BThaber Sayı 167

Page 1

SAYI

HAFTALIK BİLİŞİM TEKNOLOJİLERİ VE EKONOMİSİ GAZETESİ www.bthaber.com.tr

Sayfa

Kamu bilişimlerinin rolü daha çok önem kazanıyor

3

Ensar Kılıç

Kamu Bilişim Zirvesi’nin gündem maddeleri, ‘4,5G Teknolojisi ve Dijital Dönüşüm’, ‘Kamuda Siber Güvenlik’, ‘Kamu Bulutu ve Veri Merkezi’, ‘Kamuda e-Dönüşüm’ olacak.

Sayfa

12

Yatırım öncesi teknolojiyi tanıyın Penta, kurumsal kullanıcılara yönelik Teknoloji Merkezi’nin tanıtımını gerçekleştirdi.

Sayfa

Ülke ekonomisine yıllık 4,7 milyar TL’lik katkı hedefleniyor

15

Özlem Yeşildere

Araç takip sistemleri sektörü gelişimini sürdürürken, teknoloji de daha bütünleşik bir hale geliyor.

1067 11 - 17 Nisan 2016

Ar-Ge Reform Paketi’nde pek çok kesimi heyecanlandıracak yenilikler var Ayhan Sevgi Özel Yeni Ar-Ge Reform Paketi ile Türkiye, araştırma Haber ve geliştirme konusunda önemli bir adım atmış

Sayfa

4

oldu. Paket içerisinde teknoparklar, girişimciler, insan kaynakları yöneticileri gibi pek çok kesime yönelik yenilikler mevcut.

OpenScape Ofce Unied Communications Çözümü (UC) (Direkt Aramalar, Tele Konferans, E-Posta, Anlık Mesajlaşma, Faks)

Gelişen Teknoloji de Verimliliği Arttırmak, İletişim Maliyetini Azaltmaktır!

Kuştepe Mh. Leylak Sk. Nursanlar İş Mrk. Kat:6 N:22 Şişli, İSTANBUL

T +90 212 252 2222 Pbx / +90 850 460 2222 www.ce-sa.com.tr | info@ce-sa.com.tr



BThaber

GÜNDEM

11 - 17 NİSAN 2016

3

Kamu bilişimlerinin rolü daha çok önem kazanıyor Haber Merkezi Kamu Bilişimcileri Derneği tarafından düzenlenen Kamu Bilişim Zirvesi, 15 – 17 Nisan günlerinde Antalya’da gerçekleştirilecek. Kamu Bilişimcileri Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Ensar Kılıç, Kamu Bilişimcileri Derneği tarafından kamu kurum ve kuruluşlarında görev yapan bilişim yöneticileri ve uzmanlarının katılımıyla, bu yıl ilk kez gerçekleştirilecek Kamu Bilişim Zirvesi’nde, ‘4,5G Teknolojisi ve Dijital Dönüşüm’, ‘Kamuda Siber Güvenlik’, ‘Kamu Bulutu ve Veri Merkezi’, ‘Kamuda e-Dönüşüm’ konularının masaya yatırılacağını aktardı. Kılıç, “Zirvede ulusal ve uluslararası alanda gelişen yeni teknoloji ve uygulamalar hakkında bilgilendirmeler yapılacak, tecrübeler paylaşılacak ve kamunun bilişim ortak aklı oluşturulacak” açıklamasını yaptı. Kamudaki BT çalışmaları ülkemizin bilgi toplumuna dönüşmesinde büyük bir etkenBilişim teknolojilerini en çok kamu kurumlarının kullandığına vurgu yapan Kılıç, “Kamu kurumlarının bilişim teknolojilerini yoğun olarak kullanmasıyla birlikte, verilen kamu hizmetleri her alana yayılıyor, kalitesi artıyor, dolayısyla bu çalışmalar da ülkemizin bilgi toplumuna dönüşmesinde büyük rol oynuyor” dedi. Kılıç, Kamu Bilişimcileri Derneği’nin kamu bilişim çalışanlarının bilgi ve tecrübelerini paylaşarak ortak akıl oluşturma amacına yönelik olarak kamuda görev yapan kamu bilişim yöneticileri ve uzmanları tarafından oluşturulan bir platform olduğunun altını çizerek Kamu Bilişim Zirvesi’ni her yıl düzenlemeyi planladıklarına dikkat çekti. Ensar Kılıç, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Bilişim teknolojilerinin hızla gelişmesiyle bilgi; zamandan ve mekândan

Kamu Bilişim Zirvesi’nin gündem maddeleri, ‘4,5G Teknolojisi ve Dijital Dönüşüm’, ‘Kamuda Siber Güvenlik’, ‘Kamu Bulutu ve Veri Merkezi’, ‘Kamuda e-Dönüşüm’ olacak.

Kamu Bilişimcileri Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Ensar Kılıç bağımsız halde hareket ediyor. Bu süreçte kamunun da bu teknolojiye ayak uydurması, dünya ile entegre olması zorunluluk halini aldı. Dolayısıyla kamu bilişim yöneticilerinin ve uzmanlarının rolü her zamankinden daha çok önem kazandı. Kamudaki bu dönüşüm ve entegrasyonun, kamu bilişim çalışanlarının vizyonu ve etkin çalışmalarıyla, iyi bir noktaya geleceği kanaatindeyim.” ‘Kamu Bilişimcileri Çalıştayı’nda ihtiyaçlar ortaya konacakKılıç, Zirve programının, kamunun öncelikli bilişim konularını içerecek şekilde hazırlandığının altını çizerek “Özellikle kamuda kullanılan bilişim teknolojilerinin, ülke ekonomisine katkısı ve olası yeni hizmetlerle elde edilecek kazanımların neler olabileceği noktalarında; etkinlik boyunca katılımcıların görüşlerine başvurulacak” açıklamasının ardından şunları kaydetti: “Zirve’de Başkan Yardımcımız Doç.Dr.

İzzet Gökhan Özbilgin’in moderetörlüğünde bilimsel metotlar kullanılarak ‘Kamu Bilişimcileri Çalıştayı’ gerçekleştiriyoruz. Bu çalıştayla; kamu bilişim çalışanlarının gelecek vizyonlarını, beklentilerini, ihtiyaçlarını ortaya koyacağız.” Üç gün sürecek Zirve’nin sonunda çalışmalara ilişkin Sonuç Bildirgesi’nin hazırlanacağını belirten Kılıç, “Kamu kurum ve kuruluşlarıyla paylaşılacak ‘Sonuç Bildirgesi’, yeni teknolojilere hızlı ve uyumlu bir şekilde geçişinin sağlanması noktasında, kamudaki kilit rol oynayan kamu bilişim yönetici ve uzmanlarının 4,5G’nin ardından dünyanın ve ülkemizin geçmeye hazırlandığı 5G teknolojisine kamunun hazırlanmasına ve geçiş süreçlerinin hızlı olmasını sağlamaya dönük önerileri içerecek” değerlendirmesinde bulundu. Kılıç, kamuda görev yapan bilişim yöneticilerini de Kamu Bilişimcileri Derneği’ne üye olmaya davet etti.


4

BThaber

E-TOPLUM

11 - 17 NİSAN 2016

Ar-Ge Reform Paketi’nde pek çok kesimi heyecanlandıracak yenilikler var Ayhan Sevgi Türkiye’nin araştırma ve geliştirme konusunda ne yazık ki verimli bir ülke olduğunu söyleyemeyiz. Ar-Ge konusunda şirket ve kurumlarda farkındalığın artırılması için bugüne kadar pek çok destek ve teşvikler gündeme geldi ama ne yazık ki bunlar da bugüne kadar yetersiz kaldı. Geçtiğimiz ay Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde kabul edildikten sonra Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren ArGe Reform Paketi ile Türkiye Ar-Ge konusunda önemli bir adım atmış oldu. Peki bu yeni yasa Ar-Ge konusunda bizlere ne tür yenilikler getiriyor. Bu konuda önemli bir birikime sahip olan Sistem Global Danışmanlık ve NoviCor Technology Partners Ortağı Özerk Şener, sorularımızı yanıtladı. n Ar-Ge Reform Paketi neleri içeriyor? Neden ArGe ekosistemine yönelik bu şekilde bir yeni kanun ve çalışma paketi çıktı? Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı son 10 yılda bağlı kuruluşları ile beraber Ar-Ge ve teknoloji alanında ciddi destekler sağladı. Bu destekler iki ana mekanizma ile kuruldu. Söz konusu mekanizmalardan ilki olan hibe mekanizmaları daha çok TÜBİTAK ile gerçekleştirildi. İkinci mekanizma ise vergi istisnaları ve teşvikler. Kamu otoritesi verilen iki kanaldaki desteklerin karşılığını somut olarak GSMH içerisinde ArGe’nin payı yüzde 0,53’ten yüzde 1’e çıkartarak görmüştür. Özel sektörün payı ise yüzde 15’ten yüzde 49’a çıkarak 3 kattan daha fazla ilerleme göstermiştir. Ancak her ne kadar gelişmeler anlamlı olsa da Türkiye Cumhuriyeti’nin 100. kuruluş yıldönümü vesilesiyle

koyulmuş hedefler göz önünde bulundurulduğunda yetersiz kalmaktadır. Bu nedenle kamu otoritesi tüm paydaşlarından görüş alarak Ar-Ge ve teknoloji alanında yeni bir teşvik ve istisna paketi hazırlandı. n Yeni paketin sahada etkisi nasıl? Pozitif bulundu mu? Oldukça pozitif karşılandı. Öncelikle Ar-Ge’nin önemli birleşenlerinden birisinin gerekli altyapı olduğunu söylemek gerekir. Düzenlemeler, regülasyonlar ve kamu desteklerinin de bu doğrultuda katkı sağlaması gerekir. Bu konuda son yıllarda kamuda karar vericilerin iyi niyetle yoğun bir şekilde çalıştıklarını düşünüyorum. Yoğun çabanın yanı sıra Ar-Ge’de kurumların planlı, uzun vadeli çalışmaları, katma değerli ürünler için gerekli risk ve yatırımları üzerlerine almaları da son derece kritiktir. Şöyle bir benzetme kullanılabilir; evet yol önemli, otobanda sürüş çok daha rahat, ancak otobanda gidecek araba ve şöför de önemlidir. n Ar-Ge Reform Paketi’ni genel olarak değerlendirir misiniz? Ne gibi değişiklikler var? Ar-Ge reform paketini incelediğimizde getirilen yenilikleri yatay ve dikey olmak üzere iki grupta toparlamak mümkün. Yatay değişikler olarak baktığımızda daha önce Ar-Ge destek ekosisteminde var olmayan aktörlerin ve kavramların da sisteme girdiğini görüyoruz. Tasarım kavramı bunların başında geliyor. Daha önce oldukça mesafeli durulan tasarım, yeni paket ile destek mekanizmalarının içerisine alınmış ve Ar-Ge merkezleri gibi Tasarım Merkezleri

İnsan kaynağı yönetİcİlerİ bu yenİ yasada nelere dİkkat etmelİ? Ar-Ge ekosistemine önemli katkı sağlayan yeni düzenlemeler Ar-Ge ve teknoloji şirketlerinin insan kaynakları içinse yönetilmesi gereken bir durumu beraberinde getirecektir. Dışarıda geçen zaman ve lisansüstü çalışmaların da muafiyet kapsamına

alınması, akademisyenlerin tam zamanlı çalışabilmeleri, insan kaynakları için durumu daha karmaşık bir konuma taşıyacaktır. Biz de bu ihtiyacı gördüğümüz için sadece teknoloji şirketlerine yönelik bir bordro sistemini bünyemizde hayata geçirdik.

Yenİ yasa gİrİşİmcİler İçİn neler getİrİyor?

Sistem Global Danışmanlık ve NoviCor Technology Partners Ortağı Özerk Şener tanımlanmıştır. Teknoloji ve Ar-Ge dünyasındaki bireyler açısından baktığımızda da temel bilimler mezunlarının, tasarım personellerinin ve yabancı ar-ge personellerinin destek kapsamına alındığını görüyoruz. Bu değişiklikleri sistemin kapsama alanını değiştiren yatay değişikler olduğunu söylemek mümkün. n Peki dikey değişikler derken neyi kastediyorsunuz? Dikey değişiklikler ise halihazırda var olan mekanizmalara yönelik bu aktörlerin verimliliğini ve etkinliğini arttırmaya yönelik değişikliklerdir. Bu noktada kanun koyucu mekanizmanın sahadaki şirketlerden ve ArGe’nin diğer paydaşlarından aldıkları geribildirimleri hassas bir şekilde değerlendirdiğini görmekteyiz. Teknoparklar, Ar-Ge merkezlerinde Ar-Ge personelinin dışarıda geçen

zamanları ile ilgili düzenleme bunun iyi bir örneği olarak gösterilebilir. Bu muafiyet alanları dışında geçen süreler eskinden kapsama alınmamaktaydı. Yeni reform paketi ile dışarıda geçirilen süreler Ar-Ge projesi ile ilgili ise kapsam dahiline almak mümkün olacaktır. Dikey değişikliklerinden bir diğeri de Ar-Ge personelinin yüksek lisans ve doktora sırasındaki geçen zamanlarının da muafiyet kapsamına alınmasıdır. Bu durum Ar-Ge personelinin yetkinliklerinin arttırılmasında dolaylı da olsa rol oynayacaktır. Açıkçası beni en çok heyecanlandıran Ar-Ge merkezlerine verilen siparişler için de Ar-Ge indirimi uygulanmasının planlanması oldu. n Sistem Danışmanlık ve NoviCor’un yeni Ar-Ge paketine yönelik hizmetleri nelerdir? Bizler ana markamız Sistem

Girişimciler için tanımlanan ilk aşama kamu desteği olarak adlandırılabilecek Teknogirişim sermayesi desteği için 100.000 TL olan destek miktarının 500.000 TL’ye çıkarılması için Bakanlar Kurulu’na yetki verilmiş olmasıdır. Bu yetkinin çok yakın zamanda Bakanlar Kurulu tarafından kullanılacağını umuyor ve bekliyoruz. Bunun yanında teknogirişim programı dahilindeki girişimcilere yatırım yapan yatırımcılar için de vergi muafiyeti getirilmektedir. Söz konusu durumun yeni girişimlere yapılan yatırımları arttıracağını düşünüyoruz.

Global çatısı altında NoviCor ile beraber ana hedefimizi katma değerli ve entegre hizmetler olarak belirledik. Katma değerli hizmetlerimizi de özellikle Ar-Ge ve üretim alanına odakladık. Bu nedenle bu kanunun oluşturulma çalışmalarında tüm sivil toplum örgütleri ve kanaat önderleri ile beraber çalıştık ve kanunun ruhuna hakimiz. Kanun oldukça geniş bir yelpazede değişiklikler içermektedir. Dolayısı ile bizler Sistem Global Danışmanlık olarak teknik, mali ve hukuk ekiplerimiz ile bu değişikliklere, entegre hizmetlerimiz ile hazırlandık.

Teknoparklar açısından yasadakİ yenİlİkler Teknopark firmalarının ve çalışanlarının en çok sevineceği düzenleme muhtemelen dışarıda geçen zaman ile ilgili düzenleme olacaktır. Buna göre Ar-Ge projesi ile doğrudan ilgili olması ve teknopark şirketinin gözetiminde gerçekleşmesi şartıyla Ar-Ge personeli dışarıda geçirdiği zaman için de muafiyetlerden yararlanabilecekler. Bunun dışında teknopark şirketlerine doğrudan

sermaye desteğine getirilen istisnalar, teknopark şirketlerine yatırımı hareketlendirecektir diye düşünüyoruz. Yeni kanun ile İhtisas Teknoloji Geliştirme Bölgeleri’nin önümüzdeki dönemde Ar-Ge ekosisteminin daha önemli bir paydaşı haline geleceğini söylemek mümkün. Bilişim, sağlık, biyoteknoloji, nanoteknoloji, savunma, uzay, havacılık gibi kamu teşkilatı tarafından

öncelikli veya stratejik olarak belirlenen sektörlerde İhtisas (Tematik) Teknoloji Geliştirme Bölgeleri’nin hayata geçirilerek bu bölgelerin 4691 sayılı Kanun kapsamındaki KDV istisnası olmak üzere tüm destek, teşvik, muafiyet ve istisnalardan yararlanılabilmesinin önü yeni kanun ile açılmıştır. Ayrıca, tasarım faaliyetlerinde bulunan şirketler de teknoparklarda yer alabileceklerdir.



6

BThaber

E-TOPLUM

11 - 17 NİSAN 2016

Kamu kurumlarında analitik dönüşüm zamanı! Haber Merkezi AIMS Analitik Bilgi Yönetimi Çözümleri Genel Müdürü Dr. Tülin Güzel açılış konuşmasında, kamu kurumlarında hedefin; akıllı ve dinamik kararlar alınması olduğunun altını çizerek “Artık kamu kurumlarında analitik dönüşüm zamanı!” dedi. Güzel, “Kazanmanın Yeni Yolu: Analitik Değer Zinciri. Günümüzdeki başarılı kurumlar; işleyişlerinin farklı aşamalarına dair yapısal verilerle sosyal medyayı, web kaynaklı yapısal olmayan verilerle entegre kullanarak doğru stratejik kararlar verebilenler. Analitik dönüşümle liderler oyunun kurallarını değiştirmek için gerekli yapıyı kurmaya başlıyorlar. Analitik çalışmalarda esas olan sürekliliğin kurum

AIMS’in 22 Mart’ta Ankara’da düzenlediği ‘Kamu Sektöründe 360° Analitik Vizyon Çalıştayı’na kamu BT yöneticileri büyük ilgi gösterdi. AIMS Analitik Bilgi Yönetimi Çözümleri Genel Müdürü Dr. Tülin Güzel içinde sağlanması. Diğer yandan proje süreçlerine eğitimle başlamak bizim için çok önemli. Önce eğitim diyoruz! 360° analitik başarı için teknolojinin gücünden faydalanmamız

olmak çok önemli; o pozisyonlar para kazandırıyor. ‘Çeviklik’ ön plana çıkmaya başladı” şeklinde konuştu.

Milli Eğitim Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Doç. Dr. Mustafa Hilmi Çolakoğlu gerekiyor. Amacımız ülkemizde, ham veriye değil, nitelikli bilgiye dayalı karar alma mekanizmalarının oluşturulması” açıklamasını yaptı. ‘IBM Vizyonu ile Analitik Dünyanın

Gelişimi’ni anlatan IBM Analitik Lideri Mehmet Dilek, “Oyunun neresindeyiz?” sorusunu gündeme getirdi. “Bulutu, inovasyon için bir platform olarak görün” diyen Dilek, “Artık ‘hub’

Kurumlar arasında görünmeyen surlar var Milli Eğitim Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Doç. Dr. Mustafa Hilmi Çolakoğlu, yeniden yapılandırma çalışmalarında analitiğin çok büyük önemi olduğunu altını çizerek kurumlar arasında görünmeyen surlar olduğuna dikkat çekti ve “Bilgiyi saklamaya çalışıyoruz. Verileri sadece topluyoruz, en fazla ‘Excel tablosu’ haline getiriyoruz; arkası gelmiyor. Diğer yandan verileri saklasak da bir kısmı sızıyor. Şeffaf olmamız gerek ama olamıyoruz. Sorunun kök hücrelerine inemiyoruz” değerlendirmesini yaptı.

HAVELSAN’ın Siber Savunma Teknoloji Merkezi kapılarını açtı Haber Merkezi

İstanbul markası, sanal dünyada devleşecek Nokta İstanbul Projesi’nde “.ist” ile “.istanbul” uzantılı alan adları, aralarında New York, Londra, Barselona, Berlin, Moskova, Sidney ve Tokyo’nun da yer aldığı metropol şehirlerle rekabet ediyor. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin alan adları için başvurduğu İnternet Tahsisli Sayılar ve İsimler Kurumu’na (ICANN) 60 ülkeden bin 930 talepte bulunuldu. Değerlendirme sonucunda 65 şehirle İstanbul’un da başvurusu kabul edildi. Böylece İstanbul, “.istanbul” ve “.ist” gibi üst düzey alan adına sahip sayılı şehirden biri oldu. İstanbul markasını dijital platformlara taşıyan proje, girişimciler için de yeni yatırım alanlarını beraberinde getiriyor. “Nokta İstanbul” serüveninin 2012 yılında başladığını söyleyen, .istanbul ve .ist alan adlarının yönetimini üstlenen İstanbul Büyükşehir Belediyesi Medya AŞ Genel Müdürü Bekir Kaplan, sosyal medyada “İstanbul” hesabını binlerce kişinin takip ettiğini, internette alan adı hakkına sahip şehirlerin birbiriyle

kıyasıya rekabet içinde olduğunu da vurguladı. Bekir Kaplan, “10 Mayıs, İstanbul’un dijital sahnede dünyaya açılacağı yeni bir dönemin başlangıcını temsil ediyor. GoDaddy’nin .istanbul ve .ist’in Akredite Kayıt Operatörlerinden biri olmasından mutluluk duyuyoruz” dedi. Bu kapsamda, küçük işletme odaklı teknoloji sağlayıcısı GoDaddy, Nokta İstanbul alan adlarını sunan Akredite Kayıt Operatörlerinden biri olduğunu belirterek, İstanbul’un hem çevrimiçi hem de çevrimdışı platformlarda dünyanın lider şehirlerinden biri olduğunu gösterebileceğini söyledi. GoDaddy EMEA Bölge Başkan Yardımcısı Stefano Maruzzi, “Söz konusu alan adı uzantıları Mayıs 2016’da genel satışlara başlayacak. Özel alan adları; işletmelerin insanlara anında ürünleri, hizmetleri veya kendileri hakkında bilgi vermesine yardımcı oluyor. Her iki İstanbul alan adını da Türkiye’deki ve dünyanın geri kalanındaki müşterilerimize sunmaktan mutluluk duyuyoruz” dedi.

HAVELSAN yönetiminin yanı sıra çok sayıda üst düzey davetlinin katıldığı açılışta Bakan Yıldırım, siber güvenliği, milli güvenlik olarak kabul ettiklerini kaydederek “Bir ülkenin milli güvenliği neyse, siber güvenliği de aynı. Türkiye siber güvenlik konusunda farkındalık oluşturan ilk 10 ülke arasında yer alıyor” ifadesini kullandı. Bakan Yıldırım, “HAVELSAN’ın Siber Savunma Teknoloji Merkezi, bu işin merkezinde. Siber güvenlik uzmanı aradığınız zaman bulamıyorsunuz. Çünkü kolay kolay yetişmiyor. O halde bu merkezlerle açığı kapatacağız. Bu merkez; bizim siber güvenlik amaçlarımızın, hedeflerimizin kısa sürede gerçekleştirilmesi ve bu alandaki açığımızın kapatılması için önemli bir imkân” açıklamasını yaptı. Siber saldırı savaş sebebidir Bakan Yılmaz, “Milli çözümler üreteceğiz, eğitim ve koruma hizmeti vereceğiz, yerli yazılımlar gerçekleştireceğiz, Türkiye’de siber farkındalığın oluşmasını sağlayacağız. Siber saldırı bir savaş sebebidir. Nükleer savaşın verebileceği zararı siz siber saldırıyla verebiliyorsunuz. Türkiye’nin böyle bir tesise ihtiyacı vardı; burada insan

kaynağı yetiştirileceğine inanıyorum. İnsan kaynakları gücü; Türkiye’nin bu alanda marka olmasını sağlayacaktır” şeklinde konuştu. HAVELSAN Yönetim Kurulu Başkanı Yüksel Öztekin, savunma sanayi şirketlerinin ülke savunması için milli, güvenilir ürünler üreterek dışa bağımlılığı azaltmak için faaliyet gösterdiğinin altını çizerek “HAVELSAN’ın asıl gerçekleştirmek istediği hedef; altyapılarımızı, yazılımlarımızı, üzerinde çalıştığımız bütün enstrümanları milli olarak üretmek. Buna inanıyor ve çalışmalarımıza hızla devam ediyoruz” dedi. 15 bin siber güvenlik uzmanına ihtiyacımız var! HAVELSAN Genel Müdürü Ahmet Hamdi Atalay, siber

güvenlik konusunun çok kapsamlı bir konu olduğunu vurgulayarak “Siber güvenlik bizim işimizin doğal bir uzantısı. Burası bir ArGe merkezi. Piyasada muadilleri var olan pek çok ürünün yerlilerini yapmaya çalışıyoruz. Bu merkezimiz; test, doğrulama ve eğitim merkezi. Yapılan bir istatistiğe göre dünyada yaklaşık 1,5 milyon siber güvenlik uzmanı açığı olduğu hesaplanıyor. Bunun yüzde 1’nin bizde de olacağı düşünülürse, 15 bin civarında siber güvenlik uzmanı ihtiyacımız olduğu açık. Biz bu merkezde hem siber güvenlik uzmanı yetiştirmeyi hedefliyoruz hem de Türkiye’nin bu alandaki açığını kapatmak üzere bu merkezden vereceğimiz hizmetlerle, kurumların kendilerini güvende hissetmelerini sağlamak istiyoruz” değerlendirmesini yaptı.



8

BThaber

E-TOPLUM

11 - 17 NİSAN 2016

Edip Emil Öymen edip.oymen@gmail.com

Dubai DronePrix birincisi Luke Bannister

IPv6’da yokuz İnternet dünyasına dair çalışmalarıyla ünlü Akamai’nin 2015 yılı Son Çeyrek Raporu, geçen ay yayınlandı. (State of the Internet Q4, 2015) Akamai, dünyada en geniş bant internete sahip ülkeleri sıraladı: Birinci Güney Kore, sonra Hong Kong, Japonya, İsveç, İsviçre diye gidiyor. Türkiye, ortalama 6.3 Mb hızıyla dünyada 63’üncü sırada. Türkiye’nin, eriştiği ortalama en yüksek hız 38.2 Mb. Bu hızla Türkiye dünyada 61’inci sırada. Belki şununla teselli bulabiliriz: Fransa 43.2 ile 52’inci. İtalya 32 Mb ile 78’inci. Avusturya “bile” 47.6 ile 45’inci. (Fig.28-29) Ama daha düşük (4Mb ve üstü) hızları gösteren listede Türkiye 52’inci (Fig.30). 15Mb ve üstü listesinde 51’inciyiz (Fig.32). Kotası dolmakta olan IPv4 durumuna bakalım: ABD’nin 143 milyon 153 bin 801 adet tekil IP adresi var.

Çin, nüfusu çok daha büyük olmasına rağmen şimdilik 127 milyon 187 bin 349 adresle ikinci sırada. Benzer nüfusa sahip Hindistan ise sadece 17 milyon 568 bin 808 bin adresle dünyada 10’uncu sırada. Türkiye’nin ise 9 milyon 123 bin 323 adresi var. “340 trilyon trilyon trilyon” yeni adres sağlayacak olan IPv6 deki durum da raporda: Hayret bir şekilde Belçika, IPv6 işine en hızla uyum sağlayan ülke olarak birinci sırada. Uyum oranı % 31.7. İkinci sırada Almanya % 21.6. Üçüncü yine sürpriz: Yunanistan! Oran 21.2. Sonra, yine “mütevazi” bir ülke, Portekiz: % 18.4. Beşinci sırada nihayet ABD var % 18.2 ile. IPv6 hazırlık listesinde 263 ülke sıralı. 75’inci sırada Sri Lanka var. IPv6 uyumu sadece % 0.1. Ondan sonraki 76263 arasındaki ülkelerde bu konuda uyum sıfır. Türkiye içlerinde.

eSpor lisans dersi oluyor ABD’de University of California/Irvine (UCI), 201617 akademik yılında bir eSpor dersi açıyor. Bu, ABD’de önde gelen bir üniversitede açılan ilk bu tür ders olacak. Üniversite 10 kişiye burs da verecek. Bu amaçla kampüste 325 metre karelik oyun “arenası” ve webcast stüdyoları yapılıyor. Ayrıca, eSpora “uygun” 80 tane özel yapım PC de alınıyor. Derste, başta bilgisayar oyun “bilimi”, dijital sanatlar, bilişim mühendisliğinin yanı sıra antropoloji, hukuk, tıp, nöroloji ve psikoloji de öğretilecek. Oyun geliştirme amaçlı ArGe özendirilecek. Zaten, en popüler oyunlardan League of Legends (Efsaneler Ligi) yapımcısı Riot Games, üniversiteyi destekleyeceklerini açıkladı. Sadece bu oyuna Türkiye’den ayda 3 milyon, dünyada 100 milyon kadar tekil kullanıcı giriyor. Barış “Ulquiomaru” Görgülü adlı bir dünya şampiyonumuz da var (10.10.15, Maldivler,

World Series of Video Games-WSVG). UCI yönetimi, neden böylesine öncü bir akademik girişimde bulunduklarını şöyle açıkladı: Öğrencilerimize sorduk, % 72’si, “Oyun oynuyoruz, oyun geliştirmek isteriz” dedi. % 80’i bu konuda ders olsa katılırım dedi. Böylece UCI ABD’de bu konuda “ilk” olacak. Üniversitenin yenilikçi girişimi tam da Deloitte’in “Teknoloji, Medya, Telekomünikasyon 2016 Tahminleri” (TMT 2016) yayınlandığı sıraya rastladı. Deloitte, eSpor hakkındaki “Sandığınızdan büyük ama, aslında küçük” başlıklı araştırmasında, 2015’te 400 milyon USD gelir sağlandığını, bu yıl ise 500 milyon USD beklendiğini hesapladı. Bir önemli eSpor olayına 40 bin kişi katılabiliyor, ama internetten izleme sayısı 150 milyonu bulabiliyor. SuperData adlı bir başka araştırma kurumu ise 2016’da 1 milyar USD üzeri gelir bekliyor. Dubai ise eSpor kavramını

bir ileri aşamaya taşıdı: Geleceğin Sporları Dünya Federasyonu’nu kurdu (#WFFS). Bundan amaç, sporun dijitalleşmiş şeklinde Dubai’yi “ilk akla gelecek” yer yapmak: Sürücüsüz oto yarışı, robotlararası futbol, robot koşusu, drone yarışı, robotik yüzme, robotik masa tenisi, robotik güreş, protez ve dışiskelet kullanan biyonik oyunlar. eSpor demişken, acaba drone “yarışı” da her halde eSpor sayılmak zorunda? Dubai bu konuda da birinciliği kimselere bırakmadı ve geçtiğimiz ay dünyanın ilk uluslararası drone yarışmasını organize etti. https://youtu.be/ bBjtHXCXvjA Yarışmanın özelliği, bir ilk olmasından öte, 600 metrelik drone parkurunun da şimdiye kadar bu amaçla yapılmış ilk tasarım olmasıydı. Dünyadan 150 takımın katıldığı yarışmayı 15 yaşında İngiliz genci Luke Bannister ve takımı kazandı. Birincinin ödülü 250 bin USD. Ödül havuzu 1 milyon USD.

ölçütüne göre A üzerinden B+ alıyor. Aslında A alabilirdi, hatta A- olabilirdi... Aynı partideki rakibi Bernie Sanders de B almış. 3’üncü konuda yetersiz, bu nedenle o dersi “tekrar” edecek. Diğer adayların önemi yok. Cumhuriyetçi Ted Cruz zaten D almış. Sınıfta kalmamış ama dersini tekrar öğrenmesi gerekiyor. John Kasich ve Marco Rubio ikisi de C+ almışlar. Bence fazla bile onlara. C- yeterdi. Donald Trump ise tamamen sınıfta kalmış durumda. En bilinen nedenler: Apple, “o” iPhone’un

şifresinin kırılması konusunda FBI’la işbirliği yapana kadar Apple’a boykot önerdi. Şifreyi Apple’ın “sakladığını” sanıyordu.

Eposta kullanmadığıyla övündü. Terörle savaş amacıyla Bill Gates’in, internetin “bir kısmını” kapatmasını önerdi.

Adayların teknolojisi zayıf ABD’de 2007’de Amerikan Başkanlığı için Demokrat Parti’de iki aday adayı mücadele ediyordu: Obama ve Hillary Clinton. İkisi de daha kampanya resmen başlamadan, eğer başkan seçilirlerse nasıl bir teknoloji ve inovasyon politikası izleyeceklerini açıklamışlardı. Obama’nınki ayrıntılı, Hillary’ninki daha makroydu. Ama ikisi de bu konuyu ciddiye aldıklarını göstermişlerdi. Hillary, bu tecrübesini şimdiki kampanyada kullanıyor. Engine ve Tusk Ventures adlı iki

kuruluşun ortaklaşa yayınladıkları “Adayların Teknoloji Karnesi” aday adaylarının 4 konudaki tutum ve düşüncelerini özetliyor, onlara not veriyor. Bu 4 konu: Özel yaşamın gizliliği ve kişisel verilerin güvenliği. Fikri mülkiyet, patent reformu. STEM eğitimi, dijital beceriler, işgücü (buna, göçmenlik politikası dahil). İnternet tarafsızlığı, genişbant erişimi, iletişim altyapısı. Özetle, en “başarılı” aday adayı Hillary. Amerikan eğitim sistemindeki değerlendirme


BThaber

BİLİŞİM DÜNYASI

11 - 17 NİSAN 2016

Genişbant internetin ilacı Kablo TV

Haber Merkezi

TELKODER, 4.5G’ye geçiş sürecinde yetersiz bulunan ulusal fiber altyapısına alternatif ve tamamlayıcı olabilecek Kablo TV şebekesi hakkında hazırlanan “Türkiye’nin İletişimde İkinci Baharı-KabloTV Şebekesi: Genişbant ve Kablo TV Raporu”nu değerlendirdi. Kablo TV şebekesinin özelleştirilmesinin, genişbant İnternet bağlantısını yaygınlaştırmak için önemli bir fırsat olduğunu belirten TELKODER’e göre, Kablo TV altyapısı, altyapıdaki rekabet eksikliği sorununa da önemli bir çare. Kalkınma Bakanlığı tarafından yayınlanan, 2014-2018 arası “Bilgi Toplumu Stratejisi ve Eylem Planı”nda 2015 sonuna kadar “Kablo TV ve İnternet Altyapısının Özelleştirilmesi” hedefine işaret eden TELKODER, böylece elde edilecek en büyük faydalar arasında 4.5G yatırımlarında fiber odaklı sıkıntıların aşılabilmesini gösterdi. Kablo TV şebekesinin özelleştirilmesi, duraklamaya giren ADSL ve hızlanamayan fiber şebeke yapımındaki açığa çare olabilecek.

TELKODER Yönetim Kurulu Başkanı Yusuf Ata Arıak Kablo TV altyapısından yararlanmak gerek Kablolu yayın hizmeti sunan Türksat’ın 2015 yılı dördüncü çeyreği itibarıyla toplam 1 milyon 160 bin 985 kablo TV abonesi var. Teledünya markasıyla sunulan sayısal Kablo TV abone sayısı 798 bin 476, Kablo İnternet abone sayısı 629 bin 64, kablo telefon hizmetinden yararlanan abone sayısı da 34 bin 806 seviyesinde. TELKODER, 3 milyon 600 bin ev ve işyerine 100-150 MBPS

yüksek hızında internet sağlama kapasitesi olan bu şebekenin özelleştirilmesi ile 4.5G’nin fiber ihtiyacının da önemli bir kısmının karşılanacağını hesapladı. TELKODER Yönetim Kurulu Başkanı Yusuf Ata Arıak da tespitlerini şu sözlerle paylaştı: “Mevcut Kablo TV internet şebekesi, genişbantın yaygınlaştırılmasında değerlendirilmek için bekleyen ikinci ve çok önemli bir fırsat. Kablo TV şebekesi, hem alternatif işletmecilerin hem de mobil işletmecilerin önüne geniş bir otoyol sunacak. Bu da rekabeti arttıracak ve vatandaşlara sesinternet-video gibi tüm hizmetlerin rekabet altında sunulmasına katkı yapacak. Son zamanlarda ortak bir ‘telekom altyapı şirketinin’ kurulması gündemde. Böyle bir durumda, Kablo TV altyapısı da bu büyük altyapının önemli bir parçası olabilir. Özelleştirmenin oluşturacağı gelir devlet için önemli bir kaynak olacağı gibi, yapılacak çalışmaların hem istihdama hem de vergiye katkıları olacak.”

Burgan Bank’ın web sitesi yenilendi Sanal ticarette ödeme kolaylığı Logo Yazılım, özel ödeme sistemi sağlayıcısı Wirecard Türkiye ile yazılım tabanlı hizmetleri için çözüm ortaklığı anlaşması imzaladı. Wirecard’ın ödeme sistemi ile e-ticaret sektöründe faaliyet göstermeyen, ama internet üzerinden kredi kartıyla ödeme kabul eden küçük firmalar da özel oranlı sabit komisyon ödeyerek, satış ve tahsilat sürecini kolaylaştırabilecek. Logo’nun ERP ürünleriyle entegre çalışacak Wirecard ödeme sistemi; e-fatura veya sanal POS kullanılarak yapılan her tahsilat işlemi için bankaya komisyon ödeme ve tek tek bankalarla muhatap olma gerekliliğini de ortadan kaldıracak.

Burgan Bank, kurumsal web sitesini yeniledi. Kullanışlı tasarımı ile web sitesi, bankanın tüm kanallarında kullanmaya başladığı yeni sloganı “Hayata Burdan Bak” ile müşterilere sesleniyor. Yenilenen www.burgan.com.tr adresi, mobil cihazlara erişimi destekleyen tasarımı ile müşterilerinin bilgisayar, tablet veya cep telefonu üzerinden web sitesine giriş yapmalarını ve tüm içeriklere kolay erişmelerini sağlıyor. Müşteriler, Burgan Bank’ın şubelerinde sunduğu müşteri deneyimini, yenilenen web sitesinin sahip olduğu açıklayıcı menüler ile sanal ortamda da yaşıyor. Teknolojinin avantajları ile müşterilere daha yakın olma hedefinde yenilenen kurumsal web sitesinin, stratejinin de ilk adımı olduğunu belirten Burgan Bank Perakende Bankacılık Genel Müdür Yardımcısı Pınar Kuriş, müşteri ihtiyaçlarına hızlı çözüm sunma hedefine vurgu yaptı.

Başkanın

Gözüyle

Bir devir hikâyesi Eğer bir şirketin yönetim kurulu üyesi olursanız o şirkete ait geçmişe ait tüm borçları da kabul etmiş olursunuz, sonrasındakileri de. Ta ki yönetim kurulundan çıkana kadar. Genel Müdür olarak görev aldığım bu yeni şirket hikâyesi, ilk günden yönetim kuruluna seçilmekle pek de iyi başlamamış oldu. Daha ilk gün hiçbir hesabı kontrol etmeyip insanlara güvenmenin bedeli yüklü bir borcu devir almakla ağır olacaktı. İlk 4 ay sonunda şirketin borcunun milyonları aştığı ortaya çıkınca yaptığım itiraz sonucu, eski sahiplerinin önce yüzde 50, sonra şirketin tamamını bana devir etmeleriyle sonuçlandı. Zaten girmiştim bu maceraya, biraz daha batmanın bedeli ne olabilirdi ki? Detaylara boğmanın pek de bir anlamı yok. Şimdi borçlar ödeniyor, işler büyüyor, yeni projeler yeni heyecanlar oluşuyor. Gittikçe büyüyen BTvizyon Anadolu toplantıları, Görkemli Teknoloji Platformları, Yuvarlak Masa Toplantıları ve e-devlet, BThaber’in 1067’inci sayısı, Çocuk Bilişim Zirvesi, Sektörün en prestijli Bilişim500 araştırması, birçok yeni proje ve elbette ICT Summit NOW Bilişim Zirvesi Buraya kadar olanlar azimli, çalışkan ve dürüst bir ekibin müthiş çalışmasının sonucu. Alın teri ve emeklerin hasatı. Gurur dolu ve onurlu bir yapı. Ve tabi ki müşteri ve sponsorların büyük desteği sonucudur bu! Bu gerçek dostlarımıza da buradan saygılarımla teşekkürlerimi iletiyorum. Hikâye asıl şimdi geliyor. Bu başarılar, dinozorlaşmış ve sadece kendinin dediğini doğru bulan bazı azınlık kesimlerde ise tamamen dedikodu ve varsayımlardan oluşmuş, süreçleri sadece birkaç kendini bilmezden dinlemmiş, tabi ki olumsuz ve ön yargılı görüşlere dönüştü maalesef. Hiçbir çalışanın, emeği geçmiş insanın görüşü alınmadan tam bir bağnaz kafası ile karara varış. Bizim her paydaş ile beraber hareket etme isteğimize zarar vermekten başka çok da umursamadığımız bu durum nasılsa bizi dinleyenler tarafından alkışlanıyor, takdir ediliyor, seviliyor. Onları bu akılcı yaklaşımları ile kutluyor ve alkışlıyoruz. Önümüzde iki büyük heyecan var. Biri ilkini geçen sene gerçekleştirdiğimiz Çocuk Bilişim Zirvesi, diğeri ise Bilişim500. İyi haber bu sene de Bilişim sektörüne emeği geçen değerli insanlara 35 yıl ödülü var. Elbette ödül verdiklerimizden çok daha fazlası var, onları da saygı ve minnetle anacağız. Mutlu ve güvenli günler dilerim

Murat Göçe

9


10

BThaber

BİLİŞİM DÜNYASI

11 - 17 NİSAN 2016

Her adımın başı artık erişilebilirlik ve iş sürekliliği Haber Merkezi Kurumsal işleyişte kesintisizlik odaklı çözümler sunan Veeam Software, Türkiye pazarındaki hedefleri, şirketlerin dönüşümle birlikte değişen ihtiyaçlarını değerlendirmek üzere 30 Mart’ta bir toplantı düzenledi. Veeam Türkiye’nin yeni Ülke Müdürü Ozan İnan’ın basınla ilk kez bir araya geldiği toplantıda, ‘Global Pazar Erişilebilirlik Raporu’ da paylaşıldı. Türkiye pazarında 450’nin üstünde ProPartner’ın yanında küresel işbirliklerine, sağlıklı bir dağılım sergileyen 3 bini aşkın müşteriye işaret eden Ozan İnan, “Kurumsal ihtiyaç piramidinin üstüne de tabana da seslenebiliyoruz” dedi. Dijital dönüşüm döneminde bulut bilişim, analitik, mobilite, sosyal medya ve güvenliğin ana çatı olarak kabul edildiğini söyleyen Ozan İnan’a göre, bu dönüşümde erişilebilirlik ve iş sürekliliği önem kazanırken, 4.5G de bu yönüyle mobilin tüm sektörlere inmesini sağlayacak. Yani IoT, M2M için uygun

Kayıp ve vakİt kaybına tahammül yok

Ozan İnan bir yapı kurgulanabilecek. Böylece sürekliliği olan erişim için Veeam öne çıkacak. “Sanallaştırma ve erişilebilirlik önemli ve bu sektörde küresel rakiplerimizle işbirliği yaparak pazara gitmeye önem veriyoruz” diyen Ozan İnan, küresel stratejilere paralel olarak Türkiye pazarındaki çalışmaları yaptıklarını vurguladı. Ana hedef ise kurumsal şirketler ve bulut teknolojisi sağlayan firmalar. İnan bu hedefleri şöyle

Veeam’in 25 ülkede bin 140 kıdemli BT yöneticisinin katılımı ile hazırladığı ‘2016 Erişilebilirlik Raporu’, yatırım stratejileri ve öncelikler hakkında detaylar içeriyor: • Kullanıcıların yüzde 63’ü gerçek zamanlı operasyonlar için destek, yüzde 59’u da uluslararası operasyonlar için BT hizmetlerine 7/24 küresel erişim istiyor. Veri merkezlerini modernize ederken, yüksek hızlı kurtarma ve veri kaybını engelleme öncelikli iki yetkinlik. Kurumlar uygulama arızalarını azaltmak ya da veriye ulaşımı garantilemek için geçtiğimiz iki yılda hizmet seviyesi gerekliliklerini artırdılar, ama yine de

detaylandırdı: “2011 yılından bu yana Veeam Software Türkiye olarak yaklaşık yüzde 550’den fazla büyüme gösterdik. 2014-2015 büyüme oranımız ise yüzde 26. Buna paralel olarak, 2018

erişilebilirlik uçurumu var. Yine de bu sorunu aşmak isteyen kurumlar, veri merkezlerini yenilemekte de kararlı. • Hizmet anlaşmaları (SLA) kurtarma zamanı hedefleri için 1,6 saati belirlediyse de, araştırmaya katılanlar gerçekte bu sürenin 3 saati aldığı bilgisini veriyor. 2014’le karşılaştırıldığında, planlanmayan iş kritik uygulama kesintilerinin uzunluğu 1,4 saatten 1,9 saate, iş kritik olmayan uygulamalardaki kesinti süresi ise 4 saatten 5,8 saate çıktı. Araştırmaya katılan yöneticilerin yüzde 50’ye yakını aylık ya da daha az

yılına kadar ciromuzu yüzde 100’ün üzerinde artırmayı hedefliyoruz. Ciromuzun yüzde 50’sini KOBİ’lerden, yüzde 50’sini de kurumsal firmalar ve bulut bilişim şirketlerinden sağlıyoruz. KOBİ’lerle

sıklıkta test yedeklemesi gerçekleştiriyor. Yedeklemelerini test edenlerin da sadece yüzde 26’sı yedeklemelerinin yüzde 5’ten fazlasını test ediyor. • Kesintilerin şirketlere yıllık ortalama masrafı 16 milyon dolara kadar çıkabiliyor. İş kritik uygulamalar için kesintinin bir saatlik ortalama masrafı 80 bin doların biraz altında. Kesinti sonucunda iş kritik uygulamalardaki veri kaybının ortalama bir saatlik masrafı ise 90 bin dolara yakın. İş kritik olmayan uygulamalarda ise ortalama bir saatlik kayıp, her iki başlıkta da 50 bin doların üzerinde.

ilişkilerimizi aynı şekilde sürdürürken, büyümemizi kurumsal firma ve bulut teknolojilerine odaklıyoruz. Bu hedefler için Türkiye ekibimizi geliştiriyor, satış kanallarımıza yatırım yapıyoruz.”

Intertech, ‘Code The Bank 2’ yarışması sonuçlandı Haber Merkezi Başta finans olmak üzere pek çok sektör için teknoloji alanında çözümler üreten Intertech’in düzenlediği ve üniversite öğrencileri ile genç profesyonellerin yenilikçi çözümlerini paylaştıkları ‘Code The Bank 2’ yarışması sonuçlandı. 1-3 Nisan tarihleri arasında gerçekleştirilen ve inovatif iş fikirleri geliştirmeye teşvik eden yarışmada birincilik ödülünü Umut Taşı projesi ile Seyyar Ekibi kazandı. DenizBank, Albaraka ve Odeabank sponsorluğu ve IBM, Microsoft, HP, Blesh ve Türk Telekom şirketleri iş ortaklığında düzenlenen “Intertech Hackathon Code The Bank” yarışması ile çiftçilerin, KOBİ’lerin ve belediyelerin yaşadığı sıkıtnılara; gençlerin yaratıcılığı ve enerjisi ile katma değer yaratacak çözüm önerileri 48 saat içinde paylaşabilecekleri bir platform sunuldu. Mobil servisler ana teması ile düzenlenen yarışma, geleceğe hazırlanan gençleri ve

profesyonelleri yeni iş fikirleri geliştirmeye teşvik ederken; bu fikirlerin yenilikçi girişimlere dönüşmesine olanak sağladı. Gerçekleştirilen yarışma sonucunda başarılı bulunan isimler ve kazandıkları ödüller şu şekilde oluştu: Umut Taşı Projesi ile Edanur Yıldız ve Sedanur Yıldız kardeşlerden oluşan Seyyar ekibi Silikon Vadisi Bilgeç Projesi ile Enes Günday, Ozan Onur Tek ve

Mustafa Melih Karaduman’dan oluşan Orca Ekibi 5 bin TL Çevreni Dönüştür Projesi ile Haluk Keskin, Kamil Bekar ve Mustafa Birinci’den oluşan code.io ekibi 2 bin 500TL ödül kazandılar. Ayrıca katılımcılardan Onur Karaduman, Recep May ve Serden Bulut’tan oluşan Empathy ekibi IBM Bluemix özel ödülü olan Sony Playstation 4 almaya hak kazandılar.

“Teknolojinin, inovatif düşüncenin gençler ile buluşması yönünde çalışıyoruz” Yarışmaya ilişkin değerlendirmelerde bulunan Intertech Genel Müdürü Ömer Uyar gelişen teknolojiye en hâkim olan ve bu teknolojiyi enformasyon anlamında en etkin kullanan kitlenin başında gençler geldiğine dikkat çekerken onların fikirlerini paylaşabilecekleri bir

platform sunmaktan mutluluk duyduklarını ifade etti. Uyar şöyle konuştu; “Intertech olarak kuruluşumuzdan bu yana, teknolojinin, inovatif düşüncenin özellikle gençler ile buluşması yönünde çaba sarf ediyor; sürdürülebilir gelişimimizin en önemli yapı taşlarından birinin gençlerimiz olduğuna inanıyoruz. Bu bağlamda, “Code the Bank” projesi kapsamında bu yıl ikincisini düzenlediğimiz yarışma ile üreticilerimizin, KOBİ’lerimizin ve Belediyelerimizin yaşadığı sıkıntılara gençlerimizin yenilikçi çözüm önerilerini paylaşmalarını sağlamış olduk. Diğer yandan ortaya konan projelerin girişimciliği özendireceğine ve ülkemizin yeni markalar oluşturma macerasına katkı sağlayacağına da yürekten inanıyoruz. Yarışmaya katılan, ödül kazanan tüm katılımcılarımızı tebrik ediyorum. Intertech olarak yenilikçi projelere imza atmayı sürdüreceğiz.”

Ekre


BThaber

BİLİŞİM DÜNYASI

em Uçman 11 - 17 NİSAN 2016

11

Dijitalleşen dünyaya uzanan yol 4.5G’den geçiyor Her ne kadar ihale sürecinde ve hazırlık sürecinde çokça bahsedilse Ekrem Uçman de 4.5G’nin hayatlarımıza ne gibi yenilikler ve avantajlar sağlayacağından biraz da olsa bahsetmekte fayda var. Öncelikle 4.5G kavramının, 4G teknolojisinin ulaştığı son noktayı ifade ettiğini belirtmek gerekiyor. “LTE Advanced” olarak adlandırılan bu teknoloji, 375 Mbps hıza kadar ulaşabiliyor ve 4G’nin ulaşabildiği son noktayı temsil ediyor. Operatörler tarafından hazırlık sürecinde yapılan testlerde, mevcut internet hızından 10 kat daha hızlı sonuçlara imza atan 4.5G, kullanıcılara dijitalleşen dünyanın kapılarını açıyor. Kullanıcılar ne yapmalı 4.5G altyapısının hizmet vermeye başlamasıyla birlikte kullanıcıların akıllarında bu hizmetten nasıl yararlanılabileceği konusunda birçok soru işareti oluştu. 4.5G’ye geçmek isteyen kullanıcıların ilk etapta ‘4.5G uyumlu’ SIM karta sahip olmaları gerekiyor. 2009 yılında 3G altyapısına geçilmesinden bu yana üretilen SIM kartların tamamı 4G ve 4.5G altyapısına uygun

4.5G ile Türkiye için iletişimde yeni bir dönem başladı. 1 Nisan tarihinde başlayan yeni dönem için operatörler uzun ve yoğun bir hazırlık sürecinden geçerlerken, kullanıcılar operatörlerin kendilerine sunduğu kampanyalar içinden uygun olanı seçip, 4.5G hizmetinden faydalanmaya başladılar. şekilde üretiliyor. Yani bir bakıma 3G’yi çalıştıran bir SIM kartımız varsa, 4.5G’yi de bu kartla birlikte kullanabiliyoruz. Buna karşın SIM kartı 2009 öncesine dayanan kullanıcıların, abonesi oldukları operatörler ile temasa geçerek, SIM kartlarını 4.5G’ye uyumlu hale getirmeleri gerekiyor. Kullanıcıların 4.5G altyapısından faydalanabilmeleri için SIM kartlarının yanı sıra akıllı telefonlarının da 4.5G’ye uyumlu olması gerekiyor. Son dönemde üretilen “amiral gemisi” cihazların 4.5G uyumluluğu konusunda herhangi bir sorunları bulunmazken, cihazlar sahip oldukları teknolojiye göre kendi aralarında kategorize olmuş durumda. Her cihazın 4.5G’ye bağlanma hızı aynı olmadığı gibi kullanıcıların bu noktada tercih edecekleri cihazı seçerken dikkatli olmaları gerekiyor. 4G hızı da dahil olmak üzere 4 kategoride toplanan akıllı telefonlar, sahip oldukları hızlara göre ayrılmış durumdalar. Buna göre

CAT 3 olarak adlandırılan kategori, 4G bağlantı hızını, yani 100 Mbps’yi temsil ederken, CAT4 150 Mbps’yi, CAT6 300 Mbps’yi, CAT9 ise 450 Mbps’yi temsil ediyor. Uyumlu SIM kart ve akıllı telefon sahip kullanıcılar, 4.5G’ye bağlanmada sorunlar yaşıyorsa, bu durum mevcut şebeke seçiminden kaynaklanıyor olabilir. Hali hazırda kullanılan telefonlar, 3G bağlantısına otomatik olarak bağlanıyor. Kullanıcılar, şebeke ayarları menüsünde LTE ya da 4G seçeneklerini seçip, cihazlarını yeniden başlatarak 4.5G’yi kullanmaya başlayabiliyorlar. Bunun yanı sıra yine 3G seçeneği işaretlenerek, bir önceki bağlantı modeli kullanılabiliyor. Bu aşamadan sonra 4.5G’ye geçiş yapan kullanıcılar, internet hızlarını test edebiliyorlar. Özellikle 1 Nisan gecesi kullanıcılar, telefonlarının ulaşacağı bağlantı hızını test ederek, 4.5G deneyimine adım attılar. Kullanıcıların hız testi yaparken, 45 megabayta yakın veri harcadığını belirtmemiz gerekiyor. Yani

hız testi yaparken, kotadan çok yememekte fayda var. Operatörler ve kampanyalar 4.5G kullanıcılara önemli bir hız farkı vadediyor olsa da kullanıcıların aklında yine aynı soru var: Kota. Vodafone, Turkcell ve Türk Telekom 4.5G’ye hazırlık ve geçiş süreci boyunca yoğun çalışmalar sarf ettiler. Mobil dünyadaki süreçleri tamamen değiştirecek olan yeni bağlantı için operatörler alternatifli paketler oluştururken, kullanıcılar sunulan yüksek hıza karşın bu paketlerin ne kadar yeterli olacağını tartışıyorlar. Vodafone’dan başlayacak olursak, abonelerini 4.5G’nin sunacağı yeniliklerle tanıştırmak amacıyla “Dört Bucak G Deneme” ismi ile 4.5G deneme kampanyası düzenleyecek olan şirket, 4.5G uyumlu SIM kart ve akıllı telefona sahip abonelerinden Nisan ayı boyunca mevcut tarifeleri dışında hiçbir ücret talep etmeyecek. Kampanyadan yararlanmak isteyen aboneler, “4bucakG” yazarak 4545’e SMS atarak 4.5G teknolojisini

deneyebilecekler. Vodafone ayrıca, www.4bucakg.com sitesinden de abonelerinin 4.5G hakkında merak ettikleri her tür bilgiye ulaşmalarını sağlayacak. Turkcell, 4.5G için yedi farklı tarife oluştururken, kota arttıkça fiyatlar da aynı oranda artıyor. 2 gigabayt internet, 500 dakika konuşma, 1000 SMS’in fiyatı 39 lira, 4 gigabayt internet, 500 dakika konuşma, 1000 SMS 49 lira, 6 gigabayt internet, 500 dakika konuşma ve 1000 SMS 59 lira olarak belirlendi. Diğer tarifelerde de bin dakika konuşma ve 1000 SMS sabit olarak yer alırken, 50 gigabayt internete sahip olan paketin fiyatı 149 lira olarak belirlendi. Türk Telekom’un 4.5G tarifeleri faturalı, faturasız olmak üzere iki farklı şekilde oluşturuldu. Faturalı kullanıcılar için oluşturulan paketler 35 lira ila 89 lira arasında değişirken, kullanıcılar giriş paketleriyle 1000 SMS, 1000 dakika ve 3-7 gigabayt arası veri paketlerine sahip olacaklar. Kullanıcılar en yüksek 5000 dakika, sınırsız SMS ve 15 gigabayt veri paketine 89 lira karşılığında sahip olabilecekler. Faturasız kullanıcılar ise 2 gigabayt ila 10 gigabayt arasında değişen paketlere 10 lira ila 59 lira arasında değişen fiyatlara sahip olabilecekler.

Haklayıcıların yeni hedefi akıllı arabalar olacak Haber Merkezi Sigorta Bilgi Enstitüsü tahminlerine göre; 2030 yılında satılan araçların yüzde 25’i otonom araç olacak ve sürücüsüz araçlar ile trafik kazaları da azalacak. Ancak bu gelişim, araç sahiplerini fidye yazılımlarıyla karşı karşıya getirme riskini de taşıyor. Bu uyarıyı yapan, Türkiye distribütörlüğünü Lidyum Bilişim’in üstlendiği F-Secure’un Araştırma Bölümü Başkanı Mikko Hypponen, bu araçların hayatımıza girmesiyle bu tür kötücül yazılımlarla

karşılaşma sıklığının da artacağı kanısında. Zira

haklayıcıların temel önceliği para ve bu yönüyle en

büyük tehdidi oluşturdukları gibi, artık otonom

araçları hedef alıyorlar. Arabaların birçok bileşeni olması ve üreticilerin bu konuda yeterince hassas davranmaması da bu riski daha belirgin hale getiriyor. Gelecekte insan kontrolündeki araçların, yarış pistleri hariç, yasaklanacağı beklentisini dile getiren Hypponen, olumsuz ihtimallere rağmen otonom otomobiller hakkında iyimserliğini korudu ve “Risklere rağmen internet, günlük hayatımızı ve iş hayatımızı geliştiriyor. Gelecekte kedi videosu izlerken de araç kullanabileceğiz” dedi.


12

BThaber

BİLİŞİM DÜNYASI

11 - 17 NİSAN 2016

Penta Teknoloji Merkezi, müşterilerin yatırım öncesi teknolojiyi tanımasını sağlıyor Haber Merkezi Türkiye’nin önemli teknoloji dağıtıcılarından Penta Teknoloji, 1990’da kurulduğundan bu yana Türkiye’nin teknoloji alanında önemli markalarından biri oldu, olmaya devam ediyor. 1997’de Bayinet ile yine teknoloji alanında ilk B2B e-ticaret sitesini kuran Penta Teknoloji, 2010’da Yıldız Holding’e katılarak ve 2012’de Mersa Sistem ile birleşerek büyümeye ivmesini devam ettirdi. Son yıllarda çeşitli şirketleri de satın alarak büyümesini sürdüren Penta Teknoloji, 2014 yılında Bilişim 500 araştırmasında IT alanında üçüncü, masaüstü bilgisayar ve OEM ürünleri alanında ise birinci olarak genel sıralamada ilk 10’a girmeyi başardı. 2015’te Accenture Dijitalleşme Endeksi Raporu’na göre “Bilgi ve iletişim teknolojisi ekipmanlarının toptan ticareti” kategorisinde Türkiye’nin en dijital şirketi seçildi. 2016’ya da ödüllerle devam Geçtiğimiz yılın son çeyreğini ödüllerle kapayan Penta Teknoloji, 2016’da da hız kesmedi. Bu yıl Intel Dağıtıcı Konferansı’ndan ödülle dönen tek Türk şirketi olmayı başaran Penta Teknoloji, ödülünü “Entegre Eğitim Çözümlerini İlk Olarak Pazara Sunan Dağıtıcı” olması sebebiyle aldı. Türkiye’deki PC satışlarındaki yüzde 27’sinin yanı sıra, IBM yazılımlarının yüzde 50’sini partnera_09.02.2016_con.pdf

C

M

Y

CM

MY

CY

CMY

K

Penta, teknoloji distribütörlüğünü gerek kurumsal, gerek son kullanıcı tarafında; gerek yazılım, gerekse donanım dağıtımlarıyla sürdürüyor. Şirket, kurumsal müşterilerini hedefleyen Penta Teknoloji Merkezi’nin tanıtımını gerçekleştirdi.

gerçekleştiren Penta Teknoloji, Mart ayında gerçekleştirilen IBM Çözüm Ortakları toplantısı kapsamında “Yılın Distribütörü” ödülüne layık görüldü İleriye gitme vizyonu doğrultusunda bulut hizmetleri de sunulmasını sağlayan şirket, 2015 sonunda çeşitli tedarikçi ve hizmet sağlayıcıların bulut tabanlı çözümlerinin bayiler ve kullanıcılar ile buluştuğu Penta Bulut platformunu hayata geçirdi. Sanal bir Pazar yeri olarak tasarlanan Penta Bulut, Penta Teknoloji’nin 6.000’i aşkın bayisine, yazılım ve donanım pazarında olduğu gibi uçtan uca çözümler sunuyor. Bayiler bu pazar yerinde, müşterilerinin gereksinimi olan bulut ve servis hizmetlerini tek bir noktadan karşılayabiliyor. Penta Teknoloji Merkezi Penta Teknoloji, müşterilerine sunduğu hizmetlerin daha iyi 1 09/02/16 09:46

anlaşılabilmesi ve gerektiğinde demoların yapılabilmesi için bir teknoloji merkezi kurdu. Uçtan uca çözümlerin gerçek dünyadaki simülasyonu amacıyla hazırlanan tam donanımlı Penta Teknoloji Merkezi (PTM) ile ürün demoları, kavram kanıtlama çalışmaları ve ürünlerle ilgili farklı senaryolar sergilenebiliyor. Geliştirilen donanım ve yazılım birlikteliği çözümleri ile Penta Teknoloji iş ortaklarına ve son kullanıcılara bir teknolojiye yatırım yapmadan önce tam olarak neyle karşılaşacağı gösterilerek komple bir iş çözümü sunulması hedefleniyor. PTM bünyesinde tüm yazılım ürünlerini deneme olanağı sunan en yeni sunucu, veri depolama, network sistemleri ve kesintisiz hizmeti garantilemeye yönelik uzaktan kumandalı akıllı bir güç dağıtım ünitesi altyapısı da yer alıyor. Aynı anda bağımsız üç oturuma ev sahipliği yapabilecek üç farklı demo odası (Tesla, Bell ve Turing) içeren merkezde odalardaki havalandırma, aydınlatma ve perdeler, akıllı ev/ofis sistemi ile yönetiliyor. Bu kapsamda merkezde bulunan LED ekranlar ve video duvar ekranları gibi sistemlerin içeriklerinin kontrolü bile, Penta’nın dağıtımını yaptığı önde gelen akıllı ev/ ofis sistemi olan Control4 ile gerçekleştiriliyor. Altyapısı ve ileri teknoloji sunum ekipmanları sayesinde, aynı anda hem sunumların, hem de demoların farklı ekranlarda gösterilmesine olanak sağlayan merkezde, istenildiği takdirde mobil cihaz ekranlarından da

gösterim yapılabiliyor. BThaber ekibi olarak gerçekleştirdiğimiz Penta ziyaretinde bizlere de aşağıda özetlediğimiz çeşitli senaryoların kısa demolar gösterildi. IBM Maximo adındaki Varlık ve Servis Yönetimi Çözümü, büyük ve orta ölçekli şirketlerin envanter yönetimini çok daha kolay hale gelmesini sağlıyor. Control4 ise nesnelerin internetinin kontrolünü sağlıyor. Bu iki yazılım birbiriyle entegre çalışarak ve gereken donanımlar kurularak, tamamen otomatik bir tamir kontrol sistemi ortaya çıkarılabiliyor. Tabii bu sadece bir örnek. Çok daha farklı senaryolar da elde etmek mümkün. Unify OpenScope Business ise kuruluşların gerek şirket içi, gerek şirket dışı telefon görüşmelerinde büyük avantajlar sağlıyor. Daha çok büyük şirketleri hedef alan bu yazılım sayesinde telefon görüşmelerinin, aramaların bilgisayarlar ve Outlook gibi yazılımlarla bütünleşmesi sağlanabiliyor. Böylece bir arama geldiğinde bilgisayarda çıkan pencere aracılığıyla cevaplama, direkt PC üzerinden görüşme, çağrıyı kaydedip kendi veya başkasının e-posta adresine gönderme ve bunlar gibi çok daha farklı özellikler elde edilebiliyor. Telefon akışının öncelikli olduğu şirketlerde ve çağrı merkezlerinde bu tip yazılımlar, büyük kolaylık sağlayacaktır. Dell VDI çözümleri, sanal bilgisayar oluşturmada işin içerisine GPU’yu da katıyor. Klasik işlemci, RAM, ve depolama alanından oluşan

sanal bilgisayarlar, Nvidia Grid teknolojisinden faydalanarak belirlenen miktarda GPU gücüne de sahip olabiliyor. Bu, özellikle 3D çizimlerin yapıldığı ve GPU’ların önemli olduğu kurumlarda büyük maliyet avantajı sağlıyor. HPE 3PAR teknolojileri de sunucuların, felaket senaryolarında sorunsuz ve kesintisiz bir şekilde çalışmasını hedefliyor. Çeşitli yedekleme yöntemlerinin yanı sıra bağlı olan istemcilere neredeyse hiçbir şekilde hissettirmeden geçiş yapabilen HPE 3PAR sistemleri de Penta Teknoloji Merkezi’nde gösterilen ilgi çekici demolardan biriydi. Kaspersky’nin sanal sunucu güvenliği yazılımı ise sanal bilgisayarların her biri için ayrı bir güvenlik yazılımı kurulması ve çalıştırılması yerine, sunucu üzerinde kurulu tek yazılım üzerinden tüm sanal bilgisayarlar üzerindeki güvenliğin sağlanmasını mümkün hale getiriyor. Böylece sunucu üzerindeki sanal bilgisayarların kaynak tüketimleri düşürülerek verimliliği artırılıyor. MobileIron EMM, kurumlara çalışanların getirebileceği tehlikelerin önüne geçmeyi amaçlayan bir mobil cihaz kontrol sistemi. Şirket içi mobil cihazlarının yönetiminin uzaktan gerçekleştirilmesini sağlayan MobileIron EMM, cihazlardaki çeşitli uygulamaların ve işlevlerin engellenmesi gibi hizmetler de verebiliyor. Uzaktan erişimle gerçekleştirilebilen e-posta kurulumu gibi işlemler, aynı zamanda IT süreçlerinin de kısalmasına sebep oluyor.



14

BThaber

BİLİŞİM DÜNYASI

11 - 17 NİSAN 2016

Cisco ekosistemi ile büyüyor Daha da dijitalleşen dünyada dönüşümü kolaylaştırmak, hizmetlere Bülent Nevres daha kolay ulaşılabilmesini sağlamak ve yerini daha sağlam temellere oturtmak isteyen Cisco; Dünya Mobil Kongre’sinde Apple, Microsoft, Ericsson, Intel ve AT&T gibi şirketlerle gittiği ortaklıkları duyurdu. Etkinlik kapsamında görüştüğümüz Cisco Türkiye Genel Müdürü Cenk Kıvılcım’la bu ortaklıkları ve Cisco’nun Türkiye’deki durumunu konuştuk. n Cisco olarak bu yıl Dünya Mobil Kongresi’nde neler anlatıyorsunuz? 5G bizim için çok önemli. Standartlardaki etkileri de çok önemli olacak. Artık donanımların gücünün yanında yazılımların da gücü önemli. Yazılım Tanımlı Ağlar’a (Software Defined Networks) doğru bir gidiş var. Sanallaştırma da Cisco olarak bizim en çok yoğunlaştığımız taraflardan birisi. Mobil bulut hizmetleri konusunda Cisco Ultra platformumuz var. Cisco Ultra, mobil operatörlerin yeni hizmetleri daha hızlı bir şekilde uygulayabilmelerini ve verebilmelerini sağlayan, sanallaştırılmış, zengin özelliklere sahip mobil platformumuz. Bizim için bir diğer önemli konu ise ekosistem. Apple, Microsoft ve Ericsson gibi şirketlerle çalışıyoruz. Bu noktada biz bazı söylemlerin dışına çıkıyoruz. Örneğin deniyor ki, tek bir büyük bulut olacak, her şeyi yönetecek. Bu kadar kapasitenin tek bir yerde toplanması ve bütün verilerin oraya akması pratikte hayata geçecek bir yöntem gibi gözükmüyor. Bu yüzden bizim görüşümüz birçok veri merkezinin olacağı ve bu merkezlerin birbiriyle kesintisiz bir şekilde konuşabileceği ve birbirlerinin kapasitelerini kullanabilecekleri. Biz de böyle bir ekosistem üzerinde çalışıyoruz. Microsoft’la bulut üzerinde beraber nasıl çalışabiliriz üzerinde çalışıyoruz. Apple ile kurumsal alanda işbirliği (collaboration) çözümleri

Cisco, geçtiğimiz haftalarda gerçekleştirilen Dünya Mobil Kongresi’nde her geçen gün dijitalleşen dünyada dönüşümü kolaylaştıran çözümlerini ve iş ortaklıklarını duyurdu.

üzerinde çalışıyoruz. Bizim Telepresence, Webex, Jabber gibi çok güçlü kurumsal çözümlerimiz var, Apple da akıllı telefonlar tabletler konusunda çok iyi, çok iyi bir ekosistemleri var. Ama kurumsal alanda daha fazla açılımlar yapmak istiyorlar. Biz de bu konuda neler yapabileceğimiz konusunda birlikte çalışıyoruz. Kısacası deneyimlerimizi onların deneyimleriyle nasıl buluşturabilirizin cevabını arıyoruz. Diğer taraftan Ericsson da bizim “Gold Partner” seviyesinde iş ortağımız oldu. Ayrıca Ericsson ve Intel’le birlikte 5G yönlendirici geliştirme konusunda çalışmalarımız var. Aslına bakarsanız bu anlaşmalar, bu ortaklıklar çok güçlü üreticilerin birlikte çalışmaya başladıklarının bir göstergesi. Bunun merkezinin de Cisco olması sizi şaşırtmamalı. Çünkü Cisco, iş ortaklığına inanmış, iş ortağı ekosistemi kullanmış, kullanmaya devam eden bir şirket. Bizim başrol oynamamız çok normal. Bu ortaklıklar konusunda şu ana kadar aldığımız geri dönüşler çok olumlu. n Nesnelerin internetinin etkisi ne şekilde olacak? Bizim her şey internette söylemimiz var biliyorsunuz, sadece insanlar ve nesneler değil tüm veriler ve süreçler

de birbiriyle bağlantılı olacak. Her şeyin birbirine bağlı olduğu bir dünyayı düşünün, bir de böyle bir sitemin yaratabileceği veri miktarını ve trafiğini düşünün. Bu noktada gelen ve giden verilerin yapılandırılmış bir şekilde ve size yakın olması gerekiyor. Verilerin analizlerinin veri merkezlerinde değil, daha uç noktalar seviyesinde yapılması gerekiyor. Yani veri merkezine bir veri gönderilecekse, gönderen cihazda örneğin cep telefonu bu verilerin yapılandırılması gerekiyor. Yapılandırılmamış bir veriyi gönderip, bunu tekrar geri alıp düzenleyip tekrar geri göndermek hem maddi açıdan hem de pratik açıdan çok mümkün değil. Nesnelerin interneti ile verilerin bilgiye dönüştürülmesi daha da önem kazanacak. Buna örnek olarak, şu an Dünya Mobil Kongresi’ndeki kablosuz internet hizmeti bizim cihazlarımız üzerinden veriliyor. Kimin, hangi cihazdan ne kadar süre bağlı kaldığını, hangi uygulamayı ve ne kadar veri kullandığını görebiliyoruz. Bunun analizini yapabiliyoruz. Burada bir harita üzerinden etkinlikte hangi alanların daha çok ilgi gördüğünü belirlemek mümkün. Yani gelecek yıl bu bilgileri kullanarak stant alanı için çok daha iyi bir yer belirleyebilirsiniz.

n Türkiye’deki durumdan da bahseder misiniz biraz? Biliyorsunuz bizim mali yılımız Ağustos’ta başlayıp Temmuz’da bitiyor. Geçtiğimiz yılı çok sağlıklı bir büyüme ile kapattık. Siyasi belirsizliklerden dolayı pazarda belirli bir durgunluk yaşanmasına rağmen çok büyük bir sıkıntı yaşamadık. Döviz kurlarındaki artışın olumsuz etkisi oldu. Ama biz yeni iş kollarında yeni müşteriler kazanarak geçtiğimiz seneyi dolar bazında büyüme ile kapattık. Özellikle geçtiğimiz ekim ayından bu yana gayet sağlıklı bir büyümenin içine girdiğimizi rahatlıkla söyleyebilirim. Bu sene de büyüme hedefimiz var, dolar bazında yine büyüyeceğiz. n Türkiye’nin hem bilişim hem de teknolojik açıdan güçlü bir hale gelmesi için neler yapılmalı? Türkiye olarak bizim bir an önce bir teknoloji stratejisi belirlememiz lazım. 4.5G ve diğer altyapılar

Cisco Türkiye Genel Müdürü Cenk Kıvılcım

çok önemli bunlar olmadan hiçbir şey yapılamaz ama bize bu yetmemeli. Her şey dijitalleşiyor, dijitalleşmeyecek hiçbir şey yok. İş süreçlerimizden tutun, iş yerlerimize evlerimize kadar her şey dijitalleşiyor. Türkiye’de acilen bunun stratejisinin oluşturulması gerekiyor. Türkiye özellikle rekabetçi olduğu örneğin inşaat gibi sektörlerde bu trendi kaçırma lüksü yok. Bu bizim için büyük bir fırsat. Eğer bu trendleri kaçırırsak güçlü olduğumuz sektörlerde bir anda geride kalma riskimiz var. Hem yurtiçinde hem de yurtdışında inşaat sektöründe çok güçlüyüz. Bunu kullanmamız gerekiyor. Örneğin, 1 milyar dolarlık bir inşaattan, 100 milyon dolar kazanırken bu binanın akıllı yazılımlarını donanımlarını geliştiren bir şirketin 150 milyon dolar kazanması hepimizi üzer. Bu yüzden bu konuda adım atmak lazım, elbette inşaat sektörü bir örnek. Tekstil ve turizm gibi diğer sektörlerde de aynı çalışmaların yapılması gerekiyor. Güçlü olduğumuz yerlerde bu gücü kullanalım, öncülük yapalım.


BThaber

BİLİŞİM DÜNYASI

11 - 17 NİSAN 2016

15

Ülke ekonomisine yıllık 4,7 milyar TL’lik katkı hedefleniyor Mobiliz’in yeni yatırımları ve iş birlikleriyle sektöre yenilikleri getirmeyi Sedef Özkan sürdüreceğini vurgulayarak sözlerine başlayan Özlem Yeşildere, “Türkiye’de hızla gelişen pazarla beraber pazar payımızı da artırarak çift haneli büyümeye, yurt dışındaki projelerimizi de büyütmeye devam edeceğiz” dedi. Özel sektörün, araç takip sistemlerini kullanmayı artırarak sürdürdüğünü söyleyen Yeşildere, “İyi bir filo yönetimi, yüzde 10-15 civarında tasarruf ve verimlilik artışını beraberinde getiriyor. Teknolojideki yenilikçi yaklaşımımız, işletmelere saha operasyonlarının yönetiminde kritik fayda ve kolaylıklar sağlayan yeni ürün ve hizmetler olarak geri dönüyor olacak” değerlendirmesini yaptı. Kamuda çok fırsat bulunuyor “Mobiliz olarak M2M/IoT çözümlerinde TÜBİTAK tarafından da onaylanan projelerimiz var, teknolojideki eğilimleri yakından takip ederek Ar-Ge yatırımlarımıza hız kesmeden devam edeceğiz” ifadesini kullanan Yeşildere, teknolojinin daha bütünleşik bir hale geldiğine, bunun içinde ‘Nesnelerin İnterneti-IoT’ teknolojisinin de bulunduğuna dikkat çekti. Yeşildere, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Aviva ve Vodafone ile birlikte lansmanını yaptığımız ‘Kullanıma Dayalı Araç Sigortası’ ile ilgili çalışmalarımızı da sürdürüyor olacağız. Türkiye’de bir ilk olan uygulamayla; kasko yapılmış her araca sürücü risk analizine yönelik özel geliştirilmiş bir takip sistemi takılacak ve sürücülerin kullanım riskine bağlı sigorta prim sistemi getirilecek. Sigorta şirketleri tarafından verilen bilgilere göre Türkiye’de ilk kez hayata geçirilen sistemle, kasko primleri düşecek. Sistemin Türkiye’de trafiğe kayıtlı 18 milyon araca entegre edilmesi durumunda, ülke ekonomisine yıllık 4,7 milyar TL’lik katkı sağlayabilecek.” Yeşildere, kamuda çok fırsat olduğunu kaydederek çözümler için kamuyla daha çok birlikte zaman geçirip çalışacaklarına değindi ve iyi hizmetle, iyi servisin ön plana çıkacağını belirtti. Kadının iş hayatına katılımının artırılması için çalışıyorum Özlem Yeşildere, içinde yer aldığı sosyal sorumluluk projelerini de paylaşarak “Çeşitli

Mobiliz CEO’su Özlem Yeşildere, araç takip sistemleri sektörünün para kazandırmaya devam edeceğinin altını çizerek teknolojinin daha bütünleşik bir hale geldiğini kaydetti. sosyal sorumluluk çalışmalarını destekliyorum, ancak son yıllarda odaklandığım konu; kadının iş hayatına katılımının artırılması. Kadının iş hayatında eşit temsilini çok önemsiyorum. Bu, Türkiye’nin büyüme hedeflerine ulaşmasında; anahtar konulardan biri” açıklamasını yaptı. “Sosyal sorumluluk projelerim içinde en yoğun zamanımı YenidenBiz alıyor”

diyen Yeşildere, detayları da şu şekilde aktardı: “YenidenBiz; temelde Türkiye’de kadın istihdamına katkıda bulunmak üzere başlatılan bir sosyal girişim. 2014 yılında derneğe dönüştü. Amacı yaklaşık 10 yıl kadar iş hayatında kalmış sonra değişik sebeplerle kariyerine ara vermiş, iş hayatına geri dönmek isteyen üniversite mezunu kadınları iş hayatına tekrar geri kazandırmak.

Biz bu gruba, gerek eğitim gerek deneyim açısından hazine gözü ile bakıyoruz. Bu hazinenin iş hayatına geri kazandırılması, büyük çokuluslulardan KOBİ’lere, STK’lara ve yeni girişimlere kadar değişik yelpazede kurum ve kuruluşa çok kıymetli bir deneyim transferi sağlayabiliyor. Böylece ülkemizin rekabet gücüne ve ekonomik gelişimine ivme kazandırmayı hedefliyoruz.”

Mobiliz CEO’su Özlem Yeşildere


16

BThaber

BİLİŞİM DÜNYASI

11 - 17 NİSAN 2016

‘Teknolojiyi üreten’ olmak, fark yaratıyor Bulut bilişim hizmetleri konusunda çalışmalar yapan Handan Aybars SkyAtlas, her ölçekte müşterisine kapsamlı hizmetler sunuyor. Lisanslı ölçeklendirme teknolojileri ile müşteriler kullandıkları kadar ödüyor, böylece maliyet avantajı yakalıyor. OpenStack platformunu kullanan Türkiye ve hatta MENA bölgesindeki tek şirket olduklarını vurgulayan SkyAtlas CEO’su Levent Kocatürk, kendilerini diğer bulut bilişim şirketlerinden ayıran temel özelliği ise ‘teknoloji üretiyor olmaları’ olarak gösterdi. Dünya standartlarında “gerçek bulut teknolojisi” ürettiklerini vurgulayan Levent Kocatürk, altyapılarını OpenStack bulut platformu üzerine inşa ettikleri bilgisini verdi. “Sadece Türkiye’de değil, MENA bölgesinde OpenStack platformunu ilk ve tek kullanan “gerçek” bulut sağlayıcısıyız” yorumunu yapan Levent Kocatürk, stratejileri ve hedefleri konusunda sorularımızı yanıtladı: n Çözümleriniz, kullanıcıya ne gibi faydalar sunuyor? Temel faydamız, “Dinamik Ölçeklendirme” teknolojimiz ile SkyAtlas bulut sunucuları, hiçbir manuel müdahaleye gerek kalmadan, tüm uygulamaların işlemci ve bellek ihtiyacını tespit eder ve sunucunun işlemci ve bellek ihtiyacını gerçek zamanlı artırabilir ya da azaltabilir. Böylece bulut kullanıcılarına “Kullandığın

Türkiye’nin ve MENA bölgesinin OpenStack bulut platformunu kullanan ilk ve tek bulut servis sağlayıcısı SkyAtlas, Ar-Ge çalışmalarını devam ettirirken, çevre ülkelerde de büyümeyi hedefliyor. Kadar Öde” esnekliğini sunuyoruz. Güvenlik içinse kullanıcılarımızın kendi alt ağlarını oluşturabilecek teknolojiyi yarattık. Böylece dışarıyla veri alışverişini kesip, yalnız kendilerine tahsis edilmiş ağlar üzerinden yüksek güvenlik ve performansa sahip bulut deneyiminden faydalanıyorlar. Ayrıca SkyAtlas, sanal sunucularındaki her bir CPU’yu yalnız bir müşterisine tahsis eder. Böylece kullanıcılarının en yüksek performansı almasını sağlar. Sunucularımız Türkiye’de barındırılıyor. Bu da veri transferlerinin maksimum hızda gerçekleştirebilmesi demek. Ayrıca kullanıcılarımız, SkyAtlas yönetici arayüzünden yaptıkları bütün işlemleri ve çok daha fazlasını Skyatlas API ile yapabiliyor ve işlerini otomatik hale getirebiliyorlar. SkyAtlas’ın diğer bulut firmalarından bir farkı da, SUSE Linux Enterprise Server’ı (SLES) gerçek bulut platformu üzerinden Türkiye’de kurumlarla buluşturan ilk firma olması. n Türkiye’de gerek KOBİ’lerin gerekse büyük ölçekli şirketlerin ve kamunun bulut bilişim ilgisini nasıl değerlendiriyorsunuz? Türkiye’de bulut teknolojilerinin kullanımı

halen Amerika ve Avrupa pazarlarının oldukça gerisinde. Sebebi ise kendi teknolojisi ile liderlik yapan ve sunucularını Türkiye’de barındıran bir Türk firmasının olmamasıydı. Ancak her teknolojik yenilikte olduğu gibi, bulut teknolojilerinin kullanımında öncü olan yenilikçi işletmelerin deneyimlerini paylaşmaları, bilgilendirici haberlerin artması ve gelişen teknoloji ile bulut bilişim sektörü de büyümeye başladı. Kullanıcı eğilimine baktığımızda, yeni ve güvenilir teknolojilere ilgi olduğunu görüyoruz. n 2016 yılında nasıl bir strateji ile ilerleyeceksiniz? Hedefleriniz ve öncelikleriniz hakkında bilgi verir misiniz? Bildiğiniz gibi SkyAtlas kendi teknolojisini üretiyor. İnsanların ve şirketlerin hayatlarını kolaylaştıracak, ürünlerini geliştirebilecek, test edecek ve pazara sunabilecek ilave yenilikler için Ar-Ge faaliyetlerimiz artarak sürecek. Aynı zamanda HP, eBay, Intel gibi şirketlerin de kullandığı OpenStack platformuna geliştirdiğimiz yeni teknolojilerle bir Türk firması olarak katkıda bulunmaya devam edeceğiz. Hedefimiz, sadece Türkiye’de değil, bölgemizde de öncü bir rol oynamak. Bunun için pazarımızın ihtiyaçlarını

OpenStack yapısı, bulut bİlİşİmde nasıl bİr fark yaratıyor? OpenStack’in temel farkı; sahip olduğu ekosistem. Öyle bir platform düşünün ki, NASA ve Rackspace bir araya gelip onu başlatmış ve Intel, IBM, HP, SAP gibi şirketler de onu sürekli geliştiriyor. OpenStack altyapısı da tüm hipervizörleri ve Restful API’ı destekler. Çok güçlü bir mimariye ve ölçümleme yeteneklerine sahip. Genel, özel ve hibrid olmak üzere tüm bulut platformlarını destekler. Aynı

zamanda, dünyada sürekli ve en hızlı büyüyen ve gelişen bir yapısı var. SkyAtlas ise Türkiye’nin ve MENA bölgesinin OpenStack bulut platformunu kullanan ilk ve tek bulut servis sağlayıcısı. Hedefimiz de MENA bölgesi başta olmak üzere, çevre ülkelerde büyümek. Gündemimizde olan iki ülkeden biri Birleşik Arap Emirlikleri, diğeri ise Hollanda.

analiz ediyor ve insanların hayatını kolaylaştıracak yeni ürün ve hizmetler sunuyoruz. Felaket kurtarma, depolama, yedekleme, ağ ve güvenlik gibi gerçek bulut teknolojisi altyapılarında olanaklarımız var. Örneğin, sunucularımız İstanbul ve Ankara’da. Yani verilerinizi aynı anda iki farklı konumda depolayabilir ve olası felaket senaryolarının riskini minimize edebilirsiniz. Yedekleme alanında da ürün ve hizmetler geliştirmeye devam edeceğiz. İşinizi koruma altına almak, verilerinizi yedeklemek ve onlara hızlı erişmek istiyorsanız, SkyAtlas Yedekleme Çözümleri ile örneğin, verilerinizi dosya bazında yedekleyebilir, sadece sizin erişebilmeniz için şifreleyebilirsiniz. Yine önceliklerimiz arasında PaaS, yani

‘platformun hizmet olarak sunulması’ var. PaaS ile kullanıcılarımıza konfigüre edilmiş veritabanı ve arayüzleri, entegre bulut platformlarında kullanmaları için ortamlar yaratıyoruz. Böylece kullanıcılarımız geliştirme, test, uygulama ve analiz gibi konularda daha geniş olanaklara daha ucuza sahip olacaklar. Bir hedefimiz de SaaS tarafında, yani yazılım ve uygulama alanında, araştırmalarımızda elde ettiğimiz sonuçları geliştirerek kullanıcılarımız için faydaya dönüştürmeye devam etmek. Böylece, kullanıcılarımız satış, muhasebe, insan kaynakları gibi yazılımları bulut ortamında, yani internette kullanıp yönetebilecekler. Ayrıca, “Ben işime odaklanmak istiyorum, BT altyapımı sen yönet” diyen müşterilerimiz de var. Onlar için önceliğimiz “Managed Service” yeteneğimiz. Yani SkyAtlas tüm BT altyapınızı, hedeflerinize kolay ulaşabilmeniz için yönetir ve siz de kendi işinize odaklanırsınız.

SkyAtlas CEO’su Levent Kocatürk


17 BThaber

DOSYA Şirketler ve kurumlar için verinin önemi her geçen gün daha da artıyor. Teknolojinin gelişimiyle birlikte artan veri miktarı ve bu verilerin niteliği, şirketlerin ve kurumların geleceğini şekillendiriyor. Dolayısıyla bu verilerin güvenli bir şekilde depolanması ve yedeklenmesi de oldukça kritik bir hale geldi.

Veri Yedekleme ve Depolama

11 - 17 NİSAN 2016 www.bthaber.com

İhtiyaçlarını doğru belirleyen şirketlerin verileri değerleniyor Ekrem Uçman

BT yöneticileri bu süreçte sahip oldukları verileri doğru şekilde depolamak ve yapılandırma amacıyla yeni nesil teknolojilere ve yaklaşımlara yöneliyorlar. Şirketlerin ve kurumların iş süreçlerini çok daha sağlam temeller üzerine oturtmasını sağlayan veri depolama ve yedekleme çözümleri, şirketlere ve kurumlara rekabet ortamında önemli avantajlar sağlıyor. Bu noktada kendi ihtiyaçlarını doğru şekilde belirleyip, iş süreçlerine uygun veri depolama ve yedekleme çözümlerini tercih eden şirketler, birçok farklı bileşenin yer aldığı iş dünyasında olası riskleri en aza indirebilecekleri gibi, iş süreçlerini ölçeklenebilir ve verimli bir yapının üzerine inşa edebilecekler.


18

DOSYA

BThaber

Veri Yedekleme ve Depolama

11 - 17 NİSAN 2016

Yeni nesil veri depolama teknolojileri maliyet avantajı sunuyor Veri depolama sistemleri, kurumların ihtiyaçlarına göre oluşturduğu verilerin güvenli bir şekilde depolanması, bu verilere hızlı bir şekilde erişilmesi ve kolay yönetilmesi için kullanılıyor. Dijital dönüşümün başladığı kurumlarda verilerin büyüme oranları arttığı gibi, bu verileri kullanan departmanların da sayılarının giderek arttığı görülüyor. “Günümüzde gelişmiş veri depolama teknolojileri, daha fazla veriyi daha az alanda depolayarak kurumların veri depolama maliyetlerini düşürüyor. Az alanda çok veri saklanması ayrıca fiziksel olarak elektrik ve operasyonel maliyetleri de olumlu yönde etkiliyor.” şeklinde konuşan NGN Satış Öncesi Mühendisliği Takım Lideri Ercan Özkurt, sözlerine şöyle devam etti: “Verilerin günümüzde bu kadar önemli olmasıyla birlikte korunması da oldukça büyük önem taşıyor. Depolanan verilerin zarar görmesi durumunda, kurumların çalışma süreçlerinde ciddi aksaklıklar

oluşabiliyor. Zarar gören verilerin tekrar geri getirilememesi durumunda şirketler, ticari faliyetlerini sonlandırmaya kadar gidebilecek riskler ile karşı karşıya kalabilirler. Bu nedenle kurumlar iş süreçlerine göre yedekleme sistemleri kurmalı ve günlük olarak kontrollerini yapmalıdır. Verilerin kritiklik seviyesi, kurumların iş yapış şekillerine ve faaliyet gösterdikleri sektörlere göre değişiklik gösteriyor. Örneğin, bir finans kurumundaki veri ile bir eğitim kurumundaki verinin kritiklik seviyesi farklılık arz ediyor. Bu nedenle veri depolama ve veri yedekleme cihazları tercihleri de farklı oluyor. Başarılı bir depolama cihazı seçmek için öncelikle verinin kritikliği, erişilebilirlik süresi, kapasitesi, büyüme oranları ve veriye erişim hızı belirlenmelidir. Bu unsurlar doğru bir veri depolama cihazı seçilmesine yardımcı olacaktır. Aynı şekilde doğru bir yedekleme sistemi için de bazı unsurların

belirlenmesi gerekiyor. Yedeklenen verinin saklama süresi, yedeklenen veriden ne kadar sürede dönülebileceği ve ne kadarlık bir veri kaybının kabul edilebileceği doğru bir yedekleme sistemi için belirleyici olacaktır. Bununla beraber teknolojinin hızla artmasıyla yeni nesil veri depolama cihazları daha güvenilir, daha esnek, daha performanslı ve daha ekonomik olma gibi gelişmiş özelliklere sahip oldu. Bunu sağlayan en büyük unsurlardan biri de verinin çok hızlı büyümesi. Kişiler ve şirketler gibi artık cihazların da internete bağlı olduğu bir dönemde artık performans, kapasite, esneklik ve elbette verimlilik belirleyici olmaktadır. Veri depolama üreticilerinin bu ihtiyaçlar için geliştirmiş oldukları flash teknolojiler, tekilleştirme, sıkıştırma, modüler büyüme, yüksek kapasite ve veri koruma teknolojileri ile günümüz ihtiyaçlarını karşılanıyor. Yüksek performans için flash disklerin kullanıldığı yeni nesil veri

NGN Satış Öncesi Mühendisliği Takım Lideri Ercan Özkurt depolama cihazlarının kullanımının arttığı günümüzde, yazılım tanımlı veri depolama cihazları da yüksek performans ve yüksek kapasite için yavaş yavaş kullanılmaya başlanıyor.”

Şirketler katı hal sürücülerini göz ardı etmemeli Harici veri depolama sistemlerinin tarihçesine bakarsak bu sistemler ortaya çıktıkları günden bu güne getirdikleri teknolojilerle verinin yönetilmesine büyük katkıda bulundular. Verilerin tek havuzdan paylaştırılabilmesi ve tek noktadan yönetilebilmesi, her disk ünitesinin tek bir sunucuya atandığı eski yapılarla karşılaştırıldığında hem satın alma hem de yönetim maliyetlerinde çok belirgin avantajlar sağladı. Paylaşılan tek bir havuzdan çok sayıda sunucuya veri depolama alanı sunmak, hem verimliliği ve yönetim kolaylığını arttırdığını, hem de veri depolama sistemlerinin akıllandıkça veri üzerinde katma değer sağlayan çok sayıda ek

teknolojinin kullanımını mümkün hale getirdiğini ifade eden Teknoser Kurumsal Sistem Çözümleri Direktörü Aykut Yılmaz, bilgiye verilen önemin giderek arttığı günümüzde, veri depolama ve yönetimi, veri merkezlerinin en değerli fonksiyonlarından biri olarak önemini koruduğuna işaret ediyor. Yılmaz sözlerine şöyle devam ediyor: “2010 - 2014 yılları arasında depolama konusunda yeni kurulan şirketlere akan girişim sermayesi 3 katına çıktı. Tek başına bu bilgi bile önümüzdeki yıllarda depolama konusunda ne kadar çok gelişme olacağını bize gösteriyor. Depolama sistemlerini bileşenler bazında değerlendirdiğimizde günün konusu katı hal sürücüleri olarak öne

çıkıyor. Yaygın olarak kullanılmakta olan manyetik diskler, teknolojileri gereği kapasitelerini arttırdıkları gibi hızlarını arttıramıyorlar. Manyetik disk teknolojilerine alternatif olarak ortaya çıkan katı hal sürücüleri, daha yüksek performansları sağlarken fiyat olarak yukarıda kaldılar ve daha çok sunucu - manyetik disk arasında yeni bir arabellek katmanı olarak kullanım alanı buldular. Fakat göz ardı edilmemesi gereken şu ki manyetik disklere göre katı hal sürücülerinin performans haricinde düşük enerji tüketimi, düşük soğutma ihtiyaçları gibi maliyet düşürücü başka avantajları da var. Şu anda sadece bayt başına maliyetleri karşılaştırdığımızda

manyetik disklere göre yüksek maliyetli görünmekte olan katı hal sürücüleri; enerji, soğutma, bakım gibi diğer masraflar da eklenerek hazırlanan toplam sahip olma maliyetlerinde manyetik diskleri zorlamaktadır. Yapılan tahminler, 2016 yılında bayt başına 4 yıllık toplam sahip olma maliyetlerinde katı hal sürücülerinin manyetik disklerin altına ineceği yönünde. Kısacası, 2016 yılından itibaren sadece katı hal sürücüsü kullanılan depolama sistemlerinin kullanımı mantıklı hale gelecek; özellikle güç tüketimi, soğutma gibi faktörlere önem verilen veri merkezlerinde manyetik diskten katı hal sürücülü depolama sistemlerine geçiş daha da hızlanacaktır.”

Yeni nesil teknolojiler zaman kavramını ortadan kaldırıyor Küreselleşme ile birlikte internetin yükselişi, bulut hizmetlerinin benimsenmesi, sanallaştırma ve artan mobilite, kesintisiz çalışmanın gerekliliğini ortaya koyuyor. Mobil işgücü ve müşteri beklentileri, ürünlere ve hizmetlere erişimin tüm saat dilimlerinde standart haline geldiği bir dünya yaratıyor. “İşleri aksatan herhangi bir teknolojide olduğu gibi, her zaman erişilebilen bir işi desteklemek de BT’ye çeşitli zorluklar çıkartıyor. Aynı zamanda BT, şirketin giderlerini

çok fazla artırmadan, işleyişin devamlılığını sağlamak zorunda. Kurumların operasyonlarını sorunsuz bir şekilde devam ettirmeleri ve her zaman ulaşılabilecek şekilde, doğru BT cihazlarıyla desteklemeleri artık bir seçenek değil, pazarda bir adım önde olmak için bir zorunluluk.” Sözleriyle konuyu değerlendiren Veeam Türkiye Ülke Müdürü Ozan İnan, sözlerine şöyle devam ediyor: “Veri korumada en kritik önlem ise tam bir görünürlük sağlamak. Bu, neler olduğunu, neyin korunduğunu,

neye erişim sağlandığını, neyin düzeltildiğini ve daha fazlasını bilmek anlamına geliyor. Veri merkezinde değişiklikler olduğunda ve özellikle sanallaştırmaya geçişte görünürlüğü sağlama önem kazanıyor. İşletmeler büyüdükçe CIO’ların sadece arka plandaki operasyonları desteklemelerinden çok işleri geliştirmeye yardım edecek BT stratejilerini hayata geçirmeleri de bekleniyor. Kurumlar modern ve aniden ortaya çıkan taleplerle uyumlu olan teknolojiler ve

modern veri merkezine hızlı ve sorunsuz erişebilmeyi sağlayan altyapılara sahip olmak istiyor. Yalnız bu altyapıların oluşturulması ve sürdürülebilir olması ise insan kaynakları, iş yükleri ve mali açıdan ciddi yatırımlar gerektiriyor. Örneğin yedekleme depolamasının yönetilmesi işletmeler için çok büyük ve pahalı bir çaba ortaya çıkarıyor. Katlanarak artan veri miktarı eski çözümlerin bu süreci etkili ve maliyet tasarruflu bir şekilde yönetmesini engelliyor.”


YÖNETİCİ VİZYONU

Anadolu Bilişim, Veri Merkezi Altyapı Yenileme Projesini NGN ve EMC işbirliği ile hayata geçirdi, performansını 3 kat artırdı 15 ülkede 50 binden fazla kurumsal kullanıcıya hizmet sunan Anadolu Bilişim, Türkiye’nin lider IT şirketlerinden NGN ile kurduğu iş ortaklığıyla performans ve verimliliğini katladı. Anadolu Bilişim, NGN’in sunduğu EMC teknolojileri sayesinde veri merkezinin altyapısını kısa sürede değiştirdi. EMC replikasyon çözümü olan RecoverPoint ile Ankara’daki veri merkezine yedek verileri artık saatlik değil anlık olarak gönderebilen Anadolu Bilişim ayrıca hat kullanımında yüzde 40 tasarruf sağladı. hizmeti sunuyoruz. Özellikle yasal regülasyonlar dolayısıyla e-fatura ve e-defter tutma zorunluluğu olan müşterilerimizin bu ihtiyaçlarını yeni sistemlerimizle güvenilir şekilde karşılıyoruz.” dedi. YÜZDE 40 HAT TASARRUFU SAĞLADIK Anadolu Bilişim Dönüşüm Projeleri ve Müşteri İlişkileri Grup Müdürü Yaser Aras, müşterilerin iş sürekliliği, performans ve güvenilirlik ihtiyaçlarını EMC Teknolojisi ile karşıladıklarını belirterek, RecoverPoint sayesinde veri replikasyonu için kullanılan iletişim hat maliyetlerinde %40 tasarruf sağlandığını ifade etti. Aras, NGN ile Anadolu Bilişim arasındaki iş disiplini, güçlü iletişim ve sonuç odaklı yaklaşım sayesinde farklı işler de geliştirebildiklerini sözlerine ekledi.

Yılmaz Filiz

Dilek Süer

Yaser Aras

Ezgi Erol

Ercan Özkurt

Anadolu Bilişim Sunucu ve Alt Yapı Yönetimi Ekip Yöneticisi

NGN Satış Direktörü

Anadolu Bilişim Dönüşüm Projeleri ve Müşteri İlişkileri Grup Müdürü

NGN Satış Müdürü

NGN Presales Takım Lideri

NGN ekibi ile yoğun bir şekilde çalıştıklarını belirten Filiz, “NGN’in uzman kadrosu sayesinde hiçbir teknik sorun yaşamadan ve yorulmadan süreci tamamladık. NGN ve EMC ekibinin yaklaşımı, ilgisi, alakası ve destekleriyle gelişen ilişkiler sayesinde farklı alanlarda da beraber iş yapmaya başladık. Veri depolarının değişimi ile başlayan iş ortaklığı sunucu, network, güvenlik tarafındaki hizmet desteği ile artarak devam etti.” dedi. NGN iş ortaklığıyla gerçekleştirdikleri projeler sayesinde müşterilerine sundukları hizmet kalitesinin arttığını ve kesintisiz hale geldiğini kaydeden Anadolu Bilişim Sunucu ve Alt Yapı Yönetimi Ekip Yöneticisi Yılmaz Filiz, “Anadolu Bilişim olarak müşterilerimize Felaket Kurtarma (Disaster Recovery) hizmeti de sunuyoruz. Bu kapsamda en önemli hedefimiz müşterilerimizin iş sürekliliğini sağlamak. EMC’nin RecoverPoint çözümü ile bunu manuel müdahale ile yapabiliyorduk. Bizim buradaki

ihtiyaçlarımıza göre yeni bir veri deposu altyapısı oluşturduk. Bu altyapı için iki ayrı VNX veri depolama cihazı, ön tarafına da EMC’nin storage sanallaştırma katmanı olan Vplex’i koyduk. İş sürekliliği anlamında verinin iki farklı depo üzerinde aynı anda saklanmasını sağlayan bu yapıdan kaynaklı performans artışı ile beraber ciddi bir avantaj sağlayan alt yapıyı kurduk. Bu yeni çözümlerle performansımız yüzde 100’ün üzerinde arttı.” ifadelerini kullandı. “Kurmuş olduğumuz bu altyapı ile birlikte yeni veri depolama cihazlarını çok kolay ve kesintisiz bir şekilde sistemlerimize dahil edebiliyoruz, müşterilerimizde herhangi bir hizmet aksaması yaşanmadan yeni teknolojileri denemelerini sağlayabiliyoruz. Bununla birlikte SAN altyapısını da değiştirerek geleneksel switch yerine enterprise SAN Director kullanarak altyapı iletişim ağını güçlendiriyoruz” dedi. NGN ile kurdukları iş ortaklığının ardından ‘iş sürekliliğini’ sorunsuz sunabilir hale geldiklerini ifade

eden Yılmaz Filiz “Vplex altyapısı ile müşterilerimize kaynağa sürekli erişim imkanı sunuyoruz. Veri deposu hizmetini müşteriye tek bir kaynaktan verirseniz, kesinti ihtimali her zaman vardır. Biz Vplex ile birlikte artık şirketlere, ‘gelin bu hizmeti size iki kaynaktan verelim’ diyebiliyoruz. Riski de sıfırlıyoruz. Bununla beraber e-ticaret yapan ve sürekliliğin hayati önem taşıdığı müşterilerimize herhangi bir kesinti olmaması öngörülmesine rağmen yine de bir felaket kurtarma senaryosuna göre ikinci bir VNX ile hizmet verebiliyoruz.” Anadolu Bilişim’in Ankara’da da Felaket Kurtarma Merkezi bulunuyor. İstanbul’daki Anadolu Bilişim Data Center’dan Ankara’daki veri merkezine yedek veri (replika) gönderdiklerini anlatan Filiz, “NGN’in bize sunduğu EMC teknolojisi olan RecoverPoint ile yedek verileri saatlik değil ‘anlık’ gönderebiliyoruz. Özetle Vplex teknolojisi sayesinde sıfır kesinti ile iş sürekliliği sağlarken, RecoverPoint ile de Ankara’ya anlık yedek veri gönderimi

VPLEX TEKNOLOJİSİ GÜVENDE HİSSETTİRİYOR EMC çözümlerine yapmış oldukları yatırımlara dikkat çeken NGN Satış Direktörü Dilek Süer de son teknolojik ürünleri takip edip, müşterilerine en yeni endüstriyel çözümleri sunmanın katma değer ve vizyon gerektirdiğini belirterek, “Vplex’in sağladığı esneklik, iş ortaklarımızın müşterilerine sağladığı performans ve verim, gece başımızı yastığa rahatlıkla koymamızı sağlıyor. Hem kendimiz hem de müşterilerimiz adına güvende hissetmemizi sağlıyor.” değerlendirmesinde bulundu. Proje başlangıcında müşteri ihtiyaçlarını anlayıp, yaptıkları analizler sonrasında en uygun çözümü oluşturduklarını söyleyen NGN Presales Takım lideri Ercan Özkurt, projeyi “esneklik, verimlilik ve süreklilik” unsurları üzerine tasarladıkları söylüyor. İhtiyaçları belirleme konusunda Anadolu Bilişim mevcut veri depolama sistemleri ile mevcut sunucu yapılarını, performans, kapasite ve büyüme trendlerini göz önünde tutarak EMC araçları ile yaptığını ekliyor. Bu çalışmaların sonucunda EMC VPLEX, VNX2, RECOVERPOINT ve BROCADE ürünleri ile birlikte başarılı bir çözüm sunduklarının altını çiziyor.

Büyükdere Cad. Müselles Sok. No:1/1 Esentepe-Şişli / www.ngn.com.tr 0212 216 93 60

advertorial

Türkiye’nin lider IT şirketlerinden NGN, iş ortaklarıyla ilişkilerini güçlendirerek yoluna devam ediyor. Dünyanın en büyük teknoloji markalarından EMC’nin “Gold İş Ortağı” NGN, müşterilerine yüksek performans ve verimlilik sağlamak için çalışıyor. Türkiye’nin önde gelen bilişim hizmetleri sektörü oyuncularından Anadolu Bilişim, 2013 yılından bu yana NGN ile çalışıyor. Kurumsal kaynak planlama (ERP), müşteri ilişkileri yönetimi (CRM), iş zekası (BI), büyük veri analizi gibi kurumsal uygulamalarda endüstrinin önde gelen tedarikçilerinin lisanslı servis iş ortağı olan Anadolu Bilişim, 2011 yılında Maltepe’de uluslararası Tier-III standartları ile uyumlu Anadolu Bilişim Data Center’ı devreye aldı. Sunucu barındırma, sanallaştırma, veri yedekleme, veri kurtarma, olağanüstü durum merkezi (ODM) hizmetleri, işletim sistemleri yönetimi, fiziksel altyapı hizmetleri, yönetilebilir güvenlik hizmetleri, saha hizmetleri, veri tabanı yönetimi, farklı teknoloji platformlarında mesajlaşma ve video konferans hizmetleri, dışkaynak hizmetleri ve bulut bilişim hizmetleri sunmakta olan Anadolu Bilişim, mevcut veri depolama cihazlarının kapasite artırımı için NGN tecrübesinden yararlandı. Karşılıklı geliştirilen güven ve iş ortaklığı ile günümüze kadar bir çok önemli projeye birlikte imza atan NGN ve Anadolu Bilişim son olarak veri merkezinin altyapısının değiştirilmesi için bir araya geldi. Bu süreçte EMC teknolojisi olan Vplex altyapısını kullandıklarını söyleyen Anadolu Bilişim Sunucu ve Alt Yapı Yönetimi Ekip Yöneticisi Yılmaz Filiz, “Anadolu Bilişim Data Center’daki veri depolarını yenileriyle değiştirme süresini daha önceki deneyimlerimize dayanarak 3 ay olarak öngörmüştük; ancak EMC Vplex altyapısı ile veri merkezimizin veri depolarını 1 ay gibi kısa bir sürede hiç bir sorunla karşılaşmadan değiştirdik. Bu sayede hem hızımız 3 kat arttı, hem riskimiz sıfırlandı. Bu da sunduğumuz hizmette güven oluşturmamızı sağladı” diye konuştu. Bu proje esnasında


ITserv HPE ürünleriyle DAP Yapı’ya uçtan uca destek verdi DAP Yapı, ITserv ve Armada Bilgisayar ile gerçekleştirdiği işbirliği ile ‘DAP Tango Kule’ ve ‘DAP Burgu Kule’ projelerinin altyapılarını, farklı ihtiyaçları karşılayabilecek, sorunsuz ve esnek bir yapı üzerine oturttu.

D

AP Yapı, sektörde yarat-

değerlendiriyor:

HPE ile temasa geçmek iş süreç-

mak istediği farklı yakla-

“Rotana Arjaan tarafından gelen

lerimize önemli ölçüde katkıda bu-

şımlarla dikkat çekmeye

raporlar doğrultusundan fizibilite

lundu. Tek marka gamıyla nokta

devam ediyor. Şirket, DAP Tango

çalışmalarına başladık. Geniş bir

atış yaptığımız proje DAP Yapı’ya,

Kule ve DAP Burgu Kule projelerin-

yelpazeye yayılan altyapı fizibilite

fiyat-performans açısından da ol-

de ‘otel’ konseptinde daire ürete-

çalışmalarının ardından satın alma

dukça tatmin edici getiriler sundu.

rek bu amacını sürdürmeye devam

ve Ar-Ge sürecine geçildi. Otel,

Satış öncesi ve sonrası sunduğu

ediyor. Bu projeler kapsamında

burgu yapıda tasarlandığı için çö-

servislerle projede HPE’yi tercih et-

hızlı bir şekilde elindeki dairelerin

zümleri oturturken de zorluklar ya-

memizin ne kadar doğru bir hamle

stoklarını tüketen DAP Yapı, bu

şandı. Çekim kuvvetinden, binanın

olduğunu da bir kez daha görmüş

projelerin altyapılarını oluşturur-

mimarisinin getirdiği zorluklara ve

olduk.

ken, farklı ihtiyaçlara, sorunsuz

hatta odalarda kullanılan aynala-

Tango ve Burgu Kule projeleri her

bir şekilde cevap verilmesine özen

ra kadar bizi zorlayan bir çok un-

ne kadar tamamlanmış olsalar da,

gösterdi. Bu doğrultuda ITserv’den

surla karşılaştık. Bu noktada daha

yeni talepler ve eklentiler doğrul-

ve Armada Bilgisayar’dan altyapı

önceki projelerimizde de çözüm-

tusunda çalışmalarımızı sürdürüyo-

çalışmaları konusunda destek alan

lerinden faydalandığımız HPE ile

ruz. HPE ile olan çalışmalarımız Balo

DAP Yapı, Tango ve Burgu Kule

çalışma kararı aldık. HPE’nin Gold

Salonu eklentisi, sağlanan çözüm-

altyapılarını son derece sağlam te-

iş ortağı olan ITserv üzerinden gi-

lere gelen güncellemeler ve teknik

meller üzerine oturtmayı başardı.

derek doğru çözümlere HPE üze-

destek özelinde devam ediyor.”

Otel ve rezidans konseptlerinin bir araya getirilmiş proje için fizibi-

rinden ulaşabileceğimiz şeklinde hem fikir olduk.

Özel sektörün en önemli WiFi projelerinden biri

lite çalışmaları gerçekleştiren DAP

ITserv ve HPE ile çizdiğimiz yol ha-

Yapı, bu noktada ilk etapta proje

ritasının ardından projeye hızlı bir

2015 yılında Ingram Micro Com-

için gerekli olan ihtiyaçlarını belir-

giriş yaptık. İlk etapta ‘Switc­hing’

pany tarafından satın alınan Arma-

ledi. Proje için ihtiyaçların belirlen-

ile başladığımız proje, Access Point

da Bilgisayar, katma değer ekleyen

mesinin ardından ITserv ile proje-

ve HPE Aruba yazılımları ile şekil­

yenilikçi, uzman ve dinamik yapı-

nin detayları ve bu ihtiyaçların nasıl

lenmeye başladı. İlerleyen süreçte

sıyla ITserv ve HPE ile birlikte DAP

karşılanacağı üzerine bir yol harita-

Access Point üzerinde doğan ihti­

yapıya proje dahilinde destek oldu.

sı belirlendi. Aynı zamanda HPE ile

yaçlar doğrultusunda yeni yatırım-

DAP Yapı ile gerçekleştirilen pro-

Gold iş ortaklığı bulunan ITserv ve

lar yapılırken, projenin tamamında

jenin HPE Aruba için kablosuz ağ

Armada Bilgisayar ile HPE çözüm-

HPE çözümlerine yer verildi.ITserv,

alanında özel sektörde konumlan-

leri üzerinde karar kılındı.

Armada Bilgisayar ve HPE ile birlikte

dırılan en büyük proje olma özel-

İlk etapta otel-rezidans konsept-

son derece başarılı bir şekilde yapı-

liğini taşıdığını söyleyen Armada

li projenin işletmesi için Rotana

landırdığımız proje ile önemli fayda-

Bilgisayar HPE Aruba Satış Müdürü

Arjan ile anlaşmalarının ardından

lar elde ettik. Tüm Network altyapı-

Tolga Bayraktar, bu noktada ITserv

fizibilite çalışmalarına geçtiklerini

mızda HPE ürünlerine yer verdiğimiz

ve DAP Yapı ile çalışmaktan mutlu-

ifade eden DAP Yapı BT Müdürü

projede, herhangi bir sorunla karşı-

luk duyduklarını söyledi. Bayraktar

Faruk Özcan, konuyu şu şekilde

laştığımızda sadece.

sözlerine şöyle devam ediyor:


Soldan Sağa: Taner ERDOĞAN ITServ Account Manager Faruk ÖZCAN DAP Yapı BT Müdürü Tolga BAYRAKTAR Armada Bilgisayar HPE Aruba Satış Müdürü

“DAP Yapı’nın DAP Tango Kule

ve spor merkezlerinde ihtiyaca

mına gelecek olursak, bu noktada

ve DAP Burgu Kule özelinde ge-

uygun, aynı anda daha yoğun

IMC ile birlikte altyapı tamamen

lişen proje, çok farklı ihtiyaçlara

bir bağlantıya olanak sağlayan

gözlenebildiği

cevap verecek şekilde tasarlandı.

AP’lerden oluşuyor.

hatalara karşı nokta hedefli, hızlı

gibi

oluşabilecek

Karma bir yapıya sahip olan pro-

İki projenin Bilgi İşlem Merkezleri

ve kolay müdahaleyi oluşturulabi-

je, otel, alışveriş merkezi, ofis ve

ayrı olmakla birlikte, herhangi bir

liyor. Tüm kablolu ve kablosuz ağ

rezidans ihtiyaçlarına cevap ve-

sorunla karşılaşılması durumunda

altyapısında yer verilen ‘Green BT’

recek şekilde farklı tip AP’ler ile

birbirlerini yedekleyecek şekilde

olarak adlandırılan enerji verimlili-

birlikte kesintisiz çalışması planla-

yapılandırıldılar. Bu sayede iş sü-

ğine odaklanmış çözümlerle DAP

nan bir altyapıya sahip. Bu yapı,

reçlerinde aksama yaşanmasının

Yapı’nın toplam sahip olma ma-

odalarda kullanılan AP’lerden,

önüne geçilirken, esnek ve akıcı bir

liyetinin minimumda tutulmasını

AVM’de, toplantı salonlarında

altyapı oluşturuldu. Yönetim yazılı-

hedefledik.”

Yenİlİkçİ yöntemler İle başarıya uzanıldı çalışabilecek bir yapıyı inşa ettik. Proje aşamasında,

özel sektör tarafındaki en önemli WiFi projelerinden

binanın yapısından da kaynaklanan sebeplerden

biri olduğunu söyleyen ITserv Account Manager Taner

dolayı farklı bir konsept geliştirdik. Projeye bakıp,

Erdoğan, projeyi gerçekleştirirken klasik yöntemler yerine

‘Bu alana 3 Access Point, bu alana da 4 tane Access

“hit map” çalışmaları üzerinde durduklarının altını çizdi.

Point yerleştirelim’ anlayışı yerine, hit map yöntemini

Erdoğan sözlerini şöyle sürdürüyor:

kullanarak farklı tiplerde bir çok AP ile daha yenilikçi

“2015 yılında HPE tarafından özel sektörde

ve nokta atış çözümleri tercih ettik. Access Point’lerin

gerçekleştirilen en önemli WiFi projesinin

yoğun kullanılması sebebiyle oluşabilecek sinyal

gerçekleştirildiğimizi söyleyebilirim. 22 Kattan oluşan

çakışmalarının önüne geçebilmek ve daha verimli

3 kulede toplamda 700 den fazla AP, 200 kadar kenar

kullanabilmek için tercih ettiğimiz hit map çalışmaları

switch ve 4 omurga mimarisi ile kesintisiz ve sürekli

ile projeye artı değer sağladık.”

advertorial

DAP Tango Kule ve DAP Burgu Kule projelerinin HPE’in


22

DOSYA

BThaber

Veri Yedekleme ve Depolama

Veri depolamada başarıya giden yol buluttan geçiyor Yeni nesil teknolojik gelişmeler sonucu üretilen veri miktarı hızla artıyor. Müşteri verileri, çağrı merkezleri, sosyal medya analizi, kurumsal internet siteleri gibi kaynaklardan sürekli bir kurumsal veri akışı yaşanırken, kurumların ve şirketlerin bu veri akışını yönetmeleri de giderek zorlaşıyor. “Mobilite trendiyle birlikte verinin birbirine bağlı birçok cihazda sürekli olarak üretildiği ve tüketildiği bir çağdayız. Günümüzde yaygın kullanılan çevrimdışı veri saklama sistemlerinin bu hacmi saklamakta, işlemekte ve arşivlemekte yeterli olamayacağı aşikar.” diyen Anadolu Bilişim Dönüşüm Projeleri ve Müşteri İlişkileri Grup Müdürü Yaser Aras, sözlerine şöyle devam ediyor: “Büyük veriyi saklamada ve işlemede kurumlar için doğru çözüm elbette ki bulut bilişim. Bulut bilişim üzerinde sunulan büyük veri analizi, sosyal medya analizi ve veri madenciliği uygulamaları, kurumlara muazzam bir verimlilik katarken, depolama maliyetlerini düşürüp, iş süreçlerini hızlandırmak ve kârlılığı maksimize etmek için yepyeni bir vizyon sunuyor. Şirket bünyesinde kurulan sunucuların ve veri saklama sistemlerinin kurumlara getirdiği donanım yenileme, bakım, yazılım güncelleme, saklama ve işletme külfetlerini ortadan kaldıran bulut bilişim, büyük veri çağında veri saklama ve işlemede doğru çözüme dönüşüyor. Bu noktada şriketlerin ve kurumların dikkat etmesi gereken hususlardan söz etmek gerekirse, modern bir veri merkezinin sadece bir veri ambarı olmaması, verinin analiz edilerek anlamlandırılabildiği, sınıflandırıldığı ve kurumun ürettiği verileri kuruma değer katacak şekilde işleyebilmesi gerektiğinden söz edebiliriz. Bir veri merkezi kısa ve uzun vadeli olarak kurum içinde

üretilen verilerin türleri, büyüme trendleri ve önem dereceleri, yasal mevzuata ve sahiplik durumuna göre detaylı şekilde analiz edebilmesi gerekir. Analiz sonrasında verilerin yaşam döngüsünün belirlenmesi ve veri analiz sürecinin yönetilebilmesi için teknolojik araçlar ve uygulamaların tesis edilmesi gerekiyor. Özellikle büyük veriler birden fazla kullanıcı ve uygulama tarafından paylaşılabildiği için çalışılması planlanan veri merkezinin bu paylaşımı sağlayacak sanallaştırma ve bulut bilişim altyapısını sunabilmesi önemli. Artan verilerin etkin bir şekilde depolanmasına yönelik tekilleştirme ve arşivleme sistemleriyle veri depolama da alan tasarrufu ve veri işlemede hız kazancı sağlaması ve müşterilerine kesintisiz hizmet sunması çok önemli kriterler.”

11 - 17 NİSAN 2016

BT operasyonlarında dönüşüm süreci devam ediyor Veri depolama ve yedekleme çözümleri, işletmelerin BT yatırımlarından çok daha fazlasını almalarına yardımcı oluyor. Bu çözümler; işletmelere hız, güvenlik ve ölçeklenebilirlik sağlıyor. “Verinin farklı bulut ortamlarında uçtan uca güvenlik ile taşınması, entegre edilmesi ve kolaylıkla yönetilmesi sayesinde ise işletmeler, mevcut veri koruma altyapılarını kolaylıkla özel ve genel bulut ortamlarına güvenli ve etkin bir şekilde taşıyabiliyor, lokalde ve bulut üzerinde veri yedekleme ve sistem kurtarma yapabiliyorlar.” şeklinde konuşan NetApp Ankara Bölge Müdürü Burak Koç, sözlerini şöyle sürdürüyor: “Bugün şirketler, her geçen gün değişen ve çeşitlenen iş gereksinimleri karşısında BT operasyonlarını dönüştürme planları yapıyor. Fakat

şirketler, doğru bilinen yanlışları da maalesef yapmaya devam edebiliyorlar. Başarılı bir veri depolama ve yedekleme stratejisi için göz önünde bulundurulması gereken en önemli şey, öncelikle veri toplamaya başlamadan önce şirketlerin hangi ölçütlere veya performans göstergelerine baktıkları konusunda emin olmalarıdır. Çünkü gelişigüzel ve plansız bir şekilde veri toplamak, boşa kaynak tüketmek anlamına gelecektir. Veriyi depolamaktan çok yönetmenin önemli olduğu bir dünyada ilk kural neyi aradığınızı ve nereye gitmek istediğinizi bilmektir. Bu aşamadan sonra işletmeler, performans ve süreklilikten feragat etmeden, maliyetleri de büyük ölçüde aşağıya çekebilen, esnek ve ölçeklenebilir yeni uygulamalar, sade ara yüzler ve tümleşik veri depolama çözümlerinin peşinden gitmeliler. Bulut bilişim, nesnelerin interneti ve büyük veri büyük veri gibi yeni kavram ve teknolojiler, iş süreçlerine yeni yaklaşımlar kazandırırken aynı zamanda yenilikçi çözümlerle rekabetçi koşulları da oluşturuyor. Bugün birbirinden neredeyse ayrılamayacak depolama ve yedekleme uygulamaları; performans ve süreklilikten feragat etmeden, maliyetleri de büyük ölçüde aşağıya çekerek sade ara yüzler, tümleşik veri depolama ve mimari çözümleriyle birlikte kurumların yönetilebilirliği en üst seviyeye çıkarıyor. Artık şirketler internet aracılığıyla paylaşımlı altyapılara bağlanıp buradan ihtiyaçlarını karşılayacak hizmetlere erişebiliyorlar. SaaS ile ihtiyacınız kadarını ödüyor, maliyetlerinizi büyük ölçüde aşağı çekebiliyorsunuz. Ayrıca ‘Bellek İçi işleme’, ‘Kümelenmiş Depolama’ ve ‘Nesne Depolama’ gibi teknolojilerin desteğiyle, özellikle telekom ve finans sektörlerinin ana üretim ortamları dışında kalan alanlar başta olmak üzere tüm sektörlerde yeni ticari ufuklar açmasına katkıda bulunuyor.”

Şirketler kendi iş süreçlerini iyi analiz etmeli Bilgi teknolojilerinin hayatımızın her aşamasına girmesi ile beraber günümüzde birçok firma bilgi teknolojilerini en ince detayı ile kullanmaya başladı. “Verilerin dijital ortamda saklanması ile beraber verinin her zaman ulaşılabiliyor ve güvenli bir şekilde saklanabiliyor olması en önemli başlıklar haline gelmiştir.” diyen Proline İş Çözümleri Yöneticisi Özkan Cem Güneyli sözlerini şöyle sürdürüyor: “Veri depolama ve yedekleme çözümleri sayesinde şirketler,

verilerini güvenli bir şekilde koruma altına alabiliyor, bu verilerden ticari faaliyetlerine olumlu etkilerde bulunacak yararlı sonuçlar çıkarabiliyor, bilgiye hızlı ve güvenilir bir şekilde erişebiliyor. Ayrıca bulut depolama sistemleri kullanılarak her yerden bilgiye erişime sağlanabiliyor. Veri yedekleme ile şirketler için en değerli bilgiler, felaket senaryolarına karşı güvenlik altına alınıyor. Kısacası bu çözümler ile şirketleri düşüşe geçirebilecek risklerin önüne geçilebildiği gibi ticari faaliyetlere hız, verimlilik ve güvenilirlik katılabiliyor.

Şirketlerin veri depolama yatırımı yapmadan önce yapması gereken en temel çalışma, mevcut ortamın doğru şekilde analizinin gerçekleşmesini sağlamaktır. Bu analizde ortaya çıkan veriler doğrultusunda bağlantı ara yüzü, bellek miktarı, disk tipi, kapasite ve yazılımlar belirlenmeli ve bu şekilde kurulması planlanan ortam için en düşük maliyet ile en yüksek performans alınabilecek sistem tasarlanmalıdır. Şirketlerin göz önünde bulundurması gereken en önemli unsurların başında güvenlik

geliyor. Güvenlik politikası, bir firmanın üst yönetiminin talep ettiği güvenlik seviyesine göre değişiklik gösterebilir. Kurumların bu konuda yetkilendirmeyi doğru anlaması gerekiyor. Depolama ve yedekleme sistemlerinin tasarımlarında hata oranının en düşük seviyeye indirilebilmesi ve bu sistemlerin kurum ihtiyaçlarına yönelik olarak profesyonel bir bakış açısıyla tasarlanması, şirketlerin uzun vadede önemli oranda kaynak ve zaman tasarrufunda bulunabilmelerine olanak tanıyacaktır.”



24

DOSYA

BThaber

Veri Yedekleme ve Depolama

11 - 17 NİSAN 2016

Veri depolamada NAS ürünleri öne çıkıyor Değişen ve gelişen teknoloji ile birlikte veri artışı inanılmaz boyutlara ulaşırken veri depolama, eskiye oranla daha kritik bir sürece dönüştü. Bu alandaki teknolojik çözümler ve yeni uygulamalardan biri de NAS ürünleri. NAS ürünlerinin günümüzde her sektörden tüm ölçekteki kurumlar ve son kullanıcılar için verimli ve ideal özelliklere sahip olduğunu ifade eden Synology Türkiye Ürün Müdürü Volkan Yiğit, kurumların yüksek performanslı, güvenilir, daha fazla kapasiteye sahip, kullanıcı dostu ve verimli cihaz ve çözümleri tercih ettiklerine dikkat çekiyor. Yiğit sözlerine şöyle devam ediyor: “Veri depolama çözümleri kullanıcılara, dokümanlara ve her tür veriye hızlı erişim ve yönetim imkanı sunuyor. Her yerden bilgi ve dokümanlara ulaşabilmek, iş süreçlerinin hızlı ve kesintisiz sürdürülmesini sağlıyor. Bu noktada

şirketlerin ihtiyaçlarını doğru belirleyip, rekabet ortamına uygun teknolojileri tercih etmeleri gerektiğini düşünüyoruz. Kurum bünyesinde konumlandıracak doğru teknolojik çözüm ve altyapılar, iş süreçlerinin hızlı, verimli ve tasarruflu olmasını sağlıyor. İçerisinde bulunduğumuz çağda artan veri ihtiyaçlarını karşılayacak donanım ve yazılım ürünlerinin de göz ardı edilmemesi gerektiğini söylememiz gerekiyor. Artan veri miktarı ile birlikte bu verilerin depolanmasında kullanılan çözümlerin önemini de artıyor. Kurumlar ve kullanıcılar, veri depolama ve video gözetiminde çok fonksiyonlu, yüksek performanslı ve aynı zamanda güvenilir çözüm arayışındalar. BYOD, büyük veri, bulut ve mobilite gibi güncel eğilimleri kapsayan ve bu eğilimlerin getirdiği yeni teknolojiler ile uyumlu çalışan

ürünler, rekabette firmaları öne taşıyor. Günümüzde her kurumun ve bireyin beklentileri değişlik gösteriyor. Yeni nesil veri depolama çözümleri, bireylerin ihtiyaçlarına cevap verebilecek şekilde geliştiriliyor. Tek bir platforma bağımlılık ortadan kalkıyor. Bağımsız platformlar ile çalışabilen yüksek performanslı veri depolama ürünlerinin daha çok tercih edildiğini görüyoruz. Kurumlar kullanmakta oldukları BT yapılarında herhangi bir değişiklik yapmak istediklerinde, bir takım güçlükler ile karşılaşıyorlar. Bu zorlukların aşılması için kendi sistemlerine uygun, kolay şekilde entegre edilebilecek çözümleri tercih etmeleri gerekiyor. Ayrıca, bulut uygulamalarıyla da senkronize şekilde çalışabilen NAS ürünlerinin ön plana çıktığını söylemek mümkün.”

Synology Türkiye Ürün Müdürü Volkan Yiğit

Veri depolama dönüşüm süreci devam edecek Ölçekleri veya faaliyet gösterdikleri alanlardan bağımsız olarak, tüm kurumlar ve şirketler, veriye kesintisiz şekilde erişmek, olabilecek en güvenli şekilde verilerini depolamak ve en kolay ve efektif şekilde de yedeklemek istiyor. Veri depolama ve yedekleme çözümleri, iş süreçlerinde sürekliliği sağlamakta ana faktörlerden biri. Bu çözümler bir kesinti halinde ise maddi zararları asgariye indirerek şirketlere önemli bir katma değer sağlıyor.

IDC’nin dünya genelinde gerçekleştirdiği Depolama Sistemleri ve Hizmetleri araştırmasına göre, veri depolama çözümlerine yapılacak yatırım 2016 ve 2019 yılları arasında toplamda yüzde 20 artacak ve 8,51 milyar dolara ulaşacak. “2019’da, verilerin kaplayacağı alan yüzde 29,9’luk artışla 73.41 Exabyte olacak” diyen Amazon Web Services Türkiye Kurumsal Müşteriler Yöneticisi Mert Doğu sözlerini şu şekilde sürdürüyor: “Tüm bu rakamlar bize verinin

çığ gibi büyümesinin önümüzdeki yıllarda da devam edeceğini gösterir nitelikte. Verinin hacmi ve niteliği arttıkça doğal olarak veri depolama ve yedekleme konusu da önemini artıracak. Dijital içeriğin yıldan yıla artmasıyla birlikte veri depolama da şekil değiştiriyor, dönüşüyor. Bu dönüşüm önümüzdeki dönemlerde de hızla sürecek. Veri depolama alanında asıl gelişmelerin artık bulut depolama hizmetleri tarafında yaşandığını

söyleyebiliriz. Artık kişisel bilgisayarlarımızda ve telefonlarımızda yer alan resim, video ve dökümanların çoğunu bulutta depoluyoruz. Bunun yanı sıra BT kaynaklarını buluta taşıyan şirketler önemli miktarda maddi tasarruf ediyor ve yeni bulut tabanlı uygulamaları kullanmayı sağlayacak esnek bir yapıya sahip oluyor. Bulutun bu faydalarından yararlanırken güvenlik her zaman önde gelen önceliklerden olmalıdır.”

Veri depolamada güvenliğin önemi giderek artıyor Kurumlar ve şirketlerin yapılandırılmış ve yapılandırılmamış verilerle baş etmek zorunda olduğu, bunun için maksimum çaba göstermesi gerektiği bir dönemden geçiyoruz. BT yöneticileri de artan veri miktarı ile birlikte yeni teknolojilere, kavramlara ve yaklaşımlara yöneliyor. “Verinin boyutu ve hacmi son yıllarda inanılmaz bir hızla artıyor. Verinin hacmi artarken, diğer yandan yapısı ve niteliği de değişiyor. Verinin her şeyin kalbinde olduğu tüm bu dönüşüm sürecinde verinin depolanması ve yedeklenmesi de gittikçe daha kritik hale geliyor.” şeklinde konuşan Citrix Türkiye Kıdemli Sistem Mühendisi Koray Akarsu, sözlerini şöyle sürdürüyor: “Tüm kurumlar ve şirketlerin ortak beklentisi; veriye kesintisiz ve kolay şekilde erişmek, güvenli

şekilde verilerini depolamak, yedeklemek ve korumaktır. Ve bunlarla birlikte iş sürekliliğini eksiksiz şekilde sağlayabilmek nihai amaçtır. Kurumlar ve şirketler, bu temel ihtiyaçlar paralelinde, veri depolama çözümlerinde uygun maliyetli, güvenilir, daha az güç tüketimine sahip, ölçeklendirilebilir ve değişen ihtiyaçları adresleyebilecek hızlı ve esnek çözümlere odaklanıyorlar. Tüm bu gelişmeler, veri depolama alanında bazı değişimleri zorunlu kılıyor. İçerik üreten cihazların sayısındaki büyük artış, veri depolama ihtiyacını ön plana çıkarıyor. Veri düzenli bir şekilde artarken, veri depolamanın ve yönetmenin şekli de değişiyor. Bulut, sanallaştırma, BYOD, BYOC, büyük veri gibi BT akımları, veri depolama ve yedekleme dünyası üstünde de önemli etkilere ve

değişimlere sebep oluyor. Son yıllarda veri depolama dünyasında bulut depolama çözümlerinin öne çıktığını görüyoruz. Bu noktada BYOD ve BYOC gibi BT trendlerinin de veri depolama dünyasını etkilediğini görmekteyiz. Sektörlerde genel kanı; Google Drive, SharePoint ve Dropbox gibi paylaşım platformlarının da kullanıcılara ücretsiz olarak sınırsız depolama alanı sunacağı yönünde. Her geçen gün daha fazla sayıda çalışan, BT departmanlarının onayı olsa da olmasa da kurumsal dokümanları saklamak için bu kullanımı kolay tüketici platformlarından yararlanarak şirketlerini “Bring Your Own Cloud - Kendi Bulutunu Getir” platformlarına dönüştürüyor. Şirket çalışanlarının bu hizmetlerde kurumsal verileri depolamasına izin vermenin bazı avantajları

da var. Bunlar arasında mobil kullanım, verim artışı, kullanıcı deneyiminde iyileşme ve artan çalışan memnuniyeti ilk sırada. Bu sebeple, şirketlerin BYOD ortamlarında cihazların değil, verilerin güvenliği ve yönetimi konusuna odaklanan çözümler bulması gerek. BT güvenliği sıkı olan çalışma alanları sunumu, geçerli ortamda bulunan sistemlerle de entegrasyon oldukça önemli. Şirket verilerinin bulunduğu yerlere entegre olabilen ve son kullanıcılara iyi deneyim sunan bir veri yönetim çözümü seçmek, verilerin tek bir noktaya taşınmasından daha uygun ve daha kolay bir çözüm. Güvenlik açısından bakıldığında, seçilecek çözüm BT yöneticileri için yeterli güvenliği sağlayacak kadar esnek olmalı ve şirketin sahip olduğu sistemlere entegre edilebilmeli.”


EMC, Nesine.com’un Sistem Erişebilirliğini %100’e Taşıdı! Nesine.com, EMC’nin sunduğu çözümler ile veri altyapısını tekil depolama bağımlılığından kurtararak kesintisiz çalışma hedefine Viva BT ile sorunsuzca ulaştı.

2 milyonu aşkın üyesine online iddaa, spor toto oyunu oynatma, oyunlarına dair, detaylı istatistik servisleri ve fonksiyonları ile milli piyango satışı hizmetleri sunan Nesine.com Türkiye’nin en büyük gerçek iddaa kupon paylaşım platformu KUPONDAŞ’ı yayınlayarak da bir ilke daha imza attı.

Kesintisiz Hizmet Nesine.com’un hedefi üyelerine kesintisiz hizmet verebilmek. Bu bağlamda Bilgi Sistemleri departmanı büyüyen iş ihtiyaçlarıyla birlikte Nesine.com sistemlerine sürekli geliştirme ve iyileştirme çalışmaları yapıyor. 7/24 çalışan sistemlerin en kritik bileşenlerden bir tanesi de veri depolama cihazları. Bu cihazlarda olabilecek

donanımsal veya yazılımsal problemler ile yapılacak bakım çalışmaları sırasında doğacak kesintiler üyelere sunulan hizmet katmanında sorunlara yol açabiliyor. Bununla birlikte sürekli büyüyen bir yapıda artan veri depolama ihtiyaçları da depolama sistemlerinin esnek, genişletilebilir bir yapıda olması ihtiyacını doğuruyor. Bu ihtiyaçlar doğrultusunda çözüm arayışına başlayan Nesine.com’un BT Direktörü Koray Kabadayı öncelikli hedeflerinin veri altyapılarını tekil depolama bağımlılığından kurtarmak olduğunu belirtiyor ve ekliyor: “Uygulayacağımız çözüm sistemimize ekstra performans yükü getirmemeli ve yeni bir bağımlılık yaratmamak adına herhangi bir anda sistemimizden tamamen ayrılabilmeliydi. Temeldeki hedefimiz aktif – aktif çalışabilen bir veri merkezi kurmak ve buna bağlı olarak da kesintisiz servis verebilmekti.

En Uygun Çözüm Depolama sistemlerimizi sanallaştırmak ve kesintisiz çalışan bir veri merkezi kurmak amacıyla yola çıktığımız bu projede

Koray Kabadayı - Nesine.com BT Direktörü

“Sistem kesintisi durumunda yaşayacağımız kayıplar düşünüldüğünde yaptığımız yatırımın karşılığını ilk günden aldığımızı düşünüyorum.”

sanallaştırma katmanı olarak alacağımız sistem ve depolama yedekliliğini sağlayabilmek için yedek depolama cihazı birincil ihtiyaçlarımızdandı. Bununla birlikte sunucu altyapımızda da iyileştirmeye giderek altyapımızı güçlendirmeyi planlamıştık. Projenin en önemli aşaması tüm ihtiyaçlarımızı eksiksiz olarak karşılayacak, maliyet açısından en uygun çözümü belirlemekti. Bunun için yaklaşık 2 aylık bir zaman zarfında firmalardan çözüm önerileri topladık ve değerlendirmeye tabi tuttuk. Viva BT tarafından EMC VPLEX ve VCE VBLOCK bileşenleri kullanılarak üretilen çözüm ihtiyaçlarımızı yüzde yüz karşılayan tek çözümdü. Çözümlerin analizi vaktimizi alırken, karar verme aşamasında ise zorlanmadık. Entegrasyon ve standardizasyonun Vblock üzerinde doğrudan sağlanıyor olması projenin hazırlık aşamasında bizim için önemli bir efor kaybını engelledi. Bileşenlerin sistem mühendislerimiz tarafından uygunluğu değerlendirilen mimarı tasarım ve konfigürasyonu VCE ve Viva BT mühendisleri tarafından hazırlandı. Sistemin veri merkezimize kurulum işlemleri 50 gün gibi kısa bir sürede tamamlandı. EMC VPLEX’in sistemimize entegre edilmesiyle veri katmanımızda kesintisiz çalışma hedefimize ulaşmış, Vblock sistemi ile tüm sanallaştırma ortamımızın hemen hemen tüm katmanlarında standardizasyonu sağlamış olduk. Aynı zamanda tüm bileşenlerle ilgili güncelleme ve yamaların VCE tarafından bizim takibimize gerek kalmadan bildiriliyor olması da önemli bir katkı sağladı.Bir karşılaştırma yapacak olursak, entegrasyon öncesinde veri katmanında yapılacak tüm çalışmalar hizmetlerimizde kesinti yaratmamızı gerektirirken, entegrasyon sonrasında kesintisiz olarak bu çalışmaları da yapabilir hale geldik. Proje sonrası olası donanımsal arızalar sebebiyle oluşabilecek hizmet kesintilerini minimuma indirmiş ve dolayısıyla müşteri memnuniyetine verdiğimiz önemi destekleyen bir yatırım yapmış olduk.”

Semiha Gök EMC Kurumsal Satış Yöneticisi

EMC olarak veri depolama çözümlerinin yanı sıra farklı iş alanlarında da çözüm önerileri sunuyoruz. Müşterilerimiz için sadece ürün pozisyonlamak yerine ihtiyaca yönelik çözümler sunmayı amaçlıyoruz. Keza Viva Bilgi Teknolojileri ile Nesine.com’da tamamladığımız iş sürekliliği projemiz de bunlardan bir tanesi. Nesine.com, Vblock 240 yapısına geçmeden önce değişik veri depolama ve sunucu teknolojilerine yatırım yapmıştı. V240’a geçerken iki hedefi vardı: Veri tabanı operasyonlarında öngörülebilir performansa ulaşmak ve sistem erişebilirliğini %100’e taşımak. EMC olarak laboratuvarlarımızda yük testleri yaptık ve bu sayede Nesine.com’a istediği performansı ihtiyaçlarına uygun çözümümüz ile garanti ettik. VCE’nin tüm ürünleri yedekli bir şekilde çalışıyor, tek ekrandan yönetebiliyor ve tek elden desteği veriliyor. Tüm tasarım, üretim ve destek süreçleri VMware, Cisco ve EMC’nin standartlarına uyuyor. Nesine.com için bu yedekli yapının üzerine ihtiyaçlarını tam olarak karşılayabilecek veri depolama sanallaştırma teknolojisi VPLEX’i de ekledik. Bu sayede tüm katmanlarda iş sürekliliğini sağlayıp, Nesine.com’a 7/24 kesintisiz erişim imkanı sunduk. Tüm bu projenin kurulum sürecini VCE ekibimiz ve yetkin iş ortağımız Viva BT’nin katkılarıyla 50 gün gibi kısa bir surede tamamladık.

advertorial

Nesine.com, 2006 yılından bu yana Spor Toto Teşkilat Başkanlığı’nın yasal elektronik bayisi olarak hizmet veriyor. Aylık ortalama 12 milyonun üzerinde kişi tarafından ziyaret edilen, 300 milyonu aşan kupon sayısı ile bu alandaki lider firmalardan bir tanesi.


26

BThaber

BTnet.com.tr

11 - 17 NİSAN 2016

Microsoft yapay zeka konusuna yoğunlaşıyor Tesla Model 3 ile geniş kitleleri hedefliyor Elektrikli araç konseptini daha geniş kitlelere yaymayı hedefleyen Tesla, yeni otomobili Model 3’ü tanıttı. Otomotiv dünyası sürücüsüz otomobiller ve elektrikli araç konseptlerine olan ilginin artmasıyla birlikte önemli bir yol ayrımına geldi. Bu noktada önemli çalışmalar gerçekleştiren Tesla, yeni elektrikli aracı Tesla Model 3’ü görücüye çıkarırken, 35 bin dolar fiyat etiketine sahip olan şu ana dek aldığı 130 bin siparişle geniş kitlelere yayılma iddiasının altını doldurabilecek gibi görünüyor. Tesla CEO’su Elon Musk, Model 3’ün 35 bin dolara alınabilecek en iyi otomobillerden biri olduğunu iddia ederken, aracın otomobil pazarındaki en güvenli araçlardan biri olduğunu vurguladı. Şu ana dek 130 bin ön sipariş alındığını belirten Musk, bu siparişlerin ve gelecek diğer siparişlerin

teslimatlarına 2017 yılında başlayacaklarının altını çizdi. Tesla’nın diğer araçlarının desteklediği gibi Model 3 de Tesla’nın Supercharger şarj istasyonlarını destekleyecek. Model 3 piyasaya sürülmesi ile birlikte Supercharger ağını da 2 katına çıkarması beklenen Tesla, 2017 yılı sonunda 7 bin 200 şarj istasyonuna ulaşmayı hedefliyor. Standart Model 3, 0-100 km hıza 6 saniye ulaşabilirken, daha gelişmiş modellerde bu sürenin çok daha kısa olacağı ifade ediliyor. Model S de olduğu gibi çekişli ve dört çekerli versiyonlarla gelecek olan Model 3, önden arkaya tavan camı, otomobilin önünde ve arkasında depolama amaçlı bagajlar ve otomatik pilot gibi özelliklerle donatılmış.

Microsoft CEO’su Satya Nadella ve Windows ve Cihazlar Başkan Yardımcısı Terry Myerson, Microsoft Build Geliştirme Konferansı’nda binlerce yazılım geliştiricisine sunum yaparak, konuşma zekasının yeni çağını sahiplenmek ve her müşteri, endüstri ve iş kolu için daha kişiselleşmiş programlama yaratmak için Microsoft’un neler yaptığını geliştiricilere anlattı. Nadella, Cortana’daki gelişmeleri aktardı ve etrafımızdaki yeni dünyayı anlamak ve zekaya dayalı uygulamalar yaratmak için tasarlanan yeni bulut servislerini ve araçları tanıttı. Eski adıyla Cortana Analytics Suite olarak bilenen Cortana Intelligence Suite, büyük veri, öğrenen makineler, algılama, analitik ve zeki bot uygulamaları çerçevesinde yürütülen en gelişmiş araştırmalar ile güçlendirilmiş. Azure üzerinde çalışan platformda, geliştiriciler ve işletmeler, bu yetenekleri kullanabilir; dünyamızı öğrenen uygulamaları, insanlarla kişiselleşmiş ve zeki yollarla etkileşim sağlayan bot uygulamaları ve ajanları içeren uçtan uca zeki çözümler oluşturabilir. Şirket, Cortana Intelligence Suite için ikisi de ön izleme aşamasında olan yeni eklentiler

Microsoft, ABD’de düzenlenen Build Geliştiriciler Konferansı’nda yapay zeka servislerinin ön izlemesini duyurdu.

sundu. Bunlardan ilki Microsoft Cognitive Services, iletişimin doğal yöntemlerini kullanarak sistemlerin ihtiyaçlarımıza göre görmesini, duymasını, konuşmasını, anlamasını ve yorumlamasını sağlayan zeki bir API derlemesi. İkincisi ise Microsoft Bot Framework. Bu eklenti ile, herhangi bir programlama dili kullanan yazılım geliştiricileri, metin/ SMS, Slack, Twitter, Telegram, web ve diğerleri olmak üzere çok çeşitli platformlarda müşterilerin doğal dil kullanarak sohbet etmesini

sağlayan zeki bot uygulamaları yaratabiliyor. Microsoft, Cortana Intelligence Suite’teki gibi servislerin yalnızca iş dünyasını değil insanların yaşamını dönüştürmek için nasıl kullanabileceğini geliştiricilere sundu. Geliştirme safhasındaki uygulama Gören Yapay Zeka, bu yeni yeteneklerin, görme kusuru olan ya da tamamen görme engelli bireylerin etraflarındaki kişileri ya da nesneleri nasıl daha iyi algılamasını sağladığını gösterdi.

Çin’deki mobil ödeme rekabeti kızışıyor Apple Pay’in Çin pazarına girmesiyle hareketlenen mobil ödeme pazarı, Samsung Pay’in de giriş yapmasıyla iyice kızışacak gibi görünüyor. Apple Pay’i küresel çapta tercih edilen bir ödeme sistemi haline getirmek için somut adımlar atmaya başlayan Apple, Çin pazarında büyük bir ilgiyle karşılaşmıştı. Apple, uygulamanın Çin’de aktif hale gelmesinin üzerinde 72 saat geçmesine karşın 3 milyon kart sisteme kayıt olduğunu duyurmuştu. Apple’ın Çin pazarına

yaptığı başarılı girişin ardından Samsung da kendi ödeme sistemiyle Çin pazarında etkili olmaya çalışacak. Çin’de Apple

Pay’in yanı sıra Ali Pay ve We Pay gibi ödeme sistemleriyle de önemli bir rekabete girecek olan şirket, hali hazırda 9

banka ile anlaşmış durumda. Galaxy S7, S7 Edge ve Note5 gibi üst segmentte yer alan cihazlarda kullanılabilecek

olan ödeme sistemi, ilerleyen süreçle birlikte orta segmentte yer alan cihazlar üzerinden de kullanılabilecek. Bu sayede Çin pazarındaki akıllı telefon hakimiyetinden de faydalanabilecek olan Samsung, akıllı telefon pazarındaki başarısını, ödeme alanına da yansıtmayı amaçlıyor. Buna karşın Samsung’u Çin mobil ödeme pazarında zorlu rakipler bekliyor. Pazara Samsung gibi yeni giriş yapan Apple Pay’in yanı sıra Ali Pay ve We Pay gibi Çin’de kemikleşmiş müşteri portföyü bulunan rakiplerle rekabete girecek olan Samsung’un ne derece başarılı olabileceğini zaman gösterecek.



28

BThaber

BTnet.com.tr

Zaman zaman, çeşitli filmlere ve oyunlara yönelik donanım ürünlerinin çıkarıldığına şahit oluyoruz. Doom ekran kartı, WarCraft kulaklığı ve benzer ürünler, bu markaların yakın takipçisi olan kullanıcılar için altın değerinde olabiliyor. Standart bir kullanıcı için sadece ekstra masraf anlamına gelen marka özel ürünler, markanın takipçisi için bir koleksiyon eşyası değeri taşıyor. HP’nin Star Wars Special Edition dizüstü bilgisayarı da adından da anlaşılabileceği gibi Yıldız Savaşları sevdalılarını hedef alıyor. Harika görünüyor! Bu bilgisayarın tasarımını çok beğendiğimi söylemem gerek. Kırmızı, beyaz ve siyah ağırlıklı olan dizüstü bilgisayarın dış kapağında Darth Vader’ın son derece şık görünen bir görüntüsü bulunuyor. Kapağı açtığımızda ise sağ altta, track pad’in yan tarafında Storm Trooper’la karşılaşıyoruz. Ayrıca ürünün kutusundan yine harika görünen bir taşıma kılıfı çıkıyor.

Yıldız Savaşları’nı sevenlere özel dizüstü bilgisayar Inceleme BTnet

Ürünün klavyesi ince bir yapıda. Tuşların üst kısımları siyah renkteyken, yan tarafları kırmızı renge yer verilmiş. LED aydınlatmasıyla beraber tuşlar gerçekten çok karizmatik

Windows 10’da Android bildirimleri görüntülenecek İyi - kötü - iyi - kötü sıralamasında giden işletim sistemi sürümleri adımlarında Windows 10 ile “iyi” adımı olmayı fazlasıyla başarıyor gibi. Windows 10 kullanmayan kullanıcıları “Windows 10’a hemen yükselt” bildirimleri vererek rahatsız etmesi dışında herhangi bir eksisi bulunmayan işletim sistemi, güncellemelerle sürekli daha da güzel bir hale geliyor. Windows 7 gibi efsane bir işletim sistemini aratmayan Windows 10’a gelecek olan yeni özellik ise ciddi anlamda hayatı kolaylaştıracak nitelikte. Geliştiriciler için özel bir etkinlik düzenleyen Microsoft, Android akıllı telefonlardaki bildirimlerin Windows 10’daki Action Center - İşlem Merkezi bölümüne yansımasını sağlayacaklarını duyurdu. Bunun gerçekleşmesi için Android cihazda Cortana’nın yüklü olması gerekiyor. Evet, Cortana Android’e geliyor. İşlem Merkezi’nde çıkacak

11 - 17 NİSAN 2016

olan bildirimlere doğrudan bilgisayar üzerinden cevap verilebileceği konuşuluyor. Muhtemelen akıllı saatlere uygulanan “tüm bildirimleri görüntüle” özelliği olduğu gibi Cortana aracılığıyla akıllı saate değil, bilgisayara aktarılıyor olacak. Bakalım Microsoft bu entegrasyonu yeterince başarılı bir şekilde sunabilecek mi...

görünüyor. Tam boyutlu numerik klavyeye yer veren Star Wars Special Edition, tuş yüksekliğinin biraz az olması dışında gayet rahat bir yazı yazma tecrübesi sunuyor.

Vasat donanım HP tasarımsal anlamda gayet ilgi çekici bir ürün ortaya çıkarmış olsa da donanım tarafına fazla eğilmemeyi tercih etmiş. 1366 x 768 piksel

çözünürlüklü 15 inç ekranı bulunan ürün, gücünü Intel Core i3 6100U işlemciden alıyor. 4 GB RAM’i bulunan cihazda harici herhangi bir ekran kartı bulunmuyor; Intel HD Graphics 520’yi kullanıyor. 1 TB sabit diski bulunan cihazda Windows 10 yüklü olarak geliyor. Üründe kullanılan bu donanımın giriş seviyesi olması elbette ki sunulan performansın da giriş seviyesinde olmasına sebep oluyor. Star Wars Special Edition’da en azından 1080p ekran ve 8 GB RAM görmeyi beklerdik. Benzer donanımlı dizüstü bilgisayarlar 2300 TL civarındayken Star Wars Edition, 2600 TL seviyesinde. İşin içerisinde Yıldız Savaşları isim hakkı için ödenen para, bilgisayarın tasarımının değiştirilmesi ve harika kılıf da göz önünde bulundurulduğunda 300 TL’lik farkın çok da fazla olmadığını anlayabiliyoruz. Yine de ekstra 4 GB’lik RAM’i de satın almanız gerekebileceğini belirtmeliyiz.

Nintendo’nun yeni konsolu NX, PS4’ten güçlü olacak Konsol dünyasında son dönemde ilginç olaylar gerçekleşiyor. Xbox One ve PS4’ün yenilenmiş, güçlendirilmiş sürümlerinin piyasaya çıkacağı konuşuluyor. PC teknolojilerinin gelişiminin iyice hızlandığı, VR ve yüksek çözünürlüğün de araya girmesiyle beraber grafik gücü ihtiyaçlarının da ciddi anlamda artış gösterdiği bu süreçte, aynı donanımla yıllar geçirmeyi planlayan konsol üreticileri de ne yapacağını kestiremez durumdalar. Nintendo ise yeni teknolojilerden uzak, grafik ve fizik kalitesinden ziyade oynanabilirliği ve eğlenceyi ön plana çıkaran oyunlarıyla / konsollarıyla hala dikkatleri üzerine çekmeyi başarabiliyor. Nintendo, bir süredir NX isimli yeni konsolu üzerine çalışıyor. Bu konsolla ilgili çeşitli sızdırma haberler ortaya çıkarken sızdırılan son bilgilere göre NX, PS4’ten biraz daha güçlü bir cihaz olacak. Bildiğiniz gibi PlayStation 4, 2013 yılında piyasaya çıkmıştı ve

Görselin Nintendo NX joypad’ine ait olduğu söyleniyor. donanımının süresi dolduğu için yavaş yavaş değişikliğe ve güncellemeye gitmeyi planlıyor. Nintendo ise yeni teknolojileri çok da fazla önemsemediği ve eğlence odaklı bir sistem hazırlamayı istediği için PS4’ten biraz daha yüksek bir performansın yeterli olacağını düşünüyor olabilir. Nintendo’nun Zelda, Super Mario ve Pokemon gibi oyun serilerinin hiçbir zaman üst seviye grafikleri hedeflemediği ve oyunların takipçileri üzerinde hiçbir zaman böyle

bir beklenti oluşturulmadığı için işi, Sony ve Microsoft’tan daha kolay. Zira maliyet – yüksek grafik kalitesi beklentisi – uzun ömürlü donanım garantisi üçlüsü arasında kalan bu iki şirket, “uzun ömürlü donanım” adımını es geçerek 3 senenin sonunda geliştirilmiş modellerin sunulmasına karar kıldı. PlayStation ve Xbox kullanıcıları arasında çeşitli tartışmalara sebep olan bu kararı, Nintendo çalışanları elinde patlamış mısırla izliyor olabilir.



30

BThaber

BTnet.com.tr

11 - 17 NİSAN 2016

Kalitesiz USB Type-C kabloları tehlike saçıyor

Inceleme BTnet

Zenfone Max, batarya problemini bitiriyor Büyük ekranlı akıllı telefonların en büyük avantajlarından biri, kasa büyüklüğünden dolayı içerisine daha fazla batarya sığdırılabiliyor olması ve bunun sonunca elde edilen yüksek pil ömrü. Bu tip büyük ekranlı ve yüksek batarya ömürlü akıllı telefonlara örnek pek çok ürün çıktı piyasaya. Fakat bunların büyük bir kısmı 4000 mAh’yi geçemedi. Asus ise 5.5 inçlik ekrana sahip Zenfone Max cihazında 5000 mAh gibi devasa bir batarya kullanıyor. Büyük ama ergonomik Zenfone Max, oldukça iri bir telefon. Açıkçası küçük telefon (Sony Xperia Z3 Compact) kullanmaya alışkın olan ben, bu cihazı tutarken biraz zorluk çektim. Fakat bu durum, günümüzde pek çok kişinin büyük telefon tercih ettiği gerçeğini değiştirmiyor. 5.5 inç ekrana sahip olan telefon 10.6 mm kalınlığında. Fakat arka kapağının eğimli yapısı sayesinde bu kalınlık çok da rahatsız etmiyor. Standart Zenfone tasarımını koruyan cihazın arka kapağı deriyi

andırıyor. Ağırlık ise 202 gram. Zenfone Max’in 5.5 inçlik ekranı, IPS teknolojisini kullanıyor. Renk kalitesi bir hayli başarılı olan ekranda 1280 x 720 piksel çözünürlük mevcut. Çözünürlüğün 267 ppi değerini verdiğini ve çok zorlamadıkça piksellerin görülemediğini bu noktada belirtmek gerek. Ekran çözünürlüğü gözü kesinlikle rahatsız etmiyor. Giriş seviyesi donanım Ürün gücünü Snadragon 410 çipsetinden alıyor. 4 çekirdekli işlemcisi bulunan bu çipsette Adreno 306 GPU’su yer alıyor. 2 GB RAM’e 16 GB dahili depolama eşlik ederken, 8 GB depolama alanı sunan sürümü de mevcut. Android 5.0 işletim sistemi üzerinde Asus’un ZenUI adını verdiği arayüzü kullanan cihaz, performans olarak çok fazla bir şey sunmuyor. Standart uygulamalarda uygulama içi hareketlerde çok sıkıntı çıkarmayan üründe uygulamalar arasında geçiş ve yeni bir uygulama açmak biraz zorlayıcı olabiliyor. Tabii bu noktada telefonun fiyat bandını da göz önünde

bulundurmak gerekiyor. Arka tarafında 13 megapiksel kamera bulunan Zenfone Max, bu kamerayla 1080p 30 fps video kaydı alabiliyor. Kameranın da giriş – orta seviye bir performans sunduğunu söylemek mümkün. Gündüz çekimlerinde fena değil fakat düşük ışıkta işler değişiyor. Ön tarafında ise 5 megapiksel selfie kamerası bulunuyor. Cihazın içerisindeki devasa 5000 mAh’lik batarya sayesinde bu donanımla, 2 – 2 buçuk gün kullanmak mümkün. Hatta telefonu daha temel düzeyde kullanan kullanıcılar, bu telefonu tek şarj ile 3 gün bile kullanabilirler. Bu telefonun şarj konusunda çok iyi olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. Ürün, 999 TL gibi uygun fiyat etiketine sahip. Evet, 1000 liraya daha güçlü bir akıllı telefon alabilirsiniz ama şarjı bu kadar giden başka bir akıllı telefon bulmanız çok zor. Tercihi büyük ekran olan, oyunlarla fazla ilgilenmeyen ve telefon şarj etmekten sıkılmış kullanıcılara Zenfone Max’i tavsiye ediyoruz.

Henüz sadece birkaç cihazda bulunan ve bu sene sonunda çıkacak olan yeni akıllı telefonlarla beraber yaygınlaşması beklenen USB Type-C, bizlere pek çok yenilik getirecek. Veri aktarım hızlarının artırılması en büyük avantajlarından biriyken, gerçek anlamda hızlı şarjı da bu kablolarla gerçekleştirebileceğiz. Fakat bu bağlantı tipinin bu kadar yetenekli olması, belli tehlikeleri de beraberinde getiriyor. Artan voltaj ve hızlanan veri akışı, kalitesiz kabloların yarattığı tehlikeyi de artırıyor. Google’ın USB Type-C kablolarını test etmekle görevlendirdiği Benson Leung isimli mühendisi, aylardır kabloları profesyonel olarak inceleyerek Amazon’da incelemeler yazıyordu. Oldukça hayırlı bir iş üzerine çalışmakta olan Leung, SurjTech 3M isimli USB Type-C kablosunu kullanmaya çalıştığı sırada Chromebook Pixel’ı yandı. Kabloyu inceleyen Leung, içindeki kablo bağlantılarının bile yanlış bağlandığını belirtti. Kabloda kullanılan direncin yanlış olduğunu ve üstüne ters takıldığını da söyleyen Leung, yüksek hızlı veri aktarımını sağlayan TX / RX bağlantıları için gereken kabloların bağlanmadığını belirtti. Teknoloji tedarikçilerinin bunun gibi ucuz kabloları satmayı reddetmesi gerekiyor. Hatta kullanıcılar da bu tip problemleri kabloları sosyal medya üzerinden

duyurursa, tedarikçilerin sorunlu kablolara karşı önlem almasını da kolaylaştırır. İşin içerisinde direkt olarak güç iletimi bulunduğu için “yanma” problemleri cihazlarla sınırlı kalmama ihtimali de söz konusu. İletilen yanlış gerilim, mobil cihazların bataryalarının çok ciddi hasar almasına, cihazın kendi devrelerinin yanmasına ve hatta bataryanın alev almasıyla sonuçlanabilir ki bataryanın alev alması, koca bir evin / ofisin yanmasına da sebep olabilir. Bu yüzden USB Type-C kablolarına geçişle beraber ilk satın alacağımız kabloların markalarını internet üzerinden iyice araştırmamız gerekiyor. Umuyoruz gelecekte benzer durumlarla karşılaşmayız.



32

BThaber

KARİYER

11 - 17 NİSAN 2016

Girişim fikriniz duvara toslamasın İnternet girişimciliği genç kuşak için cazip olmasına rağmen, girişimcilik sürecinde yapılan bazı hatalar, projelerin başarısızlıkla sonuçlanmasına yol açabiliyor. Bu noktada, hedeflere ulaşamadan sona eren online girişimlerin fazla olduğuna işaret eden Webtures CEO’su Kaan Gülten, rekabetçi online pazarda arama motoru optimizasyonu yatırımlarının yanı sıra marka bilinirliği için dijital pazarlama ve sosyal medya çalışmalarına ihtiyacın arttığını vurguladı. “Dijital pazarlamada hedefli sosyal medya kampanyaları ile internet kullanıcıların dikkatini çekmek önemli. Girişimlerin ayakta durabilmesi açısından SEO, dijital pazarlama ve sosyal medya üçgeninde planlı hareket etmek, başarı demek” yorumunu yapan Gülten, internet girişimcilerinin temel hatalarına dikkat çekerek, girişimcilere 9 tavsiyede

Webtures CEO’su Kaan Gülten bulundu: 1- Kısa yoldan zengin olma, ünlü olma gibi hayallerle yola çıkan girişimci adaylarının başarılı olma ihtimali düşük. Temel hedef; girişimin büyümesini ve gelişmesini sağlayacak atılımlar olmalı. 2Girişimcilerin amacı olmalı. Projeler de faaliyet gösterilen alanlardaki sorunlara çözüm getirebilmeli. Girişimciler inovasyonu hayata

geçirmeli. Fırsatları görüp, bunları doğru iş modelleri ile sağlıklı bir işe dönüştürmeli. 3- Girişimciler özgün projeler üretmeye odaklanmalı. Alanında başarılı olmuş web projelerinin aynısını ya da benzerini yaparak başarı getirmez. 4- Doğru motivasyon, planlı çalışma ve sabır şart. Acelecilik, her işte olduğu gibi girişimcilikte de başarısızlığın temel sebebi. 5- Başarılı girişimlerde uyumlu ekip çalışması, alanında yetkin bir ekip ile yola çıkmak şart. Çünkü girişimci, tek başına tüm operasyonel süreçleri yürütemez. 6- Projenin hayata geçmesi ve şekillenmesi açısından, bir

süre idare edebilecek başlangıç sermayesine ihtiyaç var. Yani ortada somut bir proje olmalı ki yatırımcı desteği alınabilsin. 7- Proje hayata geçirildikten sonra yatırım desteği için görüşmeler hız kazanmalı. Web girişimlerinin büyümesinde önem taşıyan melek yatırımcıları ikna edebilecek sunum ve gelir modeli hakkında somut veriler sunulabilmeli. 8- Girişimin online mecralarda görünürlüğünü

sağlamak ve tanınırlığını artırmak için tanıtım çalışmalarına ağırlık verilmeli. Zira internet üzerinde görünür olmayan girişimlerin dikkat çekme şansı da az. 9- Online girişimlerin başarısızlıkla sonuçlanmasında en önemli faktörlerden biri SEO yatırımlarının yetersizliği ya da bunun hiç olmaması. Oysa hedef kitlenin proje hakkında bilgi edinebilmesi için arama motorunda üst sıralarda yer almak çok önemli.

CDO eğitim semineri gerçekleştirildi Şirketlerin sürdürülebilir ve doğru dijital stratejilerine destek olan CDO Turkey (Chief Digital Officer) ve CDO Certificate işbirliğiyle 26 Mart’ta BOF Otel İstanbul’da gerçekleştirilen seminere önde gelen şirket temsilcileri katıldı. “1” Günde

Xerox Türkiye’de atama

DİJİTAL Değişim başlığıyla düzenlenen seminerde, şirketlerde dijital değişim ve bu değişime liderlik edecek Dijital Değişim/Dönüşüm Lideri (CDO) ataması konularında güncel bilgiler paylaşıldı. CDO Turkey İcra Kurulu Başkanı

Xerox’un Türkiye’deki matbaa, yayınevi ve baskı merkezlerine yönelik ürün ve çözümlerinin satış ve pazarlamasını yapan Grafik İletişim İş Grubu’nun başına Özgür Bilgi getirildi. Dijital baskı teknolojilerinin oluşturduğu pazardan sorumlu olacak Bilgi, özel sektör ve kamuda gelişen Grafik İletişim projelerini yönetecek. Özgür Bilgi, Xerox Özgür Bilgi Türkiye Genel Müdürü Burak Özer’e doğrudan bağlı olarak çalışacak. Uludağ Üniversitesi Ekonomi Bölümü mezunu olan, iş hayatına Ankara’da başlayan Özgür Bilgi, daha sonra Önsel/Ofisteknik’te 15 yıl çalıştı, ardından Ricoh Türkiye’ye geçti.

Bülent Kutlu, katılımın yüksek olmasının sevindirici olduğunu belirtirken, CDO Certificate eğitim koordinatörü Berkay Güner de, “Bu tür seminerlerinin sayısının artması, ülkemiz ve şirketlerimiz adına dijital değişimi hızlandıracak” yorumunu yaptı.

E T K İ N L İ K L E R 11-15 Nisan 2016

International World Wide Web Conference (WWW) Montreal, Kanada AYRINTILI BİLGİ: www2016.ca

Y U R T D I Ş I

18-21 Nisan 2016

SAS Global Forum 2016 Las Vegas, ABD AYRINTILI BİLGİ: www.sas.com/en_us/events/sas-globalforum/sas-global-forum-2016.html

2-5 Mayıs 2016

EMC World Las Vegas, ABD AYRINTILI BİLGİ: www.emcworld.com/index.htm

Bu köşede yayınlanmasını istediğiniz etkinliklerinizle ilgili bilgileri handana@bthaber.com.tr adresine gönderebilirsiniz.

E T K İ N L İ K L E R 14-15 Nisan 2016 Dinamikler 2016 - 17. Uluslararası Proje Yönetim Kongresi Kozyatağı Hilton Otel, İstanbul AYRINTILI BİLGİ: www.dinamikler.org 12 Nisan 2016 PMI Profesyonel Gelişim Nisan Ayı Aktivitesi İstanbul Avrupa Yakası AYRINTILI BİLGİ: www.pmi.org.tr

Y U R T İ Ç İ

27 Nisan 2016 360 Yazılım Teknolojileri 2016 Konferansı Steingerberger Hotel Maslak İstanbul AYRINTILI BİLGİ: www.360cnp.com

28 Nisan 2016 2.Design Awards Ödül Töreni İstanbul AYRINTILI BİLGİ: zirveodulleri.org/

28 Nisan 2016 Dijital Dönüşüm ve Mobil Teknoloji Platformu İstanbul AYRINTILI BİLGİ: www.teknolojiplatformlari.com.tr/

Bu köşede yayınlanmasını istediğiniz etkinliklerinizle ilgili bilgileri handana@bthaber.com.tr adresine gönderebilirsiniz.


SIFIR.

Evet yanlış duymadınız, neredeyse sıfır hata. Yüksek başarı oranları ile her türlü verinizi, olası tüm ortamlarınıza "DELL Veri Koruma ürün portföyü yardımıyla" sorunsuz bir şekilde yedekleyin. Rapid Recovery

Fiziksel, sanal ve bulut ortamlarınız için, 15 dakika veya altında sürelerde, yedeklerinizden hızlıca geri dönerek işinize devam etmenize olanak tanıyan ödüllü veri koruma çözümü.

vRanger® Pro

Kolay, hızlı, ölçeklendirilebilir imaj bazlı yedekleme, replikasyon ve kurtarma.

NetVault Backup

Farklı BT ortamlarına yönelik kapsamlı koruma.

Dell DL Serisi yedekleme ve kurtarma cihazları. Dell DR Serisi ile tekilleştirmenin gücünden yararlanın.

TÜRKİYE DİSTRİBÜTÖRÜ

www.e-data.com.tr


34

BThaber

MEKTUP

Yeni bir haftadan merhaba, Zaten biliyorsundur, ama yine de bir doğum günü haberi ile mektubuma başlıyorum: Twitter 10 yaşında. Bir çırpıda geçmiş 10 yıl ve 140 karakterle kendimizi, derdimizi anlatmakta ziyadesiyle uzman olduk. Ama Twitter’ın bir önemli özelliği de Türkiye’nin önde gelen STK’larının buluşma noktası olması. Öyle ki, söz konusu STK’lar yüzbinleri aşan takipçileri ile kapsamını geliştiriyor, projelerini hayata geçirmeyi kolaylaştırıyor. @ losev1998, @AKUT_Dernegi, @ ChangeTR, @TOCEV ve daha niceleri Twitter’da… ‘Bu devirde bir STK’nın başarısında Twitter hesabı da belirleyici’ dersem, abartmış olmam sanırım. STK’lara destekte Twitter kanalından bahsettik, ama bir tarafta da gençler, göç ve göçmen problemine projeleri ile destek arıyor. 25-27 Mart’ta göçmen sorununa çözüm bulmak için düzenlenen Borderless Hack; İstanbul Amerikan Başkonsolosluğu, Garaj ve Habitat’ın destekleriyle, Hackquarters ve Kolektif House’un organizasyonuyla gerçekleşmiş. Girişimciler, bilgisayar mühendisleri, tasarımcılar Türkiye’deki göç sorununa çözüm olacak ürünleri geliştirmek için bir araya gelmiş. Toplam 7 ekipten 50 katılımcının yarıştığı etkinlikte kazanan ise Suriyeli mülteci kadınlarının el işi ürünlerini toplayan ve ürünlerin hikayeleriyle, satışını yaparak onlara gelir sağlayan ‘Hand to Heart’ isimli mobil uygulamayı geliştiren Istanbul&I ekibi olmuş. Sosyal sorumluluk odaklı bir haberim daha var. Zira hayal dünyasında gezinmeyen, ayağı yere basan girişimcilik şart. Çünkü Yemeksepeti Satış Direktörü Korhan Erçin’in de belirttiği gibi, Türkiye’de açılan her iki restorandan biri daha yıldönümü yapamadan, ilk senesinde

11 - 17 NİSAN 2016

Sosyal sorumluluk, hayatın her noktasında

kapanıyor. Yani sene başında primlerin hesaba yatmasıyla pekişen ‘restoran açma’ hayalini gerçekleştirmek, öyle beyaz yakalıların düşündüğü kadar kolay değil. “Tüm para yeme-içmede, girişelim o zaman” demeden önce iyi bir analiz de şart. Yine bir girişimden, hem de yoğun kullandığımız bir yapıdan haberlerim var sana: BiTaksi, yeni güncellemesini kullanıma sunmuş, BiTaksi 4.0 versiyonu ile uygulamanın tasarımı yenilenirken taksi çağırmayı kolaylaştıracak pek çok özellik de eklenmiş, mevcut servislere iyileştirmeler yapılmış. “Taksi dedik, ayağımızı yerden kestik, ama biraz da spor yapalım” dediğini duyar gibiyim. O zaman buyur: Kadınları spor yapmaya teşvik etmek için düzenlediği

REKLAM SATIŞ GRUBU

YIL 22 SAYI 1067

11 - 17 NİSAN 2016

www.bthaber.com www.linkedin.com/groups/BThaber twitter.com/bthaber www.facebook.com/BThaber

Okur Temsilcisi Behçet Envarlı benvarli@tbv.org.tr

etkinlik serisiyle geçtiğimiz yıl dünya çapında 200 binden fazla kadını harekete geçiren Nike’tan 5 Haziran 2016 Pazar günü Caddebostan’da 5K ve 10K’lık “Nike Women Victory Tour” koşusu. Etkinliğe nike.com/istanbul üzerinden kayıt olunabilirken, aynı sayfadan ücretsiz hazırlık programları da takip edilebiliyor. Benden söylemesi, tembellik

yapmazsam bizden koşması… Gelelim haftanın ödüllerine… SAP Türkiye, İK alanındaki başarılı uygulamalarıyla Top Employers Institute tarafından ‘Avrupa’nın En İyi İşverenleri 2016’ sertifikasına layık bulunmuş. Logitech de 9 dalda Red Dot Awards aldı. Az buz değil, hem bu, üst üste 4 yıldır Red Dot Award Product Design kazanan Logitech’in şimdiye kadar kazandığı en yüksek sayıda ödül olmuş. Türk Telekom Grup şirketi İnnova ise Cisco tarafından bulut tabanlı çözümler alanındaki başarılı çalışmaları ile San Diego’da düzenlenen Cisco Partner Summit

BThaber Yayıncılık ve Etkinlik Hizmetleri A.Ş. adına Sahibi Bülent Nevres bulentn@bthaber.com.tr BThaber Grubu Yayın Koordinatörü Ayhan Sevgi ayhans@bthaber.com.tr Yazı İşleri Müdürü (Sorumlu) Bülent Nevres bulentn@bthaber.com.tr

Bültenlerinizi

Editörler Handan Aybars handana@bthaber.com.tr Sedef Özkan (Ankara) sedefo@bthaber.com.tr Ekrem Uçman ekremu@bthaber.com.tr Görsel Tasarım Nevzat Karataş nevzatk@bthaber.com.tr

Haber Merkezi Ruşen Göbel ruseng@bthaber.com.tr

Satış Grubu Evrim Koç Demirci Perihan Kıtay Özden Özge Karataş Canan Şahin

Reklam Rezervasyon info@bthaber.com.tr Abone ve Dağıtım Sorumlusu Kutay Göçe btabone@bthaber.com.tr

Mukadder Keskingözler mukadderk@bthaber.com.tr

bulten@bthaber.com.tr adresine gönderebilirsiniz

Yönetim Yeri: BThaber Yayıncılık ve Etkinlik Hizmetleri A.Ş. Fetih Mah. Tahralı Sokak Kavakyeli Plaza C Blok 7/5 34704 Ataşehir/İSTANBUL Tel 0216- 291 13 90 ISSN 1300-6495

2016 etkinliğinde “Cloud Builder Partner Of The Year - Yılın Bulut Çözümleri Geliştiren İş Ortağı” ödülünü almış. Bu arada Penta Teknoloji de IBM Çözüm Ortakları toplantısı kapsamında “Yılın Distribütörü” ödülüne layık görülmüş. Bu arada Next&NextStar, güvenlik ekipmanlarında iddialı markası NextCAM ve network ürünlerinde distribütörlüğünü yaptığı CNet’in bölge bayi toplantısını Gaziantep Şirehan Otel’de gerçekleştirmiş, NextCAM ve CNet yetkilileri, yakında piyasaya sürülecek yeni profesyonel AHD ve IP kamera ürünlerini sergileyerek bayilerini bilgilendirmiş. Bu haftanın kitap bilgisinde hedef kitlem öncelikle çocuklar, sonra da teknolojide günceli öğrenmesini gerekli bulduğumuz kişiler. 1 yıl aradan sonra yeni versiyonu “Bilgisayar Öğrenmenin Kısayolu 2” ile bilişim teknolojileri öğretmeni Hakan Yandım, 528 sayfada 572 konu başlığını okura sunmakla kalmıyor. Bu zengin içerikli kitabın yanında, bir de video anlatımları ile bilgileri destekleyen içerikle dolu DVD hediyesi var. Çizgi Market sitesinde satışa başlayan kitapla ilgili detayları etrafımızla da paylaşsak hiç fena olmaz. Kitlesel bilişim okur-yazarlığını geliştirmek adına bunlar önemli adımlar. Haftaya noktayı, güzel bir sergi haberi ile koyuyorum. Tuval üzerine akrilik çalışmaları ile yurt içi ve yurt dışında 42’si kişisel, 63’ü de karma olmak üzere toplam 105 sergiye katılan ressam Serpil Yeter, “SerpİL­en­STANBU” adını taşıyan 107’nci sergisini Kadıköy’de Kızıltoprak İMOGA Sanat Galeri’nde açmış. Sergide 37 resim var ve 30 Nisan tarihine kadar açık olan bu sergiyi ziyareti gündemimize alalım muhakkak. Bu hafta da bu kadar olsun, bahar yorgunluğuna direnip haftaya buluşmak dileğiyle,

Türkiye’nin en köklü bilişim teknolojileri yayını olan BThaber, 1995 yılından bu yana bilişim ve teknoloji dünyasındaki en son haberleri, yenilikleri ve bilgileri okuyucularına kesintisiz bir şekilde sunmaya devam ediyor. Her hafta yüzde 35’i BT, yüzde 65’i ise finans, otomotiv ve sağlık gibi farklı sektörlerde yer alan şirketlerin ve kamu kurumlarının yöneticilerinden oluşan 7500’ün üzerinde kişiye ulaşmakta ve online platformlar üzerinden her hafta on binlerce kişiye erişim sağlamaktadır.

Cilt, Baskı, Poşetleme: Apa Uniprint San. ve Tic. A.Ş. - Hadımköy İstanbul Asfaltı Ömerli Köyü İstanbul - Tel 0212-798 28 40. l BThaber kontrollü abonelik sistemiyle dağıtılmaktadır. - Fiyatı 1 Kuruş (KDV dahil) - BThaber, 5187 sayılı Basın Kanunu’nun 2/f maddesi hükmü gereği ‘yerel süreli yayın’dır.



36

BThaber

ICT NEWS

11 - 17 NİSAN 2016

R&D Reform Package includes exciting innovations With the new R&D Reform Package, Turkey has taken an important step in research and development. There are many innovations in the package regarding techno-parks, entrepreneurs, human resource managers and many other parties. Unfortunately, Turkey is not a very productive country in research and development area. In R&D field, to a lot of support and encouragement projects have come up to increase the awareness of companies and institutions so far, but unfortunately they were inadequate until now. Last month, accepted by the Grand National Assembly of Turkey and announced in the Official Gazette, the R&D Reform Package seems to be an important step for Turkey in R&D. So, what kind of innovations we are bringing to Turkey with this new R&D law? Supporting the Ministry of Science, Industry and Technology for 10 years in R&D and technology, Sistem Global Consulting and NoviCor Technology Partners Partner Özerk Şener stated that: “This support was established with

two main mechanisms. The first mechanism “grant-in-aid” was performed with TÜBİTAK. The second mechanism is tax exemptions and incentives. The public authorities have seen the concrete outcomes of these two channels as R&D share of GDP increasing from 0,53% to 1%. The share of the private sector rose from 15% to 49% and tripled. However, although these are significant progresses, they are inadequate considering the target set on the 100th anniversary of the Republic of Turkey. Therefore, the public authorities created a new package of incentives and exemptions on R&D and technology.” New package received a positive welcome Stating that the decisionmakers in the public sector have been working intensively in good faith for many years and the new package received a positive welcome, Şener said that: “First of all, one of the R&D’s crucial components is infrastructure. Regulations and public support need to contribute in this direction.

I think the decision-makers in public sector have been working intensively on this issue however planned, long-term studies should be carried out and the necessary risks for the value added products should be taken and investments should be made by those parties. Let me use an analogy; yes the road is important, it is much more comfortable driving on

a highway, but the car and the driver on the highway are equally important.” Important changes are seen in the new package Şener, examining the R&D reform package and combined the innovations two groups, vertical and horizontal. He added: “Looking at the horizontal changes, we see

new actors and concepts in the R&D support ecosystem. The design concept is one of them. The design concept is taken into the support mechanism in the new package and design centers are identified. When we consider individuals in the Technology and R&D world, we see that the design staff and foreign R&D staff are included into the support system. These changes are horizontal ones altering the system range.” Şener stated the following on System Consulting and NoviCor’s services for the new R&D Package: “We have identified our main goal as the value adding and integrated systems under the roof of Sistem Global with NoviCor. We focus on especially R&D and production. Therefore, we worked together with all NGOs and opinion leaders for the creation of this law and we feel the spirit of the new law. The law includes a wide range of changes. Therefore, we as Sistem Global Consulting have prepared integrated services thanks to our technical, finance and legal teams.”

Penta Technology Center introduces clients with the technology prior to investment Penta continues to be a technology distributor with successful networks of corporate, end-user, software and hardware. The company launched Penta Technology Center for its corporate customers. One of Turkey’s significant distributors Penta Technology has been an important brand of technology in Turkey since 1990. In 1997, establishing the first B2B e-commerce website on technology with Bayinet, Penta Technology continued its growth by joining Yıldız Holding in 2010 and merging with Mersa System in 2012. Recently, buying various companies and continuing to grow, Penta Technology ranked 3rd in IT, 1st in desktop

computer and OEM products and in first 10 on general classification on ICT Top 500 research in 2014. According to Accenture Digitalization Index Report of 2015, it was selected as Turkey’s most digital company in “Information and

communication technology equipment wholesale” category. More awards in 2016 Winning many awards in the last quarter of 2015, Penta Technology did not stop in

2016, as well. Being the only Turkish company receiving an award in Intel Distributors Conference, Penta Technology was honored as “First Distributor Offering Integrated Education Solutions to the Market”.

The company has a sales share of 27% in all Turkish PC sales; it also sells 50% of all IBM software. In the IBM Solution Partners meeting held in March, Penta Technology won the ‘Distributor of the Year’ award.



38

BThaber

ICT NEWS

Broadband Internet solution is Cable TV TELKODER assessed the “Turkey Communication Spring – Cable TV Network: Broadband and Cable TV Report” prepared on Cable TV which can be an alternative in the 4.5G transformation process. The privatization of the cable TV network, according to TELKODER is a significant opportunity to expand broadband Internet connection. Cable TV infrastructure is an important solution to the problem of the lack of competition in infrastructure. Pointing out the target published in the Ministry of Development, “2014-2018 Information Society Strategy and Action Plan” - Privatization of the Internet Infrastructure and Cable TV by 2015, TELKODER stated that the biggest benefit of it would be the ability to overcome the fiber-based shortage of 4.5G investments. The privatization of the cable TV network may be the solution to the ADSL and fiber network construction low speed. We need to benefit from Cable TV infrastructure Offering Cable TV service, Türksat has 1 million 160 thousand and 985 cable tv subscribers as of 2015. Teledünya cable tv subscriber number is 798 thousand 476, cable internet subscriber number is 629 thousand 64, cable telephone subscriber number is 34 thousand 806. TELKODER calculates that the network which is able to provide 3 million 600 thousand houses and offices 100-150

MBPS high speed internet privatization would be mostly sufficient for the 4.5G’s fiber need. TELKODER Chairman Yusuf Ata Arıak shared the following information: “The existing Cable TV Internet network is a secondary and a very important opportunity to accelerate the spread of broadband. Cable TV network will pave the way for both alternative and mobile operators. This will increase competition and for citizens, it will contribute to the competitiveness of all the services offered such as audio-video-web. Recently, a common ‘telecommunication infrastructure company’ establishment is on the agenda. In such a case, the cable TV infrastructure can also be an important part of this huge infrastructure. As a privatization would be an important source of income for the state, the studies will contribute to both employment and taxes.”

11 - 17 NİSAN 2016

Annual contribution of 4,7 Billion TL to the national economy is aimed Mobiliz CEO Özlem Yeşildere stated that vehicle tracking systems industry will continue to grow and even become more integrated. Starting her words saying that Mobiliz will continue bringing innovation to the industry with new investments and collaborations, Özlem Yeşildere spoke as: “We will increase our market share in the rapidly growing market of Turkey to a double-digit growth and our projects abroad.” The private sector maintains using more and more vehicle tracking systems according to Yeşildere, she stated that: “A good fleet management brings savings and increase productivity by 10-15 percent. Vehicle tracking systems sector continues to save you money. Our innovative

approach to the technology will return back as new products and services that provide critical benefits and conveniences for the management of business operations.” “As Mobiliz, we have TÜBİTAK approved projects on M2M/IOT solutions. We will continue to closely follow trends in technology and our R&D investment.” said Yeşildere and drew the attention to the integrated structure of technology and Internet of Things. Yeşildere continued her speech: “We will be working on Usage Based Car Insurance project which we launched together with Aviva and Vodafone. The application is a first in Turkey. With the application; every

car driver will be tracked by a tracking system specially developed for the driver risk analysis and an insurance premium system depending on the driving risk will be introduced. According to information supplied by the insurance companies, thanks to the system which will be implemented for the first time in Turkey, insurance premiums will decrease. If integrated to 18 million vehicles in Turkey, the system could provide an annual contribution of 4,7 billion TL to the country’s economy.” Yeşildere emphasized that there are many opportunities in the public industry and they will spend more time together for always better solutions and great service.

Accessibility and business continuity come first Providing corporate function continuity oriented solutions Veeam Software held a meeting on March 30 to assess the goals in the Turkey marker and the changing needs. Veeam Turkey’s new Country Manager Ozan İnan met for the first time with the press through this meeting where ‘Global Market Accessibility Report’ was also shared. Pointing to over 450 ProPartners in Turkey market and global cooperation with more than 3 thousand customers, Ozan stated that: “We can access the base and the top of the corporate needs pyramid.” According to İnan, the main roof is formed by cloud computing, analytics,

mobility, social media and security in this era of digital transformation and in this transformation accessibility and business continuity increase their significance and 4.5G makes sure that all sectors have an access to all of these. So for IoT and M2M, a suitable structure will be constructed. Hence, Veeam will be on the stage to access the continuity. Ozan İnan stated that: “Virtualization and accessibility are important in this industry and we are committed to work in the market through collaboration with our global competitors.” He emphasized that their work on the Turkish market is in parallel with global strategies. The main target

is corporate companies and companies providing cloud technology. İnan listed these goals: “Since 2011, Veeam Software Turkey grew more than 550%. Our 20142015 growth rate is 26%. In parallel, we aim at increasing our turnover by 100% until 2018. We receive 50% of our turnover from SMEs, the other half from corporate companies and cloud computing companies. As we continue our partnership with SMEs, we focus our growth on corporate companies and cloud technologies. In order to reach these goals, we improve our Turkish team and invest in sales channels.”

Being a technology producer makes a difference Turkey’s and MENA’s first and only cloud service provider using OpenStack cloud platform SkyAtlas continue its R&D projects and aims at growing in neighboring countries, as well. Working in cloud computing services, SkyAtlas offers comprehensive services to its customers with different sizes. The customers pay as they use with licensed scaling technologies and get a cost advantage. Highlighting being the first and only

OpenStack platform user in Turkey and MENA, SkyAtlas CEO Levent Kocatürk stated that their difference among other cloud computing companies is that they ‘produce technology themselves”. Levent Kocatürk emphasized on producing “real cloud technology and gave the information on their infrastructure which is constructed upon OpenStack cloud platform. He continued as: “Our key benefit is with Dynamic Scaling technology, SkyAtlas cloud servers needs

no manual intervention for detecting the need of processors and memory and increase or decrease the server’s needs in real time. Thus, cloud users are offered the “Pay as You Use” flexibility. For security, we created the technology for our users to set their own subnetworks. So, they cut out the data exchange with the outside world and benefit from the increased security and great cloud experience performance over networks allocated only to them. SkyAtlas also allocates

each CPU in each virtual server to only one customer. This helps users get the best performance. Our servers are hosted in Turkey. This means maximum speed of the data transfer. In other hand, our users can do much more through SkyAtlas API than what they do with the SkyAtlas admin interface. SkyAtlas’s another difference from other cloud companies is being the first company bringing together SUSE Linux Enterprise Server (SLES) and corporations over a real cloud platform in Turkey.”




Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.