ASRACK_3.pdf
1
6.01.2015
15:55
C
M
Y
CM
MY
CY
CMY
K
SAYI
HAFTALIK BİLİŞİM TEKNOLOJİLERİ VE EKONOMİSİ GAZETESİ
Sayfa
Fujitsu Türkiye’de yatırım kararı aldı
4
Selda Bağdat Bahadır
Fujitsu Türkiye Genel Müdürü Selda Bağdat Bahadır, Fujitsu’nun Türkiye’yi yatırım yapılacak ülkeler listesine aldığını kaydetti.
küçük adımlarla başlamak gerek Teradata’nın Veri Bilimi Takımı Direktörü Dr. Frank Säuberlich, Smartcon Big Data Big Ideas Konferansı’nda büyük veriye duyulan korkunun yersiz olduğunu söyledi.
Sayfa
Türkiye’de veri tıkanması yaşanabilir
İlkem Özar
BTK Başkanı Dr. Sayfa Tayfun Acarer, görevinden ayrılmadan önce frekans tahsisi konusunda sektöre önemli uyarılarda bulundu. Acarer’in görev süresinin sona ermesi nedeniyle BTK Başkanlığı’na Kurul 2. Başkanı Dr. Ömer Fatih Sayan vekalet edecek.
3
Dr. Frank Säuberlich
Güvenlikte oyunun kuralı değişti
14
8 - 14 Haziran 2015
Haber Merkezi
Sayfa Büyük veriye
10
www.bthaber.com
1025
Intel Security Türkiye ve Azerbaycan Bölge Müdürü İlkem Özar’a göre, güvenlik söz konusu olduğunda, her şey bir takım oyunu.
Sayfa
15 22
Savunmanız güvenli mi? Bire bir ve alan savunmasında benzersiz! Gartner Magic Quadrant’ta 8 ana başlığın 6’sında lider.
DOSYA: ÖDEME SİSTEMLERİ Hızla gelişen ve çeşitlenen ödeme sistemleri konusundaki detaylar dosya sayfalarımızda.
Hazırlayan: Handan AYBARS
BThaber
GÜNDEM
8 - 14 HAZİRAN 2015
3
Türkiye’de veri tıkanması yaşanabilir
KATMA DEĞERİN İMZASI
Haber Merkezi Tüm Telekomünikasyon İş Adamları Derneği (TÜTED) tarafından her yıl düzenlenen Dünya Bilgi Toplumu ve Telekomünikasyon Günü’nde bu sene “Telekomünikasyon ve Bilgi & İletişim Teknolojileri: İnovasyonun Sürücüleri” konusu masaya yatırıldı. Etkinlik, görev süresi dolan BTK Başkanı Dr. Tayfun Acarer için de veda etkinliğine dönüştü. TÜTED Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Dilek Ataman Bağdatlıoğlu, açılış konuşmasında bu yıl ki etkinliğin Uluslararası Telekomünikasyon Birliği (ITU)’nin 150. yılına denk geldiğine dikkat çekerek birliğin dünya iletişiminde standartları sağlamasındaki önemine vurgu yaptı. Bağdatlıoğlu, “Bu yılki etkinliği farklı kılan bir diğer konu ise sektöre yön veren çalışmalara yıllardır liderlik eden ve sektörün gelişimi için her türlü çalışmaya destek veren BTK Başkanı Sayın Dr. Tayfun Acarer’in görev süresinin bu yıl sona eriyor olması. Sektöre hizmetlerinden ve desteklerinden dolayı kendisine şükranlarımı sunuyor ve başarılarının devamını diliyorum.” Etkinliğe katılan ICANN Politikalardan Sorumlu Başkan Yardımcısı ve İstanbul Bölge Ofisi Genel Müdürü David Olive ise konuşmasında şu konulara değindi: “Bu yıl ICANN İstanbul bölgesel ofisinin kuruluşunun da ikinci yılı. Bölge ofisinin İstanbul’da kurulması ile ilgili Tayfun Acarer’in de destekleri oldu. Birbirimize kardeşim diye hitap ettiğimiz Tayfun Acarer’e Türkiye’deki telekomünikasyon sektörünün gelişimine yaptığı katkılardan dolayı teşekkür ediyoruz.” dedi. Türkiye’de bilişim sektörünün genel ekonomik büyümenin üzerinde bir büyüme kaydettiğini ve Türkiye’de dünyaya örnek teşkil edecek çalışmaların hayata geçirildiğini belirten Tayfun Acarer, “Bunlardan ilki telefon kayıt sistemi. Telefonların çalınma riskinden dolayı 8-9 sene öncesine kadar insanlar ellerinde cep telefonu ile dolaşamazlardı. Telefon kayıt sistemi ile bu sorunları çözdük. Numara taşıma sistemi de dünyada bir örnek. Dünyada
Uçtan uca çözümler ile daima iş ortaklarının hayatını kolaylaştıran Arena,yeni markalar ile büyüyor, gücüne güç katıyor.
Dr. Ömer Fatih Sayan abone sayısından fazla numara taşıması yapan tek ülkeyiz” dedi. Türkiye’deki genişbant gelişimine de dikkat çeken Acarer şunları söyledi: “Şu an Avrupa’daki bant genişliği 720 MHz bunu 1200 ‘ye çıkarmayı hedefliyorlar. Artış trendi geniş bantta çok fazla. Her yıl yüzde 100’ün üzerinde bir artış yaşanıyor. Geçen yıl yüzde 108’lik bir artış yaşandı. Avrupa Birliği gerekli bant genişliğini şimdiden tedarik etmeye çalışıyor. Türkiye’de şu an karasal yayıncılıkta kullanılan 470-790 MHz arası bant ile ilgili çok ciddi endişelerim var. Özellikle 694-790 bandının mutlaka yakın bir süreçte geniş banda tahsis edilmesi gerekiyor. Önümüzdeki süreçte biz regülasyon kurumlarının en önemli konularından biri bu bant genişliğini temin etmek olacak. Veri artışı bu hızda devam ederse Türkiye’de 1-2 yıl içerisinde altyapı yetersizliği yaşanabilir. 2013 sonunda dünyada 2 milyar TB olan dijital içerik büyüklüğü bu yıl sonunda 8 milyar TB’ye, 2020’de ise 50 milyar TB’ye ulaşacak. Dijital içerik her yıl iki kat artıyor. Bulut çözümünün de artık bir ihtiyaç olarak öne çıktığını söyleyebilirim. Diğer yandan bu verilerin güvenliği de ayrı bir konu olarak ortaya çıkıyor.” Acarer’in görev süresi sona erdi BTK’nın 1 Haziran tarihi açıklamasına göre; Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu Başkanı Dr. Tayfun Acarer’in görev süresinin sona ermesi nedeniyle BTK’da veda töreni
Dr. Tayfun Acarer düzenlendi. Acarer’in görev süresinin sona ermesi nedeniyle BTK Başkanlığı’na Kurul 2. Başkanı Dr. Ömer Fatih Sayan vekalet edecek. BTK Başkanı Dr. Tayfun Acarer için düzenlenen veda törenine BTK Kurul 2. Başkanı Dr. Ömer Fatih Sayan ile Kurul üyeleri İhsan Kulalı, Celalettin Dinçer ve Hidayet Yıldız da katıldı. Acarer için düzenlenen veda törenine Kurum Başkan Yardımcıları, Daire Başkanları, Müdürler ve BTK personeli de katıldı. Acarer, BTK Başkanlığı döneminde çok önemli icraatlar gerçekleştirdiklerini hatırlatarak, “3G ihalesini yaparak Türkiye’yi 3G teknolojisi ile tanıştırdık. Cep telefonu kayıt sistemini getirerek özellikle kayıt dışı cep telefonlarını engelledik, cep telefonu gasp ve hırsızlığını azalttık. Numara taşıma sistemini getirerek abonelerin numaralarını değiştirmeden operatör değiştirmelerine imkân sağladık. Güvenli internet uygulamasını başlatarak özellikle çocuklarımızın internetin zararlı ortamlarından korunmasını sağladık” dedi. Acarer’in konuşmasının ardından BTK 2. Başkanı Dr. Ömer Fatih Sayan söz alarak yaptığı hizmetlerden dolayı Acarer’e teşekkür etti ve plaket takdim etti. Kurul üyesi İhsan Kulalı da yaptığı konuşmada Acarer’e teşekkür etti. BTK Başkanı Dr. Tayfun Acarer’in görev süresinin sona ermesi nedeniyle BTK Başkanlığı’na Kurul 2. Başkanı Dr. Ömer Fatih Sayan vekalet edecek. Geçen hafta Kurul’da yapılan seçimde Sayan, oybirliği ile Kurul 2. Başkanlığı görevine seçildi.
Sunucu
Ver� Depolama
Ağ Çözümler�
İş İstasyonları
Güvenl�k
Yazılım
value.arena.com.tr | 0212 364 65 66
4
BThaber
E-TOPLUM
8 - 14 HAZİRAN 2015
Fujitsu Türkiye’de yatırım kararı aldı Haber Merkezi Fujitsu 6. Kamu Yararına Teknoloji Konferansı, 26 Mayıs tarihinde Ankara’da düzenlendi. Fujitsu Türkiye’de genel müdür olarak göreve başlayan Selda Bağdat Bahadır açılış konuşmasında, Fujitsu’nun Türkiye’yi yatırım yapılacak ülkeler listesine aldığı haberini verdi. Bahadır, “Fujitsu, Japonya dışında yatırım yapılacak 10 ülkeden biri olarak Türkiye’yi seçti. Bu karar bir anlamda Türkiye’nin WEMEIA bölgesinin yıldızı parlayan ülkelerinden biri olduğunun da kanıtı. Diğer yandan bu karar ihtiyacımız olan kaynağın ve desteğin bir taahhütü. Yatırım alanını biz belirliyor olacağız. Yerel paydaşlarımızla; buradaki üreticiler ve üniversiteler ile içeriğini zaman içinde dolduracağız. Fujitsu olarak inovasyon ortağınız olmaya hazırız” açıklamasını yaptı.
Yeni iş modellerinin ve akışının olacağı önümüzdeki süreçte servis ve çözüme odaklanacaklarını kaydeden Bahadır, “Kamu sektörünün son kullanıcısı vatandaşlar olduğu için vatandaşın hayatına değer katacak çözümleri artıracağız. İnsan odaklı inovasyon tüm dünyada en önemli prensibimiz” ifadesini kullandı ve bilişim ve iletişimin birbirinden ayrılmaz bir bütünün parçaları olduğunu belirtip hiper bağlı dünyada hiper
ilişkinin hepimiz için doğal hale geldiği yorumunu yaptı. Yerel çözümlere Fujitsu Türkiye ekibiyle birlikte karar verilecek Etkinlikte; Japon Büyükelçiliği Maslahatgüzarı Takahiko Katsumata’nın yanı sıra Fujitsu Depolama Ürün Grubu Başkanı Bernhard Brandwitte, Fujitsu Laboratuvarları Avrupa Bölgesi Başkan Yardımcısı Dr. Adel Rouz, Fujitsu Global
Profesyonellere oyun ile gelişim çağrısı Avrupa Birliği Bakanlığı’nın desteğiyle iş dünyasının profesyonellerine rutin olmayan becerileri eğlenceli bir öğrenme yoluyla kazandırmak için, 2013’de Türkiye Bilişim Vakfı (TBV) ortaklığında başlanan INTOUCHICT projesi Ekim ayında tamamlanmış olarak Bilişim Kobilerinin kullanımına sunulacak. INTOUCHICT projesi kapsamında eğitim toplantıları yaparak projeler üzerinde fikir alışverişinde bulunan TBV, Bilgi ve İletişim Teknolojileri sektöründe çalışanları, iş hayatının gereklerine öğretici mobil oyun ve içeriklerle hazırlıyor. Avrupa Birliği Bakanlığı, AB Egitim ve Gençlik Programları Merkezi Başkanlığı tarafından hayata geçirilen, Avrupa Komisyonu hibelerinden Hayat Boyu Ögrenme Programı (LLP) tarafından fonlanan INTOUCH- ICT, Türkiye Bilişim Vakfı liderliğinde çalışmalarını sürdürüyor. Bilgi ve İletişim
Teknolojileri sektöründe faaliyet gösteren KOBİ’lerde çalışan profesyonellerin, iletişim, ekip çalışması, planlama, öğrenme ve gelişim, değişime açık olma, yaratıcılık, anlaşılabilirlik, karar verme, yenilikçilik ve esneklik gibi rutin olmayan becerilerini artırmak için öğretici mobil oyun ve içerikler geliştiren INTOUCH- ICT projesi, Türkiye’den Enocta ve Okan Üniversitesi’nin yanı sıra İtalya, Macaristan ve İsveç’ten ortaklarla
uluslararası bir yapıya sahip. Akıllı telefon ve tabletler üzerinden kullanılabilen INTOUCH-ICT projesi kapsamında hazırlanan mobil oyunlarla, BİT sektöründe yer alan profesyoneller, bilgi ve becerilerini eğlenceli yollarla geliştirerek, iş hayatında karşılarına çıkacak rutin olmayan durumlara yönelik her daim hazırlıklı olacak. TBV’nin liderlik ettiği INTOUCH-ICT projesine ilişkin detaylı www.intouchict.eu adresinde yer alıyor.
Sunucu Platformları Başkan Yardımcısı Udo Würtz sunum yaptı. Brandwitte, Türkiye pazarına özelleştirilmiş ürünlerle çıktıklarına vurgu yaparak “İnsan merkezli, akıllı toplum olmaya çalışıyoruz. İnsan merkezli inovasyon önemli bir başlık olacak. Küresel hizmetlerin yerelde uygulamasında bulut çözümleri büyük önem taşıyor. Yerelde nasıl uygulanacağına Türkiye’deki Fujitsu ekibiyle karar vereceğiz” dedi. Konferansta,
Selda Bağdat Bahadır sektörün önemli isimlerinin yer aldığı teknik oturumlar gerçekleştirilirken ‘Veri Merkezi Konsolidasyonu ve İş Sürekliliği’ konulu panel de düzenlendi. Gelenekselleşen konferansta; Fujitsu’nun ‘insan odaklı toplum vizyonu’ ve “geleceği birlikte şekillendirme” hedefiyle geliştirdiği çözüm ve öneriler katılımcılara sunuldu.
Kamuda ‘PostgreSQL’e ilgi artıyor Açık kaynak kodlu veritabanı sistemi ‘PostgreSQL’in Türkiye resmi grubu olan PostgreSQL Kullanıcıları ve Geliştiricileri Derneği (PGD) ulusal ve uluslararası konuşmacıların katılımıyla Boğaziçi Üniversitesi’nde ‘4. Türkiye PostgreSQL Konferansı’nı düzenledi. Konferansa; veritabanı uzmanları, şirketlerin bilgi işlem yöneticileri, satış temsilcilerinin yanı sıra bilişim sektörüne giriş yapmaya aday öğrencilerle bilişim girişimcileri katıldı. Açılış konuşmasını PGD Yönetim Kurulu Başkanı M. Atıf Ceylan ve Boğaziçi Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği öğretim görevlisi Prof. Dr. Tuna Tuğcu gerçekleştirdi. Ceylan, bir STK olarak gönüllülük esasıyla yıllardır ‘PostgreSQL’in geniş kitlelere ulaşması ve daha etkin kullanılmasına yönelik çalışmalar yaptıklarını ve son dönemde bunun karşılığını görmenin haklı gururunu yaşadıklarını, özellikle kamuda ‘PostgreSQL’e karşı artan ilgiden memnun olduklarını dile getirdi. Tuğcu ise üniversite olarak her zaman açık kaynak kodlu yazılımlara destek verdiklerini, ülkemiz
için yazılım geliştirmenin en büyük katma değer kanalı olacağını, bunun ise özellikle açık kaynak projeler üzerinden geliştirileceğini vurguladı. Gün içinde 3 ayrı salonda devam eden etkinlikte; M. Emin Karakaş, Yasin Tatar, Metin Döşlü, Seçkin Alan, Nusret Önen, Gülçin Yıldırım, Balkan Uraz ve İbrahim Sarıçiçek farklı teknik konularda katılımcılara hitap etti. Ayrıca katılımcılar, Devrim Gündüz, Şahap Aşçı ve Mehmet Gök’ ün atölye çalışmalarına özel ilgi gösterdi. Sosyal gündem başlığı kapsamında sunum yapan Faruk Selman Lekesiz ve Hüseyin Mert ise büyüyen bilgi sektöründe ve yeni teknolojik eğilimler kapsamında; ‘PostgreSQL’ ile girişimcilik konusunu işleyerek önemli tespitlerini ve ülkemizdeki başarı hikâyelerini paylaştılar. Konferans sonunda, Devrim Gündüz ve Atıf Ceylan’ın moderatörlüğünde dinleyicilerin de katılımıyla gerçekleştirilen panelde ‘PostgreSQL’in Türkiye’deki geleceğine yönelik düşünceler, öneriler ve fırsatlar tartışıldı. EnterpriseDB, Türksat, Profelis, Yurdum Yazılım ve Okul Bilişim, konferansın sponsoru oldular.
6
BThaber
E-TOPLUM
8 - 14 HAZİRAN 2015
Oyunseverler ‘e-game show’da buluştu ‘e-game show / Oyun Yazılım ve Donanımları Fuarı’, 20-24 Mayıs tarihleri arasında Ankara’da düzenlendi. e-game show ile eşzamanlı olarak ‘Youth Ankara Gençlik Fuarı’ da kapılarını katılımcılara açtı. Ankara Kalkınma Ajansı’nın da desteklediği ve ‘Yaşamın sırrı oyunda gizli’ sloganıyla düzenlenen ‘e-game show’un açılışında Semor Genel Müdürü Nezih Kuleyin, Ankara’nın Türkiye’deki en önemli oyun üreticilerinin bulunduğu merkezlerden olduğunu hatırlatarak çok sayıda oyun firmasının teknoparklarda yer aldığını kaydetti. Gençlik ve Spor Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı İbrahim Özekinci; Bilgi İşlem Daire Başkanlığı tarafından, Çanakkale Savaşı’nın 100. yılı için hazırlanan mobil
savaş oyunu ‘Nusrat’tan söz etti ve Çanakkale ruhunu gençlere oyunla aktarmak istediklerini ifade etti. Eski Devlet Bakanı Kürşat Tüzmen de, yazılım endüstrisinin temsil ettiği figürlerin bu fuarda toplandığını kaydederek katma değeri artırmak için
hep beraber daha fazla çalışmamız gerektiğini vurguladı. Oyun konusu aamasaya yatırıldı Yazılım geliştiriciler, kamu kurumları, belediyeler, üniversiteler, teknoparklar, perakendeciler, programcılar,
distribütörler, eğlence sektörü temsilcileri, finansörler ve girişimciler, ithalatçılar, ihracatçılar, üreticiler, araştırmacılar, eğitimciler, bilgisayar ve video oyun şirketleri ile uluslararası temsilcilerin de bulunduğu fuarda; katılımcılar yeni teknolojilerle tanışıp simülasyon sistemlerine ve oyunlarına büyük ilgi gösterdiler. Çocuklar, Doç. Dr. Selçuk Özdemir’in sınıfında 3 boyutlu tasarımla hayallerini çizdikten sonra bu tasarımları 3 boyutlu yazıcılardan çıkarma şansına kavuştular. Fuar kapsamında 23 Mayıs günü oyun sektörüne yönelik panel oturumları ve film gösterimi de yer aldı. Dijital Oyun Geliştiricileri Derneği tarafından organize edilen programın ilk panelinde oyunlar konusunda
uzman akademisyenler, oyunların çocuklar ve aileler üzerindeki etkileri ve bununla ilgili düzenlemeleri tartışırken ikinci panelde ise akademisyenler oyun eğitimine yönelik akademik programlarını tanıttı. Dijital Oyun Geliştiricileri Derneği (DOGED) tamamı yerli oyun geliştiricilerden oluşan yönetim kadrosuyla sektörü bir arada tutarak, nitelikli insan gücü yetiştirmeyi ve video oyunları konusunda kamu bilincini geliştirmeyi hedefliyor. Diğer yandan ülkemizin başarılı oyun firmalarından, dünya çapında 5 milyon adetten fazla satılan Mount & Blade serisinin geliştiricisi TaleWorlds Entertainment da ‘e-game show’da hayranlarıyla buluştu. BTburada da fuarın sponsorları arasında yer aldı.
Vakko’da mobil alışveriş dönemi başladı Gençlere kapsamlı destek ve bayilere de hız Bu yıl 4’üncü kez 23 Mayıs’ta, İzmir Kültürpark Fuar Alanı’nda gerçekleşen Genç Beyinler Yeni Fikirler Proje Sergisi etkinliği, öğrencileri ve firmaları buluşturdu. Etkinliğin Organizasyon Sponsoru olan Univera da etkinliğin Proje Değerlendirme Uygulaması’nı yazdı ve barkodlu değerlendirme formlarıyla oylamayı kolaylaştırdı, tüm gün Değerlendirme Masası’nda etkinliğe destek verdi. Univera İnsan Kaynakları Yöneticisi Selin Çimen de, “Univera İnsan Kaynakları olarak birçok etkinliğe katılıyoruz. Ama bu sergi, İzmir ve çevre illerdeki 200’e yakın proje ile birçok
öğrenci ile aynı anda buluşmamızı ve onların yeteneklerini anında görebilmemizi sağlıyor” dedi. Öte yandan Univera, franchising yönetiminde mobil teknolojiler konusunda da 3 Haziran’da Turkcell Kurumsal Müşteri Deneyim Merkezi’nde bir etkinlik düzenledi. Franchising sistemindeki her türlü saha denetimini ve iş ortaklarının güncel bilgisini Quest ile toplayıp sistem yönetimini sağlamayı içeren etkinlikte, sahada faaliyetlerin hızı, bilgi paylaşımı, bunların karar verme süreçlerinde sağladığı avantajlar gibi başlıklar ele alındı.
Vakko, BKM Express ile işbirliğine giderek mağaza içerisinde mobil alışveriş dönemini başlattı. Mobil cihazlardaki dijital cüzdan BKM Express, internet alışverişlerinde, restoran, taksi ve benzin istasyonlarında mobil ödeme imkanının yanı sıra Vakko öncülüğünde perakende sektörüne de adım attı. Türkiye’de ilk kez Vakko’da uygulanacak mağaza içi mobil ödeme sistemiyle, tüketiciler ödemelerini kasaya gitmeden, mağaza içerisinde istedikleri noktadan yapabilecekler. Kasasız alışverişi sağlayan BKM Express’i Türkiye’de ilk kez bir mağaza içi ödeme sisteminde kullanarak mobil ticarette büyük adım attıklarını dile getiren BKM CEO’su Soner Canko, “Bugüne kadar, restoran ve akaryakıt istasyonlarında kullanmaya alışkın olduğumuz ve perakendede ilk olarak Vakko ile birlikte uygulamaya koyduğumuz Türkiye’nin ilk dijital cüzdanı BKM Express’i
yakın gelecekte perakende mağazalarında daha sık göreceğiz” dedi. BKM Express ve Vakko işbirliğinde ilk olarak Vakko Zorlu’da uygulamaya konacak sistem, daha sonra diğer Vakko mağazalarında da devreye girecek. Vakko’da ilk kez sunulan sistem sayesinde, Vakko dostlarının konfora kavuşacağını belirten Vakko CEO’su Jaklin
Güner, “Biz Vakko olarak, modada yeniliklere öncü olduğumuz gibi, teknolojiyi perakendeyle buluşturan yeni yaklaşımlara da öncü olacağız. Önümüzdeki dönem yüz yüze hizmeti göz ardı etmeden dijital atılımlarla Vakko müşterilerine alışveriş deneyimini unutulmaz kılacak farklı hizmetler sunacağız” şeklinde konuştu.
8
BThaber
E-TOPLUM
8 - 14 HAZİRAN 2015
Edip Emil Öymen edip.oymen@gmail.com
Minecraft, ders oldu
WEF Sosyal Sermaye Endeksi Dünya Ekonomik Forumu İnsani Gelişim Endeksi 2015 açıklandı. Sosyal ve beşeri sermaye konusunda Türkiye, 124 ülke arasında 68’inci sırada. Puan olarak Finlandiya en üstte 85.78. Türkiye 67.09. Üstümüzde Trinidad-Tobago, altta Endonezya ile komşuyuz. (WEF Human Capital Index 2015) 2013 tarihli bir önceki endekste 122 ülke arasında 60. sıradaydık. Bugün 68’e inmişiz. İki yılda 8 puan düşüş. Türkiye’nin Avrupa’daki yerine baktığımızda: 66’ıncı sıradaki Arnavutluk üst komşumuz. 71’inci sıradaki Moldova alt komşumuz. Biz ikisinin ortasındayız. Listenin dibindeyiz. 319 sayfa raporun 286-7’inci sayfaları Türkiye’ye ait. Çalışma yaşamı açısından sosyalbeşeri sermayemizin bazı puanları (7 üzerinden): Matematik ve fen eğitimi kalitesi 3.51 (Finlandiya’da
6.26) Ülke dışından yetenek çekme kalitesi 2.91 (İsviçre’de 6.07) Yetenekli elemanı elinde tutma becerisi 3.18 (İsveç’te 5.78) WEF Başkanı Klaus Schwab diyor ki önsözünde: “21’inci yüzyılda (ekonomik) rekabetçilik, büyüme ve yenilikçilik arasındaki ilişkiyi para (sermaye) değil, beceriler sağlayacaktır.” Türkiye’de 25-54 yaş grubunda üniversite ve üstü mezunu (yüksek beceri) istihdamda Türkiye’nin sırası 68, Finlandiya 13. En az lise mezunu (orta beceri) istihdamda Türkiye 77, Finlandiya 16. Becerili (ehil) çalışan bulma kolaylığında Türkiye 88, Finlandiya 1’inci sırada. (Tanımlar s.54) Çalışma yaşındaki nüfusun istihdamında Türkiye % 49.4 iken İsviçre % 68.2. Almanya % 59.9. Danimarka % 62.5. İsrail % 63.4.
Olur mu, olacak mı derken, oldu: Minecraft, İngiltere’nin Kuzey İrlanda bölgesinde ortaöğretim ders materyali olarak 20 Mayıs’tan itibaren kullanılmaya başlandı. İngiltere’de dijital gelişimi desteklemesiyle tanınan Teknoloji Kültürü Festivali (CultureTech) çerçevesinde 214 okul ve 30 kütüphanede 50 bin öğrenciye Minecraft bedava verildi. Bu uygulama, deneme falan değil, İngiliz Kültür ve Sanat Bakanlığı’nın “müfredat” uygulaması. 2013’te Stockholm’de bir okulda Minecraft ders materyali deneme olarak kabul edilmişti. Aynı yıl Google, kuantum fiziği uzmanı Spyridon Michalakis’le ortak bir projeyle Minecraft’tan “qCraft” adlı uygulamayı çocuklara kuantum fiziği öğretmek üzere tasarladı. Minecraft’ın 7-10 yaş üzeri eğitim amaçlı versiyonu MinecraftEdu, halen 40 ülkede en az 5 bin okulda kullanılıyor. Avustralya, 9-12 yaş grubu öğrenciler için, Minecraft kullanarak ülkede bir milli park “tasarlamaları” için yarışma açtı. Ortaya çıkacak tasarımların gerçekten bir parka dönüştürülmesi için hükümet 10.4 milyon Avustralya Doları ödenek ayırdı. Bu, Minecraft’ın şehircilikte ilk kullanılışı değil: 2012’de Birleşmiş Milletler’le ortaklaşa yapılan
Fransa’ya söylüyorum, Türkiye anlasın Fransız ekonomisi, dijital ekonomiden 113 milyar Euro kazanıyor. McKinsey diyor ki, bu yetmez. Çünkü eğer Fransız şirketleri dijital ekonomi gereklerine daha iyi uyarlarsa, bu gelir 2020’de 276 milyar Euro’ya yükselebilir. McKinsey’in “Fransız işdünyasında dijital dönüşüm: Fransa için büyüme ve rekabetçilik kaynağı” başlıklı raporu aslında sanki Fransa için değil, bizim için yazılmış. McKinsey, Fransa’yı başkalarıyla karşılaştırmış. Dijital ekonomisi, ülke ekonomisinin % 10’unu sağlayan iki ülke var:
Kore ve İngiltere. Onları sırasıyla % 9.2 Çin, % 8 ABD, % 7.6 Japonya v.b. izliyor. Fransa % 5.5. Fransa neden böyle? Rapora göre aynen bizdeki gibi eşgüdüm eksikliği, bürokrasi, ayak sürüme (atalet), şu bu... Mazeret çok. Biz, ülkemizde dijital ekonominin GSYH katkısını 2012’de öğrendik. McKinsey’in “İnternet’in Yükselen Ekonomilere Etkisi” raporunda Türkiye’de dijitalin GSYH payı % 0.9, GSYH büyümesindeki payı % 1.5 olarak hesaplanmıştı. McKinsey daha sonra, Türkiye’nin de dahil olduğu 8
ülkeyi kapsayan “İnternet’in Ekonomiye Etkisi” raporunda şunu anlattı: Bütçelerinin % 30’undan fazlasını dijitale yatırım yapmak için kullanan KOBİ’ler, % 10’undan daha azını kullanan KOBİ’lere göre gelirlerini 9 kat hızlı artırıyor. Türkiye’deki KOBİ’lere baktığımızda interneti etkin şekilde kullanan KOBİ’lerin verimliliğinin % 6.9 arttığı, giderlerinin % 5.2 azaldığı görülüyor. Kıssadan hisse: Ekonomik büyüme -adil gelir dağılımı koşuluyla- ve sosyal kalkınma, en hızla ve temiz bir şekilde dijitalleşmeyle mümkün olur.
bir proje Kenya’nın başkenti Nairobi’deki dünyanın en büyük gecekondu bölgesinin yeşillendirilmesi, en yoksul ülkelerden Haiti’de Les Cayes adlı sahil şeridinin yeniden düzenlenmesi için de Minecraft kullanıldı. Bu arada, Minecraft’la en uçuk projeyi Danimarka hükümeti gerçekleştirdi. Danimarka Geodata Ajansı, 4 trilyon blok kullanarak bütün ülkeyi 1:1 boyutunda ekranda inşa etti. Dosya büyüklüğü 1 terabyte tuttu. Göllere, nehirlere, elektik direklerine, demiryollarına varıncaya kadar her ayrıntı işlendi. Eh, ne de olsa bir ülkenin haritası bu! Minecraft’la ilgili her şey büyük: 100 milyonu aşkın oyuncu. PC’lere 19 milyon kez indirildi – şimdilik. 54 milyon adet satıldı. Sadece Xbox 360’da 2 milyar saatten fazla oynandı. 24 saatte 16 bin kez indiriliyor, 350 bin
Dolar ödeniyor. Dakikada 998 bin kişi oynuyor. Şimdi daha büyük sayılara geçiyoruz: 1,048,576,000,000, 000,000 (kentilyon) “blok” var. Hepsi yanyana döşense, 4 milyar km2 tutar. Dünya yüzeyinin 8 katından fazla. Kurt J. Mac (gerçek ismi değil) Minecraft “dünyasında” 2011’den beri “yürüyor.” Ne için? Çocuk hastalıklarıyla mücadeleye bağış toplamak için. Bu yürüyüşün neye benzediğini görmek için YouTube’da bakabilirsiniz. Guinness Rekorlar Kitabı’na göre 6 Mart 2014’te 1,479 km yürümüştü. Ama tüm uzaklık 12,550 km! 21 yıl daha yürümesi gerekiyor. Minecraft, 2003’te doğan İkinci Hayat (Second Life) türü bir alternatif dünya. Ama ondan daha yenilikçi: Yapımı kolay, hızlı, mobile uygun.
10
BThaber
BİLİŞİM DÜNYASI
Haber Merkezi Bugünün ve geleceğin en büyük iş trendlerinden biri olan “büyük veri” yatırımlarının yön bulduğu smartcon Big Data Big Ideas etkinliği, bu alanda dünyanın önde gelen fikir liderlerini, stratejistleri ve veri bilimcilerini Türk iş dünyası ile 26-27 Mayıs 2015 tarihleri arasında İstanbul Zorlu Center PSM’de buluşturdu. Platin sponsorluğunu Teradata Türkiye’nin üstlendiği etkinlik, dünyadaki 10 veri bilimciden biri olan Teradata’nın Veri Bilimi Takımı Direktörü Dr. Frank Säuberlich’i ağırladı. Günümüzde şirketlerin adeta veriye boğulduğunu; çok çeşitli kaynaklardan farklı formatlarda yapısal ve yapısal olmayan hatta etkileşimli verilerin geldiğini ifade eden Dr. Säuberlich, bununla nasıl başa çıkılacağını öğrenenlerin önemli bir stratejik rekabet avantajı elde edeceğini hatırlattı. 90’lı yılların başında
8 - 14 HAZİRAN 2015
Büyük veriye küçük adımlarla başlamak gerek Teradata’nın Veri Bilimi Takımı Direktörü Dr. Frank Säuberlich, Smartcon Big Data Big Ideas Konferansı’nda büyük veriye duyulan korkunun yersiz olduğunu söyledi. internetin gelişimiyle internet ekonomisinin başladığını bugün ise veri ekonomisi dönemini yaşadığımızı söyleyen Dr. Säuberlich, veriyi merkeze alan şirketlerin kazançlı olacağını vurguladı. Konuşmasında
telekom, üretim ve finans sektörlerinden örnekler vererek yeni nesil analitik yöntemleriyle büyük veri analiz yöntemlerini paylaşan Dr. Säuberlich, şirketlere şu mesajı verdi: ‘Büyük veriden değer elde
etmek için milyonlarca dolar yatırım yapmaya, verinin birikmesini beklemeye gerek yok. Şirketinizdeki somut bir iş problemini çözmek, başlangıç adımınızı atmak için yeterlidir. Dolayısıyla aylar hatta yıl boyunca süren
analitikler yerine birkaç hafta veya ayda etkili sonuçlar alacağınız parçadan bütüne gitme yaklaşımı ile hareket edin.’ Akıllı dünya, akıllı veriler üzerinde dönüyor Smartcon Big Data, Big Ideas etkinliğinin Platin Sponsoru olan Teradata Türkiye’nin Ülke Müdürü Gamze Aydın ise; dünyada hızlı bir dijital dönüşümün yaşandığının altını çizerek her şeyin akıllı hale geldiği bir dünyanın arkasında akıllıca kullanılan veri olduğuna dikkat çekti. Aydın, bugün ve gelecekte şirketlerin en büyük rekabet avantajının büyük veri vizyonları olduğunu belirtirken, müşteri odaklı çalışan bütün şirketlerin ve devlet kurumlarının tercih edilebilir hale gelmek için ellerindeki verileri analiz ederek yeni iş modelleri ve hizmetleri geliştirmek zorunda olduğunun altını çizdi.
Dell veri yönetimi konusunda tavsiyeler verdi Haber Merkezi Dell Software yazılımı uzmanlarınca geliştirme projeleri ve dağıtım stratejilerinin paylaşılacağı konferansta; Bilgi Güvenliği, Bilgi Yönetimi ve Sistem Yönetimi alanlarında ortaya konan en iyi yayılma stratejilerinden de örnekler sunuldu. Diğer kullanıcılarla deneyimlerini paylaşma imkanı bulacak
Donanım ve yazılım üreticilerinden Dell’in, Türkiye, Dubai ve Polonya olmak üzere üç ayrı ülkede yazılım odaklı gerçekleştirdiği 1. Kullanıcı Grubu Konferansı’nın Türkiye ayağı, 28 Mayıs Perşembe günü gerçekleşti. olan kullanıcılar, en iyi uzmanlardan tavsiyelerin yanı sıra Dell ürünleri, Software, yeni teknolojiler ve iş süreçlerine ilişkin ayrıntılı bilgi alma fırsatı da bulacaklar. Kullunıcı Grup Konferansı, 300’ü aşkın Dell Software son kullanıcısı, iş ortakları
ve distribütörlerine ev sahipliği yaptı. Katılımcılar üst düzey Dell yöneticilerinden IDC analistlerini, güvenilir güvenlik danışmanlarından Fortune 500 listesindeki şirket temsilcilerini, dünyanın alanında önde gelen uzmanlarını dinleme olanağı buldular. Dell’in son 3 yıl içerisinde önemli bir satın alma süreciyle birlikte dönüşüme girdiğini belirten Dell Kurumsal Yazılım Direktörü Brent Schroeder, kurumların ihtiyaçlarını baştan uca karşılayabilmek için gerekli tüm yatırımları gerçekleştirdiklerini vurguladı. Schroeder, sözlerini şu şekilde sürdürdü: “Dell yazılım olarak sistem yönetimi, ağ yönetimi, kimlik erişim yönetimi, bilgi yönetimi, mobil işgücü yönetimi ve güvenlik alanında tüm ihtiyaçları tek bir marka altında sağlıyoruz. Vizyonumuza paralel olarak kurumların sürekli karmaşıklaşan BT altyapılarını
nasıl daha basitleştireceğinin, zamanlarını nasıl daha değerli kılacağının, veriyi en verimli nasıl yöneteceklerinin yanıtını veriyoruz. İster en karmaşık bulut yapısına ya da mobil iletişime sahip olun isterse de düzenlemeler karşısında uyum sağlamaya çalışın Dell Software olarak yanınızda olacağız.” Veriyi güvenlikten ayırmak mümkün değil Etkileyici sunumuyla dinleyicilere keyifli dakikalar yaşatan Dell Yazılım Güvenlik Stratejisti Ramses Gallego, “Günümüzde inanılmaz hızlı bir değişim ve dönüşüm yaşanıyor. Bu dönüşümde veriyi en iyi kullananlar bir adım öne çıkıyor. Veri çağımızın vazgeçilmez bir parçası. Ancakburada unutulmaması gereken konu tam anlamıyla şu: Veri kralsa, güvenlik de kraliçedir! Güvenliği tüm BT çözümlerinden ayrı düşünmek imkansızdır. Dell de baştan uca sunduğu
Dell Kurumsal Yazılım Direktörü Brent Schroeder çözümlerde hiçbir güvenlik şirketinin sahip olmadığı avantajla kusursuz bir güvenlik çözümü sunabiliyor” dedi.
12
BThaber
BİLİŞİM DÜNYASI
Las Vegas’ta The Venetian’da düzenlenen etkinlik, ‘Redefine.Next’ Handan Aybars mottosunu şiar edindi. ‘Sonrakini Las Vegas yeniden tanımlama’ vakti, çünkü tüm konuşmalara damga vuran unsur sayısallaşma, büyük veriyi ihtiyaca uygun biçimde depolama ve analiz etme gerekliliği, bulut bilişim yolunda sadelik ve bazı süreçleri otomatikleştirme, bu eksende gelişen güvenlik çözümleri ve asıl önemlisi, tüm bu farklı katmanlar ışığında BT şirketlerinin işbirliğinin, aradaki rekabet kadar bir gereklilik haline geldiği oldu. Bir taraftan da farklı veri, farklı altyapı istiyor. Bu nedenle tasarım önemli. Sonuçta uygulamalar, iş hayatı gibi altyapıyı da değiştiriyor. İşte bu nedenle uygulama mimarisi önemini artırıyor. Etkinliğin açılış konuşmasında EMC Bilgi Altyapıları CEO’su David Goulden, yeni bir dijital dünyaya dikkat çekti. M2M ve bu sayede üretilecek veri, internet bağlantılı insan sayısı ortada. Dünya dijitale doğru değişiyor ve Goulden’a göre, bu daha başlangıç. Bu bağlantılı dünyada herşey parmaklarımızın ucunda ve bir taraftan iş dünyası, yeni neslin beklentilerini karşılayabilmek istiyor. “1955 yılı Fortune 500 şirketlerinin yüzde 89’u bugün yok ve bu değişim artık daha da hızlı” hatırlatmasını yapan Goulden, yeni dönemi şöyle anlattı: “Üçüncü platform dönemindeyiz. Mobil, bulut, büyük veri teknolojileri bu konuda adımları mümkün kılarken, iş dünyası da burada uygulamaları ile var. Ancak bu geçişi yapmak, CIO ve CTO için kolay değil. Maliyetleri azaltma çabası ön planda ve çok
8 - 14 HAZİRAN 2015
Uçtan uca dönüşüm, ayakta kalmanın anahtarı Tüm iş süreçlerinin sayısallaşmasının, bilgi neslinin değişen beklentilerine yanıt verme çabasının örnekleri EMC World 2015’te katılımcılarla paylaşıldı.
EMC CEO’su Joe Tucci
EMC Bilgi Altyapıları CEO’su David Goulden bağlantılı bir yapıda risk yönetimi ayrı bir uzmanlık. Büyüme, risk yönetimi ve maliyet kontrolü için Pivotal, VMware, RSA ve EMC’yi buluşturan ‘Federasyon’ var. Altyapı dönüşümü teknolojiden fazlası ve iş yapış şekillerinin de değişmesi demek. Melez yapı kurmak ve bütünleşik bir çözüm için Federasyon yapısını kurguladık. Bütünleşik yapı hız, çeviklik sağlıyor. Stratejimiz; alanında en iyi depolama platformları ve yazılım bağları ile bütünleşik yapı kurmak ve her tür veri yükünü üstlenmek.
Federasyon yapısı ile önemli çözümler belli başlı sorunları aşmayı sağlıyor. Zaten Info Generation (Bilgi Nesli) da bunu gerektiriyor.” Dönüşümün adı Platform 2.5 Etkinliğin ilk günü düzenlenen medya brifinginde de söz alan David Goulden, direkt satış ekibine ek olarak, özellikle KOBİ ölçeğine erişimde iş ortakları ile çalıştıklarını belirterek, yeni nesil altyapılarda uygulama ve iş yükünün etkisine dikkat çekti. Bu nedenle Platform 2.5’e odaklandıklarını, Fortune 500 şirketlerinin büyük bölümünün Platform 2’den 3’e geçmek istediğini, ama bunun için seçenekler olmasını da beklediklerine işaret etti. İş dünyası, zorunlulukları bilmeli Etkinliğin ikinci günü açılış
programında EMC CEO’su Joe Tucci, sektördeki köklü değişimleri ele aldığı, Mr. Spock’lı finali ile Leonard Nimoy’a veda ettiği bir konuşma yaptı. BT adına beklenmedik zamanlarda olunduğunu, yıkıcı (disruptive) bir dönemin iş hayatını değiştirdiğini belirten Tucci’ye göre, her işin yeniden tanımlanması, girişimcilere ve köklü şirketlere uygulama geliştirip müşterilere ulaşma fırsatı veriyor. CIO’ların ikilemi ise riski yönetmek, maliyeti azaltmak ve büyümeyi sağlamak. Tucci, iş hayatını bekleyen temel zorunlulukları şöyle sıraladı: 1- Yeni dijital dünya, uygulama odaklı. Yasal veri merkezleri ve varolan milyarlarca uygulama var. 2- BT’yi dönüştürün. İnovasyonu artırın. Bunun da yolu bulut. Melez bulut yapısı türlü depolama imkanları sunuyor. 3-Siber güvenlik, büyük veriye uygun çözüm istiyor. Zeka odaklı güvenlik önemli.
BT’de sadelik ve karma buluta geçişin yeni araçları Etkinlikte ‘Beast’ olarak tanıtılan XtremIO’nun yanında, VMAX3, VCE, VNX, Data Domain ve Data Protection Suite portföyünde önemli güncelleştirmeler yapıldı. EMC Data Domain DD9500, güçlü performans ve ölçeklenebilirlik sunarken,
EMC ProtectPoint yazılımı da VMAX ve Data Domain’in güçlerini birleştiriyor. Bu da geleneksel yedeklemenin performansını 20 kat artırıyor. EMC CloudBoost bulutun sağladığı faydaları Data Protection Suite kullanıcılarına sunuyor.
Söz, Federasyon üyelerinde Pivotal CEO’su Paul Maritz: İş dünyası bu yeni yapıya ayak uydurmalı. Burada beş öncelik var: Yeni fırsatları gör, kişisel deneyim sun, çevik inovasyon yap, gerçek zamanlı operasyon, şeffaflık ve güven sağla. İşte tüm bunlar fark yaratıyor. Bunun için teknik çalışmalar yapmalısınız. Pivotal’i dijital dönüşüm için kurduk ve ne, nasıl gibi sorulara yanıt aradık. Burada 3 yapımız var: Pivotal Labs, IBM, HP, SAP, Intel gibi 40’ın üstünde şirketi barındıran ve açık kaynak işletim sistemi Cloud Foundry Foundation tarafından yönetilen Pivotal Cloud Foundry ve son olarak, fazlasıyla bölünmüş bir dünyayı tek bir açık veri süitinde toplayıp ‘iş veri gölü’ oluşturan Pivotal Big Data Suite. Bunlar yeni dönemin BT yapıları. VMware CEO’su Pat Gelsinger: Yeni BT modeli anlık, akıcı ve güvenli olmalı. Buna ‘Brave New IT’ diyoruz. Bu yapı, işi sayısallaştırma adına önemli fırsatlar sunuyor. VMware BT mimarisi; bir bulut, herhangi uygulama ve herhangi bir cihaz demek. Sektörün getirdiği bazı zorunluluklar var. Bunlardan ilki melez bulut gelecek ve biz bu dünyayı, bu köprüyü inşa ediyoruz. İkinci zorunluluk BT ekiplerinin bakış açılarını değiştirmesi ve iş uygulamalarına odaklanması. Çünkü, hala parçalara odaklanan ekipler başarısız olmaya mahkum. Burada yazılım tabanlı veri merkezleri öne çıkıyor. Üçüncü zorunluluk ise siber güvenlik ve açıklık arasında doğru dengeyi sağlamayı bilmek. VMware NSX bu yolda önemli bir ağ ve güvenlik hizmetleri platformu. AirWatch ile mobil güvenlik öne çıkıyor. VMware Cloud-Native Security Solution lansmanını da geçen haftalarda yaptık. EMC Bilgi Altyapıları CEO’su David Goulden: Müşteri artık sonuç istiyor ve bu da artık teknolojiye bağlı. Çok farklı ihtiyaçlar var. Tüm karmaşayı bütünleşik altyapı alıyor. Buna ek olarak, Federasyon yapısı ile bulut yapısında yetkinliğimizi geliştiriyor, yatırımın geri dönüşünün hızlı olmasını sağlıyoruz. Kanal bizim için önemli ve kanal sistemimizin Federasyon yapısının tüm uygulamaları ile çalışabilmesi önemli. Bu yapı uçtan uca kanal dostu sonuçta. Bütünleşik yapı, aslında büyük bir bakış açısı evrimi. Açık kaynak, ekosistem kurgulamak için çok uygun. Kapalı kaynak çözümler hep olacak. Ama bu değeri herkese göstermek için ekosistem ile birlikte açık kaynak çözümler de sunacağız. Açık kaynak; ekosistem yapısı ile tercih imkanı ve güvene dayalı işbirliği sağlıyor.
14
BThaber
BİLİŞİM DÜNYASI
8 - 14 HAZİRAN 2015
“Güvenlikte oyunun kuralı değişti” Handan Aybars Intel Security tarafından Enterprise Strategy Group’a (ESG) hazırlatılan Tackling Attack Detection and Incident Response (Saldırı Tespit ve Olay Müdahalesi) başlıklı raporda, kurumların güvenlik stratejileri, siber saldırı ortamı, olaya müdahale etmede yaşanan zorluklar ve ihtiyaçlar değerlendirildi. Anket sonuçlarına göre, güvenlik alanında çalışanlar, güvenlik olaylarıyla boğulmuş durumda. Geçtiğimiz yıl her bir şirket için ortalama 78 inceleme yapıldı ve bu olayların yüzde 28’i de hedefli saldırı niteliğindeydi. Ankete katılan bilgi işlem ve güvenlik profesyonellerine göre, saldırılara müdahale etme sorunlarını aşmak için daha iyi tespit ve analiz araçlarını kullanmak, verilecek eğitimlerle personelin verimlilik ve etkinliğini arttırmak temel çözümler. Strateji, analizlerle desteklenmeli Ankete katılanların yaklaşık yüzde 80’ine göre güvenlik tehditlerinin tespit edilmesi ve tepki verilmesi konularında organizasyonlarının yaşadığı darboğazın sebebi, güvenlik araçları arasındaki entegrasyon ve iletişim eksikliği. Gerçek zamanlı ve detaylı görünürlük, hedefli saldırılara anında tepki verebilmekte önem taşırken, katılımcıların yüzde 37’si güvenlik istihbarat ve BT operasyon araçları arasındaki sıkı entegrasyonun önemini vurguluyor. Birçok farklı güvenlik ürününden oluşan mimariler; araçların, konsolların, süreçlerin ve raporların kullanımını ayırarak zaman kaybına yol açıyor ve yeterince iyileştirme yapılamıyor. Bu da hacimli saldırı risklerini beraberinde getiriyor. Daha iyi algılama, daha iyi analiz, daha iyi uzmanlık ile aksiyon için otomasyon da araştırmada öne çıkan gereklilikler. Bu veriler ışığında CISO’lara bazı öneriler de yapılıyor: Sıkı bir şekilde entegre edilmiş güvenlik teknolojisi mimarisini yaratmak, siber
Güvenlik riskleri karşısında tespiti hızlı ve kısa zamanda yapabilmek kritik önemde. Bunun için de çözümlerin birbiri ile konuşması ve bütünleşik olması şart. güvenlik stratejisini güçlü analizlerle destekleyerek, hacimden anlamlı veriye geçmek, olay tespiti ve olaya yanıtın otomasyonunu sağlamak ve son olarak, sürekli siber güvenlik eğitimi sunmak.
Entegrasyonun önemi gittikçe artıyor Konuyla ilgili olarak 21 Mayıs’ta düzenlenen toplantıda konuşan Intel Security Türkiye ve Azerbaycan Bölge Müdürü İlkem Özar, son dönemde Malware artışına dikkat çekti.
“Oyunun kuralı değişti” yorumunu yapan İlkem Özar’a göre, bilgi ve para sızdırma odaklı saldırılar artık ön planda ve bunlar da şirketler için en önemli risk. Asıl sorun ise bunların tespiti. “Ankette de zaten iç çözümlerle bunları
tespit etmenin zorluğuna işaret ediliyor” bilgisini paylaşan Özar’ın dikkat çektiği unsur, hızlı ve kısa zamanda tespiti yapabilmek. Bu noktada çözümlerin birbiri ile konuşması ve bütünleşik olması büyük önem taşıyor.
Türkiye’de farkındalık yeni yeni oluşuyor Son 10 yıldır ürün entegrasyonunun önemine dikkat çektiklerini, birin değil, unsurların birbiri ile iyi çalışmasının önemli olduğunu vurgulayan İlkem Özar’a göre, güvenlik söz konusu olduğunda, her şey bir takım oyunu. “Bilgiyi bütünleşik analiz etmek gerek. Uyarılar ancak böyle anlam kazanır” diyen İlkem Özar, toplantı sonrası sorularımızı yanıtladı: n Mobilitede güvenlik anlayışını nasıl değerlendiriyorsunuz? Bütünleşik hareket, doğru analiz herkesin ortak görüşü. Güvenlikte 2 gün sonra rapor çıkartan analiz programları var. Oysa bunlar işe yaramıyor. Gerçek zamana yakın analiz ve sistemlerin birbiri ile konuşabilmesi önemli. Mobil cihazlar için de çözümler var. Ama kullanıcılar olarak da uyanık olmak gerek. Önemli çözümleri mutlaka yüklememiz, ama bazı aksiyonları alırken dikkatli olmamız lazım. Çünkü mobil cihazlarda çok fazla kişisel verimiz var. Herhangi bir mobil mağazadan bir uygulama yüklerken önümüze gelen her şeye izin vermememiz gerektiğini bilmeliyiz. Sonuçta o mağazaların da kontrolü bir yere kadar ve bizim de mutlaka kendi önlemlerimizi almamız, telefonda değerli veri taşıdığımızı bilmemiz ve buna uygun güvenlik önlemlerini almamız lazım. n Ortak platformu çok duyuyoruz. Peki ama farklı alanlarda rekabet eden şirketler işbirliğine ne kadar hazır? Ana alanlarda çözümlerimiz var, ama bunları tamamlayıcı
İlkem Özar farklı güvenlik çözümleri bulunuyor. Security Connected ismini verdiğimiz platformumuz var. Birlikte çalıştığımız 100’ün üzerinde iş ortağımız ve verimli bir işbirliğimiz var, ama bunlar tamamlayıcı ürünler. Bizim önerdiğimiz çözüm ise farklı. Intel bir donanım üreticisi olarak Intel Security ile bir güvenlik platformu oluşturmaya yönelik vizyona sahip. Bu vizyonda biz de entegrasyon platformu oluşturduk. Hem kendi ürünlerimizin yeni versiyonlarını çıkarınca kullanacağız hem diğer firmalara da açacağımız bir platform bu. Burada tüm ürünlerin bu platforma entegre olup, bu platform üzerinden haberleşmesini sağlıyoruz. Önce kendi çözümlerimizi buraya entegre ettik. İkinci adımda, birlikte çalıştığımız iş ortaklarının çözümlerinin bu platforma entegrasyonu söz konusu. Üçüncü adımda ise isterse diğer firmalar da bu platformda kendi ürünlerini yaratarak entegre olabilirler.
Bunun için API yapısını açık tuttuk. Teknoloji hayatımızda önemli bir yere sahip, ama gelişimle beraber entegre güvenlik de çok önemli hale geliyor. Biz de madem bütünleşik güvenliği sağlama konusunda çözümlerimizle lideriz, bize ek bir sorumluluk da düşüyor. Bu nedenle entegrasyon yapısını rakiplerimize de açmaya hazırız. Böylece gerçek anlamda entegre bir güvenlik yapısı kurulacak. n Türkiye pazarındaki gelişmeleri nasıl değerlendiriyorsunuz? Türkiye’de güvenlik piyasası iki yılda önemli gelişim sergiledi. Türkiye pazarına inanıyoruz. Her ölçekte şirkete göre çözümümüz var. Örneğin buluttan servis olarak alabilirler. Ayrıca önemli bir iş ortağı ekosistemimiz var ve sertifikasyonla, eğitimlerle bu ekosistemimizi daha da büyüttük. Rakiplerimizden önemli pazar alıyoruz. Büyük ölçekli şirketlerde farkındalık var ve gelişim sürecek. Birçok firmada farklı güvenlik
birimleri oluşmaya başladı. Türkiye pazarının kendine has özellikleri var. Çok pazarlıkçı bir yapımız var tüm alımlarda. Oysa güvenlik alımlarında bir kurum kendisini gerçek anlamda güvenli hissedecek sistem yerine, daha ucuzunu tercih etmemeli. Güvenlik şakaya alınacak bir iş değil. Bütünleşik ve gerçekten en hızlı önlem alabilmeyi sağlayacak çözümler seçilmeli. Türk şirketlerinde biraz fazla fiyat hassasiyeti var. Diğer pazarlardan en önemli fark da bu. Ama son 2 senedir güvenlik pazarında, gerek yöneticilerin gerek kamu gerek özel sektörün güvenlik hassasiyetinin ve farkındalığının arttığını görüyoruz. Kötü örnekleri görerek bir öğrenme sürecimiz oluyor. Oysa bunları yaşamadan öğrenmek, siber saldırıya maruz kalındığında bunun farkında olup, olası bir saldırıda yaşanacak kaybın çok daha maliyetli olduğunu bilmek, sistemlerde bunun önlemini almak lazım. Burada sadece bilgi ve finansal kayıptan bahsetmiyoruz, prestij, güven ve emek kaybı da var. Bunları toparlamak, olası bir siber saldırının ardından çok daha zor. Son iki senedir farkındalık arttı, yeni yapılanmalar var. Şirketler güvenlik organizasyonlarını kurmaya başladılar ve güncel riskleri takip ediyor, güvenlik birimi oluşturuyor ve burası toplam bütünleşik bakış açısıyla ilerliyor. Kamuda birçok yeni projeler var ve onlarla beraber çalışıyoruz. Sonuçta herkesin verisi kendine önemli. Bizim çözümlerimiz ise tüm sektörlere yönelik, hem ölçek hem sektörel olarak spesifik, ihtiyaca göre uyarlanabilen çözümler.
15 BThaber
DOSYA
Ödeme Sistemleri
8 - 14 HAZİRAN 2015 www.bthaber.com
Ödemeler teknoloji ile kıymetleniyor Handan Aybars
Lidyalılar’dan bugüne, para ile başladığımız ödeme sistemleri maceramız, kredi kartı ve banka kartı ile şekillendi. Ama artık çok farklı yapılar var. İnternet alışverişi ve internet bankacılığı dedik, o da yetmedi ceplerde mobil cihazlar akıllandıkça onlar da parasal işlemlerde hak ettiği kullanıma ulaşmaya başladı. Bugüne kadar ödeme dünyasında yaşadıklarımızın buzdağının sadece görünen yüzü olduğunu
da bu vesileyle anlıyoruz artık. Çünkü ödeme dünyasının paydaşları arttı. Finans dünyası kendi ödeme teknolojilerini daha da geliştirdi. Cihaz üreticilerinden mikro ödeme yapılarına, QR kodlardan temassız uygulamalara ödeme dünyası derya deniz halini aldı. Burada operatörlerden mobil cihaz üreticilerine ve finans sektörü temsilcilerine kadar tüm paydaşlar, bireysel ilgiden çok memnun ve bunun kurumsal
ilgiyi beraberinde getireceği konusunda hemfikirler. Ama tüm bu paydaşlar, artan ilgi paralelinde ve gelişen teknoloji ile birlikte hayatımızda yerini alacak yepyeni uygulamalar arifesinde düzenleyicilerden de bu yeniliklere uygun hamleler bekliyor. Nakit her zaman kral, ama o nakdi alışverişte kullanmak gibi birçok amaç için hayata geçen teknolojiler artık hayatımızın her noktasında.
Geldiğimiz noktada para çantanızı evde unutsanız bile, mobil telefonunuzla, hatta giyilebilir herhangi bir cihazınızla ödeme yapabilirsiniz. Bu imkanları teoride tutmayıp pratikte daha da geliştirmek için tüm taraflara, ama bir taraftan da düzenleyici kuruluşlara görev düşüyor. Kayıtdışının azalması, bireysel bilişim bilincinin gelişmesi gibi faydalar da bu yeni dönemin beraberinde getirdikleri.
16
DOSYA
BThaber
Ödeme Sistemleri
8 - 14 HAZİRAN 2015
Ödeme sistemleri ekosistemi büyüyecek Türk bankacılık sisteminin, ödeme sistemlerinde dünyada en gelişmiş programları üreten pazarlardan biri olduğunu söyleyebiliriz. Kart bağlılık programları, taksit gibi uygulamalar ve yüksek penetrasyonla Türkiye, ödeme sistemlerinde dünyada lider ülkelerden biri. Son iki seneye baktığımızda ise kart pazarına ilişkin düzenlemeler, pazarın doygunluğu ve LKS’nin (Limit Kontrol Sistemi) etkilerini göstermesi ile kart adetleri büyümesi durdu, ciro artışı azaldı, alacak bakiyeleri ortalaması düştü ve ödenmeyen krediler arttı. Tüm bu gelişmeler sonrası, kredi kartı işinin kârlılığı bankalar için ciddi oranda azaldı. Bu durumun etkisi, bankaların kredi kartı marka ve bağlılık programlarına yaptıkları yatırımlarını yavaş yavaş azaltmaları yönünde olacaktır. Bununla birlikte, kredi kartlarındaki düşen kârlılığın banka kartı ile kompanse edilmesi olası stratejilerden biri olacaktır. Dolayısıyla, önümüzdeki dönemde yüzde 6,5 oranında olan banka kartı POS işlem oranının artmasını bekleyebiliriz. Ödeme sistemlerini etkileyen bir diğer trend de dijitalleşme olacak. Önümüzdeki dönemde birçok oyuncunun dijital ödeme sistemleri çözümlerini müşterilerine sunmalarını bekleyebiliriz. Dijital cüzdan gibi çözümlerin banka ve operatör bağımsız çalışma yapısına sahip olması gereği, banka ve operatör dışı oyuncuları, perakendecileri, teknolojik çözüm üreten diğer firmaları görmemiz söz konusu. Ödeme
Peppers &RogersGroup Genel Müdürü ve Ortağı Selim Uçer sistemleri ekosistemi biraz daha genişleyecek. Bununla birlikte bankalar ve operatörler de altyapı sunumu ve işbirlikleri ile bu dijital ödeme sistemlerinde yerlerini alacak. Bu yeni dönem ve genişleyen ekosistem içerisinde tüm oyuncuların yapması gereken; stratejilerini ve rollerini net olarak belirlemesi ve bu doğrultuda şimdiden yatırımlarını, işbirliklerini yapmaya başlamaları. Bu strateji içerisinde en kritik konu ise birçok oyuncu için dijital ödemelerden nasıl para kazanılacağı değil, müşterilerine nasıl en iyi ve benzersiz deneyimleri yaşatarak, dijital ödemeleri diğer ürün ve servislerin pazarlamasında bir araç olarak kullanılabileceği olacak.
Dünya artık çok daha mobil Bugün pek çok alanda mobil çözümler devreye girerken, Atos’un yarattığı teknolojik çözümler, geleceğin mobil dünyasının da altyapısını oluşturuyor. Atos Hi-Tech Transactional Services Birim Yöneticisi Batur Erdoğan, Atos’un mobil çözümlerin içinde cep telefonu ya da tablet gibi cihazlardan çok daha fazlasını konumlandırdıklarını belirtiyor. “İnsanların günlük hayatında dokundukları her cihazın aslında mobil çözümlerin bir parçası olacağını düşünebiliriz” diyen Erdoğan şu örneği paylaşıyor: “Örneğin sabah kalktınız ve buzdolabını açtınız. Buzdolabının sisteme bağlı olup konuşabilen, ihtiyaçlara göre gerekirse market siparişi verebilen, teknik servisle iletişime geçip arıza bilgisi yollayan bir yapıda olmasına çalışıyoruz. Bu konuda tüm dünyada ve Türkiye’de yaptığımız çalışmalar var. Keza bunu çamaşır makinasına, bulaşık makinasına da uyarlayabilirsiniz.” Kurumsal organizasyonlar mobilde Atos’un kurumsal teknolojik çözümlerinin de bulunduğunu belirten Erdoğan, “Kurumların satış organizasyolarının da artık mobil olduğunu görüyoruz. Müşteriye daha fazla dokunabilmek için müşterinin yanında olmak gerekiyor. Bu nedenle satış ekipleri de ofis yerine çok daha fazla zamanı dışarıda geçiyorlar. Bu anlamda biz de onların hayatını kolaylaştıracak mobil saha satış otomasyon sistemleri geliştirdik. Şirketlerin sahadaki teknik servis elemanlarının ya da mühendislerinin merkezle olan iletişimini hızlı bir şekilde sağlamaya yarayan bu sistemler, iş emirlerini hızla merkeze ulaştırarak gün içinde verimliliğin arttırılmasını sağlıyor” diyor. Atos’un bankacılık alanındaki mobil projeleri ise gerek bankaya kattığı verimlilik gerekse müşterilere getirdiği kolaylıklarla dikkat çekiyor. Bankalara mobil çözüm teknolojileri konusunda destek sunduklarını dile getiren Erdoğan, şöyle devam ediyor: “Elinde kağıt formlar, müşterilerin başvurularını toplayan saha satış ekipleri artık nostalji oluyor. Atos’un mobil teknolojik çözümleriyle artık ekipler, tablet cihazlarla saniyelerle yarışırken, hızlı ve doğru bilgiye de
Atos Hi-Tech Transactional Services Birim Yöneticisi Batur Erdoğan ulaşabiliyor. Herhangi bir ürünle ilgili talep gelmesi durumunda daha hızlı, daha doğru bir biçimde alınan bilgi anında sisteme gönderiliyor. Bu durum, işlemlerin daha hızlı onaylanmasını, müşteri memnuniyetinin artmasını sağlıyor. Süreçlerin kısalması da bankalara verimlilik getiriyor.” Cepten ödeme yapmaya alışacağız Atos’un mobil ödeme konusunda dünyanın muhtelif yerlerinde örnek projeleri var. Türkiye’de mobil ödeme sistemlerinde bir çeşit karmaşa yaşandığını belirten Erdoğan’a göre, bunun nedeni pazara, potansiyel gören çok fazla sayıda oyuncunun dahil olması. Binlerce şirketin yazılım geliştirerek dahil olduğu pazarda penetrasyonlar ise düşük. “Cep telefonlarını ödeme aracı olarak kullanan az insan var” diyen Erdoğan’a göre, durum hem Türkiye hem dünyada böyle. Ancak Erdoğan’a göre, bu durum çok yakında değişecek. Mobil cihazlar üzerinden bankacılık işlemleri yapan şirket sayısının artacağına inandıklarını belirten Erdoğan, “İnternet bankacılığını kullanan insanların büyük bir kısmının mobile kayacağına, mobil sistemleri kullanacağına inanıyoruz. Birçok bankada da mobil dijital dönüşüm tamamlanmadı. Bu dönüşümün tamamlanmasıyla da banka tarafında yeni projeler gerçekleşecektir” diye konuşuyor. Kullanıcı tarafındaysa bu gelişimler hayatımızı biraz daha kolaylaştıracak. Dünyanın çok daha mobil olacağına inandığını belirten Erdoğan, yakında telefon dışında otomobillerimizden, gözlük ya da saatlerimizden de bankacılık işlemleri yapılacağını söylüyor. Mobil sistemler bu noktaya doğru evrilirken, Atos da teknolojik altyapılarını bu yönde geliştirmeyi ve çeşitlendirmeyi sürdürüyor.
SOLIDUS ÜNİVERSİTE KAMPÜS KART SİSTEMLERİ
“Tüm uygulamalarınızı tek karta sığdırıyoruz.” YEMEKHANE YURTLAR
NFC
MİFARE BİSİKLET PARK İSTASYONLARI
KÜTÜPHANE
ÜYELİK TAKİP
OTOPARK ARAÇ GEÇİŞ
KİOSK
ÖĞRENCİ İŞLERİ
KAPI KONTROL YOKLAMA
CEPTE SOLIDUS GEÇİŞ GÜVENLİK Eskişehir Yolu Üzeri, Başkent Üniversitesi Yanı, Çamlık Park Villaları, 2365. Sokak No: 23 ANKARA Tel : +90 312 234 17 70 • Faks : +90 312 234 17 60
Bilişim Hizmetleri A.Ş.
www.utarit.com
twitter.com/utaritbilisim • facebook.com/utaritcom
18
DOSYA
BThaber
Ödeme Sistemleri
8 - 14 HAZİRAN 2015
Osmaniye Korkut Ata Üniversitesi Bilgi İşlem Daire Başkanı Kadir Uludağ
e-Yerleşke sistemi kapsamlı bir altyapı sunuyor Ödeme sistemleri ekonomik birimler arasında mal ve hizmetlerin değişimini kolaylaştıran araçları, yasal düzenleme ve standartları, kurumsal ve örgütsel çatıyı, işletim süreçlerini ve haberleşme ağını kapsamakta. Bu kapsam düşünüldüğünde üniversitemiz için öne çıkan başlıklar yerleşkemiz içerisinde kurduğumuz nakit para akışını, giriş çıkış hareketlerini yetkiler doğrultusunda, dijital ortama aktaran ve bu ortamın kurumun ihtiyaçlarına göre raporlanmasını sağlayan e-Yerleşke adı verilen çözümler grubu altında toplanabilir. E-Yerleşke bünyesinde nakit para yükleme noktaları, sabit ve mobil harcama noktaları, kart okuma terminalleri, turnike, bariyer, kapı kilidi gibi engelleme ekipmanları ile kart baskı sistemleri bulunmakta. Odaklandığımız temel unsur iyi kurgulanmış ve sağlıklı çalışan bir e-Yerleşke sistemi ile mutlak ve uzun soluklu istikrarı sağlamak. Personel ve öğrencilerimizin ödeme noktalarından etkin ve hızlı faydalanmalarını sağlayacak
ödeme sistemlerini geliştirirken, öncelikle önemi birbirinden farksız olan 5 noktaya dikkat edilmesi gerektiğini düşünüyorum: Tüm sitem IP tabanlı olmalı, çevrimiçi veya çevrimdışı çalışabilmeli, ödeme sistemleri bankacılık standartlarında sertifikasyona sahip olmalı, kullanılan kart okuyucuları NFC uyumlu olmalı ve son olarak da ilk günden itibaren eğitimli firma personeli tarafından tam zamanlı, yerinde destek verilmeli. Personel ve öğrencilerimizin ödeme sistemlerinden etkin ve hızlı faydalanmalarını sağlayacak yatırımları hayata geçiriyoruz. Geçmişte ödeme sistemleri ile ilgili yaptığımız çalışmaları tecrübeye dönüştürerek, en doğru yöntemleri hayata geçiriyoruz. Şu an; e Yerleşke sisteminde herhangi bir bankaya bağlı olmaksızın tüm bankaların kullanılabileceği bir altyapı ile ilerliyoruz. Kullanıcılardan gelen geri bildirimler ve zaman zaman çalıştaylarda yaptığımız çalışmalar ve görüşmeler kendi sistemlerimizi geliştirmede bize rehber olmakta. OKUKART Akıllı
Kart Sistemleri’ni e- Yerleşke kavramı üzerinden 9. ULAKNET Çalıştayı’nda bildiri olarak sunduğumda, tüm üniversitelerin ilgili birimleri ve benimle aynı pozisyonda çalışan arkadaşlarımdan aldığım geri bildirimler doğru yolda olduğumuzu göstermekte. Bizler, ödeme sistemlerinde gelişen tüm faklı yapıları takip edip, sistemlerimizi buna göre geliştiriyoruz. Ödeme sistemleri dünyasında olan yenilikler bizim kurgularımızı daha kullanılabilir hale getiriyor. Ayrıca; sistemlerimizi bu farklılıklara cevap verebilecek şekilde kuruyoruz. Tüm bileşenlerin bankacılık standartlarında sertifikasyona sahip, ödeme noktalarındaki cihazlarımızın NFC uyumlu olması buna örnek gösterilebilir. Orta ve uzun vadede beklentiler kişilere ve kurumlara göre değişebilir. Ancak ödeme sistemlerindeki gelişmelere göre ArGe çalışmalarını yürütüyoruz. Bu çalışmaları yaparken, sektörde adını duyurmuş firmalar ile çalışıyoruz. Sektörde rekabeti oluşturacak firma
sayısı çok yeterli değil. Sonuçta insanların çok fazla bilgi sahibi olmadığı bir alan. Ancak geleceğin kaçınılmaz sonucu, bu sektörü önemli kılıyor. Türk finans dünyasının ödeme sistemlerindeki sunduğu yenilikleri üniversitemiz bünyesinde gerçekleştirdiğimiz e- Yerleşke sisteminde kullanıyoruz. Sistemi sorunsuz bir şekilde kullanmak için öncelikle uygulama senaryolarındaki rolleri iyi belirlemek lazım. Geldiğimiz noktada, üniversitemiz tarafından kurulan ve işletilen sistemin en doğru yöntem olduğunu düşünüyoruz. Çünkü biz bu sistemleri kurmadan önce, eski ve yeni olmak üzere toplam 14 üniversiteye inceleme ve araştırma ziyaretlerinde bulunduk. Onların yaşadığı sorunlar bizi bu tercihe yönlendirdi. Bir diğer husus, eYerleşke bünyesinde tek kart ile tüm entegrasyonları tam olarak sağlamanız birçok bileşende olduğu gibi ödeme sistemleri için de önemli. Zira tamamen bankalara bağımlı çalışmak, bu esnekliği sağlamakta bizi son derece zorlamaktaydı.
Peki ya güvenlik? İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’nun gürültü ile ilgili konularda sadece sanayiyi değil ofisleri de ilgilendirdiğini biliyor muydunuz? İş Sağlığı ve Güvenliği kanunu çalışma hayatımıza gireli neredeyse üç yıl oluyor. Bununla birlikte, İşyeri Güvenliği Uzmanı, İşyeri hekimi gibi kavramlar da beraberinde geldi. Sizleri bilmem ama ben üç yıl önce bu yasanın adını ilk defa duyduğumda, doğrudan ağır sanayi, madenler, fabrika ve atölyeler gibi yerleri düşünmüştüm. Aradan geçen zaman içinde kanun gerek metni gerekse uygulaması ile bu kapsamda çokça tartışıldı zaten. Şimdiye kadar üzerinde yüzlerce kere yazılıp çizilmiş olan bu konuda yeni bir yazı daha üretmek değil niyetimiz, zaten bu konunun uzmanı da sayılmam, ya da sayılmazdım mı demeliydim bilemiyorum. Ofislerdeki risk Kanunun biz beyaz yakalıları hatta daha da açık ifade
etmek gerekirse ofis ve çağrı merkezi çalışanlarını oldukça yakından ilgilendiren bir tarafı da var. 2013 yılında bu kanun kapsamında yayınlanan İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİNE İLİŞKİN İŞYERİ TEHLİKE SINIFLARI tebliğinde, çağrı merkezleri, açıkça tehlikeli işyeri olarak sınıflandırılmış. Tebliğde yazmıyor olsa da kanımızca konu, beyaz yakalı personeli de ilgilendiriyor, zira ofislerde de benzer riskler söz konusu. Bu sınıflandırmanın nedeni sadece Çağrı merkezleri ve bazı ofislerin doğaları gereği kalabalık ve konuşma gürültüsünün yoğun duyulduğu yerler olmasından kaynaklanmıyor. Daha teknik bir nedeni var. Avrupa Biriliği’ndeki durum Çağrı merkezlerindeki çalışanlar, telefon görüşmelerini kulaklıkla yapıyorlar. Tam da bu nedenle bu tebliğin ofisleri de zımnen kapsadığını düşünüyoruz. Zira kulaklıkla telefon görüşmesi yapma olgusu artık sadece çağrı merkezleri ile sınırlı değil, ofislerde de oldukça sıklıkla rastlanıyor. Öte yandan uzunca bir süredir ulusal standartlarımızı yeniden düzenlerken temel aldığımız Avrupa Birliği kaynaklı düzenlemeler de konuya çağrı merkezi veya ofis ayrımı yapmadan yaklaşıyor: Konuyu düzenleyen birim olan Avrupa Konseyi’nin 86/188/EEC sayılı direktifi “İşyerinde Gürültü” başlığını taşıyor. Avrupa Briliği’ne üye ülkelerin dışında da başta ABD olmak üzere birçok batı ülkesinde telefon görüşmeleri için kulaklık kullanımını doğrudan kapsayan standartlar ve sınırlamalar olduğunu da hatırlatalım. Ülkemizde sürdürülmekte olan mevzuat uyumlaştırma çalışmalarımız kapsamında bizi daha çok ilgilendirdiğini düşünebileceğimiz Avrupa Komisyonu direktifine dönecek olursak, söz konusu direktif, çalışanın işitme sağlığına zarar verebilecek iki farklı gürültü tipini tarif ediyor. İlki çalışanın gün içinde maruz kalabileceği ortam gürültüsü seviyesi. 80 dB’e kadar işverenin
herhangi bir yükümlülüğü bulunmazken 80- 85 dB aralığında işverenin eğitim verme ve koruyucu malzeme sağlama zorunluluğu bulunuyor. Gün içi ortalamanın 85 dB seviyesinnin üstüne çıkması durumunda ise işveren kendi sağladığı koruyucu malzemenin kullanılmasını sağlamakla da yükümlü. Standartta tarif edilen gün içinde maruz kalınan gürültü seviyelerinin ölçüm standartlarının da olduğunu belirterek diğer konuya, ani ve yüksek ses darbesi olarak tarif edebileceğimiz akustik şok konusuna geri dönelim. Akustik Şok : Ortam Gürültüsünden daha tehlikeli Akustik şok konusunu ele alan tek direktif yukarıda andığımız AB direktifi değil. Daha önce yayınlanmış ve doğrudan telekomünikasyon dünyasını ilgilendiren ETSI - Avrupa Telekomünikasyon Standartları Enstitüsü ‘nün direktifleri de var. 1980’li yıllarda geliştirilmeye başlanan bu direktif, insan kulağına kalıcı hasar verebilecek yüksek ses seviyesi olarak 118 dB sınırını belirlemekte ve bu kurala uyulmasının iş kazalarında çalışanların zarar görmesini engellediğini belirtmektedir. Sennheiser Communications ürünlerinin Türkiye distribütörü olan Bircom’un Sennheiser Telekom Ürünleri Ülke Müdürü Henri Çiprut, konunun ister ofis ister çağrı merkezi çalışanı olsun, herkesi ilgilendirdiğinin altını çiziyor. Henri Çiprut ayrıca, “Ülkemizde çalışanların hizmetine sunduğumuz tüm Sennheiser Çağrı Merkezi ve Ofis kulaklıkları, aksesuarları ile birlikte AB’nin ortalama gürültü sınırı olan 85 dB koşulunu sağlıyor. Ayrıca özellikle Sennheiser’in kablolu Telekom kulaklıkları patentli ActiveGard teknolojisi sayesinde tüm benzer ürünlere kıyasla yönetmelikte talep edilenden çok daha öncesinde 103 dB seviyesinde benzersiz bir koruma ve konfor sağlıyor” diyerek bu konuda ayrıntılı bilgi sahibi olmak isteyen İş güvenliği uzmanlarına da danışmanlık yaptıklarını belirtiyor.
www.bircom.com 0212 319 97 00
BThaber
Ödeme Sistemleri
8 - 14 HAZİRAN 2015
Düzenlemeler, sektöre yön veriyor Ödeme sistemlerinde son dönemde; 6493 sayılı Ödeme Sistemleri Kanunu ve Ödeme Kaydedici Cihaz (ÖKC) düzenlemeleri, Apple, Samsung ve Google gibi büyük oyuncular ile fintech ve start-up şirketlerinin yenilikçi ürün ve çözümleri gibi başlıklar öne çıkıyor. İş Bankası olarak, “dijital” bankacılığa yaklaşımımız çerçevesinde müşteri ihtiyaçları ve rekabetçi piyasa koşullarının tetiklediği yenilikçi ürün ve çözümler ile müşteri deneyimini zenginleştiren öncü banka olma hedefiyle faaliyetlerimizi sürdürüyoruz. Ödeme sistemleri alanındaki yatırımlarımıza müşterilerimizin değişen ihtiyaç ve tercihleri, yasal düzenlemeler, ekonomik koşullar ile birlikte dünya ve ülkemizdeki mobil uygulamalara ilişkin trendlerin rehberlik ettiğini söyleyebiliriz. Apple, Samsung ve Google gibi büyük oyuncular ile fintech ve startup şirketleri tarafından sunulan yenilikçi ürün ve çözümler ödeme sistemleri sektöründeki mevcut iş modellerini etkiliyor. Bugüne kadar ağırlıklı olarak bankalar tarafından domine edilen ödeme sistemleri sektörü hızla daha kolay giriş yapılabilen, daha rekabetçi, karşılıklı bağımlılık içerisinde işbirliği yapmayı ve zengin bir ekosistem inşa etmeyi gerektiren bir yapıya dönüşüyor. 6493 Ödeme Sistemleri Kanunu ile yerelleşen Payment System Directive I ve izleyen dönemde yasalaşması beklenen Payment System Directive II ile sektöre bankacılık dışından yeni oyuncuların girişi ve yasal çerçevede faaliyet göstermeleri teşvik ediliyor. Buna ilave olarak mobil akıllı cihazların kullanımı ve internet erişiminin yaygınlaşması paralelinde ödeme sistemleri tarafında da mobil ve dijital akıllı çözüm ve ürünlere olan eğilimin gittikçe güç kazanacağını düşünüyoruz. Bu yeni ortamda tek başına olmaktan ziyade tüm aktör ve paydaşlar ile etkin ve kazan kazan ilkesi çerçevesinde iş birliği yapabilen ve müşteri tercih ve ihtiyaçları doğrultusunda akıllı ürün ve çözümler sunabilen aktörlerin başarılı olacağını öngörüyoruz. Ayrıca 01.10.2013’ten itibaren mobil POS’lar için başlayan ve 01.01.2016’da sabit POS’lar için de gerçekleşmesi beklenen Ödeme Kaydedici Cihaz (ÖKC) geçişi nedeniyle 3100 sayılı yasa kapsamındaki işyerleri için POS cihazı sahipliği bankalardan üye işyerlerine geçecek. Bunun yanında, her ne kadar başlangıçta sektör genelinde mobil POS’ların değişimi söz konusu olsa da, orta vadede kullanımın artması ile birlikte kartlı
Türkiye İş Bankası Kartlı Ödeme Sistemleri Müdürü Serkan Uğraş Kaygalak ödeme kabul etmeyen işyerlerinin de sisteme girmesi bekleniyor. Düzenlemelerin hem paydaş sayısını artırma hem de paydaşların faaliyetlerinin çerçevesini belirleme anlamında sektöre yön verdiğini düşünüyoruz. Avrupa Birliği ve diğer ülkelerdeki ilgili mevzuat ile uyumlu düzenlemelerin önümüzdeki dönemde ülkemizde de geçerli olmasını bekliyoruz. Son 20 yılda Türkiye kartlı ödemeler sektöründeki öncü ülkelerden biridir. 2007 yılında tamamlanan CHIP ve PIN uygulaması ile Türkiye, Avrupa’da İngiltere ve Fransa’dan sonra bu geçişi tamamlayan 3. ülke oldu. Türkiye’deki bankaların sunduğu sadakat uygulamaları, taksitli alışveriş imkanı dünyada en iyi uygulamalar arasında değerlendiriliyor. Nakitsiz toplum stratejisi çerçevesinde ödeme sistemlerinin büyümesini sürdürmesini bekliyoruz. İzleyen dönemde de ülkemizde ödeme sektörünün; değişen müşteri ihtiyaç ve tercihleri doğrultusunda şekillenen müşteri deneyimi ile yerel ve global rekabetçi piyasa koşullarının gerektirdiği yenilikçi, akıllı ürün ve çözümler ile dünyadaki en iyi uygulamalar arasında yer alacağı öngörülüyor. Diğer taraftan sektöre ilişkin olarak gündeme gelen veya gelebilecek yasal düzenlemelerin de süreç üzerinde yönlendirici etkiye sahip olacağını düşünüyoruz.
DOSYA
19
Türkiye’yi bir servis sağlayıcı olarak konumlamak istiyoruz Araştırmalara göre 2018’de dünyada mobil cihazlar üzerinden yapılan ödemeler, toplam perakende alışverişlerinin yüzde 30’unu oluşturacak. Yakında hayatımızın bir parçası olacak bir başka ödeme teknolojisi, geçen dönemde MasterCard’ın tanıttığı akıllı televizyonlar üzerinden alışveriş uygulaması olacak. Bir adım daha öteye gidersek, durakta, metroda, havalimanında, kısaca bekleme yaptığımız noktalarda kurulacak dijital billboard’ların üzerinden alışveriş yapabileceğiz. Dijital billboard’lara yansıtılan ürün görsellerini ya da QR kodlarını akıllı telefonumuza okutarak, NFC özelliği ile market alışverişini tamamlayabileceğiz. Alışveriş, trafik derken kaybedilen onca zamanın tek tuşla geri kazanıldığı bir geleceğe ödeme teknolojileriyle yol alıyoruz. Dijital bir evrim geçiriyoruz ve alışveriş biçimleri dâhil hayatımız gözle görülür şekilde değişiyor. Ödeme teknolojilerinin avantajlarını tüketicilerimize yaşatarak “Nakitsiz toplum” hedefimize doğru adımlarımızı hızlandırmak istiyoruz. Hedefimiz, 2023’e kadar Türkiye’de nakitsiz toplumu yaratmak, tüm ödemelerin elektronik ortamda, hızlı ve güvenli yapılmasını mümkün kılmak, nakit kullanımından doğan kayıt dışı ekonomiyi daraltmak ve ülke ekonomisine katkı sağlamak. Dijital ödeme yöntemleri; kayıt dışı ekonomiyle mücadele ederken, nakit kullanımının gizli maliyetinin de önüne geçiyor. MasterCard olarak 2013’te akademik bir araştırmaya destek verdik. Nakdin maliyeti elektronik ödemelerin beş katına ulaşıyor. Nakdin Türkiye’ye yıllık maliyeti 4,5 milyar TL olarak hesaplanıyor. Oysa ödeme teknolojileri, sadece 900 milyon TL. Üç yıllık bir süreçte nakit kullanımı tamamen ortadan kalkarsa, toplamda 43 milyar TL’lik bir ekonomik verimlilik artışı olabilir. Boğaziçi Üniversitesi’nin araştırmasına göre, kart kullanımının ekonomik büyümeye 0,25 puan katkısı var. Ödeme teknolojileriyle ülke olarak ekonomik kaybın önüne geçerken, finansal hizmetlerden faydalanamayan 20 milyona yakın vatandaşımıza da ulaşabiliriz. Ödeme teknolojileri açısından 2015 ve sonrasının en dikkat çekici konu başlığını temassız ödemeler olarak görüyoruz. Halihazırda Avrupa’da, Türkiye dâhil 36 ülkede temassız kartlar ve NFC özellikli cihazlar ödemede kullanılabiliyor.
MasterCard Güneydoğu Avrupa Genel Müdürü Mete Güney IHS Technology araştırmasına göre, önümüzdeki beş sene içerisinde NFC özellikli cep telefonlarının satışının dört kat artacağı tahmin ediliyor. 2020’ye kadar temassız ödemeleri standart hale getirme hedefimiz var. Tüm POS terminallerinde temassız kartlarla ve NFC teknolojisini destekleyen mobil cihazlarla ödemelerin tamamlanabileceği dönüşüm programımızı başlattık. Avrupa Temassız 2020 yol haritasına göre, mevcuttaki tüm POS cihazları en geç 1 Ocak 2020’ye kadar temassız POS terminalleriyle değiştirilecek. Ayrıca yeni üretilen tüm POS makineleri, en geç 1 Ocak 2016 itibariyle mutlaka temassız ödeme standardını destekleyecek. Ödeme araçlarına yönelik inovasyon boşluğunu doldurmak üzere, teknolojileri kullanarak herkese bir kazan-kazan modeli oluşturmak için yola çıktık. Ocak 2014’te ödeme teknolojileri firması Provus’u satın aldık. Provus’taki teknolojilerin üst seviyeye çıkması için iç yatırımlar yaptık. Bankalara inovasyon hizmetini artık biz vereceğiz, bankalar adına teknoloji geliştireceğiz. Mobil alışveriş, e-ticaret, NFC teknolojilerini uluslararası standartlarda kurgulayıp bankalara hizmet olarak sunacağız. Türkiye’yi bir servis sağlayıcı olarak konumlamak, hizmetlerimizi komşu ülkelere ve diğerlerine sunmak istiyoruz.
20
DOSYA
BThaber
Ödeme Sistemleri
8 - 14 HAZİRAN 2015
Fikir ve teknolojinin kaynağı Türkiye Yeni nesil bankacılık stratejimizin odağına inovasyonu alıyoruz. Sadece kendi uygulamalarımızla değil, stratejik iş birlikleri ile perakendeciler, ödeme hizmet sağlayıcıları, GSM operatörleri ile doğru rol paylaşımlı projeler geliştiriyoruz. Yeni nesil mobil finans çözümümüz ParaMara bunlardan biri. Türkiye’nin ilk bulut tabanlı MasterCard temassız ödeme uygulaması olan ParaMara Temassız ile ING Bank kredi kartı müşterileri, artık plastik karta ihtiyaç duymadan veya SIM kartı değişikliği yapmadan cep telefonuyla ParaMara uygulaması üzerinden temassız ödeme gerçekleştirebiliyor. HCE teknolojisinin sunduğu bulut tabanlı temassız ödeme kolaylığı ParaMara Temassız ile tüm dünyadaki Mastercard ile anlaşmalı noktalarda hızlı, kolay ve güvenli ödeme çözümü sunuyoruz. Güncellenen internet şubemizi de cihaz bağımsız olarak tasarladık. Müşterilerimiz ister bilgisayar, ister tablet, ister akıllı telefonlarından işlemlerini iki adımda gerçekleştirebiliyor. Ülkemizin genç nüfusu ve teknolojiye hızlı adaptasyonu da bankacılık sektörünü etkileyen unsular arasında yer alıyor. Artık müşteriler kolay, zahmetsiz bankacılık hizmetlerine her zaman her yerden hızla erişmek istiyor. Örneğin, mobil bankacılık Türkiye’de hızla büyüyor fakat gelişmiş ülkelerden farklı şekilde. Batı Avrupa’da ve Amerika’da müşteriler internet bankacılığından mobil bankacılığa geçiyorlar. Türkiye’de ise internet bankacılığını aktif kullanmayan müşterilerin de mobil kullanıcı olarak dijital bankacılığa adım attığını görüyoruz. Daha önce hiç bankacılık işlemi yapmamış, bir banka müşterisi olmayan kişiler için kolay bir kanal olan mobile özellikle gençlerin ilgisi yoğun. Bankacılık stratejimizi inovasyon üzerine kurguladık ve yatırımlarımızı teknolojik altyapımızı güçlendirmek için yönlendirdik. İç ve dış süreçlerimizi yalınlaştırmak ve sonuç odaklı ve hızlı hizmet sunmak için teknolojik gelişmeleri yakından takip ediyor, dijital ve mobil teknolojileri bankacılık süreçlerimize entegre ediyoruz. Bizim için yol gösterici en büyük etken müşterilerimizin beklenti ve ihtiyaçları. Sosyal medyada Turuncu Destek hesabımızla müşterimiz olsun olmasın tüm kullanıcıların bankacılık alanında yaptıkları paylaşımları takip ediyoruz. KOBİ Müşteri Konseyimiz ile düzenli olarak farklı bölgelerde KOBİ’lerimizle bir araya gelerek, onları dinliyor ve bizden beklentileri doğrultusunda kendimize ödevler çıkarıyoruz. ING Grubu’nun bir üyesi olarak global sermayedarımızın bilgi ve tecrübelerinden de faydalanıyoruz. Ancak teknoloji konusunda ING Bank Türkiye olarak “ING’nin fikir ve teknoloji
ING Bank KOBİ Bankacılığı ve Ödeme Sistemleri Genel Müdür Yardımcısı Erdoğan Yılmaz üreten ülkesi” olmaya adayız. Burada ürettiğimiz bankacılık teknolojisini Avrupa’ya ihraç etmeye başlıyoruz. İlk olarak ParaMara altyapısını kullanarak, Avrupa’da geçerli dijital cüzdan yaratma çalışmalarımız hızla sürüyor. Şu anda sektördeki en sıcak konu mobil ödemeler. Bulut teknolojisinin gelişimi ile birlikte (HCE- Host Card Emulation) hesap/kart bilgilerinin güvenli bir şekilde bulutta saklanabilir olması sayesinde hem mobil ödemelerde hem de mobil cihazlar ile yüz yüze temassız ödemelerde farklı bir döneme giriyoruz. Türk bankacılık sektörü dünyadaki yeniliklere çok çabuk adapte olabiliyor. Pek çok uygulama müşteri tarafından çok çabuk benimseniyor, global sektördeki pek çok ilk Türkiye’de gerçekleşiyor. Dünyada ilk olacak uygulamalar geliştirmekle birlikte, ayakları yere sağlam basan bir strateji ile dijitalleşme sürecine yatırım yapıyoruz. Sadece kendi uygulamalarımızla değil, stratejik iş birlikleri ile perakendeciler, ödeme hizmet sağlayıcıları, GSM operatörleri ile doğru rol paylaşımlı projeler geliştiriyoruz. Bizlerin gerçekleştirdiği çalışmalar ING Grubu içerisinde örnek çalışmalar olarak gösteriliyor. Türkiye’de ürettiğimiz teknolojiyi diğer ING ülkelerine ihraç etme noktasına geldik. ING Bank Türkiye’yi ING’nin teknoloji merkezi olarak konumlandırmak için çalışmalarımızı sürdürüyoruz.
Banka kartları önemli büyüme alanı Gündemimizde daha önce de olduğu gibi, müşteri ihtiyaçlarını en doğru şekilde anlamak ve karşılamak olacak. 2015 yılı için bu stratejimize istinaden iki ana odak alanı belirlemiştik. Ürün üzerindeki faydaları, değişen müşteri ihtiyaçlarına göre tasarlamak, ikincisi her zaman yenilikçi olan yapımızdan yararlanarak müşterilerimizin her şeye daha kolay ulaşma ihtiyacını, dijital dünyada yeni kanallar ve yeni çözümler sağlayarak karşılamak. Garanti Ödeme Sistemleri yetkililerinin verdiği bilgilere göre Türkiye’de banka kartı kullanımı konusunda büyük bir bilgi eksikliği var. Kart kullanıcıları, banka kartlarını sadece ATM’lerden nakit para çekmek için kullanabileceklerini düşünüyorlar. Bu nedenle banka kartlarını alışverişlerde kullanmıyorlar ve banka kartı, piyasada ATM kartı olarak algılanıyor. Kurum yetkilileri, açıklamalarını şöyle sürdürdüler: “Gelişmeyi rakamlarla ifade etmek gerekirse, kartlı ödeme sistemlerinde banka kartıyla yapılan alışveriş yüzdesi 2005 yılında yüzde 1 civarında iken, 2014’de bu oran yüzde 6’ya ulaştı. Dolayısıyla, banka kartları, bankalar için önemli bir büyüme alanı. Banka kartlarının paradan çok daha pratik ve güvenli; henüz bankacılıkla tanışmamış olan müşterilerimizin bankacılıkla
tanışmaları için de önemli bir araç olduğunu düşünüyoruz. Bu kartların kullanımının, kayıt dışı ekonominin önüne geçmek için de oldukça faydalı olduğuna inanıyoruz. Bu anlamda, banka kartlarının alışverişlerde kullanılmasına yönelik, özellikle son 5 yılda yaptığımız yatırımlara 2015’te de odaklanmayı sürdürüyoruz. Diğer yandan, internet kullanımına paralel olarak artmaya devam eden sanal işlemler ve KOBİ’lerin harcamalarında düzen sağlayan ticari kartların yaygınlaşması, bankalar için ayrı büyüme alanları vaat ediyor. Tüm bunların yanı sıra, bankalar arası yoğun rekabet nedeniyle tüketicilere sunulan daha cazip ürün ve kampanyalar, sektörün büyümesinde oynadığı role devam edecek. Türkiye, ödeme sistemleri teknolojisinde dünyada örnek gösterilen bir altyapı ve güce sahip. 73 milyonu aşkın nüfuslu ülkemizde, kredi ve banka kartı adetleri 1997’den bu yana ciddi bir yayılım gösterdi. Kartlı ödeme sistemleri ise bu artış çerçevesinde sürekli yeniliklerin arayışına girdi ve müşteri ihtiyaçlarına göre yeni ürünler geliştirdi. Bankamız ve diğer bankaların müşteri ihtiyaçlarına ve kolaylığa dayandırdığı bu teknolojik gelişmeler sektörü canlı tutarken, pazarın da sürekli gelişmesini ve büyümesini sağlıyor.”
22
DOSYA
BThaber
Ödeme Sistemleri
8 - 14 HAZİRAN 2015
Mirsis Proje Yöneticisi Dr. Ersin Ünsal
Değişimler, yeni ihtiyaçları beraberinde getiriyor Mobil ödeme dediğimizde ise öne çıkan konular mobil cüzdanlar ve bu cüzdanların arkasındaki NFC, HCE QR Code ve Tokenization teknolojileri. Dünyaya baktığımızda Apple Pay, Samsung Pay ve Android Pay mobil ödeme alanındaki en güncel gelişmeler ve ürünler. Mobil ödemeler konusunda teknoloji firmalarının öne çıkmakta olduğunu görüyoruz. Bunun yanısıra başta MasterCard ve Visa olmak üzere çeşitli finansal kuruluşlar ve bankalar da mobil ödemeler konusuna önemli yatırımlar yapmaya başladılar. Yine telekom firmalarının, her ne kadar HCE teknolojisi ile oyunun kuralları biraz değişmiş olsa da, mobil ödemeler alanında yeni ürün ve hizmetler geliştirmeye devam ettiklerini gözlemlemekteyiz. Ödeme sistemleri alanında ülkemizde öne çıkan diğer bir konu da bu alandaki yasal düzenlemeler. Bu kapsamda yaşanan gelişmelerin önümüzdeki dönemde daha farklı bir ödeme sistemi ekosistemi oluşturacağını düşünüyoruz. Mirsis olarak, hem ülkemizdeki yasal gelişmeleri hem de mobil ödemeler konusundaki teknolojik gelişmeleri yakın olarak takip ediyoruz. Ödeme sistemleri alanında değişimler, yeni ihtiyaçları beraberinde getiriyor. Yeni dönemde, ödeme sistemleri dünyasında yaşanacak yoğun rekabetin; müşterilere daha hızlı, daha kolay, daha esnek ve daha güvenli ödeme hizmeti sunan ürünler lehine sonuçlanacağına inanıyoruz. Mirsis’in yatırımlarına yön veren iki temel başlık var. İlki; hizmet verdiğimiz finans dünyasının ihtiyaçları. Finans kurumlarımızdan bize iletilen istek ve ihtiyaçları en iyi şekilde karşılamaya çalışırız. Yatırımlarımıza yön verirken dikkate aldığımız konu ise kendi gözlem
ve araştırmalarımız sonucu Mirsis bünyesinde ortaya çıkan yeni fikirler. Bu yeni fikirleri de organizasyonel süreçlerimiz içinde değerlendirir, uygun gördüklerimizi yenilikçi ArGe projeleri olarak hayata geçirerek müşterilerimize sunarız. Teknolojik gelişmelerle paralel olarak yeni oyuncuların ödeme dünyasına girdiğini görmekteyiz. Daha önce telekom şirketlerinin, günümüzde ise teknoloji firmalarının yoğun ilgi gösterdiği ödeme sistemleri dünyasında, gözden kaçmaması gereken diğer bir nokta da işyerlerinin beklentileri. CurrentC örneğinde olduğu gibi, işyerlerinin hem komisyon giderlerini azaltma hem yeni sadakat uygulamaları geliştirme hedefli cüzdan projelerinin devam edeceğini düşünüyoruz. Bankalar, bu rekabet ortamına uygun olarak, daha yenilikçi ürün ve hizmetlerle ödeme sistemleri alanındaki üstünlüklerini korumaya çalışacaklar. Rekabetin, otoriteler tarafından yapılan düzenlemelerin de katkısıyla, hem sektörü bir adım öteye götüreceğine hem de müşterilere daha iyi ürün ve hizmetler sunacağına inanıyoruz. Önümüzdeki dönemin, ödeme sistemleri alanında yaşanan değişime uyum sağlayabilen; müşteri ihtiyaçlarına uygun yenilikçi ürün ve hizmetler geliştirmeyi başarabilen firmalar için büyük fırsatlar sunacağını düşünüyoruz. Sektörel düzenlemelerin temel noktasının; müşteriye daha iyi hizmet sunmak olacağını düşünüyoruz. Bir başlık da müşterilerin finansal güvenliği olacak. Bu iki başlık altında tüm paydaşları kapsayan, daha sağlıklı bir ödeme sistemi ekosistemi oluşturmaya yönelik düzenlemelerin devam edeceğini düşünüyoruz.
Yeni nesil sistemler, nakdin yerini alacak Günümüzde yaşanan dijital değişim ile kullanıcıların günlük yaşam deneyimleri mobil, bağlı cihazlar ile zenginleştiriliyor. Bu kapsamda hızlanan hayatın mobil akışına ve gelişen elektronik ticarete uyum sağlayan yeni nesil ödeme sistemleri, oluşturulmakta olan yeni iş modelleri için kritik öneme sahip oluyor. Biz de mobil cihazlar, akıllı nesneler ve e-devlet ile entegre ve yeni nesil bağlı cihazlarla uyumlu ödeme çözümleri sunuyoruz. Ödeme sistemleri konusundaki çalışmalarımızı dijitalleşerek değişen ve esnekleşen pazar beklentileri ve devlet regülasyonlarına uyumlu şekilde yönlendiriyoruz. Ana amacımız güvenlikten ödün vermeden müşterilerin hayatlarını kolaylaştıracak mobil ve akıllı nesne çözümlerinin ödeme sistemleri ile entegre çalışması olacak. Dijital cüzdan, temassız kartlar gibi daha mobil ve kolay ödeme çözümleri ile mikro ödemelerde nakidin yerine geçen ödeme çözümleri yaygınlaşacak. Teknolojik yenilikleri özümseyerek büyüyen Z jenerasyonu kullanıcılar, inovatif mikro ödeme çözümleri ile birlikte yeni nesil mobil ödeme sistemlerini yönlendiren ana unsur olacaklar. Öncelikle mobil ödeme ve e-devlet ile daha entegre ödeme sistemlerinin günlük hayatta yaygın şekilde kullanımı bekleniyor. Yakın zamanda günlük hayatta yaptığımız mikro ödemelerde de yeni nesil ödeme sistemleri nakit kullanımının yerini alacak. Akıllı ve bağlanan nesneler ile alternatif ödeme araçlarının sayısı artacak. Farklılaşan ve sayıları artan nesneler de güvenlikten ödün vermeden nakit kullanımının yerini alacak. Sektörün devlet tarafından yapılan düzenlemelerle nakit
KoçSistem ArGe ve İş Uygulamaları Danışmanlık Direktörü Ömer Özgür Çetinoğlu kullanımının daha da azaldığı, farklı, esnek ve rahat ödeme seçeneklerinin müşteriye daha güvenli bir şekilde sunulduğu daha sağlıklı ve şeffaf bir yapıya dönüşmesini bekliyoruz. Bu kapsamda bütün ekonomik ilişkilerin kayıt altına alınması ile yönetim ve vergi toplamada avantaj sağlanırken, müşteriler daha güvenli ve günlük hayat akışlarına daha uygun ödeme seçeneklerine kavuşacaklar. Türkiye ödeme konusunda dünya ortalamasının üstünde bir esneklik ve inovasyona sahip. Kredi kartı pazar penetrasyonu, temassız ödeme gibi ödeme kanallarında Avrupa’da öncü ülkelerden olduk. Yeni nesil ödeme teknolojilerinde de Türkiye’nin yeni teknolojilere yüksek adaptasyon ile uyum sağlayacağını ve küresel başarı hikâyesi oluşturacağını öngörebiliriz. Tabi bu arada öncü olmanın getirebileceği güvenlik riskleri öngörülerek ödeme sistemlerin güvenliğinin müşteri gözünde sarsılmaması sağlanmalı.
E-ticaret sektörünün temelinde güven var
iyzico CEO’su Barbaros Özbugutu
Ödeme sistemleri ekosistemine baktığımızda 15 tane değişik alan var. Üye işyerine teknoloji hizmeti sunmak bunun sadece birisi. Başka alanlarda mobil POS, mobil cüzdan, dijital cüzdan gibi değişik alanlar var ve bütün bu farklı yapılar kendi içerisinde hedef kitlesine daha hızlı, kolay ve güvenilir ödeme araçları sunmak için çalışıyor. Bu dünya, yurtdışında şu an bir patlama sürecinde. Türkiye’de de ileriye dönük daha “müşteri odaklı”
çözümler göreceğiz. Ar-Ge ve yenilikçiliği stratejisinin odağına alan bir şirketiz. Şirketimiz, iyzicollect ve iyziconnect çatısı altında hizmetleriyle kazanımlar sunuyor. Tüm ekibimiz ödeme sistemleri sektöründe trendlere yön veren küresel şirketlerde çalışmanın getirdiği tecrübelere sahip. Elbette ürünleri geliştirirken müşterilerimizden de görüşlerini alıyoruz. Yakın bir zamanda Dünya Bankası
Grubu üyesi IFC’nin (Uluslararası Finans Kurumu) önderliğinde 16 milyon TL’ye ulaşan yeni bir yatırım daha aldık. Ödeme sistemleri konusunda uzman isimleri bünyemize kattık. MyPat gibi gerçek zamanlı ödeme analitiği alanında uzman bir şirketi satın aldık. Orta ve uzun vadede sadece Türkiye’nin değil, bölgenin de lider ödeme sistemi olma hedefimize ulaşacağımızı öngörüyoruz.
24
BThaber
BİLİŞİM DÜNYASI
8 - 14 HAZİRAN 2015
Daha güvenli şehirler için daha gelişmiş çözümler geliyor Tüm dünyadaki kritik iletişim alanında ürün ve çözüm geliştiren şirketleri bir araya getiren Critical Bülent Nevres Communications Barselona World’ün 17’incisi bu yıl İspanya’nın Barselona şehrinde gerçekleştirildi. TETRA ve Critical Communications Association işbirliği ile gerçekleştirilen etkinliği 4.000’in üzerinde ziyaretçi takip etti. Aynı zamanda etkinliğin sponsorları arasında yer alan Motorola Solutions, olaylara ilk müdahale eden yetkililerin kullanacağı akıllı cihazlar ve kamu güvenliğini tehdit edecek olayların tahmin edilmesi ve önlenmesini sağlayacak yeni çözümlerini duyurdu. Aslında bir ekosistem sayılabilecek bu ürün ve çözümler çeşitli yazılımlar, son kullanıcı cihazları ve diğer altyapı sistemlerinden oluşuyor. Etkinlikte düzenlenen basın toplantısında konuşan Motorola Solutions Avrupa, Afrika, Latin Amerika ve Karayipler’den Sorumlu Başkan Yardımcısı ve Genel Müdürü Manuel Torres, “Kamu güvenliği ve görev kritik örgütlerde kullanılan veri miktarı her geçen gün katlanarak artarken bu verilerin hızla analiz edilmesi ihtiyacı da büyüyor. Kurumlar daha sofistike ve bilgiye dayalı altyapılara ihtiyaç duyuyor. Verilerin akıllı bir şekilde toplanması, analiz edilmesi ve bilgiye dönüştürülmesi sadece olaylara müdahale zamanını kısaltmakla kalmıyor aynı zamanda olayların doğasını da değiştirebilme potansiyeli sağlıyor. Bu sayede olaylar daha meydana gelmeden tahmin edebilme ve bunlara müdahale edebilme şansını elde ediyoruz. Dolayısıyla çok daha güvenli bir şehirde yaşama imkanı buluyoruz” dedi. Frost & Sulivan’ın yaptığı bir araştırmaya göre insanların yüzde
Motorola Solutions, Barselona’da düzenlenen Critical Communications World 2015’de kamu güvenliğini en üst düzeye çıkarmayı amaçlayan yeni teknolojilerini, cihazlarını, yazılımlarını ve hizmetlerini tanıttı.
Türkiye’de hedefimiz, büyümek
Bora Gürçay
Manuel Torres
60’ının 2025 yılında şehirlerde yaşayacağı tahmin ediliyor. Bu tarihte toplanan veri miktarının ise zetabayt (milyar terabayt) ile ölçüleceği bekleniyor. Bu yüksek hızlı şehirleşme ve “büyük veri” görev kritik iletişim sistemlerinde çok daha kapsamlı bir zekanın olmasını gerektirecek. Gelecekteki bu ihtiyacı gören Motorola Solutions şimdiden çeşitli sistemler üzerinde çalışıyor ve bunları hayata geçiriyor. Örneğin video, fotoğraf, sosyal medya, sensör ağları ve diğer yerlerden gelen verileri gerçek zamanlı bilgiye dönüştüren ve bunların kamu güvenliği ile görev kritik örgütlerde kullanılabilmesini sağlayan çözümler geliştiriyor. Ortaya çıkan iletişim platformu, bağlanan kullanıcılara işbirlikçi bir ortam sağlarken kullanılan cihaz ya da ağdan bağımsız olarak doğru bilgiye en kısa zaman içerisinde ulaşılabilmesini sağlıyor Motorola Solutions etkinlikte verileri bilgiye dönüşmesini sağlayan Motorola Real-Time Intelligence Client; bilginin son kullanıcıya kullandıkları cihaz ve ağdan bağımsız olarak doğru zamanda ve doğru bir şekilde eriştirilebilmesini sağlayan WAVE Work Group Communications; olaylara kısa sürede müdahale
edilebilmesini sağlayan TETRA ve LEX LTE destekli görev kritik cihazlar, Akıllı Veri Portalı; gelişmiş güvenlik, daha fazla kapasite, TEDS (TETRA Enhanced Data Service) ve tümleşik uygulama hizmetleri sağlayan Dimetra IP 8.X platformunu duyurdu. Etkinlikte ayrıca zorlu şartlar altında çok daha iyi performans verebilmeleri için yeniden tasarlanan MTP8500Ex ve MTP8550EX TETRA ATEX el telsiz cihazları da tanıtıldı. Çeşitli sensörlerle ve diğer aksesuarlarla birlikte çalışan yeni telsiz cihazları çok daha geniş bir kapsama alanı da sağlıyor. LEX 10 LTE avuçiçi cihazı da sahip olduğu Public Safety Experience arayüzü ve diğer uygulamalarla görev kritik olaylarda çalışan kullanıcılar için gelişmiş özellikler sağlıyor. Geleceğin teknolojileri de sergilendi Motorola Solutions’ın standında gelecekte sokaklarda sıkça göreceğimiz çeşitli yeni teknolojiler ve cihazlar da sergilendi. Bunlar arasında en ilginç olanları ise akıllı gözlükler ve Drone’lar oldu. Etkinlik alanında deneme fırsatı bulduğumuz zor şartlarda kullanım için tasarlanmış olan gözlük olaya müdahale
eden yetkililere birçok kolaylık sağlıyor. Telsiz görüşmesine gerek kalmadan olay yerindeki arkadaşlarının yerini görebilme, olay yeri ile ilgili bilgileri alabilme, olay yerinin video kaydı gibi özellikler sağlıyor. Örneğin bir polis memuru olay yerine geldiğinde silahını kılıfından çıkarttığı anda gözlük üzerindeki kamera devreye giriyor ve hem yayın hem de kayıt yapmaya başlıyor. Yine gelecekte oldukça sık görmeye başlayacağımız bir diğer teknoloji ise Drone’lar olacak. Motorola Solutions’ın geliştirdiği cihaz bele takılıp rahatça taşınacak kadar küçük ve hafif. Üzerinde birden fazla kamera bulunuyor. Örneğin bir itfaiye memuru yanan bir binaya girmeden önce bu Drone’u binaya göndererek durumun ciddiyeti ile ilgili bilgi alabilecek ve gerekli önlemleri alabilecek. Ya da bir polis memuru bir olaya müdahale etmeden önce bu Drone’u göndererek olay yerinde kaç kişi olduğu kaçının silahlı olduğu gibi bilgileri önceden alabilecek. Kısacası hem olay yerine müdahale edenlerin işini kolaylaştıracak hem de hayat kurtaracak. Etkinlikte ayrıca birçok teknoloji ile donatılmış polis araçları ve çeşitli gözetleme sistemleri de tanıtıldı.
Dünyanın çeşitli yerlerinden gelen kamu güvenliği ve kritik iletişime ihtiyaç duyan uzmanları bir araya getiren etkinlikte Motorola Solutions Türkiye Genel Müdürü Bora Gürçay ile kısa bir söyleşi yapma fırsatı da bulduk. Her yıl olduğu gibi bu yıl da Türkiye’de büyüme hedeflerimiz var. Şu an tamamen telsiz altyapıları ve terminallere odaklanmış durumdayız. Geçen yılın rakamlarına göre yüzde 30 gibi bir büyüme rakamımız var. Türkiye’de analogdan dijitale geçiş süreci devam ediyor. Türkiye’de yüzde 45’in üzerinde bir pazar payımız var. Birçok kullanıcıya hitap eden geniş bir ürün yelpazemiz var. Kanal tabir ettiğimiz distribütörlerimiz ve bayilerimiz üzerinden büyümeye devam edeceğiz. Yapımızı daha da güçlendirerek mevcut müşterilerimiz ile ilişkilerimizi geliştirirken yeni müşterilere de erişebilme imkanı bulacağız. Türkiye’de Motorola Solutions’ın kendi ofisi var, bu ofiste bulunan satış ve destek ekibimiz ile hizmet veriyoruz. Motorola uzun yıllardır Türkiye’de varlığını sürdürüyor ve Türkiye en önemli pazarlardan birisi olmaya devam edecek. Türkiye’de özellikle kamu, enerji, madencilik gibi sektörler bizim hedeflerimiz arasında yer alıyor. Son yıllarda özelleştirmenin de etkisi ile birlikte enerji alanındaki şirketlerle yakın çalışmaya başladık. Mevcut altyapılarını yenileriyle değiştiriyorlar. Belediyeler ve kamu sektöründe çeşitli tamamen ihtiyaçlara göre çözümler geliştiriyoruz.
BThaber
BİLİŞİM DÜNYASI
8 - 14 HAZİRAN 2015
Gerçek inovasyon arayışları Haber Merkezi SAP İnovasyon Forum’u 29 Mayıs Cuma günü Lütfi Kırdar Uluslararası Sergi ve Kongre Sarayı‘nda gerçekleşti. Açılış oturumu, SAP Türkiye Genel Müdürü Zeynep Keskin’in sunumu, ardından da iş adamı ve tiyatro oyuncusu Ali Poyrazoğlu’nun “İnovasyon, Değişim, Dönüşüm” konuşması ile devam etti. SAP Genel Müdürü Zeynep Keskin konuşmasında şunları kaydetti: ”İnovasyon söz konusu olduğunda ilham aldığımız birçok nokta bulunuyor. İnovatif düşünce, kimi zaman doğadan, kimi zaman mevcut çözümleri farklı bir yaklaşımla ele almaktan kimi zaman ise problemden besleniyor. Ancak süreç, inovasyonu gerçekleştirmek ile bitmiyor. Onu sürdürülebilir kılmak da oldukça önem taşıyor. Başarıyı tetiklemek için temel soruları sormayı asla bırakmamalıyız. Geçtiğimiz Şubat ayında bu vizyon ile yeni ürünümüz S/4HANA’yı lanse ettik. Bu inovasyonu yaparken ‘neden iş yapışımız daha hızlı ve basit olmasın’ temel sorusundan yola çıktık ve yepyeni bir sayfa açtık. 400 milyon satır kod gözden geçirildi ve yüzde 80 oranında sadeleştirildi. Çünkü inovasyonun temel taşının, aynı konuyu farklı bir bakış açısıyla ele almak olduğunun bilincindeydik.” S/4HANA sadeleştiriyor SAP HANA için özel olarak geliştirilmiş SAP S/4HANA, kullanıcılarına sadeleşme, entegrasyon ve gerçek zamanlı karar alma yetkinlikleri sunuyor. S/4HANA şirketlerin, dijital ekonominin arkasındaki itici güç olan büyük veri, bulut bilişim, sosyal ağlar ve mobiliteyi en etkin biçimde yönetmelerini sağlıyor. SAP İnovasyon Forumu’nun Metric salonunda “Eski Köye Yeni Adet, Bulutun Ötesini Keşfet, Metric’ten Hatasız Orijinal Full + Full, 3D Gösterim Müşteri Şirketi Olmak, Taşındık, Skoru Sahadakiler Belirler” başlıklı sunumlar gerçekleşti. Katılımcılar sunumlar ile birlikte iş dünyasına cevap verebilecek BT yaklaşımları,
“Gerçek inovasyonu harekete geçirecek kıvılcım nasıl yaratılır?” sorusunun cevabı tartışılmak üzere iş dünyası İstanbul’da bir araya geldi. büyük veri, bulut, nesnelerin interneti gibi kavramları ele aldı ve kurumların sadeleşmelerine olanak veren S/4 HANA çözümü ve deneyimleri masaya yatırıldı. SAP projeleri ödüllendirdi SAP Türkiye Satış Direktörü Musa Zorbozan, yılın başarılı projelerinin
ödüllerini sahiplerine verdi. ‘Yılın Müşteri Deneyimi Ödülü’nü’ Kliksa Genel Müdürü Nevgül Bilsel Safkan, ‘Yılın İnsan Kaynakları Dönüşüm Ödülü’nü’ Koç Holding adına Eğitim ve Gelişim Yöneticisi Önder Korkmaz, ‘S/4HANA Ödülü’nü’ ise EVE adına EVE BT Direktörü Sefer Taşkıran aldı.
25
26
BThaber
BİLİŞİM DÜNYASI
8 - 14 HAZİRAN 2015
e-Ticarette başarı lojistik süreçlerinin yönetiminden geçiyor Teknoloji kullanımının yaygınlaşmasına paralel olarak e-ticaret hacimleri de Ayhan Sevgi her geçen gün artıyor. Doğrudan e-ticaret yapmanın yanı sıra geleneksel ticaret şirketleri de ayrı bir kanal olarak e-ticaret yapıyorlar. Tabii e-ticaret dendiğinde en önemli konuyu tedarik ve lojistik süreçleri oluşturuyor. Bu alanlara yönelik çözümler geliştiren LA Software Group’un Genel Müdürü Erhan Musaoğlu, sorularımızı yanıtladı: n Türkiye’de e-ticaret ve perakende sektörünün gelişimini nasıl değerlendiriyorsunuz? Türkiye’de genç nüfus artışı ve internet altyapısının güçlenmesi ile internet kullanımı çok hızlı bir artış sergiliyor. Genç nüfus yaş aldıkça ve gelir seviyeleri de buna orantılı olarak artacağı için önümüzdeki yıllarda e-ticaret alışverişinin daha da artacağı beklenmektedir. Bütün bunlar gözönüne alındığında Türkiye e-ticaret pazarının çok hızlı büyüyeceğini ve geleneksel perakendeden daha fazla pay alacağı kesin gibi. Tabii bununla birlikte geleneksel perakendeciler de e-ticaret kanalının farkına vardılar ve bu konuda büyük yatırımlar yapmaya başladılar. Hatta dünyada da hızlı bir şekilde yer almış olan omnichannel model ile birlikte mevcut iş yapma şekillerini değiştiriyorlar ve sadece
Günümüzün rekabet ortamında ürünü doğru zamanda ve doğru yerde alıcı ile buluşturamayan şirketlerin pazar payı hızla düşüyor. e-ticareti değil sahip oldukları tüm kanalları yüksek standartlarda müşteriyi odak noktasına koyarak çok daha üstün bir yaklaşıma giriyorlar. Bu açıdan e-ticaretin yükselmesiyle geleneksel perakendenin de önüne çok ufuklar açılmış durumda olduğu söylenebilir. n e-Ticaret lojistiğinin ve tedarik süreçlerinin önemi konusunda bilgi verebilir misiniz? Günümüzde Türkiye’de her hafta onlarca e-ticaret sitesi açılıyor. Aslında tüm siteler hayatlarına büyük umutlar ile başlıyorlar. e-Ticaret şirketlerinde malın satın alma bedeli hariç 2 büyük maliyet kalemi var. Pazarlama ve lojistik. Pazarlama vazgeçilmez ve e-ticaret yatırımının pazarda pay sahibi olmasındaki en önemli bileşen. Ancak pazarda pay sahibi olduktan sonra bu payı korumak için gerekli en önemli bileşen ise lojistik. Günümüzün rekabet ortamında ürünü doğru zamanda doğru yerde alıcı ile buluşturamazsanız sosyal medayının da etkin gücü sayesinde çok kısa zamanda pazar payınız ve repütasyonunuz gerilemeye başlar. e-Ticaret lojistiğini depolama ve dağıtım olarak iki temel bileşene ayırabiliriz. e-Ticaret depoları eski klasik depolardan hem yapısal
LA Software Group’un Genel Müdürü Erhan Musaoğlu olarak hem de operasyonel olarak çok farklıdır. Geleneksel yaklaşımlarla e-ticaret depolarında operasyon yürütmek nerdeyse imkansızdır. Dağıtım operasyonu için ise pazarda iki çözüme gidilmektedir; kargo ve eve teslimat. Günümüzde ve özellikle ülkemizde en yaygın kullanılan yöntem kargo şirketleriyle çalışmaktır. Dünya geneline bakıldığında şirketlerin kendi eve teslimat operasyonunu gerçekleştirmeleri yükselen bir eğilim. Dünyada birçok ülkede aynı gün teslimatın veya randevulu teslimatın yapılmaya başladığı noktada artık ülkemiz tüketicileri de aynı gün teslimatı ve randevulu teslimatı değer katan bir yaklaşım olarak görmektedir. e-Ticaret şirketlerinin geleneksel mağazacılık şirketleri ile kıyaslandığında en önemli dezavantajı geleneksel mağazacılıkta
tüketicinin ürünü gördüğü anda sahip olabilmesidir. Ürün ile alıcı arasında mesafe yoktur. e-Ticaret şirketleri önümüzdeki günlerde alıcı ile ürün arasındaki mesafeyi enaza indirmek için çabalamak durumunda kalacaklardır. Bunu yapabilmenin en iyi yolu da hızlı bir sipariş toplama operasyonu ve aynı gün veya ertesi gün eve teslimattır. n Bu yaklaşımlar çerçevesinde siz nasıl bir çalışma gerçekleştiriyorsunuz? LA Software Group olarak biz özellikle son beş yıldır küresel projelerimiz ve deneyimlerimiz ışığında e-ticarette tedarik zinciri ve lojistik gereksinimleri ile ilgili Ar-Ge çalışmalarımızı yoğunlaştırdık. e-Ticaret lojistiğini sadece teknolojik veya sistemsel açıdan değil iş yapma şekli ve süreçsel olarak da nasıl daha iyi
yapılacağının yollarını ortaya çıkardık. e-Ticaret lojistiğine hem danışmanlık hem de sistemsel olarak çözümler getiriyoruz. e-Ticaretin hem depo yönetimi ve sipariş hazırlama hem de dağıtım tarafında tüm çözümleri sağlayabiliyoruz. Ülkemizde özellikle yoğun olarak kullanılan kargo yöntemi sözkonusu olduğunda tüm kargo şirketleriyle entegrasyonlarımız başarılı bir şekilde çalışıyor ve bu işin ayrılmaz bir parçasıdır. Diğer taraftan Türkiye’deki e-ticaret şirketlerinin biraz yavaş da olsa eve teslimat operasyonlarına giriş yaptığını gördükçe rota optimizasyonu alanındaki tüm bilgi birikimi ve tecrübemizi de eve teslimat planlaması için kullanıyoruz. Diğer taraftan geleneksel perakendenin ilgi alanına giren omni-channel modelin lojistik açıdan gerçeklenmesini sağlayacak tüm lojistik altyapıyı da şu anda sağlayabiliyoruz. Perakende şirketlerinin son almakta olduğu viraj omni-channel modele uyum sağlamayı içeriyor. Biz de bu konuya yatırım yapmaya, bilgi ve tecrübemizi geliştirmeye sürekli devam ediyoruz. n Bu konuda elde ettiğiniz bilgi ve tecrübeleri yurtdışına taşımaya yönelik ne tür çalışmalar gerçekleştiriyorsunuz? Yurtiçinde olduğu kadar yurt dışında da hem çözüm ortaklarımız hem de doğrudan kendi ekiplerimizle e-ticaret projeleri gerçekleştiriyoruz. Bizi mutlu eden nokta yurtdışı pazarlarda bu konuda uzmanlaşmış dünya devi yazılım şirketleri ile rekabet edebiliyoruz. Bu da bizim iyi knowhow geliştirdiğimizi, iyi teknoloji ürettiğimizi gösteriyor. Şu anda, Dubai merkezli Ortadoğu bölgesi, Güney Afrika ve Kanada’da çözüm ortaklarıyla başarılı projeler gerçekleştiriyoruz. Belçika merkez olmak üzere Avrupa pazarına da yeni bir iş ortağımızla birlikte girmiş bulunuyoruz.
28
BThaber
BİLİŞİM DÜNYASI
Merkezi Shenzhen Çin olan Netis Systems, Netcore Grup’a bağlı Ekrem Uçman bir şirket. 2000 yılından bu yana ağ ürünleri ve çözümleri üzerinde çalışmalar yapan şirket, Çin dışında da otuzdan fazla şubeye sahip. Kuzey Amerika, Avrupa, Hindistan, Tayvan ve Kore’de küresel müşterilerine hızlı ve geniş kapsamlı hizmet sağlayabilmek için ofisler kuran Netis, Datastar ile gerçekleştirdiği anlaşmayla birlikte geliştirdiği çözümleri Türkiye pazarına sunmaya başladı. Netis Türkiye, Orta Doğu ve Afrika Satış Müdürü Neil Leo ile Netis Türkiye pazarındaki hedeflerini konuştuk. n Netis’in Türkiye’de gerçekleştirmek istediği pazarlama stratejilerinden söz edebilir misiniz? Netis için Türkiye çok önemli ve potansiyeli olan bir pazar. Yerel ihtiyaçları karşılayabilecek mükemmel çözümler üretebileceğimizi düşünüyoruz. Distribütörümüz Datastar ile Türkiye’deki bayi, dağıtıcı ve toptancılara odaklanarak çalışmalarımızı sürdüreceğiz. Yeni teknolojilerimiz, sürekli gelişen yapımız ve tecrübemiz ile
8 - 14 HAZİRAN 2015
Netis Türkiye pazarında kalıcı olmak istiyor Teknolojiyle paralel bir şekilde gelişen akıllı cihaz ekosistemi, ağ çözümleri üzerinde çalışan şirketleri de yeni yatırımlar yapmaya ve yeni bölgelerde çalışmaya itiyor. Türkiye’de büyümeye devam edeceğiz. Türkiye pazarını diğer pazarlara kıyasla nasıl değerlendiriyorsunuz? Pazara giriş yapmak için neden 2015 yılını tercih ettiniz? Türkiye son yıllarda çok hızlı büyüyen bir pazar. Her geçen yıl eğitim yatırımları ve internet altyapısı ile genişleyen bir yapıya sahip. Türkiye ağ pazarı ISP/SI projeleri, geleneksel kanal ve perakende olarak gelişen bir yapıya sahip.
Piyasadaki talep hızla gelişiyor ve büyük bir potansiyeli bulunuyor. Avrupa ülkelerine göre de daha hızlı ve sağlıklı büyüyen bir yapıya sahip. Netis olarak dış pazarlara çok yeni açılıyoruz. O nedenle Türkiye’ye geç gelmedik, tam tersi öncelik verdiğimiz pazarlar arasında. Türkiye pazarına uzun soluklu bir marka olmak ve büyümek için giriş yaptık. Türkiye’de bulunduğumuz süre bir marka için kısa olarak görünse de son kullanıcıların her tanıştığı Netis ürünü ile geleceğe
daha sağlam adımlar ile yürümekteyiz. İlk yıl hedefimiz daha çok kişiye ulaşmak ve markamızı tanıtmak. Daha sonra ise tabii ki pazar payımızı artırarak büyümeyi hedefliyoruz. Türkiye’ye giriş yapmayı planladığınız ürün gamından söz edebilir misiniz? Netis Ekim 2014’den beri aslından Türkiye pazarında bulunuyor. Geniş ürün yapısı ile KOBİ ve SOHO pazarlarına yönelik her tür ağ çözümünü
sunuyor diyebilirim. VDS, ADSL, router, AP, repeater, switch, USB adaptör, POE, PON, NVR, IPS vb. ürünler ve yeni teknolojiler ile her zaman pazarın yenilikçi yüzü konumunda. KOBİ kullanıcıları için de Netis mükemmel çözümler sunuyor. Ürünlerimiz internet kullanıcılarını tatmin eden bir performansa sahip. Netis oyun router’ı ise oyuncuların vazgeçemeyeceği ve çok da tatmin edecek bir ürün. KOBİ’ler için Netis tüm ağ ürünlerinde çözüm sağlıyor. Xian, Chengdu, Shenzhen, Tayvan’daki dört büyük AR-GE merkezimizle her kesime uygun ürünler geliştiriyoruz. Kullanıcılar ve şirketler Netis ürünleriyle ne gibi avantajlara sahip olacaklar? Netis’i diğer şirketlerden ayıran özellikler neler? Netis ürünleri yüksek performanslı ve istikrarlı olarak çalışıyor. Ar-Ge ekiplerimizin 10 yılı aşkın deneyimleri sayesinde sürekli gelişen bir yapıya sahibiz. Ürünlerimiz güvenilir ve istikrarlı çalışma ilkesine göre üretiliyor. Bunun yanında kolay kurulumları sayesinde son kullanıcıları karmaşık network algısından kurtarıp, kolay ve basit bir yapıya yönlendiriyoruz. Ayrıca fiyat/performans açısından da iddialıyız.
Kurum içinde iletişimde sorunsuzluk esastır Çalışanların iletişim bilgilerine ulaşamama, müşteri ve tedarikçileri içine alan bir merkezi rehberin olmayışı gibi sorunlara karşılık Komote Teknoloji tarafından geliştirilen NameScroll önemli fayda sağlıyor. Cavme Group bünyesinde faaliyet gösteren Komote Teknoloji tarafından geliştirilen “Kurumsal Rehber Yönetimi” yazılımı NameScroll, kurumun tüm rehberinin tek merkezde toplanmasına ve yönetilmesine yardımcı oluyor. Orta ölçekli kurumları ve STK’ları hedefleyen uygulamanın yazılımı, Komote Teknoloji tarafından güncellenmeye de devam ediyor. İki yıl süren çalışmanın ürünü olan uygulama, İstanbul Ticaret
Odası (İTO) ve Yıldız Teknik Üniversitesi Teknopark gibi 10’u aşkın kuruluşta kullanılıyor ve halihazırda 2 bin 500’ün üstünde mobil kullanıcıya ulaşılmış durumda. Sistemde çalışanlar arasında
anlık mesajlaşma ve raporlama modülü de var. Uygulama ayrıca, çalışanlara tüm raporlarını mobilden yazma ve yöneticilerine ulaştırma imkânı sunuyor. Yazılım, yöneticilere “push notification” ile şirket duyurularını tek tıkla tüm rehberlerine ulaştırma imkânı veriyor.
Komote Teknoloji Genel Müdür Yardımcısı Fatih Yürük, çalışan sayısı fazla olan şirketlerde ‘Kurumsal Rehber Yönetimi’nin önemine dikkat çekerken, çalışanların e-posta yerine anlık mesajlaşma ve kurum içi mobil raporlama sisteminin kullanılmasının
verimliliği arttırdığına değindi. Fatih Yürük şu detayları paylaştı: “Tüm rehberlerin tek bir noktada toplanabilmesi, departmanların yetkilerine göre rehberleri görüntüleyebilmeleri de büyük bir kolaylık. Tüm bilgilerin sürekli güncel kalması ve hep ulaşılabilir olması veya bir çalışana ulaşmak istediğinizde pozisyonundan kişiyi bulup ona mesaj gönderebilmek de kurumlar için önemli. Kurum içi iletişim sisteminin sağlıklı kurulabilmesi için yöneticilerin teknolojiye daha çok güvenmesi gerek. Kurum içi iletişime destek veren yazılımlar sayesinde, yöneticiler kurumsal bilgilerin kontrolünü sağlarlar. Bu da sorunsuz bir iletişimi beraberinde getirir.”
BThaber
BİLİŞİM DÜNYASI
8 - 14 HAZİRAN 2015
Handan Aybars Perakende sektöründe büyük bir değişim var. Market içinde ürün bazlı veri takibinden, merkezde tüm verilerin analitik olarak anlamlandırılmasına birçok adım hem tüketici memnuniyeti hem de maliyet avantajı demek. Bu gerekliliklere uyan perakendeci kazandı, ama geri kalanı zorlu bir süreç bekliyor. Detayları da Qlik EMEA Bölgesi Pazar Geliştirme, Perakende ve Hizmet Direktörü Paul Winsor paylaşıyor.
Güncel veri ve bütünleşik kanallarda müşteri takibi Birçok kanal perakende sektöründe aktif olarak kullanılıyor. Bu kanallar arasında bütünleşik bir yapıyı kurmaksa hem perakende noktası hem de tüketici için doyurucu sonuçlar anlamına geliyor.
n Perakende sektöründe nasıl bir değişim var? Hangi teknolojinin tüketicilerin perakendecilerle iletişimini nasıl değiştirdiğini anlamalı ve tüm araçlar arasında uyum sağlamalısınız. Bu yolda perakendecilerin farkındalığı ve tüketicilere, onların beklediği biçimde hizmet etmek için çalışması önemli. Teknolojinin tüketicileşmesi değişimin temel noktası. 1986’dan 2005 yılına kadar İngiltere’de perakende sektöründe önde gelen bir şirkette çalıştım. Böylece teknolojinin geleneksel perakende sektöründe yarattığı değişimi birebir gözlemledim.
verilere dayalı beklentiler sunabilmelisiniz. Elinizin altında gerçek zamanlı güncel bilgi var.
farklı bir kültürel değişimi ve tüm çalışanlar veriye erişebilir hale geliyor.
n Perakende sektörü değişimin ne derece farkında? Tüketici davranışlarındaki değişimin ve beklentilerdeki gelişimin çok farkındalar. Teknoloji onlar için bir veri keşif platformu ve bu yapıyla tüketiciye uygun sunum yapabileceklerini biliyorlar. Geleneksel iş zekâsı şirketleri de dediler ki, statik raporlamalar ile çekici bir patron masasının arkasında oturan yöneticiye satış raporlarını sunmaktan fazlasını yapmak gerek. Qlik olarak yıllardır unutulan bir kitle olan iş kullanıcısına sunumlar yapıyoruz. Görkemli bir odada oturmuyor bu kitle. Ama onlara doğru tahminler ve analitik
n Yani veri takibi, herkesin görevi. Evet. Eskiden veri sadece iş analistleri içindi. Mağaza operasyonunda yer alan yöneticiler ve diğer kadrolar, sadece müşteriye hizmet eder, reyonları ve rafları dolu tutar, merkezden gelen talimatlara uyar, mağazayı böyle yönetirdi. Oysa her çalışanın, işin nasıl ilerlediğini görmelerini sağlamak önemli. Hem bilgi edinmek için teknoloji kullanma ve karar verme konusunda kendini çok rahat hisseden bir nesil var karşımızda. Eskiden hangi seviyede, kimin, hangi saatte, hangi döneme dair bilgiyi alabileceğine birileri karar verirdi. Self servis bu yönüyle
n Buna ‘açık veri stratejisi’ diyebilir miyiz? Tam olarak değil. Yönetilen veriyi almıyorsanız ve bu bilgiyi kendiniz yaratıyorsanız, karar alabilirsiniz ama bunun için yanlış verileri baz alma riskiniz de var. Çalışanlara bu self servis ortamında da bir yönetim yapısı olduğunu göstermeniz işte bu nedenle önemli. Self serviste kullanılan bilgi, işin devamlılığı adına çok önemli. Bu durumda şirketlere düşen görev, tüm çalışanların ihtiyaçları olan doğru ve gerçek zamanlı bilgiyi sunma stratejisine sahip olmaları ve böylece bütünlüğü sağlamaları. Bir mağaza yöneticisi olarak, arka ofise geçip bir yığın
Qlik EMEA Bölgesi Pazar Geliştirme, Perakende ve Hizmet Direktörü Paul Winsor veriden çıktı almanız gerekiyor diyelim. Oysa dünkü verilerle bugüne dair karar almanız zor. Bugün Qlik olarak sunduğumuz çözümlerle anlık verileri görme, bunlara göre anlık kararlar alabilme imkanınız var. Durağan bir Excel dosyadan çok daha fazlası ile reyon reyon kararlar verebilir, bu kararlarınızı kolayca paylaşabilir, hamle yapılmasını sağlayabilirsiniz. Bahçe ürünlerinde misal gereksiz stok yapmak yerine, farklı veriler ışığında reyon düzenini sağlayıp, ‘hava durumu kötü, bu nedenle bu başlıktaki ürünlerde birkaç gün satışlar düşük seyredebilir’ diyebilir, bu bilgi ile karar alabilirsiniz. Bu da sizi gereksiz stok maliyetinden kurtarır. n Burada omnichannel nasıl bir öneme sahip? Tüketiciye en çok kanalı
29
sunabilmeniz, onunla etkileşim içinde olmanız gerek. Perakendeci de tüm bu bağlantıyı sağlamakla sorumlu. Kişi web siteme girdi, bunu biliyorum, 12 dakika orada kaldı ve 3 ürüne baktı. Bu da tüketici hakkında bazı temel anlık verileri edinme imkanını perakendeciye sağladı. Tüketici ile bağlantı için bu fırsatı kullanıp etkileşime geçmek için e-posta veya SMS gibi araçlar kullanılabilir. Ama tüketicinin ikinci adımını da bilmeliyim. Yani mağazaya mı gideceksiniz, yoksa sitede mi kalacaksınız? Yani müşterinin rotasını takip etmeliyim. Perakende sektöründe rekabet avantajı, kanallar arasında müşteri deneyimini takip edebilenlerde olacak. Kişi önce web sitesine girdi, sonra mobil uygulamaya gitti, hatta uygulamaya girdiğinde mağazanın içindeydi ve uygulamayla bakıp, ekstra şu ürünleri de satın aldı. Tüm bunları görebiliyorum ve bilmek istediğim şey şu: Bununla ilgili tüketici sosyal medyada konuşacak mı, geri gelip başka alışverişler de yapacak mı, aldığı ürünü iade mi edecek? İşte bu müşteri deneyimi takibinde herşeyin bütünleşik olması şart. n Bu entegrasyon konusunda sektörel farkındalık nasıl? Perakende sektörü bu gerekliliğin bilincinde bence. Tek kanaldan alışveriş yapan müşteriyi farklı kanallardan da kazanma çabası ön planda. Bu geri dönüşlerin takibi bu nedenle önemli. n Türkiye perakende sektörünü nasıl değerlendiriyorsunuz? Birçok perakende şirketi ile biraraya geldim. Teknolojiyi etkin kullanıyorlar. Analitik yapısını bilmiyorum marketlerin, ama tüketici sunumlarında ve teknoloji odaklı etkileşimlerinde çok yetkinler. Türk perakende sektörü veri keşif platformlarını kullanma konusuyla çok ilgili.
30
BThaber
BTnet.com.tr
8 - 14 HAZİRAN 2015
Huawei ve Audi birlikte çalışmaya karar verdi Otomobiller, akıllı telefonlardan ve giyilebilir teknolojilerden sonraki iletişim araçları olma yolunda hızla ilerliyor. Sektör raporları, 2020 yılına kadar, otomobillerin yüzde 90’ının internet bağlantısına sahip olacağını ve nesnelerin interneti segmentinin en önemli parçası olacağını işaret ediyor. Şirketlerin araç içi sistemler konusundaki çalışmaları da bu yönde artarak devam ediyor. Google’ın Android Auto, Apple’ın ise CarPlay sistemini araçlara taşıma çalışmalarının yanı sıra otomobil üreticileri de teknoloji şirketlerinden aldıkları yardımlarla kendilerine has sistemler üzerinde çalışmaya başladılar. Bu doğrultuda anlaşma imzalayan Audi ve Huawei, araç sahiplerine gelişmiş bir sürüş deneyimi yaşatmak
Yeni nesil araç teknolojileri, özellikle otomotiv sektöründeki taşları yerinden oynatmaya başladı. Teknoloji şirketleri ve otomobil üreticileri birlikte araç sistemleri üzerine çalışmaya başlarken, Huawei ve Audi de bu zincirin son halkası oldu. istiyorlar. Huawei, CES Asia 2015 kapsamında, yeni nesil bağlantılı araç teknolojilerinde, Audi
Group’la birlikte çalışmak üzere el sıkıştı. Huawei’nin LTE modülleri yeni Audi Q7 SUV modeli için, TDDLTE ve FDD-LTE standartları
çerçevesinde 2G, 3G ve 4G bağlantı desteği sağlayacak. Kullanıcılar bu ortaklıkla, 100Mbps’ye ulaşan yüksek hızda veri transferi ile birlikte,
internet odaklı özellikler eşliğinde, gelişmiş bir sürüş keyfi yaşayacak. Konuyu değerlendiren Huawei Tüketici Elektroniği Bölümü CEO’su Richard Yu şunları söyledi: “Bağlantılı araç teknolojilerinde uçsuz bucaksız fırsatlar söz konusu. Audi Group’la bu alanda işbirliğine gitmekten büyük mutluluk duyuyoruz. Huawei, Audi gibi sektör lideri otomotiv şirketleri ile gerçekleştirdiği işbirliği ile yeni nesil otomobiller için, en iyi bağlantı servisleri ve çözümlerini sunmayı amaçladığını bir kez daha ortaya koydu. Otomobillerle, akıllı telefonlar, giyilebilir teknolojiler ve insanlar arasında, bugüne dek eşi benzeri görülmemiş bir bağlantı deneyimi ve sürüş keyfi bizleri bekliyor.”
Hafıza kaybı tarihe karışabilir
Lenovo 2015’e hızlı giriş yaptı IDC’nin 2015 ilk rakamlarına göre Lenovo 2015 yılına çok iyi giriş yaptı. Lenovo yüzde 20 büyüme ile 46 milyar dolarlık ciroya ulaştı. Gelirin yüzde 63’ü PC’den, yüzde 25’i mobil ürünlerinden, yüzde 9’unun ise diğer ürünlerinden elde ettiği görüldü. Lenovo 76 milyon akıllı telefon sevkiyatıyla mobil pazarda dünya 3.lüğünü korurken, 12 milyon tablet ve 60 bin server sevkiyatıyla 3. sırada yer aldı. PC işinde 60 milyon sevkiyat ile 2 senedir devam eden birinciliğini korudu. Lenovo Yönetim Kurulu
Başkanı ve CEO’su Yang Yuanging; Lenovo’nun yüzde 20’lik bir büyüme ile 46 milyar dolarlık bir ciroya ulaşmış olduğunu ve tutarlı büyümelerinin devam ettiğini söyledi. Yuanging sözlerine şöyle devam etti: “Mobil Ürünler Grubu ve Girişim İşleri Grubu hızlı bir büyüme sergilerken; PC işi rekor pazar payı ve büyüyen karlılık oranı ile çok güçlü sonuçlar elde etmeye devam etti. Motorola Mobility’nin ve System x’in katkıları ile iyi bir büyüme ivmesi yakaladık. Bu alanda da zamanla PC gibi hızlı büyümeyi öngörüyoruz.”
İnsan beynin fonksiyonları bilim insanları için büyük bir ilham kaynağı olmayı sürdürüyor. Bu konudaki bilinmeyen çokluğu bilim insanlarını beynin fonksiyonları ve hafıza kaybı gibi sorunlar üzerine çalışmaya iterken, son dönemde gerçekleşen çalışmalar bu konudaki sis perdesini bir nebze de olsa kaldırmaya başladı. ABD’li ve Japon bilim insanları tarafından yürütülen ortak bir çalışma, hafıza kaybının nedenlerini ortaya koyacak gibi görünüyor. Konuyu değerlendiren ekip sözcüsü ve Nobel ödüllü bilim insanı Susumu Tonegawa, fareler üzerinde yaptıkları çalışmaların olumlu sonuç verdiğini belirtirken, geliştirilen teknik sayesinde unutulan bilgilerin geri döndürülebildiğini ifade etti. Ekip adına açıklama yapan MIT’nin Nobel ödüllü çalışanı Susumu Tonegawa, fare üzerinde yapılan deneyde unutulan bilgilerin bu teknik sayesinde yeniden kullanılabilir hale getirildiğini duyurdu. ABD’nin Boston eyaletinde
bulunan Massachusetts Institute of Technology (MIT) ve Japonya’daki Riken Brain Science Institute’un ortak çalışmasına göre, hafıza kaybı artık telefisi olan bir sorun haline gelecek. Hafızadan silinmiyor, sadece ulaşılamıyor Farelerin beynine ışınlar göndererek hafızalarını inceleyen araştırmacılar, unutulan bilgilerin yok olmadığını, sadece beyin tarafından ulaşılamadığını iddia ediyor. Başka bir deyişle bilgiler beynimizde muhafaza edilmeye devam ediyor ama bu bilgilere nasıl ulaşılacağı bilinmiyor.
US journal Science’ta yayınlanan araştırma kapsamında ‘Optogenetics’ isimli yöntemi kullanan araştırmacılar, farenin beyninde bulunan nöronlara ışın gönderiyor. Bu sayede hafızadan silindiği düşünülen bilgiler yeniden bellekteki yerini alıyor. Yeni yöntem insanlar üzerinden denenmese de, başta bunama ve Alzheimer gibi sorunlar olmak üzere beyin travması gibi problemlerde de insanlara yardımcı olabilir. Bunun yanı sıra beynin bilinmeyen fonksiyonları hakkında da daha fazla bilgi edinilmesine imkan tanıyacak.
32
BThaber
BTnet.com.tr
8 - 14 HAZİRAN 2015
1000 liraya 5.5 inç ekranlı akıllı telefon: Casper VIA V6x
ASTEL PT-RZ12K ile Türkiye’yi tanıştıracak Astel Elektronik güvencesiyle yaz aylarında tüketicilerle buluşacak olan PT-RZ12K, dünyanın en hafif 3-çip DLP lazer projektörü olmasının yanı sıra sağladığı üstün görüntü kalitesiyle “dijital signage” operasyonları için katma değerli bir çözüm olarak öne çıkıyor. 12,000 lümen parlaklığa ve WUXGA (1920x1200) çözünürlüğe sahip PTRZ12K, 120Hz kare hızı ve yüksek kare hızlı içerik uyumu sayesinde, hareket bulanıklığını azaltarak çok daha net görüntüler sunuyor. Rakiplerinin bir adım ötesine geçen 20,000:1 kontrast oranını, WUXGA çözünürlüğün zengin detayları ile birleştiren PT-RZ12K,
simülasyon merkezleri, kontrol odaları ve eğitim kurumlarının yanı sıra; büyük ölçekli mekanlarda, sanal gerçeklik uygulamalarında ve kurumsal uygulamalarda fark yaratacak üstün bir performans sergiliyor. Geometrik ayar özellikleri ile sistem ve kurulum esnekliği Lazer ışık kaynağına sahip yeni PT-RZ12K; yatay, dikey ve 360 derece projeksiyon yapabiliyor. Çoklu ekranlı projeksiyon ve geometrik ayar özellikleri ile PT-RZ12K, büyük bir sistem ve kurulum esnekliği sağlıyor. 12,000 lümen parlaklığa ve SXGA+ (1400 x 1050) çözünürlüğe sahip PT-RS11K modeli de,
Ruşen Göbel
PT-RZ12K ile eş zamanlı olarak 2015 yazında piyasaya sürülecek. Eşsiz bir lambasız projeksiyon alternatifi Dünyanın En Hafif ve Yüksek Kare Hızlı 3-Çip DLP Lazer Projektörü PT-RZ12K’yı Türkiye pazarına sunacak olan Astel Elektronik’in Pazarlama Direktörü Kaan Kısakol, lazer ışık kaynağından güç alan lambasız projektörlerin görüntü sistemlerinin geleceğini tayin edeceklerine dikkat çekti. Kısakol, “Lazer teknolojisinin düşük sahibiyet maliyetleri, zahmetsiz bakım olanağı, düşük güç tüketimi ve çevre dostu materyal kullanımı gibi sayısız avantajı mevcut” dedi.
Android M’de bizi neler bekliyor? Her sene olduğu gibi bu sene de Google, I/O etkinliğinde bir sonraki Android sürümü için kilit özellikleri duyurdu. Biz de bu yenilikleri sizlerle paylaşalım istedik. İlk olarak uygulama konusunda getireceği yenilikten söz etmek gerekirse; Android uygulamaları, Google Play’den indirilirken tüm erişimler için tek seferde izin alamayacak. Uygulamalar, iOS’taki gibi telefonun belli başlı noktalarına ilk defa erişmek istediklerinde kullanıcılara sorulacak. Mesela bir oyun indirdik. Bu oyun bir şekilde mikrofona erişmek istediğinde, ekranda onaylama mesajı gelecek. Böylece basit bir canlı duvar kağıdı uygulaması kameramıza veya kişi listemize erişmek istediğinde haberimiz olacak ve engelleyebileceğiz. Böylece Google Play
uygulamaları eskisine göre çok daha güvenli olacak. Uygulamalar arası iletişim Bir uygulama başka bir uygulama ile iletişime geçmek için istek yolladığı zaman (mesela “Twitter’a açıp, X tweet’ini görüntüle”), isteği alan uygulama (Twitter) bir web sunucusuna bağlanıp onay alacak. Bu sayede uygulamalar kafasına göre diğer uygulamalarla iletişime geçemeyecek. Parmak izi sensörleri Her ne kadar Samsung ve HTC gibi Android telefon üreticileri kendi parmak izi okuyucu sistemlerini geliştirmiş olsalar da Google, bu özelliği Android’in bir parçası haline getirecek. Android M ile beraber, üreticiler tarafından hazırlanmış bir
uygulamaya ihtiyaç duymadan parmak izi okuyucularından faydalanabileceğiz. USB Type C ile daha hızlı şarj Google, yeni işletim sistemini USB Type C’ye adapte ediyor. USB Type C kullanan akıllı telefonların 3 ila 5 kata kadar daha hızlı şarj olabildiği belirtiliyor. Günümüz akıllı telefonları yaklaşık 1 buçuk saatte tam şarj olabiliyor. Bu süre üzerinden “3 kat daha hızlı şarj” yorumu yapacak olursak, yarım saat gibi kısa sürede şarj olabilen telefonlardan bahsetmemiz gerekiyor. 15 dakikada bizi neredeyse tüm gün idare edecek kadar (yüzde 50) doldurabiliyor olmak ciddi anlamda heyecan verici. Grafen bataryalardan önceki en heyecan verici akıllı telefon batarya haberi bu olsa gerek.
Casper VIA V6x, dış malzeme olarak ağırlıkla plastik kullanıyor olsa da yan taraflarında sağlam olması için metal malzeme kullanmayı ihmal etmemiş. Ürünün ön tarafında herhangi bir fiziksel tuş bulunmuyor. Arka tarafında ise deri görünümlü bir plastik kapak yer alıyor. V6x’in kenarlara göre eğimlenen geometrisi sayesinde –ürün büyük olmasına rağmen- elde rahat bir şekilde tutulabiliyor. V6x’in ağırlığı ise 154 gram. IPS panel ekran Casper VIA V6x’in ekranı IPS panel. IPS panel olması, ekranın hangi açıdan bakılırsa bakılsın renk kaybı yaşatmadığı anlamına geliyor. Ekranın renk doygunluğu ve parlaklığı yeterli. 5.5 inç boyutundaki bu ekran, 720 x 1280 piksel çözünürlük sunuyor. Bu çözünürlük, 267 ppi piksel yoğunluğuna denk geliyor. 267 ppi ekranlara dikkatli bakarsanız pikselleri görmeniz mümkün. Fakat standart bir kullanımda piksellerin dikkat çekmediğini belirtmemiz gerek. 4 çekirdekli işlemci V6x, gücünü Snapdragon 410 çipsetinden alıyor. 4 çekirdekli 1.2 GHz işlemciye sahip olan bu çipset, grafik işlemci olarak Adreno A306’yı kullanıyor. 2 GB RAM’i bulunan V6x, 16 GB’lik bir dahili hafıza içeriyor. Dahili hafızaya ek olarak microSD kart yuvası da mevcut. Oyun performansı çok iyi olmasa da arayüz performansı olarak tatmin edici bir seviyede olduğunu söyleyebiliriz. iOS – Android karması arayüz Ürün, pek çok yeni nesil akıllı telefonun aksine Android
5.0’a geçiş yapmış değil; Android 4.4 işletim sistemini kullanıyor. Stok Android yerine ufak çaplı geliştirmelere giden Casper, arayüz ikonlarını olduğu gibi değiştirmiş. Ayrıca Android telefonlarda “Uygulamalar” olarak anılan ana menü, bu telefonda yer almıyor. Widgetlarımızı yerleştirebildiğimi masaüstümüz, aynı zamanda ana menümüz oluyor. Hal böyle olunca telefona yüklediğimiz tüm uygulamaların kısayolları, mecburen masaüstünde kalıyor. Kiminiz beğenebilir, kiminiz yadırgayabilir. Ben yadırgayanlardanım. 13 megapiksel arka, 5 megapiksel ön kamera Ürünün arka tarafında 13 megapiksellik bir kamera yer alıyor. Bu kamera ile 1080p video çekimi yapmak mümkün. VIA V6x’in arka kamerasında HDR desteği de yer alıyor. Fakat HDR’ın efektif sonuçlar verdiğini söylemek pek de mümkün değil. Cihazın ön yüzeyinde yer alan selfie kamerası da 5 megapiksel. Ön kameranın başarılı olduğunu söyleyebiliriz. 2820 mAh batarya Casper VIA V6x’in içerisinde 2820 mAh’lik bir batarya yer alıyor. Bu batarya, telefonun yaklaşık 1 buçuk gün boyunca kullanılmasını mümkün kılıyor. Son söz Casper VIA V6x, büyük bir ekrana sahip akıllı telefon satın almayı düşünen fakat bütçesine de dikkat eden teknoloji meraklıları için iyi bir tercih olabilir. Fakat masaüstü bölümünde tüm uygulamaların yer alması zorunluluğu biraz canınızı sıkabilir; aksine beğenebilirsiniz de. Satın almadan önce bu ayrıntıyı göz önünüzde bulundurmanızı tavsiye ediyorum.
34
BThaber
KARİYER
8 - 14 HAZİRAN 2015
İşinin eve yakın olmasını isteyenler için gelsin…
Banu İşçi sezen
Dersimiz perakende ve satış uzmanlığı Turkcell Dijital Akademi, İstanbul Bilgi Üniversitesi’yle yeni projesi kapsamında “Perakende Satış” sertifika programı ile bu sektörde çalışan ve çalışmak isteyenlere mesleki kariyer ve uzmanlık fırsatı tanıyor. Sertifika programına katılanlar, Turkcell Akademi ve İstanbul Bilgi Üniversitesi’nden gerçek saha tecrübesini yaşamış eğitmenler tarafından deneyim ve örnekler, ipuçları, mini testler, kısa ve öz anlatımlarla sektörü tanıma, perakende satış kariyerini, uzmanlığını ve kendini geliştirme imkânı bulacaklar. Turkcell abonelerinin kullanımına açık olan Turkcell Dijital Akademi’nin web sitesinden girilebilen eğitimler 49,90 TL’ye satın alınabiliyor. Program dâhilindeki 36 konu başlığı altında perakendeciliğin tarihinden satışa uygun ortam yaratmaya ve müşteri profillerine, stok yönetiminden iyi bir satış temsilcisinin
becerilerine ve mağaza tiplerine kadar pek çok alanda eğitim veriliyor. Turkcell’in “Perakende Satış” sertifika programını seçmesindeki temel neden bu eğitimden çok büyük bir kitlenin faydalanabilecek olması. İş ve kariyer ilanlarında en fazla aranan pozisyon ‘satış temsilciliği’ ve 3,8 milyon çalışan ile perakende, Türkiye’de kayıtlı istihdamın en fazla olduğu sektör. Türkiye’nin en çok aranan iş pozisyonu olan perakende satış alanında eğitim alanlar; pratik ve tecrübeye dayalı derslerle kendilerini beceri ve yetkinlik olarak geliştirebilecekler. Turkcell Dijital Akademi, eğitim sonunda sertifika verdiği kişilerin perakende satış sektöründe iş bulurken, iş kurarken ya da mevcut işinde uzmanlaşırken, kariyerine, kendine ve kurumuna değer üretecek bilgilerle donanım sahibi olmasını hedefliyor.
Uzmanlık fırsatı üniversiteden başlıyor Küresel bazda bin 500’ü aşkın üniversitede öğretim üyeleri ve öğrencilere en güncel SAP sistemlerine ulaşma imkanı sunup etkileşimli eğitim ortamı sağlayan, yetişmiş insan gücünü desteklemek hedefiyle Türkiye’de de 2010 yılında hayata geçirilen SAP Üniversite İşbirliği Programı’ndan (SAP University Alliances) Türkiye’de
yararlanan üniversite sayısı 22 oldu. SAP Üniversite İşbirliği Programı ile gençlere kariyer ve iş olanakları anlamında yeni açılımlar kazandırılması hedefleniyor. Programa üye üniversiteler, derslerinde SAP sistemlerini kullanarak öğrencilerine interaktif bir eğitim ortamı sağlayabiliyor.
Devoteam Türkiye’de yeni görevlendirme Erdinç Güney, 1 Nisan 2015 tarihi itibarı ile Devoteam Türkiye’de Genel Müdür olarak atandı. 1994 yılından bu yana BT sektöründe çeşitli pozisyonlarda görev alan Erdinç Güney, son olarak Devoteam Türkiye’de Genel Müdür Yardımcısı olarak görev yapıyordu. Erdinç Güney yeni görevinde BT altyapı çözümlerinin yanı sıra bulut tabanlı bilişim, ITSM ve Erdinç Güney mobilite çözümlerinde büyüme stratejilerinin yönetilmesinden sorumlu olacak. 1994 yılında Anadolu Üniversitesi İşletme Fakültesi’nden mezun olan Erdinç Güney, 2011 yılında Bilgi Üniversitesi MBA programını tamamladı.
Macar Mobile tarafından tasarlanan, konum bazlı mobil iş arama imkanı sunan JobAngel ile istenen ülke, il, ilçe, semtte iş ilanlarını bulmak mümkün. Her düzeyden çalışana hitap eden Job-Angel ile cep telefonundan istenen lokasyondaki ilanları bulup inceleme ve iş başvurusunda bulunma imkanı sunuluyor. 600’e yakın iş ilanı ile hizmet veren Job-Angel mobil uygulaması, sosyal medyada da yüksek görüntülenme oranına sahip.
Ücretsiz Job-Angel uygulamasını kullanmaya başlayan üyelerden yüzde 40’ı ABD, Birleşik Krallık, Almanya, İspanya, Portekiz, Meksika ve Güney Afrika’da yaşayan yabancı uyruklu kişilerden oluşuyor. Uygulamanın Türkiye’de en fazla kullanıldığı iller arasında ise İstanbul, Ankara ve İzmir var. Android uygulamasını indirenler arasında erkeklerin yaş ortalaması 25-45 yaş, kadınların yaş ortalaması ise 23-35 yaş arasında. Job-Angel’da ilk ilan ücretsiz
yayınlanıyor. Farklı üyelik tiplerinin yer aldığı JobAngel’da kurumsal firmalar web üzerinden, çoklu zincir mağazalar ve küçük ölçekli işletmeler ise uygulama üzerinden mobil olarak ilan bırakabiliyor. Tüm Android cihazlarda kullanılabilen uygulama, yakında diğer mobil platformlarda da olacak.
Dijital dünya için proje üretme vakti Dijital reklamcılığın, internetin gelişmesi için 42 ülkede faaliyet gösteren Interactive Advertising Bureau’nun (IAB) Türkiye’deki temsilcisi IAB Türkiye, 22 Haziran - 3 Temmuz tarihleri arasında Boğaziçi Üniversitesi Güney Kampüsü’nde, Cornetto’nun
sponsorluğunda yeni bir eğitim çalışması başlatıyor: CornettoUniChallenge+ Dijital Öğrenci İşleri Eğitim Kampı. Türkiye’deki tüm üniversitelere açık olan eğitim kampında iletişim, işletme, ekonomi bölümlerinde okuyan 3. ve
E T K İ N L İ K L E R 8-9 Haziran 2015
Open Innovation 2.0 Conference 2015 Espoo, Finlandiya AYRINTILI BİLGİ: http://ec.europa.eu/digitalagenda/en/news/savedate-open-innovation-20conference-2015 s 13-14 Haziran 2015
Robotic Day 2015 Prag AYRINTILI BİLGİ: www.roboticday.org 23-26 Haziran 2015
2015 International R&D Management Conference Pisa, İtalya AYRINTILI BİLGİ: rnd2015.sssup.it/
4. sınıf öğrencileriyle yeni mezunların dijital sektörü tanımaları, sektör profesyonelleri ile iletişim kurarak sektöre ısınmaları hedefleniyor. Ayrıntılı bilgi ise www. unichallenge.net veya www. iabturkiye.org sitelerinde.
Y U R T D I Ş I
21-23 Temmuz 2015
8th International Conference on ICT, Society and Human Beings 2015 İspanya AYRINTILI BİLGİ: http://ict-conf.org/ 26 Temmuz-1 Ağustos 2015
Taiwan Excellence Media Tour Tayvan AYRINTILI BİLGİ: http://www.taiwanexcellence. com.tw/IND/index.aspx 27-28 Temmuz 2015
6. Annual International Conference on ICT: Big Data, Cloud and Security (ICTBDCS 2015) Singapur AYRINTILI BİLGİ: http://bigdataclouds.org/
9-13 Eylül 2015
1st International Conference on Environmental Science and Technology (ICOEST) Bosna Hersek AYRINTILI BİLGİ: www.icoest2015.com 6-8 Ekim 2015
International Test Conference Anaheim, ABD AYRINTILI BİLGİ: www.itctestweek.org 7-10 Kasım 2015
26th ISF Annual World Congress Atlanta, ABD AYRINTILI BİLGİ: www.securityforum.org/ events/isf-annual-worldcongress/
Bu köşede yayınlanmasını istediğiniz etkinliklerinizle ilgili bilgileri handana@bthaber.com.tr adresine gönderebilirsiniz.
E T K İ N L İ K L E R 20 Haziran 2015
HTML Mag The Frontiers: Mini Bahçeşehir Üniversitesi Beşiktaş Kampüsü - İstanbul AYRINTILI BİLGİ: htmlmag.com/etkinlik/thefrontiers-mini
Y U R T İ Ç İ
4-7 Ağustos 2015
International Conference on Advanced Technology & Sciences (ICAT’15) Antalya AYRINTILI BİLGİ: www.icatsconf.org/ 12 Ekim - 14 Ekim 2015
ADVED’15- International
Conference On Advances In Education, And Social Sciences Nippon Otel - İstanbul AYRINTILI BİLGİ: www.ocerint.org/adved15/ BTvizyon Anadolu Toplantıları
15 Eylül 2015 Ankara AYRINTILI BİLGİ: www.btvizyon.com.tr/
Bu köşede yayınlanmasını istediğiniz etkinliklerinizle ilgili bilgileri handana@bthaber.com.tr adresine gönderebilirsiniz.
36
BThaber
MEKTUP
Yaz yoğunluğundan merhaba, Ankara ve İstanbul’da kullanmayı pek sevdiğin bir uygulama ile başlıyorum mektubuma. 1 Haziran’da 30 TL’ye kadar yolculukları sadece 1 TL’ye sunan BiTaksi, bu güzelliğin ardından, Türkiye’de de satışa sunulması planlanan Apple Watch ürünü için uygulama geliştirmiş. BiTaksi akıllı telefon uygulaması ile entegre çalışacak olan sistem ile yolcular Apple Watch üzerinden de taksi çağırabilecek. Daha ne olsun… Haftanın enerji gündeminde sıra. Toplumda enerji verimliliği konusunda farkındalık yaratma hedefiyle ilerleyen Enerji Verimliği Derneği, Mayıs başında Van Şubesi’nin ardından, Bartın’da da şube açtı, böylece şube sayısı 16 oldu. Enerji Verimliliği Derneği Başkan Vekili Adnan Ersoy Ulubaş’ın şu sözleri, yayılımın ne kadar önemli olduğunu ortaya koyuyor: “Verimlilik sağlanırsa, elde edilen tasarrufun değeri, enerji kaynaklarımızdan üretebileceğimiz enerjiden daha fazla.” Yeni bir platform bilgisini paylaşacağım seninle: Sanat hizmetlerine erişimi kolaylaştıran iyisahne.com. Sanat ve performans profesyonellerinin çeşitli etkinlikler için kolayca bulunabilmesi ve bu hizmetlerin online alınabilmesi için Kasım 2014’te kurulan yeni sanat platformu iyisahne.com, faaliyete geçtiği ilk 9 günde 6 bin TL’nin üzerinde rezervasyon almış. Siteye bakmanı, hizmet sektöründeki bu gelişimi görmeni tavsiye ederim. Bu yeni platformun ardından, gediklisi olduğumuz bir yapının yaşgününü kutlayalım: Türkiye’de internet girişimciliğinin adının bile pek geçmediği 2001’de kurulan Sigortam.net, internet sigortacılığı alanında az buz değil, 14’üncü yılını devirdi. iLab Holding yatırımı Sigortam.
8 - 14 HAZİRAN 2015
Enerji verimliliği için farkındalık şart
net, 14 yılda 2 milyondan fazla kişiye, Türkiye’nin en büyük sigorta şirketlerinin kasko, trafik sigortası, özel sağlık sigortası ve konut branşlarında 10 milyonun üstünde sigorta teklifi sunmuş. İnternet ve sigortanın fırsat yüklü buluşması, ne dersin? Tüm şirketlere örnek olmasını dilediğim adımlar, ödülleri ve uluslararası başarıları getiriyor. Kadınların eğitime, bilgiye ve girişimcilik fırsatlarına erişimi için teknolojiyi seferber eden Vodafone Türkiye’nin ‘Vodafone Önce Kadın’ programı, uluslararası Sabre Ödülleri’nde birincilik, yani Türkiye kategorisinde Altın Sabre ödülünü kazanmış. Önce Kadın programı, yaşadığı bölgesel ve sayısal uçurumların dezavantajlarını gidererek,
2015
www.bthaber.com www.linkedin.com/groups/BThaber twitter.com/bthaber www.facebook.com/BThaber
Okur Temsilcisi Behçet Envarlı benvarli@tbv.org.tr
Teknopark, çalışmalar için ilk adımını atmış. İstanbul Finans Merkezi vizyonunun en önemli yapı taşlarından biri olması beklenen ve uluslararası alanda yeni bir model oluşturmayı amaçlayan teknopark için ilk başvurular 10 Haziran’a kadar sadece www.finansteknopark. com.tr internet adresi üzerinden alınacakmış. Teknopark’ta 4 bin metrekarelik alan da şirketlere tahsis edilecekmiş. Müşteri etkileşim zekâsı çözümleri altında bulut bilişim konseptine uygun olarak süreç otomasyonu odaklı, zaman ve maliyet tasarrufu yaratan, üretkenlik ve kârlılık arttırıcı çözümler üreten, GMC Software Technology’nin Türkiye, Orta Doğu ve Balkanlar’daki tek yetkili partneri olan D-Tech,
REKLAM SATIŞ GRUBU
YIL 21 SAYI 1025
8 - 14 HAZİRAN
kadınların ekonomik ve sosyal hayatta eşit olarak yer almalarına destek olmayı hedefliyor. Bu kadar da değil… Vodafone Türkiye’nin 2009 yılında çiftçilere yönelik ilk sosyal iş modeli olarak geliştirdiği ‘Vodafone Çiftçi Kulübü’ programı dünyaya örnek olmuş. Türkiye’de 1,2 milyon çiftçiye ulaşan program, Hindistan, Gana, Kenya ve Tanzanya’da da kullanıma sunulmuş. Vodafone Türkiye’nin küresel pazara kazandırdığı ilk sosyal iş modeli olan Vodafone Çiftçi Kulübü, Yeni Zelanda’da geliştirilecek çiftçi programına ilham verecekmiş. Borsa İstanbul ve Boğaziçi Üniversitesi işbirliğiyle oluşturulan finans alanında yazılım geliştirecek şirketlere ev sahipliği yapacak olan Finans
kuruluşunun 5’inci yılında çifte kutlama yapmış, BEZE Group ile işbirliğinin de 1’inci yılını kutlamış. Daha nice verimli yıllara. Bu haftanın ödüllerinde açılışı Cardtek ile yapıyorum. Cardtek, European Business Awards (Avrupa İş Ödülleri) 2014/15 ödül programında ülke elemelerinde “İş Hacmi” kategorisinde Türkiye Ulusal Şampiyonu olmuştu. Son olarak ulusal şampiyonların aralarında yarıştığı ve Avrupa kıtasında genelinde kazananlarının 26 Mayıs’ta açıklandığı ödül töreninde de yine Cardtek “İş Hacmi” kategorisinde Ruban d’Honneur’e layık görülmüş. Gençler de ödüllere boğulmuş. Intel’in sponsorluğunda Mayıs ayında ABD’de gerçekleştirilen 66’ıncı Uluslararası Bilim ve Mühendislik Fuarı’nda bu sene 70’in üzerinde ülkeden bin 700’ü aşkın öğrenci, toplam 4 milyon dolarlık ödül ve burs için yarıştı. Etkinliğe Türkiye’den katılan projeler de TÜBİTAK Ortaöğretim Öğrencileri Araştırma Projeleri Yarışması’ndan seçilmişti. Türkiye adına yarışan dokuz projeden 2’si dört farklı ödüle layık görülmüş. Gençlerle ilgili gurur verici haberlerim bu kadar da değil. Kadir Has Üniversitesi İletişim Fakültesi Reklamcılık Bölümü ve Reklam Atölyesi, Açık Hava Reklamcıları Vakfı (ARVAK) tarafından her yıl düzenlenen A Awards Reklam Yarışması’nda birincilik ve ikincilik ödüllerini kazanmış. Bu başarıların artarak devamını ve örnek olmasını dileyelim. Bu haftaya noktayı, bir sergi haberi ile koyuyorum. Hem benim de Ankara’ya gelmeme vesile olabilir: Nursun Sakal’ın resim sergisi 20 Haziran’a kadar Galeriakdeniz’de olacakmış. Takvimimizde işaretleyelim. Bu haftalık da bu kadar olsun, yeniler için haftaya buluşalım,
BThaber Yayıncılık ve Etkinlik Hizmetleri A.Ş. adına Sahibi Ayhan Sevgi ayhans@bthaber.com.tr BThaber Grubu Yayın Koordinatörü Ayhan Sevgi ayhans@bthaber.com.tr Yazı İşleri Müdürü (Sorumlu) Bülent Nevres bulentn@bthaber.com.tr
Bültenlerinizi
Editörler Handan Aybars handana@bthaber.com.tr Sedef Özkan (Ankara) sedefo@bthaber.com.tr
Görsel Tasarım Nevzat Karataş nevzatk@bthaber.com.tr
Haber Merkezi Ekrem Uçman ekremu@bthaber.com.tr Simay Yaylacı simayy@bthaber.com.tr Ruşen Göbel ruseng@bthaber.com.tr Mukadder Keskingözler mukadderk@bthaber.com.tr
bulten@bthaber.com.tr adresine gönderebilirsiniz
Satıştan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Zehra Sevimli zehras@bthaber.com.tr
Abone ve Dağıtım Sorumlusu Canan Şahin canans@bthaber.com.tr
Satış Müdürü Nurşen Usta nursenu@bthaber.com.tr Satış Grubu Evrim Koç Demirci evrimk@bthaber.com.tr Perihan Kıtay Özden perihano@bthaber.com.tr Özge Karataş ozgek@bthaber.com.tr Gizem Güç gizemg@bthaber.com.tr
tarafından dağıtılmaktadır.
Yönetim Yeri: BThaber Yayıncılık ve Etkinlik Hizmetleri A.Ş. Fetih Mah. Tahralı Sokak Kavakyeli Plaza C Blok 7/5 34704 Ataşehir/İSTANBUL Tel 0216- 291 13 90 ISSN 1300-6495
Cilt, Baskı, Poşetleme: Apa Uniprint San. ve Tic. A.Ş. - Hadımköy İstanbul Asfaltı Ömerli Köyü İstanbul - Tel 0212-798 28 40. l BThaber kontrollü abonelik sistemiyle dağıtılmaktadır. - Fiyatı 1 Kuruş (KDV dahil) - BThaber, 5187 sayılı Basın Kanunu’nun 2/f maddesi hükmü gereği ‘yerel süreli yayın’dır.
BThaber
ICT NEWS
8 - 14 HAZİRAN 2015
37
Data congestion may be experienced in Turkey All Telecommunication Businessmen’s Association (TÜTED) annually organizes the World Telecommunication and Information Society Day. This year, in 2015, the main topic of the event was ‘Telecommunication, Information and Communication Technologies: Innovation’. The event was also carried out as a farewell ceremony for Information and Communication Technologies Authority (BTK) President Dr. Tayfun Acarer, as his duty term ended. TÜTED Chairperson of the Executive Board Dr. Dilek Ataman Bağdatlıoğlu gave the opening speech, emphasizing on the standardization process in world’s communication and drew attention to that this year’s event celebrates International Telecommunication Union’s (ITU) 150th anniversary, as well. Mrs. Bağdatlıoğlu said: “This year’s event is very different for so many reasons. One of these reasons is BTK President Dr. Tayfun Acarer’s duty term ends after leading the projects that shaped the sector’s future and supporting every step that
is beneficial for the sector’s improvement successfully for many years. I would like to express my gratitude towards him for services and supports he gave to the sector and wish him a continued success. ” Deputy President of ICANN Policies and Istanbul Regional Office General Manager David Olive expressed in his speech: “This is the second anniversary of ICANN Istanbul regional office establishment. Mr. Tayfun Acarer also supported us for
establishing a regional office in Istanbul. Gladly stating that we call each other as brothers, I would like to thank Mr. Tayfun Acarer for the contributions he made for the improvements in telecommunication sector of Turkey.” By adding that Turkey IT sector’s growth rate is higher than the general economic growth rate and important project’s being carried out in Turkey, serving as a model to the world Mr. Tayfun Acarer stated: “First one of these
is the telephone register system. Until 8-9 years ago, people could not take their mobile phones around. We solved this issue by telephone register system. Phone number carriage system is also a model for the world. We are the only country who carries phone numbers more than the number of subscribers.” Drawing attention to the Turkey’s broadband development, Mr. Acarer: “Right now the band with is 720 MHz in Europe and they aim it to be as high as 1200. Increasing trend is popular in broadband. Every year more than 100% increase rate is experienced. Last year, the increase rate was 108%. European Union is trying to supply the required band width already. I have serious concerns about 470-790 MHz band used in Turkey’s in terrestrial broadcasting. Especially 694-790 bands must be allocated to the broadband in near future. In the following period, the regulation authorities like us will be discussing and will be involved in supplying the band width. If the data increase continues with the same speed, an infrastructure
deficiency may be experienced in Turkey in 1 or 2 years. The digital content size was 2 billion TB at the end of 2013 around the world, it will be 8 billion TB by the end of this year and in 2020, it will reach up to 50 billion TB. Digital content doubles its size every year. Cloud computing is now emerging as a need. On the other side, the data security is emerging as another important topic.” Acarer’s duty term ends According to BTK’s announcement dated June 1st; a farewell ceremony was held as President Dr. Tayfun Acarer’s duty term ended. As Mr. Acarer’s duty term ended, Vice President Dr. Ömer Fatih Sayan will substitute as BTK President. BTK Vice President Dr. Ömer Fatih Sayan showed his gratitude to Mr. Acarer and presented a plaque. The board member İhsan Kulalı also thanked Mr. Acarer in his speech. As Mr. Acarer’s duty term ends, Vice President Dr. Ömer Fatih Sayan will substitute as BTK President. In the election carried out last week, Mr. Sayan was elected for Vice Presidency unanimously.
Fujitsu decides on making investments in Turkey Fujitsu 6th Conference on Technology for Public Benefit was held on May 26th, in Ankara. Opening speech was given by Selda Bağdat Bahadır, taking the office as Fujitsu Turkey’s General Manager. She gave the information that Fujitsu places Turkey in the list of investable countries. Mrs. Bahadır, “Fujitsu has chosen Turkey as one of the 10 investable countries outside of Japan. This decision is in one sense the proof of Turkey’s being an ascendant country in the WEMEIA region. In another sense, this decision is the commitment to the source and support we will receive. We will be choosing the investment area. We will fill it in with our local shareholders, producers and
universities by time. We are ready to be your innovation partner as Fujitsu.” said. According to Mrs. Bahadır; they will focus on service and solution in the following process which involves new business models and business flow; “As the end users of the public sector are citizens, we will work on solutions to add value
to the citizens’ lives. Our most important principle is creating human-focused innovations worldwide.” She also added that informatics and communication are inbuilt concepts and in the hyper world we are living, hyper relationships are natural to us. In the event, Japanese Embassy Charge d’affairs
Takahiko Katsumata, Fujitsu Storage Product Range President Bernhard Brandwitte, Fujitsu Laboratories Europe Region Vice President Dr. Adel Rouz and Fujitsu Global Server Platforms Vice President Udo Würtz made presentations. Mr. Brandwitte highlighted that they emerged in the Turkish market with
customized products and said: “We are trying to be a human-centered and smart society. Humancentered innovation will be an important topic. Cloud computing is very vital when applying global services locally. We will be deciding how to apply those services locally with Turkey Fujitsu team.” There were many technical sessions carried out during the conference with important figures of the sector, a panel named ‘Data Center Consolidation and Business Continuity’ was also organized. In the conference, Fujitsu’s solutions and recommendations with the aims of ‘human centered society vision’ and ‘shaping the future together’ were presented to the participants.
38
BThaber
ICT NEWS
8 - 14 HAZİRAN 2015
“The rules are changed in security”
End to end transformation is the key to survive The examples of digitalizing all business processes and efforts towards meeting the changing needs of information generation were shared with participants in EMC World 2015. The event was held in Las Vegas, The Venetian and the motto of the event was ‘Redefine.Next’. It is time to ‘Redefine.Next’; because all the speeches emphasized on digitalizing, storing and analyzing the big data according to the need, simplicity on the way to cloud computing, automation of processes, security solutions and as the most important issue for all those layers of concepts: cooperation of the IT companies being as important as competition. A different data and a
different infrastructure are needed. Thus, the design is very important. In the end, the applications change the infrastructure as it changes the business life. That’s why; the application architecture gains more and more importance. In the opening speech of the event, EMC Information ınfrastructures CEO David Goulden drew attention to the new digital world. M2M, the produced data and the number of the people connected to the internet are known. The world is changing towards digital and according to Goulden; this is just a start. In this interconnected world, everything is only a click away and the business world wants to meet the expectations of the new generation.
Mobile shopping era starts at Vakko Vakko starts mobile shopping era in its shops, cooperating with BKM Express. BKM Express, the digital wallet in mobile devices, steps into the retail sector with the leadership of Vakko besides internet shopping, taxi and gas station mobile payment options. With an in-shop mobile payment system which will be applied for the first time in Turkey for Vakko shops, the customers will make their payments anywhere in the shop without event going to the check counter. By stating that they made a major stride in mobile trade
by an in-shop payment system for the first time in Turkey; thanks to BKM Express which provides shopping without check counters; Interbank Card Center (BKM) CEO Soner Canko said: “We will be seeing more and more of Turkey’s first digital wallet BKM Express in retail shops, as we are used to it in restaurants and gas stations.” As a result of BKM Express and Vakko cooperation, the system will be applied to Vakko Zorlu shop and it will be active in other Vakko shops in near future.
In the report of Tackling Attack Detection and Incident Response carried out by Enterprise Strategy Group (ESG) upon Intel Security’s request; security strategies of the institutions, cyber attach environment, hardships on incident responses and needs were evaluated. According to the survey results, employees in the security sector are drowned with security incidents. Last year, approximately 78 investigations were done for each company and 28% of these incidents were considered as attacks. According to the data processing and security professionals, the fundamental solutions to the incident response issues are using better identification and analyze tools and increasing personnel’s efficiency and performance through trainings. According to the 80% of people who attended the survey, the reasons behind
İlkem Özar
the bottleneck in security threat identification and response organizations are the deficiency of integration between the security tools and miscommunication. Real time and detailed visibility are vital for immediate response to the targeted attacks, 37% of the participants emphasized on the security intelligence and IT operation tools integration. Intel Security Turkey and Azerbaijan Region Manager İlkem Özar drew attention to Malware increase lately. “The
rules have been changed” according to İlkem Özar; and the biggest risk for the companies is the attacks focused on information and money leakage. The real problem is to identify those attacks. İlkem Özar highlighted that “In the survey as well, the difficulty of identifying those with in-solutions is pointed out. The important thing is to identify the attack instantly. At this point, it is vital to have solutions talk to each other and to get them integrated.”
Success in e-commerce depends on logistic process management In parallel to the widespread usage of technology; e-commerce volume is increasing day by day. Naturally the most important issues in e-commerce are supply and logistic processes. Developing solutions for those areas, La Software Group General Manager Erhan Musaoğlu says: “Today in Turkey, dozens of e-commerce websites are established every week. In fact, all the websites are starting their lives with great hopes. E-commerce companies have two large cost items, except for the purchase price of the goods. Those are marketing and logistics. However, after having a market share, the most important component required to maintain this share is logistics. In today’s competitive environment, if you cannot connect your product with the buyer, in the right place at the right time, your market share and reputation will begin to decline in a very short time thanks to the effective power of social media. Conducting operations with conventional approaches in
Erhan Musaoğlu
e-commerce storages is almost impossible. Two solutions are being offered for distribution operations in the market; shipping and home delivery. Today, especially in our country; the most widely used method is working with courier companies. Looking at the world, the rising trend of global companies is home delivery operations. Same day delivery and delivery appointments are carried out widely in the world, and Turkish customers nowadays see these options as value adding
approaches. As Le Software Group, we intensified our R & D activities related to e-commerce supply chain and logistic needs especially in the last five years in the light of our global projects and experiences. We revealed the ways on how to give better services and how to get better in terms of procedures as well as carrying out better technological and systematic e-Commerce logistics. We bring systematic and consulting solutions to e-Commerce.”
www.ts.avnet.com/tr/