SAYI
HAFTALIK BİLİŞİM TEKNOLOJİLERİ VE EKONOMİSİ GAZETESİ www.bthaber.com.tr
Sayfa
8
KOBİ’LERDE TEKNOLOJİ KULLANIMI 1 Bu bir M2S araştırmasıdır.
Türkiye’deki 49-250 çalışanlı işletmelerin toplam sayısı TÜİK 2012 yılı verilerine göre 22.088’dir.
Sektör Dağılımı %36,2
Çalışan Sayıları Beyaz Yakalı
İmalat
%15,0
Toptan ve perakende ticaret
%16,5
İnşaat
100 kişi üstü
%38
%19
200-249 kişi arası
50-99 kişi arası
100-199 kişi arası
%6,3
Oteller ve lokantalar
%4,9
Ulaştırma, depolama ve haberleştirme
*Ortalama çalışan sayısı: 101
%7,8
Diğer
*Beyaz yakalı çalışan sayısı/mavi yakalı çalışan sayısı: 1/3
%31
%62
Fiziksel ve Sanal Sunucu Sayıları Fiziksel Sunucu Sayısı
%42,8
Tanıtım-Pazarlama
%7
*Ortalama beyaz yakalı çalışan sayısı: 38
2016 Yılı Yatırım Öncelikleri İşe yönelik makine-cihaz
%34
Toplam
Diğer sosyal, toplumsal ve kişisel hizmet faaliyetleri
%13,3
19 kişi altı
20-49 kişi arası
50-99 kişi arası
%9
Sanal Sunucu Sayısı
%28,4 %20,4
Teknoloji
%11,3
İnsan Kaynağı
%4,3
Belirsiz
%17,3
Hiçbiri
1-4 adet
5-9 adet
1-4 adet
5-9 adet
10 adet üstü
Sunucu yok
10 adet üstü
Sunucu yok
%72
Bilgi İşlem Departmanı Olan KOBİ’lerin Oranı
%12
%20
%11
%5
86
14
Kullanılan Sanallaştırma Çözümleri %56,4
%50,6 %37,7
99 çalışan altı 68
75 Var
25
%25,1 %14,7
32
Genel
HP
%60
%7
Fiziksel Sunucu Markaları
100 çalışan altı
%13
IBM
Dell
%2,6
%19
%3,9
Diğer No Name
VMware
Microsoft Hyper-V
Diğer
Kullanılan Akıllı Telefon Markaları
Yok
%52,3
%47,7
Samsung
Iphone
%28,9
%6,4
%6,3
%5,1
%4,2
%4,0
BlackBerry
HTC
Diğer
Nokia
Ortalama (TL)
Oran (%)
Mevcut Bilgisayar Sayıları %32
%30 %22
Akıllı telefon LG kullanılmıyor
Ortalama Aylık Telekom Giderleri 50-99
%16 50-99 adet 19 adet altı
%22
20-49 adet 100 adet üzeri
%16
*Ortalama bilgisayar sayısı: 59 *100 çalışanın üzerinde olan kurumlardaki ortalama bilgisayar sayısı: 89
Aylık İnternet Gideri Aylık Sabit Telefon Gideri Aylık Mobil Telefon (Gsm) Gideri
916 815 1.420
100-249 2.000
1.342
1.176
945
3.087
2.048
21 15 33
Aylık Mobil İnternet (Gsm) Gideri
1.371
3.109
1.973
31
TOPLAM
4.521
9.372
6.308
100
Yapılış Tarihi / Şubat 2016
Sayfa
11
KOBİ’lerde teknoloji kullanımı M2S tarafından gerçekleştirilen “KOBİ’lerde Teknoloji Kullanımı Araştırması” çarpıcı sonuçlar sunuyor.
1077 20 - 26 Haziran 2016
Yeni bir devrime şahit yazılıyoruz!
Bütünleşik iş sürekliliği için Clonera Clonera, kurumları felaket kurtarma yatırımları yapmaktan kurtaran yeni hizmetini tanıttı. Evren Ballı
Sayfa
Riskini yönetmeyi gerçekten bilen kazanır!
16
Cenker Özhelvacı
Experian’ın kredi risk yönetimi ve sahteciliğin önlenmesi alanında yeni ürünleri ve araçları işlem güvenliğini sağlıyor.
Haber Üretim araçları, üretim yöntemleri, tüketici tercihleri gibi birçok Merkezi başlıkta tepeden tırnağa değişim yaşanıyor. Belki de ilk kez bir
Sayfa devrim bu kadar bireyden başlayarak genele yayılmakla kalmıyor,
17
sanayinin her sektöründe köklü değişimleri beraberinde getiriyor.
OpenScape Ofce Unied Communications Çözümü (UC) (Direkt Aramalar, Tele Konferans, E-Posta, Anlık Mesajlaşma, Faks)
Gelişen Teknoloji de Verimliliği Arttırmak, İletişim Maliyetini Azaltmaktır!
Kuştepe Mh. Leylak Sk. Nursanlar İş Mrk. Kat:6 N:22 Şişli, İST.
T +90 212 252 2222 Pbx / +90 850 460 2222 www.ce-sa.com.tr | info@ce-sa.com.tr
BThaber
E-TOPLUM
20 - 26 HAZİRAN 2016
3
Dijital teknolojiler geleceğin kurallarını yazıyor Haber Merkezi Bilişimin zirvesindeki akademisyen ve profesyonelleri buluşturan 24. Avrupa Bilişim Sistemleri Konferansı (24.European Conference on Information Systems) ECIS 2016, Boğaziçi Üniversitesi’nde gerçekleştirildi. Konferansın ilk gün açılış konuşmasını gerçekleştiren Maersk Group, Siemens, SAP, Allianz ve B&O Yönetim Kurulu Üyesi Jim Hagemann Snabe, bilgi teknolojilerindeki gelişimin insanlığı çok önemli bir dönemece getirdiğine dikkat çekerek “Tarihte ilk kez teknolojiyi kullanarak geleceğimizi değiştirme gücüne sahibiz. Sadece iş dünyasının değil, toplumun ve bireylerin hayatını değiştirecek yeni bir gelecek kurgulamak için önümüzde benzersiz bir fırsat var” dedi. Konferansın açılışında söz alan Boğaziçi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Gülay Barbarosoğlu, Boğaziçi Üniversitesi ve Association of Information Systems işbirliğiyle böyle önemli bir toplantıyı ilk kez Türkiye’de gerçekleştirmekten büyük gurur duyduğunu dile getirdi. Geçtiğimiz 30 yıllık dönemde dünyada küreselleşme adına çok büyük değişimlerin yaşandığını ve geri dönüşü olmayan bir yola girildiğini ifade eden Barbarosoğlu, “Bugün içinde bulunduğumuz bilgi devrimi dünyanın yaşadığı diğer değişimler kadar, hatta belki daha önemli. Dördüncü endüstri devriminin diğer bütün endüstrileri değiştirmeye ve kuralları yeniden yazmaya hazırlandığı bu yeni dönemde bilgi teknolojilerinin geleceğini kurgulamak adına bir görüş bütünlüğüne, liderliğe ihtiyaç var. Kıtaların, uygarlıkların ve kültürlerin buluşma noktası İstanbul’da gerçekleştirilen bu organizasyonun, bu yolda atılan büyük bir adım olduğuna inanıyorum” diye konuştu. Association of Information Systems Başkanı Jae Kyu Lee de AIS’in büyüyen bir organizasyon olduğuna dikkat çekerek Boğaziçi
Güvenlikte Güç Elinizin Altında Juniper Networks, ürün portföyünde yer alan Junos Space Yönetim, Otomasyon ve İzleme Platformu’nun “Security Director” modülünü gelişmiş yeni grafik ara yüzü ile müşterilerinin kullanımına sundu. Yeni Security Director modülü: Aynı anda ve çok
sayıda Juniper SRX cihazını yönetebilme
Maersk Group, Siemens, SAP, Allianz ve B&O Yönetim Kurulu Üyesi Jim Hagemann Snabe Üniversitesi’ni aralarında görmekten ve bu yıl konferansı İstanbul’da gerçekleştirmekten duyduğu mutluluğu belirtti. Maersk Group, Siemens, SAP, Allianz ve B&O Yönetim Kurulu Üyesi Jim Hagemann Snabe, teknolojinin değişime dair sunduğu güce odaklanan etkileyici bir konuşma gerçekleştirdi. Geçmişten gelen kuralları sorguladığımız ve yeniden yazdığımız çok özel bir zamanda yaşadığımıza dikkat çeken Snabe, “Teknoloji karşı karşıya olduğumuz büyük sorunları çözmek ve yaptığımız şeyleri daha iyi nasıl yapabileceğimizi keşfetmek adına önümüzde çok büyük fırsatlar sunuyor. Tarihte ilk kez teknolojiyi kullanarak geleceğimizi değiştirme gücüne sahibiz. Sadece iş dünyasının değil, toplumun ve bireylerin hayatını değiştirecek yeni bir gelecek kurgulamak için önümüzde benzersiz bir fırsat var” dedi. Dijital teknolojiler geleceğin kurallarını çoktan yazmaya başladı Dijital teknolojiler sayesinde müşteriler ürün ve hizmetlere çok daha kolay ulaşırken, şirketlerin de maliyetlerini önemli ölçüde azalttığını ifade eden Snabe, bunu şöyle özetledi: “Bir iş dijital dönüşüm yaşadığında performans eğrisi keskinleşiyor, beklentiler çok daha hızlı yükseliyor. Çünkü daha kolay yollardan ürününe ulaşan müşterinin tüketimi en az iki kat artıyor, buna karşılık şirketler maliyetlerinde yüzde 98’e varan tasarruf yakalıyor.
Ben buna ‘maddesizleştirme’ adını veriyorum. Ürün ortadan kayboluyor ve servise dönüşüyor. Daha önce bunu plaklarda, fotoğraf makinelerinde, daktilolarda, telefonlarda, ajandalarda, video kasetlerde, hatta ödeme sistemlerinden gördük. Önümüzdeki dönemde bu eğilimin duracağına dair bir işaret de yok.” Küresel ağlar, yoğun veri kullanımı ve mobil teknolojilere robotik teknolojilerin, yapay zekanın, üç boyutlu yazıcıların ve nanoteknolojinin eklenmesiyle teknolojide ikinci fazın başladığına dikkat çeken Snabe, “Bugün satın aldığınız Tesla marka araca gelen yazılım güncellemesi, sanki yeni bir araç almışsınız gibi otomobilinize 40’tan fazla yeni özellik ekleyebiliyor. Bugün bazı ülkeler UBER sürücülerinin lisanslarının yasallığını tartışırken, bir sonraki UBER servisinde araçlarda sürücü bile olmayacak. Güneş panellerinin maliyeti Moore yasasına uygun olarak ucuzluyor. Güneş her gün dünyaya bugün ihtiyacımız olanın 8 bin katı enerji gönderiyor. Dünyada elektriğe ulaşamayan 1,4 milyar insan var, ama hepsi güneşe ulaşabiliyor. Bu nedenle teknolojiyle dünyayı değiştirmek için çok önemli bir dönemeçte olduğumuzu, insanlığın karşı karşıya olduğu sorunların çözümü için önümüzde pek çok fırsat olduğunu söylüyoruz. Bu sorunları birlikte düşünerek, çok yönlü ele alarak çözebiliriz” diye konuştu.
Ücretsiz olarak 60 gün
deneme sürümü ile kullanılabilen platform, yöneteceği cihaz
İnteraktif özellikler
sayısına göre kalıcı
Yeni güvenlik
olarak da
politikaları
lisanslanabiliyor.
Aynı anda ve çok sayıda yeni nesil firewall fonksiyonlarına sahip Juniper SRX cihazını yönetebilen modül ile birlikte tehdit analizi ve filtreleme kontrolü yapılan veri trafiğine ilişkin olarak, log takibi, filtreleme kurallarını interaktif olarak değiştirmek, kullanıcı ve uygulama bazlı güvenlik politikaları belirlemek gibi birçok fonksiyon artık çok kolay. Appliance ve Virtual Appliance şeklinde pazara sunulan ürün istenirse diğer modülleri ile beraber tüm JunOS işletim sistemi ait cihazları yönetme kabiliyetine de sahip.
Yıl sonuna kadar yüksek indirim oranı ile kampanyada olan ürün hakkında daha detaylı bilgi almak için BNTPRO ile iletişime geçebilirsiniz.
Security Director’ın mobil uygulamasını Apple App Store ve Android App Store’dan indirebilirsiniz.
www.bntpro.com
4
BThaber
E-TOPLUM
20 - 26 HAZİRAN 2016
TEDxAnkara Citadel; teknoloji ve estetiği buluşturan özgün bir tasarım Haber Merkezi TEDxAnkaraCitadel, ‘İlham Kaynağı/Muse’ temasıyla 30 Mayıs tarihinde Gökyay Vakfı Satranç Müzesi’nde düzenlendi. Küratörlüğünü Berrin Benli’nin yaptığı, konuşmacı ve performans sanatçılarının, yaşamlarında esin kaynağı oluşturan sırları ve yaratıcı fikirleri katılımcılarla paylaştığı TEDxAnkaraCitadel yoğun ilgi gördü. Benli, bu seneki etkinliğin temasının ‘İlham Kaynağı’ olarak seçilmesinin nedenini, “Bireye ve topluma doğrudan değer katan, yaşam kalitesinin artmasına yardım eden, inovasyona dönüşmüş ya da dönüşme potansiyeli taşıyan yaratıcı fikirlerin, ilham kaynaklarının değerlendirileceği bir ortam yaratmayı hedeflemek” şeklinde açıkladı. Benli, kendi ilham kaynağını da; güzel insanları ve ruhları bir araya getirmek, aralarında dostluklar ve iş birliklerinin oluşmasını sağlamak, umutlarını yeşertmek ve güçlendirmek olarak aktardı. Altındağ Belediyesi Başkanı Veysel Tiryaki’nin açılış konuşmasını yaptığı etkinlikte; İşadamı Faruk Eczacıbaşı, Besteci Can Atilla, Diplomat Mustafa Osman
Haber Merkezi DECE Yazılım, çocuklara ve gençlere kod yazmayı öğretme misyonuyla yola çıkan gönüllü bir oluşum olan CoderDojo Türkiye’ye vakıf olabilmeleri yönünde destek verdi. CoderDojo Türkiye, Dece Yazılım’ın finansal desteğiyle, ülke genelinde 28-29 Mayıs tarihleri arasında, ‘DECE Yazılım Haftasonu’ adıyla atölye çalışmaları gerçekleştirdi. Fongogo üzerinden yürütülen kampanyaya, sosyal sorumluluk anlayışı kapsamında destek veren DECE Yazılım, çocukların geleceği için bu yönde daha ciddi destekler verilmesine inanmakta. Bu doğrultuda DECE Yazılım Kurucu Ortağı ve Genel Müdürü Serdar Ak, “Çocuklarımızın iyi bilgisayar eğitimi alması ve kod yazmayı öğrenmesi sadece kendileri için değil, ülkemizin geleceği için de çok önemli. Gelişmiş ülkelerin seviyesini yakalamak istiyorsak bu alana daha fazla
Turan, Master Şef Zeki Açıköz, Sosyal Girişimci Tighereda Kulessa, Küçük Mucitler Üst-Zem Çocukları, Piyanist, Besteci ve Aranjör Janusz Szprot ve Dolce Vocal grubu, Yoga Eğitmeni Seda Özsoy, Sanat Direktörü Derya Bigalı, Akademisyen Hüseyin Vural, Akademisyen Refik Toksöz, Teknoloji Gönüllüsü Mete Çakmakcı, Göz Hastalıkları ve Göz Nörolojisi Uzmanı Pınar Aydın O’Dwyer ve Fotoğrafçı Melih Özbek, yaşamlarında ‘ilham kaynağı’ oluşturan fikirleri ve ilginç hayat öykülerini paylaştılar.
Tüm gün süren etkinliğin sonunda TEDxReset Küratörü Ali Üstündağ, TEDxAnkaraCitadel’in değerlendirmesini yaptı. Bilişim, çocuklara oyunla anlatılabilir! Konuşmasında eğitimin önemine vurgu yapan Eczacıbaşı, “Teknoloji birçok konuda olduğu gibi eğitimde de seçenekler sunuyor. Türkiye Bilişim Vakfı olarak eğitimle ilgili farklı önerilerimiz var. Çocukların oyunlarla daha iyi öğreneceğine inanıyoruz. En iyi öğreten oyunlara ödüller
vermeyi planlıyoruz. Bilişimin, çocuklara oyunla anlatabileceğini savunuyoruz. Bu gibi seçeneklerin Türkiye’de artması en büyük dileklerimizden” açıklamasını yaptı. Etkinliğin en küçük konuşmacıları Üstün Zekalılar Eğitim Merkezi’nin (ÜST-ZEM) Küçük Mucitler’i; “Engeller takılmak için değil, yıkılmak için vardır” diyerek görme engelliler için tasarladıkları bastonu sergilediler. Bigalı sunumunda, “İlham fikre, fikir projeye, proje ise ekonomik ve kültürel kalkınmaya dolayısıyla toplumsal etkilere sebep oluyor” ifadesini
“Çocuklarımızı kod yazarken gördüğümüz için mutluyuz” odaklanmamız gerekiyor. Biz de elimizden geldiği kadar bu amaç doğrultusunda çalışan oluşumları desteklemeye çalışıyoruz. Bu sebeple
CoderDojo Türkiye ile anlamlı bir iş birliği yürütmeye başladık. Yürütülen gönüllü çalışmalara destek olduğumuz ve 7-8 yaşındaki çocuklarımızı
monitör başında kod yazarken gördüğümüz için mutluyuz” açıklamasını yaptı. CoderDojo Türkiye kurucularından Neşen
kullandı. Toksöz ve ekibinin tasarladığı ‘sanal-gerçeklik simülasyon makinesi’nde ise davetliler engellilerin yaşamlarını deneyimledi. Başarının ve başarısızlığın nedenlerini anlatan Çakmakcı, başarısız projelerinin yüzde 56’sının ekip içerisindeki yaşanan iletişimsizlikten kaynaklandığına dikkat çekti. O’Dwyer ünlü ressamların eserlerinden ilham aldığını ve kariyerine bu şekilde yön verdiğini anlatıp konuşmasının sonunda izleyicilere ayna tutarak yaşamını tasarlama edimini elinde tutmak isteyen herkesin esin kaynağının aslında kendi benliğinde yattığını gösterdi. Vural, herkese ilham olabilecek ‘Kaygılarımız, Umutlarımız’ konuşmasında “Tek yapmamız gereken, bir şeyler yapmak” mesajını verdi. Özbek ise ‘Yaşamımı Değiştiren Kuş’ olarak andığı kuşun yaşamını yeniden tasarlamasına nasıl yol gösterdiğini paylaştı. O’Dwyer, etkinliği şöyle tanımladı: “TEDxAnkara Citadel’i bir sanat eseri kıvamında sahneye koymayı başaran küratör Berrin Benli’yi alkışlıyorum; ortaya teknoloji ile estetiği buluşturan özgün ve kolay unutulmayacak bir tasarım çıkardı.”
Yücel, “CoderDojo; 6-17 yaş arasındaki çocuk ve gençlere, ücretsiz atölyelerle bilgisayar programlamayı, basit programlarla kendi oyunlarını yazmayı öğreten, çocukları kodlama mantığıyla tanıştıran bir gönüllülük platformu. CoderDojo Türkiye’de bir dönüm noktasındayız. 2013 yılında kişisel çabalarımızla başlayan ve gönüllülerimizin desteğiyle büyütüp filizlendirdiğimiz bu güzel hareketi kurumsallaştırma yolundayız. Bu süreçte başlattığımız fon toplama kampanyamıza DECE Yazılım da destek olarak hem projemize cansuyu oldu hem de yakaladığımız ortak enerjiyle birlikte yapacağımız projelerin ilk adımını atmış olduk. http://www.fongogo.com/p/ coderdojo-turkiye-seninlebuyuyor-cocuklar-kod-yazmayiogreniyor ve http://coderdojoturkiye.com/ adreslerinden bize ulaşıp destek olabilirsiniz” şeklinde konuştu.
BThaber
E-TOPLUM
20 - 26 HAZİRAN 2016
Haber Merkezi Müstakil Sanayici ve İş Adamları Derneği’nin düzenlediği “Bilim ve Teknoloji Ödülleri”nin sekizincisi, MÜSİAD Genel Merkez’de gerçekleştirilen törende sahiplerini buldu. MÜSİAD tarafından bu yıl sekizincisi düzenlenen Bilim ve Teknoloji Ödülleri, Bilim ve Teknoloji Onur Ödülü, Bilim ve Teknolojide Yol Açanlar, Ulusal Teknolojinin Gelişimine Katkı, Ar-Ge ve İnovasyon Gelişimine Katkı ve Bilim ve Teknoloji Farkındalığı Oluşturma kategorilerinde sahiplerini buldu. Törende, “Bilim ve Teknoloji Onur Ödülü”nü – İTÜ İnşaat Fakültesi, İnşaat Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Zekai Şen, “Bilim ve Teknoloji Farkındalığı Oluşturma Ödülü”nü- Sabah Gazetesi
MÜSİAD Bilim Ve Teknoloji Ödülleri sahiplerini buldu
Ekonomi Müdürü Dr. Şeref Oğuz, “Ar-Ge ve İnovasyon Gelişimine Katkı Ödülü”nü Bilim Sanayi ve Teknoloji Eski Bakanı Fikri Işık, “Ulusal
Teknoloji’nin Gelişimine Katkı Ödülü”nü Aselsan A.Ş, “Bilim ve Teknoloji’de Yol Açanlar Ödülü”nü ODTÜ MikroElektroMekanik
Sistemler Araştırma ve Uygulama Merkezi Başkanı Prof. Dr. Tayfun Akın aldı. Ödül töreninde konuşan MÜSİAD Genel Başkanı
5
Nail Olpak, “Ar-Ge harcamalarımızın GSYH içindeki payı artıyor. Savunma sanayiinde atılımlar gerçekleştirdik. Milli tankımızı, eğitim uçağımızı, piyade tüfeğimizi yaptık. Bu sene başında Ar-Ge reform paketi yürürlüğe girdi” şeklinde konuştu. MÜSİAD’ın teknoloji alanındaki faaliyetlerine de değinen Olpak, “Geçtiğimiz sene sektör kurullarımızla Vizyoner zirvesini düzenledik. Yine stratejik sektörlerdeki yüksek teknolojili ürünlerin sergilendiği High-Tech Port projemizi hayata geçirdik. Nisan ayında önde gelen akademisyenlerle Sanayi 4.0 çalıştayını düzenledik. Diğer birçok çalışmalarımızın yanında, bu alanda emek veren kişileri ve kurumları desteklediğimizi göstermek için her sene Bilim ve Teknoloji Ödülleri programını düzenliyoruz” dedi.
DemirDöküm, dijitalleşme çalışmalarında hız kesmiyor
StartersHub, ilk yaşını 23 girişimle kutladı Erken aşama teknoloji girişimlerinin büyüyen, küresel şirketler olmaları için yatırımın yanı sıra gereken her alanda destek almalarını sağlayan StartersHub, kuruluşunun birinci yılını kutluyor. Bugüne kadar desteklediği 23 girişime 4.3 milyon TL yatırım yapan StartersHub, yıl sonuna kadar da toplam 50 girişime kapılarını açacak. StartersHub, bünyesindeki Startupbootcamp İstanbul, Game Garage ve yeni açılacak IoT/Big Data programlarıyla teknoloji girişimcilerini destekliyor. Programlardan başarı ile mezun olan şirketlere 250 bin dolara kadar ek yatırım yapan StartersHub,
melek ağları veya girişim sermayesi fonlarının ortak yatırımcı olarak katılımıyla, toplam fonlama miktarını iki ya da üçe katlayabiliyor. StartersHub İstanbul Levent’teki ofisinde, Türkiye’nin yanı sıra Avrupa, Orta Doğu, Kuzey Afrika ve Bağımsız Devletler Topluluğu’ndan girişimleri hedefliyor. StartersHub bugüne kadar 95 ülke ve 135 şehirden 2 bin 500’den fazla başvuru aldı. StartersHub ev sahipliği yaptığı birçok etkinlikle de girişimcilerle buluşuyor. StartersHub, yıl sonuna kadar 30’a yakın yeni girişime yatırım yaparak, toplamda 50 girişime destek olmayı hedefliyor.
İletişim bütçesinin yüzde 20’sini online iletişime ayıran, son iki yılda online platformlar için önemli dönüşüm çalışmalarını hayata geçiren DemirDöküm, Türkiye genelindeki 200 yetkili servisinin web sitelerini de yeniledi. Bayilerinin büyük bölümünün online satış yaptığını, yetkili servislerinin ise web ya da sosyal medyada hizmet verdiğini söyleyen DemirDöküm Yönetim Kurulu Üyesi Erdem Ertuna, bu yatırımla önemli bir dijital ekosisteme kavuştuklarını söyledi. Erdem Ertuna, sözlerine şöyle devam etti: “Bu proje DemirDöküm Satış
Sonrası Hizmetler ailemize katma değer kazandırdı. Müşterilerimizin de yetkili servislerimizden alabilecekleri hizmetler hakkında geniş ve erişimi kolay bir ortam yarattık. Türkiye genelindeki tüm yetkili servislerin projeye dâhil edilerek görüşleri doğrultusunda hazırlandı. Tüketicilerin doğru bilgiye, doğru kanaldan ulaşabilmelerini sağlamak, yetkili servislerimizden aldıkları hizmetin kalitesini nasıl garanti altına aldığımızı aktarabilmek adına geniş katılımlı bir proje ekibi ile çalıştık. Ayrıca tüm ısıtma, soğutma ve iklimlendirme cihazı kullanan
tüketicileri de bilinçlendiren çalışmalar yapıyoruz. Bu amaçla Yetkili Servis Web Siteleri’mizde tüketicilerimizin yetkilendirilmemiş servislerden hizmet aldıklarında, risk yaratabilecek konularla ilgili bilgilendirmeler yapıyoruz. Üç ay gibi kısa sürede yenilenen platformumuz, sektördeki konumumuzu güçlendirecek. 8 yıldır kendimize bir yol haritası oluşturduk. Her yıl dijitalleşmeye yönelik aksiyonlarımızı artırıyoruz. Önümüzdeki dönemde dijitalleşme doğrultusunda, tüketici deneyimini mükemmelleştirmeye yönelik çalışmalara ve yatırıma devam edeceğiz.”
Unico Sigorta Dijitalleşme Platformu 2K Unico Sigorta, yeni projesi 2K Acente Merkezli Dijital Sigortacılık Platformu’nu tanıttı. Hem müşterilere hem de acentelere yeni platformdan hizmet vermeye başlayan Unico Sigorta, acenteleri merkezine alan dijitalleşme stratejisi ile yeni projelere imza atmaya devam ediyor. Platform detayları ile ilgili bilgi veren Unico Sigorta Genel Müdürü Cenk Tabakoğlu; “Dijitalleşme en önemli gündem maddelerimizden birisi ve ilk günden beri dijitalleşmeyi acentelerimizle birlikte yapacağımızı vurguluyoruz. Bu stratejimizin ve uzun süren
çalışmalarımızın meyvelerini toplamaya başlıyoruz” dedi. “Dijital dünya artık hayatımızın çok önemli bir parçası. Bundan kaçmak ya da uzak durmak artık mümkün değil. Bununla birlikte her acentenin bu konuda yatırımlar yapması da beklenemez” diyerek açıklamalarına devam eden Cenk Tabakoğlu, şunları söyledi: “Bizim stratejimiz dijital dünyada aktif olarak yer almak ve buradaki fırsatları acentelerimize sunmak. Bunu yaparken müşterilerimize yaşattığımız deneyimin de mümkün olduğunca
basit ve kullanıcı dostu olmasını sağlamak için önemli çalışmalar yaptık ve bu konuda çok iddialıyız. Ürün ve hizmetlerimizi dijital kanallardan müşterilerimiz ile buluşturmanın yanında, acentelerimizin daha kolay satış yapabilmesini sağlayacak ve günlük operasyonel yüklerini azaltacak yeni platformumuzu da devreye aldık. Hızlı Teklif, Kampanya Yönetimi Sistemi ve Gelişmiş Hasar Hizmetleri ile acentelerimize günlük işlerini kolaylaştırmayı ve bu sayede satışa daha çok zaman ayırabilmelerini sağlamayı vadediyoruz.”
6
BThaber
E-TOPLUM
Herkes izlenecek Putin diyor ki: “Vatandaşını gözetleyen bir hükümet. Bunun beğenilmeyecek nesi var?” Başka birinde Çin Devlet Bakanı Xi Jinping diyor ki: “Aferin İngiltere. Hiç kimse, vatandaşını senin gibi izleyemez.” Kuzey Kore lideri Kim Jong-un’lu olanı: “Telefonunda bir izlenme kamerası mı var? Yürü İngiltere, seni kim tutar.” Bu yaratıcı görseller İngiltere’de, ortanın solu görüşleriyle tanınan Guardian gazetesi tarafından poster olarak hazırlandı, billboard’lara asıldı. Çünkü, İngiltere’de iki yıldır tartışılan elektronik izleme yasa tasarısı Avam Kamarası’nda 69 hayır, 444 evet oyu ile kabul edildi. Hükümetin tasarısına, muhalefetteki İşçi Partisi de zoraki destek verdi. Yasanın resmi adı “Soruşturma Yetkileri” (Investigative Powers). Amacı, bütün elektronik iletişimi izlemek. Avam Kamarası’ndan sonra Lordlar Kamarası
da konuyu görüşüp oylayacak. Onlar da evet derse, tamam. Düşünce ve ifade özgürlüğünün anavatanında durum bu... İşçi Partisi ve İskoçya’nın “bağımsızlığı” için çalışan İskoçya Milliyetçi Partisi, yasa tasarısına çok muhalefet ettiler. Yasanın mimarı İçişleri Bakanı Theresa May, özel yaşamın korunmasına dair kaygıları gidermek için tavizler verdi. Örneğin, hukukçular ve gazetecilerin iletişimi “daha özenle” (?!) korunacak. Microsoft, Apple, Google, Facebook, Twitter, Yahoo yasa hazırlanırlen Avam Kamarası’na, yasanın sakıncalarını belirten 2 bin kelimelik ayrıntılı bir ortak eleştiri sundular. Ama işe yaramadı. Web Vakfı Başkanı, www mucidi Sir Tim Berners-Lee, yasayı “İngiliz demokrasisine atılmış bir tokat” olarak niteledi. Bütün İngiliz vatandaşlarının bütün elektronik iletişimini bir yıllığına saklamanın maliyeti de hesaplandı: 1 milyar Sterlin (1.4 milyar Dolar).
Rakibe karşı aşılama UEFA 2016 sayesinde Brezilya’da kitlesel aşı kampanyası yapılıyor. Ne ilgisi var? Yaratıcılık ve yenilikçilikte sınır yok ya, işte ilgi: Efendim, futbol fanatiği Brezilya’da bir babanın “en tahammül edemediği şey” neymiş? Oğlunun, rakip futbol takımını tutması! Bu, Brezilyalı babaların asla hoş göremediği bir durummuş. E, peki ne olacak? Çocuklarını, rakip takıma karşı “aşılatacaklar.”
20 - 26 HAZİRAN 2016
Edip Emil Öymen edip.oymen@gmail.com
Bu “olmadık” fikri, Brandsports kablo tv kanalı ile küresel reklam şirketi Ogilvy şöyle işledi: Brezilya’da H1N1 virüs salgınına karşı geliştirilen aşıya “Rakibinden Vazgeç” aşısı adını verdiler. Bir aşı kliniğini, ülkenin 4 büyük takımının renkleri ve armalarıyla donattılar. Doktor ve hemşireler, aşı yapılacak odalar da aynen bu renklerle bezendi. Hatta enjektörlere bile takım renkleri konuldu. Aşılar
57 trilyon adres Dünyanın bütün yüzeyini, dağlar, denizler, çöller dahil, 3 metreye 3 metre karelere böldüler: 57 trilyon kare etti. İngilizce sözlükten 40 bin sözcük seçtiler. Bunların küfür içermemesine, ırkçı olmamasına, aşağılayıcı olmamasına, kimsenin canını sıkmamasına dikkat ettiler. Yaptıkları hesaba göre, bu 3 sözcükten oluşan kombinasyonu 57 trilyon kareye dağıttılar. Böylece, dünya yüzeyindeki 57 trilyon karenin “üç sözcüklü bir adresi” oluştu. Bu işi bir app haline getirdiler. Türkçe dahil çeşitli dillerde arama yapılabiliyor. Ne işe yarayacak? Ohhooo... dünya yüzeyini enlem ve boylama bölmeyi akıl edene kadar insanlık, geceleri yıldızlara bakarak, gündüzleri güneşe göre yönünü buluyordu. Evvel zaman içinde enlem ve boylam fikri çıktı. Çeşitli bilimciler hesabını yaptı. Uzun yıllar süren çok ilginç yöntemlerle harita denilen şey oluşturuldu. Ve nihayet GPS’li dünyaya geldik.
Ama adres için hala enlem boylam kullanılıyor. Oysa dünya nüfusunun dörtte üçünün adresi yok hala. Mevcut adresler de zaten bilgi toplumlarında “adres”, ama diğerlerinde tarifle. Ya da sürekli değişiyor. Bankayı geç, sola sap, çeşmeye gelince sor, herkes gösterir türü adresleme hala geçerli. Oysa artık drone dönemindeyiz. Drone’a vereceksin koordinatı, gidip şak bulacak. Bu yeni sistem bunu pek basit hale getiriyor. Adı da zaten What3words (hangi 3 sözcük). Birazcık ingilizce! Eh, o kadar olacak. Fransızlar bu konuda yine yayan kaldı. Nasıl ki Paris üzerinden geçen boylamı İngilizlere kaptırıp 1884’te Greenwich’i kabullendiler mecburen, aynı durum. Ama kilo, metre ve litre’nin sahipliği Fransızlara kaldı. Bu konuda 1875’teki uluslararası toplantıya Osmanlı da katılmıştı. Bu ölçülerin kütle standartları bugün Paris’te Musée des Arts et Metiers’de sergileniyor. Ayrıca orijinali
Paris yakınında Sèvres’de Pavillon de Breteuil’de kasada saklı. Şimdi bu yeni sistemi kullanarak lojistik şirketleri, ilkyardım kurumları bir yeri dünya üzerinde 3x3 bir metrekarede bulacaklar. Dağ tepe deniz fark etmeyecek. Bunun sağlayacağı zaman, enerji ve para tasarrufu ne kadar büyük olacak. Bilgi toplumlarında adresin kod numarası olsa bile, yetmiyor. İngiltere gibi bu konuyu ilim haline getirmiş bir ülkede dahi Posta Kurumu her yıl “yanlış adres” arama yüzünden 1.2 milyar Dolar zarar ettiğini açıklamışken. Bu çok yenilikçi girişime Intel bir değil iki kez yatırım yaptı. Son yatırımı 3.4 milyon Dolar. Başkaları da var. Sisteme göre İstanbul’da Atatürk Kültür Merkezi’nin adresi: tribune.smudges. cracker Ankara’da TBMM adresi: trumped.coconut.shower. İzmir Saat Kulesi: secret. muddle.browser. Edirne Selimiye Camii: lake. goodness.either.
gerçekti, sadece aşı ortamı sahteydi. Babalar, çocuklarının hangi rakip takıma “karşı” aşılanacağını seçerek o takıma ayrılmış odalara geçti. Çocuklar aşı oldular. O sırada duydukları acı, rakip takıma olan “ilgilerini” dağıttı. İşte bu kadar basit: Acı eşittir rakip takım. Çocuklar o saniye rakipten vazgeçti. Hem gerçek aşı oldular, hem de babalarıyla aynı takımı tutmaya başladılar. Bu reklam vesilesiyle rahmetli Pavlov Hocamızı ve sinyali duyunca ağızları
sulanan köpeklerini anıyoruz burada. UEFA 2016, birbirinden zeki ve yaratıcı reklamlara vesile oldu. Burada anlatması
fazla zor, mükemmel bir tanesini YouTube’dan izlemenizi öneriyorum: https://youtu.be/wrmKl_ HV4-A
8
BThaber
INFO
20 - 26 HAZİRAN 2016
KOBİ’LERDE TEKNOLOJİ KULLANIMI 1 Bu bir M2S araştırmasıdır.
Türkiye’deki 49-250 çalışanlı işletmelerin toplam sayısı TÜİK 2012 yılı verilerine göre 22.088’dir.
Sektör Dağılımı %36,2
Çalışan Sayıları Beyaz Yakalı
İmalat
%15,0
Toptan ve perakende ticaret
%16,5
İnşaat
%13,3
Diğer sosyal, toplumsal ve kişisel hizmet faaliyetleri
%6,3
Oteller ve lokantalar
%4,9
Ulaştırma, depolama ve haberleştirme
%7,8
Diğer
%38
%19
%34
Toplam 200-249 kişi arası
50-99 kişi arası
100-199 kişi arası
%7
%31
%62
*Ortalama çalışan sayısı: 101 *Beyaz yakalı çalışan sayısı/mavi yakalı çalışan sayısı: 1/3
Fiziksel ve Sanal Sunucu Sayıları Fiziksel Sunucu Sayısı
%42,8
Tanıtım-Pazarlama
%9
19 kişi altı
20-49 kişi arası
50-99 kişi arası
*Ortalama beyaz yakalı çalışan sayısı: 38
2016 Yılı Yatırım Öncelikleri İşe yönelik makine-cihaz
100 kişi üstü
Sanal Sunucu Sayısı
%28,4 %20,4
Teknoloji
%11,3
İnsan Kaynağı
%4,3
Belirsiz
%17,3
Hiçbiri
1-4 adet
5-9 adet
1-4 adet
5-9 adet
10 adet üstü
Sunucu yok
10 adet üstü
Sunucu yok
%72
Bilgi İşlem Departmanı Olan KOBİ’lerin Oranı
%12
%20
%11
%5
86
14
Kullanılan Sanallaştırma Çözümleri %56,4
%50,6 %37,7
99 çalışan altı 68
25
75 Var
%25,1 %14,7
32
Genel
HP
%60
%7
Fiziksel Sunucu Markaları
100 çalışan altı
%13
IBM
Dell
%2,6
%19
%3,9
Diğer No Name
VMware
Microsoft Hyper-V
Diğer
Kullanılan Akıllı Telefon Markaları
Yok
%52,3
%47,7
Samsung
Iphone
%28,9
%6,4
%6,3
%5,1
%4,2
%4,0
BlackBerry
HTC
Diğer
Nokia
Mevcut Bilgisayar Sayıları %32
%30 %22
Akıllı telefon LG kullanılmıyor
Ortalama Aylık Telekom Giderleri 50-99
100-249
Ortalama (TL)
Oran (%)
Aylık İnternet Gideri
916
2.000
1.342
21
Aylık Sabit Telefon Gideri
815
1.176
945
15
Aylık Mobil Telefon (Gsm) Gideri
1.420
3.087
2.048
33
Aylık Mobil İnternet (Gsm) Gideri
1.371
3.109
1.973
31
TOPLAM
4.521
9.372
6.308
100
%16 50-99 adet
20-49 adet
19 adet altı
100 adet üzeri
%22
%16
*Ortalama bilgisayar sayısı: 59 *100 çalışanın üzerinde olan kurumlardaki ortalama bilgisayar sayısı: 89
Yapılış Tarihi / Şubat 2016
10
BThaber
BİLİŞİM DÜNYASI
20 - 26 HAZİRAN 2016
BT’de dünya markası olmak hayal değil ANKAREF’in Genel Müdürü Erhan Binici, Türkiye’nin 2023’e kadar olan 500 Sedef Özkan milyar dolarlık ihracat hedefinin büyük kısmının bilgi teknolojileri sektörüyle karşılanacağına ve bunun genç bilişimcilerle başarılabileceğine inandıklarının altını çizerek son dönem çalışmaları hakkında bilgi verdi. Nesnelerin Interneti (IoT) alanında Ar-Ge çalışmalarını yürüten, çip ve kimliklendirme çözümleriyle TOBB ve TEPAV tarafından açıklanan ‘En hızlı büyüyen 100 firma’ listesine 13’üncü sıradan girerek Türkiye’nin en hızlı büyüyen firması olan ANKAREF’in Genel Müdürü Erhan Binici, Türk bilişim sektörünün 70 milyar TL’yi aşan büyüklüğüyle, geleceğin kurgulanmasına katkı sağlarken, sektörün ‘kalifiye eleman’ sıkıntısı yaşadığına dikkat çekerek “Bilişim sektörünün önemli aktörlerine göre, gençler bilişimdeki geleceğe yönelmeli, gelişmeye devam eden bu dev pazara da tam donanımla girmeli” çağrısını yaptı. ODTÜ Teknokent’te faaliyetlerini yürüttüklerini belirten Binici, geleceğin dünyasına yön verecek teknolojilerin üretilmesi konusunda her geçen gün yeni inovasyon ve Ar-Ge çalışmalarının artarak devam ettiğini dile getirerek, “Türkiye’nin bu yeni bilgi ekonomisinde, teknolojiyi üreten ülkeler kategorisine geçmesi, genç bilim insanları ve yenilikçi yeteneklerin artmasıyla sağlanacak. Bilgi teknolojileri sektörünün
Bilişim teknolojileri sektörünün dünya ekonomisindeki ortalaması yüzde 2,5 iken Türkiye ortalamasında yüzde 1 oranında. Dolayısıyla Türkiye’nin BT sektöründe dünya ortalamasını yakalayabilmesi için yaklaşık 2,5 katlık büyümeye ihtiyacı var. dünya ekonomisindeki ortalaması yüzde 2,5 iken Türkiye ortalamasında yüzde 1 oranında. Dolayısıyla Türkiye’nin BT sektöründe dünya ortalamasını yakalayabilmesi için yaklaşık 2,5 katlık büyümeye ihtiyacı var. Bilgi teknolojisinde dünya markası haline gelmek Türkiye gibi genç beyinlerin hızla yetiştiği bir ülke için hayal değil ancak sektör yetişmiş, donanımlı eleman sıkıntısı yaşıyor. Bu durumu Türkiye’nin lehine çevirmek genç kuşağın elinde. Gençlerin mutlaka üniversite tercihlerini yaparken, geleceğin dünyasına yön verecek meslek alanlarına yönelmesini ve büyümesini artırarak devam ettiren BT’yi göz önünde bulundurmalarını öneriyorum” açıklamasını yaptı. “Gençlerin geleceği yönlendirecek bölümlerde yetişerek kariyerlerini şekillendirmeleri, ekonomik büyümeyi, istihdamın artmasını ve Türkiye’nin dünya pazarlarında daha da güçlenmesini sağlar” ifadesini
kullanan Binici, “Türkiye’nin 2023’e kadar olan 500 milyar dolarlık ihracat hedefinin büyük kısmının bilgi teknolojileri sektörüyle karşılanacağına inanıyoruz; bu hedef de genç bilişimcilerle yakalanabilir” dedi. Teknolojiyle uyumlu sergileme yöntemleri, IoT sistemleriyle entegre edilmeli Binici, teknoloji sektöründeki deneyimlerini kütüphane, arşiv ve müzeler için geliştirdikleri yeni sistemlere aktararak önemli projeleri hayata geçirdiklerini dile getirip konuyla ilgili çalışmaları hakkında şu bilgileri paylaştı: Müzeler, gelişen teknolojiye uyum sağlayan güvenlik ve sergileme yöntemleriyle varlığını koruyabilir. Gelecekte IoT sistemlerinin her alanda yaygınlaşacak olmasının en önemli faydalarından biri; kültürel mirasımızı koruma ve sergileme yöntemlerinin geliştirilmesi yönünde olacak. TÜİK’in açıkladığı son rakamlara göre 2014 yılında müzelerimizi
ANKAREF’in Genel Müdürü Erhan Binici
29 milyon 799 bin kişi ziyaret etmiş. Bu sayı geçmişe göre artmış durumda. Fakat kültürel mirasımız dikkate alındığında daha fazla potansiyele sahip olduğumuz bir gerçek. Teknolojiyle uyumlu sergileme yöntemlerini IoT sistemleriyle entegre etmeli, aynı zamanda bu çok önemli eserlerin hak ettiği korumayı sağlamalıyız. Son yıllarda hem kamu hem de özel sektörün kültürel eserler ve müzelerin korunmasına dair ciddi çalışmalar yaptığını gözlemliyoruz. Bu hem turizm hem de teknoloji sektörü açısından çok yönlü bir kalkınma sağlar. Teknolojiyle uyumlu sergilemeler kadar, yeni nesil akıllı depolama sistemlerinin, sensör izleme, hassas iklimlendirme, yangın önleme ve söndürme gibi çözümlerin Türkiye genelindeki tüm müzelerde yaygınlaştırılması gerekiyor. Sadece sahip olduğumuz eserlerle övünmek yerine onları koruyup geleceğe aktarmak konusunda da üzerimize düşeni yapmalıyız.”
Otelcilik sektöründe de varız Demirbaş takibinin bütün kuruluşlar için önem taşıdığını kaydeden Erhan Binici, “Özellikle envanter sayısı büyük olan kuruluşlarda bu takibin çağın gereklerine uygun bir şekilde gerçekleştirilmesi verimliliği artıran unsurlardan biri. ANKAREF, bu anlayış çerçevesinde geliştirdiği UHF RFID tabanlı sistemlerle etkin bir demirbaş takibi sağlıyor ve sayım işlemlerinin çok kısa sürede ve hatasız olarak gerçekleştirilmesini mümkün kılıyor. Demirbaş takibi konusunda özel çözümler de sunuyoruz. IoT’nin bir alt bileşeni olan RFID teknolojisinin sunduğu tüm kolaylıkları demirbaş takip süreçlerinde kullanıyoruz. Bu alanda en fazla referansa sahip firmalardan biri olduğumuzu söyleyebilirim” şeklinde konuştu. Demirbaş takibinin hem kamu hem de özel sektörde yapılmak zorunda olduğuna dikkat çeken Binici, şunları kaydetti: “Demirbaş takibi tüm sektörlerde gerekli fakat bu alanda sunulan çözümler sektörlerin özelliklerine göre şekillendirilmeli. Biz de sistemlerimizi bu anlayışla geliştiriyoruz ama hangi sektöre sunarsak sunalım, sistemlerimiz pratikleşen iş süreçleri ve artan iş verimliliği sağlıyor. Demirbaş sayısı, çeşitliliği ve hareketliliği çok yüksek olan otelcilik sektöründe sunduğumuz çözümler de bu sektöre has gereklilikleri içinde barındırıyor. Oteller müşterilerine kesintisiz hizmet verirken, demirbaş takip ve sayım işlemlerini de gerçekleştiriyorlar. Anlık takibe imkân veren yapısıyla otelcilik sektörünün hızına uygun bir sistem geliştirdik.”
Logo Yazılım ve Qlik işbirliği, yeni iş analitiği ürünü çıkardı Haber Merkezi Logo Yazılım, Qlik ile işbirliği yaparak, Logo Mind Insight ürününü pazara sundu. “Logo Mind İş Analitiği” ürün ailesinin son üyesi olan ve “Qlik Sense” altyapısıyla geliştirilen Logo Mind Insight, şirket verilerine kolay erişimi
ve ortak karar almayı hızlandırırken, zamanı etkin kullanma imkanını veriyor. Ürün; gerçek zamanlı raporları istenilen formatta anlık görüntüleme, merkezi havuzdaki dağınık bilgileri derleme, saklama, takvimlendirme ve dağıtma imkânı sunuyor. Akıllı telefon, tablet veya
bilgisayarlardan, zaman ve mekândan bağımsız erişilen Logo Mind Insight, Logo çözüm ailesiyle entegrasyon özelliği ile mevcut verileri tek noktadan yönetmeyi sağlıyor. Logo Yazılım CEO’su Buğra Koyuncu, “Logo Mind Insight iş analitiği ürünümüzün altyapısını Qlik Sense ile
güçlendirerek, şirketlerin yönetim ve operasyonel uygulamalarında yol gösterici olmayı hedefliyoruz” derken, Qlik Başkan Yardımcısı ve OEM Global Başkanı Vincent Peters da “Bu işbirliğiyle, raporlamanın ötesinde hizmetler sunmak için çalışmalara başladık” yorumunu yaptı.
Qlik Başkan Yardımcısı ve OEM Global Başkanı Vincent Peters
BThaber
BİLİŞİM DÜNYASI
20 - 26 HAZİRAN 2016
Haber Merkezi Bilgi teknolojileri sektöründe Bütünleşik İş Sürekliliği, Yönetilen Hizmetler ve Profesyonel Hizmetler alanlarında kurumların ihtiyaçlarına cevap veren Clonera, Türkiye pazarına girdi. Kurumların iş sürekliliği, felaket kurtarma, network, güvenlik, altyapı alanlarındaki BT süreçlerini yöneten Clonera, bu alanlardaki prosedürlerin, senaryoların, stratejilerin ve testlerin bütüncül olarak konusunun uzmanı tek bir kaynaktan yönetilmesini sağlıyor. Bir bütünleşik iş sürekliliği çözümü olan ve felaket anında sistemlerin erişilebilir olmasını sağlayan Clonera hakkında bilgi veren Clonera Bilişim Hizmetleri Genel Müdürü Evren Ballı, iş sürekliliğinin değerinin ancak gerektiği zaman anlaşılan bir kavram olduğunun altını çizerek, ”Özellikle Türkiye’deki şirketler felaket kurtarma yatırımları yapmak zorundalar. Bu artık büyük bir ihtiyaç olmuştur. Biz bu ihtiyacı yüzde 100 Türk sermayesi ile karşılayan bir yapılanmaya gittik” dedi. Kurumların dijital
11
Bütünleşik iş sürekliliği için Clonera Clonera, kurumları felaket kurtarma yatırımları yapmaktan kurtaran yeni hizmetini tanıttı. felaketlerden korkmaması gerektiğini söyleyen Ballı, “Uzun süren ArGe çalışmaları sonucunda geliştirdiğimiz Clonera sayesinde, meydana gelebilecek dijital felaketler sonrasında işler, lokasyondan bağımsız olarak sürdürülebilecek. Clonera, prestij, zaman ve para kaybının önüne geçiyor. Biz Türkiye’nin işi durmasın diyerek yola çıktık. Kullanıcılar Clonera ile uluslararası standartlarda servis veren bir felaket kurtarma merkezine sahip olacaklar” diye konuştu. Clonera ile büyük çaplı masraflar yapmadan tüm sistemlerin klonlanabileceğini kaydeden Ballı, piyasaya sundukları yeni sistem hakkında şu bilgileri verdi; “Dijitalleşen şirketlerin hepsi klonlamaya ihtiyaç
duyacaktır. Nasıl bir otomobil sigortalanıyorsa şirketler de dijital felaketlere karşı bilgi birikimlerini güvence altına almak için bir nevi sigorta yaptırmak zorundalar. Oluşabilecek bu ve benzeri felaket durumlarına karşı günde 3 dolarlık bir ücret karşılığında bu hizmet sağlanabilecek. Clonera; kullanım kolaylığı, güvenlik, hızlı devreye alma gibi özellikleri ile de fark yaratacak. Clonera sayesinde kişisel kullanıcılar ve kurumsal firmalar; altyapı, veri merkezi, insan kaynağı, güvenlik yöneticisi, süreç danışmanı, 7x24 Mühendislik Operasyon ekibi gibi maliyetlerinden kurtulacaklar.” Clonera, kurumların yanı sıra bireysel kullanıcıların verilerini de anlık olarak klonlayarak verilere uzaktan ulaşım imkânı veriyor. Bu
çözüm, hem kurumların çalışanlarına hem de bireysel kullanıcılara tek lisansla telefon, tablet, PC’lerin klonlanması avantajını sunuyor. Veri kaybı veya bozulması, sistem arızaları, doğal afet, hırsızlık ve siber saldırılar başta olmak üzere tüm felaketlere karşı geliştirilen Clonera, iş ihtiyaçlarına, verilen servisin kritiklik seviyesine ve arıza durumunda sistem gereksinimlerine paralel olarak farklı hizmet paketleriyle sunuluyor. Kullanılan teknolojiyle veri kayıplarının, internet hızına bağlı olarak sıfıra kadar düştüğünü kaydeden Evren Ballı, “Haftanın 7 günü 24 saat çağrılara ve e-postalara yanıt verecek olan destek hizmeti birimini arayanlar, dakikalar içinde mühendislere
Clonera Bilişim Hizmetleri Genel Müdürü Evren Ballı ulaşabilecekler. Clonera ayrıca ISO 27031 danışmanlığı hizmeti ile kurumların bilişim departmanlarına bu standardın kılavuzluğunda iş sürekliliğini sağlamaları konusunda da destek veriyor” dedi.
Kaspersky kamuda ağırlığını artırıyor Haber Merkezi Kaspersky Lab, İstanbul ofisinden sonra 2016 yılında Ankara’da da ofis açarak yatırımlarını başkente de taşımayı planlıyor. Kaspersky Lab Türkiye Ülke Müdürü Sertan Selçuk, “Bu planımız doğrultusunda; Kaspersky Lab Türkiye olarak teknik destek, satış ve pazarlama hizmeti sağlayacak Ankara ofisimizi mayıs sonunda, Ankara Next Level bünyesinde açtık. İş ortaklarımızla aktif iş birliğine ek olarak bu yeni ofis, müşteri deneyimini sorunsuz hale getirmemize ve yükseltmemize yardımcı olacak. Ankara’da bir çok kamu kurumuna, üniversiteye, belediyelere ve özel sektördeki firmalara hizmet veriyoruz. İstanbul’daki ofisi 2008 yılında faaliyete başlayan Kaspersky Lab Türkiye
bugün, 20 binden fazla ticari kuruluş ve 500 binden fazla bireysel kullanıcıya koruma sağlıyor. Bu noktada Türkiye’de tüm yerel vergilerini ödeyen bir güvenlik şirketi olduğumuzu vurgulamak isteriz. Türkiye’deki operasyonlarımıza yeni yatırımlarla devam etmeye, gücümüzü ve odak noktamızı göstermeye kararlıyız” dedi. Kimsenin güvenliği göz ardı etme lüksü bulunmuyor Sertan Selçuk, Kaspersky Lab Türkiye olarak verdikleri teknik desteği ve satış sonrası hizmeti en üst düzeye taşımak için faaliyetlerini sürdürdüklerinin altını çizerek şu noktalara değindi: “Mayıs ayı itibarıyla tüm kurumsal ve bireysel müşterilerimize uzaktan ve ücretsiz 7/24 destek verir
Kaspersky Lab Türkiye Ülke Müdürü Sertan Selçuk hale geldik. Bu kapsamda Kaspersky Lab Türkiye teknik destek ofisimizin yetkinliği en üst seviyede. Şu anda kendi personelimizle ön satış, satış sonrası ve eğitim hizmetleri sağlayabiliyoruz. Teknik destek anlamında yatırımlarımız hızla devam edecek.” Şirketlere ve kurumlara yönelik siber tehditlerin
2016’da da beklendiği gibi oldukça hızlı geçtiğine vurgu yapan Selçuk, konuşmasına şöyle devam etti: “Bu yıl daha çok sayıda ve son derece yıkıcı, hedefli saldırılar gerçekleşiyor. Önümüzdeki dönemlerde de yine sofistike saldırılar sürecek. Zararlı yazılımlar, şirketlerde ve kurumlarda BT departmanlarının en önemli
gündem maddelerinden biri olmaya devam ediyor. Büyük, orta ve küçük ölçekli işletmeler için özellikle fidye yazılımları, güvenliğe dair en büyük kaygılarından biri olmayı sürdürüyor. Kaspersky Lab olarak şirketlere ve kurumlara yönelik siber saldırıların sayısının artacağını, artmakla kalmayıp çeşitleneceğini, yeni siber saldırı ve dolandırıcılık yollarının ortaya çıkacağını öngörüyoruz. Dolayısıyla kimsenin bir an bile durma, güvenliği göz ardı etme veya ikinci plana itme gibi bir lüksü bulunmuyor. Kamu, eğitim, üniversite, savunma gibi sektörler de planlarını, güvenlik yatırımlarını her daim güncel tutmalılar. Kaspersky Lab’de kullanıcılarımızı en doğru, etkin, verimli şekilde korumak için gereken önlemleri alıyoruz.”
12
BThaber
BİLİŞİM DÜNYASI
20 - 26 HAZİRAN 2016
Toughpad zorlu şartlara meydan okuyor Otomobil servisleri ve sahada zorlu şartlarda eleman çalıştıran şirketler için kullanılan Bülent Nevres Barselona tabletlerin dayanıklı olması gerekiyor. Düşme, su dökülmesi, çok yüksek ya da düşük ısılar, nem gibi şartlardan etkilenmeden çalışmaya devam etmesi birçok şirketin tablette aradığı en önemli özellik olarak karşımıza çıkıyor. Dayanıklı mobil cihazlar alanında zengin bir yelpazeye sahip olan Panasonic, dayanıklı tablet ihtiyacı olan şirketler için geliştirdiği yeni Android tabanlı 10.1 inç tabletini Automotive Innovation Summit etkinliğinde tanıttı. Tam dayanıklı, esnek ve kurumsal kişiselleştirme özelliklerine sahip olan yeni Toughpad FZ-A2 özellikle otomobil servisleri, showroom’ları gibi otomotiv alanında hizmet veren şirketler için ideal bir çözüm oluşturuyor. Cihaz sadece otomotiv sektörü değil aynı zamanda turizm, eğlence, saha satışı gibi alanlarda çalışan personel için de büyük kolaylık
Panasonic, Barselona’da gerçekleştirilen Automotive Innovation Summit etkinliğinde Android tabanlı yeni Toughpad tabletini tanıttı. sağlıyor. Panasonic Bilgisayar Ürün Çözümleri Pazarlamadan Sorumlu Genel Müdürü Jan Kaempfer yeni Toughpad FZ-A2 tablet için şunları söyledi: “4.7 inçten 10.1 inçe kadar değişen geniş çeşitlilikteki Android Toughpad tablet serimize yaptığımız bu en son ekleme kurumlara kolay yönetilebilme ve kolay kullanılabilmenin yanında özgün ihtiyaçlarına yönelik kişiselleştirilmiş mobil cihazlar sunma kararlılığımızın somut bir adımıdır. Toughpad FZ-A2 tablet, esnek işlevselliği ve geniş bağlantı özellikleriyle otomotivin yanı sıra turizm ve eğlence sektörü ile perakende sektörlerinde de ideal bir cihaz olarak konumlanacak.” Dayanıklı ve kullanıcı dostu Panasonic FZ-A1’in halefi olan Panasonic Toughpad FZ-A2 tam dayanıklı tablet oldukça hafif (880gr.) ve ince (16,4mm). Cihaz ayrıca fansız bir tasarıma
EY ve GE Digital’dan stratejik işbirliği Uluslararası denetim ve danışmanlık şirketi EY, endüstriyel nesnelerin interneti (IIoT) hizmetlerinin sağlanması ve geliştirilmesi adına dijital endüstri şirketi GE Digital ile yeni bir stratejik işbirliği yaptı. Bu anlaşma, sanayi şirketlerinin sermaye varlığı ve bulut bilişim süreçleri ile bağlantılı verimliliğinin artırılmasına destek olacak. EY ve GE Digital; GE’nin Predix bulut bilişim bazlı operasyon sistemi ile sektörel hizmetler sunarak, sanayi makinelerinin çalışma sürelerinin uzatılması ve iş akışının
geliştirilmesi ile faaliyet giderlerini azaltmaya ve gelirleri artırmaya yardımcı olmayı hedefliyor. 10 yıldan uzun zamandır GE ile işbirliği olan EY, bu yeni anlaşma ile IoT, veri analizi ve siber güvenlik alanlarında uzmanlığını farklı sektörlerden şirketler için kullanacak. EY Türkiye Danışmanlık Hizmetleri Lideri Selim Elhadef de, “GE’nin IIoT teknolojisi ile EY’nin IIoT deneyiminin bir araya getiren bu ortaklıkla, müşterilerimiz veri ve analizler yoluyla işletmelerini yeniden yapılandırabilecek” dedi.
sahip. Android 6.0 Marshmallow işletim sistemi sayesinde Android for Work Enterprise Security özelliğine de sahip. Cihazın teknik özelliklerine gelindiğinde piyasadaki birçok üst düzey tabletten daha üstün özelliklere sahip. Cihazın 4GB belleği ve 32GB depolama alanı bulunuyor. İşlemcisi ise dört çekirdekli Intel Atom x5-Z8550. Panasonic FZ-A2’nin ekranı 10.1 inç ve Full HD. Özellikle dış mekanlarda güneş ışığı altında dahi rahatça okunabilen bir ekrana sahip. 10 parmak dokunmatik kapasitif ekranı yağmur altında dahi kullanılabiliyor. Ayrıca imza atılması ya da daha hassas işlemler için kalemle de kullanılabiliyor. Cihazın ön tarafında 2 megapiksel, arka tarafında ise 8 megapiksel kamera ve flaş bulunuyor. Zengin işlevsellik Panasonic Toughpad FZ-A2,
farklı iş ihtiyaçlarına yönelik olarak kişiselleştirilebilen çeşitli kurumsal arayüz ve bağlantı seçenekleriyle birlikte geliyor. Şu an piyasada olan en kurumsal tablette dahi bağlantı noktası sayısı sınırlı ve neredeyse açma kapama tuşu haricinde üzerlerinde tuş bulunmuyor. Panasonic FZ-A2’de ise durum biraz farklı. Cihazın üzerinde 1 adet USB 3.1 Type C, 1 adet USB Type A, 1 adet HDMI, 1xMicroSD yuvası ve bağlantı noktaları bulunuyor. Ayrıca isteğe bağlı olarak GPS modülü, barkod okuyucu ve 4G seçenekleri de bulunuyor. USB on The Go özelliği sayesinde iki cihaz arasında veri alışverişi kolaylıkla ve hızlı bir şekilde yapılabiliyor. Kablosuz bağlantı özelliklerine baktığımızda ise 802.11AC ve Bluetooth v4.2 class 1 teknolojilerini destekliyor. Pil ömrüne gelince, cihazın üzerinde 2720 mAh pil bulunuyor. Tam şarj edildikten sonra yaklaşık 9
saat kullanılabiliyor. Business Expansion modülü kullanıldığında cihazın pili sistem çalışırken değiştirilebiliyor. Zorlu iş koşullarına uyum göstermesi için tasarlanan Toughpad FZ-A2 120cm yükseklikten düşmeye dayanıklı olmanın yanında toz ve suya karşı IP65 seviyesinde koruma sağlıyor. – 10 ila +50 derece arasında değişen sıcaklıklarda da çalışabiliyor. Cihaz ayrıca iki adet opsiyonel araç yuvasıyla uyumlu çalışıyor. Cihaz konfigürasyonuna bağlı olarak ince ve genişletilmiş bir versiyon sunulabiliyor. VESA 75mm montaj dizilimli bu hafif ve kompakt yuvalar ve kolayca çıkarılabilmesini sağlayan mekanizma Panasonic’in Global Montaj Çözümleri tarafından üretilmiş bulunuyor. Farklı kilitler için tek kod ve farklı kilitler için farklı kod versiyonları halinde sunulan bu yuvalar 2 USB 2.0, 1 LAN, 1 DC in port ve opsiyonel Çift Anten Geçişi özelliklerine sahip. Toughpad FZ-A2 Temmuz ayından itibaren satılmaya başlanacak.
Kron, Amerika’da yerini aldı
Kron Yönetim Kurulu Başkanı Lütfi Yenel
Telekomünikasyon alanında yazılım ürünleri geliştiren ve pazarlayan Kron, Türkiye ve komşu ülkelerdeki çalışmalarını Amerika’ya taşıyor. Amerika’da Krontech Inc. adıyla faaliyet gösterecek ve ofisini New York’ta açacak olan şirket, ileri teknoloji içeren yazılım ürünlerini, Kuzey ve Güney Amerika’daki telekom operatörlerine pazarlayacak. Krontech Inc., Kron’un İstanbul ve Ankara’da bulunan Ar-Ge merkezleriyle koordineli
biçimde Ar-Ge çalışmaları da yürütecek. Kron Yönetim Kurulu Başkanı Lütfi Yenel, “Bu kararı alırken en büyük gücümüz, Türkiye’de son teknolojileri kullanarak geliştirdiğimiz patentli, özgün yazılım ürünlerimizin yerel ve uluslararası pazarlarda kazandığı başarı oldu. Telekom operatörleri ve servis sağlayıcıların müşterilerini ve hizmetlerini etkin bir şekilde yönetmelerini sağlayan yenilikçi ürünlerimizle gurur duyuyoruz” bilgisini verdi.
BThaber
BİLİŞİM DÜNYASI
20 - 26 HAZİRAN 2016
13
Prolink, Aruba ile büyümesini sürdürüyor Haber Merkezi Prolink ve “Aruba a Hewlett Packard Enterprise Company” güçlerini birleştirerek büyümeye devam ediyor. Prolink, Türkiye’deki ilk Aruba distribütörü olarak kablosuz ağ çözümlerindeki başarısını Aruba ile yaptığı network çözümlerini de kapsayan yeni distribütörlük anlaşmasıyla daha ileriye taşımayı hedefliyor. Prolink müşterilerine en güncel ve ileri teknoloji çözümlerini sunmayı ilke edindiğini belirten Prolink Genel Müdürü Ken Bradley, “Yapılan bu anlaşma ile Prolink, güçlü ve yaygın kanal yapısı, alanında uzman satış ve teknik kadrosu ile süregelen başarısını Aruba a Hewlett Packard Enterprise Company network çözümlerini portföyüne ekleyerek büyümesine devam edecek” dedi. Bradley, Prolink ve Aruba a Hewlett Packard Enterprise Company arasındaki başarılı iş ortaklığının bu anlaşma ile bir adım daha ileriye taşındığına
Eczacılara özel kart Cardtek, Türk Eczacıları Birliği (TEB) üyelerine özel bir kart geliştirdi. Üyeler bu kartı hem kimlik olarak kullanabilecek hem satın alma esnasında anlaşmalı kurumlardan indirim fırsatı elde edecek. TEB Eczacı Kart sahibi üyeler, www.tebeczacikart.com web sitesinden kartlarını aktif hale getirebilecekler. Fiziksel ve sanal platformlarda satın alma esnasında üyelere indirim fırsatı sunacak olan kartlar manyetik, çipli ve kişiye özel resim fonksiyonlarına sahip olacağı gibi, ek kart tanımlaması yapılmasına da imkan tanıyacak. Ecza depoları ve tedarikçiler ile yapılacak anlaşmalar ile entegre çalışacak sistemle kart sahibi üyeler, site üzerinden ürün siparişi verebilecek, indirimleri takip edip, kampanyalardan faydalanabilecek, indirim anlaşması yapılan tedarikçilerden puan kazanacak ve tekrar satın almalarında da puanlarını kullanabilecekler.
değindi. Aruba tarafından geçen hafta gerçekleştirilen EMEA Atmosphere Etkinliğinde alınan EMEA Bölgesi En İyi Distribütör ödülünün bu başarının göstergesi olduğunu söyleyerek “Bizim için büyük bir ödül, çok gururluyuz” dedi. HPE Türkiye Genel Müdürü Güngör Kaymak ise yapılan anlaşmanın önemini vurgulayarak tüm EMEA bölgesinin en iyi distribütörü olarak seçilen bir distribütörle Türkiye’deki işbirliğimizi geliştirerek çalışmaya devam
ediyoruz, mutluluğunu yaşıyoruz ve geleceğe güvenle bakıyoruz sözlerini kullandı. HPE Türkiye Ülke Müdürü Ersin Uyar ise konuşmasında “HPE ile Aruba birleşmesinde bizlere en fazla destek veren ve o geçişin kolay olmasını sağlayan bir firma olarak Prolink’i tanımlarken yaklaşık 500 distribütör arasından birinci olarak alınan EMEA Bölgesi En İyi Distribütör ödülü ile ilgili olarak tüm Prolink ve Aruba a Hewlett Packard Enterprise Company ekibini tebrik etti.
14
BThaber
BİLİŞİM DÜNYASI
Citrix, şirketlerin dijital dönüşümlerini hızlandırmayı hedefleyen yeni ürün ve Bülent Nevres hizmetlerini Las Vegas 24 – 26 Mayıs tarihleri arasında Las Vegas’ta düzenlenen Synergy 2016 etkinliğinde tanıttı. Dünyanın dört bir yanından iş ortakları, müşterileri ve profesyonelleri bir araya getiren etkinlik her yıl olduğu gibi bu yıl da oldukça hareketli geçti. Synergy’nin açılışında bir konuşma yapan Citrix CEO’su Kirill Tatarinov, şirketin vizyonu ve etkinlikte duyurulacak yenilikler hakkında çeşitli bilgiler verdi. Bulutun artık olmazsa olmazlar arasına girdiğini ifade eden Tatarinov sözlerine şöyle devam etti: “Citrix olarak ürüne odaklı bir şirketten çözüm odaklı bir şirket olma yolunda çok önemli bir dönüşüm noktasındayız. Daha da önemlisi tüm hizmetlerimiz bulut üzerinden verebilecek bir noktaya geldik. Artık şirket içi konumlarda verilebilen tüm hizmetleri bulut hizmeti olarak sunabiliyoruz. Citrix ve hepimiz artık buluttayız. Önümüzdeki haftalarda ve aylarda Citrix portföyünde bulunan tüm ürün ve çözümler buluta taşınacak. Masaüstlerinde kullanılan uygulamalar bulutta da sanallaştırılacak ve uçtan uca sunulacak.” Citrix, çalışanların güvenli bir şekilde uygulama verilere istedikleri an istedikleri yerden erişebilmelerini amaçlayan Workspace as a Service (WaaS – Hizmet olarak Çalışma Alanı) vizyonunu tanıttı. İstenildiğinde erişilebilen bu çalışma alanları tek ve tümleştirilmiş bir noktadan sunulabiliyor ve yönetilebiliyor. Citrix bu geleceğin çalışma alanı vizyonu için genişletilmiş Citrix Cloud’dan bulut hizmetleri olarak sunulabilecek veya karma BT altyapısında
20 - 26 HAZİRAN 2016
Citrix Synergy 2016’da bulut merkezli yeniliklerini tanıttı Citrix, bu yıl Las Vegas’ta düzenlenen Synergy etkinliğinde dijital dönüşümü hızlandıracak, geleceğin çalışma alanlarını şekillendirecek yeni ürün ve hizmetlerini tanıttı.
Citrix CEO’su Kirill Tatarinov
Bulut platformu olarak Microsoft Azure kullanılacak Citrix CEO’su Kirill Tatarinov, Synergy 2016’da Citrix’in gelecekteki yol haritası için stratejik bulut olarak Microsoft Azure’u tercih ettiğini açıkladı. Bu ortaklık, ortak müşterileri; bulut, mobil ve büyük veri yakınsamasından yararlanmaları ve kurumlarında dijital dönüşümü teşvik etmeleri konusunda güçlendirecek. Buna ek olarak Citrix ve Microsoft, müşteri talebine
yerinde uygulanabilecek yeni VDI ve uygulama sanallaştırma, ağ sağlama, güvenli dosya paylaşımı ürünleri ve yeniliklerini de tanıttı. Son yıllarda küresel anlamda artan rekabet ve diğer teknolojik yenilikler şirketlerin dijital dönüşümlerini hızlandırmalarını gerektiriyor. Kısacası şirketlerin bulut, mobil, büyük veri ve nesnelerin interneti gibi
göre, Citrix XenMobile, NetScaler ve Microsoft Enterprise Mobility Suite (EMS) arasında yapılacak yeni entegrasyonlar konusunda birlikte çalışacak. “Dünyadaki tüm sektörlerde yer alan tüm ölçekteki şirketler, dijital dönüşümü kucaklamak ve çalışanlarının her zaman her yerden verimli bir şekilde çalışabilmelerini sağlamak konusunda inanılmaz fırsatlara sahip.” diyen Tatarinov, sözlerine
teknolojilerden çok daha fazla yararlanmaları ve bu teknolojileri rekabet avantajına çevirmeleri gerekiyor. Citrix Cloud, bulut üzerinden iş ortaklarına ve müşterilerine güvenli bir şekilde hizmet sunuyor ve bu hizmetlerin yönetilmesine yardımcı oluyor. Citrix Cloud hizmetleri, güvenli ve dinamik bir dijital çalışma alanı sağlamak için gerekli
şu şekilde devam etti: “Müşterilerimiz, Windows 10, Office 365 ve Azure gibi yeniliklerden sonuna kadar faydalanabilmelerini sağlamak konusunda Citrix ve Microsoft’un daha yakın çalışmaları gerektiğini düşünüyor. Bu gelişmiş ortaklık, müşterilerimizin ihtiyaçlarına yanıt verme ve dijital iş dünyasına geçiş yapmalarını hızlandırmaya yardımcı olma konusunda daha çevik olmamızı sağlıyor.
olan Citrix NetScaler, ShareFile, XenApp, WenDesktop ve WenMobile gibi Citrix ürünlerini bir araya getiriyor. Müşterilerine dijital dönüşümlerini istedikleri yerde başlatma imkanı sunuyor. Citrix Cloud ayrıca müşterilerin seçtikleri herhangi bir bulut veya altyapıyı kullanmalarına olanak tanıyarak şirketlere, kurumlarının ve yasaların gereksinimlerini en iyi şekilde
karşılamaları için verilerinin ve altyapılarının güvenliğini sağlama ve yönetme esnekliği veriyor. Yeni ürün ve hizmetler Citrix, Synergy 2016’da Xen masaüstü ve uygulama sanallaştırma portföyünün yeni sürümlerini (XenDesktop 7.9 ve XenApp 7.9) duyurdu. Ayrıca NetScaler uygulama dağıtım denetleyicisi ve ağ geçidinde önemli bir yükseltmeyi de açıkladı. Bir diğer yenilik ise yeni yönetim platformu oldu. Şirket ayrıca XenMobile mobil yönetim çözümünü daha da güçlendirmeyi hedeflediklerini açıkladı. Yine Synergy 2016’da açıklanan WenServer 7 ise yeni API’ler sayesinde çok daha fazal güvenlik sağlayacak. Yeni API geliştirilirken kötü amaçlı yazılımlar, virüsler ve sıfır günü saldırılarının engellenmesi amacıyla güvenlik üreticileri ile işbirliğine de gidilmiş. XenServer ayrıca NVIDIA GPU ortamlarının yanında Intel Iris Pro’yu da destekliyor. XenApp ve XenDesktop kullanıcıları bu sayede grafik yoğun uygulamaları daha yüksek performansla kullanabilecekler. Citrix Systems Baş Pazarlama Sorumlusu Tim Minahan, bu yenilikler hakkında şunları söyledi: “Tüm şirketler git gide daha dijital hale geliyor. BT liderleri, şirketlerinde dijital dönüşüme liderlik etme ve işlerin yapılış biçimini yeniden düzenleme fırsatına sahipler. Citrix Cloud çalışanlara, her yerde verimli olmak için ihtiyaç duydukları veri ve uygulamalara güvenli bir şekilde erişim sağlama özgürlüğünü verir. Ayrıca, diğer bulutlar, veri kaynakları ve eski altyapılarla köprü kurmak için gerekli esneklikle birlikte BT’nin tüm uygulamalar, veriler ve ağları tek ve tümleşik bir platformdan birlikte sunmak ve bunların güvenliğini sağlamak için ihtiyaç duyduğu kullanıma hazır hizmetleri de sunar.”
Her kurumda yapay zeka stratejilerini oluşturmak şart Dijital 2.0 Konferansı, düşünce kuruluşu GelecekHane’nin liderliğinde çok sayıda katılımcı ile Sabancı Center’da gerçekleştirildi. Konferansta iş dünyasında yapay zeka kullanımı, sanayinin dijitalleşmesi, büyük veri uygulamaları ve veri görselleştirme odaklı sunumlar yapıldı. GelecekHane Kurucusu ve CEO’su Halil Aksu’nun açılış konuşmasıyla başlayan
konferansta yapay zekânın iş hayatını nasıl dönüştüreceği ve eğilimler üzerinde duruldu. GE Digital Genel Müdürü Uygar Doyuran; dijital endüstrinin ilerlediğini belirtti ve “Endüstriyel internet bir tercih değil, hayatta kalmak için zorunluluk haline geldi” yorumunu yaptı. SAP Türkiye’yi temsilen sunum yapan Uğur Candan ise hisseden, öğrenen ve aksiyon
alan sistemler geliştirdiklerini ama bu akıllı sistemlerde kilit rolü oynayanın sayılar değil, insanlar olduğunu belirtirken, Etiya yöneticisi Ali Durmuş yapay zekâ çalışmalarının belli alanlarda insandan daha akıllı sistem arayışıyla ortaya çıktığını vurguladı. Teradata temsilcisi Can Yurtseven, sunumunda gerçek zamanlı analitik uygulamalara dikkat çekerken, HPE Software
yöneticisi İsmail Cingil, dijital gezegenin logaritmik büyümesine değindi. Qlikview Türkiye temsilcisi Emre Çabuk ise iş raporlama sistemlerinin tarihinden bahsetti ve günümüzdeki uygulamalarla son kullanıcının veriyi analiz ederek çözümlere kolayca ulaşabildiğini belirtti. Konferansın ikinci bölümünde yapay zekâ, insan-bilgisayar
etkileşimi, veri görselleştirme, görüntü işleme gibi konularda Türkiye’den girişimlere yer verildi. Verite Analytics kurucusu Özgür Özlük, akıllı şehir uygulamalarından örnekler vererek, sokakların akıllanmasıyla hayatın kolaylaşacağını belirtti. Cogito Labs kurucusu Samet Kütük ise insan-bilgisayar etkileşimi ile ilgili gelişmeleri vurguladı.
BThaber
BİLİŞİM DÜNYASI
20 - 26 HAZİRAN 2016
15
Veeam dijital dönüşümün yol haritasını çizdi HPE, NetApp ve Microsoft’un sponsorları arasında bulunan Ekrem Uçman VeeamON Forum Türkiye’de sektörün önde gelen BT uzmanları ve vizyonerleri bir araya geldi. BT uzmanları ve katılımcılar, kesintisiz çalışan şirketleri nasıl gerçekleştirebilecekleri ve bu konuda neler yapılabileceği konularında fikir alışverişinde bulundular. Bir günlük forumda katılımcılar, en son BT trendleri hakkında bilgi sahibi olmanın yanı sıra sunucu sanallaştırma, depolama ve buluttaki BT yatırımlarını daha da artırmaya yardım edecek en son araştırmalar konusunda da fikir sahibi oldular. Veriye erişilebilirliğin kritik önem taşıdığı bir dönemde olduğumuzu anlatan Veeam Software Türkiye Ülke Müdürü Ozan İnan, iş dünyasında uygulamaların ve verilerin olduğu veri merkezlerinin tamamının korunması ve erişilebilir olmasının kaçınılmaz olduğunu belirtti. Veeam’in 2016 Erişilebilirlik Raporu’ndan da bahseden Ozan İnan, bu araştırmanın şirketlerin yatırım stratejisi ve psikolojisi hakkında kapsamlı ipuçları sunduğunu anlattı. Bu araştırmaya göre CIO’ların yüzde 84’ünün dijital dönüşümün gerektiğini bildiğini ancak kullanıcılara sağladıkları ile kullanıcıların talepleri arasında büyük bir uçurum olduğunu, bu uçurumun kapanması için de BT’ye yatırım yapılması gerektiğini anlattıktan sonra sözlerine şöyle devam etti: “Dijital dönüşüm, geleceğe hazır olmak isteyen her şirketin odağında olması gereken bir konu. Bu nedenle teknolojinin değdiği her alanda Veeam olarak sürekli çalışan bir ortam için köprü görevi oluşturacağız.” İşletmelerin artık kesintisiz çalışmaya ihtiyacı var Veeam EMEA Bölgesi Başkan Yardımcısı Olivier Robinne, Türkiye’deki şirketler için dijital dönüşümün gerekliliğine
VeeamON Forum Türkiye’de, tüm sektörlerin kaçınılmaz olarak içinde yer alması gereken dijital dönüşüm ile daha da hızlanan bağlantının, kullanıcıların veri erişilebilirliği konusundaki beklentilerini ne derece yükselttiği konuşuldu. ilişkin algının artması ile birlikte yeni bir dönemin başladığını ifade etti. Robinne sözlerine şöyle devam etti: “Bundan sonraki adım
iletişimi insansız ortama taşımak. Burada önemli olan da iletişimin kesintisiz olması. Bu dönemde, veriye erişim ve hız olmazsa olmaz bir kriter olacak. Veeam
bu noktada şirketlerin ihtiyacı olan teknolojik desteği vererek, veriye erişimi kesintisiz ve hızlı hale getiriyor. Diğer bir deyişle iş hayatımıza dahil
olan ve gelecekte normal hayatımızın da çoğunu oluşturacak sistemlerin sorunsuz ve sürekli çalışabilir olması için çözüm sunuyoruz.”
“Felaket kurtarma çözümlerİ benİmsenİyor” VeeamON Forum Türkiye, sektörün önde gelen BT uzmanlarını ve vizyonerlerini bir araya getirirken katılımcılar, son BT trendleri hakkında bilgi sahibi olmanın yanı sıra sunucu sanallaştırma, depolama ve buluttaki BT yatırımlarını daha da artırmaya yardım edecek en son araştırmalar konusunda da fikir sahibi oldular. Etkinlikte hazır bulunan Veeam EMEA Bulut/Barındırma Direktörü Laurent Garcia ile Veeam’in son dönem çalışmaları ve felaket yönetimi üzerine konuştuk. n Etkinlikten kısaca bahsedebilir misiniz? Bu yıl ilk kez İstanbul’dayız ve 600’den fazla katılımcı bekliyoruz. Bunlar son kullanıcı, iş ortakları, distribütörler olacak ve bu yönüyle önemli katılımcıları bir araya getiriyor. Avrupa ve özellikle Türkiye’de bu yönüyle önemli. n Şirketlerin neden felaket kurtarma çözümlerine ihtiyacı var? Bunun yanıtı çok pratik. Bugün tüm BT yapısını göz
önüne aldığımızda, son kullanıcı ve iş ortaklarına erişim imkanı sunuyor ve elbette dijital dünyada özellikle ziyaretçi dönüşümü, yeni nesnelerin interneti kavramı ile 2020 yılında hem kurumsal hem bireysel seviyede 21 milyar bağlantılı cihaz olacak. Bu beklentileri kullanarak veri korumada bazı önemli gelişmeler sağlıyoruz. Özellikle çok iyi bilinen bir kuralla, yani 3’e karşı 1 ile ilgili. Burada amaç verinin 3 kopyasını çıkartmak, iki farklı araçta bunu yapmak, sonuncu ise offsight. Bugün ise bulut hizmetleri bu başlıkta öne çıkıyor ve offsight, servis sağlayıcıdan ayrı olmalı. n Veeam ne gibi çözümler sunuyor? Veeam Availability Suite v9’u Ocak ayında çıkardıktan sonra Veeam Cloud Connect, bağlantı konusunda bir servis sağlayıcıya bağlanmak konusunda son kullanıcıya imkan sağlıyor. Burada da Veeam bulut servis sağlayıcılar arasından seçim yapılabiliyor. Bu başlıkta müşteriye hibrit çözümde destek sağlıyor,
Veeam EMEA Bulut/Barındırma Direktörü Laurent Garcia son kullanıcı, iş ortakları ve servis sağlayıcılara bunu sunuyoruz. n Bu gibi çözümlerin avantajları ve dezavantajları neler? Avantajları ile başlayalım. İlki erişim imkanı ve güvenlik. Bugün gördüğümüz; bu son kullanıcıların temel ihtiyaçları. Özellikle KOBİ müşterilerimizle bağlantı kurduğumuzda yeterli bütçeleri yok, ikinci bir veri merkezi için finansal bir yatırım yapma gücüne sahip değiller, burada da iş ortaklarımız ve servis sağlayıcıları onlara destekler sunuyor. Yani bir veri
merkezine yüklü yatırımlar yapmalarına gerek kalmıyor özellikle KOBİ müşteriler için. İkincisi hem Türkiye hem de Avrupa’da öne çıkan bir unsur ve yeni veri koruma kuralları ile bağlantılı. 2018 Mayıs’ında hayata geçecek bu yasa ile tüm veri güvenli olmalı ve yerelde depolanmalı. Bu da müşterilerimiz için önemli bir unsur ve servis sağlayıcılar için de önem taşıyor. n Şirketler bu gibi felaket durumlarına karşı neler yapabilir? Kullanımla şu ana kadar gördüğümüz KOBİ’ler, çünkü onlar hizmet olarak felaket kurtarmanın öncelikli hedef kitlesi. Büyük ölçekli şirketlerin kendi BT birimleri var, veri merkezi kurup gerekli yatırımları yapıyorlar. Ama KOBİ’ler, gördüğümüz kadarıyla bulut hizmetlerini kullanıyor. Gartner da 2018 sonunda yüzde 50’den fazla felaket kurtarma planının bir servis sağlayıcı kullanacağı tahminini yapıyor. Yani felaket kurtarma ‘hizmet’ olarak yaygınlık kazanacak. Bu da bizler ve servis sağlayıcılar için büyük bir pazar demek.
16
BThaber
BİLİŞİM DÜNYASI
20 - 26 HAZİRAN 2016
Riskini yönetmeyi gerçekten bilen kazanır! Finansal kurumlara kredi başvuru anındaki sahteciliğin önlenmesi Handan Aybars için çeşitli çözümler sunan Experian’ın Türkiye’de de bu çözümünü kullanan bankalar var. Gerçek zamanlı çalışan bu sistem sayesinde yeni başvurular bankanın mevcut veri tabanındaki bilgilerle eşleniyor ve yeni başvuru bilgilerindeki tutarsızlıklar, kimlik ya da adres sahteciliği hemen açığa çıkabiliyor. Yine gerçek zamanlı çalışan ve cihazlar üzerinden yapılan sahteciliği önceleyen 41stP çözümü de mevcut. Akıllı cihaz ya da PC üzerinden yapılan gerek bankacılık gerekse online işlemlerin cihazın gerçek sahiplerine ait olduğu böylece hemen tespit edilebiliyor. Bu sistem, sadece cihazın teknik bilgilerini tutmakla kalmayıp, cihazın hangi lisan, coğrafya ya da konfigürasyonda kullanıldığını da tespit ediyor. Bu detayları paylaşan Experian Türkiye & Ortadoğu Bölge Başkanı Cenker Özhelvacı’nın dikkat çektiği gibi, akıllı telefon ve tabletler artık internete bağlanabilen tek cihazlar da değil. Otomobiller ve beyaz eşyalar gibi birçok tüketici ürünü de internet bağlantılı çalışıyor. “Bu ürünlerin çoğunun güvenlik kontrolü zayıf olduğu için kullanıcılarının özel ağ, sistem ve verilerinde zayıf noktalar oluşuyor” tespitini paylaşan Cenker Özhelvacı’ya göre, konu riskler olduğunda bundan da önemlisi, kullanılan ve erişime açık bırakılan şifreler. Cenker Özhelvacı, kurumsal öncelikleri ve gereklilikleri anlatırken, hedefleri hakkında da bilgiler verdi: n Şirketler, güvenlik başlığında nasıl bir yol haritası çizmeli? Birden fazla cihaza çevrimiçi erişim olanaklarından yararlanan bireylerin yanı sıra, şirketlerin de internette güvenlik konusunda dikkatli olmaları gerek. Bu konuda şirketlere önerimiz, her ürünün potansiyel tehdit oluşturabileceğini akıllarından çıkarmadan çalışmaları. Kimlerin sisteme erişim hakkı olduğunu ve bunun neden gerekli olduğunu bilin. Ayrıca, sisteme girenlerin normal
Küresel bilgi hizmetleri şirketi Experian’ın kredi risk yönetimi ve sahteciliğin önlenmesi alanında yeni ürünleri ve araçları işlem güvenliğini tüm taraflar için sağlamayı hedefliyor.
Experian Türkiye & Ortadoğu Bölge Başkanı Cenker Özhelvacı
Kredİ Kayıt Bürosu İle kapsamlı proje “Türkiye sürekli büyüyen, genç ve dinamik nüfusu ile önemli bir pazar. Basit bir örnek verecek olursak, büyük ölçekli bir bankanın her yıl yüzde 10 büyümesi Türkiye’de beklenen bir olgu. Bu da 2.5 milyon yeni banka müşterisi anlamına geliyor ki, bu rakam neredeyse küçük bir ülkenin toplam nüfusu. Bizim için bu yılın bir diğer önemli gelişmesi ise Kredi Kayıt Bürosu ile kapsamlı veri kalitesi ve veri yönetişimi projesine imza atmış olmamız. Gerçekleştireceğimiz proje ile Kredi Kayıt Bürosu, veriler geldikçe istatistiki yöntemlerle otomatik kontrolü yapacak, ardından bankalara düzeltme
erişim davranışlarını anlamak da önemli. Böylece, anormal durumlar ortaya çıktığında derhal önlem alınabilir. Erişim izleme açısından görev ve sorumlulukları açık ve net şekilde belirleyin. Şirketinizin bireysel ve kurumsal alanları arasında istihbarat paylaşımı yapın. Birçok şirketin müşterilerine yönelik güçlü kimlik doğrulama şartları var, ancak veri gizliliğinin ihlal edilmesi, çoğunlukla çalışanların kimlik bilgilerinin
için çağrıda bulunacak. Kredi Kayıt Bürosu’nun ürettiği tüm ürünler veriye dayandığı için de Kredi Kayıt Bürosu’nun ürettiği ve üreteceği her ürünün doğruluğu, tutarlılığı ve güvenilirliğine ek fayda sağlanacak. Bankaların Kredi Kayıt Bürosu’na sağladıkları müşteri verilerinin kalitesinden emin olması gerekiyor ve bu verilerin yanlış, eksik ya da eskimiş olması, bu veri ile geliştirilen tahmin modellerinin performansını da etkiliyor. Bu durum karşısında harekete geçen Kredi Kayıt Bürosu’na, Experian’ın İngiltere, Amerika gibi kredi hizmetleri alanında gelişmiş ülkelerde edindiği veri yönetişimi ve
öğrenilmesi ve erişimde kullanılması ile gerçekleşir. Şirketlerin aynı zamanda güçlü gizlilik politika ve uygulamalarını hayata geçirmeleri gerek. Bunların yapılması, topladıkları verilerin gerçekten sundukları hizmetler için gerekli bilgiler olmasını ve veri toplama işlemlerinin müşterileri tarafından kolaylıkla anlaşılmasını sağlar. Toplanan her türlü veri de hassas bilgi olarak işlem görmeli. Önemsiz gibi görünen veriler
veri kalitesi tecrübesiyle destek sunacağız. Experian’ın verdiği danışmanlığın ardından kurallar ve kontrol mekanizması belirlenecek, bu kontrol mekanizması ile bankalarla tekrar iletişim sağlanarak hataların düzeltilmesi teşvik edilecek. Veri kalitesi sadece Kredi Kayıt Bürosu’nun değil, tüm finansal kuruluşların gündeminde. BDDK’nın son yayınladığı İyi Uygulama Rehberleri ve İçsel Derecelendirmede İleri Ölçüm Yaklaşımlarına Başvuru Rehber Taslağı çerçevesinde, çok yakın gelecekte Basel’e uyum sürecinde veri kalitesi ve veri yönetişiminin son derece önemli hale geleceğini düşünüyoruz.”
bile dolandırıcılar tarafından güçlü ve doğru çalıntı kimlikler oluşturmakta kullanılabiliyor. Bu kimlikler de çevrimiçi kişiler oluşturma, sosyal mühendislik, e-dolandırıcılık saldırıları ve benzeri faaliyetlerde kullanılabiliyor. n Yani farklı süreçler söz konusu. Evet, gerçekleştirdiğimiz araştırmalar, dolandırıcılığın bugün itibariyle çoğu zaman veri hırsızlığıyla başlayıp bir dizi
farklı aşamadan geçerek hileli bir işlemle sonlandığı karmaşık bir döngü olduğunu gösteriyor. Anlık olmaktan ziyade, dolandırıcılık süreci haftalara, hatta aylara yayılabiliyor ve çoğu zaman farklı suç örgütlerinin karışmasıyla veriler birkaç kez el değiştirebiliyor. Ancak tam da bu döngünün doğası nedeniyle, bu tür sahtekarlıkları büyük zararlara yol açmadan tespit edip önleyebilen sistemler var. Bu sistemler sayesinde, sadece bizim en büyük birkaç müşterimiz için bile 500 milyon dolardan fazla büyüklükteki dolandırıcılığın önlenmesine yardımcı olduk. n Bu çözümlerde hedef kitleniz kimler? Sahtecilik çözümlerimizdeki hedef kitlemiz her zaman olduğu gibi kredi veren finans kuruluşları ve online hizmet veren tüm kurumlar. Bunlar arasında; bankalar, havayolu şirketleri, e-ticaret kurumları var. n Peki ya sunulan faydalar? Bu sistemlerin faydaları sadece o anki sahteciliği önlemekle kuruma geri kazandırdığı para ile kısıtlı değil. Aynı zamanda, bankaların operasyonlarını daha verimli yönetmelerini sağlayıp, bu kurumların müşteri deneyimlerini daha iyi hale getiriyor. Örneğin, internet bankacılığı işlemi yapan bir banka müşterisinin işlemi yaptığı cihaz tarafından o anda tanınması, bu müşterinin bankacılık deneyimini çok daha kaliteli hale getirir. n 2016 yılında beklenti ve hedefleriniz neler? Experian olarak sadece müşterilerimizin iş hacminin büyümesine katkıda bulunmuyor, sahtecilik, tahsilat gibi kritik süreçlerin doğru yönetilmesini ve otomasyonunu sağlayarak, bu kurumlara maliyet avantajı da yaratıyoruz. 2016 yılının hem etkin tahsilat yönetimi hem de sahtecilik önleme açısından kurumlar için önemli bir yıl olacağının altını çizmek isteriz. Experian Türkiye sürekli büyümekte olan bir şirket olmasını müşterilerine hem büyüme dönemlerinde hem de zor zamanlarda sağladığı etkin çözümlere borçlu.
17 BThaber
DOSYA
Dijital Evrim ile Endüstri 4.0
20 - 26 HAZİRAN 2016 www.bthaber.com
Yeni bir devrime şahit yazılıyoruz! Tarım, sanayi devrimini devirdik, teknoloji devrimi ile öncekilerden çok daha hızlı gelişen, öncekilere kıyasla daha çok genele yayılan bir devrim sürecindeyiz artık: Endüstri 4.0. Handan Aybars Üretim araçları, üretim yöntemleri, tüketici tercihleri gibi birçok başlıkta tepeden tırnağa değişim var ve belki de ilk kez bir devrim bu kadar bireyden başlayarak genele yayılmakla
kalmıyor, sanayinin her sektöründe köklü değişimleri beraberinde getiriyor. Dosya haberimizde bu değişimlerin daha bir başlangıç olduğunu, farklı sektörlerde öne çıkan şirketlerin üst düzey yöneticilerinden okuma imkanınız olacak. Dediğimiz gibi, biz daha başlangıç evresindeyiz. Yaşananlar, yaşanacakların teminatı.
18
DOSYA
BThaber
Dijital Evrim ile Endüstri 4.0
Teknolojinin demokratikleşmesi, aslında tüm bu gelişimin temelinde yatan unsur. Teknoloji sahipliği kriterleri artık para veya misal bir pazara yakın olmak değil, o teknolojiyi hakkını vererek kullanabilmek, doğru bağlantılarla maksimum faydayı sağlamak. Bu temel felsefe ile teknolojiye erişim, misal bir mobil telefona sahip olabilme imkanı artık bir lüks değil; bir gereklilik halini aldı. Bireylerin bu teknoloji farkındalığı yıllar içinde gelişirken, yine de çoğu insan yeni bir sanayi devrimine imza atılacağını hesaba katmadı. Bugün geldiğimiz noktada bilgisayardan dizüstü bilgisayara, oyun konsollarından mobil cihazlara evlerimizde bireysel olarak kullandığımız sayısız cihaz var. Euro 2016 ile evlerde demirbaş olarak yerini alan akıllı televizyonların sayısının arttığını da muhtemelen ilerleyen süreçte yine BThaber’de araştırmalardan paylaştığımız örneklerle göreceksiniz. Ama bunlar buzdağının sadece görünen yüzü. Teknoloji konusunda farkındalığı ve bilgisi gelişen tüketiciler bazı süreçleri ve veri akışlarını takip etmiyor, yani ya takip etmek istemiyor, ya takip etmesi gerektiğini bilmiyor, ya da buna uygun araçları yok. Madem tüketici kral, hem üstüne bir de sensör fiyatları da geçen yıllara göre düştü, o zaman etrafımız çiplerle dolu, her şeyin takip edildiği, büyük verinin sürekli büyüdüğü, analizlerin, analitik uygulamaların kesintisiz devam ettiği, bu paralelde kararların alındığı bir yapı neden olmasın? Şu birkaç cümle bile bizi bir bilimkurgu film sahnesine taşıyor, ‘Total Recall’ ve ‘Blade Runner’ gibi karanlık bir gelecek, ‘Minority Report’ gibi sürekli takipte olunacak bir dünya akla gelebiliyor. Süreç ne getirir şimdiden bilmek zor, kötüyü de Hollywood yıllar içinde bize sundu
20 - 26 HAZİRAN 2016
Yeni bir dönemin henüz ısınma turlarındayız İşsİzlİk değİl, yetkİn İstİhdam İhtİyacı artacak Öncelikle, her işin robotlarla yürütüleceği, insan kaynağına ihtiyaç kalmayacağı, halihazırda dünya ekonomilerinin derdi olan işsizliğin daha da tırmanacağı korkusu birçok kesimde dile getiriliyor. Ama dosyamızda yorumları ile yer alan yetkili isimlerin de dikkat çektiği gibi, Endüstri 4.0 işsizliğin artmasına değil, istihdamın nitelik kazanmasına yol açacak. Beyaz yaka ve mavi yaka istihdam da bu yönüyle değişecek. Veri analiz gücü olan, hızlı aksiyon alabilen, teknolojik gelişime uyum sağlayabilenler bu yeni dönemin aranan elemanları olacak. Varolan istihdam için de, teknoloji bilgisi ve cihaz sahipliğindeki gelişim ışığında gerek şirketlerin demode
diyelim ve biz mütevazi ve masum Endüstri 4.0 beklentilerimizi sıralayalım. İşbirliği ile politikalar belirlenmeli Endüstri 4.0 kavramı, tüm paydaşların, yani bireylerin, kamu kurum ve kuruluşlarının, özel sektörün, KOBİ’lerin ve bilişim şirketlerinin sözde değil özde bir işbirliğini de gerekli kılıyor. Bu başlıkların her birinin yapacağı çalışma ayrı önemde, ama
olmaktan çıkıp günceli yakalayan eğitimleri gerekse bireylerin kendini geliştirme ilgisi belirleyici olacak. Hatta bu değişim, bazı iş başlıklarını tepeden tırnağa değiştireceği gibi, yeni iş başlıklarının da oluşmasını sağlayacak. Yani yeni bir sanayi devriminden korkmaktan ziyade, bu devrimin gerekliliklerini bilerek kendini geliştirmek bir gereklilik. Dosyamızda da okuyacağınız gibi inovasyon, belli kesimlerin yeteneği olan bir alan olmaktan da böylece çıkacak, herkes elindeki araçları en doğru biçimde kullanarak yaratıcılığını ortaya koyma şansına ulaşacak. Hem sadece çalışanlar da değil, ekosistemin vazgeçilmezi tüketiciler de yaratıcılıklarını konuşturma imkanı elde edecek, etmeli.
toplumsal fark yaratmak için ortak bir politika ekseninde buluşmak da şart. Türkiye’de bu konuda gerek kamu, gerek STK’lar ve özel şirketler bu işbirliğinin gerekli olduğunda hemfikir. Ama teoriyi pratiğe dökmek de şart. Bu yönüyle sadece Türkiye değil, tüm ülkelerin kendi dinamiklerine en uygun yapıyı hayata geçirmesi, bu amaçla teşviklerden istihdam kurallarına, vergi desteklerinden yaptırımları da içeren hukuki çerçeveye şekil vermesi gerek.
Aksi halde dört bacaklı sağlam bir masa yerine, her bacağı kendine has uzunlukta olup, nihayetinde kimseye fayda sağlamayan çelimsiz bir devrim rotası olması içten bile değil. Sözün özü, tüm tarafların içten bir verimliliği fiilen hayata geçirmesi olmazsa olmaz. Güvenlik karşısındaki riskler de katlanacak Her taraf sensörlerle dolunca, IoT ve nesnelerin analitiği, bulut bilişim, artırılmış gerçeklik gibi kavramlar hayatımızda daha da büyük yer alacak. Şimdi gündemdeki favori konu akıllı arabalar, ama bu daha başlangıç. Donanım ve yazılımın ihtiyaca uygun benzersiz buluşmasına sahne olacak olan Endüstri 4.0, rekabetin de yeniden tanımlanması demek. Ve tabi güvenliğin de… Akıllı arabanıza virüs girmesini istemezsiniz herhalde. Peki bunun için ne yapmalı? Bu, belirttiğimiz gibi çok küçük bir risk başlığı, ama mide bulandırmak için yetiyor bile. Bu nedenle günümüzün gelişen risk atmosferinde korunma yöntemlerinin çeşitliliği, yeniliği, gerçekçiliği, entegre işleme becerisi daha da önemli olacak. Bulut vazgeçilmez halini alacak Otomatize kontrol edilen bir dünyada veri depolamaktan ziyade, bu verileri hızlı aksiyonlar için gerçek zamanlı yönetebilmenin önemi de kaçınılmaz olarak artacak. Bu yönüyle iş zekası uygulamalarında da geleneksel yapıdan semantik yapıya geçiş kendini gösterebilecek. Herkesin hemfikir olduğu konu ise, veri depolamada ve ihtiyaç duyulan analitikleri hayata geçirmede bulut bilişim başlığında PaaS, SaaS gibi başlıkların çeşitleneceği, bunların kullanımının da bir tercih olmaktan çıkıp zorunluluk halini alacağı yönünde.
Üretimde rekabet gücünün sırrı Dijital dönüşüm; bireylerin hayatını, bunun bir yansıması olarak da kurumsal hayatı tepeden tırnağa, hem de önceki değişim dalgalarından çok daha hızlı biçimde değiştiriyor. Dijital dönüşüm kapsamında değerlendirdiğimiz büyük veri analitiği, nesnelerin interneti, bulut bilişim, mobilite gibi mega eğilimlerle ilgili önümüzde sınırsız bir dünya var. Öyle ki, gelişen rekabet karşısında ayakta kalmanın zorluğunun da etkisiyle, kurumları bugüne getiren hiçbir unsur, yarın da var olmalarını garanti etmiyor. Bu noktada teknolojinin sunduğu imkânları doğru bir kurgu ile kullanmak kritik önem taşıyor. “Dijital dönüşümün kurumlarda başarıya ulaşması için gerekli yetkinlikler, her kurum içinde mevcut olmayabilir” tespitini yapan KoçSistem Pazarlama ve Satış Genel Müdür Yardımcısı Can Barış Öztok, eklemeden geçmedi:
“BT uzmanlığı, müşteri deneyimi, veri analizi, dijital satış ve pazarlama gibi konularda gerekli yetkinlikler şirket içinde geliştirilmeli ya da bu yetkinliklerin geliştirilmesi için dış kaynaklardan hizmet alınmalı. KoçSistem gibi dijital dönüşüm dalgasını önceden görüp hazırlıklarını yapmış sektöre yön veren bir yol arkadaşı ile ilerlemek, şirketlere gerekli teknolojik yetkinlikleri sağlayarak; hız ve verimlilik kazandırmakta.” Dönüşümde bütünsel başarı Fabrika altyapılarının, çalışanların ve makinelerin Endüstri 4.0 kapsamında daha bütünleşik bir şekilde hız, verimlilik ve kalite hedefiyle gelişeceğini öngördüklerini vurgulayan Can Barış Öztok, Türkiye’nin bu konuda ulaştığı seviyeyi şu sözlerle değerlendirdi: “Bütün bu sistemleri bir harmoni
içerisinde yöneten bütünleşik uygulama çözümleri ile, toplanan verilerin analiz edildiği iş zekası çözümleri ile ekipman verimlilikleri sağlanırken, ürün yaşam döngüsü, enerji verimliliği, önleyici bakım, üretim değer zinciri gibi alanlar her açıdan takip edilerek üreticilerin rekabette avantajlı hale getirilmesi hedefleniyor. Endüstri 4.0 vizyonu sanayileşmiş ülkelerin, üretimde rekabet güçlerini tekrar kazanma hedefinden güç alıyor. Bu konu, ülkemizin üretim ile büyümesi için önemli bir fırsat sunuyor. Türkiye’deki sanayi kuruluşlarında Endüstri 4.0 konusunda farkındalık üst düzeyde olmakla birlikte, kimi durumda bütünleşik çözümler yerine izole çözümler ile yol alınıyor. Sanayi kuruluşlarının Endüstri 4.0’ı oluşturan çözüm parçalarını belirlerken bütünleşik bir çözüm anlayışı içerisinde ve bir yol planı
kapsamda ilerlemesi, yatırımlarını verimli kullanmaları açısından önem taşıyor. KoçSistem’in dijital dönüşüm ekibi Endüstri 4.0 dönüşümü kapsamında uygulanabilecek potansiyel kullanım senaryo listesini güncel bir şekilde yöneterek, şirketlere Endüstri 4.0 dönüşüm planlamasında uygulayabilecekleri çözümleri belirliyor ve bu doğrultuda onlara hizmet veriyor. Bu kullanım senaryolarını ve müşteriye özel belirlenebilecek kullanım ihtiyaçlarını destekleyen teknolojiler ise KoçSistem’in kendi sunduğu iş zekası, üretim otomasyonu, nesnelerin interneti platform çözümleri ve ekosistem partnerlerinin tamamlayıcı çözümleri ile yol gösterici bir şekilde şirketlere sunuluyor. Biz de bu yaklaşımla, şirketlerin Endüstri 4.0 dönüşümünü başarılı bir şekilde devam edebilmeleri için destek olmaya devam ediyoruz.”
BThaber
Dijital Evrim ile Endüstri 4.0
20 - 26 HAZİRAN 2016
DOSYA
19
Türkiye için ‘bilişimle’ atılım fırsatı Baş döndürücü bir dijital dönüşümün içindeyiz. Sanayi 4.0 otomasyon ve üretim esnekliği ile verimliliği artırıyor, rekabet gücü sağlıyor. Sanayi 4.0 teknolojileri ile daha yenilikçi ve katma değerli ürünler üretilebiliyor. TÜBİSAD Yönetim Kurulu Başkanı Kübra Erman Karaca, “Sanayi 4.0 bize üretimlerimizde daha yenilikçi, daha esnek, daha hatasız, daha verimli ve daha sürdürülebilir olma imkanı sunuyor” derken, bu nedenle Sanayi 4.0 dönüşümünün, Türkiye’nin bugüne kadar gerçekleştiremediği atılımı yapabilmesi için önemli bir fırsat olduğuna dikkat çekti. Kübra Erman Karaca’ya göre, Türkiye bilişme daha fazla yatırım yapmalı. “Her zaman söylediğimiz gibi, Türkiye’nin ekonomik büyüme de gerekli atılımı
yapabilmesi için bilişim şart” diyen Karaca, sözlerine şöyle devam etti: Sektörün sağlıklı büyümesine katkı sağlayacağız “Bu dijital dönüşümün getireceği fırsatlardan yararlanabilmek için şirketler iş süreçlerini gözden geçirmeli, gerekli altyapı özellikle teknolojik altyapı yatırımlarını yapmalı. Tüm stratejik sektörler dijitalleşmeye odaklanmalı ve devletimiz bu konuyu bütüncül bir politika olarak ele almalı. Dijital dönüşümün gerçek bir dijitalleşme olması için yeni teknolojilerin süreçlere entegre edilmesi ve böylece yeni ürün ve hizmetlerin sunulması gerek. Burada altyapı, içerik, büyük veri ve analiz, veri merkezleri, bulut, nesnelerin
interneti, yatay ve dikey yazılım entegrasyonu gibi konular ön plana çıkıyor. Ve tabii siber güvenlik... Güvenlik dijitalleşmenin yaygınlaşmasının önündeki en önemli konu. Dijitalleşme ile işgücü profili gelişecek, nitelikli, eğitimli işgücüne talep artacak. Önümüzdeki dönem, önemli bir dijital dönüşümün yaşanacağı, Sanayi 4.0, nesnelerin interneti, veri korunması, büyük veri ile veri analitiği ve yapay zeka gibi konuların sıklıkla gündemde olacağı, bu konuda ciddi yasal ve idari düzenlemelerin yapılacağı bir dönem olacak. TÜBİSAD olarak, gerek çalışma komisyonlarımızla, gerekse yönetim kurulumuzla bu alanlarda sektörün sağlıklı büyümesine katkımızı sağlayacağız.”
TÜBİSAD Yönetim Kurulu Başkanı Kübra Erman Karaca
Bilişim Zirvesi’nde Endüstri 4.0 için geri sayım 16. yılında, bu yıl Bilişim Zirvesi ICT Summit etkinliğinin ana teması “Dijital Evrim ile Endüstri 4.0” olacak. Dijitalleşme sürecinin halen başında olsak da, hızlı gelişim herkesin malumu. İnternete bağlı gömülü sistem ve diğer taşınabilir cihazların ilerleyen yıllarda katlanarak artacak olması, bu artış paralelinde üretilen veri miktarında da istikrarlı artış, yeni iş fırsatları da bu yeni ekonomik evrimin ilk akla gelen sonuçları. Herkesin dijital evrime geçmek zorunda olduğuna dikkat çeken Bilişim Zirvesi Genel Müdürü Neslihan Aksun’a göre ise Endüstri 4.0, her şeyi birbirine bağlamakla kalmıyor, yapay zeka temelli yepyeni tasarım, planlama, Ar-Ge, üretim, tedarik, kalite, süreç yönetimi, otonom sistemler, hizmet ve müşteri deneyimini de beraberinde getirerek 4. dalga dijital ekonominin temellerini atıyor. Bu tespitten yola çıkınca, tasarım, eğitim, üretim, pazarlama, eğlence, ticaret, alışveriş, sağlık, ulaşım gibi aklımıza gelebilecek her alan dijitalleşmek, dev bir dijital ekosistemin parçası olmak zorunda. “Bundan kaçış yok” vurgusunu yineleyen Neslihan Aksun, “Dijital evrimde 4. Dalga, yani Endüstri 4.0 Bilişim Zirvesi’nde” diyerek, zirvede detayları şu sözlerle paylaştı: “21 Kasım’da Çocuklar için Bilişim
Dİjİtal Evrİm İle Endüstrİ 4.0’ın yol harİtası Özel Tema Projeleri • Çocuklar için Bilişim Zirvesi – “Dijital Dünyada Yeni Nesil Eğitim Teknolojileri” (21 Kasım) • T.C. Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ile “Türkiye’nin yeni çıkış yolu: Endüstri 4.0 ile gelen Yeni Ar-Ge ve İnovasyon Anlayışı • “Dijital İstanbul’da Dijital Yaşam” • “Maddenin Dijitalleşmesi” • “IoT ve M2M’e Hazırlık: Gömülü Sistemler” Forumlar • Yeni Nesil Telekomünikasyon • Dijitalleşmede C Level • Entegre Dijital Pazarlamanın Dinamik Yapısı • Mobil Dünyada Dijital İnovasyon
Bilişim Zirvesi Genel Müdürü Neslihan Aksun Zirvesi’nin ardından 22-23 Kasım 2016 tarihlerinde Haliç Kongre Merkezi’nde düzenleyeceğimiz Bilişim Zirvesi’nde “Dijital Evrim ile Endüstri 4.0’da neler yapabileceğiz ve sonraki durak neresi?” sorularına yanıt arayacak, dijital evrim yol haritasını birlikte oluşturacak, Endüstri 4.0 dalgasını yakalamanın ipuçlarını belirleyeceğiz. Zirve odaklı çalışmalarımız devam ediyor ve sektörün yoğun ilgisi de bu yılın temasını saptarken ne kadar doğru bir karar aldığımızı gösteriyor. Dijital Evrim ile Endüstri 4.0 ana temasında, “no way out!” mottosu ile Teknoloji Platformları, Sosyal Buluşma Platformları, Forumlar, Atölyeler ve Özel Proje konuları ile Endüstri 4.0’ı detaylı biçimde ele alacağız.”
Teknoloji ve Sosyal Buluşma Platformları • Büyük Veri ve Bulut Çözümlerinde Cognitive ile Yapay Zeka Algoritmaları • Giyilebilir Nesnelerin İnternetinde Endüstri Taktikleri • Yıkıcı Teknolojilerin en Yapıcı Fonksiyonları • Açık Sistem Dünyasında Ulusal Savunma Stratejileri • Dijital Tıp Devrimleri • Blockchain ile Dijital Finans Kimliği • Perakende Sektöründe Dijitalleşme • ERP Çözüm Süreçleri • Dijital Topluma Evrilmek • Akıllı Kentler ve Akıllı Kentsel Dönüşüm • Sporda Dijital Dönüşüm • Dijital Çağın Kadını • Dijital BT İş Birliğinde Malezya • CIO Vizyon Toplantıları • CRM Operasyonlarında Dijital Dönem
20
DOSYA
BThaber
Dijital Evrim ile Endüstri 4.0
20 - 26 HAZİRAN 2016
Tüm taraflar için fayda da artacak Dünyada 4. Sanayi devrimi olarak tanımlanan Endüstri 4.0’ın temel olarak üç hedefi var: İlki ekonomik büyüme, istihdam ve sosyal istikrar, ikincisi kalıcı değer ve iş güvenliği, üçüncüsü ise daha fazla verimlilik ve yüksek yaşam standardı. “Bosch’un Endüstri 4.0 çalışmalarındaki temel unsur, insandır” vurgusunu yapan Bosch Türkiye Nesnelerin İnterneti (IoT) & Endüstri 4.0 Koordinatörü Mustafa Ayhan’a göre, Endüstri 4.0 ayrıca veri alışverişini sağlarken, enerji tasarruf yapılmasına da imkan tanıyacak. “Bosch, dünya genelindeki 250’den fazla tesisinde 100’ün üzerinde projeyi tamamlayarak Endüstri 4.0’ı uygulamaya soktu” diyen Mustafa Ayhan, beklentilerini ise şu sözlerle paylaştı: “Bu çalışmalar ışığında Endüstri 4.0’ın sadece Bosch açısından 1 milyar avronun üzerinde tasarruf sağlayacağı öngörülüyor. Son olarak Endüstri 4.0, ülkeler arası üretimde ortak dil sağlıyor. Hem Bosch hem diğer uluslararası şirketler pek çok yeni sınır ötesi iş fırsatının yolunu açıyor. Endüstri 4.0 tedarikçisi olarak da bu alanda 2020 yılına kadar 1 milyar avro kazanç elde etmeyi hedefliyoruz. Dijital evrimle öne çıkacak BT yetkinlikleri açısından, Yazılım Mühendisliği ve Veri Bilimi (Data Scientist) ön plana çıkıyor. Bu yetkinlikleri içeride tutma kararı zaman içerisinde değişecek ve servis olarak alınmaya devam edilecek. BT yatırımları, büyük veri ve bulut hizmetleri üzerinde
yoğunlaşacak. Şirketler kendi sistem odalarına ve donanıma yatırım yapmak yerine, bunları servis olarak almaya yönelecekler.” Sanayicilerle buluşacak, Endüstri 4.0’ı anlatacağız Türkiye’de Endüstri 4.0 konusundaki farkındalık
çalışmalarına katkıda bulunduklarını, hatta Avrupa ve ABD’de bu konuda önemli gelişmeler kaydedilmeye başlandığını söyleyen Mustafa Ayhan, Endüstri 4.0 ile özel olarak ilgilendiklerinin altını çizdi. “Türkiye’de Endüstri 4.0 ile ilgili organizasyon çalışmalarını 2014 yılında Bursa fabrikalarımızda başlattık. Endüstri 4.0 ekibimiz, halen 5 farklı pilot proje yürütüyor” bilgisini veren Ayhan, Bursa fabrikasının küresel Endüstri 4.0 üretim zincirinin parçası olarak en son üretim teknolojilerini kullandığının altını çizdi. “Bu yıl lojistik robotları, malzemeleri ihtiyaç duyulan yere tam zamanında götürmeye başlayacak” bilgisini de veren Mustafa Ayhan, hedeflerini ve
Bosch Türkiye Nesnelerin İnterneti (IoT) & Endüstri 4.0 Koordinatörü Mustafa Ayhan tüketici beklentilerini şöyle anlattı: “Bosch, Endüstri 4.0’ı ilerletmek üzere iki yönlü bir strateji uyguluyor. Birincisi, ağa bağlı teknolojinin önde gelen savunucusu olmak. İkincisi ise müşterilerine bu alanda sensörler, sürücüler, çözüm paketlerine sahip yazılımlar ve hatta robot asistanlar gibi çok sayıda çözüm sunmak. Bu doğrultuda önümüzdeki günlerde Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, TOBB ve Alman Ticaret Odası ile birlikte Endüstri 4.0 Roadshow’u yapmayı planlıyoruz. Bu kapsamda 6 ilde sanayicilerle buluşacağız. Bunun yanında üniversiteler, liseler hatta ilköğretime kadar bu dönüşümle ilgili farkındalık yaratmak için çalışmalar başlattık. Tüketici ise alacağı malı, hizmeti kendisine göre özelleştirmek, birinci derecede mükemmel bir kullanıcı deneyimi yaşamak istiyor. İşte tüketicinin bu özelleştirme talebine karşılık verebilmek için Endüstri 4.0 var. Tüketicileri bilgilendirmek için blog, video gibi kendilerine yakın bulabilecekleri mecraları kullanarak onları bilgilendirmek istiyoruz.”
Beyin fırtınaları süreci de hızlandıracak Günümüzde internetin yaygınlaşması ile endüstri yeni bir devrim yaşıyor. Ancak günümüzde sanal ve fiziksel dünyanın iç içe geçtiği Endüstri 4.0 dünyasında bilgisayar sistemlerini hedef alan saldırılar da büyük tehlikeleri beraberinde getirebiliyor. Yani sanal tehditlerin daha da akıllandığı bu devrimde, saldırılara karşı donanımlar ve yazılımlara yatırım yapmak kritik önemde. Metric Genel Müdürü Gökhan Arıksoy’a göre, devrimin temel unsurları arasında nesnelerin interneti, sistemlerin interneti, akıllı sensörler, birbirleriyle bağlantılı robotlar, 3 boyutlu baskı, büyük veri gibi güçlü teknolojik unsurlar var. Bu güçlerin bir araya gelmesi, nihayetinde daha hızlı ve daha verimli üretimi, daha düşük
maliyetleri beraberinde getiriyor, arz ile talep arasındaki dengede arz hattını daha da sağlamlaştırıyor. Konu Türk şirketlerinin bu konudaki farkındalığı olunca, Gökhan Arıksoy, şu yorumu yaptı: “Her ne kadar bazı şirketlerin BT altyapılarında kullanmakta olduğu çözümler, Endüstri 4.0 devrimine uyum için yetersiz olsa da yine de gelecek için iyimser olduğumu belirtmek isterim. En azından günümüzde altyapı güvenliği, BT güvenliği gibi konuları konuşmamız bile bu farkındalığı yaratma açısından önemli. Bu durumun farkında olan bazı kurumsal şirketler, bağlı makinalardan üretilen verileri kullanarak önlemeye ve tahmine dayalı bakım gibi başlıkları da gündemlerine hızlı şekilde almaya
başladı. Bu tartışmalar ve beyin fırtınaları Endüstri 4.0 devriminin tamamlanma sürecini hızlandıracak.” Üretim sektörü ve istihdam piyasası değişiyor BT teknolojilerinin gelişimi ile istihdam piyasası da değişiyor. Bazı işler gelecekte ortadan tamamen kalkacak, bazı işler ise ilk kez ortaya çıkacak. Artan devasa veri nedeniyle, şirketler verilerini nerede saklayacaklarını, nasıl koruyacaklarını bilmek istiyor. Dolayısı ile işe alım kriterleri de değişiyor. “Örneğin Dünya Ekonomik Forumu raporunda, yeni trendlerin etkisi ile istihdam piyasasında 20152020 yılları arasında 5,1 milyondan fazla kişinin işlerini kaybedebileceği
ve bilgisayar, matematik, mühendislik alanlarında yaklaşık 2 milyon yeni istihdam yaratılabileceği tahmininde bulunuluyor” bilgisini paylaşan Arıksoy, tüketicilerin beklentilerini ise şöyle anlattı: “Yeni teknolojiler; fiziksel, dijital ve biyolojik dünyaları bir araya getiriyor. İç içe geçmeye başlayan bu dünyalar ise ekonomileri ve sektörleri değiştiriyor. Tüketicilerin bu dijital evrimin etkisi ile hizmet veya ürün üretenlerden daha hızlı, taleplerine daha uygun, güvenilir hizmet beklentisi artıyor. Yeni çözümler ile örneğin üretim cihazları daha bozulmadan sensörler kanalıyla elde edilen veriler ile bakım hizmetleri, arızalar gerçekleşmeden otomatik olarak planlanabiliyor.”
22
DOSYA
BThaber
Dijital Evrim ile Endüstri 4.0
20 - 26 HAZİRAN 2016
Herkes elindeki kaynakları verimli ve bilinçli kullanmalı Endüstri 4.0 ile beraber “Internet of Everything & Analitcs”, “Cloud Computing”, “Augmented Reality” ve “Vertical & Horizantal Integration” ve “Cyber Security” konuları daha da ön plana çıkacak. “Bu yönüyle 4.Sanayi Devrimi olarak adlandırılan Endüstri 4.0’ın daha ilk evresinde olduğunu söyleyebiliriz” yorumunu yapan Siemens Türkiye İcra Kurulu Üyesi ve Dijital Fabrika Direktörü Ali Rıza Ersoy’a göre, Almanya’da ortaya çıkan bu kavramla insanlar gerekli süreçleri ve prosedürleri planlarken, makineler de bu süreç ve prosedürleri kendi tasarlayıp geliştirdikleri algoritma ve yazılımlarla uygulamayı öğreterek sistemin vazgeçilmez parçası haline gelecekler. Endüstri 4.0 kavramıyla
gündeme gelecek en belirgin örneklerden biri de ‘Akıllı Fabrikalar’ olacak. Ali Rıza Ersoy, bu başlıkta Türkiye’deki farkındalık seviyesini şu sözlerle değerlendirdi: “Henüz ilk evrelerinde olan Endüstri 4.0 için gerçekçi ilerlemek ve doğru kararlar almak için üretici firmaların yanı sıra teknoloji şirketlerine de görevler düşüyor. Almanya, ABD, Çin gibi büyük ekonomiler değerlendirildiğinde, Endüstri 4.0 devrimiyle ilgili Türk sanayicileri de ellerindeki kaynakları ve imkanları zorlayıp bu teknolojiye gerekli yatırıp yakalama şansına sahip. Endüstri sektörünün önceliği olan verimlilik, pazar çıkış süresinde kısalma ve esneklik arayışları gibi konulara Siemens olarak rekabetçilikleri arttıran yanıtlar sunuyoruz.”
İstihdam azalmayacak, çalışanın yetkinlikleri artacak Otonom robotların devreye girmesi ile mavi yaka çalışanlarda işsizlik baş gösterecek gibi sanılsa da, Almanya 2020 yılından itibaren endüstriyel istihdamda yüzde 6 artış bekliyor. Bu bilgiyi vererek, “Almanya’da 20 yıl ve bizde 30 yıl gibi süreceği varsayılan ‘3.0’dan 4.0’a geçiş süreci’ boyunca “low skill” çalışan profilinden “high skill” profiline geçmek gerekecek. Burada doğru, hızlı ve yeni eğitim modellerine ihtiyacımız olacak. Türk-Alman Üniversitesi, mekatronik mühendisliği lisans bölümüne Endüstri 4.0 dersi koydu bile” bilgisini veren Ali Rıza Ersoy, konunun ‘tüketici’ tarafını ise şöyle anlattı:
“Müşterileri bu geçiş süreçlerinde desteklemeyi amaçlıyoruz. Dijital Fabrika bölümünde verdiğimiz hizmetlerle geçiş sürecinde rehber olması amacıyla Endüstri 4.0 isimli platformu hayata geçirdik ve ilk adım olarak www.endustri40.com portalımız ile geçiş sürecinde rehber olmaya hazırlanıyoruz. Firmaların ve kişilerin atacağı adımların belirlenmesinde öncülük amacıyla kurulan Endüstri 4.0 Platformuyla, sanayi devriminde gerçekleşmiş ve gerçekleşecek olan gelişmeler haber, teknik içerik yayıncılığı, röportajlarla sektörle ilgili tüm kesimlere ulaşacak. Çalışmalarımızla birlikte platformumuza katılan üyelerle ağımız giderek büyüyecek ve sektördeki Endüstri 4.0 bilinci daha da yaygınlaşacak.”
Doğru bağlantılar, tüm ekosisteme fayda sağlayacak
Bilgi kirliliğine karşı Endüstri 4.0’ı doğru tanımlamalı Endüstri 4.0; temel olarak şirket hedef ve vizyonlarınıza ulaşabilmek için dijital araçların kullanılması akımı. Farklı bölgelerde Endüstri 4.0’a farklı isimler verildiği görülüyor. Mesela Amerika’da bu akımlar IIC ve SMLC isimleri altında, Fransa’da “La Nouvelle France Industrielle”, Kore’de “Manufacturing Industry Innovation 3.0” ve Çin’de “Made in China 2025” isimlerini alıyor. “Bizim de bu akıma kendimize has Türkçe bir isim vermemiz gerek” önerisini yapan Dassault Systèmes Türkiye Ülke Müdürü Elif Gürdal’a göre, Endüstri 4.0 konusunda Türkiye’de bir algılama sorunu ve ciddi bilgi kirliliği olduğunu söylememiz gerek. “Türkiye açısından Endüstri 4.0’ın gerçekten ne olduğunu çok iyi kavramamız ve gelecek planlarını buna göre yapmamız gerek” yorumunu ekleyen Elif Gürdal, şirketler ve ölçeklerine göre odaklanılması gereken uygulama başlıklarını şöyle anlattı: İhtiyacınızı ve önceliklerinizi doğru belirleyin “Endüstri 4.0 uygulamaları hedeflerinizi gerçekleştirebilmeniz için uygulamalar sunuyor. Ufak ölçekli şirketlerden başlamak gerekirse, ki bu tip uygulamaların maliyeti herkesin korktuğu bir konu, bu duruma göre değişir. Örnek olarak, eğer bir depo yönetimi yapıyorsanız, mütevazi bir deponuz var ve deponun sıcaklık
derecesi sizin için önemli ise; bir sensor ile bu bilgilerin telefonunuza aktarılması sizin Endüstri 4.0 akımına bir uygulama ile katıldığınızı gösterir. Burada dikkat edilmesi gereken konu neye ihtiyaç duyduğunuzu iyi belirlemeniz. Kanımca en çok dikkat etmesi gerekenler ise orta ölçekli şirketler. Orta ölçekli firmalara, bu konuda onlara yön gösterebilecek danışman firmalar ile çalışmalarını tavsiye ediyorum. Büyük ölçekli şirketler ise kesinlikle bu tip uygulamalara ihtiyaç duyuyor ve faydaları şirketin ölçeğine orantılı olarak artıyor. Bu arada, maliyetler ve başta harcayacağınız efor da artacak. Dikkat edilmesi gereken konu; önceliğinizi iyi belirlemeniz ve doğru adımları atmanız. Bu tip projelerde en büyük problem maliyet değildir. Çünkü şirketinizde daha verimli çalışabilmek için bir sistematik altyapı oluşturmanız gerekiyor ve bu da düşünce yapısında değişiklik yapmak demek. Doğal olarak ilk problem insanların tepkisi olacak. Ama bu bir kere aşıldığında işler daha hızlı ilerlemeye başlayacak. Bu öncelikler ışığında Endüstri 4.0 akımının kapsamını Uygulamaları Planlama, Uygulama ve Optimizasyon olarak ayırmak mümkün. Biz de Delmia ürünümüz ile bu bahsettiğim tüm uygulamaları tam da böyle bir platform altında sunuyoruz. Yani uygulamalarımız gerektiğinde tek başlarına, gerektiğinde ise birlikte çalışabiliyor.”
Türkiye’de önümüzdeki 10 yıl içinde dijitalleşme ve nesnelerin interneti uygulamalarının özel sektörde 169,4 milyar dolar değer yaratabileceği öngörülüyor. Bu değerden paylarını alabilmek için şirketler de BT yatırımlarının yanı sıra iş ve üretim süreçlerini gözden geçirmeli ve yeniden tasarlamalı. Dijital çağa bu geçiş teknolojik, organizasyonel, kültürel anlamda değişimi zorunlu kıldığı gibi, şirketlerin altyapı yatırımı gerçekleştirmesi gerekliliğini doğuruyor. Birbirine bağlanarak akıllı üretim süreçleri oluşturan nesneler, süreçler ve ağların bir katma değere dönüşmesi ancak gelişmiş veri analizinin uygulanması ile mümkün. Üretim tesislerinde tüm kalite testlerini otomatik sistemler ile gerçekleştirip, bu sistemlerden toplanan verileri bilgisayar yazılımlarıyla analiz etmek, toplanan bilgiyi üretim sistemi ve ürünlerin kalitesini artıracak projelerde kullanmak mümkün. Tüm bunlar gerçekleştirilirken, sistemin hiçbir noktasında güvenlikten feragat etmemek de şart. “Ayrıca tüketicinin ne istediğini anlamalı, analiz etmeli ve ellerindeki veri ile nasıl bir katma değer yaratabileceklerini tartışmalılar” hatırlatmasını yapan Cisco Türkiye Ülke Müdürü Cenk Kıvılcım, net bir gerçeğe dikkat çekti: 2020’de işletmelerin yüzde 75’i tamamen dijitalleşmiş olacak, ancak bunların sadece yüzde 30’u başarılı olacak. Bu; gerçek anlamda dijitalleşmek yeni teknolojiyi süreçlerle entegre ederek yeni deneyim, ürün ve hizmet sunabilmek demek. “Şirketlerin bu dönüşümü yakalamak için çalışanlarına doğru iş araçları vermeleri, ses, video, içerik paylaşımına yatırım yapmaları, doğru alt yapıyı seçmeleri ve alt yapılarını güvence altına almaları gerek” diyen Cenk Kıvılcım, sağlayacağı avantajları şu sözlerle anlattı: Sektörel planlama yapılmalı, ekosistem oluşturulmalı Endüstri 4.0’ın iş gücü ve insan
kaynakları yapısına büyük etkisi olacağına inanılıyor. Bu kapsamda yeni iş alanları oluşacak; yazılım, veri araştırma ve analizi, geleceğe yönelik analizler (predictive analysis) gibi konular çok daha önem kazanacak. Sanayi 4.0 ve dijitalleşmenin getirdiği tüm bu fırsatlardan yararlanmak için gerekli dönüşümü özel sektörle birlikte ülkenin siyasi ve fikir liderleri, akademisyenleri, sivil toplum kuruluşları gerçekleştirmeli. Bu vurguyu, “Türkiye olarak daha fazla yatırım yapmamız gerek” tespiti ile pekiştiren Cenk Kıvılcım’a göre, kuvvetli olduğumuz ve inşaat, turizm, finans, enerji, tarım, ulaştırma/ lojistik, ufak makina üretimi gibi stratejik gördüğümüz sektörlerde bir dijital ajanda oluşturmamız gerek. Odaklanılan alanlarda özellikle büyük küresel şirketlerle bu sektörlerin öncü firmaları, start-up firmalar ve akademisyenlerle odaklı ekosistem oluşturmak ve onların ekosisteminden faydalanmak da şart. Örneğin inşaat, Türkiye’nin güçlü olduğu bir sektör. Akıllı bina konusunda liderliği alıp çözüm ve yerli yazılımcıların oluşturduğu bir ekosistem kurgulanmazsa, gelecekte katma değeri yüksek çözümleri yurtdışından ithal etmek zorunda kalan bir sektör haline gelebilir. Bunun için öncü BT firmaları, inşaat sektörü, inşaat sektörüne yönelik Türk yazılım firmaları ve TOKİ çalışma grupları kurup dijital dönüşüm stratejisi oluşturup bunu somut adımlara dökmeli. Bu çalışma grupları küçük ve dinamik olmalı. Ayrıca, sektör odaklı veri toplama (data mining) ve analizinin önemi artacağı için Türkiye’nin kuvvetli olduğu sektörleri destekleyen ve dijital sistemler için yönetim yazılımları ve son kullanıcı uygulamaları fırsatları Türk bilişim start up’larının oluşmasına fırsat verecek. Büyük bilişim firmaları ile çalışmaları sayesinde de dünya pazarına çok daha kuvvetli açılabilecekler. Bu anlamda dijitalleşme, Türkiye’den uluslararası markalar çıkarması için önemli bir fırsat.”
BThaber
Dijital Evrim ile Endüstri 4.0
20 - 26 HAZİRAN 2016
DOSYA
23
Ülke olarak Endüstri 4.0’ı yakalamamız şart Dijital dönüşüm, kurumların rekabet avantajı elde etmek üzere girmeleri gereken kaçınılmaz bir olgu ve bunu bir süreçten öte, bir strateji olarak görmek gerek. Bu dönemde şirketlerin bilinen teknoloji altyapılarına, veriye erişilebilirlik de eklenecek. Dijital dönüşümün yarattığı etkinin bu kadar büyümesine sebep olan faktörlerin başında; verinin artması, hızlanması ve çeşitliliğinin fazlalaşması geliyor. Şirketler, bu değişimin altında kalmamak için dijital dönüşümlerini tamamlamak üzere öncelikle doğru iş ve yatırım planı hazırlamalı, buna uygun dönüşümlerine yön vermeli. Fujitsu Türkiye Servis Direktörü Cengiz Yeker’in de belirttiği gibi, son birkaç yılda hayatımıza giren yapay zekâ, robotlar, sensörler, nesnelerin interneti, bulut bilişim gibi kavramların günlük yaşamımızda somut etkilerini gözlemlemek mümkün. Mobilite, bulut bilişim ya da büyük veri Endüstri 4.0’da da belirleyici. “Ancak Endüstri 4.0 ile birlikte “ezber bozmak” olarak tanımlayabileceğimiz “yıkıcı inovasyon” (disruptive innovation) ya da
insansız fabrikaları ifade eden “karanlık fabrika” (lights-out manufacturing) gibi yeni kavramlara hazır olmamız gerek” hatırlatmasını yapan Cengiz Yeker’e göre, ülke olarak Endüstri 4.0’ı yakalamamız şart. Türkiye, önceliklerini ve odak noktalarını belirlemeli “Türkiye’de kurumların dijital dönüşümleri maalesef dilediğimiz düzeyde değil” eleştirisini yapan Cengiz Yeker’e göre, bu konuda altyapılarının geliştirmesi, yüksek nitelikli insan gücünün Endüstri 4.0’a adapte olabilmeleri amacıyla insan kaynaklarından dijital altyapılarına kadar yepyeni bir bakış açısına ihtiyaç var. Bu bakış açısının da Ar-Ge ve inovasyonla desteklenerek oluşturulması gerek. Neler yapılabileceğini ise Yeker şöyle anlattı: “Öncelikle, devlet ve sanayi kuruluşları
işbirliğinde, Endüstri 4.0 farkındalığının, vizyonunun, strateji ve yol haritasının vakit kaybetmeden oluşturulmasını önemsiyorum. Endüstri 4.0 sürecinde olan ülkeler, odak alanlar ve odak inisiyatifler tespit ediyor, bu alanlarda çalışmalar yapıyor. Ülkemizde de benzer bir şekilde Endüstri 4.0 stratejisini en kısa sürede belirlemek, odak alanları tespit etmek ve bu anlamda teşvik ve destek yöntemlerini uygulamak gerek. Ülkemizde faaliyet gösteren küresel şirketlerin kamu ve özel sektörle işbirliği halinde olması ve küresel deneyimlerin Türkiye’ye transfer edilmesi gerek. Eğitim, kurs ve seminerler de bu sürecin hızlandırıcısı olur. Ar-Ge teşviklerinin yapılması da önem taşıyor. Burada Fujitsu gibi güçlü teknoloji firmaları ve entegratörlere büyük işler düşüyor. Fujitsu olarak KOBİ’lerin bu yolculuğunda onların inovasyon ortağı olmak istiyoruz. Ekosistemi doğru kurmaya çalışarak ve üzerimize düşen görevi yerine getirerek başarı hikayeleri yaratmayı amaçlıyoruz.” İnsana her zaman ihtiyaç olacak Dijital dönüşüm tüketici ile pazarlama ekiplerinin ilişkilerini tümden değiştirdi. Her
bir tüketici kurum için tekil olduğunu düşünmeyi, kendine özel çözüm ve ürünler sunulmasını istiyor. Artık reklamdan değil içerikten söz etmek daha büyük anlam ifade ediyor. Dolayısıyla şirketlerin bu dönüşüm sürecinde müşteri odaklı olması kaçınılmaz zorunluluk. Dijital değişime ayak uyduran şirketler ve ülkeler, küresel rekabet ortamında sürdürülebilir bir büyüme yakalayabilecekler. Bu yorumu yapan Yeker, İK yapısında gelişim beklentilerini de şöyle özetledi: “Endüstri 4.0 bir süre önce 46’ncısı düzenlenen Dünya Ekonomik Forumu’nun da gündemindeydi. Orada tartışılan konuların başında, Endüstri 4.0’ı oluşturan teknolojilerin istihdamı, iş kalitesini ve eşitliği nasıl etkileyeceği geliyordu. Şu anda dünyada her 10 bin çalışana karşı robotlaşma oranı 66 adet seviyesinde ve bu oranın beş yıllık süreçte en fazla iki katına çıkması bekleniyor. 2020 itibariyle hayatımıza ileri robotik, otonom ulaşım, yapay zekâ, makine öğrenmesi, gelişmiş malzemeler, biyoteknoloji ve genom bilimi gibi kavramlar girecek. Bu gelişmeler, hem yaşamımızı hem iş yapış şekillerimizi değiştirecek. Bazı meslekler tamamen yok olacak, bazıları daha fazla gelişecek, bugün hiç bilmediğimiz meslek dalları da ortaya çıkacak. Ancak en önemlisi; insana her daim ihtiyaç olacak. Çalışanların sahip olması gereken üç temel yetenek arasında başı yaratıcılık çekiyor. Diğer önemli iki yetenek de “duygusal zeka” ve “teknolojik okur yazarlık”. Yetenekli insanları şirketlere çekme ve uygun ortamı sağlama daha da büyük önem taşıyor.”
Anlamlı veri olmadan dönüşüm olmaz Geleneksel yöntemlerle yönetilen üretim ve hizmet sistemleri kullanıcı alışkanlıklarının değişmesi nedeniyle, günümüzde dijital bir dönüşüm sürecinde her gün gelişmeye devam eden yeni bir yapıya bürünüyor. Akıllı cihazlar, uzaktan kontrol edilebilen robotlar, sensörler, 3D yazıcılar, gelişen iletişim teknolojileri ile hızlanan bulut veri depolama ve veri analiz sistemleri gibi birçok teknoloji bu değişim rüzgarına yön veren konular. “Aslında yıllardır hayatımızın bir parçası olan IoT sayesinde, birbirleriyle konuşabilen akıllı ve ilişkili sistemeler geliştirilerek kullanıcıların ve kurumların daha da entegre olacağı bir yolda ilerliyoruz” yorumunu yapan QlikView Türkiye Satış ve İşortağı Yöneticisi Can Doğu’nun belirttiği gibi, bu süreç devam ederken, birçok kurum da müşterilerinin, tedarikçilerinin ve çalışanlarının oluşturduğu veriler üzerinden alışkanlıklarını, performanslarını
ilgili yasal mevzuat çerçevesinde belki de attıkları her adımı, yaptıkları her yorumu ve oluşturdukları etkileri analiz etme fırsatını yakalıyor. Bir yandan kurum içerisinde çeşitlenen ve hızlanan veri kaynakları, diğer yandan dijital evrimin parçası olan bulut teknolojilerinde saklanan sosyal medya, IoT gibi teknolojilerin oluşturduğu verilere ulaşmak ve bu bilgi hazinelerini ilgili departman kullanıcıları ve karar vericilerin erişimine açmak yine bu dijital evrimin bir parçası olarak devam ediyor. Can Doğu, bu noktada önemli bir konuya işaret etti: “Farklı ortamlarda verinin üretilme hızı ve miktarı o kadar arttı ki, bu veri kümelerini bir araya getirerek anlamlı bilgiye dönüştürme ve stratejik kararlar sırasında kullanabilme gibi konular kurumların aşması gereken önemli bir sorun. Bugün tüm özel sektör, kamu kurum ve kuruluşları saydam ve hesap
verebilir yönetim oluşturmak amacıyla reformlar yapıyor ve karar verme süreçlerini güçlendirmek için stratejik planlamalarla performans esaslı projeler geliştiriyor.” Veriyi aksiyona dönüştürmek şart Bu noktada yeni nesil teknlojilere sahip, yeni gelişen veri ortamları ile entegre olabilen, işletim sistemi bağımsız bir yazılımla her cihazdan her ortamda bu verileri karara dönüştürebilme ihtiyacı; Can Doğu’ya göre, kendileri gibi tedarikçilerin olabildiğince hızlı, kolay kullanılabilir, esnek geliştirme arayüzüne sahip raporlama aracının farkındalığını arttırma zorunluluğunu gündeme getiriyor. Çünkü artık, her ne kadar saklanarak ilerleyen dönemler için kullanılması gerekse de, olası kısa dönemli fırsatlar için de veriyi hızlı işleyebilmek ve onu bilgiye, aksiyona dönüştürmek şart. Can Doğu, bu dijital evrimin ulaşacağı
noktaları şöyle anlattı: “Bu evrim kurumlarda sadece belirli noktalarla sınırlı kalmayarak yönetimden farklı departmanlardaki çalışanlara, tedarikçilerden bayilere kadar sistemin her bir bileşenini bu değişimin içerisinde tutmak ve adapte etmek zorunda bırakıyor. Kurumlarda üst yönetim ve bilişim teknolojileri bu alana öncülük eden alanlar olarak düşünülse de, dijital ve veri başlıklı yeni birimlerin oluşması ve ilgili yöneticilerin belirlenmesi ile kurumların çok daha bütünleşik ve paylaşımcı bir ortamda bu süreci geçirmesine yardımcı oluyor. Özellikle İK gibi birimlerde bu dijital altyapı ve kullanıcı, yani çalışan alışkanlıklarına uyum sorumluluğunu getirse de, en önemli sorumluluklarından biri bu dijital değişime adapte olabilecek profilleri kuruma kazandırma ve kurumda çalışanları bu yönde eğitim ve seminerle ileriye taşımak.”
24
DOSYA
BThaber
Dijital Evrim ile Endüstri 4.0
20 - 26 HAZİRAN 2016
Endüstriyel internet, apayrı bir kulvar Hangi endüstride olursanız olun dijitalleşme, şirketinizin geleceği için bir tercih değil, artık mecburiyet. Bugün her şirket elindeki varlıkları, insan kaynağını, süreçleri bir kez daha masaya yatırmalı, dijital dönüşümün ana başlıkları çerçevesinde bundan sonra neyi iyileştirebileceğini, neleri farklı yapabileceğini düşünmeli. Bu anlamda planlama önemli bir başlangıç. Hemen sonrasında da hızla, aşama aşama yapılan planı hayata geçirmek ve geleceğini şekillendirmek önemli. “Makineleri, yazılımları ve veriyi bulut ortamında bir araya getiren endüstriyel internet bizim için asıl dikkat çeken alan” yorumunu yapan GE Dijital Türkiye Genel Müdürü Uygar Doyuran, şu bilgileri paylaştı: “Bir yandan akıllı telefonların yanında, spor salonlarındaki yürüme bantları, evlerdeki kombiler, kameralar, mağazalardaki dijital panolar internete bağlanırken bir yandan da üretim, enerji, havacılık, sağlık gibi endüstrilerde büyük makineler de internete bağlanıyor. Bu makineler çok veri üretiyor. Bu makinelerin hem sürekli, hem verimli çalışması önemli. General Electric olarak, 28 Şubat 2016’da Endüstriyel İnternet için geniş bir yazılım ve mühendislik ekibi tarafından geliştirilmiş endüstriyel bir işletim sistemi olan Predix’in
GE Dijital Türkiye Genel Müdürü Uygar Doyuran
açılışını yaptık. Predix üzerinde de uygulamalar geliştirilebiliyor. Predix’le yazılımcılar geliştirdikleri uygulamaları GE Uygulama Dükkanı’na koyabilecek ve dünyanın çeşitli yerlerindeki büyük makineler ve bulutta çalışmalarını sağlayabilecekler. Endüstriyel dünyanın dijital dönüşümünde bir başka önemli konu da Operasyonel Teknolojiler (OT) ve Bilgi Teknolojileri (BT) arasındaki fark. Predix ile OT dünyasındaki makinelerle, BT dünyasındaki ERP, CRM, Tedarik Zinciri sistemlerini tek çatı altında entegre ederek uçtan uca yönetimi ve verimliliği sağlıyoruz.” Tüm paydaşlar İnovasyon Merkezi’nde olacak Endüstri 4.0’da önemli olan ihtiyaçlar, problemler, rekabetçiliği artırmak için yapılması gerekenler. “Teknoloji alternatifleri çok” vurgusunu yapan Uygar Doyuran’ın da belirttiği gibi, sadece dijitalleşme ile bütün sorunlar çözülmüyor. Bu nedenle mutlaka süreç iyileştirmesi için uzmanların tavsiyeleri müşterilere iletiliyor. Amaç ise her zaman en sade yöntemleri kullandırmak, karmaşık sistemlerle operatörleri yormak yerine, onların işlerini en iyi şekilde yapmaları için destekleyici sistemleri sunmak. Endüstri 4.0 konusunda bilgilendirme başlığında izledikleri süreçleri de Uygar Doyuran şöyle paylaştı: “GE olarak endüstriyel
internet devriminin yarattığı olanaklar ve her gün karşılaştığımız endüstriyel sorunlarla sadece kendi başımıza başarılı etkileşime giremeyeceğimizin farkındayız. Bunun tek yolunun ortak çalışma, teknolojinin demokratikleşmesi ve “küresel akıl” dediğimiz çalışma sisteminden geçtiğini biliyoruz. Bunu başarabilen büyük veya küçük ölçekli tüm firmalar önümüzdeki dönemde ayakta kalmayı başarabilecek. Bu nedenle özellikle KOBİ’ler için işbirlikleri ile dijital çağı yakalamak daha büyük önem taşıyor. Bunun için farklı uzmanlık alanlarına ve yetkinliklere sahip kişileri bir araya getirecek İnovasyon Merkezi’ni geçtiğimiz yıl Kasım ayında İstanbul Teknopark’ta açtık. Bu merkezin müşteriler, öğrenciler, küçük ve orta boy işletmeler, iş ortaklarımız, sağlık çalışanları, akademisyenler ve girişimciler gibi pek çok alandan inovasyona ilgili kişileri bir araya getirmesini umut ediyoruz.” Radikal bir dönüşüme hazır olun! GE Küresel İnovasyon Barometresi araştırmasına katılan yöneticiler, dijital devrimin işyerlerini daha güvenli hale getireceğine, çalışanlar açısından daha değerli roller yaratacağına inanıyor. Çok azı dijital devrimin istihdam üzerinde olumsuz bir etkisi olmasından çekiniyor. Yine araştırmaya katılan küresel yöneticilerin yüzde 54’ü, Türk yöneticilerin de yüzde 43’ü dijital devrimin istihdam üzerinde olumlu
etki yaratacağı kanısında. Diğer taraftan, yaratıcılık, analitik beceri, sorun çözme becerisi yöneticilerin çalışanlarda aradığı en önemli özellikler. “Dolayısıyla, genç kuşaklar, dijital sanayi devrimini yakından takip ederek, kurumların ihtiyaçlarına paralel olarak bir kariyer oluşturmalı ve bu özelliklerde kendilerini geliştirmeliler” yorumunu yapan Doyuran, Türkiye’de her ölçekte şirketin Endüstri 4.0 farkındalığını şu sözlerle değerlendirdi: “Yakın zamanda gerçekleştirdiğimiz 5. GE Küresel İnovasyon Barometresi çalışmamız, endüstriyel internet devriminin başlama sinyallerini veriyor. Araştırmaya katılan küresel yöneticilerin yüzde 86’sı, Türk yöneticilerin ise yüzde 79’u gelecek 10 yılda ileri üretim tekniklerinin sanayi sektöründe radikal bir dönüşüm yaratacağına inanıyor. Türkiye’de üretim sektöründe dijital dönüşüm için farkındalığın arttığını gözlemliyoruz. Bu da çok olumlu bir gelişme. Ancak daha önemli olan harekete geçmek. Her fabrikanın kendi resmini çekip, analizini yapıp, durumunu tekrar gözden geçirmesi ve dijitalleşme yol haritasını çizmesi gerekiyor. GE, dünyanın en büyük dijital endüstriyel şirketi haline dönüşme kararı aldıktan sonra, geçtiğimiz yıl “GE Dijital”i kurdu. GE Dijital, tüm GE iş alanları ile birlikte çalışarak, hem GE’nin hem de bu alanlardaki müşterilerinin dijital dönüşümünü gerçekleştirecek. Bir yandan GE Predix platformumuzu endüstriyel kullanıcılara ve yazılım dünyasına açarak, farklı endüstrilere güvenli, ölçeklenebilir ve gelişmiş bir altyapı sağlıyor, bir yandan müşterilerimizin dijitalleşmeleri yolunda destek vermek için çözümlerimizde gelişen teknolojiyi daha da çok kullanıyoruz. Bir başka önemli gelişme de 2015 Ekim’inde “Current” şirketimizin kurulması oldu. Current, enerji donanımlarını dijital akılla birleştiren bir start-up şirketi ve örneğin sunduğu akıllı LED sokak lambaları aydınlatmayı trafik yoğunluğuna göre ayarlamanın yanı sıra boş park yerlerinin belirlenmesi, hava kalitesi ölçümleri, hareket ve seslerin algılanması gibi konularda da yazılım ve analitik uygulamalardan faydalanıyor.”
Vaka Çalışması
Bankacılık sektörünün en büyük ince istemci dönüşümü Albaraka Türk, özel üretilen HP t620 ince istemcilerle daha hızlı ve daha güvenilir hizmet veriyor Sektör Bankacılık Amaç Banka personelinin ve müşterilerin ihtiyaçlarını karşılamada yetersiz kalan eski ince istemcileri yenileriyle değiştirerek, performansı arttırmak. Yaklaşım Alanında söz sahibi olan ve Konsept Kanıtlama (PoC) testleri yapmış firmalarla görüşülüp, araştırılan çözümler. BT konuları • Sistem yöneticileri kullanıcıları tek bir merkezden kolayca denetleyip yönetebildi • En düşük seviyede destek ve bakım ihtiyacı olduğundan teknik destek eleman ihtiyacı en aza indi • Cihazlar merkezi yönetim aracına bağlı olduğu için, işletim sistemi güncellemeleri ve lokalde çalışan diğer yardımcı programların değiştirilmesi veya ilaveleri çok kolay bir şekilde yapılabildi İş konuları • Özel üretim cihazlardaki disk kapasitesi, mevcut cihazlara göre çok daha yüksek olduğu için cihazlar yeni bankacılık paketinde daha efektif olarak kullanılabilir hale geldi • Mevcut cihazlarla kullanılan yazıcı ve tarayıcılar yeni ince istemcilere başarıyla entegre edildi. Bu da banka personelinin yeni ana bankacılık süreçlerini eksiksiz devam ettirmesini sağladı •Müşterilere verilen hizmet daha hızlı ve kaliteli hale getirildi.
İçimiz çok rahat. Çünkü biliyoruz ki artık her şubede HP ince istemciler var. Bir yılı aşkın süredir sistem sorunsuz çalışıyor. Ayrıca HP’nin en önemli avantajlarından birisi garanti süresini beş yıla çıkarabilmesi.” Hasan ABACIOĞLU, Albaraka Türk Katılım Bankası A.Ş. BT Sistem Destek Müdürlüğü
Vaka Çalışması I Albaraka Soldan sağa:
Tanju Kortun,
Artı ve Artı Satış Müdürü
Serkan Timurlenk
HP Teknoloji Danışmanı,
Can İpekli
HP Kurumsal Sektör Müşteri Yöneticisi,
Yunus Emre Oral,
Albaraka Türk Katılım Bankası Kıdemli Sistem Destek Uzmanı
Hasan Abacıoğlu,
Albaraka Türk Katılım Bankası BT Sistem Destek Müdürü
Emrah Ercan,
Albaraka Türk Katılım Bankası Hizmet Masası Takım Lideri
Didem Kara,
Artı ve Artı Kurumsal Satış Ekip Lideri
Mehmet Emre Er,
HP Kurumsal ve Perakende Çözümler Satış Müdürü
T
ürkiye’nin önde gelen katılım bankası
katılım bankası olarak hizmet vermektedir.
Albaraka Türk, HP ve Artı & Artı işbirliğiyle bankalar arası en büyük ince
istemci değişim projesini gerçekleştirdi.
Türkiye’de kurulan ilk katılım bankası olmanın sorumluluğuyla çalışan Albaraka Türk Katılım Bankası, bunun gerektirdiği
Albaraka Türk Katılım Bankası, Türkiye’de
ciddiyetle çalışır. Banka, müşteri odaklı hizmet
faizsiz bankacılığın öncü kuruluşudur. Daha
anlayışıyla müşterilerine en mükemmel
iyi hizmet vermek için ana bankacılık paketi ile
hizmeti sunmak, hisse bazında şirket değerini
birlikte altyapısını da değiştirmeye karar veren
arttırmak, ürün gamını genişletmek ve marka
banka geçtiğimiz yıl, 206 şubedeki 2500 ince
bilinirliğini daha ileriye taşımak için teknolojik
istemciyi, 8 gün hazırlık, 17 gün saha kurulum
gelişmeleri yakından takip etmektedir. İşte bu
işlemleri akabinde toplamda 25 gün gibi kısa
yüzden Albaraka Türk Katılım Bankası daha
sürede sorunsuz bir şekilde yeniledi. Bu güne
güvenilir, hızlı hizmet vermek ve rakiplerinden
kadar da yeni açılan şubeler ve yeni başlayan
bir adım öne geçmek için, dört yıl önce ana
personellerle bu sayı 3000’i buldu.
bankacılık paketini gelişmiş bir platforma ve versiyonla yenileme kararı aldı. Karar verilen
Zorluk
yeni bankacılık paketi ile birlikte altyapı
Eski ve yetersiz sistem
değişim projesi de başlatıldı.
Ana ortağı Albaraka Banking Group’un faaliyet gösterdiği Körfez, Ortadoğu ve Kuzey
İlk etapta 206 şubesi bulunan bankanın
Afrika’da, finansal ürün ve hizmet sunma
bünyesindeki 2500 ince istemcinin değişimi
konusunda Dünyanın En İyi Katılım Bankası
çok zor görünüyordu. Mevcut tüm cihazlar
olma vizyonuna sahip Albaraka Türk Katılım
Yeni Bankacılık Paketi sistem gereksinimlerini
Bankası, cari ve katılım hesaplarında biriken
karşılayamayacaktı. Ayrıca cihazların işletim
fonu, ticaret ve sanayi finansmanlarında
sistemleri desteği de sona ermekteydi.
işletir. Elde ettiği faizsiz kârı müşterileriyle
Üstelik, kullanılan ince istemcilerin yönetim
paylaşan Albaraka Türk Katılım Bankası,
konsolunda yönetilebilir tarafı yok denilecek
Türkiye’de faizsiz bankacılığın öncü kuruluşu
kadar azdı. Bunun üzerine BT personelleri
olarak 1985 yılında faaliyete başladı. Biri yurt
ihtiyaçlarını karşılayabilecek, sorun
dışında olmak üzere toplam 213 şube ve
çıkarmayacak, kullanımı daha kolay bir ince
3800 çalışanı bulunan Albaraka Türk Katılım
istemci modeli için, dünyanın önde gelen
Bankası, Türkiye’deki müşterilerine global bir
şirketlerini mercek altına aldı. Birçok şirketle
Türkiye’nin önde gelen katılım bankası Albaraka Türk, HP ve Artı & Artı işbirliğiyle bankalar arası en büyük ince istemci değişim projesini gerçekleştirdi.
Vaka Çalışması I Albaraka
günlerce görüşüldü. Bu görüşmelerde her şirket teknik danışmanlarının ve mühendislerinin aynı cevabı vermişti: “İnce istemcilerimizin
bilgisi ve tecrübesi, şüphesiz en önemli paya
belleği 16 GB, RAM’i ise 4 GB’dir.” Bu cevap
sahiptir.
Albaraka Türk Katılım Bankası için yetersizdi ve
“HP ve Artı & Artı mühendisleri, bu işi
vakit kaybedilmeden yeni arayışlara yönelip HP
zamanında yetiştireceğini bize hissettirmişti”
ve Artı & Artı ekibi ile iletişime geçildi.
diyen Albaraka Türk Katılım Bankası A.Ş. BT Sistem Destek Müdürü Hasan Abacıoğlu,
Çözüm
şubelerdeki değişim sürecini şöyle özetledi:
HP ve Artı & Artı ile düzenli görüşmeler
“Birçok şirket ile görüştük. Fakat aldığımız
sürdüren Albaraka Türk Katılım Bankası
cevaplar bize yeterli gelmedi. HP’ye karar
yönetim ekipleri ve BT çalışanları, şirketten üst
verdikten sonra bu yeni model cihazın
seviye bir ince istemci üretmelerini talep etti.
üretimine HP başladı. Artı & Artı ile cihazların
Yapılan çalışmalar sonunda banka için tüm
şubelere kurulması adımı bizim için zaman
dünya genelinde geçerli özel bir kod numarası
açısından kritik olan kısmı ortadan kaldırmıştı.
alınarak, 64 GB flash belleği olan özel üretim
Aralık ayının başında çalışmalara başladık.
HP t620 ince istemciler tasarlandı. Özel olarak
Kafamızdaki ‘Yılbaşına kadar ince istemcilerin
üretilen HP t620 ince istemciler sayesinde
değişimini yetiştirebilecek miyiz?’ sorusu kısa
banka personeli, çok daha performanslı
sürede cevaplandı. Yılbaşına bir hafta kala,
bir şekilde sorunsuz çalışabilecekti. Ayrıca
2500 adet HP t620 ince istemci sorunsuz
mevcutta kullanılan tarayıcı ve yazıcı gibi çevre
şekilde çalışmaktaydı.”
cihazların, yeni ince istemcilerin de sorunsuz şekilde entegre edilebilmesi, bankacılık
“İnce istemci olarak aldığımız bu cihazlar
sektöründe bu tip cihazlar üzerinden sağlanan
şu an, istediğimiz herhangi bir şubede
en büyük kolaylıklardan birisi olarak göze
sorunsuz kullanılabilecek bir düzeyde” diyen
çarpıyordu. BT personellerinin cihazların üzerine Abacıoğlu konuşmasına şöyle devam etti: programlar ekleyebilmesi de bankacılık hayatına “Bir güncelleme yapmak istediğimizde, bunu, ayrı bir kolaylık katacaktı. 2014’ün aralık ayında başlatılan bu işin bir
günün her anında yapabiliyoruz.” Günümüzde Albaraka Türk Katılım
ay sonra geçilecek ana bankacılık sistemine
Bankası’nın bünyesinde, Windows Embedded
yetiştirilmesi için sıkı bir çalışmanın içine girildi.
Standard 7 işletim sistemiyle çalışan 3000
HP’nin uzman iş ortağı Artı & Artı şirketi en
adet HP t620 ince istemci bulunuyor.
kritik adımı; yani, ince istemcileri hazırlama ve
Dört çekirdek işlemci ve 64 GB depolama
yaygınlaştırma misyonunu üstlendi. Üç şubede
kapasitesine sahip bu ince istemcilerde 4 GB
bir haftalık pilot çalışma programı uygulandı.
RAM bulunuyor. Bu yüksek teknolojiyi içinde
Çalışanların, yeni model ince istemcileri tecrübe barındıran HP t620 İnce İstemci, kullanıcıya etmesini sağlaması amacıyla Konsept Kanıtlama (POC) testleri düzenlendi.
rahat ve hızlı bir çalışma imkânı sağlıyor.
Faydaları
Karşılaşılan sorunlar en ince ayrıntısına kadar
Zaman ve maliyet tasarrufu
araştırılarak, problemlerin kısa sürede ortadan
HP ince istemci kullanılan sistemlerde HP
kaldırılması sağlandı. Sistemin sorunsuz çalışır
Device Manager’ın çalışma hayatına getirdiği
hale getirilmesiyle, 2500 adet HP t620 ince
en büyük kolaylıklardan biri, Hiç şüphesiz
istemcinin, tek tek imajlanıp 206 şubeye
merkezi yapıyla bütün sistemin, tek bir
kurulumuna başlandı. Bu kurulum, sadece 25
noktadan yönetilip kontrol edilebiliyor olması.
gün gibi kısa bir sürede tamamlandı.
Bu özellik sayesinde BT Destek personelleri tek bir ekrandan tüm ince istemcileri kusursuz
Böylesi büyük bir değişimin, hayata geçirilebilmesinde hiç şüphesiz HP ve Artı & Artı
yönetebiliyor, büyük zaman ve maliyet tasarrufu sağlayabiliyorlar.
“İnce istemcilere yıllık bakım ve yedekleme yapılmıyor. BT personeli bu sayede vakitlerini başka
düşürmekte. Böylece kesintisiz güç kaynağı harcamalarınızdan da tasarruf etme imkânı doğuyor” dedi. HP ince istemciler kullanılarak Albaraka Türk’ün tüm şubelerindeki 2500’ün üzerindeki kullanıcı, genel müdürlükteki Windows 2012
Müşteriye sağlanan çözümler
R2 tabanlı sunucular üzerindeki Remote
projelerde değerlendirme
Desktop servislerini kullanarak tüm bankacılık
fırsatı buluyor. Böylece
kullanıcıların dokümanları tamamen genel
ve ofis işlemlerini yürütmektedir. Bu sayede
personel, şirket için daha
müdürlükteki sunucu ve diskler üzerinde
verimli duruma geliyor.”
konusunda kolaylıklar sağlanmaktadır.
– Hasan ABACIOĞLU, Albaraka Türk Katılım Bankası A.Ş. BT Sistem Destek Müdürlüğü
Vaka Çalışması I Albaraka
saklanmakta, veri yedekliliği ve güvenliği
Donanım •HP t620 İnce İstemci Yazılım •HP Device Manager
Albaraka Türk Katılım Bankası için en önemli unsurlardan birisi de güvenlik. Müşteri
Abacıoğlu, HP Device Manager’ın çok ciddi bir insan kaynağı tasarrufunu da beraberinde getirdiğini söyledi. “İnce istemcilere standart bilgisayarlar gibi bakım yapılmadığı için büyük bir insan kaynağı tasarrufu sağlıyor” ifadesini kullanan Abacıoğlu, “Bu ürünler, üzerinde disk, disket, CD-ROM sürücü ya da fan gibi oynar parça bulunmadığından sessiz çalışıyor. Banka olarak donanım arızalarından kaynaklanan bakım ihtiyacını en aza indirdik. Üstelik ince istemcilere yıllık bakım ve yedekleme de yapılmıyor. BT personeli bu sayede vaktini başka projelerde değerlendirme fırsatı buluyor ve şirket için daha verimli duruma gelebiliyor” diye konuştu İnce istemcilerde, özel pasif soğutucu sistemleri bulunduğundan, ayrıca bir fan yer almıyor. Ek olarak, ince istemciler, sağladığı yüksek enerji tasarrufu ile çevre dostu niteliği taşıyor. Albaraka Türk Katılım Bankası Hizmet Masası Takım Lideri Emrah Ercan, tipik bir ince istemcinin (monitör dışında) yaklaşık 20 Watt güç harcadığını ifade etti. Diğer kişisel bilgisayarlara göre, ince istemcilerin karşılaştırılamayacak derecede tasarruflu olduğunu söyleyen Ercan, “Kişisel
bilgilerinin depolanması ve güncellenmesi ince istemcilerle çok daha güvenli hale gelmiş oluyor. İnce istemcilerde yedeklenmesi gereken hiç bir veri bulunmadığından, bütün veri ve programlar, veri merkezinde sunucu ve veri depolama ürünleri üzerinde tutuluyor. Yalnızca bu birimlerin yedeklenmesi yeterli oluyor. Ayrıca, ince istemcilerde virüs bulaşabilecek bir işletim sistemi, disket ve CD-ROM sürücü bulunmadığından, sisteme dışarıdan virüs bulaşması imkansız. İnce istemci kullanımıyla virüs koruması harcamalarından da böylece tasarruf sağlanmış oluyor. HP’nin AlBaraka Türk Katılım Bankası için geliştirip ürettiği yüksek performanslı HP t620 ince istemcilerin, çalışma hayatına büyük kolaylık sağladığını söyleyen Albaraka Türk Katılım Bankası Kıdemli Sistem Destek Uzmanı Yunus Emre Oral da şu tespitte bulundu: “Eskiden bir PC arızalandığında, PC’nin hazırlanması, verilerin yedeklenmesi, yeni PC’nin kurulumu ve arızanın giderilmesiyaklaşık bir gün sürebiliyordu. İnce istemcilerin kurulumu ve kullanıma hazır hale getirilmesi ise sadece 15 dakikamızı alıyor.”
bilgisayarların harcadığı güç ortalama 100 beşte biri. Ayrıca bu cihazlar, harcanan gücün
Daha fazla bilgi için
düşüklüğüne bağlı, ihtiyaç duyduğunuz
hp.com/go/thinclients
kesintisiz güç kaynağı kapasitesini de
advertorial
Watt. İnce istemcilerde ise bunun sadece
30
BThaber
BTnet.com.tr
20 - 26 HAZİRAN 2016
Mobit endüstriyel tabletlere yoğunlaşıyor İş ortaklarına çözümler sunmaya devam eden Mobit Bilişim, endüstriyel tablet alanında yeni çalışmalar yapmaya devam ediyor. Elektrik, gaz, su ve telekomünikasyon hizmetleri, mobil iş gücüne sahip iş alanları arasında dikkat çekiyor. Bu hizmetlerin birçoğu hala günümüzde kağıt bazlı süreçlerle ya da sabit masaüstü bilgisayarlarla sürdürülüyor. Sadece ofiste değil sahada da bu cihazlarla hizmet veriliyor. Bu eski sistemler küresel pazarda hizmet veren diğer şirketlerin kullandığı sistemlerle rekabet etmekten oldukça uzak. Endüstriyel tabletler gerçek zamanlı reaksiyon gücü ve yeni iletişim standartlarına uygun özellikleri ile ön plana çıkıyor. Mobit Bilişim Pazarlama ve Ürün Yöneticisi Nurettin
Afşar, “Endüstriyel tabletler, sürekli dengeli ve güvenilir gerçek zamanlı iş zekası çözümleri sağlar. Endüstriyel tabletler ağır saha testleri ve gerçek dünya değerlendirmeleri sonucunda günümüz modern Utility hizmetlerinin gerçek zamanlı ve uzun vadeli taleplerini güvenle karşılayabilecek tek cihaz yapısına sahip olduğunu ispatlamıştır. Bu cihazlar, saha servis yetkinliğini geliştirmek için tasarlanmış bağlantı standartlarıyla tam uyumlu ilk ve tam anlamıyla mobil tek cihazlardır. Endüstriyel tabletler, yıllar boyu baskı altında hızlı performansını ve dayanıklılığını göstermiştir. Pazara sunulan yeni nesil cihazlar planlanmış veya planlanmamış saha operasyonlarını desteklemek için daha da iyi özelliklerle donatılmıştır” şeklinde konuştu.
Veriler Zyxel bulutta buluşuyor Kullanıcılara mobil cihazlarıyla istedikleri yerden erişim sağlayabilecekleri 24 TB’a kadar depolama alanı sunan ZyXEL Personal Cloud ile ZyXEL’in kişisel bulut çözümü, tek cihazdan çoklu kullanıcıyla paylaşım özelliğine sahip. 2 disk slotlu NAS326 ve 4 disk slotlu NAS540 ağ veri depolama cihazları ile ZyXEL zCloud, ZyXEL Drive mobil uygulamaları ile entegre çözüm sunuyor. Geliştirilen myZyXELcloud platformu ile kullanıcıların cihazlarını uzak noktalardan izlemeleri ve kullanıcıların ücretsiz olarak yararlanabileceği DDNS servisi sunuluyor.
ZyXEL Drive kullanımında myZyXEL bulut portalında bir hesap kaydedilerek, NAS ve App’in iletişimi sağlanıyor. Böylece verileri yönetmek, düzenlemek ve doğrudan telefonlar ve tablet üzerinden paylaşmak mümkün oluyor. ZyXEL, Personal Cloud Storage başlığında iki ürüne sahip. Giriş seviyesi ürün olan NAS326, 12 TB’a kadar olan depolama kapasitesi ve 105/105 MB/sn okuma hızıyla performans sunuyor. NAS540 modeli ise küçük ofis ve evlerde faaliyet gösteren profesyonel kullanıcılar için tasarlanmış bir ürün ve 24 TB’a kadar veri depolama imkanı sağlıyor.
Sanal gerçeklik iş dünyasında da yaygınlaşıyor HTC sanal gerçekliğin ticari uygulamalarda kullanımına yönelik olarak yeni hizmeti Vive Business Edition’ı (Vive BE) duyurdu. Haziran ayından itibaren satışa sunulacak olan Vive BE, kişi ve kuruluşların iş ve ticari ortamlara uyarlanmış ek hizmetler ile Vive VR sistemleri sipariş etmesine imkan veriyor. Vive BE, Vive VR sisteminin tamamının yanı sıra, ticari lisanslama, özel müşteri destek hattı ve 12 aylık sınırlı garanti ile birlikte sunuluyor. Şirketler, yüksek adetli sipariş verme opsiyonu ile, birden fazla
Vive BE sistemi satın alabilecekler. HTC Sanal Gerçeklikten sorumlu Başkan Yardımcısı Daniel O’Brien, “Vive BE ile, global ölçekteki sektörlerin ticari ihtiyaçları için yenilikçi çözümler sağlarken şirketlerin sanal gerçeklik deneyimine yönelik yüksek talebine de cevap veriyoruz. Vive VR teknolojisi sayesinde şirketlerin büyümesine ivme kazandırmak, süregelen sanal gerçeklik stratejimizin son derece önemli bir parçası” dedi. Vive BE ürün ailesinde ise şu ürün ve hizmetler yer
alıyor: Vive BE Başlığı, Vive BE Kontrol Cihazı x2, Vive BE Baz İstasyonu x2, Vive BE 3’ü 1 arada Kablo, Vive BE Yüz Yastığı x4. Vive, hali hazırda ticari alanda rahatlıkla kullanılabilen oda ölçeklendirme teknolojisini sağlayabilen tek sanal gerçeklik platformu olma özelliğini taşıyor. Vive BE, Haziran ayından itibaren beş farklı pazarda (ABD, Kanada, Birleşik Krallık, Almanya & Fransa) piyasaya sürülmesinin ardından, önümüzdeki haftalarda küresel ölçekte işletmelerin kullanımına sunulacak.
FIFA 17 ‘Journey’ ile iddialı geliyor FIFA 2017 ile ilgili haberler gelmeye devam ediyor. EA Sports, yeni oyun motoru ve oyuna eklenen “Journey” modu ile oyunseverlerin ilgisini çekecek gibi görünüyor. FIFA ve NBA2K serilerinden aşina olduğumuz “kariyer” modları, her ne kadar son yıllarda daha detaylı hale gelmiş olsa da, kendilerini tekrar etmekten öteye geçmeyi başaramıyorlardı. Uzun bir süredir bu durumdan müzdarip olan EA Sports, hem oyun motoru hem de hikaye modu üzerine yaptığı çalışmalarla hayranlarının beğenisini kazanmayı amaçlıyor. Electronic Arts’ın daha önce Battlefield,Dragon Age ve Mass Effect oyunlarında yer vermeye başladığı Frostbite oyun motoru, FIFA 17’de de kullanılacak. EA Sports’un FIFA serisinin yanı sıra NFL, NBA Live ve NHL serilerinde de yer vereceği oyun motoru ile beraber, özellikle oyun
zekasında gözle görülür artış yaşanması bekleniyor. Bunun yanı sıra frikik, penaltı ve taş atışı konularında da oyunun kullanıcıları önceki serilere göre memnun etmesi bekleniyor. Oyun zekası ve özellikleri dışında oyuna eklenen hikaye modu da oldukça dikkat çekecek gibi görünüyor. Önceki versiyonlara kıyasla çok daha detaylı olan “Journey” modu, kullanıcılara
oyuncuların kariyerlerinin yanı sıra hayatlarını da yönetme imkanı tanıyor. Alex Hunter adlı oyuncunun soyunma odasından, sosyal yaşantısına kadar olan etkileşimleri kontrol edebileceğimiz FIFA 17, önceki versiyonlara göre oyunculara çok daha fazlasını sunacak gibi görünüyor. FIFA 17, Kuzey Amerika’da 27 Eylül, Avrupa’da ise 29 Eylül’de satışa sunulacak.
BThaber
BTnet.com.tr
20 - 26 HAZİRAN 2016
Lenovo Moto ailesinin yeni üyeleri: Moto Z ve Moto Z Force Lenovo, Moto Z ve Moto Z Force isimli iki yeni akıllı telefon modelini kullanıcıların beğenisine sundu. Moto Modları ile dikkat çeken telefonlar işlevsel ve tasarımsal olarak kullanıcıların ihtiyaçlarına göre şekillendirilebiliyorlar. Moto Z Askeri uçaklarda kullanılan alüminyum ile paslanmaz çelik kullanılarak üretilen yeni Moto Z, 5.2 mm incelik ve 5.5 inç Quad HD AMOLED ekrana sahip. Qualcomm SnapdragonTM 820 işlemci, 4 GB RAM ve 32 GB veya 64 GB dahili hafıza seçeneklerini de barındıran Moto Z, microSD eklendiği takdirde 2 TB’ye kadar hafıza desteği sağlıyor. Optik imaj sabitleme ve otomatik odaklanma özelliklerinin yanında 13MP çözünürlüklü kamera ile kullanıcıların karşısına çıkan Moto Z, 5MP ön kamerasında geniş açılı bir lensle birlikte
fazladan bir flaşa da sahip. Moto Z birçok üst düzey telefonda olduğu gibi parmak izi okuyucusu özelliğini de içeriyor. 30 saate kadar pil ömrüne sahip olan cihaz, TurboPower özelliği sayesinde
15 dakikalık şarj ile 8 saatlik kullanım sunabiliyor. Moto Z Force Ekranın çatlamasını veya kırılmasını engelleyen ikinci nesil Moto ShatterShield
teknolojisini içeren Moto Z Force ise tamamen metal bir kasaya sahip. Moto Z’nin sahip olduğu özellikleri de içeren Moto Z Force, 40 saate kadar pil ömrünün yanında 15 dakikalık şarj ile 15 saate
31
kadar kullanılabiliyor. Cihaz optik görüntü sabitleyici, lazer otomatik odak ve 21MP’lik kamera gibi özelliklerle kullanıcıların beğenisine sunuluyor. Moto Modları Moto Z akıllı telefonlar yeni Moto Modları ile ihtiyaçlara göre yeniden tasarlanabiliyorlar. JBL® SoundBoost özelliği ile telefonun ses özelliklerini geliştirirken, Moto InstaShare Projeksiyon ile telefonu 70 inç’lik sinema ekranına çevirmek mümkün oluyor. Ayrıca Power Pack özelliği sayesinde akıllı telefona 22 saate kadar pil ömrü eklenebiliyor. Power Pack’in bir diğer özelliği ise Lenovo’nun iş ortaklarından olan Kate Spade New York, TUMI ve Incipio gibi markaların tasarılarına sahip olması. Style Shell – Stil Kaplama özelliği ile kullanıcılar telefonun tasarımını gerçek ahşap, deri veya desenli kumaş gibi malzemelerle kendi isteklerine göre değiştirebiliyorlar. Yüksek güce sahip mıknatıslarla cihaza eklenebilen Moto Modları aynı zamanda şimdiki ve gelecekteki tüm Moto Z ürünleriyle de uyumlu olacak.
Qualcomm otomotiv çözüm yelpazesini geliştiriyor
Yeni online kesintisiz güç kaynağı Tunçmatik’in Newtech Pro II X9 online kesintisiz güç kaynağı serisinde 1 kVA, 2 kVA ve 3 kVA olarak üç farklı kapasite seçeneği var. Özellikle bilgisayar ve diğer cihazlar için en uygun seçim olan online UPS’ler, hassas cihazları şebekenin olumsuz etiklerinden filtrelenmiş temiz enerji ile besliyor. Newtech Pro II X9 serisinin yüksek çıkış güç faktörünün 0,9 olması, UPS’lere daha fazla güç veriyor ve daha
fazla elektrik/elektronik cihazları destekliyor. 110-300 VAC geniş giriş voltaj aralığı sayesinde ise, çok düşük ve çok yüksek gerilimlerde bile aküye geçmeden online çalışabilme özelliği söz konusu. CPU kontrollü kontrol kartı, dijital yapı ve yüksek hız ile UPS’in aşırı yük, kısa devre, düşük-yüksek gerilim ve aşırı ısı gibi koruma fonksiyonlarını zamanında yaparak tam koruma sağlaması mümkün oluyor.
Qualcomm, yeni nesil bağlantılı araçlarda gelişmiş ve kompleks bağlanırlık dönüşümünü hızlandırmak amacıyla “Bağlantılı Araç Referans Platformu” geliştirdiğini duyurdu. 20’yi aşkın otomobil üreticisi için şu ana kadar 340 milyondan fazla çip sevkiyatı yaparak bağlantılı otomotiv alanına yönelik çalışmalarını sürdüren Qualcomm, geliştirilen platform ile kablosuz koekzistans gibi sorunların çözümü ve araç içi donanım mimarilerinin desteklenmesi de amaçlanıyor. Bağlantılı Araç Referans Platformu, otomobil üreticilerinin ve tedarikçilerinin Qualcomm’un yol haritası temel alarak geliştirilmiş modül ve çözümlerini kullanan bağlantı tasarımlarını; keşfetmelerini, prototiplerini yapmalarını ve pazara sunmalarını mümkün kılmayı amaçlıyor. Konuyla ilgili açıklama
yapan Qualcomm Technologies Ürün Yönetiminden Sorumlu Başkan Yardımcısı Nakul Duggal, “Bağlantılı Araç Referans Platformu ile Qualcomm Technologies; otomobil üreticileri, modül OEM müşterileri ve geliştiriciler için ölçeklenebilirliği, modülerliği ve güvenliği öne çıkararak araç içerisinde modern çoklu kablosuz teknolojileri
yönetmelerini ve entegre etmelerini sağlayacak bir platform geliştirdi. Gelecek araç tasarımları için gelişmiş bağlantı çözümleri ve hizmetlerini hayata geçirmeye yardımcı olacak bu platformu duyurmaktan mutluluk duyuyoruz.” dedi. Qualcomm Bağlantılı Araç Referans Platformu’nun 2016 yılının sonunda kullanıma sunulması bekleniyor.
32
BThaber
KARİYER
20 - 26 HAZİRAN 2016
Verimliliğin anahtarı ekip içindeki güçlü iletişim
Bilişim sektöründe kadının payı daha da artacak Birleşmiş Milletler’in (BM) 50 ülkede düzenlediği ve Cisco işbirliğiyle Vodafone’un ev sahipliğinde gerçekleştirilen ‘Bilişimde Kızlar Günü’ ile kariyerini BT’de kurmak isteyen genç kızlara yol gösterilmesi hedefleniyor. Bu yıl 5’inci kez düzenlenen Bilişimde Kızlar Günü, farklı meslek liselerinden yaşları 13 ile 18 arasında değişen kız öğrencileri ağırlarken, hedef ise kız öğrencilerin bilişim sektöründeki kariyer fırsatlarını daha yakından tanımaları, teknoloji, bilim, mühendislik ve matematik gibi alanlara yönelmeleri. Düzenlenen etkinlikte söz alan Vodafone Türkiye Kurumsal İlişkiler ve Çeşitlilik Direktörü Gizem Keçeci, şu bilgileri verdi: “Bugüne kadar Önce Kadın programımız ile 650 binin üzerinde kadının hayatına
dokunduk. Şirket içindeki kadın çalışan oranımızı sektör ortalamasının iki katının üzerinde bir orana çıkararak yüzde 42’ye yükselttik. Bilişimde Kızlar Günü ile de kızlarımızı teknoloji ve bilişim için hazırlamak istiyoruz. Cinsiyet uçurumu dünyanın pek çok yerinde ve ekonominin her alanında karşımıza çıkıyor. Bin kadından 29’u bilişimden mezun ve sadece 4’ü bilişimle ilgili bir işe giriyor. Bu da kadınların bilişim sektörüne eğitim çağından itibaren yönlendirilmesi ve desteklenmesi gerektiğini ortaya koyuyor.” Etkinliğin amacının kız öğrencilere yeni bir pencere açmak, iş dünyası ve meslekler hakkında akıllarındaki sorulara yanıt vermek olduğunu belirten Cisco Kurumsal Sosyal Sorumluluk Yöneticisi Deniz
Sungurlu, “BT alanındaki yetenek açığı Türkiye’de önemini koruyor. Ülkemizde kadınların iş gücüne katılımı da dünyanın diğer bölgelerine kıyasla geride. Kadınların bu farklarını bilişim sektöründe ortaya koyarak ülkemizi ileriye taşıyacağına inanıyoruz” dedi. 1997 yılından bu yana faaliyet gösteren Cisco Networking Academy programlarından bugüne kadar Türkiye’de 43 bin öğrenci mezun oldu. Cisco’nun Networking Academy programları ile kadınlara bilişim yetkinlikleri katmanın yanında, dijital kültür eğitimleri de sağlandığını ifade eden Sungurlu “Her yıl Networking Academy eğitimlerine 9 bin kişi katılıyor. Bu eğitimlere dünya ortalaması yüzde 17 olan kadın katılım oranının Türkiye’de yüzde 26 olmasından gurur duyuyoruz” bilgisini verdi.
Avrupalı girişimcilere örnek bir Türk Bir süre önce Dünya Ekonomik Forumu tarafından Genç Küresel Lider seçilen Trendyol’un kurucusu ve CEO’su Demet Mutlu, Almanya’nın girişimcilik
odaklı dergisi The Hundert ve Forbes dergileri tarafından Avrupalı girişimci kadınlara örnek gösterildi. Demet Mutlu, Dünya Ekonomik Forumu
E T K İ N L İ K L E R 2-9 Temmuz 2016 Nanotexnology 2016 Yunanistan AYRINTILI BİLGİ: www.nanotexnology.com/
tarafından düzenlenen Genç Küresel Liderler listesinde 2016 yılında Türkiye’den aday gösterilen ve seçilen tek lider olmuştu.
Y U R T D I Ş I
19-21 Temmuz 2016
7-10 Kasım 2016
15. Uluslararası Demiryolu Mühendislik Tasarım ve Operasyon Konferansı Madrid, İspanya AYRINTILI BİLGİ: www.wessex.ac.uk/ conferences/2016/comprail2016com/
WebSummit Lizbon, Portekiz AYRINTILI BİLGİ: https://websummit.net/
Bu köşede yayınlanmasını istediğiniz etkinliklerinizle ilgili bilgileri handana@bthaber.com.tr adresine gönderebilirsiniz.
E T K İ N L İ K L E R 28 Temmuz 2016 Bilişim 500 Ödül Töreni
Y U R T İ Ç İ
25 Ağustos 2016 IOT Nesnelerin İnterneti ve M2M Teknoloji Platformları AYRINTILI BİLGİ: http://www.btvizyon.com.tr
Bu köşede yayınlanmasını istediğiniz etkinliklerinizle ilgili bilgileri handana@bthaber.com.tr adresine gönderebilirsiniz.
Birçok sektörde faaliyet gösteren KOBİ’lere ve şirketlere yönelik bulut tabanlı CRM hizmeti veren Ofisim.com, ekip ile iletişimde verimliliği yüzde 75 arttırıyor ve ekipte yer alan kişilere görev atama, toplantı notlarını ve müşteri satış takibi gibi süreçleri tek ekran üzerinden kontrol imkanı veriyor. Bulut
tabanlı CRM uygulaması ile Ofisim.com ekip iletişimini kuvvetlendirirken, binlerce KOBİ’nin verimliliğini arttırıyor. KOBİ’ler tarafından tercih edilen Ofisim.com şirketlere uygun maliyet avantajları getiriyor. 30 gün ücretsiz deneme imkanı tanıyan Ofisim.com, şirketlerin verilerine güvenli biçimde ulaşmalarını sağlıyor.
FIT Solutions’ın yeni CTO’su Boyacıoğlu FIT Solutions’ta CTO görevine Ayhan Boyacıoğlu getirildi. Lise eğitimini İzmir’de tamamladıktan sonra 2001 yılında İstanbul Teknik Üniversitesi Fizik Mühendisliği bölümünü kazanarak İstanbul’a gelen Boyacıoğlu, amatör olarak ilgilendiği yazılım dünyasına üniversite hayatının sona ermesiyle birlikte 2006 yılında giriş yaptı. SAP ABAP Ayhan Boyacıoğlu danışmanlığı başta olmak üzere SAP teknik danışmanı olarak çok sayıda yerel ve küresel projede yer alan Boyacıoğlu, 2010 yılında geldiği ekip liderliği ve teknik proje liderliği pozisyonuna 2012 yılı başında FIT Solutions bünyesinde Yazılım Departman Yöneticisi olarak devam etti. FIT Solutions bünyesinde çalıştığı dönemde çok sayıda proje yöneten Boyacıoğlu, son olarak şirkette CTO görevini üstlendi.
CMC CFO’su Yalkın Avcı oldu Dış kaynak çağrı merkezi CMC’de işletme ve finans yönetimi konularında 14 yıllık tecrübeye sahip, daha önce Groupon ve PricewaterhouseCoopers gibi şirketlerde görev yapan Yalkın Avcı, CFO unvanı ile finans departmanının başına geçti. 2002 yılında Ortadoğu Teknik Üniversitesi İdari Bilimler Fakültesi İktisat Bölümü’nden mezun Tuğba Özkabakçı olduktan sonra PricewaterhouseCoopers’a katılan Yalkın Avcı, iki senesi Paris’te olmak üzere toplam 9 yıl denetim ve danışmanlık alanlarında çalıştı. Avcı, 2011-2015 yılları arasında NASDAQ’ta hisseleri işlem gören Groupon firmasında, sırasıyla Ortadoğu, Gelişen Pazarlar ve Orta Avrupa bölgelerinden sorumlu üst düzey finans yöneticisi olarak kariyerine devam etti. CMC İletişim ve Çağrı Merkezi Hizmetleri’ne katılmadan önceki son görevinde ise Avcı, Groupon Goods iş biriminin tüm Avrupa finans operasyonlarından sorumlu Bölge Finans Direktörü olarak görev yaptı.
EngageYa Türkiye operasyonunun başına Seçkin getirildi Doğal reklamcılık alanında içerik keşif platformu EngageYa (Engage Your Audience), Türkiye ofisini açtı. Sektörün deneyimli isimlerinden Gökhan Seçkin de EngageYa Türkiye Ülke Müdürü olarak atandı. Yayıncılar, reklamverenler ve network’ler için 360 derece SaaS hizmeti veren doğal reklamcılık platformu EngageYa, Gökhan Seçkina 12 bölgede hizmet verdiği kullanıcıları ile aylık 10 milyarın üzerinde gösterim rakamına ulaşıyor. İstanbul Üniversitesi Kimya Mühendisliği’nin ardından, Boğaziçi Üniversitesi’nde yine aynı bölümde yüksek lisansını tamamlayan Seçkin, profesyonel iş hayatında General Electric’te görev aldı. Dijital pazarlama alanından birçok üst düzey görev üstlenen Seçkin, Mindshare Hollanda operasyonunda Sosyal Medya Stratejisti olarak görev aldı. BUMED Melek Yatırımcı Ağı’nda girişimcilere mentorluk yapan Seçkin, son olarak Avrupa’nın önde gelen performans reklamcılık ağı zanox’un Ülke Müdürlüğü görevini üstleniyordu.
34
BThaber
KARİYER
20 - 26 HAZİRAN 2016
Güvenlikte birlikten kuvvet doğar Intel Security, “İşbirliği Güvenlik Operasyonlarını Nasıl Geliştirebilir - Gelişmiş Tehditlere Karşı Yeni Gizli Silah” isimli küresel bir rapor yayınladı. Güvenlik alanında çalışan 565 BT yöneticisiyle görüşülerek oluşturulan rapor; siber güvenlik yetersizliklerine karşı hazırlıklı olmak ve çözüm üretmek için güvenlik teknolojileri ve otomasyon ile bu teknolojileri kullanan insanlar arasındaki işbirliğinin önemine odaklanıyor. Araştırmada işbirliği; günümüzün sürekli gelişen tehditlerine karşı etkin savunma için pratik ve gerekli bir “gizli silah” olarak
tanımlanıyor. Rapora göre; gelişmiş tehditlere karşı siber yetenek eksikliklerine rağmen, güvenlik operasyonları sonuçlarını iyileştirme yöntemleri de var. SOC (Security Operations Center) analistleri, olay müdahale ekipleri ve uç nokta yöneticileri arasında geliştirilmiş bir işbirliği, olaylara müdahale etkinliğini en az yüzde 38 artırma potansiyeline sahip. Ayrıca bir güvenlik probleminin tespiti ve giderilmesi için ortalama 64 saat gerekirken, uzaktan gelişmiş tehdit ve olay yönetimi (ATIM) ile şirketlerin yaklaşık yarısı daha hızlı keşif, müdahale
Hukukta küresel kariyer imkanı İstanbul Kemerburgaz Üniversitesi (İKBU) ve Köln Üniversitesi’nin ortak yürüttüğü Çift Diplomalı Türk-Alman Hukuk Lisans Programı, her iki eğitim kurumundan toplamda 30 öğrenciyi çift ülkenin hukuk lisans diplomalı mezunu yapıyor. Öğrenciler öğrenimlerinin ilk iki yılını Köln Üniversitesinde, son iki yılını ise İKBU’da tamamlıyor ve başarılı olan öğrenciler, İstanbul Kemerburgaz Üniversitesi’nden “Hukuk Lisans” derecesini ve Köln Üniversitesi’nden “Bachelor of Laws” (LL.B.) derecesini almaya hak kazanıyorlar. Ayrıca denklik yapmalarına gerek
kalmayan İstanbul Kemerburgaz Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğrencileri, İngilizce bilmek koşuluyla, Amerikan Hukuku Sertifika Programı’na (CUSLCertificate United States Law) katılarak sertifika da alabiliyor. İstanbul Kemerburgaz Üniversitesi-Köln Üniversitesi Çift Diplomalı Türk-Alman Hukuk Lisans Programına Türkiye’den katılan öğrenciler, bir Alman Üniversitesi’nin hukuk lisans diplomasına da sahip olacağı için bu ülkede hukuk bitirmiş herhangi bir öğrenci ile eşit imkanları paylaşıyor, orada iş hayatına atılma imkanına sahip oluyor.
İş süreçlerine yönelik olarak departmanlardan gelen talepler doğrultusunda Microsoft .NET (MVC) platformunda web ve iş uygulamaları projelerinin geliştirilmesi, teknik analizlerinin ve kodlamalarının yapılması ve mevcut yazılımların iyileştirilmesiyle ilgili çalışmaların gerçekleştirilmesi konularında görev alacak ekip arkadaşı arıyoruz.
ve iyileştirme sağlıyor. İşbirliği, gelişmiş güvenlik tehditlerine karşı mücadelede başarılı olmak ve güvenlik operasyonlarında verimlilik için önemli bir fırsat olarak araştırmada öne çıkarken, çalışanlar, süreçler ve teknoloji arasında işbirliği yapılan bir ortamla, müdahale ve iyileştirme zamanının azaltılacağı üzerinde duruluyor. Bu kapsamda, mevcut güvenlik kadro eksikliği de göz önüne alındığında, çalışanların zamanını rahatlatmak için süreçleri otomatikleştirmek, dikkatlerini kritik işlere yönlendirmek ise her
zamankinden önemli. Bu nedenle, araştırmada da dikkat çekildiği gibi, sürekli gelişen güvenlik tehditleri karşısında, sektör genelinde istihbarat paylaşımı ve işbirliğine yönelik çalışmaların desteklenmesi şart. Araştırmaya göre, güvenlik teknolojileri ve otomasyon ile bu teknolojileri kullanan insanlar arasındaki işbirliği, daha hızlı ve kolay tespit edilebilen hataları, daha düşük maliyetlerle düzeltmeyi mümkün kılarken, süreçler ve teknolojiyi birleştirerek gerçek zamanlı ve görünebilir katkılar da sağlıyor.
Gençler tam donanımlı olmalı Otomasyon teknolojilerine yön verecek gençlerin yetiştirilmesini desteklemeyi sosyal sorumluluk olarak gören Mitsubishi Electric Türkiye, bu kapsamda üniversitelerin özellikle Mühendislik Fakültesi Fabrika Otomasyon ve Robotik Bölümleri’ne destek veriyor. Doğuş Üniversitesi ve Bursa Teknik Üniversitesi’nde “Robot Eğitim Merkezi” kurulmasına katkı sağlayan ve Karadeniz Teknik Üniversitesi Otomasyon Laboratuvarı’na ürün desteği veren Mitsubishi Electric Türkiye, pek çok farklı üniversite etkinliğine sponsor ya da konuşmacı olarak destek de oldu. Son olarak Mitsubishi Electric Türkiye Fabrika Otomasyon Sistemleri İş Geliştirme Yöneticisi Tolga Bizel, markanın Altın Sponsor olduğu “İTÜ Robot Olimpiyatları” başta olmak üzere Kadir Has, Marmara ve Bilecik Şeyh Edebali Üniversitelerinde gerçekleşen etkinliklerde konuşmacı olarak yer aldı. Bizel, Endüstri 4.0 ve Mitsubishi Electric’in e-F@ ctory konsepti ve ileri robot teknolojileri konusunda bilgiler verdi. Fabrikalarda
robotlar ve insanların etkileşimli çalıştığı üretim hatlarının, sadece robotlardan oluşan üretim hatlarından daha verimli olduğunu belirten Bizel, şu bilgileri verdi: “Fabrikaların üretim sürecinde hayati önem taşıyan robotlar, sağladıkları hız ve kolaylıklarla her geçen gün sanayide daha çok rol alıyor ve günümüzde çok olağan bir iş gücü haline geliyor. Üretim bantlarında insanla beraber çalışacak robot yatırımları Türkiye’de de hızlı ilerleyecek. Kalifiye çalışan konusu her sektörde olduğu gibi bizim sektörümüz için de olmazsa olmazlar arasında ve yeni endüstri evresi en çok insanların gelişmesini gerekli kılıyor. Temel bilimler ile başlayan endüstrileşme çalışmaları ile farklı sektörlerde farklı yeni iş disiplinleri gelişecek. Çok daha nitelikli, eğitim ve gelir düzeyi yüksek iş gücü yapısı oluşacak. İnsanlar ağır koşullar yerine, daha konforlu işlerde çalışacaklar. Tüm bu gelişmelere hazır olmak için gençlerin yenilikleri takip etmeleri ve çok donanımlı olmaları gerek.”
KIDEMLİ YAZILIM GELİŞTİRME UZMANI
• Microsoft .NET teknolojilerine hakim (Web Form, Windows Form, MVC, Web Api, Client Side Development, Web Servisleri vb.), • Mobil Uygulama konularında tecrübeli, • Microsoft SQL konusunda deneyim sahibi, • DevExpres vb. Araçlarında deneyim sahibi, • Analitik, sonuç odaklı, ekip çalışmasına yatkın, • İstanbul Avrupa Yakasında ikamet eden adayların başvurularını bekliyoruz. Not: Erkek adayların askerlik görevini tamamlamış olması tercih edilmektedir. Başvurularınızı insankaynaklari@tesan.com.tr mail adresimize gönderebilirsiniz.
www.nevada.com.tr
CSC Türkiye Genel Müdürü Alev Alp Esen
İşveren, çalışanlarını BT başlığında eğitmeli CSC Türkiye’nin gerçekleştirdiği dijitalleşme araştırmasına göre, şirket yöneticilerinin yüzde 55’inden fazlası, çalışanların beceri ve yeterliliklerinin geliştirilmesi gerektiği kanısında. Araştırmaya farklı sektörlerde görev yapan, kurumlarının BT ve yazılım satın almalarında doğrudan ya da dolaylı görev üstlenen 100’e yakın yönetici katıldı. Araştırmaya göre, dijitalleşme yolunda şirketlerin çalışan gelişimi için yatırım yapması gereken en önemli alan yüzde 35 ile BT becerileri. Onu yüzde 23 ile profesyonel beceriler, yüzde 18 ile veri analizi becerileri ve yüzde 11 ile iletişim ve işbirliği becerileri takip ediyor. Araştırmaya katılan yöneticilere göre en az yatırım yapılması gereken alanlar ise yüzde 8 ile metodolojik beceriler ve yüzde 5 ile liderlik becerileri. Araştırmaya göre, dijitalleşme yolunda çalışanların karşılaştığı en büyük sıkıntı ‘uygun becerilerin gelişimi ve çalışanların yeterliliği’. Yöneticiler ise yüzde 55,6 oranında çalışanların beceri ve yeterliliklerinin geliştirilmesi gerektiği görüşünde birleşiyor. Yöneticiler, yeni teknolojilerden tam olarak yararlanabilmek için gereken becerilerin gelişimindeki kısıtlamaların ise yüzde 46 ile ikinci sırada bulunduğu kanısında. İş ortaklarının inovasyonlarını kullanırken yeni iş yapılarında oluşan boşluklar da aynı oranda önemli bir zorluk. İnovatif konuları hayata geçirmede yeterince özgür olmamak ve riskleri okuyabilme becerisi eksikliği de diğer güçlükler olarak sıralanıyor. Araştırma ile ilgili bilgi veren CSC Türkiye Genel Müdürü Alev Alp Esen, şunları söyledi: “Dijitalleşmeyi gündemine alan şirketlerde, inovatif konuların hayata geçirilebilmesi için çalışanlara gerekli hareket alanının bırakılması gerek. Ayrıca riskleri okuyabilme becerisini kazandıracak eğitimler de önemli. Aksi halde, yenilikçi yaklaşımdan uzak, gereksiz risk alan çalışan profili ile dijital dönüşümü tamamlamak da zor olur.”
36
BThaber
MEKTUP
Yeni bir haftadan merhaba, Bu haftaya okumaktan asla bıkmadığımız bir kitapla, ‘Küçük Prens’ ve onun getirdiği bir başarı ile başlıyorum. Capitol Alışveriş Merkezi, Uluslararası Alışveriş Merkezleri Konseyi (ICSC) tarafından en iyi proje kapsamında ‘Dünyanın Tüm Küçük Prensleri Capitol’de’ projesi ile yarı finale kalmış, proje 5 kategoride 5 Platinum ödülünün sahibi olmuş. Proje kapsamında 276 dil ve lehçede sunulan 473 adet Küçük Prens kitabının yanı sıra Küçük Prens’in özel dekoruyla oluşturulan etkinlik alanı da cabası. Yine bir vazgeçilmezimiz, izlemekten bıkmadığımız bir filmde sıra; ‘Hababam Sınıfı’. İstanbul Klasik Otomobilciler Derneği İKOD ve Arzu Film işbirliğiyle 11 Haziran’da Fenerbahçe Dalyan Club’da gerçekleşe etkinlikte “Hababam Sınıfı” filmi, filmin unutulmaz oyuncularının katılımlarıyla, filmin çekildiği döneme ait onlarca klasik otomobilden izlenmiş. Film; Hafize Ana’nın ders aralarında çaldığı zille başlamış ve oyuncularla birlikte 41’inci yıl pastası da kesilmiş. 41 kere maşallah… Kürekle okyanusu geçen ilk Türk olan ve bu konudaki başarılarıyla 7 kez Guinness Rekorlar Kitabı’na giren AKUT sporcusu Erden Eruç, yeni bir rekor denemesi için yine okyanusta. Eruç, 20 yıl önce okyanusu kürekle geçerken denizde kaybolan rekortmen kürekçi Peter Bird’in oğlu Louis ile ABD’nin Kaliforniya kıyılarından Hawaii’nin başkenti Honolulu’ya ulaşmaya çalışacak, Peter Bird’in 937 günlük rekorunu geride bırakacak. Bu linkten (https:// share.delorme.com/ErdenEruc) Eruç’un teknesini izleyebilir, Eruç’un yeni başarılarının takipçisi olabiliriz. Neredeyse her evin demirbaşlarından olan Kale
20 - 26 HAZİRAN 2016
Onlar eskimez: Küçük Prens ve Hababam Sınıfı
Kilit, tüketicisiyle artık internet üzerinden de buluşacak ve “Önce klikle sonra kilitle” mottosuyla Kale Kilit, e-ticaret sitesini yayına almış. Hem satış hem de montaj hizmeti ile www.benimkalem. com.tr gündemimizde olsun. Çevre konusunda bilinçlendirmenin önemi herkesin malumu. 10’uncu yılını kutlayan
GAZDAŞ şirketiyle Gaziantep bölgesinin doğalgaz dağıtım hizmetini üstlenen Zorlu Enerji Grubu da yatırım bölgelerinde hayata geçirdiği ve altıncı yılında olan “Enerjimiz Çocuklar İçin” kurumsal sosyal sorumluluk projesine tüm yıla yayılan etkinliklerle devam ediyor. Zorlu Çocuk Tiyatrosu’nun büyük ilgi gören “Karlar Ülkesi” oyunu bu amaçla küçük izleyicileriyle buluşmaya devam ediyor. Detaylar www.enerjimizcocuklaricin.com adresinde.
2016
www.bthaber.com www.linkedin.com/groups/BThaber twitter.com/bthaber www.facebook.com/BThaber
Okur Temsilcisi Behçet Envarlı benvarli@tbv.org.tr
kazanmış. Turkcell Global Bilgi de ContactCenterWorld.com’un Londra’da gerçekleştirdiği EMEA bölge finallerinde “En İyi Müşteri Deneyimi” kategorisinde birinci olmuş. Dış kaynak CRM ve çağrı merkezi hizmet sağlayıcısı Teleperformance ve Gittigidiyor, birlikte katıldıkları Contact Center World Awards’ta, “En İyi Dış Kaynak İş Ortaklığı” kategorisinde EMEA birincisi olmuş. Malum, 14. Altın Örümcek Web Ödülleri sahiplerini buldu. Portal kategorisinde firma rehberi YellowPages. com.tr de üçüncü oldu. Jüri üyelerinin değerlendirmeleri ile “Sigortacılık” kategorisinde en yüksek puanı alan Anadolu Sigorta’nın kurumsal web sitesi www.anadolusigorta.com. tr birinci olarak ödülün sahibi olmuş. Anadolu Sigorta web sitesi “Hizmet” kategorisinde de ikincilik ödülünü almış. Nexum Creative ise Altın Örümcek Web Ödülleri’nde Flypgs.com ve Cinemaximum.com.tr web
REKLAM SATIŞ GRUBU
YIL 22 SAYI 1077
20 - 26 HAZİRAN
Hezarfen ile İstanbul semalarında maceralı bir yolculuğa ne dersin? Fes Oyun Stüdyosu tarafından tasarlanan 3D mobil çalışma Hezarfen; İstanbul semalarında maceralı bir oyun yolculuğu sunuyor. iOS ve Android’i destekleyen ‘Hezarfen İstanbul Semaları’ oyunu; Uyumsoft’un da start-up olarak desteklediği projelerden biri. Oyun, Hezarfen Ahmed Çelebi’nin martılardan kaçarak, İstanbul sokaklarında uçması şeklinde özetlenebilirmiş. İndirip oynayalım… Gelelim haftanın gurur veren ödüllerine… Brisa’nın sektörde bir ilke imza atarak hayata geçirdiği Lastik.com.tr, bu yıl düzenlenen SAP İnovasyon Forum’da ödüle layık bulunmuş, “Müşteri Deneyimi” alanında en iyi e-ticaret platformu seçilmiş. Pronet, bu yıl 11’incisi düzenlenen çağrı merkezi sektörünün dünya çapındaki en prestijli ödüllerinden Contact Center World Awards’un, EMEA Bölgesi’nde “En İyi Müşteri Deneyimi” kategorisinde birinci olmuş, Las Vegas’ta düzenlenecek dünya finallerine katılmaya hak
BThaber Yayıncılık ve Etkinlik Hizmetleri A.Ş. adına Sahibi Bülent Nevres bulentn@bthaber.com.tr BThaber Grubu Yayın Koordinatörü Ayhan Sevgi ayhans@bthaber.com.tr Yazı İşleri Müdürü (Sorumlu) Bülent Nevres bulentn@bthaber.com.tr
Bültenlerinizi
Editörler Handan Aybars handana@bthaber.com.tr Sedef Özkan (Ankara) sedefo@bthaber.com.tr Ekrem Uçman ekremu@bthaber.com.tr Alp Yaşar Terlemez Alpt@bthaber.com.tr
bulten@bthaber.com.tr adresine gönderebilirsiniz
Görsel Tasarım Nevzat Karataş nevzatk@bthaber.com.tr Mukadder Keskingözler mukadderk@bthaber.com.tr
Satış Grubu Günay Kaya Kutay Göçe
Abdurrahman Koyuncu Funda Koyuncu (Ankara)
Reklam Rezervasyon info@bthaber.com.tr Yönetim Yeri: BThaber Yayıncılık ve Etkinlik Hizmetleri A.Ş. Fetih Mah. Tahralı Sokak Kavakyeli Plaza C Blok 7/5 34704 Ataşehir/İSTANBUL Telefon: (0216) 291 13 90
Abone ve Dağıtım btabone@bthaber.com.tr
Ankara Ofisi: Adres : Nergis Sok Via Flat İş Merkezi No:7/2 Söğütözü-Ankara Telefon: (0312) 258 64 24 Faks: (0312) 258 63 02 ISSN 1300-6495
siteleri ile beş ayrı kategoride ödül kazanmış. Media Markt’ın alanında uzman ve sektörün tanınmış teknoloji yazarları tarafından hazırlanan, içinde en güncel haberlerin ve yeni ürün içeriklerinin yer aldığı teknoloji blogu Mediatrend de Altın Örümcek Ödülü kurumsal blog kategorisinde üçüncü seçilmiş. Schneider Electric; iş fırsatlarını geliştirmek isteyen sistem entegratörleri için dünya çapında bir programı olan “Global Sistem Entegratörü Alliance İş Ortağı Mükemmellik Ödülleri”nin kazananları açıkladı. 6 kategoride dağıtılan ödüller arasında “Yılın Küresel PES (Process Expert System) Ortağı” ödülünü de Türkiye’den Geotek kazanmış. Haftaya noktayı yine bir kitapla koyayım. Koç Üniversitesi Yayınları (KÜY), bilim ve teknoloji kategorisinde ‘Uygarlığı Yeniden Nasıl Kurarız?’ kitabını yayımladı. University of Kent’te astrobiyoloji ve Mars’taki mikrobiyal yaşam üzerine çalışmalar yapan Lewis Dartnell’in yazdığı kitap, Özgür Bircan tarafından Türkçeye kazandırılmış. Barınak, yiyecek, tarım, yakıt, ilaç, enerji, kimya, tıp, ulaşım, iletişim, sanayi, zaman ve yer tespiti gibi hayati önem taşıyan birçok alana ait temel bilgiler bu kitapta. Kitapta, her bilgi türünün belirli insanların uzmanlığı haline geldiği, insanların temel bilgilerden kopmuş olduğu bir çağda her şeye sıfırdan başlamak için ne tür beceri ve bilgilere ihtiyaç olduğu ele alınıyor. Kitapta Dartnell, hayatta kalanların karşılaşacağı en temel sorunu, yani bilginin insanlığın geneline dağılmasını temel alıyor ve yeniden başlama kılavuzu sunuyor. Edinelim, okuyalım… Bu hafta da bu kadar, yeni bir gündemle yine bir araya gelmek dileğiyle,
Türkiye’nin en köklü bilişim teknolojileri yayını olan BThaber, 1995 yılından bu yana bilişim ve teknoloji dünyasındaki en son haberleri, yenilikleri ve bilgileri okuyucularına kesintisiz bir şekilde sunmaya devam ediyor. Her hafta yüzde 35’i BT, yüzde 65’i ise finans, otomotiv ve sağlık gibi farklı sektörlerde yer alan şirketlerin ve kamu kurumlarının yöneticilerinden oluşan 7500’ün üzerinde kişiye ulaşmakta ve online platformlar üzerinden her hafta on binlerce kişiye erişim sağlamaktadır.
Cilt, Baskı, Poşetleme: Apa Uniprint San. ve Tic. A.Ş. - Hadımköy İstanbul Asfaltı Ömerli Köyü İstanbul - Tel 0212-798 28 40. l BThaber kontrollü abonelik sistemiyle dağıtılmaktadır. - Fiyatı 1 Kuruş (KDV dahil) - BThaber, 5187 sayılı Basın Kanunu’nun 2/f maddesi hükmü gereği ‘yerel süreli yayın’dır.
WEEKLY INFORMATION TECHNOLOGY AND ECONOMY NEWSPAPER
The democratization of technology is the basic factor underlying all this development. Technology ownership criteria are no longer to be close to the money or the market but to righteously using the technology to provide the maximum benefit with the right connections. With this basic philosophy; for instance to have a mobile phone is no longer a luxury; accessing to technology is a state of necessity. Individuals developed awareness of this technology over the years, but many people did not foresee that there will be a new industrial revolution. Today, there are numerous individual devices we use in our homes as computers, laptops, game consoles, mobile devices and many others. With Euro 2016, you will see from BThaber research results and examples that the number of smart TVs has increased. These are only the tip of the iceberg. Consumers with technology awareness and knowledge do not follow certain processes and data flow, either do not want to follow, or do not know that they need to follow, or do not have the proper tools to follow. If consumer is the king, why not build a structure where everything is tracked with the sensors and chips that are way too inexpensive now and the big data is constantly growing, and analysis continue non-stop and decisions are taken in this platform? These sentences remind us some science-fiction movie scenes such as “Total Recall” and “Blade Runner” with a dark future, and “Minority Report” with continuously monitored world. It is difficult to know what the process will bring and let’s say Hollywood offered the worst case scenarios for years, we shall list our humble and innocent expectations regarding Industry 4.0. Policies should be determined via cooperation The ‘Industry 4.0’ concept requires full cooperation of all stakeholders, individuals,
We are getting ready for a new era public institutions and organizations, private sectors, SMEs and IT companies. Each stakeholder will have equally important responsibilities however in order to create a social impact, it is essential to meet on a common policy axis. In Turkey, the public institutions, NGOs and private companies agreed that the cooperation is necessary. But the theory has to be put into practice. In this sense, not only Turkey, but all the countries should implement the most appropriate structure to their own dynamics; shape the legal framework regarding incentives, employment rules, the tax supports and enforcements. Otherwise, instead of a sturdy table with four legs, 4 legs with different lengths which are not useful for anyone will be all we have as a revolution route. To sum up, it is essential that all parties implement efficiency with all heart.
Not unemployment rates, but competent employee needs will increase First of all, many talks about every business will be carried out by robots, human resources will not be needed, and the unemployment rate will climb as it is already a problem today for the world economy. However, as noted in our file by the official comments, Industrial 4.0 will not increase unemployment; it will lead to qualifying the employment. White collar and blue-collar jobs will change in this respect. Employees with data analysis power, who can take quick action, and adapt to the technological developments will be popular. For the existing employment, information technology knowledge, the development of companies and individuals in the area will be decisive. This change will change some job titles from head to toe, leading to the formation of new ones. So, rather than being afraid of a new
industrial revolution, selfdevelopment towards the requirements of this revolution is a necessity. As you will read in our file; innovation will no longer be represented by a class with certain abilities. It will be used by everyone with correct tools and emerge creativity. And not only employees, consumers who are indispensable in the ecosystem will be able to speak up with their creativity, they should. Risks will double on security As everywhere is full of sensors, IoT and analytics of things, cloud computing, augmented reality concepts will have an even bigger place in our lives. Now, smart cars are the favorite topic on the agenda, but this is just the beginning. Hardware and software will be uniquely suited to meet the needs for Industry 4.0 that means redefining competition. And of course security will be redefined. You do not want
viruses entering into your smart car’s system, for sure. So, what should we do about it? This is a very small title named risks; however it is enough to make you worry. Therefore, the diversity of risk prevention methods, innovation, realism and integrated processing skills will be more important for our day’s risk atmosphere. Cloud will be indispensable In a world which is controlled automatically, rather than storing data, managing data in real time for quick actions will inevitably be more and more important. With this aspect, business intelligence applications will transform from the traditional structure to the semantic structure. The subject in which everyone is agreed is that the PaaS and SaaS titles in cloud computing and data storage will diversify and the usage of such applications will no longer be a choice but an obligation.
Clonera for Integrated Business Continuity
Those who really know how to manage the risk will win! The global information services company Experian’s credit risk management and fraud prevention products and tools aims to provide transaction security for all parties. Offering various solutions for the prevention of fraud in loan applications to financial institutions; Experian has clients as banks in Turkey using these solutions. This system works in real time, hence the new applications are mapped to the information in the bank’s existing databases and inconsistencies in the application such as identity and address fraud are spotted immediately. Also, there is 41stP solution, working in real-time and preceding fraud on devices. On both banking and online transactions done over smart devices or Pc, whether the transaction is made by the rightful owners can be detected immediately. This system
will not only keep the technical details of the device, the language, geography and the configuration are also detected. These details are shared by Experian Turkey & Middle East Regional Director Cenker Özhelvacı and he drew our attention to the fact that smart phones and tablets are no longer the only devices that can be connected to the internet. Many consumer products such as automobiles and white goods are also working with internet connection. “These products include weak spots in the users’ private network, system and data as their security controls are weak.” Said Cenker Özhelvacı and added that more importantly when it comes to risk, passwords that are used and left open for access are the biggest weaknesses.
Meeting the needs in the Integrated Business Continuity, Managed Services and Professional Services areas of ICT sector, Clonera entered the Turkish market. Managing institutions’ business continuity, disaster recovery, network, security and IT processes; Clonera provides management for all procedures, scenarios, strategies and tests integrated from a single expert source. Clonera IT Services General Manager Evren Ballı gave information on Clonera, being an integrated business continuity solution and providing access to systems in case of a disaster and by underlining the importance of business continuity; stated: “Especially companies in Turkey have to do disaster recovery investments. This has now become a great need. We became an organization that meets these needs with 100% Turkish capital.” Ballı said that the institutions should not be afraid of digital
disasters and added: “Thanks to Clonera that we have developed as a result of our R&D activities for a long time, the work after a hypothetical digital disaster can be sustained regardless of the location. Clonera stops the prestige, time and money loss. We started off by saying the work should not stop in Turkey. Users will have a disaster recovery center providing services at international standards with Clonera.” With Clonera, the entire system can be cloned without
massive costs; Ballı gave the following information about the new systems that they offer to the market: “All of the digitalized companies will need cloning. Just like you get your car insured, companies need to secure their knowledge against a possible digital disaster; they have to have insurance. In case of a disaster, this service will be provided for 3 USD a day. Clonera will create difference with its ease of use, security and quick commissioning. By Clonera, personal users and corporate companies will get rid of the costs regarding infrastructure, data center, human resources, security manager, process consultant and 7x24 engineering team.” Cloner also gives individuals as well as companies the opportunity to remotely access data in real time by cloning the data. This solution offers individual users or companies the advantages of cloning of phones, tablets and PCs with a single license.
Logo Software and Qlik cooperation created a new business analytics product Logo Software, in cooperation with Qlik, offered the Logo Mind Insight product to the market. The latest member of “Logo Mind Business Analytics” family and developed with “Qlik Sense” infrastructure; Logo Mind Insight accelerates the access to company data and joint decision processes and provides the opportunity to use the time effectively. The product provides real-time
reports instant viewing in the desired format, compiling information scattered in the central pool, storage, scheduling and distribute. Logo Mind Insight can be accessed from smart phones, tablets or computers, regardless of time and space and thanks to the integration feature with the Logo solution family, it offers managing the existing data from a single source. Logo Software
CEO Buğra Koyuncu stated that: “Via strengthening Logo Mind Insight business analytics product with the Qlik Sense infrastructure, we aim to become a guide to companies in management and operational practices.” Qlik Vice President and OEM Global President Vincent Peters said: “This collaboration enables us provide services beyond reporting.”
Being a global brand in ICT is not a dream! ANKAREF General Manager Erhan Binici mentioned about how that transferred their experience in the technology sector to the newly developed systems for libraries, archives and museums and actualized major projects and shared the following information: Museums can protect their wealth by security and merchandising methods with developing technologies. One of the most important benefits of the IoT being widespread in the future
will be on preserving our cultural heritage and exhibition methods. According to the latest figures released by TÜİK, 29 million 799 thousand people visited our museums in 2014. This number has increased compared to the past. But considering our cultural heritage, there is a fact that we have more potential. We should integrate the technological display methods with IoT systems, but also must ensure the protection to those very important pieces
of arts and cultural items that they deserve. In recent years, we observe that both in the public and private sectors work seriously for protection of the cultural relics and museum. This provides a versatile development in both technology and tourism sectors. As display methods compatible with technology; a new generation of intelligent storage systems, sensor monitoring, precision air conditioning, fire protection and fighting need to
be spread to all museums across Turkey. Instead of only feeling proud of the relics we have, we must do our part to protect them and transfer to the future generations.” Highlighting the importance of asset tracking for all institutions; Erhan Binici said: “Asset tracking with the latest technological benefits for especially organizations with a large number of inventories is one of the major elements that increase productivity. ANKAREF,
with this understanding, has developed UHF RFID-based systems and provides an efficient inventory tracking and counting process in a very short period of time with minimum error. We also offer custom solutions for tracking inventory. We use all facilities offered by the RFID technology which is a sub-component of IoT on inventory tracking processes. I can say that we are one of the companies with the most references in this field.”
Panasonic, Windows ürününü önerir.
İKİ BÖLÜM. TEK HİKAYE.
DÜNYANIN İLK TAMAMEN DAYANIKLI, AYRILABİLİR KURUMSAL DİZÜSTÜ BİLGİSAYARI TOUGHBOOK CF-20. Windows 10 Pro işletim sistemine sahip ilk tam dayanıklı Toughbook olma özelliğine sahip CF-20, ailenin 6’ncı nesil Intel® Core™ vPro™ işlem teknolojili ilk üyesi. Ayrılabilir dizüstü bilgisayar Toughbook CF-20, eldivenle kullanılabilen dokunmatik ekranı, 14 saate kadar ömre sahip cihaz çalışırken değiştirilebilen pili, amaca göre tasarlanmış Araç Montaj Kiti ve Masaüstü Port Çoğaltıcı ile mobil çalışanlara çok yönlülüğün yepyeni seviyesini sunuyor.
Toughbook dizüstü bilgisayarların olağanüstü yetenekleri hakkında daha fazla bilgi almak için tıklayın: www.toughbook.eu Arayın: 0216 709 27 24
Intel, Intel Logosu, Intel Core, Intel vPro, Core Inside ve vPro Inside Intel Corporation’un ABD ve diğer ülkelerdeki tescilli markalarıdır.
CF-20
Tavukçu Yolu Cad. Demirtürk Sok. No:8 Yukarı Dudullu Ümraniye / İSTANBUL Tel : 444 2637 (BOER) - (216) 526 13 13 PBX Faks : 0 216 365 26 37