BThaber Sayı 1073

Page 1

SAYI

HAFTALIK BİLİŞİM TEKNOLOJİLERİ VE EKONOMİSİ GAZETESİ www.bthaber.com.tr

1073 23 - 29 Mayıs 2016

Sektörden mesaj var!

Sayfa

6

Dönüşüm olmazsa gelecek de olmaz! MÜSİAD Bilgi Teknolojileri Sektör Kurulu, ‘Gelecekte Teknoloji Raporu’nu açıkladı.

Sayfa DİA KOBİ’leri

10

bulutla tanıştırıyor

Şirketler ve kurumlar, dijitalleşmenin kendilerine sundukları nimetlerden sonuna kadar faydalanmaya gayret ediyor.

Sayfa

Haber Merkezi

Sayfa

Süha Onay

6a, güvenilir sistem entegratörü olmayı amaçlıyor

26

Abdullah Büyükbayram

6a Bilişim Hizmetleri, proje yönetimi, bakım onarım, saha yönetimi, gelişmiş ağ güvenlik danışmanlığı ve dış kaynak hizmetleri veriyor.

3

17 Mayıs Bilgi Toplumu ve Dünya Telekomünikasyon Günü kutlandı. TÜTED tarafından düzenlenen etkinlikte, hem Türkiye’nin hem de sektörün gelişimi için önemli mesajlar verildi.

Video Konferans Sistemleri

Mesafeler

Toplantılarınız için artık çok yakın...

Kuştepe Mh. Leylak Sk. Nursanlar İş Mrk. Kat:6 N:22 Şişli, İST.

T +90 212 252 2222 Pbx / +90 850 460 2222

www.ce-sa.com.tr | info@ce-sa.com.tr



BThaber

GÜNDEM

23 - 29 MAYIS 2016

3

Sektörden mesaj var! Haber Merkezi ‘Bilgi Toplumu ve Dünya Telekomünikasyon Günü’, Tüm Telekomünikasyon İş Adamları Derneği (TÜTED) ev sahipliğinde 17 Mayıs tarihinde, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) Başkanı Dr. Ömer Fatih Sayan’ın katılımıyla Ankara’da düzenlendi. Bilgi Toplumu ve Dünya Telekomünikasyon Günü; Uluslararası Telekomünikasyon Birliği (ITU) tarafından, bağlı tüm ülkelerde belirlenen ortak ana tema çerçevesinde bu sene ‘Sosyal Etki İçin Bilgi ve İletişim Teknolojileri Girişimciliği’ başlığı altında kutlanıyor. Ankara’daki etkinliğin açılış konuşmasını yapan TÜTED Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Dilek Ataman Bağdatlıoğlu, Endüstri 4.0 ve geometrik artış çağına girdiğimizin altını çizerek platform bazlı şirketlerin sıralamaları altüst ettiğini ve geleceğin dijitalde olduğunu kaydetti. Bu çağın simgesi: Büyük veri “Yatırımın da öncüsü yine bizim sektörümüz” ifadesini kullanan Dr. Ömer Fatih Sayan, yerlilik ve millilik oranları açısından çok ciddi şartları ortaya koyduklarının altını çizdi. Sayan, “Yerli ve milli üretimin önünün açılması için çalışıyoruz. Operatörler ve bizler; girişimciler, üreticiler ve KOBİ’lerin üretim yapmasını bekliyoruz. Üretim yaptığınızda bize başvurursanız, hep birlikte kullanmaya açığız, biz bunları kullanmak istiyoruz. Üç büyük operatör, sadece ana yapıyla kalmayıp inovasyon ve ArGe için ellerinden geleni yapıyor. Ülkemizi, bölgesel ve küresel veri merkezi olması konusunda cazip hale getirmeye çalışıyoruz” şeklinde konuştu. Ar-Ge ve inovasyonda uluslararası iş birliklerinin ağırlık kazandığını ve bunun kaçınılmaz olduğunu vurgulayan Dr. Ömer Fatih Sayan, insanlığın yeni bir sanayi devrimine şahit olduğunu belirterek büyük verinin bu çağın simgesi olacağını kaydetti. Türkiye hangi alanlara odaklanmalı? Etkinlikte düzenlenen ‘Ar-Ge ve Girişimciliğin Sosyal Etkileri’ panelinin moderatörlüğünü

verİlen mesajlar • Türkiye’nin bölgesel ve küresel anlamada veri merkezi olması konusu cazip hale gelmeli. • Ar-Ge ve inovasyonda uluslararası işbirlikleri ağırlık kazanıyor. • ‘Türkiye hangi alanlarda lider, hangi alanlarda stratejik yatırım yapılmalı?’ sorularına yanıt aranmalı. • Bir an önce odaklanıp kümeleşmeler oluşturulmalı ve acil projeler üretilmeli. • Önümüzü açın, yatırım yapalım! Rekabet aksaklıklarının olmadığı, yatırımın teşvik edildiği bir ortam hazırlanmalı. • Çok verimli bir vergi mevzuatı oluşturulmalı. • Türkiye bulutu Türkiye’de olmalı. • Yeni dünyada Türkiye ‘veri’yi ithal ediyor. Türkiye’nin verisi Türkiye’de tutulmalı. Bununla ilgili mevzuatlar düzenlenerek, girişimcilere destek olunmalı.

BTK Kurul Üyesi Figen Kılıç gerçekleştirdi. Panele; Cisco Türkiye Genel Müdürü Cenk Kıvılcım, Turkcell Genel Müdürü Kaan Terzioğlu, Türk Telekom Regülasyon Genel Müdür Yardımcısı Ramazan Demir, UBER Türkiye Genel Müdürü Neyran Bahadırlı ve Vodafone Türkiye İcra kurulu Başkan Yardımcısı Dr. Hasan Süel katıldı. Daha hızlı ve rekabetçi iş süreçleri geliştikçe maliyetlerin de düştüğünü belirten Kılıç, tüm bu gelişmelerde KOBİ’lerin desteklenmesinin çok önemli olduğunu vurguladı. Bahadırlı, başarının nedenini yatırımlar olarak kaydedip yerel stratejilerin üretilmesinin önemine değindi ve “Türkiye’deki en büyük amacımız yerelleşmek. Uber olarak sürücüsüz araçlar konusunda Ar-Ge çalışmaları yapıyoruz. Dünyada akıllı ulaşım regülasyonları üzerinde çalışmalar yapılıyor. En büyük amacımız Türkiye’de de bununla ilgili; inovatif regülasyonları desteklemek için çalışmalar yapmak” şeklinde konuştu. Kıvılcım, ‘Kişiselleştirme’ye dikkat çekip yazılımın önemine değindi ve “Endüstri 4.0’ı çok konuşuyoruz ama odaklanma konusunda eksikliğimiz bulunuyor. ‘Türkiye hangi alanlarda lider, hangi alanlarda stratejik yatırım yapmamız gerekiyor?’ sorularına cevap vermemiz gerek. Akıllı inşaat konusunu Almanlara kaptırmayalım! Bir an önce odaklanıp kümeleşmeler oluşturmalıyız ve acil projeler üretmeliyiz. Akıllı binalarda Türk yazılımları gerçekleştirelim. Yazılıma yatırım yapmamız gerek” dedi. Süel, Vodafone’un Dijital

Kalkınma Seferberliği’nden söz ederek 7-13 yaş arası çocuklara verdikleri kodlama eğitiminden bahsetti ve girişimciliğin kaldıraç gücünün topluma anlatılması gerektiğini aktararak “Türkiye’yi cazibe merkezi haline getirmeliyiz. Teknoloji fırsat eşitliği yaratıyor. Sektöre mesajım; önümüzü açın, yatırım yapalım! Bu ülkenin iyi bir altyapıya ihtiyacı var. Rekabet aksaklıklarının olmadığı, yatırımın teşvik edildiği, son teknolojinin en uygun fiyatla son kullanıcıya sunulduğu ortamın hazırlanması gerekli” değerlendirmesini yaptı. Endüstri 4.0 ile beraber iletişimin erişilebilir ve ucuz olmasının öneminin altını çizen Terzioğlu, “Her sektör, önümüzdeki dönemde etkinliğini artırması için artık bizim sektörümüzü içine almalı. Yeni dönemde girişimcilik çok önemli olacak. Çok verimli bir vergi mevzuatının olması gerekiyor. Türk ekonomisinin yeniden canlanması için bir fırsat var. Bugün, fiziki varlıklar sanallaşıyor. Yeni dünyanın para birimi; ‘veri’ oldu. Yeni dünyada maalesef ‘veri’yi ithal ediyoruz. Türkiye’nin verisini Türkiye’de tutalım. Bununla ilgili mevzuatları düzenlersek girişimcilere destek olabiliriz. Türkiye bulutunu Türkiye’de yapmak zorundayız. Artık bu para biriminin Türkiye’ye girmesi gerek!” şeklinde konuştu. Demir “Sensörlerin ve kaynakların optimize olduğu bir dünyada yaşayacağız. Artık okyanuslarda ‘drone’lar ile balık avlıyorlar! Değer zincirinin nereye gittiğinin iyi analiz edilmesi ve oraya yatırımın gerçekleştirilmesi çok önemli” yorumunu yaptı.

kurumsal mimari ve süreç modelleme ne kazandırır? bütünsel mimarinin görselleştirilmesi etki analizi ve risklerin tespiti kurumsal stratejiler ve süreçlerin uyumu yeni hizmet tasarımı ve denetim

Haziran 1 Ücretsiz eğitim seminerimize sizi de bekliyoruz Çarşamba 13:30 - 17:30 Point Hotel Barbaros LCV: (212) 232 47 20 mind2biz.com.tr

twitter/mind2biz


4

BThaber

E-TOPLUM

Haber Merkezi ‘Uluslararası Akıllı Şehirler Konferansı’nda teknolojiyle entegre, çevre dostu, sürdürebilir akıllı şehir uygulamaları, geleceğin ulaşım, enerji, güvenlik modelleri ve şehirler için yaşam kalitesini yükseltecek en iyi fikirlerin nasıl hayata geçirilebileceği tartışıldı. Kamu Teknoloji Platformu tarafından düzenlenen konferansta geleceğin akıllı şehirlerinin nasıl olması gerektiği masaya yatırıldı ve Ankara’nın Türkiye için pilot akıllı şehir seçildiği açıklandı. Kamu Teknoloji Platformu Başkanı Erdem Akçıl açılış konuşmasında, ‘Akıllı Şehirler Dönüşüm Hareketi’ni Ankara’dan başlattıklarını ilan ederek bu konuda attıkları somut adımları şöyle açıkladı: “Ankara Büyükşehir Belediyesi ile birlikte ‘Akıllı Şehirler Pilot Projesi’ni başlatıyoruz. Enerji, ulaşım ve güvenlik başlıklarında kamu-STK-özel sektör ortak yatırımıyla projeleri hayata geçireceğiz. IBM, Intel ve Google’ın desteğiyle Ankara’yı akıllı bir şehre dönüştüreceğiz. Bu projenin Türkiye için rol model olacağına inanıyorum. Bunun yanı sıra Akıllı Şehirler Dönüşüm Portalı kuruyoruz. Bu portal sayesinde akıllı şehirlerle ilgili ihtiyaç duyulan her türlü veriye belediyeler ulaşabilecek.” Akçıl, Kalkınma Bakanlığı, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile akıllı şehirler konusunda ortak adımlar üzerinde çalıştıklarını da kaydederek dünyada bu konuda önemli bir otorite olan ‘Smart City Council’ ile küresel bir iş birliği hazırlığında olduklarının altını çizdi. Ankara

23 - 29 MAYIS 2016

Akıllı Şehirler Dönüşüm Hareketi Ankara’dan başlatılıyor Kamu Teknoloji Platformu tarafından 4-5 Mayıs tarihlerinde Ankara’da gerçekleştirilen Uluslararası Akıllı Şehirler Konferansı’nda Ankara’nın Türkiye için pilot akıllı şehir seçildiği açıklandı. Sanayi Odası Başkanı Nurettin Özdebir Türkiye’nin dünya kentleriyle de rekabet etmesinde akıllı şehir yatırımlarının son derece önemli olduğuna dikkat çekti. Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı Hasan Ali Çelik, akıllı şehirler konusunda kamu ve özel sektörün birlikte yeni adımlar atması gerektiğini vurgulayarak “sağlıklı bir şehir hayatını akıllı şehirler kavramı içinde almamız şart” dedi. Kalkınma Bakan Yardımcısı Yusuf Coşkun, kentleşme ve teknoloji anlamında akıllı şehir yaklaşımını kalkınma aracı olarak gördüklerini söyleyip vatandaşlara sunulan hizmetlerde sağlanacak iyileşmenin hem yerel ekonomiyi güçlendireceğini hem de

küresel alanda kentsel rekabet üstünlüğünü sağlayacağını kaydetti. Ankara Büyükşehir Belediyesi’nden Özgür Güven ise Ankara Akıllı Şehir Pilot Projesi hakkında bilgi verdi. Proline’dan ‘Güvenli ve Akıllı Şehirler’ kriterlerine uygun yerli yazılım Proline, ‘Akıllı Güvenlik Yönetim Sistemi’ (iSIM – Intelligent Security Information Management) yazılımının lansmanını Uluslararası Akıllı Şehirler Konferansı’nda gerçekleştirdi. Tamamen Türk mühendisler tarafından geliştirilen ve mevcut sistemlerle entegre olabilme kabiliyetine sahip yerli yazılım ile şehirler, ‘Güvenli ve Akıllı Şehirler’

kriterlerine uygun güvenlik seviyesine yükselirken tek bir noktadan merkezi yönetim de sağlanıyor. Proline İcra Kurulu Başkanı Mehmet Doğanyiğit ve Proline Ar-Ge Direktörü Banu Altay’ın katılımıyla düzenlenen basın toplantısında iSIM yazılımının özellikleri ve geleceğin şehirlerini nasıl şekillendireceği kamuoyu ile ilk kez paylaşıldı. iSIM ile farklı sistemlerin entegrasyonu, tek merkezden yönetim avantajıyla hızlı karar alabilme ve aksiyona geçebilme, bu sürecin bir sonucu olarak da artan toplum huzuru ve vatandaş memnuniyeti sağlanıyor. iSIM’in sahip olduğu coğrafi bilgi sistemi modülüyle trafik yönetimi harita üzerinde gerçek zamanlı olarak yapılabilirken,

akıllı video analiz algoritmalarıyla operatörler tarafından takibi mümkün olmayan binlerce kameradan alınan görüntüler incelenerek herhangi bir alarm durumunda hızlı aksiyon alınabiliyor. Doğanyiğit, iSIM yazılımıyla bölgesel güç olma yolundaki hedeflerine yönelik dev bir adımın daha atıldığının altını çizerken Altay da, “Türk mühendisleri tarafından yüzde 100 yerli üretimle geliştirilmiş iSIM’i Katar ve Pakistan ofislerimiz üzerinden Orta Doğu, Kuzey Afrika ve Asya pazarlarına, Proline’ın ‘Güvenli ve Akıllı Şehirler’ çözümlerinin merkezinde sunmayı ve böylece ülke ekonomisine büyük bir değer katmayı hedefliyoruz” şeklinde konuştu.

Dünyadaki rekabette kolektif düşünme var Haber Merkezi TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi, ‘Türkiye İnovasyon Haftası’ etkinliklerinin Anadolu’ya yayılmasının önemini vurgulayarak inovasyonda birinci sırada olmayı hedeflediklerini ifade etti. Bunun için en büyük motivasyonun gençler olduğuna dikkat çeken Büyükekşi, “Amacımız, inovasyon ve girişimcilikle yeni bir ekosistem yaratarak 13 milyonluk genç nüfusumuza meydanı bırakmak. Etkinliklerimize katılım her geçen yıl artıyor. Umuyoruz ki ülkemiz kendi potansiyelini keşfedecek ve inovatif düşünce yaygınlaşacak. Hayallerimizin peşinden koşmalıyız. Ancak bu sayede rekabetçi olabiliriz. Bunun

Ekonomi Bakanlığı’nın desteği, Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) ve Orta Anadolu İhracatçı Birlikleri’nin (OAİB) koordinasyonuyla 4-5 Mayıs tarihinde düzenlenen ‘Türkiye İnovasyon Haftası Ankara Etkinlikleri’ gençleri, akademisyenleri ve iş dünyasını buluşturdu. artık markalı ürünlere yöneliyor” ifadesini kullandı. Etkinliklerin stratejik ortaklarından TEB Genel Müdürü Ümit Leblebici, “Bu yüzyılın farklılığı şu; teknolojinin getirdiği noktada artık kolektif hareket etmek zorundasınız. Artık dünyadaki rekabette her yerde kolektif düşünme var” şeklinde konuştu. için üniversitelerin akıl teri ile sanayinin alın terini birleştirmek istiyoruz” dedi. Ekonomi Bakanı

Mustafa Elitaş da “Küresel ticaretin dinamiklerinden olumsuz etkilenmemek için ihracatçılarımız

İnovasyon “ekip ruhunda” saklı Türkiye İnovasyon Haftası Ankara Buluşmaları’nın

konuşmacılarından ‘Art of Innovation’ kitabının yazarı ve sihirbaz Dimis Michaelides, katılımcılara inovasyonun şifrelerini şöyle sıraladı: Yaratıcılık, metot, adanmışlık, yaptığı işi sevme, ekip ruhu. Michaelides “Her şeyin değiştirildiği, yeni sektörlerin gündeme geldiği çalışmalara radikal inovasyon diyoruz. Ekibinizi bu yönde kanalize ederseniz başarıya ulaşabilirsiniz” dedi. Türkiye İnovasyon Haftası Ankara Buluşmaları’nda yerli ve yabancı 55 konuşmacıyla, Ar-Ge merkezi, teknopark, bilim ve teknoloji merkezi dahil olmak üzere 37 katılımcı kurum, eş zamanlı ‘Maker Hareketi’, ‘B2Student’, ‘Drone Show’ etkinlikleri yer aldı.


BThaber

E-TOPLUM

23 - 29 MAYIS 2016

‘Proje Yönetim Zirvesi’nin açılışına katılan Orman ve Su İşleri Bakanlığı Müsteşar Sedef Özkan Yardımcısı Sedat Kadıoğlu, STK’ların önemine vurgu yaparak “STK’lar ne kadar güçlüyse ülke de o kadar güçlüdür” ifadesini kullandı. Kadıoğlu, proje ve proje yönetimi kavramına değinerek “Projelerin hazırlanması gerekiyor. Uygulamaya geçmesi de devamlılığı açısından çok önemli. Zaman, iş ve para yönetimi bir arada yapılabilirse başarılı olunabilir. Orman ve Su İşleri Bakanlığı olarak her yaptığımız çalışmayı projelendiriyoruz” şeklinde konuştu. PMI Türkiye PM SUMMIT Proje Yöneticisi Meliha Bayrak, “Geleceği şekillendirmek; tüm zamanların proje ve mirasına doğru çıkılan bir yolculuktur. Bizler, proje yönetim dünyasının geçmişten geleceğine doğru uzanan bu yolculuğa sizlerin katılımlarıyla çıkıyoruz. Bu yolculukta bilgi ve birikimlerimizi paylaşıyor, elde etmiş tecrübelerimizi aktarıyor ve yeni nesil yönetim bakış açısıyla geleceği projelerle ele alıyoruz” dedi. Proje paydaşlarımızın arasında buzdolabındaki domates de olacak! PMP Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı İsmail Kurtoğlu, nesnelerin internetinin ve büyük verinin proje yönetimini çok etkilemeye başladığına dikkat çekerek “Gelecekte proje paydaşlarımızın arasında buzdolabındaki domates de olabilecek; ondan gelen veriyi alabileceğiz. Her şeyin birbirine bağlı olması projelerimizi de etkiliyor. Projeleri tek tek ele almaktansa, bir bütün

Women Techmakers Ankara, 30 Nisan tarihinde CerModern ev sahipliğinde ikinci kez düzenlendi. BThaber’in de sponsorları arasında yer aldığı Women Techmakers Ankara etkinliğinde BT sektöründe çalışan, bu alanda eğitim gören, kod geliştirmeye ve teknolojik gelişmelere ilgi duyan katılımcılar, alanında uzman konuşmacılarla ve teknoloji firmalarıyla buluştu. Açılışta; Didem Kaya ve Ülkü Arslan Aydın, WTM ve GDG Ankara hakkında bilgi verip etkinliğin Butterfly TV’de canlı yayınlanacağını aktardılar. Oracle olarak kadınların bilişime entegre

2023 hedefleri için yenilikçi projelere ve projecilere ihtiyaç var PMI TR’ın her yıl PM SUMMIT markası altında geniş katılımlı olarak düzenledikleri Proje Yönetim Zirvesi, “Projelerle Geleceği Şekillendirmek” temasıyla 12 Mayıs tarihinde Ankara’da Cer Modern’de gerçekleştirildi. BThaber’in de sponsorları arasında yer aldığı etkinlikte, proje yönetiminin bir zorunluluk ve meslek olduğu vurgulandı.

olarak yönetilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Projelerin insana dönük olması çok önemli” açıklamasını yaptı. SPL Grup CEO’su ve PMI Fellow Aaron J. Shenhar, ‘Gelecek Burada – Proje Yönetimini Yeniden Şekillendirmek’ başlıklı sunumunu gerçekleştirdi. Projelerin bugün çok daha karmaşık olduğunu aktaran Shenhar, üç yeni elementi; strateji, liderlik ve inovasyon olarak adlandırdı. Proje Yöneticisi ve Stratejist Levent Erkan, konuklara “Dünyanın en büyük insani krizinin merkezindeyken sizlere ihtiyaç var!” şeklinde seslendi.

Geleceğe hazırlanmak yaratıcılık yönümüzü geliştirmekten geçiyor ‘2023 Vizyonuyla Gelecekteki Proje Yönetimi Stratejilerimiz’ panelinin moderatörlüğünü, ‘PMI Turkey Chapter’ Ankara Şube Direktörü Emre Alıç gerçekleştirdi. Panele; Avrupa Birliği Bakanlığı, Proje Uygulama Başkanı Bülent Özcan, Havelsan Süreç Yönetim Müdürü Zeynep Arzu Çelik, Aselsan Bilgi Teknolojileri Direktörü Fatih Bilgi ve Türksat Bilişim İş Geliştirme ve Proje Yönetim Direktörü Ömer Faruk Çöllüoğlu katıldı. Özcan, dünyada önemli bir aktör olabilmek için Türkiye’nin

kendine bir yol haritası çizmesi gerektiğini belirterek “İddialı hedeflere ulaşmak için yapısal dönüşüm gerekiyor. Türkiye önümüzdeki 10 yılda çok daha fazla proje konuşacak. Türkiye’nin proje kültürü açısından değişime ihtiyacı var. 2023 hedefleri için taklit değil, daha yaratıcı, yenilikçi projelere, dolayısıyla projecilere ihtiyaç var. Hâlâ proje uzamanı ihraç edemiyoruz!” açıklamasını yaptı. Stratejik planlamanın Havelsan için büyük önem taşıdığını kaydeden Çelik, savunma sanayinde hedeflere ulaşmak için iş birliğine ihtiyaç olduğunu vurgulayarak “Milli

Nüfusun yarısını kaçırmayalım! olmaya yönelik tüm etkinlikleri desteklediklerine vurgu yapan Sinem Kaya, rekabet ortamının çok dinamik olduğunun altını çizerek kadınların kendilerini sürekli yenilemeleri gerektiğini belirtti. Kaya, BT’de kadınlar için pek çok klişe olduğuna dikkat çekerek “BT kadınlar için alışılmadık bir sektör olarak düşünülüyor. Bu nedenle nüfusun yarısını kaçırıyoruz! Oracle Academy, Oracle’ın en büyük sosyal sorumluluk projesi

ve bu kapsamda kadınları da destekleyici çalışmalara imza atıyoruz” açıklamasını yaptı. Code.org ve Robincode’u anlatan Gözde Erbaz, Code. org’un fırsat eşitliğine inandığını kaydedip Türkiye olarak dünya lansmanlarının yeni yapıldığını ve herkesi Code.org’a davet ettiklerini söyledi. RobinCode’un da bir başarı öyküsü olduğunu ifade eden Erbaz, “Misyonumuz; zenginden alıp fakire vermek! Eğitimde fırsat eşitliğini

sağlamaya çalışıyoruz. Oracle Academy ile de güçlü bir iş birliği kurduk. Teknoloji üreten bir nesil üretmek zorundayız. Bu ülkenin geleceğini kız çocukları değiştirecek. Nedensonuç ilişkisini kuran, algoritmik düşünce yapısına sahip bir nesil yetiştirmek istiyoruz” şeklinde konuştu. TOBB Türkiye Yazılım Meclisi Başkanı Melek Bar Elmas, ‘Yazılım İçin Ortak Ses Ver’ projesi başlattıklarının altını çizerek ihracatı artırmak için yazılımın

5

teknolojileri geliştirmek çok önemli. Her zaman bir adım daha önde olmalıyız. Üniversite – sanayi iş birliği büyük önem taşıyor. Türkiye’nin genç nüfus oranı hepimiz için fırsat. Bizi bekleyen projelerle deneyimli proje yöneticileri sayesinde başa çıkabiliriz” dedi. Bilgi, BT projesinin BT’den çok süreci ilgilendirdiğine dikkat çekip proje tarifleri başarısız olduğu için BT projelerinin başarısız olduğunun altını çizdi. Projelerin basit ve hedefe yönelik olması gerektiğine vurgu yapan Bilgi, “Basitleştirin, karmaşıklaştırmayın! Basitlik ve yalınlık daha iyi yönetim süreçleri için çok önemli” ifadesini kullandı. Türksat’ın BT tarafında entegratör görevi gördüğünü belirten Çöllüoğlu, “Değişime adapte oluyorsanız, zaten geç kalmış oluyorsunuz. Ülke olarak proje yönetiminde farkındalığımız var mı? ‘Proje Yönetimi’ ders olmalı, proje yönetimi artık bir zorunluluk ve bir meslek. İyi işler iyi ekiplerle ortaya çıkıyor” değerlendirmesini yaptı. Alıç, “Yönetebilmek için önce ölçmek gerekiyor; tüm çalışmalarda tehdit ve fırsatları yönetmek için teknolojiyi araç olarak kullanmak lazım” ifadesini kullanarak “Geleceğe hazırlanmak yaratıcılık yönümüzü geliştirmekten geçiyor” dedi. Projectivity Solutions Şirketinin CEO’su ve Başkanı, PMI Silikon Vadisi Bölümünün Kurucusu Phil Bristol da yaptığı konuşmada; proje yönetimi ofislerinin başarısızlığına sebep olan nedenler arasında sabit fikirliliği, ‘proje polisi’ olmayı, ölçümleme yapmamayı sayarken bir liderin marifetini de; motive etmek, ilham vermek ve çözüm üretmek olarak açıkladı. Tüm gün süren etkinlikte; paneller ve çalışma atölyelerinin yanı sıra proje yönetiminde gelecekte kullanılması muhtemel yöntemler ve eğilimler de ele alındı.

çok iyi bir pazar olduğunu belirtti. Elmas, “Pazarlama ve satışta devlet desteği çok kritik. Hukukçularımızı eğitmeliyiz. Adalet sisteminde bilişim okuryazarlığını ele almalıyız. Yazılım, sanat bazlı bir sanayi ürünüdür. Yazılım sektörünün diğer sektörlerle sinerji yaratıcı iş birlikleri güçlendirilmeli” değerlendirmesini yaptı. Eğlenceli aktivitelerin de yer aldığı Women Techmakers Ankara etkinliğinde; teknoloji içerikli konularla ilgili keyifli sunumlar, çalıştaylar ve sunuma yeni bakış kazandıran ‘sandbox’ konuşmaları da yer aldı.


6

BThaber

E-TOPLUM

23 - 29 MAYIS 2016

Dönüşüm olmazsa gelecek de olmaz! Haber Merkezi MÜSİAD, Türkiye’nin 2023 yılına hazırlanması, dönüşüm süreçlerinde yaşanan zorluklar, yapılması gerekenler gibi konuları içeren Gelecekte Teknoloji Raporu’nu açıkladı. MÜSİAD Bilgi Teknolojileri Sektör Kurulu Başkanı İhsan Taşer, “Amacımız, dijital dönüşümün şekillendirdiği yeni dünyayı, yeni iş modellerini, yeni pazarları, yeni sektörleri, yeni ekonomiyi ve bunların gelecek etkilerini kavramak. Bununla birlikte dönüşümün, etik ilkeler çerçevesinde, toplumun refah ve huzurunu artırıcı şekilde yönlendirmek ve insan merkezli olmasını sağlamak. Bunun için ilk olarak, milli gelir içerisindeki Ar-Ge harcamalarının payı yüzde 3’e çıkarılmalı. Devletin inovasyona dayalı bilgi teknolojileri vizyonu, bürokrasiden başlayarak tüm paydaşlara yaygınlaştırılmalı ve kültür haline dönüştürülmelidir” dedi. Bulut, mobil, büyük veri teknolojileri ve gelişen sosyal ağların dünyada dijital dönüşümü tetiklediğini ifade eden İhsan Taşer, “Dijital dönüşümle birlikte dünyada

MÜSİAD Bilgi Teknolojileri Sektör Kurulu, ‘Gelecekte Teknoloji Raporu’nu açıkladı.

iş yapma kültürü değişiyor. Deneyimden önce meziyete dayalı nitelikli insan kıymetleri, yöneticilik yerine adil liderlik önem kazanıyor. Doğru insanların ürettiği doğru fikirler öne çıkıyor. Fason üretim yerini

yeni ve kaliteli ürüne bırakıyor ve de müşteri odaklı olmak ile müşteri değeri oluşturmak, olmazsa olmaz hale geliyor. Sanayi 4.0, siber güvenlik, nesnelerin interneti, mesh altyapılar, 3B yazıcılar, derin

öğrenme, yeni tip sensörler dijital çağın kavramlarıdır. Bu kavramlar, telekomu, ulaşımı, eğitimi, sağlığı, enerjiyi, e-ticareti ve e-devleti yeniden şekillendirecek. “Ben” değil “Biz” ekonomisine vurgu

Yapılması Gerekenler • Devletin inovasyona dayalı bilgi teknolojileri vizyonu, bürokrasiden başlayarak tüm paydaşlara yaygınlaştırılmalı ve kültür haline dönüştürülmeli. • İşin ehli olan girişimciler daha çok teşvik edilmeli ve bunlara girişim sermayesi sağlamak için

kurulan sistemler işler hale getirilmeli. Bankacılık ve katılım bankacılığı sisteminde biriken fonların bir bölümünü proje ve girişim sermayesi desteği şeklinde verilmesini gerekli kılan düzenlemeler yapılmalı. • Üniversiteler, inovasyon kültürünün vücut bulduğu ve sonuç odaklı olarak

sanayiye destek verilen ortamlara dönüşmeli. • Şirketlerin katma değerli ürünler üretmesi, bir ekosistem oluşturması ve satış-pazarlamada global vizyon oluşturması teşvik edilmeli. • Her alanda iş ehline teslim edilmeli. Pazarda adil rekabet koşullarının oluşturulması ve

korunmasına özen gösterilmeli. • Ar-Ge harcamalarının payı milli gelirin yüzde 3’üne çıkarılmalı. Teknoloji tüketicisi olmanın yanında teknoloji üreticisi olmalı. • Eğitim diploma ya da sertifika için değil, keşfetmek ve faydalı bilgi üremek için verilmeli.

yapan, platform tabanlı çözümler ön plana çıkacak” şeklinde konuştu. “Yeni iş alanları ortaya çıkacak” Bu teknolojik gelişmelerin, küresel normları da değişime uğrattığını, ahlaki ve hukuki perspektiflerin de yeniden sorgulanmasına yol açmakta, sosyal bilimlerde de yeni ufuklar açtığını söyleyen Taşer şöyle konuştu; “Örneğin büyük çoğunluğu bireylere ait bu bilgilerin, kişilerin mahremiyetini ihlal etmeden, hukuka uygun bir şekilde anonimleştirilmesi ve buradan kamuya yarar sağlayan modeller çıkarılması gibi yeni iş alanları ortaya çıkıyor. Yeni dönemde, birçok mesleğin ve iş modelinin radikal biçimde değişeceği öngörülüyor. Bu öngörü ile Türkiye’nin sosyolojik değişimlere de hazırlıklı olması, gelecek Türkiye kurgusu açısından önemlidir” “Türkiye katma değerli teknoloji üretimini önceliklendirmeli” İhsan Taşer, dünyanın ilk 10 ekonomisine girme hedefi ile hareket eden Türkiye’nin, bu hedefine ulaşmak için katma değerli teknoloji üretimini önceliği haline getirmek zorunda olduğunu vurguladı. Taşer, yeni ekonominin en önemli yanının entegre bir model olduğunu, bu modelin, üreticileri bu yapının birer parçası haline getireceğini, yeni düzen içinde Türkiye’nin, mevcut bilgi birikimi ve genç insan kaynağı potansiyeli ile yer alabileceğini ve katma değerli üretici konumunda roller alabileceğini dile getirdi.

BT sektörü ve üniversiteler Ege’de buluşuyor Ege Bölgesi Üniversiteleri’nin Bilgisayar ve Yazılım Mühendisliği Bölümleri’nin katılımı, Türkiye Bilişim Derneği (TBD) İzmir Şubesi ve Ege Üniversitesi EBİLTEMTTO’nun koordinasyonu, Ege Bölgesi’ndeki kurumlar, STKlar, şirketlerin katkılarıyla 28 Mayıs’ta Dokuz Eylül Üniversitesi Mühendislik Fakültesi, Bilgisayar Mühendisliği Binası’nda V. Genç Beyinler Yeni Fikirler Proje Pazarı ve Bitirme Projeleri

Sergisi gerçekleştirilecek. Bu yıl beşincisi düzenlenecek etkinlikte Aydın Adnan Menderes Üniversitesi,

Dokuz Eylül Üniversitesi, Ege Üniversitesi, Gediz Üniversitesi, İzmir Ekonomi Üniversitesi, İzmir Üniversitesi, İzmir Yüksek

Teknoloji Enstitüsü, Manisa Celal Bayar Üniversitesi, Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi ve Yaşar Üniversitesi Bilgisayar ve Yazılım Mühendisliği Bölümleri öğrencilerini kapsayan Lisans Bitirme Projeleri Sergisi ve Proje Fikir Yarışması da düzenlenecek. İzmir’i bilişim sektörünün odağı konumuna taşımayı hedefleyen etkinlikte; Ortak Proje Sergisi, Proje Fikir Yarışması, öğrenci – firma/ yatırımcı buluşmaları ile firma tanıtımları gerçekleştirilecek. V.

Genç Beyinler Yeni Fikirler Proje Pazarı ve Bitirme Projeleri Ortak Sergisi’ne ise 10 üniversitenin 13 ayrı Yazılım ve Bilgisayar Mühendisliği bölümünden 100’ü aşkın akademisyen, binden fazla öğrenci, 250’den fazla bitirme projesi ile katılacak. Fikir Yarışması’nda ise bilgi ve veri güvenliği, akıllı ev, akıllı sistemler, e-belediye, e-devlet, dijital oyun, sağlıkta bilişim, mobil uygulamalar ve diğer konularda sunulan fikirler yarışacak.



8

BThaber

E-TOPLUM

23 - 29 MAYIS 2016

Edip Emil Öymen edip.oymen@gmail.com

Hürriyet, 13.05.16

Hayal zafiyetimiz Ülkemizde hayal kurma, yaş ilerledikçe azalıyor. Yaş büyüdükçe, hayallerimiz küçülüyor. En çok, para kazanma hayali kuruyoruz. Üretken hayal kuramıyoruz. Üniversitelilerin % 78’i girişimci olmaya yakın. Hayal kurmayı bilmiyoruz, sadece umut ediyoruz. Kadınlar, erkeklere göre daha çok hayal kuruyor. Her iki kişiden biri hayal bile kurmuyor. Hayal kurmuyor, meslek seçiyoruz. Meslekten öte hayalimiz yok. Bu cümleler, Intel Türkiye ve Future Bright tarafından yapılan bir anketin sonuçlarının gazetelere başlık olarak yansıyan özeti. Anket, 10 şehirde 8-55 yaş arasında 2 bin kişiyle görüşülerek yapılmış. Metodolojiye dair ayrıntı aramak üzere Intel Türkiye’nin sitesine bakınca, orada bu ankete dair bilgi 16 Mayıs Pazartesi sabahı bile yoktu. Oysa anket, basına 11 Mayıs Çarşamba açıklanmıştı. Ertesi günlerde basında yer aldı. Aradan geçen sürede anket bilgisi, Intel sitesine taşınmamış.

Epey bir aramadan sonra Slideshare’de tesadüfen buldum. Basına yansıdığı kadarıyla yanıt aranan bazı sorular: Hayal kurmaktan neyi anlıyoruz? Hayal kurmaya ne zaman başlayıp ne zaman bırakıyoruz? Hayallerimiz, geleceği kucaklayacak kadar kapsamlı mı yoksa günlük hayatın zorluklarında gerçekleşmeden kaybolup gidiyorlar mı? Girişimcilik dünyamızda hayallerin etkisi ne kadar? Anket sonuçlarını yetkinlikle veren Dünya gazetesindeki habere göre, “girişimcilik fikirlerine dönüşebilecek üretken hayal kurabilenlerin oranı” % 15. Ankete katılanların % 49’u çocukken hayal kurmaya başlıyor. Hayal kurma yaş ilerledikçe azala azala yetişkinlikte % 14’e kadar iniyor. Oysa girişimcilik için aktiflik gerek. Ankete katılanların % 78’i girişimciliği “aklından bile” geçirmemiş. En çok (% 16) hayali kurulan meslekler, öğretmenlik ve doktorluk.

120 yıllık (!) ATM Budapeşte, 100 yaşındaki binalarının yaşgününü kutluyor. Şehirde her yıl 100 yaşına giren bina çok. Şehir yönetimi, bu mimari özelliği 2011’den beri kutlamayı akıl etti. Böylece, turizmde inovasyon nasıl olurmuş, dünyaya gösteriyor Budapeşte. Bu yıla özgü ek bir özellik var: Şehri ikiye bölen Tuna Nehri’nin kuzeyinde bir noktadan, güneyinde bir noktaya kadar Peşte bölgesini yarım ay

gibi geçen Büyük Bulvar (Nagykörút) de 120 yaşında oldu. Yeni bir kutlama konusu... Bu görkemli caddede şubeleri olan CIB Bankası ile dünyaca tanınmış reklam ajansı Saatchi & Saatchi ortak bir proje yaptılar. Bir şubenin önüne, 120 yıllık “gibi” antika görünen bir sanayi devrimi cihazı koydular. Bu, sanki ATM gibi düzenlendi. Ama şu farkla: Üzerinde bir ayna vardı. Cihaz, bu aynaya bakanın

Çevre korumaya drone Avrupa’nın nehir ve göllerindeki kirliliği, drone’lar ölçecek. Ama bu drone’lar uçan değil, yüzen cinsten. AB Ufuk2020 (Horizon) bu işe 8.8 milyon Euro ayırdı. İngiliz Brunel Teknik Üniversitesi başkanlığında, Verona (İtalya), Viyana üniversiteleri ve 14 özel şirket 1 Haziran’dan başlayarak 2020 Ocak sonuna kadar IntCatch adlı bu projede çalışacak. Su kirliliği araştırmasına İtalya’da Verona (Romeo&Jüliet’in şehri!) yakınındaki Garda gölünden başlanacak. Verona Üniversitesi, kimyasal ve biyokimyasal analiz yapacak donanımda özel tasarım yenilikçi bir su drone’u imal etti. Normalde, tanesi 20 bin Euro’ya ulaşan böylesi analiz drone’unu Verona, 5 bin Euro’ya üretti. Şimdilik tek olan bu drone, Garda gölündeki kirliliği somut verilerle saptayacak. Bu gölün güney kıyısı ile Verona arası 30 km kadar. Göl, Verona’nın ana su kaynağı. Sonra sırada Tuna nehri

resmini çekiyor, eski döneme ait bir kağıt paraya basıp veriyordu. Cihazı çalıştırmak için, 120 yıl öncesinin giysileri içinde bir hanım oradaydı. Cihazdan takır tukur sesler geliyor, çarklar dönüyor, buhar çıkıyor, ışıklar yanıp sönüyordu. Mesaj açıktı: Bankacılık her dönemde yaratıcı yenilikçi hizmetler sunabilir. Budapest100 bağlamında bu sıradışı, yaratıcı, yenilikçi espri büyük ilgi gördü tabii. Darısı, yaratıcılığı kısıtlı, düş gücü yetersiz, hayali kıt (bkz: Bu sayfadaki diğer yazı) kültürlerin başına.

var. Almanya’nın Ren, Fransa’nın Sen, İngiltere’nin Thames nehirleri var. Yunanistan’da Atina’nın içme suyunu karşılayan Yliki Gölü de sırada. Bütün bu su kaynaklarındaki kirlilik, çeşitli akademik yayınlarda sıralanıyor. Atlas ve Pasifik Okyanuslarındaki plastik yığıntılarına dair haberler daha öne çıkarken, Avrupa’daki su kaynaklarındaki kirlilik ve atık sorunu akademik dergilerde kayboluyor. Yine de Tuna Nehri’ndeki berbat durum en iyi bilinen: Günde 4.2 ton, yılda en az 1,500 ton çöp ve atık, bu nehirden Karadeniz’e akıyor. Karadeniz zaten kapalı ve üst kısmı dışında ölmüş bir deniz. Karadeniz’e akan bu kadar çok atığın kaynağı % 80 plastikler. İşin tuhafı, AB denetimlerine rağmen, plastik kaynağı ülkeler AB ülkeleri olmasına rağmen, bu kirliliğin önü alınamıyor. Çünkü AB ölçütlerindeki plastik tanımı eskide kalmış. Bir hukuki gedik var. Ayrıca, plastik

üreticileri kendilerine ekstra maliyet bindirecek güvenlik ve çevresel önlemlere karşı güçlü lobi yapıyorlar. Tuna’nın coğrafi özelliği de sorunu artırıyor: En geniş yerinde 350 metreye kadar yayılan bu nehir işlek bir su yolu. 81 milyon nüfuslu 19 ülkeden geçiyor ve 800 bin metrekare su toplama alanı var. Fransa’daki Sen Nehri’nde yapılan plastik ölçümlerinde rakamlar daha düşük: Yılda 27 ton. Ama Ren Nehri’nde durum kötü: Her gün Ren’den Kuzey Denizi’ne 191 milyon plastik partikül dökülüyor. Partikül, 1 milimetre veya daha küçük olduğu için su arıtma tesislerinde yakalanamıyor. Çare? Mevcut arıtma sistemlerinin, nanoteknolojiyle (grafen) çalışan yeni tasarım sistemlere dönüştürülmesi gerek: Su molekülüne geçit veren grafen, daha iri molekül veya partikülleri tutabilecek. Laboratuvarda bu, gösterildi, ama gündelik yaşama henüz geçmedi.



10

BThaber

BİLİŞİM DÜNYASI

23 - 29 MAYIS 2016

DİA, KOBİ’leri bulutla tanıştırıyor İş dünyasını ve buna bağlı dinamikleri baştan yaratan dijitalleşme, Ekrem Uçman ülkemizdeki şirketlere ve kurumlara da ilham veriyor olsa da, bu konuda dünyanın geneline göre daha yavaş hareket ettiğimizi söyleyebiliriz. Kurumların ve şirketlerin, dijitalleşme özelindeki farkındalığını artırmak için çalışmalar yürüten DİA, 2004 yılından bu yana özellikle bulut konusunda önemli çalışmalar gerçekleştiriyor. DİA’nın son dönem çalışmalarını, hangi sektörlerde faaliyet gösterdiğini ve Türkiye’nin bulut bilişime bakışını DİA Genel Koordinatörü Süha Onay ile konuştuk. n İlk etapta DİA’dan ve DİA’nın sunduğu çözümlerden söz edebilir misiniz? DİA olarak 2004 yılından bu yana çevrimiçi platformda özellikle KOBİ’lerin finans yönetimi, muhasebe yönetimi, e-devlet çözümleri, mağazacılık ve e-ticaret yönetimi gibi ihtiyaçlarını karşılamak için çalışmalar gerçekleştiriyoruz. Bulut bilişimin artılarını, DİA olarak geliştirdiğimiz teknolojilerle bir araya getirerek özellikle KOBİ’lerin işlerini geliştirmelerine yardımcı olmaya çalışıyoruz. Sunduğumuz geniş çözüm yelpazesi ile KOBİ’lerin genel olarak tümüne hizmet veriyor olsak da, geliştirdiğimiz bazı modüllerle beraber sektörel bazda da çözümler sunabiliyoruz. Dikey olarak servis yönetimi, otel yönetimi, distribütör entegrasyonları gibi çözümlerle farklı sektörlere de hitap ediyoruz. Bunun dışında son dönemde gündemden düşmeyen e-devlet çözümleri konusunda da kurumlara ve şirketlere

Küresel çapta yaşanan dijital dönüşüm, iş dünyasını da önemli ölçüde etkiliyor. Şirketler ve kurumlar, dijitalleşmenin kendilerine sundukları nimetlerden sonuna kadar faydalanmaya gayret ediyorlar.

DİA Genel Koordinatörü Süha Onay yardımcı oluyoruz. E-fatura, e-arşiv,e-defter çözümlerini tamamen GİB’e entegre bir şekilde müşterilerimize sunuyoruz. Müşterilerimiz bu sayede herhangi bir entegratör ihtiyacı duymadan, şirketimiz üzerinden bu hizmetlerden yararlanabiliyorlar. Son dönemin yükselen eğilimleri arasında yer alan e-ticaret konusunda da KOBİ’lerimize destek vermeye çalışıyoruz. KOBİ’lerin çok daha düşük maliyetle, e-ticaret platformlarını 1 gün içerisinde oluşturmalarına olanak sağlıyoruz. n Şirketler bulut çözümleriyle önemli avantajlara sahip oluyorlar. Bu noktada KOBİ’lerin farkındalığını nasıl değerlendiriyorsunuz? Amerika Birleşik Devletleri ve Avrupa’daki KOBİ’lere

baktığımızda, bu yapıların neredeyse hepsinin bulut bilişim çözümlerinden yararlandıklarını görüyoruz. Bununla beraber son kullanıcılar, farkında olmasalar bile mobil uygulamalar üzerinden bulut çözümlerini kullanıyorlar. Şirketlerin bu noktada elde ettiklerine bakacak olursak, özellikle maliyet avantajının ön plana çıktığını görüyoruz. Şirketler bulut ortamına geçiş yapmalarıyla beraber özellikle gereksiz donanım ve yazılım masrafından kurtulurlarken, buna bağlı olarak çok daha uygun maliyetli ofislerde iş süreçlerine devam edebiliyorlar. Güvenlik konusunda her ne kadar KOBİ’lerin kafasında soru işaretleri olsa da, buluta taşınan verilerin şirketlere ve kurumlara önemli ölçüde güvenlik avantajı sunduğunu ifade edebilirim. Bulut üzerinden anlık yedeklenen verilerle, olası felaket senaryolarına hazır olabiliyorlar. Bunun yanı sıra bulut platformuna 7/24 her noktadan

ulaşılabilmesi sayesinde şirketler iş süreçlerini önemli ölçüde hızlandırabiliyorlar. Bu da KOBİ’lere doğrudan iş hacimlerini büyütme ve gelirlerini artırma fırsatı sunuyor. n Şirketlere ve kurumlara yönelik eğitim programlarınız var mı? Şirket çalışanlarını sunduğunuz çözümler konusunda bilgilendiriyor musunuz? Sunduğumuz çözümlerin oldukça sade ve kolay anlaşılır olduğunu söyleyebilirim. Şirket olarak, kullanıcıların herhangi bir eğitim almadan yazılımı kullanabilmelerini amaçlıyoruz. Her ne kadar yazılımlarımız oldukça basit ve anlaşılır şekilde geliştirilmiş olsa da, müşterilerimizin kafalarına takılan noktaları çok daha rahat bir şekilde anlayabilmelerin için internet sitemiz üzerinde 300’e yakın senaryo üzerinden ilerleyen

Türkiye Finans, internet şubesini yeniledi Türkiye Finans’ın bireysel ve kurumsal internet şubesi yenilendi. Bankacılık işlemlerini hızlandıracak uygulamalarla yeni İnternet Şubesi’nin lansmanına özel bireysel ve kurumsal müşterilere çekilişle hediyeler de sunulacak. İnternet Şubesi’nin yeni tasarımı, tamamen kişiselleştirilebilen özelliklere

sahip. Bu kapsamda banka müşterileri İnternet Şubesi’nin girişindeki araçlarla en çok yaptıkları bankacılık işlemlerini ana sayfalarına istedikleri gibi yerleştirebilecek. ‘Hesaplar’ aracında grafikler ön plana çıkarılırken, işlemlerin daha hızlı ve kolay yapılabilmesini sağlayan görsel tasarımlara da

ağırlık verildi. Türkiye Finans’ın yeni İnternet Şubesi, hızlı para transferi konusunda bir yeniliği de hizmete sunacak ve para transferlerinde sadece IBAN numarasının yazılması yeterli olacak. Kurumsal İnternet Şubesi de daha hızlı ve kullanışlı olmak üzere yeniden tasarlanırken, üye işyeri konsepti

ile POS cihazlarından yapılan alışverişler anında görülebilecek. Geliştirilen raporlama sistemiyle işletmeler, varlıklarını daha kolay kontrol edebilecek, kurumsal müşteriler İnternet Şubesi’nin yeni fonksiyonlarıyla nakit akışını daha kolay kontrol edip, ileri vadeli borçlarını tek tıkla görebilecek.

eğitim videoları sunuyoruz. Bununla beraber iş ortaklarımıza yönelik her ay düzenlediğimiz eğitim programlarıyla, müşterilerimizin sunduğumuz çözümleri çok daha hızlı bir şekilde kavrayabilmelerine yönelik çalışmalar gerçekleştiriyoruz. n İstanbul ve Ankara’da ofisleriniz bulunuyor. İlerleyen süreçte yurtdışına açılmayı planlıyor musunuz? İlerleyen günlerde düzenleyeceğimiz Silikon Vadisi gezisi ile önemli teknoloji şirketlerini ziyaret ederek, son dönem teknolojileri hakkında fikir sahibi olmak istiyoruz. Bu ziyaretin bir diğer amacı da bölgedeki yatırım imkanlarını araştırmak. Satış ofisi özelinde olmasa da, ilerleyen dönemde Silikon Vadisi’nde açacağımız Ar-Ge ofisleriyle ülkemizi küresel yeni nesil teknolojilerle buluşturmayı amaçlıyoruz. n Dijital dönüşüm ve bulut çözümleri konusunda ülkemizdeki farkındalık beklenen düzeye henüz erişmedi. Bu noktada DİA neler yapıyor? Bu noktada en büyük eksik güven olarak göze çarpıyor. Şirketlerin yeni nesil teknolojiye pek fazla “güvenememeleri” hem şirketleri hem de iş süreçlerini kötü yönde etkiliyor. Şirket olarak KOBİ’lerin buluta geçişlerini hızlandırma amacı ile BTvizyon etkinliklerinin oldukça faydalı olduğunu düşünüyorum. Bu etkinlik ve benzerleri sayesinde Anadolu’daki KOBİ’lerin yeni nesil teknolojiler konusunda bilinçlendiğini ve İstanbul’daki farkındalık seviyesine erişmeye başladığını gözlemliyoruz. İlerleyen dönemde de bu tarz etkinliklerin artması ile beraber dijital dönüşüm ve bulut çözümlerine yönelimin de aynı oranda artacağını söyleyebilirim.


BThaber

BİLİŞİM DÜNYASI

23 - 29 MAYIS 2016

11

Perakende ‘dijitale’ hazır olmak zorunda Haber Merkezi Birleşmiş Markalar Derneği (BMD), Vodafone ve PwC Türkiye tarafından hazırlanan “Geleceğe Hazırlanırken Türkiye Perakende Sektörü Raporu”, sektörün ana konularını ve gelişim alanlarını ortaya koyarken, dünyada ve Türkiye’de perakende sektörünü etkileyen eğilimleri ele alıyor, Türkiye perakende sektörünün yol haritasını tespit ediyor. Rapor, BMD Başkanı Sami Kariyo, BMD Başkan Yardımcısı Jaklin Güner ve Vodafone Türkiye İcra Kurulu Başkan Yardımcısı Engin Aksoy’un katılımıyla düzenlenen bir toplantıyla tanıtıldı. BMD Başkanı Sami Kariyo, araştırma ile ilgili şu bilgileri verdi: “2015 sonu itibarıyla 700 milyar TL büyüklüğe ulaşan toplam perakende pazarı, 2 milyondan fazla kişiye istihdam imkânı sağladı. En çok gelir ve kurumlar vergisi yaratan sektörler arasında ilk sıralarda. 2015’i 47 milyar dolar satış büyüklüğüyle tamamlayan BMD üyesi markalar da 350 binden fazla kişiye istihdam yarattı ve 90 ülkede 3 binden fazla satış noktasına ulaştı. BMD üyelerinin, 2023 yılında 114 milyar doların üzerinde ciroya ulaşmasını öngörüyoruz. 2023’e kadar yurtiçinde mağaza sayımızı 65 binden, 157 bine çıkarıp 675 bin kişiye yeni istihdam imkânı yaratacağız. Böylece, BMD üyelerinin çalışan sayısı 1 milyonu aşacak. Yurtdışında ise halen 3 binin üzerinde olan mağaza sayımızı 20 bine taşıyıp, uluslararası alanda

daha rekabetçi olacağız. Teknolojinin sunduğu imkânlarla güçlenen birey, perakendecilerden sadece ürün değil, alışveriş deneyimi bekliyor. Bu rapor ile değişen dünyayı daha kolay anlamamızı sağlayacak, perakendede dönüşümü yakalamamızı kolaylaştıracak bir çalışma kurgulayarak, markalarımıza yol haritası oluşturmaya çalıştık.” Perakende sektöründe potansiyel büyük “Şirketlerde yeni birim olarak ‘kurumsal zeka’ departmanlarının kurulmasını kaçınılmaz bir değişim olarak görüyoruz” diyen BMD Başkan Yardımcısı Jaklin Güner’e göre, dijital zeminde buluşan tüketici-müşteri gruplarını tanımak, onların duygularını ve beklentilerini anlamak şart. Bu nedenle sektördeki liderlerin de dijital

dönüşümü gerçekleştirecek insan kaynağını bulup, sürece katmaları gerek. Perakende sektörünü bekleyen temel değişim alanlarından birinin ‘dijital dönüşüm’ olduğunu vurgulayan Vodafone Türkiye İcra Kurulu Başkan Yardımcısı Engin Aksoy ise şöyle konuştu: “Araştırmalarımıza göre, dünyada değişimi tetikleyen, alışveriş davranışlarını etkileyen ve yeni fırsatlar vaat eden 6 temel trend var: Kolaylık, mağaza, müşteri etkileşimi, dinamik tedarik zinciri, güçlügüvenilir-esnek arka plan sistemleri, dijital donanımlı insan kaynağı. Bu trendlerin ortak paydası ise dijitalleşme. İşletmeleri dijital yarına hazırlama hedefiyle hayata geçirdiğimiz Dijitalleşme Endeksi’ni perakende sektörü için hesapladık ve sektörün dijitalleşme skorunu yüzde 63 olarak tespit ettik. Firmaların yaklaşık yüzde

50’sinin aynı sektörde rekabet ettikleri diğer firmalara göre ortalamanın altında kaldıklarını ve gelişime açık yönleri olduğunu gördük. Bu veriler, perakendenin yeni nesil teknolojilerle buluşmasında ve geleceğin dijital dünyasına hazırlanmasında önemli rol oynayacak.” Gelişim hızı artacak PwC Türkiye tarafından gerçekleştirilen “Geleceğe Hazırlanırken Türkiye Perakende Sektörü Raporu”na göre, demografik değişim ve teknolojik ilerlemeler, perakende sektörünü yeni müşteri stratejileri geliştirmeye itiyor. Öte yandan, iklim değişikliği ve azalan su kaynakları gibi sorunlar da perakende markalarının çevreye duyarlılık konusunda liderlik yapmasını gerektiriyor, şehirleşme ve gelişen orta sınıf da çok kanallı perakendecilik

Avnet FutureIT, sektörü buluşturdu Avnet Türkiye tarafından düzenlenen “Avnet FutureIT” etkinliği sektörün taraflarını 11 Mayıs’ta Hilton Bomonti Otel’de buluşturdu. Avnet Türkiye Genel Müdürü Hakkı Eren’in açılış konuşması ile başlayan sunumlar, yeni nesil teknolojiler odaklı girişimleriyle başarı elde eden TicTocBoom Genel Müdürü Cüneyt Karakaya’nın ‘’Kelime Satan Adam’’ sunumu ile devam etti. Yeni nesil teknolojiler odaklı beklentilerin ele alındığı programda Y Jenerasyonu Veri Merkezleri sunumu ile Brocade Ülke Müdürü Feyyaz Atalay, “Dijital Dönüşümün

Gücünü Keşfedin” sunumuyla, EMC Ülke Müdürü Sinan Dumlu, ‘’IT Vizyonu ve Stratejisi’’ sunumuyla, Extreme Networks Marmara Bölge Müdürü Tolga Örtül, ‘’IT Yeniden Şekilleniyor: Hazır Mısınız?’’ sunumuyla, Hitachi Data Systems Ülke Müdürü Serdar Sayar “HPE Stratejisi” sunumuyla, Hewlett Packard Enterprise Kanal Direktörü Merden Kahvecioğlu “Digital Transformasyon ve Ticarete Etkileri” sunumuyla, NetApp Ülke Müdürü Behçet Yumrukçallı “Sanaldan Dijitale Yolculuk” sunumuyla, VMware Ülke Müdürü Murat

Mediceler, “Teknolojilerindeki Alışkanlıklarınızdan Kurtulun’’ sunumuyla, SimpliVity Türkiye, Malta, Kıbrıs, Yunanistan ve Türki Cumhuriyetler Ülke Müdürü Tarcan Serdaroğlu; “Dijital Dönüşüm Çağında İş Sürekliliğinin Yeri” sunumuyla, Veeam Ülke Müdürü Ozan İnan konuşmacılar arasında yer aldı. Etkinlikte IBM sunumu Cognitive Çözümler Lideri Nicolas Anderson tarafından gerçekleştirilirken, IDC tarafından ‘’IT Trends for Near 5 Years’’ konulu sunum ile BT pazarının gelecek 5 yılına yönelik öngörüler de paylaşıldı.

ile birlikte mağaza konseptlerini ve müşteri segmentlerini ayrıştırma ihtiyacını beraberinde getiriyor. Yüksek döviz kuru ve AVM kiraları ise perakende sektöründe operasyonel verimliliğin artırılmasını gerekli kılıyor. Rapordan öne çıkan başlıklar şöyle sıralanıyor: • Sektörde modernleşme ve gelişme artıyor. Ancak pazar payları, mağaza sayıları gibi göstergelerde sektörün hedeflenen modernleşme seviyesine ulaşması için hâlâ yol kat etmesi gerek. • Türkiye, 30 yaş ortalaması ve yüksek potansiyeli ile perakende sektörü için büyük potansiyel. • Ekonomik büyüme ve şehirleşmenin artmasıyla orta sınıfın büyümesinin ve AB sosyoekonomik segmentin yoğun olarak yaşadığı metropollerin güç kazanmasının, müşteri davranışlarını ve perakende sektörünü etkilemesi bekleniyor. • Özellikle kadın müşterilerin farklı kanallarda ve kanal içinde farklı noktalarda fiyat araştırması yapma eğilimi, ürün içeriklerindeki hassasiyet, eğitim ve gelir seviyesi ile artan kalite ve kolaylığa yönelim, perakende şirketlerini hizmet sunumunu etkiliyor. • Türkiye’de sıcaklığın ülke genelinde 2,5°-4°C artması ve bunun ürün sezonu ve tedarik zinciri yönetimi üzerinde baskı yaratması öngörülüyor. • Türkiye’de yüzde 2’lerde olan e-ticaret pazarının toplam organize perakendecilik içindeki payının yükselmesi bekleniyor.


12

BThaber

BİLİŞİM DÜNYASI

23 - 29 MAYIS 2016

Girişimciliği hayal bile etmiyoruz! Haber Merkezi Intel, Türkiye’de inovasyon ve girişimcilik kültürünü geliştirmek, hayaller ile girişimcilik arasındaki bağlantıyı ortaya koymak amacıyla ülke çapında kapsamlı bir “Hayal Haritası ve Girişimcilik DNA’sı Araştırması” gerçekleştirdi. Türkiye’nin ne tür hayaller kurduğunu, hayallerin yok olma ya da girişimcilik fikrine dönüşme noktasında geçirdiği dönüşümü ortaya koymayı amaçlayan araştırmada, 10 şehirden 8-55 yaş arası yaklaşık 2 bin kişi ile görüşüldü. Türkiye’de ilk kez yapılan ve Future Bright ile gerçekleştirilen araştırmanın sonuçları Intel Türkiye Genel Müdürü Burak Aydın ve Future Bright Şirket Kurucu Ortağı Akan Abdula tarafından açıklandı. Ekonomimizin yaratıcı teknolojilere dayalı olarak gelişmesi ve teknolojiyi sadece tüketen değil üreten bir toplum haline gelmemiz için büyük hayaller kurup bunların peşinden koşmak gerektiğini belirten Burak Aydın, “Çocukluğumuzda bile yeterince hayal kurmuyoruz. Oysa yaratıcılığın yolu, yeni fikirler geliştirmekten, girişimciliğin yolu ise hayal kurmaktan geçiyor. Intel Türkiye olarak vizyonumuzu ‘Türkiye’den milyar dolarlık teknoloji girişimleri çıkarmak!’ şeklinde belirledik. Ülke olarak genlerimize işlemiş olan ‘başımıza icat çıkarma!’ kültürü çocukluktan itibaren hayal kurmamaktan ya da kurduğumuz hayallerin peşinden koşmamamızdan kaynaklanıyor. Toplumumuzda hayal kurma alışkanlığını geliştirmemiz, çocuklarımızın hayallerine eğitimle destek vermemiz ve hayal ettiklerini geliştirebilecekleri ortamlar sunmamız önemli.

Ünİversİteler gİrİşİmcİ ruhu beslİyor Intel Türkiye’nin 15 ayrı üniversitede 500 üniversite öğrencisiyle gerçekleştirdiği girişim odaklı araştırmaya göre ise toplumun genelinin aksine üniversite öğrencilerinin yüzde 78’i girişimci olma fikrine olumlu bakıyor. Erkek öğrencilerde bu oran yüzde 84’e kadar yükseliyor. Gençlerin

Ekonomimize derinlik kazandıracak girişimler yaratabilmek için kamu, özel sektör ve üniversite işbirliğini maksimum düzeye çıkarmamız, potansiyel girişimcilerin teknolojik gelişmeleri yakından takip edebilecekleri, deneyimleyebilecekleri ortamlar oluşturmamız, üniversite öğrencilerine ihtiyaç duydukları danışmanlığı sağlamamız gerekiyor” dedi. Nüfusumuz genç ama hayallerimiz yaşlı 8-55 yaş arasında kadın ve erkeklerle gerçekleştirilen Türkiye Hayal Araştırması’na göre insanların yüzde 49’u

ana motivasyonları ise yenilikçi olmak ve kendi işini kurmak. Girişimci olmak istemeyenlerin ise yüzde 39’u girişimcilik ruhuna sahip olmadıklarını, yüzde 33’ü risk almak istemediklerini belirtiyor. Araştırma, üniversite öğrencileri arasında ilk girişimcilik fikrinin yüzde 36 ile ergenlik döneminde

çocukken hayal kurmaya başlıyor. Hayal kurma, yaş ilerledikçe dramatik şekilde azalıyor. Yetişkinlerin sadece yüzde 14’ü hayal kurduğunu belirtiyor. Hayal kurma sıklığına bakıldığında da benzer bir tablo ortaya çıkıyor. Çocukluk ve ergenlikte sürekli hayal kurduğunu belirten (yüzde 32) katılımcılar, yetişkin yaşlara doğru hayal kurmaktan neredeyse vazgeçiyor. ‘Hayal’ denilince aklımıza meslek ve para geliyor Her 10 katılımcıdan 5’i en büyük hayalinin “sadece bir meslek sahibi olmak” olduğunu söylüyor.

ortaya çıktığını, bu oranın yaş ilerledikçe yüzde 30’lar seviyesine düştüğünü ortaya koyuyor. Girişimcilik konuları değerlendirildiğinde yüzde 29 oranıyla en çok teknoloji desteğiyle ve teknoloji sektöründe girişimci olmak ön plana çıkıyor. Bunu yüzde 23 ile iş kurmak, ticaret yapmak izliyor.

Katılımcıların hayale meslek ve maddiyat odaklı yaklaşmalarının temel nedeni ise geleceği güvence altına alma kaygısı. Hayalini meslek olarak tanımlayanların en fazla (yüzde 16) tercih ettiği meslek öğretmenlik ve (yüzde 16) doktorluk olurken, bunları futbolcu, sporcu, antrenör (yüzde 9), sanatçı, pilot ve polis olmak (yüzde 7) izliyor. Hayali maddiyat odaklı düşünenlerin en fazla kurduğu hayal ise kendi işinin sahibi (yüzde 9) olmak. Katılımcılar para kazanmanın yolunun kendi işini kurmaktan geçtiğine inanıyor. Yine her 2 kişiden biri; hayal kurmak için kişinin “geçim derdinin olmaması”

gerektiğini düşünüyor. Intel Türkiye Hayal Haritası’nın en önemli bulgularından bir diğeri ise girişimciliğin bir alternatif olarak aklımıza dahi gelmemesi. Araştırmaya katılanların yüzde 78’i girişimciliği aklından bile geçirmemiş. Girişimciliği düşünen katılımcıların ise yaklaşık 3’te 1’i fikrini kimse ile paylaşmıyor. Fikri olanların yüzde 21’i arkadaşıyla, yüzde 19’u babasıyla, yüzde 14’ü eşi, sevgilisi, yüzde 7’si ise annesiyle paylaştığını söylüyor. Girişimcilik, parası olanın işi Girişim fikri olup hayata geçiremeyen her 4 kişiden 3’ü temel neden olarak maddi sıkıntılar, sermaye yoksunluğunu gösteriyor. Girişimcilik fikri olanların yani 22’lik dilimin içinden de sadece yüzde 27’si hayalini gerçekleştirebildiğini belirtiyor. “Eğitim seviyesi yükseldikçe girişimcilik seviyesi de yükselir” diyenlerin oranı yüzde 26 olurken “girişimci olabilmek için çeşitli kurum ve kuruluşlardan destek almak önemlidir” diyenlerin oranı ise yüzde 34.

BT’de en güncel başlıklar ele alınacak Vector Bilgi Teknolojileri tarafından bu yıl beşincisi düzenlenen ICT Smart Update etkinliği 25 Mayıs Çarşamba günü The Seed, Sakıp Sabancı Müzesi’nde, Zebra’nın ana sponsorluğunda

“Make IT Easy” konsepti ile gerçekleştirilecek. Etkinlik, sektörün önemli STK’ları ve kuruluşlarının gücünü arkasına alacak. Gazeteci M. Serdar Kuzuluoğlu’nun konuşmacı olarak yer alacağı etkinliği

Mobilsiad, Bilişim Teknolojileri Derneği, Türk-Amerikan İş Adamları Derneği ve Great Place To Work enstitüsü destekliyor. Hitachi’nin altın sponsorluğu, Soti, Panasonic, Altis, Trinoks, ve Armada’nın da gümüş

sponsorluğu ile gerçekleştirilen etkinlikte, Samsung piyasaya yeni sürdüğü ürünlerle hediye çekilişlerine sponsor olacak. BT Haber’in de ana medya sponsoru olarak destek verdiği etkinlikte, yerel ve küresel

teknoloji şirketlerinin temsilcileri, kamu sektörünün önemli oyuncuları ve ekonomiye katma değer üreten yerel ve çok uluslu şirketlerin yöneticileri bir araya gelerek, gelişmeleri katılımcılarla paylaşacak.



14

BThaber

BİLİŞİM DÜNYASI

23 - 29 MAYIS 2016

Hizmet ihracatı ve istihdam artışı hedefleniyor Türkiye pazarına 2015 yılında çağrı merkezi Callpex’i bünyesine katarak giriş yapan Fransız Handan Aybars Webhelp Group, Webhelp Türkiye olarak faaliyet gösterirken, şirketin Genel Müdürlüğünü Metin Tarakçı sürdürecek. Webhelp Türkiye; halen İstanbul, Bingöl ve Yozgat olmak üzere üç lokasyonda, 2 bini aşkın çalışanıyla, 40’nin üzerinde müşteriye, müşteri deneyimi yönetimi konusunda çözümler sunuyor. Türkiye çağrı merkezi pazarının potansiyeline işaret eden Webhelp Kurucu Eş Başkan ve Yönetim Kurulu Başkanı Frédéric Jousset, yeni teknolojilere yatırım yaparken, Türkiye’nin çeşitli bölgelerinde yeni yerler açacaklarını belirtti. Hedef ise Türkiye’deki operasyonları yüzde 40 büyütmek. Türkiye pazarına yönelik ilginin 2012 yılına dayandığını söyleyen Jousset, “Pazarı ve pazardaki şirketleri tanımak önceliğimiz. 2015 Temmuz’unda işlemler tamamlandı ve ödeme onayı eylül ayında oldu” bilgisini verdi. Türkiye pazarında yer aldıkları için çok mutlu olduklarını belirterek sohbetimize başlayan Frédéric Jousset, “Bizim için yeni bir ülkeye açılmak önemlidir ve bugüne kadar hiçbir ülkedeki operasyonumuzdan çıkmadık” bilgisini verdi. Frédéric Jousset, Türkiye pazarındaki hedefleri ve 2016 yılı stratejileri hakkında sorularımızı yanıtladı: n Webhelp Group’un çalışmaları ve odaklandığı başlıklar hakkında bilgi verir misiniz? İş süreçleri yönetimi ile dijital, sosyal ve geleneksel sesli iletişim kanalları aracılığıyla müşteri

Callpex, Avrupa’nın önde gelen BPO (Business Process Outsource -Dış Kaynaklı İş Süreçleri Hizmetleri Sağlayıcısı) gruplarından Webhelp bünyesine katılarak, “Webhelp Türkiye” olarak faaliyetlerine devam ediyor. 2016 yılında iki yeni konumda daha yer açarak bin kişiye istihdam sağlamak ise öncelikli hedef.

sağlıyor. İşgücü optimizasyonu için de farklı araçlarımız var. Böylece tahmin gücümüz gelişiyor ve doğru sayıda insanı konumlandırıyoruz. Bunlar gibi birçok araç ile en verimli yapıyı kuruyor, farklı araç ve teknolojilerle bunun işlerliğini sağlıyoruz. Sosyal medya yapıları ile de bağlarımız sıkı. Bu yönüyle Webhelp Türkiye’ye telefon odaklılığının yanında, müşterilerle farklı online kanallarda iletişim kurma konusundaki yetkinliğimizi katacağız. 4.5G kullanımı yaygınlaştıkça, müşteri ilişkilerinde bu yöntemlerin önemi artacak.

Webhelp Kurucu Eş Başkan ve Yönetim Kurulu Başkanı Frédéric Jousset deneyimi yaratma odaklı bir BPO sağlayıcısıyız. 20’den fazla ülkede, yenilikçi marka ve işletmelere iş süreçleri yönetimi ve dış kaynak hizmetleri sunuyor, Fransa’dan çıkıp dünyaya yayılıyoruz. Küresel çalışmalarımız kapsamında hedefimiz olan İspanya ve Güney Amerika’da iki satın almayı tamamlıyoruz. Ayrıca İskandinav ülkeleri de önceliğimiz. Yatırımlarımız ve bu konuda kararlar, gördüğümüz fırsatlara dayanıyor. n Callpex satın alması ile hedefleriniz neler? Türkiye’nin CRM başlığında

yüksek potansiyelini, bu paralelde İK adına fırsatları da değerlendirmek istiyoruz. İngiltere veya Fransa ile oturma alanlarını kıyasladığınız zaman çağrı merkezlerinde daha fazla çalışan olması gerektiği görülüyor. Bu nedenle pazarda, dış kaynak kullanımında büyüme olacak. Bizim gibi dış kaynak kullanım şirketlerinin daha iyi iş ve performans elde etmeyi sağladığını Türk şirketleri de fark edecek. Çünkü bu hizmet, bütünüyle bizim uzmanlığımız. Dış kaynak kullanım pazarı gittikçe büyüyecek ve farklı hizmetler sunabilen dış kaynak kullanım şirketleri öne çıkacak.

Almanya, İspanya pazarlarındaki dinamiklerin aynısı Türkiye’de var. Biz de pazar payımızı istikrarlı biçimde geliştiriyoruz. Küresel bir şirketiz ve hizmet verdiğimiz çok sayıda küresel şirket, güçlü bir finansal yapımız var. Bu unsurlar şirketlere de güven veriyor. Ayrıca teknoloji odaklı olmamız ile insanları telefonun başına koymaktan çok daha fazlasını yapıyoruz. n Bunu nasıl örnekleyebilirsiniz? Veri analitik çözümlerimiz, iş zekası çözümlerimiz var ve tüm bunlar, kapsamları, müşteriyi daha doğru anlamamızı

SEKTÖR, DESTEK İSTİYOR Webhelp Türkiye Genel Müdürü ve Çağrı Merkezleri Derneği (ÇMD) Başkanı Metin Tarakçı, planlarını ve sektörün beklentilerini paylaştı: “Küresel bilgi birikimini Türkiye’ye taşıyacağız ve ‘Müşteri deneyiminde yenilikçi yaklaşımlar’ sloganıyla faaliyetlerimizi sürdüreceğiz. Türkiye’de satın alma fırsatlarını da değerlendireceğiz. 2016 yılında iki yeni lokasyon açılacak ve bin yeni kişiye istihdam sağlayacağız. Sosyal medya, chat, BPO hizmetlerini devreye alıp, genel istihdamımızı artıracağız. Almanya pazarına

Türkiye’den hizmet verip, Almanya’daki bazı operasyonları da Türkiye’ye kaydırarak hizmet ihracı gerçekleştirmeyi planlıyoruz. ÇMD olarak da gündemimizde bazı başlıklar var. Birincisi biz ‘Tehlikeli Meslek’ grubundayız, ama bunun ‘Az Tehlikeli’ olarak değişmesi konusunda destek beklentimiz var. İkincisi, 5084 sayılı Yatırımların ve İstihdamın Teşviki Kanunu 49 ildeydi ve bitti. Yeni çıkan teşvik kanunu sadece Doğu Anadolu’da 15 ille sınırlı oldu. Oysa birçok ilde çağrı merkezleri açtık, ama şimdi onlar teşvik avantajlarını kaybedince

sıkıntı oldu. Dolayısıyla bu altıncı bölgedeki teşviklerin kademeli olarak 5 ve 4’e de verilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Bu konuda destek beklentimiz var. Üçüncüsü e-ticaretin düzenlenmesi noktasında izinli pazarlama devreye girdi, mevcut müşteriler izinli kabul edildi, ama mevcut olmayan müşterileri de arayamaz hale geldik. En önemli konu ise asgari ücretle ilgili. Çağrı merkezleri kontratları ‘enflasyon artışı’ ile hesaplanırken, bunun üstünde asgari ücret artışı oldu. Müşterilerle bunun orta yolunu bulma çabası var.”

Webhelp Türkiye Genel Müdürü ve Çağrı Merkezleri Derneği (ÇMD) Başkanı Metin Tarakçı

n Türkiye pazarında öncelikleriniz neler? Şirketin ölçeğini ikiye katlama hedefimiz var ve bu hedef, Türkiye’yi de bağlıyor sonuçta ve gelecek 5 yıl için planlarımız bu noktada net. Yeni noktalar açıyoruz ve bu iki yerin kapasitesi 2 bin çalışan olacak. Yeni servisler sunmak, telemarketing müşteri desteği, teknik destek gibi unsurlara ek olarak, sosyal medya, web chat, app chat, WhatsApp desteği gibi unsurlar da gündemde. 4.5G ile video desteği de öne çıkacak süreç içinde. Farklı servisler de hedefimiz. Pazarda fırsatlar görür, hizmetlerimizi farklılaştırma, yetkinliklerimizi artırma imkanı bulacağımıza inanırsak, satın almalara da sıcak bakarız. Daha fazla merkezle daha fazla istihdam yaratacağız. Yetkinlikleri geliştirmek, uzman İK ve doğru teknolojileri konumlandırmak, online hizmetlerin toplam gelirdeki payını artırmak önceliğimiz. Webhelp Türkiye ve diğer Webhelp yapıları ile entegrasyonu, iletişimi artıracağız. Birçok uluslararası müşterimiz var ve onları Webhelp Türkiye yapısına taşımayı isteriz. Türkiye’nin potansiyeline inanıyoruz ve Türkiye bu özellikleri ile bölgesinde geçiş noktası görevini de üstleniyor. n Bu durumda Türkiye’yi bir köprü olarak kullanmayı planlıyor musunuz? Kuzey Afrika pazarında hâlihazırda etkinlik gösteriyoruz. Ama misal İran pazarı açılıyor ve bu önemli bir fırsat. Diğer bölge ülkeleri, yani Kazakistan, Azerbaycan da potansiyele sahip. Orta vadede hedefimiz, bu gibi ülkelerde operasyonlara başlayıp, bunları Türkiye’den yönetmek.



16

BThaber

BİLİŞİM DÜNYASI

İş zekası ve analitik alanında önde gelen şirketlerden birisi olan Bülent Nevres SAS, 18 – 21 Las Vegas Nisan tarihleri arasında Las Vegas’ta düzenlediği SAS Global Forum 2016 ile dünyanın dört bir yanından gelen müşterileri, uygulama geliştiricileri ve iş ortaklarının dahil olduğu ekosistemini bir araya getirdi. Her yıl geleneksel olarak düzenlenen etkinlikte, analitik alanında çok önemli gelişmelere yol açan bulut bilişim, büyük ve yapılandırılmamış verilerin daha kapsamlı bir şekilde yer aldığı hatta kucaklandığı diyebileceğimiz veri analitiği ve iş zekası alanındaki en son gelişmeler ve yeni çözümler katılımcılara aktarıldı. Bu yıl SAS Global Forum’un odağında nerede olursa olsun tüm verileri bir arada tutmak için tasarlanan SAS’ın yeni platformu Viya vardı. SAS Viya, etkinliğin açılışında konuşan SAS CEO’su ve Kurucusu Jim Goodnight tarafından “Bugün analitiğin daha kolay kullanımı ve erişilebilmesini sağlayacak çok önemli bir gelişmeyi duyuruyoruz” sözleriyle duyuruldu. Goodnight aynı zamanda SAS Viya’nın mevcut SAS 9 yazılımı kullanıcıları tarafından kullanılabileceğini sözlerine ekledi. Goodnight’ın

SAS CEO’su ve Kurucusu Jim Goodnight

23 - 29 MAYIS 2016

SAS 40’ıncı yaşını yeni çözümleriyle kutladı İş zekası ve analitiği alanında 40 yılı geride bırakan SAS, Las Vegas’ta düzenlediği geleneksel Global Forum’un 2016 ayağında yeni ürün ve çözümlerini sergiledi. ardından sahne alan SAS Başkan Yardımcısı Oliver Schabenberger, Viya platformunun küçük, büyük, yapılandırılmış, yapılandırılmamış her türlü veriyle, ister bulut ortamında ister şirketlerin kendi sistemlerinde olsun her koşulda çalışabilecek şekilde tasarlandığını belirtti ve sözlerine şöyle devam etti: “Tüm bu koşullar için çok özel bir tümleştirilmiş açık bir mimariyi hayata geçirdik. İster veri bilimci olsun, ister iş analisti herkesin kullanabileceği tamamen tümleşik, açık, basit, güçlü ve bulut ortamı için geliştirilmiş modern bir ortam sağladık. Artık çok bulutlu bir mimariye taşınıyoruz.” SAS Viya, kullanıcılara farklı üreticilerin ürünlerini kullanabilecekleri, küçük

SAS Türkiye Genel Müdürü Hakan Erdemli büyük, yapılandırılmış yapılandırılmamış her türlü veri üzerinde çalışabilecekleri bir ortamın yanında SAS Visual Analytics, SAS Visual Statistics, SAS Visual

Investigator ve SAS Visual Data Mining and Machine Learning gibi yeni analitik ürünlerini de beraberinde getiriyor. Mayıs ayında belirli kullanıcılar tarafından kullanılmaya başlanacak olan platformun 2016 yılının üçüncü çeyreğinde tüm kullanıcılara açılması planlanıyor. Etkinlikte ayrıca SAS Customer Intelligence 360 ve SAS Analytics for IoT ürünleri de tanıtıldı. SAS 360 Discover ve Engage olmak üzere iki modülden oluşan SAS Customer Intelligence 360, şirketin dijital pazarlamaya yönelik mevcut servislerini tek bir merkezde topluyor. Sas 360 Discover, Web ve mobilden toplanan davranışsal verilere dayalı olarak raporlama yapıyor ve öngörülerde bulunulmasını sağlarken, SAS 360 Engage ise dijital müşterilerle iletişime geçilmesini sağlıyor. Yeni ürün sayesinde dijital pazarlama yapan şirketler halihazırda sahip oldukları verileri kullanarak müşterilerine özelleştirilmiş tekliflerde bulunabiliyorlar. SaaS olarak bulut üzerinden sunulan bu ürüne 2016 yılında yeni modüller ve yetenekler eklenmesi

de şirketin planları arasında yer alıyor. Analitik ve iş zekası alanındaki diğer bir önemli gelişme ise nesnelerin interneti tarafında yaşanıyor. Önümüzdeki birkaç yıl içerisinde daha da artması beklenen bu nesnelerin ve sahip oldukları sensörlerin yaratacağı veri miktarı yeni yaklaşımları gerektiriyor. SAS’ın bu ihtiyaca cevabı olarak ortaya çıkan SAS Analytics for IOT, çok büyük miktarlarda veriler üzerinde analiz yapabilecek uygulamaları bir araya getiriyor. Şu anda Genia, Navistar ve Western Digital gibi çeşitli şirketler bu uygulamaları kullanıyor. Analitik ve iş zekası alanında 40 yıl SAS’ın iş zekası ve analitik alanında 40 yıl önce başlayan macerası hızla devam ediyor. Başlangıçta tek makinede çalışan tek ürünle yola çıkan SAS’ın şu anda 200’ün üzerinde ürünü bulunuyor. Bu işe ilk başlanıldığı zamanlarda kilobaytlar, megabaytlarla ölçülen verilerle uğraşılırken şu an petabaytlar konuşuluyor. Türkiye’de hızlı bir büyüme var Etkinlik esnasında konuşma fırsatı bulduğumuz SAS Türkiye Genel Müdürü Hakan Erdemli, SAS’ın 40 yılı aşan deneyimiyle müşterilerine değer kattığını vurguladı ve sözlerine şöyle devam etti: “İçinde bulunduğumuz bölgeye baktığımızda, diğer bölgelere göre çok daha hızlı büyüyoruz. Türkiye’de analitik ve iş zekası alanlarına olan ilgi büyüyor. Finans, sigortacılık ve telekomünikasyon gibi bu teknolojileri yoğun olarak kullanan sektörlerin yanında farklı sektörler de artık ilgi göstermeye başladı. Bu ilgi her geçen gün artıyor. Örneğin geçtiğimiz aylarda Türkiye’de iki etkinlik düzenledik. Katılımcılarına baktığımızda neredeyse her sektörden insanların geldiğini gördük. 15 hatta daha fazla sektörden katılımcı vardı, eskiden en fazla 5 – 6 sektör ilgi gösterirdi. Artık hangi sektörde oldukları, çalışan sayısı ya da yaptıkları iş ne olursa olsun her sektörden, her türlü şirket analitik ve iş zekası çözümlerine ihtiyaç duyuyor.”


17 BThaber

DOSYA

İş Sürekliliği

23 - 29 MAYIS 2016 www.bthaber.com

İş hayatında devamlılık esastır Kurumsal iş sürekliliği çözümleri geldiğimiz noktada sadece belli sektörlerin büyük şirketlerinin değil, tüm sektörlerde her ölçeğin Handan Aybars ve KOBİ’lerin de gündemi haline geldi. Çünkü kıran kırana bir rekabet var, kurumsal ve BT odaklı riskler tırmanışta. Bu engebeli ortamda iş sürekliliğini sağlamak için uygun çözümleri konumlandırmak, konumlandırmakla kalmayıp bunların gerçekten süreklilik sağladığından emin olmak şart. Hem tüm bu işler, sadece

BT biriminin sorumluluğu da değil artık… Her şirkette her çalışanın, her departmanın bu başlıkta hem genel iş sürekliliği politikasında hem de birim bazında üstlendiği bir rol var. İşte bu nedenle bundan birkaç sene öncesine kadar ‘felaket kurtarma’ veya ‘risk yönetimi’ başlığı ile sade bir tanıma sahip olan iş sürekliliği yatırımları, geldiğimiz noktada çok daha geniş bir kapsama sahip, sadece bilişim altyapısını korumakla kalmayıp iş süreçlerinde kullanılan tüm

çözümleri de içeriyor. Bu dallanıp budaklanan ‘iş sürekliliği’ yatırımları, bu nedenle kurumsal kararlarla tespit edilen öncelikler olmaktan çıkmalı, bu konuda uzman şirketlerin danışmanlığı ile daha fazla katma değer sunabilmeli, bu konuda farkındalık daha da gelişmeli. En azından dosyamızda yorumlarını aldığımız, iş sürekliliği yatırımlarının danışmanlık desteği ile desteklenmesi gerektiğine işaret eden şirketlerin hemen hepsinin temennisi bu yönde.


18

DOSYA

BThaber

İş Sürekliliği

23 - 29 MAYIS 2016

Veri merkezi pazarında büyüme hızı yüksek İş sürekliliği kavramı, risk yönetiminin bir alt bileşeni olarak önem kazanıyor. “Artık birçok kuruluşun olağanüstü durum merkezlerine yatırım yapmaya çalıştığını, günlük çalışma rutini içinde uygulama ve verilerinin yedeklerini, belli periyotlarla senkronize olarak bu tür merkezlerde tutma alışkanlığının yaygınlaştığını görüyoruz” yorumunu yapan Anadolu Bilişim Dönüşüm Projeleri ve Müşteri İlişkileri Grup Müdürü Yaser Aras’ın da dikkat çektiği gibi, ancak bu tür yatırımlar, iş gücü ve diğer sabit giderlerin yanı sıra yönetim ve operasyon maliyetleri açısından düşünüldüğünde, kurumlar için uzun vadede başka bir sıkıntı kaynağı olabiliyor. Yine de, Yaser Aras’a göre, kurumsal teknolojiler sadece büyük ölçekli firmaları değil, KOBİ’leri de dönüştürüyor. İş sürekliliği konusunda bulut bilişimin sağladığı avantajların farkına varan KOBİ’ler, teknolojik gelişmelerin hızlanmasıyla paralel olarak bu konuda geçmişe göre giderek daha hızlı bir şekilde bilinçleniyorlar. “Bulut bilişim kavramının da buna olumlu katkısı oldu. Başta maliyet avantajı olmak üzere, iş sürekliliği ve hareket kabiliyeti KOBİ’ler için önemli” yorumunu yapan Yaser Aras, şöyle devam etti: “Geldiğimiz noktada, sanallaştırma ve bulut bilişim teknolojileriyle kurumsal alanda gerçek bir bilişim devrimi var. Kurumların olağanüstü

durumlara karşı Business Continuity / Disaster Recovery dediğimiz felaket kurtarma senaryolarını hazırlamaları ve zaman zaman bunların testlerini yapmaları risk yönetiminin bir parçası. Bu senaryolar öncelikle önemli kurumsal bilgilerin ve varlıkların güvenliğini sağlamayı ve düzenli olarak yedekleme planını hayata geçirmeyi gerektirir. Anadolu Bilişim Data Center’da bu çerçevede müşterilerimize altyapı hizmetlerinin yanı sıra iş sürekliliği plan/prosedürlerinin oluşturulması ve test edilmesi hizmetlerini de sunuyoruz. Gerekli tüm planlar ve prosedürler müşterilerimizle birlikte oluşturularak, her yıl en az bir defa testleri yapılmakta. Sunucu barındırma, sanallaştırma, veri yedekleme, veri kurtarma, olağanüstü durum merkezi (ODM) hizmetleri, işletim sistemleri yönetimi, fiziksel altyapı hizmetleri, yönetilebilir güvenlik hizmetleri, saha hizmetleri, veri tabanı yönetimi, farklı teknoloji platformlarında mesajlaşma ve video konferans hizmetleriyle şirketleri dijital çağa taşıyoruz.” E-defter, e-fatura, e-reçete, e-imza gibi bürokraside dijitalleşmeyle, kamu hizmetleri de hızlanıyor. Bütçeleme ve finansal kaynak planlama elektronik ortamda ve belirli yazılımlar üzerinden yapılıyor. Kurumsal teknolojiler sadece büyük ölçekli firmaları değil, KOBİ’leri de dönüştürüyor. “Hızlı

rekabet çağında öne geçmek isteyen her ölçekte firma, e-dönüşüme adım atmayı öncelikli yatırım kalemi olarak görüyor” yorumunu yapan Aras’a göre, e-dönüşümle personel alışkanlıklarının değişmesiyle iş gücünde verimlilik ortaya çıkıyor. Şirket içi onay mekanizmalarının evraklardan kurtularak sanal ortama taşınmasıyla hızlı karar alma ve hızlı uygulama imkanı doğuyor. Kurumsal algı değişimiyle beraber kurumun çehresi de değişiyor ve rekabet ortamında hızlı adımlar atılabiliyor. Aras, 2016 yılı beklentilerini de şöyle anlattı: “2016’da veri merkezi pazarının toplam BT pazarının üzerindeki

büyüme trendini sürdüreceğini öngörüyoruz. Bunun en önemli nedeni şirketlerin içerisindeki yeni nesil BT yöneticilerinin bu işin çekirdeğinden gelen, operasyonel BT ile uğraşmak yerine stratejik BT faaliyetleri yürütmek isteyen bilinçli profesyonellerden oluşması. Veri merkezi tarafında 2016 yılında istikrarlı büyümemizi sürdürmeyi öngörüyoruz. Özellikle 2016-2017 orta vadeli dönemi için önemli olduğunu düşündüğümüz veri merkezi faaliyetlerimizi kurumsal şirketlerin ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde yapılandırmayı ve müşterilerimize uçtan uça BT hizmeti sunmayı hedefliyoruz.”

BT ortamının yarattığı faydanın teminatı Bilişim araçlarının iş hayatındaki önemi vazgeçilmezliğe yükseldi. Büyük küçük her işletme daha kârlı, verimli, etkin olabilmek adına artık olmazsa olmaz teknolojik altyapılar kullanıyor. Bu ortamların yedekliliği, sürekliliği, kesintisizliği de, bunların varlığı kadar önemli hale geldi. Aslında büyük işletmeler kadar KOBİ’ler de bu alanda yatırım gerektiğinin farkındalar. Bu

hatırlatmayı yapan Penta Teknoloji Value Grubu Satış ve Pazarlama Direktörü Necmi Ön, “Yine de iş sürekliliği yatırımlarının maliyetleri, bu yapıların hayata geçmesinde önemli bir engel oluşturuyor. Bulut ve yönetilen hizmet temelli iş sürekliliği önerileri pazarda olgunlaşmaya başladıkça, KOBİ pazarında çok önemli kabul göreceği öngörülebilir” tahmininde bulundu.

İş sürekliliği yatırımlarından elde edilen yarar; bilişim ortamının yarattığı fayda ile doğru orantılı ve o faydanın da teminatı. Necmi Ön, bu yorumunu şöyle detaylandırdı: “Özellikle gerçek zamanlı çalışan uygulamaların kesintiye uğraması, bazı sektörler için işin tamamen durması anlamına geliyor. Bu uygulamaların iş sürekliliği senaryoları olmadan hayata geçirilmesi, şirketin operasyonlarına ve pazardaki algısına çok olumsuz etkiler yapabiliyor. Çok başarılı ve verimli olarak planlanmış bir kurumsa altyapı, iş sürekliliği göz önüne alınmadan hayata geçirilirse, geri dönüşü olmayan olumsuz sonuçlara yol açabilir. Bu durumun yarattığı etki kurumun büyüklüğü, bulunduğu sektör, uygulamanın niteliği gibi pek çok parametreye göre değişiklik

gösterse de, iş sürekliliğinin gerekliliği her geçen gün daha net bir şekilde ortaya çıkıyor. Yatırım yaptığımız ana başlıklardan biri de iş sürekliliği. Penta Teknoloji Merkezi’nde son kullanıcıya özel senaryoları, gerçek ortam simülasyonları ile hayata geçiriyoruz. Olağanüstü durumları yaratıp, altyapının buna cevabını iş ortağımız ve son kullanıcısı ile birlikte değerlendiriyoruz. Hedefimiz; iş ortaklarımızla birlikte son kullanıcılarının ihtiyacı olan iş sürekliliği çözümünü belirlemek ve çözümün sağlamasını gerçek ortam simülasyonları ile yapmak.”



20

DOSYA

BThaber

İş Sürekliliği

23 - 29 MAYIS 2016

Sistemlerde kesintisizlik esas İş sürekliliği yatırımlarında en kilit bileşen; kapsamlı acil durum yönetimi. KOBİ’lerin iş sürekliliği planına sahip olmamaları halinde, işlerinde herhangi bir anda oluşacak kısa veya uzun süreli kesintileri, sonrasında oluşacak karmaşaları yönetmeleri ve bu kesintilerin çok tekrarlanması durumunda da ayakta kalmayı başarmaları oldukça zor. “Bu nedenle KOBİ’ler bu yatırımlarla kritik BT uygulamalarının sürekli çalışır durumda kalmasını hedeflemeli” uyarısını yapan ERP Komitesi Kurumsal Dönüşüm Platformu Koordinatörü M. Göker Sarp’ın da işaret ettiği gibi, günümüzde, BT altyapısını kullanmayan iş süreci neredeyse kalmadı. İş uygulamaları için gerekli olan sunucular ve veritabanı gibi altyapıların gerçek zamanlı olarak izlenmesi ve denetlenmesi ise iş sürekliliğinin sağlanması açısından oldukça kritik. “Şirketler bu sistemleri ayakta tutmak ile ilgili acil durum veya iş sürekliliği

planlarını oluştururken danışmanlık desteği almak yerine, genellikle BT altyapıları için gerekli donanım ve yazılım ürünlerini konumlandıran BT firmalarından edindikleri bilgiler ile yol haritalarını oluşturmayı tercih ediyorlar” yorumunu yapan Sarp, şu yorumu yaptı: “İş sürekliliğini sağlayan sistemlere yapılan yatırımlar ve özellikle internet uygulamaları ile tüm dünyada müşteri ve tedarikçi iletişimi sağlayabilen girişimlerin artması ile ekonomik büyüme de beraberinde geliyor. İş sürekliliğini destekleyen izleme ve yönetim sistemleri, proaktif uyarı sistemleri ile birleşerek, sisteminizi kesintiye uğratacak donanım ve yazılım arızalarının nedenleri ile birlikte, gerçek zamanlı olarak öğrenilmesi mümkün kılındı. Bu sistemlerde bu yönde gelişme eğilimleri de devam edecek. Bu sayede sistemlere olan erişebilirlik ve sistemlerin devamlılığı açısından üst seviye bir performans yakalanmış ve kesinti durumlarına karşı direnç sağlanmış olacak.”

İK süreçlerinde süreklilik sağlanıyor İş sürekliliğine İK açısından bakarsak, önce kurumun İK fonksiyonlarını yerine getirecek organizasyonel yapıyı kurması gerek. Temel olarak insan kaynakları süreçleri oluşturulurken, organizasyon yapısı şirketin misyon ve vizyonuna uygun, basit ve anlaşılır halde olmalı. Bu yönüyle İK otomasyonu; kuruma ait tüm fonksiyonlarla ve organizasyon ile bağlantılı olarak kurumsal hafızanın oluşturulduğu, çalışanların dahil edildiği, süreçlerin rakamlar ile ölçülecek hale getirildiği, tüm bu işlemlerde teknolojinin verimli olarak kullanıldığı, iletişimin teknoloji altyapısı ile sağlandığı tüm süreçleri kapsıyor. “Teknolojinin yardımı ile İK bölümleri, çalışanlarla ilgili bilgileri toplayarak ve üreterek kurumsal hafıza oluşturmalı” diyen Poldy İK Sistemleri Genel Müdürü Kadri Demir, ekledi: “Süreçleri sayısal ölçmek için raporlayacak altyapıyı kurmalılar. Sonuçta ölçemediğiniz bir işi yönetemezsiniz.” İnsan kaynakları yönetiminde işe alımdan işten çıkışa kadarki tüm süreçte otomasyon kullanılması ve stratejik rol oynaması hedefleniyor. Otomasyon ile teknolojinin getirdiği altyapı sayesinde şirketlerin dağıtık yapıdaki süreçleri tek merkezden yönetmeleri sağlanıyor. İnsan kaynakları süreçlerinin dijital ortama

taşınmasında çalışanlar ve yöneticiler de süreçlere dahil edilmeli. Kadri Demir, sözlerine şöyle devam etti: “KOBİ’lerde insan kaynakları süreçleri oluşturulurken, genelde bu süreçleri oluşturması için bir insan kaynakları departmanı kurulmakta ve bu departmana başlangıçta insan kaynakları yöneticisi istihdam edilmekte. İş sürekliliği odaklı yatırımlar, devletle olan tüm insan kaynakları süreçlerinin elektronik ortama taşınması için altyapı oluşturuyor. Örneğin; yeni işe alınan ve işten çıkarılan kişilerin SGK sistemine aktarılması, e-bildirge ile çalışanlara ait SGK gün ve matrahlarının beyanı, çalışanın SGK ile bağlantısını elektronik olarak sağlıyor. Kayıtlı elektronik posta (KEP); çalışanlara bildirimlerin yapılmasını sağlıyor. Tüm bu çalışmaların sonucunda, çalışanların yasal süreçleri elektronik ortam yardımı ile e-dönüşüm kapsamında e-devlet uygulamaları için gerekli bilgileri oluşturuyor.”


BThaber

İş Sürekliliği

23 - 29 MAYIS 2016

DOSYA

21

Her ölçekte şirketin ihtiyacı kurumsal süreklilik İş sürekliliği yatırımları; tüm uygulayıcı kurum ve kuruluşlar için, ölçekleri paralelinde değişkenlik gösteriyor. Yatırımlar; risklere hazırlıklı olma, itibar koruma ve rakiplere karşı üstünlük sağlama öncelikleri ile pek çok avantaj da sağlıyor. İş sürekliliği yatırımlarında temel başlıklar şöyle sıralanıyor: • Operasyonel Kesinti İzleme ve Raporlama Altyapı ve İyileştirme Yatırımları • İş Süreklilik Yönetim Sistemi Kurulum ve Sertifikasyon Projeleri • BT Sistem ve Servis Devamlılığı Yazılım ve Donanım Yatırımları • BT Sistem ve Servis Devamlılığı – Veri Merkezi Yatırım ve Hizmet Alımları • Siber Güvenlik Risklerine Karşı Koruyucu Sistem ve Uygulama Yazılımları • Kriz Yönetimi Altyapı ve Donamım Yatırımları • İş Sürekliliği ve Olağanüstü Durum Yönetimi Danışmanlık, Eğitim ve Geliştirme Proje Hizmet Alımları Risklere dikkat KOBİ’lerin bu alanlara ilgi ve

yatırımları, özellikle son yıllarda arttı. EY Türkiye Kriz Yönetimi ve Devamlılık Program Lideri Ender Bebek’e göre, bunun en önemli nedeni; KOBİ’lerin mevcut risk şartlarında önlem almalarını, yasal uyum koşullarını ve hizmet şartnamelerindeki yükümlülüklerini yerine getirmeleri noktasında artan talep ve bağımlılıklar. İş sürekliliği yatırımları olmadığı durumlarda, kurumlar, olumsuz sonuçlara maruz kalabiliyor. Organizasyon genelinde moral ve motivasyon kayıpları, finansal kayıplar, kritik servis ve hizmet kesintileri, operasyonel kesinti ve endirekt etkileri, yasal ve kontratlara bağlı sorumluluklarda kayıp ve gecikmeler kaynaklı yaptırımlar, BT kesintileri ve bu sorun kaynaklı direkt, endirekt etki ve yaptırımlar, gelir ve pazar payı kayıpları, tedarik zinciri kesinti ve kayıpları öne çıkarken, Ender Bebek’in dikkat çektiği gibi itibar kayıpları ve uzun vadeli olumsuz etkileri de unutmamak gerek. Türkiye’de danışmanlık sektöründe, ‘iş sürekliliği’ odaklı, katma değerli

danışmanlık uygulamaları sınırlı. EY’nin bu konuda çalışmaları ile öne çıktığını hatırlatan Ender Bebek, ekledi: “Deneyimlerimizden yola çıkarak, doğru ve katma değerli, kısa ve orta vadede getiri sağlayabilecek her türlü fırsat, şirketler nezdinde ilgi görüyor. Olası danışmanlık sürecinde en çok karşılaşılan sorular; uygulayıcı şirketlerin ne tür fayda ve verimlilik sağlayacağı, bütçe kısma faydalarının neler olacağı, mevzuat uyumluluğu ve rekabet avantajı.” Küresel ihtiyaçlara da yanıt vereceğiz İş sürekliliği odaklı uygulama ve yatırımlar; uygulayıcı kurumların, dijitalleşen iş dünyasında daha güvenle ayakta kalmalarını ve rekabet avantajı elde etmelerini sağlıyor. İş sürekliliği projelerinin ihtiyaç hissedildiği sektör ve kurumlar ise teknoloji ve tedarik zinciri bağımlılıkları yüksek, müşteri ile direkt bağlantılı ve anlık sonuç alabileceği işbirlikleri olan, özellikle e-ticaret yapan ya da kısa hizmet taahhüdü

olan servis sağlayıcılar. “İş sürekliliği platformunun güçlü, etkin, esnek ve güncel ihtiyaçlara yanıt verebilir olması, kurumların ekonomik açıdan sağlıklı ve güvende hissetmelerini, olası kesinti ve beklenmedik durumların en kısa sürede ve düşük etkilerle, en az ekonomik kayıpla yönetilebilmesini güvence altına alır” yorumunu yapan Ender Bebek, 2016 yılı hedeflerini şöyle anlattı: “2016 yılı ve yakın gelecekte, ülkemiz ve küresel iş dünyasının yüksek risk profilleri taşımaları nedeniyle, iş sürekliliği ve kriz yönetimi konularına ilginin süreceğini, proaktif hazırlıklar ve geliştirilmesi hedeflenen reaktif yanıt kabiliyetleri nedeniyle, bu alanlardaki yatırımların artarak sürmesini bekliyoruz. Bu alana, son dönemde, oldukça yoğun bir yatırım gerçekleştirdik. Hedefimiz, bu konuda, üst düzeyde bir uygulama platformunun oluşması ile EY deneyim ve uygulama platformlarının, ülkemiz ve küresel pazarda fark yaratan programlar olarak kabul görmesi.”

Sanallaştırma ‘olmazsa olmaz’ Dijitalleşme olarak adlandırdığımız ciddi bir dönüşüm sürecinden geçiyoruz. Bu süreçte tüm şirketler giderek daha dijital hale geliyorlar. Uygulamalar ön plana çıkıyor. Yeni uygulamaların çoğu buluta uyumlu olarak oluşturuluyor. Bu da iş sürekliliğini daha önemli hale getiriyor. Çünkü iş sürekliliğine yatırım yapmayan firmaların riski artıyor. Şirketler sadece ürün sunma ve satış amaçlı değil, üretim, finans ve diğer tüm süreçlerde de BT uygulamalarını giderek artan oranda kullanıyorlar. Bu nedenle BT altyapılarında oluşacak herhangi bir

kesinti şirketlerin sadece verimliliğini değil, marka imajı ve müşteri güvenini de temelden etkiliyor. İş sürekliliği yatırımları ile tüm ölçekteki şirketler kendilerini bu konularda güvenceye alıyorlar. İş sürekliliği yatırımlarında iki temel yaklaşıma dikkat çeken VMware Türkiye Ülke Müdürü Murat Mediçeler, şu bilgileri verdi: “Bunlardan biri kendi veri merkezine ve özel buluta yatırım yaparak iş sürekliliğini sağlamak, diğeri ise genel bulutu kullanarak iş sürekliliği konusundaki değişik senaryolara hazır hale gelmek. Her iki yöntemde de sanallaştırma işin

olmazsa olmazı. KOBİ’lerin giderek ikinci yöntemi daha çok tercih etmeye başladığını görüyoruz. Şirketlerin bu konuda yatırımlarda danışmanlık desteği alması konusunda ise hala alacak yolumuz olduğunu düşünüyorum. Büyük şirketlerde danışmanlık anlayışının oturmaya başladığını görüyoruz. Danışmanlığa belki büyük şirketlerden daha çok ihtiyaç duyan KOBİ’lerin ise bu konuda biraz daha zamana ihtiyacı var. Diğer yandan, bu yaklaşımı ve farkındalığı bu konularda çözüm üreten firmaların da göstermesi gerek. Ürün odaklı bir yaklaşımdan

çözüm odaklı yaklaşıma geçildikçe danışmanlığa bakışın da değişeceğini düşünüyorum.” Kamudaki e-dönüşüm çalışmalarının çıktıları ve sunulan hizmetler tüm vatandaşları etkilediğinden, bu alandaki iş sürekliliği çözümleri de büyük önem kazanıyor. “Bu konuda ciddi mesafe kat edildiğini görüyoruz” tespitini paylaşan Mediçeler’e göre, olası her kesinti aynı zamanda ekonomik bir kayba yol açtığından ve verimliliği düşürdüğünden, iş sürekliliği odaklı yatırımların ekonomik büyümeye kesinlikle olumlu etkisi olduğunu söyleyebiliriz. “VMware olarak temel stratejimiz üç ana başlıkta toplanıyor: Yazılım Tanımlı Veri Merkezi, Hibrit Bulut ve Mobilite. Bu üç başlık altında toplanan tüm ürün ve çözümlerimiz, iş sürekliliğini destekliyor” bilgisini veren Mediçeler, 2016’da da bu alandaki büyümeyi sürdürme hedefinin altını çizdi.


22

DOSYA

BThaber

İş Sürekliliği

KOBİ’ler ‘servis olarak hizmet’ tercih ediyor İş sürekliliğinde firmaların bulut teknolojilerine ve veri merkezlerine yaptıkları yatırımlar ön plana çıkıyor. KOBİ’ler içinse, özellikle servis sağlayıcıların servis modeli ile sundukları hizmetlere ilgilerinin arttığı görülüyor. “Yani özellikle KOBİ’lerin bu yatırımları yapmak yerine, servis olarak almayı tercih ettiklerini görüyoruz” yorumunu yapan Arbor Networks Müşteri İlişkileri Yöneticisi Melih Artar’ın da belirttiği gibi, iş sürekliliği bir markanın en önemli değerlerinden birisi. “Bu yatırımların markaları rakiplerinden farklılaştırdığını ve hatta marka olarak kalmalarını sağladığını düşünüyorum” diyen Melih Artar, 2016 yılı hedeflerini

şöyle anlattı: “Kamunun başlattığı e-dönüşüm çalışmaları, insanların ihtiyaçlarını karşılamak için önemli. Firmaların son kullanıcılara ulaşması, yeni iş kolları ve uzmanlıklar oluşturması ekonomiyi olumlu yönde etkiliyor. 2016 senesinde bu yatırımların önemi daha iyi anlaşıldığı için yatırımların artarak devam edeceğini düşünüyorum. 2015 sonunda yaşadığımız tatsız siber saldırılar, Türkiye olarak hazırlıksız olduğumuzu maalesef bize gösterdi. Özellikle DDoS saldırılarını önleme ve izleme çözümleri tarafında açık noktaların kapatılması için gelen taleplerde artış yaşıyoruz. Özellikle üst yönetimlerin de konuyu daha ciddi aldığını görüyoruz.”

‘Tüm kurumsal süreçlerin devamlılığı’ esas olmalı Şirketler, iş sürekliliği odaklı yatırım yapma sürecine; BT altyapısını, yani teknoloji, yedekleme, felaket kurtarma başlıklarını güçlendirmek olarak bakıyorlar. İş sürekliliğinde verilerin başka bir çalışma ortamına çevrimiçi aktarılması veya sunucuların kesintisiz olarak çalışması önemli. Fakat bu, sürekliliğin sağlanması için yeterli değil. İş sürekliliğinde asıl önemli olan konu, kurum süreçlerinin devamlılığı için yapılan çalışmalar. Bu yönüyle, Netoloji Genel Müdürü Özgür Erol’un da dikkat çektiği gibi, iş sürekliliği sadece kurumların BT departmanlarını değil, tüm şirketi ve şirket çalışanlarını ilgilendiren bir konu haline geldi. KOBİ’ler ise yüzlerini büyümeye ve kârlılığa çevirdiklerinden dolayı iş sürekliliğini ihmal edebiliyorlar. “Fakat bulut bilişim ile birlikte, KOBİ’lerin yatırımlarını daha etkin bir şekilde yapabildiklerini ve bulut bilişime olan güvenin günden güne arttığını görebiliyoruz” yorumunu yapan Özgür Erol’a göre, ERP, CRM gibi kavramların yanında, iş sürekliliği için yeni bir kavrama daha merhaba dedik: BPM (Business Process Management). Yakın zamana kadar özellikle bankalar ve büyük ölçekli kurumlar BPM uygulamalarına yatırım yaparken, hızla ilerleyen teknoloji ile birlikte daha ulaşılabilir olan BPM uygulamaları ile kurumlar, iş süreçlerinin daha etkin yönetebiliyorlar. Özgür Erol, yorumlarını şöyle paylaştı: “Danışmanlık konusu, iş sürekliliğinde önemli bir yer almaya başladı. Bunun önemini bilen firmalar sonuçları daha hızlı bir şekilde almakta. E-dönüşüm ile

birlikte iş süreçlerinin öneminin artması, firmaların iş süreçlerindeki danışmanlık ihtiyaçlarını ortaya çıkarmakta. E-dönüşümün hayatımıza girmesiyle kurumların iş sürekliliğine bakışının değiştiğini söyleyebilirim. Kağıt fatura döneminden e-faturalara geçiş, kurumların BT teknolojilerine de bakışını değiştirdi. E-dönüşüm ile birlikte kurumlar, bulut bilişime yakınlaştı. Bulut bilişime yakınlaşmak, kiralama modeline yaklaşımı da geliştirdi. Kiralama modelinin günden güne arttığı bu dönemde, firmalar yazılım çözümlerine ve danışmanlık hizmetlerine daha fazla önem vermeye başladı. E-faturanın onaylanma ihtiyacı ile birlikte şirketler, iş süreçlerini gözden geçirmeye başladı. İş süreçlerinin yeniden yapılandırılması, BPM uygulamalarına olan ihtiyacı daha da fazla artırdı. Artık hayatımızın bir parçası olan mobil uygulamalar da iş süreçlerinde daha aktif rol almaya başladı. 2016 yılında da firmaların e-dönüşüme yaptıkları yatırım artarak devam edecek. Bu, kurumların BPM uygulamalarının daha da önem kazanacağını gösteriyor. 2011 yılından bu yana geliştirdiğimiz BPM ürünümüz E-Flow ile şirketlerin iş süreçlerini kodlama olmadan tasarlayabilmelerini sağladık. 2015 yılında yayına aldığımız mobil uygulamalarımızla şirketler, E-Flow ile tasarladıkları iş süreçlerini hiçbir zaman harcamadan mobil uygulamamızdan da kullanabiliyorlar. Bu yılın son çeyreğinde tablet uygulamalarımızı da yayına alacağız. Yine aynı periyotta kiralama modelimizi aktif hale getirerek, uygulamayı bulut üzerinden kullanılmasını sağlayacağız.”

23 - 29 MAYIS 2016

Sürekliliğin garantisi bulut bilişim halini alıyor Verilerin dijital ortamda saklanması ile beraber verinin her zaman ulaşılabiliyor ve güvenli bir şekilde saklanabiliyor olması önemli. Kullanılan sistemlerde oluşabilecek birkaç dakikalık kesintiler, itibar ve para kaybı gibi sonuçlara neden olabiliyor. Bu nedenle firmaların iş sürekliliği politikalarını ve teknolojilerini oluşturması bir zorunluluk. Günümüzde enerji maliyetlerinin ve güç tüketiminin paralelinde müşterilerine kesintisiz hizmet verme ihtiyacı KOBİ’lerin de önem verdiği bir başlık haline geldi. Bu nedenle, işletme kaynaklarını verimli kullanmak ve maliyet yüklerini ortadan kaldırmak için KOBİ’ler de bu dönüşüm sürecini yaşıyor. “KOBİ’lerin olmazsa olmazları arasına artık süreklilik de giriyor” diyen Proline Satış Direktörü Bilginç Işık, “Özellikle daha az çalışanı olan firmalar, daha rekabetçi olabilmek için bulut bilişimi tercih etmeye başladı. Bulut bilişim; bu tarz firmaların felaket kurtarma çözümlerini konumlandırabilecekleri bir kaynak olarak devreye girerek bu soruna çözüm sundu” yorumunu yaptı. Yapılan araştırmalar gösteriyor ki, felaket kurtarma veya iş sürekliliği süreçlerini oluşturmamış, dolayısıyla veri kaybı ve uzun süreli servis kesintisi gibi durumlar yaşayan her beş firmadan ikisi faaliyetini sürdüremiyor. “Özetle, iş sürekliliğini sağlam bir platform üzerine inşa etmiş her kurum, risklerini de minimuma indirmiş demektir” tespitini yapan Bilginç Işık, şöyle devam etti: Danışmanlık desteğine ilgi artıyor “BT altyapıları içerisinde iş sürekliliği konusunda danışmalık desteği almak, şirketler için avantaj. Böylece her şirket kendi ihtiyaçlarına uygun hizmeti dilediği gibi alabilir ve bu şekilde maliyetlerini düşürebilir. Bunun yanı sıra doğru ölçeklendirmeyi yapabilmek ve farklı bakış açılarını değerlendirmek açısından da bu hizmeti almak önemli. Türkiye’de kurumların iş sürekliliği ile ilgili teknolojik çözümleri BT altyapılarına dâhil etme konularında istekli olduklarını gözlemliyoruz.

İş sürekliliğinin sağladığı kesintisiz hizmetin, sürdürülebilir büyüme ve rekabet gücü açısından barındırdığı avantajlar düşünüldüğünde, şirketlerin her geçen gün daha fazla danışmanlık desteği almayı istediğini söyleyebiliriz. Burada önemli olan; bu konuda bilincin artmasıyla beraber iş sürekliliği çözümlerini tercih etme noktasında ihtiyaçların doğru analiz edilmesi. Proline olarak; ilk etapta müşterilerimizi dinlemekte, ihtiyaçlarını analiz etmekte ve sonrasında ortaya çıkan ihtiyaçlar doğrultusunda anahtar teslim çözümlerimizi sunuyoruz. Günümüz iş dünyasında olduğu gibi kamu kurumlarında da BT’nin yoğun kullanımı, BT yönetimi konusunu kamu için önemli hale getiriyor. Sorumlulukları çerçevesinde hizmet veren kamu kurumlarının, bunu yaparken mevcut BT altyapılarını en gelişmiş donanım ve yazılımlarla desteklemesinin yanı sıra güvenilirliği ve performansı beraberinde getiren iş sürekliliği odaklı çözümleri hayata geçirmesi de oldukça önemli.” Günümüzde şirketler; daha planlı, ihtiyaçlar paralelinde genişleyebilen, verimli ve işlevsel BT altyapıları oluşturabilmeyi amaçlıyor. Veriye ve servise her yerden her cihazla erişim sağlamayı bulut bilişimle gerçekleştirmek mümkün. “Dolayısıyla iş sürekliliğinin gelişiminde bulut bilişime yatırımlar, bu yıl da devam edecek” beklentisini dile getiren Işık, ekledi: “Ayrıca iş sürekliliği ile istenilen her an şirket kaynak ve hizmetlerine erişim sağlanabildiği düşünüldüğünde BYOD çözümleri de bu kapsamda yükselen trendler arasında. Bununla birlikte güvenlik de şirketler için önemli bir konu haline geleceğinden iş sürekliliği güvenliğinin bu kapsamda yükselen bir diğer trend olacağını söyleyebiliriz.”


Veri yedeklemeden iş sürekliliğine uzanan yol…

İş sürekliliğini sağlama konusunda Treo Bilgi Teknolojileri firması ile gerçekleştirdikleri sanallaştırma projesi ile önemli bir adım attıklarını ifade eden H. Avni Haznedaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: “Sanallaştırma konusunda Treo’nun sunduğu çözümden oldukça etkilendik. Treo ekibi, sunulan sistemin Türkiye ve dünyadaki örneklerini, hangi ekipmanlarla neleri hayata geçirebileceğimizi, hangi yazılımları nerelerde konumlandırabileceğimizi ve bu sistemin nasıl yönetileceği konularında bize bilgi ve

Akaryakıt ve kimyasal madde depolanması alanında Türkiye’nin lider şirketi Solventaş, sanallaştırma projesi kapsamında veri yedekleme sistemlerini de yeniledi. Treo Bilgi Teknolojileri ve HPE ile gerçekleştirilen proje ile Solventaş, iş sürekliliğini garanti altına aldı.

Gökhan Gökyalaz, Erhan Panayırcı, Harun Ozan, Hatice Erdoğan, H.Avni Haznedaroğlu, Gökhan Dikmen, Birgül Fazlı.

güven verdi. Tasarlanan çözüm kapsamında, sunucuların yüzde 90’ını fiziksel ortamdan sanal ortama taşıdık. Bunu da iyi bir planlama yaparak gerçekleştirdik. Treo ekibi süreçlerin büyük bir kısmını burada bizimle, bir kısmını da uzaktan yöneterek yumuşak bir geçişle tüm sistemlerimizi çalışır hale getirdi. Böylece sanallaştırmanın bize sunduğu tüm avantajları kullanabilir hale geldik.”

Veri yedekleme süreçleri otomatize oldu Solventaş’ta oluşturulan yapıda; tesislerdeki ihtiyaçlar doğrultusunda sistem; güvenlik, yedekleme gibi farklı fonksiyonlar baz alınarak bölümlendi. Veri yedekleme konusunda yaşanabilecek aksaklıklar ile ilgili tüm senaryoların göz önüne alındığını belirten Haznedaroğlu, konuyla ilgili şu bilgileri verdi: “Veri yedeklemesinin kartuşlar üzerinden gerçekleştirildiği geleneksel ve zahmetli bir operasyon sürecimiz vardı. Yeni HPE 3PAR sistemi ile birlikte yedekleme sürecimiz otomatize oldu. Sistemin kolay yönetilebilir ve farklı fonksiyonlara sahip olması bizlere

H. Avni Haznedaroğlu: “Tasarlanan çözüm kapsamında, sunucuların yüzde 90’ını fiziksel ortamdan sanal ortama taşıdık. Bunu da iyi bir planlama yaparak gerçekleştirdik. Treo ekibi süreçlerin büyük bir kısmını burada bizimle, bir kısmını da uzaktan yöneterek yumuşak bir geçişle tüm sistemlerimizi çalışır hale getirdi. Böylece sanallaştırmanın bize sunduğu tüm avantajları kullanabilir hale geldik.”

Elde Edilen Faydalar • Kolay yönetilebilir ve farklı fonksiyonlara sahip bir yedekleme sistemi oluşturuldu • İş sürekliliği sağlandı • HPE StoreServ 3Par’ın teknolojisi ile birlikte, kapasite tarafında 1:3 oranında kazanım oldu. 24 TB yer kaplaması beklenirken 7,8 TB yer kapladı • Felaket kurtarma konusunda önemli bir adım atılmış oldu • Sistemin yüzde 100’e yakın bir performans ile çalışması sağlandı • Veri yedekleme konusundaki sıkıntılar son buldu.

güven veriyor. Sistemin Treo’nun önerileri doğrultusunda yedekli bir yapıya geçirilmesi ile felaket kurtarma anlamında da önemli bir eşiği atlamış olduk. Kısacası veri yedekleme diye başladığımız bu proje, bizi bir anda iş sürekliliği konusunda oldukça güvenilir bir noktaya taşıdı. Artık çalışanlarımız ve yöneticilerimiz istedikleri bilgiye çok hızlı bir şekilde ulaşabiliyorlar. Şu an iki 3PAR birbirinin yedeği olarak iki farklı lokasyonda çalışıyor. Ölçeklenebilir bir yapıya sahip olduğundan dolayı, ihtiyaçlarımız arttıkça sistem de buna paralel olarak bir gelişme gösterecek. Önümüzdeki dönemde de Treo ile birlikte daha fazla projeye imza atacağız.” Solventaş’a kesintisiz çalışma yetisi kazandırmaya çalıştıklarının altını çizen Treo Bilgi Teknolojileri Genel Müdür Yardımcısı Erhan Panayırcı da şunları kaydetti: “Sunduğumuz çözüm ile birlikte, yüzde 100’e yakın bir performansla çalışan ve geceleri yöneticilerin kafalarını rahatça yastıklarına yaslayabilecekleri bir yapı kurduğumuza inanıyoruz.”

Treo Hakkında Bilişim sektöründe güven ve hizmet kalitesi denildiğinde ilk akla gelen kurumlardan biri olan Treo Bilgi Teknolojileri, uzun vadeli, karşılıklı güvene dayalı ilişkiler ile tüm paydaşlarına değer katarak büyümede sürekliliği hedefliyor. Treo’nun şimdiye kadar gerçekleştirdiği başarılı projeleri, kazandığı ödülleri, bünyesinde bulundurduğu dikey uzmanlıkları, HP ve Microsoft başta olmak üzere güçlü iş ortaklıkları ve 10 yılda 300 kat büyüttüğü sermayesi göz önüne alındığında hedeflerine ulaştığı görülüyor. Yüzde 100 müşteri memnuniyeti sağlama misyonuyla; yüksek katma değerli hizmet üreterek müşterilerine rekabet avantajı sağlayan Treo, sağladığı fayda ve yarattığı fark ile üstlendiği her projeyi başarı hikayesine dönüştürüyor. Yetkin ve deneyimli ekibi ile verimliliği artıran çözümlerini aşağıdaki 12 ana başlıkta 40’tan fazla dikey uzmanlık ile sunan Treo, uçtan uca hizmet ve teknoloji danışmanlığı veriyor.

• Profesyonel Hizmetler (Kurulum, Danışmanlık, Yönetilen Hizmetler, Dış Kaynak Kullanımı) • Veri Merkezi Modernizasyonu • Konsolidasyon (Network, Sunucu, Depolama, Sanallaştırma) • Bulut Hizmetleri (Özel, Karma, Genel) • Kurumsal Yedekleme Çözümleri • Felaket Kurtarma ve İş Sürekliliği • Birleşik İletişim Çözümleri • Network ve Güvenlik Çözümleri • İş Zekası Çözümleri • Microsoft Kurumsal Çözümler • İstemci Çözümleri • Bakım ve Destek Hizmetleri (HP Yetkili Servis Hizmetleri)

www.treo.com.tr

advertorial

S

olventaş, dökme sıvı, varilli ve paketli kimyasalların ve petrol ürünlerinin depolandığı A Tipi Genel Gümrük Antreposu olarak faaliyet gösteriyor. İnovatif yaklaşımı ile kendini sürekli geliştiren Solventaş, yıllardır biriken deneyimini yeni teknolojilere sadece adapte olma değil aynı zamanda ön ayak olma becerisi ile birleştirerek her zaman genç ve deneyimli bir şirket olarak kalmayı başarıyor. 20 yılı aşkın bir süredir Kocaeli Dilovası mevkiinde yer alan liman ve tesislerinde hizmetlerini sürdüren Solventaş günümüzün en önemli serveti olan bilgiyi verimli olarak kullanarak; sağlık, emniyet, çevre ve güvenliğe öncelik veren bir kurumsal kimliğe sahip bulunuyor. Solventaş, tüm güvenlik standartlarını yerine getirmiş durumda. Ürünlerin depolandığı tanklardan gemi ve tankerlere dolum ve boşaltım süreçlerinin takip edildiği tesislerde 15 bini aşkın sensörden sürekli olarak veri akışı sağlanıyor. Solventaş, bu iş süreçlerinin yönetilmesi konusunda ise kendi geliştirdiği ve Avrupa’dan ödüllü Terminal Yönetim ve SCADA yazılımını kullanıyor. Kullandıkları sistemlerin, rekabet anlamında kendilerini daha güvenilir kıldığını dile getiren Solventaş Proje Geliştirme ve Bakım Müdürü (Bilgi İşlem, Elektrik ve Otomasyon) H. Avni Haznedaroğlu, “Teknolojiden bizim beklentimiz verimlik, güvenlik ve hız. Bu açılardan bakıldığında sistemlerimizin 7/24 ayakta kalması bizim için önemli bir konu. Böyle bir tesisi sürekliliği garanti edilen sistemlerle yönetmek mümkün. Şu anda %99.99 seviyesinde iş sürekliliğini sağlamış durumdayız” dedi.


24

DOSYA

BThaber

İş Sürekliliği

23 - 29 MAYIS 2016

Yatırım kendini hızla amorti ediyor

Tümleşik iletişime yatırım bir gereklilik halini alıyor Günümüzün hızlı ve rekabetçi dünyasında iş sürekliliği için bilgiye her zaman, her yerden ve her cihazdan ulaşılması kurumlar ve çalışanları açısından kritik öneme sahip. Her gün e-posta, mesajlar, iş uygulamaları, sosyal işbirlikleri gibi farklı uygulamalar üzerinden akan bilgiye ihtiyaç olduğunda ulaşabilmek, bilgiyi toplamak kadar önemli. Bu birbirinden bağımsız araçlar üzerinden gelen parça parça bilgi akışı karşısında bilgiye ulaşmak için harcadığımız efor ise göz ardı edilemeyecek kadar fazla. Diğer yandan, çalışanlar bilgiye ulaşmak veya ekip arkadaşları ile paylaşmak için çoğu zaman kurum BT politikaları tarafından desteklenmeyen bazı uygulamalar kullandıklarını da söylüyorlar. “Yeni nesil ürünümüz Circuit’i özellikle dağıtık yapıda çalışan ekipler arası bilgi akışı ve iletişimi daha zengin ve anlamlı hale getirmek için dizayn ettik” diyen Unify Türkiye Ülke Müdürü Erda Tütüncüoğlu, bu sayede hem çalışan verimliliğini hem kurumların rekabet gücünü arttırmaya yardımcı olduklarını vurguladı. Ayrıca iş sürekliliği alanında, KOBİ’lerin de özellikle tümleşik iletişim alanında yatırımlar gerçekleştirmeleri önemli. “Her türlü yenilikçi teknolojinin, kurumların ihtiyaçları doğrultusunda iş süreçlerine katılması gerektiğini düşünüyoruz fakat bilhassa çağımızın gereklilikleri göz önüne alındığında, tümleşik iletişime yatırım yapılması gerektiğini söyleyebiliriz” diyen Erda Tütüncüoğlu, şöyle devam etti:

“Rekabetin hızlılığı, kurum ve çalışan ihtiyaçlarını da hızlı bir şekilde değiştirmekte. Çoğu zaman kurumlar yaptıkları yatırımın maliyetini çıkarmadan yeni yatırımlara ihtiyaç duyuyorlar. İşte bu noktada değişen iş süreçlerine uyum gösteren, sürekli yenilenen ve devamlı güncel versiyon sistemler kullanmaya imkan veren ‘kullandıkça öde’ gibi ilk yatırım maliyeti gerektirmeyen bulut tabanlı çözümlerin sağladığı avantajları dikkate almaları gerektiğini söylüyoruz. Gerek iş ortakları gerekse müşteriler arası iletişim ve bilgi akışının hızı bir kurumu aynı sektörde faaliyet gösteren diğer bir kurumdan bir adım daha öteye taşıyor. Müşterilerimize danışmanlık yapmak en önemli hizmetlerimizden biri. Artık hazır olan ürünün müşteriye entegre edilmesi dönemi geride kaldı. Şimdi müşterinin iş akışlarına uyum gösterecek, kullanıcı ve kurumun faydası odaklı projelendirme ve yönlendirme yapıyoruz. Müşteri ihtiyaçlarına cevap verebilen, faydasının net bir şekilde görülebileceği, aynı zamanda maliyet efektif ürün önerisi sunuyor ve bunu yaparken de müşterimizle beraber çalışıyoruz. İş modelleri ve işgücü piyasası değişime uğruyor. Tüm bu değişimlerle beraber bilgi ve iletişim teknolojilerinden azami ölçüde yararlanılarak iş dünyasının gerek rekabet gücü açısından bu teknolojilere sahip olma ve bu teknolojileri etkin biçimde kullanabilme yeteneği her geçen gün daha önemli hale geliyor.”

Veri miktarı her geçen gün inanılmaz bir şekilde artıyor. Artış gösteren veri hacmi, iş sürekliliğinin doğru yönetimi için büyük bir çaba harcanmasını gerektiriyor. İş sürekliliği için verilerin güvenilir ortamlarda korunması ve yönetilebilir olması, hızlı karar alabilmeyi mümkün kılıyor. İstenilen an istenilen yerden bilgiye ulaşabilmek, iş sürekliliği açısından yaşanan dönüşümlere uyum sağlanmasına imkân tanıyor. KOBİ’ler de günümüzde iş sürekliliği sunan ve kolay yönetilebilir ürün ve çözümlere doğru yönelim gösteriyor. “KOBİ’lere yenilikçi çözümler sağlayarak iş sürekliliğini ve iş performansını üst seviyelere taşıyoruz” bilgisini veren Synology Türkiye Ürün Müdürü Volkan Yiğit, bu başlıkta yatırımların sağladığı avantajları şöyle anlattı: “İş sürekliliğine yapılan yatırımların, ilerleyen zaman içerisinde kendini amorti etmesi ve ekstra yatırıma ihtiyaç oluşturmaması çok önemli. İş sürekliliğinin sağlanması için kurumların yüksek performanslı, güvenilir, daha fazla kapasiteye sahip, kullanıcı dostu ve verimli cihaz ve çözümleri tercih etmeleri büyük avantajlar yaratıyor. İş sürekliliğinde özellikle veri yedekleme, güvenilirlik, esneklik, ölçeklendirebilirlik, kolay kullanım, yüksek ulaşılabilirlik, uzaktan erişebilirlik avantajlarına odaklanılmasının çok önemli olduğunu düşünüyoruz. Hızlı ve kesintisiz iş yönetimi, rekabette öne geçmek için önemli fırsatlar yaratıyor.” Yeni teknolojiler, yatırımları artıracak Kamunun e-dönüşüm çalışmaları, her ölçekten kurumun uçtan uca hizmetlere yönelmesini sağlıyor. Tek

platform üzerinden, daha az maliyet imkanı sunan tümleşik çözümler, yerel pazarın haricinde, küresel pazarda da söz sahibi olabilmeyi mümkün kılıyor. Bu tür dönüşüm uygulamalarına uygun düşecek teknolojilerin kullanımı, mobilitenin gelişimiyle daha da ön plana çıkıyor. “Önümüzdeki dönemde hayatımızın içerisine girecek olan teknolojik çözümlerin, söz konusu yatırımları artıracağı inancındayız” diyen Volkan Yiğit, bu başlıkta 2016 yılı planlarını şu sözlerle özetledi: “Bu yatırımları ve ihtiyaçları en uygun şekilde karşılayabilmek adına çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Kurumların iş performanslarını artırmaya ve hayatlarını kolaylaştırmaya devam edeceğiz. Pazara genel olarak baktığımızda, dönüşen dünyada kurumların kendilerini rekabet ortamına adapte etmeye çalıştıklarını, yenilikçi teknolojilerden yararlanmaya başladıklarını görüyoruz. İş sürekliliğini sağlamak ve verimliliği artırmak için doğru çözümlerin kilit noktalarda konumlandırılması, kurumlara avantajlar sağlıyor. 2016 yılı hedeflerimize bakacak olursak; müşteri sayımızı daha da artırmayı hedeflediğimizi söylemek mümkün. Şirketlerin ihtiyaçlarını doğru belirleyip, rekabet ortamına uygun teknolojileri sunmaya devam edeceğiz. Kurumların beklentilerini karşılayacak ve iş süreçlerini hızlandıracak verimli donanım ve yazılım çözümlerimizi geliştirmeyi sürdüreceğiz. 2015 yılında olduğu gibi, 2016 yılında da BYOD, büyük veri, bulut ve mobilite gibi güncel eğilimleri kapsayan ve bu eğilimlerin getirdiği yeni teknolojiler ile uyumlu çalışan ürünleri piyasa sürmeyi planlıyoruz. Büyük kurumlara ve KOBİ’lere daha yüksek performanslı, esnek ve yönetimi kolay çözümler sunmaya devam edeceğiz.”


BThaber

BİLİŞİM DÜNYASI

23 - 29 MAYIS 2016

25

Hayatımızın her noktasında mobil var Haber Merkezi Deloitte’un ‘Global Mobil Kullanıcı Araştırması’na göre, Türkiye’deki kullanıcılar günde ortalama 70 kez, yani her 15 dakikada bir cep telefonu ekranına bakıyor. Türkiye, sosyal medyada fotoğraf paylaşımında da ön sırada. Her 5 kişiden biri de araba kullanırken ya da karşıdan karşıya geçerken telefonuna baktığını itiraf ediyor. Deloitte tarafından 2011 yılından bu yana yapılan, Türkiye’nin de aralarında bulunduğu 30 ülkeden 49 bin katılımcıyla gerçekleştirilen araştırma, tüketicilere ve bu başlıkta çalışma yapan şirketlere mobil cihaz kullanımının geldiği nokta hakkında veriler sunuyor. Deloitte Türkiye Teknoloji, Medya ve Telekomünikasyon Endüstrisi Lideri Tolga Yaveroğlu’nun da dikkat çektiği gibi, mobilitenin sosyal dokumuza ne denli nüfuz ettiği, rakamlarla da görülüyor. “Araştırmanın en çarpıcı sonuçlarından biri, Türkiye’de tüketicilerin her gün toplam 4 milyar kez telefonlarını kontrol ediyor veya kullanıyor olması” diyen Tolga Yaveroğlu’na göre, her dört kişiden birinin uyanır uyanmaz yaptığı ilk şey telefonunu eline almak. 15 dakikada bir ekrana bakma alışkanlığımız var Türkiye’den 18-50 yaş arası 1000 kişinin katılımıyla ortaya çıkan sonuçlara göre, kullanıcılar günde ortalama 70 kez cep telefonunu kontrol ediyor. Yani yaklaşık 15 dakikada bir ekran yüzü görülüyor. Bu oran; Rusya, İngiltere, Almanya ve Fransa gibi ülkelerin neredeyse iki katı. ‘Akıllı telefon bağımlısı’ olarak nitelendirilebilecek kesim, Türkiye’de mobil kullanıcıların yüzde 22’si. Yaklaşık 5 cihaza erişimi olan bu kullanıcılar, uygulamalar için ayda ortalama 7,5 TL harcıyor. Her on kişiden dokuzu, uyandıktan sonra 15 dakika içerisinde mutlaka cep telefonunu kontrol ediyor ve yarısının yaptığı ilk şey de sosyal medya hesaplarını ve mesajlarını kontrol etmek. Bu kesimin yüzde 77’si toplu taşıma araçlarında, yüzde 52’si TV izlerken düzenli olarak telefonlarını kullanıyor. Kullanıcıların yaklaşık yüzde 20’si karşıdan karşıya geçerken ve araç kullanırken akıllı telefonunu kullandığını belirtiyor. Bunu sürekli ya da çok sık yaptığını söyleyenlerin oranı da yüzde 7. Bir diğer sosyal risk faktörü ise aile ile birlikte

geçirilen zamanlarda, 18-25 arası yaş grubunun, 45-50 arası yaş grubuna oranla iki kat daha fazla telefon kullanması. Her iki kullanıcıdan biri, çektiği fotoğrafları günlük olarak sosyal medyada paylaşıyor. Bu oranla Türkiye, hem akıllı telefonunu fotoğraf çekmek için kullanma hem fotoğrafı sosyal medyada paylaşmada Brezilya, Çin, Rusya, İngiltere, Almanya gibi birçok ülkeyi geride bırakıyor. Türkiye’deki kullanıcıların, akıllı telefon değiştirme hızı da yüksek. Kullanıcıların yüzde 80’i, 3 yaşın altındaki telefonları

kullanıyor. İkinci el telefon kullananların oranı ise sadece yüzde 14. Kullanıcıların yüzde 60’ı telefonunu mağazadan, yüzde 16’sı internetten alıyor. Her 2 telefondan 1’i de el değiştiriyor. Bu telefonların yüzde 70’i akrabalar ve arkadaşlar arasında el değiştirirken, geri kalanı internet üzerinden satılıyor ya da yenisi alınırken takas yapılıyor. Yedek olarak saklanıp kullanılmayan telefonların oranı ise yüzde 37. Türkiye’deki akıllı telefon kullanıcılarının yüzde 82’si internete evinde ya da işyerinde kendi Wi-Fi’ı ile bağlanmayı tercih

ederken, halka açık yerlerde Wi-Fi ile kullanım oranı yüzde 37’ye düşüyor. Akıllı telefonları ile mobil ağ üzerinden internete bağlanan kullanıcıların oranı ise yüzde 65. Tercih edilen bağlanma metodunda kullanıcılar, yüzde 59 ile en çok Wi-Fi bağlantısını tercih ettikleri ediyor. Mobil ödemeye ‘güvenlik’ engeli Mobil reklam, mobil ticaret ve mobil ödemenin de yaygınlaştığı araştırma ile görülüyor. Tüketicilerin en çok hatırladıkları ve tepki verdikleri video

reklamlar, bir video izlemeden önce yayınlanan reklamlar oluyor. Öte yandan, kullanıcıların yüzde 85’i alışveriş sitelerine telefon üzerinden erişiyor, ama tüm kullanıcıların sadece yüzde 17’si mobil ödeme yöntemlerini kullanıyor. Özellikle mağaza içi mobil ödeme yapmayanların en büyük çekincesi ise güvenlik. Ancak ulaşım ve perakende sektörlerinin mobil ödeme ile entegre olması halinde, kullanıcıların yüzde 45’i toplu taşıma ile yolculukta, alışveriş yaparken ve taksi ücreti öderken mobil ödemeyi kullanmak istediğini de belirtiyor.


26

BThaber

BİLİŞİM DÜNYASI

Sedef Özkan Müşteri memnuniyeti esas olacak biçimde yapılandırdıkları 6a bünyesinde deneyimli bir ekiple çalışmayı tercih ettiklerinin altını çizen Abdullah Büyükbayram, 6a’nın kuruluş öyküsüyle ilgili şu bilgileri aktardı: “Uzun yıllara dayanan dostluk ve ortak çalışma prensiplerini paylaştığımız Hakan Aksüyek ile 2014’ün şubat ayında, BT entegrasyon işlerinde var olmak üzere yola çıktık. İletişim ağları, güvenlik, sistem mühendisliği, donanım ve proje yönetimi alanlarında ilgili sertifikasyonlara sahip tecrübeli ve yetkin personelle çalışmaya devam ediyoruz. Yetkinliğin yanı sıra yılların sektör tecrübesi sayesinde çok geniş üretici listesiyle birlikte çözüm sunma imkânına sahibiz. Sizin de bildiğiniz gibi şu an sistem entegrasyon piyasasında güvenilir firma arayışı oldukça yoğun. İşte 6a tam da bu ihtiyacı karşılamayı ve hem müşterilerimiz hem de birlikte çalıştığımız çözüm ortakları nezdinde güvenilir bir sistem entegratörü olmayı amaçlıyor.” Öncelik: Kamu Büyükbayram, 6a’nın Ankara merkezli ve İstanbul’da bir şubesinin mevcut olduğunu kaydederek öncelikli olarak yurt çapında yerleşik kamu sektörüne hizmet verdiklerini ifade ederek konuşmasını şöyle sürdürdü: “Bu iller içerisinde, özel sektörde de bazı müşterilere ürün ve hizmet satışımız bulunmakta. Esasen 6a olarak sistem entegratörü kimliğimizle, müşteri ihtiyacına uygun ürün satışının yanı sıra proje yönetimi, bakım onarım, saha yönetimi, gelişmiş ağ ve güvenlik danışmanlığı, dış kaynak hizmetleri veriyoruz. Günümüz BT dünyasında ürünler hızla çeşitlenmekte olduğundan bu durum her alanda uzmanlık derecesinde

23 - 29 MAYIS 2016

6a, güvenilir sistem entegratörü olmayı amaçlıyor lazım, bu da ancak yerli olarak geliştirilmiş yazılımlarla olabilir. Devletimizin bu konuda çeşitli destekleri var ancak bu desteklerin işe yarayabilmesi hızlı bürokrasi gerektiriyor. Ayrıca KOBİ seviyesindeki girişimlerin bu desteklerden çok daha fazla yararlandırılması lazım” şeklinde konuştu.

6a Bilişim Hizmetleri Yönetim Kurulu Başkanı Abdullah Büyükbayram, sistem entegratörü kimlikleriyle, müşteri ihtiyacına uygun ürün satışının yanı sıra proje yönetimi, bakım onarım, saha yönetimi, gelişmiş ağ - güvenlik danışmanlığı ve dış kaynak hizmetleri verdiklerini vurguladı. 6a Bilişim Hizmetleri Yönetim Kurulu Başkanı Abdullah Büyükbayram bilgi gerektiriyor. Biz de, bu değişime hızla ayak uydurarak uzmanlıklarımızı çeşitlendiriyoruz.” “Müşterilerden her türlü teknolojiye hâkim olmalarını bekleyemeyiz” yorumunu yapan Büyükbayram, “Bizim amacımız; müşterilerimiz tarafından sunulmakta olan ana hizmetlerin olmazsa olmazı bilgi teknolojilerinin kullanımında tam bir danışman gibi çalışmak ve onları bu konularda destekleyebilmek, mevcut sistemlerine eklenmesi gereken yeni BT katmanları, ürünler ve hizmetlerinin belirlenmesine ve uyarlanmasına yardımcı olmak. Bunu da ancak çözüm ortaklarımızın sunduğu ürün ve çözümlerle müşteri ihtiyaç

ve beklentilerini eşleştirerek sağlayabilmekteyiz. Tüm bu hizmetleri sunarken temel hedefimiz; sektörün sistem entegratörü talebine yanıt veren, hem müşterilerimiz hem de çözüm ortaklarımız açısından güvenilir olan ve elbette yaptığı tüm faaliyetlerde de ülkemizin bilişim gelişimine katkı veren bir firma olabilmek. Geçmiş tecrübelerimiz ve şu anda sahip olduğumuz yüksek profildeki insan kaynaklarımızla bu hedefe çok yakın olduğumuzu da biliyoruz” dedi. Desteklerin işe yarayabilmesi hızlı bürokrasi gerektiriyor Türkiye’nin bilişim alanında son 20 yılda yaptığı

hamlelerden söz eden Büyükbayram, “Biliyoruz ki bilişim tüm dünyada aynı büyüme ve gelişme ivmesini daha uzun yıllar sürdürecek. Böyle bir gelişimin hızına ayak uydurabilmek, ancak bunu güçlü bir şekilde sahiplenen ‘Devlet’ yaklaşımıyla olabilir. Örneğin, ülkemizde hâlâ bir Bilişim Bakanlığı yok, bu konu herhangi bir bakanlığın içerisinde ele alınacak bir konu olmaktan öteye gitmeli. ‘Bilişim 500’ sıralamasında uzun yıllardır telekom şirketleri üst sıraları paylaşıyor. Bunun da tersine dönmesi ya da bu değerlendirmelerin daha sağlıklı yapılabilmesi için ‘bilişim’ tanımının yeniden gözden geçirilmesinde fayda var. Daha fazla ‘bilişim’ ürünü ihraç eder hale gelmemiz

‘Intergator’ ile büyüme hızı artacak Büyükbayram, farklı ve özel ürünlerle fark yaratmayı hedeflediklerine dikkat çekerek günümüz BT altyapılarında veri boyutunun her geçen gün arttığını sözlerine ekledi ve şunları kaydetti: “Aranan verinin hızlı ve anlamlı bir şekilde kullanımı ise her geçen gün zorlaşıyor. Oysa bilgiye sahip olmak değil onu verimli bir şekilde kullanmak son derece önemli. Bu ihtiyacı görerek yılbaşı itibarıyla bir kurumsal arama platformu ürününün Türkiye dağıtıcısı olduk. Ürünümüzün adı; ‘Intergator’. 2003 yılında Alman İçişleri Bakanlığı’nın ihtiyacını karşılamak üzere geliştirilmiş ve 2013’de de ticarileşmiş bir ürün bu. Kurumunuzun nerede, hangi ortamda, hangi tipte ve ne kadar büyüklükte verisi varsa bu ürünün akıllı algoritmalarıyla tüm bu veriye tek bir noktadan erişmeniz mümkün. Yılda ortalama olarak çalışma zamanının yüzde 35’inin bilgi aramakla geçtiğinin bilimsel olarak kanıtlanmış bir olgu olduğunu düşünürseniz bu ürünün getireceği faydayı anlamak daha kolay olur. Bu ürünle büyüme hızımızı daha da artıracağımızı düşünerek çalışmalarımızı yoğun olarak sürdürüyoruz.”

Emerson Network Power portföyünü geliştiriyor Emerson şirketi bünyesinde faaliyet gösteren altyapı tedarikçisi Emerson Network Power, başlıca müşteriyle ve Emerson Network Power tarafından oluşturulan Müşteri Deneyimi Merkezleri tarafından yürütülen kapsamlı araştırmaların ardından Trinergy Cube

ve Liebert 80-eXL ürün platformlarını genişletti. Modülerliği, yüksek esnekliğe sahip güç merkezleri ve çalışma verimliliğiyle Trinergy Cube kesintisiz güç kaynağı (KGK), böylece daha yüksek kapasite için 200 kW ve 400 kW güç merkezleri

de dahil daha fazla imkanı kullanıcılara sunuyor. Yeni güncellemelerle Trinergy

Cube, endüstri lideri performansının yanı sıra statik KGK pazarında en yüksek güç yoğunluğunu sağlıyor. Aynı şekilde, gelecek birkaç ay içinde Liebert 80eXL ürün grubunun da serisindeki seçenekler iki katından fazla artacak. Bu yeniliklerin bir bölümü,

Müşteri Deneyimi Merkezleri bünyesinde derlenen ayrıntılı müşteri değerlendirmelerinin sonucu. Bu merkezler müşterilere, danışmanlara ve veri merkezi uzmanlarına Emerson Network Power teknolojilerinin kapasitelerini uç koşullarda gözlemlemek için test alanı sağlıyor.



28

BThaber

BTnet.com.tr

23 - 29 MAYIS 2016

Foxconn akıllı telefon başlığında hızını artırıyor Apple ve Samsung gibi teknoloji devleriyle birlikte çalışan Foxconn, akıllı telefon başlığında gücünü artırıyor.

IBM kuantum bilişim konusuna odaklanıyor IBM, kuantum bilişimin geleceğin bilişimini şekillendireceğini ve bugünkü süper bilgisayarlarda çözülmesi imkânsız olan bazı sorunları çözebilecek potansiyele sahip olduğunu düşünüyor. Bulutla etkinleştirilen kuantum bilişim platformu IBM Quantum Experience, kullanıcıların IBM’in kuantum işlemcisinde deneyler yapmasını ve algoritmalar çalıştırmasını, ayrı ayrı kuantum parçalarıyla (qubit; kübit) çalışmasını, kuantum bilişimle nelerin mümkün olabileceğiyle ilgili eğitici malzemeler ve simülasyonları keşfetmesini sağlayacak. Beş süper iletken özellikli kübitten oluşan kuantum işlemci, New York’taki IBM T.J. Watson Research Center’da bulunuyor. Beş parçadan oluşan bu işlemci, daha büyük

Son dönemde Çin hükümeti ile sorunlar yaşayan ve bazı servisleri erişime kapatılan Apple, Çin pazarında var olmak için somut adımlar atmayı sürdürüyor.

IBM’deki bilim insanları, kullanıcıların herhangi bir mobil aygıt ya da masaüstünde “IBM Bulut” aracılığıyla sağlanan ve türünün ilk örneği olan bir kuantum bilişim platformuyla erişebilecekleri bir kuantum işlemcisi oluşturdu. kuantum sistemlerine ölçeklenebilen, IBM’in kuantum mimarisindeki en son gelişmeyi temsil ediyor. Ayrıca, evrensel kuantum bilgisayar oluşturmaya yönelik atılacak adımların da ilki olma özelliğini taşıyor. Hali hazırda kullanımda olmayan kuantum bilgisayarı ile ilgili olarak IBM, önümüzdeki 10 yıl içerisinde 50-100 kübitten oluşan orta ölçekli kuantum işlemcilerinin yapılabileceğini öngörüyor. Yalnızca 50 kübitlik bir kuantum bilgisayarın

hızına günümüzdeki en iyi 500 süper bilgisayarın yaklaşamayacağı göz önünde bulundurulunca, teknolojinin olağanüstü potansiyeli ortaya çıkıyor. Kuantum bilgisayarla ilgilenen bilim insanları ve teorisyenlerin oluşturduğu topluluk, bu güçten yararlanmaya çalışıyor ve optimizasyon ve kimya alanındaki uygulamalar kuantum alanındaki hızlı gelişimin ilk görüldüğü alanlar olarak ön plana çıkıyor.

Geçtiğimiz Mart ayının sonunda tamamlanan anlaşmayla beraber Sharp’ın yüzde 66’sını 3,5 milyar dolar karşılığında satın alan Foxconn, akıllı telefon pazarına girmek için somut adımlar atmaya devam ediyor. Samsung ve Apple gibi önemli şirketlerin cihaz üretim süreçlerinde önemli rol oynayan şirket, Sharp ile beraber üst segment akıllı telefon pazarındaki taşları yerinden oynatabilir. Bu arada Tayvan merkezli elektronik firması, son olarak Nokia’nın telefon bölümü ve isim haklarını da 350 milyon dolara aldı. Microsoft, Nokia’yı 3 Eylül 2013 tarihinde 7,2 milyar dolara satın almıştı. Hatta Nokia’nın isim haklarını 2024 yılına kadar da elinde tutacaktı. Ancak hem sektördeki zorlu rekabet hem de küresel ekonomideki yavaşlama paralelinde Microsoft’un

telefon gelirleri yılın ilk çeyreğinde önemli düşüş sergiledi. Yapılan bu anlaşma sadece Nokia en temel tasarımlı telefonlarını kapsarken, Windows 10 yazılımını, Lumia telefonları ve Windows Phone’u üreten Acer, Alcatel, HP, Trinity ve VAIO gibi markalara Microsoft’un desteği ise devam edecek. Öte yandan, satın alma öncesi dönemde Aquos serisi ile akıllı telefon pazarında söz sahibi olmak isteyen Sharp da, gerek son dönemdeki mali kriz, gerekse üretim konusundaki sıkıntılarla pazarda etkin bir rol oynayamamış, ilerleyen süreçte de şirketin yüzde 66’lık kısmının sahibi Foxconn olmuştu. Sharp Aquos Zeta ile pazara giriş yapmayı planlayan Foxconn, yeni cihazda üst segment telefonlarda görmeye alışkın olduğumuz özelliklere yer verecek.

Apple, Çin ile buzları eritmeye çalışıyor Şubat ayında Apple Pay ile Çin pazarına giren ve Amerika Birleşik Devletleri’nden sonra en fazla iPhone satışının yapıldığı Çin’deki hakimiyetini artırmak isteyen Apple, son dönemde Çin hükümeti ile sorunlar yaşamıştı. Hükümet tarafından bazı servislerine erişim engellenen Apple CEO’su Tim Cook, Çin’e ziyaret düzenleyeceğini açıklamıştı.

Tim Cook’un Çin ziyaretine kısa bir süre kala Apple’dan Çin pazarına yönelik yeni bir hamle geldi. Buna göre araç kiralama şirketi Uber’in Asya pazarındaki en önemli rakibi olan Didi Chuxing’e 1 milyar dolar yatırım yapan Apple, bu sayede Çin hükümeti ile buzları da eritmeyi amaçlıyor. 400 farklı şehirde hizmet sunan Didi Chuxing, araç filosunu Apple teknoloji

ile geliştirebilecek. Bu sayede Uber’e karşı elini güçlendirecek şirket, Asya pazarında önemli bir güce sahip olacak. Olaya Apple tarafından bakacak olursak,

elektrikli ve otonom araçlar konusunda oldukça gizli çalışmalar yürüten şirket, bu sayede çalışmalarını test edebilme olanağına sahip olacak. Son dönemde özellikle Çin pazarında düşüş yaşayan ve hükümetle uzun süredir sorunlar yaşayan Apple, bu yatırımla beraber hükümet ile olan buzları da eritme şansı yakalayacak.



30

BThaber

BTnet.com.tr

23 - 29 MAYIS 2016

Western Digital SanDisk’i satın aldı Dünyanın en büyük depolama birimi üreticilerinden Western Digital, SanDisk’i resmen satın aldığını açıkladı.

Western Digital, yaptığı açıklamayla SanDisk’i satın almak üzere gerekli tüm aşamaları tamamladığını söyledi. Western Digital, böylece 19 milyar dolar karşılığında SanDisk’i bünyesine kattı. Flash hafıza kartları, USB aparatlarının yanında SanDisk, Apple ve NVIDIA gibi şirketler için OEM hafıza parçaları da üretiyor. 12 Mayıs’ta yürürlüğe girecek olan anlaşmayla beraber Western Digital çok daha kaliteli SSD ürtmi gerçekleştirebilecek. Standart diskler

üzerinde de çalışmalarını geliştirerek sürdürecek olan şirket, hızlı ve görece ucuz ürünler ile beraber ekosistemi beslemeye devam edecek. Anlaşma ile beraber SanDisk çalışmalarına özel bir departmanda devam edecek. SanDisk‘in CEO’su ve kurucusu olan Sanjay Mehrotra ise Western Digital’in yönetim kurulu kadrosunda yer alacak. Yeni nesil ürünlerde SanDisk adı da yer alacak.

Avrupa Komisyonu Google’ın peşini bırakmıyor Tekelleşme konusunda hiçbir şirkete taviz vermeyen Avrupa Komisyonu, pazardaki hakimiyetlerini bu amaçla kullanan şirketlere ceza yağdırmaya hazırlanıyor. Komisyon, bu konudaki ciddiyetini göstermek için günah keçisini bile belirledi. Son dönemde Google’ın aram sonuçlarında kendi platformlarını öne çıkarması, diğer arama motorlarının ve platformların tepkisini çekerken, Avrupa Komisyonu’nun Google’a 3 milyar Euro ceza

verebileceği ifade ediliyor. Arama konusunda uzun bir süredir Avrupa Komisyonu tarafından takip edilen Google, konuya temkinli yaklaşıyor. Arama motoru konusunda herhangi bir yanlış uygulama içerisinde bulunmadığını ifade eden şirket yetkilileri, verilecek cezanın haksız olduğunu savunuyor. Arama motorunun yanı sıra Android konusunda da Avrupa Komisyonu ile sorunlar yaşayan şirket, Komisyon’dan gelen uyumluluk taleplerini de

karşılamak zorunda. Avrupa Komisyonu ise ceza konusunda oldukça net. Google’ın arama motoru faaliyetlerini 7 senedir takip eden Komisyon’un Google ceza vermesine kesin gözüyle bakılıyor. Son dönemde birden fazla konuda Google ile karşı karşıya gelen Komisyon’un hali hazırda kestiği en önemli cezanın 1,1 milyar Euro büyüklüğünde olduğunu göz önüne alırsak, Google’ı büyük bir cezanın beklediğini söyleyebiliriz.

Lenovo kurumsal ürünleri Avrupa’da üretecek Lenovo, x86 sunucuları, depolama ürünleri ile veri merkezi ortamı da dahil olmak üzere kurumsal ürünlerinin üretimine Avrupa’da başlayacağını duyurdu. Lenovo’nun 6 yıldır stratejik ortağı olan Flex’in Macaristan’da x86 ürün gamı üretime başlamasıyla daha etkin çözümler üretilebilecek. EMEA bölgesi müşterileri ve iş ortakları, beş güne kadar daha hızlı teslimat, daha düşük operasyon maliyeti ve taleplerinin karşılanmasında daha hızlı ve esnek çözümler sunulması gibi avantajlardan faydalanabilecekler. Bu

aynı zamanda Lenovo’nun EMEA bölgesindeki rekabetçi gücünü artırarak, sunucu pazarındaki konumunu güçlendirecek. Konuyu değerlendiren Lenovo Veri Merkezi Grubu Başkan Yardımcısı ve Genel Müdürü Wilfredo Sotolongo konuyla ilgili şunları söyledi: “Üretimi Avrupa’ya taşımak, müşterilere somut faydalar sağlayacak stratejik bir karar. Müşterilerimiz Macaristan’da üretme başlama kararımızı oldukça olumlu karşıladı. Bu kararımızın, kurumsal pazardaki yetkinliğimizi artıracağına ve EMEA bölgesindeki müşterilerimize

çok daha hızlı ve verimli bir hizmet sunmamıza yarayacağına inanıyoruz.” Lenovo’ya özel yapılanacak ve Macaristan’da yer alacak Flex tesisi 2016 yazıyla birlikte sistem kurulumu, depolama ve iletişim seçenekleri ve özel üretim sistemleri de dahil olmak üzere tüm x86 ürün gamını üretim yelpazesine katacak. Stratejik ortaklığı çerçevesinde bugüne dek PC, telefon ve ThinkServer üretiminlerine de destek veren Flex tesisi, yakın zamanda Lenovo’nun EMEA bölgesindeki beş milyonuncu bilgisayarını ürettiğini duyurmuştu.

Yutulan cisimlerin ilacı Origami oldu Teknolojik gelişmeler, her sektöre yön verdiği gibi tıp alanında etkisini de önemli ölçüde hissettiriyor. MIT, Sheffield Üniversitesi ve Tokyo Teknoloji Enstitüsü tarafından geliştiren yutulabilir robot, özellikle küçük çocukların yuttuğu nesneleri çıkartma konusunda önemli rol oynayacak. Kolay yutulabilmesi amacı ile oldukça ufak bir şekilde tasarlanan mini robot, Japon kağıt katlama sanatı Origami’den ilham alınarak geliştirildi. Yutulduğu andan itibaren mide sıvısıyla birlikte hareket etmeye çalışan robot, ısıya duyarlı bir yapıya sahip. Tıbbi malzemeler kullanılarak üretilen robot, yutulmasının ardından manyetik özelliği sayesinde mide sıvısı üzerinde rahatlıkla hareket ederek, yutulan cismi tespit edebiliyor.

İlk etapta saat pilleri, metal aksesuarlar gibi metal malzemeye sahip cisimleri mideden çıkarmak için geliştirilen mini robot, manyetik özelliği sayesinde tespit ettiği nesneyi kendine doğru çekerek, bağırsaklara doğru hareket etmeye başlıyor. Üzerine çektiği nesneyi boşaltım yoluyla vücuttan çıkaran robot, bu sayede kullanıcıların ileride önemli sorunlarla karşılaşmasının da önüne geçmiş oluyor. Üretim amacı her ne kadar midedeki metal nesneleri çıkarmak olsa da, mini robot ilerleyen süreçte daha farklı amaçlarla üretilecek mini tıbbi robotlar için ilham kaynağı olabilir.



32

BThaber

BTnet.com.tr

23 - 29 MAYIS 2016

LG, G5 ile modüler dünyaya ilk adımı attı Son zamanlarda birçok yerde duyduğumuz modüler telefon konsepti LG’nin yeni amiral gemisi telefonu G5 ile yavaş yavaş hayatımıza giriyor. LG’nin geçtiğimiz aylarda düzenlenen Dünya Mobil Kongresi’nde duyurduğu LG G5 bu hafta konuğumuz oldu. Modüler yapısı sayesinde yüksek kaliteye sahip bir müzik oynatıcısı haline gelebiliyor ya da daha yüksek kapasiteye sahip bir batarya takılabiliyor. LG G5’i ilk elinize aldığınızda hafif ve tutuşu rahat olan ergonomik bir telefon olduğunu anlıyorsunuz. LG G5’in ekranı 5,3 inç (G4’ün ekranı 5,5 inçti), bir önceki modele göre biraz ufalmış. Ayrıca biraz daha incelmiş ve modüler yapısına rağmen hafiflemiş. Telefonun ön tarafında herhangi bir tuş bulunmuyor, üst kısmında 8 megapiksellik kamera bulunuyor. Ses açma ve kapatma tuşu telefonun sol tarafında, sağ tarafında ise sim kart ve mikro SD kart yuvası bulunuyor. Kulaklık girişi ise üst tarafta. Alt kısımda veri transferi ve şarj için USB Type-C bağlantı noktası var. Arka kısmına baktığımızda; açma kapama tuşu ile parmak izi sensörü, 16 megapiksellik kamera, ek 8 megapiksellik kamera, flaş ve lazerli odaklama sensörü bulunuyor. Yaklaşık 15 günlük kullanımımız boyunca telefonla ilgili herhangi bir sorun yaşamadığımızı söyleyebiliriz. Parmak izi sensörü oldukça hızlı ve

Inceleme BTnet

düzgün çalışıyor. Telefon masaüstündeyken telefonun ekranına tıklayarak açabiliyorsunuz. Biraz önce bahsettiğimiz gibi LG G5 modüler bir yapıya sahip. Alt kısımdaki parça çıkarılarak bataryası kolaylıkla değiştirilebiliyor ya da LG Hi-Fi Plus modülünü takarak yüksek ses kalitesine sahip bir medya oynatıcıya dönüştürebiliyorsunuz. Telefonun bir diğer güzel özelliği ise mikro SD kart ile depolama kapasitesini

yükseltebilmeniz. Eğer telefonunuzla video çekmeyi seviyorsanız bence bu olmazsa olmaz bir özellik. LG G5’in bir diğer özelliği ise her zaman açık bir ekrana sahip olması. Bu ekran üzerinden saat, mesajlar ve diğer bildirimleri büyük simgeler vasıtasıyla görebiliyorsunuz. Ama ekran IPS LCD olduğundan dolayı bu özellik Samsung Galaxy S7 gibi Amoled ekran kullanan rakiplerine göre biraz sönük kalıyor. Bir diğer özelliği ise artık birçok telefonda bulunmayan kızılötesi porta sahip olması. Bu port sayesinde telefonu uzaktan kumanda olarak kullanabiliyor ve diğer elektronik aygıtları kumanda edebiliyorsunuz. Telefonun bataryası normal kullanımda sabahtan akşama kadar kullanımı destekliyor. Hızlı şarj sayesinde batarya 30 dakika gibi bir sürede yüzde 50’ye kadar doldurulabiliyor. LG G5’in teknik özellikleri ise şöyle: • 5.3 inç IPS QHD ekran • Snapdragon 820 işlemci • 4GB RAM • 32GB depolama alanı + microSD yuvası • 2.800 mAh batarya • USB Type-C bağlantı noktası • Parmak izi sensörü • 16 ve 8 megapiksel arka kameralar, 8 megapiksel ön kamera • Android Marshmallow 6.0.1 • 802.11a/b/g/n/ac Wi-Fi, Wi-Fi Direct, Bluetooth 4.2 + LE, A-GPS, GLONASS ve BDS destekli GPS, NFC

Inceleme BTnet

ZyXEL’den taşınabilir 4G yönlendirici ve kablosuz erişim noktası WAH7706, kullanıcıların 4G’nin sağladığı yüksek hızlı internet bağlantısını kapsama alanı olan her yerde farklı cihazlarda paylaştırabilmelerini sağlıyor. Bu haftaki diğer konuğumuz ZyXEL’in taşınabilir 4G yönlendirici ve kablosuz erişim noktası. İlk defa geçtiğimiz aylarda gerçekleştirilen Dünya Mobil Kongresi’nde gördüğümüz ve Ocak ayında duyurulan taşınabilir 4G yönlendirici ve kablosuz erişim noktası WAH7706’yı çiçeği burnunda 4.5G ağımızda denedik. LTE Advanced CAT6 standardını destekleyen cihaz teorik olarak 300 Mbps indirme hızına ulaşabiliyor ve kablosuz ağ üzerinden 32 adete kadar cihaz bağlanabiliyor. Bu arada cihaz 802.11AC standardını destekliyor ve 2.4 ile 5 GHz frekanslarında çalışabiliyor. WAH7706’nın bataryası çıkarılıp takılabiliyor. Yani cihazı şarj edecek bir konumda değilseniz, yedek pil ile daha uzun süre kullanabiliyorsunuz. Bataryasının gücü 2.800 mAh. Cihazın alt kısmında bulunan USB bağlantı noktasına harici

LTE anten takabiliyor ve çekim gücünü artırabiliyorsunuz. Tabi bu durumda cihazı sadece batarya ile kullanabiliyorsunuz. Kurulumu oldukça kolay ve kullanımı basit. Gelelim 4.5G ağındaki denemelerimize, biraz önce de bahsettiğimiz gibi cihaz LTE Category 6 desteğine sahip. Yani 300 Mbps indirme, 50 Mbps karşıya yükleme yapabiliyor. Cihazı Vodafone ağında kullandık ve kullandığımız süre boyunca herhangi bir sorunla karşılaşmadık, oldukça stabil bir ağ elde ettik. Merkezi yerlerde 170 Mbps indirme hızlarına eriştik. Cihaz 4.5G ve 3G arasında kesintisiz bir geçiş sağladı ve hareket halindeyken bile oldukça iyi sonuçlar verdi. ZyXEL WAH7706, LTE 3, 7, 8, 20, 28 ve 38 bantlarını destekliyor. Dolayısıyla yurtdışına çıktığınızda da ürünü sorunsuz bir şekilde kullanabileceğiniz anlamına geliyor.

Hem oynarken hem yazarken yüksek performans Logitech’in geçtiğimiz aylarda bu yüzden yazmaya alışmak duyurduğu klavyesi G810 için bir süre geçmesi gerekiyor. Orion Spectrum’u ağırladık. Fakat yazmaya alıştıktan Mekanik tuş takımına sonra kullanımının çok sahip bir klavye arıyorsanız Logitech’in G810 Orion Spectrum’u yakından incelemek isteyebilirsiniz. Hem oyun oynamak hem de klavyeyi gerçek amacına uygun kullanmak isteyen kullanıcılar için oldukça iyi bir seçenek. BTnet Romer-G mekanik tuş

Inceleme

anahtarlarının kullanıldığı G810’un tuşları biraz yüksek,

rahat olduğunu hissetmeye başlıyorsunuz. Klavyenin tepki süresi çok düşük, bu yüzden benim gibi 10

parmak yazanlar için bu çok iyi bir özellik. Logitech’e göre Romer-G mekanik tuşları diğer standart mekanik tuşlara göre daha sağlam. Bir de üzerine oyunlarda sağladığı avantaj üzerine eklendiğinde kesinlikle seçenekler arasında yer alması gerekiyor. Klavyenin üzerinde çeşitli multimedya tuşları, LED arka plan ışıklarının açılıp kapatılmasını sağlayan tuş, ses açma kapama silindiri gibi tuşlar yer alıyor. Klavyenin yazılımı kullanılarak çeşitli

tuşlar örneğin Windows tuşu kilitlenebiliyor. Bu sayede oyun oynarken farklı bir tuşa basıp oyundan çıkılmasına engel olunabiliyor. Yine yazılım üzerinden klavyenin ışıklarının rengi değiştirilebiliyor. Klavyenin oyunlardaki performansı da oldukça iyi. Yazılım üzerinden neredeyse istenilen her türlü ayarı yapmak mümkün. Yaptığımız denemelerde hem oyun oynarken hem de yazarken oldukça memnun kaldık.


BThaber

KARİYER

23 - 29 MAYIS 2016

Microsoft Yaz Okulu başvuruları başladı Her yıl Türkiye’nin çeşitli üniversitelerinden 100 öğrencinin katılımı ile Microsoft Türkiye ofisinde gerçekleştirilen “Açık Akademi Yaz Okulu” başvuruları başladı. Microsoft Türkiye, 1-26 Ağustos tarihleri arasında düzenlenecek Yaz Okulu’nda, öğrencilere uygulama geliştirme eğitimi vermenin yanında, onları farklı sektörlerin liderleriyle tanıştırıyor ve iş dünyasının kapıları açılıyor. Öğrenciler, program sonunda projelerini Microsoft Türkiye’nin yanı sıra bilişim dünyasındaki firmalara sunma imkânı bulacak. Programa 27 Mayıs tarihine kadar başvuru yapılabilecek. Geçtiğimiz yıl bine yakın başvurunun olduğu

Yaz Okulu’nda, bu yıl başvuru sayısının bu rakamın üstüne çıkması bekleniyor. Microsoft Açık Akademi Yaz Okulu’nda bu yıl, temel uygulama geliştirme becerilerinin yanı sıra Xamarin, Unity, Microsoft Cognitive, VR/ AR gibi teknolojiler, nesnelerin interneti, büyük veri ve bulut teknolojileri konuları sektörün

önde gelen teknoloji liderleri tarafından aktarılacak. Microsoft Açık Akademi Yaz Okulu’na katılan her öğrenci, bir ayın sonunda büyük jüri önünde geliştirdiği projeyi sunma şansına sahip olacak. Açık Akademi Yaz Okulu’na http://aka.ms/ yazokulu adresinden ücretsiz başvurulabilecek.

Mesai saatleri geçmişte kaldı Bağımsız araştırma şirketi Barem tarafından yapılan araştırmaya göre, mobil çalışmanın yüzde 41 oranında verimlilik ve yüzde 29 oranında maliyet tasarrufu sağladığı görülüyor. “Mobil Çalışma Hayatı” başlıklı araştırmaya, farklı sektörlerde çalışan 70 üst düzey, 95 orta düzey ve 41 ilk kademe olmak üzere toplam 206 yönetici katıldı. Katılımcıların 82’sini kadınlar, 124’ünü ise erkekler oluşturdu. Çalışmaya 35 yaşın altında 67, 35-50 yaş grubundan 116 ve 50 yaş üzerindeki 23 kişi katıldı. Mobil uygulamaların önemine vurgu yapan araştırma, geleneksel iş yapış şekillerinin değiştiğini de ortaya koyuyor.

Bireylerin verimli ve mutlu olmalarına imkân tanıyan mobil çalışma, hızlı ve verimli iş yapabilme, ayrıca zamandan tasarruf imkanlarını sunuyor. Araştırmaya katılan 4 yöneticiden 3’ü işyeri dışında çalışanların zaman planlaması yapabilmesinin önemli olduğu kanısında. Araştırmada, mobil çalışanların geleneksel mesai yapanlara göre, yüzde 66 oranında ailelerine daha çok zaman ayırabildiklerine de işaret ediliyor. Mobil çalışmanın daha az stresli olduğunu belirtenlerin oranı yüzde 58. Her saat ulaşılabilir olmaktan rahatsızlık duyanların oranı ise yüzde 38. İnternet erişimi ve mobil

E T K İ N L İ K L E R 24-26 Mayıs 2016

Citrix Synergy Las Vegas, ABD AYRINTILI BİLGİ: www.citrixsynergy.com

cihazlar ile esnek çalışma olanaklarının arttığını belirten Unify Türkiye Ülke Müdürü Erda Tütüncüoğlu da araştırmayı şu sözlerle yorumladı: “Yenilikçi teknolojilerin kullanımıyla her mekân iş yerine dönüştürülebiliyor. Çalışanlar da mekân bağımsız çalışarak, zamanlarını kendi planlamaları dahilinde yönetmek istiyor. Kurumların esnek çalışabilmelerini sağlamak için geliştirdiğimiz Circuit çözümü ile kurumlara özel iletişimin önünü açıyoruz. Circuit çözümüyle çalışanlar nerede olurlarsa olsunlar, birbirleriyle hızlı irtibat kurup, işlerini sonuçlandırabiliyor.”

Y U R T D I Ş I

31 Mayıs – 2 Haziran

18th Critical Communications World RAI Amsterdam AYRINTILI BİLGİ: https://criticalcommunicationsworld. com/

Bu köşede yayınlanmasını istediğiniz etkinliklerinizle ilgili bilgileri handana@bthaber.com.tr adresine gönderebilirsiniz.

E T K İ N L İ K L E R 25 Mayıs 2016 ICT SMART UPDATE’16 Sakıp Sabancı Müzesi, The Seed AYRINTILI BİLGİ: www.ictsmartupdate.com 28 Mayıs 2016 Ciz.io Meetup / İzmir Originn AYRINTILI BİLGİ: http://ciz.io/

Y U R T İ Ç İ

31 Mayıs - 1 Haziran 2016 smartcon İstanbul 2016 Wyndham Grand Levent İstanbul AYRINTILI BİLGİ: http://smartcon.com/

1 Haziran 2016 Kurumsal Mimariye Genel Bakış Eğitim Semineri/Point Hotel Barbaros AYRINTILI BİLGİ: www.mind2biz.com.tr 2 Haziran 2016 BTvizyon Konya Toplantısı AYRINTILI BİLGİ: http://www.btvizyon.com.tr/index.html

Bu köşede yayınlanmasını istediğiniz etkinliklerinizle ilgili bilgileri handana@bthaber.com.tr adresine gönderebilirsiniz.

33

Nevada Elektronik’te atama Telsiz haberleşmesinde entegre sistemlere yönelik çözümler sunan Nevada Elektronik Ankara Bölge Müdürlüğü görevine Mart 2016 itibari ile Burak Kocabal getirildi. Lisans eğitimine 2003 yılında Ankara Üniversitesi Elektronik Mühendisliği’nde başlayarak, 2013 yılı itibariyle İngiltere’de King’s College London’da yüksek lisansını Burak Kocabal tamamlayan Kocabal, iş hayatına ise Emniyet Genel Müdürlüğü’nde mühendis komiser olarak başladı ve aynı kurumda ülke genelinde telsiz sistemleri geliştirme projeleri sorumlusu olarak görev yaptı.

Media Markt’ta iki atama Media Markt Türkiye’de Temmuz 2015’ten bu yana Operasyonlardan Sorumlu Co-COO olarak görev yapan Remko Rijnders, şirkete Operasyonlardan Sorumlu COO olarak atandı. Media Markt’ın yeni COO’su Remko Rijnders, üst yönetimde Media Markt Türkiye Remko İcra Kurulu Başkanı Yenal Gökyıldırım’a Rijnders bağlı olarak görev yapacak. Üniversitede iktisat eğitimi aldıktan sonra Lidl ve AbS Watson Group’ta Bölge Müdürü olarak görev yaparak, Media Saturn Holding’e katılan Remko Rijnders, grup bünyesindeki kariyerine 2008 yılında, Hollanda’da Mağaza Müdürü olarak başladı, ardından Media Markt Çin’de dört yıl farklı pozisyonların yanı sıra Satış Direktörlüğü Çağanur görevini üstlendi. 2013’ten bu yana Atay Uçtu Media Markt Türkiye Bölge Direktörü olarak görev yapan, Temmuz 2015 yılında Operasyonlardan Sorumlu Co-COO üstlenen Rijnders, Media Markt’taki görevini Nisan itibariyle Operasyonlardan Sorumlu COO olarak sürdürüyor. Media Markt Türkiye’de Pazarlama Grup Müdürü olarak görev yapan Çağanur Atay Uçtu da Pazarlama ve Kurumsal İletişim Direktörü oldu. Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Uluslararası İlişkiler bölümü mezunu olan Çağanur Atay Uçtu, iş hayatına Anadolu Hayat Emeklilik Pazarlama Departmanı’nda başladı. Sırasıyla Anadolu Hayat Emeklilik ve HSBC Türkiye’de görev alan Uçtu, son 3 yıldır Media Saturn Holding bünyesinde Media Markt Türkiye’de, sırasıyla Marka ve Kurumsal İletişim Departman Müdürlüğü ve Pazarlama Grup Müdürü görevlerini üstlenmişti.

DECE Yazılım’da Kurumsal İletişim Müdürü Ayberk Yurtsever oldu Geçtiğimiz yıllarda UNICEF Türkiye İletişim Danışmanlığı görevini yürütmekte olan Ayberk Yurtsever, Nisan 2016 itibariyle DECE Yazılım’da Kurumsal İletişim Müdürü olarak atandı. Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi’nden mezun olan Yurtsever, Hürriyet Dergi Grubu’nda iki yıl gazetecilik yaptıktan sonra çeşitli kurum ve şirketlerin Ayberk Yurtsever iletişim bölümlerinde görev aldı. 20052010 yılları arasında Türk Kızılayı Kurumsal İletişim Bölümü’nde Müdür Yardımcısı olarak çalışan Yurtsever, ardından üç yıl boyunca Netcad’de Basın ve Halkla İlişkiler Yöneticisi olarak görev yaptı. 2013-2015 yılları arasında ise UNICEF Türkiye’de İletişim Danışmanı görevini üstlenen Yurtsever, DECE Yazılım’da büyük veri ve konumsal teknolojileri bir araya getiren çözümler GEODI ve MOBIDI ürünlerinin iletişim, tanıtım ve dijital pazarlama stratejilerinden sorumlu olacak. Yurtsever, halen Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi’nde Sosyal Antropoloji Bölümü’nde yüksek lisans yapıyor.


34

BThaber

KARİYER

Great Place to Work Enstitüsü, 2016 Türkiye’nin En İyi İşverenleri listesini açıkladı. Türkiye’de 4’üncü kez açıklanan listede, çalışan odaklı yönetim anlayışı ile 25 şirket yer alıyor. Listenin kategori birincileri ise Microsoft, AXA Sigorta, Hilton ve Türkiye’de En İyi İşverenler listelerine giren ilk kâr amacı gütmeyen kurum Young Guru Academy (YGA) oldu. Listede Gitti Gidiyor ve Sahibinden.com da sıralamalarını yükseltti. TEB ise 2 binden fazla çalışana sahip şirketler kategorisinde ilk kez listeye girdi. Great Place to Work Türkiye, bu yılki çalışmasıyla, son 4 yılda toplam 200 bin çalışana sahip 300’e yakın şirketi analiz etmiş oldu. Öte yandan sonuçlar, yöneticilerin çalışanlardan fedakarlık beklediğini, çalışanların ise kendilerine ‘hakkaniyet’ çerçevesinde davranılmasını istediğini gösterdi. Finansın en iyi işvereni AXA Sigorta Toplam 99 firmanın analiz edildiği ve 64 bin 500 çalışanın temsil edildiği araştırma ile 25 şirket ödüle layık görüldü. Listede ödüller, çalışan sayısına göre 50 – 500, 500 – 2000, 2000+ ve 20-50 şeklinde 4 kategoride verilirken, küresel eğilimler paralelinde BT, finans ve perakende şirketleri öne çıktı.

23 - 29 MAYIS 2016

İşverenlerin ‘en iyileri’ belirlendi

Üst üste dört yıldır listeye giren AXA Sigorta, bu yıl da 500-2000 kategorisinin zirvesine yerleşti. AXA Sigorta, çalışanların da fikirleri alınarak oluşturulan eğitimleri, bireysel ve yönetsel ihtiyaçlarında çözüm ortağı olan AXA University şirketi gibi uygulamaları ile öne çıktı. Şirket ayrıca ikinci kez Finansın En İyi İşvereni seçildi. İkinci sıraya yerleşen KFC Türkiye, çalışanların iş-özel hayat dengesini koruyacak mesai saati uygulamaları ile ‘önemseme’ alanında fark yarattı. Perakende zinciri Decathlon da listede ilk kez yer aldı. BT’de yine Microsoft var 50-500 kategorisinin birinci sırasında, geçen yıl olduğu gibi Microsoft var. Şirket aynı zamanda Yaşam Boyu Öğrenme Özel Ödülü’nün sahibi oldu ve üçüncü kez

IT’nin En İyi İşvereni seçildi. 50500 kategorisinde geçtiğimiz yıl 6’ıncı sırada yer alan SAP Türkiye, bu yıl 2’inci sıraya yükseldi. SAP Türkiye İş-Yaşam Dengesi Özel Ödülü’ne de layık görüldü. Gitti Gidiyor ve Sahibinden. com, geçtiğimiz yıl Türkiye’de listeye giren ilk e-ticaret firmaları olurken, iki şirket de bu yıl listedeki sıralamalarını yükseltti ve sırasıyla 5 ve 8’inci sıralara yerleşti. Gitti Gidiyor bu yıl ayrıca Diversity Özel Ödülü’nün de sahibi oldu. 50-500 kategorisinde Hilti ve EMC dört, Toyota Pazarlama ve Doğuş Holding ise ikinci kez üst üste listeye giren firmalar oldu. Mercedes-Benz Finansal Hizmetler ise bir senelik aranın ardından yeniden listede. Danone Türkiye’nin sponsorluğunda, bu yıl ilk kez verilen Kadın İstihdamında Sürdürülebilirlik özel ödülünün sahibi de Novartis oldu. Bu

ödülün analizleri, Great Place to Work verilerine dayanarak, Yıldız Teknik Üniversitesi işbirliği ile yapıldı. Hilton ilk sırada 2 bin ve üstü çalışana sahip şirketler kategorisinde listede yer alamaya hak kazanan şirketler, her üçü de ilk defa En İyi İşveren seçilen Hilton, Türk Ekonomi Bankası ve Defacto oldu. Hilton Farklı Kuşakların İşbirliği Özel Ödülü’ne, Defacto ise Doğa İş Güvenliği firmasınca sponsor olunan Çalışan Sağlığı ve İş Güvenliği Özel Ödülü’ne layık görüldü. TEB, çalışanlarının fikirlerini hayata geçirmeye yönelik ‘İcat Çıkar’ yarışmaları ile öne çıktı. Ödül töreninde ayrıca, Yıldız Teknik Üniversitesi ile ortaklaşa yapılan ve 200’den fazla İK profesyonelinin görüşlerine yer verilen HR Survey anketinin sonuçları da paylaşıldı. Araştırma sonuçlarını

değerlendiren Great Place to Work Türkiye Genel Müdürü Eyüp Toprak, şu bilgileri verdi: “Türkiye’de yöneticilerin üçte biri çalışanların şirketleri için kişisel fedakarlıkta bulunmalarını bekliyor. Çalışanlar ise kendilerinin sadece “işgücü” olarak değil, “insan” olarak görüldüğü, yetkin yöneticilerin kendilerine etik kurallara uygun ve pozisyonlarına bakılmaksızın eşit davrandığı, duygusal ve psikolojik olarak sağlıklı bir çalışma ortamı istiyor. Yönetici ve çalışanların bu talepleri, güven çerçevesinde, açık iletişim ve etkin işbirlikleri ile karşılanabilir. Analiz edilen beş ana unsurda şirketlerin beklentileri karşılamakta en zayıf kaldığı alan ‘hakkaniyet’, en başarılı olduğu alan ise ‘gurur’. Türkiye’nin En İyi İşverenleri içerisinde çalışanların en memnun olduğu ve Trust Index anketinden en yüksek oranda olumlu görüş bildirdiği ifadeler ise, ‘Buraya önemli katkılarda bulunabileceğime inanıyorum’, ‘Başkalarına burada çalıştığımı söylemekten gurur duyuyorum’ ve ‘Şirkete yeni katılan bir çalışan burada hoş karşılanıyor’ oldu. Bu arada, 2017 Türkiye’nin En İyi İşverenleri Yarışmasına başvurular da Nisan ayında başladı. Detaylar ise www. greatplacetowork.com.tr/ adresinde.

Negmar Grup bünyesinde çalışmak üzere; Türkiye’nin ilk ve en büyük bilişim etkinliğini düzenleyen aşağıdaki konularda deneyimli “Sistem Network Uzmanı”

Arıyoruz!

Bilişim Zirvesi Etkinlik Şirketi İstanbul ofisinde çalışmak üzere satış temsilcileri aranmaktadır. info@bthabersirketleri.com

l

Windows Sistem Ürünleri

l

Sanallaştırma Teknolojileri

l

Network Ağ Yönetimi

l

Firewall Yönetimi

insankaynaklari@negmar.com gizem.algul@etislojistik.com

İnternet Güvenliğinin Öncü Firmalarından biri için “Birinci Seviyede Uygulama Destek Uzmanı” Arayışımız bulunmaktadır. info@teknobadi.com



36

BThaber

MEKTUP

Yeni bir haftadan merhaba, Haftaya ziyadesiyle doyurucu bir haberle başlıyorum. İki yıl önce kurulan ve gurme ev yemekleri konseptiyle beğeni toplayan, hatta 63. Endeavor Uluslararası Seçim Panelinde Endeavor Girişimcisi seçilen Meal Box, son bir yılda yüzde 400’ün üzerinde büyüme kaydederek cirosunu 10 milyon TL’ye yükseltmiş. ‘Hangi yaş ne yer?’ diye merak ediyorsan, en çok 24-34 yaş arasındaki müşteriler sipariş veriyormuş. Etli Yaprak Sarma ve Yoğurt, Beğendi Yatağında Köfte, Kıymalı Ispanak Oturtma ve Yoğurt, Piliç Piccata ve Fettuccine ile Izgara Köfte ve Karışık Sebze ise favori siparişler. Tatlıcıların tercihi çikolatalı sufle, siparişlerin merkezi ise önce Beşiktaş, ardından Kadıköy, Ataşehir, Üsküdar, Ümraniye ve Maltepe. Madem doyduk, devam edelim. Sırada GoDaddy’nin örnek olmasını dilediğim bir ‘ipucu’ listesi var. Küçük işletme odaklı teknoloji sağlayıcısı GoDaddy, Engelliler Haftası kapsamında işletmelerin web siteleri görme engellilere uygun şekilde tasarlamasının önemini vurgulamış. Sonuçta Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) 2014 Sağlık Araştırması’na göre, görme engelliler Türkiye nüfusunun yüzde 6,9’unu oluşturuyor. GoDaddy’nin sitelerin görme engelli kullanıcılara daha iyi bir deneyim sunmak için optimize edilmesini sağlayacak beş ipucu şöyle: Betimleyici olun, kontrolün kullanıcılarda olmasına izin verin, kısa ve öz olun, akış çizelgesi kullanın ve renklere bağlı kalmayın. Sonuçta site kurarken bunlara dikkat edip, hem kitle erişim seviyesini genişletmek hem interneti herkes için erişilebilir hale getirmek mümkün. Daha ne olsun… Bu haftaki kitabım Nobel’lik.

23 - 29 MAYIS 2016

Siteniz ‘herkes’ için olsun Bilimsel çalışmaları ile 2000 yılında Nobel ödülüne aday gösterilen, petrolün yerine, temiz enerji türü hidrojenin alternatif yakıt olarak kullanılması konusundaki çalışmaları ile tanınan ABD’nin Miami Üniversitesi Temiz Enerji Araştırma Enstitüsü Kurucusu ve Direktörü T. Nejat Veziroğlu’nun hayatı, eşi Dr. Ayfer Veziroğlu tarafından “Hidrojen Romantiği” kitabında detayları ile bizleri bekliyor. “Hidrojen Enerjisi Ekonomisi” fikrini dünyada ilk kez ortaya atan Prof. Dr. T. Nejat Veziroğlu’nun Türkiye ve dünya tarihinden kesitleri de içeren “belge” niteliğindeki biyografi kitabı, yarım asırdan uzun bir dönemi okuyucuya aktarıyor. Yine gurur veren bir haberde sıra… Dünyanın en büyük satranç müzelerinden biri olan ve geçtiğimiz yıl Ekim ayında Ankara’da ziyaretçilerine kapılarını açan Gökyay Vakfı Satranç Müzesi’nin web sayfası dijital dünyanın en prestijli ödüllerinden olan Interactive

2016

www.bthaber.com www.linkedin.com/groups/BThaber twitter.com/bthaber www.facebook.com/BThaber

Okur Temsilcisi Behçet Envarlı benvarli@tbv.org.tr

Store ve Google Play’de, vakit yitirmezsin tahmin edebiliyorum. Biraz da sanat vakti… Sedat Yılmaz’ın fotoğraf üzerine çizim tekniği; 2014 yılından bu yana her içi sanatçının da kendi uzmanlık alanlarındaki teknik birikim ve uygulamalarının birleşimi ile farklı bir sanata dönüşmüş. Doğu ve Batı buluşması olarak tanımlanan, Kırklareli’nin doğallığından gelen fotoğraflar Brüksel, Amsterdam, Paris gibi önemli şehirlerden kareler ile buluşup, Art Connection koleksiyonunu oluşturmuş. Fotoğraf ve çizginin iç içe geçerek harmanlandığı “Işığın Yansımaları - İstanbul” fotoğraf sergisi Aysu Kuşin & Le Monde D’Aysu Sanat Atölyesi’nde (www.aysukusin. com) bizleri bekliyor, bilgine… Sıra haftanın ödüllerinde… D-Smart “Televizyonunuz Sizi Uyutmasın” kampanyası ile Effie Türkiye Reklam Etkinliği Yarışması’nda “Büyüklere Kafa Tutan” ve “Medya Yayın” kategorilerinde iki “Altın Effie”

REKLAM SATIŞ GRUBU

YIL 22 SAYI 1073

23 - 29 MAYIS

Media Awards (IMA) tarafından “Museum” kategorisinde “Üstün Başarı” ödülüne layık görülmüş. Böylece dünyanın farklı yerlerinden alınan 562 satranç takımı ile Guinness Rekorlar Kitabı’nda yerini alan ve “Dünyanın En Büyük Satranç Koleksiyonu”nun sergilendiği Gökyay Vakfı Satranç Müzesi’nin ünü de uluslararası düzeye ulaşmış. Yine senin hoşuna gidecek bir haberde sıra… Euroleague Basketball ve Darüşşafaka Doğuş Basketbol Takımı’nın destekçisi olan SEAT Türkiye’nin geliştirdiği “SEAT ile Takımını Destekle” dijital suratlar uygulaması ile basketbolseverler kendilerinin veya arkadaşlarının fotoğraflarını gönül verdikleri basketbol takımlarının renginde boyayabiliyor. Kullanıcılar ayrıca fotoğraflarına seçtikleri takıma uygun çerçeve de ekleyebiliyor. Son aşamada ise bu fotoğrafları sosyal medya hesaplarında paylaşabiliyorlar. SEAT’la Takımını Destekle uygulaması Apple

BThaber Yayıncılık ve Etkinlik Hizmetleri A.Ş. adına Sahibi Bülent Nevres bulentn@bthaber.com.tr BThaber Grubu Yayın Koordinatörü Ayhan Sevgi ayhans@bthaber.com.tr Yazı İşleri Müdürü (Sorumlu) Bülent Nevres bulentn@bthaber.com.tr

Bültenlerinizi

Editörler Handan Aybars handana@bthaber.com.tr Sedef Özkan (Ankara) sedefo@bthaber.com.tr Ekrem Uçman ekremu@bthaber.com.tr

bulten@bthaber.com.tr adresine gönderebilirsiniz

Görsel Tasarım Nevzat Karataş nevzatk@bthaber.com.tr Mukadder Keskingözler mukadderk@bthaber.com.tr

Satış Grubu Perihan Kıtay Özden Özge Karataş Canan Şahin

Kutay Göçe

Abdurrahman Koyuncu Funda Koyuncu (Ankara)

Reklam Rezervasyon info@bthaber.com.tr Yönetim Yeri: BThaber Yayıncılık ve Etkinlik Hizmetleri A.Ş. Fetih Mah. Tahralı Sokak Kavakyeli Plaza C Blok 7/5 34704 Ataşehir/İSTANBUL Telefon: (0216) 291 13 90

Abone ve Dağıtım Nurefşan Tellioğlu btabone@bthaber.com.tr

Ankara Ofisi: Adres : Nergis Sok Via Flat İş Merkezi No:7/2 Söğütözü-Ankara Telefon: (0312) 258 64 24 Faks: (0312) 258 63 02 ISSN 1300-6495

ödülünün sahibi olmuş. Microsoft Türkiye de geçen yıl olduğu gibi bu yıl da en iyi işverenleri ödüllendiren Türkiye’nin En İyi İşverenleri listesinde birinci sırada yer almış. Ama bu kadar da değil. Microsoft aynı organizasyonda 50-500 çalışana sahip şirketler arasında En İyi İşyeri, IT Sektörünün En İyi İşyeri ve Yaşam Boyu Öğrenme Özel Ödülü’nü de kazanmış. Lenovo ise Diplomacy. Live tarafından; Türkiye’nin sosyal medyayı en iyi kullanan şirketlerinin belirlendiği araştırma sonuçlarına göre sosyal medyada en etkili markalar arasında yer alırken, Türkiye’de Twitter’ı en doğru kullanan beş markadan biri seçilmiş. Vestel Çağrı Merkezi, Telephone Doctor Türkiye tarafından çağrı merkezlerine yönelik gerçekleştirilen Kalite Ligi’nde, Nisan 2016 gizli müşteri değerlendirmeleri sonuçlarına göre “En İyi Konuşma Tarzı” ödülünün sahibi olmuş. Haftayı gurur veren, yoğun bir emeğin eseri olan bir etkinlik haberi ile tamamlıyorum. Yeni Zelanda’da ilk kez Türk Filmleri Festivali düzenleniyor! Hem de 26 Mayıs’a kadar, Auckland ve Wellington şehirlerinde. Başbakanlık Tanıtma Fonu, Switchon Media, Yeni Zelanda Türk Toplumu ve Sir Peter Jackson-Great War Exhibition işbirliğiyle gerçekleştirilen festival kapsamında 8 film, bu iki şehirde gösterimde. UNIMA TÜRKİYE tarafından, gala gecesinde; Hacettepe Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Sinema dersi öğretim görevlisi Kamil Mingü, Türk sinemasını ve festival filmlerini tanıtmış, davetliler Serenad Bağcan’ın yorumu ve Sarp Bağcan’ının gitarı eşliğinde Çanakkale türkülerini dinlemiş. Daha fazlası için www. turkishfilmfestival.co.nz sitesine bakalım. Bu hafta da bu kadar, yeniliklerle yine buradayım,

Türkiye’nin en köklü bilişim teknolojileri yayını olan BThaber, 1995 yılından bu yana bilişim ve teknoloji dünyasındaki en son haberleri, yenilikleri ve bilgileri okuyucularına kesintisiz bir şekilde sunmaya devam ediyor. Her hafta yüzde 35’i BT, yüzde 65’i ise finans, otomotiv ve sağlık gibi farklı sektörlerde yer alan şirketlerin ve kamu kurumlarının yöneticilerinden oluşan 7500’ün üzerinde kişiye ulaşmakta ve online platformlar üzerinden her hafta on binlerce kişiye erişim sağlamaktadır.

Cilt, Baskı, Poşetleme: Apa Uniprint San. ve Tic. A.Ş. - Hadımköy İstanbul Asfaltı Ömerli Köyü İstanbul - Tel 0212-798 28 40. l BThaber kontrollü abonelik sistemiyle dağıtılmaktadır. - Fiyatı 1 Kuruş (KDV dahil) - BThaber, 5187 sayılı Basın Kanunu’nun 2/f maddesi hükmü gereği ‘yerel süreli yayın’dır.


WEEKLY INFORMATION TECHNOLOGY AND ECONOMY NEWSPAPER

‘Information Society and World Telecommunication Day’ was held in Ankara on May 17 by All Telecommunication Businessmen Association (TUTED) on May 17 with the participation of Information and Communication Technologies Authority (ICTA) President Dr. Ömer Fatih Sayan. ‘Information Society and World Telecommunication Day’ is being celebrated in all the International Telecommunication Union (ITU) countries under the ‘Information and Communication Technology Entrepreneurship for Social Impact’ theme. The event’s opening speech was given by TUTED Chairman Dr. Dilek Ataman Bağdatlıoğlu, she underlined the Industry 4.0 and geometric increase and noted that the platform-based companies rank higher and stated that the future lies in the hands of digital. The symbol of the era: Big Data Stating that “Our sector is the investment pioneer” Dr. Ömer Fatih Sayan highlighted the fact that they meet serious conditions in terms of local and national production. Sayan said that: “We are trying to pave the way for local and national production. Operators and us; we expect entrepreneurs, manufacturers and SMEs to make production. If you contact us when you produce, you are always welcome; we want to use them together. The three major operators do not just deal with the main structure, they are doing the best they can for innovation and R&D. We try to make our country a regional and global data center.” Emphasizing that the R&D and innovation have gained importance in the international cooperation and they are inevitable; Dr. Ömer Fatih Sayan stated that humanity witnesses a new industrial revolution and the big data will be the symbol of our era. On which areas should Turkey focus? The ‘Social Impact of R&D and Entrepreneurship’ panel of the event was moderated by BTK Board Member Figen Kılıç. Cisco Turkey General Manager

IT sector’s got a message

Cenk Kıvılcım, Turkcell General Manager Kaan Terzioğlu, Türk Telekom Regulatory Deputy General Manager Ramazan Demir, UBER Turkey General Manager Neyran Bahadırlı and Vice President of Vodafone Turkey Executive Board Dr. Hasan Süel participated in the panel. Indicating that as fast and competitive business processes improve, costs drop; Kılıç emphasized that supporting SMEs is very important in all these developments. Bahadırlı highlighted the importance of local production and the investment strategy for the success and gave the following information: “Our biggest goal is localization in Turkey. We are doing R&D studies on driverless vehicles as UBR. Work is being done on smart transportation regulations in the world. Our biggest goal is to support innovative regulations related to this in Turkey.” Kıvılcım stated that: “Customization and software are vital. We talk a lot about it but we need to focus more on Industry 4.0. We need to answer some questions first

such as in which areas Turkey is a leader and in which areas we need to make strategic investments? We should not let the German take over the smart building field! We need to create a focus immediately and produce projects. Let’s create Turkish software for smart buildings. We need to invest in software.” Süel talked about Vodafone Digital Development Campaign and the coding training given to children aged 7-13and stated that the leverage of entrepreneurship should be told to the society. He added: “We must make Turkey a center of attraction. The technology creates equality of opportunity. My message to industry; open the way for us to invest! This country needs good infrastructure. An environment where there is competition, investment is encouraged, the latest technology is offered to the end user in the most affordable way should be created.” With Industry 4.0, Terzioğlu stated that the communication should be accessible and

Main messages... • Turkey should become a regional and global data center. • R&D and innovation are gaining importance in international cooperation. • Questions such as in which areas Turkey is the leader and in which areas strategic investment should be made must be answered. • We immediately must focus, aggregate and create projects. • Pave the way for us, let us invest! An environment should be created where competition and investment are encouraged. • Efficient tax legislation should be created. • Turkey’s clouds must be in Turkey. • In the new world, Turkey is importing ‘data’. Turkey’s data should be kept in Turkey. Entrepreneurs should be supported with relevant legislation.

cheap. He also added: “Every sector must include our sector to increase its effectiveness in the future. In the new era, entrepreneurship will be very important. There is supposed to be very efficient tax legislation. There is an opportunity for the revival of the Turkish economy. Today, physical assets are being virtualized. The new world currency is ‘Data’. Unfortunately, in this new world, we are importing

data. Let’s keep the Turkish data in Turkey. We can help entrepreneurs if we regulate the relevant legislation. We have to create the Turkish clouds in Turkey. Now, we need to have the new currency in Turkey!” Demir told that: “We will live in a world where the sensors and resources are optimized. Now, people fish with drones in the oceans! We need to analyze the future of the value chain and invest accordingly.”


No transformation, no future!

DİA introduces the cloud to the SMEs Creating the business world and related dynamics from scratch, digitalization inspires companies and institutions in our country; however, we can say that we are moving more slowly than the world in general. DİA, conducting digitalization studies in order institutions and companies to raise awareness, especially on cloud since 2004. DİA’s most recent studies, operating industries and Turkey’s approach towards cloud are the topics discussed with DİA General Coordinator Süha Onay. He stated that: “As DİA, since 2004, we carry out projects in an online platform especially for SMEs’ needs on financial management, accounting management, e-government solutions, retail and e-commerce management. We bring together the cloud computing pros with the technologies we develop as

DİA and try to help SMEs improve their business. With broad range of solutions we offer, we serve to all SMEs in general, however thanks to some of the modules we develop, we are able to offer solutions on a sectoral basis. We appeal to different sectors such as service management, hotel and restaurant management and distributorship integrations. Apart from this, we help companies and institutions on e-government solutions. We offer solutions to our customers such as e-billing, e-archive, e-book being completely integrated to GİB. Our customers, therefore, without any need for an integrator, can benefit from these services through DİA. As it is a rising trend of recent years, we also support our SMEs in the field of e-commerce. With much lower cost, we provide SMEs to create e-commerce platforms in one day.”

MUSIAD announced the Technology in the Future report; including topics such as Turkey is preparing to 2023, the difficulties in the transformation process, what needs to be done. MUSIAD Information Technologies Industry Chairman İhsan Taşer stated that: “Our goal is to grasp the new world, new business models, new markets, new industries, new economy shaped by the digital transformation and the impact of these for the future. In addition, we wish to provide the transformation to be people-centered, peace-building and welfare increasing in accordance to the ethical principles of society. Relevantly, the first thing to do is to increase the share of R&D expenditure in GDP to 3%. Innovation based information technology vision of the state should be extended to all stakeholders, starting from the bureaucracy and should be transformed into a culture.” İhsan Taşer emphasized that the cloud, mobile, big data technologies and evolving social networks trigger the digital transformation and added: “With the digital transformation, the culture of

doing business in the world is changing. Before experience, human assets based on the merits are gaining importance as well as fair leadership instead of management. New ideas generated by the right people come forward. Contract manufacturing is leaving its place to new and high quality products and creating the customer value by being customer-focused becomes indispensable. Industry 4.0, cyber security, internet of things, mesh infrastructure, 3D printers, deep learning, and new types of sensors are the concepts of the digital era. These concepts will reshape the telecom, transportation, education, health, energy, e-commerce and e-government. Platform-based solutions emphasizing the ‘us’ economy instead of ‘me’ economy will come to the fore.” “New business areas will emerge” According to Teşer, these technological developments rapidly change the global norms and lead moral and legal perspectives to be requestioned, opening new horizons for social sciences. He

also added: “For example, new business areas emerge such as taking the information, the vast majority of it belonging to individuals without violating the privacy of individuals, anonymizing them within the borders of the law and creating models out of it that the public would benefit from. In the new era, many professions and business models are expected to change radically. Turkey should also be prepared for these sociological changes.” “Turkey should prioritize the production of valueadded technology” İhsan Taşer stressed that Turkey, acting with the aim of entering the list of the world’s top 10 economies, should prioritize the production of value-added technologies to achieve this target. Taşer stated that the most important aspect of the new economy is an integrated model, this model will make manufacturers a part of the structure and in this new scheme, Turkey may take a place with its existing knowledge and young human resources potential as a valueadded manufacturer.

The latest IT topics to be discussed Vector Information Technologies organizes the fifth ICT Smart Update event on May 25, in The Seed, Sakıp Sabancı Museum, Zebra being the main sponsors, with the “Make IT Easy” concept. The event will be supported by the major sectoral organizations and NGOs. Journalist M. Serdar Kuzuluoğlu will be participating as speaker

and Mobilsiad, Information Technologies Association, Turkish-American Businessmen Association and Great Place to Work Institute will support the event. Hitachi will be the gold sponsor, Sota, Panasonic, Altis, Trinoks and Armada will be silver sponsors and Samsung will sponsor the prize draws with its new products.

BTHaber will be the main media sponsor of the event and representatives of local and global technology companies, major players of the public sector and managers of the local and multinational companies adding value to the economy will come together and share the updates of the sector with the participants.

Retail must provide digital transformation According to BMD, Vodafone and PwC’s ‘Turkey Retail Report preparing for the future’; Turkey will employ additional 675 thousand people for the digital transformation of the retail sector. Prepared by BMD, Vodafone and PwC with the aim of one of the most important sectors of Turkey retail’s sustainable development and growth

prospects; ‘Turkey Retail Report preparing for the future’ is announced. The report sets out the main issues and areas of development of the retail sector, evaluates mega trends affecting the retail sector in Turkey and in the world identifies the main exchange areas of the retail sector and the road map. Three separate disciplines being branding, consultancy and technology

consist the report and it takes up the role of a guide for retail companies which would like to prepare for the future. Prepared based on the evaluation of the leading retail companies of Turkey, ‘Turkey Retail Report preparing for the future’ was introduced at a meeting by BMD Chairman Sami Kariyo, BMD Vice President Jaklin Güner and Vodafone Turkey Executive Vice President Engin Aksoy.

Vodafone applied its Digitalization Index BMD member enterprises, which has already been applied on SMEs, large enterprises and municipalities so far. In this context, BMD member firms’ digital scores were calculated through face to face interviews with senior executives. There were 93 questions asked in 4 categories being “Digital Services”, “Digital

Operations”, “Digital Technology Platforms” and “Information Security”. The companies’ average digitalization score was 63% and the section scores were 62% for digital services, 63% for digital operations and 62% for digital technology platforms. Digitalization Index will provide 101 solution suggestions for retail companies in order to improve their digital skills.




Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.