ISAF_FUAR.pdf
1
9/9/15
10:27 AM
Bakan Bilgin, BTK verilerini açıkladı
C
M
Y
Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Feridun Bilgin, operatörlerin 2014 yılında 3G'ye 3,1 milyar liralık yatırım yaptıklarına dikkat çekti.
CM
MY
CY
CMY
K
Sayfa 3
SAYI
HAFTALIK BİLİŞİM TEKNOLOJİLERİ VE EKONOMİSİ GAZETESİ www.bthaber.com.tr
Sayfa
Start-up’lar Ar-Ge’yi şirketlerin ayağına getiriyor
9
Tansu Yeğen
1038 14-27 Eylül 2015
IFA 2015’de Türkiye Rüzgarı
Samsung, Ar-Ge ve inovasyon konusunda oldukça önemli bir boşluğu dolduran girişimci ve uygulama geliştiricilere yönelik yeni programları hayata geçiriyor.
Sayfa Kurumsal
11
Çözümler Rehberi 2015 ERP Komitesi ve Kurumsal Dönüşüm Platformu tarafından hazırlanan Kurumsal Çözümler Rehberi 2015 dağıtıma hazır.
Sayfa
25
Derya Aksoy ve İbrahim Arslan
Güvenlikte uçtan uca işbirliği Fortinet, küresel düzeyde dağıtım ve destek ağını büyütmek için Exclusive Networks Türkiye ile distribütörlük anlaşması imzaladı.
Bülent Nevres BERLİN
Sayfa
14-15
Bu yıl IFA 2015’de Türkiye’den toplamda 48 şirket katılımcı olarak yer aldı. Her yıl oldukça büyük alanlarla boy gösteren Vestel ve Arçelik gibi şirketlerin yanında bu yıl Türkiye’den irili ufaklı birçok şirket ürün ve hizmetlerini sergileme fırsatı bulurken gerçekleştirdikleri iş görüşmeleri ile dünyaya açılma imkanı elde ettiler.
BThaber
E-TOPLUM
14 - 27 EYLÜL 2015
3
Bakan Bilgin BTK verilerini açıkladı
Haber Merkezi
Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Feridun Bilgin, 2009’da hizmete sunulan 3G’de abone sayısının 61 milyonu aştığını söyleyip 2008 yılında 6 milyon olan genişbant internet abone sayısının da 7 kattan fazla artarak, 44 milyonu geçtiğini açıkladı. Bakan Bilgin, BTK tarafından hazırlanan ‘Türkiye Haberleşme Sektörü 2015 Yılı 2. Çeyrek Pazar Verileri Raporu’nda yer alan rakamlar hakkında bilgi verdi. Bilgi teknolojileri ve iletişim sektörünü stratejik sektör olarak gördüklerini belirten Bilgin, Türkiye’nin son 13 yılda sektörde hızlı bir büyüme eğilimi yakaladığını ifade ederek şunları kaydetti: “BTK’nın 2015 yılı 2. çeyrek pazar verilerine göre internet abone sayısı ve internet kullanımı artmaya devam ediyor. 2014 yılı ikinci çeyrekte 37 milyon olan genişbant internet abone sayısının bir yılda 7 milyondan fazla arttığı görülüyor. 2009 yılının Temmuz ayında vatandaşların hizmetine sunulan 3G, 6 yılını geride bıraktı. 2015 Haziran ayı sonu itibarıyla 61 milyon 76 bin abone, 3G hizmetini alıyor. Mobil bilgisayardan ve cepten internet abone sayısı bir önceki çeyreğe göre yaklaşık yüzde 4, bir önceki yılın aynı dönemine göre ise yüzde 24 oranında artarak 35 milyon 298 bin rakamına ulaştı.” Mobil genişbant kullanımı yaklaşık yüzde 65 arttı Bakan Bilgin, 2009 yılında 3G yetkisi verilen 3 operatörün yaptığı yatırımlar hakkında da bilgi vererek yetkilendirmenin yapıldığı 2009’da 4,6 milyar lira yatırım yapan operatörlerin 2014 yılında ise 3G’ye 3,1 milyar liralık yatırım yaptıklarına dikkat çekti. İnternet kullanımındaki artış eğilimin devam ettiğini söyleyen Bilgin “2015 yılı 2. çeyrek verilerine göre; toplam mobil internet kullanım miktarı bir önceki çeyreğe göre yaklaşık yüzde 16 oranında artarak 126 bin 27 TeraByte olarak gerçekleşti. 2015 yılı ikinci çeyreğinde kablo internet dahil toplam sabit genişbant internet kullanım miktarı ise yaklaşık 1 milyon 482 bin TByte oldu. Bir sabit internet abonesinin aylık kullanım miktarı ortalama 56 GB iken mobil abonenin aylık kullanım miktarı ise ortalama
Bakan Feridun Bilgin, operatörlerin 2014 yılında 3G’ye 3,1 milyar liralık yatırım yaptıklarına dikkat çekti.
http://global.etherwan.com
Ağır Hava Koșulları, Yanlıșın Bedelini Ağır Ödetir…
?
NEDEN
Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Feridun Bilgin 1,2 GB seviyesinde. Buna göre, 2015 yılı ikinci çeyreğinde sabit genişbant abonesi, mobil genişbant abonesinin yaklaşık olarak 46 katı kadar bir kullanım yapmakta. Mobil internet kullanım miktarı sabite göre düşük olmakla birlikte son bir yılda sabit genişbant kullanımı yaklaşık yüzde 45 artarken, mobil genişbant kullanımı yaklaşık yüzde 65 arttı” şeklinde konuştu. Avrupa’da en çok konuşan Türkiye Bilgin, mobil telefon abone sayısındaki artışın 2015 yılının 2. çeyreğinde de devam ederek, bu yılın Haziran ayı sonu itibarıyla Türkiye’deki mobil telefon abone sayısının 72 milyon 174 bine ulaştığını dile getirerek şu detayları aktardı: “Mobil cihazların genellikle 9 yaş üstü kişiler tarafından kullanıldığı dikkate alınırsa mobil penetrasyon oranının yüzde 100’ü aştığı görülüyor. 2015 yılı ikinci üç aylık döneme bakıldığında mobil abonelerin yaklaşık yüzde 53.4’ünü ön ödemeli aboneler oluşturdu, faturalı abonelerin oranının ise yüzde 46,6’ya çıktı. 2015 yılı ikinci çeyrekte toplam mobil trafik miktarının 56,4 milyar dakika, sabit trafik miktarının ise 2,9 milyar dakika oldu. Bir önceki üç aylık döneme göre mobil trafik miktarı yaklaşık yüzde 8 oranında artarken sabit trafik miktarı ise yaklaşık yüzde 1,2 oranında azaldı. 2015 yılı birinci çeyreğinde 367 dakika olan ortalama aylık mobil kullanım süresi ikinci
RİSK ALASINIZ Kİ
çeyrekte 399 dakika olarak gerçekleşti. Bu rakamlara göre Türkiye Avrupa ülkeleri arasında mobil telefonla en çok görüşme yapan ülke oldu.” Toplam fiber uzunluğu: 257 bin 828 km İletişim açısından büyük önem taşıyan fiber kablo yatırımlarındaki artışın devam ettiğinin altını çizen Bakan Bilgin “2015 yılı ikinci çeyreği itibarıyla, alternatif işletmecilerin toplam fiber uzunluğu 54 bin 730 kilometre oldu. Türk Telekom’un ise 202 bin 98 kilometre fiber altyapısı bulunuyor. Ülkemizdeki toplam fiber uzunluğu 257 bin 828 kilometreye ulaştı. 2014 yılı ikinci çeyreğindeki 8,6 milyon sabit genişbant abonesinin 1,3 milyonu fiber abonesi iken, 2015 yılı ikinci çeyreği itibarıyla sabit genişbant internet abone sayısı 9,1 milyona, fiber abone sayısı ise 1 milyon 500 bine yükseldi. Dolayısıyla 2014 yılı ikinci çeyreğinde sabit genişbant aboneleri içerisindeki fiber abone oranı yüzde 15 iken, 2015 yılı ikinci çeyreğinde bu oran yüzde 17 olarak gerçekleşti. BTK, 2008 yılında mobil operatörler arasında numara taşıma uygulamasını başlatmıştı. 31 Haziran 2015 tarihi itibarıyla 85 milyon 402 bini aşan numara taşıma işlemi gerçekleştirildi. Ancak 2015 yılı ikinci üç aylık dönemde numara taşıma sayısı bir önceki üç aylık döneme göre yüzde 6,7 oranında azaldı ve 3 milyon 50 bin civarında numara taşıma işlemi oldu” açıklamasını yaptı.
Dıș ortam CCTV, Data Networklerinde; iç ortam için üretilen switch ve fiber dönüștürücü kullanılmaz. Endüstriyel / Hardened standartlarında üretilen -40°C ile +75°C arası sıcaklıkta çalıșabilen ürünler kullanın ki; sorunsuz, güvenli bir Network altyapınız olsun.
EtherWan Türkiye Genel Distribütörü
www.erete.com.tr
Bağlantınız Olsun!
4
BThaber
E-TOPLUM
14 - 27 EYLÜL 2015
Kamu-BİB, köprü görevi üstleniyor Türkiye Bilişim Derneği’nin (TBD) bilişim sektörü politikalarına görüş ve Sedef Özkan öneriyle katkı veren, kamu - özel sektör çalışanları arasında eşgüdümü sağlayan, üyeleriyle güçlü bilgi potansiyeline sahip kamu yararına bir dernek olduğunu ifade eden Selçuk Kavasoğlu, TBD bünyesinde oluşturulan çalışma gruplarının; faaliyet ve raporlar oluşturduğunu da ekledi. Bu çalışma gruplarından en önemlilerinden birinin; 1997 yılında kurulan Kamu Bilişim Merkezleri Yöneticileri Birliği – ‘TBD Kamu-BİB’ olduğunu hatırlatan Kavasoğlu, şu bilgileri paylaştı: “TBD KamuBİB günümüze kadar çok güzel çalışmalar yaptı. TBD KamuBİB, kamu bilişim merkezleri ve sektörel katılımla, bilişim teknolojilerinin etkili ve yaygın kullanımı, kamu kurumlarının hizmetlerini etkin ve verimli sunabilmesi için ulusal bilişim politikalarının oluşturulmasına katkı sağlanması için çalıştı. Ayrıca kamu bilişim merkezleri arasında bilgi paylaşımının artırılması, mesleki dayanışmanın geliştirilmesi ve sorunlara ortak çözümler oluşturulması ve bu konularda farkındalık yaratılması misyonuyla hareket etti ve ediyor. Yönetime geldikten sonra kapatılması düşünülen bu çalışma grubunu yeniden aktif hale getirme çalışmalarına başladık. Şu anda TBD Merkez altında çalışmalarına devam eden TBD Kamu-BİB Yürütme Kurulu yeniden oluşturuldu. Yürütme Kurulumuz; Furkan Civelek (Kalkınma Bakanlığı), Adnan Yılmaz (Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi), Ercan Kaptanoğlu (Orman ve Su İşleri Bakanlığı), Mariye Umay Akkaya (TSE), Mesut Küçükiba (TCDDY), Mustafa Yılmaz (Avrupa Birliği Bakanlığı), Ragıp Gürpınar (TOKİ) ve Semih Işıksal’dan (TÜİK) oluşuyor. Ben de yürütme kurulunun başkanlığını yapıyorum.” Verimli ve etkin bir etkinliğin arifesindeyiz “Bu yıl 15-18 Ekim tarihleri arasında 17. kez düzenleyeceğimiz ‘Kamu Bilişim Platformu’nu KKTC’de gerçekleştiriyoruz. Girne’de yapacağımız etkinliğe KKTC kamu üst yönetiminden gelen
TBD Ankara Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Selçuk Kavasoğlu, şubenin çalışmalarının yanı sıra bu yıl 1518 Ekim tarihleri arasında KKTC’de düzenlenecek olan Kamu-BİB ile ilgili de detaylı bilgi paylaştı. destek bizleri çok mutlu etti. Bu etkinlikte; Siber Güvenlik ve Kritik Altyapılar, e-Ticaret Güvenlik Sertifikasyonu ve Düzenlemeler, e-Devlet Hizmetlerinden Beklentilerimiz ve Türkiye’nin Bilgi Toplumu Üst Yapısı çalışma gruplarının raporlarını değerlendireceğiz” açıklamasını yapan Kavasoğlu, KKTC’deki e-Devlet çalışmalarına da değindi: “KKTC, e-Devlet çalışmalarına başladı ve belli bir noktaya geldi. Ülkemizin bilgi ve deneyimlerinin KKTC’de yapılan çalışmalara yön vereceğini düşünüyoruz. Türksat çalışmalarını başarılı şekilde yürütüyor. Diğer yandan KKTC vatandaşının farkındalığını da artırmamız gerekiyor. Bu arada Birleşmiş Milletler üyesi ülkelerin kamu hizmeti sunan kurumlarına açık olan ve 4 kategoride düzenlenen ‘Kamu Hizmeti Ödülleri’nde bu yıl, Türkiye ve Azerbaycan’ın projeleri ödülü paylaştı. Azerbaycan’da, devletin halka bürokrasiden arındırılmış hizmet vermek amacıyla kurduğu ödüllü projesi ‘Asan Hizmetleri’nin çalışmaları KKTC’de Kamu-BİB’te katılımcılarla paylaşılacak. Bu sayede TBD Kamu-BİB, bilgi toplumuna geçiş kapsamında Türk
Cumhuriyetleri arasında bir köprü görevi de üstlenmiş olacak. Bu kapsamda; Azerbaycan – Türkiye – KKTC arasında da köprü kuracağız.” Kavasoğlu, TBD olarak bu etkinlikte bir başka çalışmaya da öncülük yapacaklarına dikkat çekerek şöyle konuştu: “KKTC BTHK Başkanı Kadri Bürüncük ile yaptığımız görüşme sonucunda Kamu-BİB’ 17’de Yüksek Mahkeme Üyeleri, Hakim ve Yargıçlara Yönelik Siber Suçlar ve Bilişim Hukuku konusunda bir seminer vermek üzere Türkiye’den konuyla ilgili uzmanları KKTC’ye götüreceğiz. Verimli ve etkin bir etkinliğin arifesindeyiz diye düşünüyorum. Bilişim sektöründe, kamunun en önemli STK temsilcisi olmanın özgüveni, sektörün bize verdiği destekle mümkün oluyor.” Başarımız; TBD’ye inanan ve destek veren arkadaşların başarısıdır Selçuk Kavasoğlu, TBD Ankara Şubesi olarak çalışmalarına yeniden hız kazandırmaya başladıklarını söyleyerek konuşmasına şöyle devam etti: “Çalışmalarımıza tüm üyelerimizi davet ederek onların beklentilerini aldığımız ve çalışma programımızı
TBD Ankara Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Selçuk Kavasoğlu sunduğumuz toplantıyla başladık. Teknik ve kişisel gelişim konularında 7 eğitim ve seminer, BİMY’22 etkinliğinde ‘Türkiye’de İnovasyon Kültürü Ve Stratejisi’, ‘Kamuda İnovasyon Panelleri’, Verimlilik Haftası’nda ‘Bulut Bilişim Uygulamaları ve Verimlilik Paneli’ faaliyetlerimiz arasında. Zaten bu sene Antalya’da çok kısa sürede organize etmek durumunda kaldığımız BIMY’nin başarısı; TBD’ye inanan ve destek veren arkadaşların başarısıdır. Sektör BIMY’yi sahiplendi; kamu – özel sektör birleşmesi yaşandı. Başarı; sektörün bir arada hareket etmesiyle oldu. Sektörden aynı yaklaşımı Kamu-BİB için de bekliyoruz. Bu arada önemli olduğunu düşündüğüm bir başka konu, özel sektör ile yaptığımız ‘Kamu’nun Bilişim Teknolojileri Tedarik Modelleri, Sorunlar, Çözüm Önerileri
Çalıştayları’dır. İki defa yapılan bu çalıştayların sonuçları bu ay içinde katılımcılar, sonra da tüm üyelerimizle paylaşılacak ve sonuçlar ilgili kurumlara iletilecek. Sosyal çalışma gruplarında da çeşitli etkinlikler düzenleyeceğiz. 2016 başında bilişim ve lojistikle ilgili bir etkinlik planımız bulunuyor. Yeşil bilişimle de ilgili çalışmalarımız var.” Kavasoğlu, genel olarak sektör değerlendirmesi yaparak “Sektörümüz hızlı bir ivmeyle gelişim yaşıyor. Son kalkınma planımızda dünya tarafından da kabul görmüş ve sektörde yerini almış teknolojiler değerlendirmeye alındı. Artık teknolojik gelişimin kamuda kullanımı için standartların hazırlanması ve mevzuatın oluşturulması ve bu sayede uygun çözümlerin hayata geçirilmesi öngörülüyor. Bu dönemde açık kaynak kodlu yazılımlar, büyük veri, bulut bilişim, yeşil bilişim, mobil platform, nesnelerin interneti gibi ürünler, hizmet ve yönelimler değerlendirilerek kamu için uygun olabilecek çözümler hayata geçirilecek. Her şey sektör için… Kamu yararına çalışıyoruz ve proje havuzu oluşturuyoruz” dedi ve sözlerini şöyle tamamladı: “TBD’nin bilişim sektörünün daha güçlü bir sesi olmasını istiyoruz. Özel sektör olmadan büyüme şansımız yok. Kamu alımlarıyla ilgili sektör firmalarının sorunları bulunuyor. Karar alıcılara, üst yönetime, politikacılara sektörümüzün görüşlerini daha çok aktarabilmeliyiz.”
6
BThaber
E-TOPLUM
14 - 27 EYLÜL 2015
Profesyonel
Gözüyle
857
Çocuklar için sosyal medya Türk Standartları Enstitüsü (TSE) Yönetim Kurulu tarafından alınan kararla, Yönetim Sistemleri’nde ‘Transfer Belge Başvurusu’ yapan kuruluşlara, sadece ilk yıl için geçerli olmak üzere belgelendirme ücretlerinde yüzde 80 indirim sağlanacak. TSE Başkanı Sebahittin Korkmaz, konuyla ilgili şu açıklamayı yaptı. “Enstitümüz yeni başladığı bir uygulamayla, TSE’den Yönetim Sistem Belgesi sahibi olmak isteyen kuruluşlara önemli bir imkân sunuyor. Bundan böyle kuruluşunuzun sahip olduğu yürürlükteki yönetim sistemi belgelerinizle ilgili olarak, Enstitümüzün Transfer Belge uygulamasından faydalanarak TSE’den belgeli olabilirsiniz. Transfer belge uygulamasında, Enstitümüzün TÜRKAK’tan akredite olduğu alanlarda transfer etmeyi düşündüğünüz belgelerinizin TURKAK veya MLA taraf akreditasyon kuruluşlarından akredite olması gerekiyor. Tüm kuruluşlarımızı, bu imkândan yararlanarak, ülkemizin belgelendirme alanında öncü kuruluşu TSE’den belge sahibi olmaya davet ediyoruz.” Çocuklar için sosyal medya kılavuzu ‘Hacker’in gözüyle’ de ele alındı TSE Bilişim Teknolojileri Test ve Belgelendirme Dairesi Başkanlığı, çocukların sosyal medya hesaplarını kullanırken karşılaşabilecekleri tehlikelere karşı aileler için kılavuz kitap hazırladı. Korkmaz, “İş ve özel hayatımıza giren sosyal paylaşım siteleri aynı zamanda siber suçlular için sayısız
TSE Başkanı Sebahittin Korkmaz fırsat doğmasına neden oldu. Kitapçığın amacı bu sitelerden doğabilecek tehlikeler konusunda farkındalığın arttırılması. Her konu başlığı aynı zamanda ‘Hacker’in gözüyle’ de ele alınarak siber suçluların düşünce yapısı onların anlatımıyla yansıtılmaya çalışıldı. Kitapçıkta 16 kural sıralanıyor. Ancak siber suçların değişen ve gelişen yapısı nedeniyle bu kuralların eksiksiz ve tam bir liste olduğunu söylememiz mümkün değil. Çocuklarınızı sosyal paylaşım sitelerinde güvende tutmak için sağduyunuzun önemli bir yol gösterici olduğunu unutmadan kitapçıkta yazılanları dikkate almanızı öneriyoruz. TSE’nin ‘Çocuklar İçin Sosyal Medya Kullanımında 16 Altın Kural’ kitapçığına tse.org. tr adresinden ulaşabilirsiniz” açıklamasını yaptı. F klavye Teknik Kurul’da değerlendirildi Diğer yandan TSE, ‘TS 2117
Alfasayısal Türkçe Klavyelerin Temel Yerleşim Düzeni’ (F Klavye) standart taslağını 27 Ağustos tarihinde yaptığı Teknik Kurul toplantısında ele aldı. F Klavye standardı ilk olarak 1975 yılında daktilolardaki tuşların yerleşim düzenini belirlemek amacıyla hazırlandı. Söz konusu standart gelişen teknolojilerin de kapsanması amacıyla, ilki 1991 yılında, ikincisi de 2006 yılında olmak üzere iki kere revize edildi. Standardın mevcut sürümünde masaüstü ve dizüstü bilgisayarlar, elektronik daktilolar gibi cihazlarda yer alan ve iki elle kullanılan alfasayısal klavyelerin temel tuş yerleşim düzenlemeleri yer aldı. Revizyon kararı çerçevesinde bir Teknik Komite kurularak standart taslağı oluşturuldu. İlgili paydaşların da görüşleri alınarak taslak son haline getirildi ve Teknik Kurul toplantısında değerlendirildi.
Bazılarımız için anlamlı gelmeyebilir ama 857, kontenjanın içinde olan öğretmenlerimiz için çok duygulu ve sevinçli bir anı temsil ediyor. Bu sene öğretmen atamalarında 857 Bilişim Öğretmeni’ne şans verildi. Bu sayıya dahil olan o güzel öğretmenlerimizi kutluyoruz. Bundan en az 5 sene önce iki önemli açıklama yapılmıştı. İlk açıklamayı yapan Türkiye Güvenlik Kurulu’nun ifadesi aynen şöyle idi: “Ülkemiz için en büyük tehlike siber tehditlerdir.” Diğeri ise hükümet programında yer alan 2023 yılında Türkiye’nin “Bilişim Ülkesi” olma hedefiydi. Bu açıklamalar benim gibi bilişim dünyası çalışanlarını umutlandırmış, hem ülke çapında internet kullanımı ve tehlikeleri konusunda bilinçlendirmenin başlayacağı, hem de sektörümüzün büyüyeceği hayaline kapılmıştık. Tehditlere çözüm olarak birkaç tatbikat yapıldı, Ankara teknokentlerinde birkaç sözde Türk ürününe yatırım desteği verildi, yerli işletim sistemi Pardux için Tübitak attı durdu. Sonuç çıkmayınca şimdi belki de elektrik kesintilerine bile neden olabilen tehditler hala devam ediyor. Devlet bilgileri gidiyor, özel şirketler bilgilerinin şifrelenmesi sonucu şantaj karşılığı oluşan maliyetlere giriyor, bireyler hergün internet bankacılığında mağdur durumuna düşüyor. Peki 2023 hedefi için ne yapıldı. Hiçbir şey. Bu hedefe ulaşmanın en temel gereksinimi olan, ilkokullardan itibaren bilişim dersleri müfredata konulmadı, öyle bir plan da yok. Hatta gerek olmadığı konusunda yetkililerin açıklamaları bile var. Son atama listesinde yer alan öğretmen sayısının sadece 857 olması da bu konuya ne kadar uzak olduğumuzu gösteriyor. İlk konu ile ikincisi tamamen bir neden sonuç ilişkisi. Eğer daha fazla Bilişim Öğretmeni atarsanız küçük yaşlardan itibaren bilişimi aşılarsanız, aşılanan toplumda internet kullanımı bilgisi ve bilinci artar, ülke olarak zarar görmeyiz. Bazı markaların bu konuda çabasını görmemek mümkün değil. Kendi etkinlikleri ile küçük yaşlara yönelik programlar uyguluyorlar. Bizim yaptığımız Çocuk Bilişim Zirvesi’nin önemini anlayıp destek olanları da var. Bu konu ülkenin en büyük sorunudur, herkes el ele vermelidir. Türkiye’nin kurtuluşu; tek sermayesi insan olan bilişim endüstrisini geliştirmesi ve bilişim ülkesi olmaktır. O zaman milyarlar ile ifade edilebilen yazılım ihracatı konuşulabilir. Yoksa ayakları yere basmayan söylemlerle ihracatımız şu kadar olmalı deyip yazılım firmalarını motive etmekle bu hedefe ulaşılmaz. O zaman daha yüksek sesle, “küçük yaşlardan itibaren kodlama eğitimi verilmeli” , “daha çok Bilişim öğretmeni atanmalı”, “kamu spotları ve çeşitli eğitim programları ile toplum bilgilendirilmeli” diyelim. Bazı dev markalar kendi etkinliklerini yaparak milyonlara yakın harcamalar yaparken kafalarını biraz kaldırıp bu mücadeleye daha fazla bütçe ayırmalıdırlar. Bilişim sektörü elele vererek yol haritası çıkarmalı, Sivil toplum kuruluşlarımızın desteği ile sektöre yön vermelidir. Bu yön verme büyük markaların kendi başlarına dev etkinlikler yapmaları ile olmaz, olamaz. Geçmişte olduğu gibi bir bütün artık tamamlanmalıdır, ancak böyle olursa devlet nezninde bir güç oluşur, devletin kendisi ile birlikte ülkeye fayda sağlanır.
Mutlu ve güvenli günler dilerim
Murat Göçe
8
BThaber
E-TOPLUM
14 - 27 EYLÜL 2015
Edip Emil Öymen edip.oymen@gmail.com
Sanal gerçeklikle satış
İleri teknoloji durumumuz TÜİK, Temmuz 2015 ithalat-ihracat verilerini Eylül’de açıkladı. Buna göre, geçen yıl Temmuz 2014’te ileri (yüksek) teknoloji ürün ihracatının, tüm imalat sanayii ürünleri içindeki oranı % 3.4. Temmuz 2015’teki oran % 3.3. Orta yüksek teknoloji ürünleri ihracatımızın 2014 oranı % 32.3. Temmuz 2015 oranı % 33.3. Orta düşük teknoloji ürünleri ihracatımızın oranı geçen yıl % 29.4 imiş, bu Temmuz 27.5 olmuş. Düşük teknolojide ise % 34.9’dan 35.9’a çıkmışız. Ama, daha kötüsü var... Yüksek teknoloji ürünleri ithalatımız artıyor. 2014 Temmuz oranı % 13.7. Yeni Temmuz oranı 14.7. Bu artışa 2014 yılı OcakTemmuz diye bakarsak oran % 13.8. Bu yıl Ocak-Temmuz diye bakarsak % 15.4. Bütün bu oranlar kaç USD? Yüksek teknoloji ihracatımız (Ocak-
Temmuz 2015 için) 2.6 milyar USD. İthalatımız 15.3 milyar USD. Bellek tazelemek amacıyla: Türkiye Sanayi Stratejisi Belgesi, 20112014 arasında Türkiye’yi orta ve yüksek teknolojili ürünlerde Avrasya’nın üretim üssü olarak gösteriyordu. 203 sayılı paragrafta (sayfa 92) şöyle diyordu: “Yapılan hesaplamalar Ar-Ge Faaliyetlerinin Desteklenmesi Hakkında Kanun’la birlikte Türkiye’de Ar-Ge’ye ayrılan kaynağın, 2013 yılında GSYH’nın yüzde 2’sine ulaşacağını öngörmektedir.” Dönemin BST Bakanı Nihat Ergün şöyle demişti: “2023’te 2 trilyon Dolar milli gelirimiz olacağına göre 60 milyar Dolar Ar-Ge harcaması yapılacak. Bunun 40 milyar Dolarını özel sektör, 20 milyar Dolarını kamu yapacak.” (04.03.12. Türkiye’deki Robot Teknolojileri ve Geleceği Paneli).
Yeni soruna yeni üniversite İngiltere Kraliyet Mühendislik Akademisi, 2020 yılına kadar ülkenin bir milyon mühendis ve teknisyene ihtiyacı olacağını hesapladı. Halen İngiltere’de mühendislik bölümlerinden yılda 50 bin kişi mezun oluyor. Bu sayının 5 yıl içinde 90 bine çıkartılması gerektiğini hükümet de açıklamıştı. Geri kalan 900 bin kişinin ise meslek okulları veya benzeri eğitim kurumlarından sağlanması gerekecek. Bu “acil” durum (!) üzerine hükümet, ABD’de piyasaya
mühendis yetiştiren Olin Mühendislik Okulu modelinde bir üniversiteyi İngiltere’de kurmaya karar verdi. ABD’deki süper star üniversiteler arasında adı duyulmayan, ama bir uzmanlık okulu olarak saygın Olin College of Engineering, üniversite-özel sektör işbirliğiyle hayat bulan bir eğitim kurumu. Boston’un 20 km kadar batısında bir kampüsü var. İngiltere’deki yeni üniversitenin adı da, kuruluş amacına uygun: Teknoloji ve Mühendislikte Yeni Model.
Amerikancada, her yeni kavrama bir isim hemen uydurulur. Bu isim “uzun” gelirse, hemen kısaltılır. Dünya, bu yeni kavramı, ürünü bu isimleriyle tanır bilir. Sanal gerçeklik de öyle. Onlar kısaca VR diyorlar (virtual reality). Biz de bari SG diyelim. SG aygıtları henüz emekle devresinde. Bu yüzden hepsi kaba saba kutu görünümlü. (Bilmeyen olabilir diye kısa bir tanıtım burada). Başa takılıyor. Gözleri örtüyor. Yeni dünyanızı, gözünüzün önündeki ekrana gelen görüntülerle, aynı şimdiki dünyayı görür gibi görüyorsunuz: Stereoskopik üç boyutlu. Görüntü o kadar gerçek ki, gördüğünüz gerçeklik, “yeni” gerçekliğiniz oluyor. Bu işi, laboratuvardan çıkarıp milyar tüketiciye sunmaya hazırlanan Oculus VR, şimdilik önde koşan şirket. 2012’de Kickstarter’dan kitle fonuyla 2.5 milyon USD topladı. İki yıl içinde Facebook, şirkete 2 milyar USD ödedi, aldı. SG alanında Google, HTC, Sony, Almanya’dan Zeiss da çalışıyor. Ama Oculus, SG gözlüğünü Ocak 2016’dan itibaren dünyaya satmaya başlayacak. Yeni bir Harry Potter türü manik salgına tanık olacağız. Diğer giyilebilir teknoloji ürünleri gibi Oculus da halen deneniyor... Oyun yazılımcıları buna uygun yeni oyunlar yetiştirmekle meşgul. Bizde bile Bahçeşehir Üniversitesi, Oculus olanaklarını tanıtan bir toplantı düzenledi. Pazarlamacılar, Oculus’u sevdiler. Pahalı ve “yüksek” moda ürünleriyle ünlü Dior, patenti kendine ait bir SG gözlüğü geliştirdi. Bununla, dünyanın her hangi bir yerindeki müşterisine bir defileyi anında izletebilecek.
Müşteri, nerede olursa olsun Dior’un ürünlerini “kendi gözüyle” görecek. Ve belki hemen satın alacak? Londra’nın en pahalı mağazası Harrods’un emlak şirketi, fazlasıyla küresel ve zengin seçkin müşterilerine “layık” evleri SG gözlüğüyle, onlara oturdukları koltukta göstermeye başladı. Los Angeles Filarmoni Orkestrası, klasik müziğe uzak duran gençleri de müşteri olarak kazanmak amacıyla bir SG projesi yürütüyor. Yeni başlayacak sezonda gençleri konser salonuna çekmek için eserlerin kısa kayıtlarını gençlere Oculus’la izlettiriyor. Bunun için orta boy bir kamyona “Van Beethoven” adı
verildi. Semt semt dolaşıyor bu kamyon. Buradaki “van” sözcüğü hem “kamyon” anlamına, hem de bestecinin isminden kesit. SG ile mükemmel bir pazarlama yöntemi. SG aşıkları arasında reklamcılar da var. Leo Burnett Sydney, Samsung için çok zeki bir film hazırladı: Çölün ortasında mayo, dalgıç, surf malzemesi satan bir dükkana merakla girenlere bir SG deneyimi sunuluyor. Oculus’u takan, kendini derin bir denizde köpekbalıklarının arasında buluyor. Korkanlar, çığlık atanlar, “korunmaya” çalışanlar… Oysa hepsi, içinde bir Samsung akıllı ceptel bulunan bir SG aygıtının işiymiş meğer!
Evet, üniversitenin adı bu: New Model in Technology and Engineering (NMITE). Adı bile yenilikçi. Ama işletmesi, vizyonu, misyonu da yenilikçi. İş dünyasının gerçek sorunlarına
akademik temelli çözümler üretecek “sorun çözmeye odaklı” bir ders programı izleyecek. Bunun yanı sıra, bizde sosyal bilimler-edebiyat-felsefe karışımı olarak anlaşılan beşeri bilimler,
kültür-sanat ve eleştirel düşünme teknikleri de öğretilecek. Ama her şeyden de önce, alacağı 5 bin öğrencinin yarısı ve öğretim üyelerinin de yine yarısı kadın olacak. Zaten Olin College de mühendislik eğitiminde kadın-erkek eşitliğini sağlamasıyla ünlüymüş. NMITE de aynısını hedefliyor. Yeni üniversitenin kuruluşunda İngiltere’nin teknoloji eğitimiyle tanınan iki üniversitesi Bristol ve Warwick destek olacak. 2016 sonbaharında 300 öğrencilik kontenjanı için seçmelere başlayacak yeni üniversitede dersler 2017’de. Yıllık ücreti 9 bin Sterlin (14 bin TL).
BThaber
BİLİŞİM DÜNYASI
14 - 27 EYLÜL 2015
Şirketlerin gelişimi için ArGe ve inovasyon şart. Şirketlerin ürünlerinde ve hizmetlerinde Ayhan Sevgi gerçekleşen yenilikler genellikle Ar-Ge ekibine bakıyor. Fakat küçük start-up projeleri de elinden tutulup desteklendiğinde şirketler için çok önemli getiriler sağlayabiliyorlar. Bu noktada Samsung Türkiye Başkan Yardımcısı Tansu Yeğen, start-up projelerinin desteklenmesi konusunda Samsung’un attığı adımlar hakkında sorularımızı yanıtladı. n Samsung’un kurumsal alana yaklaşımı konusunda bilgi verebilir misiniz? Samsung, 5 yıl kadar önce yılda ortalama 250 milyar dolar cironun 2020’de 400 milyar dolara çıkacağını söyledi. Bunun içindede önemli bir payın kurumsaldan geleceğini söyledi. O zamandan beri kurumsal pazara yönelik ürün geliştirme tarafında ve organizasyon tarafında çalışmalara başladı. Samsung’un bu kararı almasındaki en büyük etken şu oldu. Eskiden şirketler bizde en iyi bilgisayara var diye övünürken, tüketicilerin elinde çok kuvvetli bilgisayarlar gibi çalışan cep telefonları belirmeye başladı. Çalışanlar bunlarla şirketlere gelmeye başladılar ve kendi cep telefonlarını kullanmaya başladılar. Mobil uygulamalar kullanmaya başlandı, sosyal medyayı keşfedildi. Bu 5 yıl önceki olaylarla Samsung’un kapısı ciddi bir şekilde birçok şirket tarafından çalındı ve birçok soru soruldu. Tüketici ve çalışanların elindeki bu telefonlardan vermek almak istediler ve bu mobil cihazlarda su geçirmezlik, güvenlik gibi bazı özelliklerin olmasını talep ettiler. Samsung bu geribildirimler doğrultusunda kurumsal pazara girdi ve son üç yıldır ülkeler bazında organizasyon yapısını hızlandırmaya başladı. Samsung dünyada birçok tüketici elektroniği konusunda bir numara ve yılda yaklaşık 14,5 milyar dolar Ar-Ge’ye ayırıyor. Samsung’ da 319 bin çalışan var ve bu rakamın dörtte biri Ar-Ge için çalışıyor. n Samsung Ar-Ge’ye neden bu kadar önem veriyor? Çünkü birinci olmanın
Start-up’lar Ar-Ge’yi şirketlerin ayağına getiriyor Samsung, Ar-Ge ve inovasyon konusunda oldukça önemli bir boşluğu dolduran girişimci ve uygulama geliştiricilere yönelik yeni programları hayata geçiriyor.
Samsung Türkiye Başkan Yardımcısı Tansu Yeğen
Çözüm gelİştİrİcİler SEAP İle dünyaya açılıyor “Şirketler artık inovasyon yapmak istiyor. İnovasyonun şartları dökülmeye başlıyor. Rekabet etmek için ArGe yapmaları gerekiyor. Şirketlere tehlike iki yerden gelecek. Ya kendilerine çok fazla inovasyon yapan kendi sektörlerinden bir şirket onları değiştirecek ya da bir startup değiştirecek” diyen Tansu Yeğen, Samsung’un SEAP çalışmaları konusunda ise şu bilgileri verdi: “Biz Samsung içinde dünya çapında Samsung Enterprise Alliance Program’ına son 2 yıldır ağırlık verdik. Ve bugün 100’e yakın şirket buna dâhil. Ve bu şirketlerin hepsi ya start-up ya da start-up’ın üstü aşamalarda bulunuyor. Çok farklı fikirleri olan, hepsi Android platformunda
büyük bir sorumluluğu var. Samsung tüketicinin nabzını çok iyi tutan ve ona göre ArGe yapan, hatta bunu tasarım ile en üst plana taşıyan bir kuruluş olduğu için kurumsal şirketler pazar hakkında bilgi almak için kapımızı çalmaya başladılar. Samsung’un kurumsal pazara girmesindeki en önemli etkende budur. Daha sonra Samsung gördü ki, çok ilginç trendler geliyor. Akıllı cep telefonu ve akıllı saatlerin iş hayatında
çözümler geliştirmiş içinde akıllı ev çözümü, mobil ödeme çözümü, sağlık çözümü ve medyaya dâhil çözümleri olan çok geniş bir kapsam. SEAP programında tüm dünyada yaklaşık 1600’ün üzerinde partnerımız var. Türkiye’de yaklaşık 100 şirket bu program dâhilinde. Biz Samsung olarak 157 ülke içerisinde ilk 5 içerisindeyiz. Bu da Türkiye’deki start-up ekosisteminin ne kadar iyi çalıştığını gösteriyor. Samsung olarak amacımız; Türkiye’deki dijital değişimi sağlayan ve destekleyen başrol oyuncularından biri olmak. Hem Samsung ürünleri hem de inovasyon tarafındaki bilgilerimizi paylaşıp kurmuş olduğumuz SEAP programı altında, Türkiye’de her alanda
merkezde olduğu ve bir yanda da nesnelerin internetinin çok ciddi değişiklikler yaratacağını görmeye başladı. Bu konuda çalışmalarını çok ciddi şekilde arttırmaya başladı. n Peki, Türkiye’de kurumsal alana yönelik neler yapıyorsunuz? Bu çalışmaları yaparken, biz de 2 yıl önce Türkiye’deki organizasyonumuzu tamamladık. Bu organizasyon kurumsal pazarın gerçeklerini
değişik inovatif fikirleri olan şirketleri Samsung merkezi desteği ile daha iyi duruma getirmek ve 70 kişilik bir ekiple Türkiye’de hakkettikleri pazara kazandırmak üzere çok yoğun bir çalışma üzerindeyiz. Bu destek verdiğimiz şirketler bizim SEAP dünya web sitemizde kayıtlı oluyorlar. Örneğin; Almanya’daki bir yönetici belli bir konuda çözüm aradığında Türkiye’deki bu şirketlerin ismi öncelikli çıkıyor ve bu şirketler bizim Samsung merkezimizle düzenli olarak iletişimde olup yeni gelişen teknolojiler hakkında düzenli bilgiler alıyorlar. Bizim etkinliklerimize katılıp, kendi seslerini duyurabilme şansına kavuşuyorlar. Biz bu arkadaşları tamamen pazara hazırlıyoruz.”
bilen daha önce bu pazarda çalışmış arkadaşlardan oluşuyor. Samsung’un merkezindeki yapılanmaları çok iyi takip ederek ve oradaki kaynakları iyi kullanarak kurumsal pazarda çalışmaya başladık. Kurumsal pazara baktığımızda, son iki yılda Türkiye’deki ilk 500 şirketin yaklaşık yüzde 80 ile çalıştık ve çalışmaya devam ediyoruz. Bunun arkasındaki en önemli etkenin de şirketlerin artık
9
dijital dönüşüm yapmaları gerektiğinin farkında olmaları diyebiliriz. Samsung ürünleri şirketlerin bu dönüşümü çok hızlı yapmalarını sağlıyor. Son iki yılda Samsung Türkiye olaraktan kurumsal pazarda yapmış olduğumuz çalışmalarda Türkiye’nin en büyük ilk 350 sistem entegratörü bizimle çalışmaya başladı. Ve bu programın adına STEP (Samsung Team of Empowered Partners) dedik. Samsung içinde bütün dünyada bu kadar çok şirketle çalışan ilk 5 ülkeden bir tanesiyiz. Ve Türkiye’de bu arkadaşlar sistem entegrasyonu yapıyorlar. Şirketlerin mobilite ihtiyaçları, tablet ihtiyaçları, yazıcı ihtiyaçları, ekran ihtiyaçları olarak düzenli olarak yanındalar. Türkiye’de hızlı bir dönüşüm gerçekleşiyor. n Start-up’larda gördüğünüz eksikler nelerdir? Tüm dünyada startup’laraynı gelişim yolundan çıkıyorlar. Biz Samsung olarak her startup’ı destekleyemiyoruz. Samsung’un arkasında durabileceği start-up’ları destekliyoruz. Ülkemizdeki en önemli konulardan bir tanesi start-up’ların desteği. Start-up’lar büyük şirketlere erişmekte zorlanıyorlar. Starup’lar birçok etkinlik altında birbirleriyle buluşuyorlar. Yatırımcıları ikna etmeye çalışıyorlar. En büyük hataları birçok şirket nerdeyse sıfır müşteriyle yatırım almaya çalışıyor. Bizim start-up’lara verdiğimiz destek bu yönde çok önemli. Satış ekibimiz start-up’lara müşteri getirmeye başlıyor. Hali hazırda müşterisi bulunan start-up’ların yatırımcı bulması da ciddi anlamda kolaylaşıyor. Türkiye’de startup ekosisteminin sağlıklı gelişmesi çok önemli. Çünkü bu start-up’lar büyük şirketlerimizin bulmadığı ArGe ve inovasyonu büyük şirketlerin ayağına getiriyor. n Bundan sonraki gelişim sürecinde neler var? Samsung şirketlerin hayatını pozitif yönde etkilemeye devam edecek. Olan teknolojileri çok yakından takip ettiği için birçok şirket yöneticisi şirket yönetim kurulları hep çözümü Samsung’dan almaya devam edecek.
10
BThaber
BİLİŞİM DÜNYASI
14 - 27 EYLÜL 2015
Kusursuz bir iş çerçevesinin anahtarı Handan Aybars
Bankalar biyometrik sistemine geçmeye hazırlanıyor Avrupa Biyometri Birliği’nin (EAB) organize ettiği birtakım toplantılarda, bankacılara biyometrik sistemler anlatılacak. Özellikle mobil uygulamalarda biyometrik ödeme sistemlerinin ele alınacağı Avrupa biyometri toplantılarında parmak izi ve damarı, yüz, ses, iris, göz damarı teknolojileri ele alınacak. Toplantılarda, Avrupa Biyometri Birliği’nin önde gelen üye teknoloji firmaları, finans sektörünün önemli oyuncularına biyometrik sistemleri uygulamalı olarak anlatacak. Toplantılarda, bankacılık ve ödeme sistemlerinde operasyonel verimliliğin arttırılması, sahteciliğin önüne nasıl geçileceği gibi yüksek güvenlik önlemleri ele alınacak. Ayrıca, bankacılık alanında biyometrik sistemlerin nasıl kullanılacağı, ödeme süreçlerinin nasıl işlediği ve bu sistemin başarılı örnekleri gösterilecek. Avrupa’nın önde gelen bankacılarının katılacağı toplantılar dizinine göz doğrulama teknolojisini Avrupa’da ilk defa hayata
geçiren Türk firması Ölçsan da ana sponsorlar arasında yer alıyor. Bankacılık sektöründe şifre ve kart olmaksızın mobil işlemlerin gerçekleşmesine olanak tanıyan bu sistemde, Ölçsan’ın çözüm ortağı EyeVerify’ın ‘Eyeprint ID’ teknolojisi kullanılıyor. İlk ayağı Almanya’nın Frankfurt kentinde 24 Eylül’de gerçekleşecek olan toplantının ardından Avrupa Biyometri toplantılarının ikincisi 16 Ekim’de İngiltere’nin Londra şehrinde yapılacak. Son toplantı ise, 26 Kasım’da Hollanda’nın Amsterdam kentinde düzenlenecek. Mobil bankacılık işlemlerinde ‘gözle doğrulama’ teknolojisi, göz damar izini kullanarak Eyeprint ID oluşturuyor. Bu ID, 50 karakterlik karmaşık bir şifre ile eşdeğer güvenlik sağlıyor. Uygulama, kullanıcılarına fatura ödemelerinde 100’den fazla kurumun faturasını sadece abone numarasını kullanarak uygulama üzerinden ödeme imkanı sunuyor. ‘Hatırlatma’ özelliği de olan uygulama, yüzde 99.99 doğruluk payı ile çalışıyor.
İş mükemmelliği, hemen hemen tüm kurumların tepe yöneticilerinin ana hedeflerinden biri. Bu konuda süreçler, kurumlarda yılın belirli dönemlerinde gözden geçiriliyor. Etkinlik testleri sayesinde yöneticiler vasıtası ile iyileştirme çalışmaları yıllık olarak yapılıyor. “Bu hedefleri karşılamak adına ürünlerimiz, kurumların iş mükemmelliği konseptine uygun olarak geliştiriliyor ve tasarlanıyor” diyen Bimser Satış ve Pazarlama Direktörü Refik Tunçer, konsept olarak ‘iş mükemmelliğini’ benimsemiş bir Türk yazılım firması olarak Bimser İş Mükemmelliği 2015 etkinliğinin önemine vurgu yaptı. Bimser İş Mükemmelliği 2015, ‘iş mükemmelliğini’ sağlayan müşterilere çözümleri ile destek olan Bimser’in organize ettiği bir buluşma platformu. Haliç Kongre Merkezi’nde başarı hikayeleri, ayrıca ürünler ve çözümler birebir ürün yöneticileri, danışmanları ve kullanıcıları ile uzmanlara aktarılacak. Tunçer hedef kitleleri ile ilgili şu detayları paylaştı: “Hedef kitlemiz; sektör bağımsız olmak üzere kamu kurum ve kuruluşların üst ve orta düzey yöneticileri, bilgi teknolojileri deparmanı çalışanları, kalite, çevre, İSG
Bimser, İş Mükemmelliği etkinliğini bu yıl ikinci kez, 16 Eylül’de Haliç Kongre Merkezi’nde düzenleyecek. Müşteri deneyimlerinin paylaşılacağı etkinlikle birçok konuda en güncel bilgiler sunulacak.
Bimser Satış ve Pazarlama Direktörü Refik Tunçer uzmanları, fabrika ve tesis yöneticileri ve satınalma müdürleri ile stratejik planlama danışmanları. Katılımcı sayımızın 600 kişiye ulaşacağını tahmin etmekle beraber, davetlilerimizin birebir ürün kullanıcıları ile tanışımasına vesile olacağız.” Her çözüm kendi salonunda Geçtiğimiz yıl düzenlenen Bimser İş Mükemmelliği
2014 etkinliğinde, tek salonda dört ürünün başarı hikayeleri katılımcılar ile buluşmuştu. “Etkinlik öncesi zaman planlaması sebebiyle birçok müşterimizin sunumununu programa dahil edememiştik” diyen Refik Tunçer, bu yıl ise geçen yıldan farklı olarak toplamda üç paralel salonda etkinliği gerçekleştireceklerini söyledi. Katılımcılar da ihtiyaçlar dahilinde, çalıştıkları birimlere paralel olarak ilgilendikleri ürünün salona kayıtlarını yaptırabilecek. Tunçer, programa dair şu detayları paylaştı: “Doküman ve iş akışı yönetim ürünümüz eBA, SAP tarafından sertifikalandırıldı. Türkiye’de ilki gerçekleştiren eBA, kendi salonunda yenilikleri katılımcıları ile paylaşacak. Entegre yönetim sistemi QDMS ürünümüzün yeni arayüzlerinin ilk lansmanı ise QDMS – Ensemble salonunda yapılacak. Mobil teknoloji ve bulut bilişime odaklanan kurumsal varlık yönetimi ürünümüz BOYS ise salonunda fabrika müdürleri ve satınalma yöneticilerini ağırlayacak.”
Proline ve Bahçeşehir Üniversitesi’nden “akıllı” işbirliği Proline, Bahçeşehir Üniversitesi (BAU) tarafından uygulanan COOP Eğitim Modeli’ne dahil oldu. Bu iş birliği ile Proline, CO-OP kapsamında Güvenli ve Akıllı Şehirler kavramını Türkiye’de akademik anlamda ele alan ilk şirket olacak. Proline, Türkiye’de Bahçeşehir Üniversitesi’nin (BAU) hayata geçirdiği CO-OP Eğitim Modeli’nin (Cooperative Education Program) Türkiye’de yükseköğretim sistemine getirdiği en özgün yeniliklerinden biri olan “Markalı Ders” kapsamında, Elektrik ve Elektronik Mühendisliği bölümüöğrencilerine 14 hafta
boyunca sırasıyla “Veri”, “Altyapı”, “Sensör” ve “Enerji” kavramlarını temel alan, “Güvenli ve Akıllı Şehirler” modelinianlatacak. Öte yandan Proline profesyonellerince, günümüzde popülerliği hızla artan “Akıllı Platformlar”, “Akıllı Şehir Operasyon Merkezi” ve “Paranın İnterneti” gibi konular da ele alınacak. Markalı ders nedir? CO-OP Eğitim Modeli’nin Türkiye’de yükseköğretim sistemine getirdiği kavramlardan biri olan Markalı Ders; firmaların kendi alan, ürün, hizmet ve uygulamaları konusunda
nitelikli işgücü yetiştirmek için Bahçeşehir Üniversitesi’nde kendi markalarıyla açtıkları dersler olarak tanımlanıyor. Firmalar uygulamaya dönük olan bu derslerin içeriklerini sektör ihtiyaçlarına göre hazırlıyor. Bu dersler sektör temsilcileri tarafından veriliyor. Öğrenciler markalı dersleri seçmeli ders olarak alıyor ve kredi kazanıyor. Markalı dersler, alanda altyapı gerektirdiği için sadece ilgili bölüm veya bölümlerin altında CO-OP kodu ile açılıyor ve sadece o bölümlerin 3. ve 4. sınıf öğrencileri tarafından seçilebiliyor.
BThaber
BİLİŞİM DÜNYASI
14 - 27 EYLÜL 2015
11
Kurumsal Çözümler Rehberi 2015 ERP Komitesi ve Kurumsal Dönüşüm Platformu tarafından 1 Nisan 2013 tarihinde yayınlanan ilk Kurumsal Çözümler Rehberi’nden sonra bu yıl yayınlanacak ve 4. yayınımız olan Kurumsal Çözümler Rehberi 2015’in tasarım çalışmaları tamamlandı. 128 sayfa olarak yayınlanacak olan bu rehberde, konsept, vizyon yazıları, makaleler ve röportajlarla birlikte, İş Zekası ve Karar Destek Sistemleri, BPM, Doküman Yönetimi, Bulut, CRM, e-Dönüşüm, ERP, İnsan Kaynakları, MES ve Mobilite olmak üzere 9 ayrı bölümde çözüm geliştiren 65 firma ile çözüm kullanıcıları, yönetim danışmanları ve akademisyenler yer alıyor. Rehberde yer alan şirketler, şirket künyesi, şirket yöneticilerinin ve iş ortaklarının iletişim bilgileri, 2015 – 2017 Türkiye Kurumsal Yazılım Pazarı’ndaki vizyonu, ürün, dikey ürün, özel çözüm ve hizmetleriyle ilgili bilgileri, ürün sorumlularının iletişim bilgileri, kanal yapısı ve proje fiyatlandırma bilgileri ile yer alıyor. Ayrıca, kurumsal yazılım projelerinde dikkat edilecek hususlar, başarı ve başarısızlık faktörleri başta olmak üzere makaleler ve yazılar kullanıcılara yol gösterecek niteliktedir. Bu yönüyle yeni yayın, Kurumsal çözüm arayışında olan firmalar için güncel bir kaynak ve rehber olma özelliğinde olacaktır. Kurumsal Çözümler 2015 Rehberi, Eylül ve Ekim aylarında insert olarak ve ERP Komitesinin Ankara, Antalya, Bursa, Gaziantep, İstanbul ve İzmir’ de düzenlediği bölgesel toplantılarında, Adım Adım Seminerlerinde ve yıl içinde düzenlediği networking etkinliklerinde, aday firmalara ve sektöre referans kaynak oluşturması amacıyla dağıtılacak. Kurumsal Çözümler Rehberi’nin 2015 versiyonunu ile birlikte Perakende, İnşaat, Otomotiv sektörlerine ve e-dönüşüm, bulut teknolojilere yönelik dijital çözümler rehberlerinin
ERP Komitesi ve Kurumsal Dönüşüm Platformu tarafından hazırlanan Kurumsal Çözümler Rehberi 2015 dağıtıma hazır. de oluşturulması planlandı. ERP Komitesi ve kurumsal dönüşüm platformu, Türkiye’deki kurumsal çözüm kullanıcıları, akademisyenler, yönetim danışmanları ve stratejistlerin yanı sıra ticaret, sanayi ve hizmet sektöründeki kuruluşlar ile
iş uygulamaları sektöründe faaliyet gösteren firmalardan oluşan marka bağımsız bir platformdur. 13 Şubat 2012 kurulan ERP Komitesi ve Kurumsal Dönüşüm Platformu’nun 8.000’in üzerinde bireysel ve kurumsal üyesi bulunuyor.
Collaboration
Data Center & Cloud
Routing & Switching
Software Defined Networking
Türkiye’nin en iyi Cisco eğitmen kadrosu ile geleceğinize yön verin. Ağ Tasarımı ve Projelendirme
Eğitim ve Danışmanlık
Kurulum ve Destek Hizmetleri www.btegitim.com +90 (212) 274 69 98
12
BThaber
BİLİŞİM DÜNYASI
Zenium Technology Partners tarafından gerçekleştirilen “Büyüme, Risk ve Bulut Yönetimi Araştırması”, bulut bilişimin 2016 yılında da veri merkezi sektörünü değiştirmeye devam edeceğini ortaya koydu. Buna göre, İngiltere, Almanya ve Türkiye’de gerçekleştirilen araştırmaya katılan her 10 BT profesyonelinden 9’u, yani yüzde 91’i bulut teknolojilerini kullandığını belirtirken, özel bulut çözümleri de yüzde 56 oranla en popüler çözüm. Araştırmaya katılan her 10 BT profesyonelinden 1’i gelecek 12 ay içinde diğer bulut çözümlerini değerlendirmeyi planladıklarını belirtirken, halen herhangi bir bulut çözümü kullanmayanların ise yüzde 45 ile yaklaşık yarısı, buluta geçmeyi planlıyor. Zenium Technology Partners Ülke Müdürü Aslıhan Güreşcier, araştırma sonuçlarını şu sözlerle değerlendirdi: “Bu veriler, karar vericilerin artık ‘geleneksel olmayan’ yaklaşımları tercih ettiğine dair
14 - 27 EYLÜL 2015
Bulutun izinde yola devam düşüncemizi destekliyor. Eski veri merkezi modeli artık sürekli gelişen teknoloji ve bunlara uyum sağlayan şirketlerin hızına yetişemiyor. Bu hızlı değişime yanıt vererek, pazardaki talep
doğrultusunda evrimleşen sağlam veri merkezi çözümleri sunmaya devam edeceğiz.” Dışkaynak kullanımı öne çıkıyor Araştırmaya katılan her 4
Türk yöneticiden 1’i (yüzde 78) kurumsal verinin buluta taşınmasında en önemli sebep olarak devamlı artan veri hacmini gösteriyor. Bu rakam İngiliz yöneticiler arasında ise yüzde 65’e düşüyor. Bu noktada, dışkaynak kullanımı önemini artırıyor. Çünkü araştırmaya göre, her 3 katılımcıdan 1’i (yüzde 33), veri merkezi ihtiyaçları için dışkaynak olarak operatör seçmelerindeki en önemli üç kriterden birinin yeşil enerji hedeflerini tutturmak olduğunu belirtiyor. Halihazırda veri merkezi hizmeti için dışkaynak kullanan profesyoneller için diğer önemli kriterler
Zenium Technology Partners Ülke Müdürü Aslıhan Güreşcier ise dayanıklılık/çalışma zamanı, istihdam maliyeti ve ölçeklendirme olarak sıralanıyor. Değişen iş ihtiyaçlarına göre şekillenen veri merkezi hizmeti satın alma sürecinde ‘maliyet’, ise yüzde 62 ile hala önemli bir kriter. Halihazırda veri merkezi ihtiyaçları için dışkaynak kullanan katılımcıların belirttiği diğer önemli unsurlar ise fiziksel güvenlik, bilgi ve deneyim seviyesi, genişleme, dayanıklılık ve tesisin konumu.
Bu devirde risk, herkes için var Dünyanın en büyük yangın ve sorumluluk sigortası şirketlerinden ACE Group’un Artan Riskler Barometresi Araştırması’nda katılımcıların yüzde 52’si siber riskleri
gelecek iki yılda finansal olarak şirketleri en fazla etkileyebilecek riskler olarak gördüğünü belirtti. 2015’in ilk aylarında Avrupa ülkelerinden başlayarak
siber güvenlik alanında sunduğu teminatları daha da geliştirmek için yatırımlar yapan ve siber risk uzmanlarından oluşan ekipler kuran ACE Group da şirketleri bilinçlendirmek için çalışmalara ağırlık veriyor. Siber saldırıların hedeflerinde, özellikle perakende ve bankacılık sektörlerinin öne çıktığını belirten ACE European Finansal Sigortalar Müdürü Sare Bayat, “Ağustos 2014’te ABD’nin en büyük finans kuruluşlarından biri, Haziran ayında gerçekleşen bir siber saldırının kurbanı olduğunu fark etti. Siber korsanlar, bankanın veri merkezinin yüzde 60’ına sızmayı başarmışlardı ve 83 milyon hesap sahibinin bilgilerine erişebiliyorlardı” örneğini paylaştı. Ama ağırlıklı olarak bu sektörlerin hedef alınması, Bayat’ın da belirttiği gibi, diğer sektörlerdeki şirketlerin
siber tehditlere maruz kalmadığı anlamına gelmiyor. “Geçtiğimiz günlerde bir Alman çelik şirketinin fırını, siber saldırıdan sonra hasar gördü ve devre dışı kaldı. Bunun nedeni ise siber korsanların elektronik postalar sayesinde şirketin üretimle ilgili veri merkezine sızarak fırının kontrolünü ele geçirmiş olmasıydı” örneğini ekledi. Bayat, siber riskler konusunda Türkiye’de de kapsamlı teminatlar sunduklarını sözlerine ekledi. Güvenlik sağlayan adımlar Öte yandan, ACE’in siber risk ekipleri, şirketlere siber saldırılarla mücadele konusunda yol gösterecek bilgiler içeren bir rehber hazırladı. Rehberde öne çıkan başlıklar şöyle sıralanıyor: Eğitim: Şirketler kendileri için tehdit oluşturan siber risklerin neler olduğunu
öğrenerek işe başlamalı. Şirketler ve sigorta brokerleri bu riskleri analiz ederek ve tanımlayarak, mevcut sigorta poliçelerinin bu riskleri ne kadar kapsamlı şekilde güvence altına aldığını değerlendirmeli. İhtiyaçları belirleme: Şirketin yapısına göre, bu risk analizleri sonucunda değerlendirmeler yapılmalı ve dayanabilecekleri finansal zararlar hesaplanmalı, yaşanan finansal zararın azaltılması yönünde değerlendirmeler yapılmalı. Siber risk planının oluşturulması: Şirketlerin uğradığı finansal zararlardan kâr kaybına, veri kaybı sebebiyle oluşan masraflardan siber risk uzmanlarının sunduğu hizmetlere kadar tüm masraf ve zararları teminat altına alan tam ve kapsamlı bir siber risk sigorta teminatına sahip olmaları önem taşıyor.
BThaber
BİLİŞİM DÜNYASI
14 - 27 EYLÜL 2015
PMI (Project Management Institute, www.pmi.org), dünyada ‘Proje Yönetimi’ alanında standartları belirleyen lider ve kâr amacı gütmeyen küresel bir kurum. Dünya üzerinde 700 bini aşkın üyesi ve 190 ülkede 260 ‘chapter’ ile yerel faaliyetlerde bulunmakta. ‘PMI Türkiye Chapter’ın da (PMI TR- www.pmi. org.tr), ülkemizde ‘Proje Yönetimi’ konusunda farkındalık yaratmak ve ‘Proje Yönetimi’nin değerini göstermek hedefi bulunuyor. PMI Türkiye – Ankara Proje Yönetim Zirvesi Proje Yöneticisi Emre Alıç, “PMI, rekabet kabiliyetlerimizi artırabilmek için ‘Profesyonel Gelişim Faaliyetleri’ yürüten gönüllü ve kâr amacı gütmeyen bir Sivil Toplum Kurumu” diyerek başladığı konuşmasında çalışmaları hakkında şu bilgileri verdi: “Amerika’daki merkez dahil Türkiye ve diğer tüm lokal birimlerde bizler, herhangi bir karşılık beklemeden gönüllü olarak çalışıyoruz. ‘Proje Yönetimi’ alanındaki sertifikaların yaygınlaştırılması amacıyla dernek olarak çalışmalarımızı sürdürüyoruz. PMBOK® (Proje Yönetimi Bilgi Birikimi Kılavuzu) kitabımızın yerelleştirilmesi ve PMP (Project Management
Ankara’da ‘Kalkınma ve Proje Yönetimi’ tartışılacak PMI Türkiye – Ankara Proje Yönetim Zirvesi Proje Yöneticisi Emre Alıç, bu yıl Ankara’da 27 Ekim tarihinde düzenlenecek olan ‘Proje Yönetimi Zirvesi’nin temasının ‘Kalkınma ve Proje Yönetimi’ olarak belirlendiğini kaydetti. Professional) Sertifikası Sınavı’nın Türkçe desteğiyle sunulması çalışmalarını yapan PMI TR, ülkemizdeki yetkin ve yetişmiş proje yöneticilerinin artması için gayret gösteriyor. PMI tarafından dünyanın 9. en büyük pazarı olarak belirlenmiş olan Türkiye proje yönetim pazarında, 600’ün üzerinde üyesiyle kamu ve endüstrinin büyük markalarıyla proje yönetimi profesyonelleri için merkezi bir görev üstlenmeyi hedefliyor. Ayrıca PMI Eğitim Fonu’nun desteğiyle diğer ülkelerde daha önceden başlayan ilkokul çağında proje yönetimi eğitimleri konusunda yakın zamanda Ankara’da bazı okullarla
çalışmaya başlanacak. Burada amaç ‘Proje Yönetimi’ kültürünü küçük yaşlarda vererek her bireyin proje yönetim disiplinine sahip olarak iş hayatını yürütmesini sağlamak.” ‘Proje Başarı HikayeleriÖğrenilmiş Dersler’ de masaya yatırılacak PMI-TR’nin geleneksel olarak her yıl ‘PMSummit’ markası altında geniş katılımlı ‘Proje Yönetimi Zirvesi’ düzenlediğinin altını çizen Alıç, “ Bu yıl Ankara’da düzenlenecek olan 9. zirvenin teması, ‘Kalkınma ve Proje Yönetimi’ olarak belirlendi. Zirvenin, 27 Ekim tarihinde olmasını planlıyoruz. Zirvede;
Emre Alıç ulaştırma, finans, sağlık, bilişim, savunma, inşaat ve enerji sektörlerinden değerli konuşmacılar sunumlar gerçekleştirecek. Bunun yanı sıra ‘Bilgi Teknolojileri Proje Yönetimi’nde gündemde olan ‘Agile Scrum ve Etkili İletişim’ konularında ana salon oturumlarıyla eş zamanlı olarak atölye – seminerler gerçekleştirilecek. Tüm gün sürecek zirve, PMP sertifikalı proje yöneticileri için 7 PDU değerinde olacak” açıklamasını yaptı. Alıç, konuşulacak konulardan da şu örnekleri verdi: Kalkınma
13
Programı ve Sürdürülebilir Büyüme, Paydaş İş Birliği (PPP Projeleri), Proje Program Portföy Yönetimi, Çevresel, Sosyal, Ekonomik ve Kültürel Faktörler, İnsan Kaynağı Yönetimi, Proje Başarı Hikayeleri-Öğrenilmiş Dersler, İletişim ve Problem Yönetimi. Her sektörden tüm iş profesyonelleri zirveye davetli “Bizler, ülke kalkınması için her sektörde yürütülen tüm projelerin önemli olduğunu ve bu projelerin başarılı yürütülmesiyle elde edilecek kazanımların ülkemiz açısından büyük değer taşıdığını düşünüyoruz” ifadesini kullanan Alıç, konuşmasını şöyle tamamladı: “Öyle ki her gün duyduğumuz büyük inşaat projelerinin yanı sıra enerji ve bilişim sektöründeki projeler ülkemizin sürdürülebilir kalkınması için çok önemli. Biz de bu zirvede, her sektörden tüm paydaşlar bir araya gelerek bilgilerini, görüşlerini ve başarılarını paylaşsın ki ülkemizin proje yönetim bilgi birikimi zenginleşsin istiyoruz. Bu doğrultuda ben zirve proje yöneticisi olarak her sektörden tüm iş profesyonellerini zirveye katılmaya davet ediyorum.”
Tüm süreç tek platformda
GGSoft Yazılım Satış Direktörü Tolga Eşiz
GGSoft, geliştirdiği PaperWork iş akışı ve doküman yönetimi çözümü ile kurumların, kendi kaynakları ile iş akışlarını ve doküman yönetim sistemlerini kendi başlarına, görsel tasarım araçlarını kullanarak tasarlamalarını ve uyarlamalarını sağlıyor. Her şirketin arşiv ve iş akışı ihtiyacı olduğuna işaret eden GGSoft
Yazılım Satış Direktörü Tolga Eşiz’e göre, PaperWork, uyarlama sırasındaki kod geliştirme ihtiyacını en aza indiriyor. “Çözümümüz doküman yönetim modülü ile bütünleşik çalışan iş akışına sahip olduğundan arşiv özelliği olmayan klasik iş akışı çözümlerine göre avantaj sağlıyor” diyen Eşiz, şöyle devam etti:
“.NET ve WEB Service kütüphaneleri ile her türlü uygulama ile entegre olabiliyor. Çoklu dil desteği ile farklı dil konuşan kullanıcıların aynı anda sistem üzerinde kendi dillerinde işlem yapmalarına imkan sağlıyor. PaperWork Enterprise çözümü üç ana bölümden oluşuyor: PaperWork Doküman arşiv
ve yönetimi, PaperWork Workflow iş akışı, SDK ve kütüphanelerden oluşan entegrasyon katmanı.” PaperWork e-form tasarım aracı ile istenen web arayüzünü ‘sürükle bırak’ yöntemiyle grafiksel ortamda tasarlamak, tek bir platform ile her türlü süreci, mevcut sistemleri değiştirmeden yönetmek mümkün.
14
BThaber
BİLİŞİM DÜNYASI
14 - 27 EYLÜL 2015
IFA 2015’de Türkiye Rüzgarı Bülent Nevres Her yıl Almanya’nın Berlin şehrinde düzenlenen Avrupa’nın en büyük tüketici elektroniği fuarı IFA, 4 – 9 Eylül tarihleri arasında düzenlendi. Dünyanın dört bir yanından gelen yüzbinlerce ziyaretçi, etkinlikte tüketici elektroniği alanındaki en son gelişmeleri ve yenilikleri takip etti. Birçok üretici yeni ürünlerini ziyaretçilerin beğenisine sundu. Fakat her yıl yeni ürünlerini IFA’da duyurmayı tercih eden Samsung gibi bazı üreticilerin yeni ürünlerini daha önce kendi etkinlikleriyle duyurması fuarın bu yıl geçmişe göre biraz daha az ses getirmesine neden oldu. Yine de IFA, Avrupa’nın tüketici elektroniği alanında en önemli şov alanlarından birisi olmaya devam etti. IFA 2015 için bu yıl ayrıca Türkiye’den katılımın artması için özel bir milli katılım projesi de gerçekleştirildi. Her yıl oldukça büyük alanlarla fuarda boy gösteren Vestel ve Arçelik’in yanında beyaz eşya, tüketici elektroniği ve yan sanayi alanında hizmet veren 40’ın üzerinde Türk şirketi de katıldı. Milli katılım projesi Elektrik Elektronik ve Hizmet İhracatçıları Birliği (TET) gibi çeşitli örgütler tarafından gerçekleştirildi. Etkinliğe katılan Türk şirketleri fuarda dünyanın farklı yerlerinden gelen şirketlerle iş görüşmeleri yapma fırsatı elde ederken ürünlerini ziyaretçilere tanıtma fırsatı buldular. Birçok şirket IFA’da gerçekleştirdiği iş görüşmeleri sayesinde iş bağlantıları kuruyor ve dünyaya açılma imkanı elde ediyor. Giyilebilir teknolojilerden akıllı telefonlara birçok ürün tanıtıldı Her yıl birçok ürün lansmanına sahne olan IFA’da bu yıl akıllı saatlerden akıllı telefonlara, 8K televizyonlara kadar birçok yeni ürün tanıtıldı. Etkinlik 4 – 9 Eylül tarihleri arasında gerçekleştirilmesine rağmen ürün lansmanları 1 Eylül’de başladı. Gigaset, Acer, Asus, Samsung, Sony ve Huawei gibi şirketler etkinlik öncesinde düzenledikleri basın toplantıları ile yeni ürün ve cihazlarını tanıttılar. Yıllardır Dect telefonları ile tanıdığımız Gigaset, IFA 2015 öncesinde düzenlediği bir basın toplantısı ile akıllı telefon
pazarına girdiğini duyurdu. Me, Me Pure ve Me Pro adını verdiği üç farklı modelle pazara giriş yapan Gigaset, Dect pazarındaki deneyimini ve uzmanlığını akıllı telefon pazarına taşımayı hedefliyor. Android işletim sistemine sahip telefonları Gigaset kendi fabrikalarında üretiyor. IFA’da yeni akıllı telefonunu tanıtan bir diğer şirket ise Huawei oldu. Huawei, iPhone 6’ya cevap olarak Mate S’i duyurdu. Geçtiğimiz yıl yine IFA’da duyurulan Mate 7’nin devamı olan telefon yine metal tasarımını koruyor fakat ekran boyutu 6.0 inçten 5,5 inçe düşürülmüş. Telefonun Force Touch ve hızlı şarj gibi özellikleri bulunuyor. Sony ise dünyanın ilk 4K telefonun da dahil olduğu Xperia Z5 ürün ailesini duyurdu. Ailenin Z5, C5 Compact ve Z5 Premium olmak üzere üç üyesi bulunuyor. Cihazların ekranları hariç neredeyse tüm
teknik özellikleri aynı. Acer’ın yeni ürünü Predator 6 sayesinda artık oyuncuların da akıllı bir telefonu var. 10 çekirdekli Mediatek işlemci, 4GB bellek ve 6 inç ekranı ile tam bir performans canavarı. Android işletim sistemine sahip telefonun kamerası da 21 megapiksel. Akıllı saatler IFA’nın odağı oldu Samsung, yuvarlak hatlara sahip yeni akıllı saati Gear S2’yi IFA’da duyurdu. Tizen işletim sistemine sahip saat Samsung’un daha önceki akıllı saatlerinden farklı olarak her marka Android telefonla çalışabiliyor. Daha önceki saatlerin çalışabilmesi için Samsung telefon kullanılması gerekiyordu. IFA’da ayrıca Motorola, Asus, LG, Huawei, Asus ve TomTom akıllı saatlerini sergiledi. 8K televizyonlar geliyor Bu yıl IFA’da Vestel,
Samsung, LG ve diğer televizyon üreticileri 8K çözünürlüğe sahip televizyonlarını sergilediler. 4K televizyonlardan sonra duvarlarımızda yer alması beklenen bu televizyonlar mükemmel görüntü kalitesiyle dikkat çekiyorlar. Bu arada 8K kameraların da yavaş yavaş artmaya başladığını da hatırlatmakta da fayda var. Windows 10’lu bilgisayarlar sahnede Geçtiğimiz haftalarda Windows 10’un kullanılabilir hale gelmesiyle birlikte bu yıl IFA’da HP, Acer, Asus gibi üreticiler de yeni işletim sistemine sahip masaüstü, dizüstü ve tablet bilgisayarlarını duyurdular. Asus, Intel işlemciye sahip Windows 10 işletim sistemli HDMI ile ekranlara bağlanan çubuk şeklindeki yeni bilgisayarı VivoStick’i duyurdu. 2GB bellek, 32GB depolama alanına sahip cihazın üzerinde ayrıca
USB 3.0 bağlantı noktası ve kulaklık girişi bulunuyor. Toshiba ise 4K ekrana sahip olan 12,5 inç hem tablet hem dizüstü bilgisayar olan ürünü Satellite Radius 12’yi duyurdu. Cihaz Intel’in 6. nesil Core işlemcisini üzerinde barındırıyor. İnternete bağlı cihazlar yine ön plandaydı Akıllı telefonlar ve giyilebilir teknolojilere yönelik ürünlerin yanında IFA’da birçok şirket internete bağlı buzdolabı, fırın, çamaşır makinesi hatta elektrik süpürgelerini sergilediler. Kendi kendine cam temizleyen, evi süpürebilen robotlar ise ziyaretçilerin büyük ilgisini çekti. Bizim IFA 2015’de gördüğümüz en önemli eğilim ise 2020 yılından sonra üretilecek beyaz eşyaların çok büyük çoğunluğunun internet desteğine sahip olacağı oldu. Etkinlikte ayrıca internete bağlı otomobiller ve eğlence sistemleri de sergiledi.
BThaber
BİLİŞİM DÜNYASI
14 - 27 EYLÜL 2015
15
Vestel, IFA 2015’de “Akıllı Şehirler – Akıllı Evler” konseptiyle büyük ilgi görüyor Bu yıl IFA’da 25’inci yılını kutlayan Vestel, 3 bin metrekarelik stand alanında 600’ün üzerinde ürününü tanıtıyor. Bundan 25 yıl önce 100 metrekarelik bir stand alanıyla başlayan Vestel’in IFA macerası 3 bin metrekarelik devasa fuar alanıyla devam ediyor. Vestel burada akıllı telefondan televizyonlara, çamaşır makinelerine kadar birçok ürün sergiliyor. 17 yıldan bu yana Türkiye’nin ihracat şampiyonları arasında yer alan Vestel, ürünlerini 150’nin üzerinde ülkeye ihraç ediyor. Vestel aynı zamanda Avrupa’nın en büyük üç televizyon üreticisi arasında yer alıyor. Vestel’in IFA 2015 kapsamında düzenlediği basın toplantısında konuşan Vestel Şirketler Grubu İcra Kurulu Başkanı Turan Erdoğan, 2015 yılının ilk yarısında Avrupa televizyon pazarının bir önceki yıla göre yüzde 15 küçülmesine
bu istasyonları tüm dünyada satışa sunmak” dedi.
rağmen Vestel’in ihracatını güçlü tutmaya devam ettiğini belirtti ve sözlerine şöyle devam etti: “Akıllı ürünlere yaptığımız yatırım ve Ar-Ge somut meyvelerini vermeye başladı. Nesnelerin interneti kavramının içerisine giren her alanda yetkinliklerimizi artırarak adım adım ilerliyoruz. Geçen yıl “Akıllı Ev” alanındaki entegrasyonu tamamladık. Bu yıl “Akıllı Şehir” ile bunu bir adım daha ileriye taşıyoruz. Gelecek Vestel için hayal değil, biz o hayalleri bugüne taşıyoruz.”
Elektrikli şarj istasyonu sürprizi Vestel’in IFA 2015’deki en önemli sürprizi ise elektrikli otomobiller için geliştirdiği elektrikli şarj istasyonu oldu. Mobil cihazlar üzerinden kontrol edilebilen ve ödemesi yine bu cihazlar üzerinden (NFC ve diğer yöntemler) yapılabilen yeni şarj istasyonları ilk etapta 10 adet olmak üzere Zorlu Center’da kurulacak. Sonrasında bu istasyonların çeşitli işbirlikleri ile tüm Türkiye’ye yaygınlaştırılması hedefleniyor. Bu istasyonlar
Vestel Şirketler Grubu İcra Kurulu Başkanı Turan Erdoğan aynı zamanda Türkiye dışına da pazarlanacak. Elektrikli şarj istasyonu ile ilgili olarak Erdoğan, “Şu an elektrikli şarj istasyonu prototip aşamasında. Akıllı şarj istasyonu kullanıcılara çeşitli kullanım ve ödeme kolaylıkları getiriyor. Şu an Türkiye’de çeşitli otomobil markaları ve diğer kuruluşlarla görüşmeler yapıyoruz. Amacımız
Venus’ün yeni modeli geliyor Geçtiğimiz yıl IFA’da ilk defa duyurulan Vestel’in akıllı telefonu Venus geliştirilmeye devam ediyor. “Gururla Yerli” temasıyla yola çıkan Vestel Venus’ü gelecek 5 yılda en önemli ihracat ürünü haline getirmeyi hedeflediklerini belirten Erdoğan, “Vestel, Türkiye’de özgün tasarımı ve kendi teknolojisiyle akıllı telefon üretme kapasitesine sahip tek, Avrupa’da sayılı firmalardan biridir. Vestel, akıllı telefonu ana üretim kalemlerinden biri olarak belirlemiş bulunuyor. Yeni modelimizin lansmanı ile birlikte Venus’ü öncelikli olarak güçlü olduğumuz yakın pazarlarda, daha sonra Vestel Şirketler Grubu’nun markalarının yer aldığı pazarlarda tüketici ile buluşturmayı hedefliyoruz. 2016 Venus’ün ihracatı için önemli bir yıl olacak” dedi.
Synology IFA’da yeni ürünlerini tanıttı Synology Türkiye Ürün Müdürü Volkan Yiğit’le IFA 2015’de yeni ürünler ve Synology’nin Türkiye’deki durumu ile ilgili kısa bir söyleşi gerçekleştirdik. n IFA 2015’i nasıl buldunuz? IFA her yıl dünyanın dört bir tarafından gelen yüzbinlerce ziyaretçiye ev sahipliği yapan çok önemli bir fuar. Bizim için de ürünlerimizi tanıtma ve duyurma açısından çok önemli bir yer. Birçok üretici gibi biz de yeni ürünlerimizi ve teknolojilerimizi burada tanıtıyoruz. Daha ilk gün olmasına rağmen standımız büyük ilgi görüyor. Bu ilginin giderek artacağına inanıyoruz. Çünkü birçok kişinin ilgisini çekecek farklı ürün ve çözümlerimiz bulunuyor. n Burada hangi ürünleri sergiliyorsunuz? Burada hem kurumsal hem de bireysel ürünlerimizi sergiliyoruz. Özellikle yedekleme ve depolama ürünlerimiz çok büyük ilgi görüyor. Gözetleme ve takip sistemimiz var, yeni duyurduğumuz kablosuz
Depolama dünyasının önemli oyuncularından Synology, IFA 2015’de yeni ürünlerini tanıttı.
birisi. 2700’ün üzerinde kamera modelini destekliyor. Çoklu ekran, otomatik hareket algılama, önceden belirlenen kurallar çerçevesinde görüntü yakalama, gece-gündüz pozlama modları gibi çok farklı özelliklerle geliyor. Gözetleme çözümüne ihtiyaç duyan şirketler için açıkçası çok önemli bir ürün.
Synology Türkiye Ürün Müdürü Volkan Yiğit yönlendiricimiz var. Yeni ürünlerimizden birisi DS216Play. Adından da anlaşılacağı gibi video destekli bir cihaz. 4K desteğine sahip, içerisinde bulunan videoları kolaylıkla TV’den ya da başka bir cihazdan izleyebilmenizi sağlıyor. 8 terabaytlık disk desteğine sahip, iki yuvası var bu sayede 16 terabayt depolama alanı
sağlıyor. Tam bir multimedya cihazı. Diğer bir ürünümüz ise NVR216. Bu cihaz ağ üzerindeki IP kameralar üzerinden kayıt yapılabilmesini sağlıyor. 9 kameraya kadar bağlanabiliyor. İlk dört kamera lisansı ücretsiz. İki adet 8 terabaytlık disk takılabiliyor. Dünyanın neresinde olursanız olun görüntüleri canlı olarak izleyebiliyorsunuz.
RT1900AC ile artık kablosuz yönlendirici pazarına da girdik. Oldukça yüksek performanslı bir ürün. Kullanımı çok kolay, bantgenişliği sınırlama, VPN gibi birçok ayar kolaylıkla yapılabiliyor. Cihazın akıllı telefonlar üzerinden ayarlanabilmesini sağlayan mobil arayüzü de mevcut. Surveillance Station ise bizim kurumsal açıdan en önemli ürünlerimizden
n Türkiye pazarını değerlendirir misiniz? Veri depolama ihtiyaçları kamu ve özel sektörün can damarını oluşturuyor. Operasyonel süreçleri etkileyen en önemli faktörlerin başında geliyor. Yapılan araştırmalara göre küresel depolama pazarı 2015 yılı içerisinde 17,2 milyar dolara ulaşacak. Pazar açıkçası büyümeye devam ediyor. Türkiye’de de durum dünyayla aynı. Türkiye’de veri depolama pazarı büyüyor, biz de bu pazarın önemli bir oyuncusu olarak büyümeye devam ediyoruz. Ürünlerimize Türkiye’de büyük bir ilgi var. Ekim ayında Synology 2016 etkinliğimiz ile iş ortaklarımızı bir araya getirecek ve yeni ürünlerimizi tanıtacağız.
16
BThaber
BİLİŞİM DÜNYASI
14 - 27 EYLÜL 2015
Tüm taraflar için mobilite, verim demek Haber Merkezi Citrix, Türkiye Mobilite Araştırma Raporu’nun sonuçlarını açıkladı. Türkiye’de birçok farklı sektörden teknoloji alanındaki karar vericilerin görüşleri alınarak yapılan araştırmaya göre, şirketleri mobiliteye yönlendiren faktörlerin başında çalışanlarının verimliliğini artırmak var. Çalışanların şirketlerden beklentisi de mobil teknolojilere daha çok yatırım yapmaları. Mobil iş hayatının gelişimi, cihazların gelişimi ve kullanıcıların beklentileri ile birleşerek tüm şirketlerde bu yönde değişimi gerekli kılıyor. Ancak konu güvenlik ve kurumsal verimlilik, iş sürekliliği olduğu zamansa, uzman bir yaklaşım ile mobilite yönetimini hayata geçirmek zorunluluk haline geliyor. 8 Eylül’de düzenlenen basın toplantısında sonuçları açıklanan Mobilite Araştırması 2015, Citrix Türkiye Ülke Lideri Altan Cengiztekin’in de bu göreviyle basınla ilk buluşması oldu. Araştırma, 2015 Nisan’ında gerçekleştirildi ve kamu, bankacılık, sigorta, sağlık, telekomünikasyon, üretim ve imalat sanayii sektörlerindeki orta ve büyük ölçekli firmalarla, KOBİ’lerdeki 402 şirket yöneticisi, CIO ve BT müdürünün görüşlerine başvuruldu. İş dünyasında son yılların gündemi belirleyen ve tüm
Çalışanların şirketlerden mobil teknolojiler odaklı beklentileri sürekli gelişiyor ve artıyor. Buna yanıt vermekle sorumlu şirketler de kapsamlı politikalar hazırlayarak yapıcı adımlar atmaya çalışıyor.
Citrix Türkiye Ülke Lideri Altan Cengiztekin süreçleri dönüştüren olguların başında mobilitenin olduğunu belirten Citrix Türkiye Ülke Lideri Altan Cengiztekin’e göre, mobilite ve mobil cihazların bu gelişimi, şirketleri de değişime zorluyor, etkin mobilite yönetimini gerekli kılıyor. Mobiliteyi yönetmek, maharet ve plan ister Araştırmaya göre; şirketleri mobiliteye yönlendiren faktörlerin başında kurumsal pazar genelinde yüzde 62 ile çalışan verimliliğini
arttırma ve yine yüzde 62 ile cihaz konfigürasyonu ve BT çalışanlarından destek alabilme geliyor. Üçüncü sırada ise yüzde 60 oranla çalışanların kullandığı kişisel cihazların üstündeki güvenlik endişelerini gidermek var. Büyük ölçekli firmalarda ise çalışanların artan mobilite talebini karşılama isteğinin yüzde 73 oranla önemli bir faktör olduğu görülüyor. Şirketlerin yüzde 40’ı uzaktan çalışmaya olanak sağlayacak mobil uygulamaların da sağlanması
Trafİk sıkışıklığı, İş süreklİlİğİne engel değİl Çalışanların yüzde 74’ü ofislerinden verilerine ulaşırken, yine yüzde 74’ü şirketlerinin proje bölgelerinden veya sahadan verilere ulaşabiliyor; yüzde 54’ü evlerinden de ulaşırken, yüzde 61’i şahsi araçlarından ulaşıyor. Bu noktada Altan Cengiztekin, İstanbul gibi
trafiği çok yoğun bir kentte bu sonucun, mobilitenin de önemini gösterdiğini belirtti ve araştırma sonuçları ile ilgili bilgilere şöyle devam etti: “Şirketlerin BYOD uygulamaları için desteklediği veya desteklemeyi düşündüğü cihazların başında akıllı telefonlar
geliyor. Firma ölçeği bazında bakıldığında ise büyük ölçekli firmalarda tablet ve dizüstü bilgisayarların daha fazla öne çıktığı görülüyor. Çalışanların veriye ve uygulamalara erişim düzeyini sınırlama kriterlerinin başında ise veriye ulaşabilmek için kullanılan cihaz geliyor.”
konusunu gündemlerine aldı. Bu oran, firma ölçeği büyüdükçe azalıyor ama bir taraftan da mobil uygulama sağlama konusu pazar genelinde ele alınan bir başlık. Araştırma, mobilitenin yönetimine de odaklanıyor. Yönetime dair karşılaşılan sorunların başında ise yüzde 49 ile destek ve bakım süreçlerini yürütme, yine yüzde 49 ile iç birimler ve paydaşların memnuniyeti ve yüzde 48 ile bilgi güvenliği konusunda endişeler var. Mobilite yönetiminde bilgi güvenliği endişesi öne çıkıyor ve büyük ölçekli firmaların da yüzde 62’si bu endişeyi taşıyor. Uyumluluk ve veri gizliliği standartlarına dair sorunlar öne çıkarken, maliyetlere dair endişeler ise ilk 3’te yer almayan bir faktör olarak öne çıkıyor. Ölçek büyüdükçe, mobil çalışmaya destek artıyor Mobilite, firmaların yüzde
Masaüstü sanallaştırmanın yıldızı giderek daha çok parlıyor Araştırmanın önemli bir diğer sonucu da masaüstü sanallaştırmanın artan önemi. Şirketlerin yüzde 51’i mobil bir organizasyon için masaüstü sanallaştırmanın gerekliliğine inanıyor. Yine yüzde 51’i uygulama sanallaştırmayı aynı önemde görüyor. Şirketler mobil destekli bir organizasyon olmak adına ayrıca yüzde 63 ile web tabanlı uzaktan desteğe, yüzde 59 ile dosya paylaşımı ve depolama hizmetlerine, yüzde 57 ile de kurumsal mobilite yönetimine büyük önem veriyor. Mobil çözümler kullanan veya kullanacak iş birimlerinin başında ise satış ve pazarlama departmanları geliyor. İdari, kurumsal yönetim birimleri ve satın alma bölümleri de yüzde 73 ile üçüncülüğü paylaşıyor.
66’sını mekan bağımsız esnek çalışma ve evden çalışmaya yönlendiriyor. Ama bu yönlendirme, kurumlardan tam desteği alamıyor. Kurumsal pazar genelinde firmalarının yarısından fazlasının, çalışanların istedikleri yerde çalışmasını destekleme odaklı çalışmalarının olmadığı görülüyor. Ancak şirket ölçeği büyüdükçe, çalışanların bu konuda desteklenme oranları yükseliyor. Bu açıdan bakıldığında, mobilite büyük ölçekli firmalarda esnek ve evden çalışma trendini artırıyor. Öyle ki, büyük ölçekli firmaların yüzde 78’inde bu eğilim artışta.
17 BThaber
DOSYA
Eğitim Teknolojileri
14 - 27 EYLÜL 2015 www.bthaber.com
Teknolojiyi verimli kullanmak ve üretebilmek için eğitim Bülent Nevres
Ülkelerin gelişim düzeylerinin en önemli göstergelerinden olan eğitim konusunda ne yazık ki ülke olarak iyi bir noktada olduğumuz söylenemez. Bu durum her aşamadaki eğitim için geçerli. İster okul eğitimi, ister iş eğitimi olsun aşmamız gereken daha çok aşama var. Bu aşamaların temelinde ise artık bilişim teknolojilerinin olduğu yadsınamaz bir gerçek. Okul eğitiminin hem daha iyi seviyelere çıkması hem de
öğrencilerin teknoloji üretebilir hale dönüşümü konusunda atılan adımlar var ama yeterli değil. Eğitim seviyesinin yükselmesi için atılan bu adımların temelinde FATİH Projesi var. Bu proje ile ilgili gelişmeleri dosyamızın iç sayfalarında bulabilirsiniz. Teknoloji üretebilir bir konuma gelmek için ise işe çocuklarımızdan başlamalı ve ilkokuldan itibaren eğitim müfredatı bu yönde yeniden düzenlenmeli. Mayıs ayında gerçekleştirilen
Bilişim Çocuk Zirvesi’nde verilen mesajlar da bu yönde. “Çocuklarınızı kodlamayın, onlara kod yazmayı öğretin.” Bilişim ve eğitim dediğimizde es geçemeyeceğimiz çok önemli bir sorunumuza da değinmemiz gerekiyor. Bilişim öğretmenleri. Ülkemizde ne yazık ki gerçek değerini bulamayan bilişim öğretmenlerinin sorunlarını ve bu konuda yapılması gerekenleri de dosyamızın iç sayfalarında bulabilirsiniz.
Okul eğitimini aşıp, iş yaşantımıza geçtiğimizde de eğitim yine önemini koruyor. İş-teknoloji eğitimi konusunda ülke olarak hala istenilen noktada değiliz. Bilişim okuryazarlığından, yazılım geliştirmeye ya da teknolojileri daha verimli kullanabilmek için çeşitli eğitimlere ihtiyacımız var. Şirketlerin büyük bir bölümü hatta bunun içinde çok büyük olanlar bile var, elemanlarının eğitimine gereken önemi vermiyor, bunu bir külfet gibi görüyorlar.
18
DOSYA
BThaber
EĞİTİM TEKNOLOJİLERİ
14 - 27 EYLÜL 2015
Elektronik içerikler en can alıcı role sahip Günümüzde eğitim teknolojileriyle birlikte bilgiye ulaşma yolları da çok farklılaşıp değişti. Bu çeşitlilik ve hız, hayatın her alanına dokunduğu gibi eğitimi de yakından ve ciddi bir şekilde etkiledi. Dolayısıyla araçlar, öğrenme şekilleri, öğrenme stilleri, öğrenciler de sürekli farklılaşmakta. MEB YEĞİTEK Genel Müdürü Dinçer Ateş, e-Devlet dergisinin haziran sayısında; elektronik çağın gerektirdiği bilişim teknolojilerini ve stratejik amaçlara ulaşmada katkı sağlayacak tüm araçları etkin bir şekilde kullanmaya gayret ettiklerine dikkat çekmişti. Ateş, şu bilgileri paylaşmıştı: “Bakanlığımız tarafından, dünyada birçok ülkeye örnek olan; MEBBİS, e-Okul, ‘Veri Bilgilendirme Sistemi’, e-Akademi gibi birbirinden farklı amaçlara hizmet eden, her biri alanında öncü sistemler daha önce oluşturulmuştu. MEB’in son 3 yıldır bunlarla birlikte en önemli yatırımı hiç şüphesiz ki; eğitim ve bilişim teknolojilerinin bütünleştirilmesi konusunda, ‘FATİH Projesi’ oldu. Bu proje kapsamında gerçekleşecek teknoloji yatırımlarıyla; yerli bilişim sektörünün geliştirilmesi, dünya bilişim sektöründe de Türkiye’nin diğer ülkelerle rekabet edebilmesi, hatta öncülüğe ulaşması hedeflendi. Bu yönüyle Türkiye yerli bilişim sektörünün kaderini de bir anlamda belirleyecek, hızlandıracak veya yavaşlatacak bir projeden bahsediyoruz. Projenin, bilişim teknolojileri araçlarından başka öğretmen ve öğrenciler için eğitim ve öğretimde fırsat eşitliğini temin etmek, okullarda teknolojik altyapıyı iyileştirmek hedefleri de var. Ayrıca eğitimciler olarak bizler, BT araçlarının, öğrenme-öğretme süreçlerinde daha fazla duyu organına hitap edecek şekilde derslerde etkin bir şekilde kullanılmasını istiyoruz. Bu hedefler doğrultusunda; dersliklerde etkileşimli tahtaların kurulması, öğretmenlerimize ve lise öğrencilerimize tablet bilgisayarın verilmesi, altyapı ve erişim çalışmaları süreçleri, hızlı bir şekilde ivme kazanarak devam ediyor. Eğitim içerikleri ise, tüm bunlar arasında biz eğitimciler için apayrı bir yere ve öneme sahip. Nitekim eğitimde kullanılan donanım ve teknolojiler diğer alanlardan çok fazla farklılık göstermiyor. Aslında bunu eğitime uyarladığımız zaman asıl farklılığı gösteren şey; eğitim içerikleri oluyor yoksa bizim şu anda dağıttığımız tablet bilgisayar setleri de, etkileşimli tahtalar da, aslında birer ‘PC’ görevi görüyor. İçerik ve kullanılan sistemler onları bir eğitim aracı haline getirebiliyor. Bu anlamda en önemli nokta da ‘içerik’ oluyor.” Dolayısıyla eğitim alanında yapılan teknoloji yatırımlarının hedeflere ulaşmasında; elektronik içerikler en can alıcı role sahip durumda. İçerik temini ihaleleriyle sektörün gelişmesi hedefleniyor 2015’te ‘Fatih Projesi’ kapsamında 700 bin tablet bilgisayar setinin dağıtımı yapılacak. Büyük tablet ihalesi olarak adlandırılan ihale; 10.6 milyonluk değere sahip. Bu yıl içinde tablet ihalesinin
sonuçlandırılması ve yerliliğin sağlanması hedefleniyor. Yerlilik oranı yüksek bilişim teknolojisi araçlarının üretilmesi, dünyaya, en azından bölgemize; Orta Doğu’ya, Orta Asya’ya, Balkanlar’a bu ürünlerin ihraç edilmesi amaçlıyor. Ateş, yine e-Devlet dergisinde; etkileşimli tahtalar kurulumunun devam ettiğini söyleyerek şunları aktarmıştı: “Etkileşimli tahta sayısı 180 bini buldu. Günde ortalama 1000 - 1500 adet kurulum Türkiye sathında sürdürülüyor. Bu etkileşimli tahtaların yurt dışına satıldığını görmek ve bütün dünyada etkileşimli tahta kavramını da, sektörünü de tetikleyen ülke olmak çok sevindirici. Patentinin de milli olması ve tamamen yerli olarak mühendislerimiz tarafından tasarlanması, bizim için ayrı bir gurur kaynağı. Bu da madalyonun hep öbür tarafında taşıdığımız nitelik sonuçlarından bir tanesi. Erişim için fiber optik altyapı kablolaması konusunda; bugüne kadar 310 bin dersliğimizi kapsayacak ihale süreçlerini bitirdik. Paydaşlarımız hızla bu işleri yapmaya devam ediyor. Yaklaşık 120 bin derslik ihtiyacı kaldı, onu da bu yıl içinde sonuçlandırmak istiyoruz. Şimdiye kadar 3363 okulun altyapısı tamamlandı. 4462 okulun altyapısının kısa bir süre içinde bitmesi ve son yapılan 9052 okulun altyapı alışmalarının da 2016’ın ilk çeyreğinde tamamlanması planlanıyor. Bu teknolojik yatırımları eğitimde anlamlı kılacak en önemli çalışma dijital eğitim içerikleridir.” EBA’nın dünyanın en büyük eğitim içeriği platform olduğunu aktaran Ateş, şu detayları vermişti: “Fatih Projesi ile ilgili, projeyi bir tablet projesi gibi sunan kısır polemiklerin dışına çıkılması gerekiyor. Bunun ulusal anlamda bizim göğsümüzü kabartan, önemli etkileri olan bir proje olduğunu vurgulamak istiyorum. EBA, her geçen gün içeriğini geliştiren bir öğretim listesi havuzu konumunda. Dijital eğitsel içeriklere duyulan önemli bir ihtiyaca cevap veriyor. EBA ile, sadece dijital materyal sunan bir sistem değil, öğretmenlerin kendi eğitsel içeriklerini de oluşturabilecekleri bir platform
sunuluyor. Öğretmenler için ayrı bir projemiz daha var; onları içerik geliştiricisi olarak yetiştirebileceğimiz, böylece telif hakkı ödeyebileceğimiz ve motive edebileceğimiz bir eylem planı üzerinde çalışıyoruz. Bu gerçekleştiğinde; dünyada ve Türkiye’de eğitimcilerin ürettiği eğitim içerikleri çok daha önemli bir yere sahip olabilir. 900 bin öğretmeni olan devasa bir bakanlığız, içerik geliştiricileriyle hücre yenilenmesini sağlayabilirsek sistem içerisinde proje kendi kendini besleyen, ilerleten bir hale dönüşecek. EBA’da, önümüzdeki süreçte bu anlamda ciddi yatırım ve gelişmelere birlikte şahitlik edeceğiz. Bu süreçler olgunlaştıkça da paylaşacağız. İçerik temini ihaleleri yaparak eğitim sektörünün de, dijital eğitim yayıncılığı sektörünün de, Türkiye’de gelişmesini amaçlıyoruz. Bu yayıncılık sektörünün bizim öğretmenlerimizle birlikte eş zamanlı olarak değişmesine ihtiyaç var. Bunu tek ayaklı olarak sadece öğretmenlerimizden eğitim içeriği almak gibi düşünmüyoruz. Şu ana kadar 5 tane ayağı oluştu ve hepsinin de beraber gelişmesi arzusundayız. Bu ayaklar; öğretmenler, TÜBİTAK, üniversiteler, dijital eğitim yayıncılığı sektörü ve diğer kamu platformları. Bu 5 ayağı beraber tutarsak, birbirlerini destekleyen bir şekilde yükselmeleri mümkün olacak.” Bu kapsamda, Türk Telekom/Sebit ile Millî Eğitim Bakanlığı arasında imzalanan protokol çerçevesinde hazırlanan eğitim programına seçilen öğretmenler, Mersin’de 20 Temmuz-12 Eylül tarihlerinde 125’er kişilik gruplar halinde, altışar günlük eğitimlere tabi tutuldu. Eğitime katılanlar arasından 100 öğretmen, Fatih Projesi e-İçerik geliştirme çalışmalarında görevlendirilecek. Z-Kütüphane Projesi ile toplam 49 ilde 269 okul kütüphanesi zenginleştirildi Diğer yandan MEB, 23.07.2015 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanan ‘2015-2016 Eğitim ve Öğretim Yılında Özel Okullarda
Öğrenim Görecek Öğrenciler İçin Eğitim ve Öğretim Desteği Verilmesine İlişkin Tebliğ’de yer alan okul türlerine göre toplam 230 bin öğrenciye 2015-2016 eğitim öğretim yılında geçerli olmak üzere eğitim ve öğretim desteği verdi. Okul öncesinde 77.616, ilkokulda 125.128, ortaokulda 161.335, ortaöğretimde 297.154 öğrenci başvuru işlemini gerçekleşti. Bu arada MEB içindeki önemli bir protokolden söz etmek gerek: MEB Destek Hizmetleri Genel Müdürlüğü ile Yenilik ve Eğitim Teknolojileri Genel Müdürlüğü arasında, Z-Kütüphanelere etkileşimli tahta ve internet altyapısı kurulması konusunda protokol imzalandı. Sayısal dünyaya bağlanan Z-Kütüphanelerde ( Zenginleştirilmiş Kütüphaneler ) sınıf ortamında olduğu gibi öğrencilerin gruplar halinde ders işlemeleri, araştırma yapmaları, yerli ve yabancı yayınları takip etmeleri için gerekli ortam sağlanmış olacak. ‘Fatih Projesi’ kapsamında fiber optik internet kablolama altyapısı tamamlanmış okullarda Z-Kütüphanelere etkileşimli tahta kurulacak. Etkileşimli tahta aynı zamanda bir PC görevi görecek. Bu sayede, öğrenciler, etkileşimli tahtada toplu kitap okuyabilecek. Öğrenciler, ayrıca Z-Kütüphanelerde aynen bir sınıf ortamında olduğu gibi toplu ders işleyip araştırma yapabilecekler. Okullar, bu teknolojilerle kütüphanelerinde bulunmayan çok sayıda yerli ve yabancı kaynağa ulaşma imkânına da sahip olacak. Z-Kütüphane çalışmalarına 2011´de başlayan MEB, bu kütüphanelerle okulların öğrenciler ve yetişkinler için birer hayat boyu öğrenme merkezi ve eğlenme-dinlenme etkinliklerine imkân veren yaşayan güvenli alanlar haline dönüştürülmesini amaçlıyor. Altyapı çalışmalarına 2011´de başlanan Z-Kütüphane Projesi ile toplam 49 ilde 269 okul kütüphanesi zenginleştirildi. Millî Eğitim Bakanlığı 2015 yılının sonuna kadar ülke genelinde 300 Z-Kütüphane daha kurulmasını hedefliyor.
20
DOSYA
BThaber
EĞİTİM TEKNOLOJİLERİ
14 - 27 EYLÜL 2015
BT çalışanları için eğitim bir yaşam biçimi olmalı “BT yöneticisinden son kullanıcılara kadar her çalışanın teknoloji eğitimine ihtiyacı bulunuyor” 2020 yılında 50 milyar, 2030 yılında ise 500 milyar nesnenin internete bağlı olmasının öngörüldüğü bir zamandayız. Her şeyin internetinin (IoE) yakın bir gelecekte şirketleri ve iş yapış şekillerini değiştirmesi bekleniyor. Bu değişim ve dönüşümden kaçış yok. Şirketlerin gelecekte de varlıklarını sürdürebilmeleri, bugün artık ana faaliyet konularından ziyade, teknolojilerine yaptıkları yatırımlara ve bu alandaki stratejilerine bağlı. Çalışanların eğitimi de bu yatırımların ayrılmaz bir parçası. BT yöneticisinden son kullanıcıya kadar her çalışanın teknoloji eğitimine ihtiyacı var. Hizmet sunduğumuz şirketleri değerlendirdiğimizde, ülkemizde özellikle çokuluslu şirketlerin bilgi teknolojilerine ve çalışanlarına yaptıkları eğitim yatırımlarıyla şimdiden buna hazırlandığını söyleyebiliriz. Ne yazık ki ülkemizdeki kuruluşların büyük bir kısmı sadece teknoloji yatırımı yapmak istiyor. Onu kullanmak ve yönetmek zorunda olan çalışanlarını yalnız bırakıyor. En iyi arabaya sahip olmak size yarışta birinciliği getirmeyebilir, hatta bakımını yapmadıysanız bitiş çizgisini dahi göremeyebilirsiniz. Maalesef bir sorunla karşılaşıldığında çalışanların eğitimi gündeme geliyor. Evet, bilgi ve iletişim teknolojileri alanında çalışan kişilerin okudukları okul veya eğitim sürecinde kendilerini yetiştirmiş olmaları gerekiyor. Ancak BT çalışanları için eğitim, bir yaşam biçimi olmak durumunda. Hayat boyu devam etmeli. Teknoloji söz konusu olduğunda, “eğitim yoksa başarı da kariyer de yok,” diyebiliriz. Çalışanların bunu tek başlarına yapmaları zor olacaktır. Bu konuda şirketlerin
BT Eğitim Genel Müdür Yardımcısı Cumhur Kızıları insan kaynakları ve bilgi teknoloji bölümlerinin çalışanları desteklemesi ve yönlendirmesi gereklidir. Bununla birlikte, teknolojinin sürekli yenilenmesi ve buna bağlı eğitim ihtiyacı, bazı şirketleri dış kaynak kullanımına da yönlendirebiliyor. Stratejisini dış kaynak kullanımı üzerine kuran şirketler için dahi içeride çekirdek bir kadro bulundurmak ve bunların sürekli eğitimi de kaçınılmazdır. Aksi takdirde kullandığınız dış kaynağı ölçemez ve değerlendiremezsiniz. Sonuçta daha pahalı bir maliyetle hizmet almak durumunda kalabilirsiniz. Eğitimlerimizle çalışanların eğitim alanındaki açıklarını kapatıyoruz Ülkemizde konusunda iyi eğitim veren birçok şirket ve üniversite bulunmakta. Buradan mezun olan kişilerin kurumlardaki verimli çalışma süresi ise 8 ay ile 3 yıl
arasında değişiklik gösteriyor. Ancak dünyada işler daha hızlı yapılmak için evrimleşiyor. Üniversiteden yeni mezun kişilerin, sektör için hala yeterli seviyede olmadığının farkındayız. Bunun en önemli nedeni üniversitelerin bilim adamı yetiştirmek üzerine eğitim vermesi. Ancak Türkiye’de birçok şirket ARGE yapamıyor ve çoğu şirket günlük operasyonlarını sürdürmek için çabalıyor. Örneğin; bağımsız bir araştırma şirketi ile gerçekleştirilen “Modernizasyon Motivasyonu” başlıklı araştırmaya göre BT yöneticilerinin yüzde 93’ü büyümekte olan veri merkezlerinde yetenek açığı sorununun devam ettiğini düşünüyor. Bu açığı kapatmada ne yazık ki üniversiteler yetersiz. Kapasiteleri açısından değil, verilen eğitimin içeriği nedeniyle. Dahası bu araştırmaya katılanların yüzde 64’ü ise önümüzdeki 1-2 yıl içinde bu durumun şirketlerine büyük ölçüde zarar vereceğinden endişeli. İşte, bizim gibi teknoloji eğitimi veren kurumlar da bu noktada devreye giriyor. Biz kendi alanımızda, 15 yıla yakın deneyimimizle birlikte açıkları giderecek şekilde konumlanmış durumdayız. Amacımız eğitim verdiğimiz kişilerin şirketlerine en kısa sürede verimli bir çalışan olmasını sağlamak. IDC’nin her çeyrek yayımladığı ‘Sunucu Pazarı ve Öngörüleri Raporu’na göre Türkiye Blade Sunucu pazarı geçen yıl yüzde 29.2 büyüme ile 26.2 milyon dolara ulaştı. Cisco’nun Türkiye’deki blade sunucu pazar payı ise bir önceki yıla kıyasla 8 puanlık artış ile yüzde 18 oldu. Analist grubu Gartner ise İngiltere ve Türkiye’yi kapsayan bölgede veri merkezi sektörünün, 2015 yılına kadar yıllık 150 milyon Euro’luk bir değere ulaşacağını öngörüyor. Bununla birlikte, İngiltere
merkezli düşünce kuruluşu Ekonomi ve İş Dünyası Araştırma Merkezi (CEBR) yalnızca bulut bilişim alanında 2012 ve 2015 yılları arasında 300 bine yakın yeni iş imkânı doğacağını öngörüyor. Dolayısıyla veri merkezleri, bulut bilişim ve buna bağlı güvenlik alanlarında önemli bir insan kaynağına da ihtiyaç olacak. BT Eğitim olarak yılın ilk yarısında şimdiden bu alanlara yönelik eğitimlerimizde geçen yıla oranla yüzde 24’lük bir artış olduğunu gördük. Özellikle Cisco Data Center, Identity Services Engine, CCNA ve CCNP seviyelerinde Security eğitimlerine daha fazla eğilim olduğunu söyleyebilirim. KOBİ’ler globalleşen dünyaya ayak uydurmalı KOBİ’ler de artık şekil değiştiriyor. Globalleşen dünyada KOBİ için e-mail faks makinesinin yerini çoktan aldı. Çoğu KOBİ sosyal medyada da var olmaya çalışıyor. KOBİ’ler çok detaylı BT eğitimleri yerine günlük hayatta işlerini daha güvenli ve kolay yapabilecekleri eğitimler alabilirler. Siz donanım olarak ne kadar yatırım yaparsanız yapın insanı bilinçlendirmediğiniz sürece sistemler problem yaşamaya mahkumdur. Son yaşanan sahte fatura e-maillerinde de gördüğümüz üzere, birçok uygulamayı atlatan saldırganlar amaçlarına ulaştılar. Bu da çok ciddi zaman ve para kaybına sebep oldu. TÜBİSAD “Bilgi ve İletişim Teknolojileri Sektörü 2014 Yılı Pazar Verileri” ne göre sektör, yüzde 12,1’lik büyüme ile 2014 yılında 69,4 milyar TL’lik hacme ulaştı. Türkiye ekonomisine 103 bin kişilik istihdam ve 1,34 milyar TL ihracat geliri sağlayan bilgi ve iletişim teknolojileri sektöründe çoğu KOBİ niteliğinde olan 2.032 şirket bulunuyor. Aynı rapora göre sektörümüzün en önemli sorunu olarak ilk sırada yüzde 76’lık oranla “nitelikli iş gücü açığı” yer alıyor. Dolayısıyla bundan en çok etkilenenler de KOBİ’ler. Ancak teknoloji eğitimi, sadece BT alanındaki KOBİ’leri ilgilendirmiyor. Bu konu tüm KOBİ’ler için, büyük şirketler kadar hayati. Günümüzün zorlu ekonomik koşullarında çalışanların yaptığı en küçük hata ya da en küçük eksiklik KOBİ’ler için daha önemli. Sadece BT bölümünde çalışanlardan bahsetmiyorum. KOBİ’ler için tüm çalışanların teknoloji bilgi düzeyi artık çok kritik. KOBİ’lerin, en alt kademeden en üste kadar çalışanlarını seçerken teknoloji bilgi düzeyini ön planda tutması ve işe alımda bu bilginin doğruluğu/kontrolünü sağlaması gerek. Gerektiğinde anahtar konumdaki çalışanlarına sunacakları eğitimlerle hem personellerinin verimini artıracak, hem de KOBİ’lerde önemli bir başka sorun olan çalışan sirkülasyonunun da önüne geçilmiş olur. KOBİ’leri başarıya ulaştıracak olanlar, bilgi teknolojilerini en etkin şekilde kullanacak olan çalışanlardır.
C
M
Y
CM
MY
CY
CMY
K
Standımıza bekliyoruz HALL
10
STANT
B-632
Gözünüz arkada kalmasın! SIQURA VE SUNELL VİDEO GÜVENLİK SİSTEMLERİNİN Türkiye lansmanını yapıyor ve alt yapı sektöründen sonra güvenlik sektörüne de zengin bir ürün yelpazesiyle hizmet vereceğimiz için gurur duyuyoruz.
• ATEX sertifikalı yüksek yanma ve patlama riskli alanlar için Ex-Proof kamera çözümleri • SFP Interface sayesinde direk fiber giriş olma özelliği taşıyan kameralar • Geliştirilmiş Infrared Fish Eye kamera teknolojisi • Gelişmiş video yönetim sistemleri (VMS) • Thermal kamera çözümleri • Akıllı video analiz çözümleri • Mobil uygulamalar için EN50155 sertifikalı titreşime dayanıklı kamera çözümleri
EFB Elektronik İthalat İhracat Üretim Tic. Ltd. Şti. Halide Edip Adıvar Mah. Sultan Sok. Mavi Plaza No:22 D:11/22A 34381 Şişli - İstanbul T. +90. 212. 222 92 50 pbx F. +90. 212. 222 92 89 E. info@efb-elektronik.com.tr
Alt yapımızda Alman kalitesi var!
www.efb-elektronik.com.tr
22
DOSYA
BThaber
EĞİTİM TEKNOLOJİLERİ
14 - 27 EYLÜL 2015
Okullarda bilişim eğitimi için gerekli adımlar acilen atılmalı Okullarda bilişim eğitiminin en iyi şekilde yapılabilmesi için atamaların yapılması büyük önem taşıyor. Bilişim Teknolojileri Eğitimcileri Başkanı Burcu Yılmaz ile Türkiye’de bilişim eğitiminin durumu, dünyadaki durum, bilişim öğretmenlerinin atanma sorunu ve bilişim sektörü ile ilgili bir söyleşi gerçekleştirdik. n Bilişim Teknolojileri Eğitimi kavramına değinebilir misiniz? Bu kapsamda hangi konularda eğitimler veriliyor? Bilişim Teknolojileri Eğitiminde dünyada 3 dönemden bahsedebiliriz. Yoğunlukla bilgisayar kullanma becerilerinin öğretildiği 80li ve 90’lı yıllar 1. dönem, bilgisayar kullanma becerilerinin, yerini bilgi toplumu becerilerine bıraktığı 1990-2010’lu yıllar 2. dönem ve bilgi toplumu becerilerinin yanında bilinçli, etkin kullanma, ahlaki ve etik değerlere duyarlı olma ve üretmenin önem kazanmaya başladığı 2010’lu yıllar ise 3. dönem olarak ifade edilebilir. Ülkemizde 1. dönemde maalesef önemli bir uygulamaya rastlanmamaktadır. 2. döneme gelindiğinde ise ilk dönemde belli yeterlikler ve uzman gücü kazanmış toplumların yaptıklarını taklit etmeye yönelik çalışmalar hayata geçirilmeye başlanmış ama cihaz sahipliğini arttırmanın ötesine gidememiştir. Bilgi toplu becerilerinin geliştirilmesi üzerine yoğunlaşılan 2.dönemin sonlarına doğru ise ülkemizde bilişim teknolojilerine ve okur-yazarlıklara ilişkin dersler kaldırılmış ya da seçimi mümkün olmayan bir yapıya dönüştürülmüş, alan öğretmenlerinin uzmanlıklarından faydalanılamamış, bu öğretmenler vasıfları dışında işlerde kullanılmış ya da norm fazlası olarak okullarda bekletilmiştir. 1. ve 2. dönemi gerektiği gibi geçirmeyen toplumlarda sağlanan alt yapıdan ve BT araçlarından umulan fayda edinilememiş, mevcut bilgileri ve kendi çabaları ile öğretmenlerin ve öğrencilerin bu olanakları kullanamayacakları zaman içinde ortaya çıkmıştır. İşte ancak bu zamanlarda tekrar BT eğitiminden bahsedilmeye başlanmıştır. 2013 yılından itibaren Bilişim Teknolojileri ve Yazılım Dersi ülkemizde 5. ve 6. sınıflarda 2 saat zorunlu ders olarak 7. ve 8. sınıflarda ise öğrencilerin seçimine bağlı olarak yeni yeni verilmeye başlanmıştır. Derste 3 döneminde gereklerini karşılamaya yönelik çerçeve bir öğretim programı uygulanmaktadır. Yani öğretmen öğrenci seviyesine, okulundaki şartlara ve ihtiyaçlara göre Python’dan tutun da klavye tuşlarına kadar her konuyu seçmekte özgürdür. Fakat genelde öğretim yılı iki ay bilişim okuryazarlığı, iki ay programlama, iki ay bilgiyi yapılandırma ve iki ay iletişim konularına ağırlık verilerek planlanmaktadır. Burada öğretmen
Bilişim Teknolojileri Eğitimcileri Başkanı Burcu Yılmaz BT sınıfı olup olmamasından tutunda öğrencilerin evde teknolojiye sahip olup olmamalarına kadar çok sayıda durumu değerlendirerek seçimlerde bulunur. Örnek vermek gerekirse 2 ay programlama ağırlıklı dersini planlarken için ister “scratch” ister “alice”ister “python” ister “basic” işlemek tamamen öğretmenin seçimine bırakılmıştır. Bilişim Teknolojileri Öğretmenine ve derslerine ihtiyacımız yoktur denilerek kaybettiğimiz yılların telafisini yapmak adına bu süre maalesef yetersiz kalmakta, öğrenciler teknolojiyle tanıştıktan ve belli alışkanlıklar kazandıktan çok daha sonra ancak BT eğitimine başlamaktadır. n Dünyada bu alanda ne tür eğitim metotları uygulanıyor? Bu modelleri Türkiye’deki modellerle karşılaştırabilir misiniz? Bugün dünyanın en önemli sektöründe nitelikli insan gücünün rekabet ve güç haline geldiği bu yarışta, bırakın gerilerde kalmayı daha başlangıç çizgisinde ayakkabılarımızı bağladığımız durumumuzda “çocuklar her şeyi biliyor” söylevleriyle kararlar uygulanmaktadır. Yıllarca bilgisayarın ancak isminin, cisminin girdiği maalesef eğitiminin, hatta öğretmeninin giremediği, hiçbir zaman hak ettiği önemi görememiş bu alanda kat etmemiz gereken uzun yollar vardır. Bahsettiğim dönemleri hakkıyla yerine getirememiş ülkelerin yabancı ülkelerdeki uygulamaları ya da benzerlerini uygulaması ve başarı kazanması söz konusu değildir. Türkiye’deki modellerle kıyasladığımızda BT eğitiminin birçok konusunun diğer derslere uyarlanmasında yetersiz kaldığımız rahatlıkla söylenebilir. Bugün ancak 5. Sınıfta bir bt öğretmeniyle buluşacak öğrencilerimizin örnek vermek gerekirse e-posta konusunu çok daha önce hayat bilgisi dersinde görmüş olması gerekir. Bu geç kalış ayrıca seviye farklılıklarını da arttırmaktadır. Kimi klavye kullanmayı bilmiyorken kimi e-posta sunucusu kuracak durumu gelebilen bir grup öğrenciyi aynı sınıfta eğitmenin ne kadar zor olacağını dikkate almak gerekir.
Ayrıca dikkate değer bir diğer konu ise bizde “uzmanlığın tanınmaması” durumudur. Bizim ülkemizde tüm öğretmenlerin BT’ye hâkim olduğu ya da 100 saatlik içeriği boş, verimsiz eğitimlerle BT öğretmenine denk yeterliliklerle donatılabileceği yanılgısı hâkimdir. 20 yılı aşkın bir süredir formatör, BT rehber öğretmeni adı altında öğretmenler eğitildiği varsayılmakta fatih projesi gibi önemli projeler atanmayı bekleyen binlerce BT öğretmeninin değil bu kişilerin sorumluluğuna bırakılmaktadır. n Son günlerde sosyal medyada özellikle atama ile ilgili birçok mesaj yer alıyor. Şu anki durumu değerlendirebilir misiniz? Yapılması gerekenlerden söz edebilir misiniz? Öğretmen atamaları içinden çıkılamaz bir hale gelmiştir. MEB kendi kontenjanlarını en adil şekilde dağıtığını düşünerek sayıları belirlemekte fakat topumun ihtiyaçlarının ilkokullarda liselerde daha fazla derse, okullarda daha fazla bt öğretmenine ihtiyacımız bulunduğunu değerlendirememektedir. Başta liselerde zorunlu derslere, diğer kademelerde ağ yönetimi, grafik animasyon, ileri programlama vb. ilave seçmeli derslere bir de haftalık ders çizelgesinde yerini alacak formatör/rehber öğretmenlik görevlerine yönelik yeni bir mevzuata gereksinimimiz vardır. Ne kadar acıdır ki yetişmiş insan gücünüz varken, fatih projesindeki gibi baş döndüren rakamlarla yatırımlar yaparken bir iki mevzuat güncellemesi yapamıyoruz. n Bir eğitimci gözüyle Türk Bilişim sektörünün eksiklerinden söz eder misiniz? Bu eksikleri gidermek için neler yapılabilir? Her türlü sıkıntı yalnız nitelikli eğitimle çözülebilir. Tom Peter’ın dediği gibi İşleriniz iyi gidiyorsa eğitim bütçenizi iki katına çıkarın, kötü gidiyorsa dört katına. Her şey nitelikli insan gücü elde etmemizle çözülebilir. BT öğretmenleri ciddi bir gereksiz ders gözüyle itibarsızlaştırma, angarya işlere koşulma
ve donanım ihtiyaçlarını karşılayamama durumlarıyla zor günler yaşarken bir yandan da “bilenler bilmeyenlere bilgisayar öğretiyor şeklinde projeler 10 binler eğitmeye, bt tırlarını en ücraya ulaştırmaya çalışan çok sayıda özel girişim devletin gereksiz sandığı bu ihtiyacı gidermek için seferber olmaktadır. Önemli bir konu da kendi imkanlarıyla bile önemli fikir ve proje üretmiş ciddi bir kitleye sahip olmamız ve bunları yeterince destekleyememizdir. Bu kişileri bir araya getirmek, ya da bir araya gelmiş kişi ve kurumları maddi manevi desteklemek büyük eksikliğimizdir. Örnek olarak sadece öğretmen ve öğrencilere yönelik “eğitim sosyal ağı” kurmuş bir böte bölümü öğrencimize projesini geliştirmek için bile destek bulamamış olmak bizleri üzmektedir. n Bilişim Teknolojileri Eğitimcileri Derneği olarak bu alandaki farkındalığı artırmak için ne gibi çalışmalarınız var? Bizler çok sayıda çalıştay toplantı ve davete katılmakta bu konuda bt eğitiminin sesi olmaya temsili olmaya çalışmaktayız. Kamuoyu oluşturarak çeşitli sıkıntıları ve çözüm önerilerini paylaşmayı, hazırladığımız raporlar ve bilgilendirme notlarıyla kaynaklar yaratmaya çalışmaktayız. BT öğretmenlerinin iletişimini arttırmak için toplantı ve yemekler organize etmekte gerektiğinde yetkililerle görüşmeler ayarlamaktayız. Bunların yanı-sıra özellikle gençlerimizi ve öğretmenlerimizi destekleyecek projeler üretmekte ve bunları hayata geçirmeye çalışmaktayız. “Bilgi kaynağı olarak internet konulu projemizi” yeni tamamlamış şimdi “çocuklar ne yapıyor aileler ne biliyor” konulu projemize kaynak arayışına devam etmekteyiz. Materyallerimizi basacak, masraflarımızı karşılayacak sponsorlara ulaşmaya çalışmaktayız. BÖTE öğrenci konseyinin her yıl bir üniversitemizde gerçekleştirdiği öğrenci kurultayları için de aynı şekilde arayışlarımız mevcuttur. Ayrıca çok sayıda öğretmenimiz bilişim teknolojileri araçlarına muhtaç durumdadır onları da hayırseverlerimizle buluşturmaya çalışmaktayız. 71 ilde 260 BT öğretmeni ve akademisyen üyemiz bulunduğunu, bunların yanı sıra ülkedeki tüm okullarda gerçek ihtiyaç sahibi öğretmenlere ve öğrencilere ulaşabildiğimizi belirtmek isteriz. Bu öğretmenlerimiz ve öğrencilerimiz bir projeksiyona bir bilgisayara dahi ihtiyaç duymakta fakat her hangi bir destek alamamaktadırlar. Buradan derneğimize bağış yapabileceğinizi, bu bağışları vergiden düşebileceğinizi hatırlatır ya da elinizde bulunan araçların okullarımıza aktarılmasında seve seve yardımcı olabileceğimizi belirtmek isteriz.
BThaber
EĞİTİM TEKNOLOJİLERİ
25 - 31 MAYIS 2015
DOSYA
23
Blackboard Türkiye Genel Müdürü Emrah Dilsizoğlu
Yatırım olmadan atılım olmaz Çalışanların gelişimi için kurumların kültürlerine uygun kaynaklar kullanılmalı ve gerekli yatırımlar yapılmalı. En öncelikle dikkatimizi çeken ve sorun yaratan durum, öğrenciyi ve kurumu birbirlerinden bağımsız düşünerek hareket edilmesidir. Öğrencilerin beklentileri, beğenileri, üniversitelerden almak istedikleri ve üniversitelerin bu konuda onlara sağladıkları arasında bir kopukluk olduğu dikkat çekiyor. Günümüzde öğrenciler, sınıfın dışında düşünüyor. Öğrenimini derse gelip öğrendiklerini bir kağıda aktarmak için değil, kendisinin merkezde olduğu, kendi hızında kendi zamanında öğrenmeye izin veren, iletişimin ve etkileşimin üst düzeyde olduğu bir yapıyı öngörerek alıyor. Teknolojinin elbette bu konudaki etkisi çok büyüktür. Ancak teknolojiyi öğretmenin ve öğrencinin orada olmadığı durumlarda, uzaktan kullanılan bir araç olarak sınırlamak bir kayıp olacaktır. Zira, dünyadaki en seçkin öğretim kurumları dahil olmak üzere, başarısını kanıtlamış tüm üniversiteler öğrencinin dilinden konuşabilen, daha iyi bir öğrenim verebilen ve elbette öğrencinin vizyonunu genişletmek amacıyla teknolojiyi ve buna bağlı araçları sıklıkla ve özenle örgün öğretime dahil eden kurumlardır. Kurumlara özel eğitim şart Profesyonel gelişim için gerekli olan tüm kaynaklar mevcuttur. Ancak bu bir kaynak tsunamisi olarak, seçmesi ve anlaması zor bir biçimde çalışanlara ulaştırılıyor. İşin uzmanından, filtrelenmiş ve kalifiye kaynağa ulaşmak ve bunu gelişim ihtiyaçlarına bağlı bir şekilde çalışanlarla paylaşmak onlara katılabilecek en büyük gelişim
imkanını sunar. Eğer çalışanlar bu yönde bir gelişim gösterirse, bağlı oldukları kurum da gelişir ve daha başarılı olur. Profesyonel gelişime ilişkin olarak hatırlanması gereken en kritik söylem ‘yatırım olmadan atılım olmaz’dır. Bu yüzden teknolojinin kullanımı ile bu tip gelişimleri çalışanlarınızda görmeniz mümkün iken, itinayla seçilmiş; onlara doğrudan hitap eden kaynakların bulunması yardımıyla bunun pekiştirilmesi kısmı da elzemdir. Bir paket kaynak ya da raf eğitimleri gibi kaynaklardan uzaklaşılması, her kurumun kültürüne özgülenmiş kaynakların çalışanların gelişimi için kullanılması gerekir. KOBİ’ler için daha sağlam temelli yatırımlar yapılmalı KOBİ’lerin en çok ihtiyacı olan şey hızlı çözümlerdir. Ancak profesyonel gelişim için bu hız kazaya sebep olabilir. Daha sağlam temelli yatırımlarla, orta ve uzun vadeli çalışanları için bu gelişime yatırım yapmak daha mantıklıdır. Zira, her personelin bilmesi gereken bazı bilgiler bulunuyorken; bazı personelin orta ve uzun vadeli planlara ilişkin daha detaylı bilgi edinmeleri ve bu konuda gelişim göstermeleri gerekebilir. Seviyeli öğrenme ve yetkilendirmelerle mümkün olan bu yapı, doğru çözüm ile birleştiğinde faydalı hale gelen bir teknoloji kullanımı getirecektir. Yine de insan kaynağının doğru kullanılması adına, bu tip gelişimleri sağlayacak küçük bir ekibin de bu işin başında olması şirket içindeki sürekliliği sağlayacaktır. Bu kişilerin gelişim uzmanı olarak destek vermeleri hem senkron hem de asenkron kullanımlar için daha tutarlı bir yapının şirket içinde oturmasına imkan verecektir.
24
DOSYA
BThaber
EĞİTİM TEKNOLOJİLERİ
14 - 27 EYLÜL 2015
Ölçsan Satış Müdürü Tunç Pınar
Daha iyi rekabet için BT eğitimi şart Hangi departmanda olursa olsunlar çalışanların BT eğitimi alması büyük önem taşıyor. Son yıllarda kurumlarda alınan eğitimler artmakla birlikte henüz istenen seviyeye ulaşmamıştır. Birçok kurum, teknoloji eğitimini yalnızca Word, Excel gibi Office programları üzerinden değerlendirmektedir. Bir kısmı da muhasebe departmanlarında kullanılan muhasebe paketlerinin eğitiminden ibarettir. Oysa ki yalnızca bunlar koskoca bir IT dünyasının yapabilirliklerinin bir kısmıdır. Kurum içinde ve kurumun genelinde mutlak teknoloji kullanılmalıdır. Bu bir departmanın A’dan Z’ye ihtiyacını, gelişimini ve sürekliliğini sağlarken diğer taraftan şirketin toplam olarak bilgi ağının ve sürekliliğinin bir parçası olmaktadır. Örneğin bir satış pazarlama departmanının CRM yazılımları üzerinde verisini ve istatistiklerini tutması sonraki yıllar için hedef ve öngörüler yapabilmesini
sağlamaktadır. Bu da ilintili olarak finans departmanının nasıl bir nakit akışı oluşturması gereğine cevap sunmaktadır. Bu nedenle özellikle yazılım
teknolojilerinden faydalanmak önemlidir. Elbette burada farklı donanım ve yazılımlarla farklı teknoloji ihtiyaçlarına da örnekler sunabiliriz. Veri güvenliği için verinin değeri, verinin nasıl korunması gerektiğine dair eğitim alınması oldukça önemlidir. Bu sayede belki de milyon dolar değerindeki verilerin saklanması ve güvenli hale getirilmesi bu bilinç ve eğitimle sağlanabilir. BT
çalışanlarının çoğu departmanlarına göre farklı eğitimlerde olabilirler. Satışta çalışan birinin mühendis olması gereği yoktur. Fakat IT sektörünün temel bileşenlerini kullanacak kadar teknolojik konuda birikimli veya bilgili olması önemlidir. Son zamanlarda teknolojik eğitimlerde mobilitenin ön plana çıkması ile güvenlik önemli bir sorun haline gelmiştir. Kurumların verilerini, web ve alt yapı güvenliklerini geliştirecekleri eğitimleri almaları gereklidir. KOBİ’ler çağı yakalayabilmeleri ve rekabetçi olabilmeleri için teknoloji kullanımına ağırlık vermelidirler. Üretim, planlama, kaynak gereksinimi, bütçe planlama gibi bir çok konu artık bilişim teknolojileri sayesinde hızlı ve doğru bir şekilde yapılabilmektedir. KOBİ’ler hangi alanda olurlarsa olsunlar öncelikli olarak donanım ve yazılım altyapılarını, fiziksel ve siber güvenlik alanlarını kurgulayarak ilgili bölümlerde bilgili istihdamlar yaratmalı ve teknolojik eğitimlerini bu yönde planlamalılar.
BThaber
BİLİŞİM DÜNYASI
14 - 27 EYLÜL 2015
25
Güvenlikte uçtan uca işbirliği Hedef; EMEA ve APAC bölgelerindeki satın almalara odaklanarak Handan Aybars uluslararası pazarlardaki gücü daha da artırmak. Bu işbirliği, pazardaki potansiyel ve ortak hedefleri Fortinet Bölge Satış Direktörü Derya Aksoy ve Exclusive Networks Türkiye Genel Müdürü İbrahim Arslan ile konuştuk: n 2014 başında Bilişimcim, Exclusive Networks’ün bir parçası oldu. Bu ne gibi artı değerleri size getirdi? İbrahim Arslan: Exclusive Networks bize önemli bir yatırım yaptı ve bu aslında onlar için de önemli bir adımdı. Çünkü ilk kez Batı Avrupa dışına açıldılar, hem bize hem Ortadoğu pazarına yatırım yaptılar. Bu, Türkiye pazarına verdileri önemin göstergesi. 2014’te de Asya Pasifik bölgesine açıldılar, Avustralya ve Yeni Zelanda’da faaliyet gösteren yapı ile coğrafi büyüme gelişti. Hem ortak ürünlerimiz hem ortak potansiyelimiz ve ortak uzmanlığımız olduğu için bize yatırım yaptılar. Exclusive Networks, katma değere önem veren bir distribütör ve bizim de sağladığımız en önemli unsur bu. Hızlı gelişen bir süreç oldu ve Exclusive Networks’ün stratejik markalarıyla Türkiye’de kendimizi geliştirmeye başladık. Çalışan sayımız iki yılda 2 kat arttı. Aynı süreçte ciromuzu da ikiye katladık. Ayrıca iki taraf arasında köklü bağlar var. 2003 yılında kurulan Exclusive Networks’ün ilk çalışmaya başladığı üretici Fortinet olmuş. Exclusive Networks küreselde de Fortinet, bugün en büyük marka ve cironun yaklaşık yüzde 28’i Fortinet’ten. Türkiye’de güvenlik alanında 1 numaralı distribütör olma hedefimiz var. Bu nedenle Fortinet bizim için önemli. n Güvenlik başlığında Fortinet’i farklı kılan özellikler nedir? Derya Aksoy: Geniş bir portföy ile pazardaki her türlü müşteriye, son kullanıcıya hitap
Yüksek performanslı ağ güvenliği sağlayıcısı Fortinet, küresel düzeyde dağıtım ve destek ağını büyütmek için Exclusive Networks Türkiye ile distribütörlük anlaşması imzaladı.
eden ürünlerimiz var. Farklı ihtiyaçların hepsini karşılayabiliyor, uçtan uca güvenliği tüm segmentlerde sağlıyoruz. Her başlıkta, yani web uygulamalarından veri tabanına kadar bütünüyle tüm segmentlere yönelik çözümler var. Bu çözümlerle telekom gibi büyük ölçekli kurumlardan aşağı inen bir yapılanmamız var. Yani KOBİ pazarında da güçlüyüz kurumsalda da. Bu işbirliğinin iki tarafa da faydası olacak. Exclusive Networks, kurumsal taraftaki gücüyle Fortinet’i desteklerken, biz de onlara KOBİ tarafında iş yapma uzmanlığı sunacağız. Böylece iki taraf için tamamlayıcı bir ilişki hayat bulacak. İbrahim Arslan: Fortinet’in en önemli özelliği kapsam gücü. Türkiye’de 30-40 bin civarında satılmış kutu var. Bu bir güvenlik çözümleri üreticisi için ekstra önemli. Çünkü bunların hepsi aynı zamanda size bir geri dönüş demek. Sahada ne kadar çok varsanız, o kadar farklı güvenlik senaryosu ile karşılaşıyorsunuz. Bu da daha fazla sorunu adreslemenizi, kendinizi ve çözümlerinizi sürekli geliştirmenizi sağlıyor. n Bu işbirliğinden Fortinet Türkiye kanadının beklentileri neler? Derya Aksoy: Daha da büyümek. Büyük
Fortinet Bölge Satış Direktörü Derya Aksoy ve Exclusive Networks Türkiye Genel Müdürü İbrahim Arslan
ölçekli şirketlere seslenme gücümüzü pekiştireceğiz. Fortinet Türkiye olarak bankalardan operatörlere, kamu sektörü ve holdinglere kadar hepsinde varız. Ciromuzun yarısı bu kanattan, kalanı KOBİ’lerden geliyor. Bizim için bir taraftan yenilemeler önemli bir operasyon, bir taraftan da yeni müşterilere ulaşma hızımızı kesmiyoruz. Bu da dikey uzmanlıklarla sektör bazlı deneyimi, uçtan uca ürün portföyümüzle ihtiyaca uygun konumlandırmaları yapmamızı sağlıyor. Böylece kurumsalda ve KOBİ’lerde tüm altyapıda güvenliğe ait her şeyi adresliyoruz. n Peki ya iki taraf için strateji ve öncelikler neler? Derya Aksoy: Üç distribütörümüz var ve her birinin bizim için önemi büyük. Çünkü pazarda gidecek hala çok yol var. Fortinet pazarda çok iyi bir konuma geldi, IDC raporlarında da bunu görebiliyoruz. Ama hala büyüyeceğimiz bir alan var. Yaşayan bir döngü olan güvenlik önemini artırdıkça, pazarda yetkin, konusunda uzman distribütörlerle bu büyümeyi daha da güçlü ve sağlıklı hale getirmek önemli. İbrahim Arslan: İlk etapta
yetkinliğimizi pekiştirmeye odaklandık ve kadromuzu oluşturduk. Bu işbirliği ile bayi ağımızı genişletiyor, olanlarla ilişkimizi güçlendiriyor, bayilerin yetkinliklerini artırarak onlar için Fortinet ile daha katma değerli ve stratejik bir distribütör halini alıyoruz. 1 birim iş yapan bayi, Fortinet işbirliği ile ‘güvenlik’ başlığında 2 birim iş yapar hale geliyor. Kadro tarafında önemli yatırımlarımız, önemli transferlerimiz oldu. Sertifikasyonlarımızı tamamladık, bayileri ziyaret ettik, mevcut bayilerle ilişkileri güçlendirirken, bizim taraftan yeni bayilerin Fortinet dünyasına katılımı oldu. Yani mevzu yeni bir ürünün distribütörlüğünü almaktan çok daha fazlası. n Kurumsal hayatta güvenlik yatırımlarına nasıl bir bakış var? İbrahim Arslan: Güvenlik her yıl çok hızlı büyüyor ve bu da farkındalığın gelişiminin göstergesi. Aslında kimse bu başlıkta çok fazla yatırım yapmak istemiyor. Çünkü bu yatırımın geri dönüşü belirsiz sanılıyor. Ama yapmayınca, bunun sonuçları yıkıcı olabiliyor. Oysa Fortinet gibi kapsamlı ve entegre bir yapı ile ilerlemek önemli. Hem artık bunu yapmak her
ölçekte şirket için çok zor veya çok masraflı da değil. Derya Aksoy: Fortinet merkezin 15 ülkede CIO ve CTO düzeyinde yaptığı bir araştırma var. Bu anket sonunda yüzde 63 ile güvenlik yüzünden iş adımlarını erteledikleri ortaya çıktı. Bazı acı tecrübeler yüzünden bu konuya giderek daha fazla önem veriliyor, ama hala olması gereken düzeyde değil. Güvenlik anlamında teknik bazda uzman kişilerin yetişmesi de önemli. Bu konuda hala açık var. Oysa güvenlik tek bir konu değil ve orada İK açığı fazla. BYOD ile aslında tüm çalışanlarda bu güvenlik farkındalığını geliştirecek eğitimler şart. Hatta bu konuda bizim de çalışmalarımız olacak. Çünkü artık şirketlerden bireysele kadar uzanan bir yapıda tehditler çok sofistike, sosyal mühendislik de bunu destekliyor. Tehditler, cihazlar ve araçlar çok çeşitli. Bu nedenle bilinci artırıp, önlemi de almak gerek. Fortinet olarak kablosuz kanatta güvenliği pekiştirmek için geçtiğimiz aylarda Meru Networks’ü aldık. Kablosuz ortamda ‘Advanced Threat Protection’ (ATP) de gündemde olan bir konu ve burada da şirket olarak çözüm ve hedeflerimiz var.
26
BThaber
BİLİŞİM DÜNYASI
Handan Aybars n Burada iki yapı var: Mekan.com ve RestoranPaneli.com. Bu yapıyı nasıl, ne zaman yarattınız? Oğuz Arslan: 2008’de ABD’de Silikon Vadisi’nde çalışırken, orada sosyal hayatı çeşitlendirmek için birçok platform ve çözüm gördük. 2009 yılında bir platform yapalım, kullanıcı ve işletmeler, işletmeler ve potansiyel müşterileri arasında bir köprü olalım, her iki tarafın ihtiyaçlarını karşılayalım istedik. 2010’da ABD’deyken Firsatbufirsat.com sitesini açtık. Hem kullanıcı portföyümüzü geliştirdik hem işletmelerle birbirimizi tanıdık. 2011 yılında Türkiye’ye döndük, ama yine ABD ziyaretlerimiz sürdü. 2012 yılında ise dönüş yaptık Türkiye’ye. 2013’e kadar Fırsatbufırsat.com platformu bin 500’e yakın işletme ve 1 milyonun üzerinde kullanıcıya ulaşmıştı ve o yıl, asıl planladığımız platformu hayata geçirmek adına bir yatırım aldık. Böylece platformun isimleri, altyapısı ilerledi. Burada Mekan. com son kullanıcılara verdiğimiz bir platform. Arka tarafta da RestoranPaneli.com var. Bu platformu aslında her segmente özel geliştirebiliyoruz. Güzellik sektörüne özel GüzellikPaneli. com bunun bir örneği ve diğer başlıklar için de bunların gelmesi gündemimizde. Yani farklı hizmet sektörü başlıklarına sunduğunuz bir araç var. Oğuz Arslan: Evet. SaaS dediğimiz yapı bu. Mobil segment, mobil site, e-posta ve SMS pazarlama gibi başlıklar sektörden bağımsız herkesin ihtiyacı olan yapılar. Restoran başlığında ise kendine özel rezervasyon altyapısı, sipariş altyapısı, özel gün ve etkinlik teklif alma altyapısı gibi ekstra özellikler var. Türkiye’de de rezervasyon bilinci artıyor. Farklı deneyimlere yönelik istek var. Mekan.com yapısında bir son kullanıcı, işletmeler hakkında adres bilgisi, telefon numarası, menü dahil tüm bilgilere ulaşabiliyor, beğendikleri işletmede rezervasyon yaptırıyorlar. Kullanıcı ile muhatap olunan bu yapı, işletmelerin dijital dünyaya açılan kapıları. ‘İşletmelerin daha ne gibi ihtiyaçlarını çözebiliriz?’ konusuna odaklandığımız için bu aracı en etkili biçimde kullanıp fayda elde etmelerini sağlıyoruz. Benzer diğer yapılarda sistem size ne sunarsa, bununla yetinmek
14 - 27 EYLÜL 2015
Kimse aç kalmasın! Mekan.com CEO’su Oğuz Arslan ve Mekan.com COO’su Reyhan Çepik Arslan, kurdukları web platform ağı ile hem acıkanı hedefine ulaştırıyor hem de restoranın birçok başlıkta işini kolaylaştırıyor. durumundasınız. Bu varolan yapılar hem verimliliği sınırlı hem de ciddi maliyet yaratan yapılar. Çünkü ciddi komisyonlar var. Ama burada üyeliğinizle maliyetinizi azaltıyorsunuz. Bu yapı ne zaman hayata geçti ve geriye dönüşler nasıl? Oğuz Arslan: Haziran 2014’te. Şu anda İstanbul’dayız, sahada arkadaşlarımız var. Mekan.com son kullanıcıya hizmet verdiği için bizim iki platformda da amacımız tüm işletmelerin bilgisinin burada olmasını sağlamak. İstanbul’da 30 bin, Türkiye’de 70 bin restoran var. Bunların hepsi Mekan.com yapısında olsun ve son kullanıcılar bunların bilgisine ulaşabilsinler. Bu rakamlar İstanbul özelinde nasıl gelişiyor? Oğuz Arslan: İstanbul’da 30 bine yakın restoran ve menüleri bu yapıda var. Sonraki adım bu restoranların ücretsiz olarak RestoranPaneli.com yapısına üye olması. İşletmelerin menüsü, çalışma saatleri gibi birçok bilgisi değişebiliyor. Yani doğru bilgi artık tek kaynakta değil. SaaS altyapımızda ise bilginin burada tek bir havuzda güncel tutulmasını sağlıyoruz. Orada da şu anda 10 bini aşkın restoran giriş paneli var. Böylece bu işletmeler, istedikleri zaman panele girip ücretsiz olarak durumunu güncelleyebiliyor. Bu konum bilgilerini o kadar çok platform ile paylaşalım ki her yerde bilgi güncel olsun istiyoruz. Foursquare ile anlaştık bu konuda, Facebook ve Google ile de görüşme halindeyiz. Türkiye’deki yerel bilgiyi küresele de ulaştırmış oluyoruz. Reyhan Çepik Arslan: Dükkan ve iş değişimi çok fazla. Yani bu işletmelerin her birini takip etmek çok zor. Zaten bu nedenle altyapıya ek olarak bir vizyonumuz da bilgilerin tek platformda güncel tutulması ve herkese yayılması. Sonuçta her restoranın sistemde kayıtları var ve bu sayı sürekli artıyor, sahadaki arkadaşlarımız her noktayı sisteme entegre ediyor. Tüm hizmetlerimizden yararlanan mekan sayısı ise 400’ü aştı. Yenileri de sürekli
katılıyor. Bunlar kendi sitelerini Mekan.com’un oluşturduğu ve RestoranPaneli.com panelinden de her bilgiye müdahale edebildiği kendi web ve mobil siteleri var. Yakında mobil uygulamaları da olacak. Şu anda rezervasyonlarını yapabiliyor, panel üzerinden Google ve Facebook’ta reklam çıkabiliyor, SMS ve e-posta pazarlama yapabiliyor, sadakat kampanyaları yürütebiliyorlar. Yani müşteri kitlesini takip edebiliyorlar ve onlara pratik bir CRM yapısı da sunuyoruz. Sata satışında nasıl bir ekibiniz var? Reyhan Çepik Arslan: Ortalama 20 kişilik bir ekip var ve bu rakam sürekli değişiyor. İstanbul’u bölümlere ayırdık. Herkesin bölgesindeki tüm restoranlara bir kez olsun dokunabilmesini istiyoruz. Bu yapıyı restoranlara tanıtırken nasıl bir strateji izliyorsunuz? Reyhan Çepik Arslan: Önceliğimiz saha çalışması. Ayrıca telefonla da temel bilgiler alınıyor. Satış yapılmasa bile RestoranPaneli.com hesabı açılıyor. Böylece sistemde 10 bini aşkın restoran var ve 400’den fazlası da bizden hizmet alıyor. Bu panel yapısına sürekli güncel bilgiler ekleniyor ki onlar yapıyı
benimsesin. Açık alanda restoran broşürü dağıtmak artık anlamlı değil. Bu yatırımın geri dönüşü de yok. Benzer durum, sadece Facebook reklamı vermekte de geçerli. Çünkü yapılan yatırım, gelen müşteri ve alınan sipariş muhasebesi net yapılmıyor. Ayrıca Türkiye’de çok fazla online rezervasyon yapılmıyor ve fırsat siteleri ile çalışan restoranlar da direkt telefonla aramaya yönlendiriyor. Bu müşteriyi yeniden kazanmak için bir şeyler yapılması gerektiği de bilinmiyor. Biz de bireysel ve güncel veriye ulaşmak, bunu kullanmak konusunda bir bilinç yaratmayı amaçlıyoruz. Bu yapıdan yararlanmak isteyenler ne yapmalı? Ne gibi teknik yeterliliklere sahip olmalı? Oğuz Arslan: Ekstra bir şey yapmasına gerek yok. RestoranPaneli.com’a girdiği zaman direkt kendisi kayıt olabilir, ödemesini yapıp o gün sistemi kullanmaya başlayabilir. Paneli yaparken, kolayca kampanya oluşturabilmesi, menülerini düzenlemesi için mümkün olduğu kadar pratik kullanımlı arayüzler sunduk. Bu nedenle teknik eklere gerek yok. Tek bir beklentimiz var: ‘Bu sisteme üye oldum, paramı verdim, gelsin müşteri’ denmesin.
Peki bu yatırımdan fayda elde etmek için neler yapmak gerek? Oğuz Arslan: Şu an mevcut kullandıkları platformlar var. Orada ciddi harcamalar yapıp bir geri dönüş alıyorlar. Burada da işletmeler, ‘Para verdiğim zaman bana müşteri akacak’ beklentisine giriyor. Oysa sizin de biraz uğraşmanız lazım. İşletmeler bu araçları etkili kullanmalı ve müşteri kazanmalı. Amacımız işte bu bilinci yaratmak. Bir işletmenin günde en az 1 saatini bu yapıya ayırması lazım. Biz restoranın burada kendi sitesini açmasına imkan vermekle kalmıyoruz, kendi tanıtımını yapabileceği farklı araçlar da sunuyoruz. Sunduğumuz dört çeşit pazarlama aracı var: Google, Facebook ve SMS reklamı ile e-posta reklamı. Bu dört araç ile restoranlar, çok farklı kullanıcılara ulaşıp onları potansiyel ve sadık müşteri yapabilirler. Ama bu araçlar kendi kendine çalışmaz, kullanıcı da kendi gelip müşteri olmaz. Bu nedenle bu yapıya vakit ayırmak, kurumun kendi pazarlamasını yapmayı öğrenmesi gerek. Sosyal medya tarafında nasıl bir dağılım var? Oğuz Arslan: Mekan.com olarak tüm platformlarda varız. Yakın zamanda işletmelerin tüm platformlarının yönetimini panele entegre edeceğiz. Yani RestoranPaneli.com ile otomatik olarak tek seferde hem Instagram’da hem Facebook‘ta hem Twitter’da paylaşım yapabilecekler. Bunlarda hesabı yoksa da, yine bu sistemden otomatik olarak oluşturacağız. Entegre olarak tek yerden tüm sosyal medya yapılarında paylaşım yapıp üye kazanabilecekler. Peki ya 2015 yılı öncelikleri? Anadolu’ya yayılım iş planınızda var mı? Oğuz Arslan: İstanbul’da daha yapılacak çok şey var. O yüzden kısa vadede burası öncelik. Ankara’da bir çalışanımız var. Orta vadede diğer illere yayılmak, uzun vadede ise yurtdışında, mümkünse ABD’de bu yapıyı kullanıma açmak hedefimiz. Bu altyapı bir ihtiyaç ve platformu kullanan işletme sayısını artırmak önceliğimiz. Sonuçta İstanbul’da ilk adımı attık, ama çemberi her genişlettiğimizde yatırım ihtiyacımız olacak. Bu başlıkta görüşmeler yapacağız.
BThaber
BTnet.com.tr
13 - 26 TEMMUZ 2015
27
Whatsapp, 900 milyon aktif kullanıcıya ulaştı SMS’in bitmesine sebep olan Whatsapp, kapsamını genişletmeye devam ediyor. Akıllı telefonlarla beraber ortaya çıkan Whatsapp, pek çoğunuzun bildiği gibi bir mobil yazışma uygulaması. Bir nevi SMS alternatifi olan Whatsapp, operatörlerin SMS’lere uyguladığı fahiş fiyatlandırmayı (birkaç byte veri için 50 kuruş) ortadan kaldırıp, üstüne resim, ses
ve video gibi dosyalarında gönderilmesini sağlayan bir uygulama. Akıllı telefonlarla beraber o kadar hızlı yayıldı ki bazı operatörler, işlerini aksattığı için Whatsapp’ı yasaklamayı / engellemeyi bile düşündü. Elbette ki bu işler böyle yürümüyor. Bir operatör engeller, Whatsapp kullanan herkes engellemeyen operatöre geçer... 2009’da ortaya çıkan
Whatsapp, geçtiğimiz yıl içerisinde Facebook tarafından 19 milyar dolara satın alınmıştı. “Whatsappa da zırt pırt reklam gelecek artık” diye endişelenlerin endişelerini boşa çıkartan Facebook, reklamsızlık
politikası konusunda hiçbir değişiklik yapmamayı tercih etti. Hala her kullanıcıdan senede 1
sefere mahsus olmak üzere 1 TL, 1 dolar veya 1 euro alınıyor. Dünyada çok yaygın bir şekilde kullanılan Whatsapp’ın kurucusu Jan Koum, 900 milyon aktif kullanıcıya ulaştığını belirtti. Nisan’da aktif kullanıcı sayısı 800 milyondu.
Apple akıllı ev konseptinde çıtayı yükseltiyor Apple, Sony ve Microsoft’un hüküm sürdüğü oyun konsolu pazarına girmeye hazırlanıyor. Apple TV’nin piyasaya sürülecek yeni modelinin PlayStation 4 ve Xbox One konsollarına rakip olması bekleniyor.
Mobil reklam yatırımları artıyor IAB Avrupa, IAB Amerika ve IHS Technology’nin verilerine göre 2013 yılında 14.6 milyar euro olan mobil reklam yatırımları 2014 yılında yüzde 64,8’lik artışla 24 milyar euro ’ya ulaştı. Bu yükselişin temel nedeni mobil cihazların yaygınlaşması ve mobille ilgili girişimlerin artması olarak görülüyor. 2014’te mobil gösterim bazlı reklam gelirleri yüzde 88,1’lik büyüme gösterirken, arama motoru bazlı gelirlerde yüzde 55,2,operatörlere bağlı mesajlaşma sistemlerinden uygulama tabanlı mesajlaşma sitemlerine geçişler sayesinde, SMS reklamlarında ise yüzde 13’lük artış kaydedildi. IAB Avrupa CEO’su TownsendFeehan, ‘’Global mobil reklam gelirleri Avrupa’da ve dünyada mobilinbüyüklüğü ve getirdiği fırsatlarla önemli bir pazarlama platformu olduğunu bir kez daha kanıtladı. Cihazlar arası farkların azalması ve dijital içeriklerle etkileşimim artması sayesinde tüketici
IAB Avrupa, IAB Amerika ve IHS Technology’nin yaptığı ortak araştırmaya göre global mobil reklam yatırımları yüzde 64,8 büyüyerek 2014 yılında 24 milyar Euro ’ya ulaştı. davranışları ajanslar, yayıncılar ve reklamverenler tarafından daha iyi gözlemlenir hale geldi. IAB Avrupa olarak dijital büyümeyi desteklemek için araştırma ve eğitim çalışmalarıyla sektörel standartların geliştirilmesine yatırım yapmaya devam ediyoruz.” dedi. IAB Avrupa, IAB Amerika ve IHS Technology’nin yaptığı ortak araştırmaya göre global mobil reklam yatırımları yüzde 64,8 büyüyerek 2014 yılında 24.0 milyar euro ’ya ulaştı. Mobil gösterim bazlı reklamlar 11,4 milyar euro ile ilk defa mobil arama harcamalarını geride bıraktı. Kuzey Amerika yıllık yüzde 77 ile en yüksek büyümeyi kaydetti. Avrupa’nın global mobil reklam yatırımlarındaki
payı 4.0 milyar euro ile yüzde 16,6 oldu. IAB Avrupa, IAB Amerika ve IHS Technology’nin verilerine göre 2013 yılında 14.6 milyar euro olan mobil reklam yatırımları 2014 yılında yüzde 64,8’lik artışla 24 milyar euro ’ya ulaştı. Bu yükselişin temel nedeni mobil cihazların yaygınlaşması ve mobille ilgili girişimlerin artması olarak görülüyor. 2014’te mobil gösterim bazlı reklam gelirleri yüzde 88,1’lik büyüme gösterirken, arama motoru bazlı gelirlerde yüzde 55,2,operatörlere bağlı mesajlaşma sistemlerinden uygulama tabanlı mesajlaşma sitemlerine geçişler sayesinde,SMS reklamlarında ise yüzde 13’lük artış kaydedildi.
Apple, Sony ve Microsoft’a rakip olmaya hazırlanıyor. Daily Telegraph’da yer alana habere göre Apple, PlayStation 4 ve Xbox One ile rekabete girebilecek özelliklere sahip bir konsol için çalışmalara başladı. Şirketin bu noktadaki en önemli silahının haptik (dokunsal) sensörleri olan kumanda olacağı iddia ediliyor. Bahsi geçen oyun kumandasının kişilerin parmaklarıyla uyguladığı güce duyarlı olması bekleniyor. Şu ana kadar üretilen konsol kumandalarında olmayan bu özelliğin oyunseverlerin ilgisini çekmesine kesin gözüyle bakılıyor. Bunun yanı sıra yeni üretilecek Apple TV’lerin grafik işlemci gücünün de önemli ölçüde artırılarak yeni nesil oyunlara uyumlu bir yapıya gelmesi bekleniyor. Üç yıldır güncellenmeyen
Apple TV, kullanıcılarına oyun kumandasının yanı sıra birçok yenilikçi özelliği de sunmaya hazırlanıyor. Buna göre Siri’nin güncellenmiş bir versiyonunun yer alacağı Apple TV, bu sayede kullanıcılarına cihazlarını sesli komutlarla yönetebilme özelliğini sunmuş olacak. Bununla birlikte Homekit altyapısı ile de desteklenmesi beklenen yeni nesil Apple TV’nin bu altyapı desteği ile beraber evdeki birçok cihaz ile bağlantı kurabileceği belirtiliyor. Apple, bu sayede akıllı ev konseptinde rakiplerine önemli bir göz dağı vermeyi başaracak. Yeni nesil Apple TV’nin tanıtım tarihi konusunda henüz net bir bilgi verilmese de, tüketicilere sürprizler yapmayı oldukça seven şirketin Eylül ayında düzenlenecek etkinlikte yeni nesil televizyonu tanıtabileceği iddia ediliyor.
28
BThaber
BTnet.com.tr
14 - 27 EYLÜL 2015
Eutelsat’ın yeni uydusu E8WB yörüngede Eutelsat’ın Arianespace tarafından fırlatılan 30. uydusu olan EUTELSAT 8 Batı B (E8WB), 20 Ağustos günü Ariane 5 roketiyle başarıyla uzaydaki yerine gönderildi. Orta Doğu ve Kuzey Afrika’daki 52 milyon haneye doğrudan erişim için yeni bir güç ve artı kapasite sağlayacak olan uydu, yörüngesinde bir dizi performans testleri ardından Ekim ayının başında tam ticari olarak hizmete başlayacağı 7/8° Batı konumuna transfer edilecek. Konuyla ilgili açıklama yapan, Eutelsat’ın Satış Pazarlama ve Strateji geliştirme iş kollarından sorumlu Eutelsat CEO vekili Michel Azibert şöyle konuştu: “E8WB uydusu, Orta Doğu ve Kuzey Afrika’da Eutelsat ve Nilesat uydularıyla geliştirilmiş önemli bir
kapsama alanının büyüme hikayesinde yeni bir bölüm yazmaya başlamıştır. Bölgede oluşturduğumuz hızlı
logosunu değiştirdi Çok sayıda yan ürünüyle ve asıl arama motoruyla hayatızın bir parçasıj haline gelen Google, uzunca bir süredir kullanmakta olduğu logosunu değiştirme kararı aldı ve anında uygulamaya başladı. 2013 yılından beri kullandığı logosunu değiştirme kararı alan
Google’ın logosundaki yazı tipi şimdiye kadar hep sans-serif yazı tipi ile hazırlanmıştı. Ancak yeni logosunda Google kendi geliştirdiği Product Sans ismindeki yazı tipini kullanıyor. Logo sadeliğiyle Android 5.0’ın arayüzünde kullanılan Material tasarımını andırıyor.
Canon, 250 megapiksellik fotoğraf sensörü hazırladı Fotoğraf makinesi devi Canon, 250 megapiksellik bir kamera sensörü hazırladı. Sensörün en can alıcı noktası, bir DSLR makinenin içerisine sığabilecek büyüklükte olması. APSH tipi CMOS sensörü, 19.580 x 12.600 piksel çözünürlüğünde fotoğraflar çekebiliyor. Canon, bu çılgın sensörünü son kullanıcı yerine büyük ölçüm
cihazlarında, suç önleme sistemlerinde ve endüstriyel alanda kullanmayı planlıyor. Umuyoruz bu sensöre sahip fotoğraf makineleriyle kısa zamanda karşılaşırız.
büyüyen bir izleyici kitlesi varlığı ve Eutelsat’ın kesintisiz devam eden yatırımı 7/8 W yörüngesinden hizmet
veren ve büyümelerini sürdürmek isteyen bölgenin lider operatörlerinin güvenini kazanmakta bir köşe taşı
olmuştur. Bu uydu bizim, 250 milyondan fazla izleyiciye daha fazla sayıda dijital ve yüksek çözünürlüklü içerik yayınlama talebini karşılamamızı sağladı. Böylece Fas’tan Körfez’e kadar uzanan büyük bir bölgeye hizmet sunmamızı sağlayan kapasite satışında %100 başarıya dayanak oluşturdu.” E8WB uydusunun Türkiye için de kilit öneme sahip olduğunu dile getiren Eutelsat Türkiye, Ortadoğu ve Afrika Bölge Başkan Yardımcısı Ali Korur “Bu uydu, Türk içerik yapımcılarının ve televizyon yayıncılarının da Orta Doğu’ya ve Kuzey Afrika’ya açılım kapısı olacak. Böylece Türkiye menşeili yapımlar ve yayınlar, Arap Dünyası’na doğrudan ulaşabilecek” diye konuştu.
Toyota akıllı arabalar için 50 milyon dolarlık yatırım yapıyor Tesla’nın elektrikli otomobil hamlesi, Google’ın sürücüsüz otomobil projesi derken otomotiv sektörü önemli bir kabuk değiştirme sürecinin içerisine girdi. Önemli otomobil üreticiler de kendi araçlarını bu konseptlere uygun şekilde geliştirmeye başlarken, Japon otomobil devi Toyota da yapacağı 50 milyon dolarlık yatırımla rakiplerden geri kalmak istemiyor. CNET’te yer alan habere göre Toyota aralarında MIT ve Stanford Üniversiteleri’nin de yer aldığı ortaklıklar geliştirmek için 50 milyon dolarlık bir bütçe hazırladığını duyurdu. 5 yıla yayılması planlanan proje ile birlikte Toyota, sürücüsüz otomobiller için yapay zeka araştırmaları gerçekleştirecek. Projenin başında ise Dr. Gill Pratt yer alacak. Özellikle BMW, Mercedes gibi Alman üreticileri son dönemde daha güvenli sürüş yöntemleri üzerine çalışmalar gerçekleştirmiş, BMW bu doğrultuda yeni bir seri üretme hazırlığına
Otomotiv dünyasının son dönemdeki en önemli gündem maddelerinden biri sürücüsüz otomobil konsepti. Toyota da bu konseptte araçlar üretmek amacıyla 50 milyon dolarlık yatırım yapmaya hazırlanıyor.
girmişti. Toyota da bu konuda geçtiğimiz Ocak ayından beri hareketlilik yaşayan otomobil şirketlerinden biri. Yılın ilk aylarında araç sistemleri güvenliğini geliştirme amacıyla “hackatlon” düzenleyen şirket, GoPro ile yaptığı anlaşmayla da araç içi sistemlerine verdiği önemi pekiştirmişti.
Şimdi de üniversiteler ile birlikte Ar-Ge çalışmaları gerçekleştirecek Toyota’nın araçların değişik ortamlarda nesneleri tanıma kabiliyetleri gelişmiş, karar verme yeteneğine sahip, diğer araçlar ve insanlarla iletişim kurabilecek becerisi ile donatılmış araçlar konusunda aşama kaydedeceğini söyleyebiliriz.
30
BThaber
BTnet.com.tr
14 - 27 EYLÜL 2015
Escort’tan 850 TL’ye 8 çekirdekli akıllı telefon Üst seviye akıllı telefonların fiyatları dolar sebebiyle git gide daha çok yükselirken giriş seviyesi modeller de durum çok farklı değil. Eskiden 500 – 600 TL’ye alınabilen giriş seviyesi akıllı telefonlar, artık neredeyse 1000 TL’ye dayanmış durumda. Escort Joye 5.0, 1000 liranın altına satın alınabilecek az sayıda telefon arasında yer alıyor. Şimdi bu telefonu biraz yakından tanıyalım.
Kontrast tasarım Escort Joye 5.0’ın en tasarımında en dikkat şey, arka tarafının üstü beyaz altı siyah, ön tarafının üstü siyah altı beyaz olması. Telefon bu haliyle oldukça ilginç ve farklı görünüyor. Ekranın alt tarafındaki beyaz kısım, aynı zamanda dokunmatik tuşları üzerinde barındırıyor. 5 inç boyutunda ekrana sahip olan Joye, arkaya doğru eğimlenen biçimi sayesinde elde kolay bir şekilde tutulabiliyor.
iyi değil; ama çok da kötü değil. Ekranın 720p olması halinde akıcılığın çok daha yüksek olacağını tahmin ediyorum. Ürün, işletim sistemi olarak Android 4.4.2’yi kullanıyor. Arka tarafında 13 megapiksellik bir kamera barındıran Joye, fotoğraf kalitesi açısından fiyatına göre bekleneni verebiliyor. Fakat odaklama hızı bir hayli yavaş. 1080p video video kaydı alabilen arka kameraya 5 megapiksellik selfie kamerası eşlik ediyor. Ön kameranın performansı ise tatmin edici.
Çift sim kart desteği Üründe çift sim kart desteği bulunuyor. Böylece kişisel ve iş sim kartları tek telefonda toplanabiliyor. Joye’nin içerisinde 2200 mAh batarya bulunuyor. Bu batarya ile hemen hemen 1 ila 1 buçuk gün arası kullanmanız mümkün.
8 çekirdekli işlemci Escort Joye’nin 5 inçlik ekranı 1920 x 1080 piksel çözünürlük sunuyor. Görüntü kalitesi konusunda gayet başarılı olan Joye, içerisinde 8 çekirdekli işlemciye sahip Mediatek çipset taşıyor. 2 GB RAM’i bulunan ürün, vasat bir performans sergiliyor. Sanki 1080p ekran biraz fazla gelmiş gibi. Arayüzde pek akıcı çalışamayan Escort Joye, uygulamalara giriş çıkış hızları konusunda ise herhangi bir sıkıntı çıkarmıyor. Oyun performansı
Intel’in, merakla beklenen 6. Nesil Intel Core ailesinin özellikleri duyuruldu. 6. Nesil Intel Core işlemciler, gelişmiş performansı ile yeni ve etkileyici deneyimleri en düşük güç tüketimiyle sunuyor. Taşınabilir ve kompakt Compute Stick’ten 2’si 1 arada laptop’lara, geniş ekran masaüstü bilgisayarlardan mobil iş istasyonlarına kadar, çok çeşitli cihaz tasarımlarını destekliyor. Günümüzde kullanılan 600 milyondan fazla bilgisayar, beş yıllık veya daha eski. Bu bilgisayarlar uyku modundan yavaş çıkıyor, pilleri uzun
test BTnet
27 inçte ideal çözünürlük 22 inç’ten büyük ekranlarda baş göstermeye başlayan “piksellerin görünmesi” problemi ve yaygınlaşan büyük ekranlarla beraber daha yüksek çözünürlük şart oldu. Henüz ortada hiçbir şey yokken ortaya çıkan 4K furyası bilgisayarlarda –(özellikle oyunlarda) performansa çok ciddi olumsuz etkide bulunuyorken, ortalıkta çok fazla 4K içeriğinde henüz bulunmuyor olması bu çözünürlüğü şimdilik gereksiz kılıyor. Bu noktada sessiz sedasız piyasaya çıkan ve bir anda 4K’nın gölgesinde kalan 1440p ekranlar imdadımıza yetişiyor. AOC’nin Q2778VQE model monitörü, 1440p çözünürlüğüyle piyasadaki en ideal monitörlerden biri oluyor.
AOC’den yakışıklı monitörler 27 inç boyutundaki
Q2778VQE, son derece şık ve sağlam bir kasaya sahip. Bu ve bir önceki sayımızda incelediğimiz U3477PQU modellerinde gördüğümüz kadarıyla AOC, kalite konusunda vitesi bir kademe daha yükseltmiş. Güzel görünen bir ayak kısmına sahip olan AOC’nin tasarımsal anlamda göze batan tek sorunu çerçeve kısmının birazcık kalın olması. Geri kalan her şeyi harika görünüyor. Ürünün ayağı, 4 derece ileri ve 21 derece geri yatmasına olanak sağlıyor. Diğer hareketlere ise yer verilmemiş. TN panel kullanan Q2778VQE, renk kalitesiyle dikkat çekiyor. Renkler konusunda en ufak bir sıkıntısı bulunmayan ürün, 1 milisaniyelik tepki süresiyle de tüm hareketleri anında ve gölgesiz bir şekilde görebilmenizi sağlıyor. DisplayPort, HDMI, VGA
ve DVI çıkışlarının tamamını arka panelinde bulunduran Q2778VQE, maksimum 45 watt’lık güç tüketim değerine sahip.
Buna profesyonel demişsiniz ama… …Oyunlar için de harika bir monitör. 1 ms tepki süresi hareketli oyunlarda çok net bir görüntü elde edilmesine olanak sağlıyorken, çözünürlüğün bilgisayar performansını etkilemeyecek düzeyde olması da ürünün albenisini artırıyor. 1080p’de 60 fps çalışan oyunlar, bu monitördeki çözünürlükle yaklaşık 50 fps hızında çalışıyor. Aynı oyunu 4K’da oynamaya kalktığımızda ise 20 fps gibi saçma sapan bir değerde takılıp kalabiliyoruz. Dolayısıyla bu monitörü, ekran kartınızı değiştirmeden oyun amaçlı da rahatlıkla kullanabilirsiniz.
6. Nesil Intel Core ile Tanışın süre dayanmıyor ve yeni deneyimlerin çoğundan faydalanamıyorlar. 6. Nesil Intel Core işlemciler, Intel’in lider 14nm üretim teknolojisiyle geliştirilen yeni Skylake mikromimarisiyle ortalama 5 yıllık bir bilgisayara göre iki kat daha fazla performans, üç kat daha uzun pil ömrü ve daha kusursuz oyun ve video deneyimleri için otuz kat daha iyi grafikler sunuyor. Yeni nesil işlemcilerle donatılmış
bilgisayarların kalınlıkları ve ağırlıkları da eskilerin yarısı kadar. Uyku modundan daha kısa sürede çıkıyorlar ve pilleri neredeyse gün boyu dayanıyor. Intel 6. Nesil Intel Core işlemci ailesi, her türlü tasarıma imkan sağlayacak ve her ihtiyaca cevap verecek şekilde geniş bir güç yelpazesi barındırıyor. Tabletlerde, iki katı performans sağlayan Intel Core m işlemciler, bundan sonra kullanıcıların ihtiyaçlarına
en uygun Intel Core m cihazını bulmalarında kolaylık sağlamak için Intel Core m3, m5 ve m7 seçeneklerini de sunacak. Yeni nesil Intel işlemciler, mobil tasarımlar için birçok ilki de beraberinde getiriyor. Kullanıcıların üç boyutlu özçekimler gerçekleştirmelerine, nesneleri ya da kendi görsellerini tarayıp istedikleri video oyunlarına eklemelerine ve görüntülü sohbet sırasında arka planı kolaylıkla değiştirmelerine
olanak tanıyan yeni derinlik algılama özellikleri sunan Intel RealSense teknolojisi birçok 6. Nesil Intel Core işlemcili 2’si 1 arada laptop’larda ve dizüstü bilgisayarda bulunacak.
BThaber
BTnet.com.tr
13 - 26 TEMMUZ 2015
Panasonic’ten kaya gibi Windows tablet Ofis dışına çıkıldığı zaman iş amaçlı kullanılan elektronik cihazların dayanıklılık durumlarında değişikliğe ihtiyaç duyulabiliyor. Pek çok şirket, sahadaki elemanlarına tablet veya dizüstü bilgisayar sağlıyor. Kırılmaya son derece müsait ekranlara sahip olan tabletler, elden düşürülmesi halinde hem maddi zarara sebep oluyorken, işin devamlılığı konusunda da sıkıntı yaratıyor olması sebebiyle dikkatli kullanılması gerekiyor. Panasonic’in FZ-M1 model tableti ise düşürme veya ıslanma gibi durumlara ekstra dayanıklı olmasıyla dikkat çekiyor. Nokia’yı tahtından eder Sosyal medyada “en sağlam elektronik cihaz” olarak ün salmış olan Nokia 3310, Panasonic FZ-M1’in yanında çocuk oyuncağı kalıyor. Çevresi tamamen kauçuk - plastik malzemeyle kaplı olan FZM1’i öne veya arkaya doğru el ile bükmek mümkün değil. Evet, cihaz biraz kalın ama bu sayede yakaladığı dayanıklılık inanılmaz. 540 gram ağırlığında olan ürünün kolay bir şekilde taşınabilmesi ve bu sağlamlığına rağmen elden düşmemesi için arka tarafında elimize geçirdiğimiz kumaş bir aparat yer alıyor. Windows 8.1 veya 7 7 inç boyutunda bir ekrana sahip olan Toughpad, içerisinde Intel’in Core i5 4302Y işlemcisini barındırıyor. 4 GB ve 8 GB hafıza seçeneklerine sahip olan FZ-M1, hafıza konusunda da 128 ve 256 GB seçeneklerini sunuyor. 802.11ac destekli kablosuz bağlantıya sahip olan ürün, Bluetooth aracılığıyla gerektiğinde klavye – fare ve hoparlör gibi cihazlara da kolaylıkla bağlanabiliyor. Ürün içerisinde Windows 8.1 işletim sistemiyle geliyor olsa da istendiği takdirde Windows 7 kurulu olarak alınabiliyor. Cihazı istersek Windows 8.1’den Windows
10’a da yükseltebiliyoruz. 8 saat aralıksız kullanım Bir tane USB 3.0 bağlantısına sahip olan Toughpad arka tarafında 5, ön tarafında 2 megapiksellik kamera kullanıyor. 2 buçuk saatte tam şarj olan
Panasonic tablet, yaklaşık 8 saat boyunca aralıksız kullanılabiliyor.
test BTnet
31
32
BThaber
KARİYER
Netaş, Bahçeşehir Üniversitesi (BAU) ile ortak yürüttüğü “BAUNETAŞ Techno Academy” projesinde çalışmalarına devam ediyor. Proje ile BAU akademisyenleri ve Netaş mühendisleri tarafından hazırlanan Bilgisayar Mühendisliği Tezli Yüksek
14 - 27 EYLÜL 2015
Üniversite ve sanayi eğitimde işbirliği içinde Lisans ve Doktora Programı, multimedya teknolojileri ve güvenlik alanlarında çalışmayı hedefleyen Netaş, bordrolu öğrencilere kapılarını açıyor. Kayıt işlemleri 19 Eylül’e kadar www.
Aslıhan Kılıç Vector’de Vector Bilgi Teknolojileri Satış Direktörlüğüne Aslıhan Kılıç getirildi. Mimar Sinan Üniversitesi Bilim ve Edebiyat Fakültesi Tarih bölümünden mezun olan Kılıç, 17 yılı aşkın BT sektör tecrübesine ve 10 yıllık yönetimsel geçmişe sahip. Kılıç’ın kariyerinde Xerox Kanal Grubu Bayi Müdürlüğü, Nexus Kanal ve Perakende Aslıhan Kılıç Satış Direktörlüğü, Datateknik Yerel Kamu Satış Müdürlüğü ve Exper Bilgisayar Bayi Kanal Satış Müdürlüğü bulunuyor. Avnet Technology Solutions Türkiye’de 2010 yılında Kurumsal Çözümler Satış Yöneticisi olarak görev alan Kılıç, son olarak EMC Kanal Satış Müdürlüğü görevini yürütüyordu.
bahcesehir.edu.tr adresinden gerçekleştirilebiliyor. ‘Üniversite içinde sanayi, sanayi içinde üniversite’ kavramıyla çıkılan yolda, ilgili bölümlerle ortak projeler geliştirdiklerini belirten
Netaş CEO’su C. Müjdat Altay, “Hedefimiz, Netaş’ı tercih eden mühendislerin bilimsel gelişimine ve araştırmalarına destek olmak” dedi. BAU Fen Bilimleri Enstitü Müdürü Doç. Dr. Nafiz Arıca
E T K İ N L İ K L E R 6-8 Ekim 2015
International Test Conference Anaheim, ABD AYRINTILI BİLGİ: www.itctestweek.org 26-28 Ekim 2015
FOCUS 15 Güvenlik Konferansı ABD, Las Vegas AYRINTILI BİLGİ: http://focus.intelsecurity.com/ focus2015/Default.aspx
da, bir taraftan Netaş COOP programı sayesinde lisans öğrencilerinin Netaş imzalı dersler almalarını ve Netaş’ta uzun süreli staj imkânı yakalamalarını sağlarken, Techno-Academy programıyla da Netaş çalışanlarına yüksek lisans ve doktora eğitimleri sunduklarını vurguladı.
Y U R T D I Ş I
7-10 Kasım 2015
26th ISF Annual World Congress / Atlanta, ABD AYRINTILI BİLGİ: www.securityforum.org/ events/isf-annual-worldcongress/ 10-12 Kasım 2015
SAP TechEd Barselona, İspanya AYRINTILI BİLGİ: http://events.sap.com/teched2015-emea/en/registration
8-12 Kasım 2015
Gartner Symposium/ITxpo 2015 Barselona AYRINTILI BİLGİ: www.gartner.com/events/ emea/barcelona-symposium 2 - 5 Aralık 2015
Bakutel Bakü, Azerbaycan AYRINTILI BİLGİ: www.bakutel.az/2015/
Bu köşede yayınlanmasını istediğiniz etkinliklerinizle ilgili bilgileri handana@bthaber.com.tr adresine gönderebilirsiniz.
Yağcıoğlu, CMC ekibinde CMC ekibine, 15 yıla yaklaşan deneyimi ile Bengü Güneş Yağcıoğlu katıldı. Yağcıoğlu, Satış, Pazarlama ve İş Geliştirmeden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı olarak görev yapacak. Lisans eğitimini Uludağ Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Ekonomi Bölümü’nde tamamlayan Yağcıoğlu, Bengü Güneş Yağcıoğlu eğitimine İstanbul Üniversitesi İşletme Yönetimi Enstitüsü’nde devam etti. İlk pazarlama ve satış deneyimlerini öğrenciliği döneminde Koçbank ve Finansbank’ta Tüketici Pazarlama departmanlarında edinen, profesyonel iş yaşamına da Kariyer.net’te başlayan Yağcıoğlu, burada 5 yılın ardından Turkcell’de şirketin önde gelen kurumsal müşterilerinin yönetimini üstlendi, birçok projede görev aldı. Yağcıoğlu CMC ekibine katılmadan önce ise Vodafone’da Finans Segmenti Satış Müdürü olarak görev yapıyordu.
kliksa.com CFO’su Doğan Okur Sabancı Topluluğu’nun online alışveriş platformu kliksa.com’un Finans Direktörlüğü (CFO) görevine Doğan Okur getirildi. Uzun yıllar ulusal ve uluslararası markalarda yönetici pozisyonlarında çalışan ve e-ticaret sektör deneyimine sahip Okur, kliksa. com’un finansal konularının ve Doğan Okur finansla ilgili tüm organizasyonunun işleyişinden sorumlu olacak. 1998 yılında İstanbul Teknik Üniversitesi Endüstri Mühendisliği Bölümü’nü tamamlayan Okur, mezun olduktan sonra PricewaterhouseCoopers’ta son görevi Kıdemli Denetim Müdürlüğü olmak üzere 1998-2012 yılları arasında görev yaptı, bu süreçte Doğuş Üniversitesi’nde MBA programını da tamamladı. 2012-2014 arasında Doğan Online’da Grup Finans Direktörü ve Yönetim Kurulu Üyesi olarak görev alan, TÜSİAD Bilgi Teknolojileri ve İletişim Çalışma Grubu üyesi de olan Okur, Doğan Online’da çalıştığı dönemde Serbest Muhasebeci Mali Müşavir (SMMM) belgesinin sahibi oldu. Okur, 20142015 yılları arasında da Aslanoba Grup’ta Finans Direktörü olarak görev yaptı.
E T K İ N L İ K L E R 16 Eylül 2015
İş Mükemmeliği 2015 Haliç Kongre Merkezi AYRINTILI BİLGİ: http://ismukemmelligi.com/ 17 Eylül 2015
Fujitsu World Tour Haliç Kongre Merkezi AYRINTILI BİLGİ: www.fujitsu.com/tr/ 17-20 Eylül 2015
ISAF Fuarı ve Güvenlik Konferansı İstanbul Fuar Merkezi AYRINTILI BİLGİ: www.isaffuari.com/ 1 Ekim 2015
Teknoloji Platformu / Gömülü Sistemler ve IoT Gayrettepe Dedeman Otel, İstanbul AYRINTILI BİLGİ: www.bilisimzirvesi.com.tr/ www.teknolojiplatformlari.com 1 Ekim 2015
Teknoloji Platformu / Büyük Veri Stratejileri Gayrettepe Dedeman Otel, İstanbul AYRINTILI BİLGİ: www.bilisimzirvesi.com.tr/ www.teknolojiplatformlari.com 2 Ekim 2015
7. Bilişim Yıldızları e-Dönüşüm Yarışması Bahçeşehir Üniversitesi, İstanbul AYRINTILI BİLGİ: www.bilisimyildizlari.org TBD 2015 yılı etkinlikleri
2 Ekim: Bilişim Yıldızları – İstanbul 15-18 Ekim: 17. Kamu-BİB Kamu Bilişim Platformu - Girne 12-14 Kasım: 4. Uluslararası Bilişim Hukuku Kurultayı – İzmir
Y U R T İ Ç İ
18-19 Kasım: 9. İstanbul Bilişim Kongresi 3-5 Aralık: Bilişim 2015 (TBD 32. Ulusal Bilişim Kurultayı) ve CITEX 2015 (2. Ankara Bilişim Fuarı) www.tbd.org.tr 3-4 Ekim 2015
Security For You Bilgi Güvenliği Konferansı Koç Üniversitesi Kuluçka Merkezi, Şişli, İstanbul AYRINTILI BİLGİ: www.sec4u.org 3-5 Ekim 2015
Etohum Startup Istanbul Lütfi Kırdar Kongre Merkezi AYRINTILI BİLGİ: www.startupistanbul.com/ 8 Ekim 2015
ISC Secure Turkey Deloitte Values House, İstanbul AYRINTILI BİLGİ: http://www.cvent.com/ events/-isc-secureturkeyconference-2015/eventsummary-6e9ed179315240a6a5 7175212285fd3f.aspx olmalı ama biraz uzun :/ 12 -14 Ekim 2015
ADVED’15- International Conference On Advances In Education, And Social Sciences Nippon Otel - İstanbul AYRINTILI BİLGİ: www.ocerint.org/adved15/ 15 Ekim 2015
SAP Forum İstanbul - Discover Simple İstanbul Kongre Merkezi AYRINTILI BİLGİ: www. sapkayit.com 27 Ekim 2015
PMI Summit / TOBB ETÜ Sosyal Tesisler Ankara AYRINTILI BİLGİ: www.pmiturkey/summit/ankara
22 Ekim 2015
BTvizyon Toplantıları Swissotel Ankara AYRINTILI BİLGİ: www.bilisimzirvesi.com.tr/ www.btvizyon.com.tr 30 – 31 Ekim 2015 8. Uluslararası Bilgi Güvenliği ve Kriptoloji Konferansı (ISCTurkey2015) ODTÜ Kongre ve Kültür Merkezi Ankara AYRINTILI BİLGİ: http://www.iscturkey.org/ 4-6 Kasım 2015
EIF – 8. Uluslararası Enerji Kongresi ve Fuarı ATO Congresium AYRINTILI BİLGİ: www.enerjikongresi.com 5 Kasım 2015
BT Vizyon Toplantıları Trabzon AYRINTILI BİLGİ: www.bilisimzirvesi.com.tr/ www.btvizyon.com.tr 19 Kasım 2015
BTvizyon Toplantıları Konya AYRINTILI BİLGİ: www.bilisimzirvesi.com.tr/ www.btvizyon.com.tr 3 Aralık 2015
Design Awards Zirve Ödülleri Töreni / İstanbul AYRINTILI BİLGİ: www.bilisimzirvesi.com.tr/ www.btvizyon.com.tr 10 Aralık 2015
BTvizyon Toplantıları/Girne AYRINTILI BİLGİ: www.bilisimzirvesi.com.tr/ www.btvizyon.com.tr
Bu köşede yayınlanmasını istediğiniz etkinliklerinizle ilgili bilgileri handana@bthaber.com.tr adresine gönderebilirsiniz.
BThaber
KARİYER
23 ŞUBAT - 1 MART 2015
33
Üniversitelerin ilgisi giderek artıyor Çağrı merkezi sektörüne yönelik ilgiyle ortaya çıkan kalifiye eleman açığı üniversitelerde yeni açılan ön lisans programları ile giderilebilir hale geliyor. Geçtiğimiz yıl 17 üniversitede bulunan Çağrı Merkezi Hizmetleri ön lisans programı sayısı bu yıl, yani 2015 – 2016 eğitim ve öğretim yılında 20’ye yükseldi. Programın yer aldığı okul sayısının her yıl artmasıyla, toplam bin 850 çağrı merkezi profesyoneli 2 yıl içinde sektöre katılmış olacak. 2023 yılında toplam 200
bin – 250 bin kişiye istihdam sağlama potansiyeli bulunan ve hali hazırda 80 binden fazla kişiye iş imkanı sağlayan çağrı merkezi sektöründeki yatırımlar İstanbul, Ankara ve İzmir dışında Anadolu’nun birçok ilinde artmaya devam ediyor. Antalya, Bilecik, Bingöl, Bitlis, Burdur, Denizli, Düzce, Erzincan, Erzurum, Eskişehir, Giresun, Isparta, Kahramanmaraş, Karaman, Kırklareli, Konya, Nevşehir, Samsun, Trabzon ve Zonguldak olmak üzere toplam 20 üniversitede çağrı
Ailece bilim kampı ITAP (İleri Teknoloji Araştırma, Projelendirme ve Uluslararası Bilimsel Eğitim Derneği), Marmaris Turunç’ta gerçekleştirdiği ‘7’den 77’ye Turunç Aile Bilim Şenlikleri’nin bu yaz beşincisini düzenledi. Bilim kampında aileler güneş patlamalarına şahit oldu, teleskop ile gökyüzü gözlemi yaptı ve çıplak gözle gökyüzünü okumayı öğrendi. 2015 yazında 5 kez düzenlenen ve her biri 6 gün süren kamplara bu yıl toplam 100 aile katılırken, aileler de çocuklarının bilimsel gelişimleri ile ilgilenme fırsatı buldu. ‘7’den 77’ye Turunç Aile Bilim Şenlik’lerine 2011 yılından bugüne kadar da bine yakın aile katıldı. Bilim kamplarında ilkokul ve ortaokul çağındaki öğrenciler, okulda alamadıkları deneysel ve uygulamalı bilimsel eğitimi kendi elleriyle deneyip yanılarak öğrenme fırsatı buldular. Öğrenciler, aileleri ile birlikte katıldıkları bilim kampında hep birlikte fizik, astronomi, kimya, biyoloji ve jeoloji deneyleri yaptı, basit mühendislik uygulamalarını hayata geçirdi, matematik ve geometri oyunları oynadı. Dalında uzmanlaşmış üniversite, yüksek lisans ve doktora öğrencileri ve genç akademisyenlerin eğitmen olarak yer aldığı şenliklerde ITAP Oluğtugal Gözlemevi’nin 35 cm’lik teleskobu ile aileler astronomi seanslarında geceleri gezegenleri inceledi, gündüzleri ise güneş patlamalarını gözlemledi.
merkezi hizmetleri ön lisans programı var. Bu programlarda toplam bin 850 öğrenci için kontenjan açılmış durumda. Sektör ‘yetkin İK’ istiyor Çağrı Merkezleri Derneği (ÇMD) tarafından hazırlanan “Çağrı Merkezi Müşteri Temsilcisi ” ve “Çağrı Merkezi Takım Lideri ” mesleklerine ilişkin yeterlilikler, Mesleki Yeterlilik Kurumu (MYK) tarafından onaylanmıştı. Böylece sektörde mesleki sertifikasyonun önü açıldı, Müşteri Temsilciliği ve Takım
Liderliği resmi birer meslek olarak tanındı, kılavuz niteliğinde bir kaynak da sektöre kazandırıldı. Çağrı Merkezleri Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Metin Tarakçı, süreci şöyle yorumladı: “Geçtiğimiz yıl 17 üniversitede olan ön lisans programları, bu yıl 20’ye yükseldi. Meslek liselerinde de çağrı merkezi hizmetleri bölümünün açılmasına yönelik projeler geliştirildi ve dernek olarak bu projelere destek verdik. Gençlerin meslek seçimlerini yaparken
çağrı merkezi sektöründeki fırsatları inceleyerek bilgi edinmeleri, mesleki ve kişisel gelişimleri açısından bir fırsat. En büyük sıkıntılarımızdan biri maalesef işimizin henüz meslek olarak algılanmaması ve buna bağlı ‘çalışan sirkülasyonu’. Özellikle orta kademe yönetici açığımız ve ihtiyacımız sektördeki tüm firmaların kanayan yarası. Üniversitelerdeki çağrı merkezi ön lisans programlarının çağrı merkezi işinin meslek olarak algılanmasında önemli katkısı olacağına inanıyorum.”
34
BThaber
MEKTUP
Yeni bir haftadan merhaba, Bu haftaya çok sevdiğin bir oyunla ilgili sevindirici haberle başlıyorum. Biliyorsun, yeni Monopoly Dünya Şehirleri’nin oyun alanında tüm dünyanın oylarıyla seçilen İstanbul da var artık. İstanbullu Monopoly Dünya Şehirleri, Türkiye’de tüm dünya ile birlikte Eylül ayında satışa sunuldu. Yeni Monopoly Dünya Şehirleri’nde oyuncular en gözde şehirlere sahip olmak için yarışıyor. Pasaportunu damgalarla dolduran ilk oyuncu oyunu kazanıyor, benden söylemesi, senden edinmesi. Dünyayı oyunla olsun gezmekten bahsettik, bunu bir zirve ile tamamlayalım. Turizm konferansı Uzakrota Travel Summit için geri sayımdayız. Sektörün önde gelen 30 ismini buluşturacak Uzakrota Travel Summit‘te birçok başlık ele alınacakmış. 11 Eylül’e kadar indirimli sahip olabileceğin etkinlik biletini http://summit. uzakrota.com sitesinden alabilirsin. Şimdi biraz spor, daha doğrusu futbolun unutulmaz derbilerinden bahsedelim. Seyahat arama sitesi momondo, bu sefer de futbol tutkunları için Avrupa’nın en heyecanlı beş derbisini seçmiş. Doğal olarak bizim de vazgeçilmezimiz El Clasico, yani Barcelona – Real Madrid ilk sırada. Sezonun ilk maçı da 22 Kasım’da, hatırlatması benden. Bunu Liverpool – Manchester United derbileri izliyor. Sırada Alman mühendisliğinin yeşil sahalardaki yansıması, Bayern Münih – Borussia Dortmund maçları var ve bu sezonda siftah 2 Ekim’de. Akdeniz gücü İtalyan futbolunda AC Milan – Inter Milan ile yer bulurken, bunu ezeli Fenerbahçe – Galatasaray derbisi izliyor. İlk
14 - 27 EYLÜL 2015
Eğitim, herkes için hiç bitmeyen bir yolculuk
derbi 25 Ekim’de… Bu hafta geri sayımda olduğumuz eğitim dönemine, dolayısıyla eğitim alışverişine odaklanıyorum. Emarsys, öğrencilere yönelik kampanyalarda dikkate alınması gereken 10 noktayı açıklamış. Örneğin, okul ihtiyaçlarıyla ilgili aramalar en çok 2544 yaş grubundaki kadınlar tarafından gerçekleştiriliyor ve okula dönüş kampanyaları okulların açılmasına sayılı günler kala hızlanıyor. Bu süreçte kampanya başlıklarının net olarak ana mesajı vermesi ve ilgi çekici olması, okul ihtiyaçlarının online olarak temin edildiği, hatta bu eğilimin sürekli arttığı unutulmamalı. Yaratıcı kampanya içeriklerinin kullanılması, birbirini tamamlayan ürünleri paket haline getirerek bir taşla birkaç kuş vurma fırsatının değerlendirilmesi de önemli. Sözün özü, pazarlama
2015
www.bthaber.com www.linkedin.com/groups/BThaber twitter.com/bthaber www.facebook.com/BThaber
Okur Temsilcisi Behçet Envarlı benvarli@tbv.org.tr
Eğitim de şart, beraberinde güvenlik de. Bu yolda, yani Türkiye’nin bilgi güvenliği alanındaki istihdam sorununa dikkat çekmek ve yetişmiş eleman istihdamına katkı vermesi için BGA’nın katkılarıyla üniversite öğrencilerine yönelik düzenlenen Siber Güvenlik Yaz Kampı 24-29 Ağustos tarihleri arasında düzenlendi. Kampa 2011 yılından bu yana 200’ün üzerinde öğrenci katılmış. Kamplarda öğrenciler, aldıkların eğitimlerin yanı sıra bilgi güvenliği alanında deneyimli akademisyenler, kamu kurumu ve özel sektör yöneticileri ile bir araya gelmişler. Erken yaşta farkındalığın ve kontrol becerisinin gelişmesi adına önemli. Yine eğitim, ama bu sefer ödüllü… Her yıl Türkiye’nin
REKLAM SATIŞ GRUBU
YIL 21 SAYI 1038
14 - 27 EYLÜL
mesajlarında, faydalı içeriklerle ilgili ürünlere yer vermenin, satın alma süreçlerini kolaylaştırdığı bilinmeli. Eğitim herkes için eşit bir hak, şimdi bu başlıkta seninle önemli bir bilgi paylayacağım. Bebeklik döneminde otizm spektrum bozukluğu teşhisi konulan ve şu anda 8 yaşında olan Nuh sayesinde annesi Mine Nişlioğlu, uzman bir kadronun desteğiyle Nuh’un Gemisi Çocuk Terapi ve Aile Danışma Merkezi’ni kurmuş. Temmuz 2015’te Fenerbahçe’de hizmet vermeye başlayan, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’ndan onaylı merkezde bir yandan 9-36 ay arasındaki bebek ve çocukların gelişimi desteklenirken, bir yandan da 12 yaşa kadar özel gereksinimli çocuklara kaliteli ve bütüncül eğitim ortamı sağlanıyormuş. Mine Nişlioğlu’nun ailelere çağrısı net: “Her çocuk öğrenir. Gelin, hep birlikte başaralım.”
çeşitli üniversitelerinden 100 öğrencinin katılımı ile Microsoft Türkiye ofisinde gerçekleştirilen “Açık Akademi Yaz Okulu” tamamlandı. Öğrencilere uygulama geliştirme eğitimi sunan program, öğrencileri hem farklı sektörlerin liderleriyle tanıştırmış hem de iş dünyasının kapılarını onlara açmış. Öğrenciler program sonunda Microsoft Türkiye yöneticileri, sektör liderleri ve gazetecilerden oluşan jüriye projelerini sunmuş, dereceye giren beş uygulama çeşitli ödüllerin sahibi olmuş. Sıra haftanın gurur veren ödüllerinde… Logitech, Amerika Endüstriyel Tasarımcılar Derneği (ISDA) tarafından gerçekleştirilen 2015 Uluslararası Tasarımda Mükemmeliyet Ödülleri’nde (IDEA – International Design Excellence Awards), Logitech® ConferenceCam Connect ile altın, Logitech® Keys-To-Go ve Logitech® MX Master ile iki bronz ödül olmak üzere, üç ayrı ödüle layık görülmüş. Turkcell’in Young Guru Academy (YGA) ortaklığı ile görme engelliler için hayata geçirdiği “Hayal Ortağım” projesi, Massachusetts Institute of Technology’nin (MIT) hazırladığı MIT Technology Review dergisince düzenlenen yarışma kapsamında ödüle layık görülmüş. Hayal Ortağım servisinin yaratıcılarından görme engelli Duygu Kayaman da “Innovators Under 35” (35 Yaş Altı Yenilikçiler) yarışmasında jüri tarafından belirlenen “dünya çapında yılın yenilikçi isimleri” arasına girmiş. Herkes için eğitim adına çok önemli bir adım ve bu gibi çalışmaların artması dileğiyle… Bu hafta bu kadar olsun, yeniliklerle yine burada olacağım…
BThaber Yayıncılık ve Etkinlik Hizmetleri A.Ş. adına Sahibi Ayhan Sevgi ayhans@bthaber.com.tr BThaber Grubu Yayın Koordinatörü Ayhan Sevgi ayhans@bthaber.com.tr Yazı İşleri Müdürü (Sorumlu) Bülent Nevres bulentn@bthaber.com.tr
Editörler Handan Aybars handana@bthaber.com.tr Sedef Özkan (Ankara) sedefo@bthaber.com.tr
Görsel Tasarım Nevzat Karataş nevzatk@bthaber.com.tr
Haber Merkezi Ekrem Uçman ekremu@bthaber.com.tr Simay Yaylacı simayy@bthaber.com.tr Ruşen Göbel ruseng@bthaber.com.tr Mukadder Keskingözler mukadderk@bthaber.com.tr
Satış Grubu Evrim Koç Demirci evrimk@bthaber.com.tr Perihan Kıtay Özden perihano@bthaber.com.tr Özge Karataş ozgek@bthaber.com.tr Canan Şahin canans@bthaber.com.tr Saadet Toksöz saadett@bthaber.com.tr
Abone ve Dağıtım Sorumlusu Kutay Göçe btabone@bthaber.com.tr Yönetim Yeri: BThaber Yayıncılık ve Etkinlik Hizmetleri A.Ş. Fetih Mah. Tahralı Sokak Kavakyeli Plaza C Blok 7/5 34704 Ataşehir/İSTANBUL Tel 0216- 291 13 90 ISSN 1300-6495
Bültenlerinizi
bulten@bthaber.com.tr adresine gönderebilirsiniz
Cilt, Baskı, Poşetleme: Apa Uniprint San. ve Tic. A.Ş. - Hadımköy İstanbul Asfaltı Ömerli Köyü İstanbul - Tel 0212-798 28 40. l BThaber kontrollü abonelik sistemiyle dağıtılmaktadır. - Fiyatı 1 Kuruş (KDV dahil) - BThaber, 5187 sayılı Basın Kanunu’nun 2/f maddesi hükmü gereği ‘yerel süreli yayın’dır.
36
BThaber
ICT NEWS
14 - 27 EYLÜL 2015
Turkish effect on IFA 2015 the brand does not matter, differentiating from Samsung’s previous smart watches. Motorola, Asus, LG, Huawei, Asus and TomTom also displayed their smart watched at IFA.
Every year, held in Berlin Germany, Europe’s largest consumer electronics exhibition IFA was organized in September 4-9, 2015 this year. Thousands of visitors from around the world experienced the latest developments and innovations in the field of consumer electronics. Many manufacturers displayed their new products for the visitors. However, some manufacturers such as Samsung announced their new products in their own events before the exhibition, hence IFA this year was much more quite than in the past years. Nevertheless, IFA continued to be one of the most important shows in Europe regarding consumer electronics field. IFA 2015 also included a special national participation project this year to increase national participation of Turkey. Along with Arçelik and Vestel participating each year in large-sized stands, there were over 40 Turkish companies active in white goods, consumer electronics and subsidiary industry. National participation project was formed by various organizations such as Electrical and Electronics and Service Exporters’ Association (TET). Turkish companies attending the event received the opportunity to have business meetings with companies from different parts of the world at the exhibition and also to introduce their products to the visitors. Many companies establish business contacts through the meetings they organize at IFA and open up their business to the world. Many products are introduced from wearable technologies to smart phones Each year many products are launched at the IFA and this year, many new products were introduced from smart watches to smart phones and 8K televisions. Despite the event was on 4-9 September, product launches began on September 1. Companies such as Gigaset, Acer, Asus, Samsung, Sony and Huawei have introduced their new products and devices with a press conference organized just before the event. For many years we know
8K televisions are on the way This year ay IFA; Vestel, Samsung, LG and other TV manufacturers displayed 8K resolution televisions. The 8K televisions, expected to be placed on our walls after 4K televisions, draw attention with their perfect visual quality. By the way, we would like to remind you that 8K cameras are being produced more and more every day. Computers with Windows 10 are on the stage In the previous weeks as Windows 10 became available, manufacturers such as HP, Acer, Asus announced the desktop, notebook and tablet computers with the new operating system, this year in the IFA. Asus announced its new computer shaped as a stick VivoStick which could be connected to HDMI screens and has an Intel processor with the Windows 10 operating system. It has a 2GB memory, with 32GB of storage space also a USB 3.0 port and a headphone jack. Toshiba, on the other hand, announced the Satellite Radius 12, both a notebook and a tablet with a 12.5-inch 4K screen. The device contains Intel’s 6th generation core processor.
Gigaset with the DECT phones; however it announced in a press conference held before IFA 2015 that they entered the smart phone market. Gigaset is entering the market with three different models named ME, ME Pure and ME Pro; it aims to transfer its experience and expertise in the Dect market to the smartphone market. It manufactures Gigaset phones with the Android operating system in its factories. Another company introduced a new smartphone at IFA was Huawei. Huawei announced Mate S in response
to iPhone 6. As a successor of Mate 7 which was announced at IFA last year, Mate S still retains its metal design, but the screen size is reduced from 6.0 inches to 5.5 inches. The phone has features such as Force Touch and fast charging. Sony announced the Xperia Z5 product family, including the world’s first 4K phone. Family has three members including Z5, C5 Compact and Z5 Premium. The all features of the devices are almost the same except for the screens. Thanks to Acer’s new product Predator 6, gamers
now have a smart phone, as well. The phone is a performance monster with a Mediatek 10-core processor, 4GB of memory and a 6-inch screen. The camera of the phone with an Android operating system has 21 megapixels. IFA’s focus is smart watches Samsung announced its new smart watch with rounded physical appearance Gear S2 at IFA. Having Tizen operating system, it works with all Android mobile phones;
Internet connected devices were popular, as always In addition to products like smart phones and products of wearable technology, many companies displayed their fridges, ovens, washing machines and even the vacuum cleaner connected to the internet at IFA. The robots cleaning the windows and sweeping the house attracted the attention of visitors. What we saw in IFA 2015 was that the majority of the white goods which will be produced after 2020 will have the ability to connect to the internet. The event also displayed cars and entertainment systems connected to the internet.
38
BThaber
ICT NEWS
14 - 27 EYLÜL 2015
Minister Bilgin announces BTK data Social Media for Children
With the decision of the Turkish Standards Institute (TSE) Board of Management; the institutions applying in the Management Systems for ‘Transfer Certification Application’ will be receiving an 80% discount in documentation fees only for the first year. TSE President Sebahittin Korkmaz made the following statement on the issue: “Our institute, with the new decision, offers an important opportunity for organizations wishing to have Management System Certificate from TSE. Henceforth; related to the valid management system certifications your organization has, you can be certified from the TSE using the advantage of the Transfer Certification. In the transfer certification application, the certifications you intend to transfer must be accredited by TÜRKAK or MLA accreditation bodies. All of our institutions are invited to take advantage of this opportunity and have a certification from the leading certification organization of our country; TSE. “
Social Media for Children guide is examined with a ‘Hacker approach’ TSE Information Technologies Test and Certification Department prepared a guideline for families regarding the dangers the children may encounter when using social media accounts. Korkmaz, “Social networking sites coming into our Business and private lives led to numerous opportunities for cyber criminals at the same time. The aim of the guideline is to raise awareness about the dangers that may arise
from those sites. Each topic also is evaluated with the ‘Hackers’ approach’ considering the mindset of cyber criminals. 16 rules are listed in the guideline. However, due to the changing and evolving nature of cyber-crime, we cannot say that it is a complete list; including all the rules. We suggest that you take what is written in the guideline into consideration to keep your children safe on social networking sites without forgetting your common sense is also an important guide. TSE ‘16 Golden Rules for Children Using the Social Media’ guideline can be found on the tse.org.tr website.” he said.
F keyboard is evaluated in Technical Committee On the other hand TSE examined the “TS 2117 Basic alphanumeric Turkish Keyboard Layout” (F Keyboard) standard draft at the Technical Committee meeting held on August 27. F keyboard standard was prepared initially to determine the layout of the keys on a typewriter in 1975. In order to include the developing technology standards, it has been revised twice; first in 1991, and then in 2006. In the current version of the standard; the basic key layout arrangement for twohanded alphanumeric keyboard of desktop - laptop computers and electronic typewriters are regulated. The draft standard was created in the framework of the revision decision, by establishing a Technical Committee. The draft has been finalized considering the views of relevant parties and evaluated at the Technical Committee meeting.
Transport, Maritime Affairs and Communications Minister Feridun Bilgin gives information on the figures mentioned in ‘Turkey Communication Sector 2015 2nd Quarter Market Data Report’ prepared by BTK (Information and Communication Technologies Authority). Bilgin says that they see information technology and communications sector as a strategic one, states that Turkey’s last 13 years in the sector attained a rapid growth trend by explaining further: “According to BTK’s 2015 2nd Quarter market data, the number of internet subscribers and internet usage rate continue to increase. It has been seen that the number of broadband subscribers being 37 million in the 2nd quarter of 2014 increased more than 7 million. The 3G service introduced to citizens in July 2009 has a history of 6 years. As of the end of June 2015, 61 million 76 thousand subscribers use the 3G service.” Minister Bilgin says; “According to 2015 2nd Quarter data, the total mobile internet usage rate has reached 126 Thousand 27 Terabyte
increasing approximately 16% compared to the previous quarter. In 2015 2nd Quarter, fixed broadband internet usage including cables internet has reached to approximately 1 million 482 thousand Terabyte. The monthly usage of a fixed internet subscriber is 56 GB in average and it is 1.2 GB in mobile subscriber’s side. According to the input, in 2015 2nd Quarter, a fixed broadband subscriber uses the internet 46 times more than a mobile broadband subscriber. Even though the mobile internet usage is lower than the fixed one, while the fixed broadband usage increased by 45%,
the mobile broadband usage increased 65%.” Emphasizing that fiber cable investments which are vitally important for communication have been increasing; Minister Bilgin expresses: “As of 2015’s 2nd Quarter, the total fiber length of alternative corporations is 54 thousand 730 kilometers. Türk Telekom has a fiber infrastructure of 202 thousand 98 kilometers. The total fiber length of our country has reached to 257 thousand 828 kilometers. While in 2014’s 2nd Quarter, only 1,3 million of 8,6 million fixed broadband subscribers were fiber subscribers; As of 2015’s 2nd Quarter, number of the fixed broadband internet subscribers reached 9,1 million and number of fiber subscribers reached to 1 million 500 thousand. Therefore in the second quarter of 2014, fiber subscriber rate in fixed broadband subscribers was 15%; the rate for the second quarter of 2015 is 17%. BTK launched the phone number transfer application among mobile operators in 2008. As of June 31, more than 85 million 402 thousand numbers were transferred in 2015.
Cooperation in security from end to end High-performance network security provider Fortinet signed a distributorship agreement with Exclusive Networks Turkey to expand the global distribution and support network. The target is increasing the power in the international markets by focusing on procurements in the APAC and EMEA region. Fortinet Regional Sales Director Derya Aksoy gave more information
on the cooperation, the market potential and common goals: “We have products that appeal any customer and any end user thanks to our broad portfolio in the market. We are able to meet all the different needs; we provide end to end security in all segments. Each title has solutions that are fully tailored to address all segments from web applications to database. With these solutions, we have
a going down structure from large scale institutions such as Telecom to small scale ones. We are strong both in the SME and the corporate market. This cooperation will benefit both sides. Exclusive Networks will support Fortinet with its strength in the corporate side; we will offer them our expertise in doing in the SME side. Hence, a complementary relationship will be born for both parties.”
All process in one platform GGSoft provides institutions to design and adapt the workflow and document management systems on their own with their own resources; using the visual design tools via the PaperWork workflow and document management solutions developed by GGSoft.
According to GGSoft Software Sales Director Tolga Eşiz, each company has the need of an archive and workflow and PaperWork reduces the need to develop codes during adaptation to a minimum degree. “Our solution having an integrated workflow with its document
management module provides advantages over conventional workflow solutions which do not have an archive feature.” says the director and continues: “All types of applications can be integrated with NET and Web Service libraries. It provides users speaking different
languages to take action at the same time on the system in their own languages via its multiple language support. PaperWork Enterprise solution consists of three main parts: PaperWork Document archive and management, PaperWork Workflow, integration layer
consisting of SDK and libraries.“ It is possible to design the required web interface via “drag and drop” method with the e-form design tool in a graphical environment, and to manage any processes from a single platform without replacing the existing systems.
u n u s o l b a t . . . n i m i l ğ e e z c i e ç l r e b ...ge a r e b
güvenilir projeler
profesyonel kadro
Sorunsuz ve sıfır hata projeler... Sisteminiz üzerinde sürecin nasıl kolay ve güvenilir işlediğini izleyebilmeniz için çalışıyoruz.
NetBT Danışmanlık, bilgi birikimi ve sektör deneyimine sahip güçlü altyapısı ile iş yazılımı çözümleri ortağınızdır.
net BT Danışmanlık
e Def ter
e İmza
e Mutabakat
doğa
dostu
Daha az kağıt... Daha çok ağaç... Her yıl yüzbinlerce ağacın kesilmesini önleyerek, “Daha yeşil bir dünyada yaşam” için çalışıyoruz.
e Arşiv
e Fatura
Cüzdan
NetBT Danışmanlık Hizmetleri A.Ş. www.net-bt.com.tr info@net-bt.com.tr 0(216) 688 48 03
Ar-Ge ve İnovasyon NetBT, BT süreçlerinize ışık tutarak daha da katma değer oluşturmak için AR-GE merkezinde çözümlerimizi ve hizmetlerimizi geliştiriyoruz.
B2B & B2C
Mobil eBA
Kantar