ASRACK_GENEL.pdf
1
18/02/15
12:48
C
M
Y
CM
MY
Gaziantep’te BT rüzgarı esti
CY
CMY
K
Gaziantepli yöneticiler ve bilişim uzmanları BT Vizyon Toplantıları’nda biraraya geldi. Sayfa 10
SAYI
HAFTALIK BİLİŞİM TEKNOLOJİLERİ VE EKONOMİSİ GAZETESİ
www.bthaber.com
1016 6 - 12 Nisan 2015
e-Ticarette yeni dönem
Sayfa
14
KoçSistem, EUREKA yönetiminde KoçSistem, AB’nin yeni teknolojiler geliştirmek üzere oluşturduğu EUREKA ITEA 3 organizasyonunun yönetim kurulu üyeliğine seçildi.
Sayfa
16 Synology, yeniliklerini
Özel Haber
Sayfa
3
Ekrem Uçman
1 Mayıs 2015 tarihinde yürürlüğe girecek yeni e-ticaret yasası, dijital perakendecilikteki taşları yerinden oynatacak. Markalar ve tüketiciler arasındaki ilişkiye tabir-i caizse çeki düzen verecek olan yasa, tüketicilerin kafalarında soru işareti doğuran “gizlilik” konusuna da açıklık getirecek.
tanıttı
Synology, yeni ürün ve çözümlerini bilişim alanında dünyanın en önemli fuarları arasında yer alan CeBIT’te duyurdu.
Sayfa
Volkan Yiğit
İzmir, BT’de de marka şehir olacak
28
Murat Yılmazçoban
İZKA, sosyo-ekonomik kalkınma stratejisini, tematik ve sektörel gelişme eksenlerini, hedeflerini ve önceliklerini ortaya koyan bölge planlarını hazırlıyor.
Sayfa
17 24
DOSYA: KURUMSAL VE TÜMLEŞİK İLETİŞİM TEKNOLOJİLERİ Tümleşik iletişim sistemlerinin kurumsal iş süreçlerine olan etkisini, sunduğu avantajları ve daha fazlası bu hafta dosya sayfalarımızda.
Hazırlayan: Ekrem UÇMAN
Vodafone Dijital Dönüşüm Zirvesi’ne davetlisiniz Teknolojinin öncü isimlerinin konuşmacı olarak katılacağı Vodafone Dijital Dönüşüm Zirvesi’nde siz de yerinizi ayırtın.
dijitaldonusumzirvesi.com
Vodafone
BThaber
GÜNDEM 3
6 - 12 NİSAN 2015
e-Ticarette yeni dönem başlıyor 1 Mayıs 2015 tarihinde yürürlüğe girecek yeni e-ticaret yasası, dijital perakendecilikteki taşları yerinden oynatacak. Markalar ve tüketiciler arasındaki ilişkiye tabir-i caizse çeki düzen verecek olan yasa, tüketicilerin kafalarında soru işareti doğuran “gizlilik” konusuna da açıklık getirecek. Ekrem Uçman Dünyada yaşanan fiziksel alışverişten, dijital alışverişe olan geçiş süreci, Türkiye’de de etkisi hissettiriyor. E-ticaret alanında hizmet veren şirket sayısı giderek atarken, işlem hacmi 10 milyar lirayı aşmış durumda. Hal böyle olunca siber saldırganlar da boş durmayarak güvenlik konusunda yetersiz olan e-ticaret sitelerini hedef alarak, tüketici verilerini ele geçirmeye başladılar. E-ticaret sitelerinin, geçerli bir SSL güvenlik sertifikasına sahip olmaması siteyi kredi kartı numarası, hesap bilgileri, parola ve kişisel bilgilerin güvenliğini tehdit eden avlanma ve diğer kimlik hırsızlığı saldırılarına karşı savunmasız bırakıyor. 1 Mayıs’ta yürürlükte Bu konuda önemli düzenlemeler ve standartlar getirecek olan 6563 no’lu “Elektronik Ticaretin Düzenlenmesi Hakkında Kanun” 1 Mayıs 2015 tarihinde yürürlüğe giriyor. Bilgi verme yükümlülüğü, sipariş ve ödeme süreçleri, ticari iletişim, kişisel verilerin korunması ve cezai hükümler gibi farklı alanlarda önemli değişimleri getirecek yeni kanun, şüphesiz bir şekilde e-ticaret konusunda
tüketicilerin kafasındaki birçok soru işaretini de ortadan kaldıracak. Tüketici odaklı bir süreci başlatacak olan yeni yasa, e-ticaret hizmeti veren tüm hizmet sağlayıcıların gerek satış öncesi gerekse de satış sonrası tüketicileri mağdur etmelerinin önüne geçecek. Yeni yasa, hizmet sağlayıcılara tüketici ile yapılan ticari sözleşme öncesinde, eksiksiz ve net bir şekilde sunması zorunluluğu olacak. Bunun yanı sıra sipariş onayından önce ödenecek toplam bedel ile birlikte sözleşme şartları müşteriye gösterilecek. Hizmet sağlayıcılar tüketicileri, hediye ve promosyonlarla ilgili tüm şartları net bir şekilde sunulacak. Bunun yanı sıra hizmet sağlayıcılar, tüketicilere ve müşterilerine, onların istekleri dışında kısa mesaj gönderemeyecek, göndermeleri durumunda cezai işlem uygulanacak. Bu şekilde izinsiz bir şekilde ileti gönderenler bin -5 bin lira arasında para cezasına çarptırılacağı gibi aynı şeyi tekrar yapanlar önceki cezasının 10 katına kadar para cezası alacak. Tabii bu maddeden B2B satış yapan firmalar muaf tutulacak. Bu sayede tüketicilerin gelen kutuları rahat bir nefes alacak, taciz noktasına varan kısa mesaj
dönemi sona erecek. Kafasına göre e-posta gönderemeyen şirketlerin bir kısmı yetersiz yatırım ve buna bağlı yetersiz üye sayısı yüzünden kapanacak. Bu sayede e-ticaret sektöründe sadece işini iyi ve kaliteli yapan şirketler hayatını sürdürebilecek, müşteri ve hizmet sağlayıcı arasında güven köprüsü kurulacak. Yasadan hizmet sağlayıcılar da karlı çıkacak Yeni kanun ve yönetmelikle beraber, e-ticaret alanına getirecek en büyük farklılık, haksız rekabetin ortadan kaldırılması olacak. Bu sayede markalar arasındaki hak hukuk çok daha iyi sağlanacağından sektörde belirli bir güven ortamı sağlanacak, bu durum hem tüketiciler hem de hizmet sağlayıcılara olumlu bir şekilde yansıyacaktır. Yeni yasayla standart bir prosedür haline gelecek olan güvenlik sertifikaları sayesinde, tüketiciler e-ticarete olan bakışları değişecek, oluşacak güven unsuru sektörün büyümesinde önemli bir rol oynayacak. Bu sayede yeni oyuncuların gireceği sektör, bir süredir sağlıksız bir şekilde yaşanan büyümenin yerine, organik bir büyüme sürecinin içine girecektir.
BThaber
4 E-TOPLUM Türk Standartları Enstitüsü’nü (TSE) Türkiye’nin milli standardizasyon Sedef Özkan ve sertifikasyon kuruluşu olarak tanımlayan Mariye Umay Akkaya, kurumun çok köklü olduğunu ve çok farklı alanlarda çalışmaları bulunduğunu kaydetti. Elekroteknikten gıdaya, kimyadan makineye ve inşaata çalışma yelpazesinin genişliğini aktaran Akkaya, bilişimin sadece bu alanlardan bir tanesi olduğuna işaret etti. Akkaya, “TSE, gerek Türk standartları çıkarıyor gerekse uluslararası standartlardan adapte yaparak uluslararası standartları kullanıyor. Bunlardan test ve belgelendirme yapıyor. Hem TSE laboratuvarları var hem de belgelendirme merkezleri mevcut. Bilişim alanındaki belgelendirmeler TSE’de 2003 yılından beri yapılıyordu. Bizim daire başkanlığımız; Bilgi İşlem Daire Başkanlığı’ndan farklı. Bilgi İşlem hep vardı ve TSE’ye hizmet ediyor. Yazılım Test ve Belgelendirme ise; TSE dışına hizmet ediyor” açıklamasını yaptı. Sertifika üretici ülke konumundayız TSE, 2003 yılında ilk olarak 26 ülkenin taraf olduğu Ortak Kriterler Tanıma Anlaşması’nı (CCRA) imzaladı. Türkiye adına TSE’nin 26 ülkenin toplantılarına katıldığını ifade eden Akkaya, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Ortak kriteler dediğimiz bir standart var: ISO 15408. Bu standart kapsamında 26 ülke birbirinin sertifikasını tanıyor. Bizim verdiğimiz sertifika böylece 26 ülkede geçerli oluyor. Bu da doğrudan yerli ürünlerimizin ihracat şansını artırıyor. Bu standart bilişim ürünlerinin güvenliğiyle ilgili; cep telefonundan güvenlik duvarına ve akıllı kartlara kadar uzanıyor. Ortak Kriterler alanında Türkiye, ilk belgelendirmesini 2008 yılında yaptı. Taraf olan 26 ülkeyi sayacak olursak; Avustralya, Kanada, Fransa, Almanya, Hindistan, İtalya, Japonya, Malezya, Hollanda, Yeni Zelanda, Norveç, Güney Kore, İspanya, İsveç, İngiltere, Amerika, Avusturya, Çek Cumhuriyeti, Danimarka, Finlandiya, Yunanistan, Macaristan, İsrail, Pakistan, Singapur ve Türkiye. Bu da standardın, bütün dünyada çok geniş bir coğrafyada önemli ülkeleri kapsamış olduğunu gösteriyor. Bu anlaşmada;
6 - 12 NİSAN 2015
Standartlar için farkındalık yetmiyor, mevzuat şart! TSE Yazılım Test ve Belgelendirme Dairesi Başkanı Mariye Umay Akkaya, Ortak Kriterler Tanıma Anlaşması (CCRA) kapsamında verdikleri sertifikaların doğrudan yerli ürünlerimizin ihracat şansını artırdığına vurgu yaptı.
Artık ihaleleri ‘en ucuz’ kazanamayacak! Derecelendirme geliyor… Bilim ve Teknoloji Yüksek Kurulu kararları doğrultusunda; kamu bilişim alımlarında standartların zorunluluğuyla ilgili kararlar çıkartılacak. Akkaya konuyla ilgili şu değerlendirmeyi yaptı: “Bununla ilgili bir çalışma yapıyoruz. KİK mevzuatının da bu bağlamda revize olması veya etkili regülasyonların durumu var.
Artık firma derecelendirmesi olacak. Hakikaten ürünleri iyi olan firmalar o ihaleye girebilecekler. Bu konuda çalışmalarımız ve hazırlıklarımız devam ediyor. Amacımız farkındalığı artırmak ama farkındalığın yanı sıra regülasyon da şart. En önemli konu mevzuatlar çıkarılmalı. Mevzuatlarla; siber güvenlikle ilgili standartların
sertifika üretici ülke ve sertifika tanıyan ülke olarak 2 çeşit taraflılık var. 2010 yılından beri de sertifika üretici ülke olduk. Uluslararası denetimden başarıyla geçtik.”
var; öncelikle ürünlerin belgelendirmesi, ikinci olarak bilişim alanındaki kişilerin, personelin, üçüncüsü firmaların, dördüncüsü de bilişimdeki süreç belgelendirmesi. Beşinci olarak da; hizmet yeri belgelendirmesi yapılıyor” diyen Akkaya, Ortak Kriteler belgesini şimdiye kadar 28 firmanın 28 ürünü için aldığını belirtti. Ortak Kriterler’in NATO’da zorunlu olduğunu ifade eden Akkaya, NATO’nun bu toplantılarına Türkiye adına TSE’nin katıldığına ve oy kullandığına dikkat çekerek “Avrupa ülkelerinin de kendi aralarında SOGIS-MRA adlı bir grupları var; böylece kendi içlerinde ithalat- ihracatı artırıyorlar. Avrupa’daki o gruba girmek için Smart Card Security / SCS Turkey adlı bu konsorsiyumu oluşturduk. SCS
Türkiye’deki kanunlar yeterli değil – kamunun güvenliğini sağlamak gerekiyor “Yazılım Test ve Belgelendirme olarak; öncelikle 2012’nin ekim ayında müdürlük olarak kurulduk. 2013 mayısında daire başkanlığı olduk. Yazılım Belgelendirme Müdürlüğü ve Yazılım Test Müdürlüğü olarak 2 müdürlüğümüz var. Çalışmalarımız donanım da dahil tüm bilişim ürünlerini kapsıyor. Kapsamımız çok geniş. Bilişim alanında çok fazla belgelendirmemiz
ve sertifikasyonun özellikle kamunun hizmet alımlarında zorunlu hale getirilmesi gerekiyor. Amaç da milli bilgi güvenliğinin sağlanması. Altyapımız hazır ve var: Tek eksik olan şey mevzuat. Regülasyonlar ve mevzuatlar tamamlanınca bilişim ürünlerinin ve yazılımlarının hem kalitesini hem de güvenliğini sağlamış olacağız.”
Turkey’in de 5 üyesi bulunuyor: TSE, TÜBİTAK, İTÜ, TOBB ETÜ ve Sabancı Üniversitesi. Amacımız Avrupa’daki bu gruba üye olmak. Uluslararası çalışmalarımız var; hem yerli üretcileri teşvik etmek hem de ihracatı artırmayı hedefliyoruz” şeklinde konuştu. Türkiye’deki mevzuat eksikliğinin altını çizen Mariye Umay Akkaya, şunları ifade etti: “Mevzuatlar yeterli değil; zorunluluk yok. Kanada, İngiltere, Hollanda Almanya, Fransa gibi ülkelerde ‘Ortak Kriterler’ zorunlu. Bu nedenle kamuda bilgi açıklığı olmuyor, yazılımları güvenli. ABD ve Kanada’daki kamu kurumlarında kriptolu ürün kullanmak mecburi, bu yüzden de güvenlik problemleri yaşamıyorlar. Biz ise zorunlu olmadığından güvenlik problemleri yaşıyoruz. Oysa
kamunun güvenliğini sağlamak gerekiyor. TS13298 – EBYS için kamunun alması gereken zorunlu bir standart. Bizden zorunlu olduğu halde 30 tane ürün için belge alındı ki bu sayı çok az. Regülasyonu ve yönetmeliği olmayınca bu durumla karşılaşıyoruz. Ücretli olduğundan firmalar çok yaklaşmıyor, oysa örneğin Amerika’da belgelendirmeden ücret alınmıyor. ‘Bilgi güvenliği milli güvenlik’ deniyor. Türkiye’deki kanunlar yeterli değil.” USOM ve SOME çalışanlarına sertifika zorunluluğu getirilmeli “Siber Güvenlik Eylem Planı ve Stratejisi’ne göre madde 12’nin yükümlülüğü TSE’ye verildi. Bu madde siber güvenlik alanında çalışan kişi ve firmaların belgelendirmesini kapsıyor. Bu madde 2’ye ayrılıyor; ‘a’ya göre; sızma testi uzmanı belgelendirmesini başlattık. Önce bu konuda bir standart çıkarttık, daha sonra da 2014 mayıs ayından itibaren eğitimlere başladık. Stajyer, kayıtlı, sertifikalı ve kıdemli olmak üzere 4 seviye var. Henüz hiç kimse kıdemli olamadı! 100 üzerinden 90 alması gerek. 100 üzerinde 50’yi geçen ise sadece yüzde 11. Yetkinliği ve tecrübeyi ölçen bir sınav yapıyoruz. Bu sınavlardan sonra iş imkânı yaratmak üzerine regülasyon olması için uğraşıyoruz. Kamudaki her kurumda bulunan SOME ve USOM ekip çalışanlarının en az bizden kayıtlı sızma testi uzmanı olması gerek. Bu ekiplerin yetişmesi şart. Niye bizim yerli setifikasyonumuz varken yabancı sertifikasyon alsın? Milli serfikasyonumuz varken bunu almalılar. SOME ekip liderinin ise sertifikalı olması gerek. Şu an kayıtlı ve sertifikalı sayısı topu topu 30 kişi. USOM ve SOME için zorunluluk olsa, herkes eğitime ve sınava katılır. Regülasyonların çıkması için uğraşıyoruz. ‘b’ ise; kamu kurumlarının kritik BT ürün ve sistemlerinin asgari güvenlik gereksinmelerinin belirlenip belgelendirmesinin yapılmasından bahsediyor. Bu bağlamda tüm kamuyu analiz ettik; 25 tane yeni güvenlikle ilgili standart çıkarttık. Bu çıkardığımız standartlar saydığımız 26 ülkede de geçerli olmuş oluyor” açıklamasını yapan Akkaya, standartların daha yaygın kullanılması için büyük çaba harcadıklarını kaydetti.
www.novell.com/filr info-tr@novell.com 0 216 663 60 10
BThaber
6 E-TOPLUM
6 - 12 NİSAN 2015
CIO Vizyon Toplantıları’nda veri merkezleri masaya yatırıldı Türkiye Bilişim Derneği İstanbul Şubesi’nin düzenlediği CIO Vizyon Toplantıları’nın dördüncüsü Huawei’nin ev sahipliğinde İstanbul’da gerçekleştirildi. Bu yıl “Veri Merkezi ve İş Sürekliliği, 7/24 Kesintisiz Hizmet” teması altında düzenlenen etkinlik, sektörün önemli aktörlerini bir araya getirdi. Etkinlikte altyapı ve veri merkezi çözümleri özelinde, kesintisiz hizmetin önemi masaya yatırılırken, bu hizmetlerin farklı sektörlerde nasıl değerlendirilebileceği örneklerle katılımcılara aktarıldı. Etkinlikte konuşan Türkiye Bilişim Derneği İstanbul Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Tosunoğlu, “CIO Vizyon Toplantıları’nın amacı; sektörden meslektaşlarımızla bir araya gelmek ve samimi bir ortamda bilgi paylaşımında bulunmaktır. Daha önce yaptığımız toplantılarda aldığımız geri bildirimler ve yapmış olduğumuz anketlerde, Veri Merkezi ve İş Sürekliliği konusu öne çıktığı için,
Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, 26 Mart tarihinde Şirince’de bulunan Nesin Matematik Köyü’nde Prof. Dr. Ali Nesin ve öğrencilerle bir araya geldi. Nesin Matematik Köyü’nün kurucusu Prof. Dr. Ali Nesin’in bilgi verdiği ziyarette, Bakan Avcı beraberindekilerle birlikte Matematik Köyü yerleşkesini gezdi. Kütüphane, derslik ve yatakhaneleri gezen Avcı, daha sonra ‘Bol Kepçe’ adlı yemekhanede ikram edilen öğlen yemeğini yedi. Bakan Avcı, Nesin’i eğitime yapmış olduğu katkılardan ötürü tebrik etti. Matematik Köyü nedir? Şirince köyünün (İzmir Selçuk) 1 km uzağında, dağ başında ve mutlak bir ıssızlık içinde, yemyeşil bir ortamda, 7’den 70’e herkesin, her seviyede matematik yaptığı, öğrendiği, öğrettiği ve düşündüğü, Nesin Vakfı’na ait 30 dönümü zeytinlik olmak
bu toplantımızı bu konuya ayırmış olduk. Kurumlarda verilerin büyümesi ve bilişim sistemlerinin, şirketin her faaliyeti için bir çözüm üretmesiyle, sistem odaları hızla büyüdü ve mevcut yapılar ihtiyaca cevap veremez duruma geldi. Kurumların ihtiyaç duyduğu modern veri merkezleri, işlenen ve saklanan verinin önem derecesine göre elektrik, mekanik ve güvenlik sistemleri için değişim göstermektedir.
Veri merkezlerinde; yedek güç kaynakları, yedek veri iletişim bağlantıları, iklimlendirme sistemleri, yangın söndürme sistemleri ve dış ortamdan gelebilecek tehlikelere karşı verinin güvenliğinin sağlanması öne çıkan kriterlerdir” dedi. Huawei Türkiye Kurumsal Çözümler Birimi Kanal, Satış ve Pazarlama Direktörü Eren Serçe ise “Bilişim sektörü, özellikle kurumsal pazarda günden güne artan bir ivme ile yükselmeye devam
ediyor. Daha fazla hız, daha fazla kablosuz erişim, gelişen eri merkezleri, yönetim ve güvenlik yazılımları, depolama sistemleri, bulut bilişim ve daha birçok gelişme, hem bireysel yaşamı hem de iş yaşamını daha kaliteli bir hale getirmeye devam ediyor. Bizler de Huawei Türkiye olarak, iş yaşamına odaklı ürünlerimiz ve çözümlerimizle kurumsal hayata katkılarımızı hız kesmeden sürdürüyoruz”
Matematik Köyü öğrencileri Bakan ile buluştu
üzere toplam 55 dönümlük bir köy. Evler taş, çamur ve samandan. Ağustos böcekleri dışında, yoğunlaşmayı ve düşünmeyi engelleyen, rahatsız edici her türlü öğeden uzak!
TV yok ama elektrik, sıcak su ve internet gibi uygarlığın izleri var. Etkinliklerin daha çok yaz aylarında yapıldığı ama ilk ve sonbaharlarda da küçük gruplar için ideal bir
çalışma, toplantı ve dinlenme ortamı. İlköğretim düzeyinde eğitimden en ileri seviyede araştırmaya kadar her türlü matematiksel etkinlik aynı anda yer alabilir. Şu anda 218 kişi
dedi. Etkinlik Prof. Dr. Acar Baltaş’ın duyguların kararlar üzerinde etkisini vurguladığı konuşmasıyla devam etti. Konuşmaların ardından gerçekleşen oturumlarda; Tiryaki Agro Gıda CIO’su Köksal Küçükada’nın moderatörlüğünde Vakıfbank adına Sistem Yönetim Direktörü Abdulgadir Uyar ve Nuh Çimento adına şirket CIO’su Erol Tiric, veri merkezi eksenindeki projelerini ve deneyimlerini paylaştılar.
barındıracak kapasitede. Çadır da kurulabilir. Neden Matematik Köyü? Matematik Köyü sakinleri bu soruya şu yanıtı veriyor: “Matematiksel zekânın hemen hemen herkeste eşit olduğuna inanıyoruz. Başarısızlık korkusu ortadan kaldırılırsa ve gence probleme yoğunlaşabilme imkânı tanınırsa, herkesin matematiği sevebileceğine inanıyoruz. Matematikte önemli olan problemi çözmek değil, problemi anlayabilmektir. Her matematikçinin çözemediği problem sayısı çözebildiğinden çok daha fazladır. Matematik Köyü’nde bu iki engeli; korkuyu ve yoğunlaşmayı engelleyici unsurları ortadan kaldırmayı amaçlıyoruz. Matematik Köyü’nde sınav, not, sınıfta kalma, ceza gibi korkuyu körükleyen unsurlar bulunmuyor.” (https:// matematikkoyu.org/)
E20001-F814-P821-X-7600
RUGGEDCOM RX1400
Akıllı ağlar her yerde. Küçük, yetenekli ve kablosuz. GPS sayesinde geniş çaplı kurulumlar için ideal. RUGGEDCOM RX1400 birçok farklı WAN opsiyonuna sahip Ethernet anahtarlama, yönlendirme ve güvenlik duvarı özelliklerini barındıran çoklu-protokol destekli endüstriyel bir haberleşme cihazıdır. Yenilikçi tasarımı sayesinde en zorlu şartlarda (-40°C / +85°C) çalışabilirken, WAN opsiyonları için LTE ve fiber optik kullanabilir. Çift SIM desteklemesi, farklı altyapıları (2G/3G/4G) ve servis sağlayıcıları kullanma imkanını verirken güvenirliliği de arttırmaktadır.
siemens.com/RX1400
8 E-TOPLUM
BThaber 6 - 12 NİSAN 2015
Edip Emil Öymen edip.oymen@gmail.com
İşletmeye sanat girdi
Eğitimi erken terk Eğitim sistemimiz zaten yetersiz, verimsiz, geri. Sanki bu yetmezmiş gibi, bir de bu eğitimi bile yarıda bırakanlar var. Avrupa Komisyonu tarafından hazırlanan “Avrupa’da Eğitimi Erken Terk Durumu Raporu”na göre Türkiye’de kız öğrencilerin % 39.9’u liseye ve yüksek öğrenime geçmeden eğitimi terk ediyor. Erkek öğrencilerde bu oran % 35. AB ülkelerinde eğitimi erken terk oranı % 10.2. Raporun Türkiye verileri MEB tarafından sağlandığı halde, haberin medyada yer almasından sonra MEB, karmaşık bir ifadeyle kaleme alınmış bir açıklama yayınladı ve “durum öyle değil, şöyle” dedi. Ancak, Avrupa Komisyonu’nun verileri, MEB verilerine dayanıyor. İşin daha acısı, raporda Türkiye hakkındaki yorumda, “Türkiye’nin bu konuyla başa çıkacak
bir gelecek stratejisi yok” denildi. • Tüm Öğretmenler Sendikası (TÖS), 2013’te 174 bin 625 öğrenci, 2014’te ise 234 bin 932 öğrencnin ilk eğitimini tamamlamadan okulu terk ettiğini açıkladı. 2014’te ilkokul ve ortaokulları terk, 2013’e göre yüzde 35 artış gösterdi. Böylelikle 2013 ve 2014’te toplam 400 binden fazla çocuk okulu bıraktı. • Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu (UNFPA) Türkiye Temsilcisi Dr. Zahidul Huque: “Kız çocukları bir meslek sahibi olma ve çalışma haklarından yoksun bırakılmakta, ekonomik özgürlükleri engellenmekte, yoksulluk ve sağlık riskleri ile baş başa bırakılmaktadır. Türkiye’de 25-49 yaşındaki kadınların % 25’inin 18 yaşına kadar, % 5’nin 16 yaşından önce evlendikleri belirlenmiştir.” (30.10.13)
Batı Dünyası’nın en önemli iki müzayede şirketinden Sotheby’s, işletme (iş yönetimi) ve sanat yönetimini bağdaştıran en önemli adımını, bu konuda en gelecek vaad eden ülkede, Çin’de atıyor. Beycing’in Tsinghua Üniversitesi ile Sotheby’s Sanat Enstitüsü güç birliği yaparak Çin’de “sanatın yönetimi” konusunda akademik çalışmaya başlıyor. Sotheby’s daha önce de Londra, New York ve Los Angeles’te benzer akademik faaliyete girişmişti. Ancak Çin’deki hem boyut hem içerik bakımından en büyüğü olacak. Böylece, hem Çin’in en önemli iş yönetimi ve ekonomi okuluyla hem de aynı üniversite bünyesindeki Sanat ve Tasarım Akademisi’yle birlikte çalışacak. Bunun önemi nedir? Çin, dev adımlarla ilerleyen dev bir ülke. Sayılar bakımından kimse Çin’le boy ölçüşebilecek gibi değil. Çok yakın bir zamanda küresel sanat piyasasının, “eski para”nın hükmettiği Batılı ülkelerden, “yeni para”nın egemenliğine geçen Çin’e, Rusya’ya kaymakta olduğunu görmek için kahin olmak gerekmiyor. Çin’de Batı Sanatı’na karşı büyük talep var. Bunun en abartılı biçimini, Beycing’in doğusunda Songzhuang adlı “Sanat Kasabası”nda görüyoruz.
Burada 4 bin “sanatçı” yaşıyor. Çin’e kopya sanat üretiyorlar. Bir kısmı da yabancı şirketlere aynı şeyi yapıyor: Kopya sanatı yabancılara üretiyor. Kasabada 10 müze ve 80 sanat galerisi de var bu arada. Sotheby’s sadece alsat müzayedesi yapan bir bakkal dükkanı değil. Orası tam bir sanat akademisi gibi çalışıyor. Mültimilyarlık müzayedelerin organizasyonu kadar, eski eserlerin gerçekliği, tarihi, sahiplerinin şeceresi gibi tarih ve arkeoloji araştırması yapan bir akademik kuruluş sayılır. Tsinghua Üniversitesi’nde Sotheby’s denetiminde iki yıllık Sanat Yönetimi Yüksek Lisans programı, yüksek öğretimde yenilikçiliğe en yeni güzel örneklerden. İş yönetimi ile sanat arasındaki bağı gören üniversiteler, akademik faaliyetlerini
bu yönde geliştirmeye başladılar. Örneğin, Los Angeles’te sadece Yüksek Lisans ve üstü eğitim veren Claremont Üniversitesi’nin Drucker İş Yönetimi Okulu da Sotheby’s ile birlikte sanatın iş yönetimi (resmi adı: Art Business) konusunda üç sömestirlik bir eğitime başladı. (Peter Drucker, 1909-2005 arasında ABD iş yönetimi alanında çok etkili bir şahsiyetti). Claremont’taki yeni yüksek lisans programında, Venedik Bienali ve Art Basel Miami gibi uluslararası sanat fuarlarını ziyaret de yer alıyor. Öğrenciler, son sömestirlerini Londra veya New York’taki Sotheby’s Sanat Enstitüleri’nde geçirebilecek. Konu, aslında Türkiye’de bazı üniversitelerin de dikkatini çekmişti. Sanat ve kültür yönetimi programları başlatanlar oldu (örneğin Bilgi Üniversitesi).
bu yöntemi akıl etmemişler? Hamburg’daki “başarı” üzerine, San Fransisco Belediyesi de heveslenmiş.
Atlanta’da ise, metroyu yeraltından yerüstüne bağlayan büyük asansörlerde de benzer bir sorun yaşanıyordu. Önüne gelen, asansöre işiyor, sonra çıkıp gidiyordu. Atlanta Metro Yönetimi, asansörlere duyargalar ve kameralar taktırdı. İşeyeni anında görüntüleyen sistem, hemen polise kişinin fotoğrafını göndermeye başladı. Bu iş için “hazır” bekleyen polisler, asansörün kapıları açılınca, suç üstü yapabildiler.
Geriye işeyen duvar Hamburg’un barları ve gece hayatıyla ünlü “batakhane” semti St. Pauli’de çözülemeyen bir sorun, yenilikçi bir girişimle çözüldü: Barlarda içtikleri biralardan, sokakta rastgele işeyerek kurtulmak isteyenlerle belediye mücadele edemiyordu. Kibar ve nazik uyarı levhaları, kibar da olmayan, nazik hiç olmayan içkici erkek güruhuna bir şey demiyordu. Çözüm, kimya sanayiinden geldi: Suyu iten, ve geldiği kaynağa aynı açıyla iade eden
boya! Bu tür boyalar yeni bir buluş sayılmaz, ama Hamburg Belediyesi tarafından kullanılma biçimi yeni. Sokaklarda işemeye “en uygun” duvarlar bu su itici boyayla boyandı. Uyarıcı levhalara aldırmayanlar, duvara işedikleri anda, çişleri aynı açıyla üstlerine geri dönmeye başladı. Bir üç beş derken, St. Pauli semtinde duvarlara işeme sorunu çözüme kavuştu. Bunu, bugüne kadar neden ve nasıl düşünemediklerine
hayret. Kimya sanayii denildi mi Almanya’dır! Eskiden de öyleydi, halen de öyle. Nasıl olup da duvara işemeyi caydırıcı
BThaber
10 BİLİŞİM DÜNYASI Haber Merkezi BT Vizyon toplantıları 31 Mart’ta Gaziantep’de bilişim sektörü temsilcileri ile iş dünyasını biraraya getirdi. Divan Gaziantep’de gerçekleştirilen toplantıda doküman yönetimin ve veri yedeklemeden giyilebilir teknolojiye, e-ticaretten yeşil teknolojiye uzanan birçok başlıkta yetkili isimler bilgiler paylaştı. Orion Teknoloji gibi Gaziantep merkezli teknoloji şirketleri de çözümlerini etkinlik alanında katılımcılara gösterme, projeleri hakkında ziyaretçileri bilgilendirme imkanı buldu. Ansa, BTburada.com, Canon, Fins, Quadro, Hidrojen ve Pikare’nin sponsor olduğu etkinlikte açılış konuşmasını Gaziantep Ticaret Odası Başkanı Eyüp Bartık yaptı. Gaziantep’in üretim, ihracat, istihdam gibi başlıklarda rakamlarını katılımcılarla paylaşan Eyüp Bartık, ekonominin ana motoru halini alan bilişimin Gaziantep için önemini şu sözlerle anlattı: “Türkiye’de en çok girişimcisi olan, bu potansiyeli taşıyan şehir, genç nüfusu ile Gaziantep. Ufkunuz varsa dünyanın altını üstüne getirebilirsiniz. Bu girişimcilik için fırsat ve biz de oda olarak tüm e-ticaret sitelerini destekliyor, özellikle Gaziantep’ten yerel bir e-ticaret sitesi çıkması için mücadele veriyoruz. Sonuçta teknolojiye ayak uyduramayan firmalar küçülüyor. Oda olarak BT’ye yatırımı her zaman ön planda tutuyor, bunu çok önemsiyoruz.”
6 - 12 NİSAN 2015
Gaziantep’te BT rüzgarı esti Gaziantepli yöneticiler ve bilişim uzmanları BT Vizyon Toplantıları’nda biraraya geldi.
Gazianten merkezli Ansa Bilgisayar Genel Müdürü Hamit Deveci, Gaziantep’de BT yaklaşımlarını anlattığı sunumunda BT’de verimliliği şu sözlerle tanımladı: “En yeni teknolojiyi en iyi biçimde kullanmak, bilgi bütünlüğünü sağlamak, teknolojiye yatırım yapmak verimliliktir. Bunlara iş sürekliliği ve sürekli iletişimi, şeffaflığı da ekleyebiliriz.” Yedekleme avantajı tek yapıda Canon Ürün ve İş Geliştirme Müdürü Sinan Karabacak, Canon’un kurumsal felsefesi ‘Kyosei’, yani ‘ortak fayda için birlikte çalışmak ve yaşamak’ mottosundan yola çıkarak hem Canon ürün ve hizmet portföyünün gelişimini örnekledi hem de toplumsal sorumluluğun önemine vurgu yaptı. BTburada Satış Mühendisi Volkan Yağcı, ‘VMware Ortamınızı NAKIVO Backup & Replication İle Koruma’ başlıklı sunumuyla şu
bilgileri paylaştı: “NAKIVO Backup & Replication Disaster Recovery seviyesinde VM güvenliği sağlayan All-in-one çözüm, yani ağ içinde, ağ dışında ve bulutta yedekleme, replikasyon ve kurtarma yapısı. Bu aynı zamanda KOBİ segmentinde birçok önemli ihtiyacı da karşılıyor. Hızlı, kolay yükleme ve çalışma ile kullanım kılavuzu veya eğitim de gerekli değil.” İşi yönetmek giderek zorlaşıyor İş süreçlerini kolaylaştıran iletişim çözümleri başlığında Unify’ın sunduğu avantajları katılımcılarla paylaşan Unify Kanal Satış Yöneticisi Değer Hatipoğlu, tümleşik iletişim başlığında 120 ülkede 1 milyondan fazla kullanıcısı ile Unify’ın gelişiminde pay sahibi olan eğilimleri katılımcılarla paylaştı. Hatipoğlu, şöyle devam etti: “İşimiz mobil. Öyle ki, mobil iş gücü 1.2 milyar ve hızla büyüyor. Sonuçta
çalışanların yüzde 35’i vakitlerinin yüzde 20’sinni masalarında geçirmiyorlar. Ancak mobil olmak, verimlilik sorunları da yaratıyor. Çünkü gerçekten iş yapmak yerine, işi yönetmek için daha fazla zaman harcıyoruz. Bu noktada tümleşik iletişim (UC) bu konuda önemli faydalar sağlıyor. İş yerinde tasarruf, iletişim ve seyahat giderlerinde azalma, artan işbirliği ve verimlilik bunun ilk akla gelen örneği. Biz de Unify olarak en geniş tümleşik iletişim portföyünü kullanıcılara sunuyor, KOBİ’ler için önemli avantajlar ortaya koyuyoruz. Birçok özelliğin yönetilebilmesi, çalışanların mobil olabilmesi, operasyonel maliyetlerin düşürülmesi, üretici desteği, akıllı telefon entegrasyonu ile tüm kullanıcılar için tümleşik iletişim her ölçekte şirket için olduğu gibi KOBİ’ler için de avantaj demek.” Giyilebilir teknoloji daha da büyüyecek Quadro Türkiye Genel Müdürü Serkan Gezici, giyilebilir teknolojilerde özgürlük temalı konuşmasında giyilebilir teknolojiyi tanımlar, bu kavrama yönelik ihtiyacın gerekçelerini sıralarken, giyilebilir teknoloji ürünlerini
Eyüp Bartık
Hamit Deveci ve bunların kullanım alanlarını katılımcılarla paylaşırken, bu pazarın potansiyeli konusunda beklentilerini de araştırma verileri ile sundu. Etkinliğin kapanış konuşmasını yapan Pikare Yazılım Geliştirme Müdürü Kerem Çetin ise ‘Gelecekte e-Ticaret’ başlıklı sunumunda rakamlarla Türkiye’de e-ticareti değerlendirirken, doğru e-ticaretin 7 temel unsurunu; yani fikir ve takım, teknolojik yaklaşım, içerik kalitesi, sosyal ağlar, ödeme yöntemleri, güvenlik ve müşteri hizmetlerini anlattı.
Penta Teknoloji ve Xerox iş ortaklığı Penta Teknoloji, Xerox’un ofis cihazlarının Türkiye genelinde dağıtımı için Xerox ile distribütörlük anlaşması imzaladı. Penta, uzun yıllardır sürdürdüğü Xerox yazıcılarının sarf malzeme dağıtıcılığını, başka bir kategoriye taşıyor. Bu anlaşma ile Penta, Xerox A4 ve A3 ebat yazıcı, tarayıcı ve çok fonksiyonlu ofis cihazlarını Türkiye genelinde dağıtan Xerox iş ortaklarından biri olacak. Penta Satış Pazarlama Direktörü Fatih Erünsal, Xerox ile iş birliğini ürün gamını zenginleştirme hedefleri
doğrultusunda önemli bir adım olarak gördüğünü belirtti. Erünsal, Xerox’ un Penta ile perakende pazarının yanı sıra, hızla büyüyen kurumsal pazardaki ve özellikle KOBİ kanalındaki firmaların tüm yazıcı ihtiyaçlarını karşılayacak geniş ürün yelpazesiyle Türkiye pazarında büyüyeceğini vurguladı. Xerox İndirek Satış, Çözüm ve Ürün Yönetimi Direktörü Özgür Yiğiter ise, “Penta ile yaptığımız yeni iş birliği, sarf malzemeleri alanında yakaladığımız başarılı sinerjiyi, başka iş alanlarına transfer
etme fırsatı verecek. Faaliyet alanında dünyanın lider markalarından biri olan Xerox’un ürünlerinin, Penta’nın ülke geneline yayılmış 5000’ e yakın bayi noktası üzerinden de satışa sunulacak olması, Xerox ürün ve çözümlerine olan talebe çok daha iyi cevap vermemizi sağlayacaktır. Penta’ nın alanında uzman, profesyonel kadrolarının Xerox’un iş hedeflerine önemli katma değerler sağlayacağını düşünüyorum. İş birliğimizin hayırlı olmasını ve sektördeki birçok firma için iş fırsatı yaratmasını diliyorum” dedi.
BThaber
12 BİLİŞİM DÜNYASI CSC tarafından hazırlanan Küresel CIO Araştırması’nın 2014-2015 edisyonu yayınlandı. Bu yıl altıncısı gerçekleştirilen araştırma, özel şirketlerde ve kamu kurumlarında görev yapan CIO’ların teknolojik trendlere bakışını ortaya koyarken, tehdit ve fırsatlara ilişkin planlarına da ışık tutuyor. CSC Küresel CIO Araştırması’na bu yıl 590 yönetici katıldı. 5 kıtadan 23 ülkeyi kapsayan araştırmaya, çalışan sayısı 250 ve üzerinde olan şirket ve kurumlar dahil edildi. 3 bini aşkın çalışanı bulunan organizasyonlar katılımcı havuzunun yüzde 46’sını oluştururken, araştırmaya katılan şirketlerin ortalama BT çalışanı sayısı 697 oldu. Araştırmadan elde edilen sonuçlardan bazıları şöyle sıralanıyor: BT bütçelerinde artış Katılımcıların yüzde 64’ü, geçen yıla oranla daha fazla BT harcaması yapılacağını belirtti. Bu oran bir önceki yıl yüzde 46’da kalmıştı. CIO’lar özellikle inovasyonun önünü açacak bulut, büyük veri ve mobilite gibi yeni nesil çözümlere ilişkin harcamalara ayrılan bütçelerde artış olacağı görüşünde. İnovasyon için önce siber güvenlik BT yöneticileri, süregelen inovatif çalışmalara temel oluşturacak çalışmaların öncelikli olduğunu düşünüyor. Bu kapsamda, katılımcıların yüzde 82’si gelecek 12 ay içinde önceliklerinin siber güvenlik olduğunu belirtiyor. Uygulama modernizasyonu (yüzde 70), büyük veri (yüzde 69), mobilite (yüzde 67), özel
6 - 12 NİSAN 2015
İnovasyon için BT bütçelerinde artış şart
Küresel CIO Araştırması’na göre, CIO’ların yüzde 64’ü, 2015 yılında önceki yıla kıyasla daha fazla BT harcaması yapılacağı görüşünde. Özellikle bulut, büyük veri ve mobilite gibi yeni nesil çözümlere ilişkin harcamaların bütçelerinde bu yıl önemli artışlar olacak. bulut (yüzde 64) ve hibrit bulut (yüzde 59) CIO’ların diğer öncelikleri olarak öne çıkıyor. Yatırım öncelikleri değişken Sektörler bazında bakıldığında, CIO’ların yatırım önceliklerinin farklı olduğu görülüyor. Örneğin sağlık sektöründe görev yapan CIO’ların yüzde 74’ü için büyük veri yatırımları öncelikli ve kritikken, finansal hizmetler alanındaki yöneticilerin yüzde 91’i siber güvenlik yatırımlarının önceliğe sahip olduğunu söylüyor. Siber güvenliğin oranı, üretim sektöründe yüzde 86’ya, perakende/teknoloji/
medya sektörlerinde yüzde 85’e düşüyor. BT’ye ayrılan kaynak 180 milyon dolar Araştırmaya göre, bir mali yıl içindeki ortalama BT bütçesi 179 milyon Dolar seviyesinde. Kuzey Amerika’daki katılımcılar ortalama 196 milyon Dolar’la en yüksek bütçeye sahipken, ardından 177 milyon dolar ile Asya-Pasifik-Afrika’daki şirketler ve 165 milyon dolarla Avrupa’daki şirketler geliyor. Katılımcıların yüzde 28’i yıllık BT bütçesinin 15-70 milyon dolar arasında olduğunu belirtirken, yüzde 23’lük kesim 70-150 milyon dolar aralığını söylüyor.
En büyük gider kalemi ücretler BT bütçesi içindeki en büyük gider kalemini çalışan ücretleri oluşturuyor. 2013’te tüm bütçe içindeki oranı yüzde 23 olan ücretlerin 2014’te yüzde 36’ya yükseldiği görülüyor. İkinci sıradaki siber güvenlik harcamalarının oranı yüzde 28, üçüncü sıradaki BT üretim maliyetlerinin oranı ise yüzde 27 seviyelerinde bulunuyor. Büyük veri üretkenlik sağlıyor CSC’nin araştırmasına göre, “Hangi teknolojiler üretkenlik ve proje verimliliğinde daha
etkili?” sorusunun yanıtları arasında ilk sırayı yüzde 75’le veri analitiği ve büyük veri seçeneği alıyor. Benzer şekilde, CIO’lar inovasyonu tetikleyen en önemli teknolojinin de büyük veri olduğu görüşünde birleşiyor. Yakın geleceğin trendi mobil uygulamalar Trendlerle ilgili olarak da görüş bildiren CIO’lara göre, önümüzdeki üç yılın en stratejik teknoloji trendi mobil uygulamalar olacak. Web ölçekli BT, kurumsal varlık yönetimi ve nesnelerin interneti de öne çıkan diğer trendler olarak dikkat çekiyor.
OSTİM gücünü entelektüel sermayesinden alıyor OSTİM Organize Sanayi Bölgesi 2014 Yılı Olağan Mali Genel Kurulu, 26 Mart tarihinde OSTİM Yönetim Binası’nda gerçekleştirildi. 2014 yılı gelir gider tabloları ile bilançonun görüşüldüğü OSTİM Organize Sanayi Bölgesi 2014 Yılı Olağan Mali Genel Kurulu’nda 2015 hedefleri de paylaşıldı. Genel Kurul’da OSTİM bölgesindeki kooperatifleri temsilen toplam 24 delege yer aldı. OSTİM Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Aydın, Genel Kurul’un açılışında yaptığı
Orhan Aydın
konuşmada; OSTİM’in köklü geçmişiyle, Ankara’nın sanayileşmesinde önemli bir başlangıç noktası olduğunu
ifade etti ve Kurucu Başkan merhum Cevat Dündar’ın Ankara için değerli bir isim olduğuna değindi.
Ankara’nın büyük sanayicileri OSTİM’den çıktı Orhan Aydın, “OSTIM, Ankara ve Türkiye sanayisi için çok önemli. Ankara’nın en büyük sanayicilerine bakın; birçoğu OSTİM’den çıkmışlar, Ankara’nın sanayisine ve Türkiye’nin ihracatına mühür vurmuşlar. OSTİM, sadece insanların dükkanından ibaret bir yer değil, sanayici yetiştiren bir kuluçka merkezi. OSTİM’in entelektüel sermayesinin gücü de çok önemli. Burası aynı zamanda
tedarik merkezi olarak önemini artırarak devam ettiriyor. Üreticilere bir şey katabilmek hepimiz için çok anlamlı” açıklamasını yaptı. Aydın’ın konuşmasının ardından Divan Heyeti Sıtkı Öztuna’nın başkanlığında teşkil edildi. Daha sonra OSTİM OSB Bölge Müdürü Adem Arıcı tarafından 2014 faaliyetleri ile 2015 Çalışma Programı paylaşıldı. Toplantıda; bilanço, envanter ve diğer hesaplar müzakere edilerek onandı. Yönetim ve Denetim Kurulu ibra edildi.
BThaber
14 BİLİŞİM DÜNYASI
6 - 12 NİSAN 2015
Veriler kıymetli ama korumaya harcanan çaba az Haber Merkezi Yeni kuşak veri koruma çözümleri alanında çalışmalar yapan Acronis, 350’yi aşkın son kullanıcının katılımı ile gerçekleştirdiği “Dijital Verilerin Son Kullanıcılar için Önemi ve Korunması” araştırmasının sonuçlarını yayınladı. 31 Mart Dünya Yedekleme Günü’nde duyurulan araştırma sonuçları yedeklemenin önemini, yaşamlarımızın her alanının dijital form aldığı bu ortamda dijital verilerin korunmasının herkesin sorumluluğu olduğunu ortaya koyuyor. Araştırmaya göre son kullanıcıların yüzde 75’inden fazlası verilerini dijital olarak saklıyor. Araştırmaya katılanların yüzde 50’sinden fazlası ise dijital verilerinin kendileri için kullandıkları cihazlardan çok daha değerli olduğunu ve korunması gerektiğini bildiğini ifade ediyor. Katılımcıların üçte biri cep telefonlarını, tabletlerini ya da bilgisayarlarını kaybettiklerinde cihazlarından çok daha fazla içindeki fotoğrafları, müzikleri ve diğer bilgileri
Acronis’in “Dijital Verilerin Son Kullanıcılar için Önemi ve Korunması” Araştırması ilginç sonuçlar içeriyor.
için üzüleceklerini söylüyor. Araştırmanın bir başka dikkat çekici noktası ise son kullanıcıların, dijital verilerinin kendileri için çok kıymetli ve özel olduğunu ifade etmelerine rağmen onları korumak için çok az çaba harcadıkları.
Katılımcıların yarısından azı dijital verilerini farklı bir cihazda ya da bulutta saklıyor. Verilerini saklamak için bir yedekleme sistemi kullandıklarını ifade edenlerin ise sadece üçte biri tüm sistemini koruyor, geri diğerleri sadece bazı dosyaların yedeklerini alarak
koruma yolunu seçiyor. Veriler ne kadar değerli? Araştırmaya katılanların yüzde 50’ye yakını dijital verilerinin parasal değerinin bin doların üzerinde olduğunu belirtiyor, yüzde 5’i ise
kaybettiklerini belirttikleri verileri kurtarabilmek için bu değerde bir tutarı hemen harcamaya hazır olduklarını ifade ediyor. Katılımcıların yüzde 94’ü ise verilerini herhangi bir olayla karşılaşmadan önce korumaya başlamak için 100 dolarlık bir tutarı harcayabileceklerini söylüyor. “Son kullanıcıların çoğunluğunun fotoğraflardan finansal bilgilere, sağlık dokümanlarına kadar dijital verilerinin yedeklenmesinin ne denli önemli olduğunu gerçeğini, bunları kaybedinceye kadar fark etmediklerini görüyoruz” diyen Acronis kurucusu ve CEO’su Serguei Beloussov, son kullanıcılara dijital verilerini çok kolay ve ucuz biçimde koruyabilecekleri yolları göstermek gerektiğine inandığını belirtiyor. 31 Mart Dünya Yedekleme Günü ile son kullanıcıların dijital olarak sakladıkları verilerin korunmasının önemine yönelik farkındalık yaratmak ve eğitmek hedefleniyor. Acronis’in Dünya Yedekleme Günü’nde sonuçlarını paylaştığı araştırma son kullanıcılar için kişisel verilerinin çok değerli olduğu ancak verilerin güvenli biçimde korunmasına yönelik önlemlerin alınmadığını ortaya koyuyor.
KoçSistem, Avrupa’nın geleceğine karar veren yönetim kurulunda Haber Merkezi KoçSistem, AB’nin yeni teknolojiler ve projeler geliştirmek üzere oluşturduğu EUREKA ITEA 3 organizasyonunun yönetim kurulu üyeliğine seçildi. Şirket, kurulda yer alan iki Türk şirketinden biri olarak Avrupa’nın geleceğini şekillendiren Ar-Ge çalışmalarının belirlenmesinde söz sahibi olacak. KoçSistem, uzun yıllara dayanan teknoloji birikimi, sahip olduğu kabiliyetler, Ar-Ge alanında elde ettiği deneyim ve ITEA şemsiyesi altında yaklaşık beş yıldır sürdürdüğü başarılı faaliyetleri sonucu ITEA 3 Yönetim Kurulu üyeliğine davet edildi ve ülkemizi temsil eden iki şirketten biri oldu.
Geçtiğimiz günlerde Berlin’de gerçekleşen Yönetim Kurulu toplantısındaki imza töreni ile ITEA 3 üyeliğini resmileştiren KoçSistem’i kurulda, şirket Genel Müdürü Mehmet Nalbantoğlu ile İş Uygulamaları ve Ar-Ge Direktörü Ömer Özgür Çetinoğlu temsil etti. KoçSistem Genel Müdürü Mehmet Nalbantoğlu konuyla ilgili yaptığı açıklamada; ITEA 3 yönetim kurulu üyesi olarak dünyanın önde gelen şirketleri ile Avrupa’nın geleceğinde söz sahibi olmaktan mutluluk duyduklarını ifade etti. Nalbantoğlu, konuşmasına şu sözleri ile devam etti: “Teknolojiyi üreten ve bunu kurumsal şirketlere çözüm ve hizmet olarak sunan
KoçSistem, ITEA 3’den gelen davet neticesinde, Avrupa’nın rekabetçi gücünü destekleyerek geleceğini şekillendirecek Ar-Ge projelerinin belirlenmesinde
de karar verici rol üstlenecek. 70’inci yılımızı kutladığımız bugünlerde aldığımız bu anlamlı sorumluluğu sadece şirketimizin bir kazanımı değil, Türk teknolojisinin
küresel pazarlardaki etkinliğini artırması ve ülkemizin 2023 Vizyonu’na katkı sağlaması açısından da önemli bir fırsat olarak görüyoruz.”
BThaber
16 BİLİŞİM DÜNYASI
6 - 12 NİSAN 2015
Synology, CeBIT 2015’de yeni ürün ve çözümlerini tanıttı Geçtiğimiz haftalarda Almanya’nın Hannover şehrinde düzenlenen Bülent Nevres CeBIT’te ürün ve çözümlerini duyuran şirketlerden birisi Synology oldu. Synology, yeni kablosuz yönlendiricisi , DiskStation Manager (DSM) 5.2 ve yeni izleme sistemlerini tanıttı. Synology’nin standında görüşme fırsatı bulduğumuz Türkiye Ülke Müdürü Volkan Yiğit, “Synology olarak bireysel ve kurumsal kullanıcılara ölçeklenebilir, yüksek performanslı, yenilikçi ve kullanıcı dostu çözümler sağlıyoruz. Kurumların ve son kullanıcıların iş performanslarını artıran NAS ürünlerimiz, kullanımı kolay kullanıcı arayüzleri, güvenli, verimli ve kullanışlı bir deneyim sunuyor. 2015 bizim için çok heyecan verici bir yıl olacak. Kurumlar için özel olarak geliştirdiğimiz ileri erişilebilirlik mekanizmaları, çok gelişmiş özelliklere sahip Wi-Fi yönlendiricimiz ve “nesnelerin interneti” için tasarladığımız akıllı izleme sistemimizi burada tanıtıyoruz” dedi. Synology’nin CeBIT’te ilk defa duyurduğu kablosuz yönlendiricisi RT1900AT ile kullanıcılar 1.9 Gbps’ye varan hız elde ediyorlar. Geniş kapsama alanı, kullanıcı dostu arayüzü ile katılımcıların büyük ilgisini çeken yeni yönlendirici ayrıca DNS tabanlı web filtreleme, gelişmiş QoS önceliklendirme gibi özelliklere de sahip. Volkan Yiğit, “Yeni kablosuz yönlendiricimiz son kullanıcılara çok kullanışlı çeşitli işlevler sunuyor. Örneğin istemci bazlı haklar belirlenebiliyor. Örneğin bir kullanıcı ağı sadece iş saatlerinde kullanıyorsa ona sadece iş saatleri içerisinde kullanma hakkı veriliyor. IP bloklama özelliği var. Bu özelliklerin tamamı çok kullanışlı olan bir arayüz üzerinden yapılıyor. Aynı zamanda bizim multimedya uygulamalarımızı
Synology, yeni ürün ve çözümlerini Bilişim alanında dünyanın en önemli fuarları arasında yer alan CeBIT’te duyurdu.
Volkan Yiğit da bu yönlendirici üzerinden kullanmak mümkün” dedi. Şirketlerin petabaytlarca veriyi nasıl hızlı bir şekilde yedekleyebileceklerini ve yönetebileceklerini göstermek için Synology, yüksek miktarlarda ölçeklenebilir kapasite ve yüksek erişilebilirliğe ihtiyaç duyan kurumlar ve veri merkezleri için geliştirilen yeni aktif/pasif yük devretme (failover) kümesini CeBIT’te sergiledi. Synology’nin yüksek erişilebilirlik çözümü büyük verinin daha verimli bir şekilde kullanılabilmesini sağlıyor. Kullanıcılar dosya ve klasörlerini yöneticilerin yardımına ihtiyaç duymadan kolaylıkla kurtarabiliyorlar. Performans düşüklüğü olmadan 256 adete kadar Snapshot alınabiliyor ve bu Snapshot’lar yıllarca saklanabiliyor. Çok sayıda IP kamera ve donanımını destekleyen Surveillance Station 7.0, nesne takibi, dijital çıktı ve çift yönlü ses takibi gibi özelleştirilmiş özellikleri ile rakiplerinden ayrılıyor. Gözetim özelliklerinin özelleştirilmesini ve esnek bir gözetim sistemi oluşturulmasını mümkün kılan Surveillance Station 7.0, alarmlar veya manyetik kilitler gibi harici cihazlara da bağlanabiliyor. İnsan hatasını en aza indirgemek için kurgulanabilir
görev otomasyonu sistemine sahip Surveillance Station 7.0, güvenlik sistemindeki açıkların kapatılmasına yardım ediyor. Kurumlar ürünün zengin özellikleri sayesinde önceden kurgulanmış senaryolar ile çok çeşitli görevleri sisteme tanımlayarak, güvenliği üst seviyelere çıkarabiliyor. Gözetim alanının esnek ve kolay yönetilebilmesine olanak sağlayan Surveillance Station 7.0, kurumların gözü ve kulağı oluyor. Synology ayrıca NAS cihazlarında kullandığı işletim sistemi DiskStation Manager’ın 5.2’nin beta sürümünü duyurdu. Beta sürüm içerisinde yer alan sanallaştırma paketi Docker ile birkaç tıklama ile sunucu uygulamaları oluşturulabiliyor, yönetilebiliyor ve kullanılabiliyor. DSM’in yeni beta sürümündeki bir diğer yenilik ise artık SSO (Single Sign-ON) sunucusu olarak çalışabilmesi. Kullanıcılar için erişim yönetimi DSM üzerinden yapılabiliyor. Diğer yenilikler arasında yeni Backup File Browser ve akıllı rotasyon yer alıyor. Akıllı rotasyon depolama tüketimini azaltırken zamana bağlı noktalı kurtarmada esneklik sağlıyor. Dosyalar arası eş zamanlama yapılırken şifreleme ile üst düzey güvenlik sağlanıyor. Note Station yönetim yazılımı olarak çalışabiliyor ve kullanıcıların daha iyi organize olabilmelerini mümkün kılıyor. Volkan Yiğit Diskstation Manager’ın yeni sürümü ile ilgili şunları söyledi: “İşletim sistemimizin bugün beta versiyonunu tanıtıyoruz. Yaklaşık bir iki ay içerisinde tam sürümünü yayınlayacağız. Çok önemli işlevler eklendi. Docker ile sanal uygulamaları container’lar üzerinden çalıştırılabilecek. Uygulamaların hangi performansta çalışabileceğini kendiniz belirleyebiliyorsunuz.”
17 BThaber
DOSYA
Kurumsal ve Tümleşik İletişim Teknolojileri
6 - 12 NİSAN 2015 www.bthaber.com
Tümleşik iletişim çözümleri iş süreçlerini yeniden şekillendiriyor Teknolojinin hızla ilerlemesi ve işin içine mobil cihazların katılmasıyla birlikte “geleneksel” iletişim Ekrem Uçman modelleri geride kaldı. Şirketler ve çalışanlar, IP telefon, e-posta, anında mesajlaşma ve mobil iletişim gibi farklı yöntemleri tek noktada toplamaya başladılar. Kısaca ‘Tümleşik İletişim’ dediğimiz bu yeni yapıyı tanımlarsak, bu iletişim modeli web tabanlı yönetim arayüzüne ve tak-çalıştır cihaz yönetimi yeteneklerine sahiptir. Bu sayede sunucu, telefon ve ağ geçidi gibi cihaz ayarlarını kolayca yaparak sistemi kısa sürede çalışır hale getirmek mümkündür.
Ayrıca web servisleri aracılığıyla hali hazırda kullanılan uygulamalarla entegre edilebilir. Şirketler, çalışanların kullandığı mobil cihazları artmasıyla birlikte, bu cihazları telekonferans ve daha doğrusu “tümleşik iletişim çözümleri”ne dahil etme ihtiyacı hissettiler. Sade ve kolay yönetilebilir bir sistem altyapısıyla farklı iletişim modellerini bir araya getirmeye başaran şirketler, hem maliyet hem de iş gücü bakımından kendilerine avantaj sağladılar. Dosyamızda da tümleşik iletişim sistemlerinin kurumsal iş süreçlerine olan etkisini, sunduğu avantajları ve gelecekte bizi bekleyen iletişim teknolojilerini göreceksiniz.
18 DOSYA
BThaber
Kurumsal ve Tümleşik İletişim Teknolojileri
Tümleşik sistemler iş süreçlerine esneklik kattı Tümleşik iletişim yapılarının mobil çalışma ortamlarına uygun olması nedeniyle zaman mekan bağımsız iş yapış modelleri daha yaygın hale gelmektedir. Birçok ekip sanal ve matrik yapılarda çalışmaktadır. Bu yapıların işbirliği içinde çalışması tümleşik iletişim teknolojileri ile gerçekleşmektedir. Oluşan bu yeni düzende yöneticilerin, birbirlerinden farklı konumlarda çalışan çalışanların yönetimini ve performanslarının takibini tümleşik iletişim altyapıları kullanmadan verimli olarak yönetmeleri de zor olmaktadır. Burada tümleşik iletişim teknolojilerinin sunduğu imkanlardan yararlanılabilir. Örneğin e-posta gönderimi yerine anlık mesajlaşma ekipler arası iletişimi hızlandıracağı gibi artıracaktır. Şirket çalışanların yetkinliklerini geliştirmeleri açısından önemli yer tutan eğitimler, tümleşik iletişim yapıları ile uzaktan eğitim modelini mümkün kılar. Bu da şirketlerin; ulaşım, konaklama gibi maliyetlerinde tasarruf sağlamasına yardımcı olurken, planlamalarını daha esnek bir model üzerinden yapmalarını sağlar. Diğer taraftan birçok firma bazı işlerini alt yüklenicileri ile gerçekleştiriyor. Bu yapıların da tümleşik iletişim sistemleri ile desteklenmesi durumunda ekipler arasında artan işbirliği neticesinde çalışmalar daha verimli yürütülmektedir. İş hayatı mobiliteyle beraber hareketleniyor Günümüzde mobilite kavramı günlük hayatta ve iş süreçlerinde önemli bir yer kazanmış durumda. Bu durumun oluşmasında tablet bilgisayar ve akıllı telefonların yaygınlaşmasının da etkisi yadsınamaz. Bu cihazları iş süreçlerinde kullanan çalışanların daha mutlu ve motivasyonlarının daha yüksek olduğu, şirket açısından da verimlilik ve tasarruf sağladığı gözlenmektedir. Dünya genelinde çalışma modelleri, evden çalışma ve mobil ortamlardan iş yapma şeklinde yayılımını sürdürüyor. Tümleşik iletişim altyapıları, sunduğu çözümlerle bu alanda da şirketlere farklı çözümler sunuyor. Mobilitenin yaygınlaşması ile geleneksel çalışma modelleri değişmeye; bu eğilimle birlikte pek çok sistem ve uygulama mobil hale gelmeye başladı. Tümleşik iletişim sistemlerinin yetenekleri geliştikçe iş hayatındaki etkinliği de artmaya başladı. Özellikle raporlama için bu teknolojiler daha fazla şirket tarafından tercih edilir konuma geldi. Örneğin haftalık raporların gönderimlerinde, sadece e-mail değil, anlık mesajlaşma ya da sesli mesaj gönderimi gibi farklı yöntemler kullanılmaya başlandı.
KoçSistem Hizmet Entegrasyonu Çözüm ve Hizmetler Grup Yöneticisi Orhan Düz Melez yapı desteği şart Günümüzün en önemli değişimlerinden biri ise tümleşik iletişim sistemlerinin de bir hizmet olarak verilebildiği bulut bilişim modelleri. Her geçen gün daha fazla şirket, süreçsel ya da çeşitli nedenlerden dolayı hibrid yapıda bulut sistemlerine geçmeye başladı. Bu nedenle tümleşik iletişim hizmeti sunan şirketlerdeki mevcut sistemlerin, bulut bilişim ile entegre çalışabilecek hibrid yapıyı desteklemesi çok önemli.
6 - 12 NİSAN 2015
BYOD yaklaşımının faydaları yadsınamaz Tümleşik iletişim teknolojilerinin firmalar için birçok avantajı bulunuyor. Pazarın ve teknolojinin gelişmesi ile beraber, müşteri ihtiyaçları doğrultusunda iş yaşamımızın daha düzgün ve hızlı bir şekilde ilerlemesi gerekiyor. Tümleşik iletişim, ses, mail, konferans,faks ve anlık mesajlaşma gibi iletişim için kullandığımız farklı cihaz ve uygulamaların tek bir yerde birleştirilerek aynı platform üzerinden kullanılmasına denir. İletişim için bu kadar farklı uygulamanın aynı platform üzerinden yönetimi, iş süreçlerini basitleştirerek, hayatımızı kolaylaştırmaktadır. Çalışanlar bilgilere daha hızlı ve kolay ulaşıp, müşterilerine daha kolay yoldan hızlı bir şekilde destek olabilirler. Teknolojinin gelişmesi ile beraber hayatımıza giren yeni nesil cihazların ofislerimizde kullandığımız geleneksel cihazlarla entegre olması iş hayatımızı kolaylaştırmaktadır. Bugün herkes farklı model mobil cihaz kullanıyor ve ara yüzüne alışmış olduğu cihaz ile neredeyse bütünleşmiş durumda. Yerine başka bir cihaz kullanmanın işini zorlaştıracağını düşünüyor. Tüm ofis işlerini bu cihazlardan yapmanın kendilerine avantaj getirdiğini düşünüyorlar. Ofislerde kullandığımız geleneksel haberleşme sistemleri kendi cihazını getir olarak Türkçe’ye çevirilen, BYOD modeline uygun olması şirketler içinde büyük avantajları bulunmakta. Bu model sayesinde son kullanıcı cihazlarına destek olmak BT ekiplerinin işi
DVA Kanal Satış Müdürü Değer Hatipoğlu olmaktan çıkıyor. Ayrıca şirketler için çalışanlarına bu tip cihazları sağlamak açısından maliyet tasarrufu sağlanmaktadır. Mobil cihazlar iletişim yöntemlerini değiştiriyor Mobil cihazlar ile birlikte hayatımızda çalışma şekilleri, yöntemleri değişti. Daha fazla mobil çalışan iş hayatında rol almaya başladı. Kullandığımız yeni nesil mobil cihazlar üzerinden hem iş hem de özel işlerimizi yapabilmek bize iş ve gündelik hayatın koşuşturmacası içinde avantaj sağlıyor. Üzerimizde taşıdığımız bu cihazlarla, farklı iletişim uygulamalarını basit bir şekilde kullanabiliyoruz. Birçok özelliğin tek bir yerden yönetilebilmesi, kurumsal iletişimi esnek ve basit hale getiriyor. Hem taşıma kolaylığı hem de kolay kullanımı olması birçok çalışan açısından mobil cihaz kullanmak iş hayatında önemli bir yere sahip.
OpenScape Business
KOBİ ‘ler için İDEAL HABERLEŞME ÇÖZÜMÜ
DVA Telekomünikasyon ve Bilgi Teknolojileri A.Ş Şerifali Mahallesi Alptekin Caddesi Merit Plaza No:65/1-B 34775 Ümraniye / İstanbul / Turkey www.dva.com.tr satis@dva.com.tr +90 216 522 98 90
20 DOSYA
BThaber
Kurumsal ve Tümleşik İletişim Teknolojileri
6 - 12 NİSAN 2015
Şirketler tümleşik iletişim araçlarıyla tasarruf sağlıyor İnternet ağı ve diğer ağ teknolojilerinin tamamını iletişim teknolojileri olarak genellersekdünyanın ilk zamanlarında iletişim ihtiyacı minimum olan ve olmasa da sorunlarını çözebilecek şekilde işleyen “ticaret” artık bunlar olmadan işleyemez hale geldi. İş dediğimiz olguyu destekleyen tüm BT sistemlerinin iletişimi artık bir zorunluluk. İş hayatına destek olan sistemlerin en önemlilerinden birisi ise “Tümleşik İletişim”. İletişim teknolojilerinin tamamının yerel ve internet ağı üzerinden gerçekleştirilmesine dayanan, eskiden PSTN vb sistemler üzerinden verilen iletişim artık yetersiz hale geldi. Artık iletişimin tamamının daha kapsamlı, içinde mobil sistemler, masalarımızdaki telefonlar, diz üstü bilgisayarlar ve yakın zamanda akıllı saatleri de kapsayacak şekilde gerçekleşmesi gerekliliği ortaya çıktı. Bunun sonucu ise aslında uzun zamandır hayatımızda tümleşik iletişim sistemleri var ve kullanımı artmakta. Gelişen internet hat kapasiteleri ve yedekliliği ile sağlanan yüksek kullanılabilirlik bu teknolojilerin yaygınlaşmasında önemli bir rol oynadı. Firmalar için ise bu aslında temel iş ihtiyacı olan iletişimin tamamen veri tabanlı ve yaygın bir şeklide sağlanması ile verimin ve karlılığın artması olarak yansıdı. Bugün tüm firmalar tümleşik iletişim sistemleri ile tanışmış değil fakat çok uzun olmayan bir süre içinde yavaş yavaş geçiş sağlanacaktır. Özellikle orta ve büyük işletmeler için bu çözümlerin varlığı birçok BT operasyonunu kolaylaştırmakta, maliyetleri düşürmekte ve güvenlik anlamında iyileşme sağlamakta. Bulutta güvenlik soru işareti olmaya devam ediyor Diğer bütün iş kollarında olduğu gibi tümleşik iletişim sistemleri için bulutta bir pazar var. Bu pazardan özellikle orta katman müşteriler için maliyet ve operasyon anlamında çok büyük bir fayda sağlanacak gibi görünüyor. Fakat bulut tabanlı sistemler maliyet avantajları ve operasyon kolaylığı ile beraber birçok soru işaretini de beraberinde getiriyor. Özellikle güvenlik, şirket iletişimlerinin tamamının 3. parti bir hizmet sağlayıcı tarafından sağlanması ile bu endişeler daha da artıyor. Olaya yüksek karlı tümleşik iletişim
Labris Genel Müdür Yardımcısı Baran Erdoğan hizmeti sunan şirketler açısında bakarsak orta katman pazarı kaybedeceklerini öngörebiliriz ama en azından bir süre daha mutlaka büyük kurumsal şirketler- güvenlik konusunda hassasiyet taşıyan firmalar açısından bu firmaların tercih edilmeye devam edileceğini söyleyebiliriz.
Netaş Bütünleşik İletişim Çözümleri Müdürü Atınç Baytan
Tümleşik sistemler iş süreçlerinde verimi artırıyor İş dünyası ve iş yapış biçimleri her geçen gün yeniden şekilleniyor. Dolayısıyla artan hız ile yoğunluk karşısında, mekân ve zamandan bağımsız yeni nesil iletişim yöntemlerine ihtiyaç duyuyoruz. Gelişen teknolojiyle birlikte artık, nerede olursak olalım, herhangi bir cihaz aracılığıyla, ihtiyaç duyduğumuz zamanda istediğimiz kişilere ulaşabiliyoruz. Bu iletişimi ister görüntülü ister doküman paylaşımlı gerçekleştirebilmek, tümleşik iletişim yöntemleriyle elde ettiğimiz en temel avantaj olarak göze çarpıyor. Tümleşik iletişim yöntemleri, internete her noktadan, güvenli ve yeterli bant genişliğinde, hesaplı bir maliyetle erişebilmeyi; farklı cihazlarla bağlı kalarak bir arada çalışabilmeyi mümkün kılıyor. Ofis ve zamana bağımlı şirket kültüründen yeni nesil gezici çalışanlara ve sürekli seyahat eden üst seviye yöneticilere doğru bir evrimleşme yaşıyoruz. Şirketler, tümleşik iletişim sistemleriyle, maliyeti yüksek son kullanıcı cihazlarına gerek kalmadan, iş süreçlerini daha kolay ve verimli hale getirebiliyor. Böylece, farklı noktalardaki kişileri bir araya
getirmek için harcanan ulaşım giderlerinden tasarruf ediliyor, katılımcılar ise değerli zamanlarını daha etkin kullanabiliyor. Yeni nesil sistemler uzakları yakın kılıyor Görüntü ve ses kalitesi konusunda kullanıcı tecrübesini en üst seviyeye taşıyacak şekilde tasarlanan Telepresence Sistemleri, katılımcıların toplantılarını, yüz yüze ve aynı mekândaymış hissiyatıyla gerçekleştirmesi ihtiyacına cevap veriyor. Sistem sayesinde; birbirinden kilometrelerce uzakta, hatta farklı kıtalarda bulunan kişilerin, bir toplantıyı aynı masada oturuyormuş gibi gerçekleştirmeleri mümkün oluyor. Webex Sistemleri’yle kişiler;
mekân, zaman ve cihazdan bağımsız olarak, çalışma arkadaşları, iş ortağı firmalar ve müşterileriyle etkileşime geçebiliyor. Bu etkileşim, sıradan bir çokluortam ses görüşmesiyle olabileceği gibi, bir eğitimin dokümanının çalışanlarla paylaşılarak yapılmasına imkân sağlıyor. Aynı zamanda, eğitimin sonunda anket ve sınav yapılabilecek şekilde görüntülü, çok katılımcılı bir sanal etkinliğe dönüştürülebiliyor. Şirketler, Telepresence ve Webex çözümleriyle, karbon salımında sağladıkları azalma ve enerji tasarrufuyla ilgili somut verileri paylaşıyor. Doğaya karşı sorumluluğunu ve bu konudaki hassasiyetini topluma iletiyor. Telepresence ve Webex sistemleri kullanılarak düzenlenecek toplantıları alışkanlık haline getirebilen ve iş süreçlerinde bu sistemleri yaygın kullanabilen şirketler, kısa süre içerisinde yaptığı yatırımın geri dönüşünü alabiliyor. Ulaşım masrafları ve seyahatler esnasında kaybedilen çalışma saatlerinin finansal karşılığı, yapılan yatırımların kendini hızla amorti etmesini sağlıyor. Gelecekte entegrasyon artacak Görüntülü iletişim, iki kullanıcı arasında noktadan noktaya gerçekleşebileceği gibi, çok sayıda katılımcının farklı coğrafyalardan dâhil olduğu bir şekilde de karşımıza çıkabiliyor. Kullanıcıların bilgiişlem ekiplerinin desteği olmaksızın görüntülü görüşmeleri yönetebilmeleri, bu iletişimin kolaylığını gösteriyor. Mobil kullanıcıların, akıllı telefonları veya tablet cihazlarıyla bir Telepresence görüşmesine dahil olabilmeleri mümkün. Bu şekilde, şirket içi görüntülü görüşme çözümleri, şirket dışında hareket halindeki kullanıcılar için de erişilebilir hale geliyor. Ayrıca, kişilerin mekânlara bağımlılığını azaltarak, şirketlerin görüntülü görüşme cihazlarına büyük yatırımlar yapmasını engelliyor. Bu bilgiler ışığında, yakın gelecekte görüntülü iletişimin, sesli iletişimin önüne geçeceğini söyleyebiliriz. Gelecekte mobil, görüntülü ve sosyal platformlarla entegre uygulamaların artacağını, tümleşik iletişim altyapılarının ise daha genel, şirketler arası ve son kullanıcıları da kapsayacak şekilde entegre olacağını öngörebiliriz.
22 DOSYA
BThaber
Kurumsal ve Tümleşik İletişim Teknolojileri
6 - 12 NİSAN 2015
Tek kanal üzerinden akıcı iletişim Tümleşik iletişim sayesinde şirketler veri, görüntü ya da ses tabanlı tüm bilgileri tek kanal üzerinden paylaşabilmektedir. Böylelikle tümleşik iletişim hem genel maliyete olumlu etki etmekte hem de iş süreçlerine entegre edildiğinde verimi de artırmaktadır. Örneğin geleneksel telefon sistemleri sınırlı yetenekleri nedeniyle çalışan verimliliğini artıramamakta hatta kuruma bir maliyet ve zaman kaybı yükünü de beraberinde getirmektedir. IP Telefon teknolojisi ve sesli iletişim teknolojisinin kurumun veri ağı üzerine taşınması ile oluşturulan bütünleşik ağ altyapısı sayesinde her şeyden önce telefon sisteminin getireceği ek işletim maliyetleri düşmektedir. Birden fazla ofisi olan kurumların şubeler arası görüşmeleri de var olan veri ağı üzerinden taşınacağı için telekom maliyetlerinde önemli oranda azalma sağlanmaktadır. Kurum personelinin bilgisayarlarına yükleyeceği telefon yazılımları ile de mobilite maksimuma çıkabilmektedir. Gezici personel dünyanın neresinde olursa olsun kendi masaüstü telefonunu sürekli yanında bulundurma esnekliğine sahip olabilmekte ve bu da çalışma verimini yükseltirken iletişim giderlerini düşürmektedir. Tümleşik yöntemlerle iletişimde karmaşaya son Bütünleşik mesajlaşma sistemleri sayesinde telefondan veya bilgisayardan sesli mesaj, e-posta ve faks gibi işlemler gerçekleştirilebilmekte böylece santral operatörlerinin trafikleri hafiflemektedir. Ofis dışında bulunan personel ise telefonlarına bırakılan sesli notları ister elektronik postalarında, isterlerse bulundukları yerdeki telefondan dinleyebilmektedirler. Günümüzde sesli ya da görüntülü konferans uygulamaları, ulaşım maliyetlerinden ve zamandan tasarruf amacı ile sıkça kullanılmaya başlanan bir yöntem haline gelmektedir. Bu sayede kullanıcılar bulundukları yerden görüntülü ya da sesli olarak toplantılara katılabilmekte, eğitim ve benzeri çeşitli faaliyetleri yerine getirebilmektedirler. Tümleşik iletişim sayesinde karmaşıklık ortadan kalkmakta ve tüm bu iletişim yöntemlerinden en uygun olanı hızlı ve basit bir biçimde kullanılabilmektedir. Mobilite kurumsal iletişimi yeni bir boyuta taşıdı İstediğimiz anda mesajlaşmak, e-posta gönderebilmek, sesli ve görüntülü görüşmek, sosyal ağlara bağlanmak, resim,
Proline Ağ Çözümleri Yöneticisi Ahmet Eriş video ve içerik paylaşmak gibi kavramlar artık yalnızca bireysel değil kurumsal ihtiyaç olarak da değerlendirilmektedir. İletişim odaklı yeni teknolojiler için üretilen çözümler şirketlerin iletişim ihtiyaçlarının karşılanmasını kolaylaştırmak ve iletişimin sürekliliğini sağlamak için tasarlanmaktadır. Tümleşik iletişim, çalışanları birbirine yaklaştırarak verimliliklerini artıran çözümler sunmaktadır. Çalışanlar her yerden her an en uygun uygulama ile iletişimlerini sürdürebilmenin kolaylığını yaşamaktadır. IP Telefon teknolojisiyle beraber sesli ve görüntülü konferans, tümleşik mesajlaşma, IP telefon entegrasyonu gibi tamamlayıcı çözümler ve IP telefonların uygulama çalıştırma yetenekleri göz önüne alındığında bu teknolojinin sağlayacağı çözümlerin kurumlara getireceği yararlar kurum iletişimini de yeni bir boyuta taşımaktadır.
Evden ve mobil çalışan sayısı artıyor Özellikle son yıllarda kurumların ve bireylerin haberleşme alışkanlıkları dikkat çekici bir şekilde değişiyor ve dönüşüyor. Çalışanlar, eskiye oranla çok daha fazla hareket halinde. Son yıllarda kullanımı iyice artan akıllı telefon ve tabletler ise kullanıcı beklentilerini üst düzeye çıkarmış durumda. Kullanıcılar, keyif alacakları cihazları, uygulamaları tercih ediyorlar ve iletişim artık pek çok farklı kanal (ses, chat, video vs.) kullanılarak gerçekleştiriliyor. Ülkemizde mobil çalışan sayısı özelinde yapılmış özel bir araştırma bulunmuyor ama evden ve mobil çalışan sayısının hızla arttığını söyleyebiliriz. Bu konuda bilhassa büyük ölçekli kurumların ipi göğüslediğini; satış, pazarlama, iş geliştirme, içerik ve tasarım gibi çalışmaların daha çok mobil çalışanlar tarafından gerçekleştirildiğini gözlemliyoruz. Ölçek ve iş birimlerindeki bu eğilimin giderek yaygınlaşacağını, görece orta ve küçük ölçekli firmalarda mobil çalışan sayısının artacağını öngörüyoruz. Unify tarafından Amerika’da yapılan bir araştırmaya göre 2020 yılında toplantıların yüzde 94’ü tamamen internet ortamında yapılacak. Yine Unify’ın Y kuşağı özelinde yaptığı araştırmaya, mobil hayat tarzını benimseyen Y kuşağının yüzde 89’u 09:00-17:00 zamanlı bir iş yerinden çok daha esnek çalışma saatleri sunan firmaları tercih edeceğini gösteriyor. Ayrıca araştırmaya katılanların yüzde 89’u mobil çalışma planlaması yapacağı iş yerlerinde daha mutlu
Unify Türkiye Ülke Müdürü Erda Tütüncüoğlu olacağını belirtiyor. Avrupa’da faaliyet gösteren şirketlerin yüzde 70’inin toplantılarını sanal platformlar üzerinden gerçekleştirdiği söylenebilir. Zaman kaybı azaldı Gelişen kurumsal görüntülü görüşme teknolojileri sayesinde dünyanın her yerinden katılabilen sanal toplantılarda artık katılımcılar bir proje üzerinde çalışırlarken sadece görüntülü görüşmenin yanı sıra, birbirleri ile sunum paylaşımı, demo gösterimi gibi paylaşımları da yaparak aynı masa etrafındaymışçasına toplantılarını yapabiliyorlar. Bu da kurum çalışanlarının bir toplantı için uzun seyahatler yaparak geçirecekleri zamanı azaltmasıyla birlikte, daha verimli ve hızlı karar alabilmelerine olanak sağlıyor. Seyahat masraflarının azalması da ayrı bir fayda olarak görülüyor. Giderlerin karşılanması konusunda ise her kurumun farklı ödeme sistemleri ve planlamaları bulunuyor. Bu konuda net olarak dile getirebileceğimiz diğer bir husus, mobil çalışma eğiliminin verimliliğin yanında ciddi oranlarda maliyet tasarruf sağlamasıdır. IDC’nin raporuna göre, 2015 yılında 1,3 milyar olan dünyadaki toplam çalışan sayısının yüzde 37,2’sini mobil çalışanlar oluşturuyor. Bu sayının Y ve gelecekte Z kuşağı bağlamında, mobilite, esnek çalışma ve her yerden çalışma gibi yeni çalışma şekilleri ile 2020 yılında yüzde 50 oranına ulaşması bekleniyor.
www.StorageCraft.com.tr
24 DOSYA
BThaber
Kurumsal ve Tümleşik İletişim Teknolojileri
Mobiliteyle beraber müşteri memnuniyeti arttı Birçok sektörde hızlanan pazar hareketliği ve rekabet, iş süreçlerinde çeşitli esneklikleri zorunlu kılıyor. İletişim, tüm iş süreçlerinin bel kemiği niteliğinde ve çalışanların gelişmiş iletişim olanaklarına tek noktadan erişimi, yeni iş süreçlerinin gerektirdiği esnekliğe destek sağlıyor. Böylece, tümleşik iletişim teknolojilerinin iş süreçleri üzerindeki etkisi; kolaylaştırıcı, ilgili maliyetleri azaltan ve toplam verimliliği arttıran yönde oluyor. Her ölçekte şirket için, çalışma zamanının büyük kısmı ofis dışında geçen sorumlu ve uzmanların sayısı günden güne artıyor. Bu güncel koşullar altında, mobiliteyi kurumsal yapılarına kazandıran şirketler; müşteriler, tedarikçiler gibi şirket dışı bağlantılarla gerektiği anda, verimli iletişim kurarak zaman ve maliyet kazancı sağlıyor, müşterilerinin memnuniyetini arttırıyor. Mobil cihaz ve çevrimiçi ağların kullanımının yaygınlaşmasıyla; geleneksel iş modellerinin alışılagelmiş iş takibi süreçleri, yüz yüze toplantı etkinlikleri vb. çalışma şekilleri daha esnek olanaklarla güçlendi. Böylece; maliyetleri azaltan, koşullarda olabilecek değişimlere hızlı uyum sağlamayı kolaylaştıran yeni iletişim araçları mevcut iş modellerinin merkezinde konumlandı. Üreticiler ve entegratörler için; yeni nesil araçların kullanımının son kullanıcının alışık olduğu süreçlerle bütünleşmesinin sağlanabilmesi, başarı olasılığını arttırıyor. Tümleşik iletişimi pürüzsüz sağlayan yapılar Tümleşik iletişimi; sesli, yazılı ve görüntülü olarak, farklı cihazlardan kullanılabilir şekilde sunan çözümler Dünya genelinde ilgi görüyor.
Alfacom Kurumsal Satış Süreçleri Yöneticisi Halil Ozan Özkök Kurumsal iletişim alanında dünya çapında lider olan üreticilerin; iletişim sistemleriyle tam entegre çalışan mobil cihaz uygulamaları, internet tarayıcı uygulamaları ve gelişmiş çağrı yönetim işlevleri sayesinde tümleşik iletişimi eksiksiz ve pürüzsüz geçişlerle sağlayan gelişmiş yapılar sunuyoruz. ww Bulut konusunda şirketlere zaman gerekiyor Bulut bilişimin temel avantajları; tümleşik iletişim alanında, diğer ilgili alanlarda olduğu gibi birçok olanak sağlıyor. Diğer taraftan, kurumsal şirketlerin karmaşık iletişim ihtiyaçları ve kurumsal geniş alan ağ yapıları; yerel sistem yapılandırmalarını ve ilgili danışmanlık hizmetlerini gerektiriyor. Bu tür çözüm ve hizmetler sunan şirketlerle çalışma üzerine talepler devam ediyor.
6 - 12 NİSAN 2015
Karel Tümleşik İletişim Çözümleri ve Bulut Çözümlerinden Sorumlu Ürün Pazarlama Müdürü Sertaç Erkan
Tümleşik çözümlerle alışkanlıklar değişiyor Tümleşik iletişim, farklı iletişim yöntemlerinin bir arada çalışıp iş süreçlerini ve çalışanların kullanım alışkanlıklarını farklılaştıran, iletişimi çalışanların günlük hayatta alışık oldukları ortamlara taşıyan ve hızlandıran platform olarak tanımlanabiliyor. Geçtiğimiz 15 yıllık dönemde ses, veri ve görüntüde yaşanan yakınsamanın yanı sıra, geniş bant erişimin yaygınlaşmasıyla ortaya çıkan yeni çözümler, iş hayatında bilişim teknolojilerinin kullanımının verimlilik artışında ne kadar etkin bir araç olduğunun fark edilme sürecini hızlandırıyor. İş süreçleri yeniden tanımlanıyor, iş yapış biçimleri değişiyor ve iletişim kanalları çeşitleniyor. Mevcut teknolojik ekipmanın kapasitesinin ve kalitesinin yeni eklenti ve uygulamalar ile artırılması, cihazların birbiriyle uyumlu ve entegre çalışabilmesi için ihtiyaç duyulan teknolojik yatırımın yapılması yöneticilerin gündeminde ön sıralara yerleşiyor. Sayısal dönüşüm hızlandığı günümüz iş dünyasında sesli konferans, video-konferans, web konferans gibi uygulamalar farklı mekânlarda bulunan çalışanların aynı yerdeymiş gibi iletişim kurmalarına imkân tanırken, sanal toplantıların verimini de arttırıyor. Bu uygulamalar sayesinde firmalar seyahat giderlerinde önemli ölçüde tasarruf sağlarken, çalışanların zamanının da daha verimli kullanılması mümkün oluyor. Öte yandan hayatımızın vazgeçilmez bir parçası haline gelen
akıllı cihazlar bu sayısal dönüşümün en önemli aktörleri haline geliyor. Daha hızlı ve yetenekli cihazlar sayesinde her türlü uygulamayı bu cihazlar üzerinden kullanmak ve değişen iş koşullarına adapte olmak mümkün oluyor. Tümleşik iletişimle mekandan bağımsız iş süreçleri İş dünyasının daha hareketli ve mekandan bağımsız bir modele doğru geçirdiği dönüşüm iş süreçlerinin ve çalışan rollerinin gözden geçirilmesini zorunlu hale getiriyor. Bilgisayarlara veya akıllı telefonlara yüklenen uygulamalar sayesinde günümüz profesyonelleri artık her zaman, her yerden erişilebilir hale geldi; herkes ve her şey mobiliteden payına düşeni aldı, alıyor. Artık çalışanların kurumsal iletişim sistemleri üzerinden hem sesli hem de görüntülü olarak çağrı yapmaları, gelen çağrılara her an her yerden ve her türlü mobil cihaz üzerinden cevap vermeleri mümkün. Karel UCAP, gerek şirket çalışanlarının kendi aralarındaki iletişimini, gerekse müşteriler ve tedarikçilerle verimli şekilde iletişim kurulmasını sağlıyor. Bu sayede iş süreçleri daha etkin bir biçimde yönetilirken, kaynakların optimal kullanımı da mümkün oluyor. Farklı modeller Dahili uygulamalar; mobiliteyi destekleyen farklı uç birimleri için tek numara özelliği veya kendine ait bir masası olmayan satış personelini destekleyen uç birimlerini ortak kullanıma açan ortak masa gibi özellikler. Durum bilgisi tabanlı anlık mesaj gibi anlık iletişim araçları. Web-tabanlı kullanım; çözümün web tabanlı bir arayüz üzerinden erişilebilir ve yönetilebilir olmasını hatta sadece sistem yöneticisi için değil kendi ayarların yapılandırabilmeleri için kullanıcıların erişimi de açık olmasını destekleyen araçlar. Web arayüzü üzerinden konferans, birleşik mesajlaşma vb özelliklerin kullanımı. Kurulum ve entegrasyon esnekliği; sistemin dağınık yapıda kurulum, merkezi yapıda kurulum veya özelliklerin farklı noktalarda kurulumu, yedek ve ana sistemin farklı lokasyonlara kurulumu, özel bulut kurulumu gibi esneklikleri desteklemesini sağlaması. Çözümün SIP, Q.SIG, XMPP gibi standartları destekliyor olması sayesinde yatırımları gelecekteki olası ihtiyaçlara karşı gerekirse entegre çözümler ile koruyabilmesi.
BThaber
BİLİŞİM DÜNYASI 25
6 - 12 NİSAN 2015
Juniper iş ortaklarıyla bir araya geldi Haber Merkezi Geçtiğimiz hafta Eskişehir’de iş ortakları ile bir araya gelen Juniper, yeni ürün ve çözümleri ile satışlarını artırmayı hedefliyor. Juniper’in Türkiye distribütörlerinden Prolink ile birlikte düzenlediği kanal etkinliğinde yeni ürün ve çözümlerle yenilenen iş ortağı programı tanıtıldı. Etkinlikte konuşan Juniper MEA Bölge Direktörü Mario Georgiou, Türkiye’de kurumsal pazarda her geçen gün büyüdüklerini vurguladı ve Juniper açısından önem taşıyan konuları aktardı: “Bulut günümüzün en önemli konularından birisi haline geldi. Birçok şirket çözümlerini buluta taşıyor. İkinci konu ise mobil. Önümüzdeki yıllarda mobil cihazların sayısı daha artacak. Milyarlarca cihaz birbirine bağlanacak. Dolayısıyla ağlar üzerinden aktarılan veri miktarları daha artacak. Üçüncü konu ise güvenlik. Güvenlik hem bireysel hem de şirketler açısından çok önemli. Ağlara yapılan saldırıların sayısı artarken kapsamı genişliyor. Artık bu saldırılar bir iş. Bu saldırıları yapanlar bu işten para kazanıyor. Diğer bir önemli konu ise video. Trafiğin neredeyse yarısını video oluşturuyor. Trafiğin artmasıyla öçeklenebilirlik ön plana çıkıyor. Günümüzdeki önemli eğilimlerden birisi de büyük veri. Birçok büyük veri uygulaması geliştiriliyor ama bunların yüzde 25’i başarısız oluyor. Bunun en büyük nedeni ağ altyapısının yetersiz olması.” Artık kurumsal uygulamalar dahil birçok şeyin hizmet olarak sunulabildiğini söyleyen Georgiou sözlerine şöyle devam etti: “Bu ağ trafiğinin daha artmasıyla sonuçlanıyor. Artan bu ihtiyaca cevap verilebilmesi için ağların akıllı olması yani ağ üzerinde olup bitenin en ince ayrıntısına kadar bilinmesi gerekiyor.” Toplantıda görüşme fırsatı bulduğumuz Juniper Kanal Müdürü Duygu Çağlar, “Juniper İş Ortakları Toplantısını 6 ayda bir gerçekleştiriyoruz. Bu toplantıyı özellikle daha fazla kişiye ulaşabilmek için Ankara ve İstanbul’un ortasında yer alan Eskişehir’de yapmayı tercih ettik. Bu toplantıya her zamankinden daha fazla bir talep oldu. Bu da Juniper’in Türkiye’de sağlam adımlarla ilerlediğinin bir göstergesi. İstanbul ve Ankara başta olmak üzere yaklaşık 200
iş ortağımız bu etkinliğe katılım gösterdi. Yönlendirici, anahtar ve güvenlik ürün ailelerinin yanısıra veri merkezi ile ilgili başarı hikayelerimizi de paylaştık. Ayrıca 1 Temmuz’dan itibaren geçerli olacak yeni kanal programımızın duyurusunu da burada yaptık ve kanal stratejilerimizi aktardık. Bu toplantının başarılı geçmesindeki desteklerinden dolayı distribütörümüz Prolink’e teşekkür ediyoruz “dedi. Prolink İş Birimi Yöneticisi Burcu Akpınar ise “Juniper Networks ve Prolink bünyesinde
iş ortaklarımızla bu yıl Eskişehir’de bir araya geldik. İki gün süren bu zirvede Juniper Networks tarafındaki son yenilikleri paylaşmanın yanısıra dönemi değerlendirme fırsatı da bulduk. Güçlü kanal ağını daha verimli hale getiren ve çözüm odaklılığı hedefleyen bu etkinlikte, iş ortaklarımızla sektörü daha iyi analiz etme fırsatı bulduk. Bilgi güvenliği ve sürekliliğinin odak noktası olduğu günümüzde iş ortaklarımızla birlikte sektörün ihtiyaçları doğrultusunda başarılı projeler geliştirmeye devam edeceğiz” dedi.
BThaber
26 BİLİŞİM DÜNYASI Ekrem Uçman EMC Sistem Mühendisliği Yöneticisi Fırat Öztürk ile flash disk teknolojilerini ve geleceğin trendleri arasında yer alan silikon veri merkezlerini konuştuk. n Flash depolama teknolojisi son dönemde oldukça revaçta. Şirketlerin flash depolamanın tercih etmesinin temelinde neler yatıyor? EMC olarak 1979 yılından bu yana çeşitli sektörlere hizmet veriyoruz. 1979 yılından bu yana şirketlerin iş yapış şekillerinde önemli değişimler yaşandı. Müşterilerine daha inovatif ve hızlı hizmet vermek isteyen şirketler, bu sebeple yeni çözümler aramaya başladılar. Bankacılık, telekomünikasyon ve perakende alanında sürekli artan veri miktarı da, şirketlerin bu ihtiyacını gittikçe körüklemeye başladı. Rekabetin oldukça yoğun bir şekilde yaşanan bu ortamda hız önem kazanınca şirketler Flash teknolojisini tercih etmeye başladılar. Müşteriler, daha önce tercih ettikleri katmanlama depolama modelini bırakarak, tamamen flash depolama teknolojisine geçmeye başladılar. Flash diskin getirdiği en temel avantaj; eski model 20-30 diskin yapacağı işlemi, flash diskin tek başına gerçekleştirmesi olarak göze çarpıyor. Flash depolama getirdiği hız avantajının yanı sıra, eskiye nazaran çok daha az donanım kullanılması sebebiyle hem alan maliyeti, hem de enerji tasarrufu
6 - 12 NİSAN 2015
Flash diskler iş süreçlerini hızlandırıyor, maliyetleri azaltıyor Kurum ve şirketler hibrit ortamlarda gerek flash depolama gerekse de bulut hizmetlerini bir arada kullanarak kendilerine her iki alanda da manevra alanı yaratıyorlar.
konularında şirketlere önemli avantajlar sunuyor. n Flash depolamanın şirketler tarafından geç benimsenmesinin temel sebepleri neler? Sunucu tarafından yaşanan gelişmelere karşın depolama tarafında bu tarz bir ilerlemenin olmaması, depolama tarafında çalışan şirketleri ve dolayısıyla EMC’yi de bu tarz bir arayışa itti. Yaklaşık 10 yıllık bir
geçmişse sahip olan flash bellekler, ilk etapta oldukça pahalı oldukları gibi büyük kapasitelerde üretilemiyordu. Zaman içerisinde müzik çalarlar, akıllı telefonlar ve fotoğraf makinaları gibi bireysel teknolojilerde flash bellek kullanımının giderek artmasıyla beraber üretim de zenginleşince fiyatlar daha makul seviyelere geldi. İlk etapta sadece tek tip olan flash bellek teknolojisine, şu an 4-5
farklı tipte örnek verebiliyoruz. Bunun yanı sıra kapasiteler de gittikçe arttı. İlk çıktığında 73 gigabayt olan flash disk kapasitesi, günümüzde 1.6 terabayta kadar yükseldi. n Şirketler bulut depolama alternatiflerine yöneliyorlar. Bu durum flash disk maliyetlerinin azalmasında etkili oldu mu?
Kesinlikle oldu. Bunun en önemli sebebi, müşterilerin bazı verilerini hızla ulaşabilecekleri, hazır ve düşük maliyetli ortamlarda saklamak istiyorlar. Bu yüzden bulut servis sağlayıcılarının sunduğu maliyet avantajlı hizmetler, şirketlere daha cazip gelebiliyor. Bununla doğru orantılı olarak da flash disk teknolojileri gerek maliyet gerek kullanılırlık bakımından etkileniyor. Buna ek olarak şirketler hibrit ortamlarda gerek flash depolama gerekse de bulut hizmetlerini bir arada kullanarak kendilerine her iki alanda da manevra alanı yaratmaya başladılar. n Geleceğin trendleri arasında arasında yer alan “silikon veri merkezleri”nden söz edebilir misiniz? Son dönemde sektörde oldukça konuşulmaya başlandı. Özellikle sağladığı “kabinet alanı” tasarrufu ile dikkat çeken teknoloji, tamamen flash disklerden oluşması sebebiyle “silikon veri merkezi” olarak adlandırılıyor. Bununla beraber toplam maliyet konusunda da önemli avantaj sunuyor. Önümüzdeki 4-5 sene içerisinde oldukça yaygınlaşması beklenen silikon veri merkezleri, günümüzdeki veri merkezlerine göre çok daha küçük alanlarda kurulacak. Türkiye’de de kullanılmaya başlanan bu teknolojiyle birlikte şirketler yüzde 80’e varan tasarruflar elde etmeye başladılar. Türkiye’de ve dünyada bu teknolojiyi kullanmaya başlayan şirketler, yaptıkları yatırımın karşılığını 1 sene gibi kısa bir sürede almaya başlayabiliyorlar.
Sanayi fonları projelerle buluşuyor Haber Merkezi Fon Merkezi, Uzman Rehberi, Teknoloji Transferi gibi pek çok çözüm geliştirip tek bir platformda sunan, inovasyonu hızlandırma ve işe dönüştürme platformu Liderlervadisi. com, özgün Sanayi Fonları Modeli ile sanayicileri teknoloji geliştirenlerle buluşturuyor. Hayata geçirilen bu yeni modelle, sanayiciler hedeflediği teknoloji çıktılarını, başvuru ve işbirliği koşullarını, hedef kitlesini, sunacağı desteği vb. belirleyip fonunu oluşturuyor. Otomotivden bilişime, gıdadan tekstile pek çok sektörde
şirketlerin altyapılarını teknoloji geliştirenlere açabildiği sistemde, sanayi firmaları laboratuvar, ArGe ekipmanı ve personeli, prototip imalatı ve üretimi için gerekli olan imkanları kullandırıyor. Böylece bir projesi veya prototipi olanlar Liderlervadisi.com platformunu kullanarak finansman için ihtiyaç duydukları uzmanlığı ve altyapıyı kendisine sağlayacak bir firma ile işbirliği gerçekleştirebiliyor. Karşılığında, fikir ürün haline geldiğinde, firma alıcı olduğu için girişimci ürününü pazarlama derdinden
kurtularak bir sonraki inovasyonunu tasarlamaya başlayabiliyor. Liderlervadisi.com Kurucu Ortağı ve CEO’su Metin Uçucu sistemin işleyişini şöyle anlatıyor: “Diyelim ki bir otomotiv sanayi firması, yeni bir otomobil modeli için far geliştiriyor. Artık geliştiricilere ‘al bu teknik resmi, bundan bana imal et’ demiyor. ‘20172018 modeli için bana bir far geliştir’ diyor. Geliştirdiğimiz modelle bu süreci kolaylaştırıyoruz. Dünyada iki bini aşkın fon destek programını inceledik. Firmalar bu birikimden yararlanarak
kendi fon destek programını oluşturuyor. Örneğin ‘inovatif far geliştirme’ konulu işbirliği çağrısı yayınlıyor. Böylece ArGe şirketleri, akademisyenler, teknoloji girişimcileri gibi binlerce beyni harekete geçirebiliyor. Üstelik firmalar işbirliği yaptığı geliştirici sayısını hızla artırabiliyor. Ama herkes bu olanaklara sahip değil. Bir projesi, bir hayali olup bunu ürüne dönüştürmek isteyenler de var. Diyelim ki bir akademisyen, öğrenci ya da teknokent firması yeni bir far modeli geliştiriyor. O andan itibaren geliştiricinin tasarım noktasından başlayarak son
ürüne kadar fiziksel olarak ciddi bir altyapıya ihtiyacı var. Optik laboratuvarı olacak, geliştirdiği farın ölçümlerini yapacak, prototip yapıldığında doğrulama testleri yapılacak vesaire. Geliştiriciler, bunu fon arayarak çözmeye çalışıyor ama aradıkları her şey sanayide de var. Sanayi firmaları destek programlarını oluşturup altyapı olanaklarıyla işbirliği yaptıkça, hem finansman süreci hem de ürün geliştirme süreci kolaylaşıyor. Sanayi fonu bütün bu süreçleri kolaylaştıran, işbirliği olanaklarını zenginleştiren bir çözüm.”
BThaber
28 BİLİŞİM DÜNYASI
6 - 12 NİSAN 2015
İzmir, BT’de de marka şehir olacak Tüm çalışmalar stratejik planlama anlayışı kapsamında Handan Aybars ilgili kurum ve kuruluşları, sivil toplum örgütlerini, üniversiteleri ve özel sektörü bir araya getiren katılımcı yaklaşımla yürütülüyor. İZKA bölge planlarını hazırlarken, bu plana girdi sağlayacak şekilde stratejik öneme sahip konularda, uzman kurum ve kuruluşlarla işbirliği halinde sektörel analizler ve strateji çalışmaları da yapıyor. Bu kapsamda yapılan analiz ve strateji çalışmalarından biri de “İzmir Bilgi Toplumu Temelli Kalkınma Stratejisi”. İzmir Kalkınma Ajansı Genel Sekreteri Murat Yılmazçoban şu eklemeyi yapıyor: “İZKA, İzmir’in bilgi toplumuna ve akıllı bir şehre dönüşümünü, bunu destekleyecek şekilde İzmir’de katma değerli bilgi iletişim teknolojileri üretilmesini stratejik bir alan olarak belirledi. Bu kapsamda da ülkemizde bir ilk olmak üzere şehir ölçeğinde bu konuda bir strateji belgesi hazırladı.” Mali destekler sunuluyor İZKA’nın diğer bir fonksiyonu, İzmir için yapılan plan ve stratejiler doğrultusunda, kalkınma sürecinin hızlandırılması ve kritik öneme sahip faaliyetlerin hayata geçirilmesi amacıyla mali destekler verilmesi. Bu kapsamda İZKA tarafından Mali Destek Programları, Güdümlü Projeler gerçekleştiriliyor. 2014 yılında da Bilgi Toplumuna Dönüşüm ve Bilgi İletişim Teknolojileri Mali Destek Programı ilan edildi. Bilgi Toplumuna Dönüşüm ve Bilgi İletişim Teknolojileri Mali Destek Program’ının genel amacı, “İzmir’in bilgi toplumuna dönüşüm sürecinin hızlandırılması ve bu süreci destekleyecek uygulamalarının yaygınlaştırılması, bu amaca hizmet edecek şekilde, İzmir’de işletmelerin belirlenen öncelikli alanlarda bilgi iletişim teknolojileri üretmelerinin sağlanması” olarak belirlendi.
İzmir Kalkınma Ajansı (İZKA), İzmir’in sosyoekonomik kalkınma stratejisini, tematik ve sektörel gelişme eksenlerini, hedeflerini ve önceliklerini ortaya koyan temel politika dokümanı niteliğindeki bölge planlarını hazırlıyor.
İzmir Kalkınma Ajansı Genel Sekreteri Murat Yılmazçoban
Programın tarafları, önceliklerini takip ediyor Kâr amacı gütmeyen kuruluşların öncelikleri: • İzmir’de sağlık, eğitim, ulaşım, kültür, çevre, tarım ve turizm gjbi bilgi servislerine elektronik ortamda erişim sağlanması, birbirine entegre ve kesintisiz ulaşılabilir hale getirilmesi. • İzmir’in marka değerini artıran akıllı kent uygulamalarının yaygınlaştırılması. • Yenilenebilir enerji teknolojileri, enerji verimliliği uygulamalarını ve doğal
kaynakların sürdürülebilir kullanımını destekleyen bilgi iletişim teknolojisi uygulamalarının geliştirilmesi. • Katılımcılık esaslı akıllı yerel yönetişim uygulamalarının yaygınlaştırılması, kamu ve yerel yönetim hizmetlerinin internet-mobil teknolojiler üzerinden sunulması.
Programda öncelikler ise ‘kâr amacı gütmeyen’ ve ‘kâr amacı güden kuruluşlar’ için oluşturuldu.
yararlanıcısı var. Kâr amacı gütmeyen kategorisinde belediyelerin, kamu kurumlarının, üniversitelerin, meslek odalarının, derneklerin, organize sanayi bölgeleri ve kooperatiflerin projeleri var. Bu projelerde kağıtsız çalışma ortamlarına, elektronik belge yönetim sistemlerine ve dijital arşive geçiş, e-imza uygulamaları, coğrafi bilgi sistemleri kullanımı, kamu hizmetlerinin web ve mobil uygulamalar üzerinden verilmesi, dezavantajlı bireylere yönelik teknoloji uygulamaları, sanal müze uygulamaları, ücretsiz Wi-Fi hizmeti sunumu gibi pek çok farklı çalışmalar yürütülecek. Yılmazçoban projelerin sağlayacağı faydaları şöyle anlatıyor:
Toplam bütçe 21 milyon TL’yi aşıyor Bu program kapsamında destek alan 35 proje var. “Bu projelerin toplam bütçesi, ajansımız 15 milyon TL’lik program bütçesi ve proje sahiplerinin sağladığı eş finanslarla yaklaşık 21,5 milyon TL’ye ulaşıyor” bilgisini veren Murat Yılmazçoban, program bittiğinde bu kaynağın İzmir’de bilgi iletişim teknolojilerine aktarılmış olacağına işaret ediyor. Belirttiğimiz gibi, projelerin kâr amacı ‘gütmeyen’ ve ‘güden’ şeklinde iki tip
Kâr amacı güden kuruluşların öncelikleri: • BT alanında diğer sektörlere ve kamuya
yönelik yüksek katma değer üreten yenilikçi ürün ve faaliyetlerin geliştirilmesi ve ticarileştirilmesi. • İşletmelerin BT geliştirme süreçlerinde, tasarım, Ar-Ge, ürün geliştirme konularında iyileştirmeler yapılması. • BT’deki işletmelerin BT ürün ve hizmetlerinde uluslararasılaşma düzeyinin geliştirilmesi, ihracat kapasitelerinin artırılması ve bunun için gerekli olan kalite belgelerinin alınması.
“Programdaki bazı projeler kapsamında İzmir’in sosyoekonomik gelişmişlik düzeyi açısından az gelişmiş ilçeleri de BT ile tanışmış olacaklar. Bu şekilde İzmir kent merkezi ve az gelişmiş ilçeleri arasındaki sayısal uçurumun giderilmesine de katkı sağlanmış olacak. Kar amacı güden projelerde ise kurumsal yazılımlar, enerji yönetim sistemi, marina yönetim sistemi, bilgi güvenliği yönetim sistemi, tarımsal mekanizasyon sistemi, otomatik ödeme sistemi ve oyun platformu geliştirilmesine yönelik projeler var.” Büyük yatırımcılar İzmir’i tanıyacak Mali Destek Programları kapsamındaki projelerin
yürütülmesi ve izlenmesi 2015 yılı içinde devam edecek adımlar. Yılmazçoban, bu noktada İzmir’i farklı kılan özellikleri paylaşıyor: “Ülkemizin ikinci en büyük ticaret merkezi ve ulusal ekonominin itici güçlerinden birisi olarak İzmir, başka pek çok sektörde olduğu gibi bilgi iletişim teknolojileri sektöründe de yeni yatırımlar için önemli bir potansiyel barındırıyor. Üç devlet, altı özel olmak üzere dokuz üniversite, yılda yaklaşık 16 bin mezun, farklı sektörlere nitelikli işgücü sağlayan pek çok meslek yüksekokulu, bilgi ve iletişim teknolojileri sektörü için önemli bir bilim altyapısı ve yetişmiş insan kaynağı oluşturuyor. İzmir’de çalışanlar, yabancı dil ve yeni teknolojileri kullanmada yüksek beceriye sahipken, İstanbul ve Ankara’ya göre daha rekabetçi ücretlerle çalışabiliyor. Ayrıca daha yüksek sadakat ve aidiyet bilincine sahip oldukları görülüyor. İZTEKGEB, DEPARK, İdeEge ve İzmir BilimPark 4 aktif teknoloji geliştirme bölgesi ve bunlar, BT sektöründe faaliyet gösterecek firmalar için önemli bir altyapı. Bu sebeple İzmir’i BT sektöründe büyük yatırımcılara tanıtmayı hedefliyoruz. Bu konuda aktif çalışmalara başlıyoruz.”
BThaber
30 BİLİŞİM DÜNYASI Handan Aybars Sanal müzik sektöründe şöhrete kavuşmak oyunun anafikri. Ama bu kadar da değil. Şirket yönetmek, suç dünyasında yer almak, polis veya doktor olmak gibi farklı kariyer dallarında ilerlemek de mümkün. Hem bu meslekleri yaparken müzik kariyerinizi devam ettirebiliyorsunuz. Gerçek zamanlı oynanan oyunda, oynatılan karakter de oyun boyunca gelişimine devam ediyor. 2012’de oyun, mobil cihazlarda daha kullanışlı yeni arayüz ve özelliklerle modernize edilip oyuncuların beğenisine sunuldu. Popmundo’nun en fazla üyeye sahip olduğu ülke ise İstanbul, Ankara, İzmir, Antalya illeri ile Türkiye. Oyun geliştiriciler Bernard Mackenzie, Jonas Farnsworth, Billy Bob Samuels, kıdemli elçiler Cavlan Tatbul ve Levent Hancı’nın desteklediği oyunda sadece karakterinizin ana özelliklerini seçebilirsiniz. Yani isim, yaşadığınız şehir, tercih ettiğiniz müzik türü gibi… Bunları daha sonra isteğiniz paralelinde değiştirebilirsiniz, ama bu ilk bilgiler karakteriniz ana yapısını oluşturmakta büyük rol üstleniyor. Detayları Cavlan Tatbul ve Levent Hancı anlatıyor: n Popmundo ne zaman, nasıl bir fikirle geliştirildi? Cavlan Tatbul: Oyunun ana fikri ve esin kaynağı aslında reality TV programları, ayrıca içinde şöhret ve müziği barındıran türlü programlar.
6 - 12 NİSAN 2015
‘Herşey sanat için’ desek de, aslında daha fazlası var Popmundo, iki İsveçli arkadaş Jonas Farnsworth ve Frank Blomdahl tarafından 2004 yılında kurulmuş, tarayıcı üzerinden oynanan çevrimiçi ‘rol yapma’ oyunu.
Aklımıza gelen bu fikri 2000’li yılların başında hayata geçirdik. Popmundo oyunu yeni bir dünya olarak başladı desek yeridir. Popmundo ekibi, aynı zamanda Hattrick isimli çevrimiçi futbol menajerlik oyununu da geliştiren ekip. Popmundo bir rol yapma oyunu olduğu kadar, aynı zamanda bir simülasyon oyunu. n Oyunu oynamak ve kayıt yaptırmak için neler yapmak gerek? Levent Hancı: Bir internet tarayıcısı ve e-posta adresi. E-posta adresi asla üçüncü şahıslara verilemez ve sadece oyuncular ile iletişim kurmak için kullanılır. Bazı ihtiyaç durumlarında özel oyuncu
destek adreslerimizden iletişim halinde olabilmek için bunu istiyoruz. 2000’li yılların başından günümüze kadar oyun dünyası hızla yükselen bir döneme girdi. Oyun firmaları çıkardığı oyunlarla ve yaptığı tanıtımlarla beraber birbirleriyle kıyasıyla rekabete girdiler. Sayfa tabanlı oyunlar ise biraz daha mütevazı bütçelere sahip. Genelde internet reklamları ve gönüllü oyuncular tarafından reklamları yapılıyor. Zaten Popmundo bu şekilde tanıtıldı. Ben de Popmundo’ya 2007 yılında okuduğum bir gazete sayesinde başlamıştım. n Bu oyun nasıl bir ekip tarafından hayata
n 2015 yılı plan ve hedefleriniz neler? Levent Hancı: Müzik oyunumuz Popmundo’da 2015 yılı içinde uygun bir suç oyunu tamamlamaya çalışıyoruz ve bunu da en kısa sürede yayınlamayı planlıyoruz.
Cavlan Tatbul
geçirildi ve devam ettiriliyor? Cavlan Tatbul: Oyun geliştiriciler tarafından oluşturuldu ve küçük bir ekip tarafından devamlılığı sağlanıyor. 11 yıl boyunca herhangi bir zamanda oyun içinde 2-3 kişiden fazla geliştirici bulunmadı. Oyun sahipleri birkaç kez değişti ama şu anda üç tane geliştiriciye ait. n Oyuncular nasıl rekabet ediyor? Levent Hancı: Oyun solo ya da işbirliği içinde bilgisayar simülasyonuna karşı oynanıyor. Oyuncular dolaylı olarak sıralamada rekabet ve özel etkinlikler üzerinden yarışıyorlar birbirleriyle.
n Bu oyunda başarılı olmak için kişinin neler yapması gerek? Cavlan Tatbul: Oyunda ne kadar zaman harcadığımız tamamen size bağlı bir konu. Oyuna çok fazla zaman ayıramayacaksınız üzülmeyin, karakteriniz kendisi ile her dakika ilgilenilmedi diye oturup ağlamaz. Oyunda olan bitenleri haftada birkaç defa kısa aralıklarla kontrol etmeniz de kariyerinizi geliştirmenize yeter. Diğer yandan, oyunla daha sık ilgilenen başka bir oyuncunun da anlık gelişmelerden haberdar olacağı için haftada bir defa oyun ile ilgilenen başka bir oyuncuya göre bir adım daha önde olacağı da kaçınılmaz bir gerçek. Bu tercih tamamıyla gerçek hayattaki yaşam tarzınıza kalmış bir şey. n Kaç oyuncu var ve bunların kaçı Türkiye’den? Cavlan Tatbul: Şu anda kayıtlı olan 70 bini aşkın kişi var. Bu kayıtlı oyuncular dünyanın dört bir yanından oynayan oyuncular. Bu oyunda en çok Türk ve İspanyol oyuncular bulunuyor.
Şirketlerin gündemindeki müşteri hizmetleri trendleri Dünyanın önde gelen teknoloji ve iş süreç yönetimi şirketlerinden Xerox’un araştırma şirketi WDS, dünyanın farklı ülkelerinde çeşitli sektörlerden yüzlerce şirket yöneticisi ile yaptığı global araştırma sonuçları ile şirketlerin önem verdiği, üzerinde çalıştığı ve kendi iş süreçlerine eklemek istediği müşteri hizmetleri trendlerini ortaya koydu. Araştırma sonuçlarına göre
2015’in sonuna kadar dünya nüfusunun yüzde 42’sinin
akıllı telefon sahibi olması bekleniyor. Akıllı telefonlar,
sosyal hayatımızda ve iş süreçlerimizde olduğu kadar markalarla olan iletişimimizde de en çok tercih ettiğimiz araçların başında geliyor. Xerox WDS araştırmasına göre markalar bunu dikkate alarak müşterilerine mobil araçlar yoluyla verilecek hizmetler üzerinde çalışıyor. Araştırma sonuçlarına göre şu başlıklar öne çıkıyor. • Sanal çağrı merkezleri
• Proaktif müşteri hizmetleri yaygınlaşıyor • Büyük/küçük veri analizi önem kazanıyor • Bire bir iletişim öncelikli tercih • Siri gibi dijital asistanların kullanımı artıyor • Mağazalar çok amaçlı kurgulanıyor • Sohbet servisi yaygınlaşıyor • Sanal gerçeklik uygulamaları çoğalıyor
BThaber
32 BİLİŞİM DÜNYASI Handan Aybars Yurtdışı operasyonlar MENA pazarı odaklı çeşitlenir, Türk dizilerine yönelik ilgi de bu çeşitlilikte pay sahibi olurken, paralelde kamu ve özel sektörde önemli çalışmalar hayata geçirilirken, Medianova CEO’su Serkan Sevim, 2015 yılı planlarını anlatıyor ve eklemeden geçmiyor: “Şirketimizin yerli ve yabancı talibi çok. Ama küresel bir şirket olma vizyonumuz var. Yani satmayı veya ortak almayı düşünmüyoruz.” n Hedef kitlenizi nasıl tanımlıyorsunuz? Online yayın olarak bakarsak, yüzde 60-70 gibi bir pazar payımız var Türkiye’de. Ama misal Facebook gibi küresel yapıları ayırmak lazım. O zaman pazar payımız daha yüksek. Medya olarak baktığımızda, büyük bir medya grubu hariç diğerlerinin tüm yayın (streaming) yapıları bizde. Hedef kitlemiz medya ve haber ajanslarının önemli bir bölümü. Burada bulut bilişim çözümü var. Verimliliğimiz müşteri sayısı ve trafik arttıkça daha faydalı oluyor, daha iyi destek verebiliyoruz. Genelde müşterilerimizin ilk başladığımız yıllarda algısı ‘Bunu ben de yaparım’ yönündeydi. Ama biz ağ yapısına bir özellik eklediğimiz zaman, bu herkese o anda sunuluyor. Aksela da bu yapı içinde konumlandırılıp, yoğunluğu otomatik olarak dağıtıyor. Video hızı açısından net fayda var.
6 - 12 NİSAN 2015
Önceliğimiz, değer yaratmak Bulut bilişim merkezli çözümleri ile uçtan uca yayıncılık sektörünü hedef alarak Türkiye’de önemli ilkleri gerçekleştiren Medianova’nın temel hedefi Türkiye’den küresel bir şirket çıkabildiğini göstermek.
kazanıldıkça, kanalların yatırımları da arttı. Onlar da web yapılarında kaliteyi artırmak istiyor, bunun öneminin bilincindeler. Amaç reklam pazarında ayrışmak. Reklamveren ‘dijitalde videoya bu kadar para ayıracağım’ dediği için burada doğal olarak hem içerik hem ulaştığı kitle ile öne çıkmaya çalışıyor. Bu gördüğümüz en net trend. Pazar daha da büyüyecek ve kim önceden konumlanırsa büyük avantaj sağlıyor.
n İnternette en çok ne izleniyor? Öncelik her zaman spor içerikleri. Futbol Türkiye’de her zaman açık ara en fazla izlenen başlık. Bunun dışında, Türkiye’de yarattığımız en büyük içerik diziler. Dizilerde inanılmaz bir ‘tekrar izleme eğilimi’ var. Ayrıca akşam belli saatte oturup dizi izleme alışkanlığı bitmiş gözüküyor. İstenen saatte, reklamsız, internetten izleme eğilimi net. Hele mobil, bazı servislerde yüzde 60-70 paya ulaştı. İzleme alışkanlıklarını ofis veya evde net takip edebiliyoruz.
n Akıllı TV talebi bu gelişimde nasıl bir paya sahip? Akıllı TV büyük bir inovasyon. Üretici şirketler, küreselde bu TV’leri internete bağlamaya, kullanıcıları TV’den internete girmeye yönlendirmeye çalışıyorlar. Çünkü şu anda eve giren akıllı TV’lerin sadece yüzde 20’si kablo ile internete bağlı, diğerleri ise geleneksel TV hizmeti sunuyor. Bu TV’lerde bilgisayarın gelişimine benzer bir süreç olması ile akıllı TV’ler dijital dünyanın parçası olacak. Bugün mobil telefonsuz ve internet bağlantısız nasıl yaşayamazsak, zamanla benzer bir eğilim akıllı TV için de olabilecek.
n Kanalların bu eğilime bakışı nasıl? Eskiden kanallar web sitelerini bir bilgilendirme platformu olarak kullanıyordu. Ama artık izleyicilerin beklentileri ön planda. Bu konuda ekosistem var, reklam gelirleri ile bu işten para
n Kullanıcı beklentileri, çözümlerinizi nasıl etkiliyor? Bu noktaya gelineceğini 2004 yılından beri biliyoruz, bu eksende geliştirmelere ve ArGe’mize çok önem veriyoruz. İlk günden beri bu konuda
küresel firmalarla rekabet hep ana hedefimiz oldu. Zor olsa da Türkiye’de Ar-Ge yapmamız, katma değer yaratmamız, bunu bir refleks haline getirebilmemiz gerek. Bütün yazılımlar bizim ürünümüz. Herşeyi kendi içimizde geliştiriyoruz ve uzun vadede tüm bu çabamız geri dönüşünü yapıyor. n 2015 yılı öncelikleriniz neler? Önceliğimiz yurtdışında daha güçlenmek. 2-3 yıldır bu zaten ana planımızdı. Bu yıl ise satış organizasyonumuzu çok iyi kurguladık. 2015’te dünyaya açılacağız, bağlantılarımızı güçlendireceğiz. İkinci hedefimiz de özellikle kurumlara yönelik video servislerinde Türkiye’de ve yine yurtdışında büyümek. Burada da büyük fırsat var. Halka açık video yayın ağını, yani yaptığımız bu ana işin aynısını teknolojik olarak büyük şirketlerin lokaline kurarak onların video ile iletişimini sağlamak istiyoruz. Eğitim videoları, canlı yayınlar bunun ilk akla gelen örnekleri. Perakende, holding, finans, telekom sektörlerinde bazı şirketlerde halen bu yapımız çalışıyor. Sonuçta örneğin binlerce çalışanı olan bir perakende şirketinin eğitim için herkesi bir mekana toplamasının maliyeti göz önüne alındığında, video ile bunu yapmak etkili ve kolay. 2015 ve 2016’da videoyu kurumsalda daha güçlü konumlandırmak istiyoruz.
n Web TV demişken, elektronik genel kurul odaklı çalışmalarınız ne seviyede? İlgi yoğun ve firmalar da memnun. Bunu yaymak istiyoruz. Elektronik genel kurul açıklık ve şirkete prestij kazandırıyor. Egenel kurul gelişecek. E-devlet tarafında farklı projelere de bakacağız. Sonuçta kamuda çok müşterimiz var. Yeni fırsatlar için pozisyon almaya çalışıyoruz. Kamuya genelde sunduğumuz hizmetlerin temelinde de zaten web TV var. Canlı yayın önemli bir güç ve kamuda kullanılan izleme, soru-cevap bağı kurma gibi servislerimiz var. Bunların daha da gelişeceğini öngörüyoruz. n Yurtdışında önceliğiniz hangi pazarlar? Coğrafi ve kültürel olarak yakın MENA bölgesini seçtik. Burası 300 milyonluk bir nüfus ve orada müşterilerimiz var. Farkındalığı yaratıp çözümlerimizi sunmak önceliğimiz. Dubai ofisi kurma projemiz de var. Bölgeyi detaylı taramak istiyoruz. Portekiz’de operatörlere satış yapan bir şirketle iş ortağıyız ve onlarla Afrika’da 4 ülkeye girdik. Küresel yayılım sağlıyoruz. n Peki ya Avrupa ve Türk Cumhuriyetleri? Türk Cumhuriyetleri çok planlamıyoruz. Ülkede bazı süreçlerin oturmuş olmasını istiyoruz. Avrupa ve ABD
konusunda planım var, ama bu zamanla olacak. Bu süreçte satış ekibimizin de vizyonunu genişleteceğiz. Sonuçta uçtan uca bir çözümle Türkiye’de önemli şeyler başardık ve diğer ülkelerde başarılı olmanın önünde engel yok. Önce MENA’da birkaç başarı hikayesi yaratacağız. Öte yandan, Romanya da dikkat ettiğimiz bir pazar. Türkiye’deki operatörleri ikna ederek, birlikte çalışma fırsatlarına da bakıyoruz. n Türk dizileri, çözümlerinize yönelik yurtdışı ilgisinde pay sahibi mi? Evet. İçerik dünyası da bunu gördü. Eskiden bir içerik sadece Türkiye için yapılırken, şimdi farklı dillerle sunuluyor. Önümüzdeki dönemde bu konuda yapılacak çok çalışma olacak. Misal, web üzerinden bir medya grubunun bölgeye Arapça yayın yapması çok basit. Orada da pazar büyük. Türkiye’de herkesin kapsamlı ihracat fırsatlarını görmesi ve bunun için doğru bilgilerle harekete geçmesi lazım. Çünkü ülke olarak büyük bir pazar kaçırıyoruz. n Ar-Ge öncelikleriniz neler? Bu yıl mevcut ürünlerin süreç ve sunucu optimizasyonu önceliğimiz. Halihazırda çok ürünümüz var. Makine kurulumlarının da hepsini otomasyona çevirdik. Bu, iç süreçlerde bir Ar-Ge oldu. Bu seneki Ar-Ge’lerimiz de iş süreçleri optimizasyonu odaklı olacak. Hadoop’a geçtik. Bunlar hep Ar-Ge ve mevcut ürünlerde kalıp, bunları güçlendireceğiz. İstihdamımızın yeni teknolojiler odaklı birikimini sürekli güçlendiriyoruz. Birkaç ay önce İK bölümünü kurduk, doğru insanları daha doğru pozisyonlarda konumlandırmaya başladık. n Şirketinize yönelik yatırımcı ilgisi ne seviyede? Yurtiçinden de yurtdışından da çok var. Ama ben küresel bir şirket olma vizyonu ışığında satmayı veya ortak almayı düşünmüyorum. Sermaye yapımız güçlü. Bu da elimizi rahatlatıyor ve tek başımıza yola devam etme gücü veriyor. Hayalim Türkiye’den bir marka olması. İş çeşitlendirmek adına farklı projeleri gündemimize alıyoruz. Bunun bir örneği enerji. Sonuçta girişimcinin hedefi satmak değil, değer yaratmak olmalı.
BThaber
34 BİLİŞİM DÜNYASI
6 - 12 NİSAN 2015
DorukNet, Microsoft çözümlerini buluttan sunacak Haber Merkezi
Vector’e uluslararası kalite ödülü Haber Merkezi Vector Bilgi Teknolojileri, kalite kültürü ve sürdürülebilir büyüme konularında uzman uluslararası kuruluş Business Initiative Directions (BID) tarafından Uluslararası Kalite Zirvesi’nde “Century International Quality Era - Altın Kategori Ödülü’ne layık görüldü. Vector Bilgi Teknolojileri; müşteri memnuniyeti, liderlik, teknoloji, en iyi uygulama, iş sonuçları, ISO 9001 ve toplam kalite yönetimi (QC100) kategorilerindeki uygunluğu doğrultusunda, geçtiğimiz 10 ay içinde Paris, Londra, Madrid, Cenevre, Frankfurt ve New York’ta yapılan yıllık toplantılarda, 116 ülkeden şirket liderlerinin bir araya gelerek yaptıkları oylama sonucunda bu ödülü almaya hak kazandı. Ödüle yönelik değerlendirmelerde bulunan Vector Genel Müdürü Serdar İçaağasıoğlu, “Şirketimizin çalışma prensipleri arasında yer alan ve asla taviz
vermeyi düşünmediğimiz kalite ve sürdürülebilirlik ilkelerimizin sınırları aşıp uluslararası otoritelerin dikkatlerini çekmesi ve en nihayetinde tescillenmesi bizleri çok memnun etti. BID’nin bizleri layık gördüğü ödüle aday olamıyorsunuz ve değerlendirme sürecinden haberiniz dahi olmuyor. İş yapış modelimizin doğal olarak ödüllendirilmesi bizim için gurur verici” dedi. Arcelor Mittal, WallMart, Karspersky, Indian Oil gibi dünya devlerinin layık görüldüğü bu ödülü ülkemizden daha önce Doğuş Holding, Sabancı Vakfı, Kardemir, Digitürk ve İGDAŞ almaya hak kazanmıştı. Kişi, kurum ya da kuruluşların kendiliğinden aday olamadığı ödül, liderlik, planlama ve karar verme, müşteri memnuniyeti, çevreye saygı, kurumsal sosyal sorumluluk, inovasyon, yenilik ve teknoloji, mükemmellik, toplam kalite yönetimi gibi kriterler gözetilerek veriliyor.
DorukNet, Microsoft Türkiye’nin servis sağlayıcılara yönelik hayata geçirdiği Cloud OS Network (COSN) Programı’nda birinci seviye ana iş ortağı oldu. DorukNet Genel Müdürü Gökhan Erkman “Microsoft Türkiye ile 15 yılı aşkın süredir devam eden iş ortaklığımız boyunca birçok başarılı projelere imza attık. 2011 yılında Türkiye’de bulut bilişim hizmetlerini ilk veren firma olduk. Bugün DorukNet olarak Microsoft ile beraber Türkiye’de bir ilke daha imza atarak bulut bilişim sektöründeki öncü konumumuzu sürdürmeye devam ediyoruz. Kendi veri merkezimizde Azure Pack çözümlerini, özellikle KOBİ’ler için oldukça hızlı, kolay ve hemen ulaşılabilir şekilde sunmanın mutluluğunu yaşıyoruz” dedi. Azure Pack çözümü ile şirketlerin elektronik dönüşüm süreçlerinde de çok önemli katkılar sunduklarını ifade eden Erkman “e-Dönüşüm çözümleri kapsamında Gelir İdaresi Başkanlığı onaylı e-Defter çözümünü Medyasoft ile yaptığımız bir işbirliği anlaşmasıyla Azure Pack’in altyapısını kullanarak, hayata geçirdik” dedi. Microsoft Türkiye KOBİ Segmenti’nden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Tarık Tüzünsü, özellikle KOBİ ölçeğindeki işletmelerin Azure Pack çözümü ile güvenli,
verimli ve uygun maliyetli bir bulut bilişim altyapısına sahip olacağını belirtti. Tüzünsü, “KOBİ’ler, orta büyüklükte bir paket olan Azure Pack ile bulut bilişim hizmetine DorukNet vasıtasıyla en hızlı biçimde ulaşabilecekler. Ayrıca Microsoft tarafından teknolojik danışmanlıkla desteklenecek olan bu çözüm, DorukNet’in müşteri hizmetlerindeki kalitesiyle de farklılığını ortaya koyacaktır” dedi. Tüzünsü, DorukNet iş ortaklığı ile kurumsal ve KOBİ segmentine 2000’e yakın sanal sunucu hizmeti vermeyi hedeflediklerini, ayrıca bulut üzerinden Türkiye’de çok nadir sunulan Hosted SQL hizmetini de müşterilerine sunucaklarını sözlerine ekledi. Microsoft Türkiye Genel Müdürü Tamer Özmen de bulut bilişimin küresel teknoloji pazarında büyük bir ivme yarattığını belirterek, IDC (International Data
Center) verilerine göre bulut bilişim ekseninde oluşan yeni iş kollarının 2015’te dünya genelinde 14 milyon yeni iş fırsatı yaratmasının beklendiğini kaydetti. Özmen, bu yeni iş potansiyelinin 1,1 trilyon dolara yakın bir ticari hacim yaratacağını ifade ederek bulut bilişimde iş ortaklarının önemine dikkat çekti. Tamer Özmen şöyle konuştu: “Microsoft Private Cloud çözümleri ile servis veren iş ortakları, gerek altyapı kaynaklarının verimli kullanılması gerek operasyonel maliyetlerin azalması sayesinde rekabet avantajı elde ediyor. Bunun yanı sıra Cloud OS Network Programı ile Microsoft, iş ortaklarına hizmetlerinin pazara etkili ve hızlı bir şekilde sunulmasında destek oluyor. Bu ve benzer katma değer odaklı işbirlikleri ile iş ortaklarımızla büyümeye, Türkiye de teknolojiyle gelişmeye devam edecek” dedi.
IdeaSoft e-ticaret ekosistemi oluşturuyor IdeaSoft, 4 büyük şehirde düzenlediği toplantılar ile mevcut bayilerine ve bayi ağına katılmak isteyen bilişim şirketlerine e-ticaret dünyasının güncel değişkenlerine yönelik detaylı bilgiler aktardı. IdeaSoft, bayileri ile birlikte Türkiye’de değeri 10 milyon TL’ye ulaşan bir ekosistem oluşturmayı hedefliyor. İstanbul, Ankara, İzmir ve Bursa’da gerçekleştirilen ve geniş katılımın olduğu etkinliklerde, katılımcılara yazılım dünyasının güncel değişkenlerine yönelik eğitim
verilmesinin yanı sıra, e-ticaret alanında detaylı bilgiler ve IdeaSoft’un 2015 vizyonu ile gelecek planları aktarıldı.
IdeaSoft Genel Müdürü Seyhun Özkara, “IdeaSoft olarak e-ticaret alanında 10 yıllık bir tecrübemiz var.
5000’den fazla KOBİ’nin e-ticaret alanındaki gücünün ve başarısının arkasında biz varız. E-ticaret sitelerine, ihtiyaçlara
yönelik hızlı ve etkili çözümler sunan IdeaSoft, 4 büyük şehirde gerçekleştirdiğimiz bayi toplantılarıyla, e-ticaret sektörünün nabzını tutup, bünyesine yeni bayiler katarak sektördeki lider konumu güçlendirdi. Çok büyük olan pazarda bayi ve iş ortaklarımızla beraber büyümeye devam edip, yeni birçok ilde bayilik vereceğiz. IdeaSoft çözümlerini sunan ve buna kendi sunduğu yan servisleri de ekleyen bayilerimizle birlikte 10 Milyon TL’ye varan bir ekosistem oluşturmayı hedefliyoruz” dedi.
BThaber
BTnet.com.tr 35
6 - 12 NİSAN 2015
Google cerrahi robot işine giriyor Farklı sektörlere yaptığı yatırımlara alıştığımız Google, bu defa da uluslar arası tıbbi cihazlar ve ilaç firması olan Johnson & Johnson ile ortak bir projeye imza atarak, cerrahi platform oluşturmaya başlayacak. Johnson & Johnson tarafından yapılan açıklamada, Google ile Johnson & Johnson’un ameliyat teknolojilerine odaklanan birimi Ethicon’un ortaklığa giderek cerrahi robot konusunda birlikte hareket edecekleri belirtildi. Şirketin yaptığı bir diğer açıklamada, robot destekli ameliyatların cerrahlara daha fazla kontrol ve erişim imkanı sunacağı belirtilirken, yeni platform sayesinde hastaların
ameliyat öncesi ve sonrasında yaşabildikleri travmaların da en az seviye indirileceği ifade edildi. Projenin nasıl işleyeceği konusunda henüz net bir bilgi verilmese de, ilk izlenimler projenin sadece doktorlara destek vermeyi amaçlayan bir proje olduğu yönünde. İnsansız ameliyat gibi bir konsepti en azından şimdilik hedeflemeyen projenin, asıl amacının ameliyatlardaki başarı ortalamasını yükseltmek olduğu açıklanıyor.
Bunun yanı sıra ameliyatlarda yer almaya başlayacak Google, bu sayede hastalıkların tedavisinde ve ameliyatlarda kullanılacak yeni teknikler geliştirme şansı yakalayacak. Ameliyatlarda yer alacak robotlar sayesinde önemli bir veri tabanı elde edecek şirket, bunu ameliyat prosedürleri ve teknolojilerinin geliştirilmesi üzerinde kullanarak ameliyatlarda elde edilen başarı oranının yükselmesini sağlayabilir.
Twitter canlı yayın deneyimi sunan Periscope’u tanıttı Twitter, kullanıcılara cep telefonu aracılığıyla canlı yayın deneyimi yaşatan Periscope’u kullanıma sundu. Geçtiğimiz aylarda Twitter bünyesine katılan Periscope şimdi resmen kullanıcıların hizmetine sunuldu. Twitter’ın blogunda Periscope’u yaratan takımın ağzından yer alan açıklamada; “Bir yılı aşkın bir süre önce başkasının gözünden dünyayı keşfetme fikrine hayran olduk. Ukrayna’da bir protestocunun gözüyle görmek nasıl olurdu? Ya da Kapadokya’da sıcak hava balonundan gün doğumunu izlemek? Bu çılgınca gelebilir, ama biz ışınlanmaya yakın bir şey yaratmak istedik. Olayları ve yerleri keşfetmenin bir çok yolu varken, biz bir yeri o anda canlı video aracılığıyla yaşamaktan daha iyi bir yol olmadığına
inandık. Bir resim bin kelimeye değer olabilir, ancak canlı bir video seni alıp anında o yere götürüp çevreyi gösterebilir” denildi. Twitter hesabı ile giriş yapılan uygulama, kullanıcıların takipçi bilgilerini birebir olarak kullanıyor. Kullanıcı dostu arayüzü ile dikkat çeken uygulama, sadece birkaç adımda kullanıcıların canlı yayın yapmasına olanak sağlıyor. Kullanıcıların istekleri doğrultusunda şekillenen uygulama, isteğe göre tweet’leniyor, özel yayınlar oluşturabiliyor. Periscope, özelliklerine bakıldığında özellikle Gezi Direnişi gibi
olaylarda oldukça işe yaracak gibi görünüyor. Periscope tarafından yapılan açıklamanın devamında da aynı konuya dem vurulurken, açıklamalar şöyle şekillendi: “Periscope konusunda bizi en çok heyecanlandıran şey, bir şeyi kendi gözlerinizle görebilme gücüdür. Bir sıcak hava balonunda birini Sonoma Vadisi semalarında dolaşırken gördük, Ferguson, Missouri’deki “Eller Yukarda, Vurma” protestolarına, San Fransisco’da çıkan korkunç yangına ve izleyicilerin isteklerini çalan bir piyanistin canlı performansına tanık olduk. Biz Periscope’u her zaman şu an olan bir şeyin kalp atışı görseli olarak hayal ettik. Twitter’daki arkadaşlarımız da aynı şeyi hissetmiş olacak ki, Ocak ayında bu vizyon üzerinde beraber çalışmaya karar verdik.”
Avrupa Komisyonu ortak pazarı dijital ortama taşıyor Avrupa Komisyonu çevrim içi servislerde yer alan coğrafi kısıtlama uygulamasını kaldırarak ortak bir ‘dijital pazar’ oluşturmak istiyor. Geçtiğimiz günlerde Brüksel’de dosyadan sorumlu Avrupa Komisyonu üyesi konu ile ilgili planı açıkladı. Komisyon’un dijital ortak pazardan sorumlu Başkan Yardımcısı Andrus Ansip, toplantının ardından yaptığı yazılı açıklamada çevrim içi ortamda bizi engelleyen bütün parmaklık ve duvarlardan kurtulması gerektiğini belirtirken, yenilikçi şirketlerin kendi ülke pazarlarında kilitli kalmaması gerektiğinin altını çizdi. AB vatandaşlarının yalnızca yüzde 15′inin başka bir AB ülkesinden internet üzerinden alışveriş yapıyor olmasının yalnızca ‘kısmen’ kültür ve dil farklılığına bağlı olduğunu belirten Komisyon, bu işlemlerdeki teslimat maliyetlerinin yüksekliğine ve yasal engellere işaret etti. Avrupa Komisyonu, üye
ülkeler arasında online alışverişin önündeki engelleri kaldırma planının yanı sıra telif hakları konusunda bir uyum sağlamayı ve mobil iletişimde üye ülkeler arasında koordinasyonu güçlendirmeyi de hedefliyor. Avrupa’nın özellikle 4G teknolojisinde frekans yetersizliği sebebiyle geride kaldığına işaret eden Komisyon, mobil iletişimde kullanılan frekanslara yönelik olarak AB çapında uygulanacak bir politika geliştirilmesi gerektiğini savunuyor. Üye ülkeler ise kendilerine büyük gelir sağlayan bu frekanslar üzerindeki kontrolünü devretmek istemiyor. Çevrim içi servisler konusunda ortak bir paydada buluşması zor olmayan Avrupa Birliği ülkeleri, buna rağmen lisanslama konusunda her ülkenin kendine ait bir prosedürü benimsemesi sebebiyle zorluklar yaşayabilir. Bu sebeple Avrupa Komisyonu, hali hazırda ortak bir dijital paar oluşturma konusunda zorluklar yaşasa da, uzun vadede bu planını gerçekleştirebilir.
36
BThaber
BTnet.com.tr
6 - 12 NİSAN 2015
Buluta geçiş kolaylaşıyor Software AG, 2015 boyunca bulut çözümlerinden oluşan kapsamlı portföyünü AWS bulutuna aktaracağını açıkladı.
‘HTC One M9’ Türkiye pazarında HTC’nin yeni amiral gemisi akıllı telefonu ‘One M9’ Türkiye’deki tüketicilerin beğenisine sunuldu. 3 yıllık bir çalışma sonunda geliştirilen cihaz, , pek çok küresel ödül kazanan HTC One ailesinin son üyesi.
Şu anda AWS üzerinde çalışan Software AG çözümleri arasında Alfabet Cloud ve ARIS Cloud ürün setleri yer alıyor. BT planlama, portföy yönetimi ve iş süreçleri analizine dair tüm yetkinliklere sahip olan bu iki çözüm, aynı zamanda erişim kolaylığı, maliyet, mevzuat yükümlülükleri ve güvenlik gibi farklı başlıklar altında buluttan en yüksek fayda almayı sağlayacak BT varlıklarını tespit etmeye yardımcı oluyor. Software AG bu yıl içinde webMethods Integration Cloud çözümünü de Amazon Web Services üzerine taşımayı
planlıyor. Bu sistem, uygulama entegrasyonu kabiliyetlerini, Buluttan Buluta ve Cloud-toGround kullanım senaryoları için genel bulut hizmeti (iPaaS) olarak sunuyor. Software AG müşterilerinin kendileri için en uygun hibrid BT mimarisini oluşturabilmesi ve AWS bulutu üzerinde gerekli süreçleri, etki alanlarını, sistemleri ve uygulamaları hayata geçirebilmesi için benzersiz bir bulut hizmet portföyü sunuyor. Kurumsal kullanıcılar, Software AG’nin Alfabet Cloud ve ARIS Cloud çözümlerini AWS üzerinde kullanarak, buluttan en üst düzeyde fayda sağlarken,
aynı zamanda iş ve BT süreçlerini müşteri odaklı, dijital işletme yaklaşımıyla bütünleştirebilecekler. Portföy, işletmeleri farklılaştıran buluttaki iş süreçlerinin oluşturulması, dönüştürülmesi ve işlerlik kazandırılması sırasında özgün, güvenilir ve etkili bir yöntem kazandıracak. Software AG, buluttan buluta entegrasyon ve özel bulut ya da işletmelerin kendi sistemlerindeki kurumsal hizmet sürücüleri ile kesintisiz bağlantı sağlayan webMethods Integration Cloud Hizmet Olarak Platform (iPaaS) çözümünü de AWS’ye taşımayı planlıyor.
Barselona’da gerçekleştirilen Dünya Mobil Kongresi’nde (GSMA) dünyaya tanıtılan HTC One M9, 44,6 x 69,7 x 9,61 mm boyutlarında. Belirgin metal kenarlar, işlenmiş, tamamen metal tek parça gövde tasarımı, parlak altın kenarlar, ince şekilde fırçalanmış gümüş arka panel ve canlı bir ekran görsel yapıda öne çıkıyor. Sekiz çekirdekli Qualcomm Snapdragon 810 64-bit 4 x 2,0GHz ve 4 x 1,5GHz işlemci bulunduran HTC One M9, 5 inç boyutunda Full HD 1080p Super LCD3 teknolojili 16 milyon renk desteğine sahip kapasitif ekran ve ve Gorilla Glass 4 koruma desteği ile
donatılmış. HTC One M9, iki kameraya sahip.Cihazdaki ana kamera, 4K video kayıt yapabilen 20,7 MP, BSI sensörü bulunduruyor. Ön kamera ise BSI sensörlü 26,8mm objektif ve1080p video kaydı özelliği taşıyor. Android 5 işletim sistemi ile gelen cihaz kullanıcılarına, NFC, Bluetooth 4.1, HDMI MHL 3.0, DLNA, Wi-Fi ve CIR bağlantı özellikleri sunuyor. 157 gram ağırlığındaki HTC One M9, 2840 mAh batarya ömrüyle kullanıcılarıyla buluşacak. HTC One M9, Türkiye’de çift tonlu gümüş ve altın, tek tonlu kurşun gri renklerinde temin edilebilecek.
Analizler sentez modellere dönüştürülüyor Netcad, Planet ürününün son versiyonunu tanıtmak üzere 19 Mart’ta Ankara’da ‘Planlama Uygulamaları Çalıştayı’ düzenledi. 2014 yılında yaşam kalitesi yüksek, sağlıklı ve güvenli çevreler oluşturmak amacıyla hazırlanan Mekânsal Planlar Yapım Yönetmeliği ile birlikte sektör uygulamaları da değişikliğe uğradı. Yeni düzeni, yenilenen yazılımıyla karşılayan Netcad, hem uygulamalarını anlatmak hem de Planet ürününün son versiyonunu tanıtmak
üzere plancılarla bir araya geldi. Mekânsal planların kalitesini artırmak amacıyla yürürlüğe alınan yeni yönetmelik, kurumların hızla yeni düzene geçiş yapma zorunluklarını da beraberinde getirdi. Netcad, bu yönetmeliğe uygun planlama çözümlerini ve yenilediği planlama uygulaması Planet 7’yi düzenlediği çalıştayda anlattı. Çalıştaydaki sunumlar; Teknik Hizmetler ve Eğitim Müdürü Tunç Emre
Toptaş ile Projeler Grup Yöneticisi Sedef Yıldırım tarafından yapıldı. Birinci bölüme yeni yönetmeliğe değinerek başlayan Toptaş, topografik, hidro topografik ve çevresel analizlere ve bu analizlerin sentez modellere dönüştürülmesine de değindi ve sunumunu üç boyutlu plan simülasyonları anlatarak tamamladı. Etkinliğin ikinci kısmında konuşan Yıldırım ise özellikle yerel yönetimlerdeki ‘Plan Süreç Yönetim Sistemleri’ni aktardı.
BThaber
KARİYER 37
6 - 12 NİSAN 2015
Yüksek motivasyonda ofis etkisi büyük Yeni nesil iş hayatında yerini alır, kurumsal yapılanma şirketlerde öne çıkarken, çalışma hayatının teknoloji ile birlikte gelişimi de çalışma hayatındaki fiziksel koşulları farklı bir yöne taşıyor. Yurtiçi ve yurtdışında birçok projeyi hayata geçiren mimaristudio’nun kurucularından Yüksek Mimar Önder Kul, ofislerine verimlilik ve sağlık katmak isteyen yöneticilere şu önerileri yapıyor: 1. Ofisinizi teknolojiyle bütünleştirin: Çalışanlar, kendi özel çalışma alanı dışında, ofis içinde farklı noktalarda teknoloji ile iç içe bir ilişki içinde olabilmeli. 2. Mobil dünyaya uyum sağlayın: Çalışma alanlarının tüm alt ve üst yapısının mobil dünyanın gerektirdiği değişimlere uygun şekilde çözümlenmesi gerek. Çalışanların ofisin içinde fiziksel şartlar bakımından rahat çalışma koşullarına sahip olması önemli. 3. Buluşma noktaları ile sosyal yaşamı destekleyin: Ofiste tüm mekanlar çalışma alanları ile bütünleşik olmalı, renk, mekan kurgusu, malzeme seçimleri ile günlük hayattaki mekanlardan kopartılmadan ele alınmalı. 4. Özgür hissetmelerini sağlayın:
Mesai saatleri içindeki çalışmanın yanında, çalışanlara ofis içinde serbest hareket alanı sağlayacak olanaklar sunulmalı. Mobil çalışma hayatının parçası olan serbestlik, kurumsal çatı altında da hayata geçirilmeli. 5. Yeşil, motivasyonun anahtar rengi: Birçok noktada, çalışanı yeşil ile bir arada tutmak, görsel ve zihinsel olarak motivasyonu olumlu etkiler. Yeşil, iç mimari tasarımın bir parçası olarak ele alınmalı. 6. Çok iş için çok oyun gerekir: Fiziksel koşulların el verdiği bölüm ya da bölümlerde bazı spor ve oyun faaliyetlerini hayata geçirebilmek, kısa molalarda çalışanları olumlu etkiler. 7. Ofisinize sanatı katın: Çalışanların sanata teşvik edilmesi adına kurumsal yapı içinde organize edilecek kurslar ve ortaya çıkartılan eserlerin ofiste
E T K İ N L İ K L E R
belirli bölümlerde sergilenmesi, çalışma alanlarına fark katar. 8. Keyifli ve kaliteli alışveriş mekanları yaratın: Fiziksel koşulların uygun olduğu ofis binalarında, bina yönetiminin denetimi ve izni ile belirli satış noktaları açılması binanın yaşanılırlığını da artırır. 9. İdeal ışık, ideal çalışma ortamı demek: İdeal aydınlık seviyesinin yanında, günün farklı saatlerinde, farklı ışık ve renk şiddetinin kullanılması, farklı iş dallarına göre bu hesapların bağımsız olarak yapılması, uygun ışık kalitesinin düşünülmesi gerekir. 10. Taze hava, verimli ofislerin olmazsa olmazı: Mekanın fiziksel tasarımına paralel olarak, çalışma alanının potansiyel gelecekteki kullanıcı sayısındaki konfor şartlarını sağlayacak şekilde taze hava koşullarının sağlanması önemli.
Y U R T D I Ş I
20-24 Nisan 2015
4-7 Mayıs 2015
8-9 Haziran 2015
RSA Conference 2015 San Francisco, ABD AYRINTILI BİLGİ: www.rsaconference.com/ events/us15
EMC World 2015 Las Vegas, ABD AYRINTILI BİLGİ: www.emcworld.com
Open Innovation 2.0 Conference 2015 Espoo, Finlandiya AYRINTILI BİLGİ: http://ec.europa.eu/digitalagenda/en/news/savedate-open-innovation-20conference-2015 s
27-30 Nisan 2015
Cisco Partner Summit Montreal, Kanada AYRINTILI BİLGİ: www.cisco.com
2-5 Haziran 2015
Cisco Partner Summit Singapur AYRINTILI BİLGİ: www.communicasia.com
Bu köşede yayınlanmasını istediğiniz etkinliklerinizle ilgili bilgileri handana@bthaber.com.tr adresine gönderebilirsiniz.
E T K İ N L İ K L E R
Y U R T İ Ç İ
8 Nisan 2015
21-22 Nisan 2015
4. TET Ar-Ge Proje Pazarı İstanbul Kongre Merkezi AYRINTILI BİLGİ: www.tetprojepazari.org/tr/
Bilişim ve İnovasyon Zirvesi Trakya Üniversitesi - Bilgisayar ve İnovasyon Topluluğu Keşan Yusuf Çapraz Uygulamalı Bilimler Yüksekokulu AYRINTILI BİLGİ: www.biz15.org
14-16 Nisan 2015
IFINTEC Finans Teknolojileri Konferans ve Fuarı İstanbul Kongre Merkezi AYRINTILI BİLGİ: www.ifintec.com 16-17 Nisan 2015
Dinamikler 2015, 16. Uluslararası Proje Yönetim Kongresi Hilton Kozyatağı Otel, İstanbul AYRINTILI BİLGİ: www.dinamikler.org
28 Nisan 2015
UXIstanbul 2015 Esentepe Dedeman Otel AYRINTILI BİLGİ: www.uxistanbul.org 13-14 Mayıs 2015
UX Alive Konferansı İstanbul Wyndham Grand Levent AYRINTILI BİLGİ: www.uxalive.com
22-23 Mayıs 2015
Türkiye Elektronik Sanayii ve Elektronik Mühendisliği TESEM-2015 Kurultayı Bursa - BAOB Yerleşkesi AYRINTILI BİLGİ: www.tesem.org.tr 23-24 Mayıs 2015
ICT Summit Now Kids ‘15 Kadir Has Üniversitesi AYRINTILI BİLGİ: www.bzcocuk.com BTvizyon Anadolu Toplantıları
7 Nisan 2015 İzmir 14 Nisan 2015 Kayseri 15 Eylül 2015 Ankara AYRINTILI BİLGİ: www.btvizyon.com.tr/
Bu köşede yayınlanmasını istediğiniz etkinliklerinizle ilgili bilgileri handana@bthaber.com.tr adresine gönderebilirsiniz.
İstihdam başlığında cepteki iki yenilik GD Holding, iş başvurularında “Sarı Sayfalar”ı cep telefonlarına taşıyan bir platform oluşturdu. GD Holding tarafından geliştirilen Serielaman.com ile, adaylar istedikleri lokasyondaki iş ilanlarını bir saniyede görebilirken, özgeçmiş oluşturmak zorunda kalmadan anında iş başvurusunda bulunabiliyor. İşverenler ise adaylarla hızla bağlantı kurarak, açık pozisyonlarını anında kapatabiliyor. Öncelikle mavi yaka ve ara kademe istihdamında öne çıkan KOBİ’lerin iş süreçlerinin sürekliliğini sağlamak için geliştirilen Serieleman.com, şirketlerin adaylar ile hızla bağlantı kurabilmelerine olanak sağlıyor. Platformda şirketler tarafından yayınlanan iş ilanlarında gazetedeki sarı sayfalarda olduğu gibi sadece aranılan nitelikteki adayın özellikleri ve iletişim bilgileri yer alıyor. Adaylar özgeçmiş oluşturmak zorunda kalmadan, tek bir tuşla istedikleri lokasyonda yer alan şirketlere telefon ya da e- posta aracılığıyla ulaşıp başvuru yapabiliyor.
Öte yandan, özgeçmiş oluşturma sürecinin yerine, adaylar, mobil uygulama ile akıllı telefondan başvuru yapabiliyor. Platformda yer alan “Lokasyona göre iş ara” butonu, sadece seçilen lokasyondaki iş ilanlarının listesini adaylara sunuyor. Adaylar da liste üzerinden istedikleri şirketlerle doğrudan bağlantı kurabiliyor. Herkes için bilgiye ulaşma kolaylığı Bu arada, yine GD Holding bünyesinde faaliyet gösteren insan kaynakları sitesi Eleman. net de videolu iş ilanlarını cebe taşıyor. 200 bin firmaya hizmet veren Eleman.net’te yayınlanan tüm videolu ilanlar, aynı zamanda mobil cihazlarda da görüntülenebiliyor.Eleman. net, videolu ilanlar aracılığıyla şirketlerin kendilerini daha kolay ifade etmelerine olanak sağlıyor. Videolu ilanlar aracılığıyla şirketler, aradıkları açık pozisyonlara ilişkin daha anlaşılır bir çerçeve çizebiliyor. İş arayanlar ise çalışmak istedikleri işin tanımına ilişkin soru işaretlerini, bu ilanlar aracılığıyla giderebiliyor.
Aksigorta Bilgi Teknolojileri Genel Müdür Yardımcısı Demirel oldu Metin Demirel, Aksigorta Bilgi Teknolojileri Genel Müdür Yardımcılığına atandı. Boğaziçi Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği’nden mezun olduktan sonra iş yaşamına aynı yıl Akbank’ta başlayan Metin Demirel, 1996 yılından itibaren kariyerine ABD’de devam etti. İlk olarak Sulzer Medica Intermedics’te Kıdemli Sistem Analisti olarak Metin Demirel görev yapan Demirel, ardından Oracle’da Danışman olarak görev aldı. 2004 – 2006 arasında kendi kurduğu Midsoft Inc.’i yönettikten sonra 2006 Haziran’ında Türkiye’ye dönerek Tofaş’ta Finansal ve Ticari Uygulamalar Müdürü olarak görev alan Demirel, son olarak Zürich Sigorta’da Bilgi Teknolojileri Yönetiminden Sorumlu Direktör olarak görev yapıyordu.
Mobiliz’de CSO Mustafa Orak oldu Araç takip sektörü şirketi Mobiliz’de Satış Grup Direktörlüğü (CSO) görevine Mart 2015 itibariyle Mustafa Orak atandı. Sabancı Holding kuruluşu Brisa Bridgestone’da 8 yıl yerel ve bölgesel üst düzey satış yöneticiliği görevlerinde bulunan Orak, son olarak Brisa Bridgestone Kurumsal Satış ve İş Geliştirme Müdürlüğü Mustafa Orak görevini yürütüyordu. Karadeniz Teknik Üniversitesi Makine Mühendisliği bölümünden mezunu olan Mustafa Orak, Massachusetts Institute of Technology’de liderlik ve girişimcilik programını tamamladı ve Sabancı Üniversitesi’nde Executive MBA yaptı.
38 MEKTUP
BThaber
Yeni yıl geldi geliyor derken dördüncü aya attığımız adımla merhaba, Bu hafta mektubuma gurur veren, örneklerinin çoğalmasını canı gönülden dilediğim bir haberle başlıyorum: 2010 yılından beri Bozüyük Halk Eğitim Merkezi’ndeki bilgisayar kullanımı, temel bilgisayar okuryazarlığı ve Office programları eğitimlerinde binden fazla kişiye eğitim veren Hakan Yandım, dördüncü kitabı “Bilgisayar Öğrenmenin Kısayolu” çalışmasını yayınlamış. Yandım’ın Halk Eğitim Merkezi’nde verdiği eğitimlerden elde ettiği deneyimlerle oluşan kitapta temel ve ileri düzeyde bilgisayar kullanımının tüm detayları yerini alıyor. Kitapta internet ve e-posta, Outlook, Word, Excel ve Powerpoint programlarının da anlatımları var. Detaylar www. bilgisayarogrenmeninkisayolu.com sitesinde. Ama sana farklı bilgiler de sunmak isterim: 1984 Eskişehir doğumlu Yandım, öğrencilik yıllarında şiir dergileri çıkartmış, üç şiir kitabı yayınlamış. Hatta 2008’de çıkan son şiir kitabı “Yüreğimde Kaybolan Şehir” e-kitap olarak yayınlanmış. 25 Haziran 2010’da Bozüyük Halk Eğitimi Merkezi’ne Bilişim Teknolojileri öğretmeni olarak tayin olup, halen aynı kurumda görev yapan Yandım, Bozüyük’te binden fazla kişiye Temel Bilgisayar Okuryazarlığı, Bilgisayar Kullanımı ve Office Programları eğitimi vermiş. Öğretmenlik mesleğinin yanı sıra web tasarım ve Google SEO uzmanlığı alanlarında çalışmalar yapan, Çizgi-Tagem tarafından yürütülen eğitim projelerinde yer alan Yandım, verdiği bilgisayar kullanımı kurslarında yararlanılabilecek uygun kaynak olmaması yüzünden bu konuda çalışma yapma kararı almış. Notlarını biraraya getiren Yandım, 2013 Eylül’ünden itibaren Bozüyük Halk Eğitimi Merkezi’ndeki
sponsorluk anlaşmasına imza atan Vodafone Türkiye, sponsorluk kapsamında sunduğu ve alanında bir ilk olan topluluk programı “Vodafone KaraKartal” ile Colloquy Dergisi tarafından ödüle layık görülmüş. Spor dalında mobil sadakat alanında ödüle hak kazanan Vodafone, ödülünü Washington’da 14-16 Ekim’de düzenlenecek törenle alacakmış. Vodafone Türkiye İcra Kurulu Başkan Yardımcısı Ender Buruk, “Bu ödülü Vodafone’lu Beşiktaş taraftarının sadakatine borçluyuz” derken, bir futbol takımı, operatör ve taraftarın buluşmasının başarısını da ortaya koyuyor bence. Haftayı iki sanatsal haberle noktalayacağım. Biri yine Ankara’dan… 25 Nisan’a kadar Çankaya’da müdavimi olduğun Galeri Akdeniz’de Zafer Gençaydın’ın sergisini gezebilirsin. 30’un üstünde kişisel sergi açan, yurtiçi ve yurtdışında birçok karma sergiye katılan Gençaydın’ın bu sergisini işimi ayarlayıp Ankara’ya geldiğimde ben de ziyaret etmek istiyorum açıkçası. Final ise en son 2004 yılında Harbiye Açıkhava Sahnesi’nde izlediğimiz, Irak’ta pis bir savaş sürerken iki şarkı arasında ‘Bush is an idiot’ diyerek dünyanın olduğu gibi İstanbul’un da alkışlarını toplayan Joan Baez ile gelsin. Kendi kısmetimi kapatan taraf olmak istemem, ama 11 senelik hasretin ardından Baez, bu yıl yine İstanbul Caz Festivali’nde olacak. Herkese söyleme ki, Nisan ortasında satışa çıkacak biletler bir anda bitmesin. Bu arada bir güzel caz haberi daha: Basa çok fena basan Marcus Miller da yine İstanbul’da olacak. Neyse ben kendi önüme daha fazla muz kabuğu koymayayım, sen http:// caz.iksv.org/tr sitesinden detayları bir oku, haberleşelim. Bu haftalık da benden bu kadar olsun, detaylar haftaya kalsın.
6 -12 NİSAN 2015
İstanbul için caz vakti yaklaşıyor
kurslarda kendi kitabını kullanmaya başlamış. Meslektaşları ile paylaştığı bu notlar ve uygulamaların olumlu geri dönüşler alması da bir kaynak kitap için Yandım’ı harekete geçirmiş. Sonuçta bilgisayar konusunda hiç bilgi sahibi olmayan kişiler için öğretici, bilgisayarı aktif kullananlar içinse bilgilerini tamamlayıcı bir kitap ortaya çıkmış. Gurur verici ve sayısının artmasını dilediğimiz bir örnek, değil mi… Bu başarı hikayesinin ardından, biraz gündemimize bakalım. Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık, temaslarda bulunmak üzere gittiği ABD’de Silikon Vadisi’nde HP’yi ziyaret etmiş. En son yeniliklere dair HP yetkililerinden bilgi alan Bakan Fikri Işık, “Türkiye teknolojiyi tüketen değil, üreten bir ekosisteme sahip
2015
www.bthaber.com www.linkedin.com/groups/BThaber twitter.com/bthaber www.facebook.com/BThaber
Okur Temsilcisi Behçet Envarlı benvarli@tbv.org.tr
hakkında detaylar da paylaşmak istiyorum seninle: URYAD tarafından gerçekleştirilen Veri Tabanı Araştırması’na (VTA) göre, Türkiye’de her 5 kişiden 3’ü radyo dinliyor. Dünya genelinde olduğu gibi Türkiye’de de radyonun dijital platformlar üzerinden dinlenme oranında artış var. Sürekli bağlantı halindeyiz madem, radyodaki gelişimi de takip etmekte yarar var. Şimdi bir ödül haberinde sıra: Kingston, DataTraveler SE9 G2 USB 3.0 bellek ile dünyanın en eski ve en prestijli ürün tasarımı ödüllerinden Red Dot Awards’da, Tasarım Ödülü’nü almış. Daha önce de DataTraveler SE9 G1 ile aynı ödülü kazanan Kingston, böylece ikinci kez Red Dot Tasarım Ödülü’ne layık görülmüş oldu. Beşiktaş JK ile önemli bir
REKLAM SATIŞ GRUBU
YIL 21 SAYI 1016
6 - 12 NİSAN
olacak” derken, Türkiye’de bir bilişim vadisi kurma hedefine yönelik olarak oluşturulması planlanan ekosistemin en önemli parçalarından biri olarak gördükleri HP’nin sunacağı katkıların önemine de vurgu yapmış. Teknolojide gerçek başarı olan üreticilik için bu gibi başarı noktalarını görmek gerek. Bu arada, URYAD, yani Ulusal Radyo Yayıncıları Derneği, dijital çağın gençleriyle radyoyu bir araya getiren “Dijital Radyo Gençliği” etkinliklerinin ilk adımını Şehir Üniversitesi’ndeki panelle atmış. Gençlerin dijitalden radyo dinleme alışkanlıkları, radyodan beklentileri, dijital radyonun işleyişi, pazarlamada dijital devrim gibi konuların ele alındığı panelin yanında, bir araştırma
BThaber Yayıncılık ve Etkinlik Hizmetleri A.Ş. adına Sahibi Ayhan Sevgi ayhans@bthaber.com.tr BThaber Grubu Yayın Koordinatörü Ayhan Sevgi ayhans@bthaber.com.tr Yazı İşleri Müdürü (Sorumlu) Bülent Nevres bulentn@bthaber.com.tr
Bültenlerinizi
Editörler Handan Aybars handana@bthaber.com.tr Sedef Özkan (Ankara) sedefo@bthaber.com.tr
Görsel Tasarım Nevzat Karataş nevzatk@bthaber.com.tr Mukadder Keskingözler mukadderk@bthaber.com.tr
Haber Merkezi Ekrem Uçman ekremu@bthaber.com.tr
bulten@bthaber.com.tr adresine gönderebilirsiniz
Satıştan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Zehra Sevimli zehras@bthaber.com.tr
Abone ve Dağıtım Sorumlusu Canan Şahin canans@bthaber.com.tr
Satış Müdürü Nurşen Usta nursenu@bthaber.com.tr Satış Grubu Evrim Koç Demirci evrimk@bthaber.com.tr Perihan Kıtay Özden perihano@bthaber.com.tr Özge Karataş ozgek@bthaber.com.tr Gizem Güç gizemg@bthaber.com.tr
tarafından dağıtılmaktadır.
Yönetim Yeri: BThaber Yayıncılık ve Etkinlik Hizmetleri A.Ş. Fetih Mah. Tahralı Sokak Kavakyeli Plaza C Blok 7/5 34704 Ataşehir/İSTANBUL Tel 0216- 291 13 90 ISSN 1300-6495
Cilt, Baskı, Poşetleme: Apa Uniprint San. ve Tic. A.Ş. - Hadımköy İstanbul Asfaltı Ömerli Köyü İstanbul - Tel 0212-798 28 40. l BThaber kontrollü abonelik sistemiyle dağıtılmaktadır. - Fiyatı 1 Kuruş (KDV dahil) - BThaber, 5187 sayılı Basın Kanunu’nun 2/f maddesi hükmü gereği ‘yerel süreli yayın’dır.
Dijital video gözetiminin geleceği burada. Müşterilerinizin verilerini koruyan gözetim portfolyomuzu inceleyin.
Seagate, veri koruması ve 7x24 güvenilir Seagate Data Kurtarmalı* yeni 6 TB Surveillance HDD’yi de içeren sektörün tek gözetim için optimize edilmiş disk portfolyosunu sunar.
SV35 Surveillance HDD
Enterprise Capacity HDD
DATA KURTARMALI SURVEILLANCE DISK *Seçili Surveillance HDD modellerinde geçerlidir.
7.
NESİL
RV
SENSÖRÜ
16
DİSK
TAKABİLME
Gözetim, kayıt ve yeniden oynatma performanslarını ve veri güvenilirliğini geliştirmek için yüksek çözünürlüklü ve çok sayıda kameralı sistemler için optimize edilmiştir. DVR, NVR ve video yönetim sistemleri için uygundur. 1TB-6TB Kapasite
Video analitikleri için yüksek kapasite, yüksek performans ve disklerin güvenle elden çıkarılabilmesi için güvenilir toplu veri depolaması sunar. 1TB-6TB Kapasite
RAID
YAPABİLME
32
HD KAMERA
IDLE3