BThaber Sayı 1062

Page 1

SAYI

HAFTALIK BİLİŞİM TEKNOLOJİLERİ VE EKONOMİSİ GAZETESİ www.bthaber.com.tr

Sayfa

Yenilikler, platform toplantılarında ele alındı

Bilişim Zirvesi tarafından düzenlenen Bilgi ve Doküman Yönetimi Teknoloji Platformu ile Finansta Dijital İnovasyon Teknoloji Platformu paralel salonlarda gerçekleştirildi.

Sayfa Büyümenin

sırrı yurtdışı yatırımlar

Uzun dönemdir yurtdışı projelere ağırlık veren Proline, bu yatırımların meyvelerini toplamaya başladı.

Sayfa

7 - 13 Mart 2016

Projelerde sınır yok

10

14

1062

Mehmet Doğanyiğit

Başarının kanıtları katlanıyor

16

Hakan Korkmaz

TOFAŞ Türk Otomobil Fabrikası, üç yıllık modernizasyon projesi kapsamında önemli yatırımları ve sektörel yenilikleri hayata geçirdi.

Haber Merkezi

Sayfa BThaber Şirketler Grubu; bünyesinde barındırdığı BThaber, araştırma ve güncel pazarlama tekniklerine

4-5

odaklı M2S ve farklı noktalarda farklı konseptlerde bilişim sektörünü ve bireyleri buluşturmayı misyon edinen Bilişim Zirvesi ile 2016 yılında verimli projelerle büyüme hızını devam ettirmeyi planlıyor.


İşletmeler için M2M Çözümleri yarinahazirim.com’da Siz de Dijitalleşme Endeksinizi ölçün, Araç Takip’ten İklimlendirme’ye kadar işletmeniz için gereken Makineler Arası İletişim Çözümlerini öğrenin.

yarinahazirim.com

Se

ra

ve

T ar

la Ta

Vodafone

ki mle özü pÇ

ey

nt

s özümleri ip Ç ak tT

Ko

to

le

k

Mo

ik

n

ri

er

Ta

ip

z Çö

eri üml

İşOrtağım Yarinahazirim.com’da yer alan Vodafone Dijitalleşme Endeksi uygulaması, işletmenizin en verimli şekilde çalışması için gerekli olan teknolojik çözüm ve hizmetlere olan ihtiyacınıza göre puanlama (Vodafone Dijitalleşme Endeksi) yapan web ve mobil tabanlı bir uygulamadır. Vodafone ve Accenture işbirliği ile geliştirilmiştir. Uygulamadan yararlanmak için hizmet kapsamında kullanılacak bilgilerin Vodafone çözüm ortağıyla paylaşılmasına muvafakat edilmesi gerekmektedir.


İşletmeler için Bulut ve Veri Merkezi Çözümleri yarinahazirim.com’da Siz de Dijitalleşme Endeksinizi ölçün, Sanal Sunucu Hizmeti’nden Güvenlik Duvarı’na kadar işletmeniz için gereken tüm çözümleri öğrenin.

yarinahazirim.com

al San

Sunucu Hizm eti

Bulut Santral

Hiz

me

ti

Vodafone

Gü ve

nlik Duvarı

İşOrtağım Yarinahazirim.com’da yer alan Vodafone Dijitalleşme Endeksi uygulaması, işletmenizin en verimli şekilde çalışması için gerekli olan teknolojik çözüm ve hizmetlere olan ihtiyacınıza göre puanlama (Vodafone Dijitalleşme Endeksi) yapan web ve mobil tabanlı bir uygulamadır. Vodafone ve Accenture işbirliği ile geliştirilmiştir. Uygulamadan yararlanmak için hizmet kapsamında kullanılacak bilgilerin Vodafone çözüm ortağıyla paylaşılmasına muvafakat edilmesi gerekmektedir.


4

BThaber

E-TOPLUM

7 - 13 MART 2016

Projelerde sınır yok Haber Merkezi

B

Thaber Şirketler Grubu, Türkiye’de kamu, özel sektör, girişim dünyası ve tüm bunların buluşma noktası yerli ve yabancı BT şirketleri ile 25 yıldır verimli bir işbirliğine imza atıyor. Başından beri grup olarak sektöre, karşılık beklemeden faydalı işler yaparak taşın üstüne bir taş daha koyma konusunda felsefesini hiç terk etmeyen BThaber Şirketler Grubu, bilişim sektörünün de bu tarz çalışmalara yönelik istek ve ihtiyaçlarını sürekli takip ediyor. İşte grup şirketlerinin gözüyle 2016 yılına bakış…

Ayhan Sevgi BThaber Genel Koordinatörü

22 yıldır okurla buluşuyoruz BT sektörü tüm dünyada bir değişim sürecinde. Bizlerin kağıtla tanışıklığı var, ama yeni nesil kağıdı çok fazla önemsemeyecek muhtemelen. Ama dijital alanda da, özellikle sosyal medya kullanımının yaygınlaşması ile bir sıkıntı kendini gösteriyor: İçeriklerin ne kadar güvenilir olduğu, içeriğin ve kaynağın doğruluğu. BThaber Genel Koordinatörü Ayhan Sevgi’nin de dikkat çektiği gibi, bu yapılarda içerik belli bir süzgeçten geçmiyor. Böylece bilgi kirliliği oluşuyor. Bunun bir sonucu olarak sadece BThaber özelinde değil, tüm yayınlar nezdinde kağıda güvenin gücünü koruyacağı beklentisini dile getiren Ayhan Sevgi’nin de belirttiği gibi, tüm maliyet başlıklarına rağmen güvenilirliği ile kağıt, lokomotif olmaya devam ediyor. “BThaber olarak 22 yılı geride bıraktık ve bu, Türkiye’de bilişim sektörü bir yana, tüm yayıncılık dünyası için de çok fazla örneği olmayan bir başarı. Arkasında büyük

BThaber Şirketler Grubu; bünyesinde barındırdığı BThaber, araştırma ve güncel pazarlama tekniklerine odaklı M2S ve farklı noktalarda farklı konseptlerde bilişim sektörünü ve bireyleri buluşturmayı misyon edinen Bilişim Zirvesi ile 2016 yılında verimli projelerle büyüme hızını devam ettirmeyi planlıyor.

bir kurumun veya kamunun desteği de yok” yorumunu yapan Ayhan Sevgi’ye göre, 22 yıldır kesintisiz ve birçok kanalda sürdürülen çalışmalar, sektörde de bir güven unsuru oluyor. Sadece kağıt ortamında değil, internet başlığında da çalışmalar BThaber.com ve BTnet.com.tr ile hem kurumsal hem bireysel kullanıcılara yönelik içeriklerin aralıksız sunumuyla devam ediyor. Bu yıl mobil başlığında yatırımların daha da çeşitleneceği bilgisini veren Ayhan Sevgi, 2016 yılı projelerini şu sözlerle anlattı: “Bu verimli yapıyı yan ürünlerle desteklemek de önem taşıyor. E-Devlet dergimiz bunun bir örneği. 2015 sıkıntılı bir yıldı, ama 2016’da

Ankara’da birçok yapı yerine oturdu. Orada yeni ve güçlü bağlar kurduk ve 2016’da yoğun biçimde e-Devlet Yuvarlak Masa Toplantılarımıza devam edeceğiz. Bugüne kadar 30’u aşkın e-Devlet Yuvarlak Masa Toplantısı yaptık ve kamu kurumları bu toplantıları çok önemsiyor. Kamuda yöneticiler yaptıkları çalışmaları daha fazla kitlelere ulaştırmak istiyor. Ayrıca bundan önceki toplantılarda hep bilişim sektörü kurumlara içerik sundu, kurumlara kendini ürün ve çözümlerini tanıttı. Burada ise tersini kurguladık. Kamu kurumu geliyor, kendini, projelerini, hedeflerini anlatıyor, BT sektörüne mesaj veriyor, beklentilerini sunuyor ve oradan sektörden buna uygun geri

dönüşler bekliyor. Bu içerikler toplantı salonunda da kalmıyor. Bunları hem BThaber’de bir özet olarak, hem de özel içerik olarak ilgili e-Devlet yayınımızda ayrıntılı ele alıyoruz. E-Devlet Yuvarlak Masa toplantılarının özel sektör ayağı, benzer amaçla düzenlediğimiz Next Step toplantılarımız. Bu sefer kamu yerine özel sektörü, yine kapalı devre bir toplantıda BT sektörü temsilcileri ile buluşturuyoruz. Şu anda Türkiye’nin birkaç önemli projesinin bu toplantılardan ve buradaki fikir alışverişlerinden çıktığını biliyorum. Bunlar dışında özel çalışmalarımız, haftalık dosyalarımız, dikey sektörlere yönelik yayınlarımız var ve bunlara 2016 yılında da devam edeceğiz. Aynı çatı altında

bağımsız şirketleriz, ama çok güçlü bir sinerji var ve herkes birbirinin katma değerinden faydalanıyor. M2S araştırma yapıyor ve biz bunun içeriğini yayınlıyoruz. Bilişim Zirvesi bir etkinlik düzenliyor ve biz bunun içeriklerini özel yayınlara dönüştürüyoruz. Bunların geniş kitlelere yayılmasında önemli bir görev üstleniyoruz. Bir BT şirketinin kendi özel etkinliğini takip ederek özel yayını ortaya koyuyor ve daha geniş kitlelere yayılmasını sağlıyoruz. Bu tarz etkinlikler Türkiye’de de olabiliyor yurtdışında da. Böylece etkinlikte ele alınan tüm içeriklerin kalıcılığını sağlıyoruz.” BThaber’in önemli yayınlarından biri de Bilişim 500 Araştırması ve Yayını. Araştırma M2S tarafından


BThaber

E-TOPLUM

7 - 13 MART 2016

gerçekleştirilirken, Bilişim Zirvesi tarafından da bu çalışma ile ilgili bir tören düzenleniyor. Böylece üç şirket önemli bir sinerjiye daha imza atıyor. “Bilişim Zirvesi Kids etkinliğinde de içerik sunuyoruz” diyen Ayhan Sevgi, BTvizyon toplantılarında da hem içerik sunduklarını hem de çıkan içerikleri okuyuculara sunduklarını vurguladı. Geçen yıla kadar okurların yüzde 45’ini bilişim sektöründen yöneticiler, yüzde 55’ini ise farklı sektörlerden yöneticiler oluştururken bu sene bu oranda bir değişim yaşanmış. “Bu oran bu yıl biraz daha açıldı ve yüzde 40-60 oldu” saptamasını paylaşan Ayhan Sevgi, sözlerine şöyle devam etti: “Önümüzdeki yıllarda bu dağılım daha da artacaktır. Çünkü tüm sektörlerde her ölçekte şirketin BT ile ilgisi var. Rekabet ortamını da reel sektörü de artık BT ve bu başlıkta yatırımlar şekillendiriyor. Birçok önemli etkinliğe BThaber olarak sponsor olduk ve oralardan veriler topluyor, bağlantılarımızı daha da çeşitlendirip güçlendiriyoruz. M2S’in güçlü bir veritabanı var ve bu toplantılarda bu veritabanı da gelişiyor, güncelleniyor. Türkiye’de önde gelen tüm teknoloji etkinliklerinde BThaber medya sponsoru olarak yer alıyor. Canlı ve sürekli kendini yenileyen veritabanından yararlanıyoruz ve içerik tasarım konularında da sürekli kendimizi geliştiriyoruz. BThaber gazetesi ve web siteleri yenilendi, geri dönüşler ışığında bu güncellemelerimiz hiç bitmiyor. Mobilde de daha güçlü olacağız. Türkiye’de bilişim yayıncılığının sıkıntıları var. Artık pazarlama stratejileri çok değişti ve bu nedenle bizim de önemli bir gelir kaynağımız başarı hikayeleri, özel içerik çalışmaları. Burada hem şirket kendini hem projeyi ve neler yaptıklarını anlatıyor hem de yöneticiler kendilerini sektöre gösterme imkanı buluyor. Orada da ilgi yoğun ve bunlar, reel sektöre de örnek oluyor, onların yatırım haritalarında rehberlik görevi üstleniyor. Bizim en büyük avantajımız sektör basını olarak Bilişim Zirvesi ve M2S gibi iki önemli firma ile sıkı bağlarımız olması. Böylece ortaya sadece bir yayınla çıkmıyor, katma değer sunuyoruz.”

5

Dİjİtal yetkİnlİklerİmİzİ süreklİ gelİştİrİyoruz hizmetler pazarlamada çok kullanıyor. Sosyal medya kanalı ile yeni müşteri yaratma, izinli e-posta gönderimini telemarketing ile birleştirerek müşteriye ulaşılan projeler yaygınlaşıyor. 2016 yılında bu servisleri vermeye devam edeceğiz” dedi.

M2S Genel Müdürü / Özlem Unan

M

2S, 2015 yılını hem müşterisi sayısı hem de gelir açısından büyüyerek kapattı. 2016 için de verdiği hizmetlerde büyüme öngördüklerini belirten M2S Genel Müdürü Özlem Unan, “2013 yılından beri şirketlerin pazarlama stratejilerinde değişiklik var. Gelirlerimizin yüzde 50’sini yeni müşteri yarattığımız telemarketing projelerinden elde ediyoruz. Artık dijital

Bu yılın en önemli yeniliklerinden birinin de dijital pazarlama kanalı ile ‘yeni müşteri’ yaratmak üzerine yapılacak çalışmalar olduğunu belirten Özlem Unan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Sosyal medyayı, web sitelerini ve arama motorlarını kullanarak yeni müşteri yaratmak üzerine projeler kurgulayıp bu konuda servisler vereceğiz. Bu çalışmalarda yine bilişim sektörüne odaklanacağız. Araştırma alanında sektörel araştırmalarımızı yapmaya devam ediyoruz. Enerji, üretim, perakende gibi sektörel araştırmalara ek olarak, bu

BTvİzyon etkİnlİklerİ 2016 YILINDA yenİden doğuyor

Neslihan Aksun Bilişim Zirvesi Genel Müdürü

2

015 yılında siyasi gündem, Bilişim Zirvesi etkinlik şirketinin projelerini hayata geçirmek yerine ötelemesine yol açtı. Bunun bir örneği olarak, sektörün geleneksel buluşması Bilişim Zirvesi ICT Summit NOW 2015 yılında meraklılarını buluşturamadı. ‘2016 daha farklı bir yıl olur mu?’ diye sorduğumuzda Bilişim Zirvesi Genel Müdürü Neslihan Aksun, birçok şirket ve iş ortaklarının görüşünün bu yıl için de pembe bir tablodan uzak olduğu yanıtını verdi. Tüm karamsar beklentilere rağmen, sektör ve 2016 yılı için iyimser tahminlerde bulunmayı ihmal etmeyen Neslihan Aksun, “Bazı üretici ve dağıtıcı firmaların ve hatta finans sektörünün hizmet verdiğimiz sektörümüze karşı bakış açısının değişmesi ve

aradaki mesafenin açılması hepimiz için endişe verici. Ama bu durumun hızla olumlu yönde değişeceğine inanıyorum. Sektör çok şey atlattı, bunu ben de gözlemleme şansına sahip oldum” dedi ve ekledi: “Ayrıca biz grup olarak şanslıyız.” Bu tespitini “Akıllı müşterilerle çalışıyor, krizi fırsata dönüştürelim algısına hakim, kafasında bu görüşü oturtmuş firmalarla iş yapıyoruz” sözleri ile açıklayan Neslihan Aksun, 2016 yılı planlarını şöyle anlattı: “Anadolu toplantıları ve platform etkinlikleri, bilişim dünyasındaki en güncel gelişmelerin aktarımı adına önemli bir kanal ve herkes bu toplantıların ortaya koyduğu faydanın farkında. Bu tarz yatırımlar BT şirketleri tarafından da ötelenmeyecek yatırımlar olarak algılanıyor, bunu görüyoruz. Yaptığımız etkinliklerin sonuçları kolay ulaşılabilir. Pazarlama duyurularında BThaber, M2S gibi grup şirketlerimizin gücünden dolayı farklı etkinlik yapan rakiplerimizden daha avantajlıyız. Tüm çalışmalarımızda bu yapıyı entegre biçimde kullanabiliyoruz. Bu, katılımcı ve sponsor açısından önemli. Etkinlik öncesi ve sonrası haber çalışmalarına ek olarak, etkinlik zincirinin parçaları tamamlandıkça periyodik olarak özel bir ekle tekrar bu

yıl yeni sektörleri de ele alacağız. Elbette, her türlü özel araştırma talebini karşılamayı sürdürüyoruz. Kanal veya müşteri memnuniyeti, özel talep üzerine üretilen pazar araştırmalarımıza bu yıl daha fazla ağırlık vermek istiyor, kendimizi burada öne çıkartmak istiyoruz. Pazarlama çalışmaları ile bu konuda adımlarımızı sağlam atacağız. Gelirlerimizin yüzde 20’sini bilişim dışı sektörlerden elde ediyoruz. 2016 yılında diğer sektörlerin payını arttırmayı hedefliyoruz. Bunu da pazar araştırmaları kanalı ile yapacağız. Başarılı çalışmalar yaptığımız noktaları tüm sektörler nezdinde daha da güçlü biçimde tanıtmayı hedefliyoruz. Türkiye’nin en büyük bilişim araştırması olan Bilişim 500 araştırmasını da yapmaya devam ediyoruz.

Çünkü biz şirketleri yeni müşteriler ile tanıştırıyoruz. 2015 yılında başladığımız ve bu yıl müşteri sayısını artırmayı hedeflediğimiz ‘şirketlerin pazarlama yönetimini yapmak’ hedeflerimiz arasında. Pazarlama ekibi olmayan veya pazarlama planını içerde yapamayan şirketler için pazarlama danışmanlığı hizmetimizi genişleteceğiz. Burada da odağımız, uzmanlığımız paralelinde bilişim sektörü.

2016’da herkes çok tedbirli hareket ediyor. Bu ortamda bizim çalışmalarımızın önemi daha da belirginlik kazanacak.

Bu yılın bir başka yeniliği, Bilişim Zirvesi şirketimiz ile CIO etkinlikleri. Biz özellikle CIO’ların yatırım planlarını ve hedeflerini belirlemek üzere çalışıyoruz. Öncelikli olarak hangi konulara yatırım yapacaklarını, hangi teknolojileri öne çıkartacaklarını sorguluyoruz. Bundan sonra da CXO odaklı farklı projelerimiz olacak. Bir CXO portalını 2016 sonunda yayına almak istiyoruz.”

etkinlik ve ele alınan başlıklar okurlara hatırlatılıyor. Bu çalışma tüm taraflar için fayda yaratıyor ve taraflar da bunu görüyor. Ayrıca Anadolu etkinliklerimize bölgeden katılanların bölgesini bilişimle kalkındırma odaklı mesajları var. Etkinliklerimizin temel farkı; kendimiz bir bilişim firması olup, kendimizi ve çözümlerimizi tanıtıp pazarlayacağımız bir platform düzenlemiyoruz. Biz oraya birbirine rakip ürünleri, birbirini tamamlayanları alıp, hepsini bölgeden sözü geçen ticaret ve sanayi odaları, ilin etkili bilişim odaklı vakıfları veya o bölgede üretim yapan bir firmanın üst düzey yöneticisinin prestijli açıklamaları ile konuşma yapmasını sağlıyor, katılımcılar için vizyon kazandırıcı faydaları üst üste koyuyoruz. Yani tüm Türkiye’yi turladığımız etkinliklerimizde standart değil, yerelleştirilmiş bir içerik ve katılımcı profili ile yol alıyoruz. Etkinlik sonrası katılımcının yorumlarını analiz etmek için M2S yardımıyla gerçekleştirdiğimiz anketlerle katılımcının memnun olmadığı, beğenmediği yanlarımızı belirleyip bölgeye has düzeltilerimizi yapıyoruz. BTvizyon etkinlikleri şirketimizin 15 yıllık bir ürünü, ama 2016 yılında yeniden doğuyor. Katılımcı profillerinde de değişim var. Bir dönem yoğun olarak bilişim firmaları katılırken, şimdi reel sektörden katılım ön planda. Bu dağılımı yüzde 5050’ye getirerek, katılımcı verisi

nezdinde daha fazla sponsoru memnun eden bir profil ortaya koyduk. Talebi alttan yaratmak isteyen sponsorların daha çok tercih ettiği bir yapı var. Orada kurumların, direkt satın almaya karar veren yetkili isimlerin bulunması söz konusu. Her ilin kendine has özellikleri var ve biz de etkinlik odaklı tanıtım çalışmaları yaparken, bu özellikleri anlatarak onları da hedefleri konusunda doğru yönlendirmeye önem veriyoruz. Bu strateji bizim için önemli. Çünkü sonuçta Anadolu etkinlikleri tek aktivitemiz değil. Bilişim Zirvemiz, CIO buluşma etkinlikleri, BThaber’in İstanbul’da yaptığı Next Step ve Ankara’da e-Devlet Yuvarlak Masa toplantılarımız gibi pek çok farklı etkinliklerimiz ve farklı projelerimiz var. Dolayısıyla önemli olan ihtiyacın ne olduğunu saptamak ve bizim farkımız da bu. Yaptığımız etkinlikler zincirinin tecrübelerine dayanarak en önemli noktanın “değişim ve yenilik” oluğunu söyleyebiliriz. 2016 yılında mevcut çalışmaları temaları farklılaştırarak devam ettireceğiz. Oyun teması önemli mesela. Bundan sonra bu şekilde doğru hedef kitlelerini getirerek etkinlikleri yapmak istiyoruz. Küçük ölçekli ve konu odaklı parlak bir temayı merkeze alan bir araştırma çalışmasının sonuçlarının açıklanacağı bir etkinliği M2S ile beraber projelendirmeyi de çok isterim.”


6

BThaber

E-TOPLUM

7 - 13 MART 2016

‘Kod Emanet Sistemi’ geliyor Haber Merkezi Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık, 26 Şubat tarihinde MÜSİAD tarafından düzenlenen ‘Ar-Ge Reform Paketi’ konulu toplantıda, bilişim sektöründeki firmaların güvenli ve kaliteli yazılım geliştirmeleri için standart belirleme ve yetkilendirme sistemi getirdiklerinin altını çizdi. Türkiye’de yazılım sektörünün arzu ettikleri hızda büyümediğini çünkü kamu alımlarında yazılım sektörüne güven duyulmadığını dile getiren Bakan Işık, “Firma ölçekleri yeteri kadar büyük olmadığı için, ‘Yarın bir problem olursa ben karşımda kimi bulacağım?’ endişesiyle büyük kurumsal firmalar tercih ediliyor. O zaman da küçüklerin büyümesi zorlaşıyor. Bu nedenle de burada bir akreditasyon sistemi getiriyoruz ve bakanlıktan yetki belgesi vereceğiz. İnanıyorum ki yazılım sektörü Türkiye’de bu kanunla birlikte çok daha hızlı büyüyecek. Bu sayede Türkiye’de sadece kamuya yazılım verilmeyecek, özel sektör de Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’ndan yetkili firmalarla çok daha

Yazılım geliştiren şirketler BSTB’den yetki alabilmek için önce TSE’de kod emanet sistemine bütün kodlarını emanet edecek. Böylece şirkete bir şey olsa bile programa bir şey olmayacak. kolay çalışacak” açıklamasını yaptı. Bununla ilgili bazı ilave düzenlemeler de getirdiklerine dikkat çeken Işık, şunları kaydetti: “Kod Emanet Sistemi’ni getiriyoruz. Düşünün; bir yazılım KOBİ’si, bir yazılımı var ama şirket battı. Ne yapacaksınız? Pek çok insanın başına geliyor, programı komple iptal etmek zorunda. Artık, bizden yetki alabilmek için önce TSE’de kod emanet sistemine bütün kodlarını emanet edecek. Şirkete bir şey olsa bile programa bir şey olmayacak. Bu güveni sağlamak zorundayız. Belli standartları burada getireceğiz ve inanıyorum ki bu yapacağımız düzenlemelerle yazılımı, sadece Türkiye için değil, bölgemizde ve dünyada önemli bir sektör hale getireceğiz. Bununla ilgili çalışmalarımızı yürütüyoruz.” Teknogirişim sermaye desteğiyle gençlerimize 100 bin liraya kadar destek veriyoruz Işık, doktora ve yüksek

lisans yapan temel bilimler mezunlarının gelir vergisi indiriminden daha fazla faydalanmasının önünü açan bir düzenlemeyi de hayata geçirdiklerini anımsatarak, artık Türkiye’de bulunmayan nitelikli yabancı uyrukluların Ar-Ge ve Tasarım Merkezlerinde çalışmalarının önünü açtıklarını ifade etti. Teknoloji Geliştirme Bölgelerinde yer alan veya teknogirişim desteğiyle kurulan şirketlere, doğrudan girişim desteği sağlayan firmalara vergi indirimi kolaylığı getirdiklerini söyleyen Bakan Işık, “Türkiye’de teknogirişim yeni koşmaya başladı. İnanıyoruz ki bu noktadaki hızımızı artıracak. Teknogirişim sermaye desteğiyle gençlerimizin teknoloji alanında kurmak istedikleri şirketlere 100 bin liraya kadar destek veriyoruz. Bu düzenlemeyle 100 bin lira olan destek limitini, 500 bin liraya kadar çıkarma yetkisini Bakanlık olarak aldık. İlk etapta 150

bin liraya çıkaracağız ama bunu ihtiyaca göre artırma artık bakanlığın yetkisinde” dedi. Işık, üniversite-sanayi iş birliği faaliyetlerinde bulunan öğretim üyelerinin bu faaliyetlerinden elde ettikleri gelirlerden gelir ve damga vergisi kesintisi yapılmasına son verdiklerini, döner sermaye kesintisini de yüzde 15’le sınırladıklarını hatırlattı. Öğretim üyelerinin Ar-Ge ve Tasarım Merkezlerinde kısmi süreli ya da sürekli çalışabilmelerinin de önünü açtıklarına değinen Işık, Ar-Ge ürünleri için İş Bitirme Belgesi yerine geçen Teknolojik Ürün Deneyim Belgesi verdiklerini aktardı. Patent Kanunu’nun da şu anda kamuoyu görüşüne açıldığını anlatan Işık, ilgilenen kişilerden düşünce ve önerilerini paylaşmasını istedi. Bakan Işık, Üretim Reform Paketi üzerinde de çalıştıklarını aktararak üretimin önündeki tüm engellerini kaldırmak ve gelecekteki üretime bugünden Türkiye’yi hazırlamak için çabaladıklarını dile getirdi.

Türkiye’nin Sanayi 4.0’ı ıskalamaması gerek Işık, Türkiye’nin 1’inci, 2’nci ve 3’üncü sanayi devrimini kaçırdığını belirterek, konuşmasını şöyle tamamladı: “Dünya 4’üncü sanayi devrimine hızla ilerliyor. 4’üncü sanayi devrimi dijital teknolojilerin üretimde çok yoğun kullanıldığı ve en az iş gücüyle en çok üretimin yapıldığı sanayi devrimi. Burada artık mavi yakalıların sayısı çok azalıyor, beyaz yakalının sayısı artıyor. Bunun için bizim iş gücümüzü buna uyarlamamız lazım. Türkiye’nin bu defa da bunu ıskalamaması, yine tribünde seyirci olmaması, sahada oyuncu olması lazım. 17 Şubat’taki Bilim ve Teknoloji Yüksek Kurulu (BTYK) toplantımızda Sanayi 4.0 devrimiyle ilgili önemli kararlar aldık. Bu konuda çalışmalara devam edeceğiz. Hedefimiz şu; Türkiye artık orta gelir tuzağında devam eden bir ülke olmasın. Türkiye artık yüksek teknoloji ürünleri ihraç eden, katma değeri yüksek ürünlere yoğunlaşan, halkına ve çalışanına daha fazla refah getiren, ülke olarak da her alanda orta kararlı bir ülke olmak yerine lider ülke, iddialı ülke olma konumuna ulaşsın.”

MÜSİAD ve DEİK’ten bilişim işbirliği MÜSİAD Bilgi Teknolojileri Sektör Kurulu, 25 Şubat 2016 günü DEİK - Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu Başkanı Ömer Cihad Vardan’ı makamında ziyaret etti. Ziyarete; Bilgi Teknolojileri Sektör Kurulu Başkanı İhsan Taşer (Medyasoft), Bilgi Teknolojileri Sektör Kurulu Başkan Yardımcısı Mustafa Kamil Sağıroğlu (Erlab), Bilgi Teknolojileri Sektör Kurulu Üyesi Bekir Erdoğan (Tesan) ve Sektör Kurulları ve İş Geliştirme Koordinatörü Halil İbrahim Yılmaz katıldı. Bilgi Teknolojileri Sektör Kurulu Başkanı İhsan Taşer, sektör kurulu olarak hazırladıkları “2016 Teknoloji Eğilimleri” başlıklı sektörel bülteni takdim ederek bilgi teknolojileri sektörünün hem kendi başına hem de bütün sektörlere yönelik katma değer üretmesi bakımından

Türkiye için hem stratejik öneme sahip olduğunu hem de 2023 hedeflerinin desteklenmesi açısından kritik bir rol üstlendiğini belirtti. Devletin de bu önemin bilincinde olarak, AR-Ge ve ileri teknoloji konusunda

önemli teşvik ve destekler açıkladığını, bu yaklaşımla bilgi teknolojileri şirketlerinin katma değerli ürün ve hizmetle geliştirme imkânına sahip olduklarını söyleyerek, bu ürün ve hizmetlerin dış pazarlara açılması ve tanıtımında DEİK’le

işbirliğini artırmak istediklerini söyledi. DEİK Başkanı Ömer Cihad Vardan ise, “DEİK olarak kamu, sivil toplum ve özel sektör işbirliği ile bölgesel ve küresel düzlemde ekonomik ve siyasi gelişmelere yön

verebilecek, makroekonomik istikrarı yakalamak için küresel rekabet gücüne, lider girişimcilere ve markalara sahip, yüksek teknoloji üretebilen, yenilikçi, dünya ticaretinde önemli pay sahibi, dünyanın başlıca yatırım, finans ve AR-GE merkezlerinden biri olan ve her alanda çağdaş standartları uygulayan bir ülke olmak için çalışıyoruz” dedi. Ömer Cihad Vardan, her sektörde oluğu gibi bilgi teknolojileri sektöründe de işbirliğine açık olduklarını, bu alanda çalışmalarının olduğunu ve bunların artırılması ve dış pazarlarda iş geliştirme faaliyetleri noktasında MÜSİAD üyeleri ile yakın çalışmak istediklerini ifade etti. Toplantıda MÜSİAD Bilgi Teknolojileri Sektör Kurulu ile DEİK’in ilgili organlarının birlikte çalışarak projeler geliştirmesi kararı alındı.


Koton, müşteri memnuniyetini Samsung ile artırdı Koton, ülke geneline yayılmış mağazalarının Kurumsal TV’ler ile yeniden tasarlanması kapsamında Samsung ile verimli bir iş birliği gerçekleştirdi.

Mağazalar daha dinamik hale gelecek Dijitalleşen dünyada medyanın müşteriye hızlı bir şekilde ulaştırılması gerektiğini belirten Koton

Hakan Uçar

Koton BT Direktörü

Ü

kadar değerlendirdi.

Koton, 24 ülkedeki mağazalarında

memnuniyetini önemli ölçüde

mağazalarının

Koton, hızlı bir karar

kampanyalarını ve ürünlerini

artırmayı başardı.

müşterilerine çok daha hızlı

İş birliği devam edecek

ile yeniden tasarlanması

bu doğrultuda bunun bir “iş ihtiyacı” olduğunun

lke genelindeki Kurumsal TV’ler

BT Direktörü Hakan Uçar,

mekanizmasına sahip olan moda sektöründe, rakiplerinden geri

bir şekilde müşterileriyle

altını çizdi. Önceleri dev afişler, mağaza mankenleri ve reklam kampanyaları gibi orta

Samsung ile yapılan iş birliği

ve uzun vadede sonuç

ile beraber müşterileriyle çok

verebilecek çözümlerle

daha sıkı ve hızlı bir iletişim

müşterilere ulaştıklarını

kurma imkanı yakalayan

ifade eden Uçar, Samsung

Koton, önümüzdeki süreçte

ile gerçekleştirdikleri

de Samsung ile çalışmayı

işbirliği ile Koton

ve ürünlerini çok daha verimli

düşünüyor. Bu doğrultuda

mağazalarına yerleştirilen

bir şekilde tanıtarak, müşteri

Samsung ile birden fazla

dijital ekranlarla beraber

platformda çalışmayı

müşterilere yeni ürün

Samsung ile yakalanan olumlu sinerji

planladıklarını ifade eden

ve kampanyalarını anlık

Koton BT Direktörü Hakan

olarak ulaştırabildiklerini

Uçar, Kurumsal TV ekranlarının

söyledi. Uçar sözlerini şöyle

Önceki dönemlerde yapılan projelerde sistemde

alan 8 ila 12 arası reyon farklılıkları var. İş süreçleri

bu işbirliğinin ilk adımını

sürdürdü:

yaşanan sorunlar, cihazlarda yaşanan sorunlar,

bizim için oldukça kompleks bir şekilde devam

oluşturduğunu söyledi. İlerleyen

yönetimsel ve teknik zorluklar yaşayan Koton,

ediyor ve bu süreçleri çok dikkatli bir şekilde

süreçte bu ekranlara farklı

Samsung ile hızlı bir çalışma sürecinden

yönetmemiz gerekiyor. ” diyen Koton BT Direktörü

teknolojik çözümlerin entegre

geçti. Samsung ile yakaladığı olumlu sinerji ile

Hakan Uçar, konuya şu şekilde devam etti:

edileceğini dile getiren Uçar,

mağazalarında yönetimsel olarak önemli işlere

“Geniş bir coğrafyaya yayılan mağazaları ve

mağaza içerisinde müşteri

imza atan Koton, geniş bir coğrafyaya yayılan

birbirinden tamamen farklı reyon yapılarını

memnuniyetinin en üst seviyeye

mağazalarını dijitalleştirme konusunda hızlı ama

göz önüne aldığımızda çok fazla bileşen ortaya

sağlam adımlar attı.

çıkıyor. Bu kompleks yapıyı yönetecek iş modelini,

çıkması için Samsung ile yeni

Mağazalarında farklı reyonlara sahip Koton, bu

minimum hata ile yönetebilme mottomuz,

mağazalarda kullandığı farklı kurumsal TV’ler

projenin ilk aşamasının biraz uzamasına neden

ile müşterilerine hem anlık kampanyalarını

oldu. Fakat doğru planlamalar ve iletişim ile

tanıtma fırsatı yakalarken, hem de reyonlardaki

bu süreci mağazalarımızda peşi sıra yerleştirdik.

kreasyonları müşterilerine ulaştırma konusunda

Samsung ile gerçekleştirdiğimiz bu süreçte önemli

önemli bir hıza sahip oldu.

bir sorun ile karşılaşmadığımızı, bu süreci başarılı

“24 farklı ülkede oynatılacak içerikler farklı,

bir şekilde ve iş birliğinden oldukça memnun

bununla birlikte 400’den fazla mağazamızda yer

olduğumuzu belirtmek isterim.”

projesinde Samsung ile iş birliği kalmamak ve yeni oluşturulan yapan Koton, bu yola çıkarken kampanyalarını müşterilerine müşterilerine en kaliteli hizmeti daha iyi tanıtmak için Samsung sunabilme, keyifli ve verimli bir ile verimli bir iş birliği alışveriş deneyimi yaşatabilmek gerçekleştirdi. Bu doğrultuda için Samsung’un sunduğu Samsung’un Kurumsal TV’leri ile teknoloji fırsatlarını sonuna

mağazalarını yeniden tasarlayan

buluşturmaya başladı. Bu süreçle birlikte önemli bir maliyet avantajı sağlayan Koton, Samsung’un sunduğu Kurumsal TV çözümleriyle birlikte müşterilerine kampanyalarını

projeler üzerinde çalıştıklarının altını çizdi.

“İhtiyaçlar belli olduğunda seçim yapmak da bir o kadar kolaylaşıyor. Bu doğrultuda Koton’u ve iş ihtiyaçlarını düşündüğümüzde, bütün yollar bizi Samsung’a çıkardı. Gerek Türkiye’deki servis ağı, gerekse de uluslararası bir şirket

Samsung Kurumsal Satış

olması Samsung’u bizim

Müdürü Turgay Bora ise Koton

öne çıkarırken, Samsung’un

ile Samsung arasında başlayan

bize olan yaklaşımı ve

ve hacmi hızla büyüyen iş

ihtiyaçlarımızı iyi analiz

ortaklıklarını farklı ürün

ederek sunduğu çözümler,

gruplarında da sürdürmek adına

bizi Samsung ile çalışma

çalıştıklarını belirtti.

konusunda ikna etti.”


8

BThaber

E-TOPLUM

7 - 13 MART 2016

Edip Emil Öymen edip.oymen@gmail.com

Ne ka BİT, o ka akıllı şehir

Bloomberg İnovasyon İndeksi 2016 Geçen yıl 50 ülke arasında 35’inci olan ülkemiz, bu yıl bir basamak aşağıda 36’ıncı sırada. Ama komşularımız kaliteli: Üst katta Luxembourg oturuyor. Alt katta Hong Kong. AB’nin dijital şampiyonu Estonya bile 34’üncü katta. Yani, “iyiyiz.” Ama tabii, 50 katlı gökdelenin en üst katlarında hep aynı isimler: Güney Kore, Almanya, İsveç, Japonya, İsviçre... Bu katlarda oturanlar yerlerinden memnun, kımıldamaya niyetleri yok. Taa altlarda sokak seviyesinde ise Kazakistan, Arjantin, Fas, Tayland. Bunlara bakınca bizim durum “iyi” yani. Memnun olmalıyız. Klasik deyimle, “yerimizi koruyoruz.” İndeks 7 ölçüte dayanıyor. Ülkemiz, en iyi puanı GSYH’de kişi başına düşen imalat sanayii katma

değeri ölçütünden aldı: 50 içinde 20’inciyiz. Ama Ar-Ge yoğunluğunda 34’teyiz. Ar-Ge araştırmacı yoğunluğunda 44. Üretimde 41. İleri teknoloji yoğunluğunda 30. Üniversite eğitimine katılım ve mezunların istihdam oranlarında verimlilikte 38. Patent etkinliğinde (başvuru sayıları) yine 30. İndeks, patent sayılarına ve bu patentlerin hangi konularda alındığına bakmamış. Esas, onlara bakmak lazım. Yine Bloomberg’in Şubatta yayınlanan Sefalet İndeksi’ndeki (Misery Index) yerimiz ilk 10 içinde 8’incilik. Geçen yıl da aynı sıradaydık. En berbat durumda olan Venezuela, sonra Güney Afrika, Yunanistan. Bloomberg bu listeyi istihdam-işsizlik ve tüketici fiyatları, enflasyon gibi ölçütlere göre hazırlıyor.

Eğer bir şehrin binalarının duvarlarına, sokak lambalarına, elektrik direklerine takılan on binlerce sensörle, ışığın, gürültünün, hava kirliliğinin, trafik akışının düzeyi ölçülüyorsa... Eğer taksi, otobüs, tramvay, polis araçlarının bulundukları konum (yarattıkları trafik) otomatik olarak bir merkeze bildiriliyorsa... Eğer parklar, aydınlatmayı düzenlemek, enerji tasarrufu sağlamak, sulamayı kontrol için M2M/IoT teknolojisinden yararlanıyorsa... Eğer, şehirde arızalanan yerlerden, yetkili makamlar M2M/IoT ile haberdar oluyorsa ve gereğini yapıyorsa... Eğer, çöpler, cinsine göre farklı konteynerlere konuyorsa, bu iş ciddi bir şekilde denetleniyorsa, ve eğer, çöp toplayıcı, sadece boşaltması gereken gereken konteyneri boşaltıyorsa... Eğer, veri hizmet birimleri, gelen bütün verileri işleyerek, şehrin planlamasını oluşturuyorsa... Eğer, akıllı telefon kullanan vatandaş, bir uygulamayı kullanarak, yetkilileri, şehirde çalışma yapılması gereken yerler hakkında bilgilendiriyorsa, ve o yetkili makam, bunu ciddiye alıp işi takip ediyorsa... Bu ve bunun gibi, burada sıralamaya yer kalmayan başka yöntemlerle birlikte o şehir “akıllı şehir” sayılabiliyor... Yoksa, sadece trafik akışını hızlandırarak bir şehir akıllanmıyor. Bir kaç tanımdan bir tanesi şöyle: Bilgi ve iletişim

teknolojilerini, şehri yaşanabilir, çalışılabilir, sürdürülebilir kılmak için kullanan şehre akıllı denilir. Akıllı şehir, birbirine bağlı, ölçümleme amaçlı kullanılan akıllı cihazlardan gelen verileri gerçek zamanlı veya geleceğe dönük yenilikçi karar süreçlerinde kullanan şehirdir. Kısacası, işin içinde BİT yoksa, o şehirde akıl noksandır. Ne kadar çok BİT = o kadar çok veri analizi = o kadar çok akıl. En üstte sıralı özellikler, AB’de akıllı şehre örnek gösterilen İspanyol Santander hakkında Der Spiegel’den, alttaki tanım ise Ankara merkezli Novusens Akıllı Şehirler Enstitüsü, Türkiye Bilişim Vakfı, İTÜ Bilgisayar Mühendisliği, Mastercard ve Intel ortaklığında hazırlanan Türkiye Akıllı Şehirler Hazırlık

Değerlendirme Raporu’ndan uyarlama. Bu sivil toplum-akademi-özel sektör işbirliğiyle hazırlanan ön raporu, Türkiye Akıllı Şehirler Yol Haritası ve Stratejisi izleyecek. İşte o zaman, akıllı şehir nedir, nasıl yapılır, kim yapar gibi soruların yanıtı nihayet derli toplu elimizde olacak. Ve tabii, belediyelerin, hükümetlerin yapması gereken ev ödevleri de bir liste halinde çıkacak. Şimdiki rapordan ilk ipucu: Vatandaşı, akıllı şehir oluşturma sürecine katmayan, onun bu konulardaki görüşlerini, önerilerini dikkate almayan her girişim eksik kalır. Kamu verisini vatandaşla paylaşmadan (açık veri olmadan), işe yarayacak fikirler, daha açıklanmadan çöpe gider, fırsat kaçar, yazık olur.

efektini bu işin uzmanı İngiliz Andrew Whitehurst yarattı. Öyle ki, Alicia’nın genç ve güzel yüzüyle birlikte, batın bölgesindeki saydamlıkta yanıp sönen ışıklar sanki çok doğalmış gibi “görünüyordu.”

2014’te “Her” adlı filmde, işletim sistemi Samantha’yı Scarlett Johansson seslendirmişti. Filmde görülmediği, sadece duyulduğu halde Roma Film Festivali’nde Johansson, en iyi kadın oyuncu seçildi! Şimdi de Ava rolündeki Alicia Vikander, seyirciye (ve Caleb’e) robot değil, çok güzel, cazip ama tehlikeli bir kadın olarak görülüyor.

Yapay zekaya Oscar Geçen yılın bilimkurgu filmi “Ex Machina”, 2016 En Başarılı Görsel Efekt Oscarı’nı aldı. Filmin başlığı, “bir araç veya makine vasıtasıyla” anlamına geliyor. Türkiye’de gösterim tarihi şimdilik belirsiz. Öyküsündeki temel şöyle atılmış: Dünyanın en büyük arama motorunu icat eden Mr Garland, aynı zamanda, dünyanın en ileri yapay zekalı robotunu da yapar. Şirketinde çalışan “bilişim ineği” Caleb’i, malikanesine

bir görevle davet eder: Caleb, en gelişkin robot Ava ile sohbet edecek, ve onu Turing Testi’nden geçirecek. Yani: Robot bir makine midir? Yoksa, kendi “zihni” var mıdır? İnsan gibi düşünebilir, davranabilir, hatta duygu gösterebilir mi? Eğer, insandan “farkı farkedilmiyorsa,” Turing Testi’ni geçecek. Caleb’in karşısına, Asimo değil, tam tersine seksi, çok güzel, mükemmel zeki, “adeta” insan gibi robot Ava

çıkar (Ava rolünde İsveçli Alicia Vikander, başka bir rolde en başarılı yardımcı oyuncu ödülü aldı). Caleb, Ava’ya tutulur. Hele Ava, üzerine kadınsı giysiler giyerek Caleb’in karşısına çıkınca! Ava’nın görsel


İşletmeler için Pazarlama Çözümleri yarinahazirim.com’da Siz de Dijitalleşme Endeksinizi ölçün, Mobil Reklam’dan Toplu SMS ve MMS Servislerine kadar işletmeniz için gereken tüm çözümleri öğrenin.

yarinahazirim.com

To

p

lu

E-

il

sta

M

ob

kl Re

Po

Vodafone

am

To p l u S M S v e To p l u MM

S Se r

v

is

le

ri

İşOrtağım Yarinahazirim.com’da yer alan Vodafone Dijitalleşme Endeksi uygulaması, işletmenizin en verimli şekilde çalışması için gerekli olan teknolojik çözüm ve hizmetlere olan ihtiyacınıza göre puanlama (Vodafone Dijitalleşme Endeksi) yapan web ve mobil tabanlı bir uygulamadır. Vodafone ve Accenture işbirliği ile geliştirilmiştir. Uygulamadan yararlanmak için hizmet kapsamında kullanılacak bilgilerin Vodafone çözüm ortağıyla paylaşılmasına muvafakat edilmesi gerekmektedir.


10

BThaber

BİLİŞİM DÜNYASI

Haber Merkezi İletişim çağında şirketleri rakiplerinden ayıran en önemli nokta, sahip oldukları bilgi. Şirketleri öne çıkaran ise bu bilgiyi yönetebilme becerileri. Kurumlarda her gün dağ gibi biriken bilgiler ve dokümanlarla başa çıkmanın yolu doğru bir bilgi doküman yönetiminden ve bu sisteme sahip olmaktan geçiyor. Bilgi ve doküman yönetimi sistemleri artık büyük kurumlardan küçük ve orta işletmelere kadar günlük yaşamın bir parçası haline geldi. Kurumların dev altyapıları üzerinde çalışan sistemlerden bulut tabanlı çözümlere kadar çok çeşitli bilgi ve doküman yönetimi uygulaması karşımıza her gün çıkıyor. Artık kurumlar bir bilgi ve doküman sistemine ihtiyaç duyup duymadıkları değil, hangi çözümü daha verimli kullanabileceklerini tartışıyorlar. Standartlar, yasal düzenlemeler, zorunluluklar, uyum, dokümanlara hızlı erişim ve yedekleme gibi başlıklarda yüksek performans ve güven arıyorlar. 25 Şubat’ta Hilton İstanbul Bosphorus Convention Center’da gerçekleşen Bilgi ve Doküman Yönetimi Teknoloji Platformu’nda bilgi ve doküman yönetiminin döngüsü, dijital dönüşüm ve içerik yönetimindeki yeni yaklaşımlar, e-ticarette dijital belge ve bilgi yönetimi, bulutta bilgi paylaşımı ve elektronik belgelerle yaşamanın nasıl bir şey olduğu gibi konular konuşuldu. Katılımın yoğun olduğu etkinliğin sonunda izleyicilere Canon ve Quadro’dan hediyeler verildi. Açılış konuşmasını Bilişim Zirvesi Genel Müdürü Neslihan Aksun gerçekleştirdi. Aksun, bilgi ve doküman yönetiminin öneminden bahseden konuşmasının ardından etkinlik

7 - 13 MART 2016

Bilgi ve doküman yönetiminde yeni eğilimler Bilişim Zirvesi tarafından düzenlenen 25 Şubat’ta Bilgi ve Doküman Yönetimi Teknoloji Platformu ile Finansta Dijital İnovasyon Teknoloji Platformu paralel salonlarda gerçekleştirildi.

Canon Eurasia Genel Müdürü Wilbert Verheijen

hakkında izleyicilere bilgi verdi. Sonrasında sözü Canon Eurasia Genel Müdürü Wilbert Verheijen’a bıraktı. Wilbert Verheijen, Canon’un görüntü yakalama ve görüntüleri yazdırma sistemleri konusunda bilgi verdi. Canon, yazıcı, tarayıcı, fotoğraf makinesi, kamera dahil olmak üzere oldukça geniş bir ürün yelpazesine sahip. Doküman yönetimi pazarında 2015’te Türkiye’deki pazar payında birinci sırada yer alan Canon’a göre bilgi hacmi yıldan yıla yüzde 56 büyüyecek. Verheijen’dan sonra kürsüye

Sahibinden.com Servis ve Müşteri Deneyimi Yönetim Müdürü Elif Kavran çıktı. Kavran, Sahibinden. com’un e-arşiv faturaya, e-devlete ve e-faturaya nasıl geçtiğiyle ilgili detaylı bilgi verdi. Basılı faturaların büyümekte olan bir şirkette oluşturduğu yüke değinen Kavran, e-arşiv faturanın ulaştırma sorunlarına çözüm getirdiğini, operasyonel verimlilik sağladığını, müşteri memnuniyetini artırdığını ve maliyet tasarrufu sağladığını belirtti. Sahibinden.com’un e-arşiv faturaya geçişini adım adım anlatan Kavran, yıllık 300 bin sayfa defter, 2 çalışan, fatura başına 2 TL kargo bedeli ve süreç maliyetlerinden tasarruf ettiklerini söyleyerek müşteri memnuniyetinde yükselme ve müşteri şikayetlerinde azalma gibi sonuçlar elde ettiklerini sözlerine ekledi. Elif Kavran’ın ardından kürsüye Aksis Satış ve Pazarlama Grup Müdürü Mithat Göksel ve Aksis Ürün Yöneticisi Ali Yıldırım çıktı. Mithat Göksel, Aksis’in genel yapısından, başarılarından ve hedeflerinden bahsetti. Aksis’in akıllı içerik yönetimi, kayıtlı elektronik posta, doküman sınıflandırma ve veri işleme gibi geniş bir yelpazede hizmet verdiğini belirten Göksel’den sonra sözü Ali Yıldırım aldı. Yıldırım, yeni ürünleri Dox’tan bahsederek bu ürüne özel atanmış ekip olduğunu söyledi.

Bir elektronik belge yönetim sistemi olan Dox, mevcut belgeleri elektronik ortamda indeksliyor ve gelen – giden evrak yönetiminin yanı sıra oluşturulan belgenin gerekli yerlere dağıtımını sağlıyor. Elektronik belge yönetim sisteminin kurumlara sağladığı avantajlara da değinen Yıldırım, Dox’un fark yaratan özelliklerinden de bahsetti. Dox tanıtımının ardından kürsüye Bilkom İş Uygulamaları Uzmanı Seda Özeren ile Bimser Ürün Müdürü Onur Kızılyel çıktı. Onur Kızılyel, “Marmaray” adı verilen projesinden bahsetti. eBA ürünüyle kağıtsız ofise nasıl dönüşülebileceğini ve ne gibi faydalar sağlayacağını anlatması için mikrofonu Seda Özeren’e devretti. Özeren, Bilkom’un iç yapısını tanıtan bir videoyu izleyicilerle paylaştıktan sonra Marmaray projesine duyulan ihtiyacın sebeplerinden söz etti. Marmaray projesinin sürecini özetleyen bir video daha görüntülendikten sonra, proje sonrası Bilkom’un hurda / iade sürecinde işlerinin ne kadar kolaylaştığını anlatarak konuşmasını bitirdi. Forrester Research, e-ticaret ve Dijital Stratejiler Direktörü Ömür Topaç, Forrester’ın müşteri odaklı stratejiler geliştirme konusunda araştırma ve danışmanlık hizmeti verdiğini söyleyerek konuşmasına başladı. Bilgi ve doküman yönetimini nasıl tanımladıklarından bahseden Ömür Topaç, Forrester’ın yaptığı anketlerin sonuçlarına dayanarak firmaların ve yöneticilerin doküman yönetimi ve içerik yönetimiyle ilgili duruşlarını, ihtiyaçlarını, yatırım alma kararlarının nedenlerini izleyicilere aktardı.

Eczacıbaşı Baxter Bilgi Teknolojileri Müdürü Utku Atak, Canon doküman ve baskı yönetimleri projesinden bahsetti. Eczacıbaşı Baxter’ın yüzde 50 Baxter – yüzde 50 Eczacıbaşı ortaklığı olduğunu söyleyen Atak, proje öncesinde çok sayıda yazıcı bulunan kurumlardaki yazıcı sayısını büyük oranda düşürmeyi başardıklarını aktardı. 119 yazıcıdan 17 cihaza düşülmesini sağlayan bu projeyle beraber tüm hizmetin devam ettirilebildiğinin bilgisini verdi. Tek cihaz tipi, tek yazılım ve tek sürücüyle hizmet verdiklerini söyleyen Atak, konuşmasını sonlandırdı. Bir sonraki konuşmayı Sinpaş GTO Bilgi Teknolojileri Müdürü Hakan Cem Topal gerçekleştirdi. Sinpaş’ın genel yapısından bahseden Topal, sonrasında bulut bilişim projeleri hakkında bilgi verdi. Bulut bilişim altyapısı üzerinde kullanılan doküman yönetimi sisteminin ayrıntılarından söz eden Topal, bulut bilişimin Sinpaş’a sağladığı faydalara da değindi. Bulut bilişimden insanların korkmaması gerektiğini söyleyen Hakan Cem Topal, bütün teknolojilerin buluta doğru yöneldiğini ve artık kurumların buluta yatırım yapmaları gerektiğin belirtti. Doküman yönetim sisteminin bulut bilişimin konularından bir tanesi olduğundan söz eden Topal, BT olarak bütün iş süreçlerine daha fazla vakit ayırabilmek için bulutu kullandıklarını söyledi. Platformun son sunumunu Milli Kütüphane Yönetim Bilgi Sistemleri ve Bilgi İşlem Şube Müdürü Hakan Ünlü gerçekleştirdi. Kitap, dergi, harita gibi çok sayıda içeriği dijital ortama aktarıp muhafaza etmeyi ve aynı zamanda kolaylıkla erişilebilmeyi hedefleyen dijital kütüphaneden bahseden Ünlü, sesli kitapların, konuşan kitaplığın ve kayıtlı taş planların da dijital kütüphanede yer aldığını söyledi. Arama konusunda OCR, OLR ve nesne tarama gibi yöntemlerden faydalanıldığını anlatan Hakan Ünlü, konuşmasını sonlandırdı. Hakan Ünlü’nün ardından bir iletişim arası verildi. Hemen sonrasında BThaber Gazetesi Yayın Koordinatörü Ayhan Sevgi’nin moderatörlüğünde bir panel gerçekleşti. Sevgi, Aksis Satış ve Pazarlama Müdürü Didem Demirkaya, Forrester Research, e-ticaret ve Dijital Stratejiler Direktörü Ömür Topaç, Canon Euraisa İş Geliştirme Müdürü Sinan Karabacak ve Milli Kütüphane Yönetim Bilgi Sistemleri Bilgi İşlem Şube Müdürü Hakan Ünlü’ye bilgi ve doküman yönetimiyle ilgili sorularını yöneltti. Panelin ardından etkinlik sona erdi.


BThaber 7 - 13 MART 2016

BİLİŞİM DÜNYASI

11

Finansta dijital inovasyon Haber Merkezi Bilişim Zirvesi tarafından düzenlenen Teknoloji Platformları’nın ikinci ayağını ise Finansta Dijital İnovasyon etkinliği oluşturdu. Etkinliğin açılış konuşmasını gerçekleştiren Moka Ödeme Kuruluşu Genel Müdürü Selim Güsar, finansta 2016 yılındaki beklentiler konusunda bilgi verdi. Selim Güsar, finans teknolojileri konusunda şu öngörüleri paylaştı: “2016’nın en önemli eğilimlerinden biri de Fintech olacak. Bu konuda girişimcilerin sayısı da hızla artacak. 2016 yılında finans sektöründe açık platformlar hayatımıza daha çok girecek. Açık platformların API paylaşımları vasıtasıyla daha çok yaygınlaşması öngörülüyor. Dolayısıyla Fintech’ler bu ekosisteme daha fazla dahil olacaklar. 2016 yılında düzenlemeler de önemli bir role sahip olacak. Öne çıkacak alanlar ise ödeme sistemleri, para tahsilatları, para transferleri olacak. Ödeme sistemlerinde promosyon bazlı iş modelleri azalacak. İşyeri ve tüketici ihtiyacına yönelik çözümler hayata geçirilecek ve anlık kişisel tekliflerin yapılacağı bir dünya göreceğiz.” Brocade Türkiye ve Yunanistan Ülke Müdürü Feyyaz Atalay da sunumunda, tüm gelişmelere ayak uydurabilmek için güçlü bir sistem altyapısının olması gerektiğini belirterek, yeni nesil şebekeler ve yazılım tanımlı ağlı konusunda katılımcılara bilgi verdi. Daha sonra söz alan Vega Bilgisayar Hizmetleri Genel Müdürü Okan Emir de bankacılık yasal raporlama çözümlerinde başarı hikayeleri başlıklı bir sunum gerçekleştirdi. VMware Türkiye İş Geliştirme Müdürü Ayhan Turhan da yazılım tanımlı ağlar ve ağ güvenliğindeki yeni eğilimler konusunda bilgi verdi.

Moka Ödeme Kuruluşu Genel Müdürü Selim Güsar

Brocade Türkiye ve Yunanistan Ülke Müdürü Feyyaz Atalay

Etkinliğin ikinci bölümünde ise gerçekleştirilen Finans Sektörünün Teknolojik Geleceği konulu panele konuşmacı olarak Moka Ödeme Kuruluşu Genel Müdürü Selim Güsar, Vega Bilgisayar Hizmetleri Genel Müdürü Okan Emir ve Viva Bilgi Teknolojileri İş Geliştirme Direktörü Mehmet Göktaş katıldılar. Müşterinin bankaya gelmesi devrinin bittiğini belirten Selim Güsar, özellikle giyilebilir teknolojilerin önümüzdeki dönemde bu sektöre önemli bir ivme kazandıracağı bilgisini verdi. Mehmet Göktaş da finans alanında teknoloji kullanımı konusunda önemli bir değişimin yaşandığını belirterek, şunları kaydetti: “Finans kuruluşları artık daha planlı ve standartlara uygun yatırım yapıyorlar. Bu da bizler

için önemli bir iş fırsatı yaratıyor. Diğer yandan gelişen dünyada güvenlik ve güvenilirlik konusu her geçen gün önem kazanıyor. Bankalar ve finans kuruluşlarının kendilerini modernize ederken yazılım tanımlı veri merkezlerine kavuşmakla ilgili birtakım dönüşümleri geçirmeleri gerekiyor. Yazılım tanımlı veri merkezi kurulması konusu güvenlik ile ilgili soruları yanıtlayabilmek için bir platform olacaktır. Finans kuruluşlarının bu konuda önceliklerini de belirlemesi gerekmekte.” Okan Emir ise “Hızlı ürün geliştirme bir bankayı diğerlerinden ayıracak önemli bir etken olacak. Müşteri açısından baktığınızda size özel hareket eden yaklaşımlar ön plana çıkmalı ve banka müşterisini tanımalı” dedi.


12

BThaber

BİLİŞİM DÜNYASI

7 - 13 MART 2016

Dijital dönüşüm kamudan başlamalı Haber Merkezi Hewlett Packard Enterprise, 24 Şubat tarihinde düzenlediği ‘Ankara Yazılım Zirvesi’nde kurumsal yazılım çözümlerini anlattı. HPE’nin bilgi teknolojileri konusunda uçtan uca sunduğu bütünleşik yazılım çözümlerini tanıttığı ‘Ankara Yazılım Zirvesi’nin açılış konuşmasını gerçekleştiren HPE Yazılım Ülke Müdürü Deniz Yobaş, 1 Kasım 2015 itibarıyla bu firmanın çalışanları olduklarını hatırlatarak “HPE olarak dünyada 8. büyük yazılım şirketiyiz” açıklamasını yaptı ve şunları ekledi: “HPE,

vizyon olarak 4 stratejik alan duyurdu: Dönüşüm, Koruma, Etkinleştirme ve Güçlendirme. ‘Dönüşüm’de hibrit bir altyapıdan, ‘Koruma’da dijital işletmenizin korunmasından, ‘Etkinleştirme’de iş yerindeki verimlilikten, ‘Güçlendirme’de kurumları veri odaklı güçlendirmekten söz ediyoruz.” 2015-2016’da dünyada kamuya 300bin civarında siber saldırı olacak IDC Kıdemli Analist Yeşim Araç, kamu kurumlarının yaşadığı başlıca zorlukların, dijital dönüşümle gelen

Siber ödeme başlığında yeniliklerin sonu yok BitCoin ve türevi siber ödeme alternatifleri 28 Nisan’daki Cyber Payments Forum’da ele alınacak. Ödeme sistemlerinde yeni teknolojilerin tanıtılacağı Cyber Payments Forum, Dijital Dönüşüm Derneği’nin ev sahipliğinde Kadir Has Üniversitesi’nde gerçekleştirilecek. Siber ödeme sistemlerinin bugününün ve geleceğinin ele alınacağı foruma sektörün küresel uzman isimleri, üst düzey yöneticiler ve girişimciler katılacak. Açılış konuşmasını BitCoin sisteminin geliştiricisi BitCoin Vakfı’nın Başkanı Jon Matonis’in yapacağı etkinlikte, BitCoin ve türevi siber ödeme alternatiflerinin mevcut finansal sisteme ne şekilde entegre edileceği partnera_09.02.2016_con.pdf

tartışılacak. Forum bu alandaki çeşitli girişimcilik uygulamaları ile mikro ödeme sistemleri ve paylaşım ekonomisine etkilerini de masaya yatıracak. Bugünün rekabet ortamında, hızla gelişen finans teknolojilerini siber ağların dijital, interaktif ve zamanmekân sınırlarını ortadan kaldıran dinamikleriyle birleştirerek, yenilikçi iş çözümleri geliştirebilen kurumlar ayakta kalabiliyor. Bu yorumu yapan Dijital Dönüşüm Derneği Başkanı İsmail Hakkı Polat, bu nedenle BitCoin ve türevi siber ödeme alternatiflerinin, sektörün en önemli gündem maddelerinden olduğuna dikkat çekti. 09:46 1 09/02/16

zorluklar olduğunu belirterek “Dijitalleşmeyle tasarruf beraberinde gelecek. Vatandaş istediği hizmeti istediği kanaldan alabiliyor olmalı. Türkiye’de de mobil hizmetler yükselişte. Büyük veri ve analitiğe olan ilgi artıyor” dedi. Yeni nesil siber güvenlikten de bahseden Araç, “2015 yılında dünyada kamuya 200 bin siber saldırı oldu. 2015-2016’da 300 bin civarında olmasını bekliyoruz. Güvenlik kurum çapında inisiyatif olmalı” ifadesini kullandı. Araç, “Ülkelerin yazılım tarafında yaptıkları, yazılım teknolojilerindeki

olgunluğu gösteriyor” diyerek “Bizim de bunu yakalamamız gerekiyor. Dijital dönüşüme kamu içinden başlıyor olmanız gerekiyor” şeklinde konuştu. HPE BT Operasyon Yönetimi hakkında bilgi veren HPE Yazılım Teknik Danışmanı Ali Doğru, “Kararlı bir altyapınız yoksa verimsiz bir operasyon yönetiyorsunuz demektir” değerlendirmesini yaparak sözlerini şöyle sürdürdü: “Amacımız sürekli ulaşılabilir ve çevik servisler sunmak. HPE olarak merkezileştirmeyi tavsiye ediyoruz, bunun kaliteyi artırdığını düşünüyoruz.”

HPE Yazılım Ülke Müdürü Deniz Yobaş

Kurumların veri analitiği yapmama lüksü bulunmuyor SAS’ın Ankara’da 25 Şubat’ta düzenlediği ‘Kamuda Veriden İnovasyona’ etkinliğinde; kamu kurumlarının inovasyona büyük veri ile nasıl yön verebileceği konuşuldu. SAS Türkiye Genel Müdürü Hakan Erdemli açılışta yaptığı konuşmasında; analitiğin önemine vurgu yaparak “Kurumlar, veriye ne kadar önem verirlerse doğru hamleyi o kadar iyi yapmayı başarıyorlar. Stratejik karar almada; verinin gücünden yararlanma, yöneticiler için büyük önem taşıyor. Biz de bu doğrultuda kamudaki faaliyetlerimizi artırmak istiyoruz” dedi. Merkez Bankası İstatistik Genel Müdür Yardımcısı Dr. Timur Hülagü, kamu olarak büyük veriye nasıl adapte olunacağına dair bir sunum gerçekleştirdi. Hülagü, “Büyük veri sadece bir hacim değildir. Değer üretemezseniz bir önemi

kültüründe hızla kapatmamız gereken bir açık var. Kurumların yarın veri analitiği yapmama lüksü olmayacak” açıklamasını yaptı.

Merkez Bankası İstatistik Genel Müdür Yardımcısı Dr. Timur Hülagü olmaz. Adapte olabilmek için; donanım, yazılım ve insan kaynağı ayakları çok önemli. Türkiye’de 193 üniversitenin sadece 17’sinde istatistik bölümü bulunuyor. Üniversiteler büyük veri çağını yakalamalı. Artık daha önce sorulmamış soruları sormak zorundayız. İstatistik

Birçok kurum raporlama yapıyor ama çok az kurum analitik yapıyor Analitiğin; bulgu, öneri ve öngörü olduğunu kaydeden SAS Türkiye Ankara Bölge Müdürü Tansel Okay, “Açık veri, inovasyonun güç çarpanıdır. Birçok kurum raporlama yapıyor ama çok az kurum analitik yapıyor” ifadesini kullandı. Okay, konuşmasını şöyle sürdürdü: “İnovasyon; fikrin uygulanmasıdır. Deney yapmak, inovasyonu tetikler. İnovasyon ancak soru sorarak gerçekleşir. En önemlisi, kurum içerisinde inovasyona dayalı bir kültür oluşturabilmektir. Her kritik sorunun yanıtını analitik ile daha iyi hale getirebiliriz.”

Kurumsal verimliliğin anahtarı bütünleşik süreçler C

M

Y

CM

MY

CY

CMY

K

Küresel kurumsal iş uygulamaları şirketi IFS, 23 Şubat’ta Raffles Otel’de yeni versiyonu IFS Applications 9’un Türkiye pazarına tanıtımı ile ilgili bir toplantı düzenledi. Yeni ürünün, ERP dünyasına dinamizm kazandıracağını belirten IFS Türkiye Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Ergin Öztürk, “Dünya ile rekabet edebilir Türk markaları yaratmak için işletmelerimizde teknoloji yardımı ile esnek, yalın ve verimli süreçler oluşturmak şart. IFS Applications 9 ile işletmeler tam kontrol, anlık veriler ve izlenebilir süreçler ile karar alırken, yararlanacakları

IFS Türkiye Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Ergin Öztürk etkin bir araç ile dijital dönüşüme uygun tam entegre süreçlere sahip oluyorlar” dedi. IFS Applications 9’un yeni mimarisi; sektörlere özel tasarlanmış

kullanıma-hazır çözümleri, görselliği en üst seviyeye taşıyan kişiselleştirilebilir arayüzleri, ERP sistemi içinde kullanıma hazır iş zekası çözümü, buluttan kullanılabilir web mimarisi ile öne çıkıyor. Öztürk, bu yapının yılın ikinci çeyreğinden itibaren Türk sanayisinde kullanılmaya başlanacağını ifade etti. “IFS Applications 9 ile dünyaca kabul görmüş iş süreçlerini şirketlerin rekabetteki farklılıklarını da göz önünde bulundurarak Türk şirketlerine uyarlıyoruz” diyen Öztürk, ürünün esnek ve ölçeklendirilebilir olmasının avantajına işaret etti.



14

BThaber

BİLİŞİM DÜNYASI

7 - 13 MART 2016

Büyümenin sırrı yurtdışı yatırımlar Teknolojiyi kullanma konusunda oldukça başarılı olan Türkiye, Ekrem Uçman iş teknolojiyi üretmeye gelince pek de başarılı bir tablo ortaya koyamıyor. Ortaya çıkan bu tabloyu değiştirmek isteyen şirketlerden biri de Proline. Katma değerli ürün geliştirme konusunda önemli çalışmalar gerçekleştiren ve bu teknolojileri yurtdışına çıkarabilen Proline CEO’su Mehmet Doğanyiğit ile sektördeki durumlardan, Proline’ın gelecek planlarına uzanan bir sohbet gerçekleştirdik. n İlk etapta Proline’daki son durumdan ve üzerinde çalıştığınız projelerden söz edebilir misiniz? Geçtiğimiz yıl Türkiye’nin içerisinde bulunduğu belirsizlik ortamı Proline’ı da etkiledi. Türkiye pazarında beklediğimiz rakamların altında bir performans gösterirken, yurtdışı operasyonlarımızın başarılı çizgisiyle birlikte geçtiğimiz seneyi yüzde 48 büyümeyle kapattık. Ulaştığımız bu rakamlar, 5 sene kadar önce aldığımız yurtdışına açılma planının ne kadar önemli olduğunu bir kez daha ortaya koyuyor. Yurtdışı operasyonlarımızı biraz açmak gerekirse, Katar’da ve Pakistan’da operasyonlarımız bulunuyor. Özellikle Katar’da gerçekleştirdiğimiz çalışmalar oldukça dikkat çekici ve şirketimizin vizyonunu tam olarak ortaya koyuyor. 2,5 yıl önce aldığımız Katar’ın şehir güvenliği projesini Ekim ayında tamamlamayı başardık. Projeye verdiğimiz destekleri sürdürdüğümüz gibi yine Katar’da kurumlara verdiğimiz yeni hizmetler bulunuyor. Özellikle akıllı şehirler konusunda Katar’da sürdürdüğümüz projeler, ülkemiz için de hem sağlam bir metodolojinin oluşmasına hem de büyük bir tecrübe birikiminin elde edilmesine katkı sağlıyor. Pakistan’da hali hazırda 4 tane ofisimiz bulunuyor. Bunun yanı sıra son

Uzun süredir yurtdışı projelere ağırlık veren Proline, bu yatırımların meyvelerini toplamaya başladı. Zorlu geçen 2015 yılındaki yüzde 48’lik büyümenin ana etkeni de yurtdışı projeler oldu.

Üniversİte-Sanayİ el ele “Üniversiteler ile gerçekleştirdiğimiz ortaklıklar ve bu ortaklıklarla birlikte yaptığımız Ar-Ge çalışmaları hız kesmeden devam ediyor” diyen Mehmet Doğanyiğit, bu noktada Bahçeşehir Üniversitesi’nde açılan “Akıllı ve Güvenli Şehirler” adlı dersin önemine vurgu yapıyor. Doğanyiğit konuyu şu şekilde anlatıyor: “Geçtiğimiz Güz döneminde Bahçeşehir Üniversitesi’nde

aşamaya gelen tekliflerimiz var. Son aşamaya gelen bu tekliflerden de olumlu sonuçlar bekleyip, proje süreçlerinin başlamasını bekliyoruz. Katar ve Pakistan operasyonlarının yanı sıra Suudi Arabistan’da da devam eden çalışmalar var. Son olarak akıllı kimlik kartlarının etkin kullanımı üzerine önemli bir teklifimiz yer alıyor. Fakat son dönemde petrol fiyatlarında yaşanan dalgalanma ve ülke yönetimindeki değişiklik, projeyi halen askıda tutuyor. n Operasyonlarınız yer aldığı ülkelerdeki Türkiye algısından söz edebilir misiniz? Özellikle yazılım ve operasyon konularında oldukça pozitif bir Türkiye algısı olduğunu belirtmek isterim. Bu noktada bizden önce giden Türk inşaat şirketlerinin aldıkları projeleri başarılı bir şekilde teslim etmelerinin payını da yadsıyamayız. Türk şirketlerinin izledikleri ‘esnek’ iş süreç politikası, iş yapılan ülkenin şartlarına uyum sağlama konusunda önemli kolaylıklar sağlıyor. Bu da doğrudan doğruya Türk şirketlerin imajlarına olumlu bir şekilde yansıyor. Metodoloji konusunda Avrupalı şirketlere oranla eksikler bulunsa da, iş süreçlerinde sağladığımız esneklik ve yerel şartlara sağlanan uyum, Türk şirketlerini bu coğrafyalarda öne çıkartıyor.

hayata geçirilen ‘Akıllı ve Güvenli Şehirler’ dersine öğrenciler büyük ilgi gösterdi. Bu ilginin sonucu olarak Bahar döneminde de açılan derse önemli ölçüde ilgi gösterildi. Elektronik Fakültesi bünyesinde açılan ders kapsamında öğrenciler ilk dönemde Proline’dan arkadaşlarımızla birlikte çalıştılar. İkinci dönemde ise projeler hazırlayacak

n Türkiye’ye dönersek, ülkemizdeki çalışmalarınızdan ve sektördeki durumdan bahsedebilir misiniz? Proline olarak Türkiye’de kendi ürün portföyümüzü oluşturmak için çaba sarf ediyoruz. O tarafa baktığımızda CMMI konusunda uluslararası standart sağlayan üçüncü seviye olgunluk belgesini aldık. Bu belge, Ar-Ge merkezimizdeki gelişimizi de bir üst seviyeye taşıdı. Bunun yanı sıra finans, telekomünikasyon ve KOBİ’lere yönelik olarak geliştirdiğimiz önemli ürünlerimiz ve hizmetlerimiz bulunuyor. Sistem entegrasyon tarafında sanallaştırma ve iş süreçlerinin optimizasyonu konularında da çalışmalarımız var. Çeşitli şehirlerle gerçekleştirdiğimiz ve kendi yazılımlarımızı kullandığımız akıllı şehirlerin güvenliğine yönelik çözümlerimizle de Türkiye’deki kurumlara ve şirketlere destek olmayı sürdürüyoruz. Yurtdışındaki çalışmalarımız yansımalarını mutlaka Türkiye’ye de getirmeye çalışıyoruz. Merkezimizin de yer aldığı Türkiye’yi bir “mükemmellik odağı” haline getirmek istiyoruz. Bunu gerçekleştirirken de, strateji üzerine çalışan birimimizden, yayınladığımız dokümanlardan ve üniversiteler ile yaptığımız

olan öğrenciler, hem bizim ekosistemimize hem de kendilerine önemli katkılar sağlayacaklar. Üniversiteler ile gerçekleştirdiğimiz çalışmalar bununla sınırlı değil. Sahip olduğumuz biyometri laboratuvarını, üniversiteler belirli dönemlerde gelip kullanabiliyorlar. Bu noktada üniversitelere verdiğimiz destekleri sürdürmeye devam edeceğiz.

işbirliklerinden fazlasıyla faydalanıyoruz. n Şehir güvenliği konusu günümüzün gündem maddeleri arasında yer alıyor. Bu konuda yaptığınız çalışmalardan söz

edebilir misiniz? Konuya Türkiye özelinde bakmamak lazım. Akıllı şehirler ve güvenlik, dünyanın tamamını ilgilendiren, çok önemli bir konu. Kurumların ve şirketlerin, özellikle mahremiyet ve güvenlik arasındaki çizgiyi dikkatli bir şekilde çizmeleri gerekiyor. Bu yüzden güvenlik sistemlerinin en ince ayrıntısına kadar özel olarak tasarlanarak, hazırlanması büyük önem taşıyor. Güvenliğimizi sağlayacak olan bu sistemlerin doğru bir şekilde kurgulanmasıyla beraber elde edilen verilerin hayatlarımızı kolaylaştırması ve iş süreçlerimize katkıda bulunması gerekiyor. Biz de şirket olarak bu alandaki çözümlerimizi hazırlarken, bugünden planlayarak önümüzdeki yılları da kapsayacak bir şekilde hayata geçirilmesi gerekiyor. Bu şekilde şehirlerin kaynaklarını çok daha iyi kullanarak, vatandaşların hayatını çok daha rahat sürdürmelerine olanak sağlamayı amaçlıyoruz.

Proline CEO’su Mehmet Doğanyiğit



16

BThaber

BİLİŞİM DÜNYASI

TOFAŞ’ta 3 yıllık yatırım planı ekseninde birçok yenilik hayata geçti. Handan Aybars Bunların ilk akla geleni ‘konteyner veri merkezi’ yapısı. “Veriyi yönetmek ve iş sürekliliği adına bu çok önemli. Ne kadar az operasyonel maliyet ve ne kadar rahat yönetim olursa, BT ekibinin verimliliğini ve kendini geliştirmesini de sağlıyorsunuz” diyerek bu yatırımların ilk faydasını dile getiren TOFAŞ Türk Otomobil Fabrikası CIO’su Hakan Korkmaz, ikinci fayda olarak BT’nin sadeleşmesini gösterdi. Bu kapsamda farklı yazılım dilleri ve farklı sunucular depolama yapıları kaldırıldı. “‘Eski veri merkezimizi ne yapsak’ diye düşünürken, yeni bir veri merkezi yaptık ve 1 gecede taşıdık 2013 Ekim’inde. Bunun kalan kısmı ağ yapısını tamamladık 2013 yılında uçtan uca. 2014 yılında veri merkezini de toparladık ve 2015’te üstüne felaket kurtarma yapısı geldi” sözleri ile süreci özetleyen Hakan Korkmaz, yedeklilik, yüksek erişilebilirlik ve felaket kurtarma için yapılabileceklere odaklandıklarını vurguladı. Şirket yönetimi ve ortakların da onayını aldıktan sonra, bunun sabit bir felaket kurtarma merkezi olmaması gerektiği konusunda birleştiklerini ve bunun ‘mobil’ veri merkezi olmasına karar verdiklerini söyleyen Korkmaz, “Benim şahsi olarak 10-15 yıldır bu konuda yaptığım çalışmalar var. O zamanlarda bu uçuk bir fikir ve pahalı bir çözüm gibi algılanırdı. Fikri 2014 içinde olgunlaştırdıktan sonra 2015 ilk çeyreğinde ihale sürecine başladık. Teklifleri topladık ve Emerson ile yapma kararı aldık. Zagreb’de konteyner veri merkezini yaptırdık, TIR’la buraya geldi ve vinçle

7 - 13 MART 2016

Modernizasyon projesinde başarının kanıtları katlanıyor TOFAŞ Türk Otomobil Fabrikası, üç yıllık modernizasyon projesi kapsamında önemli yatırımları ve sektörel yenilikleri hayata geçirdi, bunların sağladığı avantajları görmek için çok beklemek de gerekmedi.

TOFAŞ Türk Otomobil Fabrikası CIO’su Hakan Korkmaz olması gereken alana bıraktık. 4-5 günde diğer ekipmanları konumlandırdık” diyerek bu yatırımdaki adımları paylaştı. Yatırım bütünü, sağladığı faydalar ve hedefleri konusunda Hakan Korkmaz sorularımızı yanıtladı:

demek. Konteynır veri merkezini tamamladık ve böylece felaket kurtarma ve yüksek erişilebilirlik de tamamlandı. Bursa fabrika ve İstanbul genel müdürlük arasında kesintisizlik sağladık. Veriyi yüzde 100 yedekliyoruz.

n Bu yapının avantajları neler? Kullanılan panellerden dolayı içerisi ve dışarısı arasında ısı transferi çok az. Yani güç verimliliği çok iyi. Yangın veya deprem gibi bir sorun olsa, en azından aynı şekilde fabrikaya buradan yürütmemiz için platformun bir benzerini ve fiber uçların çıkışlarını yaptık. Böyle bir durumda tek yapmamız gereken konteynırı alıp fabrikaya götürmek. Bu da esneklik

n Üç yıl boyunca atılan yatırım adımları başka neleri kapsıyor? Adımlarımızı üç başlıkta incelersek, 2012’de ilk geldiğim zaman organizasyonel anlamda ne yöne gideceğimizin kararını vermeye çalıştık. Böylece dışkaynak yöneliminden içeri alacağımız başlıklar olduğuna karar verdik ve organizasyonu düzenlemeye başladık, yazılım altyapısını içeri aldık. Bugün her şey dijital dönüşüm üzerine şekilleniyor. Bu dönüşümün belli alanlarda hem kural bozucu (disruptive) tarafı hem de elinizden geldiği kadarını dönüştürme mantığı var. Bu tüm sektörler için geçerli. Biz o günlerde, aslında bugünlerin geleceğini öngörmeye çalıştık. Bunu ortaya koyabilmek için bir ekibiniz olmalı. Bu nedenle Ar-Ge’de hangi başlıkları içeri almak gerektiği önem taşıyor. Örneğin dijital dönüşüm ofisi de bu yapılanmada olmalı. Çünkü ‘bu dönüşüm sadece BT’de olacak’ demek olmaz. Tüm şirketi kapsamalı, ama doğru bir kurgu ile…

Yenİ yatırım planları Altyapı var, artık gelin, bunun üzerine katma değer yaratacak farklılıkları koyalım. Bu katma değerin herkese faydası olacak. Sonrasında müşteri verisinin tekilleştirilmesi, farklı sistemlerdeki bilginin tek çatı altında toplanması müşteri bilgisinin ve ticari bilginin toparlanabilmesini sağlayacak. Dijital dönüşüm için elinizde belli düzende veri olması lazım. Bu, müşteri ve araç sahipliği bilgisini başından sonuna takip edebilmemiz için önemli. Bu verilerden farklı analizlerle farklı sunumlar ve kampanyalar yapabilirsiniz. Bu kapsamda veri mühendisleri

konusunda çalışmamız var. Tam olarak entegre veriyi alacak ve bize farklı başlıklar, iş dalları çıkartacak. İş odaklı olduğu kadar, veriyi de bu eksende yorumlayabilen, bu araçlarla farklı kampanya yönetimi, ürün yönetimi yapabilecek insanlara ihtiyacımız olacak. Müşteri deneyimi yönetimi birimimizde bu görevi yapan ekibimiz ve biz varız. BT tarafında bilgiyi yoğurabiliriz, ama bu bilginin nerede kullanılabileceği fikri, daha çok iş birimlerinden geliyor. Biz de öncelikle şirketin buna ihtiyacının olduğunu göstermeye çalışıyoruz.

n Yazılım ve uygulamaları nasıl bütünleştirdiniz? Çok farklı platformlarda ve farklı veritabanları üzerinde çalışan yapıları sadeleştirdik, ‘tek bir platform üzerinde bir framework üzerinde Java’da bu geliştirmeyi

yapalım, bunların hepsi bir sistem üzerinde çalışsın’ istedik. Baştan entegre bir sistemin bakımı da kolay, bunun üzerine kuracağınız çağrı merkezi de, CRM de bütünleşik. Ama bunu yapabilen çok firma olmadığı da bir gerçek. Biz yapabileceğimize inandık. ‘Application Modernization’ projemiz var ve eskiden beri yazdığımız tüm uygulamaları, şimdi bu yazdığımız framework üzerinde modernize ediyor, bunu tamamen iç kaynaklarla yapıyoruz. Bunun içindeki küçük modüllerimizi de bu framework üzerinde buluşturuyoruz.

yönetimi ile ilgili bir çalışma yapıyor, yani ürün seçmeye çalışıyoruz. Sonrasında kendimizin geliştirmesi gündeme gelirse, organizasyon çalışması ve yazılım çalışmalarını da başlatacağız. Tofaş’ın gelecek 10 yılını garanti edecek olan bir çalışma bence bu. Bir de, bizim asıl olmazsa olmazımız yeni model projeleri. Aegea’nın Sedan tarafında shop floor IT, üretim tesisindeki bütün PLC seviyesinin üstündeki yazılım ve donanım Bakım Müdürlüğü tarafından işletiliyordu. Bunun sorumluluğunu BT olarak üstlenme başarısını gösterdik.

n Yatırımda hangi seviyedesiniz? Bunun üstüne koyacağımız katmanı hazırlamaya çalışıyoruz. 2016’da benim önceliğim bu dijital dönüşüm içinde direkt görev almak ve şirketin önünü açacak fikirleri oluşturmaya çalışmak. BT içinde bunun prototipini ‘Fikrim Geldi’ başlığı ile yapıyorum. Bütün BT çalışanlarına bir e-posta attım ve ‘her hafta 1 saatimizi 7 yönetici arkadaşım ve ben, 10 dakikayı geçmeyecek biçimde fikirlerinizi bekliyoruz’ dedim. Bu fikirler BT ile ilgili de olabilir, şirkette yeni bir iş modeli de… Bunu ilk etapta BT içinde deneyimlemek istiyoruz ve fikirler geliyor.

n Yani Aegea bir dönüm noktası oldu? Evet. Şu anda 3 mühendis ve 11 teknisyen arkadaşımız bizim tüm üretim sistemlerinin desteğini verir hale geldi. Ar-Ge ve ürün geliştirme katmanlarından sonra, ‘üretim teknolojileri’ birimimiz var. Ürün seçimi ve hattın oluşturulması işinin her türlü ihalesi, süreç takibi, proje yönetimini, üretim teknolojilerini onlar yapardı. Bu sefer, ilk defa BT tarafını üretim teknolojilerinden ayırdık, BT süreçlerini biz yönettik. Hiç ama hiç problem yaşamadan Aegea’nın üretiminde tüm BT süreçlerini zamanından önce teslim edebilir hale geldik. Yeni ürünle beraber, yani hem Station hem Hatchback’te de benzer biçimde hat tarafında çok iş var. Oranın desteği ise bizim için çok önemli. BT tarafındaki bütün ürün geliştirmeler Andon panoda, tüm üretim hattını izlediğimiz bir yapıda. Arabanın üretimi sırasında oluşan tüm verinin hepsi bir kablosuz yapı ile çalışıyor ve her bir vidanın hangi tork ile hangi açıdan sıkıldığı bilgisini takip ediyoruz. Bunun kesintisiz çalışması, yedekli altyapısının kurulması, kablosuz yapının sorunsuz çalışması önemli. BT durursa üretim durmamalı. Bunu geçen yıl bir KPI haline getirdik. ‘Toplam yıl içinde BT kaynaklı duruş 600 dakikayı geçmeyecek’ hedefini koyduk ve yılı 420 dakika ile tamamladık. Bu altyapı ve üretim tarafındaki yazılımların da modernizasyonu ile birlikte hedefimiz 0 dakika. Yani üretimi durdurmayacak altyapıyı tesis etmek.

n Bu katılımcı yapının ne gibi faydaları var? Şirket üst düzey yönetimi ekibi ve onların fikirleri değerlendiriyor. Şirket genelinde de bunu yapabiliriz. Dijital Dönüşüm Ofisi için bir organizasyon çalışmamız var. Bunun yapılanmasını tamamlarsak, aylık hale getirebileceğimiz fikir şampiyonlarının kendilerini anlattığı bir yapıya sahip olabiliriz. Bu yapıda ekipler de kendilerini üst yönetime doğru tanıtma imkanı bulabilecek. Bu iş sürekliliği için de önemli, kişisel yetkinliklerinin gelişmesi için de. Böylece hem kurumsal katma değer yaratılacak hem de tüm çalışanların katma değeri artacak. n 2016 yılı planlarınız neler? Bayi Otomasyon Sistemi’nin yenilenmesi projesi var uzun soluklu bir çalışma. Master veri


17 BThaber

DOSYA

Kurumsal Dönüşüm ve ERP

e-Dönüşüm sürecinde yeni adımlar

Günümüz iş dünyasında rekabet artık kaçınılmaz ve bu süreçte her an tetikte olmak şart. Rekabet sürecinde başarının anahtarı her geçen gün maliyetleri düşürmek, Ayhan Sevgi yeni ürün ve hizmetler geliştirmek ve müşterileri beklentilerini sıkı takip etmekten geçiyor. Kısacası bir şirket yöneticisi iseniz başarı için her an dinamik bir yapıya ve ekibe sahip olmalısınız. Tabii bu yapının başarılı olabilmesinin temelinde de bilişim teknolojileri yatıyor. Şirketlerin teknolojiye giriş noktasını kurumsal kaynak planlama (ERP) yazılımları oluşturuyor. ERP sistemleri her geçen gün yeni modüller

7 - 13 MART 2016 www.bthaber.com

ile genişlerken, bu sürecin bir kültür değişimi olduğunu da unutmamak gerekiyor. 2000’li yıllara doğru başlayan ERP sistemlerine geçiş süreci artık büyük kurumların bu yatırımlarını tamamlamaları ve güncelleme süreçleri ile devam ediyor. Özellikle KOBİ olarak adlandırdığımız işletmeler ise bu yatırımlarda biraz geç kalmış olsalar da yeni nesil yöneticiler ile bunun farkına varmış durumdalar. Diğer yandan devlet tarafından, vergi süreçlerini düzenlemek amacıyla getirilen e-Fatura, e-Defter, e-Arşiv gibi uygulamaların da bu yatırımların bir devamı olduğunu ve sonuçta şirketlere verimlilik sağlayacak teknoloji yatırımları olduğunu da unutmamak gerekiyor.


18

DOSYA

BThaber

Kurumsal Dönüşüm ve ERP

7 - 13 MART 2016

e-Dönüşüm yatırım talepleri artmaya başladı Son dönemde kurumsal dönüşüm yatırımları ciddi bir talep görmeye başladı. Her ölçekten birçok örneğini gördüğümüz şirketlerin ortak hedefleri rekabet, sürdürülebilirlik, karlılık ve büyüme. Dönüşüm projelerinin artık şirketlerin olmazsa olmazı durumunda olduğunu belirten Detaysoft Müşteri Yöneticisi Aslı Öztürk, “Çünkü, sürdürülebilirlik alanında uzmanlaşmayı ve bunu rekabet avantajına dönüştürmeyi başaran şirketler pazar paylarını sürekli artırıyor. Şirketlerin yaşadığı sektörel zorlukları düşünürsek, daha kolay yönetilebilir süreçlere sahip olmanın getirdiği avantajlar, rakiplerinden bir adım öne geçmeyi sağlıyor” dedi. Öztürk, açıklamalarını şöyle sürdürdü: “Müşteri ziyaretlerimizde de kurumsal dönüşüm projelerinde üst yönetimlere bu projelerin önemini anlatıyor, sahiplenmelerini bekliyoruz. Küçük & orta ölçekli firmalarda artık bu dönüşümlerin gerekliliğin farkında

ve yönetim, süreç sahiplerinin bu farkındalığı daha başarılı projeler üretmemizi sağlıyor. Şirketleri ve iş yapış şekillerini köklü bir şekilde etkileyecek olan sürdürülebilirlik uygulamaları şirketlere ve sektörlere göre farklılık gösteriyor. İş dünyası için sürdürülebilirlik, bu yeni düzende günümüz trendlerinin şirketler için getirdiği risk ve fırsatları anlayabilmek ve bunlara göre operasyonlarını, ürün ve hizmetlerini yeniden düzenlemek anlamına geliyor. Bu gelişmeleri takip etmeyen şirketlerin varlığını sürdürebilmesi mümkün gözükmüyor. Kurumsal dönüşüm odaklı yatırımlar da tam bu noktada gerekiyor. Kurumsal dönüşüm projesine başlamadan önce, öncelikle üst yönetimin aktif desteği ile bir proje ekibi kurulmalıdır. Süreç danışmanlığı alarak mevcut durumlarını analiz ediliyor olması İyileşmesi ve gelişmesi gereken noktaların çıkartılması gerekmektedir. Bu yaklaşım ile

‘Şirket körlüğü’ne kapılmayın Kurumsal dönüşüm, organizasyonun etkinliğini arttırmak ve bütün sistemde olumlu değişikliğe ulaşmak için kurum stratejilerinde, iş yapma yöntemlerinde ve yönetimde temel değişiklikler yapma süreci olarak değerlendiriliyor. Bu süreçte temel motivasyonun, kurumu gelecekte bekleyen bilinmezlikler ve zorluklar olduğunu gözlemlediklerini kaydeden Egebimtes Başkanı Levent Atay, “Dolayısıyla kurumun beklentileri ve rekabetten sıyrılma hedefleri kurumsal dönüşüm projelerinin başlamasına sebep olan faktörlerler olarak karşımıza çıkıyor” dedi. Atay, açıklamalarını şöyle sürdürdü: “Bir dönüşüm projesinin olmazsa olmaz ilk adımı mevcut durum ve stratejilerin değerlendirilmesi aşamasıdır. Hemen ardından da kurum stratejisinin mevcut koşulların ışığında yeniden tanımlanması gerekmektedir. Her projede olduğu gibi, şirket yöneticileri önemli bir yatırım yapmadan önce hedeflenen değişimin yol haritasını görmek istiyorlar. Stratejik planlama olarak da adlandırabileceğimiz bu yol haritasında kurumun zayıf ve kuvvetli yönlerini belirlemesi, önündeki fırsat ve tehditleri sıralaması ve bunların ışığında iş yapma yöntemlerini geliştirecek olan stratejilerini oluşturması gerekiyor. Bu süreçte kurum içindekilerin ‘şirket körlüğüne’ kapılmış olmaları olasılığına karşın, dışarıdan sağlanan danışmanlık bakışı altında oluşturulması daha büyük faydalar sağlıyor. Çünkü bu stratejileri ölçülebilir hedeflere dönüştürmek ve belirli performans kriterlerine göre

sürekli izlemesi süreci dışarıdan alınan danışmanlık desteği ile daha sağlıklı işliyor. Kurumsal dönüşüm bir işletmedeki tüm departman, operasyon ve süreçleri yönetmek için ihtiyaç duyulan fonksiyonların tümünü kapsıyor. Küresel rekabet ortamının giderek sertleştiği bir ekonomide, her türlü veri şirketler tarafından daha doğru anlaşılmalı ve daha verimli kullanılmak zorunda. Ürün yenileme, daha hızlı teslimat, daha iyi kalite ve daha iyi hizmet konusunda artan müşteri taleplerini karşılayabilmek için, tüm kurumlar teknolojik yardıma ihtiyaç duyuyor. Kurumsal dönüşüm projelerinin merkezinde yer alan bu teknolojik dönüşümle gerçek zamanlı ve doğru bilgiye her zaman her yerden her türlü cihazala ulaşmak mümkün oluyor.”

sağlıklı ve başarılı bir proje çıktısı elde edilecektir. Danışmanlık desteğinin alınmasının avantajları sektörel benchmark yapılması ve buna göre know-how deneyimlerinin paylaşılmasıdır. Biz de kurumsal dönüşüm projelerinde proje mimarisi, teknik mimari, süreç konularında müşterilerimize doğru çözümleri konumlandırıyoruz. Yasal düzenlemelerle kullanımı artan ve yaygınlaşan e-dönüşüm uygulamaları ülke ekonomisine önemli derecede katma değer sağlıyor. Bizim de içinde aktif olarak yer aldığımız e-dönüşüm pazarının Türkiye’de büyük ivme kazandığını görüyoruz. Özellikle küçük ölçekli firmalarda kurumların e-dönüşüm projeleri ile sistemlere bakış açılarının değiştiğini görüyoruz. Süreçlerin standart hale getirilmesi, workflow kurgusu ve kağıttan ıslak imzalı bir sistem işletilmesi kurumlar tarafından daha güvenilir ve yönetilebilir süreçlere sahip olmayı sağlıyor.”

Detaysoft Müşteri Yöneticisi Aslı Öztürk

İş süreçleri departmanları oluşuyor Kurumsal dönüşüm genellikle şirket içerisinde yukardan aşağıya olarak ele alınır. 6Kare Dijital Pazarlama Uzmanı Gözden Ulusoy, “Ancak bize göre bu dönüşümün tüm şirket içerisinde fikrin yaygınlaştırılarak aşağıdan yukarıya olarak ele alınmalı. Bunu tür bir dönüşüm içinde şirket içerisindeki süreçlerinde kurumsallaştırılması gerekli. Bunu belirli bir miktarda kalite standartları sağlıyor olsa da alternatif olarak süreç yönetim araçları kullanılmalı” dedi. Ulusoy, şunları kaydetti: “Müşterilerimizden aldığımız başarılı sonuçlar doğrultusunda söyleyebiliriz ki son yıllarda müşterilerimiz kendi bünyelerinde bir iş süreçleri departmanı oluşturmaya başladı. İş süreçlerinin iyi

tanımlanması ve ihtiyaçların belirlenmesi ile ilgili çalışan bu departman danışmanlar ve şirket arasında bir ara katman oluşturuyor. Sürece hakim ve teknolojiyi bilen bu ara katman sayesinde iş alanı bilgisi ve yapılan yatırımdan kısa vadede sonuç alınması gibi çok büyük avantajlar sağlanıyor. Danışmanlar ise temel iş süreçleri modellerinden başlayarak, zaman içinde şirketin politikası ve iş yapış şekline göre iş süreçlerinin gelişmesi sağlıyor. Kurumsallaşmanın temel amacı uzun vadede sürdürülebilir bir verim elde etmek. Küresel rekabet şirketin mevcut iş süreçlerini verimli şekilde yönetmesini zorunlu kılıyor. Şirket geliştikçe organizasyon yapısı, mevcut kaynakları ve buna bağlı olarak iş süreçleri de değişiyor. İş süreçlerini iyi tanımlayan ve bu konuda danışmanlık alan şirketler kişilerle yürütülen iş süreçlerini akıllı sistemler haline getirerek uzun vadede verim sağlıyorlar. Şirket içindeki bütün değişiklikler bu akıllı sistemlere kolayca adapte edilebiliyor. Bu da iş sürekliliği sağlıyor. Günümüzdeki rekabet şartları ve ekonomik durgunluk ile birlikte şirketler var olan kaynakların yönetimi konusunda daha hassas davranıyorlar. Var olan kaynakların en iyi şekilde yönetilmesi de verimliliğin arttırılması için araçlar edinilmeyi zorunlu kılıyor. Müşterilerimizin yoğunluklu olarak yaptığı yatırımlar insan kaynakları, operasyon ve her türlü kurum içi iletişimi hızlandıracak iş alanları ve bu ilgi 2016 sonrası için de artarak devam edeceğe benziyor.”



20

DOSYA

BThaber

Kurumsal Dönüşüm ve ERP

7 - 13 MART 2016

Vergide şeffaflık için başlatılan e-dönüşüm süreci firmalara da verimlilik katıyor Yazılım, bugün bir firmanın bütün iş süreçlerini yönetmesi ve işletme kaynaklarını verimli kullanması açısından vazgeçilmez bir altyapı. Teknolojisi güçlü olan firmalar, rekabette bir adım önde oluyorlar. Nebim, Türkiye’nin önde gelen perakendecilerine, toptancılarına, üreticilerine hizmet sunan yerli yazılım şirketidir. Kendi teknolojisini üreten Nebim, sektöründe lider konumunda olan birçok firma ile işbirliği içerisindedir. Nebim, yerel mevzuat değişikliklerine, Türkiye’nin yerel ihtiyaçlarına yabancı teknolojilere kıyasla çok daha hızlı uyum gösterebiliyor ve bu nedenle müşterilerine daha hızlı hizmet verebiliyor. Firmalara sunduğu hizmetin karşılığını her yıl büyüyen bir ivme ile alan Nebim, 2015 yılını da bir önceki yıla kıyasla %36,6’lık bir büyüme ile kapattı. Nebim Yönetim Kurulu Üyesi Murat Demiroğlu; e-Fatura ve e-Defter ile

başlayan, e-Arşiv ile devam eden ve Yeni Nesil Ödeme Kaydedici Cihazlar ile devam edecek olan e-dönüşüm sürecini, bu süreç için Nebim’in geliştirdiği yenilikleri, değişen müşteri kitlesini ve “Omni-kanal” ve “Omnimüşteri” kavramlarını değerlendirdi. Demiroğlu; “Bugün dünyada, Türkiye’de ve bizim hizmet verdiğimiz perakende sektöründe ciddi bir dijitalleşme var. Artık kağıt ve eski hantal süreçler ortadan kalkıyor. İşletme kaynaklarını daha verimli kullanmak ve şirketler arası entegrasyonu daha verimli kılmak adına tüm süreçler elektronik ortama geçiyor. Devlet bu anlamda e-fatura, e-defter, e-arşiv, Yeni Nesil ÖKC ile bir e-dönüşüm sürecini başlatmış oldu. Bu sürecin aslen vergide şeffaflık ve denetimin kolaylaştırılması gibi hedefleri var. Fakat bu uygulamalar aynı zamanda firmalara da maliyetlerinde ciddi tasarruf sağlayacak ve fatura süreçlerinde etkinlik

Günümüzün kazanını hız Gerek sektörel gerek rekabet koşulları gerekse de regülatif zorunluluklar şirketlerin ilgisini kurumsal dönüşüm odaklı yatırımlara yöneltti. Bu ilgide temel gerekçenin kurumlara sağladığı katma değer olduğunu söyleyebiliriz. Şirketler özellikle elektronik dönüşüm ile hız kazandılar ve bu hızın geri dönüşü maliyet avantajı doğurdu. “Bu platformda başarılı olan projeler her paydaşına artı bir değer kazandırdığı için kurumsal dönüşümler de günümüz gerekliliği ile hız kazandı diyebiliriz” diyen FIT Solutions CEO’su Koray Gültekin Bahar, kurumsal e-dönüşüm yolunda izlenmesi gereken adımlar konusunda şu bilgileri verdi: “Profesyonel desteğe mutlaka önem vermeliyiz ki, şirketleri soktuğumuz bu dönüşüm yolunda karşılaşılabilecek tüm riskleri de minimize edebilelim. Şirketlerin ilk belirleyeceği adım aslında bu dönüşümün yöntemini belirlemek

olmalıdır. Belirlenen yöntem ve doğru hizmet sağlayıcının tercih edilmesi projenin başarısından çok daha önemlidir. Projenin başarısı temelde proje paydaşlarına bağlıdır. Bu yüzden günü kurtaran çözümler yerine dönüşüm platformuna eklemek istediğiniz her yeni üründe sorun yaşamayacağınıza emin olduğunuz, büyük deneyime sahip, güçlü iş ortaklarını seçmekte fayda var. Elektronik faturalama kayıt sistemi ile başlayan dijital dönüşüm bugün e-Fatura’da 50 bin, e-Defter’de 48 bin ve e-Arşiv’de ise 3 bin üzerinde kullanıcıyı platform üzerine taşıdı. Kurumsal dönüşüme büyük katkısı olan bu dijitalleşmenin hayat kolaylaştırıcı adımlar ile dolu olduğunu belirtmek isteriz. Uygulamaların sunduğu avantajlar sayılamayacak kadar fazlalaştı. Özellikle bakanlığın stratejik anlamda devam ettirdiği adımların önümüzdeki yıllarda genişlemeye devam edeceğini düşünüyoruz.”

kazandıracak. 2014 yılından önce Türkiye’de birkaç telekom şirketi ve birkaç dağıtım şirketi e-Fatura’ya tabi idi. O zamandan bu yana otorite çok hızlı davrandı ve kısa süre içinde birçok şirketi e-Fatura’ya, ardından e-Deftere ve Ocak 2016 itibariyle de e-Arşiv’e geçirdi. Biz de Nebim olarak bu süreçte desteğimiz ile kendi müşterilerimizi e-fatura, e-Defter ve e-Arşiv’e hızlı bir şekilde zamanında geçirdik.” şeklinde bir değerlendirme yaptı. Bu Demiroğlu’nun verdiği bilgilere göre bu geçiş sürecinde Yeni Nesil ÖKC’lerin devreye girmesiyle birlikte aralarında Nebim’in de hizmet sunduğu pek çok perakendeci firma, e-Arşiv/e-Fatura uygulamaları ile uyumlu çalışacak şekilde Yeni Nesil ÖKC’ler tedarik etmek ve bu cihazları kullandıkları ERP’leri ile entegre etmek zorunda kalacaklar. Demiroğlu açıklamalarını şöyle sürdürdü: “Bu süreçte firmaların ERP’lerinin başka sistemler ile entegrasyona açık

olmaları gerekiyor. Nebim, Nebim V3 ERP yazılımını, işbirliği içerisinde olduğu firmaların bu sürece kolaylıkla uyum sağlayabilmeleri adına başka sistemler ile kolaylıkla entegre edilebilen açık bir platforma dönüştürdü. ERP’lerin entegrasyona açık olmalarını tetikleyen pek çok faktör var. Türkiye’de devletin e-dönüşüm vizyonu, özel entegratörlerin çözümleri, perakende sektöründe örneklerinin yaygınlaşmaya başladığı çok şirketli müşteri sadakat uygulamaları ve lojistik gibi süreçlerin outsource edilmeleri; ERP’lerin başka sistemler ile entegrasyona daha açık olmalarını tetikleyen faktörlerin başında geliyor. Ayrıca; mobil ortamlardan da ERP’deki veriye erişim ihtiyacının artışı eğilimi, tablet gibi platformlar üzerinde ERP ile entegre iş zekası veya sipariş alma uygulamalarının geliştirilmesine neden oluyor. Nebim V3’ün kolay entegre edilebilen yapısı bu noktada da firmalara artı bir değer katıyor.”

İlk adım süreçleri gözden geçirmek Kurumsal dönüşüm odaklı yatırımlarda pek çok şirket için temel gerekçelerin benzer olduğunu söyleyebiliriz. Ancak kurumların iş ihtiyaçları doğrultusunda belirledikleri öncelikler ve buna bağlı olarak tercih edilen hizmetlerde elbette değişiklikler gözlemliyoruz. Örneğin büyük şirketlerin en büyük önceliği iş süreçlerinin izlenebilirliği ve buna paralel olarak iş performansının hızlandırılması olurken, daha küçük ölçekteki şirketlerde rekabette fark yaratma ve verimlilik daha ön plana çıkıyor. “Kurumların dönüşüm sürecinden önce atabileceği ilk adım, iş süreçlerinin gözden geçirilmesi, iyileştirilmesi ya da yeniden yapılandırılması gereken alanların netleştirilmesi ve kritik önem taşıyan öncelikli iş ihtiyaçlarının belirlenmesi olabilir” diyen itelligence Türkiye Sektörel Satış Müdürü Fatih Irak, bu konuda şu bilgileri verdi: “Öncelikle operasyonel verimliliğin ne düzeyde olduğu, iş süreçlerinin entegrasyonu ve standardize edilmesi ile ilgili atılabilecek adımlar belirlenmelidir. Aynı zamanda veri erişim ve yönetiminin ne kadar hızlı olduğu, karar destek mekanizmalarını hızlandırabilmek adına ilgili aksiyonların

gözden geçirilmesi ile birlikte kurumun iş ihtiyaçlarının netleştirilmesi kurumsal dönüşüm projesinin verimliliğini arttıracaktır. Belirlenen iş ihtiyaçları doğrultusunda, atılması gereken ikinci adım ise çözüm ortağı firmayı belirlemektir. Tüm iş süreçlerinin tek bir platform üzerinde birleştirilmesi, firma tarafından belirlenen ihtiyaçların en doğru şekilde analiz edilmesi ve bu ihtiyaçları karşılayacak kurumsal çözümlerin üretilmesi ağırlıklı olarak danışman firmanın sorumluluğunda olacaktır. Çözüm ortağı seçiminde göz önünde bulundurulması gereken ana kriterler arasında uçtan uca kurulum kabiliyeti, firmanın bulunduğu sektöre ait deneyim ve bilgi birikiminin yanı sıra, 7*24 destek servislerini sunabiliyor olması yer almaktadır. Günümüzde kurumların yatırım yapmadan önce en çok hassasiyet gösterdikleri konuların başında entegrasyon ve iş süreçlerinin standardize edilmesi geliyor. Bütünleşik yönetim, kurumlara aynı zamanda hızlı karar alma, müşteri trendlerine göre hareket edebilme kabiliyetini de beraberinde getirdiği için rekabette fark yaratabilmelerine de olanak tanıyor.”

STRATEJİK BOYUT GÖZ ARDI EDİLMEMELİ ERP yatırımları, kurumsal dönüşüm yolculuğunun başlangıcını oluşturuyor. Katipoğlu Danışmanlık Proje Yöneticisi Y. Yağmur Katipoğlu da bu süreçte dikkat edilmesi gerekenleri ve 2016 yılı beklentileri ile şöyle anlattı: “Kurumsal dönüşüm yatırımlarının 2016 ve takip eden yıllarda, ilgili çözüm sağlayıcılar nezninde kabuk değiştirebileceği

öngörülebilir. Artık daha az geliştirme ve danışmanlık gerektiren, düşük lisans bedelli kurumsal dönüşüm yatırımları yapılacak. Bulut ve yalın kavramları, yeni trend uygulamaları şekillendirecek. Milyon dolarlık klasik yatırımların pazar payı, esnek ve çevik alternatif yatırımlar tarafından daraltılacak. Makina, bina, ekipman gibi satınalmalardan

farklı olarak kurumsal dönüşüm yatırımlarının stratejik boyutunun olduğu unutulmamalı. Terzi işi geliştirilen ve hayata geçirilen kurumsal dönüşüm projelerinin ön hazırlığı iyi yapılmalı; mevcut durum (as-is) ve yeni süreç (to-be) detaylıca etüd edilmeli. ERP ve benzeri stratejik yatırımlar; firmalara kurumsallaşmayı sağlarlar. İş yapış

şekillerinin standartlaştırıldığı, taktik seviye dışında personele daha az bağımlı, yetkilerin belli olduğu ve onay süreçlerinin net akışı kazanımlara örnek. Şirket değerlemelerinin objektif yapılabilmesi için gereken doğru verileri içinde barındıran ERP sistemleri, olası firma evlilikleri ile birleşmelerinin de yapılabilmesini kolaylaştırır.”



22

DOSYA

BThaber

Kurumsal Dönüşüm ve ERP

7 - 13 MART 2016

Kurumsal dönüşümün temeli ERP Küreselleşen ve giderek zorlaşan rekabet şartlarına uyum sağlamak için şirketlerin kurumsal dönüşüm sürecini tamamlamış olması artık bir lüks değil bir zorunluluk. Ancak değişimi uygulamak ve sürdürülebilir kılmak küçük, büyük fark etmeksizin tüm işletmelerin en büyük problemlerinden. Ölçeğiniz ya da sektörünüz ne olursa olsun rakipleriniz ile ancak daha yalın ve verimli süreçler ile yarışabilirsiniz. Türkiye ekonomisinin lokomotif gücü olan KOBİ’ler için bu daha da kaçınılmaz. Yayınlanan raporları da incelediğimizde gelecek 5 yılda kurumsal dönüşüme başlayacak firmaların oranının oldukça fazla olduğunu görüyoruz. Bu dönüşüm organizasyonel süreçlerinizi daha verimli hale getirirken kişiye bağımlı süreçlerden ve kişiye bağımlı verilerden kurumsal hafızaya geçişi de beraberinde getirecek. Bilgi ve veri elimizdeki en değerli madenler bunları doğru kullanarak kendimizi rüzgarın akışına bırakarak değil ancak hedefe doğru ilerleyerek ancak başarıya ulaşabiliriz. Türkiye dünyaya göre kurumsal dönüşüm çalışmalarının biraz gerisinden gelse de özellikle ikinci veya üçücü neslin işbaşına gelmesi ile teknolojik dönüşüm çalışmalarının başladığını söylemek yanlış olmaz. IFS Türkiye Pazarlama Müdürü Öznur Tekiner’in verdiği bilgilere göre, şirketlerin bu konudaki

ERP’nİn önemi ekonomİk zorluklarda daha da gözler önüne serİlİyor uran “e” kavramı şirketlerde pek çok farkındalığı da beraberinde getirdi. Artık şirketler entegre sistemlerle çalışmanın kendilerinin iş yükünü azaltacağının ve verimliliklerini arttıracağının farkındalar. Kurumsal dönüşüm e-dönüşüm ve dijital dönüşüm ile birleşince şirketler artık departmanlara bağımlı ya da Excel gibi programlarla süreçlerini yönetmektense kurumsal bütünlüğe ve hafızaya sahip, kendi içinde ve şirkette bulunan diğer sistemler ile entegre olabilen otomotize sistemler konusunda çalışmalarını başlattılar. Geçtiğimiz yıl ülkemizde yaşanan ekonomik zorluklara rağmen

ilk adımı mevcut durumlarının ve süreçlerinin tam kapsamlı bir resmini çıkarmak olmalıdır. Stratejik iş planı ve süreçlerin net olarak belirlenmesi ve gidilmek istenen hedeflerin net olarak konulması da kurumsal dönüşüm yolunda önemli adımlardandır. Genelde şirket çalışanları iş yoğunluğundan ve bazen de işletme körlüğünden dolayı analiz süreçlerine gereken zamanı ve ilgiyi yaratamayabiliyorlar. Böylesi bir durumda dışarıdan alınan danışmanlık bu sürecin hızlanmasını ve bu kapsamda yapılan çalışmaların doğru olarak ilerlemesini

kurumsal dönüşüm çalışmalarını başlatan pek çok firma oldu. ERP’lerin önemi ekonomik zorluklarda daha da gözler önüne seriliyor. Eğer şirketinizin durumunu net olarak göremez ve elinizdeki verilerle karar alamazsanız şirketinizi doğru yönetemezsiniz. Rekabet bu kadar kızışmış ve çok düşük kar marjları ile çalışmak zorunda kalmışken kurumsal iş yazılımları ve ERP’ler size önünüzü gösteren en önemli araç. Yapılan pek çok araştırmada yazılım sektörünün ve ERP pazarının büyüyeceği yönünde sonuçlar çıkıyor.”

sağlayacaktır. Tekiner, sözlerini şöyle sürdürdü: “Kurumsal dönüşüm yolunda en önemli araç ERP yazılımlarıdır. Öncelikle ERP’ler şirketlerin farklı iş modellerini tanımalarını sağlıyor ve rekabet için değişim ve global uyumun kapılarını açıyor. Müşteriyle olan ilişkileri güçlendiriyor. Esneklik ve hız kazandırıyor. Verimliliği ve motivasyonu arttırıyor. Teknoloji ya da bizim konumuzla ERP yatırımı neticesinde hızlanmış bir işletme, anlık ve doğru veriye ulaşma, simüle edebilme, maksimum kapasite kullanımı, kurumsal hafıza, kişiye

IFS Türkiye Pazarlama Müdürü Öznur Tekiner bağımlılıktan kurtulma, güvenlik ve kolay raporlama, tam kontrol, tüm süreçlerin entegrasyonu ve yalın iş akışları olarak belirtebiliriz.Biz IFS Türkiye olarak IFS ERP konusunda dünya da binlerce işletmeden edinilmiş bilgi ve tecrübeyi Türk şirketlerine taşıyor onları uluslararası arenada rekabet edebilir hızlı, verimli, rekabetçi şirketler haline getiriyoruz. Bunun için ürünümüz IFS ile süreçlerini entegre edip kaynaklarını daha iyi kullanabilen şirketler haline getiriyoruz. Daha da önemlisi KOBİ lere seviye atlatıp dünya seviyesine ulaşmalarını sağlıyoruz.”

Gelişmelerin gözlenebilmesi için ortalama üç yıl geçmeli İş uygulamaları, işletme verimliliğini önemli ölçüde artırarak, doğru verilerin toplanmasını, veriden bilgi bilgiden ise politika - strateji üretilmesini sağlıyor. Ayrıca etkin planlama (insan kaynakları, finansal akış, üretim vb.) ile verimlilik artışı elde ediliyor. Mikro Yazılım Genel Müdür Yardımcısı Alpaslan Tomuş’un verdiği bilgilere göre, şirketlerin yatırımları sonucunda elde ettikleri faydaları genel olarak şu başlıklar altında toplanabilir: Maliyetlerde azalma, gelirlerde iyileşme, gelişmiş nakit yönetimi, envanter ve personel sayılarında azalma, sipariş termin sürelerinin azalması, üretkenlik ve sipariş yönetiminde iyileşme, bilgi ve süreç akışlarıyla müşteriye hizmet sürelerinde iyileşme. ERP sistemine yönelen şirketler genellikle birçok eski sistemi ortadan kaldırıp bakım masraflarından tasarruf ettikleri için, bilgi teknolojisi maliyetleri de azalmaktadır. Diğer taraftan satılan malların maliyetinin gelirlere olan oranındaki gelişmelerin gözlenebilmesi için ortalama olarak üç yılın geçmesi gerekmektedir.

Fakat bu süre içinde çalışanların sayısının gelire oranında önemli iyileşmeler gözlenebilmektedir Yatırımların sağladığı faydalar şöyle sıralanabilir: • Piyasadaki tehditlere ve fırsatlara daha hızlı tepki vermeyi sağlar. • Etkin stok yönetimi ve denetimiyle, stok maliyetlerinin ve elde bulundurma maliyetlerinin düşmesine katkıda bulunur. • Bölgeler ve/veya iş yerleri arasında malzeme, işçilik, makine-teçhizat, bilgi gibi üretim ve dağıtım kaynaklarının ortaklaşa ve verimli kullanımını sağlar. • Gerçek zamanlı kar-zarar ve maliyet analizlerinin yapılabilmesini sağlar. • Değişken üretim koşullarına hızlı tepki vererek rekabet gücünün arttırılmasına katlı sağlar. • Örnek senaryolar oluşturarak muhtemel sonuçları canlandırabilir (Simülasyon). • Müşteri hizmet seviyelerini geliştirerek müşteri

memnuniyetinin artmasını sağlar. • ERP sistemini uygulayan çeşitli fonksiyonlar, birimler, işletmeler ve ülkelerdeki faaliyetlerde merkezi bir koordinasyon oluşturarak dil, coğrafya ve zaman sınırlarını ortadan kaldırır. Böylece bir yönetici, bir başka ülkedeki fabrikanın çeşitli faaliyetlerini bulunduğu yerden rahatlıkla izleyebilir. • ERP sistemi ile müşteri tek bir birimi arayarak, internet üzerinden siparişini verebilir ve daha sonra verdiği siparişin gelişimini takip edebilir. Sistem standartlaştırıldığı için bilgi, tüm organizasyon boyunca aynıdır. • ERP sadece tüm organizasyonu bir uçtan diğer uca bütünleştirmekle kalmaz ayrıca daha etkin çalışmak isteyen ilgili fonksiyonlara da bilgi sağlar. Üretim odaklı kararlar, satış odaklı kararlara daha kısa bir sürede, daha etkin bir şekilde bağlanarak üretimden satışlara kârlılık gerçek zamanlı izlenebilir. Böylece, karar verme hızlanır ve

kolaylaşır. • ERP sistemiyle birleştirilmiş ve bütünleşik bilgi sağlanarak, kaynakların daha etkin kullanılması gerçekleştirilebilir. Böylece daha az kaynak kullanımı ile daha çok katma değer elde edilebilir. • ERP sistemi daha doğru ve tutarlı raporların otomatik olarak hazırlanmasını sağlar. • Bilgi gerçek zamanda hazır halde bulunur ve son kullanıcılar ihtiyaç duydukları bilgiye kolaylıkla erişebilir. • ERP sistemi işletme genelinde, termin sürelerini ve maliyetleri azaltma amacına yöneliktir. • En güncel bilgiye en hızlı şekilde ulaşma imkânının getirdiği üst düzey bilgi bütünleştirmesi sayesinde, pazar, müşteri ve iş dünyası oluşumlarına organizasyonun anında tepki vermesi sağlanır. Envanter kontrolü ve arz/talep dengesi yerine oturtulur.



24

DOSYA

BThaber

Kurumsal Dönüşüm ve ERP

7 - 13 MART 2016

İş ihtiyaçlarını biliyor musunuz? Hızlı rekabet çağında öne geçmek isteyen her ölçekte firma, e-dönüşüme adım atmayı öncelikli yatırım kalemi olarak görüyor. Özellikle finans, bankacılık, otomotiv, sağlık, üretim, lojistik ve perakendecilik sektörlerinde faaliyet gösteren firmalar e-dönüşüm ve veri hizmetlerine hızla geçiş yapıyor. e-Dönüşüm projelerinde kağıttan elektroniğe geçiş aşamasında tereddüt yaşayan kurumlar, e-dönüşümün işlerine sağladığı hız ve avantajları görünce e-dönüşümün önemini kavrıyor. E-dönüşümle personel alışkanlıklarının değişmesiyle iş gücünde verimlilik ortaya çıkıyor. Şirket içi onay mekanizmalarının evraklardan kurtularak sanal ortama taşınmasıyla hızlı karar alma ve hızlı uygulama imkanı doğuyor. Kurumsal algı değişimiyle beraber kurumun çehresi de değişiyor ve rekabet ortamında kurumun hızlı adımlar atmasına yol açıyor. “Firmalar dönüşüm süreçlerine e-dönüşüm ihtiyacını net olarak ortaya koyarak işe başlamalı” diyen ABH Kurumsal Uygulama Hizmetleri Direktörü Atakan Karaman, şunları kaydetti: “Teknoloji ihtiyaçlarını seçerek dış kaynak satın almalarına yönelmeliler. Anadolu Bilişim olarak

Dışkaynağa yönelİm artıyor Yakın tarihe kadar kurumlar, verilerini ve işletim sistemlerini kendi bünyelerinde barındırıyorlardı. Bilgi teknolojisi ihtiyaçlarının üçüncü parti firmalardan hizmet modeli olarak alınması ender rastlanan bir durumdu. Bugün geldiğimiz noktada, sanallaştırma ve bulut bilişim teknolojileriyle kurumsal alanda gerçek bir bilişim devriminin yaşandığını görüyoruz. Firmalar artık bilgi teknolojilerinde dış

bizim farkımız uçtan uca çözüm sunmamız. Tek tedarikçi esnekliğini müşterilerimize sunuyoruz. Bu sayede veri barındırma, kurumsal iş uygulamaları, sanallaştırma, destek ve proje bacaklarının hepsini müşterimize sağlayabiliyoruz. Bir kurum e-dönüşüm projesini dış kaynak olarak satın almak yerine kendi içinde çözmeyi tercih edebilir. Fakat bu durumda öngörülemez maliyetler ve iş gücü verimsizliğiyle baş başa kalması olasıdır. Uzman bir iş ortağının sunacağı maliyet avantajı ve uzmanlıktan faydalanmak ise

kaynağa yönelirken, tamamen kendi işlerine odaklanarak muazzam bir verimlilik artışı sağlayabiliyor. Bu vizyonla bulut bilişim üzerinde çalışan iş uygulamaları, sadece teknolojik bir atılımdan çıkarak verimlilik ve rekabetçilik hedeflerine katkı sağlayan birer araca dönüşüyor. Bilgi teknolojilerinde dış kaynağa yönelim hızlı yatırım geri dönüşü sayesinde maliyet avantajı ve tasarruf imkanları da sağlıyor.

kurumlara gider kontrolü ve hızla kendi işlerine odaklanma kolaylığı sunar. Müşterilerimizin ihtiyaçlarını, bizlerden beklentilerini anlamak ve bu doğrultuda proje tanımlaması yapmak bizim için proje hazırlığını oluşturuyor. Analiz sonrasında gerekli teknolojik araçlar ve uygulamalar tesis ediliyor. Özellikle birden fazla kullanıcı tarafından paylaşılacak çözümlerde bu paylaşımı sağlayacak sanallaştırma ve bulut bilişim altyapısını Anadolu Bilişim Data Center üzerinde sunuyoruz. Biz her ölçekten müşteriye hizmet

ABH Kurumsal Uygulama Hizmetleri Direktörü Atakan Karaman veriyoruz. Alınan hizmetin büyüklüğü ile orantılı olarak kullandığın kadar öde gibi programlar sağlıyoruz. Böylece kısıtlı bütçelerini maksimum verimle kullanabilmeleri için, ihtiyaç duydukları yazılımları ve uygulamaları “Kullandığın Kadar Öde” yaklaşımıyla istedikleri sürede satın alma esnekliğini sunuyoruz.”

Dönüşümün başrol oyuncusu teknoloji Şirketlerin kurumsallaşma ihtiyacının temelinde, sürdürülebilirlik, kârlılık ve sağlam bir finansal yapı, rekabet gücü, uluslararası pazarlara açılma ve elbette yasal zorunluluklar gibi temel gereksinimler bulunuyor. Türkiye’de birçok kurum ve kuruluş, teknolojideki gelişmelere ayak uydurarak bir dönüşüm süreci yaşıyor. Ülkemizde çok sayıda KOBİ var, alanlarında çok başarılı olmalarına rağmen bazen kurumsallaşma sürecinde zorlandıkları için birçok aksaklıkla karşılaşabiliyorlar. Büyük ölçekli şirketlerse satın almalar, birleşmeler gibi nedenlerle dönüşüm süreçlerine girebiliyor. Bir şirketin en önemli yapı taşı; kalıcı, sürdürülebilir, sağlıklı bir şekilde büyüyebilen bir sisteme sahip olması. Bu ihtiyaç, içinde “kurumsallaşma” denen gerçeği taşıyor. İş süreçlerinin ve örgütsel yapının bir sistematiğe oturması, yeni teknolojilere ayak uydurulması, e-dönüşüm gibi çoğu firmayı etkileyen yeni gelişmeler, şirketlerin kurumsal dönüşüme ihtiyacı olduğunu gösteriyor. Bu dönüşüm verimliliği ve çalışan motivasyonunu artırıyor, şirketleri rekabette bir adım öne geçiriyor. Dönüşüm sürecinde baş rolü ise birçok alanda olduğu gibi teknoloji üstleniyor. Logo İcra Kurulu Üyesi Akın Sertcan, şirketlerin dönüşüm süreçleri ile ilgili şunları kaydetti: “Bir işletmede türü ne olursa olsun, değişimi gerçekleştirebilmek için öncelikle

işletmenin mevcut iş modelinin belgelenmiş olması gerekiyor. Böyle bir “mevcut durum envanteri” elde edildikten sonra nasıl bir değişim ve dönüşüm gerçekleştirileceği tartışılmalı. Örneğin ERP projelerinde başarılı olan kurumların en önemli özelliği; kendi yapılarına, teknolojik sistemlerine, kurumsal hedeflerine ve stratejilerine en uygun çözümleri seçerek hayata geçirmeleridir. Yazılım seçiminde yapılacak bir hata, sadece önemli ölçüde zaman ve maliyet kaybına neden olmakla kalmayacak, sistem kurulduktan sonraki etkin ve verimli kullanımı da sıkıntılı olacaktır. Bu nedenle ERP gibi kurumun tüm birim ve iş süreçlerini etkileyecek olan bir

yazılımın seçimi sırasında, kapsamlı bir seçim metodolojisi, kurumsal hedeflerin belirlenmesiyle başlayan çok yönlü bir değerlendirme sürecini kapsar. Özetlemek gerekirse, bir işletmenin tüm iş süreçlerinin entegre bir yapıda yönetilmesi anlamına gelen ERP çözümleri, şirketlerin kurumsal yeteneklerini, verimliliklerini artıran ve kurumlara rekabet avantajı sağlayan temel bir sistem olarak karşımıza çıkıyor. Çok uluslu şirketlerden küçük ölçekli girişimcilere kadar ölçek ve sektör ayırt etmeksizin uygulanabilen ERP yazılımları, iş dünyasında var olmak ve sürdürülebilirliğini sağlamak isteyen her kuruma hizmet ediyor.

Değişen koşullar ve buna bağlı olarak sürekli değişen talepleri karşılayabilmek için şirketlerin hızlı ve esnek yanıtlar üretmesi ve bu değişikliklere ayak uydurması için ERP yazılımları vazgeçilmez bir araç. ERP uygulamalarında üretimden satışa, finanstan dağıtıma tüm süreçleri ortak bir altyapı üzerinde bütünleştiren şirketler, değişken pazar koşullarına hızla uyum sağlamayabilme avantajı elde ederken, hızlı ve hatasız bir çalışma ortamı yaratıyor. Aynı zamanda e-ortama aktarılan iş süreçleri ile zamandan, fazla mesailerden, insan kaynaklı hatalardan ve stok fazlası gibi pek çok maliyetten tasarruf sağlanıyor.”


BThaber

Kurumsal Dönüşüm ve ERP

7 - 13 MART 2016

DOSYA

25

Kurumsal dönüşüm için kurum kültürü oluşturmak şart Günümüzde kurum kültürü yaratmak, rekabet avantajını ve başarıyı beraberinde getiriyor. Kurumların değeri, kurumların sahip olduğu kültürlerle ölçülürken, kurum kültürünü oluşturmak için bu yapıların önemli bir çaba sarf etmeleri gerekiyor. “Türkiye’nin dünya ekonomisi ile entegrasyonunun 2000’li yılların başına kadar sınırlı kalması, henüz endüstri topluluğu yolculuğumuzun başlarında olmamız, Türkiye’deki mevcut dış kaynaklı sermayenin azlığı, firmaların kanalize ettikleri finansal kaynaklarının sınırlı olması, Türkiye’de Kurumsal dönüşümü geciktirmiştir.” şeklinde konuşan ERP Komitesi ve Kurumal Dönüşüm Platformu Koordinatörü M.Göker Sarp, sözlerine şöyle devam ediyor: “Eğer Türkiye’deki firmalar büyümelerine veya büyüme isteklerine karşın herhangi bir kurumsal sistem kullanmadan devam ederlerse, yaşayacakları şunlardır: Müşterilerine hızlı geri dönüş sağlayamayacaklar, gerçekleşen maliyetlerini zamanında göremeyecekler, stoklarını takip edemeyecekler ve verimlilikleri de giderek düşecek. Mükerrer veri girişleri ve vakit alan rapor hazırlıkları zaman kayıplarına yol açacak. Finansal durumun her istenilen anda gerçek zamanlı olarak görülebilmesi zorlaşacak, nakit akışı yönetirken problemler yaşanacak, tedarikçiler ve işletmedeki malzemelerin çevrimi izlenemeyecek hale gelecek, fazla mesailer artacak, hızlı – zamanında karar alınması iyice zorlaşacak. Kısaca kör dövüşü olacaktır. Artık, KOBİ’ler de, büyük şirketler de verimlilik sağlamak, en önemlisi rekabeti analitik boyuta da taşımak istiyorlar; çünkü bu şekilde karlılıklarını ve verimliklerini kolay biçimde denetleyebildiklerinin farkına varmış durumdalar. Kurumlar, sahip oldukları bilgileri rekabet sırasında avantaja dönüştürmek, daha hızlı kararlar alabilmek istiyorlar. Bu noktada özellikle rekabetin yoğun olduğu telekomünikasyon, finans (bankacılık, sigortacılık vs) ve perakende sektörleri başta olmak üzere verinin çok hassas ve hacim olarak büyük olduğu firmalarda da kurumsal çözümlerin yoğun kullanımı söz konusu iken KOBİ’lerde de giderek yaygınlaşıyor. Kurumsal dönüşüm öncesi ekipte bir uyum sağlanması gerekiyor Kurumsal dönüşümü gerçekleştirebilmek için, kurumlarda ve şirketlerde bütün

çalışanların bu dönüşümü benimsemesi ve bunu bir kültür olarak algılayabilmesi gerekiyor. M.Göker Sarp konuyu şöyle değerlendiriyor: “Onlara geminin yeni rotasını, nereye gittiğini söyleyin, herkes dümende bir lider olduğundan emin olsun. Yeni rotanıza şirketin yeni vizyonunu gerçekleştirmek için yardımcı olan insanların desteklendiğini göstererek ilerleyin, şirketiniz için en iyi iş yapma biçimini bulmak için araştırın analiz edin ve denemekten yılmayın. Kurumsal dönüşüm adayı firmalarda

genelde ERP veya benzeri kurumsal çözümlerle birlikte yeni rotalar çizilir ve kurum kültürü ile ilgili de birtakım yönlendirmeler dile getirilir, eğer orta yönetim kademesinde bu durumu destekleyici bir değişim olmaz ise, kurumsal dönüşüm malesef gerçekleşemeyecektir. Dönüşümün yönetimi için özellikle yönetimin kendi içindeki tutarlılığı kritiktir, yayılım yoksa gemi limadan kalkmış ancak rotası belirsizdir. Yönetici ve çalışanların aynı rotada hep beraber yürümeleri için, değişime inanmak önem taşır.”

ERP Komitesi ve Kurumal Dönüşüm Platformu Koordinatörü M.Göker Sarp


26

BThaber

BİLİŞİM DÜNYASI

7 - 13 MART 2016

Geleceği bulut ve mobilite şekillendirecek Yoğun bir katılımın yaşandığı etkinliğin açılış konuşmasını Ekrem Uçman Microsoft Dubai Kurumsal Başkan Yardımcısı ve BAPI (iş uygulamaları, platformları ve zekası) Genel Müdürü James Phillips yaptı. Phillips yaptığı açılış konuşmasında bulutun iş dünyasındaki kullanımının önemine değinirken, kurumların ve şirketlerin bulut uygulamalarıyla ne gibi avantajlara sahip olacağına ışık tuttu. Konuşmasının devamında katılımcıların bu uygulamaları sistemlerine nasıl entegre edecekleri ve kullanacakları ile ilgili püf noktaları veren Phillips, Microsoft’un kurumlara bu konuda sağladıkları konusunda da bilgiler verdi. James Phillips’in yaptığı açılış konuşmasının ardından düzenlenen paneller, Microsoft ekosisteminin kurumlara ve şirketlere sağladığı yararlar hakkında ışık tuttu. Katılımcılar, Microsoft’un bulut ve iş çözümleri hakkında detaylı bilgi sahibi olurlarken, kurumların bu uygulamaları kullanarak ellerindeki veriyi nasıl değerlendirecekleri yönünde bilgilendiler. Günün ikinci yarısında düzenlenen panellerde, güvenlik ve kişisel özgürlük konularını ele alındı. Güvenlik konusunda hükümetlerin talepleri ve bu taleplerin kişisel özgürlükler üzerindeki etkisi masaya yatırılırken, bu ‘Bilişimle Güçlü Lojistik’ temalı ‘1.Uluslararası Bilişim ve Lojistik Konferansı’nı; TBD Ankara Şubesi ile beraber Atılım Üniversitesi, Ankara Lojistik Üssü ve Uluslararası Nakliyeciler Derneği, 26 Şubat tarihinde gerçekleştirdi. 300’e yakın kişinin katıldığı konferansın açılış bölümünde; Atılım Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yıldırım Üçtuğ, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı Müsteşarı Cenap Aşçı, Konya Milletvekili ve TBMM Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu Başkanı Ziya Altunyaldız ve PEGASUS Hava Taşımacılığı Yönetim Kurulu Başkanı Ali Sabancı konuşmalarını yaptı. Konuşmacılar; bilişimin lojistiğe güç verdiğine ve 2023 vizyonunda; ulaşımda lojistiğin önemine dikkat çekti. Sabancı; her iki sektörün büyümesi için

Microsoft Cloud Roadshow etkinliğinin Dubai ayağı 22-23 Şubat tarihlerinde düzenlendi. Etkinlikte Microsoft’un bulut çözümleri ve hizmetleri konusunda katılımcılar ve basın mensupları bilgilendirilirken, Microsoft ekosistemine ışık tutuldu.

James Phillips

noktada hükümetlerin dengeyi sağlaması gerektiğinin altı çizildi. Hükümetlerin şirketlerden bilgi talep ederken ülke güvenliğini baz almasını gerektiğini savunan konuşmacılar, hükümetlerin bu konuda çok daha şeffaf bir politika izlemesi gerektiği ifade edildi. Bunun yanı sıra şirketlerin güvenlik özelinde karar alırken, BT departmanlarının yanı sıra şirketin diğer departmanlarından da fikir alması gerektiği savunuldu. Başarının anahtarı ‘nitelikli’ veriden geçiyor Dubai’de düzenlenen Microsoft Cloud Roadshow etkinliğinde Microsoft Bulut ve Kurumsal Grup Lideri

Necip Özyücel ile görüşme fırsatı yakaladık. Microsoft’un “Mobile First, Cloud First” yaklaşımından söz eden Özyücel, mobil cihazların hayatlarımıza girmesiyle birlikte müşterilerimizden ve kullanıcılardan gelen taleplerin de değişmeye başladığını ve bu taleplerin bulut çözümleri ile kolaylıkla karşılanabildiğine değindi. Necip Özyücel konuşmasını şöyle sürdürdü: “Mobilite ve bulut, günümüz bilişim teknolojileri dünyasını baştan aşağı değişiyor. Yeni nesil eğilimler ve teknolojiler, bu ikilinin yarattığı ekosistem içerisinde oluşurken, ilerleyen süreçte de bu değişim hız kesmeden devam edecek gibi görünüyor. Microsoft’un izlediği “Mobile

Necip Özyücel First, Cloud First” kavramı da tamamen bu gelişmeler çerçevesinde gelişen bir söylem. Microsoft’un stratejisinin temelini de oluşturan mobilite ve bulut çözümleri, Microsoft’un geliştirdiği yeni ürünler

Güçlü lojistik bilişimle olur fiyatın ve operasyonun öneminin altını çizerek; fiyatı satış ve pazarlamanın, operasyonu da maliyetin belirlediğini, bu iki konuyu aşmada lojistik ve bilişimin vazgeçilmez olduğunu aktardı. TBD Yönetim Kurulu Başkanı İlker Tabak, Uluslararası Nakliyeciler Derneği Başkanı Çetin Nuhoğlu, Ankara Lojistik Üssü Yönetim Kurulu Başkanı Erhan Gündüz, lojistik ve bilişim sektörlerinin önemini ve iki sektörün birbirini tamamlayan parçalar olduğunu vurguladı. Konferansta; ‘Bilişim ve Lojistik İlişkileri, Uluslararası Taşımacılıkta Bilgi Teknolojileri Uygulamaları, Lojistik Alanında Bilgi Teknolojileri Uygulama Örnekleri, Lojistik Sektörünün Bilişim

Sorunları ve Beklentileri’ konuları masaya yatırıldı. Konferansta düzenlenen ‘Lojistik Alanında BT Uygulama Örnekleri’ panelinin moderatörlüğünü Atılım Üniversitesi’nden Dr. Altan Özkil gerçekleştirdi. Panele; Dokuz Eylül Üniversitesi Denizcilik Fakültesi Lojistik Yönetimi Bölüm Başkanı Prof.Dr. Okan Tuna, IRU İstanbul Ofisi’nden Mehmet Uylukçu, SAP Çözüm Yöneticisi Elif Kuralay, Ekol Lojistik Ar-Ge Merkezi Direktörü Erdem Özsalih, Evrim Yazılım Yönetim Kurulu Başkanı Haluk Bulutoğlu, MDS ap’ten Fatih Bilgin katıldı. Tuna, ‘Lojistik StartUp’ını Arıyor’ başlıklı ilgi çekici sunumunda, yeni paradigmanın;

yeni ekonomiyle birlikte fırsatlar da getirdiğinin altını çizdi. Tuna, “Dijital Start-Up anlamında ‘Unicorn’u arıyoruz! Önce özgür düşünce olması gerekiyor. Girişimci kendi ekosisteminde büyür. Başarısızlıktan korkmayan, hep deneyen, farklı olan gençlere ihtiyacımız var. Bu coğrafya her türlü zorluğa rağmen lojistiği biliyor, ‘unicorn’ çıkarsa lojistikten çıkar!” değerlendirmesini yaptı. Uylukçu, güvenli ticaretin lojistikte önemine dikkat çekerken Kuralay da dünyadaki lojistik uygulamalarından örnekler sundu. Özsalih, “Maliyetle hizmetin dengesini kurmak zorundayız. 2015-2016’da optimizasyon yolculuğuna çıktık. Lojistikte optimizasyona büyük

üzerinde de büyük etkiye sahip.” Günümüzün en gözde konuları arasında veri analitiği geliyor. Veri analitiğinden faydalanan şirketler ve kurumlar, müşterilerine çok daha rahat bir şekilde ulaşabildikleri gibi, bu süreçte iş süreçlerinde de önemli avantajların sahibi oluyorlar. “Şirketler ve kurumlar, rekabetin yoğun bir şekilde yaşandığı iş dünyasında, rakiplerinden bir adım öne geçmek için ellerindeki verileri değerlendirmeye başladılar.” şeklinde konuşan Necip Özyücel, veri analitiğinin bu noktada anahtar bir rol üstlendiğinin altını çizdi. Özyücel sözlerine şu şekilde devam etti: “Şirketlerin ve kurumların ellerinde geçmişten gelen oldukça değerli veriler var. Fakat bu veriler tek başlarına pek fazla şey ifade etmiyor. Veriye geriye dönük olarak bakarak, çalışmak ve üretmek gerekiyor. Bu verilerin yardımıyla hareket edecek olan kurumlar ve şirketler, geleceklerini daha iyi planlayabiliyorlar. Bu sayede de yoğun rekabetin yaşandığı iş dünyasında kendilerine önemli ölçüde avantaj sağlayabiliyorlar. Microsoft olarak Azure üzerinde sunduğumuz “Machine Learning” aracı sayesinde, müşterilerimiz geçmişten gelen verilerinden çıkardıkları tutarlı sonuçlarla, gelecekleri için çok daha sağlam ve somut adımlar atabiliyorlar.” ihtiyaç var” ifadesini kullandı. Bulutoğlu, iyi yazılımın önemini vurgulayıp “Bu da ancak sektörün sıkıntılarını, ihtiyaçlarını analiz edip yazılıma geçirmekle olur” şeklinde konuştu. Bilgin de, operasyonel iş zekâsının sağladığı faydaları aktardı. Konferansın sonunda; TBD Ankara Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Selçuk Kavasoğlu, “Şubemizin düzenlediği bu konferansın başarısına sektörümüzün bu alanda ürettiği güçlü yazılımlar vesile olmuştur” ifadesini kullandı. Konferans süresince gerçekleştirilen panellerde, lojistik sektöründe başarılı bilişim projeleri, sektörün sorunları ve başarı kriterleri ortaya kondu. Ayrıca, konferans süresince firmaların ürünlerini tanıtma fırsatı bulduğu sergi alanı katılımcılar tarafından ilgiyle izlendi.



28

BThaber

BTnet.com.tr

7 - 13 MART 2016

Foxconn ve Sharp anlaşmasında pürüz çıktı Teknoloji şirketlerine üretim konusunda destek veren Foxconn, Sharp’ı almaya çok yakın. Son dönemde oldukça zorlu bir dönemden geçen ve yüklü borçlarla uğraşan şirket, Foxconn’un gösterdiği ilgiye kayıtsız kalamadı. Foxconn’un yaptığı 6,24 milyar dolarlık teklifi kabul eden Sharp yönetimi anlaşmanın tamamlanmasını bekliyor. Foxconn’un Sharp konusunda bu kadar ısrarcı

olmasının temelinde, Sharp’ın Apple için ekran üretimi gerçekleştiriyor olması yatıyor. Apple’ın da destek verdiği satın alma işlemiyle birlikte, Apple yeni cihazlarının ekranları üzerinde istediği gibi çalışmalar gerçekleştirebilecek. Foxconn, Sharp yönetimini ikna etmek için yoğun bir çaba sarfetti. İlk etapta yapılan teklifleri reddeden Sharp yönetimi, ilerleyen süreçte gelen tekliflerin

yükselmesiyle birlikte Foxconn’u geri çeviremedi. Buna karşın ortaya çıkan yeni bir pürüz, anlaşmanın resmiyete dökülmesinin önüne geçiyor. Foxconn’un anlaşmanın gerekliliklerini henüz karşılayamamasının ve ortaya çıkan eksiklerin anlaşmanın tamamlanmasının önüne geçtiği ifade edilirken, anlaşmanın ne zaman tamamlanacağı konusunda bilgi verilmedi.

Güney Kore’de hükümete hologramlı protesto Güney Kore’de hükümetin düşünce özgürlüğünü kısıtlayacağı hareketleri ve davranışları hologramlar ile protesto edildi. Hükümetlerin, kendilerine karşı yapılan protestolara olan tutumları gün geçtikçe sertleşiyor. Bu tarz eylemlerde insanlar yaralanırken, birçok direnişçi de hayatını kaybediyor. Güney Kore’de hükümetin düşünce ve ifade özgürlüğünü kısıtlaması üzerine harekete geçen bir grup aktivist, hükümetten bu konuda izin alamayınca çareyi teknolojide buldu. Uluslararası Af Örgütü tarafından düzenlenen eylemde, ekranlara yansıtılan insan boyutunda hologramlar

ile hükümetin tutumu ve politikaları protesto edildi. Konuyu Uluslararası Af Örgütü adına değerlendiren Kim Hee-Jin, düzenlenen protesto şekli ile hükümetin kamusal eylemlere karşı olan tutumunu eleştirmek

istediklerini ifade ederken, ülkede sadece ‘hayaletlerin’ protesto hakkı kaldığının altını çizdi. Hükümet ve hükümet bağlı güvenlik güçleri hologramlı protesto karşısında herhangi bir müdahalede bulunmadı.

Digital Signage ile başarıya ulaşmanın 10 püf noktası Müşterilerine ulaşmak için ‘Digital Signage’ teknolojisinden yararlanan markalar, müşterilerine ulaştırmak istedikleri reklamları ve mesajları, dijital ortamda hedef kitlelerine zengin bir görsel içerikle duyurabiliyorlar. Dünyada 12 ülkede “Geleceğe Taşıyan Dijital Çözümler” sloganıyla her ölçekteki firmaya göre dijital yayın ve bilgilendirme sistemleri üzerine hizmeti sunan Sistem 9’un Pazarlama Müdürü Harun R. Akol, bu alanın şirketlere sağladığı yararları 10 maddede açıkladı. 1- Kurum, kuruluş veya firmalar içerik ve görsellerini dijital ekranlar üzerinden anında güncelleyebiliyor. Ayrıca bu ekranları kullanılarak personellerine istedikleri zaman eğitim verebiliyor. 2- Bilgi ve görsellerini ekranlara haftanın her günü ya da günün belli saatlerinde istenilen zaman diliminde yansıtabilirler. Müşterilerinin geribildirim, yorum hatta anketlerine verdiği yanıtları da ekrandan gösterebilirler. 3- Dijital yayın ve bilgilendirme ekranlarının onlara sunduğu gerçek ve algılanan bekleme sürelerini azaltan özelliğinden yararlanıp, müşteri memnuniyetini arttırıp, marka bilincini pekiştirebilirler. 4- Dijital yayın ve bilgilendirme ekranlarını birden fazla lokasyonda, görsel tutarlılık ve uyum içinde tek merkezden kontrol edebilirler.

5- Dijital yayın ve bilgilendirme ekranlarının interaktif özelliği sayesinde müşterilerine özel hizmet veya teklifler sunup, onlarla iletişime geçebilir, etkileşimli yönlendirme seçenekleri sunabilirler. 6- Dijital yayın ve bilgilendirme ekranları sayesinde, grafik, tasarım, baskı, kâğıt, nakliye gibi operasyonel giderlerden kurtulup maliyet yüklerini azaltabilirler. 7- Kurumlar dijital yayın ve bilgilendirme ekranlarıyla müşteri sadakati yaratmak için, maç sonucu, hava-yol durumu gibi içerikleri, promosyon veya duyurularını anında müşterilerine iletebilirler. 8- Görsel bilgi ekranlarının sunduğu yüksek çözünürlüklü hareketli grafikler ve videoları kullanarak daha fazla dikkat çekerek, müşterinin satın alma duygusunu teşvik edebilirler. 9- Dijital yayın ve bilgilendirme ekranlarının gücünden yararlanarak yenilikçi zengin içerikli bir tanıtım platformuna kavuşup, müşteriye sunacakları ileri teknolojiye sahip mağaza tasarımları sayesinde onları kolayca içeri çekebilirler. 10-Dijital yayın ve bilgilendirme ekranları aracılığıyla özel fırsatları veya indirim kuponlarını sunarak, ekranlara bakan kişi sayısını arttırabilirler. Müşterinin paylaştığı fotoğraf, video, sosyal durum ve etiketleri de ekranlara yansıtabilirler.


Nessus'un mucidi ve kesintisiz ağ monitörizasyonunun lider ismi tarafından sizlere ulaştırılan kapsamlı çözümlerle güvenliğinizde dönüşüm yaşamanın zamanı…

Kesin�si� Görülebilirlik

Kri�k İçerik

Sonuca Götüren Önlemler

Kör Noktaları Ortadan Kaldırın

Tehditleri Önceleklendirin

Tehditlere Maruz Kalma & Veri Kaybına Uğrama Olasılığınızı Azal�n

Kesin�siz Ağ Monitörizasyonu & Dinlemesi

Akıllı T����� Avcılığı

Uyumluluk & Uygunluk

��l��� ������l���l�� ����������

Ölçeklendirilebilen Zafiyet Yöne�mi

Daha fazla bilgi edinmek için lü�en tenable.com adresini ziyaret ediniz.

www.e-data.com.tr

e-Crime & Informa�on �ecurity, 15 Mart 2016 Hilton Istanbul Bosphorus standımıza bekliyoruz.


30

BThaber

BTnet.com.tr

7 - 13 MART 2016

Hem büyük, hem de 4K Inceleme BTnet

Bu işlemciyle ekran kartına gerek yok

AMD’nin, içerisinde GPU bulunan APU modeli A87670K, bu haftaki inceleme konuğumuz oldu.

4 çekirdekli FM2+ soketini kullanan A8-7670K, içerisinde 4 çekirdek bulunduruyor. Bu çekirdeklerin çalışma frekansları 3.6 ila 3.9 GHz arasında değişiyor. 2 x 2 MB L2 önbelleği bulunan ürün, 2133 MHz DDR3 bellekleri destekliyor. İçerdiği IGP (tümleşik grafik işlemci) 754 MHz’de çalışırken, 384 paralel işlem birimi kullanıyor. A8-7670K, 28 nanometre teknolojisiyle üretiliyor ve 95 watt TDP değerine sahip. Ürünün teknik özelliklerine hızlıca baktığımızda bu manzara ile karşılaşıyoruz. Şimdi gelelim kullanım tecrübelerine… Windows 10’da yeterli performans AMD A8-7670K, ucuz sayılabilecek bir çözüm olduğu için bilgisayarı daha hafif işler yapanlar açısından değerlendirmeyi tercih ediyorum. A8-7670K, Windows 10 işletim sistemiyle beraber son derece akıcı bir

Otomotiv sektörü şu sıralar hızlı bir elektronikleşme devrimi yaşıyor. Araçlarda elektronik aksam kullanımı son yıllarda bir hayli arttı; hatta artık neredeyse tamamen elektronik araçlar kullanıyoruz. Tesla’nın araçlarında kullandığı elektronik altyapı, diğer şirketleri de teknolojik anlamda “itmeye” sebep oluyor. İnternete bağlanabilen, sürücüyle iletişime geçen, hatta otomatik olarak park yeri bulup kendini yerleştirebilen, yapay zekaya sahip araçlardan bahsediyoruz. Cadillac da bu elektronikleşmeye kendi teknolojileriyle katkıda bulunmayı amaçlayarak optik ayna yerine LCD ekran kullanmayı planlıyor. Cadillac’ın Mart’ta piyasaya

kullanım tecrübesi sunuyor. Standart programlarda yeterli performans sağlarken internet tarayıcıda da gayet iyi performans sağlayabiliyor. Word, Excel ve Photoshop da düzgün bir şekilde çalışıyor. AMD A8-7670K, aslında IGP’siyle ön plana çıkan bir ürün. Hali hazırda ekran kartı üretimi yapan AMD şirketi, işlemcilerinde de fiyatına göre yüksek performanslı IGP’ler kullanmaktan çekinmiyor. 120 dolar seviyesindeki A87670K ve tümleşik GPU’su ile GTA 5 dahil pek çok oyun, düşük ayarlarda olsa da 50 fps civarında bir akıcılıkla oynanabiliyor. Bu noktada günlük işlerin yanı sıra “az bir şey de oyun oynayım ama derdim grafik değil” diyenlerin de ilgisini çekebilecek bir ürün olduğunu söyleyebiliriz. Heroes of the Storm oynadım, Hearthstone oynadım ve pek sorun yaşamadım. A8-7670K’nın genel olarak ekran kartı satına ekstra para ödemeden, gerektiğinde oyun da oynanabilecek bir bilgisayara sahip olmak isteyenlere hitap ettiğini söyleyebiliriz.

Bilgisayar monitörleri, uzunca bir süre 22 inç – Full HD bandında kaldıktan sonra nihayet yeniden hareketlenmeye başladı. Akıllı telefonların bile ekranları 2560 x 1440 piksele ulaşmışken bir süre yerinde sayan monitörler, akıllı telefonların piksel sıklığına alıştıktan sonra göze batar hale gelmişti. Neyse ki bugünlerde 2560 x 1440 (QHD), 3440 x 1440 (UWQHD) ve 3840 x 2160 (4K) modellerle sıklıkla karşılaşıyoruz. Yükselen çözünürlükle beraber ekran boyutlarında da değişiklikler oluyor. Philips’in BDM3275UP model monitörü de bahsi geçen “monitör devriminin” bir parçası. 32 inç boyutunda büyük bir panel Philips BDM3275UP, 32 inç boyutunda canavar gibi bir monitör. Bir zamanlar 55 ekran televizyonları 2 – 3 metreden izlediğimizi düşününce 82 ekranlık (32 inç) bir monitörü 50 cm uzaklığa yerleştirip oyun oynama – iş yapma fikri birazcık şaşırtıcı geliyor doğrusu. Genel olarak Philips’in monitör çizgisini koruyan bir tasarıma sahip olan BDM3275UP, şık görünümü ve yüksek malzeme kalitesiyle hemen dikkat çekiyor. Üst seviye profesyonel monitörlerinin hemen hemen hepsinde kullanılan ve monitörün neredeyse her yöne hareketini sağlayan ayak yapısı, bu üründe de yer bulmuş durumda. Monitörü yükseltip alçaltabildiğimiz gibi, sağa sola, öne - arkaya dönmesini sağlayabilir, öne veya arkaya doğru eğimli çalışmasını

Inceleme BTnet

sağlayabiliyoruz. Ayrıca paneli komple döndürüp dik de çalıştırabiliyoruz. Cihazın kontrolleri sağ alt köşeye yerleştirilmiş. Dokunmatik yapıda olan tuşlar, monitörün hem alt, hem de ön tarafından kontrol edilebiliyor. Açıkçası monitörlerde dokunmatik tuşları pek de tercih eden biri değilim; karanlıkta kolaylıkla bulunabilecek yapıda olmaları gerektiğini savunuyorum. 4K çözünürlük Philips BDM3275UP, 4K çözünürlük sunuyor. IPS panel kullanan bu monitörün 4 milisaniyelik bir tepki süresi bulunuyor. 16:9 formundaki ürün, IPS paneli sayesinde 178 derece dikey ve 178 derece yatay görüş açısı sağlayabiliyor. Görüntü kalitesi konusunda son derece başarılı olan BDM3275UP, renkleriyle büyülüyor. Çözünürlüğün yüksek olması detay konusunda büyük fayda sağlarken, World of WarCraft gibi oyunlarda da harika bir

Dikiz aynalarında LCD devrimi yolda

çıkacak olan yeni aracı CT6, oldukça ilginç bir dikiz aynası seçeneğiyle karşımıza çıkacak. Standart bir dikiz aynası yerine yüksek çözünürlüklü bir LCD ekran yerleştiren Cadillac,

arabanın arka tarafındaki kameralardan aldığı görüntüyü bu “dikiz LCD’sine” yansıtıyor. Normal bir optik dikiz aynasının sağladığı görüntü açısının yaklaşık 3 katı kadar genişliğinde görüş

sağlayabilen sistemin sürücüye büyük avantaj sağlayacağı aşikar. Bu noktada kamera sistemi büyük önem kazanıyor. Zira karanlık bir yolda, arkadan gelen arabanın ön farları eşliğinde nasıl bir tepki verdiği merak konusu. Sistemin en başarılı yanı ise gerektiğinde klasik optik ayna moduna da geçebiliyor olması. Herhangi bir şekilde kameralarda veya LCD’de problem olduğunda basit bir şekilde optik ayna devreye alınabiliyor; yolumuza devam edebiliyoruz. Diğer taraftan arka koltukta oturanların uzun boylu

oyun alanı kalmasını sağlıyor. 4 ms tepki süresine sahip olması cihazı oyunlarda da avantajlı hale getirirken, iş yaparken de tek ekran üzerinde çok büyük bir alana sahip olmanızı sağlıyor. Bu noktada 4K çözünürlüğün özellikle oyunlarda ekran kartlarına getirdiği inanılmaz performans yükünü de hatırlatalım. Full HD’de oynadığınızdan çok daha güçlü bir ekran kartına ihtiyaç duyacaksınız. Cihazın sağ – arka tarafında 4 tane USB 3.0 portu bulunuyor. Bu portlardan bir tanesi telefonların vb. cihazların şarj edilebilmesi için sürekli enerji sağlıyor. BDM3275UP’nin arka panelinde her türlü görüntü girişinden birer tane bulunuyor: HDMI, DisplayPort, VGA ve DVI. Bu bağlantılardan sadece DisplayPort bağlantısı, 4K çözünürlükte 60 Hz görüntü iletimine imkan sağlıyor. Yani BDM3275UP’den tam anlamıyla faydalanmak için DisplayPort bağlantısını kullanmanız gerekiyor.

olması sebebiyle oluşabilecek görüş alanı kapanması durumuyla da karşılaşılmayacak. Ayrıca arkamızdaki arabanın uzun farları açık bırakması durumunda da sürücünün gözlerinin rahatsız olması durumu ortadan kalkacak. Son olarak bir gece görüş sistemi kullanılarak aracı park etme konusunda da destek olabilir. LCD dikiz aynası sistemi, üzerinde yeterince uğraşılması durumunda gelecekteki araçlarda yerini alabilir. Mart’ta piyasaya çıkacak olan Cadillac CT6’da kullanılacak bu teknoloji için gerekli izinlerin alındığı belirtiliyor. Otomobil meraklılarının kafasını ise bu sistemin sorunsuz bir şekilde kaç yıl çalışabileceği sorusu kurcalıyor.



32

BThaber

BTnet.com.tr

7 - 13 MART 2016

1479 beygir gücünde yeni Bugatti: Chiron Ruşen Göbel Her dönem bir süper otomobillere imza atan Bugatti,”harika” ve “süper hızlı” bir araçla herkesin aklını başından almayı başarıyor. 1990’larda McLaren F1 modelleri araba yarışı oyunlarının ulaşılmazıydı. 390 km/s hıza ulaşabilen bu canavar, süper otomobil piyasasının en sevilen aracıydı. 2002’de Ferrari Enzo, sonrasında 2005’te Bugatti Veyron McLaren F1’i tahtından ederken, “en ulaşılmaz” süper otomobil

koltuğuna Lamborghini Aventador oturdu. Şimdi ise McLaren’ın P1 modeli en yeni süper otomobil olarak biliniyor. Bugatti de Veyron modellerini aradan geçen 10 senenin

ardından sonlandırıp, yeni modellerine geçiş yapma kararı aldı. Yeni serinin adı ise Chiron. Chiron’un çıkış modeli, W16 motoruyla 1479 beygir güç üretebiliyor. Aracın

maksimum hızı 420 km/s olarak gösterilirken yapılan denemelerde 460 km/s hızına da ulaşabildiği söyleniyor. 0 100 km/s süresi 2.5 saniyenin altında. Veyron, maksimum

hızda hareket ederken 100 litrelik benzin deposunu 12 dakikada bitirebiliyorken Chiron bunu 9 dakikada gerçekleştirebiliyor... Tasarım olarak Veyron’u bir hayli andıran Chiron, çok daha agresif bir ön tasarıma sahip. LED farlardaki agresifliği dikkat çekerken, arka lambalar için de çizgi biçiminde tasarım tercih edilmiş. Vergiler hariç 2.5 milyon dolardan satışa çıkacak olan Chiron’dan toplam 500 tane üretilecek. Bakalım Türkiye’de bu araçtan görebilecek miyiz...

Sky Q, AirTies’ın Mesh teknolojisini kullanıyor AirTies Mesh çözümü, Sky Q’nun TV ve ağ aksesuarlarının altyapısını oluştururken Sky’ın “Fluid Viewing” teknolojisinin yapısını oluşturuyor. Sky Q kullanıcıları gerek canlı yayın, internet TV, geniş bant internet gerekse yerel olarak kaydedilmiş herhangi bir video içeriğine tek bir Wi-Fi ağı ile erişebiliyor. Mobil cihazlar evin içinde dolaşırken, AirTies Hybrid Mesh yazılımı tüm ev ağının bir haritasını çıkarıyor ve internet bağlantısı / TV yayınları için anlık ihtiyaçları gözlemleyerek veri paketlerini en verimli nasıl göndereceğini belirliyor. AirTies Hybrid Mesh, Sky kullanıcıları için kablosuz bağlantıyı optimize ederek maksimum verim alınmasını sağlıyor. Sky ile yapılan işbirliğini değerlendiren AirTies Kurucusu ve Yönetim Kurulu Başkanı Bülent Çelebi, “AirTies, Sky’a birkaç yıldır Wi-Fi ürünleri sağlıyor; bu ufku geniş proje için seçilmiş olmaktan gurur duyuyoruz. Sky’ın gelişme stratejisindeki bu önemli adımı optimum ev ağları performansı için çoklu erişim noktası görüşümüzü de doğruluyor. Kusursuz bir ev ağı, premium içerik sağlayıcılar için vazgeçilmez” dedi. Sky Yeni Ürünler Müdürü Andrew Olson ise “Avrupa’nın lider eğlence sunucusu olarak, müşterilerimizin en iyi televizyon deneyimini yaşamalarını önceliğimiz olarak kabul ediyoruz. AirTies ile çalışmamız, Fluid Viewing ile ekranlar arasında en konforlu kullanıcı tecrübesi yaratmamıza yardımcı oldu. Aynı zamanda tüm Sky Broadband kullanıcıları, Sky Q kutularını birer akıllı kablosuz erişim noktasına dönüştürerek Sky servis deneyimini bir üst seviyeye taşıma imkanı yakaladı” şeklinde konuştu. Sky Q, favori TV kanallarını kolay biçimde kablosuz olarak ulaşılabilir kılan gelişmiş bir ürün ailesi. Sky Q’nun Fluid Viewing teknolojisi, aynı anda 5 farklı kanal izlerken 4 ayrı kanalı da kaydedilmesini, istenen kanalı durdurup diğerinde devam edebilmeyi, kutuda kayıtlı olan veya canlı herhangi bir programı televizyon veya tabletten izlemeyi mümkün kılıyor.


TRAINING

R E H C U VO

+90 216 575 36 74 www.mayasoft.com.tr egitim@mayasoft.com.tr

ERVICE

GS PLANNIN

R E H C U VO


34

BThaber

KARİYER

7 - 13 MART 2016

Girişimcilik ve güncel başlıklar Bilgi’de buluşacak İstanbul Bilgi Üniversitesi Uluslararası Genç Girişimciler Platformu (IPFYE), 6-7 Mayıs tarihlerinde İstanbul Bilgi Üniversitesi’nde 2. IPFYE Business Forum’u düzenleyecek. Temel hedefler ise üniversitelerle diyalog kurarak, gençlerin belirlenen konularda küresel alanda faaliyet göstermesini sağlamak, uluslararası alanda ortak sonuçlara ulaşmak, girişimcilerle yatırımcıları ortak bir yapıda buluşturmak. Uluslararası yatırımlara zemin oluşturmanın önemine işaret eden İstanbul Bilgi Üniversitesi Uluslararası Genç Girişimciler Platformu (IPFYE) Yönetim Kurulu Üyesi Burak Orman, şu bilgileri verdi: “Bu forum ile uluslararası çerçevede girişimcilik, yatırım ve enerji gibi başlıklarda gençlik oluşumlarını, üniversiteleri, STK’ları ve işadamlarını bir araya getirmek

ve paylaşımlarda bulunmalarını sağlamak istiyoruz. IPFYE Business Forum ile üye ülkelerden 50, yurtiçinden 500 katılımcı bekliyoruz. Katılımcılar da yaklaşık 14 üye ülkeden gelen girişimci, akademisyen, öğrenci, işadamı ve STK temsilcilerinden oluşacak.” Gerçekleşecek olan forumda ele alınacak başlıklar şöyle sıralanıyor: ‘Enerji ve Yenilenebilir Enerji’ yatırımları, bilişim sektörüne olan yatırımların uluslararası boyutta gelişimi, uluslararası boyutta girişimcilik ve üye ülkelerde bu yöndeki fırsatlar ve destekler ve son olarak, üye ülkelerde yatırımlar için var olan hukuksal zemin. Forumun konferans bölümünde ‘ülke oturumları’ başlığında belirlenen konular çerçevesinde uzman konuşmacılar katılımcıları bilgilendirecek. Fuaye alanında

E T K İ N L İ K L E R 8 Mart 2016

HP Printing Reinvented Lizbon AYRINTILI BİLGİ: http://www.hp.com/ 10 - 11 Mart 2016

Digital Marketing Innovation Summit New York AYRINTILI BİLGİ: https://theinnovationenterprise. com/summits/digitalmarketing-innovation-summitnew-york-2016

konumlanan IPFYE Elevator da girişimcilerin melek yatırımcılara birkaç dakika içinde kendilerini ve fikirlerini anlatması konseptini hayata geçirecek. Detayları Burak Orman şöyle anlattı: “Online kayıt yaptıran katılımcılara ve proje sahiplerine 1000 IPFYE doları verilerek, stand alanındaki projelere IPFYE aracılığıyla yatırım yapılacak. Tüm oyuncular parayı istedikleri şekilde projelere yatırabilecekler. Proje sahipleri, kendi projeleri haricindeki projelere de yatırım yapabilecek. Proje bazlı ödülleri belirlenen süre sonunda en çok yatırımı alan 10 proje de asansöre binme, kısa zamanda kendini ve girişimini anlatma hakkını kazanacak.” Etkinlikle ilgili detaylar ipfyeofficial.org sitemizden de takip edilebilir.

Y U R T D I Ş I

14-18 Mart 2016

CeBIT Hannover, Almanya AYRINTILI BİLGİ: www.cebit.de/home 20 - 24 Mart 2016

23 - 24 Mart 2016

Google Cloud NEXT San Francisco AYRINTILI BİLGİ: https://cloudplatformonline.com/ Next2016.html

Adobe Summit Las Vegas AYRINTILI BİLGİ: http://summit.adobe.com/na/

Bu köşede yayınlanmasını istediğiniz etkinliklerinizle ilgili bilgileri handana@bthaber.com.tr adresine gönderebilirsiniz.

E T K İ N L İ K L E R 10 Mart 2016 BTvizyon Kocaeli AYRINTILI BİLGİ: www.bilisimzirvesi.com.tr

Y U R T İ Ç İ

16-18 Mart 2016 6. CityExpo Antalya Expo Center AYRINTILI BİLGİ: http://www.antalyacityexpo.com/#

Kamuda BT Yönetişimi Teknoloji Platformları AYRINTILI BİLGİ: www.bilisimzirvesi.com.tr 23 Mart 2016

12 Mart 2016 Cnet / NextCAM Bayi Kanal Toplantısı Gaziantep Şirehan Otel AYRINTILI BİLGİ: www.cnettr.com/tr-tr/blog

23 Mart 2016

19-20 Mart 2016 III. Ulusal Yönetim Bilişim Zirvesi Beykent Üniversitesi- Ayazağa Kampüsü AYRINTILI BİLGİ: http://ybzirvesi.com

Biyometri ve Güvenlik Teknoloji Platformları AYRINTILI BİLGİ: www.bilisimzirvesi.com.tr 25-26 Mart 2016 BETA 2016 Sektör Günleri Boğaziçi Üniveristesi AYRINTILI BİLGİ: buec.boun.edu.tr/beta/

Bu köşede yayınlanmasını istediğiniz etkinliklerinizle ilgili bilgileri handana@bthaber.com.tr adresine gönderebilirsiniz.

İş ilanlarında sosyal medya etkisi Secretcv.com, sosyal medyada kullanılan “beğen” ikonunu sistemine dahil etti. Böylece Secretcv.com’a üye olan 18,5 milyon aday ya da üye olmadan sadece iş ilanlarına göz atan adaylar, beğendikleri, takip etmek istedikleri iş ilanlarını kalp ikonuyla beğenebilecek. Bu beğeninin ardından ‘sosyal medyada

paylaş’ seçenekleriyle, bireyler diledikleri mecrada iş ilanını paylaşabilecek. Beğenme sayıları hem diğer adaylar hem tüm firmalar tarafından görülebilecek. Her ilanın yanında kalp ikonuyla kaç beğeni aldığı görülebilecek ve böylece sosyal medyadaki iletişim dili, belli bir seviyede İK platformuna da yansıtılacak.

Verint’in yeni Ülke Müdürü Özdemir Müşteri katılım optimizasyonu, akıllı güvenlik, risk ve uyumluluğa yönelik çözümler sunan Verint’in Türkiye organizasyonunda Barış Özdemir, 2016 Mart ayı itibariyle Verint Türkiye Ülke Müdürü olarak göreve başladı. Lisans eğitimine 1996 yılında Kocaeli Üniversitesi’nde Elektronik Barış ve Haberleşme dalında başlayan, 2002 Özdemir itibariyle Yıldız Teknik Üniversitesi’nde yüksek lisansını tamamlayan Barış Özdemir, iş hayatına 1999’da Nortel Networks Netaş’ta başladı. 2005 yılında Avaya’nın distribütörü Turovis’de satış yöneticisi olan Özdemir, 2009 yılında ise Avaya’nın Platinium iş ortağı Empatel’e geçerek, 2016 başına kadar bu kurumda kurumsal satış yöneticiliği görevini üstlendi.

Emarsys’te Türkiye Ülke Müdürü Emre Güzey oldu B2C şirketlerine yönelik bulut pazarlama yazılımları sağlayıcısı Emarsys’te Emre Güzey, Türkiye Ülke Müdürü olarak atandı. Bu görevlendirme, Emarsys’in mevcut konumunu pekiştirmesinin yanı sıra bölgedeki perakendecilere, e-ticaret şirketlerine ve markalara sunduğu ürün ve hizmetleri güçlendirmeye yardımcı olacak. Emre Emre Güzey Güzey, Emarsys Türkiye Ülke Müdürü olarak bölgedeki satış ve pazarlama ile üst düzey müşteri yönetimi faaliyetlerinin yanı sıra iş geliştirme konusunda da rol oynayacak. Emre Güzey, Emarsys’e katılmadan önce E-ticaret Çözümleri Direktörü olduğu NCR Corporation’da şirketin çapraz kanallı kampanya pazarlama platformunun Türkiye pazarına tekrar girişine liderlik etti. Platformun Avrupa’daki tüm müşterilerinin yönetimini üstlenen Güzey, daha önce 7 yıl çalıştığı Bwin.Party Digital Entertainment şirketinde, müşteri hizmetleri yazılım biriminin başında yazılım ürün yönetimi, geliştirme ve kalite güvence ekiplerini yönetti.


BThaber

KARİYER

7 - 13 MART 2016

35

Tüm İK’nın ve yönetimin sorumluluğu olsa da… IBM Security ile IBM İş Değerleri Enstitüsü (IBV), 700’den fazla üst düzey yöneticinin katıldığı bir araştırma yayınladı. Araştırma, üst düzey yöneticiler arasındaki çoğu liderin siber güvenlik alanında gerçek düşmanın kim olduğu ve bu kişilerle etkin biçimde nasıl mücadele edileceği konusunda net fikir sahibi olmadığını ortaya koyuyor. “Üst Düzey Yöneticilerin Güvenliği, Yönetim Kurulundan ve Üst Düzey Yöneticilerden Siber Güvenlik Bakış Açısı” başlıklı araştırma, kuruluş içerisindeki siber güvenlik konusunda 28 ülkeden ve 18 sektörden üst düzey yöneticilerle gerçekleştirilen görüşmelere dayanıyor. Üst Düzey Bilgi Güvenliği Yöneticilerinin dahil edilmediği araştırmada, diğer üst düzey yöneticilerin yüzde 68’i siber güvenliği temel öncelik olarak görüyor, yüzde 75’i de kapsamlı bir güvenlik planının önemli olduğuna inanıyor. Ancak

İşe alımlarda hız ön planda İş başvuru sistemini dijitalleştiren TeknoSA, mağaza içi pozisyonlar için iş başvuru süreçlerini basit, kısa ve hızlı hale getiren ‘Jet Başvuru’ sistemini hayata geçirdi. QR kod veya ilgili link sayesinde hızla ulaşılabilen başvuru formları ile başvuru sürecini hızlandıran TeknoSA, teknoloji perakendeciliğine uygun bir işe alım konseptini hayata geçiriyor. Jet Başvuru sistemiyle adaylar, istedikleri zaman ve yerde, istedikleri cihazla iş başvurularını kolayca yapabiliyor. Dijital olarak yapılan başvurular, doğrudan TeknoSA’nın İnsan Kaynakları bölümüne iletiliyor ve bu sistem sayesinde iş süreçleri de hızlanıyor.

sonuçlar, bu yöneticilerin bilgi güvenliği yöneticileri ile güvenlik planlamasının ötesinde daha fazla etkileşim kurması ve daha etkin bir rol üstlenmesi gerektiğini de ortaya koyuyor. Üst düzey yöneticilerin yüzde 70’i kuruluşları için en büyük tehdidin tek başına hareket eden kişiler olduğunu düşünürken, CEO’ların yüzde 50’sinden fazlası, siber suçlarla mücadelede işbirliğinin gerekli olduğunu

kabul ediyor. Ancak CEO’ların yalnızca üçte biri kuruluşlarının siber güvenlik olayı bilgilerini dışarısı ile paylaşmaya istekli olduklarını belirtiyor. Bu da koordineli sektör işbirliğine karşı bir direnişi ortaya koyuyor. Araştırmaya göre, üst düzey finans, insan kaynakları ve pazarlama yöneticilerinin yaklaşık yüzde 60’ı, kendilerinin ve birimlerinin siber güvenlik stratejisinde ve bu stratejinin uygulanmasında etkin rol

oynamadıklarını belirtiyor. Örneğin, İK yöneticilerinin yalnızca yüzde 57’si, çalışanların siber güvenlikte rol oynaması için ilk adım olan bir siber güvenlik eğitimi uyguladığını bildiriyor. Bu arada, üst düzey yöneticilerin yüzde 94’ü şirketlerinin gelecek iki yıl içerisinde önemli bir siber güvenlik olayı ile karşı karşıya kalmasının mümkün olduğunda inanıyor. Yanıt verenlerin ise sadece yüzde

17’si bu tehditlere karşı hazırlıklı olduklarını ve karşılık verebileceklerini düşünüyor. IBM, bu yüzdeyi “Siber-Güvenli” üst düzey yöneticiler olarak tanımladı. “Siber Güvenli” liderlerin üst düzey yöneticilerle işbirliğini siber güvenlik programına eklemiş olma ihtimali, siber güvenliği yönetim kurulu seviyesinde gündemin olağan maddelerinden biri haline getirme potansiyelleri de diğerlerine göre iki kat fazla.


MEKTUP

BThaber

Bahar günlerinden merhaba, WWF’in 10 yıldır düzenlediği, her yıl milyonlarca insanın bir saatliğine ışıkları kapatarak küresel iklim değişikliğine dikkat çektiği Dünya Saati etkinliğine bu yıl Türkiye’den ‘tarihi’ destek gelmiş. Geçmiş yıllarda etkinliğe katılan Boğaziçi köprüleri, Dolmabahçe Sarayı ve Sultanahmet Cami gibi anıtsal yapıların arasına katılan Efes Antik Kenti, Selimiye Cami ve Peri Bacaları da 19 Mart’ta 20.30-21.30 arasında ışıklarını bir saatliğine kapatacakmış. Garanti Bankası ve Viko by Panasonic’in ana sponsorluğunda, bu yıl “iklim mücadelesine bir ışık tut” sloganıyla yola çıkan Dünya Saati etkinliğine katılmak isteyen birey ve kurumların, www. dunyasaati.org adresine girerek kayıt olmaları yeterli. Bu siteden Türkiye’deki etkinliğe katılan kurum ve kuruluşları görmek de mümkün. Işıkları kapatmakla tatmin olmayacağımız, gerçek tasarruf bilincine küresel bazda kavuştuğumuz günler dileğiyle… Su eksenindeki sıkıntılara değinmeden olmaz. Yeni nesil ürünlerini UNICERA 28. Uluslararası Seramik, Mutfak ve Banyo Fuarı’nda tanıtan, tasarrufun önemine ve suyun değerine de hep dikkat çeken Penta Banyo, temasını “Geri Dönüşüm!” olarak belirlemiş. Şirket, fuardaki standında 470 adet varil kullanmış. Bu sayı yaklaşık 74 bin 730 lt suya denk. Bu miktar da Türkiye’de sadece bir kişinin bir yıllık su tüketimine eşit. Bu suyun yüzde 14’ü tesisat sızıntıları ile israf oluyor ve bu da 63 varil suyun yitip gitmesi demek. Sözün özü, doğru banyo ve armatür sistemlerinin kullanılması hem bütçeler hem Türkiye için tasarruf demek. Bu ince hesaplamaların hedefini bulması dileğiyle… Haftaya sorunlarla başlamış olmak istemem, ama gerçeklere

“İnsana Saygı” yaklaşımı ile Kariyer.net tarafından 4’üncü kez ödüle layık görülmüş. İnsana saygının ödülü hak ettiğini gösteren bu ödülü bir haberle daha desteklemek isterim: OMSAN da İnsana Saygı Ödülü’ne dördüncü kez layık görülmüş. Bu adımların, tüm kurumlarda bir refleks politika olmasını dilerim. Sıra 14’üncü yılında 7 şehirde olacak, 12-20 Mart’ta İstanbul’da Pera Müzesi, İtalyan Kültür Merkezi, Aynalı Geçit ve İstanbul Modern’de sinemaseverlerle buluşacak olan Filmmor Kadın Filmleri Festivali’nde… Festival İstanbul’un ardından 26-27 Mart’ta Hatay’da. 2-3 Nisan’da Adana’ya, 9-10 Nisan’da Bodrum’a, 16-17 Nisan’da Mardin’e, 23-24 Nisan’da İzmir’e gidecek festivalin yolculuğu 2930 Nisan’da Van’da sona erecek. Her yıl kadınların deneyimlerini, ürettiklerini ve düşlerini sinemayla, yine sinemada paylaşan Uluslararası Gezici Filmmor Kadın Filmleri Festivali bu yıl ‘Kadın Dayanışması Yaşatır’ diyor. Bu yıl festival programında 30 dilden 70’i aşkın film var. www.filmmor. org sitesinden programı ve durakları takip edelim. Sinemadan tiyatroya geçerek haftayı tamamlıyorum. Dario Fo ve Franca Rame’in kaleme aldığı, kadınların evrensel sorunlarına değinen ‘Hepimizin Öyküsü Aynı’ Mart’ta CRAFT Tiyatro’da devam ediyor. ‘Bir Ana’, ‘Yalnız Kadın’ ve ‘Uyanış’ olmak üzere üç ana temanın karaktere büründüğü, Dario Fo’dan da anlayacağın gibi mizahi dili yüksek oyunda Hatice Aslan, İrem Sak ve Pınar Çağlar Gençtürk var. Oyunun ana teması mizahi olsa da, kadına yönelik şiddetin diz boyu olduğu Türkiye için ironik: “Bu ülkenin kadınlarının artık böyle sorunları olmadığını biliyoruz. Bu yüzden bu oyunu tüm İtalyan kadınları yararına oynamaya karar verdik.” Bu hafta da bu kadar, yeni bir gündemle haftaya buradayım,

36

7 - 13 MART 2016

Tasarruf için bireysel bilinç şart de sırtımızı dönemeyiz. Misal, özellikle son dönemin ana konusu mülteci sorunu. Sana, karşımızdaki gerçeklere rağmen ortaya çıkan acı sonuçları iletmek isterim. BAREM’in, WIN/ Gallup International ile birlikte gerçekleştirdiği “Mülteciler Araştırması” için 69 ülkede 68 bin 595 kişi ile görüşülmüş. Genel kamuoyu, bu 69 ülkenin, Türkiye de dahil 42’sinde sığınmacılara karşı iken sadece 27’sinde sığınmacılara olumlu bakılıyor. Alt gelir grubundaki ülkelerin büyük bir bölümü mülteciliği destekliyor. Orta gelir grubundaki ülkelerinin çoğu ise mültecilere olumsuz bakıyor. Üst gelir grubundaki ülkeler içinde ise mülteciliği hem destekleyen hem karşı olanlar var. Sığınmacılar konusundaki tavır; yaş grupları arasında da değişiyor. Örneğin gençler, mültecileri yaşlılara göre daha çok destekliyor. Türkiye ise dünyanın en büyük sığınmacı ağırlayan ülkesi olarak, gelen mültecilere pek sıcak bakmıyor. Eksi yüzde 35 net destek oranı ile araştırmanın

2016

www.bthaber.com www.linkedin.com/groups/BThaber twitter.com/bthaber www.facebook.com/BThaber

Okur Temsilcisi Behçet Envarlı benvarli@tbv.org.tr

olduğunu söylemiş. Doğan, ‘kıyaslama’ olgusunun hayatın her alanında olduğu gibi iş hayatında da olması gerektiğini vurgulamış. Avrupa’da 35 ülkede 40 bin işletmenin kullandığı “Mükemmellik Modeli’nin en başarılı örneklerinin yer aldığı etkinlikte, Türkiye Mükemmellik Büyük Ödülü’nü kazanan CocaCola İçecek Bursa Fabrikası, İGDAŞ, Sakarya Üniversitesi, İETT, Antalya Muratpaşa Sabiha Gökçen Anaokulu, Damla Su Sapanca Fabrikası da tecrübelerini paylaşmış. Kurumsal hayatımızla dünyayı imrendirmemiz hiç de zor değil, ne dersin? Gelelim kurumsaldaki başarı hikayeleri ve hak ettikleri ödüllere… Bu yıl 15’incisi düzenlenen Kariyer.net İnsana Saygı Ödülleri kapsamında, “İş başvurularını yüzde yüz olarak yanıtlayan” firmalardan biri de Bimeks. Bu arada Bimeks, daha önce de iki kez aynı ödüle layık görülmüştü. Teleperformance Türkiye de şirket politikasında ve İK uygulamalarında benimsediği

REKLAM SATIŞ GRUBU

YIL 22 SAYI 1062

7 - 13 MART

yapıldığı 69 ülke içinde 49’uncu sırada. Kimsenin evini, yurdunu terk etmeyeceği, mülteci kimliğine muhtaç olmayacağı günler görürüz umarım. Bu temennimin ziyadesiyle boş olduğunun farkındayım, ama altı üstü dilek benimki. Neyse, biraz gündemi değiştireyim. İstanbul Büyükşehir Belediyesi Medya A.Ş. tarafından internette hizmete sunulan .istanbul ve .ist üst düzey alanları dünya markalarından yoğun ilgi görüyormuş. İlk satın almayı yapan BBC’nin ardından BMW, Versace, WhatsApp gibi markalar da .istanbul ve .ist adreslerini almış ve yakında Türkiye’de faaliyet gösteren diğer küresel markaların bunlara katılması bekleniyor. Hedef 2016 sonuna kadar 100 bin kullanıcı. Türkiye Kalite Derneği (KalDer) ile Avrupa Kalite Yönetim Vakfı (EFQM) tarafından düzenlenen ‘Kazananlar Konferansı’nda konuşan KalDer Başkanı A. Hamdi Doğan, mükemmelliğe giden yolun anahtarının ‘paylaşımda’

BThaber Yayıncılık ve Etkinlik Hizmetleri A.Ş. adına Sahibi Ayhan Sevgi ayhans@bthaber.com.tr BThaber Grubu Yayın Koordinatörü Ayhan Sevgi ayhans@bthaber.com.tr Yazı İşleri Müdürü (Sorumlu) Bülent Nevres bulentn@bthaber.com.tr

Bültenlerinizi

Editörler Handan Aybars handana@bthaber.com.tr Sedef Özkan (Ankara) sedefo@bthaber.com.tr Ekrem Uçman ekremu@bthaber.com.tr Görsel Tasarım Nevzat Karataş nevzatk@bthaber.com.tr

Haber Merkezi Ruşen Göbel ruseng@bthaber.com.tr

Satış Grubu Evrim Koç Demirci Perihan Kıtay Özden Özge Karataş Canan Şahin

Reklam Rezervasyon info@bthaber.com.tr Abone ve Dağıtım Sorumlusu Kutay Göçe btabone@bthaber.com.tr

Mukadder Keskingözler mukadderk@bthaber.com.tr

bulten@bthaber.com.tr adresine gönderebilirsiniz

Yönetim Yeri: BThaber Yayıncılık ve Etkinlik Hizmetleri A.Ş. Fetih Mah. Tahralı Sokak Kavakyeli Plaza C Blok 7/5 34704 Ataşehir/İSTANBUL Tel 0216- 291 13 90 ISSN 1300-6495

Türkiye’nin en köklü bilişim teknolojileri yayını olan BThaber, 1995 yılından bu yana bilişim ve teknoloji dünyasındaki en son haberleri, yenilikleri ve bilgileri okuyucularına kesintisiz bir şekilde sunmaya devam ediyor. Her hafta yüzde 35’i BT, yüzde 65’i ise finans, otomotiv ve sağlık gibi farklı sektörlerde yer alan şirketlerin ve kamu kurumlarının yöneticilerinden oluşan 7500’ün üzerinde kişiye ulaşmakta ve online platformlar üzerinden her hafta on binlerce kişiye erişim sağlamaktadır.

Cilt, Baskı, Poşetleme: Apa Uniprint San. ve Tic. A.Ş. - Hadımköy İstanbul Asfaltı Ömerli Köyü İstanbul - Tel 0212-798 28 40. l BThaber kontrollü abonelik sistemiyle dağıtılmaktadır. - Fiyatı 1 Kuruş (KDV dahil) - BThaber, 5187 sayılı Basın Kanunu’nun 2/f maddesi hükmü gereği ‘yerel süreli yayın’dır.


BThaber

ICT NEWS

7 - 13 MART 2016

BThaber Corporate Group has been undertaking a fruitful cooperation for 25 years with domestic and foreign IT companies, Turkish public sector, the private sector and the entrepreneurs. Since the beginning, the BThaber Group has been working to be beneficial for the informatics sector and it is following closely the project requests and needs in the IT sector. Let us see 2016 through the eyes of the Corporate Group...

We are with the readers for 22 years IT industry is in a process of change all over the world. We are familiar with the paper, but the new generation probably will not care for the paper too much. However in the digital environment, particularly with the widespread use of social media; a problem occurs: how reliable is the content? Is it accurate? What is the source of content? As also pointed out by BThaber General Coordinator Ayhan Sevgi, the content of these structures does not pass through a certain filter. Thus, information pollution occurs. As a result, not only BThaber, all publications on paper is to be regarded as more trustworthy and according to Sevgi, despite all the publication costs, the paper continues to be the flagship. “We have been here for 22 years as BThaber and that is a great success for the publication world, aside from the IT sector in Turkey.” says Ayhan Sevgi and tells about their projects in 2016: “It is important to support this efficient construction with side products. E-Government magazine is an example. 2015 was a difficult year, but in 2016, all the pieces of the puzzle are falling into place in Ankara. In 2016, we will continue having our e-Government Roundtable meetings intensely. So far, we had more than 30 e-Government Roundtable meetings and public institutions are very interested in these meetings. The contents do not only stay in the meeting rooms. The contents are mentioned as a summary both in BThaber and examined in detail in the e-Government publication. The private sector version of e-Government Roundtable meetings is Next Step meetings, which are held for a similar purpose. This time, the private sector rather than the public comes together with IT sector’s representatives in closed

Projects have no limit

BThaber Corporate Group plans to keep up its growth rate through efficient projects in 2016 with Bthaber publications, research and up to date marketing techniques focused M2S and IT Summit (Bilişim Zirvesi) having a mission of bringing IT sector and individuals together. meetings. I know that currently a number of important projects of Turkey originated in these meetings. In addition to these projects; we will continue our special studies, our weekly files and our publications for vertical industries in 2016. One of the major publications of BThaber is Top 500 ICT Companies Research carried out by M2S, afterwards an awardgiving ceremony related to this study is organized by IT Summit (Bilişim Zirvesi). Thus, the three companies become a part of a great synergy.”

We are constantly developing our digital capabilities M2S increased its customer numbers and growth in 2015. Indicating that they anticipate a growth through the services they provide in 2016; M2S General Manager Özlem Unan comments: “Since 2013, the companies have been through some changes in their marketing strategy. We have 50% of our income generated from telemarketing projects creating new customers. Now digital services are used heavily in marketing. Creating new customers via the social media

channels, reaching customers by authorized e-mails and telemarketing projects are spreading. In 2016, we will continue to provide these services.” One of the most important innovations in this year will be creating new customers through digital marketing channels states Özlem Unan and gives more information: “We will provide services and create new projects using social media, websites and search engines to create new customers. In these projects, we will focus on the IT sector. We continue to do our research in the field of industrial research. In addition to energy, production and retail sectors, this year we will also address new sectors. Of course, we continue to meet all kinds of special research demands. We would like to work more intensely on channel or customer satisfaction, market researches carried out on special requests. We will take firm steps in this regard with our marketing efforts. We have 20% of our revenues from other than ICT sectors. In 2016, we aim to increase the share of other sectors. We will do this

by the market research channel. Our objective is to introduce strongly the points in which we have been successful to all sectors. We also continue to carry out Turkey’s largest ICT research Top 500 ICT Companies. In 2016, everyone is moving very cautiously. In this environment, the importance of our work will be much more apparent, because we are introducing companies to new customers. We started managing companies’ marketing strategies in 2015 and this year we intend to increase the number of customers. We will expand our marketing consultancy service range for companies which have no marketing team or cannot do the marketing planning in the house. Here, too, our focus is in parallel with our expertise; ICT sector. Another innovative event of this year is the CIO events carried out together with IT Summit. We are especially trying to determine the investment plans and goals of the CIOs. Primarily, we are investigating in what topics they will invest in and which technologies they would like to bring forth. After

37

that, we will have different CXO-oriented projects. We want to publish a CXO portal by the end of 2016.

BTvizyon events are reborn in 2016 The political agenda in 2015 led IT Summit Event Company to postpone its projects. As an example, the traditional meeting of the sector ICT Summit NOW could not bring the enthusiast together in 2015. ‘Will 2016 be a different year?’ IT Summit General Manager Neslihan Aksun tells us the 2016 plans: “Anatolia meetings and platform events are important channels to the transfer the latest developments in the ICT world and all of us are aware of the benefits of these meetings. Such investments are perceived as investments not to be postponed by IT companies, we all see it. The results of the activities we do are easily accessible. In marketing communications, due to the strength of our corporate group including BThaber and M2S, we have more advantages than our competitors. We are able to use this structure in an integrated way. This is important for exhibitors and sponsors. In addition to the news published before and after the events, the topics of these events are reminded to the readers periodically as the event chains are completed. This study creates benefits for all parties, and the parties also see it. Also, the Anatolian participants of the Anatolia meetings have developmentoriented messages through informatics. The main difference of our activities is that we are not an IT company ourselves and we do not organize a platform to introduce ourselves and our solutions to the market. We take there competing and complementary products, gather the region’s commerce and industry chamber representatives and senior managers of the regional companies together and be a platform for each party to explain themselves very prestigiously thus creating vision-building benefits for participants. Our Turkey tour is not a standard activity tour; we include localized and regional contact and a specialized participant profile. After the event, the participants comment on the surveys done by M2S to analyze the feedback of the participants and we improve ourselves in the topics we do not feel ideal.”


38

BThaber

ICT NEWS

7 - 13 MART 2016

The secret of the success: investments in overseas

Evidence of success in the modernization project Many innovations came to life with regard to the 3-year investment plan of TOFAŞ. The first that comes to mind is the ‘container data center’ structure. TOFAŞ Turkish Automobile Factory CIO Hakan Korkmaz says that “This is very important for managing data and business continuity. The less operational cost and the most comfortable management provide the efficiency and selfdevelopment of the IT team.” and states that this is the first benefit of these investments, the second being the simplification of IT. In this context, different software languages and different server storage structures are removed. “We were thinking about what to do with our old data center, we had a new data center and we moved to it in one night in October 2013. We completed the network construction in 2013. We also gathered the data center in 2014 and in 2015, the disaster recovery

structure came along.” he says and summarizes the process. Hakan Korkmaz states that they focus on back-ups, high accessibility and disaster recovery. After receiving the approval of the company’s management and the shareholders, they thought it should not be a fixed disaster recovery center, but a ‘mobile’ one. Korkmaz explains the investment steps: “Personally, I have been working for the past 10-15 years in this regard. At

that time, it was perceived as a pale idea and an expensive solution. After maturing the idea in 2014, we started the tender process in the first quarter of 2015. We collected the offers and we chose Emerson. We made the container data center in Zagreb; it came with a trailer here. We had other equipment located in 4-5 days.” “Due to panels used, the heat transfer between the inside and the outside is very little. That means the power efficiency is very good. In case of a fire or an earthquake, we have built a similar platform to carry the container inside of the factory, thanks to the matching fiber ends we created. This means flexibility. We completed the container data center and the disaster recovery and high accessibility was completed. We provided continuity between Istanbul and Bursa factory headquarters. We are backing up the data 100%.”

Focusing on international projects for so long; Proline began to receive benefits of these investments. The challenging year of 2015’s 48% growth mainly resulted from the overseas projects. Perform important studies in value added product development and carrying these technologies abroad, Proline CEO Mehmet Doğanyiğit gave the following information: “Turkey’s uncertainty last year affected Proline. We performed figures below expected in the Turkish market; however the success of our international operations made us grow 48%. The figures we reached proved how important was the overseas expansion plan we made 5 years ago. Let me explain our overseas operations in Qatar and Pakistan. In particular, the works that took place in Qatar are quite remarkable and exactly demonstrates the vision of our company. We managed to complete Qatar’s urban safety project we undertook 2.5 years ago, in October. As we continue our commitment to support the project, we have new institutions that we provide services in Qatar. Especially smart cities projects we carry out in Qatar provides both to form a sound methodology for our country and to gather great experience. We already have 4 offices in Pakistan. Besides this, we have proposals at final stages. We wait positive results from those proposals and expect to start the projects. In addition to Pakistan and Qatar; we have ongoing operations in Saudi

Arabia. We also have an important proposal on the effective usage of smart ID cards. However fluctuations in oil prices and the recent changes in the management of the country are keeping the project pending. As Proline, we strive to create our own product portfolio in Turkey. When we look that way, we received the third level CMMI international standards maturity certificate. The certificate moved our R&D developments to a higher level. We also have important products and services developed for finance, telecommunications and SMEs. We carry out projects on system integration topic for virtualization and business process optimization. We continue to support organizations and companies in Turkey with our solutions regarding the security of smart cities with our own software which is currently in use in various cities.”

‘Code Safety System’ is on the way Science, Industry and Technology Minister Fikri Işık underlined their efforts for standardizing and authorizing ICT companies in order to develop secure and high quality software in the ‘R&D Reform Package’ meeting held on February 26 by MUSIAD. Minister Işık stated that the software industry in Turkey do not

have a rapid growth because the public sector do not trust the software sector; said the following: “Because the companies are not large enough, large corporate companies are preferred in order to find a responsible in case of a problem. It, then, makes it hard smaller scale companies to grow. Therefore, we will have an

accreditation system and give an authorization from the ministry. I believe that the software industry in Turkey will grow much faster with this law. In this way, not only the public sector, but also the private sector will be easily working with the authorized companies stated by the Science, Industry and Technology

Ministry. We are bringing the ‘Code Safety System’. Consider; there is a small scale software company and it goes bankrupt. What will you do? It happens to many people and they had to cancel the program completely. Now, to get authorization from us, all the codes will be given to the TSE’s code safety system.

Even though the company goes bankrupt, nothing will happen to the program. We must ensure this trust. We will bring certain standards here and I believe that with these arrangements, the software will become an important sector not only for Turkey, but also for our region. We carry out our efforts on this.”




Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.