ASRACK_3.pdf
1
6.01.2015
15:55
C
M
Y
CM
MY
CY
CMY
K
SAYI
HAFTALIK BİLİŞİM TEKNOLOJİLERİ VE EKONOMİSİ GAZETESİ www.bthaber.com.tr
Türkiye’nin en köklü ve rakipsiz bilişim teknolojisi yayını BThaber, 1050. Sayısı ile birlikte 21 yılı geride bıraktı. Ramazan ve Kurban bayramı haftaları hariç kesintisiz olarak her yıl 50 sayı yayınlanan ve 22. yılına adım atan BThaber Gazetesi, bu başarının gururunu yaşıyor. Bilişim sektörü ile farklı sektörlerdeki bilişim profesyonelleri ve iş birimi yöneticileri arasında köprü görevi gören BThaber, teknoloji dünyasındaki tüm gelişmelerle ilgili haberleri ve yorumlarıyla sizleri kucaklamaya devam edecek.
1050 14 - 20 ARALIK 2015
BThaber
GÜNDEM
14 - 20 ARALIK 2015
3
Fatih Projesi’nin paydaşları buluştu Haber Merkezi ‘Eğitim Teknolojileri Zirvesi 2015’, MEB bünyesinde ‘Eğitimde FATİH’ projesini yürüten Yenilik ve Eğitim Teknolojileri Genel Müdürlüğü tarafından, 5 Aralık tarihinde Bakan Nabi Avcı’nın da katılımıyla Ankara’da düzenlendi. Fatih Projesi’ne katkı sağlamak ve proje çerçevesinde oluşan ekosistemi daha etkin kullanmak amacıyla gerçekleştirilen ‘Eğitim Teknolojileri Zirvesi 2015’ kamu, özel sektör, üniversite temsilcilerini ağırlarken özellikle Türkiye’den ve dünyadan eğitimcilerin katılımıyla da büyük ilgi gördü. Zirvenin açılışı; YEĞİTEK Genel Müdürü Dinçer Ateş’in Fatih Projesi ile ilgili gelişmelerle ilgili bilgi verdiği konuşmasıyla başladı. Fatih Projesi’nin dünyanın en büyük eğitim teknoloji hamlesi olduğunu söyleyen Ateş, “Tasarımı ülkemizde yapılan tablet bilgisayar setleri okullarımıza ulaştırıldı. Proje, yerli bilişim sektörünü destekliyor ve sektörde çok önemli istihdam sağlıyor. Fatih Projesi kapsamında 400 bin öğretmen eğitim aldı. Bunlarla birlikte sağlanan donanımları, öğretmen ve öğrencilerin etkin bir biçimde kullanımına yönelik www. eba.gov.tr portalı oluşturuldu. ‘EBA Portal’; ders ve sınıf seviyelerine uygun, zaman, yer ve araçlardan bağımsız olarak erişim sağlanabilen güvenli içeriklerle zenginleştirildi. 3 yıl önce hayal edilmesi bile zor olan bu donanım, yazılım, altyapı ve sistemlere bugün itibarıyla sahibiz. Diğer yandan projenin bir diğer önemi de iş birliklerinden kaynaklanıyor. Bu zirveyi de, kapsamını daha genişleterek tüm paydaşlarımızla da bir araya gelmek için devam ettirmek istiyoruz” açıklamasını yaptı. Dinçer Ateş, Fatih’in küresel bilişim sektörünün dikkatini ülkeye çeken, Türkiye’nin kısa ve orta vadede eğitim donanımı, eğitim içeriği ve eğitim yazılımları ihraç eden konuma ulaşmasına önayak olacak bir hacme sahip
dili; kişiye özel ve kişinin kendi hızında öğrenmesine olanak tanıyor. Tek bir şey bilmelisin: Her şeyi öğrenebilirsin” ifadesini kullanıp YEĞİTEK ile iş birliği protokolü yaptıklarını da kaydetti.
Nabi Avcı olduğunu vurguladı. EBA ile bir içerik ekosistemi kuruluyor Bakan Avcı konuşmasında; eğitimin zamanın ruhuna göre formatlanmaya ihtiyacı olduğunu söyleyerek eğitim kurumlarının yeniden tasarlanması gerektiğini kaydetti. Avcı sözlerine şöyle devam etti: “Eğitim süreçlerini ve eğitim ortamlarını, esas cevheri, ana özü koruyarak sürekli bir güncellemenin ve yenilenmenin neredeyse otomatiğe bağlandığı bir dinamizme kavuşturmak gerekiyor. Eğitim teknolojileriyle donattığımız okullarımızı, oluşan yeni kaynaklarla buluşturuyoruz. Eğitim Bilişim Ağı (EBA) ile günün şartlarına cevap vererek içeriği öğretmen ve öğrencilere sunuyoruz. EBA ile bir içerik ekosistemi kuruluyor. Çalışmaları öğretmenlerle birlikte yaparken üniversitelerin, sivil toplum örgütlerinin ve sektör temsilcilerinin birikimlerinden de yararlanmak istiyoruz. Eğitim Teknolojileri Zirvesi de bu çalışmaların bir ürünü.” Google Eğitim Direktörü Bram Bout da, 2013 yılında ‘Google Science Fair Winner’ Elif Bilgin’i de hatırlatarak geleceğe baktığında çok heyecanlandığını söyledi. Bout, “Bilgiye erişim gelecekte fark yaratan bir unsur olmayacak. Önemli olan kritik düşünme biçimleri ortaya çıkarmak. Öğretmenlere, eğitimcilere büyük rol düşüyor” dedi. KHAN Academy Ülke Direktörü Alp Köksal, “Kullandığımız iletişim
Ortak akıl oluşturmak gerekiyor Başkanlığını YEĞİTEK Genel Müdürü Dinçer Ateş’in yaptığı ‘Eğitim Teknolojileri’ konulu panele; TÜBİTAK ULAKBİM Müdürü Mehmet Mirat Satoğlu, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Bilgi İşlem Daire Başkanı Yrd. Doç. Dr. Ahmet Ercan Topcu, UDHB Haberleşme Genel Müdürlüğü Evrensel Haberleşme Hizmetleri Daire Başkanı Orhan Kemal Ardıç, Kalkınma Bakanlığı Eğitim ve Kültür Dairesi Başkanı Mehmet Yavuz, Bilkent Üniversitesi Bilgisayar Teknolojileri ve Bilgi Sistemleri Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mustafa Akgül katıldı. PARDUS’un etkileşimli tahtada uygulanması konusunda Ankara Bahçelievler Anadolu Lisesi’nde pilot uygulama başlatılacağının aktarıldığı panelde, ortak akıl oluşturmanın ve algoritmik düşünmenin öneminin altı çizildi. Hayallerinizi kodlayın! Bakan Avcı ve YEĞİTEK Genel Müdürü Ateş’in de dinleyici olarak katıldığı ‘Kodlama ve Kod Eğitimi’ oturumunda; programlama derslerinin bağımsız olarak kalmaması, diğer derslerle de ilişkide olması gerektiği vurgulanırken eğitimde fırsat eşitliğinin sağlanabilmesi üzerine Türkiye’den ve dünyadan modeller sunuldu ve “Hayallerinizi kodlayın!” mesajı verildi. Bakan Avcı oturumun sonunda, “Dünyadaki eğitim modellerini eğitim sistemimize ithal etmek konusunda çok acele etmemeliyiz. Farklı bölgelerde pilot uygulamalara başlayacağız” şeklinde konuştu. Zirvede ayrıca; Geleceğin Teknolojik Sınıfları, Eğitimde Mobil Öğrenme, Üç Boyutlu Teknolojiler, Eğitimde Bilinçli ve Güvenli Internet Kullanımı, Eğitimde Engelsiz Bilişim oturumları da düzenlendi.
4
BThaber
E-TOPLUM
14 - 20 ARALIK 2015
Bilişimli yaşam insana yatırımla mümkün Haber Merkezi TBD 32. Ulusal Bilişim Kurultayı (Bilişim 2015) ile 2. Ankara Bilişim Fuarı (CITEX 2015) 3-5 Aralık tarihinde Ankara’da düzenlendi. Türkiye bilişim sektörünün geleceğini ilgilendiren birbirinden önemli konuların, alanındaki uzmanların katkılarıyla ele alındığı, Türkiye’nin bilişim geleceğinin rotasının şekillendirilmeye çalışıldığı, 200’ü aşkın konuşmacının katıldığı etkinlik 10 binin üzerinde ziyaretçi ağırladı. TBD Kurultay Etkinlik Yürütme Kurulu Başkanı Ersin Taşçı açılış konuşmasında ana tema; yaşam ve bilişim olduğu için kurultayda yaşamın değişik kesitlerinden panellerin yer aldığını ifade etti. TBD Yönetim Kurulu Başkanı İ. İlker Tabak, bilişim sektöründe sürdürülebilir yatırımın oluşturulması gerektiğinin altını çizerek akıllı cihazlara hükmedecek akıllı insanlara da ihtiyacımız olduğuna dikkat çekti. Tabak, 4,5G’nin 2016’da ülkemizin orta gelir tuzağına düşmesini engelleyeceğini söyleyerek atılması gereken adımlarla ilgili şunları kaydetti: “Yerli yazılım endüstrisi, kalkınma için kritik alan ilan edilmeli. Yazılım ihracatçısı teşvik ve desteklerden en yüksek düzeyde yararlandırılmalı. Kamu ihale mevzuatında bilişim alanına özel iyileştirmeler yapılması kaçınılmaz. Türkiye’de uygulanan vergilendirme rejimi nedeniyle uluslararası pazarda rekabet gücünü yitiren mobil uygulama sektörü, içinde bulunduğu bu
‘Bilişim ve Yaşam’ ana temasıyla, Bilişim 2015 ile CITEX 2015 Ankara’da düzenlendi.
haksız rekabet ortamından kurtarılmalı. İnsana yatırım yapılmalı. ‘Siber Güvenilir Kullanıcı’ kavramının toplumda yerleşmesi sağlanmalı. İlkokuldan başlayarak herkesin bilgisayar programlama öğrenmesi için gerekli adımlar atılmalı. Kalkınma yolundaki engelleri bilişimle tek tek kaldırmak için buradayız.” Türk Telekom Grup Regülasyon Genel Müdür Yardımcısı Dr. Ramazan Demir, yaşam döngüsünün katalizörünün bilişim olduğunun altını çizerek önümüzdeki süreçte veriyi kim iyi işleyebilirse onun önde gideceğini kaydetti ve “Bulutun katalizör olduğu bir dünyaya doğru gidiyoruz” dedi. Türksat Genel Müdürü Ensar Gül de 2008’de başlatılan e-Devlet Kapısı’nda Ekim 2015 itibarıyla 25 milyon 234 bin 554 kullanıcının, 206 kuruma ait bin 359 hizmeti aldığını aktardı. Türkiye’nin e-dönüşümüne katkıda bulunduklarını söyleyen Gül, ‘Algılayıcı, iletişim ve bulut teknolojileri olmak üzere, bu üç konuda yatırım yapmamız gerekiyor” şeklinde konuştu.
Yeni nesil mobil haberleşme sistemleri, ekonominin bütününe yansıyacak BTK Başkanı Ömer Fatih Sayan, yeni nesil mobil haberleşme sistemlerinin, 1 Nisan itibarıyla hizmete başlayacağını hatırlatarak bunun zaman içerisinde ulusal ekonomimizin bütününe yansıyacağına vurgu yaptı. Sayan, Cenevre’de yapılan Dünya Radyokomünikasyon Konferansı’nda 5G’ye tahsis edilecek aday frekansların belirlendiğini aktararak “Bunlar 2019’da yapılacak Dünya Radyokomünikasyon Konferansı’nda netleşecek” dedi. UDHB ile daha pratik bir şekilde siber güvenlik tatbikatları gerçekleştireceklerini de söyleyen Sayan, “Tatbikatın planları yapılıyor, duyuruları da paylaşacağız” bilgisini verdi. Açılışın çağrılı konuşmacısı olan Atılım Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yıldırım Üçtuğ, bilgi, bilişim, iletişim ve bilgi işleme araçlarının tarihsel gelişimi, bilginin paylaşılmasındaki önemli kilometre taşlarını anlattığı
konuşmasında, özel yaşam kavramının tam anlamıyla ayaklar altına alındığını belirtti. Konuşmaların ardından BTK Eski Başkanı Dr. Tayfun Acarer ve TÜBİSAD eski başkanlarından Turgut Gürsoy’a ‘TBD-TÜBİSAD Yaşam Boyu Hizmet Ödülü’ verildi. Regülasyon 2.0’dan çevreci bilişime, sağlıkta fütüristik yaklaşımlardan dijital oyunlara 3 gün süren etkinlik; değerli konuşmacılara, panellere, açık oturumlara ve fuar alanında ise özel sektör firmalarıyla kamu kurumlarına ev sahipliği yaptı. TBD 32. Ulusal Bilişim Kurultayı’nda; Regülasyon 2.0, ‘Teknoloji Üreten Türkiye için İklimi Nasıl Değiştirmeliyiz?’, ‘Türkiye Yazılım Sektörü Stratejisi Eylem Planı ve Yerli Yazılım Endüstrisinin Geleceği’, ‘Ulaşım ve Kent Yaşamında Akıllı Sistemlerin Geleceği’, ‘Bilişim Toplumunda Yaşamak için e-Dönüşümün Neresindeyiz?’, ‘Medya Bakış Açısıyla Yeni
Teknolojilerin Yaşama Etkisi’, ‘IoT – Bireysel ve Toplumsal Yaşam Paradigmasında Değişim: Nesnelerin İnterneti, Giyilebilir Teknolojiler ve 3D Yazıcıların Geleceği’, ‘Engellilerin Yaşam Kalitesinin Artırılmasında Bilişim Teknolojileri’, ‘Sosyal Medya ve Yaşam’, ‘Bilgi Toplumu Olma Yolunda Türkiye için bir Sivil İnisiyatif: Dijital Türkiye Platformu ve Avrupa Sayısal Gündemi’, ‘Sağlıkta Fütüristik ve Yenilikçi Yaklaşımlar: Bilişimle Sağlıklı Yaşam’, ‘Sağlıkta Küresel Yaklaşımlar’, ‘Çevreci Bilişim: Yaşanabilir bir Dünya için Bilişimde Çevreci Yaklaşımlar’, ‘TBD Sayısal Gündem Türkiye: Türkiye’nin Bilgi Toplumuna Dönüşüm Aksiyonu ve Kamu Strateji Belgelerinin Analizi’, ‘KOBİ, Teknoloji, Rekabet Edilebilirlik’, ‘Kadın, Çocuk ve Aile Yaşamında Bilişim’, ‘Ankara Şube Sektör Buluşmaları: Tedarik Yöntemleri, Verimlilik, Özlük hakları ve KAMU BİB’, ‘Siber Güvenli Yaşam: Siber Güvenliğin Teknik ve Hukuki Boyutunda Son Gelişmeler’, ‘Gençlerin Girişimcilik Yol Haritası ve Başarı Öyküleri’, ‘Kamu ve KOBİ’lerde Bulut Bilişim’, ‘Dijital Oyunlar ile Dünya Yeniden Şekilleniyor’ konu başlıkları, panel ve oturumlarda masaya yatırıldı. Doç. Dr. Selçuk Özdemir’in yönetimindeki ‘Çocuklar İçin Bilişim Atölye Çalışması’ büyük ilgi görürken ‘STK’lar ve Siyasi Partiler Buluşması’ da düzenlendi. Kurultayda, ‘Bildiri Sunumları’ da gerçekleştirildi. Ödül ve plaket törenlerinin yapıldığı kapanış kokteylinde; Bilim Kurgu Öykü Yarışması Ödülleri de verildi.
Vodafone 4.5G hazırlıklarına hız verdi Türkiye’de herkesi 4.5G’li yapma hedefi olan Vodafone, Huawei ile Vodafone 4.5G’li akıllı cihaz sayısını artıracak bir kampanyaya imza attı. Kampanya kapsamında, Huawei’nin Vodafone 4.5G uyumlu akıllı telefonu P8 Lite, Türkiye’de operatörler arasında sadece Vodafone aracılığıyla satışa sunulacak. Vodafone Çok Satanlar Masası’nda yer alacak kampanya ile aboneler, çalışır durumdaki eski cep telefonlarını Vodafone’a götürerek, yüzde 80 indirimle Huawei P8 Lite’a sahip olabilecek. Vodafone abonelerine cihaz peşin fiyatına 999 TL, 24 ay taksitle ise ayda 8 TL’den başlayan ek ödemelerle
sunulacak. Huawei Tüketici Ürünleri Orta Asya ve Kafkasya Bölge Başkanı Zhang Xingnan ve Vodafone Türkiye İcra Kurulu Başkan Yardımcısı Ender Buruk’un sunumlarıyla gerçekleşen toplantıda, Vodafone’un yeni reklam yüzü olan Beyazıt Öztürk’ün sürpriz katılımıyla devam etti. Türkiye’de Dijital Dönüşüm’ün gerçekleşmesi için herkesin akıllı telefonunun olması gerektiğini belirten Vodafone Türkiye İcra Kurulu Başkan Yardımcısı Ender Buruk, sözlerine şunları ekledi: “Çok yakında hayatımızın yeni gerçeği haline gelecek 4.5G ile de
bu ihtiyacın artacağına inanıyoruz. 4G ve üstü teknolojilerde dünyada en çok ülkede tecrübesi ve altyapısı olan operatörüz. Dolayısıyla, tüketici ne ister, bu istek en kusursuz biçimde nasıl karşılanır, çok iyi biliyoruz.
Ayrıca, yine bu alanda dünyanın en büyük uluslararası dolaşım ağına sahibiz. Mobil iletişimde yeni bir dönemi başlatacak olan 4.5G teknolojisinde de herkese en uygun cihazların en cazip avantaj ve tekliflerle
sunulmasının öncüsü olacağız. Huawei P8 Lite kampanyamız ile bunun ilk adımını attık. Buna göre, Vodafone 4.5G uyumlu Huawei P8 Lite akıllı telefon, tüm operatörler arasında sadece Vodafone mağazalarında satılacak. Bu kampanyayla ilk kez akıllı olmayan telefonlar da dahil çalışır durumdaki her türlü telefonu kabul edip, abonelerimize Huawei P8 Lite’a indirimli sahip olma imkânı vereceğiz. Türkiye’de herkes Vodafone 4.5G’li olsun diyerek başlattığımız bu seferberlik ile son teknolojileri abonelerimiz için erişilebilir kılmaya devam edeceğiz.”
6
BThaber
E-TOPLUM
14 - 20 ARALIK 2015
“Siber güvenlikte güçbirliği için çalışıyoruz” TOBB ETÜ’de düzenlenecek olan Siber Güvenlik Platformu, siber güvenlik Sedef Özkan farkındalığının artırılması konusunda önemli bir etkinlik olacak. Kamu Siber Güvenlik Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. İbrahim Soğukpınar, istatistiklere göre 2014 yılında yaklaşık 317 milyondan fazla kötücül yazılım üretildiğini ifade etti ve şu bilgileri verdi: “Bunun anlamı, günde yaklaşık 1 milyon adet kötücül yazılımın bilgisayar ağına dahil edilmesi demektir. Neticede, siber uzayda veya bağımsız olarak yazılım çalıştıran her bir cihaz, şahıs veya organizasyon güvenlik riski taşımakta. En önemlisi ise bu teknolojiyi kullanan birey veya kurumların tehlikenin farkında olmaları ve neler yaşayabileceklerini bilmeleri, zarar ve kayıpların azaltılmasını sağlayacaktır.” Siber tehditlere karşı iş birliği içinde, birlikte ve
Ana teması ‘Sosyal medyada güvenlik’ olan Siber Güvenlik Platformu II’17 Aralık’ta Ankara’da gerçekleştirilecek. geniş bir alanda mücadele etmenin gereğini vurgulayan Soğukpınar, mücadelede sivil toplum kuruluşlarına önemli görevler düştüğünün altını çizerek bu düşünceden hareketle, Kamu Siber Güvenlik Derneği’ni 2013 yılının ilk çeyreğinde kurduklarını kaydetti. Kamuda ‘Siber Güvenlik Akademisi’ oluşturmak istiyoruz Soğukpınar, kamuda siber güvenlik konusunda farkındalığı arttıracak girişimlerde bulunmanın, derneğin temel amaçlarından olduğuna dikkat çekerek siber güvenlik olgusunu, bireylere kadar indirgemek için çalıştıklarını söyledi. Dünyadaki eş değer derneklerle ilişkiler kurarak güvenlik konusunda ülkemizi temsil etmek hedefini aktaran
Soğukpınar, şöyle konuştu: “Uluslararası paydaşlarla iş birliği içinde çalışarak bilgi paylaşımında bulunmak, Türkiye’de ulusal siber güvenlik alanında yapılacak politikaların belirlenmesinde ve hazırlanmasına katkı sağlamak ve siber güvenlik alanında söz sahibi olacak nitelikte bireyleri aynı çatı altında toplayarak sinerji oluşturmak istiyoruz. Bilişim güvenliği alanında diğer STK’larla iş birliği sağlayarak en etkin ortak akıl politikalarının belirlenmesi çok önemli. Kamudaki bilişim uzmanlarını sektörün bilişim uzmanlarıyla aynı platformda buluşturacak etkinlikler çoğaltılmalı. Zaten Siber Güvenlik Platformu’nu da bu sebeple düzenliyoruz. Bilişim güvenliği alanında farklı disiplinlerin yaklaşımlarının faydalarını ülke hizmetini adına kullanmak istiyoruz. Hedefimiz, kamuda Siber
Prof. Dr. İbrahim Soğukpınar Güvenlik Akademisi’ni oluşturarak bilişimi, hukuku, kültür normlarını, inanışları, sosyolojiyi, eğitimi aynı çatı altında toplayarak en küçük gruba, bireye kadar iletmek.” Siber güvenlik farkındalığının oluşturulması ve arttırılması için yasal düzenlemeler de gerek “İş birliklerinin gelişmesine aracılık yapmak diğer bir amacımız” diyen Soğukpınar, bu inanışla yeni sloganlarının
Gönüllü sİber güvenlİkçİlere davet Prof. Dr. İbrahim Soğukpınar, “Siber güvenlik amacıyla yola çıkan her girişimin desteklenerek geliştirilmesi, gelecekte hedef olunacak saldırıların etkisinin azaltılmasında çok önemli katkı sağlayacaktır” görüşünü aktararak bu konuda etkin faaliyet yapabilmenin en önemli şartını, Kamu Siber Güvenlik Derneği’nin
büyütülerek her kesimde temsil edilmesini sağlamak olarak gösterdi. Soğukpınar, derneğin planlarıyla ilgili de şu bilgileri aktardı: “Her yıl, birisi Ankara’da diğeri Anadolu’nun herhangi bir kentinde olmak üzere en az iki etkinlik gerçekleştirerek farkındalık oluşturma, artırma çalışmalarını sürdürmek istiyoruz. Üniversite, askeri
kurumlar, özel sektör arasındaki Ar-Ge iş birliklerini önemsiyoruz, bu sayede ulusal ve yenilikçi projeler geliştirmeyi hedefliyoruz. Kamu kurumlarıyla ortak sertifika programları düzenleyerek nitelikli siber güvenlik uzmanı yetiştirilmesine öncülük edeceğiz. Siber güvenlik günümüzde olduğu kadar
yakın gelecekte de her bireyi ve kuruluşu ilgilendiren en önemli konulardan birisi olacak. Bu noktada bilişim güvenliği uzmanlarına da ciddi sorumluluklar düşüyor. Biz de gönüllü siber güvenlikçilerin, dernek çatımız altında faaliyet göstermesini arzuluyoruz. Derneğimizle ilgili tüm bilgiler http://www.kamusgd.org.tr adresinde bulunuyor.”
‘Siber Güvenlikte Güç Birliği’ olduğunu ifade etti. Soğukpınar, “Herhangi bir tehdidin oluşturabileceği risklere karşı önlem alarak olabilecek kayıpların önüne geçilebilir. Bunu yapabilmek için de, tehlikenin farkında olmak gerekiyor. Siber güvenlik konusu yaş, meslek, milliyet ve konum ayırımı olmaksızın çok geniş bir kitleyi kapsamakta. Sonuçta bu kadar farklı yapıda bir kitlenin siber tehditler konusunda bilinçlendirilmesi için öngördüğümüz farkındalık oluşturma çalışmaları bulunuyor. Öncelikle siber güvenlik zincirinin en zayıf halkası olan insanın güçlendirilmesi gerekiyor. Bence zayıf halkanın ilk ve önemli bireyleri çocuklar. Bugün çocuklarımız BT ürünleriyle birlikte büyüyor. Çocukların merakları neticesinde meydana gelebilecek siber saldırılar, aynı ürünü kullanan ebeveynleri de etkiler. Dolayısıyla çocuklar ve ebeveynler için siber güvenlik rehberi yanında koruma sistemleri de geliştirilmeli. Her seviyede yapılan eğitim - öğretim programlarında BT okur yazarlığı yanında farkındalık anlamında siber güvenlik okur yazarlığı konusunu içerecek düzenleme yapılmalı. Siber güvenlik farkındalığının oluşturulması ve arttırılması için yasal düzenlemeler de gerek. Derneğimiz özellikle kamuda gerçekleştirilmesi gereken çalışmalarda, kurumlarla ortak hareket etmeyi hedefliyor” açıklamasını yaptı.
ERP Komitesi, İzmir’in dönüşüm süreçlerini değerlendirdi ERP Komitesi’nin İzmir’deki ikinci toplantısı 28 Kasım günü gerçekleştirildi. Norm Civata ev sahipliğinde, ERP Komitesi İzmir temsilcisi Bakioğlu Holding A.Ş. Denetim Müdürü Fatih Güllükaya ve ERP Komitesi Koordinatörü Göker Sarp‘ın katılımıyla düzenlenen toplantıda, İzmir’deki ERP projeleri ve kurumsal dönüşüm süreci değerlendirildi. Toplantıda; kullanıcı istekleri, ERP proje süreci, süreç analizlerinin önemi, şirketlerdeki yönetim kademesinin ERP projelerine bakış açısı, ERP yazılımlarının ambalaj ve demir çelik sektörü başta olmak üzere
sektörel uyumluluğu ve çözüm yaklaşımları, İzmir’de ağırlıklı olarak yer alan sektörlerdeki başarı hikayeleri ve başarısızlık faktörleri üzerine görüş alışverişi yapıldı. İzmir’de yoğun olarak yer
alan sektörlere yönelik çalışma grupları faaliyetlerini geliştirerek devam edecek ve yeni dönemde teknik görüşleri içeren kurumsal dönüşüm, ERP, CRM ve iş zekası kullanımı raporlarını yayınlayacak. İzmir’deki ikinci toplantıya
Bakioğlu Holding, Baran Ambalaj, Dokuz Eylül Üniversitesi, Ege Ev Ürünleri, Kocaer Haddecilik, Nas Plastik, Norm Civata, Rultrans, Star Rafineri, Taykon Çelik, TSK, Universal Eyewear, Vodafone gibi kurumların bilgi işlem, satın alma,
mali işler ve üretim planlama bölümleri başta olmak üzere tüm departmanlardan olmak üzere toplam 23 kişi katıldı. Bilindiği üzere, 2012 yılı Şubat ayında Türkiye’deki şirketlerin dünya düzeyinde operasyonel düzene kavuşması ve verimliliğini artırmasına destek olmak amacıyla markalardan bağımsız olarak ERP Komitesi kuruldu. 8 binden fazla ERP kullanıcısı, akademisyen, yönetim danışmanı üyesi ile ERP konusunda farkındalık yaratma, bilinçlendirme ve marka bağımsız danışmanlık hizmetleri üzerine çalışmalarını genişletiyor.
Yeni çağın ticari trendi:
Penta Bulut’tan Hizmet Yağmuru! Yeni çağın ticari trendi Bulut Teknolojileri sayesinde, Bulut Uygulama (e-Fatura, e-Arşiv, e-Defter, e-Ticaret, Bulut CRM / Hukuk Bulutu / Bulut ERP ve Diğer), Bulut Altyapı, Bulut Platform hizmetlerini, yüksek alt yapı maaliyetlerine gerek kalmadan müşterilerinize Penta Bulut üzerinden aylık ya da yıllık cazip ödeme seçenekleri ile sunabilirsiniz.
8
BThaber
E-TOPLUM
14 - 20 ARALIK 2015
Edip Emil Öymen edip.oymen@gmail.com
Genişbant artık 25 Mbps
Hürriyet, 05.12.15
OECD Eğitime Bakış 2015 Gençliğimizin eğitim düzeyine dair iç karartıcı veriler OECD’nin 2015 Eğitime Bakış Raporu’nda 563 sayfada ve web’de düzinelerle tablo ve grafikte sıralı. 15-19 yaş grubunda bir Türk genci ortalama kaç yıl eğitim görüyor? Yanıt: 5.6 yıl. OECD ortalaması (Japonya hariç) 7.2 yıl. AB21 ortalaması 7.4 yıl. Almanya’da bu süre 8 yıl. Yunanistan’da 7.2 yıl. Finlandiya’da 8.1 yıl. Norveç’te 8.4 yıl. (Table C5.1a, web) Biz, bu süreyi yükseltmeden, ve bu sürenin içini kaliteli, çağdaş, gerçekten işe yarayan bir eğitimle doldurmadan, hayalini kurduğumuz ekonomik ve sosyal kalkınmayı gerçekleştiremeyiz. Eğitim süresi bu kadar düşükken, bir de orta öğretimde ders saat süresi de düşük: İlkokulda yılda toplam ders süresi Türkiye için 2,880 saat. ABD’de 5,802 saat. Danimarka’da 6,680 saat. OECD ortalaması 4,614 saat. AB21 ortalaması 4,328 saat.
(Table D1.1 [1/2], s.411) İlk ve orta öğretimde toplam ders saat süresi Türkiye için 6,240 saat. ABD’de 8,835 saat. Danimarka’da 10 bin 40 saat. OECD ortalaması 7,570 saat. AB21 ortalaması 7,302 saat. (Table D1.1 [2/2], s.412) Türkiye’de 25-64 yaş grubunda lise eğitimi görenlerin oranı % 36. (Table A1.2a) TEPAV’ın OECD 2009 verilerine göre yaptığı değerlendirmeye göre, Türkiye’de gençlerin % 60’ı, ana babaları ne kadar eğitim gördüyse o kadar eğitim görüyor. Daha ileriye gidemiyor... OECD ülkelerinde genç yetişkinlerin % 50’si ebeveynleri ile aynı eğitim düzeyinde. Türkiye’de bu oran % 66... OECD ülkelerinde genç yetişkinlerin % 37’si ebeveynlerine kıyasla daha iyi eğitimli. Türkiye’de bu oran % 30. (TEPAV: Eğitimde Kuşaklararası Hareketlilik.2013) OECD’nin 2015 Raporu’nda bu konudaki istatistiklere (Indicator A4) Türkiye alınmamış.
Uluslararası Telekomünikasyon Birliği (ITU) Bilgi Toplumu Gelişmişlik İndeksi (MIS) Raporu 2015 yayınlandı. Türkiye, BİT Gelişme İndeksi’nde (IDI) 166 ülke arasında 69’uncuyuz. Geçen yıla göre 1 puan gerilemişiz. Avrupa’daki sıramız 40 ülke içinde 38. Karadağ ve Bosna arasındayız. Daha önceki yıllara bakarsak, “yerimizi koruyoruz.” 2010’da: 66 2011’de: 69. 2012’de: 68. 2013’te: 68. 2014’te: 68 Raporda bir de ICT IDI Index var. Bu, bilgi ve iletişim teknolojilerinde gelişme indeksi. 11 değişkene göre hesaplanıyor, bilgi toplumuna hazır olma durumunu gösteriyor. 6.00 puanla 79’uncu sıradayız. 2010 yılında 73’üncüymüşüz. BİT kullanım yoğunluğu: Gerilemişiz. 74’üncü sıradayız. 2010’ta 63. BİT kullanım yeteneği: Yükselmişiz. 49’uncu sırada İsviçre ve Sırbistan arasındayız. 2010 sıramız: 56. Tükiye’nin BİT konumuyla ilgili bir başka veri, internet hızlarını hesaplayan Akamai’den (State of the Internet Q2, 2015). 25 adet EMEA ülkesi içinde Türkiye, ortalama 6.3 Mb ile 24’üncü. Hesaplama döneminde en yüksek 37.5 Mb kadar çıkmış. Listede Afrika’dan sadece Güney Afrika Cumhuriyeti var. Bizim altımızda. İnternet hızında lider İsveç 16.1 Mb. En fazla 62.8 Mb kadar çıkmış. Asya-Pasifik bölgesinde Kore’nin hızı 32.1 Mb olmuş. En hızlı olduğunda 83.3 Mb. Kore’de internet hızı % 75 oranında 10 Mb üzerine çıkıyor. ABD ise 11.7 Mb ile Kore’nin üçte biri hıza sahip. En
hızlısı bile 50.4 Mb. Bütün bu hesaplar yapılırken, Amerikan Federal İletişim Komisyonu (FCC) genişbant tanımına zam yaptı: İndirme hızında 4 Mb artık genişbant değil: Yeni hız 25 Mb. Yükleme hızında ise sınır 1 Mb’den 3 Mb’e çıktı. Bu yeni tanımlarla milyonlarca internet kullanıcısı, aniden, “dar bant” kullanıcısı oluverdi. Yeni tanımla, ülkemizde bol keseden kullanılan “genişbant” sözcüğü de işlevsiz kalacak. Avrupa Birliği’nde 2020 hedefi olarak genişbant hızının AB’deki hanelerin tamamı için en az 30 Mb, yarısı için ise 100 Mb olması hedefleniyordu. Bilgi Toplumu Stratejisi Taslağı’nda da (s.8) benzer bir hedef vardı: “2018’de
hanelerin en az yarısında en düşük 70 Mbps, hanelerin tümünde en düşük 20 Mbps internet bağlantısı sağlanacaktır.” Ancak, Strateji’nin 2015-18 Nihai Belgesi’nde şu yazılı (#237, s.68): “Bilgi Toplumu Stratejisi ile uyumlu ulusal genişbant stratejisi hazırlanacaktır. Bu Stratejide 2018 yılı için genişbant hedefleri belirlenecek ve bu hedeflerin nasıl hayata geçirileceği detaylandırılacaktır.” Son sözü, TEPAV kurucu yöneticisi Prof.Dr. Güven Sak’a bırakıyorum: “İnternette hızlı dolaşamayan, eziktir. Hızlı internet erişiminden yoksun ülkenin yerli otomobili olmaz. İnovasyon olmaz. Lafı olur, kendi olmaz.” (Radikal,31.01.2012)
Pasaport buluta havale Biz, pasaportlarımızı biyometrik yapmaya henüz hazırlanırken, Avustralya ve Yeni Zelanda, pasaportlarını bulutta saklamaya karar verdi bile. Böylece, bu ülke vatandaşları, seyahatlerinde pasaport taşımayacak. Bütün bilgileri “bulutta” olacak. Göz bebekleri, parmak izleri kimlik yerine geçecek. Kısacık bir paragrafa sığan bu haberin arka planında daha da ilginç bir haber var: Dışişleri Bakanı Julie Bishop, bütün bakanlık çalışanlarına, diplomatlarına pasaportlarla ilgili
bir karara varmak için hakaton benzeri InnovationXchange adlı bir “arama çalıştayı” yaptırdı. Bakanlık, Avustralya’nın 110 ülkedeki temsilcilerine “pasaportları nasıl yapsak da yapsak?” diye sordu. Gelen yanıtlardan “en cazip” 10 tanesi kısa listeye alındı. Aralarında Bakan Bishop ile Dünya Bankası’ndan bir temsilci ve başkalarının da bulunduğu jüri, yanıtlar arasından “kağıtsız pasaportu” seçti. İki nedenden: Her yıl 40 bin kadar vatandaş, pasaportunu çaldırıyor veya
Avustralya dışişleri bakanı Julie Bishop
kaybediyormuş. İkinci olarak da, biyometrik bilgi, o kadar kişiye özgü ki taklidi mümkün değil. Şimdi hükümetin önünde, buluta yüklü pasaportun güvenliği sorunu dağ gibi yükseliyor: Bütün verilerin
haklanabileceği bir dünya düzeninde veri güvenliği sorunları... Bu arada, InnovationXchange bir varmış-bir yokmuş bir oluşum değil. Kamu sektöründe inovasyon yol ve yöntemlerini
araştırmak amacıyla kurulmuş bir tür düşünce ve eylem geliştirme merkezi. Uluslararası bir danışma kurulu var. 14 üye içinde New York’un eski belediye başkanı Michael Bloomberg de...
10
BThaber
E-TOPLUM
14 - 20 ARALIK 2015
Riskler çığ gibi büyüyor, iyisi mi 2016 için gardınızı alın Fortinet, kötü amaçlı yazılımlar ve ağ güvenliğiyle ilgili en güncel eğilimleri yıllık güvenlik raporunda buluşturdu. Fortinet’in araştırma birimi FortiGuard Laboratuvarları tarafından hazırlanan “New Rules: The Evolving Threat Landscape in 2016” adlı raporda, yeni yılda IoT ve bulut bilişim sistemlerinin siber tehditlere ve gelişmiş kötü amaçlı yazılımlara daha fazla maruz kalacağı öngörülüyor. Raporda, siber suçluların adli kovuşturmalardan ve tehdit tespit mekanizmalarından kaçınmak için geliştirdiği, üstün görünmezliğe sahip yeni ve karmaşık “hacker” tekniklerine karşı hizmet sağlayıcılar ve işletmeler de uyarılıyor. Fortinet, 2016’da iş dünyasını tehdit edebilecek ilk 5 siber güvenlik tehdidini şöyle sıralıyor: M2M saldırılarında artış ve cihazlar arası virüs transferi: IoT cihazlarının saldırıya ne denli açık olabileceği görülürken, 2016 yılı da bu cihazlar arasındaki güvenli iletişim protokollerini hedef alabilecek daha gelişmiş kötü amaçlı yazılımlarla geliyor. Bu yazılımların birbiriyle bağlantılı IoT cihazları arasındaki güvenlik açıklarından faydalanacağı, kurumsal ağlar ve donanımlar içinde bu şekilde tutunacağı üzerinde duruluyor. IoT cihazlarına saldırmaya kodlanmış solucanlar ve virüsler: FortiGuard uzmanları daha önce yayınladıkları pek çok raporda, gömülü arayüzü olmayan cihazlara bile minimum kodla, kolayca yayılabilen ve kalıcılığını sürdürebilen virüs ve solucan bulaştırılabildiğini
dile getirmişti. Bu nedenle işletmelerin 2016’da M2M ve IoT cihazlarda yayılma potansiyeli yüksek olan solucan ve virüslere dikkat etmesi gerek. Bulut ve sanallaştırma altyapılarına yönelik saldırılar: Sanallaştırma, özel ve melez bulut teknolojilerine yönelik artan güven, 2016’da siber suçlular için fırsat olacak. Bulut bazlı sistemlere erişebilen çok sayıda mobil uygulama olduğundan, bilgisayar korsanları tarafından ele geçirilmiş mobil cihazların, kurumsal ağlara, özel veya genel bulut ortamlarına uzaktan saldırmak için etkili birer taşıyıcı olarak kullanılabileceği uyarısı yapılıyor. Saldırı delillerini ortadan kaldırabilen yeni “hayalet yazılımlar”: FortiGuard uzmanlarına göre, siber suçlular için 2016’nin gözdesi “ghostware” olarak tanımlanan ‘hayalet yazılımlar’ olacak. Bu yazılımlar, pek çok güvenlik yazılımının tespit edebileceği sisteme sızma izlerini ortadan kaldırıyor. Bu, bir işletmenin hayalet yazılım saldırısı sırasında ne kadar veri kaybına uğradığını hesap etmesini de zorlaştırıyor. Gelişmiş sandbox teknolojilerinden kaçabilen kötü amaçlı yazılım: Bu yazılımlar, izlendiğini fark ettiklerinde normal bir davranış sergileyen, fakat sandbox filtresinden geçtikten sonra zararlı yükleri sisteme bırakmaya başlayan yazılımlar. Uzmanlar, 2016’da gelişmiş sandbox çözümlerinin bile bu tür yazılımları tespit etmesinde işletmelerin sıkıntı yaşayabileceğini öngörüyor.
Bölgenin BT platformu Bu yıl 21’inci kez düzenlenen Bakutel 2015, 2-5 Aralık 2015 tarihleri arasında yine BT sektörünün bölgedeki buluşma noktası oldu. Bu yönüyle bölgenin en büyük etkinliği olan Bakutel, bilişim ve iletişim pazarının önde gelen oyuncularını biraraya getirirken, sektörel bağlantılar kurulması, yeni iş fırsatlarının geliştirilmesi adına önemli bir platform olmayı da sürdürdü. Azerbaycan hükümetinin ve ilgili bakanlıkların desteğinin yanında, Birleşmiş Milletler,
Uluslararası Telekom Birliği (ITU) gibi uluslararası organizasyonlar da etkinlikte yerini alarak, Bakutel’in uluslararası tanınırlığını pekiştirdi. Birçok toplantı, forum ve konferansı buluşturan Bakutel, Azerbaycan’da gelişen BT sektörünün yönü, küresel sektörel eğilimler gibi başlıklarda ipuçlarını içerdi. Evsahibi Azerbaycan’ın yanında Rusya, Fransa, Amerika gibi birçok ülkeden BT şirketleri, mobil operatörler, internet
servis sağlayıcıları ve sistem entegratörleri ile önde gelen markaların distribütörlerini de içeren 200’e yakın şirket Bakutel’de ürün ve çözümlerini katılımcılara sergileme imkanı buldu. Belarus, Macaristan, İsrail, İran, İtalya, Birleşik Arap Emirlikleri, Türkiye ve Hırvatistan’ın bu yıl ulusal standları ile yer aldığı etkinlik, Rusya, Amerika ve Türkiye’den birçok önde gelen firmanın ilk kez katılımına sahne oldu. Bakutel’de girişimciler için de ayrı bir alan sunuldu.
Hotel CIO Platformu, sosyal sorumluluk projeleriyle işe başladı Türkiye’deki dört ve beş yıldızlı otellerin BT profesyonelleri bir araya gelerek Hotels CIO platformunu hayata geçirdiler. Gökay Baş ve Serkan Yücesan’ın girişimiyle kurulan ve bir sektörel BT platformu olan Hotel CIO hakkında bilgi veren platform yöneticileri şunları kaydettiler: “Hotels CIO, güncel otel teknolojileri, sorunlarını, yapılacak yatırımları, tüm yasal mevzuatları, projeleri paylaşabileceğimiz ve ayrıca; otel teknolojileri ve sektör bağımsız olarak çalışmış olduğumuz küresel teknoloji firmaları ile bir araya gelerek sorunları, istekleri ve yapılabilecek iş birliklerini özgürce tartışıldığı bir platform olacak. Sosyal sorumluluk projeleri yaparak ihtiyacı olan her yere teknolojiyi götürmek ve teknolojilerin kurulum eğitimlerini
vermek gibi hedeflerimiz de bulunmaktadır.” Bu hedef ışığında yapılan ilk sosyal sorumluluk projesi Wyndham Grand İstanbul Europe Bilgi İşlem Müdürü Serkan Kökyem önderliğinde TOFD’in (Türkiye Omurilik Felçlileri Derneği) sistem ve alt yapı kurulumları üstlenilerek başlatıldı. CIO Grup üyelerinin de yapmış olduğu bağışlar ile birlikte TOFD‘nin tüm teknoloji ihtiyaçları giderildi. Bu projede; Serkan Kökyem ve Cihan Ünal (Wyndham
Grand İstanbul Europe), Akhan Sarpkaya (DoubleTree Hilton Avcılar), Gökhan Özbir (ParkInn By Radisson İstanbul), Yunus Altunay (Crowne Plaza Florya), Aykut Eriş (W Hotel İstanbul), Engin Yıldırım (Holiday Inn İstanbul City), Sefacan Mumay (Martı Otel), Gökay Baş (Crowne Plaza OryaPark), İlyas Suer (ISB Bilişim), Ömer Demirtaş ( Radisson Blu Tuzla) görev aldılar. Proje kapsamında network, sunucu, sanallaştırma, yedekleme, son kullanıcı alanlarında çalışmalar yapıldı.
Panasonic, Windows ürününü önerir.
PANASONIC TOUGHBOOK VE TOUGHPAD ARTIK DMO KATALOĞU'NDA!
Dünyanın en ince ve en hafif, fansız tasarlanmış 7'' Intel Celeron işlemci ile çalışan tableti Toughpad FZ-M1, IPSα ekran teknolojisi ile donatılmış tamamen dayanıklı bir tablet olma özelliğini taşıyan 10.1'' Toughpad FZ-G1 ve mobil profesyonellerin işlerine göre dönüşebilme yeteneğine sahip 10.1'' Toughbook CF-H2 artık DMO Kataloğu'nda! DMO Kataloğu'ndaki Toughbook ve Toughpad ürünlerinin olağanüstü yetenekleri hakkında daha fazla bilgi almak için Promet Bilişim’i arayabilir (444 3 587) ya da DMO Kataloğu'nu ziyaret edebilirsiniz.
Intel, Intel Logosu, Intel Core, Intel vPro, Core Inside ve vPro Inside Intel Corporation’un ABD ve diğer ülkelerdeki tescilli markalarıdır.
12
BThaber
BİLİŞİM DÜNYASI
14 - 20 ARALIK 2015
Değerin kaynağı ‘uçtan uca çözümde’ saklı Handan Aybars İnovasyona odaklanmak için iki yıl önce NASDAQ’tan çıkan, böylece borsa ile bağlarını kopartarak sadece Ar-Ge’ye ve stratejik satın almalara yoğunlaşan Dell, bu yolda gerek yazılım gerekse danışmanlık adına önemli artılar elde ediyor. Şirket son olarak geçtiğimiz Ekim ayında EMC’yi bünyesine kattı. Bütünsel bakış açısının, bu kararın da desteğiyle sunum hızını beraberinde getirdiği üzerinde duran Dell Solutions Türkiye Direktörü Nevcihan Matur ile Dell’in 2016 yılı hedeflerini, küresel pazarda Türkiye’nin konumunu ve stratejiyi ele aldık. n 2015 yılını nasıl değerlendiriyorsunuz? ABD pazarı çok güçlü, Avrupa pazarı biraz daha durgun. Türkiye’de ise büyümemiz istikrarlı biçimde devam ediyor. Görev yaptığım kurumsal kanat, geçen yılın ikinci çeyreğine kıyasla bu yıl çok daha güçlü bir performans gösterdi. Kurumsal, yani büyük projelerin gerektirdiği depolama ve ağ çözümleri gibi ürünler bu yapıda öne çıkıyor. Bu hem çözümlerimizin hem kanal yapımızın sağlıklı olduğunu gösteriyor. İş ortakları ile pazarda konumlanıyoruz ve kanalda güçlenmeye devam edeceğiz. Kanal ve iş ortakları ekosistemi; önemli bir katma değer ve KOBİ’ler gibi tüm ihtiyaç noktalarına ulaşmamız demek. Bizim için bu yılın açılımı Ankara ve Anadolu
Dell, Türkiye pazarında 2016 yılında da Anadolu’ya, KOBİ’lere odaklanmayı sürdürecek.
Şİrketler, danışmanlık desteğİ almaya nasıl bakıyor? Dell olarak şirketi inceleyip buna göre çözüm sunuyoruz. Türkiye pazarında da bu tarz kapsamlı danışmanlık önemli bir fayda. BT yatırımı konusunda vizyonu veya bilgisi yoksa, ne yapması gerektiğini ve BT bütçesini en etkili biçimde nasıl değerlendireceğini bilmiyorsa, bu danışmanlık ona yol gösteriyor. Bu başlıkta belli kriterlerle hazırladığımız şablonlar, tüm taraflar için zaman tasarrufu demek. Onlara hızla yol haritası çizebiliyoruz ve referans mimari üstünde tarafların işbirliği önem kazanıyor. Dell’in burada önemli bir ayrışma noktası da var. Diğer küresel markalara göre açık kaynağa çok
oldu. Bu yönüyle iş ortağı ekosistemimize yatırımı da sürdürüyoruz. n Anadolu’da ihtiyaçlar ve öncelikler nasıl şekilleniyor? İstanbul’da şirketler doğal bir eğitim sürecinde. Anadolu’da böyle bir ekosistem yok. Oraya giden üretici, bu çabasının karşılığını alıyor. Yani rekabetin daha az olduğu, müşteri ile güçlü ilişki ve sunulan değerle ilerlemek, farklı projeleri hayata geçirmek mümkün. Bu, Anadolu’da teknoloji ve güvene dayalı uzun soluklu ilişkileri
Dell Solutions Türkiye Direktörü Nevcihan Matur güveniyor ve marka bağımsız olarak işlemleri yapabiliyoruz. Danışmanlık desteği sunarken diğer markaları da gündeme alıyoruz. Bu, son dönemde
beraberinde getiriyor. Kamunun e-Dönüşüm uygulamalarının yanında, KOBİ’lerde teknolojiye yönelik ilgi de var. Kurumsal vizyona paralel belli yatırımları doğru iş ortağı ve teknoloji ile yapmak gerektiğinin farkındalar. Ürün portföyümüz ve bütünleşik ürün çeşidimiz çok zengin. Anadolu’da KOBİ’ler gibi noktalar için de bunlar büyük avantaj demek. Sunucu tarafında ‘bütünleşik yapı’ olarak adlandırdığımız VRTX ve FX mimarisi sunucusu, ağ yapısı, diski ve işlemcisi olan bir yapı ve KOBİ’ler de bunların her birini ayrı ayrı alacağına, çok daha optimize ve yönetim, bakım maliyetleri konusunda avantajlı bir yapıyı tercih ediyorlar. Bu da bizim için Anadolu’da KOBİ’lere seslenmek adına bir avantaj demek. n Merkez Türkiye’ye nasıl bakıyor? Merkezin Türkiye’ye ciddi yatırımları var ve bu pazara olumlu bakıyorlar. Dell’in üst düzey isimlerinden Rory Read, ABD ve Avrupa ülkelerinin yanında, kendi yönetim ekibiyle Türkiye’ye de geldi. Onları 3 gün burada ağırladık, iş ortaklarımızla bir araya getirdik. İki taraf birbiri ile fikir alışverişinde bulunma fırsatı yakaladı. Örneğin Polonya ve Türkiye sunucu tarafında
yazılım odaklı satın almalarla elde edilen bir güç. Bizim için değer ‘uçtan uca çözümde’ ve her müşterimizde bu bilinçle hareket ediyoruz.
istikrarlı ilerleme sergileyen iki ülke. Bu başlıkta Türkiye’yi birinci yapmak ise hedefimiz. n Sunucu tarafında bulut bilişimin de gelişimi ışığında nasıl bir potansiyel var? Türkiye stratejisi aslında küresel strateji ile paralel. Mobilite, bulut bilişim, güvenlik, büyük veri ise bilişimde öncelikler. Büyük veri BT sektöründe sarsıntı yaratıyor ve bu devam edecek. Sunucu tarafının ihtiyaçların artması da böylece gündeme gelecek. Örneğin IoT ve M2M de büyük veri başlığının altında konumlanıyor. Nesneler kendi kendilerine veri üretip kendi aralarında ve insanlarla iletiyim kuracak. Bunların üzerine bazı aygıtları koymak zorundasınız. Bunlara ‘IoT Gateway diyoruz. İrlanda’da laboratuvarda müşterilerimiz bunu test ediyor. Bu aynı zamanda Avrupa’daki ilk IoT laboratuvarı. Bu topladığımız veri için daha üst bir analitik gerekecek ve bu da daha çok veya daha yetkin sunucular demek. Bu yönüyle BT sektöründe büyük bir değişim var. Yazılım ve donanım arasında entegrasyon çok farklı bir boyut kazanıyor. IoT başlığında güvenlik de büyük önem taşıyor. Güvenlik yazılımları, güvenlik çözümleri,
güvenlik donanımları pazarında da büyük bir etki kendini gösterecek. n Siz bu değişen yapıda nasıl konumlanıyorsunuz? Referans mimari, yani ‘blueprint’ çalışmamız var. Önce müşterinin ihtiyacını, ne yapmak istediğini bir anlayalım, böylece kişiselleştirilmiş, kurumun ihtiyacına uygun çözümler üretelim istiyoruz. Bu bir danışmanlık bakış açısı ve belli noktalarda zaten bunu yapıyorduk. Ar-Ge ve BT uzmanları ile sergilenen büyük bir efor ve ortaya çıkan referans mimariler, yani ‘blueprint’ serisi var. Örneğin bir kurum olarak sanallaştırma yapacaksın, ama nereden başlayacağını bilmiyorsun. Tüm bu ortak akılla Dell diyor ki, ‘2 bin kullanıcıya sanallaştırma yapmak istiyorsan, bu referans mimariyi kullan’. n 2016 yılında Türkiye pazarında stratejiniz ve öncelikleriniz neler olacak? Kanalı güçlendiriyor, kanala yatırım yapıyoruz. Kanal eğitimlerimiz arttı ve onlara özel yaptığımız programlar var. Teknoloji tarafında birincisi ‘hyper converged’ dediğimiz bütünleşik yapılar ön planda. İkincisi ise yazılım tanımlı yapılar ve yazılım tanımlı depolama. Sonuçta kutu kutu depolama yapıları ile yatırım yapacağıma, bunları bütünleşik bir işlemcinin içine çekeyim, kontrolü bir yazılımla sağlayayım. Bu konuda iyi bir portföyümüz ve yazılım şirketleri ile işbirliklerimiz var. Öncelikler olan 4 büyük eğilim, BT şirketlerinin hem rekabet hem işbirliği yürütmelerini sağlıyor. Bu konuda bir ekosistem oluştu. Bunları destekleyecek altyapıların arkada daha akıllı ve yazılım tanımlı olması, donanımı yazılımla daha da yetkin hale getirmek gerektiğini bilmek lazım. Bu farkındalık Türkiye’de var. Farklı sektörlerde önde gelen şirketlerle bu konuda çalışmalar yapıyoruz. Yatırımlar adım adım şirkette yayılıyor ve bu da BT biriminin günlük rutinden koparak, daha yaratıcı çalışmalara odaklanabilmesini sağlıyor. Uçtan uca çözümlerimiz gün geçtikçe büyüyor ve bu, Dell’in en önem verdiği başlıklardan biri.
14
BThaber
BİLİŞİM DÜNYASI
14 - 20 ARALIK 2015
“Müşterilerin online platformlardaki değerlendirmeleri, şirketlerin imajı için çok önemli” Gerçek zamanlı müşteri memnuniyeti konusunda mobil ve web Simay Yaylacı uygulaması geliştiren Pisano, müşterilerin ne tür sorunlarla karşılaştıklarını anında şirket yetkililerine aktarıp, işletmenin hizmet kalitesini arttırarak, memnun müşteriler yaratıyor. Pisano kurucu ortaklarından Özkan Aykut Demir, girişimleri hakkında sorularımızı yanıtladı. n Bu girişim fikri nasıl ve filizlendi? Ben ve diğer kurucu ortaklarım, her zaman kendi girişimini kurma hayalinde olan bir ekiptik. TRPE Ventures Partners ile tanıştığımızda henüz herhangi bir fikrimiz yoktu. Pisano 2014 yılı Ocak ayında insana yatırım yapmayı ilke edinmiş TRPE Venture Partners’tan ilk yatırımını alarak kuruldu. TRPE Venture Partners’ın yatırımcılarından biri de dünyaca ünlü seri girişimci Sir Terry Matthews. TRPE Venture Partners’ın modeli gereği yatırım sonrası 1-2 aylık bir Kanada ziyareti gerçekleştirdik. Orada Sir Terry Matthews’ün yaklaşık 100 kadar yatırım yaptığı teknoloji şirketi var. Bu şirketlerle konuşarak, onların ve onların müşterilerinin problemlerini dinledik. Kurulum aşamasında Pisano fikrinin çok olgunlaşmamış bir
Pisano geliştirdiği yazılımla, şirketlerin marka değerlerinin korunmasını, hizmet kalitesinin daha yukarı taşınmasını ve müşteri memnuniyetinin arttırılmasını sağlıyor. halini yapmak istiyorduk. O görüşmeler esnasında sektörel fayda nasıl sağlayabilir kısmı üzerine de detaylıca çalışınca bugünkü Pisano fikri ortaya çıktı. n Girişimin ana iş konusu nedir? Pisano neyi amaçlıyor? Pisano şirketler ve onların müşterileri, ziyaretçileri arasındaki bir iletişim kanalı. Şirketler bu iletişim kanalı üzerinde müşterilerinin görüşlerini, isteklerini ve şikâyetlerini toplayabiliyorlar. En önemlisi de istedikleri her an müşterilerine ulaşıp onlarla sürekli iletişimde kalabiliyorlar. Bu sayede işletmeler, müşterilerinin isteklerine anında cevap verip, memnuniyetsiz müşterilere daha deneyimleri bitmeden ulaşarak onları sadık müşterilere dönüştürebiliyorlar. n Ne gibi bir eksik görerek bu bir platformu hayata geçirdiniz? Online platformların kullanım oranlarının artmasıyla beraber kişilerin karar verme mekanizmasında bu online platformlardaki
değerlendirme ve yorumların çok etkili olduğunu düşünüyoruz. Platformlardaki negatif yorumların işletmelerin imajını zedelediğini ve potansiyel müşterilerinin onları seçmesinin önüne geçtiğini de çok net görebiliyoruz. Şirketlere bu konuda sağlanacak desteğin doğrudan gelirlerini artırabileceğini ve daha iyi bir online marka imajlarının olmasına yardımcı olabileceğine çok inanıyoruz. Bu konular üzerine düşünürken Kanada’da insan davranışı üzerine çalışan bir danışmanla tanıştık. Bu danışman ile çalışırken, online platformdaki bu olumsuz yorumların memnuniyetsizlik sonrası yazıldığını ve memnuniyetsizliğin ana nedenlerinden birinin de problem olduğu zaman karşılarında muhatap bulamamaları olduğu konusu üzerine yoğunlaştık. Bir diğer sebep ise, bırakılan şikâyetlerin belirli aralıklarla incelediği ve aradan uzun zaman geçmesi nedeniyle problemlerin değerini yitirmesi konusunda hemfikir kaldık. O gün ekip olarak aldığımız karar şuydu; tüketicileri anında işletmelere bağlayan
indirmeye de gerek yok. Bunlardan ikincisi de işletmeler içerisinde konumlanmış tablet kiosklar. Tüketiciler bu tablet kiosklar sayesinde görüşlerini sadece 3 saniye kadar kısa bir sürede yine işletmelere ulaştırabiliyorlar. Daha sonra işletmeler bu geri bildirimleri kendi panellerinden takip edip, onlara cevap verebiliyorlar. Detaylı raporlar ve analizler de düzenli olarak işletmenin tüketicilerin gözünden nasıl göründüğünü ve nelerin iyileştirilebileceğini anlamalarına yardımcı oluyor.
Pisano kurucu ortaklarından Özkan Aykut Demir ve tüketicilerin görüşlerini, önerileri ve şikâyetlerini işletme içerisindeki doğru insana anında ulaştırmalarına olanak sağlayacak bir ürün geliştirmeliydik. n Kullandığınız mobil altyapıdan bahsedebilir misiniz? Aslında temelde iki ürünümüz var diyebiliriz. Bunlardan birincisi tüketicilerin kendi akıllı telefonlarını kullanarak görüşlerini, önerilerini işletmelere ulaştırmasını sağlıyor. Tüketiciler hizmet aldıkları işletmelerde bulunan dokunma noktaları üzerindeki karekodu okutarak ya da kısa linki yazarak web üzerinden anında görüşlerini paylaşabiliyorlar. Bir uygulama
n Türkiye’de hangi sektörlere hizmet veriyorsunuz? Bugüne kadar bankalar, oteller, restoranlar, taşımacılık şirketleri, perakende, hastaneler, etkinlikler ve spor salonlarından 40 kadar şirkete hizmet verdik. Çok yakın zamanda bunlara benzin istasyonları ve alışveriş merkezleri de eklenecek. n Pisano’nun yakın gelecek hedefleri nelerdir? Yurtdışı planlarınız var mı? Yakın gelecekteki planlarımızda öncelik müşteri ilişkisinin olduğu her yerde Pisano ürünlerinin kullanmaya başlanması ve değer yaratması. Sonrasında edindiğimiz bilgi birikimi ve tecrübeyle yurt dışına gitmeyi tabii ki planlıyoruz.
Deloitte, güncel içeriği mobil uygulama ile sunuyor Deloitte Türkiye, dünyanın her yerinden erişilebilen ve iş dünyasındaki ulusal, bölgesel ve küresel eğilimleri anında yakalamak isteyen profesyonellere yönelik ‘Deloitte Turkey Connect’ uygulamasını kullanıma sundu. Yıkıcı teknolojilerin bireylerin ve kurumların hayatını baştan sona değiştirdiği, yeni iş modellerinin ortaya çıktığı bir çağa dikkat çeken Deloitte Türkiye Stratejik Planlama, İş Geliştirme ve Pazarlama Ortağı Uğur Süel ekledi: “Analitik, mobil, sosyal, bulut, nesnelerin interneti gibi yıkıcı teknolojileri
sadece bir teknoloji olarak görmeyip, iş yapış biçimlerine, iş süreçlerine katabilen kurumlar, dijital dünyanın fırsatlarından yararlanabiliyor.” Müşterilerine daha kaliteli hizmetler vermek ve çalışanların verimliliğini artırmak için sürekli iş yapış şekillerine teknolojiyi entegre etmeye yönelik yatırımlar yaptıklarını vurgulayan Uğur Süel, şöyle devam etti: “Geçtiğimiz sene web sitemizi geliştirmek amacıyla küresel bir proje yürüttük. Böylece mobil uyumlu, kullanıcı odaklı, blog formatında ve
içeriği analitik uygulamalarla şekillenen dinamik bir web sitesi hayata geçirdik. Sosyal medyayı pazarlama ve iletişim stratejimizin merkezine
aldık. Son olarak da tüm paydaşlarımızın sektörel ve iş alanlarına yönelik en güncel yayınlara, araştırmalara, makalelere, videolara istedikleri anda, hızlı, kolay erişebilecekleri kullanıcı odaklı bir uygulama olan Deloitte Turkey Connect’i geliştirdik.” Apple Store ve Google Play Store’lardan ücretsiz indirilebilen uygulama; Tüketim ve Endüstriyel Ürünler, Turizm ve Eğlence, Perakendecilik, Enerji ve Doğal Kaynaklar, İnşaat ve Gayrimenkul, Finansal Hizmetler, Teknoloji, Medya ve Telekomünikasyon,
Sağlık ve İlaç, Kamu Sektörü ve Otomotiv sektörlerinin yanı sıra CFO Yayınları ve Ekonomik Görünüm gibi periyodik yayınları da kapsıyor. Deloitte Turkey Connect, kullanıcılara ilgi alanları ve kişisel tercihleri doğrultusunda içerikleri sınıflandırarak takip etme olanağı sağlarken; beğenilen yayınları kişisel kütüphanede arşivleyerek, ileride tekrar arayıp bulma gerekliliğini ortadan kaldırıyor ve çevrimdışı erişimi mümkün kılıyor. Uygulama, yeni yayınlar konusunda da kullanıcıyı haberdar ediyor.
BThaber
BİLİŞİM DÜNYASI
14 - 20 ARALIK 2015
Huawei Türkiye, bir yandan kurumsal alana yönelik yatırımlarını Ayhan Sevgi artırırken bir yandan da hızlı büyümesini sürdürüyor. 2015 yılında yüzde 186 büyüme gösteren Huawei Türkiye Enterprise, bu gelişim ivmesini 2016’da da sürdürmeyi hedefliyor. Huawei Türkiye Enterprise’ın yeni ülke müdürü Serdar Yokuş, fiyat rekabetinin bu başarıda büyük bir etkisinin olmadığını belirterek, “Biz fiyatlarımızı artırmadık, rakiplerimiz düşürdüler. Ama yine de pek çok kurumun tercihi Huawei oldu” dedi. Türkiye’de veri merkezi yatırımlarının 2016 yılında hızla büyümeye devam edeceğini belirten Serdar Yokuş, Huawei Enterprise olarak bir veri merkezinin tüm bileşenlerini içeren ürün ve çözüm yelpazesine sahip olduklarını belirterek, ürün ve çözümleri ile ilgili şu bilgileri verdi: “Bu yıl en fazla satış ve proje gerçekleştirdiğimiz ürünlere baktığımızda ilk sırada SWITCH ürün grubunu görüyoruz. Bu dönemde WiFi ürünlerimizin satışında da önemli artış gözlemledik. Depolama alanında da OceanStore3’ün rekabette Huawei’yi öne çıkardığını söylemek mümkün. Gelecekte bu kategoride önemli oranda büyüme öngörüyoruz. 2015’te en büyük büyüme, Storage, Access Point ve Switch ürünlerinde gerçekleşti diyebiliriz. Pazara sunduğumuz birçok ürün, temelde müşterilerimizle birlikte, müşteri ihtiyaçlarına
Huawei Enterprise yeni yılda da iddiasını sürdürecek Bu yıl yüzde 186 büyüme gösteren Huawei Türkiye Enterprise’ın 2016 yılı büyümesinde itici güç kanal, servis ve veri merkezleri olacak.
Yenİ servİs İş ortakları gelİyor Huawei Türkiye Enterprise’ın kanala büyük önem verdiğini ve önümüzdeki dönem de bu yöndeki çalışmalara ağırlık vereceklerini kaydeden Serdar Yokuş, “Biz bugüne kadar doğrudan satış yapmadık ve önümüzdeki dönem de bu ilkeden vazgeçmeyeceğiz. İş ortaklarımıza yönelik eğitim ve desteklerimizi artırarak devam ettireceğiz. Ayrıca önümüzdeki günlerde de Türkiye’nin iki önemli şirketini de servis işortağı olarak atayacağız ve 2016 yılında servis iş ortaklarımıza da sertifika zorunluğu getireceğiz” dedi. Yokuş, sözlerini şöyle sürdürdü: “Huawei, Türkiye pazarına, servis desteği
yönelik olarak, geliştirdiğimiz ürünler. Örneğin SAP HANA için ciddi maliyetlerle bir Innovation LAB kurarak çalıştık. Şu anda da SAP HANA’nın en iyi performans gösterdiği ürünler, Huawei ürünleridir. Bu performans, rekabette de önemli avantajlar sağlıyor. Bunun
sunmayacağı hiçbir ürünü adapte etmeyecektir. Dünya pazarında, birçok alanda farklı ürünlerimiz kullanılıyor. Ancak Türkiye’de kullanıma hazır hale gelmeyen, yetkin mühendislik ve teknik servis altyapısı, sertifikalı eğitmeni olmayan ürünler, pazarda olmayacak. Yeni ürünlerden ziyade, pazardaki ürünlerimiz konusunda yetkinliğe sahip iş ortaklarımızı geliştirmeye daha fazla önem veriyoruz. Gelecek dönemde Anadolu’daki iş ortaklarımızın sayısını artıracağız ve bu bölgeye daha fazla önem vereceğiz. 2015’te servis hizmetleri kapsamında, çağrı merkezimizi hayata geçirdik.”
yanı sıra, hızla gelişen bir SOLAR pazarı var. Bu pazarda da oyunun kuralları değişiyor ve Huawei rekabette öne çıkmaya başlıyor. Kesintisiz güç kaynağı pazarı da 2015’te dikkat çekmeye başlayan bir diğer alan. Enerji kesintisi çok büyük iş kayıplarını da beraberinde getirecektir.
Huawei Türkiye Enterprise Ülke Müdürü Serdar Yokuş Bu alandaki rekabette de Huawei farkı artık sektörde hissediliyor.” Kurumsal alanda pazarın küçüldüğünün ve büyüme oranının yüzde 3.1 olarak öngörüldüğünü kaydeden Serdar Yokuş, kendilerinin ise büyüdüklerinin altını çizerek, öngörülerini şöyle paylaştı: “Huawei’nin Türkiye’de büyüme oranı ile pazarın büyüme oranı ters orantılı. Enterprise birimi, 2014’te kümülatif olarak yüzde 300 oranına büyüme gösterdi. 2015 yılında pazar küçülürken, Huawei yüzde 186 oranında büyüdü. 2016 sonunda bu
15
büyüme oranını, en az yüzde 100 olarak öngörüyoruz. Huawei, diğer bölgelerde de Enterprise tarafında oldukça hızlı büyüyor. 2016, geride bıraktığımız yılın ekonomik konjonktüründen daha zorlu geçebilir. Geçtiğimiz yıl pazar yaklaşık olarak yüzde 3’lük bir büyüme gösterdi. Önümüzdeki yıl için pazarda daha düşük seviyelerde bir büyüme öngörüyoruz. 3 haneli büyümeye ulaşmak ise yine hedeflerimiz arasında yer alıyor. Huawei pazara girdiğinde, aralarında son derece köklü, 15 – 20 yıllık firmaların da bulunduğu rakiplerin, belli bir seviyeye gelmiş sistemleri ve cirosal yapıları söz konusuydu. Huawei bu pazar yapısını farklılaştırmayı başardı. Bu noktada şunu vurgulamamamız önemli; ‘Büyüyen pazarda büyümekle, sınırlı büyümesi olan bir pazarda büyümek birbirinden oldukça farklı sonuçlar’. Bu başarıdaki en önemli etken, rakiplerimizden daha farklı değer teklifleri sunmamızdır. Huawei son yıllarda bunu en iyi şekilde uygulayan markalardan bir tanesi. Huawei’den önce, belli projelerin belli firmalarla yapılması zorunluymuş gibi, yazılmamış kurallarla ilerleyen bir sektör vardı. Huawei bu ekosistemi, makul kar paylarıyla gerçekleştirdiği projelerle tamamen değiştirdi. Pazardaki en önemli başarı kriterlerinden biri ürünlerinizin iyi olmasıdır. Huawei, birçok köklü rakibinden çok daha iyi ve uzun süreli performans sergileyen ürünleri pazar sunmuş ve birçok bağımsız test kuruluşu tarafından da bu performans tescillenmiştir.”
AirTies ABD’ye teknoloji ihraç ediyor Haber Merkezi ABD’de kablo ve genişbant hizmetleri veren Midcontinent Communications kullanıcılarına AirTies’ın Air 4920 Kablosuz Smart Mesh erişim noktaları ile hizmet verecek. ABD’de Minnesota, Kuzey Dakota, Güney Dakota ve Wisconsin bölgelerinde kablolu TV, ev otomasyonu ve telefon gibi alanlarda 300 bini aşkın aboneye hizmet veren Midcontinent Communications, müşterilerine evlerinde daha yüksek performanslı kablosuz
internet hizmet alabilmeleri için AirTies ürünlerini tercih etti. AirTies, Midcontinent ile yapılan bu işbirliğini, Kaliforniya’da faaliyet gösterecek özel bir birim ile yönetecek. Bu birimin genel müdürlüğü ve başkan yardımcılığını ise Özgür Yıldırım üstlenecek. AirTies Kurucu Ortağı ve İcra Kurulu Başkanı Bülent Çelebi, anlaşma ile ilgili olarak şunları söyledi: “ABD’de abonelerine süper hızlı geniş bant sunan şirketlerden biri olan Midcontinent’ın bizi seçmesinden dolayı çok
memnunuz. Kullanıcılar, dünyanın her yerinde hızlı ve evin içindeki bütün odaları kapsama alanına alabilen, yüksek kaliteli kablosuz internet ağlarını tercih ediyorlar. Biz de AirTies olarak, servis sunucularına, yüksek kaliteli, hızlı, bütün eve yayılan internet kapsama alanı ve süreklilik sağlayan akıllı kablosuz internet ağı yaratmalarına yardımcı oluyoruz” dedi. Bu işbirliği kapsamında, Midcontinent’in abonelerine destek AirTies tarafından sağlanırken aynı zamanda ürün
ve servislere ilişkin talepleri de karşılayacak. AirTies, kapsama alanını ve kablosuz internet hızını artırmak için evin içine yerleştirilmiş birden fazla akıllı erişim noktası kullanıyor. AirTies’ın “Akıllı Erişim Noktaları” olarak adlandırdığı bu cihazlar, evlerin farklı noktalarına yerleştiriliyor ve “Wi-Fi Mesh” sistemi ile alternatif veri yolları ve kablosuz bağlantılar oluşturarak 2.4 ve 5GHz bantları içinde mobil cihazların birbirine ve internete en iyi şekilde bağlanabilmelerini sağlıyor.
Metin Taşkın - Bülent Çelebi
16
BThaber
BİLİŞİM DÜNYASI
14 - 20 ARALIK 2015
BT’de demokratikleşmeye hoşgeldiniz SAP TechEd Barcelona, SAP’nin yeni teknolojileri, şirketin HANA Handan Aybars odaklı stratejileri, Barcelona iş süreçlerinden başlayıp tüm uygulamaları içine alan çözümleri odağında dijital dönüşüme odaklandı. Bu dönüşüme kimsenin sırtını dönemeyeceği tüm konuşmalarda dile getirilirken, müşteri odaklı bir dünyaya, sürekli inovasyon yapmanın gerekliliğine, yeni para birimi olarak ‘veri’nin önemine ve uçtan uca dijital olmanın önemine vurgu yapıldı. Konuşmasında SAP olarak öncelikleri ve dijital dönüşümün etkilerine odaklanan SAP Platform Çözümleri Grubu Global Başkanı Steve Lucas’ın da dikkat çektiği gibi, her ekonomi dijital hale geliyor. Bunu “Algoritma devri başladı” sözleri ile özetleyen Steve Lucas’a göre, her sektör ve her şirket artık dijital olmak zorunda. Aksi halde yok olması da kaçınılmaz. Dijitalleşme bir gereklilik olarak ilk başlıkta öne çıkarken, ikinci unsura Lucas şu sözlerle dikkat çekti: “Dijital bir uygulamanız olması, dijital bir şirket olmanız anlamına gelmiyor.” Bu noktada dijitalden kastının ‘sürekli ve bütünüyle bağlantılı bir şirket yapısı’ olduğunun altını çizen Lucas, sözlerine şöyle devam etti: “İşinize dair herşey dijital bir çekirdekte (digital core) şekilleniyor ve SAP’de bu çekirdek var. Bu ‘digital core’ sadece bir veritabanı değil, entegre bir platform ve HANA platformu ile başlıyor. Veri
Barselona’da düzenlenen SAP TechEd, gerek HANA platformunun önemine, gerek herkesin, daha doğrusu her ölçekte şirketin erişebildiği bir BT algısına, gerekse bulut yapısının faydalarına odaklandı. göre uygulama inşa edebilmesi önem kazanıyor. HANA Cloud Platform’u kullanarak pratik biçimde kendi uygulamanızı yaratabilirsiniz. HANA Cloud Platform kullanarak, bir programcıya ve ona derdinizi anlatmanıza gerek kalmadan kendi analitik model uygulamanızı yaratabilirsiniz.
yönetimi, analitik, tasarım ve geliştirme, güvenlik gibi tüm başlıkları tek bir kurumsal platformda buluşturuyor. Bu yapı, beraberinde yönetim kolaylığı sağlıyor. İkinci adımda ise HANA Cloud Platform var ve bu, HANA yapısını buluta taşıyor. IoT platformu ve iş yapış şeklimizi buluşturuyor. S/4 HANA da şirketinizin işleyişini değiştiriyor, erişilebilir BT yetkinlikleri, analitik çözümleri sunuyor.” Bizde ‘platform’ var HANA ile temel sorunları ve çözümleri adreslemek ve etrafına farklı veri setleri bağlamak, böylece dağınık veriyi analiz edebilirken, sürekli değişen kurumsal beklentileri karşılamak için de bir platform hayata geçmiş oluyor. Lucas’ın tabiriyle HANA; hızlı karar alma, veriye erişimde demokratikleşme, büyük veri sahipliğini sadeleştirme imkanı sunuyor. Konuşmasının bu noktasında Oracle odaklı
eleştiriler yapan Lucas, “Oracle geçtiğimiz günlerde ‘SAP uygulamaları yeniden yazılmalı’ dedi . Oracle ‘düğmeye bas’ diyor, biz ise modern ve yetkinliği yüksek platform veriyoruz” dedi. Konuşmasında HANA yapısı ekseninde başarı hikayeleri de paylaşan Lucas’ın dikkat çektiği bir konu da analitik ve bu başlıktaki değişim oldu. Kurumlar silo veri depolama yapısından çıkıyor ve analitik de bulut da tek çözümde buluşuyor, IoT ve HANA Cloud Platform’un buluşması kontrol ve entegrasyon kolaylığı sağlıyor. Bulut ekseninde analitik algısındaki değişime de işaret eden Lucas, şu bilgileri paylaştı: “Buluttan aldığınız veri, sizin iyi veya kötü durumda olduğunuzdan daha fazlasını söylemeli. Arkasında zeka var, bu nedenle sorduğunu anlayıp platformda matematik altyapısı ile öneride bulunuyor. Analitik; verinin kıymetini artırıyor. Bu durumda şirketin ihtiyacına
Her ölçekte şirket bulutta Basınla bir araya geldiği toplantıda da “Temel stratejimiz HANA” vurgusunu yapan Steve Lucas, HANA’nın kendileri için önemini şu sözlerle anlattı: “HANA Cloud Platform, mobil uygulama geliştirmede, mobilin merkezinde olacak. Artık veritabanı değil platform ihtiyacı var. HANA da ihtiyacınız olan herşeyi bir platforma indirgiyor. SAP ve SAP dışı yapılarda da uygulamalarımız kullanılıyor. Merkezde HANA ve onun etrafında bulut gibi yapıları kurgulamak ve bunu yapmak için gereken rekabetçi güce sahibiz.” HANA Cloud Platform’a KOBİ’lerin erişimini sorduğumuz Lucas, “Merhaba” diyerek yanıtına başladı ve “Bulut stratejisi her ölçekte şirket tarafından kullanılabilir. Uygulama geliştiriyorsunuz, kurumsal ölçek önemini yitiriyor. Bulut teknolojileri giderek artan sayıda KOBİ tarafından kullanılıyor. Yani geleceğin uygulamaları da KOBİ’leri bekliyor” bilgisini verdi.
Röportajlarda öne çıkanlar… SAP İleri Analitik Ürünleri Başkan Yardımcısı Erik Marcade: “Büyük veriyi ne kadar iyi kullanırsanız, o kadar kurumsal fayda elde eder, faydayı net görürsünüz. İş zekası sorumluları ‘iş zekası’ ve ‘ileri analitik’ arasında ne fark olduğunu çok sorarlar bana. İş zekası; insanlar için karar alma araçlarını içerir. Prediktif ise çok daha farklıdır ve insan eli değmeden süreç ilerler. Tüm tahminlemeyi makineler yapıyor ve karar olarak size sonuçlar sunuyor. Ama bu insan kaynağının yerini makinelerin alacağı anlamına gelmiyor kesinlikle. Stratejik kararları her zaman yine insanlar alacak. Ama örneğin yüzlerce tahminleme modeli arasında otomatize tekniklerle hızlı ve doğru sonuç elde edebilirsiniz. Pazarlama
kampanyanızı nasıl optimize edeceğiniz konusunda bu tekniklerin ortaya koyduğu sonuçlar size karar alma imkanı verir. Yani kimse işini kaybetmeyecek, ama kendi yetkinliklerini geliştirme fırsatı elde edecek veya buna zorunlu kalacak. Ayrıca bu yapı ile bazı işlerin değişeceğini de unutmamak gerek. Predifkitf analizi adımlarınıza yansıttıkça, örneğin çağrı merkezi yetkilisi ekrandan müşterinin ismi ve onunla ilgili yapılan analizi anında görüp, kişiye en uygun sunumu yapabilir. Sonuçta bu teknoloji ile kimse işini kaybetmiyor. Tersine, daha kişiselleştirilmiş sunumlar, çağrı merkezinin performansını da olumlu etkiler. İnsanlar, makinaların onlara öneriler yapmasına giderek daha çok alışacak.”
SAP IoT Platform Başkan Yardımcısı Dr. Uwe Kubach: “Endüstri 4.0’ın merkezinde yeni teknolojiler var. Gerçek değerin kaynağı ise müşterilerin bu teknolojiyi kullanması ve yeni iş modellerini hayata geçirmesine bağlı. Makinelerin değil, aslında ‘şeylerin’ birbiri ile iletişimi hem bireylerin hayatını kolaylaştıracak hem BT dünyası ile her şeyi birbirine bağlı hale getirecek. Böylece her ölçüde kişiselleştirme yapabilirsiniz. Eskiden veriyi planlamak veya bu veri ile tahminlemeler yapmak önem taşırdı. Bugün herşey birbirine o kadar bağlı ki, her türlü güncel ve doğru veriyi anında görebiliyorsunuz. Böylece örneğin, sattığınız cihazın bozuk olup olmadığını kontrol etmek için 6 ayda bir müşterinize gitmeniz gerekmez. Bir bozukluk varsa o zaten alarm durumuna
geçer. Bir SAP sistemine bağlı olan cihazda, internetten tüm kontrolleri yapmak mümkün. Bu, özellikle SLA yapısında en önemli maliyet avantajı noktası. Hatta bu yapı sayesinde farklı SLA seviyelerini müşterilere sunabilirsiniz. Eskiden makineyi koruma önceliği ile bir servis kontratı yapar, her 6 ayda bir teknisyenin ziyaretini beklerdiniz. Şimdi ise kesintisiz çalışma ve tahminleme odaklı sürekli kontrollere dayalı onarım önerisi yapabiliyorsunuz. Bu gelişim, sigorta başta olmak üzere finansal hizmetlerde değişimi beraberinde getirecek. Onların yeni iş modelleri konusunda çok kafa yorduklarını biliyoruz ve daha yolun başındayız. Örneğin araç sigortasında ‘kazasızlık’ gibi kriterler, sunumu değiştirecek. Ama dediğimiz gibi, bunlar daha ilk adımlar.”
Herşey İş hayatında hızlı ve doğru kararlar İçİn… SAP TechEd, kurumsal hayattaki gelişime paralel bir dizi yeniliğin lansmanına sahne oldu. IoT odaklı olarak SAP HANA Cloud Platform’u temel alan SAP Vehicles Network çözümünün Avrupa lansmanı yapıldı. Kullanıcısı olan kurumlara güvenli uçtan uca mobil ve araç odaklı hizmeti sunan SAP Vehicles Network çözümünün ABD’nin ardından Avrupa pazarında da yerini alması, şirketin önde gelen park yeri uygulamaları ve operatörlerle işbirliğini de beraberinde getirecek. 2015 Şubat’ındaki lansman sonrası SAP Business Suite 4 SAP HANA (SAP S/4HANA) yapısında yeni güncellemeyi de etkinlik kapsamında katılımcılarla paylaşan SAP, böylece kurumsal yönetim başlığında avantajlar sunmayı hedefliyor. Tüm iş akışlarını gerçek zamanlı olarak daha net görebilme imkanı sağlayan güncellemeyi ‘dijital iş ortamı için ilk dijital çekirdek’ olarak tanımlayan şirket yetkililerine göre, SAP HANA platformunu temel alan ve SAP Fiori kullanıcı deneyimi ile tasarlanan bu yeni yapı, tüm sektörlerde anlık iş devamlılığını sağlıyor. Kullanıcıların SAP S/4HANA uyumunu sadeleştirme ve kolaylaştırma odaklı olarak, müşterinin iş döngüsünde S/4HANA’nın doğru konumlandırılmasını sağlamayı hedefleyen SAP Activate, aynı zamanda SAP iş ortaklarının inovasyonlarını, uzmanlıkları paralelinde paylaşmalarını mümkün kılıyor. SAP Digital Boardroom ise SAP S/4HANA ve SAP HANA Cloud Platform’daki iş verisini bir aksiyona dönüştürme imkanı sunuyor. Yeni SAP HANA Cloud Platform ile SAP Fiori’ye uyum ve kullanımı daha da sadeleştirmeyi hedefleyen SAP, kullanımı kolay ve iş hayatının sürekliliğinde artık kilit öneme sahip mobil uygulamalar konusunda şirketlere hem hızlı hem de kullanımı kolay bir mobil araç geliştirme yapısı sunuyor. Bunun için şirketler kendi veri merkezleri veya bulut mimarilerinde, yani kendi BT modellerine en uygun yapıda mobil uygulama performansı elde edebiliyor.
17 BThaber
DOSYA
KOBİ’ler İçin Rekabet Araçları
14 - 20 ARALIK 2015 www.bthaber.com
KOBİ’ler İçin Rekabet Araçları Ruşen Göbel
KOBİ’lerin yer aldıkları sektörde rekabet avantajı sağlamak için kullandığı çeşitli teknoloji araçları, yazılımları ve donanımları işleri kolaylaştırmakla yetinmiyor; maliyetleri de düşürüyor.
BThaber’in 21. yaşını geride bıraktığı 1050. sayımızda KOBİ’lere yer verelim istedik. İş uygulamaları, büyük veri, iş zekası, mobil iletişim, mobil iş çözümleri, güvenlik, eDönüşüm
(eFatura, eDefter, eArşiv vs.) ve bulut teknolojilerini kullanarak verimliliklerini artıran, müşterilerine daha hızlı ve kaliteli hizmet ve ürün sunabilen KOBİ’lerin teknoloji yatırım oranları
hala istenilen düzeye ulaşmış değil. İşletmelerin 2016 yılında teknoloji yatırımlarını artıracağı, bu yıl bekletilen pek çok projeyi hayata geçireceği öngörüler arasında yer alıyor.
18
DOSYA
BThaber
KOBİ’ler İçiN Rekabet Araçları
14 - 20 ARALIK 2015
Şirketler bulut bilişimin farkına varıyor Mobil cihazların kullanımının artması, böylece şirketlerin bilgiye her yerden ve her zaman erişme ihtiyacı, bununla beraber gelen iş sürekliliği, bu gelişime karşılık BT sahiplik maliyetinin düşüşü, internet hızının artması gibi gerekçeler bulut bilişime yönelik ilginin artmasını da sağlıyor. Bulut bilişimin bu gelişimi ‘BT’nin demokratikleşmesi’ olarak da adlandırılıyor. Yani bilişim adına büyük, bazı durumlarda atıl kalabilen yatırımlar yapmak yerine, her ölçekte şirket BT’nin kurumsal avantajlarından yararlanabiliyor. Ölçeğe uygun modellemeler ve içerik kurguları, bulut bilişimde öne çıkıyor. Özellikle KOBİ’ler açısından bulut bilişimin önemli faydaları ve avantajları var. Birçok KOBİ’nin daha önceden mali ya da diğer nedenlerden dolayı kullanamayacağı çözümler bulut bilişim sayesinde kullanılabilir hale geldi. Bulut alanında faaliyet gösteren şirketlerin üst düzey yöneticileri de büyük oranda aynı fikirde. Önümüzdeki yıllarda bulut bilişim kullanımı katlanarak artacak. Şirketlerin yaptığı BT yatırımlarının dışarı aktarılması, yönetilmesi ve kullanılmasını bulut bilişim mümkün kılıyor. Hal böyle olunca bulut bilişim, özellikle KOBİ’ler için ciddi bir öneme sahip. Kurumsal şirketlerin yüksek meblağlı yatırımlar yaparak oluşturduğu altyapılar bulut bilişim sayesinde çok daha düşük maliyetle kullanılabilecek ve rekabeti artıracaktır. Güvenmek veya güvenmemek 2013’ten bu yana bulut bilişim kullanımında önemli bir artış gözleniyor. Gelecek yıllarda bu artış
daha da ivme kazanacaktır. Yazılım geliştiricilerin hazırladıkları yeni yazılımlar artık bulut ile de uyumlu. Bu durum, bulut bilişim kullanımının artmasını da etkiliyor. Diğer taraftan şirketlerin kafalarında bulut bilişimi tam olarak kavrayamadıkları dönemlerde güvenlik konusunda soru işareti bulunuyordu. Bulut bilişim tanındıkça, bilindikçe ve yaygınlaştıkça güvenlik endişesi de ciddi anlamda azaldı. Sağlık ve hukuk gibi alanlarda çalışan ve verilerinin gizliliği çok büyük önem taşıyan alanlarda bile bulut bilişime geçiş yapılıyor. Veriler servis sağlayıcının veri merkezinde değil, kendi bünyelerinde kurulan bulut ortamında saklanıyor. Bu noktada dikkat çeken şey,
KOBİ’lere bulut hizmetlerinin genel yapısının iyi bir şekilde anlatılması gerekliliği. İnsan doğası gereği bilmediği konulardan çekinir, uzak durur. Şirketlerde de durum böyledir. Şirketler, yeterince bilgi sahibi olmadıkları teknolojilere geçiş yapmayı “büyük risk” olarak değerlendiriyorlar ve geçmemeyi tercih ediyorlar. Bulut da bu teknolojilerden biri. Bulut bilişimi, avantajlarını, çalışma biçimini, maliyet konusundaki getirilerini, esnekliğini, güvenilirliğini ve diğer tüm özelliklerini şirketlerin ilgisini çekecek şekilde anlatmak, tanımlamak gerekiyor. Faydalar Bulut bilişimin şirketlere getirdiği fayda oldukça fazla. Ekonomik
KOBİ’ler kurumsal kaynak planlama yazılımlarına yönelecek Detaysoft olarak 2016 yılında e-dönüşüm pazarında büyük bir gelişim olacağını öngörüyoruz. Akaryakıt ve madeni yağ lisansına sahip şirketler ile faaliyet konusuna bakılmaksızın 2014 yılsonu cirosu 10 milyon TL ve üzeri ciroya sahip tüm mükelleflerin 31 Aralık 2015 tarihine kadar sistemlerini hazırlayıp, 1 Ocak 2016 itibariyle e-fatura ve e-defter kullanmaya başlaması zorunlu hale geldiği için yaklaşık 30.000‘den fazla mükellefin olduğu pazarda büyük hareketlilik yaşanacağını düşünüyoruz. Önümüzdeki yıl e-dönüşüm çözümlerinin yanında KOBİ’lerin gerçek anlamda kurumsal kaynak planlama yazılımlarına yönelmesini bekliyoruz. Birçok KOBİ, MRP’si olmayan yalnızca muhasebe işlemlerini yapabildikleri yazılımları kullanırken önümüzdeki yıl Türkiye
çapında yüzlerce firmanın bütünleşik yazılımlara geçiş yapacağını öngörüyoruz. Kurumsal kaynak planlama çözümlerine sahip olmak firmalara birçok avantaj sunuyor. Bu çözümlerin iş ve süreçlere entegre olması sayesinde tüm süreçlerde standardizasyon sağlanıyor. Bu sayede verimlilikte ve karlılıkta büyük artış meydana geliyor. ERP çözümlerinin firmalara finansal açıdan da birçok katkısı bulunuyor. Anlık raporlama yapabilme, gelecekteki maliyetleri öngörebilme ve birçok analiz yapma imkanı sunma bu katkılardan birkaç tanesi olarak sıralanabilir. Bunun yanında tüm süreçler izlenebilir hale geliyor. İzlenebilir olmak firmaların şeffaf olmasını da sağlıyor. Sonuç olarak marka değerinde ve markaya olan güvende de büyük artış gerçekleşiyor.
Detaysoft Üretim Sektöründen Sorumlu Satış Yöneticisi Emir Serpicioğlu
ölçeklendirilebilirlik, faydaların en büyüğü olarak görülebilir. Şirketler, hali hazırda kullanmakta olduğu bulut bilişim hizmeti yetersiz kaldığında donanım yatırımı için bir anda ciddi bir masrafın altına girmek yerine anında, kolayca, uğraşsız ve sadece periyodik maliyetlerin artışıyla performans artışı elde edebiliyor. Ayrıca ilk yatırım maliyetinin olmaması da en önemli avantajlarından biri. Kurulum, gerekli tüm cihazlar satın alınarak, ihtiyaç karşılayacak hale gelene kadar donanım, yazılım ve lisanslama başlıkları altında çok büyük faturalarla karşılaşabiliyoruz. Kullanıma hazır olma sürecinin çok kısa olması, erişilebilirlik kolaylığı, sertifikalı güvenlik ve güvenli depolama alanları gibi çeşitli avantajları da bulunuyor. Kullanım oranları Bulut bilişimden faydalanan şirketlerin tercihlerini göz önünde bulundurduğumuzda Türkiye’de bulut bilişim her geçen gün daha iyi anlaşıldığını görüyoruz. Fakat yine de Türkiye’deki bulut bilişim kullanım oranı hala gelişmiş ülkelerin gerisinde. Buna rağmen bulut bilişim, Türkiye’de en hızlı adapte olunan bilişim konularından biri olmayı başardı. Firmalar, bulut bilişimin iyi ve kötü yanlarını daha iyi kavrayabilmeleriyle beraber daha fazla güven duymaya ve bulut bilişime geçiş yapmaya devam ediyorlar. Bulut bilişimin sağladığı verimlilik, esneklik ve maliyet avantajlarının erken dönemde fark edilmesi, Türkiye’nin hızlı bir biçimde bulut bilişime yönelmesini sağlıyor; bu alana yapılan yatırımlar gün geçtikçe artıyor. Kimler tercih ediyor? Bulut bilişimi genel olarak kurumsal şirketler ve KOBİ’ler tercih ediyor. Altyapı, donanım ve uzmanlara Devamı 20. sayfada
Farkınızı Gosterin!
KURUMUNUZA ÖZEL TV KANALINA SAHİP OLMAK İSTER MİSİNİZ? www.sistemdokuzmedya.com /Sistem9Medya
/SistemDokuzMedya
/Sistem9Medya
/sistem-9-medya
/Sistem9Medya
/Sistem9medya
20
DOSYA
BThaber
KOBİ’ler İçiN Rekabet Araçları
yapılacak olan yatırımı, büyük bilgi işlem altyapılarının servis kalitelerinde hizmet almak için bulut bilişimde değerlendirmeyi tercih ediyorlar. Kullandığın kadar öde modeli, irili ufaklı bütün şirketlere cazip geliyor. Önümüzdeki dönemlerde şirketler sadece altyapı için değil, pek çok servisleri için de bulut çözümlerinden faydalanıyor olacak. Ayrıca felaket kurtarma senaryoları için de bulut bilişim hizmetlerinden faydalanılıyor olacak. Bulut bilişim, şirketlerin teknolojiyi verimli olarak kullanmalarına olanak sağlıyor. Bu bağlamda KOBİ’ler için ideal bir sistem olduğu söyleyebiliriz. Uzun yıllar boyunca bulut bilişimin sadece e-posta hizmetiyle kullanıldığını fakat sektörel yazılımların bulut desteği sağlamaya başlamasıyla beraber Türkiye’deki binlerce KOBİ bu teknolojiden faydalanmaya başladı. Teknolojiye hali hazırda yatırım yapmış şirketler bulut bilişime biraz daha uzak dururken, yeni kurulan şirketlerin büyük oranda bulut bilişim kullandığını gözlemliyoruz. KOBİ’lerin bilişim teknolojileri konularıyla ilgilenecek yeterli sayıda yetkin insan kaynağı bulunmuyor olması da şirketleri bulut bilişime yönlendiren etmenler arasında. Riskler Teknolojik gelişmelerin her birinde olduğu gibi bulut bilişimin de riskleri var. Elbette ki önemli olan, bu riskleri en aza indirgeyerek teknolojinin kendisinden faydalanabiliyor olmak. Geçtiğimiz yıl güvenlikle ilgili yaşanan çeşitli olaylar, bulut bilişime biraz daha şüpheyle yaklaşılmasına sebep oldu. Bulut bilişim sektöründe hizmet veren şirketler ise alınan ya da alınacak önlemlerle ilgili açıklamalar yaparak ortamı rahatlatmaya çalıştılar. Açıklamaya rağmen elbette ki buluta bakış açısı değişen şirketler de oldu. Güvenlikle ilgili yaşanan bu problemler, hizmetlerden faydalanmak isteyen şirketlerin güvenlik hakkında daha fazla soru sormasına sebep oluyor. KOBİ’ler gözüyle bakıldığında ise güvenlikle ilgili dezavantaj yerine avantaj bile getirdiğini söyleyebiliriz. Maliyetlerin yüksek olması sebebiyle KOBİ’lerin büyük çoğunluğunda sadece güvenlikle ilgilenen bir çalışan bulunmuyor. Bununla beraber güvenlik
14 - 20 ARALIK 2015
Teknoloji kullanıldıkça maliyetler düşecek KOBİ’ler ekonominin belkemiğini oluşturuyor, dolayısıyla KOBİ’lerin büyümesi, verimliliklerinin ve karlılıklarının artırılması gerekiyor. Teknoloji kullanımının KOBİ’lerde yaygınlaştırılması tüm bu noktalar açısından çok önemli. KOBİ’lerin teknoloji yatırımlarında ise 2016 maliyetlerin düşürülmesine katkı sağlayacak, verimliliği arttıracak yatırımlar öne çıkacaktır. Bu bağlamda bulut teknolojilerinden yararlanmaya yönelik yatırımların önemli bir ivme kazanacağını düşünüyoruz. Yeni bulut teknolojilerinin sunduğu yüksek güvenlik düzeyleri ile buluta yönelik kaygıların giderileceğini ve daha fazla KOBİ’nin bulut teknolojilerinden yararlanmaya başlayacağını düşünüyoruz. Bulut teknolojileri, veri korumasına
ürünlerine de yeterince yatırım yapılmıyor. Bu tip bir şirketin bulut bilişime geçiş yapması, beraberinde güvenliği de getiriyor. Zira bulut hizmeti veren şirketler, güvenlik için yüksek meblağlar harcıyor. Güvenlik, elbette ki tüm kurumların en önemli ihtiyacı. Fakat güvenlik tehditleri, teknolojinin gelişimiyle beraber evrimini sürdürüyor. Her gün farklı tehdit biçimleri ortaya çıkıyor. Bu noktada güvenlik biriminin çevikliği, çok büyük önem arz ediyor. En yeni tehditlerden haberdar olmalı ve bu tehditlere önlemini en kısa sürede almalı. Bu durumda yine önem kazanan nokta güvenlikle ilgilenen çalışan oluyor ki az önce KOBİ’lerin buraya fazla yatırım yapmıyor olmasından bahsettik. Güvenlik konusunun tek bir servis sağlayıcı ve servis seviyesi anlaşması ile yönetilmesi, projelerin başarı oranlarını artırıyor. Bütün olarak tek elden sunulan güvenlik çözümleri şirketlerin güvenlik konusunda daha güncel kalmasını sağlıyor. Kurumsal şirketler, altyapılarının güvenliğini sağlama amacıyla çeşitli güvenlik çözümleri kullanıyorlar. Fakat bu çözümler, genellikle fiziksel ortamın güvenliğini sağlıyorlar. Bu çözümleri bulut ortamında
odaklı çözümler geliştiren Acronis’in ana iş kolları arasında yer alıyor. Bu alanda sunduğu çözüm ve hizmetlerle KOBİ’lerin verilerinin güvenli bir şekilde bulut ortamına taşınmasına destek oluyor. Kolay kullanımlı ve kolay yönetilebilir hizmetler, üyelik yaklaşımı, güçlü güvenlik ile verilerin lokalde ya da bulutta güvenle yedeklenmesine, bir kesinti anında hızla ve güvenli bir biçimde kurtarılmasına olanak sağlıyor. Diğer yanda Acronis bulut alanındaki çözüm ve hizmetlerini bulut hizmeti sağlayacak olan servis sağlayıcılara, distribütörlere, katma değerli satıcılara yönelik olarak geliştiriyor ve bu alanda faaliyet gösteren firmalara, sıfır maliyetle gelirlerini arttıracakları yeni bir iş alanı yaratıyor, lokal ve bulut yedekleme kurtarma hizmetleri ile portföylerini genişletmelerine olanak sağlıyor.
kullanmaya çalışmak, faydadan çok zarar getirebilir. Geleneksel yapıdan çok daha farklı ihtiyaçları ve getirileri bulunan bulut bilişime, bulut bilişime özel, adaptif bir güvenli çözümü sağlamak gerekiyor. Şirketlerin özel veya genel bulut platformlarını eski çözümlerle yönetmeye çalışması durumunda bulut bilişimin sağladığı avantajlardan faydalanamayabilir ya da bulutun sağladığı özgürlükleri karşısında yeterli güvenliğe sahip bir altyapı sağlayamayabilir. Yani bulut bilişim modern bir güvenlik bakış açısı gerektirir. Danışmanlık gerekli Yaygınlaşma sürecini sürdüren bulut bilişimde de danışmanlık hizmetleri büyük önem taşıyor. Buluttan faydalanacak olan şirketler genellikle paket servisleri tercih ediyorlar. Bu paket servisler genellikle sunucu kaynakları, işletim sistemleri, veri tabanı lisanslamaları, yedekleme, SSL VPN, izleme araçları, anti virüs, kaynak kullanım raporları gibi servisleri kapsıyor. Bulut danışmanları, şirketlere uygulamalarının kendi bulut ortamında çalıştırılmasını öneriyor ve “memnun kalırsanız devam edersiniz” diyor. Bu tip bir yaklaşım müşteri tarafına
Acronis Ülke Müdürü Nihat İmşir daha fazla güven veriyor. Bulut ortamını henüz tecrübe etmemiş şirketler, “deneme yanılma” yöntemi kullanılmadan, direkt geçiş konusunda tedirginlik yaşayabiliyorlar. Ciddi anlamda uzmanlık ve deneyim gerektiren bulut bilişim alanı, günden güne karmaşıklaşıyor. Kurumlar bulut bilişime geçmek istediklerinde altyapıya geçişten önce, kurumun ihtiyaçları, BT stratejisi ve büyüme planları üzerine analizlerin detaylı bir şekilde yapılması gerekmekte. Konuda uzmanlaşmış danışmanlar, kullanılacak bulut teknolojileri hakkında detaylı bilgiyi sağlayabiliyorlar. Türkiye’deki kurumlar ise danışmanlık hizmetlerinden faydalanmaya gayet sıcak bakıyorlar. Bulutta yeni yaklaşımlar Bulut bilişimin ilk gelişmeleri IaaS ve SaaS alanlarında oldu. IaaS, sanallaştırmaya açılan yolun devamı olduğu için geçişte kolaylık; SaaS ise kurumların yoğun olarak kullandıkları servislerden daha kolay ve daha düşük maliyetle faydalanma imkanı sağladı. Son günlerin trendi ise PaaS. Kurumların çeşitli platform ihtiyaçlarını karşıladıkları PaaS servisleri, DBaaS gibi veri tabanlarından ya da orta katman altyapılarından ihtiyaç oranında faydalanmayı sağlıyor.
Login İş Geliştirme Yöneticisi Levent Sılay:
Yeni altyapıyla daha kullanışlı Web ERP çözümü Yaklaşık 4 senedir üzerinde çalıştığımız web altyapısı 2015 itibariyle tamamlandı. Artık 30 senedir geliştirdiğimiz Login Entegre ERP Çözümünün istenen modülleri, ekstra bir konektör ya da ara yazılım olmadan, doğrudan ortak veri tabanıyla iletişim kuracak şekilde Login Business Suite ile Web ortamına açılıyor.
Kullanıcıların istediği şekilde uyarlanabilen modül ekranları web sunucusu üzerinden dünyanın her yerinden ulaşılabilir hale geliyor. Web üzerinde çalışan programların yarattığı sorunlar bu altyapıyla ortadan kalkıyor. Dünyada işletim sistemleri üzerine kurulan programları kullanmanın ortaya çıkardığı yüksek operasyonel maliyetler
ve lokasyon bağımlılığı ortadan kalkıyor. Altyapının en önemli özelliklerinden birisi de aynı ekranların farklı çözünürlükteki ekranlara uyumlu olması. Böylece aynı altyapı ile akıllı telefonlar ve tabletlerin kullanımına uygun ara yüzler geliştirile biliniyor. Şu anda satış ve satın alma mekanizmaları öncelikli olmak
üzere, tüm finans çözümü ve bayilik sistemi bu sisteme dâhil durumda. Tamamen yerli olan bu çözüm sayesinde gelecekte yabancı yazılımlara olan bağımlılığı ortadan kaldırmayı hedefliyoruz. Kendi üretimimiz olan ürünleri yaygınlaştırarak ülkemizin mühendislerine daha çok istihdam yaratmak istiyoruz.
Türkiye’nin ilk Cisco ACI eğitimine 16 Kasım’da başlıyoruz! Türkiye'nin En İyi Cisco Eğitmeni Bülent Morten (CCIE #13738 & CCSI) Türkiye'nin En İyi Cisco Eğitim Merkezi BT Eğitim
Yerinizi Hemen Ayırtın!
satis@btegitim.com
Ağ Tasarımı ve Projelendirme
Eğitim ve Danışmanlık
www.btegitim.com
Kurulum ve Destek Hizmetleri
+90 (212) 274 69 98
22
DOSYA
BThaber
KOBİ’ler İçiN Rekabet Araçları
14 - 20 ARALIK 2015
Yazılımlar, yetkiler ve tehditler KOBİ’lerin güvenliği elden bırakmaması gerekiyor. Hack saldırıları gibi dış tehditlerin yanı sıra şirket içerisinden gelişebilecek tehditlere karşı da dikkatli olmalı. İnternet ve teknoloji hayatımıza çok önemli avantajlar sağlıyor. Geliştirilen yeni teknolojiler, gerek son kullanıcı ürünlerinde, gerek kurumsal ürünlerde kullanılarak hem yaşam, hem iş hayatımızı kolaylaştırıyor. “İnternet” kavramının ise dünyayı ne kadar değiştirdiği ortada. Bizler bu değişimi canlı olarak izliyoruz. Geçmişte radyo ve televizyon da teknoloji dünyasının büyük devrimleri arasında yer alıyor. Radyo ve televizyon, ailelerin özel eğlence ve iletişim cihazları olmayı başardılar. Tek taraflı iletişime imkan veren bu cihazlar, sınırlı bilgilenmenin ve eğlendirmenin dışında hayatımıza kattığı çok da bir şey yok. Televizyon ve radyo çerçevelerinde piyasaya çıkan ürün çeşitliliği az. Müzik çalarlar, müzik kayıt cihazları, VHS video aygıtları, televizyonlar ve Walkman’ler… İnternet tarafına baktığımızda ise her gün yeni çığırların açıldığını görebiliyoruz. Çift taraflı ve ses veya videoyla sınırlandırılmamış iletişimi mümkün kılan internet, günden güne gelişen mikroçip ve sensör teknolojileriyle birleşerek yüzlerce, binlerce çeşit fiziksel ürünün temelini oluşturabiliyor. Tabii bunların yanı sıra sosyal ağlar, bulut hizmetleri gibi hem günlük, hem de iş hayatımızı değiştirebilecek kavramları da literatürümüze ekledi. İnternete bağlanarak bilgi edinebilen, bilgiyi işleyip kullanıcıya sonuçları sunabilen cihazlar katıldı. İnternet durmadan daha da hızlanıyor, daha da gelişiyor. Hatta kablolarından kurtuluyor. Her güzel şeyin olduğu gibi
internetin de dezavantajları bulunuyor. Cihazlar güçlendikçe yazılımsal anlamda da pek çok eklentiye – farklı cihaza uyumlu hale getiriliyor. Bu da daha fazla yetki anlamına geliyor. Daha fazla yetkiyle donatılan yazılımlar, donanımlar ve cihazlar da beraberinde güvenlik problemleri getiriyorlar. Günümüzde bir akıllı telefon bile WiFi, 3G, NFC, bluetooth gibi bağlantı seçenekleriyle bambaşka cihazlarla iletişim kurabiliyorlar. Bir telefondan çok daha fazla işleve sahip olmak için 3. parti yazılımlardan faydalanabiliyorlar. Fazla işlev, çoğu zaman fazla yetkiye ihtiyaç duyuyor. En basitinden bir oyun, oyun kaydını bulutta saklamak için iCloud veya
Google Drive yetkisi isteyebiliyor. Cihazların ve yazılımların işlev amacıyla getirdiği yetki karışıklığı, güvenlik açıklarını da beraberinde getiriyor. Farkındalık önemli Şirket çalışanlarının kullanılan işletim sistemlerini ve yazılımları iyi tanıması, güvenliğin en önemli gerekliliklerinden biri. Posta kutusuna düşen “Ben Avukat XXX. Size 53.239.071 dolar (küsüratlı sallayım da salladığım belli olmasın misali) miras kaldı.” temalı iletileri bir heyecanla açıp linkleri tıklayan, gelen .exe ve .bat gibi uzantılı dosyaları çalıştıran çalışanların bulunduğu bir iş yerinde gerçek anlamda bir güvenlikten söz
Konumsal veri her zaman önemli olacak Daha az kağıt, daha fazla sayısal veri, bilgiye daha rahat ve her yerden erişim ihtiyacı her geçen gün artıyor. Araştırmalar işletmelerin ürettiği verilerin yüzde 70 gibi bir oranının yapısal olmayan verilerden oluştuğunu ortaya koyuyor. Yapısal olmayan veri işlemenin giderek daha önemli olacağını düşünüyoruz. İşletmelerin boyutu ne olursa olsun yapısal olmayan veriyi işleyecek yeteneğe kavuşmaları üretkenliklerini arttıracaktır. Konumsal veri her zamanki önemli olmaya devam edecek. Klasik anlamda ele alınan pek çok işin daha konum destekli hale getirilmesi taleplerinin ve konuma dayalı olarak doküman ve içeriklere erişim ihtiyaçlarının artacağını düşünüyoruz. Yapısal olmayan veri işlemek, daha fazla işi, daha az yazılımla, daha az
zamanda yapmak anlamına geliyor. Aynı zamanda verileri yapısallaştırmak için harcanan kaynakların azalması, süreçlerin basitleşmesi ve eğitim ihtiyaçlarının da azalması anlamına geliyor. Böylece çalışanlar ana işlerine daha fazla odaklanabilirler. Bir doküman yönetim sisteminde index alanlarının meta verilerin girilmesi genelde manuel olan bir iştir. Alternatif olarak index alanlarını otomatik olarak çıkarılmasının ya da yazılımların serbest olarak yazılmış metinleri okuyabilmesi ve değerlendirmesinin çok ciddi pratik faydaları olacaktır. Müşteri taleplerinin otomatik, yarı otomatik değerlendirilmesi, CRM’e girilmiş notların yazılımlar tarafından değerlendirilmesi, e-posta üzerinden giden iletişimin de diğer içerikler gibi işlenebilmesinin doğrudan ve dolaylı pozitif etkileri olacaktır.
Dece Genel Müdürü Serdar Ak
etmek pek de mümkün olamaz. Öncelikle çalışanları riskler, kullanılan yöntemler, kolay güvenmeme – teyit isteme gibi konularda bilinçlendirmek gerekiyor. Belli bir bilinç seviyesine ulaşmış çalışanlar için de güvenlik elden bırakılmamalı. Güncel anti virüs yazılımlarıyla, izin kontrolleriyle ve firewall’lar ile güvenlik desteklenmeye devam edilmeli. Bu noktada bir “power user” olarak 3 – 4 senede bir de olsa benim de virüs yediğimi belirtmek isterim. Benim için virüsün zararı şimdilik “işletim sistemini yeniden yükleme” gerekliliğinin ötesine geçmiyor fakat şirketler için çok daha büyük sonuçlar doğurabilir. Dış güvenlik tehditleri Windows işletim sistemi en fazla yetkiyi sağlayan işletim sistemlerinden biri olduğu ve çok yaygın bir şekilde kullanıldığı için kötü amaçlı kişilerin en çok ilgisini çeken platform konumunda. Bilgisayarımızı kullanırken dikkat etmezsek çok ciddi sıkıntılarla karşılaşmamız muhtemel. USB belleklerin yeni yeni yaygınlaşmaya başlamasıyla beraber ortaya çıkan bir virüs, belleğe Otomatik Çalıştır dosyası hazırlıyordu ve otomatik çalıştırılacak programı da virüsü bulaştıracak kod satırlarıyla dolduruyordu. Virüs, bilgisayardaki çoğu .exe dosyasını silip benzer bir ikonla ve aynı isimle kendisini kopyalıyordu. Böylece Skype diye çalıştırmaya çalıştığımız program, virüsün bir kere daha çalışmasını sağlıyordu. Bilgisayara USB bellek takıldığı anda kendini yine USB’ye atıp, aynı işlemi başka bilgisayarlarda gerçekleştiriyordu. Böylece zamanının en yaygın virüslerinden biri olmayı başarmıştı. Bu problemin ardından Microsoft, Windows işletim sisteminin Devamı 24. sayfada
24
DOSYA
BThaber
KOBİ’ler İçiN Rekabet Araçları
Otomatik Çalıştır seçeneğinin aslında çok da otomatik olmaması gerektiğine karar vermişti ve güncellemeyle bunu düzeltmişti. Bahsettiğim virüsün kendini kopyalamak haricinde ne yaptığını hala net olarak bilmiyorum fakat bilgisayarımdaki .exe dosyalarına zarar vererek benim vaktimi aldı. Keşke tüm virüsler “bu kadar zararlı” olsa… Günümüzde virüslerin daha çok bilgi hırsızlığını ön plana çıkardığını görüyoruz. Bu bilgiler basit sosyal ağ hesabı kullanıcı adı ve şifrelerinden başlayarak kredi kartı bilgilerine, hatta bilgisayarınızın içerisindeki, ağınızdaki dosyalara kadar uzanıyor. Bu tip tehditler, çalışanların farkında olmadan şirketlerine zarar vermesine sebep olabiliyor. Kötü amaçlı bir yazılımcının eline bu şekilde düşmemek için alınabilecek çok sayıda önlem bulunuyor. Donanımsal ve yazılımsal Firewall’lar, doğru ağ sisteminin kurulması, çalışanların bilgisayarlarındaki izinlerin doğru şekilde verilmesi, çalışan bilgisayarlarının sürekli güncel tutulması, sık sık bakım yapılması gibi seçenekler dışarıdan yapılacak bilgi hırsızlığı saldırılarının önünü kesecektir. Bilgi hırsızlığının son dönemdeki trendi, şirketlerin bilgilerini çalıp fidye istenmesi. Art niyetli kullanıcılar bilgileri çaldıktan sonra şirketlerin kapısını çalarak fidye istediklerini belirtiyorlar. Bu fidyelerin de ufak çaplı fidyeler olmayacağını da tahmin ediyorsunuzdur muhtemelen. Online hizmetler sunan KOBİ’ler için ise DDoS ve hack saldırıları gibi daha büyük tehditler de bulunuyor. DDoS
14 - 20 ARALIK 2015
Çalınan veriler satılıyor Dijital ekonominin “yakıtı” verilerin önemi giderek artarken, kişisel veriler için oluşan ticari pazarlar gün be gün çoğalıyor. Ancak bu veri ekonomisinin uzun zamandır faaliyette olan bir de karanlık tarafı var. Değeri artan kişisel veriler, aynı zamanda siber suçluların da iştahını kabartıyor. Geçtiğimiz yıllarda hem dünyada hem de ülkemizde finans, perakende gibi sektörlerde faaliyet gösteren birçok dünya devi kuruluşta çalınan veri olayıyla karşılaştık. Her geçen gün duymaya alıştığımız veri çalıntılarıysa akıllara şu önemli soruyu getiriyor: “Peki, veriler çalındıktan sonra ne oluyor?” Intel Security Grup’a ait McAfee Labs organizasyonu çalınan kredi ve nakit harcama kartlarının,
saldırıları, yüzbinlerce veya milyonlarca zombi (virüs bulaştırılarak DDoS saldırısı için virüs sahibinden emir bekler konuma getirilmiş) bilgisayarın tek hedefe sürekli ping verisi göndermesiyle gerçekleşiyor. Ağırlaşan internet erişiminin yanı sıra sunucular için de altından kalkılamaz derece yük bindiriyor. Tüm bunların sonucunda online hizmet geçici olarak iş göremez hale geliyor. Hack saldırıları ise şirketler açısından en tehlikelisi. Yapılan büyük çaplı hack saldırıları, şirketlerde ciddi güven kaybına sebep oluyor. Geçmişten günümüze bunun pek çok örneğini gördük. 2004’ün sonlarında AOL’e
Intel Security Türkiye ve Azerbaycan Bölge Direktörü İlkem Özar çevrimiçi ödeme servislerine giriş bilgilerinin, özel içerik sağlayıcılara giriş bilgilerinin, kurumsal ağa giriş bilgilerinin, çevrimiçi açık arttırma yapılan hack saldırısıyla 92 milyon kişinin hesap bilgileri çalınarak spam’cilere satılmıştı. 2010’da da defalarca Sony’nin oyun platformu PSN’i hacklenerek 77 milyon kullanıcının bilgileri elde edilmişti. Firma, bu saldırının faturasının tahmini 170 milyon dolar olduğunu söylüyor. Aynı yıl Blizzard da benzer bir olayla karşılaşırken, 2011’de de piyango yine bir oyun platformu olan Steam’e vurmuştu. Geçtiğimiz aylarda Kanada’nın ünlü çöpçatanlık sitesi Ashley Madison hacklendi ve kullanıcıların bilgileri internette yayınlandı. Ashley Madison sıradan bir çöpçatanlık sitesi olmadığı ve
KOBİ’ler NAS ürünlerine daha fazla yatırım yapacak Değişen ve gelişen teknoloji ile birlikte veri artışı inanılmaz boyutlara ulaşırken veri depolama, eskiye oranla daha kritik bir sürece dönüştü. Bu alandaki teknolojik çözümler ve yeni uygulamalardan biri de NAS (Network Attached Storage-Ağa Bağlı Depolama) ürünleri. Bundan sadece beş sene öncesine kadar sadece pahalı ve belirli ürünler şirketlerin ihtiyaçlarını karşılarken artık NAS ürünleri çoğu firmanın veri depolama ihtiyaçlarını karşılayabilir durumda. Özellikle KOBİ’lerde bu tür bir algı değişimi oldu. BYOD, büyük veri, bulut ve mobilite gibi güncel eğilimleri kapsayan ve bu eğilimlerin getirdiği yeni teknolojiler ile uyumlu çalışan ürünlerin rekabette firmaları birkaç adım öne çıkartacağını söylemek mümkün. Bu sebeple, 2016 yılında da KOBİ’lerin NAS çözümlerinin kullanımına öncelik vermeyi sürdüreceklerini düşünüyoruz. Synology; veri depolama, paylaşım ve farklı platformlar arasında dosya
senkronizasyonu servisleri geliştirerek bu alanda katma değerli ürün ve çözümler sağlıyor. Synology olarak iş süreçlerinde bilgi ve doküman yönetiminde yaşanan hızlı değişimleri adresleyen konuları, KOBİ’lere ve son kullanıcılara yenilikçi çözümler sağlayarak ve son teknolojilerden yararlanarak veri depolama alanında köklü bir dönüşüm gerçekleştiriyoruz. Kurumların ve son kullanıcıların iş performanslarını artıran NAS ürünlerimizin kullanımı kolay kullanıcı arayüzleri mevcut. Verimli ve kullanışlı bir deneyimi garanti altına alan ürünlerimiz, sahip olma maliyeti, enerji tasarrufu sağlaması gibi avantajlar ile birlikte çevikliği ve gücü de kullanıcılarının hizmetine sunuyor. KOBİ’lere sunduğumuz NAS ürünlerindeki ihtiyaca göre kapasite kullanım olanağı, büyük bir maliyet avantajı sağlıyor. KOBİ’lerin faaliyetlerine yönelik tercih ettikleri cihaz için bir kereye mahsus yatırım gerçekleştirmeleri yeterli oluyor.
Synology Türkiye Ürün Müdürü Volkan Yiğit
hesap bilgilerinin ve hatta konaklama sadakat hesaplarının bile çalındığını ve satıldığını örneklerle gösteriyor. Intel Security Türkiye ve Azerbaycan Bölge Direktörü İlkem Özar, “Günümüzde artık siber suç pazarında bu tarz bilgileri yasa dışı yollarla edinmek isteyenlere, bu saldırıları kolaylaştıracak birçok farklı araç ve servis internet ortamında sunulmakta. Bu artan çeşitlilik ve arz ise ne yazık ki yapılan siber saldırıların büyüklüğünü, sıklığını ve etkisini doğrudan etkiliyor” diyor ve bu raporun sadece buzdağının ufak bir kısmına işaret ettiğine, satılan veriler haricinde, büyük siber ataklar gerçekleştirmek için de benzer siber ticaretin gerçekleştiğine dikkat çekiyor. aslında daha çok evlilik dışı, kısa süreli ilişkileri ön plana çıkardığı için sitenin müdavimlerini çok zor durumda bıraktı. Bu tarz bir sitenin kullanıcılarının bilgilerinin ortaya çıkmasının sebep olduğu güven kaybını tahmin edebiliyorsunuzdur. Tüm bu örnekler, en büyük şirketlerin bile ciddi zarara uğramasına sebep oldu. Verilerin ulaşılamaz bir hale getirilmesi bu noktada büyük önem taşıyor. İç güvenlik tehditleri İşletmelere zarar vermeye çalışacak kişilerin sadece “dışarıdan birilerinin” olacağını düşünmemek gerek. Çalışanlar arasından da kötü niyetlilerin bulunabileceği her zaman göz önünde bulundurulmalı. Rakip firmalarla veya spam şirketleriyle anlaşanlar, kişisel çıkar elde etmek isteyenler, işletmeye herhangi bir sebepten dolayı kin besleyenler erişilmemesi gereken verilere erişebilirler. Bu noktada izinsiz erişimlerin önünü kesmek, şifrelemek, doğru ağ sistemi konumlandırılması ve yetkilendirme sistemini doğru bir biçimde oturtmak gibi çözümler bulunuyor. “Kendi cihazını getir” (BYOD) konseptiyle çalışan şirketler için tehditleri kontrol altına almak daha da zor. Çalışanların kişisel bilgisayarlarıyla kaptıkları zararlı yazılımlar, iş yeri ağına bağlanıldığı anda büyük belalara sebep olabilir. Diğer taraftan çalışanların akıllı telefonları da artık bir tehdit öğesi haline gelmiş durumda. Android gibi uygulamalarına çok sayıda yetki veren işletim sistemleri, bağlanılan ağ üzerindeki bilgisayarlara ve NAS cihazlarına ulaşabiliyor. Basit uygulamalara yerleştirilen art niyetli kodlar, bu yetkileri kullanarak bilgisayarlara istediği gibi ulaşabilir. Üstelik akıllı telefonlar ve tabletler çoğu işletme tarafından bir tehdit unsuru olarak görülmüyor, önlem alınmıyor. Akıllı cihazların ağ erişimleriyle ilgili yetkilendirmelerin, tehlike unsurları göz önünde bulundurularak yapılması gerekiyor.
Next Generation Mobile Network Management
Increased Operational Productivity Saved Base Station Expenses Proven Vendor-Agnostic Operation HetNet and VoLTE Enabled Solutions
Improving the Mobile Subscriber Experience Worldwide
Over 1,5 Million Cells Optimized 37 Operators in 28 Countries Chosen by 5 of the Top 10 Tier-1 Operators World’s first LTE C-SON Deployement
If you would like to:
Check our available opportunities at
KORHAN ŞEN
KADİR YÜCEER
AZİZ BELKAYA
SEBAHATTİN SEZER
BÜLENT ÖZKAN
Mutlu AtakİŞİ
Uğur Levent Özcoşkun
YAPI KREDİ BANKASI
Mutlu AtakİŞİ Uyum ve İç Kontrol/ Dolandırıcılık ve Suistimalleri Önleme Direktörü Uğur Levent Özcoşkun Uyum ve İç Kontrol/ Elektronik Bankacılık Suistimalleri Önleme Müdürü SEBAHATTİN SEZER Uyum ve İç Kontrol/ Elektronik Bankacılık Suistimal İzleme ve Önleme Yöneticisi AZİZ BELKAYA Bilişim Teknolojileri ve Operasyon Yönetimi/ Dijital Bankacılık Yazılım Geliştirme - Kıdemli Proje Mühendisi KORHAN ŞEN Bilişim Teknolojileri ve Operasyon Yönetimi/ BT Güvenlik Yönetimi - Sistem Yöneticisi
IHS TELEKOM
BÜLENT ÖZKAN Genel Müdür Yardımcısı Kadir Yüceer Kurumsal Entegrasyon Müdürü
Türkiye’de internet ve mobil bankacılık kanallarının yaygınlaşması, işlem hacminin yükselmesi ile birlikte karşılaşılan risk ve tehditler de hızla artıyor. Günümüzde artık basit ve kolay önlenebilir saldırılar yerine çok daha karmaşık ve ‘ancak uzmanlaşma’ ile önlenebilecek teknikler kullanılıyor. Bankacılık sektörüne yönelik saldırılar için kullanılan ve hedefe yönelik atak yapabilmek için tasarlanan zararlı yazılımlar zaman içerisinde çok karmaşık bir hale geldi ve artık birer saldırı kiti olarak dolandırıcılık dünyasında pazarlanıyor. Trojan gibi zararlı yazılımla yapılan dolandırıcılık teknikleri saldırı türlerinin en başında geliyor ve bankacılık kanalları için tehditler oluşturuyor. Bankacılık Trojan’ı olarak da adlandırılan bu zararlı yazılım türleri, kullanıcıların bilgisayar ve mobil cihazlarına bulaştıktan sonra, kullanıcıların önüne bilgilerini ve sabit şifrelerini/tek kullanımlık şifrelerini ele geçirecek ekranlar getiriyor. Bu ekranlar vasıtasıyla elde edilen bilgiler kullanılarak müşteri bilgisi dışında işlemler gerçekleştiriliyor. Gün geçtikçe sayısı artan bankacılık trojanlarının en bilinenleri Zeus (türevleri), SpyEye olmasına rağmen, Trojan etkinliği ülkelere göre farklılık gösterebiliyor. Yükselmekte olan bu tehdidi fark eden Yapı Kredi, 2014 yılında internet ve mobil bankacılık kanallarındaki müşterilerini korumak amacıyla IHS Telekom ile birlikte kapsamlı bir Trojan Tespit Projesi başlattı. IHS Kurumsal ve Yapı Kredi Dolandırıcılık ve Suistimalleri Önleme Birimi’nin ortak çalışması ile iki ay gibi kısa bir sürede hayata geçirilen proje, internet ve mobil bankacılık kanallarındaki trojan riskinin gerçek zamanlı olarak izlenmesini ve fraud (sahtecilik) faaliyetlerine, finansal işlem henüz gerçekleşmeden müdahale edilebilmesini sağladı. Trojan tespit sisteminin diğer dolandırıcılık katmanları ile entegre çalışabilmesi sayesinde ileri seviye ve karmaşık saldırılar artık Yapı Kredi Bankası tarafından etkin bir şekilde önlenebiliyor. Müşteriler ile hiçbir etkileşime girmeden, gerçek zamanlı olarak tespit edilen trojan aktiviteleri, Yapı Kredi Dolandırıcılık ve Suistimalleri Önleme Birimi tarafından analiz edilerek engelleniyor. Bu transparan teknoloji sayesinde müşterilerin internet bankacılığı deneyimleri etkilenmiyor.
Yapı Kredİ konu ile İlgİlİ şunları söylüyor: Dijital bankacılık dünyası işlem çeşitleri, müşteri sayısı, kullanılan teknoloji, yatırımları ile devasa bir yapı. Bankalar 15 yıllık alternatif dağıtım kanal deneyimleri ile geliştirdikleri elektronik bankacılık altyapıları sayesinde müşterilerine fiziki para yatırma haricindeki tüm işlemlerini PC, tablet, cep telefonu ve hatta giyilebilir teknolojiler ile hizmet verebilir hale geldiler. Bu yapıya yatırım yapan bankalar için güvenilirlik ve prestijin artırılması, ürün satışının yaygınlaştırılması gibi sebeplerden dolayı önümüzdeki dönemlerde de dijital kanallar önemini koruyacak. Dijital kanalların hızlı, kolay ve sınırsız erişimi, ucuz işlem ücretleri, yüksek hizmet kalitesi gibi nedenlerden dolayı müşteriler tarafından yaygın olarak kullanılıyor. Rakamsal verilere bakıldığında sektördeki yüksek kalite – ucuz hizmet etkileşimi sayesinde 2006 yılına göre internet bankacılığı kullanıcı sayısının %350 artış göstererek 15 milyonun üzerine çıktığı görülüyor. İnternet ve mobil kanalların ifade edilen yapısal ve fonksiyonel gelişimleri, beraberinde dolandırıcılık araçlarının da evrilmesi konusunu meydana getirdi. Artık basit bir keylogger veya sim kartın ele geçirilmesi yerine çok daha sofistike dolandırıcılıkların gerçekleştiğini söyleyebiliriz. Bu sebeple bankalar dijital alanda yapı ve süreçlerinin güvenliğini farklı katmanlara farklı önlemler geliştirerek sağlıyorlar. Yapı Kredi olarak yaptığımız risk değerlendirmesi neticesinde müşteri cihazlarının oldukça önemli derecede güvenlik açığı oluşturduğunu gördük. Türkiye’deki teknoloji tüketicileri her ne kadar güncel cihaz modellerini takip etse de kullanım alışkanlarına yönelik güvenlik önlemleri konusunda yeterli bilinç düzeyine sahip değiller. PC’lerde lisanslı işletim sistemlerinin olmaması, orjinal ve güncel antivirüsler kullanılmaması, mobil cihazların yazılımlarının kırılması (root-jailbreak) gibi noktalar bunlardan bazıları. Güvenlik düzeyinin düşük olduğu bu cihazlardan internet bankacılığı işlemleri gerçekleştirildiğinde, çeşitli zararlı yazılımlar müşteriye ait hem şifre hem de bankalardaki davranış modelini çalarak dolandırıcılıklara sebep olabiliyor. IHS ile gerçekleştirdiğimiz proje ile bankamız, bu kapsamdaki müşterilerine aynı kalitedeki hizmetini vermeye devam ederken aynı zamanda onları finansal zarar veren durumlardan koruyarak çok daha güvenli dijital bankacılık ortamları oluşturur pozisyona geldi.
28
DOSYA
BThaber
KOBİ’ler İçiN Rekabet Araçları
14 - 20 ARALIK 2015
İletişim alışkanlıkları kökten değişiyor Sosyal bir varlık olan insan, var olduğu günden bugüne birbirleriyle iletişim halinde olmuştur. Birbirleriyle sürekli iletişim halinde olan insanların, modern teknolojilerle daha geniş iletişim alanına sahip olmasıyla beraber bireylerin, toplumların iletişim alışkanlıklarını değişim geçirmesine neden olmuştur. Milyonlarca insanın bir arada yaşadığı günümüz dünyasında, insanların her an birbirleri ile etkileşim halinde olması; iletişimi hayatımızın doğal bir parçası haline getirmektedir. Birbirleriyle sürekli etkileşim halinde olan insanlar, modern teknolojiler ile daha da hızlanarak her an, her yerde iletişim kurmaktadır. İnternetin mobil cihazlarda kullanılmasıyla birlikte, insanların internet üzerindeki sınırsız bilgi kaynaklarına kolaylıkla ulaşabilmeleri, hızlı bir şekilde etkileşimde bulunabilmeleri mümkün hale gelerek; neredeyse bütün sosyal süreçler ve iş süreçleri değişmeye başladı. Mobil cihazların kullanımı artarken, geliştirilen yeni uygulamalarla KOBİ’ler için zaman ve mekândan bağımsız esnek iş modelleri ve kazanç fırsatları da yaratıldı. Mobilite iş verimliliğini arttırıyor Günümüzde küresel ölçekte 1.5 milyardan fazla mobil cihaz kullanılıyor. Mobil cihazlar için hazırlanan yeni yazılımlar, pek çok iş sürecinin etkin bir şekilde yönetilmesini sağlayarak iş verimliliğini arttırıyor. Mobilitenin zaman ve mekândan bağımsız çalışabilme imkânı sunmasıyla, KOBİ’ler artık işlerini mesai saatleri ile sınırlamıyor. İş ortamlarına ve klasik çalışma alışkanlıklarına önemli değişiklikler sunan mobilite, KOBİ’ler için birçok maliyeti ortadan kaldırarak, iş verimliği ve geliri arttırıyor. Örneğin; kurumsal iş çözümleri arasında yer alan, saha satış otomasyonu tedarik zinciri, sevkiyat ve müşteri ilişkileri, araç takibi mobil süreçlerde tamamlanabiliyor. Tek bir cihaz ile birçok marka ya da ürün stok, fiyat, fatura bilgilerini
Her ölçekte şirkete destek sunuyoruz KOBİ’lerin öncelikli olarak ağ alt yapılarını oluşturacak ağ teknolojileri ürünlerine yatırım yapması gerekiyor. Sağlam bir ağ alt yapısı kurabilmeleri için küçük ve orta ölçekli işletmelere yönelik ZyXEL’in geniş bir ürün yelpazesi bulunuyor. Bulut bilişim tüm dünyada şirketlerin iş yapış şekillerini değiştirdi ve özellikle yüksek performanslı PC’lere ve depolama birimlerine olan ihtiyaçlarını azalttı. Bu iki teknolojik gelişme de küçük ve orta ölçekli işletmelerin rekabette bir adım öne çıkabilmelerini sağlayan önemli gelişmelerin başında geliyor. Biz de bu teknolojik gelişmeleri destekleyen ürün ve çözümlerimiz ile müşterilerimize hizmet sağlıyoruz. Bunlar dışında tüm dünyada benimsemeye başlayan ve önümüzdeki dönemde daha da yaygınlaşacak olan bir diğer eğilim ise
alıp yönetici ve çalışan arasında eş zamanlı mesajlaşma sağlayabilen mobil uygulamalar bulunuyor. Bu uygulamalar, KOBİ’lerin hem maliyetlerini düşürüyor, hem de iş gücü ve zaman açısından büyük ölçüde tasarruf sağlıyor. Birçok şirketin hızlı bir biçimde benimsediği ‘Kendi Cihazını Getir’ (BYOD) uygulaması, KOBİ’ler için yeni bir mobilite vizyonu sayılabilir. Geleneksel olarak iş yazılımlarını şirkete ait cihazlara yükleyen yöneticiler, çalışanlarının kendi cihazlarını kullanarak erişebilmesi için iPhone, iPad, Android gibi platformlarda geliştirilen mobil uygulamalar hazırlatıyor. Şirketler cihaz maliyetlerini düşürmek için iş yazılımlarına bulut üzerinden cihaz bağımsız erişimde sağlıyor. KOBİ’lerin günümüzde, zorlu rekabet koşullarında ayakta kalabilmek için teknolojinin olanaklarından faydalanması ve bilişimin artık ihtiyaç olduğunu kabul etmesi gerekiyor. Birçok mobil altyapı
BYOD yaklaşımı. BYOD eğilimi ofis ve iş çevrelerinde yaygınlaştıkça, iş ağlarının çoğu birden fazla cihazı olan daha fazla kullanıcıya hitap etmek durumunda olacaklar. Küçük ve orta ölçekli firmaların da bu eğilimi göz ardı etmemeleri gerekiyor. Tüm dünyada, internete bağlı cihaz sayısı ve internet servislerinin kullanım oranları ciddi bir artış gösteriyor. Şirketlerin iş akış şemaları ve iş yapış biçimleri teknoloji sayesinde hızlı bir dönüşümden geçiyor ve küçük şirket/ büyük şirket arasındaki fark hızla eriyor. Bu bağlamda ZyXEL olarak küçük ve orta ölçekli firmalarda hızlı bir e-dönüşüm süreci gözlemliyor ve gerek pazara sunduğumuz ürün ve çözümlerle gerekse de özel danışmanlık hizmetleriyle küçük ve orta ölçekli işletmelerin dönüşümümü destekliyoruz.
sağlayıcısı şirketin KOBİ’ler için özel uçtan uca çözümleri bulunuyor. Aynı zamanda Türkiye’nin teknolojik dönüşümünün sağlanması için kamu ve özel şirketler tarafından KOBİ’lere ekonomik desteklerin yanı sıra, platformlar, teknoloji destek kredileri gibi kolaylıklar sağlanıyor. Çift yönlü veri aktarım aracı ‘mobil teknolojiler’ Mobil teknolojilerin iş süreçlerinde kullanımının artması ile iş süreçleri yeniden tasarlanıyor. KOBİ’lerin iş yapış biçimlerini olumlu etkileyen, iş süreçlerine destek olacak, verimliliklerine katkıda bulunacak teknolojileri kullanmaları, KOBİ’lere yeniden yatırım yapmadan büyüme imkânı sunuyor. Bu sayede KOBİ’ler, anlık veriler toplayarak iş süreçlerini izleme ve etkin yönetme imkânlarına sahip oldular. Ayrıca hata oranlarının azalması ve artan müşteri memnuniyeti ile sektör içinde rekabet ortamında daha verimli iş süreçleri
Fiziksel güvenlik de önemli KOBİ’lerin verimliliklerinin, rekabet güçlerinin ve katma değerdeki paylarının artırılması, ihracata ve Ar– Ge araştırmalarına yönlendirilmeleri önemli. Ancak finansman ve yatırım maliyetleri KOBİ’ler için önemli sorunlardan biri olduğundan, KOBİ’lere yönelik desteklerin başında da onların teknoloji seviyelerini yükseltme ve finansal olanaklarını iyileştirmeye yönelik çözümler geliyor. Bu kapsamda 2016 yılında KOBİ’lerin gelişmelere ve yeniliklere açık, bütün dünyayı pazar olarak gören, rekabet gücü yüksek, dinamik, esnek, yaratıcı, teknoloji düzeyi yüksek işletmeler haline gelebilmeleri için teknoloji yatırımlarına ağırlık vereceğini, ulusal ve uluslararası pazarda iş yapma imkanlarını artıracak iletişim yapılarına ve e-ticaret alanlarına
yöneleceklerini düşünüyoruz. Esnek ve mobil çalışmayı destekleyen, çalışanlar ve müşterileri arasındaki iletişimi kesintisiz ve sürekli kılan ve iletişim maliyetlerinde tasarruf sağlayan IP iletişim çözümleri bu yatırım alanlarından biri. Entegrasyon kabiliyetiyle küçük bir işletmede iletişim sistemine direkt bağlanabilen CCTV kameralar ve alarm sistemi ile ek yatırımlara gerek kalmadan tek platform üzerinde, mobil cihazlar ile takip edilebilen güvenlik çözümleri de sunarak KOBİ’lere yatırım avantajı sağlıyor. Rekabetin en önemli koşulu olarak kabul edilen operasyonel verimlilik için ideal bir çözüm sunan Karel IPG İletişim Platformu, işletmelere önemli bir maliyet tasarrufu da sağlıyor, işletmelerin iletişim standartlarını daha yüksek bir noktaya taşıyor.
Karel Pazarlama Direktörü Nurşen Yıldırım
ZyXEL Türkiye Kurumsal Çözümler Ürün ve İş Geliştirme Müdürü Ömer Faruk Erünsal yaratma fırsatı elde ettiler. Günümüzde mobil teknolojiler, tek yönlü veri toplama ve aktarım yapma vizyonlarından daha büyük yeni bir vizyona sahipler. Mobil teknolojileri kullanarak anlık verinin sağladığı faydalardan yararlanan KOBİ’ler, artık daha önceden toplanan, işlenen veriler sayesinde anlık olarak karar üretmek ve mobil teknolojiler ile bu kararları sahada uygulamak hedefindeler. Bu nedenle kullanılan mobil teknolojilerde bu yetkinlikler aranıyor. Mobil teknolojiler artık çift yönlü veri aktarım araçları olarak kullanılıyor. Günümüzde teknolojinin sağladığı avantajları reddetmek imkânsız. Yeni teknolojiler kattığı avantajlar ile KOBİ’ler için çok kritik bir öneme sahip. Dolayısıyla teknolojinin sunduğu yararlardan faydalanmayan, gündemi takip etmeyen, bu sürece ayak uyduramayan KOBİ’lerin bu rekabet ortamında ayakta kalmaları neredeyse imkânsız. KOBİ’ler öne geçmek için daha hızlı olmak zorunda Şu an en önemli konulardan birisi olan mobil cihazların her yerden erişim sağlayabilmesini mümkün kılan 4,5 G teknolojisi. Önümüzdeki bir yıl içerisinde ağa bağlı cihazların ciddi bir boyutta artacağı öngörülüyor ve bu nedenden dolayı mobil ağ iletişimi konusunda çalışmalar hızla devam ediyor. 4,5 G teknolojilerinin devreye girmesi ile mobil cihazlar çok daha yüksek hızla internet erişimine sahip olacak. Böylece mobil cihazlar iş süreçlerinin gerektirdiği ve gittikçe büyüyen verilere çok daha hızlı bir şekilde erişebilecek. Bulut teknolojileri ile desteklenen mobil iş uygulamaları, büyük verinin mobil cihazlar üzerinden, çalışanların parmak ucunda zaman mekân bağımsız olarak gelmesine imkan sağlayacak. Geliştirilen mobil iş uygulamaları ve 4,5 G teknolojisinin zaman mekân sınırı tanımayan yüksek
30
DOSYA
BThaber
KOBİ’ler İçiN Rekabet Araçları
Mobil cihazların hayatımıza girmesi ile birlikte sadece tüketicilerin değil, şirketlerin çalışma yöntemleri de değişmeye başladı. Özellikle mobil internetin hızlanması ve neredeyse her yerden erişilebilir olması çalışanların da şirket verilerine her yerden her zaman erişebilmelerini sağladı. Şirketler de verimliliği ve üretkenliği artıran mobil çözümleri benimsediler ve çalışanlarına sunmaya başladılar. Mobil çözümlerin sağladığı en önemli avantaj ise rekabet tarafında. Mobil çözümleri kullanan şirketler daha rekabetçi oluyor. Mobil çözümlerde biraz daha derine indiğinizde sadece çalışanlar için değil tüketiciler için de mobil çözümlerin ön planda tutulması gerektiğini görüyorsunuz. Buna en güzel örnek son yıllarda mobil cihazlar üzerinden yapılan alışverişlerde ve ödemelerde meydana gelen devasa artış. Dolayısıyla geliştirilen çözümlerin sadece çalışanları değil tüketicileri de hedeflemesi gerekiyor. Teknoloji kullanımının artması, internete sadece ADSL ve fiber gibi genişbant bağlantılar değil 3G gibi mobil teknolojilerle hızlı erişim, mobil cihazların işlevselliklerinin artması şirketlerin hayatlarına önemli bir katkı sağlıyor. Mobil çözümler sayesinde sundukları hizmetlerin kalitesini de artırabiliyorlar. Mobil çözümlerin bir diğer avantajı ise çalışanlara daha verimli ve üretken bir ortam sağlaması. Kablosuz ağlar sayesine çalışanlar şirket içerisinde istedikleri yerden çalışabiliyor, 3G
14 - 20 ARALIK 2015
Mobil iş çözümleri hayatımızın parçası haline geldi sayesinde yolda, bir başka şehirde hatta ülkede her türlü veriye ulaşabilerek ofisteymiş gibi çalışabilme fırsatına sahip oluyorlar. Şirketlerin iletişim maliyetlerini azaltması da işin bir diğer önemli tarafı olarak karşımıza çıkıyor. Şirketin genel olarak elde ettiği mobilite ve hareket serbestliği bütün operasyonlarda hızı ve verimliliği yükseltirken, güvenlik de bir diğer fayda unsuru olarak öne çıkıyor. Sonuçta şirketlerin rekabet gücü önemli ölçüde artıyor. Şu an baktığımızda artık kablosuz ağ teknolojilerini uygulamayan şirket
kalmadığını görüyoruz. Dolayısıyla kablosuz teknolojiler, kurumsal anlamda çok önemli oranlarda verimlilik artışı ile eş anlamlı diyebiliyoruz. Çalışanlar bulundukları yerden bağımsız akılı telefonları ve
dizüstü bilgisayarlarıyla şirket içi iletişimde esnek çalışma olanağı kazanıyor. Bunun yanı sıra zaman ve maliyet açısından sağlanan tasarruf da işletmelerin kablosuz teknolojileri neden tercih etmeleri gerektiğini açıkça ortaya koyuyor. Kablosuz iletişim, şirketler için vazgeçilmez bir unsur Kablosuz ve mobil iletişim, iş süreçlerinin hızlanması, kolaylaştırılması ve zamanın verimli bir şekilde kullanılması için, şirketler açısından giderek vazgeçilmez oluyor. Şirket dahilinde veya dışarıda, kablosuz olarak da, kablolu ağlar kadar güvenli bir şekilde ve düşük maliyetlerle gerekli kaynaklara erişim sağlanabiliyor. Çalışanların, iş arkadaşları ve müşterileriyle iletişim halinde olmasını ve şirket verilerine uzaktan erişebilmesi kurumlar ve şirketler için en temel faydayı oluşturuyor. Ayrıca kablosuz teknolojilerin sunduğu platformlar, yaratıcı ve yenilikçi çözümleri kolaylaştırdığı için kurumların katma değerli çözümler sunmasına ve operasyonel maliyetlerinin düşmesini sağlıyor.
Unify Türkiye Ülke Müdürü Erda Tütüncüoğlu:
4S Bilgi Teknolojileri Yazılım Teknolojileri Ekip Lideri Ali Yaldız:
Hızlı ve kesintisiz iletişim kritik önemde
Proje ve portföy yönetimini doğru anlamak gerekiyor
Geçen yıllarda olduğu gibi 2016 yılında da ülkemizin büyük bir çoğunluğunu oluşturan KOBİ’lerin özellikle tümleşik iletişim alanında yatırımlar gerçekleştirmelerinin önemli olduğunu düşünüyoruz. Her türlü yenilikçi teknolojinin, kurumların ihtiyaçları doğrultusunda iş süreçlerine katılması gerektiğini düşünüyoruz fakat bilhassa çağımızın gereklilikleri göz önüne alındığında, tümleşik iletişime yatırım yapılması gerektiğini söyleyebiliriz. Günümüzde BYOD kavramının revaçta olduğunu söylemek mümkün. Yeni nesil çalışanlar, yükselen kavramlara yatırım yapan şirketleri tercih eder konuma gelmiş bulunuyor. Kullanıcılar, keyif alacakları cihazları, uygulamaları tercih ediyorlar ve iletişim artık pek çok farklı kanal kullanılarak gerçekleştiriliyor. Ölçek ve iş birimlerindeki bu eğilimin giderek yaygınlaşacağını, görece orta ve küçük ölçekli firmalarda mobil çalışan sayısının artacağını öngörüyoruz. Günümüzde hızlı ve kesintisiz iletişimin sağlanması, firmalar için çok önemli. Her geçen
gün değişik uygulamalar ile karşı karşıya kalıyoruz. Unify olarak, farklı networkleri, cihazları ve uygulamaları kullanımı kolay tek bir çatı altında birleştirip, iş birimlerinin zengin ve anlamlı bir iletişim deneyimi yaşamasını sağlıyoruz. Bunun sonucunda kurumların iletişim kurma ve işbirliği süreçlerinde kolektif çabayı artıran, şirkete enerji katan ve iş performansını kolay bir biçimde artıran bir dönüşüm gerçekleşiyor. Önümüzdeki yıllarda mobilitenin daha fazla ağırlık kazanacağını ve bu eğilimin artarak devam edeceğini söyleyebiliriz. Çalışanların kendilerine ait cihazları şirket içerisinde kullanabilmelerini sağlayan BYOD kavramı, şirketlerin BT kaynaklarını daha iyi yönetmelerini ve şirket içi politikalarını gözden geçirmelerini zorunlu kılıyor. Çalışanların kendi cihazlarını kullanabilmelerini sağlamanın çalışan verimliliğini artırdığına inanıyoruz. Bu noktada, BT yöneticilerinin, ilgili çözümleri kendi kurum yapılarına uygun olarak konumlandırmaları önemli.
Kurumlar için proje ve portföy yönetimi, tıpkı bireyler için olduğu gibi, mümkün olan en az risk ile yatırımlarından en yüksek getiriyi elde etmeyi amaçlar diyebiliriz. Peki, bunu nasıl mümkün kılabiliriz? Gelin isterseniz bilgi teknolojileri alanında faaliyet gösteren kurum ve kuruluşlar için proje ve portföy yönetiminin teknik olarak ne anlama geldiğinden başlayalım. PMI’a göre proje yönetimi, proje gereksinimlerinin sağlanabilmesi için bilgi, beceri, araç ve tekniklerin proje aktivitelerine uygulanmasıdır. 5 temel adımdan meydana gelen proje yönetim süreci Başlangıç, Planlama, Uygulama, İzleme ve Kontrol Etme, Kapanış aktivitelerini kapsamaktadır. Proje ve portföy yönetimini en doğru ve verimli şekilde uygulayabilmek için, şüphesiz ki, öncelikle proje ve portföy yönetimi yaşam döngüsünün doğru şekilde anlamak gerekmektedir. Doğru yetkinlikteki kaynakların, doğru kapasite ile kullanılabilmesini sağlayan kaynak planlaması ise yaşam
döngüsündeki bir sonraki mihenk taşı olarak düşünülebilir. Bu aktiviteleri, performans ve kazanılan değer ölçümleri ile proje ve programların, portföy stratejileri uygunluğu kontrol edilmesi takip eder. Daha sonra, tespit edilen bu uygunsuzlukların ortadan kaldırılması için düzeltici faaliyetlerin tanımlanması ve uygulanması aktiviteleri gelir. Proje ve portföy yönetimi yaşam döngüsünde son olarak kullanılan etkili iletişim teknikleri ve doğru raporlama yöntemleri ile projeler, programlar ve tüm portföy hakkında somut çıktılar kullanılarak etkin kararların alınması sağlanır. Portföy üzerinde devam eden bir iyileşmenin sağlanabilmesi için ise tüm bu adımların iş süreçlerine dönüştürülmesi gerekmektedir. Yine kapsamlı bir proje ve portföy yönetimi yaklaşımdan bahsedebilmek için; proje seçimi, proje öncelik sırası belirleme, portföy izleme, portföy değerlendirme, düzeltici faaliyet yönetimi ve proje tamamlanması gibi temel iş süreçleri sağlıklı şekilde uygulanıyor ve yönetilebiliyor olmalıdır.
GüçKabloları
www.ctsbilisim.net
C13 - C14
C13 - C14
C14 – C15
( 3 X 1 mm – 0,8 mt )
( 3 X 1 mm – 1,8 mt )
( 3 X 1 mm – 1,8 mt )
C14 – C19
C19 – C20
C19 – SCHUKO
( 3 X 1 mm – 1,8 mt )
( 3 X 1,5 mm – 1,8 mt )
( 3 X 1,5 mm – 1,8 mt )
CTS Bilişim İthalat İhracat San.Tic.Ltd.Şti. Atatürk Mah. Ataşehir Bulvarı Ata 3-3 Blok Kat : 6 / D.: 58 Ataşehir / İstanbul T: (+90) 216 629 04 91 F: (+90) 216 629 04 92 M: info@ctsbilisim.net
32
DOSYA
BThaber
KOBİ’ler İçiN Rekabet Araçları
14 - 20 ARALIK 2015
Bilginin ‘gerçek’ gücünden yararlanma zamanı Büyük verinin sektörlere katkı sağlayabilmesinin anahtarı kaliteli verinin doğru analizleri sunması. Yani sektör temsilcilerinin de dikkat çektiği gibi, analize güvenmek için önce veriye güvenmek gerek. Mobilitenin yaygınlaştığı, çoklu cihaz kullanımının arttığı ve artmaya devam ettiği bir ortamda kaçınılmaz olarak büyük verinin kaynakları da geniş. Şirketler müşterilerini büyük veriyle daha iyi tanıyor, daha kişiselleştirilmiş öneriler yapıp, farklı iş modellerini kurguluyor. Böylece hem şirketler hem de tüketiciler büyük verinin avantajlarından yararlanıyor. Büyük veri, müşteri davranışlarını en detaylı işlemlerden, sosyal medyadaki yorumlarına kadar geniş bir yelpazede kaynak sağlıyor. Mobil cihazlar ve sosyal medyadan bağımsız düşünülemeyen hayatımızda müşteriler, ürün ve hizmetlerle ilgili tüm fikirlerini çok daha hızlı paylaşabiliyor. Şirketleri rekabette ön plana çıkaran temel unsur, büyük veriden işe yarar analizler çıkarmak. Büyük verinin iyi yönetimi ve analizinin şirketlere sağladığı öncelikli faydalar bu yönüyle müşteri memnuniyetini artırmak, alternatif satış ve pazarlama kanallarını ve fırsatlarını oluşturmak, yatırımın geri dönüşü ve satış maliyeti analizlerinin daha sağlıklı hale gelmesi olarak sıralanıyor. Şirketler, müşterilerine daha verimli ve kişisel hizmet sunabilmek için
“büyük veri”den daha fazla faydalanacaklar. Büyük veriyi doğru kullanmak yeni iş fırsatları yaratmak ve kurumların daha fazla müşteriye ulaşmak, müşterileri daha iyi tanımak, kişiye özel çözümler sunmak, uzun vadede maliyet avantajları kazanmak, daha yerinde karar mekanizmaları geliştirmek, kurum içi ve dışı iletişimi/etkileşimi geliştirmek gibi sayısız fırsatlar da cabası.
İş yapış şekilleri değişiyor IDC verilerine göre, büyük veri teknolojilerinin 2016 yılında oluşturacağı pazar 28.3 milyar doları bulacak. Büyük veri pazarının yıllık bazda yüzde 30’ların üzerinde büyüme rakamlarına ulaşması da beklentiler arasında. Geleneksel BT pazarından kat be kat büyümesi öngörülen bu pazarda fark yaratan unsur ise katma değeri olacak. Veri miktarı bu şekilde sürekli ve istikrarlı biçimde artarken, bu veriyi yönetmek de ayrı bir zorluk haline geliyor. Bu yönüyle artan veri miktarıyla başa çıkabilmek, yani ‘bilgiyi doğru teknoloji ile yönetebilmek’ her ölçekte şirketin de önceliği. Bu da, bir yönüyle tüm sistemin tepeden tırnağa değişmesi demek. Verinin depolanmasının yanında, veriyi işlemek için gereken işlemci gücüne de sahip olan veri Devamı 34. sayfada
Destek Bilgisayar Genel Müdürü Oğuz Tamer Tunçel:
SaaS KOBİ’lerin en büyük yardımcısı Müşterilerini daha iyi tanımak, onlara ulaşmaktan tutun da çalışanlar arasındaki bilgi paylaşımını arttırmak, iş olanaklarını ve riskleri daha çabuk fark etmek, daha çok bilgiye dayalı kararlar verebilmek için tüm iş birimleri BT ile birlikte çalışmalı, BT olanaklarından işlerini daha iyi, daha rekabetçi yapabilmek için faydalanmalı. “Ben olduğum gibi iyiyim” diyen işletmeler yeni olanaklardan faydalananlar tarafından geçilecekler, değişime uyum sağlayanlar ise devam edecekler. Büyük işletmelerle karşılaştırdığımızda KOBİ’lerin hem BT konularında yatırım imkanları daha az hem de BT teknolojilerini işletmelerine yararlı hale getirecek insan kaynakları daha sınırlı. Bu yüzden de iş uygulamaları, iş zekası, büyük veri gibi hem finansman hem de insan kaynağı açısından önemli yatırımlar gerektiren alanlarda daha büyük işletmelerin gerisinde kalma
riskleri yüksek. Ancak bulut teknolojileri, özellikle SaaS KOBİ’lerin en büyük yardımcısı. Herhangi bir donanım yatırımı yapmadan, kurulum, destek ve ilk alım maaliyetlerine katlanmadan, ihtiyaçları olduğu çözümü bulut üzerinden kullanmak ve kullandıkları kadarını ödeme imkanları var. Bulut teknolojilerinin KOBİ’lere doğru anlatılabilmesi ve işletmeleri için yararlı çözümlerin gösterilebilmesi çok önemli. Büyük veri, analiz, iş zekası, iş uygulamaları gibi birçok çözüm bulut üzerinden çok makul aylık ödemeler ile kullanılabiliyor. Her çözüm her işletme için gerekli olmadığı gibi burada bahsedemediğimiz ancak işletmelere çok yardımcı olabilecek birçok çözüm de mevcut. Bilgilerin ve uygulamaların bulutta durduğu, kablolu/kablosuz ağlar tarafından iletildiği ve mobil cihazlar ile tüketildiği bir BT yapısına doğru gidiyoruz.
ortam ortam
izleme izleme ürünleri ürünleri
- AyarlanabilirRJ RJ45 45sensör sensör girişleri girişleri ,, kuru veve dahili röleröle çıkışları - Ayarlanabilir kurukontak kontaksensör sensörbağlantı bağlantıgirişleri girişleri dahili çıkışları Elektrik kesintilerine karşı dahili back-up battery - Elektrik kesintilerine karşı dahili back-up battery - RJ45 45portuna portunabağlanan bağlanan sensörler sensörler utp - RJ utpkablo kabloile ile300 300metreye metreyekadar kadaruzatılabilir. uzatılabilir. E-MAIL, SNMP, SMS ile uyarı gönderme desteği - E-MAIL, SNMP, SMS ile uyarı gönderme desteği - 3G Modem bağlantısı ile sms atma özelliği - 3G Modem bağlantısı ile sms atma özelliği - 16 - 64 adet cihaza ping atma ve cihazlara ulaşılamadığında uyarı verme özelliği - 16 - 64 adet cihaza ping atma ve cihazlara ulaşılamadığında uyarı verme özelliği - USB girişi üzerinden logları USB bellek vasıtası ile kaydetme özelliği - USB girişi üzerinden logları USB bellek vasıtası ile kaydetme özelliği - IP Kamera ile görüntü gösterme özelliği - IP Kamera ile görüntü gösterme özelliği - HTTP/HTTPS, SNMP V1/V2c/V3, SMTP, TCP/IP, Syslog, SNTP, DHCP, SSHv2, SSLv3, LDAPv3, - HTTP/HTTPS, SNMP V1/V2c/V3, SMTP, TCP/IP, Syslog, SNTP, DHCP, SSHv2, SSLv3, LDAPv3, AES 256-bit, 3DES, Blowfish, RSA, EDH-RSA, Arcfour, IPV6, WAP 2.0,, TELNET desteği AES 256-bit, 3DES, Blowfish, RSA, EDH-RSA, Arcfour, IPV6, WAP 2.0,, TELNET desteği
OPENGEAR tamamen konsol yönetimi üzerine uzmanlaşmış ve tecrübesini ürünlerine yansıtmış
ip konsol ip konsol server
server ürünleri ürünleri
önemli bir üreticidir. IP KONSOL SERVER ürünleri cihazlarınıza uzaktan konsol OPENGEAR tamamenOPENGEAR konsol yönetimi üzerine uzmanlaşmış ve tecrübesini ürünlerine yansıtmış bağlantısı ( RS232 ) yapmanıza olanak sağlamaktadır. önemli bir üreticidir. OPENGEAR IP KONSOL SERVER ürünleri cihazlarınıza uzaktan konsol - Her bütçeye / projeye göre geniş ürünsağlamaktadır. portfoyü bağlantısı ( RS232 ) yapmanıza olanak - Dahili dial-up modem & 3G modem yedek bağlantı seçenekleri - Her bütçeye / projeye göre geniş ürün portfoyü - 4 – 16GB dahili hafıza - Dahili dial-up modem & 3G modem yedek bağlantı seçenekleri - Sıcaklık & nem sensörü desteği - 4 – 16GB dahili hafıza - Dahili FTP / TFTP server - Sıcaklık & nem sensörülog desteği - Çevrimiçi / çevrimdışı tutabilme özelliği - Dahili FTPYazılım / TFTPDesteği server - Merkezi - Çevrimiçi çevrimdışı log tutabilme özelliği - Gelişmiş /yönetim ve uyarı seçenekleri - Merkezi YazılımARPDesteği - HTTP, HTTPS, RING, SSH V2 & V3, FIPS140, TACACS+, RADIUS, KERBEROS, LDAP, - Gelişmiş yönetim uyarıNAT, seçenekleri IPsec, TELNET, TCP,veDCHP, PPP, SECURE NTP, RFC2217 desteği
- HTTP, HTTPS, ARP- RING, SSH V2 & V3, FIPS140, TACACS+, RADIUS, KERBEROS, LDAP, IPsec, TELNET, TCP, DCHP, NAT, PPP, SECURE NTP, RFC2217 desteği
www.ctsbilisim.net ilan_28x40_cts.indd 1
www.ctsbilisim.net
4/8/15 4:40 PM
34
DOSYA
BThaber
KOBİ’ler İçiN Rekabet Araçları
merkezleri, böylece her ölçekte şirketin BT yatırımlarında öncelikli bir tercih halini alıyor. Bilginin taşıdığı gücü en doğru biçimde değerlendirmenin yolu, ham veriyi işleyerek nitelikli bilgiye dönüştürecek çözümler geliştirmek. Böylece büyük veri, işletmelerin kâr maksimizasyonuna, daha iyi hizmet seviyesine katkısıyla, öne çıkıyor. Sonuçta büyük veri, kurumlara dinamizm ve inovasyon kazandırırken, iş yapış şekillerini ve altyapı değişikliklerini de beraberinde getiriyor. Müşteri geri bildirimleri, önerileri harmanlanarak, kurumun milyonlarca müşterisinin her biri hakkında somut ve detaylı bilgisine sahip olması CRM başlığında önemli bir fayda demek. Örneğin sosyal ağlardaki gibi yapısal olmayan verileri bilgi haline getirip, tüketici davranışlarını inceleyerek, segmentasyon ve kümeleme algoritmalarını kullanarak kişi veya gruba özel kampanyalar düzenlemek, servis kalitesi ile ilgili iyileştirici, düzeltici önlemler almak artık hiç de zor değil. İş dünyası da verimliliği artırmak, rekabet avantajı yaratmak ve yeni veri kaynaklarını kullanmak adına büyük veri teknolojilerine yatırım ilgisi gösteriyor. Büyük verinin doğru kullanımı ile müşteriyi çok daha kapsamlı verileri temel alarak çok daha doğru değerlendirmek mümkün.
Her ölçekte bir ihtiyaç Büyük veri odaklı ürünler, veri yönetimi için iş süreçlerine yeni yaklaşımlar kazandırırken, yenilikçi çözümlerle rekabetçi koşulları da oluşturuyor. Veri artışı karşısında artık önemli olan sadece veriyi depolamak değil, bunları akıllı bir biçimde yönetebilmek, veriyi erişilebilir, güvenli ve etkili kılmak. Gelişen teknolojileri yakalamaya çalışan ve artan rekabet ortamında öne çıkmaya çalışan şirketler, hem iş performanslarını yükseltmeyi hedefliyor, hem de bunu en düşük maliyetlerle gerçekleştirmek istiyor. Büyük veri çözümleri öncelikle özellikle verinin daha büyük olduğu telekom, finans, kamu ve perakende sektörlerinde öncelikli BT yatırımı oldu. Diğer sektörlerde de büyük verinin etkin yönetilebilmesi ölçekten bağımsız hemen her kurumun ihtiyacı. Sonuçta küresel bazda olduğu gibi Türkiye’de de, artan BT maliyetlerini düşürmek isteyen, hız, kolay kullanım, esneklik ve yenilikçilik talep eden sektör ve şirketler daha çok büyük veri çözümlerine yöneliyor. Büyük verinin doğru kullanımını özellikle popüler sosyal medya platformlarını izleyerek görebiliriz. Kullanıcı davranış ve eğilimlerini tespit ederek, doğru yönlendirmelerle ticari
14 - 20 ARALIK 2015
Asseco SEE Yeni Ürünler Yöneticisi Osman Özdemir:
E-ticarete yönelen KOBİ’ler sanal POS altyapısını kullanmak istiyor Teknolojik gelişmeler, günlük yaşantımızla birlikte ekonomi ve iş dünyasında önemli değişimleri beraberinde getiriyor. E-ticaret, e-devlet, e-iş gibi kavramlar artık herkesin dilinde. KOBİ’lerin e-dönüşüme ne kadar hazır olduğu, bu dönüşümün iş süreçlerine nasıl yansıdığı ise ayrı bir öneme sahip. E-ticaret, uzun bir süredir mail sipariş ve tahsilat altyapısı olarak kullanılıyor. E-ödeme alanında ise şu anda farklı ödeme türlerinin internete ve mobil ortamlara kaydığını gözlemliyoruz. Özellikle mobil cihazlardan yapılan
başarı yakalayan bu platformların etkisi de doğal olarak artıyor. Sonuçta değişen pazar dinamikleri ve müşteri taleplerine anında uyum sağlayamayan, yani güncel veri kontrolünü etkin bir biçimde sağlayamayan kurumların rekabette geride kalması kaçınılmaz. Büyük verinin etkin yönetilebilmesi ölçekten bağımsız her kurumun ihtiyacı. Büyük veri üzerinden analiz ve anlık hamleler yapabilmek için kullanılan karar destek teknolojilerinin de çok farklı yetkinliklere sahip olması gerek. Bu da, şirketlerin yeterince esnek sayısal çözümler aramasına, hızlı bir şekilde bu çözümlere uyum sağlayabilmesine ve pazar eğilimleriyle paralel bir şekilde ilerlemesine bağlı ve büyük veri ile bütünleşik araçların, iş dünyasındaki kritik bir dönüşüm sağladığı da aşikar.
Sektörel yaygınlık kendini gösterecek Birçok şirket sunduğu avantajlardan dolayı büyük veri teknolojileri kullanımına geçiyor. Burada önemli olan ise şirketin ihtiyaçlarını belirlemesi ve kendisi için en iyi ve doğru çözümü seçmeleri. Yani kurumlar, veriyi sadece depolama önceliği ile hareket etmemeli. Bu verilerin doğru biçimde sınıflandırılmasını ve bu verilerden iş süreçlerini etkileyecek bilgi üretilmesini sağlayacak çözümlere başvurmak günümüzde asıl önemli olan faktör olduğu gibi, şirketlere verimlilik ve tasarruf sağlamanın da anahtarı. Büyük veri, büyük ölçeklerde ve sürekli büyüyen çok farklı kaynaklardan akan, çoğu kez gerçek zamanlı değişen bir formata
alışverişlerin artması ve 6493 sayılı kanun gibi yeni yasal düzenlemeler, kullanıcıların hassas ödeme verilerini güvenli ortamlarda saklama ihtiyacını gündeme getirdi. 2016 yılında, KOBİ’ler için sınırlı yatırımla ticaret yapmanın kapılarını açan e-ticaret, aynı zamanda büyük firmalarla rekabet edip küresel pazarda kendilerine alan açmalarının ve giderleri düşürmenin en uygun yollarından biri. Tekrarlanan ödeme ve ödeme talimatı alma özellikleriyle sanal POS’larını tahsilat amaçlı kullanan
sahip. Bu yönüyle büyük verinin kontrol edilmesinde kurumların kendi içlerindeki BT çözümlerinden yararlanması değil, buna uygun ve varolan sistemle uyumlu bir BT yatırımı yapması gerek. Şirketler geleneksel yöntemlerle büyük veriyi yönetemeyeceklerini gördüklerinden süreçler bazında yeni arayışlara yöneliyorlar. Büyük veri dönüşümü odaklı başarı elde eden şirketler, sektörlerinde bir başarı hikayesi olarak tanımlanabiliyor. Çünkü sürekli değişen küresel eğilimler BT başlığında da hayat buluyor ve bu eğilimler rekabeti artırdığı gibi, şirketleri de değişime ve yeni arayışlara itiyor. İşte bu süreçte yeni teknolojilerin şirkette en kapsamlı biçimde kullanımı artık bir gereklilik. Küresel bazda olduğu gibi, Türkiye’de de büyük veri projelerinde başı telekomünikasyon, bankacılık ve perakende sektörleri çekiyor. Büyük verinin katma değerinin her ölçek ve her sektör tarafından anlaşılması ise projelerin yaygınlığı ve kapsamında kendini gösterecek. Tüm sektörlerde artan rekabetin de bu alanda, yani büyük veri projelerinde itici güç olacağı üzerinde duruluyor. Özellikle dış piyasalarda büyük verinin kullanım alanının genişliği ve uygulama yoğunluğunun da teknoloji gelişimine paralel artışı göz önüne alındığında, Türkiye’de kurumsal hayattaki potansiyel de ortaya çıkıyor.
M2M’de dev potansiyel Doğru analizleri kullanarak yeni kampanyalar, pazarlama stratejileri ve iş modelleri geliştirmek oldukça kolay. Bu yönüyle, örneğin büyük veriyle
KOBİ’lerin kayıtlı kredi kartı bilgilerini kullanarak tahsilatlarını gerçekleştirmeleri gerekiyor. Tek bir arayüzle tüm sanal POS altyapısının yönetilebilmesi ise iş yerlerine kullanım kolaylığı sağlıyor. Yeni yasal düzenlemeler, kart sahibine ait hassas bilgilerin saklanmasına ilişkin katı kurallar ve ciddi yaptırımlar getiriyor. Önümüzdeki dönemde kullanılacak tüm yenilikçi ödeme teknolojilerinde güvenlik, en önemli kavramlardan biri olmaya devam edip, çeşitli avantajları da beraberinde getirecektir.
elde edilen temel demografik bilgiler artık yeterli değil. Müşterilerin de farklı öneriler beklediği bir ortamda, büyük veriyi kullanıp müşteriyi analiz ederek ihtiyaçlarını öngörerek teklifler sunmak büyük veri kullanarak farklılaşmanın da temeli. Büyük verinin sağladığı bilgi çerçevesinde müşterilere eş zamanlı teklifler sunmak böylece mümkün. Etkin ‘büyük veri’ kullanımı için şirketlerin buna kolayca erişebilmesi gerek. Bunun yolu da BT için eksiksiz veri platformu gerekli hale getiriyor. Küresel bazda en hızlı büyüyen büyük veri kaynaklarından olan M2M’de donanım, iletişim teknolojileri ve gömülü yazılımları alanındaki yenilikler, kullanım alanlarını çeşitlendireceği gibi, büyük verinin de artmasına neden olacak. Bu arada hatırlatmak gerekir ki, M2M sadece tüketiciyi tanımak açısından değil, makinelerin kendi verilerini ve pazarlarını oluşturması açısından da önemli. Makineler arası iletişim bilgisine sahip olmak, bu veriyi doğru değerlendirmeyi de gerekli hale getiriyor. Böylece M2M verisi büyük veri analitik çözümlerinin gelişimini zorlayarak, makine davranışından kullanıcı davranışına kadar çok katmanlı analiz algoritmalarının da ortaya çıkmasını sağlayacak. Elde edilen veri ve analizlerin etkin kullanımı ise BT yatırımlarının katma değer sağlamasındaki kritik nokta. Bu yönüyle M2M ve veri yönetimini birbirinden ayrı düşünmek pek mümkün değil. Farklı türdeki verilerin doğru analitik yöntemlerle işlenmesi de verinin işlevselliği adına kritik bir öneme sahip.
Bilin Yönetim Kurulu Başkanı Dr. D. Zafer İnkaya:
Türkiye’de KOBİ’ler çağdaşlaşamadı Ülkemizde, KOBİ’ler arasında henüz gerçek anlamda bir çağdaşlaşma anlayışı geliştiğini düşünmüyorum. Bu nedenle de önceliklerin hala uzun vadeli, iş geliştirmeye yönelik yatırımlar yerine daha fazla, daha hızlı ve daha kolay para kazanmaya yönelik kısa vadeli yatırımlara yönelik
olacağına inanıyorum. Dolayısı ile örneğin; iş geliştirme, danışmanlık, eğitim, organizasyonel gelişim ya da bilgi teknolojilerine yönelik hizmetler almak yerine araç gereç, donanım, inşaat, eleman alımı ile büyümek gibi yatırımlara öncelik verileceğine inanıyorum.
Öncelik verilecek bu tür yatırımların kısa vadede iş hayatına bir parıltı getirmiş gibi görünmekle birlikte uzun vadede sadece boşa para harcanmış olacağını düşünüyorum. Dolayısı ile uzun vadede, bunlar yerine iş geliştirme, yönetim danışmanlıkları, personel eğitimi, bilgi teknolojileri
sistemleri gibi alanlara yönelik yatırım yapan şirketlerin az sayıda da olsalar diğerlerine göre daha avantajlı olacaklarına inanıyorum. İnsan ve iş sistemlerine süreç ve teknoloji açısından yatırım yapmak her zaman uzun vadede sürdürülebilir karlı iş imkanları yaratacaktır.
36
DOSYA
BThaber
KOBİ’ler İçiN Rekabet Araçları
Gerçek zamanlı veri miktarının günden güne arttığı günümüz iş hayatında yeni nesil iş zekâsı uygulamalarında kurumsal süreçlerle bütünleşik ve süreç iyileştirmeye yönelik gerçek zamanlı bilgiyi sunmak ön planda. Büyük ölçekli şirketlerin yanında, Türkiye’de özellikle son yıllarda KOBİ’lerin de iş zekâsı yatırımlarına ilgisi var. Teknolojik gelişim, mobilite ve sosyal medya ile birlikte artan veri, tüm bunlarla beraber gelişen müşteri beklentilerine daha iyi yanıt verebilmekse her ölçekte şirketin önceliği. Türkiye’de büyük ve orta ölçekli birçok şirkette bilgiye dayalı yönetim anlayışı artıyor. Şirketlerin daha verimli iş modellerine yönelik arayışı sosyal medya ve mobil araçların kullanımını ve iş zekâsına bakış açısını değiştirdi. İş zekâsı araçları ile sosyal CRM ve mobil iş zekâsı çözümleri ile şirketler etkileşimli ve anlık analiz raporlarına istedikleri yerden anında ulaşabilir, stratejik kararları daha hızlı alabilir hale geldi. Veri görselleştirme, veri keşfi, arama tabanlı iş zekâsı uygulamaları kategorilerinde yeni özellikler de projelere eklenmeye başladı. Bu arada, gelinen noktada bir şirketteki her departmanın iş zekâsı çözümlerinden elde edilen içgörülere ihtiyaç duyduğunu söyleyebiliriz. Bu çözümler, alınacak kararları desteklediği gibi, performansı artırabilir, veri kalitesindeki gelişimi de beraberinde getirir. Şirketlerin bu başlıkta en doğru ve kendilerine uygun yapıyı seçmesinde danışmanlık hizmetleri ise belirleyici bir rol oynuyor. Dün, bugün ve yarın iş zekasında buluşuyor İş zekâsı çözümleri temelde şirketlere geçmişi analiz edebilme, bugünü yönetme ve geleceği öngörebilme yeteneği kazandırıyor. Her ne kadar bu ihtiyaçlar paralelinde genel anlamda büyük kurumlar iş zekâsı çözümlerine daha fazla ilgi gösteriyor olsa da, özellikle son dönemde ihtiyaçların farklılaştığı da bir gerçek. Yani her ölçekten kurum için iş zekâsı çözümleri öncelikli bir BT yatırımı kimliğinde. Gerçek zamanlı verilerin iş zekâsı uygulamalarındaki varlığını artırarak sürdüreceği bir gerçek. Yapılandırılmamış verilerin işlenerek yapılandırılması için gerekli ve yeterli altyapıya sahip şirketler; verileri üzerinde çok daha hızlı hareket edebiliyor, yüksek oranda verim elde edebiliyor ve birçok alanda avantaja sahip oluyor. Yapılandırılmamış verilerin yapılandırılmış veri haline getirilmesi ile şirketler, kullanıcıların davranış ve tepkilerine daha hızlı bir şekilde ulaşabiliyor. Bütünleşik uygulamalar avantaj sağlıyor İş zekası, arkasında koşan teknolojiden çok daha fazlasına, kurumsal stratejiyi de yansıtma özelliğine sahip. Kurumun stratejisi ve hedefleri hakkında geniş bir perspektife sahip olan, şirketin misyonunu destekleyecek temel göstergeler hakkında ipuçları sunan iş zekası çözümleri, verileri erişilebilir kıldığı gibi, iş süreçlerini optimize ederek kârlılığı artırma gücüne de sahip. Kurumsal faydayı artırmak, karar
14 - 20 ARALIK 2015
Tüm adımların belirleyicisi varsayımlar değil, iş zekası
alma hızını kaliteli bir biçimde ve kurum bütününü kapsayacak biçimde artırmanın yolu bütünleşik iş zekâsı uygulamalarında. Bu uygulamaları kurumsal ihtiyaçlar ve gelişen teknoloji paralelinde düzenli olarak güncellemek de iş zekâsı yatırımlarının bir gerekliliği. İş dünyasının dinamizmine hizmet edecek iş analitiği altyapıları, günümüzde giderek daha büyük önem kazanıyor. Burada gözden kaçmaması gereken nokta, doğru altyapının seçimi ve kullanıcı dostu bir arayüzle tüm kullanıcılara ulaşabilmek. Küresel bazda olduğu gibi Türkiye’de de gerek büyük ölçekli gerekse de küçük ve orta ölçekli işletmelerin bu başlıkta yatırım ilgisini görmek mümkün. İş zekâsının etkisi özellikle yoğun veri üreten, yani finans, telekomünikasyon, enerji ve kamu gibi sektörlerde ortaya çıkıyor. Ama belirttiğimiz gibi, bu başlıkta yatırımlar her sektörde her ölçekte şirket için aslında bir gereklilik halini aldı bile. İş zekâsı başlığında yatırım için BT ve iş birimlerinin ortak çalışması önemli bir gereklilik. Yatırım kararı ve proje aşamalarının üst yönetimden bir sponsor desteği ile yürütülmesi, iş zekâsı konusunun kurum içinde sahiplenilmesi, birimlerde bir direncin önüne geçilmesi anlamında da gerekli. İş zekâsı çözümleri veri madenciliği ve analizi gerektiren her birimde kullanılabiliyor. Bunları satış ve pazarlama, araştırma ve geliştirme, üretim, servis ve destek, lojistik ve dağıtım, finans ve risk kontrolü ile yönetim, organizasyon ve operasyonlar olarak sıralamak mümkün. Kurumsal farkındalık kadar benimseme de önemli İş zekâsı yatırımlarında düşünülmesi gereken en önemli konu, sistemin kullanıcı tarafından kabulü. Yani şirketlerin iş zekâsını yalnızca teknik bir iş olarak değerlendirmemeleri gerek. İş zekâsı uygulamaları hayata geçmeden önce iş süreçlerinin net bir şekilde tanımlanmış olması, mevcut verilerin
güvenilirliğinin temin edilmesi ve en önemlisi iş zekâsı uygulamalarından nasıl sonuç beklendiğinin kararlaştırılmış olması da önemli. Bu noktada, yönetici seviyesinden, iş birimlerindeki kullanıcılara kadar, herkesin ihtiyaçları, iş zekâsından beklentileri net olarak belirlenmeli. Şirketlerin geleneksel raporlama araçları yerine, iş birimlerinin ihtiyaçlarını karşılayan, büyük veri üzerinde hızlı analiz imkanı sunan, görselliği yüksek, ayrıca mobil platformlarda da rahatlıkla kullanılabilen araçlara yöneldiği görülüyor. Büyük kurumsal yapılar daha bütünleşik iş zekâsı çözümlerini tercih ederken, orta boy şirketlerin öncelikle belli bir veya CRM, İK, tedarik, muhasebe gibi birkaç iş fonksiyonunu hedefleyen çözümlere yatırım yaptıkları görülüyor. Özellikle analiz ve raporlama araçları, şirketlerin verilerinden anlamlı sonuçlar çıkartabilmek için yöneldikleri iş zekâsı yeteneklerinin başında geliyor. Yani KOBİ’lerde de iş zekâsı kavramına yönelik farkındalık, gittikçe somut yatırımlara dönüşüyor. Böylece KOBİ’ler iş zekâsını, veri analizini ve bu çözümlerin mobil uygulamalarını hızla iş süreçlerine dahil ediyor. Geleceği de düşünerek s trateji belirlenmeli İş zekâsı, rekabetçi avantaj sağlayacak teorilerin, metodolojilerin, teknolojik uygulamaların bir bütünü ve sadece bir raporlama yazılımı uygulamanın ötesinde bir adım. Bu bağlamda, şirketler iş zekâsı yöntemlerini belirlerken bu bütünlüğü gözetmeli ve buna göre aksiyon almalı. Yani klasik anlamda veri tabanları ve veri ambarları ile işlenemeyecek büyüklükte olan veri miktarı, kurum içinde ve sosyal platformlardan üretiliyor. Bunun depolanması, araştırılması, sorgulanması, analiz edilmesi ve görselleştirilmesi noktasında farklı teknolojik ihtiyaçlar da ortaya çıkıyor. Bu ihtiyaçlara yönelik özel çözüm platformları, yüksek performansta çözüm de üretebiliyor. İş zekâsının kurumsal süreçlerin bu
denli içine girmiş olmasıyla birlikte, bu alanda bakış açısı ve alınan hizmetlerin kapsamı da artıyor. Ancak burada önemli faktör; tercihlerin sadece o günkü ihtiyacı karşılayan çözümler değil, uzun vadede ihtiyaçları karşılayacak çözümler olmasının gerekliliği, bunu düşünerek strateji belirlemenin gerekliliği. Çünkü teknoloji hızla gelişiyor, rekabet ve müşteri beklentileri de aynı paralelde artıyor. Bu dinamik ortamda ileriyi görebilen ve vizyon paralelinde doğru yatırımları yapan şirketlerin kazanacağı görülüyor. Mobilite ile birlikte şirketlerin iş yapış şekillerinde de değişimler meydana geliyor. Bir taraftan da sosyal medya platformlarından gelen yapısal olmayan verinin düzenlenerek analiz edilebilir bilgi haline gelmesine yönelik çözümler ve makineler arası iletişim (M2M) ile artan verinin yorumlanması alanlarında da yeni gelişmeler yaşanacak. Mobil hayata uygunluk gerekli İş zekâsı uygulamaları ile şirketler satış ve üretim bütçesi oluşturma süreçlerini çok daha verimli hale getirebilirler. Bu sayede tahminler gerçeğe daha yakın olur ve sürprizler en aza indirgenir. Ayrıca takip etmek istenen verileri kullanıcılar istedikleri şekilde işleyerek çeşitli raporlar üretebilir ve bunu diğer yöntemlere göre çok daha hızlı ve hatasız gerçekleştirebilirler. Bu bağlamda iş zekâsı uygulamalarının mobil desteğe de sahip olması şart. Ama bu gereklilik, beraberinde çeşitli güvenlik sorunlarını da doğurduğu için iş zekası uygulamaları ile pekişen mobil iş yapısında güvenliğe farklı bir bakış açısıyla yaklaşmak önem kazanıyor. Çünkü eskiden öncelikli olmayan mobil raporlama artık özellikle üst yönetici ve saha ekipleri için temel iş alanı. Kolay yönetilebilirlik ve düşük maliyeti amaçlayan BT yöneticileri için bulut teknolojileri de önemli bir seçenek. İşte bunların hepsi, gelişen teknoloji ve iş ihtiyaçlarının günümüze yansıması ve yatırımlara dönüşmesinin göstergesi.
38
BThaber
BİLİŞİM DÜNYASI
14 - 20 ARALIK 2015
Toshiba yeni ürünlerini duyurdu Kyocera Bilgitaş ile Türkiye’yi bölgesel üs haline getirecek Kyocera, 1986 yılından beri Türkiye distribütörü olan Bilgitaş’ın çoğunluk hisselerini satın alarak firmaya ortak oldu. 4 Aralık 2015 tarihinde Esma Sultan Yalısı’nda düzenlenen etkinlikte Kyocera Document Solutions Global Satış Genel Müdürü Sho Taniguchi, Avrupa Başkanı Takahiro Sato, Bilgitaş Kurucusu Habib Pişan ve Kyocera Bilgitaş Genel Müdürü Murat Ada hazır bulunurken, düzenlenen imza töreninin yanı sıra Kyocera Bilgitaş Turkey Doküman Çözümleri A.Ş.’nin gelecek dönem hedefleri ile ilgili bilgiler paylaşıldı. Anlaşmayla birlikte Kyocera Bilgitaş Turkey, bölgenin ihracat üssü haline gelecek. Önümüzdeki yıl Türkiye’de kurulacak lojistik üssü ile Orta Asya Kafkaslar ve çevre ülkelere donanım, teknik ve servis desteği verilirken, şirketin
cirosunun ilerleyen yıllar içerisinde katlanarak artması bekleniyor. Anlaşmayı değerlendiren Bilgitaş’ın kurucusu Habib Pişan, Bilgitaş’ın 33 yıllık başarı öyküsünün böyle bir aşamaya gelmesinden büyük bir mutluluk duyduğunu söyledi. Her kurucunun şirketini evladı gibi gördüğünü anlatan Pişan, yapılan işbirliğiyle birlikte müşterilerine en iyi ve verimli şekilde hizmet ve çözüm sunmak istediklerini dile getirdi. Basın toplantısında Kyocera Document Solutions Global Başkanı Takashi Kuki yerine bir konuşma yapan Kyocera Document Solutions Global Satış Genel Müdürü Sho Taniguchi, Kyocera ürünlerinin 30 yılı aşkın bir süredir Türkiye’de kullanıldığını, bu işbirliğinin önümüzdeki yıllarda daha da artarak süreceğini vurguladı.
Taşınabilir bilgisayarlarının yanı sıra farklı ürünleriyle de yakından tanıdığımız Toshiba, Microsoft’un çiçeği burnunda yeni işletim sistemi Windows 10 için hazırladığı modellerinin tanıtımını gerçekleştirdi. Direkt olarak Windows 10 yüklü olarak gelen yeni Satellite Radius 12 modeli, 4K ekranıyla dikkatleri üzerine çekiyor. TNB Bilgisayar ve Görüntü Sistemleri Genel Müdürü Aytaç Biter, 12.5 inç boyutunda ve 360 derece dönebilen ekranlı Satellite Radius 12 modelini 15 31 Aralık tarihlerinde satın alan kullanıcıların “Ne Olursa Olsun Garantisi” ve VIP Express servis hizmetinden faydalanabileceğini belirtiyor. Ne Olursa Olsun Garantisi paketi, bilgisayar sahibinin hatalarını ve çalınma ihtimallerini de kapsayan bir garanti paketi. Toshiba, bilgisayarın başına ne gelirse gelsin, sebebi ne olursa olsun tamir edilme veya yenilenme sözü veriyor. VIP Express ise
arızalanan bilgisayarın servis noktasına ulaşmasından sonraki 24 saat içerisinde kullanıcıya tamir edilmiş bir şekilde geri gönderileceğinin garantisini veriyor. Gelelim ürünün teknik özelliklerine.
12.5 inç boyutundaki ekran, IPS teknolojisini kullanıyor ve 4K çözünürlük sunuyor. Bu boyuttaki ekranda bu çözünürlük, 362 ppi değerinin elde edilmesini sağlıyor. Aynı zamanda dokunmatik desteği sağlayan
bu ekranı Curning Gorilla Glass ile kaplayarak sağlamlık kazandırmışlar. 6. nesil Intel Core i7 işlemciye sahip olan Satellite Radius 12’nin içerisinde Intel HD Graphics 520 çipi bulunuyor; ayrıca bir ekran kartı bulunmuyor. 512 GB’ye kadar M.2 SATA SSD depolama birimi sunan üründe 8 GB LPDDR3 RAM yer alıyor. Cihaz, içerisinde Windows 10 64 bit sürümü yüklü olarak geliyor. Ürünün aynı zamanda dokunmatik olmayan, standart ekranlı, dokunmatik HD ve dokunmatik Full HD çözünürlüklü modelleri de bulunuyor. Tanıtımın en dikkat çekici noktalarından biri ise Windows 10’dan bahsetmek üzere sahneye çıkan Microsoft Türkiye Genel Müdür Yardımcısı Halil Gökoğlu’nun Cortana’nın yakın bir zamanda Türkçe sürümünün çıkacağını açıklaması oldu. Net bir tarih yok fakat yakında Türkçe Cortana bizlerle olacak.
IDC Türkiye 2016 yılı öngörülerini paylaştı Bilişim alanına yönelik küresel araştırmalar gerçekleştiren International Data Corporation (IDC), dünya ve Türkiye için 2016 öngörülerini paylaştı. IDC yetkilileri ve sektör liderlerinin 2016 yılı bilişim sektörü öngörülerini paylaştığı etkinlikte, sektörün önemli oyuncuları bir araya geldi. IDC Türkiye Ülke Müdürü Nevin Çizmecioğlu 2014 ve 2015’in Türkiye için zorlu bir dönem olduğuna dikkat çekerek, sözlerine şöyle devam etti: “Yaşanan makroekonomik zorluklar bilişim harcamalarını gözle görülür şekilde etkiledi. Kamu ve özel sektörde faaliyet gösteren şirketler büyük projelerini askıya almak durumunda kaldı ve bu durumda Türk Lirası’nın ABD Doları karşısında değer kaybetmesi çok önemli rol oynadı. BT harcamalarının ağırlıklı ithal ürünlere dayalı
olması ve maliyetlerin Türk Lirası bazında artmış olması kurumların bütçe yönetimini zorlaştırdı. IDC 2016 yılının da zorlu geçeceğini düşünerek bu bölgedeki toplam büyüme tahminlerini aşağı yönlü revize etti. 2016 yılında bu bölgenin bilişim harcamalarının 260 milyar dolara ulaşması beklenmekte olup bir önceki tahmine kıyasla 10 milyar dolar değerinde aşağı yönlü revizyon dikkat çekmekte.”
Mobil cihaz pazarı daralıyor IDC’nin 2016 öngörülerine göre toplam pazarı etkileyecek en önemli trend akıllı telefon tarafında dolar bazında büyümenin yavaşlaması ile tablet PC ve dizüstü bilgisayar alanlarında gerçekleşen daralmanın olduğu ve bu kategorilerdeki yavaşlamanın 2016’da toplam pazarın daha yavaş bir büyümesine yol açacağı belirtiliyor.
Nesnelerin interneti önem kazanıyor Nesnelerin internetinin sadece teknoloji odaklı değil, iş modeli odaklı dönüşümü de tetikleyecek olduğunu belirten IDC Türkiye Araştırma Müdürü Melih Murat, CIO’ların rol tanımını, BT’nin iş yapış şeklini gözle görülür şekilde değiştireceğini ve rekabetin gittiği yön itibariyle büyük veri artık bir zorunluluk olacağını vurguluyor. Melih Murat kamu yatırımlarına ilişkin olarak ise şu bilgileri veriyor: “Seçimlerin tamamlanması ile BT anlamında beklentilerin ciddi şekilde arttığını söylemek doğru olacaktır. Kamu odaklı yürüyen ulusal veri merkezi ve şehir hastaneleri gibi projelerin ilerleme temposu pazarın büyüme temposuna da ciddi şekilde yansıyacak. Diğer önemli bir konu ise 4.5G ihalesinin
tamamlanması. Bu kesinlikle yeni bir dönemin başlangıcı olacak ve bu trendin kısa vadeli etkisi telekom sektöründe yapılan alt yapı yatırımlarındaki artış olacak. Bulut bilişim hızlı büyümeye devam ederken 2016 yılında orta ölçekli kurumların kritik iş uygulamalarını bulut ortamlarına taşıdıklarına tanık olacağız.” IDC Türkiye ofisi öngörülerinin paylaşılmasının ardından gerçekleşen panelde, panel yöneticisi Yapı Kredi Bankası Bilişim Teknolojileri ve Operasyon Genel Müdür Yardımcısı Cahit Erdoğan’ın önderliğinde, Microsoft Türkiye Genel Müdürü Murat Kansu, HP Türkiye Genel Müdürü Güngör Kaymak, IBM Türkiye Genel Müdürü Isabel Gomez Cagigas, Cisco Türkiye Genel Müdürü Cenk Kıvılcım ve SAP COO’su Uğur Candan 2016 yılı beklentilerini paylaştı.
BThaber
BİLİŞİM DÜNYASI
14 - 20 ARALIK 2015
YFYİ uçuşa hazır! 5 Aralık tarihinde ODTÜ Kültür ve Kongre Merkezi’nde düzenlenen Yeni Fikirler Yeni İşler’in (YFYİ) finalinde kazananlara ödülleri verildi. ODTÜ ve ODTÜ Teknokent tarafından Elginkan Vakfı’nın desteğiyle, DEPARK ve Koç Üniversitesi Kuluçka Merkezi’nin bölgesel iş ortaklıklarıyla gerçekleştirilen, 11. yılını geride bırakan YFYİ’de ödüller sahiplerini buldu. Yatırımcıların, yöneticilerin, akademisyenlerin, girişimcilerin ve şirket sahiplerinin yer aldığı törende, finale kalan girişimciler ilk kez iş fikirlerini kamuoyu karşısında sundu ve jüri değerlendirmesinin yanı sıra bu yıl ilk kez internet üzerinden halk oylaması yapıldı. 2005 yılında 195 girişimciyle çıktığı yola, bu yıl 1.243 girişimci başvurusuyla devam eden YFYİ’de, 1353 iş finale kalmak için mücadele etti. YFYİ bu yıl ilk kez iki ana kategoride projeleri değerlendirirken, YFYİ Idea’da 43 ekip, YFYİ Pro’da 19 ekip kuluçka dönemine kalarak yoğun eğitim ve mentorluk döneminden yararlandı. Son derece verimli geçen kuluçka döneminin ardından, YFYİ Idea’da 10 ekip, YFYİ Pro’da 12 ekip; ‘Bilişim’, ‘Dayanıklı Malzeme ve Tüketici Elektroniği’, ‘Enerji’ ve ‘Sağlık’ kategorilerinde finale kaldı. YFYİ Idea kapsamında büyük ödül Elginkan Vakfı tarafından ‘Şekerini Bil’ projesi ile Biyoçip ekibinin oldu. YFYİ Pro’da ise Intel, Arçelik ve YEDAŞ sponsorluğunda kategori büyük ödülleri ve ABD Kampı ödülleri kazanan ekipler ve projeleri şöyle sıralandı: • PRO Kategorisi Sağlık bölümünde 25 bin TL Amerika Kampı TEB Özel Ödülü: BTech • PRO Gelişim Kategorisi 25 bin TL Amerika Kampı Intel Özel Ödülü: Scirobot • PRO Kategorisi Dayanıklı Malzeme ve Tüketici Elektroniği bölümünde 25 bin TL Amerika Kampı Arçelik Özel Ödülü: Machina • PRO Kategorisi Enerji bölümünde 25 bin TL Amerika Kampı YEDAŞ Özel Ödülü; Hidrotürbin Takımı • PRO Kategorisi Bulut Bilişim 120 bin dolar değerinde Bluemix kullanım hakkı IBM Özel Ödülü: Engelsiz İnovasyon ve Rocketscience • PRO Kategorisi Bulut Bilişim 120 bin dolar değerinde iki Azure kullanım hakkı Microsoft Özel Ödülü: Footballpreneurs ve Scirobot • ISSD Özel Ödülü Amerika Kampı: Kovan Ekibi. Geçtiğimiz yıl olduğu gibi bu yıl da nakit para ödüllerinin yanı sıra, kazanan girişimciler ODTÜ Teknokent San Francisco T-Jump Hızlandırma Merkezinde gerçekleşecek ABD Kampı’na
katılacaklar. YFYİ finalinde ayrıca, kitabı ‘Yalın Girişimci’ ile 2013 yılında NewYork Times’ın en çok satanlar listesinde zirveye kadar çıkan Brant Cooper da konuşmacı olarak yer aldı ve girişimcilerle başarılı birer şirket kurmanın ve yenilikçi yaklaşımla teknolojiyi ve eğilimleri sürekli takip edebilmenin püf noktalarını paylaştı.
39
40
BThaber
BTnet.com.tr
14 - 20 ARALIK 2015
Sürekli kayıt için özel depolama birimi Masaüstü bilgisayarlarımızda kullandığımız sabit diskler, kullanıcılara maksimum performansın yanı sıra uzun yıllar kullanılabilme imkanı vadediyor. Bu sabit diskler, Windows kontrolü altında gerektiğinde kendini kapatabiliyor, kendini boşa alabiliyor. Kullanıldığı zaman da vitesi 7200 rpm’e takıp en hızlı şekilde okumayı ve yazmayı gerçekleştiriyor. Sabit diskler bilgisayarlarda ağırlıklı olarak film, fotoğraf, müzik ve oyun depolamak BTnet için kullanılıyor. sabit diskleri Bilgisayarların yüksek gereksiz bir ön belleği sayesinde şekilde yorup (4, 8, 16 GB RAM) hızlı bir şekilde sabit disklerden veri tek eskitebilir. WD, seferde okunup, birkaç dakikalık Purple serisi modelleriyle sabit video görüntülenebiliyor; ikinci disklerini sürekli kayda uygun yüklemeye / okumaya gerek hale getiriyor. kalmadan dakikalarca oyun oynayabiliyoruz. Dışarıdan bakınca… İşte bilgisayarlar sabit diskleri …klasik bir sabit diskten bu şekilde kullanıyor. Dolayısıyla farkı bulunmayan ürün, 3.5 inç sabit disklerin çoğu bu tip formunda. Sata 3 arabirimini kullanımlar için hazırlanıyor. kullanan ürün, klasik Sata güç Güvenlik kameraları ise hiç ara bağlantısını kullanıyor. Bize vermeksizin, 7/24, düşük bir incelemeye gelen ürün 4 TB hızda kayıt yapıyorlar. Sürekli depolama kapasitesine sahip. kayıt, bilgisayarlar için hazırlanan
Inceleme
WD Purple’ın 1, 2, 3, 4, 5 ve 6 TB depolama kapasitesine sahip modelleri bulunuyor. Her birinin önbelleği 64’er MB. WD Purple’ı sürekli kayda uygun hale getiren özelliği ise IntelliPower özelliği. Değişken dönüş ve aktarım hızlarının yanı sıra farklı bir önbellek algoritmasına sahip olan WD Purple, aynı zamanda gereğinden hızlı dönmeyerek güç tasarrufu da sağlıyor. WD Purple, çok sayıda kamerayla, çok sayıda depolama birimi yuvası içeren sistemlerde rahatlıkla kullanılabiliyor. WD’nin sitesinde WD Purple sayfasına girdiğimizde hangi depolama birimini kullanmamız gerektiğini ve ne büyüklükte bir depolama alanına ihtiyacımız olduğunu hesaplayabilen bir sistem bulunuyor. Kamera sayısı, saklanacak gün, video formatı, çözünürlük ve saniyedeki kare sayısı girilerek hesaplanabilen “ihtiyaç” aracı işinizi kolaylaştıracaktır. WD Purple 4 TB, 600 TL civarında bir fiyat etiketine sahip. Klasik 4 TB sabit disklerden sadece yüzde 5 daha pahalı olan WD Purple’ı kamera sistemleri için kullanmanızı tavsiye ederiz.
Tek SDXC kartta 512 GB kapasite Fotoğraflarımızı ve videolarımızı büyük oranda akıllı telefonlarımızla çekiyor olsak da pek çok kişi çok daha kaliteli görüntü elde etmek için fotoğraf makinelerini ve video kameraları BTnet tercih ediyorlar. Lens depolama biriminin takılabilen, akıllı alanı kadar hızı telefonlara göre da önem taşıyor. iri sensörlü, flaşlı Kingston’ın 512 makinelerle elbette ki GB’lik SDXC kartı, yüksek hala çok daha kaliteli fotoğraf ve depolama alanının yanı sıra video çekilebiliyor. Gelişen teknoloji, hem hareketli performans da vadediyor. hem de hareketsiz görsel Küçük dev medyaların çok daha yüksek Kingston’ın 512 GB’lik SDXC çözünürlüklü, çok daha yüksek kartı, fotoğraf makinelerine ve kalitede oluşturulmasını sağlıyor. video kameralara ciddi anlamda Elbette ki bu kalite ve çözünürlük “depolama rahatlığı” sağlayacak beraberinde büyük dosya bir ürün. Her birisi 20 MB’den boyutlarını da getiriyor. Büyük hesapladığımızda tam 26.214 dosya boyutu demek, daha uzun fotoğrafı bu küçücük ürünün kayıt süresi demek. Bu noktada içerisine sığdırabileceğimizi kameramızda veya fotoğraf belirtelim. Ayrıca Full HD 30 FPS makinemizde kullandığımız
Inceleme
kalitesinde 72 saatlik video kaydı yapmak mümkün. Kısacası bu kart dünyaları alıyor. Gelelim performansa. Kingston’ın bu ürünü “Class 10” performansı sergiliyor. Bu da standart Full HD kalitesinde bir videonun akıcı bir şekilde kaydedilebilmesi anlamına geliyor. Ürün aynı zamanda UHS-I cihazlarla da uyumlu. UHS-I cihazlarla beraber kullanıldığında sinema kalitesinde Full HD videonun yanı sıra 3D video kaydına da yetişecek performansı sunabiliyor. Kingston 512 GB SDXC, saniyede 90 MB okuma yapabiliyorken 45 MB/s yazma hızına sahip. 1.299 TL fiyat etiketi bulunan ürünü, bir kere taktıktan sonra depolamayı dert etmek zorunda kalmamak isteyenlere tavsiye edebiliriz. Aman bu ürünü kaybetmeyin. Fiyatı yüzünden değil, beraberinde gidenler yüzünden ciddi anlamda üzebilir.
Inceleme BTnet
HTC One A9 tasarımı ve kalitesiyle ön plana çıkıyor Telefonlarının tasarımları ve malzeme kaliteleriyle ön plana çıkan HTC, M serisi amiral gemisi modelleriyle sükse yapmayı hedeflerken, Desire serisi modelleriyle de orta seviyeyi unutmuyor. Firmanın yeni akıllı telefonu HTC One A9 ise orta seviye Desire’lar ile üst seviye M’leri harmanlayarak karşımıza çıkıyor. HTC One A9, tasarımsal olarak iPhone 6’ya fazlasıyla benzeyen bir telefon. Arka tarafında HTC yazmasa iPhone 6’dan ayırt etmek neredeyse mümkün değilken ön yüzde de farkı yaratan bileşen, alt tarafındaki parmak izi okuyucu bölümü. Malzeme kalitesi konusunda HTC’nin diğer modellerini örnek alan One A9, yine çok iyi bir kalite hissiyatıyla karşımızda. Telefonu elimize aldığımız anda bunu hissedebiliyoruz. Full HD çözünürlüğe sahip AMOLED ekran, 5 inç boyutunda. Renkler konusunda A9’un ekranının biraz sarıya kaçan bir görüntü verdiğini görüyoruz. HTC’nin üst seviye modellerinde görmeye alışık olduğumuz BoomSound hoparlörleri, bu modelde maalesef bulunmuyor. HTC bu modelinde stereo BoomSound hoparlörlere yer vermemiş olsa bile BoomSound desteğiyle kulaklıkla müzik kalitesinin üst uç noktalarda olmasını sağlamış. PowerAmp uygulamasıyla beraber A9 muhteşem bir müzik kalitesi sunuyor. 13 megapiksel OIS kamera Ürünün arka tarafında 13
megapiksellik bir kamera yer alıyor. Çift tonlu LED flaşla desteklenen bu kamera, detay konusunda oldukça başarılıyken gece çekimlerinde görüntünün fazla gürültülü çıkmasına sebep olabiliyor. 1080p 30 FPS video kaydı alabilen kamerada OIS desteği de bulunuyor. Donanım orta seviyede HTC One A9’un içerisinde Snapdragon 617 çipseti yer alıyor. Bu çipset de üst seviye Snapdragon’lar gibi 4 tane performans odaklı, 4 tane de güç tasarrufu odaklı işlemci çekirdeği içeriyor. Fakat performans odaklı çekirdekler, bu çipsette 1.5 GHz hızına ayarlanmış. Ürünün 16 ve 32 GB depolama alanı seçenekleri mevcut. 16 GB’lik sürümde 2 GB RAM’e yer verilirken 32 GB’lik sürümde 3 GB RAM yer alıyor. Depolama alanıyla beraber RAM’in de değişkenlik göstermesi biraz ilginç olmuş. Batarya büyük değil ama… HTC One A9’un içerisinde 2150 MAh batarya yer alıyor. Bu batarya, bu donanım ve yenilenmiş AMOLED ekranla telefonun yaklaşık 1 buçuk gün boyunca kullanılmasını mümkün kılıyor. HTC’nin Sense için karanlık bir arayüz alternatifi sunması batarya performansını artıracaktır. Zira AMOLED ekranlar siyah rengi gösterirken neredeyse hiç güç harcamıyorken, koyu renk ile açık renk arasında ciddi bir enerji tüketimi farkı bulunuyor.
Datalogic barkod okuyucu ürünleri Datalogic șir keti, e nvanter idaresinden chec k-out (ödeme) 26kadar yıllık noktasına bütünBilkur in-store ișlemlerine u ygun olan yüksek deneyimi ile ve performanslı bar kod okuyucuları el terminalleri gibi bir çok çözümü size sunabili r. Türkiye’de Daha fazla bilgi edinmek için lüt fen Türki ye’de partnerimiz olan Bilkur ile irtibata geçin!
www.datalogic.com
Datalogic ile her şey daha kolay ve daha güvenilir. Scorpio X3
QuickScan QD2430 El Tipi Barkod Okuyucu 1D ve 2D (Karekod) okuma özelliği
QD 2430
Skorpio X3 El Terminali Windows Mobile ve CE 6.5 se çenekleri QuickScan QD2430
Skorpio X3
42
BThaber
BTnet.com.tr
SSD fiyatları yakında HDD fiyatına inecek Masaüstü bilgisayarların yumuşak karnı sabit diskler, günden güne yerlerini SSD’lere bırakıyorlar. Bilgisayar içerisinde soğutma haricinde mekanik aksama sahip tek parça (optik sürücülerin devri geçti gibi) olan sabit disk, bu sebepten dolayı performans konusunda diğer parçaların gerisinde kalıyor. Dakikada 7200 tur atan manyetik diskler üzerindeki veriyi okumaya çalışan okuma kafaları, özellikle parça parça ayrılmış olan dosyalarda bir oraya, bir buraya hareket ederken gecikmelere sebep oluyor. SSD ise tamamen elektronik bir depolama birimi türü olduğu için sıfıra yakın bir gecikmeyle çalışıyor. SSD’lerin yıllardan beri tam anlamıyla sabit disklerin yerini alamamasının sebebi ise elbette ki maliyetler. Günümüzde Türkiye’de 1 TB sabit diskin fiyatı yaklaşık 180 TL. Bu da GB başına 17 kuruş maliyet anlamına geliyor. 2 TB’lik sabit disklerin 290 TL’den başlayan fiyatları ise 14 kuruşa tekabül ediyor. SSD’lerin fiyatlarına baktığımızda ise geçtiğimiz senelere göre çok ucuzladığını fakat sabit disklere göre hala çok pahalı olduğunu görüyoruz. 240 GB SSD’lerin fiyatları 240 TL civarında. Yani
Inceleme BTnet
GB başına maliyet 1 TL civarına gerilemiş durumda. 512 GB modeller ise 560 TL civarında fiyat etiketine sahipler. 1.09 TL gibi bir GB başı maliyet anlamına geliyor. 1 TB modellerdeki 1150 TL’lik fiyat etiketi de 1.12 TL/GB demek oluyor. Fiyatlandırmalar arasında şimdilik 7 - 8 kat fark bulunuyor. Bundan birkaç sene önce bu fark yaklaşık 20 kattı. Günümüzde SSD’lerin tek birim satış fiyatları özellikle düşük kapasiteli ürünlerde ciddi anlamda düşmüş durumda. 512 GB ve 1 TB SSD’lerin yaygınlaşmasıyla beraber bu birimlerin de fiyatları düşecektir. Tahminler ise önümüzdeki 2 sene içerisinde SSD fiyatlarının mekanik sabit disk fiyatlarıyla kafa kafaya geleceği. Tabii bu durumda sabit disk almak tamamen mantıksız olacağı için sabit disk pazarında da çeşitli dönüşümler yaşanmasını bekliyoruz. Yoksa sabit disk döneminin sonuna mı geliyoruz?
14 - 20 ARALIK 2015
Yaşam alanınızın ısısı kontrol altında İnternet ve mobil teknolojilerin gelişimi doğal olarak yaşam konforumuza da yansıyor. Akıllı yaşam ve akıllı evler konsepti kapsamında evlerin ideal ısı değerleri de mobil teknolojiler sayesinde uzaktan kontrol edilebiliyor. Honeywell tarafından geliştirilen Akıllı Termostat ile evinizin sıcaklığını istediğiniz yerden ayarlayabiliyorsunuz. Akıllı Termostat, her marka kombi cihazı ile uyumlu çalışıyor. Honeywell Akıllı Termostat üç ana aparattan oluşuyor. Kontrol aparatı evinizde herhangi bir yere asılıyor ve ısı kontrolünü buradan manuel olarak gerçekleştirebiliyorsunuz. İkinci aparat modeme bağlanıyor ve bu aparat üzerinden cihazın tüm kablosuz iletişimi gerçekleştiriyor. Üçüncü aparat ise kombiye entegre ediliyor ve gelen komutları kombiye iletiyor. iOS ve Android işletim sistemine sahip akıllı cihazlara yüklenebilen Total Connect Comfort uygulaması ile de termostat ve kombinizin yönetimini uzaktan yapabiliyorsunuz. Bu uygulama ile birden fazla termostat ve lokasyonu uzaktan kontrol edebilirken, anlık
Inceleme BTnet
sıcaklık ayarlama ve zaman programlarına erişip istediğiniz değişiklikleri yapabiliyorsunuz. Güncel dış hava sıcaklığı ve beş günlük hava tahminini görebildiğiniz gibi ekonomi, uzaktayım, ısıtma kapalı gibi hızlı programları da etkinleştirebiliyorsunuz. Evinizin sıcaklığını ister kombiye uzaktan, ister
Xperia Z5 çok karizmatik Sony’nin yıllardır devam ettirdiği Z serisi akıllı telefonlarının en yeni üyesi; Xperia Z5, Xperia Z5 Compact ve Xperia Z5 Premium olmak üzere üç farklı modelle piyasaya sunuluyor. Daha önceki Z1 ve Z3 serileri sadece iki modelle piyasaya sunulmuştu.
Inceleme BTnet
Bu hafta bizim konuğumuz olan model ise Xperia Z5 oldu. Malzeme kalitesi yüksek Sony Xperia Z5’in arka panelinde plastik – cam yerine metal malzeme kullanılmış. HTC modellerindeki gibi kalın bir metal değil; sağlamlığa ekstra bir şey kattığını söylemek pek mümkün değil. Fakat görsel anlamda telefona çok şey kattığı kesin. Beyaz renk Z5’in arkasındaki metal kaplama beyaz ile gri arası bir renge bürünmüş. Tamamen mat olan arka yüzeyin ortasına parlatılarak Sony logosu yerleştirilmiş. Sony, geçtiğimiz suya dayanıklı Xperia modellerinde kulaklık girişini kapaksız yapmayı başarmıştı. IP68 sertifikalı Xperia Z5’te güç girişinin de kapağı kaldırılmış. Cihazın kasasındaki
tek kapak sim ve microSD kartların bulunduğu kısım. Başka yok. Xperia’ların ikonik yuvarlak kilit tuşu, yerini parmak izi okuyuculu, geniş bir kilit tuşuna bırakmış. Şu zamana kadar gördüğüm telefonlarda en işlevsel, en kullanılası parmak izi okuyucunun Xperia Z5’te olduğunu söyleyebilirim. Hem yeri güzel, hem de hızlı. Yalnız telefonun ses tuşları bu sefer biraz fazla aşağı yerleştirilmiş. Sesi açıp kısmak zorlaşmış. Keşke Sony bu tuşları kilit tuşunun üst tarafındaki boşluğa yerleştirseymiş. 23 megapiksel kamera Sony Xperia Z5’in içerisindeki donanım, Z3+ ile hemen hemen aynı. Snapdragon 810 çipset, 3 GB RAM, 32 GB depolama
tamamen eve uzaktan rahat bir şekilde kontrol etmek için kullanışlı bir ürün olan Honeywell Akıllı Termostat, soğuk kış günlerinde kombinin yanına gitmenize gerek kalmamasını sağlayarak size konfor da sağlıyor. Özellikle sık bir şekilde kombi sıcaklığını değiştiren biriyseniz bu ürünü tavsiye edebiliriz.
birimi, microSD kart yuvası, 5,2 inç Triluminos Full HD ekran derken teknik özelliklerinin büyük çoğunluğunu Z3+’tan aldığını görüyoruz. Kamera konusunda yeniliğe giden Sony, 20 megapiksellik kamerasını 23 megapiksel çözünürlüklü yeni kamerasıyla değiştiriyor. Gündüz çekimlerinde harikalar yaratan kamera, gece çekimlerinde ise bekleneni veremiyor maalesef. 4K video kaydı alabilen arka kameraya 5.1 megapiksellik ön kamera eşlik ediyor. Ürünün içerisinde 2900 mAh batarya bulunuyor. Bu batarya standart kullanımda 1 – 1 buçuk gün arası kullanım vadediyor. Stamina moduyla bu süre elbette ki daha da artırılabiliyor. Xperia Z5, en çok fiyatıyla dikkat çekiyor. Yeni nesil akıllı telefonların üst segment ürünlerinin çoğu 3000 TL seviyesinde bir fiyat etiketiyle çıkış yapmışken Z5’i 2300 – 2400 TL arası fiyatlarla bulmak mümkün.
44
BThaber
KARİYER
Kitapçı, Vodafone İrlanda’da 2009 yılında Vodafone Türkiye’ye katılan, 2014 yılından bu yana Vodafone Almanya’da Bireysel Pazarlama Direktörü olarak görev alan Lütfullah Kitapçı, Vodafone İrlanda’ya Bireysel Satış ve Pazarlamadan Sorumlu İcra Kurulu Başkan Yardımcısı olarak atandı. Kariyerine 2001 yılında yönetim danışmanı olarak başlayan Lütfullah Kitapçı Kitapçı, Türkiye ve Hindistan’da farklı telekomünikasyon firmalarında danışmanlık projeleri yaptıktan sonra, 2005 yılında Vodafone Çek Cumhuriyeti’ne katıldı. Burada Strateji, Planlama ve Program Kıdemli Müdürlüğü ve KOBİ ve Kurumsal Müşterilerden Sorumlu Kıdemli Müdür olarak görev yapan Kitapçı, 2009 yılında Türkiye’ye dönerek, Vodafone Türkiye Bireysel Pazarlama Direktörü olarak atandı. Koç Üniversitesi İşletme Bölümü’nden mezun olan ve Harvard Business School Genel Yönetim Programı’nı tamamlayan Kitapçı, Vodafone Almanya’ya 2014 yılı başında Bireysel Pazarlama Direktörü olarak atanmıştı.
Melih Ünsal CMC’de yerini aldı Dış kaynak çağrı merkezi CMC’de Satış ve Pazarlamadan Sorumlu Direktör görevine Melih Ünsal getirildi. Telekomünikasyon ve bankacılık sektörlerindeki kariyeri ile Ünsal’ın 9 yıla yaklaşan deneyimi bulunuyor. Lisans eğitimini Sakarya Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü’nde tamamlayan Ünsal, yüksek lisans eğitimine Melih Ünsal Kadir Has Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü’nde devam etti. İlk pazarlama ve satış deneyimlerini Turkcell Kurumsal Çözümler Merkezi’nde Satış Koordinatörü olarak edinen, 3 yıl sonra Bank Asya’da Satın Alma Departmanı’nda Satın Alma Uzmanı olarak görev alan Ünsal, Ürün ve Pazarlama Bölümü’nde Mortgage Ürün Yöneticisi olarak görev yaptı. Ünsal, CMC ekibine katılmadan önce Vodafone’da Kurumsal İşletmeler Bölümü Finans Segmenti Satış Yöneticisi olarak görev yapıyordu.
Facebook Türkiye Direktörü Matraş Facebook’ta yeni Türkiye Ülke Direktörü Derya Özkaya Matraş oldu. Şirketin Londra ofisinde görev yapacak olan Matraş, Türkiye’de faaliyet gösteren marka ve ajansların Facebook, Instagram ve diğer ilgili şirket ürünlerini kullanmalarına yardımcı olmak amacıyla çalışan ekibe liderlik edecek. Lisans eğitimini Derya Özkaya Matraş Boğaziçi Üniversitesi Elektrik - Elektronik Mühendisliği Bölümü’nde alan Matraş, Columbia Business School’da MBA derecesini tamamladı. Daha önce Oliver Whyman, McKinsey & Company gibi uluslararası şirketlerde görev alan Matraş, Facebook’a katılmadan önce ise Doğan Holding bünyesinde Perakende, Eğlence ve Eğitim Grubu’ndan sorumlu Başkan Yardımcısı olarak görev yapıyordu.
EWE AG’nin yönetimi Matthias Brückmann’da Alman enerji şirketi EWE AG’nin İcra Kurulu Başkanlığı’na (CEO) Matthias Brückmann atandı. Önceki CEO Dr. Werner Brinker’in emekliye ayrılmasının ardından yönetimi devralan Brückmann, EWE’nin bütün faaliyetlerinden sorumlu olacağı gibi, EWE Turkey Holding Yönetim Kurulu Başkanı olarak Türkiye operasyonlarını Matthias Brückmann da doğrudan takip edecek. 1930’da Almanya’nın Oldenburg şehrinde kurulan ve 2007 yılında Türkiye pazarına giren EWE, Türkiye’deki yüzde 100 iştiraki EWE Turkey Holding’e bağlı Bursagaz, Kayserigaz, EWE Enerji ve Enervis’in sunduğu doğalgaz dağıtım, enerji ticaret/satış ve enerji servis alanlarında faaliyetlerini sürdürüyor.
14 - 20 ARALIK 2015
Devlet desteği şart Çağrı Merkezleri Derneği (ÇMD), asgari ücretin 1.300 TL seviyesine çıkması durumunda, devlet desteği olmazsa, sektörde ciddi istihdam kayıpları olacağı ve şirket kapanmalarının önüne geçilemeyeceği uyarısında bulundu. ÇMD Yönetim Kurulu Başkanı Metin Tarakçı, konuyla ilgili şu bilgileri paylaştı: “Söz konusu uygulamaya geçiş sürecinde sektörlerin de zor durumda bırakılmaması ve devlet tarafından desteklenmesi gerek. Kadın işgücünün ekonomiye dâhil olduğu, genç nüfusa iş olanağı sağlayan öncü sektörlerden biriyiz. Planlanan asgari ücret artışının, asgari ücretli çalışan ve kademeli olarak da diğer çalışanlara olacak etkisinin işveren tarafındaki yükünün hafifletilmesi için devletin desteği son derece önemli. Olası artışın basında telaffuz edildiği şekilde hayata geçirildiğini varsayarsak; AGİ dahil 1.000 TL olan asgari ücret, 1.300 TL’ye çıkacak ve çalışanlarımızın yüzde 50’sine doğrudan yüzde 30’luk bir artış, ek olarak kademeli bir artışı da diğer tüm pozisyonlardaki çalışanlarımıza yapmamız
gerekecek. Bu durum mevcut kaynaklar sabit kalmakla birlikte, asgari ücret artışına paralel olarak tüm çalışanlarımızın ücretlerinde artış olması anlamına gelmekte. Sektörümüzde hiçbir şirket, 2016’nın ilk yarısında bu kadar radikal bir artışa hazırlıklı değil. Çağrı merkezi işkolunun iş sağlığı ve güvenliği açısından “tehlikeli” sınıfta olması nedeniyle de bu artışın bizim sektörümüzde telaffuz edilenden daha fazla yapılabilme ihtimali, yine sektörümüz açısından son derece kaygı verici
hatta doğrudan sektörümüzün ortadan kalkma sebebi olacak. Önerilerimiz; çağrı merkezleri gibi emek yoğun sektörlerde ek insan kaynağı teşvikleri verilmesi, asgari ücret üzerindeki vergilerin bir kısmının kaldırılması ile bu artışının bir kısmının devlet tarafından karşılanması, söz konusu artışın 2016 yılının ikinci yarısında olacak şekilde planlanması ve kademeli olarak 2-3 yıla yayılması ile “tehlikeli” işkolundaki faaliyetlerde bu artış oranın daha fazla uygulanmaması yönünde.”
Kurumsal verimlilik videoda pekişiyor Medianova tarafından geliştirilen 360 derece video yönetim platformu Enterprise Video, kurumların iç iletişim, oryantasyon ve eğitim gibi süreçlerini videolarla da desteklemelerini sağlıyor. Enterprise Video’da kurumlar, videolarının izlenme rakamlarına
ait ayrıntılı raporlar alabiliyor, iç iletişim stratejilerini geliştirirken bu raporlardan yararlanabiliyorlar. “On demand” ve canlı, tüm kurumsal video çözümlerini uçtan uca sunan platform, “kullandığın kadar öde” modeli ile maliyet avantajı sağlıyor. Videolar
E T K İ N L İ K L E R 16 Aralık 2015 Ticaretin Geleceği Bahçeşehir Üniversitesi Şişli Kampüsü AYRINTILI BİLGİ: http://kobilisim.org.tr/ticaretingelecegi/ 21 Ocak 2016 BTvizyon Bursa AYRINTILI BİLGİ: www.bilisimzirvesi.com.tr 4 Şubat 2016 BTvizyon Gaziantep AYRINTILI BİLGİ: www.bilisimzirvesi.com.tr 24 Şubat 2016 Finans’ta Dijital İnovasyon AYRINTILI BİLGİ: www.bilisimzirvesi.com.tr
yardımıyla dijital kurumsal hafıza oluşturmaya yardımcı olan Enterprise Video’da tüm içerikler iOS ve Android platformunun yanısıra, web için encode edilebiliyor. Böylece, çalışanlar bilgisayarlarının yanı sıra akıllı telefon ve tabletler aracılığıyla da videoları izleyebiliyorlar.
Y U R T İ Ç İ
24 Şubat 2016 Bilgi ve Doküman Yönetimi AYRINTILI BİLGİ: www.bilisimzirvesi.com.tr 27-28 Şubat 2016 Ankara Startup Bilkent Cyberpark AYRINTILI BİLGİ: http://www.ankarastartup.com/ Program 4-6 Mart 2016 BİLMÖK Şanlıurfa Harran Üniveristesi AYRINTILI BİLGİ: www.bilmok.org.tr 10 Mart 2016 BTvizyon / Kocaeli AYRINTILI BİLGİ: www.bilisimzirvesi.com.tr
16-18 Mart 2016 6. CityExpo Antalya Expo Center AYRINTILI BİLGİ: http://www.antalyacityexpo.com/# 19-20 Mart 2016 III. Ulusal Yönetim Bilişim Zirvesi Beykent Üniversitesi- Ayazağa Kampüsü AYRINTILI BİLGİ: http://ybzirvesi.com 23 Mart 2016 Kamuda BT Yönetişimi Teknoloji Platformları AYRINTILI BİLGİ: www.bilisimzirvesi.com.tr 23 Mart 2016 Biyometri ve Güvenlik Teknoloji Platformları AYRINTILI BİLGİ: www.bilisimzirvesi.com.tr
Bu köşede yayınlanmasını istediğiniz etkinliklerinizle ilgili bilgileri handana@bthaber.com.tr adresine gönderebilirsiniz.
46
BThaber
MEKTUP
Yeni haftadan merhaba, Gurur veren bir haberle bu haftaki mektubuma başlıyorum. Türk Telekom Grubu, Boğaziçi Üniversitesi GETEM işbirliği ile 2011 yılındaki Dünya Engelliler Günü’nde hayata geçirdiği Telefon Kütüphanesi’nin hem teknolojisini hem de içeriğini yenilemiş. Telefon Kütüphanesi; yeni uygulamaları, kullanıcı dostu sesli menüsü ve zenginleştirilmiş içerik ve fonksiyonları ile güçlendirilirken, sesli kitap sayısı da 50’den fazla kategoride yaklaşık bine ulaşmış. ‘Herkes için teknoloji’ felsefesini bu şekilde hayata geçirmek gibisi yoktur eminim. Benzer bir güzel haberi daha paylaşıyorum. “Teknoloji Hayatın Hizmetinde” vizyonuyla sosyal yatırımlara imza atan Türkiye Vodafone Vakfı, engelli ve sosyal dezavantajlı bireylere yönelik farkındalığın artırılmasına katkıda bulunacak, 3 Aralık Dünya Engelliler Günü’nde Twitter üzerinde başlayan ve bir ay sürecek “Düşler Gerçek Olsun” kampanyasını başlattı. Burada da sosyal medya kullanıcılarından Twitter hesaplarını bir günlüğüne Düşler Akademisi’ne bağışlamaları isteniyormuş. Bu yönüyle Türkiye’de bir ilk olan kampanya ile Twitter kullanıcıları ayrıca, Düşler Akademisi’ne SMS ile bağışta bulunabilecekmiş. Türkiye Vodafone Vakfı ise Düşler Akademisi’ne kampanya süresince toplanacak bağış miktarı kadar bağış yapacak. Kampanyaya Beyazıt Öztürk, Arzu Kaprol, Ayça Erturan ve Ümit Erdim gibi ünlü isimler de destek veriyormuş, biz ne duruyoruz o halde.
14 - 20 ARALIK 2015
Düşler gerçek olacak Şimdi sıra çevre gündeminde ve yine örnek olmasını dilediğim bir haberde. Netaş, Orman ve Su İşleri Bakanlığı, Orman Genel Müdürlüğü ve İstanbul Orman Bölge Müdürlüğü’nün işbirliğiyle çevre ekosistemine katkıda bulunacak “Şifa Ormanı” projesinin temellerini atmış. Sağlık kaynağı bitkilerin korunmasını, geliştirilmesini ve bölge köylüsünün ormandan odun dışında da gelir elde etmesini amaçlayan proje, Tekirdağ ilinin Şarköy ilçesine bağlı Gaziköy’de 10 hektarlık alanda hayata geçirilmiş. 16 binden fazla fidan dikilmesinin planlandığı proje, yani Netaş Şifa Ormanı; kestaneden cevize, bademden vişneye kadar çeşitli meyve ağaçlarından; biberiyeden lavantaya, adaçayından kekiğe kadar tıbbi aromatik bitkilerden oluşuyormuş.
2015
www.bthaber.com www.linkedin.com/groups/BThaber twitter.com/bthaber www.facebook.com/BThaber
Okur Temsilcisi Behçet Envarlı benvarli@tbv.org.tr
“Emniyet”, Terakki Okulları “Takım Ruhu” ve Konya Diltaş Lisesi de “Gelecek Vaat Eden Takım” ödülünü kazanmış. Çevresel farkındalık adına bu gibi yarışmalar devam eder umarım. Gelelim haftanın başarı hikayelerine… Kocaeli Sanayi Odası’nın (KSO) düzenlediği Sanayi Kuruluşları 8. Sektörel Performans Değerlendirme Organizasyonu ödül töreninde Bimser Çözüm, Sektörel Performans Büyük Ödülü’nün sahibi olmuş. Yatırım bankası Aktif Bank da, finans dünyasının prestijli organizasyonu Financial World Innovation Awards’da ödül kazanmış. Aktif Bank’ın geliştirdiği Passolig kart programı ‘En İyi Teknoloji Entegrasyonu’ kategorisinde birincilikle ödüllendirilmiş. Ödüllerde de eğitim var. Samsung Electronics, dünya
REKLAM SATIŞ GRUBU
YIL 21 SAYI 1050
14 - 20 ARALIK
Çevresel çalışmalara devam edelim… Shell Türkiye, Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) ve Uludağ Otomotiv Endüstrisi İhracatçıları Birliği (OİB) işbirliğiyle, gençleri daha az enerji ile daha fazla yol kat eden araçlar tasarlayıp üretmeye teşvik etmek amacıyla bu yıl ilk kez düzenlenen “Shell Eco-marathon Türkiye”de geleceğin mühendisleri yarışmış. Karadeniz Teknik Üniversitesi’nden “Energy Technologies Team” ekibinin elektrikli aracı ise serbest piyasada fiyatı yaklaşık 50 kuruş olan 1 kWs elektrikle, 144 km yol kat ederek, ilk Shell Eco-marathon Türkiye’nin birincisi olmuş. İlk Shell Eco-marathon Türkiye’de ayrıca Gediz Üniversitesi “inovasyon”, Ankara Üniversitesi “Tasarım”, Yıldız Teknik Üniversitesi
çapında yetenek geliştirmeye yönelik girişimleriyle, dünyanın bu alanda en önemli derneği olan ABD’li Association for Talent Development (ATD) tarafından düzenlenen 2015 ATD Best Awards’ta 3’üncülük ödülünün sahibi olmuş. Bu arada Samsung Türkiye, Samsung Global tarafından düzenlenen eğitim programlarını Türkiye’de de hayata geçiriyor. Harvard ile gerçekleştirilen işbirliği ile Samsung çalışanları yetkinlik gelişimlerine uygun eğitimlere online platformdan ücretsiz katılabiliyorlarmış. Eğitimin sürekliliği esas yani. Akbank da dünya dijital bankacılık liginin önemli iki ödülünü birden almış. Az buz değil, dünya çapında 262 bankanın yarıştığı “Global Finance 2015 En İyi Dijital Banka Ödülleri”nde, “Batı Avrupa’nın En İyi Bankacılık Uygulaması” ve Bireysel Bankacılık kategorisinde “Dünyanın En İyi Dijital Bankası” ödülleri Akbank’ın olmuş. Gurur veren ödüllere bir nokta koyuyor ve bu haftanın bir değil, iki kitabını seninle paylaşıyorum. Hakan Bilge’nin kaleme aldığı “Godfather Mitosu” adlı sinema kitabı Şule Yayınları’ndan çıkmış. Kitap, Coppola’nın yönettiği gangster üçlemesini detayları ile ele alan, kapsamlı ilk Türkçe çalışmaymış. Unutulmaz film serisini bir de okusak fena olmaz. Haftanın ikinci kitabı Tülin Dursun’un “Soma’ya Ağıt” alt başlığıyla bir araya getirdiği öykülerini topladığı “Yılgın” isimli kitabı. Yitik Ülke Yayınları’ndan çıkan kitabı almak için harekete geçelim. Bu hafta da bu kadar, yeniliklerle haftaya yine buradayım…
BThaber Yayıncılık ve Etkinlik Hizmetleri A.Ş. adına Sahibi Ayhan Sevgi ayhans@bthaber.com.tr BThaber Grubu Yayın Koordinatörü Ayhan Sevgi ayhans@bthaber.com.tr Yazı İşleri Müdürü (Sorumlu) Bülent Nevres bulentn@bthaber.com.tr
Editörler Handan Aybars handana@bthaber.com.tr Sedef Özkan (Ankara) sedefo@bthaber.com.tr
Görsel Tasarım Nevzat Karataş nevzatk@bthaber.com.tr
Haber Merkezi Ekrem Uçman ekremu@bthaber.com.tr Simay Yaylacı simayy@bthaber.com.tr Ruşen Göbel ruseng@bthaber.com.tr Mukadder Keskingözler mukadderk@bthaber.com.tr
Satış Grubu Evrim Koç Demirci evrimk@bthaber.com.tr Perihan Kıtay Özden perihano@bthaber.com.tr Özge Karataş ozgek@bthaber.com.tr Canan Şahin canans@bthaber.com.tr
Abone ve Dağıtım Sorumlusu Kutay Göçe btabone@bthaber.com.tr Yönetim Yeri: BThaber Yayıncılık ve Etkinlik Hizmetleri A.Ş. Fetih Mah. Tahralı Sokak Kavakyeli Plaza C Blok 7/5 34704 Ataşehir/İSTANBUL Tel 0216- 291 13 90 ISSN 1300-6495
Bültenlerinizi
bulten@bthaber.com.tr adresine gönderebilirsiniz
Cilt, Baskı, Poşetleme: Apa Uniprint San. ve Tic. A.Ş. - Hadımköy İstanbul Asfaltı Ömerli Köyü İstanbul - Tel 0212-798 28 40. l BThaber kontrollü abonelik sistemiyle dağıtılmaktadır. - Fiyatı 1 Kuruş (KDV dahil) - BThaber, 5187 sayılı Basın Kanunu’nun 2/f maddesi hükmü gereği ‘yerel süreli yayın’dır.
48
BThaber
ICT NEWS
14 - 20 ARALIK 2015
Say hi to the 22nd year! Turkey’s most established and unrivaled IT publication BThaber left 21 years behind with its issue 1050. Except one week each in Ramadan
and Sacrifice Festivals, BThaber newspaper has published 50 issues every year and now being 22 years old; we are very proud of its
success! BThaber serves as a bridge between ICT industry and ICT professionals and business unit managers in various
sectors and it will continue to embrace its readers with all the news and reviews regarding the developments of the technology world.
“We are trying to join forces in cyber security”
The region’s IT platform Bakutel, organized for the 21st time this year, in December 2-5, 2015 was the meeting point of the IT industry in the region. Being the largest event in the region this way; Bakutel brings together the leading players in the information and communication market and continues to be an important platform for the development of new business opportunities and establishment of sectoral network. Besides the support of the Azerbaijani government and the relevant ministries,
the United Nations, the International Telecom Union (ITU) also took place at the event, strengthening Bakutel’s international recognition. Bakutel brought together many meetings, forums and conferences, including tips on topics such as global sectoral trends and the direction of developing the IT sector in Azerbaijan. Besides the host Azerbaijan; approximately 200 IT companies, internet service providers, system integrators and brand
distributors from many countries such as Russia, France and USA had the opportunity to demonstrate their products and solutions to the participant of Bakutel. Belarus, Hungary, Israel, Iran, Italy, United Arab Emirates, Turkey and Croatia were in the event with national stands this year, while many leading companies from Russia, USA and Turkey joined the event for the first time. Bakutel also offered a separate area for entrepreneurs.
Hotel CIO Platform started business with social responsibility projects IT professionals from four and five star hotels in Turkey got together and established the Hotels CIO platform. Gökay Baş and Serkan Yücesan initiated the sectorial IT platform Hotel CIO and they gave information: “Hotels CIO will be a platform to freely share and discuss the updated hotel technologies, the problems, the investments to be made, all legal regulations, projects; independent global technology problems, requests and cooperation ideas. We have goals such as creating social
responsibility projects to take technology everywhere and give technology installation trainings.” The first social responsibility project is carried out with the leadership of Wyndham Grand Istanbul Europe IT Manager Serkan Kökyem regarding the system and infrastructure installations of TOFD (Spinal Cord Injury Association of Turkey). All the technology needs of TOFD were met thanks to the donations made by the CIO group members. Serkan Kökyem and Cihan Ünal (Wyndham
Grand Istanbul Europe), Akhan Sarpkaya (DoubleTree Hilton Avcılar), Gökhan Özbir (ParkInn By Radisson İstanbul), Yunus Altunay (Crowne Plaza Florya), Aykut Eriş (W Hotel Istanbul), Engin Yıldırım (Holiday Inn Istanbul City), Sefacan Mumay (Martı Hotel), Gökay Baş (Crowne Plaza OryaPark), İlyas Suer (ISB Bilişim), Ömer Demirtaş ( Radisson Blu Tuzla) took part in this project. Within the project scope, various network, server, virtualization, back-up and end user works have been carried out.
‘Social media security’ themed Cyber Security Platform II will be held in Ankara in December 17th, 2015. Cyber Security Platform will be held at TOBB ETU and it is an important event in increasing cyber security awareness. Public Cyber Security Association Chairman Prof. Dr. İbrahim Soğukpınar said that according to the 2014 statistics; more than 317 million malware were produced and gave the following information: “It means an inclusion of about 1 million pieces of malicious software into the computer network daily. As a result, each device running the software in cyberspace or independently, carries an individual or organizational security risk. Most importantly, being aware of the dangers of this technology will help users and institutions reduce the damage and loss.” Soğukpınar stressed the need of cooperation against the cyber threats and fighting those from a broad range all together. He also underlined the important role of NGOs in the fight against cyber threats and stated that they established the Public Cyber Security Association in the first quarter of 2013. We want to create ‘Cyber Security Academy’ in public Soğukpınar stated that the main purpose of the association is to increase awareness in public regarding cyber security and they try to make individuals embrace the
İbrahim Soğukpınar cyber security phenomenon. Soğukpınar gave the following information on the association: “We would like to share information and work in cooperation with international associations and partners, to determine and to contribute to the preparation of national policies in cyber security in Turkey and to have a voice in the cyber security field. We want to create a synergy gathering individuals under the same roof. Determining the most effective policies by cooperation with other NGOs in the field of IT security is very important. The events bringing together the IT specialists from the public and private sectors should be increased in number. We organize the Cyber Security Platform out of this reason. We want to use the benefits of various disciplines’ approaches in the IT security field for serving on behalf of our country. Our goal is to create the Cyber Security Academy in public, to gather informatics, laws, cultural norms, beliefs, sociology, and education under the same roof and transmit those to every individual.”
50
BThaber
ICT NEWS
14 - 20 ARALIK 2015
Huawei Enterprise will continue to be assertive in the New Year IDC Turkey shared 2016 ICT foresights International Data Corporation (IDC) performing global researches for the IT field shared 2016 foresights for the world and Turkey. At the event, IDC officials, industry leaders of IT and the sector’s key actors shared their foresights of 2016. IDC Turkey Country Manager Nevin Çizmecioğlu noted that 2014-2015 was a difficult period for Turkey and continued: “Current macroeconomic difficulties affected the IT spending visibly. Companies operating in the public and private sector were forced to suspend their large projects and in this case, the depreciation of the Turkish Lira against the US dollar played a very important role. IT spending being mainly based on imported products made budget management even more difficult for institutions. IDC revised the foresights
downward in anticipation of 2016 would be tough as well for the region. By 2016, the region’s IT spending is expected to reach 260 billion USD; compared to a previous estimate it being revised downward for 10 billion USD draws attention.” According to the foresights of IDC 2016, the most important trends that will affect the overall market the smart phone growth slowing down, the tablet PC and notebook shrinkage thus a total slowdown in these categories in 2016. IDC Turkey Research Manager Melih Murat stated that the internet of things will trigger not only technology based but also business model based transformation and emphasized CIOs’ role definition will change BT’s business models visibly and big data will be a necessity looking at the direction the competition is going.
Huawei Turkey continues its rapid growth while increasing investments for its corporate side. Showing 186% growth in 2015, Huawei Turkey Enterprise aims to continue this growth momentum in 2016. Huawei Turkey Enterprise’s new country director Serdar Yokuş said that the price advantage has no major impact on the success and added: “We have not increased our prices, our competitors have lowered. However Huawei was still preferable for many institutions.” Serdar Yokuş said that the data center investments in Turkey will continue to grow rapidly in 2016. He also expressed that Huawei Enterprise as a data center has the product and solution range including all components and products and gave the following information about the solutions: “This year, when we
look at the products that we have the biggest sales rates, we face the SWITCH product line. In this period, we also observed a significant increase in Wi-Fi product sales. It is possible to say that in the storage area OceanStore3 makes Huawei stand out in the competition. We anticipate a significant
growth in this category in the future. In 2015 the largest growth was seen at Storage, Access Point and Switch products. We offer many products on the market which are developed together with our customers according to the customers’ needs. For example, for SAP HANA, we worked by establishing an Innovation LAB with a serious cost. Currently, the products with the best performance in SAP HANA are Huawei products. This performance offers significant advantages in the competition. Besides, there is a rapidly growing market; SOLAR. This market is also changing the rules of the game and Huawei begins to stand out in competition. Another area, the uninterruptible power supply market has also started to attract attention in 2015. Power outage will bring in huge job losses. Huawei difference is heavily felt in many industries.”
Kyocera with Bilgitaş will make Turkey a regional base Kyocera acquired the majority stake of Bilgitaş, the distributor in Turkey since 1986 and became partners. In the event held on December 4th, 2015 in the Esma Sultan Mansion; Kyocera Document Solutions Global Sales General Manager Sho Taniguchi, Europe President Takahiro Sato, Bilgitaş founder Habib Pişan and Kyocera Bilgitaş General Manager Murat Ada were present. After an agreement signing ceremony, Kyocera Bilgitaş Turkey Document Solutions Inc.’s future goals were shared. With the agreement, Kyocera Bilgitaş Turkey will become the region’s export base. With a logistics base to be established next year in Turkey; technical, hardware and service support will be given to countries in Central Asia and to the neighboring countries while the company’s
turnover is expected to increase exponentially in the following years. Evaluating the agreement, Bilgitaş founder Habib Pişan said that it is a great pleasure to see 33-year success story to come to such a stage. Explaining that every company founder sees his/ her company as a child; Pişan also expressed that with the collaboration both parties want to provide the best and the most efficient services and solutions to the customers. At the press conference giving a speech instead of Kyocera Document Solutions Global President Takashi Kuki; Kyocera Document Solutions Global Sales General Manager Sho Taniguchi expressed that Kyocera products are being used in Turkey for over 30 years, and the collaboration will continue increasing in the coming years.
Fatih Project shareholders came together ‘Educational Technology Summit 2015’ is organized to contribute to Fatih Project and to use the project ecosystems more effectively and attracted huge interest with public, private, university representatives’ participation from around the world and Turkey. The summit began with YEĞİTEK General Director Dinçer Ateş’s opening speech, giving information on the developments related to Fatih Project. Ateş said that the Fatih Project is the world’s largest educational technology move and added: “The tablet computer sets which designing
is made in our country were delivered to our schools. The project supports the local IT industry and offers significant employment in the sector. In the Fatih Project context, 400 thousand teachers received training. www.eba.gov.t portal was created for use of teachers and students in an effective manner. ‘EBA Portal’ has been enriched with secure content to be accessed independently whenever and wherever the student wants according to the student’s class and age levels. As of today we have the hardware, software, infrastructure and systems that
were hard to imagine having 3 years ago. On the other hand, the other importance of the project stems from the cooperation. We would like to continue organizing this summit for further expanding the scope and to come together with all of our shareholders.” Dinçer Ateş emphasized that the Fatih project has the volume to attract the attention of the global ICT industry to our country, to guide Turkey’s short and medium-term training equipment, training content and educational software up to the position that those would even be exported.