BİR ÇOCUĞUN FUTBOL GÜNLÜĞÜ EYLÜL AYI E-DERGİ SAYISI

Page 1


YAZAR EKİBİ Şefik Tekinışık, Demir Tellioğlu, Ahmet Okan Kale, Hasan Urganlılı, Caner Üzüm Muratcan Ös Mehmet Demir Yasin Arslan RÖPORTAJLAR Erman Bulucu SANAT YÖNETMENİ İbrahim Özdoğan YAYINLANAN MECRALAR İssue, Instagram, Twitter, Facebook ÖZEL TEŞEKKÜR Sade Girişim Kula Yağ-Emek Yem Aydınlar Metal Aladağ İmar Planlama

KÜNYE

YAYIN SAHİBİ Demir Tellioğlu


I N

D

E

X

sayfa 32

Erman Bulucu Röportaj

sayfa 30

sayfa 19-28 Galatasaray ve Beşiktaş

Ankaragücü ve Transferleri

Değerlendirme

sayfa 13-14 Dünyanın En ilginç 5 stadyumu

sayfa 16-18

2. Lig Değerlendirme

sayfa 7-9 İnce İnce Düşünülmüş Dev Dadro!

sayfa 6

Bu Gence Dikkat!

sayfa 2-3

Havuz Problemi

sayfa 10-11

Yabancı Kontenjanından Sayılan Türk Futbolcular

sayfa 4-5 Süper mi Lig?


Gümüşçeşme Mah. Kepsut Cad. No: 311/A 10040 Altıeylül, Balıkesir


2


Futbol tabelanın sizi güçlendirdiği, skor üretiminin sizi sonuca götürdüğü bir oyun. Fakat kaçımız skoru üretmeden önceki hücum prensiplerinden haberdarız? Aslında bu prensiplere kısa bir göz atmak gerekirse kendi içinde 5’e ayrıldığını göreceğiz: Pas /destek, derinlik/genişlik, hareketlilik/yer değiştirme, yaratıcılık ve tabi ki penetrasyon. Bu parametrelerden pas /destek sizi set hücumuna hazırlarken, derinlik/genişlik ise sizin 105x65’lik bir alanı hücum ve savunmada nasıl kullandığınızı belirler. Savunmada rakibi ne kadar dar karşılarsanız ona o kadar az boşluk bırakır; hücumda ne kadar geniş olursanız o kadar boşluk yakalarsınız. Yine hareketlilik arkadaşlarınızın opsiyonlarını çoğaltmanıza sebebiyet verir, rakibin düzenini bozmanıza yardımcı olurken, yaratıcılık ise oluşan en zor opsiyonları bile en iyi şekilde değerlendirmenize mahal verir. Peki ya penetrasyon? İşte belki de sizi skora götürmenin en önemli yolu ne kadar penetre olabildiğinizdir. Abdullah Avcı’nın Önder Özen’e konuk olduğu Doğru Taktik programında belirttiği tabiriyle bloklar arasındaki havuzlarda yüzebilen, defans oyuncuları arasındaki pencereleri görüp o bölgeleri sıkça toplu/topsuz koşularda ve paslarla değerlendirebilen takımlar, kaliteli

3

Cesur Kerestecioğlu

üçüncü bölge oyuncularına da sahipse en çok skor üreten takımlar olmayı başarıyor. Belki de bu yüzdendir Başakşehir’in son yıllardaki başarısı. Peki Ada’ya kısa bir yolculuk yapsak... Bu sezonun şampiyonu, oyunu domine eden takımı Manchester City’nin de oyun planının ana parçalarından biriydi bu penetrasyon oyunları. Guardiola tüm sezon boyunca Silva ve Kevin De Bruyne gibi kreatiflik konusunda kıdemli oyuncularını sürekli rakibin defans ve orta saha bloğunun arasındaki havuzda kullandı, topla buluştuklarında ise genellikle onları futbolun en tehlikeli koridorları olan half-spacelere sokarak tarifsiz bir hücum verimi aldı bu iki oyuncusundan. İşte budur olayın özü... Modern futbolda, futbolun bu temel prensiplerini en doğru şekilde uygulayan, bloklar arası havuz problemlerini çözebilecek oyun zekasındaki oyunculara sahip olan takımlar kendilerine zirvede yeni yerler bakarken, 90 dakikanın sonunda akıllarda kalan güzel futbollarıyla büyük bir topluluğu da arkasından sürükleyerek, kaotik futbol düzeninin üzerine de bir güneş gibi doğuyorlar.


4


Transfer dönemleri taraftarların heyecan içinde beklediği bir zaman aralığıdır. Ancak bu transfer dönemi olaya biraz daha gerçekçi yaklaşmamız gerektiğini gösterdi. Kulüplerimizin borçları artık bir enkaz haline geldi.

Bana göre bu borçların en büyük sebebi ise yanlış transfer politikaları sonucu gelen başarısızlıklardır. Bazen yapılan yıldız transferler ile taraftarın ilgisini çekebilirsiniz ancak sezon içinde, yaptığınız bu yıldız transferden verim alamazsanız elinizde kocaman bir sıfır kalır. Bir futbol ülkesi olarak bu durumdan yeterince nasibimizi aldık. Ancak artık taraftar mentalitesinin değiştiğini düşünüyorum. Bunun aksine, yapılan genç transferleri de sahiplenen ve destekleyen bir taraftar profili görmek beni çok mutlu ediyor. Çin'den önceki son durak diye bir yakıştırma var Türkiye Süper Ligi için. Lig kalitesinin oyuncu kalitesini belirlediği bir gerçek var. Lig kalitesini de elde edilen başarıların belirlediğini düşünürsek pek anormal bir yakıştırma olmuyor bizim için. Bir futbol ülkesi olarak ülkemize daha fazla başarı girdisi sağlamalıyız. Avrupa’da elde ettiğimiz başarılar ligimizin kalitesine direkt etki ediyor. Herkes tuttuğu takımın başarılı olmasını ister ancak Avrupa’da tüm takımlarımızın başarısını istemek zorundayız. Kulüplerimizdeki ekonomik enkazın kurtarıcısı olarak çareyi altyapıya yatırımda ve gençlerde buluyoruz. Son yıllarda Avrupa'ya yaptığımız satışlar pozitif olarak yansıyor. Artık al-al psikolojisinden kurtularak al-sat politikasına doğru ilerliyoruz, bu güzel bir iş. Bu konuda scouting anlayışı ülkemizde daha yeni yeni kabul edilmeye başlandı. Gerekli bütçenin ve değerin hala yeterli olduğunu

5

Yasin Arslan

düşünmüyorum. Fakat scouting sayesinde olan olumlu dönüşler ile kulüplerimiz bu bölgeye daha fazla bütçe ayıracak ve yatırım yapacaktır. Kulüplerimizin en büyük gelir kapısı Şampiyonlar Ligi. Ligimizde ikinci olan takımımız bile Şampiyonlar Ligi'nde ön eleme oynuyorsa durum vahim. Her sene beş takımımızla Avrupa'ya gidiyoruz. 3 takımımız Avrupa Ligi'ne giderken (1'i direkt, 2'si ön eleme), 2 takımımız Şampiyonlar Ligi'ne (1'i direkt, 1'i ön eleme) gidiyor. Bu beş takımımızın Avrupa'da ki başarısı ülkemizin sıralamadaki yerini belirliyor ve gelecek başarılar ekonomik durumumuzu etkiliyor. Avrupa’nın seçkin ligleri sosyal medyayı etkin kullanıyor, bu da tanınırlık için bir etken elbet. Ayrıca maçlar için kendilerine özgün bir tasarım konseptleri var. Türkiye Süper Ligi’nin ise resmi hesabı bulunmamakta. Fikstürler ise muhtemelen Excel programı ile hazırlanıyor. Modern internet çağındayız ve bunlar hiç de zor şeyler değil ancak vizyon gerektiren işler. Süper Lig’in gerçekten Süper bir Lig olabilmesi için herkesin gördüğü bazı konulara değinmek istedim. Okuduğunuz için teşekkürler.


sead

DİKKAT!

Haksabanovic!

BU GENCE Futbola Halmstad BK kulübünün altyapısında başlayan Sead, daha sonradan sırasıyla Halmstad'ın U-17 ve A takımına yükselmiştir. Sol kanatta görev yapan Sead, sağ kanatta da oynayabilmektedir. Hem Karadağ hem de İsveç vatandaşlığı bulunmasına rağmen milli takım tercihini Karadağ’dan yana kullanmıştır. Geçtiğimiz transfer döneminde West Ham onu 3 milyon euro gibi bir bedelle kadrosuna katmış, ardından da İspanya 2.Lig'de bulunan Malaga'ya kiralamıştı. Malaga'da forma şansı bulacağına şüphe yok. Ülkesindeki Superettan'da (İsveç 2.Lig) 30 maça çıkmış; 8 gol ve 7 asistlik bir performansla oynamıştır. Ardından Allsvenskan 'da 28 maça çıkıp 4 gol kaydetmiştir. Sead Haksabanovic hızlı ve pas trafiğini ayarlayabilen bir kanat oyuncusudur. Çizgi oyuncusu gibi davranmamakla beraber ceza sahasının içine kadar giren bir yapıda oynamaktadır. Sağ, sol ve orta yollardan rakip kaleyi tehdit edebilen Sead, düştüğü en zor pozisyonlarda bile kendisini boşa çıkarabilmekte ve şut çekebilmektedir. Sol ayaklı olması ayrı bir avantaj sağlamaktadır kendisine. Ancak uzaktan şutlarını pekala geliştirebilir. Eğer geliştirirse kulüpler onu almak için kesinlikle sıraya girecektir. Önümüzdeki günlerde Sead adından sıkça söz ettirecektir. İngiltere ve özellikle İspanya, onun gelişmesi için bir eşik görevi görecektir. Neden Ibrahimovic'in kanat versiyonu olmasın?

Muratcan Ös

6


77 Yasin Arslan


Futbolun beşiği İngiltere'de her yaz birbirinden unutulmaz oyuncu transferlerine yakından bakar, takımların her yaz bir nevi deri değiştirmelerine tanıklık ederiz. Çoğu oyuncu beklentileri karşılar, çoğu oyuncu da yedek kulübesinden dışarı çıkamaz. İşte bu yazımızda yazın Premier Lig'e gelen transferler arasından sansasyon yaratacağını düşündüğümüz 11 isim: KEPA ARRIZABALAGA: Transfer döneminin bitmesine çok az bir süre kalmışken Chelsea bombaları ard arda patlatmıştı. Courtois'i Real Madrid'e satan Chelsea, sürpriz bir kararla Athletic Bilbao'dan Kepa Arrizabalaga'yı 80 milyon Euro'luk bir bedelle kadrosuna kattı. 1.89'luk İspanyol kaleci kaleyi devralmaya başladı bile. JANNIK VESTERGAARD: 26 yaşındaki Danimarkalı stoper, BorussiaMönchengladbach'tan Southampton'a 25 milyon Euro gibi bir bedelle geldi. Bundesliga'da 185 maça çıkıp 14 gol ve 2 asist kaydeden Vestergaard, santraforlara bir hayli korkutucu anlar yaşatacak. FILIPBENKOVIC: 21 yaşındaki Hırvat stoper, Hırvatistan'ın köklü takımlarından olan Dinamo Zagreb'ten geldi. Leicester City'nin yerinde transfer politikalarını hepimiz biliriz. Değişmez stoperlerden olabilir. FABINHO: Gençleri avlayan Monaco'nun değişmez tercihi Fabinho; sağ bek, sol bek ve defansif orta sahada görev yapabiliyor. 24 yaşındaki Brezilyalı'nın Liverpool takımına gitmesi bekleniyordu ki, nitekim öyle oldu. Ligue 1'de 167 maçta 23 gol 15 asistlik performansı her şeyi gözler önüne seriyor. RICARDO PEREIRA: 24 yaşındaki Portekizli Porto'da kariyerine devam ederken, tık tık! Leicester City 22 milyon Euro’luk teklifiyle kapıda! Bekler mi Pereira, o da katıldı yıldızlar kafilesine. Daha çok kanat beki olarak görev yapan Pereira'ya bu sezon çok iş düşüyor. LUCAS TORREIRA: Sampdoria'nın genç yıldızı, 22 yaşındaki Uruguay'lı bu sezon 30 milyon Euro'ya Arsenal'de hünerlerini sergileyecek. Xhaka'nın merkez orta sahaya evrilmesi ve defansif orta saha El Neny'nin yetersiz bulunması akıllara Torreria'yı getirdi. Bu sezon orta sahada kuş uçurtmaz, kervan yürütmez! JORGINHO: Maurizo Sarri ve öğrencisi Jorginho, bu sezon Chelsea'de muhteşem bir ikili olurlar! 26 yaşındaki ön libero ilk maçında golünü kaydetti bile. 57 milyon Euro'ya Mavililere gelen İtalyan, fırtınalar estirecek gibi.

8


MOHAMED ELYOUNOUSSI: 24 yaşındaki Norveçli oyuncu hem sol hem de sağ kanatta görev yapabiliyor. 18 milyon Euro’ya Southampton'a gelen Mohamed, Tadic'in yerini doldurmaya çalışacak. 108 maçta 36 gol ve 13 asistlik performans Southampton'a yetecek mi bilemeyiz ama bize yettiği kesin! NABY KEITA: Liverpool'un transfer ataklarından biri de Keita'yı vurdu. 23 yaşındaki Gine'li futbolcu RB Leipzig'den geldi. Kendisini gösteren ve performansıyla mest eden Keita tam 65 milyon Euro gibi bir meblağ ile Liverpool'a adımını attı. Şüphesiz Leipzig'i sırtlayan kişilerden biriydi. XHERDAN SHAQIRI: Liverpool'un yerinde transferlerinden biri daha. Formayı kapmak zor zira önlerinde MFS gibi bir üçlü ekip var.(Salah-Mane-Firmino) Hazırlık maçlarındaki müthiş golü ve Stoke City zamanlarındaki performansını dört gözle bekliyoruz. RICHARLISON: Everton'un forvet sıkıntısını biliyoruz. Cenk Tosun'un yanına birini daha isteyen ve Rooney'in beklentileri karşılayamaması, Watford'dan 21 yaşındaki Brezilyalı genç Richarlison'u 25 milyon Euro gibi bir meblağ ile alınmasına sebep oldu. İlk maçında gol kaydeden Richarlison bakalım Everton'da neler yapacak?

9

Muratcan Ös


yabancı kontenjanından sayılan

türk futbolcular Türkiye olarak futbolda uzun yıllardır tartıştığımız iki tane konu var: Yabancı kontenjanı ve altyapı. Futbolun bilgeleri yıllardır bu konuda görüş bildirmekten ve şikayetçi olmaktan sıkılmadı. Bir takım yabancı kontenjanı kalsın derken bir takım kalmasın diyor, biri ben Türk ve genç oyuncu oynatırım derken biri sahaya 11 yabancı futbolcu ile çıkıyor. Peki, hangisi haklı?

Evet, Türk insanı için futbol çok önemli. Hepimizin tuttuğu, peşinden koştuğu, marşlarını ezberlediği, yıllardır hiçbir maçını kaçırmadığı takımlar var. Futbolun keyfini çıkarmayı çok iyi bilen biz Türklere bir de kaliteli oyun izletseler ne olur diye düşünürüm hep. Ancak biz kaliteye yaklaşmak varken sürekli yabancı kontenjanı, altyapı, maddi sorunlar ve hakemlerle ilgili dert yanıyoruz. Ülkemiz futbol sistemi içerisinden iyi oyuncular yetiştirip onları Avrupa’ya göndermeyi ise çok dert etmiyoruz. Sağ olsun İzmir’den Altınordu çıkıp geldi de yetenekli ve ahlaklı futbolcu yetiştirmenin onlarca kupadan daha güzel olduğunu bize gösterdi ama hala kulüplerimiz bunu anlayamadı. Anlamış olsalardı Karabükspor, Eskişehirspor, Mersin İdman Yurdu, Kocaelispor, Elazığspor, Sakaryaspor ve daha niceleri bu halde olurlar mıydı? Son günlerde ülkemizde yeniden yabancı kontenjanı tartışmaları yapılmaya başladı. Aslında ben yabancıdan değil yerliden yanayım. Ancak şöyle bir geçmişe doğru gidelim. Üç büyükler olarak adlandırılan Üç İstanbul takımı yani Beşiktaş, Galatasaray

ve Fenerbahçe’yi ele alalım. Anadolu Takımları olarak adlandırdığımız diğer takımlarda ünlenen ve biraz iyi oynayan isimleri hemen transfer etmeye çalışırlardı. E tabi bizim Anadolu Takımı da uyanık yapıştırırdı bonservis bedelini. Eskişehirspor’dan Galatasaray’a gelen Tarık Çamdal’ın bonservis bedelinin 4,75 milyon Euro olduğunu biliyor muydunuz? Tarık Çamdal’ın Galatasaray performansı da ortada. Başka bir oyuncuya daha bakalım. Beşiktaş ve Fenerbahçe arasında çok büyük olaylar yaratan Mehmet Topuz’u unutmak mümkün mü? Tam 9 milyon Euro’ya Kayserispor’dan Fenerbahçe’ye gelen Mehmet Topuz da aynı şekilde kötü bir kariyer geçirdi ve 33 yaşında kariyerine son verdi. Yabancı kontenjanı sonrasında ise Türk oyuncularımız hak ettikleri değerlerle transfer oluyor ve hatta yurtdışına da futbolcu göndermeye de başladık. 2018-2019 sezonunda yurt dışında bizi temsil eden altyapı eğitimini Türkiye’de almış oyuncularımızın sayısı da artış gösterdi. Peki, 2018-2019 sezonunda yurt dışında hangi oyuncularımız bizi temsil edecek?

10


İNGİLTERE

Cenk Tosun Çağlar Söyüncü (Türkiye Altyapı)

İSPANYA

İTALYA

Cengiz Ünder (Türkiye Altyapı) Hakan Çalhanoğlu Salih Uçan (Türkiye Altyapı)

Okay Yokuşlu (Türkiye Altyapı) Enes Ünal (Türkiye Altyapı) Cenk Gönen (Türkiye Altyapı) Emre Mor Serdar Gürler

FRANSA

ALMANYA

Sinan Bolat

Nuri Şahin Ömer Toprak Yunus Mallı Berkay Özcan Kaan Ayhan Atınç Nukan (Türkiye Altyapı) Enver Cenk Şahin (Türkiye Altyapı)

11 Ahmet Okan Kale

Zeki Çelik (Türkiye Altyapı) Umut Bozok Metehan Güçlü

BELÇİKA ÇEKYA

Semih Kaya (Türkiye Altyapı)

SUUDİ ARABİSTAN

Emre Çolak (Türkiye Altyapı)


12


Marina Stadyumu-Singapur 1995 yılında inşaa edilen bu stadyum, Singapur milli takımına ev sahipliği yapıyor.30.000 kişilik kapasitesi olan, Marina stadyumunun tribün bölümü karada, oyun alanı ise tamamen suyun üstünde bulunuyor. Şekli itibariyle insanları büyüleyen atmosferi maçları ayrı bir zevkli kılıyor.

Estâdio Janguito Malucelli-Brezilya Brezilya'nın Janguito Malucelli takımına ev sahipliği yapan bu stadın kapasitesi 6.000 ve halk arasında Eco stadyumu da deniliyor. Çünkü bu stadın yapımında nerdeyse hiç beton kullanılmamıştır. Tribündeki koltuklar, çimlerin arasına konulmuş ve soyunma odaları ile yedek kulübesi tahtalardan yapılmıştır. Genel olarak, doğanın yapısına hiç zarar verilmemiştir.

13


Vozdovac Stadyumu-Sırbistan Gerçekten çok ilginç. İnanmayacaksınız ama Vozdovac stadı Sırbistan'daki 3 katlı alışveriş merkezinin en üst katında bulunuyor ve Vozdovac futbol takımına ev sahipliği yapıyor. 2013'te hizmete açılan 5.200 kapasiteli bu stad, görenleri hayrete düşürüyor. Uefa'nın yaptığı tüm denetimlerden başarılı bir şekilde geçen Vozdovac stadyumu gerçekten çok enteresan bir stad.

A Molini-Faroe Adalar Faroe Adaları'nda bulunan bu stad 500 kişi kapasiteli. Faroe Adaları'nın Streymur takımına ev sahipliği yapıyor. Norveç Denizi'nde bulunan bu stadın iki kale arkasında dağ bulunuyor.Sağ ve sol tarafı ise denize neredeyse sıfır.Stadyumun çevresinde denize düşen toprakları toplamak için görevlendirilmiş bir de görevli bulunuyor.

EstâdioMunicipal-Portekiz Kale arkalarında dağ yamaçları bulunan stadyum Braga'ya ev sahipliği yapıyor. Kapasitesi ise 30.000. Uefa Stadyumlar ve Güvenlik Komitesi tarafından sanat eseri olarak nitelendiriliyor. Dağdan bir milyon metreküp granit aşındırılarak yapılan stada çok fazla para harcanmıştır. Halk arasında stada Taş Ocağı da deniliyor. Çünkü stadın yakınlarında Monte Castro taş ocağı varmış.

Mehmet Demir 14



16


2. Ligde yeni sezona çok kısa bir süre kala belki de en dikkat çekici, en flaş yıllardan bir tanesine giriş yapıyoruz. Kırmızı grup, beyaz grup statüsü getirildiğinden beri 9. sezonunu yaşayacak olan 2. Lige bu statü hiç tartışmasız heyecan kattı, bütçeler büyüdü, son yıllarda çınar denilecek Kocaelispor, Ankaragücü, Sakaryaspor, Göztepe, Karşıyaka, Samsunspor gibi takımların da zor günlerini buralarda geçirdiği 2. Lig belki de en çok transferin yapıldığı en büyük bütçelerin olduğu bir sezon öncesi ile bize merhaba diyor. Öncelikle tartışmasız 2. Lig deyince bu sene kamuoyunda en büyük heyecanı yaratan Kırmızı Grupta yer alacak olan Karagümrük takımını ele alalım. Erkan Zengin, Turgut Doğan, Mehmet Batdal, Merter, Malki bu oyuncuları değil 1. Lig Süper Ligde oynayan kulüpler alsa kimse niye aldınız demez bunlar haricinde de geçen sene 1. Lig ve 2. Ligde çok başarılı olmuş 5-6 oyuncu daha alarak fantastik denilebilecek bir kadro kurdular. Sezon öncesi bir teknik direktör krizi yaşandı Oktay Derelioğu gitti yerine Yusuf Şimşek geldi belki de sezon içinde yaşayacakları bir krizi erken önlediler. Şampiyonluğun 1 numaralı adayı demek hiç de yanlış olmaz fakat tabi ki eksiler de var,

17

ilk olarak takımın iskeleti yaşlı ve başarıya pek de aç olmayan oyunculardan kurulu, bu normalde sorun yaratmayacaktır fakat bir kriz halinde o krizin aşılmasını ciddi şekilde zorlayacaktır ve yarattıkları bu sükse onlara Süper Lig’de Fenerbahçe’ye, Galatasaray’a ve Beşiktaş’a yapılan muameleyi getirecektir, her rakip Karagümrük karşısında daha istekli daha basklı olacaktır, ilk 10 haftalık süreç Karagümrük için belirleyici olacaktır. Menemen bana göre bir numaralı baş belaları olacaktır. Senelerdir birinciliği kaçırıp sonra playofftan dönen Menemen bu sezona da yeni transferleri ile yeni sayılacak stadı ile iddialı bir giriş yapıyor. Suat Hoca ile yola devam eden İzmir ekibi Ali Özgün, Umut Pusat, Okan Baydemir, Taşkın Çalış gibi oldukça önemli transferler yaparak zaten güçlü olan kadrosunu daha da güçlendirdi ve Karagümrük’e rağmen şampiyonluk adayı olacaklarının sinyalini verdiler. Sürpriz yapabileceğini düşündüğüm bir ekip olarak Manisa BBBSK’yi söyleyebilirim, geçen sene 2. viteste şampiyon olan Manisa ekibi bu sene de transfere oldukça önemli bir bütçe


harcadı, arkasında ciddi siyasi güç de barındıran bu takım Manisaspor’un bu zor günlerinde şehrin esas takımı olma projesi diyebiliriz ve belediye başarıyı çok istiyor, ben de bu takımı notlarıma böyle yazıyorum. Bandırma, Şanlıurfa geçen seneki gibi zor deplasmanlar olacaktır. Zonguldak yeni stadı ile güzel keyif verecektir, Maraş geçen sezondan güçlü durumda can yakacaktır, yeni ekipler Tarsus ve Darıca’nın hedefi ligde kalmak olacaktır. Ayrıca, küme düşmeme yarışı değerlendirmesi yapmamız gerekirse bu grubun öbür gruba göre dezavantjlı olduğunu belirtmem gerekir, ligde zor günler yaşayacakları henüz sezon başlamadan belli olan Manisaspor ve Gaziantepspor öbür grupta. Bu durum bu grubun alt sıralarını iyice yangın yerine çeviriyor. Şimdi beyaz gruba geçelim ve buraya kırmızı grubu kapattığımız yerden başlayalım, alt sıralar için nispeten bu grubun rahat olacağını düşünüyorum geçen sene Kocaeli Birlik ve Mersin İdman Yurdu’nun olduğu grup gibi iki takımın ilk haftalardan devre dışı kalacağını düşünüyorum bunlardan biri -6 puanlı Manisaspor ve Gaziantepspor kalan bir takımın kim olacağı ise merak konusu. Bu gruptaki şampiyonluk yarışına gelince tartışmasız bir numaralı favori eski başkanları İsmail Uyanık ile ‘’Uyanış Sezonu’’ sloganı ile sezona başlayan Samsunspor. 1. Ligde dahi gol krallığına oynayabilecek Bahattin Köse, 1. Ligde Malatya’nın şampiyonluğunda büyük payı olan İrfan Başaran, Erhan Kartal, Erhan Şentürk, İshak Doğan, Canberk Dilaver, Savaş Yılmaz, İlyas Kubilay Yavuz gibi üst liglerde bile rahatlıkla 11 oynayabilecek önemli oyuncuları renklerine bağladılar, beklenti çok yüksek, tüm maçlarını muhtemelen 10-15 bin kişinin üzerinde taraftara oynayacaklardır, ayrıca

transferlerinin çoğu kaliteli olduğu kadar hala başarıya aç oyuncular olduğunu belirtmeliyim, başarıya aç denilecek teknik direktör Taner Taşkın ile ilk 9-10 hafta liderliği eline almaları durumunda bu işi pek kolay bırakmazlar. En büyük rakipleri de kendileri gibi şehir takımı olan Sakaryaspor! Geçen sene plaoff finalinden dönen Sakaryaspor da kadroyu tamamen yeniledi oldukça ciddi paralar harcadılar. Küme düşen Bucaspor’da gol kralı olan Erkan Taşkıran, Gümüşhanespor’dan, Berk İsmail, Dilaver Güçlü, Zahit Fındık, Recep Yılmaz, Kastamonu’dan Ferit Erişçi, Hatay’dan Oğuz Kocabal Bandırma’dan Berkay Can Sakaryaspou’un dikkat çeken transferleri oldular. Geçen seneki yaşanılan büyük şokun ardından kulübün tamamen değişmesi önemliydi, bu ligde şampiyonluk yaşayan Ahmet Yıldırım’ı da teknik direktör olarak kulübe katan yeşil siyahlılar iddialı olacaklardır fakat Samsunun yakaladığı havanın gerisinde olduklarını düşünüyorum. Öte yandan senelerdir bu ligde direkten dönen Gümüşhane yine iddialı takım kurdu demek yanlış olmaz bu iki takıma sorun yaşatacaklardır, ayrıca Engin İpekoğlu önderliğinde sezona başlayan Bodrum, Altınordu’nun satın aldığı Niğde Anadolu Fk, Musatafa Çapanoğlu ile iyi bir kadro kuran Kastamonu kurt hoca İsmail Ertekin ile İnegöl üst sıraları oluşturacak ve lige renk katacaklardır, son olarak ise Manisaspor ve Gaziantepspor’un yanında lige veda etmemek için çaba gösterecek takımlar Ankara Demir, Bayrampaşa ve Uşak olacaktır. Sakatlıkların az rekabetin heyecanın bol olduğu bir 2. Lig izlemek dileği ile…

18



GALATASARAY Transfer sezonu açılalı üzerinden yaklaşık 3 ay geçti ve sonuna doğru geldik. Gelecek sezon planlamaları üzerinde takımların çalışmaları son şeklini aldı.Futbol piyasasının gitgide artan bir grafik sergilemesi ligimiz kulüplerini oldukça zorladığını gözlemledik.Daha çok kiralık ve boşta olan oyuncular üzerinden transfer gündemini konuştuk.Şimdi üzerinde durduğum konuda şampiyon Galatasaray’ın nasıl bir politika izleyeceğiydi. Ben de bu yüzden Galatasaray’ı değerlendirdim.Mevcut kadro yeterliği ,yeni transferler, genç oyuncular, boşta olan alınabilecek oyuncular üzerinden ilerledim. GALATASARAY GÜNCEL KADRO DEĞERLENDİRMESİ Fernando Muslera: Duran toplarda yaptığı hatalı çıkışları ve kötü performansı ile eleştirileri üzerine toplamıştı.Bazı taraftarlar tarafından evine dönmelisin tarzı mesajlar yazıldığınıda sosyal medyada gördük.Fakat Muslera Kendisine güvenenleri utandırmadı ve Fatih Terim , en önemlisi Taffarel takıma geldikten sonra çıtasını yine yükseltti ve Şampiyonluk modunu açarak takımına katkı sağladı. Muslera önümüzdeki sezon 1. Kaleci olarak devam edecektir.Satılmasına ihtimal vermiyorum. İsmail Çipe: Herhangi bir beklentimin olmamasına karşın kamp dönemini iyi geçiren ve konuşulan isimlerinden biri oldu.Her ne kadar potansiyel sahibi olsada genç kaleci yedek kulübesinde oturarak gelişemez. Maicon: (Lider özellikli, oyunu geriden kurabilen,Hava hakimiyeti ve agresif oyun yapısı) aslında bunlar Galatasaray’ın geçen sezona girerken aradığı stoper özellikleriydi.Baktığınızda tanım olarak Maicon uyuyor, sorun şu ki hız ve atletizm konusunda Fatih Terim’in bir beklentisi var.Ligin son haftalarına girerken Denayer’i oynatmasının sebebi buydu.Defans bloğunu öne çekip önde baskıyı arttırmak herhangi bir top kaybında hızlı bir şekilde geri dönmek işte burada Maicon ağır kalarak defans zafiyeti vermeye başladı.Yinede Galatasaray onun için ciddi bir bonservis (7.5 mil.€) ödedi.Bu fiyatın altına rakamları kabul edeceklerini sanmam devam etmesi halinde verim alınacağından eminim.Ayrıca Maicon’un sezonda 50 küsür maça çıkmış oluşu yorgunluktan kaynaklı düşüşünüde göz önünde bulundurmak gerekir. Serdar Aziz: Galatasaray’ın kadrosundaki en iyi yerli futbolcu olduğunu düşünüyorum.Hava hakimiyeti, güçlü ve sert oyun yapısı ile savunmanın şu anda olmazsa olmazı.Tek sorunu Saha içinde kendisine dikkat etmiyor.Sakatlık riski çok yüksek bunu kendisinin ayarlayabilmesi gerekir onun haricinde milli takımımız içinde önemli kendisi bu yüzden Fatih Terimin vazgeçeceğini sanmıyorum. Gelecek sezonlarda kaptan olma potansiyelide bulunuyor.

20


Ahmet Çalık: Tüm sezon Östersunds Maçındaki performansı akıllardan silinmedi.Türkiye Kupası maçlarında şans bulsada moral ve motivasyon açısından sezonun kayıplarından biri oldu.Yerli ve genç oluşu oldukça önemli, takımda yerli sorunu varken satılacağını sanmam duruma göre herhangi bir takıma kiralanabilir. Mariano: Oyunu gerinde kurması, hücumda yarattığı etki , teknik özellikleri ve oyun aklını beğendiğim bir isim.Defansif açıdan eksikleri olsada elinizde Mariano varken rakibe karşı size ekstra hücum varyasyonu sağlıyor.Ayrıca Eboue’den sonra beklenen sağ performansını taraftara iliklerine kadar hissettirdi.Gelecek sezonun kadrosuna rahatlıkla yazabiliriz. Martin Linnes: Mariano’nun ardından 2. Sağ bek konumunda bulunuyor.Aslında onun için ilk zamanlar hakkının yendiğini düşünsemde Fatih Terim’in gelişi sonrası hak ettiği forma adaletini bulan sorunsuz ve çok iyi bir yedek.Çalışkan, disiplinli, pes etmeyen yapısı ile yerine aynı seviyede maliyeti düşük biri bulmanız zor.Fatih Terim içinde Galatasaray’ın en güçlü yanı sağ bek pozisyonu.Bu konuda yüzde yüz katılıyorum.Gelecek sezonda rekabet seviyesi oldukça yüksek geçecek. Yuto Nagatomo: Galatasaray’da devre arası işler karışıktı. Badou Ndiaye’nin gidişi ,başkanlık seçimleri ve aynı zamanda en önemli konulardan biri sol bek ihtiyacı derken taraftar hep Asamoah’ı bekledi.Asamoah için şartlar sağlanamadı ve Japon sol bek Nagatomo kiralandığında çoğu kitle burun kıvırdı.Kendisinin gösterdiği performans, sergilemiş olduğu aidiyet duygusu ile takıma çok çabuk adapte oldu.Oyunun iki yönünde etkinlik gösterince tecrübesi ile fark yarattı. Takımda tutmaları gerekiyordu.Dünya kupasındaki harika performansı ile işin biraz daha zorlaştığını hissediyorduk ama yönetim Bonservisi 2.5 mil. € gibi uygun fiyata işi hallettiler. Lionel Carole: Belkide kariyerine seviye atlatabileceği şans doğdu kendisine, Sevilla’ya kiralandı.La Liga’da 6 maç , Kral kupası’nda 3 maçta forma giydi beğenilmedi ve kadro dışı bırakıldı, sonrasında kiralık süresini doldurarak Galatasaray’a geri döndü. Kamp döneminde sıkça forma buldu ama ilk geldiği zaman ile bugüne bakacak olursak düştüğünü görebiliriz. Yabancı kontejyanını açmak içinde gönderilmesi muhtemeldi öyle de oldu. 750 bin € bedelle Strasbourg’a transfer oldu.Galatasaray’ın kasasına bonservis girdisi ekletti. Fernando Reges: Oyun zekası, pas aksiyonları, lider özellikleri, pozisyon bilgisi gibi normal bir ön libero’ya göre daha komple oluşu ile Fernando’nun ligimizde fark yaratan oyuncuların başına rahatlıkla yazabilirim.Şampiyonlar Liginde de önemli rol oynamasını beklediğim bir isim. 2-3 Sene daha Galatasaray’da kalacağını düşünüyorum.Ayrıca Muslera’dan sonra Fatih Terimin vazgeçemeyeceğine inandığım futbolcudur. Ryan Donk: Ndiaye’nin devre arası gidişi sonrası herkes kara kara kimi almalı diye düşünürken Biri çıkıp Donk oynar dese kimse inanmazdı ama başardı.Öyle maçlar çıkardı ki hiç kimse ondan böyle bir çıkış beklemiyordu.Evinde maçları televziyon’dan takip ederken bir anda kilit isim oldu.Bu yükselişte Fatih Terim’in payı çok büyük. Gitmesi beklenirken performansı ile yeni sözleşmeyi kaptı, bunu sonuna kadar hakketti. Fernando’nun arkasında iyi bir yedek , kimi zaman ise ilk on birde izleyeceğimizi düşünüyorum.

21


Selçuk İnan: Maaşında indirim yapıp takımda kalacağını düşünüyorum.Çünkü yıllardır koyduğu bir emek var takımın sembol isimi ve aynı zamanda kaptanı.Skor avantajı elde ettiğiniz anda maçı kontrol etme açısından Selçuk’tan yararlanabilirsiniz. Younes Belhanda: Kötü bir sezon geçirdi diyemem, ama daha fazlasını alabileceğiniz yetenekli, ayrıca piyasa sahibi bir oyuncu.Mental açıdan ve oyuna odaklanma konusunda sıkıntısı var, geçmişte de bu tür mevzulardan istikrar sağlayamadığı zamanlar yaşadı.Fas’ın ve Belhanda’nın iyi oyununa karşın üst tura geçemeyip erken elenmesi piyasasını yükseltmesi konusunda beklentileri sağlayamadı.Yine de aldığı fiyattan üst bir teklif gelmesi durumunda gözden çıkarılabilir. Tolga Ciğerci: Sezona Tudor’la garip bir şekilde Sol kanatta başlayıp, ilk 9 hafta da attığı 6 Gol ile dikkatleri üzerine çekmesi önemli bir olaydı.Sonrasında yaşanan sakatlıklar ile ortadan kayboldu.Şimdi ise Antrenmanlara sakatlığını öne sürerek çıkmıyor olması ile gözden iyice düşmesine sebep oldu.Bununla birlikte Galatasaray’a bonservis girdisi lazım , Carole ‘ün gidişiyle ondan sonra satılması muhtemel isimlerin başında yer alıyor. Garry Rodrigues: Henüz Paok’ta oynarken Uefa Avrupa Liginde gösterdiği performans ile dikkatimi çekmişti.Böylesine iyi bir scout Transferini Bruma varken yapmanın doğru bir iş olduğunuda kabul ediyorum.Şuan için bakarsak satılması sıkça gündeme gelsede, teklifler düşük olunca mükemmel çıkışına Galatasaray ile Şampiyonlar Liginde sürdürecek gibi gözüküyor. Sofiane Feghouli: Kamp görmedi, transfer olduğunda hafif Sakatlığı vardı, tam oynamaya başladı denildiğinde Olcay Şahan ile saha içinde yaşadıkları sonrası direkt kırmızı kartla atılıp 3 maç ceza yedi, fazla kiloları, aldığı maaş bile eleştirildi.Ama bu adam her şeye rağmen 7 Gol 10 asistlik performansla alternatifi olmaksızın katkı sağlaması benim için bir mucize niteliği taşıyor.Gelecek sezon kadroda olacak ve yüksek beklenti içersinde olan taraftarını memnun edebileceğini umuyorum. Sinan Gümüş: Sezon içinde attığı kritik goller ile takımını sırtladığı başarılı performans gösterdiği kanısına varabiliriz.Yalnız kendisi daha büyük bir potansiyel sahibiydi, yani beklentiler bu değildi.Yedek kulübesine hapsolmak yerine ilk onbir oyuncusuda olabilirdi ama bir türlü başaramadı. Rotasyon oyuncusu olmaktan kurtulamadı.Satılması halinde kimsenin arkasını arayacağını sanmıyorum.Zaten şu durumda satmaları imkansız. Çünkü Galatasaray’ın ilk onbirden ziyade kulübeyi güçlendirmesi gerekiyor.Bu noktada bakarsak Sinan Gümüş önemli bir hucüm alternatifi. Bafetimbi Gomis: Avrupa’da oynayan en formda golcülerden biri olarak Galatasaray’a geldi.Beklentilerinde üstüne, çıtayı nirvana’ya çıkararak muhteşem performans sergiledi ve gönüllerde taht kurdu.Kadro derinliği açısından alternatifsiz kalsa bile tek başına yetti.Alex’i geride bırakarak süper lig’de en çok Gol atan yabancı oyuncu ünvanını kazandı.Her ne kadar Çin’den gelen teklifler olduğu konuşulsada bir sene daha kalacağını düşünüyorum.

22


Eren Derdiyok: Düşüşü en fazla göze batan oyuncu belkide. Gomis’le çok farklı oyuncular bunuda kabul ediyorum, birbirinin alternatifi olamazlar.Yalnız şöyle bir sorun var ki yaptığı en iyi iş olan pivot santrafor özellikleri körelmeye başladı.Hal böyle olunca Eren Gol noktasında etkinliğini kaybetti. Muğdat Çelik: Santrafor ve Kanat özellikli bir oyuncu , Akhisar’da ciddi katkı sağlayarak ön plana çıktı ve Galatasaray’a transferi gerçekleşti.Fatih Terim’in kulübe’yi güçlendirme çalışmaları açısından düşük maliyetli ,patlayıcı hızı yüksek, çabuk ve tabela’ya etki edecek biri ve bende gayet mantıklı bir karar olduğunun altını çiziyorum. Henry Onyekuru: Bruma’yı özleyen Galatasaray taraftarı için hasret bitti. Takıma Everton’dan kiralık olarak katılan futbolcu, hızı, dribblingleri, patlayıcı gücü ve bitiriciliği ile ön planda.Normalde sol kanat fakat bitirciliği sayesinde ,Yeri gelir Gomis’in yanında yardımcı forvet olarak 4-4-2 düzeninde dahi görebilirsiniz.Ayrıca Rodrigues bu sene takımda kalır, gelecek sene satılırsa Onyekuru’nun performansına göre bonservisi alınabilecek potansiyelde olduğunun garantisini verebilirim. Yunus Akgün: Sanırım hazırlık kampında ön plana çıkan en çok konuşulan isimdi diyebilirim. Hızı, adam eksiltebilme yeteneği , etkili şutları ,pas aksiyonları ile farkını ortaya koyarak müthiş bir etki yarattı.Bu sezon kesinlikle kanat rotasyonun içersinde olacaktır. Ozan Kabak: Pozisyon bilgisi üst düzey ,Oyunu geriden kurabilen, 1.85 boyuyla ve düzgün fiziği ile hava toplarına hakim harika bir çocuk.Geçtiğimiz sezon Fatih Terim Yeni Malatyaspor maçında ona son dakikalarda süre vererek işaret fişeğini ateşlemişti.Sakatlığı yüzünden Sezon başı kampına götürülmesede ben önümüzdeki sezon için 4. 5. Stoper dahi olsa daha fazla şans bulacağına inanıyorum. Doğan Can Davas: Altyapıdan yetişmiş potansiyelli bir oyuncu olmasına bu zamana ismi karşımıza çıkmamıştı.Kiralandığı takımlarda göstermiş olduğu müthiş performans ile beğenileri topladı.Fatih Terim onu A takım kampınada alınca eline harika bir fırsat geçti.Diğer genç oyunculara oranla kendini birazda olsa kanıtlamış bir isim. Sezon içinde hamle oyuncu olarak kullanılabileceğini düşünüyorum. Emre Akbaba: Yaratıcılık kavramına odaklanırsak Galatasaray’ın eksiğini görebiliriz.Geçen sene Donk ,Fernando, Belhanda idare etsede bu sezonu öyle idare edemezsiniz. Emre transferi harika bir karar oldu yaratıcılık sorununu çözebilecek kapasitede olduğunu düşünüyorum ayrıca Fatih Terimin yakındığı konulardan biri sol ayaklı futbolcu ihtiyacıydı.Bunu da anadolu takımlarından alınacak en iyi yerli futbolculardan biriyle kapatmak güzel oldu.Transferine parantez açmak gerekirse kendisinin Galatasaray’lı oluşu aidiyet duygusu transferde ön plana çıktı. Badou Ndiaye: Osmanlıspor’da önemli işlere imza atarak Galatasaray’a gelmişti.Hızı ,dikine topu taşıması ve temposuyla takıma muhteşem katkı sağlıyordu. Fakat bazı hayaller ve Galatasaray’ın maddi sıkıntısı yüzünden Stoke City’e transferi gerçekleşti.Şanssızlığı Fatih Terim’le çalışma fırsatı bulamadı.Kalsa şuan daha yüksek rakamlara satılabilirdi.Şimdi ise Stoke City küme düştü ve yeniden Galatasaray’a kiralandı.Yeni isimler ile macera aramaktansa tanıdığın bildiğin formda bir oyuncuyu kadroya katmak mantıklı bir iş.

23


BU İSİMLERE BONSERVİS ÖDEMEK YOK! Aslında üzerinde durulması gereken en önemli konulardan biri “sözleşmesi biten serbest oyuncular” Ligimizde Beşiktaş’ın bu konuda daha bilinçli olduğunu düşünsemde mali açıdan bakarsak, her takımın önceliğini bu statüye vermesi gerekiyor. Galatasaray’ın eksik bölgelerine göre; (Not: Serbest olan oyuncular içinden takıma katkı sağlayabilecek olan iyi isimler seçildi.) -Defans Serdar Taşçı 31 Yaşında Stoper 1,5 mil. € Diego Reyes 25 Yaşında Stoper 5 mil. € Eren Albayrak 27 Yaşında Sol Bek 800 bin € Miquel Nelom 27 Yaşında Sol Bek 650 bin € -Ortasaha Claudio Marchisio 32 Yaşında Merkez Ortasaha 7 mil.€ Stephane Mbia 32 Yaşında Önlibero 4,5 mil. € Miguel Veloso 32 Yaşında Ön libero 2,5 mil. € Hatem Ben Arfa 31 Yaşında Ofansif Ortasaha 5 mil. € -FORVET Bakary Sako 30 Yaşında Sol Kanat 5 mil. €. Balazs Dzsudzsak 31 Yaşında Sol Kanat 3,5 mil. €.

Hasan Urganlılı 24



BEŞİKTAŞ Ligi beklenmedik bir şekilde 4. olarak tamamlayan Beşiktaş sezonu erken açtı ve hazırlıklara başladı. 30 Haziran’da Slovakya’da kampa başlayan siyah beyazlılar kampta iki de hazırlık maçı yaptı. İlk hazırlık maçında Siofok takımı ile 1-1 berabere kalırken Gyirmot ile yaptığı ikinci hazırlık maçında ise sahadan 4-1'lik galibiyet ile ayrıldı. Kampta özellikle Gökhan Töre, Lens, Dorukhan, Orkan’ın performansı merak ediliyordu. Dikkat çeken diğer nokta ise Şenol Güneş’in hazırlık maçlarında tercih ettiği 4-4-2 dizilişiydi. Ayrıca hazırlık maçlarında kaleyi genç Ersin ile Utku korudu. Kampta u21 takımından Mertcan Açıkgöz, Marlon Üçüncü, Oğuzhan Aydoğan yer aldı. Beşiktaş ikinci hazırlık kampına ise sadece Mertcan ile devam etti. Beşiktaş Slovakya Kampı’nın ardından 11 Temmuz’da Avusturya’da ikinci kamp hazırlıklarına başladı. Slovakya kampında yer almayan Negredo, Avusturya kampına katıldı. Avusturya kampının ilk hazırlık maçında Shaktar Donetsk ile karşılaşan Beşiktaş, sahadan golsüz beraberlikle ayrıldı. Kampın ikinci hazırlık maçında ise Beşiktaş, CSKA Moskova ile karşılaştı. Mağlubiyete rağmen Beşiktaş’ın güzel bir futbol sergilediğini ve özlenen pas futbolunu oynamaya çalıştığını söyleyebilirim. Son iki hazırlık maçında da Şenol Güneş’in de dediği gibi Cyle Larin’in eksikleri görüldü. Töre ise kampta maç eksiğini gidermeye çalışıyor ve sezona tam hazır başlaması planlanıyor. Yardımcı teknik direktör olarak Guti ve İlhan Mansız’ın kampa katılması herkes gibi beni de bir hayli heyecanlandırdı tabi. İkilinin özellikle oyuncu gelişimiyle yakından ilgileneceklerini düşünüyorum. Guti’nin dünya çapındaki vizyonu ve Real Madrid’de altyapı antrenörlüğü yapmış olması Beşiktaş’ın transferlerdeki elini güçlendiriyor diyebiliriz Santrafor : Negredo | Love | Larin | Mustafa | Umut | Güven Beşiktaş adına transfer döneminde merak edilen diğer bir konu ise santrafor mevkisiydi. Şenol Güneş, transfer sezonu başlamadan önce bu mevkideki sıkıntıyı dile getirmişti ancak siyah beyazlılar bu bölgeye sadece Umut Nayir ve Güven Yalçın takviyesi yaptı. Umut Nayır ise transferin son gününde Bursaspor’a kiralandı. Bence transfer planlaması olarak Beşiktaş; Negredo, Love ve Mustafa'nın satışı ile Transfer / Larin / Umut üçlüsünü oluşturmalıydı. Ancak eldeki santraforların satışının gerçekleşmemesi dolayısıyla Beşiktaş, geçen sezondaki dörtlü ile yeni sezona başlıyor. Güven Yalçın hem santrafor hem kanatta hem de orta sahada oynayabilen isim. Şenol Güneş'in Güven’i nerede kullanacağını görmeden yorum yapmam yanlış olur gibi.

26


Ofansif orta saha / On numara : Adem Ljajić Anderson Talisca’nın kiralık süresinin bitmesi ile on numara mevkisi boşta kalmıştı diyebiliriz. Ancak transferin son günü gelen Ljajić transferi ile Beşiktaş'ın özlenen pas oyununu bir nebze izleyebiliriz. Torino'dan Beşiktaş’a transfer olan Ljajić Beşiktaş'ın bu transfer dönemindeki en önemli iki transferinden biri. Diğeri Karius.. Merkez orta saha : Oğuzhan | Tolgay Beşiktaş’ta merkez orta sahada şuan iki isim var, kaptan Oğuzhan ve Tolgay. Bu sezon için Oğuzhan’dan beklenti yüksek ve eski formuna dönmesi umut ediliyor. Tolgay’ı ben burada rotasyon oyuncusu olarak görüyorum. Bu mevkide en çok eleştirilen bir diğer kısım ise oyuna gol/asist bazında istenileni verememeleriydi. Ancak gelen on numara transferi ile Oğuzhan’ın beklenen performansı vereceğini düşünüyorum. Defansif orta saha / Ön Libero : Medel | Atiba | Dorukhan | Necip Transfere 22 yaşındaki genç Dorukhan Toköz ile başladı Beşiktaş. Dorukhan ön libero haricinde sağ bekte de oynayabiliyor. Güzel bir alternatif. Medel ise tartışmasız geçen senenin en iyilerindendi. Hem stoper hem de ön libero da katkı sağlayan Medel mevkisinin en iyisi ve yeni sezonda takımın kilit oyuncularından olacaktır. Ancak ben Medel’i bir stoper oyuncusu olarak görüyorum ve Pepe – Medel tandemini izlemek isterdim. Atiba ise alan savunması yapan bir isim. Atiba – Oğuzhan merkez orta sahası da güzel olurdu aslında. Ancak Atiba’nın yaşı dolayısıyla Medel veya Tolgay'ı da Oğuzhan ile izlemek isterim. Kanat : Quaresma | Töre | Babel | Lens | Orkan Beşiktaş’ta kanat pozisyonunda toplam beş oyuncu bulunuyordu. Orkan'ın Adana Demirspor'a kiralanması ile kanatlarda şuan için dört oyuncu bulunmakta. Lens’in ilk haftalarda sergilemiş olduğu iyi performansı tüm sezona yayması gerekecek. Gökhan Töre ise şuan için Şenol Güneş’e göre hazır değil. Kanat rotasyonundaki bu dörtlü Beşiktaş’ın taktiğine de bağlı olarak sezonu götürür diye düşünüyorum. Bek : Adriano | Caner | Gökhan Şenol Güneş’in lig bitiminden itibaren transfer beklediği pozisyon sağ bekti. Sol bekte Adriano ve Caner sezonu gayet güzel bitirdiler. Ancak Gökhan yaş ve sezon başında yaşadığı sakatlık sebebiyle sağ bekte biraz aksadı diyebiliriz. Sağ bekte Gökhan’ı yedek bırakacak değil de tıpkı Adriano ve Caner gibi birbirini tamamlayacak bir transfer umardım şahsen. Ancak buraya bir transfer yapılmadı. Dorukhan, Necip, Adriano ve Vida sağ bek için alternatifler arasında. Gökhan’ın yokluğunda sağ bekte ilk tercihin Adriano olacağını düşünüyorum.

27


Stoper : Pepe | Vida | Roco | Fatih 17/18 sezonunun en az gol yiyen takımı Beşiktaş oldu ve doğru orantı mantığıyla stoper ve savunma bölgesi en az sıkıntı yaşanan mevki diyebilirim. Geçen sezon büyük oranda Pepe ve Tosic’li stoper tandemi izledik. Tosic’in 4.5m €’a transferi ile güzel bir satış yapmış oldu Beşiktaş. Mitrovic’in de satılması üzerine burada bir ihtiyaç söz konusu oldu ve bu ihtiyacı Roco transferi ile kapattı Beşiktaş. Ayrıca Fatih Aksoy'da bir alternatif. Kaleci : Karius | Tolga | Utku Boyko’nun satışı ile kaleci mevkisinde bir olumlu gelişme yaşandı. Büyük umutlarla gelen Boyko, Beşiktaş ile uyuşmadı ve bonservissiz bir şekilde Kyiv’e transfer oldu. Maaş yükü ve yabancı sayısı sebebiyle olumlu bir gelişme diyebilirim. Fabri'nin beklenmedik ayrılışı ile buraya da bir transfer ihtiyacı duydu Beşiktaş ve Karius transferi ile de bu mevkide ki açığı kapattı. Sadece bir maçla performans değerlendirmeyi doğru bulmuyorum. Liverpool'u Şampiyonlar Ligi’ne taşıyan önemli isimlerinden biri olduğunu düşünüyorum Karius’un. Zaten o hatayı yapmasa Türkiye’ye yolu düşmezdi elbet. Gençler : Alpay Çelebi | Erdem Seçgin | Ersin Destanoğlu | Marlon Üçüncü | Mertcan Açıkgöz | Mustafa Apardi | Oğuzhan Aydoğan | Yusuf Can Abay

Yasin Arslan 28



ANKARAGÜCÜ VE TRANSFERLERİ Son 2 sezonda yaptığı doğru transfer hamleleriyle şampiyon olan Ankaragücü’nün bu sene Süper Lig’de bünyesine hangi oyuncuları katacağı, kulübün nasıl bir yol izleyeceği fazlasıyla taraftarlarda soru işareti bırakmaktaydı. Transfer konusunda taraftarların büyük rol oynadığını düşünüyorum. Öyle ki uzun süre oynamayan veya taraftarı olmayan bir kulüpte oynayan oyuncular Ankaragücü’ne gelince, taraftarlarının muhteşem coşkusunu görünce ister istemez terinin son damlasına kadar mücadele ediyor ve içlerinde ki kazanma arzusu fazlasıyla ortaya çıkarıyor.

6 yıl sonra Süper Lig’e çıkan MKE Ankaragücü, yaptığı transferle adından fazlasıyla söz ettirdi. Toplam 12 oyuncuyla anlaştı ve bu oyunculara bonservis bedeli ödemedi. Bu transferlerde İsmail Kartal’ın ve yönetimin üstün çabasını tebrik etmek gerekiyor. Ne olursa olsun oyuncu grubuna sahip çıkan İsmail Hoca’nın mağlubiyetlerde tüm yükü üzerine alması, galip geldiğinde ise sessiz sedasız soyunma odasına gitmesinin ne kadar iyi bir teknik direktör olduğunun göstergesidir. Bu sene yapılan transferlere bakacak olursak. Ankaragücü, Gençlerbirliği ile son 3 sezonda 94 maça çıkan Johannes Hopf'u bonservis bedeli ödemeden alması yönetimin doğru yolda olduğunun göstergesiydi. Sol bek mevkisine Osmanlıspor'dan TiagoPinto'yu alması Ankaragücü taraftarlarını fazlasıyla mutlu ettiğini düşünüyorum. Pinto'nun hücumcu bir bek olması, sağ bek oynayan Erdem Özgenç'i rahatlatacak gibi gözüküyor. Kariyerinde Roma, Fiorentina, Atletico Madrid ve Milan gibi takımlarda forma giyen Alessio Cerci'yi alması ise İtalya basınına bomba gibi düşmüştü. Cerci'nin 10 numara Sağ, sol kanat ve forvet mevkisinde oynaması takımı hücum konusunda rahatlatacağını umuyorum. Ankaragücü'nün diğer bir yıldız adayı ise kuşkusuz Younnes Mokhtar. Hollanda'nın PecZwolle takımında geçen sezon 8 gol 5 asist ile oynayan futbolcu Ankaragücü ile ilk 2 maçında harikalar yarattı ve 2 asist ile oynadı. Forvet mevkisine ise Türkiye'de Gençlerbirliği ve Antalyaspor'da

oynayan El Kabir ile anlaştı. El Kabir'den biraz bahsedecek olursak bitiriciliği, attığı çalımlar ve son vuruşlarıyla kendisini hatırlıyorum. Biraz kilolu ve yapısının geniş olmasından dolayı Ankaragücü taraftarları bu transfere sitem etse de El Kabir’in ilk iki maçındaki hırsı ve coşkusu Ankaragücü taraftarlarını fazlasıyla yanılttı. Ankaragücü'nün bir diğer önemli transferi ise Paok'da forma giyen orta saha oyuncusu Thibault Moulin. 8 numara bölgesinde oynayan Moulin tam bir box-to-box. Önlü arkalı oynaması Ankaragücü orta sahasını fazlasıyla rahatlatacak gibi gözüküyor. Başkent ekibi stoper bölgesine ise Osmanlıspor'dan Yalçın Ayhan, Udinese'den Thomas Heurtaux ve İspanya'nın Malaga takımından Bakary Kone ile anlaştı. Kone ve Heurtaux'un uyum sürecini atlattıktan sonra iyi bir ikili olacağını düşünüyorum. Özellikle Heaurtx'un oyunu iyi okuması ve topu ayağından iyi çıkarması Ankaragücü defansını rahatlatacaktır. Geçen sezon Ankaragücü'nün şampiyonluğunun mimarlarından 6 numara mevkiinde oynayan Arif Morkaya'nın yine harika bir sezon çıkaracağını düşünüyorum. İlk iki süper lig maçında kusursuz oynayan Arif'in yeteneklerinden bahsedecek olursak topu iyi kapması, maç başına pas yüzdesinin %80-85 olması ve topu iyi saklayarak takımı rahatlattığını düşünüyorum. Arif'in yanına Mouilin geldiği zaman iyi bir ikili olacağından şüphem yok. Topu iyi çıkaran 8 numara olduğunda Arif'in ne kadar yetenekli bir oyuncu olduğunu seyircilerin göreceğini umuyorum.

Şefik Tekinışık 30



Yıllardır başarılı bir şekilde stoper mevkiinde oynuyorsun topla daha çok oynamak ve kendini geliştirmek için ön tarafta “Dos” bölgesinde oynamayı düşünüyor musun? Önde oynamakla, geride oynamak çok farklı çünkü önde sırtı dönük oynaman gerekiyor geri de ise yüzü dönük. Bu sadece alt yaş katagorilerinden başlarsan kazanabilceğin birşey. Artık bu mevkide kendimi geliştirerek devam etmek benim isteğim. Futbolda stoper mevkiisinde görev yapmak sizce en zor işlerden biri midir? Gol yendiğinde fatura size kesilir, her daim üzerinizde hata yapmama baskısı vardır... Tabi ki kaleciden sonra en zor bizimkisi çünkü yaptığın hatanın golle sonuçlanma olasılığı yüksek o yüzden de çok risk almadan oynamaya çalışıyorsun. Ayrıca çokta rahat olamıyosun bazen bu durum senin hata yapmana bile neden olabiliyor. Ama her yaptığın hatadan ders çıkardığında tecrübe denen şey artarak ilerliyor. Ne tip forvet oyuncuları stoperleri daha çok zorlar? Bence zeki forvetler çünkü her forvetin farklı özellikleri var. Doğru zamanda doğru yerde olan bi forveti tutmak zordur. Ayrıca çabuk oyuncular da açık alan olması halinde sizi zorlarlar.. Şu ana kadar en çok zorlandığınız forvet oyuncusu kimdir? Cenk Tosun da çok farklıydı ama ön taraf olarak Emre Akbaba diyeblirim kontrol ederken eksiltebiliyor rakibini. Son olarak forma numaranın bir anlamı var mıdır? Aslnda bi özelliği yok sadece 19 numarayı seviyorum ve bu numarayla hep başarılı sezonlar geçirdim ondan dolayı boştaysa her zaman ilk tercihim oluyor.

Demir Tellioğlu 32


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.