BThaber Sayı 1066

Page 1

SAYI

HAFTALIK BİLİŞİM TEKNOLOJİLERİ VE EKONOMİSİ GAZETESİ www.bthaber.com.tr

Sayfa

3

‘Sanayi 4.0’ için ‘üretimreformu. org’a bir madde de sen koy! Bilgi İşlem Merkezi Yöneticileri Semineri – BİMY’23, ‘Bilişimle Kalkınmada Sanayi 4.0’ temasıyla düzenlendi.

1066 4 - 10 Nisan 2016

Teknoloji Platformları’nın Ankara ayağı gerçekleştirildi

Sayfa Dijitalleşme

15

ödeme sistemlerini derinden etkiliyor Gerek iş dünyası, gerekse de sosyal yaşantımızı etkisi altına alan dijitalleşme akımı, yeni nesil ödeme sistemlerinin oluşmasına da zemin hazırlıyor.

Sayfa

İsmail Hakkı Polat

Atos, üç temel strateji ile büyümesini sürdürüyor

16

Ahmet Doğan

Atos, “Yönetilen hizmetler”, “Danışmanlık ve sistem entegrasyonu” ve ”Büyük veri ve güvenlik ” alanlarında büyümesini sürdürüyor.

Haber Merkezi

Başkent Ankara, geçtiğimiz hafta iki Teknoloji Platformu’na birden ev sahipliği yaptı.

Sayfa “Kamuda BT Yönetişimi Teknoloji Platformu” ve “Biyometri ve Güvenlik Teknoloji

6-8

Platformu” başlıklı etkinliklerde yeni teknoloji vizyonları aktarıldı.


Sağlık sektörü Vodafone ile yarına hazır Memorial, Vodafone’un M2M* teknolojilerini kullandı. Böylece doktorlar, hastalarını uzaktan takip edip kronik hastalıkları kontrol etti.

Vodafone

“Vodafone sayesinde diyabet hastalarımızın durumunu her an takip edip acil bir durumda müdahale edebiliyoruz.”

Dr. Tarkan Dizdar Grup Direktörü

* Makineler Arası İletişim Sistemleri Memorial’a özel olarak geliştirilen Kronik Hastalık Takip Sistemi, kronik hastalıkların yönetimini ve hekimlerin hasta takibini kolaylaştıran web tabanlı bir yazılım hizmettir. Uygulama, Vodafone’un çözüm ortağı MarlinPlus Sağlık Teknoloji ve Danışmanlık Hizmetleri tarafından geliştirilmiştir. 3G ve GPRS ağı üzerinden iletişim sağladığında ücretlendirme müşterinin kendi M2M tarifesinden yapılacaktır. Bilgi: vodafone.com.tr

İşOrtağım


BThaber

E-TOPLUM

4 - 10 NİSAN 2016

3

‘Sanayi 4.0’ için ‘üretimreformu.org’a bir madde de sen koy! Bilgi İşlem Merkezi Yöneticileri Semineri – BİMY’23, ‘Bilişimle Kalkınmada Sanayi 4.0’ temasıyla, 24-27 Mart tarihinde bilişim profesyonellerinin katılımıyla Antalya’da düzenlendi. BIMY Etkinlik Yürütme Kurulu Başkanı Koray Özer’in konuşmasıyla Sedef Özkan başlayan BİMY’23’te, sanayi devrimlerini sıralayan Özer; devrimlerin ilkinin buharla, 2.sinin elektrikle, 3.sünün ise programlanabilir elektronikle geldiğini hatırlattı. Özer, ‘Sanayi 4.0’ın ise, elektronik sonrası çıkan her şeyi birleştirme peşinde olduğunu söyleyerek “Verimlilik; zamanı iyi kullanma sanatı. Sanayi 4.0’a zaman boyutu diyebiliriz. Şimdilik verimlilikteki son nokta… Sanayi 4.0 ile gelinmek istenen; toplu değil kişiye, duruma hatta anlık ihtiyaçlara göre üretim. Her anı yöneten bir üretim sürecinden söz ediyoruz” açıklamasını yaptı. TBD Yönetim Kurulu Başkanı İ. İlker Tabak, “Dünyada bilişim sektörünün geleceğini; akıllı üretim sistemlerinin temelini oluşturan, yani ‘4. Sanayi Devrimi’nin ayrılmaz parçalarından ‘Büyük Veri’, ‘Kurumsal Sosyal Ağlar’, ‘Nesnelerin İnterneti’, ‘Mobil Çözümler’, ‘Güvenlik’ ve ‘Bulut’ belirleyecek. İnternete bağlı cihaz sayısı giderek artacak. 2009’da

900 milyon olan cihaz sayısı, 2020’de 24 milyar olacak. Bu yükseliş 4.5 trilyon dolar katma değer yaratacak” değerlendirmesinden sonra “Türkiye’nin bilişim altyapısını daha da geliştirmek için bilişim sektöründe sürdürülebilir yatırım ortamının sağlanması gerekiyor. ‘4. Sanayi Devrimi’nde yalnızca tüketen tarafta yer almak istemiyorsak, bu devrimin ayrılmaz parçası olan akıllı üretim teknolojilerinin geliştiricisi olmak istiyorsak, gençlerimize, çocuklarımıza yalnızca ‘Kodlama’ öğretmekle kalmayalım, ‘Robot Teknolojileri’ konusunda da eğitim vermeye başlayalım, robot yapmalarını teşvik edelim” şeklinde konuştu ve ‘uretimreformu.org’ sitesi hakkında da şu bilgiyi verdi: “ ‘Bilişimle Kalkınmada Sanayi 4.0’ konusu çerçevesinde ortaya çıkacak her türlü görüş, öneri, çözüm ve uygulama araçlarını, şu an Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığınca hazırlanmakta olan ‘Üretim Reform Paketi’ çalışmalarına bir girdi olarak değerlendirme arzusundayız. Ülkemizde ortak iş birliği, paylaşım ve etkileşime ihtiyaç duyduğumuz bu günlerde, makro ve mikro

planda her görüşünüz bizim için çok değerli.” Havelsan Siber Güvenlik ve Bilişim Teknolojileri Genel Müdür Yardımcısı Yücel Bağrıaçık, “ ‘Sanayi 4.0’ deyince bugünden itibaren geleceği anlıyoruz” ifadesini kullanarak diğer yandan internete bağlı olan her şeyin tehlikeye de açık olduğunu kaydetti. Bağrıaçık, ülke olarak en az 15 bin siber güvenlik elemanı açığımız olduğunun altını çizerek Havelsan’da açılan ‘Siber Güvenlik Operasyon Merkezi’ne dikkat çekip “Gelin, bu merkezde hep beraber çözüm üretelim, bu ülke hepimizin” dedi. Karel İş Geliştirme Direktörü Metin Cebeci, 30 ülkeye ihracat yaptıklarını söyleyerek “Yerliliğe önem ve eğitim; Sanayi 4.0’ın en önemli noktalarından” ifadesini kullandı. MÜSİAD Bilgi Teknolojileri Sektör Kurulu Başkanı M. İhsan Taşer, “ ‘Ben’ ekonomisinden, ‘Biz’ ekonomisine geçiyoruz. Bu değişimle beraber; yeni iş ve gelir modelleri, yeni sektörler ortaya çıkacak” değerlendirmesini yaptı. Antalya Ticaret ve Sanayi Odası YK Üyesi Osman Avşaroğlu da; BIMY’yi çok Devamı 4. sayfada


4

BThaber

E-TOPLUM

4 - 10 NİSAN 2016

Baştarafı 3. sayfada

önemsediklerinin altını çizerek “Burada oluşacak farkındalığı, Antalya’da daha geniş kitlelere ulaştıracağız” şeklinde konuştu. Ekonomi Kulübü Başkanı Ali Erhan Binici, iş birliklerinin önemine dikkat çekerek “Tek başına marka olamayız” saptamasını yaptı ve “Uluslararası firmalar, yanlarına yerli firmaları alarak uluslararası pazara çıksınlar” dedi. Yapay zekâ üzerine çalışılması gerektiğine vurgu yapan TÜRKSAT Genel Müdürü Prof. Dr. Ensar Gül, “Yazılımcılarımızın sayısının artması gerekiyor. Çok iyi proje yöneticilerine ihtiyacımız var. Üniversitelerimiz 5G üzerine araştırma yapmalı. Bulut üzerine tecrübe kazanmamız gerekiyor. Tüm bu konularda bilgi birikimi sağlarsak ‘Sanayi 4.0’ otomatikman gelir” şeklinde konuştu. Akdeniz Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Erol Gürpınar, robotik cerrahinin çok popüler hale geldiğini söyleyerek “Sağlık alanında dünyayla yarışır durumdayız. Sağlık teknolojileri alanındaki dışa bağımlılığımızdan kurtulmalıyız” ifadesini kullandı. Yönetişim katmanı, ‘Üretim Reform Paketi’nde gerçekleştiriliyor Moderatörlüğünü Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Galip Zerey’in yaptığı ‘Sanayi 4.0’da Ulusal Durum: Geçiş mi Kayboluş mu?’ paneline; Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Bakan Danışmanı Harun Demir, ASO Genel Sekreteri Yavuz Cabbar, Endüstriyel Otomasyon Sanayicileri Derneği Başkanı Dr. Hüseyin Halıcı, MÜSİAD Bilgi Teknolojileri Sektör Kurulu Başkanı ve Medyasoft Danışmanlık ve Eğitim Genel Müdürü M. İhsan Taşer katıldı. Verilerin güvenli ortamda tutulmasının önemine vurgu yapan Zerey, “1 Nisan 2016’da 4,5G kullanmaya başlıyoruz. Türkiye olarak fiber altyapı yatırımlarını zamanında yapamazsak yoğun veriden tıkanmalar olabilir. Fiberde alınacak çok yolumuz var; buna

önem vermeliyiz. Yerli yazılım ve milli çözümler geliştirmeliyiz” açıklamasını yaptı. Demir, bir kırılımın eşiğine geldiğimize dikkat çekerek “Her bir teknoloji ve sosyo-ekonomik yapı taşını eklemlendirirsek doğru bir sonuca varırız. Bu bir devrim değil evrim! Bütüncül bakmak gerekiyor. Zihnin hızına erişmek için bir meydan okuma var; bunu da bilişimle yapmaya çalışıyoruz. Devlet olarak yola çıktık; özel sektörün devlete yardım etmesini bekliyoruz. Yönetişim katmanını ‘Üretim Reform Paketi’nde gerçekleştireceğiz. Kamuözel sektör iş birliğinde belirleyeceğimiz ‘yönetişim modeli’ ile sistem kurmalıyız. Sektör yeteri kadar iş birliği içinde değil. Gerekli senkronizasyon sağlanamıyor” şeklinde konuştu ve “Tasarım yapıldı; bundan sonrası sahada. ‘Üretimreformu.org’a girerek oraya bir madde koyun!” çağrısında bulundu. Cabbar, sanayimizin yüksek teknolojiye hazır olmadığını belirterek “ASO olarak ortak platformları geliştirmemiz gerek” dedi. Paylaşma kültürümüzün eksikliğine değinen Halıcı, “Güçlerimizi birleştirerek bir noktaya taşımamız gerekli” ifadesini kullandı. Taşer, Sanayi 4.0’ın toplumsal değişimi de getireceğinin altını çizerek eğitim sisteminin reforma ihtiyacı olduğunu söyledi ve “Fason üretim kültürünü Ar-

Ge kültürüne çevirmeliyiz. Deneyimden önce meziyet geliyor – meziyetli nesiller yetiştirmemiz gerekiyor” yorumunu yaptı. Kamunun yapay zekâsını oluşturabilir miyiz? Çağrılı Konuşmacı; Makers Türkiye Kurucusu Ongun Tan, tasarım odaklı düşünmenin öneminin altını çizerek “Hiper bağlılık dönemindeyiz. Hedefimiz yeni eğitim kültürünü oluşturmak. Yanılmak en iyi öğrenme yoludur! İnovasyon kültürünü nasıl yayacağımızı düşünüp ‘Maker Çocuk’u kurduk. ‘Sen de yap. Harekete katıl!’ diyoruz” açıklamasını yaptı. Araştırmacı-Yazar Melih Arat da, Aşçı Massimo Bottura’nın hayatından yola çıkarak hazırladığı ‘Pişirirken Pişmek’ adlı sıradışı sunumunda, “Kendimiz dışında bir dünya olduğunu bilmemiz gerek. Bugün 6 yaşında birinden bir şey öğrenmelisiniz! Felsefenizden asla vazgeçmeyin. Kendini alıp başka bir şeye dönüştürürsen tadından yenmez!” şeklinde konuştu. Moderatörlüğünü, Gazi Üniversitesi Bilgi Güvenliği Mühendisliği Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mustafa Alkan’ın yaptığı ‘Sanayi 4.0’da Ulusal Fırsat Pencereleri’ paneline; Başbakanlık Elektronik Kamu Bilgi Yönetim Sistemi Koordinatörü Sadettin Kaya, Siemens Türkiye

Genel Müdür Yardımcısı Ali Rıza Ersoy, Scheer Türkiye Genel Müdürü Çağrı Tolga Avşar, Bites CEO’su Uğur Coşkun, GE Türkiye İnovasyon Merkezi Lideri Ussal Şahbaz katıldı. Kaya, “Kamunun yapay zekâsını oluşturabilir miyiz?” sorusunu gündeme getirerek “TC’nin sanallaştırılması gerekiyor; bu büyük yapı, tek bir kamu kurumu gibi çalışabilmeli. Kamu kurumları yüzlerce uygulamadan dolayı yönetilemeyen bir entegrasyon yapısına ulaştı. ‘Birlikte çalışabilmek’ bu nedenle sağlanamıyor. Geldiğimiz nokta: Tüm kamu verilerinin tanımlanması. Kamuda yapay zekâ için 13 modül tasarlandı. ‘www.kaysis.gov.tr’nin standartlaşmış konularda otomatik karar vermeye dayalı olmasını hayal ediyoruz” açıklamasını yaptı. Her nesnenin bir ikizi olacağını düşündüklerini söyleyen Ersoy, “Güvenlik, bugün olduğundan çok çok daha önemli olacak” dedi. Avşar, “Kamu; yönetişim platformlarını ortaya çıkaracak, bu da ‘gerçek zamanlı’ akıllı demokrasiyi getirecek” yorumunu yaptı. Coşkun, farklı sektörler üzerinde artırılmış gerçeklik örnekleri vererek böylece sistemin röntgeninin çekilebileceğini aktardı. Türkiye’nin ‘sanayisizleşme’ riskiyle karşı karşıya bulunduğunu söyleyen Şahbaz, ‘annenize kolay anlatamayacağınız

işlerin’ piyasada kalacağını ifade ederek “Dijital ikizleri kullanarak verimlilik artışı sağlamak mümkün” dedi. Projeler; makalelerde ve bildirilerde kalmasın! BIMY’nin 2. günü; Görme engelliler için hazırlanan ‘tactiX’ projesinin tanıtımıyla başladı. Sakarya Üniversitesi Eğitim Fakültesi Bilgisayar ve Öğretim Teknolojileri Eğitimi Bölümü 3’ncü sınıf öğrencisi Uğur Can Bastık, görme engellilerin kullanımı için tasarlanan; 2015 Genç Yenilikçiler Yarışması’nda (Young Innovators Competition) 1. ödülü alan ve diğer gençlere ilham verebilecek, akıllı telefon ‘tactiX’ projesini anlattı ve “Görme engellileri dijital ve günlük yaşama entegre etmemiz gerekiyor” ifadesini kullandı. Sakarya Üniversitesi Eğitim Fakültesi BÖTE Öğretim Görevlisi Selçuk Sırrı Tercan da, “ Projeler; makalelerde ve bildirilerde kalıyor. ‘Maker’ hareketinin, işlevsel ürünler sunabileceğini göstermek istedik” açıklamasını yaptı. Etkinlik; çok değerli katılımcıların yer aldığı; ‘Gelecek Nasıl Şekillenecek?’ ve ‘Neyi Yapmalı, Neyi Yapmamalı?’ panelleriyle devam etti. Telenity CEO’su İlhan Bağören ‘Mobil Sosyal Medya ve Mobil Pazarlamada Alanında Zirveye Koşu’ sunumunu gerçekleştirdi. BIMY’23; ‘Şimdi Hareket Zamanı!” paneliyle sona erdi.



6

BThaber

E-TOPLUM

4 - 10 NİSAN 2016

Haber Merkezi BThaber Şirketler Grubu’nun etkinlik şirketi Bilişim Zirvesi, sektörde büyük ilgi gören Teknoloji Platformları’nın Ankara ayağını 23 Mart tarihinde Swissotel’de “Kamuda BT Yönetişimi Teknoloji Platformu” ve “Biyometri ve Güvenlik Teknoloji Platformu” başlıklı iki etkinlikle gerçekleştirdi. Etkinlik, özel sektörden kamuya büyük bir kalabalığa ev sahipliği yaptı.

Kamuda yatırımlar hız kesmeden devam ediyor Kamuda BT Yönetişimi Teknoloji Platformu, BThaber Şirketler Grubu başkanı Murat Göçe’nin açılış konuşması ile başladı. Konuşmasında kamu alanındaki yatırımların hızla devam ettiğini vurgulayan Göçe, sözlerine şöyle devam etti: “Pazar araştırmaları gerçekleştiren grup şirketimiz M2S’den aldığım bilgiye göre, Türkiye’de bilişim pazarının 2016 yılında yüzde 9.5 büyüyerek 85 milyar TL’yi geçmesini bekliyoruz. Bu pazarın ağırlıklı kısmı olan iletişim teknolojileri pazarında ise 4.5G nedeniyle yapılacak yatırımlarla, telekom pazarının büyüyeceğini öngörüyoruz. Yazılım pazarında; iş analitiği, mobil uygulama, veri güvenliği, hizmet pazarında ise; bulut üzerinden yedekleme ve barındırma hizmetlerinin büyümesi bekleniyor. Kamu sektöründe; özel bulut altyapısına yönelik yatırımlar, özel sektörde ise bulut servislerinin kullanımı yaygınlaşacak. 2017 yılında da; Türkiye pazarında buluta bağlı servislerin sayısı ve çeşitliliği artacak” Dışişleri Bakanlığı Bilişim Teknolojileri Daire Başkanı ve Elçi Haldun Koç ise “Dışarıdan bir gözle e-Devlet” sunumunu gerçekleştirdi. Koç, e-Devletin kurumların birlikte çalışabilmeleriyle anlamlı hale geldiğinin altını çizip eşgüdümün önemine vurgu yaptı ve “Eğer e-Devlet projelerinden söz ediliyorsa, alt bileşenlerinin birlikte çalışabilmesi gerekiyor. Paylaşım olmazsa gereksiz yatırımlar yapılıyor. ‘Ortak Veri Merkezi’ hem güvenlik hem de kullanım kolaylığı açısından hedeflerimizden olmalı. Üst düzey sahiplenme, çok büyük önem taşıyor. Bilişim sektörünün, en üst iradeyle sahiplenilmesi ve yönetilmesi

Teknoloji Platformları’nın Ankara ayağı gerçekleştirildi Başkent Ankara, geçtiğimiz hafta iki Teknoloji Platformu’na birden ev sahipliği yaptı.

Bİlgİ doğru yönetİlmezse değerİ kaybolacak! Canon Eurasia B2B Pazarlama Müdürü İsmet Özdemir, müşteri ihtiyaçlarını saptayıp bu doğrultuda donanım ve yazılım ihtiyaçlarını sağladıklarına dikkat çekti. Özdemir, “Elimizdeki bilgi her yıl yüzde 56 daha da büyüyecek. Bilgi doğru yönetilmezse değeri kaybolacak. Canon’un ‘Bilgi Yönetimi Sistemleri’ ile verileri daha etkin ve verimli kullanabilmemiz mümkün. Diğer yandan hepimiz için güvenlik en üst seviyede önemli” açıklamasını yaptı.

gerekiyor. e-Devlet için ya birlikte çalışacağız ya da ya da olduğumuz yerde sayacağız” dedi. Koç ayrıca bakanlığın e-Vize, EBYS – Belge Arşiv ve Konsolosluk Otomasyonu örnek projeleriyle ilgili bilgi paylaşımında bulundu. “Türkiye’de yazılımcılar dünya standartlarında iş çıkarıyor” TÜRKSAT Genel Müdürü Prof. Dr. Ensar Gül, güçlü bir ülke olmanın yolunun yazılımdan geçtiğini vurguladı ve sözlerine şöyle devam etti: “Türkiye’nin yazılımcıları dünya standartlarında iş üretiyor ama yazılım ihracatı kötü durumda. Bunu artırmanın

“Sizlerin çözüm ortağı olmak istiyoruz” diyen Özdemir, “Amacımız;

yollarını aramalıyız. Eğer proje yönetimini iyi yapamazsanız, geniş ölçekli yazılım gerçekleştiremezsiniz. Yazılım projelerinde, proje yönetiminin öneminin kavranması gerekiyor. TÜRKSAT olarak işimiz proje yönetimi yapmak. Devletten proje alıp özel sektöre yaptırıyoruz ve onların tecrübelerini artırıyoruz. Türkiye’deki başarılı yazılım projelerini yurt dışına ihraç etmek istiyoruz.” QlikView Satış ve İş Ortağı Yöneticisi Can Doğu, e-Devletten a-Devlete hızlı geçişten bahsederek ‘Qlik’ ile kurum ve kurum dışındaki farklı veri kaynaklarına erişilebileceğini kaydetti. Doğu,

ihtiyacınız kadar yazılım ve donanım sağlamak” şeklinde konuştu.

6 yıldır Türkiye pazarında yer aldıklarını ve 300’ün üzerinde müşteriye hizmet verdiklerini de sözlerine ekledi. “Hız; hayatımızdaki yeni ‘normal’” diyen Hewlett Packard Enterprise Yazılım Teknik Danışmanı Alev Aydın, kurumlardaki dijital dönüşüm yolculuğunu anlattı. Aydın, artık BT’nin kurum içi iş ortağı olmasının beklendiğinin altını çizerek firmaların 4 ana dönüşüm alanını şöyle sıraladı: Dönüşün, Koruyun, Etkinleştirin, Güçlendirin Kamuda farkındalık yaratmak için başarı öyküleri paylaşıldı Canon yazıcı çözümleri

hakkında bilgi veren Canon Eurasia Ürün Uzmanı Ceyda Çetin, kurumsal tarafta sundukları yazıcılar hakkında da bilgi vererek lazer yazıcılarının önemine dikkat çekti. “Kullanıcılardan gelen geri dönüşlerle değişiklikler yapıyoruz” ifadesini kullanan Çetin, DMO’da satılan modelleri de olduğunu söyledi. EBYS ve TS13298: 2015 ile Yenilikçi Yaklaşımlar: DOX sunumunu gerçekleştiren Aksis Satış ve Pazarlama Grup Müdürü Mithat Göksel ve Aksis Ürün Yöneticisi Ali Yıldırım detayları paylaştılar. 5 milyarın üzerinde belgenin, kurdukları sistemlerde çalıştığının altını çizen Göksel, hem yazılım hem de donanım tarafında Türkiye’nin önde gelen firmalarıyla çalıştıklarını söyledi ve ‘Kağıtsız Ofis Dönüşümü’ ile doğayı koruduklarını belirtti. EBYS’nin yazışmaların standartlaşmasını sağladığına dikkat çeken Yıldırım, DOX’un yeni bir ürün olduğunu, ‘DOX Cloud’un maliyet tasarrufu sağladığını açıkladı. Canon Eurasia İş Çözümleri Danışmanı Bora Şar, verinin güvenliğinin altını çizerek ‘Bilgi ve Doküman Yönetiminde Yeni Nesil Çözümler’i anlattı ve görevinin donanım çözümleriyle yazılım çözümlerini birleştirmek olduğunu söyledi. Fujitsu Proje Yöneticisi Gözde Sümer, başarı öyküsü olarak ‘Garanti’yi katılımcılarla paylaştı ve ‘PalmSecure’ cihazının nasıl tercih edildiğini anlattı. Sümer, “Kamunun da bu tür projelere ihtiyacı olduğunu düşünerek farkındalık yaratmak istedik” açıklamasını yaptı.

Güvenlik, biyometri ile değer kazanıyor Biyometri ve Güvenlik Teknoloji Platformu’nun açılış konuşmasını Bilişim Zirvesi Etkinlik Genel Müdürü Neslihan Aksun yaparak, kamu ve BT sektörünü bu sefer de biyometri ve güvenlik başlığında bir araya getirdiklerini vurguladı. Aksun’un ardından söz alan Sosyal Güvenlik Kurumu Hizmet Sunum Genel Müdürü Lütfi Aydın, “SGK Süreçlerine Yeni Teknolojilerin Entegre Edilmesi” başlıklı konuşmasında BT’nin kamu hizmetlerinde etkin kullanımının önemli faydalar sağladığına değindi. Lütfi Aydın, SGK reformu öncesi farklı ve dağınık bir yapıdan, bugün yetkin bir Devamı 8. sayfada



8

BThaber

E-TOPLUM

4 - 10 NİSAN 2016

Baştarafı 6. sayfada

yapıya kavuşulduğunun altını çizdi. Kasım 2015’te veri merkezlerinin Batıkent’de biraraya geldiğini söyleyen Aydın, konuşmasında şu bilgileri verdi: “İletişimin hızlandırılması ve altyapı iyileştirme çalışmaları ile gecikmelerin önüne geçildi, hizmet kalitesi artırıldı. Kendi içinde yedekli, veri kaybı asgari, iş sürekliliği adına farklı bir noktada veri merkezi kurarken, bulut altyapısı da ortaya konuldu ve bulut hizmetleri verecek bir ortamın temeli atıldı. Kesintisizlik odaklı bir altyapı planladık, bunu gerçekleştirmek için çalışmalarımız kesintisiz devam ediyor. 2006 yılında SGK çatısı oluştu ve diğer kurumların farklı yapıları, bunların entegrasyonu konusunda zorlukları aşıp, BT ile kapsamlı bir kurumsal dönüşüme imza atarak Türkiye’de tek, dünyada ise sayılı projelerden birini hayata geçirdik. Sosyal Güvenlik Entegrasyon Projesi (SGEP) ile de birbiri ile uyumlu, birbirini tamamlayan bir altyapı ortaya çıkacak. Bu ortak mimari ve güncelleme ile hedef; süreç ve sunumları standartlaştırmak.” Rekabet avantajında dijital dönüşümün payı Lütfi Aydın’ın ardından sözü, Fujitsu Türkiye Servis Direktörü Cengiz Yeker aldı. Dijital dönüşümü önemli bir gündem maddesi olarak tanımlayan, çevremizdeki her şeyin birbirine bağlandığını, entegrasyon teknolojilerine yönelik yatırımların giderek arttığını vurgulayan Cengiz Yeker’e göre, büyük veriyi kontrol edebilmek ve güvenlik çok önemli. Yeker, bu kapsamda bilginin bütünlüğü, doğrulama

güvenliği” başlıklı sunumu ile Milletvekillerinin kullandığı elektronik sistemlere dikkat çekerek, bunların kullanım sıklığında Türkiye olarak öne çıkıldığını vurguladı. Ones Technology Teknik Müdürü Güçlühan Kuzyaka ve Fujitsu Türkiye Proje Yönetimi ve Entegrasyon Hizmetleri Müdürü Alper Yıldırım’ın ‘Biyometride Çarpıcı Başarı Hikayesi’ sunumunun ardından, Quadro Türkiye Genel Müdürü Serkan Gezici biyometrik çözümler ve bunların sağladığı faydalara değindi. ODTÜ Teknokent Genel Müdür Yardımcısı Hanzade Sarıçiçek, “Bilişim ve Teknolojinin Merkezleri: Teknokentler” başlıklı sunumu ile “Hedefimiz ODTÜ’den bir veya birkaç tane milyar dolarlık şirket çıkartmak” diyerek, teknokent yapısında çalışmalara ve hedeflere dikkat çekti.

Dışişleri Bakanlığı Bilişim Teknolojileri Daire Başkanı ve Elçi Haldun Koç gibi kavramların önem taşıdığını ifade etti. Bu noktada biyometrik çözümler, kimlik doğrulamasını birçok alanda mümkün kılıyor. Teknolojinin sunduğu fırsatlara uyumun önemine işaret eden Yeker, rekabette öne çıkabilmek için dijital dönüşümün kritik bir kavram olduğunun altını çizdi. Yeker’in ardından Garanti Bankası Single Sign On Projesi’ni anlatan Fujitsu Türkiye Proje Yöneticisi Gözde Sümer, çalışma ile ilgili şu detayları paylaştı: “Projeyi, Garanti Bankası ve Garanti Teknoloji ile birlikte hayata geçirdik. Hedefimiz şifrelerde daha güvenli doğrulama işlemi oldu. Biyometrik çözüm gibi birçok

Sosyal Güvenlik Kurumu Hizmet Sunum Genel Müdürü Lütfi Aydın

gerekçe ışığında PalmSecure yapısını tercih ettik. Garanti Bankası ve tüm iştirakleri için bu yapı geçerli. ATM’lerde de biyometrik doğrulama hedef, ama bunun için e-kimlik belli aşamaya gelmeli.” 78 milyon için yenilenen kimlikler Kredi ve Yurtlar Kurumu Genel Müdürlüğü Bilgi İşlem Daire Başkanı İbrahim Semizoğlu, KYKNET, KYK e-Devlet Çalışmaları odaklı sunumunda, 1998 yılında geliştirilen, eski teknolojilere dayanan, mobil desteği olmayan, ayrı modüllerde yazılan bir yazılımı, nasıl yetkin bir platforma dönüştürdüklerini anlattı. Semizoğlu, şu bilgileri verdi: “Dijital dönüşüm için kurumsal ihtiyaçları belirledik ve buna uygun bir platform ortaya konuldu. Kendi içimizde analiz yaparak yol haritası belirledik, çekirdek grup oluşturduk, onlar da analiz raporunu ortaya koydu. 10 ciltlik çalışma

Fujitsu Türkiye Servis Direktörü Cengiz Yeker

ortaya çıktı ve sonra çalıştay düzenledik, TÜRKSAT ile bir ekip oluşturduk. Yurt, burs/ kredi ve otomasyon odaklı yazılım geliştirme sürecimiz ile 1 Eylül’de ‘Yurt’ modülü hayata geçti. Böylece artık 10 dakikada e-Yurt kaydı yapılabiliyor.” Bioser İcra Kurulu Üyesi Kemal Okyay, ‘E-B Group Yeni Nesil E-Kimlik Kartı’ başlıklı sunumunda küresel bazda biyometri kullanımının yaygınlığına işaret ederek, şu anda parmak izinin ön sırada olduğunu, ama zamanla damar izinin öne çıkabileceğini vurguladı. “14 Mart’ta dağıtımı Kırıkkale’de başlayan yeni nesil e-kimliklerin 2019 yılına kadar 78 milyon vatandaşa dağıtılması hedefleniyor” diyen Kemal Okyay, Bio Enterprise Suite çözümü hakkında detayları paylaştı ve “TÜBİTAK onaylı ilk yerli KEC (Kart Erişim Cihazı) Bio-Ser tarafından üretildi” bilgisini verdi. BMM Bilgi İşlem Başkanlığı Sistem Analisti Yiğit Uslu, “Parlamentoda bilişim

Paneller büyük ilgi gördü Moderatörlüğünü BThaber Ankara Temsilcisi Sedef Özkan’ın yaptığı “Kamuda Etkin BT Yönetişimi Sürecinde Özel Sektörün Önemi” paneline, Gençlik ve Spor Bakanlığı, Bilgi İşlem Dairesi Başkanı Huzeyfe Yılmaz, Kalkınma Bakanlığı Bilgi Toplumu Dairesi Planlama Uzmanı Özhan Yılmaz, Canon Eurasia İş Geliştirme Müdürü Sinan Karabacak ve Hewlett Packard Enterprise Yazılım Satış Yöneticisi Tahsin Öksüz katıldı. BThaber editörü Handan Aybars’ın yönettiği “Biyometri ve Güvenlik Çözümlerinin Geldiği Nokta, Kurumlara, Bireylere ve Ülkemize Sağladığı Yararlar” paneline Fujitsu Türkiye Proje Yönetimi ve Entegrasyon Hizmetleri Müdürü Alper Yıldırım, Orman ve Su işleri Bakanlığı Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığı Bilgi Teknolojileri Proje Yöneticisi Emre Aliç, Kredi ve Yurtlar Kurumu Genel Müdürlüğü Bilgi İşlem Daire Başkanı İbrahim Semizoğlu ve TSE Bilişim Teknolojileri Test ve Belgelendirme Dairesi Başkanı Mariye Umay Akkaya katıldı. “Siber Güvenlikte Milliliğin Önemi” ortak kapanış panelinin moderatörlüğünü Bilgi Güvenliği Derneği Denetleme Kurulu Başkanı Mustafa Ünver gerçekleştirdi. Panele; Bilgi Güvenliği Derneği Başkan Yardımcısı Ali Yazıcı, TUSAŞ – Türk Havacılık ve Uzay Sanayi Bilgi Teknolojileri Müdürü Gülsen Bayramusta, KOSGEB Bilgi İşlem Dairesi Başkanı İsmail Şakalak ve Savunma Sanayi Müsteşarlığı, MEBS Daire Başkanı Süreyya Yiğit katıldı.



10

BThaber

E-TOPLUM

4 - 10 NİSAN 2016

Edip Emil Öymen edip.oymen@gmail.com

Trump sosyal medya kralı Milliyet, 28.03.16

Geçen haftanın bir özeti... İstanbul Aydın Üniversitesi’nde 30’uncu Aydın Düşünce Platformu toplantısı (27.03.16): *Fikri Işık, BST Bakanı: “Eğitim işi, çok uzun vadede sonuç alınan bir iş. Eskilerin çok hoşuma giden bir ifadesi vardır: Bir yılda ürün almak istiyorsan toprağı ek. On yılda ürün almak istiyorsan ağaç dik. Yüz yılda ürün almak istersen insan yetiştir... Bu kadar zor bir süreç. Dijital çağda kod yazamayan, okuma yazma bilmiyor demektir.” *Sinan Genim, Türkiye Anıtlar ve Çevre Vakfı Başkanı: “Eğitim sistemimiz ne yazık ki anaokulundan başlayarak merak ve heyecanı önleyici sistemdir. Halbuki Ar-Ge ve teknoloji, merak ve heyecan ister.” *Prof.Dr. Metin Ger, Aydın Üniversitesi Danışmanı: “Paradigma değişikliğini ülkemiz yaklaşık 40 yılda yakaladı. Teknik-

teknoloji-bilim yerine, bilim-teknoloji-teknik ve ürün değişimini çok iyi kavramış vaziyetteyiz. Ancak sıçrama yapamıyoruz. Eğitim hala bir yerlerde duruyor.” *İbrahim Mirmahmutoğulları, Dizayn Grup Başkanı: “Az sayıda firmaya yoğunlaşıp, o firmaların geldiği seviyeyi çok daha yukarı taşımalıyız. ArGe’de stratejik anlamda bu yaygınlaşmayı sağlamak gerekir. Araştırmacı, sorgulayıcı ve geliştirici özelliklere sahip insanlara imkan sunmalıyız.” *Prof.Dr. Hasan Saygın, Aydın Üniversitesi: “Uzun süredir orta gelir tuzağına düşmüş bir ülke olarak bu durumdan bir an önce çıkmalıyız. Bunun için gerekli nüfus ve coğrafya avantajlarına sahip olmamıza rağmen bir paradigma değişikliğine gitmemiz gerekmektedir.”

Trump’a reklamla karşıtlık Donald Trump’ın, ABD’nin yoksul ve sorunlu komşusu Meksika’ya açıkça ve sürekli hakaret etmesi üzerine bir Amerikan sivil toplum örgütü, Meksika adına “teessüflerini” çarpıcı bir reklamla dünyaya iletti. Reklamın siyaset arenasında yenilikçi amaçlı kullanımına bir örnek oldu bu. Trump, Meksikalılar için “uyuşturucu satıcısı, katil, saldırgan, hırsız” vb demişti. Hakaret listesi bundan ibaret değildi: İngiliz dilinde daha farklı nüanslara işaret eden başka sözcüklerine Türkçemizde

karşılık olmadığı için, bu kadarla yetinmek zorundayız. Merkezi Los Angeles’te olan İnsancıl Göçmen Hakları Koalisyonu (CHIRLA) adlı stk, Walton Isaacson reklam şirketine bir video yaptırdı. Videoda, beyaz t-shirt giymiş, üzerinde “Ben hırsızım, ben katilim, ben satıcıyım” vb yazan Meksikalı tipler görülüyor. Sonra, sırtlarını dönüyorlar. Sırtlarında bu kez “Ben satıcıyım: Yaratıcı fikir satıyorum” cümlesi görülüyor. Ben saldırganım: Cehalete saldıran öğrenciyim. Ben

Donald Trump belden aşağı, ırkçı, aşırı milliyetçi siyasetçiliğiyle, bu tür söylemi seven milyonları sosyal medyada peşinden sürüklüyor. Ocak ayında Twitter’da 6.7 milyon takipçisi vardı. Geçen hafta 7.2 milyonu aştı. Adayların sosyal medyasını 10 saniye aralıklarla izleyen Quintly’e göre, Trump’un takipçi artışıyla, anketlerindeki artışı arasında .82 korelasyon var. Demokrat Parti’li Hillary Clinton’ın takipçi sayısı 5.7 milyon. Ama, aralarındaki fark şu: Trump şimdiye kadar 31 bin tweet attı, Hillary’ninki sadece 5 bin. Trump, Obama’nın 2007’de yaptığını yapıyor, sosyal medyada ilerliyor. Yine Quintly’nin Facebook analizine göre Trump, saatte ortalama 900, günde 22 bin beğeni (like) alıyor. Geçen gün toplam beğeni sayısı 6.7 milyondu. Ve hep artıyor. Hillary’i beğenenlerin sayısı saatte ortalama 300, günde 8 bin artıyor. Toplam beğeni sayısı geçen gün 3 milyonu henüz aşmıştı. Trump’la yarı yarıya. Bütün bu rakamlar, siz bunları okurken artmış olacak. Sosyal medya analisti Captiv8 hesabına göre 15 Aralık-16 Şubat öneminde Trump’ın birikimli (kümülatif) takipçi sayısı 14.1 milyon, Hillary’inki 9.3 milyon, Sanders’inki 5.7 milyon oldu. eMarketer’in analizine göre ABD’de 1829 yaş grubunda Facebook kullananların oranı % 82. Parti destekçiliği açısından

Cumhuriyetçi, Demokrat veya Bağımsızlar arasında fark yok, hepsi % 81-84 arasında... Instagram’da durum değişik. 18-24 yaş grubunda Instagram kullanımı % 50, bir sonraki 25-29 yaş grubunda azalıyor % 39. Yine de Instagram’da Demokrat Parti’yi seçenler % 53, Cumhuriyetçi Parti’yi seçenler % 43. Neden böyle bir fark olduğunu anlatmak eMarketer’ın merakı değil. O sadece sayı saymış... Twitter’a gelince, kullanım oranları % 40’lara iniyor. Burada da Demokratlar biraz daha ilerde (37’ye karşı 44). Bu anket, Harvard Politika Enstitüsü ve GfK tarafından Aralık 2015’te yapılmıştı. Pew Araştırma Kurumu, ABD’de 1980-2000 arasında doğan (Pew bunu 18-34 yaş olarak tanımlıyor) 75.3 milyon kişiyi Y-Kuşağı (milenyum) sayıyor. 2012’de

bunların % 60’ı oyunu Obama’ya verdi. Bu arada, Trump’ın, ergenlerin basit sözcükleriyle, 3-4 sözcüğü aşmayan “yürekten gelen” kolay anlaşılır cümleleri MIT Üniversitesi’nde bir yapay zeka projesine konu oldu. Algoritma, Trump’ın sık kullandığı sözcüklerden cümle üretip, bunları DeepDrumpf isimli twitter hesabından yayınlıyor. Örneğin, 24 Mart’ta Drumpf şu tweet’i attı: “Ben bütün dünyanın başkanı olacağım. Ted bunu başaramaz.” Ted dediği, diğer adaylardan Ted Cruz. Ve 19 Mart’taki: “Eğitime son vermeliyiz. İnanılmaz kötü şeyler yapıyorlar. Kimse benim kadar iyi yapamaz. Bana inanın.” 25 Mart’taki tam zaytungluk: “İnanın veya inanmayın, dünyaya en büyük risk, benim!”

satıcıyım: Yemek satıyorum, garsonum. Ben satıcıyım: Sağlık satıyorum, hasta bakıcıyım. Ben katilim: Yangını öldürüyorum, itfaiyeciyim. Ben satıcıyım: Haber satıyorum, gazeteciyim. Bir başka Trump-karşıtı reklamı, bizzat Cumhuriyetçi Parti içinde Trump’ı “durdurmak” isteyen “Bizim İlkemiz” (Our Principle) adlı stk yaptırdı. 2012 Cumhuriyetçi Başkan aday adayı Mitt Romney’nin strateji ekibinin yönetimindeki stk, bu videoda, Trump’ın kadınlara hakaret eden sözlerini kadınlara söyletiyor. Videoda Trump’ın, hangi hakareti hangi gün ve nerede yaptığı tek tek yazılı. Trump’ın kadınlar

için “köpek, şişko domuz” gibi tek sözcüklü, veya uzun cümleli aşağılayıcı sözlerinden sonra,

Cumhuriyetçi Parti yandaşı reklam, “Donald Trump’a oy vermeyin” diye bitiyor.

John Darkow, 26.02.16, Columbia Daily Tribune


Nessus'un mucidi ve kesintisiz ağ monitörizasyonunun lider ismi tarafından sizlere ulaştırılan kapsamlı çözümlerle güvenliğinizde dönüşüm yaşamanın zamanı… Nessus'un mucidi ve kesintisiz ağ monitörizasyonunun lider ismi tarafından sizlere ulaştırılan kapsamlı çözümlerle güvenliğinizde dönüşüm yaşamanın zamanı…

Kesin�si� Görülebilirlik

Kri�k İçerik

Sonuca Götüren Önlemler

Kesin�si� Kör Noktaları Görülebilirlik Ortadan Kaldırın

Kri�k Tehditleri İçerik Önceleklendirin

Sonuca Götüren Tehditlere Maruz Kalma & Veri Kaybına Uğrama Önlemler Olasılığınızı Azal�n

Kesin�siz Ağ Monitörizasyonu &Tehditleri Dinlemesi

Akıllı T����� Tehditlere Maruz Kalma Avcılığı & Veri Kaybına Uğrama Olasılığınızı Azal�n

Uyumluluk & Uygunluk

��l��� ������l���l�� ����������

Kesin�siz Ağ Monitörizasyonu & Dinlemesi

Akıllı T����� Avcılığı

Kör Noktaları Ortadan Kaldırın Ölçeklendirilebilen Zafiyet Yöne�mi

Önceleklendirin

Daha fazla bilgi edinmek için lü�en tenable.com adresini ziyaret ediniz. Uyumluluk Ölçeklendirilebilen ��l��� ������l���l�� ���������� & Uygunluk Zafiyet Yöne�mi

Daha fazla bilgi edinmek için lü�en tenable.com adresini ziyaret ediniz.

www.e-data.com.tr


12

BThaber

BİLİŞİM DÜNYASI

4 - 10 NİSAN 2016

Otomotiv dünyasında yenilikler devam ediyor Otomotiv alanında birçok yeniliğe ve gelişmeye imza atan Bosch’un Mobilite Bülent Nevres Çözümleri İlk Donanım Satış Direktörü Gökhan Tunçdöken ile şu anki teknolojileri ve önümüzdeki 10 yıl içerisinde bizleri nelerin beklediği hakkında konuştuk. n Bosch’un geliştirmiş olduğu ve hali hazırda kullanılan teknolojilerden bahseder misiniz? Bosch olarak, otomobillerin birçok noktasında teknoloji ve hizmet sağlamaya devam ediyoruz. Bir sistem tedarikçisi olarak ürettiğimiz teknolojiler fren ve enjeksiyon sistemlerinden çok daha fazlasını kapsıyor. Örneğin, ağa bağlı otomobiller, farklı ulaşım yöntemleri ve altyapıya yönelik çözümler başta olmak üzere bir aracın sürekli olarak mobil kalması için sistemler üretiyoruz. Aynı zamanda bu önemli değişim nedeniyle sektörümüzün adını Otomotiv Teknolojisi yerine Mobilite Çözümleri olarak konumlandırmaya karar verdik. Bu yeni isim aslında her şeyi anlatıyor. Bosch, bugün akıllı cihazlar, yazılım platformları, servisler ve ayrıca uygulamalar olmak üzere Nesnelerin İnterneti’nin (IoT) üç seviyesinin tamamında faaliyet gösteren tek şirket konumunda bulunuyor. Eksiksiz partnera_09.02.2016_con.pdf çözümler oluşturmak için araç

C

M

Y

CM

MY

CY

CMY

K

Otomobil dünyasındaki elektrikli otomobillerden otonom sürüşe, mobil çözümlere kadar teknolojik yenilikler hızla devam ediyor. içi bileşenleri, sistemleri ve alt sistemleri birbirine bağlarken, diğer yandan da aracı, araç dışı IT sistemlerine ve hizmetlerine de bağlıyoruz. Diğer yandan şehir içi ulaşım için tamamen yeni çözümler geliştiriyoruz. Nesnelerin interneti (IoT) ile bir yandan da yeni iş fırsatları yaratmaya devam ediyoruz. Mikromekanik sensörler aracılığıyla nesnelerden veri toplayarak ve

ardından akıllı yazılımların yardımıyla bu verilere dayanan servisler oluşturan teknolojiler üzerinde çalışıyoruz. Otomotivdeki bir diğer iş alanımız ise hızlı bir şekilde büyüyen sürücü destek sistemleri pazarı aracılığıyla ‘otonom sürüş’… Bosch’un bu pazardaki satışları, her yıl üçte bir oranında artış gösteriyor. Radar ve video sensörleri satışlarımız, 2014 yılında 1olduğu 09/02/16 09:46 yılında da iki gibi 2015

kat arttı. Radar sensörlerinde şu an dünya lideriyiz. Ancak gelişme burada son bulmadı; 2015’te uzaktan kontrol ile park etme, trafik sıkışıklıkları, kaçış manevrası ve karşı yönden gelen trafiğe doğru hatalı dönüşü engelleyen bir dizi yeni sürücü destek sistemlerinin üretimine başladık. 2020 yılı itibarıyla otobanlarda otonom sürüşü görmeye başlayacağız. Bosch’ta yaklaşık 2000 geliştirme mühendisi bu fonksiyonlar üzerine çalışıyor, bu 2 yıl öncesine göre 700 kişilik bir artış demek. ZF Lenksysteme’i satın almamız, beklentilerimizi bir kez daha arttırdı. Bosch teknolojisi, geleceğin otomobillerin sadece bağımsız bir şekilde hızlanmasını veya fren yapmasını değil, aynı zamanda direksiyonu kumanda etmesini de sağlayacak. n Otomobil teknolojilerinde önümüzdeki 5 - 10 yıl içerisinde bizi neler bekliyor, güvenlik anlamında ne gibi önlemler alınıyor? Teknolojinin sağladığı nimetler otomotiv teknolojilerini hızlı bir şekilde geliştirmeye devam ediyor. Ağa bağlı otomobiller ve bağlanabilirlik, elektrifikasyon, mobilite ve otonom sürüş konusunda önümüzdeki dönemde 10 yıl içinde güzel gelişmeler göreceğiz. Otonom sürüş, bugün meydana gelen on kazadan dokuzunun ana nedeni olan insan hatalarını ortadan kaldırıyor. Sürücü destek sistemleri, dur-kalk giden trafikte sürücüyü rahatlatıyor, bir başka deyişle sürüşün hiç eğlenceli olmadığı trafikte sürücülerin üzerindeki yükü alıyor. Otomatik pilotlu otomobil ise tamamen yeni bir sürüş deneyimi sunuyor, adeta hareket halindeyken

Gökhan Tunçdöken eviniz haline geliyor. Kısmi otonom sürüşten yüksek derecede otonom sürüşe geçiş, hem teknolojik hem de yasal açıdan büyük bir adım olacak. Sürücü, yolcu olacak. Bu da köklü değişikliklerin meydana geleceği anlamına geliyor. Araç mimarisi bir yana, sürücülerin ve araçların birbirleriyle iletişime geçme yollarında önemli değişimler görüyoruz. Yüksek derecede otonom araçlar da bir sunucuya bağlı olacak. Sadece derin sistem uzmanlığına sahip olan üreticiler ve tedarikçiler bu alanda ilerleme kaydetmede başarılı olacak. Bosch olarak, bu alandaki tüm çalışmalarımızın başlıca sebebi de kara yolu trafiğini daha etkin ve daha güvenli bir hale getirmek ve kazaların önlenmesine yardımcı olmaktır. n Elektrikli otomobillerde durum nedir, özellikle batarya teknolojileri ile ilgili ne gibi gelişmeler var? Elektrikli otomobiller için üretimi beş yıl gibi kısa bir süre içerisinde başlayacak olan yeni bir batarya teknolojisini görücüye çıkartıyoruz. Hedefimiz, 2020 yılı itibarıyla batarya maliyetlerini yarıya indirmek… O zamana kadar, 2013 yılının neredeyse on katı olmak üzere dünyanın dört bir yanında yaklaşık üç milyon şarj noktası kurulmuş olacak. Bu, pazara önümüzdeki on yıl içerisinde büyüme için yeterli bir alan sağlıyor. n Otomobiller akıllanıyor fakat sadece otomobillerin akıllanması yeterli değil. Yollar gibi diğer konularda ne gibi çalışmalar yapılıyor, bu çalışmalar yeterli mi? Otonom sürüşe giden yolda kazaları mümkün olduğunca en aza indirebilmek ve hatta bu kazaları önleyebilmek adına var

olan sürücü destek sistemlerinin aktif bir şekilde çalışabilmesi için yol çizgilerinin/şeritlerinin araç üzerinde yer alan kamera ve sensörler tarafından algılanabilir olması gerekiyor. Türkiye’de hali hazırda uygulanan regülasyonlar göz önünde bulundurulduğunda henüz binek araçlar için şerit değiştirme uyarı sisteminin standart ekipman olması konusunda bir düzenleme olmamasına rağmen, tip onayı mevcut olan bazı segment ticari araçlarda Ocak 2016 itibarıyla şerit değiştirme uyarı sistemi standart ekipman haline geldi. Bu düzenlemeler doğrultusunda bahsedilen sürücü destek sistemlerinin etkili çalışabilmesi adına sadece ana yollarda değil, ara yollarda da yol işaretlerinin devamlılığının sağlanabilmesi son derece önemlidir. Diğer yandan otonom sürüşün sadece prototiplerde değil, seri üretimdeki araçlarda da gerçeğe dönüşebilmesi için, buna ilişkin yasal koşulların oluşturulması gerekiyor. Bu konu şu anda ABD, Japonya ve Almanya’da siyasi gündem içerisinde yer alıyor. Viyana Karayolları Sözleşmesi’nde, Almanya’nın da onayladığı değişikliklerin yakın olduğuna dair işaretler var. 23 Nisan 2016 tarihinde, sözleşmedeki tadiller yürürlüğe girecek. Bunun ardından, üye ülkelerin bu tadilleri ulusal kanunlarına aktarması gerekecek. Sürücü istediği zaman engel olabildiği veya devre dışı bırakabildiği sürece otonom sürüşe izin veriyorlar. Araç tescili kanunu kapsamında, UNECE’nin (Birleşmiş Milletler Avrupa Ekonomik Komisyonu) gayri resmi bir çalışma grubu da direksiyona sadece saatte 10 kilometre hız limitine kadar otomatik müdahaleye izin veren R.79 sayılı Yönetmeliği incelemeye başladı. Otonom sürüş işlevlerinin onaylanması da bir başka zorluk. Mevcut yöntemler kullanıldığında, bir otoyol pilot sisteminin üretime başlamadan önce milyonlarca kilometrelik testi tamamlaması gerekiyor. Bosch, şu anda tamamen yeni yaklaşımlar üzerinde çalışıyor. Daha öncede bahsettiğim üzere hem gerekli yol şartlarının sağlanması hem de regülasyonlardaki gerekli düzenlemeler ile bu sistemlerin devreye girmesi ve kullanılabilmesi mümkün olacak.


Nokia, Türk Telekom ile birlikte 4.5G baz istasyonları odağında önemli bir işbirliğine imza attı. Bu kapsamda Nokia, Türkiye’de baz istasyonlarının ana beyni olarak kabul edilen ve sinyal üreten “baseband” ekipmanını üretecek. Nokia bu başlıkta, Çorlu’daki elektronik üretim uzmanlığına sahip tesiste Nisan ayı ile birlikte Türk Telekom için üretime başlayacak. Ama bu sadece başlangıç. “Bu Nokia açısından önemli bir yatırım ve bundan sonra, projelerin hacmine göre bu yatırımlar büyüyecek” diyen Nokia Avrupa Bölge Başkanı Borchert, bu yönüyle yerel üretime başladıklarının altını çizdi. MARKUS BORCHERT Nokia Avrupa Bölge Başkanı

G

eçtiğimiz yıl 150’inci yılını kutlayan Nokia için bu, son derece gurur verici bir yıldönümü. Hele de sektörde bu kadar uzun süre ayakta kalamayan şirketler göz önüne alındığında… Bu 150 yıllık süreçte Nokia, kendini yeniden keşfetme imkanı buldu, bunu yaparken pazarı da yeniden tanımladı. Helsinki’nin kuzeyinde küçük bir ekiple 150 yıl önce kurulan Nokia, kablodan TV’lere ve mobil cihazlara kadar farklı ürün gamları ile bugünlere geldi. 2016 yılının başlarında bir sonraki dönüşümünü tamamlayan Nokia için Alcatel-Lucent satın alması önemli bir adım oldu. Pazarda bütünleştirme adına güçlü eğilimi gördüklerini belirten Nokia Avrupa Bölge Başkanı Markus Borchert’e göre, pazarda bütünleştirme

odaklı ivme öne çıkıyor. “Bu satın alma ile hem portföyümüzü tamamladık hem de müşterilerimiz nezdinde Nokia ve AlcatelLucent’i biraraya getirdik. Böylece kurumsal hayatta güçlü bir bütünleştirmeyi hayata geçirdik. Sektörde uçtan uca çözümler, ürünler ve hizmetler sunabilen birkaç şirketten biriyiz. Tüm bu segmentlerin alt başlıklarında ya ilk ya da ikinci sıradayız” bilgisini veren Borchert şöyle devam ediyor:

Ar-Ge yapımız bizi farklı kılıyor “Sadece uçtan uca tüm portföye sahip olmakla kalmıyoruz, Nokia olarak her bir segmentte lider pozisyondayız ve bu, müşterilerimiz için

Türkiye pazarı göz kamaştırıyor

P

azarda yerini alan yepyeni Nokia için büyük bir potansiyel var. 3D odaklı bu çalışmalar, güçlü bir ürün ve çözüm portföyü ile Nokia’yı küresel bazda lider hale getiriyor. Müşteriler de geri dönüşleri ile yeni Nokia’ya yönelik olumlu yorumlarını iletiyor. Bu da yeni fırsatlar anlamına geliyor ve bütünleşik bir firma olarak geleceğe fazlasıyla iyimser bakışı beraberinde getiriyor. Nokia Avrupa Bölge Başkanı Markus Borchert, Türkiye pazarına bakışlarını ve önceliklerini ise şöyle anlatıyor: “Türkiye pazarında çalışmalara devam etme odaklı heyecanımız yüksek ve Nokia, bu yönüyle yerel üretim başlatan ilk firma. Nokia, Türkiye pazarına ilk olarak 1963 yılında geldi, o yıllarda İzmit’te Nokia iştiraki olarak bir kablo fabrikası kurdu. Bu yönüyle, aslında 50 yılı aşkın zamandır Türkiye pazarında varız. Türkiye bizi heyecanlandırıyor ve bu pazara inanıyoruz. Uzun yıllar bu pazarda önde gelen oyuncu olduk. Burada potansiyel büyük ve büyüyen ekonomisi, genç, teknolojiye uyum sağlamış ve yeniliklere açık nüfusu ile Türkiye pazarı, birçok başlıkta potansiyel sunuyor. Türkiye ekosistemi ile birlikte

olmaktan ve iş ortaklarımızla bu pazardaki ihtiyaçları adresleme fırsatı bulmaktan çok memnunuz. Birçok iş ortağımız olduğu gibi, operatörlerle ve entegratörlerle de verimli çalışmalara imza atıyoruz. Türk Telekom ile yaptığımız işbirliği bunun bir örneği. Türkiye pazarında yatırım yapmak için vakit yitirmiyor, BT sektörüne destek vermeye hep önem veriyoruz. Bu pazara ve potansiyeline sonuna kadar inanıyoruz ve Türkiye bu potansiyeli ile bölgede bir merkez olma potansiyeline sahip. Bu amaçla Türkiye’nin etrafındaki sınır komşusu ülkelerle ilk adımlarımızı atıyoruz. Bundan sonra, potansiyel olarak yakın coğrafyadaki ülkeler de bu yapıda yerini alacak. Bu yönüyle Türkiye pazarına çok inanıyor, hem kamu sektörü hem özel sektör nezdinde dikeyler başlıklarında çalışmalar yapıyoruz. Bu da müşteri portföyümüzde çeşitlilik sağlıyor. Müşterilerimizin kısa vadeli dönüşleri itibarıyla burada bir başarı hikayesine imza attığımızı söyleyebiliriz. Bu, yaratıcılık gücümüzü pekiştiriyor. Küresel Nokia da mühendislik bilgisi gibi başlıklarıyla Türkiye pazarının yetkinliğinin farkında.”

ürünü haline de gelecek. Bu, yeni Nokia olarak inovasyon yetkinliklerimiz konusunda sadece bir örnek.”

Fırsatlar büyük Nokia halen birçok başlıkta Ar-Ge çalışmaları yürütüyor. En önemli başlıklardan biri olan network başlığında bir devrimi hayata geçirdiklerini, pazarda IP ve optik, fiber ve genişbant gibi konularda farkındalık yaratmak istediklerini belirten Markus Borchert, 4.5G, bunu izleyecek 5G ve sonrasının, ayrıca IoT başlığının da gündemlerinde olduğunun altını çizdi. Yani tüm ekosistemin uyumlu işlemesi konusunda gerekenleri yapmak Nokia’nın önceliği. Ağ yapısındaki yetkinlik bu yolda önemli bir çıkış noktası ve sonrasında yeni uygulamalar ve var olan yapıları dönüştürmek de Nokia için önemli. Markus Borchert, Deutsche Telekom ve diğer iki iş ortağı ile CeBIT’te ödül aldıkları bir çalışma ve potansiyelini şöyle anlatıyor: “Ödül aldığımız ‘connected car’ ile baz istasyonlarına bulut bilişim yetkinlikleri katıyoruz. Bu arada arabalarda yeni kullanım alanlarını adresliyor, arabalar arası ve araçlarla altyapı arasında iletişim sağlıyoruz. Bu da otonom sürüş adına kolaylık ve trafikte bir devrim demek. Bu yönüyle yarattığımız yapı, akıllı araçlardan bir adım ötesi. Bu yapı sayesinde trafik kazaları olmayan bir dünya düşünün. Sonuçta arabalar ve altyapı çok zeki, bir sorun ihtimali anında kendi yavaşlayan bir yapı var. Bu da kazaları ve yaralanmaları önlüyor. Ama bu sadece bir başlık. Ağ devriminin bir adım önüne geçiyor, farklı dikey sektörleri yaratıyor ve geliştiriyoruz. İmalat sektöründe Endüstri 4.0, bir sonraki önemli devrim olarak tanımlanıyor. Avrupa, gelişmiş sanayi sektörüyle bu konuda önemli bir potansiyele sahip. Nokia olarak dijital altyapı ve imalat sektöründeki liderliğimizi bir araya getirdiğimizde, dikey sektörel ihtiyaçlara yönelik inovasyon yaparak yeni bir büyüme alanı yaratmak mümkün. Bu da büyük bir fırsat demek.”

advertorial

Türkiye pazarına ve potansiyeline inanıyoruz

çok önemli. Zira onlar da inovasyona, yeni hizmetlerde geliştirmeye ve tüm süreçlerinde bu yapıları verimli biçimde kullanmaya odaklanıyor. Bu bütünleşik şirket yapısının en önemli özelliği inovasyon gücümüz. Yıllık bazda Ar-Ge harcamalarımız 4.5 milyar euro’ya yakın. Bu amaçla 40 bin mühendis istihdam ediyoruz. Ar-Ge güçlü olduğumuz bir nokta ve bu gücümüzü 7 Nobel ödüllü, 33 bin patente sahip AlcatelLucent bünyesinde Ar-Ge oluşumu olan Bell Labs ile geliştirdik. Ar-Ge alanında küresel bazda ödüller aldık. Nokia Technologies adına inovasyon ve fikri mülkiyet başlığında önemli varlıklarımız var. Tüm bunlar, yıllar boyu vazgeçmediğimiz Ar-Ge çalışmalarımızın sonuçları. Böylece diğer sektör şirketlerine de yolu açtığımızı söyleyebiliriz. Örneğin patentlerimizi de lisanslama yoluyla paylaşamaya hep açığız ve böylece verimlilik için önemli bir adım attığımıza inanıyoruz. Zengin bir fikri sermayemiz var ve bunlar, yeni ürünleri geliştirmemiz için önemli bir araç. Bunun bir örneği, GSMA’de tanıttığımız 3D sanal gerçeklik kamerası Nokia OZO. Bu üst seviyede cihazla NASA gibi yapılar da ilgileniyor, Hollywood stüdyoları da. Bu bizi heyecanlandırıyor. Böylece üst seviyede profesyonel bir cihazı kullanıma sunmakla kalmıyor, birçok sektörün ihtiyaçlarını karşılıyoruz ve bu kısa bir zaman sonra tüketici


14

BThaber

BİLİŞİM DÜNYASI

4 - 10 NİSAN 2016

EMC yeni teknolojilerini görücüye çıkardı Haber Merkezi EMC, piyasaya ilk kez sunulan, dört petabayta kadar ölçeklendirilebilen, blok, dosya, açık sistemler ve ana bilgisayarları yerleşik olarak destekleyebilecek tamamı flash depolama dizisi VMAX All Flash’ı tanıtırken, yeni bir flash depolama kategorisi olan kabin ölçekli flash’in ilk örneği olan DSSD D5’i piyasaya sundu. Ham performansı artırmaktan daha fazlasını

EMC, veri merkezlerindeki verimliliği artırmaya yönelik yeni nesil çözümlerini tanıttı. sağlayan VMAX All Flash dizileri, geleneksel kurumsal disk dizilerinden daha düşük toplam sahip olma maliyeti sunarken, VMAX

platformunun güvenilirlik ve esnekliğini temel alıyor. EMC, kurumlar tarafından endüstrideki en güvenilir depolama

dizisi olarak bilinen, son derece basitleştirilmiş yönetim deneyimiyle birlikte birinci sınıf VMAX veri hizmetlerini VMAX All

Flash ile genişletiyor. Cihaz tabanlı paketleme artık hem donanım hem yazılım içeriyor. Ayrıca bakım maliyeti de dizinin kullanım ömrü boyunca sabit tutuluyor. Piyasaya sunulan DSSD D5’e gelecek olursak, yeni sunulan çözüm, 48 istemciye kadar son derece yoğun, yüksek performanslı, erişimi son derece kolay ve gecikme hızı son derece düşük bir paylaşılan flash depolama çözümü sağlıyor. D5, her noda 3. nesil PCI’e üzerinden bağlanıyor ve PCI bağlı flash performansı sağlayan NVM’e teknolojisini kullanıyor. Aynı zamanda D5, paylaşılan depolamanın faydalarını sağlayan, bilgi işlem sürecinden ayrılmış tek başına kullanılan bir uygulama olarak dikkat çekiyor. Sonuçta neredeyse 100 mikrosaniye gecikme, saniyede 100 GB iş üretimi ve 10 milyona yakın IOPS ile yeni nesil performans elde ediliyor. Konuyu değerlendiren EMC Doğu Avrupa, Afrika ve Ortadoğu Bölge İş Geliştirme Müdürü Gökçe Öztürk şunları söyledi: “2016 yılını birincil depolama için ‘All Flash Yılı’ ilan eden EMC, yoğun flash sürücülerle birlikte VMAX veri hizmetleri platformunun gücü ve sadeliğini birleştiren tamamen yeniden tasarlanan VMAX All Flash platformu ile bu önemli kilometre taşını taçlandırıyor. Benzer depolama kapasitesine sahip olmasına ve önceki nesil VMAX’e oranla yüzde 92 daha az yer kaplamasına karşın yüzde 99,9999 kullanılabilirlik sağlamasının yanında IOPS özelliği ve 1 milisaniyenin altındaki tutarlı gecikme süresi ile VMAX All Flash, modern veri merkezleri için tasarlandı. Yeni VMAX All Flash kapasite, performans ve maliyet verimliliği açısından önemli bir çözüm sunuyor. EMC’nin halihazırda güçlü olan flash portföyünü tamamlamaya hazırlanıyoruz. DSSD, EMC’nin hedeflerini karşılayan, hızlı ve yüksek performans vermeyi vadeden bir platform. Yeni kabin ölçekli flash çağında zorlu uygulamalarda önemli iyileştirme sağlayan bu teknolojinin, tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’deki müşterilerin de ilgisini fazlasıyla çekiyor.”


BThaber 13 - 26 TEMMUZ 2015

BİLİŞİM DÜNYASI

15

Dijitalleşme ödeme sistemlerini derinden etkiliyor Dijitalleşen dünya ile birlikte yeni nesil ödeme sistemleri olarak belirtilen BitCoin ve benzeri Ekrem Uçman siber ödeme alternatifleri, sektörün en önemli gündem maddelerinin başında geliyor. Hali hazırda yeterince yaygın bir şekilde kullanılmayan sanal ödeme sistemlerinin ilerleyen süreçte daha büyük bir rol oynaması bekleniyor. Dijitalleşen dünya ve buna bağlı olarak ödeme sistemlerine yaşanan değişimi Dijital Dönüşüm Derneği Başkanı İsmail Hakkı Polat ile konuştuk. n Dijital Dönüşüm Derneği ve derneğin yaptığı çalışmalardan söz edebilir misiniz? Dijital Dönüşüm Derneği olarak amacımız, ülkemizdeki kurumların ve şirketlerin bahsi geçen dijital dönüşümü gerçekleştirirken, bu dönüşümün doğru ve verimli bir şekilde yapılması için çalışmalar gerçekleştiriyoruz. Eğitimler, seminerler ve benzeri faaliyetlerle kurumlara ve şirketlere dijitalleşme ile elde edebilecekleri faydaları göstermeyi amaçladığımız gibi bu sayede şirketleri ve kurumları hem ülke çapında hem de küresel çapta yaşanan yoğun rekabete hazır hale getirmek için çalışıyoruz. n Mobil ödeme dünyasında yaşanan değişimi değerlendirebilir misiniz? Mobil ödeme sistemlerinin temeline indiğimizde bu alanda yaşanan değişime ilk etapta sadece ticari ve ekonomik yönden bakıldığını görüyoruz. Bu dönüşümün bayrağını ticari işletmeler ve kurumlar taşırken, “finans teknolojileri” özelinde bir alanın oluştuğunu gözlemliyoruz.

Dijital Dönüşüm Derneği Başkanı İsmail Hakkı Polat Bu işin belli küresel standartlarının geliştirilmesi yerine, her kurumun kendi finansal sürecini düzenlediği, yine her bu ekosistemde yer alan bütün bileşenlerin kendi finansal uygulamalarını sisteme entegre etmek için çalıştığı bir süreçten geçiyoruz. Bu noktada düzenlemeye hazırlandığımız etkinliklerle kurumlara ve şirketlere yaşanacak bu dönüşüm sürecine adapte olmaları ve sağlıklı bir geçiş yapmaları için yol göstermeyi hedefliyoruz. Bir bakıma şirketleri ve kurumları, finansal dünyada dijitalleşmeyle ile başlayan yeni “yıkıcı” döneme hazırlamayı amaçlıyoruz. n Bu noktada 28 Nisan’da düzenleyeceğiniz “Cyber Payments Forum” etkinliğinden söz edebilir misiniz? Bugünün rekabet ortamında, hızla gelişen finans teknolojilerini siber ağların dijital, interaktif ve zaman-mekan sınırlarını ortadan kaldıran dinamikleriyle birleştirerek yenilikçi iş çözümleri geliştirebilen kurumlar ancak ayakta kalabiliyor. Bu nedenle BitCoin ve türevi siber ödeme

alternatifleri, sektörün en önemli gündem maddelerinin başında geliyor. Etkinlikte ele alınacak konuların her biri, başlı başına birer fırsat alanı oluştururken, Dijital Dönüşüm Derneği olarak şirketlerimize, kurumlarımıza ve bireylere dijitalleşme konusunda yol göstermeyi hedefliyoruz. Dernek olarak ilerleyen süreçte de bu konu özelindeki çalışmalarımızı artırmayı ve organizasyonumuzu çeşitlendirmeyi planlıyoruz. BitCoin sisteminin geliştiricisi BitCoin Vakfı’nın Başkanı Jon Matonis’in yapacağı etkinlikte, BitCoin ve türevi siber ödeme alternatiflerinin mevcut finansal sisteme ne şekilde entegre edileceği de tartışılacak. Forum, bu alandaki çeşitli girişimcilik uygulamaları ile mikro ödeme sistemleri ve paylaşım ekonomisine etkileri de masaya yatıracak. n Hükümetlerin BitCoin gibi sistemlere ve yeni nesil finansal uygulamalara olan bakış açısını değerlendirebilir misiniz? Hükümetler BitCoin ve benzeri yeni nesil ödeme sistemlerine “kayıt dışı” ekonomiyi desteklemesi sebebiyle pek fazla sıcak bakmıyorlar. Mevcut sisteme entegre olmayan BitCoin gibi sistemler, interneti yer altı trafiğinin ödeme sistemi olarak kullanılıyor. Buna karşın tamamen dijital olmasının sağladığı avantajla, ödeme süreçlerine önemli ölçüde esneklik ve hız katan bu tarz ödeme araçları, gerekli standartların oluşturulması ile birlikte dünya genelinin benimsediği “evrensel” bir ödeme aracına dönüşebilirler. Bu noktada ortak bir güven unsurunun oluşabilmesi için bireylere, kurumlara ve şirketlere büyük görev düşüyor.

“Dİjİtal dönüşüme tek yönden bakmamak lazım” Dünya bir kez daha önemli bir dönüşüm sürecinden daha geçiyor. Önceki dönüşüm süreçlerinde de gördüğümüz üzere, bu dönüşüme sadece ticari ve ekonomik yönden baktığımızda önemli ayrıntıları göz ardı edebiliyoruz. Bu noktada yaşanan dijital dönüşümün sosyal ayağının es geçilmemesi gerektiğinin altını çizen Dijital Dönüşüm Derneği Başkanı İsmail Hakkı Polat, sözlerini söyle sürdürüyor: “Dünya internetin ilk çıktığı dönemden bu yana yaşanan değişimlerin büyük bir kısmına

hep ticari ve ekonomik yönlerden yaklaştı. Daha sonra işin sosyal, kültürel, hukuki ve siyasi boyutları ele alınırken, bu süreçte yaşanan dönüşümlerin bu bakış açısı sebebiyle hep “eksik” kaldığını görüyoruz. Bu sebeple dijital dönüşüm süreçleri başlatırken, içerisinde bulunduğumuz çağın gereksinimlerine uygun bir şekilde olaya sadece ticari ve ekonomik açıdan değil, tüm açılardan bakarak sağlıklı bir dönüşümün yaşanması için çaba sarf ediyoruz. Şirketler, kurumlar ve devletler,

nesnelerin interneti, yeni nesil mobil ödeme sistemleri ve endüstri 4.0 gibi dönüşüm süreçlerini bir arada yaşıyor. Ülkemizde de yaşanan bu süreçlere, şirketlerimizi ve kurumlarımızı adapte etmek için yürüttüğümüz çalışmalarda, temel olarak dijital dönüşüme tek bir açıdan değil, bütün bileşenleri ele alarak bakmanın öneminin altını çiziyoruz. Bu sayede çok daha çok daha sağlıklı ve verimli bir şekilde gerçekleşecek dijital dönüşüm, ülkemizi de bu konuda bir adım öteye taşıyacaktır.”


16

BThaber

BİLİŞİM DÜNYASI

Atos, üç temel strateji ile büyümesini sürdürüyor

Küresel bazda 72 ülkede, 100 bin çalışanı ile faaliyetlerini sürdüren Atos, büyüme Ayhan Sevgi stratejisini; yönetilen hizmetler, danışmanlık ve sistem entegrasyonu ile büyük veri ve güvenlik olmak üzere üç temel bacak üzerine oluşturuyor. Bu alanda dünyanın en büyük şirketi olmayı hedeflediklerini kaydeden Atos Türkiye İcra Kurulu Başkanı ve CEO’su Ahmet Doğan, sorularımızı yanıtladı.

BT alanında uçtan uca tüm hizmetleri sunan Atos, “Yönetilen hizmetler”, “Danışmanlık ve sistem entegrasyonu” ve ”Büyük veri ve güvenlik” alanlarında büyümesini sürdürüyor.

n Öncelikle Atos’tan biraz bahseder misiniz? Atos bütün dünyada üç ana konuda faaliyette bulunuyor. Bunlardan biri “Yönetilen hizmetler”(Managed services). Bu başlık altında, veri merkezi, ağ, masaüstü sistemler, altyapı gibi konularda hizmet sunuyoruz. Diğeri ise danışmanlık ve sistem entegrasyonu. Burada daha çok üst yapı ile ilgili hizmetler veriyoruz. Üçüncü konu ise “Büyük veri ve güvenlik”. Bu üç alanda, dünyada toplam 100 bin Atos çalışanı bulunuyor. Bunların yaklaşık yarısı yönetilen hizmetler tarafında çalışırken, kalanın büyük kısmı da danışmanlık ve sistem entegrasyonu tarafında çalışmalarını sürdürüyor. Atos, BT alanında uçtan uca tüm hizmetleri sunuyor. Bu alanda Avrupa’da bir numarayız ve tüm dünyada da birinci olmayı hedefliyoruz. n Bu “üç bacak” stratejisi Türkiye’de de geçerli mi? Şu ana kadar Türkiye’de 550 kişilik kadromuzla ilk iki alanda hizmet sunuyorduk. Üçüncü alandaki hizmetlerimizi de buraya taşımaya karar verdik. Atos Türkiye olarak bu alana yatırımlarımız sürüyor. Büyük veri ve güvenlik alanında fırsatlara ve müşteri ihtiyaçlarına göre yavaş yavaş büyümek istiyoruz. Şunu da eklemek isterim; Atos Türkiye’yi sadece bu ülkedeki hizmet alanı ve çalışanlarından ibaret saymak yanlış olur. Her ülkede olduğu gibi Türkiye’de de global bilgi birikimimiz ve ekibimiz aracılığıyla iş ortaklarımızın ihtiyaç duyduğu her türlü hizmeti sunabiliyoruz. n Türkiye’nin Atos fikir

4 - 10 NİSAN 2016

Atos Türkiye İcra Kurulu Başkanı ve CEO’su Ahmet Doğan

Projeler müşterİnİn İhtİyaçlarına göre şekİllenİyor Bizim asıl amacımız müşteriye en kısa zamanda, en uygun fiyata, en yüksek kalitede hizmet sunmak. Bu nedenle yanımıza alacağımız iş ortağımızı projeye uygunluğuna göre seçiyoruz. Kalite, zaman ve fiyat kriterlerini göz önünde bulundurarak en uygun olanı tercih ediyoruz. Atos olarak küresel iş ortaklarımız da

havuzuna katkısı nedir? Atos Türkiye’yi nasıl tanımlıyor? Türkiye, Atos tarafında gelişen ve stratejik bir pazar olarak tanımlanıyor. Atos Türkiye’yi büyük bir pazar olarak görüyor ve bu nedenle buraya yatırım yapıyor. Türkiye’nin Atos dünyasına sağladığı katkısına ilişkin şu örneği verebilirim. Ankara’dan NATO ve hava komutanlıklarına hizmet sunuyoruz. Burada yer alan ekibin ve üretilen hizmetlerin dünya standartlarının üstünde olduğunu söyleyebilirim. n Türkiye pazarı umduğunuz gibi mi? İş potansiyeli olarak Türkiye’yi nasıl görüyorsunuz? Göreve başlayalı altı ay oldu

var. Siemens, EMC, VMware, Samsung gibi büyük global şirketlerin çoğu bizim iş ortağımız. Ancak bizim ne ürün ne de iş ortaklığı tarafında bir bağımlılığımız var. Biz müşterinin ihtiyaçlarına göre projeyi şekillendiriyoruz ve iş ortaklarımızı seçiyoruz. Güvenlik konusunun çok çeşitli alt dalları var. Tüm bu dallarda ve güvenlik alt

ve henüz pazarı tanımaya çalışıyorum. Bu zamana kadarki gözlemlerimden Türkiye’nin enteresan bir pazar olduğunu düşündüğümü söyleyebilirim. Müşteriden müşteriye ve sektörden sektöre farklılıklar içeriyor. Türkiye pazarı oldukça hızlı bir pazar; bu hız aslında karar süreçlerinin tamamlanmasını da olumlu etkiliyor. Bu konularda Avrupa’dan oldukça farklı. Daha çok yazılı değil, sözlü karar verilmesi ve karşılıklı güven üzerine kararlar alınıyor olması da, Avrupa’ya anlatılması biraz zor süreçler. Buna karşılık Türkiye’nin inanılmaz bir potansiyel taşıdığına inanıyorum. Görevime başlamadan önce bu kadarını beklemiyordum. Bu fırsatlar hem beni hem de Atos’u oldukça heyecanlandırıyor.

Türkİye’den şİrket satın alabİlİrİz

Geçen yıl Atos Bull’u satın aldı ve böylece büyük veri ve güvenlik konuları yeni bir faaliyet alanımızı oluşturdu. Bull’un satın alınması ile yönetilen hizmetler (Managed Services) ve danışmanlık ve sistem

entegrasyonu ardından Atos’un üçüncü önemli hizmet alanı büyük veri ve güvenlik oldu. Atos geçtiğimiz dönemde şirket alarak büyüdü. Bundan sonra da yeni satın almalar yaparak büyümeye devam

edeceğini düşünüyorum. Satın alınacak şirketler Türkiye’den de olabilir, yurt dışından da... Türkiye’de de büyük fırsatlar ve büyük bir pazar bulunuyor. Neden olmasın? Her türlü sürpriz olabilir.

yapılarının her bir bölümünde yer almaya çalışıyoruz. Öncelik verdiğimiz konuların başında, veri güvenliği çözümleri var. İzmir’deki Mobese sistemi bunun en somut örneği. Bu sistemin BT altyapısından, kontrol odasındaki ekranların izlenmesi, duruma göre alarm verilmesi ve raporlanmasına kadar komple süreçte uçtan uca Atos Türkiye’nin imzası var.

n Tabii siz de bunun yatırımı getireceğini söylüyorsunuz… Yatırım getirecek, fırsat getirecek, ciro getirecek, risk getirecek… Her şey getirecek. n Peki burada gördüğünüz hedef sektörler neler? Bugün kamu, finans, enerji, telekom, üretim sektörleriyle çalışıyoruz. Türkiye’de Avrupa’dan daha karma bir şekilde ilerliyoruz. Özellikle kamu alanında çok büyük projeler var. Hizmet ve sağlık tarafında yine büyük fırsatlar olduğunu gözlemliyoruz. n Atos’un haritasında Türkiye nereye bağlı? Atos, ülkeleri coğrafi iş birimleri olarak ayırıyor. Fransa, Almanya, İngiltere, Amerika gibi büyük ülkeler, tek ülke olarak faaliyetlerini sürdürüyor. Diğer ülkeler ise coğrafi bölgeler altında birlikte hareket ediyor. Türkiye olarak biz Doğu Avrupa bölgesine bağlıyız. n Türkiye’ye bağlı ülke var mı? Türkmenistan’da süren projemiz var, Afganistan’da ise ofisimiz bulunuyor. Bize

bağlı ülke bulunmasa da, Atos Türkiye olarak yürüttüğümüz yurt dışı projelerimiz var. Biz Atos’un diğer coğrafi iş birimlerine hizmet sunarken, başka ülkelerden de hizmet alabiliyoruz. Atos Türkiye bu noktada soyutlanmış ve tek başına bir birim değil, tüm Atos dünyasından destek alıp verecek bir yapıya sahip. Bu nedenle Atos’ta hangi ülkede, kaç kişinin çalıştığı çok önemli değil. Her ülke ve bölge birbirine ihtiyaçlar doğrultusunda en doğru desteği sağlıyor. n Size SBS’ten kalan VEDOP projeleri devam ediyor mu? Evet, devam ediyor. VEDOP, büyük projelerimizden birisi. Ben görevi devraldığımdan beri bu alanda büyük müşterilerimize kendimizi yeniden tanıtma sürecindeyiz. Hem geçmişi değerlendiriyoruz hem de gelecek planlarımız üzerinde çalışıyoruz. n Spor müsabakaları sizin için önemli bir alan. 2016 Rio Olimpiyatları’nın altyapı işini de aldınız. Bu konudaki gelişmeler neler? 2002’den bu yana olimpiyatların resmi BT iş ortağı olmayı sürdürüyoruz. Dünyanın en büyük spor etkinliği olan olimpiyatların BT altyapısını, hiçbir güvenlik açığına izin vermeyecek şekilde hazırlıyoruz. Sizin de tahmin edeceğiniz üzere bu organizasyonlar, hem büyüklüğü hem de medyayla izleyicilerin kesintisiz izlediği etkinlikler olduğundan, hacker’ların da ana hedefleri arasında. Fakat biz bunun üstesinden gelebiliyoruz. Rio’da uzun zamandır çalışmalar sürüyor. Bir etkinlik sona erdiğinde bir sonraki olimpiyatlar için çalışmalara sadece birkaç hafta sonrasında başladığımızı söyleyebilirim. Hatırlayacağınız üzere Mersin’de gerçekleştirilen 17. Akdeniz Oyunları’nın da altyapısını da biz hazırlamıştık. Ayrıca, Türkmenistan’da gerçekleşecek Asya Olimpiyatları için hazırlanan olimpik kompleksin de teknoloji altyapısını Atos Türkiye olarak hazırlıyoruz. n Önümüzdeki 5 yıl içerisinde hangi teknolojilerin ön plana çıkacağını düşünüyorsunuz? İlk sırada büyük veri bulunuyor. Bugünlerde dijitalleşme ve nesnelerin interneti gibi trendlerden söz ediyoruz. Özellikle nesnelerin interneti, herkesin yaşamını değiştirecektir. Türkiye de genç bir ülke olduğu için bu trendlerin içinde olacaktır.


17 BThaber

DOSYA

İş Zekası

4 - 10 NİSAN 2016 www.bthaber.com

Stratejik başarının yolu iş zekasından geçiyor

İş zekası, kurumların geçmişini ve bugününü analiz ederek, geleceğe ışık tutuyorlar. İş zekası uygulamaları kurumlar arasında günden güne yaygınlaşırken, bu alana yatırım Ruşen Göbel yapmayı planlayan şirketlerin sayısı da artmakta. Kurumlar, gelecek planlarını yaparken sadece tahminlerden yola çıkarlarsa sonucunda büyük bir hüsrana uğrayabilirler. Geliştirilecek olan stratejilerin isabet / doğruluk ihtimallerinin artırılması için şirketin, çalışanların ve müşterinin sadece bugününü değil, dününü de incelemek gerekiyor. Bunun yolu da elbette ki raporlama ve analiz uygulamalarından geçiyor. Günümüzde pek çok şirket iş zekası uygulamalarına yatırım yaparak strateji planlamada avantaj sağlarken, kârlılığını artırmada ve büyümede etkilerini görebiliyorlar.


18

DOSYA

İş dünyasında yaşanan dijital dönüşüm, teknolojinin kontrol edilemez gelişimi ve mobil cihazların iş hayatında etkisini artırmasıyla birlikte artan veri miktarı, şirketlerin ve özellikle BT yöneticilerinin karar verme süreçlerini çok daha keskin bir hale getirdi. Bu süreçte oluşan keskin virajlar, iş zekası ve buna bağlı geliştirilen uygulamalarla çok daha rahat bir şekilde alınırken, bu uygulamalardan faydalanan şirketler, yoğun rekabetin yaşandığı iş dünyasında önemli bir avantajın sahibi oluyorlar. Tabii iş zekasından söz etmek için önce kurumların ve şirketlerin bu konudaki vizyonlarını net bir şekilde ortaya koymaları gerekiyor. Bu noktada şirket içi yapılandırmanın CFO çevresinde şekillendirmesi, ihtiyaçlar analizi ile mevcut iş zekası yığınını, iş süreçlerini ve organizasyonel yapıyı belirlemeyi epeyce kolaylaştıracaktır. Bu sürece bilgi işlem ve işletme kollarının da dahil olmasıyla birlikte iş zekası çok daha sağlam bir temel üzerine inşa edilerek, kurumların ve şirketlerin iş süreçlerinde yaşanabilecek aksamalar en az seviyede tutulacaktır. Veri analizi sürecini oldukça rahatlatan iş zekası yazılımlarının bir diğer artısı ise günümüzde büyük önem taşıyan tedarikçi ve müşterilerle olan ilişki üzerindeki olumlu etkisi. İş zekası yazılımları ile özellikle sosyal medya üzerinde yapılacak analizlerle müşteri duyarlılığı, ürün ve marka ilişkileri çok daha iyi analiz edilerek, kurumsal fayda en üst seviyeye çıkarılabiliyor. Her birim aynı ölçüde değer vermeli Bir şirkette tüm birimlerin, kendi verilerinden elde edilen bilgiye ihtiyaçları var. Kendi birimlerinin işlerini değerlendirme, kendi birimlerinin stratejisini belirleme bağlamında bu çok önemli. Bu nedenle, bir departmanın bir diğerine oranla iş zekâsına daha çok veya daha az ihtiyacı olduğunu söylemek çok doğru olmaz. Özellikle satış, pazarlama, müşteri ilişkileri, finans, çağrı merkezi gibi birimlerde ve şirket genelinde üst yönetim raporlamaları, çalışan, bayi, acente performansı gibi alanlarda daha yoğun olarak kullanılan bu uygulamaların, gerçek bir başarı sağlayabilmesi için şirket tabanına yayılarak

BThaber

İŞ ZEKASI

4 - 10 NİSAN 2016

Kurumsal verimliliğin sırrı iş zekasında yatıyor İş zekası buluta taşınıyor Sektörlerin sanallaştırma ve bulut çözümlerini tercih etmesiyle birlikte iş zekası uygulamaları da buluta doğru kaymaya başlıyor. Zira büyük bir hızla artan veriyi saklayıp analiz etmek bir işletme için büyük külfet yaratmaya başladı. Bu sebeple iş zekâsı çözümlerine yönelen her ölçekte işletme, e-dönüşümünü de tamamlayarak, veri hizmetlerinde dış kaynağa yönelerek verimlilik artışı sağlıyor. İş zekası çözümlerinin bulut üzerinde konumlandırılması, bir yandan kurumların BT yatırımları için maliyet avantajı sağlarken bir yandan da farklı hizmet modelleri sunuyor. Bunun yanı sıra analitik iş zekası modellerine yapılacak yatırımların azalması, özellikle küçük ve orta ölçekli şirketlere maliyet avantajı sağlıyor.

Nesnelerİn İnternetİ geleceğİ oluşturuyor İş zekasını öne çıkaran bir diğer önemli konu da nesnelerin interneti. Son dönemde iyiden iyiye benimsenmeye başlanan nesnelerin interneti konseptinin ilerleyen süreçte iyice yaygınlaşarak 2020 yılında internete bağlanabilen 50 milyar cihaza kadar yükselebileceği tahmin ediliyor. Bu cihazların bir kısmı otomasyon süreçlerinin takibi için sürekli bilgi akışında bulunurken, son kullanıcılara yönelik cihazlar sosyal medyadan konum bilgisine kadar internet servisleriyle etkileşime devam edecek. Bu verileri doğru şekilde yorumlayarak işe yarayan bilgiye dönüştürmede iş zekası çözümleri kurumların ve şirketlerin en önemli yardımcıları arasında yer alacak. Kısacası veri analizinde şu anda ve gelecekte iş zekası uygulamaları doğru bir altyapıya oturtarak kullanan şirketler mutlaka bir adım öne geçmeyi başaracak.

tüm birimler tarafından kullanılması gerekiyor. Bu sayede çok daha verimli bir veri analiz gerçekleştirebilecek departmanlar, ihtiyaçlarını çok daha net bir şekilde belirleyerek dağıtık veri yapılarını daha akıcı ve rahatça kontrol edebiliyorlar. Mimari bir yaklaşım şart İş zekası çözümleri

oldukça fazla bileşenden oluşuyor. Bu durumda da her şeyden önce bir mimari yaklaşım gerektiriyor. Tek atışlık çözümler ile hızlı bazı sonuçlar almak mümkün olsa da, birkaç yıl içinde bu tür yaklaşımlar çöpe atılıp, yeniden yapılmak zorunda kalınabiliyor. Şirketlere ekstra külfet yaratan bu durum, iş süreçlerinin ve modellerinin de yapboz

tahtasına dönmesi sebep oluyor. Çözümü oluştururken, kısa ve uzun vadeli ihtiyaçlar ve sadece tek bir birime değil, tüm birimlere hizmet edecek çözümler göz önüne alınmalı. Bununla birlikte kendi ihtiyaçları ve yapısına uygun olmayan çözümler, şirketleri başa döndürerek hem zaman hem de para kaybına neden oluyor. Bunun için de bir mimari ve

bir yol haritası oluşturmak, bu yol haritasındaki projelerin, çözümün ve mimarinin bileşenlerini hayata geçirmek büyük önem taşıyor. Yol haritası, mimarinin oluşturulması ve ürünlerin seçiminde bu konuda uzman, bağımsız bir danışmanlık şirketiyle çalışılarak kafalarında oluşan soru işaretlerini minimuma indirebiliyorlar.



20

DOSYA

BThaber

İŞ ZEKASI

4 - 10 NİSAN 2016

Verileri detaylı analiz etmek, taktiksel kararların doğruluğunu artırır İş zekası (Business Intelligence), ham veriyi işleyerek daha anlamlı ve kullanışlı hale getirmemizi sağlayan süreçlerden oluşur. Büyük oranlardaki verinin işlenerek yeni çıkarımların yapılmasına ve geliştirilmesine yardımcı olur. Çalışma alanı olarak işlenebilecek ham veri miktarının en çok olduğu alanlar olarak belirlenmesi kazanımın da yüksek olacağının göstergesidir. Bimsa Analitik ve Büyük Veri Takım Lideri Burak Gürbüz, finans sektöründen, telekomünikasyona, perakende sektöründen, enerjiye, kamu sektöründen sağlığa ve diğer bütün sektörlerde İş zekası uygulamaları yoğun bir şekilde kullanıldığını söylüyor. “İş zekasının temel bileşenleri raporlama, çok boyutlu analizler, mantıksal çözümlemeler, veri madenciliği, süreç yönetim teknikleri, karmaşık olay analizi, iş performans yönetimi, bir iş sürecini diğer performans ölçümleriyle ya da bu iş sürecinin en iyileri ile kıyaslama, tahmine ve kurala dayalı mantıksal çözümlerdir. Bu çözümler de Bimsa’nın temel iş alanlarını oluşturuyor. İş

zekası uygulamaları ihtiyaçları belirler, analizleri yürütür, teknik çözümleri ve mimari tasarımı yapar ve gerçekleştirir, merkezi veya dağıtık veri ambarını tasarlar, veri ambarında bulunan verileri yönetir, veriler üzerinde analizler yapılmasını ve ihtiyaç duyulan raporların alınmasını sağlar. Finansal başarıyı sağlayan müşteri, üretim ve insan kaynakları kriterlerini belirleyerek finansal sonuçlar gibi ardıl ölçütlerin yanı sıra bu tür öncül ölçütleri de denetim altında tutabilir. Verilerinizi detaylı analiz ederek, stratejik ve taktiksel kararları doğru verebilmenizi sağlar. İş zekası için çok sayıda uygulama firmaların etkileyici yatırım, geri dönüşüm değerleri elde etmelerine yardımcı oldu. İş zekası maliyet düşürme yöntemleri belirleme, iş fırsatları ortaya çıkarma, ERP verilerini erişilebilir raporlara dönüştürme, perakende taleplerine hızlı tepki verme ve fiyatları optimize etmede kullanıldı. Verileri erişebilir yapmanın yanı sıra BI yazılımı , tedarikçi ve müşterilerle olan ilişkinin değerini daha kolay bir biçimde ölçebilmelerini sağlayarak, firmalara anlaşmalar esnasında daha fazla güç verir.”

Raporlama ve analİzlerle gelen verİmlİlİk İş zekasının ortaya çıkmasındaki asıl nedenlerinden biri globalleşen rekabetin oranındaki artışlardır. Dünyanın bir ucundaki bir kurumda gerçekleşen ekonomik gelişme başka bir ülkenin ekonomisini altüst edebilmektedir. Tüm kurumlar böyle rekabet dolu bir ortamda çalışırken risk unsuru ortaya çıkar. Şirketler, gelişmelerin gerisinde kalmamak için çok daha hızlı ve doğru karar vermek zorunda kalır. Sonuç olarak, birim zamanda verilmesi gereken karar sayısındaki artışla birlikte iş zekasına olan

ihtiyaç da arttı. İş zekası çözümlerinin en temel özelliği, işletmelere raporlama ve analiz alanında verimlilik kazandırması. Bu çözümler kullanıldığında raporlamalar gerçek zamanlı verilerle, anlık olarak hazırlanıyor. Böylece analizlerde de çok daha sağlıklı sonuçlar ortaya çıkıyor. İş zekası uygulamaları daha çok kurumların raporlama araçlarının yetersiz kaldığı durumlarda ortaya çıkar. Uygulama geliştirilirken raporlama araçları da eklenir, zaman ilerledikçe veri artar ve farklı kaynaklardan veriler alınmaya

başlanır. Bu durumda raporlar yetersiz kalır ve iş zekası çözümlerine ihtiyaç olur. Diğer yandan farklı uygulama ve veri tabanlarından veri alan kurum sistemlerinde veriyi ilişkilendirerek anlamlandırma noktasında çözüm getirir. Raporlama süreçlerinde karar destek mekanizmaları,veri madenciliği, veri ambarı araçları da kullanılmaktadır. İş zekası, acil durumlarda çok önemli olan ve çabuk karar vermeyi gerektiren iş süreçlerinde görünürlük ve beceriyi artırarak karmaşık raporların hızlı ve

kısa sürelerde hazırlanmasını sağlar. Görünürlük ve çoklu ortam erişimi bu konuya daha önemli bir bakış açısı kazandırmaktadır. Raporlama sistemleri mobil ortamlardan da erişilebilir olmalıdır. Global anlamda her geçen gün mobil cihaz kullanım oranının artması (Dünya üzerinde 6,8 milyar aktif mobil cihaz kullanıcısı bulunmakta) iş zekası ve raporlama sistemleri de dahil olmak üzere tüm uygulamaların, sistemlerin mobil ortamlardan erişilebilir olması ciddi önem arz etmektedir.


BThaber

İŞ ZEKASI

4 - 10 NİSAN 2016

DOSYA

21

Kurumların değerleri yüzde 25 daha fazla artıyor Kurumlar maliyetlerin düşürülmesi, karlı büyüme, müşteri memnuniyeti veya risklerin yönetimi, iş açısından kritik hangi alan veya hedef olursa olsun iş analitiğine ihtiyaç duyarlar. Aslında bu ihtiyaç o kadar

QlikView Türkiye Genel Müdürü Ümit Altınay

yaygındır ki kurumsal uygulamaları operasyonel işlem uygulamaları ve karar destek sistemleri olarak ayırdığımızda şirketin otomasyon ihtiyaçlarının yarısına denk gelebilir. QlikView Türkiye Genel Müdürü Ümit Altınay, İş zekasıyla ilgili şunları söylüyor: “Sektör bazlı baktığımızda bazı analizler fonksiyon bazında benzeşse de sektöre özel analitik uygulamalar da olabiliyor. Kurumlara faydası açısından değerlendirdiğimizde, kurumlar tarafında başarı doğru bir strateji ve verinin doğru kullanılmasından geçiyor. Bu noktada kurumlar iş zekası uygulamalarına yöneliyorlar. Biz de verilere bakalım dedik. Bir analizi yapmak istedik ve Amerika’da borsaya kote şirketleri ele aldık. Bu şirketlerden Qlik ürünlerini kullanan 30’unu tespit ettik ve borsa ortalamasıyla performanslarını kıyasladık. Tabii ki şirketlerin performansı pek çok faktörle ilişkilendirilebilir ve mutlaka diğer firmalarda en azından klasik iş zekası araçlarını kullanıyorlardır. Sonuç olarak son 5 yılda Qlik müşterilerimizin piyasa değerlerinin ortalamada diğerlerine göre yüzde 25 daha fazla arttığını tespit ettik. Buradan birkaç sonuç çıkardık. Kurumlar taktik adımlarla başlasalar da veri odaklı dönüşüm diyeceğimiz bir sürece giriyorlar, bu süreçteki olgunlukları rekabet güçleriyle doğrudan ilişkilendirilebilecek hale gelebiliyor ve kullandıkları uygulamalar bu konuda belirleyici olabiliyor.”

İş zekası, akıllı şehirlerin gelişimiyle daha da önem kazanacak İş zekâsı yatırımlarında düşünülmesi gereken en önemli husus sistemin kullanıcı tarafından kabulüdür. Proline Strateji ve İş Geliştirme Müdürü Serhat Ünalan, “İş zekâsı” kavramını benimsemiş olan kurumların, doğru zamanlı, doğru bilgi ve kararlara dayanan aksiyonlarla rekabetçi avantajlar sağlayabildiğini düşünüyor. “Türkiye özeline baktığımızda, kurumların iş zekâsına sadece raporlama ortamı olarak bakmadığını, kurumsal çözümlerini birer iş platformu olarak gördüklerini de söyleyebiliriz. Bu durum tüm birimlerin iş ve raporlama süreçlerini etkiliyor. Şirketler iş zekâsını yalnızca teknik bir iş olarak değerlendirmemelidir. İş zekâsı uygulamaları hayata geçmeden önce iş süreçlerinin net bir şekilde tanımlanmış olması, mevcut verilerin güvenilirliğinin

temin edilmesi ve en önemlisi iş zekâsı uygulamalarından nasıl sonuç beklendiğinin kararlaştırılmış olması gerekir. Bir başka önemli nokta ise oluşturulacak sistemin kullanıcı tarafından kabulüdür. Şirketler tüm bu aşamaların tamamlanmasının ardından kendi ihtiyaçlarına uygun iş zekâsı uygulamasını seçerken entegrasyonun kolay bir şekilde yapılması, ölçeklenebilir ve esnek bir yapının oluşması konularına da önem göstermelidirler. Büyük veri kavramı iş zekâsı uygulamalarının gittiği yönü belirleyen en önemli etmen konumundadır. Kurumlar sosyal medya, e-posta, SMS kampanyaları gibi iletişim alanlarına dair analizlerini yaparken internet verilerinin içine derinlemesine girmek durumunda kalıyorlar. Bu kadar büyük

ölçekteki verilerin analizi de ancak yeni gelişen iş zekâsı uygulamaları ile mümkün olacaktır. Proline olarak büyük veriyi; analitik, bant genişliği ve içerik olmak üzere üç ana başlık altında sınıflandırıyoruz. Analitik uygulamaları; kurumların stratejilerinin başarısını artırmak için verilerin toplanmasını, depolanmasını, analizini ve elde edilen sonuçlar ile planlama yapılmasını sağlayacak süreçler ve teknolojiler bütünü olarak tanımlayabiliriz. Depoladığınız verileri, hedeflerinize uygun olarak seçeceğiniz veri ambarı çözümleri ile çok boyutlu analiz etmeyi olanaklı kılacak biçimde paylaştırabilir bu sayede de bilgiyi verimli bir şekilde yöneterek rekabette proaktif davranabilme avantajı elde edebilirsiniz. Bu sayede kurumlar; analize, denetlemeye, raporlamaya,

modellemeye ve dolayısıyla iş sonuçlarını daha iyi, hızlı, kolay anlamaya ve ileriye dönük verimli tahminler yapmaya odaklanabilirler. İş zekâsı uygulamaları, akıllı şehirlerin gelişimiyle birlikte daha da önem kazanacaktır. Gözlemlediğimiz kadarıyla Türk şirketleri farklı iş zekâsı uygulamalarını gerek yurtiçinde gerekse yurtdışında başarı ile hayata geçirmektedir. Akıllı telefonların günlük hayatımızda gittikçe daha kuvvetli bir şekilde yer almaları ve işlevlerinin artması, iş dünyasında “Bring Your Own Device” (BYOD – kendi cihazını getir) tarzının daha fazla kabul görmesine, çalışanların zaman ve mekân bağımsız olarak kurumsal iş zekâsı yapısına erişim ve katkıda bulunmalarına fırsat sağlamaktadır.”


22

DOSYA

BThaber

İŞ ZEKASI

4 - 10 NİSAN 2016

Mobİl cİhazlar İş yapış şekİllerİnİ değİştİrİyor Araştırmalara göre ülkemizde 31.7 milyondan fazla mobil internet kullanıcısı bulunuyor ve bu kişiler her gün ortalama üç saatlerini internette geçiriyorlar. Gündelik hayatımızın bu derece içinde olan mobil cihazlar günümüz iş yapış şekillerinin değişmesinde ve hızlanmasında da önemli bir role sahip. Günümüz iş

dünyasında ilerlemek için hızlı karar vermek ve dolayısıyla hızlı adım atmak gerekiyor. Mobil cihaz destekli iş zekası uygulamaları sayesinde karar alıcıların, ihtiyaç duydukları bilgiye, istedikleri an, istedikleri noktadan anlık erişim sağlayabilmesi günlük işleyişin de kesintisiz bir şekilde akışını sağlıyor.”

Yurtdışı hedefiniz var mı? İş zekası uygulamaları şirketlere hisleriyle değil; analiz edilmiş, nitelikli bilgiyi göz önünde bulundurarak hareket etme imkanı sunuyor. Bu uygulamalara sahip şirketlerin geleceği görme yeteneğine sahip olduğunu söyleyebiliriz. Itelligence Türkiye Çözüm Grup Yöneticisi Serkan Yıldırım’a göre bir şirket kısa, orta ve uzun vadede karşılaşabileceği fırsat ve sorunları biliyorsa rakiplerinize göre daha hızlı kararlar verebilir ve attığınız yenilikçi adımlarla rekabet üstünlüğü sağlayabilir. “Şirketlerin aldığı her kararda iki temel sonuç vardır, kar ya da zarar. Şirketin elinde bulunan verilerin ilgili kişilere onların anlayacağı dilde ve görsellerle anlatılması sadece fırsatların değil, risklerin de öngörülmesi anlamına geliyor. Böylelikle şirketler kar-zarar dengesini göz önünde bulundurarak karını artırabiliyor ya da bir süreci kayıp yaşamadan kapatabiliyor. Gelecek stratejisi belirlerken ilk

yapılması gereken değerlendirme ‘performans hedeflerimizin neresindeyiz’ olmalıdır. Performans hedeflerine ulaşılmışsa bunu sağlayan değerlerin geçmişten bugüne durumu; ulaşılmamışsa zayıf kalan noktalar incelenmelidir. İş zekası çözümleri bunun bir adım ötesine geçerek, her iş için farklı senaryolar oluşturarak gelecek simülasyonları oluşturarak karar - destek mekanizmalarının en verimli şekilde kullanılmasını sağlar. Günümüzde rekabette farklılaşmayı, yenilikçi olmayı ve yurtiçi ve yurtdışı pazarlarda fark yaratan hizmetler sunmayı planlayan tüm kurumların iş zekası uygulamalarına ihtiyacı olduğuna inanıyorum. Bir kurumda atılan her adım veri oluşturur. Bu verilerin işe yarar bilgiye dönüşmesi ve doğru kişiye doğru şekilde aktarılması sayesinde şirketler hedeflerinin ötesine geçerek risklerini iyi yönetebilir iş potansiyelini en iyi şekilde kullanabilir.”

Doğru iş ortağı, etkin strateji Şirketler iş zekası hizmet ve çözümlerini stratejik olarak verilecek olan bütün kararlarında kullanır hale geldi. Veriye dayalı karar alma ve strateji oluşturma bütün şirketlerin ön plana aldığı bir yaklaşım olacak. Pia Grup – Intellica Genel Müdürü Okan Karaduman’a göre teknolojik gelişmeler ve özellikle sosyal medya, e-ticaret gibi kavramların artması kurumların veri miktarında da ciddi artışa neden olmakta. “Bu boyutlardaki veriyi geleneksel yöntemlerle işlemek mümkün değil. İçinde müşteri davranışlarına dair çok önemli bilgiler sunan bu veriler işlenmediği takdirde anlamını kaybediyor. Gerçek zamanlı olarak işlendiklerinde ise kurumlara mobilite ve analiz gücü kazandırarak bir adım öne geçme fırsatı tanıyor. Bu şekilde müşteriye doğru zamanda doğru çözüm sunma süresi de saatlerden dakikalara iniyor. İş zekası uygulamaları şirketlerin geleceğini şekillendirmesindeki önemli bir yardımcı. Şirketlerin ellerindeki veri önemli bir kaynak. Bu kaynak doğru kullanıldığı takdirde hem verimi artırmak hem de daha fazla katma değer sağlamak ve rakipler karşısında bir adım öne geçmek mümkün oluyor. Bütün bunlar karlılığa hem direkt hem de dolaylı olarak katkı

sağlıyor. Bu nedenle şirketler iş zekası uygulamalarına yatırım yapmaktan kaçınmamalı. Doğru bir iş ortağı ve etkin bir strateji ile kısa zamanda bu yatırımın karşılığını almak mümkün. Tüm kurumlar hızlı ve çevik karar alabilmek ve doğru strateji belirlemek zorunda. Bu ancak eldeki veriyi etkin kullanmakla mümkün. Şirketler ellerindeki veriyi doğru kullanarak müşterilerinin davranış modellerine dair önemli bilgiler edinebiliyorlar. Bu da gelecek trendleri, müşterilerinin olası taleplerini önceden ön görerek daha hızlı ve çevik bir şekilde adapte olmalarını sağlıyor. Müşterilerinin veya diğer paydaşlarının bir sonraki adımlarını gören şirketler kendi bir sonraki adımlarını da belirleyerek stratejilerini buna göre şekillendirebiliyorlar. Biz de PiA & Intellica olarak müşterilerimizin bu noktadaki stratejilerini uygularken yeniden yapılanmalarına destek verebilecek kabiliyetlerin geliştirilmesini amaçlıyoruz. Türkiye’de İş zekası uygulamalarına özellikle bankacılık - finans, telekom, enerji, perakende ve hızlı tüketim sektörlerinin yoğun ilgi gösteriyor ancak bu kurumların başarılarını ve veri analizinin faydalarını gören KOBİ’lerin de yakın gelecekte iş zekası uygulamalarına yöneleceğine inanıyoruz.”


BThaber

BİLİŞİM DÜNYASI

4 - 10 NİSAN 2016

23

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı örnek projelere imza atıyor Haber Merkezi

Dinamikler 2016 için geri sayım Proje yöneticiliğinin tüm disiplinlerde bir meslek olarak kabul görmesini sağlamak, proje yönetiminin teori ve uygulamalarını geliştirmek ve yaygınlaştırmak, proje yönetiminde profesyonelliği ve kaliteyi teşvik etmek, etik kuralların, mesleki standartların ve akreditasyon koşullarının geliştirilmesini ve korunmasını sağlama öncelikleri ile 1997 yılında kurulan İstanbul Proje Yönetim Derneği (İPYD), proje yönetim kongresi Dinamikler 2016 - 17. Uluslararası Proje

Yönetim Kongresi’ni 1415 Nisan 2016’da Kozyatağı Hilton Otel’de düzenleyecek. Bu yıl dört workshop’a da evsahipliği yapacak, alanında uzman isimleri katılımcılarla buluşturacak etkinlik, yurtiçi ve yurtdışından telekomünikasyon, inşaat ve taahhüt, bilişim, finans, sağlık, kamu, bilim dünyası ve sivil toplum kuruluşları olmak üzere farklı sektörlerden katılımcılara iletişim ortamı sunulmasını hedefliyor. Detaylar, http://dinamikler.org/ adresinde yerini alıyor.

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı bünyesinde kurulan ‘Yeni Nesil Veri Merkezi’ ve ‘Siber Güvenlik Operasyon Merkezi’, 24 Mart’ta Çevre ve Şehircilik Bakanı Fatma Güldemet Sarı tarafından açıldı. Bakan Sarı, merkezlerin açılışı ve protokol imza töreninde yaptığı konuşmada, veri merkezinin çevre ve enerji tüketimi açısından da önemli bir proje olduğunun altını çizdi. Sarı, “Burada enerji tüketimini en aza indirdiğimiz bir çalışma gerçekleştirdik. Bu çalışmamızın diğer bakanlıklar ve kurumlar için örnek teşkil etmesini temenni ediyoruz” ifadesini kullandı. Siber Güvenlik Operasyon Merkezi hakkında da bilgi veren Bakan Sarı, “Bu merkezimizin hedefi hem

farkındalığı artırmak hem de gündemimizde çok konuşulan siber güvenlik alanında milli teknolojileri geliştirerek hizmet sunmak. Proje ile sadece bugün değil gelecekte de etkin siber savunma sağlanması, bakanlığımıza ait sürekli kendini geliştirecek bir organizasyon olması hedefleniyor” dedi. Bakan Sarı, merkezleri incelerken yaptığı açıklamada; veri merkezinin ‘yeşil’ bir veri merkezi olduğunu ifade ederek bütün verilerin, kabinlerin içerisinde soğutulması dolayısıyla dörtte üç oranında enerji tasarrufu sağlandığının altını çizdi. Siber güvenlik konusuna da değinen Sarı, “Her geçen gün yeni siber saldırılar ortaya çıkıyor. Dün çözdüğünüz bir siber saldırı yarın bambaşka boyuta geliyor. Biz bu tür

siber saldırılara karşı bütün tedbirleri alıyoruz. Bu konuda ekibimize güveniyoruz” şeklinde konuştu. Konuşmanın ardından, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Coğrafi Bilgi Sistemleri Genel Müdürlüğü ile Havelsan arasında iş birliği protokolü imzalandı. Hayata geçirilen Yeni Nesil Veri Merkezi’nde toplam 8 hücrede ve 48 kabinde, Bakanlığa ait tüm veriler saklanacak. Merkez; sıcak ve soğuk hava koridorları ve hücre kabinleri sayesinde yüzde 75 enerji tasarrufu sağladığı için ‘çevreci’ ve ‘yeşil’ veri merkezi olarak tasarlandı. Her türlü güvenlik önleminin üst düzeyde sağlandığı merkezde, sistem kesintilerine karşı anında yedekleme, dışarıdan gelebilecek saldırılara karşı da uyarı sistemi devreye giriyor.

Cardtek, MV Holding ve Revo Capital ile güçlerini birleştirdi Yurt içi ve yurt dışındaki kurumsal müşterilerine ödeme sistemleri alanında uçtan uca çözümler geliştiren Cardtek, küresel bir marka olma yolunda ilerlemeye devam ediyor. Turkcell ve KVK’nın kurucu ortağı MV Holding ile teknoloji fonlarından Revo Capital, Cardtek’e yüzde 24 oranında hissedar oldu. Cardtek, bu güç birliği sayesinde önümüzdeki beş yıl içinde finansal teknolojiler alanında dünyanın ilk 10 şirketinden biri olmayı hedefliyor. Cardtek öncelikle Kuzey Amerika, Avrupa, Ortadoğu ve Asya Pasifik’te varlığını güçlendirecek. Cardtek CEO’su Ayşe Nil Sarıgöllü, 2016 yılının Cardtek için bir dönüm noktası olacağını belirterek, şunları kaydetti: “Cardtek olarak, yıllar içerisinde gösterdiğimiz performansımızla yerli ve yabancı birçok yatırımcının dikkatini çektik. Bu zamana

kadar yaptığımız görüşmeler neticesinde, hedeflerimizi gerçekleştirmemizde bize katma değer sağlayacağına inandığımız MV Holding ve Revo Capital ile güçlerimizi birleştirmeye karar verdik. Bu gelişmelerden de aldığımız güçle yatırımcılarımızın strateji ve hedeflerimizi büyük bir inançla desteklemesi ve bilgi birikimleriyle bize katkıda bulunacak olması, daha büyük ve güçlü bir aile kurduğumuzun bir göstergesi.” MV Holding CEO’su Ebru Dorman ise “Türkiye ödeme sistemleri konusunda dünya çapında en gelişmiş pazarlar arasında yer alıyor. Cardtek ise Türkiye’de sağladığı başarı hikâyesi ile bir dünya devi olmaya hazır üstün bir teknoloji portföyüne ve uzmanlığıyla çok etkileyici bir ekibe sahip. Cardtek’in küresel bir aktör olma yolculuğunda birlikte ilerleyeceğimiz için büyük heyecan duyuyoruz.

Bu doğrultuda kuracağımız güç birliği ve yaratacağımız sinerjiyle Cardtek’in liderlik hedefine daha da hızlı ulaşacağına inancımız tam” dedi. Tahincioğlu Holding Yönetim Kurulu Başkanı ve Revo Capital kurucusu Özcan Tahincioğlu yatırımla ilgili olarak; “Cardtek, finansal teknoloji alanında Türkiye’nin ve bölgenin lider teknoloji şirketlerinden biri olarak yatırım yapmak için uzun süredir Revo Capital’in radarındaydı. Ülkemizin birçok önde gelen banka ve kurumuna sağladığı finansal platformları, dünyaya taşıma konusunda Cardtek yönetimi ile ortak bir vizyonu paylaştığımızı gördük. Cardtek’in bu yatırım sayesinde orta vadede özellikle Amerika’da önemli açılımlara imza atacağını düşünüyor ve bu girişimin bir parçası olmaktan gurur duyuyoruz” dedi.

Özel entegratörler gündemi değerlendiriyor ERP Komitesi Özel Entegratörler Kurulu 5’inci toplantısı 11 Mart Cuma günü Grand Hyatt Hotel’de düzenlendi. ERP Komitesi ve Kurumsal Dönüşüm Platformu’nda dördüncü kez bir araya gelen Özel Entegratörler toplantısında 56’den fazla temsilci Uyumsoft ev sahipliğinde bir araya geldi. Toplantının moderatörlüğünü ise ilk dört toplantıda olduğu gibi BThaber Grubu Yayın Koordinatörü Ayhan Sevgi yaptı. Toplantı, ERP Komitesi ve Kurumsal Dönüşüm

Platformu Koordinatörü M. Göker Sarp’ın kurul toplantıları ve Kamu Spotu projesinin ulaştığı nokta ile ilgili verdiği bilgilerle başladı. Toplantının ilk bölümünde özel entegratör temsilcileri özel entegratörler birliği, e-defter özel entegratörlüğü ve gündemdeki e-dönüşüm başlıkları hakkında bilgi alışverişinde bulundular. Toplantının ikinci bölümde ise Geliri İdaresi Başkanlığı’ndan (GİB) Abdullah Kiraz ve Engin Uysal’ın da katılımıyla gündem başlıkları, yorumlar ve planlar paylaşıldı.


24

BThaber

BİLİŞİM DÜNYASI

4 - 10 NİSAN 2016

Dijital dönüşüme 4.5G katkısı Haber Merkezi Türkiye’nin Dijital Dönüşümü’ne liderlik etme vizyonuyla faaliyet gösteren Vodafone, mobil iletişimde yeni bir dönemin başlangıcı olacak 4.5G hizmetlerini sunmaya başladı. “4bucakG” stratejisiyle çok daha geniş bir coğrafyaya hizmet verecek olan Vodafone, 4.5G Kapsama Haritası, Vodafone Call+, Güvenli Depo ve VoLTE gibi hizmetleri de sunmaya başladı. Vodafone Türkiye’nin 4.5G hazırlıklarını paylaşmak amacıyla Vodafone Maslak Plaza’da düzenlenen basın toplantısında canlı bağlantıyla Tuzla’daki Şebeke Operasyon Merkezi’ne bağlanılarak gerçekleştirilen hız testinde, Türkiye’de ilk kez 8 farklı bant birleştirilerek 1.5 Gbps hıza ulaşıldı. Vodafone’un 4.5G hazırlıklarının anlatıldığı toplantıda konuşan Vodafone Türkiye CEO’su Gökhan Öğüt, şunları söyledi: “Vodafone Türkiye olarak biz bunu bir ‘başlangıç’ olarak niteliyoruz; çünkü, 4.5G teknolojisini Dijital Dönüşüm’ün yeni bir sayfası, yarının Gigabit Toplumu’nun giriş kapısı olarak görüyoruz. 4.5G ile birlikte bireylerin hayatına daha yüksek aktarım hızları, daha düşük gecikme süreleri, daha fazla

Haber Merkezi Son dönemlerde teknoloji dünyasının önemli gündem maddelerinden birini oluşturan 4.5G altyapısının kullanımı 1 Nisan günü itibariyle hayata geçti. 4.5G’ye yönelik vizyonunu paylaşmak üzere Türk Telekom CEO’su Rami Aslan, basın mensupları ile biraraya geldi. Türk Telekom’un “Fiber Güçlü 4.5G” hizmetiyle müşteri deneyiminde yepyeni bir çağ başlatmaya ve güçlü altyapısıyla Türkiye’nin geleceğini yazmaya hazır olduğunu söyleyen Rami Aslan: “Tüketicilerin beklentilerinin ve ihtiyaçlarının sürekli arttığı bir döneme hazır olmak için kendimizi her zaman bir adım önde konumlandırıyoruz. 4.5G ile başlayan dönemde, sunduğumuz Fiber Güçlü 4.5G hizmetiyle müşterilerimize, en yüksek hız, kapasite ve kaliteli hizmetin güvencesini veriyoruz. Türkiye’nin

Vodafone Türkiye CEO’su Gökhan Öğüt kapasite ve daha çok kalite girerken, kurumlar da daha hızlı, daha etkin ve daha rekabetçi iş süreçlerine sahip olacak. Hem bireyler, hem şirketler, hem de nesnelerin saniyede 1 Gigabit’lik yaygın genişbant bağlantı hızından faydalanabileceği yeni bir toplum düzeni doğacak. ‘Gigabit Toplumu’ adı verilen bu yeni yaşam, gerçek zamanlı, her yerden, her zaman erişilebilen, bireyleri, kurumları ve nesneleri birbirine bağlayan bir internet altyapısı ile gerçek olacak. Biz de mobil alanda 4.5G, sabit hizmetlerde ise evlere kadar gidecek uçtan uca fiber ağlar ile Türkiye’de Gigabit Toplumu’na liderlik

etmeyi sürdüreceğiz.” 4.5G’yi Türkiye’nin en ücra köşesine kadar götürme hedefleri doğrultusunda 4.5G hizmet stratejilerini “4bucakG” olarak isimlendirdiklerini hatırlatan Öğüt, şunları kaydetti: “Türkiye’nin dört bucağını 4.5G ile tanıştırmayı, elde ettiğimiz frekanslarla halkımıza en yaygın 4.5G hizmetini vermeyi hedefliyoruz. Vodafone Türkiye olarak, biz bunun Dijital Dönüşüm Hareketi’nin yeni bir evresi olduğunu düşünüyor, 4.5G teknolojisini yarının Gigabit Toplumu’nun giriş kapısı olarak görüyoruz. 4.5G ile birlikte 2G ve 3G’ye kıyasla bireylerin

hayatına daha yüksek aktarım hızları, daha düşük gecikme süreleri, daha fazla kapasite ve daha çok kalite girecek. Bilgiye erişimimiz hızlanacak, daha yaygın bir kapsama alanına sahip olacağız. Türkiye’nin dört bucağını 4.5G ile tanıştırmayı, gerek elimizde bulunan 900 MHz, gerekse de yeni aldığımız frekansları kullanarak, sadece bizde bulunan baz istasyonu teknolojimizi kullanarak en yaygın 4.5G hizmetini vermeyi hedefliyoruz.” Türkiye’de en geniş kapsamaya sahip operatör olacaklarını taahhüt eden Öğüt, şöyle devam etti: “Bunu 800 MHz bandının yanı sıra 900 MHz bandında

4.5G’li yeni hayat neresinde olursa olsun, Türk Telekom müşterileri, en yüksek performansı, en güvenilir ve kesintisiz bağlantıyı bizimle yaşayacak” dedi. 4.5G hizmetini müşterilerine ulaştırmak için en kritik frekanslarda en geniş bant aralığına sahip olduklarını ifade eden Aslan, şunları kaydetti: “4.5G hizmetlerinde spektrum çok önemli. Ama en az onun kadar önemli bir şey var ki o da fiber altyapısı. Türk Telekom olarak 4.5G’de abone başına hem en geniş frekans aralığına hem de kaliteyi kesintisiz bir şekilde sunabilmek için 4.5G baz istasyonlarını 81 ilde çepeçevre saran fiber ağa sahibiz. Bu avantajımızı müşterilerimize dünyanın en yüksek hızını ve benzersiz veri indirme ve yükleme kapasitesini sunarak yansıtacağız.”

Türk Telekom CEO’su Rami Aslan Rami Aslan, her geçen gün Türk Telekom’un Türkiye genelindeki fiber güçlü 4.5G baz istasyonlarının sayısının arttığına dikkat çekti. Avrupa’da fiberle bağlı

baz istasyonlarının toplam baz istasyonu sayısına oranı yalnızca yüzde 20 iken Türk Telekom’da bu oranın Avrupa ortalamasının üç katından daha fazla olduğunu belirten Aslan,

da sahip olduğumuz kapsama avantajıyla sağlamayı hedefliyoruz. 900 MHz bandında SingleRAN teknolojisini 2010’dan beri kullanan tek operatörüz. Bu bantta 4.5G hizmeti de verebileceğiz ve bu durumun sektörümüzde fark yaratacağını düşünüyoruz. SingleRAN, 4G ve üstü teknolojilerle uyumlu bir teknoloji. SingleRAN teknolojisi için 6 yılda 2 milyar TL’lik yatırım yaptık. Bu yatırımı yaptık; çünkü, SingleRAN’in 4G ve üstü teknolojiler, yeni nesil genişbant için ne kadar önemli ve gerekli olduğunu 6 yıl önce öngördük. Diğer yandan, Türkiye genelinde çekim noktalarımızı da iki katına çıkardık. Güçlü altyapımızla 4.5G teknolojisinin Türkiye’de her yerde herkese götürülmesini mümkün kılacağız.” Vodafone, abonelerini 4.5G’nin sunacağı yeniliklerle tanıştırmak amacıyla 4.5G deneme kampanyası da düzenleyecek. Buna göre, 4.5G uyumlu SIM kart ve akıllı telefona sahip Vodafone aboneleri, Nisan boyunca geçerli olacak kampanyadan yararlanmak için “4bucakG” yazarak 4545’e SMS atabilecek. Böylece Vodafone aboneleri, bir ay boyunca kendi tarifeleri dışında hiçbir ödeme yapmadan 4.5G teknolojisini deneyebilecek.

“Bu sayede, Türk Telekom müşterilerinin Türkiye’de yaşadığı 4.5G deneyimi, Avrupa’dan çok daha iyi olacak” dedi. Mobil dünyanın en iyileriyle yaptıkları işbirliklerini anlatan Rami Aslan, Wi-Fi ve 4.5G altyapılarını birleştiren ‘GiGA 4.5G’ teknolojisini Türkiye’de müşterilerine sunan ilk operatör olmak üzere dünyanın en büyük telekomünikasyon şirketlerinden Kore Telecom ile işbirliği yaptık” dedi. Rami Aslan, konuşmasında Türk Telekom’un yalnızca 4.5G’nin temelini oluşturan fiber altyapıya odaklanmakla kalmayıp, bu hizmeti en iyi şekilde tüketicilerle buluşturacak üst yapıya da yatırım yaptığını dile getirdi. Bu yatırımların sonucu olarak da Türkiye’nin lider dijital müzik platformu Türk Telekom Müzik’i, dijital oyun platformu Playstore’u ve münhasır TV içerikleri ile Tivibu hizmetlerini müşterilerine sunduklarını belirtti.


www.exclusive-networks.com.tr

iyzico iş süreçlerine Citrix Netscaler ile değer kattı Ödeme sistemleri sektöründe hizmet veren iyzico, e-ticaret şirketlerine sunduğu verimli ve kaliteli hizmetlerle güvenli ve kolay ödeme yönetim platformu sunmayı hedefliyor. katarken, olası güvenlik sorunlarının da önüne geçmiş oldu. Önceki dönemlerde felaket senaryolarına karşı, Aktif-Pasif sistemden, AktifAktif sisteme geçiş yaparken, İstanbul’daki veri merkezinde yaşanabilecek

kesintilere karşı önlem alıyor. İstanbul’da yaşanabilecek bir felaket senaryosunda, herhangi bir kesinti yaşanmadan Ankara’daki veri merkezinden hizmet vermeye devam edebilecek olan iyzico, bu sayede müşteri

memnuniyetini de bir üst seviyeye taşımayı amaçlıyor. İlerleyen süreçte de projenin süreceğini ifade eden Tahsin Isın, ‘Geo Location’ adlı çözüm ile birlikte iş süreçlerine önemli bir dinamizm getirmeye hazırlandıklarından

söz ediyor. Yeni çözüm ile beraber ödeme yapacak kullanıcının konumuna göre işlemin gerçekleşeceği sunucunun belirleneceğini söyleyen Isın, bu sayede Ankara’dan ödeme yapacak kullanıcının

Soldan sağa: Tahsin Isın iyzico Kurucu Ortağı Serkan Korkut Exclusive Networks Satış Müdürü

Uçtan uca çözümlerle zenginleşen iş süreçleri

T

eknik olarak şirketlerin iyzico’ya sunduğu çözümlerin birbiriyle benzerlik taşıdığını ifade eden iyzico Kurucu Ortağı Tahsin Isın, bu noktada Exclusive Networks’ün kendilerine sağladığı teknik destek ve güvenin bu projede büyük bir önem taşıdığını ifade ediyor. Isın projeyi ve projenin iyzico’ya sağladığı faydaları şu şekilde değerlendiriyor: “Exclusive Networks ile gerçekleştirdiğimiz proje süreci, ilk temas kurmamızdan itibaren 6 haftayı kapsadı. Bu sürede düzenlenen toplantılarda, daha sonra kullanacağımız ürünler hakkında Exclusive Networks’ün uzman kadrosu tarafından bilgilendirilirken, bu sürecin sonunda Citrix Netscaler Load Balancer ve Web Application Firewall ürünlerini sistemimizde kullanmaya karar verdik. Citrix Netscaler Load Balancer ve Web Application Firewall çözümlerinin

sistemlerimize entegre edilmesi ile birlikte sürekli olarak gerçekleştirmemiz gereken penetrasyon testlerini sorunsuz ve daha da hızlı bir şekilde yapmaya başladık. Haftalık olarak yapmaya başladığımız bu testler de temiz çıkıyor. ‘Aktif-Aktif’ olarak konumlandırdığımız bu çözümle birlikte veri merkezlerimizde yaşanabilecek kesilmelerin önüne geçilerek, olası felaket senaryoları başlamadan sona erecek. Exclusive Networks ile gerçekleştirdiğimiz proje sayesinde, İstanbul’da yer alan veri merkezlerimizde yaşanabilecek herhangi bir kesinti olması durumunda, Ankara’daki veri merkezimizden sorunsuz bir şekilde iş süreçlerimizi devam ettirebileceğiz.’ İş süreçlerini hızlandıran bu dönüşümün, müşteri memnuniyeti olarak bize geri döndüğünü ifade edebilirim.”

İstanbul’daki sunucuya yük bindirmek yerine, Ankara’daki sunucu üzerinden ödeme işlemini gerçekleştireceğini ifade ediyor. Projenin bu yıl içerisinde hizmet vermeye başlayacağını dile getiren Isın, bu sayede iş süreçlerine önemli ölçüde bir hız katacaklarına dikkat çekiyor. iyzico ile gerçekleştirilen proje sürecini değerlendiren Exclusive Networks Satış Müdürü Serkan Korkut, iyzico’nun proje kapsamındaki ihtiyaçlarının belirlendiğini ve bu ihtiyaçlar doğrultusunda ürün konumlandırılması, ürünlerin teknik özelliklerinin ön plana çıkartılması ve satış aşamalarının takip edilmesi gibi süreçlerin üzerinde durulduğunu belirtiyor. iyzico ve Türk Telekom arasındaki yakın ilişki ile beraber bahsi geçen ürünleri, Türk Telekom üzerinden temin ettiğini belirten Korkut, bu süreçte iyzico’ya finansman modellerinin oluşturulması konusunda destek verdiklerini söylüyor. İlk aşamadan son aşamaya kadar iyzico ile birlikte hareket ettiklerinin altını çizen Serkan Korkut, ilerleyen süreçte de 7 gün 24 saat olarak verdikleri desteğin sürecine vurgu yapıyor. Özellikle arıza durumlarında 4 saat kadar kısa bir süre içerisinde cihaz değişimi yapabileceklerine dikkat çeken Korkut, iyzico’nun Ankara’daki ve İstanbul’daki iş süreçlerinin belirtilen kapsama dahil olduğunu belirtiyor.

ADVERTORIAL

E

-ticaret şirketlerine, kolay ve güvenli ödeme yönetim platformu sunma amacıyla Barbaros Özbugutu ve Tahsin Isın tarafından 2013 yılında kurulan iyzico, müşterilerinin altyapıdan doğan harcamalarını ortadan kaldırdığı gibi, şirketleri olası güvenlik sorunlarıyla baş etmekten de kurtarıyor. Aldığı yatırımlar ile iş hacmi düzenli bir şekilde büyüyen iyzico, Citrix ile gerçekleştirdiği proje ile iş süreçlerine esneklik ve hız katarken, müşterilerine sunduğu hizmetin kalitesini artırdı. ‘iyzico’nun kurulduğu ilk dönemde kurduğu ‘php’ temelli altyapı, şirketin aldığı yatırımlar ve artan iş hacmi ile birlikte, ihtiyaçları ve talepleri daha da hızlı karşılama ihtiyacını doğurdu.’Bu alanda bir değişime ihtiyaç duyan şirket, bünyesinde kurduğu 15 kişilik Java ekibinin yanı sıra altyapısında da dönüşüm süreci başlattı. Bu noktada ihtiyaçlarını belirleyen iyzico, şirketlerle yaptığı görüşmeler sonucunda Exclusive Networks üzerinden gerçekleştirilen sunumlar ve teknik konulardaki destekler Exclusive Networks’ü bu projede öne çıkaran başlıca faktörler oldu. Projeyle beraber Exclusive Networks aracılığı ile Citrix Netscaler Load Balancer ve Web Application Firewall ürünlerini satın alan iyzico, bu ürünler ile birlikte iş süreçlerine önemli bir esneklik


26

BThaber

BİLİŞİM DÜNYASI

Haber Merkezi

4 - 10 NİSAN 2016

Çağdaş dünyada tüketiciye hitap etmenin ideal yolu:

Küresel düşünce, yerel hizmet

Küresel ölçekte bilgi ve iletişim teknolojilerinin gelişimi, dünyayı gerçek anlamda bir ‘küresel köy’ haline getiriyor. İlk kez iletişim kuramcısı Marshall McLuhan tarafından ortaya atılan bu kavramın her geçen gün pratikte biraz daha gerçeğe dönüşümü, teknoloji geliştirmenin yanı sıra teknolojiye sahip olma maliyetlerinin eş zamanlı olarak düşmesiyle yakından ilgili. Bunun işaretlerini görmek için şöyle bir çevremize bakmak bile yetiyor. Bundan yalnızca 2530 yıl önce kişisel kullanım için birer lüks olarak görülen bilgisayarlar, bugün hayatımızın vazgeçilmezi haline geldi. Bundan 20 yıl önce dünyanın en hızlı süper bilgisayarının sahip olduğu bilgi işlem gücünü, bugün akıllı telefonumuz sayesinde cebimizde taşıyor, bilgiye her an her yerden ulaşarak zaman ve mekâna dair tüm sınırları ortadan kaldırıyoruz.

teknoloji ve onun sunduğu fırsatlar çerçevesinde müşterilerinin beklentilerini karşılayamayan, hızına ayak uyduramayan, yeni fırsatlar yaratamayan şirketlerin ne kadar güçlü veya köklü olursa olsun kısa zamanda piyasadan silinip gittiği bir dönemden geçiyoruz. Şirketlerin geleceğini de artık bu kurallar belirleyecek. Bu nedenle şirketler, yüksek hızlı mobil bağlantıların da katkısıyla tüketicilerin vazgeçilmez yardımcısı olan mobil cihazlara yönelik çözümler üretmeye başladı.

Teknolojinin hayatımızda böylesine ayrılmaz bir şekilde yer bulması, her alanda ve her sektörde iş yapış biçiminden müşteriye sunulan hizmetlere kadar, bir yenilik ihtiyacını beraberinde getiriyor. Hızla gelişen

Çağdaş dünyanın çarkları, kesintisiz iletişim hizmeti ve altyapıya dayalı katma değerli servisler sunan iletişim altyapıları sayesinde dönüyor. Sayıları ve ihtiyaçları katlanarak artan kullanıcılara hızlı ve kesintisiz erişim

Bilgi ve iletişim teknolojilerinin gelişimiyle dünyanın ‘küresel köy’ haline geldiği günümüzde ideal iş yaklaşımı, uluslararası alanda verimli işbirlikleri için fırsat yaratırken yerel ihtiyaçlara çözüm üretebilmek. Telekomünikasyon sektörüne yönelik çabalarıyla son yılların yükselen yıldızı olarak dikkat çeken Huawei, bu alanda gösterdiği çabalarla sektör adına son derece başarılı bir örnek ortaya koyuyor. imkânı sunmak bir öncelik halini alıyor. Dünyanın her yerinde bu yapının kurgulanmasında son kullanıcıya olan yakınlığı ve bilgi teknolojilerine olan yatkınlığıyla telekomünikasyon sektörü başı çekiyor. Bilişim sektörü değişiyor, beklentiler değişiyor, oyuncular dönüşüyor Son yılların en çarpıcı kavramlarından biri hiç kuşkusuz “Dönüşüm”. Dönüşümü tetikleyen en önemli etkenlerden biri ise bireysel ve kurumsal pazarda, gelişen teknolojiye paralel olarak şekillenen ve artan müşteri beklentileri. Bireysel mobil pazarın kısa süre önceki oyuncuları ile bugünkü oyuncuları

arasındaki sayısal fark, beklenti – dönüşüm ilişkilerini de ortaya koyuyor. 2010 öncesi bireysel mobil pazarda etkin olan birçok global marka, bugün ya pazardan tamamen çekildi ya satın alma ve birleşmelerle değişime uğradı ya da faaliyet alanlarını bireysel pazardan kurumsal pazara taşıdı. Bir dönemin en güçlü mobil telefon aktörleri artık farklı kulvarlarda faaliyet gösteriyorlar. Hâlihazırda markette boy gösteren oyuncularla ilgili ise zarar açıklama, ürün gamında daralmaya gitme, kaybedilen pazar payları ile ilgili haberleri daha sık okumaya başladık. Bu da mobil pazardaki rekabetin güncel teknoloji ve tüketicinin gerçek ihtiyacına odaklanma özelinde ne denli zorlu

bir hale geldiğini ortaya koyuyor. Hem son kullanıcıya hem kurumsal pazara hitap etmeyi başaran markalar, aynı zamanda ayakta kalan ve sektörde de kalıcı olmayı başaran markalar oluyor. Huawei, yerel ve global operasyonlarıyla son kullanıcıdan telekomünikasyona, ArGe’den kurumsal çözümlere uzanan geniş hizmet ve ürün yelpazesiyle hem bugünün hem geleceğin markası olma yolunda emin adımlarla ilerliyor. Tüketiciye hitap etmenin ideal yolu: Küresel düşünce, yerel hizmet Günümüz koşullarında çözüm sağlayan şirketlerin öncelikleri temel olarak üç ana maddede sıralanıyor: Bireysel ve kurumsal çözümleri geliştirmeye aralıksız devam etmek, kamuyla verimli işbirliklerini hayata geçirmek ve çeşitlenen ihtiyaçlara yanıt vermek için sektörler arası işbirlikleriyle bütünsel verimliliği artırmak. Diğer bir deyişle, küresel köy haline dönüşen dünyada artık yerel olarak ve yerel çözümlere odaklanarak bir yere varmak mümkün değil. Artık ideal olan ülkeler arasında işbirlikleri için fırsat yaratmak, böylece olası her türlü ihtiyaca ısmarlama oturan çözümlerle yanıt verme esnekliğine kavuşmak. Bu anlayışın ortaya koyduğu küresel işbirliği zinciri, şirketleri tek merkezden yönetim anlayışından uzaklaştırarak bölgesel yönetim merkezleri kurgulamaya yönlendiriyor. Bölgesel merkezler ise genellikle Ar-Ge merkezleri ve inovasyon laboratuvarları gibi başlıklarda çeşitlilik gösteriyor. Bilgi teknolojileri şirketleri


BThaber

BİLİŞİM DÜNYASI

4 - 10 NİSAN 2016

için bundan yıllar önce önemli bir operasyonel maliyet anlamına gelen bu dağılım, bugünün şartlarında ihtiyaçların karşılanmasında ve yatırım geri dönüşünde sağladığı hız ve verimlilikle bir tercih haline geldi. Çünkü bu yaklaşımla kurulan işbirlikleri ve inovasyon gücü, rekabette kimin kazanacağını ve kimin kaybedeceğini belirliyor. Günümüzün dev küresel şirketleri, aynı anlayışla dünyayı hedeflerin ve beklentilerin ayrı ayrı konumlandırıldığı kümelere ayırıyor. Amerika kıtasının ABD ve Güney Amerika olarak ayrımı, Avrupa kıtasının batı ve doğu olarak gruplanması, Asya’da Çin ve Japonya başta olmak üzere potansiyeline göre farklı gruplamaların hayata geçirilmesi bunun akla gelen ilk örneklerinden. Teknoloji artık çok merkezli Teknoloji kullanımının artmasıyla tüketicilerin ‘teknoloji farkındalığının’ gelişimi, yatırımlarına hız veren bölgesel oyuncuların küresel ölçekte başarılı olabilmesi için var olan engellerin ortadan kaldırılmasına yardımcı oluyor. Teknolojiye eşit erişim imkânı, fikir önderliğinin farklı coğrafyalardan şirketlerce paylaşılmasını sağlıyor. Bunun en güzel örnekleri, bir zamanlar ‘dünyanın fabrikası’ olarak adlandırılırken bugün ‘küresel inovasyon merkezi’ olarak tanımlanan Çin’den çıkarak çok kısa sürede günümüz küresel bilgi teknolojileri pazarında çok önemli bir pozisyona yerleşen Huawei. Dünyadaki operatörlerin önemli bir bölümüne hizmet veren Huawei, 170’ten fazla ülkede operasyonlarını yürütüyor. Huawei’yi ülkesinde olduğu kadar bölgesinde ve küresel pazarda da farklı kılan iş modeli ise uçtan uca teknoloji sağlama yetkinliği. Diğer bir deyişle, kendisini yalnızca güven veren bir küresel güç olarak değil, ihtiyaca göre çözüm üreten bir bölgesel güç olarak da konumlandırabilmesi. Yukarıda bahsedilen ‘küreselleşme’ eğilimini başarıyla hayata geçiren Huawei, 14 bölgesel merkez, 30’a yakın inovasyon merkezi, 16 Ar-Ge merkezi

ve 50’ye varan sayıda küresel eğitim merkezine sahip. Bu dağılım hem son kullanıcıyı daha iyi anlayarak beklentilerine yanıt verme hem de yerel iş ortaklarıyla ihtiyaca özel çözümlere ulaşabilme hedeflerine hizmet ediyor. Bu türden bir dağılım sadece Huawei veya bilgi teknolojileri sektörü özelinde değil, her sektörde ve her şirkette dikkatli hesaplamaları, detaylı SWOT analizlerini gerektiriyor. Çünkü böylesine hızlı değişen bir dünyada, hiç kimsenin böyle büyük bir dönüşümü ilk seferinde gerçekleştirememe lüksü yok.

27

küresel VE lokal BİRİKİM İLe İnovasyonun buluşma noktası: Huawei Türkİye Türkiye, küresel konumu ve potansiyeli itibariyle coğrafi ve kültürel bir köprü görevi üstlenen özel bir öneme sahip. Dengeli küresel dağılım stratejisinde Türkiye’ye özel bir önem veren Huawei “teknolojiyi tekrarlayan” değil, “milyarların kullandığı teknolojilerin altına imza atan” bir şirket olarak Türkiye pazarını ve potansiyeli değerlendirmek üzere 2002 yılında çalışmalarına başladı. Yapılan fizibilitenin ardından 2007 yılında istanbul merkez olarak belirlenerek 1600 kişiye ulaşan Huawei Türkiye ailesi buradan yönetiliyor. Huawei, Türkiye’nin geniş coğrafyasında en iyi verimi sağlama hedefini başarıyla uygulamaya koydu. Hatta bu yaklaşımın da ötesine geçerek Türkiye’yi bölgenin buluşma noktası haline getirdi ve 2009 yılından itibaren Türkiye’yi Orta Asya ve Kafkasya’daki 11 ülkenin yönetim merkezi

olarak konumlandırdı. Huawei Türkiye Ofisi’nin çalışmalarının odak noktasını telekomünikasyon sektörü projeleri oluşturuyor. Şirket sabit hat ve mobil operatörlerle telekomünikasyon altyapısının oluşturulmasına yönelik çalışmalar yürütürken, sektördeki bilgi şirketleri şirketleriyle işbirlikleri de gerçekleştiriyor. İdeal bir stratejinin gerçeğe dönüştürülmesi ve yapılan planların sürekliliğinin sağlanması, uzun vadeli projeksiyonların kısa vadeli önceliklerle desteklenmesini gerektiriyor. Sunduğu kurumsal çözümlerle alanında ilk 3’te yer alan, Bilişim 500 araştırmasında ‘telekomünikasyon’ başlığında son iki yıldır en büyük altyapı sağlayıcısı olan Huawei de bu izlediği ideal stratejinin bir parçası olarak 2016 yılında ‘en büyük telekomünikasyon altyapısı sağlayıcısı’ olmayı amaçlıyor


28

BThaber

BTnet.com.tr

4 - 10 NİSAN 2016

HoloLens ışınlanma işini çözdü Ekrem Uçman

Inceleme BTnet

Dünyanın diğer ucuyla kolayca telekonferans gerçekleştirin Tüm dünyada gerçekleşen dijital dönüşümler, elbette ki kurumlara da çeşitli avantajlar sağlıyor. Kurumların pek çok noktasında yaşanan teknolojik gelişimler işleyişi hızlandırıyor. Bu teknolojik gelişimlerin şirketler arasında trend haline gelmesi ise bazı durumlarda büyük kolaylıklar sağlıyor. Son dönemlerde trend haline gelen teknolojiler arasında “telekonferans” bulunuyor. Kişinin veya ekibin, dünyanın diğer ucundaki bir ekiple, masraf ve vakit harcamaksızın toplantı yapmasına olanak sağlayan bu teknoloji için piyasaya sürülen çeşitli markaların ürünleri mevcut. Aver VC520 de telekonferansı hedefleyen bir kamera seti. Aver VC520, üç parçadan ve bir hayli uzun kablolardan oluşuyor. Kamera, hoparlör ve dağıtıcı olarak bu parçalardan bahsedelim. Ürünün kamera parçası, yukarı - aşağı hareket edebilirken sağa ve sola da dönebilen bir yapıda. Çalıştığını gösteren bir LED aydınlatmasının dışında herhangi bir buton veya bilgilendirici bulunmayan kamera,

Akıllı telefonların şarj problemleri devam ederken batarya üreticileri, acil durumlarda veya uzun süre dışarıda bulunacağımız pozisyonlarda telefonumuzu şarj edebilmemiz için taşınabilir bataryalar hazırlıyorlar. Bu ürün tipinden çeşitli markaların modellerini daha önce de test merkezimizde ağırlamıştık. Bu haftaki konuğumuz ise Tunçmatik’in Mini Charge 5000 isimli modeli. Cebe sığacak boyutlarda Tunçmatik Mini Charge 5000, 74 x 52 x 24 mm boyutlarında son derece küçük bir ürün.

1080p video kaydı alabiliyor ve video akışı sağlayabiliyor. 12X optik yakınlaştırma özelliği bulunan ürün, istendiği takdirde standart kamera tripodu üzerinde de kullanılabiliyor. Kameranın görüntü kalitesi bir hayli başarılı. Hoparlör parçası ise konuşmacıların yakınında bulunarak ses alıcısı ve ses vericisi işlevi görüyor. Üst tarafa doğru bakan 10 Watt’lık hoparlörün çevresinde 3 tane de mikrofon yer alıyor. Bu mikrofonlar, masanın her yanındaki kişilerin konuşmalarını almayı amaçlıyor. Hoparlör parçasından bir tane daha alınarak geniş masalarda 2 tane kullanılması sağlanabiliyor. Böylece masa üzerindeki her noktada iki yönlü ses iletimi mümkün hale geliyor. Hoparlör kısmı, aynı zamanda basit kontrollerin de yapılmasını sağlıyor. Üst tarafında yer alan dokunmatik tuşlar, mikrofonu açıp kapatma, telefon bağlantısını aktifleştirme ve ses açma – kısma işlevleri görüyor. Hoparlörün arka tarafında, cep telefonuyla da kullanılabilmesi için mikrofon

bağlantısını da destekleyen bir 3.5 mm portu yerleştirilmiş. Son parça ise dağıtıcı parçası. Bir hayli küçük boyutlarda olan bu parça, ürünün elektrik girişini, USB çıkışını, kamera parçasıyla bağlantıyı ve hoparlör parçasıyla bağlantıyı sağlıyor. Bu kutunun ekstra bir işlevi bulunmuyor. Beraberinde uzaktan kumandayla gelen Aver VC520, kamera kontrollerini uzaktan kumanda üzerinden kolayca yapılmasına olanak sağlıyor. Ürünün en can alıcı noktası ise kamerasındaki pozisyon hafızası. Kameraya 10 farklı pozisyon ve zum ayarı tanımlayarak kolayca farklı “sahneler” arasında geçiş yapabiliyoruz. Bilgisayara USB üzerinden bağlanan Aver VC520, kolay bir şekilde kurulabiliyor. Ürünün kendi yazılımı üzerinden görüntü ayarlamalarını detaylı bir şekilde yapabildiğimiz kamera seti bilgisayarda standart bir web kamerası olarak tanımlandığından dolayı neredeyse tüm görüntülü görüşme yazılımları tarafından destekleniyor.

Microsoft’un heyecan verici projesi HoloLens, her geçen yeni bir boyut kazanıyor. Microsoft, HoloLens projesini zenginleştirmeye devam ediyor. Son olarka NASA tarafından da kullanılmaya başlanan HoloLens, bu defa da Hologram benzeri bir konseptle dikkat çekecek gibi görünüyor. Microsoft bünyesinde geliştiren ve “Holoportation” adınaki yeni konsept ile birlikte farklı bir konumda bulunan birinin gerçek zamanlı hologramı yeni konsept ile rahatlıkla oluşturulabiliyor. Birçok bilimkurgu filmde gördüğümüz “sanal ışınlanma” teknolojisinin benzeri olan Holoportation sayesinde farklı bir konumda yer alan kişilerin birebir, gerçek zamanlı izdüşümleri HoloLens yardımı ile oluşturulabiliyor. Hali hazırda geliştirme sürecinde olan projenin çalışma prensibine gelecek olursak, sanal olarak ışınlanacak kişinin görüntüsü 3 farklı açıdan kamera ile kayıt altına alınırken, hem ses hem

Cepte taşınabilir şarj cihazı tipindeki bu bataryanın pil şarj Ürünün bu boyutlarıyla cepte döngüsü 300. 5000 mAh batarya, bile taşınabileceğini söylemek herhangi bir akıllı telefonu 1 mümkün. Elbette ki çantada buçuk – 2 defa şarj edebilecek taşımak için de uygun bir ürün. bir kapasite anlamına geliyor. 129 gram ağırlığında olan şarj Eğer iPhone kullanıcısıysanız cihazının üst kısmında 4 tane Mini Charge LED aydınlatma bulunuyor. Arka tarafında yer alan minik tuşa bastığımızda bu LED’ler bize cihazın şarjının ne durumda olduğunu gösteriyor. Cihaz, içerisinde 5000 mAh’lik bir batarya BTnet bulunduruyor. Lityum iyon

Inceleme

5000’in tek şarjıyla telefonunuzu 2 – 3 kere doldurmanız mümkün. Ürünün beraberinde minik bir şarj kablosu geliyor. Bu kabloyu hem ürünü şarj ederken, hem de ürün üzerinden akıllı telefonumuzu şarj ederken kullanabiliyoruz. Ürününü paketinden micro USB – Lightning dönüştürücüsü de çıkıyor. Böylece hali hazırda bozulma ihtimali bir hayli yüksek Lightning şarj kablomuzu evimizden çıkarmamıza gerek kalmıyor.

de hareket olarak kayıt altına alınan görüntüler, HoloLens başlığı kullanan diğer kullanıcıya iletiliyor. Karşı taraf bu sayede karşıdaki kişinin gerçek zamanlı görüntüsünü HoloLens yardımı ile görüyor. Henüz geliştirilme aşamasında yer alan proje, bu haliyle bile oldukça heyecan verici. VR teknolojisi tamamen yeni bir görüntüleme ve kontrol teknolojisi konumundayken, HoloLens’in de aralarında bulunduğu AR teknolojileri sessiz ve derinden ilerliyor. Gerçek görüntünün üzerine 3D görüntü yerleştirmesi yapabilen AR teknolojileri, tümleşik iletişim alanında da büyük bir fark yaratabilir. Hatta bu hafta BTnet sayfamızda incelemesine yer verdiğimiz telekonferans cihazları, bire bir görüşmelerde yerini HoloLens gibi AR cihazlarına bırakabilir. Elbette ki karşıdaki kişiyi 3D bir şekilde yanında oturuyorken görmek, herhangi bir telekonferans görüşmesinden çok daha etkili olacaktır. Bakalım AR tarafında başka ne gibi yeniliklerle karşılaşacağız…

Tunçmatik Mini Charge 5000, voltaj ve akım korumalarının yanı sıra ısınması halinde gerekli önlemleri de alabiliyor. Ürünün en dikkat çekici yanı ise fiyatı. Ürün yaklaşık 45 TL fiyat etiketiyle satın alınabilir durumda. 5000 mAh gücündeki bir bataryanın bu kadar uygun fiyata satılıyor olması, her an lazım olabilecek bu tip bir ürüne sahip olmamak için ortada hiçbir sebep kalmamasına sebep oluyor. Akıllı telefon kullanıyorsanız ve şarj problemi çekiyorsanız Tunçmatik Mini Charge 5000’i kaçırmamanızı tavsiye ederiz.


TRAINING

R E H C U VO

+90 216 575 36 74 www.mayasoft.com.tr egitim@mayasoft.com.tr

ERVICE

GS PLANNIN

R E H C U VO


30

BThaber

BTnet.com.tr

Microsoft, geçtiğimiz yıl satın almak istediği Mesosphere için farklı bir politika izlemeye başladı. Geçtiğimiz yıl yaptığı satın almak için yaptığı girişimler Mesosphere’den geri dönen şirket, bu kez Mesosphere’in yatırımcıları arasında yer almaya hazırlanıyor. Gelen haberlere göre Microsoft, geçtiğimiz yıldan bu yana hızlı bir şekilde değerini artıran ve 1 milyar dolar bandına gelen girişimin yatırım turunda yer alarak, Mesosphere’in önemli yatırımcıları arasında yer almak istiyor. Değerini hızlı bir şekilde yükselten veri merkezi yazılımları girişiminin başlattığı 73,5 milyon dolarlık yatırım turuna Hewlett Packard Enterprise katılırken, ilerleyen süreçte başta Microsoft olmak üzere önemli şirketlerin Mesosphere’in stratejik yatırımcıları arasında yer alması bekleniyor. Mesosphere’i kısaca hatırlatmak gerekirse Mesosphere, kullanıcılarının veri merkezindeki tek bir sunucu yerine bütün bir veri merkezini tek bir sanal makine gibi kontrol etmelerine olanak sağlıyor. Açık veya gizli bulut hizmetlerinde kullanılabilen sistem, sistem yöneticilerinin üçüncü parti ya da kendi geliştirdikleri veri merkezi servislerini

4 - 10 NİSAN 2016

Microsoft Mesosphere’e yatırımcı oluyor Microsoft, geçtiğimiz yıl satın almak için çaba sarfettiği Mesosphere’in yatırımları arasında yer alacak.

tek satır yüklemeyle çalıştırmalarına izin veriyor. Bütün sistem, oldukça sade bir şekilde tasarlanmış bir grafik ara yüz üzerinden kontrol edilebiliyor. Önemli bir potansiyele sahip olan Mesosphere, hali hazırda 126 milyon dolarlık yatırımla yoluna devam ediyor. İlerleyen süreçte alacağı yatırımlarla değerini artırmasına kesin gözüyle bakılan girişim, adını sıkça duyuracak gibi görünüyor.

Tepeden tırnağa teknoloji Dell BT danışmanlık birimini elden çıkartmaya hazırlanıyor Dell, BT danışmanlık birimini 3 milyar dolara NTT Data’ya satmaya hazırlanıyor. Geçtiğimiz yıl EMC’yi 67 milyar dolara satın alan Dell, ödemelerde elini rahatlama adına BT danışmanlık departmanını elden çıkartıyor. Bu noktada Japonya merkezli NTT Data ile satın alma işlemi konusunda anlaşan şirket, anlaşmanın tamamlanması ile birlikte kasasına 3 milyar dolara yakın bir parayı koyacak. Dell, satın alma işlemi ile birlikte EMC’den kaynaklı ödemeleri konusunda elini rahatlatacak. Satın alma işleminin tamamlanması ile birlikte iş süreçlerini deniz aşırı ülkelere taşımayı başaracak olan NTT Data, özellikle Amerika Birleşik Devletleri’nde iş süreçlerini geliştirme fırsatı yakalayacak.

Bunun yanı sıra iş hacmini yine bu bölgede yer alan şirketlerle de geliştirebilecek olan şirket, ilerleyen süreçte de küresel çapta gerçekleştirdiği büyüme hamlesini sürdürecek gibi görünüyor. Dell’in ilerleyen süreçte de benzer satış işlemlerine devam etmesi bekleniyor. EMC satın alma işleminden kalan 43 milyar dolarlık borcu hafifletmek için verim alamadığı yapıları elden çıkarmaya hazırlanan şirket, bu süreçte izleyeceği yol haritasını da belirlemiş gibi görünüyor. İlerleyen süreçte ekonomik olarak rahat bir nefes almak isteyen şirketin Quest Software ve SonicWall gibi çok daha memnun olmadığı yapıları elden çıkarması bekleniyor.

Nike ayağa uyumlu bağcık ve Nike+ uygulamalarının da aralarında yer aldığı yeniliklerini New York’ta tanıttı. Bu inovasyonlar arasında Nike Air VaporMax, çamur yapışmasını önleyen bir polimer olan Nike Anti-Clog Traction, uyumlu bağcık teknolojisinin geleceğini tanıtan Nike HyperAdapt 1.0 ve sporcular için kişisel bir hizmet olan, üyelerine isteğe uyarlı kılavuz, destek ve kişiye özel kaynak olan yeni Nike+ uygulaması da var. Elektrik ve mekanik mühendisliğinde araştırmaların sonucu olan Nike HyperAdapt 1.0 dijital ile ayak altında bulunan bağcık bağlama mekanizmasıyla çalışan ayakkabı, bağcık ve ayağa uygunluk tercihlerinde bireysel farklılıklara çözüm sağlıyor, kişiselleştirilmiş kilitleme mekanizması da manuel olarak ayarlanabiliyor. Tinker Hatfield ve NIKE Inc. Kıdemli İnovasyon Yetkilisi Tiffany Beers tarafından yönetilen ve New York’taki Nike Inc. CEO’su ve Başkanı Mark Parker tarafından açıklanan proje ile ayakkabıyı giyen kişi değiştikçe ürünün kendisinin de değiştiği,

sporcuların ihtiyaçlarına cevap alınan bir gelecek tasarlanıyor. Parker, yenilikleri ile ilgili şu bilgileri verdi: “Nike HyperAdapt 1.0, ‘Kişiselleştirilmiş Performans Çağı’nı başlatan bir yenilik. Yeni Nike+ uygulaması bu dönemi karakterize ediyor. Etrafımız teknoloji ve verilerle çevrili. Ancak sporcuların tam olarak potansiyellerine

ulaşabilmesi için daha zengin ve daha anlamlı yenilikler gerek. Koşu ve eğitim kulüplerinin yanında, Nike+ çok çeşitli dijital ürünü kapsıyor. Uygulama, alışveriş konusunda farklı bir düşünceyi sergiliyor ve üyelerine, ilgilerine göre ayrılan ayakkabılar dâhil, kişiye özel ürün tavsiyeleriyle dolu, kişiselleştirilmiş mağazaları tanıtıyor.”



32

BThaber

KARİYER

Veeam Türkiye ekibi büyüyor Veeam’in Türkiye operasyonunda Kurumsal Müşteriler Satış Müdürü pozisyonuna Yunus Salık getirilirken, İstanbul Bölge Müdürlüğü görevini de Adil Can üstlendi. BT sektöründe 19 yıllık tecrübeye sahip olan Yunus Salık, Yıldız Teknik Üniversitesi Elektronik ve Haberleşme Mühendisliği Bölümü’nden mezun olduktan sonra İstanbul Teknik Üniversitesi’nde İşletme Yunus Salık Yüksek Lisansı’nı tamamladı. Kariyerine Televes firmasında Teknik Servis Mühendisi olarak başlayan Salık, sırasıyla Koçsistem’de Ürün Yönetimi, Nortel’de Teknik Satış Müdürü, Alcatel-Lucent’te Satış Müdürü, British Telecom’da Kıdemli Satış Müdürü ve son olarak IBM’de Satış Direktörü olarak görev yaptı. İstanbul Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği Bölümü’nden mezun olduktan sonra Yeditepe Adil Üniversitesi’nde İşletme Yüksek Lisansı’nı Can tamamlayan Adil Can ise kariyerine Global Menkul Değerler’de Proje Lideri olarak başladı. Sonrasında Raymond James ve Inteltek’te Bilgi-İşlem Müdürü, Telcoset ve Alcatel-Lucent Enterprise’da Satış Yöneticiliği yapan Can, Veeam Software’e katılmadan önce IBM Global Services’da Satış Müdürlüğü görevini yürütüyordu.

4 - 10 NİSAN 2016

BT Eğitim’in küresel başarısı Üniversitelerin sektör beklentilerini karşılamada yeterli olmaması, BT profesyonellerini alanında uzmanlaşmış özel eğitim kurumlarına yönlendiriyor. Bilişim teknolojileri eğitimi veren kurumların önemi bu yönüyle küresel bazda artarken, bu alanda eğitimler sunan BT Eğitim, kendi kategorisinde dünya çapında 200’den fazla eğitim kurumunu geride bırakarak, San Diego’da düzenlenen 2016 Cisco Global Learning Partner Conference etkinliğinde “dünyanın en iyi eğitim iş ortağı” olarak

D-Smart’ta görev değişikliği Ekim 2011 tarihinden bu yana D-Smart CEO’su olarak görev yapan Ali Güven, 1 Nisan 2016 itibariyle görevini, Doğan Grubu’nda 2002 yılından bu yana farklı şirketlerde görev yapan, halen D-Smart Mali İşler Grup Başkanı olarak görev yapan Mükremin Sarıer’e devredecek. İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesi mezunu olan, kariyerine 1997 yılında Mükremin Sarıer BDO DENET’de Denetçi olarak başlayan Sarıer, Müdür Yardımcısı olarak 2002 yılına kadar görev yaptı. 2002-2007 arasında Doğan Yayın Holding’te Mali Kontrol Müdürü görevini üstlenen, Eylül 2007’den, Ocak 2010 tarihine kadar Bravoo!’da CFO olarak çalışan Sarıer, Şubat 2010’dan Kasım 2010’a kadar Doğan Holding’te Risk Analiz ve Değerlendirme Direktörü olarak çalıştı. Kasım 2010’dan itibaren D-Smart CFO görevini üstlenen Sarıer, Nisan 2016 itibariyle D-Smart’ın yeni CEO’su olarak atandı.

ödüllendirildi. Şirket, 2014 yılında da EMEAR bölgesinin “En İyisi” seçilmişti. Bu ödülün, Türkiye’de teknoloji eğitimleri veren şirketler arasında

Girişimciliği merkezinde öğrenme fırsatı

Printec Türkiye’nin yönetimi Nazan Arıca’da Printec, Türkiye operasyonlarının başına sektörün deneyimli ismi Nazan Arıca getirildi. Lisans eğitimini Avusturalya’da Western Sydney Üniversitesi Bilgisayar Bilimleri bölümünde tamamlayan Nazan Arıca, daha sonra işletme dalında lisansüstü öğrenimini yaptı. Kariyerine 1995’te başlayan Arıca, 2007 sonuna kadar ödeme sistemleri alanında görev Nazan Arıca aldığı kurumlarda yöneticilik yaptı. 2008 – 2011 yılları arasında Türkiye Vakıflar Bankası TAO’nun Ödeme Sistemleri Bölüm Başkanlığı görevini üstlenen Arıca, 2012-2014 yılları arasında da Finansbank Ödeme Sistemleri Direktörü olarak görev yaptı. Arıca, 2008-2012 yılları arasında da Bankalararası Kart Merkezi (BKM) Yönetim Kurulu üyeliği ve takibinde Başkanlığı görevini de yürütürken, 6 yıl süreyle Visa Europe İnovasyon ekibinde Türkiye’yi temsil etti.

Cumhur Kızıları

elde edilen en yüksek onur olduğunu vurgulayan BT Eğitim Genel Müdür Yardımcısı Cumhur Kızıları şu bilgileri verdi: “Teknoloji pazarında ağ donanımları, sunucu gibi farklı segmentlerde pazarda öne çıkan bir teknoloji geliştiricisinin ödülünü almak, yaptığımız işin büyüklüğünü ve sunduğumuz hizmetin kalitesini gösteriyor. Ödül aynı zamanda, dünyanın Türkiye’nin teknoloji alanındaki bilgi birikimi ve donanımlı çalışanları ile örnek bir ülke olduğunu kabul etmesi anlamına geliyor. Bu başarı, 15 yıllık emeğin ve birikimin bir sonucu.”

BT istihdamı artıyor Gençlik ve Spor Bakanlığı, bilişim personeli istihdamı ile bu alanda kadrosunu daha da geliştirmeyi hedefliyor. Yazılım geliştirme, veri tabanı uzmanı, proje yöneticisi, iş analisti ile ağ güvenliği ve sistem uzmanı başlıklarında istihdam için www.gsb.gov.tr adresinden detayları öğrenmek mümkün.

Girişimcilik konusunda kendini geliştirmek isteyen ve iyi derecede İngilizce bilen herkese açık olan programlarıyla Onward, katılımcılarına geleneksel eğitim modellerinden farklı olarak, uygulayarak öğrenme ve yetkin kişilerle tanışma modelli bir program sunuyor. Bu kapsamda, Amerika’da ve İngiltere’de özel eğitim programları düzenleyen Onward, bu yıl 3-13 Temmuz tarihleri arasında girişimcilikle ilgilenen öğrenci ve genç profesyonellere

E T K İ N L İ K L E R 11-15 Nisan 2016

International World Wide Web Conference (WWW) Montreal, Kanada AYRINTILI BİLGİ: www2016.ca

yönelik Silikon Vadisi Girişimcilik Yaz Programı için başvuruları almaya başladı. 10 gün sürecek programın sonunda katılımcılar dijital platformlarla özel entegrasyonu bulunan ve Accredible tarafından hazırlanan sertifika almaya hak kazanacaklar. Toplam kontenjanı 16 kişi olarak belirlenen Onward Silikon Vadisi Girişimcilik Programı başvuruları 10 Nisan’a kadar alınacak. Detaylar ise www.onwardpage.com/ siliconvalley adresinde.

Y U R T D I Ş I

18-21 Nisan 2016

SAS Global Forum 2016 Las Vegas, ABD AYRINTILI BİLGİ: www.sas.com/en_us/events/sas-globalforum/sas-global-forum-2016.html

2-5 Mayıs 2016

EMC World Las Vegas, ABD AYRINTILI BİLGİ: www.emcworld.com/index.htm

Bu köşede yayınlanmasını istediğiniz etkinliklerinizle ilgili bilgileri handana@bthaber.com.tr adresine gönderebilirsiniz.

E T K İ N L İ K L E R 5 Nisan 2016 BTvizyon Kayseri Hilton Otel AYRINTILI BİLGİ: www.btvizyon.com.tr/ 6 Nisan 2016 15. Mobil Teknolojiler Günü İstanbul Marriot Hotel Asia AYRINTILI BİLGİ: www.mobilteknolojilergunu.com/ BasinBulteni-2016.aspx 9-10 Nisan 2016 2. Bilişim Hukuku Zirvesi İstanbul Üniversitesi Kongre Merkezi AYRINTILI BİLGİ: http://bhkzirve.com/

Y U R T İ Ç İ

14-15 Nisan 2016 Dinamikler 2016 - 17. Uluslararası Proje Yönetim Kongresi Kozyatağı Hilton Otel, İstanbul AYRINTILI BİLGİ: www.dinamikler.org 12 Nisan 2016 PMI Profesyonel Gelişim Nisan Ayı Aktivitesi İstanbul Avrupa Yakası AYRINTILI BİLGİ: www.pmi.org.tr

27 Nisan 2016 360 Yazılım Teknolojileri 2016 Konferansı Steingerberger Hotel Maslak İstanbul AYRINTILI BİLGİ: www.360cnp.com 28 Nisan 2016 Dijital Dönüşüm ve Mobil Teknoloji Platformu İstanbul AYRINTILI BİLGİ: www.teknolojiplatformlari.com.tr/ 28 Nisan 2016 2.Design Awards Ödül Töreni İstanbul AYRINTILI BİLGİ: zirveodulleri.org/

Bu köşede yayınlanmasını istediğiniz etkinliklerinizle ilgili bilgileri handana@bthaber.com.tr adresine gönderebilirsiniz.



34

BThaber

MEKTUP

Yeni bir haftadan merhaba, Mektubuma zaman zaman ortak sorunumuz ile ilgili bir yaratıcılık ile başlıyorum: Uyku sorunu. Philips, sağolsun, uykusuzlukla mücadele eden bireylerin geceleri daha iyi uyumalarını sağlamak için kurulan “Dünyanın En Uykucu İnternet Sitesi”nin lansmanını yapmış. Dünya Uyku Tıbbı Birliği’nin her yıl kutladığı Dünya Uyku Günü çerçevesinde kurulan sitede, rahat uyuyamayanlara yardımcı olmak ve teşhis edilmemiş kronik uyku problemi olan kişiler için de kaynak sunmak amacıyla çeşitli görsel içerikler var. Uyku sorunlarına dikkat çekmek ve bu konuda bilinç yaratmak amacını taşıyan kampanya, obstrüktif uyku apnesi (OUA) veya başka bir uyku rahatsızlığı olan hastaların yaşamlarını iyileştirmek adına SendMeToSleep.com, Philips’in de böylece son hamlesi. Gelelim uyku sorunlu sabahların vazgeçilmezi BiTaksi’ye ve taksi ödemelerinin dijital dönüşümüne. BiTaksi, bugüne kadar uygulama üzerinden gerçekleştirdiği 4,5 milyonun üzerindeki yolculuğun 1 milyonunun kredi kartı, PayPal ve BKM Express gibi dijital ödeme seçenekleriyle yapıldığını duyurmuş. Yani her dört kişiden biri taksiyi kartla ödüyor. Hatta Ankara’da kredi kartıyla taksi kullanımı İstanbul’un tam üç katıymış. Uyku, taksi darken trafik derdimizi de belirtmeden geçmeyelim. Navigasyon şirketi TomTom’un 6 kıtada 38 ülkede 295 şehirde trafik yoğunluğunu ölçen ‘Trafik Sıkışıklık Endeksi’ açıklanmış. Buna göre, geçen yıl yüzde 58’lik sıkışıklık oranıyla listenin haklı olarak (!) zirvesinde yer alan İstanbul, yüzde 50’ye gerileyerek, liderliği Meksika’nın başkenti Meksiko’ya bırakmış. İstanbul’daki bu düşüşte, trafik

4 - 10 NİSAN 2016

Yaratıcılık her zaman kazandırır bilgisi içeren navigasyon cihazları, toplu taşıma ve motosiklet kullanımındaki artış ile akıllı sinyalizasyon sistemleri etkili olmuş. Yetmez, ama böyle bir konuda birincilik ‘almamak’ adına iyi de bir haber… Bu haftanın çevre haberi, cebe de iyi gelecek. Elektrik Mühendisleri Odası’nın verilerine göre, ev içi elektrik tüketiminin yaklaşık yüzde 50’si mutfakta gerçekleşiyor. Günün 24 saati ve yılın 365 günü çalışan buzdolaplarından ocak ve fırınlara, bulaşık makinelerinden küçük ev aletlerine kadar mutfaktaki araçları kullanırken daha bilinçli hareket ederek faturalara da yansıyan enerji tasarrufu yapmak mümkün. EnCazip de tasarruf önerilerini şöyle sıralamış: Buzdolabını boş bırakma, fırında aynı anda birden fazla yemek pişir, yıkamayı 50 derecede yap, ocağın gözünü etkili kullan, bilinçli tüketimle yüzde 20’ye kadar tasarruf et. Haftanın gurur dolu başlıklarında ilk adımı atıyorum. Hem yaratıcılık da bu değil mi? Üsküdar Amerikan Lisesi öğrencileri, engelleri nedeniyle ya da elleri dolu olduğu için ellerini kullanarak dolap kapaklarını açamayanlara yardımcı olmak için 3D Printer ile destek alet üretmiş. Tasarımlarıyla, Liselerarası 3D Yarışması’nın birincisi olan öğrenciler, KEEE adını verdikleri ürünün patentini

2016

www.bthaber.com www.linkedin.com/groups/BThaber twitter.com/bthaber www.facebook.com/BThaber

Okur Temsilcisi Behçet Envarlı benvarli@tbv.org.tr

edelim. Bimsa çalışanları, Sabancı Holding’in 41 yıldır Sabancı Vakfı eliyle yürüttüğü hayır işlerini Sabancı Topluluğu çalışanlarını kapsayacak şekilde genişletmek amacıyla hayata geçirdiği Sabancı Gönüllüleri programı kapsamında ilk adımını atmış. Bu amaçla Bimsalı Sabancı Gönüllüleri bünyesindeki “Sen Mutlu Ol Diye” ekibi ve projesi ile 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nde Kanserli Çocuklara Umut Vakfı Aile Evi’nde, kanser hastası çocukları olan anneleri ziyaret etmiş ve onlara özel hazırladıkları hediyeleri iletmiş. İnovasyondan şaşmayan Ford Otosan da bu yıl “Hız Kesmeden” temasıyla düzenlediği geleneksel “İmalatçılar Zirvesi”nde başarılarıyla öne çıkan 10 tedarikçi firmasına Altın Yıldız, Gümüş Yıldız, Bronz Yıldız ve Özel Teşvik ödülleri vermiş. Bu arada, Dünya Fikri Mülkiyet Örgütü (The World Intellectual Property Organization - WIPO), Huawei’nin en çok uluslararası patent başvurusu yapan küresel şirket olduğunu açıklamış. Huawei, 3 bin 898 patent başvurusuyla birçok markayı geride bırakmış. ‘Yaratıcılık kazandırır’ derken boşuna

REKLAM SATIŞ GRUBU

YIL 22 SAYI 1066

4 - 10 NİSAN

almaya hazırlanıyormuş. Bu kadar da değil… Göçmen sorununa genç girişimciler, bilgisayar mühendisleri ve tasarımcılar; web, mobil uygulama ve IoT ürünleri geliştirecekleri hackathon ile çözüm bulacaklarmış. İstanbul Kolektif House Sanayi’de yapılacak “Borderless Hack” etkinliği Amerikan Başkonsolosluğu, Garaj ve Habitat’ın destekleriyle, Hackquarters ile Kolektif House’un organizasyonuyla gerçekleşecekmiş. Detaylı bilgi http://borderlesshack.com/ adresinde. Genç girişimciler için bir haberim daha var. Microsoft Türkiye, Finansbank ve Habitat Derneği’nin işbirliği ile hayata geçirilen ve çocukların Kodu programıyla yazdığı oyunlarla katılacağı “Kodu Cup Türkiye 2016” yarışmasına başvurular başlamış. ‘Çevre ve Ben’ konulu yarışmaya 8-14 yaş aralığında çocuklar ekiplerini oluşturarak başvurabilecek. Son başvuru tarihi 13 Mayıs olan yarışmaya ekipleri ile katılmak isteyen çocuklar Kodu programını ücretsiz olarak www. kodugamelab.com sitesinden indirilebilir ve kurulum detaylarını https://www.acikakademi. com/portal/egitimler/kodu.aspx web sayfasındaki “Kodu Oyun Laboratuarı” videosunun altında ayrıntılı olarak öğrenebilir. Güzel haberlere devam

BThaber Yayıncılık ve Etkinlik Hizmetleri A.Ş. adına Sahibi Ayhan Sevgi ayhans@bthaber.com.tr BThaber Grubu Yayın Koordinatörü Ayhan Sevgi ayhans@bthaber.com.tr Yazı İşleri Müdürü (Sorumlu) Bülent Nevres bulentn@bthaber.com.tr

Bültenlerinizi

Editörler Handan Aybars handana@bthaber.com.tr Sedef Özkan (Ankara) sedefo@bthaber.com.tr Ekrem Uçman ekremu@bthaber.com.tr Görsel Tasarım Nevzat Karataş nevzatk@bthaber.com.tr

Haber Merkezi Ruşen Göbel ruseng@bthaber.com.tr

Satış Grubu Evrim Koç Demirci Perihan Kıtay Özden Özge Karataş Canan Şahin

Reklam Rezervasyon info@bthaber.com.tr Abone ve Dağıtım Sorumlusu Kutay Göçe btabone@bthaber.com.tr

Mukadder Keskingözler mukadderk@bthaber.com.tr

bulten@bthaber.com.tr adresine gönderebilirsiniz

Yönetim Yeri: BThaber Yayıncılık ve Etkinlik Hizmetleri A.Ş. Fetih Mah. Tahralı Sokak Kavakyeli Plaza C Blok 7/5 34704 Ataşehir/İSTANBUL Tel 0216- 291 13 90 ISSN 1300-6495

konuşmuyoruz. Işte bunun bir örneği… Biyometrik kimlik doğrulama teknolojisinde dünyanın önde gelen uluslararası firması Morpho, yüz tanımlama teknolojisinde yeni nesil şifre sertifikası olarak tanımlanan FIDO sertifikasını almaya hak kazanmış. Morpho’nun yüz tanımlama tabanlı 3D Reader’ı başta olmak üzere biyometrik ürünlerinin Türkiye distribütörlüğünü yapan ÖLÇSAN’ın Türkiye pazarına bu gelişimi yansıtması adına önemli bir fırsat, ne dersin? Böylece sıra ödüllerde… MasterCard, PYMNTS.com tarafından düzenlenen 2016 PYMNTS Innovation Project Ödülleri’nde hem MasterCard Aid Network (MasterCard Yardım Ağı) hem de “selfie” ile ödeme olarak da bilinen Selfie Pay MasterCard Kimlik Doğrulama teknolojisiyle iki büyük ödüle layık görülmüş. Penta Teknoloji de Intel Etkin Dağıtıcı Konferansı’nda İnovasyon kategorisinde ‘’Entegre Eğitim Çözümlerini İlk Olarak Pazara Sunan Dağıtıcı’’ olarak ödüle layık bulunmuş. Hatta konferanstan ödülle dönen tek Türk firması Penta Teknoloji olmuş. Haftaya noktayı fotoğraf odaklı bir yarışma ile koyuyorum. 2016 Sony Dünya Fotoğraf Ödülleri’nde Türkiye Ulusal Ödülü’nü kazanan isim açıklanmış, İstanbullu serbest fotoğrafçı Burak Şenbak’ın ‘Horoz Dövüşü’ fotoğrafı on Açık kategorisi arasından en iyi fotoğraf seçilmiş. Türkiye Ulusal Ödülü’nde ikinciliği kazanan fotoğrafçı ise ‘Çocukluğum’ adlı fotoğrafıyla Gültekin Alkurt olmuş. Tahmin ederim, ödül kazanan fotoğrafların tümünü görmek istersin, o zaman www.worldphoto.org adresini ziyaret et. Bu hafta da bu kadar olsun, yeni bir gündemle haftaya buradayım,

Türkiye’nin en köklü bilişim teknolojileri yayını olan BThaber, 1995 yılından bu yana bilişim ve teknoloji dünyasındaki en son haberleri, yenilikleri ve bilgileri okuyucularına kesintisiz bir şekilde sunmaya devam ediyor. Her hafta yüzde 35’i BT, yüzde 65’i ise finans, otomotiv ve sağlık gibi farklı sektörlerde yer alan şirketlerin ve kamu kurumlarının yöneticilerinden oluşan 7500’ün üzerinde kişiye ulaşmakta ve online platformlar üzerinden her hafta on binlerce kişiye erişim sağlamaktadır.

Cilt, Baskı, Poşetleme: Apa Uniprint San. ve Tic. A.Ş. - Hadımköy İstanbul Asfaltı Ömerli Köyü İstanbul - Tel 0212-798 28 40. l BThaber kontrollü abonelik sistemiyle dağıtılmaktadır. - Fiyatı 1 Kuruş (KDV dahil) - BThaber, 5187 sayılı Basın Kanunu’nun 2/f maddesi hükmü gereği ‘yerel süreli yayın’dır.



36

BThaber

ICT NEWS

4 - 10 NİSAN 2016

Offer a specification for ‘Industry 4.0’ in ‘üretimreformu.org’! BİMY’23 began with the speech of ICT Event Management Committee Chairman Koray Özer listing industrial revolutions starting with steam, electricity and programmable electronics. Özer stated that ‘Industry 4.0’ is about combining everything comes after the electronics. He expressed that: “Efficiency is the art of using the time. We can call Industry 4.0 the time dimension. For now, the ultimate point in productivity. 4.0 Industry aims at production depending not on the society, to the individuals, situations or even momentary needs. We are talking about a manufacturing process that manages every moment.” TBD Chairman İ. İlker Tabak expressed: “The future of the ICT sector in the world will be formed by ‘Big Data’, ‘Corporate Social Networks’, ‘Internet of Things’, ‘Mobile Solutions’, ‘Security’ and ‘Cloud’ which are the inseparable parts of the 4th Industrial Revolution forming the basis of smart manufacturing systems. The number of Internet-connected devices will increase. The number of devices was 900 million in 2009 and it will be 24 billion in 2020. This rise will create added value of 4.5 trillion dollars. In order to further develop Turkey’s IT infrastructure, a sustainable investment environment needs to be provided in the information sector. If we do not want to be in only consuming side of the 4th Industrial Revolution and if we want to be an inseparable part of this revolution by being a developer of smart manufacturing technology; we must start teaching our young people, our children ‘encoding’ and ‘robotics’. He gave the following information

Data Center Managers Seminar - BİMY’23 was held in Antalya on March 24-27 on ‘Industry 4.0 for Development with ICT’, with the participation of IT professionals.

on ‘uretimreformu.org’ site: “We wish to take every input into consideration on ‘Industry 4.0 for Development with ICT’ topic reaching us for Ministry of Science, Industry and Technology project which is now being prepared as ‘Manufacturing Reform Package’. In the days which our country needs cooperation, sharing and interaction, every input you provide in micro or macro level is valuable to us.” HAVELSAN Cyber Security and Information Technologies Deputy General Manager Yücel Bağrıaçık said that: “Industry 4.0 indicates the future, starting today.” On the other hand, he said that everything that is connected to the internet is open for danger. Bağrıaçık highlighted that our country has a deficiency of at least 15 thousand cyber security personnel and drew the attention to Havelsan’s Cyber Security Operations Center and stated: “Come on, let’s create solutions in this center together. This country belongs to all of

us.” Karel Business Development Director Metin Cebeci told that: “We are exporting to 30 countries. Importance of domestic manufacturing and training are the most important factors in Industry 4.0.” MÜSİAD Information Technologies Sector Council President M. İhsan Taşer evaluated the situation as: “We are moving through from my economy to our economy. With this change; new business and revenue models as well as new industries will emerge.” Antalya Chamber of Commerce and Industry Chamber Board Member Osman Avşaroğlu underlined how much they care about BIMY and stated that: “Awareness will rise here and we will take it to a wider audience in Antalya.” Economy Club President Ali Erhan Binici noted the importance of cooperation and expressed: “We cannot be a stand-alone brand. International companies should take local companies with them and reach out to the international market.”

Emphasizing the need to work on artificial intelligence; TÜRKSAT General Manager Prof. Dr. Ensar Gül stated that: “The number of our developers should increase. We need very good project managers. Our universities should do researches on 5G. We need to gain experience on the cloud. If we provide knowledge on these issues, ‘Industry 4.0’ would automatically follow.” Mediterranean University ViceRector Prof. Dr. Erol Gürpınar stating that the robotic surgery has become very popular, added: “We are competing with the world in the health field. We must get rid of our dependence on foreign technologies in the field of health.” Governance level is performed in the ‘Production Reform Package’ Ministry of Science, Industry and Technology Minister Consultant Harun Demir, ASO General Secretary Yavuz Cabbar, Industrial Automation Manufacturers

Association President Dr. Hüseyin Halıcı, MÜSİAD Information Technologies Industry Council President and General Manager of Medyasoft Consulting and Training M. İhsan Taşer participated in the ‘National Status in Industry 4.0: Transforming or getting lost?’ panel; moderated by Ministry of Transport, Maritime Affairs and Communication Deputy Undersecretary Galip Zerey. Emphasizing the importance of keeping the data in a secure environment; Zerey stated that: “We’re starting to use 4.5G in April 1, 2016. If we cannot make infrastructure investments on the fiber in time for Turkey, clogging may occur due to intensive data. We have a long way to go regarding the fiber. We need to develop local software and national solutions.” Demir stated that we come to the edge of a breakdown and continued: “We can only move towards a conclusion, if we articulate each technology and socio-economic structure. This is an evolution, not a revolution! Holistic approach is needed. There is a challenge to reach the speed of the mind; we are trying to do it with the informatics. We started this as the government and we expect private sector to assist the government. Governance level will be performed in the ‘Production Reform Package’. We should establish a system through the public-private partnership with a defined “governance model”. The sector is not sufficiently in cooperation. The required synchronization cannot be established. However, the design is made; the rest is up to the site. Please visit ‘uretimreformu.org’ and speak out there!”

Atos continues to grow with three basic strategies In 72 countries on a global basis, with 100 thousand employees Atos continue its activities and constitute its growth strategy on three main bases as managed services, consulting and systems integration, big data and security. Noting that they aim at becoming the world’s largest company in the area, Atos

Turkey Executive Chairman and CEO Ahmed Doğan answered our questions. First of all, would you tell us about Atos? Atos has three main areas of activity all over the world. One of them is “managed services”. Under this topic, we offer services in areas such as

data center, network, desktop systems and infrastructure. The other is the consulting and systems integration. Here we serve more on superstructure. The third topic is “big data and security.” In these three areas, Atos has a total of 100 thousand employees worldwide. Approximately half of the employees work

in the managed services side, the majority of the remaining works on consulting and systems integration side. Is this “three bases” strategy valid in Turkey? So far, with 550 people on our staff, we offered services in Turkey in the first two areas. We decided to move the third

area services here. As Atos Turkey, we are continuing to invest in this area. Big data and security grow slowly according to customer requirements and opportunities in the field. In Turkey, as in all countries, our team is able to offer all kinds of services our partners need, thanks to our global knowledge.


İş Zekası Uygulamaları ile Geleceği Tahmin Edin! Data Mining ve Azure Machine Learning İş Çözümlerimiz Açık/Kapalı Grup Eğitimler İhtiyacınıza Özel Danışmanlık/Projeler Uygulama Entegrasyonları

Kullanıcı Avantajları %100’e Yakın Tahmin Yetkinliği Düşük Maliyet ile Yüksek Gelir Kolay Öğrenim ve Uygulama Bulut Tabanlı Analiz

Tüm Kurumsal Hizmetlerimize Değer Katan Global İş Ortaklarımız;


38

BThaber

ICT NEWS

4 - 10 NİSAN 2016

Technology Platforms event was held in Ankara Innovation continues in the automotive world We have talked with Bosch Mobility Solutions First Hardware Sales Director Gökhan Tunçdöken as the creator of many innovations and developments in the automotive field on the current technology and what is to come in the next 10 years. Could you tell us about the technologies developed by Bosch and used currently? As Bosch, we continue to provide technology and services in many aspects of the car. As a system supplier, we produce technologies that includes much more than the brake and injection systems. Because of this significant change, we have decided to name our sector as Mobility Solutions instead of Automotive Technology. Bosch is the only company operating in all the areas of smart

devices, software platforms, services and applications, including all three levels of the Internet of Things (IoT). In order to build complete solutions, we connect incar components, systems and sub-systems to each other, on the other we connect the car to external IT systems and services. We also develop completely new solutions for urban transportation. We work in the area which is rapidly growing in the automotive world, ‘autonomous driving’ through driver assistance systems market... In 2015, we started the production of new driver assistance systems supporting remote parking, traffic jams; evasive maneuvers and turning by mistake to the traffic’s opposite direction. As of 2020, we will begin to see autonomous highway driving.

EMC released its new technologies EMC introduced VMAX All Flash which is first offered to the market, can scale up to four petabytes, support block, file, all open systems and hosts flash storage array and offered one of the first examples of a new flash storage category which is a cabin size flash DSSD D5 to the market. Providing more than just increasing the raw performance, VMAX All Flash range offers a lower total cost of ownership than traditional enterprise disk arrays and it is based on the reliability and flexibility of the VMAX platform. EMC, known by institutions of the industry as the most reliable storage array is expanding VMAX data services which offer an extremely simplified management with VMAX All Flash. The device-based

packaging includes software and hardware. It also keeps the care cost constant throughout the lifetime of the array. The new solution DSSD D5 provides extremely dense, high-performance, easy to access and low delay rates for up to 48 clients shared flash storage solution. D5 is connecting to each note using the 3rd generation of PCI and it is using the NVM technology which provides PCI connected flash performance. At the same time D5 is an application which provides the benefits of shared storage, being used separately from the computing process. As a result, almost 100 microseconds latency, 100 GB per second throughput and approximately 100 million IOPS offer us the new-generation performance.

Our capital Ankara hosted two Technology Platforms last week. BThaber Corporate Group’s events company IT Summit organized the Ankara stop of Technology Platforms which received high attention from the sector on March 23 in Swissotel with the topics of “IT Governance Technology Platform in the Public Sector” and “Biometrics and Security Technology Platform”. The event hosted a big crowd from both public and private sectors. Public investments continue with high speed IT Governance Technology Platform in the Public Sector Platform started with the opening speech of Bthaber Corporate Group Chairman Murat Göçe. Stressing on the continued rapid investment in the public, he continued as: “According to information I received from our group company on market research M2S, we except IT market in Turkey to exceed 85 billion TL by growing 9.5 percent in 2016. The main part of the market, the communications technology market will grow with investments to be made because of 4.5G. In the software on the market; business analytics, mobile applications and data security; in the services market; backup and cloud hosting services are expected to grow.

In the public sector; investments in private cloud infrastructure will expand the use of cloud services in the private sector. Also in 2017 the number of connected cloud services will increase in Turkey.” Ministry of Foreign Affairs Information Technology Department Head and the Ambassador Haldun Koç presented the “e-Government from a third eye” speech. Koç stressed that e-Government is only meaningful if the state institutions work together and highlighted the importance of coordination. Security is gaining value with biometrics Biometrics and Security

Technology Platform opening speech was made by IT Summit General Manager Neslihan Aksun and she expressed that they brought the public and the private sector together for the topics of biometrics and security. Speaking after Aksun, Social Security Institution Service Delivery General Manager Lütfi Aydın gave a speech on “Integration of the New Technologies into the Social Security Institutions” and mentioned about the important benefits of efficient use of ICT in the public services. In the event, representatives of the sponsor companies gave speeches and panels were held.



Hızın yeni adı Türk Telekom’un fiber gücüyle yepyeni bir dönem başlıyor. En hızlı 4.5G’den 3 kat daha hızlı GİGA 4.5G. #sanahızmıyok

GİGA 4.5G teknolojisi, alınan bant genişlikleriyle ulaşılabilecek en yüksek 4.5G hızları baz alındığında 3 kat hızlıdır. GİGA 4.5G’den 1 Nisan’dan itibaren, 81 ilde Türk Telekom GİGA WiFi noktaları ve 4.5G baz istasyonlarının bir arada bulunduğu yerlerde, GİGA 4.5G uyumlu cihazlarla yararlanılabilecektir. Hız; kapsama alanı, bağlantı noktası, coğrafi koşullar, şebeke yoğunluğu, cihaz ve bağlanılan siteye göre değişebilir. Ayrıntılar: turktelekom.com.tr


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.