ASRACK_3.pdf
1
6.01.2015
15:55
Dijital dönüşüm için siyasi ve bürokratik sahiplik şart
C
M
Kamu Bilişimcileri Derneği 1. Olağan Genel Kurulu, Ankara’da yapıldı. Dernek Başkanı Ensar Kılıç, başarının ve dönüşümün; kamu ve özel sektör olarak ortak akıl ile gerçekleşebileceğine vurgu yaptı. Sayfa 6
Y
CM
MY
CY
CMY
K
SAYI
HAFTALIK BİLİŞİM TEKNOLOJİLERİ VE EKONOMİSİ GAZETESİ www.bthaber.com.tr
Sayfa
Güvenlik olmadan mobiliteden söz edemeyiz
10
René Bonvanie
Sayfa
13
Son dönemlerde yaygınlığını artıran mobilite ve bulut uygulamaları şirketlerin güvenlik yaklaşımlarını değiştiriyor.
1039 28 Eylül - 4 Ekim 2015
İki vitesli BT trendi
Vera ve Korgün Yazılım ödeme sistemlerinde çıtayı yükseltti Korgün Yazılım, Vera ile yaptığı işbirliğiyle geliştirdiği yeni nesil ödeme kayıt sistemini tanıttı.
Doğan Ufuk Güneş
Sayfa
22
Grafen ile yeni bir çağa hazırlanın
Haber Yapı Kredi Bankası, BThaber Next Step Toplantıları’na evsahipliği yaptı. Yapı Kredi Merkezi Bankası’nın operasyon ve BT birimlerinden farklı sorumluluklara sahip isimlerin yaptıkları
Teknoloji dünyası, silikona yavaş yavaş veda edip grafene geçiş yapmaya hazırlanıyor. Grafen ile beraber teknoloji inanılmaz bir ivme kazanacak.
Sayfa
3-4
sunumlar, bankanın teknoloji kullanım yetkinliği ve bu başlıktaki hedeflerini ortaya koymakla kalmadı, BThaber Next Step Toplantısı’na katılan BT şirketleri de bu öncelikleri öğrenme, kendilerini tanıtma ve işbirliği fırsatlarını geliştirme imkanına sahip oldu.
İnternete giden her yol güvende. McAfee Web Protection Bulut, kurum içinde ve hibrit uygulama seçenekleri; İtibar hizmeti ve kategori bazlı filtreleme teknolojisiyle, her yerde, tüm cihazlar ve kullanıcılarınız için web güvenliği.
Vodafone Tek Telefon Hizmeti ile ofisiniz cebinizde Siz de Red Business Tarifelerine geçin, yıllardır kullandığınız sabit numaranızı cebinize taşıyalım. Böylece sabit telefon masraflarından kurtulun.
Vodafone
“Sabit telefondan aransak da fark etmiyor. Tek Telefon Hizmeti sayesinde müşterilerimiz bize ofis dışında da ulaşabiliyor.”
Samim Öztürk Plusstand Yönetim Kurulu Üyesi
İşOrtağım Vodafone Tek Telefon Servisi’nden Red Business hat sahibi kurumsal abonelerimiz serviste 12 veya 24 ay kalma sözü karşılığı faydalanabilir. Tek Telefon Servisi 12 veya 24 ay kontrat süresi boyunca Red Business hatlarının her birine ek +19,80 TL yerine +1 TL’dir. Taahhüt sonunda servis otomatik olarak aylık yenilenir. Servisten yararlanabilmek için sabit telefon numarasının Vodafone Net’e taşınması ya da Vodafone Net’ten yeni sabit telefon numarası alınması gerekmektedir. Vodafone’un kampanya ve tarife özelliklerinde ve ücretlendirmesinde Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu tarafından belirlenen usullere uygun olarak değişiklik yapma hakkı saklıdır. Fiyatlara vergiler dahildir. Detaylar için: vodafone.com.tr/redbusiness
BThaber
GÜNDEM
28 EYLÜL - 4 EKİM 2015
3
İki vitesli BT trendi Haber Merkezi Yapı Kredi Bankası’nın Gebze’deki bankacılık üssünde 11 Eylül günü gerçekleştirilen BThaber Next Step Toplantısı’na banka yöneticileri ve uzmanlarının yanı sıra Oracle, Software AG, Intel, Palo Alto Networks, Komtaş, HP ve Fujitsu şirketlerinin yöneticileri de katıldı. Yapı Kredi Bankası Bilişim Teknolojileri ve Operasyondan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Cahit Erdoğan, her dönemde öne çıkan eğilimlere işaret etti, ama eklemeden geçmedi: “Bunların yarısı bile hayatımıza girmiyor. Bu nedenle eğilimlerde öne çıkanlar üzerinde öngörülerimizi şekillendiriyoruz.” Temel gerçeği ‘dijitalleşme’ olarak gösteren Cahit Erdoğan’a göre, sosyal medya, kişisel kullanımda kişinin hayatına en entegre cihaz olan akıllı telefonlar, bu eksende büyüyen WhatsApp gibi uygulamalar gelişimin de örneği. Sosyal medya ve mobilitenin iç içe olması ışığında, Facebook’u dünyanın 1 numaralı operatörü olarak tanımlayan Erdoğan’a göre, giyilebilir teknolojiden nesnelerin internetine, gündemde birçok yeni eğilim var. Tüm bunların sonucunda da dijital karmaşık bir ekosistem, veri ve güvenlik gibi başlıklar öne çıkıyor ve bunun yönetimi artık sadece BT yönetiminde değil. Erdoğan’a göre, işte bu nedenle farklı BT çalışma şekilleri öne çıkıyor. “Bunun temel başlıkları da stabl BT, hızlı geliştir-hızlı hata yap ve hızlı revize et felsefesini içeriyor” diyerek, iki vitesli
Cahit Erdoğan
Yakup Doğan
BT trendi tabirini kullanan Erdoğan, şu eklemeyi yaptı: “Stabilite ve ‘gerektiğinden hızlı geliştirme’ ön planda. Teknoloji ve strateji etkileşimi de üç şapkalı yönetim gerektiriyor: Teknoloji yönetimi, dijital yönetimi ve iş yönetimi.”
odaklanarak, kişiselleştirilmiş sunum yapma imkanı öne çıkıyor. Doğan’ın saptamaları şöyle devam etti: “Üçüncü sonuç; çeviklik ve mükemmel müşteri deneyimini mümkün kılacak bakış açıları, yeni süreçler, organizasyonlar ve altyapılara yönelik ihtiyacın varlığı. Banka stratejinizde bunlar varsa, sonuçları görebiliyoruz. Dördüncü sonuç; çok fırsat var. Bunları kovalamak ve anlamak, müşteri deneyimini sürekli takip etmek gerek. İşbirliğine de açık olunmalı. Böyle bir dünya var artık. Biz de son 11 çeyrektir dijital dünyada payımızı artırıyoruz.”
Dijital dönüşümün sonuçları net Erdoğan’ın açılış konuşmasının ardından sözü Yapı Kredi Bankası Alternatif Dağıtım Kanalları Genel Müdür Yardımcısı Yakup Doğan aldı. Hızlı dijital dönüşüm, Yakup Doğan’a göre, bankaların stratejilerinde aksiyonları, farklı ürün ve hizmetler sunmalarını sağlayacak. Son 4 yıldaki dijital dönüşümden çıkarttığı sonuçları katılımcılarla paylaşan Doğan’ın ilk tespiti ‘ilk olmak, başarılı olmanın garantisi değildir’. Apple Watch’ı bunun bir örneği olarak gösteren, “Oysa ‘doğru’ gerçek müşteri deneyimini geliştirmede ilk olmak önemli” saptamasını yapan Doğan’ın bir diğer tespiti, müşteri ile etkileşimin kişiselleştirilebilmesi. Burada da marka değeri ve omnichannel bakış açısı, ayrıca analitik ve büyük veriye
Akıllı bağlantılı nesneler katlanarak artacak Nesnelerin internetinin, Jetgiller çizgi filmini anımsattığını belirterek sözlerine başlayan Yapı Kredi Bankası Ödeme Sistemleri ve Dijital Kanallar Yazılım Geliştirme Direktörü Kadriye Atsal, bu başlıkta önemli güncel bilgileri katılımcılarla paylaştı. Buna göre, Türkiye’de 2020 yılında 150 milyon akıllı nesne olacağı, nesnelerin birbirine bağlanacağı öngörülüyor. Bir ailenin günlük hayatındaki akıllı bağlantılı nesne sayısı 2012 yılındaki 8’den, 2017 yılında 24, 2020’de ise 50’ye yükselecek. Kadriye Atsal’a göre, bu gelişimde beş temel bileşen var. Birincisi; fiziksel ve dijitalin bileşimi olan ‘fijital’. İkincisi M2M. Üçüncü unsur; ucuzlayan sensörlerin etkisiyle birbiri ile iletişim kuran cihazlar. Dördüncüsü ise kendini yöneten nesneler. Bunu, “Sosyal robotlar ve nano robotlar gelişiyor. Sosyal robotlar perakende sektöründe, nanolar ise sağlık sektöründe öne çıkıyor” Devamı 4. sayfada
Proje Yönetimi • Fatura Onay • Satınalma Sipariş Yönetimi • İşe Başlatma İşten Ayrılma • Değişim Yönetimi • Talimat • İzin Performans Yönetimi • Masraf • Avans • Sözleşme Öneri ve Takip • İç Yazışma • Yeni Ürün Ürün Versiyon Değişimi • Mutabakat • KEP Yönetim • Tebligat • EFT • Kredi Başvurusu POS Operasyonları • ERP ve MRP Doküman Yönetim Sistemi
BPM dönüşümüne Emakin ile siz de katılın. ••• Süreçlerinizi standartlaştırarak iş sürekliliği sağlar. ••• İnsana bağlı hataları önleyerek süreçleri güvence altına alır. ••• Şirket içindeki birimler arasında iş birliği sağlar. ••• Kodlama ihtiyacı olmadan uygulama geliştirebilirsiniz. ••• Zaman ve maliyet tasarrufu sağlar. ••• İş süreçlerinizdeki değişiklikleri hızla adapte edebilirsiniz. 10 kullanıcıya kadar ücretsiz
www.emakin.com info@emakin.com
4
BThaber
GÜNDEM
sözleri ile örnekleyen Atsal, beşinci unsur olarak da arayüz nesneleri gösterdi. Bankanın Nuvo ürününü fiziksel ve dijitalin birleşimine örnek olarak gösteren Atsal, tüm dijital kanallara daha iyi bir müşteri deneyimi için yatırım yaptıklarının altını çizdi. Yapı Kredi Teknoloji, İTÜ Teknokent’te Veri yönetimine yatırım yapan ilk bankalardan biri olduklarını belirterek sözlerine başlayan Yapı Kredi Bankası Bilgi, Müşteri ve İş Akışları Yönetimi Yazılım Geliştirme Direktörü Gökhan Gökçay, risk yönetimi, portföy yönetimi, ürünler için doğru fiyatlama ve bütçeleme, analitik çözümler, şube ve üst yönetime açık olan yapıların hepsinin veri ambarı iş zekası çözümlerini kullandığı bilgisini verdi. Geçen 15 yılda, veri çeşitliliği ve hacminde önemli değişiklikler olurken, Gökçay’a göre, bu süreçte müşterinin gücü arttı. Bu da veri ile gerçek zamanlı aksiyonları buluşturmayı gerektiriyor. “Biz veri yönetimi transformasyonunu tanımladık ve bunu 3 yıl yürüteceğiz” diyen Gökçay, yatırımın süreçlerini şöyle anlattı: “İlk adımda veri ambarını baştan aşağı yeniliyoruz. İkincisi büyük veri ve ileri analitik. Üçüncüsü ise veri yönetimi. Veri yönetişimi girişimini geçtiğimiz hafta başlattık, yapılanmamış veri yönetimi rol ve sorumluluklarını resmileştirip, işler hale getireceğiz. Hedef bilgi ile daha güçlü hale gelecek yönetimin fayda sağlaması.” Çevik yaklaşımların, yazılım geliştirmede önemli fırsatlar
28 EYLÜL - 4 EKİM 2015
sunduğunu belirterek sözlerine başlayan Yapı Kredi Teknoloji Genel Müdürü Mustafa Dündar ise istihdamdan süreçlere her adımda kendini gösteren çevikliğe işaret etti. Altyapı tarafında da yapılması gerekenlere karşılık, yine de önceliği ‘süreç’ ve ‘değerler’ olarak tanımlayan Mustafa Dündar, Temmuz ayında İTÜ ARI Teknokent’de yerlerini aldıklarını da vurguladı. Güvenlikte yeniden yapılanma “Dijitalleşme kaçınılmaz ve bunu güvenlikle uyumlu işletmeliyiz” diyerek sözlerine başlayan Yapı Kredi Bankası Altyapı ve İşletim Grup Direktörü Sinan Özer’e göre, güvenlikte küresel risklere baktığımızda; ‘APT’ yani hedef odaklı saldırılar ilk sırada. E-posta yoluyla saldırılar ise en sık rastlananlar. Bunları veri
sızıntısı ve hırsızlar, gelişmiş zararlı yazılımlar, mobil cihazlar için geliştirilmiş zararlı yazılımlar, bulut teknolojileri ve güvenlik tehditleri ile sosyal medya tehditleri izliyor. “Yani alarmlar, beraberinde de gerçekleşen olayların maliyeti ve yatırımlar artıyor” yorumunu yapan Özer, Yapı Kredi Bankası’nın güvenlik stratejisini ve yatırım sürecini şu sözlerle anlattı: “Üst yönetimin planımıza verdiği onay ile bir ‘yeniden yapılanmaya’ gittik. Bu kapsamda risk analizine öncelik verdik ve 1,5 yıldır önemli altyapı çalışmaları yaptık. Bunu, önleyici güvenlik önlemleri izliyor. Üçüncü sırada 7/24 güvenlik operasyon takibi, 2016 gündemimiz. Dördüncü başlık yazılım güvenliğine önem vermek. Bunu takiben, yama yönetimi üzerinde de çalışıyoruz. Bulut ve mobil
güvenlik stratejimiz var. Altıncı unsur ise güçlü kimlik doğrulama tekniklerinin kullanımı. Sonuçta riskler hiç ortadan kalkmayacak, tersine artacak. Bu nedenle çevik ve tetikte olmak gerek. Güvenlik risk merkezli bir yönetim, kurum içi güvenlik bilincinin de güçlü olması şart ve bu konuda 2 yıldır önemli çalışmalar yapıyoruz.” Süreçlerin entegrasyonu, hız demek Eskiden hesap defteri, şubelerde kuyruklar vardı. Bu nostaljik hatırlatmanın ardından, “Biz ise hesap kartlarını elektronik ortama taşıyan ilk bankayız” bilgisini paylaşan Yapı Kredi Bankası Temel Bankacılık, Hazine ve Krediler Yazılım Geliştirme Direktörü Önder Haydaroğlu, süreç içinde kontrol ve doğrulamaları, onayları yapan
Türkİye önce yazılım merkezİ olmalı Yapı Kredi Bankası CIO’su Cengiz Arslan, tüm eğilimleri yakından takip ettiklerini söyledi ve kişiselleştirmeye doğru gidişata işaret etti. “Ayrıca müşteri, kişiselleştirilmiş hizmet istiyor” yorumunu ekleyen Arslan, Yapı Kredi Bankası olarak tüm kanalları omnichannel mantığında yenilediklerini söyledi. “Veri artık yeni patron ve bu yönde sürekli yatırımlar yapıyoruz” diyen Arslan, güvenliğin de gündemden hiç düşmediğinin altını çizdi. BDDK’nın bankaların bulut bilişim kullanmasına yönelik kurallarında değişiklik ihtimalini sorduğumuz Yapı Kredi
Bankası Bilişim Teknolojileri ve Operasyondan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Cahit Erdoğan ise şu yanıtı verdi: “BDDK yakın vadede bunu yapmaz. Önce bunun bir ihtiyaç haline dönüşmesi lazım. Bankaların çok ciddi yatırım yaptıkları veri merkezleri var. Bizim de iki tane İstanbul, biri Ankara’da veri merkezlerimiz var. Bankaların çoğuna yakını kendi geliştirdiği çözümleri kullanıyor. Ayrıca Türkiye, buluttan önce yazılımda merkez olmalı. Yazılım katma değerli bir hizmet. O yüzden Türkiye, ‘veri merkezi merkezi’ olmadan önce yazılım merkezi olmalı.”
bir sürecin ortaya çıktığına işaret etti. Buna göre, şubede elektronik ortamdan kontrol yapılıyor, adres, kredi durumu gibi başlıklar farklı kanallardan anında kontrol ediliyor. Bu da hız ve müşteriye istediğini sunma imkanı sağlıyor. “Süreçlerimizi sürekli iyileştirerek yol alıyoruz” vurgusunu yapan Önder Haydaroğlu ekledi: “Süreçlerin entegrasyonu sayesinde müşteri de dijital ortamda işlem yapabilir hale geldi. Ön tarafta değer yaratmayan süreçleri ortadan kaldırıp, müşteriye odaklanmak ve bu süreçlerde verim sağlamak, merkezde de bankaların birbiri ile entegre yapısı ve kamu ile bağlar kuruyoruz. Bunun çeşitli aşamaları var ve hız konusunda bunlar destek sağlıyor.” Dijitalleşme, müşteriyi değiştirdi. Bu saptamayı yapan Yapı Kredi Bankası Kartlar Pazarlama Direktörü Sabri İnci’ye göre, sadakatten öte, müşteri yaratmak önemli. Çünkü sosyal medyada paylaşmaya değer müşteri deneyimi, en güçlü reklam kampanyasından daha etkili. “Müşteriye yakın olmak önemli” diyen Sabri İnci, bu amaçla ‘kart hamili yaşam döngüsü yönetimi’ yaptıklarını vurguladı. Sektöre göre kazanım vaadi ve teklif sunumu, uygun limit, aktivasyon, derinleşme, çapraz satış, geri kazanım bu başlıkta yerini alıyor. Tüm bunlar için de entegre CRM yaklaşımı kullandıkları bilgisini veren İnci, müşteri odaklı modelleme, sorgulama, raporlama imkanı veren, tüm kanallarla entegre CRM altyapısının burada öne çıktığına işaret etti.
C
M
Y
CM
MY
CY
CMY
K
ASUS Windows ürününü önerir.
* Şimdi satın alın. Windows 10'a ücretsiz yükseltin.
ASUSPRO E810 KURUMSAL MİNİ PC
Küçük Boyutta Mükemmel Performans ASUSPRO E810 Mini PC, çoklu uygulamalarda kurumsal standartlarda yönetim ve güvenlik sunan, 1 litre hacimli küçük bir kasaya sahiptir. 4. nesil Intel® Core™ vPro™ İşlemci teknolojisi ile , daha verimli çalışmalar için arttırılmış bilgisayar gücü ve kesintisiz yönetim olanağı sağlar. İnce tasarımının yanı sıra, daha fazla genişletilebilirlik ve esneklik için, çıkarılıp takılabilen opsiyonel genişletme yuvası barındırmaktadır. ASUSPRO E810, VESA montajına uyumlu yapısı sayesinde, ofisler, bankalar, kamu kurumları, hastaneler ve okullardan, mağaza tezgahlarına kadar iş yerinizdeki her ortamına mükemmel bir şekilde uyar.
- Windows 10 Yükseltme Teklifi, uygun Windows 7 ve Windows 8.1 cihazları (halihazırda sahip olduğunuz cihazlar dahil) için, 28 Temmuz 2016 tarihine kadar geçerlidir. Daha fazla bilgi edinmek için windows.com/windows10upgrade adresini ziyaret edin
Sadece 1L boyutunda ve 0.8 kilo / Intel® Core™ vPro™ Teknolojisi / Çıkarılabilir Genişletme Yuvası Daha fazla bilgi için ; http://www.asus.com/tr/Commercial/
6
BThaber
E-TOPLUM
Yönetim, denetim ve disiplin kurullarının oluşturulduğu Kamu Sedef Özkan Bilişimcileri Derneği 1. Genel Kurulu’nda, dilek ve temenniler de konuşuldu. Genel kurul üyeleri; kamu bilişimcilerinin yıllardır böyle bir oluşumu beklediklerini, kamuya yönelik politika ve stratejiler oluşturmak istediklerini, genç bilişimcilere de kapılarının açık olduğunu, yolu kamu bilişiminden geçen herkesin bu dernekte yer alabileceğini paylaştılar. Genel Kurul’da, 1 Ekim 2015 tarihinde Ankara’da özlük haklarıyla ilgili bir çalıştay düzenleneceği bilgisi de verildi. Kamu bilişimcilerinin kendilerine ait hissedecekleri bir dernek oluşturduk Kamu Bilişimcileri Derneği Başkanı Ensar Kılıç, derneğin kuruluş süreciyle ilgili şunları aktardı: “Kamudaki bilişim projelerinin mimarları olan kamu bilişimcileri arasında paylaşımlarda bulunmak, yeni teknolojiler ve uygulamalar hakkında bilgilerimizi güncellemek için bir platforma ihtiyaç duyuluyordu ve bu durum da pek çok kamu bilişimcisi tarafından ifade ediliyordu. Bu ihtiyacın giderilmesi amacıyla 15 Haziran 2015 tarihinde Kamu Bilişimcileri Derneği (KBD) kuruldu ve faaliyetlerine başladı. Bizler, kamu bilişimcilerinin kendilerine ait hissedecekleri bir dernek oluşturduk. Bütün STK’lara aynı mesafedeyiz. Tüm STK’ların faaliyetlerine katılmak ayrıca bizim çalışmalarımızda da onları aramızda görmek isteriz. Çalışma komisyonları oluşturup faaliyetlerimizi gerçekleştireceğiz. Önümüzdeki süreçte üye sayımızı da artırıp etkinliklerimizi daha yoğun şekilde sürdüreceğiz.” Kamunun algı ve anlam birliğini yakalaması gerek Kamu bilişimcileri arasındaki ilişkileri daha yoğunlaştırmak istediklerine dikkat çeken Kılıç, “Kamu kaynaklarının etkin ve verimli kullanılmasını sağlamak, bilgi ve tecrübe paylaşımını artırmak, yeni teknoloji ve uygulamalar hakkında ortak akıl oluşturularak proaktif
28 EYLÜL - 4 EKİM 2015
Dijital dönüşüm için siyasi ve bürokratik sahiplik şart Kamu Bilişimcileri Derneği 1. Olağan Genel Kurulu, 5 Eylül tarihinde Ankara’da düzenlendi. Dernek Başkanı Ensar Kılıç, başarının ve dönüşümün; kamu ve özel sektör olarak ortak akıl ile gerçekleşebileceğine vurgu yaptı.
davranışlar geliştirmek istiyoruz. Bilişim alanında tarafsız, güvenilir ve etkin bir STK olmak hedefiyle; sosyal ve kültürel faaliyetlerde bulunmak, kamu bilişimcilerinin mesleki gelişimini ve refah seviyesini artırmak amacını güdüyoruz. Kamu bilişim çalışanlarını da; dernek çatısı altında bir araya gelmeye ve aktif katılımda bulunmaya davet ediyoruz” açıklamasını yaptı. Kılıç, 4,5G ihalesiyle ilgili olarak da “4,5G ihalesi önemli bir gelişme. 4,5G’nin uygulamaya geçmesiyle bilgi ve belgeye erişim hızının mevcuttan 10 kat daha artacağı öngörülüyor. Bu gelişmeler ışığında; kamunun da bu dönüşüme ayak uydurabilmesi için kurumsal mimari yapısında değişikliğe gidilerek kamu hizmetlerinin ve verisinin nasıl üretilip sunulacağı ve bunun dijital ekonomiye nasıl evrileceğini yeniden ele alarak planlanması büyük önem taşıyor. Kurumlar arası veri ve belge paylaşımının kurallarının ve teknik alt yapısının oluşturulması gerekiyor. Kamudaki dijital
dönüşümün etkin bir şekilde sağlanabilmesi için üst seviyede siyasi ve bürokratik sahiplik şart. Kamuya nitelikli insan kaynağının sağlanmasının yanında, eDönüşüm, e-Devlet ve yeni nesil veri merkezi denince algı ve anlam birliğinin yakalanması ve ortak paydada buluşulması gerekiyor” şeklinde konuştu. Yatay bütünleştirme sağlanmalı “Yeni gelişen eğilimlere baktığımızda; mobil yaşam, sosyal ağlar, bulut bilişim ve büyük veri ön plana çıkmakta ve bunların hepsinin oluştuğu ve muhafaza edildiği yerlerin yeni nesil veri merkezleri olduğu görülmekte” ifadesini kullanan Kılıç, sözlerini şöyle sürdürdü: “Veri merkezlerine ilişkin yapılan bir akademik çalışmanın sonuçlarına baktığımızda; kamuda küçük bir sistem odasına da veri merkezi diyoruz, ‘Tier 3’ seviyesindeki bir veri merkezine de veri merkezi diyoruz. Bu noktada; bilgi eksikliğinin giderilmesi kamu açısından önemli bir kazanım
yeni nesil veri merkezlerinde barındırılması bir zorunluluk haline geldi. Çünkü; iş sürekliliği, sistemleri birleştirme, kaynakların merkezi yönetimi, kritik bilgi işleme kaynaklarının denetimli ortamlarda bulunması, 7/24 saat hizmet sunulması, artan kaynak kullanımına cevap verebilmesi, siber saldırılara karşı üst seviyede güvenlik büyük önem taşıyor. Diğer yandan oluşan büyük verilerin analizine imkân veren, büyük verilerden yeni katma değerli ürün ve hizmetlerin üretilerek ekonomik değer yaratılması için tüm bunlar olmazsa olmaz.”
2023 hedefleri için ‘Akıllı Dönüşüm’ Ensar Kılıç, açıklamasında şu değerlendirmeleri de yaptı: “Yeni kuşak, dijital dünyaya hızlı bir şekilde adapte olmakta. Bu kuşağın taleplerine cevap vermek adına dijitalleşmeyi, e-Devlet ve bilgi toplumuna geçişi sadece teknik bir süreç olarak görmememiz gerekiyor. Bunu; yeni bir toplumsal dönüşüm, bir zihniyet değişimi ve yeni bir iş yapma şekli olarak anlamak ve sonucunda da ekonomik, sosyal ve kültürel yapılardaki dönüşümün sağlıklı ve dijital ekonomiye dönüştürülerek toplumsal refahı artırmak şeklinde okumak gerek. Bugün dünyada internet kullanıcı sayısı 3 milyara ulaştı. İnternet kullanamayanlar dijital uçurumun oluşmasına neden oluyor. Teknolojinin sunduğu yeni fırsatlara zamanında ve doğru adapte olunmaz ise eşitsizlikler oluşuyor ve dolayısıyla bu da adaletsizliği ortaya çıkarıyor. Kamunun dijital dönüşüm hedefi; bütün paydaşları kapsayacak bir şekilde verimlilik ve şeffaflık getiren bu teknolojilerle tüm toplumu buluşturabilmek. Eğer 2023 hedeflerine ulaşmak istiyorsak, kamudaki temel yapısal değişikliklerin hızlıca tamamlanarak elektronik dönüşümden akıllı dönüşüme Kamu Bilişimcileri Derneği Başkanı geçilmesi gerekiyor. Bilişim Ensar Kılıç teknolojilerini etkin kullanıp kişi başına düşen milli geliri olacak. Dijital dönüşümü 10 bin dolar kıskacından sağlamak için temel veri kurtararak daha yukarılara tabanlarında bütünleşik taşımalıyız. Bu başarıyı ve bir yapıya gidilerek yatay dönüşümü kamu ve özel bütünleştirme sağlanmalı. sektör olarak ortak akıl Kamu tarafından üretilen ile birlikte hareket ederek ve sunulan verilerin artık gerçekleştirebiliriz.”
8
BThaber
E-TOPLUM
28 EYLÜL - 4 EKİM 2015
Edip Emil Öymen edip.oymen@gmail.com
ERG Eğitim İzleme Raporu 2014-15 Sabancı Üniversitesi bünyesindeki Eğitim Reformu Girişimi’nin yeni raporundan bazı başlıklar: *2014’te ülkede 18-24 yaş erkeklerin % 35’i orta öğretimini tamamlamadan ayrıldı. Bu oran, kadınlarda % 41. *Özel ilkokullarda öğrenci sayısı 2013’e göre % 10 arttı. Devlet okullarında % 3 azaldı. Orta okul düzeyinde özel öğreni sayısı % 15 arttı. Devlet okullarında % 5 azaldı. Maddi durumu daha iyi olan daha çok aile, çocuklarını özelde okutuyor. Maddi durumu iyi olmayanlar devlet okullarına gönderiyor. Rapora göre bunun nedeni, “devlet okullarına güvenin azalması.” Bu durum, eğitim sisteminde zaten var olan eşitsizliği artırmaya devam eden bir olumsuzluk. *2012 verilerine göre 6-17 yaş grubundaki çocukların % 2.9’u (450 bin kişi) hem çalışıyor, hem okuyor. Bu yaş grubunda 7 milyon çocuk ise okula devam ederken ev işlerine
de yardımcı. Okula düzenli gidemiyorlar. Okulu terk olasılıkları daha yüksek. *Tarlada çalışan 18 yaş ve altı çocukların % 50’si eğitimlerini terk etmiş. Eğitimine devam edenlerin % 57’si okula düzenli devam edemiyor. Tarlada çalışmayan çocuklar için eğitimi terk oranı % 21. Okula düzenli devam etmeme oranı % 43. Çocukların yaşları arttıkça eğitimi terk etme olasılıkları artıyor. Bu oran, kızlar için her yaş grubunda erkeklere oranla daha yüksek... *Rapordaki referanslardan Mevsimlik Tarım İşçiliği 2014 araştırmasından: 5-11 yaş diliminde okula gitmeyen erkek oranı % 6.8, kadın oranı % 12.7. Yaş dilimleri ilerledikçe, 19-25 yaş grubunda kadınlar arasında % 95 olan eğitimi terk etme oranı, erkeklerde % 86. Kadın - erkek arasındaki eşitsizlik en küçük yaşlardan başlıyor, üniversite çağına kadar sürüyor. Sonra da hayat boyu sürüyor. [Şekil 36, s.89]
Yüzükte kirli hava var Havadaki kirliliği emerek, yerine temiz hava üfleyen bir kule düzeneği Rotterdam’da 4 Eylül Cuma günü hizmete girdi. Hollanda hep, inovasyonda her zaman en ilginç örneklerin düşünüldüğü uygulandığı örnek bir ülke. Kimin aklına 7 metre yükseklikte bir “elektrik süpürgesi” gelir? Öyle bir süpürge ki, etrafındaki kirli havayı hüüp emecek, saatte 30 bin metre küp kötü havayı temizleyip çevreye üfürecek.
Kule 1,400 watt enerji kullanıyor, ama illa ki yeşil kaynak üretimi bir enerji bu. Aslında kule, evlerde kullanılmak üzere üretilen ufak bir iyonizer gibi çalışıyor. Onun sadece daha büyüğü. Şirin bir farkı da var: Kule, kirli havayı temizlerken filtrede is ve kurum (karbon) kalıyor. Bunu sıkıştırıp, bir yüzüğün içine hapsediyorlar. Ve havadan gelen kurum, parmaklara yüzük, kulaklara küpe oluyor. Yüzde yüz geri kazanım diye
ABD Başkanı John McAfee? Kendi ismiyle tanınan anti virüs programının yaratıcısı, bilişimin “delisi” John McAfee, ABD Başkanlığına adaylğını koydu. 2016 Başkanlık adaylığı için CyberParty adlı bir de parti kurdu. Halen ABD’de Cumhuriyetçi Parti’de önde giden emlak kralı Donald Trump ile Bush ailesinin küçük kardeşi Jeb ile Demokrat Parti’de Hillary Clinton gibiler arasında, onlardan daha egzantrik ve renkli bir aday adayı olacağı kesin. Seçilme olasılığı sıfır olsa da, “teknoloji ve medeni haklar” konusunda ülke çapında bir farkındalık yaratacaktır. Kendi kütüphanesi mi belli olmayan, hatta raflardaki kitapların “gerçek” kitap mı oldukları da anlaşılmayan bir mekanda, ekrana, kollarını kavuşturarak ve kameranın gözünün içine bakarak, tiyatrocu sesiyle yaptığı 4 dakikalık adaylık konuşması, ciddi fikirler içeriyor: “Amerikan Anayasası’nı yazanlar, gün gelip de vatandaşların, kaktüslerin
içine yerleştirilen kameralarla gözetleneceğini hayal edemezdi. Hükümet, iletişimimizi gizlice kaydediyor. Mahremiyet, hızla yok olmaya doğru gidiyor... Hükümetler korktuğu zaman, korktuğu kendi vatandaşıdır. Bu durumda vatandaşın gideceği yer kalmaz.” “Amerikan Bağımsızlık Bildirgesi’ne göre insanların can güvenliği, özgürlük, ve mutluluğu arama hakkı temel haktır, tartışılamaz. Vatandaş, hükümeti bu haklarını güvenceye almakla yükümlü kılar. Hiç bir hükümet, bu hakları hiçe sayacak bir davranışta bulunamaz. Aksi halde vatandaşlar, bu hakkı hükümetten alır. Abraham Lincoln, “Demokrasi, halkın, halk tarafından, halk için yönetimidir,” demiştir... Özel hayatımı ihlal eden bir hükümetim var. Hükümet, beni kendimden koruyacağı bir düşman olarak göremez. Ben, siber güvenlik konusunda cahil bir hükümet tarafından yönetiliyorum. Oysa siber savaş,
artık bugünün savaş tekniği. Bu anlamda benim hükümetim işlevsizdir. Diğer 300 milyon Amerikan vatandaşıyla birlikte siz de benimle aynı gemidesiniz. Özgürlüğümüzü korumak için omuz omuza verelim.” (Konuşmanın bütünü için 09.09.15 tarihli YouTube metnine bakınız). John McAfee’nin Siber Parti sitesinde de aklı başında siyaset önerileri sıralı: “Hükümetin, yeni teknolojiyi, Amerikan halkının özgürlük ve mahremiyetini feda etmeden benimseme hızını artırmayı hedefliyoruz.” no longer be needed for a simple change in workflow. By adapting a lean approach to government, the amount of savings that can be realized by improved efficiency will eliminate the need for wholesale changes to foundational policies. Other parties consistently lag behind trends in technology – Cyber Party members are committed to staying ahead of the curve and remaining proactive in policymaking.
buna denir! Dan Roosegarde adlı yaratıcı buluşçu tarafından tasarlanan kulenin parasını kitle sağladı. 50 bin Euro lazımdı. 97 bin Euro destek geldi kitleden. “Kirli Havasız Kule” (Smog Free Tower) talep edecek şehirler, sırada: 1970 Ankara ve 1980 İstanbul tipi hava kirliliğiyle ünlü Beycing, İstanbul’un bu gidişle 10 yıl içinde benzeyeceği Mexico City, ve inanılmaz ama gerçek kirli havasıyla Paris... Berkeley Earth çevre araştırma kurumunun hesabına göre, Çin’de hava kirliliğinden yılda 1.6 milyon
kişi ölüyormuş. Günde 4 bin. Büyük dert, büyük rakam. Londra’da 5-9 Aralık 1952’de şehrin üzerine çöken kirli havayla karışık sis yüzünden
12 bin kişi ölmüştü. Hükümet, bu felaket üzerine Temiz Hava Yasası çıkarttı. Şimdi Londra 8 milyon nüfusa rağmen en temiz havalı şehirlerden.
BThaber
E-TOPLUM
28 EYLÜL - 4 EKİM 2015
9
2. Çeyrek Raporu, tüketici şikayetleri gözden geçirilerek geliştirildi Haber Merkezi Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu Başkanı Dr. Ömer Fatih Sayan, 2000 yılından bu yana gerçekleştirilen düzenlemelerle elektronik haberleşme sektörünün geliştirilerek ekonomik hayata ve bilgi toplumu hedefine katkı sağlanması noktasında hayati bir rol üstlenen BTK’nın; tüketicileri, kamuoyunu ve ilgili tüm tarafları sektördeki gelişmeler hakkında bilgilendirmek amacıyla 2009’dan beri düzenli olarak hazırlanmakta olan ‘Türkiye Elektronik Haberleşme Sektörü Üç Aylık Pazar Verileri Raporu’nu kamuoyunun bilgisine sunduklarını ifade etti. Sayan, “Rapor temel olarak, Kurumumuza 3 ayda bir sektörel verileri göndermekle yükümlü olan işletmeciler tarafından iletilen bilgiler esas alınarak hazırlanıyor. Raporda genel pazar verilerinin yanı sıra sabit, mobil elektronik haberleşme sektörü ve internet hizmetlerine ilişkin gelişmeler, Altyapı İşletmeciliği Hizmeti, Kablolu Yayın Hizmeti, Uydu Haberleşme ve Uydu Platform Hizmeti, GMPCS Mobil Telefon Hizmeti, Rehberlik Hizmeti ve Ortak Kullanımlı Telsiz Hizmetleri’ne ilişkin temel istatistikler yer alıyor Tüketici haklarına verdiğimiz önemin bir göstergesi olarak Tüketici Şikayetleri’ne ilişkin bir bölüm de hazırlanmakta” açıklamasını yaptı. Tüketici refahının artırılması ön planda Rapordaki veriler hakkında da bilgi veren Sayan, şu detayları aktardı: “2015 yılı 2. çeyreğinde, Türkiye elektronik haberleşme pazarında faaliyet gösteren işletmecilerin net satış gelirleri 9,6 milyar TL’ye ulaşırken, yatırım miktarı 1,2 milyar TL oldu. Sabit ve
mobil ses trafiği 59 milyar dakikayı geçerken, mobil aylık görüşme süresi 399 dakika, sabit aylık görüşme süresi 145 dakika olarak gerçekleşti. 2008 yılında 6 milyon civarında olan genişbant internet abonesi, 2015 yılı 2. çeyrek sonu itibarıyla 44,3 milyonu aştı. Abone sayısındaki artışa paralel olarak abone başına internet kullanımındaki artış eğilimi de devam etmekte. 2015 yılı 2. çeyrek verilerine göre toplam mobil internet kullanım miktarı bir önceki çeyreğe göre yaklaşık yüzde 16 oranında artarak yaklaşık 126 bin TByte, kablo internet dahil toplam sabit genişbant internet kullanım miktarı ise yaklaşık 1 milyon 482 bin TByte’a ulaştı. Bu rakamlar abone başına kullanım miktarı olarak değerlendirildiğinde, bir sabit genişbant internet abonesinin ortalama olarak 56 GB, mobil genişbant internet abonesinin de 1,2 GB veri kullandığı görülmekte. Mobil internet kullanım miktarı sabite göre düşük olmakla birlikte son bir yılda sabit genişbant kullanımı yaklaşık yüzde 45, mobil genişbant kullanımı ise yaklaşık yüzde 65 arttı.” Mobil hizmetlerin geliştirilmesine yönelik olarak 26 Ağustos 2015 tarihinde gerçekleştirilen ‘IMT hizmet ve altyapılarına ilişkin yetkilendirme ihalesi’ sonucunda; işletmecilere tahsisli olan frekans miktarının, 183,8 MHz’den 549,2 MHz’e çıktığına da dikkat çeken Sayan, açıklamasına şöyle devam etti: “ İşletmecilerimizin 1 Nisan 2016 tarihinden itibaren IMT-
Advanced teknolojisiyle hizmet vermeye başlamalarıyla birlikte, mobil genişbant internet hızı en az 10 kat artacak ve vatandaşlarımız daha kaliteli hizmet alabilecek. Bir hususu daha paylaşmak istiyorum: Düzenleyici Kurum olarak en fazla önem verdiğimiz konuların başında tüketicinin refahının artırılması geliyor. Bu açıdan tüketicilerin görüşleri ve şikayetlerinin sürekli takip edilmesi, haberleşme sektöründeki sorunları görebilmemiz açısından büyük önem arz etmekte. Bu kapsamda, 2015 yılı 2. çeyrek raporumuzun tüketici şikayetleri bölümü gözden geçirilerek geliştirildi. 2015 yılı 2. çeyreği itibarıyla Kurumumuza iletilen yaklaşık 21 bin şikayetin yüzde 50’si mobil sektörle ilgili olmakla birlikte, şikayetler ‘bir milyon abone başına düşen tüketici şikayeti’ sayısı açısından incelendiğinde, İnternet Servis Sağlayıcılığı Hizmeti’ne yönelik 746, Uydu Platform Hizmeti’ne yönelik 491, mobil hizmetlere yönelik 150, Sabit Telefon Hizmeti’ne yönelik 138 ve Kablo TV Hizmeti’ne yönelik 59 şikayet iletildiği görülmekte. 2015 yılı 2. Çeyrek Raporumuzda, önceki raporlardan farklı olarak bu hususa ilişkin daha ayrıntılı bilgiler yer almakta.” Toplam internet abone sayısının yıllık artış oranı yüzde 19,9 2015 yılı 2. üç aylık dönem (Nisan-Mayıs-Haziran) sonu itibarıyla Türkiye elektronik
M2M abone sayısı 2,8 mİlyona ulaştı Raporda; Mobil Pazar değerleri şu şekilde yer alıyor: 2015 yılı haziran ayı sonu itibarıyla Türkiye’de yaklaşık yüzde 92,92 penetrasyon oranına karşılık gelen toplam 72.174.826 mobil abone bulunmakta. 0-9 yaş nüfus hariç olmak üzere mobil penetrasyon oranı yüzde 100’ün üzerine çıkıyor. / 2014 yılı ikinci çeyrekte 53,3 milyon olan 3G abone sayısı 2015 yılı ikinci çeyrekte 61.076.640’a ulaşırken; 3G hizmetiyle
milyona yaklaştı. / Kablo internet abone sayısı önceki üç aylık döneme göre yüzde 1,3 oranında artarak 583.053’e çıktı. / 2. çeyrekte toplam 6 adet elektronik sertifika hizmet sağlayıcısı yetkilendirildi; bu işletmeciler tarafından 2015 haziran sonu itibarıyla 1.465.146 elektronik imza ve 370.034 mobil imza olmak üzere toplam 1.835.180 elektronik sertifika oluşturuldu.
BTK Sektörel Araştırma ve Strateji Geliştirme Dairesi Başkanlığı, ‘Türkiye Elekronik Haberleşme Sektörü, 2015 Yılı 2. Çeyrek Nisan – Mayıs – Haziran, 3 Aylık Pazar Verileri Raporu’nu yayımladı.
birlikte mobil bilgisayardan ve cepten internet hizmeti alan mobil genişbant 3 abone sayısı da 35.298.635’e yükseldi. 2015 yılı ikinci çeyrekte toplam mobil internet kullanım miktarı ise 126.027 TByte olarak gerçekleşti. / M2M abone sayısı 2,8 milyona ulaştı. / 2. çeyrek itibarıyla ön ödemeli genişbant abone sayısı 16.772.197, faturalı mobil genişbant abone sayısı ise 18.526.438 oldu. / Toplam mobil abonelerin
yaklaşık yüzde 90,1’i bireysel, yüzde 9,9’u ise kurumsal abonelerden oluşmakta. / 2015 yılı 2. üç aylık dönemi trafik bilgileri bir önceki üç aylık dönemle kıyaslandığında toplam trafiğin yüzde 8,1 oranında arttığı, geçen senenin aynı dönemiyle kıyaslandığında ise yüzde 8,3 oranında arttığı görülmekte. / 2. çeyrekte de mobil şebekelerden en fazla trafik gönderilen ve alınan ülke Almanya oldu.
Dr. Ömer Fatih Sayan haberleşme pazarında yaşanan gelişmelerle ilgili, raporda yer alan bazı veriler şöyle sıralanıyor: 27 Ağustos 2015 itibarıyla elektronik haberleşme sektöründe faaliyet gösteren işletmeci sayısı 672 olup bu işletmecilere verilen yetkilendirme sayısı 1.105’tir. / 2015 yılı 2. çeyrekte Türk Telekom ve mobil işletmecilerin toplam yatırım miktarı yaklaşık 1 milyar TL olarak gerçekleşti. / Diğer işletmeciler tarafından 2015 yılı ikinci çeyreğinde yaklaşık 179,9 milyon TL yatırım gerçekleştirildi. / 2. çeyrekte toplam mobil trafik miktarı 56,4 milyar dakikayken sabit trafik miktarı ise 2,9 milyar dakika oldu / Bir önceki üç aylık döneme göre mobil trafik miktarı yaklaşık yüzde 8 oranında artarken sabit trafik miktarı ise yaklaşık yüzde 1,2 oranında azaldı. Trafiğin büyük bir kısmını (yüzde 90,5) mobilden mobile giden trafik oluşturuyor. / Sabit Pazar’da 2015 yılı 2. çeyrek sonu itibarıyla 11.937.673 sabit telefon abonesi bulunan Türkiye’de penetrasyon oranı bir önceki çeyreğe göre 0,5 puan azalarak yaklaşık yüzde 15,4 seviyesine düştü. / İkinci üç aylık dönemde 195 milyon TL olarak gerçekleşen sabit yatırım miktarı, bir önceki yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 39; bir önceki üç aylık döneme göre de yüzde 157,6 oranında arttı. / İnternet ve Genişbant’a bakıldığında; 2008 yılında 6 milyon civarında olan genişbant internet abonesi, 2015 yılı ikinci çeyrek sonu itibarıyla 44,3 milyonu aştı. / Toplam internet aboneliğinde bir önceki üç aylık döneme göre yaklaşık yüzde 3,4 artış gerçekleşmiş olup, mobil, kablo ve fiber internet abonelerinin artmasıyla birlikte internet abone sayısındaki genel artış eğilimi devam etti. Toplam internet abone sayısının yıllık artış oranı ise yüzde 19,9 olarak gerçekleşti. / 2015 yılı 2. çeyrekte xDSL abone sayısı 6,9 milyona, fiber abone sayısı ise 1,6
En çok 112 aranıyor Vodafone, Avea ve Turkcell hatlarından en çok aranan kısa numara 112 (Sıhhi İmdat) olarak belirtildi / 2015 yılı 2. çeyrek dönem itibarıyla toplam gelire göre pazar payları incelendiğinde Turkcell’in pazar payının yüzde 43; Vodafone ve Avea’nın ise sırasıyla yüzde 35,7 ve yüzde 21,3 seviyelerinde olduğu görülmekte. 2015 yılı 2. çeyrekte gelire göre pazar payları bir önceki dönem ile kıyaslandığında Turkcell’in pazar payının yaklaşık 0,3, Avea’nın pazar payının ise 0,2 puan azaldığı, Vodafone’un pazar payının ise 0,5 puan arttığı belirtilmekte. / 2. çeyrek dönem itibarıyla abonelerden elde edilen gelire göre Turkcell’in pazar payının yüzde 47,5 Vodafone ve Avea’nın pazar paylarının ise sırasıyla yüzde 30 ve yüzde 22,5 seviyelerinde olduğu görülmekte. / Diğer Hizmetler’e bakıldığında ise; 2015 yılı 2. çeyreği itibarıyla alternatif işletmecilerin toplam fiber uzunluğu 54.730 km’dir. Türk Telekom’un ise 202.098 km fiber altyapısı bulunmakta. / Alternatif altyapı işletmecilerinin elde ettikleri toplam gelir yaklaşık 183,3 milyon TL seviyesinde. / Türksat’ın 2. çeyrek itibarıyla toplam kablo TV abone sayısı 1.159.748 olup Teledünya markasıyla sunulan sayısal kablo TV abone sayısı 739.212 olarak gerçekleşti. Ayrıca, kablo telefon hizmetinden yararlanan 35.523 Türksat abonesi bulunmakta. / Uydu haberleşme hizmetleri konusunda yetkilendirilmiş işletmeciler 2015 yılı ikinci çeyreği itibarıyla 11.050 aboneye uydu yer istasyonlarıyla hizmetleri sağlıyor. Bu hizmete ilişkin toplam gelirler ise yaklaşık 91,2 milyon TL seviyesinde gerçekleşti. Bu çeyrekte; 4.847.676 adet numarayla sorgulama gerçekleştirildi ve toplam 14.132.792 adet isim ile sorgulama yapıldı. 2015 yılı 2. çeyrekte bu hizmetlerden sağlanan gelir yaklaşık 3,8 milyon TL olarak gerçekleşti.
10
BThaber
BİLİŞİM DÜNYASI
28 EYLÜL - 4 EKİM 2015
Geçtiğimiz haftalarda Türkiye’yi ziyaret eden ve bir dizi Simay Yaylacı görüşmeler gerçekleştiren Palo Alto CMO’su René Bonvanie ile Türkiye ve dünya pazarı, yeni teknolojiler ve şirketin vizyonu ile ilgili kısa bir söyleşi gerçekleştirdik. n 10 yıl önce kurulan bir şirket olarak oldukça önemli aşamalar kaydettiniz, bu başarınızın arkasında neler yatıyor? Palo Alto bundan tam 10 yıl önce 2015 yılında kuruldu. Kurulduğunda geleneksel güvenlik teknolojilerinden çok farklı bir vizyonla yola çıktık. O zamanki şartlar altında mevcut güvenlik çözümleri çalışanların modern uygulamalarını güvenle kullanabilmelerini sağlayamıyordu. Sonuç olarak çalışanların güvende olabilmeleri için daha gelişmiş çözümler geliştirmeye odaklandık. Bunu yaparken çeşitli öngörülerde bulunduk. Bunlardan birincisi kullanıcıların şirket bilgi işlem yöneticilerinin bilgisi olmadan çeşitli uygulamalar ve cihazları kullanmaya başlayacaklarıydı. Bu kendi cihazını getir gibi eğilimlerle gerçeğe dönüştü. İkinci nokta ise son kullanıcıların kullandıkları uygulamaların ticari uygulamalara dönüşeceği (consumerization) idi. Öngördüğümüz bir diğer
Palo Alto CMO’su René Bonvanie
Güvenlik olmadan mobilite ve buluttan söz edemeyiz Son dönemlerde yaygınlığını artıran mobilite ve bulut uygulamaları şirketlerin güvenlik yaklaşımlarını değiştiriyor. önemli nokta ise mobilite oldu. O dönemde gelecekte her şeyin mobil ortama taşınacağına inanıyorduk ve bu öngörümüz de gerçeğe dönüştü. Mobil cihazlar ve uygulamalar birçok şirketin bel kemiği haline geldi. Son olarak öngörülerimizden birisi de her şeyin buluta taşınacağıydı. Bulut ve mobilite sayesinde çalışanların her yerden istedikleri şekilde çalışabileceklerini ön gördük. Ama bunun için şirket verilerinin ve çalışanlarının güvenliğinin sağlanması gerekiyordu. Biz de
bunun için çalışmalarımızı sürdürdük. n Hem dünyada hem Türkiye’de şirketlerin güvenliğe bakışları ne şekilde? Güvenlik teknolojileri geliştikçe saldırganlar da değişti. Daha sofistike ve hedefli hale geldiler. Çok daha organizeler. Yıllar içerisinde biz de yeni yöntemler geliştirdik, yeni çözümler geliştirdik. Şu anda dünyanın dört bir yanında birçok müşteriye ve binlerce kullanıcısına hizmet veren büyük bir güvenlik şirketi haline geldik. Her yıl
yüzde 8 büyüyen güvenlik pazarında biz yüzde 60’lara varan bir büyüme elde ettik. Şirketler günümüzde çok önemli güvenlik tehditleri ile karşı karşıyalar. Güvenlikle ilgili yaşanan herhangi bir sorun hem para kaybına hem de şirketin itibarının kötü etkilenmesi ile sonuçlanıyor. Aslında günümüzde her şey güvenlikle alakalı. Şu an birçok şirket güvenliğine çok büyük önem veriyor. Bununla ilgili önlemler almaya devam ediyor. Sadece güvenlik çözümleri geliştiren tam bir güvenlik şirketi olarak şirketlere yardımcı olmak,
onların güvenliğini sağlamak bizim için çok önemli. n Türkiye ve Ortadoğu pazarındaki durumunuz nedir? Palo Alto olarak Türkiye’deki durumumuzdan ve performansımızdan çok memnunuz. Gelişmekte olan bir pazar olarak Türkiye bizim için çok önemli. Özellikle Türkiye ve Ortadoğu’da çok iyi işler başarıyoruz. Türkiye’de özellikle çok önemli inovasyon örnekleri bulunuyor. Türkiye’de altyapı açısından çok önemli çalışmalar var. Kuzey Amerika pazarındaki tipik özellikler Türkiye için de geçerli. Şu an Turkcell, Türk Telekom gibi çok büyük şirketlere hizmet veriyor ve onlar için çözümler geliştiriyoruz. Onlar da küçük ve orta ölçekli şirketlerine güvenlik hizmeti sunabiliyorlar. Palo Alto olarak bizim tüketici pazarına yönelik ürünlerimiz yok. Tamamen kurumsal bir şirketiz. Tüm dünyada olduğu gibi yetkili satıcılarımız üzerinden çalışıyoruz.
Capsule Technologie artık Qualcomm’un Capsule’ün satınalımı, Qualcomm Life’ın bağlantılı sağlık çözümlerinin hastaneleri de kapsamasını sağlayacak ve böylece evden hastaneye ve ikisinin arasındaki bütün noktalardaki bakım sürecini kolaylaştıracak. Qualcomm Life’ın kablosuz uzmanlığını ve hastane dışında da birbirine bağlı tıbbi cihazlar ekosistemini, Capsule’ün bağlantılı tıbbi cihazları, EMR ve
hastane kurumlarının tümünü içine alan BT sistemleriyle bir araya getirilmesiyle, Qualcomm Life dünyanın en geniş açık ve bağlantılı sağlık ekosistemini oluşturarak her yere akıllı sağlık çözümleri ulaştırabilecek. Capsule’ün önde gelen medikal cihaz entegrasyonu ve klinik veri yönetim platformu, hastane içinde bağlı cihazların en büyük ekosisteminde , veri
toplama, EMR ve sağlık BT sistem entegrasyonunu ve izlenebilmesini sağlıyor. Capsule’ün akıllı network’ü; hastane içinde çeşitli karar destek sistemlerine, alarm ve bildirim sistemlerine ve mal yönetimi araçlarına zamanında klinik veri iletme kapasitesi ile cihaz bütünleştirmesinden öteye gidiyor. Böylece bekleme süresi ve uyarlama hataları azaltılıp zamanında ve bilinçli bakım sağlanıyor.
BThaber
BİLİŞİM DÜNYASI
28 EYLÜL - 4 EKİM 2015
11
Dönüşümden uzak kalma şansınız yok Veri depolama şirketi Hitachi Data Systems (HDS), Türkiye’ye yaptığı yatırımları Handan Aybars artırıyor. HDS’in “Transformation as a Service” isimli ve iş ortaklarının da katıldığı etkinlikte sayısallaşan iş ortamlarındaki dönüşüm ve HDS’nin bu süreçlerdeki katkısı ele alındı. HDS Gelişen Ülkeler Başkan Yardımcısı Tom Pegrume, HDS EMEA İçerik, Bulut ve Mobilite İş Geliştirme Müdürü Jonathan Preston ve HDS Türkiye Ülke Müdürü Serdar Sayar’ın katıldığı etkinlikte sayısallaşma, teknolojik kümelenme, mobilite, bulut bilişim, nesnelerin interneti başlıkları ele alındı. İş tanımlı BT sayesinde şirketler kârlılığı artırıyor, maliyetleri düşürüyor, iş yapılarını yeniden inşa ediyor. İleri veri depolama ve işleme teknolojileri kurumsal hayatta payını giderek artırıyor. Yazılım tanımlı altyapılar ise iş süreçlerini ve BT altyapılarını dönüştürüyor. HDS de sanallaştırma teknolojisiyle sunulan sanal depolama platformlarıyla her ölçekte şirkete hizmet verebiliyor. Toplantı sonrası HDS Gelişen Ülkeler Başkan Yardımcısı Tom Pegrume, kurumsal BT yapılarındaki değişim konusunda sorularımızı yanıtladı: n Nasıl bir küresel yapı var karşımızda? Dünyanın her yerinde şirketler engeller ve sorunlarla boğuşuyor, özellikle veritabanı kullanımında esneklik ihtiyacı duyuyor. Pazarda geleneksel oyunculara baktığımızda, şirketler de bunlarla ilişkilerini sorguluyor, hatta değişim adına, yıllardır işbirliği içinde oldukları BT şirketleri ile yollarını ayırıyor. Bütçeler de sınırlı. Yani sorunlar ortak. Ama bunlar yaratıcı ve çevik olma odaklı fırsatları beraberinde getiriyor. Attığımız her adım veri üretiyor ve biz de çözümlerimizle bunları buluşturuyoruz yönetim, IoT gibi alanlarda. Bu da müşterilerin geleceğe bakarak ilerlemesini ve sosyal inovasyonu sağlıyor. Görünürlük, akıcılık ve veri yönetimi gibi başlıklarda BT ve iş birimi arasında köprü olup, aradaki boşluğu dolduruyoruz. n Gelişmekte olan pazarlarda ihtiyaçları nasıl değerlendiriyorsunuz? Türkiye, Pakistan, Ortadoğu ve Afrika benim bölgem. Coğrafi açıdan çok büyük ve
Türkiye’nin potansiyeli, HDS’nin gözünde onun tüm gelişmekte olan pazarlar arasında öne çıkmasını sağlıyor. farklı yapıları içeriyor. Bölgede öne çıkan pazarlar arasında ise Türkiye, Suudi Arabistan, Kenya, Cezayir ve Güney Afrika Cumhuriyeti var. Geleneksel olarak depolamada sağlıklı bir pazar payına sahibiz. Küresel bir gerçek var ki, üst seviye depolama şu anda baskı altında. Sanallaştırma ve bulutun bu baskıda payı büyük. Ama şanslıyız ki bu baskıyı fazla yaşamıyoruz. Bütünleşik altyapı ve çözümleri, bulut odaklı çözümleri sunuyoruz. Türkiye’de olgun bir BT ortamı var. Türkiye’de şirketlerle konuşuyoruz ve diğer ülkelerle kıyaslayınca, bu konumu ve potansiyeli ile bir ‘gelişmekte olan’ ülkeden ziyade, aslında Güney Afrika Cumhuriyeti gibi bölgenin öne çıkan pazarı. Yasal altyapı son derece gelişkin. Uzmanlık ve bilgi birikimi fazla. Ölçeklenebilir bir ekonomik gelişim var. İnanılmaz bir büyüme değil tamam, ama zaten böyle bir büyüme nerede var ki şu an. Sonuçta tüm dünya ülkeleri bir mücadele içinde. Ama bu dönem, ileri bakıp büyüme fırsatlarına odaklanmak için bulunmaz fırsat. Türkiye’nin potansiyeli, onun gelişmekte olan pazarlar arasında öne çıkmasını sağlıyor. n Bölgede stratejiniz hangi kriterlere göre değişiyor? Temelde strateji değişmez. Ama pazarın bulunduğu konuma göre uyarlamalar yapabilirsiniz. Örneğin bazı pazarlarda mobil altyapı hala inşa halinde. Bunlar da, yatırım ve teknolojilerinde geride kalıyor. Ama belirttiğim
gibi, ülkeler ve stratejimiz arasında çok büyük farklılıklar yok. Bir sonraki adımı atmak, bu dönüşümü sağlamak, ülkenin bu değişime ne seviyede hazır olduğu asıl belirleyici faktörler. Burada tüm sektörler için önemli olansa inovasyon bilinci. n Nasıl bir bilinçten bahsediyoruz? Bazı kesimlerde değişime karşı bir direnç olabiliyor. Yenilikleri ‘tehdit’ olarak görebiliyorlar. Özellikle büyük şirketlerde BT birimine baktığınız zaman, sadece sunucular, sadece ağ yapıları odaklı çalışanlar var. Yani bu rutine çok alışkınlar. Oysa biz, çekirdek operasyonları kendi içlerinde yürütmeye bu çok alışkın birimlerin karşısına çıkıp, üstünde yüzlerce sunucu barındıran hizmetleri onlara sunuyoruz. Sonuçta bunları bütünleştirip tüm maliyeti aşağı çekebilir, birkaç bütünleşik platformda her şeyi bir araya getirebilir, yönetimsel kolaylık, ağ yapısında trafiği optimize etme imkanı bulabilirler. ‘IT economics’ dediğimiz zaman kurumsal dönüşümü, departman bazında yenilenmeyi de kapsıyor, çözümlerimizle onlara bütçeyi doğru konumlandırma imkanı veriyoruz. Sonuçta bu birimlerde asıl sorulması gereken soru; bu tarz bir optimizasyon sonunda kurum içinde daha fazla nasıl yaratıcı olabiliriz? n Yani kurumlara bir danışmanlık desteği sunuyorsunuz. Bir yönüyle evet, kurumlara var olan kaynaklarını en verimli
HDS Gelişen Ülkeler Başkan Yardımcısı Tom Pegrume ve bu amaca uygun biçimde nasıl kullanabileceklerini gösteriyoruz. Rutinden çıkan BT ekipleri, birçok başlıkta yaratıcı çalışmalarla kendini ve kurumu geliştirme imkanı buluyor. Biz kurumsal dönüşüm uzmanı değiliz. Ama insanları, kuruma en uygun çözümlerle buluşturmak, bu konuda onların vizyonlarını geliştirmek önemli. Sonuçta ayakta kalmak ve ‘yaratıcı’ olarak bilinmek istiyorlarsa, bir biçimde bu değişimi yapmak zorundalar. Başka şansları yok. Biz de onlara bu dönüşüm için yardım ediyoruz. Stratejimize ‘IT economics’ adını veriyoruz. ‘Doğru kararları almaları için rehberlik’ diyebiliriz bu konsepte. n ‘IT economics’ stratejisinin bir şirkette oluşturulması ve konumlandırılması ne kadar sürüyor? Bu tamamen kurumun ölçeğiyle ve şirket içinde bu değişimi yapmayı gerçekten istemekle alakalı. Bir BT çalışanının direncine karşı
kurumsal farkındalık ve bu yatırımı yapma konusunda ‘C’ seviyesinde yönetici desteği, yani kurumsal işbirliği gerek. Bu tarz bir çalışma sadece BT biriminin işi değil aslında. BT biriminin temel görevi; kurum içinde iş birimleri için iş sürekliliğinin her açıdan sağlanmasını garanti etmek. Her kurumda öyle ya da böyle ‘Shadow IT’ vardır. Ama buna çözüm için BT birimine yüklenemez, bir yatırım planı çizmesi ve bunu konumlandırması için aylarca bekleyemezsiniz artık. Onların görevi ya sizi bazı şeyleri yapmaktan alıkoymak veya bu tarz yapıları kurum BT yapısında konumlandırıp doğru araçları size sunmak. Kurumsal değişime BT’nin uyum sağlaması işte bu yönüyle kritik. n Bu dönüşümde bulut bilişim nasıl bir yere sahip? Özel veya genel fark etmez, kurumları buluta geçmeye teşvik etmeye önem veriyoruz. Sektöre özgü yasal sınırlar dahilinde bunu yapabilirler. Bulut; esnekliği ve kullanım kolaylığı gibi özelliklerle kurumsal bilişimin geleceği. Bu nedenle hangi bulut yapısına geçmek istiyor, daha çevik bir kurum oluşturmak için hangisi gerekiyorsa bunu yapabilir, iç ve dış müşterilerin beklentilerine uygun bir kurguyu hayata geçirebilirler. n Peki ya güvenlik? Güvenlik devamlılığı olan bir süreç. En büyük güvenlik riskinin, kurumun kendi çalışanları olduğunu unutmamak gerek. Güvenliğe her zaman önem vermeniz gerek, risk yönetimi ve güvenlik her zaman gündeminiz olmalı. Altyapınızı bütünleştirip konsolide etmek, size yüzde 100 güvenlik sağlamaz sonuçta.
12
BThaber
BİLİŞİM DÜNYASI
28 EYLÜL - 4 EKİM 2015
İzmir’de hayat WizmirNET ile çok rahat! ‘WizmirNET / Kablosuz ve Engelsiz İnternet Projesi’ kapsamında, ‘Kablosuz İnternet Erişim Hizmeti ve Bilgi İletişim Teknolojilerinin Kullanımı’ konulu panel 1 Eylül tarihinde İzmir’de düzenlendi. İzmir Büyükşehir Belediyesi Kültürpark İzmir Sanat Merkezi’nde gerçekleştirilen, TBD İzmir Şube Başkanı Fikret Kavzak’ın da katıldığı panelde ‘WizmirNET’ ile ilgili şu bilgiler verildi: “Kablosuz ve Engelsiz internet erişimi 1 Haziran tarihinden itibaren İzmirlilerin hizmetine sunuldu. İzmir Büyükşehir Belediyesi ve İzmir Kalkınma Ajansı iş birliğinde
gerçekleştirilmekte olan ‘WizmirNET’ projesiyle, vatandaşa ücretsiz internet erişim hizmeti sağlanıyor. Vatandaşın hayatını kolaylaştırmayı hedefleyen proje
iki aşamadan oluşuyor. Bunlardan bir tanesi olan ‘Açık Alan İnternet Hizmeti’ ile; vatandaşımız toplu ulaşım araçları için yayınlanmış olan cep telefonu uygulamalarını
kullanılabilmekte ve sosyal medya üzerinden İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne rahatlıkla ulaşabilmekte. Diğer aşama ise ‘Yönlendirme Sistemi’dir. Bu sistem sayesinde de; görme engellilerimiz öncelikli olmak üzere yine tüm vatandaşlarımız ve özellikle yaşlılarımız için büyük rahatlık sağlanmış olacak. Yönlendirici ve bilgilendirici bu mobil uygulamayla İzmir Büyükşehir Belediyesi ve Ahmed Adnan Saygun Sanat Merkezi’ne yapacakları ziyaretler esnasında, gitmek istedikleri birimlerin yerini zaman kaybına uğramadan kolaylıkla bulma imkânını yakalayacaklar. ‘WizmirNET’in
‘Açık Alan İnternet’ hizmeti ilk etapta 8 farklı noktada; Ahmet Adnan Saygun Sanat Merkezi, Gündoğdu Meydanı, Kültürpark, Konak Meydanı, Pasaport, Aşık Veysel Rekreasyon Alanı, Tarihi Havagazı Fabrikası ve Buca Hasanağa Spor Kompleksi’nde uygulanmaya başladı. Kullanıma açıldığından itibaren yoğun ilgi gören ‘WizmirNET’ internet hizmetine; toplam 17 bin vatandaş kayıt oldu ve 100 bin defa internet hizmetinden faydalanmak için giriş yapıldı. İnternete giriş yapan vatandaşlarımız, toplamda 10 TB (terabayt) veriye internet üzerinden erişim sağladı.
KOBİ’lerin dünya ile köprüsü bir pakette toplanıyor Enocta’nın yeni eğitim paketi, KOBİ’lerin büyüme ve dünyaya açılma yolunda karşılaştıkları en büyük engel olan “eğitim ve uzman ekip ihtiyacını” etkili, pratik ve ekonomik bir şekilde çözmek için tasarlandı. İnternet üzerinden erişilebilen eğitimler, şirketlerin işgücü kaybı olmadan, istenilen sayıda çalışana, istenilen yerde ve zamanda eğitim alma imkânı sunmasını sağlıyor. KOBİ’lerin büyümesinde bu tip eğitimlerin önemine dikkat çeken Enocta Genel Müdürü Tijen Armağan da, “Bu eğitimlere yapılan yatırımların şirketlere, en fazla bir yıl içinde daha yüksek satış hacmi olarak geri döneceğine eminiz” yorumunu yaptı. Her bir personelin kendine özel kullanıcı adı ve parolayla erişebildiği eğitim altyapısı, şirketlerin ihtiyacına göre üç farklı paket olarak sunuluyor: Kurumsal İletişim Sırları Paketi: Müşteri iletişimini
farklılaştıracak ve müşteri memnuniyetinde rekabet avantajı elde edilmesini sağlayacak belgelerin kolay hazırlamasına yönelik toplam 11 başlıkta eğitimi içeriyor. Satışta Başarının Sırları Paketi: Başarılı satış adımlarına odaklanarak, şirketlerin stratejik satış formülleri geliştirebilir hale gelmesini hedefleyen bu paket, Kurumsal İletişimin Sırları paketinin içeriğine ek olarak İş Sağlığı ve Güvenliği Temel Eğitimleri, Temel Satış Becerileri ve Şikâyet Yönetimi gibi başlıkları da içeriyor. Yönetimde Başarının Sırları Paketi: Finans, hukuk, liderlik ve iş İngilizcesi desteğini bir araya getiren paket, Kurumsal İletişimin Sırları ve Satışta Başarının Sırları paketlerinin içeriğine ek olarak Yönetici ve Liderlik Eğitimleri, Finans ve Hukuk Eğitimleri, İş Dünyası için İngilizce Paketi başlıklarını da kapsıyor.
Yerli teknolojiler destekleniyor Haber Merkezi Ankara Kalkınma Ajansı, 2014-2023 Bölge Planı kapsamında; Ankara için çizdiği 10 yıllık stratejik yol haritasındaki öncelikler doğrultusunda katma değeri yüksek, yenilikçi ürünlerin ticarileşmesinin kolaylaştırılması, yerli üreticinin üretim ve tedarik kapasitesini arttırarak ithal ürünlerin yerli ürünlerle ikame edilmesinin sağlanması amacıyla ‘Yerli Tedarik ve İşbirliği Buluşmaları’ projesini hayata geçirdi. Ankara’nın büyük sanayi kuruluşlarıyla bilim, teknoloji ve inovasyon temelli ürünler geliştiren küçük teknoloji firmalarının buluşturulduğu bu etkinlikle, yerli teknolojilerin tercih edilmesi ve desteklenmesine yönelik önemli bir adım atıldı. Büyük sanayi grupları yerli teknolojileri tedarik zincirlerine ekleyerek rekabet avantajı kazanırken, küçük teknoloji şirketleri ise satış
Ankara Kalkınma Ajansı, ‘2014-2023 Bölge Planı’ kapsamında, ‘Yerli Tedarik ve İş birliği Buluşmaları’ projesini başlattı. kanalları elde etmenin yanında katma değerli ürün geliştirmeye yönelik ihtiyaçları belirleme ve büyük şirketlerin tecrübelerini dinleme fırsatı yakaladı. İlk buluşma; TAİ yöneticileriyle İlk tedarik ağı buluşması TAI (TUSAŞ-Türk Havacılık ve Uzay Sanayi A.Ş.) yöneticileriyle gerçekleştirildi. TAI’nin teknoloji ve ürün geliştirmeden sorumlu yöneticileriyle alt sözleşme grubu yöneticileri, Ankara’nın yenilikçi projeleriyle bir araya geldi. TAI yöneticileri tarafından TAI’nin tedarik ve ürün geliştirme prosedürleri anlatılırken firmalar da ürünleri ve özellikleriyle ilgili sunum yaptı. Projeler arasında; yüksek
mukavemetli, hafif ve süper iletken malzeme teknolojileri, uydu teknolojileriyle uzaktan algılama, coğrafi bilgi sistemleri, anti-statik ambalajlama, auto-pilot kontrol sistemleri, anlık büyük veri işleme gibi önemli teknolojiler TAI’nin ilgisine sunuldu. Yatırım Destek Ofisi ‘Yerli Tedarik ve İş birliği Buluşmaları’ projesine yoğun talep nedeniyle, hem Ankara’daki ERKUNT, MAN, HAVELSAN, TÜRK TRAKTÖR gibi büyük firmalarla kurumsal düzeyde görüşmeye hem de tedarik zincirine değer katmak isteyen aday firmaların başvurularını almaya devam ediyor. Başvurular Ankara Kalkınma Ajansı internet sitesi adresi www.ankaraka.org.tr’den gerçekleştiriliyor.
BThaber
BİLİŞİM DÜNYASI
28 EYLÜL - 4 EKİM 2015
Haber Merkezi 1992 yılından bu yana perakende sektörüne hizmet veren Korgün Yazılım, 1650’den fazla perakende müşterisine ve 550’den fazla üretim müşterisine sahip. Üretimden, planlamaya, satıştan, mobil uygulamalara kadar geniş bir faaliyet alanına sahip olan Korgün Yazılım, Vera ile yaptığı işbirliği ile geliştirilen yeni nesil ödeme kayıt sistemini düzenlediği etkinlikle birlikte tanıttı. Etkinlikte tanıtılan yeni nesil yazar kasayla birlikte perakende sektörü, önemli avantajlara sahip olacak. İş süreçlerini gözle görülür bir şekilde hızlandıracak perakendeciler, bankalardan gelen geri dönüşleri çok daha iyi ve verimli bir şekilde takip etme imkanına sahip olacak. Tüm ödeme şekillerini sisteme en doğu şekilde aktaracak olan işletmeler, gün sonu işlemlerini alırken daha önce karşılaşılan zorlukları da rafa kaldıracaklar. Korgün Yazılım ve Vera’nı
13
Vera ve Korgün Yazılım ödeme sistemlerinde çıtayı yükseltti Korgün Yazılım, Vera ile yaptığı işbirliğiyle geliştirdiği yeni nesil ödeme kayıt sistemini düzenlediği etkinlikte tanıttı.
Doğan Ufuk Güneş işbirliğiyle geliştirilen yeni nesil yazar kasa, bir diğer değişle ödeme sistemi, sahip olduğu özelliklerle de dikkat çekiyor. 20 yıl kapasiteli mali hafızaya sahip olan cihaz,
40 milyon satırlık elektronik kayıt ünitesi, dahili akü gibi özelliklerle donatılmış. Kullanılan yazar kasa ve çok sayıda pos cihazının tek bir cihaz üzerinde birleşimi olan
Vera Delta işletmelerdeki POS fazlalığını ortadan kaldırdığını da belirtmek gerekiyor. Korgün Yazılım Kurucusu ve Yönetim Kurulu Başkanı Doğan Ufuk Güneş, Vera
ile yaptıkları projenin önceki süreçlerde gerçekleştirdikleri çalışmalardan çok daha farklı olduğunu ifade etti. Perakende sektörüne 23 yıldır hizmet ettiklerini söyleyen Güneş, perakende sektörüne en yeni teknolojileri sunmanın kendileri için son derece önemli olduğunu ve bunun şirketlerinin misyonu olduğunun altını çizdi. Vera ile yaptıkları çalışma ile birlikte müşterilerinin yeni nesil ödeme sistemine son derece rahat bir şekilde geçeceğini dile getiren Güneş, bu sayede tek bir nokta üzerinden yazar kasa işlemlerini gerçekleştirecek perakende sektöründeki müşterilerinin, iş süreçlerinde önemli bir avantaj yakalayacağını belirtti.
Gündem; baştan sona analiz En son iş analizi teorileri, yöntemleri, süreçleri ve elde edilen kazanımların gündeme getirileceği, BAWorks tarafından düzenlenen BAistanbul konferansı, 3 Kasım’da Çırağan Sarayı’nda gerçekleştirilecek. BAWorks’ün 10. yılına özel olarak hayata geçirilen Uluslararası BAistanbul Konferansı’nda dünyanın önde gelen şirketleri, alanında uzman yerli ve yabancı yüzlerce profesyonel bir araya gelecek. Mckinsey & Company Inc Kıdemli Danışmanı Oliver Bossert, Cisco Systems Kurumsal Dönüşüm Lideri Gustav Toppenberg, Hotels.Com Teknoloji Direktörü Narek Alaverdyan, Bank Of America İş Analizleri Müdürü Özge Doğuç ve BA-Works Yönetici Ortağı Emrah Yayıcı da konferansın konuşmacıları arasında yer alacak. İş analizi raporu açıklanacak BA-Works tarafından ilk kez konferans açılışında katılımcılarla paylaşılacak Türkiye’nin önde gelen
şirketlerinin CEO’ları, CIO, İş Birimi ve İş Analizi Yöneticilerinin katkılarıyla hazırlanan “Türkiye İş Analizi Raporu”nda ise başarılı projeler için BT ve iş birimleri arasındaki iş ortaklığı seviyesinin nasıl olması gerektiğine, ürün geliştirme yaşam döngüsünde iş analizi ekiplerinin rolüne değinilecek. Konferansta; etkili strateji uygulamaları, uzun vadeli istikrar ve kazanımların yanı sıra, iş analizi teknikleri ve araçları, iş birimlerinin BT ekiplerinden beklentileri, iş analizi metodolojileri ve süreç yönetimi, bilgi ve kurumsal mimari yönetimi, iş analizi dış kaynak kullanımı gibi birçok güncel başlık ele alınacak. Ayrıca “Dijital Çağda İş Analizi ve İnovasyon” ile “Finans ve Sigortacılık Sektörlerinde İş Analizi” konularının tartışılacağı paneller de konferansta yer alacak. Konferansa katılmak için conference@baistanbul. org adresine e-posta atmak, detaylı bilgi için de www. baistanbul.org web sitesini incelemek mümkün.
E-imza’nın yükselişi sürecek 2005 yılında e-imza kanununun yürürlüğe girmesiyle başlayan e-dönüşüm sürecinde 2018 yılı itibariyle e-devlet kullanıcı sayısının 30 milyon, hizmet kaleminin ise 3 bin olması hedefleniyor. Üretilen elektronik ve mobil imzalara ilişkin veriler de Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu’nun (BTK) 2015 ikinci çeyrek raporunda açıklandı. BTK’nın raporuna göre, 2015 Haziran sonu itibarıyla 1 milyon 465 bin 146’sı elektronik imza ve 370 bin 34’ü mobil imza olmak üzere toplam 1 milyon 835 bin 180 elektronik sertifika oluşturuldu. 2015 yılının ikinci çeyreğinde bir önceki döneme göre elektronik imza sayısında yüzde 5,5, mobil imza sayısında ise yüzde 0,9 oranında artış gerçekleşti.
Noter huzurunda olmaya gerek kalmayacak “E-imza ile devletler vatandaşlara, şirketler de müşteri ve çalışanlarına daha iyi hizmet veriyor. Kurumların yanı sıra birey tarafında da e-imza ile yapılabilecek işlemler her geçen gün artıyor” diyen E-Güven Genel Müdürü Can Orhun’a göre, e-imza kullanımı 2015 yılı sonunda kadar daha yüksek ivme kazanacak. Orhun, bu konuda şu bilgileri paylaştı: “Bugün e-imza ile patent, ikametgah taşıma ve iş yeri adresi değiştirme gibi işlemler farklı platformlar üzerinden kolayca yapılabiliyor. Platformların sayısının artmasıyla kamu kurumlarının ve şirketlerin yanı sıra bireyler tarafında da
e-imzanın kullanım alanları genişliyor. Örneğin Kamu Alımları İzleme Raporu’nun 2014 yılı istatistiklerine göre, Elektronik Kamu Satınalma Platformu (EKAP) üzerinden e-imza ile ihale dokümanı indirme sayısı 517 bin 330, mobil imza ile indirme sayısı da 13 bin 67 oldu. E-imza ve mobil imza ile doküman indirme sayısı, idareden doküman alma sayısının yaklaşık iki katı oldu. Yakın zamanda e-imza ile noter huzurunda olmadan da işlem yapılmaya başlanacak. Böylece vatandaşlar çeviri, tescil, defter onayı gibi işlemlerini e-imza ile fiziki olarak belge düzenlemeyerek, sadece elektronik ortamda saklayabilecek.”
14
BThaber
BİLİŞİM DÜNYASI
28 EYLÜL - 4 EKİM 2015
Dijital değişim sürecinde yenilik Haber Merkezi Türkiye İş Bankası dijital değişim sürecinde bir ilke imza atıyor. Mobil hizmetleri müşterilerin etkin olarak kullandığı göz önüne alınarak geliştirilen, İşCepMatik cihazlarının üzerinde her hangi bir klavye ya da kart okuyucu bulunmuyor. Cep telefonları ile beacon veya QR kod teknolojilerini kullanarak bağlantı kurabilen bu yeni nesil bankamatik cihazlarında tüm işlemler cep telefonu ile yapılıyor. Ülkemizde kullanılan bankamatiklerin ithal edilmesi ve her sene milyonlarca dolarlık kaynağın yurtdışına aktarılması göz önüne alınarak, İş Bankası, İşCepMatik projesini yerli üretici DGI Works ile birlikte yaklaşık iki yıllık bir sürede hayata geçirdi. İş Bankası Genel Müdür Yardımcısı Hakan Aran, Türkiye’nin her yerine dağılmış sayıları 6.500 adet olan bankamatik cihazlarının değişim
İş Bankası yeni nesil dijital bankamatik olarak nitelendirdiği İşCepMatik cihazını tanıttı.
sürecinde yeni bir aşamaya geldiklerini belirterek şöyle devam etti: “Biliyoruz ki mobil uygulamalar dijital
değişimin anahtar itici gücü konumundadır. Bu nedenle bankamatikleri Türkiye’ye getiren ve Türkiye’nin en
Hedef 25 milyon avroluk bilet satışı Yılda yaklaşık 250 milyon otobüs biletini satıldığı 4 milyar dolarlık otobüs bileti pazarında ClickBus ve NeredenNereye. com güçlerini birleştirdi. Türkiye’deki operasyonlarının birinci yılını geçtiğimiz günlerde kutlayan ClickBus, online otobüs bileti satın alma platformu NeredenNereye. com ile birleştiğini açıkladı. Bu birleşmeyle ClickBus. com.tr ve NeredenNereye. com platformları müşterilerine ayrı ayrı hizmet vermeye devam edecek. Birlikteliğin ardından şirket yetkilileri, ClickBus ve NeredenNereye olarak, 2016 yılında 25 milyon avroluk bilet satışı gerçekleştirmeyi hedeflediklerini açıkladı. 2017 yılında ise yıllık 3 milyon adetten fazla bilet satışı gerçekleştirilmesi öngörülüyor. Türkiye’nin en eski platformlarından biri olan
NeredenNereye.com, kurulduğu 1999 yılından bu yana sayıları giderek artan firmaların otobüs ve uçak biletlerinin satışını gerçekleştiriyor. 2014 yılı Temmuz ayında Türkiye’de faaliyet göstermeye başlayan ClickBus ise 100’den fazla firmanın bilet satışını gerçekleştirerek, 15 binden fazla rotaya sefer sağlıyor. İnternet sitesinin yanında IOS ve Android uyumlu mobil uygulamaları da bulunan ClickBus online otobüs bileti satışı gerçekleştiriyor. NeredenNereye.com kurucusu Erol Demirtaş platformla ilgili şu bilgileri aktardı;’’NeredenNereye.com, 1999 yılında kullanıcılara bilgi vermek amacıyla kurulmuş bir websitesiydi. Bu bağlamda pazardaki en eski internet sitesi de biziz. Zaman içerisinde platformumuzda bir çok yenilik yaptık ve online bilet satışını 2009 yılında
başlattık. Şu anda 106 farklı firmanın online bilet satışını gerçekleştiriyoruz ve buna ek olarak uçak bilet satışı da sağlıyoruz. 2014 yılında ulaştığımız toplam ziyaretçi sayısı ise 20 milyon. ClickBus globalde 4 ülkede faaliyet gösteren başarılı bir firma, bizim pazardaki tecrübemiz ve ClickBus’un global yapısıyla güzel işlere imza atacağımıza inanıyorum’’ dedi. ClickBus Genel Müdürü Ömer Küçükdere; ‘’ClickBus olarak tek amacımız kullanıcılarımıza mümkün olan en başarılı hizmeti sunmak ve online otobüs bileti alımlarını kolay bir hale getirmek. NeredenNereye.com ile birleşmemizle birlikte hem Türkiye’deki online bilet satışlarını arttırmayı hem de müşterilerimize daha iyi hizmet verebileceğimiz platformlar yaratmayı hedefliyoruz’’ dedi.
geniş bankamatik ağını yöneten öncü banka olarak dijital değişim alanındaki liderlik misyonunu yerine
getiriyor ve bankamatiklerimizi dijitalleştirme yolunda ilk adımı atmış bulunuyoruz. Bu adımı atarken ülkemizin kaynaklarını ve imkânlarını en verimli şekilde kullanmayı da kuruluş misyonumuzun bize yüklediği ‘Türkiye’nin Bankası olma’ sorumluluğunun bir gereği olarak görüyoruz.” Bu projeye DGI Works firması ile iki sene önce çalışmaya başladıklarını belirten Aran, İşCepMatikleri kuracakları yerleri ilk aşamada dijital değişim programına uygun olarak üniversiteler, oteller, hastaneler, sinemalar arasından seçtiklerini, kurulumlar sonrasında müşteri deneyimi ve cihaz performansını gözlemleyerek değerlendireceklerini söyledi. Müşterilerin gösterdiği ilgi doğrultusunda 2018 yılından itibaren bankamatikleri İşCepMAtiklerle yenilemeyi düşündüklerini belirten Aran, yerli üretim cihazların maliyeti düşüreceğine ve bu cihazların yaygınlaşmasıyla ülke ekonomisine de katkı sağlanacağına dikkat çekti.
Dijitalleşme bankaları farklılaştırıyor Bankacılık sektörünü yeniden şekillendirecek dijital dönüşümün konu alındığı SAP Bankacılık Zirvesi, finans ve teknoloji profesyonellerini bir araya getirdi. Zirvenin açılış konuşmasını yapan SAP Türkiye Genel Müdürü Zeynep Keskin, “Dijitalleşme bankaları farklılaştırıyor ve rekabette öne geçmelerine destek oluyor SAP olarak stratejimizi bu doğrultuda oluşturarak basit, hızlı ve esnek bir şekilde verinin anlamlandırılmasını sağlayan çözümler sunuyoruz” dedi. SAP Bankacılık Zirvesi’nin açılış konuşmasını gerçekleştiren Denizbank Genel Müdürü Hakan Ateş ise şunları kaydetti; “Bankacılıkta üst yönetimin en büyük kuşkusu sistemde bir sıkıntı yaşanması ihtimalidir. Bu da bizi mevcut sisteme sıkı sıkı sarılmaya iter. Ancak performansımızı yerine getirmenin en önemli kriteri kuşkusuz teknolojidir. Teknoloji beraberinde farklılaşmayı getirir. İnovatif olmadan fark
yaratmak mümkün değil. Ancak işinizi doğru yapıyorsanız ve teknolojiniz de sizi destekliyorsa farklılaşabiliyorsunuz. DenizBank’ın DNA’sında inovasyon ve yenilik var. Bu vizyon ile 2004 yılında IP tabanlı sistemlere geçme kararı verdik. Böylece DenizBank’ın dönüşümü başladı. Çevik olup çevik kalabilmek için inovasyona odaklandık. Çünkü dünya dijitalleşiyor, bankacılık dijitalleşiyor. Böyle bir dönemde müşterinin ne istediğini bilebilmek ve ona hızlı çözümleri sunabilmek gerekiyor. Bu dönemde müşterinin ‘cebine’ girebilen kazanıyor. Çünkü müşteri işini hızlı gerçekleştirmek istiyor. Bu da ancak teknoloji ve inovasyon ile sağlanabiliyor. Biz bunu başardık. Dijitalleşme ile aynı zamanda ciddi bir maliyet avantajı da elde ediliyor. DenizBank olarak dijitalleşme ile 4 maliyet kaleminden üçünü doğrudan azalttık. Teknolojiyi insan ile birlikte faaliyetlerimizin tam ortasına yerleştirdik.”
16
BThaber
BİLİŞİM DÜNYASI
Sedef Özkan Türkiye, son dönemlerin en çok konuşulan yeniliklerinden biri olan 3D yazıcı ile konut üretilmesi konusunda da inşaat sektörüne yön vermeye hazırlanıyor. İlk olarak ABD’de yapılan ve 3D yazıcı ile 24 saatte ev üretilmesinin önünü açan bu yeni üretim tarzı dünya inşaat sektöründe heyecanlı bir bekleyişin önünü açtı. Daha sonra Çin, Avustralya, Hollanda gibi ülkeler de 3D yazıcı ile ev, köprü, ofis ürettiklerini duyurdu. Klasik yapı üretim anlayışından farklı olarak ‘daha kısa sürede, daha ucuza, daha sağlam’ mottosuyla üretilen evlerde en çok merak edilen konuların başında, kullanılan ürünlerin dayanıklılığı geliyor. Avrupalı yetkililer atık malzemeleri hızlı kuruyan bir beton karışımıyla birleştirerek evleri hayata geçirdiklerini açıklarken, Çinli girişimciler ise en az 150 yıl dayanma garantisi verdikleri villaların inşaatında endüstriyel ve tarımsal atıklardan elde ettikleri, yanmaz ve su geçirmez malzemelerin kullanıldığını kaydediyor.
13 - 26 TEMMUZ 2015
3D yazıcılar Türk inşaat sektörü için büyük fırsat LTS Teknoloji Grup’un Başkanı Talat Sam, ülkemizin inşaat potansiyelinin teknolojinin getirdiği yeni üretim anlayışıyla bir an önce aynı potada eritilmesi gerektiğine dikkat çekti. 3D yazıcı ile ürettiğimiz evlerimiz, ofislerimiz olmalı Tamamen yerli 3D yazıcı TeTe’nin üreticisi olan LTS Teknoloji Grup’un Başkanı Talat Sam, yeni üretim modelinin kısa sürede dünya geneline yayılabileceğine dikkati çekerek, sürekli değişen ve her geçen gün daha da ilerleyen teknolojiye ayak uydurmayanların ‘yaya
LTS Teknoloji Grup Başkanı Talat Sam kalabileceği’ uyarısında bulundu. Yeni üretim tarzından genellikle lego parçaları gibi birbirine monte edilen modüller kullanıldığını anlatan Sam, “Örneğin, her biri 4 bin 800 dolara mal olan 10 adet evi 24 saatten kısa bir sürede inşa eden Çinli firma 150 metre uzunluğunda, 10 metre genişliğinde ve 6,6 metre yüksekliğinde dev
bir 3D yazıcıyla bu projeyi tamamladı. Bu sistemde inşaat sürecinin yüzde 90’dan fazlası inşaat alanının dışında gerçekleşiyor. Dev yazıcılar sizin istediğiniz evin parçalarını özel bir alanda üretiyor. Daha sonra sizin istediğiniz yerde çok kısa bir sürede bu parçalar monte ediliyor ve eviniz tamamlanıyor” dedi. Türkiye’nin hava limanlarından,
dev kulelere; köprülerden, barajlara kadar birbirinden farklı alanlarda dünyanın gıpta ettiği projeleri hayata geçirdiğini hatırlatan Sam, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Ülkemizin bu potansiyelini teknolojinin getirdiği yeni üretim anlayışıyla bir an önce aynı potada eritmemiz lazım. Bizim de, ABD ve Çin’in ardından 3D yazıcı ile ürettiğimiz evlerimiz, ofislerimiz olmalı. Bu teknolojinin en iyi örneklerini verecek kabiliyet de tecrübe de bizlerde var. Tamamen yerli ilk 3D yazıcıyı diğer ülkelerden katbekat ucuza üreterek bu gücümüzü gösterdik. Ayrıca Türkiye, maalesef depremin ne denli acı sonuçları olduğunu acı tecrübelerle öğrenmiş bir ülke. 3D yazıcı ile yapacağınız evler hem çok dayanıklı, hem çok hızlı hem de ucuz olacak. Sektör temsilcilerinin geleceği şimdiden planlamaları için şimdiden bizlerle irtibat kurması gerekiyor. Dünyaya nam salan Türk müteahhitler liderliklerini 3D yazıcı teknolojisini işlerine uyarlamaları durumunda sürdürebilir. Gelecek yılın sonlarına doğru ülkemizde 3D yazıcı ile üretilen ilk ev-ofis örneklerini göreceğimizi tahmin ediyorum.”
Üniversite öğrencilerinin yüzde 80’inin tek bilgi kaynağı internet Dünyanın en eski meslek kuruluşu olan ACM’in Hipermetin ve Sosyal Medya üzerine düzenlediği konferansın 26.’sı ODTÜ Kuzey Kıbrıs Kampusu’nda gerçekleştirildi. Dünya üzerindeki pek çok önemli araştırmacının da katıldığı konferans internet ve sosyal medyanın özellikle gençlerin hayatındaki yerini ortaya koyması bakımından oldukça ilginç araştırma sonuçlarının da duyurulduğu bir etkinlik oldu. University of South Australia öğretim görevlilerinden Sara Salehi, Jia Tina Du ve Helen Ashman’ın 120 üniversite öğrencisiyle yaptıkları bir araştırma öğrencilerin yüzde 80’inin arama motorlarını araştırmalarındaki tek başvuru kaynağı olarak kullandıklarını ortaya koydu. Bunun dışında hiçbir kaynaktan destek
almayan öğrenciler, buradaki sonuçlarında tamamen doğru olduğunu düşünüyorlar. Web sitelerinin yüzde 20’si güncel değil ABD’deki Old Dominion University öğretim görevlilerinden Scott G. Ainsworth ve Micheal L. Nelson’ın Los Alamos Ulusal Laboratuvarı’ndan Herbert Van de Sompel ile birlikte gerçekleştirdiği bir araştırmaya göre, Mayıs 2015 tarihi itibariyle dünyada herkesin ulaşabileceği 479 milyar web sayfası bulunuyor. Ancak bu sayfaların sadece yüzde 20’sinin belli bir süre sonra tekrar kontrol edildiğinde ilk gün verdikleri bilgilerin aynısını verdiği ortaya çıkıyor. Araştırma sonuçları, internet üzerinden yapılan araştırmaların devamlı kontrol edilerek güncellenmesi gerekliliğini ortaya koyuyor.
“Beğen” tuşuna bİr gruba aİt hissetmek İçİn basılıyor ABD’deki Pennsylvania State University’den Jin Yea Jang, Kyungisk Han ve Dongwon Lee’nin popüler bir fotoğraf paylaşım sitesindeki “Beğenme” butonu üzerine yapılan bir araştırma da oldukça ilginç sonuçlar ortaya çıkardı. Dünya üzerindeki 20 milyon kullanıcı ve bu kullanıcıların 2 milyar “Beğenme” aktivitesi üzerinden çıkarılan sonuçlara göre bu beğeniler ve ağ, katlanarak büyüyor. Öncelikle bu fotoğrafı beğenen kişi tarafından başlatılan beğenme aktivitesi, bu kişiyi takip edenlerle birlikte birden bir ağ oluşturuyor. Bu tür ağın oluşma nedenleri insanların kendilerini bir gruba ait hissetme ihtiyacı olarak öne çıkmasının yanında aynı zamanda çeşitli iş fırsatlarıyla da ilgili
oluyor. Büyük şirketlerin bu iletişim biçimine yaklaşımı bunda önemli rol oynuyor. Görselin yaratıcı bir şekilde paylaşılmasının
ardından bunun beğenenler tarafından tekrar paylaşılması ürünün yayılması açısından oldukça etkili oluyor.
17 BThaber
DOSYA
Gömülü yazılımlar ve teknolojiler Akıllı veya yarı akıllı cihazların tamamı, gücünü gömülü yazılımlar ve teknolojilerden alıyor.
Gömülü Teknolojiler
Günümüzde elimizi nereye atsak kendi kendine iş yapabilen, Ruşen Göbel belli başlı durumlara göre karar verebilen cihazlarla karşılaşıyoruz. Hatta buzdolabının kapağını açtığımızda içerisindeki ışığın yanması bile buna bir örnek. Elbette ki buzdolabının kapağının açık olup olmadığını gözlemlemek için çok basit bir elektrik ve anahtar devresi yeterli oluyor. Dolayısıyla gömülü bir sisteme ihtiyaç bulunmuyor. Peki bu buzdolabının içerisinde, her katta ayrı aydınlatma bulunsaydı ve her aydınlatma
kendi katındaki meyve – sebze kadar aydınlatsaydı ne olacaktı? İşin içerisine kamera gibi bir sensör örneği girecekti ki işin içerisine sensör girdiği zaman ister istemez gömülü teknolojilerden faydalanıyoruz. Her kattaki yiyeceği kameralarla algılayan bir mikroçip ve bu mikroçipin nasıl çalışması gerektiğini gösteren bir yazılım, yiyecek miktarına göre her kattaki aydınlatmalara ayrı miktarlarda gerilim dağılımı yaparak aydınlatmayı düzenliyor olacaktı. İşin en eğlenceli kısmı ise bu tip akıllı sistemlerin çoğunun farkına bile varmıyoruz. Bizim için bir kata daha fazla sebze koymasıyla o katın
28 EYLÜL 4 EKİM 2015 www.bthaber.com
daha fazla aydınlanması yeterli. Teknolojiye ciddi merakı olanlar haricinde pek fazla kimsenin bu sistemin nasıl işlediğini sorgulamaz. Kullanır, geçer. Bir buzdolabı ve katlarının aydınlatılması üzerinden yol aldık fakat hayatımızın pek çok alanında gömülü yazılımlar ve teknolojilerden faydalanıyoruz. Trafik lambalarından otomobillerin sileceklerine, klimalardan gelişmiş kahve makinelerine her yerde karşımızdalar. Sessiz, sakin ve kendisinin varlığını hissettirmeyecek şekilde çalışırlar. Zaten gömülü sistemlerin de en önemli amacı budur.
18
DOSYA
BThaber
Gömülü Teknolojiler
28 EYLÜL - 4 EKİM 2015
Yazılımların sensörlerle dansı Gündelik hayatımızda dört bir yanımızı saran gömülü sistemler, pek çok alanda bize kolaylıklar sağlıyor. Bu teknolojiler pek çok yeni alan yaratırken, aynı zamanda hali hazırda büyük önem taşıyan çoğu sektörde de köklü değişikliklerin gerçekleşmesine sebep oldu. Elbette ki bu sektörlerden biri de otomotiv. Mekanik aksam ve gömülü teknolojiler Hepinizin bildiği gibi otomobiller, uzunca bir ana yapısını korudu. Piyasada yeni yeni yaygınlaşmaya başlayan elektrikli araçlar gelmeden önce sıvı yakıt kullanan araçların hareketini sağlayan aksam neredeyse yüz yıldır aynı temeli kullanıyor. Performansının ve verimliliğinin artması için araçların kasaları aerodinamik kanunları göz önünde bulundurularak tasarlandı, daha hafif malzeme kullanıldı. Daha konforlu bir sürüş için hidrolik direksiyona geçildi, klimalar eklendi, vücudumuzun yapısına daha uygun koltuklar kullanılmaya başlandı. Bu tip ufak değişimlerle beraber 90’lardaki ortalama aile otomobillerine ulaşıldı. Sonrasında sensörlerin, çiplerin ve yazılımların kullanılmaya başlanmasıyla beraber araçlardaki değişim,
Herhangi bir teknolojiye yapılan ekstra gömülü çip ve yazılım takviyesi, o teknolojinin bambaşka işlevler kazanmasına sebep olabiliyor.
büyük bir ivme kazandı. Silecek kontrolünden kendi kendine park edebilen arabalara… Muhtemelen arabalardaki ilk akıllı sistem cam sileceklerinin hızlarını yağmur durumuna göre ayarlayan sistemdir. Ön camda bulunan bir sensör, sileceği otomatik modda çalıştırdığımızda yağmurun şiddetini algılıyor. Algılanan veri çipe gönderiliyor ve
yazılımla beraber çeşitli hesaplar gerçekleştirilerek sileceklerin çalışma hızı ve frekansı belirleniyor. Yine ilk çıkan akıllı sistemlerden biri olan yol bilgisayarı, enjektördeki, şamandıradaki ve tekerlekteki sensörleri aracılığıyla kapsamlı bir hesap yapıp, ekrana depodaki benzinle daha kaç kilometre gidilebileceğini ve anlık olarak yaktığı benzini yansıtabiliyor. Günümüzde kullanılan
gömülü sistemlere ve beraberindeki yazılımlara baktığımız zaman bu silecek sensörü ve yol bilgisayarlarının bir hayli “ilkel” kaldığını görüyoruz. Sensör teknolojilerinin gelişmesinin yanı sıra gömülü sistemlerin performanslarının ciddi anlamda artması, yazılım tarafında yapılabilecek şeylerin önünü açıyor. Artık arabayı park edilecek yerin yanına bırakıp, otomatik olarak park etmesini sağlayabiliyoruz. Araç, dört bir yanındaki uzaklık algılayıcılarla ve kameralarla beraber çalışarak, direksiyonu ve vitesi ayarlıyor, gaza ve frene basıyor. Arabayı istenen aralığa park edebiliyor. Arabayı durdurup anahtarımızın üzerindeki uzaktan kumandayla kilitlediğimiz anda da açık olan camlar otomatik olarak kapatılıyor. Dahili vale hizmeti Audi, bundan 2 sene önce kendi kendini otoparka götürüp park edebilen sistemini tanıtmıştı. Hayır, yolun kenarına park etmekten bahsetmiyoruz. Çok aracın sığabildiği, katlı otoparkın kapısına otomobilimizi bırakıyoruz ve araç gidip kendi kendine yer bulup, kendi kendine park ediyor. Park ettikten sonra da motoru ve tüm sistemleri
kapatıp bekleme moduna geçiyor. Bekleme modunda akıllı telefonumuzla olan bağlantısını kesmiyor. İşimiz bittiğinde de akıllı telefonumuzdaki uygulama aracılığıyla aracı, bıraktığımız noktaya geri çağırabiliyoruz. Araç çalışıyor, gideceği yolu belirliyor, vites, fren, gaz, far, sinyal lambaları dahil tüm kontrolü eline alıyor ve otoparktan çıkmaya başlıyor. Valelerin mesleğindeki en büyük tehlikenin bu araçlar olduğunu söyleyebiliriz. Son nokta: Sürücüsüz otomobiller Araba kullanmak kimileri için keyif olsa da belli bir noktadan sonra sıkıcı hale gelebiliyor ve ciddi yorgunluğa sebep olabiliyor. Otomobil ve teknoloji firmaları şu sıralar harıl harıl sürücüsüz otomobiller üzerine çalışıyorlar. Çevresindeki arabalarla iletişim kurabilen, GPS aracılığıyla dünyadaki tüm yolları ezbere bilen, istediği an trafik kontrolü yapabilen ve refleksleri insandan çok daha güçlü, anında tepki verebilen otomobiller… Otomobillerde gömülü sistemlerin –şimdilik-son noktası olan bu teknoloji, birkaç yıl içerisinde trafik kazalarının ciddi anlamda azalmasına sebep olacaktır.
BThaber
Gömülü Teknolojiler
28 EYLÜL - 4 EKİM 2015
DOSYA
19
Çevremizde sıklıkla karşılaştığımız teknoloji cihazları içerisinde sessiz sakin görevini yapan gömülü sistemler, cep telefonlarının da temelini oluşturuyor. Cep telefonlarının gömülü ve 3. parti yazılımları da henüz gelişmekte olan araç içi bilgi eğlence sistemlerine hayat katabilir.
Nesnelerin interneti, gömülü sistemlere ihtiyacı artıracak Aslında hemen hemen elimizin değdiği her şeyde ve gözümüzün gördüğü her yerde, içinde gömülü sistemlerin çalıştığı bir teknolojik ürün bulunmaktadır. Ama işlerini sessiz, sakin ve kendini hissettirmeden yaptıkları için onları kolay kolay fark edemeyiz. Her gün seyahat ettiğimiz otomobiller, bankacılık işlemleri yaptığımız ATM makineleri, cep telefonları, müzik çalarlar, modem cihazları, fotokopi makineleri, uydu alıcıları ve daha sayamadığımız birçok uygulamada sessizce görevlerini yaparlar. Gömülü sistemlerin en popüler örneklerinden olan cep telefonları, yakın gelecekte otomobillerle direkt
entegre olabilir. Her yerden hızlı veriye ulaşım imkânı veren cep telefonları, barındırdıkları navigasyon, müzik, oyun ve birçok uygulama sayesinde, bu konuda henüz o kadar ilerlememiş IVI (In-Vehicle Infotainment) araç içi bilgi/ eğlence sistemlerinde destek olarak kullanılabilir. Bu bağlamda, araç içine yerleştirilen bir ekrana USB, bluetooth gibi uygun bağlantı teknolojileriyle cep telefonlarından görüntü aktarımı yapılabilmesi çok efektif ve kullanışlı bir çözüm gibi görünüyor. Hâlihazırda, bu konuyla ilgili çalışmaların devam ettiğini gözlemliyoruz. Nesnelerin interneti hızla yaklaşıyor ve artık insan unsuru olmadan cihazların birbirleriyle konuşabilmesi
gerçeği tasarlanıyor. Bu öngörü, basit ya da karmaşık olsun bu ağ içinde yer alacak cihazların içlerinde gömülü bir sistemi barındırmasını gerekli kılabilir. Sensörler, ağ boyunca veri iletimi ve bunları kontrol eden, karşılaştıran, yöneten milyarlarca cihaz gelecek on yılın konusu olabilir. Günlük hayatta, insan müdahalesi gerektiren ancak belirlenebilir rutinleri bulunduğu için makineler tarafından gerçekleştirilebilecek birçok işlem bulunmaktadır. Nesnelerin internetinin yaygınlaşmasıyla ve gömülü sistemlerin de katkısıyla milyarlarca cihazın birbirine bağlandığı bu devasa sistem günlük yaşamda farklı bir pencere açabilir.
CDT Bilgi Teknolojileri Genel Müdürü Alpay Göğüş
20
DOSYA
BThaber
Gömülü Teknolojiler
Önce FET (field effect transistor) keşfedildi. FET, aslında, bir hortumun içinden geçen suyun miktarının, hortumun ezilmesi ile kontrol edilmesi prensibine dayanıyordu ve o sıralarda kullanılan tek elektronik aktif devre elemanı olan “radyo lambası”nın (vacuum tube) germanyum maddesi üzerindeki kopyası idi. FET, günlük yaşamımızda pek yer bulmadı. Ardından, bir baz plakası üzerinde, ikisi de bazdan dışarı doğru akım akıtan diyottan oluşan (NPN) bipolar transistor keşfedildi. Bunda, diyotun biri, devrede ters kutuplu olarak duruyor ve akım akıtmıyorken, diğer diyottan akıtılan akıma oranlı olarak ters kutuplu diyotun akım kaçırması sağlanmıştı buna “transistor effect”; kolektörden içeri kaçırılan akımın bazdan içeri verilen akıma oranına da beta denildi. Bipolar transistor “transistorlu radyolar” ile günlük yaşamımıza girdi.
28 EYLÜL - 4 EKİM 2015
Gömülü yazılımla bir uzantısı değil, yazılımın vücut b Ali Akurgal
drain
tasarımcılarının özel isteklerinin ardı arkası kesilmeyince, devre elemanı üreticileri, transistor tarlası gibi alanlar oluşturup, bu transistorlar arasındaki devre bağlantılarının kullanıcı tarafından yapılabilmesine olanak tanıyan “uygulamaya özel tümdevre ASIC” çözümlerini pazara çıkardılar.
drain
gate
np
gate
source
source
programmable gate array – FPGA” denildi. Belki ilk gömülü yazılımın bunlar üzerinde yer aldığını söylemek yanlış olmayacak.
N-channel FET
Analog yükselteç, “Op-amp”.
Bunları, sayısal mantık devreleri (AND, NAND, OR, NOR gate) izledi. Yüzlerle, binlerle değişik işlev (fonksiyon) içeren devre elemanı yapılmasına karşılık, devre
Üstte FET, altta pibolar transistor yapısı. Ortada geleneksel görünüm.
Op-Amp Vo R2
Vİ
R1 R V =1 + 2 xV 0 i R 1
Bu tümdevrede, transistorlar arasındaki bağlantılar metal maskesinin devre tasarımcısı tarafından yapılmasıyla elde edilmekteydi. Zamanla, ASIC’lerde, analog ve sayısal karma devreler kurmaya uygun “hazır metal maske şablonları kütüphanesi” bile sunuldu (Flexar library). Bir taraftan da, hepsi sayısal kapılardan oluşan tarlaların komutlarla istenildiği gibi dizilmesine olanak tanıyan sayısal ASICler pazarda yer aldı bunlara “field
Tipik bir ASIC. Tarlalar hazır, metal maskesi ile bağlantıyı kullanıcı yapacak.
Aynı devre elemanı içerisinde birden fazla transistorun yer aldığı çözümlere tümdevre (integrated circuit) diyoruz. Hiç öyle adlandırılmasa bile, bu tanıma uygun ilk devre elemanı,”Darlington transistor”. Burada, iki bipolar transistor ardı ardına bağlanarak, betalarının çarpımı kadar bir kazanç sunmaktaydılar. İlk karmaşık tümdevreler, analog yükselteç (operational amplifier) türü devrelerdi.
+
Her ne kadar günümüzde yazılımlar mikro görülüyor olsa da artık bu mikroçipler, ge işlevi yazılımlar sayesinde kazanıyor ve bu
FPGA. Bir anlayışa göre ilk gömülü yazılım FPGA’de yer almış oluyor.
Sonunda, devre tasarımcısının bitmez tükenmez isteklerinden bıkan bileşen üreticileri, “sıkıldım artık, al, ne işlev tanımlayacaksan sen tanımla” dercesine PIC’i ürettiler. Burada, tümdevrenin bir ayağı analog mu sayısal mı, giriş mi çıkış mı olacak kullanıcı belirliyor. İsterseniz 40 bacaklı bir tümdevrede 37 giriş 1 çıkış tanımlıyorsunuz, isterseniz, aynı tümdevrede sıfır giriş 38 çıkış tanımlıyorsunuz. İki ayak toprak ve güç kaynağı, geriye kalanı giriş veya çıkış olabiliyor. 5-6 tanesi de analog işaret olabiliyor. Anlatmaya çalıştığım, “gömülü yazılım”ın, yazılım ana dalının ayrılarak donanım içerisinde yer alan bir uzantısı değil, donanımın geçirdiği evrimler sonucunda işlevini yazılım yardımıyla tanımladığımız devrelerin ortaya çıkmasıyla vücut bulduğu. Burada ilginç olan, evrimde, aşama aşama işlevin nasıl “yüklenebilir” kılındığı. ASIC aşamasında tümdevreye ne işlev yükleyecekseniz, metal
BThaber
Gömülü Teknolojiler
28 EYLÜL - 4 EKİM 2015
DOSYA
21
ar donanımın , donanım bulmuş hali
oçiplerin bir parçası olarak eçirdikleri evrimler sonucun una göre çalışıyor. maskesi öyle basılıyordu, ve bir daha değiştirilemiyordu. Sonradan metal maskeyi tek tip basmaya, istemedikleri kısmını devre kart üzerine konulduktan sonra yakarak işlev yüklemeye başladılar. Derken, günümüzde, PIC ile artık defalarca farklı işlevler yüklenebiliyor, hattâ sahada, kartın üzerinden sökmeden değiştirilebiliyor. Gömülü yazılım, bu anlamda, bir işletim sistemi bir işlemciye nasıl yükleniyorsa ondan farksız, hattâ daha kolay yüklenir duruma gelmiş bulunuyor. Gömülü yazılım, bundan böyle
Sabah ekmek kızartacaksınız, ekmeğin ne kadar kızaracağını denetleyen bir gömülü yazılım, kızartacağın içinde görünmeden arka planda çalışıyor. Türk kahvesi yapan makineler de pişirme sürecini gömülü yazılımla denetliyor ve yönetiyorlar. Çok yakında, tuvalette işinizi bitirdiğinizde sizin arkanızdan temizliği kendiliğinden yapan rezervuarlar otellere has olmaktan çıkıp her eve girecek. Böylece tuvalete gitmek için değil ama, oradan çıkarken bile gömülü yazılım
PIC ve ona işlevini kazandıran gömülü yazılım. Yazılımı (solda), sağdaki PIC’e gömüyoruz. artık en beklemediğiniz yerde her cihazın içinde yer alacak. Çünkü, düşük bedeli ile PIC, hemen tüm işlevleri üstüne almaya başladı.
kullanıyor olacaksınız. Otomotivde ise iş çığırından çıkmış durumda. Yağmur yağdığında hattâ cam tozlandığında
silecekleri çalıştıran bir ECU. Hava karardığında farları yakan bir başka ECU, aracın her lambasını tek tek kontrol eden biri bozulduğunda önünüzdeki ekranda “sol ön gündüz farı arızası” diye uyarı mesajı çıkartan bir başka ECU, radyo ve ses düzenini saymayalım, ama çoğu ile tümleşik, aracın ön ve arkasındaki nesnelere olan mesafeleri ölçen ve radyo ekranında gösteren bir başka ECU. Motoru çalıştıran bir başka ECU, dört tekerleğe ayrı fren basınçları hesaplayarak virajda savrulmayı önleyen bir başka ECU, kaymayı ölçen ve önleyen bir başka ECU, … Sözün özü, önümüzdeki sene, orta sınıf (C sınıfı) bir araçta ECU’ların toplam değeri, metal aksamın toplam değerini geçecek. Peki, o zaman otomotiv’i makine sektöründen silip, elektronik sektörüne mi yazacağız? Nedir bu ECU derseniz, “electronic control unit”. Bizâtihî “gömülü yazılım”. Türkiye’nin ihracat şampiyonu olan otomotiv, kullandığı ECU’ları baskın biçimde yurt dışından almakta. Hani, bunlar yerli olarak temin edilebilse, yerli katkı oranı birden katlanıverecek. Ama olmuyor. Neden mi? Komik bir şekilde, bu ECU’ları kullandığınızda aracın
yeniden sürüş güvenliği sertifikası alması gerekiyor. Buna ilişkin deneyleri yapabilecek laboratuarlar Türkiye’de var ama akredite değil. Özetle, elektronik sektörü olarak ECU yapmaya hazırız da, bunu otomotivde kullanmak için ülke olarak alt yapımız yetersiz. Yaşamımızı kolaylaştırıcı, yaşam kalitemizi, gönencimizi artırıcı etkileri olan uygulamaların çekirdeğinde, çoğu yerde gömülü yazılım yer almakta. Akıllı binalar, yoğun olarak gömülü yazılım içeren yönetim birimleri (control unit) kullanacak. Bu sâyede, örneğin, günümüze kadar kimselerin söz etmediği bir konfor unsuru, konutlarımızdaki “hava kalitesi” yönetilebilecek. İnsanların yaşam alanlarındaki havanın yalnızca sıcaklığı değil, nem, oksijen ve karbondioksit oranları da denetlenip belli sınırlar içinde tutulabilecek. Uygun ortamda, insanlar yorulmadan daha uzun süreler çalışabilir ve daha kısa sürede dinlenebilir olunca da verimlilik artacak. Tıpkı tavuk çiftliklerinde uygun ortamı sağlayıp 4-5 haftada yumurtadan kesime piliç yetiştirildiği gibi. İşin bu yanını da toplum bilimciler düşünsün!
22
BThaber
BİLİŞİM DÜNYASI
Günümüzün elektronik teknolojilerine baktığımız zaman, çiplerin büyük oranda Ruşen Göbel doyuma ulaştığını görüyoruz. İşlemlerin ve hesapların yapılmasını, yapay zekanın çalışmasını sağlayan bu çiplerin doyum noktasına yaklaşmış olmalarının sebebi ise basit: ısınma problemleri. Isınan çipler ve büyük soğutma sistemleri Günümüz mikroçiplerinin önündeki en büyük engel olan ısınma sorunları, elbette ki kullanılan malzemelerden kaynaklanıyor. Mikroçiplerden daha yüksek performans elde edebilmek için daha fazla sayıda transistöre veya daha yüksek saat hızlarına ihtiyaç duyuyoruz. Şu sıralar masaüstü bilgisayar işlemcilerinde 2.6 milyar civarında transistör bulunabiliyor ve bu işlemciler 4 - 4.5 GHz hızlarında çalışabiliyorlar. Kullanıcılar sıvı nitrojen soğutma sistemleriyle bu çiplerin hızlarını 8.5 GHz’e kadar yükseltebiliyorlar fakat elbette ki bu durum çipin ömrününm kısalmasına sebep oluyor.
Bu kadar ciddi bir şekilde ısınan çipler için elbette ki kendi hacminin yüzlerce katı kadar soğutuclara ihtiyaç duyuyorlar. Bunu ekran kartlarında sıklıkla görebiliyoruz. 601 milimetrekare alanında, 3 - 4 mm kalınlığında bir GPU’yu soğutmak için 30 cm uzunluğunda, 7 - 8 cm kalınlığında bir metal ve fan yığını gerekiyor. Isınma problemi bu kadar ciddi olunca elbette ki gelişim de yavaşlıyor. Şu anda ekran kartı ve işlemci üreticilerinin önünde “ısınma” gibi bir sorun olmasaydı neler üretirlerdi, meraklardayım. Isıyla ilgili problemlerimizden bahsettikten sonra artık grafene giriş yapabiliriz. Grafen nedir? Grafen günümüzün mucize maddesidir. Dünyanın ilk 2
28 EYLÜL - 4 EKİM 2015
Teknoloji dünyası grafen ile yeni bir çağa hazırlanıyor Teknoloji dünyası, silikona yavaş yavaş veda edip grafene geçiş yapmaya hazırlanıyor. Grafen ile beraber teknoloji inanılmaz bir ivme kazanacak. boyutlu atom dizilimine sahip maddesi olan grafen, sadece 1 atom kalınlığında yapraklar halinde kullanılıyor olacak. Çoklu katmanlar halinde kullanılabilen bu madde, çelikten tam 200 kat daha sağlam olmasıyla da dikkat çekiyor. Şu anda dünyanın en iletken maddesi olan grafen, böylece ısınma problemlerinin de önüne geçiyor. Direnç ne kadar düşük olursa ısıya dönüşen enerji de o kadar az oluyor haliyle.
göre muhtemelen 50 ila 100 GHz hızında, ekstra soğutmaya ihtiyaç duymadan çalışabilen ve milyarlarca transistöre, onlarca çekirdeğe sahip işlemciler görebileceğiz demektir. 100 GHz ne ola ki? Mikro işlemci saat hızlarının 5 GHz’den 400’lere çıkmasını bir kenara itip 100 GHz hızlarıyla neler yapılabileceğini biraz düşünelim. 100 GHz, aynı teknik özelliklere ve yapıya sahip günümüz işlemcilerine göre 20 kat daha
Çip performansının bir anda uçuşa geçmesiyle beraber çözünürlük anlayışımızı komple değiştirip, her boyuttaki ekranda 300 ppi üzeri içerik yayınlanabilir. Oyunlar, gerçek dünya kadar güzel görünebilir; üstelik sadece 1080p’de değil, belki 10800p’de. Simülasyonlar tam anlamıyla gerçek dünyayı taklit edecek kadar harika görünebilir.
boyutlar konusunda çok fazla fark yaratacağını düşünmüyorum. Diğer taraftan masaüstü bilgisayarlar için kullanılan devasa kasalar çöp yığınına dönüşebilir. Zira o kadar büyük bir soğutma sistemine ihtiyaç duyulması için uzun yıllar geçmesi gerekiyor. Silikon transistörlü dönemin sınırlarına ulaştığımız için küçücük mikroçiplerin üstüne devasa soğutucular yerleştirilerek performans artışı elde edilmeye çalışılıyor. Grafene geçiş yaptığımız zaman böyle bir ihtiyaç için uzun yıllar beklememiz gerekecek. Belki de ekran kartlarımız, bundan 15 sene önceki gibi küçücük bir fan ile soğutuluyor olacak, tek slot yer kaplayacak. Grafen işlemciler, giyilebilir teknolojiler tarafında da büyük gelişimlere sahne olacak. Isınmayan, az güç tüketen ve inanılmaz derecede güçlü
Grafen transistörlü GPU’larla beraber sadece sinematik videolarda görebildiğimiz kadar yüksek kalitede oyun oynayabileceğiz.
Evet, sadec e 1 atom kalınlığında .
Grafen, çiplerin içerisinde yer alan milyarlarca transistörün ana maddesi olarak kullanılmaya başlandığında ise teknoloji dünyasında çok ciddi bir etkiye sebep olacak. Çünkü bu kadar “süper” bir iletkenin kullanılıyor olmasıyla beraber mikroçiplerin işlem güçleri devasa bir sıçrama yapıyor olacak. Bir süre öncesine kadar grafenin en büyük dezavantajı, transistörleri tam anlamıyla kapalı duruma gelmiyor oluşuydu. Fizikle ilgilenen bilim insanları, bu sorunun üstesinden gelerek düzgün çalışan grafen transistörleri üretmeyi başardılar. IBM’in ilk grafen işlemcisi, 100 GHz hızında çalışıyordu. Sonrasında hazırladığı prototiplerde ise 427 GHz hızına kadar ulaşmayı başardı. Grafen transistörlere sahip işlemcilerin 1 THz (terahertz) hızına teoride ulaşabileceği konuşuluyor. Günümüzde kullanılan işlemciler, uzun süre zarar görmeyecek şekilde 4 - 4.5 GHz hızında, ortalama büyüklükteki bir soğutucuyla kullanılabiliyorlar. Grafenden inşa edilmiş işlemciler 427 GHz hızında çalışabildiğine
yüksek performans anlamına geliyor. Performansın bir anda 20 kat artmasıyla beraber ortaya çıkacak sonuçlarda bir hayli ilginç
Tüm bunlarla beraber cihaz boyutlarında gerçekleşecek olan farklılıkları göz önünde bulundurmak gerekiyor. Akıllı telefonlar boyut konusunda doyuma ulaşmayı başarmış, fakat performans konusunda açıkları olan bir alan. Bu noktada
çipler, her türlü veriyi kolaylıkla işleyebiliyor olacaklar. Grafen ne zaman? İşin güzel tarafı ise bu devrime çok az bir zaman kalmış olması. Firmalar harıl harıl grafenden nasıl faydalanabileceklerini araştırıyorlar. Adını vermek istemeyen çok büyük bir teknoloji firmasının yetkilisinden aldığımız bilgiye göre 3 - 4 sene içerisinde yavaş yavaş silikon yerine grafen transistör kullanan çiplere sahip son kullanıcı ürünleri piyasada yerini almaya başlayacak.
Ekran kartının GPU’su kart PCB’sinde çok ufak bir alan kaplıyorken, bu çipi soğutmak için devasa soğutucular kullanılıyor. olacaktır. Mesela CPU içerisine yerleştirilmiş ekstra IGP (Integrated GPU - gömülü grafik işlemcisi) sayesinde herhangi bir ekran kartına olan ihtiyaç ortadan kalkabilir. Akıllı telefonlar, günümüz bilgisayarlarından çok çok daha yüksek performansla çalışabilir. Hatta akıllı saatler bile şu anki bilgisayarların gücünü aşabilir.
BThaber
BİLİŞİM DÜNYASI
28 EYLÜL - 4 EKİM 2015
23
Büyük verinin ilacı ‘doğru’ bulut kurgusu Giderek daha fazla şirket, bulut bilişimden faydalanarak sürekli büyüyen verilerinin asıl değerini kullanma imkanı buluyor. Amazon Web Services (AWS) de büyük verinin tüm potansiyeline erişim için bulut hizmetlerini en doğru biçimde kullanmanın bazı pratik ipuçlarını sunuyor. Bu ipuçlarının ihtiyaç ve ölçeğe uygun kullanımı, verimliliği artırmayı sağlıyor. Bulut bilgi işlem ile şirketler, yüzlerce veya binlerce sunucuyu saatler içinde hazır hale getirebiliyor. Bu da hız, kolaylık ve maliyet avantajı demek. İşte AWS’ten şirketler için öncelikler: Verilerinizi geliştirin: Doğru ve tutarlı veriler elde etmek için bu verileri zenginleştirmek önemli. Bu da temizlik, doğrulama, normalleştirme, sonuç çıkarma ve birleştirme süreçlerini içeriyor. Büyük veri analizi işlerini küçük görevlere bölmek ise hızlı bir şekilde verilerin derlenmesini, veri kalitesi ve güvenilirliğin sağlanmasını mümkün kılıyor. Veri kaynağınızı buluta yönlendirin: Bulutta depolama ölçeklendirilebilir, dayanıklı,
güvenilir ve kullanılabilir olduğu gibi, en uygun maliyeti de sunuyor. Bulut depolamanın diğer faydaları ise verileri dönemsel yığınlar halinde taşımak yerine bir buluta yönlendirmek, analiz için bilgi işlem kaynağına yakınlaştırmak ve gecikmeyi azaltmak. Verilere her
yerden ve her zaman erişim sağlayabilen yapılar, iş ortakları ve diğer paydaşlarla paylaşımı da kolaylaştırıyor. Esnek bir süper bilgisayar kullanarak verileri paralel analiz edin: Açık kaynaklı Hadoop platformu ve araç ekosistemi, büyüyen veri hacimlerini
düzenlemek için yatay biçimde ölçeklendirilebilir. Bu yapı, aynı ortamdaki yapılandırılmamış ve yapılandırılmış verileri işleyebildiğinden sorunları çözmeye yardımcı olabilir. İki katmanlı işleme modeliyle toplu verilere gerçek zamanlı erişim
sağlayın: Büyük ölçekli veri analitiklerini kolay yapmak için verileri iki katmanda optimum hale getirin. Öncelikle büyük veri setlerini paralel olarak analiz etmek için bir ‘yığın katmanı’ kullanın ve ardından toplanan verileri ‘sorgu’ katmanı, yani NoSQL veri deposunda depolayın.
Microsoft, Office 365’e güveniyor Türkiye’de üç yıldır Türkçe olarak satılan Office 365, Türkiye pazarına girmesinin ardından en hızlı büyüyen ve satışı yapılan ürünlerden biri olma başarısını gösterdi. Microsoft Office masaüstü uygulamaları, Microsoft SharePoint Online, Microsoft Exchange Online ve Skype for Business çözümlerini bir araya getiren Office 365; tüketiciler, öğrenciler ve kurumlara bulut hizmeti olarak sunuluyor. “Office 365 kullanıcılarına yüksek kapasiteli e-posta alanı sunarken tüm belgelere her an her cihazdan erişilmesine imkân sağlayacak bulutta depolama alanı sunarak çalışanların iş verimliliğini yükseltmeyi hedefliyor. Office 365 sayesinde çalışanlar güvenli şekilde aynı belge üzerinde birlikte çalışabiliyor, ofis dışında ya da yolda dahi toplantıya katılıp işlerini her yerden kesintisiz devam ettirebiliyorlar” diyen Microsoft Türkiye Office
Microsoft Türkiye Office Pazarlama Grup Müdürü Çiğdem Kayalı Pazarlama Grup Müdürü Çiğdem Kayalı, şunları kaydetti: “Düşük ön yatırım maliyetleriyle müşterilerine teknolojiyi hizmet olarak kullanma imkânı sunan Office 365, işletmeler arasında en popüler ürün olurken, şu ana
kadar en hızlı büyüyen ticari ürün olma başarısını da gösterdi. Microsoft Türkiye’nin 2015 yılının ikinci çeyrek göstergelerine göre ticari bulut geliri Office 365, Azure ve Dynamics sayesinde yüzde 114 arttı.” Türkiye’de satılan her iki
Office’ten bir tanesinin Office 365 olduğunu ifade eden Çiğdem Kayalı, “Office 365 iş hayatına sağladığı kolaylıklar sayesinde Türkiye’de de başarısını göstermeye devam ediyor. Örnek vermek gerekirse, Yeni açılan firmaların yüzde 30’u Office
365’i tercih ediyor. Türkiye İhracatçılar Meclisi’nin ilk 100 listesine baktığımızda 42 firmanın Office 365 çözümünü tercih ettiğini görüyoruz.. Öte yandan, Office 365 müşterilerine yüzde 99,9 finansal destekli çalışma garantisi veriyor. 2014’ün son çeyreği itibariyle gerçekleşen çalışma oranı: yüzde 99,99 oldu. Bu oran, taahhüt ettiğimiz rakamın da üzerinde. Office 365 hizmetleri kesintisiz olarak 3 yıldır Türkiye’de veriliyor. Bu da, neden bu kadar çok tercih edildiğimizin en önemli kanıtı” dedi. Microsoft’un en çok yatırım yaptığı alanın Office 365 olduğunu ifade eden Kayalı şöyle konuştu: “Son 12 ayda 150’den fazla yeni güncelleme yayımlandı. 1 Eylül’de Türkiye’de Office for Mac’in yeni sürümü olan Office 2016 for Mac ürünümüzü Office 365 müşterilerimize Türkçe olarak sunmaya başladığımızı duyurduk. Office 365 için gerçekleştireceğimiz geliştirmeler tüm hızıyla devam edecek.”
24
BThaber
BİLİŞİM DÜNYASI
28 EYLÜL - 4 EKİM 2015
Güvende değiliz hiç birimiz McAfee Labs, Intel-McAfee birlikteliğinin beşinci yılında, araştırmacıların 2010 itibariyle donanım ve yazılım güvenliğinde yaşanacağını düşündüğü tehditlerle, gerçekte yaşanan tehditler arasında bir karşılaştırma yaptı. McAfeeLabsThreats Report: August 2015 başlıklı raporda yapılan beş yıllık tehdit analizinde öne çıkan başlıklar şöyle sıralandı: • Güvenlik tedbirlerini atlatma kabiliyeti artan kötü amaçlı yazılımlar ve uzun süreli saldırılar şaşırtıcı olmamakla beraber, bazı özel taktik ve teknikler beş yıl önce tahmin edilemiyordu. • Mobil cihaz hacmi beklenenden daha hızlı genişlese de, bu cihazlara yönelik ciddi geniş tabanlı saldırılar düşünülenden daha yavaş arttı. • IoT cihazlarına yönelik saldırı ve ihlallerin başlangıcı
söz konusu. • Bulut kullanımı bazı saldırıların niteliğini değiştirdi. • Bilişim suçu; tedarikçileri, pazarları, hizmet sağlayıcıları, finansmanı, ticaret sistemleri ve iş modellerindeki artışla başlı başına bir sektör haline geldi. • Şirketler ve tüketiciler güncellemelere, yamalara, şifre güvenliğine, güvenlik uyarılarına, varsayılan konfigürasyonlara, siber ve fiziksel varlıkların güvenliğini sağlayacak kritik yöntemlere hala yeteri kadar önem vermiyor. • Başlıca internet zafiyetlerinin keşfedilmesi ve kullanılması sonucunda, bazı temel teknolojiler için yeteri kadar finansal kaynak ve personel tahsis edilmediği görüldü. • Bilişim suçlarını ortadan kaldırmak için güvenlik
sektörü, akademi, kanun uygulayıcılar ve hükümetler arasındaki işbirliği pozitif yönde artıyor. Tehditler giderek çeşitleniyor Ağustos raporunda, aynı zamanda saldırılarda GPU kullanan kötü amaçlı yazılımlar için kavram kanıtlarının (PoC) ayrıntılarına da yer veriyor. Günümüzdeki kötü amaçlı yazılımların nerdeyse tamamı merkezi işleme birimindeki (CPU) ana makina hafızası üzerinden çalışmak üzere tasarlanırken, bu PoC’ler verim için ekranda görüntü üretimini hızlandırmak üzere tasarlanan bu özelleşmiş donanım bileşenlerinin etkinliğini artırıyor. Senaryolara göre, bilgisayar korsanları, ham işleme gücünden dolayı GPU’ları kullanmaya ve klasik savunma önlemlerinin kötü niyetli kodları normalde izlemediği yerlerde kodları
çalıştırarak ve verileri saklayarak kötü amaçlı yazılım savunmasını atlatmaya çalışacak. Raporda 2015’in ikinci çeyreğinde yaşanan diğer gelişmelere de şöyle yer veriliyor: Fidye yazılım: Yeni fidye yazılım örneklerinin sayısı ikinci çeyrekte yüzde 58 artış gösterdi. Toplam fidye yazılım örneklerinin sayısı 2014’in 2. çeyreği ile 2015’in 2. çeyreği arasında yüzde 127 arttı. Bu artışın CTB-Locker, CryptoWall ve diğerleri gibi yeni ailelerin hızla artmasından kaynaklandığı düşünülüyor. Mobil durgunluk: Kötü niyetli mobil yazılım örneklerinin toplam sayısı ikinci çeyrekte yüzde 17 arttı. Ancak kötü niyetli yazılım bulaşma oranları bu çeyrekte bölge başına yüzde 1 azalırken, Kuzey Amerika’da neredeyse
yüzde 4 oranında düştü. Spambotnetleri: Kelihosbotneti devre dışı kaldığı için botnet tarafından üretilen SPAM hacmindeki azalma eğilimi ikinci çeyrekte de devam etti. Şüpheli URL’ler: İkinci çeyrekte her saatte McAfee müşterilerini kandırmak için e-posta, tarayıcı aramaları gibi uygulamalarla riskli URL’lere 6.7 milyondan fazla bağlantı girişimi yapıldı. Enfekte dosyalar: İkinci çeyrekte her saatte, McAfee müşterilerine ait ağlar 19.2 milyondan fazla enfekte dosyaya maruz kaldı. PUP’ler: İkinci çeyrekte her saatte, ekstra 7 milyon potansiyel olarak istenmeyen program (PUP’ler) McAfee ile korunan ağlarda kurulum yapma veya başlatma girişiminde bulundu.
Yasal e-para Türkiye’de Mevzuatı 2015 Haziran sonu itibariyle yürürlüğe giren 6493 sayılı Kanun ile birlikte Türkiye’de ‘yasal elektronik para’ dönemi başladı. Kullanıcılara, firmalara ve kamu kurumlarına büyük kolaylık sağlayan bu yeni dönemde, elektronik ödemeler yasal koruma altına alındı. Bu kapsamda BDDK’ya ilk elektronik para kuruluşu başvurusunu yapan TURK Elektronik Para’nın faaliyet izni alması ve bu iznin Resmi Gazete’de yayımlanması ile Türkiye’de ödeme sistemlerinin farklı modellerinin önü açıldı. Şirket, ilgili mevzuatlar kapsamında faaliyet izni için BDDK’ya ilk ‘elektronik para kuruluşu’ başvurusunu 31 Aralık 2014 tarihinde yaptı ve Kurulun 27 Ağustos 2015 tarihli ve 6428 sayılı kararı ile elektronik para ihraç etmek üzere ‘elektronik para kuruluşu’ olarak faaliyet iznini aldı. Elektronik Para Kuruluşu olarak verilen faaliyet izni ile kuruluşun sağlayacağı hizmetler ve hizmetlere özgün markalar, e-ticaret sitelerine sanal POS çözümleri (TurkPos), Fatura Ödeme Hizmetleri (TurkVezne), Tahsilat Hizmetleri
(TurkTahsilat,TurkOdeme) ve kuruluşun sahibi olduğu faaliyet izninin en önemli yetkisi olan elektronik para ihracı (Param, BaroKart, AdaletKart, EasyCard, PlatinCard) olacak. 1 milyar TL ödeme işlemi yapıldı Şirket, 2004’den bu yana
Ar-Ge’sini gerçekleştirdiği teknolojisiyle, halen BaroKart, AdaletKart ve Platin Kart hizmetlerini sunuyor. TURK Elektronik Para Yönetim Kurulu Başkanı Emin Can Yılmaz, “Sunduğumuz “Temassız Akıllı Kartlar” ve ödeme altyapımız ile önemli miktarda ödeme işlemine aracılık ettik. Akıllı Avukat Kimlik kartı ile
elektronik cüzdanı birleştiren projemiz BaroKart üzerinden yaklaşık 1 milyar TL ödeme işlemi gerçekleştirildi” bilgisini verdi. Yılmaz, “Param” hakkında da şu detayları paylaştı: “Türkiye’de yeni bir dönem, yasal ve güvenceli elektronik para dönemi başlıyor. Bu kapsamda markamız ‘Param’,
kullanıcılarına büyük kolaylıklar ve avantajlar sağlayacak yerel elektronik para. ‘Param’la ödemek istiyorum’ diyen bireyler ya da kurumlar, öderken hem kazanacak, hem hesabını bilecek, hem bütçesini yönetebilecek. Bu yapı kullanıcılara ve kamu kurumlarına güvence, şeffaflık ve kolaylık sağlayacak.”
Dijital video gözetiminin geleceği burada. Müşterilerinizin verilerini koruyan gözetim portfolyomuzu inceleyin.
Seagate, veri koruması ve 7x24 güvenilir Seagate Data Kurtarmalı* yeni 6 TB Surveillance HDD’yi de içeren sektörün tek gözetim için optimize edilmiş disk portfolyosunu sunar.
SV35 Surveillance HDD
Enterprise Capacity HDD
DATA KURTARMALI SURVEILLANCE DISK *Seçili Surveillance HDD modellerinde geçerlidir.
7.
NESİL
RV
SENSÖRÜ
16
DİSK
TAKABİLME
Gözetim, kayıt ve yeniden oynatma performanslarını ve veri güvenilirliğini geliştirmek için yüksek çözünürlüklü ve çok sayıda kameralı sistemler için optimize edilmiştir. DVR, NVR ve video yönetim sistemleri için uygundur. 1TB-6TB Kapasite
Video analitikleri için yüksek kapasite, yüksek performans ve disklerin güvenle elden çıkarılabilmesi için güvenilir toplu veri depolaması sunar. 1TB-6TB Kapasite
RAID
YAPABİLME
32
HD KAMERA
IDLE3
26
BThaber
BTnet.com.tr
28 EYLÜL - 4 EKİM 2015
Plant-e projesiyle bitkilerden elektrik üretiliyor Hollanda’da bir araştırma ekibi, bitkilerin köklerinde yer alan mikroorganizmaların özel bir yakıt hücresi içinde elektrik üretme kapasitesi olup olmadığını 2007’de araştırmaya başlamıştı. Bu araştırma ekibinde, fizikçi, çevre biyoteknoloğu, çevre teknolojisi uzmanı, elektrik mühendisi, botanik uzmanı ve mikrobiyologlar bulunuyor.”Plant Power” isimli Avrupa Birliği projesinden 4 milyon avroluk destek alan bu ekip, bitki yakıt hücrelerini ticari ürün haline getirmek için “Plant-e” firmasını kuruyor. Şimdi ise Hollandalı bu firma, bitkilere zarar vermeden onlardan enerji elde edebiliyor. Hatta Kasım 2014’te Amsterdam yakınlarındaki bir bölgede başlayan Planet-e projesi ile bitki enerjisi, cep telefonlarının şarjında, kablosuz internet sağlamada ve 300 LED sokak ışığı aydınlatmada
kullanılıyor. Birçok araştırmacı çevreci elektrik üretimi konusunda çalışma yaparken, Plante’nin bitkiden enerji üretme çalışmaları yeni bir devrim
olarak görülüyor. Plant-e’nin kurucu ortağı ve CEO’su Marjolein Helder,“100 metre karelik yeşil alan senede 2800 kilowatt saatlik elektrik üretebiliyor” diyor. Hollanda’da
ortalama bir evin bir yılda kullandığı elektrik yaklaşık 3500 kilowatt saat olarak belirtiliyor. Yani 1oo metrekarelik alanda üretilen enerji neredeyse bir evin ihtiyacının yüzde 70’ini
karşılayabiliyor. Peki, bu sistem nasıl işliyor? Elektrik üretim sürecinde, bitkiler plastik kaplarda yetiştiriliyor. Güneş enerjisi ile fotosentez yapan bitkiler, güneşten aldığı enerjiyi organik maddeye dönüştürüyor ve yarısını kökleri vasıtasıyla toprağa iletiyor. Bitki büyüdükçe ihtiyacı olduğundan daha fazla organik madde üretip, toprağa iletiyor. Topraktaki bakteriler organik maddeyi parçalıyor; protonlar ve elektronlar açığa çıkıyor. İşte Planet-e sisteminde bu elektronlar, elektrotlar vasıtasıyla topraklanarak elektrik akımı elde ediliyor. Araştırmacılar bu teknolojinin, fakir ama bitki örtüsü zengin bölgelerde elektrik sağlanması için kullanabileceğini ön görürken; bu işlemi daha uygun maliyetle yapmaları durumunda bitki enerjisinin dünyayı değiştireceği düşünülüyor.
Mozilla Firefox artık iOS’ta İnternet tarayıcısı Mozilla Firefox, App Store’daki yerini aldı. Güvenlik ve hızın önemli olduğu internet tarayıcılarında Internet Explorer tahtını Google Chrome’a kaptırmıştı. Google
Chrome’da her ne kadar hızlı olsa da bazı sorunlar yaşanabiliyordu. Google Chrome’un alternatifi olarak kullanılan Mozilla Firefox, sadece bilgisayarlarda ve Android platformlarda yer alıyordu.
Mozilla tarayıcısı Firefox’u iOS kullanıcılarının beğenisine sundu. Şimdilik sadece Yeni Zelanda App Store’da yer alıyor. iOS için test aşamasında olan tarayıcı, Yeni Zelandalılar tarafından kullanılacak. Test edilip hataları giderildikten sonra evrensel App Store’da ki yerini alacak. Tam tarihi bilinmese de 2016 yılının başında uygulamanın dünyaya açılacağı ön görülüyor. App Store mağaza ayarlarını Yeni Zelanda olarak değiştirerek uygulamayı indirip, test edebilmek mümkün. Şimdilik Firefox sadece temel özellikleri ile kullanıma sunulmuş gibi görünüyor. iOS için Firefox çalışmalarının başladığı ilk kez Mayıs ayında duyurulmuştu. iOS için Firefox’un ne derece başarılı olacağını tahmin edemesekte; Statcounter’a baktığımız zaman Chrome yüzde 33,5 payla ilk sırada ve ikinci sırada Safari’nin yüzde 17,5 payla yer aldığını görüyoruz. Firefox İOS’da , zorlu rakibi Safari’yi alt edebilecek mi bekleyip göreceğiz.
3D yazıcıyla göğüs kafesi üretildi Tıp dünyası, 3D yazıcı teknolojisi ile insanlara yeni umut ışığını yansıtmaya devam ediyor. Sağlık sektöründe 3D yazıcı kullanımı gün geçtikçe gelişiyor ve artıyor. İlk önce eşya basımlarıyla başlayan 3D yazıcı teknolojisi şimdi yapay organ basımları, eksik kemik parçalarını tamamlama, kişiye özel protez yapımları ile insanlara yeni umutlar sağlıyor. 54 yaşında İspanyol bir adama 3D yazıcıyla titanyum bir göğüs kafesi yapıldı. Göğüs kemiği ve göğüs kafesinin bir kısmı kanser yüzünden hasar gören hastanın, anatomik yapısına göre üç boyutlu göğüs kafesi modeli titanyum malzemeden üretildi. Hastanın göğsünün görüntüsünü, üç boyutlu
tomografi cihazları aracılığıyla alan cerrahlar, hasar görmüş bölgeleri tespit ederek, Anatomics isimli Melbourne merkezli şirket ile birlikte titanyum implantları hazırladı. Hastanın anatomisine birebir uyacak şekilde 3D yazıcıyla üretilen titanyum implantlar İspanya’da Salamanca Üniversitesi Hastanesinde uygulandı ve son verilere göre doktorlar hastanın ameliyattan sonraki durumunun iyiye gittiği açıkladı. Gün geçtikçe sağlık sektöründe kullanımı artan 3D yazıcılar ile gelecek yıllarda ortalama insan ömrünün artacağı ve hastalıkların tedavi ve çözümlerinin bu yazıcılar ile daha rahat bulunacağı araştırmacıların öngörüleri arasında.
BThaber 28 EYLÜL - 4 EKİM 2015
BTnet.com.tr
27
Bir sosyal sorumluluk projesi LifeStraw Danimarka kökenli Vestergaard Frandsen Group şirketi tarafından geliştirilen bir sosyal sorumluluk projesi olan LifeStraw, taşınabilir su filtresi olarak tanımlanabilir. Büyük bir pipete benzeyen bu cihaz, içme sularından kaynaklanan; dizanteri, kolera, koli basili gibi bulaşıcı hastalıkları dezenfekte ediyor. Afrika, temiz içme suyu konusunda sıkıntı yaşayan kıtaların başında geliyor. Afrika özelinde susuzluğun sebep olduğu en önemli
sorunlardan biri de sağlık alanında yaşanıyor. Akarsuyun yakın olduğu yerlerde de suyun taşıdığı salgın hastalıklar yaygın olarak görülüyor. Kolera, tifo, dizanteri, zatürre gibi hastalıklar kıta genelinde rekor sayıda çocuğun ölümüne sebep olabiliyor. İçme suyu sıkıntısı çekilen bu coğrafyalarda, kirli su kaynaklarından temiz su ihtiyacını karşılamak üzere bu buluştan yararlanılıyor. Taşınabilir su arıtma filtresi LifeStraw; Afrika kıtası ya da
coğrafi anlamda su sorunu yaşayan ülkelerdeki insanları temiz içme suyu bulması ve salgın hastalıkların önüne geçilmesi adına olumlu bir gelişme olarak kabul ediliyor. 18 dolar ödeyerek alınabilecek bu cihaz, Time Dergisi tarafından en yararlı buluşlar arasında gösterildi. Afrika halkı için gerçekleştirilen bir sosyal sorumluluk projesi olsa da LifeStraw satın alan herkesin ödemesi yoksul ülkelerin vatandaşlarına gönderilecek.
iPhone 6S tanıtıldı Apple’ın merakla beklenen iPhone 6S ve iPhone 6S+ tanıtımları gerçekleştirildi. Artık 4 renk seçeneğine sahip olan yeni iPhone 6S serisi telefonların ekranları da daha sağlam hale getirilmiş. Cihazda donanımsal anlamda en dikkat çekici yenilik, parmak basıncını hissedebilen ekran teknolojisi. Ekrana az basınca farklı, şiddetli basınca farklı komutlar vermiş oluyoruz. Apple’un bu noktada ekranı sağlamlaştırmış olmasına pek de şaşırmadık doğrusu. Apple’un 3D Touch adını verdiği bu teknolojiyle beraber basılı tutarken hafif bastırıp geri çekme gibi ilginç -ve muhtemelen alışması zaman alacak- komutlar eklenmiş. Bu komutlar uygulamalarda ve arayüzde genellikle Windows’taki “sağ tık” gibi seçenekler açıyor. iPhone 6S serisi akıllı telefonlar, güçlerini yeni A9 çipinden alıyor olacaklar. A9, her zaman olduğu gibi daha
güçlü, daha akıcı, daha yüksek grafik performansı sunuyor. Arka kamerayı 12 megapiksel çözünürlüğe çeken Apple, renk isabetinin mükemmel olduğunu iddia ediyor. Evet, sunumda gösterdikleri fotoğraflar etkileyiciydi fakat gerçek hayatta bir test
uygulamadan inanmamak gerek. 63 megapiksellik panorama fotoğraflar elde edebilen arka kamera, bundan böyle 4K video da çekebiliyor olacak. Ön kamera da 5 megapiksel çözünürlüğe
taşınmış. Ön kameranın en eğlenceli yanı ise ekranı komple flaş olarak kullanabiliyor olması. Cihazın içerisine bunun için özel bir çip yerleştiren Apple, ön kamerayla fotoğraf çekilirken ekranın 3 kat daha fazla ve o anki ışığa göre farklı renklerde parlamasını sağlayabiliyor. Bunu denemek için sabırsızlandığımı belirtmeliyim. iPhone Upgrade ödeme sistemi ise henüz sadece Amerika’da başlayan ve her sene yeni iPhone’lara geçiş yapmak isteyen kullanıcılara hitap eden harika bir sistem. Aylık 32 dolardan başlayan ücretlerle bir iPhone alıyorsunuz ve bu iPhone her sene Apple tarafından değiştirilip güncelleniyor. Böylece her zaman en yeni iPhone’u kullanıyor oluyorsunuz. Yeni iPhone, 25 Eylül’de piyasada olacak. 3D Touch desteği haricinde çok da bir şey sunmayan yeni iOS 9 işletim sisteminin dağıtımına ise 16 Eylül’de
28
BThaber
BTnet.com.tr
28 EYLÜL - 4 EKİM 2015
Taşınabilir hoparlörde test maksimum performans BTnet
İnsanlar müzik dinlemek için artık çoğunlukla akıllı telefonlarını kullanıyorlar. Büyük çoğunlukla kullanıcılar kulaklıklarını takıp tek başlarına müzik dinlemeyi tercih ediyor olsalar da kimi durumlarda sesi dışarıya vermek de iş görebiliyor. Tabii bu tip durumlarda bluetooth bağlantılı taşınabilir hoparlörler ciddi anlamda iş görebiliyorlar. Logitech’in alt markası olan UE’in Boom isimli ürünü, yüksek ses gücü ve kolay taşınabilirliğiyle dikkat çeken bir bluetooth hoparlör.
Silindir biçiminde hoparlör UE Boom, silindir şeklinde bir yapıya sahip. Dışı oldukça kalın bir kumaş ve
Ses kalitesi çok iyi Akıllı telefonlara kolay bir şekilde bluetooth üzerinden bağlanabilen UE Boom, ses kalitesiyle şaşırtıyor. Çantaya atılıp taşınabilecek boyutlardaki ürün 90 ila 20.000 Hz arasındaki sesleri verebiliyor. Bir hayli yüksek ses çıkış gücüne sahip olan bu hoparlörle 15 metrekarelik bir odayı rahatlıkla dolduracak kadar ses elde edebiliyoruz. Ses, sonuna kadar açıldığında bile çatlama yapmıyor. Üstelik UE Boom – derin olmasa da- bas seslere de yer veriyor. Tek şarj ile 15 saat müzik dinleme BTnet imkanı sağlayan Boom, piknikler ve kamplar için harika bir ürün.
elastik malzemeyle kaplı. Kalın kumaş, cihazın aynı zamanda suya ve toza karşı dayanıklı olmasını da sağlıyor. Elbette ki suya sokup bekletince zarar görüyordur fakat üzerine ufak çaplı su dökülmesi, su sıçraması ve yağmur yağması gibi durumlarda çalışmaya devam ediyor. Kenarlarının kauçuk malzemeyle kaplı olması, ürünü darbelere karşı da dayanıklı bir hale getiriyor.
test
Casper’dan 5.1 mm’lik akıllı telefon Casper, Türkiye’nin en ince akıllı telefonunu Casper VIA V10’u teknoloji tutkunlarının beğenisine sundu. Görünür 2.7, fiziksel olarak 5.1 mm inceliğe sahip olan Casper VIA V10, sadece 98,8 gram ağırlığında. Üst seviye akıllı telefonda maksimum incelik, hafiflik, hız ve estetiğe önem verenler için geliştirilen Casper VIA V10; tasarımdaki üstünlüğünü güçlü özellikleriyle avantaja çeviriyor. Siyah ve beyaz renklerde üretilen Casper VIA V10,
mühendislik başarısını güçlü özellikleriyle taçlandırıyor. 4.8 inç büyüklüğünde HD AMOLED ekranıyla eşsiz bir görsel yaşatacak olan ürün, Corning Gorilla Glass 3 ile
ekranında hem sağlamlık, hem de hassas dokunmatik sunuyor. Ultra ince kasasında Qualcomm’un 1.2 GHz dört çekirdekli işlemcisi Snapdragon
410’u barındıran telefon, performans ihtiyacını 2 GB RAM ile tamamlıyor. Uygulamalar arası geçiş, sosyal medyada ya da oyun oynarken hiçbir duraksama yaşatmayan ürün, dahili 16 GB depolama alanına sahip. İncecik gövdesinde 8 megapiksel arka, 5 megapiksel özçekim kamerası barındıran Casper VIA V10, ek kamera özellikleriyle dikkat çekiyor. Casper VIA 10, KDV dahil 1099 TL satış fiyatıyla teknoloji tutkunlarını bekliyor.
Ses sisteminizi kablosuzlaştırın Hazır müziğin çoğunlukla akıllı telefonlardan dinlendiğinden bahsetmişken bir ürün incelemesine daha yer verelim. TP Link Bluetooth Music Reciever, 3.5 mm ses jakı kullanan ses sistemlerini bluetooth destekli ses sistemine dönüştüren bir cihaz.
Çok küçük Sadece 6.5 cm çapında olan bu minik cihazın önce arka tarafına micro USB bağlantısıyla gücü veriyoruz. Sonrasında yine arka tarafındaki 3.5 mm bağlantısını alıp, ses sistemimizin 3.5 mm veya kompozit ses girişine takıyoruz. Akıllı telefonumuzun bluetooth’unu açıp, TP Link Bluetooth Music Reciever’a bağlanıyoruz. Bu bağlantıyı kurduğumuz andan itibaren telefonda açtığımız tüm müziklerin veya videoların sesleri direkt olarak ses sistemimizde çalmaya başlıyor. Üstelik ürünün NFC desteği de var. Sadece telefonumuzu Bluetooth Music Reciever’a
dokundurmamızla beraber saniyeler içerisinde ses sistemine bağlantı kurabiliyoruz. Ürünün tek dezavantajı biraz düşük olan volümü. Bilgisayarımın ses sistemine bağladığımda bilgisayarımın yaklaşık 3’te 1’i kadar ses alabildiğimi gördüm. Sesi çok daha fazla açarak bu sorunun üstesinden gelebiliyoruz fakat eğer sesi açık unutursak da bilgisayara döndüğümüzde apartmanı inletme ihtimalimiz bulunuyor. Bu sorunu, ürünü bilgisayarın ses kartına bağlayıp, ses sistemine çıkışı ses kartı üzerinden vererek çözdüm. Tabii bu durumda da bilgisayarın açık durması gerekiyor. TP Link’in bu ürünü 85 TL’lik fiyat etiketiyle dikkatleri üzerine çekiyor. Eğer güçlü bir ses sisteminiz varsa ve telefonunuzu sürekli kabloyla bağlıyorsanız, bu ürünle beraber hem telefonunuzun 3.5 girişinin ömrünü uzatmış olursunuz hem de bağlanmanız çok daha kolay bir hal alır.
Note serisinin en yeni üyesi: Note 5 Her ne kadar Samsung’un zorla, kafamıza vura vura akıllı telefonların ekranlarının büyümesine sebep olduğunu düşünsem de Note serisinin yeri benim için ayrıdır. Zira bu seri ile beraber firma, yepyeni bir kavram ortaya çıkardı: Phablet. Hem tablet hem de akıllı telefon ihtiyacını karşılayan bu cihazlar, özellikle uygun fiyatlı modelleriyle kullanıcılar tarafından tercih ediliyor. Bu işin ustası Samsung, yeni Note 5 phableti ile karşımızda. Malzeme kalitesi farkı Samsung’un uzun yıllar
boyunca eleştiri almasına sebep olan plastik malzemesi önce Galaxy Alpha ile hafif metalle harmanlandı, sonra Galaxy S6 serisi akıllı telefonlarıyla beraber Gorilla Glass ve son derece sağlam bir metalle son halini buldu. Galaxy S6 ile Galaxy S5’in malzeme kalitesi karşılaştırılamayacak seviyede. Galaxy Note 4 ile Galaxy Note 5 arasında da benzer bir ilişki mevcut. Zira Samsung, Galaxy S6’da gerçekleştirmiş olduğu değişimi Galaxy Note 5’e de uyguladı. Çerçevesi kaliteli bir metalle kaplı olan Note 5, arka
tarafında da şık görünen bir plastik kullanıyor. Galaxy S6 donanımı 5.7 inçlik, 2560 x 1440 piksel AMOLED ekrana sahip olan Galaxy Note 5, donanımının büyük çoğunluğunu Galaxy S6’dan alıyor. Exynos 7420 çipsetini kullanan Galaxy Note 5, 4 GB RAM’e sahip. 32 ve 64 GB depolama seçenekleri bulunan ürün, arka tarafında S6’da kullanılan 16 megapiksellik harika kamerayı bulunduruyor. Renk kalitesi ve netlik konusunda çok başarılı olan bu kamera, 4K 30 fps
veya Full HD 60 fps video kaydı alabiliyor. Optik görüntü sabitleme özelliği de cabası. Tabii ki S Pen Samsung Galaxy Note en dikkat çekici özelliği olan S Pen, elbette ki bu cihazda da yer alıyor. Cihazın kasasına kolayca yerleştirilen ve çıkarılabilen bu kalem, basıncı algılayan ucu ve yüksek performanslı ekranıyla beraber neredeyse gerçek bir kağıt – kalem ikilisi kullanıyormuş gibi hissettiriyor. S Note uygulamasıyla beraber telefonu gerçek anlamda bir not defterine çevirebiliyoruz.
test BTnet
BThaber
BTnet.com.tr
28 EYLÜL - 4 EKİM 2015
İnce, çıtır bir taşınabilir oyun bilgisayarı Günümüzde gelişmekte olan oyun sektörü, kullanıcıların oyun ihtiyaçlarını karşılayacak taşınabilir cihazlara ihtiyaca sebep oluyor. Evet, yıllardır taşınabilir oyun dizüstü bilgisayarları üretiliyor ama pek çoğu oldukça hantal, taşınması zor. Ultrabook’larda ve standart dizüstü bilgisayarlarda ise oyunları yüksek kalitede, akıcı bir şekilde oynamak imkansız gibi. Asus, ince ve şık yapıdaki kasasında barındırdığı donanımıyla oyun oynamayı mümkün kılan dizüstü bilgisayarı G550J ile karşımıza çıkıyor. 15.6 inç boyutunda bir ekrana sahip olan G550J kenarları kırmızı, tamamen fırçalanmış alüminyum malzeme kullanan bir kasaya sahip. Ekranın çözünürlüğü 1920 x 1080. 3 tane USB portuna, kulaklık girişine, HDMI ve mini DisplayPort bağlantılarına, SD kart yuvasına ve BluRay yazıcıya yer veren bu kasa, 2.6 kilo ağırlığa sahip. Bir masaüstü klavyesi olmasa da… Asus G550J’nin klavyesi son derece düzgün bir dizilime sahip. Sadece yer sıkıntısından dolayı yön tuşları biraz arada kalmış durumda. Tuş yüksekliği ise pek çok dizüstü bilgisayardan daha başarılı. Elbette ki masaüstü bilgisayar klavyeleriyle karşılaştırılabilir değil fakat standart dizüstü bilgisayarların klavyelerinden daha iyi iş gördüğü kesin. Tuşlarda kırmızı renkli LED aydınlatma da yer alıyor. Yüksek performanslı donanım Ürün, içerisinde Intel Core i7 4700HQ işlemci barındırıyor. 16 GB RAM ile desteklenen donanım, Nvidia’nın GTX 850M mobil GPU’suyla tamamlanıyor. Dahili depolama için 1 TB’lik hard disk tercih edilmiş. Böyle bir bilgisayarda SSD
depolamaya yer verilmemiş olması şaşırtıcı doğrusu. Asus G550J, oyunlarda gayet güzel performans gösterebiliyor. Şu sıralar bol bol Heroes of the Storm oynadığım için özellikle bu oyunda test yaptım. Extreme ayarlarda bile en yoğun savaşlar esnasında 40 fps’nin altına düşmüyor.
En üst seviye grafiklere sahip FPS oyunlarda da orta – üst seviye ayarlarda oynamak mümkün. Cihaz içerisinde Windows 8.1 kurulu olarak geliyor. Windows 10 Upgrade kolay bir şekilde bu cihaza da uygulanabiliyor. Ücretsiz bir şekilde Windows 10’a geçiş yapabiliyoruz.
test BTnet
29
30
BThaber
GÖRÜŞ
28 EYLÜL - 4 EKİM 2015
Son dönemlerde Türkiye’de telekomünikasyon sektörünün gündemini organizasyonel entegrasyon işgal ediyor. Ancak bu konu, sadece Türkiye’nin değil, pek çok gelişmiş ülkenin de telekomünikasyon gündeminde ilk sırada yer alan bir konu.
Prof. Dr. Fuat Oğuz* Telekomünikasyon sektöründeki şirketleri organizasyonel entegrasyona yönelten ve birleşmelerin sektörde yeniden gündeme gelmesinin başlıca sebepleri nelerdir? Sebeplerin belki de en önemlisi; sektördeki hızlı teknolojik gelişmelerin ve değişen tüketici eğilimlerinin, şirketlerin rekabet güçlerini gözden geçirmelerini tetiklemesidir. Dijital içerik ve haberleşmeye olan talep çok boyutlu hale geldikçe; sadece sabit ya da mobil pazarda yer alan firmalar rekabet güçlerini gözden geçirmek durumunda kalırken, aynı anda farklı pazarlarda faaliyet gösterebilen şirketler ise rekabet gücü kazandılar. Bu anlamda entegrasyon ve birleşmelerin, sektördeki rekabeti yeniden işler hale getirmek için bir yöntem olarak tercih edilmeye başlandığını söyleyebilmek mümkündür. Avrupa’da ilk önemli birleşme, Almanya’da Telefónica’ya ait olan O2 ile KPN’nin E-Plus’ı arasında olmuştur. Nitekim, Alman Başbakanı Angela Merkel’in de desteklediği bu birleşme, Komisyon’un da olumlu bakmasıyla sonuçlanmıştır. Benzer şekilde, Nisan 2014’de Fransa’da Altice grubu SFR’yi Vivendi’den satın almıştır. Bu birleşmenin amacı, SFR’nin 22 milyon düzeyinde olan müşterilerini, kendi kablo şirketi olan Numericable’nin yaklaşık 2 milyon müşterisiyle birleştirmekti. Benzer şekilde, İngiltere’de Hutchison grubunun şirketi Three, O2’yi satın almıştır. Genel yargıların aksine, sektörde daha önce yaşanan sektörel organizasyon deneyimlerinin etkinlik ve rekabet açısından olumsuz sonuçları olmamıştır. Söz konusu entegrasyon deneyimleri; ilgili ülkelerde rekabeti azaltmadığı gibi, düzenleyici otoritelerin de konuya daha olumlu yaklaşmalarının önünü açmıştır. Bu açıdan, telekomünikasyon sektöründe şirketler arasındaki birleşmelerin önümüzdeki dönemlerde de artarak devam edeceğini öngörebilmek mümkündür. Organizasyonel entegrasyon ve birleşmeleri gündeme taşıyan bir diğer neden de sabit ve
TELEKOMÜNİKASYON SEKTÖRÜNDE ENTEGRASYONUN FAYDALARI mobil pazarlarda şirket geliri büyümelerinin yavaşlaması ile birlikte, sektördeki yatırımların geri dönüşünün uzaması kaynaklı yavaşlama ivmesidir. Özellikle bu trendler, Avrupa Birliği’nin birleşme ve devralmalara daha olumlu bakmasının da en önemli nedenidir. Yatırımları artırmanın yolu Yatırımları artırmanın yolu, şirketlerin entegrasyon ve birleşme yoluyla kapsam ekonomilerinden istifade edebilmelerini sağlamakla mümkündür. Nitekim, sektörde geçmişte farklı kabul edilen ürünlerin gittikçe paket halinde sunulması da şirketlerin kapsam ekonomilerinden yararlanabilmelerinin önünü açmaktadır. Sektörde yaşanan tüm bu iktisadi ve teknolojik gelişmeler düzenleyici otoriteleri de ekonomik gerçeklikleri kabul etmeye yönlendirmektedir. Bu kapsamda; sektördeki şirketlerin organizasyonel entegrasyon ve birleşme arzularını sadece tekelci olmak ve aşırı kar elde etmek olarak değil, rekabet gücü kazanmak ve yatırımlarını sürdürebilmek olarak değerlendirmek daha doğru bir ekonomik yaklaşım olacaktır. Şirketleri, rekabet gücü ve yatırımlarını sürdürebilir kılması dışında entegrasyona yönelten bir başka neden ise yatırım maliyetlerini azaltma arayışıdır. Ekonomik girdilerin daha randımanlı kullanılabilmesi, sektörün daha verimli çalışmasını sağlayacak, ortaya çıkacak surplus yatırımların sürdürülebilir olması, innovasyon ve temel metriklerin örneğin genişbant penetrasyon vb iyileştirilmesine kanalize olacaktır. Bu açılardan entegrasyon düzenleyici otoritelerin temel amaçları için de katalizör olacaktır. Tüketici tercihlerinin sektördeki değişime etkisi Tüketiciler, gittikçe artan bir şekilde, telefon, internet, IPTV gibi hizmetleri bir arada almayı tercih etmektedir. Firmalar için de başta üçlü paketler olmak üzere, değişik paketlerde ürünleri beraber satmak, gerek yatırım gerekse tüketici tercihlerini takip edebilmek açısından daha fazla
ön plana çıkmaktadır. Bu anlamda ülkemizde de tüketici ihtiyaçlarını en efektif ve verimli karşılayacak modellerin geliştirilmesi giderek daha da çok önem kazanmaktadır. Şirketlerin entegrasyona giderek ürünleri paket halinde sunabilmesi, kapsam ekonomilerinden yararlanmalarını ve yatırımlarını sürdürebilir yapabilmelerini sağlamaktadır. Sabit-mobil ikamesi (SMİ) ve paket satış uygulamalarının piyasalarda belirleyici olması nedeniyle, farklı pazarlardaki firmalar rekabet etmek yerine gittikçe daha fazla birbirlerine ihtiyaç duyar hale gelmiştir. SMİ’nin önemli bir sonucu, sesveri ve sabit-mobil ayrımlarının ortadan kalkmasıdır. SMİ, her şart ve koşul altında birbirinin yerine geçebilirlik olarak algılanmamalıdır. Sadece tüketici nezdinde sabit ve mobil hizmetlerin birbirinin yerine geçebilir olarak görülmesi ikame açısından yeterlidir. Sabit ve mobil hizmetler arasındaki kalite farklılığı, tek başına söz konusu hizmetlerin farklı pazarlar olarak tanımlanması için yeterli değildir. Nitekim, artan SMİ’ye rağmen yerleşik operatörün sabit pazarda karşılaştığı asimetrik regülasyonlar, mobil pazardaki firmalara aynı pazarda haksız rekabet avantajı sağlamaktadır. Bu anlamda, yerleşik operatörün entegrasyona gitmesi pazarda rekabetin ve etkinliğin yeniden daha adil bir şekilde tesis edilmesi olarak değerlendirilmelidir. Türkiye’de son on yılda Türk Telekom’un önce bölünmesi ve son dönemde reorganizasyon ile tekrar, etkinliği grup içinde sağlamaya dönük çabaları, öncelikle SMİ ve paket satış uygulamaları bağlamında değerlendirilmelidir. Benzer bir yeniden yapılanma Turkcell’de de gözlemlenmektedir. Türkiye’deki entegrasyonlar Avrupa’daki örneklerden farklı Telekomünikasyon sektöründe gerçekleşen entegrasyonları aynı zamanda kavramsal olarak da incelemek gerekir. Entegrasyon, grup içi birleşme veya devir alma yolu ile birleşme şeklinde
olabilmektedir. Grup içi entegrasyon hukuken bir birleşme veya devralma işlemi değildir. Ekonomik olarak ise, grup içi entegrasyon ile farklı şirketlerin birleşmesi veya devralınmasının arkasında farklı iktisadi teşvik mekanizmaları rol oynamaktadır. Bu iki işlem birbirinden çok farklı olmakla birlikte bazı yayınlarda bunların karıştırıldığı görülmektedir. Piyasadaki bir rakibin satın alınmasıyla, zaten grup içinde yer alan firmaların reorganizasyonu birbirinden farklı düşünülmelidir. Nitekim, Türkiye’de de Rekabet Kurumu ve Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu’nun konuya bakışları, böyle bir ayrımın varlığını göstermektedir. Firmaların kapsam ekonomilerinden istifade etmek ve yatırımları daha etkin hale getirmek için birleşme yarışına girdiği ve devralmaların hızlandığı bir dönemde, zaten aynı grup içinde olan şirketlerin bu kazanımlara daha verimli ve efektif sahip olmak istemeleri doğaldır. Bu nedenle, gerek Avrupa’da gerekse Türkiye’de aynı grup içerisinde yer alan telekomünikasyon şirketlerinin etkinliklerini artırmak için birlikte hareket etmek istemelerini olağan karşılamak gereklidir. Böyle bir davranışın bizatihi kendisinde rekabete aykırılık bulunmamaktadır. Entegrasyon, şirketlerin ekonomik etkinlikleri açısından gerekliliğe dönüşmüştür Aynı grup içinde bulunan firmaların bir reorganizasyonla daha bütünleşik bir yapıya geçmeleri, yatırımlarını daha verimli ve sürdürebilir yapabilmelerini sağlamaktadır, bu ise tüketici ihtiyaçlarını daha etkin bir şekilde karşılayacak yenilikçilik sürecini işletecek temel bir öğe ve katalizördür. Bu nedenle; grup şirketlerinin entegrasyon süreçleri konuşulurken, piyasada yatırımların daha iyi koordine edilmesinden kaynaklanan kazançların, ayrıştırma yoluyla ortaya çıkacak rekabetten kazanılması beklenen etkinlik kazançlarından daha fazla olduğu gerçeği her zaman göz önünde tutulmalıdır.
Rekabet Kurumu, konuyla ilgili bir ön araştırmada Türk Telekom’un organizasyonel entegrasyon çabalarında ekonomik etkinliği ön plana çıkaran bir karar vermiştir. Rekabet Kurumu kararında; Türk Telekom’un dikey bütünleşik yapısını güçlendirdiğine dönük iddialara, koordinasyonu artırmaya ve kapsam ekonomilerinden daha iyi faydalanmaya yönelik bir yeniden yapılanmanın rekabet açısından olumlu olduğu ve bir şirketin iç etkinliğini artırmasında rekabet hukukuna aykırı bir durum olmadığını ifade ederek yanıt vermiştir. Bu karar, şirketlerin rekabet ortamına uyum sağlamak için faaliyetlerini koordine etmelerinin, hakim durumu kötüye kullanma sonucunu ortaya çıkarmadığı sürece ekonomik etkinlik açısından olumlu olduğunu göstermesi açısından önemlidir. Oysa ki, telekomünikasyon firmalarının entegrasyonunda etkinlikten ziyade genellikle entegrasyonun sadece fiyatları artıracağı yanılgısı ön plana çıkarılmaktadır. Örneğin, AB Rekabet Komiseri Margrethe Vestager, bu katı bakışı yansıtan bir görüşe sahiptir. Kendisi son bir yıl içindeki birleşme ve devralmalardaki yaklaşımıyla; rekabeti korumak ile rakibi korumak arasında, ikinciyi tercih eden bir eğilime sahiptir. Bir anlamda; ekonomik değişime karşı olan direnç, piyasaların girişimci ruhu ile regülatif müdahalecilik arasındaki gerilimi ön plana çıkartmaktadır. Bu noktada vurgulamak gerekir ki, AB Komisyonu’ndaki katı bakış, pazarda yoğunlaşmanın, ya da farklı sahipliklerin birleşmesinin olumsuz yönlerine ağırlık vermektedir. Türkiye’deki durum AB’deki birleşmelerden önemli ölçüde ayrışmaktadır. Türkiye’de Türk Telekom ve Turkcell’in reorganizasyon çabalarının, rekabeti azaltma isteğinden ziyade değişen piyasa koşullarında daha iyi rekabet edebilme çabasından kaynaklandığı gözlemlenmektedir. RK, 04.11.2014 tarih ve 1443/789-352 sayılı kararı. * Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi
32
BThaber
KARİYER
Yusuf Akardaş, Vector’de Yusuf Akardaş, Vector Bilgi Teknolojileri Sistem Çözümleri İş Birimi Yöneticiliği görevine getirildi. Doğuş Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği mezunu olan Akardaş, profesyonel kariyerine Prolink’te Sistem Mühendisi olarak başladı. Doğuş Üniversitesi’nde MBA de yapan Akardaş, 2009 yılında Yusuf Akardaş Avnet Turkiye’de Teknik Danışman olarak çalışmaya başladı. Akardaş, veri depolama, sanallaştırma, yedekleme ve iş sürekliliği konularında tecrübeli ve dünya çapında markaların teknik danışmanlığını yapma noktasında yetkin.
Ümit Güney, PTT’ye atandı PTT Genel Müdür Yardımcılığı’na atanan Ümit Güney görevine başladı. Boğaziçi Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği bölümü mezunu olan, 1994-2000 yılları arasında BT sektöründeki çeşitli firmalarda satış ve pazarlama yönetimi alanlarında çalışan Güney, 2000- 2002 arasında İhlas Holding’te Stratejik Planlama Müdürü Ümit Güney olarak görevini sürdürdü. 2003- 2012 yıllarında da Ziraat Bankası’nın iştiraki olan Ziraat Teknoloji firmasında sırasıyla; İş Geliştirme Müdürü ve Danışmanlık Hizmetleri Direktörü görevlerini yürüten, 2012 yılından bu yana Vakıflar Bankası’nda Bilgi Teknolojileri Kontrat ve Kaynak Yönetimi Müdürü görevini sürdüren Güney, 1 Eylül 2015 tarihi itibarıyla PTT A.Ş Genel Müdür Yardımcılığı’na atandı.
EMEA bölgesi Sırma Özkan’ın sorumluluğunda Avnet Technology Solutions Grubu için EMEA Bölgesi Pazarlamadan Sorumlu Başkan Yardımcılığı görevine Sırma Özkan atandı. 2008 yılından bu yana BT alanında dağıtım sektöründe kanal yönetimi, ürün yönetimi ve pazarlama dahil birçok görevde bulunan Özkan, 2013 Nisan’ında Avnet Türkiye’ye Pazarlama Müdürü olarak Sırma Özkan katıldı. Özkan son olarak Avnet Technology Solutions Türkiye’de Satış ve Pazarlama Direktörü olarak görev yapıyordu.
Mehmet Güner HDS Ankara’da Hitachi Data Systems (HDS) Türkiye’de Ankara Bölge Satış Müdürü Mehmet Güner oldu. TED Ankara Koleji’nin ardından Orta Doğu Teknik Üniversitesi’nde işletme eğitimi alan Mehmet Güner, iş hayatına 1989 yılında bilişim sektöründe o tarihteki adıyla Koç-Unisys Bilgi ve İletişim Mehmet Güner Sistemleri’nde Kamu Sektörü Satış Temsilcisi olarak başladı. Kamu sektöründeki 15 yıllık satış deneyiminin ardından Koç Sistem Bilgi ve İletişim Hizmetleri, Siemens Business Services Bilişim Hizmetleri ve Cisco Systems Türkiye’deki üst düzey görevler alan Güner, 2007-2012 yılları arasında Cisco Systems Türkiye’de Genel Müdür Yardımcılığı görevini üstlendi. 2013 itibarıyla IBM Türk’te Ankara, İzmir, Adana, Bursa, Gaziantep Bölgeleri’nden sorumlu Donanım Müdürü olarak görev alan Güner, Eylül itibarıyla Hitachi Data Systems Türkiye’de Ankara Bölge Satış Müdürü olarak atandı.
28 EYLÜL - 4 EKİM 2015
E T K İ N L İ K L E R 6-8 Ekim 2015
International Test Conference / Anaheim, ABD AYRINTILI BİLGİ: www.itctestweek.org 26-28 Ekim 2015
FOCUS 15 Güvenlik Konferansı /ABD, Las Vegas AYRINTILI BİLGİ: http://focus.intelsecurity.com/ focus2015/Default.aspx
Y U R T D I Ş I
7-10 Kasım 2015
26th ISF Annual World Congress / Atlanta, ABD AYRINTILI BİLGİ: www.securityforum.org/ events/isf-annual-worldcongress/ 10-12 Kasım 2015
SAP TechEd /Barselona, İspanya AYRINTILI BİLGİ: http://events.sap.com/teched2015-emea/en/registration
8-12 Kasım 2015
Gartner Symposium/ITxpo 2015 /Barselona AYRINTILI BİLGİ: www.gartner.com/events/ emea/barcelona-symposium 2 - 5 Aralık 2015
Bakutel /Bakü, Azerbaycan AYRINTILI BİLGİ: www.bakutel.az/2015/
Bu köşede yayınlanmasını istediğiniz etkinliklerinizle ilgili bilgileri handana@bthaber.com.tr adresine gönderebilirsiniz.
E T K İ N L İ K L E R 2 Ekim 2015
7. Bilişim Yıldızları e-Dönüşüm Yarışması Bahçeşehir Üniversitesi, İstanbul AYRINTILI BİLGİ: www.bilisimyildizlari.org TBD 2015 yılı etkinlikleri
2 Ekim: Bilişim Yıldızları – İstanbul 15-18 Ekim: 17. Kamu-BİB Kamu Bilişim Platformu - Girne 12-14 Kasım: 4. Uluslararası Bilişim Hukuku Kurultayı – İzmir 18-19 Kasım: 9. İstanbul Bilişim Kongresi 3-5 Aralık: Bilişim 2015 (TBD 32. Ulusal Bilişim Kurultayı) ve CITEX 2015 (2. Ankara Bilişim Fuarı) www.tbd.org.tr 3-4 Ekim 2015
Security For You Bilgi Güvenliği Konferansı Koç Üniversitesi Kuluçka Merkezi, Şişli, İstanbul AYRINTILI BİLGİ: www.sec4u.org 3-5 Ekim 2015
Etohum Startup Istanbul Lütfi Kırdar Kongre Merkezi AYRINTILI BİLGİ: www.startupistanbul.com/ 6 Ekim 2015
Hewlett Packard Enterprise Roadshow Hilton İstanbul Bomonti Hotel & Conference Center AYRINTILI BİLGİ: www.hperoadshow2015.com/ hp/?city=istanbul Autodesk “Üretimde Yeni Dönemi Konuşuyoruz” Etkinlikleri:
İstanbul: Tarih: 6 Ekim 2015, Salı Mekan: Divan Asia Hotel – Pendik Saat: 09.00 – 17.00 Ankara: Tarih: 8 Ekim 2015, Thursday Mekan : Rixos Grand Hotel Saat: 09.00 – 17.00
Y U R T İ Ç İ
İzmir: Tarih : 3 Kasım, 2015, Tuesday Mekan: Swissotel Izmir Saat : 09.00 – 17.00 AYRINTILI BİLGİ: Ayrıntılı bilgi ve kayıt için: http://autodesketkinlik.com/ uretimdeyenidonem 8 Ekim 2015
ISC Secure Turkey Deloitte Values House, İstanbul AYRINTILI BİLGİ: http://www.cvent.com/events/isc-secureturkey-conference-2015/ event-summary-6e9ed179315240 a6a57175212285fd3f.aspx olmalı ama biraz uzun :/ 9 Ekim 2015
Agile Turkey Summit '15 Grand Cevahir Hotel AYRINTILI BİLGİ: www.agileturkey.org 12 -14 Ekim 2015
ADVED’15- International Conference On Advances In Education, And Social Sciences Nippon Otel - İstanbul AYRINTILI BİLGİ: www.ocerint.org/adved15/ 14 Ekim 2015
Shield 2015 Çırağan Sarayı AYRINTILI BİLGİ: http://symturkshield.evolero. com/shield-2015-istanbul/ 15 Ekim 2015
SAP Forum İstanbul - Discover Simple İstanbul Kongre Merkezi AYRINTILI BİLGİ: www. sapkayit.com 27 Ekim 2015
PMI Summit TOBB ETÜ Sosyal Tesisler Ankara AYRINTILI BİLGİ: www.pmiturkey/summit/ankara
22 Ekim 2015
BTvizyon Toplantıları Swissotel Ankara AYRINTILI BİLGİ: www.bilisimzirvesi.com.tr/ www.btvizyon.com.tr 30 – 31 Ekim 2015
8. Uluslararası Bilgi Güvenliği ve Kriptoloji Konferansı (ISCTurkey2015) ODTÜ Kongre ve Kültür Merkezi Ankara AYRINTILI BİLGİ: http://www.iscturkey.org/ 4-6 Kasım 2015
EIF – 8. Uluslararası Enerji Kongresi ve Fuarı ATO Congresium AYRINTILI BİLGİ: www.enerjikongresi.com 5 Kasım 2015
BT Vizyon Toplantıları Trabzon AYRINTILI BİLGİ: www.bilisimzirvesi.com.tr/ www.btvizyon.com.tr 19 Kasım 2015
BTvizyon Toplantıları Konya AYRINTILI BİLGİ: www.bilisimzirvesi.com.tr/ www.btvizyon.com.tr 3 Aralık 2015
Design Awards Zirve Ödülleri Töreni İstanbul AYRINTILI BİLGİ: www.bilisimzirvesi.com.tr/ www.btvizyon.com.tr 10 Aralık 2015
BTvizyon Toplantıları Girne AYRINTILI BİLGİ: www.bilisimzirvesi.com.tr/ www.btvizyon.com.tr
Bu köşede yayınlanmasını istediğiniz etkinliklerinizle ilgili bilgileri handana@bthaber.com.tr adresine gönderebilirsiniz.
34
BThaber
MEKTUP
Yeni bir haftadan merhaba, Bu hafta eskiden evlerin vazgeçilmezi olan bir cihazda yenilikle mektubuma başlıyorum: Dikiş makinesi. Bir zamanlar annelerin demirbaşı olan Singer, Türkçe karakterlerle yazım olanağı sunan yeni dikiş makinesi modeli Confidence 7470 ile pazarda yerini almış. Bir zamanlar kıyafet patronları biriktiren, bunları diken annelerimiz için gelsin. Bu yaratıcılığı bir etkinlikle destekleyeyim. Geçen yıl Türkiye’de ilki düzenlenen ve büyük ilgi gören Mini Maker Faire etkinliği, bu yıl yine Gelecekhane koordinasyonunda Maker hareketine gönül verenleri bir araya getirecek. Bu sene 6 bini aşkın ziyaretçiyi ağırlaması beklenen Mini Maker Faire İstanbul etkinliği, 10-11 Ekim tarihlerinde Santral İstanbul’da. Porof. Zihni Sinir örneği icatların, işe yarayan ya da pek de yaramayan tuhaf makinelerin sergileneceği, programlar, gösteriler ve çalıştaylarla zenginleşecek etkinlik, üretmeyi seven Maker’ları birbirleriyle ve icat meraklılarıyla buluşturacakmış. Detaylar www.makerfaireistanbul.com adresinde. Sıra, etkinliği bir Hackhaton ile pekiştirmekte… Tüm yazılım geliştiricilere ‘bir satırla dünyayı değiştirmenin paha biçilemez olduğu’ çağrısını yapan MasterCard, dünyanın en iyi yazılım geliştiricilerine açık küresel yarışmasını Türkiye’ye getiriyor. Böylece yazılım maratonu için seçilen 10 şehir arasında artık İstanbul da var. www. mastersofcode.com sitesinden kayıt yaptıran Hackhatoncular, 3-4 Ekim’de İstanbul’da Koç Üniversitesi Kuluçka Merkezi Şişli Kampüsü’nde buluşacak. Eğlenerek yarışma deneyimini
28 EYLÜL - 4 EKİM 2015
Maker hareketine gönül verin
edinecek İstanbul elemelerinin şampiyonları, Silikon Vadisi’nde yapılacak büyük finalde kozlarını paylaşacak. Final maratonunu kazanan ekip ise dünyanın ilk “Masters of Code” şampiyonu olacak. ‘Gelecek kodlarda’ derken, boşuna konuşmuyoruz. Gelelim haftanın çevre başlığına… Alkor Alüminyum, İzmir Kalkınma Ajansı (İZKA) desteğiyle kurduğu güneş enerji santralini (GES) başarıyla hayata geçirmiş. Toplam değeri 1 milyon 400 bin TL olan proje maliyetinin de yüzde 50’si İZKA desteğiyle karşılanmış. 2013’te başladığı ve 1 yılda tamamladığı GES projesiyle, İzmir’deki fabrikasının elektrik üretiminin yüzde 30’unu güneş enerjisinden karşılayan Alkor Alüminyum, üretim masraflarını azaltarak, verimliliği de artırmış. Santral 3 yılda kendini amorti edecekmiş. Tüm reel sektörün
2015
www.bthaber.com www.linkedin.com/groups/BThaber twitter.com/bthaber www.facebook.com/BThaber
Okur Temsilcisi Behçet Envarlı benvarli@tbv.org.tr
bir kaza olduğunu ve bu kazalar sonucunda yılda 30 bin kişinin bedensel zarara uğradığını belirtiyor. Ne yazık ki meydana gelen yaralanmaların büyük bölümü 50 km. hızın üzerinde oluyormuş. Türkiye’de maalesef kaza sonrasında hemen kazazedenin özür oranını gerçek anlamda ortaya koyacak bir rapor taslağı da yok. Bu nedenle kaza sonrası kişinin
REKLAM SATIŞ GRUBU
YIL 21 SAYI 1039
28 EYLÜL - 4 EKİM
bu bakışla yol alması dileğiyle… Bu iyi haberi, acı bir gerçekle devam ettirmek zorundayım maalesef: Sadece trafik kazası sonucu bedensel zarara uğrayan mağdurlara danışmanlık hizmeti veren YÖN Hasar Kazazede Danışmanlık yöneticisi Mesut Aslan, istatistik kurumlarından topladıkları verileri karşılaştırarak elde ettikleri bilgiye göre; Türkiye’de her sekiz saniyede
bedensel zarar durumuna bağlı olarak kazazede, genel özürlü sağlık kurulu raporu çerçevesinde değerlendiriliyor. Bu nedenle kaza rapor taslağını Sağlık Bakanlığı’nın bir an önce oluşturup devreye sokması gerek ve bunun için YÖN Hasar Danışmanlık gönüllü destek vermeye hazırmış. Taslak falan bir yana, gönül ister ki herkes trafikte kurallara uygun seyretsin, bize de bu konuları ele almak düşmesin. Araç sahipleri için bu farkındalık haberinin ardından, şimdi sıra onlar için pratik bir haberde. Türkiye’de periyodik araç muayenesinde yetkili tek kurum olan TÜVTÜRK, ücretsiz randevu sitesini yenilemiş. Yenilenen tasarımla randevuların 2 kat daha hızlı alındığı yeni internet sitesinde, randevu alımı ortalama 1,5 dakika sürüyorken, randevu zamanları da 15 dakikalık aralarla seçilebiliyormuş. Araç sahibi dostlara müjde olsun… Ve sıra haftanın ödüllerinde… Turkcell Grup, dünyanın önde gelen danışmanlık şirketlerinden Brandon Hall’un düzenlediği HCM Excellence Awards’ta dört “Mükemmeliyet Ödülü”ne layık görülmüş. “İK Analitiği” sistemi ödüle layık görülürken, Turkcell Akademi tarafından hazırlanan iki ayrı eğitim uygulaması “Ezber Bozan Müşteri Deneyimi” ve “Level Up” ile de 3 ödül kazanılmış. Haftanın finalini yine bir operatör ve yine bir ödülle yapıyorum. Avea’nın, şirketlerin verimliliğine katkıda bulunan büyük veri çözümü IntelliMap, Best in Biz Uluslararası Ödülleri’nde (Best in Biz Awards International) “Yılın Kurumsal Ürünü” dalında Altın Ödül’e layık bulunmuş. Bu hafta da bu kadar, yeniliklerle haftaya yine karşındayım,
BThaber Yayıncılık ve Etkinlik Hizmetleri A.Ş. adına Sahibi Ayhan Sevgi ayhans@bthaber.com.tr BThaber Grubu Yayın Koordinatörü Ayhan Sevgi ayhans@bthaber.com.tr Yazı İşleri Müdürü (Sorumlu) Bülent Nevres bulentn@bthaber.com.tr
Editörler Handan Aybars handana@bthaber.com.tr Sedef Özkan (Ankara) sedefo@bthaber.com.tr
Görsel Tasarım Nevzat Karataş nevzatk@bthaber.com.tr
Haber Merkezi Ekrem Uçman ekremu@bthaber.com.tr Simay Yaylacı simayy@bthaber.com.tr Ruşen Göbel ruseng@bthaber.com.tr Mukadder Keskingözler mukadderk@bthaber.com.tr
Satış Grubu Evrim Koç Demirci evrimk@bthaber.com.tr Perihan Kıtay Özden perihano@bthaber.com.tr Özge Karataş ozgek@bthaber.com.tr Canan Şahin canans@bthaber.com.tr Saadet Toksöz saadett@bthaber.com.tr
Abone ve Dağıtım Sorumlusu Kutay Göçe btabone@bthaber.com.tr Yönetim Yeri: BThaber Yayıncılık ve Etkinlik Hizmetleri A.Ş. Fetih Mah. Tahralı Sokak Kavakyeli Plaza C Blok 7/5 34704 Ataşehir/İSTANBUL Tel 0216- 291 13 90 ISSN 1300-6495
Bültenlerinizi
bulten@bthaber.com.tr adresine gönderebilirsiniz
Cilt, Baskı, Poşetleme: Apa Uniprint San. ve Tic. A.Ş. - Hadımköy İstanbul Asfaltı Ömerli Köyü İstanbul - Tel 0212-798 28 40. l BThaber kontrollü abonelik sistemiyle dağıtılmaktadır. - Fiyatı 1 Kuruş (KDV dahil) - BThaber, 5187 sayılı Basın Kanunu’nun 2/f maddesi hükmü gereği ‘yerel süreli yayın’dır.
36
BThaber
ICT NEWS
28 EYLÜL - 4 EKİM 2015
Two speed ICT trend Oracle, Software AG, Intel, Palo Alto Networks, Komtaş, HP and Fujitsu company managers as well as bank managers and experts attended the BThaber Next Step Meeting held in Yapı Kredi Bank’s Gebze facility on September 11. Yapı Kredi Bank Information Technologies and Operations Deputy General Manager Cahit Erdoğan pointed to trends that stand out in each period and added: “Half of them cannot even enter our lives. That is why; we shape our predictions taking the trends into consideration. ‘Digitalization’ is the basic truth according to Cahit Erdoğan, and he stated that social media and applications such as WhatsApp as used in smart phones which are the most integrated device to a person’s life for personal use are the great examples of development. In the light of social media and mobility being hand in hand, according to Erdoğan Facebook is the world’s number 1 operator. He also told that there are many new trends on the agenda from wearable technologies to the Internet of Things. As a result of this complex digital ecosystem, titles such as data management and security stand out, and now it’s not just IT management; according to the Erdoğan, this is why different forms of IT working styles emerge. “The main headlines consist of stable IT, rapidly develop - fast error philosophy.” said Erdoğan by using the term ‘two speed ICT’, also added: “Stability and ‘rapid development more than required’ are in the foreground. Technology and strategy interaction also requires three hats management: Technology management, digital management and business management. “ The outcomes of the digital transformation are clear After Erdoğan’s opening speech, the stage was given to Yapı Kredi Bank Alternative Distribution Channels General Deputy Manager Yakup Doğan. According to Yakup Doğan, rapid digital transformation will provide actions, different product and services in banks strategies.
C
M
Y
CM
MY
CY
CMY
K
Doğan shared the results of the digital transformation driven by him over the last 4 years with participants; his first deduction was ‘being the first is not a guarantee of success.’ Showing Apple Watch as an example, “However, it is important to develop true customer experience first.” said Doğan, also stating that it is vital to customize the customer interaction. Here, the brand value, omnichannel perspective, as well as focusing on analytics and big data, the opportunity to make a customized presentation stand out. Doğan’s deductions continued as follows: “The third result is the need for new processes, organizations and infrastructures towards fast and excellent customer experience creating perspectives. If you have them in your bank strategy, we can see the results. The fourth result is that there are so many opportunities. We need to understand and chase those, and customer experience needs to be monitored constantly. We should also be
open to cooperation. There is such a world today. We are increasing our market share in the last 11 quarters in the digital world.” Smart connected things will increase incrementally Yapı Kredi Banka Payment Systems and Digital Channels Software Development Director Kadriye Atsal started by saying that the internet of things reminds us the Jetsons cartoon and shared much important current information with the participants. Accordingly, it is foreseen that there will be 150 million smart things in Turkey in 2020 and those things will be connected to each other. The number of s family’s daily used smart connected things was 8 in 2012, will increased to 24 in 2017 and 50 in 2020. According to Kadriye Atsal, there are five basic components in this development. The first one is the combination of physical and digital: ‘physital’. The second is M2M. The third is interacting devices thanks to getting cheap censors. The
forth is self-managing things. She said that: “Social and Nano robots are improving. Social ones usually stand out in retail sector and Nano ones in medical.” She also said that the fifth component is interface things. The bank’s Nuvo product is shown as an example of physical and digital combination by Atsal, she underlined that they invest in all digital channels for a better customer experience. Yapı Kredi Technology is in İTÜ Techno-city Yapı Kredi Banka Information, Customer and Business Flow Management Software Development Director Gökhan Gökçay started his words by saying that they are one of the first banks investing in data management said that they use risk management, portfolio management, precise pricing and budgeting for products, analytic solutions and data warehouse business intelligence solutions. Important changes took place in the last 15 years in data variety and volume, According to Gökçay, the
power of customer increased. This requires meeting data with real time actions. Gökçay said that for their investment processes: “We completed the data management transformation and we will conduct this for 3 years. As a first step, we renovate the data warehouse all along. The second is big data and advanced analytics. The third is data management. We started data management attempt last week, we will make the data management roles and responsibilities official. The target is to create benefits via empowered management with information.” Yapı Kredi Technology General Manager Mustafa Dündar started his words by saying that the dynamic approaches offer important opportunities in software development, pointed out dynamism from employment to all processes. Mustafa Dündar defining the priority as ‘process’ and ‘values’ across what needs to be done in the infrastructure side, emphasized that they took their place in İTÜ ARI Techno-city in July.
SAP FORUM İSTANBUL Discover Simple 15 Ekim 2015, Perşembe İstanbul Kongre Merkezi Yılın en kapsamlı BT etkinliği SAP Forum İstanbul’da, basitliğin sihrini keşfetmeye hazır mısınız? İşinizi dönüştürürken sadeleşmenin gücünü nasıl kullanacağınızı öğrenmek için SAP Forum’u kaçırmayın! www.sapforumistanbul.com
Ana Sponsor
Platin Sponsorlar
Altın Sponsorlar
Salon Sponsorları
Gümüş Sponsorlar
Özel Oturum Sponsoru
Basın Sponsorları
Bronz Sponsor
Mobil Uygulama Sponsoru
Lezzet Sponsoru
38
BThaber
ICT NEWS
28 EYLÜL - 4 EKİM 2015
2nd Quarter Report is enhanced via examining the consumer complaints
Political and bureaucratic ownership is a must for digital transformation Public Informatics Professionals Association 1st General Assembly was held on September 5, in Ankara. The Association President Ensar Kılıç emphasized on the success and transformation is being only possible with public and private sectors’ shared wisdom. Forming management, control and discipline boards; Public Informatics Professionals Association’s 1st General Assembly also discussed the wishes. General Assembly members shared their opinions as they have been expecting such a formation for years, they want to formulate policies and strategies for the public, young entrepreneurs are also welcome, everyone who is interested can be a part of this association. In the General Assembly, the information was given about a workshop on the personal rights to be held in Ankara on October 1, 2015. Public Informatics Professionals Association President Ensar Kılıç informed
about the association’s establishment process, “A need for a platform for sharing information among the architects of the IT projects in the public and updating our knowledge about the new technologies and applications and this situation were expressed by the public informatics professionals repeatedly. Public Informatics Professionals Association (KBD) was established on June 15, 2015 in order to address this need and began its activities. We have created an association for public informatics professionals that they feel belongs to them. We are at a same distance from each and every NGO. We also wish to participate in the activities of all NGOs also to welcome them in our work. We will actualize our projects by creating work commissions. We will continue our activities more intensively by increasing the number of our members in the coming period. “
BTK Industrial Research and Strategy Development Department published the ‘Turkey Electronic Communication Sector, 2015 - 2nd Quarter April – May – June, 3-Month Market Data Report’. Information and Communication Technologies Authority President Dr. Ömer Fatih Sayan stated that BTK that plays a vital role in contributing to the objectives of developing the electronic communications sector in the economic life and the information society by the regulations made since 2000; published the Turkey Electronic Communications Sector Quarterly Market
Data Report to the public, which has been prepared regularly since 2009 in order to inform the public and all concerning parties about developments in the sector. Sayan explained that “The report as a basis, is prepared via taking into consideration
the data transmitted by the operators who are obliged to send data on a sectoral basis to our organization every 3 months. The report consists of general market data as well as the constant developments in the mobile electronic communication sector and Internet services, Infrastructure Management Service, Cable Service, Satellite Communication and Satellite Platform Service, GMPCS Mobile Phone Service, Guidance Services and Joint Use Radio Services as basic statistics. A section is being prepared on the consumer complaints; it is an indicator of our sensitivity towards consumer rights.”
We have no chance to stay away from the transformation Data storage company Hitachi Data Systems (HDS) is increasing its investments in Turkey. In HDS’s “Transformation as a Service” event with the participation of its business partners; transformation of the digitized business environments and the contribution of HDS was discussed. In the event where HDS Emerging Markets Vice President Tom Pegrume, HDS EMEA Content, Cloud and Mobility Business Development Manager Jonathan Preston and HDS Turkey Country Director Serdar Sayar participated, digitization, technological
clusters, mobility, cloud computing and internet of things were discussed. Job-defined ICT improves profitability in companies, reduces costs and is rebuilding the business structures. Advanced data storage and processing technologies gradually increases its share in the corporate life. Softwaredefined infrastructures are transforming the business processes and IT infrastructures. HDS can also serve companies of all sizes by its virtual storage platform offered by its virtualization technology.
Life is easy in Izmir with WizmirNET! In the scope of ‘WizmirNET / Wireless and Accessible Internet Project’, the panel on ‘Wireless Internet Access Service and Usage of Information and Communication Technologies’ was held in September 1, in Izmir. The panel, held at the Izmir Metropolitan Municipality Culture Park Izmir Art Center with the participation of TBD Izmir Branch President Fikret Kavzak, gave information on ‘WizmirNET’: “Wireless and accessible internet service has been presented to the people
of Izmir since June 1. Izmir Metropolitan Municipality and Izmir Development Agency is in cooperation for ‘WizmirNET’ project, citizens are provided with free internet access
service. Aimed at facilitating the lives of citizens, the project consists of two phases. One of them is ‘Open Area Internet Service’; our citizens can use mobile phone applications
that have been published for public transportation and they easily reach the social media accounts of Izmir Metropolitan Municipality. The other stage is the ‘Guidance System’. Thanks to this system; our priority is to provide great comfort especially for our seniors and all citizens especially the visually impaired citizens. Via this guiding and informing mobile application, citizens will be able to find the location they would like to visit in the Izmir Metropolitan Municipality and Ahmed Adnan Saygun Art
Center. ‘WizmirNET Open Area Internet’ service is active in 8 different points; Ahmet Adnan Saygun Art Center, Gundogdu Center, Culture Park, Konak Center, Passport, Asik Veysel Recreation Area, Historical Hot Air Factory and Buca Hasanaga Sports Complex. Since it was opened for use; ‘WizmirNET’ has reached the total number of 17 thousand citizens registered and it has been logged-in 100 thousand times. Citizens accessed a total of 10 TB (terabytes) of data over the internet service.
measure
monitor
improve
we know what you did last version...
(do you ?)
OUR MISSION IS TO PROVIDE A STANDARD UNIT OF MEASURE FOR THOSE WHO BUILD, BUY OR SELL SOFTWARE. Because what gets measured gets better.
learn more now: +90 212 371 4718 | info@kali-tek.com | www.kali-tek.com