BThaber Sayı 1027

Page 1

ASRACK_3.pdf

1

6.01.2015

15:55

C

M

Y

CM

MY

CY

CMY

K

SAYI

HAFTALIK BİLİŞİM TEKNOLOJİLERİ VE EKONOMİSİ GAZETESİ

Sayfa

4

İlk durak Ankara oldu Huawei Bilgi ve İletişim Teknolojileri Orta Asya Turu 2015, Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı ile BTK ve Çin Halk Cumhuriyeti yetkililerinin katılımıyla başladı.

www.bthaber.com

1027 22 - 28 Haziran 2015

Sektör hareketliliği devam ediyor

Sayfa

16

Emre Feyizoğlu

Tansu Yeğen

Yazıcı pazarı için agresif hedefler Yazıcı pazarına yönelik yatırımlarını artıran Samsung hedef büyüttü: 2017 yılında pazar liderliği.

Sayfa

Devoteam akademisi kurmayı düşünüyoruz

28

Erdinç Güney

Türkiye’de kurulacak akademi ile yeni nesil, en son teknolojilerle tanıştırılacak ve aralarından çıkan en iyiler istihdam edilecek.

BTK tarafından yayınlanan Türkiye Elektronik Sayfa Haberleşme Sektörü 3 Aylık Pazar Verileri Raporu, sektörle ilgili birçok ayrıntıya ışık tutuyor.

Haber Merkezi

3

Sayfa

17 21

Samanlıktayı iğneyi kolayca bulun! McAfee ESM SIEM çözümlerinde aradığınız her şey ve fazlası: Gerçek zamanlı log toplama, depolama, analiz ve raporlama.

DOSYA: ENERJİ YÖNETİMİ VE VERİMLİLİĞİ Bilişim teknolojileri, genel enerji giderlerinin düşürülmesinde önemli bir rol oynuyor. Detaylar ise dosya sayfalarımızda.

Hazırlayan: Ayhan SEVGİ



BThaber

GÜNDEM

22 - 28 HAZİRAN 2015

3

Sektör hareketliliği devam ediyor Haber Merkezi Bilgi ve iletişim Teknolojileri Kurumu’nun (BTK) 3 ayda bir yayınladığı Türkiye Elektronik Haberleşme Sektörü 3 Aylık Pazar Verileri Raporu’nun 2015 yılının ilk üç ayının verilerini içeren sonuncusu bu ayın başında yayınlandı. Sektörle ilgili birçok ayrıntının yer aldığı rapor merak edilen birçok şeye ışık tutuyor. Rapora göre Türkiye’de haberleşme sektöründe faaliyet gösteren işletmeci sayısı 11 Mayıs 2015 itibarıyla 632’ye ulaşmış, verilen yetkilendirme sayısı ise 1031 olmuş. Türk Telekom ve mobil işletmecilerin net satış gelirleri 7,3 milyar TL’ye ulaşırken diğer işletmecilerin net satış gelirleri 2 milyar TL’ye ulaşmış. Yani toplam pazar net satış geliri 9 milyar TL’yi geçmiş durumda. 2015 yılının ilk çeyreğinde Türk Telekom, mobil işletmeciler ve diğer işletmecilerin toplam yatırım miktarı 963 milyon TL olmuş. Mobil trafik miktarı yılın ilk çeyreğinde yüzde 1’lik bir düşüşle 52,2 milyar dakikaya gerilerken sabit trafik miktarı yüzde 8,7 gerileyerek 2,9 milyar dakika olarak gerçekleşmiş. Rakamlardan da belli olduğu gibi trafiğin büyük miktarını yani yüzde 89,7’sini mobilden mobile giden trafik oluşturmuş. Rapora göre Türkiye’de 12 milyon 200 binin üzerinde sabit telefon abonesi bulunuyor. Bunların 2 milyon 200 bini bu hizmeti diğer işletmecilerden alıyor. Türk Telekom’un sabit telefon hizmetlerinden elde ettiği gelirde ise bir önce çeyreğe göre yüzde 13,8’lik bir gerileme var. Türk Telekom’un sabit telefon hizmetlerinden elde ettiği gelir 789 milyon TL, diğer işletmecilerin geliri ise 291 milyon TL. Sabit telefon

hizmetlerine yapılan yatırımlar da gerilemiş durumda. Bu yılın ilk çeyreğinde yatırımlar bir önceki yılın ayrı dönemine göre yüzde 2,8 azalarak 76 milyon TL olmuş. Sabit hatlarda en çok aranan kısa numara ise Hastane Randevu sisteminin numarası olan 182 olmuş. Genişbant ve İnternet 2008 yılında yaklaşık 6 milyon olan genişbant internet abonesi sayısı 2015 yılının ilk çeyreği itibarıyla 42,9 milyona ulaşmış. Bir önceki çeyreğe göre abone sayısında yüzde 4’lük bir artış olmuş. Yıllık olarak bakıldığında bu rakam yüzde 22,6 olarak gerçekleşmiş. Dolayısıyla genişbant internet abonesi sayısındaki artış eğilimi devam ediyor. XDSL abone sayısı 6,8 milyon, fiber abone sayısı ise 1,5 milyonu geçmiş. Kablo internet abone sayısı önceki üç aylık döneme göre yüzde 3 artarak 575.461’e ulaşmış. İnternet servis sağlayıcıların birinci çeyrekteki toplam gelirleri 1,3 milyar TL olarak gerçekleşmiş. Sabit genişbant abonelerinin yaklaşık yarısı 10 – 30 Mbit/sn arası hızları tercih etmiş. Mobil genişbant internet kullanıcılarının yüzde 81’inden fazlası aylık 100 MB’den veri kullanımı olmuş. TTNET’in xDSL payındaki gerileme devam etmiş ve yüzde 62,7 seviyesine inmiş. Alternatif işletmecilerin xDSL abonelerindeki payları ise yüzde 17,6 olarak gerçekleşmiş. Kablo internet hizmeti sunan işletmecilerin payı yüzde 6,4, fiber internet hizmeti sunan işletmecilerin

payı ise yüzde 16,9 olarak gerçekleşmiş. “.tr” uzantılı alan adı sayısı ise hala çok düşük. Sadece 365.842 adet “.tr” uzantılı alan adı bulunuyor. Sektörün en hareketlisi mobil pazar Mart 2015 itibarıyla Türkiye’de toplam 72 milyon abone bulunuyor. Bir önceki yılın aynı çeyreğinde 51 milyon olan 3G abone sayısı 2015 yılının ilk çeyreğinde yaklaşık 59,5 milyon olmuş. Mobil veri trafiği ise 107.970 Terabayt olarak gerçekleşmiş. M2M abone sayısı ise 2,7 milyona ulaşmış. Faturalı abone sayısındaki artış ise devam ediyor. Faturalı abonelerin ön ödemeli abonelere oranı yüzde 45,5’e yükselmiş. Numara taşıma ise tüm hareketliliği ile devam ediyor. Yılın ilk çeyreğinde toplamda 3 milyon 268 bin numara taşınmış. Numara taşıma işlemlerinin başladığı tarihten itibaren bu sayı 82 milyona ulaşmış. Abone sayısında ise Turkcell ilk sırayı alıyor. Turkcell’in yüzde 47,6, Vodafone’un yüzde 29,3, Avea’nın ise yüzde 23,1’lik bir payı bulunuyor. Abonelerden elde edilen gelire bakıldığında ise Turkcell’in pazar payı yüzde 47,9, Vodafone’un yüzde 29,5 ve Avea’nın ise yüzde 22,6. Yılın ilk çeyreğinde mobil aboneler toplamda 25,2 milyon SMS gönderirken, MMS sayısı ise 23,9 milyon civarında kalmış. Alternatif işletmecilerin fiber uzunluğu 53,3 bin km’ye ulaşmış. Türk Telekom’un fiber altyapı uzunluğu ise 197,2 bin km’ye ulaşmış. Bunun yaklaşık 124 bin km’si omurga geri kalan kısmı ise erişim amaçlı kullanılmakta. Alternatif altyapı işletmecilerinin toplam geliri 178 milyona ulaşmış.

KATMA DEĞERİN İMZASI

Uçtan uca çözümler ile daima iş ortaklarının hayatını kolaylaştıran Arena,yeni markalar ile büyüyor, gücüne güç katıyor.

Sunucu

Ver� Depolama

Ağ Çözümler�

İş İstasyonları

Güvenl�k

Yazılım

value.arena.com.tr | 0212 364 65 66


4

BThaber

E-TOPLUM

Gerçekleştirilen açılış töreninde; geniş bant ve ağ yapıları özelinde en yeni teknolojilerle donatılmış olan ‘Huawei Teknoloji Tır’ının kapıları katılımcılara açıldı. Marka; bu alandaki uçtan uca çözümlerini, 20’den fazla ülkede ve bölgede 8 ay boyunda sektöre sunacak. ‘Huawei Teknoloji Tır’ında; 5 ana bölüme ayrılmış 60 m2’lik deneyim alanı mevcut ve sabit ağlar, kablosuz ağlar, çekirdek ağlar, BT ve servis kategorilerinde Huawei’nin en yeni ve inovatif çözümleri sergileniyor. Huawei Orta Asya ve Kafkasya Bölge Başkanı Jeffery Liu (Liu Hongyun), Huawei Bilgi ve İletişim Teknolojileri Orta Asya Turu ile ilgili olarak; “ Orta Asya ve Kafkas ülkeleri, hızlı dönüşüme günden güne daha fazla adapte oluyor. Rakamlarla özetlemek gerekirse; bilişim yatırımları ülkelerin gayri safi milli hasılalarıyla doğru orantılı. Bilişime yapılan yüzde 20 oranında yatırım, ülkenin GSMH değerine yüzde 1 oranında artış sağlıyor. Türkiye’nin 2023 vizyonu çerçevesinde, 10 yıl içinde BT sektörünün, GSMH’nın yüzde 8’ini oluşturacağını öngörüyoruz. Huawei, tüm dünya ile birlikte BT odaklı büyümesini sürdürüyor. Türkiye, Huawei Orta Asya Bilgi teknolojileri Turu’nun bölgesel merkezi ve başlangıç noktası. Orta Asya ve Kafkas ülkeleri, Çin açısından son derece önemli. Huawei, tüm bu ülkelerin sayısal dönüşümüne katkıda bulunmaktan ve bağlanabilir

22 - 28 HAZİRAN 2015

‘Teknolojik İpek Yolu’nun inşasında ilk durak Ankara oldu Huawei Bilgi ve İletişim Teknolojileri Orta Asya Turu 2015, Ankara’da, Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı ile BTK ve Çin Halk Cumhuriyeti yetkililerinin katılımıyla, 12 Haziran’da düzenlenen açılış töreniyle başladı. bir dünya için ‘Teknolojik İpek Yolu’nu inşa etmekten gurur duyuyor” dedi. İpek Yolu bilişim ile canlandırılacak Çin Halk Cumhuriyeti Ankara Büyükelçisi Yu Hongyang ise konuşmasında; “Çin ve Türkiye arasındaki dostluk 1000 yıl öncesine dayanmakta. Huawei, Deneyim Tırı ile dünyaya teknoloji taşıyacak. Bu organizasyonda ilk durak olarak Türkiye’nin

seçilmesi, bizler açısından da mutluluk verici” ifadesini kullandı. Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı, Haberleşme Daire Başkanı Gündüz Şenol, açılışta yaptığı konuşmada şunları kaydetti: “İpek Yolu, Çin’den başlayarak, Anadolu ve Akdeniz aracılığıyla Avrupa’ya kadar uzanan tarihi bir ticaret yolu. İpek Yolu, tarihte sadece ipek ve baharatın taşındığı değil, aynı zamanda doğudan batıya ve batıdan doğuya

bilgelerin, fikirlerin ve kültürlerin de yolu oldu. Günümüzde ise İpek Yolu, bilgi ve iletişim teknolojileri sektöründe batı ve doğuda üretilen bilginin, teknolojinin ve insan gücünün taşındığı bir yol halini aldı. Bizler, Ar-Ge’yi ve yerli üretimi geliştirici çalışmalar yapıyoruz. Siber güvenlik ve entegre veri merkezi konularına özel önem veriyoruz.” Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu Başkanvekili Dr. Ömer Fatih Sayan da, “Bilgi

ekonomisinin dünyadaki başarılı örneklerinde, devletin rolü ön plana çıkıyor. Türkiye, stratejik konumu, genç nüfusu ve kıtaları birbirine bağlayan bir köprü olma özelliğiyle, teknoloji yatırımları açısından en uygun ülkelerden biri. Ülkemizde yatırım yapmak isteyen uluslararası firmalara, kapımız sonuna kadar açık. Türkiye’yi bir teknoloji üssü haline getirmeyi hedefliyoruz. Yeni girişimcilerin de destekleneceği yeni yapılar kuracağız. Karayolu ve demiryoluyla kurulan İpek Yolu’nun, bilişim ile canlandırılmasını önemsiyorum” açıklamasını yaptı. Huawei Türkiye Genel Müdür Yardımcısı Chen Zhi de konuşmasında şu bilgileri verdi: “Teknoloji pazarının beklentilerine yönelik olarak ağ modernizasyonu, ulusal genişbant ağ sistemi inşası ve 4G servis uygulamalarını içeren Huawei Orta Asya Teknoloji Turu Deneyim Tır’ı, en güncel bilgi ve iletişim ürün ve çözümleriyle donatıldı. Çin’de artık ‘ICT’ kavramına veriyi de ekleyerek ‘ICDT’den bahsediyoruz. Bir aylık bir süre içinde İstanbul, Ankara ve İzmir’de bulunacak olan Deneyim Tır’ının sonraki durakları; Ukrayna, Belarus, Kazakistan ve Özbekistan olacak. Huawei Teknoloji Turu’nun ilk durağı olan Türkiye, Huawei küresel stratejisi ve İpek Yolu’nun duraklarından biri olması açısından da son derece önemli. Türkiye, Orta Asya ve Kafkasya bölgesinin bilgi teknolojileri lideri olma yolunda hızla ilerliyor.”

Başarının sırrı doğru iletişimde Bilkent Cyberpark 2. Kuluçka Mezuniyet Töreni 5 Haziran tarihinde düzenlendi. Törenin açılış konuşmasını yapan Bilkent Cyberpark Genel Müdürü Canan Çakmakçı, kuluçka döneminin maddi manevi deneyimler elde edilen bir eğitim süreci olduğunu ifade ederek “Bu sürecin onurlandırılması gerektiğini düşünüyoruz” dedi. SeoZeo ekibinden Burak Pehlivan’ın firmalarının başarı hikâyesini anlattığı konuşmasında; şu anda yurt dışından da müşterilerinin bulunduğunu, İstanbul’a taşındıklarını ve çok büyük firmalarla çalışmaya başladıklarını ama tüm bu kapıları açanın Bilkent Cyberpark olduğunu vurguladı. Pehlivan, “Firmaların Google’da daha üst seviyelere çıkması için onlara danışmanlık hizmeti veriyoruz. Ekibimizi sürekli büyütüyoruz, güzel insanlarla

çalışıyoruz. Bir ‘start up’ın ilk 2 sene ayakta kalabilmesi çok önemli” açıklamasını yaptı. Düşünen değil, tescilleyen kazanır! Törende, ‘İkna, İletişim, Etkili Konuşma ve Markalaşma’ üzerine interaktif bir sunum gerçekleştiren Özgür Aksuna yoğun ilgi gördü. Klişelerden kurtulmanın öneminin altını çizen Aksuna, şunları paylaştı: “Kelimeleri değiştirirseniz dünyayı değiştirebilirsiniz! Taklit edilene kadar çalışmaya devam etmelisiniz. Doğru iletişim kanallarını kullanabiliyorsanız başarı sizin yanınızda oluyor. Başarının sırrı; doğru iletişimde.” Aksuna, markalaşmanın önemini vurgulayarak “Düşünen değil, tescilleyen kazanır” yorumunu yaptı.

TGBD Akademi ‘mesleki eğitim’e odaklanıyor Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Derneği (TGBD) tarafından koordine edilen ve temel amacı teknopark yönetimlerinde yer alan personelin başka yerde bulamayacakları ‘mesleki eğitim’ eksiklerini gidermek, mevcut başarı hikayelerini, iyi uygulama örneklerini aktarmak, bilgi paylaşımı sağlamak olan TGBD Akademi’nin ilk eğitimi, ‘Teknoparka Giriş Dersi’ oldu. Bir tam gün süren eğitime Türkiye’nin dört bir yanından 30 teknopark personeli kayıt yaptırarak katılım sağladı.

Ülkemizde teknopark yönetiminde görev alan personelin niteliklerini artırmayı amaçlayan TGBD Akademi, 8 Haziran tarihinde Bilkent Cyberpark ev sahipliğinde başladı. Alanında tecrübeli teknopark yöneticilerinin eğitmen olarak yer aldığı programın ilk yarısında katılımcı teknopark personeline temel teknopark kavramları, dünyadan örnekler, firma beklentileri anlatılırken gerek teorik bilgiler gerekse uygulamalı örneklerle interaktif katılım sağlandı. İkinci bölümde

ise, daha çok sahada karşılaşılan uygulama örnekleri üzerinden operasyonel detaylara değinildi. Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, Bilim Teknoloji Genel Müdürü Doç. Dr. İlker Murat Ar da TGBD Akademi’yi ziyaret etti. TGBD Akademi’nin yıl içerisinde devam etmesi planlanıyor.



6

BThaber

E-TOPLUM

‘Sürdürülebilir Üretim’ konusunun, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın son dönemde faaliyetlerini yoğunlaştırdığı çalışma alanlarından birisi olduğuna vurgu yapan Anıl Yılmaz, hızla gelişen ve rekabet koşulları giderek zorlaşan sanayinin; rekabet gücünü yükseltme yolunda, kaynakları en etkin şekilde kullanarak çevresel ve ekonomik kazanç sağlaması açısından son derece önemli bir araç olduğunu kaydetti. Yılmaz, “Ülkemiz sanayisinin yapısal dönüşümü için ihtiyaç duyulan en önemli yaklaşımlardan birisi olan ‘Sürdürülebilir Üretim’, yüksek verimliliğe sahip üretim teknoloji ve yöntemlerinin kullanımıyla, aynı miktarda üretim için daha az doğal kaynak ve daha az enerji kullanımıyla daha az atık üreterek çevre kirliliğinin önlenmesi ve üretim süreçlerinin başta işgücü, toplum ve tüketiciler için sağlıklı ve güvenli olması prensibine dayanıyor. Ülke olarak doğaya dost ve kaynakların daha verimli kullanıldığı bir üretim sürecini geliştirmek zorundayız” şeklinde konuşup sözlerini şöyle sürdürdü: “Gerek üretim, gerekse de tüketim sürecinde teknolojinin çevreye etkilerini en aza indirmek ve temiz teknolojik üretimi gerçekleştirmek için biz Bakanlık olarak ‘Üç Y’ diye formüle ettiğimiz; ‘Yeşil, Yenilikçi ve Yerli’ üretimden yanayız. Çevre ve kalkınma ilişkisini sağlıklı bir şekilde kurabilmek için de buna ihtiyacımız olduğunu biliyoruz.” Geleneksel üretim yöntemleri çevresel performans için artık yetersiz kalıyor Sanayi devriminden günümüze sanayi ve teknolojideki hızlı gelişmelere bağlı olarak kaynakların daha yoğun kullanılmasının, doğal kaynaklar ve çevre üzerinde geri dönülemez etkiler oluşturduğunun altını

278 Sayılı TÜBİTAK Kanunu’nun 5. maddesince öngörülen sürenin sonunda TÜBİTAK Başkanlığına Prof. Dr. Ahmet Arif Ergin 11 Haziran tarihinde üçlü kararnameyle atandı. 1970 Ankara doğumlu olan Ergin, ODTÜ Elektrik ve Elektronik Mühendisliği diplomasına sahip. Elektronik ve Bilgisayar Mühendisliği dalındaki yüksek lisans ve doktora derecelerine de University of Illinois at Urbana-Champain’de hak kazandı. Akademik hayatına Gebze Yüksek Teknoloji Enstitüsü’nde (yeni adı ile Gebze Teknik Üniversitesi’nde)

22 - 28 HAZİRAN 2015

Temiz teknoloji; ‘yeşil, yenilikçi ve yerli’ üretimden geçiyor Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, Verimlilik Genel Müdürü Anıl Yılmaz, KOBİ’lerde gerçekleştirilecek temiz üretim çalışmalarının, sürdürülebilir kalkınmanın amaçları arasında yer alan ekonomik kalkınma ve çevresel gelişme sağlama sürecine önemli katkı vereceğine dikkat çekti. çizen Yılmaz, “Geleneksel üretim yöntemleri ve çevre teknolojilerinin, kaynak verimliliğini sağlamada ve çevresel performansı artırmada artık yetersiz kaldığı açıkça ortada. Bu sorunların üstesinden gelmek için endüstrinin yeniden yapılanması ve sürdürülebilir iş modellerinin ortaya çıkması yönünde yeni sistemler, süreçler ve teknolojilere gereksinim duyuluyor. Teknolojinin yol açabileceği çevresel problemleri, oluştuktan sonra çözmeye çalışmak yerine mümkün olduğunca oluşmadan önce en aza indirmek temiz üretimle mümkün. Temiz üretim teknolojileri ve uygulamalarıyla benimsenen yaklaşım, geleneksel boru sonu atık arıtımı yöntemlerinde olduğu gibi kirliliği oluştuktan sonra kontrol etmek yerine, önleyici bir yaklaşımla çevre kirliliğinin henüz üretim aşamasındayken önüne geçmektir. Yaşam döngüsü değerlendirmesi, eko-tasarım, endüstriyel simbiyoz, karbon ve

su ayak izi temiz üretim araç ve tekniklerini oluşturuyor” açıklamasını yaptı. Çevre dostu teknolojiler kullanılarak yaratılan refahtan toplumun tüm kesimleri faydalanabilir Anıl Yılmaz, günümüzde çevreci yaklaşımın teknolojiye yansımasının; eko-inovasyon/ yeşil inovasyon kavramını doğurduğunu belirterek şunları kaydetti: “Eko-inovasyon/yeşil inovasyon toplum için yeni olan ve ilgili alternatifleriyle karşılaştırıldığında yaşam ömürlerinin her aşamasında çevresel riskleri, kirliliği ile kaynak ve enerji kullanımının diğer olumsuz etkilerini azaltan bir ürünün, üretim sürecinin, hizmetin veya yönetim süreçlerinin oluşturulması, benimsenmesi veya kullanılmasıdır. Eko-inovasyon/ yeşil inovasyon ürünü enerji ve malzeme etkin teknolojiler;

malzeme, enerji ve suyun etkin kullanımını sağlayarak ve atık oluşumunu en aza indirerek üretim maliyetlerini azaltabilir. Üstelik bu teknolojiler topluma, yeni pazarlar oluşturmak, rekabeti geliştirmek ve çeşitli sosyal faydalar sağlamak gibi avantajlar sağlar. Türkiye’nin sürdürülebilir büyüme yolunda gelişimini değerlendirdiğimizde; sürdürülebilirlik ilkelerinin büyük ölçüde kalkınma politikalarına ve ulusal strateji dokümanlarına entegre edildiğini, bu çerçevede üst düzey politik sahiplilik gösterildiğini söylemek kolaylıkla mümkün. Türkiye, ilerleyen süreçte de çevre dostu teknolojileri kullanarak, istihdam sağlayacak yeni ve katma değeri yüksek ürünleri ve sanayi dallarını geliştirmekte; rekabet gücü yüksek bir sanayileşme sürecinden yaratılan refahtan, toplumun tüm kesimlerinin, gelecek kuşakların da haklarını gözeterek faydalanmasını sağlamakta kararlı.”

Ergin, TÜBİTAK’ın yeni başkanı

Prof. Dr. Ahmet Arif Ergin devam etti. Bu kurumda Rektör Yardımcılığı da dahil olmak üzere çeşitli görevlerde bulundu. Bahçeşehir Üniversitesi ve Deniz Harp Okulu’nda kısmi zamanlı

öğretim üyeliği görevlerini icra etti. Ergin, günümüze kadar 3 kitap bölümü ve 35 uluslararası makale ve 50’nin üzerinde uluslararası tebliğe imza attı ve 18 yüksek lisans ve 8 doktora öğrencisi yetiştirdi. Türkiye’nin ilk elektromanyetik açık alan ölçüm sahasını Gebze Teknik Üniversitesi’nde kurdu ve işletti. Akademik uzmanlık alanı; radar dalgaları ve mühendislik akustiği olan Ergin, yapmış olduğu bilimsel çalışmalarla

MİLGEM, SOM ve Milli Muharip Uçak da dahil olmak üzere savunma sektöründe çok sayıda projede yer aldı. Mühendislik hayatına ASELSAN’da başlayan Prof. Ergin, TÜBİTAK Gebze yerleşkesindeki askeri ve sivil projelerde 2001 yılından beri Uzman Araştırmacı ve Başuzman Araştırmacı sıfatları ile çeşitli görevlerde bulundu. Ayrıca TAI, Roketsan, STM, Yonca Onuk ve TÜBİTAK SAGE’deki projelere

Türkiye’de kaynak verimliliği çok düşük Ülkemizin, son yıllarda enerji verimliliği alanında kaydettiği ilerlemelere rağmen, gelişmiş ülkelere kıyasla ‘enerji yoğun’ ekonomilerden biri olduğuna dikkat çeken Yılmaz, “Ülkemizde enerji yoğunluğu, OECD ülkelerinin yaklaşık 1,5 katı, Japonya ve Almanya’nın ise yaklaşık 2 katı. Yani ülkemizde birim mal veya hizmet üretmek için OECD ülkelerinde kullanılanın 1,5 katı, Japonya’da kullanılan enerjinin 2 katı enerji sarf edilmekte. Türkiye’nin kaynak verimliliği karşılaştırması incelendiğinde AB ülkeleri arasında sonlarda yer aldığı ve AB ortalamasından düşük olduğu görülüyor. Özellikle Türkiye gibi hızlı büyüyen ülkeler, endüstriyel çıktı başına malzeme, enerji ve kirlilik yoğunluklarını azaltmak için önemli potansiyele sahip. Türk sanayinde oldukça önemli bir yere sahip olan KOBİ’lerde gerçekleştirilecek temiz üretim çalışmaları, sürdürülebilir kalkınmanın amaçları arasında yer alan ekonomik kalkınma ve çevresel gelişme sağlama sürecine önemli katkı sağlayacaktır. 10. Kalkınma Planı kapsamında yer alan ‘Sanayide Enerji Verimliliğinin Artırılması’ bileşeninin en önemli alanlarından birisi olan; ‘Sanayide Kullanılan Verimsiz Elektrik Motorlarının Dönüşümü Programı’ Bakanlığımız sorumluluğunda ve Verimlilik Genel Müdürlüğü koordinasyonunda yürütülüyor. Verimlilik Genel Müdürlüğü ayrıca 2015 yılının şubat ayı içerisinde ‘İmalat Sanayi Sürdürülebilir Üretim Göstergeleri’ni yayımladı. Sektörel kapsamı ve içerdiği konu başlıkları bakımından bir ilk niteliğinde olan bu çalışmayla imalat sanayine ait 24 alt sektörün sürdürülebilir üretim açısından gelişimini somut olarak izlemek ve değerlendirmek mümkün olabilecek” açıklamasını yaptı.

mühendislik hizmeti verdi. Teknoloji geliştirme bölgeleri kanunu çerçevesinde çeşitli teknokent şirketlerinde mesleki ve idari görevler icra etti. Ergin’e takdir edilen ödüller arasında Türkiye Bilimler Akademisi tarafından verilen Üstün Başarılı Genç Bilim İnsanı (GEBİP) Ödülü (2007), TÜBİTAK Bilim Teşvik Ödülü (2008) ve GYTE Yılın Lisans Eğitimcisi Ödülü (2008) yer alıyor. Prof. Dr. Ahmet Arif Ergin, Şubat 2014’ten itibaren TÜBİTAK BİLGEM Başkanlığı’nı ve TÜBİTAK Marmara Teknokent Yönetim Kurulu Başkanlığı’nı yürütmekteydi.



8

BThaber

E-TOPLUM

22 - 28 HAZİRAN 2015

Edip Emil Öymen edip.oymen@gmail.com

Bir bilgi toplumu haberi

Mennan Usta ne yazık ki... Gaziantep’te herkesin Mennan Usta diye tanıdığı Mennan Aksoy, kansere yenik düştü. “Türkiye’de keşke onun gibi insanlar daha çok olsa” dedirten türden bir girişimciydi. Hiç de Harvard’larda MBA yapmamış, hiç de MIT’lerde post-endüstriyel tasarım okumamıştı. Ama Allah vergisi bir gözü ve sezgisi vardı. Doğuştan kendisine mal olmuş bu yeteneğiyle 50 bin Dolarını 10 yılda 17 milyon Dolar ciroya dönüştürmüştü. Mennan Usta, fotoğraf çekmesi yasaklanan yabancı fuarlarda “sadece gördüğü” bir makineyi Türkiye koşullarına ve ihtiyaçlarına göre yeniden tasarlayıp, tamamen kendi olanaklarıyla “dönüştürüyordu.” Kendi teknolojisini kendisi üretebildiği için komple entegre bir fabrikası vardı. Yaptığı her cihaz, müşteri talebine göre “terzi” usulüydü. 9 çeşit iplik makinesi üretecek bilgi ve beceriye sahipti: halı, döşemelik, perde, iç

giyim, pamuklu, penye fark etmez. Hem de bu üretimi hızla yaptığı için Brezilya’dan, Fas’tan Pakistan’a kadar bir ihracat ağı içindeydi. Antep’in dışında kır ortasında kocaman bir antrepo, onun ar-ge merkeziydi. Orası için, “Demiri altın ettiğim yer” diyordu. Şirketin beyni Mennan Usta, şirkete isim olarak, ortağı Cahit Özçelik’in adını kabul edecek kadar mütevaziydi. Üçüncü bir ortak da vardı: Öğretim üyesi Yusuf Azrail Uskaner. 1996’da TTGV ve TÜBİTAK desteğiyle onun sorumluluğunda 2.6 milyon Dolar bütçeli bir ar-ge projesi başlatılmıştı. Amaç, bu sürecin sonunda tekstil makineleri üretmekti. Bu başarılınca, Uskaner de sihirbazların arasına katıldı. Antep’in kanalizasyon çamurundan elektrik üreten sistemi kuran Mennan Usta daha yapacağı çok şey varken tarihe karıştı. Ne yazık ki...

İngiltere Kültür, Medya, Spor Bakanlığı’nın “2015 Yaratıcı Sanayi Raporu”nda 46 sayfa veri arasından sadece bilişime dair olanlara bakalım (Creative Industries Economic Estimates 2015): Bilişimin yazılım, donanım, hizmet olarak tek paketi 2012’de 791 bin kişiye istihdam sağlarken, bu sayı 2013’te 825 bine çıkmış – bir yılda. İstihdamı en hızlı artan sektör bu... Katma değere bakalım: 2012’de 30.9 milyar Sterlin (52.5 milyar USD) ölçülmüş. Bir yılda 35 milyar Sterline çıkmış. En yüksek ve hızlı katma değer bu sektörde... İhracata bakalım: 2011’de 7.2 milyar Sterlin (12.2 milyar USD) ve bir yılda 2012 verisi 8 milyar Sterlin. Sektörler içinde en yüksek ihracat kalemi bu sektörde. İngiltere’de hükümetin finansal desteğiyle kurulan Tech City UK adlı kurum, sadece Londra’nın en merkezindeki teknolojibilişim şirket sayısının 3 bini aştığını, 250 binden fazla istihdam sağladığını açıkladı. Bu yılın ilk çeyreğinde sadece Londra’daki bilişim sektörüne 459 milyon Sterlin (711 milyon USD) girişim sermayesi yatırıldı. Bu miktar, 2014 yılının aynı dönemine göre % 66 daha fazla. Londra dışındaki yerlerde ise 47 bin bilişim şirketi, 1.4 milyon kişiye istihdam sağlıyor. İngiltere ve Avrupa için büyük olan bu rakamlar, New York’ta üslenen bilişim sektörü için çerez: 2013’te

oraya yatırılan girişim sermayesi 2.9 milyar USD, 2014’te 4.5 milyar USD. Amerika’da her şey büyük... Bizim sürekli yakındığımız “orta gelir tuzağımız, katma değeri düşük teknoloji üretimimiz,” gibi acılı konuları aşmış bir ülkeden rakamlar... Biz, “bilişimin inovasyona, istihdama, katma değer etkisini” nereden biliyoruz? Hep, bilgi toplumları istatistiklerine bakarak biliyoruz. Ülkemizde bu tür verileri tanımlama, hesaplama, toplama becerimiz yetersiz. Burada, tam o malûm sloganın yeri: Ölçmeden bilemezsin, bilmezsen yönetemezsin. TÜBİSAD, bilişim verisi toplamaya çalışıyor. Ama bu işi esas TÜİK’in

yapması gerek. TÜİK’in, AB ölçütlerine daha uygun veri üretmesini sağlama amacını AB, paraca ve bilgice desteklemişti. 2003 – 14 arasındaki iyileştirme programının bütçesi 23.6 milyon euro olmuştu. Hedef: AB’ne katılım hedefine doğru ilerleyen Türkiye, hazırlayacağı stratejilerde “doğru ve sağlıklı” veriler kullansın. Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, Öncelikli Dönüşüm Programları kapsamındaki istatistik konusunda “Doğru bilgiye sahip olmak, doğru bilgiyle doğru kararlar alabilmek ve bu konudaki elde ettiğimiz başarıları daha da çoğaltmak” amacına işaret etmişti (22.12.14). Bu hedefe doğru gidiliyor mu acaba?

etkilendi. Brezilya’da devlet içi iletişimde, Brezilya’da yazılmış

Expresso eposta sistemi kullanılıyor. Brezilya’nın ABD’ye öfkesi nedeniyle 1.3 trilyon dolar değerindeki petrol ihalesine katılmaya hazırlanan Exxon ve Chevron ihaleden çekilmek zorunda kalmıştı. ABD’de teknoloji siyaseti düşünce üretim kuruluşu ITIF, yeni raporunda, NSA “yüzünden” 2016 sonuna kadar Amerikan şirketlerinin sözleşme yenilememe nedeniyle uğrayacağı zararın 35 milyarın üzerinde olacağını hesapladı. Forrester Research ise, sadece Amerikan bilişim şirketlerinin 2017’ye kadarki zararını 47 milyar dolar tahmin ediyor.

Amerika’ya uğramadan Avrupa Brezilya, 185 milyon dolara, Atlas Okyanusu’nun altından Portekiz’e döşeyeceği fiber hat için Avrupa Birliği’nden 28 milyon dolar destek alacak. AB, bu parayı seve seve veriyor, çünkü bu hat ABD’ye uğramayacak. Umuyorlar ki Amerikan Ulusal Güvenlik Kurumu (NSA) bu hattı kontrol edemeyecek? Artık hiç bir dijital kaydın gizli ve saklı kalamadığı bir dünyada NSA acaba nasıl izleyemeyecek? Bilmiyoruz. Ama Brezilya ve AB, anlaşmadan memnun. Şimdi sırada, döşeme işlemi

var. Hattın adı da bir güzel ki: BELLA (Building Europe Link to Latin America- Latin Amerika’ya Avrupa Bağlantı İnşaatı). NSA taşaronu Edward Snowden, tam iki yıl önce bu sıralarda “NSA dünyayı dinliyor” diyerek Amerikan Yönetimi’nin belgelerini açıklamıştı. İletişim faaliyeti “yakından” izlenen ülkelerden biri Brezilya’yadı. Cumhurbaşkanı Roussef, bu olay üzerine ABD ziyaretini iptal etti. O tarihten beri yapılan davetleri kabul etmedi. Bununla da yetinmedi: Devlet çarkından, Amerikan

kaynaklı bilişimi bir ölçüde sildi. Bundan en çok Microsoft


BThaber

BİLİŞİM DÜNYASI

22 - 28 HAZİRAN 2015

İnternette fiyakalı bir duruşunuz olsun 1-5 çalışanlı çok küçük işletmelere, işletmeleri için internette Handan Aybars kimlik ve varlıklarını oluşturmaları için yardım sunuluyor. “Küçük Türk işletmelerinin internette görünür olmaları ve dünya çapında 7/24 işlerini sürdürmelerini kolay ve uygun maliyetli kılıyoruz” bilgisini veren GoDaddy Avrupa, Ortadoğu ve Afrika (EMEA) Bölgesi Başkan Yardımcısı Stefano Maruzzi ekliyor: “Daha önemlisi, çözümlerimizin ölçeklenebilir olması işletmelerin zamanla olgunlaşırken büyümelerini sağlıyor.” Bu konsepti göstermek için şu an alan adı, e-posta ve internet sitesini kurmaya yönelik araçlarından oluşan bileşik hizmetleri yıllık satın alımlarda aylık 2,33 TL’lik maliyetlerle sunduklarını söyleyen Stefano Maruzzi, “İnternette varlık oluşturmak, bu deneyimi geliştirmek ve her gün 09.00 – 19.00 saatleri arasında teknik destek ekibimizin uzmanlığından yararlanmak için gereken yatırım bu kadar” diyor. Maruzzi detayları da paylaşıyor: n Türkiye pazarındaki faaliyetinizi hangi alanlarda ve ne tür stratejiler ile genişletmeyi düşünüyorsunuz? GoDaddy bir süredir geniş yelpazeli hizmet ve ürünleri ile Türkiye’deki esnafları ve KOBİ’leri destekliyor. Son zamanlarda Türk teknik uzmanlardan oluşan özel bir ekip yoluyla, artan müşteri sayısını destekleyecek şekilde, yatırım seviyemizi yükselttik. Buna paralel olarak, rekabetçi fiyatlarımız, geniş yelpazeli alternatiflerimiz ve Office 365 gibi yeni çözümlerimiz sayesinde Türkçe sitemiz müşterilerin ilgisini çekiyor. Türkiye pazarına odaklı daha güçlü

GoDaddy, yeni oluşumlardan köklü organizasyonlara kadar çok geniş yelpazede müşteri ve işletmeye ulaşıyor ve alan adı, web sitesi, barındırma, e-posta gibi birçok başlıkta hizmet veriyor. bir takım kuruyoruz ve halkla ilişkiler, çizgi üstü iletişim ve dijital pazarlama gibi girişimlerimizin yanı sıra önemli etkinliklere de katılarak, pazarlama konusunda daha aktif olmayı planlıyoruz. n EMEA bölgesinde Türkiye’nin yeri ve potansiyeli nedir? Türkiye pazarındaki fırsatlar konusunda çok heyecanlıyız. Tüm ölçümler Türk nüfusunun internette iş yapma ve kişisel etkileşim konusunda teknolojiye yüksek bağlılığı ve doğal bir eğilimi olduğunu gösteriyor. KOBİ’ler, Türkiye’deki tüm şirketlerin yüzde 99’unu oluşturuyor. Ayrıca, istihdamın yüzde 75’ini ve tüm üretimin yüzde 65’ini oluşturan da yine KOBİ’ler. Türkiye’de güçlü bir girişimcilik kültürü var ve bu, internet sitelerinin ve dijital işletmelerin gelişiminin gösteriyor, büyük potansiyel sağlıyor. Yerel KOBİ’lerin enerjisi ve kaliteli, güvenilir, dijital hizmetlere olan istekleri sayesinde, Türkiye pazarının GoDaddy için öne çıkan bir pozisyona geleceğini düşünüyoruz. n EMEA bölgesi ve Türkiye’deki kurumsal BT farkındalığını değerlendirebilir misiniz? İlk Apple iPhone’un 8 yıldan kısa bir süre önce ortaya çıkması BT alanına bir devrim getirdi ve tüketici elektroniğini kitlelere ulaştırdı. Türkiye de bu trend için iyi bir örnek. Eskiden BT ve tüketici elektronikleri arasındaki ayrım çok keskindi. Ama artık bu ayrım bulanıklaşmış durumda ve bu sayede yeni oluşan teknolojik girişimlere fırsat tanınıyor, Türkiye dahil her şey

gelişiyor. Bu inovasyon dalgası, bireyler ve KOBİ’ler için yeni sonuçlar doğuracak ve ücretsiz veya küçük aylık ödemeler ile çok büyük Ar-Ge yatırımlarına ulaşma imkanı gibi senaryolara fırsat tanıyacak. İşte GoDaddy’nin başarılı olduğu alan da tam olarak bu. KOBİ’lerin dijitalleşmesi için gelişmiş ve çok yönlü yazılım çözümleri üretiyor ve düşük fiyatlara satıyoruz. Özünde, bir internet sitesine sahip olmak ve olmamak arasındaki çizgi, GoDaddy tarafından öyle inceldi ki, artık maliyet ana konu olmaktan uzaklaştı. İnternet konusunda bilgi sahibi olmaları için müşterileri eğitmek, çözülmesi gereken ana konulardan biri ve bu, GoDaddy’nin Türkiye’de de aktif olmak istediği bir alan. n 2015 için öncelikleriniz, plan ve stratejileriniz neler? GoDaddy, her şeyden önce bir teknoloji şirketi. Ürünleri ve hizmetleri, dünyadaki tüm KOBİ’ler göz önünde bulundurularak tasarlanmış bir yazılım şirketiyiz. Günümüzde çevrimiçi olmak, görünür olmakla aynı anlama geliyor. Müşteriler, bisiklet kiralamaktan

tatil paketlerine, araç sigortasından egzotik bölgelerden gelen kahve çekirdeklerine kadar her şeyi, gerek bilgisayarlar, gerekse cep telefonları üzerinden internette araştırıyorlar. GoDaddy olarak biz de, küçük Türk işletmelerini, Türk ürünleri ve hizmetleri ile ilgilenen milyonlarca Türk ve yabancı müşteriye görünür kılmak üzere onları internete taşımak için buradayız. n Bunu nasıl yapacaksınız? Müşterilerimize çevrimiçi varlıklarını oluşturmak için kusursuz bir yol sunuyoruz. Teknoloji alanında beceriye sahip olmamanın, başarılı bir işletme olmanın önünde engel olmaması gerektiğine inanıyoruz. Küçük işletmeleri internete taşımak adına GoDaddy’nin güçlü ve kullanımı kolay bir çözüm portföyü var. GoDaddy’nin

asıl ürünleri, alan adları, web barındırma, e-posta pazarlama, arama motoru görünürlüğü, e-posta ve üretkenliğe yönelik araçlardan oluşuyor. Dünya genelinde yaklaşık 13 milyon müşteri, alan adlarının yönetimi konusunda GoDaddy’e güveniyor. Türk müşterilerimiz için de uygun maliyetli, geniş yelpazeli alan adları sunuyoruz. Örneğin, websitesi mimari ürünümüz, farklı işletmeler için hazırlanmış, özelleştirilebilir yüzlerce taslaktan birini seçerek, işletmelerin kolayca profesyonel bir internet sitesi oluşturmalarını sağlıyor. Kurumsal, profesyonel çevrimiçi varlıklarını hızlı, güvenli ve güvenilir barındırma hizmetlerimiz ve alan adı bazlı e-posta ürünlerimiz ile tamamlayabilirler. Hedefimiz; milyonlarca küçük Türk işletme ve WebPro ile vizyonumuzu paylaşmak ve onlara alternatifler sunarak, ülkenin ekonomik büyümesine katkı sağlamalarına yardım etmek.

GoDaddy Avrupa, Ortadoğu ve Afrika (EMEA) Bölgesi Başkan Yardımcısı Stefano Maruzzi

9


10

BThaber

BİLİŞİM DÜNYASI

22 - 28 HAZİRAN 2015

Artık buluttan kaçılamayacak Z-Kütüphaneler sayısal dünyada Milli Eğitim Bakanlığı, FATİH Projesi kapsamında, okullara kurulmaya başlanan Z-Kütüphaneleri, etkileşimli tahta ve internet teknolojileriyle buluşturup sayısal dünyaya açıyor. MEB Destek Hizmetleri Genel Müdürlüğü ile Yenilik ve Eğitim Teknolojileri Genel Müdürlüğü arasında, Z-Kütüphanelere etkileşimli tahta ve internet altyapısı kurulması konusunda protokol imzalandı. Sayısal dünyaya bağlanan Z-Kütüphanelerde (Zenginleştirilmiş Kütüphaneler) sınıf ortamında olduğu gibi öğrencilerin gruplar halinde ders işlemeleri, araştırma yapmaları, yerli ve yabancı yayınları takip etmeleri için gerekli ortam sağlanmış olacak. FATİH Projesi kapsamında fiber optik internet kablolama altyapısı tamamlanmış okullarda Z-Kütüphanelere etkileşimli tahta kurulacak. Etkileşimli tahta aynı zamanda bir PC görevi görecek. Bu sayede, öğrenciler, etkileşimli tahtada toplu kitap okuyabilecek. Öğrenciler, ayrıca Z-Kütüphanelerde aynen bir sınıf ortamında olduğu gibi toplu ders işleyip araştırma

yapabilecekler. Okullar, bu teknolojilerle kütüphanelerinde bulunmayan çok sayıda yerli ve yabancı kaynağa ulaşma imkânına da sahip olacak. Z-Kütüphane çalışmalarına 2011´de başlayan MEB, bu kütüphanelerle okulların öğrenciler ve yetişkinler için birer hayat boyu öğrenme merkezi ve eğlenme-dinlenme etkinliklerine imkân veren yaşayan güvenli alanlar haline dönüştürülmesini amaçlıyor. Altyapı çalışmalarına 2011´de başlanan Z-Kütüphane Projesi ile toplam 49 ilde 269 okul kütüphanesi zenginleştirildi. Erzurum’da 37, Ankara’da 18, İstanbul’da 15 ve Şanlıurfa’da 21 Z-kütüphane bulunuyor. Konya Büyükşehir Belediyesi ile yapılan protokolle ‘Medeniyet Okulları Projesi’ kapsamında 100 okulun daha kütüphanesi zenginleştiriliyor. Millî Eğitim Bakanlığı bu yılın sonuna kadar ülke genelinde 300 Z-Kütüphane daha kurulmasını hedefliyor.

Hosting hizmetleri ile bulut bilişime yatırım yapan daha. net, Türkiye pazarında kendisine önemli hedefler koydu. daha. net Genel Müdürü Emin Gür, BT’nin çok hızlı Sedef Özkan değiştiğinin altını çizip ‘hosting’ hizmetlerinde buluta sürekli yatırım yaptıklarını dile getirdi. Emin Gür, daha.net’in, 1997 yılında Kanada’da kurulan ve sahipleri Türk olan SoftCom adlı firmanın parçası olduğunu kaydedip “daha.net, 2009’da Türkiye pazarına hitaben yeni bir şirket olarak faaliyete başladı. Özellikle bulut bilişim alanında yaptığımız yatırımlarla bu konuda Türkiye’deki liderlerden birisi olmayı hedefliyoruz” şeklinde konuştu. daha.net ve Türkiye’deki hosting sektörü hakkında bilgi veren Gür, şunları kaydetti: “Türkiye’de bulunan sunucularımız, 7/24 güvenilir teknik destek vermemiz, teknolojik altyapımız sayesinde sunduğumuz kaliteli hizmet ile ön plana çıkıyoruz. Bireysel, kurumsal ve bayi hosting paketleri, İngiltere ve Kuzey Amerika destekli ‘Cloud VPS’ - Bulut Sanal Sunucu barındırma hizmeti, ‘co-location ve dedicated’ sunucu servisleri ve alan adı tescili servisi ile hosting ve bulut bilişim alanlarında hizmet sunuyoruz. Bence sektörü zorlayan en önemli unsur, tekelleşmenin getirdiği fiyat pahalılığı. Türkiye’de internet erişim fiyatları maalesef Amerika’nın ve Avrupa’nın çok fazla üstünde. Buna bağlı olarak bizim verdiğimiz hizmetlerdeki fiyatlar da açıkçası Avrupa ve Amerika ile rekabet edemeyecek düzeyde. O yüzden yurt dışındaki herhangi bir müşteriye hizmet vermekte zorlanıyoruz.

Hosting şirketleri olarak içeriklerden de sorumlu tutulmamalıyız, dünyanın hiçbir yerinde böyle bir şey yok.” Hedef kitlemiz kamu ve KOBİ’ler Müşterilerinden de söz eden Gür, “Vergi daireleri, belediyelerin bazı kurumları, STK’lar müşterilerimiz arasında. Asıl hedef kitlemiz KOBİ’ler ve kamu kuruluşları. KOBİ’lere yönelik özel sunucular barındırıyoruz çünkü şirketlerin en önemli ihtiyacı web sitesinden ziyade e-posta ve e-posta hizmetinin düzgün çalışabilmesi” dedi. Gür, güvenlik sebebiyle şirketlerin kendi verilerinin başka bir yerde saklanması fikrine henüz alışamadıklarını aktararak şöyle konuştu: “Bu nedenle veri merkezi ve hosting ihtiyaçlarına yönelik yatırımlara veri merkezi odası şeklinde çözümler bulmaya çalışıyorlar ama bu durum ileride değişecek. Çünkü BT çok hızlı değişiyor, sürekli BT’ye yatırım yapmak zorunda kalıyorlar. Bunun için eleman istihdam etmek, yeni teknolojileri öğrenmek durumundalar. Ulusal Veri Merkezi’ni de destekliyoruz. Biz de böylece hosting

ile ilgili olarak özellikle yurt dışıyla rekabet edebilecek hale gelelim.” Artık buluttan kaçılamayacağının altını çizen Gür, “Bulut bilişim ile ihtiyaçlarınız arttıkça kaynakları çok esnek bir şekilde artırabilirsiniz ya da ihtiyaçlarınız azaldıkça düşürebilirsiniz. Herkes zaten bunu öğrenecek, öğrenmek zorunda kalacak çünkü maliyetleri gerçekten çok etkiliyor. Buradaki endişe, şirketlerin verilerinin başka bir yerde depolanması. Bu yüzden hosting şirketlerinin müşterilerine verdikleri hizmet sözleşmelerindeki gizlilik politikalarıyla ilgili taahhütler ortaya çıkacak” yorumunu yaptı. IBM’in Türkiye’deki veri merkezinde hizmet verdiklerini ifade eden Gür, yatırımlarıın devam ettiğini yineledi ve bölgedeki diğer ülkelere hizmet verebilmeyi, satış yapabilmeyi hedeflediklerini kaydetti.

daha.net Genel Müdürü Emin Gür


BThaber

BİLİŞİM DÜNYASI

22 - 28 HAZİRAN 2015

Geçtiğimiz hafta düzenlenen Dell Software Kullanıcı Grup Ekrem Uçman Konferansı’nda, Dell Kurumsal Yazılım Direktörü Brent Schroeder ile kısa bir söyleşi yapma fırsatı yakaladık. Dell Kullanıcı Grubu, sanallaştırma, yazılım alanındaki yeni eğilimler ve Dell’in yazılım yatırımları hakkında değerli görüşlerini bizlerle paylaştı. n Öncelikle Dell Yazılım Grubu’ndan ve Kullanıcı Grup Konferansı’ndan söz edebilir misiniz? Dell Software Grubu 2012 yılından beri varlığını sürdürüyor. Dell’in daha önce yaptığı satın almalalarla birlikte oluşan Dell Software Grup, son dönemde gerçekleştirdiği 8 yeni satın ama ile birlikte sektördeki konumunu giderek sağlamlaştırdı. Etkinliğe gelecek olursak; Türkiye’de başlattığımız bu yeni serüven Dubai ve Polonya gibi merkezlerde de devam edeceğini söyleyebilirim. İlk defa gerçekleştirdiğimiz bu etkinlikte, mevcut kullanıcıları ve yeni kullanıcıları bir araya getirerek, Dell olarak onlara neler sunabileceğimizi göstermek ve karşılıklı etkileşimlerle kullanıcılar ile

Dell yazılım alanında iddialı Dell, yazılım alanındaki büyümesini sürdürmek için şirket satın almaları gibi önemli adımlar atmaya devam ediyor.

Dell Kurumsal Yazılım Direktörü Brent Schroeder

olan bağımızı güçlendirmeyi amaçlıyoruz. n Son yıllarda birçok sektör sanallaştırma çağını yaşıyor. Dell Software Grubu olarak sanallaştırma ve bulut konusundaki çalışmalarınızdan söz edebilir misiniz? Sanallaştırma ile birlikte iş süreçlerindeki hızlanmanın

göz ardı edilmemesi gerekiyor. Dell Software olarak biz de bu konuyu çok fazla önemsiyoruz. Dell ailesi olarak müşterilerimizi memnun edebilmek için onların sanallaştırma konusundaki ihtiyaçlarını detaylı şekilde inceleyerek onlara en makul çözümleri sunmaya gayret ediyoruz. Bunlar biri olan Foglight ile kullanıcılarımıza performans

ve kapasite yönetimi konusunda çözümler sunuyoruz. Foglight, kullanımın tahmini ve analizi üzerine odaklanan yapıyı kullanıcılarına sunuyor. n Şirketler maddi sebepleri gerekçe göstererek sanallaştırma yatırımı yapmaya

11

çekinebiliyorlar. Bu konuda şirketlere ne gibi tavsiyelerde bulunabilir misiniz? Sanallaştırma konusunda şirketlerin maddi odaklı düşünmekten kaçınması gerekiyor. Sanallaştırma ile birlikte iş süreçlerinde yakalanacak “çeviklik” şirketlere maddi açıdan dinamizm getirirken, olası felaket senaryolarında verilerini birden fazla ortamda saklayabilmenin avantajına da sahip olabiliyorlar. Bunun yanı sıra, müşterilerin sistemlerini sanallaştırmadan önce kendilerine sunulan uygulamaları çok iyi bir şekilde incelemeleri ve analiz etmeleri gerekiyor. Aksi takdirde kendilerine uygun olmayan yapıları kullanan şirketler, sistemlerinde oluşacak uyumsuzluk sebebiyle tekrar tekrar yatırım yapmak zorunda kalabilirler. n Dell Software Grup olarak gelecek dönemdeki planlarınızdan söz edebilir misiniz? Dell Software Grup olarak önümüzdeki süreçte de büyümemize devam etmek istiyoruz. Son dönemde Quest gibi önemli yapılarını bünyemize katarak, kullanıcılarımıza çok daha sağlıklı ve verimli çözümler sunmak istiyoruz.

T-Hackathon’da ABD yolcuları belli oldu ODTÜ TEKNOKENT tarafından, Arçelik Ana Sponsorluğunda organize edilen ve Nesnelerin Interneti (IoT) ve bilişim alanlarında fikri olan yeni yeteneklerin keşfedilmesini sağlamayı amaçlayan T-Hackathon’un kazananları belli oldu. Yaklaşık 50 saat boyunca gece gündüz kesintisiz olarak süren ve başvuruların ardından belirlenen 50 kişinin katıldığı T-Hackathon’da yarışmacılar bir ürün/ uygulamayı yarışma sürecinde sıfırdan geliştirdiler. Yapılan sunumlar sonucunda jüri tarafından belirlenen ve Arçelik tarafından ödül verilen ilk 3 proje ve ekip şu şekilde sıralandı: Birincilik ödülü, evdeki elektronik aletlerimizi akıllandıran, uzaktan erişim

sağlayarak hayatımızı kolaylaştırmayı hedefleyen Arduino Haber’e, İkincilik ödülü çamaşır makinası kaynaklı evcil hayvan ve bebek ölümlerini azaltmayı hedefleyen IoTeam ekibine, Üçüncülük ödülü ise kolay kıyafet takip sistemi projeleri ile Project Hurtz ekibine verildi. Yarışma kapsamında ayrıca başarılı bulunan

ekipler dünyanın en büyük ve en etkili girişim hızlandırma programı Y Combinator tarafından 1-2 Ağustos tarihlerinde San Francisco’da düzenlenecek YC Hacks’e katılmak üzere hazırlanmak için danışmanlık ve mentorluk alma hakkı yakaladılar. Kabul edilmeleri halinde tüm masrafları ODTÜ TEKNOKENT tarafından karşılanacak olup, geliştirecekleri ürünlerini

tüm dünyaya duyuracak, her biri birbirinden yetenekli insanlarla tanışacak ve Silikon Vadisi’ne ilk adımı atacaklar. T-Hackathon’a katılan yarışmacılar arasında 5 ekip, ODTÜ TEKNOKENT ödüllerine layık görülerek, YC Hacks’e katılmak üzere hazırlanmak için danışmanlık ve mentorluk alma şansı elde etti. YC Hacks’e katılma şansı elde eden ekipler ve projeleri şu şekilde:

• Ev aletlerine uzaktan erişim ve kontol sağlayan projesi ile Arduino Haber, • Hologram tasarımı ile Hololive, • Kod paylaşım platformu projesi ile Piksek Oyun, • Twitter’ı kendi ilgi alanlarınıza göre filtrelemenizi sağlayan ReadTweet projesi ile Yılmaz Bros ve • Farklı uzmanlık alanlarındaki insanlara 7/24 soru sorulabilecek web sitesi projesi ile BU Hackers. Başvurular arasından başarılı bulunmuş 50 kişinin katılımıyla gerçekleştirilen T-Hackathon’da girişimciler, 42 saat süren zorlu maraton sonunda ön prototiplerini ortaya çıkarırken, yaklaşık 50 saat süren etkinlik boyunca 30 bin satırın üzerinde kod yazıldı.


12

BThaber

GÖRÜŞ

22 - 28 HAZİRAN 2015

Elektrik kesintilerinin ekonomiye faturasını hafifletmenin yolu:

Esnek ve dirençli veri merkezleri Aslıhan Güreşcier Zenium Türkiye Ülke Müdürü

31 Mart Salı günü Türkiye genelinde son 15 yılın en büyük elektrik kesintisini hep birlikte yaşadık. Ülkenin neredeyse tamamında hayatı olumsuz etkileyen kesinti sırasında İstanbul’da metro, tramvay ve Marmaray seferleri yapılamadı; Kocaeli, Denizli, Bursa, Tekirdağ ve Gaziantep’te üretim tesisleri durdu. Türkiye genelindeki 289 Organize Sanayi Bölgesi’nde fabrikalar çalışmadı. Elektrik kesintisinin yarattığı tedirginlikle borsa, günü yüzde 1,63 değer kaybıyla kapattı.

Üzerinde uzun tartışmalar yapılan elektrik kesintisi dünyada ne bir ilk, ne de son. Böyle büyük ölçekli kesintiler zaman zaman en gelişmiş ülkeler de dahil olmak üzere dünyanın her bölgesinde yaşanıyor. Dünya çapında bugüne kadar meydana gelen en büyük 5 elektrik kesintisinden toplam 1 milyar 270 milyon insan etkilendi. Tarihteki en büyük kesinti, 30 Temmuz 2012’de Hindistan’da gerçekleşti. Yaklaşık 650 milyon kişinin, yani ülke nüfusunun yarısının etkilendiği bu kesintide yaklaşık 32 gigavatlık kapasite devre dışı kaldı. 2 Ocak 2001’de yine Hindistan’da gerçekleşen dünyanın ikinci büyük elektrik kesintisinde, ülkenin kuzey bölgelerindeki 230 milyon insan elektriksiz kaldı. Bangladeş’te 1 Kasım 2014’te meydana gelen ve yaklaşık 150 milyon insan etkilendiği dünyanın 3. en büyük elektrik kesintisi, ülkenin santrallerinde ve elektrik üretim merkezlerinde büyük çapta problemlere neden oldu. Son olarak Türkiye’den sonra Nisan ayında ABD’nin başkenti Washington’da ABD

Kongresi, Beyaz Saray ve Dışişleri Bakanlığı’nın da aralarında bulunduğu kentin büyük bölümünde elektrik kesintisi yaşandı. Çok sayıda önemli federal kurumun binalarına da elektrik verilemezken, şehirdeki metro hatları da kesintiden olumsuz etkilendi. Bu Nisan ayında uluslararası iş dünyasını etkileyen örnekler de yaşandı. İngiltere’nin ikinci büyük mobil ağını işleten Three UK, yaşanan bir elektrik kesintisinin ardından İrlanda’daki veri merkezlerinden birinde soğutma sistemlerinin arızalanması nedeniyle yaklaşık 1 gün boyunca 2 milyon kullanıcısına hizmet veremez duruma geldi. Dünyaca ünlü finansal bilgi şirketi Bloomberg de bir dizi donanım ve yazılım arızasına bağlı olarak 2,5 saatlik elektrik kesintisi yaşadı. Bu kesinti sırasında dünya çapında yaklaşık 300 bin borsa simsarı kendilerine bilgiler sunan Bloomberg Terminallerine erişim sağlayamadı. Bu nedenle Londra Borsası’nda 200 milyon daha az hisse satışı gerçekleşti ve Bloomberg’in müşterisi olan İngiltere Borç

Yönetimi Ofisi de yaklaşık 3 milyon pound değerinde borcun satışını ertelemek durumunda kaldı. Her zaman ve her yerde yaşanabilecek bu gibi kesintiler, esnek ve dirençli veri merkezlerinin devlet kurumları ve her sektörden kurum için olduğu kadar, vatandaşlar için de ne kadar hayati öneme sahip olduğunu ortaya koyuyor. İlk bakışta örnekler daha ziyade finansal veya operasyonel gibi görünse de aslında dikkatle bakıldığında insani işlevlerin de kesintiye uğramasının işten bile olmadığı görülüyor. Örneğin sağlık hizmetlerinin de kesintiye uğrayacağı bu tip enerji problemlerinin etkisi finansal olarak ölçülemeyecek kadar büyük hasarlara dönüşebilir. Tam bu noktada, yüksek esneklik ve dirence sahip veri merkezleri, kurumların işlerini kesintisiz sürdürebilmeleri ve vatandaşlara sunulan hizmetlerin sekteye uğramaması açısından büyük önem taşıyor. Çünkü elektrik için her zaman misyon-kritik altyapıya güvenmek yeterli olmayabiliyor.



14

BThaber

BİLİŞİM DÜNYASI

Sedef Özkan Kalp ve Damar Cerrahı olan Doç. Dr. Tayfun Aybek, tecrübeli bir cerrah olmasının yanı sıra ayrıca bir girişimci ve CP Innovative Solutions CEO’su ve Kurucusu. BT çalışmalarını da Hacettepe Teknokent’te sürdürüyor. Şu anda Türkiye’de sağlık turizmine yönelik en önemli çalışmalardan bir tanesi olan ‘Map2heal’i hayata geçiren Aybek, sistemin tüm hekimleri kapsayan, 17 dil desteği olan ve çok detaylı hazırlanmış bir sağlık turizmi platformu olduğunu kaydetti. Uluslararası bir yazılım olan ‘Map2heal’ TÜBİTAK ve Ekonomi Bakanlığı’ndan da destek görmekte. Aybek, Map2Heal için “Kısaca her dilden hastanın doktor ile iletişimini artıran bir proje. Yurt dışında da, yurt içinde de bu projenin benzeri yok. 28 kişilik bir ekiple çalışmalarımızı sürdürüyoruz” dedi. Kullanıcı sorgulamada istediği bilgiye ulaşılamayınca bu onda negatif etki bırakıyor Türkiye’deki doktor, hastane, tıp merkezi ve diş hekimleri gibi tüm sağlık noktalarını tüm dünya dillerinde tanıtan ‘Map2heal’ için Aybek, şu detayları verdi: “ Bu platformun amacı; yerli - yabancı herkese, konum ve dil farkı gözetmeksizin ‘kendi evindeymiş’ hissi vererek, aradığı sağlık profesyoneli ile üst düzey iletişimini sağlamak. Her yıl Türkiye’ye 33 milyon turist geliyor. Yaşlısı, genci, çocuğuyla bu insanlar sağlık problemleriyle karşı karşıya kaldıklarında kaliteli ve ivedi bir sağlık hizmeti almaları ülkemizin uluslararası imajını pozitif ölçüde artırır. Hatta bu turistler tıbbi tedavi amaçlı ülkemize yeniden gelmek

Fiziki kaynaklarına yaptığı yatırımların yanı sıra beşeri kaynaklarına verdi değerle de dikkat çeken Vector grubu, “Türkiye’nin en iyi iş verenleri – 2015” listesinde yer aldı. Çalışanlarını mutlu edemeyen bir şirketin başarılı olamayacağı ilkesiyle yola çıkan Vector, hem çalışanlarını hem de müşterilerini memnun etmeyi başaran ender şirketler arasında yer almayı başardı. Dünyada 49 ülkede faaliyet gösteren ve bulunduğu tüm ülkelerde en iyi işverenlerin

22 - 28 HAZİRAN 2015

17 dilde ‘kendi evindeymiş gibi’ sağlık hizmeti CP Innovative Solutions CEO’su ve Kurucusu Doç. Dr. Tayfun Aybek, ‘Map2heal’ ile gerek Türkiye’deki gerekse yurt dışındaki hastaların artık doktoru veya hastanesiyle doğrudan iletişime geçebildiğini, kendi dilinde randevu alabildiğini, ileri tetkiklerini gönderebildiğini ve mesajlaşabildiğini aktardı. isteyebilirler, bu nedenle onları rahat ettirmek ve güven duygusu yaratmak gerekir. Sadece turistler için değil, ülkemiz insanına da hizmet eden bir proje olan ‘Map2heal’, özellikle ‘ne, nerede, kim’ gibi sorularına cevap veriyor ve Türkiye’de sağlık alanındaki yeni haberleri, yenilikçi tedavi metotlarını kapsıyor. ‘Map2heal’ anahtar kelimelerle tüm sorulara yanıt vermeyi mümkün kılıyor.” Her tek bireyin kendi sağlık sorunları hakkında objektif araştırma yapma ve tedavi olacağı yeri, kendi iradesiyle seçme hakkına sahip olduğunun altını çizen Tayfun Aybek, “Günümüzde internet kullanıcıları, yüzde 68 gibi yüksek bir oranla en çok sağlık konularında araştırma ve sorgulama yapıyor. İşte ‘Map2heal’in kuruluş amacı budur. Sağlık konularında, en basit bir konuşmada bile insanlar artık hemen mobil cihazından internette

sorgulama yapıyor ve de bahsi geçen doktor, hastane veya tıbbi cihaz hakkında bilgiye erişemediğinde bu onda negatif etki bırakıyor. Amacımız her bir doktorun, hastanenin veya tıp merkezinin kendi özelliklerinin, farklılıklarının sanal ortamda da tespit edilmesi. ‘Map2heal’ ülkelerin yerel kanunlarına uygun olarak, hukuk çalıştayları, tabip odaları ve büyükelçilikler ile toplantılar sonucu tasarlandı ve uygulamaya sokuldu. Öncelikle Türkiye için hazırlanan platformun, bu yıl içerisinde diğer ülkelerin de sağlık noktaları dahil edilerek büyümesi planlanıyor” açıklamasını yaptı. ‘Çevrimiçi Konsey’ sistemiyle, dünyanın her yerinden meslektaşlar görüşüyor ‘Map2heal’in sağlık profesyonellerine sunduğu hizmetleri aktaran Aybek,

“Küreselleşmenin getirdiği zorunluluklardan yüklerini alacak bir platform. Öncelikle Türkiye’deki sağlık profesyonellerinin, tüm dünyada araştırma yapanlar tarafından bulunabilirliği sağlanıyor. Gerek Türkiye’deki gerekse yurt dışındaki hastalar artık doktoru veya hastanesiyle doğrudan iletişime geçebilir, kendi dilinde randevu alabilir, ileri tetkiklerini gönderebilir, mesajlaşabilir. ‘Çevrimiçi Konsey’ sistemiyle, dünyanın diğer ucundaki meslektaşlarıyla dahi tartışabilir, nadir ve ilginç tıbbi vakalar görüşebilir. Hastalara yapılacak tıbbi prosedürleri kendi dillerinde açıklayan onam formları sunabilir” şeklinde konuştu. Aybek, ‘Map2heal Cloud Pro’ versiyonundan da bahsederek tüm özelliklerin hastanelere ayrıca kendi logoları altında ve aynı zamanda kurumsal web sayfası olarak da sunulduğunu söyleyerek “Arka planda ‘Map2heal’ çalışıyor. Böylelikle

Vector Bilgi Teknolojileri, Türkiye’nin en iyi iş verenleri arasında yer aldı belirlenmesinde araştırma yöntemleri ile önemli bir saygınlığa ve öncülüğe sahip olan Great Place to Work Enstitüsü, Türkiye’nin en iyi işverenlerini yaklaşık bir yıl süren analizler sonucunda belirledi. Bu analizler sonucunda Vector Grubu, “Türkiye’nin En İyi İş

Verenleri” listesine girmeye hak hazandı. Türkiye’de üçüncü kez açıklanan listede, çalışan odaklı yönetim anlayışıyla insan dokunuşu yüksek kurum kültürüne sahip 25 şirket yer aldı. Vector Bilgi Teknolojileri CEO’su Serdar İçağasıoğlu, “Şirketlerin tüzel kişiliği

çalışanlar vasıtası ile ete kemiğe bürünmektedir. Şirketimiz 7 yaşında genç bir yapı ve Vector Ailesi olarak bizlerin bir gelenek ve iş yapış modeli oluşturmaya yönelik ortak kaygısı bulunmaktadır. İlk yazdığımız vizyon metnimizde ‘en çok çalışılmak istenen şirketler’ arasında

hastane içinde her bir doktorun, kendilerinin kontrolünde bir ‘mikro web sayfası’ olabiliyor, tercümeli mesaj sistemi, DICOM tetkik gönder ve yabancı dilde randevu sistemi entegre edilebiliyor” ifadesini kullandı. ‘Map2heal’in medikal firmalar için de önemine dikkat çeken Aybek, ürünlerine 17 dilde pazarlama desteği verildiğini belirtti ve “Bulut teknolojileri sınırsız kullanılıyor. Otomatik çeviri sisteminden yararlanarak, bilmediğiniz dillerdeki müşterilerle irtibata geçerek, yeni ihracat fırsatları yakalanabiliyor. Oldukça gelişmiş bir CRM ve haritadan müşteri takip sistemi mevcut. ‘Map2heal Mobile’ ile konum tanıma ve sağlık noktası öneri sistemi de, “Sanal Gerçeklik” teknolojisiyle hazırlandı. Panik buton fonksiyonuyla da; sağlık sorunuyla karşılaşıldığında anında kendi dilini konuşan doktor ile görüşebilme imkânı sağlanıyor” dedi. Sağlık bilişiminde Türkiye’nin henüz geride olduğunu düşünen Doç. Dr. Tayfun Aybek, ABD, Almanya, Hindistan, Malezya, Japonya gibi ülkelerin bu konuda lider olduğunu kaydederek “Türkiye aslında bu konuda ilerleme gösterebilir. Ancak, bu konudaki tüm projeler uzun vadeli olacağından girmek isteyen yatırımcı sayısı az” yorumunu yaptı. Aybek, sağlık sektörünün ‘Map2heal’e yaklaşımını da şöyle değerlendirdi: “Gerçekten çok pozitif tepkiler aldık. Reklam vermeyi planlıyorduk ama şu anda fısıltı ile yayılıyor. Doktorların, hastaların, hastanelerin, medikal firmaların, termal otellerin çok işine yarıyor. Mesajlaşırken otomatik olarak tercüme edebilme özelliğinden çok faydalanılıyor. İster Arap, ister Çinli kim olursa olsun, sanki kendi evindeymiş gibi hissediyor.”

yer almak gibi bir hedef belirlemiştik. Oluşturduğumuz ve geliştirmek için çaba gösterdiğimiz kurum kültürümüzün takdir edilmesi ve bunun bir sonucu olarak “Türkiye’nin En İyi İşverenleri” arasında yer almamız gurur verici.” dedi. İçağasıoğlu sözlerini “Vector ailesinin her bir ferdinin mutluluğu bizleri bugünlere getirdi. Şimdi bizlere düşen görev bu önemli nişaneyi koruyup geliştirmektir” diyerek tamamladı.


BThaber

BİLİŞİM DÜNYASI

22 - 28 HAZİRAN 2015

15

Mobilite devrinde bir zahmet anahtarı unutun Handan Aybars HID Twist & Go sisteminde, geçiş kontrol sistemlerinde kullanılan tuş paneli ya da akıllı kartların yerini, akıllı telefonlar ve mobil cihazlar alıyor. Yani uygulama sayesinde işten çıkarken, sonrasında site otoparkına girerken hatta ev anahtarı olarak cep telefonları ve mobil cihazları kullanmak mümkün hale geliyor. Sistemi, potansiyelini ve güvenlik algısındaki değişimi Sensormatic Ürün Yönetim Direktörü Serdar İnce ile konuştuk. n Twist & Go teknolojisi hakkında bilgi verir misiniz? Biz buna kısaca ‘cep telefonları her kapıyı açacak’ diyoruz. Sistem, giriş kartlarını evde unutma ya da kaybetme riskine karşı kişilerin sürekli yanlarında taşıdıkları cep telefonlarını ya da mobil cihazları kullanarak giriş çıkış yapmalarına imkan veriyor. Telefonu okuyucu karşısında özel bir hareketle çevirerek ya da okuyucuya yaklaştırarak rahat ve hızlı bir geçiş yapılabiliyor. Kurulumu da oldukça basit. Kullanıcılar cep telefonu ya da mobil cihazlarına indirdikleri bir uygulama sayesinde kendi mobil kimliklerini oluşturuyorlar. Şirketler ise HID Güvenli Kimlik Servis Portalı üzerinden yeni kimlik yaratma ya da kimlik iptali gibi işlemleri kolay ve hızlı gerçekleştirebiliyor. iPhone ve Android işletim sistemine sahip akıllı telefon ve tablet gibi mobil cihazlarca destekleniyor. n Bu teknoloji neleri dönüştürüyor? Hangi sektörlerde ne gibi kullanım fırsatları var? Bu yeni teknoloji, kontrollü giriş ihtiyacı olan her yerde uygulanabilir. Başta ofis giriş kartları olmak üzere, otopark giriş kartları, spor tesisleri ve hatta evinizin anahtarını bile dönüştürebilir. Sektör bazında baktığımızda

Elektronik güvenlik şirketi Sensormatic’in pazara sunduğu HID Twist & Go sistemi ile cep telefonları; şirket giriş kartı veya ev anahtarına dönüşüyor.

sağlık, eğitim, ticari ve endüstriyel tesisler, kısacası neredeyse tüm sektörlerde uygulanabilir. HID Twist & Go’nun kulanım alanları aslında hayal gücümüzle sınırlı diyebiliriz. Sistem güvenli geçiş ihtiyacı olan tüm sektörlere her şeyden önce yenilikçi bir güvenlik anlayışı sağlıyor. Örneğin, resepsiyonsuz bir otel mümkün müdür? HID Twist & Go ile mümkün. Otelde, rezervasyonunuzu yaptığınız anda oda numaranız cebinize gelir ve siz check-in için resepsiyona uğramadan doğrudan odanıza çıkıp, cep telefonunuzla kapınızı açabilirsiniz. Hatta mobil ödeme seçenekleri ile yine resepsiyona uğramadan otelden ayrılabilirsiniz. Bireysel kullanımını düşünürsek, HID Twist & Go ile belirli kişilere belli zaman aralıkları için özel geçiş hakkı vermek mümkün. Örneğin, eve belli zamanda girip çıkan bebek bakıcısı ya da yardımcılar

için tek kullanımlık ya da belli zamanlarla kısıtlı giriş yetkileri yaratabilirsiniz. Ayrıca bu kişilerin eve giriş ve çıkış saatleri sistem üzerinden takip edilebilirsiniz. Benzer mantıkla, ofise toplantıya gelen bir konuğunuza, danışmaya hiç uğramadan otopark, ofis hatta toplantı odası giriş izni verebilirsiniz. Bunun için cep telefonlarına uygulamayı göndermeniz ve onların sistemi aktif etmeleri yeterli. Tesislerde ve perakendede ise sistem, gece yükleme ve boşaltma için gelen kamyonlara sadece belli zaman dilimleri için giriş yetkisi verilebiliyor. n Bu yapının şirketlere maliyeti ne? Bunu basit bir kıyasla anlatabiliriz. Sanal yetkiler, kullanıcı sayısına göre ücretlendiriliyor. Bu maliyet, halihazırda kullanılan kartların baskı ve üretim maliyetinden çok farklı değil. Ancak fiziki kartların kaybolma ve

hasar görme durumlarında getirdiği maliyet yükü ile kıyaslandığında çok daha uygun fiyatlı bir çözüm olduğunu söyleyebiliriz. Bu teknolojiyle tüm yetkileri sanal ortama taşıdığımız için bu tür masrafları ortadan kaldırabiliyoruz. Ayrıca tüm yetkilerin uzaktan kontrol edilebilmesi de işletmelerin yönetim masraflarını azaltacaktır. n Gerek kurumların gerek bireylerin güvenlik farkındalığını nasıl değerlendiriyorsunuz? Kurumsal kullanıcıların güvenlik sistemleri ile ilgili her geçen gün daha da bilinçlendiğini görüyoruz. Eskiden güvenlik sistemleri yalnızca güvenlik ihtiyacını karşılamak için satın alınırdı. Ancak günümüzde kullanıcılar da sunduğumuz bu gelişmiş sistemlerin işletme verimliliğine, denetime ve yönetime sağladığı katkıların farkını görebiliyor ve

bütünleşik sistemlerden edinebilecekleri faydayı önemsiyorlar. Dolayısıyla kullanıcılar ürün ve hizmet alırken ithalatı yapan, projeyi uygulayan ve teknik destek veren kuruluşları daha dikkatle incelemeye başladılar ve artık güvenlik firmalarını sadece cihaz ve kablo aldıkları bir tedarikçi olarak değil, verimliliklerine katkı sağlayan bir çözüm sağlayıcı olarak görmeye başladılar. Toplumda da güvenlik sistemlerine yaklaşımının değişmiş olduğunu söyleyebiliriz. Tedbirsizlik, ihmalkarlık ve unutkanlık sebebiyle yaşanan üzücü olaylardan sonra, yavaş yavaş da olsa, toplum olarak artık biraz daha bilinçli hareket etmeye çalışıyoruz. Her olaydan sonra gördüğümüz tedbirsizlik, ihmalkarlık ve unutkanlık, yerini yavaş da olsa bilinçli hareket etmeye bırakıyor. Çözümleriniz bu farkındalığın gelişiminde nasıl bir paya sahip? Çeşitli uygulamalarla kullanıcı farkındalığına destek olmaya çalışıyoruz. Merkez ofisimizde yer alan deneyim merkezinde bütünleşik sistemlerin çalışma mantığını ziyaretçilerimize aktarıyoruz. Amaç; kullanıcının sistemleri birebir deneyimlemesi ve bahsettiğimiz güvenlik, verimlilik gibi konuların bütünleşik sistemlerle nasıl hayata geçtiğini gözlemleyebilmesi. Bu deneyimle kullanıcılar aslında nelerin, neden, ne kadar önemli olduğunu net ve aracısız şekilde görebiliyorlar. Bu da bizim arzuladığımız farkındalık için önemli bir adım. Bu deneyim merkezi yaşayan bir yer. Teknoloji ile paralel olarak sistemler de güncelleniyor ve kullanıcılar her ziyarette yeni bir deneyim ile karşılaşılıyor. Bu uygulamayı geliştirerek sürdüreceğiz. Çünkü günün sonunda söz konusu insan güvenliği.


16

BThaber

BİLİŞİM DÜNYASI

22 - 28 HAZİRAN 2015

Yazıcı pazarı için agresif hedefler Haber Merkezi Samsung, geniş ürün yelpazesi içinde yer alan yazıcı ürünleri ile ilgili yatırımlarını artırıyor. Samsung Electronics Türkiye Başkan Yardımcısı Tansu Yeğen, lazer yazıcılar tarafında dünyadaki ikinci büyük üretici olduklarını ve baskı teknolojileri pazarına önemli oranda yatırım yaptıklarını belirtti. Samsung’un akıllı ofis konseptinin bir parçası olarak, baskı çözümleri alanında sundukları teknolojilerin, yeni nesil iş ortamlarının oluşturulmasında önemli bir rol oynadığını kaydeden Tansu Yeğen, şunları kaydetti: “Baskı çözümleri, hem yerel hem de küresel arenada ciddi yatırımlar yaptığımız ve iddialı olduğumuz bir pazar. Akıllı ofis vizyonumuzun bir parçası olan baskı çözümleri alanında tüm ihtiyaçları karşılayan teknolojilerimizle, kurumların bilişim politikalarıyla uyumlu yeni iş ortamlarının oluşturulmasında önemli bir rol oynuyoruz.” Türkiye yazıcı pazarının yüzde 25 oranında büyüme gösterdiğine dikkat çeken Tansu Yeğen, kendilerinin de Türkiye baskı çözümleri pazarında yüzde 20’lik pay sahip olduklarını kaydetti.

Haber Merkezi Türk Ekonomi Bankası (TEB), stratejik ortağı BNP Paribas ile birlikte bankacılık ve finans dünyası için müşteri deneyiminde fark yaratacak girişimci fikirlere destek olmak amacıyla çalışmalarını sürdürüyor. Bu kapsamda TEB; San Fransisco, Paris, Brüksel, Roma ve İstanbul olmak üzere beş farklı şehirde eş zamanlı düzenlenen küresel yazılım maratonu BNP Paribas International Hackaton’ın İstanbul ayağını 12-14 Haziran tarihlerinde Saklıköy TEB Formasyon Akademisi’nde gerçekleştirdi. Bankacılık ve finans dünyası için müşteri deneyiminde fark yaratacak, yenilikçi çözümler geliştirmek ve girişimcilere destek olmak amacıyla düzenlenen BNP Paribas International Hackathon, finansal teknoloji üreten 10 girişimci ekibi ağırladı. Yarışma boyunca, kurgusal bir data

Yazıcı pazarına yönelik yatırımlarını artıran Samsung hedef büyüttü: 2017 yılında pazar liderliği.

Emre Feyizoğlu Yazıcılar konusunda da kanal yapısını güçlendiren Samsung, Arena ve Koyuncu ile distribütörlük anlaşması imzaladı. Şirket ayrıca, çözüm ortakları yapısını da güçlendirdi. Samsung’un baskı pazarındaki hedefleri kapsamında, ekibini ve kanal yapısını büyüterek oldukça agresif bir büyüme trendi içinde olduğunun altını çizen Tansu Yeğen, “Önüzümdeki dönemde ekibimize ve iş ortaklarımıza yapacağımız yatırımlarla kapsama alanımızı daha da genişleteceğiz” dedi. Son yıllarda yazıcı ve baskı pazarında tercihlerin değiştiğini belirten Samsung Electronics Kurumsal Baskı Çözümleri Grup Müdürü Emre Feyizoğlu,

günümüzde işletmelerin baskı sistemi ihtiyaçları arasında maliyet tasarrufu, çevresel ve finansal sürdürebilirlik, mobil yazdırma, güvenlik, merkezi yönetim, uyumluluk ve dokümantasyon süreçlerinin otomatize edilmesi gibi önceliklerin yer aldığına dikkat çekerek; Samsung olarak öncelikli odaklarının kurumların bu ihtiyaçlarını kabul edilebilir maliyetlerde karşılayabilecekleri doğru ürün ve çözümleri sunmak olduğunu söyledi. Emre Feyizoğlu, Samsung yazıcı ve baskı çözümlerinin kurumlara sağladığı maliyet avantaj ve tasarrufları hakkında şunları söyledi: “Baskı yönetim hizmetleri kapsamında sunduğumuz hizmetlerle,

Tansu Yeğen müşterilerimizin 4-5 yıllık süreçte hesaplanamayan ya da öngörülemeyen maliyetlerini ortadan kaldırarak; finansal sürdürülebilirliklerine ciddi katkılar sağlıyoruz. Bunun dışında yerinde servis hizmeti sayesinde, satın alma ve BT ekiplerinin asıl görevlerine odaklanmalarına yardımcı oluyoruz. Müşterilerimiz, sunduğumuz dokümantasyon güvenlik ve takip yazılımları sayesinde kişi/departman bazında baskı maliyetlerini anlık olarak takip edebiliyor; gereksiz ya da aşırı baskı faaliyetlerini tespit ederek engelleyebiliyor.” Sarf malzemelerinin önemi Gelişen ve yaygınlaşan

Finans dünyası için çözüm yarışı ‘BNP Paribas International Hackathon’ın İstanbul ayağı, TEB Formasyon Akademisi’nde gerçekleştirildi

seti kullanarak kod yazan, mobil veya web tabanlı yazılım geliştiren girişimciler, TEB ve diğer sektörlerden gelen uzmanlardan da mentorluk desteği aldı. Girişimcilerin projeleri, teknoloji ve finans

dünyasının önde gelen isimleri, melek yatırımcılar, danışmanlar, teknokent temsilcileri, global ödeme sistemi sağlayıcıları ve TEB yöneticilerinden oluşan bir jüri tarafından değerlendirildi. Titizlikle

yapılan değerlendirmenin ardından yarışmayı kazanan girişimciler ve projeleri belirlendi. Müşterilerin banka ile ilgili soru, şikayet, talep ya da işlemleri için cep telefonlarında kullandıkları

Doküman Yönetim Sistemleri’nin yazıcı ve sarf malzemesi pazarına olan etkisine de değinen Feyizoğlu, “Baskı ve fotokopi işlerinin takibi, raporlanması ve kurumsal firmalara özel uyarladığımız baskı kural ve politikaları ile işletmeler, artık baskı hacmini ciddi anlamda kontrol altına alabiliyorlar. Bu tarz çözümler, çalışanların dokümanlarını güvenli bir şekilde yazdırmalarına olanak sağlayarak; sadece yetkilendirilmiş kullanıcıların kimlik kartlarını okutarak yazdırma, kopyalama ve tarama işlemlerini gerçekleştirmelerini sağlıyor” dedi. KOBİ’ler için çözümler Samsung, büyük kurumlara sunduğu kurumsal paket çözümlerinin yanı sıra özellikle geçtiğimiz yıl lansmanını yaptığı Samsung Business Core baskı çözümleriyle KOBİ’lerin (Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeler) yardımına da koşuyor. Yalın BT altyapısına sahip KOBİ’lere, herhangi bir sunucu gereksinimi olmadan güvenli yazdırma olanağının yanı sıra belge iş akışı ortamının yönetilmesi ihtiyacını kolayca ve düşük maliyetlerle karşılama imkanı sunuyor.

anlık mesaj uygulamaları üzerinden çağrı merkezindeki müşteri temsilcileriyle gerçek zamanlı mesajlaşarak hizmet almalarını sağlayan bir platform geliştiren DumeTech birinci olurken; kullanıcı davranışını ölçümleyerek müşteri deneyimini iyileştirmeye yönelik analiz servisleri üzerine çalışan AppAnalytics ikinciliği elde etti. Hologramik sanal asistan sistemi “Fijital Adam: Sanal Finansal Danışman” projesiyle Manetho ise üçüncü oldu. Üç proje Kasım ayında Paris’te gerçekleşecek Global Demo Day’de BNP Paribas uluslararası jürisinin karşısına çıkarak Türkiye’yi temsil edecek. Kazanan girişimciler için, para ödülünün yanı sıra potansiyel iş ortaklığı imkanları da olacak. Ayrıca girişimciler, TEB’in stratejik ortağı BNP Paribas’ın 80’e yakın ülkedeki global ağı sayesinde yeni müşterilere ulaşma ve işbirliği şansına da sahip olacak.


17 BThaber

DOSYA

Enerji Yönetimi ve Verimliliği

Hem üretimde hem de tüketimde verimlilik için bilişim

Rekabet ortamının güçlendiği günümüzde kurum ve kuruluşlar maliyetlerini Ayhan Sevgi düşürme çabalarını sürdürüyorlar. Kurumların en büyük maliyet kalemlerinden birini de enerji oluşturuyor. Hem enerjiyi daha ucuza mal etmek hem de daha az enerji tüketme konusunda çaba sarf ediliyor. Bu doğrultuda enerji yönetimi ön plana çıkıyor. Enerji maliyetlerinin bir bölümünü kurumların kullandığı bilişim sistemlerinin harcadığı enerji oluşturuyor. Bu doğrultuda düşük enerji harcayan sistemler tercih edilirken, bilişim

22 - 28 HAZİRAN 2015 www.bthaber.com

teknolojileri de genel enerji giderlerinin düşürülmesinde önemli bir rol oynuyor. İşin farklı bir boyutunu da enerji şirketlerinin verimliliği oluşturuyor. Enerji şirketleri hem kurum içi verimliliği artırma hem de doğru tahminlemeler yaparak maliyetleri düşürme konusunda bilişim yatırımlarına yöneliyorlar. Sağlanan verimlilik de doğal olarak enerji şirketlerinin abonelerine sunduğu enerjinin fiyatlarına yansıyor. Kısacası günümüzde artık bilişim teknolojileri hem enerjinin üretilmesinde hem tüketiciye sunulmasında hem de enerjinin tüketilmesinde önemli bir aktör haline geldi.


18

DOSYA

BThaber

Enerji Yönetimi ve Verimliliği

22 - 28 HAZİRAN 2015

Atos Akıllı Enerji Birimi Müdürü Tevfik Kor

Turkcell Pazarlama Ürün, Servis ve İşbirliklerinden Sorumlu Grup Başkanı Yiğit Kulabaş

Enerji, Türkiye’nin gündemini değiştiriyor

Ölçmeden yönetemezsiniz

Türkiye’de enerji sektöründe büyük bir dönüşüm yaşanıyor. Bir taraftan özelleştirmeler sonucunda yaşanan dinamizm, pazara yerli ve yabancı oyuncuların iştahını artırırken, öte yanda enerjiyle ilgili tüm dünyayı kasıp kavuran “akıllı sayaçlar”, “yeşil enerji” ve “enerji tasarrufu” gibi başlıklar da Türkiye’nin gündemini etkilemeyi başarıyor. Kısacası, elektrik tüketimi talep artışında dünyada Çin’den sonra ikinci sırada bulunan ve enerjide yüzde 76 oranında dışa bağımlı olan Türkiye, geleceğin enerji altyapısına hazırlanıyor. Bu konuda politika ve stratejiler üreterek çözüm arayışına giren ülkemiz, 2023 vizyonu çerçevesinde, yenilenebilir enerji kaynaklarına ve akıllı şebekelere geçiş sürecini hızlandırırken, ortaya çıkan ekonomik pasta da göz kamaştırıyor. Hal böyle olunca, enerji firmalarının yanı sıra sektörün akıllanmasında doğrudan rol oynayacak bilişim şirketlerinin odağında da Türkiye çoktan üst sıralara taşınmış durumda. Yazılım üreticisinden donanım sağlayıcısına, BT hizmetleri şirketlerinden telekomünikasyon ve GSM firmalarına kadar herkes bu büyük pazardan pay almaya çalışıyor. Bu anlamda enerji yönetiminin önemini kavrayan kurumlar iş teknolojistlerinden destek alıyor. Atos, enerjide globalde olduğu gibi Türkiye’de de geniş bir müşteri portföyüne sahip. Öyle ki 15 bin aboneli müşterilerimiz olduğu gibi, milyonlarca aboneye hizmet veren şirketlerin de iş ortağıyız. Müşterilerimizin farklı ihtiyaç ve beklentilerine uygun çözümleri, adeta bir terzi gibi oluşturuyor, entegre ediyor, kuruyor ve yönetiyoruz. Atos, global firmaların ürünlerini portföyünde barındırırken, Türkiye pazarına özel olarak geliştirdiği “Atos Abone Bilgi Yönetim Sistemi” (ABYS) çözümüyle de ülkenin şartlarına ve dinamiklerine uygun hizmetleri müşterilerine sağlıyor. Finanstan muhasebeye, bütçelendirmeden tedarik zinciri yönetimine, satın almadan envanter yönetimine, coğrafi bilgi sisteminden abone yönetim sistemine kadar birçok konuda Atos’un enerji

firmalarının operasyonel sürecine katkı sağlayacak çözümleri bulunuyor. Sahadaki en ufak ekipmandan, CEO’nun önüne konan ‘dashboard’a kadar tüm süreçlere hakimiz. Teknik bilginin yanı sıra tüm sektörel süreçleri de biliyor olmamız, bizi tercih edilen bir iş ortağı kılıyor. Böylece enerji firmalarına esneklik, zaman ve maliyetten tasarruf sağlıyoruz. Verimli odaklı hizmet rekabet gücünü artırıyor Kurum içinde etkin teknoloji kullanımının, şirketlerin enerji verimliliğini arttırmadaki en önemli etken olduğu artık kurumlar tarafından farkedildi. Bu bağlamda kurumlar, verimlilik odaklı hizmetler alarak hem rekabet gücünü artırıyor, hem enerji tasarrufu sağlıyor hem de daha çevreci çözümlere kavuşmuş oluyor. Biz de Atos olarak sadece enerji sektöründeki değil farklı sektördeki müşterilerimize de uygun çözümler sunarak onları enerji verimliliğini sağlayarak rekabet güçlerini arttırmayı hedefliyoruz. Örneğin bunu finans sektöründen bir örnekle aktarabiliriz. ICT Summit Now Bilişim Zirvesi 2014’te ödül alan mobil saha otomasyon ürünümüz Whizz, müşterilerine saha süreçlerini iyileştirme ve böylece hizmet kalitelerini artırma imkânı veriyor. Şirketlerin faaliyet alanlarına ilişkin başvuru toplama, başvuru değerlendirme , kampanya tanımlama, raporlama ve ekip performans takibi gibi farklı fonksiyonları barındıran Mobil Saha Otomasyonu Whizz, şirketlere mobil cihaz üzerinden çevrimiçi veya çevrimdışı veri girişi, verilerin güvenli şekilde Atos sunucularında saklanması ve müşteri sistemine aktarılması gibi avantajlar sunuyor. Kağıt kullanımını ortadan kaldıran, her türlü ulaşım sürecini sıfıra indiren Whizz, mobil teknolojiyi kullanarak özellikle finans sektöründe pazarın standartlarını değiştiriyor. Diğer yandan Elektrikli Araç konusunda da ciddi yatırımlar yapan Atos, her konuda olduğu gibi yenilenebilir enerji konusunda da yenilikçi ve pazar düzenleyici çözümleriyle bugünü değil yarını şekillendiriyor.

Bugün enerji ve su yönetimi konusu sadece Türkiye’nin değil, yerkürenin en önemli gündem maddelerinden biri. Enerji şebekeleri, M2M çözümlerinin kullanıldığı alanların başında geliyor. Başta sayaç ve trafo merkezleri olmak üzere, enerji dağıtımı, iletim ve üretim bileşenlerinin tümünde anlık veri iletimi M2M hatları üzerinden sağlanıyor. Özel olarak geliştirdiğimiz Akıllı Enerji ürünleri ile tüketim (sayaç) ve iletim noktalarının uzaktan izlenmesini ve yönetilmesini sağlayarak şebekeleri akıllı hale getiriyoruz. Bu sayede; enerjide kayıp kaçak önleniyor, tasarruf oranları çok ciddi ölçüde artıyor. Üstelik çevre koruma anlamında da önemli bir katkı söz konusu. Şebeke elemanlarının fiziki güvenliği ve saha kontrolü ile verimlik artışı da elde edilen yan faydalardan bazıları. “Ölçmeden Yönetemezsin!” mottosuyla hareket eden Turkcell, işletmelerin enerji tüketimlerini anlık olarak izleyebilmelerini, anlık olarak müdahale edebilmelerini, bu sayede tüketimlerini ölçerek, yöneterek, tasarruf etmelerini sağlıyor. Turkcell Akıllı Enerji Servisi

sayesinde tüm lokasyonlar ve enerji tüketen makineler, her yerden anlık izlenebiliyor. Asıl fayda bu bilgilerin anlamlandırılması sonucunda ortaya çıkıyor. Enerji tüketim bilgileri anlamlandırılmış olarak sunulduğunda enerji tüketimi yönetilebiliyor. İşletmeler, tüm Türkiye’deki enerji tüketimlerini tek bir harita üzerinden izleyebiliyor, karşılaştırabiliyor, reaktif cezaya düşmeden öngörebiliyor ve yönetebiliyor. Bugün, reaktif cezalar, faturaların yüzde 30’una kadar ulaşabiliyor. Turkcell Akıllı Enerji İzleme servisi ile reaktif ceza önceden öngörülüyor ve önlem alınarak, önemli ölçüde tasarruf sağlanmış oluyor. Servis aynı zamanda enerji sağlayıcı firmaları için de müşteri bağlılığı ve hizmet farkı gibi önemli fırsatlar yaratıyor. Aynı zamanda sisteme geçiş maliyetinin son tüketiciye yansıması da en aza indirilebiliyor. Aynı hizmetin evimizdeki, iş yerimizdeki elektrik, su, doğalgaz vb tüm tüketimler için olması, enerji sektöründe dağıtım ve perakende hizmeti veren şirketlerin sundukları fayda ile farklılaşmalarını ve rekabette bir adım önde olmalarını sağlıyor.


Enerji sektörünün değişken dinamikleri ve talep karşılama zorluklarına karşı geleceğin teknolojileriyle bugünden bir adım öne geçin. Operasyonel teknolojilerinden bilgi sistemlerine kadar, iş sürecinizin her adımında Atos yenilikçi çözümleriyle yanınızda. Firmanız için gelecek bugün başlıyor.


20

DOSYA

BThaber

Enerji Yönetimi ve Verimliliği

22 - 28 HAZİRAN 2015

Schneider Electric Enerji Verimliliği Mühendisi Zeynep Evren

Oracle Enerji Satış Direktörü Müge Gökçek

Başarı, enerji yönetim sistemlerinden geçiyor

Enerji stratejileri yeni boyut kazanıyor

Enerji yönetimi, enerji kaynaklarının ve enerjinin verimli kullanılmasını sağlamak için yürütülen faaliyetlerin bütünüdür. Enerji yönetimi, esas itibariyle yönetimsel ve teknik gereklilikleri içeren iki kısımda ele alınabilir. İşletmelerde enerji performansını iyileştirmek için kullanılabilecek farklı yöntemler, yaklaşımlar ve araçlar söz konusudur. Enerji verimlilik hedeflerini gerçekleştirmek isteyen kuruluşlarda sadece yeni teknolojilerin satın alınması yerine, enerji yönetimi sisteminin kurulmasıyla daha başarılı ve süreklilik arz eden sonuçlar alındığı görülmüştür. Bilişim sistemlerini barındıran büyük veri merkezlerinin enerji tüketimlerini incelediğimizde en önemli kalemlerden birinin soğutma sistemlerinin tükettiği enerji olduğunu görüyoruz. Günümüzde soğutma tarafında tasarruf edebilmek için uygulanan yöntemlerden en önemlisi serbest soğutma (freecooling) yani dış ortam havasının sıcaklığından yararlanılarak sistemlerin soğutulması. Serbest soğutmadan en uzun süre yararlanabilmek için mümkün oldukça yüksek ortam sıcaklıklarında çalışabilen donanımlar tercih edilmeli. Özellikle veri merkezlerinin soğutulması ile ilgili olarak önemli bir referans olan “ASHRAE TC 9.9 Thermal Guidelines for Data Processing Environments” e göre tavsiye edilen maksimum sıcaklık 27C. Bilişim sistemleri satın alırken donanımların bu sıcaklıklara uygun olup olmadığına dikkat edilmeli, ayrıca soğutmayı sağlayan mekanik sistemlerde bu çalışma sıcaklarına göre verimli çalışacak modellerden seçilmeli. Diğer taraftanda donanımların kendi enerji tüketimlerinde de tasarrufa gidilebilir. Bunun için veri merkezindeki

donanımlar, DCIM (data center infrastructure management) yazılımları sayesinde cpu utilizasyonları ve enerji tüketimleri takip edilip gereksiz olan sunucular kapatılabilir, sanallaştırma teknolojileri sayesinde fiziksel donanım kullanımı azaltılıp enerji tüketimi sağlanabilir. Enerji verimliliği ve sürdürülebilirliğinde büyük önem taşıyan izleme altyapısında analizörler ve yazılımlar ön plana çıkmaktadır. Sürdürülebilirliğe bütüncül ve sistematik çözüm sunan akıllı panolar ile; dahili ve bağımsız ölçüm ve kontrol fonksiyonlarını ölçülür, entegre haberleşme arabirimleri, enerji yönetimi platform ve yazılımlarına bağlanarak ve gerçek zamanlı izleme ve kontrol, tüketim bilgilerine erişim ve bu verilere dayalı enerji verimliliği çözümler üretilir. Ölçüm, bağlantı ve izleme adımları içeriğinde haberleşen koruma ve kontrol elemanları ile güvenli çalışma, açık, ölçeklenebilir ve güvenli bir dijital enerji yönetim sistemiyle veri toplamanması otomatik hale getirilir. Ardından Schneider Electric’in enerji yönetimi uzmanlarının yardımıyla veriler, müşterilerin tesislerinin performansını sürekli biçimde anlayabilmelerini sağlamak için uygulamaya konabilir bilgilere dönüştürülür. Schneider Electric çözümleri, şirketlerin geçerli sistemlerine yaptığı yatırımları destekler ve kurum genelinde ortak bir anlayış için iyileşmiş sonuçların geniş bir kitleye iletişimini sağlamak için kullanılır. Akıllı pano, izleme ve verilere dayalı enerji verimliliği çözümleri için servis büro hizmeti kurumların enerji verimliliğinin sağlanması ve sürdürülebilmesi için gerekli olan çözümlerdir.

Enerji yönetimi, kavramı kurumların üretimi azaltmadan enerjinin verimli olarak kullanılmasını ifade etmektedir. Bu kavram sadece kurumlar açısından değil enerji sektörü oyuncuları ve enerji politikalarını yön veren kurumlar açısından da önemli bir konudur. Enerjinin verimliliği ile ilgili bilinirliliği arttırmak, bilgiler sağlamak, gelecek talep ve tahminlerin doğru yapılabilmesine imkan sağlayacak altyapıların oluşturulması bu hedefe ulaşmak için kullanabileceği yollardan bazılarıdır. Yeni nesil enerji şebekelerinin yaygınlaştırılması enerji stratejilerine yeni bir boyut kazandırmıştır. Akıllı sayaçlar ve ölçüm girişimleri, elde edilen verilerin işlenmesi ile kurumlara maksimum faydanın sağlanması konusunda benzersiz fırsatlar sağlamaktadır. Kurumlar için enerji ve su tedariği vazgeçilmezdir ve bugün herhangi bir tür enerji kullanmadan bir günü geçirmek neredeyse düşünülemez. Çoğu müşterinin, sağlayıcılarının taleplerine uymak ve ücretleri ödemeye çalışmaktan başka pek seçeneği yoktur. Bundan dolayı, tüketiciler anlaşılır biçimde faturalarını sorgulamaya başlamaktadırlar ve bu da, enerji hizmeti veren şirketlerin, ilgili masraflar konusunda harekete geçmesi ve masrafları azaltmaya yardımcı olacak çeşitli eylemler önermesi gerektiği anlamına gelmektedir. Kurumlar kendilerine sunulacak şeffaf bir faturalama, verimlilik programlarının teşvik edilmesi ve esnek fiyatlama metodları ile enerji verimliğini sağlayabilir.

Kurumlar gelişen teknolojiler ile birlikte dönüşüm geçirmektedir. Geçtiğimiz on yılda, akıllı telefon ve tabletler gibi İnternet özellikli teknolojilerin ve sosyal medya iletişim kanalları da dahil Web kullanımının yaygınlaşmaktadır. Kurumlar her alanda aldığı gerçek zamanlı hizmeti enerji hizmet sağlayıcılarından talep ederek enerji verimliğini yönetebilmelidir. Enerji hizmet sağlayıcılarının verdiği müşteri hizmetleri servisleri ile kurumların yaptıkları sorgulara anında erişebilir ve sonuçlandırabileceği sistemler ile müşteri hizmet düzeyi yükseltilmelidir. Örneğin, müşteri hizmetleri yetkilileri söz konusu platformları kullanarak enerjinin kullanımındaki en yoğun zamanları belirleyebilir ve böylece kurumların faturalarındaki rakamları düşürmeleri için çeşitli önerilerde bulunabilir. Enerjinin verimli bir şekilde yönetilmesi sadece kurumların yapacakları teknolojik yatırımlarla sınırlı değildir. Kurum içi yapılacak teknolojik yatırımların sonuçları oldukça sınırlı olacaktır. Etkinin daha yaygın ve büyük olabilmesi için yapılacak teknolojik yatırımların enerji hizmet sağlayıcıları altyapılarından başlaması gerekmektedir. Yeni nesil akıllı şebekelerin kullanılması, akıllı sayaçların kurumlar tarafında kullanılması ile doğru talep ve tahmin yapabilen enerji hizmet sağlayıcıları, fiyatları düşürürken geliri arttırma sorununa çözüm bulabilecektir. Verilen hizmet karşısında hem müşteri memnuniyetini ve sadakatini artırırken, kurumlarda maliyetlerini azaltabileceklerdir.


BThaber

Enerji Yönetimi ve Verimliliği

22 - 28 HAZİRAN 2015

DOSYA

21

Vodafone Türkiye İcra Kurulu Başkan Yardımcısı Engin Aksoy

CSC Türkiye Genel Müdürü Alev Alp Esen

Gerçekçi hedefler teknoloji ile hayata geçer

Harcanan enerjinin sorgulandığı bir dönemdeyiz

Enerji yönetimi, kurumlar açısından enerji verimliliğinin artırılması anlamına geliyor. Enerji verimliliğinin artırılması ise ancak akıllı şebekeler ile mümkün. Enerji maliyetlerini düşürmek ve verimli enerji politikaları için akıllı şebeke sistemleri kaçınılmaz. Bugün Türkiye, dünyanın en çok elektrik enerjisi tüketen 22’nci ülkesi konumunda. Avrupa’nın 6’ncı büyük enerji piyasasıyız. Bu büyüklüğe karşın, ülkemizdeki elektrik şebekelerinde kayıp kaçak elektrik oranının yüzde 15 seviyesine yükseldiği hesaplanıyor. Sadece kayıp kaçak elektrik nedeniyle Türkiye’de hane başına yılda 120 TL’ye varan maliyet oluşuyor. Akıllı sayaçlar, bu kayıp elektriği önlemeye yardım ettiği gibi, konutlara ve sanayiye yansıyan elektrik faturalarında yüzde 20’lere varan maliyet avantajı da getiriyor. Akıllı şebekeler, enerji üretimi, iletimi ve dağıtımında otomatik ölçüm sistemleriyle enerji kesintisinin önlenmesinde, aşırı yük ve arıza durumlarının kontrol altına alınarak şebeke güvenilirliğinin sağlanmasında, yenilenebilir enerji kaynaklarının sisteme dâhil edilerek, verimliliğin artırılmasında kurumlara ve vatandaşlara yüksek fayda sağlıyor. 2000 yılından bu yana yenilenebilir enerji ve enerji verimliliği konularında radikal kararlar alınıyor. Yasal temeller sağlamlaştırılıyor. Regülasyonlar vizyoner zemini belirliyor. Vodafone Türkiye olarak, reel hedeflerin ancak teknoloji ile hayata geçirebileceğine inanıyoruz. Dolayısıyla, başta kurumlarımız olmak üzere ülke olarak akıllı enerjide adımlarımızı sıklaştırmamız gerekiyor. Bu kapsamda, kurumlarımızın, akıllı enerji sistemlerine yatırım yapması, bu

yatırımı yaparken de son yılların hızla gelişen makinelerarası iletişim (M2M) teknolojilerinden yararlanması büyük önem taşıyor. Sadece kurumiçi değil genel olarak enerji verimliliğini sağlamanın yolu, sürdürülebilir enerji yönetimi için akıllı şebekeleri benimsemekten geçiyor. Akıllı şebekelerin belkemiğini oluşturan enerji sayaçlarının internet üzerinden iletişime geçmesi, onları birer verimlilik ve tasarruf cihazına dönüştürüyor. Bu sayaçların uzaktan izlenip yönetilmesi, doğru tüketim tahminlerinin yapılmasının yanında, kurumların enerji verimliliği hedeflerine de büyük katkı sağlıyor. Akıllı şebekeler alanında Vodafone Grubu’nun İngiltere ve Hollanda’da hayata geçirdiği projeler, enerji verimliliğinde bilişim teknolojilerinin rolüne güzel bir örnek oluşturuyor. Vodafone İngiltere’nin projesiyle 53 milyon elektrik ve doğalgaz sayacı akıllı sayaca dönüştürüldü. Vodafone Hollanda’nın Amsterdam Smart City projesi ise sadece akıllı enerji verimliliğini değil, karbon emisyonunu %5 azaltmayı başaran trafik projesini de içinde barındırıyor. Vodafone Türkiye olarak biz de yurt çapında 8 elektrik dağıtım şebekesiyle akıllı sayaç konusunda işbirliği yapıyoruz. Türkiye genelinde yaklaşık 35 milyon elektrik sayacı bulunuyor. Bu 35 milyon sayacın akıllı sayaca dönüştürülmesiyle, tüketicilere yansıyan yıllık 120 TL’lik kayıp kaçak elektrik maliyeti ortadan kalkacağı gibi, son kullanıcılara yansıyan faturalarda yılda 4,2 milyon TL tasarruf mümkün olacak.

‘Akıllı’ bir enerji yönetimi (EY), elbette her şeyden önce enerji tasarrufu sağlamaya yöneliktir. Eğer bu yönetim, ‘akıllı’ bir enerji satın alma (ES) yöntemi ile birleştirilirse, elde edilebilecekler, tasarrufun da ötesinde, rekabetçi avantajlar elde etmeye kadar uzanabilir. Ek olarak, günümüzde müşteriler “yeşil üretim” talebinde bulunuyorlar. EY ve ES’ye yatırım yapmamak, müşteri kaybına dahi sebep olabilir. EY ve ES zekası aynı zamanda enerji kaynaklarına da yönelik olmalıdır. Geçtiğimiz hafta açıklanan G7 bildirgesinde olduğu gibi, artık hepimizin karbon ayak izini azaltacak yüzde 100 yenilenebilir enerji kullanımını hedefleyecek çalışmalar yapması gerekiyor. Bunları hayata geçirmek için yüzyılın sonunu beklemeden, en kısa zamanda harekete geçmeliyiz. Özellikle enerji kullanımın yoğun olduğu sektörlerde, enerji yönetiminin gerçek potansiyelinin açığa çıkarılabilmesi için, üretim süreçleri ile entegre edilmesi gerektiğini de belirtelim. Günümüzde neredeyse herkes çevreci bir sorumlulukla hareket ediyor. Son kullanıcı cihazlarından sunuculara kadar, satın alımlarda yeşil üretim hattına sahip firmalar öncelikli olarak tercih ediliyor. Sadece cihazın tükettiği enerji değil, üretim aşamasından dağıtım aşamasına kadar harcanan enerjinin tüketiciler tarafından sorgulandığı bir dönemdeyiz. Yüksek enerji tüketimine sahip kurumlar, aşağıda sözünü ettiğim EY/ES çözümlerine yönelmeliler. Akıllı bina otomasyonu: Açık kaynak otomasyon

sistemleri kullanılarak, çok düşük maliyetlerle gezegendeki tüm binalara uygulanabilir ve enerji verimliliğinde ciddi fark yaratabilir. Yazıcılar: İlk kural: Taslak dokümanları yazdırmayın. İkinci kural: Yasal olarak ya da sözleşme icabı gerekmiyorsa, final dokümanları da yazdırmayın. Üçüncü kural: Düşük enerji tüketimine sahip yazıcıları enerji tasarrufu ayarları ile kullanın. Dördüncü kural: Çalışanların masalarında küçük yazıcılara yer vermeyin. Çıktı almak için yürünmesi gerekirse, alınan çıktı sayısı da otomatik olarak azalacaktır. Gerçek zamanlı analitik: Enerji tüketiminizi ölçün; enerjinin nerede gereksiz olarak harcandığını bulmak için veri analitiğinden yararlanın. Enerji satın alma çözümleri: Doğru kaynaktan (yenilenebilir), doğru zamanda, doğru miktarda enerji satın almak için bu çözümlerden yararlanın. Kurum geneline yayılan bir enerji yönetim sistemini devreye alın. Bu sayede enerji tedariğini ve tüketimini izleyebilir, yönetebilirsiniz. Sensör kullanımı ile enerji tüketiminizi ölçün ve enerji kullanımını optimize etmek üzere analitik ve büyük veri kombinasyonundan yararlanın.


22

BThaber

GÖRÜŞ

22 - 28 HAZİRAN 2015

Araç takip sistemlerinin kısa tarihi ve bugünkü Türkiye pazarı Türkiye’de hemen her gün pazara yeni oyuncular girmekte, bunların bir çoğu yeterli birikime ve teknolojik altyapıya sahip olmadan basit bir yazılım ve bir kara kutu ile işe başlamakta, başta çok düşük marjlarla müşteri temin ettikleri için büyüyen sistemin gerek teknolojik gerekse yatırım ve satış sonrası destek altyapılarını sağlayamayarak müşterilerini mağdur etmektedirler. Levent Aydoğan Araç takip sistemlerinin dünyada ilk örnekleri GSM gibi hücresel sistemler ve internetten de önce 1980 sonlarında görülmeye başladı. İlk sistemler, konum belirlemede yine GPS veya karasal bazlı transponder türü telsiz sistemlerinden yararlanılırken, aracın konumunun bir merkeze gönderilmesi uydu ve VHF/UHF telsiz sistemleri üzerinden yapılmaktaydı. GPS uyduları Amerikan Savunma Bakanlığı’nın kendi ihtiyacı için atıldığından, bugün 10 metrenin altında olan konum hassasiyeti sivil uygulamalar için o zamanlar 200 metre civarında sağlanıyordu. Internetin olmayışı, bugünkü web tabanlı sistemler gibi araçlarınızı dilediğiniz yerden izlemek yerine sadece şirkette yer alan bilgisayardan izlemenize olanak veriyordu. Haritalar bugünkülerden oldukça basit ve ilkeldi. Yine de araçlarınızı oturduğunuz yerden izlemek o zaman da insanlara bilim kurgu gibi geliyordu. Bugün araç takip sistemlerinin geldiği en son durum, GSM/ GPRS/3g, GPS/GLONASS/ Galileo, yüksek hızlı internet, POI zengin harita altlıkları, bulut teknolojileri gibi en son ve en yeni teknolojileri kullanan web tabanlı sistemlerdir. Bir alt uygulaması olduğu M2M (Makinalar arası iletişim sistemleri) 2004 yılında yayınlanan bir raporda, gelişmiş ülkelerin önümüzdeki 10 yılda yatırım yapmaya karar

verdiği en gelişmiş 10 teknoloji arasında sayılmıştı. Bugün aynı zamanda IoT’nin (Internet of Things) öncüsü olma özelliği ile M2M’in ne kadar önemli bir teknoloji olduğu, GSM operatörlerinin de verdiği önem ile kendini ispat etmiştir. Temel faydaları şirketlere verimlilik, tasarruf, güvenlik, çevrecilik gibi konularda oluşurken, sektörel uygulamalarda örneğin soğuk zincir kontrolu ile insan sağlığı, hazır beton kontrolu ile bina güvenliği gibi sayısız konularda yan faydaları oluşmaktadır. Bugün, mahkemelerin pek çok suç olayında şirket araç takip kayıtlarına başvurduğu ve adaletin gerçekleşmesinde bu sistemlerden yararlandığı olağan bir uygulama haline gelmiştir. En son olarak dünyada araç sigortası

sektöründe, sigorta şirketlerinin bu teknolojiyi kullanarak sürücülerin sürüş davranışlarını değerlendirmesine, genellemeler yerine bireysel risk analizi yaparak en doğru ve en uygun poliçelendirmeyi oluşturmasına olanak sağlayan sektörde devrim niteliğinde bir değişikliğe yol açmıştır. Araç takip sistemleri, M2M uygulamaları içinde belki de en kompleks uygulama olma özelliğine sahiptir. M2M uygulamalarında genel olarak uç noktalar, kablolu veya kablosuz sabit lokasyonlarda ve tipik olarak merkezin sorgulaması sonucu bir düzen içerisinde bilgi iletirler. Araç takip sistemlerinde ise mobil ortamın değişken sinyal koşulları altında araçlardan rasgele düzende gelen

dakikada 100 binlerce mesajın gerçek zamanlı işlenme zorluğu ve bir mesajın dahi kaçırılması durumunda o araçla ilgili raporlarda hata oluşma durumu, iyi bir sistem tasarımı için birçok konuda ciddi bir “know-how” gereksinimi doğurmaktadır. Türkiye pazarında durum maalesef biraz düzensiz gelişmektedir. Pazarda bugün itibariyle 35 civarında firma rekabet etmektedir. Hemen her gün pazara yeni oyuncular girmekte, bunların bir çoğu yeterli birikime ve teknolojik altyapıya sahip olmadan basit bir yazılım ve bir kara kutu ile işe başlamakta, başta çok düşük marjlarla müşteri temin ettikleri için büyüyen sistemin gerek teknolojik gerekse yatırım ve satış sonrası destek altyapılarını sağlayamayarak

müşterilerini mağdur etmektedirler. Dünyanın hiçbir yerinde olmayan 24 ay bedelsiz hizmet yine Türkiye’ye mahsustur. Abone gelirlerinin toplam gelir içindeki payı dünyada yüzde 56 seviyelerinde iken, bu gelir Türkiye’de yüzde 1015 seviyesinde kalmakta ve başlangıçta müşteriye cazip gelen bu uygulama daha sonra yeterli gelir oluşmadığı için müşterilere kaliteli hizmet seviyesini sağlamakta firmaları zorlamakta ve müşteri memnuniyetsizliklerine dönüşmektedir. Tüm bu koşullar altında Türkiye pazarı, kullanım nedeni olarak yakıt tüketimini düşürmek ve filo disiplinini sağlamak motivasyonları başta olmak üzere çeşitli nedenlerle yıllık yaklaşık yüzde 30 büyüme hızı ile Avrupa’nın en hızlı büyüyen pazarların başında gelmekte, bugün itibariyle aktif 750 bin civarında araçta kullanılmakta olduğu tahmin edilmektedir. 2018 yılında bu rakamın 2 milyon adedi geçmesi beklenmektedir. Araç takip sistemlerinin ekonomiye bugüne kadar sağladığı maddi katkı, sadece Türkiye’de 5 milyar TL’nin üzerinde olduğu ve her yıl da yaklaşık 1,5 milyar TL ve artan bir şekilde katkı sağlamaya devam ettiği hesaplanmaktadır. Tüm dünyada sağlamakta olduğu tasarruf ve verim artışı ise yılda 10 milyar doların üzerinde olduğu söylenebilir. Bu hesaplar, sistemi kullanan araçlarda ortalama yüzde 15’lik bir yakıt ve verimlilik artışı varsayımı ile gerçekleştirilmiştir.


Bırakın. Düşürün. Silin. Dosyalarınızı geri almanıza yardımcı oluyoruz.

Hizmet İçeriği

Müşteri kazanır:

Seçili SV35 Surveillance HDD modellerinde fiyata dahil 3 yıllık Seagate Rescue™ data kurtarma paketi. Surveillance HDD (7. Nesil) 6TB - ST6000VX0011 5TB - ST5000VX0011 4TB - ST4000VX002 3TB - ST3000VX005 2TB - ST2000VX005 1TB - ST1000VX003

SV35 Serisi 3TB - ST3000VX004 2TB - ST2000VX004 1TB - ST1000VX002

• Gönderi bedeli dahil bir (1) laboratuvarda kurtarma işlemi gerçekleştirilir. Asya Pasifik ülkeleri için istisnalar mevcuttur. • Müşterinin kurtarılan datası, yeni bir harici diskle teslim edilir. • Türk müşterilere özel: Diskin gümrükte takılmasından doğacak masraflar Seagate tarafından karşılanır.

Nasıl çalışır?

1

Eğer verinizi kaybederseniz bizi arayın.

2 Cihazınızı bize gönderebilmeniz için size bir kutu yollayacağız.

3 Datanızı kurtarıp harici diskte teslim edeceğiz.

Neden +Rescue data kurtarmalı diskleri almalısınız: • Seagate +Rescue data kurtarma, disk fiyatına dahildir. Datanızı kurtarmanız gerekirse www.seagate.com adresinde ülkeniz için verilmiş olan numarayı arayın veya web sitemiz üzerinden hizmet için başvurunuzu gerçekleştirin. • Kullanıcıların yalnızca %17’si datasını güncel olarak depolar. • Birçok bulut kullanıcısı datasını hala sabit diske kaydetmektedir. Bazı belgeleri buluta kaydetme konusunda kendilerini rahat hissetmemektedirler (finansal veriler, vergi kayıtları, vb.). +Rescue data kurtarma bu müşteriler için mükemmel bir hizmettir.

• Seagate memnuniyet oranı %95’in üzerindedir. • İşlemde başarı oranı %90’dan yüksektir. • Kurtarma, RAID’li diskler için de geçerlidir.


24

BThaber

BİLİŞİM DÜNYASI

22 - 28 HAZİRAN 2015

Genç girişimciler meleklerle buluştu Teknoloji ve bilişim projesi olan gençleri projelerini hayata geçirmek için yatırımcılarla bir araya getiren, “Teknoloji Melekleri Proje Pazarı” etkinliği 15 Haziran 2015 Pazartesi günü İstanbul Ticaret Odası’nda gerçekleşti. İstanbul Kalkınma Ajansı destek programı kapsamında İstanbul Ticaret Odası’nın düzenlediği etkinlikte 15 genç girişimci projelerini akademisyenlere ve melek yatırımcılara sundu. Başarılı olan girişimciler Silikon Vadisi’ne gönderilerek projelerini dünya çapında tanıtma fırsatı bulacak. Kadın istihdamına yönelik hayata geçirilmiş olan “Teknoloji Melekleri” projesi en önemli katma değer unsuru olarak, gelişme potansiyeli yüksek olan teknoloji/bilişim sektörüne yönelik nitelikli insan kaynaklarının ve yaratıcı iş fikirlerinin geliştirilerek sektör tarafından ticarileşmesini sağlıyor. Proje kapsamında düzenlenen eğitim programlarına katılan öğrenciler, sektöre yönelik ürettikleri uygulamaları ve dijital iş fikirlerini düzenlenen proje pazarı dahilinde işletmeler ile

paylaşabilme imkanına sahip oluyorlar. Böylece üretilen fikirlerin ticarileşmesi, sektörün ise yenilikçi fikirleri tanıması sağlanıyor. “Teknoloji Melekleri” projesinde başarılı öğrenciler Silikon Vadisi’ne gönderilerek projelerini dünyaya duyurma fırsatı yakalıyor. “Teknoloji Melekleri Proje Pazarı” etkinliğinde konuşma yapan TOBB İstanbul Kadın Girişimciler Kurulu Başkanı Hatice Dinçbal Kal, “TOBB İstanbul Kadın Girişimciler Kurulu olarak kuruluşumuzun amacı kadın istihdamı ile kadın girişimciliğin önünü açmak ve yaygınlaşmasını sağlamaktır. Öncelikle tüm bu faaliyetlerimizde bizlere destek olan sayın başkanım İbrahim Çağlar’a, yönetim kuruluna, genel sekreterliğimize ve bizimle çalışan herkese huzurunuzda teşekkür ederim. Kadın istihdamı ve girişimciliğe yönelik Fikrim Artık İşim ve Teknoloji Melekleri projelerimizi hayata geçirdik. Bu projelerde, girişimci oldular, kurul üyesi oldular ve hala bizimle birlikte bulunuyorlar. Bugün ise İstanbul Kalkınma

Ajansı’ndan destek aldığımız İstanbul Ticaret Odası Liderliği’nde ve İstanbul Ticaret Üniversitesi ile birlikte gerçekleştirdiğimiz “Teknoloji Melekleri” projemizin finalindeyiz. Gerçekleşecek sertifika törenimizde Teknoloji Melekleri kapsamında kursiyerlerimiz sertifikalarını alacaklar ve aynı zamanda genç kızlarımız yaptıkları projelerini akademisyenlere ve melek yatırımcılara sunacaklar. Başarılı isimler Silikon Vadisi’ne gönderilecek. Son yıllarda da gördüğümüz üzere her işin başı teknoloji ve teknoloji de çok hızlı gelişiyor. Mobil teknolojilerinde de akıllı telefon ve internet kullanımı hızla artıyor. Tüm bu gelişmeler doğrultusunda internet kullanımı 2015 yılı sonuna doğru dünya da 4 milyara ulaşacak. Türkiye’de de interneti 45 milyon kişi kullanıyor. 2014 yılı itibariyle 9 milyon akıllı telefon kullanıcısı var. Dolayısıyla biz de mobil teknolojilerinde başarılı olmuş projelerimizin dünyaya tanıtımında kızlarımızın da yer almasını amaçlıyoruz” açıklamalarında bulundu.

Siber Güvenlik ve Biyometri Merkezi açıldı Yıldız Teknik Üniversitesi’nde kurulan’Siber Güvenlik ve Biyometrik Araştırmalar Danışmanlık Test Merkezi’nin açılışı ‘Siber Güvenlik ve Biyometri Çalıştayı’ ile birlikte gerçekleşti. Biyometri konusunda en son teknolojik ürünlerle donatılan ‘Siber Güvenlik ve Biyometrik Araştırmalar Danışmanlık Test Merkezi’nde; 3D yüz tanıma, davranış tanıma, iris tanıma, parmak damar izi ve ve parmak izi tanıma sensörleri ve yazılımları gibi ürün ve çözümler yer alıyor. Test merkezinin açılışından sonra gerçekleşen ‘Siber Güvenlik ve Biyometri Çalıştayı’nda ilk olarak Dr. Berk Gökberk geçmişten bugüne biyometrinin gelişimi, geldiği nokta ve biyometride dikkat edilmesi gereken unsurlar hakkında bilgiler verdi. Siber güvenlik konusunda sunumunu gerçekleştiren Siber Güvenlik Uzmanı Akın Sağbilge “İnternet ve mobil dünya üzerinden finansal hizmetlerin çokça revaçta olduğu bugünlerde siber güvenliğin ve verilerin korunması önemlidir” dedi. Programın devamında

Vodafone Mobil Finansal Hizmetler Yöneticisi Beril Öktem de, Vodafone’un müşterilerine gözlerini bir kez kayıt etmeleri sonrasında EyeVerify ile şifresiz giriş olanağı tanıyan mobil cüzdan uygulaması Vodafone Cep Cüzdan hakkında sunumu gerçekleştirdi. Yazılım & Destek Uzmanı Serkan Yaltalıer ise EyeVerify ile ilgili teknik detayları kısaca katılımcılara aktardı. Çalıştayın son bölümünde ‘Biyometrik teknolojilerde dünyada ve Türkiye’de mevcut durum ve çözüm önerileri’ ele alındı. İstanbul Üniversitesi’nden Prof. Dr. Aydın Akan’ın moderatörlüğünde gerçekleşen panelde konuşan Ölçsan Genel Müdürü Burak Sondal, biyometri konusunun önemine değinerek, biyometri ve siber güvenlik açısından bu alanda geliştirilen teknolojilerin uygulamasının son derece pratik hale geldiğini anlattı. Panele katılan diğer konuşmacılar Sabancı Üniversitesi’nden Doç. Dr. Berrin Yanıkoğlu, TÜBİTAK UEKAE’den Dr. Umut Uludağ ve TSE’den Mariye Umay Akkaya da biyometrik teknolojilerdeki son gelişmelerden bahsetti.

Eğitimde engeller kalkıyor Milli Eğitim Bakanlığı, işitme, görme veya hafif düzeyde zihinsel yetersizliği olan öğrencilerin sınıf ve atölyelerinin donanım ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla Turkcell ile bir işbirliği protokolü imzaladı. Beyoğlu Öğretmenevi’nde yapılan protokol imza töreninde konuşan Bakan Avcı, atılacak imzalarla faydalı bir işe daha başlamanın bahtiyarlığı içinde olduklarını ifade ederek, “Bugün durumları sebebiyle özel eğitime ihtiyacı olan çocuklarımız için önemli bir adım daha atıyoruz. Onların yeterliliklerinin artmasına katkı sağlayacak bir

Avcı ve Turkcell Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Akça tarafından imzalandı.

çalışmayı daha başlatmanın arifesindeyiz” diye konuştu. İmzalanan protokolle özel ve mesleki eğitim merkezlerindeki atölyelerin gerekli donanıma

kavuşacağını ifade eden Bakan Avcı, bu merkezlerde eğitim alan öğrencilerin uygulayarak öğrenebilme imkânlarına kavuşacaklarını, böylece

öğrencilerin becerilerini tecrübe edecekleri alanlara kavuşacaklarını kaydetti. Konuşmanın ardından projeye ilişkin protokol, Milli Eğitim Bakanı Nabi

10 bin öğrenciye ulaşılacak Engelsiz Eğitim Programı adını taşıyan proje ile engelli öğrencilerin eğitimine ve nitelikli istihdama yönelik gelişimlerine destek sağlanacak. 7 milyon lira bütçe ayrılan ve 80 okulda yürütülecek proje kapsamında; engelli öğrencilerin özel eğitim aldıkları okullarda, meslek atölyeleri ve teknoloji sınıfları oluşturulacak. Engelsiz Eğitim Programı ile 2 yıl içerisinde 10 bin öğrenciye ulaşılacak.


BThaber

BİLİŞİM DÜNYASI

22 - 28 HAZİRAN 2015

Ekrem Uçman Veri merkezi dizayn aşamalarında yaşanan sorunları ve riskleri ortadan kaldırmayı amaçlayan ortaklığı Uptime Institute Yönetim Müdürü Philip Collerton ve Schneider Electric Struxureware İş Geliştirme Uzmanı Behram Sarıalioğlu ile yaptığımız sohbetle değerlendirdik . n Öncelikle Türkiye’deki Veri Merkezi pazarını değerlendirebilir misiniz? Tükiye’de son 5 yıllık dönemde veri merkezi alanında ciddi gelişmeler yaşandı. Özellikle finans ve telekom sektörlerindeki öncüler mevcut verilerinin ve müşterilerinin artmasıyla doğru orantılı olarak veri merkezi alanında ciddi yatırımlar yapmaktadırlar. Bunun dışında yabancı sermayeli isim yapmış hosting –colocation firmalarınında Türkiye pazarına ciddi bir ilgisi bulunmaktadır. Türkiye’nin konumu itibariyle batı ve doğuyu birleştirici bir rolü olduğundan veri ve veri transferi anlamında da kritik role sahiptir. Önümüzdeki yıllarda da bu ivmenin hiç yavaşlamadan artacağını beklemekteyiz. n Schneider Electric ve Uptime Institute olarak verdiğiniz hizmetler nelerdir? Schneider Electric olarak veri merkezi altyapısı ile ilgili uçtan uca çözüm sunabilen dünyadaki tek üreticiyiz. Uçtan uca kavramını açacak olursak, elektriğin üretildiği noktadan tüketildiği noktaya kadar ki her katmanda çözümlerimi

25

Schneider Electric ve Uptime riskleri sıfırlamak istiyor Veri merkezi pazarının önde gelen üreticilerinden Schneider Electric, pazarın beklentilerini eksiksiz bir şekilde karşılamak amacıyla Uptime Institute ile birlikte hareket etmeye başladı.

Uptime Institute Yönetim Müdürü Philip Collerton

Schneider Electric Struxureware İş Geliştirme Uzmanı Behram Sarıalioğlu bulunmaktadır. Sırasıyla , orta gerilim, alçak gerilim, kesintisiz güç kaynakları, soğutma sistemleri, güç dağıtım ürünleri, zayıf akım, otomasyon, veri merkezi altyapı yönetimi yazılımları ve fiber, bakır kablo çözümleri ile aktif cihaz olarak tabir ettiğimiz sunucu, ağ bağlantısı ve depolama cihazları seviyesine kadar entegre çözümlerimizi sunabiliyoruz. Uptime Institute en çok “Accredited Tier Designer “ve “Accredited Tier Specialist” eğitimleri ile bilinmekte ancak bunun dışında veri merkezlerinde hem tasarım dökümantasyonu hem uygulanmış çalışır durum hem de operasyonel sürdürülebilirlik ile ilgili tier yedeklilik sertifikalandırılması

yapılabilmektedir. n Schneider Electric ile ilişkilerden bahseder misiniz? Uptime Institute her ne kadar marka bağımsız bir organizasyon olsa da global olarak Schneider Electric ile eğitim ve seminer anlaşmalarımız bulunmaktadır. Schneider Electric her sene Amerika’da gerçekleştirilen Uptime Institute Symphosium ‘un ana sponsorlarındandır ve Uptime Institute’un sunmuş olduğu eğitimleri partner yapısı doğrultusunda kendi müşterilerine sunabilmektedir. n Eğitim programına gelecek olursak, konuyu biraz anlatabilir misiniz?

Uptime Institute ortaklığında gerçekleştirdiğimiz bu eğitim Accredited Tier Designer eğitimidir. Uptime Institute’un belirlediği TIER yedeklilik disiplininde veri merkezi dizayn konularını içermektedir. Farklı sektörlerden katılımcılarımız oldu; finans , telekom, kamu, colocation şirketleri, danışmanlık şirketleri ve sistem entegratörlerinin ciddi anlamda bir ilgisi oldu. Bu ilginin Türkiye’deki veri merkezi projelerinin dinamizmi ile doğru orantılı geliştiğini düşünüyoruz. Eğitime olan ilgi oldukça yüksekti ve maksimum katılımcı rakamı olan 25’e ulaşmayı başardık. Schneider Electric ve Uptime Institute olarak sektördeki aktörlerin veri merkezi

alanındaki uzmanlık seviyelerini geliştirmesi bizleri ciddi anlamda doğru yolduğumuzu gösteriyor. n Yeni eğitimler olacak mı ve üniversiteler ile de benzer çalışmalar yürütmeyi düşünüyor musunuz? Bu eğitim iyi bir başlangıç oldu ve sektördeki talep ile doğru orantılı olarak 2015’in son çeyreğinde düzenlemek üzere planlamalar yapmaktayız. Bu gün itibariyle Bahçeşehir Üniversitesi ile gerçekleştirdiğimiz ortaklık sonucu veri merkezlerinde enerji verimliliği konusunu işliyoruz. Öğrencilerden gelen talep ve ilgi doğrultusunda bu projemiz devam edecektir.

Anadolu Bilişim, SAP PCoE sertifikasını yeniledi

Anadolu Bilişim Kurumsal Uygulama Hizmetleri Direktörü Atakan Karaman

Anadolu Bilişim, sahip olduğu SAP’nin Uzman İş Ortağı (PCoE / Partner Center of Expertise) sertifikasını yeniledi. Yeni sertifikayla Anadolu Bilişim, iki yıl süreyle SAP çözümlerinin uzman entegratörü olarak deneyimini ispatladı. Anadolu Bilişim’in SAP PCoE standartlarına uyumluluğunu belgeleyen sertifikayla Anadolu Bilişim müşterileri, dünyanın ilk gerçek zamanlı bellek içi platformu SAP HANA üzerinde geliştirilen SAP çözümlerini Anadolu Bilişim’in sektördeki deneyimiyle edinebilecek. Ayrıca iş zekası, kurumsal kaynak yönetimi,

insan kaynakları yönetimi, raporlama, müşteri ilişkileri yönetimi gibi uçtan uca SAP portföyü Anadolu Bilişim’den satın alınabiliyor. SAP’nin PartnerEdge Channel programı dâhilinde iş ortaklarına verdiği SAP PCoE sertifikası, müşterilere üstün kalitede hizmet ve ürün ulaştırıldığını belgeliyor. Bu sertifika ile Anadolu Bilişim, SAP standartlarına uygun çözüm ve ürünlerin satış lisansıyla birlikte, SAP çözümlerinin müşteri ihtiyaçlarına yönelik uygulaması konusunda da uzmanlığını yeniden belgelemiş

oldu. Sertifika iki yıl süreyle Anadolu Bilişim’e sunuldu. Anadolu Bilişim Kurumsal Uygulama Hizmetleri Direktörü Atakan Karaman, konu hakkında şunları söyledi: “Türkiye’de bilişim hizmetlerinin öncüsü olmak için faaliyetlerimizi sürdürürken, 15 ülkede 50 binden fazla kurumsal kullanıcıya hizmet götürüyoruz. Bir hizmet şirketi olarak, müşterilerimizin ihtiyaçlarına yönelik esnek çözümler tasarlıyoruz. İş ortaklarımız arasında bulunan global yazılım devi SAP’nin tüm çözüm portföyünü,

müşterilerimizin ihtiyaçları doğrultusunda onlara ulaştırıyoruz. SAP HANA platformu dâhil olmak üzere uçtan uca SAP çözümlerinde güvenilir iş ortağı olduğumuzu belgeleyen SAP PCoE sertifikası denetimini başarıyla tamamlamanın gururunu yaşıyoruz. Anadolu Bilişim’in deneyimi ve uzmanlığıyla, SAP çözüm portföyünün güvenilir entegratörü olarak, iki yıllık SAP PCoE sertifikasından aldığımız güçle işini geleceğe taşımak isteyen tüm kurumları Anadolu Bilişim’le iş birliğine davet ediyoruz.”


26

BThaber

BİLİŞİM DÜNYASI

Haber Merkezi 3 Haziran günü gerçekleştirilen etkinlikte son dönemin yükselen trendleri arasında yer alan “Hyper Converged” konusuna yer verilirken, konusunda uzman isimler katılımcıları bilgilendirdiler. Etkinliğin konuşmacıları arasında yer alan Simplivity CEO’su Doron Kempel, Simplivity’nin kısa sürede yaşadığı yükselişi ve sundukları çözümleri katılımcılarla paylaşırken, Avnet ile Türkiye pazarına giriş yapmaktan mutlu olduğunu dile getirdi. Konuşmasına Simplivity’nin günümüzde oldukça karmaşık bir hal alan BT yapılarını basitleştirme misyonuyla yola çıktığını ifade eden Doron Kempel, Simplivity’nin sunduğu çözümlerle birçok uygulamayı bir arada kullanmayı mümkün kıldığını söyledi. 100 binden fazla uygulamaya sahip olduklarını belirten Kempel, geçtiğimiz 2 sene içerisinde büyük ve orta ölçekli bir çok şirketler çalışmaya

22 - 28 HAZİRAN 2015

Simplivity Avnet ile Türkiye pazarında iddialı Türkiye pazarına giriş yapan şirketlerden Simplivity, Avnet ile birlikte İstanbul Deniz Müzesi’nde Simplivity Customer Forum etkinliğini gerçekleştirdi.

başladıklarını dile getirdi. Konuşmasında Türkiye pazarına da değinen Kempel, ülkemizdeki

pazarın en önemli avantajı olarak şirketlerin yeniliğe açık yapısını ve tutuculuktan uzak politikasını gösterdi.

Avnet ile birlikte Türkiye’de de büyüme hedeflediklerini söyleyen Kempel, bu konuda Avnet ile birlikte

çalışmaktan mutluluk duyduklarını da sözlerine ekledi. Bilindiği üzere geçtiğimiz Ocak ayında Avnet ile Türkiye distribütörlüğü konusunda anlaşan Simplivity, Türkiye pazarına sektördeki ilk Hyper-Converged (Bütünleşik Altyapı) ürünlerinden biri ile giriş yaptı. VMware vCenter üzerinden yönetilen ve Hyper-Converged mimarisine sahip SimpliVity çözümünün sunucu, veri depolama ve yedekleme gibi geleneksel altyapı bileşenlerini tek çatı altında toplayıp, karmaşıklıklarını ortadan kaldırarak sanallaştırılan sistemlerin,ve uygulamaların yönetimini kolaylaştırmayı vaat ediyor.

QNAP yenilikleri için geri sayım

Şakir Güner

QNAP, Tayvan’da düzenlenen Computex 2015 Fuarı’nda dünyanın ilk Thunderbolt NAS veri depolama ünitesi ile birlikte birçok yeni özelliği kullanıcılarına tanıttı. Thunderbold Turbo vNAS TVS-871T ile eşzamanlı 4K video aktarımı ve görüntüleme mümkün. Buna göre QNAP, TVS871T ile DAS/NAS/iSCSI SAN veri depolama ünitesini kullanıcılarına sunarak eşzamanlı 4K video aktarımı ve görüntüleme için esnek bağlantı seçeneklerine sahip veri depolama çözümünü sundu. TVS-871T; mevcut iki Thunderbold arabirim portu sayesinde yüksek erişilebilirlik, optimum işbirliği ve sorunsuz genişleme ile Mac kullanıcıları için dosya depolama ve yedekleme alanında çözüm sağlıyor. Tek bir cihaz ve esnek

bağlantı seçenekleri ile birden fazla cihaz arasında yüksek hızda dosya paylaşımı, Mac kullanıcıları ve video profesyonelleri için de ideal depolama ünitesi çözümü sunduklarını belirten QNAP Türkiye Distribütörü TESAN’da Network Sistemleri Genel Müdür Yardımcısı Şakir Güner, şu bilgileri verdi: “QNAP olarak teknolojik ihtiyaçları yakından takip ediyoruz. Böylece kullanıcı dostu QTS işletim sistemini sürekli yeniliyor, 4.2 versiyonu ile kullanıcılara bu yönde önemli bir arama motoru olan Qsirch yapısını sunuyoruz. Bunun yanında, melez sanallaştırma platformu ayrıca zenginleştirilmiş multimedya servisleri de var. Tesan olarak QNAP için tüm teknolojik gelişmeleri takip ediyor, QNAP’a satış ve pazarlama olarak tüm desteği veriyoruz.”

Birçok sanal makineyi yönetmek mümkün QNAP, gelişmiş bir kullanıcı deneyimi sunmak için yeni QTS 4.2 işletim sistemi ile depolama yöneticisi, volume snapshot, snapshot replication, VM yedekleme ve geri yükleme, JBOD, paylaşılan klasörleri şifreleme, geliştirilmiş ağ güvenliği gibi diğer birçok uygulama için yeniden tasarlandı. Bu arada, Qsirch yapısı da, kullanıcıların kolay ve hızlı bir şekilde QNAP NAS üzerindeki belge, fotoğraf, film ve şarkı dahil olmak üzere belirli dosyaları bulmalarına yardımcı olmak için güçlü bir arama fonksiyonu sunuyor. QNAP sanallaştırma istasyonu ile Turbo NAS üzerinde birden çok sanal makineyi yönetebilmeyi, böylece ağ yönetim

maliyetlerini azaltmayı mümkün kılıyor. QNAP Konteyner istasyonu LXC and Docker lightweight ise sanallaştırma metotlarını destekleyerek, kullanıcılara sıra indirme uygulamaları çalıştırmak için imkan veriyor. QTS 4.2, desteklediği DLNA, AirPlay, chromecast gibi protokoller ile kullanıcılara tek bir merkezden tüm multimedya içeriklerini yönetebilmelerini sağlıyor. Yenilenen HD istasyonu ile QNAP Turbo NAS, kullanıcılara çoklu görev, çoklu dil desteği, Skype, Libre Office Plex Home Theater gibi uygulamalar ile gelişmiş çoklu medya deneyimi sunuyor. Farklı zamanlarda kullanıma sunulması beklenen TVS871T, Container Station ve QTS 4.2 konusunda detayları www.qnap-tr. com adresinden takip etmek mümkün.



28

BThaber

BİLİŞİM DÜNYASI

22 - 28 HAZİRAN 2015

“Türkiye’de Devoteam akademisi kurmayı düşünüyoruz” Ruşen Göbel 20 ülkede 4000 çalışanıyla BT hizmetleri sunan Devoteam Yönetici Ortağı Osama Ghoul ve Genel Müdürü Erdinç Güney ile bir araya gelerek sorularımızı yönelttik. n Devoteam’den bahseder misiniz? Devoteam’in Türkiye’deki hedefleri neler? Osama Ghoul: Devoteam, BT sektöründe danışmanlık ve entegrasyon servisleri sağlayan küresel bir şirket. Avrupa, Kuzey Afrika ve Orta Doğu’daki ülkeler ve Türkiye ağırlıklı olmak üzere 20 ülkede neredeyse 4000 çalışanımız var. Bu bölgeler bizim şimdilik odak noktamız. 20 yıl önce kurulmamızdan bu yana odağımız, müşterilerimizin teknoloji eksiklerini, iş ihtiyaçlarını karşılamak. Biz her zaman bilişim ve iş dünyası arasında yer alarak bu iki dünya arasındaki boşluğu doldurduk ve şirketlerin bilgi teknolojilerini en iyi şekilde kullanarak işlerini geliştirmelerini, sürdürülebilirliklerini geliştirmelerini ve rekabet avantajı elde etmelerini sağladık. Bu bizim yarattığımız DNA’mız. Bu bizim 20 yıldır devam ettirdiğimiz yolculuğumuz. Teknolojinin evrimiyle beraber biz de daima en son teknolojilerde yer aldık. Devoteam’in diğer danışmanlık şirketlerinden farkı, bizim bilişim teknolojileri alanına odaklanmış olmamız. Bizim yaptığımız her şey BT ile ilgili veya BT’nin kurulumu üzerine. Türkiye’de neredeyse 8 yıldır bulunuyoruz ve Türkiye pazarına ilk geldiğimizde “kuruluş” olmayı istedik. Türkiye pazarı, teknolojiye uyum konusunda Avrupa’ya göre biraz geriden geliyordu. Bu yüzden biz de pazarın ihtiyaçlarına göre hareket etmeye çalıştık. Söylediğim gibi, son birkaç yıldır teknoloji gelişmeler, Türkiye kurumsal

Türkiye’de kurulacak akademi ile yeni nesil en son teknolojilerle tanıştırılacak ve aralarından çıkan en iyiler çeşitli konumlarda istihdam edilecek. iş yaşantısında büyük rol oynuyor. İşte bu yüzden Türkiye’de Devoteam’i tüm varlıklarımızdan tam anlamıyla yararlanacak şekilde pozisyonluyoruz. Aynı zamanda dijital dönüşümüne, işletimsel mükemmeliğe erişmelerine ve doğru BT altyapısını oluşturabilmelerine yardımcı olacak, iş ihtiyaçlarına uygun hizmetler de geliştirmeye devam ediyoruz. n Türkiye’de ne gibi yatırımlar yapmayı düşünüyorsunuz? Yatırım odağınız nedir? Osama Ghoul: Devoteam olarak bizim çeşitli hizmetlerimiz bulunuyor. 3 tane ana hizmet grubumuz var. Bunlardan ilki dijital iş dönüşümüyle ilgili. Diğer hizmetimiz ise IT departmanının hayata geçirilmesi üzerine. Üçüncü hizmetimiz ise dönüşüm yönetimi ve program yönetimi. Bugün Türkiye’deki asıl odağımız, IT departmanının hayata geçirilmesi. Çünkü Türkiye’de şu anda hem devlet, hem de kişisel tarafta herkesin yeni iş stratejisini dönüştürmekte olduğunu görüyoruz. Bizim rolümüz, IT’nin bizim bütün yeteneklerimizden, bütün sistemlerimizden ve çalışanlarımızdan faydalanmasına yardımcı olmak. Böylece IT departmanının iş ile aynı seviyede çalıştığından emin olabiliriz. Yapmayı planladığımız yatırımlara baktığımızda, tüm dünyada kullandığımız sistemlerimizi, teknolojilerimizi ve araçlarımızı Türkiye’ye getirmek. Bu yatırımın bir parçası elbette ki yeni çalışanları işe alıp eğiterek, son teknolojileri yakalamalarını sağlamak. Bu bizim kısa vadeli planımız. Orta vadede Türkiye’de bir Devoteam akademisinin kurulmasını planlıyoruz.

Bu sayede yeni nesli son teknolojilerle eğiterek aralarından iyilerine iş teklifi götürebileceğiz. Bu sistemi birkaç ülkede denedik ve yapmak istediğimiz yatırımlar doğrultusunda çok kârlı olduğunu fark ettik. n Türkiye’de nasıl bir büyüme stratejisi izleyeceksiniz? Osama Ghoul: Türkiye’ye baktığımızda özellikle ağ, sunucu ve depolama gibi altyapı yatırımlarının giderek arttığını gözlemledik. Aşama aşama gerçekleşen bu yatırım zincirinde, altyapı yatırımlarından sonra yazılım alanına yapılan yatırımları geliyor. Uygulama ve uzman kadro üzerine yoğunlaşan bu yatırımların devamında ise şirketlerin servis tarafına ağırlık vererek süreci tamamladığını görüyoruz. Bizim de bu aşamadaki amacımız, şirketlere bu yatırım süreçlerinde yol göstererek, içerisinde bulundukları dönüşüm sürecini sorunsuz bir şekilde anlatmalarını sağlamak. Bir sonraki adımda işin dijital dönüşümüne ağırlık veriyor olacağız. IT’nin düzgün bir şekilde işlediğinden emin olduğumuzda ise inovasyona ağırlık vereceğiz. Erdinç Güney: Türkiye’de Devoteam sistem entegrasyonuyla özdeşleşmiş durumda. Bizim için bu kimliği korumak çok önemli. Diğer taraftan Devoteam, IT hizmetleri çözümlerinde ciddi

bir bilgi birikimine sahip. Türkiye’de Devoteam’in bilgi birimini daha da güçlendirmeyi amaçlıyoruz. Osama Ghoul: Küresel olarak IT servis yönetimi konusunda en önemli oyunculardan biriyiz. Bugün büyük yazılım firmalarını, entegrasyon hizmetlerimizin bir parçası olarak kullanıyoruz. Yeteneklerimiz ve bu yazılım paketlerimiz sayesinde müşterilerimizin daha iyi bir sisteme sahip olmalarını sağlıyoruz. n Eklemek istediğiniz başka bir şey var mı? Osama Ghoul: Çok basit

bir şey eklemek istiyorum: Türkiye pazarında bulunmak bizi heyecanlandırıyor. Türkiye’de büyük bir potansiyel olduğuna inanıyoruz. Bu potansiyel, ekonomik büyüme ve genç nüfus sayesinde büyüyor. Çünkü IT ve işte bu iki faktör çok önemli. Bizim işleyişimiz diğer uluslararası şirketlerden biraz daha farklı. Biz ülkelere gittiğimizde dışarıdan çalışan getirip götürmek yerine o ülkenin vatandaşlarını eğiterek bizim için çalışmalarını sağlamayı amaçlıyoruz. Bizim şu zamana kadar yapmakta olduğumuz ve yapmaya devam edeceğimiz şey de bu: Kuzey Afrika’da, Orta Doğu’da, Avrupa dışındaki her yerde yerel çalışanların hizmetlerimizi sunabilmesi.

Devoteam Yönetici Ortağı Osama Ghoul



30

BThaber

BİLİŞİM DÜNYASI

Haber Merkezi ‘Nesnelerin İnterneti (IoT) kavramı, analitik yaklaşımla adreslenmesi gereken bir büyük veri yapısı anlamına geliyor. Dünya ekonomisine 1,9 trilyon dolar ek değer katması beklenen IoT, büyük verinin anlık olarak analiz edilip buna uygun aksiyonlar alınabilmesi ile bir değer yaratabilir. Konuyla ilgili olarak 16 Haziran’da düzenlenen toplantıda SAS Türkiye Genel Müdürü Hakan Erdemli, küresel bazda önem taşıyan verileri ve beklentileri paylaştı. Buna göre, araştırma şirketi Gartner, 2020 yılına gelindiğinde dünyada birbirine bağlı cihaz sayısının 26 milyara ulaşmasını beklerken, Cork Institute of Technology de 20 yıl içinde tek bir kişinin yaklaşık 5 bin “nesneyle” bağlantılı olacağı tahmininde bulunuyor. “IoT, beraberinde gelişmiş analitik ile adreslenebilecek büyük veri fırsatını ortaya çıkarıyor. Bankacılık sektörü her yerde ön planda Gelişimi devam etmesi beklenen IoT’e karşılık, asıl önemli unsurun analitiğe önem vermek olduğunun altını çizen Erdemli, hedef ve stratejilerini şöyle anlattı: “Gerçek zamanlı, çoklu kanallı bir yapı analiz için önem taşıyor. Nesnelerin analitiği karar alma hızı sağlamakla kalmıyor. Bu analitik yapı, segmentasyon

22 - 28 HAZİRAN 2015

IoT’de bir adım ötesi; nesnelerin analizi SAS Türkiye Genel Müdürü Hakan Erdemli

ve kişiselleştirmenin bir adım ötesine, multi segmentasyona geçiyor. Bir sigorta şirketinin 20 yaşındaki bir sürücü için belirlediği sigorta primi ile, aynı kişi 35 yaşına geldiğinde belirlediği primin birbirinden ayrı olması bunun bir örneği. Küresel bazda ve Türkiye’de bu teknolojiyi kullanımda bankacılık sektörü öne çıkıyor. Türkiye’nin ayrıştığı sektör ise telekom ve Türkiye’deki gelirde telekomun payı daha fazla. Bu başlıkta operatörlere

çözümler sunduğumuz gibi, bankalara, sigorta ve perakende sektörlerine, kamuya da çözümlerimiz ulaşıyor. Ancak Türkiye’de üretim sektöründe SAS çözümleri pek kullanılmıyor ve bu konuda önemli fırsatlar var. Bu yolda iş ortakları bizim için önemli bir kanal olacak. Çünkü iş ortağı sayımızı artırmaya odaklanıyoruz. Var olan iş ortaklarımızın organik büyümesi kadar, sektörel uzmanlıkları olan iş ortakları sayısını da artırmak üzere çalışmalarımız var.”

Anlık çözüm imkansız değil IoT’den değer yaratma yolunu ‘Nesnelerin Analitiği’ olarak gösteren Hakan Erdemli, bu yeni analitik kültüründeki konumlarını da örneklerle paylaştı. SAS Event Stream Processing Engine, SAS HighPerformance Analytics, SAS Asset Performance Analytics ve SAS Cloud Analytics gibi araçlar ile yüksek hacimli, gerçek zamanlı ve gecikmesiz analitik yapılarak hızlı karar ve aksiyon alınabiliyor. Bu

sistem, yollara yerleştirilen sensörlerle trafik sıkışıklıklarını belirleyip trafik akışını optimize etmekten, üretim bantlarında oluşabilecek problemleri önceden belirleyip üretimin aksamamasını sağlamaya, uçakların ürettiği veriyi inceleyerek güvenlik sistemlerini geliştirmekten, bir mağaza müşterisine eline aldığı ürünle ilgili dijital ekranda anlık teklifler sunabilmeye kadar çok geniş yelpazede iş ihtiyaçlarını adresliyor. SAS da böylece ‘Nesnelerin Analitiği’ kavramını ortaya koyuyor” diyen Hakan Erdemli, şu bilgileri paylaştı: “Makine endüstrisi, telekom, otomotiv, perakende, havacılık ve sağlık sektörleri başta olmak üzere geniş bir alanda Nesnelerin Analitiği yaklaşımı ile sorunların önceden belirlenmesi, anlık otomatik önlemlerin alınabilmesi, geleceğe yönelik tahminlerin yapılabilmesi ve kaynakların verimli kullanılabilmesi mümkün oluyor. Modern bir petrol sondaj platformunun günde yaklaşık 8TB, bir Boeing 787’nin 1 saatlik uçuşta ortalama 40TB veri ortaya çıkardığı düşünüldüğünde, ortaya çıkan bu büyük veriyi yüksek performansla, gecikme yaşanmadan, anında analitik süreçlerden geçirebilecek güçlü araçlara ihtiyaç var.”

Getron Almanya Ofisi faaliyete geçti Deloitte Technology Fast50 Turkey listesinde en hızlı büyüyen ilk 50 şirket arasında yer alan, Bilişim 500 listesinde de Türkiye Merkezli Yazılım Üreticileri arasında 45’inci sırada bulunan Getron Bilişim Hizmetleri’nin Almanya ofisi Dresden şehrinde faaliyete geçti. Böylece şirket, Öngörüsel Analiz (Predictive Analytics) alanındaki “Getron Advisor” ürününü Almanya üzerinden Avrupa pazarına sunmaya başladı. Almanya ofisi; halihazırda Yıldız Teknopark’ta faaliyetlerini sürdüren

Getron’un Avrupa’da satış ve Ar-Ge çalışmalarının da merkezi olacak. Perakende, önünü görebiliyor “Getron Advisor” perakende sektöründe, çok sayıda satış noktasında her bir ürün için gelecek dönemlerde oluşacak talebi bulut tabanlı olarak, büyük veri üzerinden yüksek başarı ve hızla tahmin edebilen bir Bilgiişlemsel Zekâ (Computational Intelligence) uygulaması. Hangi ürüne, nerede, ne zaman ve ne kadar talep

geleceğini tahmin edebilen yazılım, bu tahminler ışığında depodan ikmal (replenishment), mağazalar arası transfer, yeniden üretim (RPT), indirim, mağaza ve lojistik insan kaynağı planlaması konularında karar destek sistemi olarak çalışıyor. Yazılım; firmaların stok seviyesini azaltırken kaçan satışı engelleyerek kârlılıklarını artırdığı gibi, yüksek yoğunluklu firma verisini KPI tabanlı dashboard ve analiz arayüzleriyle zenginleştirerek mobil ortamda görselleştiriyor.


BThaber

BİLİŞİM DÜNYASI

22 - 28 HAZİRAN 2015

31

Net satışlarda yüzde 17 büyüme İstanbul, Ankara ve Bakü’deki ofisleri ile hizmet veren Alcatel-Lucent Teletaş’ın 2015 yılına ait 1’inci çeyrek sonuçlarında net dönem kârı 622.486 TL olurken, geçen yılın aynı döneminde 53,3 milyon TL olan ait net satışlar da yüzde 17’lik artışla 62,5 milyon TL oldu. Alcatel-Lucent Teletaş Yönetim Kurulu Başkanı Önder Sönmez, çeyrek sonuçlarıyla ilgili olarak, “Petrol fiyatlarının yarı yarıya düştüğü, EUR/USD paritesinin dip yapmaya devam ettiği bir ortamda aldığımız siparişlerimizi geçen yıla göre yüzde 50’den fazla artırdık. Net satışlarımız da yüzde 17 oranında arttı. Hem

telekom hem de dikey pazarlarda geçen yıl başlattığımız iş ortakları ile çalışma planımızı 2015 yılında da arttırarak devam ettirmeyi hedefliyoruz” bilgisini verdi. Gelecek nesil ürünler öne çıkıyor Öte yandan, Alcatel Lucent Teletaş’ın parçası olduğu Alcatel Lucent Grubu da 2015 yılı 1. çeyrek sonuçlarını açıkladı. Buna göre, grup gelirleri, gelecek nesil ürünlerden gelen yüzde 25 büyümeyle, geçen yıla göre yüzde 12 arttı. Brüt kâr oranı geçen yıla göre 230 baz puan artarak yüzde 34,6’ya yükseldi. Alcatel-Lucent’ın 2015 ilk çeyrek sonuçları,

Kuzey Amerika’daki eskiye nazaran daha zayıf olan harcama ortamına rağmen, gelecek nesil gelirlerinde güçlü büyümeye, kârda ve serbest nakit akışında devam eden gelişmeye işaret ediyor. Bunun bir yansıması olarak, Alcatel-Lucent’ın grup gelirleri, gelecek nesil ürünlerde yüzde 25’e varan büyümeyle, yönetimsel servisler hariç, sabit parametrede, geçen yıla göre yüzde 12 oranında arttı. Farklı iş kollarında sağlanan kârlılık ve ‘erişim’ segmentindeki yazılım satışlarının hızlı artışı, bu çeyrekteki brüt kâr, geçen yıla göre 230 baz puan artarak toplam gelirlerin de yüzde 34,6’sını oluşturdu.

Alcatel-Lucent Teletaş Yönetim Kurulu Başkanı Önder Sönmez

Bulut ve mobil baskıda kolaylık AirPrint, Google Cloud Print, Cortado Workplace ve ePrint gibi birçok uygulamayı destekleyen OKI yazıcıları aracılığıyla mobil ve bulut baskı kolayca alınabiliyor. Mobil cihazlar ile ağa bağlı, kablosuz veya web özellikli bir yazıcıya bağlanarak ya da Google Cloud Baskı ile ağ bağlantısına gerek olmadan bulut üzerinden baskı gerçekleştirilebiliyor. İşte tüm yapıda detaylar: Google CloudPrint: OKI yazıcılar Google Cloud Print servisi ile uyumlu çalışarak bulut baskı avantajını sunuyor. iPhone, iPad ve Android cihazlar ile uyumlu olan, akıllı telefon veya bilgisayarlar aracılığıyla baskı imkanı veren uygulamadan yararlanmayı sağlayan çok sayda Cloud Print Ready OKI yazıcısı var. Google Cloud Print ile doğrudan Google hesabından tek tıklamayla yazıcıları güvenli şekilde paylaşmak ve yazdırma işlerini yönetmek de kolay. Google Cloud Print uygulamasından yararlanmak için OKI yazıcının yazılım güncellemesi gerekebiliyor. Detaylar ise www. okieurope.com/cloudprinting/ adresinde yer

alıyor. AirPrint: OKI yazıcılarla uyumlu olan Apple Inc tarafından geliştirilen AirPrint, iPhone, iPad veya iPod Touch gibi Apple cihazları aracılığıyla

baskı yapmayı sağlıyor. Yazıcının iOS cihazı ile aynı Wi-Fi ağına bağlanması yeterli olurken, böylece baskı almak için yazılım ve sürücü indirmeye, cihaz yapılandırmaya gerek

kalmıyor. AirPrint tek fonksiyonlu siyah-beyaz B serisi, çok fonksiyonlu (MFP) siyah beyaz MB serisi ve çok fonksiyonlu renkli MC serisi OKI yazıcıları ile kullanılabiliyor. Cortado Workplace: OKI’nin ortaklarından olan Cortado’nun geliştirdiği Cortado Workplace tablet, akıllı telefon, PC veya Mac ile baskı yapılmasına imkan veren bir mobil baskı uygulaması. iPhone, iPad, iPod Touch, BlackBerry, Android ve Symbian ile uyumlu olan uygulama, dosyalara istenen yerden, istenen zamanda erişme, bunları diğer cihazlara kopyalama ve basma imkanı veriyor. Cortado Workplace, OKI’nin yazıcı ve MFP portföyü ile tam uyum içinde çalışıyor. ePrint uygulaması: ePrint; Microtech tarafından iOS ve Android cihazlar için geliştirilen bir mobil baskı uygulaması. OKI uyumlu ePrint cihaz kütüphanesinde tutulan fotoğrafları kullanarak kart ve takvim sayfaları, uygulama için alınan notlar ve adres defterinden seçilen kişilerin bir listesi basılabiliyor. ePrint Free kullanılarak OKI yazıcının uyumluluğu denenebiliyor.

Telecom Italia Sparkle’ın bulut çözümleri Arena’da Arena, Telecom Italia Grubu’nun uluslararası hizmet kolu Telecom Italia Sparkle’ın yüksek esneklik ve yüksek ölçeklendirilebilir yapıya sahip bulut çözümlerinin tüm Türkiye’ye dağıtımından sorumlu olacak. Böylece Arena, KOBİ müşterileri için ICT tedarikçisi olacak ve Telecom Italia Sparkle Bulut Platformu ile Arena bayileri, KOBİ’lere satışı ve kurulumu kolay bir IaaS bulut çözümü sunabilecek. Telecom Italia Sparkle’ın YourCloudStore bulut çözümleri Arena bayilerinden temin edilebilecek. İşbirliği ile ilgili Arena Genel Müdür Yardımcısı Atıf Büyüksoy, “Müşterilerimizin ve iş ortaklarımızın ihtiyaçlarından yola çıkarak kurduğumuz deneyimli mühendislerden oluşan kadromuz ile bundan böyle Türkiye’nin her tarafında IaaS ve SaaS çözümleri sunabileceğiz. Zengin bulut hizmetleri portföyümüzle tüm iş ortaklarımıza satış öncesi ve satış sonrası desteği vereceğiz” dedi. Telecom Italia Sparkle Doğu Avrupa & MED Bölge Satış Direktörü Paolo Ficini de, Telecom Italia Sparkle’ın yüksek ölçeklendirilebilir ve maliyetetkin bulut çözümünü, Arena ile tüm Türkiye’ye sunmayı sağlayan işbirliğini yapmaktan dolayı mutluluğunu dile getirdi.


32

BThaber

BTnet.com.tr

22 - 28 HAZİRAN 2015

Mobil cihazların yükselişi sürüyor Mobil trendleri kapsamlı olarak değerlendiren rapor, gelişmiş pazarlarda kişi başına düşen cihaz sayısının giderek arttığını gösteriyor. Gelişmekte olan bölgelerde ise, akıllı telefon kullanımı gittikçe artıyor. 2020 yılına kadar bu artışın yüzde 80’inin, Asya Pasifik, Ortadoğu ve Afrika’dan geleceği tahmin ediliyor. 2020’de aylık veri kullanımı Kuzey Amerika’da 14 GB’a kadar yükselecek Rapora göre akıllı telefonlara artan ilgi, veri kullanımında hızlı büyümeyi beraberinde getiriyor. Buna göre akıllı telefon ile veri kullanımının 2020 yılına kadar on kat artacağı görülüyor. Veri trafiğinin yüzde 80’inin, akıllı telefonlar üzerinden elde edileceği ve akıllı telefon başına aylık ortalama veri kullanımının Kuzey Amerika’da 2020 yılına kadar 2,4 GB’tan 14 GB’a kadar yükseleceği raporda yer verilen veriler arasında...

Ericsson’un en son yayınladığı Mobilite Raporu’na göre, gelişmiş mobil teknolojiler 2020’ye kadar günlük hayatımızın sıradan bir parçası haline gelecek.

Ericsson Stratejiden Sorumlu Başkan Yardımcısı Rima Qureshi konuya ilişkin yaptığı açıklamada: “Gelişmiş mobil teknolojilerde ve veri kullanımındaki muazzam artış ile akıllı telefonlarla bağlanabilirliğin artışı,

Amazon yenilenebilir enerjiye yöneliyor

Amazon Solar Farm US East, Virginia Eyaletindeki en büyük güneş enerjisi çiftliği olacak ve ürettiği tüm enerjiyi hem mevcut hem de gelecekteki AWS Bulut veri merkezlerini besleyecek elektrik şebekelerine aktaracak. Bu yeni güneş enerjisi çiftliğinin Ekim 2016 kadar kısa bir süre içinde yılda yaklaşık 170 bin megawatt saat, yani bir yıl içinde ABD’de yaklaşık 15 bin evin tüketimine eşit miktarda güneş enerjisi üretmeye başlaması bekleniyor. Amazon Web Services Altyapı Başkan Yardımcısı Jerry Hunter konuyla ilgili olarak şunları söyledi: “Küresel AWS altyapısını yüzde 100 yenilenebilir enerjiyle beslemeye dönük uzun vadeli taahhüdümüzü gerçekleştirmeye yönelik önemli ilerleme kaydetmeye

devam ediyoruz. ABD’nin ortası ve doğusunda hem mevcut hem de gelecekteki AWS veri merkezlerini besleyecek ikinci PPA olan Amazon Solar Farm US East, Virginia Eyaletinde yenilenebilir enerjinin kullanılabilirliğini artırma çalışmalarına katkı sağlayacaktır.” Virginia Valisi Terry McAuliffe şu yorumlarda bulundu: “Amazon’un yeni güneş enerjisi projesi Doğu Sahilinde iyi işler yaratacak ve yeni Virginia ekonomisini destekleyerek daha temiz ve yenilenebilir enerji üretecektir. Virginia’yı yenilenebilir enerji sektöründe bir dünya lideri haline getirme çalışmalarına devam ederken bu projenin aktif hale gelmesi için Amazon ve Accomack ile çalışmayı dört gözle bekliyorum.”

günümüzün “büyük veri” devriminin kapımıza geldiğini bize hissettiriyor. Ericsson olarak burada, telekom operatörleri ve diğer kurumlar için yeni gelir fırsatları yakalamak adına büyük ölçekli dönüşüm

potansiyeli görüyoruz. Öte yandan bu potansiyel, rekabetçi ve etkili olmak için uygun maliyetli teslimat konularına odaklanmayı ve yeni iş modellerine açık olabilmeyi beraberinde getiriyor” dedi.

2020’ye kadar 26 milyar adet bağlı cihaz Raporda, sürekli çeşitlenen uygulamalar, düşen modem maliyetleri ve oluşan yeni iş modellerinin birleşkesi, bağlı cihazların büyümesindeki önemli faktörler olarak öne çıkıyor. Buna ek olarak, uygulamalar için yeni kullanım alanları oluşuyor ve bu da bağlı cihazların daha hızlı gelişmesine olanak tanıyor. Ericsson’a göre bu minvalde 2020’ye kadar bağlı cihaz sayısı 26 milyar olacak ve bu da 2020 yılı için koyulan 50 milyar bağlı cihaz vizonuna doğru ilerlendiğini gösteriyor. Video tarafında ise, 2020 yılına kadar, mobil video trafiğinin her yıl yüzde 55 büyüyeceği ve bu sürenin sonunda ’video’nun tüm mobil veri trafiğinin yaklaşık yüzde 60’ını oluşturacağı değerlendiriliyor. Büyüme, içeriği elde etme tercihini videodan yana kullananlar ile haber, reklam, sosyal medya gibi online içeriklerin videoya kaymasıyla gerçekleşecek.

Avrupalı operatörlerden yeni teknoloji standartları geliyor Küresel yönetim danışmanlığı Arthur D. Little (ADL) ve Alcatel-Lucent’ın endüstriyel araştırma ve danışmanlık kolu Bell Labs Consulting’in yayınladığı Geleceği NFV ve SDN ile Yeniden Şekillendirmek adlı yeni rapor, Bulut Servis Sağlayıcı olma yolunda telekom endüstrideki rekabetin nasıl şekilleneceğini ortaya koyuyor. Çalışmada öne çıkan noktalar şöyle: 1- Servis Sağlayıcılar yeniden konumlanmak için hızlı ve bir amaç doğrultusunda hareket etmeli Şebeke sanallaştırma teknolojileri, geleneksel taşıyıcıların pazar payını hızla eritebilecek yeni rakipleri pazara kazandırıyor. Şebeke sahipliği, servis sağlamak için artık ön koşul olmadığından sanal olarak herkes servis sağlayıcı olabilir. Bankalar, perakendeciler ya da medya şirketleri gibi kurumsal müşteriler kitlesel telekomünikasyon pazarına el atarak geleneksel

telekom şebekelerine güçlü alternatifler olabilirler. Geleneksel sağlayıcılar bu yeni sınıf kitle-pazar rakiplerini hem gözlemleyip hem de bu durumdan faydalanmalı. Ayrıca onları daha değerli ürünlere ve hızla büyüyen 18 Milyar Euro değerinde IT güvenlik faaliyeti ve 17 Milyar Euro değerinde bulut servisi pazarı ve yeni gelişen erişime dayalı olmayan toptan satış faaliyeti gibi servis segmentlerine taşıyacak şebeke fonksiyonları geliştirmeliler. 2- Öncü müşteriler ve partnerlerle geleceği yeniden yaratmak Telekomünikasyon endüstrisi şebekelerini yüksek seviye bir programlanabilirliğe hazırlarken, ihtiyaç duyulan anlık-bağlantıların

sağlanması için tedarikçilerle ve devlet organlarıyla çok daha yakından çalışmak zorundalar. 3- Basitlik, Yakınsama, Sanallaştırma ve Otomotize etme Son 20 yıldır yaşanan şebekelerdeki IP modernizasyonu, eski şebeke fonksiyonlarını yaşatma ve ayrık yönetim sistemlerine duyulan ihtiyaç nedeniyle tam olarak gerçekleştirilemedi. Öncelikle şebeke fonksiyonelliğini konsolide eden ve eski donanımlarından kurtulacak olan Telekom operatörleri, hep hedeflenen IP dönüşümlerini en sonunda gerçekleştirebilecekler. Rapor bulguları, bu servis sağlayıcılar için NFV ve SDN’yi bütünleştirme etkisinin tek bir şebeke alanında yılda 14 Milyar Euro değer oluşturabileceğini gösteriyor. İş süreçlerinin otomasyonu ve sadeleştirilmesiyle, şebeke dışı operasyon maliyetleri konusunda ise yılda 25 milyar Euro kazanç sağlanacak.


BThaber

BTnet.com.tr

22 - 28 HAZİRAN 2015

Eğimli ekranın keyfi bir başka!

General Mobile “fiyat-performans” dengesini 4G ile değiştiriyor General Mobile’ın giriş seviyesi akıllı telefon ekosistemine Discovery ile uygulamaya başladığı baskı, 4G modeli ile devam ediyor. Her ne kadar akıllı telefon piyasasında amiral gemileri ön plana çıkıyor olsa da büyük bir kesim giriş seviyesi akıllı telefonları tercih ediyor. Apple’ın giriş seviyesi bir akıllı telefonu bulunmuyor. Android tarafına baktığımızda ise kısa sürede kullanılmaz hale gelen, performansı düşen ve güncellemelerden mahrum kalan, hatta güvenlik konusunda kafamızda soru işareti bırakan modellerle karşılaşıyoruz. Giriş seviyesindeki bu açık sebebiyle pek çok insan Microsoft’un uygun fiyatlı Windows Phone modellerine dönmüş durumda. Zira –şimdilik- en stabil ve en güncel akıllı telefonlar Microsoft’ta. Google, giriş seviyesinde karşısına düzgün bir rakip gelmesi sebebiyle nihayet uygun fiyatlı akıllı telefonlarındaki sorunlara çözüm getirme yoluna girdi: Android One. Nedir bu Android One? Android One, Google’ın giriş seviyesindeki problemleri çözüp, çok stabil bir hale gelmesini hedefleyen bir program. İçerik olarak Nexus programına benziyor diyebiliriz. Giriş seviyesi telefonlar, hem

maliyetin düşürülmesi hem de güncellemelerden sonuna kadar faydalanabilmesi amacıyla yazılımlarını direkt olarak Google’dan alacaklar. Nexus’ler gibi safkan Android olacağını söyleyebiliriz fakat üreticiler, istedikleri takdirde telefon içerisine ekstra uygulamalar da getirebilecekler. Güncellemeler Nexus’lerle beraber hızlı bir şekilde alınabilecek. Kulağa hoş geliyor, değil mi? General Mobile 4G de Android One kapsamına alınan bir akıllı telefon. Güncellemeleri direkt olarak Google’dan alıyor ve almaya devam edecek. Şimdi bu telefonu biraz yakından tanıyalım. Tasarımı oldukça başarılı 4G, sade tasarımına rağmen oldukça şık görünen bir telefon. Açıkçası elinize aldığınızda bu telefona “699 TL’lik telefon” demezsiniz. Ön yüzeyi tamamen Gorilla Glass kaplıyken, eğimli arka yüzeyinde deri görünümünde plastik bir kapak yer alıyor. Giriş seviyesi Android telefonların çoğunda bulunan “fazlasıyla geniş çerçeve” problemi bu telefonda yok. Ön yüzeyin büyük bir bölümü 5 inçlik ekrana ayrılmış.

Samsung, Galaxy Note Edge ile başlattığı kenarları eğimli ekran modasını S6 Edge ile devam ettiriyor. Bu sefer eğim, ekranın her iki tarafına da yansımış durumda. Ürünün 5 inçlik ekranı, 1280 x 720 piksel çözünürlük sağlıyor. Piksel yoğunluğu 293 ppi ki yıllardır 300 – 330 ppi seviyesinin en yüksek performans / görsel kalite oranını verdiğini söyleyip dururum. Günümüz telefonlarında kullanılan Full HD ve üzeri çözünürlükler gereksiz yere kaynak tüketimine sebep oluyor. Ekranın renk kalitesi son derece yüksek; her açıdan net bir şekilde görülebilen IPS panel kullanıyor. Gelelim donanıma… General Mobile 4G, içerisinde 4 çekirdekli Snapdragon 8916 çipset barındırıyor. 64 bit desteği bulunan bu çipsete 2 GB RAM ve 16 GB dahili hafıza birimi eşlik ediyor. Dahili hafızanın yetersiz kalması durumunda microSD kart takviyesi de yapabiliyoruz. 4G’nin arka tarafında 13 megapiksellik, çift LED flaşlı bir kamera yer alıyor. Kamera tahmin edeceğiniz üzere çok iyi bir kamera değil. Fakat iş görür nitelikte. Full HD video çekebilen bu kameraya ön tarafında yer alan 5 megapiksellik Selfie kamerası eşlik ediyor. Ön kamera, beklenenden iyi sonuçlar elde edebiliyor. General Mobile 4G, içerisinde 2500 mAh batarya bulunduruyor. Bu batarya ile standart kullanımda 4G’yi yaklaşık 1 buçuk gün boyunca kullanabiliyoruz. İşin içerisine oyun girdiği zaman bu süre elbette ki düşüyor..

Philips SHL3565 ile basları derinden hissedin Ses kaybını engellemek ve müzikten maksimum performans almak için özel olarak geliştirilen SHL3565 bozulmayan, kaliteli baslar ve hassas sesler sunuyor. Yumuşak yastıklı döner kulaklık modülleriyle bir araya getirilen bu kulaklık hareket halindeyken bile mükemmel dinleme deneyimi sunuyor. Philips SHL3565’te yer alan 40 mm’lik neodimyum hoparlörler mükemmel ses netliği ve etkili bası bir araya getiriyor. Başınıza her zaman rahatça uyacak şekilde tasarlanan kulaklık modüllerini ve baş bandını taktığınızı

hissettirmeyen SHL3565’te maksimum konfor için naylon kaplamalı paslanmaz çelik baş bandı bulunuyor. Kapalı tasarlanan arka sistemi sayesinde ortam gürültüsünü engelleyerek sürükleyici bir dinleme deneyimi sunan kulaklık, yumuşak yastıkları sayesinde nefes alarak basıncı ve ısıyı dağıtıyor. Bu sayede ise uzun süre konforlu bir şekilde kullanılabiliyor. Yüksek ses

33

düzeyinde bozulma olmaması için 2200 mW yüksek güç kullanımına sahip olan SHL3565, bu sayede her ses seviyesinde ve giriş gücünde net ve bozulmayan sesle müzik dinlemeye imkan veriyor. Yerleşik mikrofonu ve çağrı yanıtlama düğmesiyle birlikte eller serbest modunda telefon görüşmelerine de imkan veren SHL3565’in fiyatı 199 TL.

Ruşen Göbel Samsung’un yeni amiral gemisi Galaxy S6 Edge’e merhaba diyoruz. Galaxy S6 Edge’in daha önce incelemesini yapmış olduğumuz Galaxy S6’ya göre tek önemli farkı olan ekranı, kullanım esnasında belli başlı farklılıklara sebep oluyor. Şimdi yeni Edge’i biraz yakından tanıyalım. Şıklık ön planda Samsung’un S6 serisinde yaptığı en önemli değişikliğin kasada kullandığı malzemelerin değişikliği olduğu göze çarpıyor. Anlaşılan o ki artık amiral gemisi Samsung’larda plastik malzemeyle çok fazla karşılaşmayacağız. S6 Edge arka yüzeyinde Gorilla glass, yan kısımlarında ise metal çerçeve kullanıyor. Ağırlığı 132 gram olan bu telefon, yan taraflarının biraz fazla ince olması sebebiyle çok ergonomik değil. Fakat zamanla alışılıyor. Muhteşem bir ekran Samsung Galaxy S6 Edge’in 5.1 inçlik AMOLED ekranı, harika bir iş çıkarıyor. 1440 x 2560 piksel çözünürlüğündeki bu ekran inanılmaz bir keskinlik sağlıyor. Ekranın renk doygunluğunun son derece başarılı olduğunu söyleyebilirim. Kenarlarına doğru eğim kazanıyor olması da gerek kullanım esnasında, gerek video izlerken farklı bir hava kazandırıyor. Ekrandaki eğimin sağladığı hazzı yazıda anlatmak pek mümkün değil. Kullanmanız, denemeniz gerek.

Samsung kamera işini çözmüş Galaxy S6 Edge, arka tarafında 16 megapiksellik OIS destekli bir kamera bulunduruyor. Renk doğruluğu konusunda çok iyi iş çıkaran bu kamera, özellikle HDR modunda harikalar yaratıyor. Düşük ışık koşullarında sıkıntı yaratmayan kamera, aynı zamanda bir hayli hızlı da. 4K videonun yanı sıra 1080p 60 fps, 720p 120 fps video kaydı da alabiliyor. Ön tarafında yer alan 5 megapiksellik kamera da arka kamera gibi iyi işler çıkarabiliyor; sadece çözünürlük farkıyla. Video yetenekleri ise 1440p 30 fps ile sınırlı. Yüksek çözünürlük ve güçlü donanım Samsung Galaxy S6 Edge’in içerisinde 8 çekirdekli işlemciye sahip Exynos 7420 çipseti bulunuyor. 4 çekirdek güç tasarrufu için 1.5 GHz’de çalışırken, diğer 4 çekirdek 2.1 GHz hızında çalışarak yüksek performans gerektiren uygulamalarda ön plana çıkıyor. 3 GB RAM’i bulunan ürün, 32, 64 ve 128 GB dahili depolama seçenekleriyle geliyor. microSD kart yuvası ise bu telefonda yer almıyor. Gülü seven dikenine katlanır mı? Gelelim S6 Edge’in en büyük handikapına… Ürün, içerisinde 2600 mAh’lik bir batarya bulunduruyor. Bu batarya ile telefon, 1 günü zorlukla çıkarabiliyor. Fakat şunu da göz önünde bulundurmak gerek: Son nesil akıllı telefonların batarya performansları, bir önceki seriye göre geriye gitti. Bu sorunda hem Snapdragon 810 çipsetinin, hem de Android 5.0’ın payı bulunuyor maalesef.


34

BThaber

BTnet.com.tr

Ruşen Göbel Günümüzde MP3 oynatıcı ve Walkman gibi terimler ortadan kalktı. Mobil müzik denince akla artık akıllı telefonlar geliyor. Fakat ilginç bir şekilde hemen hemen hiç kimse akıllı telefonlarındaki müziğin kalitesini sorgulamıyor. HTC ise bu konuda diğer markalara göre ekstra bir başarı göstererek müziğe önem veren kullanıcıların ilgisini çekmeyi başarıyor. Ama önce diğer yeteneklerinden bahsedelim. “Mükemmel tasarım” bir adım geri gitmiş Bundan önce yaptığım incelemelerde de vurgulamıştım: HTC One M8, tasarım olarak gelmiş geçmiş en iyi akıllı telefon olabilir. Büyük bir ekrana sahip olmasına rağmen son derece rahat bir şekilde tutulabiliyor olması bir yana, göze hoş gelen tasarımıyla da dikkatleri üzerine çekmeyi başarmıştı. HTC, maalesef tasarım konusunda bir adım geriye giderek elindeki mükemmel tasarımı biraz bozmuş. Telefon, sanki metal bir kılıfın içerisindeymiş

22 - 28 HAZİRAN 2015

Müzik kalitesi denince akla… Akıllı telefon piyasasının en yüksek müzik performansı sağlayan markası HTC’nin en yeni amiral gemisi One M9’u inceliyoruz. gibi görünüyor. Ayrıca yan taraflarındaki yumuşaklık, yerini sivriliğe bırakmış. Ses tuşlarının hemen altına yerleştirilen güç tuşu da sık sık karıştırılabiliyor. Neyse ki malzeme kalitesi konusundaki başarısını korumayı başarmış. Ürün 157 gram. Güçlü donanım, yepyeni kamera HTC One M9’un içerisinde Snapdragon 810 çipseti yer alıyor. 3 GB RAM ile desteklenen donanıma 32 GB dahili hafıza ve microSD kart yuvası destek oluyor. Diğer markalar gibi henüz gereksiz olan 1440p ekranlara

geçiş yapmayan HTC, bu sayede daha yüksek performans elde etmeyi başarmış. Oyunlarda da arayüzde de performans en üst seviyede. HTC’nin One M8’de kullandığı (ve satışlarına balta vuran) 4 megapiksellik Ultrapixel kameradan vazgeçilip, 20 megapiksellik kamera yerleştirilmiş. Son gelen

güncellemeyle beraber kamera performansı gayet başarılı bir hale gelen M9, aynı zamanda 4K video kaydı da alabiliyor. Batarya performansı vasat Tıpkı diğer amiral gemisi modelleri gibi HTC One M9 da iyi bir batarya performansı sunamıyor. 2840

mAh’lik bataryası bir günlük kullanımdan pek de fazlasını sunamıyor. Umuyoruz yeni güncellemelerle beraber tüm markalardaki batarya problemlerinin üstesinden gelinir. Gelelim müzik ziyafetine… HTC, Beats Audio ile işbirliği döneminden bu yana akıllı telefonlarında diğer markalarına oranla daha güçlü bir ses çipi kullanıyor. Her ne kadar standart müzik yazılımıyla dinlediğimizde bu fark ses yüksekliği haricinde pek de fark edilir olmasa da PowerAmp uygulamasıyla beraber asıl gücü ortaya çıkarabiliyoruz. Eğer düzgün bir kulaklığınız varsa PowerAmp + HTC One M9 kombosuyla elde edeceğiniz müzik kalitesini diğer akıllı telefonlarla elde edemeyeceğinizi belirteyim. Ürünün ön tarafında yer alan stereo hoparlörler ise beklenenin üzerinde performans sağlıyor. Hafif çaplı bas ses bile verebilen bu hoparlörler, özellikle telefonda film izleyenler ve oyun oynayanlar için ciddi avantaj sağlıyor.

Apple Pay Visa ile ilerliyor Visa Europe, Visa markalı kredi, banka ve ön ödemeli kart sahiplerinin artık Apple Pay ile ödeme yapabileceğini duyurdu. Visa Europe Mobil Hizmetler İcra Direktörü Jeremy Nicholds, yaptığı açıklamada şunları söyledi: “Avrupa’da milyonlarca Visa kart sahibi tarafından her gün kullanılan temassız ödemeler, Apple Pay hızı ve kolaylığı ile eşik atlayacak ve mobil ödemeler tüketicilerin günlük hayatının bir parçası olacak. İnsanlar evlerinden ayrıldıklarında eğer yanlarına tek bir şey alıyorsa o da cep telefonları oluyor. Biz de Visa olarak, Apple ve birçok bankayla yürüttüğümüz çalışmalar sonucunda bundan böyle tüketicilerin Apple Pay ile çok daha kolay, hızlı ve güvenli bir şekilde ödeme yapabilmelerini sağlayacağız”. Apple Pay’e katılımlarını duyuran bankalar arasında Bank of Scotland, Coutts, First Direct, Halifax, HSBC,

Lloyds, M&S Bank, MBNA, Nationwide, NatWest, Royal Bank of Scotland, Santander, TSB ve Ulster Bank yer alıyor. Güvenlik ve mahremiyet Apple Pay’in işleyişinin temel yapı taşlarını oluşturuyor. Apple Pay’e eklenen, Visa banka veya kredi kartı bilgileri cihazda saklanmıyor. Gerçek kart bilgileri yerine, kişiye özel şifreli bir rakam güvenli bir şekilde cihaza kaydedilerek ödeme işleminde kullanılıyor. Apple Pay ile gerçekleşen her işlem, CHIP & PIN ve temassız ödemelerde kullanılan Visa şifreleme teknolojisi ile doğrulanıyor. Apple Pay ile kullanıcılar, Visa kartlarıyla gerek yüz yüze, gerek uygulama içi alışverişlerde ödemelerini hızlı ve sorunsuz bir şekilde yapabilecek. iPhone 6, iPhone 6 Plus ve Apple Watch cihazlarından temassız mobil ödeme yapılabilecek. Uygulama içi alışverişlerde ise Apple Pay, iPhone 6, iPhone 6 Plus, iPad Air 2 ve iPad mini 3 ile uyumlu çalışacak.

Sony projektör ailesini genişletti Sony, 4K lazer ışık kaynağı projektörü yelpazesini genişleten iki yeni projektör tanıttı. Yeni projektörler planetaryumlar, eğlence parkları, müzeler ve perakende satış mağazaları için tasarlanan VPL-GTZ270 ile simülasyon, görselleştirme ve eğitim alanlarında kullanılmak üzere tasarlanan VPL-GTZ280 modellerinden oluşuyor. Yerel SXRD 4K çözünürlüğe sahip her iki 5000 lümen model de Sony’nin VPL-GTZ1 modeliyle bir arada kullanılarak B2B ve çeşitli ticari amaçlı uygulamalar için tasarlanan çok yönlü bir 4K lazer ışık kaynağı projektörü ailesi oluşturuyor. VPL-GTZ270 ve VPL-GTZ280 modelleri yaklaşık 20 bin saat bakım gerektirmeden çalışma özelliği

sayesinde normal koşullarda ampul değiştirme işlemleriyle ortaya çıkan maliyetleri azaltıyor. Sabit parlaklık modu ve periyodik otomatik kalibrasyon özellikleri sayesinde ürünler daha uzun bir süre kullanılabiliyor. VPL- GTZ270 “Reality Creation” yükseltme ve Yüksek Dinamik Aralık özellikleri gibi görüntü iyileştirme işlevleriyle gerçekçi bir görüntüleme deneyimi

sunmak üzere tasarlanan VPL-GTZ270, kullanıcıların görüntünün tamamını doğru bir şekilde görüntüleyebilmesini sağlıyor. Geniş renk aralığı tüm DCI aralığını kapsıyor ve yeni ITU-R BT2020 renk gamutunu simüle ediyor. Yeni gövde tasarımı birçok projektörün kolaylıkla taşınmasını ve üst üste dizilmesini sağlıyor. VPL- GTZ280 Yüksek hızlı hareket işlevlerini ve her gözde 4K 3D 60 Hz için yeni yüksek hızlı 4K 120 Hz sinyal işleme özelliklerini kullanan VPL-GTZ280, leke ve taşıma gecikmesi azaltması, gece görüş simülasyonu için kızılötesi ışık çıkışı ve titreşime dayanıklılık gibi özelliklerin yanı sıra hızlı hareketli sahnelerde bulanıklığı da azaltıyor.


BThaber

KARİYER

22 - 28 HAZİRAN 2015

35

Autodesk Türkiye’nin yeni Ülke Lideri Murat Tüzüm

Geleceğin kadın mühendisleri yüksek teknoloji ile buluştu Boğaziçi Üniversitesi Mühendislik Fakültesi öğrencileri, OMV Türkiye’nin Boğaziçi Üniversitesi Mühendislik Fakültesi işbirliği ile başlattığı “WomEngineers” programı kapsamında, havacılık sektöründe geliştirdiği teknolojiyle uluslararası ana motor üreticisi olmayı hedefleyen, TUSAŞ (Türk Havacılık ve Uzay Sanayi A.Ş.), GE, Türk Silahlı Kuvvetlerini Güçlendirme Vakfı ve Türk Hava Kurumu’nun ortak girişimi ile Eskişehir’de kurulan TEI Tesisi’ni ziyaret etti. Program kapsamında ilk olarak geçtiğimiz aylarda OMV Samsun Elektrik Doğalgaz

Kombine Çevrim Santrali’ni ziyaret eden öğrenciler, ikinci durakları olan TEI’de GE, OMV ve TEI’nin üst düzey yöneticileri ile bir araya gelme fırsatını yakaladı. Program kapsamında TEI atölye turu gerçekleştirildi. Söz konusu program, katılımcılar için özel hazırlanmış ve birer mentor eşliğinde sürdürülecek staj programını ve kariyerlerine teknik alanlarda başlayarak şu anda bulundukları kurumun en tepe yöneticiliğini üstlenmiş olan kadın CEO’lar ile bir sohbet ortamında buluşturmayı da içeriyor. Boğaziçi Üniversitesi inşaat, bilgisayar, elektronik ve kimya

E T K İ N L İ K L E R 23-26 Haziran 2015

2015 International R&D Management Conference Pisa, İtalya AYRINTILI BİLGİ: rnd2015.sssup.it/ 21-23 Temmuz 2015

8th International Conference on ICT, Society and Human Beings 2015 İspanya AYRINTILI BİLGİ: http://ict-conf.org/ 26 Temmuz-1 Ağustos 2015

Taiwan Excellence Media Tour Tayvan

mühendisliği bölümlerinde okuyan toplam 13 kız öğrencinin katılımı ile gerçekleşen ziyaret öncesinde TEI’nin teknik alandaki faaliyetleri ve başarılarının anlatıldığı bir sunum yapıldı. Öğrencilerin GE Türkiye CEO’su Canan Özsoy, OMV Türkiye CEO’su Gülsüm Azeri ve TEI Genel Müdürü Mahmut Faruk Akşit ile bir araya gelme fırsatı bulduğu ziyaret, önemli bir deneyim paylaşım platformu oldu. Öğrencilerin ziyareti TEI atölye turu ile devam etti. GE Türkiye CEO’su Canan Özsoy da GE’nin yerelleştirmeye verdiği öneme vurgu yaparak gençlere ve kadınlara fırsatlar sunulması gerekliliğinin altını çizdi.

Y U R T D I Ş I

AYRINTILI BİLGİ: http://www.taiwanexcellence. com.tw/IND/index.aspx 27-28 Temmuz 2015

6. Annual International Conference on ICT: Big Data, Cloud and Security (ICTBDCS 2015) Singapur AYRINTILI BİLGİ: http://bigdataclouds.org/ 9-13 Eylül 2015

1st International Conference on Environmental Science and Technology (ICOEST) Bosna Hersek

AYRINTILI BİLGİ: www.icoest2015.com 6-8 Ekim 2015

International Test Conference Anaheim, ABD AYRINTILI BİLGİ: www.itctestweek.org 7-10 Kasım 2015

26th ISF Annual World Congress Atlanta, ABD AYRINTILI BİLGİ: www.securityforum.org/ events/isf-annual-worldcongress/

Bu köşede yayınlanmasını istediğiniz etkinliklerinizle ilgili bilgileri handana@bthaber.com.tr adresine gönderebilirsiniz.

E T K İ N L İ K L E R 4-7 Ağustos 2015

International Conference on Advanced Technology & Sciences (ICAT’15) Antalya AYRINTILI BİLGİ: www.icatsconf.org/

Y U R T İ Ç İ

12 Ekim - 14 Ekim 2015

ADVED’15- International Conference On Advances In Education, And Social Sciences Nippon Otel - İstanbul AYRINTILI BİLGİ: www.ocerint.org/adved15/

BTvizyon Anadolu Toplantıları

15 Eylül 2015 Ankara AYRINTILI BİLGİ: www.btvizyon.com.tr/

Bu köşede yayınlanmasını istediğiniz etkinliklerinizle ilgili bilgileri handana@bthaber.com.tr adresine gönderebilirsiniz.

3D tasarım, mühendislik ve eğlence yazılım ve hizmetleri alanında faaliyet gösteren Autodesk, Murat Tüzüm’ü Autodesk Türkiye’nin yeni Ülke Lideri olarak atadı. Murat Tüzüm; şirketin iş modelinin dönüşüm sürecini koordine edecek. Kocaeli Üniversitesi Fizik Bölümü mezunu, Işık Üniversitesi’nde Murat executive MBA diploması sahibi olan Tüzüm, Tüzüm Autodesk bünyesine katılmadan önce beş yıl boyunca DS SolidWorks’te Türkiye ve Yunanistan Bölge Satış Yöneticisi olarak görev yaptı ve şirketin Türkiye operasyonunun kurulma sürecini yönetti. Tüzüm daha önce de Adobe’nin Türkiye Distribütörü Medyasoft Bilgi Sistemleri’nde eğitim sektöründen sorumlu satış müdürlüğü ve IBM Türk yazılım grubunda Lotus satış müdürlüğünün de bulunduğu çeşitli pozisyonlarda görev aldı.

Müfit Süer, Skyatlas’ta satışlardan sorumlu isim oldu Skyatlas’ta Satıştan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı olarak Müfit Süer atandı. 1995 yılında Uludağ Üniversitesi Ekonometri Bölümü’nden mezun olan Müfit Süer, 19971999 yılları arasında Tepum’da Müşteri Temsilcisi olarak profesyonel iş hayatına başladı. Ardından Comnet’te Satış Müdürü olarak görev yapan Süer, yaklaşık iki yıl süreyle de Sabancı Müfit Süer Telekom’da Direkt Satış Müdürü, 2004 – 2008 yılları arasında Borusan Telekom’da Kurumsal Satış Müdürü olarak görev yaptı. Sonrasında üç yıl boyunca yeni özelleşen Türk Telekom’da Kurumsal Satış Bölümü’nün kuruluşunda grup müdürü olarak görev yapan Süer, 2011 – 2013 yıları arasında Turkcell Superonline’da Satış Direktörlüğü görevinde bulundu. 2013 başı itibariyle Teletek Bulut Bilişim’e katılan Süer, Teletek Bulut Bilişim de Satış ve Pazarlamadan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı olarak görevine başladı.

Yandex.Türkiye’ye Yeni Pazarlama Direktörü Yandex.Türkiye’nin yeni Pazarlama Direktörü Özge Özcan oldu. Özcan, 2013’ten beri Yandex.Türkiye’de Yandex. Browser ve Elements’in Pazarlama Müdürü olarak görev yapıyordu. Yandex öncesinde Sony Ericsson ve Panasonic gibi şirketlerin pazarlama ve kurumsal Özge iletişim bölümlerinde üst düzey görevlerde Özcan bulunan Özcan, Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi Halkla İlişkiler ve Tanıtım Bölümü’nden mezun ve sektörde on yılı aşkın deneyime sahip.

Yemeksepeti’nin yeni Müşteri Deneyimi Direktörü Bilgi oldu Yemeksepeti’nin yeni Müşteri Deneyimi Direktörü Onur Bilgi oldu. Kadıköy Anadolu Lisesi’nden mezuniyetin ardından Bilgi, Boğaziçi Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği Bölümü’nü dereceyle tamamladı. 18 yıllık kariyeri süresince sırasıyla TSKB, Global Soft, ABN Amro ve Turkcell’de çeşitli görevler alan Onur Bilgi, Yemeksepeti’nde kullanıcıların Onur Bilgi sorunları için online çözümlerin kurgulandığı Operasyon Departmanı, müşteri ve restoran şikayetleri ile taleplerinden sorumlu Backoffice ile Menü & İçerik departmanlarını yönetecek.


36

BThaber

MEKTUP

Seçim sonrasından merhaba, Seçim dedik madem, bu devirde artık internetiz kalamayacağımızı ortaya koyan bir bilgiyi seninle paylaşmak isterim. Medianova verilerine göre, seçim gecesi Türkiye’nin internet trafiği öyle böyle değil, saat 18.00’den itibaren yüzde 150 oranında artış kaydetmiş. Şu bir gerçek ki, Türkiye bu kez seçim heyecanını daha uzun süre yaşadı ve sonuçları, süreci internetten takip etmeyi tercih etti. Akıllı telefon ve tablet bu günler için var, değil mi? Sıra haftanın enerji bilgisinde. GE (General Electric), dünya standartlarındaki rüzgar türbinlerini, rüzgar endüstrisine yönelik sayısal altyapıyla eşleştiren dinamik, bağlantılı ve uyarlanabilir Dijital Rüzgar Santrali teknolojisini duyurdu. Bu teknoloji, bir rüzgar santralinin enerji üretimini yüzde 20’ye kadar artırıyormuş ve rüzgar endüstrisi için yaklaşık 50 milyar dolarlık bir değer üretilmesine olanak tanıyormuş. Bu teknoloji de yenilenebilir enerjinin mevcut enerji şebekesine daha etkin bir şekilde bütünleşik olmasına yardımcı oluyormuş. Şimdi de yurdu teknolojiye doyuranlarda sıra. Media Markt, büyüme stratejisi doğrultusunda Diyarbakır’da ilk, Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde ise 4’üncü mağazasını 10 Haziran’da Forum Diyarbakır’da hizmete açmış. Yeni mağaza, ziyaretçilere binlerce çeşit son teknoloji ürününü düşük fiyatlarla satın alma imkanı sunuyormuş. Herkes için teknoloji felsefesine devam. Bu kadar da değil… WD, TPLINK ve Gigabyte işbirliğinde ilk defa Nisan 2014’te hayata geçen “Anadolu Teknoloji Günleri” 2015’te de hız kesmeden devam ediyor. Teknoloji Günleri, 4 Haziran’da WD ve TP-LINK öncülüğünde

22 - 28 HAZİRAN 2015

Rüzgar enerjisi ve dev potansiyeli yatırım bekliyor

Kayseri Hilton Otel’de, Kare Bilgisayar ve bayilerinin katılımı ile gerçekleşmiş. Bu arada, veri koruma ve bilgi yönetimi alanında faaliyet gösteren CommVault, Cisco Çözüm Ortaklığı Programı’nda Tercih Edilen Çözüm Ortağı olmuş. CommVault, IoE içinde değer kazanmak için ağın kapasitesini, performansını ve yönetimini daha iyi hale getirecek çözümleri hızla üretme ve konuşlandırma gücüne sahip. Herşey akıllanıyor, bize kontrol etme becerisine sahip olmak kalıyor. Bu ‘akıllanma’ sürecinde robotları unutamayız. İstanbul Aydın Üniversitesi Mühendislik Fakültesi de 1-3 Haziran arasında VI. Robot Yarışması’nı düzenlemiş. Türkiye’nin farklı bölgelerindeki lise, meslek lisesi ve üniversitelerden toplam 170 öğrencinin

2015

www.bthaber.com www.linkedin.com/groups/BThaber twitter.com/bthaber www.facebook.com/BThaber

Okur Temsilcisi Behçet Envarlı benvarli@tbv.org.tr

katılan Örsan Berkay Tülüce, geliştirdiği Dorian isimli ürün ile ilk 35 arasında yer almayı başardı. Hayat ağacı konseptini modern teknoloji ile birleştiren Dorian, ailenin hatıralarını kayıt almasını sağlayan kamerası ve mobil aplikasyonu ile kolay kullanım sunuyor. Dorian’ın daha nice başarılarını seninle paylaşabilirim umarım. Perakendenin Oscar’ları olarak da nitelendirilen Solal Pazarlama Ödülleri, Kopenhag’da sahiplerini

REKLAM SATIŞ GRUBU

YIL 21 SAYI 1027

22 - 28 HAZİRAN

katıldığı yarışmada farklı özellikler taşıyan 143 robot; serbest, mini sumo, sumo ve çizgi izleyen kategorilerinde yarışmış. Bu dört kategoride dereceye giren öğrencilere de İstanbul Aydın Üniversitesi’ni tercih etmeleri halinde başarı bursu sağlanacakmış. Moral motivasyon adına önemli. 2003 yılından itibaren düzenlenen, lisans ve lisansüstü endüstriyel tasarım öğrencilerinin geleceğin ev aletlerini tasarladığı Design Lab 2015’te Türkiye’den 1 yarışmacı ilk 35 finalist arasında yerini almış. Yarışmanın bu yılki konusu “Sağlıklı ve Mutlu Çocuklar”. 60 ülkeden bin 500’ün üzerinde başvurunun bulunduğu yarışmada 35 finalistin 5’i halkın oyları, 30’u uzmanların oyları ile belirlendi. Ve Kadir Has Üniversite’sinden yarışmaya

bulmuş. Alışveriş Merkezleri Konseyi (ICSC) tarafından her yıl düzenlenen etkinliğin bu seneki yıldızları ECE Türkiye tarafından yönetilen MetroCity Alışveriş Merkezi ve Espark Alışveriş Merkezi olmuş. MetroCity AVM, Engelsiz Erişim Derneği’nin katkılarıyla hazırlanıp, ECE Türkiye ve AVEA’nın işbirliğiyle hayata geçirilen “Sesli Adımlar” uygulamasıyla “Sosyal Sorumluluk Kategorisi”nde “Altın Ödül”ü alırken, Espark Alışveriş Merkezi “Gökyüzü Hediyeleri” projesiyle “Teknoloji Kategorisi”nde “Gümüş Ödül”ün sahibi olmuş. Teleperformance Türkiye, çağrı merkezi sektöründe dünyanın en iyi uygulamalarının ödüllendirildiği Contact Center World Awards’ta, Samsung ile yürüttüğü çalışma ile “En İyi Outbound Kampanyası” kategorisinde EMEA birincisi olmuş. Bu arada “En iyi Dış Kaynak İş Ortaklığı” kategorisinde Kredi Kayıt Bürosu (KKB) ile işbirliği de EMEA üçüncülüğünü getirmiş. Alcatel-Lucent Enterprise tarafından her yıl gerçekleştirilen, yalnızca partnerlerin katıldığı AlcatelLucent Enterprise Partners Event’te iş ortaklarının performansı değerlendirildi. SİSTAŞ, bölgesindeki çalışmaları ve performansıyla “Yılın Partneri” ödülüne layık görülen tek Alcatel-Lucent Enterprise iş ortağı olarak seçilmiş. Haftanın finali yine bir ödülle olsun. Turkcell Global Bilgi, ContactCenterWorld.com’un Londra’da gerçekleştirdiği EMEA (Avrupa- Orta Doğu ve Afrika) bölge finallerinde “En İyi Self Servis” ve “En İyi Home Agent Yönetimi” kategorilerinde birinci olmuş. Başarı haberleri ile bu hafta bitsin, dahası haftaya kalsın…

BThaber Yayıncılık ve Etkinlik Hizmetleri A.Ş. adına Sahibi Ayhan Sevgi ayhans@bthaber.com.tr BThaber Grubu Yayın Koordinatörü Ayhan Sevgi ayhans@bthaber.com.tr Yazı İşleri Müdürü (Sorumlu) Bülent Nevres bulentn@bthaber.com.tr

Editörler Handan Aybars handana@bthaber.com.tr Sedef Özkan (Ankara) sedefo@bthaber.com.tr

Görsel Tasarım Nevzat Karataş nevzatk@bthaber.com.tr

Haber Merkezi Ekrem Uçman ekremu@bthaber.com.tr Simay Yaylacı simayy@bthaber.com.tr Ruşen Göbel ruseng@bthaber.com.tr Mukadder Keskingözler mukadderk@bthaber.com.tr

Satış Grubu Evrim Koç Demirci evrimk@bthaber.com.tr Perihan Kıtay Özden perihano@bthaber.com.tr Özge Karataş ozgek@bthaber.com.tr Canan Şahin canans@bthaber.com.tr

Abone ve Dağıtım Sorumlusu Kutay Göçe btabone@bthaber.com.tr

tarafından dağıtılmaktadır.

Yönetim Yeri: BThaber Yayıncılık ve Etkinlik Hizmetleri A.Ş. Fetih Mah. Tahralı Sokak Kavakyeli Plaza C Blok 7/5 34704 Ataşehir/İSTANBUL Tel 0216- 291 13 90 ISSN 1300-6495

Bültenlerinizi

bulten@bthaber.com.tr adresine gönderebilirsiniz

Cilt, Baskı, Poşetleme: Apa Uniprint San. ve Tic. A.Ş. - Hadımköy İstanbul Asfaltı Ömerli Köyü İstanbul - Tel 0212-798 28 40. l BThaber kontrollü abonelik sistemiyle dağıtılmaktadır. - Fiyatı 1 Kuruş (KDV dahil) - BThaber, 5187 sayılı Basın Kanunu’nun 2/f maddesi hükmü gereği ‘yerel süreli yayın’dır.


BThaber

ICT NEWS

22 - 28 HAZİRAN 2015

37

Sectoral dynamism goes on The latest issue of trimonthly published Turkey Electronic Communication Sector Market Data Report prepared by Information and Communication Technologies Authority (BTK) was published at the beginning of June with figures of 2015’s first three months. The report revealing many details on the sector also provided an insight for various topics. According to the report, the number of operators active in Turkish communication sector reached 632 in May 11th, 2015 and the number of authorizations given 1031. Türk Telekom and mobile operators’ net sales revenue increased to 7.3 billion TL and other operators’ to 2 billion. Thus, total market net sales revenue is over 9 billion TL. The total investment amount of Türk Telekom, mobile operators and other operators reached 963 million TL in the first quarter of 2015. Mobile traffic lost ground by 1% to 52.2 billion minutes as fixed traffic dropped behind to 2.9 billion minutes by decrease of 8.7%. As it could be seen in the figures as well, the big slice of the cake is formed by mobile-to-mobile traffic by 89.7%. According to the report, there are over 12 million 200 thousand fixed phone holders

in Turkey. 2 million 200 thousand of those holders receive service from other operators. Türk Telekom’s income from fixed phone services went down by 13.8% compared to the previous quarter. The income of Türk Telekom from fixed phone services is 789 million TL, while other operators’ income from those services is 291 million TL. The investments over fixed phone services also dropped down. The investment figures in the first quarter of 2015 decreased by 2.8% compared to the figures of last year’s first three months and are seen to be 76 million TL. The most frequently called number from fixed phones is hospital appointment system 182.

42.9 million in the first quarter of 2015. The number of subscribers increased 4% compared to the previous quarter. Annually, the increase is 22.6%. Thus, the upward trend seems to be continuing in broadband internet subscriber numbers. XDSL subscriber number is above 6.8 million and fiber subscriber number is above 1.5 million. Cable internet subscriber number increased 3% compared to the previous three months period and reached 575.461. The total revenue of internet service providers is recorded to be 1.3 billion TL in the first quarter.

Half of the fixed broadband subscribers preferred 10 – 30 Mbit/second speed. More than 81% of mobile broadband internet users consumed approximately 100 MB monthly. TTNET’s backing continued in the share of xDSL and dropped down to 62.7% level. The share of alternative operators in xDSL subscribers is reported as 17.6%. The share of cable internet service providers is 6.4% and fiber internet service providers 16.9%. There are still very few domain names with “.tr” extension. The number is only 365.842. Mobile market is the most dynamic in sector There are 72 million subscribers in Turkey as of March 2015, in total. 3G subscriber number was 51 million in the first quarter of 2014 and it is 59.5

Broadband and Internet Being 6 million in 2008; broadband internet subscriber number reached

million now. Mobile data traffic is recorded as 107.970 TB. M2M subscriber number reached 2.7 million. The increase in postpaid subscriber number still continues. The rate of postpaid subscribers to prepaid ones increased to 45.5%. Number porting is still a popular issue. In the first quarter of this year, 3 million 268 thousand phone numbers were ported. Since the first day of number porting transactions started, the number of ported phone numbers is 82 million. Turkcell is at the top of the list in number of subscribers. Turkcell has 47.6% share, Vodafone 29.3% and Avea 23.1%. Looking at the income from subscribers, Turkcell’s market share is 47.9%, Vodafone’s 29.5% and Avea’s 22.6%. In the first quarter of the year, mobile subscribers texted 25.2 million SMS, while the number is 23.9 million in MMS. The fiber length of alternative operators reached 53.3 thousand km. Türk Telekom’s fiber infrastructure length increased to 197.2 thousand km. 124 thousand km of this is used for the backbone and the rest is for access. The total revenue of alternative infrastructure operators reached 178 million.

‘Technologic Silk Road’s first station is Ankara Huawei Information and Communication Technologies Central Asia Tour 2015 started with an opening ceremony on June, 12th. Huawei Central Asia and Caucasia Region President Jeffery Liu (Liu Hongyun) gave a speech: “Countries in Central Asia and Caucasia quickly adapt to the transformation. Looking at the figures; informatics investments are directly proportional to the national income of each country. An ICT investment of 20% contributes the country’s national income via 1% increase. In the frame of Turkey’s 2023 vision, we foresee that ICT sector will cover 8% of the national income in the next 10 years.

Huawei continue its growth with an ICT focus along with the world. Turkey is the starting point and the regional center of Huawei Central Asia Information Technologies Tour. Countries in Central Asia and Caucasia are vitally

important for China. Huawei is very proud to contribute those countries’ digital transformation and building the new ‘Technologic Silk Road’ for a connecting world.” People’s Republic of China Ankara Ambassador Yu

Hongyang said that “Huawei will carry technology to the world by the experience truck. In the organization, Turkey’s being the first station makes us happy.” Ministry of Transportation, Maritime Affairs and Communications, Communications Department Head Gündüz Şenol highlighted some issues in his speech: “The Silk Road is a historical commerce road starts from China and expands until Europe via Anatolia and Mediterranean. The Silk Road is not only a road that silk fabrics and spices are carried on but also it is a way to transfer information, ideas and cultures from east to west. In our time, it now becomes the road that carries information,

technology and human power generated by both east and west in information and communication sector.” Information and Communication Technologies Authority Vice President Dr. Ömer Fatih Sayan expressed: “In the successful examples of information economy, the role of the government is seen clearly. Turkey is one of the most advisable countries for technologic investments thanks to its strategic location, young population and being a bridge that connects continents. We have open doors for international companies which would like to invest in our country. We aim at transforming Turkey into a technology base.”


38

BThaber

ICT NEWS

22 - 28 HAZİRAN 2015

Anadolu Bilişim renewed its SAP PCoE certification

Aggressive goals for printer market Increasing investment towards printer market; Samsung aims for the better: 2017 market leadership. Samsung increases its investments for printers in the brand’s broad product range. Samsung Electronics Turkey Vice President Tansu Yeğen stated that they are the world’s second biggest manufacturer of laser printers and they invest highly in printing technologies market. Tansu Yeğen also mentioned: “As a part of Samsung’s smart office concept, the technologies we offer in printing solutions play an important role to form new generation business environments. Printing solutions is a market we are very assertive in and we invest heavily on this market both

locally and globally.” Tansu Yeğen stated that Turkish printing market grew 25% and they have a share of 20% in Turkey’s printing solutions market. By strengthening its channel structure, Samsung signed a distributorship agreement with Arena and Koyuncu. The company also reinforced its solution partners structure. By highlighting that they have an aggressive growing trend by enlarging its team and channel structure in the frame of Samsung’s growth goals in printing market, Tansu Yeğen said: “In the following period, we will expand our coverage area by investments towards our team and our business partners.”

Anadolu Bilişim renewed its PCoE / Partner Center of Expertise certificate, SAP’s expert business partner. With this new certificate, Anadolu Bilişim proves its experience as an expert integrator of SAP solutions for two years. Anadolu Bilişim customers will be able to receive SAP solutions developed on the world’s first real time in-core memory platform SAP HANA with Anadolu Bilişim’s sectoral experience thanks to SAP PCoE certification proving the company’s compliance to the standards. Besides, all SAP

portfolios such as business intelligence, corporate source management, human resources management, reporting and customer relations

management can be purchased from Anadolu Bilişim. SAP PCoE certificate given by SAP to its business partners in PartnerEdge Channel program certifies high quality services or products will be presented to the customers. Anadolu Bilişim, with this certificate, proves its expertise on integration of SAP solutions based on the customer needs as well as its license of solution and product sales suitable for SAP standards once again. The certification is presented to Anadolu Bilişim for a 2 years period.

Z-Libraries in digital world Ministry of Education (MEB) opens Z-Libraries up to the world uniting them with interactive blackboards and internet technologies in scope of FATIH Project. MEB Support Services General Directorate and Innovation and Education Technologies General Directorate signed a protocol on setting interactive blackboard and internet infrastructure in Z-Libraries. Being connected to the digital world, the needed environment will be provided for students to study as groups like in a classroom setting, make researches and

follow local and international publications in Z-Libraries (Enriched Libraries). In FATIH Project scope, interactive blackboards will be set inside of Z-Libraries in schools with fiber optic internet cable infrastructure. Interactive blackboards will have the role of a PC. Thus, all students will be able to read books looking at the blackboard. The schools will have the opportunity to reach many resources even if they do not have those in their libraries. MEB started its Z-Library project in 2011 and aims at creating lifelong

learning centers and safe entertainment facilities for children and adults in schools and libraries. With Z-Library Project since 2011, 269 school libraries in 49 cities have been enriched. There are 37 Z-Libraries in Erzurum, 18 in Ankara, 15 in İstanbul and 21 in Şanlıurfa. Thanks to the protocol carried out with Metropolitan Municipality, 100 school libraries are being enriched in scope of ‘School of Civilization Project’. Ministry of Education aims at setting up 300 more Z-Libraries throughout Turkey.

In 17 languages, ‘feel at home’ health services CP Innovative Solutions Founder and CEO Assoc. Prof. Dr. Tayfun Aybek gives information on ‘Map2heal’; thanks to the software, local or international patients now are able to communicate with the doctors directly, book appointments in their mother language, and send their analyses and messages. Besides being an experienced cardiovascular surgeon; Assoc. Prof. Tayfun Aybek is an entrepreneur and he is the founder and CEO of CP Innovative Solutions. He carries out his ICT work at Hacettepe Teknokent. ‘Map2heal’ which is the most important

Prof. Dr. Tayfun Aybek

work towards Turkey’s health tourism is actualized by Aybek. The software has Unicode for 17 languages, it covers all the doctors and it is a detailed health

tourism platform prepared meticulously. ‘Map2heal’ is international software and supported by TÜBİTAK and Ministry of Economy. Aybek states for Map2Heal: “It is

a project increasing doctorpatient communication in every language. The project is unique locally and globally. We carry on working on this project with a team of 28 researchers.” Aybek gives more information on ‘Map2heal’ that introduces doctors, hospitals and dentists in Turkey in all world’s languages: “The main purpose of this platform is to provide a high level communication with a heath professional for everyone regardless of nationality, location and language by making them ‘feel at home’. Every year, Turkey hosts 33 million tourists. Whenever those people need medical

help, being elderly, young or a baby, being able to give them a qualified and quick healthcare would highly increase our country’s global image. For instance, those tourists in future would want to come to Turkey in order to receive treatments, thus we need to comfort them and create a trustable environment. ‘Map2heal’ project is not only created for tourists but also for our citizens; giving answers to questions as ‘what, where, who’ and covers news on Turkey’s health sector and innovative treatment methods. ‘Map2heal’ enables replying all questions provided by keywords.”



www.novell.com/filr info-tr@novell.com 0 216 663 60 10


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.