İki sezondur şampiyon olan Ankaragücü bu sezonda iddalı bir kadro kurmak için transfer dönemini resmen açtı.Yaptığı doğru transferlerle iki sezondur adından sıkça söz ettiren Ankaragücü yeni sezonda İsmail Kartal’ın doğrultusunda transfer dönemine hızlı girmek istiyor.

Gidecek oyuncular bir,bir belli oluyor. İsmail Kartal’ın takımda düşünmediği oyuncular şöyle sıralanıyor; İlhan Parlak, Gençer Cansev, Mehmet Sak,Ferhat Kiraz,Emre Koyuncu,Kibong Mbamba,Abdülkadir Kayalı ve Alihan Kubalas ile yolların ayrılması bekleniyor. Ayrıca Yusuf Abdioğlu Hatayspor ile anlaştı. İsmail Kartal’ın Arif Morkaya,Kenan Özer ve Kehinde ile özel bir görüşme yapması bekleniyor. Bu üç oyuncuyla görüşülecek ve takımda kalıp,kalmayacakları belli olacak. Bifouma'yı renklerine katan Ankaragücü yeni alınacak oyuncuları titiz ve gizli bir

21 Şefik Tekinışık

şekilde araştırılıyor.Ankaragücü yönetimi,Ankara Büyükşehir Belediyesi’nden ve Ankaralı İş adamlarından gelecek yardımlarla iddalı bir kadro oluşturmak istiyor. Transfer gündeminde olan isimler şu şekildedir; Göztepe ile sözleşmesini fesheden Selçuk Şahin,Bursaspor ile yollarını ayıran Cristobal Jorquera,geçen sezon Karabükspor’da oynayan sol bek İbanez,Caen’de oynayan Herve Bazile,Galatasaray’da forma şansı bulamayan Ahmet Çalık ve İsveç’in Hacken takımında oynayan Alhassan Kamara’nın Ankaragücü transfer gündeminde olduğu oyuncular.




Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.