SAYI
HAFTALIK BİLİŞİM TEKNOLOJİLERİ VE EKONOMİSİ GAZETESİ www.bthaber.com.tr
Sayfa
6
TÜBİTAK, Türkiye Teknoloji Geliştirme Vakfı (TTGV) ve TÜSİAD işbirliği ile 12’ncisi yürütülen Teknoloji Ödülleri’nde, finale kalan 36 proje açıklandı.
10
Katma değeri daha da artıracak Tüm Zebra ürünlerinin yetkili dağıtıcısı olan Sedna, iş ortaklarına sunduğu katma değeri daha da artıracak.
Sayfa
Özel Haber
Sayfa
Handan Aybars
Daron Ermen
Synology, Türkiye’deki ilgiden memnun
24
Volkan Yiğit
Kullanıcılarına yüksek performans, esneklik sunan ürün ve çözümleriyle önemli bir katma değer sağlayan Synology, Türkiye’deki faaliyetlerinin meyvelerini toplamaya devam ediyor.
2 - 8 Mayıs 2016
Test verisi F1 kalitesinde olmalı
Türkiye’nin teknoloji potansiyeli ortaya çıkıyor
Sayfa
1070
3-4
Nasıl ki bir F1 aracı kaliteli benzin isterse, test sürecinde kullanılan test verisi de normal veriden daha kalitesiz olmamalı. Türkiye Yazılım Kalite Raporu 2016/17 sonuçları ve genel test algısı, test veri yönetimine bakış açılarını da ortaya koyuyor.
E-ticaret sektörü Vodafone’la yarına hazır Avansas.com, internet altyapısı için Vodafone Net’i kullandı, müşterilerine güvenilir ve %20 daha hızlı hizmet sağladı. yarinahazirim.com
Vodafone
“İnternet altyapımızı Vodafone Net sayesinde daha da hızlandırdık, müşteri memnuniyetimizi artırdık.”
Sedat Anak Avansas.com Pazarlama ve Satış Direktörü
İşOrtağım Esenyurt Veri Merkezi Vodafone Net’te kurumsal müşterilerin sunucularının ve tüm altyapı sistemlerinin barındırabildiği merkezdir. Rack, blade, tower tipi sunucular için standart kabin ya da sistemler için özel kabin talep edebilir. 7x24 performans takibi, gerektiğinde anında müdahale ve teknik destek imkanı sunulur. Kurulum, işletim sistemi ve yedekleme desteği isteğe bağlı tekliflendirilir. Yedekli altyapı ve yüksek güvenlik önlemleri ile %99,9 kesintisiz hizmet sunulmaktadır. Detaylı bilgi için: Vodafone Cep Merkezleri ve vodafone.com.tr
BThaber
GÜNDEM
2 - 8 MAYIS 2016
3
Test verisi F1 kalitesinde olmalı Handan Aybars Doğu Avrupa ve Ortadoğu’nun önde gelen yazılım testi konferansı Uluslararası TestIstanbul Konferansı, 26 Nisan’da Renaissance Istanbul Polat Bosphorus Hotel’de gerçekleştirildi. ‘Türkiye Yazılım Kalite Raporu 2016/17’ sonuçlarının da açıklandığı etkinliğin açılış konuşmasını TTB (Turkish Testing Board, Yazılım Test ve Kalite Derneği) Başkanı Koray Yitmen yaptı. Yedincisi düzenlenen etkinlik ışığında sektörün de büyüdüğüne dikkat çeken Koray Yitmen, test veri yönetiminin entegrasyon sürekliliğini beraberinde getiren bir yapı olduğunu vurguladı. Yitmen, bu yapının F1 yarışları ile benzerliklerini sunumunda örnekledi. F1’de amaç pilotların hızlı ve kaza yapmadan pisti tamamlaması. Pit-stop
molasında da ekibin çalışma hızı önemli. Aynı şeyi yazılım testi ile ilişkilendirdiğimizde, hızlı, güvenilir ilerleme ile yüksek kaliteli işi, var olan sistemi bozmadan çıkarma gerekliliği öne çıkıyor. Yani ufak bir kod değişiminin canlıya geçmesi de hızlı olmalı. “F1 ortamını yazılıma, pit-stop’u da süreklliği olan entegrasyon, değişikliklerle kodun çalışır hale gelmesi olarak nitelendirebiliriz” diyen, “Ama bu da yetmez” diye ekleyen Koray Yitmen’in belirttiği gibi, arabanın yakıtı, yazılımda da kaliteli veri demek. Nasıl F1 aracı kaliteli benzin isterse, test sürecinde kullanılan test verisi de normal veriden daha kalitesiz olmamalı. Test verisi yönetim süreçlerinde veri tanımlamak, ihtiyaç olan verileri belirlemek, bu verileri hangi veri tabanından çekmek gerektiğini saptamak, güvenlik için maskeleme yapmak, bu sonucu test ortamına dahil
etmek, ama bunu da doğrulamak şart. Yitmen’in dikkat çektiği gibi, test verisi sürekli değişiyor ve bunu sürekli güncellemek, süreçleri de otomatize etmek şart. “Yazılımın kalitesi teste, testin kalitesi de test verisine bağlı” diyen Koray Yitmen’e göre, test veri yönetiminde sıkıntılar, ama aynı zamanda boşluk ve fırsatlar olduğu da unutulmamalı. “Araştırmayı özellikle yeni mezunların okumasını tavsiye ederim” diyen Koray Yitmen, eklemeden geçmedi: “İkinci sınıfa geçmiş, ayrıca üçüncü ve dördüncü sınıftaki öğrencilere burs vermeye başladık ve konuyla ilgili bilgileri www.turkishtestingboard. org sitemize koyduk. Burada iki kriterimiz var: Kişinin ihtiyaç sahibi olması ve başarılı bir öğrenci olarak 3.0 ve üstü not ortalaması.”
Türkİye Yazılım Kalİte Raporu 2016/17 ve ‘test verİ yönetİmİ’ne bakış 1) Şirketinizde test verisi üretiminden kim sorumlu? Yüzde 73................Yazılım test ekipleri Yüzde 26................İş analistleri Yüzde 22................Yazılım geliştiriciler Yüzde 6..................İş birimleri/operasyon Yüzde 5..................Veritabanı yöneticileri Yüzde 5..................Altyapı mimari ekipleri Yüzde 4..................Üçüncü parti yapılar
2) Test verisini nasıl oluşturuyorsunuz? Yüzde 64................Elle toplanan veri Yüzde 40................Yayın verisinin alt kümesi Yüzde 28................Yayındaki verinin tümünün kopyası Yüzde 17................Veritabanı sanallaştırma
3) Test çalışmalarınızın yüzde kaçı test veri yönetimi için kullanılıyor? Yüzde 11................Çalışmaların yüzde 0-5’i Yüzde 19................Çalışmaların yüzde 6-10’u Yüzde 32................Çalışmaların yüzde 11-25’i Yüzde 26................Çalışmaların yüzde 26-50’si Yüzde 12................Çalışmaların yüzde 50’sinden fazlası
4) Test verisi yaratırken karşılaştığınız temel zorluklar neler? Yüzde 44................Güncellik Yüzde 42................Tutarlılık ve süreklilik Yüzde 37................Gerçek veri ile benzerlik Yüzde 31................Güvenlik Yüzde 28................Tanımsız veri ilişkileri Yüzde 26................Gizlilik Yüzde 22................Yetkin İK Yüzde 21................Veri büyüklüğü Yüzde 18................Sektör düzenlemelerine uyum Yüzde 17................Gerekli araçların eksikliği Yüzde 15................Bürokratik izin süreçleri
Devamı 4. sayfada
4
BThaber
GÜNDEM
2 - 8 MAYIS 2016
SANALLAŞTIRMA, GÜVENLİK, FARKINDALIK Koray Yitmen, sunumunun ardından Türkiye Yazılım Kalite Raporu 2016/17 sonuçlarına ve test veri yönetimine dair sorularımızı yanıtladı: n Test veri yönetiminde nasıl bir farkındalık seviyesi var? Raporda da görüldüğü gibi düşük. Sorduğumuz bir sorumuz var: Test veri yönetiminizin kalitesini nasıl buluyorsunuz? Tüm yanıtlara bakınca diyebiliriz ki, sektörde yüzde 80’lik bir kesim test veri yönetiminde problem yaşıyor. Bu da, bu alanda test uzmanları, BT profesyonelleri, yeni mezunlar için çok büyük fırsatlar olduğunu gösteriyor. Biz de bunu değerlendirmelerini hep öneriyoruz. n Peki şirketlerin farkındalığı ışığında, nasıl bir değerlendirme yapılabilir? Bir farkındalık oluşmaya başladı ve sektör bazında öne çıkanlar var. Bazı sektörlerde ise test algısı emekleme sürecinde. Bu nedenle öncelikle teste gönül vermiş olmanız, kaliteye önem vermeniz, bir testin genel konseptine hakim olmanız lazım. Tüm bunların içinde test veri ile ilgili çalışmalar var. Örneğin hangi test verisinin size gerektiğini bilmelisiniz. Sonuçta bütün veriyi canlıdan alıp test ortamına koymanız anlamlı değil. Çünkü test yaparken hepsine ihtiyacınız olmuyor. Burada ihtiyacı iyi tespit edebilmeniz lazım. Bunun için de analiz yetkinlikleri gerek. İkinci tarafta, bu analizin yani ihtiyacın karşılığının nerede olduğunu bulmak. Yani kendi veri tabanlarımda bu ihtiyacın karşılığını nereden çekebileceğini belirlemek gerek. Burada da yaptıkları analizi bir şekilde
karşılaştıracaklar. Sonraki en önemli kısım ise bu veriyi çekerken maskeleme yöntemleri. Bunun için şifreleme yöntemleri, ‘shuffle’ dediğimiz yer değiştirme veya bilgiyi bölerek sadece gerekli olan kısmını almak gibi yöntemler var. n Bunu nasıl örnekleyebiliriz? Örneğin sağlık sektörü ile ilgili bir araştırma yapacaksanız, kişilerin adreslerine değil, sağlık bilgilerine ihtiyacınız var. Ama bir veri tabanına veya bir hastaneye eriştiğiniz zaman, bu ayrıştırmayı yapmadan size tüm bilgileri verebilirler. Test uzmanı bu yönüyle üstün analitik yeteneklere, temel veri tabanı bilgilerine sahip olmalı. Bunun üstüne, maskeleme teknikleri hakkında da bilgi sahibi olursa, sektörün ihtiyacını da tam anlamıyla karşılar. n Yanlış veri nelere yol açabiliyor? Bu aslında yanlış teşhis koymak gibi. Bu nedenle verilerin tutarlı, güncel ve doğrulanmış olması şart. Aksi halde kirli veri ile karşı karşıya kalırsınız. Kontrol edilmemiş veriler ile doğru işlem yaptığınızı sanırsınız, ama sonuç tepeden tırnağa yanlış olur. Bu nedenle şirketlerin testten önce kendi verilerinin doğruluğu, güncelliği, tekilliği gibi unsurlara çok iyi bakması gerek. Çünkü en büyük derdimiz kirli veri. Test veri yönetimine girerken, önce verinizi temizlemeniz, gözden geçirmeniz, bu farkındalıkla teste adım atmanız şart. Ayrıca burada yapılan çalışma, aslında tüm şirketi bağlıyor, sadece pazarlama, BT veya test ekiplerini değil. Misal, bayide veriyi giren kişinin de bunu doğru yapması ya da kontrollerle kişinin doğru veri girmeye
zorlanması lazım. Örneğin bayinin bilgileri girdiği ekranda doğum tarihi bölümünde 14’üncü ayı işaretleyememesi lazım. Yani siz tablonuzu doğru yaparsanız, doğru veriyi de toplama imkanınız olur. Bundan sonra da test verisini doğru biçimde çekmeniz gerek. Bu nedenle bu kavram, aslında bir şirkette tüm birimlere ve tüm çalışanlara, tüm paydaşlara dokunuyor. Geldiğimiz noktada, test algısının doğru gelişimi için hangi test yöntemini daha çok sevdiğinizden ziyade, bu belirttiğim altyapıyı doğru kurgulayıp doğru geliştirmelisiniz. Bu sizin oyun alanınız ve bu alan temiz olmak zorunda. Bundan sonra istediğiniz test metodunu seçebilirsiniz. n Peki ya güvenlik? Bu konu, maskeleme tarafına da giriyor. Şirketlerin verileri zaten düzenli bir formatta değil ve sadece hantal bir büyük veri yapıları var. Bir banka olarak çok hızlı EFT yaptırabiliyor olabilirsiniz, ama kişinin bilgileri çalındığı zaman o hızın bir anlamı yok. Bir taraftan bireylerin de kişisel verileri ve bunların korunması ile ilgili beklentileri de artıyor. Çünkü eskiden SPAM geliyordu, ama bugün çok iyi maskelenmiş hileler bireyleri hedef alıyor. Bu sıkıntıya 10’uncu soruda değiniyoruz. Testte güvenlikle ilgili en büyük sıkıntı canlı veriyi kullanmayı sevmek. Çünkü bu maskelenmemiş veriyi kullanmak herkesin kolayına geliyor. Şirketlerin de yüzde 40’ı testlerinde maskelenmemiş canlı veriyi kullandığını belirtiyor. n Bu eğilim, ne gibi sorunlara yol açabilir? Siz canlı yapıda gerekli güvenlik önlemlerini alabilirsiniz. Ama test
ve yazılım geliştirme ortamında belli bir rahatlık vardır ve yayına almadan önceki süreç buradadır. Sizin gizli ve özel bilgilerinizin orada ortalıkta olması, yanlışlıkla mutfağa giren biri karşısında birçok verinin erişime açık hale gelmesi demek. Bu yüzden maskelemeden canlı veriyi kullanmamak gerektiğini hep vurguluyoruz. Test veri yönetiminde en önemli alan maskeleme ve kullanıcı gizliliği, güvenliği sıkıntı haline gelmemeli. Bu arada test başlığı, kullanılacak veri ve test önceliği gibi başlıkların her biri, farklı maskelemeleri gerekli kılar. Yani tek maske yapısı her zaman kullanılabilir denilemez. Bu başlıkta birçok yöntem var. Bu arada canlı veri çok büyük ve bunu kullanmanın da zaten bir maliyeti var. n Servis sanallaştırma, testte nasıl kullanılıyor? Misal, bir test çalışması için TC Kimlik No onayı alacaksınız diyelim. Bunun için MERNİS’e bağlanmıyor, bunun yerine sanal bir hizmet yaratıyorsunuz ve size ilgili kimlik bilgisini onaylar gibi bir cevap dönüyor. Bu sahte yapı işinizi görüyor ve ilerlemenizi sağlıyor. Bu nedenle önemli. Aynı veriyi kopyalamanız, tüm altyapıyı oluşturmanız ya da gidip MERNİS’ten her bir test için TC Kimlik No doğrulatmanız maliyet demek. Oysa gelecek onay mesajını biliyorum ve onaylatacağım setler belli. İşte bunun için canlı ortama birebir benzer test ortamınızı, sanal bir servisi yaratıyorsunuz. Araştırmada da görüldüğü gibi hız herkesin önceliği ve elinizde araçlar olmalı, siz de ihtiyacınıza bağlı olarak doğru araçları bir araya getirmeli ve bunun için çok vakit harcamamalısınız. En ufak servisi bile sanallaştırabilirsiniz.
Türkİye Yazılım Kalİte Raporu 2016/17 ve ‘test verİ yönetİmİ’ne bakış 5) Test ortamında hassas veriyi nasıl koruyorsunuz?
8) Otomatize fonksiyonel testlerin kullandığı verileri nasıl yönetiyorsunuz?
Yüzde 51................... Veri maskeleme Yüzde 27................... Suni veri üretimi Yüzde 22................... Verileri kendi içinde karıştırmak Yüzde 19................... Özel bütünlüğe güvenmek Yüzde 18................... Hassas test verisi korumuyoruz
Yüzde 41................Elle bakım (entegre veri) Yüzde 24................Veritabanı yönetimi Yüzde 18................Veri odaklı yaklaşım ...............................(dış kaynaklı veri kaynakları) Yüzde 17................Dinamik veri üretimi
6) Test veri kalitenizi en iyi hangisi tanımlar?
9) Test verisi üretmek için ihtiyaç duyduğunuz öncelikli üç test seviyeniz/türünüz hangileri?
Yüzde 13................Zayıf Yüzde 15................Noksan Yüzde 53................İyiye gidiyor Yüzde 19................İyi
Yüzde 91................Fonksiyonel test Yüzde 63................Entegrasyon testi Yüzde 57................Regresyon testi Yüzde 45................Performans testi Yüzde 30................Birim test Yüzde 14................Güvenlik testi
7) Test verisini yönetme çalışmalarının yüzde kaçı otomatize edilmiş durumda?
10) Maskelenmemiş canlı verileri testlerinizde kullanıyor musunuz?
Yüzde 59................... Çalışmaların yüzde 0-20’si Yüzde 20................... Çalışmaların yüzde 21-50’si Yüzde 17................... Çalışmaların yüzde 51-75’i Yüzde 76-100............ Çalışmaların yüzde 4’ü
Yüzde 40................Evet Yüzde 60................Hayır
BThaber
E-TOPLUM
2 - 8 MAYIS 2016
5
Kamu bilişimcileri karar süreçlerinde etkin rol üstlenmeli Haber Merkezi ‘4.5 G Teknolojisi ve Dijital Dönüşüm’, ‘Kamuda Siber Güvenlik’, ‘Kamu Bulutu ve Veri Merkezi’, ‘Kamuda e-Dönüşüm’, ‘Kamu Bilişimcilerinin Gelecek Vizyonu’ konularının masaya yatırıldığı ve ayrıca ‘Kamu Bilişimcileri Çalıştayı’nın düzenlendiği ‘Kamu Bilişim Zirvesi’nde açılış konuşmasını Kamu Bilişimcileri Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Ensar Kılıç yaptı. Kılıç, “Derneğimiz, 2015 yılı haziran ayında kuruldu ve sizlerin desteğiyle kısa zamanda önemli aşamalar katetti. Derneğimizin temel amacı kamu bilişim sektörünü geliştirmek. Kamudaki bilişim çalışanlarının ve ilgili tüm paydaşların; birbirleriyle olan iletişiminin artırılmasını, bilgi ve tecrübenin paylaşılmasını, kamu kaynaklarının etkin ve verimli kullanılmasını, yeni teknoloji ve uygulamalar hakkında ortak akıl oluşturulmasını sağlayacak bir sivil toplum kuruluşu olmayı hedefliyoruz” açıklamasını yaptı. Bilişim sektörünün en önemli itici gücünün ‘kamu’ olduğunu kaydeden Kılıç, bu kapsamda kamu bilişim çalışanlarına düşen üç önemli görevi şöyle sıraladı: Kamu bilişim çalışanlarının iletişim içinde olması, karar süreçlerinde etkin rol alması
Kamu Bilişim Zirvesi - 2016, 15-17 Nisan tarihleri arasında, kamu bilişim yöneticilerinin ve uzmanlarının, sektör temsilcileriyle akademisyenlerin katılımıyla Antalya’da gerçekleştirildi.
ve sadece teknik değil aynı zamanda kişisel gelişimini daha ileri seviyeye taşıması. Ensar Kılıç, konuşmasını şöyle sürdürdü: “2002 yılında e-Dönüşüm Türkiye Projesi ile bilgi toplumuna geçiş süreçleri başlatılarak 2003, 2005 ve 2006-2010 Bilgi Toplumu Stratejisi ve Eylem Planları ile önemli bir ivme yakalanarak kamu hizmetlerinin zamandan ve mekândan bağımsız olarak kullanıcıların hizmetine sunulmasıyla özel sektörün gelişimine önemli katkı sağlandı. Kamu bilişimcileri olarak; özel sektör ve tüm paydaşlarla iş birliği içinde yeni teknoloji ve uygulamalar geliştirerek daha düşük
maliyetli, sürdürülebilir ve siber saldırılara karşı dirençli ortak uygulamaların geliştirilmesi yönünde çalışmalar yaparak, kamu verisinden yeni katma değerli hizmetler üreterek ekonomik değerler yaratıp 2023 hedeflerini yakalamalıyız.” Operatörler yurt içindeki rekabeti yurt dışına taşımalı Etkinlikte konuşma yapan Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı, Haberleşme Genel Müdürü Mustafa Koç, siber güvenlikle ilgili çalışmalar hakkında bilgi verdi. Mevcut durumda 370’in üzerinde SOME
kurulduğunu kaydeden Koç, “370 kurumda bine yakın kişi bulunuyor. Her bir SOME’de yer alan personel sayısını üçten, beşe, sekize doğru artırmak istiyoruz. Bakanımız Binali Yıldırım, bu konuyu Milli Güvenlik Kurulu’nda da anlattı. Ülkemizin siber gücü olacak olan bu ekipleri, ilk aşamada 3 binin üzerine çıkarmayı istiyoruz” dedi. Koç, ayrıca operatörlerin yurt içinde yaptıkları rekabeti, yurt dışına taşımaları önerisini getirerek “Hep beraber dışarıda büyüyelim. Biz, Türk Telekom’u da Turkcell’i de bu ülkenin milli değerleri olarak gittiğimiz ülkelerde daha fazla görmek istiyoruz. Motivasyonlarınızı
biraz dışarı taşırsanız, daha faydalı olacağı umudunu taşıyorum” yorumunu yaptı. e-Dönüşüm Programı kapsamında kamuda marka projeler yaratıldığına dikkat çeken Koç, bu projeleri, tüm taraflar olarak e-Devlet çerçevesi içinde bir araya getirmek ve bundan ihraç edilebilir bir değer yaratmak istediklerinin altını çizdi. Türksat’ın en büyük hizmeti olan e-Devlet Kapısı’nda 27 milyon 500 bin kullanıcıya 228 kurumun verdiği bin 500’e yakın hizmet sunulduğunu ifade eden Türksat Genel Müdürü Cenk Şen, hedeflerinin e-Devlet kapısında kullanıcı sayısını 50 milyona çıkarmak olduğunu kaydetti.
İkinci elde bilgiye erişmek sorun oluyor Haber Merkezi e-Devlet kapısı www.turkiye. gov.tr sitesindeki “araç sorgulama” menüsünden plaka numarası ile araç sorgulama uygulamasına son verilmesi, 2. el araç alım satımı işiyle uğraşanlar için sıkıntıyı beraberinde getirdi. Motorlu Araç Satıcıları Federasyonu (MASFED) Yönetim Kurulu Başkanı Aydın Erkoç, alımsatımı yapılacak araca yönelik sorgulamayı yapamadıklarını belirterek, aracın banka kredisi, üzerindeki hak kısıtlamaları, çalıntı olup olmadığı gibi bilgilere ulaşılamadığı için sektör esnafının sorun
yaşadığını belirtti. e-Devlet’te daha önce herhangi bir plakaya ilişkin sorgulama yapılabilirken, artık kişi yalnızca kendine ait araca ilişkin sorgulama yapabilecek. Menüye girildiğinde “İçişleri Bakanlığı Emniyet Genel Müdürlüğü işbirliğiyle sunulmakta olan bu hizmet, Emniyet Genel Müdürlüğü talimatı ile Anayasa ve diğer mevzuatta düzenlenen kişisel verilerin korunması kapsamında e-Devlet Kapısı’na giriş yapan gerçek kişinin yalnızca kendisine ait araç ve sürücü belge bilgisi sorgulama işlemleri yapabileceği şekilde yeniden düzenlenmiştir” uyarısı çıkıyor.
Motorlu Araç Satıcıları Federasyonu (MASFED) Yönetim Kurulu Başkanı Aydın Erkoç Yılda yaklaşık 5 milyon aracın alınıp satıldığı ikinci el otomotiv sektörünü temsil eden MASFED’in yanı sıra, Başkent
Otomobilciler Derneği (BOD) ve Ankara’da faaliyete geçen otomotiv AVM’si Otonomi’nin Yönetim Kurulu Başkanı
Aydın Erkoç, bu değişikliğin kendilerini zorda bıraktığını belirterek, şu bilgileri verdi: “Vatandaşın satmak için getirdiği aracın üzerinde banka kredisi mi var, başka haklar var mı, başkalarının alacağı var mı, araç aranıyor mu, çalıntı mı? Bu bilgiler bizim için önemli. Bu sorgulamayı yapıyor ve banka borcu varsa vatandaşla kredisini kapatmaya gidiyor ya da bir başkasının alacağı hakkı varsa kaparo veriyor, ondan sonra notere gidiyoruz. Şimdi e- Devletten bunu göremediğimiz zaman sıkıntı yaşayacağız. Bizim mesleğimiz bu ve kandırılmamamız için bu bilgileri görmemiz de gerek.”
6
BThaber
E-TOPLUM
2 - 8 MAYIS 2016
Başkanın
Gözüyle Arada tatil de lazım BTHABER Şirketler Grubu, geçtiğimiz iki yılın yorgunluğunu Kıbrıs’ta attı. Şirket içi toplantıların da yapıldığı bu gezi, katılımcı misafirlerle birlikte havuz ve ocakbaşı anıları ile harika bir 5 gün olarak hatıralara kazındı. Bu kutlama, 3 seçim atlatmış, arkasından bombalı terör olayları ile daha da zorlaşmış Bilişim Sektöründeki 15 ayın her şeye rağmen başarı ile geçirilmiş olduğu için yapıldı. Ekip bunu hak etti doğrusu.
Türkiye’nin teknoloji potansiyeli ortaya çıkıyor Haber Merkezi Türkiye’nin en prestijli ödülleri arasında yer alan “Teknoloji Ödülleri”nde geri sayım başladı. Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu, Türkiye Teknoloji Geliştirme Vakfı ve Türk Sanayici ve İşadamları Derneği’nin, Türkiye’nin teknoloji geliştiren ülkeler arasında yer almasını sağlamak, yenilikçi ürünlerin geliştirilmesini teşvik etmek amacıyla 12’ncisini gerçekleştirdiği Teknoloji Ödülleri’nde finale kalan 36 başvuru açıklandı. Finale kalan çalışmaları tanıtmak amacıyla düzenlenen toplantıda, 12’nci dönemde KOBİ’lerden büyük ölçekli firmalara kadar, önemli geri dönüşler aldıklarını belirten Altay, şunları söyledi: “Türkiye Ar-Ge ve inovasyon konusunda kayda değer yol aldı. 2003 yılında Ar-Ge harcamalarının GSYİH’ye oranı yüzde 0.04 iken bu oran 2015 yılında yüzde 1’i geçti. Bu çok önemli bir gelişme, çünkü yüzde 1 bir eşiktir. Yürütülen bu programla hedefimiz, Türkiye’nin sahip olduğu potansiyeli açığa çıkarabilmek ve yeniliklerle sektörlerde fark yaratabilmenin altını
TÜBİTAK, Türkiye Teknoloji Geliştirme Vakfı (TTGV) ve TÜSİAD işbirliği ile 12’ncisi yürütülen Teknoloji Ödülleri’nde, finale kalan 36 proje açıklandı. çizmek. Ülkemizde, özgün teknoloji üretilmesini sağlamak amacıyla yaptığımız çalışmalar, son başvurularla gösterdi ki Ar-Ge meyvelerini veriyor. Hedefimiz, bu ivme ile Küresel İnovasyon Endeksi’nde, önümüzdeki yıllarda ülke olarak daha üst sıralarda yer alabilmemizin önünü açmak.” Teknoloji Ödülleri’nin 12’ncisinde, makine imalattan bilişime, elektrik-elektronikten metalürji, malzeme, kimya, biyoteknoloji, tarım, gıda ve çevreye kadar pek çok alanda başvuru yapıldığına değinen Altay, “Ülkemizin geleceğine yatırım yapan alanında önemli şirketleri kamuoyuyla paylaşmayı, başarı hikâyelerini gündeme taşımayı, hayallerinde sınır tanımayanları, dün olduğu gibi bugün de desteklemeyi sürdüreceğiz” dedi. Toplantıda toplam başvuruların yüzde 34’ünün bilişim, yüzde 29’unun makine imalat, yüzde 17’sinin elektrik-elektronik, yüzde 11’inin malzemekimya-çevre, yüzde 9’unun
ise biyoteknoloji-yaşam bilimleri sektörlerinde gerçekleştiği ifade edildi. İlk olarak 1997 yılında 30 başvuru ile hayata geçen Teknoloji Ödülleri’nde, bu dönem değerlendirmeye alınan 170 başvuru ile rekor sayıya ulaştıklarını belirten 12. Teknoloji Ödülleri Yürütme Kurulu Başkanı C. Müjdat Altay, “Teknoloji geliştirme alanında var olan yoğun rekabet ortamı, başvurulara da yansıdı. Teknoloji Ödülleri’ne verilen önem, bu alanda yatırım yapan firmaların aldıkları yolun aslında bir göstergesi. Bu, bugüne kadar ulaşılan en yüksek değerlendirmeye alınan başvuru sayısı. Başlangıçtan bugüne yapılan tüm başvuruların dörtte biri oranında olması, iş dünyamızın konuya ilgi ve inancının somut bir kanıtı” açıklamasını yaptı. 12. Teknoloji Ödülleri’nin sahiplerini bulacağı Teknoloji Kongresi, teknoloji@insan teması ile 30 Mayıs 2016 tarihinde Wyndham Grand İstanbul Levent Hotel’de gerçekleştirilecek.
*** Yeni gelişmeler var; Ankara ofisimiz 1 Mayıs tarihi ile açılmış oluyor. Ankara bölgesinde haberden habere koşturan editör arkadaşımızın yanına bir de BThaber Grubu için çalışacak satış yöneticisi arkadaşımız katıldı. Ankara ekibimiz 2 kişi oldu. Bundan böyle Ankara bölgesi, varlığımızı daha güçlü hissedecek. İstanbul BThaber A.Ş. ekibimize de katılımlar var, satış kadrosu büyüyor. *** Önümüzdeki gündem çok yoğun; BThaber A.Ş.‘nin 16 yıldır gerçekleştirdiği Bilişim 500 araştırması başladı. Ödül töreni 28 Temmuz 2016’da. Bu sene yine “Sektöre 35 yıl emeği geçenlere” ödül var. Birkaç sürpriz ödül de olacak. Bilgi Teknolojileri ve İletişim tamamen ayrılıyor. Yeni sürprizler çıkabilir. Araştırmaya katılım için formlar www. bilisim500.com sayfamızda… Bilişim Zirvesi şirketimiz rutin gerçekleştirdiği BTvizyon ve Teknoloji Platformları toplantısının yanına BT etkinliklerinin, en eskisi, en büyüğü ve en prestijlisini koymaya hazırlanıyor: ICT Summit NOW M2S’in atakları görülmeye değer. Sektör araştırmalarının yanında “Sadakat programları” çalışmasına hız verdi. Pilot çalışmalardan biri de BThaber okurları sadakat programı olacak. Heyecan dorukta. Grubu oluşturan 4 şirketimiz BThaber, M2S, Bilişim Zirvesi ve BTburada bütün marka tescillerini tamamladı, şimdi işleri büyütmek ve hatta uluslararası hale getirmeye geldi. Yolumuz uzun, işimiz zor ama başarmamak için hiçbir nedenimiz yok. *** Bazı araştırma raporlarından çıkardığım değerlendirmelere göre, geçen yıl gelişmiş ülkelerdeki durumun yansımaları şöyle: • Ödeme kartları cüzdanlardan akıllı telefonlara geçti • ABD’deki araçların 3’te1’i internete bağlandı • Perakende raflardan Online Outlet’lere geçti • Siber sigorta uygulamaları başladı… Yeni yıl öngörüleri ise şöyle: ABD’deki araçların 3’te 2’si internete bağlı olacak IoT teknolojilerinde artış artık Siber sigortayı daha fazlası ile gündeme getirecek Apple, Google ve Samsung gibi firmalar banka ödeme çözümlerimde daha çok boy gösterecek Facebook daha çok hayatımıza girecek. Messenger üzerinden Uber gibi uygulamalar çalışacak. Youtube’a rakip olacak Endenozya, en büyük akıllı telefon pazarlarından biri olacak Diğer yandan geçtiğimiz yılbaşında “Önümüzdeki 5 yıl geçmiş 50 yıldan daha çok şey değiştirecek” denildi. Şimdi ise “Önümüzdeki 5 yıl geçmiş 50 yıldan daha da çok şey değiştirecek” deniliyor. Geç kaldığımız kesin fakat her şey bitmedi. Ben ülkemiz için bol Ar-Ge’li, yeterli inovatif, tadında rekabetçi ama hayırlı teknolojik günler diliyorum
Mutlu ve güvenli günler dilerim
Murat Göçe
8
BThaber
E-TOPLUM
Türkiye, taklitte ikinci OECD’nin Taklit ve Korsan Ürünler Ticareti (Trade in Counterfeit and Pirated Goods) Raporuna göre Türkiye, Çin’den sonra dünyada en çok sahte ürün üreten ikinci ülke. Ama Çin’in % 63.2 payı o kadar büyük ki, Türkiye’nin % 3.3’ü azıcık kalıyor. Bu sahtecilikten en çok zarar gören ülkeler ise birinci sırada ABD (% 20), ikinci sırada İtalya (% 15), üçüncü sırada Fransa (% 12). Dünyada ithal edilen sahte ürünlerin değeri 2013’te 461 milyar USD oldu. Dünya ticateti 17.9 trilyon USD olduğuna göre, bunun % 2.5’unu sahte ürünler oluşturuyor. AB İlerleme Raporu 2015’te bu konuda şunları diyor: “Resen veya şikayete dayalı büyük ölçekli polis baskınlarına rağmen, taklitçilik ve korsan ürünler halen yaygındır ve bu durum
2 - 8 MAYIS 2016
Edip Emil Öymen edip.oymen@gmail.com
kamu sağlığına, tüketici korumasına ve kayıtlı ekonomiye zarar vermektedir. Gümrüklerde hakların korunması birlik mevzuatı ile daha da uyumlu hale getirilmelidir. Fikri mülkiyet haklarının etkin korunması hakkında daha güçlü politik iradeye ihtiyaç bulunmaktadır.” (7 numaralı Fikri Mülkiyet Hukuku Bölümü) Sorun, bilişim sektörünü de ilgilendiriyor. Türkiye’de kullanılan korsan yazılımların oranı % 60, değeri 506 milyon USD tahmin ediliyor (BSA Küresel Yazılım Araştırması 2015). Türkiye’de korsan yazılım ve donanım kullanımının yüksek oluşu, mücadelenin yetersizliği, yatırım endekslerinde Türkiye’nin puanını düşüren önemli bir etken. Kişisel Verilerin Korunması Kanunu acaba bu sorunlara çare olacak mı?
Turizmi zeka ile satıyorlar Meksika Turizm Kurumu’dan bir reklam izliyorsunuz: Kış ortasında Chicago karlar altındayken, Chicago’lu reklam ajansı Lapiz hızlı bir yaratıcılıkla bir film hazırladı. Yerdeki karları avuçlayıp, duvarlara yapıştıdılar, “Meksika’da güneşte eriyin” diye yazdılar. Bir tür kar grafitisi. Üstelik, duvarı “kirletmiyor.” Güneş çıkınca grafiti eriyecek. Pazarlama ve algı yaratmadaki yenilikçi yaratıcılığa bakar mısınız? (Lapiz bununla 2016 Nisan’ında Amerikan Reklamcılık Ödülleri’nde 2 gümüş madalya kazandı). Meksika Turizm Kurumu’ndan bir reklam daha izliyorsunuz: ABD’de işkoliklik yüzünden tatile çıkmayan iki gerçek kişi buldular. Bu kişilerin tıpkısının aynısı ama ikizi kadar aynı, iki kişi daha buldular. Bu kişilerden biri, gerçeğini evinde ziyarete gitti. Ev sahibi, “reklam ajansından birinin” geleceğini biliyordu. Ama ona ikizi kadar benzeyen, hem da “aynı isimde!” birini beklemiyordu. Büyük şaşkınlık.
Sahte ikiz, laptopunu açarak, kendisinin Meksika’daki harika tatilinin videosunu göstermeye başladı. Aslında gösterdiği, işkolik’in yapabileceği tatiliydi. Film bitince sahte ikiz, işkoliğe dönüp, “Bak, neler kaçırıyorsun” dedi. İşkolik ağlamaklı... Filmdeki ikinci işkolik, bir kadın yönetici, 9 yıldır tatil yapmamış. Tıpkısının aynısı benzeri kapıyı çalıyor. Birlikte, sahtesinin Meksika tatil videosuna bakıyorlar. Ha, bu arada, bu iki işkoliğin “yapmayı arzu ettikleri” bir kenara kaydedilmiş. Onlara hep bunlar gösteriliyor. İşkolik hanım, sahilde ata binmek isterim ama ah nasıl vakit bulacağım demiş mesela. Hooop, Meksika videosunda sahilde ata binen sahte hanımı (aslında işkolik hanım) görüyoruz. 3 dakikalık reklamın sonunda sahte hanım, diğerine dönüp soruyor: Ne bekliyorsun? (Lapiz reklam şirketi, bu ay Rio’da yapılan Latin Amerika reklamcılık yarışması The Wave’de altın
Kuyruğun interneti Köpek, kuyruğunu sallarsa ne “diyor”? Bu soruyu doğru yanıtlayan İspanyol şirketi Espada & Santa Cruz, köpeğin “giyebileceği” bir akıllı yelek icat etti. Üzerindeki bir sensör, kuyruğa bağlı. Köpek bir şeyi “beğendiği” zaman ne yapar? Kuyruğunu sallayınca, sensör bu hareketi, köpeğin sırtındaki kameraya haber veriyor. Kamera, şak resim çekiyor. Ve hop, köpeğin Facebook sayfasına yolluyor. Eh, bu kadar IoT köpeğin bir
Facebook sayfası olsun yani... Ama “kuyruğun interneti” başka işe de yarıyor. Köpeğin, beğendiği zamanki kuyruk sallaması ile, normal kuyruk sallaması farklı. Kuyruğun interneti sayesinde köpek “memuriyet” kuyruğu mu sallıyor, yoksa “memnuniyet” kuyruğu mu sallıyor, bunu ayırdedici bir de “üst akıl” var sistemde. Bir başka marifet de şu: Kuyruktaki sensör, kuyruğun sallanma “şiddetine” göre, köpeğin nereleri en
çok beğendiğini GPS ile saptayarak yine Facebook sayfasına gönderiyor. İşte köpeğin kuyruğundan, oldu size büyük veri. Her köpek atik, çevik, zeki
olmak zorunda değil. Atılanı tutamayan, aklı kıt veya nörotik olanları da var, tıpkı insanlar gibi. Ama insana en yakın hayvan (pardon!) köpek olduğuna göre “ne
madalya kazandı). Meksika Turizm Kurumu, turizmi zeka ile satıyor. Dip not: Meksika turizmi, ülke (GSYH) ekonomisine % 8.7 katkı sağlıyor. Bu oranla, OECD ülkeleri içinde İspanya ve Yunanistan’dan sonra 3’üncü. Bir çok OECD göstergesinde aşağılarda kalan Meksika, turizm denildiğinde yukarda. OECD ortalamasının 2 kat üstünde... Meksika turizmi ayrıca ülke istihdamının % 5.9’unu da sağlıyor. OECD ortalamasıyla eşit. Bunlar 2014 rakamları. Son iki yılda bu veriler artmıştır. En kestirme hesapla Meksika’nın turizmden kazancı “çok.” Fransa ve İtalya onun arkasında. (Türkiye ekonomisine turizm katkısı % 4.28, Meksika’nın yarısı kadar. İstihdama katkısı ise “bilinmiyor.” Evet, Türkiye’ye dair küresel istatistiklerde sık karşılaştığımız bir durum: OECD için verimiz yok. OECD Tourism Trends and Policies 2016, Fig.1.1, s.24)
düşündüğünü” anlamak yararlı. İskandinav İcat ve Buluş Derneği (NSID) köpeğin aklından geçeni ingilizceye çevirip ses olarak yansıtan bir sistem geliştirdi. Beyin dalgalarını ölçen EEG ile çalışan sistem, köpeğin kafasına şapka gibi takılıyor. Böylece duygu ve “düşünceleri” sesli olarak duyuluyor. Cihazın adı: “Artık Hav! Hav! Yok.” Evet, bu cihazla dolaşacak köpeklerin “aslında” filozof olduklarını, bazısının roman yazacak kadar zengin imge dünyasına sahip olduğunu anlayacağız.
INFRALAN ve ECOLAN markaları ile Alman kalite ve güvencesinin yapısal kablolamadaki Türkiye’nin bir numaralı temsilcisi olmanın sorumluluğu ile çok çalışıyoruz ve ilk günkü gibi enerji doluyuz. Bugün 9. kuruluş yılımızı kutluyor olmanın yanısıra, alt yapı sektörü ile birlikte güvenlik sektörüne de iki büyük dünya markası SIQURA ve SUNELL ile hizmet vereceğimiz için gurur duyuyoruz.
Birlikteliğimizin yıllar boyu sürmesi dileğiyle...
EFB Elektronik İthalat İhracat Üretim Tic. Ltd. Şti. Halide Edip Adıvar Mah. Sultan Sok. Mavi Plaza No:22 D:11/22A 34250 Şişli - İstanbul T. +90. 212. 222 92 50 pbx F. +90. 212. 222 92 89 E. info@efb-elektronik.com.tr
Alt yapımızda Alman kalitesi var!
www.efb-elektronik.com.tr
10
BThaber
BİLİŞİM DÜNYASI
2 - 8 MAYIS 2016
Portföyün bütünü, artan katma değeri beraberinde getirecek Sedna; uzun yıllardır yetkili bölgesel dağıtıcılığını üstlendiği Zebra Handan Aybars barkod ve kart yazıcılarının yanında, Nisan ayı itibariyle Zebra’nın el terminalleri, barkod okuyucuları, RFID ve Wi-Fi ürünlerinin de bölgesel dağıtım haklarını aldı. Barkod yazıcı alanında önde gelen şirketlerden biri olan Zebra ile imzalanan yeni distribütörlük anlaşması ile firmanın kurumsal mobilite ürünlerinin de Türkiye dağıtıcısı halini aldıklarını vurgulayan Sedna Genel Müdürü Daron Ermen, geniş ürün yelpazesine sahip EVM (Enterprise Visibility & Mobility) ürün grubunda Zebra’nin kurumsal ve endüstriyel el terminalleri, tabletleri, forklift terminalleri, sabit ve mobil RFID okuyucuları, 1D ve 2D barkod okuyucuları, gerçek zamanlı konum belirleme çözümleri, kablosuz ağ ürünleri gibi çok çeşitli dikey pazarlara yönelik yenilikçi ürünlerin bulunduğuna dikkat çekti. Daron Ermen, Zebra ile yenilenen anlaşmanın sağlayacağı avantajlar, Türkiye pazarındaki potansiyel ve 2016 hedeflerine yönelik beklentilerini paylaştı: n Zebra ile işbirliğiniz nasıl bir gelişim sergiledi? Zebra çözümlerinin Türkiye distribütörüyüz. Zebra; barkod ve kart yazıcı konusunda dünyanın en büyük firması ve iki yıl önce Motorola Solutions Kurumsal Çözümler Bölümü’nü satın aldı. Böylece Zebra, uçtan uca her başlığı
Zebra’nın Motorola Solutions Kurumsal Çözümler Bölümü’nü alması ile tüm Zebra ürünlerinin yetkili dağıtıcısı olan Sedna, iş ortaklarına sunduğu katma değeri daha da artıracak. kapsayan yapıya kavuştu, tüm dikey çözümlerde perakende, üretim, saha otomasyon, lojistik, depo, kamu, sağlık gibi alanlarda anahtar teslim her türlü donanımı tedarik edebilen bir firma oldu, kendini daha da geliştirdi. Bu yapıda etiket yazıcılar, bu etiketlerdeki barkodları okuyan 1D veya 2D barkod okuyucular, el terminalleri, endüstriyel tabletler, RFID okuyucular, kart yazıcılar, mobil baskı cihazları, kablosuz altyapısı yer alıyor. Satın alma önemli bir gelişme oldu ve iki ayrı bölüm için ayrı ayrı distribütörlük anlaşmaları yapıldı. Bu kapsamda da son olarak Zebra’nın EVM ürünlerinin distribütörlüğünü aldık. Geçtiğimiz günlerde Madrid’de düzenlenen toplantı ile de tüm EMEA bölgesi için yeni kanal programı açıklandı. n Bu yeni kanal programını öncekinden farklı kılan özellikleri neler? Çok farkları var. Temelde Zebra ve Motorola Solutions Kurumsal Çözümler Bölümü’nün iki ayrı kanal programı birleşti, ‘PartnerConnect’ ismini aldı. Detaylarda da yenilikler var. Zebra artık tüm donanımları tedarik eden şirket haline geldiği için iş ortaklarını bu model
Sedna Genel Müdürü Daron Ermen
çerçevesinde yönlendiriyor, onların yetkinliklerinin gelişmesini hedefliyor. Bu detaylı ve yenilikçi program, iş ortaklarına hem teknolojik hem ticari olarak çok geniş ufuklar açıyor. Zebra, Motorola Solutions Kurumsal Çözümler Bölümü’nü aldıktan sonra öncelikle kanal programını değiştirdi, distribütörlük yapısını her ülkede ve bölgede geliştirdi. İkinci olarak da eksik alanları güçlendirme çalışmalarına başladı. Hedef tüm dikey çözümlere yönelik her türlü donanımı temin edebilmek.
İş ortaklarımız ‘uzmanlıklarını’ gelİştİrecek “İş ortaklarımız için yeni fırsatlar doğdu. En önemlisi, bugüne kadar tüm ürünleri farklı yerlerden aldılar, ama artık bunların hepsi, garanti paketleri ve destekleri tek marka altında buluştu. Bu çok önemli ve son kullanıcının güvenini daha da pekiştirecek. Yazıcıları uzun yıllardır satıyoruz, ama ikinci çeyrekten itibaren EVM ürünlerini de portföye
katarak, tüm Zebra ürünlerini iş ortaklarımıza sağlamak istiyoruz. Zebra’nın ürün yelpazesi çok geniş. Her sektöre ve her dikey pazara, her ölçekte şirkete yönelik çözümleri var. Zebra’nın küresel adımları ile yeni programda RFID uzmanı, Wi-Fi uzmanı, saha uzmanı, kart yazıcı uzmanı, yazıcı mekanizma sistemleri uzmanı gibi uzmanlıklar
Androİd hızla gelİşİyor
oluştu ve bu yönüyle biz, iş ortağımız olan şirketlerin koluna bir altın bilezik daha takmış oluyor, katma değeri geliştiriyoruz. Dolayısıyla misal, RFID konusunda uzman olan veya bu konuda uzmanlaşmak isteyen şirket varsa, görüşmeler yapılacak. Zebra temelde uzmanlıkları ve tüm başlıkları kapsayan ürün ve çözümleri destekliyor.”
n Siz Sedna olarak kendinizi bu gelişime nasıl hazırladınız? Halihazırda Zebra’nın distribütörüydük ve kendimizi bu sürece doğru hazırladık. Bin 800’den fazla iş ortağımız var ve bizim hedeflerimizle Zebra’nınkiler örtüşüyor. Önceliğimiz; bir iş ortağının hastane veya depo otomasyonu, mağaza otomasyonu gibi projesi olduğunda her şeyi bizden temin edebilmesi. Bu hedefimiz karşısında ürün yelpazesinde de eksik bir şey yok, kurumsal mobilite çözümlerinde gereken her ürün ve her konfigürasyon bizde mevcut. n İş ortağı sayısını artırmak gündeminizde mi? Evet, ama bir taraftan da Türkiye’de bu alana odaklanan firmaların çoğunu kapsadığımız için aceleci değiliz. Zaten Türkiye’deki kanal belli ve bu yapının tamamına yakınını kapsıyoruz. Bizim kanalımızın yanında, Zebra’nın kendi kanalı da önemli. Burada Zebra’nın sağladığı, proje desteği ve geliştirme konularında öne çıkan avantajlar var.
“Kurumsalda Android gelişiyor ve Zebra’nın burada pazar payı geniş. Yeni çıkacak ürünlerin çoğunluğu Android ve Windows 10 tabanlı olacak. Bu, tüm ürünlerin seslendiği kitleyi daha da genişletecek ve kurumsalda önemli bir devrim olacak. Zebra’nın güçlü yapısında Android tabanlı çözümler, Windows 10 ve 2D barkod, kablosuz network altyapısı önemli yer tutuyor. Zebra’nın bir özelliği de gerçek konum bilgilendirme çözümleri ve bunlar, lojistik ve saha otomasyonunda Zebra’nın sunduğu bir diğer fayda. Özellikle sağlık sektörü ve hastane çözümlerinde gidecek çok yol var. Hızı ve hata oranında azalmayı beraberinde getirmesiyle mobilite de öne çıkıyor ve bu eksende mobil yazıcı segmenti hızlı büyüyor.”
n Sedna olarak 2016 yılı öncelikleriniz neler? Kurulduğumuz günden beri önceliğimiz; kurumsal ihtiyaçlar için gereken her türlü donanımı sağlamak ve hedefimiz; çözüm ortağımızın neye ihtiyacı varsa onu temin etmek, bunu yaparken odaklandığımız alanın da dışına çıkmamak. Geldiğimiz noktada bu başlıkta her şey var ve uçtan uca fark yaratabilmek asıl önemli unsur. 2016 yılına baktığımızda öncelik; yeni ürünleri, yeni teknolojileri tanıtmak. Kanalın yetkinliğini daha da geliştireceğiz, yeni ürün ve teknolojileri, bunların nerede kullanılması gerektiğini kanalımıza anlatacağız. Bu yıl bu yönüyle bir ısınma yılı olacak biz ve kanalımız için. Gelecek yıl itibariyle de bu adımların getirilerini hep birlikte göreceğiz.
12
BThaber
BİLİŞİM DÜNYASI
2 - 8 MAYIS 2016
Saha çalışanları için Panasonic ailesi Panasonic’in “kesintisiz çalışma” imkanı sağlayan, dayanıklı Toughbook ve Toughpad’leri, enerji ve yapı sektör çalışanlarının mobil bilişim ihtiyaçları için yetkinlikler sunuyor. Mekân ve zaman fark etmeksizin her koşulda kesintisiz çalışma imkânı sunan, suya, toza ve darbeye dayanıklı cihazlar 4. Uluslararası İstanbul Akıllı Şebekeler Kongre ve Fuarı’nda Panasonic standında da tanıtıldı. Panasonic Türkiye Kurumsal Mobil Çözümler Ülke Müdürü Ali Oktay Ortakaya, akıllı şebekeler ve enerji şirketlerinin mobil çalışma ihtiyacını şöyle anlattı: “Enerji üretim tesisleri, dağıtım şirketleri ve haneler arasındaki hizmet akışının kusursuz olması için saha ekiplerinin eşgüdümlü ve verimli çalışabilmeleri şart. Bunun için tasarlanan, dayanıklılıkları ve uzun pil ömürleriyle ‘kesintisiz çalışma’ imkanı sunan ürünlerimiz, Avrupa’da yüzde 65 pazar payına sahip. Panasonic Toughbook ve Toughpad’lerin saha koşullarına gösterdiği uyum ve saha çalışanlarına sunduğu üst düzey seçenekler tüm dünyada bu anlayışın yaygınlaşmasını sağlıyor.” Panasonic Toughpad CF-20; Intel CoreTM m5-6Y57 vProTM işlemci teknolojili ve fansız tasarım, Intel® HD Graphics 515, 8GB RAM, 256GB SSD ve tam sürüm Windows 10 Pro işletim sistemi (Windows 7’ye düşürme seçeneğiyle) gibi özellikleri kullanıcıya sunuyor. Eldivenle kullanıma uygun dokunmatik ekran, özel amaçlar için üretilen Araç Montaj Bağlantısı ve Masaüstü Giriş Replikatörü ile Panasonic partnera_09.02.2016_con.pdf
Toughbook CF-20 mobil kurumsal araç oluyor ve altı farklı çalışma moduna sahip. Dizüstü modunda 1,76kg ağırlığındaki Toughbook’ta ayrılabilen tablet ise 950g ağırlığında. 7 inç ekran boyutuna sahip Windows 8.1 Pro işletim sistemli tablet Toughpad FZ-M1 ise üretim sektörü çalışanlarına yönelik. Intel Core i5-6Y57 vPro ve Intel Atom x5-Z8550 işlemci olmak üzere iki farklı versiyona sahip olan cihaz, yüksek performans ve verimli güç kullanımı sağlarken, yansıma önleyici katmana sahip WXGA (1200x800) çözünürlüklü ekran, her türlü aydınlatma koşulunda on parmak kapasitif dokunmatik ekran becerilerini sunuyor. 540g ağırlığında ve 18mm kalınlığındaki Toughpad FZ-M1, toza ve suya karşı uluslararası IP65 direnç standartlarını karşıladığı gibi, -10 ila +50 derece arasındaki koşullarda verimli çalışabiliyor. Intel CoreTM i5-5300U vProTM işlemci (3MB önbellek, 2,3 GHz – 2,9 GHz aralığında cache, Intel Turbo Boost teknolojili 2.3GHz up to 2.9 GHz işlemci) ve DirectX 11 destekli Intel® HD 5500 grafiklere sahip Toughpad FZ-G1’in pil çalıştırma ömrü 13 saat. Windows 8.1 Pro Update işletim sistemine sahip Panasonic FZ-G1 tablet 10,1 inç ekran boyutuna sahip. Toughpad FZ-G1, üretim sektörünün yanı sıra sahada ekipleri bulunan mühendislik ve bakım odaklı ulaştırma, dağıtım, acil servisler, sigorta değerleme ve kamu hizmetleri gibi alanlardaki mobil çalışanlarca tercih ediliyor. 09:46 1 09/02/16
Microsoft Türkiye Genel Müdürü Murat Kansu
Microsoft Dynamics AX’i pazara sundu Haber Merkezi 30 farklı sektörden 2 binden fazla katılımcının takip ettiği etkinlik İstanbul Swiss Otel’de düzenlenirken, yeni nesil Microsoft Dynamics AX çözümü, 40 dilde Türkiye’nin de içinde olduğu 137 pazarda piyasaya sürüldü. Yeni nesil Microsoft Dynamics AX sürümüyle kurumlara yeni mobil senaryoları hayata geçirme, bulutun sunduğu olanakları stratejik avantaja dönüştürme, müşterilerle daha iyi etkileşim kurma ve mobil çalışanlar için çok daha verimli bir ortam kurgulama fırsatı sunuluyor. “Bilişim ekonomisi güç kazandıkça pazarda lider olmak geçmişe oranla çok daha çekişmeli bir hale geliyor” diyen Microsoft Türkiye Genel Müdürü Murat
Microsoft yeni nesil bulut ERP çözümü Dynamics AX çözümünü İstanbul’da düzenlenen Kurumsal Çözümler Zirvesi’nde duyurdu. Kansu, şirketlerin Fortune 500 gibi küresel sıralamalardaki yerleri 1970 ve 80’lere göre yüzde 40 oranında daha hızlı bir şekilde değiştiğine dikkat çekti. Değişimin getireceği sorunlara karşı hazırlıklı olmak bizim elimizde diyen Murat Kansu şunları söyledi: “Geçmiş endüstri devrimlerinde kalifiye eleman geliştirmek 20-30 yıl almıştı. Dördüncü Endüstri Devrimi’nin getirdiği dinamizm ve ölçek bunu bir seçenek olmaktan çıkarıyor. Microsoft olarak biz de bugünün gereksinimlerini ve geleceğin trendlerini göz önüne alarak stratejimizi ve misyonumuzu
yeniden tanımladık. Bugün yeni stratejimiz doğrultusunda bireylerin ve kurumların daha fazlasını başarması için onlara güç katıyoruz. Türkiye bugün gelişmiş ve gelişmekte olan pazarlar arasında özel bir konuma sahip. Gerek jeopolitik konumu gerekse genç nüfusu ile muazzam bir büyüme potansiyeli barındırıyor. Bu potansiyel bize her işimizde ilham veriyor. Microsoft Türkiye olarak çok başarılı bir ekibe sahibiz. Sağlam altyapımızı önümüzdeki dönemde de güçlendirerek, kurumların dijital dönüşüm süreçlerinde onlara destek olmayı hedefliyoruz.”
Kamuda bilişim tüm detayları ile ele alınacak
C
M
Y
CM
MY
CY
CMY
K
Türkiye Bilişim Derneği’nin (TBD) her yıl düzenlediği, köklü kamu bilişim etkinliklerinden olan TBD Kamu-BİB’18, 1922 Mayıs tarihleri arasında Antalya’da Xanadu Otel’de gerçekleştirilecek. Ana teması ‘2023 ve Ötesi-Akıllı Üretim, Verimli Devlet’ olan etkinlikte Türkiye’nin bilgi toplumuna dönüşümü konusunda öne çıkan ve katma değeri yüksek kamu projeleri ele alınacak. Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, Kalkınma Bakanlığı, Ulaştırma,
Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) ve Dijital Türkiye Platformu tarafından desteklenen 18. Kamu-BİB’te sektör uzmanı isimlerin yanı sıra, sayısal gündemi ile ilgili davetli konuşmacıların katılacağı paneller düzenlenecek. Etkinlik kapsamında, TBD Kamu-BİB bünyesinde oluşturulan 4 çalışma
grubu da raporlarını sunacak, “Kamu verisi kullanılarak geliştirilen akıllı uygulamalar”, “Kamu verisinin paylaşılması politika ve mevzuatı”, “Kamu projelerinin yarattığı ekonomik değer” ve “Büyük veri uygulamaları” konuları taraflar arasında görüşülecek. Etkinlik ile ilgili detaylar www.kamu-bib. org.tr adresinde yer alıyor.
14
BThaber
GÖRÜŞ
TEKNO-POLİTİK
2 - 8 MAYIS 2016
ULUSAL KİŞİSEL VERİLERİ KORUMA YARIŞINDA AB’Yİ GEÇTİK (?!) Gerekçesinde AB’nin 1995 düzenlemesi ile uyumlu olma amacında olduğu iddia edilen KVK kanun tasarısı, AB Uyum Komisyonu’nda bile görüşülmeden, Aralık 2015’de TBMM’de tartışılmaya başlandı, 24 Mart’ta TBMM’den geçti ve 6698 sayılı kanun olarak Resmi Gazete’de 7 Nisan günü yayımlandı (http://bit. ly/1plFM41). Bu arada, AB de çağ dışı kalmış 1995 düzenlemesini yenilemekle meşguldü. 2012’den bu yana üstünde çalışılan taslak Aralık 2015’de son halini almış Avrupa Parlamentosu’nun gündemine girmişti. Taslak daha sonra Parlamento’da görüşüldü ve 15 Nisan tarihinde kabul edildi (http://bit.ly/1WI79D1). Böylece, 1995 düzenlemesini AB resmen çöpe atmadan bir hafta önce, bu düzenlemeye uygun olma iddiasında bir kanun ülkemizde yürürlüğe girmiş oldu. Bu durumu AB Bakanı Volkan Bozkır
OSMAN COŞKUNOĞLU ocoskunoglu@gmail.com www.coskunoglu.org facebook.com/osman.coskunoglu twitter.com osmancoskunoglu
Brüksel’de nasıl açıklayacak acaba? 1995 yılında sosyal ağlar daha ortada yoktu. WWW ortaya çıkalı daha 2 yıl olmuştu. AB nüfusunun sadece %1’i internetteydi. Siber-suçlar ve veri çalınması diye bir sorun akla bile gelmiyordu. Dolayısıyla, mahremiyet ve kişisel verileri koruma konusunda bir duyarlılık toplumda gelişmemişti. Günümüzde bu durum tamamen değişmiştir. AB’nin “General Data Protection Regulation” adındaki yeni düzenlemesi kişisel mahremiyete özel bir önem vermiş ve bireyin kişisel verilerinin o bireye ait olduğunu açıkça
vurgulamıştır. Bu duyarlılık ABD’de de var. ABD’nin düzenleyici kuruluşu FCC, hem BTK hem de RTÜK sorumluluk ve yetkilerini üstlenmiştir. FCC başkanı Tom Wheeler imzasıyla, 10 Mart tarihli Huffington Post gazetesinde bir makale yayımlandı (http://huff. to/26ha7Tk). Makalenin başlığı, AB’nin yeni düzenlemesindeki vurguyla ayni: “It’s Your Data: Empowering Consumers to Protect Online Privacy” (Verileriniz Size Aittir: Çevrimiçi Mahremiyeti Korumak için Tüketicilerin Yetkilendirilmesi). Bu yazıda Wheeler, tüketicilerin iletişimleri ile
KÜRESEL AB: “ENDÜSTRİ 4.0 YETERLİ DEĞİL, EKONOMİ 4.0 GEREKLİ” Avrupa Birliği Komisyonu’nda Dijital Ekonomi ve Toplum Komisyoneri (“Comissioner” kelimesi Türkçe’ye “Komiser” olarak çevriliyor ama bence yanlış) Günther H. Oettinger, 5 Nisan günü Twitter’da “Industry 4.0 yeterli değil: Bize Ekonomi 4.0 gerekli! Büyük banka CEO’larıyla ilk toplantımı yaptım. Sırada sigortacılar ve diğerleri var” diye bir mesaj attı. Tarım ekonomisi, sonra endüstriyel ekonomi, sonra hizmet ekonomisi, şimdi de dijital teknolojiler ile yapay zeka teknolojileri sonucu ortaya çıkan Ekonomi 4.0’dan söz ediliyor. Bir yandan Amazon’un insansız hava araçlarıyla (drone) müşteriye ürün teslimi veya sürücüsüz Google otomobil gibi otomasyon teknolojilerinin yarattığı, bir yandan da Uber veya Airbnb veya eBay gibi yeni iş modellerinin yarattığı ekonomik faaliyetleri
içeriyor Ekonomi 4.0. Böyle bir ekonomiye hazırlık için neler yapılmalı? Oettinger, yukarıdaki Twit’inden iki hafta sonra 19 Nisan günü, Avrupa Komisyonu’nda Dijital
Tek Pazar’dan sorumlu başkan yardımcısı Andus Ansup ve Araştırma, Bilim ve İnovasyon Komisyoneri Carlos Moedas ile beraber yaptığı basın toplantısında “Avrupa Endüstrisinin
Dijitalleşme Stratejisi”ni açıkladı (http://bit. ly/1VEInVp). Basın açıklamasına ek olarak dağıtılan belgede stratejinin ayrıntıları belirtiliyor (http://bit. ly/1r2rc2S). Stratejiyi gerçekleştirmek için devlet ve özel kesim tarafından 2020 yılına kadar harcanacağı öngörülen toplam 50 milyar Euro’nun dağılımı şöyle: Dijital inovasyonu desteklemeye 37 milyar, ulusal ve bölgesel dijital inovasyon merkezlerine (hubs) 5.5 milyar, gelecek nesil elektronik komponentlerin ilk üretim hatları için 6.3 milyar, Avrupa Bulut Girişimi projesine 6.7 milyar. Gerek stratejinin gerekse harcama planının omurgasında inovasyon olduğunu, Sanayi 4.0 raporu açıklayan TÜSİAD’ın ve Üretim Reform Paketi hazırlığında olan Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık’ın dikkatlerine sunarım.
ilgili veri toplamaması için İSS’leri uyarıyor. Oysa, yeni yürürlüğe giren 6698 sayılı KVK Kanunu’nun 28. maddesinde belirtilen istisnalar, ülkemizde bireyin verilerinin kendisine ait olamadığını gösteriyor. Ayrıca, devletin İSS’leri veri toplamaya zorladığı iddiaları da var (http://bit. ly/1SypJxt). Yine geçtiğimiz ay, 50 milyona yakın yurttaşımızın kişisel verilerinin ortalıkta dolaştığı, hatta satıldığı ortaya çıktı. Bu verileri kimin sızdırdığı tartışması gündemde ön plana çıktı. Oysa, bu verilerin neden
korunamadığı tartışılmalı. Kişisel verilerin korunması sadece birey mahremiyeti ile sınırlı bir konu değildir. Ticari, güvenlik ve diğer birçok uluslararası konuda da gündeme gelmektedir. Sonuç olarak, ülkemizde kişisel verilerini koruma konusunda birey kendisini önce bilinçlendirmek sonra da bilgilendirmek zorunda. Yurttaşımıza yardımcı olmaları için Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı’ya, UDH Bakanı Binali Yıldırım’a, BTK Başkanı Ömer Fatih Sayan’a ve ilgili STK’lara buradan bir çağrı yapmış olalım.
BİREYSEL OXFORD VE GOOGLE FİLOZOFUNA GÖRE BİREY 4.0 Sigmund Freud, insanın kendisine atfettiği önemi giderek azaltan üç devrimden söz eder. Birincisi, insan kendisini evrenin merkezinde olduğunu zannederken, Kopernik bunun böyle olmadığını gösterir. İkinci darbe, Darwin’in teorisinden gelir: İnsan Tanrı’nın özel bir yaratığı değildir, diğer hayvanlardan evrim sonucu ortaya çıkmıştır. Derken, rahatsız edici Freudyen teoriye göre, insan kendi zihnine bile egemen değildir, bireyin davranışları üzerinde bilinçdışı motivasyonlar belirleyici güçtedir. Oxford Üniversitesi, Felsefe ve Etik profesörü Luciano Floridi’ye göre, dijital teknolojiler ve yapay zekadaki çığır açan gelişmeler sonucu, insan dördüncü bir devrimin başındadır. “The 4th Revolution: How the Infosphere Reshaping the Human Reality” (4. Devrim: Enfo-Küre İnsan Gerçeğini Nasıl Yeniden Şekillendiriyor) başlıklı kitabında, akıllı nesnelerle beraber paylaştığı “enfoküre”de (infosphere) bir “enforg” (informational organism) olarak bireyin kendini, kimliğini yeniden tanımlaması
gerektiğini ileri sürüyor. Enfo-kürede, insanın çevrim-içi (on-line) ile çevrim-dışı (offline) yaptıkları iç içe geçerek “yaşam-içi”ni (on-life) oluşturuyor. Giderek akıllı cihazlarla kuşatılan Birey 4.0 (bu kavram bana ait), gerçek dünyanın şekillendirdiği kişilikten farklı bir yaşam-içi kişilik oluşturmakta. Bunu anlamak için enformasyon felsefesinin, çağımızın bir ihtiyacı olduğunu iddia ediyor Floridi. Çağımızı anlamak için sadece teknolojiyi izlemenin yeterli olduğu iddiasındakiler, Floridi’nin kitabını sadece akademik egzersiz olarak görebilir. Fakat, besbelli Google böyle düşünmüyor ki, Floridi’yi unutulma hakkı ile ilgili danışma kuruluna aldı.
16
BThaber
BİLİŞİM DÜNYASI
17-20 Nisan tarihlerinde düzenlenen etkinliğe Ortadoğu, Ekrem Uçman Türkiye, Bakü Afrika ve Azerbaycan’dan şirket yetkilileri, gazeteciler ve sektörden uzmanlar katılırken, etkinliğin bu yılki ana konusu, endüstriyel siber güvenlik ve akıllı şehirler oldu. Teknoloji ile beraber siber saldırı metotları da aynı hızla değişiyor. Endüstriyel altyapılar ve akıllı şehirler ile beraber siber saldırganlar kendilerine yeni ve oldukça çekici manevra alanları yaratırlarken şirketlerin, bireylerin ve hükümetlerin bu noktada yeterince farkındalık sahibi olmamaları tehlikeye davetiye çıkartıyor. Kaspersky Lab Global Araştırma ve Analiz Ekibi’nden Kıdemli Güvenlik Araştırmacısı Mohammad Amin Hasbini, endüstriyel altyapıların ve şehirlerin teknoloji ile bir bütün olmasının siber saldırganlara yeni çalışma alanları yarattığına dikkat çekti. Mobilite, bulut, nesnelerin interneti gibi konseptlerle birlikte gelişen akıllı şehirlerin insanların hayatını kolaylaştırmasına karşın, bireylerin ve hükümetlerin bu konuda yeterli farkındalığa sahip olmamasının güvenlik açısından büyük sorunlar yaratabileceğinin altını çizdi. Siber güvenliğin bilgi teknolojileri ve süreç otomasyon sistemleri, güç santralleri, rafineriler, montaj hatları, demiryolları, havaalanları ve akıllı binalara kadar tüm modern endüstriyel tesislerin işleyişi için kritik önem taşıdığına dikkat çekilen toplantıda, endüstriyel işletmeleri etkileyen siber tehditlere maruz kalan vakalardan örnek sunuldu ve son zamanlarda gündemde olan güç aktarım şebekeleri saldırılarına ilaveten İsviçre su arıtma sistemine yapılan BlackEnergy saldırıları da incelendi. Son dönemde gerçekleşen endüstriyel saldırıların da masaya yatırıldığı etkinlikte, katılımcılar bu tarz saldırıların yaratabileceği “kaos” hakkında fikir sahibi oldular. “Türkiye’de farkındalık çok düşük” Etkinlikte Kaspersky Güvenlik Ağı’nın Orta
2 - 8 MAYIS 2016
Siber saldırganların endüstriyel altyapılara olan ilgisi artıyor Kaspersky Lab tarafından her yıl düzenlenen Cyber Security Weekend’in bu yılki ayağı Azerbaycan’ın Bakü kentinde düzenlendi. Doğu, Türkiye ve Afrika bölgesindeki kullanıcıların yüzde 45’inin yerel ağ ve çıkarılabilir ortamla ilgili, yüzde 15’inin ise web ile ilgili güvenlik sorunları ve tehditlerle karşılaştığını gösteren Ocak-Mart 2016 istatistikleri de masaya yatırıldı. 2016’nın ilk çeyreğinde Ortadoğu’da Kaspersky Lab
ürünleri tarafından tespit edilen toplam siber olayların, 2015’in aynı periyodundan yüzde 15 daha fazla olduğunu, Azerbaycan’da bu oran yüzde 4 iken Türkiye’de tespit edilen toplam siber saldırı sayısının 2016’nın ilk çeyreğinde, 2015’in ilk çeyreğine oranla yüzde 25 daha fazla olduğu belirtildi. Türkiye’deki güvenlik
algısının hali hazırda oldukça düşük olduğunu ifade eden Kaspersky Türkiye Genel Müdürü Sertan Selçuk, yüzde 36 seviyesinde olan bu oranın yükselmesi gerektiğinin altını çizdi. Kritik tesislere, endüstriyel altyapılara olan saldırıların dünya genelinde olduğu gibi Türkiye’de de etkin bir rol oynadığına dikkat
çeken Selçuk, özellikle Cryptolocker saldırılarında olan artışa dikkat çekti. Kaspersky Türkiye olarak belediyeler, üniversiteler ve KOBİ’ler özelinde çalışmalar gerçekleştirdiklerini dile getiren Selçuk, Türkiye’nin en büyük 10 ilinin belediyeleri ve 176 üniversite ile çalıştıklarını, ilerleyen süreçte KOBİ’ler özelinde yapacakları çalışmalarla beraber Türkiye’nin güvenlik konusundaki farkındalığını artırmayı hedeflediklerinin altını çizdi.
“Cryptoware’in yükselİşİ devam edİyor” Kaspersky Security Weekend’in önemli konuları arasında yer alan zararlı yazılımların şirketler, kurumlar ve bireyler üzerindeki etkisini Kaspersky Lab Kıdemli Güvenlik Araştırmacısı Ghareeb Saad ile konuştuk. n Öncelikle etkinlikten ve Kaspersky’nin beklentilerinden söz edebilir misiniz? Kaspersky olarak bireylerin, şirketlerin ve hükümetlerin küresel boyuttaki siber tehditlere karşı olan farkındalıklarını artırmayı hedefliyoruz. Security Weekend etkinliği ile özellikle META bölgesinde geçtiğimiz yıl yaşanan siber saldırılar ve bu saldırıların odak noktaları gibi konuları masaya yatırarak, ilerleyen süreçte bizi bekleyen siber tehditlere karşı ortak bir bilinç oluşturmayı amaçlıyoruz. n Finans ve bankacılık siber saldırganların en gözde konuları arasında yer alıyor. Bu konuda neler düşünüyorsunuz? Özellikle bankacılık trojan’larının revaçta olduğu bir dönemden geçiyoruz. Siber saldırganlar bu yöntemleri kullanarak kullanıcıların banka hesaplarına ulaşabildikleri gibi kişisel verilerini de ele
Son dönemde küresel çapta zararlı yazılımların sayısında önemli bir artış yaşanıyor. Küresel çapta yaşanan bu durum neredeyse her sektörde etkisini hissettirirken, son kullanıcılar özellikle e-postaları üzerinden saldırılara maruz kalabiliyorlar.
Kaspersky Lab Kıdemli Güvenlik Araştırmacısı Ghareeb Saad geçiriyorlar. Kullanıcıların çevrimiçi ortamda yaptıkları tüm finansal aktiviteleri takip altına alan siber saldırganlar, bu sayede kullanıcıların gerek finansal gerekse de kişisel verilerini ele geçiriyorlar. Türkiye’nin de içerisinde bulunduğu Ortadoğu bölgesinde kullanıcıların çok fazla bilinçli olmadığını gözlemliyoruz. Bu alandaki siber saldırıların giderek arttığını ifade edebilirim. Kullanıcıların çevrimiçi alışveriş ve bankacılık çözümlerini yeni yeni benimsemesi, bu ülkeleri siber saldırıların odak
noktası haline getirirken, kullanıcıların kredi kartlarını karşılarına çıkan her platformda kullanmamaları ve çevrimiçi güvenliklerini üst seviyeye taşımaları gerekiyor. n Son dönemin dikkat çeken siber saldırı metotları arasında Ransomware (Fidye Yazılım) geliyor. Bu saldırılara karşı neler yapılabilir? Oldukça zararlı bir yazılım türü olan Ransomware yazılımlar, 2016 yılının en dikkat çekici zararlı yazılımları
arasında yer alıyor. 2016 yılının ilk çeyreği itibariyle küresel boyutta 3 milyon Ransomware (Fidye Yazılım) saldırısı gerçekleşirken, özellikle META bölgesinde yaşanan artış dikkat çekiyor. META’da bir önceki yılın rakamlarına göre yüzde 100 oranında artış yaşanırken, bu dönemde 150 bini aşkın Ransomware vakası meydana geldi. Ransomware saldırılar da son dönemde boyut değiştirmeye başladı. 2013 yılından beri gözlemlenen ve en tehlikeli Ransomware yazılımları arasında yer alan “Cryptoware” yazılımlar 2015 yılında 6 bin 835 sistemi ele geçirdi. Kullanıcıların sistemlerini ele geçirip, içerisindeki dosyaları kullanılamaz hale getiren Cryptoware yazılımlar, saldırgana belli bir fidyenin ödenmesiyle birlikte tekrardan kullanılabilir hale gelebiliyor. Tabi bu noktada siber saldırganın insafına kaldığınızı da belirtmem gerekiyor.
17 BThaber
DOSYA
4.5 G ve M2M
2-8 MAYIS 2016 www.bthaber.com
Geç olsun güç olmasın Bülent Nevres
3G’de olduğu gibi 4G’ye de diğer ülkelere göre biraz geç geçtik. Aslına bakarsanız bu geç geçiş biraz da kullanıcıların işine yaradı. Çünkü diğer ülkelere göre çok daha yeni bir altyapı ile daha hızlı bir başlangıç yaptık. Türkiye’deki 3G altyapısının hızı 4G’nin ilk uygulamaya
başlandığı zamanlardaki hızına neredeyse çok yakındı ve daha olgunlaşmamış yolun başında olan bir teknolojiye geçiş yapılacağı için sorunlar yaşanabilecekti. Bu geç geçiş sayesinde daha olgunlaşmış, daha sorunsuz bir altyapıya geçmiş olduk. Türkiye’de 4G
değil de 4.5G denilmesinin nedeni de biraz bu oldu. 4.5G’ye geçildiği gün sosyal medyada paylaşılan hız denemeleri yurtdışındaki şirketlerin dahi dikkatini çekti. Türkiye o gün tamamen bu konuya odaklandı. Artık bu geçiş tamam, sıra 4.5G’nin daha da
yaygınlaşması ve M2M gibi teknolojilerle birlikte yüksek hızların ve bantgenişliğinin iş uygulamaları açısından daha verimli bir şekilde kullanılmasına geldi. Bu haftaki dosyamızda 4.5G’nin getireceği avantajları ve M2M uygulamalarını bu işin profesyonellerine sorduk.
18
DOSYA
BThaber
4.5 G ve M2M
2 - 8 MAYIS 2016
HuaweI 4.5G Desteği ile Dijital Dönüşümü Ülkemizde de Sürdürüyor Huawei, Türkiye’de resmi olarak kullanılmaya başlanan 4.5G teknolojisi çerçevesinde, global ticari ağlar alanındaki uzmanlığı ve tüm teknolojik birikimi ile endüstrinin ve ülke operatörlerinin en önemli destekçilerinden biri olarak konumlandı. 2009’da 3G ağlarının ticarileştirilmesinden bu yana Türkiye’deki veri trafiği, özellikle son üç yılda kazandığı ivme ile iki katan fazla artış gösterdi. Operatör gelirlerinin %30’dan fazlası veri iletiminden sağlanıyor. 3G mobil veri abone sayısı bugün 50 milyonu aşmış durumda. Ağustos 2015’te, 4.5G spektrum ihalesinin tamamlanmasının ardından, Türkiye’deki üç büyük operatör 4.5G ağları için geniş kapsamlı bir altyapı çalışması başlattılar ve bu çalışma sonucunda 20.000 4.5G baz istasyonu hayata geçirilerek, ağ sistemi 1 Nisan’da gerçekleştirilen geçişe hazır hale getirildi. 4.5G ağlarının ticarileştirilmesinin ardından 4.5G abone sayısının kısa sürede 10 milyonu
aşması bekleniyor. Huawei 2015’te Global Bağlantı Endeksi raporunda BT alanında gerçekleştirilen her %20 oranındaki yatırım artışının, ülkenin gayri safi milli hasılasına yüzde 1 katkı sağlayacağı öngörüsünü açıklamıştı. Türkiye ekonomisinin, 4.5G’nin yaratacağı yeni iş fırsatlarıyla ve operatörlerin yeni yatırımlarıyla, bu süreçten olumlu biçimde etkilenmesi bekleniyor. Huawei, 13’üncü Küresel Analist Zirvesi’ni, Çin’in Shenzhen kentinde gerçekleştirdi. Dünya çapında 500‘den fazla analistin katılımıyla gerçekleştirilen zirve, telekomünikasyon, internet, finans ve diğer sektörlerden de birçok üst düzey yöneticiyi bir araya getirdi. Etkinliğin bu yılki teması ile “Daha Bağlantılı Bir Dünya İçin Dijitalleşerek Birlikte Büyümek” olarak duyuruldu. Huawei daha bağlantılı bir dünya yaratmak üzere, kurumsal stratejisi çerçevesinde, önemli adımlar atmaya devam ediyor. Şirket ayrıca, bulut bilişim, nesnelerin interneti ve dönüşüm operasyonları özelinde; stratejik
düşünme, ürünler ve pazarlama süreçleri konularında da yoğun şekilde çalışıyor. Etkinlik çerçevesinde sektörün önde gelen temsilcileri, NB-IoT Forum, OpenStack, TM Forum ve The Open Group platformlarında eko-sistemin gelişimine yönelik başarı hikâyelerini ve deneyimlerini paylaştılar. Huawei FDD Ürün Grubu Başkanı William Wang konuyla ilgili yaptığı açıklamada, “4.5G 2016’nın en önemli teknoloji gündemlerinin başında geliyor. Bu yıl, 20 operatörle başladığımız ilk faz çalışmalarını, yılsonuna kadar 60 operatörle, 4.5G ağının altyapı inşasını tamamlaması sonucuna ulaştırmayı hedefliyoruz. Türkiye bu teknolojinin hayata geçirilmesi için en önemli pazarlardan bir konumundadır. Operatörlerle işbirliği gerçekleştirerek, Türkiye’ye en gelişmiş 4.5G teknolojisini entegre etmek için var gücümüzle çalışıyoruz” dedi. Huawei, 4.5G özelinde, sektöre 4T4R, Aktif Anten Üniteleri (AAU), genişbant ve multi-genişbant anten
Huawei FDD Ürün Grubu Başkanı William Wang sistemleri gibi modern çözümler sundu. Türkiye’deki operatörler 1Gbps hız seviyelerine ulaşırken, VoLTE, Wireless To The X (WTTx), Narrowband IoT (NB-IoT) ve LTE entegre Trunked Radio (LiTRA) gibi ticari ağlarla gelişmiş 4.5G servislerine imza attı. Bu servisler arasında Türkiye’deki operatörlerin de kullanıcı beklentilerini tam anlamıyla karşılaması açısından önemli kalemler yer alıyor.
Turkcell Genel Müdür Yardımcısı İlker Kuruöz:
Yüksek hız, bugün bilmediğimiz yeni sektörleri oluşturacak 4.5G sayesinde daha yüksek veri hızları, daha düşük gecikme süreleri sunmak mümkün olacak. Turkcell’liler 375 Mbps’e varan mobil hızlar ile örneğin 2GB’lık bir filmi yaklaşık 40 saniyede indirebilecek. Başka bir örnek vermek gerekirse bir konsere gittiğimizde 4.5G sayesinde konseri gece boyunca canlı olarak sevdiklerimizle paylaşabileceğiz. Hızlı internet sayesinde nesnelerin haberleşmesi de kesintiye uğramayacağı için daha fazla makine birbiriyle haberleşecek. Evde bulunan güvenlik sistemine, buzdolabına, televizyona, kombiye ve aklımıza gelen her şeye uzaktan müdahale edeceğiz. Diyelim ki anneniz size sürpriz yaptı ve evde olmadığınız bir anda başka bir kentten sizi ziyarete geldi. Anneniz kapıda kalmasın diye, eve gitmek yerine cep telefonunuzdan şifrenizi girerek annenizin eve girmesini sağlayacaksınız. Dediğimiz gibi bu sadece bir örnek, hayal gücünüz ne kadar genişse 4.5G hayatınızı o kadar fazla etkileyecek. Hızlı internet sayesinde bugün bilmediğimiz yeni sektörler oluşacak. Genişbant yatırımları ve olanakları genişledikçe klasik altyapı yatırımlarına olan ihtiyaç da azalacak. Genişbant penetrasyonunda her yüzde 10’luk artış ayrıca yeni girişimci sayısını da sırasıyla yüzde 21, yüzde 12 ve yüzde 8 oranında artırıyor. Bu durumda bizim
gibi altyapıya önem veren, bunun için çalışan ve yatırımlarını yapan şirketler kazanacak. Altyapısını yenilemeyen, eski ve klasik altyapılarıyla devam eden operatörler yeni ve hızlı döneme ayak uyduramayacaklar ve onlar için işler biraz zorlaşacak diyebilirim. 4.5G fırsatlarla beraber geliyor 4.5G’ye 2015’te yaptığımız ve 2018’e kadar yapacağımız yatırım yaklaşık 175 bin kişiye dolaylı istihdam yaratacak. Bundan sonra iş hayatımızda 4.5G’nin bizi nasıl dönüştürdüğüne çok daha yakından tanıklık edeceğiz. 4.5G sayesinde gelecek kesintisiz iletişim sayesinde yüzlerce yeni meslek ortaya çıkacak. Örneğin kırsal alanlara insansız
hava araçlarını yerden kumanda ederek ilaç gönderebileceğiz. Bunu kargo şirketlerine uygulamak da imkansız görünmüyor. Daha da önemlisi eğitim ve sağlıkta akıl almaz yenilikler görülecek. Dersler 4.5G sayesinde canlı yayınlanabilecek. İsteyen derse katılmadan istediği yerden derse katılabilecek, isterse de başka bir zaman bu dersi tekrar izleyebilecek. Bu durum önümüzdeki dönemde okul ve derslik ihtiyacını da ortadan kaldırabilecek. Öğrencilerin dersi evlerinden takip ettiğini düşünürsek, öğretmenlerin de evlerinden ders anlatmalarının yolu açılacak. Böylece milyarlarca dolar yatırılan derslik ve okulların büyük bölümüne ihtiyaç kalmayacak.
4.5G’de en büyük değişim iş dünyasında yaşanacak. Yeniliklere ayak uyduramayan birçok sektör ve meslek piyasadan silinecek. Piyasadan silinen mesleklerin yerini teknoloji odaklı meslekler ve şirketler alacak. Bir başka deyişle, çocuklara sorduğumuz “Büyüyünce ne olacaksın?” klasiği de tarihe karışacak. Çünkü bugün ilkokula giden çocukların yüzde 80’i henüz hiçbirimizin bilmediği işleri yapacaklar. Şirketler ulusal ve global rakipleri ile rekabet etmek için mutlaka teknolojiyi kullanmak zorunda olacaklar. Teknolojiyi kullanan şirketler işlerini anlık her yerden takip edebilecek. Saha çalışanları da şirket merkezindeymiş gibi gerekli bilgilere anında sahip olacak.
Mükemmel görüntü
WiseNet HD+, mevcut koaks kablo üzerinden yeni düzey Full HD 1080p video kalitesi sunar. 39 yılın hassas mühendislik ve video deneyimine sahibiz, bu yüzden bir nesnenin ayrıntılarını vurgulayan renkler ve tonlar üretiyor ve hiç olmadığı kadar keskin bir görüntü sunuyoruz. Analogdan IP’ye geçmeye hazır değilseniz, ancak Full HD görüntü istiyorsanız WiseNet HD+ ile sisteminizi yükseltin.
samsung-security.eu
©2016 Hanwha Techwin Europe Limited
20
DOSYA
BThaber
4.5 G ve M2M
2 - 8 MAYIS 2016
Perform Türkiye ve Doğu Avrupa Genel Müdürü Emre Uğurlu:
4.5G Türkiye’de dijital spor dünyasının gelişiminde çok önemli bir rol oynayacak Son araştırmamız, Türkiye’de 21 milyon aktif sporsever olduğunu ve bunların da yüzde 68’inin sporu mobil cihazlardan takip ettiklerini göstermişti. Buna ek olarak, sporseverlerin yüzde 74’ü, televizyonda spor içeriği izlerken bilgisayar, akıllı telefon veya tablet gibi ikinci bir ekran daha kullanıyor. 4.5G’nin bu oranlarda önemli artışlar sağlayacağını düşünüyorum. Ayrıca katma değerli servislerle yeni iş modellerinin gelişmesinde ve dijital sporun ekonomik olarak büyümesinde de 4.5G’nin rolü büyük olacak. Yurtdışında sıklıkla gördüğümüz, sadece internet üzerinden ve mobil olarak yayın yapan TV şirketlerinin sayısının artmasını, sporseverlere yönelik yeni dijital ürün ve hizmetlerin geliştirilerek kullanıma sunulmasını bekliyoruz. 4.5G, taraftarların kendilerini tamamen maçın içinde hissetmelerini sağlayacak birçok teknolojiyi mümkün kılıyor. Örneğin, 4.5G ve WiFi bağlantılı stadyumlarda maç önünde, maç esnasında ve maç sonunda kullanıcılara özel yayınlar ve videoların paylaşılacağı uygulamalar ile kullanıcıların maç izleme deneyimlerinde olumlu yönde farklılıklar olabilir.
Maçların önemli anları ve tartışmalı pozisyonları, özel kameralar ile farklı açılardan sunulabilir. Yurtdışındaki örneklerde olduğu gibi, stadyumlar için geliştirilecek mobil uygulamalarla, taraftarların en kısa yoldan stadyuma ulaşması, park yeri için rezervasyon yaptırması, kullanması gereken kapıyı ve hangi koltuğa oturacağını öğrenmesi çok daha hızlı bir şekilde gerçekleşebilir. Taraftarlar, yine bu mobil uygulamaları kullanarak koltuklarına yiyecek içecek siparişi bile verebilirler. 4.5G, 3G ile hayatımıza giren, ‘her an her yerde maç izleyebilmek’ kavramını çok daha gelişmiş bir biçimde sunacak. Her şeyden önce, yüksek kaliteli maç yayınlarını mobil cihazlarımızdan kolayca takip edebileceğiz. İngiltere’deki yayıncı kuruluşun, gelecek sezondan itibaren Premier Lig’i sosyal medya kanallarından yayınlayacağını duyurması da bu teknolojinin habercisi oldu. Ek olarak, internet ve mobil yayın maliyetinin görece daha düşük ve daha hızlı olması, dünya üzerindeki alternatif sporların her bölgeden izlenmesinin de önünü açabilir. Sporseverler, televizyondan yayınlanmayan yüzlerce spor müsabakasına, mobil
cihazları üzerinden istedikleri anda ulaşabilirler. Eğer servis sağlayıcılar mobil internet kota alt limitlerini 30-40 GB seviyelerine çekerlerse, maçların canlı skor uygulamaları üzerinden yayınlanması gibi seçenekler de söz konusu olabilir. 4.5G ile gelen hız, canlı skor uygulamalarını ve bu uygulamaların sunduğu deneyimi de farklı bir boyuta taşıyacak. 3G’ye kıyasla daha hızlı açılan uygulamalar ve daha hızlı güncellenen ekranlar, Mackolik canlı skor uygulaması gibi, verdiği hizmetin hızı saniyelerle ölçülen uygulamaların kullanılmasını daha da kolaylaştırıyor. Bu sayede, bahis oynayan sporseverlerin bu tür uygulamaları kullanma eğiliminin daha da artması bekleniyor. Benzer bir şekilde, canlı görsel anlatım, canlı istatistik ve canlı metin anlatımı gibi içeriklerin güncellenmesi önceki döneme göre daha hızlı olduğu için, bu kaynakların mobil durumdayken kullanıcılara verdiği hizmetin kalitesi de artmış olacak. Hız, maç sırasında canlı skor uygulaması üzerindeki mesaj panosu aracılığıyla birbirleri ile mesajlaşan ve maçı yorumlayan kullanıcıların deneyimlerini de olumlu etkileyecek. Daha hızlı güncellenen mesaj panoları sayesinde yazışmalar arasındaki
süre de kısalacak ve sporseverler arasındaki iletişimin hızı artacak. Oyuncular ve kulüpler de yararlanacak 4.5G teknolojisi sporseverlerin yanı sıra kulüplere ve sporculara da yarar sağlayacak. Sporcuların antrenmanlardaki performans ve sağlık verileri, kulüp dışındaki ilgili birimlere çok hızlı bir şekilde iletilebilecek. Sporcunun harcadığı efordan, nasıl daha verimli olabileceğine kadar birçok farklı alanda toplanan detaylı veriler, daha bilimsel metotlarla antrenmanlar yapılabilmesini ve sporcu sağlığının korunması konusunda daha olumlu adımlar atılabilmesini sağlayacak. 4.5G, veri depolamanın daha geniş ölçeklere yayılmasının ve bu verilerin mümkün olan en yüksek hızda gerekli mecralara ulaşmasının da önünü açabilir. Sakatlanan bir oyuncunun belirli bir zaman aralığındaki tüm fiziksel verileri, doktoru ile en hızlı şekilde paylaşılabilir. Kalp rahatsızlıklarından kaynaklanan sağlık problemleri de erken teşhis edilerek çözülebilir. UEFA’nın maç içinde oyuncuların sağlıklarına ilişkin verilerin takip edilmesini yasaklaması sebebiyle bu çalışmalar şu an maç esnasında yapılamıyor ama ilerleyen dönemde kuralların değişmesi yeni uygulamaları da beraberinde getirebilir.
4.5G Bulutu da büyütecek Seagate’in Retail Ürünlerden Sorumlu Türkiye Müdürü Erhan Arslan, 4.5G teknolojisiyle birlikte kablosuz depolama ürünlerinin ve bulut depolamanın daha fazla önem kazanacağını belirtti. Bulut depolama alanında 4 yılda 3 kat büyüme beklendiğini söyledi. 4.5G teknolojisine geçiş ile birlikte mobil internet hızı 10 kat arttı, kullanıcılar müzik, fotoğraf, belge gibi verileri saniyeler içinde mobil cihazlarına indirebilir hale geldi. Mobil internetin yeni hızıyla birlikte kullanıcıların akıllı cihazlarında daha fazla alana ihtiyaç duyacağını ifade eden Arslan, özellikle bulut depolamanın ve mobil cihazlar için üretilmiş harici disklerin kullanımında artış yaşanacağını söyledi. Bulut 4 yılda 3 Kat Büyüyecek 4.5G’nin yanı sıra, mobil cihazlar ile içerik üreten kullanıcı sayısının da her geçen gün arttığını vurgulayan Erhan Arslan, global bulut depolama
pazarına dair yapılan araştırmaya göre, bulutun önümüzdeki dört yıl içinde üç kat büyüyeceğini açıkladı. Aynı şekilde kablosuz depolama cihazlarında da bir artış beklediklerini ifade eden Arslan, Seagate olarak bu alanda daha fazla
seçenek sunmaya başladıklarını belirtti. Kablosuz Depolamada Seçenekler Arttı Seagate’in mobil cihazlar ile uyumlu, kablosuz diskleri Seagate Wireless ve
Seagate Wireless Plus, akıllı telefonlar, tabletler, dizüstü bilgisayarlar ile internet gerekmeden, kablosuz olarak veri aktarımı yapabiliyor ve diskteki içerikleri eş zamanlı olarak cihazlara aktarabiliyor.
Yaratıcı bakışınıza enerji sağlayın HP, farklı görevlerin farklı araçlar gerektirdiğini biliyor ve bu yüzden en karmaşık görevleri çözmek için ölçeklenebilirlik ve performans beklentilerine cevap veren HP Z İş İstasyonları Masaüstü ailesini sunuyor.
HP Z240 İş İstasyonları HP'nin uygun fiyatlı Z İş İstasyonuna geçmenin zamanı geldi. Gelecek nesil işlemcilere ve profesyonel grafik teknolojisine sahip olan HP Z240, günümüzün en karmaşık modelleme ve görüntü oluşturma projelerinin üstesinden gelmek için özel olarak tasarlanmıştır. HP Z240 İş İstasyonu, iş istasyonu güvenilirliğini ve performans özelliklerini-PC benzerifiyatlarla-sağlar. Daha fazla bilgi için bkz. hp.com/zworkstations
Asır Bilgisayar Sistemleri San.Tic.Ltd.Şti Defterdar Mah Sakızağacı Sok No:4 Ayvansaray Eyüp / 34050 / İstanbul Tel: 0212 212 20 97
Detaylı bilgi ve fiyat talepleriniz için: satis@asirbil.com www.asirbil.com © Copyright 2015 HP Development Company, L.P. Burada belirtilen bilgiler bildirimde bulunulmadan değiştirilebilir. HP ürün ve hizmetleri için verilen garantiler sadece ürün ile birlikte verilen ekspres garanti koşullarında belirtilmiştir. Burada belirtilenler herhangi bir ek garanti iddiası olarak anlaşılmamalıdır. HP, bu belgede olabilecek teknik veya içerik hatalarından veya ihmallerden sorumlu tutulamaz.
22
DOSYA
BThaber
4.5 G ve M2M
2 - 8 MAYIS 2016
Qualcomm Türkiye Genel Müdürü Barış Ruacan:
Yüksek hız beraberinde verimlilik artışı ve rekabetçiliği de getirecek 4. nesil şebeke ve teknolojiler, veri aktarımında hız ve kapasite açısından çağımızın en gelişmiş mobil teknolojileridir. Mobil cihazlarımızı her zamankinden daha fazla kullandığımız günümüz dünyasında televizyon, video, oyun, eğitim, bulut servisleri, mobil sağlık, akıllı araçlar, makinelerarası iletişim ve nesnelerin interneti gibi işlevler için hız ve bant genişliği çok önemli bir unsurdur. 4,5G bu işlevlerin tümü için gereken yüksek hız ve bant genişliği altyapısını sağlayacak ve bununla birlikte yeni iş alanlarının yaratılmasına önayak olacaktır. Bu kadar hızlı ve gecikmesiz bir şebeke cihazlarımıza bakışımızı da tümden değiştirecek. Kesintisiz ve çok daha hızlı bir internet deneyimi, mobil ekosisteme yepyeni servisler ve yenilikçi servis sağlayıcılar kazandıracak. Ekosistem daha da fazla genişleyecektir. Özellikle gecikme süresinin kısalmasıyla, online işlem ve faaliyetler gerçek zamanlı yapılabilecek. Bu da iş süreçlerinde önemli ölçüde verimlilik artışını, rekabetçiliği ve maliyet avantajını beraberinde getirecek. Depolama ve paylaşma yöntemleri önem kazanacak Mobil cihazlarımız; günümüz dünyasında televizyon, video, oyun, eğitim, bulut servisleri, mobil sağlık, akıllı araçlar, makinelerarası iletişim gibi alanlarda pek çok yeni
servisin hayatımıza girmesine ve bunları her zamankinden daha fazla kullanmamıza önayak olacaktır. 4,5G ile beraber indirme hızlarının
ciddi oranda yükselmesi özellikle HD kalitesinde video ve müzik deneyimini çok daha erişilebilir kılacağı gibi görüşmelerdeki ses
kalitesi de üst seviyeye çıkacaktır. 2GB büyüklüğündeki bir filmi cihazımıza bir dakikanin altında indirebileceğimiz bir dünyada doğal olarak veri depolama ve paylaşma yöntemleri de çok daha fazla önem kazanacaktır. Günümüzün hızla değişen dünyasında teknolojinin hızlı değişimi ile uyumlu sektörel düzenlemeler de doğal olarak yapılmalıdır. Bu düzenlemeler, teknolojinin gerisinde kalmamalı en azından teknoloji ile aynı hızda ilerlemelidir. Aksi durumda hızlı teknolojinin faydalarından tam olarak istifade etmemiz de pek mümkün olmayacaktır. Bu nedenle ileride sektörel düzenlemelerde 4,5G ve M2M odaklı yenilenme yapılmasını bekliyorum. Özellikle frekans tahsisleri, mobil alanda yeni iş fikirlerinin ve yerli AR-GE faaliyetlerinin teşvik edilmesi ve vergilendirme alanlarında pek çok düzenlemeye ihtiyaç var. İş dünyasında esnekliğin ve mobilitenin önemi artıyor. 4,5G gibi teknolojiler de iş yapma biçimlerinde mobilite ve esnekliği daha da artıracaktır. Bu teknoloji daha hızlı ve rekabetçi iş süreçlerinin de mimarı olacak. Geçmiş ile kıyasladığımızda Türkiye’de reel sektörün bu konularda BT şirketlerinden danışmanlık desteği alma isteğinde ilerleme görüyoruz. Gelecekte de reel sektör, danışmanlık hizmetlerine daha fazla önem verecektir diye düşünüyorum.
ASUS Sistem İş Grubu Türkiye Ülke Müdürü Bora Aras:
Hızla birlikte güvenlik önem kazanıyor Günümüz dünyasının en önemli özelliklerinden birisi hızın geçmişte olduğundan çok daha fazla önem kazanmış olması. İster bireysel ister kurumsal olsun başarıya giden yolda hızlı aksiyon almak artık hayati öneme sahip. Ancak hız gerçek hayatta olduğu gibi sanal hayatta da bazı riskleri beraberinde getirebiliyor. Bu risklerin başında ise güvenlik geliyor. Bu nedenle M2M ve IoT açısından hız ve güvenliği optimize bir şekilde sunmak oldukça önemli. Hızın artması ile birlikte şirketler saha satış operasyonlarını ve müşteri ilişkileri yönetimlerini daha fazla mobilden yapacak. Çalışanlar, toplantılarını kolaylıkla görüntülü olarak yapabilecek, dosyalar ve veriler bulut sistemlerinde çok daha fazla saklanarak her yerden
bu içeriklere erişim mümkün hale gelecek. Her yerden şirket ağına hızlı şekilde bağlantı sağlanacak. Gerçek zamanlı veri paylaşımı, maliyetlerde düşüş, kaynaklarda verimliliği ve zamandan tasarrufu yanında getirecek. 4,5G teknolojisi sayesinde özellikle yurtdışından Türkiye pazarına yeni hizmet, uygulama ve çözümler giriş yapacak. Reklamların içeriği zenginleşecek, veri analizinde yeni dönem başlayacak. Kısacası iş dünyasındaki tüm düzen, 4,5G’nin hızına göre yeniden şekillenecek. Kullanılan veri miktarı artacak 4,5G ve bu bağlantının daha da büyüteceği M2M ve IoT teknolojileri birçok alanda değişimi de beraberinde
getirecek. Türkiye’de özellikle e-ticaret, mobil ödeme, medya ve eğlence gibi sektörlerde ciddi bir canlanmanın yanı sıra iletişim teknikleri ve veri depolama yöntemlerinde de bir değişim ve gelişim bekliyorum. İletişim tekniklerinde görüntü ve ses kalitesini daha da artıracak geliştirmeler muhakkak yapılacaktır. Ayrıca veri depolama da her zamankinden daha önemli hale gelecektir. 4,5G ile birlikte veri kullanım miktarları her geçen gün daha fazla artıyor. Veri paylaşım hızı arttıkça kullanılan miktar da artıyor. Örneğin sosyal medyadan daha fazla içerik izleyebiliyoruz, daha fazla içerik indirebiliyoruz. Kullanıcılar daha büyük içerikler paylaşabiliyor. Daha yüksek alan kaplayan uygulamalar daha fazla indiriliyor. Bu durum üretim cephesini
de doğal olarak etkileyecek. Daha yüksek kapasiteli cihazlara ihtiyaç duyulacak. Bu paralelde içeriklere her zaman ve her ortamda ulaşılmasını mümkün kılan bulut sistemlerindeki gelişim de hız kazanacaktır. Başarı çıtası yükselecek Günümüzde mobilite kurumlar için önemli bir yer tutuyor. İhtiyaç duyulan veriye veya içeriğe istenildiği an 7/24 ulaşılması kurumların başarı çıtasını da yükseltecektir. Burada önemli olan kurumların kendilerine en uygun çözümleri hayata geçirmesidir ki bunun da yolu doğru danışmanlık hizmeti alabilmekten geçiyor. Reel sektörün BT şirketlerinden danışmanlık desteği alma isteği de teknolojinin gelişimine paralel olarak ileride daha da artacaktır.
24
BThaber
BİLİŞİM DÜNYASI
2 - 8 MAYIS 2016
Synology, Türkiye’deki ilgiden memnun Kullanıcılarına yüksek performanslı NAS ürünleri sunan Synology, yenilikçi tasarım Bülent Nevres Hannover ve özelliklere sahip ürünlerini uygun fiyatlarla Türkiye’deki kullanıcılarla buluşturuyor. Çalışanlarının yüzde 80’ini ArGe çalışanlarının oluşturduğu Synology, bu Ar-Ge gücünü kullanarak kullanıcıların ihtiyaçlarına en uygun en yenilikçi ürünleri geliştirmeye devam ediyor. Yüksek performanslı, uygun fiyatlı, kullanımı kolay arayüzleri ve yüksek güvenlik özelliklerine sahip ürünleriyle rakiplerinden ayrılan Synology’nin Türkiye Ürün Müdürü Volkan Yiğit’le geçtiğimiz Mart ayında Almanya’nın Hannover kentinde gerçekleştirilen CeBIT’te kısa bir söyleşi gerçekleştirme imkanı bulduk. Yiğit, Türkiye’deki çalışmaların çok iyi gittiğini ve bu çalışmaların meyvelerini toplamaya başladıklarını belirtti.
Kullanıcılarına yüksek performans, esneklik sunan ürün ve çözümleriyle önemli bir katma değer sağlayan Synology, Türkiye’deki faaliyetlerinin meyvelerini toplamaya devam ediyor. bulut uygulamaları, kullanımı kolay, mevcut BT yapısına kolay entegre olabilen ve rakiplerinden farklılaşan olanaklar sunması ile kullanıcılarına önemli avantajlar sağlıyor. Synology cihazları, genel, özel veya hibrid bulut olarak ihtiyaçlara uygun kullanılabiliyor. Verilerin hızlı gönderilip alınmasını sağlayan ürünlerimiz, sürekli olarak en güncel veriler üzerinde çalışılma fırsatı veriyor. Kullanıcı giriş, çıkış izinlerinin belirlenebildiği ve SLL şifreleme özelliği ile verilerinin güven altında tutulmasını sağlıyoruz.
n Synology, kullanıcılara ne gibi avantajlar sağlıyor? Synology’nin sunduğu
Synology Türkiye Ürün Müdürü Volkan Yiğit Bu sene ikinci kez düzenlenecek SAP Perakende Zirvesi, dijital teknoloji ve inovasyon alanında içeriği ile sektörün nabzını tutacak. 10 Mayıs’ta İstanbul Grand Tarabya Otel’de gerçekleşecek zirvede SAP, katılımcıları dijital düşünmeye davet ediyor. ‘Dijital Perakendecilik’ teması çerçevesinde düzenlenen zirve, SAP Türkiye Genel Müdürü Zeynep Keskin, BMD ve Penti Yönetim Kurulu Başkanı Sami Kariyo ve Koçtaş Genel Müdürü Alp Önder Özpamukçu’nun
SLL stratejisi sayesinde en yüksek düzeyde güvelik sunan NAS ürünlerimiz, zaman ve enerjiden de tasarruf edilmesine imkân tanıyor. Güvenlik uygulamalarımız sayesinde aktarılmak veya depolanmak istenilen veri boyutları belirlenerek, mobil cihazların depolama veya internet kotalarından da tasarruf sağlanmış olunuyor. n Kullanıcıların NAS cihazı alırken en çok dikkat ettikleri konular neler? Kurumların verilerini güncel tutmaları ve güvenliğini sağlayabilmeleri, iş süreçlerinin önemli bir kısmını oluşturuyor. Verilerin güncel olarak saklanabilmesi, iş süreçlerinin verimliliğini artıran faktörler arasında yer alıyor. Bir proje üzerinde çalışan birden fazla çalışanın en güncel bilgiye erişim sağlaması gerekiyor. Verilerin güncellenirken kaybolmaması da büyük önem teşkil ediyor. Günümüzde mobilitenin ön plana çıktığı göz önünde bulundurulduğunda, yenilikçi çözümlere olan ihtiyacın arttığı görülüyor. Synology Cloud Station Drive uygulaması sayesinde verilere her yerden ve sorunsuzca ulaşmak mümkün. İstenilen cihaz üzerinden verilerin güncellenmesi ve güvenliğinin sağlanmasına imkân tanıyan Cloud Station Drive, yapılan güncellemelerin bütün cihazlara uygulanmasını mümkün kılıyor. Gartner tarafından yapılan
araştırmaya göre, 2016 yılında tüketiciler, tüm dijital içeriklerinin yüzde 36’sını bulut sistemleri üzerinde depolayacak. 2011 yılında 329 Eksabayt boyutundaki veri miktarının 2016’da 4,1 Zetabayt olması öngörülüyor. DSM 6.0 işletim sistemi ile veri depolama deneyimini yeniden tanımlıyoruz. Sunduğumuz tüm çözümlerin hayatı kolaylaştırır bir nitelik taşımasına önem gösteriyoruz. Örneğin Synology CloudStation Share Sync uygulamamız ile farklı lokasyonlar arasında bulunan cihazların senkronizasyonunu sağlayabiliyorsunuz. n Güvenlik açısından ne gibi çalışmalarınız bulunuyor? Verimlilik ve yüksek performans ile birlikte en gelişmiş güvenlik uygulamalarını da kullanıcıların hizmetine sunuyoruz. Synology, 802.1X protokolü ile her zaman kontrole olanak sağlıyor. SLL stratejisi sayesinde en yüksek düzeyde güvelik sunan DSM 6.0, zaman ve enerjiden de tasarruf edilmesine imkan tanıyor. 64 bit işlemci ile donatılmış DSM 6.0, gelişmiş Btrfs dosya indeksleme sistemi ve temel uygulamaların yanı sıra, görme engelli kullanıcılar için erişebilirlik ve mobil cihazlar için yeniden tasarlanmış arayüz ile kullanıcıların karşısına çıkıyor. Ayrıca “Anlık Görüntü ve Çoğaltma” teknolojisi ile sabit sürücülerdeki okuma, yazma işlemlerinin etkisini
ve geleneksel yedeklemenin neden olduğu bant genişliği tüketimini azaltıp, Snapshot Replication uygulaması sayesinde veri kayıplarının önüne geçilmesini ve felaketlerden korunmayı mümkün kılıyor. n Bulut tarafında ne gibi çözümleriniz bulunuyor? DSM 6.0 sürümü ile NAS (Network Attached StorageAğa Bağlı Depolama) cihaz deneyimini geliştirmeye devam ediyoruz. NAS ürünlerinden maksimum faydanın elde edilmesini sağlayan DSM 6.0 sayesinde fiziksel sunucular sanallaştırılarak, maliyetler düşürülüyor. Docker DSM ve Virtual DSM uygulamaları ile güvenli ve bütünleşik bir yapı sunan Synology, veri depolama gereksinimlerine kapsamlı bir çözüm sunuyor. İstenilen her yerden verilere ulaşıp, bulut depolama hizmetleriyle senkronizasyon sağlayan Cloud Station 4 ve Cloud Sync uygulamaları ise istenilen her yerden verilere erişimi sağlıyor. Türkiye’de ürünlerinize ilgi nasıl? Türkiye, bizim açımızdan çok önemli bir pazar. Yeni olmamıza rağmen çok önemli ilerlemeler kaydettik. Özellikle 2015 yılı bizim açımızdan çok iyi geçti. 2016’nın çok daha iyi geçmesini bekliyoruz. Geçtiğimiz haftalarda İstanbul’da iş ortaklarımızın ve müşterilerimizin katıldığı bizim açımızdan çok önemli bir etkinlik gerçekleştirdik. Bu etkinlikte gördük ki çok doğru bir yoldayız. Ayrıca Türkiye’deki kullanıcılarımız için çeşitli webinar’lar düzenliyoruz. KOBİ’lerin ürünlerimize büyük ilgisi var. Çalışmalarımız hızla devam edecek.
Perakende, BT ile değişiyor konuşmalarıyla başlayacak. Koçtaş BT Direktörü Orkun Süer ise uygulamaya alacakları Müşteri Hizmetleri Bankosu süreçlerini ve mağaza içi satış personelini dijital ortamda yönetmelerini sağlayacak mobil uygulamayı sunacağı demoyu tanıtacak. Zirvede Schafer, Şölen, E-Bebek, Carrefour, Mavi ve A101 gibi firmaların teknoloji uygulamaları
katılımcılarla paylaşılacak. Zirve; SAP Dijital Perakendecilik Çözümleri, Müşteri Deneyimi Çözümleri, Nesnelerin İnterneti ve Büyük Veri Yönetimi, Perakende Sektöründe SAP Bulut Çözümleri, Moda Yönetimi ve Üretimi Çözümü, Yeni Nesil IK Yönetimi, Talep Tahminleme ve Yenileme gibi başlıklar çerçevesinde gerçekleşecek.
Projelerle
“GELECEĞİ ŞEKİLLENDİRMEK” 12 MAYIS 2016 PMSUMMIT ANKARA 2016 CERMODERN SANATLAR MERKEZİ
www.pmi.org.tr/summit/ankara summit06@pmi.org.tr
Websitesi için
Kayıt için
26
BThaber
BİLİŞİM DÜNYASI
2 - 8 MAYIS 2016
E-ödeme pazarı hızla gelişiyor Haber Merkezi 80 milyona yakın nüfusu ile 160 milyona yakın kredi ve banka kartının bulunduğu Türkiye’de, son yıllarda tüm dünyada olduğu gibi elektronik ortamda gerçekleştirilen ödemelerin hacmi artmaya devam ediyor. Asseco SEE Grup Yöneticisi Burak Kutlu ile Türkiye’deki ve dünyadaki durum hakkında kısa bir söyleşi gerçekleştirdik. n Türkiye’deki e-ödeme sektöründen bahseder misiniz? Bu alana yönelik çalışmalarınız nelerdir? Tahsilatların online yapılma oranlarının giderek arttığı Türkiye, e-ödemeler anlamında hızlı gelişen bir pazar. Ülkemizde kredi kartıyla banka kartlarının kullanımı 160 milyonun üzerinde. Türkiye nüfusunu 80 milyon olarak düşünürsek, kişi başına 2 kart düşüyor. Türkiye’de ödeme sistemleri 90’ların sonundan itibaren özellikle inovasyon kaynaklı ciddi bir ivme ile gelişim göstermeye devam ediyor. Kamu tarafında ise elektronik dünya için düzenlemeler yapılıyor. İşletmeler de yeni ürünlerini, çözümlerini buna göre geliştiriyor, zengin bir müşteri deneyimi yaşanıyor. Örneğin, 6493 sayılı Ödeme ve Menkul Kıymet Mutabakat Sistemleri, Ödeme Hizmetleri ve Elektronik Para Kuruluşları Hakkında çıkan kanun, sabit ÖKC geçişi (yeni nesil ödeme kaydedici cihazlar) gibi bazı yeni sayılabilecek süreçlerin devamından, bu düzenlemelerin servis sağlayıcılar ve son kullanıcılara
Penta Teknoloji Satış Pazarlama Direktörü Fatih Erünsal
E-ticaret alanındaki düzenlemeler ve daha güvenli hale gelen işlemlerle birlikte e-ödeme hacmi artıyor. etkilerinden bahsedebiliriz. Bu kanun ile e-ticaret alanında gelişmeler olacağını söylememiz mümkün. Türkiye’deki internetten yapılan kartlı ödeme işlemlerin verilerine bakıldığında; 2014 yılı ile karşılaştırıldığında, 2015’de yaklaşık 15 milyon TL işlem hacminde artış olduğunu görüyoruz. Asseco SEE olarak, güvenli e-ödeme çözümleri (Payment Gateway) alanında Türkiye’de geniş bilgi birikimi ve deneyime sahibiz. Hem Türkiye’de hem de yurt dışında içlerinde birçok büyük bankanın da yer aldığı, bankalara hizmet, ürün satış, bakım ve operasyonel teknik destek hizmeti sağlıyoruz. Türkiye’deki “PCI Level 1 Certified” birkaç teknoloji firmasından biriyiz. Ayrıca sunduğumuz ödeme altyapısı yeni yasal düzenlemelere tam uyumlu. n Mobil ödeme sistemlerinde eğilim hangi yöne doğru ilerliyor? Servis sağlayıcıların konvansiyonel ürünlerine olan yatırımlarının artması ve kullanıcı alışkanlıklarının evrilmesiyle mobil dünya hayatımıza daha fazla girecek. Ülkemizde müşteri sadakat uygulamaları müşteri gözünde fark yaratıyor, talep görüyor. Sadece mobil ödeme çözümlerinin değil, sadakat ve ödeme çözümlerinin de müşteri tarafında rağbet göreceğini söyleyebiliriz.
6563 no’lu yasa ile birlikte, e-ticaret ve mobil ödemeler alanında farklı bir yöne girilmiş bulunuyor. Yasa ile kişisel verilerin korunması öne plana çıkarılmış durumda. Kişisel bilgilerinin paylaşılacağı endişesini taşıyan tüketiciler artık güvenle istedikleri e-ticaret sitesinden alışveriş yapma rahatlığına kavuşacak. Alışverişin internete ve mobile kaydığı günümüzde verilerin gizliliğin garanti altına alınmasının, online ticaret hacmine olumlu etkileri olacaktır. n Türkiye’deki mobil ödeme uygulamalarını nasıl değerlendiriyorsunuz? 6493 sayılı kanun ile Türkiye’deki mobil ödeme uygulamalarının daha güvenilir olacağını düşünüyoruz. Bu alana yönelik her geçen gün yenilikçi iş uygulamalarımıza bir yenisini ekliyoruz. NestPay, Asseco SEE Teknoloji tarafından geliştirilmiş e-ödeme işleme (ePayment Processing) platformudur. NestPay, başta bankalar olmak üzere, online ödemeler pazarında, müşterilerine tahsilat çözümü sunmak isteyen finansal kurumların ihtiyaçlarını karşılıyor. NestPay, tekrarlayan ödeme ve ödeme talimatı alma özellikleriyle sanal POS’larını tahsilat amaçlı kullanan firmaların kayıtlı kredi kartı bilgilerini kullanarak, tahsilatlarını gerçekleştirmesini sağlıyor. Tek bir arayüzle
güvenli bilgi erişimini sağlayan çözümler, kart çözümleri alanında tüm kartlı ve kartsız işlemleri destekleyen ödeme, ATM / POS çözümleri ve bunların uçtan uca yönetimi yer alıyor.
Asseco SEE Grup Yöneticisi Burak Kutlu tüm sanal POS altyapısının yönetilebilmesi ise iş yerlerine kullanım kolaylığı sağlıyor. n E-ödeme alanındaki güvenlik süreçleri neler ve nelere dikkat edilmesi gerekiyor? Ödemelerin kredi kartıyla gerçekleştiği e-ödeme dünyasında, güvenlik olgusu çok önemli ve hassas bir konu olarak karşımıza çıkıyor. Yeni yasal düzenlemelere göre artık e-ticaret yapan ya da ödeme hizmeti sunan tüm kurumların sunduğu altyapının ya da çözümlerin güvenliği için gerekli tüm önlemleri alması ve bu altyapıyı yasal düzenlemelerle belirlenen güvenlik standartlarına uygun bir şekilde işletmesi gerekiyor. Asseco SEE olarak, alt yapımızı belirlenen güvenlik standartlarına uygun bir şekilde işletiyoruz. Bu anlamda, sunduğumuz ödeme altyapısı yeni yasal düzenlemelere tam uyumlu. Mobil çözümler alanında ise mobil ödeme, mobil bankacılık ve güvenlik, mobil cihazlardan hızlı ve
n Paratika’dan da bahseder misiniz? 6493 sayılı kanun kapsamında ödeme kuruluşu olarak hizmet vermek üzere çalışmalarımız devam ediyor. Sektöre gerekli altyapı ve bilgi birikimi olan firmaların giriş yapması ödeme hizmetlerinin gelişmesine katkıda bulunurken, Türkiye’de e-ticarette yeni bir dönemin başlayacağını söyleyebiliriz. Bu alanda önemli bir deneyime ve uzmanlığa sahip olduğumuzu tekrar belirtmek isterim. 6493 sayılı kanun kapsamında alacağımız lisans ile müşterilerimize güvenli e-ödeme sistemlerinde en iyi ve üstün özellikleri sunmaya devam edeceğiz. Yeni markamız “Paratika” ile müşterilerimize her zaman olduğu gibi e-ticaret alanında ihtiyaç duydukları çözümleri ve hizmetleri sunacağız. Paratika’yı birden fazla bankanın sanal POS altyapısına entegre olabilen ve kullanılan kart bilgilerini güvenli ortamda saklayarak, sonraki işlemlerde tekrar kullanılabilmesini sağlayan bir elektronik ödeme çözümü olarak tanımlayabiliriz. “Tek tıkla ödeme”, “tekrarlayan ödeme”, “sahtekârlık kontrolü”, “tek kanaldan mutabakat” gibi hizmetler tek bir paket halinde Paratika markasıyla küçük ve orta ölçekli e-ticaret kuruluşlarına sunulacak.
Penta, Microsoft’ta kapsamını daha da genişletiyor Penta Teknoloji, Microsoft ile işbirliğinin kapsamının, hâlihazırdaki ISV (Bağımsız Yazılım) dağıtıcılığının yanı sıra Microsoft OEM ürünlerinin dağıtıcılığının eklenmesiyle genişlediğini duyurdu. Penta Teknoloji’nin sahip
olduğu bayi ağıyla tüm Türkiye genelinde KOBİ’lere yüksek erişim sağlayabilmesi nedeniyle, bu işbirliğinin yasal işletim sistemi kullanımını artırma yönünde önemli bir adım olması bekleniyor. Türkiye’nin her köşesinde bayilere ulaşması ile üretici tercihlerine yön veren Penta Teknoloji, bünyesindeki markalarla PC pazarındaki ürünlerin dağıtımının yüzde
27’sini gerçekleştiriyor. Penta Teknoloji Satış Pazarlama Direktörü Fatih Erünsal, Microsoft OEM ürünlerinin dağıtımına yönelik şu bilgileri paylaştı: “Penta Teknoloji’nin bu başarısında Türkiye’deki masaüstü ve dizüstü bilgisayar dağıtımının üçte birini yapan ve tüm Türkiye’deki bayilere dokunan bir organizasyon olmamızın etkisi büyük.
Ancak gerek değişen pazar koşullarına uyum, gerek inovasyon ve katma değerli hizmet anlayışına verdiğimiz önem bize bu başarıları getiren etkenler. Amacımız; ürün gamımızı genişletmenin ötesinde, sahip olduğumuz ve sürekli geliştirdiğimiz hizmet anlayışımızla müşterilerimize uçtan uca çözümler sunmak ve iş ortaklarımızla büyümek.”
28
BThaber
BTnet.com.tr
2 - 8 MAYIS 2016
VMware gelirlerini artırıyor VMware’de birinci çeyrek dönemde gelirler, 2015’in birinci çeyreğine göre yüzde 5 artarak 1,59 milyar dolar oldu. Yönetim Kurulu VMware’i, 1,2 milyar dolar tutarına kadar A Sınıfı adi hisse senedi toplamaya yetkilendirdi. Birinci çeyrekte lisans gelirleri, 2015’in birinci çeyreğine göre yüzde 1 azalarak veya sabit kur bazında bir önceki yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 1 yükselerek 572 milyon dolar oldu. Birinci çeyrekte GAAP net gelir 161 milyon dolar veya seyreltilmiş hisse başına 0,38 dolar oldu; bu rakamlar 2015 yılının birinci çeyreğindeki 196 milyon dolara ve 0,45
2016 yılı ilk çeyrek raporunu açıklayan VMware, bu dönemde gelirlerini artırarak 1,59 milyar dolara yükseltti. dolar seyreltilmiş hisse başına kıyasla yüzde 17 azaldı. Nakit, nakde eşdeğer varlıklar ve kısa vadeli yatırımlar 8,25 milyar dolar, peşin alınan gelirler 31 Mart 2016 itibariyle 4,98 milyar dolar olarak gerçekleşti. Toplam gelirler ve peşin kazanılan gelirlerdeki ardışık değişim, bir önceki yılın aynı dönemine oranla yüzde 5, sabit kur bazında bir önceki yıla kıyasla yüzde 6 büyüdü. Lisans gelirleri ve peşin kazanılan gelirlerdeki ardışık değişim
bir önceki yıla kıyasla yüzde 1, sabit kur bazında bir önceki yıla kıyasla yüzde 2 yükseldi. VMware ayrıca, Yönetim Kurulunun VMware’i, pazar koşullarına bağlı olarak, açık pazarda 31 Aralık 2016’ya dek 1,2 milyar dolar tutarına kadar A Sınıfı adi hisse senedi toplamaya yetkilendirdiğini de açıkladı. VMware 2016’daki A sınıfı adi hisse senedinin 1,2 milyar dolarını yeniden satın almayı planlıyor.
C
M
Alphabet ilk çeyrekten istediğini alamadı
Y
CM
MY
CY
CMY
Alphabet’in açıkladığı ilk çeyrek raporları, beklentileri tam manasıyla karşılamış gibi görünmüyor. Alphabet, 2016 yılı ilk çeyrek raporlarını açıkladı. Açıklanan rakamlar, şirketin ve analistlerin beklentilerini karşılamazken, rakamların düşük olmasının temelinde mobil tarafta artan maliyetlerin yattığı ifade ediliyor. Mobil tarafa olan ilginin artmasıyla birlikte şirketlerin gelir kalemleri de bu doğrultuda bir dönüşüm yaşıyor. Mobil cihazların “alışkanlık” haline gelmesiyle beraber şirketler kullanıcılara ulaşmak için bu kanalları daha fazla kullanmaya başlarlarken, bu durum şirketlerin sırtındaki maddi yükü de aynı oranda artırıyor. Sonuçları değerlendiren Google CFO’su Ruth Porat, Google’ın mobil trafik edinme maliyetlerinin hızlı bir şekilde arttığını ifade ederken, şirketin reklam gelirlerinin neredeyse
beşte birinin trafik edinme maliyetlerine harcandığına dikkat çekti. Mobil tarafa geçişin hızlanmasıyla beraber bu rakamların da artmaya devam edeceğini söyleyen Porat, ilerleyen süreçte de bu durumda önemli bir değişim olmasını beklemediklerinin altını çizdi. Mobil taraftaki gelirlerini artırmak için çalışmalarını sürdüren Google, bu alanda oldukça başarılı bir politika izleyen Facebook ile olan rekabeti de kızıştırmayı amaçlıyor.
K
Nokia Withings’i satın alıyor Microsoft sonrası yeniden yapılanma sürecine giren Nokia, dijital sağlık alanına yatırım yapıyor. Bu noktada dijital sağlık girişimi Withings’i 192 milyon dolara satın alan şirket, satın alma işleminin tamamlanmasıyla birlikte bu alandaki rekabete dahil olacak. Fransız merkezli Withings’i satın alan Nokia, dijital sağlık alanında önemli bir adım atmış oluyor. 2016 yılının üçüncü çeyreğinde tamamlanacak atın alma işlemiyle beraber Withings, Nokia Networks ve Nokia Technologies altında konumlanabileceği ifade ediliyor. 2008 yılından bu yana akıllı
Yeniden yapılan sürecine hız kesmeden devam eden Nokia, dijital sağlık alanına yatırım yaparak bu alanda çalışmalar yapan Apple, Google, Microsoft gibi şirketlere rakip olacak. ev ve nesnelerin interneti konseptine uygun çözümler ve ürünler geliştiren Withings, Fransa’nın yanı sıra İngiltere, Amerika Birleşik Devletleri ve Hong Kong’da yer alan ofis üzerinden çalışmalar yürütüyor. Akıllı saatler, vücut analizi yapan cihazlar ve bebeklere yönelik dijital sağlık çözümlerine uzanan bir ürün yelpazesi bulunan şirket, Nokia çatısı altında
ürün yelpazesini genişletmeye çalışacak. Son dönemde akıllı telefon pazarına geri dönmeye hazırlandığı konuşulan Nokia, bu hamleyle birlikte elini güçlendirmiş olacak. Üreteceği yeni akıllı telefonla 90’lı yıllarda yakaladığı başarıyı yeniden yakalamak isteyen şirketin ne kadar başarılı olacağını zaman gösterecek.
30
BThaber
KARİYER
2 - 8 MAYIS 2016
Girişimcilik ve yaratıcılık için küresel eğitim Etkileşimli öğrenme yöntemlerini uluslararası programlarla buluşturan Onward, girişimciliğin ve yaratıcı iş alanlarının keşfedilmesini hedefliyor. Şirketin kurucusu ve Boğaziçi Üniversitesi mezunu Mert Türk, aynı zamanda Sina Afra’nın kurucusu olduğu Girişimcilik Vakfı’nın Fellow programı üyesi. Onward; eğitim başlığında iki ayrı program organize ediyor. Bunlardan ilki girişimcilik teması ile gerçekleşen ve bir ay süren Onward Silikon Vadisi programı, ikincisi ise 10 gün süreli New York programı. Başarılı geçen
ilk iki programın ardından Onward, yeni programlarını San Francisco, New York, Londra ve Milano gibi şehirlerde organize etmeye devam edecek. Öte yandan, en yakın tarihli programlardan olan Onward Silikon Vadisi programının ikincisi 3-13 Temmuz’da gerçekleştirilecek. Bu yıl ilk kez düzenlenecek Onward Londra programının ise Ağustos sonunda “Girişimcilik ve Finansal Teknolojiler” temasıyla organize edilmesi bekleniyor. Onward ve programları hakkında detaylı bilgiler www. onwardpage.com/ adresinde yer alıyor.
Uzun bir aradan sonra Türk Genel Müdür Defne Tozan, IBM Türk Ülke Genel Müdürü olarak atandı. Ocak 2013’ten beri bu görevi yürüten IBM Türk eski Genel Müdürü Isabel Gomez Cagigas ise IBM Global Teknoloji Hizmetleri Ortadoğu ve Afrika Genel Müdürü oldu. Ortadoğu Teknik Üniversitesi Elektrik ve Elektronik Mühendisliği mezunu olan Defne Tozan Defne Tozan, IBM kariyeri boyunca kamu sektörü ve telekomünikasyon endüstrisinde çeşitli yöneticilik rolleri üstlendi. 2008 yılında IBM Global Teknoloji Hizmetleri’nde çalışmaya başlayan Tozan, 2014 yılında IBM Global Teknoloji Hizmetleri Türkiye Direktörü oldu. Tozan, IBM Türk organizasyonunun başına geçerek IBM’in ileri teknoloji çözümlerini ülkedeki kilit sektörlerin mevcut ve olası ihtiyaçları doğrultusunda konumlandıracak.
Dijital pazarlamada uzman açığı giderek artıyor Web tasarımdan sosyal medyaya, arama motoru optimizasyonundan online pazarlamaya kadar birçok uzmanlık dalını içeren dijital pazarlama, gençler için fırsatlar sunarken, en fazla işe alım ise tahminen 15 bin kişinin çalıştığı e-ticaret sektöründe olacak. Hızlı büyümesi nedeniyle e-ticarette önemli bir istihdam açığı olduğunu belirten ETİD (Elektronik Ticaret İşletmecileri Derneği) Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Orhun, tüm perakende sektöründe yıllık 3 binden fazla yazılımcı, tasarımcı ve online pazarlama uzmanına ihtiyaç olduğunu ve bunun da ağırlıklı olarak yeni mezunlarla karşılandığını ifade etti. Dijital pazarlamanın 7/24 çalışmayı gerektiren bir alan olduğuna dikkat çeken Orhun’a göre, dijital pazarlamayı ‘yazılım geliştirmeleri’, ‘tasarımlar’ ve ‘uygulama kullanımı’ olarak üçe ayırdığımızda, her birinde
önemli istihdam açığı var. Bu nedenle yeni mezun olacaklar bu dalları düşünmeli. Yeni neslin bu alanı sevdiğini, uyum ve öğrenme becerilerinin yüksek olduğunu söyleyen Positive A Digital Approach Kurucu Ortağı Caner Istı’ya göre ise dijital pazarlama stratejilerini oluşturacak analistler, kullanıcı deneyimi uzmanları ve tasarımcıları en çok aranan pozisyonlar arasında yer alıyor. Yine de, bu alanlar arasındaki farkların henüz şirketler ve kişiler tarafından doğru algılanamadığını hatırlatan Caner Istı, “Şirketlerin omni-kanal dönüşümünde süreci yönetecek danışman ve yöneticilere ihtiyaç da yüksek seviyede” yorumunu yaptı. Okuldayken çalışmak gerek Dijital pazarlamada eğitim sürecinde elde edilen deneyim, yaratıcılık,
E T K İ N L İ K L E R 2-5 Mayıs 2016
EMC World Las Vegas, ABD AYRINTILI BİLGİ: www.emcworld.com/index.htm
ayrıca İngilizce bilgisi, takım çalışmasına yatkınlık, yeni iş yaklaşımlarını yakından takip etmek, Microsoft Office programlarına hakim olmak ve arama motorları reklam süreçlerini iyi bilmek temel gereklilikler. İş görüşmelerinde ise adayın belirttiği özellikleri ile deneyimlerinin uyumunu ve kişinin işe ne derecede hakim olduğunu anlamaya yönelik sorular soruluyor. Öte yandan, Yenibiris.com’da son 6 aydaki başvurular da yüzde 48 arttı. En çok ilan verilen pozisyonlar ise şöyle sıralanıyor: 1-Mobil Yazılım Uzmanı 2-Sosyal Medya Uzmanı 3-Web Tasarım Uzmanı 4-Dijital Pazarlama Uzmanı 5-SEO (Arama Motoru Optimizasyonu) Uzmanı 6-Sosyal Medya Yöneticisi 7-Adwords Hesap Yöneticisi 8-Web Tasarım Eğitmeni 9-Dijital Pazarlama Müdürü 10-SEO Yöneticisi
Y U R T D I Ş I
10 - 12 Mayıs 2016
Microsoft Cloud & Hosting Summit 2016 Washington, ABD AYRINTILI BİLGİ: www.microsofthostingsummit.com
24-26 Mayıs 2016
Citrix Synergy Las Vegas, ABD AYRINTILI BİLGİ: www.citrixsynergy.com
Bu köşede yayınlanmasını istediğiniz etkinliklerinizle ilgili bilgileri handana@bthaber.com.tr adresine gönderebilirsiniz.
E T K İ N L İ K L E R 11 Mayıs 2016 Avnet FutureIT Hilton İstanbul Bomonti Hotel AYRINTILI BİLGİ: http://www.ts.avnet.com/tr/ etkinlikler_ve_egitimler/futureit.html
Y U R T İ Ç İ
25 Mayıs 2016 ICT SMART UPDATE’16 Sakıp Sabancı Müzesi, The Seed AYRINTILI BİLGİ: www.ictsmartupdate.com
31 Mayıs - 1 Haziran 2016 smartcon İstanbul 2016 Wyndham Grand Levent İstanbul AYRINTILI BİLGİ: http://smartcon.com/
Bu köşede yayınlanmasını istediğiniz etkinliklerinizle ilgili bilgileri handana@bthaber.com.tr adresine gönderebilirsiniz.
C
M
Y
CM
MY
CY
CMY
K
32
BThaber
KARİYER
2 - 8 MAYIS 2016
Bulut ve ERP, eğitimde buluşuyor
Kurumsal eğitim bir gereklilik İnsan Kaynakları Trendleri Araştırması’na göre, şirketlerde eğitim ve gelişim, aynı zamanda küresel bazda öncelikli üç temel eğilim arasında. Bu kapsamda, kişinin gelişimine odaklı stratejiler geliştiren, çalışanlarını mutlu eden şirketler iş dünyasında başarılı oluyor. Düzenli eğitim toplantıları düzenleyen şirketlerden VSY Biotechnology, 15-17 Nisan arasında İstanbul’da geleneksel eğitim ve değerlendirme toplantısı gerçekleştirdi. Türkiye’nin çeşitli bölgelerinde çalışan yaklaşık 200 kişilik kadro toplantıya katılırken, performans artırmada
etkili yöntemler, şirket içi yeni teknolojilerin ve uygulamaların kullanımına yönelik eğitimlerin yanı sıra VSY Biotechnology’nin yılın ilk çeyreğindeki durumu ve hedefleri ele alındı. Eğitim ve gelişim toplantılarının şirketlerin sürdürülebilir büyümesinde önemine işaret eden VSY Biotechnology CEO’su Dr. Ercan Varlıbaş, “Departman bazında özel eğitimlerimizin yanı sıra şirket genelini kapsayan teknik, teorik eğitimler de gerçekleştiriyoruz. Eğitime yatırım yapmak, işletme körlüğünün önüne geçiyor ve firmaları zinde tutuyor” yorumunu yaptı.
Doğru bilgiyi doğru zamanda doğru yerde doğru kişiye sunabilmek için işletmelerde kurumsal kaynak planlaması sistemini (ERP) hayata geçirmek ve iş süreçlerini de bu sistem üzerinden yönetebilmek önem taşıyor. Bulut sistemleri ile ise şirketler, sadece kendi ihtiyaçları olan sistemleri kullanma imkanını yakalıyor, yönetim ve maliyet gibi başlıklarda avantaj elde ediyor. ‘Yeni nesil CloudERP ve Kurumsal İş Süreçlerinin Yönetimi’ sertifika programı ise gerek yeni mezunlar gerekse çalışanların iş süreçlerini BulutERP sistemleri üzerinden yönetebilme yeteneklerinin geliştirilmesini hedefliyor. Yıldız Teknik Üniversitesi Sürekli Eğitim Uygulama ve Araştırma Merkezi (Yıldız-SEM), Uyumsoft Bilgi Sistemleri ve Teknolojileri ve Empatik İnsan Kaynakları ve Danışmanlık işbirliğiyle düzenlenecek sertifika programını başarıyla tamamlayanlara, “YıldızSEM Yeni Nesil CloudERP ve Kurumsal İş Süreçlerinin Yönetimi Sertifikası” verilecek. Program sonunda
5 ay boyunca kariyer güçlendirme eğitimleri mevcut olduğu gibi, Uyumsoft kendi müşterilerine ve diğer ilgili işletmelere, sertifika programından başarılı olanların isimlerini sunarak, eleman arayışında olanlarla doğrudan iletişimi sağlayacak. Değişik üniversitelerden eğitmenler öğrencilere
Hayaller ve gerçekler arasında uçurum var Negmar Grup bünyesinde çalışmak üzere; aşağıdaki konularda deneyimli “Sistem Network Uzmanı”
Arıyoruz! l
Windows Sistem Ürünleri
l
Sanallaştırma Teknolojileri
l
Network Ağ Yönetimi
l
Firewall Yönetimi
Secretcv.com; mesleki hayaller ve bunların gerçekleşme oranlarıyla ilgili sonuçları ortaya koymayı hedeflediği ankette katılımcılara “Küçükken ne olmak isterdiniz?” ve “Şu andaki mesleğiniz nedir?” sorularını sordu. 1 Nisan – 19 Nisan arasında Secretcv.com ana sayfası üzerinden yapılan bu anket çalışmasına 9 bin 800 aday katıldı. Elde edilen sonuçlara göre, katılımcıların sadece yüzde 13’ü küçükken hayalini kurduğu mesleği yapıyor. Meslek seçiminin en önemli hayati kararlardan biri olduğunu vurgulayan Secretcv.com Genel Müdürü Okan Tütüncü’ye göre, çocukluk çağından itibaren
yeteneklerin ve kişilik özelliklerinin keşfedilmesi, bu özelliklerin aileler tarafından desteklenerek doğru yönlendirilmesi şart. Mühendislik başarısı Çocukken en çok hayali kurulan mesleklerde katılımcıların yüzde 21’i öğretmen, yüzde 17’si mühendis, yüzde 14’ü doktor, yüzde 9’u avukat olmak istediğini belirtiyor. Araştırmaya katılanların yüzde 5,5’i de pilot, yüzde 5’i itfaiyeci, yüzde 4,5’i polis, yüzde 4’ü kuaför, yüzde 3,5’i futbolcu ve asker, yüzde 3’ü sanatçı, yüzde 2’si astronot ve veteriner, yüzde 1’i bilim adamı, mimar ve eczacı
olmak istediğini belirtiyor. Bu hayallere karşılık, gerçekleştirme başarısını gösterenler ise özellikle mühendisler arasından çıkanlar. Araştırmaya göre, çocukken mühendis olmak isteyen adayların yüzde 47’si şu anda mühendis olarak çalışıyor ya da mühendis olmak üzere eğitim görüyor. Çocukken öğretmen olmak isteyen adayların da yüzde 12’si şu an öğretmenlik mesleğini yapıyor. Hayallerini gerçekleştiren üçüncü kesim olan ressam, sanatçı ya da oyuncu olmak isteyen adayların da yüzde 8’i şu an bu başlıkta çalışıyor.
İnternet Güvenliğinin Öncü Firmalarından biri için “Birinci Seviyede Uygulama Destek Uzmanı”
insankaynaklari@negmar.com gizem.algul@etislojistik.com
Arayışımız bulunmaktadır. info@teknobadi.com
dersler verecek, program ilgili videolar ve teknik uzman desteğinde yürütülecek, eğitim süresince katılımcılar Uyumsoft BulutERP sistemini kullanabilecek.16 Mayıs 17 Haziran arasında, teori ve pratiği buluşturan 60 saatlik uzaktan eğitim ile ilgili detaylar ve kayıt için www.uyumsoftakademi.com adresine bakmak yeterli.
Sağlık teknolojisinde girişimciler aranıyor Bayer, ilki 2014 yılında düzenlenen Grants4Apps® Accelerator ile Türkiye’den de sağlık başlığındaki süreçleri geliştirecek sağlık teknolojisi girişimcilerini arıyor. Adaylar; mobil uygulama, dijital hizmet, giyilebilir teknolojik ürün, tıbbi cihaz, yazılım veya donanım projeleri ile 31 Mayıs’a kadar www.grants4apps.com/ accelerator adresinden başvuru yapabilecek. Yarışmada ilk beşe girenler, para ödülünün yanı sıra Ağustos – Aralık ayları arasında Bayer Berlin Genel Merkezi’nde kendilerine ayrılacak ofislerde akıl hocaları ile çalışma fırsatına sahip olacak. Bayer’in de hizmet verdiği tedavi alanlarına odaklanan Grants4Apps® Accelerator Programı’na 18 yaşını doldurmuş tüm sağlık teknolojisi girişimcileri, hastalarla iletişimi kuvvetlendirecek veya sağlık alanındaki süreçlere katkı sağlayacak projeleri ile katılabilecek.
TÜTED Dünya Bilgi Toplumu ve Telekomünikasyon Günü Etkinliği Sosyal Etki İçin Bilgi ve İletişim Teknolojileri Girişimciliği
17 Mayıs 2016, Salı 09:30 İSTANBUL GRAND CEVAHİR HOTEL Şimdiki merkezi Cenevre olan ve bugünkü adıyla Uluslararası Telekomünikasyon Birliği (ITU)’nin kuruluş günü 17 Mayıs, tüm dünyanın yanı sıra Türkiye’de de Dünya Bilgi Toplumu ve Telekomünikasyon Günü olarak kutlanıyor. Bu yıl Dünya Telekomünikasyon Günü "Sosyal Etki İçin Bilgi ve İletişim Teknolojileri Girişimciliği" temasıyla TÜTED tarafından 17 Mayıs Salı günü İstanbul Grand Cevahir Hotel'de gerçekleştirilecektir. Etkinliğimize T.C. Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanımız Sayın Binali Yıldırım ve BTK Başkanı Sayın Dr. Ömer Fatih SAYAN da davetlidir.
Bilgi için: Şebnem Gökçe
Tüm Telekomünikasyon İşadamları Derneği Müdürü
Tel: 0212 267 15 00-01 Web: www.tuted.org.tr e-mail: tuted@tuted.org.tr
34
BThaber
MEKTUP
Yeni bir haftadan merhaba, Bu haftaya kamu spotu gibi başlayacağım. Çünkü madem en yeni teknolojiyi seven bir toplumuz, bari temizlikte de bunu gösterelim. İpana&Oral-B Araştırma merkezinin düzenlediği 3X Genius panelinde Türkiye ve dünyadaki ağız bakım trendleri ve yenilikler ele alınırken, Oral-B’nin yeni şarjlı diş fırçası “ORAL-B GENIUS” tanıtılmış. Akıllı Diş Fırçalama Sistemi ile diş hekiminin tavsiye ettiği gibi dişleri fırçalamayı sağlayan, kişiselleştirilebilir ağız bakımı sunan diş fırçasında, Konum Algılama Teknolojisi, Üçlü Basınç Kontrol Sistemi ve Profesyonel Süre Ölçer bir arada. Bari teknoloji ve hijyenin bu buluşmasına kayıtsız kalınmasın… Dişleri fırçaladık, şimdi uyku vakti… Doğtaş, uyku alışkanlıklarını ortaya çıkartmak için Ipsos’la bine yakın kişiyle görüşmeyi içeren araştırma gerçekleştirmiş. Araştırma sonuçlarının gösterdiği gibi, kaliteli uyku insan sağlığı üzerinde çok yönlü olumlu etkiye sahip ve kaliteli uykunun olmazsa olmazı doğru yatak. Bunun için Ar-Ge çalışmalarına önem veren Doğtaş’ın araştırmasında öne çıkan diğer başlıklar şöyle: Her iki kişiden biri yatağa yattıktan sonra 10-15 dakika içinde uyuduğunu belirtiyor. Her 10 kişiden 9’u iyi uykunun sağlık için temel ihtiyaç olduğunu ve uyku kalitesindeki en önemli etkenin yatak olduğunu düşünüyor. Yüzde 52 ile en çok tercih edilen yatış şekli yan yatmak iken, katılımcıların yüzde 33’ü yüz üstü, yüzde 15’i sırt üstü yatarak uyuyor. Bölgeden bölgeye değişen uyku alışkanlıklarında Marmara ve Ege Bölgesi uyumadan önce daha çok müzik dinlerken, İç Anadolu ve Karadeniz Bölgesi ise diğer bölgelere göre daha çok kitap okuyor. Su fakiri olma yolunda ilerleyen
2 - 8 MAYIS 2016
Her şey tasarruf ve temizlik için Türkiye’nin karşı karşıya olduğu riskler, sadece doğal yaşamı değil, iş dünyası ve ekonomik gelişmeyi de tehdit ediyor. WWFTürkiye tarafından düzenlenen Su Paneli’nde su kaynaklı riskler, kamu, iş dünyası ve sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri ile ele alınmış, ‘Sapanca Gölü’nde Su Riski ve Ekonomi’ raporu tanıtılmış. Dilerim herkeste farkındalık artar, musluktan ‘tısss’ sesi duyduğumuz günler tekrarlanmaz. Yine ‘kamu spotu’ gibi bir içerik var elimde, ama yazmazsam olmaz… Kitlekaynak platformu Bounty’nin yaratıcısı Twentify, uygulaması üzerinde sahip olduğu 160 bini aşkın kullanıcısı arasında yapılan sağlık ve spor araştırmasına göre, Türk halkı mecbur kalmadıkça doktora gitmiyor, check-up yaptırmıyor ama yaptırma fikri hep aklında, organ bağışını destekliyor ama bağış yapmıyor, 18-24 yaş aralığındaki genç katılımcılarda spor yapma alışkanlığı yüzde 43.41 iken, yaşın artmasıyla bu yüzde dramatik biçimde düşüşe geçiyor. Araştırmaya göre, yaşı ve maaşı artan kişilerin spor yapma oranı düşüyor. Daha ne olsun…
2016
www.bthaber.com www.linkedin.com/groups/BThaber twitter.com/bthaber www.facebook.com/BThaber
Okur Temsilcisi Behçet Envarlı benvarli@tbv.org.tr
alacakmış. Bu kadar da değil... Kesintisiz güç sistemleri şirketi Teksan, inşaat sektörüne yönelik çözümleri ile Münih‘te düzenlenen yapı inşaat fuarı Bauma 2016’ya katılmış ve elektrik enerjisinin olmadığı inşaat sahalarında sağladığı avantajla öne çıkan, güneş gibi yenilenebilir enerji kaynakları ve akıllı batarya yönetim sistemi ile yakıt tüketimini yüzde 73 düşüren ‘hibrit ışık kulesi’ni tanıtmış. Küresel kalite ve sertifikalandırma şirketi TÜV Rheinland, 2015 yılında güneş panelleri arasında yaptığı verimlilik değerlendirmesi ile Yingli Solar panellerini en verimli güneş paneli seçmiş. TÜV Rheinland tarafından 5 yıldız verilen Yingli Solar, TÜV Rheinland 2016 Güneş Enerjisi Kongresi’nde “TÜV Rheinland 2015 En Verimli Güneş Enerjisi Paneli” ilan edilmiş. Çevrecilik ödülsüz kalmıyor, bu bilinci pekiştirmek de görevimdir... İnovasyon ekosisteminin gelişmesi için çalışmalarını sürdüren Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM), ‘Türkiye İnovasyon Haftası’ etkinliklerini 4-5 Mayıs’ta Ankara’ya taşıyacak. Ekonomi
REKLAM SATIŞ GRUBU
YIL 22 SAYI 1070
2 - 8 MAYIS
ESET, “Çocuk ve Teknoloji Evrimi” anket çalışmasında, Amerika, İngiltere, Almanya ve Rusya’daki çocukların dijital ve fiziksel hayata ne zaman ilk adımı attıklarını sorgulamış. Ülkelere göre farklılık gösterse de, çocuklar kendi cep telefonlarına 7 yaşında, sosyal medya hesaplarına 8 yaşında sahip olmaya başlamış. Ebevenyler bu durumdan hiç memnun değil. Bir noktada haklılar, ama yasaklayıcı olmak yerine bilinçlendirmek ve ebeveyn kontrolünü doğru kullanmak öncelik olsa pek harika olur. Gelelim haftanın çevresel başlıklarına… İzmir İl Milli Eğitim Müdürlüğü ve İzmir Kalkınma Ajansı (İZKA) işbirliği ile Siemens Türkiye Rüzgâr Enerjisi Bölümü katkılarıyla hazırlanan“Rüzgar ve Balıkçı” kitap projesi, İzmir’de 50 bin 500 ilköğretim 3. sınıf öğrencisinin farkındalığını geliştirmeye yönelik bir kampanyaya dönüştürülmüş. Temiz ve dışa bağımlı olmayan rüzgâr enerjisi konusunda, eğlenceli bir dille çocuklarda farkındalık yaratmak için gerçekleştirilecek projede gönüllü sınıf öğretmenleri de eğitim
BThaber Yayıncılık ve Etkinlik Hizmetleri A.Ş. adına Sahibi Bülent Nevres bulentn@bthaber.com.tr BThaber Grubu Yayın Koordinatörü Ayhan Sevgi ayhans@bthaber.com.tr Yazı İşleri Müdürü (Sorumlu) Bülent Nevres bulentn@bthaber.com.tr
Bültenlerinizi
Editörler Handan Aybars handana@bthaber.com.tr Sedef Özkan (Ankara) sedefo@bthaber.com.tr Ekrem Uçman ekremu@bthaber.com.tr
Görsel Tasarım Nevzat Karataş nevzatk@bthaber.com.tr Mukadder Keskingözler mukadderk@bthaber.com.tr
bulten@bthaber.com.tr adresine gönderebilirsiniz
Satış Grubu Evrim Koç Demirci Perihan Kıtay Özden Özge Karataş Canan Şahin
Reklam Rezervasyon info@bthaber.com.tr Abone ve Dağıtım Sorumlusu Kutay Göçe btabone@bthaber.com.tr Yönetim Yeri: BThaber Yayıncılık ve Etkinlik Hizmetleri A.Ş. Fetih Mah. Tahralı Sokak Kavakyeli Plaza C Blok 7/5 34704 Ataşehir/İSTANBUL Tel 0216- 291 13 90 ISSN 1300-6495
Bakanlığı koordinatörlüğünde TİM ve Orta Anadolu İhracatçı Birlikleri organizasyonuyla düzenlenecek etkinlikler Arçelik, TEB, THY, Ankara Kalkınma Ajansı ve Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin stratejik ortaklığında gerçekleşecek. TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi’nin belirttiği gibi, dünyayı Ar-Ge, inovasyon ve tasarımla yönetmek mümkün ve bunlar, ihracatçının da olmazsa olmazı. Bahar coşkusunu evlere taşımayı hedefleyen Koçtaş, Krombera imzası taşıyan reklam filmleri hazırlamış. Erkeklerin, ısrarcı hanımlara karşı zaman kazanmak için söylediği “Bakarız’’ kelimesinin altında yatanlar iç seslerle anlatılıyormuş. İnternette “Mutfak” ve “Banyo” olarak iki farklı versiyonla yerini alan filmleri kaçırmayalım bence. Sıra ödüllerde… Geçen yıldan bu yana patent başvurusu sayısındaki artışla dikkat çeken Netaş, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ile Türk Patent Enstitüsü tarafından düzenlenen 5. Türk Patent Ödülleri kapsamında, En İyi Çıkış Yapan 3’üncü firma seçilmiş. Küresel bazda yaratıcı iletişim uzmanları ve reklamcıları bir araya getiren en büyük etkinlik olarak tanımlanan Cannes LIONS Uluslararası Yaratıcılık Festivali, Samsung Electronics’i 2016 yılının en yaratıcı şirketi seçmiş. Creative Marketer of the Year ödülü, pazarlama alanında yaratıcı adımlar atan şirketlere veriliyormuş. Fujitsu ise Arizona Scottsdale’de VMware Partner Liderlik Zirvesi’nde Yılın Stratejik Ortağı alanında Küresel VMware İnovasyon Ödülü’nün sahibi olmakla kalmamış, Yılın Stratejik Ortağı kategorisinde APJ VMware Partner İnovasyon Ödülü ve EMEA Partner İnovasyon Ödülü’nün de sahibi olmuş. Bu hafta da bu kadar, yeniliklerle haftaya buradayım,
Türkiye’nin en köklü bilişim teknolojileri yayını olan BThaber, 1995 yılından bu yana bilişim ve teknoloji dünyasındaki en son haberleri, yenilikleri ve bilgileri okuyucularına kesintisiz bir şekilde sunmaya devam ediyor. Her hafta yüzde 35’i BT, yüzde 65’i ise finans, otomotiv ve sağlık gibi farklı sektörlerde yer alan şirketlerin ve kamu kurumlarının yöneticilerinden oluşan 7500’ün üzerinde kişiye ulaşmakta ve online platformlar üzerinden her hafta on binlerce kişiye erişim sağlamaktadır.
Cilt, Baskı, Poşetleme: Apa Uniprint San. ve Tic. A.Ş. - Hadımköy İstanbul Asfaltı Ömerli Köyü İstanbul - Tel 0212-798 28 40. l BThaber kontrollü abonelik sistemiyle dağıtılmaktadır. - Fiyatı 1 Kuruş (KDV dahil) - BThaber, 5187 sayılı Basın Kanunu’nun 2/f maddesi hükmü gereği ‘yerel süreli yayın’dır.
WEEKLY INFORMATION TECHNOLOGY AND ECONOMY NEWSPAPER
Eastern Europe’s and the Middle East’s leading software testing conference International TestIstanbul Conference was held at Renaissance Istanbul Polat Bosphorus Hotel on 26 April. In the event where ‘Turkey Software Quality Report 2016/17’ results were announced, the opening speech was given by the TTB (Turkish Testing Board, Software Testing and Quality Association) President Koray Yitmen. In the light of this event organized the seventh time, Koray Yitmen emphasized that the sector is growing and the test data management goes hand in hand with integration continuity. Yitmen stated that this structure is similar to F1 and gave examples in his presentation. In F1, the main goal is the pilot’s completing the track in high speed without any accidents. The operating speed of the team in the pitstop breaks is important. We associate the same thing with software testing and the need of producing reliable and high-quality business without disturbing the current system emerges. So, a small code change should also be in usage fast. Koray Yitmen pointed out that: “F1 environment is similar to the software and the pit-stop is similar to continuous integration and making the code work with proper changes. But this is not enough. The car fuel, in the software world, means quality data. Just like how an F1 car need quality fuel, the test data
Test data must be in F1 quality Just like how an F1 car need quality fuel, the test data used in the testing process should not be less than normal quality. Turkey Software Quality Report 2016/17 results and the overall perception of the test reveal the approach to test data management.
used in the testing process should not be less than normal quality The requirement is to define in the data management processes, to identify the needed data, to determine from which database you receive the data, to make
masking for security, to include these results to the test environment and also confirm. As pointed out by Yitmen, test data is constantly changing and needs a constant update and the process should be automated. “Software quality depends on testing, while the
quality of the test depends on the test data.” stated Koray Yitmen. According to him, test data management problems also mean opportunities. He suggested that the newly graduates to read the research and added: “We started providing
scholarships to the second, third and fourth year students and announced the related information on our website www.turkishtestingboard. org. We have two criteria: the student should be in need of a scholarship and be successful with an over 3.0 GPA.”
Turkey’s technology potential stands out Conducted in cooperation with TUBITAK, Technology Development Foundation of Turkey (TTGV) and TUSIAD, 36 finalist projects were announced in the 12th Technology Awards. The countdown has begun for Turkey’s one of the most prestigious awards, “Technology Awards”. Turkey Scientific and Technological Research Institute, Technology Development Foundation of Turkey and the Turkish Industrialists’ and
Businessmen’s Association have been organizing the Technology Awards event for 12 years in order to Have Turkey position among the technology manufacturer countries and to encourage innovative product developments. This year’s 36 finalist projects were announced recently. First Technology Awards event was organized in 1997 with 30 applications, this year 170 projects were assessed and this is the record number stated 12th Technology
Awards Executive Chairman C. Müjdat Altay; “The intense competition environment in technology development was
reflected upon the number of applications. The importance given to Technology Awards is an indication of the fact
that the road taken by the companies to invest in this area. This is the highest received number of applications so far. The number at the beginning was only the one fourth, so this is the concrete evidence of our business world’s faith in the topic.” 12th Technology Awards will be delivered to the winners in the Technology Congress will be held on May 30, 2016 with the technology@human theme in Wyndham Grand Istanbul Levent Hotel.
Cyber attackers are more interested in the industrial infrastructure
Public IT professionals should take an active role in decision-making processes Public ICT Summit – 2016 was held in 15-17 April in Antalya, with the participation of government IT managers, IT professionals and academics as well as industry representatives. ‘4.5 G Technology and Digital Transformation’, ‘Cyber Public Security’, ‘Public Cloud and Data Center’, ‘e-Transformation in Public’, ‘Public IT professionals’ Future Vision’ issues were discussed in the ‘Public ICT Summit organized by Public IT Professionals Workshop, the opening speech was given by Public IT Professionals Association President Ensar Kılıç. He stated that: “Our association was founded in June 2015 and has taken important steps in a short
time with your support. The main objective of our association is to improve the public information technologies sector. The IT professionals in the public sharing information and experience, using the public resources efficiently and creating a common wisdom on new technologies and applications are our main objectives.” Kılıç also stated that the driving force of the informatics sector is ‘public’ and listed the three most important roles of the public professionals: The public informatics professionals should always be in contact, take efficient roles in the decision-making processes and always work on their technical and personal development.
Ensar Kılıç added: “In 2002, the transition into an information society was initiated with the e-Transformation Turkey project in 2003, the process was accelerated in 2005 and 2006-2010 with Information Society Strategy and Action Plan and a contribution was provided for the private sector by offering public services online. As public IT professionals; we must be in cooperation with the private sector and all parties in order to work on more cost-effective, sustainable and cyber-attack resistant new technologies and applications to create economic values through producing value added services with public data and achieve the 2023 goals.”
Cyber Security Weekend organized every year by Kaspersky Lab was organized this year in Azerbaijan, Baku. The event held on 17-20 April hosted company officials, journalists and industry experts from the Middle East, Turkey, Africa and Azerbaijan and this year’s main theme was the industrial cyber security and smart cities. With technology, cyber-attack methods are rapidly changing. Along with industrial infrastructure and smart cities, cyber attackers are creating new and attractive maneuver areas. Companies’, individuals’ and governments’ having not enough awareness on the issue is like an invitation for this threat. Kaspersky Lab Global Research and Analysis Team Senior Security Researcher Mohammad Amin Hasbini stated that the industrial infrastructure and cities not being fully integrated with technology creates new working areas for cyber attackers. Even though smart cities with mobility, cloud, internet of things facilitate the lives of people, people’s and governments’ not having enough awareness could create big problems in security. In the meeting, information technologies and process automation systems were discussed as they are vital
for all modern industrial facilities such as power plants, refineries, railways, assembly lines, airports and smart buildings. Various examples were shared on cyber threats affecting industrial corporations and the BlackEnergy attacks of Switzerland’s water purification system as well as power distribution grid attacks were examined. The recent industrial were spoken in the event and the participants were informed on how these attacks could create a ‘chaos’.
The entire portfolio will bring increased added value By purchasing Zebra’s Motorola Solutions – Corporate Solutions division, Sedna, Zebra authorised distributor, will increase the added value it offers to customers. Sedna; in addition to the authorized regional distributorship of Zebra bar code and card printers, as of April, received the regional rights for the Zebra handheld terminals, bar code readers, RFID and Wi-Fi products. Signing a new distribution agreement with Zebra,
a leading company in the bar code printer field, Sedna General Manager Daron Ermen stated that they become the Turkey distributor of the corporate mobility products and drew the attention to Zebra’s product range in EVM (Enterprise Visibility & Mobility) field including handheld terminals, tablets, forklift terminals, fixed and mobile RFID readers, 1D and 2D barcode readers, real-time location positioning solutions and wireless products as well as many innovative products for various vertical
markets. He added: “We are the Turkey distributor of Zebra solutions. Zebra is the largest company on barcode and card printer field in the world, and two years ago it bought the Motorola Solutions Corporate Solutions Division. Thus Zebra started offering end to end solutions, being retail, manufacturing, field automation, logistics, warehouse, public and health fields in all vertical solutions, providing complete service and improved itself as a company. This structure include label
printers, barcode readers that read 1D or 2D bar codes on these labels, handheld terminals, industrial tablets, RFID readers, card printers, mobile printing devices and wireless infrastructure. Purchasing was an important development and distribution agreements were made separately for two separate divisions. In this context, we have taken the distribution of the Zebra’s EVM products. Recently, the meeting held in Madrid announced a new channel program for the whole EMEA region.”
24 MAYIS 2016
HILTON KOZYATAĞI BT Profesyonellerinin buluştuğu bu etkinlikte yerinizi hemen ayırtın!
IZ?
IN S K A C A L U B R E L E N A 2016’D E C N E R E F N O C R E S U MANAGE ENGINE
* Katılım ücretsizdir
ONLINE KAYIT İÇİN; http://www.vitel.com.tr/utl/uc2016/