BThaber Sayı 1055

Page 1

SAYI

HAFTALIK BİLİŞİM TEKNOLOJİLERİ VE EKONOMİSİ GAZETESİ www.bthaber.com.tr

Sayfa

3

Bilişimle ve yerli yazılımla ilgili projeler artacak Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım, 2016-2019 dönemi hedeflerini paylaştı

Sayfa

6

Autodesk kullandığın kadar öde modeline geçiyor

Sayfa

Murat Tüzüm

2016, yine BT odağında, daha da yoğun olacak

7

Neslihan Aksun

Bilişim Zirvesi Etkinlik, Türkiye’nin ‘bilişim’ ekseninde en önemli etkinliklerine imza atmayı sürdürerek bu yıl dünyaya da açılacak.

18 - 24 Ocak 2016

CES 2016, teknolojide dönüşüm noktası Bülent Nevres LAS VEGAS

Autodesk, 31 Temmuz 2016 tarihinden itibaren kalıcı lisans modelini bırakıyor.

1055

CES artık sadece elektronik değil teknoloji alanında da dünyanın en önemli şovlarından biri haline geldi. Otomobilden insansız hava araçlarına kadar en yeni ürünler, en son teknolojiler ilk defa CES’te görücüye çıkıyor.

Lider* IPS Çözümü. Tam 9 Yıldır! McAfee Network Security Platform *Gartner Magic Quadrant Raporu'na göre.

Sayfa

17-20



BThaber

GÜNDEM

18 - 24 OCAK 2016

3

Bilişimle ve yerli yazılımla ilgili projeler artacak Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım, 6 Ocak tarihinde Ankara basınıyla bir araya geldi. Bakan Yıldırım, TCDD Kule Restorant’ta gerçekleştirdiği basın toplantısında; 20162019 dönemindeki hedeflerini paylaşırken gazetecilerin sorularını da yanıtladı. Yıldırım, Yavuz Sultan Selim Köprüsü’nün, İzmit Körfez Geçiş Köprüsü’nün ve Avrasya Tüneli’nin, 2016 yılının sonunda hizmete girmiş olacağını söyledi ve karayollarında bu yıldan itibaren güney kuzey eksenli koridorlarda çalışmalara hız verileceğini aktararak “2019’a kadar 28 bin kilometreye ulaşmayı hedefliyoruz. Akıllı ulaşım sistemlerinin kullanımına hız vereceğiz. Akıllı ulaşım sistemleri hem yakıttan tasarruf sağlayıp trafik sıkışıklığını azaltıyor hem de kazaların azalmasına ciddi oranda katkı sağlıyor. Bölünmüş yollar sayesinde de; emisyonda, yani egzoz gazında, 3 milyar 250 milyon metreküp azalma oldu. Akıl yollarının daha da geliştirilmesi için özel bir strateji uygulayacağız. Bilişim ağlarını, akıl yollarını artırmazsak en büyük tehdit olan hız azalmasıyla karşı karşıya kalırız. Hız, ulaşımda felaket, bilişimde berekettir” dedi. Demiryollarında serbestleşme yasasının devreye girdiğini belirten Yıldırım, 12 bin

km’lik ağın herkese açılacağını kaydederek “Demiryollarında özelleştirmeden değil, serbestleşmeden bahsedebiliriz” şeklinde konuştu. USOM-SOME ağı güçlendiriliyor “İçerik sağlayan sosyal medya kuruluşlarının ülkemiz yararına uygun iş yapmaları esastır. Esas olan kapatmak, yayın yapmasını engellemek değil, gayemiz yasalar içerisinde iş yapılmasını sağlamak” ifadesini kullanan Bakan Yıldırım, 4,5G’de yerlilik oranın zamana yayılacağını söyledi. Yıldırım, konuşmasına şöyle devam etti: “Bu dönemde Ar-Ge faaliyetleri de artacak. Bu daha fazla yerli yazılım, daha fazla bilişimle ilgili projenin hayata geçmesi demek.” Yıldırım, Siber saldırılarla ilgili olarak da, “14 Aralık tarihinden başlayarak 236 tane büyük,

olumsuz sonuçlar doğuran saldırılar yaşadık. BTK ve bakanlığımız da saldırıya geçti. USOM’lar ciddi tedbirler aldı. Bundan sonra SOME’ler internet kullanılan tüm kurumlarda olacak. USOM-SOME ağını güçlendirerek kurumları 7/24 bu tip saldırılara karşı tedbirler alacak hale getireceğiz. Siber Güvenlik Kurulu’nu da bu ay toplantıya çağırıyoruz. 2016-2018 Siber Güvenlik Strateji ve Eylem Planı da konuşulacak. Diğer yandan Ulusal Kamu Entegre Veri Merkezi için yedekleme çalışmalarını gerçekleştireceğiz. Şu an yerlerini telaffuz etmiyoruz” değerlendirmesini yaptı. Bakan Yıldırım, HGS’lerde, eksi bakiye ile geçiş yapılabilmesini sağlayacak sistem konusunda PTT’nin teknik çalışma yaptığı bilgisini verdi ve ceza bildirim süresinin kısaltılacağını söyledi.

Milli çözümler için önemli işbirliği

Bilgisayar sınıfları, destek bekliyor

STM Savunma Teknolojileri Mühendislik ile Bahçeşehir Üniversitesi arasında ‘Sensör ve Muhabere Sistemlerinin Geliştirilmesi ve Pazarlanması’ konusunda işbirliği protokolü imzalandı. Protokolü STM adına Genel Müdür Davut Yılmaz ile Genel Müdür Yardımcısı Ömer Korkut, Bahçeşehir Üniversitesi’ni temsilen Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Ali Güngör ile ArGe ve İnovasyon Projeleri Birimi Koordinatörü Selçuk Özyurt imzaladı. Protokol kapsamında, sensör ve muhabere sistemleri konusunda yüksek teknolojiye sahip yenilikçi ürünlerin yurtiçi ve uluslararası pazarlara sunulmasının amaçlandığını belirten Davut Yılmaz, yüksek teknolojiye sahip, yoğun Ar-Ge çalışmaları gerektiren ürünlerde akademik işbirliğinin kritik önemine işaret etti. “Bahçeşehir Üniversitesi ile yaptığımız protokolle sanayi ve akademi işbirliği çerçevesinde ortak ve milli çözümler üreterek, sektöre STM olarak öncülük yapmayı hedefliyoruz” diyen Yılmaz, “Türkiye’ye katma değer sağlayan, uluslararası pazarlarda tercih edilir teknolojiler ve ürünler geliştirmeyi planlıyoruz” yorumunu yaptı.

Elektronik Atıkların Geri Dönüşümünü Destekleme Derneği (EAGD ), hızla gelişen teknoloji ve tüketim alışkanlıklarının bir sonucu olan elektronik atıkların tüm yaşam döngüsü boyunca çevreye olan olumsuz etkilerini en aza indirme odaklı çalışmalar yürütüyor. Bu başlıkta son çalışma kapsamında ise “Köy okullarına bilgisayar sınıfı” projesi hayata geçirildi, çalışan ve çalışmayan bilgisayar ve bilgisayar parçaları son kullanıcılardan alınıp, tamir edildikten sonra Malatya’da Kurşunlu Yatılı Bölge Okulu’nda ilk adım atıldı ve köy okuluna bilgisayar sınıfı kuruldu. EAGD Başkanı ve çevre mühendisi Burak Köktürk, bu projeyi daha geliştirerek daha çok ihtiyaç sahibi okula ulaşmak istediklerini vurgularken, eklemeden geçmedi: “Küçük ölçekli bilişim şirketlerinin desteği şu anda ön planda. Söz konusu şirketlerin gurur verici çalışmaları, bilgisayar bağışı yapmak isteyen diğer firmaların projeye katılma noktasında motivasyonunu artıracak.”


4

BThaber

E-TOPLUM

18 - 24 OCAK 2016

Nitelikli iş gücü adına önemli bir adım Haber Merkezi EPEYD (Engelsiz Perspektif Engellilere Yardım Derneği) ve BGD (Bilgi Güvenliği Derneği) tarafından 8 Ocak tarihinde ilk kez ‘Engelsiz Kent Alanya’da düzenlenen ‘Engelsiz Siber Güvenlik Konferansı’; kamu, özel sektör ve STK’ların yoğun desteğini aldı. EPEYD ve BGD tarafından düzenlenen ‘Engelsiz Siber Güvenlik Konferansı’nda; SSM, TBD, Alanya Alaaddin Keykubat Üniversitesi, STM, Havelsan, Argela, Tübitak Bilgem, Girne Amerikan Üniversitesi, Antalya Büyükşehir Belediyesi, Alanya Belediyesi de yer aldı. Siber güvenlik alanında ihtiyaç duyulan nitelikli insan gücünün karşılanmasının yanı sıra engelli bireylerin bu alanda yetiştirilerek ülkemize önemli değerler katılması yönünde yeni politikaları ve programları hayata geçirmeyi amaçlayan ‘Engelsiz Siber Güvenlik Eğitimi’nin önemi de konferansta vurgulandı. Görme engelliler için kullanılan yazılımlarda devlet desteği şart Konferansın açılış konuşmasını gerçekleştiren EPEYD Yönetim Kurulu Başkanı Hasan Kerem Ünsal, STK’lar ve devletin el ele vererek yürümesi gerektiğine inandıklarının altını çizip sivilleşmenin önemine dikkat çekerek, “Engelli kardeşlerimizin

21.yüzyıl demokrasisine uygun olarak saygın işlerde çalışmaları gerektiğinin bilincindeyiz. Engellilik göreceli bir kavramdır, bir eksiklik değildir. İnsanlar arasında fiziksel farklılıklar olduğu bilincinin topluma kazandırılması gerektiğine inanıyoruz. EPEYD olarak engellilerin, siber alanda devlet kurumlarının istediği vasıflara haiz şekilde yetiştirilmesini hedefliyoruz” ifadesini kullandı. Proje Ortağı Bilgi Güvenliği Derneği Başkan Yardımcısı Ali Yazıcı da ilk kez düzenlenen bu konferansın önemini vurgulayıp siber güvenliğin milli güvenliğin de bir parçası olduğunu hatırlattı. Yazıcı, “Artık bilişimle yaşıyoruz. Özellikle engelliler için bilişim daha da önemli çünkü onların elleri, kulakları,

ayakları, gözleri oluyor. Engelliler siber saldırılara daha da açıklar. Bilişimi bu kadar yoğun olarak kullanan engelli kardeşlerimiz uzman olarak yetiştirilebilir ve ekonomiye kazandırılabilir. Türkiye’de siber güvenlikte farkındalık ve bilgi eksikliği var. Siber güvenlik ekosistemi kurulabilmiş değil” şeklinde konuştu. Bilgi Güvenliği Derneği Yönetim Kurulu Üyesi, TBD Sayısal Gündem 2020 Güven ve Güvenlik Hedef Grubu Koordinatörü Mehmet Ali İnceefe, “Engellilerin sıkıntıları bilişimle ortadan kaldırılıyor. Tedbirleri herkesin aynı duyarlılıkta alması gerek. Siber güvenlikte tedbiri bir kez almanız yeterli değil, sürekli yenileme yapılmalı. Sayısal Gündem 2020’de güven ve güvenlik

bu nedenle en önemli başlıklardan” açıklamasını yaptı. Görme engelli Türkçe öğretmeni Gözde Güzel de yaptığı konuşmada, kullandıkları bilgisayarların görenlerle aynı olduğunu, görüntüyü sese dönüştüren ekran okuyucu yazılımların bulunduğunu aktararak “Yazılımlarımızın geliştirilmesi gerekiyor. Yazılımlarda resimsel öğeleri aktarmada zorluklar bulunuyor. Kişisel bilgilerimizi tek başımıza güvenli şekilde girebilmeliyiz. Bunun için devlet desteği şart. Kullandığımız programlar ücretli. Bu programların ücretsiz hale getirilmesi, güvenli bir şekilde internete girebilmemiz çok önemli. Şifrem çalınacak kaygısıyla kredi kartı kullanmayı tercih etmiyorum” dedi.

Sİber güvenlİğİn ekosİstemİ olmalı Engelsiz Siber Güvenlik Konferansı kapsamında düzenlenen ‘Siber Güvenliğin Önemi ve Engelli İstihdamındaki Yeri’ konulu panelin moderatörlüğünü ATV Alanya Televizyonu Yönetim Kurulu Başkanı Servet Sipahioğlu gerçekleştirdi. Panele; SSM Bilgi Teknolojileri Direktörü Hikmet Kangal, Bilgi Güvenliği Derneği Başkan Yardımcısı Ali Yazıcı, Bilgi Güvenliği Derneği Denetleme Kurulu Başkanı Mustafa Ünver, Havelsan Siber Güvenlik Direktörlüğü Güvenlik Operasyonları Grup Yöneticisi Salih Talay, EPEYD Yönetim Kurulu Üyesi Osman

Ünsal, STM Siber Güvenlik ve Büyük Veri Grubu Kıdemli Sistem Mühendisi Anıl Aytaç katıldı. Siber güvenlik farkındalığında geri kalındığının altını çizen Kangal, savunma sektöründe engellilerden faydalanabileceğini söyledi. Yazıcı, siber güvenliğin ekosistemi olması gerektiğine vurgu yaparak yeterli bir organizasyon çatısı olmadığını kaydetti ve “Ekosistemin sağlıklı, sürdürülebilir olması için yönetim mekanizmalarının güçlendirilmesi gerek” dedi. Bu konferansa özel somut çıktılar geliştirilmesi gerektiğini söyleyen Ünver, “Engelli arkadaşlarımız

için ‘Siber Güvenlik Kampı’ düzenleyebiliriz. Engellilerin siber güvenlik alanında neler yapabileceğine dair çalışma grubu oluşturabiliriz. Her şeyden önemlisi engelliler neler bekliyor, bunları öğrenmeliyiz. Onlara yönelik doğrudan Ar-Ge projeleri geliştirilebilir” şeklinde konuştu. Talay da, “Çoğu kurumların SOME’si daha kurulma aşamasında. Bu engelli vatandaşlarımız için büyük fırsat. Siber Savunma Komutanlığı da destek olabilir” dedi. EPEYD olarak engellilere destek olmak vizyonuyla yola çıktıklarını söyleyen Ünsal, “Engellilerin, siber güvenlik konusunda

eğitim almaları toplumsal entegrasyon sağlayıp kendi yaşam kalitelerini yükseltecektir” yorumunu yaptı. Aytaç, günümüzdeki kullanılan tüm araçların saldırganlar için bir arayüz olduğunu belirterek “IoT, ‘hacker’lar için çok güzel bir alan” ifadesini kullandı. Sipahioğlu, “Bugün Alanya’da bir ilki başardık! Engelliler için siber güvelik, önümüzdeki 100 yılın projesi olacak” şeklinde konuştu. Konferansın bütünü ATV Alanya Televizyonu tarafından canlı yayınlandı. BThaber de etkinliğe, teknoloji medya sponsoru olarak destek verdi.

“Eğitimlerden sonra engelli arkadaşlarımız projelerimizde çalışabilir” Tübitak Bilgem, Siber Güvenlik Enstitüsü’nden Veysel Hataş, kullanıcı güvenliğine dair yaptığı sunumunda; günde 1 milyon kişinin siber suç kurbanı olduğuna dikkat çekti. Argela Teknoloji ve İnovasyon Merkezi Başkanı Dr. Metin Balcı, ekosistemde herkesin elinden geleni yapması gerektiğini söyleyerek “Eğitimlerden sonra engelli arkadaşlarımız kendi projelerimizde çalışabilir” dedi. Alanya Alaaddin Keykubat Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Fatih Gültekin, siber saldırıların hepimizi ilgilendirdiğini belirterek hedeflerin değişimi gerçekleştirmek üzerine kurulması gerektiğini kaydetti. Girne Amerikan Üniversitesi İşletme ve Ekonomi Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mümtaz Ulvi Keser, ‘Echelon, Kıbrıs ve Doğu Akdeniz’ başlığında ilgi çekici bir sunum gerçekleştirdi. SSM’nin, Savunma Sanayi Ar-Ge programları olduğunu söyleyen Ar-Ge ve Teknoloji Yönetimi Daire Başkanı Dr. Ata Şenlikci, engellileri bu programlara dahil olmaya çağırdı. Alanya Belediyesi Başkan Yardımcısı Nazmi Yüksel, Alanya’nın ‘Örnek Engelsiz Kent’ olduğuna vurgu yaparak bu nedenle bu panelin Alanya’da düzenlenmesini ayrıca önemsediklerini ifade etti. Etkinlikte Antalya Büyükşehir Belediyesi Alanya Koordinatörü Hüseyin Güney de bir konuşma gerçekleştirdi.


Morhipo.com’da hız ve esneklik Nutanix’le güçlendi Morhipo.com’da Nutanix hiper-bütünleşik-mimari ürünleri ile birlikte veri merkezi altyapısında süreklilik ve esnekliği dünya standartlarına çıkardı. Bu seçim ile Morhipo.com, kurumsal hedeflerini geliştirme konusunda adımlarını çok daha sağlıklı ve doğru biçimde atabilecek. Morhipo.com, Nutanix ile beraber altyapı yatırım ihtiyaçlarını daha yönetilebilir ve limitsiz büyütülebilir hale getirdi. de sistem içinde daha esnek çalışabilme, bunun için bazı araçlara hızla erişme imkanına kavuştu. Sonuçta konfigürasyon geliştirme, deneme, sonuç alıp ana sisteme konumlandırma hızımız yüksek olmak zorunda. Yol haritamız ışığında Nutanix çözümü kritik önem taşıyor.”

İlk adım QA ile geldi Nutanix çözümünün ilk kullanım noktası, Ömer Yıldırım’ın ‘en kritik ihtiyaçlardan biri’ olarak tanımladığı QA (kalite güvence) süreçleri. Bu başlıkta tüm beklentilerin

karşılanmasının ardından, diğer başlıklara da geçiş olması hedefleniyor. Morhipo.com’da sitede yayınlanma öncesinde ‘geliştirme’, ‘test’ ve ‘ön izleme ’ olmak üzere 3 tane katman var. Bu ortamların konfigüre edilmesi, yeni bir özellik geliştirildiğinde, bunun genel sisteme ne kadar etki yapacağının test edilmesi, sistemde ek kaynağa ihtiyaç olup olmadığını yayına çıkarmadan önce hızlı biçimde ve sistemdeki ekibin fazla zamanını almadan bir geliştirme, yani DevOps mantığında

çözülmesinde yoğun olarak kullanılıyor. Kullanımda ilk hedef nokta olan bu başlığı, zamanla daha farklı noktalarda kullanmak 2016 hedefleri arasında.

Anlık ihtiyaca anlık kaynak edinilebiliyor Nutanix yatırımı ile ihtiyaca göre sunucuları devreye alma fırsatı, maddi avantajları da beraberinde getirdi. Ömer Yıldırım, bu faydayı şöyle örnekliyor: “Nutanix ile ilk yatırım maliyetleri önemli ölçüde azaldı. Nutanix’in kendi içerisinde kesintisiz

büyütülebiliyor olması, bize büyük avantaj sağlıyor. Örneğin bir reklam çıkmamız, yani makine parkımızdan daha fazla trafik beklememiz söz konusu olduğunda, Nutanix üzerinden hizmet kapasitesini hızla artırabiliyoruz. Bu da, BT altyapısını ihtiyaca uygun yönetebilmek ve ekstra yatırım maliyetinden kurtulmak demek. Yatırımın geri dönüşü de hızlı. Nutanix yatırımı ile BT birimi çalışanları, kendilerine ait bir veritabanı sunucusunu kendi şifreleri ile kolayca oluşturup, istedikleri süre

İhtiyaç net biçimde modellendi Bu başlıkta yatırım kararı, Haziran 2015’teki ilk testler sonrası, 2015’in son çeyreğinde alındıysa da, öncesinde bu tarz bir yatırım Morhipo.com’un gündemindeydi. Nutanix ürünleri ile yapılarını, kendi istedikleri biçimde tasarlama ve limitsiz büyütebilme özgürlüğüne kavuşan Morhipo.com BT ekibi; hiper bütünleşik yapının ihtiyaçlarına göre özelleştirilmesi sonucunda kurumsal kimliğe çok daha uygun bir veri merkezi altyapısı oluşturdu ve yatırımın ilk adımının tamamlamasını sağladı. Ömer Yıldırım, Morhipo.com CTO’su, günümüz BT altyapısı gereklerini ve Nutanix’in sunduğu artıları şöyle anlatıyor: “Farklı yapılar arasında tam entegrasyon önem kazandı. Geliştiriciler

Soldan sağa: Hakan Türköner Sistem ve Altyapılar Müdürü, Ömer Yıldırım Bilgi Sistemleri Genel Müdür Yardımcısı M. Altan Çınar Bilgi Sistemleri Müdürü

M

Bütünü, Nutanix ile bir arada görebiliyoruz

orhipo.com Sistem ve Altyapılar Müdürü Hakan Türköner: “Nutanix ile tüm veri depolama, veri işleme katmanlarını tek noktadan görebiliyoruz, olası bir sorunun kaynağını hemen saptayıp müdahale edebiliyor, hatta proaktif davranabiliyoruz. Tek ekranda tüm başlıkları takip etmek bu yönüyle avantaj. Morhipo.com bulut kullanıcısı ve bu, önemli kolaylıklar sağlıyor. Öncelikle

kendi operasyonunuza odaklanma imkanı elde ediyorsunuz. Nutanix’in çıkış noktası da zaten ‘görünmez altyapılar’. Yani BT yapısına dahil ettiğimiz cihaz, görünmez biçimde çalışacak, onun güç ünitesi, CPU seviyesi gibi detaylarla uğraşmak, ayrı ayrı ekranlardan raporlar çekmek zorunda değilsiniz. Bulut bilişim kullanıcısı, bu yapının kolaylığına ve çevikliğine alıştığı için kendi kuracağı altyapıda da benzer bir pratikliği tercih ediyor.”

boyunca kullanabiliyor. Bu da, altyapı üstündeki yükü hafifletiyor.”

Tüm döngüler otomatik bir yapıda Morhipo.com, yazılım döngüsünü ‘sürekli tümleştirme’ (continuous integration) felsefesi ile kurguluyor. Geçtiğimiz yıl sonunda ‘görev odaklı başlık’ (branch per task) metodolojisini hayata geçiren Morhipo.com, bunu daha üst seviyeye taşımayı da hedefliyor. Çünkü müşterilere, son kullanıcılara dokunan, sınırsız beklenti ve ihtiyaçlara yanıt veren bir çalışma söz konusu. 2015’te tüm döngüleri otomatize etme noktasına geldiklerini söyleyen M. Altan Çınar, Morhipo.com Bilgi Sistemleri Müdürü çalışmalarını şöyle anlatıyor: “Bir geliştirici kod yazdığı zaman, ‘sürekli tümleştirme’ yapısında kurduğumuz döngüde önce geliştirme ortamında var olan QA kontrollerinden geçiyor. Çünkü ‘var olan sistemin özellikleri ile bu yeni sistemin özellikleri çelişiyor mu?’ sorusu karşısında, bu tarz araçlar test yapabilmek için kritik önemde. Geliştiricinin bu testi yapabilmesi için eskiden uzun süreçler ve belli birimlere taleplerin iletilmesi gerekirken, bu uzun operasyon döngüsünde ancak 1-2 yeni özellik sunabilen yapıdan, aynı anda ve birbirinden bağımsız 20-25 tane önemli özelliğin test edilebileceği bir ortamı çok hızlı kurabilir hale geldik. Bu hem geliştirme biriminin gelişmesini sağladı hem de içerdeki yetkin İK günlük rutininden çıkarak, daha yaratıcı olma imkanını edindi. Bu da bütüne katma değer sağladı, QA almayı hızlandırdı. Nutanix yapısının bu esnekliği, bize zaman ve güven kazandırıyor ve böylece, giderek daha büyük ve kapsamlı işleri paralel devreye alma noktasına geliyoruz.” ADVERTORIAL

E

urope 500 raporuna göre, Avrupa’da 2015’in en hızlı büyüyen e-ticaret şirketi olan Morhipo.com, müşterilerinin hayatını daha da kolaylaştırmak için yenilikler yapmaya devam ediyor. Türkiye’de e-ticaret pazarında bir ilki gerçekleştirerek, yeni sezon ürünleri ve çok avantajlı kampanyaları bir araya getiren Morhipo. com, her zevke ve bütçeye uygun ürün çeşitliliği, büyük indirim oranları ve hızlı teslimat ayrıcalıklarıyla alışveriş dünyasında fark yaratıyor. “Koşulsuz Müşteri Mutluluğu” anlayışıyla üyelerine güvenli alışveriş keyfi yaşatmayı ilke edinen Morhipo.com, güçlü hizmetin sağlam temeller üzerinden verilebileceği bilinci ile BT altyapısını daha da güçlendirmek için stratejik bir işbirliğini hayata geçirdi. Bu işbirliğinin arkasında ise IDC’nin 2015 yılı raporuna göre ‘hiper bütünleşik mimarinin küresel pazardaki lideri’ Nutanix çözümleri bulunuyor.


6

BThaber

E-TOPLUM

18 - 24 OCAK 2016

Autodesk kullandığın kadar öde modeline geçiyor Teknolojiyle beraber devir değişiyor, devirle beraber ücretlendirme yöntemleri de Ruşen Göbel farklılaşıyor. Şirketlerin ilk yatırım maliyetlerini ciddi anlamda yükselten bilişim donanımları, bulut teknolojisinin gelişmesiyle beraber yerini kullandığın kadar öde modeline bıraktı. Bununla beraber yazılım firmaları da maliyeti yüksek profesyonel yazılımlarında benzer bir modele geçiş yapıyor. Autodesk de bu firmalardan biri. Autodesk Türkiye Ülke Lideri Murat Tüzüm, firmanın yeni modeliyle ilgili sorularımızı yanıtladı. n Autodesk yazılım lisanslama modelinde bir değişiklik duyuruldu. Bu değişikliği anlatır mısınız? Autodesk yazılımlarına erişmenin yolları değişiyor. Hali hazırda birçok yazılım sağlayıcısı gibi Autodesk de kalıcı lisans modeli sunuyor ve bu modelde ürünü satın alan şirketler bu ürünün kalıcı olarak sahibi oluyorlar. Fakat yeni lisanslama modelinde “kullandığın süre kadar öde” yaklaşımıyla ürünlerin 3 aylık, 1 yıllık, 2 yıllık ve 3 yıllık aboneliği yapılarak ürünlerin kullanım hakkı elde edilecek. n Peki neden böyle bir değişiklik yapılıyor? Kalıcı lisanslama modeli yaklaşık 30 yılı aşkın bir süredir yazılım üreticisi firmaların pazara sunduğu bir model. Değişen iş yapma modellerinin getirdiği yeni ihtiyaçlara yanıt vermekte zorlanıyor. Örneğin günümüzde proje bazlı çalışma kabul gören bir model. Bu modelde işletmeler 2 senelik bir proje almışlarsa, projenin bitiminden sonra atıl duruma kalacak lisansların satın alma bedelini ödemeyi tercih etmiyorlar. Aynı şekilde günümüzde 1 ila 10 arası çalışana sahip küçük işletmelerin sayısı oldukça fazla. Bu işletmeler büyük

Autodesk, 31 Temmuz 2016 tarihinden itibaren kalıcı lisans modelini bırakıyor.

Autodesk Türkiye Ülke Lideri Murat Tüzüm ilk sahip olma maliyetini ödeyerek yazılımlara sahip olmak yerine, yaklaşık 1/3’ü oranında indirgenmiş maliyetlerle yazılımlara abone olabiliyorlar.

sahip olan müşterilerimiz için bir etkisi olmayacak. Ürünlerinin aboneliğini yaparak yine en güncel sürümü kullanmaya devam edebilecekler.

n Bu değişiklik ne zaman yapılacak? 31 Ocak 2016 ve 31 Temmuz 2016 olmak üzere iki önemli tarihimiz var. 31 Ocak’tan sonra Autocad LT, Autocad ve 3D Studio Max gibi tekli ürünlerimizin kalıcı lisanslama modeli sona eriyor ve “kullandığın süre kadar öde” modeline geçiliyor. 31 Temmuz’dan sonra ise Suite ürünlerimiz dahil olmak üzere tüm ürünlerimizde kalıcı lisanslama modeli sona erecek.

n Autodesk yazılımı kullanıcılarına önerileriniz nelerdir? Bu değişikliği iyi anlamalarını öneririm. Autodesk Türkiye ile veya yetkin iş ortaklarımız ile iletişime geçerek bu değişikliğin işletmelerine etkilerini ayrıntılı değerlendirebilirler. Eğer ihtiyaçları dönemsel kullanımsa “kullandığın süre kadar öde” modeliyle lisanslara sahip olabilirler. Ya da daha uzun süreli lisans kullanım ihtiyaçları varsa kalıcı lisanslama modeli sona ermeden önce lisanslarını kalıcı olarak satın almalarını öneririm.

n Mevcut lisansı olan müşteriler bu durumdan nasıl etkilenecekler? Hali hazırda kalıcı lisansa


BThaber

E-TOPLUM

18 - 24 OCAK 2016

7

2016, yine BT odağında, daha da yoğun olacak Haber Merkezi Bilişim teknolojilerinin tüm sektörler tarafından kavranması, yeni teknolojilerin iş dünyasında içselleştirilerek verimliliğin artırılmasına yönelik projeleri esas alan etkinlik platformları konsepti Bilişim Zirvesi, 2000 yılından bu yana gerçekleştirdiği uluslararası ICT Summit NOW Bilişim Zirvesi ile her yıl Türk iş dünyasının teknoloji ile etkileşiminin bugünü ve geleceğini konuşturuyor. “Yeni nesillere yön veren ve yaşam şekillerini değiştiren teknoloji geleceğimizdir” diyen Bilişim Zirvesi Genel Müdürü Neslihan Aksun, bu konuyu zirveye 2015 Mayıs’ında taşıdıkları ‘’ICT Summit NOW for Kids – Çocuklar için Bilişim Zirvesi’’ etkinliğinin 2016 hazırlıklarına da başladıklarını vurguladı. ‘İlk’lere hazır olun! Neslihan Aksun, 2016 yılı planları hakkında başka detaylar da paylaştı. Buna göre, 13 farklı ilde BTvizyon Anadolu Toplantıları devam edecek. İki tanesi Ankara, sekiz tanesi İstanbul’da olmak üzere 10 farklı konu özelinde Teknoloji Platformları sektörü buluşturacak. Alanında bir ilk olan Design Awards Zirve Ödülleri Yarışması ve Ödül Töreni, yine 2016 yılında, bu sefer ikinci kez düzenlenecek. ICT Summit NOW for KIDS’16 – Çocuklar için Bilişim Zirvesi de ikinci kez katılımcıları buluşturacak. Sektör için bir gelenek halini alan Bilişim 500 – İlk 500 Bilişim Şirketi Araştırması Ödül Töreni’nin yanında, 2016 yılı yine önemli yeniliklere ev sahipliği yapacak: ICT Summit NOW for Games – Bilişim Zirvesi / Oyun, küresel yayılımın ilk adımı olarak CIO’lar ile Avrupa’da Buluşma Toplantıları ve son olarak, Türkiye’den Teknoloji Transferleri Etkinlikleri. Yeni illeri BT ile buluşturmaya devam 2002 yılından bu yana çeşitli illerde, önde gelen teknoloji şirketlerini Anadolu firmaları ile buluşturan toplantılar zinciri BTvizyon

BThaber Şirketler Grubu’nun bir parçası olan Bilişim Zirvesi Etkinlik, Türkiye’nin ‘bilişim’ ekseninde en önemli etkinliklerine imza atmayı sürdürecek, bu yıl dünyaya da açılacak. Anadolu Toplantıları, 2015 yılındaki yoğun gündemi 2016’ya, hem de bu sefer daha yoğun bir BTvizyon programı ile taşıyor. “BTvizyon Toplantıları’nı 2015 yılında 28 farklı sponsor desteği ve bine yakın konuyla ilgili kişinin katılımı ile Bursa, Gaziantep, Kayseri, Ankara, Trabzon, Konya ve Girne şehirlerinde başarıyla gerçekleştirdik” diyen Aksun, sözlerine şöyle devam etti: “Türkiye’de ve Kuzey Kıbrıs’ta kurumsal BT yetkinliğini artırmak adına bu, önemli bir etkinlik zinciri. Bu etkinliklerimizde ağ teknolojileri ve giyilebilir teknolojiler, e-Ticaret, endüstriyel tasarım ürünleri, BT yönetimi, bulut teknolojileri, siber güvenlik ve büyük veri gibi pek çok konuda farklı yaklaşımları mercek altına alarak, detayları paylaştık. 2016 yılında yeni illeri rotamıza katıyoruz. 2016 yılında Bursa, Gaziantep, Kocaeli, Kayseri, İzmir, Kahramanmaraş, Denizli, Konya, Mersin, Adana, Erzurum, Ankara ve Girne’de olacağız.” BThaber içeriği ve etkinlik birbirini besliyor BT sektörünün önde gelen isimleri ve işinde yoğun olarak bilişimi kullanan yöneticileri bir araya getiren özel konulu konferanslar dizisi Teknoloji Platformları,

2006’dan bugüne sektörü BThaber gazetesinde yer alan kapsamlı dosya çalışmalarında ve Platform konferanslarında buluşturuyor. Teknoloji Platformları 2016 içerik planı ise şöyle sıralanıyor: Bilgi ve Doküman Yönetimi, Finansta Dijital İnovasyon, Kamuda BT Yönetişimi, Biyometri ve Güvenlik, Dijital Dönüşüm ve Mobil, Büyük Veri, Bulut ve Gömülü Sistem Stratejileri, Giyilebilir ve Akıllı Teknolojiler, Yenilenebilir Enerji Teknolojileri, IoT Nesnelerin İnterneti ve M2M ve son olarak, ERP Çözüm Süreçleri. Yenilikçilik, ödülü hak eder Nisan 2016’da İstanbul’da gerçekleştirilmesi hedeflenen Design Awards ile amaç; bu yıl da yeni ürünler üzerinde yoğunlaşarak, üstün tasarımlı ürünleri belirlemek ve teknolojik ilerlemenin gözlemlenmesi için Türkiye’de ideal bir platform oluşturmak olacak. İkinci kez gerçekleştirilecek “Design Awards” ödüllerinin bu yıl ‘mobil’ temasında işleneceği bilgisini veren Neslihan Aksun, şu detayları paylaştı: “Yarışma kapsamında Türkiye ya da yurtdışı merkezli, ancak Türkiye’de halihazırda teknoloji alanında faaliyet gösteren ve satış gerçekleştiren tüm firmaların mobil temalı ürünleri

değerlendirilecek. Yarışma iki ana kategori olan ‘Yazılım Tasarımı’ ve ‘Donanım Tasarımı’ ve bunların alt kategorilerde olacak. Her kategori için, ‘Yılın En Şık Tasarımlı Ürünü’ ve ‘Yılın En Kullanışlı Ürünü’ olmak üzere iki ayrı ödül verilecek.” Çocuklar ve aileleri zirvede buluşacak 2016 Haziran’ında ikincisi düzenlenecek Çocuklar için Bilişim Zirvesi ICT Summit NOW for Kids 2016, teknolojiye doğan çocukların bugününü ve yarınını, teknolojinin geleceğimizdeki yerini ele alan bir içerikle katılımcılarını karşılayacak. Bu yoğun içeriğin yanında, kuşaklar arası iletişimde ebeveynleri, eğitmenleri ve profesyonelleri bilgilendiren ve geleceğe hazırlayan bir etkinlik platformu olarak ön plana çıkan Çocuk Bilişim Zirvesi, bir kez daha zengin içeriği ve atölye konseptleri ile okullar kapanmadan hemen önce, yine iki gün

boyunca katılımcılarını ağırlayacak. Bilişimde ‘en iyiler’ 17’inci kez seçilecek BThaber Şirketler Grubu’nda sektör adına bir gelenek halini alan, ciroları itibariyle en büyük 500 sektör şirketini genel ve faaliyet gösterdikleri alt kategoriler itibariyle sıralayan, araştırmasını grup şirketi M2S Araştırma ve Pazarlama’nın gerçekleştirdiği Bilişim 500 – İlk 500 Bilişim Şirketi Araştırması, bu yıl 17’inci kez gerek özel sektör gerekse kamu adına bir rehber olacak.

Dünyaya açılma zamanı geldİ Bilişim Zirvesi Genel Müdürü Neslihan Aksun, içeriği ile fark yaratacak etkinlikleri hakkında bilgiler verdi. ICT Summit NOW for Games – Bilişim Zirvesi / Oyun: 2016 Kasım’ında gerçekleşecek ICT Summit NOW etkinliği “Oyun’ temasını merkeze alacak, bu başlıkta çözümler, gelecek projeleri katılımcılarla paylaşılacak, oyun turnuvaları gerçekleştirilecek, tanıtım alanlarında teknolojinin en yeni dönüşümü katılımcılara sunulacak. CIO’lar ile Avrupa’da Buluşma Toplantıları: Teknoloji liderlerini bilişim şirketleri ile buluşturma odağında özel tasarlanmış bir etkinlik olan ‘’CIO Buluşmaları’’, bu yıl 4 defa gerçekleştirilecek. Mart ayında Barselona, Nisan ayında da Prag’da bu

etkinlik çerçevesinde ilk adımlar atılacak. Türkiye’den Teknoloji Transferleri Etkinlikleri: Yılda 4 defa gerçekleştirilmesi planlanan Teknoloji Transferi Etkinlikleri’nin ilki Mart ayında Malezya’da düzenlenecek. Türkiye’de üretim yapan teknoloji firmalarının Malezya firmalarına tanıtılmasını, ürün ve hizmetlerinin sunumunu hedefleyen “Konferans” ve “İkili Görüşmeler” konseptindeki etkinliklerin, sektörün yoğun ilgisiyle karşılaşmasına kesin gözüyle bakılıyor.

Bilişim Zirvesi Genel Müdürü Neslihan Aksun


8

BThaber

E-TOPLUM

18 - 24 OCAK 2016

Edip Emil Öymen edip.oymen@gmail.com

AB’nin dijital şehirleri

David Bowie neden önemliydi? 69’uncu doğum günü 8 Ocak’tı. 25’inci albümü o gün piyasaya çıktı. İki gün sonra Pazar öldü. Kanserdi. David Bowie’nin 1970’lerdeki yaratıcı yenilikçiliğine kadar pop müzik, bir sahnede şarkı söylemekten ibaretti. Hatta o kadar ki Fransız sanatçılar, hareket bile etmezdi. Mikrofonun önünde sabit dururlardı. Hareket, Rolling Stones’la başladı. David Bowie, bugün “normal” saydığımız ve Lady Gaga’ya kadar uzanan bütün pop müzik gösterisini ilk kez büyük sahnede tiyatroopera-dans-mim şeklinde sunan yıldız oldu. 197273’te “icat ettiği” Ziggy Stardust karakteri, o güne kadar pop müzikte görülmemiş bir yenilikti. Batı Dünyası’nda 1970’lerde yaygınlaşan renkli televizyonun da

sağladığı görsellikle Ziggy, evlere kadar girdi. Türkiye’de tek kanallı siyah-beyaz tv dönemiydi. David Bowie’nin yaratıcılığını dönemin Türk gençliği izleyemedi. Besteci, yazar, icracı, kültür ikonu, tabu yıkıcı, androjen, Japon Kabuki tiyatrosundan esinlenen, teknolojinin imkanlarını çok önceden gören, başarılı bir iş adamı ve engin yaratıcı bir sanatçı olarak 40 yıl kendisini sürekli olarak yeniledi. Bu anlamda bir Mr İnovasyon’du. New York’ta dramatik tiyatro yaptı. Paris’te Brian Eno ve Berlin’de dönemin deneysel müzikçileriyle çalıştı. Sağ gözü mavi, sol gözü yeşildi. Solaktı. Dünyaya düşmüş bir uzaylı gibiydi. 2007’de aniden sahneden çekildi. Bir daha müzik yapmadı.

İngiltere’de inovasyonun tanıtılması, uygulanması, gelişmesi amacıyla vakıf niteliğinde 1998’de kurulan NESTA ile Avrupa Dijital Forumu (EDF) tarafından ortaklaşa geliştirilen, AB Komisyonu tarafından desteklenen Avrupa’nın Dijital Şehir İndeksi’nde Londra birinci sırayı aldı. Londra, bu sırayı “bileğinin hakkıyla” aldı. AB çapında Londra’nın, gerek yeni kurulan (start-up) gerekse daha ileri düzeyde çalışan (scale-up) şirketler açısından gerçekten 1 Numaralı şehir olduğu öteden beri biliniyor. Listede Londra’yı izleyenler: Amsterdam, Stockholm, Helsinki, Kopenhag, Paris, Berlin. Toplam 35 şehirlik listede Atina 34’üncü sırada. Son sırada ise Malta’nın Valetta’sı var. Sıralamada 10 tema temelinde 38 gösterge üzerine hesap yapılmış: Sermayeye erişim kolaylığı. Girişimcilik kültürü (ekosistem dediğimiz..).

Mentorluk ve iş yönetimi konusunda danışmanlık hizmetleri. Dijital altyapı (internet hızları, genişbant fiyatı gibi). Bilgi edinme kolaylıkları (kuluçka merkezleri, üniversiteler gibi). Pazar (e-ticaret ve dijital hizmetler). Yaşam tarzı (yaşam düzeyi ve geçinme). Dijital olmayan altyapı (kamu taşımacılığı, büyük şehirlere ulaşım kolaylığı). Beceriler (işçilik ücretleri, mezunların istihdamı, BİT personeli bulma kolaylığı, İngilizce yeterlilik). Çalışma ortamı (İş kurma hızı ve kolaylığı, ofis fiyatları, açık veri). Bu listeyle 27 AB ülkesinde 35 şehirdeki duruma baktılar. Listede Almanya’dan 4 şehir (Berlin, Münih, Stuttgart, Köln) ile İngiltere’den 3 şehir (Londra, Oxford, Cambridge) önde. İspanya’dan da iki şehir var (Madrid ve Barcelona). Geri kalan ülkeler birer şehirle temsil edilmiş. Bu sonucu doğrularcasına, İngiltere’de hükümetin finansal desteğiyle kurulan Tech City UK adlı kurum, geçen yıl, sadece

Londra’nın en merkezindeki teknoloji-bilişim şirket sayısının 3 bini aştığını, 250 binden fazla istihdam sağladığını açıklamıştı. 2015 ilk çeyreğinde sadece Londra’daki bilişim sektörüne 459 milyon Sterlin (711 milyon USD) girişim sermayesi yatırıldı. Bu miktar, 2014 yılının aynı dönemine göre % 66 daha fazla. Londra dışındaki yerlerde ise 47 bin bilişim şirketi, 1.4 milyon kişiye istihdam sağlıyor. İngiltere ve Avrupa için büyük olan bu rakamlar, New York’ta üslenen bilişim sektörü için çerez: 2013’te oraya yatırılan girişim sermayesi 2.9 milyar USD, 2014’te 4.5 milyar USD. Amerika’da her şey büyük... New York’ta ise 53 bin kişi bilişim sektöründe çalışıyor. 2003-13 arasında şehrin çektiği girişim sermayesi % 240 arttı. Sektörde çalışan sayısı yılda % 26 hızla artıyor. Bu sayede NYC, Economist’in 2013 Küresel Rekabetçi Şehirler Endeksi’nde 1’inci sırada, İstanbul 70’inci sırada.

Kuzey Kutbu’nda bu orkestrayı çaldırmak. Onlarınki en medyatik

robot orkestra belki ama, bu işin öncüsü Alman ürünü Compressorhead. Biri İngiliz ses mühendisi, ikisi Alman bilişimciler, atık metallerden yarattıkları üç robotlu gruba, “hadlerini aşıp” bir de vokalist robot yaratmaya kalkıştılar. Bunun için kitle fonlamaya (Kickstarter) başvurdular ama aradıkları para çıkmadı. 290 bin Euro istediler, 41 bin geldi. Robot “şarkıcı” isteyen yok, belli. Şimdilik... Tom, robotlarını yanına almadan, ama elektronik müzik “üretim” gereçleriyle birlikte, geçen 29 Ekim’de İstanbul’da Akbank Caz Festivali’ne gelmişti.

Çalgıcım bir robot Robotların müzik yapmasının, artık “haber” niteliği kalmadı. Bu konuda bir yenilikçi adımın “haber” olması içinse, iyice sıra dışı olması gerekiyor. İngiliz elektronik müzik sanatçısı Tom Jenkinson (sahne adı: Squarepusher) ile Tokyo Üniversitesi bilişim hocası Yoichiro Kawaguchi, mekanik tasarımcı Naofumi Yonetsuka ve ekibi arasındaki işbirliğiyle, ortaya “müzisyen” robotlar çıktı. Bu ürüne Z-Machines (Z-Makineleri) dediler. “Ashura” adlı bir tanesinin 78 parmağı

var: Öyle bir gitar çalıyor ki, insan öyle çalamaz. “Mach” adlı ikincisinin 22 kolu var: O da baterist. Öyle bir davul çalıyor ki, bir insanın onun gibi çalması mümkün değil. Üçüncüsü “Cosmo”, lazer ışınıyla, önündeki elektronik klavyedeki tuşların üzerinden uçuyor. Böylece, hepsi saniyede 100 nota birden çalabiliyor. Ortaya çıkan “müzik” (?) 2000’den az önce ve sonra doğan Z-Kuşağı’nın “tarzı.” Japon hocalar, bu gösteriyi “sadece” bu dünyada değil, evet evet bildiniz, başka dünyalarda

da yapmayı arzu ediyormuş. En yakın (!) başka dünya Ay, ama esas hedefleri Mars’ın



10

BThaber

BİLİŞİM DÜNYASI

18 - 24 OCAK 2016

Penta Teknoloji’nin e-ticaret sitesi Bayinet yenilendi B2B e-ticaret sitesi Bayinet, 2016’ya yenilenerek girdi. Kullanıcı deneyimi araştırmaları ve farklı profillerdeki Penta Teknoloji iş ortaklarının görüşleri doğrultusunda, son teknolojiler kullanılarak hayata geçirilen Bayinet V3, geliştirilmiş ERP, CRM ve iş zekası altyapıları ile daha akıllı, hızlı ve kullanımı kolay hale geldi. Küresel kullanıcı deneyimi metodolojileri kullanılarak, kullanıcı dostu bir arayüzle yeniden tasarlanan Bayinet’in ekran tasarımı çalışmalarının her aşamasında Penta iş ortakları sürecin merkezinde. Bayinet V3, tüm akıllı telefon, tablet gibi mobil cihazlara uyumlu bir şekilde ve yalın bir tasarımla hazırlandı. Penta Teknoloji Genel Müdürü Mürsel Özçelik, ‘Bayinet’in yenilenmesi iş ortaklarımıza her alanda sağlamayı hedeflediğimiz kesintisiz desteğin en önemli parçası. Yeni sürümün operasyonel verimlilik anlamında tüm iş ortaklarımıza katkı sağlayacağı inancındayız” derken, BT ve İş Geliştirme Direktörü Yasemin Budak ise ‘Mon teknolojiler ile yenilenen Bayinet’i iş ortaklarımızın kullanımına sunmanın heyecanını yaşıyoruz’’ dedi.

Esnek bir yapı sağlandı Bayinet V3’te sistem altyapısı tamamen yenilenerek, daha iyi bir performans ve genişletilebilirlik hedeflendi. İlerleyen zamanlarda Bayinet’e eklenecek yeni modüllerin kolay entegrasyonu için yazılım mimarisi yeniden oluşturuldu ve esnek bir yapı sağlandı. Yeni eklenen entegrasyon yazılımı ile stok bilgisi gibi güncelliği kritik olan veriler gerçek zamana yakın olarak sunulabilir hale getirildi. Yeniden geliştirilen arama fonksiyonu ile de ürünlere kolay ve hızlı ulaşım sağlandı. Geliştirilmiş Lisanslama Modülü sunan Bayinet V3’te, lisanslı yazılım ürünlerinin sipariş süreci yüzde 70 oranında kısaltıldı. Arama fonksiyonu sadeleştirilerek daha etkili hale getirilirken, filtreleme seçenekleri iyileştirildi. Ürün detay sayfalarında verilen teknik bilgilere HTML ve video içerikleriyle zenginleştirme ve tek sayfada gösterim kolaylığı sağlandı. www.bayinet. com.tr Outlet Market’te bulunan ürünlere daha kolay erişim için arama ve listeme fonksiyonları getirildi. Sepet kullanımı geliştirilerek, yönetimi kolaylaştırıldı.

Robot ekipleri Darüşşafaka’da buluştu Sekiz yıl önce ABD’de düzenlenen First Robotics Competition (FRC) turnuvalarına ilk Türk takımı Sultans of Turkey’i gönderen Darüşşafaka Eğitim Kurumları, bu kez de Türkiye’nin ilk resmi Kickoff etkinliğine ev sahipliği yaptı. 25 yıldır ABD’de düzenlenen FRC turnuvalarının 2016 sezon temasının açıklandığı etkinlikte, tüm dünya ile eşzamanlı olarak NASA TV’den canlı yayın yapıldı. Etkinlikte Fikret Yüksel Vakfı Başkanı Susan Burchard, eşi Gary Burchard, Darüşşafaka Cemiyeti Yönetim Kurulu Başkanı Talha Çamaş, Başkan Vekili Fırat Tekin, Yönetim Kurulu Üyesi Davut Ökütçü, Darüşşafaka Lisesi Müdürü ve Kampüs Koordinatörü Nevzat Kulaberoğlu ve Darüşşafaka Ortaokulu Müdürü Ayşe Görey de yer aldı. Darüşşafaka Robot Takımı’ndan Mertcan Gür, bu yılki adımları şöyle değerlendirdi: “Bu seneki görev diğer yıllara göre daha zor ve kapsamlı... Ancak takım olarak bu görevleri yapacak donanıma

sahibiz. Kendimizi hazır hissediyoruz. Altı hafta içinde robotumuzu yapıp, ABD’ye göndereceğiz ve ülkemize ödüller kazandıracağız.” 2015, başarıların yılı oldu “Başlama vuruşu” anlamına gelen Kickoff etkinliğine Türkiye’de 23 eğitim kurumundan 300 öğrenci katıldı. Yarışmacılar, FRC’nin bu yılki robot teması ışığında, robot yapımında kullanacakları malzemeleri teslim aldı. Yarışmacıların 6 hafta içinde belirtilen görevdeki robotu yapmaları ve ABD’ye göndermeleri gerekiyor. Yapılan robotlar Mart ve Nisan aylarında ABD’de düzenlenecek turnuvalarda yarışacak. Siemens’in sponsorluğunda çalışmalar yürüten Darüşşafaka’nın robot takımı Sultans of Turkey’nin her aşamasında görev aldığı etkinliğe aralarında Bahçeşehir Fen ve Teknoloji Lisesi, Türk Eğitim Vakfı İnanç Türkeş Özel Lisesi, Kabataş Erkek Lisesi, Özel İtalyan

Lisesi -Borusan Asım Kocabıyık Teknik ve Endüstri Meslek Lisesi, Robert Kolej, Private MEF High School, Şişli Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi, Özel Florya Anadolu Lisesi, Eyüboğlu Eğitim Kurumları ve Haydar Akın Meslek Teknik Lisesi’nin de bulunduğu 23 okuldan 21 robot takımı, Darüşşafaka Eğitim Kurumları’nda bir araya geldi. “Zeka için spor” sloganıyla her sene 15-18 yaş grubu için düzenlenen uluslararası robot yarışması FRC’ye geçtiğimiz yıl 19 farklı ülkeden 70 binin üzerinde öğrenci başvuruda bulunmuştu. Darüşşafaka Robot Takımı “Sultans of Turkey”, Mart ayındaki bölgesel turnuvada 10 maçta 8 galibiyet alarak tarihinde ilk defa “Dünya Şampiyonası”nda yarışmaya hak kazanmış, NASA’nın sponsor olduğu “Regional Engineering Inspiration Award” ödülüne de layık görülmüştü. Takım, 22-25 Nisan’da St. Louis’de gerçekleştirilen Dünya Şampiyonası’nda 10 maçta 6 galibiyet almıştı.

Esri Türkiye yeniden yapılanıyor 2007 yılında kurulan Esri Türkiye, Türkiye Coğrafi Bilgi Sistemleri (CBS) sektöründe Esri çözümlerinin kurumsal bir yaklaşımla temsil edilmesi amacıyla temmuz 2015’te yeni bir yapılanma sürecine girdi. Bu kapsamda; satış, teknik ve eğitim ekiplerinin yapılandırılması tamamlandı, ayrıca iş ve satış süreçleri yeniden tasarlandı. Birol Tolu’nun CEO olarak göreve başlamasıyla birlikte, Caner Elçi, Satış Direktörü olarak atanarak satış ve teknik destek ekipleri

yeniden yapılandırıldı. Bunun yanı sıra Esri Türkiye İstanbul ofisi de hizmet vermeye başladı. Kısa sürede iş ortağı sayısını 13’e çıkaran Esri Türkiye, iş ortaklığı için yeni firmalarla da

görüşmelerine devam ediyor. Esri Türkiye ekibi, 2016 yılı içerisinde ‘Türkiye Kullanıcı Konferansı’ ve sektör özelindeki ‘workshop’larıyla çözümlerini sektöre aktarmayı planlıyor.


BThaber

BİLİŞİM DÜNYASI

18 - 24 OCAK 2016

11

VMware, Intel ile mobil güvenlik üzerine işbirliği yaptı Geleceğin mucitleri yaratıcılıklarını konuşturacak Öğrencilere bilimi sevdirmek, onları yaratıcı düşünmeye ve yeni buluşlar yapmaya teşvik etmek üzere Yaratıcı Çocuklar Derneği ve Oflaz Medya Grubu işbirliğiyle düzenlenen “Samsung Geleceğin Mucitleri” bilim yarışması için başvurular başladı. Bu yıl üçüncü kez düzenlenecek olan ve Türkiye’nin her köşesinden öğrencilerin ilgi gösterdiği yarışmanın başvuruları 12 Şubat’a kadar devam edecek. “Samsung Geleceğin Mucitleri” yarışmasına; hâlihazırda ortaöğretim düzeyinde öğrenim gören tüm öğrenciler, çevre, enerji, sağlık ve teknoloji alanlarındaki projeleri

ile katılabilecek. Proje başvuruları, 12 Şubat 2016 tarihine kadar www.geleceginmucitleri. com web sitesi üzerinden yapılabilecek. Jüri onayından geçen projeler Kidz TV ekranlarında yayınlandıktan sonra halk oylamasına sunulacak. “Samsung Geleceğin Mucitleri” yarışması, geçtiğimiz yıl 46 ildeki 150 okuldan 523 öğrencinin katılımıyla gerçekleşti. 687 proje içerisinden belirlenen 10 finalistin proje videolarının Kidz TV’de yayınlanmasının ardından, halk oylaması ve nihai jüri değerlendirmesini başarıyla geçen üç proje de ödüle layık görüldü.

VMware, Intel Security ile olan işbirliğini AirWatch Enterprise Mobility Management (Kurumsal Mobilite Yönetimi) platformunu da kapsayacak şekilde genişlettiğini duyurdu. İki şirketin gerçekleştirdikleri işbirliği, kurumlara sunulan teknoloji entegrasyonunun günümüzün karmaşık mobil güvenlik sorunlarıyla baş edebilmelerine yardımcı olmayı ve bunun verimli bir biçimde yapılmasını amaçlıyor. VMware’in, üyesi olduğu Security Innovation Alliance kanalı, dünya standartlarında bir teknoloji ortaklık platformu olarak, entegrasyonu kolaylaştıran ve Intel Security ile iş ortakları tarafından sunulan, farklı sistemler arasında birlikte çalışabilen çözümlerin geliştirilmesini sağlıyor. VMware ve Intel Security, ortak müşterilerine, Intel Security’nin önemli bir bileşeni olan, açık ve bağlı güvenlik sistemi McAfee Data Exchange Layer aracılığıyla ileri veri mobilite paylaşım yetkinliklerini sunuyor. McAfee Data

Exchange katmanı, çift yönlü bir iletişim anahtarı olarak küresel ve lokal güvenlik bilgisini, Intel Security ve üçüncü parti güvenlik ürünleri ile istemciler ve ağ geçitlerini ve McAfee ePolicy Orchestrator yönetim platformunu kapsayacak şekilde ulaştırıyor. Buna ek olarak, Intel Security, AirWatch Mobile Security Alliance-MSA’ya (AirWatch Mobil Güvenlik İttifakı) katıldı. AirWatch çözümleri, kuruluşlara, işlerini mobil ortamda güvenli bir biçimde gerçekleştirebilme imkanını kazandırarak ayrıca mobil cihaz güvenliğine odaklanma ve her an değişim gösteren karmaşık yapıları idare etme gibi durumlardan kurtarıyor. AirWatch, bu taahhüdün bir parçası olarak karmaşıklığı azaltmak için oluşturduğu MSA güvenlik ittifakıyla müşterilerine, mobil tehditlerden arınmış güvenli bir uygulama, cihaz ve ağ ekosistemi için ileri, esnek ve kullanımı daha kolay seçenekler sunuyor. Intel Security ve VMware tarafından sunulan

güvenlik iş birliği, üç çok önemli alanda gereklilikleri adresliyor: veri koruma, tehdit algılama ile entegre koruma ve güvenlik yönetimi iş akışı. AirWatch, çok katmanlı Intel Security teknolojileriyle birlikte müşterilere, mobil cihazlara, bilgisayarlara, işletim sistemlerine, ağ ve bulut teknolojilerine uzanan ileri bir güvenlik fırsatı sunuyor. Çözüm, verinin, mobil cihazın lokasyon ve cihaz özellikleri ile güvenlik yönetim araçları üzerinden akışını kolaylaştırıyor. Bu, halihazırda bir çok kurumsal güvenlik altyapısında var olan “mobil kör nokta”nın bertaraf edilmesine ve güvenlik personelinin farklı cihaz ve işletim sistemleri topluluğunda karşılaşılabilecek olası durumları daha iyi yönetebilmesine yardımcı oluyor. Çözüm ayrıca, veriyi nerede-bulutta, mobil cihazda veya bulunduğu son noktadaolursa olsun koruyabilecek ve böylelikle kullanıcıların her an her yerden güvenli bir şekilde erişebilmelerini sağlayabilecek bir şekilde tasarlandı.

Her aya uygun eğitim seti dünya yolunda Mantık bulmacası ‘Sudoku’nun algoritmasını çözen girişimci Okan Arıkan, profesyonel eğitim setini ihraç etmeye hazırlanıyor. ODTÜ Elektrik Elektronik bölümü ve University of Baltimore’dan MBA mezunu, girişimci Okan Arıkan’ın “Eğlenceli eğitim, planlı gelişim” sloganıyla 9-48 aylık bebeklerin gelişimine katkı sağlamayı hedefleyen gelişim seti Adım Adım, alanında uzman pedagog

ve psikologlar eşliğinde hazırlandı. Her aya özel hazırlanan set, bebeklerin beyinlerin gelişmesine ve ebeveynleri ile iletişim kurmalarına yardımcı oluyor. Her ay çocukların ilgisini çekecek özel aktivitelerin yer aldığı Adım Adım kutusunda, ilgili aya özel kitaplar, yaratıcılığı ve hayal gücünü geliştirecek hikayeler, aileler için özel olarak hazırlanmış makaleler yer alıyor.

Bugüne kadar 500 binin üzerinde Adım Adım Eğitim Seti alınırken, set yurtdışında da talep gördü. Geçtiğimiz senelerde İngiliz yayıncılarla beraber dünyanın en büyük kitap fuarı olan Frankfurt fuarında İngilizce olarak yer alan setle ilgili olarak, Çin, Endonezya, Almanya, Fransa, İspanya’dan gelen talebi karşılamak için çalışmaları küreselleştirme ve yeni versiyon çalışmalarına başlandı.

Okan Arıkan


12

BThaber

BİLİŞİM DÜNYASI

18 - 24 OCAK 2016

Sanayinin yeni dönemine hazır olun Yıldız Teknik Üniversitesi’nde 15 yıldır faaliyet gösteren Robotik ve Otomasyon Kulübü tarafından düzenlenen Otomasyon Akademisi’nde Mitsubishi Electric Türkiye Fabrika Otomasyon Sistemleri İş Geliştirme Yöneticisi Tolga Bizel konuşmacı olarak yer aldı. Yeni sanayi evresinin Mitsubishi Electric’teki karşılığı e-F@ctory konseptini anlatan Bizel, robot teknolojilerinin hayatımızda nasıl yer aldığını değerlendirdi. Günümüzde farklı isimlerle adlandırılan yeni endüstri evresinin, ‘mevcut sanayinin bilgisayarlaştırma yönünde teşvik edilmesi ve yüksek teknolojiyle donatılması’ projesi olduğunu belirten Bizel, Mitsubishi Electric Fabrika Otomasyon Sistemleri’nin bu yeni evreye, geleceğin dijital fabrika teknolojisi olarak tanımlanan e-F@ctory ile cevap verdiğini anlattı. Bizel, “e-F@ctory konseptinin oluşturulmasını sağlayan IQ-R Otomasyon

Platformu, yeni evre için şimdiden hayal gücümüzü zorluyor” dedi. Bizel şu detayları paylaştı: “Hızlı bağlantısı ve kısa yenileme süresi ile verimli üretimde vites artırmayı sağlayan e-F@ctory, bilgisayar kullanılan bir sistem olmadığı için bilgisayarın çökmesi, bilgisayara virüs girmesi gibi riskleri elimine ederek güvenli ve sürekli üretimin kapısını aralıyor. Sistemde bulunan enerji ölçüm cihazları sayesinde üretilen her bir ürün için ne kadar enerji harcandığını görmek ve maliyet hesabını daha rahat yapmak mümkün. Online olarak izlenebilen sistem, üretimin istenilen her an ve her yerde kontrol edilebilmesini sağlıyor. Üretim aşamasında ihtiyaç duyulan pek çok bilgiye ulaşmayı mümkün kılan bu sistem sayesinde, örneğin hatalı bir ürün söz konusu olursa geriye dönüp üretim hattında bir sorun olup olmadığına

İş dünyasının yetkin isimleri bu yıl da EMÖS’te Öğrenciler ile iş dünyası arasında köprüler kurarak tecrübe aktarımına olanak sağlamak, gelecekte iş dünyasına yön verecek teknolojik gelişmeleri öğrencilere iletmek amacıyla İTÜ Endüstri Mühendisliği Kulübü tarafından 23 yıldır düzenlenen İTÜ Endüstri Mühendisliği Öğrenci Sempozyumu (EMÖS), bu yıl Arçelik Ana Sponsorluğu’nda “Cesur Yeni Dünya” başlığında

2 - 6 Şubat 2016 tarihleri arasında düzenlenecek. İş dünyasının dinamiklerini büyük ölçüde değiştirmesi öngörülen Ezberbozan İnovasyon (Disruptive Innovation), Mobil Ödeme Sistemleri (Mobile Payments), Kişiselleşme, Endüstriyel İnternet gibi kavramların yanı sıra Türkiye’de hızla gelişen girişimcilik eğilimleri ve startup’lar gibi konular, uzmanları tarafından ele alınacak.

www.m2s.com.tr

STRATEJİK PAZAR ARAŞTIRMALARI

VERİTABANI OLUŞTURMA VE GÜNCELLEME

PAZARLAMA PROJELERİ UYGULAMA VE YÖNETİMİ

x70 TELEMARKETING

SEKTÖREL ARAŞTIRMALAR

E-PAZARLAMA HİZMETİ (POSTABAN)

bakılabiliyor.” Üniversitelere tam destek veriliyor Türkiye’de insanla beraber çalışacak üretim bantlarındaki robot yatırımlarının geçmişte olduğundan çok daha hızlı olacağını ifade eden Bizel, önce insan ihtiyaçlarını giderecek deterjan, çay, su, ambalajlanmış gıda

malzemeleri ve onları destekleyici ev içinde kullanılacak eşyaların üretim hatları gibi üretimler yapılacağının altını çizdi. Üniversitelerde robot eğitim merkezinin kurulmasına sağladıkları katkıyla, öğrencilerin gelişen teknolojilere uyum sağlayarak iş dünyasında tercih edilebilmelerine desteği

hedeflediklerini vurgulayan Bizel, sözlerine şöyle devam etti: “Mitsubishi Electric Türkiye’nin Fabrika Otomasyon Sistemleri Bölümü olarak ülkemizde gelecekte otomasyon teknolojilerine yön verecek kişilerin yetiştirilmesine önem veriyoruz. Şirketimiz bu kapsamda üniversitelerin Mühendislik Fakültesi Fabrika Otomasyon ve Robotik Bölümleri’ne destek veriyor. En son 9 Eylül Üniversitesi ile Endüstriyel Otomasyon ve Robot Teknolojileri Eğitim Merkezi kurulmasına ilişkin ön protokol imzaladık. Doğuş Üniversitesi (DOU) işbirliğiyle Doğuş Üniversitesi Endüstriyel Otomasyon ve Robot Teknolojileri Eğitim Merkezi’ni kurduk. Bursa Teknik Üniversitesi Doğa Bilimleri Mimarlık Mühendislik Fakültesi bünyesindeki Robot Eğitim Merkezi’ne çok amaçlı bir robot hibe ettik. Bu alandaki çalışmalarımız devam edecek.”

Enerji kullanımında verimlilik için adımlar netlik kazandı Hükümetin, enerji verimliliğine de önemli yer verilen 2016 Yılı Eylem Planı’nda yer alan düzenlemeler, yalıtım sektöründe beklentileri beraberinde getiriyor. Canpa Yönetim Kurulu Üyesi ve TÜGİAD Ankara Şubesi Genel Sekreteri Murat Özcan, Eylem Planı’nı değerlendirirken, genel olarak ekonomiye ve inşaat sektörüne yönelik önlemler yanında yalıtım sektörünü doğrudan ilgilendiren düzenlemelere işaret etti. Yapılacak işlerin somut takvime bağlandığı planın genel olarak ekonomiye olumlu katkılar sağlayacağını vurgulayan Özcan, yalıtımla ilgili düzenlemelerin sektörün büyümesini hızlandıracağını söyledi. Murat Özcan, Eylem Planı’nda yer alan düzenlemeleri şöyle değerlendirdi: “Genel ekonomiye ve inşaat sektörüne yönelik önlemlerin yanı sıra enerji verimliliği bağlamında yalıtım sektörüne özel

Canpa Yönetim Kurulu Üyesi ve TÜGİAD Ankara Şubesi Genel Sekreteri Murat Özcan düzenlemeler önemli. 83’üncü maddede binalarda enerji verimliliğinin destekleneceği yer alıyor. 2017 yılında binalarda Enerji Kimlik Belgesi zorunlu olacak. Enerji tüketiminde tasarruf için Enerji Verimliliği Kanunu, İmar Kanunu ve diğer mevzuatta yapılacak değişiklikler önemli. 158’inci maddede öncelikli dönüşüm programlarının uygulanmasının etkin biçimde takip edileceği

belirtiliyor. 2018’e kadar kamu binalarındaki enerji tüketiminin yüzde 10 düşürülmesi öngörülüyor. Bu kapsamda yenilenebilir enerjiye yönelme, ısı yalıtımı amaçlı tadilat ruhsat işlemlerine vergi muafiyeti ve Ar-Ge desteklerinin kapsamının geliştirilmesi gibi düzenlemeler yalıtım sektörünün önünü açacak. Su yalıtımı yapılmış olsaydı, Marmara depreminde yıkılan binaların yüzde 64’ü ayakta kalacaktı.”


BThaber

BİLİŞİM DÜNYASI

18 - 24 OCAK 2016

13

Türkiye’nin potansiyeli doğru bir strateji ile değerlendirilmeli İnternette veri alışverişi, verilerin gerek saklanması gerekse yönetilmesi gibi konularda zorluklar kendini gösteriyor. Markum Bilişim CEO’su Ahmet Çilingir’in dikkat çektiği gibi, binlerce Türk firması barındırma işlemleri için yurtdışı sunucuları tercih ediyor. Gerekçe ise fiyatların ucuz, uygulamaların da basit olması. “Türkiye’nin internet altyapısı, veri merkezleri, bulut servisleri ile ilgili proaktif ve vizyoner bir yaklaşıma ihtiyaç var. Önümüzdeki 5+5 yıllık planda, şirketlerin ve bireysel kullanıcıların verilerini bulut sistemler üzerinde ve veri merkezlerinde barındıracağı öngörülmekte” yorumunu yapan Çilingir, eklemeden geçmedi: “Ülkemiz; internet altyapısı, özellikle veri merkezi altyapısı ve bulut altyapısı konusunda

komşumuz Bulgaristan’dan geride. Bu nedenle bahsettiğimiz vizyoner ve proaktif yaklaşım acil olarak yapılandırılmalı.” Komşumuzla aramızdaki acı fark Türkiye, konumu itibari ile kıtalar arası fiber ağının tam ortasında ve ‘internet değişim noktası’ potansiyelini taşıyor. Ahmet Çilingir’e göre, hızla devreye sokulacak 10 yıllık bir eylem planı ile Türkiye’de üretilen verilerin saklanması, şirketlerin, bireylerin, devlet kurumlarının, askeri kurumların tüm ihtiyaçlarının karşılanması mümkün olabilir. Bununla birlikte Türkiye, çevre ülkelere ve dünya pazarına sunulmak üzere hizmetler de ihraç edebilir. Konu ‘barındırma’ olduğunda, Çilingir’in de dikkat çektiği

gibi Türkiye, uluslararası şirketler için pek tercih sebebi değil. “Komşumuz Bulgaristan teknolojiye yaptığı bu yatırımlarla veri merkezi altyapısı bakımından çok hızlı gelişme gösterdi” örneğini veren Çilingir’e göre, bu da Bulgaristan’ı büyük bulut bilişim firmaları için tercih edilen bir ülke haline getirdi. Türkiye ise teknik altyapı olarak henüz bu büyük şirketlerin ilgisini çekecek düzeyde değil. Bu nedenle, gelişen teknoloji ve kullanımı artan bilişim hizmetlerini göz önüne alarak çok hızlı hareket etmek gerek. Çilingir, şu kıyası yaptı ve önerilerini de şöyle sıraladı: Kamu desteği kritik önemde “Bugün Türkiye’deki veri merkezlerinde barınan sunucu sayısı toplam

Markum Bilişim CEO’su Ahmet Çilingir 50 bin civarında. Oysa Amsterdam’da sadece bir veri merkezinde 50 bin sunucu barınmakta. Bu Avrupa ve dünya ölçeğinde, konunun hangi boyutlara geldiğinin en açık göstergesi. Bu konuda geç kalmış değiliz. Ancak çok hızlı harekete geçmemiz

gerek. Aksi halde, 10 yıl sonra verilerimizin büyük bölümü ülkemiz dışındaki veri merkezlerinde tutulmak zorunda olacak. Yani birçok konuda olduğu gibi, bu konuda da dışa bağımlı hale geleceğiz. Türkiye’de bu alanda yatırım yapabilecek pek çok girişimci ve insan kaynağı mevcut. Sadece devletin bu konuya milli güvenlik ve milli gelirimizin korunması ve büyütülmesi perspektifiyle bakarak, bu konudaki girişimcilerin önünü açması ve bizzat destek sağlaması gerek.”

Kurumsal BT’de 2016 öncelikleri 2016 yılında BT başlığında öne çıkması konularla ilgili bilgi veren CSC Türkiye Genel Müdürü Alev Alp Esen, verinin ön plandaki rolünü koruyacağını söyledi. Yeni veri kaynaklarının da eklenmesiyle, ‘doğru analiz için doğru kaynak’ anlayışının önem kazanacağı üzerinde duran Esen’e göre, bu anlayış kurumların daha iyi kararlar almalarını sağlayacak. Esen, beklentilerini şöyle sıraladı: Bağlamsal veri: Dijital platformlarla üretilen bilgi ve IoT ile bağlı cihazlardan gelen verilerle birlikte, bağlamsal analitik 2016’nın önemli başlıklarından biri olacak. Bir kurum için, bağlamsal veri cihaz, konum, dil, sosyal ağ,

kişiselleştirilmiş ürün ve hizmetler gibi farklı veri noktalarından elde edilen verilerin tümünü kapsayabileceği gibi, daha fazla bağlam, kurumların müşterileri, çalışanları ve iş ortakları için daha entegre ve verimli bilgi deneyimi oluşturmalarına yardımcı olacak. Artan siber hedefler: Verinin bağlamsal olarak zenginleşmesi, siber saldırılar açısından da değerini artırması demek. Bu nedenle saldırı riskleri artarken, ağ güvenliği için yeni nesil tekniklerin yanında kimlik erişimi yönetimi ile risk ve enformasyon yönetimi de gerekli olacak. Bağlamsal verinin entegrasyonunda

rol oynayan genel bulut bilişim ortamlarının güvenlik mimarisine dahil edilmesi de önemli. API ekonomisi: Bilgiye erişim ve sistemler arası değişim sağlayan API’ler, birer geliştirme aracı olmakla kalmıyor. API’ler servis entegrasyonu, bilgi koordinasyonu ve bilgi paylaşımı ekosistemi için yeni kanallar da oluşturuyor. Dijital stratejinin çekirdeğinde ‘bilgiye erişimin demokratikleştirilmesi’ öne çıkarken, API’ler de bu süreçte önem kazanıyor. CIO’ların rolü: İş süreçlerini desteklemekten daha fazlası olan BT, artık işin kendisi. Buna bağlı olarak, CIO’ların rolü de

değişiyor. Böylece CIO’lar bilginin ve teknolojiden elde edilen değerin kullanımında, diğer iş birimlerinin ortağı halini alıyor. Bu ortaklık, hızla doğru bilgiye erişimi sağlarken, daha iyi kararlar ve rekabetçi ürünler için teknoloji kullanımını beraberinde getiriyor. Kurumsal platform oyuncuları: Kurumsal altyapı alanındaki oyuncuların satın alma ve birleşmelerle bir araya gelmeleri, pazarın bu alanda standardize edilmiş, çevik ve bütünsel çözümler istediğini gösteriyor. Yakınsanmış altyapı platformlarında daha fazla kişiselleştirme, kurumların öncelikleri arasında yer alacak.

CSC Türkiye Genel Müdürü Alev Alp Esen


14

BThaber

BİLİŞİM DÜNYASI

18 - 24 OCAK 2016

Profesyonel

Epson Türkiye Müşteri Hizmetleri Müdürü Ahmet Gürle

Gözüyle

Mikroservisler

Baskı ihtiyacı ölmüyor, zamana ve ihtiyaçlara uyuyor Epson’un WorkForce Pro RIPS serisi, “mürekkep tankı” sisteminin daha büyük hazneli hali ve ilk alımda gelen mürekkep paketleriyle tek seferde 75 bin sayfaya kadar baskı kapasitesi sunuyor. Handan Aybars Dijitalleşme artsa da, baskı miktarlarının azaldığı söylenemez. Orijinal mürekkep tankı sistemli yazıcılarla öne çıkan Epson da, kurumsal baskı çözümlerine yönelik kapasite ve maliyet avantajında fayda sunan yazıcı serisi WorkForce Pro RIPS (Replaceable Ink Pack System) ile kurumsal kullanıcılara avantajlar sunuyor. Epson Türkiye Müşteri Hizmetleri Müdürü Ahmet Gürle, bu seriyi “Geleceğin Kurumsal Baskı Çözümü” iddiasıyla lanse ettiklerini ve ilgiden memnun olduklarını vurguladı. Ahmet Gürle’ye göre, bu ilginin temel sebebi; düşük maliyet, modellerin ilk alımında gelen mürekkep paketleriyle tek seferde 75 bin sayfaya kadar kaliteli baskı sunması. Gürle’nin belirttiği gibi, tekliften raporlamaya, sözleşmeden farklı belgelere birçok evrak basılıyor. Ayrıca okul ve hastane gibi kurumların da normal işleyişinde basmak durumunda olduğu milyonlarca sayfa var. Dolayısıyla kurumsal baskı alanında talepleri ve ihtiyaçları karşılayacak teknolojiye sahip olmak, bu özellikte modeller sunabilmek önemli. Detayları Ahmet Gürle anlattı:

n Bu çözümlere yönelik 2016 yılı stratejiniz ve öncelikleriniz neler olacak? Stratejimiz ve önceliğimiz tüm kurumların bu çözümden haberdar olmasını sağlamak. Ürünleri ve avantajlarını aktarabildikten sonra, zaten ürünü talep ediyorlar. RIPS konusunda en büyük avantajlarımızdan biri, kişi ve kurumların “orijinal mürekkep tanklı yazıcı” kavramına artık alışmış olmaları, ki RIPS de bunun büyüğü bir sistem olarak karşımıza çıkıyor. n Bu seriyi diğer baskı cihazlarından ayıran temel özellikleri ve sunduğu avantajlar neler? WorkForce Pro RIPS aslında Epson’un dünyada ve Türkiye’de sunduğu “mürekkep tankı” sisteminin daha büyük hazneli hali. Bu serimiz; dört modelden oluşuyor. Modeller, ilk alımda gelen mürekkep paketleriyle tek seferde 75 bin sayfaya kadar baskı kapasitesiyle avantajlı. Yazdırma esnasında sadece 30W elektrik tüketen bu serimizde, ilk sayfa çıkışı ortalama 7 saniye sürüyor. Tüm modellerin ortak özellikleri Wi-Fi ve Gigabit ağ bağlantısı, direct print teknolojisiyle Wi-Fi ve akıllı

telefon uygulamalarından doğrudan baskı ve 600x600dpi çözünürlük. LDAP, e-posta gönderme, maliyet ve yazıcı filo yönetim programlarıyla entegrasyon gibi özellikleri de mevcut. Kurumsal baskıda tüm beklentileri karşılıyor. 75 bin sayfada bir değişen tüketim malzemesi de, daha az atık çıkartan çevre dostu bir ürün demek. n Kurumlar bu cihazı kiralayarak ‘kullandığın kadar öde’ modelinden yararlanabiliyorlar mı? Böyle bir uygulamayı iş ortaklarımız tarafından sağlıyoruz. Kurumlar bu ürün grubuna ister satın alma yoluyla, ister kiralayarak sahip olabiliyor. Kiralama yönteminin tercih edilmesinin nedeni, öngörülemeyen maliyetlerin ortaya çıkmasından kaynaklanmakta. Lazerlerde toner dışında sonradan ortaya çıkan drum, fuser, transfer ünitesi gibi pek çok tüketim malzemesi varken, Epson RIPS serisinde tek tüketim malzemesi mürekkep ve atık mürekkep kutusu. Ayrıca 5 yıla kadar parça dahil garanti koşulları sunabildiğimiz bir ürün grubu. Bu çözümlerle, RIPS serisini uygun toplam sahip olma maliyetiyle kiralama hizmetlerinde kullanılabilir hale getirdik.

Karmaşık yazılım sistemleri uzun yıllar boyunca monolitik (tek parça) olarak inşa edildiler. Tabi monolitik mimari beraberinde aşağıdaki dezavantajları getirdi: • Sistemin bir parçasındaki iş mantığına sistemin diğer parçalarını ayağa kaldırmadan erişememek • Bir parçanın çalışabilmesi için diğer parçaların da çalışıyormuş gibi gösterilmesi zorunluluğu • Sistemin boyutundan dolayı, hizmet verebilir duruma getirilmesinin fazlaca efor gerektirmesi • Tek bir parçada yapılan değişikliğin tüm sistemi etkileyebilmesi • Lokal bir sorunun tüm sistemin durmasına sebep olabilmesi • İş akışında değişiklik yapmanın imkansız hale gelebilmesi. Tüm bu dezavantajları gözardı etsek bile, yine de kaynaklarımız her zaman sınırlı ve değerli olmaya devam edecektir. Bu nedenle yazılımın hayat döngüsü boyunca değişik talepler için hızlıca ve kolay bir şekilde ölçeklendirilebilir olması gerekir. Sistem üzerinde yapılan değişikler sonucunda artması kaçınılmaz olan entropi doğru bir şekilde yönetilemez ve sistemin parçaları arasındaki bağımlılığın artmasına izin verilirse; gelecekteki olası değişiklere karşı direnç giderek artacaktır. Bu direnç birikerek daha fazla direncin oluşmasına sebep olacaktır. (bkz: Systems Thinking - Positive Feedback Loop) Peki bir sistemin parçalarının birbirine bağımlılığını nasıl azaltabiliriz? Bunun en kolay yolu bir sistemde olabildiğince küçük ve birbirinden habersiz parçalar tasarlamaktan geçiyor. Ve karşınızda: Mikroservisler! Mikroservis mimari, doğası gereği, bir sistemde birbiri içine geçmiş parçaların oluşturulmasını ve parçalar arası bağımlılıkların artmasını zorlaştırıyor. Bunu üç temel kuralı uygulayarak sağlıyorlar: • Mikroservisler, dış tüketicilerin kendileriyle iletişimlerinde arayüzleri ve implementasyonları arasındaki farkın belirgin olmasını zorunlu kılarlar. • Mikroservisler, kendi kodları içindeki bağımlılık kapsamını kısıtlı tutarlar. Bir uygulama sadece bir kaç yüz veya bin satır koddan oluştuğunda, bağımlılığın miktarı minimize edilmiş olur. • Mikroservisler, en önemli paylaşılan durum kaynağını ortadan kaldırırlar. (Örneğin: Global bir veritabanı değişkeni gibi) Bu, servis kullanıcılarının kendi etki alanı temsilcilerini diğer etki alanı temsilcilerinden ayrıştırmaya zorlar. Tabii ki mikroservis mimarisi, iyi tasarımı teşvik eden ilk ve tek yaklaşım değil. Çok yaygın bir yaklaşım olan ortak kütüphaneler de sistemdeki sorumlulukları bilişenlere ayırmayı önerir. Üstelik ortak kütüphaneler servis odaklı yapıya da aykırı değil. Ancak ortak kütüphanelerin mikroservislerden ciddi biçimde geri kaldığı yönler var. Modülerleşmenin tek biçimi ortak kütüphane yapısı olduğunda farklı dillerin veya platformların kullanımı mümkün olmaz. Proses yalıtımını sağlayamazlar ve değişken yüke göre ölçeklenemezler. Ortak kütüphaneler aynı zamanda paylaşılan veya aynı anda planlanan sürümler demektir. Bu nedenle, sürüm çıkmak farklı kanallardan ilerleyemeyen yekpare bir süreç haline gelir. Farklı takımlar birbirlerini beklemek durumunda kalabilir. Tüm bu sebeplere dayanarak, kompleks sistemler tasarlarken mikroservis mimarisini tercih etmek son derece mantıklı bir hamle gibi görünüyor. Ama elbette ki mkroservis mimarisinin de beraberinde getirdiği sorunlar var. Mikroservis mimarisinin getirdiği ek sorunlara örnek vermek istersek: • Continuous Delivery Pipeline’da servisler arası bağımlılığın yaşattığı sorunlar (Örneğin: Birden fazla servis için Pipeline’a kod geldiğinde öncelik hangisinde olmalı?) • Test etme ve devreye alma adımlarının diğer mimarilere göre daha karmaşık olması • Mimarinin doğası gereği fazlaca ağ bağlantısı gerektirmesinden dolayı istekler arası bekleme sürelerinin uzayabilmesi • Ek yük dağıtımı yapma ihtiyacı • Daha fazla hata toleransı ile geliştirme gereksinimi. Sihirli bir değnek olmadıklarını akılda tutarak, özellikle günümüzde altın dönemini yaşayan konteynırlaştırma teknolojileriyle ve CDP (Continuous Delivery Pipeline) ile kullanmamız halinde mikroservis mimarinin geleceğinin çok parlak olduğunu söylemek hiç abartılı olmayacaktır.

Cengiz Can

cengiz.can@thoughtworks.com


BThaber

BİLİŞİM DÜNYASI

18 - 24 OCAK 2016

15

Yeni sanayi devrimine hoş geldiniz Bant sistemi artık tüm sektörlerde devre dışı kalıyor. Öyle ki, Handan Aybars bir otomobil üretimi esnasında sizin tercihiniz olan renk ve detaya sahip üretim mümkün. Gelecek, bu şekilde bireyselleştirmede ve bu, uzun bir planlama dönemini gerekli kılıyor. Bu yorumu yapan Hitachi Data Systems Avrupa, Ortadoğu ve Afrika CTO’su Bob Plumridge, kitlesel ‘standart’ üretimden çıkışın kolay bir adım olmadığını kabul ediyor. Endüstri 4.0 ise veri analitiğini ve bu analitik üzerinden tahminleri baz almakla kalmıyor, tüm bunlar ışığında uygun sunumlar getiriyor. Burada önemli olan tüm veriye sürekli sahip olabilmek, bunları doğru analiz metodolojisiyle üretim süreçlerinde kullanma becerisi geliştirmek. Yani birçok başlıkta analiz ve testlerin paralel ilerlemesi gerek. İşte yeni üretim devriminin detayları: n Üretim hatları bu yapıda nasıl bir dönüşüm sergileyecek? Bir üretim tesisi üretim için tüm araçlara sahip olmayabilir. Bu da işbirliklerinin artması demek. Lojistik ve gelişmiş büyük veri analitiği bu başlıkta önem kazanacak, bireyselleştirilmiş ürünler öne çıkacak. Bu olgu aslında bugün de var, ama hem bazı sektörlerle sınırlı hem de bu tarz üretim için bugün biraz beklemeniz gerekiyor. Ayrıca bu tarz bir üretimde bugün yatırım maliyeti yüksek. Endüstri 4.0 ise garanti zamanda, garantili kalite ve özelleştirilmiş ürün için uygun

Bütünsel bir değer zinciri olan Endüstri 4.0; Ar-Ge, mühendislik, fikir paylaşımı, faaliyet, kalite kontrolü gibi birçok başlığı içeriyor. Talep ise belirleyici unsur. Yani kişiselleştirilmiş ürün ve çözüm taleplerini, doğru sunumlarla karşılamak şart. ve böylece işbirlikleri, hiç olmadığı kadar öne çıkacak, Endüstri 4.0 bunu bir gereklilik haline getirecek. n Yani ‘Endüstri 4.0 bir ekosistem’ diyebilir miyiz? Evet, tek bir pakette üretim, lojistik, bakım gibi yapıları sunabilmek, tüm adımlarda tüketiciyi dinlemek lazım. Böylece sektörler ve şirketler arasındaki işbirliği kavramı değişiyor. Misal, İstanbul’da yoğun trafik senin için dert olsa da, bizim için ‘geleceğe yönelik çözüm fırsatları’ demek. Ayrıca emin olun, Londra’da park edecek yer bulmak, İstanbul’dakinden çok daha zor. n Bu saptamayı örnek alırsak, peki ya gelecek nasıl şekillenecek? Akıllı arabalarımız, dijital ödeme sistemlerimiz, park ekosisteminde buna uygun yapılar varsa, Londra’da arabayla evime gidebilir, ben eve giderken, arabama da ‘git bir yere park et’ komutu verebilirim. Komşumun evinin önü boşsa oraya park edebilir ve ben de bunun karşılığında komşuma belli bir ücret verebilirim. Komşum arabasıyla yaklaşınca, benim arabam da otomatik olarak oradan çıkar, bir sonraki park noktasını aramaya koyulur. Ertesi sabah kahve makinemi espresso için harekete geçirmem, arabam için bir uyarı olur. Arabam bu çağrıyı alır ve ben kahvemi

bitirip kapıdan çıktığımda beni bekler. Bu, çevresel beklentileri de gerektiren bir dönüşüm. n Endüstri 4.0, İK’yı nasıl etkileyecek? Toplumlarda bu yeni devir ile birlikte insanların işlerini yitireceği korkusu var, bunu görebiliyoruz. Endüstri 4.0’da üretimde daha geniş bir küreselleşme olacak. Dünyanın üretim tesisi Çin bile belli başlıklarda üretimini dışa kaydırabiliyor, Vietnam’dan birçok ürün alıyor. Bu küreselleşmenin bir sonucu. Yani istihdamın üretimdeki değişimden etkilenmesi, yeni bir olgu değil. Gelecekte ise makinelerin yazılımla iletişimi sayesinde destek sistemleri uçtan uca kontrolü sağlayacak. Servis, onarım gibi başlıklar bu dönemde öne çıkacak. Yani tek başına üretim yetmeyecek. Üretimi, performans ve SLA ile zenginleştirmek önem kazanacak. Tahminleme çerçevesinde onarım olacak. Böylece hangi parçayı ne zaman değiştirmek gerektiğini bileceğiz. Makineler bize her şeyi söylüyor. Endüstri 4.0’ın temeli olan makinelerin mesajlarını takip etmek de bu nedenle önemli. n Yani İK’nın iş yapış biçimi ve öncelikleri değişecek mi? Evet. Eskiye kıyasla yapılacak iş sayısı aslında artacak. Kurumların bu değişimin farkında olması, İK ile bunu doğru paylaşması ve İK’yı

bunun için uygun biçimde eğitmesi gerekli. Herkes ‘Endüstri 4.0’ konuşuyor, ama kimse bu konuda tam olarak ne yapması gerektiğini bilmiyor. Japon Kaizen felsefesi, yani ‘süreklilik ve sürdürülebilirlik’ her açıdan Endüstri 4.0’ın temel felsefesi. Sistemlerin analiz yetkinliği belirleyici. Üretim tesislerinde robot da aynı insan gibi çalışıyor, karmaşık bir yazılımı temel alıyor, yapay zekaya sahip. Yaptıklarını analiz ediyor ve bu doğrultuda neyi daha iyi yapabileceğini görüyor. Yapay zeka (AI) sayesinde daha önce insanların yaptığı işleri, sürekli daha iyi yapabilme imkanına sahip. İşte bu nedenle İK’yı geliştirmek önemli. Bu da toplumu, ihtiyaçları daha iyi anlamayı gerektiriyor. Örneğin tatil rezervasyonunu, araba kiralamayı internetten yapıyor, kendi arabanızı bu yapı ile başkaları ile paylaşıyorsunuz. Bunlar, eskiden alışık olmadığımız uygulamalar ve böylece çok farklı iş modelleri hayatımızda yerini alıyor. Bu açıdan bakınca, Endüstri 4.0’da makinenin konumunun gelişiminden daha fazlası, ürünün uçtan uca tüm ekosistemini kapsayan bir yenilik söz konusu.

Toplanan veriyi en doğru depolama yöntemi ne olabilir? Verebileceğim tek yanıt ‘güvenli’ olması. Her yenilik, beraberinde güvenlik odaklı soru işaretleri ile gelecek. Kişisel PC’de virüs yıllar önce nasıl büyük bir riskse, bugün üretim hattındaki bir makinede güvenlik açığı artık daha büyük bir alarm demek. Güvenli veri depolama konusunda dev yatırımlar, bu konuda Ar-Ge çalışmalarımız var. Sensörden veri merkezine uzanan bir güvenlik zinciri var artık.

n Düzenleyici yapılar bu değişime ne kadar hazır? Hazır değiller. Düzenlemeler zaten her zaman gelişimin gerisinde kalır. Bu nedenle düzenlemeler, başarılı sonuçların çizdiği yolda ilerleyecek.

Sorumlu olduğunuz EMEA bölgesini ve Endüstri 4.0 farkındalığını nasıl değerlendiriyorsunuz? Her şeyin temelinde ‘ne kadar dijitalleymiş çözüm görmek istediğiniz’ var. Bu beklenti, düzenlemelerin de kökeni. Mesela düzenlemelerin izin verebilmesi ışığında, sağlık başlığında çok şey yapılabilir. Bu tarz sistemler, daha yetkin bir anlayışı olan ve bilgiye nasıl önem vermesi gerektiğini bilen ülkelerde

önem kazanacak. Örneğin otomotiv sektörü, bağlantılı sürüş, otomatik araç yapıları yüksek trafik yoğunluğu olan ülkelerde öne çıkacak. Bir ülke kriteri de yaşlı nüfusun oranı olacak. Belli bir yaşın üstündekilerin trafiğe çıkmaması gerek ve bu kitle için akıllı otomobiller önemli olacak. Kişi her zamanki gibi trafikte olabilecek yaşı kaç

olursa olsun. Bu araçlarda sağlık konusunda detayların konumlandırılması daha fazla faydayı beraberinde getirecek hem birey hem kamu için. Yani yaşam kalitesi gelişecek. Kamunun bu tarz yatırımları yapması ve getiri hesabı da böylece öne çıkacak. Önemli olansa, bu tarz teknolojileri kullanmakta ne kadar istekli olduğunuz.

Hitachi Data Systems Avrupa, Ortadoğu ve Afrika CTO’su Bob Plumridge


16

BThaber

GÖRÜŞ

Erol Kuseyri / CONTEXT Türkiye Ülke Müdürü • ekuseyri@contextworld.com

CONTEXT’in BT Distribütör Paneli 2015 Kasım ayı verileri açıklandı Türkiye’nin bilişim sektöründeki ilk “Sell-Through’ verilerini okuyorsunuz… CONTEXT verilerini okurken…

Ö

ncelikle yeni yılın tüm ülkemizde ve Dünya’da barışın, huzurun ve kardeşliğin yılı olmasını temenni ederim. CONTEXT olarak özellikle

18- 24 OCAK 2016

EMEA bölgesinde distribütör verilerini sağlıklı bir şekilde okuyup yorumluyoruz. Bu sayede üreticiler kanal rekabetini daha iyi anlarken

panele üye olan panelistlerimiz de rekabeti farklı bir gözle görmüş oluyorlar. BThaber’in destekleriyle bu verileri sizlere ulaştırmaktan da mutluluk

duyuyoruz. Bildiğiniz üzere sektörümüzde yıllardır sadece ‘Shipment’ ve tahmini verilere dayalı ‘Sell-Out’ rakamlarına bakılırken artık CONTEXT’in sunduğu ve tahmini veri içermeyen ‘Sell-Through’ verileri de ilgi odağı oldu. Özellikle panele üye olan distribütörlere sunduğumuz hizmetler sayesinde sektöre farklı bakış açısı sağlatmaktan mutluluk duyuyoruz. CONTEXT verilerini okurken unutulmaması gereken en önemli nokta panele üye olan

distribütörlerin kapsamıdır. Şu anda Türkiye’de, özellikle majör kategorilerde, yer alan üreticilerin yüzde 80’ini kapsayan bir distribütör katılımı var. Sektörümüzün cirosal anlamda en yüksek 11 öncü firmasından veri alıyoruz. 2016’da hedefimiz kapsama alanını yüzde 90’lara kadar çıkarmak. Oyunda olmasına inandığımız distribütörlerimizle de temas halindeyiz. CONTEXT verileri okunurken bu yapıyı düşünmek sağlıklı yorumlar getirecektir.

Kasım ayında kanala 255.5 milyon dolarlık satış gerçekleşti

Notebook kategorisinde ciro ve adet lideri Lenovo

C

C

ONTEXT’in bilişim sektöründe faaliyet gösteren 11 öncü distribütör firmalarından aldığı verilere göre hazırlanan raporda Kasım ayında 255.6 milyon dolar ciro gerçekleşti. Geçen yıl aynı ayına bakıldığı zaman bu rakam 304.6 milyon dolar olarak gerçekleşmişti. Belli başlı kategorilere baktığımız zaman geçen yıl aynı dönemle bu yılın Kasım verileri şöyle gerçekleşti. Döviz cinsi $ olarak alınmıştır

Endüstri Sektörü Mobile Computing

Tele communications

Desktop Computing

Disk Storage

Printing

Computing Components

Displays

Server Computing

Removable Storage Networking Systems

Wireless Networking Connected Cameras

Software & Licences

Kategori

Kasım 2014

Notebooks 95.194.487 Tablet PCs 9.929.600 Notebook Workstations 235.388 Smartphones 26.967.910 Telephony & Conference Systems 75.766 Mobile Phones 165.209 Desktops 23.291.845 Desktop Workstations (PC/Mac) 1.465.053 Hard Disk Drives (HDDs) 8.173.373 Solid State Drives (SSDs) 1.578.039 Disk Arrays 13.030.661 NAS Devices 369.032 Laser Printers 2.923.315 All-in-One Lasers 5.669.892 All-In-One Inkjets 2.825.707 Matrix Printers 885.602 Large Format/Plotter Printers 847.686 Inkjet Printers 698.022 Fax Machines 68.611 Processors 7.030.940 RAM Memory 2.960.792 Graphics Cards 1.837.742 Motherboards 2.055.700 LCD Monitors 8.670.284 Projectors 2.179.936 Large Format Displays 385.422 LCD Televisions 1.044.804 Servers (PC/Mac) 5.680.481 SAN Servers 76.839 USB Memory 1.741.050 Memory Cards 1.109.441 Disk Drives 592.448 Network Switches 4.148.769 Network Routers 3.154.515 Wireless Access Points 1.791.990 Wireless Adapters 296.254 Wireless LAN Controllers 439.286 Network & CCTV Cameras 2.164.359 Office Applications Software 4.568.360 Virtualisation Software 4.530.220 Operating Systems Software 4.443.274 Graphics & Design Software 1.115.202 Data Management Software 2.060.912 Database Management Software 657.984 Security Software 863.531 Network Management Software 448.917

Kasım 2015

Değişim

66.750.225 9.248.161 408.055 30.075.077 79.520 78.048 18.095.008 1.684.558 7.489.469 2.652.730 2.349.055 185.878 4.004.999 3.372.312 2.523.684 837.910 566.156 550.145 107.648 6.041.343 2.064.531 956.775 858.982 7.151.285 794.466 723.283 692.473 4.314.018 202.434 2.015.313 1.022.022 376.978 6.140.788 2.105.111 3.092.606 181.802 144.899 3.117.992 4.020.364 3.461.966 2.561.074 761.538 761.118 531.074 530.863 498.076

-29,9% -6,9% 73,4% 11,5% 5,0% -52,8% -22,3% 15,0% -8,4% 68,1% -82,0% -49,6% 37,0% -40,5% -10,7% -5,4% -33,2% -21,2% 56,9% -14,1% -30,3% -47,9% -58,2% -17,5% -63,6% 87,7% -33,7% -24,1% 163,5% 15,8% -7,9% -36,4% 48,0% -33,3% 72,6% -38,6% -67,0% 44,1% -12,0% -23,6% -42,4% -31,7% -63,1% -19,3% -38,5% 11,0%

ONTEXT Üretici Kasım 2014 Kasım 2015 verilerine Toplam 95.194.487 66.750.225 ($) göre 2015 Ciro Kasım ayında Lenovo 22,179,544 18,961,711 66.7 milyon Toshiba 21,692,984 14,854,318 dolarlık Asus 16,552,983 10,404,777 HP 9,942,910 7,588,656 notebook Apple 6,680,262 6,945,457 cirosu yapılırken Acer 10,599,450 4,236,982 Lenovo bu Dell 5,127,150 2,098,272 kategoride 18.9 Samsung 51,675 milyon dolar ile Diğer 2.367.529 1.660.052 en yüksek ciroya sahip üretici oldu. Adetlere baktığımızda 110.456 adet notebook satıldığını görüyoruz. Lenovo burada da yüzde 33,8’lik pazar payı ile (37.389 adet) ile en fazla adetli satışı gerçekleştiren marka oldu.

Kasım ayı lider notebook ürün modeli: : IdeaPad Z50-70

C

ONTEXT TOPSELLER Üretici Ürün Modeli ürün listesine 1 Lenovo IdeaPad Z50-70 baktığımız zaman ilk 2 Lenovo G50-45 3 Toshiba Satellite L50-B-1NH 10’da baskın bir şekilde 4 Lenovo G50-70 LENOVO marka ürünleri 5 Lenovo IdeaPad Z50-70 görüyoruz. Bu ne 6 Asus Others demek oluyor? Kasım 7 Lenovo G50-70 8 Asus X552LDV-SX701H ayı içerisinde LENOVO 9 HP HP 15-r111nt Distribütörlerden Kanal’a 10 Toshiba Satellite L50-B-1N0 en adetli ürünlerini göndermiş görünüyor. Yaygın Kanal’a bakıldığı zaman LENOVO G50-45 Perakende harici satılan notebook oldu.

Notebook kategorisinde pazar rekabeti

2

015 yılı Ekim ve Kasım aylarına bakıldığı zaman notebook satış adetlerinde pazar rekabeti Toshiba ve Lenovo arasında geçtiğini görüyoruz.

Üretici

Ekim‘15 Kasım’15

Lenovo 19.0% 33.8% Toshiba 26.8% 20.3% Asus 13.3% 15.1% HP 21.4% 13.8% Acer 8.3% 8.6% Apple 3.7% 4.2% Dell 6.7% 3.3% Others 0.8% 0.8% Toplam Adet 128.578 110.456

CONTEXT World LTD Merkezi İngiltere / Londra’da bulunan CONTEXT, EMEA bölgesinde teknoloji ürünlerinin satış ve fiyatlandırma kayıtlarını tutan, Dünya çapında 200’den fazla çalışanı olan bir şirket olup aynı zamanda GTDC’nin ana iş ortaklarındandır. Dünyanın en geniş kapsamlı ‘Dağıtım Kanalı Veritabanı’ tarafımızdan desteklenmektedir. Veri yönetimi ve raporlamadaki engin tecrübemizle müşterilerimize 30 seneyi aşkındır en yüksek kalitede veriler sağlayarak kritik karar süreçlerinde etkin rol oynuyoruz. Türkiye’de CONTEXT, kendi alanlarında lider distribütör firmaları ve TÜBİSAD ile birlikte ortaklaşa çalışarak blişim sektörünün en büyük ihtiyaçlarından biri olan Distribütör Panel’ini 2012 yılından bu yana üretmekte ve yeni saha arayışlarına devam etmektedir.

www.contextworld.com.tr


BThaber

CES ÖZEL

18 - 24 OCAK 2016

Daha düne kadar tüketici elektroniği alanında en büyük etkinliklerden Bülent Nevres LAS VEGAS biri olarak tabir ettiğimiz CES artık dünyanın en önemli teknoloji şovlarından birisi haline geldi. Açılımı Consumer Electronic Show olsa da artık sadece televizyon gibi elektronik denildiğinde akla gelen ürünler değil, otomobillerden insansız hava araçlarına kadar birçok yeni ürün ve teknoloji burada tanıtılıyor. Bu bağlamda daha CES’in düzenleyicisi CEA (Consumer Electronic Association) yerini CTA’ya (Consumer Technology Association) bırakıyor. Bu yıl CES, 6 – 9 Ocak tarihleri arasında her yıl olduğu gibi ABD’nin en önemli şehirlerinden birisi olan ve her yıl irili ufaklı birçok etkinliğe ev sahipliği yapan Las Vegas’ta gerçekleştirildi. 3.600’ün üzerinde şirketin ürünlerini sergilediği ve 150 binin üzerinde katılımcının ziyaret ettiği etkinliği BThaber olarak biz de yerinde takip ettik. Etkinlikte katılımcı olarak yer alan Vestel gibi birkaç Türk şirketi olmasına rağmen, birçok Türk ziyaretçiye rastladık. Özellikle ürün arayışında bulunan birçok teknoloji marketi ve dağıtıcının üst düzey yetkililerine etkinlikte rastladık. Hatta Logitech Türkiye Ülke Müdürü Mustafa Uyar ve Fibaro CEO’su Teoman Küpeli ile röportaj yapma şansı da bulduk. CES tarihe tanıklık yapıyor Aslına bakarsanız teknoloji dünyası bir günde değişmiyor, ama CES bu değişikliğe tanık olmamızı sağlıyor. Örneğin, geçmişte VHS gibi video oynatıcıların doğuşuna sahne olan CES, CD’lerin, DVD’lerin en son Blueray disklerin doğuşuna sahne oldu. Bu yıl ise bu teknolojiler yerini online yayıncılığa yerini bıraktı. Bu yıl Netflix, düzenlediği bir basın toplantısıyla aralarında Türkiye’nin de olduğu 130’a yakın ülkede yayına başladığını duyurdu. Artık birçok kişinin VPN kullanarak seyretmeye çalıştığı Netflix’e kendi ülkelerinden abone olup seyredebiliyor. Yerelleştirme konusunda durumun ne olacağını ise önümüzdeki günlerde göreceğiz. Bana kalırsa CES’te yayıncılık tarihinin de değişimine tanık olduk. Otomobil üreticileri gövde gösterisi yaptı CES her yıl biraz daha bir otomobil şovuna dönüşüyor,

17

CES her zamanki gibi hareketli geçti bu açık bir gerçek. Otomotiv alanında hizmet veren ve ürün geliştiren şirketler yeni ürünlerini, teknolojilerini burada sergiliyor. Sürücüsüz araçlar, sürüşü kolaylaştıran teknolojiler, eğlence sistemleri ve diğer ürünler CES’de yerini alıyor. Bu yıl geçen seneye göre çok daha fazla otomotiv sektörüne yönelik ürün ve çözüm vardı. Volkswagen yeni elektrikli otomobilini CES’te tanıttı. Ford, Kia, BMW ve diğer üreticiler basın toplantıları düzenlediler ziyaretçilere otomobillerini tanıttılar. Qualcomm otomobillere yönelik geliştirdiği çözümlerini anlatan bir basın toplantısı düzenledi. Eğlence sistemleri ise artık dokunmatik aşamasından ses ve el hareketleriyle kontrol

edilebilme aşamasına geçti. Kendi kendine park etme özelliği artık araçtan inip siz evinize doğru giderken aracın içinde olmanıza gerek kalmayan bir noktaya geldi. Biraz önce de dediğimiz gibi CES’te tarihe tanıklık ediyoruz. Sanal ve Artırılmış Gerçeklik ürünleri gerçeğe dönüşüyor CES 2016’ya damga vuran diğer ürünler arasında sanal ve artırılmış gerçeklik ürünleri oldu. Oculus Rift’in 599 USD fiyat etiketine sahip gözlüğünü denemek isteyenlerin kuyruğu tabiri caizse alıp başını yürüdü. HTC de sanal gerçeklik ürünlerini sergileyen şirketler arasında yer aldı.

Ziyaretçiler etkinlik dışında bulunan bir alanda cihazı deneme fırsatı buldular. Arada Sony’nin PlayStation VR’ını da denemeden dönmedik. Intel ise CES’in açılış konuşmasında sanal ve artırılmış gerçeklik cihazlarının gerçek dünyada nasıl kullanılabileceği konusunda katılımcıların fikir sahibi olmalarını sağladı. Hatta açılış konuşmasında bize dağıttıkları bir bileklikle Intel’in standına giderek ilginç bir deneyim de yaşama fırsatı bulduk. Gelelim insansız hava araçlarına… Drone’lar yani insansız hava araçları geçtiğimiz yıl olduğu gibi bu yıl da CES’in her tarafında boy gösterdiler.

Sadece ağlarla çevrilmiş alanlarda kullanılabilen insansız hava araçlarının bu yıl geçtiğimiz yıla göre çok daha gelişmiş olduklarını gördük. Havai fişek yerine kullanılan Drone’lardan dans eden Drone’lara kadar teknolojinin ne kadar gelişmiş olduğunu gördük. Artık Drone’lar önlerine engel çıktığını gelişen sensör teknolojileri sayesinde anlayabiliyor ve bu engelleri aşabiliyor. İnsansız hava aracı desek de bu teknolojiyi kullanarak bir kişi taşıma kapasiteli bir uçan araç da gördük. Gerçek hayatta kullanılır mı, kullanılsa da nasıl kullanılır onunla ilgili bir fikrimiz şu an için yok, çünkü insansız hava araçlarının bile akibeti şu an pek net değil.


18

BThaber

CES ÖZEL

18 - 24 OCAK 2016

Bosch, otomobillere yönelik çözümlerini CES’te sergiledi Otomobiller için hem fayda hem de sürüş güvenliği sağlayan çeşitli işlev ve yardım sistemi uygulamalarını CES’te sergiledi. Ziyaretçiler Bosch’un geliştirdiği bu gelişmiş teknolojileri demo aracında deneme imkanı buldular. CES’in açılışından bir gün önce gerçekleştirilen basın toplantısında konuşan Bosch CEO’su Dr. Volkmar Denner, “Sürücünün dikkatinin dağılmasını en aza indirmenin yolu, doğru zamanda doğru bilginin sunulmasıdır” dedi. Gösteri otomobilindeki, gösterge paneli ve orta konsol bir elektronik ekrana dönüştürüldü. Bu dev ekranda gösterilen bilgiler, aracın mevcut çevresine bağlı olarak değişiklik gösteriyor. Sağ taraftan bir yaya yaklaştığında, sürücüyü uyarmak üzere bir ışık dizisi etkinleşiyor. Ajandadaki randevular gibi sürücü tercihleri de dikkate alınıyor. Örneğin; bir randevu iptal olduğunda, geleceğin otomobili otomatik olarak ajandadaki bir sonraki randevunun güzergâhını gösteriyor. Sürücüler, daha fazla zaman kazanmak ve yolculuklarını daha rahat bir şekilde yapmak için otomatik pilotu de etkinleştirebilecek. Ancak yarının ağa bağlı

otomobilleri, bundan çok daha fazlasını yapabilecek. Akıllı eve yapılacak bir bağlantı ile ısıtma veya güvenlik sistemleri gibi evdeki aletleri istenilen zamanda çalıştırabilecekler. Örneğin; evde kimse yokken kurye bir paket teslim edecekse kuryenin paketi evin içerisine bırakmasına izin vermek ve alındığını teyit etmek için aracın ekranında bir tuşa basmak yeterli olacak. Teknolojiyle etkileşim, gerçekten çok çeşitli şekillerde olabilecek ve üstün bir güvenlik ve

rahatlık sağlayacak. Ağa bağlı eğlence-bilgi sistemi, sürücülerin sadece trafik hakkında bilgi almasını sağlamakla kalmayacak; bir yolcuyla konuşuyormuş gibi mimik ve sözlerle online servislere ve akıllı telefon uygulamalarına erişmelerine de imkan verecek. Bu özellik, otomobili, sürücünün gerçek anlamda kişisel asistanına dönüştürecek. Park yeri bulmak sürücülerin değil, otomobillerin işi Her yolculuk park

etmeyle sonlanır. Bosch, bunu kolaylaştırmak için, otomatik vale parkı olarak adlandırılan yeni bir fonksiyon geliştiriyor. Bu çözüm, otoparkta boş bir park yeri bulma görevini sürücülerin üzerinden alıyor ve otomobillerin kendi kendilerini park etmesini sağlıyor. Sürücüler, otomobillerini bir otoparkın veya garajın girişinde bırakabiliyor. Ardından, bir akıllı telefon uygulaması ile otomobillerine, kendisine bir park yeri bulma talimatı veriyorlar. Gitme zamanı

geldiğinde ise otomobili, sürücüyü bıraktığı noktaya aynı şekilde çağırıyorlar. Tamamen otomatik park etme, otoparklardaki akıllı altyapıya ve araçların üzerlerindeki sensör sistemine bağlı olarak çalışıyor. Her ikisi için de ağ bağlantısı gerekiyor. Kaldırımdaki sensörler, boş park yerlerinin konumu hakkında güncel bilgiler sağlıyor, böylece otomobiller nereye gideceğini biliyor. Bosch, tamamen otomatik park işlevinin yanı sıra gerekli bileşenleri de geliştiriyor.

Qualcomm otomotiv sektörüne yönelik çözümlerini duyurdu Qualcomm, LTE-Advanced bağlantısı ile entegre edilmiş ve makine zekâsı ile desteklenmiş gelecek nesil bilgi-eğlence, grafik ve multimedya platformu sunan otomotiv işlemcilerinin son üyesi Snapdragon 820 işlemcisini duyurdu. Snapdragon 820A isimli bu işlemci Qualcomm’un otomotiv sınıfı seviyesindeki en yeni yonga üstü sistemidir (SoC). Snapdragon 820A işlemcisini tasarlarken modüler bir yaklaşım benimseyen Qualcomm, bu sayede araçların bilgieğlence sistemlerinin hem

donanım hem de yazılım güncellemeleri ile yükseltilip geliştirilmesini mümkün hale

getiriyor. Böylece araçlar en son teknolojilere kolayca güncellenebiliyor.

Qualcomm, otomotiv endüstrisinin tüm segmentlerinde yeniliklerin

zamanında yapılmasını mümkün kılacak endüstrilideri teknolojileri kapsayan otomotiv teknoloji portföyünü genişletti. Bu ise telematik ve bağlanırlık alanlarındaki entegre çözümler ile birlikte zengin bilgi-eğlence sistemleri için yüksek kalitede grafik ve multimedya, gelişmiş sürücü yardımcı sistemleri (ADAS) için makine zekası ve sensör birleşimi, GNSS konum teknolojisi, gelişmiş güvenlik ve sürücü rahatlığı için V2X (Araçtan Araca / Altyapı / Yaya) iletişimleri ve elektrikli araçların kablosuz şarjı ile mümkün olacak.


BThaber

CES ÖZEL

18 - 24 OCAK 2016

19

Intel yenilikçi çözümleriyle CES’te dikkatleri üzerine topladı Intel, Las Vegas’ta gerçekleştirilen CES 2016’da işbirlikleri ve sunduğu yenilikçi çözümlerle boy gösterdi. Teknolojinin dönüştürücü ve benzeri görülmemiş erişilebilirliği ile hayatımızda giderek daha çok rol aldığını belirten Intel CEO’su Brian Krzanich şunları söyledi: “İnsanlar ürünlerden ziyade deneyimlere göre tercihte bulunma eğiliminde. Intel teknolojisi deneyimleri mümkün kılıyor ve sonuç olarak yaşadığımız dünyayı güzelleştiren bir katalizör rolü üstleniyor.” Antreman yapma ve sporda rekabet etme yöntemlerini dönüştürmek amacıyla sektörün önde gelen markalarıyla bir dizi işbirliğine gittiklerini açıklayan Krzanich, teknoloji ve veri analizi yöntemini kullanarak insanların spor performansını ve genel sağlık düzeyini artırmalarına yardımcı

olacaklarını belirtti. Intel ESPN ve Red Bull Media House ile yapacağı ortak

çalışmalarla sporculara güç sağlayan ve ileri seviyede görüntüleme deneyimlerini hayata geçiren Intel destekli çözümler tasarlıyor. New Balance ve Oakley ile yapılacak

yeni çalışmalar ise insanların daha aktif bir yaşam için kullandıkları araçları kişiselleştirip daha da geliştirecek. Bu işbirlikleri Krzanich’in geleceği şekillendirmekte olduğunu söylediği üç trendin çatısı altında gerçekleşiyor: Akıllı ve bağlantılı dünya, insansı duyulara sahip cihazlar ve daha da kişiselleşen teknoloji.

Intel, sürdürülebilir bir dünya için “çatışmasız” ürün yaklaşımını genişletiyor 2016’dan itibaren Intel’in tüm ürünlerinin “çatışmasız”

minerallerden yapılmış olması taahhüdünü yerine getirmek amacıyla mikroişlemci üretiminin ötesine geçeceği açıklamasını yapan Krzanich şöyle konuştu: “Intel çatışmalı mineraller, çeşitlilik ve katılım konusundaki çalışmalarına başladığında birçok kişi bize bunun çok büyük bir amaç olduğu ve hiçbir zaman ulaşılamayacağını söylüyordu. Ortak çabalarımız sayesinde ticaretin tamamen yeni ve farklı yöntemlerinin oluşmasına katkıda bulunabileceğimizi ve bunun da insanlığın deneyimlerini iyileştirebileceğini göstermiş olduk.”


20

BThaber

CES ÖZEL

18 - 24 OCAK 2016

Logitech farklı ürünleri ile dikkat çekiyor CES 2016’da Logitech Türkiye Ülke Müdürü Mustafa Uyar’la etkinlik ve etkinlikte yer alan ürün ve çözümleri ile ilgili kısa bir söyleşi gerçekleştirdik. n CES’te neler yapıyorsunuz? Artık fuarlara katılım şeklimiz artık tüketici etkileşimli değil, tamamen iş odaklı. Daha çok iş geliştirme için fuarları kullanıyoruz. Bütün dünyada bütün kategorilerde Pazar payımız yüzde 40’ın üzerinde. Yani bizim oturmuş bir işimiz var. Oturmuş bu işlerimizin üzerine yeni bir iş alanına giriyorsak iş ortaklarımızla bir araya geliyor ve onların da desteğini alarak bu işe giriyoruz. CES olsun, IFA olsun tüketici etkileşimine artık girmiyoruz bu tarz etkinlikleri daha iş odaklı kullanıyoruz. CES’de iş odaklı olduğumuz en önemli etkinliklerden birisi. CES’de iş anlaşması yapmasak da bu anlaşmaların ön görüşmelerini ve hazırlıklarını yapıyoruz. Avrupa’dan olsun, Türkiye’den olsun birçok alıcı şirketin üst düzey yöneticileri burada oluyor. Türkiye özellikle fuarlar konusunda çok ilgili bir ülke. Burada da Türkiye’den birçok ziyaretçi var, birçoğu

Klavyeden fareye, Bluetooth hoparlörlerden kulaklıklara, görüntülü konferans sistemlerinden oyuncu ürünlerine kadar geniş bir ürün yelpazesine sahip olan Logitech farklı ürünleri ile dikkatleri üzerine topladı. ile de toplantımız var. İş bakımından bakıldığında çok verimli geçen bir etkinlik. n CES’te yer alan ürünleriniz hakkında bilgi verir misiniz? Kurumsal tarafa baktığımızda video konferans ürünlerimiz var. Yüksek kaliteli sesli ve görüntülü görüşme sağlayan ConferenceCam ürün ailemizle toplantı odalarına uygun maliyetli çözümler

sunuyoruz. Skype for Business ya da diğer ücretsiz çözümlerle tamamen entegre çalışabiliyor. Türkiye’ye baktığımızda bu ürünlerimizin satışı oldukça iyi gidiyor ve sürekli gelişiyor. 50’nin üzerinde toplantı odasında şu an bizim ürünlerimiz kullanılıyor. Bunun haricinde yine bu alanda diğer üreticilerle işbirliği yapmamızı sağlayan ürünlerimiz bulunuyor. Sizin de bildiğiniz gibi bizim

yeni işlerimizden birisi müzik, UE markası ile bu pazara giriş yaptık. Özellikle Bluetooth hoparlörlerimiz UE Boom çok büyük ilgi gördü. Burada da bu ilgi devam ediyor. Yine UE markasıyla sunduğumuz kulaklıklarımız var. Açıkçası müzik tarafında Logitech olarak çok iyi gidiyoruz. Çok hızlı büyüyen bir pazar ve payımızı artırıyoruz. Diğer tarafta tablet dünyasına yönelik çözümlerimiz var. Klavye, klavyeli kılıf ya da

korumalı kılıf ürünlerimiz var. iPad Pro için geliştirdiğimiz Create ürünümüz burada büyük ilgi görüyor. Apple mağazalarına gittiğinizde Logitech ürünleri hemen dikkatinizi çekiyor zaten. Oyunculara yönelik klavye, fare ve kulaklık ürünlerimiz de önem verdiğimiz bir diğer alan. Klavye, fare gibi geleneksel ürünlerimizde de yenilikler yapıyoruz ve tüm bu yenilikler burada yer alıyor.

Akıllı ev sistemleri pazarı genişliyor Fibaro Türkiye Genel Müdürü Teoman Küpeli, CES’te tanıttıkları ürünleri ve Türkiye’deki gelecek planlarını paylaştı. n CES’te tanıttığınız ürünlerden bahseder misiniz? CES Amerika’da gerçekleşen bir fuar olduğu için, ürünlerin tamamını tanıtamıyoruz. Aydınlatma kontrolü, elektrikli cihaz kontrolü, hareket sensörü, su basma sensörü, duman sensörleri gibi akıllı ev sistemlerine yönelik ürünlerimizi burada ziyaretçilere tanıtıyoruz. Aynı zamanda IP kamera da kullanabiliyor ve tüm sistemi akıllı telefonlardan ya da tabletlerden yapabiliyorsunuz. Ürünler genellikle kablosuz olduğu için kurulması ve kullanılması çok kolay. Kablolama gerekmediği için işleri büyük ölçüde kolaylaştırıyor. Bu cihazlar sayesinde akıllı olmayan cihazlar dahi yeni arayüzlere tamamen kontrol

edilebiliyor. Burada dikkat çekecek önemli ürünlerimizden birisi önümüzdeki aylarda piyasaya sunmayı planladığımız intercom sistemi. İlk defa burada tanıtıyoruz. Bu ürün sayesinde dünyanın neresinde olursanız olun kapı ziliniz çaldığında akıllı telefonunuz ya da tabletinizden kapıda kimin olduğunu görebiliyor, onunla konuşabiliyor ve kapıyı açmanız gerekiyorsa açabiliyorsunuz. Yine önümüzdeki günlerde piyasaya sunacağımız bir diğer ürünümüz ise müzik sistemi, aydınlatma ya da istenilen cihazları el hareketleri ile kontrol edebilmeyi sağlıyor. Örneğin bir müzik sisteminin sesini bir el hareketi ile kısabiliyor ya da yükseltebiliyorsunuz. İsterseniz yine el hareketi ile durdurabiliyorsunuz. Dolayısıyla çok yenilikçi ürünlerimiz var. n Z-Wave nedir? Z-Wave yaklaşık 10 yıl önce ortaya çıkan bir teknoloji. Birçok üretici bu teknolojiyi kullanıyor,

biz de bunlardan birisiyiz. Özellikle farklı markalar arasında birlikte çalışabilirlik sağladığı için çok önemli. Z-Wave teknolojisine sahip cihazlar çok düşük bir enerjiyle çalışıyor ve daha uzun mesafelerden birbirleriyle iletişim kurabiliyorlar. Çok sağlıklı bir ağ oluşturulabilmesini sağlayan çok önemli bir teknoloji. n Türkiye’deki planlarınızdan bahsedebilir misiniz? Fibaro yaklaşık 5 yıllık geçmişe sahip bir şirket. Şu an 100’ün üzerinde ülkede ürünleri satılıyor. Türkiye’de de kurulmasından bir buçuk yıl sonra Türkiye’de faaliyetlerine başladı. Türkiye’de ürünlerimizi kurulum hizmetiyle beraber sunuyoruz. Şu an 40’ın üzerinde bayimiz bulunuyor. 2016 yılında bayi sayımızın 100’e ulaşmasını hedefliyoruz. Teknoloji marketleri ve inşaat firmalarıyla da görüşmelerimiz devam ediyor.


21 BThaber

DOSYA

Modern iletişimin anahtarı: Ekrem Uçman

Digital Signage

18 - 24 OCAK 2016 www.bthaber.com

Digital Signage

Şirketler ve kurumlar için müşteri ilişkileri hiç olmadığı kadar önem kazandı. Yoğun rekabetin yaşandığı iş dünyasında markalar, müşterilerine ve hedef kitlelerine ulaşmak için bütçelerinin önemli bir kısmını reklamlara ayırıyorlar.

Bu noktada öne çıkan “Digital Signage” çözümleri şirketler, kurumlar ve markalar için biçilmiş kaftan olmaya başladı. Digital Signage çözümleri ile müşterilerine ve hedef kitlelerine mevcut kampanyalarını, ürün gamlarını

ve yaşanan anlık değişimleri oldukça hızlı bir şekilde iletebilen markalar, şirketler ve kurumlar bu sayede müşterileri ile olan iletişimlerini “modern” bir temelin üzerine oturtmaya başladılar. Müşterilerine ve hedef

kitlelerine zengin bir içerik ile ulaştırmak istedikleri mesajları ve reklamları ileten markalar, şirketler ve kurumlar bunun yanı sıra operasyonel maliyet gibi külfetlerden de kurtularak önemli ölçüde tasarruf sağlayabiliyorlar.


22

DOSYA

BThaber

Digital Signage

18 - 24 OCAK 2016

Dijital çağın iletişim modeli: DIgItal SIgnage Kapalı alanlar ve açık hava mekânlarında insanları bilgilendirip yönlendirmek veya çalışanlara yönelik iletişim için kurulan bilgi ve tanıtımlarla donatılan dijital ekran sistemleri dünyada “Digital Signage” olarak biliniyor. Bu sistemler kimi zaman TV boyutlarında kullanılabildiği gibi kimi zamanda işlek bir cadde veya bir meydanda dev LED ekranlar olarak da kullanılıyor. “Digital Signage esas olarak reklam amaçlı ve kurumsal amaçlı çözümler olmak üzere iki farklı alanda kullanılıyor. Günümüzde tanıtım ve bilgi ekranlarının bankalardan mağazalara, sinemalardan restoranlara, kamu kuruluşlarından alışveriş merkezlerine, kuaför salonlarından benzin istasyonlarına ve daha birçok sektöre kadar geniş kullanım alanı bulunuyor.” açıklamasını yapan Sistem 9 Medya Yönetim Kurulu Başkanı Kaan Akın sözlerine şöyle devam ediyor: “Yapılan araştırmalar, Digital Signage çözümlerinin müşteri ve marka bağlılığını arttırdığını gösteriyor. Markalarının dijital bilgilendirme ekranlarını kullandığı satış noktalarında satışlar artıyor ya da belli reyonlarda bulunan ekranlar o bölümlerdeki ürün satışlarını hızlandırıyor. Tanıtımlara yeni bir

boyut getiren bu uygulamalar markalara müşterilerin akılda kalma oranını arttırma fırsatı sunuyor. Son dönemde özellikle perakende ve iletişim sektörleri için Digital Signage çözümlerini interaktif projelerle sunuyoruz. Bu şekilde müşteriler ürün ve hizmet ile ilgili bilgilendirmeleri kazanırken aynı zaman da sosyal medya, eğlenceli oyunlar vb. uygulamalar ile markaya kişisel verilerini de sunuyor. Diğer yandan Digital Signage Çözümleri’nin reklam tarafında ise araştırmalar kapalı alanlarda ki ya da açık havadaki LED uygulamalarının diğer mecralara göre yüzde 40 daha fazla akılda kaldığını ortaya koyuyor. Önemli caddelere konan bir ekrandaki bilgi veya tanıtımlar sadece Sistem 9’un mecralarında ayda 30 milyon gibi yüksek bir erişime sahip. Dolayısıyla markalar tüketicilere hayatın içinde oldukları anlarda en hızlı ve etkin şekilde ulaşıp, hızlı geri dönüşler de alıyor. Yakın takip gerekiyor “Digital Signage’den yararlanmak isteyen şirketlerin öncelikle farklı bir pazarlama stratejisi oluşturması gerekiyor.” diyen Kaan Akın sözlerini şöyle sürdürüyor: “Ekrana bakıp ürünü veya markayı beğenen müşteriyi doğru bir satışa yöneltmek için süreci yakından izleyip

müşteriyi yakından takip etmesi şart. Ekrandaki yayınlarına marka veya ürünleri için oluşturdukları güncel sosyal medya simgelerini de eklemelerinde yarar var. Günceli yakalayan tasarımlara yönelsinler. Müşteriye sürekli aynı içeriği gösterip sıkmasınlar ve içeriklerini sıklıkla güncelleyip ilgiyi sıcak tutsunlar. Burada önereceğimiz konu Digital Signage Çözümlerinde gerek içerik yönetimi gerekse içerik üretiminde işin uzmanı firmalarla işbirliği içinde olsunlar. Digital Signage Çözümleri, profesyonel firmalar tarafından yönetilmesi halinde şirketleri Geleceğe Taşıyacak Dijital Çözümler’in başında gelecektir. Bu işin Türkiye’deki hacmi 700 milyon doları buluyor. İnsanların bilgi, haber, spor, hava ve yol durumunu öğrenmek için dijital ekranlara bakma eğiliminin artmasına paralel olarak sektörün dünyada 2016-2020 yılları arasında, yılda ortalama yüzde 8’lik büyümeler kaydederek 2020’nin sonunda 23,7 milyar dolarlık iş hacmine ulaşması bekleniyor. Bu noktadan hareketle Türkiye’de de yapılabilecek daha fazla iş olduğunu, Digital Signage Çözümleri’den faydalanması gereken yüzlerce kurumun bulunduğunu ve sistemin geniş bir alana yayılabileceğini söyleyebiliriz. Başta Avrupa olmak üzere batı ülkelerinde

Sistem 9 Medya Yönetim Kurulu Başkanı Kaan Akın şirketlerin merkez ofislerinin, satış noktalarının ve önemli meydanların Digital Signage yazılımı kullanan ekranlarla dolduğunu görüyoruz. Teknolojik olarak batı ülkelerinden hiçbir eksiğimiz yok. Hatta gerek işgücü gerekse potansiyel olarak çok daha ilerdeyiz. Ancak mevzuatlarda hala aşılması gereken konular var. Onların da yakın zamanda aşılacağına inanıyoruz.”

Markalar müşterileri ile bağlarını sıkılaştırıyor Digital Signage çözümleri ile şirketler, markalar ve kurumlar, mesajlarını çok daha hızlı bir şekilde hedef kitlelerine ulaştırabiliyorlar. “Digital Signage sistemleri ile broşür, kitapçık, afiş gibi basılı yayınlara ihtiyaç duymadan, mesajlar hızlı ve etkin bir şekilde hedef kitleye ulaşır. Baskı maliyetlerinden avantaj sağlanır” açıklamasını yapan BTburada Satış Mühendisi Volkan Yağcı, konuşmasına şöyle devam ediyor: “Digital Signage sayesinde iyi konumlanma ve stratejik içerik yönetimi ile doğru zamanda doğru yerde hedef kitleye ulaşılır. Bu sayede müşterinin satın alma kararı yüksek oranda etkilenir, doğru orantılı olarak marka adına ve satış grafikleri adına olumlu bir etkidir. İç ve dış mekan uygulamaları ile her alanda müşteriye ulaşma imkanı sağlar. İnteraktif uygulamalar, video, müzik, animasyon, grafik ve metin içerikleri sayesinde marka bilinirliğini arttırır. Canlı renkler ile birlikte yüksek çözünürlüklü görüntülerin yanı sıra eklenebilir haber akışları ve videolar ile reklam verenin müşteri ile doğrudan bağlantı kurmasını sağlar. Uygulamanın yönetilebilir

Gelişen teknolojisi ile Digital Signage satın alma dönüşü en yüksek reklam mecrası durumundadır. Yapılan araştırmalara göre, harcama yapmayı düşünmeyen üç müşteriden biri Digital Signage ekranında tanıtımını gördüğü hizmeti satın alıyor. Müşteriler hareketli digital signage ekranlarıyla, basılı reklamlara göre 10 kat daha fazla göz kontağı kuruyor. Müşterilerin yüzde 60’ı alacağı ürüne mağaza içerisinde karar veriyor. Digital Signage, müşteri üzerinde satış baskısı oluşturmadan, zengin görsel içeriklerle tanıtıcı, eğlendirici ve bilgilendirici içerikleri sunarak satın alma dürtüsünü arttıran eşsiz bir mecradır.”

BTburada Satış Mühendisi Volkan Yağcı olması ve uzaktan erişimin eş zamanlı her noktaya taşınması zamanlama maliyetleri açısından oldukça faydalıdır. Uygulamanın raporlanabilir olması marka, satış analizleri açısından destekleyici bir uygulamadır.

İş planı çıkartmak büyük önem taşıyor Dijital reklam araçlarının, geleneksel reklam araçlarına göre bir çok avantajının bulunduğunu kaydeden Yağcı, şunları kaydetti: “Bunların en önemlisi içeriğin anlık olarak yönetilebilmesidir. Ayrıca geleneksel reklam araçlarında bulunmayan bir özellik olan hedef kitleye yönelik zamanlanmış

mesajların iletilmesinde de önemli rol oynar. Dijital reklam araçları sabit değil hareketli ve isteğe bağlı olarak sesli içerik sunar. Bunun yanı sıra istenildiğinde interaktif reklamcılık hizmeti de verebilmektedir. Dijital reklam araçları, geleneksel reklam araçlarıyla kıyaslandığında daha üstün şekilde yatırım üzerinden geri dönüş sunar. Digital Signage sistemlerine sahip olmadan önce bu alanda hizmet veren firmalar ve çözümleri araştırmalıdır. Çok kaliteli olduğu iddia edilen ürünleri hiç araştırmadan satın almak uzun vadede çok sorun yaratacaktır. Markaların kendilerine ait bu konuda bir iş planı olmalıdır. Ürünü nerede ve ne amaçla kullanacağı iyi tespit edilmelidir. Satıcı firmayla iletişime geçerken istekler çok açık ve net belirtilmelidir. ihtiyacı karşılayacak çözümü seçmeden önce araştırmalar yapıp hangi firmalarla çalışabileceğinin analizi yapılmalıdır. Hizmet alınacak firmanın sektördeki tecrübesi ve referansları araştırılmalıdır. Firmanın vereceği teknik destek şartları mutlaka belirtilmelidir.”


Müşteriye ulaşmanın yolu iDisplay’den geçiyor Kurumların ve şirketlerin müşterileri ile olan iletişimlerini en üst düzeye çıkarmak için çalışmalar yürüten iDisplay, özel tasarımlı bilgilendirme, yönlendirme ve sunum çözümleriyle, uzmanlık gerektiren görüntüleme teknolojileri alanında profesyonel çözümler sunuyor.

D

ijitalleşme ile beraber şirketlerin ve kurumların, hedef kitleleri ile kurdukları iletişim modelleri de çeşitleniyor. “Digital Signage” konsepti ile hedef kitlelerine daha hızlı, daha güncel ve daha kaliteli hizmet sunabilen şirketler ve kurumlar, bu konuda iDisplay’in sunduğu uzmanlıktan faydalanıyorlar. iDisplay’in şirketlere ve markalara sunduğu hizmetleri ve çözümleri, iDisplay Genel Müdürü Burhan Eker, iDisplay Genel Müdür Yardımcısı Serap Şahin, Penterus Genel Müdürü Kadri Karagöz ve Penterus Genel Müdür Yardımcısı Alen Kahraman ile konuştuk.

İlk etapta iDisplay’in yapısından söz edebilir misiniz? 2012 yılında bir Cavme Group iştiraki olan Avkom’dan ayrılarak, yine Cavme Group bünyesinde bağımsız bir anonim şirket olarak faaliyetlerine devam eden iDisplay, saha çalışmalarında aktif bir şekilde kullanılan 15 binden fazla ekranı ile Türkiye’nin yanı sıra başta KKTC, Türkmenistan, Irak, Azerbaycan, Almanya, İspanya ve Fransa olmak üzere birçok ülkede hizmet sunuyor. Kendi tecrübesi ve uzmanlığı ile yarattığı markası iSpot ile kurumlara ve şirketlere hedef kitlelerine ulaşma konusunda hizmet veren iDisplay, teknik ekip ve mühendisler gözetiminde üretilerek kurulumu yapılan dijital bilgi ekranları ile bilgilendirme, yönlendirme, güvenlik, duyuru ve reklama yönelik kullanımlarıyla farklı alanlarda çözümler sağlıyor.

iDisplay sunduğu çözümler ve hizmetler ile müşterilerine ne gibi avantajlar sağlıyor?

az önce de belirttiğimiz gibi şirketlerin ve kurumların ihtiyaçlarına göre şekillenebiliyor. Videowall, yönlendirme, bilgilendirme ekranları, dokunmatik çözümler ve yazılım çözümleri başlıkları altında toplayabileceğimiz ürün yelpazemiz, sahip olduğumuz tecrübe ve uzmanlık ile birlikte şekilleniyor.

Proje süreçlerinizden söz edebilir misiniz? Samsung ile “Platinum” seviyede olan iş ortaklığımız ile beraber projelerimizi ağırlıklı olarak Samsung ile gerçekleştiriyor olsak da, farklı markalar ile de projelerimizi konumlandırabiliyoruz. Proje süreçlerinde kullandığımız ekranlarda, tüketici elektroniğinde tercih edilen malzemeler yerine kurumsal tarafa yönelik endüstriyel ekranlara yer veriyoruz. Proje süreçlerimize değinmek gerekir-

se, ilk etapta tam bir “sistem entegratörü” olduğumuzu ifade etmek isteriz. Proje sürecine başlamadan önce ilk olarak konusunda uzmanlaşmış ekibimizle müşterilerimizin bütün ihtiyaçlarını analiz ederek, doğru çözümü, doğru bir şekilde müşterilerimize sunuyoruz. Sunduğumuz çözümlerde yer alan bütün bileşenleri müşterilerimize temin ettikten sonra verdiğimiz eğitimlerle, sunduğumuz çözümü müşterilerimiz için çok daha kullanışlı bir hale getiriyoruz. Satış sonrası müşterilerimiz sağladığımız oldukça kullanışlı ve sade bir tasarıma sahip çözümlerimizi kendileri yönetebilecekleri gibi, iDisplay’in tecrübesinden de faydalanabiliyorlar. Mağazalarını dijitalleştirme projesinde Vodafone’a önemli destek sunuyoruz. Sağladığımız kurumsal ekranlar ve çözümler ile mağazalarını kusursuz bir şekilde

Hedef küresel pazarda söz sahibi olmak

T

ürkiye’de farklı sektörlerde önemli çalışmalar gerçekleştiren iDisplay, yurtdışına sağladığı çözümler ile de dikkat çekiyor. Yurtdışında gerçekleştirdikleri projelerin iDisplay için oldukça önemli olduğuna değinen iDisplay Genel Müdürü Burhan Eker, sözlerine şöyle devam ediyor: “Yurtdışında önemli projelere imza atmaya devam ediyoruz. Türkmenistan’da gerçekleştirdiğimiz başarılı projelerin ardından, Türkmenistan’ın en önemli projesi olan Olmpiyat Köyü için tasarladığımız 136 metrekarelik projede son aşamaya gelindi. Azerbaycan’daki havalimanlarında, hastanelerde ve alışveriş merkezlerinde de benzer projeler üzerinde çalışmaya devam ediyoruz. Bunun yanı sıra Almanya, Hollanda ve İspanya’da düzenlenen fuarlarda, yazılım ve donanım çözümleriyle yeni projeler gerçekleştiriyoruz. Bundan sonraki hedefimiz, mümkün olduğunca bu ürünleri yazılım çözümleri ile birlikte ‘komple bir ürün’ haline getirerek küresel pazarda etkin bir rol oynamak istiyoruz.”

dijitalleştiren Vodafone ile çalışmalarımızı hız kesmeden sürdürüyoruz. Bunun yanı sıra Borsa İstanbul, Lacoste, Superstep, Gant, Carrefour, Garanti Bankası, Allianz gibi müşterilerimize görüntüleme ve Digital Signage çözümleri konusunda verimli çalışmalar sürdürüyoruz.

PlatPlay Platformu ile benzersiz Digital Signage deneyimi

D

igital Signage ile beraber markalar, hedef kitlelerine ve müşterilerine çok daha seri bir şekilde ulaşabiliyorlar. Penterus Genel Müdür Yardımcısı Alen Kahraman, PlatPlay Platformu ile müşterilerine sağladıkları avantajlardan söz ediyor:“ PlatPlay Platformu ile kurum içi iletişim, reklam, kampanya, duyuru ve yönlendirme gibi ihtiyaçlarını platformdan bağımsız olarak karşılayabilecek müşterilerimiz, bu sayede mevcut altyapı ve kullanıcı alışkanlıklarını değiştirmeden Digital Signage dünyasına verimli, güvenli ve kaliteli bir şekilde geçiş yapabiliyorlar. Toplam sahip olma maliyeti oldukça düşük olan PlatPlay Platformu, Samsung SSP destekli ekranlar sayesinde harici bir donanıma ihtiyaç duymuyor. Müşterilerimize farklı içeriklerle dönüşümlü ya da bütünleşik kullanım alternatifi sunan PlatPlay Platformu, basit ve sade arayüzü sayesinde oldukça kolay bir kullanım avantajı sağlıyor.”

iDisplay’in sunduğu çözümlerden ve hizmetlerden yararlanan markalar, bu çözümler ve hizmetler ile yakaladıkları “modern iletişim” yöntemi ile hedef kitleleriyle olan bağı çok daha sağlam temeller üzerine kurabiliyorlar. Bu sağlıklı ve kaliteli iletişim ile birlikte hedef kitlelerine çok daha hızlı bir şekilde ulaşabilen markalar, bu sayede iş süreçlerini hızlandırabiliyorlar. Bunun yanı sıra dijital ortama geçiş ile birlikte operasyonel maliyetlerde önemli bir tasarruf yapma imkanı yakalayan markalar, anlık kampanyaları da müşterileri ve hedef kitleleriyle çok daha seri bir şekilde paylaşabiliyorlar.

iDisplay olarak farklı sektörlere, ihtiyaca göre hizmet ve çözüm sunuyoruz. Ağırlıklı olarak Telekomünikasyon, Perakende, Finans ve Bankacılık, Eğlence, Hizmet ve Ulaşım sektörlerine sunduğumuz çözümler,

Kadri Karagöz / Penterus, Genel Müdürü • Serap Şahin / iDisplay, Genel Müdür Yrd. Burhan Eker / iDisplay, Genel Müdürü • Alen Kahraman / Penterus, Genel Müdür Yrd.

advertorial

iDisplay olarak sunduğunuz çözümlerden ve ağırlıklı olarak hizmet verdiğini sektörlerden bahsedebilir misiniz?


24

DOSYA

BThaber

Digital Signage

18 - 24 OCAK 2016

Geleneksel yöntemler rafa kalkıyor “Digital Signage , gelişen teknolojiyle birlikte özellikle pazarlama dünyasında her geçen gün daha da etkin şekilde kullanılmaya başlanan ve önem kazanan bir kavram.” diyen Samsung Electronics Türkiye BT Ürünleri Satış ve Ürün Grup Müdürü Pınar Kaçar, şöyle devam ediyor: “Satış ve pazarlamada kritik önem taşıyan hedef kitleye doğrudan ulaşma noktasında Digital Signage en etkin çözüm oluyor. Bu nedenle de bu teknolojilerin sağladığı avantajlar da etkisini daha fazla hissettiriyor. Digital Signage teknolojilerinden yararlanan kurum ve markalar, öncelikle hedef müşterilerin satın alma kararını vermek üzere oldukları anda onları ikna edebilecek içeriği kendilerine göstererek daha hızlı bir karar verme süreci yaşatabiliyorlar. Müşteri profiline uygun olarak hazırlanan özel içerikler sayesinde ise hedef kitle ile marka arasında yeni bir iletişim kanalı oluşturuyor. Bu da tabii ki, müşterileriyle marka arasındaki sadakat ve bağlılığı artırıyor. Buna ek olarak; Digital Signage çözümleriyle markalar kampanyalarının duyurulması, yeni ürün tanıtımları gibi dönemlerde hem daha hızlı hareket edilmesine yardımcı oluyor hem de reklam ve tanıtım giderlerini azaltan etkileyici bir çözüm olabiliyor. Digital Signage çözümlerinden faydalanan kurumlar vermek istedikleri mesajları geleneksel analog yöntemlere göre çok daha dikkat çekici ve etkin şekilde sunuyorlar.

doğru şekilde asıldığından emin olmak ciddi bir külfettir. Digital Signage bu maddi ve manevi sorunu çözen bir sistemdir.”

Samsung Electronics Türkiye BT Ürünleri Satış ve Ürün Grup Müdürü Pınar Kaçar Dolayısıyla verilmek istenen mesaj hedef kitleye daha hızlı ulaşıyor, ayırt ediliyor ve daha doğru algılanıyor. Bir mağaza vitrini hayal edin. Önünden geçmekte olan müşteri adayına mesajınızı verebilmeniz için yalnızca birkaç saniyeniz var. Mesajı fark edecek, algılayacak ve içeri girecek. Digital Signage çözümleri bu konuda markalar ve müşteriler arasında doğru bir köprü konumunda. Diğer yandan markalar iyi bilirler ki; basılı materyalleri üretmek, istenen baskı kalitesini tutturmak ve bunları ülkenin her yerine ulaştırmak,

Çok daha etkin çözümler “Günümüzde hepimiz çok ciddi bir mesaj bombardımanı içerisindeyiz. En basitinden sokağa çıktığımızda veya bir AVM’ye girdiğimizde bile posterler, basılı dökümanlar, ekranlar her yeri kuşatmış durumda. Bu tip geleneksel reklam çözümlerinde verilmek istenen mesajların önemli bir kısmı hedef kitleye ulaşamıyor veya hızlı şekilde unutuluyor.” şeklinde konuşan Pınar Kaçar şöyle devam ediyor: Digital Signage çözümleri bu bakımdan daha hızlı ve daha etkin bir çözüm sunuyor. Daha hızlı çünkü içeriğinizi anlık ve bizzat değiştirme ve istediğiniz süre boyunca canlı tutma imkanına sahipsiniz. Daha etkin çünkü yayın mecrası daha canlı, daha parlak ve daha büyük. Statik ve soluk posterlere artık bakmıyoruz. Gözlerimiz evde TV’lere alıştığı için yatay konumlandırılmış TV ekranlarını da eskisi kadar fark etmiyoruz. Halbuki dikey olarak konumlandırılmış veya Videowall tipinde kurulmuş, hedef kitlesine doğru mesajı doğru zamanda veren bir sistemin başarılı olma şansı çok daha yüksek. Kurumlar öncelikle içerikleri nasıl oluşturarak yöneteceklerine karar vermeli, donanım çözümünde ilk gün maliyetinden öte 5 yıllık bir toplam sahip olma maliyetini göze

almalı ve ihtiyacı olan uygun çözümü seçmeliler. Digital Signage içerik yönetim yazılımlarını yönetmek günümüzde birkaç yıl öncesine göre çok daha basit. Yetenekli yazılımlar artık “sürükle bırak, planlamanı yap, yayınla” kolaylığında bir içerik yönetimi sunabilmekte. Dolayısıyla kurumlar dijital içeriklerini kendileri üretiyor veya temin edebiliyorsa dijital pazarlama veya reklam ekipleri üzerinden ekranlardaki içeriklerini bizzat kendileri yönetebilirler. Kurumlar yol haritalarında, yatırımın sadece bugününü değil; yarınlarını da düşünerek bir çözüm araştırması yapmalıdırlar. Pek çok Digital Signage çözümü ilk gününde üç aşağı beş yukarı aynı performansı sunabilir. Ancak zaman içerisinde ek maliyet çıkarmaya yatkın bir konuma sahiptirler. Örneğin; bugün yatırım yapılan bir Videowall’da 1-2 sene içerisinde UHD çözünürlüğünde bir içerik gösterme ihtiyacı doğacaktır. Sistem buna ne kadar uygun veya 1-2 seneye kadar ek maliyetle mi çözülebilir? Sistem medya içeriğini oynatabilmek için hala harici PC’lere mi muhtaç, yoksa konuyu dahili endüstriyel medya oynatıcılarla (System on Chip) çözebiliyor mu? Sisteme ciddi bir yatırım yapıldıktan sonra yalnızca basit bir PC donanım arızası nedeniyle ekranların boş kalması kurumlar için ciddi bir para ve prestij kaybıdır. 5 yıl boyunca PC’nin tüketeceği enerji bile toplam sahip olma maliyeti içerisinde göz önünde bulundurulmalıdır.”

Digital Signage maliyet avantajı sunuyor Dijital Signage hepimizin günlük hayatında sıklıkla karşılaştığı bir sistem. Otobüs ve metrobüslerde bulunan ufak monitörlerden AVM’lerin dışındaki dev LED ekranlara, havaalanlarındaki uçuş bilgilendirme ekranlarından perakende mağazalarında bulunan Videowall’lara sayısız mecra sayıları binleri bulabilen son kullanıcılara merkezi bir konumdan bilgi aktarmak için kullanılıyor. “Donanım tarafında söz konusu reklam ve mesajların hedef kitleye gösterileceği profesyonel görüntü sistemleri var. Yazılım tarafında ise söz konusu içeriklerin ne zaman, hangi konumda, ne frekansta ve ne kadar süre gösterileceğini yöneten, hedef kitlenin görmediği yönetim ve destek mekanizması mevcut” şeklinde konuşan Astel Genel Müdürü Tuğberk Büyükbay şöyle devam ediyor: “İlk olarak operasyonel taraftan bakalım. Kurumlar için Dijital Signage

Astel Genel Müdürü Tuğberk Büyükbay gerek ürün bilgisi, gerek kampanya bilgisi, gerek kurumsal mesaj, gerek ise reklamlarını verebilecekleri çok çeşitli iletişim çeşitlerini destekleyen bir platform. Kullanımı çok kolay; istenilen

içerik bir tıkla birden fazla monitöre verilebiliyor. Başka mecralarda mevcut olmayan planlama ve zamanlama özellikleri de yanında. Söz konusu kurumun ölçeği büyüdükçe bir Digital

Signage firmasının destek olması zorunlu hale geliyor, ancak tasarruf edilen zaman ve maliyet de bir o kadar artıyor. İnteraktif Signage uygulamaları sayesinde müşteriler olduğu kadar kurum çalışanlarının da etkisi artıyor. İkincisi mali avantajı. Dijital Signage ilk başta belli bir yatırım gerektiriyor, ancak 2-3 senelik bir dönem göz önünde bulundurulduğunda üretim, baskı, nakliye, kurulum gibi masrafların üzeri çiziliyor. Ayrıca Dijital Signage sistemlerini kiraya vermeyi seçen kurumlar bu sayede ek bir reklam geliri kapısına kavuşmuş oluyorlar. Son ve en önemli nokta kurumsal ve ticari alandaki faydaları. Dijital uygulamalar sayesinde en doğru zamanda, en doğru spesifik kitleye, en doğru görsel dili kullanarak mesaj iletmek mümkün. Bunun da satış rakamlarına olduğu kadar marka algısına da oldukça pozitif bir dönüşümü söz konusu.”


BThaber

Digital Signage

18 - 24 OCAK 2016

DOSYA

25

İş süreçleri Digital Signage ile hızlanıyor Yeni nesil bir bilgilendirme sistemi olan Digital Signage, pek çok alanda ve sektörde, iç ve dış müşterilerle etkili iletişim kurulmasını sağlayan kapalı devre bir yayın çözümüdür. Digital Signage, çeşitli görüntüleme sistemleri ve yazılım çözümleri ile resim, video, grafik içeriklerinin yanında haber, kayan yazı, hava durumu, trafik ve yol bilgisi, döviz bilgisi gibi birçok dinamik verinin bir sistem üzerinden gösterilmesi prensibi ile çalışıyor. “Ağ yapısı üzerinden konum bağımsız olarak uzaktan yönetilebilen Digital Signage ile merkezi zamanlama ve yönetilebilirlik özelliklerini kullanarak, LCD ve LED ekranlar, VideoWall ve kiosk gibi dijital medyalarda yayınlar gösterilebilir ve yayın içeriklerinin gösterim zamanları planlanabilir” diyen iDisplay Görüntüleme Teknolojileri Genel Müdür Yardımcısı Serap Şahin, sözlerine şöyle devam ediyor: “Konum bağımsız merkezi içerik yönetimine ihtiyaç duyulan alanlarda Digital Signage çözümleri gereklidir. Digital Signage birçok açıdan oldukça avantajlıdır: Çok amaçlı kullanım olanağı sayesinde maliyet avantajı ve zaman tasarrufu sağlar; merkezi yönetim özelliği ile operasyonel işlemleri kolaylaştırır ve verimliliği arttırır; eş zamanlı duyuru ve bilgi paylaşımına imkan verir. Müşteri iletişiminde sağladığı yenilikçi teknoloji ile modern bir görünüm sağlar, markayı güçlendirir. Yapılan araştırmalara göre; Digital Signage, geleneksel yayın yöntemlerine kıyasla daha dikkat çekici ve akılda kalıcı görsel içerikleri ile hedef kitleye ulaşmada daha etkilidir. Karar verme süresini hızlandırarak satışın arttırılmasına destek olur.

iDisplay Görüntüleme Teknolojileri Genel Müdür Yardımcısı Serap Şahin

BT, kurumsal iletişim ve pazarlama departmanlarının hayal ettiği; kullanımı kolay, tek merkezden kurum içi veya dışında farklı lokasyonlarda donanım ve içeriklerin esnek bir şekilde yönetilebildiği bir mimaride oluşturulan Digital Signage sistemleri ile kurumlar, güncel teknolojiyi takip ettikleri için değişime ve yeniliğe açık olarak algılanıyorlar. Oluşturulan bu yeni dinamik ortamla, daha dikkat çekici ve akılda kalıcı mesajlar verilebiliyor ve güçlü bir iletişim platformu oluşturuluyor. Ve böylece, hedef kitleden olumlu dönüşler alınıyor. Dinamik içerik yayınlanması söz konusudur. İçerikler daha dikkat

çekicidir. Canlı bir sistem üzerinden iletişim yapıldığı için merkezi olarak tüm içerikler aynı anda kısa sürede değiştirilebilir. Yönetimi ve işletilmesi daha kolay bir sistemdir. Uzaktan izlenebilir ve yönetilebilir bir alan olduğu için hangi konumda hangi ekranda o anda hangi veri gösteriliyor bu gözlemlenebilir, hatalı yayın yapılması engellenebilir. Güncelliğini yitirmiş bilgi verilmesi önlenir. Bu alanda uzmanlaşmış bir firmadan danışmanlık hizmeti alabilirler. Danışmanlık hizmeti kapsamında firmanın mevcut durumu ve hedeflediği yapı analiz edilir, uzman firmanın da vizyonu

ile kuruma yeni bir sistem önerisi yapılır. Bu sistemle ilgili alt yapı gereksinimleri müşteri tarafından karşılanmalıdır. Akabinde gerekli donanım ve yazılım yatırımları yapılarak sistem oluşturulmuş olunur. Müşteri, kendi içinde bu sistemi çalıştırmak ve işletmek için bir personel kaynağı ayırmak istemez ise sistemin işletilmesi, monitör edilmesi, oluşacak sorunların giderilmesi ve tüm bunların raporlanmasını da yine uzman firmaya devredebilir. Bu konuda müşteriden beklenti, sadece içerikler konusunda doğru zamanda gerekli talimatları vermesi ve kurumun profesyonel içerikleri varsa bunları uzman firmaya iletmesidir.”

Hedef kitleye ulaşmanın en kolay yolu Dijital Signage, hedef kitlenizi bilgilendirme veya davranışlarında teşvik edici etki oluşturabilmek maksatlı olarak ses, video, grafik veya metin gibi dijital içeriklerin merkezi bir noktadan dinamik, anlık değiştirilebilir olarak Ethernet ağı üzerinden zaman ve mekan bağımsız uç noktada bulunan görüntü elemanlarına aktarımını sağlayan kapalı devre yayın sistemidir. “Dijital Signage sistemi sayesinde özel sektör ve kamu kurumları hedef kitlesine çok daha hızlı erişim ile bilgilendirme sağlamakta, firma ve hedef kitle arasında yeni bir iletişim kanalı oluşturarak hedef kitle üzerinde çağdaş ve dinamik bir etki bırakarak marka bilinirlik gücünü arttırmakta, işletmelerin yenilikçi ve

estetik görünümüne fayda sağlayarak markalaşmaları için fırsatlar sunuyor” şeklinde konuşan Çizgi Mühendislik Satış ve Pazarlama Müdürü Mesut Sonkaya, şöyle devam ediyor: “Dijital Signage sistemleri baskı, televizyon ve radyo gibi geleneksel reklam yöntemlerini tek bir çatıda birleştiren ve hedef kitle üzerinde çok daha dikkat çekici bir mecradır. Canlı renkler ve yüksek çözünürlüklü içeriklerin yanı sıra eklenebilir haber akışları ve videolar ile reklam verenin hedef kitle ile çok etkili iletişim kurmasını sağlar. Dijital Signage çözümleri dinamik içerik yapısı ile statik baskılara nazaran hedef kitle üzerinde 10 kat daha fazla etki bırakmaktadır. Dijital Signage çözümleri kullanmayı

düşünen firmaların Signage çözümlerinin etkili ve dinamik yapısını öncelikle kavramış olmaları ve yatırım yapılmasına değer bir sistem olduğuna inanmış olmaları gerekmektedir. Dijital Signage sisteminin faydasına inandıktan sonra bu konuda hangi konumlarda ekranlar kullanılacağı ile ilgili fizibilite çalışması yaparak maliyet çalışmaları yapmaları gerekmektedir. Yatırım maliyeti yapılarak kurulmuş olan Dijital Bilgilendirme Sistemin etkin kullanımı için sistemi kullanacak yetkililerin ve görüntülenecek içeriklerin doğru bir şekilde sağlamaları gerekmektedir. Doğru içeriklerle zenginleştirilmiş ve sistem yönetimini yapan yetkili ile sistem çok daha verimli olacak ve hedefe ulaşmada çok büyük fayda sağlayacaktır.”

Çizgi Mühendislik Satış ve Pazarlama Müdürü Mesut Sonkaya


26

DOSYA

BThaber

Digital Signage

18 - 24 OCAK 2016

Rekabet ortamında başarının sırrı DIgItal SIgnage’da Digital Signage çözümlerini tercih eden şirketler, markalar ve kurumlar, hedef kitlelerine iletmek istedikleri mesajları çok daha hızlı bir şekilde iletebiliyorlar. Bu sayede müşteri potansiyellerine çok daha hızlı bir şekilde ulaşabilen şirketler, rekabet ortamında önemli bir avantajın sahibi olabiliyorlar. “Digital Signage en basit haliyle hedef kitleyi bilgilendirmek ve ikna etmek için kullanılan, zengin ve kaliteli içeriklerin sunulabildiği, bir ağ aracılığıyla merkezden yönetilebilen, kullanımı kolay etkili iletişim araçlarıdır.” açıklamasını yapan Unisign Genel Müdürü Özgür Çelebi, sözlerine şu şekilde devam ediyor: “Digital Signage, çeşitli görüntüleme sistemleri ve yazılım çözümleri ile resim, video, grafik içeriklerinin yanında haber, kayan yazı, hava durumu, trafik ve yol bilgisi, para bilgisi ve birçok dinamik verinin bir sistem üzerinden gösterilmesi prensibi ile çalışan bir sistemdir. Digital Signage çözümleri hedef kitlenize ulaşmak istediğiniz iç ve dış mekanlardaki tüm alanlarda uygulanabilmektedir. Dış mekan çözümleri ile parklardan, yol kenarlarına, kapalı alan çözümleri ile karşılama alanlarından, toplantı odalarına, sinemalara, restoranlara, asansörlere hatta lavabolardaki ayna

ile kasadaki bekleme sürelerinin azaldığını ifade etmiştir.”

Unisign Genel Müdürü Özgür Çelebi arkalarına kadar uygulanabilmekte, kısıtlı alanlarda dahi sınırsız içerik sunulabilmektedir. Digital Signage ile hedef kitle kendi isteği ile mesajları, reklamları izliyor. Müşteri herhangi bir içeriği izlemek için zorlanmıyor. Dolayısıyla kendi kararları ile izledikleri tanıtımlarda, bilgilendirici ya da eğlenceli içerik, teklif sunumlarını tercih ediyorlar. Yapılan araştırmalarda “Müşterilerin yüzde 63’ü Digital Signage sistemlerinin dikkatlerini çektiğini belirtiyor.” Yani televizyon, internet ve billboard reklamlarından daha fazla dikkat çekiyor. Satın alma kararlarının

yüzde 60’ı satış noktalarında veriliyor. Digital Signage sistemleri mağaza içi uygulamalarıyla, satın alma kararlarını büyük ölçüde etkiliyor, reklamları yapılan ürünlerin satışlarını kolaylaştırıyor. Perakende müşterileri video ekranları olan mağazaları daha çok tercih ediyor. Bu şekilde ürünler hakkında daha net bilgilere sahip olup, kıyaslama yapabiliyorlar. Ayrıca Digital Signage ekran çözümleri ile alışveriş deneyimi daha eğlenceli hale geliyor, algılanan bekleme sürelerini azaltıyor. Yine yapılan bir araştırmada müşterilerin yüzde 35’i Digital Signage sistemleri

Profesyonel bir iş planı gerekiyor “Digital Signage çözümlerini kullanmak için öncelikle bu işi gerçekten profesyonel olarak yapan firmalarla iletişime geçmelidirler.” diyen Özgür Çelebi , şöyle devam ediyor: “Çok uzun süreçlere ihtiyaç yoktur. Donanım, yazılım, içerik, destek ve bakım süreci Dİgital Signage çözümlerinin en önemli bölümleridir. Bu bölümlerinin tamamının karşılanması ile etkili sonuç alınabilir. Ekran ağı oluşturularak ekranların nerelerde uygulanacağı ve konumlandırılacağı müşteri trafiğine göre belirlenmeli. Bu belirlemelere göre hangi ekran çözümü tercih edilecek konusu önem kazanıyor. Ekranların belirlenmesinden sonra içerik kısmı son derece önemlidir. Boş ya da ilgi çekmeyen, içeriği olmayan ekranlar hedef kitlenin de dikkatini çekmez. Dolayısıyla boş bir yatırıma dönüşür. Kurumsal iletişim ve pazarlama stratejilerine, hedef kitleye göre içerik planlaması ve üretilmesi gerekmektedir. Etkili bir planlama ile tüm bunlar sağlandığı takdirde ölçülebilir, raporlanabilir bir sistem ortaya çıkmaktadır.”

DIgItal SIgnage’ın yararları yadsınamaz İçerik açısından reklam, bilgilendirme ve mesajlarını LCD, Led TV, Led panolar, interaktif ve dokunmatik ekranlar gibi, dijital platformlarda gösterim sağlayan teknolojik çözüm Digital Signage, kurumlara, şirketlere ve markalara önemli avantajlar sağlıyor. “Teknolojinin gelişmesi ve yaygınlaşması kurumların bilinirliğinin artmasına katkı sağlamaktadır. Digital Signage teknolojisi sayesinde zengin içerik sunabilme avantajı, zaman tasarrufu, vb. gibi avantajlarının yanında ayrıca kurumların ekstra baskı maliyetlerinden kurtulmasını sağlamaktadır” şeklinde konuşan Tente Elektronik ve Bilişim Teknolojileri Teknolojik Hizmetler Direktörü Bahattin Alcan, konuşmasını şöyle sürdürüyor: “Digital Signage uygulamaları reklam ve tanıtım mecrasında nihai son kullanıcı yâda tüketicilerin daha fazla dikkatini çekmektedir, çünkü diğer yöntemlere göre daha fazla bilgilendirme yapabilmektedir. Sistemi kullanan kurumlarda olumlu geri bildirimler alınmaktadır. Bu yüzden reklam ve tanıtım yapma kurumların ve bu mecralara reklam

“Doğru şekİlde İlİşkİlendİrmek gerekİyor”

Tente Elektronik ve Bilişim Teknolojileri Teknolojik Hizmetler Direktörü Bahattin Alcan veren firmaların kendilerini inovatif şekilde geliştirmelerine katkı sağlamaktadır. Digital Signage çözümlerinde daha zengin içerik sağlayabilme, daha çok noktada hızlı ve düşük maliyet ile reklam ve bilgilendirme yapabilme yönü ön plana çıkıyor. Bu mecrada yayınlanan bilgilerde interaktif

Burada esas önemli olan bu hizmeti veren firmaların birden çok bileşeni olan bu teknolojinin ne kadar doğru ilişkilendirip yönetilmesine bağlıdır. Çünkü bu çözümde; a. Sağlam bir altyapının olması lazım, cihazların sisteme dâhil edilmesini sağlayan kablolama, ağ, merkezi sistemin teknik özellikleri ve yayının gösterildiği cihazların durumu b. Yayın ve içerik yönetimini yaptığınız sunucular, akışı izleme, içerik hazırlama, yayına çıkma, kontrol vb. hizmetlerin ne şekilde verildiğidir. c. En önemlisi de tüm bu süreçleri yönettiğiniz yazılımın yetenekleridir. İlgili görsel ve videoların

görsellik ön planda olduğu için daha fazla akılda kalmasına katkı sağladığını düşünüyorum. Statik bir içeriğe göre dinamik ve değişken görüntüler her zaman daha dikkat çekici olmaktadır. Örneğin Digital Signage çözümlerinden biri olan Sanal Manken (Virtual Mannequin) ile yaptığımız bazı çalışmalarda işin

yayınlandığı platformların neleri desteklediği, kolay yönetilebildiği çok önemli bir unsurdur. Bu teknik yeterlilikler ile birlikte ne kadar noktada bu bilgilerin yayınlanabildiği bilgisi de önemlidir. Ayrıca bütün konumlardaki verilerin de ayrı ayrı yönetiliyor olması gerekir, her nokta için aynı bilgilerin yayınlanması ile birlikte bazen bölgesel olarak hatta sadece bir nokta için yayınlanacak reklam veya tanıtım bilginizin olması söz konusu olabilir. Digital Signage çözümlerini kullanmak isteyen kurumların bu konuda gerçekten işinde uzmanlaşmış yerlerden sistemi satın almaları ya da kiralamaları gerekir.

içine aynı zamanda seste bilgisi de eklendiği için daha çok dikkat çektiğini gördük. Sıradan bir reklam ve bilgilendirme panosu ile daha fazla ve değişken interaktif bilgilerin izleyici açısından daha fazla akılda kalıcı olduğunu bu konunun uzmanları çeşitli araştırma yöntemleri ile kanıtlamışlardır.”


BThaber

Digital Signage

18 - 24 OCAK 2016

DOSYA

27

DIgItal SIgnage müşteri ihtiyaçlarını karşılıyor Televizyon, sinema ve mobil telefonlarımızın ardından hayatımızdaki dördüncü ekran olarak da özetleyebileceğimiz Digital Signage uygulamalarına alışveriş merkezlerinde, bankalarda, hastanelerde, üniversitelerde, stadyumlarda, eğlence merkezlerinde, otellerde ve zincir mağazalarda, kısaca günlük hayatımızdaki her yerde rastlıyoruz. “Billboard ilanları gibi geleneksel reklam çözümleri sarf edilen kağıt masraflarının yanı sıra doğru mesajı doğru zamanda aktarmak konusunda çoğu zaman yetersiz kalmaktadır” diyen KoçSistem Ar-Ge ve İş Uygulamaları Direktörü Ömer Özgür Çetinoğlu, şöyle devam ediyor: “Dijital ortama kolayca bilgi aktarılabilmesi ve anında güncellenebilmesi, çok fazla noktanın merkezi olarak yönetilebilmesi ve farklı konumların farklı kişilerce kontrol edilebilmesi gibi özellikler Digital Signage uygulamalarını öne çıkaran farklar olarak tanımlanabilir. Digital Signage kullanmaya karar veren ya da karar verme aşamasında olan markalar ihtiyaçlarını kendileri belirleyebilirler ya da uzmanlaşmış şirketlerle bir araya gelerek danışmanlık hizmeti almayı tercih edebilirler. KoçSistem olarak uzman ekiplerimiz ile müşterilerimizin ihtiyaçları doğrultusunda neler yapılabileceğini belirliyor ve sonra doğru donanımları kurguluyoruz. İlk yatırım maliyetini düşük tutmak isteyen müşterilerimiz için bulut tabanlı sunduğumuz PixageOne ürünü ile her ölçekten firmaya Digital Signage teknolojisini ulaştırabiliyoruz. Digital Signage teknolojisinde dünya ile rekabet halinde olduğumuzu hatta bir adım önde olduğumuzu rahatlıkla söyleyebilirim. İngiltere Premier League ve Almanya Bundesliga Futbol takımlarının stadyum Digital Signage uygulamaları için Pixage markasını tercih etmesi bunun en açık göstergelerinden biri. Sahip olduğumuz bu teknolojik avantajı önümüzdeki dönem de geliştirerek devam ettireceğimizi belirtmeliyim.” Tek bir merkezden yönetim “Türkiye’nin en büyük bankalarından birinin genel merkezinde 2015’te başladığımız projemizde ofis girişi ve ortak alanlardaki ekranlarda kurumsal iletişim bilgileri, döviz, borsa, saat, hava durumu ve trafik durumu bilgilerini merkezi olarak yönetmekteyiz.” şeklinde konuşan Özgür Çetinoğlu şöyle devam ediyor: “Bu projemiz ile banka çalışanları sürekli güncel kurumsal iletişim haberlerini alıyorlar ve bununla birlikte Levent ve Gebze arasındaki trafik durumunu ekranlardan takip ederek ofisler arası transferlerinde yolda en az zamanı harcıyorlar. Ayrıca banka şubelerindeki sıramatiklerle entegre olarak çalışan Pixage sistemi ile müşterilere dijital bilgilendirme ve kampanya mesajlarını

doğru zaman ve yerde iletiliyor. 2015 yılında İngiltere’deki 24 stadyum uygulamamıza ek olarak, yeni gerçekleştirdiğimiz Bristol City Ashton Gate Projesi ile stadyumdaki yedi metre eninde, dört metre boyunda videowall ekranlarda canlı maç görüntüsünü stadyum barında izleyicilerle buluşturuyoruz. Ayrıca ortak alanlarda ekranlara hem reklamları hem de maç istatistiklerini ulaştırarak stadyumdaki izleyicilerin güncel içeriğe, anında ulaşmalarını sağlıyoruz. İlerleyen dönemde interaktif taraftar oyunları içeren kiosklarla projeyi geliştirmeyi planlıyoruz.”

KoçSistem Ar-Ge ve İş Uygulamaları Direktörü Ömer Özgür Çetinoğlu


28

DOSYA

BThaber

Digital Signage

18 - 24 OCAK 2016

Anlık içerik yönetimi fark yaratıyor Günümüzde şirketler, markalar ve kurumlar için altın değeri taşıyan en önemli unsur belki de zaman. İş süreçlerinde yaşanacak bir anlık gecikme, önemli mali kayıplara neden olabileceği gibi markaların önemli prestij kaybı yaşamasına da neden olabiliyor. “Digital Signage, bilgi, reklam ve diğer mesajlar için kullanılan elektronik görüntüleme sistemidir. Kamusal alanlar, şirket binaları ve zincir mağazalar gibi alanlarda, belirli zaman dilimleri içerisinde, yüksek çözünürlüklü ekranlarla birlikte içeriklerin, hedef kitlelere sunulabilecek şekilde tasarlanıp, yerel ağ veya internet altyapısı kullanılarak tek merkezden tüm ekranların ve içeriklerinin yönetildiği ve izlenebildiği bir sistemdir” şeklinde konuşan Penterus Genel Müdür Yardımcısı Alen Kahraman, sözlerini şöyle sürdürüyor: “Konum bağımsız merkezi yönetim özelliği sayesinde operasyonel işlemler kolaylaşmaktadır. Basılı afiş kullanımının yerini Digital Signage’a bırakmasıyla kurumlar, müşterilerine iletmek istedikleri içerikleri hızlıca oluşturabilmekte ve güncelleyebilmektedir. Bu dinamik yapı sayesinde, tüm mağazalarında aynı anda kampanya duyurusu yapabilir ya da bunu farklı konumlara göre özelleştirebilir. Bu kampanyalar, zamana, konuma ya da oluşturulacak özelleştirilmiş gruplara göre planlanabilir. Basılı materyaller yerine dijitale geçişle,

Penterus Genel Müdür Yardımcısı Alen Kahraman tasarım ve baskı, kırtasiye, dağıtım, personel, lisans maliyetlerinden tasarruf sağlanmaktadır, böylece operasyonel giderler azaltılmış olur. Tüm bu maliyet avantajlarının yanı sıra basılı materyal kullanılmadığı için çevre dostu bir sistemdir. Digital Signage sistemleri üzerinden iletilen mesajlar, geleneksel yöntemlere kıyasla daha dikkat çekici ve daha akılda kalıcıdır. Yapılan araştırmalar, müşterinin seçim sürecine pozitif etkisi olduğunu göstermektedir. Aynı zamanda kurum içi iletişim aracı olarak da kullanılan Digital Signage,

çalışanlarla daha etkili bir iletişim kurulmasına olanak sağlar.” Önemli avantajlar sunuyor Dijital reklam araçlarının geleneksel reklam araçlarına göre birçok avantajı bulunmaktadır. Bunların en önemlisi içeriğin anlık olarak yönetilebilmesidir. Ayrıca geleneksel reklam araçlarında bulunmayan bir özellik olan hedef kitleye yönelik zamanlanmış mesajların iletilmesinde de önemli rol oynar. Dijital reklam araçları sabit değil hareketli ve isteğe bağlı olarak

sesli içerik sunar. Bunun yanı sıra istenildiğinde interaktif reklamcılık hizmeti de verebilmektedir. Dijital reklam araçlarında, yatırımın geri dönüş hızı geleneksel reklam araçlarıyla kıyaslandığında daha hızlıdır. Kurum, öncelikle Digital Signage sistemini ne amaçla kullanacağına karar vermelidir. Örneğin; Reklam, Tanıtım, Bilgi, Duyuru ve Yönlendirme, Kurum İçi İletişim ve Toplantı Salonları gibi kurumsal kullanımlar vb. sonrasında, kullanacağı Digital Signage çözümleri içerisinden ihtiyacını en doğru karşılayan, kurulum ve yönetimi kolay sistemi seçmelidir. İçerik üretebilecek ve bunu yönetebilecek bir personel atamalı ya da dış kaynak kullarak profesyonel danışmanlık ve destek hizmeti almalıdır. Teknolojinin gelişmesiyle, Digital Signage çözümlerinde yeni trend, entegre medya oynatıcılı sistemlerin kullanılmasıdır. Klasik yöntemlerle oluşturulmuş, kullanımı zor, her ekran için ayrı bir PC’ye ihtiyaç duyulan, istenilen performansın alınamadığı ve amacına ulaşmayan sistemler yerine; yüksek çözünürlüklü ekranlar ile birlikte, kullanılması ve yönetilmesi kolay, oynatıcıların ekran içine entegre edildiği PC’siz bir Digital Signage sistemi sunulmaktadır. Böylelikle, geleneksel yöntemlere göre ilk yatırım ve toplam sahip olma maliyetlerinde avantaj sağlanmaktadır.”

Geleneksel dönem DIgItal SIgnage ile kapanıyor Digital Signage sistemleri, hedef kitleye iletilmek istenen mesajın planlanan zaman aralığında çok hızlı ve çok yaygın bir şekilde iletilmesine imkân veriyor. Hazırlanan bir içerik, Digital Signage sistemleri sayesinde tek bir merkezden, internet bağlantısı ile aynı anda yüzlerce, hatta binlerce ekrana aynı anda aktarılabiliyor. Müşterilere yönelik olduğu gibi personele yani iç iletişime yönelik olarak da rahatlıkla kullanılabilen Digital Signage sistemleri sayesinde; bilgilendirme, reklam ve eğlence gibi çok farklı amaçlara yönelik içeriklerin sunulması mümkün hale geliyor. “Digital Signage sistemleri aynı zamanda hedef kitleye, doğru zamanda, doğru mesajın iletilmesini sağlayarak firmalara ve markalara çok etkin bir iletişim kanalı sunuyor. Bu kanalın verimli bir şekilde kullanımı; marka imajının güçlendirilmesi, satışların artırılması, kurum içi iletişimin ve iç müşteri

memnuniyetinin yükseltilmesi gibi avantajları da beraberinde getiriyor” açıklamasını yapan İnnova Kiosk ve Otomasyon Çözümleri Direktörü Ahmet Kebabçıoğlu, şöyle devam ediyor: “ Digital Signage çözümlerini etkin kullanan şirketler pazarlama planları doğrultusunda, hedef kitlelerine doğru içerikleri ileterek gelir artırımı sağlarken yeni teknolojilere ayak uyduran yapıları ile kurumsal imajlarını da güçlendiren unsurlara sahip oluyor. Ayrıca basılı materyale olan bağımlılıktan kurtulmak, uzun vadede masrafları ciddi ölçüde düşüren bir etkendir. Tasarım ve pazarlama açısından başarılı bir şekilde hazırlanmış içerikler yüksek kaliteli, canlı ekranlar ile marka bilinirliğine katkıda bulunur. Digital Signage çözümleri sayesinde şirketler, müşterileri ve hedef kitleleri ile anlık olarak mesaj iletebildikleri bir kanal üzerinden iletişim kurabiliyor. Perakende

sektöründe, müşterilerin güncel ürün ve kampanyalardan haberdar edilmesi müşterilerin alım kararını etkiliyor. Ayrıca beacon, kamera ile kişi tanıma ve hareket sensörü gibi ek teknolojik entegrasyonlar ile müşterilerle etkileşim sağlamak, kişiye özel içerikler ve promosyonlar ile müşteri sadakatine katkı sağlamak mümkün hale geliyor. Böylece özel algılandığını hisseden, bulunduğu ortamda iyi vakit geçiren ve izlediği güncel içeriklerden fayda sağlayan, ilgisi kazanılan müşteri; bulunduğu mekânda daha fazla zaman harcıyor ve marka ile daha derin bir bağ kuruyor. Bu da marka bağlılığını artıran önemli unsurlardan biri. Kurumsal firmalarda, çalışanlara yönelik iç iletişim ekranlarında yer alan güncel bilgilendirmeler ve özel içerikler sayesinde şirket çalışanları ise kendilerine değer verildiğini hissederken ve iç müşteri memnuniyet seviyesi de buna bağlı olarak yükseliyor.”

İnnova Kiosk ve Otomasyon Çözümleri Direktörü Ahmet Kebabçıoğlu


BThaber

BTnet.com.tr

18 - 24 OCAK 2016

29

Samsung ile KDDI işbirliği 5G ile sürüyor Marshmallow’a ilgi hala düşük Her sene Android işletim sistemi ile ilgili kullanım raporu açıklayan Google, bu yıla ait ilk istatistik raporunu yayınladı. Android işletim sistemi ile ilgili yıllık kullanım raporlarının ilkini açıklayan Google, KitKay sürümünün hala açık ara liderliğini koruduğunu duyurdu. Marshmallow’a olan ilgi hala düşük seviyelerde gezinirken, güncelleme konusundaki eksikler bir kez daha öne çıktı. Yayınlanan rapora göre çıkışından epeyce bir zaman geçen Marshmallow güncellemesi yüzde 0,7 gibi düşük bir kullanım oranına sahip olurken, bu durum

markaların güncelleme konusunda sınıfta kaldığını ortaya koyuyor. KitKat sürümü yüzde 36,1’lik payıyla zirvede yer alırken, Lollipop sürümleri ise yüzde 32,6’lık payıyla üçüncü sırada yer aldı. Daha öneki Android sürümlerinden Jelly Bean serisi yüzde 24 civarında bir kullanım oranı yakalarken, daha önceki sürümlerin bile Marshmallow’dan daha fazla kullanım oranına sahip olduğunu görüyoruz. Bu durumu markalar ve Google için oldukça zorlaştırırken, yeni gelen sürümlerle birlikte Marshmallow gibi sürümlerin atıl kalmasından endişe ediliyor.

Samsung Electronics Japon telekomünikasyon operatörü KDDI ile 10 yılı aşkın süredir devam eden işbirliğini yapılan anlaşmayla; yeni nesil 5G teknolojiler geliştirmek üzere sürdüreceğini açıkladı. Samsung Networks Business Başkan Vekili ve Araştırma ile Geliştirme Ekibi Lideri DongSoo Park, KDD ile devam ettirecekleri işbirliği konusunda şu yorumda bulundu: “Son 10 yıl içinde Samsung ve KDDI, Japon pazarına en gelişmiş CDMA ve LTE teknolojilerini getirdi. 3G ve 4G’de yeniliğe yön vermek üzere birlikte çok uyumlu bir şekilde çalıştık. Sürdürmeye karar verdiğimiz bu başarılı işbirliği, bizi 5G çağında son kullanıcılara sunabileceklerimiz konusunda heyecanlandırırken; kendimize olan güvenimizi de artırıyor.” KDDI Teknoloji Sektöründen Sorumlu Yönetici Başkan ve Yönetim Kurulu Üyesi Yoshiaki Uchida

ise işbirliği için “Şirketimiz tüketiciye yüksek kalite ağ performansı ve üstün kullanıcı deneyimi sağlama odağıyla çalışıyor. Samsung ile sürdüreceğimiz bu başarılı işbirliğinde; tüketici taleplerine mobil ağımızla ayak uydurmak üzere, 5G yeniliklerini uygulayacak çalışmalar yapacağız” şeklinde bir açıklama yaptı. Bu işbirliği, her iki şirketin de mobil ağ

alanındaki uzmanlıklarından faydalanmasıyla, 5G geliştirme hızını artırmasına yardımcı olacak. İşbirliği kapsamında, 5G için öncelikli öneme sahip teknolojilerin araştırılması ve doğrulanması çalışmaları hayata geçirilecek. İlk aşamada ise en büyük etkiye sahip gelişmelere odaklanılarak; hem Samsung hem KDDI, yeni nesil telekomünikasyon için hazır hale gelecek.

Teslasuit sanal gerçeklik deneyimini hissetmenizi sağlıyor Gerçek hayatta var olan ya da olmayan yerlerin 3 boyutlu olarak bilgisayar ile yeniden simüle edilmesi ve gerçek gibi deneyim sunması olarak tanımlayabileceğimiz ‘sanal gerçeklik’ yakın geleceğe damgasını vuracak bir teknoloji. Kickstarter üzerinden fonlanmaya başlanan Teslasuit, İngiliz bir şirket olan Tesla Studios tarafından hayata geçirildi. Bütün vücudu saran bu kıyafet, kullanıcıların sanal gerçeklik deneyimlerini vücutlarında hissedebilmelerine olanak sağlıyor. Sanal ortamı gerçeğe taşıyan iki farklı modele sahip kıyafet, vücudun farklı noktalarına titreşimler gönderiyor. Teslasuit’in Pioneer modelinde 16, Prodigy modelinde ise 52 iletişim kanal bulunuyor. Cihazın üzerinde yer alan Elektronik kas simülatörü (EMS) sayesinde, sanal etkiler vücut üzerinde gerçekmiş gibi

Yahoo tarafında işler daha da kötüleşiyor

hissediliyor. Araştırmacılar birlikte kullanılan iki teknolojinin kullanıcılar için çok etkileşimli, bir sanal gerçeklik deneyimi sunacağını belirtiyor. Quad Core 1GHz işlemci, 1 GB RAM ve 10 bin mAh pil kullanarak, Tesla OS adlı işletim sistemiyle çalışan kıyafetin kemer kısmında yer Bluetooth aracılığıyla, sanal gerçeklik gözlükleri ve akıllı cihazlarla etkileşim gerçekleşiyor. Sanal gerçeklik deneyimi

yaşarken eksik kalan kas uyarılmalarını sağlayan Teslasuit’in piyasaya sürülmesiyle, ürünün sanal gerçeklik alanında çığır açacağı ön görülüyor. Cihazın satışa ne zaman çıkacağı belirtilmese de ürünün ön siparişleri Kickstarter’da 1.499 dolara satılıyor. Şimdilik Kickstarter’da 39,647 dolar fon toplayan cihazın hayata geçmesi için 365 bin dolar toplanması gerekiyor.

Bir zaman internet fenomeni olan Yahoo’nun, sosyal medya platformlarının büyümesi ve Google’ın yükselişiyle birlikte işleri iyice kötü bir hal almaya başladı. Yahoo’nun 2010 yılında başlayan düşüşüyle birlikte Marissa Mayer yönetime geçmiş ve şirketi yeniden bir yapılanma sürecine sokmuştu. Marissa Mayer bir süre şirketin gerilemesine engel olsa da, Yahoo istediği eski potansiyeline bir daha dönemedi. Şirketle ilgili son haberlere göre Yahoo toplam iş gücünün yüzde 10’undan fazlasına denk gelen bir işten çıkarma operasyonuna hazırlanıyor.

Bir hafta önce Yahoo Screen servisini de kapatmak zorunda kalan şirket, uzun bir dava süreciyle karşılaştı. Bir zamanlar internet dünyasının en önemli servislerinden biri olan Yahoo, görünüşe göre itibarını ve çalışanlarını kaybediyor. Önümüzdeki haftalarda çeyreksel finansal raporunu açıklayacak şirket, öncesinde büyük bir işten çıkarma operasyonuna hazırlanıyor. İşten çıkarımların tüm departmanlarda gerçekleşeceğini düşünürsek, Marissa Mayer’in üzerindeki baskı daha da artacak gibi gözüküyor.


30

BThaber

BTnet.com.tr

18 - 24 OCAK 2016

Ağ erişiminizi genişletin İnternete bağlanan ürün sayısı arttıkça ağ erişiminin sağlanması gerektiği alanlar artıyor. Artık evin mutfağından yatak odasına, holünden tuvalete, her noktada internet bağlantısı ihtiyacı duyuyoruz. Elbette ki bu bağlantıyı çoğu zaman tek modemle sağlamak mümkün olmuyor; ek kablosuz ağ güçlendiricilere ihtiyaç duyuluyor. Kablosuz destekli powerline adaptörler genellikle iyi bir çözüm olarak karşımıza çıkarken, kimi durumlarda klasik yönlendiriciler daha fazla işe yarayabiliyor. ZyXEL’in NBG6515 model yönlendiricisi, bir yönlendiriciden fazlasını sunan bir ürün. Küçük kasa, büyük antenler NBG6515’in gayet küçük bir yapıda olduğunu söyleyebiliriz. Üst kısmında ZyXEL logosunun yanı sıra cihazın işlevleriyle ilgili bilgilendirme LED’leri de yer alıyor. Hangi portlara bağlanılmış, kablosuz bağlantı açık mı, internete bağlı mıyız gibi soruların cevaplarını bu LED’ler aracılığıyla görebiliyoruz. Cihazın en dikkat çeken kısmı ise arkasındaki devasa antenleri. Boyuna göre bir hayli büyük antenlere sahip olan NBG6515, yüksek performanslı 802.11ac desteği de sunuyor. Şimdi arka panelindeki 4 tane gigabit LAN, 1 tane WAN ethernet bağlantısıyla beraber neler yapabildiğine bakalım.

Inceleme BTnet

Her işlev mevcut Ürünün çok çeşitli kullanım biçimlerine açık olduğunu belirtelim. Standart yönlendirici modunda kablolu ağ bağlantısının yanı sıra, WAN’dan gelen internetin dağıtımını kablosuz olarak da gerçekleştirebiliyor. Erişim noktası moduna alındığında sadece kablosuz ağ dağıtımı işlevin gerçekleştirirken, tekrarlayıcı moduna alındığında ise evde hali hazırda bulunan kablosuz ağın menzilini, aynı yayını bulunduğu yerde kopyalayarak genişletebiliyor. Üstelik bu üç işlev için cihazın alt tarafında fiziksel bir tuş bulunuyor. Böylece modlar arasında geçiş yapmak için yönlendiricinin arayüzüne giriş

yapmanıza gerek kalmıyor. Yüksek performanslı kablosuz ağ desteği sunan ürünün arka panelinde WiFi için açma kapama butonu da yer alıyor. Böylece istediğimiz takdirde, kolayca kablosuz ağını kapatabiliyoruz. 250 TL seviyesinde satılan ürün özellikle tarayıcı arayüzüne gerek kalmadan, kolayca modlar arasında geçiş yapılabilmesi ve kablosuzun kapatılıp açılabilmesi özellikleriyle ön plana çıkıyor. Ürün, aynı zamanda USB bağlantısı aracılığıyla ağ depolama birimi işlevi de görebiliyor. Tek yapmamız gereken yan tarafında bulunan USB portuna herhangi bir depolama birimi bağlamak.

HTC Vive ön siparişe açılıyor VR gözlüklerin piyasayı kasıp kavuracağı günlere gelmek üzereyiz. Eğlence dünyasını olduğu kadar reklamcılık dünyasını da ciddi anlamda değiştirecek olan VR teknolojisi için geri sayım başladı. 2016’nın en önemli teknoloji trendlerinden biri olması beklenen VR için Oculus ve HTC gibi firmalar özel gözlüklerini hazırlıyorlar. HTC’nin Vive model VR gözlüğü de beklenen cihazlar arasında. Oyun için monitörün veya televizyonun yerini alma potansiyeli olan bu cihazlardan Vive,

ön siparişe açılıyor. Vive, 29 Şubat’tan itibaren ön siparişle satın alınabilecek. Merak etmeyin; bu sene Şubat 29 çekiyor. Hali hazırda ön siparişe 599 dolar veya 499 avro fiyat etiketiyle satın alınabilen Oculus Rift, Mart ayında

piyasaya çıkacak. Valve ile ortak hazırlanan ve Steam VR olarak da bilinen Vive’ın güncellendiği, geçtiğimiz günlerde gerçekleştirilen CES fuarında duyurulmuştu. Güncelleştirmelerle beraber kameranın eklenmesinin yanı sıra ergonomi tarafında geliştirmeler yapıldığı söylenmişti. HTC’nin ise fiyat konusunda ne gibi bir karar verdiği henüz belli değil. Fakat çok ucuz olmayacağı biliniyor. Zira firma bir süredir alınabilirlikten ziyade kaliteyi hedeflediğini belirtiyor.

Apple, Beats ile beraber kablosuz EarPods üzerine çalışıyor Radikal kararlarıyla ünlü Apple, bu sefer fazlasıyla sivri bir hareket yapmaya hazırlanıyor. Geçtiğimiz günlerde sizlerle Apple’ın yeni telefonlarında 3.5 mm kulaklık portunun bulunmayacağıyla ilgili ortaya çıkan söylentilerle ilgili haberimizi paylaşmıştık. Şimdi gelen haberler ise bu durumu biraz olsun doğrular nitelikte. Apple’ın geçtiğimiz seneler içerisinde satın aldığı Beats, bildiğiniz gibi bir kulaklık üreticisi. Apple’ın Beats ile beraber şu sıralar Bluetooth bağlantılı EarPods kulaklıklar üzerine çalıştığı söyleniyor. Yeni EarPods’un gürültü engelleme ve Siri’yle bağlantı kurabilme gibi özelliklerinin de bulunacağı da söylentiler arasında. Bu kablosuz EarPods’un telefondan ayrı satılacağı konuşuluyor. Hem de tahmin edeceğiniz üzere oldukça yüksek bir fiyat etiketiyle. iPhone 7’nin kutusundan çıkacak

EarPods modelinin ise Lightning bağlantısını kullanacağı belirtiliyor. 3.5 mm gibi fazlasıyla yaygın bir şekilde kullanılan bir bağlantı tipinden vazgeçmesi, bazı Apple fanlarının da iPhone’dan vazgeçmesiyle sonuçlanabilir. Evet, 3.5 mm bağlantısı artık ilkel kalıyor fakat henüz alternatifi olan bluetooth kulaklıklar yeterince yaygınlaşmış değil. Apple’ın bu noktada 3.5 mm ses bağlantısını biraz erken terk etmeye çalıştığını söylememiz mümkün. Apple’ın böyle bir davranış sergilemesinin ardından diğer telefon üreticilerinin de böyle bir işe kalkışması, 2000’li yıllardaki telefonlarda şarj adaptörü karmaşası gibi bir sonuca sebep olabilir. Bakalım Apple’ın bu çılgın çıkışı ne gibi tepkilere yol açacak. Apple’ın yeni telefonunda böyle bir işe kalkışmaması için şimdiden 230.000 imza toplanmış durumda.

BlackBerry Android’e geçiş yapıyor Bir zamanlar iş telefonları olarak çoğu kişinin elinde görebildiğimiz BlackBerry telefonlar, iOS ve Android işletim sistemlerini kullanan akıllı telefonların yanında ezilmeye başlamıştı. Firma, tamamen dokunmatik ekrana sahip ve kullanışlı BlackBerry 10 işletim sistemine sahip modellerini piyasaya sürmüş olsa bile Android ve iOS’tan maalesef çok pay almayı başaramamıştı. Firma son çare olarak Android işletim sistemine dönüş yapmayı tercih ediyor. Firmanın geçtiğimiz aylarda piyasaya çıkan Android’li Priv modelinin ardından kullanıcılar Android işletim sistemine devam edilip edilmeyeceğiyle ilgili merak içerisindeydi. CES’te konuşma yapan BlackBerry CEO’su John Chen, 2016 yılı içerisinde piyasaya çıkacak tüm modellerin Android işletim sistemini kullanacağını belirtti. İlk modellerden biri olarak karşımıza çıkan Priv, henüz hiçbir Android telefonda

bulunmayan, BlackBerry’ye özgün ve son derece şık görünen bir tasarıma sahip. Ürünün sürgülü yapısı sayesinde istediğimiz an fiziksel tuşlara sahip klavyesini açabiliyoruz. Ayrıca Samsung Galaxy S6 Edge gibi eğimli AMOLED ekrana sahip. Üst uç seviyeye hitap eden, Android işletim sistemine sahip ve BlackBerry çizgilerini taşıyan modeller akıllı telefon dünyasında büyük ses getirme potansiyeline sahip. BlackBerry’nin fiziksel QWERTY klavyeyi Android platformuyla buluşturması, Android dünyasında da farklı etkilere sebep olabilir. Tabii öncelikle yazılım tarafında geliştirmelerini yapmaları ve kendi yazılımlarını hazırlamaları gerekiyor. Beraberinde hazırlayacakları özel BlackBerry arayüzüyle beraber büyük akıllı telefon üreticilerine tam anlamıyla rakip olması mümkün. Biraz “sıkışıp kalmış” durumdaki akıllı telefon dünyası, umuyoruz ki BlackBerry ile silkinecektir.


BThaber

BTnet.com.tr

18 - 24 OCAK 2016

Her yere sığan ince bir yazıcı Gerek ofislerde gerek evlerde ihtiyaç duyulan yazıcıların en büyük dezavantajlarından biri, elbette ki kapladıkları yerler. Özellikle sık kullanılmayan yazıcıların az yer kaplıyor olması büyük önem taşıyor. Zira kimse az kullanılan bir ürünün fazla yer kaplamasını istemez. HP’nin Deskjet Ink Advantage serisine dahil ettiği 4535 hepsi bir arada yazıcı modeli, az yer kaplıyor olmasıyla sivrilen bir ürün. VHS oynatıcılarından hallice 445 x 367 x 128 mm boyutlarıyla dar ama biraz yüksek bir VHS video oynatıcılarını andıran 4535, hem dar yerlere sığabiliyor, hem de göze batmıyor. Yüksekliğinin bu denli az olması, dolap gözlerine bile yerleştirilip kullanılmasına imkan sağlıyor. Bu kadar küçük yapıda olmasına rağmen cihazın çok fazla açılır – kapanır bileşenlere sahip olmaması, ürünün diğer yazıcılardan çok daha şık ve “göze batmaz” görünmesini sağlıyor. 4535’in ön yüzeyinde bir tane dokunmatik monokrom ekran bulunuyor. Bu ekran aracılığıyla cihazın tüm ayarlamalarını gerçekleştirebiliyoruz. Bu cihazla beraber belki de ilk defa monokrom – dokunmatik ekran kullandığımı da belirteyim. Menüler kullanıcı dostu ve siyah – beyaz da olsa görsellerle desteklenerek gezinmesi kolaylaştırılmış. Mürekkep püskürtme teknolojisini kullanan 4535, ister renkli ister siyah beyaz baskı yapabiliyor. Renli 4800 x 1200 dpi kalitesinde baskı yapabilen ürün, siyah – beyaz baskıyı ise 1200 x 1200 dpi’da yapıyor. Her işi yapıyor Ürün baskı yapabilmesinin yanı sıra tarayıcı, fotokopi ve hatta faks gibi işlevlere de sahip. 4535’in üst tarafını açarak ulaşabileceğimiz tarayıcısı, 1200 dpi’a kadar tarama gerçekleştirebiliyor. Tarama hızı ise renklide dakikada 4, siyah – beyazda 8 A4 sayfası olarak belirlenmiş.

Kablosuz ağlara bağlanabilen üründe kablolu ethernet bağlantısı seçeneği bulunmuyor. Fakat yine de USB kablosu aracılığıyla direkt olarak bilgisayara da bağlanabiliyor. Küçük yapısı dolayısıyla özellikle tercih sebebi olabilen HP DeskJet Ink BTnet Advantage hepsi bir arada yazıcı, yaklaşık 400 TL’lik fiyat etiketine sahip.

Inceleme

31


32

BThaber

KARİYER

18 - 24 OCAK 2016

Zam beklentisi yüzde 7-10 arasında yoğunlaşıyor Kariyer.net, Türkiye’nin önde gelen sektörlerinde çalışan yaklaşık 7 bin 500 kişiye 2016 maaş artışları ile ilgili tahminlerini sorarken, bilişim, hizmet, otomotiv, perakende, tekstil, ticaret, turizm, yapı, sağlık ve üretim sektörlerinden 300 şirketten “Çalışanlarınız için 2016 yılında zam oranı ne olacak?” sorusunun yanıtını istedi. Anketin sonuçları; hem işveren hem de çalışan tarafında enflasyon oranında zam sinyalleri verirken, hemen hemen tüm sektörlerde zam tahminleri yüzde 7-10 arasında. Sektör bazında beklentiler şöyle sıralanıyor: Bilişim: Sektör çalışanların yüzde 28’i, yüzde 7-10 oranında zam beklerken; yüzde 16’sı yüzde 11-13 oranında zam alacağını düşünüyor. Yüzde 10 oranında bir kesim ise 2016’dan yana karamsar ve zam olmayacağı görüşünü dile getirirken, yüzde 20 ve üstünde zam beklentisi olanların oranı ise yüzde 11. Sektördeki firmalar içinde

ankete katılanların yüzde 36’sı yüzde 7- 10 zam oranı üzerinde yoğunlaşırken; yüzde 1520 aralığında zam yapacağını söyleyenler de sektöründe yüksek ücret beklentilerini doğruluyor. Hizmet: Sektörde enflasyon oranına yakın tahminler var. Anketi yanıtlayanların yüzde 26’sı yüzde 7-10 aralığında zam beklentisinde. Katılanların yüzde 13’ü yeni yılda zam yapılmayacağını düşünürken; yüzde 4-6 zam seçeneğini belirtenler de yüzde 12’lik bir kesim. Hizmet sektöründeki şirket yöneticilerinin yüzde 45’i yüzde 7 - 10 ile tahmin edilen zam oranı etrafında birleşiyor. Yüzde 17 oranında katılımcı firma ise yüzde 11-13 oranında ücret artışı yapacağını söylüyor. Otomotiv: Yüzde 33’lük bir oranla yüzde 7-10 zam oranı öne çıkarken, katılımcıların yüzde 17’si ise yüzde 11-13 arasında ücret artışı bekliyor. Sektör firmalarının yüzde 50’si zam oranı konusunda çalışanların beklentileriyle benzer

Analitik düşünme becerisi geriliyor İK alanında ölçme ve değerlendirme hizmeti veren Assessment Systems, dört yıllık üniversite mezunu ve beyaz yaka pozisyonlar için başvuru yapan gençlere yönelik uygulanan “Yetenek Testleri”nde son 5 yılda yaşanan değişiklikleri analiz etti. Assessment Systems tarafından yeni mezun adaylara yönelik işe alım sürecinde kullanılmak üzere geliştirilen ve bugüne kadar 500 binden fazla kişinin değerlendirildiği FVAT Yetenek Testi ölçümlemelerine göre, son beş yılda 21-28 yaş arası gençlerin yetenek testi başarısında özellikle “Analitik Düşünme” boyutunda yüzde 25 düşüş var. Assessment Systems’ın istatistiklerine göre, 2011 ile 2015 yılı verileri arasında, özellikle 21-28 yaş aralığında “Analitik Düşünme” boyutunda önemli fark var. 2011 yılında 24 yaşında olan bir genç ile 2015 yılında 21 yaşında olan bir gencin analitik düşünme

boyutundaki doğru cevap sayısında yüzde 25 düşüş gözlemleniyor. Düşüş, sadece analitik düşünme boyutu ile sınırlı değil. Dikkat ve sayısal boyutlarda da düşüş görülüyor. Assessment Systems Kurucusu ve CEO’su Levent Sevinç, sonuçları şu sözlerle değerlendirdi: “Analitik düşünme boyutu genel tanımı ile bireyin olay ve olgular arasında neden sonuç ilişkisi kurabilme yeteneği. Bu iş yaşamında, bir sorunu belli sistematik ve mantık sırasında çözümleyebilme, işiyle ilgili verdiği bir kararın sonuçlarını öngörebilme gibi temel davranışlara karşılık gelir. Bu, iş yaşamında beklenen birçok yetkinliğin temelini oluşturan önemli bir zihinsel beceri. Veriler, dört yıllık üniversite mezunu beyaz yaka pozisyonlar için başvuran gençlere ait. Bu durumda bu analiz, kurumların “Nitelikli çalışan bulmakta zorluk yaşıyoruz” ifadelerini de destekliyor.”

Komorosano, Ağaoğlu’nda Bilgi Sistemleri & Teknolojileri Direktörü oldu

Aleksi Komorosano, Ağaoğlu Şirketler Grubu’na Bilgi Sistemleri & Teknolojileri Direktörü olarak transfer oldu ve Ağaoğlu Şirketler Grubu’nun Dijital Dönüşüm yolculuğunu hızlandırmak, IoT, Akıllı Ev projeleri ile yeni fikirler geliştirmek üzere görevine başladı. Işık Üniversitesi’nden 2003 yılında mezun olan Komorosano, Aleksi aynı üniversitede Yönetim Bilişim Sistemleri Komorosano yüksek lisansını tamamladı. 2003 yılında İnteltek’de Kurumsal BT Uzmanı olarak iş hayatına atılan Komorosano, 2004 yılında şirketin Bilişim Sistemleri ve Proje Yöneticisi olarak görev aldı. Komorosano daha sonra sırasıyla; Mapplook ve Etiqadd’da Teknoloji Direktörü olarak çalıştıktan sonra NEF Gayrimenkul’de IT Müdürlüğü görevini yürüttü.

oranları telaffuz ediyor. Perakende: Çalışanların beklentisi yine ağırlıklı olarak yüzde 7-10 arasında. Perakende sektöründeki çalışanlar ile işverenlerin yorumları birbiriyle örtüşüyor. İşverenlerin yüzde 23’ü yüzde 7-10 oranını işaret ederken; yüzde 17’si ücret artışının yüzde 6’nın altında olacağını söylüyor. Tekstil: Beklentiler yüzde 7-10 arasında. Sektör çalışanlarının beklentisiyle doğru orantılı olarak

işverenlerin yüzde 35’i de yüzde 7-10 aralığını işaret ediyor. Ticaret: Sektörde çalışanların neredeyse yarısının tahminlerine göre; zam oranları yüzde 7-10 ve yüzde 11-13 arasında gerçekleşecek. Şirketler de yüzde 7-13 arasında artıştan bahsediyor. Turizm: Çalışanların yüzde 15’i ücret artışı olmayacağını savunuyor. Yüzde 32’lik kesim, yüzde 7-10 arasında zam beklerken, yüzde 12’si ise yüzde

E T K İ N L İ K L E R 18-21 Ocak 2016

World Future Environment Exhibition Birleşik Arap Emirlikleri AYRINTILI BİLGİ: www.worldfutureenergysummit. com/ 20-23 Ocak 2016

Bett London Londra AYRINTILI BİLGİ: www.bettshow.com/

3-4 zam olacağı kanısında. Şirket yöneticilerinin neredeyse yarısının verdiği yanıtlar da yüzde 7-10 oranını işaret ediyor. Yapı: Sektör çalışanlarının neredeyse yarısı yüzde 8 üstünde artış beklerken, katılımcıların yüzde 17’si yüzde 11-13 arasında zam bekliyor. Şirketler içinde anketi yanıtlayanların yüzde 57’si çalışanların beklentisi ile paralel yanıt veriyor. Üretim: Anketi yanıtlayanların yüzde 30’u yüzde 7-10 ücret artışı bekliyor. İşverenlerin yüzde 28’i yüzde 11-13 arasında zam yapacaklarını söylerken; yüzde 25’i de artışı yüzde 7-10 olarak belirtiyor. Sağlık: Çalışanların yüzde 28’inin tahmini yüzde 7-10 arasında. Yüzde 11’i ise zam beklemediğini dile getiriyor. İşverenler tarafında yüzde 7-10 zam yapacağını söyleyen yüzde 26’lık kesimin yanı sıra, yüzde 21’i de enflasyon oranında zam olacağını belirtiyor.

Y U R T D I Ş I

31 Ocak-3 Şubat 2016

14-18 Mart 2016

Solidworks World 2016 Dallas, ABD AYRINTILI BİLGİ: www.solidworks.com/sww/

CeBIT Hannover, Almanya AYRINTILI BİLGİ: www.cebit.de/home

22-25 Şubat 2016

GSMA Mobile World Congress Barselona, İspanya AYRINTILI BİLGİ: www.mobileworldcongress. com/

Bu köşede yayınlanmasını istediğiniz etkinliklerinizle ilgili bilgileri handana@bthaber.com.tr adresine gönderebilirsiniz.

E T K İ N L İ K L E R 21 Ocak 2016 BTvizyon Bursa AYRINTILI BİLGİ: www.bilisimzirvesi.com.tr 4 Şubat 2016 BTvizyon Gaziantep AYRINTILI BİLGİ: www.bilisimzirvesi.com.tr 18 Şubat 2016 Oracle Cloud Day Ankara Rixos Grand Otel AYRINTILI BİLGİ: https://eventreg.oracle. com/profile/web/index. cfm?PKWebId=0x3003917039 23 Şubat 2016 UXİstabul Conference 16’ Dedeman Otel AYRINTILI BİLGİ: http://uxistanbul.org

Y U R T İ Ç İ

25 Şubat 2016 Finans’ta Dijital İnovasyon Hilton İstanbul Bosphorus AYRINTILI BİLGİ: www.bilisimzirvesi.com.tr 25 Şubat 2016 Bilgi ve Doküman Yönetimi Hilton İstanbul Bosphorus AYRINTILI BİLGİ: www.bilisimzirvesi.com.tr 27-28 Şubat 2016 Ankara Startup Bilkent Cyberpark AYRINTILI BİLGİ: http://www.ankarastartup.com/ Program 4-6 Mart 2016 BİLMÖK Şanlıurfa Harran Üniveristesi AYRINTILI BİLGİ: www.bilmok.org.tr

10 Mart 2016 BTvizyon / Kocaeli AYRINTILI BİLGİ: www.bilisimzirvesi.com.tr 16-18 Mart 2016 6. CityExpo / Antalya Expo Center AYRINTILI BİLGİ: http://www.antalyacityexpo.com/# 19-20 Mart 2016 III. Ulusal Yönetim Bilişim Zirvesi Beykent Üniversitesi- Ayazağa Kampüsü AYRINTILI BİLGİ: http://ybzirvesi.com 23 Mart 2016 Kamuda BT Yönetişimi Teknoloji Platformları AYRINTILI BİLGİ: www.bilisimzirvesi.com.tr 23 Mart 2016 Biyometri ve Güvenlik Teknoloji Platformları AYRINTILI BİLGİ: www.bilisimzirvesi.com.tr

Bu köşede yayınlanmasını istediğiniz etkinliklerinizle ilgili bilgileri handana@bthaber.com.tr adresine gönderebilirsiniz.


+90 216 575 36 74 www.mayasoft.com.tr info@mayasoft.com.tr


34

BThaber

MEKTUP

Kış mevsiminin yanar döner havalarından merhaba, Bu haftanın siftahını Türk basın tarihinde bir ilkle yapıyorum. Ajan Brian isimli köpeğin genel yayın yönetmeni olduğu haber sitesi www. ajanimo.com; “Satın Almayacak Sahipleneceksiniz” mottosuyla hayvan gibi habercilik yapmak üzere yayın hayatına başlamış. Genel yayın yönetmenliğini Ajan Brian isimli köpeğin yaptığı, Proaktifpr İletişim Ajansı tarafından yayına hazırlanan www.ajanimo.com, hayvan bakış açısıyla yaptığı haberlerle 1 Ocak itibariyle yayın hayatına başlamış. Ajansın köpeği Ajan Brian tek değil, kedimiz Melahat de var. Ajans yöneticileri, “www.ajanimo.com haber sitesinin genel yayın yönetmeni Ajan Brian konuşabilseydi” diyerek onun duygularına tercüman olmuş. Düzenli takip edilen web sitelerimiz arasında haklı yerini alsın… Bu ilki, yine güzel bir haberle, gezgin bizlere yakışan bir içerikle devam ettiriyorum. Seyahat portalı Uzakrota.com yeni projesi Bloads’i yeni yıl itibariyle yayına almış. Malum, içerik bazlı doğal reklamlar; yayınlandığı mecraların diliyle hazırlanan ve içerik sitelerinde doğal akışta yer alarak okuyucuyu daha az rahatsız ediyor. Bu projede reklamverenler, duyurusunu yapmak istedikleri kampanyaları farklı sitelerde farklı içeriklerde yayınlayabiliyor. Hem sadece seyahat değil, ekonomi, teknoloji, moda ve yemek dahil şu anda 300’den fazla blog’un kayıtlı olduğu sistemde yer alabilmek için 4 basit adımı tamamlamak kafi. Üyelik, kampanya oluşturma, ilk reklamı oluşturma, ardından reklam onaya düşüyor ve ödeme için bilgiler iletiliyor, kısa sürede gerçekleşen onayın

18 - 24 OCAK 2016

Matematik hayatın gerçeği madem… ardından reklam da yayına giriyormuş. İşte bu kadar kolay. Çevremizi bilgilendirelim bu konuda. Gelelim çevresel ve enerji yüklü haftalık başlığımıza… Enerya Genel Müdürü Aslan Uzun, şu soğuk kış günlerinde doğru doğalgaz kullanımı konusunda ipuçları paylaşmış. Her hafta belirttiğim gibi, enerjide küçük önlemler büyük tasarruf demek. Türkiye gibi enerjisinin yüzde 85’ini ithal eden bir ülkede, evlerde sağlanacak yüzde 10 enerji tasarrufu ile 132 milyon dolar ülke ekonomisine geri kazandırılabilir. Enerya, güneş enerjisinde lisans alan firmaların projelerinde ortak yatırımcı olmayı da hedefliyor. Bu temiz ve en doğal enerji kaynağını doğru değerlendirmek, doğaya zarar vermeden enerji ihtiyaçlarını karşılamak demek. Sıra hem çevre hem inovasyonda… Elginkan Topluluğu çatısı altında çalışmalarını yürüten E.C.A.,

2016

www.bthaber.com www.linkedin.com/groups/BThaber twitter.com/bthaber www.facebook.com/BThaber

Okur Temsilcisi Behçet Envarlı benvarli@tbv.org.tr

Mayıs ayındaki Bölgesel Oylama Etkinliğine katılacağı açıklanacakmış. Bu aşamada başarılı olan çalışmalar da Haziran’da New York’taki küresel etkinliğe katılmaya hak kazanacak. Bu arada, Facebook Ödülleri artık KOBİ’leri de kapsıyor. Bu yıl ilk kez tüm başvuru ve değerlendirme süreci mobil üzerinden yapılacakmış. Daha ne olsun… Bu haber çocuklar için gelsin… Çocuklara özel kültür ve eğlence merkezi The ZONE Maslak, bir süre önce Finansbank sponsorluğunda Maslak Uniq’te kapılarını açmış. Da Vinci Learning eğitim kanalının zengin içeriği ile çocukları buluşturan Auditoryum, Türkiye’nin ilk indoor Trambolin Parkı ve Atölye Alanı’nın yer aldığı The ZONE Maslak, Harika Matematik Sergisi’ne de ev sahipliği yapıyormuş. Öyle ya da böyle, hayatın gerçeği olan matematik adına güzel bir adım, detaylar da www.thezonemaslak.com

REKLAM SATIŞ GRUBU

YIL 22 SAYI 1055

18 - 24 OCAK

Türkiye’nin ilk yerli Güvenli Yanma Teknolojisi (SCOT Safety COmbustion Technology) özelliğine sahip tam yoğuşmalı kombi ürün gamını piyasaya sunmuş. Bu kombi farklı gaz tiplerine ve basınçlarına kendiliğinden adapte olma özelliğine sahipmiş. Enerjiyi verimli kullanmak için iyi haber. Vazgeçilmezimiz Facebook, 2016 yılı Facebook Ödülleri’ni (Facebook Awards) 8 Ocak’ta başvuruya açtı. Bu yıl beşinci kez düzenlenecek Facebook Ödülleri, platformda paylaşılan en başarılı yaratıcı içerikleri ödüllendirecek. 2015’te Facebook Ödülleri’ne 160’dan fazla ülkeden 2 bin 700 başvuru yapılmıştı. Facebook daha fazla ülkede, daha fazla yaratıcı çalışmaya yer verebilmek amacıyla 2016’da Facebook Ödülleri’ne bazı yenilikler getirmiş. Örneğin ödüller artık daha da küresel hale geliyor. Nisan ayında Facebook Creative Shop tarafından incelenen çalışmalardan hangilerinin

sitesinde. Matematik; analitik düşünme ve yaratıcılık demek, işte bunun bir sonucu, yani girişimcilik. Türkiye’de girişimcilik kültürünü yaygınlaştırmak, üniversite gençlerine ilham vermek ve onların girişimcilik ruhunu keşfetmelerini sağlamak amacıyla kurulan Türkiye Girişimcilik Vakfı, ikinci yılına toplam 80 Fellow’la devam ediyormuş. Bu yıl toplam 30 bin başvuru alan Fellow Programı’na seçilen öğrenciler, ilham veren rol modellerle tanışıyor, girişim elçileri olarak farklı etkinlik ve projelerde yer alıyormuş. Gelelim haftanın ödüllerine… Bilişim alanında yılın en iyilerini belirleyen Boğaziçi Üniversitesi Bilişim Kulübü Compec, ESET’i ‘Yılın En İyi Antivirüs-Güvenlik Şirketi‘ olarak seçmiş. Ödülü de ESET Türkiye Teknik Müdürü Erkan Tuğral almış. Bir ödül de pek sevdiğin Hepsiburada.com’a gelmiş. Pazarlama ajansı ve araştırma firması FikriMühim’in Digital Age Dergisi için yaptığı araştırma ile Türk tüketicisinin 2015 yılında en başarılı bulduğu teknoloji markaları belirlenmiş. Hepsiburada. com da, araştırmanın e-ticaret kategorisinde en başarılı marka olmuş. Haftayı Ankara’dan bir haberle bitiriyorum, benim için zor olsa da sen takip etsen harika olur. Ankara Piyano Festivali devam ediyor ve İtalya’nın caz dünyasına kazandırdığı en önemli piyanistlerden biri olarak gösterilen Stefano Bollani de, İtalya Büyükelçiliği işbirliğiyle Ankara Piyano Festivali kapsamında ilk kez 19 Ocak’ta ODTÜ KKM’de sahne alacakmış. Zaman dar, benim gelmem zor, iyisi mi sen takip et. Bu hafta da bu kadar, yeniliklerle haftaya yine buradayım,

BThaber Yayıncılık ve Etkinlik Hizmetleri A.Ş. adına Sahibi Ayhan Sevgi ayhans@bthaber.com.tr BThaber Grubu Yayın Koordinatörü Ayhan Sevgi ayhans@bthaber.com.tr Yazı İşleri Müdürü (Sorumlu) Bülent Nevres bulentn@bthaber.com.tr

Editörler Handan Aybars handana@bthaber.com.tr Sedef Özkan (Ankara) sedefo@bthaber.com.tr Ekrem Uçman ekremu@bthaber.com.tr Görsel Tasarım Nevzat Karataş nevzatk@bthaber.com.tr

Haber Merkezi Ruşen Göbel ruseng@bthaber.com.tr Simay Yaylacı simayy@bthaber.com.tr

Mukadder Keskingözler mukadderk@bthaber.com.tr

Satış Grubu Evrim Koç Demirci evrimk@bthaber.com.tr Perihan Kıtay Özden perihano@bthaber.com.tr Özge Karataş ozgek@bthaber.com.tr Canan Şahin canans@bthaber.com.tr

Abone ve Dağıtım Sorumlusu Kutay Göçe btabone@bthaber.com.tr Yönetim Yeri: BThaber Yayıncılık ve Etkinlik Hizmetleri A.Ş. Fetih Mah. Tahralı Sokak Kavakyeli Plaza C Blok 7/5 34704 Ataşehir/İSTANBUL Tel 0216- 291 13 90 ISSN 1300-6495

Bültenlerinizi

bulten@bthaber.com.tr adresine gönderebilirsiniz

Cilt, Baskı, Poşetleme: Apa Uniprint San. ve Tic. A.Ş. - Hadımköy İstanbul Asfaltı Ömerli Köyü İstanbul - Tel 0212-798 28 40. l BThaber kontrollü abonelik sistemiyle dağıtılmaktadır. - Fiyatı 1 Kuruş (KDV dahil) - BThaber, 5187 sayılı Basın Kanunu’nun 2/f maddesi hükmü gereği ‘yerel süreli yayın’dır.



36

BThaber

ICT NEWS

18 - 24 OCAK 2016

CES was dynamic as always Until yesterday defined as one of the biggest consumer electronics event, CES has become one of the world’s most important technology shows. Despite its name being Consumer Electronic Show, not only electronic products such as televisions, many new products and technologies from automobiles to unmanned aerial vehicles are being introduced here. In this context, CES organizer CEA (Consumer Electronic Association) is being replaced with CTA (Consumer Technology Association). This year at CES was held on 6 – 9th January in one of the most important cities in the United States, Las Vegas which hosts many small or large events each year. Over 3,600 companies exhibited their products and over 150 thousand participants visited the event, as BThaber, we also made observations about the event at the spot. Although very few Turkish companies like Vestel participated in the event, we met many Turkish visitors. We met senior managers of many technology market and distributor companies particularly looking for new products in the event. In fact, we have found the chance to interview with Logitech Country Manager for Turkey Mustafa Uyar and Fibaro CEO Teoman Küpeli. CES witnesses history In fact, technology world does not change in a day, but CES allows us to witness this change. For example, witnessing the birth of the video players such as VHS in the past, CES had been a stage for seeing the birth of CDs, DVDs and at last Blueray discs. This year, these technologies were replaced with online broadcasting. This year, Netflix announced in a press conference that in nearly 130 countries including Turkey, they began broadcasting. Now, many people who try to watch Netflix using a VPN are to watch after subscribing from their own countries. In terms of localization, we will see what the situation is in the coming days. We have witnessed the change in the broadcasting history through CES, in my opinion. Car manufacturers showed off their strength CES becomes more like a car show every passing year, this is an obvious fact.

Companies serving and manufacturing in the automotive field demonstrate their new products and technologies here. Driverless vehicles, technologies that facilitate driving, entertainment systems and other products take place at CES. This year, compared to last year, there were many more products and solutions for the automotive industry. Volkswagen unveiled their new electric cars at CES. Ford, Kia, BMW and other manufacturers organized press conferences and introduced their cars to the visitors. Qualcomm held a press conference explaining the solutions developed for cars. The entertainment system is now

over the touch-operated systems and passed to the systems controlled with sound and hand movements. Self-parking feature has now come to a point of not needing you to be in the car for parking. We are witnessing history as we said a little while ago at CES. Virtual and Augmented Reality products come into reality CES 2016 focused on virtual and augmented reality products, among many others. The line who would like to try Oculus Rift glasses, priced as 599 USD was very long. HTC took place among the companies exhibiting their products in virtual reality.

Visitors have the opportunity to try the device in an area located outside the event. Meanwhile, we did not return home without trying Sony’s PlayStation VR. In CES’ opening speech, Intel made participants have a bit more idea on how virtual and augmented reality devices can be used in the real world In fact, we had the opportunity to live an interesting experience visiting Intel’s booth with the bracelet they handed out during the speech. Let’s talk about the unmanned aerial vehicles Drones, unmanned aerial vehicles showed up at each corner of CES this year, as

they did last year. We saw the unmanned aerial vehicles that can be used only in areas surrounded by a network were much more advanced compared to last year. We saw how advanced the technology is after watching drones used instead of the fireworks and drones dancing. Now, drones can overcome barriers on them thanks to developed sensor technologies. However we call them unmanned aerial vehicles, we have seen a flying vehicle with a person carrying capacity. Whether they will be used in real life or not, we do not know at the moment, because the fate of unmanned aerial vehicles is not very clear for now either.



38

BThaber

ICT NEWS

18 - 24 OCAK 2016

2016 will be in the IT focus and much more busy Number of ICT and software-related domestic projects will increase Transport, Maritime Affairs and Communications Minister Binali Yıldırım met with the media in Ankara on January 6th. Minister Yıldırım, at the press conference answered questions of the journalists while sharing the targets for the 2016-2019 periods. Yıldırım said that Yavuz Sultan Selim Bridge, İzmit Bay Crossing Bridge and Eurasia Tunnel would be put into service at the end of 2016. USOM-SOME is being strengthen “It is essential that the social media corporations providing content would work for the benefit of our country. The meaningful this is not to shut them down, but to ensure that they work within the laws of this country.” said Minister Yıldırım, adding that the local production rate of 4,5 G would take some time to increase. Yıldırım continued his speech: “In this period, R&D activities will also increase. This means more domestic projects related to software and

informatics will be realized.” Yıldırım, also with regard to cyber-attacks, stated: “Starting from December 14, we experienced 236 huge attacks which caused negative results. BTK and the ministry are fighting back. USOM’s took serious measures. From now on, SOME’s will be used in all institutions with the internet. Strengthening the USOMSOME network, we will make them taking measures for 7/24 against such attacks. We call the Cyber Security Council meeting this month. Cyber Security Strategy and Action Plan of 2016-2018 will be discussed there, as well. On the other hand, we will perform the backup operation for the National Government Integrated Data Center. We do not express the locations yet.” Minister Yıldırım gave the information that PTT is going through a technical process enabling HGS passes with no credit and the HGS ticket notice period will be shortened.

Bilişim Zirvesi Events, as a branch of BThaber Corporate Group will continue to undertake the most important events in the axis of ‘informatics’ this year and will open up to the world. Bilişim Zirvesi General Manager Neslihan Aksun stating that “The technology guiding the rising generations and shaping the way of life is our future.” expressed that they started preparations for ‘ICT Summit NOW for Kids 2016’ event.

Get ready for breaking grounds! Neslihan Aksun, shared details about plans for 2016. Accordingly, BTvizyon Anatolia Meetings will continue in 13 different cities. 2 being in Ankara and 8 being in İstanbul, 10 different topics will be discussed in Technology Platforms, gathering the industry together. Being a first in its field, Design Awards Summit Ceremony will be held in 2016 for the second time. ICT Summit NOW for KIDS’16 will meet with its participants for the second time. Becoming a tradition for the industry, ICT 500 - Top 500 IT Company Research Awards Ceremony will be followed by many more brand new events such as ICT Summit NOW for Games, CIOs being the first steps of global spread, Meetings in Europe and finally, Technology Transfer Activities in Turkey. “BTvizyon Meetings of 2015 were held with success with 28 different sponsors and a thousand topics along with

participants in Bursa, Gaziantep, Kayseri, Ankara, Trabzon, Konya and Kyrenia.” said Aksun, continuing as follows: “We shared details on networking and wearable technologies, e-commerce, industrial design products, IT management, cloud technologies, cyber security and big data, considering many different approaches. In 2016, we will add new cities to our route. In 2016, we will be in Bursa, Gaziantep, Kocaeli, Kayseri, İzmir, Kahramanmaraş, Denizli, Konya, Mersin, Adana, Erzurum, Ankara and Kyrenia.” Technology Platforms 2016 content plan is listed as: Information and Document Management, Digital Innovation in Finance, BT Management in Government, Biometry and Security, Digital Transformation and Mobile, Big Data, Cloud and Integrated System Strategies, Wearable and Smart Technologies, Renewable Energy Technologies, IoT, M2M and finally ERP Solution Processes.

Summit, once again, will host its participants for two days just before the end of school term with a rich content and workshop concepts.

‘Best of’ Informatics will be selected 17th time ICT 500 - Top 500 ICT Companies Research listing the largest 500 ICT companies according to their turnovers and general categories, carried out by M2S Research and Marketing, becoming an industrial tradition thanks to BThaber Corporate Group will be a guide for both the private and public sector for the 17th time this year.

Children and their families will meet at the summit ICT Summit NOW for Kids 2016, held for the second time in June will host their participants with the topics of children’s today and tomorrow who born into technology and the technology’s place in our future. Besides this intense content, intergenerational communication, parents, educators and professionals will be informed and prepared for the future. Children IT

Autodesk prefers pay as you go model With the evolving technology, everything is changing and pricing methods also differ. Seriously raising the initial investment costs of companies, IT hardware are being replaced by the pay as you go method thanks to the development of cloud technology. Besides, software companies are switching to a similar model in their high cost professional software. Autodesk is one of such companies. Autodesk Turkey Country Leader Murat Tüzüm expressed:

“Autodesk is changing the way to access the software. Currently, like many software providers, Autodesk offers permanent license model, this model enables companies who buy the product own the product permanently. However, the new licensing model uses “pay as long as you use” approach and the products will be sold for 3 months, 1 year, 2 years and 3 years, giving the right to use them for the agreed period of time. Permanent licensing model is offered to the market

for more than 30 years by software manufacturers. It has a hard time responding to the new needs arising from the changing business models. For example, in our day and age, a project-based business is an accepted model. If companies have a two-year project, they do not choose to pay the full price in this model, for a license which will be idle after the completion of the project. The number of small businesses with 1 to 10 employees is very high. These businesses prefer subscribing

the software for a 1/3 cost rather than purchasing the software permanently with a greater cost. We have two important dates such as January 31, 2016 and July 31, 2016. After January 31, AutoCAD LT, AutoCAD and 3D Studio Max single products end the permanent licensing model and pass on to “pay as long as you use” model. After July 31 the permanent licensing model of all products including Suite products will end.”



TOUGHBOOK CF-54

YARI DAYANIKLI DİZÜSTÜ BİLGİSAYAR YENİDEN TANIMLANIYOR

Windows 8.1 Pro işletim sistemli, Intel® Core™ i5-5300U vPro™ işlemcili, yarı dayanıklı, 14 inç dizüstü bilgisayar Panasonic, Toughbook ailesinin yeni ürünü CF-54 ile yarı dayanıklı dizüstü bilgisayarların tasarımında çığır açıyor. Yeni Toughbook CF-54, en ince ve en hafif yarı dayanıklı Toughbook’lardan biri!

www.toughbook.eu

Intel, Intel logosu, Intel Core, Intel vPro, Core Inside ve vPro Inside, Intel Corporation'ın ABD ve diğer ülkelerdeki tescilli markalarıdır.


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.