SAYI
HAFTALIK BİLİŞİM TEKNOLOJİLERİ VE EKONOMİSİ GAZETESİ www.bthaber.com.tr
Sayfa
Borusan Mannesman yatırımlarını genişletiyor
10
Sinem Başak
Borusan Mannesmann, 2016 yılında iş zekası yatırımlarını genişletirken, mobil uygulama odaklı çalışmalarını da sürdürecek.
Sayfa
14
Hazır mısın
Türkiye?
Teknoloji şirketleriyle müşterileri bir araya getirerek her iki tarafa da büyük fayda sağlayan BTvizyon etkinliğinin Bursa ayağı gerçekleştirildi.
Raporlama sorunları ortadan kalkıyor
16
Recep Palamut
1 - 7 Şubat 2016
Yeni devrimde yer kapma yarışı
BTvizyon Bursa büyük ilgi gördü
Sayfa
1057
Handan Aybars
Özel Endüstri 4.0; artık Haber
Sayfa ülkelerin kendi
3
CPM Yazılım, şirketlerin paket yazılımdan kaynaklanan eksiklikleri gidererek, işletmelerin stok, üretim ve raporlama sorunlarını ortadan kaldırıyor.
Lider* IPS Çözümü. Tam 9 Yıldır! McAfee Network Security Platform *Gartner Magic Quadrant Raporu'na göre.
içlerindeki öncelikleri veya bölgesel tartışma konusu olmaktan çıktı, Davos 2016’nın ana gündem maddesi de bu oldu. Türkiye ise bu sefer devrimi takip eden değil takip edilen olması mı gerektiğine karar verecek.
İşletmeler için M2M Çözümleri yarinahazirim.com’da Siz de Dijitalleşme Endeksinizi ölçün, Araç Takip’ten İklimlendirme’ye kadar işletmeniz için gereken Makineler Arası İletişim Çözümlerini öğrenin.
yarinahazirim.com
Se
ra
ve
T ar
la Ta
Vodafone
ki mle özü pÇ
ey
nt
s özümleri ip Ç ak tT
Ko
to
le
k
Mo
ik
n
ri
er
Ta
ip
z Çö
eri üml
İşOrtağım Yarinahazirim.com’da yer alan Vodafone Dijitalleşme Endeksi uygulaması, işletmenizin en verimli şekilde çalışması için gerekli olan teknolojik çözüm ve hizmetlere olan ihtiyacınıza göre puanlama (Vodafone Dijitalleşme Endeksi) yapan web ve mobil tabanlı bir uygulamadır. Vodafone ve Accenture işbirliği ile geliştirilmiştir. Uygulamadan yararlanmak için hizmet kapsamında kullanılacak bilgilerin Vodafone çözüm ortağıyla paylaşılmasına muvafakat edilmesi gerekmektedir.
İşletmeler için Bulut ve Veri Merkezi Çözümleri yarinahazirim.com’da Siz de Dijitalleşme Endeksinizi ölçün, Sanal Sunucu Hizmeti’nden Güvenlik Duvarı’na kadar işletmeniz için gereken tüm çözümleri öğrenin.
yarinahazirim.com
a San
l Sunucu Hizme
ti
Bulut Santral
Hiz
me
ti
Vodafone
Gü ve
nlik Duvarı
İşOrtağım Yarinahazirim.com’da yer alan Vodafone Dijitalleşme Endeksi uygulaması, işletmenizin en verimli şekilde çalışması için gerekli olan teknolojik çözüm ve hizmetlere olan ihtiyacınıza göre puanlama (Vodafone Dijitalleşme Endeksi) yapan web ve mobil tabanlı bir uygulamadır. Vodafone ve Accenture işbirliği ile geliştirilmiştir. Uygulamadan yararlanmak için hizmet kapsamında kullanılacak bilgilerin Vodafone çözüm ortağıyla paylaşılmasına muvafakat edilmesi gerekmektedir.
4
BThaber
GÜNDEM
Endüstri 4.0; artık ülkelerin kendi içlerindeki öncelikleri veya bölgesel tartışma konusu olmaktan çıktı, Davos 2016’nın ana gündem maddesi oldu. Bilişimi kullanmaya özen gösteren ve buna önem veren bireylerin gücü arttıkça, her bir sanayi başlığında bu dönüşüm kendini farklı yollarla gösterecek. Türkiye ise bu sefer devrimi takip eden ‘olmaması’ gerektiğinin farkında, ama yapılması gerekenler konusunda özel sektörün, kamunun, STK’ların ve sektörlerin, yani tüm tarafların bir fikir birliğine vardığını, anlamlı bir yol haritasını şekillendirdiğini söylemek güç. El yordamıyla yol bulma çabası ise yine takipçi olmaktan başka bir sonuç getirmeyecek gibi görünüyor. Çünkü hızlı gelişen teknoloji ve bunların kullanımlarının sonucu olarak Endüstri 5.0 şimdiden konuşulmaya başlandı bile…
1 - 7 ŞUBAT 2016
Yeni devrimde yer kapma yarışı
Hazır mısın Türkiye? Accenture Strategy’nin Davos 2016 kapsamında hayata geçirdiği Handan Aybars ‘Dijital Ezber Bozan: Büyüme Çarpanları’ raporuna göre, dijital beceri ve teknolojilerin en doğru şekilde kullanılması ile 2020 yılına kadar küresel ekonomide 2 trilyon dolarlık ek büyüme sağlanabileceği öngörülüyor. Platform tabanlı iş modelleri ise dijital odaklı büyümenin en büyük fırsatlarından biri. Bu modeller; organizasyonlara yeni pazarlar yaratmaya, iş ortakları ve müşterileri ortak dijital platformda bir araya getirerek değer ortaya çıkarmaya olanak sağlıyor. Raporda, verimliliği ve büyümeyi artırmak için dijital iş modellerinin uygulanmasını geliştirecek 3
öneriye yer veriliyor: Değer fırsatlarına dayalı dijital yatırımların önceliklendirilmesi, bunun için dijital yatırım dengesinin hesaplanması, beceri ve teknolojilerin en uygun kombinasyonunun oluşturulması ve dijital yatırımların geri dönüşünün en üst seviyeye çıkartılması ve son olarak, dijital dönüşüm için doğru ortamın oluşturulması. Yani hem Dijital IQ’nun hem sektörler arası ilişkilerin geliştirilmesi için hükümetle işbirliği yapılması ve rekabet kurallarının değiştirilmesi gerek. Peki bu gereklilikler, ışığında küresel durum ve Türkiye’nin konumu nasıl? Hükümetlere büyük sorumluluk düşüyor Davos 2016 ve Endüstri 4.0 odaklı sorularımızı yanıtlayan Türkiye Bilişim Vakfı (TBV)
Başkanı Faruk Eczacıbaşı’na göre, Davos’ta bu yılın ana temasının Dördüncü Sanayi
Devrimi olması, yerinde ama gecikmiş bir karar. Devamı 6.sayfada
İçine kapanmış Türkİye gerçeğİ (AI: Artificial Intelligence) ile zeka tamamlayıcı/ destekleyici (IA: Intelligence Augmentation) arasında neredeyse çeyrek yüzyıldır sürmekte olan, ama giderek yakınsamaya başlayan tartışmalar ve gelişmeler gibi. Geçtiğimiz sayımızda köşesinde detaylı bir Davos 2016 analizini paylaşan Prof Dr. Osman Coşkunoğlu, elde edilen sonuçların Türkiye’nin stratejisine etkilerine dair beklentilerini şu sözlerle anlattı: “Küresel bağlamda, dijital platformların yarattığı çok boyutlu değişimlerin eşiğinde süregiden tartışmaların biraz daha kristalleşerek devamını sağlayacaktır ve ilgili kamuoylarında farkındalığı, dolayısıyla katılımcılığı arttıracaktır diye düşünüyorum. Dev teknoloji firmaları ve küresel danışmanlık şirketleri ile onların etki altına alacağı büyük sermaye bir tarafta, toplumsal yararı, birey yaşamını ön planda tutan STK’lar ve düşünce kuruluşları öbür tarafta, tartışmalar ve toplumu etkileme yarışı devam edecektir. Tıpkı yapay zeka
Ülkemizde ise maalesef bu konularda entelektüel birikim ve ilgiyi bırakın, ekonomik ilgi bile ya yok denecek kadar az ya da şu veya bu nedenle kendisini göstermiyor. Konuya en yakın ilgiyi göstermesi gereken iki kuruluş var: Endüstri 4.0 vizyonuna sahip çıktığını açıklamış olan TÜSİAD ve Endüstri 4.0 için yol haritası hazırlığı içinde olduğunu açıklamış olan TEPAV ve TOBB. Öyle görülüyor ki, bu tema ile toplanan Davos 2016’da bu kuruluşlarımızın bırakın katkıyı, paylaşacağı bir görüşü bile yok. Oysa, bu konuda ülke çapında farkındalık yaratacak yararlı bir tartışma açtıktan ve gerekli çalışmaları yaptıktan sonra, Davos’daki tartışmalarda rol oynayabilirlerdi, dünya kamuoyu ile bu konudaki görüşlerini paylaşabilirlerdi. Konuya bilişim ve teknoloji alanındaki STK’larımızın da
ilgi göstermesi beklenirdi. Fakat, çağımızın önde gelen ve bizi de ilgilendiren her uluslararası tartışma alanında olduğu gibi, bu konuda da STK’larımız sessiz. Ana akım medyasında, tek tük ya reklam niteliğinde ya da “treni bu sefer kaçırmamak” adı altında evlere şenlik anlamsız öneriler içeren yazı veya haber dışında kayda değer bir bilgi yok. 21. yüzyılın bu konularının dinamosu olması gereken kuruluşlar bile bu kadar yetersiz ve ilgisiz kalabiliyorsa, iktidarı ve muhalefetiyle siyasetimizin de tamamen içine kapanmış ve dünyadan kopuk olması şaşırtıcı değil.
sürekli inovasyon hevesine girmiş olması beklenemez. Acaba, ucuz işgücü ile rekabete alışmış sanayimizin dikkatini çeken “insansız fabrika kavramının cazibesi mi?” sorusu akla geliyor. Özellikle, tekstil sektöründe “robotlar sayesinde, tekstil imalatı ABD’ye geri dönüyor” tür iddialar çıktı karşıma. Oysa tekstil sektörü nanoteknoloji sayesinde çıkaracağı inovatif ürünlerle ucuz işgücü karşısında rekabet edebilir.
Bu manzara gösteriyor ki, içine kapanmış Türkiye’nin, çağımızın bu önemli konusunda da, belki dışarıdan konuşma yapmak için guru davet etmek dışında, oynayacağı bir rol yok. Diğer bir endişem de, konuya ilişkin bazı görüşlerde “insansız fabrika” kavramının yer alması oldu. 4. Sanayi Devrimi sürekli inovasyon gerektirir. Şimdiye kadar inovasyon konusunda dünyada çok gerilerde yer alan sanayimizin birden
Sonuç olarak, ülkemizde, Endüstri 4.0 üzerine anlamlı bir girişim olabilmesi için, hemen “insansız fabrika” hayallerine kapılmadan, öncelikli olarak ilgili STK’ların, düşünce kuruluşlarının ve akademisyenlerin konuyu idari, hukuki, beşeri ve teknolojik altyapı olarak ele alması gerekir. Bu konularda Davos’da sunabileceğimiz bir görüş, öneri veya tartışma konusu yok ama belki gidenler bir şeyler öğrenir.”
Daha iyimser bir bakış açısıyla, ‘ülkemizde ciddi bir Endüstri 4.0 girişimi olursa, bu haliyle ulusal BT sektörü bundan yararlanabilir mi?’ sorusuna da yanıtım, maalesef “hayır”dır.
6
BThaber
GÜNDEM
1 - 7 ŞUBAT 2016
Baştarafı 4.sayfada Akıllı ve bağlantılı cihazların insana gerek kalmadan üretimde ve iletişimde rol alması, bu yeni durumun doğurduğu ve doğuracağı büyük verinin bilimsel yöntemlerle analizi, bu analizlerin yeni iş süreçlerine, üretim biçimlerine yol açarak bilimsel ve teknolojik altyapıyı da değiştirecek olması zaten son yıllarda en yoğun tartışılan konu. “Bu yeni dönemin adı Almanya’da 2011’de konuldu ve giderek bütün dünyada kabul gördü” bilgisini veren Faruk Eczacıbaşı’na göre bunun sebebi, içinde bulunduğumuz dönemin gerçekten devrimsel bir özelliğinin olması. “Sanırım, belki 10 yıl içinde Beşinci Sanayi Devrimi diye bir kavram daha tanımlamak zorunda kalacağız” beklentisini dile getiren Eczacıbaşı’nın bu beklentisinin gerekçeleri de net: Bilgi ve iletişim teknolojilerinin sağladığı devinim o kadar hızlandı ki, şu anda var olan 4.3 milyar IP adresi artık bitiyor, yerine gelecek olan IPv6’daki adres sayısı, Dördüncü Sanayi Devrimi’nin temelini oluşturacak olan IoT düzenine uygun 39 sıfırlı bir sayı olacak. Bu değişim, bir zorunluluk. Çünkü Dördüncü Devrim’de her nesnenin bir IP adresi olacak. IoT düzeninin sağlayacağı avantajları tahmin etmek de zor değil. Ama Eczacıbaşı’nın dikkat çektiği gibi, bu düzenin ne tür sorunlara gebe olduğunu da şimdiden ortaya çıkan siber saldırılar, yazılım hataları gibi örneklerle görüyoruz. “Her devrimde olduğu gibi, bunda da kazananlar ve kaybedenler olacak. Örneğin, bazı mesleklere gerek kalmayacağı yorumları şimdiden yapılıyor” saptamasını paylaşan Faruk Eczacıbaşı, bu süreçte hükümetlere çok büyük sorumluluk düştüğünü vurguladı ve odaklanılması gereken alanları şöyle anlattı: “Bu devrimin neresinde nasıl yer alacağız? Hükümetlere çok büyük sorumluluk düşüyor. Bilgi toplumu, sanayi ve ileri teknoloji siyaseti stratejilerini doğru saptamak, bu stratejileri layıkıyla uygulamak ve bunu denetlemek, hükümetlerin sorumluluğu. Dördüncü
Bu yeni dönemin adı Almanya’da 2011’de konuldu ve giderek bütün dünyada kabul gördü” bilgisini veren Faruk Eczacıbaşı’na göre bunun sebebi, içinde bulunduğumuz dönemin gerçekten devrimsel bir özelliğinin olması. “Sanırım, belki 10 yıl içinde Beşinci Sanayi Devrimi diye bir kavram daha tanımlamak zorunda kalacağız” beklentisini dile getiren Eczacıbaşı’nın bu beklentisinin gerekçeleri de net: Bilgi ve iletişim teknolojilerinin sağladığı devinim o kadar hızlandı ki, şu anda var olan 4.3 milyar IP adresi artık bitiyor, yerine gelecek olan IPv6’daki adres sayısı, Dördüncü Sanayi Devrimi’nin temelini oluşturacak olan IoT düzenine uygun 39 sıfırlı bir sayı olacak. Bu değişim, bir zorunluluk. Çünkü Dördüncü Devrim’de her nesnenin bir IP adresi olacak.
Devrim boyunca görev alacak gençlerimizi, bu devrimin gerektirdiği evrensel bilgi ve beceri düzeyine kavuşturmak, onları küresel boyutta rekabet edebilecek düzeyde
eğitmek yine hükümetlerin sorumluluğu. Gerçekçi ve erişilebilir büyüme ve gelişme hedefleri saptamak, hangi sektörlere ne tür sorumluluklar verileceğini
belirlemek yine hükümetlerin sorumluluğu. Ülkemizin, dünyanın en kritik jeopolitik coğrafyalarından birinde, büyük genç nüfusuyla oynayabileceği rol de aynı
ölçüde kritik. Bu fırsatı çok iyi değerlendirmek hükümetlerin, kamu ve özel sektörün, sivil toplumun çağdaş anlamda yönetişimiyle mümkün olabilir. Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık’ın şu sözlerine tamamen katılıyorum: “Acaba Dördüncü Devrimi de yine tribünlerden seyreden, ciddi para ödeyip, satın alıp tüketen bir ülke mi olacağız? Yoksa, yeni sanayi devriminde Türkiye, rol alan, üreten, satan ve kendi gelir ve refahını yükselten bir ülke mi olacak? Odaklanmamız gereken önemli alanlardan biri bu.”
İşletmeler için Pazarlama Çözümleri yarinahazirim.com’da Siz de Dijitalleşme Endeksinizi ölçün, Mobil Reklam’dan Toplu SMS ve MMS Servislerine kadar işletmeniz için gereken tüm çözümleri öğrenin.
yarinahazirim.com
To
p
lu
E-
l
sta
M
i ob
kl Re
Po
Vodafone
am
To p l u S M S v e To p l u MM
S Se r
v
is
le
ri
İşOrtağım Yarinahazirim.com’da yer alan Vodafone Dijitalleşme Endeksi uygulaması, işletmenizin en verimli şekilde çalışması için gerekli olan teknolojik çözüm ve hizmetlere olan ihtiyacınıza göre puanlama (Vodafone Dijitalleşme Endeksi) yapan web ve mobil tabanlı bir uygulamadır. Vodafone ve Accenture işbirliği ile geliştirilmiştir. Uygulamadan yararlanmak için hizmet kapsamında kullanılacak bilgilerin Vodafone çözüm ortağıyla paylaşılmasına muvafakat edilmesi gerekmektedir.
8
BThaber
E-TOPLUM
1 - 7 ŞUBAT 2016
ODTÜ her türlü desteği vermeye hazır ODTÜ TEKNOKENT ve bölgedeki diğer teknokentlerde bulunan savunma sanayii firmaları, ODTÜ, ODTÜ TEKNOKENT, ASO ve SASAD işbirliği ile Savunma Sanayii Müsteşarlığı himayesinde ve TÜBİTAK Desteği ile düzenlenecek Teknokent Savunma Sanayi Kümelenmesi (TSSK) Proje Pazarı’nda buluştu. Bu sene üçüncüsü düzenlenen TSSK Proje Pazarı, 14 Ocak 2016 tarihinde ODTÜ Kültür ve Kongre Merkezi’nde gerçekleştirildi. ODTÜ TEKNOKENT’te ve bölgedeki diğer teknokentlerdeki savunma sanayii firmalarının oluşturduğu Teknokent Savunma Sanayii Kümelenmesi (TSSK) bünyesindeki firmalar, iş geliştirme potansiyellerinin artırılması ve aktif bir iletişim gerçekleştirilmesi amacıyla TSSK 3. Proje Pazarı’nda bir araya geldi. ODTÜ, ODTÜ TEKNOKENT, Ankara Sanayi Odası (ASO) ve Savunma Sanayii İmalatçılar Derneği (SASAD) tarafından, Savunma Sanayii Müsteşarlığı(SSM) himayesinde, TÜBİTAK Desteği’yle düzenlenen “Proje Pazarı”nda ana yüklenici firmalar hedefleri hakkında bilgilendirme
yaparken, alt yüklenici firmalar, araştırma merkezleri ve araştırmacılar ise kabiliyetlerini ortaya koyarak yeni projeler için işbirliği zeminini oluşturdular. Etkinliğin açılış konuşmasını yapan ODTÜ Rektörü Prof. Dr. Ahmet Acar, “ Ülkemiz için çok önemli olan savunma sanayii sektörünün her sene bir araya gelmesini şahsım olarak çok önemli görüyorum. Savunma Sanayii Müsteşarlığı (SSM) himayesinde ve Ankara Sanayi Odası (ASO) iş birliğiyle gerçekleştirilen proje pazarı etkinliği, firmaların
işbirliği ve üniversite sanayi işbirliği açısından savunma sanayii sektörüne katkı sağlamaktadır’’ dedi. ODTÜ Rektörü, ayrıca, ODTÜ ile Aselsan, Roketsan, Tusaş, FNSS, MİLSOFT ve HAVELSAN arasında yürütülen Savunma Sanayii için Araştırmacı Yetiştirme Programı (SAYP) programının savunma sanayii ekosistemine katkı sağladığını ifade etti. Sözlerine savunma sanayii sektöründe akademesyinlerin önemli bir rol oynadığına değinerek devam eden Acar, “TSSK bünyesinde yer alan firmalar ve araştırma
merkezleriyle beraber, bu alanda uzmanlaşmış akademisyenlerin de sektörde önemli bir rolü üstlendiğini düşünüyorum. Savunma sanayii sektörüne yapılacak her katkı her araştırma ülkemizin geleceği için önemli bir yatırım olacaktır. Buradan hareketle, ODTÜ olarak biz de sektöre her türlü desteği vermeye hazırız.” şeklinde konuştu. Etkinliğin bir diğer açılış konuşmasını yapan TSSK Yönetim Kurulu Başkanı Fatih Ünal, “TSSK olarak küme çalışmalarını başarılı bir şekilde gerçekleştiriyoruz.
Bununla beraber, kardeş küme olan Ostim Savunma Ve Havacılık Kümelenmesi Derneği (OSSA) ile bir iş birliği protokolünün imzalanmasını iki küme arasında sinerji ve işbirliğini artırıcı olmakla birlikte, pekiştirici bir faaliyet olarak da görüyoruz. Bu yüzden, Eskişehir’deki Havacılık (ESAC) Kümesi ve İzmir’deki Havacılık ve Uzay Kümelenmesi Derneği ile benzeri işbirliği protokollerini yapmak üzere görüşmelerimizi sürdürüyoruz” dedi. Etkinliğin açılış konuşmaları sırasında söz alan ASO Genel Sekreteri Yavuz CABBAR ile şeref konuğu Savunma Sanayii Müsteşarlığı(SSM) Sanayi Hizmetleri’nden Sorumlu Müsteşar Yardımcısı Dr. Celal Sami TÜFEKÇİ ise, Savunma Sanayi Müsteşarlığı’nın sektör için çok önemli olduğuna ve proje pazarı etkinliklerinin sektörü bir araya getirmesi açısından stratejik bir görevi üstlendiğini belirten açıklamalarda bulundu. Etkinlikte ayrıca, Teknokent Savunma Sanayii Kümelenmesi (TSSK) ile Ostim Savunma Ve Havacılık Kümelenmesi Derneği (OSSA) arasında iş birliği esaslarına ilişkin çerçeve protokolü imzalandı.
SAP Forum Ankara 10 Mart’ta gerçekleştiriliyor Türkiye’den ve dünyadan en son teknoloji projelerinin ele alınacağı, bu yıl ‘Dijital Ekonomi Çağı’ temasıyla 10. kez düzenlenecek SAP Forum Ankara, dijital dönüşümü tüm detayları ile masaya yatıracak SAP, “Dijital Ekonomi Çağı” teması ile 10 Mart’ta kamu, enerji, savunma ve birçok özel sektör yöneticisini SAP Forum Ankara’da bir araya getirecek. 1000’in üzerinde yöneticiyi buluşturacak olan 10. SAP Forum Ankara’da ‘Dijital Türkiye’ kapsamında dijital vatandaşlıktan farklı endüstrilerdeki yeniliklere kadar Türkiye’den ve dünyadan başarılı dönüşüm projeleri paylaşılacak. Bu yıl 10. kez düzenlenen SAP Forum Ankara’da, sürekli değişen ve gelişen yapılar içerisinde yalın iş modelleri ve verimli süreç yönetimi sağlayan çözüm ve demolar ziyaretçilerle
buluşacak. Etkinlikte, büyük veri yönetimi, e-devlet uygulamaları, kurumsal uygulamalar, analitikler ve teknoloji gibi konular ele alınarak yeni nesil uygulamalar paylaşılacak.
JW Marriott Ankara Hotel’de 10 Mart’ta gerçekleşecek olan etkinlik, uzman sunumları, müşteri başarı hikâyeleri ve yenilikçi çözümleri, ilgi çekici panelleri ile teknoloji
alanındaki yeniliklere ışık tutacak. Kamu, enerji, savunma, telekom ve birçok farklı sektörde üretim, satış, pazarlama, kaynak planlaması, lojistik çözümlerindeki
yeniliklerin tartışılacağı etkinlikte ziyaretçiler, interaktif sunumlara katılabilecek ve SAP ekosisteminin yenilikçi projelerini yakından inceleme fırsatı bulacak.
10
BThaber
BİLİŞİM DÜNYASI
Borusan Mannesmann’ın 2015 yılında temel yatırımlarını Handan Aybars iş zekası teknolojisi ve mobil uygulamalar alanları oluşturdu. İş zekası teknolojisi ile operasyonların geçmiş, günümüz ve gelecekteki durumlarını raporlayarak fark yaratmayı hedeflediklerini, bu amaçlarına ulaştıklarını vurgulayan Borusan Mannesmann BT Müdürü Sinem Başak, “Bu sayede yöneticilerimizin geçmiş verilere hakim olarak, verilerle hareket ederek karar almalarını kolaylaştırdık” dedi. Borusan Mannesmann, yine 2015 yılında değişen satış organizasyonunun ihtiyaçlarına yönelik olarak mobil uygulamalar geliştirdi. Bu uygulamalar sayesinde sahadan gelecek bilgilerin, ilgili yönetim birimine ve merkez ofise anlık iletilebilir duruma geleceğine dikkat çeken Sinem Başak, bunun da bölgesel pazar koşullarına ve ihtiyaçlarına anında geri bildirim verebilmeye, rekabette bir adım önde olabilmeye imkan sağlayacağını vurguladı. Birkaç yıldır üzerinde çalışılan entegrasyon yatırımlarına da devam eden Borusan Mannesmann, bu çalışmalarda klasik satış-üretim-tedarik zinciri gibi şirket içindeki temel fonksiyonların entegrasyonlarının ötesinde, tedarikçileri, müşterileri ve bankalar gibi finansal sektördeki paydaşları ile sistemlerini entegre edebiliyor. Böylece verimlilik artışı ve maliyet avantajının
1 - 7 ŞUBAT 2016
Dijitalleşme Endeksi’nde sektörünün lideri Accenture Dijitalleşme Endeksi’nde Ana Metal Sanayi’nin lideri olan Borusan Mannesmann, 2016 yılında iş zekası yatırımlarını genişletirken, mobil uygulama odaklı çalışmalarını da sürdürecek.
geldiğini söyleyen Sinem Başak, BT ekseninde yatırım planlarını paylaştı: n Bu yatırımların temel gerekçeleri, motivasyon unsurları neler? İnternet kullanımının artması, mobil teknoloji ve kamu tarafından yürütülen e-dönüşüm projeleri, yeni teknolojiler ile birlikte BT yatırımlarının çoğalmasına sebep oluyor. Böyle bir iklimde bizim gibi sektör liderlerine büyük bir misyon düşüyor. Biz önce kendi gelişimimizden, sonra da farkındalık yaratmak adına sektörümüzden sorumluyuz. Burada ana motivasyon; bilgiye daha
Borusan Mannesmann IT Müdürü Sinem Başak
hızlı ve daha kolay ulaşma ihtiyacından geliyor. Ne biz, ne tedarikçilerimiz, ne de müşterilerimiz, aradaki süreçleri uzatan ve katma değeri olmayan işlerle zaman kaybetmek istemiyoruz. Bu; hızı, verimli iş gücü yönetimini ve pazar dinamiklerine çok daha kolay ayak uydurabilmeyi beraberinde getiriyor. n Küresel faaliyetleri olan bir şirketsiniz. BT yapınız, yatırımlarınız yurtdışındaki iş ortaklarınızdan nasıl geri dönüşler alıyor? Borusan Mannesmann olarak 3 kıtada 5 fabrikası olan küresel bir çelik boru firmasıyız. Dolayısıyla farklı pazarlarda farklı ihtiyaçlara sahip birçok müşterimiz var. Bu anlamda bilişim teknolojileri konusundaki uzmanlığımız, özellikle yabancı müşterilerimiz tarafından tercih edilmemizde önemli rol oynuyor. Örneğin bazı projelerde müşterimiz ürünün ne aşamalardan geçtiğini, nereye sevk edildiğini takip edebilmek istiyor. Böyle bir yetkinlik, müşterilerimizin o anlamda kendilerini güven içinde hissetmelerine sebep oluyor. Üretimde de pek çok yeni yetkinliğin geliştirilmesi, insan hatasını sıfıra indiriyor. Örneğin, eskiden manuel yapılan boru boyu ölçümü, artık üretime entegre bir sistemde otomatik olarak
yapılarak, etiket üzerine kayıt ediliyor. n Şirkette bu gibi BT yatırımlarının benimsenme seviyesini nasıl değerlendiriyorsunuz? Bu konuda bilgilendirme ve eğitim çalışmaları yürütüyor musunuz? Yönetim sistemleri, şirketimizde yatırım yapılan ve değer gören bir alan. Her lokasyonda farklı çalışanları olan büyük bir yapıdan bahsediyoruz. Bu büyük yapı, üst yönetimin de ciddi liderliği sayesinde son yıllarda şirketimizin en stratejik alanlarından biri haline geldi. Dolayısıyla bu bilinçle yeni teknolojileri süreçlerimizin içine entegre ederek kullanımını yaygınlaştırmak, bizim için bir hedeften çok, standart bir iş günümüzün gereği. Bu açılardan tüm çalışanlarımız, her yeni uygulamayı ve süreç değişikliğini kısa sürede içselleştirir bir durumda artık. Çoğu zaman çalışanlarımızdan gelen öneriler ile de süreç için teknolojik yatırımlar yapıyoruz. Böylece hep birlikte daha iyisi için çalışıyoruz diyebiliriz. Süreç yeniliklerinde, ilgili çalışanlarımıza in-house eğitimler yapıyoruz. Ayrıca sürekli bilgilendirme duyuruları da gönderiyoruz.
2016 yılı BT yatırım hedeflerİ BT alanındaki en büyük yatırımımız olan Axapta yatırımını 2014 yılında tamamlamış, şirket BT omuriliğini tüm süreçleriyle beraber baştan aşağı değiştirmiş olduk. 2016 yılında iş zekası raporlamaları şirketimizin farklı departmanları için devam edecek. Bunun yanı sıra, mobil uygulama çalışmalarına da devam edeceğiz. İç müşteri mobil uygulama talepleri, artarak devam ediyor. Çalışanlarımız zaman ve ortam bağımsız olarak işlemlerini tek bir platform üzerinden yönetmek istiyorlar. Örneğin, ERP sisteminden gelen bir fatura onayı için tekrar ERP sistemine girmek, izin talebi onayı için web uygulamasını açmak istemiyorlar. 2016’da akıllı cihazlar üzerinden tüm bu süreçleri bir önyüz aracılığı ile yapmayı hedefliyoruz.
n Sektörünüzde BT odaklı yatırım ve yenilikleri nasıl değerlendiriyor, kendinizi nasıl konumlandırıyorsunuz? Sektörde bu konuda lider durumda olduğumuzu tahmin ediyoruz. Aslında geçtiğimiz ay aldığımız bir ödül de bunu doğrular nitelikte. Borusan Mannesmann olarak Accenture’ın Türkiye’nin en dijital şirketlerini belirlemek için Boğaziçi Üniversitesi, Orta Doğu Teknik Üniversitesi, Türkiye Bilişim Vakfı ve Vodafone’un desteği ile hayata geçirdiği Dijitalleşme Endeksi’nde Ana Metal Sanayi’nin dijital lideri olduk. Accenture Dijitalleşme Endeksi, şirketleri, hem müşterilerinden hem de kendi sektörlerinden kaynaklanan ihtiyaçları doğru tespit ederek katma değer yaratabilmelerini sağlayacak dijital strateji, hizmetler ve operasyonel yetkinlikler gibi kriterler üzerinden değerlendiriyor. Bu anlamda, veriye dayalı ve güvenilir bir ödüllendirme sistemiyle bu ödülü kazanmış olmak bizim için çok kıymetli.
BThaber 1 - 7 ŞUBAT 2016
BİLİŞİM DÜNYASI
11
İletişimde büyük birleşmenin markası Türk Telekom
Türk Telekom CEO’su Rami Aslan, Türk Telekom; mobil, internet, ev telefonu, TV ve kurumsal servisler alanında hizmet veren Avea, TTNET ve Türk Telekom markalarını “Türk Telekom” markası altında birleştirdi. Yenilenen marka kimliğiyle hazırlanan reklam filmi medyada 26 Ocak Salı akşamı itibariyle gösterilmeye başlanırken, Türk Telekom mağazaları, genel müdürlük binaları, ofisler, tabelalar, araçlar, personel kıyafetleri yeni logo ile giydirilmeye başlandı. İnternet sitesi de yeni logo ile hizmete sunuldu. Tek marka altında birleşen Türk Telekom’un müşterileri; mobil, internet, ev telefonu ve TV hizmetlerine artık tek mağazadan, tek çağrı merkezinden ve tek internet sitesinden erişecek. Avea, TTNET ve Türk Telekom’u tek marka altında birleştiren Türk Telekom, sektöre fiber altyapısının gücünü getirirken, Türk Telekom’un 206 bin kilometrelik fiber ağının sağladığı güçle, entegre iletişim, eğlence ve TV hizmetleri; tek bir noktadan, kesintisiz şekilde, hız, kalite ve kapasiteyle Türk Telekom markası altında Türkiye’ye sunulacak. “Tek Telekom, Türk Telekom” mottosu ile tanıtılan
birleşmeye dair detaylar, Antalya’da düzenlenen etkinlikle tanıtıldı. Türk Telekom CEO’su Rami Aslan, tüm iletişim ve eğlence hizmetlerinin “Türk Telekom” markası altında toplanması ile ilgili şu bilgileri verdi: Fiberin gücü, mobile daha da güç katacak “Mobil, internet, ev telefonu ve TV hizmetlerimizi ‘Türk Telekom’ markası altında bir araya getirerek yeni bir dönem başlatıyoruz. Bu dönemde, tüm Türkiye’ye yayılmış fiber altyapımızın gücü, hem mobil hem sabit alandaki hizmetlerimizde kendini gösterecek. Fiberin gücünü mobile taşıyacağız. 206 bin kilometrelik fiber altyapımız, Nisan ayında hayata geçecek 4.5G iletişim noktalarını besleyecek kökleri oluşturacak. Yeni 4.5G mobil dünyası Türk Telekom’un fiber gücü üzerinde yükselecek. 5G’nin yol haritasını çıkarmak üzere oluşturulan uluslararası konsorsiyuma Türkiye’den davet edilen tek şirket olmamız ve 5G ile ilgili yaptığımız patent başvurularımız vizyonumuzun kanıtı. Müşterilerimize 4K teknolojisini de sunacağız. Müşterilerimiz, 3 yıl
boyunca yayın haklarına sahip olduğumuz UEFA Şampiyonlar Ligi ve UEFA Avrupa Ligi maçlarını 4K formatında izleme imkanına sahip olacak. Tek marka altında birleşmek; en yüksek kapasite, en yüksek hız, en yüksek servis kalitesi, en geniş ürün portföyü, tek noktadan hizmet, tek çağrı merkezi ve tek internet sitesi demek. Müşterilerimiz hizmetlerimizle ilgili bütün işlemlerini, tek bir çağrı merkezi numarasını arayarak veya internet üzerinden tek panel kullanarak yapabilecekler. Satış sonrası destek hizmetleri de tek noktadan sunulacak. Müşterilerimize hizmetleri kişiselleştirme konusunda avantajlar sağlayacağız. Birleşme; işgücünde kesintiye gitmeden, servislerde aksama yaşamadan tamamlandı. Bu birleşme, Türkiye’de iletişim ve eğlence alanında köklü değişimlere yol açacak. Türkiye’nin 81 iline yayılan, 206 bin kilometrelik fiber ağımız; süper hızlı bağlantı sağlıyor. Son 10 yılda altyapımıza 20 milyar lira yatırım yaptık. 34 bin kişilik personelimiz ve 37 milyon müşteriyle Türkiye’nin en büyük entegre iletişim ve eğlence markasıyız.”
12
BİLİŞİM DÜNYASI
BT alanında kariyer edinmek isteyen profesyonellerin tercihi olan BT Handan Aybars Eğitim, kamu kurumlarının yüzde 60’tan fazlasının ve Türkiye’nin ilk 500 şirketinin yüzde 70’e yakınının BT altyapı kurulumlarını sağlıyor ve eğitimlerini veriyor. BT Eğitim’i farklı kılan ise akademik düzeydeki bilgi ile sahadaki deneyimleri buluşturması. Ankara ve İstanbul ofislerinde hizmet veren, 2001’de Bülent Morten tarafından kurulan BT Eğitim’in temeli, 1999’da Morten’in yönetiminde İTÜ’de kurulan Cisco Networking Academy Programı’na dayanıyor. CCNA (Cisco Certified Network Associate) sertifikasının yanı sıra ağ teknolojileri konusunda eğitim için kurulan programın gördüğü ilgi, 2001’de BT Eğitim’in kurulmasını sağladı. Bugün BT Eğitim, Cisco’nun yanında Zoom CallRec,
Cisco sertifikasyon eğitimleri her BT çalışanın sahip olması gereken bir sertifikasyon halini aldı. Tüm eğitimler Türkçe, ama İngilizce bilgisi olmazsa olmaz. İşte detaylar:
BT Eğitim, gerek küresel çapta yetkinliği olan eğitmenleri ve son teknoloji laboratuvarları, gerekse saha deneyimlerini içeren eğitimleriyle bir referans noktası. Jabra, Ekahau, SUSE Linux ve F5 Networks’ün de yetkili eğitim merkezi. BT Eğitim Genel Müdür Yardımcısı Cumhur Kızıları, Cisco Eğitim İş Ortağı olarak Cisco sertifikalı mesleki eğitimlerin yanında, Cisco teknolojileri alanında danışmanlık, teknik destek, satış öncesi ve sonrası hizmetleri verdiklerini belirtti. Kızıları, eğitimleri ve hedef kitlesini şöyle anlattı: Öncelik, uzmanlığı geliştirmek “Eğitimlere Cisco entegratörlerinin ilgisi var. BT şirketleri de Cisco ile işbirlikleri kapsamında eğitimleri bizden alıyor. Servis sağlayıcılar ve
öğreten içeriği ile CCNP (Cisco Certified Network Professional) ve Cisco sertifikasyonları içindeki en üst seviye olan CCIE (Cisco Certified Internetwork Expert) izliyor.
• Eğitimler üç başlık: İlk • Bu başlıkların adım; en temel eğitim her biri Security, olan, Routing&Switching’i Routing&Swiching, temel alan, üretici bağımsız Collaboration, Service olarak temel ağ bilgisini Provider, Cloud, Industrial veren, diğer uzmanlık (IoT), Data Center ve alanlarında başarı için Wireless olarak alt alınması gereken, 96 saat uzmanlık dallarına ayrılıyor. ile en uzun süreli eğitim • CCIE sınavı iki aşamalı ve CCNA (Cisco Certified ilk aşama bilgi seviyesini Network Associate). ölçen yazılı sınav. Bu sınavı Bunu; karmaşık BT geçenleri, zamana karşı altyapılarında kurulum, yarışılan laboratuvar sınavı bakım ve ayarların izliyor. Her sertifikasyon bir gerçekleştirilmesini partnera_ilan_con.pdf 1 11/01/16 sonraki14:05 için kapı açıyor.
M
Y
CM
MY
CY
CMY
K
1 - 7 ŞUBAT 2016
15’inci yılda hedef Anadolu’da etkinliği artırmak
Tüm eğİtİmlerİn temelİ CCNA
C
BThaber
GSM operatörleri, holdingler de bizden eğitim alıyor. Eğitimlerde takvimlerimiz var, ama kişiler veya kurumlar kapalı bir eğitim isterlerse, bir tarih belirleyip bunu da sunuyoruz. BT Eğitim, kurulduğu günden beri 8 binden fazla bireysel, 4 binden fazla da kurumsal eğitim verdi ve Türkiye’de ilk CCIE eğitimini başlattı. Şu ana kadar 12 CCIE sınıfını bitirdik ve bunlardan çıkan öğrencilerin toplam 74 tanesi sınavı başarı ile tamamladı. Cisco bu alandaki teknolojiyi üreten ana firma ve eğitimini almak, İK adına katma değer. 15’inci yılımızı tamamlıyoruz ve amacımız; eğitimleri İstanbul odağından çıkartıp Anadolu’ya daha fazla yaymak. Burada Cisco desteğini de bekliyoruz.” BT Eğitim, eğitimin yanında danışmanlık, bakım ve kurulum hizmetleri de sunuyor. Ürün satışı yapmadıklarının altını çizen Cumhur Kızıları, başından beri temel amaçları olan ‘uzman yetenekleri öne çıkartmak’ felsefesinden kopmayı istemediklerini vurguladı. EMEAR bölgesinde çalışmalar öne çıkacak BT alanında kariyer sahibi olmak ya da mevcut kariyerinde yükselmek isteyenlerin eğitim alacakları kurumun donanım altyapısı kadar, eğitmen kadrosunun da donanımlı olmasına dikkat etmesi gerek. Bu noktada Cumhur Kızıları, son yıllarda yaptıkları 2 milyon doların üzerindeki teknoloji yatırımı kadar, Türkiye’nin en çok CCIE ve CCSI sertifikalı eğitmenine sahip olduklarına işaret etti. Kızıları, BT Eğitim’i farklı kılan unsurları şöyle anlattı: “Bu yetkin eğitmen kadrosuna EMEAR bölgesinin en iyi eğitmeni olarak ödül alanların yanı sıra Türkiye’nin ilk kadın CCSI’ı da dahil. 2014 Ekim’inde girdiği sınavı başarıyla tamamlayan eğitmenimiz Zeynep Pulat, Türkiye’nin ilk kadın CCSI’ı (Certified Cisco Systems Instructor), yani ilk kadın Cisco eğitmeni unvanını elde etti. 2015 Mayıs’ında Cisco’nun Borderless, Collaboration ve
Data Center alanlarında Uzman Eğitim İş Ortağı olduk. Mayıs 2015 itibariyle Cisco tarafından, Cisco’nun “Uygulama Merkezli Altyapısı” (Application Centric Infrastructure - ACI) için Türkiye’deki ilk ve tek “Yetkili Teknoloji İş Ortağı” (Authorized Technology Provider - ATP) olarak atandık. Cisco bizi aday gösterdi, eğitimleri alıp sınavlara girdik, bu başlıkta
Türkiye’deki ilk eğitimcisi olduk ve eğitimlere başladık. Yeni nesil uygulama ihtiyaçları düşünülerek geliştirilen veri merkezi ve bulut çözümünü olan ACI, yakın gelecekteki BT projelerinin merkezinde yer alacak. Bu beklenti ışığında, önümüzdeki dönemde EMEAR bölgesindeki eğitim ve projelerde yer almayı hedefliyoruz.”
Cumhur Kızıları’dan 2016 yılına bakış • Yurtdışına bağlı yetkili eğitim merkezi olarak eğitim kitapları sunmak, yetkin eğitmenin karşılığını verebilmek gerek. Ama Türkiye’de gri pazar derdiğimiz yapı, haksız rekabete yol açıyor ve hiç denetlenmiyor. Bu nedenle Türkiye’de doğru rekabet şartlarında çalışamıyoruz. • Cisco belli dönemlerde belli teknolojilere odaklanıyor. Şimdiki gündem başlıkları bulut bilişim, IoT ve güvenlik. Cihazlara da yatırım yapıyoruz. Mecidiyeköy ofisimizin içinde veri merkezimizde cihaz yatırımımız var ve öğrenciler sağlam, güncel bir makina parkında çalışıyor. Hedefimiz Cisco’nun her bir alanında uzman en az 3-4 eğitmenimiz olması.
• Eğitim veren arkadaşlarımız, aynı zamanda uzman oldukları başlıkta sahada proje yapan kişiler. Pratiği biliyor, bu pratiği derste de teori olarak anlatabiliyorlar. Kursa gelen kişi, BT Eğitim ailesinin bir parçası oluyor ve burası sektörde bir referans nokta. Teori ve pratik bir arada ve eğitim metodumuzu kendimiz geliştirdik. Bazı eski öğrencilerimiz, bugünkü eğitmenlerimiz. Kişiyi bu amaçla 2-3 yıl kampa alıyoruz ve genel politikamız bu.
• Türkiye’de ara eleman eksiği var ve yeni mezunlar, sektörden kopuk yetişiyor. İK’da satış öncesi veya satış sonrası ağırlıklı, yoğun eleman ihtiyacı var. Özel sektör, eğitim kurumları ve kamunun bilişim eğitimine bakışlarını değiştirmesi ve verimli işbirliğine odaklanması gerek. Her bilgiyi bir arada vermek yerine, kişinin belli konuda uzmanlığı hedeflenmeli, İngilizceyi merkeze alan bir kariyer haritası olmalı.
Cumhur Kızıları, BT Eğitim Genel Müdür Yardımcısı
14
BThaber
BİLİŞİM DÜNYASI
1 - 7 ŞUBAT 2016
BTvizyon Bursa gerçekleşti; sırada Gaziantep var Bildiğiniz gibi teknoloji şirketlerinin çok büyük bir çoğunluğu, yönetimiyle, Ruşen Göbel satışıyla ve pazarlamasıyla faaliyetlerinin büyük çoğunluğunu İstanbul’da yürütüyor. Türkiye’de teknoloji dünyasının “kalbi” olarak tanımlayabileceğimiz İstanbul, bu yönüyle belli başlı avantajlar sağlıyor olsa da aynı zamanda Anadolu şehirlerinin göz ardı edilmesine de sebep oluyor. Teknolojik dönüşümler, gerek kurumsal tarafta gerekse son kullanıcı tarafında durmaksızın devam ederken, Anadolu’da yaşayan potansiyel müşterilerin teknoloji şirketlerinin temsilcileriyle bir araya gelmesi büyük önem taşıyor. BTvizyon Anadolu etkinlikleri, teknoloji şirketlerinin kendi ürünleri hakkında potansiyel müşterilere bilgi vermesini ve tanıtımını yapmasını mümkün kılıyor. Böylece Anadolu’daki şirketler ve kişiler birinci ağızdan yeni kurumsal veya son kullanıcıları hedefleyen teknolojiler hakkında bilgi alırken, teknoloji şirketleri de Anadolu’ya sesini duyurmuş oluyor. 2016’nın ilk BTvizyon etkinliği, 21 Ocak’ta Bursa’da gerçekleşti. Hilton Otel’de gerçekleşen BTvizyon Anadolu’ya toplam 120 kişi katıldı. 2002’den bu yana gerçekleşen BTvizyon Toplantıları, her ölçekte katılımcıları ağırlayarak kurumsal BT yetkinliğini artırmayı amaçlıyor. BTvizyon Toplantıları’na bu sene DİA, G DATA, Logicom, Miren, Nakivo, Netcad, Oracle, Quadro, Panasonic, Pikare, SAP Business One, Vector ve BThaber sponsor oldu. BTvizyon Anadolu Toplantıları’nın Bursa ayağının açılış konuşmasını Bilişim Zirvesi Genel Müdürü Neslihan Aksun yaptı. Aksun, BTHABER Şirketler Grubu’ndaki kardeş firma olan M2S Araştırma A.Ş.’den aldığı çeşitli bilgileri paylaştı. Türkiye’de bilişim pazarının 2015 yılında yüzde 12 büyüdüğünü ve 78 milyar liraya ulaştığını belirten Neslihan Aksun, pazarın 2016’da yüzde 9,5 büyüyeceğini ve 85 milyar liraya geçeceğini tahmin ettiklerini belirtti. Neslihan Aksun, sonrasında kürsüyü Tofaş Sistem Yönetim Uzmanı Ural Korkmaz’a devretti. Ural Korkmaz, Tofaş’ta kullanılan veri merkezinde uyguladıkları çeşitli çözümlerden bahsetti. Bu çözümlerden en dikkat çekeni ise konteyner içerisine yerleştirilmiş
Teknoloji şirketleriyle müşterileri bir araya getirerek her iki tarafa da büyük fayda sağlayan BTvizyon etkinliğinin Bursa ayağı gerçekleştirildi.
olan taşınabilir veri merkezi çözümü. Korkmaz, bir konteyner içerisine yerleştirilen 8 kabinetli veri merkezi, hemen yan tarafına konumlandırılmış yangın söndürme tüpleri, kesintisiz gücün sağlanabilmesi için bir jeneratör ve diğer özelliklerinden bahsetti. Veri merkezinin yüksek erişilebilirliğinden söz eden Ural Korkmaz, sistemin felaket kurtarma özelliklerine de değindi. Ural Korkmaz’ın hemen ardından söz alan Oracle Türkiye İş Zekâsı Ürünleri Kıdemli Satış Danışmanı Saygın Altınanıt, tüm veri mimarisi hakkındaki konuşmasını gerçekleştirdi. Oracle’ın iş analitiği ürünlerinden söz eden Altınanıt, sonrasında sözü Logicom Kanal Müdürü Taylan Yenisoğancı’ya bıraktı. Taylan Yenisoğancı, Cisco’nun
ve Citrix’in katma değer distribütörlüğünü yapan Logicom hakkında bilgi verdi. Logicom’un yaptıkları ve faaliyetleriyle ilgili bilgiyi verdikten sonra işin teknik tarafıyla ilgili konuşmak üzere mikrofonu Logicom Kıdemli Satış Mühendisi Erdil Yassıbağ’a devretti. Kablosuz teknolojilerin gelişmekte olduğunu ve 802.11ac’ye geçişin yapılması gerektiğini vurgulayan Yassıbağ, Cisco’nun kablosuz ürünleriyle ilgili bilgi verdi. Kablosuz teknolojileri hakkında verilen bilginin ardından Miren Şirket Ortağı Melike Ayköse ve Miren Şirket Ortağı Cenk Bıçakçı sahneye beraber çıkarak KOBİ’ler için iş yönetim çözümlerinden bahsettiler. Melike Ayköse, büyümekte olan şirketler için entegre iş çözümü olan SAP
Business One’dan bahsederken, Cenk Bıçakçı katılımcılardan gelen soruları cevapladı. Netcad Kurumsal Temsilcisi Dr. Emin Bank, coğrafi bilgi sistemlerinin önemiyle ilgili bir konuşma gerçekleştirdi. Coğrafi bilgi sistemlerinin özellikle akıllı telefonlar aracılığıyla herkesin cebine girmeye başladığını belirten Bank, kurumların daha gelişmiş coğrafi hizmetlerden faydalanarak neler yaptığı ve bu sistemlere neden ihtiyaçları olduğu hakkında bilgi verdi. Konuşmanın sonrasında bir iletişim arası verildi. İletişim arasının sona ermesiyle beraber BTvizyon Anadolu Toplantıları Bursa ayağı, Oracle Türkiye Kıdemli Satış Danışmanı Emrah Uysal’ın konuşmasıyla devam etti. Emrah Uysal,
bilişim dünyasında kesintisiz iş çözümlerinden bahsederken, bu konuda Oracle’ın sunduğu çözümleri anlattı. Çözümler, felaket kurtarma sistemlerinin gerektiğinde raporlama ve yedekleme işlemleri için de kullanılmasını sağlayarak canlı sunucunun yükünün azaltılmasını sağlıyor. Oracle’ın sunumunun ardından sahneye Panasonic Ankara Bölge Müdürü Onur Cansu çıktı. Cansu, sahada kullanılmak üzere geliştirilen, çok dayanıklı Panasonic tablet ve dizüstü bilgisayarlarından bahsetti. Bu cihazlar, otomotiv sektöründe araçların yazılım seviyesindeki düzeltmeler için de kullanılabildiğini anlattı. Cansu, geçtiğimiz yıllarda meydana gelen Van depreminde raporlama için çok sayıda standart tablet alındığını fakat bu tabletlerin hepsinin ekranlarının donduğu ve iş göremez haline geldiği örneğini vererek Panasonic Tough serisi ürünlerin çok daha soğuk ortamlarda çalışabildiğini söyledi. Dayanıklı tabletlerin ve dizüstü bilgisayarların tanıtımlarının ardından mikrofonu alan Quadro Türkiye Genel Müdürü Serkan Gezici, giyilebilir teknolojilerin hızlı yükselişinden söz etti. Gezici, araştırma şirketlerinin yaptığı araştırmada giyilebilir teknolojiler sektörünün 2017’deki büyüklüğü hakkında yaptığı tahminlere 2015’in ilk 9 ayında ulaşıldığını belirterek Quadro’nun yeni ürünleri hakkında bilgi verdi. “Yeni Nesil Yedekleme ve İş Sürekliliği” başlıklı konuşmasıyla sahneye gelen Vector Sistem Çözümleri İş Birimi Yöneticisi Yusuf Akardaş, EMC’nin yedekleme konusundaki teknolojilerden bahsetti. EMC Data Domain’in hızlı geri yükleme özelliklerinden söz eden Akardaş, RecoverPoint for VM’in avantajlarına da değindi. DİA Genel Koordinatörü Süha Onay, bulutta ticari yazılımların ne gibi faydalar sağladığıyla ilgili bir sunum gerçekleştirdi. Süha Onay, DİA’nın sunduğu çözümlerin, hem paket yazılımların hem de ERP’lerin avantajlarını kapsadığını belirtiyor ve bu çözümleri “Esnekliği hedefleyen, bulut üzerinde çalışan paket yazılım” olarak tanımlıyor. Son konuşmacı olarak sahneye çıkan Bursa Eczacılar Kooperatifi Bilgi Sistemleri Şefi Mustafa Rollas, “Dünden Bugüne Teknoloji Yolculuğu” başlıklı konuşmasında eczaneler için kullanılan teknolojilerden söz etti.
+90 216 575 36 74 www.mayasoft.com.tr info@mayasoft.com.tr
Baran Ambalaj iş süreçlerine ‘Qlik Sense’ ile kalite kattı
(Soldan sağa) Tolga KUŞ Baran Ambalaj İK & Kalite Sistemleri Koordinatörü ve Mehmet Yiğit Balaban DataQlik Bilişim Teknolojileri Yönetici Ortağı
Ambalaj ve kağıt sektörüne 1979 yılından bu yana geleceği yaratmanın sorumluluğu ile hizmet sunan Baran Ambalaj, QlikView Türkiye ve DataQlik ile gerçekleştirdiği “Qlik Sense” projesi ile ERP süreçlerini başarıyla yapılandırdı.
1979 yılından bu yana geleceği yaratmanın sorumluluğunu taşıyarak, ambalaj ve kağıt sektöründeki faaliyetlerini İzmir Atatürk Organize Sanayi Bölgesi‘ nde yer alan 20 bin metrekarelik iki ayrı üretim tesislerinde sürdüren Baran Ambalaj, teknolojik yenilikleri sürekli takip ederek, kurum kültüründen aldığı güç ve yenilikçi vizyonu ile dünya standartlarındaki kalite hedefleri doğrultusunda, konusunda uzman çalışanları ile birlikte ürün ve hizmet kalitesini iş yapış şekillerine yansıtarak, müşterilerine çözüm odaklı hizmetler sunmayı amaçlıyor. Baran Ambalaj’ın, QlikView Türkiye ve DataQlik ile gerçekleştirdiği “Qlik Sense” projesini Baran Ambalaj İK & Kalite Sistemleri Koordinatörü V. Tolga Kuş ve DataQlik Bilişim Teknolojileri Yönetici Ortağı Mehmet Yiğit Balaban ile konuştuk.
İş zekası çözümleri, kurumunuz yapısında nasıl bir yere sahip? Bu bağlamda Qlik Sense ürününe karar verme sürecinden bahsedebilir misiniz? Genellikle mali işler, finans, maliyet, üretim, satış, malzeme, insan kaynakları gibi temel modülleri kapsayan ERP çözümlerinden sonraki süreçte ise toplanan verinin daha sağlıklı analiz edilebileceği yapıların kurulması önem taşıyor. Yani ortaya çıkan büyük veriyi en hızlı şekilde işleyebilecek ortamların önemi artıyor. Günümüzde iş zekası araçlarından beklentinin, operasyonel raporları sunmaktan öte kurum içerisinde gizli kalmış, aynı zamanda kurumun ileriye yönelik stratejisini etkileyecek bilgilerin bulunarak çıkarılması yönünde olduğunu görüyoruz. Şirket içerisinde, bu amaca yönelik oluşturulan sistemlerin ihtiyaca cevap veremediği durumlarda iş zekası aracının gereksinimi ortaya çıkıyor. Baran Ambalaj, tüm süreçlerini uzun yıllardır ERP modülleri üzerinden yürütmektedir. Bu nedenle de elimizde her konuda büyük bir veri bankası bulunmakta, ERP’nin bu verileri
raporlanması ve analiz edilmesi konusunda yetersiz kaldığı herkes tarafından bilinmektedir. Uzun yıllardır ERP yöneticiliği görevini sürdürmekteyim ve raporlama konusunda QlikView ‘u kendi raporlama süreçlerim için kullanmaktaydım. Qlik’in yeni ürünü Qlik Sense’i ilk çıktığı günlerde kurumumuza yapılan demo’da gördüm ki iş tüm yönetim birimlerine daha kolay ve hızlı inen bir yapıya kavuşmuş ve kullanıcı için bir web sayfası kullanımından çok daha kolay bir hal aldığını söyleyebilirim. Qlik Sense, yaptığımız birkaç örnek uygulamadan sonra gerek yönetim birimleri gerekse ara yönetici pozisyonlarında yer alan kullanıcılar tarafından verimli bir araç olarak benimsendi.
büyük resmi gözlemleyebiliyor. Kullanıcılar gerek Android ve IOS işletim sistemine sahip mobil cihazlar (mobil telefonlar, i-pad, tablet, notebook vb.) üzerinden her an her yerden bir kaç tık ile gerekli tüm detay veriye hızlıca ulaşabiliyorlar.
QlikView Türkiye ve DataQlik ile yapılan işbirliği ile elde ettiğiniz faydalardan söz edebilir misiniz?
Proje öncesinde bu tip raporları oluşturmak hem zaman alıyordu hem de ekstra çalışma yapılması gerekiyordu. Ayrıca bu raporlar xls gibi ortamlara aktarılarak işlendiği için verinin güvenliği ve doğruluğu gibi bir takım noktalarda soru işaretleri olabiliyordu. Oysa şu an departmanların ihtiyacı olan tüm raporlar çeşitli veri kaynaklarından okunarak Qlik Sense ortamı ile birleştiriliyor ve bu veriler anlamlı bir şekilde görselleştiriliyor.
Qlik Sense projesinin iş süreçlerimize katkısı oldukça olumlu oldu, raporlama kullanıcıları şu an stratejik konularda kullanılan tüm yönetsel raporlara proje kapsamında tasarladığımız dashboard’lar aracılığı ile anlık olarak ulaşabiliyor ve
Qlik Sense, şirketimizin genelinde bir raporlama standardı oluşturdu. Qlik Sense’i hemen hemen her konudaki rapor ve analiz ihtiyaçlarımızda kullanmaktayız ve bize bu süreç iyileştirmenin ışığını tuttu.
Çözüm odaklı bakış açısı Baran Ambalaj Qlik Sense projesi ile ERP de yer alan tüm veriler, özel uygulamalar ve diğer veri kaynakları tek bir ortamda birleştirilerek konsolide edildi. Bunu yaparken Qlik Sense’in son kullanıcılara ve rapor geliştiricilere sunmuş olduğu Self Servis İş Zekası, çok hızlı ve basit geliştirme ortamının sunduğu faydalardan sonuna kadar yararlandık. Tüm projeyi birkaç ay gibi kısa bir sürede canlıya aldık ve kullanıcıların sisteme uyumu çok hızlı gerçekleşti. Baran Ambalaj da şu an tüm yönetim raporları, satış-karlılık analizleri, performans sistemi ve değerlendirilmesi, mali ve finansal süreçler Qlik Sense ortamından kullanıcılara verilen yetkiler doğrultusunda raporlanabiliyor. QlikView Türkiye’nin ve çözüm ortağı DataQlik firmasının çözüm ve müşteri odaklı yaklaşımı ile şirket içerisinde oluşturduğumuz ekibin uyum sağlaması ve projeyi sahiplenmesi sayesinde kısa sürede etkili ve başarılı bir proje gerçekleştirdik. Tüm proje sürecinde gösterdikleri özverili çalışma ve verdikleri destekten ötürü DataQlik firması ve Baran Ambalaj proje ekibine, müşteri ve çözüm odaklı bakış açısından ötürü Qlikview Türkiye ‘ye teşekkür etmek istiyorum.
www.qlikview.com.tr
18
BThaber
BİLİŞİM DÜNYASI
1999 yılında, yüzde yüz Türk sermayesiyle kurulan CPM Yazılım’ın Simay Yaylacı Yönetim Kurulu Başkanı Recep Palamut ile ERP çözümleriyle ilgili bir röportaj gerçekleştirdik. n KOBİ’lerin ERP çözümlerine olan yaklaşımlarını değerlendirebilir misiniz? Bizim KOBİ’lere ERP’nin ne olduğunu anlatmamız gerekiyor. Türkiye’de KOBİ ölçekli şirketlerimiz geçmiş alışkanlıklarından dolayı çoğunlukla paket programlar kullanıyorlar. İnsanlar geçmiş alışkanlıklarını değiştiremediği için, ERP kültürünü oturtturmamız gerekiyor. Bizde ERP’nin fayda-kar analizini yaparak, bunu KOBİ’lerimize anlatıyoruz. Örnek vermek gerekirse, bir tekstil imalatçısı şirketimiz muhabese, üretim ve perakende olmak üzere 3 ayrı program kullanılıyor. Bu birimler birbirleriyle iletişimde olmadıkları için istikrarlı raporlama, maliyet analizi ve yönetim sağlanamıyor. KOBİ’lerimiz kabuğunu kırıp, bunu değiştirmeye karar verdiği zaman, kendilerine yeni ufuk açmış oluyorlar. Bütün raporlama, maliyetlendirme, muhasebe işlemlerini tek bir programdan yapmış oluyorlar. Biz de buna CPM ve ERP diyoruz. n Şirketler ve kurumlar
1 - 7 ŞUBAT 2016
CPM şirketlere hız ve esneklik kazandırıyor CPM Yazılım, KOBİ ve büyük ölçekli tüm işletmelere özel geliştirdiği ERP yazılımları ile şirketlerin paket yazılımdan kaynaklanan eksiklikleri gidererek, işletmelerin stok, üretim ve raporlama sorunlarını ortadan kaldırıyor. yaptıkları ERP yazılım yatırımlarını ne kadar sürede geri alabiliyorlar? Bu aslında firmanın büyüklüğü, çalıştırdığı kişi sayısı, ticari hacmiyle alakalı göreceli bir konu. Ancak bir işletme ortalama olarak, ERP’ye ödediği rakamı 1-3 ay içerisinde amorti edip, kara çevirebilir. 2015 yılından itibaren devlet yazılım programlarına KOSGEB vasıtasıyla ek destekler vermeye başladı ve bunların yüzde 50’sini hibe şeklinde veriyor. KOBİ’lerimiz bundan da faydalanarak maliyetlerini yüzde 50 düşürmüş oluyor. n Türkiye’de ve dünyada ERP yazılımlarına olan yaklaşım farkını değerlendirebilir misiniz? Bir Avrupa’da ya da Amerika’da sistemler bizden daha önce kurulmuş durumda. Türkiye’de ise ERP’nin yaklaşık olarak 15 yıllık bir geçmişi bulunuyor. Tabi ki büyük kuruluşlarımız, ERP’ye daha önce geçtiler. KOBİ ölçekli
CPM Yazılım’ın Yönetim Kurulu Başkanı Recep Palamut şirketler içerisinde, ERP’ye geçmeyen birçok şirketimiz bulunuyor. Onun için de Türkiye ERP’ye yeni geçiyor diyebiliriz. n ERP yazılımlarının şirketlere ve kurumlara getirdiği avantajlardan bahsedebilir misiniz? ERP yazılımlarının en önemli getirisi zaman tasarrufu. Avrupa’daki şirketlerin 4 saatte yaptığı bir işi, biz aynı kişi ve aynı ekiple 6,5 saatte yapıyoruz. Bunun temel sebebi
ise planlamanın olmaması. Bu planlamayı da ERP ile yapabilirsiniz. ERP şirketleri ve çalışanları bir disipline sokuyor. ERP ile hem maddi olarak ciddi bir tasarruf sağlıyoruz hem de müşteri ilişkileri yönetimi (CRM) yapıyoruz. Maddiyatın dışında finans konusunda da ciddi tasarruflar sağlıyoruz. Tabi bu sonuçlarda istihdamda ciddi bir kolaylık sağlıyor. Anadolu’ya gittiğimizde ERP’yi anlatmakta zorlanıyoruz. Anadolu şuanda dünyada dolaşan üç tane araçtan bir
tanesinin bütün yedek parçaları Türkiye’de ve Anadolu’da üretiliyor. Baktığımız zaman o işletmeleri birinci nesil yönetiyor ya da ikinci nesile geçmeyi tamamlayamamış. Birinci nesil, ERP kavramlarına geçmekte tereddütlü çünkü dijitalleşmeden uzak. Bu şirketlerimizin acil bir şekilde ERP’ye adaptasyonlarının sağlaması lazım. Bu bizim İstanbul merkezli olarak Anadolu’da ERP seminerleri, konferanslar yapıp; ERP’yi anlatmamız gerekiyor. n CPM yazılım olarak iş süreçlerinizden, hangi sektörlerle çalıştığınızdan ve çözümlerinizden bahsedebilir misiniz? Türkiye’de hemen hemen bütün iş süreçlerinde varız. İş süreçlerini üretim, finans, okul, fabrika olarak birçok alana ayırmamız mümkün. CPM şuan okul sürecinde de yer alıyor. Bilfen Okulları, Kemerburgaz Üniversitesi gibi kurumlarımız bugün, CPM kullanıyorlar. CPM üretim kısmında kullanıyor. Bunu sınıflandırmak gerekirse; konfeksiyon çözümü, mobilya çözümü, kalite yönetimi, bakım-onarım yönetimi, tahıl çözümü gibi birçok sayacağımız dikey ve yatay çözümlerimiz mevcut. Finans sektöründe CPM kullanan bankalarımız, Factoring şirketlerimiz, varlık yönetimi yapan şirketlerimiz de bulunuyor. Kısacası CPM’in şuan içerisinde olmadığı herhangi bir sektör yok.
Kanal, kendini yeniden tanımlayacak Bulut bilişim, tüm sektörleri yeniden şekillendiriyor. Bu gelişim, kanal yapısına da yansıyor. Esneklik ve ölçeklenebilirlik için müşteri gerekliliklerini daha iyi karşılamak adına, BT kanalının da daha esnek ve ölçeklenebilir olması önem kazanıyor. EMC Türkiye Kanal Satış Müdürü Erkut Göktan’a göre, satıcıların, yönetilen hizmet sağlayıcılarının ve dış kaynak sağlayıcılarının yetkinliklerinin birleştirilmesiyle, bu farkların anlamı da azalacak. “Sadece “ortaklara” sahip olacağız, yani segmentasyon, yerini gerektiği şekilde farklı satış hareketleri sunmak üzere esneyebilen ortaklara bırakacak” yorumunu yapan Erkut Göktan, yeni bir ‘güçlü kurumsal BT’ çağına ilerledikçe, 2016 yılında bu değişim hızının da artacağı kanısında. Göktan’a göre,
değişimde öne çıkacak başlıklar şöyle sıralanıyor:
hizmet eden altyapıyı da anlaması gerekecek.
1. Kanal işbirliği içinde rekabet yaygınlaşacak: Hizmet sağlayıcılar, kendi becerilerini kullanarak ve gerektiğinde rakipler ile alt yüklenicilik anlaşmaları yaparak tüm müşteri ihtiyaçlarına yanıt vermeye çalışacak. Bu dönüşüm, müşteriyi sürecin merkezine yerleştirecek. Yeni kanal ekosisteminde tek önemli olan ‘müşterinin ihtiyacı’.
3. Flash, yazılım tanımlı ve hiper birleştirilmiş altyapılarda yüksek büyüme: Geçen yıl, hibrit bulut birleştirilmiş altyapıların ve referans mimarilerin büyümesini sağladı ve işletmeler bulut ortamlarında karmaşayı yönetmeye çalıştıkça, bu büyüme devam edecek. Yeni kanal oyuncuları özel yazılım ve orta ölçekli uygulamalara hizmet vermek için fırsatlardan yararlanmaya çalıştıkça, yeni oluşan hiper birleştirilmiş altyapı segmentinin büyüyeceği öngörülüyor. Yazılım tanımlı altyapılar da kanal için güçlü bir satış kaynağı olmaya devam edecek.
2. BT ortak ekosisteminde yetenek için savaş: Hibrit bulut dağıtımlarının hızı arttıkça ve bulut teknolojileri gelişmeye devam ettikçe, kanal kurumlarının doğru yerde doğru satış yeteneğine sahip olması daha önemli olacak. 2016’nın kanal satış temsilcisinin, artık sadece müşterinin uygulamasını değil,
4. Dağıtıcılar, evrim geçirmeye devam edecek:
Dağıtıcıların bulut hizmetlerini birleştirmesi ve donanım ağırlıklı bir iş yürütürken, satıcılar ile bu hizmetler arasında bağlantı kurması gerek. Çeşitli sağlayıcıların bulut hizmetlerini birleştirmek ve bu hizmetleri satıcılara sunmak da müşterilerine altyapı ihtiyaçlarına yönelik tüm çözümleri sunmaya çalışan satıcılar için önem kazanacak. 2016 yılında, daha fazla dağıtıcının, özel bulut hizmetlerini birleştirmesi gündeme gelecek. 5. 2016, IoT’nin ilk büyük yılı olacak: Kendi büyük veri depolama ve analizi becerilerini geliştiren büyük sistem entegratörleri için, veri ve analiz kesişim yollarında, büyük bir fırsat ortaya çıkacak. Bu tür kurumlar, müşterilere hem başarı için gerekli temel
Erkut Göktan Türkiye Kanal Satış Müdürü altyapıyı hem de kurumlarca sunulan avantajları açıklamak için harika bir konumda. IoT sayesinde tüm işletmeler, bir yönüyle ‘büyük veri işletmesi’ olacak.
19 BThaber
DOSYA
Hibrit Bulut ve Saas
Herkes için BT vakti Handan Aybars Mobil ile iş hayatı, veri depolama alışkanlıkları, BT süreçleri baştan sona değişiyor. Erişilebilirlik, esneklik, hız ve yönetimsel sadelik öne çıktıkça, her ölçekte şirket için BT’yi erişilebilir hale getiren bulut yapısı, hibrit mimarilerle yeni bir anlam kazanıyor. Verilerini bu mimari dağılımda doğru ayrıştırma bilincine erişen şirketler, depolamada sağladıkları bu faydayı ihtiyaçlarına bağlı olarak yazılım kullanarak, SaaS ekseninde daha da geliştiriyor. Bu da BT’nin her ölçekte şirket için erişilebilir bir olgu olmasını sağlıyor. Bilişim şirketleri de bu kurumsal eğilimlere yanıt vermek konusunda hiç gecikmemeleri gerektiğini biliyor. Yani tüm taraflar, bilişimde gelişimin bilincinde hareket ediyor. Düzenlemeler de ağır ama emin adımlarla bu gelişime uyum sağlayacak gibi görünüyor. En azından sektör temsilcilerinin beklentisi bu yönde.
1-7 ŞUBAT 2016 www.bthaber.com
20
DOSYA
BThaber
Hibrit Bulut ve Saas
SAAS ÇÖZÜMLERİ DAHA FAZLA İLGİ GÖRECEK Bulut çözümleri, günden güne daha fazla ilgi görüyor. Bunun bir nedeni, insanların çok daha mobil olmaları, diğeri ise herkesin birden çok mobil cihaz taşıyor olması. Verilere her yerden erişerek, bilgilerin güncel olarak bulundurulması zorunluluk haline geldi. Synology Türkiye Ürün Müdürü Volkan Yiğit’in dikkat çektiği gibi, bulut bilişim sistemlerinin gelişmesi, depolama ihtiyaçlarını da artıyor. Bulut çözümleri, ister kurumsal ister bireysel olsun her alana yönelik esneklik ve verimlilik sağlıyor. “Genel bulut çözümünü kullandığınızda, kullanıcı bazlı bir ödeme işlemi gerçekleştiriyorsunuz. Sunduğumuz NAS çözümleri ile kişisel depolama alanını genel bulutta yedeklenen uygulamalarla senkronize etme imkânı sağlıyoruz” bilgisini veren Volkan Yiğit, ekledi: “İhtiyaçlara özel sunduğumuz özel ve genel bulut çözümleri ile bütün beklentileri karşılıyoruz. Sahip olunan esnek yönetim sayesinde bulutunuzdaki bütün şifreleme, kullanıcı atama veya kota belirleme gibi seçenekleri belirleyebiliyorsunuz.” Cihaz değil, çözüm bazlı teknolojiler Hibrit bir bulut kullanımı için Synology NAS sistemi kurulması gerekiyor. Bu noktada Yiğit’e göre dikkat edilmesi gereken unsur, NAS cihazlarında yeteri kadar depolama alanının olması. Ayrıca genel buluta yedeklerin alınması için önceden belirli bir depolama alanının belirlenmesi gerek. Bir önemli nokta da verilerin şifreli olarak korunması. Her veriyi ayrı ayrı şifreleme özelliği sunduklarını, bu sayede verilerin başkalarının eline geçse bile şifreli olarak korunduğu için içeriğe erişebilmenin mümkün olmadığını vurgulayan Yiğit, günümüzde her kurumun önemli bir değişim ve dönüşüm yaşadığına işaret etti. Kullanılacak teknolojilerin verimli olması ve gelişimin önünün açılması için sektör bazlı düzenlemeler çok önemli. “Kurumların zamandan ve maliyetten tasarruf ederek, iş sürekliliklerini daha verimli konuma taşıma istekleri,
düzenlemelerin hızlı şekilde hayata geçirilmesi için elzem” yorumunu yapan Yiğit’e göre, yasal düzenlemeleri yapan otoritelerin bu gelişmeleri yakından takip ederek gerekli çalışmaları yaptıklarını söylemek mümkün. SaaS çözümlerinin ilerleyen süreçte daha fazla ilgi göreceği beklentisini de dile getiren Volkan Yiğit, bu tahminini şöyle detaylandırdı: “Bu noktada verileri herhangi bir genel buluta değil, daha yüksek koruma sunan hizmetlere emanet ediyorsunuz. Sunduğumuz DSM 6 sürümümüz, sanal olarak yönetimi mümkün kılıyor. Müşteri bazlı ayarlar oluşturup, ihtiyaçlara göre çalışma şekli belirlenebiliyor. Bu sayede, genel ve özel bulut karışımı çözüm oluşturulup, kullanıcıların bu işe ilave kaynak ayırmasına gerek kalmıyor. SaaS çözümleri ile kurumların kendi iş süreçlerine daha çok odaklanabildiklerini görebiliyoruz. Bu hizmetler ile ek bir uzmanlık ve yönetim yatırımına gerek kalmıyor. Veri kayıpları, yedekleme ve güvenlik hizmetleri, hizmeti sunan firmaların sorumluluğunda. SaaS hizmetlerinin en önemli avantajı, cihaz bazlı değil, çözüm bazlı teknolojiler olması.”
1 - 7 ŞUBAT 2016
FARKINDALIK, SEKTÖR BAĞIMSIZ GELİŞİYOR Kurumlar içerisinde kullanılan projelerin artmasına paralel olarak, bu projeleri karşılayacak kaynakların sayısı da artıyor. Bu kaynakları tek elden yönetmek ve ihtiyaçlara hızla cevap verebilmek için kurumlar kendi veri merkezlerinde özel bulutlar oluşturmaya başladı. Dış kaynak kullanımı, test ve geliştirme ortamları, yedekleme/arşivleme ihtiyaçları için ise kurumlar, veri merkezinde kaynak ayırmak yerine, bulut sağlayıcıların veri merkezlerinden kaynak talep ederek, bu iki bulutu kendi arasında entegre etmeye, hibrit bulut kullanmaya başladılar. Oracle ECEMEA Bölgesi Bulut Hizmetleri Satış Danışmanlığı Müdürü Emrah Uysal, maliyetlerin düştüğü ve ihtiyaçların hızla cevaplanabildiği görüldüğü için bu farkındalığın kurumlarda günden güne sektör bağımsız gelişmeye başladığına işaret etti. Emrah Uysal, hibrit bir bulut mimarisi kurgulama sürecinde izlenmesi gereken adımları da paylaştı. Öncelikle kurum içinde kullanılan envanterin çıkarılması gerek. Bu envanter için ne kadarlık bir ilk yatırım yapıldığı, yıllık ne kadarlık
bakım ücreti ödendiği de tespit edilmeli. Envanterin kullanım ömrü bittikten sonra, bir sonraki yatırımın ne kadar olacağı hesaplanmalı. Bu hesaplamalardan sonra, aralarından hangilerinin buluta taşınabileceği tartışılmalı ve eğer buluta taşınırsa ne kadarlık tasarruf sağlanacağı öngörülebilmeli. Buluta taşınabilecek sistemlerle şirket bünyesinde kalan sistemler arasında veri geçişi ve entegrasyonun nasıl yapılabileceği araştırılmalı. “Bu analizler kurumun BT ekibi tarafından yapılabildiği gibi, bu konuda uzman olan kurumlardan danışmanlık hizmeti alınabilir” seçeneklerine dikkat çeken Emrah Uysal, SaaS odaklı yorumlarını ve beklentilerini şu sözlerle paylaştı: Kesintisizlik ve performans öncelik olmalı “Bulut bilişimin yaygınlaşması aslında SaaS ile başladı diyebiliriz. Kurumlar bulut üzerinde kullanılan SaaS platformuna ek olarak, kendi geliştirdikleri uygulamaların da bulut üzerinden kullanılabilirliğini istediği için PaaS ve IaaS gibi kavramlar da ortaya çıktı. Bulut sağlayıcısı tarafından verilen özel ekipmanlarla SaaS ve PaaS uygulamaları entegre edilebiliyor. Ülkemizde son 2 yıldır özellikle SaaS ve PaaS hizmetlerinin ciddi bir ivme yakaladığı görülüyor. Kurumların hâlihazırda kendi veri merkezlerinde kullandığı veritabanı, Java, iş zekası, doküman paylaşımı, yedekleme gibi Oracle teknolojilerini bulut üzerinden verebiliyoruz ve bu artık “hibrit bulut” dediğimiz bir teknoloji ile yapabiliyor. Kullanıcı tek bir merkezi arayüz kullanarak istediği PaaS hizmetini kendi veri merkezinde oluşturabildiği gibi, isterse bulut üzerinde de oluşturabiliyor. Şirketlerin önceliği kesinlikle uygulamanın devamlılığı ve performans. Kurum uygulamanın her platformdan ve konumdan erişebilmesini talep ediyor. Kesintisiz olarak çalışabilmek ve performans problemlerinin olmaması ve bir T anında yaşanabilecek sorunlara karşı bulut sağlayıcısının hızla cevap verebilmesi SaaS kullanımının günden güne ülkemizde artacağını ve her sektör için ihtiyaç duyulan uygulamaların servis olarak buluttan verilebileceğini söyleyebiliriz.”
MÜŞTERİLERİNİZE BUNUNLA YETİŞEMEZSİNİZ.
E S K İ H A N TA L Ç Ö ZÜ M L E R İ NİZİ AT I N! OMNICHANNEL & SÜREÇ TABANLI MÜ TER H ZMETLER YÖNET M YAZILIMI Mi4biz'i DENEY N
T. 0216-361-54-38
ÇOK TERCİH EDİLEN ÜRÜN
www.mi4biz.com.tr
U L U
T
B
MÜŞTERİ SERVİS YÖNETİMİNDE EN
T A
ÜS
ELİK T
CUSTOMER SERVICE MANAGEMENT
22
DOSYA
BThaber
Hibrit Bulut ve Saas
1 - 7 ŞUBAT 2016
TÜM YAPILAR İÇ İÇE ÇALIŞMAK ZORUNDA Buluttan ilk anlaşılan, kurum içi bulut bir mimari yaratarak Intranet’ten hizmetler sunmak. Belki bu mimarinin sunucularını bir başka veri merkezinde bulundurmak. Bu örneklerin ardından, “Bize öyle geliyor ki bu, uygulanagelmiş tekniklerin “bulut” denerek ufak rötuşlarla yeniden önümüze sunulması” saptamasını yapan Formalis Genel Müdürü Tamer Gülce’nin dikkat çektiği gibi, paradigmayı asıl değiştiren, SaaS, yani ‘hizmet olarak yazılım’ kavramı. Yazılımı bir ürün olmaktan çıkartıp, bir hizmete dönüştürmek tam anlamı ile kuralların yeniden yazılması” diyen Tamer Gülce, saptamasına şu sözlerle devam etti: “Yazılım üreticisi açısından çok daha etkin bir çözümü sunması gerekiyor ve müşteriyi memnun etmeniz şart. Çünkü başlangıçta yüklüce lisans ücretleri almıyorsunuz. Yenilikleri yakından takip etmeli ve ürüne yansıtmalısınız. Tüm müşteriler aynı ürünü kullanır SaaS platformunda. Desteği ve dağıtımı tek merkezde yapar ve verimlilik kazanırsınız. Müşteriler için ise maliyetler azalır. SaaS
Mobilleşen dünyanın yeni talepleri; erişilebilirlik, esneklik, platform bağımsızlık, hız ve basitlik. Kurumların, bu talepleri kısmi olarak karşılamaya çalıştıkları ilk zamanlarda yüksek BT harcamaları ya da kompleks sistemler kurma zorunlulukları ortaya çıktı. Bu da farklı bir arayış içine girmelerine ya da yönlerini “bulut bilişime” çevirmelerine sebep oldu. Asıl ilgi bu noktadan sonra başladı, elbette yine uygulama seviyesindeki gelişimler de bu ilgiyi pekiştirdi. Sektörel bakış açısından durumu değerlendirdiğimizde, öncelikle “bulut bilişim” dönüşümünün doğru anlaşılması gerektiğine dikkat çeken Viva Bilgi Teknolojileri İş Geliştirme Direktörü Mehmet Göktaş; bunları Infrastructure Transformation, Application Transformation, Operation Model Transformation olarak sıraladı. Üç basamakta değerlendirilmesi gereken bu dönüşüm sürecinde, Mehmet Göktaş’ın da dikkat çektiği gibi, önümüze istesek de istemesek de bir takım engeller çıkacak. Bu konularda farkındalık sahibi olmak çok önemli. Çünkü olası sorunları önceden bilmek, bunlara karşı önlem
bir çözümü konumlarken, ihtiyaçlarla nasıl örtüşüyor, ürünün gelişimi nasıl, mevcut müşteri bazı ve sağladığı memnuniyet nedir incelenmeli. Aynı zamanda, entegrasyon kabiliyetleri irdelenmeli.” İlk adım, teknik toplantılar olmalı Mi4biz olarak birçok hibrid mimaride ürünlerinin çalıştığını söyleyen Tamer Gülce’ye göre, bu iki yapı entegre olmaktan öte, iç içe çalışmak durumunda. Çünkü kullanıcıları bir sistemden diğerine taşımak, verim ve motivasyon kaybı. “Bu tip iç içe entegrasyonu ERP sistemleri, İK sistemleri, envanter sistemleri, bankacılık uygulamaları, sigortacılık uygulamaları, başka CRM sistemleri ile birçok kez gerçekleştirdik” diyen Gülce’ye göre, kolay olmasa da her işte olduğu gibi burada da doğru metodoloji ile ilerlemek mümkün. İlk adımda iş birimleri ile fonksiyonel BT birimleri ile teknik toplantılar gerçekleştirerek başlamak ise önemli.
Bu başlıkta regülasyonları tayin eden, farklı sektörlerde farklı kurumlar var. Örneğin finansta BDDK, enerjide EPDK, bilişimde BTK gibi. “Hem erki elinde tutan iktidarın öncelikleri hem sektörlerin kendilerine has yapısı hem de ilgili sektörlerde önceden yaşanan deneyimler regülasyonun nasıl olacağını belirliyor” saptamasını yapan Gülce, şu örneği de paylaştı: “BDDK bankalar için SaaS olanağını hemen hemen kapatmış. En azından bankalar böyle düşünüyor. Oysa EPDK’nın böyle bir regülasyonu yok.” Gülce, SaaS başlığında kurumsal öncelikleri de şu sözlerle anlattı: “SaaS çözümlerinden öncelikli beklenti, ürünün çok basit olması ve kolayca kullanılabilmesi. Ancak basitliğin hiçlikle karışmaması gerekiyor. Örneğin Mi4biz, müşteri ilişkilerini yönetmenizi sağlar ve ne kadar UX (kullanıcı deneyimi) tekniklerini uygularsanız uygulayın, zor bir işe soyunuyorsunuz demektir. Bu durumda bizim izlediğimiz yol, basitliği bize sağlayacak olan zekayı ortaya
Formalis Genel Müdürü Tamer Gülce koymak oldu. Teknik şapkamızı çıkardık ve UX tekniklerini uyguladık. Kullanıcıya şu hissi verdik: Yapacak çok işim var, ama ne yapacağımı ve nasıl yapacağımı biliyorum.”
ÖNCELİKLER DOĞRU SAPTANMALI alabilmeyi beraberinde getiriyor. Hibrit mimarilerde en temel konu Göktaş’a göre, ‘Incompatibility’ (Uyumsuzluk). Bunun altında ise farklı platformlardan oluşan sistemler, farklı iş araçları ve süreçler, sınırlı entegrasyon ve silolar var. Hibrid mimari sonrası beklentileri de iyi saptamak lazım. Çünkü Göktaş’ın dikkat çektiği gibi, kurumlar özellikle hibrid mimarileri şu nitelikler sebebiyle seçecekler: Cihaz seçimi konusunda bağlayıcı olmamak, self servis portal hizmeti alınabilir olması, şeffaf bir fiyat politikası ve akıllı provizyonlama teknolojilerine sahip olunması. Göktaş, SaaS odaklı beklentilerini de şöyle anlattı: SaaS gittikçe gelişecek “Ülkemizde henüz emekleme döneminde olduğumuz bu alan gitgide gelişecek. Bunda kurumların halen CAPEX bütçeleri ile çalışıyor olmaları da bir etken. Ancak ana etken henüz mevcut altyapılarını buna entegre edecek düzeyde dönüşüm geçirmemiş olmaları.
Viva Bilgi Teknolojileri İş Geliştirme Direktörü Mehmet Göktaş ‘Application Transformation’ bunun önünü açacak. Dünyada bir trend halinde yayılan “No SQL” mimariler, kurumları veritabanı kullanma ya da platform bağımlılığı gibi sorunlardan kurtaracak. Bu sayede çok
daha az yatırım ve insan gücü ile çok daha esnek ve hızlı sonuçlar alınabilecek. Müşterilerimizin neredeyse tamamı farklı alanlarda iş uygulamaları kullanmakta. Ancak klasik anlayışla çalışan sistemlerin tümünde görülen hastalık; altyapı ihtiyacı. SaaS en temelde bu hastalıktan kurtarır. Diğer önemli konu ise bu iş uygulamalarının içeride geliştirilmesi süreci. Bize göre en fazla zaman ve para kaybı bu noktada oluşmakta. SaaS’ın önceliklerinin saptanmasında belirleyici unsurlar şöyle sıralanabilir: Kurumların bir BT altyapısı oluşturma zorunluluğunu ortadan kaldırmalı. Uygulama geliştirme süreçlerini ortadan kaldırmalı ve özelleştirilebilir olmalı. Bakım ve uygulama geliştirme maliyetlerini sıfıra indirgemeli. Operasyonel kesinti gerektiren, güncelleme gibi işleri ortadan kaldırmalı. Lisans maliyetlerini sıfırlamalı. Kullanılan süre ve kullanıcı sayısı kadar ücretlendirilebilmeli. Hizmet her yerden ve her zaman alınabilir olmalı. Güvenlik maliyetlerini sıfırlamalı.”
B2B CRM
Müşteri kaydını tutmaktan, takip edilemez kampanyalardan daha fazlası için...
Geleneksel
√ Dijital müşteri davranışı analizi, √ Bilgi ve davranış temelli segmentasyon, √ E-Posta ve SMS kampanyaları ve analizi, √ Satış funneli ve satış ekibi yönetimi
Selphiu ile mümkün.
Esnek-Entegre-Bulutta. Üstelik %100 yerli CRM. T. 0216-361-54-38
www.selphiu.com.tr
BU
LUT
TA
HERŞ
www.selphiu.com.tr
DAH
İL
ÜCRETSİZ DENEYİN
EY
24
DOSYA
BThaber
Hibrit Bulut ve Saas
KURUMLAR İÇİN ESNEK KAPASİTE Şirketler bulut bilişimin getirdiği çeviklik, esneklik ve maliyet tasarrufu gibi avantajlar için buluta geçiyorlar. Şimdiye kadarki yeniliklere rağmen, bulut halen daha işin başında diyebiliriz. “2016 yılında ve sonrasında bulut bilişim, hayatımızın her alanında yer alacak heyecan verici yeniliklere güç verecek” yorumunu yapan Amazon Web Services Kurumsal Segment Lideri Mert Doğu, kurumsal değişimi şöyle tanımladı: “Artık her ölçekte şirketler, uygulamalarını bulut altyapısı üzerinde konuşlandırmakta. Yeni şirketler işlerini sıfırdan bulut üzerine kuruyorlar, var olan şirketler yeni uygulamalarını bulut üzerinde çalışacak şekilde oluşturuyorlar ve kurumsal şirketler, var olan uygulamalarını buluta geçirmek için hızlı bir şekilde hareket ediyorlar. Servisler “kullandıkça öde” modeli ile çalışır. Kurumlara çoğaltıp azaltabilecekleri gerçek elastik kapasite, kurumların çabuk hareket edebilmelerini ve sunucuları dakikalar içerisinde provizyon edebilmelerini, kendi teknoloji altyapılarını idare etmek yerine, kendi işlerinde farklılık yaratacak alanlara odaklanmalarını sağlar.” Zengin mimari özellikler Uzun vadede firmaların çoğunluğunun nerdeyse tüm bilişim altyapılarını genel bulutta tutacağını öngörmekle beraber, Mert Doğu AWS’in kuruluşundan beri önceliğin AWS bulutun müşterilerin kendi altyapılarının doğal bir uzantısı gibi çalışması olduğunu, bu tür bir BT mimarisinin bugün ‘hibrit bulut mimarisi’ olarak bilindiğini söyledi. Doğu, bu tanımı şu sözlerle açıkladı: “AWS on yıl önce kurulduğundan beri, kurumsal müşterilerimizle genel
bulut ihtiyaçlarını AWS bulut üzerinde sağlamaları için çalışıyoruz. Henüz tam olarak genel buluta geçmemiş her şirket, genel bulutu hibrit bir mimaride kullanıyor. Bu yapıda rolümüzü müşterilerimiz için ve müşterilerimiz ile beraber çalışarak, var olan BT altyapıları ile AWS bulut arasında entegrasyonlar geliştirerek AWS Bulut’u altyapılarının doğal bir uzantısı haline getirmek olarak görüyoruz. Müşterilerimizin özel BT altyapıları ile AWS arasında haberleşme ağlarının, güvenlik ve erişim kontrollerinin bütünleştirilmesinden, iş yüklerinin otomatik taşınması ve özel BT altyapılarında bulunan altyapı yönetim uygulamaları ile AWS altyapılarını kontrol edebilmelerine kadar zengin hibrit mimari özellikleri geliştirdik.”
ŞİRKETLER, TEKNOLOJİYİ ETKİN VE VERİMLİ KULLANABİLİYOR İş verimliliği ve işlem kolaylığını büyük ölçüde artıran dijitalleşmeyi daha küçük maliyetlerle daha çok kuruma yaymak bulut teknolojileri sayesinde mümkün oluyor. Genel bulut hizmetleri, işletmeler için kullanışlı bir seçenek. Özel bulut sistemlerinde de kolay kurulum, hız, ölçeklenebilir gibi avantajların ortaya çıktığını söylemek mümkün. Bulut bilişim sistemlerinin kullanımında öncelik kurumların ihtiyaçlarını doğru belirlemeleri ve buna göre iş süreçlerine entegre edilmesi. TÜRKKEP Genel Müdürü Yüksel Samast, bu alanda beklentilerini şöyle dile getirdi: “Bulut teknoloji çözümlerini yaygınlaşması, şirketlerin bu çözümlere daha az maliyetlerle ulaşmasıyla birlikte, Avrupa ve Amerika’daki kullanım seviyesine
ulaşmamış olsa da Türkiye’de de adapte olunan bilişim konularından biri olmaya başladı. Ülkemizde faaliyet gösteren çok uluslu şirketlerin, kendi ülkelerinde kullandıkları bu çözümleri Türkiye’de de kullanmaları, bulut teknolojisinin anlaşılması ve yayılması noktasında önemli bir rol oynuyor. Hibrit bulut mimarisi kurgulama sürecinden önce firmalar, faaliyet alanlarına ve iş süreçlerine göre hızla uyum sağlama sürecindeler. Bulut sistemleri sayesinde, ihtiyaç anında istediğimiz zaman verilere herhangi bilgisayar, cep telefonu ya da mobil cihazla bağlanıp erişebiliriz. Bulut teknolojisi; şirketlerin teknolojiyi etkin ve verimli kullanımını, iş süreçlerinin daha kolay ve hızlı ilerlemelerini sağlarken, zaman, iş gücü ve maliyet tasarrufu getiriyor.”
1 - 7 ŞUBAT 2016
TASARRUF, HIZ VE ÜRETKENLİK KAYNAĞI Bulut bilişim hizmetleri, artık herkesin bir şekilde hayatında olan internet teknolojileri ile her ölçekteki şirketin ilgisini, kolaylık ve maliyet avantajları sayesinde çekiyor. “Yüzyüzeyi. biz olarak, bulut bilişime ilişkin farkındalığın oldukça yüksek olduğunu görüyoruz” diyen Yüzyüzeyiz.biz Kurucu Ortağı Güçlü Özenci, önceliklerini şöyle anlattı: “Buluta akacak bilgi ve gizlilik seviyesine bakarak mimarinin düşünülmesi gerektiğine inanıyoruz. Bulut
hizmeti almak isteyen iş grubu ile kurumun güvenliğinden sorumlu ve politikaları belirleyen birimler, birlikte çalışarak ortak bir yol bulmalılar. Bulut hizmeti sunan firmalar için bu durum sürpriz olmamalı. Bulut, konusu itibarıyla daha zahmetsiz ve hızlı çözüm sunuyor olmalı. Dolayısıyla, bulutu tercih edebilmek için danışmanlık veya bulutun mimarisi için detaylı analizler yerine, hizmeti sunan teknoloji firmalarının tüm bu vakalara baştan hazırlıklı olmaları gerektiğini düşünüyorum.” Paylaşım ekonomisi, kârlılığı olumlu etkiliyor “Bize göre, SaaS hala olmayı hak ettiği noktada değil, fakat hızla büyüyor” diyen Güçlü Özenci’ye göre, hayatın her yönünde kolaylık sağlayan, ‘indir ve hemen kullanmaya başla’ ya da ‘kullandığın kadar öde’ yaklaşımı zaten “kırıcı inovasyon” olarak görülen paylaşım ekonomisi vizyonuna da yakın. İhtiyacın olduğunda ve kullandığın kadar ödemek, kâr odaklı şirketlerin maliyeti düşürebilmek, daha verimli ve üretken olabilmek güdüleriyle de uyumlu. Güçlü Özenci, SaaS odaklı beklentilerini şöyle anlattı: “SaaS her ölçekte şirket için tasarruf, hız ve üretkenlik anlamına geliyor. Yazılım kullanımı artık lisansı satın al, kur, uyarla, entegre et, işlet ve yönet yaklaşımı yerine; hemen al, kullandığın kadar öde servisine döndü. İnanıyoruz ki, güvenlikten ödün vermeden, her kullanıcıya özel anlık servislerin daha çok öne çıktığı bir gelişim ön görmek mümkün.”
BThaber
Hibrit Bulut ve Saas
1 - 7 ŞUBAT 2016
İLK YATIRIM MALİYETİ YERİNE BULUT AVANTAJI Son teknoloji ürünlerinin veya çözümlerinin genel olarak büyük ölçekli şirketlerin sahip olduğu, orta ve küçük ölçekli şirketlerin yatırım maliyetler nedeniyle sahip olamadığı gözlemleniyor. Oysa Unify Türkiye Satış Müdürü Müge İncecik’in de işaret ettiği gibi, küçük ve orta ölçekli şirketlerin konsantre yapısı nedeni ile işlerine daha çok odaklanabilmelerini sağlayan teknolojileri kullanma ihtiyacı, büyük ölçekteki kurumlara göre daha fazla. Son yılların gündemdeki teknolojilerinden biri olan Tümleşik İletişim (Unified Communication); KOBİ’lerin ihtiyacı olan her zaman ulaşılabilir olma, video ile veya sesli görüşme yapabilme, dosya ve masaüstü paylaşımı gibi özelliklerle çalışanlar arası ve müşteriler arası sürekli ve kesintisiz iletişim sunuyor. Böyle bir teknolojiye sahip olma modelindeki ilk yatırım maliyeti yerine, artık KOBİ’ler bulut üzerinden bu hizmetleri alabiliyorlar. Büyük ölçekli firmalarda ise bulut teknolojisi algısında finans yöneticisi (CFO) tarafında önemli faydanın, öncelikle yatırım maliyeti yerine operasyonel maliyet olarak teknolojiye sahip olma cazibesi olurken, BT yöneticisi (CIO) tarafında merkezileştirilmiş yapı, sürekli güncel sürüm uygulamaya sahip olabilme, ihtiyaca göre kapasite artırım veya azaltım yapabilme gibi esneklikler ön planda. Müge İncecik, özel ve genel bulut yapısında ise sektörel olarak belirgin tercihlerin ön planda olduğuna dikkat çekti.
SaaS, Türkiye’de hızlı büyüyecek Şirketlerin ihtiyaçları ve veriyi saklama hassasiyetine göre her iki bulut, yani genel ve özel bulut hizmetinden de faydalanmanın şirketlere belli avantajlar sağladığına dikkat çeken İncecik’e göre, gerek şirket içi gerekse yasal düzenlemeler bulut teknolojisi önünde zaman zaman engeller teşkil ediyor. Ancak her geçen gün değişen iş yapma şeklimiz, mobilite ve veriye sürekli erişme ihtiyacımız gerek şirket içi BT yöneticileri gerekse yasal düzenlemeleri yapan otoriteler üzerinde itici güç olmaya başladı. Müge İncecik, sözlerine şöyle devam etti: “Bulut tabanlı iletişim yazılımımız Circuit’i 1-5 kullanıcılı küçük işletmelerden, büyük işletmelere, kamudan özel sektöre uygun olabilecek 4 farklı paketi ile Mayıs 2016’da Türkiye’de hizmete açacağız. İhtiyaç halinde küçük işletmelere ücretsiz kullanım hakkı da sunarak, işletmelerin anlık iletişim ve veri paylaşım ihtiyaçlarına çözüm olacağız. SaaS sayesinde ihtiyaç kadar kullanmak, kullanıcıların elini rahatlatan bir uygulama. SaaS başlığında her ölçekte şirketin ortak öncelikleri; ilk yatırım maliyetinin olmayışı, ihtiyaç kadar kullanımla elde edilen esneklik, sürekli ve kesintisiz veriye ulaşabilmek. Gelecek teknoloji eğilimlerine ve ihtiyaçlarımıza baktığımızda, SaaS önümüzdeki yıllarda Türkiye’de çok daha hızlı büyüyecek.”
DOSYA
25
BULUT, HER ÖLÇEKTE ANA HİZMET YAKLAŞIMI Bilgiye her yerden ulaşma ihtiyacı, yeni teknolojilerin kullanımını zorunlu kılıyor. Genel itibariyle, her ölçekteki şirket bu hizmetleri kullanabiliyor. Gittikçe artan bir şekilde ve KOBİ’ler başta olmak üzere kurumlarda, bulut bilişim ana hizmet yaklaşımı olarak görülüyor. Ülkemizdeki kullanımına bakılacak olunursa, Asseco SEE Yeni Ürünler Yöneticisi Osman Özdemir’in belirttiği gibi, maliyet avantajı daha ön planda. Buna rağmen, bulut bilişimle projelerin hızla hayata geçirilmesi ise henüz istenen seviyede değil. Yeni projelere nazaran, mevcut çözümlerin buluta taşınması daha çok tercih edilmekte. Özellikle dağıtık yapıya sahip, bayi sistemi ile çalışan, birkaç farklı alanda şubelere veya sahada çalışanlara sahip firmalar için hızlı veri paylaşımı kritik öneme sahip. Özel ve genel bulut yapılarında sektörel ve yapısal faktörler de belirleyici olabiliyor. Şirketler bir çözümü bünyelerine dahil etmeden önce, iş süreçlerini ve ihtiyaçlarını iyi belirlemeli. Doğru çözümler ve teknolojiler, uygun alanlarda kullanılmalı. “Şirketler bulut bilişimde öncelikle yatırım ve operasyonel maliyetleri aşağıya çekebilmeyi ve verimli olabilmeyi hedeflemeli” diyen Osman Özdemir, şöyle devam etti: Şirketler ve öncelikleri rehber oluyor “Rekabette geri kalmamak, fırsatları kaçırmamak için dijital dönüşümün gerektirdiği adımlar dikkatli bir şekilde takip edilmeli. Sunduğumuz
çözümlerin ve hizmetlerin bazıları dış kaynak olarak yönettiğimiz buluttan sağlanıyor. Bu hem hizmetlerin, projelerin hayata geçişini hızlandırıyor hem de operasyonel maliyetlerin ve yatırımların en düşük seviyede olmasına imkân yaratıyor. Türkiye’de itici sektörler olan finans ve telekom sektörlerine ait yasal düzenlemeler ve kurallar, bulut bilişimin en azından küresel ölçekte denetim fonksiyonları bir eşiği aşana kadar milli/yerel olmasını zorunlu kılmakta. Denetim ve güvenliğe ait kural ve uluslararası uyumun ilerleyişi, Türkiye’deki bulut bilişimi küresel bulut bilişim ile daha sıkı bir araya getirecek. Türkiye’de SaaS uygulamaları yeni yeni yaygınlaşmaya başlıyor, fakat dünyada SaaS pazarının her sene yüzde 30 büyüyerek 30 milyar dolarlık bir pazar haline gelmesinden yola çıkarak, ülkemizde de bu çözümü kullanmaya başlayan şirketlerin sayısının artacağını öngörebiliriz. SaaS alanında çeşitli sektörlere hizmetler sunuyoruz. Bulut bilişim hizmetlerinde SaaS gibi çözümlere doğru bir eğilim süreci var. Şirketlerin bu çözümdeki öncelikleri; maliyetleri aşağıya çekerken verimliliği maksimize etmek, iş süreçlerinde hız ve konfor elde etmek, ana işlerine odaklanabilmek, zaman ve kaynaklarını esas işlerine aktarmak şeklinde sıralanabilir. SaaS başlığında önceliklerin gelişimini ve çeşitlenmesi sektörlere ve şirket ölçeklerine göre farklılık gösterebilecek. Finans, telekom, satış-pazarlama, KOBİ’ler, kamu ve özel sektör ayrımında bu öncelikler beklentilere göre çeşitlenecek.”
Hibrit bulut şirketlere esnek bir yapı sunuyor
VMware Türkiye Genel Müdürü Murat Mediçeler
Bulut bilişim bugün Türkiye’deki firmaların yapısına en uygun çözümlerden biri olarak öne çıkıyor. Finans ve telekom sektörleri, özel bulut konusunda ciddi mesafe kat ettiğini söyleyen VMware Türkiye Genel Müdürü Murat Mediçeler KOBİ’lerin giderek artan bir şekilde bulut servislerini kullanmaya başladığını, kamu kurumlarında ise kendi bulut altyapılarını kurma konusunda planları olduğunu belirtiyor. Bulut bilişimin sunduğu avantajlardan faydalanmak için yazılım tanımlı veri merkezleri (SDDC) bugün en uygun çözümlerden biri olarak karşımıza çıkıyor. Özel, genel ve hibrit bulut ortamları oluşturmak için sağlam bir zemin hazırlayan SDDC mimarisi, şirket bünyesindeki ve dışındaki ortamlar için ortak yönetim, orkestrasyon, networking ve güvenlik modelleri sunuyor. Bilindiği gibi hibrit bulut, özel
bulut ve genel bulutun birleşiminden oluşmakta. Bu yapıda kurumlar, kendi oluşturdukları mevcut altyapılarında veya genel bulut yapısında oluşturdukları ya da kiraladıkları altyapılarında uygulamalarını ve servislerini konumlandırabiliyorlar. Hibrit bulut yapısının tercih edilmesinin en önemli nedeninin kurumlara esnek bir yapı sunması olduğunu ifade eden Murat Mediçeler sözlerine şöyle devam ediyor: “Hibrit bulutun temel kullanım senaryolarında da, genellikle sadece belirli dönemlerde kullanılan veya plansız olarak ihtiyaç duyulan sistem kaynakları, mevcut sistemin felaket kurtarma merkezi olarak planlanması, uygulama geliştirme ve test ortamlarının konumlandırılması, sanallaştırılmış uygulama ve masaüstü bilgisayarların konumlandırılması ve son olarak mevcut yapının genişletilmesi ön plana çıkıyor.”
Hibrit bulut, içerisinde özel bulutu ve genel bulutu barındıran, etkili çözümler sunabilen mimarilerden biri. Firmaların BT yapılarına baktığımızda, tüm iş yükünü buluta taşıyabilecek yapıya sahip organizasyonlar bulmak çok zor. Bundan dolayı şirketlerin büyük bir kısmının bulut yapısından uzak durmayı tercih ettiğini vurgulayan Murat Mediçeler; ancak kendi altyapılarıyla entegre olabilen, yüzde 100 izolasyonu ve veri güvenliğini garanti edebilen şirketlerin BT altyapılarında kullandıkları yönetim araçlarıyla tek merkezden yönetilebilen, ihtiyaç duyulduğunda genişleyip küçülebilen bir hibrit bulut mimarisinin, şirketlerin rahatlıkla buluta açılmasını sağlayabildiğine işaret ediyor. Özetle hibrit bulutun, organizasyonlar için buluta açılmada gösterilen direnç eşik değerini dramatik olarak düşürebilen bir katalizor etkisi gösterdiğini söyleyebiliriz.
26
DOSYA
BThaber
Hibrit Bulut ve Saas
1 - 7 ŞUBAT 2016
HİBRİT BULUT TEKNOLOJİLERİNE BAKIŞ SON DERECE OLUMLU
Veysel Karslı 6Kare Satıştan Sorumlu Yönetici Ortağı
Firmaların bulut uygulamalarına yönelmeleri artıyor. İlk zamanlardaki güvenlik korkuları, her geçen gün artan ve gelişen veri merkezleri sayesinde azalmaya başladı. Kullanılan uygulamalara olan ihtiyacın kavranması ve bu uygulamaların satın alınması durumunda oluşan maliyetler de daha fazla göz önüne alınmaya başladı. Bu sebepten, bu uygulamaların bulut üzerinden kullanılarak sağladığı avantajlı fiyatlar, bulut bilişime yönelimi arttırıyor. 6Kare Satıştan Sorumlu Yönetici Ortağı Veysel Karslı’ya göre, şirketler hibrit bulut yapılarını, bulut teknolojisinden avantaj sağlamanın en iyi yolu olarak görmeye
başladı. Şirketler, gerektiğinde birbirini tamamlayacak şekilde her iki bulut sistemine de geçiş yaparak sahip olunan kaynaklardan en iyi şekilde yararlanılmasını ve maliyetin daha etkin şekilde yönetilmesini sağlıyor. “Türkiye’de hibrit bulut teknolojilerine bakış olumlu” tespitini yapan Veysel Karslı, hibrit bulut mimarisi kurgularken dikkat edilmesi gerekenleri ise şöyle anlattı: “Firmaların hangi verileri dışarıya açabileceği, hangi verilerin daha mahrem olduğu tespit edilmeli. Özellikle firmanın ihtiyacı olan uygulamalar, firmanın diğer iştirakleri, bayisi veya acentaları gibi diğer tüzel kişiler ile de
kullanılmak isteniyorsa, hibrit mimari en uygun koşulu sağlar. Bu şekilde firma özel bulut yapısını kullanırken, diğer firmalar genel bulut altyapısı üzerinden uygulamaları kullanarak, ana firma ile teknik destek bağını koparmış ve sorumlulukları paylaşmış olurlar. On –premise çözümlerde genelde danışmanlık desteği alınırken, bulutta kullanıcılar kendi deneyimlerini göz önünde bulundurarak bir danışmanlık hizmeti almayı tercih etmiyorlar. Zaten hayatımızın her alanında farkında olmadan bulut bilişimden yararlandığımız için kullanıcılar zorlanmıyorlar. Bulut bilişimi ile BT için ayrılan finansmandan tasarruf ettiğimizi söylemiştik. Donanım masrafları ve işgücünden tasarrufun yanı sıra danışmanlık masraflarından da tasarruf edilmiş olunur.” Maliyet avantajı ve hız öncelik olmalı E-fatura, KEP gibi devletin zorunlu kıldığı ve bu yapılara geçiş termini olan düzenlemelerde devletin e-dönüşüm tarafındaki zorlayıcılığı sayesinde firmalar çok fazla sorgulayıcı olmadan ucuz ve hızlı hizmetleri kabul ettiler. Bu ucuz ve hızlı hizmetlerin neredeyse tamamı bulut mimarisi üzerinde olması vesilesiyle birçok firma, hibrit mimarileri de kullanmaya başladı. Sektör bazında düzenlemelere baktığımızda, devletin uyguladığı regülasyon yerli sağlayıcılar açısından avantaj sağlıyor. Karslı’nın da dikkat çektiği gibi, yabancı sağlayıcılar, yerel ihtiyaçlara yönelik çalışmalar yapamadığı için küresel rekabet ortamı oluşamıyor. Küresel firmaların, yerel ihtiyaçlara cevap vermesi ve küresel bazda rekabet ortamının oluşması ile daha inovatif adımlar atılabilir. Veysel Karslı, SaaS odaklı beklentilerini şöyle açıkladı: “Regülasyon, SaaS çözümlerin tercih edilmesinde firmaların önceliği. Devletin belirli bir tarihte firmaların kullanmasını zorunlu kıldığı hizmetlerin hayata geçirilmesinde firmalar çok fazla kriter sorgulamazlar. Bir diğer öncelik uygulama maliyetleri. Onpremise çözümlerin kullanıcı sayılarına göre lisans fiyatlarının hesaplanması, özellikle personel sayısında büyüme ve kurumsallaşmaya çalışan firmalarda ciddi maliyet ortaya çıkarmakta. Kurumsallaşma önceliği olan firmalar, ihtiyacı olan yazılımları kullanabilmek adına SaaS çözümleri de fiyat avantajları sayesinde tercih etmek durumunda kalırlar. Son olarak, ihtiyaç olan uygulamaların SaaS ortamda tek tıklama ile kullanılabilir olmasının verdiği avantajlar da bazı firmalar için SaaS çözümlerini tercih sebebi. Fakat doğru olan tercih sebebi; regülasyondan ziyade firmalara kazandırdığı maliyet avantajı ve hız olmalı.”
BThaber
Hibrit Bulut ve Saas
1 - 7 ŞUBAT 2016
Bulut bilişim İLE doğru çözüm Kurumların bulut bilişim maceraları bilindiği üzere yeni bir olgu değil, kısmen de olsa bulut bilişim çözümleri uzun zamandır kullanılmakta. Mobilite trendiyle birlikte verinin birbirine bağlı birçok cihazda sürekli olarak üretildiği ve tüketildiği bir çağdayız. Günümüzde yaygın kullanılan çevrimdışı veri saklama sistemlerinin bu hacmi saklamakta, işlemekte ve arşivlemekte yeterli olamayacağı vurgulayan Anadolu Bilişim Dönüşüm Projeleri ve Müşteri İlişkileri Grup Müdürü Yaser Aras’a konuyla ilgili şu açıklamalarda bulunuyor: “Büyük veriyi saklamada ve işlemede kurumlar için doğru çözüm elbette ki bulut bilişim. Bulut bilişim üzerinde sunulan büyük veri analizi, sosyal medya analizi ve veri madenciliği uygulamaları, kurumlara muazzam bir verimlilik katarken, depolama maliyetlerini düşürüp, iş süreçlerini hızlandırmak ve kârlılığı maksimize etmek için yepyeni bir vizyon sunuyor. Artan verilerin etkin bir şekilde depolanmasına yönelik tekilleştirme ve arşivleme sistemleriyle veri depolama da ciddi alan tasarrufu ve veri işlemede hız kazancı sağlanıyor. Şirket bünyesinde kurulan sunucuların ve veri saklama sistemlerinin kurumlara getirdiği donanım yenileme, bakım, yazılım güncelleme, saklama ve işletme külfetlerini ortadan kaldıran bulut bilişim, büyük veri çağında veri saklama ve işlemede doğru çözüme dönüşüyor. Büyük markaların ‘kullandığın kadar öde’ sistemleri ile geliştirdikleri genel bulut bilişim çözümleri ve özellikle IaaS’tan sonra PaaS, SaaS platformlarının da yaygınlaşması, kurumların ‘Ne zaman bulut’a geçeceğiz?’ sorusunu artık ‘Nasıl Bulut’a Geçelim?’ şeklinde değiştirdi. Dolayısıyla bu farkındalığın yaratılmasında genel bulut hizmetleri veren şirketlerin çalışmalarının payı oldukça büyük.” Dünyada ve Türkiye’de giderek artan SaaS cazibesinin temelinde maliyet avantajları bulunmakla birlikte,
Anadolu Bilişim Dönüşüm Projeleri ve Müşteri İlişkileri Grup Müdürü Yaser Aras bu tip uygulamaların şirket içinde hızlı bir şekilde kullanılabilmesi ve yaygınlaştırılabilmesi ikinci önemli tercih nedeni olduğunu vurgulayan Yaser Aras sözlerine şöyle devam ediyor: “Yapılan bazı araştırmalara göre birçok uluslararası firma artık iş uygulamalarını dahi internet ortamında hizmet veren tanınmış servis sağlayıcılardan almayı tercih ediyor. Büyük ölçekli kurumsal işletmelerin ve KOBİ’lerin e-posta, Anlık Mesajlaşma, Ofis Yazılımları vs. gibi ürünleri olarak konumlandırma konusundaki bilinçleri oldukça yüksek. Ancak buna karşılık kurumsal uygulamaları ve bu uygulamaların bizler tarafından SaaS olarak sunulması için gereken çoklu-kullanıcı uyumluluğu henüz hız kazanmış değil. SaaS tarafının hız kazanabilmesi için yazılım şirketlerinin bu konuda genel ve özel bulut hizmetlerini geliştirme süreçlerinde ve ürünlerinde yaygın olarak kullanması gerekiyor.”
DOSYA
27
2016, HİBRİT BULUTUN YILI OLACAK İşletmelerin önceliklerinden biri; verimlilik korunurken maliyetlerin azalması. Her ölçekten ve sektörden işletmeler dünyada ve Türkiye’de, 2015’te de maliyetleri asgari seviyede tutmak için buluta yönelmeye devam ettiler. “Her ölçekten şirketlerin buluta ilgisinin ve yatırımının arttığını gözlemliyor ve 2016’da da bu eğilimin devam edeceğini düşünüyoruz” diyen Citrix Türkiye Ülke Lideri Altan Cengiztekin’e göre, bulut bilişim harcamalarında artış da sürecek. Bulut bilişim ile şirketlerde çalışma sistemlerine entegre olma süreci yaygınlaşıyor. “Türkiye’de bulut konusunda yatırımların başını kamu ve finans sektörü çektiyse de, 2015’te özel sektörde ve son dönemde KOBi pazarında bulut bilişimin öneminin arttığını görüyoruz” saptamasını yapan Altan Cengiztekin, beklentilerini şu sözlerle anlattı: “Türkiye’de, özel sektör ve KOBİ segmentinde bulut bilişime ilginin ve yatırımların artmasını bekliyoruz. Kamu da geleneksel olarak 2016’da da bulut yatırımlarında başı çekmeye devam edecek. Türkiye’de kamu sektörünün buluta bakış açısının olumlu olduğunu ve önümüzdeki dönemde buluta dair yatırımların, bulut tabanlı çözümlerin kullanımının artacağını düşünüyoruz. Birçok firma bulut kullanımıyla ilgili endişelere sahipti. Özellikle bulutun güvenliği ve güvenilirliği açısından çekinceler vardı. Ayrıca, birçok şirket içi ve yasal düzenlemeler engel teşkil ediyordu. Bu şartlar da esasında hibrit bulutun yükselişini işaret ediyordu. Şirketler 2016 yılında çoklu bulut modellerini uygulamak ve yönetmek için tüm gerekli araçlara sahip olacaktır. CIO’lar kendileri için uygun bulutu özel olarak oluşturabilecek ve bunları standart ve güvenli şekilde yönetebilecekler.“ Doğru entegrasyon önem kazanıyor Hibrit bulut kavramı, BT masraflarını azaltmak için şirketlere bir fırsat
Citrix Türkiye Ülke Lideri Altan Cengiztekin sunmanın yanı sıra şirketlerin değişen iş gereksinimlerine yanıt verme kabiliyetini de artırıyor. Hibrit bulut yaklaşımı; özel, ortak veya lokal bulut hizmetlerinin doğru karışımından yararlanırken, veri güvenliği, daha iyi kaynak yönetimi, uyumluluk ve bütçe kısıtlamalarının üstesinden gelme konusunda da şirketlere faydalar sağlıyor. 2015’te de hibrit bulut, tümleşik ve entegre mimarilere yönelik BT çözümlerinde önemli gelişmeler kaydedildiğini belirten Cengiztekin’e göre, genel bulut ve şirketlere özel bulut servislerini bir araya getirmek artık bir zorunluluk halini alıyor. Firmalar harici genel bulut servislerini kendilerine ait kişisel bulutlarla hibrit hale getirme eğilimini gösteriyorlar. Bulut teknolojisinin hayatımızdaki önemi giderek artarken, Cengiztekin’e göre, bu artışa paralel geleceği şekillendirecek konulardan biri olarak ‘hibrit bulut entegrasyonu‘ da öne çıkıyor.
SORU İŞARETLERİNE YANIT HİBRİT MİMARİDE
NetApp Ankara Bölge Müdürü Burak Koç
Büyümenin getirdiği artan veri trafiği depolama kapasitelerinin daha da genişletilmesi yönünde şirketlerin talebini de gündeme getiriyor. Burada doğal olarak bulut çözümleri devreye giriyor. Telekomünikasyondan finansa, kamu sektöründen otomotiv, perakende ve üretim sektörlerine kadar hibrit bulutun avantajları ve SaaS sistemlerinin katkıları, bugün büyük ölçeli şirketlerden KOBİ’lere kadar tüm şirketler tarafından fark edilmiş durumda. “NetApp da bu çerçevede Türkiye’deki yatırımını büyütmeye devam ediyor ve pazardaki yerini her yıl daha fazla güçlendiriyor” diyen NetApp Ankara Bölge Müdürü Burak Koç’a göre, hibrit bulut mimarisinin kurgulanma sürecinde danışmanlık desteği gerekli. Bu şekilde şirketin ihtiyacına göre en uygun bulut seçimini yapacağına işaret eden Burak Koç, “Hızlı ve güvenilir hibrit sistemleri inşa etmek için yakın zamanda
geliştirdiğimiz Data Fabric mimarisi önem taşımakta. Bu çözüm, verinin bir buluttan diğerine kolaylıkla taşınmasını, kesintisiz ve sorunsuz yönetilmesini sağlıyor. İşletmelerin mevcut BT altyapılarını maliyet avantajı ve esneklik açısından iyileştiriyor” bilgisini verdi. Koç’a göre, hibrit bulut teknolojilerinde servis sağlama hizmetleri için devletin yeni mevzuatlar oluşturması ve güvenlik, verinin kimin sahipliğinde olacağı gibi konuların hızla netleştirilmesi gerek. “Artık Türkiye’de de yapmamız gereken, gelecekte BT’yi şirketlere veya kamu kurumlarına göre düzenlemek değil, BT’nin ve yeni teknolojilerin kurumları yönlendirmesine izin vermek olmalı” beklentisini dile getiren Koç, SaaS konusunda da şu yorumu yaptı: “Bugün SaaS modelinin bulut harcamalarında öne çıktığını gösteren IDC raporunda, 2020’ye kadar IaaS modelinin
daha fazla ilgi çekeceği öngörülüyor. Aynı rapor, önümüzdeki dört yıl içerisinde AB’de bulut bilişim teknolojileri sayesinde 300 bin yeni şirketin ortaya çıkacağını ve toplam GSYİH’nın yüzde 0,7’sinden sorumlu olacağını tahmin ediyor. Bu ve buna benzer araştırmalardan da yola çıkarak, bu felsefenin her geçen gün daha fazla şirketlerce benimsendiğini söyleyebiliriz. Bulut sistemlerine yönelik dünya çapındaki en büyük önceliklerden biri güvenlik. Ortak kaygılar ağırlıklı olarak verinin buluta taşınması, bulut üzerindeyken verinin korunması ve veri koruma ve felaket kurtarma uygulamalarının çökmesi durumunda bulut uygulamalarının ulaşılabilirliği ve mevzuata uygunluk konularında karşımıza çıkıyor. Her ne kadar göz ardı etmemek gereken başka unsurlar da olsa hibrit, güvenlik ve yasal zorunluluklar ile ilgili bu ortak kuşkuları ortadan kaldırabilecek kapasiteye sahip.”
28
DOSYA
BThaber
Hibrit Bulut ve Saas
1 - 7 ŞUBAT 2016
YENİ DÜZENLEMELER ÜZERİNDE ÇALIŞMALAR SÜRÜYOR
hizmetler bulut teknolojileri üzerine konumlanacak
IBM Türk Kıdemli Bulut Danışmanı Bora Taşer
Proline Satış Direktörü Bilginç Işık
IBM’in 2015 yılında gerçekleştirdiği C-Suite araştırmasına göre, Türkiye’deki üst düzey yöneticilerin yüzde 61’i bulut bilişimi, pazarı değiştirecek en önemli etkenlerden biri olarak görüyor. Birçok kurum, 2016 bütçelerine bulut bilişim ile ilgili yatırımları konumlandırmış durumda. Ancak yine aynı araştırmanın sonuçlarına göre, Türkiye’de üst düzey yöneticilerin yüzde 76’sı BT güvenliği ve risklerinin, bulut bilişim dönüşümünün önündeki en önemli hız kesici faktör olduğunu düşünüyor. Bu bilgileri paylaşan IBM Türk Kıdemli Bulut Danışmanı Bora Taşer’e göre, hibrit bulut çözümleri, bu ikilemin oluşturduğu soruları cevaplıyor. Kurumlar, hibrit bulut çözümleri ile hassas ve kritik iş ortamlarını kendi bünyelerindeki bulut ortamında tutarken, genel bulut çözümlerinin sağladığı maliyet, esneklik ve ölçeklenebilirlik gibi karma bulut yapısına sahip olabiliyor. Bora Taşer, bulut bilişim odaklı düzenlemeleri ise şu sözlerle değerlendirdi: “Türkiye’de bulut bilişim konusunda henüz netleşmiş bir düzenleme bulunmuyor. Bazı sektörlerde, bulut bilişim iş modelini doğrudan etkileyen, örneğin kritik ve şahsi müşteri verilerinin saklanması ve korunması gibi bir takım düzenlemeler kullanılıyor. Veri özelindeki bu tür düzenlemeler de hibrit bulut ihtiyacını ortaya çıkaran en önemli etkenlerden. Hibrit bulut konusunda Türkiye’de bir düzenleme bulunmuyor. Fakat bulut bilişimi de kapsayacak yeni düzenlemeler üzerinde çalışmalar devam ediyor.”
Türkiye’de kurumların teknolojiyi iş süreçlerine dahil etme ve bulut bilişim çözümlerini kullanma konularında 2015 yılında daha istekli olduklarını gözlemlediklerini belirten Proline Satış Direktörü Bilginç Işık sözlerine şöyle devam etti: “Dijital teknolojiler ve bulut bilişim uygulamalarının sürdürülebilir büyüme ve rekabet gücü açısından barındırdığı avantajlar düşünüldüğünde bu gelişme daha da iyi anlaşılabilir. Bulut teknolojilerinde 2015 yılındaki gelişmeler, şirketlerin kendi ana iş dallarına da daha fazla odaklanmalarının ve daha verimli çalışabilmelerinin önünü açtı. Özellikle hızlı büyüyen ve sektör dinamiklerine uyum sağlamak zorunda olan şirketler için bulut teknolojilerinin 2016 yılında da olmazsa olmazlar arasında yer almasını bekliyoruz. Bulut teknolojileri üzerindeki verilerin güvenliği ile ilgili kaygıların giderilmesi ile birlikte şirketlerin süreçlerini büyük oranda bulut teknolojileri üzerinde yürüteceklerini söyleyebiliriz. Gelecekte, şirketlerin yanı sıra devletlerin de hizmetlerini bulut teknolojileri üzerine konumlandırdıklarını ve entegrasyonlarının bulut üzerinden yapıldığını görmemiz mümkün olacak.” Son yıllarda kurumların BT altyapılarında daha profesyonel ortamlar inşa etme gerekliliğinin farkına varmaları ile bu alanda uzmanlaşmış firmalardan danışmanlık alma istekleri sık yaşanan bir durum haline geldi. Kurumların bu süreçte veri merkezlerinin konum seçimlerinden enerji ve BT alt yapısının belirlenmesine, soğutma ihtiyaçlarının analizinden veri merkezi fiziksel güvenliğine, veri merkezi envanter yönetiminden veri merkezi ortam ve enerji izleme sistemlerini
SaaS, şirket içinde adım adım yayılıyor Pazardaki şirketlerin faaliyet gösterdikleri sektörler ve bunların ortaya çıkardığı ihtiyaçlar, hizmet verilen pazarlar ve hizmet konularının birbirinden farklılık göstermesi bu şirketlerin, SaaS yolculuklarında farklı noktalarda bulunmalarına
IBM Türk SaaS Lideri Erhan Güçdemir yol açıyor. “Trendin kesinlikle SaaS yönünde olduğunu söyleyebiliyoruz” saptamasını yapan IBM Türk SaaS Lideri Erhan Güçdemir’e göre, altyapının ve orta katman teknolojilerinin tam anlamı ile buluta hazır hale gelmesi, SaaS‘ın gerek teknolojik, gerek iş modeli olarak daha esnek ve güvenli olabilmesini sağlıyor. “İhtiyacın olduğu kadar kullan, kullandığın kadar öde” felsefesi de bulutun temel felsefesi olması sebebiyle benimsenmiş durumda. “Özellikle 2016 ve 2017 yılı, bulut bilişim pazar uygulamaları açısından oldukça ses getirecek” beklentisini dile getiren Erhan Güçdemir, şöyle devam etti: “SaaS taleplerinin, öncelikle regülasyonlar açısından yaptırıma tabi olmayan, uygulama yanıt süreleri ve gecikme açısından kritik olmayan iş yükleri özelinde gerçekleşeceğini öngörüyoruz. Şirketlerin ana işlerine odaklanmayı seçtiğini, kendi işleri olmayan kısımları hizmet olarak almayı tercih ettiğini gözlemliyoruz. Genelde bir kez SaaS kullanmaya başlayan şirketler, bir sene içinde şirket içinde bu hizmetin kullanım alanlarını çeşitlendiriyor ve SaaS‘ın faydalarını kısa sürede yaşamaya başlıyorlar. Bu da diğer departmanları tetikliyor.”
birleştiren DCIM sistemine kadar ihtiyaçlarına uygun doğru çözümleri sunabilecek firmalardan danışmanlık desteği alması oldukça önemli. SaaS şirketlere katma değer sağlayacak BDDK ve BTK gibi kurumların yaptığı düzenlemeler ile iş dünyasında yükselen bilgi düzeyi, hibrit bulutun da dahil olduğu bulut sistemleri içerisinde güvenlik çözümlerinin iş dünyasının vazgeçilmez bir bileşeni olmasını sağladığını işaret eden Bilginç Işık, bu düzenlemelerin hibrit bulut mimarisinin gelişiminde önemli bir paya sahip olsa da ülkemizde bu yöndeki birikimin yeterince olgunlaşmamış olması, önemli eksiklik ve aksaklıkların da ortaya çıkmasına, planlama ve değerlendirmelerin yeterli ve gerekli seviyede yapılamamasına neden olduğunu belirtti. SaaS tarafı oldukça gelişmeye açık bir alan. Burada sektörel anlamda yazılacak yeni yazılımların ya da var olan uygulamaların bulut üzerinden SaaS mantığına dönüştürülerek şirketlerin kullanımına sunulması önemli ölçüde katma değer sağlayacak. İşte tam bu noktada, şirketlere sunulacak uygun maliyetli IaaS ortamları ve bu ortamlar üzerinde çalışacak niş yazılımlar (SaaS) şirketleri farklılaştıracaktır. Bu platformun yararını müşterilere anlatmanın en etkin yolu; mevcut ortamdaki yıllık maliyetleri donanım, bakım, destek, enerji, iklimlendirme ve yazılım gideri olarak alt alta yazmak, sonrasında ise bulut tarafına geçmeleri durumunda ne kadar maliyet tasarrufu elde edeceklerini göstermektir.
30
BThaber
BİLİŞİM DÜNYASI
1 - 7 ŞUBAT 2016
Risklere karşı bir yedekleme planınız olsun Veri kaybı, dijital dünyanın en büyük sorunlardan biri ve çoğu bilgisayar kullanıcısı, farklı sebepler yüzünden verilerini kaybetme riski ile karşı karşıya. Veri kaybına yaklaşımdaki temel hata ise doğrudan buna yol açan sebepleri ortadan kaldırmaya çalışmak. Oysa bu faktörleri tamamen ortadan kaldırmak mümkün olmadığı gibi, her türlü önleme rağmen, en basit insan hataları her zaman meydana gelebilir. Bu nedenle gerekçelerle uğraşmak yerine, bir yedekleme planının önemine işaret eden depolama şirketi WD, bu planda dikkate alınması gereken unsurları şöyle sıralıyor: 1. Elinizin altında bir harici disk bulunsun: Yedeğinizin olması, bilgilerinizin en az iki kopya halinde elinizde bulunması demek ve harici diskler de dosya yedeklemenin iyi bir yolu. 2. Yedekleme yazılımı kullanın: Verileri elle yedeklemeye güvenmemek gerek. Yedekleme sürecini
otomatikleştirmek için WD’nin SmartWare Pro yazılımı gibi bir yedekleme yazılımı, verilerin yedeğini güvenli ve otomatik biçimde oluşturur, kayıtlar tutar ve bir sorun çıkarsa bildirir. 3. Kopyalar farklı yerlerde olsun: En önemli dosyaların en az iki kopyasını bulundurun. Farklı cihazlarda ve farklı konumlarda birkaç yedeğin olması, verilerin tamamen kaybolma riskini de azaltır. 4. Kişisel bulutunuzu edinin: Kişisel bulut depolama
sistemiyle verilerin güvende olduğundan ve hareket halindeyken erişilebilir olduğundun emin olursunuz. Evdeki ağınıza bağlanan My Cloud serisi gibi kişisel bulut depolama seçenekleriyle, her cihazınızda bulunan içeriği koruyabilirsiniz. 5. Yedekleme planınızı test edin: Yedekleme yazılımı, dosyaları kaydederken karşılaştığı sorunların kaydını tutar. Gözden kaçan bir şey olmamasına dikkat etmek, veri yitirmemek adına önemli.
Sanal gerçeklik “otomasyona” dönüşüyor E-Tohum ve iki bireysel melek yatırımcıdan sağladıkları 250 bin lira sermaye ile kurulan ve İTÜ ARI Teknokent’in desteğiyle, artırılmış ve sanal gerçeklik uygulamalarını geliştiren Pandora, otomasyon çalışmasıyla, üretim sürecine de hız katacak. 3D mimari çizimlerin mobil cihazlarda arttırılmış gerçeklik ile görüntülenebilmesi gibi, sanal gerçeklik ile de görüntülenebilmesinin mümkün olduğunu belirten Pandora kurucu ortakları Kemal Akçalı ve Caner Soyer, geliştirmekte oldukları otomasyonun, kullanıcılar tarafından seçilebilecek işlevlerinden birinin de, hazırladıkları 3D mimari çizimi sanal gerçeklik teknolojisi ile görüntülemek olacağını vurguladı. Sanal gerçeklik teknolojisinin temelinde; ekranı ikiye bölerek iki ayrı gözün perspektifinden iki ayrı görüntü göstermek
var. Sanal gerçek gözlükleri günümüzde bilgisayar bağlantısıyla çalışan ve akıllı telefon ile çalışan olmak üzere iki ayrı yapıdan oluşuyor. Akıllı telefonlar artık herkesin cebinde ve Caner Soyer, “Cardboar denen sanal
gerçeklik gözlükleri de oldukça düşük maliyetli ve hemen her akıllı telefonda sanal gerçeklik tecrübesinin yaşanmasına imkan sağlıyor” bilgisini verdi. Kemal Akçalı ise Pandora olarak hedeflerini, ‘projesini inşaat firmasına sunan mimarın ve almayı düşündüğü evi eşine göstermek isteyen müşterinin, evinde kendi koltuğunda otururken, sanal gerçeklik teknolojisi ile gelecekteki eserini, gelecekteki evini gezebilmesini sağlamak’ sözleri ile tanımladı.
KOBİ’ler, e-ticaretle büyüyor
IdeaSoft, e-ticaret alanında faaliyet gösteren KOBİ’lerin 2015 performanslarını değerlendirdi. 2015’te Türkiye’de e-ticarette gelinen noktayı ortaya koyan araştırmaya göre, KOBİ’lerin 2015 yılında önceki yıla oranla internet üzerinden satışları yüzde 60 büyüyerek 500 milyon lirayı aştı. KOBİ’lerin e-ticaret ile aldıkları sipariş sayısı ise yüzde 45 artarak 2 milyonu geçti. IdeaSoft’un hizmet verdiği 5 bin 300’ün üzerinde KOBİ üzerinde yapılan araştırmada, 2015 yılında Türkiye’de e-ticaret pazarının hızlı büyümesinin devam ettiği görüldü. Buna göre, Türkiye’de 2015 yılında KOBİ’ler internet üzerinden satışlarını bir önceki seneye göre yüzde 60 artırarak, toplamda 500 milyon lirayı aşan bir seviyeye ulaştırdı. 2015 yılında KOBİ’lerin e-ticaret alanında müşteri sayısı, mevcut müşteriler ve potansiyel müşteri adayları ile birlikte 3 milyon kişiyi geçti.
Mobil sipariş sayısı katlanarak artıyor Satışlarla doğru orantılı olarak, e-ticaretle uğraşan KOBİ’lere verilen sipariş adedi yüzde 45 artarak 2 milyonu aştı. Türkiye geneline bakıldığında, tüm siparişlerin yüzde 42,9’u Marmara Bölgesi’nden gelirken, onu yüzde 16,1 ile İç Anadolu ve yüzde 13,2 ile Ege Bölgesi takip etti. Günlük ortalama 45 binden fazla ürünün satıldığının belirlendiği araştırmada e-ticaret sektöründe ayda 400 binden fazla yeni ürünün de satışa sunulduğu tespit edildi. Araştırmada, 2015 yılında mobil cihazlardan gelen sipariş sayısının yüzde 420 arttığı görüldü. KOBİ’lerin e-ticaret sitelerinin ziyaretçi sayısı da 2015’te yüzde 35 oranında artarken, mobilde bu artış yüzde 125 oranında gerçekleşti. Araştırmada sepet ortalaması da analiz edildi. 45 farklı sektörden 5 bin 300’den fazla KOBİ’nin e-ticaret sitesi incelendiğinde, 2015 yılında sepet ortalamasının
IdeaSoft Genel Müdürü Seyhun Özkara 245 lira olduğu görüldü. Bu da bir önceki yıla oranla yüzde 10’luk artış anlamına geliyor. Türkiye’de internet’ten alışveriş yapanların taksit alışkanlıklarına bakıldığında ise 100 lira altındaki siparişlerin yüzde 24’ünde taksit tercihi yapılırken, 100 liranın üzerindeki siparişlerde taksit tercih oranının yüzde 55 olduğu bilgisi elde edildi. Yapılan analizde yüzde 71,5 oranla kredi kartlı ödeme açık ara ilk sırada yer alırken, yüzde 11,3 oranla kapıda ödeme ikinci, yüzde 11,1 ile havale ve EFT’nin ise üçüncü ödeme yöntemi oldu. IdeaSoft Genel Müdürü Seyhun Özkara, sonuçları şu sözlerle değerlendirdi: Hedef 1 milyar lira “IdeaSoft’un da desteğiyle tüketicilerin, profesyonel altyapılara sahip e-ticaret sitelerine güvenlerinin artması ve KOBİ’lerin e-ticareti yeni ve önemli bir gelir kaynağı olarak görmesiyle Türkiye’de e-ticaret sektörünün büyümesi 2016’da da devam edecek. 2015’te KOBİ’ler e-ticaret üzerinden 500 milyon lirayı aşan bir satış yaptı, 2016 yılında hedefimiz bunu 1 milyar liraya ulaştırmak. Bu hedefe ulaşmak için KOBİ’lerimize e-ticaret alanında gereken tüm desteği sunmaya devam edeceğiz. 2016 boyunca sunacağımız eğitimler ve seminerlerle satış ve dijital pazarlama alanında KOBİ’lerimizi bilgilendirmeye ağırlık vereceğiz.”
32
BThaber
BİLİŞİM DÜNYASI
Bilim ve Teknolojide Lider Kadınlar Zirvesi; 27 Şubat’ta Boğaziçi Üniversitesi Garanti Kültür Merkezi’nde bilime ve teknolojiye yön veren kadınları bir araya getirecek. Boğaziçi Üniversitesi Elektroteknoloji Kulübü & IEEE Öğrenci Kolu’nun düzenlediği zirve bilim ve teknoloji dünyasında fark yaratan kadınların tecrübelerini gelecek kuşaklara aktararak, özellikle kadınları bu alanlarda çalışmaya teşvik etmeyi amaçlıyor. Tüm öğrencilerin ücretsiz katılabileceği zirvede ana tema ile ilgili konuşmaların yanı sıra farklı konulardan atölyeler ve molalarda katılımcılarla konuşmacıların iletişim kurmasını hedefleyen bir iletişim alanı olacak. Önceki yıllarda “Teknolojide Lider Kadınlar” ismi ile düzenledikleri etkinlikte
1 - 7 ŞUBAT 2016
Bilim ve teknolojiye yön veren kadınlar zirvede buluşuyor
hem sektörden hem de akademik dünyadan isimleri ağırlayan Boğaziçi Üniversitesi Elektroteknoloji Kulübü & IEEE Öğrenci Kolu, bu yıl etkinliğin içeriğini tüm bilim, teknoloji
ve mühendislik alanları olarak genişleterek, daha geniş bir kitleye seslenmeyi amaçlıyor. Zirvenin açılış konuşmasını Boğaziçi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Gülay Barbarosoğlu
yapacak. Petrol Ofisi CEO’su Gülsüm Azeri, DenizBank Genel Müdür Yardımcısı Dilek Duman, Borusan Holding İnsan Kaynakları Müdürü Semra Akman,
Sabancı Üniversitesi’nden Prof. Dr. Aytül Erçil, İstanbul Startup Angels Kurucu Ortağı Gülsüm Çıracı, armut.com Kurucusu Başak Taşpınar Değim, Innov’Coat Kurucu Ortağı Gülden Çeliker, Blippar CEO’su Zehra Öney, L’Oreal Bilim Direktörü Fügen Soykut, Vodafone Network Planlama ve Optimizasyon Müdürü Ayşenur Şenyer, Boğaziçi Üniversitesi ilk kadın rektörü matematik profesörü Prof. Dr. Ayşe Soysal, Stanford Üniversitesi’nden Dr. Gözde Durmuş ve İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü Biyomühendislik Bölümü’nden Dr. Ahu Arslan Yıldız da zirvenin konuşmacıları arasında yer alıyor. Zirveye www.buecieee. com/liderkadinlar sitesindeki formu doldurarak kayıt olmak mümkün.
Vodafone mağazalarından dünyaya para transferi Mobil finansal servislerini Vodafone Elektronik Para ve Ödeme Hizmetleri Anonim Şirketi ile tek çatı altında toplayan Vodafone, servis sağlayıcı MoneyGram/Gönder-al işbirliğiyle mağazalarında uluslararası para transferi hizmetini başlattı. Türkiye’de ilk kez bir mobil operatör tarafından sağlanan bu hizmetle MoneyGram’ın bulunduğu 200 ülkede 334 bini aşkın noktaya seçili Vodafone mağazalarında tüm operatörlerin aboneleri işlem yapabilecek. İlk aşamada İstinye Park, Taksim ve Zeytinburnu gibi İstanbul’un önemli semtlerindeki Vodafone Cep Merkezleri’nde sunulan bu hizmet sayesinde aboneler, MoneyGram’ın bulunduğu noktalara para
alım ve gönderim işlemi gerçekleştirebilecek. Uluslararası para transferi işlemini yüksek komisyonlar ödemeden, yüz yüze ve güvenli bir şekilde yapmak için abonelerin seçili Vodafone mağazalarına kimlikleriyle gitmeleri gerekiyor. Türkiye’de bu hizmeti sağlayan ilk ve tek operatör olmakla beraber, yalnızca Vodafone abonelerine değil, tüm operatörlerin abonelerine bu hizmeti sunduklarını belirten Vodafone Türkiye İcra Kurulu Başkan Yardımcısı Ender Buruk, İstanbul’daki belli Vodafone Cep Merkezleri’nde başlatılan bu hizmetin kapsamının, önümüzdeki dönemde genişletileceğini vurguladı. Vodafone’un elektronik para
ve ödeme hizmetleri kuruluşu Vodafone Elektronik Para ve Ödeme Hizmetleri Anonim Şirketi (VPAŞ), Vodafone müşterilerine, ödeme hizmetlerinin sunulması, para havalesi yapılması, elektronik para ihraç edilmesi ve fatura ödemelerine aracılık edilmesini kapsayan geniş bir yelpazede hizmet vermek üzere kuruldu. VPAŞ ile Cep Nakit Kart, Vodafone Cep Cüzdan ve Mobil Ödeme dahil tüm mobil finansal servislerin tek çatı altında toplanması amaçlanıyor. VPAŞ bünyesinde fatura ödemeden online alışverişe ve para transferine kadar tüm mobil finansal servisler hem elektronik hem de fiziksel ortamda ve güvenli bir şekilde yürütülebilecek.
Arena Bilgisayar, Kaspersky yetkili distribütörü oldu Arena, yeni yönetim modeli “Arena Value” ve uzman kadrosu ile katma değerli hizmetler sunmaya devam ediyor. Uçtan uca kurumsal çözümler sunma anlayışı ile ürün gamına dünyanın en güçlü üreticilerini dahil etmeye devam eden Arena Value, Kaspersky ile distribütörlük anlaşması imzaladı. “Yüzde 80’i mühendislerden oluşan teknik kapasitesi yüksek güçlü kadromuz ile satış öncesi ve sonrası ihtiyaç duyulabilecek her noktada hem iş ortaklarımıza hem de iş ortaklarımızın müşterilerine
tam hizmet sunuyoruz” diyen Arena Bilgisayar Yazılım ve Güvenlik Grup Müdürü Musa Hasap, Arena Value olarak bu anlaşma ile Kaspersky ürünlerinin Türkiye’nin tüm illerine en hızlı şekilde ulaştırılmasına destek olacaklarını vurguladı. Kaspersky Lab Türkiye Ülke Müdürü Sertan Selçuk da şu bilgileri verdi: “Türkiye’de 3 milyona yakın küçük ölçekli firma ışığında, Arena ile işbirliğimizin önemi de ortaya çıkıyor. Sadece bu kategoriye özel olarak geliştirdiğimiz Kaspersky Small Office Security - KSOS ile
küçük ölçekli firmalar uçtan uca bilgi güvenliğini garanti altına alacaklar. Ürünümüz KSOS-4 internet güvenliğinin yanı sıra kriptolama, veri yedekleme ve kurtarma, finansal veri güvenliği, parola yönetimi, bulut desteği ve kullanıcı dostu kontrol merkezi özelliklerini içeriyor. Bu işbirliğinden 2016 yılında Arena’nın yaygın bayi ağı üzerinden yaklaşık 25 bin küçük ölçekli şirkete ürünümüzü sunmayı bekliyoruz. Üç yıl içinde ise yıllık 100 bin son kullanıcıya erişmeyi planlıyoruz.”
4 milyon cep telefonu güvence altına alınacak Cepkask Genel Müdürü Tayfun Gülgeç; 2015 yılında iki milyonun üzerindeki cep telefonunu kullanıcı hatalarına ve çalınma risklerine karşı güvence altına aldıklarını, yeni yılda da hedeflerinin 4 milyon güvence hizmet paketi sunmak olduğunu belirtti. 2016 yılında tüm sektörlerde hareketlenme beklentisini dile getiren Tayfun Gülgeç’in de dikkat çektiği gibi, hem sosyal, hem iş hayatının vazgeçilmez parçası haline gelen akıllı telefonların ve diğer elektronik cihazların her geçen gün bir üst modeli üretiliyor. Bu teknolojilere sahip olabilmek için uzun taksitlerle binlerce lira ödeniyor. Ama bir kullanıcı hatası ile bu telefonlar hurdaya dönebiliyor. Markaların müşterilere sunduğu yasal garanti kapsamının, cihazlardan kaynaklanan üretici hatalarına yönelik olduğunu söyleyen Tayfun Gülgeç, şu bilgileri verdi: “Düşme, çarpma, kırılma, sıvı teması gibi kullanıcı hatalarından kaynaklanan problemleri yaptırmaya kalktığınızda 650 liradan başlayıp
1.200 liralara kadar bütçeler ödeniyor. Cepkask olarak 150 – 250 lira gibi hesaplı bir fiyata sunduğumuz güvence hizmet paketiyle elektronik cihazlarınızı olası kullanıcı hatalarına karşı güvence altına alıyoruz. Burada özellikle altını çizmek istediğim nokta; kullanıcıların öngörü sahibi olması gerektiğidir. Binlerce para ödedikleri cep telefonlarını her türlü riske karşı ekonomik fiyata güvence altına alma imkânları varken, daha sonradan olası bir kullanıcı hatası karşısında telefonlarından olma ya da telefon bedeline yakın onarım ücreti ödemek durumda kalmasınlar. Müşterilerimize sadece elektronik cihaz sigortası hizmeti sunmuyoruz. Bunun yanında hizmet paketimizde birçok hizmeti de sunuyoruz. Bu hizmetlerimiz; çarpma, düşme, kırılma, sıvı teması, kavrulma, yüksek voltaj gibi kısmi onarım gerektiren arızaların giderilmesinin yanında, danışmanlık, teknik destek, hukuki danışmanlık, lojistik, çağrı merkezi ve orijinal teknik servis gibi hizmetleri de içeriyor.”
BThaber
BTnet.com.tr
1 - 7 ŞUBAT 2016
33
iTunes Radio artık ücretli kullanılacak
Güneş sisteminin dokuzuncu gezegeni “Phattie” olabilir Kaliforniya Teknoloji Enstitüsü’nde yer alan gök bilimciler, Güneş sisteminin dışında, dokuzuncu gezegenin var olduğuna dair güçlü bir kanıt elde ettiklerini açıkladı. Kaliforniya Teknoloji Enstitüsü’nden Mike Brown’un yaptığı açıklamada, güneş sisteminin dokuz gezegenli olabileceğine dair ipuçları bulduklarını duyurdu. Henüz gözlemlenemeyen gezegenin Plüton’dan 10 kat daha uzak olduğu tahmin ediliyor. Yüz yıldır var olan iddia hakkında ilk kez elde edilen kanıtların güvenilir olduğu belirtiliyor. Gökbilimci ekip, 2003 yılında Sedna cüce gezegenini keşfetmişti. Sedna’nın Güneş’e
uzaklığı, Plüton’un Güneş’e uzaklığından 26 kat fazla olduğu belirtilmişti. Ekip yaptığı yörünge incelemelerinde, her gezegenin Güneş etrafında farklı yörüngelerde ve farklı sürelerde döndüğünü ancak hepsinin belli bir noktadan geçtiğini gördü. Aynı üniversitede bulunan Astrofizikçi Konstatin Batygin’in ekibe katılmasıyla birlikte, Baytgin ekibin gözlemlerini matematik denklemleriyle birleştirdi. Bir yıllık çalışmanın ardından ekip, bütün ihtimalleri simülasyon haline getirdi. Bütün ihtimaller sonucunda gizemli gezegenin, Dünya’nın 10 katı büyüklüğünde, Neptün
boyutlarında olduğunu ortaya koydu. Ayrıca bu gezegenin güneş etrafında dönmesinin 20 bin Dünya yılı sürdüğü de tahmin ediliyor. Sonuçları Astronomical Journal’da yayınlanan araştırmada, gözlemsel kanıtlar hala elde edilmese de, matematiksel veriler gizemli gezegenin var olduğunu ortaya koyuyor. Hawaii’de Mauna Kea yanardağının tepesinde yer alan dünyanın en güçlü teleskobu ile uzaydaki her hareket takip ediliyor. Gezegenin bulunmasının 5-15 yıl sürebileceğini söyleyen ekip, gizemli gezegene şimdilik “Phattie” ismini verdiklerini belirtiyor.
1.7 milyon üyeyi aşan Scorp yurt dışına açılıyor Küresel hedefli bir sosyal ağ olduğunu vurgulayan Scorp, uluslararası açılımına sonunda başlıyor. İzzet Zakuto ve Sercan Işık’ın hayata geçirdiği, gençlerin paylaşımlarını 15 saniyelik videolarla yaptığı sosyal ağ Scorp’un, şuan 1.7 milyon kullanıcısı bulunuyor. İlk kurulduğu günden itibaren hedeflerinin küresel ölçekli bir sosyal ağ haline gelmek olduğunu vurgulayan Scorp, ikinci yatırım turunu kapatarak, yurtdışı açılımına başlıyor. Daha önce Selçuk Saraç, Ömer Erkmen, Tahir Zaimoğlu ve Dr. Joachim Behrendt’den yatırım alan şirketin ikinci tur yatırım miktarı ve kimden aldığı belirtilmiyor. Kısa süre içerisinde Türkiye’nin
başarılı sosyal ağlarından birine dönüşen Scorp’a günde 30-35 bin video yükleniyor. Kasım ayında 1 milyon kullanıcısı olduğunu duyuran Scorp, bugün güncel kullanıcı sayısının 1,7 milyon olduğu belirtiyor. 2 ay içerisinde 700 bin kullanıcısı artan servisin, toplam video sayısı 4 milyon
500 bin. Bir süredir yurt dışına açılmak için çalışmalarını sürdüren Scorp’un öncelikli pazarı Almanya ve Amerika olarak belirtiliyor. İlk olarak Almanya’ya açılacak olan Scorp, Almanya’daki resmi lansmanını 1 Şubat itibariyle yapmayı planlıyor.
Apple, reklam destekli müzik oynatma hizmeti iTunes Radio’da önemli değişiklikler gerçekleştirmeye gidiyor. Apple, kısa süre önce kullanıcılarına gönderdiği e-posta ile iTunes Radio’nun bundan böyle ücretli olacağını belirtiyor. Ocak sonundan itibaren iTunes Radio’ya erişebilmek için kullanıcıların, Apple Music üyeliğinin olması gerekecek. Buzfeed’e konuyla ilgili resmi açıklama yapan Apple, yeni Apple Music üyeliğiyle kullanıcılarının artık iTunes Radio’ya hiçbir reklam gösterimi olmadan erişebileceklerini belirtiyor.
Ayrıca Apple Music üyeliği almak isteyen kullanıcılar ilk 3 ay servisi ücretsiz kullanabilecek. Yayınlandığı tarihten itibaren ücretsiz olarak kullanıcılarına şarkı aralarında reklamları dinleterek; iTunes Radyo’dan yararlanma fırsatı veren şirketin, geçtiğimiz haziran ayında iTunes Radio özelliklerinin bir kısmının Apple Music’ e entegre etmesi, yaşanan yeni gelişmenin sinyallerini veriyordu. 28 Ocak tarihi itibariyle sadece ücretli Apple Music abonelerinin iTunes Radio servisinden faydalanabileceği belirtiliyor.
Spotify Soundwave ve Cord Project’i satın aldı Spotify dün müzik odaklı sosyal ağ Soundwave ve mesajlaşma uygulaması Cord Project’i aldığını duyurdu. Son dönemlerde telif hakkı davaları ile uğraşan Spotify,müzik odaklı ağ Soundwave ve mesajlaşma uygulaması Cord Project’i alarak, kendine yeni özellikler kazandırıyor. Müzik uygulamasından ibaret olmak istemediğini her seferinde belirten Spotify, geçtiğimiz yıl servislerinde, müzik odaklı değişiklikler üzerinde yoğunlaştıklarını belirtmişti. 2013 yılında hayata geçen Soundwave, aralarında Youtube, Spotify gibi çeşitli platformların ışığında, kullanıcısına aldığı veriler ile müzik öneren uygulama, 1 yıl içerisinde 194 ayrı
ülkede 1.4 kullanıcıya ulaştı. İki eski Google çalışanı tarafından hayata geçirilen Cord Project ise, ses kaydı yaparak mesajlaşma imkanı sunan bir uygulama. Spotify, bünyesine kattığı Soundwave veCord Project şirketlerinden nasıl faydalanacağı hakkında bir detay vermiyor. Ancak şirketlerin satın alınmasının
temelinde, Spotify’ın hizmetlerini geliştirmek istemesi yatıyor. Çevrimiçi müzik servisi Spotify’ın Yöneticisi Shiva Rajaraman, iki yetenekli ekibi bünyesine kattığı için çok mutlu olduğunu belirtiyor.
34
BThaber
BTnet.com.tr
1 - 7 ŞUBAT 2016
Microsoft buluta yatırım yapmayı sürdürüyor
Çin camdan köprüler yapıyor Çin, turizmde hareketlilik yaratmak, insanların geçişlerini kolaylaştırmak amacıyla uzunluğu 400 metreye varan köprüler yapıyor. Binlerce yıl önce Çin seddini inşa eden Çinliler şimdi de dağları, tepeleri birbirine bağlayan camdan köprüler inşa ediyor. Evet yanlış okumadınız, camdan köprüler. Yerden oldukça yüksek olan bu köprülerin çok sağlam olduğu söylense de üzerine çıkmak da bizce biraz cesaret işi. Shiniuzhai Milli Park’ta inşa edilen ve geçtiğimiz eylül ayında açılan 274 metre uzunluğundaki köprü şu anda kullanılıyor. Yerden 300 metre yükseklikte, 430 metre uzunluktaki yeni köprü ise Tianmenshan Milli Parkında inşa ediliyor ve önümüzdeki Temmuz ayında tamamlanacak.
Çinli Haier, GE’nin elektrikli ev aletleri birimini satın alıyor Çin’in önde gelen elektronik ve elektrikli ev aletleri üreticisi Haier, General Electric’in bir asırlık birimini 5,4 milyar dolara satın almak üzere anlaştıklarını duyurdu. GE CEO’su Jeff Immelt, “Elektrikli ev aletleri birimimizi her geçen gün dünyada giderek büyüyen bir şirket olan Haier’e satmaktan mutluluk duyuyoruz” dedi. Şirket daha önce geçtiğimiz Aralık ayında İsveçli Electrolux’le 3,3 milyar dolara anlaşmak üzereyken ABD anti-tröst düzenlemeleri ile ilgili bazı sorunlardan dolayı geri adım atmak zorunda kalmıştı.
Bu anlaşmada da benzer sorunların ortaya çıkmasına muhtemel gözü ile bakılıyor. Haier’in GE’nin elektrikli ev eşyaları birimine göz dikmesinin nedeni ise yıllardır bilinen ve oturmuş bir markayla pazarda kendine daha sağlam bir yer edinmek ve diğer pazarlara hızlı bir giriş yapmak. Şu an oldukça önemli satış rakamlarına ulaşmış olsa da Haier özellikle ABD’de çok fazla tanınmıyor. Daha önce de yine bir Çin kökenli şirket olan Lenovo, IBM’in dizüstü bilgisayar birimini satın alarak ABD ve diğer pazarlara hızlı bir giriş yapmış, yerini sağlamlaştırmıştı.
Pakistan’da YouTube yasağı kalktı Yaklaşık üç yıl önce, İslam dinini küçük düşüren videolar olduğu gerekçesiyle Pakistan YouTube’u yasaklamıştı. Bugün yapılan bir açıklama ile bu yasağın kaldırıldığı duyuruldu. Yasağın kaldırılmasının gerekçesi ise YouTube’un Pakistan’a özel sürümünün hayata geçirilmesi. Fakat bu yasağın kaldırılması daha doğrusu Pakistan’a özel bir sürümün hayata geçirilmesi Pakistan’daki bazı eylemciler tarafından hoş karşılanmadı. Bu eylemciler Pakistan hükümetinin ülkeye özel sunulan sürümdeki içeriği filtreleyip filtrelemediği konusunda bilgi sahibi olmak istiyorlar. Diğer bir istekleri ise Google ve Pakistan hükümeti arasındaki anlaşma şartlarının şeffaf olması. Yani hangi şartlar
altında anlaşıldı bunu bilmek istiyorlar. Elbette Google ya da YouTube yetkililerinden konuyla ilgili herhangi bir açıklama yapılmadı. 2012 yılında YouTube’daki videolardan dolayı Pakistan’da birçok protesto gösterisi yapılmış ve Amerikan bayrakları yakılmıştı. Pakistan Telekomünikasyon Şirketi ise Facebook sayfasında “YouTube Hoş Geldin” mesajı ile yasağın kalktığını duyurdu. Dolayısıyla 2012 yılından beri süren yasak kalkmış oldu. Ama genel YouTube içeriğinin ne kadarlık bölümüne Pakistan’dan erişilemiyor bunu henüz bilmenin imkanı yok. YouTube geçtiğimiz yıllarda Türkiye’de de yasaklanmış ve bir süre boyunca alternatif erişim yöntemleri kullanmadan erişilememişti.
Bulut teknolojilerini yaygınlaştırmak için çalışmalar yürüten Microsoft, bu alandaki yatırımlarına bir yenisini ekliyor. Bulut bilişim çözümlerini yaygınlaştırmak üzerine çalışmalar yürüten Microsoft, kar gütmeyen kurumlara ve kuruluşlara 1 milyar dolarlık yatırım yapmaya hazırlanıyor. Office 365, Azure, Dynamics CRM gibi Microsoft Bulut Servisleri’ni içeren projeyle beraber kar amacı gütmeyen kurumların ve kuruluşların bulut servislerine geçiş yapmasının kolaylaştırılması hedefleniyor. Önümüzdeki 3 yıl boyunca sürecek proje çerçevesinde 70 bine yakın kuruma ve kuruluşa yatırım yapılması bekleniyor. Bunun yanı sıra hali hazırda üniversitelere verilecek desteğin artırılacağı da Microsoft CEO’su Satya Nadel tarafından açıklandı. Dijitalleşmenin etkilerinin neredeyse her alanda görülmesiyle birlikte şirketlerin bulut ve benzeri platformlara olan yatırımlarının, satın alma ve iş ortaklıklarının da arttığın gözlemliyoruz. Bu noktada kurumlara ve kuruluşlara olan desteğini artırmak isteyen Microsoft da oyunun içinde yer almak istediğini bu hamlesiyle net bir şekilde ortaya koymuş oldu.
BThaber
BTnet.com.tr
1 - 7 ŞUBAT 2016
35
Huwaei P9’a az kaldı
Samsung’tan sunuculara özel 128 GB DDR4 bellek Samsung, kurumsal sunucular ve veri merkezleri için TSV destekli DDR4 bellek üretmeye başladığını duyurdu. Veri merkezleri ve kurumsal sunucuların duyduğu yüksek hızlı bellek ihtiyacını yeni üretmeye başladığı 128 GB’lık DDR4 ürünü ile karşılamayı planlıyor. Yeni ürün yüksek hızının yanında sunucuların duyduğu üst düzey güvenilirliğe de sahip. Konuyla ilgili açıklama yapan Samsung Electronics Bellek Satış ve Pazarlama Başkan Vekili Joo Sun Choi, “Yüksek hızlı ve düşük enerjili 128 GB TSV DRAM
modülümüzün seri üretimiyle, BT müşterilerimiz ile iş ortaklarımızın yatırımlarında ciddi bir verimlilik ve ölçeklendirilebilirliğe sahip yeni nesil kurumsal çözümler sunmaya başlamasına olanak tanıyacak olmaktan mutluluk duyuyoruz Tüketici elektroniği ve gelişmekte olan pazarlardaki küresel liderlerle olan teknik işbirliğimizi, tüketicilerin üretkenliklerini ve kullanıcı deneyimini yukarılara taşıyacak yenilikçi teknolojilerden fayda sağlayabileceği sunucular tarafında genişletmeye devam edeceğiz” dedi.
Sektörün en yüksek kapasitesinden ve TSV’nin gelişmiş devre sisteminden yararlanan Samsung 128 GB TSV DDR4 modülünün, her bir 4 GB’lık paketinin ana çipinin modül performansını ve güç tüketimini optimize etmek için veri tamponu işlevine sahip özel bir tasarımı bulunuyor. Samsung, bellek çözümleri pazarını genişletmek için kısa vadede 128 GB yükü azaltılmış DIMM’ler (LRDIMM’ler) dâhil olmak üzere yüksek performanslı TSV DRAM modüllerinin yeni ve eksiksiz bir serisini sunmayı planlıyor.
Huawei P9, 12 megapiksellik iki arka kameralı modelin de dahil olduğu 4 farklı modelle piyasaya çıkabilir. Huawei geçtiğimiz yıl P8’i standart P8, P8 Lite ve P8max olmak üzere üç farklı modelle piyasaya sunmuştu. P8’i takip etmesi beklenen P9’un ise yine standart P9, uygun fiyatlı P9 Lite, büyük boyutlu P9max ve donanım olarak bu üç versiyondan farklı olan dördüncü modeli bekleniyor. Bu modellerden sonuncusunda 12 megapiksellik iki arka kameranın olacağı da tahminler arasında yer alıyor. Henüz özellik olarak Huawei tarafından resmi bir açıklama yapılmış değil.
Beklentilere göre Huawei yeni P9’u önümüzdeki Şubat ayında Barselona’da gerçekleştirilecek olan Dünya Mobil Kongresi’nde duyurması bekleniyor. Her yıl olduğu gibi BTnet olarak Dünya Mobil Kongresi’ni yerinde takip edeceğiz ve gelişmeleri size yine buradan bildireceğiz.
Yeni işlemciler sadece Windows 10’u destekleyecek
Nokia geri mi dönüyor? Nokia, telefon işini Microsoft’a sattıktan sonra belirli bir süre için bu alanda iş yapmayacağına dair bir anlaşma imzaladı. Bu anlaşmanın ne kadar süreyle olduğu bilinmiyor. Ama geçtiğimiz günlerde Nokia’nın yayınladığı bir video bu anlaşmanın yakında sona ereceğini ve tekrar telefon
işine döneceğinin sinyallerini veriyor. Nokia gibi zamanında çok iyi telefonlar üreten bir şirketin bu işe tekrar dönmesi aslında sevindirici bir gelişme. Belki son yıllarda iyice durgunlaşan pazara bir kan getirebilir. Gelelim ipuçlarına… Nokia’nın yayınladığı
videoda Nokia’nın tablet ürünü N1’e çok benzeyen bir tablet bulunuyor. İyice dikkat ettiğinizde N1’den biraz daha büyük ve farklı olduğunu görebiliyorsunuz. Video’daki bir diğer detay ise selfie çeken kızların elindeki akıllı telefon. Nokia’nın 2016’daki sürprizi sanırız bu yeni cihazlar olacak…
Intel, AMD ve Qualcomm’un yeni işlemcileri sadece Windows 10 platformunu destekleyecek. Microsoft’un kullanıcıların yeni işletim sistemi Windows 10’a geçmek için elinden gelen her şeyi yaptığı bir gerçek. Şu ana kadar yaptıkları da bunu gösteriyor. En son gelen haberlere göre Microsoft, kullanıcıların Windows 10’a geçmeleri için çok önemli bir adım attığını gösteriyor. Intel, AMD ve Qualcomm gibi işlemci üreten şirketlerin yeni işlemcileri sadece Windows 10 ile tam uyumlu olacak. Microsoft’un geçtiğimiz günlerde kurumsal
blog’unda yayınladığı bir yazıda şunlar söyleniyor: “Intel’in Kaby Lake, Qualcomm’un 8996 ve AMD’nin Bristol Ridge işlemcilerinin desteklediği tek platform Windows 10 olacak.” Skylake tabanlı cihazlarda Windows 7 ve 8.1 için destek 17 Temmuz 2017 tarihinde sona erecek. Bu tarihten sonra sadece güvenlik güncellemeleri yayınlanacak, o da çok gerekli görüldüğü takdirde. Eski sistemlerde Windows 7 kullanıyorsanız destek 14 Ocak 2020 tarihine kadar, 8.1 kullanıyorsanız destek 20 Ocak 2023 tarihine kadar devam edecek.
36
BThaber
BTnet.com.tr
1 - 7 ŞUBAT 2016
Küçük, hafif, rahat ve kullanımı kolay Eğer telefon görüşmelerinizi Bluetooth kulaklıkla yapan birisiyseniz ve küçük, hafif, rahat, kullanımı kolay, ses kalitesi yüksek bir kulaklık bulamadıysanız biraz da bütçeniz varsa Jabra’nın Eclipse modeli tam size göre. Genelde Bluetooth kulaklıkla telefon görüşmesi yapmayı (özellikle kalabalık yerlerde) pek seven birisi sayılmam. Bunun en önemli nedenlerinden birisi yolda yürürken ya da araba kullanırken kendi kendine konuşuyormuş gibi görünmek değil elbette. Şarj süresi uzun, ses kalitesi iyi, hafif ve kulağıma taktığımda beni rahatsız etmeyecek bir kulaklık şimdiye kadar bulamam en büyük neden. Jabra’nın Eclipse modeli ilk geldiği zaman Bluetooth kulaklıklara olan
Inceleme BTnet
önyargım ön plana çıkarak bu da diğer kulaklıklar gibidir dedim. Kulaklığı bir süre kullandıktan sonra Bluetooth
kulaklıklarla ilgili tüm fikirlerim değişti. İlk olarak şunu söylemem gerekiyor, Jabra Eclipse
çok hafif ve kulağa tam bir uyum sağlıyor. Bazen kulakta olduğunu unutacak derecede rahat bir kulaklık. İkincisi ise kulaklığın ses kalitesi. Kulaklığın çok temiz ve kaliteli bir sesi var. Kullanımı da çok kolay, şarj etmek için kulaklığı istasyona takıyorsunuz kullanmak istediğinizde kulaklığı istasyondan aldığınızda otomatik olarak çalışmaya başlıyor ve telefonla bağlantıyı kuruyor. Üzerinde açma kapama düğmesi yok. Telefonu eşlerken NFC özelliğini kullanabiliyor ya da istasyonun altında “Jabra” yazan düğmeye üç saniye boyunca basarak kulaklığı eşleşme moduna getiriyor ve telefonla eşleştirebiliyorsunuz. Şarj seviyesini istasyonun üzerindeki LED’in rengine göre görebiliyorsunuz. Kulaklığı
kulağınıza taktığınızda bir kere hafifçe tıkladığınızda size pil durumunu söylüyor. Çağrı geldiğinde yine kulaklığa hafifçe bir kere tıkladığınızda çağrıyı yanıtlayabiliyorsunuz. Ya da “answer” demeniz gerekiyor. Çağrıyı reddetmek istediğinizde de “ignore” demeniz gerekiyor. Kulaklığa iki defa üst üste hafifçe tıkladığınızda iPhone’da Siri’yi, Android telefonlarda ise Google Now’ı açıyor. Kulaklığın içinden farklı boyutlarda kulaklık uçları çıkıyor kulağınıza en uygun olanı deneyerek buluyorsunuz. 5,5 gram olan kulaklık yaklaşık 10 saatlik konuşma süresi sağlıyor. Sonuç olarak 499 liralık fiyat etiketine sahip olan bu ürün, kaliteli bir kulaklık arayışında olanlar için uygun bir çözüm oluşturuyor.
TP-LINK Archer V900 yüksek hızlı güvenilir ağ bağlantısı sunuyor İnternete bağlanabilen cihazların sayısı her geçen artıyor, dolayısıyla işyerinde ve evde kablosuz ağımıza bağlanan cihazların sayısı da artıyor. Üç – dört kişilik bir ailenin yaşadığı bir evde kablosuz ağa bağlanabilen cihaz sayısı bazen 20’yi dahi geçebiliyor. Geçtiğimiz günlerde merak edip evde kaç kablosuz ağa bağlanabilen cihaz kullandığımızı hesaplamaya kalkıştığımda sayı 18’i bulunca saymaktan vazgeçmiştim. Sadece benim kullandığım 6 tane cihaz var. Televizyon, akıllı kombi kiti, oyun konsolları ve internete bağlanabilen ev aletleri bu sayıyı şişiriyor. Eve misafirler geldiğinde bu sayı daha da artıyor. Bu yüzden evde bu kadar cihazı destekleyebilecek ek işlevlere sahip bir modem/yönlendirici olması büyük bir fayda sağlıyor. Bu hafta böyle bir ürün olan TPLink Archer VR900’ü misafir ettik. Archer V900, ADSL, VDSL ve Fiber bağlantılarda kullanılabiliyor. 2.4 GHz ve 5 GHz kablosuz bağlantı teknolojilerine sahip. Yani toplamda 5 GHz’de 1300 Mbps, 2.4 GHz’de 600 Mbps olmak üzere 1900 Mbps bağlantı hızı sağlıyor. Ürünün üzerinde biri kenarda biri de arka tarafta olmak üzere iki USB bağlantı noktası bulunuyor. Bu bağlantı noktalarına USB bellek ya da
Inceleme BTnet
2020’de 5 nm çipler üretilecek sabit disk takarak dosya paylaşımı yapılabiliyor, FTP sunucusu olarak kullanılabiliyor. Depolama haricinde bu bağlantı noktalarına yazıcı da bağlanabiliyor. Yani evdeki yazıcınızı doğrudan Archer V900 üzerinden paylaştırabiliyorsunuz. USB bağlantı noktaları aynı zamanda USB 3G ve 4G modemleri destekliyor. ADSL, VDSL ya da fiber bağlantı koptuğunda buraya takılan 3G veya 4G modem üzerinden internet bağlantısı kesilmeden devam edebiliyor. Cihazın arka tarafına baktığımızda VDSL/ADSL bağlantı noktası, 3 adet Ethernet bağlantı noktası, fiber ağlar için LAN/ WAN bağlantı noktası ve açma kapama düğmesi bulunuyor. Cihazın üzerinde 3 adet anten var. Antenler 5GHz’de 3dBi, 2.4 GHz’de ise 2dBi seviyesinde
çalışıyor. Cihazın ön yüzünde üst tarafta LED ışıkları var. Bu ışıklar üzerinden modemin durumunu görebiliyorsunuz. Ürünün yine sol kenarında alt tarafta LED, WiFi ve WPS olmak üzere üç düğme bulunuyor. LED düğmesi ile modemin ön tarafında bulunan LED ışıklarını kapatabiliyorsunuz. Bu arada Archer V900’ün en önemli özelliklerinden birisi de Beamforming. Bu özellik sayesinde ürün kablosuz ağ sinyalini her yere yaymak yerine belirli noktalara yayınlıyor ve ağa bağlanan cihazların hızının ve bantgenişliğinin en yüksek seviyede olmasını sağlıyor. Cihazın diğer özellikleri arasında misafir ağı ve ebeveyn kontrolü yer alıyor. Ürünün online alışveriş sitelerindeki fiyatı ise 550 – 600 lira arasında değişiyor.
Mikroçiplerin daha küçük teknolojiyle üretilmesi, daha düşük güç tüketimi değerine ulaşılmasına ve daha az ısınmalarına sebep oluyor. Adım adım küçülen üretim teknolojileri mobil cihazların ihtiyaç duyduğu gücü sağlama konusunda işleri kolaylaştırırken, donanım üreticileri de bu avantajı “aynı güç tüketiminde daha yüksek performans” olarak değerlendirmeyi tercih ediyorlar. Günümüzde pek çok mikroçip 14 16 nanometre üretim teknolojisini kullanıyor. Çoğu şirketin tasarladığı mikroçiplerin üretimini gerçekleştiren TSMC, 2020’de 5 nanometrelik üretime geçileceğini tahmin ediyor. 2018’in başlarında 7 nanometreye geçileceğini
belirten TSMC, böylece 2 yıl içerisinde çiplerin üretim teknolojisini yarı yarıya küçültmüş olacak. 7 nanometrenin altına inmenin biraz zor olduğunu belirten TSMC, bunun da üstesinden gelmek üzere olduklarını belirtiyor. Mor ötesi baskı yöntemini (UAV) kullanacağını ve bunun üzerine ciddi gelişme kaydettiklerini vurgulayan şirket, 10 nanometrelik çiplerini de 2016’nın başlarında müşterilerine sunmaya başlayacak. Diğer taraftan grafik çipi üreticileri de 2016 yılında 28 nanometre teknolojisinden 14 - 16 nanometre FinFET üretim teknolojisine geçiş yapacak. Intel’in güncel işlemcilerinde ise 14 nanometre kullanılıyor.
BThaber
KARİYER
1 - 7 ŞUBAT 2016
İş hayatına, okulda hazırlayan platform Otomasyon eğitiminde uygulamalı deneyime katkı sağlayacak HVAC teknoloji platformu Honeywell ve ODTÜ işbirliğiyle kuruldu. Platform öğrencilere birebir modelleme imkanı sunuyor. Daha önce ODTÜ Elektrik ve Elektronik Mühendisliği Bölümü işbirliği ile hayata geçirdikleri projeyi, Makine Mühendisliği Bölümü ile bir adım ileriye taşıdıklarını belirten Honeywell Türkiye ve Orta Asya Başkanı Orhan Geniş, amaçlarını ‘öğrencilerin profesyonel iş hayatındaki süreçlere daha kolay uyum sağlamalarına destek olmak ve kalifiye iş gücüne katkı’ olarak gösterdi. Honeywell’in sosyal sorumluluk programı Honeywell Hometown Solutions’ın kurumsal vatandaşlık yaklaşımıyla ücretsiz olarak sunduğu ekipmanlar ile oluşturulan platform, Makina Mühendisliği Bölümü öğrencilerine, bina otomasyonu ve iklimlendirme
Honeywell Türkiye ve Orta Asya Başkanı Orhan Geniş kontrolü alanında ısıtma, soğutma ve havalandırma sistemlerindeki saha süreçlerini birebir modelleme imkanı sunuyor. Honeywell ve ODTÜ işbirliği, Elektrik ve Elektronik Mühendisliği Bölümü Süreç Denetim Laboratuvarı’nda kurulan platform ile ilk kez 2014 yılında başlamıştı.
E T K İ N L İ K L E R 22-25 Şubat 2016
GSMA Mobile World Congress Barselona, İspanya AYRINTILI BİLGİ: www.mobileworldcongress. com/
Süreç otomasyon ve kontrol teknolojileri konusundaki eğitimlerde kullanılan ilk platformun ardından bu yeni platform ile öğrenciler, bina otomasyonu ve iklimlendirme sistemlerinde farklı otomasyon senaryolarını modelleyerek gerçek zamanlı deneyler yapma imkanına sahip oldu.
Y U R T D I Ş I
14-18 Mart 2016
CeBIT Hannover, Almanya AYRINTILI BİLGİ: www.cebit.de/home
23-25 Şubat 2016
“embedded world” Exhibition&Conference Nürnberg, Almanya AYRINTILI BİLGİ: www.embedded-world.de/en/
Bu köşede yayınlanmasını istediğiniz etkinliklerinizle ilgili bilgileri handana@bthaber.com.tr adresine gönderebilirsiniz.
E T K İ N L İ K L E R 4 Şubat 2016 BTvizyon Gaziantep AYRINTILI BİLGİ: www.bilisimzirvesi.com.tr 18 Şubat 2016 Oracle Cloud Day Ankara Rixos Grand Otel AYRINTILI BİLGİ: https://eventreg.oracle. com/profile/web/index. cfm?PKWebId=0x3003917039 23 Şubat 2016 UXİstabul Conference 16’ Dedeman Otel AYRINTILI BİLGİ: http://uxistanbul.org 25 Şubat 2016 Finans’ta Dijital İnovasyon Hilton İstanbul Bosphorus AYRINTILI BİLGİ: www.bilisimzirvesi.com.tr
Y U R T İ Ç İ
25 Şubat 2016 Bilgi ve Doküman Yönetimi Hilton İstanbul Bosphorus AYRINTILI BİLGİ: www.bilisimzirvesi.com.tr 27-28 Şubat 2016 Ankara Startup Bilkent Cyberpark AYRINTILI BİLGİ: http://www.ankarastartup.com/ Program 4-6 Mart 2016 BİLMÖK Şanlıurfa Harran Üniveristesi AYRINTILI BİLGİ: www.bilmok.org.tr 10 Mart 2016 BTvizyon / Kocaeli AYRINTILI BİLGİ: www.bilisimzirvesi.com.tr
16-18 Mart 2016 6. CityExpo / Antalya Expo Center AYRINTILI BİLGİ: http://www.antalyacityexpo.com/# 19-20 Mart 2016 III. Ulusal Yönetim Bilişim Zirvesi Beykent Üniversitesi- Ayazağa Kampüsü AYRINTILI BİLGİ: http://ybzirvesi.com 23 Mart 2016 Kamuda BT Yönetişimi Teknoloji Platformları AYRINTILI BİLGİ: www.bilisimzirvesi.com.tr 23 Mart 2016 Biyometri ve Güvenlik Teknoloji Platformları AYRINTILI BİLGİ: www.bilisimzirvesi.com.tr
Bu köşede yayınlanmasını istediğiniz etkinliklerinizle ilgili bilgileri handana@bthaber.com.tr adresine gönderebilirsiniz.
37
Staja dair tüm taraflar ve tüm detaylar burada Üniversite ve meslek lisesi öğrencilerinin kariyer planlarında önemli yer tutan staj ve MT (Yönetici Yetiştirme) programlarına odaklanan Stajim.net, stajyer arayan her sektörden her ölçekte şirketin aradıkları pozisyona en uygun stajyer adayını bulmasını sağlıyor. Üniversite ve lise öğrencilerini staj arama karmaşasından kurtarmayı amaçlayan bu sosyal ilan platformu, bu yönüyle stajyer arayan şirketlerle staj arayan öğrencileri buluşturan en büyük ilan platformu. Amaç ise öğrencilerin kariyerlerine donanımlı ve kalifiye bir şekilde atılmalarına yardımcı olmak. Stajim.net web sitesinde, üniversite ve meslek lisesi öğrencileri ile yeni mezunların kariyer planları için çok önemli yer tutan staj ilanlarının
yayınlanmasının yanında, blog üzerinden öğrencilere kariyerleriyle ilgili fikir ve deneyim paylaşımı yapılıyor. Halen 5 kişilik profesyonel bir ekip ve 100’den fazla gönüllü kampüs temsilcisi ile çalışmalarına devam eden Stajim.net’in hedefi, Türkiye’de yakalanan ivmeyi yurtdışına da taşımak. Ayda 2 milyonun üzerinde gönderi erişimine ulaşan Stajim. net’in aylık 150 binin üstünde tekil ziyaretçisi var. Kurulduğu bir yıl içinde 8. Ankara Start Up Zirvesi’nde ikincilik ödülünü almak, Finansbank Geleceğin Patronları ve Akbank Girişimci Geliştirme Programı’na seçilmek gibi başarılara imza atan Stajim. net, son olarak Webrazzi Ödülleri 2015’te ‘Yılın İş Arama Kategorisi’nde de halk oylamasıyla aday gösterildi.
Citrix’in yeni CEO’su Kirill Tatarinov Citrix, Kirill Tatarinov’un 25 Ocak 2016 tarihinden geçerli olmak üzere Başkan ve CEO olarak atandığını duyurdu. Tatarinov, direktör unvanıyla Citrix Yönetim Kurulu’na da katılacak. Citrix’in Geçici Başkanı ve CEO’su Robert Calderoni ise Citrix Yönetim Kurulu’nda İcra Kurulu Başkanlığı rolüne devam edecek. Tatarinov’un atanmasıyla birlikte Citrix Yönetim Kurulu 11 direktörden Kirill Tatarinov oluşacak. Microsoft Kurumsal Çözümler Bölümü İdari Başkan Yardımcılığı dahil olmak üzere Microsoft bünyesinde toplam 13 yıllık liderlik geçmişi bulunan Tatarinov, Microsoft’a katılmadan önce 2002 yılında BMC’nin Kıdemli Başkan Yardımcısı ve Baş Teknoloji Sorumlusu, bundan önce ise 1994 yılında BMC tarafından satın alınan, yenilikçi sistem ve ağ yönetimi yazılım çözümleri geliştiricisi Patrol Software firmasının kurucu ortağı, baş mimarı ve Ar-Ge sorumlusu olarak görev yaptı.
Defne Telekomünikasyon’da iki üst düzey atama Defne Telekomünikasyon’da Mutlu Bakacak CMO (Chief Marketing Officer), Ercan Fincan da CTO (Chief Technology Officer) görevlerine atandı. 2012 yılından bu yana Defne Telekomünikasyon’da Bölge Satış Direktörü olarak görev yapan Mutlu Bakacak, 15 yıl Eagle Mobile, Vodafone Türkiye gibi şirketlerde satış ve pazarlama yöneticiliği yaptı. İstanbul Teknik Mutlu Bakacak Üniversitesi Endüstri Mühendisliği mezunu olan Bakacak, Yeditepe Üniversitesi’nden İşletme ve Pazarlama alanlarında yüksek lisans diplomasına sahip. Bakacak, CMO olarak Defne’nin uluslararası inovatif pazarlama aktivitelerinin gerçekleştirilmesi, satış çalışmalarının yürütülmesi ve tanımlanmasından sorumlu olacak. 2006 yılından bu yana Defne Telekomünikasyon’da Ar-Ge Direktörü olarak görev yapan Ercan Ercan Fincan, telekomünikasyon sektöründe aralarında Fincan Siemens Telekomünikasyon Sistemleri ve Sanor Bilişim gibi firmalarda Ar-Ge ve teknoloji alanında deneyimlere sahip. İstanbul Teknik Üniversitesi Bilgi Teknolojileri Bölümü’nde doktora yapmakta olan Fincan, Elektronik ve Telekomünikasyon alanında yüksek lisans, İTÜ Elektronik ve Haberleşme Mühendisliği alanında ise lisans diplomasına sahip. Fincan, CTO olarak şirketin bütün yazılım geliştirme yaşam döngüsünden, araştırma çalışmalarından, tasarım, geliştirme, uyarlama ve test işlemlerinden sorumlu olacak.
38
BThaber
MEKTUP
Karla karışık günlerden merhaba, Kış mevsiminin en çetin günleri, grip salgını demek. Bu nedenle önlem almakta fayda var, benim toparlanana kadar neler çektiğimi biliyorsun. Özellikle H3N2 virüsünün yol açtığı grip nedeniyle boğaz ağrısı, yüksek ateş, öksürük, halsizlik, vücut ağrıları gibi şikayetlerle başvuruların arttığına dikkat çeken Dr. Sinan Akkurt’in de belirttiği, bizim de bilfiil test edip onayladığımız gibi antibiyotik gribe fayda etmiyor. Bu nedenle Dr. Akkurt’un şu önerilerini aklımızdan çıkartmayalım: Evde bir hafta istirahat, elleri sık sık sabunla, yiyecekleri sirkeli suyla yıkamak, masalar, kapı kolları, lavabolar, ortak kullanılan telefon gibi yerlerin temizlenmesi, bulunulan mekanı ‘hava soğuk’ demeden günde en az 2-3 kez havalandırmak, düzenli olarak her gün 500 mg C vitamini ve bol bol su içmek ve en önemlisi, eşe dosta değil doktora danışarak ilaç kullanmak. Tüm griballere geçmiş olsun… Geçtiğimiz haftalarda yine bu sayfalarda yer vermiştim “Hayvan gibi habercilik” yapmak üzere yola çıkan www.ajanimo.com’un Genel Yayın Yönetmeni Ajan Brian’a. Ajan Brian ilk röportajını “99 Soruda Hayvan Hakları” kitabı ile bir kez daha hayvanların haklarını gündeme getiren Hayvan Hakları Federasyonu’nun (HAYTAP) Hukuk Danışmanı ve yıllardır hayvan hakları yasası için hukuki mücadele sürdüren kurucu başkanı Av. Ahmet Kemal Şenpolat ile yapmış. ‘Hayvanların hakları var mı?’ sorusuna Şenpolat’ın yanıtı çok acı: “Türkiye’de hayvanların hakları yok. Hayvanlara kötü muamele eden insanların cezalandırabilmesi için bu işin kabahatler kanunu kapsamından çıkması gerekiyor.” Sana bu kadar bilgi vermiş olayım, detaylar www.ajanimo.com/ insanin-sucu-kabahatinden-
1 - 7 ŞUBAT 2016
Türkiye’de hayvanların hakları yok buyuk/ linkinde. Yıl biter, ama almanaklar yeni yılda en azından bir süre daha eskiyi hatırlama imkanı sunar. Logitech G de “Gamer’s Almanak 2015” ile oyun dünyasının son 1 yılını özetliyor. Bu sene üçüncü kez kullanıcılarla buluşan Gamers Almanak, 2015’te oyun dünyasında gelişmeleri kronolojik olarak sunduğu gibi, www. gamersalmanak.com içeriklerinin arasına yerleştirilen sorularla ziyaretçilerin bilgisini test etme, hediye kazanma imkanı sunuyor. Mili Eğitim Bakanlığı ve Enerji Verimliliği Derneği’nin imzaladığı protokol çerçevesinde Enerji Çocuk Projesi ile ülke genelindeki 5-6-7 ve 8. sınıf öğrencilerine enerji verimliliği bilincinin kazandırılmasını amaçlayan Enerji Çocuk Projesi etkinlikleri devam ediyor. 20152016 eğitim öğretim yılı için 38 pilot ilden seçilmiş toplam 438 okulun dahil olduğu proje kapsamında, pilot illerde ve okullarda Enerji Verimliliği Kulüpleri kurulması, enerji verimliliğini anlatan tiyatro oyununun sahnelenmesi, resim
2016
www.bthaber.com www.linkedin.com/groups/BThaber twitter.com/bthaber www.facebook.com/BThaber
Okur Temsilcisi Behçet Envarlı benvarli@tbv.org.tr
Ödül Töreni’nde 2015 yılının en iyi performans gösteren iş ortaklarına ödüllerini vermiş: Yılın Dağıtıcısı TopTel Telekomünikasyon, Yılın İş Ortağı KoçSistem, Yılın E-devlet İş Ortağı ve Yılın Toplam Çözüm Sağlayan İş Ortağı Artpro, Yılın Video İş Ortağı Balkan, Yılın Uygulama Çözüm İş Ortağı Empatel, Yılın KOBİ İş Ortağı ve Yılın Veri İletişim İş Ortağı İsnet ödüle layık bulunmuş. Ürün, müşteri ve sektör odaklı bankacılık stratejisini, güçlendirdiği BT altyapısı ile destekleyen ABank’ın bilgi teknolojileri süreç ve uygulamaları, bağımsız denetim sonucunda ISO 9001:2008 ve ISO 27001:2013 belgeleriyle uluslararası onay almış. Bu arada Eutelsat Communications, tooway uydudan internet terminali kurulumcularına yönelik Avrupa çapında ödüllü bir fotoğraf yarışması düzenleniyormuş. 16 Şubat’a kadar başvurulabilecek yarışmada en iyi fotoğraf sahibi 3 tooway anten kurulumcusu, Paris seyahatine hak kazanacak ve orada Avrupa’nın en büyük
REKLAM SATIŞ GRUBU
YIL 22 SAYI 1057
1 -7 ŞUBAT
yarışması düzenlenmesi gibi çalışmalar yapan çocuklar, 7. Enerji Verimliliği Forumu ve Fuarı’na katılmak için İstanbul’a da geldi, 2. Enerji Çocuk Yönetim Kurulu Toplantısı’nı yaptı. Geleceğin çevreci bireylerine teşekkürler… Çevreciliğin ödülü de hak ettiğini yine bir örnekle paylaşayım. Mutlu Akü, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Yenilenebilir Enerji Genel Müdürlüğü tarafından ödüllendirilmiş. Bu yıl 16’ıncısı düzenlenen “Sanayide Enerji Verimliliği Proje Yarışması” kapsamında, “Enerji Verimli Endüstriyel Tesis”(EVET) kategorisinde şirket, birincilik ödülünü kazanmış. Ödüllere devam edelim… Prontotour, Marketing Türkiye ve Akademetre’nin ortaklaşa düzenlediği “The ONE Awards Bütünleşik Pazarlama Ödülleri” kapsamında, turizm sektöründe 2015’te marka ve itibar değerini en çok arttıran marka seçilmiş. Kurumsal iletişim uygulamaları, sistemleri ve hizmetleri odaklı çalışmalar yürüten Avaya, geleneksel Avaya İş Ortağı
Eutelsat teleportunu da ziyaret edecekmiş. Yarışmaya katılma koşulları ve fotoğraf yükleme için adresimiz www.facebook.com/ events/1926305467595376/ Her yıl olduğu gibi, 2015 için de yılın iş insanlarını belirlemeye hazırlanan Ekonomist Dergisi, 8 kategoride hazırladığı ankette dünyanın en büyük siber güvenlik şirketlerinden olan, 600 binin üzerinde kurumsal kullanıcısı ile yazılımları 85 milyondan fazla masaüstü bilgisayarda kurulu COMODO’nun kurucusu Melih Abdulhayoğlu’nu “Yılın Global Türk Girişimcisi” adayı olarak göstermiş. Bu hafta sana farklı bir bilgi vereceğim. Çünkü ekipten bir kişiyle tanıştım, bana iş hayatı, aile hayatı ve tüm bunlar arasında sanata, organizasyonlara nasıl vakit ayırdıklarını anlattı, imrendim. 20 yılı aşkın geçmişi olan bir ekip ve siteleri www.karskafkasekibi. com. Her türlü organizasyonda ismi üstünde Kafkas dansları, ayrıca her yöreye ait halk dansları gibi birçok aktivite mevcut. Siteye bakmanı, etrafını da bilgilendirmeni tavsiye ederim. Haftaya noktayı adım adım kitapla koyuyorum. İlk haberim, 25’inci yaşını kutlayan Dünya Kitap dergisi tarafından 23’üncüsü verilen “Yılın En İyileri Ödülleri”nin 2015 yılı sahipleri. Ödüller bu sene Ahmet Büke, Yasemin Aydın, Alakarga Sanat Yayınları, Sennur Sezer, Gülce Başer, Sevil Atasoy, Meri Çevik Simyonidis ve Marianna Yerasimos’a gitmiş. Gelelim ikinci haberime: Geçmişinden siyah beyaz bir fotoğraf gibi bahseden Serkan Türk’ün “Rüzgârlı Camlar” adlı öykü kitabı Yitik Ülke etiketiyle çıkmış. Soğuk kış günlerinde çay eşliğinde okuma saatlerimizde yerini alsın. Bu hafta da bu kadar, yeniliklerle haftaya yine buradayım,
BThaber Yayıncılık ve Etkinlik Hizmetleri A.Ş. adına Sahibi Ayhan Sevgi ayhans@bthaber.com.tr BThaber Grubu Yayın Koordinatörü Ayhan Sevgi ayhans@bthaber.com.tr Yazı İşleri Müdürü (Sorumlu) Bülent Nevres bulentn@bthaber.com.tr
Editörler Handan Aybars handana@bthaber.com.tr Sedef Özkan (Ankara) sedefo@bthaber.com.tr Ekrem Uçman ekremu@bthaber.com.tr Görsel Tasarım Nevzat Karataş nevzatk@bthaber.com.tr
Haber Merkezi Ruşen Göbel ruseng@bthaber.com.tr Simay Yaylacı simayy@bthaber.com.tr
Mukadder Keskingözler mukadderk@bthaber.com.tr
Satış Grubu Evrim Koç Demirci Perihan Kıtay Özden Özge Karataş Canan Şahin
Reklam Rezervasyon info@bthaber.com.tr
Abone ve Dağıtım Sorumlusu Kutay Göçe btabone@bthaber.com.tr Yönetim Yeri: BThaber Yayıncılık ve Etkinlik Hizmetleri A.Ş. Fetih Mah. Tahralı Sokak Kavakyeli Plaza C Blok 7/5 34704 Ataşehir/İSTANBUL Tel 0216- 291 13 90 ISSN 1300-6495
Bültenlerinizi
bulten@bthaber.com.tr adresine gönderebilirsiniz
Cilt, Baskı, Poşetleme: Apa Uniprint San. ve Tic. A.Ş. - Hadımköy İstanbul Asfaltı Ömerli Köyü İstanbul - Tel 0212-798 28 40. l BThaber kontrollü abonelik sistemiyle dağıtılmaktadır. - Fiyatı 1 Kuruş (KDV dahil) - BThaber, 5187 sayılı Basın Kanunu’nun 2/f maddesi hükmü gereği ‘yerel süreli yayın’dır.
40
BThaber
ICT NEWS
1 - 7 ŞUBAT 2016
All countries are competing to have a place in the new revolution, what about Turkey? According to Accenture Strategy’s ‘Digital Game Changers: Growth Coefficient’ report, implemented within the scope of Davos 2016; with the correct usage of the digital skills and technology, 2 trillion USD additional global growth is expected to be provided by 2020. The platform-based business models are one of the largest opportunities of the digital-based growth. These models enable organizations to create new markets and by bringing business partners and customers together in a digital platform to add value. In the report, 3 suggestions are given to increase productivity and growth by implementing digital business models: prioritization digital investments based on value opportunities, calculation of digital investment balance, establishing the most appropriate combination of skills and technologies, maximizing the return on digital investments and finally creating the right environment for digital transformation. Hence, the development of both Digital IQ and the relations between sectors by cooperating with the government and the change of the competition rules. What is the global situation and Turkey’s place under the light of these requirements? Governments have great responsibilities Turkey Informatics Foundation (TBV) President Faruk Eczacıbaşı answered our questions based on Davos 2016 and Industry 4.0. According to him, Davos’ main topic being the fourth industrial revolution is a correct but a late decision. Eczacıbaşı stated that: “The most intense debated issues of last year were smart and connected devices’ taking a role in communication and production without the need for human, the analysis of the big data which this new situation generates and this
Industry 4.0 is no longer only a discussion priority in the domestic policies of countries or regions, but Davos 2016’s main agenda topic. As the power of individuals using and giving importance to informatics increases, this transformation will manifest itself in each industry in different ways. Turkey is aware of the need of ‘not only following’ the revolution this time around; however it is difficult to say that the private sector, the government, NGOs and industries, thus all parties have a consensus to shape the map on what needs to be done. This weak effort seems to result in being a follower again. As a result of rapidly changing technologies and their use, Industry 5.0 has already begun to be talked about...
analysis changing scientific and technologic infrastructure by creating new business and production processes. “The name of this new era was given in 2011 in Germany and has been increasingly recognized throughout the world. The reason is that the era we live in really has a revolutionary feature. I think, maybe in 10 years; we will have to define the fifth industrial revolution. The motion provided by communication technologies have been so accelerated that currently there are 4.3 billion IP addresses and they are now running out. The replacing address number in IPv6 will form the basis of the fourth industrial revolution and it will be a number with 39
zeros in the IoT scheme. This change is a necessity. Because in the Fourth Revolution, there will be an IP address of each object. It is not difficult to guess the advantages of an IOT scheme. But as pointed out by Eczacıbaşı, we already have seen what kind of problems would it cause; by examples such as cyberattacks and software errors. As in all revolutions, there will be some winners and some losers. For example, comments already are being made on how some certain professions will not be needed.” Eczacıbaşı stressed that this process puts a very big responsibility on the shoulders of the government and gave some input on the areas needs focus: w “Where do we stand
in this revolution? The government has a huge responsibility. Determining the strategy of an information society, of an industry and advanced technology politics and implementing and adequately supervising those are the responsibilities of the government. Carrying our young people who will take part in the fourth revolution up to the level of information and skill required and training them to compete on a global scale are the responsibilities of the government, as well. Determining realistic and accessible growth and development targets; deciding on what kind of responsibilities should be given to which industries are again some of the government’s
responsibilities. Our country, having one of the world’s most critical geopolitical regions, has a very critical role with a large young population. This is a very good opportunity to evaluate with the governance among governments, public and private sector and civil society. I totally agree with the following words of our Science, Industry and Technology Minister Fikri Işık: “I wonder if we will be watching the fourth revolution from the stands, paying serious money to buy and consume related products? Or, will we be taking a part in the new industrial revolution, involved in producing, selling and increasing Turkey’s income and wealth? This is one of the most important issues to focus on.”
42
BThaber
ICT NEWS
1 - 7 ŞUBAT 2016
CPM provides speed and flexibility for companies
BTvizyon Bursa took place; Gaziantep is the next in line Bringing together customers and technology companies and providing huge benefits for both sides; Btvizyon’s Bursa meeting took place.
CPM software eliminates companies’ inventory, production and reporting problems by getting rid of the deficiencies caused by packaged software thanks to its ERP software developed specifically for SMEs and large enterprises. We had a short interview on the issue with CMP Software President Recep Palamut. He stated: “We need to tell SMEs what the ERP system is. SME companies in Turkey often use software packages because of their past habits. People cannot easily change their past habits; thus we need to create the ERP culture. We make ERP benefit/ profit analysis and inform SMEs about it. For example, a textile manufacturer uses 3 separate programs for accounting, production and retail. These units do not communicate with each other, thus they are having problems creating consistent
reporting, cost analysis reports and management. When the SMEs break the habit and decide to change it, they open new horizons for themselves. All reporting, costing and accounting processes are made through a single program. We call them CPM and ERP.” Recep Palamut gave the following information regarding the companies’ return on ERP software investments: “This is actually about the size of the company, the number of people it employs and the business volume. However, an average company would gain what it paid for ERP in 1-3 months and even make more profit. The government began to support software programs through KOSGEB since 2015 and pays the 50% of it. SMEs taking advantage of this support mechanism lower the cost by 50%.”
The target of 15th year is to improve efficiency in Anatolia BT Eğitim is the choice of people who would like to pursue a professional career in the IT field and it provides the infrastructure of more than 60% of public institutions and approximately 70 companies within Turkey’s top 500 and gives trainings. What makes BT Eğitim different is that they unite the academic information with field experience. The foundation of BT Eğitim established in 2001 by Bülent Mortem serving in Ankara and İstanbul offices, actually dates back to Cisco Networking Academy Program founded by Morten in 1999,
İTÜ. The interest towards the networking technologies trainings and CCNA (Cisco Certified Network Associate) certification processes drove Mortem to establish BT Eğitim in 2001. Today, BT Eğitim is the authorized training center for Cisco, Zoom CallRec, Jabra, Ekahau, SUSE Linux and F5 Networks. BT Eğitim Assistant General Manager Cumhur Kızıları stated that they give Cisco certified professional trainings as Cisco Training Partner, as well as consulting and pre/after sales services and technical support in Cisco technologies field.
As you know, the vast majority of technology companies carry out business from İstanbul concerning sales, marketing and management. The world of technology’s ‘heart’ in Turkey is defined as İstanbul. It provides certain advantages in this respect; however it causes some negligence towards the Anatolian cities. Technological transformations continue relentlessly in both sides of corporates and end users; this makes meeting with potential Anatolian customers vital for companies. BTvizyon Anatolia events enable technology companies to do the promotion and to provide information about their products to
potential customers. Thus, companies/people in Anatolia receive the first-hand information about the new technology targeting the companies or end users and technology companies have their voices heard in Anatolia. 2016’s first BTvizyon event was held in Bursa on 21 January. The total of 120 people attended the BTvizyon
Anatolia meeting in Hilton Hotel. BTvizyon Meetings held since 2002 hosted participants from all sizes enterprises and intend to increase ICT competencies. BTvizyon meetings have DİA G DATA, Logicom, Miren, Nakivo, Netcad, Oracle, Quadro, Panasonic, Pikare, SAP Business One, Vector and BThaber as sponsors this year. The next event will be held in Gaziantep.
Leader of the sector in the Digitalization Index The leader of the main metal industry, Borusan Mannesmann, according to the Accenture Digitalization Index will continue to expand business intelligence investments and improve its mobile applications in 2016. Borusan Mannesmann’s principal investments were focused on business intelligence technology and mobile applications areas in 2015. Borusan Mannesmann IT Director Sinem Başak emphasizing on how they aim to make a difference by reporting the past, present and the future of operations with business intelligence technology and they reached their goal, stated:
“This allows our managers to reach the historical data and to make decisions based on this data easily.” Borusan Mannesmann also developed mobile applications to meet the needs of the changing sales organization in 2015. According to Başak, the information coming from the field thanks to this application will be transferred to the relevant units and the main office
and this would allow them to be one step ahead in the competition by reacting the regional market conditions and needs. Borusan Mannesmann continue to invest in the integration processes and it is able to integrate suppliers, customers, banks and other shareholders in the financial sector as well as inhouse chains such as salesproduction and supply.
Türk Telekom birleşiyor Fiber gücü cebine geliyor Avea, TTNET ve Türk Telekom markaları birleşiyor. Her şey için tek telekom, Türk Telekom oluyor. turktelekom.com.tr
Türk Telekomünikasyon A.Ş., TTNET A.Ş. ve Avea İletişim Hizmetleri A.Ş. markalarını ‘Türk Telekom’ tek markası altında birleştirdi. Türk Telekom® markası, Türk Telekom Grubu şirketleri ortak markasıdır. Her bir şirket tüzel kişiliği korunmakta olup ev telefonu hizmetleri Türk Telekomünikasyon A.Ş. tarafından, evde internet hizmetleri TTNET A.Ş. tarafından, mobil hizmetler Avea İletişim Hizmetleri A.Ş. tarafından sunulmaktadır. Kullanılan tarife, paket, kampanya veya katma değerli servislerin isimleri güncellenebilecek olup bunun dışında fiyat, içerik ve mevcut abonelik haklarında herhangi bir değişiklik olmayacak, aynen korunacaktır. Fiber erişimi Türk Telekomünikasyon A.Ş. fiber altyapısının 81 ilde kapsadığı alan için geçerlidir. Detaylı bilgi ve sorularınıza yanıt almak için: turktelekom.com.tr