BThaber Sayı 1042

Page 1

ASRACK_3.pdf

1

6.01.2015

15:55

BTvizyon Ankara’da bilişimin geleceği irdelendi

C

M

Y

Türkiye Bilişim Derneği’nin de desteklediği BTvizyon Ankara Toplantısı yoğun bir ilgiyle karşılandı.

CM

MY

CY

CMY

K

Sayfa 6

SAYI

HAFTALIK BİLİŞİM TEKNOLOJİLERİ VE EKONOMİSİ GAZETESİ www.bthaber.com.tr

Sayfa

Buluta taşınma vakti geldi geçiyor

11

Lowell Anderson

Sayfa

12

AWS, Las Vegas)ta düzenlediği Re:Invent etkinliğinde şirketlerin buluta geçmesini kolaylaştıracak yeni ürün ve çözümlerini tanıttı.

1042 19 - 25 Ekim 2015

Rekabette güçlü olan kazansın

Her şey en güvenli haliyle cepte Kullanıcıların alışverişlerini kolaylaştıran Mobilexpress, Ortadoğu başta olmak üzere yurtdışına açılmayı hedefliyor.

Zeynep Şener

Sayfa

15

Özel Küresel ekonominin rekabet gücünü ortaya koyan Küresel Rekabetçilik Raporu (The Global Haber

Tarihin en pahalı teknoloji satın alması Geçtiğimiz haftaya damgasını vuran Dell’in EMC’yi 67 milyar dolara satın alması sektör için ne anlama geliyor.

Sayfa Competitiveness Report) 2015–2016, dünya ekonomisinin önemli bir değişim içinde olduğunu

Handan Aybars

4

ortaya koyuyor. Türkiye’nin ise birçok başlıkta kendini güçlendirmesi gerektiği Küresel Rekabetçilik Endeksi’nde (Global Competitiveness Index-GCI) açıkça görülüyor.



BThaber

E-TOPLUM

19 - 25 EKİM 2015

3

Sayısal Gündem 2020 çalışmaları projelendiriliyor ‘TBD Sayısal Gündem 2020’ Genişletilmiş İstişare Toplantısı, Gazi Üniversitesi ev sahipliğinde gerçekleştirildi. Avrupa Birliği, büyüme stratejisi çerçevesinde, 2010 yılında başlattığı Avrupa için Sayısal Gündem 2020 (Digital Agenda for Europa 2020) Programı ile 2020’ye kadar yürütülecek bir dizi eylem planı oluşturdu. 7 ana başlık altında 132 eylemden oluşan bu çalışmalar, yıllık puanlamalarla takip ediliyor ve ilerlemeler kaydediliyor. Avrupa Birliği’nin 2020’ye kadar toplam büyümesine yüzde 5 ek katkı getirerek kişi başı gelirin 1500 Avro daha fazla olmasını sağlayacak bu çalışmalar sonucunda doğrudan istihdama 1,2, dolaylı istihdama 3,8 milyon kişilik ek katkı sağlanmış olacak. Türkiye’de de benzer bir ‘Sayısal Gündem’ oluşturmak ve bilişim sektörünün geleceğini belirleyecek uzmanlık çalışmalarının başlaması gerektiğinden hareketle; TBD, TBV, TÜBİSAD, ECİD ve TESİD 29 Mart 2011’de bir araya gelerek ‘Dijital Türkiye Platformu’nu oluşturdu. TBD de, ‘Dijital Türkiye Platformu’ adına inisiyatif üstlenip Ağustos 2013’ten itibaren ‘TBD Sayısal Gündem 2020’ çalışmalarını yoğun bir şekilde sürdürüyor. Bu hedef doğrultusunda; Avrupa Birliği ile paralel şekilde yürütülen ‘TBD Sayısal Gündem 2020’ çalışmalarının 2016 Eylem Planı ve projelerini oluşturmak üzere bir araya gelen hedef grup ve uzmanlık grupları koordinatörleri, Gazi Üniversitesi Sosyal Tesisleri’nde bir araya gelerek bu güne kadar yapılan çalışmaları gözden geçirdi. 30’un üzerinde STK bir araya gelirse birlikten kuvvet doğar Toplantının açılış konuşması yapan TBD Yönetim Kurulu Başkanı İ. İlker Tabak, TBD Sayısal Gündem 2020 Çalışma Grupları oluşturulmasının, TBD’nin son 3 yıldaki bir dönüşüm hamlesi olduğunu vurgulayarak “Tamamı uzman ve akademisyenlerden oluşan

ve tamamı gönüllü olarak bu çalışmaların içerisinde yer alan 700’ü aşkın bilişimciyle adeta ‘Türkiye’nin Bilişim Ordusu’ nu kurduk. Bu ordu, akıl teriyle, bilgiyle, bilişimle ülkemizin özgür, mutlu ve aydınlık geleceğini inşa edecek öncü birlikler olacaktır. Türkiye’nin geleceğine yön verecek çalışmaları başlatırken bir yandan AB Sayısal Gündemi’ne paralel çalışmaları yürütüp Türkiye’nin AB gündeminden kopmamasını, diğer yandan devletimizin 2023 vizyonu olarak ortaya koyduğu ‘Türkiye’nin, dünyanın kalkınmış ilk 10 ülkesi’ arasına girme hedefine ulaşılması için yapılması gereken çalışmaları ortaya koyarak Türkiye’nin bilişimle kalkınıp, bilgi toplumu olması için topyekûn bir seferberlik yaratılmasının ilk meşalesini yakmayı amaç edindik” açıklamasını yaptı. Bilişim ve iletişim sektörüyle ilgili 30’un üzerinde STK bulunduğuna işaret eden Tabak, bu STK’ların iş birliği içinde çalıştıkları sürece; birlikten kuvvet doğacağının altını çizerek TBD Sayısal Gündem 2020 uzmanlık gruplarının Türkiye’nin ‘Bilişim Skor Tablosu’nu oluşturacağını, bir başka deyişle ‘Bilişim Karnesi’ni çıkaracağını ve periyodik olarak bunun kamuoyuyla paylaşılacağını dile getirdi. Devlet de bu sürece dahil olmalı TBD Sayısal Gündem 2020 Genel Koordinatörü Prof. Dr. Mustafa Alkan da “Türkiye, sanayi çağına geçişte ve sanayi toplumu olmada

başarısızlığının bedelini 200 yıldır ödüyor. Tarihi bir fırsat olarak önümüze gelen bilgi çağını yakalama ve bilgi toplumu olma fırsatını da ne yazık ki kaçırmak üzereyiz. Avrupa, bunu fark etti ve son bir hamleyle ayağa kalkmak istiyor. Bizde ise yoğun siyasi gündem ve iç meselelerimiz ne yazık ki Türkiye’nin önceliklerini değiştirdi. Bu süreçte Türkiye’nin bilişim STK’ları, bilişim önderleri ve bilişim uzmanları olarak bizlere çok önemli görevler düşmekte. Sayısal Gündem 2020 Projesi Türkiye için çok önemli bir proje. Devletin tüm yöneticilerini, tüm kurum ve kuruluşlarını bu sürece dahil etmek zorundayız. TBD Sayısal Gündem 2020 Projesi, Avrupa’nın yapmaya çalıştığı gibi bizim son bir hamlemiz olmalı ve bunu başarmalıyız” şeklinde konuştu. Toplantıda, Dijital Türkiye Platformu Koordinatörü Seda Çakmak da bir sunum yaparak platformun çalışmaları hakkında bilgi verdi. TBD Sayısal Gündem 2020 Merkez Yönetim Kurulu Temsilcisi Ersin Taşcı ise TBD’nin Sayısal Gündem 2020 çerçevesinde yaptığı çalışmaları anlattı. Uzmanlık gruplarında siber güvenlikten robot teknolojilerine, bulut bilişimden, internette çocuk istismarını önlemeye, engelliler için bilişimden Ar–Ge ve yenilikçiliğin geliştirilmesine kadar 7 Hedef Grubu altında koordine ediliyor. 3-5 Aralık 2015 tarihinde Ankara’da gerçekleştirilecek ‘TBD 32. Ulusal Bilişim Kurultayı’nda TBD Sayısal Gündem 2020 çalışmalarına ilişkin oturumlara da yer verilecek.


4

BThaber

E-TOPLUM

19 - 25 EKİM 2015

Rekabette güçlü olan kazansın Handan Aybars Bir tarafta ekonomik gelişim ‘yeni normal’ olarak tanımlanan, işsizlik, zayıf üretim büyümesi ve beraberinde daralan ekonomik büyüme ile yol almaya çalışırken, başka belirsizlikler de süreci etkiliyor. Dünya Ekonomik Forumu (WEF) tarafından derlenen verilerle oluşan raporda bu başlıkta örnekler ise jeopolitik gerilimler ve insani krizler, gelişmekte olan pazarların konumu, enerji fiyatları ile para birimlerindeki değişimler olarak gösteriliyor. Bu da ‘yeni normal’e alışma sürecindeki gelişmiş ve gelişmekte olan tüm pazarlarda zayıflığı ön plana çıkartıyor. Kabullenme, çaba göster Madalyonun diğer yüzünde ise kayda değer gelişimler 4. sanayi devrimi ile önemli potansiyel sunuyor ve paylaşım ekonomisinin gelişiminin de büyümeyi kamçılayacak inovasyonlara fırsat yaratacağına işaret ediliyor. Politikacıların, iş dünyasının ve sivil toplum bileşenlerinin ekonomik gelişim adına işbirliğinin önemine dikkat çekilen rapora göre, rekabet gücünün artırılmasının tek yolu iyi işleyen pazarlarla sınırlı değil. Bunlara güçlü kurumlar ve işlerliklerinin, yeteneğe erişimin, inovasyon kapasitesini sürekli artırma yollarını araştırmanın payı büyük. Bu yılki raporda ele alınan 140 ekonomi ve elde edilen sonuçlar ışığında, ülkelere yapılan temel öneri bu ‘yeni normal’i kabullenmek yerine, ekonomik büyümeyi canlandırmak için çaba gösterilmesinin gerekliliği. Üretimi artırmanın öncelikli yolu ise hükümetlerin politik öncelik olarak bu konuyu merkeze almaları. Kıtalar kadar ülkeler arasındaki farklar da derinleşiyor Küresel Rekabetçilik Endeksi (Global Competitiveness

Türkİye’de durum İç açıcı değİl Dünyanın en büyük gelişmekte olan piyasa ekonomilerinin bazıları rekabet gücünün artırılması konusunda güçlüklerle karşılaşmaya devam ediyor. Suudi Arabistan 25’inci, Türkiye 51’inci, Brezilya 75’inci sırada ve sıralamada düşüşle öne çıkan ülkeler. Hindistan ise beş yıllık düşüşünü bitirerek önemli bir yükseliş sergiledi ve 16 basamak yükselerek 55’inci sıraya ulaştı. Çin de 28’inci sıradaki konumunu devam ettirerek, sıralamada BRICS ekonomileri içinde en yüksek konumunu korudu. Raporda Türkiye’nin 2014 itibariyle satın alma gücü paritesine göre 806.1 milyar dolarlık bir GSYİH büyüklüğüne, kişi başına düşen 10 bin 482 dolarlık gelire, Türkiye’nin GSYİH’sinin dünya toplamında yüzde 1.40’lık paya sahip olduğu bilgisi veriliyor. 2015-2016 dönemi Küresel Rekabetçilik Endeksi

Index-GCI) birçok durumda, ülkeler arasında derin uçurumları ortaya koyuyor. Ortalamada yükselmesine rağmen, Sahra Afrikası hala en gerideki bölge. Endekste bölgesel bazda da performans farkları görülüyor. Ortadoğu ve Kuzey Afrika, bölge ülkeleri arasındaki en derin farkların oluştuğu noktalar. Gelişmiş ekonomilerin birçoğu, rekabet başlığında kriz öncesi dönemlerine dönmüş gözüküyor. Bu tabloda sıkıntı ise bazı Doğu ve Güney Avrupa ülkelerinin performanslarında kendini gösteriyor. Örneğin Yunanistan, 81’inci sırayla bölgesinde rekabet seviyesi en düşük ülke. Birçok

hesaplamalarına göre Türkiye, 140 ülke arasında 51’inci sırada. Türkiye bir önceki yıl ise 144 ülke arasında 45’inci, ondan önceki yılda 148 ülke arasında 44’üncü sırada bulunuyordu. Geçen yıl olduğu gibi Küresel Rekabetçilik Endeksi’nin içinde bulunan bileşenler arasında en iyi performans ise 16’ıncı sırada yerini koruyan ‘pazar büyüklüğü’ kaleminde kendini gösteriyor. Bu yılki sıralamada en yüksek düşüş ise ‘kurumsal yapılanma’ endeksinde ve Türkiye, bu sıralamada 75’inci sırada. Rapora göre, Türkiye’de Haziran 2015 seçimlerini izleyen siyasi karmaşa ve bölgedeki jeopolitik çatışmaların bir araya gelmesi, önemli bir belirsizlik ortamı yarattı. Bu da kalkınmada önemli bir görev üstlenen özel sektör yatırımlarının ve uluslararası yatırımların yavaşlamasına

ekonomide temel sıkıntı ise hala finansal kaynaklara erişim. Bu başlıkta ABD, kriz öncesi seviyelerine yakın konumu ile birçok ekonomi arasında öne çıkmayı başarıyor. Buna karşılık, avro bölgesinde durum, 8 yıl

yol açtı. Raporda bu yavaşlamaya yol açan diğer faktörler olarak, yüksek enflasyonun yarattığı belirsizlik ve yerel finansal sektöre duyulan güven ile bu sektörün etkinliğindeki düşüş sıralanıyor. Türkiye’nin rekabetçilik sıralamasında yaşadığı düşüşte, makroekonomik ortamın bozulması da önemli bir paya sahip. Küresel Rekabetçilik Endeksi’nin hesaplanmasında kullanılan bileşenlerin bazıları ile ilgili olarak Türkiye’nin konumu, tabloda yerini alıyor. Burada bir önceki yıla göre rekabetçilik endeksi bileşenlerinde ciddi düşüş görülürken, sadece işgücü piyasaları endeksinde iyileşme olduğu ve pazar büyüklüğü endeksinin ise sabit kaldığı ortaya konuluyor.

öncesinden daha zorlu. Zaten raporda dikkat çekildiği gibi, bu da Avrupa kıtasının büyümesinde önü alınamayan yavaşlamanın bir gerekçesi. Politikanız olsun Araştırmada, bu gidişata karşı ilaçlara da dikkat çekiliyor. Para transferi yerine pazarda hareket sağlayacak

yapıcı hamlelerin yapılması gerektiğine vurgu yapılırken, toplumsal büyümenin ölçümünde de en sağlıklı yolun bu olduğuna işaret ediliyor. Raporda öne çıkan çözüm yöntemleri şöyle sıralanıyor: 1- Her ülkenin gelişim için alanı var. Ülkeler arasında olduğu gibi, ülke içinde de farklılıkların azaltılması adına bu konuda adımlar atılmalı. 2- Eşitliği ve büyümeyi aynı zamanda sağlamak imkansız değil. Bu konuda stratejiler belirlenmeli. 3- Finansal transferler önemli bir destek olsa da, asıl önemli olan kamu politikalarının toplam gelişimi sergileme hedefiyle kurgulanıp uygulanması. 4- Düşük gelir seviyesi, başarıya engel değil. Bu nedenle bazı gelişmekte olan pazarların gelişmiş pazarlar kadar güçlü performans göstermesi şaşırtıcı olmaz. 5- Bölgeler arasında dikkat çeken benzerlikler var. Bu da paylaşım kültürünün, tarihsel geleneklerin, politik ve ekonomik hamlelerin önemini ortaya koyuyor. Doğu Avrupa vergi sistemleri ve Güney Amerika’daki eğitim eşitsizliklerini aşmak için bu paylaşımı hayata geçirmek önemli. 6- Eşitsizlik odaklı tartışmaların daha geniş bir kapsamla ele alınması, çözüm için önem taşıyor. Günümüzde tartışmaların odak konusu genelde istihdamın yetkinliğine odaklanıyor. Ama bu aslında buzdağının görünen yüzü. Bu nedenle yapısal uyum odaklı ve birçok başlıkta ekonomik istikrarlı büyümeyi hedeflemek gerek.

REKABETÇİLİK ENDEKSİ REKABETÇİLİK ENDEKSİ BİLEŞENİ Kurumsal yapılanma Altyapı Sağlık ve ilköğretim Yüksek öğretim ve işbaşında eğitim Emtia-Mal piyasalarının etkinliği Pazar büyüklüğü İnovasyon İşgücü piyasaları Makroekonomik ortam Mali piyasaların gelişmişliği

140 ÜLKE ARASINDA TÜRKİYE’NİN SIRALAMASI (2015) 75 53 73 55 45 16 60 127 68 64

144 ÜLKE ARASINDA TÜRKİYE’NİN SIRALAMASI (2014) 64 51 69 50 43 16 56 131 58 58



6

BThaber

E-TOPLUM

19 - 25 EKİM 2015

BTvizyon Ankara’da bilişimin geleceği irdelendi Haber Merkezi Türkiye Bilişim Derneği’nin de desteklediği BTvizyon Ankara Toplantısı’nda; ‘Türkiye’de Bilişim’, ‘Siber Tehlikeler’, ‘Bulut Yazılımları ve İşletmeler’, ‘Giyilebilir Teknolojiler’, ‘Siber Güvenlik ve SOME’ler’, ‘Büyük Veri Dertleri’, ‘e - Ticaret ve Gelecek’ ana başlıkları irdelendi. Bilişim Zirvesi Genel Müdürü Neslihan Aksun yaptığı konuşmada; Türkiye’de kurumsal BT yetkinliğini artırmak adına, BTvizyon Toplantıları’nın önemli bir etkinlik zinciri olduğunu vurgulayarak “Bilişim sektörünün büyümesine tam 21 yıldır hizmet vermekte olan BThaber Şirketler Grubu’nun bir parçası olan Bilişim Zirvesi Etkinlik Şirketi, kurulduğu günden bu yana Türkiye’nin ‘bilişim’ ekseninde en önemli etkinliklerine imza attı, BT sektörü, kurumsal hayat ve kamu arasında güçlü bir köprü oldu, olmaya da devam ediyor” dedi. Aksun, “Bu etkinliğimiz; geçmiş yıllarda olduğu gibi, bu yıl da tüm sektörleri ve BT sektörünün önde gelenlerini, işinde bilişimi kullanan yöneticileri ve yaşamında bilişimden kopamayanları bir araya getiriyor” ifadesini kullandı. ‘Bilişim Gemisi’nde aynı anda her yöne kürek çekerek bir limana varamayız ‘Türkiye’de Bilişim Nereye Gidiyor’ başlığında sunumunu gerçekleştiren TBD Yönetim Kurulu Başkanı İlker Tabak, bu toplantıların sektöre ivme kazandırdığını söyleyerek “Bugün burada bulunmamızın en önemli nedenlerinden biri tarafsız bir basın kuruluşu olan BT Haber’in, tıpkı TBD gibi geleceğe olan bakışının ve vizyonunun kamu yararı içerdiğini görmüş olmamızdır. İçinde bulunduğumuz ‘Bilişim Gemisi’nde aynı anda her yöne kürek çekerek bir limana varamayacağımız çok nettir. Türkiye bilişimle bir yere varacaksa, önce bilişimde bir yere varmalıdır. Bilişim sektörünün yolu, Türkiye’nin de aydınlık yolu olacaktır” şeklinde konuştu. Sektör kaynaklarının en verimli biçimde kullanılarak topluma yararlı çalışmaları sürdürmek üzere yeni bir proje hazırladıklarına da

7 Ekim’de düzenlenen, kamu ve özel sektörde; işinde bilişimi kullanan tüm profesyonelleri buluşturan BTvizyon Ankara Toplantısı yoğun ilgiyle karşılandı.

dikkat çeken Tabak, şunları ekledi: “Projemiz; sektörel etkinliklerin etkisinin tüm yurtta hissedilmesi temeline dayanmakta. Bu projemize ilişkin ayrıntıları 3-5 Aralık 2015 günlerinde gerçekleştireceğimiz TBD 32. Ulusal Bilişim Kurultayı kapsamındaki STK’lar Oturumu’nda paylaşacağız.” Verinin sürekliliği sağlanmalı 2015 yılında 500 milyonun üzerinde zararlı virüsün olmasını beklediklerini söyleyen GDATA Türkiye Kanal Yöneticisi Asım Önder Kabataş, bireysel ve kurumsal ürünlerinin

bulunduğuna dikkat çekerek ‘GDATA Türkiye’nin Yıldızları’ kanal programını başlattıkları bilgisini de verdi. Kabataş, “ ‘GDATA Internet Security For Android’ zararlı yazılımlara karşı cihazları korumaya alıyor. Tüm rehberi şifreleme şansına sahipsiniz” dedi. Arena Bilgisayar Microsoft Azure Satış Mühendisi Hakan Yılmaz, dünyadaki dönüşüm sürecinden bahsedip teknolojik altyapıların da bu dönüşüm sürecine geçmesi gerektiğinin altını çizdi. Yılmaz, “Verinin sürekliliğini sağlamamız lazım. Modern bir işletmenin; sıfır kesintiye, dosyalara her yerden ve

her zaman erişilmesine, modern çözümlere ihtiyacı bulunuyor. Bulut; Microsoft iş ortaklarına cazip yeni iş modelleri sunuyor. Öncelikleri belirlemek önemli” şeklinde konuştu. ‘Giyilebilir Teknolojilerde Özgürlük’ başlıklı bir sunum gerçekleştiren Quadro Türkiye Genel Müdürü Serkan Gezici, “Temel başlığımız; iletişimin farklı araçlarda kullanılması ve paylaşılabilmesi. 2015 yılında tahmini olarak 75 milyon adet ürün kullanılacak. 2017 yılında beklenen ciro 50 milyar dolar civarında. Teknolojiyi bir giysi olarak üzerimizde barındıracağız” açıklamasını

yaptı. Gezici, ürün gruplarından örnekler verirken; işlevsel bir ürün olarak tanımladığı ‘Quadro Heat Monitor’ün bir ateş ölçer olduğunu, çocuğun vücut ısısı ölçümünü gerçek zamanlı olarak yaptığını, belirlenen limite göre de cep telefonundan alarm çaldığını kaydetti. İstihbaratı proaktif şekilde yönetebilmek çok önemli BTvizyon Ankara Toplantısı’nın ikinci bölümünde konuşan Symturk Genel Müdür Yardımcısı Murat Tora, siber güvenlik operasyon yönetimi ve SOME’ler hakkında detaylı bilgi paylaşımında bulunarak “Ne kadar yatırım yaparsanız yapın, ölçemediğinizi yönetemezsiniz. Doğru adımları doğru sırayla atmak gerekir” ifadesini kullandı ve ‘Operasyon Merkezi’ hedeflerini; sürekli kontrol, sürekli izleme, hızlı müdahale ve önemli deneyimlerden ders çıkarma olarak sıraladı. Tora, “BT altyapılarında 7/24 izleme sistemine sahip olmalısınız. Diğer güvenlik ürünlerinden bilgi alabilmek de çok önemli. İstihbaratı proaktif şekilde yönetebilmelisiniz” açıklamasını yaptı. Gelecekte e-Ticaret konusunu irdeleyen Pikare Yazılım Geliştirme Müdürü Kerem Çetin, 5 yıl içinde her 3 kişiden 2’sinin internet üzerinden alışveriş yapacağına dikkat çekerek e-ticaret için fikri destekleyecek iyi bir ekibe sahip olunması gerektiğine de vurgu yaptı. Çetin, “Türkiye, e-Ticaret konusunda bölge ülkelere rol model oluyor. e-Ticarette; içerik kalitesi, güncellik, farklılık ve performans büyük önem taşıyor. En önemli noktalardan biri de sosyal ağlar. Ödeme yöntemleri çeşitliliği de avantaj sağlıyor” şeklinde konuştu. ‘Büyük Dert, Büyük Veri’ diyen Nakivo Türkiye Satış Mühendisi Volkan Yağcı, 2020 yılında dünyadaki verinin 35 zetta byte olmasının öngörüldüğünü aktardı. Yağcı, “Büyük veri bileşenleri olarak; çeşitlilik, hız, veri büyüklüğü, doğrulama ve değeri sıralıyoruz. Kurumların; arşivleme, işleme ve saklamayla ilgili önümüzdeki 5 yılda çok iyi plan yapmaları gerekiyor. Nakivo olarak düşük maliyetli bir çözüm sunuyoruz” şeklinde konuştu.


TOUGHBOOK CF-54

YARI DAYANIKLI DİZÜSTÜ BİLGİSAYAR YENİDEN TANIMLANIYOR

Windows 8.1 Pro işletim sistemli, Intel® Core™ i5-5300U vPro™ işlemcili, yarı dayanıklı, 14 inç dizüstü bilgisayar Panasonic, Toughbook ailesinin yeni ürünü CF-54 ile yarı dayanıklı dizüstü bilgisayarların tasarımında çığır açıyor. Yeni Toughbook CF-54, en ince ve en hafif yarı dayanıklı Toughbook’lardan biri!

www.toughbook.eu

Intel, Intel logosu, Intel Core, Intel vPro, Core Inside ve vPro Inside, Intel Corporation'ın ABD ve diğer ülkelerdeki tescilli markalarıdır.


8

BThaber

E-TOPLUM Bizde bilim neden gelişmiyormuş?

Mayıs 2009. Bilim ve Teknoloji İnsan Kaynağı Stratejisi ve Eylem Planı doğrultusunda bir de Gelişme Raporu hazırlandı. Yukardaki sorunun çözümü için 2007-2009 arasında 12 çalıştay yapıldığı açıklandı. Şu ana başlıklar çıktı ortaya: *Üniversitede yönetişim sorunları var *Araştırmaya zaman yok *Araştırmacının geliri düşük *Finans yetersiz *Yeterli bilim adamı yok *Yetersiz fiziki altyapı *Sistem, araştırmayı desteklemiyor *Üniversitesanayi işbirliği eksik Gelişme Raporu’nda 30 çözüm önerildi. Yarısı bile fikir verir: 1-Üniversitelerde bilimsel çalışmaların sınıflandırılıp ödüllendirildiği bir sistem kurulmalı. 2-Akademik yükseltmelerde yayınların yanı sıra proje yürütücüsü veya araştırmacı olarak görev alma da değerlendirmeye alınmalı. 3-Üniversiteler ulusal stratejiler doğrultusunda kendi araştırma stratejilerini belirlemeli. 4-Üniversite yöneticilik kriterleri evrensel düzeyde belirlenmeli ve seçimler buna göre yapılmalı. 5-Akademik performans göstergeleri oluşturulmalı. 6-Üniversitelerde eğitim ve araştırma kadroları ayrılmalı, araştırmacı öğretim üyesi statüsü oluşmalı. 7-Üniversitelerde mali ve idari özerklik sağlanmalı, bütün bütçe torba haline getirilmeli.

8-Özlük haklarında gelişme sağlanmalı. 9-Akademik personele performansa dayalı ek ödemeler yapılabilmesi için bütçe tahsis edilmeli. 10-Araştırmacıların döner sermayeden alacakları gelirlerinden gelir vergisi muafiyeti sağlanmalı. 11-Üniversitelere cari bütçeden yüzde 1 pay ayrılarak araştırmacılara destek sağlanmalı. 12-TÜBİTAK projelerince desteklenen araştırmacı sayıları artırılmalı, proje teşvik ikramiyesi enflasyon oranında artırılmalı, vergi oranları azaltılmalı, proje bursiyerlerine ayrılan bütçe artırılmalı. 13-Ödül teşvik sistemi kurularak ücretler artırılmalı. 14-Kamunun yanı sıra özel sektör de araştırma projelerine yeterli kaynak aktarmalı. 27-Milli eğitim stratejisi, ilköğretimden başlayarak her aşamada bireyi araştırmaya yönlendirecek ve bireylerin araştırmacı niteliğini güçlendirecek şekilde yeniden düzenlenmeli. Bütün bu “-meli, -malı”ların tarihi Mayıs 2009. Bugün Ekim 2015.

İlk bilgisayarın ilk yazılımı Animasyon filmlerinin teknik yıldızlarından Kanadalı kadın görsel efekt uzmanı Sydney Padua, dünyanın “ilk” yazılımcısı (ve bir kadın!) Ada Lovelace ile dünyanın “ilk” bilgisayarını (yani aslında hesap makinesini) tasarlayan Charles Babbage’in işbirliğini çizgi romanlaştırdı. Çok sempatik çizimlerle, bu iki alakasız insanın, dünyada nasıl bir yaratıcı yenilikçiliğe kapıyı araladıklarını 320 sayfada çocuklara (ve bilmeyen büyüklere) anlatıyor. Anglosakson dünyasında bu iki isim tanınır. Ada Lovelace, romantik İngiliz şairi Lord

19 - 25 EKİM 2015

Edip Emil Öymen edip.oymen@gmail.com

Byron’ın kızı. Ama babası, kızının doğumundan 2 ay sonra evini terk edip macera aramaya gitti, bir daha geri dönmedi. Ada, becerikli annesi sayesinde İtalyanca öğrendi, üniversitede okudu. O dönemde bu, kadınlar için mucize! Üstelik, matematik eğitimi aldı. İngiltere’de Sanayi Devrimi’nin en baba döneminde, hesap işlerine mekanik çözüm arayan, “Analitik Makine” adlı otomatik bir cihaz (aslında bilgisayar) tasarlayan Charles Babbage’le tanıştı. Ada, bir İtalyan matematikçinin Analitik Makine’ye dair makalesini

KOBİ’nin dijitalle sınavı Ülkemizde 1-5 kişi çalıştıran 4 bin küçük şirkete GoDaddy sordu: İnternetle aranız nasıl? Web siteniz var mı? (19.09.15) 4 bin küçük şirketten sadece 502’si ankete yanıt verdi. 3 bin 500 şirket sessiz kaldı. Bu 502 şirketin yanıtlarını GoDaddy, Türkiye “çapı” için şöyle özetledi: *Şirketlerin yarısı (% 47) çevrimdışı. Yani 250 şirketin internet bağlantısı bile yok. *Ankete yanıt veren şirketlerin % 27’si web sitesi oluşturmaya “zaman” bulamamış. *Web sitesi gerektirecek büyüklükte iş yapmıyorum diyenler % 22. *Web sitesi, şirketime katkı yapmaz diyenler % 25. *Bütün bu verilere rağmen, web sitesi olmayan şirketlerin % 54’ü, rekabet açısından dezavantajlı olduklarını düşünüyor yine de! *Bu nedenle % 70’i “önümüzdeki iki yılda” web sitesi geliştirmeyi düşünüyormuş. GoDaddy’nin anket sonucu normal (!). Çünkü ülkemizin en büyük 500 şirketinin internet sitelerinin içerik analizi de parlak değil. Fortune 500 tarafından belirlenen en büyük 500 şirketten 100’ü için Yaşar Üniversitesi’nden Doç.Dr. Serra İnci Çelebi’nin araştırmasının tek cümle özeti şu: Türkiye’nin en büyükleri internet sitelerini verimli kullanamıyor. *Web sitelerinin % 20’sinde memnuniyet ve şikayet bölümü olduğu halde, şirketlerin sosyal sorumluluklarıyla ilgili olarak kendilerine gönderilen her 100 epostadan sadece 9’unu yanıtlamışlar. *100 şirketin web sitelerinin sadece % 22’sinde sayfaya

1843’te İngilizceye çevirdi. Eklediği açıklayıcı dipnotlarla çeviri, aslının 2.5 katına çıktı, 65 sayfaya uzadı. Henüz 27 yaşında olan Ada, çevirisine, Analitik Makine’nin nasıl çalışacağına dair bir de “yazılım” ekledi. Ada ve Babbage ortaklığı böylece başladı. Babbage, ne yazık ki cihazın üretimi için gereken hassaslıkta metal parça yaptıramadan öldü. Ta ki yüzyıl sonra çizimleri bulunana kadar: Londra Bilim Müzesi, çizimlere uyarak Babbage’in bilgisayarını imal etti. Şimdi Müze’de çalışıyor tıkır tıkır. Ada’nın programıyla... Ve ikilinin “maceraları” şimdi çizgi roman oldu. Film de olur.

üyelikle ilgili bilgi var. Sadece % 15’inde sıkça sorulan sorular bölümü var. Sadece % 19’unda son bir aya dair şirketle ilgili haberlere yer verilmiş. Doç. Çelebi diyor ki bu konuda: “Bu şirketlerin en büyük ve başarılı olduğu düşünülürse, hedef kitleleriyle dijital açıdan iletişimlerinde de bu yüzdelerin daha yüksek olması beklenmektedir.” (Dünya, 21.05.15) Üç yıl önce Türkiye’deki 809 bin 247 KOBİ esas alınarak yapılan SMD DigitalScape 2012 Araştırması’na göre de, KOBİ’lerin 63’ünün web sitesi yoktu. % 98’inde adres bilgisi yoktu. % 73’ünde telefon numarası yoktu. % 73’ünde eposta adresi yoktu. % 99’unda virüs koruması yoktu. % 94’ünde gizlilik ilkeleri yoktu.

% 99’u mobil uyumlu % 98.6’sı e-ticarete uygun değildi. Araştırmanın sonuçları, TÜBİSAD’ın 2010’da bin 645 KOBİ yöneticisiyle yaptığı “Gelecek İçin Bilişim KOBİ e-Dönüşüm Projesi” anketinden farklı değildi: İstihdamın % 77’sini sağlayan KOBİ’lerin katma değeri % 29’du. Bunun ana nedeni, teknolojik kapasitenin yetersiz olmasıydı. Tünelin ucunda bir umut ışığı var: TOBB, ICC (Uluslararası Ticaret Odası) ve WCF’nin (Dünya Odalar Federasyonu) katkılarıyla kurulan Dünya KOBİ Forumu Vakfı’nın merkezi İstanbul’da Mayıs’ta açıldı. Geçen haftaki B20 Toplantısı’nda da KOBİ’lerin yenilikçilik hedefiyle dijitalleşmeleri gereği bol bol dillendirildi.

C

M

Y

CM

MY

CY

CMY

K



10

BThaber

E-TOPLUM

19 - 25 EKİM 2015

Yaşlıların teknoloji destekli çözümlerle buluşma zamanı Bilkent Cyberpark dünya ikincisi oldu Bilkent Cyberpark, Dünya Teknoparklar Birliği tarafından bu yıl ikincisi düzenlenen ‘İlham Verici Çözümler Yarışması’ndan dünya ikinciliğiyle döndü. İlham Verici Çözümler Ödül Töreni, bu yıl 32’incisi düzenlenen Dünya Teknoparklar Konferansı 700’ün üstünde temsilcinin katılımıyla Çin’de 23 Eylül tarihinde gerçekleştirildi. Konferansa ev sahipliği yapan Zhongguancun Teknopark Yönetim Kurulu Başkanı Guo Hong yaptığı açılış konuşmasında, etkinlikte paylaşılan tüm inovatif fikirlerin, ekosistemdeki paydaşlar için fırsat niteliği taşıdığını kaydetti. Birinciliği İngiltere’den Surrey Araştırma Merkezi’nin aldığı yarışmada Cyberpark; ‘Hızlandırma Programı CAP’ ile ödüle layık görüldü. Cyberpark adına ödülü Genel Müdür Canan Çakmakcı aldı. Çakmakcı; ödülle ilgili olarak, Cyberpark’ta üretilen inovatif projelerin,

uluslararası platformlarda gördüğü yoğun ilgiden ötürü gurur duyduğunu ve tüm dünyaya ilham veren bir teknopark olmaya devam edeceklerini ifade ederek açıklamasını şöyle sürdürdü: “CAP Programı’nın yenilikçi yönleri arasında, yazılım firmaları için özel olarak tasarlanan bir hızlandırma programı olmasının yanı sıra sağladığı birebir ‘mentorluk’ hizmeti öne çıkıyor. Ayrıca program, Amerika’da iki defa düzenlenen hızlandırma kamplarıyla bir ilk olma özelliği taşıyor. İkincisi düzenlenecek Hızlandırma Programı için elemeler aralık ayında başlayacak.” 60 ülkeden teknoparkların katıldığı yarışmada; Türkiye’yi temsilen Bilkent Cyberpark ve ODTÜ Teknopark katılmaya hak kazanmıştı.

‘Üçüncü Uluslararası 3. Yaş Baharı Turizmi ve Dinamikleri Kongresi’ 1-2 Ekim tarihlerinde Ankara’da düzenlendi. Yaşlılık çözümlerinin geliştirilmesinde öncü olma görevi üstlenen ‘Üçüncü Uluslararası 3. Yaş Baharı Turizmi ve Dinamikleri Kongresi’, küresel yaşlı bakımı turizminde ve küresel yaşlı bakımı ihtiyacının karşılanmasında Türkiye’nin potansiyelini ortaya koydu. Kongre Koordinatörü ve Medikal Turizm Derneği Başkanı Uzm. Dr. Sinan İbiş, “Türkiye, yaşlanma çözümleri konusunda birçok değeri, yeniliği ve uygulamayı yaşama kazandırma eşiğinde. Türkiye’deki dinamiklerden; iklim, genç nüfus, ulaşım imkânları, ekonomik yaşam ve hizmet seçenekleri küresel sermayenin yatırımı için de fırsatlar doğuruyor. Medikal Turizm Derneği ülkemizde yaşlı bakımı ve yaşlı turizmi, yaşlı bakımı ekonomisi, yaşlı bakımında ArGe ve inovasyon konularında uluslararası işbirlikçilerle; yenilikler ve değerler yaratacak projelere hazırlanmakta” şeklinde konuştu. Devlet inovasyonların gerçekleştirilmesinde aktif rol oynamalı Kongre kapsamında düzenlenen; moderatörlüğünü Novusens İnovasyon ve Girişimcilik Enstitüsü Kurucu Ortağı Berrin Benli’nin yaptığı; ‘Yaşlı Bakımı Ekonomisinde Uluslararası Vizyon’ oturumunda katılımcılar; ITIF (Bilgi Teknolojileri ve İnovasyon Vakfı) Başkan Yardımcısı ve Veri İnovasyonu Merkezi Direktörü Daniel Castro, TNO Healthy Living, the Netherlands, Uluslararası İlişkiler Müdürü Jan Michiel Meeuwsen, Belçika Başbakanlık Ofisi Danışmanı Belma Tek, küresel vizyonlarını, ülkelerindeki başarı öykülerini, deneyimlerini paylaştılar. Castro, teknoloji destekli sağlıklı yaşam konusunu Amerika’dan örneklerle aktararak sensörlerin, rabotların bakıcılara, hastalara destek olduğu çözümlerden şöyle örnekler verdi: “Nerede erişilebilir park alanı varsa mobil teknolojilerle ulaşılabiliyor. Akıllı Park Sistemi ile dinamik bir sistem oluşturuluyor. LeChal ve SuperShoes bireyin gideceği yönü yönlendirebiliyor. Sinyal sistemiyle yönlendirme sağlanıyor.” Tüm bu çalışmaların devlet-özel sektör iş birliğiyle

gerçekleştirildiğine dikkat çeken Castro, ürünlerin devlet tarafında lisanslandırıldığını söyleyerek devletin inovasyonların gerçekleştirilmesinde aktif rol oynaması gerektiğinin altını çizdi. Meeuwsen de, Hollanda’dan örnekler vererek Türkiye’de de aktif olarak çalıştıklarına vurgu yaptı. Evde yaşam – Bağımsız yaşam, ‘Akıllı Ev’ temasını beraberinde getiriyor ‘Yaşlılıkta İnovasyon ve Serbest Sunumlar’ oturumunun moderatörlüğünü Prof. Dr. Safiye Tuncer gerçekleştirdi. Oturuma; , Samsung Türkiye Başkan Yardımcısı Tansu Yeğen, Novusens İnovasyon ve Girişimcilik Enstitüsü Kurucu Ortağı Berrin Benli, Ankara Kalkınma Ajansı Program Yönetim Birimi Başkanı Zekai Efeoğlu, Novusens İnovasyon ve Girişimcilik Enstitüsü Kurucu Ortağı Melih Gezer, Kongre Koordinatörü ve Medikal Turizm Derneği Başkanı Uzm. Dr. Sinan İbiş katıldı. ‘Yaşlılıkta Teknolojik Gelecek’ ile ilgili vizyoner bilgiler veren Yeğen, “Nüfus yaşlanmasını avantaja çevirmez ve önlem almazsanız gelecekte büyük sıkıntılar yaşarsınız. Obezitede Avrupa lideriyiz. Sağlıklı yaşlanmıyoruz. ‘Yaşlıları nasıl ekonomiye kazandırabiliriz’ şeklinde bakmamız gerek. Onlara ihtiyaç duyulduğunu hissetmeleri çok önemli. Yaşlılar için gözlük teknolojilerinde büyük gelişim var. Skype’ı muhakkak kulanmalılar. Sensörler, nesnelerin interneti, robotlar ön plana çıkıyor. 65 yaş üstü beyinler Endüstri 4.0 sistemlerini yönetebilirler. Yaşlıların hâlâ bir oluşumun içinde olduklarını görmeleri gerek” açıklamasını yaptı. Benli de; ‘Yaşlılık ve Teknoloji’ başlıklı sunumunda şu bilgileri paylaştı: “2050’de her 10 yaşlıdan 8’i az gelişmiş veya gelişmekte olan ülkelerde yaşayacak. Büyük bir

‘Tsunami dalgası’ Türkiye’ye hızla yaklaşıyor. Buna ancak yaşlı nüfusun ihtiyaçlarını bilerek ve onları kullanabilecekleri teknoloji destekli çözümlerle buluşturarak karşı koyabiliriz. Yaşayan laboratuvarlarda bu çözümlerin gerçek kullanıcılarla gerçek durumlarla sınanmasıyla bu konudaki inovasyonlar hızlandırılacak ve küresel yaşlanmanın etkileri azaltılabilecek.” Dünyadaki en büyük sosyal dönüşümlerden birinin nüfus yaşlılığı olduğunu vurgulayan Benli, “Teknoloji, yaşlı bakımında çıtayı daha da yükseltecek. Yaşlılar evlerinde yaşamak ve bakım almak istiyor. Evde yaşam – Bağımsız yaşam, ‘Akıllı Ev’ temasını beraberinde getiriyor; bu da akıllı cihazlar sayesinde gerçekleştiriliyor. Bu noktada veriyi işlemek de yetmiyor, verilerin analiz edilip yaşlılara hizmet edecek modeller geri dönmesi gerekiyor. Nesnelerin interneti, giyilebilir teknolojiler ve büyük veri üçlemesi bir araya gelince çığır açıcı çözümler sağlanabiliyor. Drone’ların iyi amaçlı kullanılması çok önemli; ‘Drones For Good’ diyoruz. ” şeklinde konuştu. Yaşlılık çözümlerinde örnek projeleri aktaran Gezer, amacın inovasyonu hızlandırmak olduğunun altını çizerek kullanıcıların açık inovasyonda, sürece dahil olduklarını kaydetti. Efeoğlu, kamu tarafındaki gelişmeleri aktararak Ankara Bölge Planı 2014-2023 içinde, yaşlıların sosyal hayata katılımını sağlamak istediklerini söyledi ve “ ‘Yaşlı Takip Sistemi’ oluşturmak istiyoruz. Bu konuda projesi olanların Ankara Kalkınma Ajansı’na gelmesini bekliyoruz” mesajını da verdi. İbiş, yaşlanma sürecindeki yenilikçi çözümler ışığında ‘Vahit Amca Projeleri’ni anlattı ve “Bu konuda Türkiye’nin bir yazılımı olacak ve bunu ihraç edeceğiz. Aralık ayında da lansmanını yapacağız” bilgisini aktardı.


BThaber

BİLİŞİM DÜNYASI

13 - 26 TEMMUZ 2015

Dünyanın dört bir yanından gelen 18 binin üzerinde ziyaretçiye ev sahipliği yapan Bülent Nevres AWS Re:Invent Las Vegas etkinliği 5 – 9 Ekim tarihleri arasında Las Vegas’ta gerçekleştirildi. Bu yıl dördüncü kez düzenlenen etkinlik uygulama geliştiriciler, küçük ve orta ölçekli işletmeler, büyük kurumlar ve özellikle Start-Up şirketlerin büyük ilgisine sahne oldu. Katılımcılar düzenlenen paralel oturumlar, eğitimler ve diğer etkinliklerde ürün ve çözümler hakkında ayrıntılı bilgi alırken, AWS ile iş ortaklığı yapan şirketler fuaye alanında geliştirdikleri çözümleri katılımcılara yakından tanıtma fırsatı buldular. Etkinlikte ayrıca katılımcılar çeşitli çalışmalara ve sınavlara katılarak sertifikasyon alma imkanına da sahip oldular. Bilgi paylaşımına odaklanan etkinlikte on binlerce katılımcı tabiri caizse bir oturumdan diğerine koştular. Bulut artık yeni normal Etkinliğin açılışında konuşan AWS Başkan Yardımcısı Andy Jassy, artık bulutun yeni normal haline geldiğini belirtti ve önümüzdeki 10 yıl içerisinde iş yüklerinin önemli bir kısmının buluta taşınacağını söyledi. Konuşmasında bulut teknolojilerinin insanlara cazip gelmesinin nedenlerine değinen Jassy, konuşmasına şöyle devam etti: “Bulut teknolojilerinin insanlara cazip gelmesinin en önemli nedenlerinden birisi sağladığı özgürlük. AWS’nin sağladığı özellikler sayesinde geliştiriciler herhangi bir altyapı sınırlaması ile karşı karşıya kalmadan uygulama geliştirebiliyorlar. Bir diğer önemli avantaj ise kullanıcıların verilerinden gerçek değeri alabilmeleri. Şirketler AWS hizmetlerini kullanarak verilerini istedikleri gibi analiz ederek gerçek bilgilere ulaşabiliyorlar. Ayrıca artık verileri buluta taşımak eskisinden çok daha kolay”. Jassy, konuşmasında bulut teknolojilerinin ne derece büyüdüğünü gösterecek çeşitli rakamlar da verdi. Bu rakamlara göre AWS’nin şu anda 1 milyon aktif müşterisi bulunuyor ve 7,3 milyar dolarlık bir iş

Buluta taşınmanın vakti geldi geçiyor Bulut dünyasının önde gelen şirketlerinden birisi olan Amazon Web Services, şirketlerin buluta geçmesini kolaylaştıracak yeni ürün ve çözümlerini Re:Invent 2015 etkinliğinde duyurdu.

AWS Başkan Yardımcısı Andy Jassy kapasitesine sahip. AWS’nin sadece veritabanı işinden geliri 1 milyar dolar. Yıllık büyüme oranı ise yüzde 81. Jassy’ye göre AWS’nin

hızla büyümesinin en önemli nedenlerinden birisi yeniliğe önem vermesi ve ilk kurulduğu gündeki heyecana hala sahip olması.

Etkinlikte yeni ürün ve çözümler de duyuruldu Her zaman olduğu gibi AWS, bu etkinlikte de yeni hizmet ve ürünlerini arka

En önemlİ gelİşme hİzmetlerde oldu bulut hizmetleri güvenli bir şekilde kullanılabiliyor. Global genişleme açısından baktığımızda 5 kıtada toplanda 11 kıtada hizmet veriyoruz ve irili ufaklı 1 milyonun üzerinde müşterimiz var. Dünyanın en büyük platformlarından birisi olma yolunda ilerliyoruz.

AWS Re:Invent etkinliğinde Pazarlamadan Sorumlu Kıdemli Yönetici Lowell Anderson ile kısa bir söyleşi yaptık. n Etkinlikten biraz bahsedebilir misiniz? Bizim için Re:Invent çok büyük önem taşıyor. Yeni ürün ve hizmetlerimizi tanıtma fırsatı elde ediyor, geliştiriciler ve müşteriler arasında bilgi paylaşımı yapıyor ve en önemlisi geri bildirimler alıyoruz. Bu sayede var olan hizmet ve çözümlerimizi yeniden şekillendirirken, yeni ürünlerimizi bu geri bildirimlere göre geliştiriyoruz. nAmazon Web Services 10 yılı aşkın bir süredir bulut hizmeti veriyor. İlk başladığınız günden bu yana neler değişti? En önemli gelişme bence verilen hizmetlerde oldu. İlk başladığımız güne nazaran çok daha geniş bir ürün ve hizmet portföyüne

Lowell Anderson sahibiz. 50’nin üzerinde bulut hizmetimiz var şu anda. Bu hizmetlerimiz sayesinde tam bir platform oluşturduk. Netflix, Pinterest, Airbnb gibi birçok şirket bu platformu kullanarak ürün ve çözüm geliştirebiliyor. Bir diğer önemli değişiklik ise güvenlik alanında oldu. Artık çok gelişmiş güvenlik özellikleri sunabiliyoruz. Sunumlarda gördüğünüz gibi finansal servislerde ve kamu kurumlarında

nŞirketlerin buluta bakışı nasıl? Biraz önce de belirttiğim gibi hizmetlerin farklılaşması ve artması, güvenliğin en üst düzeylere çıkması buluta bakış açısını da değiştirdi. Bizim sağladığımız hizmetlerin kapsamlılığı, iş ortağı ekosistemimiz, yenilikçi ürün ve hizmetlerimiz, gelişmiş destek hizmetleri şirketlerin bulut çözümlerine yönelmesinde etkili oluyor. Ücretlendirme açısından baktığımızda biz sürekli maliyetleri düşürmek için çalışmalar yapıyoruz, maliyetleri düşürdüğümüzde bunu hemen müşterilerimize yansıtıyoruz.

11

arkaya duyurdu. İlk duyurulan ise AWS’nin yeni iş zekası hizmeti QuickSight oldu. QuickSight, şirketlerin hızlı bir şekilde verilerini görselleştirebilmelerini sağlıyor ve S3, RedShift, DynamoDB ve Kinesis gibi mevcut hizmetlerle hali hazırda entegre edilmiş durumda. Kinesis Firehose hizmeti ise şirketlerin çeşitli sensörlerden ve diğer bağlı cihazlardan gelen verilerin doğrudan buluta aktarılmasını sağlıyor. IoT cihazlarına yönelik bir diğer yeni hizmet ise AWS IoT. Bu yeni hizmet sayesinde IoT cihazları güvenli bir şekilde bağlanabiliyor ve yönetilebiliyor. Bu cihazlardan gelen tüm veriler Amazon’un veritabanı hizmetlerinde toplanabiliyor. Etkinlikte duyurulan bir diğer ürün ise Snowball oldu. Snowball büyük miktarda verileri buluta taşımakta zorlanan şirketlerin imdadına yetişiyor. 50 Terabayta kadar ölçeklenebilen bu donanım sayesinde şirketler verilerini geleneksel kargo yöntemi ile AWS’ye ulaştırıyor ve verilerini hızla buluta taşıyabiliyorlar.

Türkİye’den bulut tabanlı İnovatİf bİr çözüm BThaber olarak yakından takip ettiğimiz etkinlikte Türkiye’den de katılımcılar vardı. İletişim profesyonelleri ile medya mensupları arasındaki ilişkide kullanılan bulut tabanlı inovatif bir çözüm geliştiren ve bu çözümünü AWS platformu üzerine kuran Faselis ekibine de rastladık. Etkinliğe geçtiğimiz sene de katıldıklarını belirten Faselis CTO’su Emek Tüzün, AWS’nin sunduğu hizmetlerin neredeyse tamamından yararlandıklarını ve yeni çıkan tüm ürün ve servisleri önce test ederek hızla kullanmaya başladıklarını söyledi. Bu etkinliğin yeni çözümleri tanıma konusunda önemli bir fırsat olduğun belirten Tüzün, önümüzdeki yıl da etkinliğe katılmayı planladıklarını aktardı. AWS’nin Türkiye’deki diğer müşterileri arasında Bitaksi, Arçelik, Digitürk, Pegasus Havayolları ve Peak Games gibi isimler bulunuyor. Küresel müşterileri arasında ise Samsung, Airbnb, Dropbox, Spotify gibi çeşitli şirketler yer alıyor.


12

BThaber

BİLİŞİM DÜNYASI

19 - 25 EKİM 2015

Her şey en güvenli haliyle cepte Mobilexpress, 2011 yılının sonunda, bir mobil ödeme ve ticaret Handan Aybars sistemi olarak kuruldu. Hedef ise tüketicilerin dergi, gazete ve billboard gibi offline mecralarda gördükleri ürünleri cep telefonlarından tek bir SMS ile anında, her an her yerden alabilmelerini sağlamaktı. Yola, bunu sağlayan bir mobil cüzdan olarak çıkıldı, ama ilerleyen zamanda e-ticaret ve online ödemelerin gelişmesine paralel olarak, iş alanı da offline’a ek olarak, online dünyayı kapsamaya başladı. Böylece çok daha kapsamlı bir dijital cüzdan haline gelindi. Bu arada, Türk Telekom eski CEO’su Paul Doany de 2013 başında Mobilexpress’e ortak oldu. Gelinen noktada, farklı sektörlerdeki iş ortaklarının kullanıcılarının kredi kartlarını kaydetmelerini ve sonraki ödemelerini hızlı ve kolay tamamlamalarını sağlayan güvenli ödeme sistemi teknolojileri hayata geçmiş oldu. Detayları Mobilexpress CEO’su Zeynep Şener paylaştı: n Bu yapıda nasıl bir süreç var ve bu tarz alışveriş ilgisini kullanıcılarda nasıl görüyorsunuz? Mobilexpress bir alternatif ödeme sistemi değil. Mobilexpress altyapısıyla Tek Tıkla Ödeme sunan e-ticaret sitelerinde, müşteriler farklı bir siteye yönlendirilmeden, ilave bir üyelik veya login sürecine girmeden, sitenin normal kredi kartı ile ödeme sürecine entegre, hızlı ve pratik ödeme

Farklı sektörlerdeki iş ortaklarının kullanıcılarının kredi kartlarını kaydetmelerini ve sonraki ödemelerini hızlı ve kolay tamamlamalarını sağlayan Mobilexpress, Ortadoğu başta olmak üzere yurtdışında da hizmet vermeyi hedefliyor.

yapabiliyorlar. Kredi kartı ile ödeme yapan müşteriler, kredi kartlarını alışveriş esnasında bir kereye mahsus kaydediyor. Aynı müşteri, bu sitede bir sonraki alışverişinde, kredi kartı ile ödeme adımının içinde daha önceden kayıt edilmiş kredi kartı bilgilerini güvenlik sınırları çerçevesinde görüyor ve kart bilgilerini tekrar girmeye gerek kalmadan tek tıkla ödeme yapabiliyor. Buna ek olarak, Mobilexpress altyapısına kredi kartı bilgilerini kaydetmiş bir kullanıcı, Mobilexpress’in farklı bir iş ortağında ödeme yapacağında tek seferlik bir güvenlik doğrulamasının ardından, Mobilexpress altyapısında kayıtlı kredi kartı ile tek tıkla ödeme yapabiliyor. Bu, bizim

Mobilexpress CEO’su Zeynep Şener

“interoperability” dediğimiz en ayrıştırıcı özelliklerimizden biri. n Bu nasıl bir özellik? Interoperability sayesinde, hem müşterilerin diğer alternatif ödeme sistemlerinde olduğu gibi alışveriş yaptıkları siteden ayrılmalarına yol açmıyor ve birçok adımdan geçerek üye olmalarını gerektiren süreçler yaratmıyor, arka tarafta çalıştırmaya devam ettiğimiz “dijital cüzdan” mantığıyla aynı kredi kartı bilgilerinin her iş ortağımızda tekrar tekrar girilmesi külfetinden müşteriyi kurtarıyoruz. Türkiye’de dinamik bir e-ticaret kullanıcı kitlesi var. Üye işyerlerimizde tek tıkla ödeme yapan müşterilerimizin ve kayıtlı kartla yapılan işlemlerin sayısının artması; kullanıcıların güvenli, hızlı ve pratik ödemeyi benimsediğinin kanıtı. İlerleyen dönemlerde, kullanıcıların alışkanlık ve talepleri doğrultusunda, tüm e-ticaret sitelerinin kayıtlı kartla ödeme kolaylığı sunmaya yöneleceğini düşünüyorum. n Üye firmaları nasıl, hangi kritere göre seçiyor, onlarla nasıl bağlantı kuruyorsunuz? Bizim için öncelik, katma değer sunabileceğimiz bir iş alanı ve firma olması. Yalnızca e-ticaret sitelerine değil, sigortadan eğitime, havayollarından fatura ödemesine kadar birçok sektörün ihtiyacına yönelik kredi kartı kaydetme ve kayıtlı kartlardan ödeme yapılması konusunda

farklı çözümler sunabiliyoruz. Anne-bebek siteleri, aidat/üyelik ödemeleri gerektiren yapılar, müşterilerin düzenli ve sık kullandığı üye işyerleri ile çalışmak öncelikli hedefimiz. Bu minvalde katma değer sunabileceğimiz firmalara ulaşarak işbirliği teklifimizi iletiyoruz. Mobilexpress, kartlı ödeme sistemleri alanında dünyadaki en yüksek seviyeli standart olan PCI DSS (Payment Card Industry Data Security Standards) Level 1 uyumluluk sertifikasına sahip. Bu sertifika ile Visa Europe Merchant Agents List’te de yer alıyoruz. Bu kanallardan da bize ulaşan ve işbirliği yapmak isteyen üye işyerleri oluyor. Farklı sektörlerden üye işyerlerinin ihtiyaçlarına cevap veren, esnek ve kolay entegre edilebilen çözümlerimizle hizmet veriyoruz. n Mobil alışveriş ilgisi nasıl bir gelişim sergiliyor? Potansiyeli nasıl görüyorsunuz? Online alışverişte akıllı telefon kullanımı hızla artıyor. Dünyada mobil ticaretin büyüme hızı, e-ticaret büyüme hızının 3 katına erişmiş durumda. Türkiye’de de e-ticaret trafiğinin mobil trafiğe kaydığı görülüyor. Türkiye’de tüketicilerin yüzde 53’ü, 2014 içerisinde yaptıkları online alışverişler için akıllı telefonlarını kullandıklarını söylüyorlar. Dolayısıyla bu yeniliğe uyum sağlayamayan firmaların büyüme hızlarının azalacağını öngörüyorum. Sunduğumuz güvenli kredi kartı kaydetme ve

kayıtlı kartla ödeme çözümleri, özellikle mobil kanalda daha yüksek fayda sağlıyor. Kart bilgisi girişinin daha fazla zorluk yarattığı küçük ve dokunmatik mobil ekranlarda, kayıtlı kart ile ödemeyi tek tıkla tamamlamak müşteriler için kolaylık. İş ortaklarımıza da web, mobil, çağrı merkezi, satış ekipleri gibi tüm kanallarına entegre bütünleşik bir altyapı sağladığımız için iş ortaklarımızın herhangi bir kanalından kaydedilen kredi kartı bilgisi, diğer tüm kanallarında müşterilerin kullanımına sunulabiliyor. n Bu yapıyı tanıtmak için nasıl bir strateji izliyorsunuz? Fayda sağlayacağımıza inandığımız firmalarla irtibata geçerek kendimizi tanıtıyoruz. Web sitemizde tüm faaliyet alanlarımızla ilgili güncel bilgiyi kullanıcılarımız ve üye işyeri adayı firmalar ile paylaşıyoruz. Sahip olduğumuz PCI DSS Level 1 uyumluluk sertifikası ile yer aldığımız Visa Europe Merchant Agents List üzerinden de bize ulaşan ve işbirliği yapmak isteyen üye işyerleri oluyor. n Orta vadeli hedefleriniz neler? Hızla büyüyen e-ticaret sektörünün yanısıra yüksek fayda sağlayan çözümler sunabileceğimiz tüm alanlarda güvenilir, yaratıcı ve esnek çözümlerle, kredi kartı saklama alanında ilk akla gelen çözüm ortağı olmayı hedefliyoruz. Türkiye’deki işlerimizin gelişimine paralel olarak, Ortadoğu başta olmak üzere yurtdışında da hizmet vermeyi hedefliyoruz. Kayıtlı kullanıcı adedimiz her geçen gün artıyor. Yakın zamanda altyapımızda kayıtlı kart adedini 1 milyona ulaştırmayı planlıyoruz. n Bu yapıya yönelik yatırımcı ilgisi nasıl? Paul Doany desteğini örnek alırsak, bu ilgi, sizin çalışmalarınızı, olası yurtdışı planlarınızı nasıl etkiliyor? Türkiye’de ve yurtdışındaki farklı yatırımcılardan zaman zaman görüşme talepleri alıyoruz. Yerli ve yabancı yatırımcıların yeni nesil ödeme sistemlerine ilgisi hayli yüksek. Finansal ihtiyaç gidermekten ziyade, Mobilexpress’e stratejik anlamda katkı sağlayacak yatırımcılar ile görüşmeyi tercih ediyoruz.


Online Araştırmanın Farkı DORinsight araştırmalarıyla markalara yön veriyor

Türkiye’nin en büyük izinli veritabanına sahip online pazar araştırma şirketi DORinsight bugüne kadar 300’den fazla marka için 500.000’in üzerinde anket gerçekleştirdi. Güvenilir anket sonuçlarını en doğru şekilde yorumlayan DORinsight, markaların stratejilerine yön veriyor.

H

itay Yatırım Holding bünyesinde kurulan, 1.2 milyon kayıtlı üyesiyle Türkiye’nin ilk ve en büyük izinli veritabanına sahip pazar araştırma şirketi DORinsight, 2008 yılından beri Türkiye’nin birçok tanınmış markasına araştırma ve danışmanlık hizmeti veriyo veriyor. Birçok araştırmayı geleneksel araştırmalara göre daha hızlı ve daha iyi kalitede müşterilerine sunan firma, aynı zamanda araştırmalarda iç görüye ulaşmak için teknoloji tabanlı soru formları oluşturup, tüketicinin nabzını ölçerek onları anlamaya çalışıyor. DORinsight, mümkün olduğunca en yeni teknikleri, en hızlı araştırma çözümlerini müşterilerine sunan ve inovatif fikirler üreten bir firma olarak hizmetlerine devam ediyor.

Kurulduğu günden beri 300 farklı marka için araştırmalar yapan DORinsight’ta bugüne kadar 500.000’in üzerinde anket yapıldı. 100’e yakın marka birden fazla çalışma için DORinsight’tan araştırma desteği aldı. Peki markalar en çok nelerin araştırılmasını talep ediyorlar? Markalar en çok ürün geliştirme ve reklam testlerini, tüketicilerin segmentlerini ve memnuniyetlerini, pazardaki rakiplerin ve kendilerinin bilinirliğini, imajını ve tüketicilerin beklentilerini öğrenmek için araştıma desteği aldılar. DORinsight aslında yapılan bütün araştırmaların temelinde pazar payı artışı olduğunu ve yaptıkları araştırmaların firmalara bu konuda yol gösterici bir araç olduğunu düşünüyor. Yapılan anketler ve anket sonuçlarının DORinsight tarafından yorumlanmasıyla firmalar elde ettikleri başarılar ya da geliştirmeleri gereken alanlar konusunda güvenilir bilgilere ulaşıyor. Bugün pek çok marka reklam ve imaj testleri, kullanım alışkanlıkları, fiyatlandırma çalışmaları, hedef kitlenin ihtiyaçlarını anlama konusunda online araştırma yöntemlerine başvuruyor.

DORinsight’ın gerçekleştirdiği online araştırmalar, hem araştırma yapan hem de araştırmayı talep eden firmaya önemli avantajlar sağlıyor. Hedef kitleye en hızlı ve en kolay şekilde ulaşma, hedef kitleyi önceden bilme avantajı sunuyor ve takibi kolaylaştırıyor. Diğer metotlara göre geri dönüş oranları çok daha yüksek. Hata payı diğer yöntemlere göre oldukça düşük olduğu için daha güvenilir, daha samimi ve gerçekçi. Bugün Türkiye’de yapılan araştırmaların yüzde 3’ü online olarak gerçekleştiriliyor. Ancak internet kullanım oranlarının artmasıyla birlikte, potansiyeli yüksek olan bu pazarın gelecekte yurt dışında olduğu gibi yüzde 40’lara ulaşması bekleniyor.

Türkiye'de son dönemlerde yoğun olarak kullanılmaya başlanan online araştırmalar, hızlı sonuç alınması ve maliyetlerinin etkin oluşlarıyla, şirketlerin pazarlama ve reklam stratejilerinde önemli bir yer tutmaya başladı. DORinsight verilerine göre pazarda en fazla araştırma yaptıran sektörler; hızlı tüketim, bankacılık ve GSM sektörü. Daha stabil sektörler olan otomotiv, beyaz eşya ve diğer sektörler ise çok daha az pazar araştırması yaptırıyor.

advertorial

DORinsight hakkında:


14

BThaber

BİLİŞİM DÜNYASI

19 - 25 EKİM 2015

Üretimde gelişmişlik önem kazanıyor Rolls-Royce, Türkiye Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı himayesinde kurulan ve Savunma, Ulaştırma ve Enerji Bakanlıkları tarafından onaylanan “Gelişmiş Üretim ve Teknoloji Merkezi”nin ilk endüstri lideri ve kurucu üyesi olduğunu duyurdu. Merkez’in protokol imzaları Türkiye Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık ve İngiltere Ticaret ve Yatırımlardan Sorumlu Devlet Bakanı Lord Maude of Horsham tarafından atıldı. İstanbul’da gerçekleştirilen imza töreninde TÜBİTAK Başkan Yardımcısı Prof. Mehmet Çelik

ve Rolls-Royce Küresel Üretim Direktörü Dr. Hamid Mughal da hazır bulundu. Merkez, havacılık alanında üretim kabiliyetlerinin ve teknoloji uygulamalarının geliştirilmesine odaklanan bir kamu-özel ortaklığı olarak kurgulandı ama zaman

içinde sivil-nükleer, denizcilik ve diğer sektörleri de kapsayacak. Sektörler arası ortak bir araştırma kültürünü temel alan Gelişmiş Üretim ve Teknoloji Merkezi; endüstriyel beceri ve yeteneklerin geliştirilmesine öncülük edecek. Törende konuşan Bilim,

Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık, “Devir açık Ar-Ge devri. Teknolojik yenilikçiliğe ilişkin projelerin yanı sıra tedarikçi nitelik ve becerilerini geliştirecek eğitim programları da sunacak olan bu merkez yüksek ekonomik değer sağlayacak” dedi. Rolls Royce Küresel Üretim Direktörü Dr. Mughal ise bu projenin, uzun vadeli ve yüksek katma değerli bir ilişkinin başlangıcı olduğuna işaret etti. Rolls-Royce Türkiye ve Orta Asya Bölge Direktörü Patrick Regis de şu bilgileri verdi: “İngiltere, Singapur ve ABD’de

sağlam ve köklü bir ileri üretim modelimiz var. Türkiye’yi de yüksek beceri seviyesi, nitelikli insan kaynağı ve üretim kabiliyetlerinden ötürü seçtik. Türkiye dünya çapında bir üretim endüstrisi kurgulayarak, 2023’e kadar dünyanın lider havacılık ve savunma sanayi uluslarından biri olmayı hedefliyor. Bu girişim, havacılık endüstrisinin gelecek ihtiyaçlarını karşılayacak bölgesel tedarik zincirinin şekillenmesini sağlayacak. Diğer şirketleri de Gelişmiş Üretim ve Teknoloji Merkezi’nin üyesi olmaya davet ediyoruz.”

Ankara’da güvenlik etkinliği Bilgi Güvenliği Derneği tarafından düzenlenen 8. Uluslararası Bilgi Güvenliği ve Kriptoloji Konferansı, Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı, Gazi Üniversitesi, ODTÜ, İTÜ ve BTK tarafından destekleniyor. Bu yıl ki etkinlik, 30-31 Ekim 2015 tarihlerinde Ankara’da ODTÜ Kültür ve Kongre Merkezi’nde yapılacak. Bu yıl ki ana teması “Siber Güvenlik ve Kritik Altyapılar” olarak belirlenen Bilgi Güvenliği ve Kriptoloji Konferansı, ülkemizin bu alanlardaki bilimsel ve endüstriyel çalışmaların paylaşıldığı, üniversite-kamu-endüstri işbirliğinin geliştirildiği, toplumun bilgilendirildiği, eğitildiği; bilim insanları, araştırmacılar ve sektörel uygulayıcılar arasında bilgi alışverişini sağlayan en önemli etkinlikler arasında yer alıyor. Günümüzde tüm ülkeler için hayati bir önem kazanan bilgi güvenliği ve kriptoloji ilgili konuların, ilgili ve yetkililer tarafından özümsenmesine yardımcı olmak ve ülkemizde bu alanda bilimsel bilgi birikiminin arttırılmasına katkılar sağlamayı temel hedef olarak alan Konferansın; düzenlenecek paneller, davetli konuşmacıların görüşlerini belirteceği konuşmalar, seçkin araştırmacıların sunacağı bildiriler ve eğitimler ile katılımcılar ve ülkemizin bu alandaki bilgi ve bilinç seviyesinin gelişmesine önemli katkılar sağlaması bekleniyor. Her yıl olduğu gibi konferansa katılım, konuya ilgi duyan herkese açık ve ücretsiz olacak.

DÜZELTME BThaber Gazetesi’nin 5 Ekim tarihli 1040. Sayısında yer alan “Türksat ve Pendik Belediyesi İşbirliği” haberinde Pendik Belediyesi Başkanı Kenan Şahin’in fotoğrafı altına sehven Türksat Genel Müdürü Prof. Ensar Gül yazılmıştır. Bu hatadan dolayı okurlarımızdan özür dileriz.


BThaber

BİLİŞİM DÜNYASI

13 - 26 TEMMUZ 2015

Haber Merkezi Aslında her şey bundan iki yıl önce Michael Dell’in, son dönemde pek de görülmeyen şekilde 1980’lerde kendi adıyla kurduğu şirketin halka arz edilmiş parçalarını yeniden elinde tutmak istemesiyle başladı. Michael Dell, çoğunluk hisselerine sahip olmak için 24,4 milyar doları gözden çıkararak kurucusu olduğu şirkette yeniden tek söz sahibi konumuna geldi. Büyük bir dönüşümün habercisi olan bu hisse alımı ile Dell, son yıllarda aldığı birçok şirketi tek bir potada eritmek için kolları sıvadı. Bireysel alanda olduğu kadar küçük ve orta ölçekli işletmelere gitme konusunda da başarılı olan Dell, büyük işletmelere giderken ise oldukça zorlanıyor, satın almalarla bu açığını kapamaya çalışıyordu. 2008 yılındaki EqualLogic satın alması ile çok daha düşük maliyetlerde üretim imkanına kavuşan Dell, 2009 yılında 3,9 milyar dolar karşılığında Perot Systems’ı satın aldı. Bu satın almayı 2010 yılında ağ şirketi KACE Networks, veri depolamada 3PAR ve hizmet olarak yazılım entegrasyonunda lider Boomi izledi. 2011 yılında çözümlere katılan Compellent ile depolama çözümleri portföyü genişlerken, ağ konusunda uzmanlaşan Force10’in ismi Dell Force 10 olarak aynı yıl değiştirilmişti bile. 2012 yılında yedekleme ve felaket kurtarma yazılım çözüm sağlayıcısı AppAssure’ın satın alınması belki de geçen hafta gerçekleşen satın almanın da en somut ayaklarından biriydi. Zira AppAssure fiziksel sunucuları desteklemenin yanı sıra

Tarihin en pahalı teknoloji satın alması neyi ifade ediyor? Dell’in EMC’yi satın almak üzere 67 milyar dolar karşılığında anlaştığı her iki şirket tarafından açıklandı. Peki bu satın alma neden gerçekleşti? Şirketler ve sektör için ne ifade ediyor?

Bundan sonra ne olacak? Elbette her satın almada olduğu gibi –ki bu tarihin en önemlilerinden biri- kazançlar olduğu kadar riskler de var. Son dönemde dev şirketlerin birimlerini ayırarak daha çok spesifik alanlara odaklandığı göz önüne alındığında, önemli bir çelişki göze çarpıyor. Daha

VMware gibi sana sunucuları da destekliyordu. 2012 yılında satın almalar peş peşe devam etti; • Ağ ve veri güvenliği şirketi SonicWall, • İnce istemci sistemleri çözümünde dünya lideri Wyse, • Uygulama barındırma şirketi Clerity Solutions, • Quest yazılım, • Altyapı otomasyon ürünleri sağlayıcısı Gale, • Depolama koruma çözümleri sağlayıcısı Credant Dell’in bir yılda 5 milyar doların üzerinde harcamayla satın aldığı şirketlerden sonuncusu oldu. Dell, 2008 yılından başlayan süreçte 13 milyar dolar harcayarak kurumsal hayatta söz sahibi olmak için hızla büyüdü. 2014 yılında StatSoft satın alması ise Michael Dell’in, şirket hakkında söz sahibi olduktan sonraki ilk satın alma hamlesi olarak kayıtlara geçti. Geçtiğimiz hafta ise tarihin

önceleri IBM’in donanım ağırlıklı bölümlerini satması, HP’nin kişisel bilgisayar bölümünü ayıracağını duyurması, eBay’in benzer bir hamle yaparak bölünmesi ABD merkezli şirketlerin birleşmekten çok ayrılmaya doğru meyilli olduğunu

en büyük teknoloji satın alması konusunda Dell ve EMC’nin anlaştığı her iki şirket tarafından duyuruldu. EMC şirketlerinden VMware’in de dahil olduğu satın alma için 67 milyar doların gözden çıkarıldığı bizzat Michael Dell’in ağzından öğrenildi. Basın açıklamasında dahi ilk soru olan “Bu kadar yüksek bir meblağı nasıl ödeyeceksiniz?” sorusuna yanıt verirken tereddüt etmeyen Dell, şirketin finansal yapısına güvendiğini ve finans kuruluşları ile gerekli anlaşmaları yaptığını duyurdu. EMC neden satıldı? Dev satın alma ile EMC’nin veri depolama alanındaki liderliği ile sunucu pazarında ikinci sırada yer alan Dell’in bir araya geldiği görülüyor. Bu da şirketlerin en temel

gösteriyor. Dell ve EMC’nin uzun süredir iş yapması ve birbirine uyumlu bir iş yapma kültürüne sahip olması bir yana iki şirketin bu büyüklüğe ulaştığında daha yavaş karar alma ve ürün geliştirmede hız kaybedilmesi gibi sorunları ortaya çıkabilir.

ihtiyacı veri depolama ve işleme alanında tek bir şirketten hizmet alma konusundaki tereddütlerini ortadan kaldıracak. Satın almanın taraflar için sebeplerine göz attığımızda, EMC CEO’su Joe Tucci’nin yatırımcı baskısını çok fazla hissettiği için bu satın almaya izin verdiği ve doğru strateji izlediği konuşuluyor. 1986 yılından bu yana halka açık bir şirket olan EMC, bir süredir hisselerinin değerini gerçeğe dönüştürecek bir fırsat arıyordu. Geçtiğimiz yıl Hewlett Packard (HP) da EMC’yi satın almaya çalışmış ancak başarılı olamamıştı. EMC’nin önemli yatırımcısı

15

Elliott Management, EMC’nin satılması ya da sanallaştırma şirketi VMware’in ayrılarak satılması konusunda baskı yapıyordu. Bu baskının yanı sıra EMC’nin eski ve yüksek fiyatlı depolama çözümlerinde başarılı olması, geleceğe karamsar bakmasına neden oluyordu. EMC’nin son dönemde yeni ürünler konusunda yaptığı yatırımların karşılığı olarak tamamen flash katmanlarından oluşan veri depolama çözümlerinin satışlarındaki büyüme ise beklenen seviyelere çıkamadı. Bu yıl EMC’nin gelirlerinin yüzde 3 oranında artması beklenirken, bu rakam 2009 yılından bu yanan en düşük seviyede artış anlamına geliyordu. Dell EMC’yi neden satın aldı? Dell’in bu satın alması, şirketin ilerleyen dönemde büyüme stratejisinin başında gördüğü veri merkezi stratejisini doğrudan olumlu yönde etkilemesi bekleniyor. Başta söz ettiğimiz birçok şirketin satın almasıyla sunucular, ağ ve depolama alanında tek bir elden hizmet verebilecek duruma gelen Dell, depolama alanında EMC ile doğrudan lider pozisyonuna geldi. Zira EMC’nin depolama alanındaki pazar yüzde 21’di ve Dell’in sahip olduğundan iki katı daha fazlaydı. Dell’in kurumsal alana bu kadar yoğunlaşmasının en önemli sebeplerinin başında şirketin kişisel bilgisayarlar alanında zarar etmesi de yer alıyor. Gartner rakamlarına göre PC pazarında, üçüncü çeyrekte yüzde 7,7’lik düşüş yaşanırken, Dell yalnızca yüzde 0,5 artış gösterebildi.


16

BThaber

BİLİŞİM DÜNYASI

Haber Merkezi Son yıllarda istikralı büyümesini sürdüren çağrı merkezi sektörünün 2015 yılındaki gelişiminin gözler önüne serildiği araştırma raporunun sonuçlarını düzenlenen bir basın toplantısıyla ÇMD Yönetim Kurulu Başkanı Metin Tarakçı açıkladı. Toplantının açılışında konuşan ve güncel pazar verilerini paylaşan Tarakçı, şunları söyledi: “Çağrı Merkezleri Derneği olarak üyelerimizden aldığımız güçle birlikte IMI Conferences işbirliğinde gerçekleştirdiğimiz çağrı merkezi araştırmamızı bu yıl da tekrarladık. Bu araştırmanın sektörümüze ışık tutacağını ve Türkiye Çağrı Merkezi pazarının mevcut durumunu tüm gelişimi ile ortaya koyarak, sektörle ilgili tüm paydaşların faydalanabileceği çok değerli bir kaynak olduğunu düşünüyoruz”. Araştırmaya göre, Elektronik Ticaretin Düzenlenmesi Hakkındaki Kanun ve Uygulama Esasları, yeterli seviyede teşvik olmayışı ve ülke olarak genel anlamda yaşanılan ekonomik belirsizliğe rağmen sektör 2015 yılında da büyüme eğilimini az da olsa sürdürmüş ve pazar büyüklüğü 3,6 milyar TL’ye ulaşmış. Cirosal bazdaki bu büyüme geçtiğimiz yıl yüzde 16 iken bu yıl yüzde 6’ya gerilemiş. İstihdam rakamları ise yüzde 13 artmış ve çalışan sayısı 83 bin seviyesine ulaşmış. Bu rakamın 2016 yılında 85 bin olması bekleniyor.

19 - 25 EKİM 2015

Çağrı merkezi sektörü büyümeye devam ediyor ÇMD ve IMI Conferences işbirliğinde yapılan araştırmaya göre, Türkiye Çağrı merkezi sektörü 2015 yılında istihdam açısından yüzde 4 büyüyerek 83 bin kişiye istihdam sağladı. Sektörün Pazar büyüklüğü ise yüzde 6 büyüme ile 3,6 milyar TL’ye ulaştı. Belirsizlikler sektörü olumsuz etkiliyor 1 Mayıs 2015 tarihinde yürürlüğe giren Elektronik Ticaretin Düzenlenmesi Hakkındaki Kanun, sektörü olumsuz yönde etkilemiş. Sektörü bir diğer olumsuz etkileyen etken ise ekonomik piyasalardaki belirsizlik ve döviz kurlarındaki artış olmuş. Metin Tarakçı’ya göre pazarı durağanlaştıran bu iki önemli etmenin getirdiği olumsuzluklar aşıldığı takdirde ve ihtiyaç duyulan teşviklerin sağlanması durumunda binlerce gence istihdam sağlama potansiyeli olan sektör yeniden çift haneli büyüme rakamları yakalayabilir. İstihdam rakamları olumlu 2015 yılında önceki yıllara benzer şekilde çağrı merkezlerinde çalışan Müşteri Temsilcilerinin çoğunluğu kadın oldu. 2014 yılına göre kadın çalışanların oranında bir artış söz konusuyken, erkek çalışanlar sayısında ufak bir azalma yaşanmış. Böylece

ÇMD Yönetim Kurulu Başkanı Metin Tarakçı sektörde yüzde 67 kadın, yüzde 33 Erkek çalışan dağılımı gerçekleşmiş. 2015 yılında çalışan müşteri temsilcilerinin yaklaşık yüzde 30’u lise, yüzde 29’u ise yüksekokul, yüzde 31’lik bir kesim de üniversite mezunu. Tarakçı sektördeki eğitim düzeyi ve kariyer olanakları ile ilgili olarak şunları söyledi: “ÇMD olarak çağrı merkezi müşteri temsilciliği ve takım lideri pozisyonlarının kariyer

alanları olarak görülmeye ve üniversitelerde bu alanlara yönelik bölümlerin artmasıyla birlikte yüksek eğitimli çalışan sayısının da artmaya başladığını gözlemliyoruz.”

Bukoli ile kargoculuk değişiyor İnternetten alışveriş oranı günden güne artıyor. Her geçen gün internet üzerinden alışveriş yapanlara birileri ekleniyor. İnternetten alışveriş sonrası en büyük problemin kargo hizmetleri olduğu ise aşikar. Zira gündüz saatlerinde evde olmayabiliyoruz, akşam saatleri kargo kapanabiliyor. Hatta kargocular kapıya gelmeden “Kapıyı çaldık, yoktunuz” diyebiliyor. Bu problemin farkında olan

Borusan, ilginç bir taşıma hizmetiyle karşımıza çıkıyor: Bukoli. Bukoli, online alışveriş sitelerinden satın alınan ürünün mahallemizdeki Bukoli anlaşmalı dükkanlara gönderilmesini temel alıyor. Yani mahallemizin berberi, kasabı veya bakkalı Bukoli ile anlaşmalıysa, varış noktası olarak buraları seçebiliyoruz. Ürünlerimiz online alışveriş merkezinden çıkıyor,

bakkalımıza gidiyor. Biz ise bu dükkanlar saat kaça kadar açıksa o saatler içerisinde gidip ürünümüzü alabiliyoruz. Haftasonu ve akşam saatleri açık olan dükkanların seçilebiliyor olması, Bukoli’nin en büyük avantajı. Bukoli’nin şimdilik 480 noktası bulunuyor. Firma, 5 yılın sonunda 2500 noktaya ulaşmayı hedefliyor. Online alışverişin önde gelen isimlerinden Amazon’un da

“Amazon Locker” adlı bir benzer uygulaması bulunuyor. Amazon’dan alışveriş yaptığınızda belirli yerlerde 7

Eleven mağazalarında bulunan kutuları seçerek şifrenizi kullanarak ürününüzü teslim alabiliyorsunuz.


17 BThaber

DOSYA

İş Geliştirme Süreçlerinde İş Analitiği

19 - 25 EKİM 2015 www.bthaber.com

Herkesin gündeminde artık analitik var Veriyi toplamaktan bir adım öteye geçmek, bu verileri anlamlı bilgiye dönüştürmek ve Handan Aybars iş süreçlerinde kullanmak artık sadece büyük şirketlerin, telekom veya finans sektörlerinin yapabildiği çalışmalar değil.

Geldiğimiz noktada her sektörden her ölçekte şirket, iş zekası çözümleri ile ‘işini geliştirme’ fırsatlarını sonuna kadar kullanma çabasında. Rekabet adına önemli bir adımı oluşturan bu çalışmalarda her ölçekte şirketin, BT şirketlerinden danışmanlık alma ilgisi olduğu da görülüyor.

Şirketlerin bu alanda yatırımlarında tek gerekçe bilgileri derleyip toplamak, rakiplere fark atmak değil. Kamu ve düzenlemeleri de bu yolda önemli bir itici güç ve her ölçekte şirketi üstünkörü yatırım yapmaktan alıkoyan da bir noktada aslında bu unsur. Sürdürülebilir büyüme

ve rekabeti koruma adına iş analitiği çözümleri KOBİ’lerin de yatırım gündeminde öne çıkarken, büyük veri gerçeğinin ve nesnelerin internetinin bu süreçteki etkisini unutmamak gerek. Tüm bu parçaların birleşimi ve gelişimi, iş analitiği çözümlerinin de gelişeceği anlamına geliyor.


18

DOSYA

BThaber

İş Geliştirme Süreçlerinde İş Analitiği

19 - 25 EKİM 2015

Veriye ve iş katkısına odaklanıyoruz İş süreçlerinin gerçekleştirildiği operasyonel sistemler, BT organizasyonları tarafından desteklenmekle birlikte, bu sistemlerde biriken verilerin, ‘kurum içi ve kurum dışı verilerle harmanlanarak kurumun veri ile yönetilmesine ve verinin değer üretimi için kullanılabilmesine yönelim’ olarak tarif edilecek veri odaklı kurumsal dönüşüm tamamen bir iş önceliği olarak görülmekte. QlikView Türkiye Yönetici Ortağı ve Genel Müdürü Ümit Altınay’ın dikkat çektiği gibi, bu anlamda veri odaklı dönüşüm; iş birimlerinin üst düzey sahipliğinde yürütülürse başarılı olabilmekte. Bu amaçla iş birimleri veri yaşam döngüsünün üretiminden güvenliğine pek çok boyutunda BT ile işbirliği içinde iken, bu konudaki iyi pratikleri ve uygulama kabiliyetlerini kendilerine taşıyacak olan şirketlerden danışmanlık alabilmekte. “Artan oranda bu danışmanlığın sadece BT uygulaması veya danışmanlığı yapan şirketlerden iş ve süreç danışmanlığına doğru yöneldiğini görüyoruz” eklemesini yapan Ümit Altınay, çalışmalarını şöyle anlattı: “Biz Qlik olarak bu konuda çok şanslı bir noktada konumlanmış durumdayız, Qlik analitik ürünlerinin, BT entegrasyon ve destek ihtiyacının minimal olması, klasik ürünlere göre hızlı geliştirebilme kabiliyetinin getirdiği çeviklik ile ürün ve altyapıdan çok, veriye ve iş katkısına odaklanıyoruz. Müşterilerimizin analitik ihtiyaçları üzerinden konuşuyoruz ve pek çok örnekte ayrı bir ürünle yapılabilecek

QlikView Türkiye Yönetici Ortağı ve Genel Müdürü Ümit Altınay bir analiz, bizim ürünümüzde rahatlıkla tek bir grafiğe dönüşebiliyor. Bu anlamda ürün konuşmaktan çok, müşterilerimizle veri odaklı dönüşümü konuşuyor ve bu dönüşümün parçası oluyoruz. Örneğin müşterimiz sigorta şirketiyse acenteler dahil satış performans yönetimi, aktüeryal analiz, hasar süreç analizi, hasar performansı müşteri sadakati ilişkisi, hasar ve primde kötü niyet tesbiti, perakendeci ise sepet analizi, hedef müşteri tesbiti, müşteri segmentasyonu, kampanya

Entegratörlerin desteği ön plana çıkıyor Kurumların iş analitiği yatırımları faaliyet gösterdikleri alana göre değişmekle birlikte, genellikle iş zekası ile başlıyor. İş zekasının öncelikli tercih edilmesinin nedeni ise şirket içindeki farklı kullanıcı gruplarının isteklerini aynı anda karşılayabilmek ve yapılan işi görünür ve ölçülebilir hale getirmek. İkinci sırada ise müşteri analitiği yatırımları geliyor. Özellikle son müşteriye ürün/hizmet sağlayan şirketler için segmentasyon ve ürün/eğilim analizleri çok önemli hale geliyor. Sonraki sırayı ise daha çok regülasyonun zorunlu tuttuğu ihtiyaçlar belirliyor. Bu önceliklerin altını çizen IBM Analitik Çözümleri Lideri Merve Göral, şöyle devam etti: “İş analitiği yatırımının yapılması süresince yine şirketlerin büyüklüğüne göre danışmanlık destek ihtiyaçları da farklılaşıyor. Büyük ölçekli şirketler geniş kapsamlı dönüşüm ya da dijitalleşme projeleri kapsamında sistem entegratörlerinden halihazırda danışmanlık hizmeti alabiliyor. Bu durumda yazılım seçim süreci ve stratejik konumlandırmasında da yine

sistem entegratörlerinin desteği ön plana çıkıyor. Küçük ve orta ölçekli şirketler ise BT şirketlerini hem ürünün sahibi olarak görüp, hem de aynı alanda başka firmalar ile yaptıkları analitik projeler hakkında bilgi almak ve başarılı projelerde nasıl adımlar izlendiğini öğrenmek istiyorlar.” Kamunun dönüşüm çalışmaları, özellikle devlet kurumlarının analitik yatırıma teşvik edilmesi açısından önem taşıyor. Bu farkındalığın geliştirilmesine bağımsız kuruluşların yaptığı çalışmalar ve yasal zorunluluklar hız kazandırıyor. E-dönüşüm çalışmaları geleneksel yöntemlerle yapılan işlemleri elektronik platformlara ittikçe, üretilen veri miktarı artıyor ve bu verinin analizi hem daha değerli hale geliyor hem de zorlaşıyor. Merve Göral’a göre, bu koşullar da iş analitiği konusunu gündemde en üst sıralara taşıyor. Göral, 2016 yılı için nesnelerin interneti başlığı altındaki analitik çalışmaların ve Cognitive Computing teknolojisinin hız kazanacağı beklentisini dile getirdi.

performansı, fiyatlama analizi, telekom operatörlerinde finans, insan kaynakları ve benzeri kokpitler, harita bazlı network ve müşteri analizleri, saha performans yönetimi, bankalarda 360 derece müşteri, şube, ürün kokpitleri, çapraz satış, fiyat elastikiyeti, fiyatlama simülasyonları, gelir güvencesi, risk, insan kaynakları ve yine saha satış yönetimi, müşteri derinleşme, segmentasyon ve kampanya analizleri, tahsilat aksiyonları, lojistik firmalarında süreç göstergelerinin takibi, ekip performanslarının takibi, saha ekiplerinin izlenmesi, enerji firmalarında fatura simülasyonları, operasyonel sistemlerle veri kontrolü, gelir güvencesi ve yasal raporlama, konuştuğumuz konuların ve sektörlerin sadece bir kısmı diyebiliriz. Hedef kitlemiz Türkiye’nin veri üreten ve bu veriden değer üretebilecek bütün şirketleri ve bu kurumların bütün iş birimleri, iş modelimiz bu müşterilerden bir kısmına doğrudan erişip birlikte çalışmayı mümkün kılsa da, özellikle KOBİ’lere, iş zekasına artan ilgi nedeniyle uzunca bir süredir iş ortaklarımızla birlikte ulaşmaya çalışıyoruz. KOBİ’lerimizin iş yapma biçimlerinden, sektörlerine özgü bilgilere, altyapıda kullanılan uygulamalardan, iyi iş ve analitik pratiklerine kadar uzmanlığı olan iş ortaklarımız pek çok başarılı çalışmayı yürütüyor. Burada ayrıca örneğin varolan ERP, CRM, Muhasebe veya Operasyonel uygulamalara entegre OEM tabir ettiğimiz çalışma modelini seçme iş ortaklarımızla en uygun

maliyetlerle müşterilerimize sunuyoruz.” e-Dönüşüm çalışmaları, kamu ve özel sektörün iş pratiklerini en iyi uygulamalarla verilerin standardlara uygun olarak kayıt altına alınması ve kurumlar arasında paylaşılabilecek seviyede standardize edilmesi anlamında önemli katkılar sağladı. Özellikle KOBİ’ler tarafında elektronik veri olgunluğunda birkaç seviye birden ilerlenmesine neden oldu. Bu yorumu yapan Ümit Altınay, beklentilerini şöyle anlattı: “Yakın gelecek için projeksiyonlarımızda kurumsal firmaların yanı sıra KOBİ seviyesindeki işletmelerin analitiğe yönelmesini değil, organizasyonlardaki bireylerin veriye yakınlaşarak en sağlıklı şekilde kendilerini, işi, ürünü, içinde yer aldıkları süreci değerlendirebileceklerini ve en doğru şekilde yönlendirebileceklerini düşünüyoruz. Bunun ancak kullanımı kolay iş zekası uygulamaları veya operasyonel uygulamaların içinden ayrı bir uygulamaya ihtiyaç duyulmadan kullanılabilecek iş zekası görselleri, veri içinde çapraz etkileşimli analiz imkanları, akıllı cihazlardan, sadece ekran boyutuna uyum değil, cihazdan cihaza geçişte son seçimlerinizi hatırlayan akıllı geçişler ve en önemlisi tıklama hızında yanıt almak ile mümkün olduğunu biliyoruz, Qlik Sense ürünümüzün henüz ikinci yılında ulaştığı 2.1 versiyon ile, bütün bu imkanları sağladığını, sürekli ve hızlı gelişim ile ufuk açmaya devam edeceğini söyleyebiliriz.”

Prediktif analiz ön plana çıkacak Türkiye’de şirketler iş analitiği alanındaki yeni teknolojilerle tanışma konusunda ABD ve Avrupa ülkeleriyle aralarındaki farkı giderek kapatıyor. Şirketler artık, üretilen verilerin iş süreçlerinin bir parçası haline getirilmesinin yüksek bir iş değeri ve potansiyeli olduğuna inanmakta. Kendi ihtiyaçlarına uygun iş analitiği çözümlerinin başarının yolunu açacağına inanan bu şirketler, bu kapsamda danışmanlık hizmeti almaya daha fazla önem veriyor. Büyük şirketler olgunluk seviyesi açısından KOBİ’lerin önünde gelse de son yıllarda KOBİ’lerde de bu yönde ciddi bir eğilim ve ilgi oluştuğu görülüyor. “Her yıl kazandığımız toplam müşterilerin yüzde 20-30’unu küçük ve orta ölçekli işletmelerin oluşturduğunu söyleyebiliriz” bilgisini veren METRIC Genel Müdürü Gökhan Arıksoy, kamunun e-Dönüşüm çalışmalarının etkilerini ve beklentilerini şöyle anlattı: “Türkiye’de bugün artık devlet kurumları dahil olmak üzere tüm kurumlar sunduğu hizmetleri teknolojik yeniliklere uygun olarak etkinleştiriyor. Kamunun e-Dönüşüm alanında yaptığı

çalışmalar bu alanda olumlu etkide bulunuyor. Bununla birlikte, iş analitikleri konusunda kamunun maliye, hazine, ulusal güvenlik, SGK gibi başlıklarda alması gereken çok yol var. Özel sektörle çalışan bazı firmalar zaman zaman kamu sektörüne uzak bakıyor. Sektörel veya dikey iş analitikleri uygulamalarında ağırlıklı özel sektörle çalışan bu firmaların kamu ile de çalışması için özendirici bazı aksiyonlar alınması gerektiğine inanıyorum. 2016 ve sonrasında iş analitikleri çözümlerinin kullanımının tüm dünyada ve Türkiye’de katlanarak artacağını tahmin ediyoruz. Ayrıca, karar verme ve strateji geliştirme süreçlerini önemli ölçüde iyileştiren teknolojilere, daha fazla yatırım yapılacağını düşünüyorum. Ayrıca mobil iş zekası ve işe/işletmeye özel araçlar da gelecek yıllarda daha fazla oranda kullanılacaktır. Bunun dışında, gelecek yıllarda şirketlerin prediktif analize daha fazla odaklanacağını da söyleyebilirim. Prediktif analiz sayesinde, önceki yıllara göre benzer verileri kullanarak bir sonraki ay ya da bir sonraki dönemin nasıl gerçekleşeceği tahminini yapılabiliyor.”


Greyder, iş zekasında QlikView ile fark yaratıyor Her mevsimin vazgeçilmez markalarından biri haline gelen Greyder, iş zekası ürünü QlikView ile veri analitiğinde başarılarını pekiştirdi.

Ali Murat bey, QlikView ile gerçekleştirmiş olduğunuz proje hakkında bilgi verebilir misiniz?

Kısaca kurumunuz ve kurumunuzun teknoloji yaklaşımı hakkında bilgi verebilir misiniz? Gürkan Taşkıran: Greyder, sıra dışı mağazacılık konsepti, göz alıcı tasarımları, şık tamamlayıcı ürünleri ve her mevsime damgasını vuran modelleri ile hem yurt içinde hem de yurt dışında sevilen bir marka olmayı başardı. Şık tasarımlarının yanı sıra fonksiyonel ürünleri ile de müşterilerinin memnuniyetini kazanmakta. Ağır kış koşullarına, uzun yürüyüşlere, hassas ayaklara ve sıcak yaz günlerine göre özel olarak tasarlanan modelleri şık tasarımlarla sunan Greyder, aksesuarlarıyla da şık koleksiyonlara imza atmakta. Greyder’in en önemli özelliklerinden biri de moda olanı kalite ve fonksiyonellikle birleştirirken, kendini sürekli yenileyen ve tüketicisine her daim hayal ettiğini sunabilen dinamik bir marka olması. Perakende sektöründe teknoloji kullanmanın gerekli ve faydalı olduğunu düşünüyoruz. Buna hizmet eden teknolojik araçların kullanımına önem veren, geleceğin de önde gelen ayakkabı markalarından biri olmayı önemsiyoruz.

Greyder IT / IS Manager & Bilgi Teknolojileri Müdürü Gürkan Taşkıran, DataQlik İş Ortağı Ali Murat Bar ve büyümesi gibi büyük veri olarak adlandıracağımız durumla karşı karşıyalar. Verinin kısıtlardan arındılarak çapraz ilişkileriyle sorgulanması ve iş keşfi için kullanılması, iş birimlerini güçlendirerek ve firmalar için stratejik avantaja dönüştürmekte. İş zekası çözümleri; tüm alışveriş kanallarını tek bir yapıda bileşmiş olarak görmenize, müşterilerinizi ve onların alışkanlıklarını daha iyi anlayarak, karışık çok kanallı perakende süreçlerini detaylı olarak izlemenize destek olmakta.

Gürkan Taşkıran: Günümüzde değişen müşteri tercihleri ve davranışlarının doğal bir sonucu olarak, perakendeciler de kendilerini geliştirmek amacıyla mevcut hizmetlerini arttırmak, hizmet kalitesinde fark yaratma temelinde, fiyat dışı rekabet araçlarını etkin kullanma yollarını aramakta. Hız, perakendede bir trend olarak hala önemini korumaya devam etmekte. Ekonomik,kültürel ve psikolojik faktörlerin dışında teknolojik gelişmeleri de firmaların yakından takip etmesi gerek.

Greyder olarak, iş zekası özellikle perakende gibi dinamik, hızlı karar ve aksiyon almayı gerektiren bir sektörde bulunmamız nedeniyle bizim için kritik öneme sahip. Sayfalarca raporun hazırlanması, incelenmesi ve analiz edilmesi sonucunda çıkarılan sonuçlar ile karar alma yolunu seçtiğinizde bazen sonuca ulaşana kadar geç kalabiliyorsunuz. İş zekası tam bu noktada bizim için devreye giriyor ve kritik konularda karar alma sürelerimizin kısalmasını ve daha net veriler doğrultusunda karar alarak çevikliğimizi artırmamızı sağlıyor. Bilgiyi toplama, ihtiyaç anında karar süreçlerine doğru bilgiyi dahil etme, stratejik manevra hızı, sonuçta tüm operasyonel süreçlerin etkili ve hızlı işleyişi kuruma uygun iş zekası çözümlerinin sonucunda oluşmakta.

Perakende tarafında firmalar; genişleyen veri kaynaklarının, dijital etkileşimin ve kullanılan veri etkisiyle veri çeşitlenmesi

Artan veri hacmimizin bir bütün olarak görmemizi sağlayacak, üst yönetimin karar sürecinde hızlı destek verebilecek ve görsel

İş zekası çözümleri, kurumunuz yapısında nasıl bir yere sahip? Neden bir iş zekası aracına ihtiyaç duyuldu? QlikView ürününe karar verme sürecinden bahsedebilir misiniz?

Etkili dashboard tasarım olanakları ve grafik çeşitliliği ile içerik yanında, doğru yoruma yönelik ve vurucu görsel raporlar oluşturabiliyoruz.

olarak da bizi tatmin edececek bir ürüne ihtiyacımız vardı. İş zekası ürününe karar vermeden önce firmamızın ihtiyaçlarını, yol haritasını ve BT politikalarını gözönüne alarak, alacağınız ürünün bu ihtiyaçları karşılamaktaki başarısını analiz ederek karar verdik. Bu arayışımız sırasında, QlikView ile tanıştık. QlikView; analitik yönü son derece güçlü, son kullanıcılar tarafından çok çabuk benimsenen ve kullanılabilirlik oranı yüksek bir araç olmasının yanı sıra, uygulama ve geliştirme sürelerinin diğer geleneksel iş zekası platformlarına oranla daha kısa olması nedeniyle tercihimiz oldu. QlikView ve DataQlik ile yapılan işbirliği size neler kattı. Ne gibi faydalar sağladınız? Gürkan Taşkıran: QlikView’in iç süreçlerimize hız kazandırmasının yanı sıra son kullanıcılara da farklı bir görüş ve perspektif kazandırdı. QlikView kullanımı sonrasında daha hızlı, bağımsız ve kişiye özel raporlama yetenekleri ile birimler arasında üretkenliğin başladığı, raporlamanın yanı sıra analiz vizyonunda da gelişme gösterdiğimizi söyleyebiliriz. Ayrıca belirlediğimiz ihtiyaçları tamamen karşılaması, bellek içi analiz tekniğini kullanması, tek ürün içinde tüm fonksiyonları karşılaması ve kullanıcılarımız tarafından beğenilmesi/ seçilmesindeki en önemli etkenler oldu. QlikView, görsel yönü oldukça kuvvetli bir araç. Son kullanıcılar kendi raporlarını kendi görmek istedikleri şekilde alıyorlar.

www.qlikview.com.tr

Ali Murat Bar: Perakende sektörünün dinamik yapısında en önemli unsur olan hız faktörünü şirket içerisinde çabucak uygulayıp, yöneticilerin hızlı karar alabilmelerini sağlayan veri erişimini hızlandırıp, kolaylaştırdık. Proje detayında mağazaların LFL satış karşılaştırması, hedef gerçekleşen, fatura adet ortalaması, en çok satılan ürünler, stok miktar ve maliyet analizi, ürün karşılaştırma gibi karmaşık raporlar hızlıca hayata geçirildi. Teknik anlamda kolay öğrenimi ile QlikView eğitimleri sonrası BT ekibinin projeye hızlı adapte olmasını kolaylaştırdık. Geçmişte yapılan veriye erişim çalışmalarını QlikView ile verimliliğini arttırdık. Gençlerin dilinden anlayan popüler bir marka olan Greyder, iş zekası ürünü QlikView ile veri analitiğinde başarılarını pekiştirdi. QlikView Türkiye ve DataQlik ile nasıl bir sinerji oluşturdunuz, proje uygulama aşamasındaki deneyimlerinizden bahsedebilir misiniz? Gürkan Taşkıran: QlikView Türkiye’nin ve çözüm ortağı olarak bize önerdiği DataQlik firmasının çözüm ve müşteri odaklı yaklaşımı ile şirket içerisinde oluşturduğumuz ekibin uyum sağlaması ve projeyi sahiplenmesi sayesinde kısa sürede etkili ve başarılı bir proje gerçekleştirdik. Bu yaklaşım ile oluşturuğumuz ekip olgusu sayesinde zamanımızın büyük kısmını analiz, tasarım ile talep ve ihtiyaçların doğru belirlenmesine ayırdık. Doğru bir kavramsal çıkarıma sonucunda projenin canlı kullanıma geçiş ve geliştirme aşamalarında daha hızlı ve efektif çalışmalar ortaya çıktı. İş zekası; firma ile yaşayan ve gelişen bir yapı olması nedeniyle, projemiz yapılan talepler ve ihtiyaç analizleri doğrultusunda devam ediyor. Tüm proje sürecinde gösterdikleri özverili çalışma ve verdikleri destekten ötürü DataQlik firması ve IT ekibimize, müşteri ve çözüm odaklı bakış açısından ötürü QlikView Türkiye’ye teşekkür etmek istiyorum. Bir cümle ile özetlemenizi istesek, QlikView’un kurumunuza ve günlük işlerinize katkısını nasıl ifade edersiniz? Gürkan Taşkıran: QlikView, belirlenmiş tüm ihtiyaçlara çözüm üreten ve iş zekası alanında her soruya cevap veren bir platform.

advertorial

Greyder, tüketicisiyle buluştuğu 1994 yılından bu yana sağlamlık, kalite ve dinamizmle özdeşleşen, ailenin hemen her bireyi için ürünler sunan, ancak en çok da gençlerin dilinden anlayan popüler bir marka. Perakende sektöründe teknoloji kullanımının önemli bir gereklilik halini alması ile bu konuda analiz ve araştırmalara başlayan şirketin tercihi ise QlikView oldu. Greyder’in bu başlıkta yatırım sürecini ve elde edilen faydaları Greyder IT / IS Manager & Bilgi Teknolojileri Müdürü Gürkan Taşkıran, QlikView partneri DataQlik iş ortağı Ali Murat Bar anlattı:


• Gömülü Sistemler (IoT) Giyilebilir 2015

Q4

Akıllı Teknolojiler Platformu / İstanbul

• Btvizyon Anadolu Toplantıları / Ankara • Btvizyon Anadolu Toplantıları / Trabzon • Btvizyon Anadolu Toplantıları / Konya • Btvizyon Anadolu Toplantıları / Girne

• Bilgi ve Doküman Yönetimi Teknoloji Platformu / İstanbul

• Finans ve Bankacılıkta Dijital

İnovasyon Teknoloji Platformu / İstanbul

• Dijital Dönüşüm ve Mobil Teknoloji 2016

Q1

Platformu

• Design Awards Ödül Töreni • Kamuda BT Yönetişimi Teknoloji Platformu / Ankara

• Biyometri ve Güvenlik Teknoloji Platformu / Ankara

• Btvizyon Anadolu Toplantıları / İzmir • Btvizyon Anadolu Toplantıları / K.Maraş • Btvizyon Anadolu Toplantıları / Bursa

• Gömülü Sistemler (IoT) Giyilebilir Akıllı Teknoloji Platformu Özel Dosyası • Veri Merkezleri ve Teknoloji Altyapısı Özel Dosyası • Network ve Sistem Yönetimi Özel Dosyası • Elektrik Dağıtım Şirketleri ve BT ile Gelecek Verimlilik Özel Dosyası • İş Gelişirme Süreçlerinde İş Analitiği Özel Dosyası • Giyilebilir Teknolojiler Özel Dosyası • İletişimde Yeni Yaklaşımlar ve Tümleşik İletişim Özel Dosyası • Kamuda Verimlilik ve Bulut Özel Dosyası • Mobil Ödeme ve Mobil Finans Özel Dosyası • Kobiler İçin Rekabet Araçları Özel Dosyası • Kurumsal Baskı Sistemleri Özel Dosyası • 2016’ya Teknoloji Bakışı Özel Dosyası • e-Devlet Yuvarlak Masa Toplantısı ve Dergisi • Finans ve Bankacılık Sektörel Yayını • BTMag Aylık Yayını • e-Defter, e-Fatura ve e-Arşiv Özel Dosyası • Bilgi ve Doküman Yönetimi Teknoloji Platformu Özel Dosyası • Finans ve Bankacılıkta Dijital İnovasyon Teknoloji Platformu Dosyası • Dijital Dönüşüm ve Mobil Teknoloji Platformu Özel Dosyası • Design Awards Kataloğu • Kamuda BT Yönetişimi Teknoloji Platformu Özel Dosyası • Biyometri ve Güvenlik Teknoloji Platformu Özel Dosyası • Q1 Teknoloji Platformları Özel Eki • Mobil İş Uygulamaları ve OT / VT • Hibrit Bulut ve SaaS Özel Dosyası • Kurumsal İş Uygulamaları (ERP, İş Zekası, CRM) Özel Dosyası • Akıllı Şehirler Özel Dosyası • KOBİ’ler ve Dönüşüm Özel Dosyası • CXO Sektörel Yayını • TELEKOM Sektörel Yayını • e-Devlet Yuvarlak Masa Toplantısı ve Dergisi • BTMag Aylık Yayını

• KOBİ Araştırması (50 - 249) çalışanlı • Sağlık Sektörü Araştırması • Veri Depolama / Sanallaştırma

Araştırması

• Üretim Sektörü Araştırması • Büyük Veri / Bulut Araştırması

• Enerji Sektör Araştırması • Güvenlik Araştırması


• IoT Nesnelerin İnterneti ve M2M Teknoloji Platformu / İstanbul 2016

Q2

• ERP Çözüm Süreçleri Teknoloji Platformları / İstanbul • Btvizyon Anadolu Toplantıları / Kayseri • Btvizyon Anadolu Toplantıları / Denizli • Btvizyon Anadolu Toplantıları / Mersin • ICT Summit NOW for KIDS’16 / Çocuklar için Bilişim Zirvesi / İstanbul

• Giyilebilir Akıllı Teknolojiler Platformu / İstanbul 2016 • Yenilenebilir Enerji Teknolojileri Platformu / İstanbul

Q3

• Btvizyon Anadolu Toplantıları / Girne • Btvizyon Anadolu Toplantıları / Konya • Bilişim 500 Ödül Töreni

• Gömülü Sistemler ve IoT Teknoloji Platformu / İstanbul 2016

Q4

• Büyük Veri Stratejileri Teknoloji Platformu / İstanbul • Btvizyon Anadolu Toplantıları / Ankara • Btvizyon Anadolu Toplantıları /Erzurum • ICT Summit NOW /Bilişim Zirvesi / İstanbul • Design Awards Zirve Ödülleri Töreni

• IoT Nesnelerin İnterneti ve M2M Teknoloji Platformu Özel Dosyası • ERP Çözüm Süreçleri Teknoloji Platformları Özel Dosyası • Q2 Teknoloji Platformları Özel Eki • Kurumsal ve Tümleşik İletişim Teknolojileri Özel Dosyası • Veri Yönetimi Özel Dosyası • Lojistik Sektörünün Gelişimi ve Bilişim Özel Dosyası • Çağrı Merkezi Özel Dosyası • Sağlıkta Bilişim Özel Dosyası • Veri Yedekleme ve Depolama Özel Dosyası • BTMag Aylık Yayını • Çevreci Yaklaşım ve Teknolojiye Yansımaları Özel Dosyası • Kesintisiz Verimlilik: İş Sürekliliği Özel Dosyası • İletişimde Yeni Dönem Özel Dosyası • Ödeme Sistemleri Özel Dosyası • Güvenlik Özel Dosyası • Enerji Yönetimi ve Verimliliği Özel Dosyası • Savunma Teknolojileri Sektörel Yayını • Perakende ve BT Sektörel Yayını • e-Devlet Yuvarlak Masa Toplantısı ve Dergisi

• Finans Sektörü Araştırması • Perakende Sektörü Araştırması • ERP/İş Zekası Araştırması • Bilişim 500 Araştırması

• Giyilebilir Akıllı Teknolojiler Platformu Özel Dosyası • Yenilenebilir Enerji Teknolojileri Platformu Özel Dosyası • Q3 Teknoloji Platformları Özel Eki • İş Uygulamaları ve Verimlilik Özel Dosyası • Bilişim 500 Yayını • Eğitim Teknolojileri • ICT Summit NOW for KIDS’16 / Çocuklar için Bilişim Zirvesi Özel Eki • OT/VT Özel Dosyası • Bilişim 500 Özel Dosyası • Kurumsal İçerik Yönetimi Özel Dosyası • Ses ve Görüntü Teknolojileri Özel Dosyası • Bulutta Yeni Yhaklaşımlar Özel Dosyası • Siber Tehditler ve Yeni Güvenlik Yaklaşımları Özel Dosyası • İş Geliştirme Süreçlerinde İş Analitiği Özel Dosyası • Kamu ve BT Yaklaşımları Özel Dosyası • BTMag Aylık Yayını

• Gömülü Sistemler ve IoT Teknoloji Platformu Özel Dosyası • Büyük Veri Stratejileri Teknoloji Platformu Özel Dosyası • Kayıtlı Eposta ve Yeni Düzenlemeler Özel Dosyası • Pazarlama Teknolojileri Özel Dosyası • ICT Summit NOW Digital Gelecek Özel Dosyası • Design Awards Zirve Ödülleri Kataloğu • Bireysel Güvenlikte Yeni Tehditler ve Çözüm Yolları Özel Dosyası • Ar-Ge İnovasyon Özel Dosyası • Mobil Ödeme ve Mobil Finans Özel Dosyası • Perakende Lojistiği ve Yeni Çözümler Özel Dosyası • Kamuda Verimlilik için Bulut Bilişim Özel Dosyası • Enerji Piyasası ve Bilişim Gereksinimleri Özel Dosyası • Network ve Sistem Yönetimi Özel Dosyası • e-Devlet Yuvarlak Masa Toplantısı ve Dergisi • Özel Proje • BTMag Aylık Yayını

• KOBİ Araştırması (50 - 249 çalışanlı) • Sağlık Sektörü Araştırması • Veri Depolama / Sanallaştırma Araştırması • Üretim Sektörü Araştırması • Büyük Veri / Bulut Araştırması

• BTHABER Şirketler Grubu Proje Takvimi her çeyrek başında güncellenerek dağıtılacaktır. • BTHABER Şirketler Grubu değişiklik yapma hakkını kendinde saklı tutar. Bilgi için; proje@bthabersirketleri.com


22

DOSYA

BThaber

İş Geliştirme Süreçlerinde İş Analitiği

Yatırım payı giderek artacak Gartner raporuna göre, 2011 yılından 2015 yılına kadar geçen sürede iş analitiği daha da öncelik kazanarak iş dünyasında ilk sıraya oturdu. 2005 yılında tüm dünyada oluşturulan veri 150 exabyte olarak tahminlendi. Günümüze kadar bu artış doğrusal olmaktan çıkmış, logaritmik bir artışla 3000 exabyte üzerine çıkmış bulunmakta. Şirketler ellerinde bulundurdukları yığın veriyi kullanarak öncelikli olarak gelecek stratejilerini belirlemede, karlılık arttırımında, mevcut müşteri portföyünü genişletmede kullanmakta. Bimsa Analitik ve Büyük Veri Uzmanı Burak Gürbüz’e göre, yatırımın hayata geçiş sürecinde BT şirketlerinden danışmanlık desteği alınması planlanırken, iki kritik nokta ön plana çıkıyor. Bunlar bilgi güvenliği ve elde edilen verinin kullanım stratejisi. Danışmanlık alırken ciddi anlaşmalar gündeme gelmekte ve bu anlaşmaların ciddi yaptırımları bulunmakta. Şirketler bu konularda çok katı ve ciddi bir tutum sergilemekte. Yatırımın hayata geçiş sürecinde iş analitiği üzerine tecrübesi olan BT şirketleri bu konuda uygulanması gereken metodoljileri hızlı bir şekilde uygulayabilmekte. Bu kapsamda danışmanlık desteği almayı uygun görüyorlar. Burak Gürbüz, sözlerine şöyle devam etti: “KOBİ’ler için öncelikli olarak mevcut durum analizini kolay bir şekilde görebilmek öncelikli. Mevcut yapılarında bulunan veriyi daha anlamlı bir hale getirebilmek için en az büyük ölçekli şirketler kadar ilgi

göstermekte. Yapacakları yatırımların geri dönüşü, kısa ve uzun vadeli karlılık planlaması KOBİ’ler için de önemli olduğundan dolayı geçtiğimiz son 10 yılda büyük şirketlerdeki eğilim ve ilgi aynı şekilde görülmekte. Burada hareket tarzı olarak tek fark, şirket içinde büyük bir ekip kurmaktan çok, BT danışmanlığına daha çok yönelmek şeklinde olmakta.” E-devlet ile birlikte, internet tabanına dayalı ağ yapısı interaktif bir devlet ve kamu yönetimi yapılanması sağlanması amaç edinildi. Bu dönüşüm devlet, sivil toplum ve işletmeler veya kuruluşlar arasında çok boyutlu bir karar alma ve uygulama sürecini öne çıkarmakta. Enformatik devrimle bağlantılı olarak kamuda gerçekleşen e-dönüşüm çalışmaları, Türkiye’de işletmeler tarafından dikkatle takip edilmekte ve rol modeli olarak çıkarımlar yapılmakta. İşletmelere pozitif yönde bir katkısı olmakla birlikte, yenilikçi yaklaşıma eğilimi de arttırmakta. Bu tespiti yapan Burak Gürbüz, orta vadeli beklentilerini şöyle anlattı: “Türkiye’de işletmeler yakın ve gelecek zamanda veriyi işleme ve bunu artı değere dönüştürme konusunda daha fazla yatırım payı ayıracak. İş analitiği ve bununla ilgili konularda Ar-Ge faaliyetleri için nitelikli eleman yetiştirmeye ve ekip kurmaya daha da önem verecek. Bununla birlikte, elde bulundurdukları veriyi daha anlamlı bir şekilde kullanmaya başlayacaklar ve katma değeri yüksek olan stratejik planları belirlemekte daha çevik bir şekilde karar alabilecekler.”

Büyük veri yatırımları ön plana çıkacak İş analitiği yatırımı yapmayı planlayan şirketlerin öncelikleri şöyle sıralanıyor: Farklı sistemlerde yer alan verilerin tek bir ortamda raporlayarak karar alma sürecini hızlandırmak, zamana bağlı trend analizi ve ileriye dönük tahminleme ihtiyaçları yapmak ve son olarak, operasyonel sistemlerde kolayca karşılanamayan raporlama talepleri yapmak. Bu sıralamayı paylaşan Kora Satış Pazarlama Yöneticisi ve Fonksiyonel Danışman Gonca Soysal’a göre, iş analitiği projesi yapan firmalar, projenin başlangıç fazlarını danışmanlık desteği ile yürütmekte, ileri fazlarda kendi ekipleri ile çalışmayı maliyet açısından değerlendirmekte. Öncelikle operasyonel sistemlere sahip tüm KOBİ’lerin bu tür analitik çözümlere sıcak baktığı gözlemleniyor. “Üst yönetime raporlama noktasında sıcak çözümler sunmayan operasyonel

sistemlerin bulunduğu KOBİ’lerde analitik çözümlere yatırım eğilimi oldukça yüksek” tespitini ekleyen Gonca Soysal, bu alanda beklentilerini şöyle anlattı: “Kamu şirketlerinde, vatandaşın, bilgi ve iletişim teknolojileri yardımıyla, kamusal alandaki karar alma süreçlerine katılımını sağlayacak iş analitiklerinin geliştirilmesi çok değerli. Biz kamudaki iş analitiği projelerinin, KOBİ’lerde yapılması hedeflenen projeler için lokomotif projeler olacağını düşünüyoruz. Gerek 2016 gerekse orta vadede iş zekası teknolojilerinin gelişerek kullanılacağını öngörüyoruz. Şu anda halen iş zekası teknolojileri kullanan KOBİ’lerde ise büyük veri yatırımlarının hızlanacağını düşünüyoruz. Ayrıca uzun vadede artan ve çeşitlenen veri hacmine bağlı olarak NoSQL teknolojilerinin de analitik çözümlerde kullanılacağını öngörüyoruz.”

19 - 25 EKİM 2015

KOBİ’lerin yatırımları öne çıkacak Şirketler iş analitiği yatırımlarında ortak bir platform ve ortak bir kurumsal iş zekası modeli oluşturmanın yanında, sadece şirket dahilinde değil her yerden erişilebilen, yönetim-işletim masrafı daha düşük olan bulut teknolojilerini de artık öncelikleri arasında sayıyorlar. Bu öncelikleri belirlerken danışmanlık desteği almak ise önceleri çok moda olmasa da, yatırımı hayata geçirmek kadar önemli olduğu konusunda farkındalık gittikçe artmakta ve artık bu konuda oluşan ihtiyaçları karşılamak bizim gibi iş zekası danışmanlık firmalarının verdikleri önemli hizmetlerden biri haline geldi. Smartiks İş Analitiği Birim Müdürü İbrahim Şendoğan, KOBİ’lerin ilgisini ise şu sözlerle anlattı: “Üreten, alıp satan veya başka bir şekilde ticaret yapan her şirket büyük ölçekli olsun, KOBİ olsun mutlaka ilk amacı mevcut karını korumak veya arttırmaktır. Bunu gerçekleştirmek için diğer şirketlerle rekabet, mevcut itibarını koruma ve müşteri ihtiyaçlarının belirlenmesi ve kategorilendirilmesinin etkisi yadsınamayacak kadar büyük.

İş zekası altyapısını kuran ve kullanan büyük ölçekli firmalar yıllardır bunun ekmeğini yediler ve artık bunu fark eden KOBİ’lerde doğal olarak sürekli gelişen ve Fiyat / Fayda anlamında ucuzlayan bu teknolojiyi kullanmak ve nimetlerinden faydalanmak istiyor. Özellikle KOBİ’ler için hem maliyeti düşürmek, hem de çözümlerin faydasını daha kısa sürede ve daha anlamlı verilerle görmelerini sağlamak için sektör bazlı hazır modeller oluşturup bunları küçük dokunuşlarla onlara göre uyarlama imkanını da sağladığımız, hem çözüm seçiminde hem de çözümün hayata geçiş adımlarında kolaylıklar sağlayabildiğimiz için KOBİ’lerin gelişimine katkıda bulunduğumuzu düşünüyoruz.” 2016 yılı Şendoğan’a göre, KOBİ’ler için iş zekası projeleri açısından çok yoğun geçecek, şimdiye kadar oluşan farkındalığın artarak yayılması gündeme gelecek. KOBİ’lerin de geçmişten ders çıkartmalarını, günü yakalamalarını ve gelecekteki yatırımlarını planlamalarını sağlayacak olan bu çok önemli yatırımlara yönlenmesi kaçınılmaz olacak.

Hızlı karar almanın önemi artıyor İş analitiği yatırımlarından önce firmalar, kurumsal dönüşüm süreci içinde ortak çalışma düzeni ve kurumsal hafıza sağlanmaya yani ERP sistemlerini hayata geçirmeye çalışıyorlar. Hayata geçirdikleri entegre bilgi sistemleri, dinamik olarak kontrollü verilerle beslenecek şekilde kurulup, belli bir süre yaşadıktan sonra iş analitiği yatırımları da sonuç vermeye başlayabiliyor. İş analitiği konusunda danışmanlık hizmeti almak isteyen şirketler bu tür projelerin hayata geçişi ile birlikte, karar alıcıların eğilimlerini daha iyi analiz edebilmeyi hedefliyorlar. Çünkü ancak verilerin içinde gizlenen ve gelişmekte olan eğilimleri görebildiklerinde, en etkin kararları alabiliyorlar. KOBİ’ler de büyük şirketler gibi birçok süreçlerinde verimlilik sağlamak, en önemlisi rekabeti analitik boyuta taşımak istiyorlar; çünkü bu şekilde karlılıklarını kolay biçimde denetleyebildiklerinin farkına varmış durumdalar. ERP Komitesi, İş Zekası Komitesi ve Kurumsal Dönüşüm Platformu Koordinatörü M. Göker Sarp, KOBİ’lerin sahip oldukları bilgileri rekabet sırasında avantaja dönüştürmek, daha hızlı kararlar alabilmek isteğine işaret etti. Bu noktada özellikle rekabetin yoğun olduğu telekomünikasyon, finans (bankacılık, sigortacılık vs) ve perakende sektörleri başta olmak üzere verinin çok hassas ve hacim olarak büyük olduğu firmalarda da bu uygulamalarının yoğun kullanımı söz konusu iken KOBİ’lerde de giderek yaygınlaşıyor.

e-Dönüşüm gibi düzenlemeler de, Sarp’a göre, kayıtlı veri büyüklüğünü artırdığı ve getirdiği standart çalışma düzenleriyle rekabeti daha da önemli kılıyor. Avantajı zamanında kullanmak için her geçen zaman hızlı karar almak daha da önemli hale geliyor. Sarp, “Yakın gelecekte e-dönüşüm çalışmalarıyla birlikte; yapılandırılmamış verileri analiz ederek bilgilerden anlam çıkartmak, karar alıcıların daha hızlı ve daha bilgiye dayalı kararlar almaları için kullanımı yaygınlaşacak” yorumunu yaptı. Sarp, beklentilerini şu sözlerle anlattı: “İş zekasına yönelik gelişen ihtiyaçlar, raporlamanın, analizin ötesine geçmiştir; aynı zamanda senaryo modellemeyi, gerçek zamanlı izlemeyi ve tahmine dayalı analitiği planlamalı ve gerçekleştirmelidir. Yöneticiler, kendi analizlerini kendileri gerçekleştirebilmeyi ve verileri gerçek zamanlı olarak görselleştirebilmeyi istemektedir. Kuruluşlar tarafından oluşturulan ve kullanılan bilgilerin çok büyük bir oranı yapılandırılmamış verilerfrn oluşmaktadır ve yapılandırılmış verilere kıyasla daha hızlı artmaktadır. 2016 yılı ve orta vadede bu yapılandırılmamış verileri analiz ederek bilgilerden anlam çıkartmak karar alıcıların daha hızlı ve daha bilgiye dayalı kararlar almaları için kullanımı yaygınlaşacaktır. Sosyal medya analizleri, müşteri duyarlılığının, ürün ve marka ilişkilerinin analiz edilmesine de olanak sağlamaya başladı, orta vadede bu da yaygınlaşacaktır.”


İŞ GELİŞTİRME SÜREÇLERİNDE ATLAS YAZILIM Atlas Yazılım ve Bilişim ailesi olarak, 2007 yılından bugüne, karayolu taşımacılığı sektöründe faaliyet gösteren firmalara her türlü bilişim hizmetini sunmayı amaçlamaktayız. Sunduğumuz tüm hizmetlerin temel noktası müşterilerimizin ürünlerimizden kazanç sağlamasıdır. Küresel değişimleri ve gelişmeleri öngören aktif yapımız ile Atlas Yazılım ve Bilişim ailesi olarak sektörde: verimlilik, kalite, partnerlerimiz ve çalışma arkadaşlarımızın huzur ve refahı konularında standartları belirleyen Türkiye’nin en güvenilir şirketleri arasında yer alma hedefi ve güvenilirlik bilinci ile çalışmaktayız. Ürettiğimiz yazılımlar ve sunduğumuz hizmetler ile değerli ülke ekonomimizin lider firmalarından biri olmayı, büyüme ve gelişme potansiyelleri ile daha fazla katma değer yaratmayı, ekonomik büyümenin yanı sıra, kurumsal bağlılık kültürünü geliştirerek sosyal gelişimine katkıda bulunmayı ve örnek bir şirket olarak sektöre öncülük etmeyi vizyon olarak edinmekteyiz.

2007 yılından bu yana içerisinde bulunduğumuz karayolu sektöründeki süreç yönetimi ve kar maksimizasyonu çalışmalarının yapılmaması, hizmet sağlayıcı şirketlerin sürdürülebilir ve ölçülebilir bir yapıdan uzak olmasının sonuçlarının analizleriyle ortaya çıkan sonuçlar: • Ülke kaynaklarının israfına • İthal edilen enerjinin kullanılmamasına, • Gereksiz iş gücü kullanımına, • Amortisman ve bakım maliyetlerinin artmasına, • Müşteri memnuniyetsizliklerinin artması,

Proje ekibimizin yapmış olduğu araştırmalar sonucu olarak geliştirilen ve TÜBİTAK destekli olan “Şehirler Arası Otobüs İşletmelerinin sefer verimliliği” konulu projemiz ile birlikte ülkemize, hizmet sağlayıcı firmalara ve müşterilere fayda sağlaması amaçlanmıştır Yürüttüğümüz bu proje ile var olan sorunların çözülmesi ve bu sorunların yarattığı olumsuzlukların giderilmesi sağlanacaktır.

gibi bir çok olumsuz durumu ortaya koymuştur.

Adres: Büyük İstanbul Otogarı 58/15 Kod C-3 Kat:2 Bayrampaşa / İSTANBUL Tel: 0 (212) 658 00 32 Fax: 0 (212) 658 22 14


24

DOSYA

BThaber

İş Geliştirme Süreçlerinde İş Analitiği

Veri madenciliği ve performans yönetimi hızlı gelişecek Faaliyet gösterdikleri sektör fark etmeksizin tüm şirketler iş süreçleri sonucunda işlem bazlı kayıtlar elde ederler. İş analitiği çözümleri, söz konusu kayıtları anlamlı bir bütün haline getirir ve farklı açılardan görülmesini sağlar. Böylelikle kurumlar verimliliklerini artıracak bir analiz gücüne erişirler. Bu analiz gücü, üst yönetim için yönetimsel, orta düzey yöneticiler ve çalışanlar için ise operasyonel karar alma kolaylığı sağlar. İş analitiği, maliyetleri düşürme ve yeni iş fırsatlarını değerlendirme konusunda katma değer yaratır. Özetle iş zekası geçmişi analiz edebilme, bugünü yönetme ve geleceği öngörebilme yeteneğini kurumlara kazandırır. Bu bilgileri veren Anadolu Bilişim Kurumsal Uygulamalar Direktörü Atakan Karaman, her alanda olduğu gibi iş analitiği alanında da müşterilerin ihtiyaçlarına özel çözümler tasarladıklarını vurguladı. Atakan Karaman, şu bilgileri paylaştı: “İş analitiği uygulamaları özellikle finans, perakende ve telekomünikasyon gibi yoğun veri biriktiren sektörler tarafından talep ediliyor. Büyük şirketlerin birçoğu kurumlarının altyapılarını iş analitiği, büyük veri ve bulut bilişime uygun olarak dönüşümden geçirmiş durumda. Hangi büyüklükte olursa olsun, her işletmenin bilgi teknolojilerinin sağladığı verimlilik ve rekabetçilik avantajından fayda sağlayacağı bir çağda yaşıyoruz. Kendilerinden büyük şirketlerle rekabet etmek isteyen KOBİ’ler de bu dönüşüme kayıtsız kalmıyor. Artık KOBİ’ler iş analitiğini, veri analizini ve bu çözümlerin mobil uygulamalarını hızla iş süreçlerine adapte ediyor. Daha küçük ölçekli şirketler de rakiplerinin yararlandığı avantajların farkına vararak verinin en doğru kullanımının yollarını aramaya başladılar. Doğal olarak bu bilgi yığınından en doğru şekilde

yararlananlar, oyunun kazananı oluyor. Kamudaki dönüşüme paralel olarak e-fatura ve e-defter gibi regülasyonlarla, özel sektörün de iş verimliliğini artırması yolunda kritik birçok karar alındı ve uygulanmasına başlandı. E-dönüşüm yarışına e-fatura ile katılan kurumlar, bu uygulamanın arkasından daha fazla rekabet gücü için daha fazla dijitalleşme yatırımı yapmak istiyor. Bu sayede iş analitiği konusunda ilgi ve talep de artmaya başlıyor.” Kurumların iş analitiği uygulamalarına yönelirken, öncelikle faaliyet gösterdikleri sektörü değerlendirerek kendi ihtiyaç ve isteklerini göz önünde bulundurmaları gerekiyor. “Biz, iş zekası çözümlerimiz kapsamında müşterinin kısa, orta ve uzun vadede ihtiyaçlarının belirlenmesi, farklı kaynaklardan gelen verilerin uygun şekilde işlenmesi ve bütünleştirilmesi, şirket için uygun iş analitiği çözümünün tasarımı, uyarlanması, proje yönetimi ve uygulama desteği konularında hizmetler sunuyoruz” diyen Karaman’a göre, çalışanlar artık ofise ya da sabit bilgisayara bağlı kalmak zorunda değil. 2016’da bu trend daha da artacak. Karaman, öngörülerini şu sözlerle paylaştı: “Orta vadede şirketlerde faaliyet sonuçlarını sadece ay sonu itibariyle ne kadar ciro ve kâr yapıldığına bakılarak bile değerlendirirken, “Önümüzdeki dönemde nasıl daha fazla ciro ve kâr yaparım?” sorusunun cevabında iş analitiği ihtiyaçları ortaya çıkacaktır. İş analitiği uygulamaları aslında şirketlerin kuruluşlarından beri ihtiyacı olan çözümler olmalarına rağmen, ülkemizde genellikle belirli bir olgunluğa ulaşan şirketler tarafından tercih ediliyor. Ülkemizde özellikle veri madenciliği ve performans yönetimi gibi alanların, iş analitiği piyasasında orta vadede hızlı gelişeceğini öngörüyoruz.”

19 - 25 EKİM 2015

İş analitiği farkındalığı artacak Şirketler iş analitiği yatırımlarını, sadece mevcut yaptığı işi hızlandıracak bir araç ve yatırım olarak görmek yerine, kendi strateji ve hedefleri doğrultusunda, gerektiğinde iş yapış şeklini ve süreçlerini değiştirerek kuruma değer katacak yatırımlar olarak ele almalı. Bugün teknik olarak başarıyla kurulmuş, fakat şirket içinde yeterince kullanılmayan iş analitiği uygulamalarına bakıldığında, arkasında şirketin bakış açısı ve kurum kültüründen kaynaklanan nedenlerin ciddi bir yeri olduğu görülebilir. Detaysoft İş Zekası Grup Yöneticisi Altay Rodoplu’ya göre, bu farkındalığa sahip olan şirketlerin öncelikleri; bu bakış açısını değiştirmek ve şirketteki değişime katkı sağlayacak şekilde şu anki mevcut süreçlerden ziyade, olması gereken süreçlere göre yatırımları hayat geçirmek oluyor. Bunları hayata geçirirken mutlaka danışmanlığa ihtiyaç duyuyor, BT şirketlerinin önceki proje deneyimlerinden yararlanıp öncelikleri belirlemede onlardan tavsiye alıyor, bunu yaparken farklı BT şirketlerinin görüşlerini kendi içinde değerlendirebiliyorlar. Rodoplu; “Yatırımı hayata geçirme sürecinde ise hem teknik hem süreç iyileştirme anlamında mutlaka danışmanlık desteğine ihtiyaç duyuyorlar. Proje sonrasında ise destek anlaşması yaparak yine kendilerine katkı sağlıyoruz” bilgisini verdi. Küçük ve orta ölçekli firmalarda iş analitiği çözümlerinin kendilerine küresel ölçeğe göre daha az faydalı olup olmadığı sorusu var. Bir firmanın müşteri, sermaye, çalışan ve kendi iç süreç ve iş akışları verilerini toplamaları için büyük ölçekli olmasına gerek yok. İnteraktif, tahmine yönelik, esnek, şeffaf, stratejik gibi sıfatlarla nitelendirebileceğimiz iş zekası ve tüm veri analizleri, her ölçekteki firma

için performans arttırıcı olmakta. KOBİ’lerde son yıllarda bu farkındalık oluştu ve bütçelerine uygun iş analitiği çözümlerine odaklandılar. Tedarikçiler de KOBİ’ler için maliyet açısından daha uygun olacak çözümler sunmaya başladı. Kamuda e-Dönüşüm ile birlikte dijital hayata geçilmesiyle şeffaflık, hız ve maliyet düşürme anlamında ciddi kazanımlar elde edilmeye başlandı. Hem vatandaş hem kamu kurumlarının bu değişime hızlı bir şekilde adapte olduğunu söyleyebiliriz. Bundan sonra da e-Dönüşüm ile kayıt altına alınan verilerin daha iyi bir şekilde analiz edilmesi gereksinimi artacak. “Bu, ERP kullanan firmanın iş analitiği araçlarına ihtiyaç duyması gibi düşünebilir” diyen Rodoplu, “Artık elinde her türlü veri olacak, kurumlar bunu karar destek sistemleri aracılığıyla kullanabilir hale gelecek. Bu da iş analitiğinde farkındalığın oluşmasına ve artmasına neden olacak” yorumunu yaptı. Rodoplu, bu başlıkta beklentilerini şöyle anlattı: “Bellek içi teknolojilerin gelişmesiyle kurumlar rekabet avantajı kazanabilmek adına anlamlı bilgiye her an, her yerden, hızlı ve gerçek zamanlı ulaşmak istiyor. Kısa vadede iş analitiklerinde bu teknolojilerin kullanımının artacağını düşünüyoruz. Orta ve uzun vadede bakıldığında internetin her alanda kullanılır olması, sosyal medyanın geldiği nokta şirketlerin müşterileri daha iyi anlamak ve eğilimlerini görmek için buradaki düzensiz ve yapısal olmayan verileri de analiz etme ihtiyacı şirketleri büyük veri çözümlerine yönlendirecek. Bu yapısal olmayan verileri yapısal hale getiren büyük veri çözümleri önümüzdeki dönemde değişen pazara ayak uydurmak isteyen şirketlerin önceliği olacak.”

Büyük veri analizine de ihtiyaç duyuluyor Yoğun ve tüketici odaklı hizmetler sunan şirketlerin “iş analitiği” alanına yatırım yapmalarındaki temel önceliği; hacmi sürekli artan finansal veya operasyonel verilerden anlamlı sonuçlar çıkararak, her gün artan rekabet ortamında farklılık yaratmak. İş analitiği yatırımı yapmak isteyen şirketler, süreci aşamalı olarak ele almak zorunda. Bu aşamalar, şirketin iş süreçlerinin analiz edilmesi, veri kaynaklarının belirlenmesi ve süreçlerin aksadığı noktaların tespit edilmesi. Özellikle iş süreçleri analizlerinin doğru danışman kadrolarıyla yapılması, hem mevcut resmin ortaya çıkması, hem de sektörde yapılan diğer uygulamaların ne gibi katma değer

sağlayabileceğinin görülmesi açısından oldukça önemli. KoçSistem Arge ve İş Uygulamaları Direktörü Ömer Özgür Çetinoğlu’nun dikkat çektiği gibi, süreçlerin geleneksel yöntemlerden, yeni teknolojik altyapılara aktarılması; özellikle iş sahipleri açısından başlarda ekstra iş yükü olarak görülse de, proje sonrasında amaçlanan noktanın net bir şekilde belirlenmesi bu karışıklığı önlemekte. Projenin iş birimleri kadar üst yönetim tarafından sahiplenilmesi, doğru teknolojik altyapının ve alanında tecrübeli danışmanların seçilmesi; projenin tasarım, geliştirilme ve tamamlanma sürecinde pozitif yönde fark yaratır. Çetinoğlu, şu detayları paylaştı: “Altyapı yatırımlarının firmaların

iş dinamizmine yaptığı katkının etkisi, büyük ölçekli şirketlerde yadsınamaz derecede. Bu gelişme furyasında, KOBİ’lerin de teknolojik altyapılarındaki değişimlere her geçen gün daha sıcak baktığını görebiliyoruz. KOBİ’lerin üretim (ERP), satış (CRM) ve finansal verilerini bütünleşik şekilde bir araya getireceği bir yapıya ihtiyacı var. Orta boy işletmelerin genel çerçevede, öncelikli olarak tedarik ve finansal sistemlerini, iş analitiği teknoloji ortamına aktarıldığı görülmekte. Bu aktarımların ardından gelen en önemli ihtiyaç, verilerin analiz edilme yöntemi. Altyapı yatırımlarının bir gider kaleminden öte ihtiyaç olduğunu fark eden KOBİ’lerin,

vizyonları açısından önemli bir adım attığını söyleyebiliriz. Önümüzdeki yıllarda KOBİ’lerin bu alandaki yatırımlarının artacağı öngörülmekte.” Yeni iş alanları yaratmak ve pazar paylarındaki değişimi öngörmek; şirketler için vazgeçilemez bir ihtiyaç. Bu değişiklikleri ve beklentileri en hızlı şekilde yönetmek ve çıktıları karar verme mekanizmalarında değerlendirmek için iş analitiği, en hızlı ve en güvenilir yöntem olarak karşımıza çıkmakta. İş analitiği sistemlerinin çıktıları, gün geçtikçe firmaların stratejik kararları için daha önemli birer girdi olacak. Önümüzdeki yıllarda da BT yöneticilerinin ve karar vericilerin iş anatiliğine odaklanmaları devam edecek.


BThaber

BİLİŞİM DÜNYASI

19 - 25 EKİM 2015

Dünya çapında 33 piyasada faaliyet gösteren RTB House, müşterilerine Ekrem Uçman sunmak üzere ayda 3.5 milyar reklam görüntülemesi satın alıyor. Türkiye’de 2013 yılından bu yana faaliyet gösteren RTB House’dan Türkiye Ülke Müdürü Okay Tuğ ve Güney ve Doğu Avrupa Bölge Direktörü Ömer Aras ile şirketin sunduğu hizmetler üzerine konuştuk. n İlk etapta RTB House’un çalışmalarından ve sunduğu hizmetlerden söz edebilir misiniz? RTB House olarak Retargeting reklam modeli üzerine çalışıyoruz. RTB üzerinden alan satın alarak gerçekleştirdiğimiz bu model ile müşterilerimizin hedef kitlelerine çok daha rahat bir şekilde ulaşmalarını amaçlıyoruz. Bu modelden kısaca söz etmek gerekirse, kullanıcıların bir e-ticaret sitesi üzerinde gerçekleştirdiği alışverişleri ve diğer işlemleri takip ederek, tüketicilerin davranışları hakkında bilgi sahibi oluyoruz. Bu sayede tüketicilere ilgi alanlarına göre reklamlar sunarak, hizmet verdiğimiz yayıncının müşterileri ile olan bağını güçlendiriyoruz. Retargeting modelinin bir diğer artısı ise tüketicilere yönelik. İlgi alanlarına göre ürün ve hizmet reklamlarıyla karşılaşan tüketiciler, bu sayede kendi zevklerine ve alışkanlıklarına göre ürün ve hizmet banner’ları ile karşılaşıyorlar. Dünya çapında da başarı oranı

25

Müşteriye ulaşmanın en kolay yolu “retargeting” Kullanıcıların ihtiyaçlarına göre şekillendirdiği çözümleriyle online reklamcılık alanında hizmet veren RTB House, özellikle uyguladığı Retargeting (Kişiselleştirilmiş Yeniden Hedefleme) modeliyle dikkat çekiyor.

Kİşİselleştİrİlmİş yenİden hedefleme (Retargeting) nedİr? Kişiselleştirilmiş yeniden hedefleme, internet kullanıcılarının tercihleri ve davranışlarına göre her kullanıcıya özgü şekillendirilen bir mekanizmadır. Bu çözüm içerisinde tüm yaratıcı çalışanlar, internetteki hedef kitlenin bireysel ihtiyaçlarına uygun olarak onlara ulaşabileceği tüm yolları seçebiliyorlar. Pratikte bir e-ticaret sitesi kullanıcısı herhangi bir ürüne ilgi duyuyorsa –örneğin ütü diyelim- display banner’lar benzer birçok ürünle birlikte kullanıcının ihtiyaç duyduğu

en yüksek reklam modelleri arasında yer alan Retargeting ile hem yayıncılar ve markalar hem de tüketiciler kazanıyor. n Şirketler bu hizmeti ve çözümü almak için nasıl bir planlama yapıyorlar? Yapılan yatırımlar ne kadar sürede kendini döndürmeye başlıyor? Türkiye’deki e-ticaret şirketleri planlamalarını genellikle

geri dönüşü olan yatırımlar üzerinden hazırlıyorlar. RTB House olarak bu noktada şirketlere oldukça net bir yol haritası sunabiliyoruz. Bu konuda şirketlere hedefledikleri birim satış maliyetini sorarak, onları gerçekleştirmek istedikleri iş modelini netleştirmiş oluyoruz. Bize verilen hedefi algoritmamıza girerek belirlenen ölçüde yayın yapmış oluyoruz. Böylece hedefini

önceden belirleyip, yatırımını yapan e-ticaret şirketleri zarar etmeden reklamlarını hedefledikleri kitleyle buluşturmayı başarıyorlar. RTB House bu işlem için sadece satışlar üzerinden pay alıyor. n Farklı coğrafyalar üzerinden hizmet veriyorsunuz. Diğer hizmet verdiğiniz ülkelere kıyasla Türkiye’deki durumu

ürünleri takip eden birkaç gün boyunca karşısına çıkarıyor. Mekanizmayı 4 adımda açıklamak mümkün: 1. Kullanıcı bir e-ticaret sitesini ziyaret ediyor ve bazı ürünlere bakıyor, 2. Kullanıcı hiçbir satın alma işlemi gerçekleştirmeden siteden ayrılıyor, 3. Takip eden birkaç gün boyunca aynı kullanıcı çevrimiçi reklamlarda kişiselleştirilmiş reklam mesajını görüyor, 4. Banner’a tıkladığında ise kullanıcı e-ticaret sitesine yönlendiriliyor.

değerlendirebilir misiniz? Türkiye e-ticarette oldukça yeni ama hevesli bir ülke. Genç nüfusun yoğun ve dijital çağa gösterdikleri ilgi giderek artıyor. Bu açıdan baktığımızda ve diğer coğrafyalardaki kullanıcıların yaklaşımların ve alışveriş alışkanlıklarının gösterdiği farklılıkları göz önüne aldığımızda Türkiye’yi oldukça iyi konuma yerleştirebiliyoruz.

Fırsat eşitsizliğinin ilacı bilişimde ve inovasyonda Türk Telekom Grubu’nun katkılarıyla Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) tarafından düzenlenen Sosyal Fayda Zirvesi, yerli ve yabancı birçok önemli isme ev sahipliği yaptı. Konuşmacılar arasında Türk Telekom Grubu Teknoloji Genel Müdür Yardımcısı Dr. Coşkun Şahin, Türkiye Mukim Koordinatörü ve Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı Türkiye Mukim Temsilcisi Kamal Malhotra, UNDP Avrupa ve BDT İstanbul Bölgesel Merkezi Sürdürülebilir Kalkınma Ekip Lideri George Bouma, Twitter Kamu Politikalarından Sorumlu Türkiye Koordinatörü Emine Etili, aktör ve ihtiyacharitasi.org Kurucusu Mert Fırat, Facebook

Türkiye Kamu Politikaları Sorumlusu Nilay Erdem’in yanı sıra çok sayıda gazeteci ve aktivist yer aldı. Etkinlikte bir konuşma yapan Türk Telekom Grubu Teknoloji Genel Müdür Yardımcısı Dr. Coşkun Şahin, Birleşmiş Milletler tarafından dünyaya örnek gösterilen ‘İnternetle Hayat Kolay’ projesinin detaylarını katılımcılarla paylaştı. Toplumun dezavantajlı kesimlerinin önündeki fırsat eşitsizliğini ortadan kaldırmaya yönelik pek çok projeye imza attıklarını ifade eden Şahin, “Telefon Kütüphanesi, İnternetle Hayat Kolay, Türk Telekom Okulları, Günışığı, Engelsiz Tivibu ve daha birçok

ulusal ölçekte sosyal sorumluluk projesini hayata geçirdik. 2030 itibarıyla ülkedeki herkesin dijital dünyanın fırsatlarından yararlanabileceği yakın bir gelecek hayal ediyoruz” dedi. UNDP Avrupa ve BDT İstanbul Bölgesel Merkezi Sürdürülebilir Kalkınma Ekip Lideri George Bouma ise konuşmasında, “Birçok konunun eğitim üzerine konumlandırılması gerektiğine inanıyor, tüm iş ortaklarımızla birlikte bu programı 2030 yılına kadar devam ettirmek için çalışıyoruz. Teknolojik anlamda ileri seviyeye ulaşan toplumlar inovasyona çok daha yatkın oluyorlar ve bu yatkınlıklarını ortaya koyabiliyorlar. İnovasyon,

geleceği şekillendirecek” dedi. BM Mukim Koordinatörü ve UNDP Mukim Temsilcisi Kamal Malhotra da zirveye bir video mesajla katıldı ve “Değişen dünyanın dinamikleriyle beraber, teknoloji ve yeni medyanın 2030’a kadar herkes için eşitliği ve toplumsal faydayı nasıl sağlayacağının yanıtı bu zirvede aranacak” dedi. Ayrıca, Stephen Hawking’in değişen dünya üzerine görüşleri zirveye özel bir video ile katılımcılara aktarılırken, Türk Telekom tarafından hayata geçirilen, Telefon Kütüphanesi, Sesli Adımlar, Günışığı ve Engelsiz Tivibu projeleri de zirve boyunca örnek projeler olarak ele alındı.

Türk Telekom Grubu Teknoloji Genel Müdür Yardımcısı Dr. Coşkun Şahin


26

BThaber

BİLİŞİM DÜNYASI

Haber Merkezi Son dönemde öne çıkan internet girişimcilerinden birisi de armut.com oldu. Evini boyatmak veya temizletmek, otomobilini tamir ettirecek doğru tamirciyi bulmak ya da başka bir iş için doğru hizmeti almak isteyenlerin ve bu hizmeti verenlerin bir araya geldiği bir platform olan Armut.com aylık 1 milyon ziyaretçiyi, 5 milyon sayfa gösterimini geçmiş durumda. Konuyla ilgili olarak şirketin CEO’su olan Başak Taşpınar Değim ile ilginizi çekecek kısa bir söyleşi gerçekleştirdik. n Sizce Armut.com nasıl bir değer yaratıyor? Armut.com hizmet ihtiyacı olanlarla, alanında uzman çalışanları ve kurumları bir araya getiren bir platform. Şu an neredeyse tamamı internet dışında dönen bir sektörü internete dönüştürmek için çok çalışıyoruz. Daha birkaç yıl önce internetten kıyafet ya da yemek sipariş vereceğimiz aklımıza gelmezdi. Ama şimdi hızla büyüyen bir sektörümüz

19 - 25 EKİM 2015

Hizmet talepleri her gün artıyor var artık. Bu değişimin hizmet sektöründe de yaşanacağı bir geleceği hayal ederek her türlü hizmet ihtiyacınızı kolayca, güvenli ve ekonomik şekilde bulabileceğiniz özel bir plaftorm yarattık. Bu platformu sürekli geliştirmeye devam ediyoruz. Kısacası armut.com, Türkiye’de on binlerce insanın hayatını kolaylaştırırken bir o kadar kişinin de iş ve gelir kaynağı olan bir yer haline geldi. 2014 yılının sonunda yüzde 98’lere ulaşan müşteri memnuniyetimiz de bizim doğru yolda olduğumuzu gösteriyor. n Armut.com’un şu anki durumundan bahsedebilir misiniz? Doğru fikir, doğru bir ekip ve doğru strateji Armut. com’u kısa bir süre içerisinde

başarıya götürdü. 2013 yılında 248 milyon TL değerinde hizmet alım talebini tekliflerle buluşturmamızın ardından Avrupalı bir yatırım fonu olan Hummingbird Ventures’dan yatırım aldık. Yatırım seviyemiz de bu fonun odaklandığı 500 bin ile 2 milyon Avro aralığı içinde yer aldı. Bu yatırımı markamızın büyümesi için yönlendiriyoruz. Armut.com, her 6 ayda bir cirosunu ikiye katlıyor. 2013 yılından itibaren düzenli büyüme görmeye başladık. Örneğin geçtiğimiz yıl yüzde 700 oranında büyüdük. 2014 yılında ise toplam 893 milyon TL’lik hizmet talebine ulaştık. Her ay yaklaşık 3 bini aşkın hizmet veren platformumuza katılıyor. Aylık trafiğimiz ise 1 milyon ziyaretçiyi, sayfa gösterimimiz ise 5 milyonu geçti.

Başak Taşpınar Değim n Gelecek planlarınızdan bahseder misiniz? Armut.com olarak her zaman öncelikli hedefimiz

daha fazla kullanıcıya, yüksek kaliteli hizmet götürmek. Bunun için sistemimizi daha iyi nasıl yaparız, yaşattığımız müşteri tecrübesini nasıl daha iyi hale getiririz diye düşünerek geliştirdiğimiz bazı projeler üzerinde çalışıyoruz. Yüzde 98’e varan hizmet kalitemizi daha üst limitlerle zorlamak istiyoruz. Bunun yanında Türkiye’de emin adımlarla büyüyüp, yurtdışında da uygun bölgelerde iş modelimizi uygulamak bizim için çok uzak bir fikir değil. Uygun koşulların ve müşteri ihtiyacının olduğu ülkeler için değerlendirme yapabiliriz. n Bu yıl sonunda ne kadar büyüme hedefliyorsunuz? Hızlı ve emin adımlarla büyümemizi bu yıl da devam ettireceğiz. Hedefimiz 2015 yılı içerisinde yüzde 400 büyümek. Bu hedefe ulaşmak için yenilikçi ve insanların hayatını kolaylaştırıcı çözümlerimiz üzerinde çalışmalarımız sürüyor. Aralık ayından önce 1 milyar TL’lik hizmet talebine ulaşmış olmayı bekliyoruz.

Sibergüvenlik alanında işbirliği Yeni işbirliği sayesinde siber güvenlik çözüm portföyünü geliştiren Capgemini, Fortinet’in yenilikçi çözümlerinden faydalanarak müşterilerinin güvenlik altyapılarının esnekliğini artırırken, işletmelerin siber güvenlik harcamalarını azaltacak. Her iki şirket, işbirliği kapsamında müşterilerine web uygulama güvenliği, yeni nesil yazılım tanımlı veri merkezi (SDDC) güvenliği ve gelişmiş veri analizinde uzmanlaşan Güvenlik Operasyon Merkezleri gibi siber güvenlik hizmetleri sunarak işletmeleri siber saldırılara karşı koruma altına alacak. Capgemini, Fortinet’in ana iş ortaklarından biri olarak bulut ortamlarında ve veri merkezlerinde fiziksel ve sanal güvenlik danışmanlığı vermeye devam ederken, FortiWeb web uygulama güvenlik duvarları, FortiGate ağ güvenlik araçları ve FortiDDoS Dağıtık Hizmet Aksatma saldırılarını azaltmaya yönelik Fortinet çözümleri de, Capgemini’nin altyapı, uygulama ve ağ güvenliği düzeyinde özelleştirilen güvenlik hizmetlerinin bir

Sibergüvenlik çözümleri sunan Fortinet ve danışmanlık, teknoloji ve dış kaynak hizmet sağlayıcısı Capgemini işbirliğine gidiyor.

parçası olacak. İş ortaklığı, yüksek performans, esneklik ve düşük toplam sahip olma maliyeti sunan teknoloji entegrasyonunun ötesinde insan kaynaklarına yatırım yapmayı ve yetişmiş iş gücünü artırmayı hedefliyor. Bu

kapsamda Capgemini’de çalışan 300 mühendisin, Fortinet’in sekiz aşamalı sertifikasyon programını tamamlaması bekleniyor. İşbirliği hakkında konuşan Capgemini Siber Güvenlik Grup Başkanı Franck Greverie, “Her gün gazetelerimizi

açtığımızda siber güvenlik saldırılarına yönelik mutlaka bir veya birkaç haber görüyoruz. İşletmelere ve tüketicilere yönelik tehditler artarken, biz de de ileri seviyedeki tehdit koruma çözümlerimizi ve danışmanlığımızı daha geniş kitlelere ulaştırmaya çalışıyor

ve müşterilerimizin güvenlik ihtiyaçlarını en iyi şekilde karşılıyoruz. Dünyanın en yenilikçi güvenlik şirketleriyle yaptığımız işbirlikleri, kurumsal müşterilerimize daha üstün teknolojiler ile daha iyi hizmet sunmamıza yardımcı oluyor ve sektördeki konumumuzu güçlendiriyor. Bu stratejik işbirliğiyle Siber Güvenlik Global Hizmet Ağımızı güçlendirecek ve uygulama-altyapı güvenlik hizmetlerimizi bir üst seviyeye taşıyacağız” dedi. Fortinet CEO’su Ken Xie ise şunları söyledi: “İşletmeler, en değerli varlıkları olan hassas kurumsal verilerini ve uygulamalarını siber tehditlere karşı korumak durumunda. Capgemini ile imza attığımız stratejik iş ortaklığımız gelişmiş güvenlik teknolojilerini uzman mühendislerimizin yürüttüğü gelişmiş tehdit istihbaratıyla birleştirecek. Bu sayede kurumsal müşterilerimize çok daha kapsamlı ve uyarlanabilir güvenlik hizmetleri sunabilecek ve Capgemini’nin dünya çapındaki müşterilerine sürekli değişim halinde olan siber güvenlik ortamında rehberlik edeceğiz.”


BThaber

BİLİŞİM DÜNYASI

19 - 25 EKİM 2015

27

Gerçeğimiz ve derdimiz; büyük veri Xerox, araştırma şirketi Forrester Consulting’e yaptırdığı ‘büyük veri’ konulu küresel araştırmasının sonuçlarını açıkladı. Buna göre, şirketlerin yüzde 56’sı iş stratejilerinde büyük veri analizlerinden faydalanıyor. Ancak büyük veri analizlerinin geçerliliğinin ölçülememesinden dolayı şirketlerin yüzde 55’i büyük veriye kuşku ile yaklaşıyor. İngiltere, Fransa, Almanya, Hollanda ve Belçika’da perakende, bilişim, üretim ve finans sektörlerinde çalışan 330 üst düzey yönetici ve birim direktörü ile yapılan araştırmanın sonuçlarına göre, kişisel verilere yönelik güvenlik kaygıları da büyük verinin gelişimini frenleme riski taşıyor. Rekabette avantaj fırsatı Büyük veri; günümüzde müşteri deneyimi optimizasyonu, doküman analizi, ürün geliştirme ve risk yönetimini içeren 15’ten fazla alanda kullanılıyor. Araştırmaya katılan ve bu alanlarda çalışan yöneticilerin çoğu da büyük veri metodlarını iş yerlerinde uyguluyor veya 12 ay içinde uygulamayı düşünüyor. Büyük veri metodlarını kullanarak iş verimliliğini ve müşteri memnuniyetini artırmak amaçlanırken, şirketlerin yüzde 76’sı büyük veri stratejilerinin rekabette faydalı olacağını düşünüyor. Araştırma katılımcılarının yüzde 39’u büyük veri yatırımları ile farklı ve özgün bir hizmet vermeyi başaracaklarına, yüzde 24’ü

ise yeni bir iş modeli ile iş hedeflerine daha kolay ulaşacaklarına inanıyor. Verinin niteliği belirsizlik yaratabiliyor Ancak, büyük veri stratejileri iş dünyasında beklenti yaratsa da, bu yolda alınması gereken çok mesafe olduğu, bu yapıdan başarılı bir biçimde faydalanmanın zorluğu herkesin ortak görüşü. Buna göre, yöneticilerin yüzde 55’i büyük veri analizlerinden elde edilen verilerin niteliğini ölçecek bir yöntemin

olmamasından yakınıyor. Büyük veriye en çok güvenen yöneticilerin bile yüzde 45’i aynı fikirde. Elde edilen verilerin niteliğinin düşük oluşu da idari karar süreçlerinde büyük veriye yönelik güvenin azalmasına yol açıyor. Bu tablo karşısında, yöneticilerin yarısından fazlası verilerin niteliğinden emin olmakta zamana ihtiyaç olduğunu belirtse de, önümüzdeki bir yıl içinde alınan iş kararlarının başarı oranını yükseltmek için büyük veri ile ortaya çıkan sayısal

bilgi ve analizlerden daha çok faydalanılması bekleniyor. Kurum içi rekabette uygun bir araç Katılımcıların dörtte biri halihazırda büyük veri projeleri için danışmanlar ile çalışıyor ve yüzde 30’luk bölüm de bir yıl içinde danışmanlık hizmeti almayı planlıyor. Yüzde 12’lik kısmı ise dışarıdan alınacak bir danışmanlık hizmetine şu an için sıcak bakmıyor. Şirketler danışmanlık hizmeti aldığı firmaların, ölçülebilir büyük veri analiz sonuçları sunmalarına,

sektörel deneyimlerine ve teknik uzmanlık yeterliliklerine dikkat ediyor. Yöneticilerin yüzde 74’ü büyük veri stratejilerinin uygulanmasının yaratacağı zorlukların üstesinden gelinebileceğini düşünüyor. Ayrıca yöneticilerin önemli bir kısmı büyük veri analizlerini, şirket içindeki rekabette öne çıkmak için kullanıyor. Yöneticiler şirketlerinde kendi departmanlarının diğer departmanlardan daha üstün ve şirkete daha yararlı olması için bir yarış içinde.

Marka, tüketicide ‘anı’ yakalamalı Google tarafından Haziran 2015’te gerçekleştirilen “Önemli Anlar Türkiye Araştırması” sonuçlarına göre, günümüz tüketicileri için anlar çok önemli olduğu için markaların da başarı için ‘anı yakalaması’ gerekiyor. Araştırma kapsamında ‘izlemek istiyorum’, ‘yapmak istiyorum’, ‘bulmam lazım’ ve ‘satın almam lazım’ anları gibi farklı bireysel durumlara işaret eden ilginç veriler ortaya çıkıyor. İzlemek istiyorum anları:

Akıllı telefon kullanıcılarının yüzde 60’ı, ilgili araştırmanın yapıldığı haftadan önce eğlenmek ya da ilham almak için YouTube’u açmış. Yapmak istiyorum anları: 35 yaşın altındaki internet kullanıcılarının yüzde 80’i öğrenmek istedikleri her şey hakkında YouTube’da bir video bulabileceğine inanıyor. Bulmam lazım anları: İnternet kullanıcılarının yüzde 92’si bağlı bir cihazda, çevrimiçi veya çevrimdışı içerik

veya reklamlar tarafından anında daha fazla bilgi aramaya yönlendiriliyor. Satın almam lazım anları: Akıllı telefon kullanıcılarının yüzde 92’si belirli ürünler için alışveriş yaparken cihazlarını kullanmış. Fırsatlar, değerlendirilmeyi bekliyor Araştırma sonuçları markalar açısından da söz konusu anları doğru değerlendirmenin

sağladığı fırsatlara dikkat çekiyor: Tercihleri şekillendirme: İnternet tüketicilerinin yüzde 71’i bir şirketin mesajının konuyla ilgili olmasının, markayla ilgili düşüncelerini etkilediğini kabul ediyor. Akıllı telefonlarında araştırma yapanların yüzde 63’ü cihazlarında o anda telefonlarından ilgili bilgiye ulaştıkları için normalde düşünmedikleri bir markayı

satın almayı düşünüyor. Kararları etkileme: Akıllı telefonlarında arama yapanların yüzde 54’ü cihazlarında o anda ilgili bilgiye ulaştıkları için normalde düşünmedikleri bir markayı gerçekten satın aldığını belirtiyor. Akıllı telefon kullanıcılarının yüzde 75’i mağazada cihazlarını son kullandıklarında bir ürün ya da hizmet hakkında internette buldukları bilginin, kararı da etkilediğini söylüyor.


28

BThaber

BTnet.com.tr

19 - 25 ekim 2015

Geleceğin tarlaları robotlarla şekillenecek

Japonya’da bir şirket, marulların tamamen robotlar ve bilgisayarlar tarafından yetiştirileceği bir tarlayı hayata geçirmeye hazırlanıyor. Spread adlı şirket, 2017 yılında açacağı ve tüm süreçlerin tamamen otomatik olacağı tarlada marulları çok daha iyi bir ortamda ve çok daha ucuza yetiştirecek. Şirketin

hali hazırda çeşitli çevresel avantajlara sahip kapalı tarım alanları bulunuyor. Bitkiler toprak kaynakları harcanmadan su içerisinde yetiştirilebiliyor. Kullanılan suyun yüzde 98’i tekrar geri dönüştürülüyor ve kapalı alanda tarım yapıldığından zirai ilaçlama yapılmasına gerek kalmıyor. Kullanılan yapay

ışıklandırma sayesinde hava durumundaki değişikliklerden etkilenilmiyor, en önemlisi ışıklandırma tamamen yenilenebilir enerji ile yapılıyor. Şirket şu anda yılda yaklaşık 7,7 milyon adet göbekli marul üretebiliyor ve bunları normal şartlarda üretilen marullarla aynı fiyata satıyor. 2017 yılında hayata geçirilecek tam

Uruguay’da ekolojik havalimanı kuruluyor

Uruguay Hükümeti, bu yıl Carrasco Uluslararası Havalimanı’na güneş panelleri inşa edeceklerini duyurdu. Son yıllarda dünya genelinde yaşanan hızlı sanayileşme, nüfus artışı, kentleşme ve yaşam düzeyinin yükselmesi gibi etkenler, özellikle fosil kaynaklı enerji tüketimini arttırıp ve çevre kirliliğine yol açıyor. Bu yüzden doğa kaynaklarının korunmasına katkıda bulunan, tükenmeyen ve çevreye daha az veren enerji

kaynaklarının önemi giderek artıyor. Uruguay, Montevideo’da yer alan Carrasco Uluslararası Havalimanı tamamen yenilebilir enerji kullanan ve depolayabilen bir havaalanı olmayı amaçlıyor. Her yıl yaklaşık 1 milyon 800 bin yolcu trafiği yaşanan Carrasco Havalimanı’nında bu hedefle, 4 hektarlık alana fotovoltaik güneş panellerinden oluşan bir park kurulmaya başlandı. 4 Hektarlık alana kurulan

güneş panelleri 3-4 MW enerji üretebilecek. Projede 3 rüzgar türbini de yer alacak. 2016 yılında havalimanında yüzde 100 temiz enerji tedarik edilmesi bekleniyor. Hindistan’ın Kerala eyaletinde yer alan Cochin Uluslararası Havalimanı enerjisini tamamen güneş panellerinden elde edeceği haberinin ardından Urguay’ında temiz enerjiyle çalışan havalimanı haberi umut vadediyor.

otomasyon sağlanmış tarla sayesinde üretimini daha da artırmayı ve üretim maliyetlerini en aza indirmeyi hedefliyor. Kapalı alanlarda yapılan tarımın en önemli avantajlarından birisi sıcaklık, nem, ışık ve karbondioksit miktarlarının çeşitli sensörler sayesinde bilgisayarlarla otomatik olarak kontrol

edilebilmesi. Şirket tohumların ekilmesinden hasadın toplanılmasına kadar tüm süreci otomatikleştirmeyi hedefliyor. Şu an şirketin üzerinde çalıştığı makine tohumları otomatik olarak ekebiliyor, fakat filizlenmenin gerçekleşip gerçekleşmediğinin görülebilmesi için hala insan müdahalesine ihtiyaç duyuyor.

Pepsi akıllı telefon sektörüne atılıyor Akıllı telefon pazarının büyüklüğü, alakalı alakasız pek çok şirketin iştahını kabartıyor. Daha önce cep telefonu üretmemiş dizüstü bilgisayar üreticilerinin akıllı telefon sektörüne atıldığını görmüş, anlayışla karşılamıştık. Sonrasında operatörler de kendi telefonlarını ürettirerek piyasaya sürmeye başladılar; bu da anlaşılır. Fakat işin içerisine Pepsi gibi bir markanın girmesi oldukça şaşırtıcı. En teknolojik ürünleri metal kola kutusu olan Pepsi’nin, Çin pazarına özel olarak üretilecek Android işletim sistemli akıllı telefon piyasaya süreceği söylentisi doğrulandı. Pepsi P1 markasıyla dağıtılacak olan telefonun yaklaşık 200 dolarlık

fiyat etiketiyle 20 Ekim’de raflarda olacağı söyleniyor. Full HD, 5.5 inç ekran, 1.7 GHz’lik MediaTek MT6592 işlemci, 2GB RAM, 16GB depolama kapasitesi 13 MP arka, 5 MP ön kamera gibi özellikle sahip olması

beklenen telefonun işletim sistemi ise Android. Özelliklerine bakıldığında telefonun giriş seviyesinde olduğu görülüyor. Yine de FullHD ekran cihazın çözünürlüğünü etkileyebilir, ama 5.5 inç bir ekranın net görülebilmesi için böyle bir çözünürlüğe ihtiyaç var.


BThaber

BTnet.com.tr

19 - 25 ekim 2015

29

Microsoft “Bing değil, Yandex” dedi

Volkswagen’in sevilen karavanı elektrikli olarak geri dönüyor Birçok kişinin hala hayallerini süsleyen Volkswagen’in karavanın elektrikli modelinin çıkacağı dedikoduları artarak devam ediyor. Volkswagen’in Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Heinz ve Jakob Neusser katıldıkları New York Otomobil Fuarında, Volkswagen’in klasik minibüslerinin, elektrikli modellerini ürettiklerinin ipuçlarını verdi. İkinci el araba satışı yapan dünyanın birçok sitesinde VW karavanları hala popülerliğini sürdürüyor. VW ilk karavanlarını 50’li yıllarda üretmeye

başladı. 1970’lerde ise bu ikonik karavan, Alman güvenlik yönetmeliklerinin değiştirilmesinden dolayı, üretimi Brezilya’ya kaydırıldı. 2013 yılında artık ABS ve hava yastığı gibi çeşitli 2014 yılında düzenlemelere gidilen Brezilya güvenlik standartlarını karşılayamadığı için üretimi tamamen durduruldu. Ancak yeni güvenlik standartları ve Amerika’daki satış vizyonu göz önüne alındığında, Volkswagen belki bu kült klasik hippi karavanını modernize ederek yeniden üretecek. Volkswagen’in Yönetim

Kurulu Üyesi Neusser, Autocar dergisine yaptığı açıklamalarda orijinal Hippie-Van’ın özelliklerini küçük değişikliklerle devam ettirmeyi planladıklarını söyledi. Volkswagen’ın efsane karavanını tekrar yollarda görmenin güzel olacağından eminiz, yine de bunların hala birer dedikodudan ibaret olduğunu unutmamak gerekiyor. Şimdilik geçmişte ortaya çıkan diğer konsept otomobillerden farklı olarak orijinaline sadık kalınacağını ve aynı estetiğe sahip kalacağını umut etmekten başka şansımız yok.

Microsoft, en yeni işletim sistemi Windows 10’da kullanıcılarına yerel anlamda uygun bir arama deneyimi sunmak hedefiyle Yandex’i tercih etti. Microsoft ve Yandex, Türkiye, Rusya, Belarus, Kazakistan, Ukrayna ve bölgedeki diğer ülkelerde insanların Windows 10 ile daha özel bir kullanıcı deneyimi yaşayabilmeleri için stratejik bir iş birliğine gittiklerini duyurdu. Windows 10 işletim sistemli cihazlarda yer alan Microsoft Edge ve Internet Explorer tarayıcılarında Yandex varsayılan açılış sayfası ve arama motoru olarak sunulacak. Daha önce de benzer bir anlaşma Windows Phone cihazlar için yapılmıştı. İki şirket arasında yapılan anlaşma ile Microsoft, Windows 10 işletim sistemli cihazlarda Yandex arama motoru ile kullanıcılara yerel bir arama deneyimi sunacak. Windows 10, orijinal Windows 7 ve Windows 8 kullananlar için ilk yıl ücretsiz olarak sunuluyor. Anlaşmanın geçerli olduğu ülkelerde kullanıcılar Windows 10’un sunduğu avantajları özel bir Yandex tanıtım sayfası üzerinden görebilecek, bu sayfa

üzerinden Windows 10’u resmi olarak indirip, kullanabilecekler. Hazırlanan özel Yandex sayfasında ayrıca Windows 10 ile yapılabilecekler de detaylıca görülebilecek. “Dünyanın dört bir yanındaki kullanıcılarımızın seveceği bir Windows 10 deneyimi sunmaya kendimizi adadık. Bunun için izlediğimiz yollardan biri ise kullanıcılarımıza yerel anlamda uygun deneyimler sunmak.” diyen Microsoft Windows ve Cihazlardan Sorumlu Başkan

Yardımcısı Terry Myerson, “Microsoft ve Yandex’in uzun süredir devam eden başarılı bir ortaklığı var. Windows Phone’a belli ülkelerde Yandex arama motoru entegre edilmiş durumda. Bu bölgelerde Windows 10 ekosistemiyle birlikte kullanıcılarımıza Yandex arama deneyimini sunmayı dört gözle bekliyoruz.”

3D yazıcıyla inşa edilen en büyük yapı Yaratıcı Tasarım Laboratuvarı’nın (LCD) tasarladığı beyaz kafesli yapısı olan “Vulcan”, dünyanın en büyük 3D yazıcıyla inşa edilmiş mimarisi olarak Guinness Rekoru kırdı. Heybetli yapının uzunluğu 8.08 metre ve yüksekliği 2.88 metre olduğu belirtiliyor. Yapının şekli 120 derecelik simetrik formuyla, volkanik patlama sonucu oluşan bulutları akla getiriyor. Beyaz kafesli sistemiyle patlamayı andıran bir şekli olsa da, mimarinin aslında ipek böceği kozasından esinlenildiği belirtiliyor. LCD mimarları Yu Lei ve Xu Feng yapının tasarımını, ipek

ve koza üretimini uzun vadeli araştırmaları sonucu hayata geçirdiklerini söyleyerek Yu Lei sözlerine şöyle devam ediyor: “Vulcan yeni bir gerçekliği temsil ediyor. Modern mimarlar, dijital tasarımlar ve yeni üretim yöntemleri kullanarak ideal bir tasarım kalitesi elde ettik. Bu gelişme ile teknoloji ve sanat arasındaki sınırlar giderek bulanıklaşacaktır.” 3D yazıcılarla çok daha detaylı, çok daha büyük ve çok daha görkemli yapılarla karşılaşacağız. Yeni endüstri devrimi yaratacak olan bu yazıcıların yaygınlaşmasıyla beraber dünya üzerinde pek çok iş yapısı değişecek.


30

BThaber

BTnet.com.tr

AMD’nin R9 280 ve R9 290 gibi ekran kartları, Bitcoin madenciliği yapanların gözdesi haline gelerek ciddi bir satış başarısı elde etmeyi başardı. Nvidia’nın GT 900 serisi kartlarının piyasaya çıkmasından bir süre sonra AMD de bir sonraki nesle geçişini gerçekleştirerek Radeon 300’lerini piyasaya sürdü. R9 390, ilk modellerinden biri. Yıllardır AMD ekran kartlarını üreten PowerColor’ın R9 390 yorumu, PCS+ soğutucusuyla karşımızda.

19 - 25 ekim 2015

Oyunlarda sessiz ve güçlü

test BTnet

3 fanlı soğutucu PowerColor Radeon R9 390 PCS+, üzerinde 3 tane 70 mm’lik fan barındırıyor. Bu fanlar birbirinden bağımsız çalışarak ekran kartının gereken her noktasını ayrı ayrı soğutma görevi üstleniyorlar. Fanların hemen altında yer alan devasa soğutucu blokları, alt kısımlarında yer alan bileşenleri soğutmakla görevliler. Fanların bağlı olduğu kapak sağlam bir malzeme kullanılarak hazırlanmış. Ekran kartının arka tarafına da metal kaplanarak son derece sağlam bir yapıda olması sağlanmış. 28 nanometreye devam R9 390, üzerinde biraz oynanmış Hawaii GPU’sunu kullanıyor. Grenada adı verilen yenilenmiş GPU, 28 nanometre teknolojisiyle üretilmiş. 2560 paralel

işlemciye sahip olan GPU, 1010 MHz hızında çalışıyor. GPU’nun 2013’ün sonunda tanıtılan Hawaii’den çok da farklı olmaması biraz şaşırtıcı. Hatta asıl şaşırtıcı olan, mobil cihaz çipsetleri ve işlemci

üreticileri 14 nanometreye geçiş yapmışken hem Nvidia’nın hem de AMD’nin 28 nanometrede takılıp kalmış olması. PowerColor Radeon R9 390 PCS+’ın en dikkat çekici

özelliği, üzerinde barındırdığı devasa bellek miktarı. Tam 8 GB belleğe sahip olan kart, bu bellekleri 6 GHz hızında çalıştırmayı tercih ediyor. Bellek bant genişliği ise 512 bit.

Performans testlerine baktığımızda, R9 390’ın genel anlamda pek çok sentetik testte ve oyunda, R9 290X’i geride bıraktığını görüyoruz. Fakat bazı testlerde kafa kafaya sonuçlar da elde edilebiliyor. 8 GB RAM, R9 390’a yüksek çözünürlükte büyük avantaj sağlıyor. Son derece sessiz R9 390 PCS+’ın yan tarafında biri 8 pinli diğeri 6 pinli olmak üzere 2 tane PCIe güç bağlantısı yer alıyor. 275 Watt güç tüketen ürünü satın alırken güç kaynağınızın yeterliliğini de göz önünde bulundurmanızı tavsiye ederiz. Ürünün 3 fanlı PCS+ soğutucusu fazlasıyla iyi iş çıkarıyor. Yük altındayken bile çok fazla ses çıkarmayan ekran kartı, boşta kaldığında fanlarını kapatıyor. Masaüstünde çalışırken çoğu zaman bu fanlar kapalı duruyor; pasif soğutma yeterli oluyor. PowerColor Radeon R9 390 PCS+, 1400 lira seviyesindeki fiyat etiketi göz önünde bulundurulduğunda satın alınabilecek bir kart. Orta - üst seviye bir ekran kartı almayı düşünüyorsanız bu karta yönelebilirsiniz. Fakat elinizde hali hazırda bir PowerColor Radeon R9 290X varsa bu karta geçiş yapmanıza çok da gerek yok. PowerColor, özellikle malzeme kalitesi farkıyla diğer markaların bir tık önüne geçebiliyor.

Tek birimde 6 GB depolama Teknolojinin gelişmesi, kullanılan verilerin büyüklüğünü de yakından etkiliyor. Eskiden akıllı telefonlarımızın ekranlarında 360p video izleyebiliyorken günümüzde 1440p’lik hatta 2160p’lik videoları telefonlarımızın ekranında tam çözünürlükte görebiliyoruz. Fotoğraf makinelerinin ve akıllı telefonların kameralarının gelişmesiyle beraber fotoğraf arşivleri konusunda da ciddi bir depolama alanı ihtiyacı doğuyor. Daha yüksek çözünürlüklü, daha az kayıplı, daha net fotoğraflar elbette ki daha fazla yer kaplıyor. Bir tek müzik tarafı yerinde sayıyor gibi; MP3 formatı sağ olsun. Son kullanıcı tarafında durum böyleyken kurumların da çalıştıkları sektöre göre yeni teknolojilerle beraber kullandıkları veri

miktarı artıyor. WD’nin NAS cihazlarına özel tasarlanmış olan ürün serisi Red’e dahil olan 6 TB’lik sabit diski sizler için inceliyoruz. NASware 3.0 destekli Standart 3.5 inç hard disk formunda olan WD Red, 3.5 inç diskleri kullanan NAS cihazlarıyla uyumlu çalışabiliyor. NASware 3.0 desteği bulunan ürün, 1 ila 8 birim destekli NAS kabinlerinde rahatlıkla kullanılabiliyor. 6 TB kapasitesi, tam 48 TB’lik NAS cihazı kullanımına izin veriyor ki 48 TB’yi ufak çaplı bir şirkette veya evde doldurmanın pek de mümkün olmayacağını düşünüyorum. Ürün, standart SATA 3.0 (6 Gbps) bağlantısını kullanıyor. 64 GB önbelleğe sahip olan WD Red 6 TB, değişken dönüş hızına sahip. Böylece kullanılmadığı veya az

kullanıldığı zamanlarda hızını düşürerek enerji tasarrufu yapabiliyor. Hızıyla ilgili yaptığımız testin sonuçlarını aşağıda görebilirsiniz.

WD Red 6 TB, saniyede 179 MB okuma, 170 MB yazma hızlarına ulaşabiliyor. Performansının bir hard disk için iyi olduğunu söylememiz mümkün. Ürünün 6, 5, 4, 3, 2 ve 1 TB’lik sürümleri bulunuyor. 6 TB’lik sürüm, Türkiye’de yaklaşık 1050 TL’lik fiyat etiketiyle satılıyor.

test BTnet


BThaber

BTnet.com.tr

19 - 25 ekim 2015

31

Çiplere sıvı enjekte edilecek

test BTnet

Toplantı odalarına özel konferans sistemi Eskiden 1 – 2 saatlik toplantılar için binlerce kilometre yol gitmek gerekebiliyordu, ama teknolojinin gelişmesi ile birlikte toplantıların yerini sanal toplantılar aldı. Artık video konferans çözümleri sayesinde insanlar belki de 10 dakika sürecek bir toplantı için saatlerce yol gitmek zorunda kalmıyor, hem vakitten hem de toplantıya giderken oluşabilecek yol, konaklama gibi masraflardan tasarruf edilebiliyor. Logitech’in geliştirdiği ConferenceCam CC3000e şirketlerin video konferans yapmalarını kolaylaştırmayı amaçlayan küçük şirketleri, ofisleri ve şubeleri hedefleyen bir ürün. 3 ayrı ünite Logitech CC3000e, 3 ayrı parçadan oluşuyor. Güç ve USB bağlantılarının bulunduğu ana ünite, diğer parçalara bağlanıyor. Diğer iki parçadan biri kamerayken, diğeri de üzerinde kontrollerin, hoparlörün, menü

seçeneklerinin ve mikrofonların bulunduğu bir ünite. Ürünün kamerası yatayda 180 derece, dikeyde 130 derece dönebiliyor. Üstelik bu hareketler, kontrol ünitesi üzerindeki tuşlar aracılığıyla ayarlanabiliyor. Kameranın üzerindeki 2 motor, kameranın istediğimiz noktaya bakmasını sağlıyor. 1080p 30 fps kalitesinde görüntü akışı sağlayabilen kamera, 10x optik yakınlaştırma ve Zeiss lensiyle ciddi anlamda başarılı bir görüntü kalitesi sağlıyor. Kameranın istenen her yere sabitlenebilmesi için gerekli aparatlar kutunun içerisinden çıkıyor. Uzaktan kumanda desteği Kontrollerin bulunduğu üniteye baktığımızda ise öncelikle NFC ve Bluetooth desteğiyle karşılaşıyoruz. Bu sayede telefonumuzu da tek dokunuşla CC3000e’ye bağlayıp, Skype gibi yazılımlar üzerinden görüşme sağlayabiliyoruz. Cihaz asıl

olarak bilgisayara bağlanarak çalışıyor. USB portundan bağladığımız bilgisayarın Web kamerası haline gelen CC3000e, üzerindeki ekran sayesinde arayanları da gösterebiliyor. Hoparlör ünitesi üzerinde, çevredeki herkesin sesini almak için yerleştirilen çok sayıda mikrofon yer alıyor. Cihazın üzerinde ses, yakınlaştırma - uzaklaştırma ve kamera hareketleri gibi çok sayıda kontrol butonu yer alıyor. Bu kontrollerin hepsini, CC3000e’nin kumandası üzerinden de gerçekleştirebiliyoruz. Ürünü Skype ile denediğimizde hem görüntü, hem de ses kalitesinin tatmin edici olduğunu gördük. Üstelik Windows 10 yüklü bilgisayarımıza taktığımız an hiçbir sürücü güncellemesi – yüklemesine ihtiyaç duymadan çalışmaya başladı. Sık sık Skype görüşmesi yapacaklar için iş kolaylaştırıcı bir ürün olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz.

Kendisinin birkaç katı büyüklüğünde soğutuculara ihtiyaç duyan çiplerle sık sık karşılaşıyoruz. Bilgisayarımızın işlemcileri ile GPU’ları bunlara güzel bir örnek. Özellikle ekran kartının soğutulması için devasa boyutlarda, birden fazla fana sahip soğutucular kullanılıyor. Günümüz çiplerinin soğutulması çipin dış kısmını kapatan bir kapağa, sürekli hava veya sıvı yoluyla bir bakır veya alüminyum tabakanın dokundurulması esasına dayanıyor. Bahsettiğim bakır tabakadan geçen borular, üst kısımlarda ince alüminyum yapraklara bağlı. Fanın üflediği hava yaprakları, yapraklar bakır veya alüminyum ısı borularını, ısı boruları işlemcinin üstündeki kapağı, kapak da asıl çipi soğutuyor. Anlayacağınız üzere bu, çok da verimli bir soğutma şekli değil. Fakat günümüz teknolojisi

en iyi ihtimalle bakır veya alüminyum tabakaya yine fan ile soğutulan sıvıyı iletme yöntemine izin veriyor. Georgia Teknoloji Enstitüsü’ndeki araştırmacıların geliştirdiği yeni teknik ise sıvıyı direkt olarak çipin içerisinden geçirmeyi esas alıyor. Yapılan testlerde hava soğutmayla 60 derecede çalışan işlemcilerin, 20 derecelik sıvı enjekte edildiğinde 24 derecede çalıştığı gözlendi. Proje üzerine çalışan Profesör Muhannad Bakir, bu teknolojinin silikon tabanlı GPU ve işlemcilerde kullanılabileceğini belirtiyor. Teknolojinin son kullanıcıya ulaşması ne kadar sürer bilinmez ama grafen gelmeden önce ulaşması, projenin başarı ihtimalini artıracaktır. Zira süper iletken grafen ile hazırlanan çiplerde ısınma problemi ciddi oranda ortadan kalkacak.

SUSE SAP Uygulamaları için SUSE Linux Enterprise Server 12’yi tanıttı SUSE Linux Enterprise 12’ye dayalı SUSE Linux Enterprise Server‘ın yakında satışa sunulacağını duyurdu. SUSE Linux Enterprise Server, yüksek bulunurluğa sahip girişimcisınıfı IT hizmetlerinizi, fiziksel ve sanal altyapıda veya bulut altyapısında etkin bir şekilde dağıtarak yönetmenizi sağlayan güvenilir, ölçeklendirilebilir ve güvenli bir platform. SAP Uygulamaları için SUSE Linux Enterprise Server 12,

görev-kritik SAP çözümlerine dayalı iş yüklerini yöneten kurumsal müşterilerine şu avantajları sunuyor: Tam işletim sistemi geri yükleme: Bu özellik sayesinde kullanıcılar, kernel dosyaları dahil sistemin anlık görüntüsünü (snapshot) alıp o noktaya geri yükleme yaparak daha iyi bir esnekliğe sahip olabiliyor. SUSE Linux Enterprise Canlı Yama için Hazır: SUSE Linux Enterprise Server 12,

SUSE Linux Enterprise Live Patching ile canlı kernel yama teknolojisi için gerekli altyapıya da sahip. Bu altyapı ile müşteriler yeniden önyükleme yapmadan veya bir sonraki servis penceresini beklemeden güvenlik yamalarını güncelleyebilecek. Kümelendirme için eklentiler: SUSE Linux Enterprise High Availability Extension, iş sürekliliğini artırmak ve SAP çözümleri için felaket kurtarma kabiliyetleri

sağlamak için yeterli olgunluğa erişmiş bir çözüm sunuyor. Donanım yetkilendirme (Hardware enablement): SAP Uygulamaları için SUSE Linux Enterprise Server 12, müşterilerin en güncel donanım üzerinde SAP çözümlerini çalıştırabilmesi için SUSE Linux Enterprise Server 12’nin donanım yetkilendirme özelliğinden faydalanıyor. Kurulum Sihirbazı otomasyonu ve SAP’ın çok katmanlı (n-tier) kurulum

imkanı—Kurulum Sihirbazı, manüel müdahaleye gerek duymadan kurulumları otomatik yapabilir. Çok katmanlı kurulum imkanı, bir müşterinin bilişim ortamında bulunan SAP çözümlerine dayalı sistemlerin dağıtılmış kurulumunun yapılmasını sağlayarak SAP çözümlerinin klasik çok katmanlı mimari yaklaşımına göre tüm bilişim ortamında kurulabilmesine yönelik müşteri ve ortakların taleplerini yerine getiriyor.


32

BThaber

KARİYER

Huawei Türkiye Enterprise Ülke Müdürü Serdar Yokuş 2011 yılından bu yana Huawei Türkiye çatısı altında Satış Direktörü olarak görev yapan Serdar Yokuş, Huawei Enterprise Ülke Müdürlüğü görevine atandı. Serdar Yokuş, Huawei Enterprise Ürün Grubu Genel Müdürlüğü görevinde; satış, kanal yapısının yönetimi, satış sonrası servis, ticari, finans, çözüm yönetimi operasyonlarından sorumlu Serdar Yokuş olacak. İstanbul Teknik Üniversitesi Elektronik ve Haberleşme Bölümü mezunu olan Serdar Yokuş, kariyerine Empa’da, Satış Mühendisi olarak başladı. Sonrasında sırasıyla; Intertech’te Sistem ve Network Uzmanı, Vestel’de Sistem ve Network Mühendisi, Vestelnet’te IT Müdürü, Lucent Technologies’de Çözüm Danışmanı ve Teknoloji Müdürü, Intrakets’de Satış Geliştirme Müdürü, Alcatel - Lucent Türkiye’de Grup Satış Müdürü ve Müşteri İlişkileri Yöneticisi, Datateknik’te Satış Direktörlüğü görevlerini üstlendi.

Kurumsal müşteriler satış direktörü Terzioğlu Uğur Terzioğlu, Alcatel-Lucent Teletaş Türkiye ve Azerbaycan Bölgesi Kurumsal Müşteriler Satış Direktörlüğü görevine atandı. Kariyerine Turkcell’de başlayan Terzioğlu, burada yazılım mühendisliği, iş analizi, ürün geliştirme ve proje yönetimi alanlarında çalışmalardan sonra, sırasıyla Turkcell Superonline’da İş Geliştirme Yöneticisi, Cisco’da Türkiye ve Doğu Avrupa Uğur Terzioğlu Bölgesi’nden sorumlu Strateji Danışmanı ve DataTeknik’te Pazarlama ve İş Geliştirme Grup Başkanı görevlerini üstlendi. Terzioğlu, Alcatel-Lucent Teletaş’taki yeni görevine başlamadan önce Türk Telekom International, Samsung Enterprise ve Ernst&Young gibi şirketler ile danışmanlık projeleri gerçekleştirdi. Yıldız Teknik Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği Bölümü’nden mezun olduktan sonra Boğaziçi Üniversitesi’nde Mühendislik ve Teknoloji Yönetimi yüksek lisansı yapan Terzioğlu, doktorasını Marmara Üniversitesi’nde Mühendislik Yönetimi programında sürdürüyor.

Veri merkezi yöneticisi Mustafa Eden Zenium Technology Partners, Dudullu Organize Sanayi Bölgesi’nde faaliyete geçen Istanbul One veri merkezi ile planlanan büyümeyi destekleme hedefi ile Türkiye ekibini güçlendirmeye devam ediyor. Telekom ve veri merkezi sektörünün deneyimli ismi Mustafa Eden, 1 Eylül itibariyle Veri Merkezi Tesis Yöneticisi olarak görev yapmaya başladı. Yıldız Teknik Üniversitesi Mustafa Eden Elektrik Mühendisliği bölümünden mezun olan Eden, profesyonel kariyerine 1987 yılında Ericsson’da Saha Mühendisi olarak başladı. Eden, 1995 yılına kadar şirketin Almanya ve İran’daki farklı operasyonlarında görev aldı. 1996-1998 yılları arasında Mass Kablo’da Satış Mühendisi olarak görev yapan, 1998 yılında ise Turkcell’de göreve başlayan Eden, Turkcell bünyesinde bugüne kadar farklı pozisyonlarda çekirdek ağ yaygınlaştırılması, altyapı yönetimi ve teknoloji binalarının altyapı operasyonlarında görev aldı. Eden’in Moldova, Rusya, Kazakistan, İsveç ve Kuzey Kıbrıs gibi farklı ülkelerde de deneyimi bulunuyor.

Fjord İstanbul Stüdyosu’na yeni grup direktörü Accenture Interactive Tasarım ve İnovasyon şirketi Fjord’un İstanbul Stüdyosu Grup Direktörlüğü görevine Kenneth Lindfors atandı. Lindfors, Fjord İstanbul Stüdyosu’nun ve tasarım ekibinin gelişiminden sorumlu olacak, müşterilerin stratejik danışmanlığını üstlenecek. İş hayatına Finlandiya’da 360com medya ajansında başlayan Lindfors kariyerine, Kenneth Lindfors Kuzey Avrupa’daki en iyi telekomünikasyon ve medya entegrasyon odaklı ajansı seçilen Heimo Consulting’in kurucu ortağı ve partneri olarak devam etti. Sonraki 6 yıl boyunca Publicis Worldwide Finlandiya’da Yönetici Direktörlüğü görevinde bulunan Lindfors, 2009 - 2014 arasında Skandaali Publicis Worldwide’ın CEO’su olarak görev yaptı.

19 - 25 EKİM 2015

Medyasoft’ta atamalar Medyasoft’a Atilla Kurama, Finansman ve Risk Yönetiminden Sorumlu Bağımsız Yönetim Kurulu Üyesi olarak atandı. Kurama, aynı zamanda BRK Yatırım’ın Başkanlığını da yürütüyor. Daha önce Yıldız Holding Yönetim Kurulu Üyeliği, Holding Mali İşler Başkanlığı ve Gözde Yatırım CEO’luğu görevlerini yürüten Kurama, Godiva, Kümaş, Makine Tarım gibi holdinglerin satın almalarında görev aldı ve Godiva’nın Yönetim Kurulu Üyeliği’ni üstlendi. 2001’de Ülker Grubu’na katılmadan önce National Commercial Bank of Saudi Arabia, Swiss Bank Corp ve UBS Warburg in London gibi önemli kuruluşlarda çalışan Kurama, Boğaziçi Üniversitesi mezunu ve İngiltere Cardiff Business School’da yüksek lisans yaptı. Medyasoft İş Çözümleri Direktörü Barış Sezer ise Strateji ve İnovasyondan Sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi olarak atandı. Boğaziçi Üniversitesi Endüstri Mühendisliği ve Orta Doğu Teknik Üniversitesi Bilişim Yüksek Lisans mezunu olan Sezer, profesyonel kariyerine 1997 yılında Elan Bilişim Sistemleri’nde FI Danışmanı olarak başladı, sonrasında BSP Danışmanlık, Innova ve Aksigorta’da proje yöneticisi olarak devam etti. Sonrasında Türk Hava Yolları’nda ERP Program Müdürü olarak çalışan Sezer, geçtiğimiz yıl itibariyle Medyasoft’a İş Çözümleri Direktörü olarak atanmıştı. Medyasoft Ar-Ge Müdürü Ali Halaç da Yönetim Kurulu Genel Sekreteri olarak atandı. İstanbul Teknik Üniversitesi mezunu olan Halaç, 2002 yılından bu yana Medyasoft ’ta çalışmakta.

E T K İ N L İ K L E R 25 - 29 Ekim

VeeamON Las Vegas AYRINTILI BİLGİ: http://www.veeam.com/ veeamon/ 7-10 Kasım 2015

26th ISF Annual World Congress / Atlanta, ABD AYRINTILI BİLGİ: www.securityforum.org/

Yatırım yapabilenin önceliği altın Eleman.net’in “Çalışanların Yatırım Planları” araştırmasına göre, mavi yakalıların yatırım için ilk tercihi altın. Mavi yaka çalışanların yüzde 24,87’sinin altın yatırımı yaptığını ortaya koyan araştırmada, yüzde 24,73’lük payı vadeli veya vadesiz hesap, yüzde 20,75’i gayrimenkul veya arsa, yüzde 15,12’yi bireysel emeklilik izliyor. Bunları, yüzde 6,20’lik payla döviz, yüzde 3,23 ile foreks, yüzde 2,80’le borsa ve yüzde 2,30’la hisse senedi veya tahvil takip ediyor. Eleman.net Murahhas Üyesi Savaş Ünsal, sonuçlarla ilgili şu bilgileri paylaştı: “Gelir seviyesi ne olursa olsun, çalışanların birikim yapmaya yöneldikleri bir gerçek. Adaylarda bilincin artmasının yanı sıra, ülkemizdeki sosyal güvenlik uygulamaları ve emeklilik yaşında yapılan düzenlemelerin de çalışanların birikim yapmalarını zorunlu hale getirdiğini söylemek mümkün.”

Y U R T D I Ş I

events/isf-annual-worldcongress/ 10-12 Kasım 2015

SAP TechEd Barselona, İspanya AYRINTILI BİLGİ: http://events.sap.com/teched2015-emea/en/registration

8-12 Kasım 2015

Gartner Symposium/ITxpo 2015 Barselona AYRINTILI BİLGİ: www.gartner.com/events/ emea/barcelona-symposium 2 - 5 Aralık 2015

Bakutel /Bakü, Azerbaycan AYRINTILI BİLGİ: www.bakutel.az/2015/

Bu köşede yayınlanmasını istediğiniz etkinliklerinizle ilgili bilgileri handana@bthaber.com.tr adresine gönderebilirsiniz.

E T K İ N L İ K L E R 20 Ekim 2015 DataCenter Türkiye Haliç Kongre Merkezi AYRINTILI BİLGİ: www.datacenterturkiye.com 27 Ekim 2015 PMI Summit TOBB ETÜ Sosyal Tesisler Ankara AYRINTILI BİLGİ: www.pmiturkey/summit/ankara 30 – 31 Ekim 2015 8. Uluslararası Bilgi Güvenliği ve Kriptoloji Konferansı (ISCTurkey2015) ODTÜ Kongre ve Kültür Merkezi Ankara AYRINTILI BİLGİ: http://www.iscturkey.org/ Autodesk “Üretimde Yeni Dönemi Konuşuyoruz” Etkinlikleri: İzmir: Tarih : 3 Kasım, 2015, Tuesday Mekan: Swissotel Izmir Saat : 09.00 – 17.00 AYRINTILI BİLGİ: Ayrıntılı bilgi ve kayıt için: http://autodesketkinlik.com/ uretimdeyenidonem

Y U R T İ Ç İ

4-6 Kasım 2015 EIF – 8. Uluslararası Enerji Kongresi ve Fuarı ATO Congresium AYRINTILI BİLGİ: www.enerjikongresi.com 5 Kasım 2015 BT Vizyon Toplantıları Trabzon AYRINTILI BİLGİ: www.bilisimzirvesi.com.tr/ www.btvizyon.com.tr 12-14 Kasım 2015 4. Uluslararası Bilişim Hukuku Kurultayı / İzmir AYRINTILI BİLGİ: www.tbd.org.tr 12-15 Kasım 2016 ITP - Bilişim Profesyonelleri Semineri Antalya Xanadu Resort Belek Otel AYRINTILI BİLGİ: www.itp.web.trr 18-19 Kasım 2015 9. İstanbul Bilişim Kongresi İstanbul AYRINTILI BİLGİ: www.tbd.org.tr

19 Kasım 2015 BTvizyon Toplantıları Konya AYRINTILI BİLGİ: www.bilisimzirvesi.com.tr/ www.btvizyon.com.tr 3-5 Aralık 2015 Bilişim 2015 (TBD 32. Ulusal Bilişim Kurultayı) ve CITEX 2015 (2. Ankara Bilişim Fuarı) Ankara AYRINTILI BİLGİ: www.tbd.org.tr 10 Aralık 2015 BTvizyon Toplantıları Girne AYRINTILI BİLGİ: www.bilisimzirvesi.com.tr/ www.btvizyon.com.tr 19-20 Mart 2016 III. Ulusal Yönetim Bilişim Zirvesi Beykent Üniversitesi- Ayazağa Kampüsü AYRINTILI BİLGİ: http://ybzirvesi.com

Bu köşede yayınlanmasını istediğiniz etkinliklerinizle ilgili bilgileri handana@bthaber.com.tr adresine gönderebilirsiniz.



34

BThaber

MEKTUP

Yeni bir haftadan merhaba, Mevsimsel bir gerçekle mektubuma başlıyorum. Maalesef grip vakti geldi. Özellikle sonbaharda grip, soğuk algınlığı, nezle gibi şikayetlerin arttığına dikkat çeken Dr. Sinan Akkurt da, günlük 1000 mg C vitamini takviyesine başlanmasını öneriyor, narenciye ve sularının tüketiminin artırılmasını, bir litre içme suyuna bir limonun suyu sıkılarak vücudun hem bağışıklığı, hem de detoksunun güçlendirilmesini tavsiye ediyor. Hasta olup ilaç almaktansa şimdiden önlemi almak en iyisi. Bir başarı hikayesini paylaşacağım seninle. Çocukların trafikteki tehditler ile risklerin farkına varmasını sağlayıp, onlara güvenli davranış alışkanlıkları kazandırmayı amaçlayan Sokakta İlk Adımlar yol güvenliği eğitim projesi 14 yaşında. Renault’nun, Milli Eğitim Bakanlığı izin ve işbirliği, Total Oil Türkiye ile Türkiye Trafik Kazalarını Önleme Derneği ortaklığıyla sürdürdüğü proje kapsamında 2015-2016 Eğitim Öğretim Yılı sonunda 1 milyon 789 bin öğrenciye ulaşılmış olacak. Yol güvenliği bağlamında en riskli 41 ilde sürdürülen projenin yeni dönem eğitim setleri 41 ildeki bütün proje uygulama okullarına dağıtılmış ve eğitimlere başlanmış. Trafik kazası kader değil derken, bilinci eğitimle artırmak da şart. Yine, ama bu sefer kurumsal hayata örnek olmasını dilediğim bir başarıda sıra. Teleperformance liderlik, etik, insanlar, toplum ve çevre konularında duyarlılığı ve başarılarıyla Verego Kurumsal Sosyal Sorumluluk Standartları’nın beş alanında da sertifikaya layık görülmüş. 2010’da kurulan Verego Sosyal Sorumluluk Standartları derecelendirme sistemi; sosyal sorumluluğun başlıca gerekliliklerine dair bir dizi kriter

19 - 25 EKİM 2015

Kendinizi kışa şimdiden hazırlayın

hazırlayarak, kurumların kendi sosyal sorumluluk hedef ve programlarının bu çerçeveye uygunluğunu değerlendiriyormuş. Sıra çevre gündemimde… 1 Eylül itibariyle Türkiye’de elektrikli süpürgelerin enerji verimliliğine yönelik başlayan enerji etiketi uygulamasını ve bu kapsamda Türkiye pazarına sunduğu yeni enerji verimli ürünlerini tanıtan Electrolux, 2020 yılına kadar karbon emisyonunu yüzde 50 azaltmayı hedefliyor, yeşil kategorisindeki ürünlerin üretiminde en az yüzde 50 geri dönüştürülmüş malzeme kullanmaya özen gösteriyormuş. Devamını, tüm sektörlerde görmek dileğiyle…

2015

www.bthaber.com www.linkedin.com/groups/BThaber twitter.com/bthaber www.facebook.com/BThaber

Okur Temsilcisi Behçet Envarlı benvarli@tbv.org.tr

10 yıl kısalttığı, aynı yıl Türkiye’de kömürlü termik santrallerin hava kirliliğinden kaynaklı ölümlerin, trafik kazalarında yaşanan can kayıplarının yaklaşık 2 katı olduğunu ortaya koyuyormuş. Sıra başarı haberlerinde… Geçtiğimiz haftalarda yine bu sayfada seninle bilgisini paylaştığım Masters of Code Hackathon Istanbul finalinde 27 proje içinden “Mobil Bayi” uygulamasını geliştiren ekip, Silikon Vadisi’nde yarışmaya hak kazanmış. Dilerim yine bir başarı haberini paylaşırım. GittiGidiyor da Euro Cloud Ödülleri’nde “Yılın Bulut Hizmeti Müşterisi” kategorisinde ödül alarak Türkiye’yi Euro Cloud Avrupa Finali’nde temsil etme hakkı kazanmış. Hepsiburada.

REKLAM SATIŞ GRUBU

YIL 21 SAYI 1041

19 - 25 EKİM

Çünkü çevresel problemlerin sonu ve sınırı yok. Bu konuda farkındalıkla, Türkiye’de ve uluslararası çapta sağlık ve doğa koruma alanlarında çalışan 18 sivil toplum kuruluşu da “Temiz Hava Hakkı Platformu” oluşumunu kurmuş. Platform, kömürlü termik santrallerin halk ve çevre sağlığı üzerindeki etkilerini izleyerek, temiz hava hakkının ve halk sağlığının korunması için çalışacakmış. Hele kış döneminde, soba dumanıyla grileşen gökyüzü, geniz yakan kirli havaya karşı adımları takip edilmeli. Çünkü Greenpeace Akdeniz’in “Sessiz Katil” raporunun bulguları, Türkiye’de 2010 yılında kömürlü termik santrallerin yarattığı hava kirliliğinin insan ömrünü yaklaşık

com ise Türkiye’deki 10’uncu yılını kutlayan uluslararası marka ölçümleme sistemi Superbrands tarafından ödüllendirilmiş, Superbrands 2014 listesine hepsiburada.com, e-ticaret sektöründe değeri yükselen bir marka olarak girmiş. Lenovo da küresel marka değerini ölçümlemede önemli referanslardan olan Interbrand listesine 100’üncü sıradan giriş yapmış, 2015’in en iyi 100 küresel markasından biri seçilmiş. Bizi doyuran web siteleri de ödülünü alıyor. TAB Gıda bünyesinde faaliyet gösteren Burger King, kullanıcı dostu tasarımı ve işlevselliği ile Web Awards 2015’te “Food Industry” kategorisinde “Standard of Excellence” ödülüne layık görülmüş. Bu arada, Burger King, Türkiye’de kendi kategorisinden ödül kazanan tek marka olmuş. Burger King, www. burgerking.com.tr web sitesi ile web dünyasının en prestijli ödülleri arasında gösterilen W3 Awards’da “General Website Categories – Food and Beverage” ödülünün de sahibi olmuş. Yeri gelir, Ankara etkinliklerini de sana ben haber veririm biliyorsun. İşte bunlardan biri, Ankara Piyano Festivali. Her ay dünyanın önde gelen piyanistlerinin başkent konserlerini takip etmek adına www.ankarapiyanofestivali.com sitesini izlesek hiç fena olmaz. Bu haftayı da bir kitapla bitiriyorum. Bu, Leylâ Erbil üzerine hazırlanmış en geniş kapsamlı kaynak kitap. Yitik Ülke Yayınları’ndan çıkan kitap, Leylâ Erbil’in yaşamına, politik duruşuna, dünyaya bakış açısına, kullandığı yazı diline ve tüm eserlerine derinlemesine bir inceleme yapıyor. Hatta kitabın kapak arkası yazısı da yine Leylâ Erbil’e ait. Bu hafta da bu kadar, yeniliklerle haftaya karşındayım.

BThaber Yayıncılık ve Etkinlik Hizmetleri A.Ş. adına Sahibi Ayhan Sevgi ayhans@bthaber.com.tr BThaber Grubu Yayın Koordinatörü Ayhan Sevgi ayhans@bthaber.com.tr Yazı İşleri Müdürü (Sorumlu) Bülent Nevres bulentn@bthaber.com.tr

Editörler Handan Aybars handana@bthaber.com.tr Sedef Özkan (Ankara) sedefo@bthaber.com.tr

Görsel Tasarım Nevzat Karataş nevzatk@bthaber.com.tr

Haber Merkezi Ekrem Uçman ekremu@bthaber.com.tr Simay Yaylacı simayy@bthaber.com.tr Ruşen Göbel ruseng@bthaber.com.tr Mukadder Keskingözler mukadderk@bthaber.com.tr

Satış Grubu Evrim Koç Demirci evrimk@bthaber.com.tr Perihan Kıtay Özden perihano@bthaber.com.tr Özge Karataş ozgek@bthaber.com.tr Canan Şahin canans@bthaber.com.tr

Abone ve Dağıtım Sorumlusu Kutay Göçe btabone@bthaber.com.tr Yönetim Yeri: BThaber Yayıncılık ve Etkinlik Hizmetleri A.Ş. Fetih Mah. Tahralı Sokak Kavakyeli Plaza C Blok 7/5 34704 Ataşehir/İSTANBUL Tel 0216- 291 13 90 ISSN 1300-6495

Bültenlerinizi

bulten@bthaber.com.tr adresine gönderebilirsiniz

Cilt, Baskı, Poşetleme: Apa Uniprint San. ve Tic. A.Ş. - Hadımköy İstanbul Asfaltı Ömerli Köyü İstanbul - Tel 0212-798 28 40. l BThaber kontrollü abonelik sistemiyle dağıtılmaktadır. - Fiyatı 1 Kuruş (KDV dahil) - BThaber, 5187 sayılı Basın Kanunu’nun 2/f maddesi hükmü gereği ‘yerel süreli yayın’dır.



36

BThaber

ICT NEWS

19 - 25 EKİM 2015

May the most powerful win the competition! The Global Competitiveness Report of 2015-2016, demonstrating the competitiveness of the global economy, reveals that the world economy is in a significant change. The need of Turkey’s strengthening itself in many areas is clearly seen in the Global Competitiveness Index-GCI. On the one hand the economic development is trying to proceed despite unemployment, shrinking economic growth and with weak production growth which all is defined as the ‘new normal’, on the other hand other uncertainties are affecting the process. In the report compiled by the data gathered by World Economic Forum (WEF), there are several examples in this topic; as being geopolitical tensions and the humanitarian crisis, emerging position of the market, energy prices and changes in currency. This is pointing out the weaknesses of all markets both developed and developing which are in the adjustment process of the ‘new normal’. Do not accept, make an effort On the other side of the coin, the remarkable developments offer significant potential with 4. industrial revolution and are expected to create opportunities for sharing economy and innovations to stimulate growth. According to the report drawing attention to the importance of cooperation among politicians, the business world and the NGOs for economic development, the only way to increase competitiveness is not limited to well-functioning markets. The large share belongs to the powerful institutions and their functioning, the access to talent, researching ways to increase innovation capacity. In light of this year’s report results covering 140 economies, the fundamental recommendation made to the countries is rather than to accept the ‘new normal’, it is necessary to make efforts to revive economic growth. The primary way to increase production is governments taking this issue to the center as a political priority. Differences between countries deepen, so as continents Global Competitiveness

The situation in Turkey is underwhelming Some of the world’s largest emerging market economies continue to face difficulties in terms of increasing competitiveness. Saudi Arabia ranking 25th, Turkey 51st and Brazil 75th and they stood out by their outstanding decline. India showed a significant rise, ending her five-year decline period and reached the 55th place; rising 16 steps. China continued its position in the 28th; it has maintained the highest ranking position within the BRICS economies. In the report, the information of Turkey having the 806.1 billion dollar GDP according to purchasing power parity as of 2014, per capita income of 10 thousand 482 dollars, Turkey’s GDP has a share of 1.40 percent in the world total. According to the 2015-2016 period Global Competitiveness

Index-GCI reveals deep rifts between countries in many cases. Despite the rise in the average; sub-Saharan African region is still far behind. Differences in performance are clearly seen on a regional basis in the Index. Middle East and North Africa are places where the most profound differences are experienced among the countries of the region. Most of the developed economies seemed to return to pre-crisis when the competition started. This table shows the distress felt in the performance of

Index calculation for Turkey, it ranks 51st among 140 countries. Turkey was 45th among 144 countries last year, the country ranked 44th among 148 countries in the previous year. As last year, the best performance among the components mentioned in the Global Competitiveness Index ranks 16th and maintains the place by protecting the ‘market size’. The highest decline in this year’s ranking is ‘institutional structuring’ index and Turkey ranks 75th. According to the report, the combination of Turkey’s June 2015 election, followed by the political turmoil and the geopolitical conflict in the region have created a significant uncertainty. This led to a slowdown in the private sector and international investments

some Eastern and Southern European countries. For example Greece is the country with the lowest level of competition raking 81st in the region. The main difficulty in many economies is still accessing to financial resources. At this point, the US manages to stand out among many economies, with her levels close to pre-crisis. In contrast, the situation in the Eurozone is even more challenging than 8 years ago. As already noted in the report, this is also a reason for the European continent’s

which play an important role in the development. Other factors that led to the slowdown according to the report are listed as the high inflation and uncertainty created by it, confidence towards the local financial sector and the decline in the effectiveness of this sector. In the decline experienced in Turkey’s competitiveness ranking, the deterioration in the macroeconomic environment has a significant share. The Global Competitiveness Index, regarding some of the components used to make calculations, contains the position of Turkey in the table. Here; it is seen a serious decline in the competitiveness index components compared to the previous year, an improvement in the labor market index and market size index remaining stable.

unstoppable slowdown in growth. Have policies In the research, the attention is drawn to the solutions against this trend. While emphasizing on making constructive moves instead of money transfers that provide dynamism in the market; the report points out that this is the healthiest way to measure social growth. The report highlights the solution methods as follows: 1- There is an area in each

country to develop. As well as among countries, steps in this regard should be taken in the name of reducing disparities within every country 2- It is not impossible to provide equality and growth, but also. Strategies should be defined on this issue. 3- Even though financial transfers are substantial supports; the important thing is public policies having the goal of demonstrate the overall development by implementations and applications. 4- Low income levels are not an obstacle to success. Therefore it is not surprising how some emerging market performances show the same powerful performances as developed markets. 5- There are striking similarities between the regions. This reveals the importance of cultural sharing, historical traditions, political and economic moves. To overcome educational inequality in South America and to improve the tax systems in Eastern Europe, it is important to actualize these shared values. 6- It is important to broadly consider the discussion focused on inequality for finding solutions. Today, the focus of the discussions usually is on an employee’s skills. However, this is actually the visible side of the iceberg. Therefore, we need to aim at sustainable economic growth in many topics such as structural adjustment.



38

BThaber

ICT NEWS

19 - 25 EKİM 2015

BTvizyon Ankara addressed the future of IT Easiest way to reach clients “retargeting” RTB House, giving service in the online advertising area with tailored solutions according to the user needs, draws attention to the Personalized Retargeting model. RTB House operates in 33 markets worldwide and it buys 3.5 billion ad views per month in order to offer their customers. Operating since 2013, RTB House Turkey Country Manager Okay Tuğ and Southern and Eastern Europe Regional Director Ömer Aras stated: “We, as RTB House are working on the retargeting advertising model. With this model, through our purchase from RTB for our customers, we aim to reach their target audience via a much more easy way. If we speak briefly about this model, we collect information about the behavior of consumers following their shopping and other actions on e-commerce sites. In this way, by offering ads to consumers based on their interests, we strengthen the bond between the customers and the publisher we give service to. Another advantage

of retargeting models is mainly for consumers. Consumers who encounter advertisements of products and services according to their interests are faced with products and services according to their tastes and habits. Having the highest worldwide success rate, the retargeting advertising model makes publishers, brands and consumers win, all together. E-commerce companies in Turkey prepare their planning on investments which usually have the return. RTB House is able to offer a very clear road map to the companies at this point. In this regard, asking companies the aimed unit sales costs and clarifying the business model according to their aims help us to reach success. We enter the target given into our algorithm and broadcast accordingly. Thus, determining the target in advance, e-commerce companies which make investments will meet their ads to the targets without experiencing loss. RTB House is only receiving a share upon sales for this operation. “

Held on October 7th, BTvizyon Ankara Meeting brought together all professionals in the public and private sectors using informatics at work. The event was welcomed with great interest. Supported by Informatics Association of Turkey in the BTvizyon Ankara Meeting addressed ‘IT in Turkey’, ‘cyber threats’, ‘Cloud Software and Businesses’, ‘Wearable Technologies’, ‘Cyber Security and SOME’s’, ‘Big Data Troubles’ and ‘e-Commerce and the Future’ topics. Saying that they expect over 500 million harmful viruses to be around in 2015 GDATA Turkey Channel Manager Asım Önder Kabataş drew attention to their individual and institutional products and gave information on the ‘GDATA Turkey’s Stars’ channel program they initiated. Arena Computer Microsoft Azure Sales Engineer Hakan Yılmaz, mentioning about the world’s transformation process, underlined the need of technologic infrastructures going through this transformation process, as well. Yılmaz stated: “We need to ensure data continuity. A modern business is in need of modern solutions such as zero power cuts, the files to be accessed from anywhere and always. Cloud offers attractive new business models to Microsoft business partners. It is very important to set priorities.” Quadro Turkey General Manager Serkan Gezici did a presentation on ‘Freedom in Wearable Technologies’ and he expressed: “Our basic headline

is the use of different means of communication which can be shared. In 2015, an estimated 75 million products will be used. The expected turnover of 2017 is around 50 billion dollars. Technology will be a garment on us.” Gezici gave examples of products and told that ‘Quadro Heat Monitor’ is a body temperature measurement device for kids and the device can be set to measure certain limits, when the limits are exceeded, the device sends an alarm to the parent’s mobile phones. Speaking at the second part of the BTvizyon Ankara Meeting Symturk Deputy General Manager Murat Tora gave detailed information about cyber security operations management and said: “Whatever you invest, you cannot measure what you cannot manage. You need to take the right steps in the correct order.” He listed their ‘Operation Center’ goals being continuous control, continuous monitoring, and rapid response as lessons gained from the experience. Tora expressed: “You must have the IT infrastructure monitoring system 7/24. Receiving

information from other security products is very important. The information should be managed proactively.” Addressing the Future of E-Commerce topic Pikare Software Development Manager Kerem Çetin noted that 2 out of every 3 people will be shopping on the internet in 5 years and emphasized that to carry out a successful e-commerce business the corporation needs to have a good team. Çetin said: “Turkey is a role model for countries in the region of e-commerce. In E-commerce; content quality, timeliness, being unique and performance is crucial. One of the most important points is social networks. The variety of payment methods also is an advantage.” ‘Big Trouble, Big Data,’ said Nakivo Turkey Sales Engineer Volkan Yağcı, stating that the data in the world is predicted to be 35 zeta bytes in 2020. Yağcı expressed: “We list diversity, speed, data size, validation and value as large data components. Institutions must prepare a very good plan for the next 5 years on archiving, processing and storing. We offer a cost-effective solution as Nakivo ”

It is high time to move to cloud One of the leading companies in the world regarding the cloud, Amazon Web Services announced new products and solutions to facilitate the companies’ transition to cloud at the Re: Invent 2015 event. AWS Re: Invent event, hosting over 18 thousand visitors from all over the world, was held on 5-9 October, in Las Vegas. The event had been organized for the fourth time this year, and drew the attention of application developers, small and medium-sized businesses,

large corporations and especially start-up companies. Participants received information by parallel sessions, training sessions and other activities regarding products and solutions, while AWS’ partner companies had the opportunity to introduce the solutions they develop to in the foyer area. Participants had the opportunity to receive certification by participating in various studies and tests during the event. Thousands of participants focusing on information sharing ran from one session to another

during the event. As always, AWS announced new services and products in this event one after the other. AWS’ first announced product was the new business intelligence service QuickSight. Quicksight allows companies to quickly visualize the data and it is already integrated with S3, RedShift, DynamoBD and Kinesis. Kinesis Firehose service enables companies to transfer the data from various sensors and other connected devices directly to the cloud. Another new service for IoT devices is

AWS IoT. With this new service, IoT devices can be connected and managed safely. All data received from these devices can be collected in the Amazon database services. Another product that was announced at the event is Snowball. Snowball helps companies which must move large amounts of data to the cloud. Thanks to this hardware which can be scaled up to 50 terabytes, companies send their data to AWS via the traditional methods of cargo and quickly move data to the cloud.

Lowell Anderson




Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.