SAYI
HAFTALIK BİLİŞİM TEKNOLOJİLERİ VE EKONOMİSİ GAZETESİ www.bthaber.com.tr
Sayfa
Dirk Henke
15
11 - 17 Temmuz 2016
Ezber bozan yaklaşımlar
12
Sayfa
1079
Criteo Doğu Avrupa, Orta Doğu ve Afrika Genel Müdürü Henke’ye göre, özellikle işin mobil tarafında Türkiye, potansiyeli ile göz kamaştırıyor.
Mimari, güvenliği yeniden tanımlıyor Güvenlikte önleyici adımlar için anlık veri analizi ve bütünleşik takip sistemleri ile Motorola Solutions, proaktif olmanın yol haritasını sunuyor.
Sayfa
Bora Gürçay
Exclusive Networks Rubrik işbirliğini duyurdu
24
İbrahim Arslan
Exclusive Networks, Türkiye pazarına sunacağı yeni bütünleşik veri yönetimi platformu Rubrik’in tanıtım toplantısını gerçekleştirdi.
Türkiye’nin sağlığı bilişim araçlarıyla yönetilecek 32. e-Devlet Yuvarlak Masa Toplantısı; 23 Haziran tarihinde Sağlık Bakanlığı ile Ankara’da gerçekleştirildi. Bütünsel bir sağlık yönetim sistemi hedeflediklerini vurgulayan Sağlık Haber Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Dr. Şuayip Merkezi Birinci, “Vatandaş kendi sağlığını düzenlesin, Sayfa Sağlık Bakanlığı da kendi sorumluluklarını yerine getirsin. Sektörü bu işin unsuru yapmaya ihtiyacımız var” ifadesini kullandı.
3-4
OpenScape Ofce Unied Communications Çözümü (UC) (Direkt Aramalar, Tele Konferans, E-Posta, Anlık Mesajlaşma, Faks)
Gelişen Teknoloji de Verimliliği Arttırmak, İletişim Maliyetini Azaltmaktır!
Kuştepe Mh. Leylak Sk. Nursanlar İş Mrk. Kat:6 N:22 Şişli, İST.
T +90 212 252 2222 Pbx / +90 850 460 2222 www.ce-sa.com.tr | info@ce-sa.com.tr
Sağlık Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Dr. Şuayip Birinci
Zuhal Müzik, “iyi ki Vodafone’a geçmişiz” diyor Zuhal Müzik, yurtdışında Red Business’la Türkiye’deymiş gibi rahat rahat konuştu, internete girdi. Siz de Vodafone’a gelin, işinizi yarına hazırlayın.
IYIKI yazın, 4946’ya gönderin, gelelim. Vodafone
“Yurtdışında telefonumu rahatça kullanıyorum, ay sonu sürpriz faturayla karşılaşmıyorum. İyi ki Vodafone’a geçmişiz.”
Ali Sungurlu Zuhal Müzik Genel Müdürü
#iyiki
İşOrtağım Yurtdışında kullanım, Her Şey Dahil Pasaport ile 51 ülkede, günde ek 12,90 TL’dir. Kurumsal abonelere sunulan Red Business Tarifelerinin aktif aboneleri; internet, SMS ve her yöne dakikalarını, geçerli ülkelerde, Türkiye ve bulundukları ülke yönünde, KDV ve ÖİV dahil günlük tarifelerine ek 12,90 TL’ye kullanabilirler. Hesaplamalar Türkiye saatine göre 24:00’e kadar olan abone kullanımlarına göre yapılır. Vodafone’un, kampanya ve tarife özelliklerinde ve ücretlendirmesinde Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu tarafından belirlenen usullere uygun olarak değişiklik yapma hakkı saklıdır. 4946’ya gönderilen SMS’ler tüm operatörler için ücretsizdir. Detaylar ve geçerli ülkeler için: vodafone.com.tr/redbusiness
BThaber
GÜNDEM
11 - 17 TEMMUZ 2016
3
Türkiye’nin sağlığı bilişim araçlarıyla yönetilecek Haber Merkezi ‘Sağlık Bakanlığı e-Devlet Yuvarlak Masa Toplantısı’na; Sağlık Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Dr. Şuayip Birinci, Sağlık Bilgi Sistemleri Genel Müdürü Dr. Mahir Ülgü, bakanlık daire başkanları ve yöneticileri, teknoloji iş birliği yapan kurumlar ile özel sektör firmaları; Türk Telekom, Fujitsu, Oracle, Palo Alto Networks, Hewlett Packard Enterprise ve konuk dinleyiciler katıldı. Toplantının moderatörlüğünü yapan BThaber Yayın Koordinatörü Ayhan Sevgi, BThaber’in 22 yıldır bilişim sektörüyle bilişim profesyonelleri arasında içerik köprüsü görevi gördüğünün altını çizip “Yayınlarımıza içerik üretmek için bu etkinliklerimizi düzenliyoruz. Pek çok farklı kurumla e-Devlet Yuvarlak Masa Toplantısı’nı gerçekleştirdik; bu toplantılarda sizlerle bir araya geliyoruz ve birbirimizi yakından tanıyoruz. Bu Yuvarlak Masa; Sağlık Bakanlığı ile gerçekleştirdiğimiz 3. toplantımız. Desteklerinden dolayı kendilerine teşekkür ederiz” şeklinde konuştu. Sistem, kendi özdenetimini yapabilmeli Sağlık Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Dr. Şuayip Birinci, e-Devlet Yuvarlak Masa Toplantılarının çok verimli geçtiğinin altını çizip Sağlık Bakanlığı e-Sağlık Uygulamaları ve Kişisel Sağlık Sistemi e-Nabız ile ilgili bilgi paylaşımında bulundu. Birinci, şunları kaydetti: “Sağlık Bakanlığı’nın bilişim
Sağlık Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Dr. Şuayip Birinci politikalarının burada birlikte görüşülmesinden memnuniyet duyuyorum. Bunun merkezinde e-Nabız projesinin yer alması bizi daha çok mutlu ediyor. Bu toplantıdan; geleceğe dair farklı projeler çıkmasını, projelerle ilgili yol haritasında nitelikli değişiklikler yapılmasını bekliyoruz. Bildiğiniz gibi Kişisel Sağlık Sistemi projesini gerçekleştirdik. Biz aslında sağlığı yönetmek istiyoruz. Sağlık Bakanlığı olarak sağlığı yönetirken en büyük aracımız; bilişim. Bilişim araçlarını da çok doğru kullanmamız gerekiyor. En ekonomik şartlarda ve en iyi şekilde, vatandaşın, çalışanın, sahadaki yöneticilerimizin süreci kolay yönetmesini sağlamaya çalışıyoruz. Bu noktada denetleyici unsurun güçlü olmasını istiyorduk. En iyi denetleyici unsur da; doğal olarak vatandaş. Öyle bir şey yapalım ki vatandaş kendi sağlığını yönetsin, biz de Türkiye’nin sağlığını yönetelim dedik. Artık biz sayısal istatistiklerle uğraşmayalım istedik. Prediktif modelleri
geliştirerek bu ülkede herkesin en az biz sağlığı yönetenler kadar kendi sağlığından kaygılanması ve sağlıklı olması için gayret göstermesini sağlamaya çalıştık. Sağlığı kolay yönetmek; aslında gerçekten ihtiyacı olana ihtiyacı olduğu kadar sağlık hizmeti vermek ve suistimal gibi algıları ortadan kaldırmayı planladık. Ne kadar şeffaf olursanız o derecede suistimal önlenir.” Bütünsel bir sağlık yönetim sistemi hedeflediklerini vurgulayan Birinci, şu detayları verdi: “Vatandaş kendi sağlığını düzenlesin, Sağlık Bakanlığı da kendi sorumluluklarını yerine getirsin. Bunun için de komple ihtiyaç açısından; yazılım, donanım neler gerekiyorsa, bütün süreci yönetecek uygulamaları da tetikleyelim. Biz de son 2 yılda bu doğrultuda, e-Nabız, teletıp ve benzeri birçok uygulama gerçekleştirdik. Bütün bu sistemlerle vatandaşı ilişkilendirmek, onu bir parçası haline getirmek, sektörü bu işin unsuru yapmaya ihtiyacımız var. Hizmet kapasitemiz oldukça iyi ama artık bundan sonraki süreci sürdürülebilir, sistemin kendi öz denetimini yapabildiği bir yapıya dönüştürmemiz gerek.” e-Nabızda, vatandaşın verisini paylaşması kendi izninde Proje Geliştirme Daire Başkanlığı, Yazılım Geliştirme Birimi’nde Bilişim Uzmanı olarak çalışan Eray Özcan, e-Nabız’ın altyapısı ve özellikleri hakkında bilgi verdi ve sistemde hastanın Devamı 4. sayfada
kurumsal içerik yönetimi
KAVRAMSAL EĞİTİMLER
kurum terminolojisi oluşturma içerik sınıflandırma içerik yönetim stratejisi belirleme iş süreçleri ve içerik entegrasyonu projelendirme ve kritik başarı faktörleri
mind2biz.com.tr
twitter/mind2biz
4
BThaber
GÜNDEM
Baştarafı 3. sayfada
kendi kişisel sağlık verilerini yönetebildiğine dikkat çekerek bunu yaparken de kayıtlara her yerden ve her zaman anlık olarak erişim sağlanabildiğini kaydetti. Teletıp ve Teleradyoloji Birimi Sorumlusu Ülker Özeren, e-Nabızda görüntü kısmının teletıp sistemi üzerinde halledildiğine vurgu yapıp bunun vatandaşa yönelik kısmı olduğunu belirtti. Diğer yandan ana amaçlarından birisinin de; radyologların görüntülere zamandan ve mekândan bağımsız bir şekilde ulaşabilmelerini sağlamak olduğunu ifade etti. e-Nabız’da veri güvenliğini anlatan Sistem Yönetimi Daire Başkanı Fatih Uluçam, siber olaylara karşı Türkiye genelinde önlem alınması gerekliliğini gündeme getirerek bu önlemler kapsamında bakanlık olarak hem sektörel hem de kurumsal SOME’lerin kurularak taşrada etkin ve yaygın bir şekilde bilgi akışının sağlanması ve gerekli tedbirlerin alınması konusunda ilerlemeye devam ettiklerini belirtti. Standart Geliştirme ve Akreditasyon Daire Başkanlığı, Sağlık Bilişim Mevzuatı Geliştirme Birimi’nden Av. Ahmet Esad Berktaş, kişisel verilerin korunması konusunu irdeledi ve şu iadeyi kullandı: “e-Nabızda veri paylaşımıyla ilgili olarak kişilerin kendilerini kontrol etmesine izin veriyoruz. Kişilerin veriler üzerinde tamamıyla yönetim hakkı bulunuyor, kendi verilerini paylaşmaları kendi izinlerinde.” Standardizasyonun veri kaybının azalmasını sağladığının altını çizen Standart Geliştirme Daire Başkanı Esra Muş, bunun
11 - 17 TEMMUZ 2016
sağlık verisinin güncel tutulmasına, milli sistemlerin birlikte çalışmasına imkân verdiğini de kaydetti. Vatandaşlara evde hizmet verilip takibi yapılıyor ‘Sağlık Bakanlığı e-Devlet Yuvarlak Masa Toplantısı’nın ‘Teknoloji İş birlikleri’ bölümünde; Türkiye Halk Sağlığı Kurumu, İstatistik ve Bilgi İşlem Daire Başkanı Gülseher Sanaç, Türkiye Kamu Hastaneleri Kurumu Daire Başkanı İrem Mühürcü ve Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu Daire Başkanı Eray Kaplan sunumlarını gerçekleştirdi. Bilişimi en etkin kullanan kurumlardan biri olduklarına dikkat çeken Sanaç, temel görevlerinin toplum sağlığını koruyucu sağlık hizmetleri vermek olduğunu söyledi ve Sağlık.net çevrimiçi sisteminin en büyük paydaşları olduğunu kaydetti. Sanaç, “Evde vatandaşlarımıza hizmet verdiğimiz ve bunların takibini yapmış olduğumuz sistemlerimiz de mevcut” ifadesini kullandı. Sağlık Bakanlığı’nın tüm stok yönetim klinik mühendislik ve eczacılık hizmetleriyle ilgili süreçlerini yöneten sağlık bilişim uygulamalarına sahip olduklarının altını çizen Mühürcü, “Tedavi paylaşım portalımız da bulunuyor. Biz hekimin artık küçük bir ilde hizmet verirken o ürünün alımıyla ilgili yorulmasını istemiyoruz” dedi. Kaplan, bakanlığın kullandığı EBYS ile entegrasyonu temmuz ayı içinde sağlamayı hedeflediklerinin altını çizip “MERSİS ve ESBİS entegrasyonu da çok önemli. Standart konusunda biz de problemler yaşıyoruz.
MERSİS ve ESBİS önem atfediyor. Bu devletin diğer birimleriyle entegrasyonu kolaylaştıracaktır” açıklamasını yaptı. Sağlık verileri kredi kartı verilerinden daha değerli hale geldi Anlatılan pek çok projenin içinde yer aldıklarını söyleyen Türk Telekom’dan Erkan Mızrak, “Birçok projenin Türk Telekom veri merkezinde koşturuyor olması da bize gurur veriyor” dedi. Mızrak, kronik hasta takibiyle, ritim bozukluğuyla ilgili projeleri olduğunu da ekledi. Fujitsu’dan Alper Yıldırım, Türkiye’de 200’ün üzerinde çalışanları olduğunu vurgulayarak “Mottomuz; insan odaklı inovasyon. Dünyaya üç katman olarak baktığımızda; insan katmanı altında dijital bilgi katmanı ve altında altyapı katmanı var. Nesnelerin iletişimini sağlamak açısından da Fujitsu sensör teknolojisine önem veriyor” ifadesini kullandı. Çok verimli bir e-Devlet Yuvarlak Masa Toplantısı geçtiğine dikkat çeken Oracle’dan Utku Kaya, “Oracle, 38 milyar dolar gelirinin 8 milyar dolarını ArGe’ye harcıyor. Geliştirme faaliyetlerinin önemli bir kısmı standartlar üzerine. Standartların en önemli ve sayıca çok olanı sağlık alanında. Oracle sadece yazılımları, donanımları, hizmetleri ve bildiğiniz diğer ürünleriyle değil standartların gelişmesine olan katkısıyla da sağlık sektörünü destekliyor” açıklamasını yaptı. Palo Alto Networks’den Açelya Cevher Özçelik, “Sağlık verileri kredi kartı verilerinden daha değerli hale geldi” ifadesini kullanıp siber güvenlik tehditlerinin
analizini yaptıklarının altını çizdi. Özçelik, “Türkiye’de ve dünyada sağlık sektörüyle yakın çalışmaya uğraşıyoruz. Güvenlik anlamında sağladığımız artıları bu sektöre yansıtalım istiyoruz” şeklinde konuştu. Hewlett Packard Enterprise’dan, Tuncay Marmara, “Gün boyunca anlatılanlardan şunu söyleyebilirim: Hem vatandaş hem de şirket olarak sağlık hizmetlerinde son yıllarda yapılan reformları ve elde edilen başarıları takip etmenin gururunu yaşıyoruz. Bu toplantıda bahsedilen birçok yatırımın dünyada örnek olarak gösterildiğini tespit etmekteyiz. Bakanlığımızın hedeflerine uygun olarak da tasarlanmış hazır bütünleşik sistem ve etki güvenlik çözümlerimizi, servislerimizi sizlerle paylaşmaya devam etmek istiyoruz” açıklamasını yaptı. Sağlık yazılımı ihraç eden bir ülke olabiliriz ‘Sağlık Bakanlığı e-Devlet Yuvarlak Masa Toplantısı’nın sonunda değerlendirme yapan Sağlık Bilgi Sistemleri Genel Müdürü Dr. Mahir Ülgü, öncelikle herkesi bir araya getirdiği için BThaber’e teşekkür etti. Ülgü, şunları kaydetti: “Sağlık ekseninde hizmet üretiyoruz. Ürettiğimiz hizmeti bizim tek başımıza yapabilmemiz mümkün değil. Bunu beraber yapıyoruz. Bundan dolayı duyduğum kıvancı, gururu anlatmakta zorlanıyorum. Daha önceki toplantılarda da paylaşmıştım; sağlık bilişimi uygulama tarafı mutlak surette uzmanlaşmak zorunda çünkü bir alandaki bilgi kümesi birikimi arttıkça bunu aynı ihtisas altında taşıyabilmek imkansız. Bir ‘şartnamematik’ üretme
yolundayız. Bu hem sektörü hem bizim satın alma talebinde bulunan kurumlarımızı rahatlatacak bir uygulama olacak. Tıp ve sağlığın teknolojiyle birlikte çalışmak zorunda olduğunun altını çizen Ülgü, konuşmasında şu noktalara temas etti: “İnsan odaklı inovasyon kavramı çok değerli. Şehir hastaneleri geliyor. Bu dev kompleksleri insanların hizmetine sunarken bizim mutlak surette teknolojiyi doğru ve yerinde kullanmamız gerekiyor. Şehir hastaneleriyle ilgili; duran her şeyi bilmek hareket eden her şeyi izlemek zorundayız. ‘RFID’ bunu inanılmaz kolaylaştırıcı kılacak. Sürdürülebilirlik açısından baktığımızda teknoloji bu işin tam da kalbinde. Dönüştürme, bilişimsiz imkansız. Zor günler bizi bekliyor ama bunlar çok da heyecanlı.. İnanın çok güzel şeyler olacak. Dünya bir taraftan bireyselleşirken bir taraftan da ekonomik dünya küreselleşiyor. Burada da yerimizi almak zorundayız. Tüketen bir Türkiye bir süre sonra biter. Üretmemiz gerekiyor. Sağlık yazılımı ihraç etmeliyiz. Ülkemizde 7-8 bin çalışanı olan, sağlık bilişim uygulama yazılımı üreten bir sektör mevcut. Bu sektörle ilişkilerimiz çok iyi. Altyapı var, zemin var, yapılması gereken şey; biraz daha ittirivermek! Biraz daha ittirecek olursak kesinlikle yazılım ihraç eden bir ülke haline geliriz. Teknoloji arka taraftan başka sektörleri de besliyor. Yazılım şirketlerinin tamamının kendilerini bizim denetimimize açmalarını istiyoruz. Biz yanlışları, kusurları ortaya koymak değil, varsa bunları düzeltmek, iyileştirmek istiyoruz. Özel sektörle bu sinerjiyi yakalayabilmiş olmanın gururunu da yaşıyoruz.”
6
BThaber
E-TOPLUM
Haber Merkezi Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) ve Türkiye Dijital Platformu tarafından desteklenen etkinlikte; TBD Kamu-BİB’18 çalışma gruplarının ‘Kamu Verisi Kullanılarak Geliştirilen Akıllı Uygulamalar’, ‘Kamu Verisinin Paylaşılması Politika ve Mevzuatı’, ‘Kamu BT Projelerinin Yarattığı Ekonomik Değer’, ‘Büyük Veri Uygulamaları’ konulu raporları sunularak her bir rapor sunumunun ardından konuların geniş kapsamda değerlendirildiği paneller düzenlendi. Çalışma grupları arasında yer almamakla beraber, önceliği ve önemi göz önünde bulundurularak ‘Büyük Veride Siber Güvenlik’ konusu ayrı bir panelde ele alındı. Paneller; kamu üst düzey yöneticilerinin öne çıkan ve katma değeri yüksek kamu projelerini, özel sektör temsilcilerinin ise ilgili konularda süren faaliyetlerini tanıtmalarına imkân sağlayan biçimde düzenlendi. Hem kamu hem de özel sektörden geniş katılım sağlanan etkinlikte sosyal ve sportif faaliyetler gerçekleştirilerek katılımcılara sosyalleşme imkânı sağlandı. Kılıç’tan ‘Beyin, Zihin ve Yaşam İlişkisi’ Yönetim Kurulu Başkanı İlker Tabak ve TBD Kamu-
Haber Merkezi Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Ahmet Arslan ve Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz’ın katılımıyla gerçekleştirilen e-Dönüşüm/ e-Devlet İşbirliği Protokolü İmza Töreni, UDHB Konferans Salonu’nda düzenlendi. e-Okul sistemine ilişkin e-Dönüşüm/eDevlet iş birliği; MEB, UDHB, Hayat Boyu Öğrenme Genel Müdürlüğü ile Türksat Genel Müdürlüğü arasında yapılıyor. Bakan Yılmaz, törendeki konuşmasında açıköğretim okulu öğrencisi ve mezunlarına ait mezuniyet belgesi, öğrenci belgesi, hizmete özel belge ve tamamlama belgelerinin e-Devlet üzerinden verilmeye başlandığını ifade ederek şunları kaydetti: “Çalışma sonucunda bu okul öğrenci ve mezunları, resmi geçerliliğe sahip barkodlu öğrenci belgesiyle mezuniyet belgesini e-Devlet kapısı üzerinden zaman
11 - 17 TEMMUZ 2016
Devlet, bilişim sektörünü stratejik sektör olarak tanımlamalı 19-22 Mayıs tarihinde ‘2023 ve Ötesi - Akıllı Üretim, Verimli Devlet’ ana temasıyla, 250’nin üzerinde kamu ve özel sektör temsilcisinin katılımıyla Antalya’da düzenlenen ‘TBD Kamu-BİB, Kamu Bilişim Platformu - 18’in ‘Etkinlik Sonuç Raporu’ yayımlandı.
BİB’18 Başkanı Semih Işıksal’ın konuşmalarıyla başlayan etkinlik, sırasıyla; Türk Telekom Grubu Kamu Satış Direktörü Erkan Musa Mızrak, Türksat Genel Müdür Yardımcısı Dr. Halil Yeşilçimen, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Galip Zerey ve Antalya Valisi Muammer Türker tarafından yapılan açılış konuşmalarıyla devam etti. Açılış programında Prof. Dr. Türker Kılıç davetli konuşmacı olarak yer aldı. Nobel ödüllü bilim insanlarının yer aldığı Avrupa Bilim ve Sanat Akademisi üyeliğine
seçilen dünyanın sayılı beyin cerrahlarından biri olan Bahçeşehir Üniversitesi (BAU) Tıp Fakültesi Dekanı Kılıç, ‘Beyin, Zihin ve Yaşam İlişkisi’ üzerine son gelişmeleri paylaşarak düşünce gücüyle yaşamda nelerin değiştirilebileceğini, zenginleştirilebileceğini dile getirdi. 2023 ve Ötesi ‘Akıllı Üretim, Verimli Devlet’ ana teması doğrultusunda TBD Kamu-BİB’18 bünyesinde oluşturulan 4 çalışma grubunun raporlarını grup başkanları sundu: ‘Kamu Verisi Kullanılarak Geliştirilen Akıllı Uygulamalar’ TOBB
ETÜ Bilgisayar Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Murat Özbayoğlu, ‘Kamu Verisinin Paylaşılması Politika Ve Mevzuatı’ Aselsan Uydu Görev Yükleri Program Müdürü Ali Yazıcı, ‘Kamu BT Projelerinin Yarattığı Ekonomik Değer’ Türksat Yazılım Geliştirme Direktörü Ahmet Savaş ve ‘Büyük Veri Uygulamaları’ TOBB ETÜ Bilgisayar Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Erdoğan Doğdu tarafından yapıldı. Kendi teknolojilerini üreten bir bilişim sektörüyle etkin bir dünya gücü olunabilir İlker Tabak, konuşmasında şu noktalara dikkat çekti: “Geleceğe dair yapılan her türlü öngörü ve çalışmada, mevcut durumdaki BT kullanım kapsamını önemli şekilde değiştirmediği sürece, Türkiye’nin BT alanında sadece bir tüketici ülke olarak yer almaya devam edeceği öngörülmektedir. Bu nedenle BT sektörünün yalnız
MEB, ilk kez e-Devlete girdi Ulaştırma Denizcilik Haberleşme Bakanlığı ile Milli Eğitim Bakanlığı arasında, 22 Haziran tarihinde, ‘e-Dönüşüm/eDevlet İş birliği Protokolü İmza Töreni’ yapıldı. ve mekândan bağımsız olarak hızlı ve güvenli bir şekilde alacak. Bürokrasi azalacak ve açıköğretim okullarına kayıtlı 5 milyon 300 bin öğrenci güvenli ve hızlı şekilde e-Devlet hizmeti alacak. Belgeyi alan kurumlar da belgelerin güvenliğini yine e-Devlet üzerinden doğrulayacak. Milli Eğitim Bakanlığı olarak ilk
defa e-Devlet üzerinden belge vereceğiz. MEB, ilk kez e- Devlete girdi.”h Dağınık yapıdaki uygulamaların bütünleşik hale getirilmesi hedefleniyor. Bakan Arslan, protokolün 5 milyon 300 kişiye hizmete aracılık edecek olmasından memnuniyet duyduklarını
belirterek, Türkiye’de bilişim teknolojilerinin hızla gelişmesiyle toplumun ihtiyaçlarının da değişiklik gösterdiğini dile getirdi. e-Devlet uygulamalarının toplumun değişen ihtiyaçlarını hızlı bir şekilde cevap verilmesini sağladığını vurgulayan Arslan, “Bakanlığımızın e-Devlete ilişkin yeni görev ve sorumlulukları
ekonomik kalkınmanın değil, sosyal kalkınmanın da motoru olduğunun kabul edilmesi gerektiğini bir kez daha vurguluyoruz. Türkiye’nin 21. yüzyılda etkin bir dünya gücü olarak var olabilmesi, ancak ve ancak, kendi teknolojilerini üreterek uluslararası rekabet edebilen konumdaki bir bilişim sektörüne sahip olmasıyla mümkündür. Bunun için devletimizin bilişim sektörünü stratejik sektör olarak tanımlaması, ölçülebilir hedefleri belirlemesi ve yerli bilişim ürünlerinin, yerli bilişim markalarının geliştirilmesine ön ayak olması gerekmektedir. Bugünlerde yaşadığımız politik değişim sürecini, bu dileklerimizin gerçekleşmesi için önemli bir fırsat olarak değerlendirmekteyiz. Şubat 2015’te kamuoyu ile paylaşılan ‘Bilişim Sektörünün Siyasi Partilerden Beklentiler Raporu’nda yer alan 47 maddeden 34 adedinin (34/47) 64. Hükümet Programı’nda ve eylem planlarında yer alması sektörümüz ve ülkemiz açısından sevindiricidir. Bu olumlu adımları atan tüm yetkililere bilişim sektörü adına bir kez daha teşekkür ediyoruz. 65. Hükümet Programında tamamının karşılık bulmasını bekliyoruz.”
kapsamında yönetmelik ve benzeri çalışmaları tamamlandı. 2016-2019 Ulusal e-Devlet Stratejisi ve Eylem Planı çalışmaları gerçekleştirildi. Bu kapsamda e-Devlet ekosisteminin oluşturulması, ülkemizin dijital dönüşümünü tamamlanması, dağınık yapıdaki uygulamaların bütünleşik hale getirilmesi hedeflendi” açıklamasını yaptı. Arslan, konuşmasında şu bilgileri verdi: “An itibarıyla e-Devlet Kapısı üzerinden 246 farklı kurumun, bin 498 farklı hizmetini 28 milyonunun üzerinde vatandaşa götürüyoruz. Aynı zamanda e-Devlet mobil uygulaması üzerinden 6 milyondan fazla kullanıcıya, 381 farklı hizmeti ulaştırıyoruz. Protokol, eğitime yönelik başarılı ve geniş kitleleri ilgilendiren birçok hizmetin e-Devlet Kapısı üzerinden sunulmasını sağlayacak.” Konuşmaların ardından Bakan Yılmaz ve Bakan Arslan protokolü imzaladı.
8
BThaber
E-TOPLUM
11 - 17 TEMMUZ 2016
Edip Emil Öymen edip.oymen@gmail.com
İngiltere’ye takoz: Yaşlılar ve taşra
Bölgesel Eşitsizlik ve Türkiye OECD’nin yeni yayınlanan Bölgelere Bakış Raporu’ndan (Regions at a Glance 2016) Türkiye’ye dair bir iki veriyi cımbızla çekince görülen manzara: Ülkemizde işgücü içinde lise ve önlisans eğitimi alanların oranı (2014 verilerine göre) % 40. OECD ortalaması % 74.3. Ülkemizde en gelişmiş bölgede genişbant internete erişim oranı % 63, az gelişmiş bölgelerde % 27.1’e kadar iniyor. Türkiye ortalaması % 46. OECD ortalaması % 69.8. Kişi başına satın alma gücü paritesi, ülkemizde en gelişmiş bölgede 7,798 Dolara kadar çıkıyor. En az gelişmiş bölgede 3,137 Dolara kadar iniyor. Ülke ortalaması 5,779 Dolar. OECD ortalaması 17,916 Dolar. Eşitsizlik sorunu sadece ülkemizle sınırlı değil. Sorun, her yerde. 2013’te Fransız iktisatçı Thomas Piketty, 700 sayfalık “21’inci Yüzyılda Kapital” adlı kitabında konuyu ele almıştı. 2014’te İstanbul’a geldiğinde söylediği bir çok şey arasından –yine cımbızlaşunlara bakınız: “Uzun vadede ekonomik
büyümeyi sağlamak için eşitsizliklerin aşırı düzeye çıkmaması gerekir. Aşırı eşitsizlikler hem sosyal mobiliteyi olumsuz etkiler hem de güç paylaşımında dengesizlik yaratır. Türkiye gibi gelişen ekonomilerde, büyük servetlerin çok daha hızlı büyümesi aslında önemli bir sorun teşkil ediyor. Türkiye’deki milyarder sayısı rekor seviyelere ulaşmış durumda. Japonya’dan daha fazla milyardere sahipsiniz, öte yandan GSYH’nız Japonya’nın yüzde 20’sine denk. Bu da ülkedeki eşitsizlik düzeyini ortaya koyuyor. Türkiye’nin öncelikle gelir ve servet konusunda daha fazla şeffaflığa ihtiyacı var. Ancak bu sayede ekonomideki güçlü büyümenin toplumun farklı gruplarına fayda sağlayıp sağlamadığını izleyebiliriz. Şeffaflık olmadan, izlenmesi gereken politikalara yönelik demokratik ve güvenilir bir tartışma ortamı sağlanamaz. Ekonomik büyüme herkese fayda sağlamalı, aksi takdirde milliyetçilik yükselir, hatta Avrupa Para Birliği bile dağılabilir.” (21.11.14)
Eğer 1.3 milyon “Hayır, boşanmayalım” deseydi İngiltere ile AB boşanmayacaktı. Ama tersi oldu. AB ile daha yakın ilişkide olan Londra, büyük şehirler, İskoçya, az biraz Kuzey İrlanda ve gençler, AB üyeliğinin sürmesi için oy kullandı. Taşra ve yaşlılar aksi fikirdeydi. Referandumda oy kullanmaya üşenen 18-34 yaş grubunu sandığa gitmeye ikna için reklam şirketleri yaratıcılıklarını gösterdiler. Adam&Eve/ DDB, 5 saniyelik reklam filmleri yaptı. Keira Knightley, Stephen Hawking gibi İngiliz starlar rol aldı filmlerde. Burada Türkçesini yazamayacağım küfürlü sloganda Keira, “Başkasının, senin hayatının içine etmemesi için oy ver,” dedi. Ama işe yaramadı. M&C Saatchi, karanlığa açılan bir kapı gösteren reklamında “Buradan dönüş yok” dedi. Ama işe yaramadı. AB’den çıkalım diyen, Osmanlı’nın son içişleri bakanı Ali Kemal’in boşandığı İngiliz eşinin soyundan gelen Boris Johnson (yakın zamana kadar Londra belediye başkanıydı) ve İngiltere’nin
AB’den çıkmasını savunan Bağımsızlık Partisi’nin başkanı Nigel Farage’ı “bindikleri dalı keserken” gösteren reklam da işe yaramadı. Başka reklam şirketleri de çabaladılar. Örneğin Rufus Leonard’ın yarattığı videoya bakınız: https://youtu.be/ oPRFZZEBT0c. Ama işe yaramadı. İngiltere Hazinesi’nin hesabına göre, AB dışında kalacak İngiltere’nin milli geliri (GDP-GSYH) 2030’a kadar % 6.2 daralı. Örneğin, sadece reklam sektörünün kaybının 15 yılda 1 milyar Sterlini bulacağı hesaplandı. Enflasyonun yükselmesi, kredinin pahalanması, ülke dışına para çıkışının artması normal beklentiler.
İngiltere’nin yoksul bölgelerine AB yardımı da kesilecek. Sonucun açıklandığı 24 Haziran’da iki gelişme oldu: Şaka gibi başlayan bir girişim, Londra’nın tek başına AB üyeliğine başvurmasını öneriyor: Londependence. Bu, olacak şey değil ama 300 bin kişi Change. org’da açılan hesaba imza verdi. Daha ciddi girişim ise Parlamento’ya, ikinci bir referandum için dilekçe verenlerin sayısı Pazartesi sabahı 3.5 milyonu geçmişti. Referandum “bağlayıcı” değil. Sadece “tavsiye” statüsünde. Parlamento, bu durumu “saymayabilir.” Aslında AB tarihinde ikinci referandumlar var: Danimarka, Maastricht Anlaşması’na 1992’de 50.7 hayır dedi. Olacak şey değildi! İkinci bir referandum yapıldı 1993’te: 56.7 evet oldu. İrlanda iki ayrı kez üst üste referandumlar yaptı. Norveç, 1972 ve 1994’te iki kez AB’ye hayır dedi. İngiltere, 1975’teki referandumda AB üyeliğine devam demişti (% 67). AB’de 1973’ten bu yana yapılan AB referandumları şimdilik 44.
seçmen denilen X-Kuşağı, ne yazık ki “her şeyi istiyor” ama bunu gerçekleştirmek için kalkıp oy vermeye üşeniyor. 26 Haziran’da da böyle oldu:
Podemos 3’üncü sırada yer aldı. Katalonya’lı Ciudadanos (Yurttaşlar) 4’üncü sırada. İtalya’da ise, yine sokaktan başlayarak siyasi partiye dönüşen 5 Yıldız Hareketi (M5S) Roma ve Torino’da yerel seçimi kazandı. İki kente de 30’lu yaşlarda kadın adayları belediye başkanı seçtirdi. Hele Chiara Appendino’nun, Torino’da güçlü “ayrılıkçı” Kuzey Birliği adayını geçmesi şaşırtıcı oldu. Kuzey Birliği (Lega Nord), Toskana’dan başlayarak bütün kuzey bölgesinin (Padania) bağımsızlığını savunuyor.
Podemos’un IKEA kataloğu Korsan Partiler gibi, Yunanistan’da Syriza, İtalya’da Beş Yıldız Hareketi (M5S), İspanya’da Podemos, Katalonya’da Ciudadanos gibi “muhalif” örgütlenmeler, siyasette yenilikçi tavırlar, yöntemler özellikle genç seçmene daha yakın geliyor. İspanya’da 26 Haziran seçim kampanyası sırasında Podemos (Birlikte Yapabiliriz) şimdiye kadar kimsenin aklına gelmeyen bir iş yaptı: Parti programını IKEA Kataloğu gibi tasarladı. IKEA kataloğunda
her sayfada, bir evin ihtiyaçları albenili ve mükemmel bir fotoğrafla, davet edici bir stilde sunulur ya, Podemos da bütün parti programını her sayfaya böyle yaydı. Bütün milletvekilleri, her sayfada konu mankeni olarak programın bir kaç maddesiyle birlikte yer aldılar. 195 sayfalık kataloğun son 65 sayfasında ise parti programı “alışıldık” biçimde, klasik bir sayfa düzeniyle yazıldı. Yani isteyen, öndeki renkli kısımdaki bilgi
parçalarına baksın, isteyen arkadaki programı okusun. Bu yaratıcı yenilikçi girişim, partiye yakınlık duyan genç seçmene yönelikti. Ama genç
10
BThaber
BİLİŞİM DÜNYASI
11 - 17 TEMMUZ 2016
Huawei ve Flextronics ortak üretim yapacak Haber Merkezi Huawei ile Flextronics, 4.5G baz istasyonları ve ağ enerji sistemleri üretecek fabrikanın açılışını 22 Haziran 2016 tarihinde Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu Başkanı Dr. Ömer Fatih Sayan’ın da katıldığı törenle Tekirdağ’da gerçekleştirdi. Açılış törenine; Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı, Çin Halk Cumhuriyeti Büyükelçiliği, ISPAT, DEIK, TOBB, ICBC Bank Vodafone, Turkcell, Türk Telekom Grubu ve Vodafone temsilcileri katıldı. Huawei Türkiye, Türkiye’de kullanılacak 4.5G donanımları özelindeki yerli üretim politikalarına yönelik desteğini de farklı projelerle sürdürüyor. Huawei bu amaçla geçtiğimiz yıl ön görüşmelerine başladığı 4.5G ekipman üretim tesisleri için, Flextronics ile iş ortaklığına
Haber Merkezi Samsung, Gear VR Tırı ile Türkiye’nin 15 şehrinde tüketicilere sanal gerçeklik deneyimini ulaştıracak. İlk olarak 17-19 Haziran tarihinde Kanyon AVM’de İstanbullular’la buluşan Sanal Gerçeklik Tırı yaz ayları boyunca İzmir, Bodrum Çeşme, Samsun, Eskişehir, Erzurum, Ankara, Adana gibi Anadolu’daki birçok farklı noktaya uğrayacak. Samsung Electronics Türkiye Pazarlama Müdürü Tolga Erdem, Gear VR Sanal Gerçeklik Tırı ile ilgili bilgiler verdi. Erdem şunları söyledi: “Sana gerçeklik günümüzün en önemli teknolojik eğilimleri arasında yer alıyor. Sanal gerçeklik alanında ciddi yatırımlar yapıyoruz. Bunun sonucu olarak Samsung Gear VR’ı ortaya çıkardık. Bu etkinliğimizde ABD’den buraya getirdiğimiz özel donanımlı bir tır sayesinde kullanıcılarımızın çok özel bir roller coaster deneyimini sanal gerçeklik teknolojisiyle deneyimlemelerini sağlıyoruz. Bunun yanında bu yılın ortasında tanıtımını yaptığımız Samsung S7 ve Samsung S7 Edge akıllı telefonlarımızı da
gitti. Huawei Türkiye Genel Müdürü Li Shen; “Huawei Türkiye olarak Flextronics ile işbirliğine gitme kararı aldık. 4.5G baz istasyonları ve ağ enerji sistemleri üretimine Ekim 2016’da başlamayı hedefliyoruz. BT sektörünün
yerelleşmesi ve operatörlerin bu yönde desteklenmesi, Türkiye kamu kurumları açısından stratejik olarak da önem taşıyor. Sektörün belli bir seviye ve olgunluğa erişmesi için, yerelleşme anlamındaki iş planlarımızı
daha da artıracağız” dedi. Flextronics Türkiye, Huawei Türkiye tarafından 4.5G ihalesi sonrasında bu alandaki lokal üretim projeleri vesilesiyle ödüle layık görüldü. Flextronics Türkiye’nin bu alandaki ürün gamı, 4.5G baz istasyonları ile
ağ enerji sistemleri üretimini kapsıyor. Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu Başkanı Dr. Ömer Fatih Sayan, “Huawei, özellikle 380 kişinin çalıştığı Ar-Ge merkezindeki faaliyetlerini bir adım ileri taşıyıp üretime yönelik bu tesisiyle, Türkiye’de 1.700 çalışanı ve 200’den fazla iş ortağı ile 5.000 kişilik bir eko-sistem oluşturmuştur. Bu tesiste kullanılacak birçok ürünün patentinin de Huawei Ar-Ge merkezinde geliştiğini burada vurgulamak istiyorum. Bununla birlikte Huawei’nin Ar-Ge merkezinden beklentimizin yüksek olduğunu da söylemeliyim. Ayrıca 5G Türkiye formunu kurduk. Bu amaçla Japonya, Çin gibi ülkelerle işbirliklerimiz gerçekleşti. 5G ile ilgili hemen hemen her firma teste başladı. Ancak yine de 5G’nin standartlaşması için 2019 beklenmeli” dedi.
Gear VR Sanal Gerçeklik Tırı yaz boyunca Türkiye’yi gezecek Samsung’un Sanal Gerçeklik Tırı, Türkiye’nin dört bir yanındaki teknoloji meraklılarını Gear VR 4 boyutlu sanal gerçeklik ile buluşturmak için yola çıktı.
yakından inceleyebilecekleri deneyimleme alanları yer alıyor. Kullanıcılar burada akıllı telefonların su ve toza dayanıklılığını test edebilmekle birlikte, Gear
360’la 360 derece fotoğraf ve video deneyimini yaşayabilecekler”. Üçüncü nesil sanal gerçeklik gözlüğü olan Gear VR, Samsung Galaxy S7,
Galaxy S7 edge, Galaxy S6, Galaxy S6 edge ve Galaxy Note5 ile kullanılabiliyor. 318 gram ağırlığındaki üçüncü nesil Gear VR, önceki modellerden yüzde
19 daha hafif olmasıyla dikkat çekiyor. Daha geniş bir arayüz ve touchpad ile sunulan ürün, kullanıcıya daha kolay kullanma imkânı da sağlıyor.
12
BThaber
BİLİŞİM DÜNYASI
11 - 17 TEMMUZ 2016
Ezber bozan yaklaşımlar için kolları sıvayın Handan Aybars Türkiye’de dijital pazar son yıllarda olağanüstü bir büyüme gösterdi. Adtech şirketi Criteo‘nun Doğu Avrupa, Orta Doğu ve Afrika Genel Müdürü Dirk Henke‘ye göre, yine de Türkiye’nin mobil alışveriş konusunda hala geride olduğunu söyleyebiliriz. Zira dünya genelinde tüm satışların yüzde 35’i mobil cihazlar üzerinden yapılırken, Türkiye’de bu oran yüzde 23. Ama tüm bunlara rağmen, geçtiğimiz ay gerçekleştirilen Digital Age Summit kapsamında Türkiye’ye gelen Dirk Henke’ye göre, Türkiye’yi özel kılan şey büyüme hızı. “Henüz bir buçuk yıl önce mobilin satışlardaki payı yüzde 11’di; yani bir önceki yıla göre yüzde 12 büyüme gözlemliyoruz. Bu da Türkiye’yi bildiğim en hızlı büyüyen ülke yapıyor” yorumunu yapan Henke’ye göre, Türkiye’nin teknolojik trendleri hızla benimseyen genç nüfusunu da göz önünde bulundurduğumuzda, Türkiye’nin kısa zamanda dünya ortalamasına yetişeceğini tahmin etmek zor değil. Pazarlamacılar içinse bu beklenti; strateji ve ürünlerini bu değişime uyarlamaları gerektiği anlamına geliyor. “Şimdi mobil pazarlama stratejileri geliştirmenin ve müşterilere farklı cihazlar üzerinden
Pazarlamanın tepeden tırnağa değişimine işaret eden Criteo Doğu Avrupa, Orta Doğu ve Afrika Genel Müdürü Henke’ye göre, özellikle işin mobil tarafında Türkiye, potansiyeli ile göz kamaştırıyor.
Afrika bölgesi geçen yılın aynı dönemine göre sabit kur üzerinden yüzde 30 büyüme kaydetti, ki bu trafik sağlama maliyeti dışındaki (ex-TAC) toplam cironun yüzde 42’sine denk geliyor. Bunun üzerine daha fazla büyüme bekliyoruz. Ülke bazında sayıları açıklamıyoruz, ama hızlı büyüyen pazar olan Türkiye’nin Avrupa ortalamasından daha hızlı büyüme gösterdiğini söyleyebiliriz.
Mobİlİte, M2M, IoT gİbİ eğİlİmler performans pazarlamayı, İş yapış bİçİmlerİnİ, dolayısıyla sİzİn hİzmetlerİnİzİ nasıl etkİlİyor? Teknolojik yenilikler ve yeni iş modelleri perakendeyi yeniden şekillendiriyor, müşteri davranışları ve beklentileri de sürekli değişiyor. Bazı trendler hayatımızda kalıcı yer edinecek ama bazıları geçici bir heves olmaktan öteye gidemeyecek. Hangi trendlerin bizi gerçekten etkileyeceğini görmek için bir süre önce hazırladığımız raporda Ovum ile işbirliği yaptık: 1) Fiziksel mağazalar yok olmayacak. Ancak, mağaza içi alışveriş bir eğlence türü olarak değişecek. Mağazalar daha interaktif olacak ve tüketicilere daha güzel bir deneyim
ulaşmanın tam zamanı” yorumunu yapan Dirk Henke, bu ulaşım önerisini çeşitli yol haritaları ile detaylandırdı: n ‘Performans pazarlama’ nedir? Tüketicilerin ve
sunacak. Örneğin, artırılmış gerçeklik entegre edilebilir. 2) Drone’lar günümüzdeki teslimat sistemlerinin yerine geçmeyecek, ama yeni ikmal modelleri de göreceğiz. Talep üzeri teslimat, Tıkla & Teslim dolaplar ve tüketicilere hızlı teslimat sağlayan başka formatlar da ortaya çıkacak. 3) Mobil, perakendeye son derece entegre olsa da, diğer alışveriş kanallarının tamamen yerine geçmeyecek. Alışverişte M2M ve IoT gibi teknolojiler satın almaya giden yolu değiştirecek ve satın alma daha kompleks bir hal alacak.
perakendecilerin bu yapıya dönüşlerini nasıl değerlendiriyorsunuz? Pazarlama genelde iki alana ayrılır: Markalama ve performans. Markalama; markanızın genel olarak bilinirliğini artırmak
Criteo Doğu Avrupa, Orta Doğu ve Afrika Genel Müdürü Dirk Henke için yapılan televizyon kampanyaları, etkinlik sponsorluğu, markalama bannerları gibi tüm pazarlama aktivitelerini içerir. Performans pazarlama ise tamamen ölçülebilir bir uygulama, çünkü farklı bir amacı var. Hedef; reklamınız ile tıklama, indirme ve benzeri bir şekilde, belirli bir kullanıcı etkileşimi sağlamak, müşteriye gerçekten ilgisini çeken ürün ve hizmetlerin reklamını sunmak. n Criteo’nun büyüme hedeflerinde nasıl bir küresel dağılım var? Türkiye bu pastada nasıl bir konumda? Son bilanço verilerimize göre, Avrupa, Ortadoğu ve
Performans pazarlama çözümü kullanmak, bİr e-tİcaret sİtesİne neler kazandırır? Bunu yapmayan bİr sİte, ne gİbİ sorunlarla karşılaşabİlİr? Müşterilerimizin karşılaştığı en büyük zorluğun internet kullanıcısının web mağazalarına uğrayıp
alışveriş yapmadan çıkması olduğunu gözlemliyoruz. Dünya genelinde kullanıcıların yüzde 95’i web mağazayı alışveriş yapmadan terk ediyor. Bazen başka bir yere girip hizmet, fiyat gibi karşılaştırmaları yapıyorlar. Fakat çoğu zaman sadece online alışveriş yaparken dikkatleri dağılıyor. Şirketler insanların mağazalarına
gelmesi için markalama faaliyetlerine büyük yatırımlar yapıyor. Bu web mağaza ziyaretçileri alışveriş yapmazsa onlardan pek de yarar sağlayamıyorlar. İşte bu noktada performans pazarlama; kullanıcıların markalar ile etkileşim halinde kalmasını sağlamak için devreye giriyor. Şirketler web mağaza ziyaretçilerine uygun teklifler ile hitap etmeye devam ederek, geri gelip alışverişlerini tamamlamalarını sağlayabilir. Gösterilen reklamlar ilgi alanlarına uygun olduğu sürece tüketici tarafından bu hizmet takdir de görüyor.
n Hedeflemelerde nasıl bir algoritma ile ilerliyorsunuz? Sizi benzer yapılardan ayıran temel farklar neler? Criteo Motoru, Criteo’da yaptığımız her şeyin kalbinde yer alıyor. Her ay 1,1 milyardan fazla kullanıcının alışveriş davranışını analiz ediyor ve tahmin, öneri ve açık artırma algoritmalarını sürekli keskinleştiriyor. Tüm bunlar, bir kullanıcıya belli bir anda mümkün olan en iyi reklamı göstermek için yapılıyor. Performansımızın yanı sıra bizi diğer hedefleme sağlayıcılarından ayıran unsur, medya satın alma yaklaşımımız. Diğer şirketler, farklı kaynaklardan medya satın alma yaparken, Criteo lider RTB (eş zamanlı açık artırma) ağları ile beraber 16 binden fazla büyük yayıncı ve Facebook ile çalışıp, müşteri kampanyalarının tüm mobil, web ve sosyal kanallar üzerinden uyumlu sürdürülmesini sağlıyor. n Türkiye pazarında kimlerle çalışıyorsunuz? Gerek 2016 gerekse orta vade için hedeflediğiniz e- ticarete ek başka sektörler var mı? Genel olarak perakende, seyahat ve ilan sektörlerinden müşteriler ile çalışıyoruz. Müşterilerimiz arasında Boyner, Markafoni ve Trendyol gibi yerel markaların yanı sıra BronPrix ve Booking.com gibi Türkiye’de iş yapmak isteyen uluslararası markalar da var. Ayrıca bankacılık ve telekomünikasyon gibi ilgimizi çeken sektörler de var. Sonuçta genel olarak online ürün veya hizmet satışı yapmak isteyen her oyuncu müşterimiz olabilir.
14
BThaber
BİLİŞİM DÜNYASI
11 - 17 TEMMUZ 2016
Araç takip sistemleriyle 32 milyon ağaç kurtarılabilir Netcad, Azerbaycan’ın Tapu Kadastro Yönetim Sistemi’ni kurdu Coğrafi bilgi sistemi ve mühendislik çözümleri sunan Netcad, hizmet ağını uluslararası alana taşıdı. Azerbaycan, Tapu ve Kadastro Yönetim Sistemi’nin (RERCMS) kurulumu için Netcad’i tercih etti. Böylece Netcad, Azerbaycan’ın özel ve kamuya ait tüm taşınmaz mallarının yönetimindeki dijital dönüşümün mimarı oldu. Azerbaycan hükümeti ve Dünya Bankası işbirliğiyle sürdürülen proje ile Azerbaycan genelinde tüm tapu ve kadastro kayıtları Netcad tarafından dijital ortama
aktarılarak tüm faaliyetlerin merkezi bir sistem üzerinden yönetilmesi sağlandı. Tasarımı ve kurulumu Netcad tarafından yapılan sistemle Azerbaycan vatandaşları tapu ve kadastro işlerinde daha kaliteli, doğru ve hızlı hizmet alabilecek. Pilot uygulamalar ise Sumgayıt ve Sheki Arazi idarelerinde gerçekleştirildi. Pilot bölgede tamamlanan RERCMS projesini, ülke geneline yaygınlaştırma çalışmaları devam ediyor. Öte yandan bu çalışmanın, diğer Türki ülkeler için de önemli bir referans olması bekleniyor.
Rüzgar enerjisinde büyük birleşme Siemens ve Gamesa, rüzgar enerjisi sektöründeki faaliyetlerini birleştirmek üzere anlaşma imzaladı. Anlaşma ile Siemens, tüm rüzgar enerjisi faaliyetlerini Gamesa ile birleştirerek, dünyanın lider rüzgar türbini üreticisi olacak. Anlaşmanın 2017 yılının ilk çeyreğinde tamamlanması planlanıyor. Siemens, bu birleşme ile şirketin hisseli sermayesinin yüzde 59’una, Gamesa’nın mevcut hissedarları da yüzde 41’ine sahip olacak. Siemens, birleşmenin tamamlanmasının hemen ardından Siemens hariç tüm Gamesa hissedarlarına hisse başına 3,75 avro ödeyecek. Yeni şirketin dünya çapında, birikmiş yaklaşık 20 milyar avro
değerinde siparişe, 9,3 milyar avro ciroya ve 839 milyon avro kâra sahip olması bekleniyor. Birleşme ile oluşan şirketin küresel merkezi İspanya’da olacak ve şirketin hisseleri İspanya’da işlem görmeye devam edecek. Şirketin offshore bölümü ise Hamburg-Almanya ve VejleDanimarka’dan yönetilecek. Siemens AG Yönetim Kurulu Başkanı ve CEO’su Joe Kaeser, birleşme ile ilgili şu bilgileri verdi: “Bu birleşmenin amacı, sürekli büyüyen ve son derece cazip hale gelen rüzgar enerjisi sektörünü daha rekabetçi kılmak ve yenilenebilir enerjinin daha uygun maliyetli hale gelmesini sağlamak. Birleşme, Siemens’in 2020 Vizyonu ile de uyumlu.”
Mobiliz CEO’su Özlem Yeşildere, araç takip sistemlerinin karbon ayak izinin silinmesinde önemli bir rol üstlenmekte olduğunun altını çizdi. Haber Merkezi Gelişmiş ülkelerin yatırım yapma kararı aldığı en kritik 10 teknoloji arasında sayılan Makineler Arası İletişim (M2M) alanında çalışan, araç takip sektöründe faaliyet gösteren Mobiliz’in CEO’su Özlem Yeşildere, araç takip sistemlerinin karbon ayak izinin silinmesinde önemli bir rol üstlenmekte olduğunu ifade etti. Araçların rölanti sürelerinin yarattığı ekstra karbon salınıma ilişkin çarpıcı verileri açıklayan Yeşildere, “Araç takip sistemleriyle karbon salınımını araç başına yılda 0,12 ton azaltmak mümkün. Sunduğumuz araç takip ve filo yönetim sistemleri sayesinde müşterilerimizin sağladığı yüzde 15’e varan yakıt tasarrufu, karbondioksit salınımının azaltılması açısından 1 milyon ağacın çevreye sağladığı katkıyı sağlamakta” dedi. Türkiye’de 20 milyonun üzerinde araç bulunduğunu belirten Yeşildere; “Türkiye’de bulunan araçların 8 milyonunu ticari araçlar oluşturuyor. Tüm ticari araçlarda araç takip sistemlerinin kullanıldığını düşünürsek ortaya çok ciddi rakamlar çıkıyor, yalnızca araç takip sistemleri
Mobiliz CEO’su Özlem Yeşildere sayesinde sağlanan yakıt tasarrufuyla yılda 32 milyon ağaç oranında karbon telafisini sağlamak mümkün” dedi. Sağlığı tehdit eden uygunsuz şartlar önleniyor ‘FiloTürk Sıcaklık Takipte Paketi’ hakkında
da bilgi veren Özlem Yeşildere şunları kaydetti: “Paket sayesinde taşınan ve depolanan yiyecek ve içeceklerin, üretim merkezlerinden satış noktalarına soğuk hava zinciri kırılmadan ulaşması sağlanıyor. Özellikle et, süt, yumurta, aşı gibi hijyen ve ısının büyük önem taşıdığı gıda maddelerinin tazeliklerini kaybetmeden, bozulmadan tüketicilere ulaştırılmasında önemli bir rol üstleniyor” Sistem sayesinde insan sağlığını tehdit edecek uygunsuz şartların oluşmasının önlendiğini vurgulayan Yeşildere, “Tüketici sağlığını korumak için, ürünlerdeki insan sağlığını etkileyecek risklerin minimum seviyeye indirilmesi büyük önem taşıyor. Sağlığı tehdit eden riskler ürünün üretim aşamasından sevkiyatına, depolanmasına ve satışına kadar devam etmekte. Ürünlerin soğuk hava zinciri kırılmadan satış noktalarına ulaşmasının kontrolü çok kritik. Evimize giren gıdaları güvenle tüketebilmemiz, ürünlerin uygun şartlarda muhafaza ve sevk edilmesinin takibiyle mümkün, bu da ancak her aşamada depolama ve sevk koşullarının kontrolü ile sağlanıyor” dedi.
CIO Vizyon için geri sayım başladı Haber Merkezi Türkiye Bilişim Derneği’nin gelenekselleşen “CIO Vizyon Toplantıları”, 21 Temmuz’da gerçekleştiriliyor. Türkiye Bilişim Derneği’nin geleneksel hale gelen CIO Vizyon Toplantıları, 21 Temmuz’da Türkiye’nin önde gelen şirketlerinin CIO’larını yeniden bir
araya getiriyor. CIO Vizyon Toplantıları’nın 6’ıncısı olan “Dijital Dönüşüm ve Bulut Stratejileri” konu başlığıyla, dijital dönüşüm ve bulut bilişim alanındaki tüm detaylar geniş bir boyutta ele alınacak. Etkinlik 21 Temmuz Perşembe günü CVK Park Bosphorus’da, Bilişim Zirvesi Etkinlik şirketinin tecrübe ve birikimi ile gerçekleştirilecek.
Etkİnlİğİn gündem maddelerİ İse şöyle: • Buluttaki Büyük Veri: Güçlerin Birleşimi • Sosyal Medya Verisini Yönetmek ve Anlamak • Dijital dönüşüm eğilimleri • İş modellerini yeniden tasarlamak • Bilgi yönetiminden süreç optimizasyonuna dijital dönüşüm • Dijital dönüşümü gerçekleştirmek ve sürekli kılmak için ne gerekiyor
BThaber
BİLİŞİM DÜNYASI
11 - 17 TEMMUZ 2016
Hollanda’nın başkenti Amsterdam’da düzenlenen CCW 2016 (Critical Handan Aybars Communications World 2016) Amsterdam donanımlar, uygulama, sektöre uygun yazılımlarla zenginleştirilen çözümler ile güvenlik başlığındaki proaktif olmayı da hedefleyen zengin entegrasyonları ortaya koydu. Bunun bir örneği olarak, Motorola Solutions, giyilebilir kamera, telsiz hoparlörü ve mikrofonu ile bulut tabanlı depolama ve yönetim sistemini bir araya getiren yenilikçi çözümü Si500 VSM ile bütünsel bir dijital delil yönetim sistemi ortaya koyuyor. Bu bulut tabanlı depolama ve yönetim yazılımı güvenli veri depolamayı, yönetimini ve paylaşımını pazardaki diğer çözümlerden daha düşük maliyetlerle sağlıyor. Yönetim yazılımı sistemi, video kamera, telsiz mikrofon ve hoparlörün bir arada yer aldığı çözüm ile kamu güvenliği birimlerinin dijital delil elde etmesi, karar ve yönetim süreçleri de kolaylaşıyor. TETRA çift yönlü telsizlerle birlikte çalışabilen yeni bir giyilebilir kamera, telsiz hoparlörü ve mikrofonu ve bulut tabanlı delil yönetim yazılımı kombinasyonunu içeren çözümle sahada kamu güvenliği çalışanlarına ağırlık yapan cihaz sayısı azalıyor, CommandCentral Vault dijital delil yönetim yazılımı da hız sunuyor. CommandCentral Vault yazılımı, geniş depolama kapasitesi ve bilgisayar destekli görev sevk ve kayıt yönetim sistemlerine entegrasyonu ile dijital kanıt yönetimini pratik, takip edilebilir ve ekonomik hale getiriyor. CCW 2016 kapsamında bir araya geldiğimiz Motorola Solutions Türkiye Ülke Müdürü Bora Gürçay, telsiz teknolojisindeki gelişimi anlatırken, Türkiye’deki projeleri hakkında sorularımızı yanıtladı: n Telsiz teknolojisinde nasıl bir değişim söz konusu? Genişbant, anlık görüntü ihtiyaçları artıyor. Buna bağlı olarak TETRA + LTE dediğimiz, Türkiye’de 4.5G olarak adlandırdığımız sistemlerle entegre çalışmak üzere altyapımızı tasarladık. Ülkeler ve kamu güvenliği projelerinin hepsinde artık TETRA ve üzerinde genişbant bütünleşmesi ön planda. Burada sıkıntı frekansların belli şekilde uyumlu olmaması. Ama bir geçiş dönemi planlaması yapılıyor. Yani ticari operatörlerle genişbantı test etmek için kamunun kullandığı TETRA veya telsiz sistemleri, bunların üzerine eklenen 4.5G’yi
Entegre çözüm mimarisi, güvenliği yeniden tanımlıyor Güvenlikte önleyici adımlar için anlık veri analizi ve bütünleşik takip sistemleri ile Motorola Solutions, proaktif olmanın yol haritasını sunuyor, ilgili kamu birimlerinin iş süreçlerinde pratikliği ve verimi getiriyor.
Pazarda rekabetİ nasıl değerlendİrİyorsunuz? Yerli üreticiler, ayrıca küresel pazarda da karşı karşıya olduğumuz küresel rakiplerimiz var. Türkiye’de Motorola Solutions pazar lideri ve farklı oyuncuların pazara giriş çıkış yaptığını görmemize rağmen, telsiz konusunda akla ilk gelen marka Motorola Solutions. 20 yılı aşkın süredir Türk emniyet teşkilatına telsiz sunuyoruz. Yıllık 650700 milyon dolar Ar-Ge
nasıl entegre edebileceğimizi konuşuyoruz Türkiye’de şu an. Türkiye’de yaklaşık 5 yıldır bizim de üzerinde durduğumuz bir kamu güvenliği projesi var. n Proje hakkında detaylar paylaşabilir misiniz? Bu projeyi hayata geçirmek konusunda Başbakanlık tarafından 5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu ile Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı’na verilmiş bir yetkilendirme var ve 81 ilde bir altyapı kurulacak. Böylece olağanüstü bir durum karşısında ticari operatörlerin, duruma ilk müdahale eden emniyet güçleri, ambulans gibi yapıların şebekelerinin tıkanmasının önüne geçilmesi, ayrı bir şebeke kurulması üzerine Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı’na verilen bir görev söz konusu. Ülke çapında bir sistem kurulacak, üzerine de bütün kamu güvenliği kullanıcıları kendileri dahil olacaklar. Böylece hem güvenli bir sistem olacak hem olağanüstü durumlarda insanlara ulaşabilmek için gereken sistem ihtiyacı karşılanacak. Binali Yıldırım da, gerek Bakanlık görevini yürütürken gerekse Başbakanlık sürecinde yaptığımız toplantılarda bunun kendi gündem listesinde öncelik sırasına alacağını belirtti. Bu konuda yatırım önemli, çünkü Türkiye’de hala analog telsizler kullanılıyor. Bir vatandaş olarak herhangi bir yerden bir telsiz alıp kolayca konuşmaları dinleyebilirsiniz. Oysa dünyanın her yerinde olduğu gibi Türkiye’de
harcaması ile cirodan inovasyona bu kadar önemli bir pay ayrılınca, binlerce patenti olan bir firma olarak öne çıkıyoruz. Kamu Güvenliği Projesi’nin olması, Ar-Ge merkezinin de hayata geçmesini sağlayabilecek. Türkiye’de baz istasyonu, telsiz, yazılımlar ile ilgili üretim yapmakla konusunda da planımız var. Pazar büyüklüğü sağlıklı işliyor.
de güvenlik ihtiyacı çok yüksek. Jeopolitik konuma ek olarak, günlük operasyonların devamlılığı ve güvenlik için bu teknoloji bir ihtiyaç. Ama Motorola Solutions, bir tek bu projeye odaklanmıyor. n Başka ne gibi çalışmalar gündeminizde? Türkiye’de bin 400’ün üzerinde belediye var ve büyük bölümü analog telsiz kullanıyor. BTK tarafından yayınlanan bir yönetmelikle, hepsine dijital yapıya geçmeleri için farklı süreler verildi. Bu yönüyle kamu ve belediyelerin değişim süreci bizim için öncelikli. İkincisi enerji şirketleri. Sektör şirketlerinin özelleştirilmesi sürecinde şirketler kendi altyapılarını da değiştiriyor, analog telsizlerden dijitale geçiyorlar. Rafineriler de önemli ve bu sektörde Motorola Solutions’ın halihazırda yüzde 90’ın üzerinde pazar payı var. n 4.5G’nin reel sektörde yaygınlaşması, sizin çözümlerinizi nasıl etkiler? 4.5G için tamamen
Motorola Solutions Türkiye Ülke Müdürü Bora Gürçay konseptimizi değiştirdik ve Motorola Solutions olarak müşterilere terzi usulü sunumlar yapıyoruz. LTE açısından da bakarsak, bundan sonra 5G gündeme gelecek ve bu noktada ihtiyacın temeline bakmak lazım. Olay yeri ile ilgili daha çok görüntü ve kanıt ihtiyacı, gelişen güvenlik riskleri karşısında Türkiye’de her adımda kameralar, Mobese sistemleri var. Bizim de ‘önleyici’, ‘olay sırası’ ve ‘olay sonrası’ adımlar için hayata geçirdiğimiz yazılımlar, bunların uygulamaları ve ürünler var. Özellikle önleyici konularda Akıllı Kamu Güvenliği (Smart Public Safety) dediğimiz yeni bir konsepte gidiyoruz. Burada çok farklı yazılımlar var ve karar alıcı, yani polis veya itfaiye görevlisinin ham verileri alması, o verileri görüntü şeklinde sunup hızlı ve doğru karar alabilmesi sağlanıyor. Kamu güvenliği bu yolda ilerliyor. Ama ticari operatörlerin sistemleri ile kamunun kullandığı sistemlerin birlikte çalışmasında özellikle güvenlik ve frekans konularında bazı kısıtlayıcı noktalar var. Yine de geçiş döneminde test etmek üzere, ülkelerin kendilerine ait özel LTE genişbant sistemleri
15
oluncaya kadar tüm ülkelerde özel telsiz sistemleri ile kamunun kendine ait telsiz sistemleri ve bu genişbant sistemlerinin entegre edilmesi öngörülüyor. Biz de halen Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı nezdinde Türkiye’deki operatörlerle bu entegrasyonu ele alıyoruz. n Bu gibi yeni teknolojilerin Türkiye’ye gelmesi ne kadar hızlı oluyor? Akıllı Kamu Güvenliği konseptimizin yüzde 80’i yazılımdan oluşuyor. Biz de bunları Türkiye’de Mobese merkezleri, İçişleri Bakanlığı, Savunma Bakanlığı gibi ilgili mecralara tanıtmak üzere bazı anlaşmalar yaptık. Bunları Türkiye’ye getirip tanıtma merkezleri kuracağız. Çünkü bunları canlı demolarla gerçek anlamda faydalarını göstererek tanıtmak şart. İstanbul ve Ankara’da böyle bir demo merkezi kurup, ilgili kişilere buradaki avantajları göstermek istiyoruz. Sunduğumuz çözümlerin yarattığı faydaları ve farkını en iyi bu şekilde gösterebileceğimizi biliyoruz. Bunlara ‘detay iş zekası çözümü’ diyebiliriz ve bunları bir sunum şeklinde karşınızdakine anlatamazsınız. Bunları test edip, kullanıcının da üzerinde oynamasına imkan vermeniz gerekiyor. Türkiye’de halihazırda TETRA sistemleri kullanılıyor. Şimdi de genişbant ile ilgili olarak LTE ile ilgili çok fazla talep var. Genişbantta bir yol haritası var. Şu anda bu geçiş dönemini yaşadığımız için ara çözümlerle konuya odaklanıyoruz. Bu esnada, karşı tarafta farkındalığı oluşturmak da bizim için önemli. İhtiyaca uygun yazılımlarla desteklenecek yapılar sunmak da böylece mümkün. Kamunun bu gibi yeniliklere ilgisinin fiiliyata dönmesi ile sektörel ilgi de pekişecektir. Bu esnada cihazlar da gelişecek. Telsiz teknolojilerinde çok farklı ürün gamları var. Böylece rekabet de artıyor. Kullanıcı için daha erişilebilir ürünler var artık piyasada. Ama LTE teknolojisinde üreticiler belli ve süreç içinde bunlar daha da gelişecek, fiyat seviyeleri aşağı inecek. Bu yönüyle şu anda daha başlangıç dönemlerini yaşıyoruz.
Türkİye, bölgede Motorola Solutions İçİn nasıl bİr konumda? Batı Avrupa’ya bağlıyız. Konum olarak Doğu Avrupa’ya yakınlığa rağmen, Batı Avrupa’ya bağlı olmamızın sebebi Türkiye’ye ve potansiyeline çok önem verilmesi. Bağlı olduğumuz merkez İngiltere’de. Türkiye hem büyüyen hem nüfusu ile
öne çıkan, bu özellikleri ile Avrupa’ya kıyasla önde giden bir ülke. Analogdan dijitale geçişte gelecek 3 yıldaki değişimin devamı yönündeki beklenti, Türkiye’nin yatırımlarda öne çıkmasını sağlıyor. ‘Yerli üreticilerle yazılımlarımızı geliştirelim,
bir Ar-Ge merkezimiz olsun’ şeklinde bizim de önerilerimiz oluyor. Birçok noktada değişim süreci hakim. Bu da pazarı ve potansiyelini pekiştiriyor. Kamu Güvenliği Projesi de zaten başlı başına profesyonellik ve tecrübe gerektiren bir çalışma.
16
BThaber
GÖRÜŞ
Ümit KÜÇÜK
İletişim Uzmanı kucukumit@gmail.com
Liderler sadece kurumun genel işleyişini yönetmekten ve finansal performanstan değil aynı zamanda son yıllarda önemli bir varlık olarak kabul edilen bir diğer olgudan, itibardan ve doğru yönetilmesinden de sorumludurlar. Kocaeli Üniversitesi’nin Mevzuat Dergisi isimli yayınında anlatıldığı gibi, liderin itibarı ile kurumun itibarı arasında azımsanamayacak önemde bir ilişki mevcuttur. Yrd. Doç. Mehmet Emin Okur ve Yrd. Doç. Ali Talip Akpınar’ın hazırladıkları “Liderin İtibarının Kurumsal İtibar Yönetimine Etkisi” isimli çalışmada, liderlik ve vizyonun, kurumu paydaşlarının gözünde itibarlı yapabileceği gibi, liderin yaratacağı bir krizin kurumu önemli bir itibar kaybına uğratabileceğine de dikkat çekilmektedir. Kurum lideri, şirketin tüm paydaşları nezdinde en fazla görünür olan ve bilinen kişisi olarak bireysel itibarı ile kurum itibarı arasındaki hassas dengeyi gözetmelidir. Hal böyle iken, kurumsal itibarın yönetilmesinde öncelikle kurum liderinin ve üst yönetim kadrosunun konuya ilişkin bilinç ve farkındalık düzeyinin artırılması, kurumsal itibarı korumaya ve güçlendirmeye yönelik çalışmalara öncülük etmeleri şarttır. Hızla değişen iş dünyasının dinamiklerine geç kalmadan ayak uydurabilen, çevik, inovatif ve hayal güçleri kuvvetli liderler kendi itibarlarını yönetirken kurumun itibarına yapacakları etkilerin de farkında olan liderlerdir. Bu tür liderler değişimin getirdikleri zorluklar ve artan rekabet dünyasında ayakta kalmayı başarırken, kurumsal itibarın da doğru yönetilmesi gerekliliğini kabul ve beyan ederler. Mevcut süreç yönetiminde,
11 - 17 TEMMUZ 2016
Kurumsal itibarın yönetiminde liderin rolü
stratejik yönetimsel kararlar alınırken ve sosyal paydaşlara ulaştırılan her türden mesajın içeriğinde ve verilme şeklinde liderin gözlemleme, motive etme ve denetleme sorumluluklarının yanı sıra bireysel davranışlarında, hal ve tavırlarında da kurumun itibarıyla çelişmeyen bir görüntü sergilemesi gerekir. İtibarı yüksek bir liderin, insanları belirli bir istikamete yönlendirebilmesi için önce gidilecek yönü çizmesi, net bir vizyon belirlemiş olması gerekmektedir. İnsanları kolay ulaşılabilecek hedefler yerine, zorlu ama başarılması mümkün hedeflere yönlendirmek ve bu amaca inandırmak ancak itibarı yüksek liderlerin yaratabileceği bir etkidir. Kendi itibarlarını iyi yöneten ve olumlu itibar sahibi liderler iyi bilmelidirler ki, sahip oldukları yüksek itibar sorumlu oldukları
kurumun itibarı için de çok büyük önem taşımaktadır. Kurumsal itibar düzeyi yüksek şirketler, en nitelikli çalışanları, en sadık müşterileri, en iyi mali destekçileri ve yine en iyi iş ortaklarını kendilerine çekebilmekte ve sektörlerinde lider konuma gelebilmektedirler. İtibar yönetimi literatüründe, kurumsal itibar yönetimi kriterleri şu şekilde ifade edilir: • Ürün ve Hizmetler • Finansal Performans • Çalışma Ortamı • Sosyal Sorumluluk • Vizyon ve Liderlik • Duygusal Özellikler Yapılan araştırmalarda kurum liderlerinin bireysel itibarlarıyla, kurumsal itibarın birbiriyle çok yakın bir ilişki içinde olduğu tespit edilmiştir. Hatta bazı liderlerin, kendi itibarlarıyla kurumun itibarını aynı şey olarak tanımladıkları
dikkat çekmiştir. Liderin kişisel özellikleri, onun iş yapış şeklini de ortaya koyduğundan liderin itibarı kurumun itibarını da aynı şekilde etkilemektedir. Liderin kişiliğindeki negatif yönler, aynı olumlu yönler gibi kurumun kültürünü ve sonuç olarak itibarını doğrudan etkilemektedir. Net bir vizyonu olan liderlerin yönettiği organizasyonların itibarları, bu vizyonu kurum içinde ve dışında açık bir şekilde paylaşan ve kurumun tüm davranışlarında vizyonuyla uyum içinde hareket etmelerini sağlayan liderlerin yönetiminde daha da artmaktadır. Ancak kurum itibarını oluşturmak kadar onu korumanın da önemli olduğu unutulmamalıdır. Kurumsal itibarın uzun dönemli hedeflenmesi ve yönetimi için liderliğin kurumsal itibar üzerindeki etkisinin gün geçtikçe daha
çok öne çıktığı söylenebilir. Şirketlerinin itibarını yükselten liderler, itibarın şirketin en önemli varlığı olduğunu anlayan kişilerdir. Lider itibarı gibi vizyon da, kurumlar için hayati önem taşımaktadır. Heraklitus’un çok bilinen bir sözünde belirtildiği gibi, “Bir insanın geleceğini, onun karakteri belirler”. Kurumlar için de durum farklı değildir. Kurumların geleceğini de aynı şekilde; dayandığı kültür ve değerlerden oluşan karakterleri belirlemektedir. Kurumların karakterini oluşturan değerlerin başında ise “kurumsal vizyon” ve “kurumsal liderlik” uygulamalarında gösterdiği başarılar gelir. Kurumların belirtilen bu değerlere yaklaşım biçimi, aynı zamanda sahip oldukları itibarın da düzeyini belirlemektedir ve bu nedenle ciddi önem arz etmektedir.
17 BThaber
DOSYA
Kurumsal İçerik Yönetimi
11 - 17 TEMMUZ 2016 www.bthaber.com
İş süreçleri yeniden yapılanıyor Ekrem Uçman
Bulut bilişim, büyük veri ve mobilite ile birlikte şirketlerin ve kurumların iş süreçleri kabuk değiştirmeye başladı. Şirketlerin ve kurumların yapılandıramadıkları verilerini yönetmesine imkan tanıyan bu araçlar, kurumsal süreçlerle ilgili içerik ve dokümanların
bulunması, tanımlanması, yönetilmesi, depolanması gibi süreçleri içeriyor. Bu kompakt yapı sayesinde kağıt tabanlı işler ve süreçler yok denecek kadar aza indirildiği gibi iş süreçleri de çok daha sağlam temeller üzerine oturtulmaya başlandı. Kağıtsız
süreçler ile çevreci bir yaklaşım kurumlarda benimsenmiş oldu. Bu çözümler sayesinde tüm işlemlerin izleri kaydedilmekte olup, bilgi güvenliği üst düzeyde tutulmaktadır. Kurumların ve şirketlerin bu uygulamaları seçerken öncelikle ihtiyaçlarına odaklanarak,
detaylı bir analiz sürecinden geçmeleri gerekiyor. İhtiyaçlarını karşılamak için uzman firmalar ile süreç analizlerini net bir şekilde ortaya koymalı ve bu süreçleri en başarılı şekilde uygulama üzerine taşıyabilecek firmayı seçmeleri büyük önem taşıyor.
18
DOSYA
BThaber
Kurumsal İçerik Yönetimi
11 - 17 TEMMUZ 2016
Şirketler buluta bakış açılarını değiştirmeli
Tüm dünyanın hızla geçtiği bulut bilişim, ülkemizde hala tam manasıyla kavranamamış durumda. Herkesin farklı bir şekilde yorumladığı bulut bilişim, tam manasıyla anlaşıldığı ve doğru kullanıldığı takdirde şirketlerin ve kurumların iş süreçlerine önemli ölçüde katkı sağlıyor. Şirketlerin bulut bilişimden faydalanabilecekleri alanlardan biri de doküman yönetimi. Doküman yönetim sistemleri büyük belgelerinde saklanabileceği sistemler olduğu için Türkiye’deki bağlantı hızlarının yavaşlığı ve kurumların dışarı veri çıkarma endişelerinden dolayı doküman ve bilgi yönetimi tarafında bulut çözümler çok fazla tercih edilmese de bu su götürmez bir gerçek. Konuyu biraz derinleştirirsek; şirketler bulut çözümleriyle beraber altyapı yatırımı, işletme maliyeti, yetiştirilmiş personel bulundurma maliyetine katlanmadan ana faaliyet alanına odaklanabiliyor. Doküman hazırlama, arşivleme ve erişim maliyeti de azalıyor. İşletmelerin, zaman ve mekândan bağımsız olarak ihtiyaç duyulan bilgilere erişim sağlayabilmesi ve işletme genelinde
herkes için bilgiye erişimin kolay olması, iletişim maliyetini düşürürken iş verimliliğini de artırıyor. Yeni nesille birlikte anlayışlar değişmeye başlıyor Doğal olarak yeni kuşak belge ve doküman yönetimi çözümleri de bu doğrultuda gelişiyor. Özellikle perakende, telekomünikasyon gibi bazı sektörler çok hızlı veri üretiyorlar ve bu verinin yönetimi de kurum performansı açısından oldukça kritik. Belge ve doküman yönetimi çözümlerinin bu doğrultuda farklı tiplerde ve sürekli oluşan belge ve dokümanları yönetmesi ve bu hız ihtiyacına karşılık verebilmesi gerekiyor. Bulut bilişim ise özellikle büyük yatırım yapamayan, küçük ve orta boy işletmelerin belge ve doküman yönetimi sistemlerini kullanmaya başlayabilmelerine imkân verecektir. Daha araştırmacı ve teknolojiye daha aşina olan yeni kuşaklar, veri analizine önem verirken bu noktada buluttan faydalanmayı ihmal etmiyorlar. Yapılacak bu analizler ihtiyaçların şirketlerin işleyiş biçimlerine göre çözüm üretilebilmesini sağlıyor. Şirketleri atıl
yatırımlardan da korumuş oluyor. Bu şekilde daha rasyonel kararlar verilerek verimlilikler artırılırken masraflar da düşürülmüş oluyor. Ekipmanlar, çözüm yazılımları ile daha da anlam kazanmış oluyor. Doküman yönetimi de bu sürecin sonuç alınan, kayıt yaratılan, ihtiyaç kadar evrak yaratılan ve erişimi yetki çerçevesinde kolaylaştıran bir süreci ifade ediyor. Kısa ifade ile doküman yönetimi işletmenin tüm bilgilerinin birbiriyle bütünleşip depolandığı, tanımlandığı, değerlendirilebilir hale getirildiği, bilgiye hızlı ve kolay ulaşım imkânı sağlayan hizmet biçimine dönüşüyor. Bulutta saklama sürecine ilgi artıyor Bilgilerin bulutta saklanması, uygulamaların bulut üzerinde kullanılması şirketlerin altyapı ve operasyonel maliyetlerini en aza indirmek istemesinin sonucu olarak çıkmış yeni teknolojiler olup günümüzde giderek yaygınlaşan eğilimlerden biridir. Bu doğrultuda evrakların sayısallaşma sürecinin artmasıyla dokümanların bulut üzerinde saklanması süreci de giderek artacaktır. Herhangi bir
şirketin dış kaynak hizmeti yoluyla doküman arşivleme sistemini bulut bilişim çözümüyle sağlamasına yönelik süreç önümüzdeki yıllarda daha fazla talep gören bir sistem olmaya doğru gidecektir. Günümüzde şirketlerdeki her bir birim işleri gereği çok yüksek hacimli verilerle çalışma durumunda özellikle çok daha yüksek hacimli veri toplanmakta ve işlenmekte. Toplanmış olan bilgiyi işlemenin en önemli yöntemi veriye ulaşabilir olmak doküman ve bilgi yönetim sistemi bir şirketin etkileşimde olduğu tüm alanlardan veriyi toplayabilecek saklayabilecek ve bu veriyi analiz edebilecek yazılımlara sahip olmalıdır. Bu miktarda hacimli veriyi ise işletme içinde geniş saklayabilmek için işletmenin asıl faaliyet alanı olmayan bir alanda maliyetli bir operasyon yürütmesi demek olacaktır. Bu operasyonu bu hizmette uzman bir işletmeye devretmekse en akılcı çözümlerden biri olarak karşımıza çıkıyor. İşte bu noktada kritik bilgilerin buluta tutulması bulut tabanlı yazılımlarla analiz edilmesi ve kararların desteklenmesi en maliyet etkin çözümdür.
BThaber
Kurumsal İçerik Yönetimi
11 - 17 TEMMUZ 2016
DOSYA
19
Dijitalleşme ve kurumsal içerik yönetimi birbirini destekleyen süreçler Günümüzde işini büyütmek ve yönetim süreçlerini kolaylaştırmak isteyen tüm şirketler kaçınılmaz olarak dijitalleşme ve e-dönüşüm kavramlarıyla tanışıp bu süreçlere uyum sağlıyorlar. Dijitalleşmeyi ana hedeflerine başarılı bir şekilde bütünleştiren şirketler rakiplerine oranla çok daha başarılı bir performans sergiliyor. Bunun yanında müşterileriyle olan iletişiminde dijital ürün ve hizmetleri müşteri memnuniyetini en fazla sağlayacak şekilde kullanan; organizasyon içerisindeki iletişim, iç süreç ve operasyonları dijital kanallar aracılığıyla en verimli şekilde yürüten şirketlere bakıldığında yine dijitalleşme süreçlerinde aşama kat etmiş şirketler öne çıkıyorlar. Dijitalleşmenin verimli bir şekilde gerçekleşmesi ve şirketin tümüne yayılabilmesi için etkili kurumsal içerik yönetimi çözümleriyle birlikte uygulanması ihtiyacı ortaya çıkıyor. Verilerini ve kritik iş süreçlerini dijital ortama aktaran şirketler, dijital varlıklarının yönetimini verimli bir şekilde gerçekleştirebilmek için kurumsal içerik yönetimi konusunda etkili çözümler kullanma ihtiyacı hissediyorlar. Kurumsal içerik yönetimi çözümleri, kurumların iş süreçlerinin otomasyonunu, işlerini gerçekleştirirken zaman ve maliyetten tasarruf etmelerini, organizasyonel verimliliklerini arttırmalarını, standartlara uyum yeteneklerini arttırmalarını sağlıyor. Ayrıca kurumsal içeriklerin çalışanlar, iş ortakları ve müşteriler arasında paylaşımını sağlıyorlar. Dijitalleşme süreçlerini tamamlamış şirketlerin kurumsal içerik yönetimindeki başarı katsayısı da oldukça yüksek oluyor. Gartner’ın belirlediği Kurumsal İçerik Yönetimi’nde öne çıkaran değerlere bakıldığında
ise dijitalleşme ve e-dönüşüm süreçlerinin oldukça önemli birer değişken olduğu rahatça görülebiliyor. Baştan sona kağıt kullanımının azalması, Süreç verimliliği ve kontrolü, Tek bir bayiden birçok teknolojinin birleşimi, kişiselleştirme, müşteri iletişim ve bireysel servis yönetimi, ERP, CRM gibi sistemlerle
entegrasyon, Risk Yönetimi, İçerik yaratma ve kullanma dengesi, Web Servisleri ile iş ortaklarıyla daha yakın ilişki kurabilme, İçerik/ Süreç birleşimi gibi konular dijitalleşme sürecinde etkin faaliyet gösteren şirketlerin karşılayabileceği gereklilikler olarak ortaya çıkıyor. Dünyanın dijitale dönüşen iş
uygulamaları ve iletişim yöntemleri, şirketleri değerli ve genellikle yapısal olmayan elektronik içerik yığınıyla baş başa bırakıyor. Dijitalleşme süreçlerinin kurumsal içerik yönetimi çözümleriyle desteklenmesi şirketlerin verimliliğini ve performansını artırmak için vazgeçilmezler arasında yer alıyor.
20
DOSYA
BThaber
Kurumsal İçerik Yönetimi
11 - 17 TEMMUZ 2016
Dijitalleşmenin anahtarı Y Kuşağı’nda Kurumsal İçerik Yönetimi, dijital dönüşümün en önemli parçası olarak karşımıza çıkıyor. İş süreçlerinde yaşanacak değişim çok büyük, kurumlar sadece iş süreçlerini değil iş modellerini değiştirmek zorunda kalacak. Önümüzdeki 10 yıl boyunca Kurumsal İçerik Yönetimi çözümleri, IOT ve Yapay Zeka teknolojileri ile bütünleşerek gündemimizde olacak. Kurumlar öncelikle çalışanlarını mobil cihazlarla içerik yönetimi çözümleri ile sürece dahil ediyor. Mümkün olan tüm iş süreçlerini mobil veya sosyal medya kanalından başlatıyor, yönetiyor. Henüz doküman ve arşiv yönetimi altyapılarını kurmamış olan kurumların sayısı ise hiç de az değil. Bu kurumlar, yeni teknolojileri avantaja dönüştürebiliyor. İçerik yakalama kanallarını otomatikleştirerek süreçlerini kolaylaştıracak uygulamalar yaygınlaştı. “İçerik ve analitik yönetiminde fark yaratmak için Dijital Dönüşüm stratejileri belirleniyor, Dijital KPI’lar tanımlanıyor, birimler kuruluyor, CDO’lar atanıyor, insiyatifler alınıyor.” diyen Aksis Satış ve Pazarlama Müdürü Didem Demirkaya, sözlerine şöyle devam ediyor: “Kurumsal hafızasını oluşturmuş kurumlar, içeriğini en hızlı büyüttüğü kanalları yönetebilmek üzere doğru yatırımları yapmaya çalışıyor. Bunun en yaygın olanı; müşteri hizmetleri ve Sosyal Medya kanallarındaki içerik yakalama süreçlerini otomatize etmek. Yapay zeka kullanan yazılımları insan beyni gibi kullanıp, öğrenen altyapılarla veri analitiğinde hızlı ve öncü olmaya çalışıyorlar. Çağrı Merkezi, Chat, Web, Mail, Facebook, Twitter tüm kanallardan kuruma gelen verilerin verimlilik sağlayacak şekilde bilgiye dönüştürülmesini sağlayan projeler çok sık karşımıza çıkıyor. Daha da ötesi, yatırımcılar ve yöneticiler daha büyük düşünüyor, önümüzdeki 5 yıl için hayal gücümüzü zorlayacak dönüşüm yolları arıyor. Y kuşağının kıvrak fikirlerinden faydalanarak bu dönüşüme hazırlanıyor. Melek yatırımcılar çok genç beyinlerden dönüşüm fikirleri almak gerektiğini özellikle vurguluyor. Gölge yöneticiler atıyor ekiplerine.” Öncelik çalışan ve müşteri memnuniyeti “Mutlu çalışanlar kurumun başarısını sağlıyor. Kolay kullanımlı içerik ve süreç yönetimi uygulamaları ile çalışan için hayatı ve süreçleri kolaylaştırmak, üstün kullanıcı deneyimi sunmak istiyoruz.” diyen Demirkaya, sözlerini şu şekilde sürdürüyor:
hedefler belirliyoruz. Kurumsal İçerik Yönetimi ve Anlık Analitik çözümleri ile mümkün olan Dijital-Kalite Gelir modelinde; giderler düşük olduğu için daha karlı ve çok daha hızlı kazanımlar söz konusu. Ölçeklenebilir yapı ile coğrafyadan bağımsız genişleyebilme imkânı var. Çok daha düşük CAPEX yatırımları ile üyelik bazlı, risk paylaşımlı kazanma modelleri uygulanabiliyor.”
“Özellikle yeni nesil çalışan modeli, kurumda bu tarz araçlar yoksa çok hızlı mutsuz olabiliyor. Sonuçta kurumun karlılığı için üreten, satış yapan, destek veren ekiplerimizden verim elde etmek ilk hedefimiz. İhtiyaçları olan bilgiye, her yerden ve en hızlı şekilde erişebilecekleri kurumsal içerik yönetimi altyapılarını sunmak, anlık analitik imkanları sağlamak zorundayız. Memnun ve rahat çalışabilen ekipler ile müşteri memnuniyeti otomatik olarak
yükseliyor. İçerik Yönetimi artık, mevcut iş modelindeki dijital gelişmeleri de ölçüyor. Satış, pazarlama, operasyon gibi iş kollarına dijitalleşme hedefleri veriyoruz. Buna ek olarak tamamen yeni dijital iş modelleri ve fırsatlar geliştirmelerini istiyoruz. Büyüme, ciro artışı, pazar payı metrikleri farklılaşıyor. Dijital kanallar üzerinden elde edilecek gelir yüzdesi, dijital pazarlama oranı, akıllı robot ve IOT etkileşimi, sanal ziyaret adetleri gibi
Dijitalleşmenin kalbinde “Çevik B”T var “Kurumların ortak görüşü, Dijitalleşmenin ‘Çevik IT’ ve ‘Anlık Analitik’ yetkinliğinden geçtiği yönünde birleşiyor. Önümüzdeki 10 yıl Dijital Pazar gelirinin yüzde 40’ının analitik başlığında olacağı öngörülüyor. Biz de Aksis olarak analitik başlığı altında iki konuya öncelik veriyoruz; Yapay Zeka Teknolojilerini kullanarak öğrenen sistemleri oluşturmak ve kurumun müşterilerine benzersiz bir Müşteri Deneyimi sunmasını sağlamak. Kurumsal İçerik Yönetimi altyapılarında verimli modeller kurmak önce çalışanı memnun ediyor sonra da müşteri ile ilişkilerimizi mükemmelleştiriyor. Müşterinin kurumlardan beklentilerini ve taleplerini hızlı ve doğru şekilde sunmak için çevik ve anlık analitik çözümlerinin bazı olan Akıllı Kurumsal İçerik Yönetimi altyapılarına ihtiyacımız olduğu kesin.” açıklamasını yapan Demirkaya, şöyle devam ediyor: “Müşteri artık her işini kendisi, her kanaldan ve çok hızlı çözmek istiyor, yani Self Servis, OmniChannel ve bu çözümlerde Yapay Zeka teknolojilerinin kullanımı öncelik verdiğimiz projeler. Kurumsal İçerik Yönetimi artık bu başlıklarla gündemimizde. Kurumların çok etkin ve hızlı ürün ve hizmet sunabileceği, rekabetçi dijital ortamları kurmak üzere deneyimlerimizi paylaşmaya hazırız. Dijital Dönüşüm stratejilerini Kurumsal İçerik Yönetimi hedefleri ile birleştirmeli, hızlıca verim alacakları modelleri kurup uygulamalı, hem kısa vadeli hem uzun vadeli KPI’lar belirlemeli, mevcut modellerinde geri kalmamalı, ancak paralel olarak 5-10 yıllık uzun vade yatırımlar yapmalı. Genç beyinlerden, dijital dünyada ve dijital pazarlama işinde olan profesyonellerden ekipler kurmalılar. Gartner, Mart ayında Dijitalleşen İş Modelleri Yolculuğunda, kurumların kendilerini ölçebilecekleri, dijital hedefleri tanımlayabilecekleri, Anahtar Performans Kriterlerini tanımlayan raporunu yayınladı. CDO’ların stratejik kararlarında yönlendirici olacağını düşünüyorum.”
BThaber
Kurumsal İçerik Yönetimi
11 - 17 TEMMUZ 2016
DOSYA
21
Peki ya güvenlik? Yeni teknolojik eğilimler bilgi ve doküman yönetimini de dönüştürüyor. Ofise bağlı kalmadan çalışmayı sağlayan bulut bilişim ve mobilite, zaman ve mekân bağımsız bilgi ve dokümanlara ulaşmayı mümkün kılıyor. Ancak tüm bu kolaylıklar beraberinde bilgi güvenliğiyle ilgili kaygıları da beraberinde getiriyor. Günümüzde giderek artan mobilite kavramı yanında güvenlik kaygısını da beraberinde getiriyor. Güvenlik konusu, kurum bilgi sistemlerinin hemen her alanında dikkate alınıyor. Kurumların tüm bilgilerinin mobil ortama açılması yerine uzak çalışanların ihtiyaç duyduğu belli belgelere zaman aşımına uğrayan ve şifreli bağlantılar aracılığı ile erişim sağlaması ortak çözümlerden biri. Sadece kullanılan erişim platformlarında güvenliği sağlamak da yeterli değil, kullanılan tüm çok fonksiyonlu yazıcılar da korunmalı çünkü onlar da haklanıp devre dışı bırakılabiliyor. Kurumların tüm bilgilerinin mobil ortama açılması yerine uzaktan çalışanların ihtiyaç duyduğu belli belgelere zaman aşımına uğrayan ve şifreli bağlantılar aracılığı ile erişim sağlaması ortak çözümlerden biri. Sadece kullanılan erişim platformlarında güvenliği sağlamak da yeterli değil, kullanılan tüm çok fonksiyonlu yazıcılar da korunmalı çünkü onlar da haklanıp devre dışı bırakılabiliyor. Bunun içinde farklı güvenlik yazılımları geliştiriliyor. Mobil cihazlar bıçak sırtında Mobil cihazlar kötü amaçlı yazılımcıları için cazip bir hedef haline geldi. 2012’de sadece 470 milyon Android cihazı pazara sürülürken, o günden bu yana Android üzerine geliştirilmiş kötü amaçlı yazılım sayısında da ciddi bir artış oldu. Saldırıların önemli bir kısmı mobil uygulamaları ve popüler profil veritabanlarını hedef aldı. Mobil verilerin güvenliğinin sağlanmasına yönelik geleneksel yaklaşımlar ise geçerliliğini yitiriyor. ‘Kendi cihazını getir’ politikalarını yeniden gözden geçirilmeli ve cihaz erişim güvenliği politikaları ile ilgili riskler belirlenmeli. Buna karşın unutulmaması gereken nokta; güvenlik denince sadece bilgisayar, tablet ya da akıllı cihazlar akla gelmemeli. Baskı ve tarama işlerinde kullanılan çok fonksiyonlu yazıcılarda da gerekli önlemler alınması gerektiği. İş süreçlerini bu ayağı unutmadan gerçekleştirebilen yapılar her zaman için kazanmaya devam edeceklerdir.
Verilere ulaşım kolaylaşırken güvenlik soru işaretleri artıyor Artık veriye sadece kurum içinden değil, her an her yerden erişilebiliyor olması, bu erişimin takibi ve güvenliğinin sağlanması açısından da değerlendirilmek zorunda. Belge ve doküman yönetimi çözümlerinin hem farklı platformlardan (mobil gibi) erişilebilen kullanıcı dostu arayüzlere sahip olması, sürüm takibi yapılabilmesi ve yedekleme çözümlerini sunması; hem de rol tabanlı yetki yönetim altyapılarına destek vermesi gerekiyor. Konuyu biraz daha genişletirsek; bilgi ve doküman yönetiminde en önemli konu belge bazında yetkilendirme yapılması ve sadece ilgili kişilerin ihtiyacı olan dokümanlara erişiminin sağlanmasıdır. Risklerin çoğu kurum içinden gerçekleştirdiği için BT ekiplerinin bile dokümanlara erişememesi ve topluca bir yerden başka bir yere transfer
edilememesi gerekir. Özellikle son zamanlarda belgelerin kriptolanması, kullanıcı yetkilerinin elektronik imza ve biyometrik sistemler üzerinden tanımlanması ön plana çıkmaktadır. Son dönemde oldukça tercih edilen biyometrik güvenlik çözümleri ve şirket içi yetkilendirme ile bu tarz güvenlik sorunlarının önüne başlamadan geçilmesi oldukça mümkün olacağı da unutulmamalı. Şirketler ve kurumlar bir araya gelmeli Kurumsal ve bireysel kullanıcıların bilgi sistemlerine güvenebilmesi ise o ülkenin ulusal ve stratejik bilgi güvenliği ile yakından ilgili hale geliyor. Bunun için devletin, üniversitelerin ve kurumların ortak çalışması gerekiyor. İlk adımı devletin bilgi güvenliği ile ilgili kanun ve yönetmelikleri hızla
çıkartması oluşturuyor. Denetim mekanizmaları ve sorumlulukların açıkça belirlenmesi gerekiyor. İkinci adım ise yapılanma süreci olarak tanımlanabilir. Tüm birimler arası koordinasyon, bilgi paylaşım standartlarının belirlenmesi ve tüm kurumlarda kullanılacak yazılım ve donanımın teknik yeterliliklerini içine alan standartların uygulamaya konulması. Bu konuya müdahale edecek ekiplerin oluşturulması ve toplumla paylaşılması. Üçüncü adım; ilgili birimlerin eğitimleri ve bilinç geliştirme çalışmaları. Son olarak da uluslararası aktif işbirlikleri küresel çözümler olup, küçük ölçekte doküman hizmeti alan kuruluşların, küçük maliyet farkları uğruna sürekliliği ve kadrosal gücü olmayan yapılar ile çalışmamaları. Teknolojiyi temsil eden yapıların gerek donanım açısından gerekse hizmet açısından gelişim ve çalışma standartlarının küresel düzeyde olmasına dikkat etmeleri gerekmektedir.
22
DOSYA
BThaber
Kurumsal İçerik Yönetimi
Kurumsal içerik yönetimi sayesinde iş süreçlerinin otomatikleştirilmesi, hızlandırılması ve analiz edilmesi kolaylaşıyor. İş süreçlerinin gerçek anlamdan kurumsal ortamda kullanılması mevcut süreçlerin analizi ve hedef süreçlerin dizayn edilmesi için gerekli olan zamanı da kısalıyor. Süreçlerin yapılan işlerin somut bir parçası olduğu otomasyon kullanımlarında ise kurumsal içerik yönetiminin değerini daha da fazla görebileceğiz. İlerleyen zamanlarda kurumsal içerik yönetiminin yaygınlaşmasıyla birlikte iş süreçlerinde ve iş ortamlarında kâğıt dolaşımı ve fiziksel dosyaların transferinin de ortadan kalkmasıyla kâğıtsız bir çalışma ortamına doğru gidileceği düşünülüyor. Merkezi ve çevresel sistemlere tam entegre kurumsal içerik yönetimi sistemleri sayesinde istenen verilere erişim de büyük ölçüde rahatlayacak. “Kurumlar ve şirketler kurumsal içerik yönetimini modern iş hayatının vazgeçilmezi olarak görüyorlar. Bu yüzden de kurumsal içerik yönetiminin etkili şekilde kurumsal kültürün bir parçası olarak kullanılıp kullanılmadığını da gözlemliyorlar.” şeklinde konuşan Sistema Genel Müdürü Ali Tolga Moral, sözlerini şöyle sürdürüyor: “APQC’nin 2014 yılında yaptığı ‘İçerik Yönetiminde Trendler’ anketine göre; bugünkü kurumsal içerik yönetimi ile şirketlerindeki organizasyonlarının; çok etkili olduğunu düşünen çalışanların oranı yüzde 3, etkili olduğunu düşünenlerin oranı yüzde 20, biraz etkili olduğunu söyleyenlerin oranı yüzde 34, az etkili olduğunu söyleyenlerin oranı yüzde 26 ve hiç etkili olmadığını söyleyenlerin oranı ise yüzde 17’lerde seyrediyor. Etkin bir içerik yönetimi olmamasının nedenleri çalışanlara sorulduğunda ise yüzde 22’si bunun kök sebebinin teknoloji olduğunu, yüzde 38’i sebebin değişim yönetimini nasıl yapacaklarını bilmediklerini veya bu amaçla uygun araçları kullanacak kadar zamanları olmadıklarını, yüzde 40’ı ise organizasyon yapısı ve sorumluluk almadaki boşluklar yüzünden kaynaklandığını ifade ediyorlar. Kurumsal içerik yönetimi sayesinde kurum içindeki iş süreçleri ve bu süreçlere bağlı olan her şey çok daha rahat kontrol edilebiliyor. Çalışanlar güncel prosedür, yönetmelik, form vb. dokümanlara kolayca ulaştıkları için iş süreçlerindeki verimlilik gerçek anlamda artıyor. Ayrıca kurumlardaki ana çekirdek sistemler (CRM, ERP, Portals, Legacy vb.) ile de tam bir entegrasyon sağlanmış oluyor. İş akışından kaynaklanabilecek herhangi bir hatanın tespiti de kurumsal içerik yönetimi sayesinde önceden fark edilebildiği için olası riskleri ön görmek ve tedbirleri almak da kolaylaşıyor. En basitinden içerikler fiziki olarak kâğıt üzerinde
11 - 17 TEMMUZ 2016
İş süreçleri kurumsal içerik yönetimiyle hızlanıyor
tutulmadığı için şirketlerdeki kâğıt tüketiminden bile tasarruf sağlanabiliyor. İlerleyen dönemlerde kâğıtsız iş ortamı ve ICR / OCR gibi içerik okuyucuları ile baştan sona süreç otomasyonu daha etkin olarak sağlanabilecek ve bu sayede kesintisiz işlem (STP) oranları da artacak. Günün sonunda kurumsal içeriklerini doğru sistemlerle sürdürülebilir olarak yönetmeyi başaran firmalar aslında gerçek anlamda kurumsallaşmış olacaklar.” Kurumlar öncelikle karar vermeli “Kurum tarafından içerik yönetiminin resmi bilgi yönetimi stratejisi kapsamı içinde mi değerlendirilmesi gerektiğine karar verilmelidir.” diyen Moral, şöyle devam ediyor: “APQC’nin yaptığı çalışmalar gösteriyor ki; resmi bilgi
yönetimi stratejisi kapsamında konumlandırılan kurumsal içerik yönetiminin etki oranı yüzde 67 iken, kurumsal içerik yönetiminin bilgi yönetimi stratejisinin parçası olmadığı kurumlarda etki oranları yüzde 9’larda seyrediyor. Çünkü başarılı bir içerik ve bilgi yönetimi, işletmenin stratejik hedefleri ile uyumlu açık bir stratejinin dile getirilmesiyle elde edilebilir. Bu sayede entegrasyon yatırımları daha planlı ve organize olduğundan bilgi yönetim sistemlerinin de süreçlere ve sistemlere entegrasyonu da daha etkin oluyor. Ardından organizasyon içinde içerik yönetiminden öncelikli olarak kimin veya hangi grubun sorumlu olması gerektiği belirlenmelidir. Bu amaçla yapılan anketlere göre; merkezi bilgi yönetimi grubunun etki oranı yüzde 68, merkezi içerik/ enformasyon yönetim grubu
ile merkezi BT gruplarının etki oranları yüzde 38’dir. Çünkü diğer gruplardan farklı olarak bilgi yönetimi; hedefleri daha iyi başarabilmek için toplu ve sistematik bilginin yaratıldığı, paylaşıldığı, uygulandığı ve bireylerin, takımların, hatta tüm organizasyonun bu amaçla etkinleştirildiği bir tür disiplindir. Bu birimlerin öncelikli kontrolünde olmasa bile içerik yönetiminin herhangi bir birimin yönetiminde yapılmasının, kimsenin sahipliğinde yapılmamasından çok daha iyi olduğu da başka bir gerçektir. Kurumsal içerik yönetimindeki verimliliği artırmak için unvan ve departmandan bağımsız olarak içerikten sorumlu paydaşların sayısı da yükseltilmelidir. Bu sayede içeriklerin güncel, doğru ve akıllardaki hedef kitle ile tasarlandığından emin olunur.”
BThaber
BİLİŞİM DÜNYASI
11 - 17 TEMMUZ 2016
23
‘Giyilebilir 7/24 Eğitim Sistemi’, çok boyutlu bir Fatih Projesi niteliğinde Müjdehan Örs Filiz, sanal gerçeklik
Nilüfer Nur Hayati Kurtcan Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi, Bilişim Teknolojileri Bölümü Öğretmeni Müjdehan Örs Filiz’in ‘Giyilebilir 7/24 Eğitim’ projesi, ilham veren bir öğretmen-öğrenci iş birliğini de sergiliyor.
Sedef Özkan hhuygulamalarının eğitimde kullanılabilirliği arttığını vurgulayarak oluşturulan uygulamalara birebir ‘Etkileşim’ de eklendiğinde, öğretmen ve öğrenciyi bir araya getiren, eğitimi destekleyen bir yapıya büründüğünü kaydetti. Filiz, şu detayları aktardı: “Giyilebilir 7/24 Eğitim projesi bireyler arası ‘Etkileşimin Sanal Gerçeklik Uygulamalarına Yansıtılması’ ile şekillenen, zaman ve mekân seçim imkânı veren geleceğin teknolojik sınıflarının oluştuğu eğitimde çığır açacak ‘Yeni Eğitim Sistemi’ni ve donanımlarını anlatmakta. Eğitimin her alanında, sosyal ağ platformlarında, ortamda olma hissi veren, telefon görüşmelerinde de kullanılabilen bir sistem içermekte. ‘Eğitimde Sanal Gerçeklik’ kullanımlarıyla, 3 ve daha fazla boyutta ‘Soyut’ öğrenimin gerçekleştiği, eğitmen ve öğrencinin sanal gerçeklikte aynı anda iletişim kurduğu, kişiye özel bu ‘Giyilebilir 7/24 Eğitim Sistemi’, çok boyutlu bir Fatih Projesi niteliğinde.” Geleceğin sanal sınıfları oluşuyor! “Eğitim sistemimiz, ‘Sanal Gerçeklik’ içerikli çok boyutlu uygulamaların kullanılmasıyla güçlenmekte” ifadesini kullanan Filiz, projenin öğrencisi Sertan Helvacı’nın merakıyla başladığını dile getirdi. Filiz, “Proje; öğretmen- öğrenci arası etkileşimi sanal gerçeklik uygulamalarına yansıtmam sonucu güçlendi ve ilerledi. Projede ‘Nesnelerin İnterneti’ teknolojisinin ‘Sanal Gerçek Donanımlara Yansıtılması’yla tez ispatlandı. Uygulama sayesinde tehlikeli olabilecek deneyler, uzak kontrollü laboratuvarlar (E-Dumec)
Soldan sağa: Psikolojik Danışman Nihal Çınar, Öğrenci Sertan Helvacı, Bilişim Teknolojileri Öğretmeni Müjdehan Örs Filiz kullanarak yapılabilmekte. Sanal gerçeklik donanımlarının gelecekte 5 duyu organımıza hitap edeceği de araştırmalarda görülüyor. Projedeki eğitim programıyla, eğitime ulaşma imkânı bulamayan dezavantajlı kitlelerin de dâhil olduğu her yaştan ve çevreden insanın; bulunduğu yerden 365 gün, 7/24 istediği an eğitime ulaşması sağlanıyor. Verimli, güvenli, bireysel farklılıkları dikkate alan, denetlenebilir, ekonomik, kalıcı öğrenim alması hedefleniyor. Uygulamayla ilgili patent başvurusu yapıldı, incelemeli patent isteği gönderildi. Teze dayalı sistem deneyler sonucu ispatlandı. Microsoft Türkiye ve Bursa Uğur Okulları desteğiyle ODTÜ ATOM ile birlikte örnek sunumlu prototip ilerleme çalmaları devam etmekte. Çalışma aynı zamanda her birey için kullanılabilir olduğundan sosyal ağlar ve telefon kullanımına da yeni bir boyut katacak. Bu uygulamayla; sistemli, yaparak yaşayarak öğrenimin gerçekleştiği bir öğrenim süreci içeren, ‘Geleceğin sanal sınıfları’ oluşacak. Donanım, yazılım, literatür taraması, patent başvurusu, sisteme yönelik eğitim programı geliştirilmesi; çalışmanın
ana adımlarını oluşturuyor. Proje sonucunda oluşturulan harita ve donanımlar; 25 öğretmen ve 115 öğrenciyle denendi. Denemeler sonucunda öğrencilerde merak etme duygusu pekişti ve güdülenme hız kazandı. Öğretmenlerden alınan görüşlere göre verimli, kaliteli, güvenilir öğrenimin gelişeceği görüldü. Proje; donanım, sanal gerçek ortamlar ve eğitim programı olarak 3 kategori altında toplandı” açıklamasını yaptı. Eğitim, Z kuşağına göre biçimlendiriliyor Giyilebilir 7/24 Eğitim Sistemi’nin zamandan ve mekândan bağımsız olan, her bireye ulaşabilecek, öğrenim amaçlı her tip uygulamada kullanılabileceğini söyleyen Filiz, “Öncelikle özel eğitim veren kurumların kullanımıyla geliştirilecek
uygulama altyapısı, sistemin temelini oluşturacak ve her türde eğitim amaçlı kullanılabilecek. Örneğin, usta çırak ilişkisiyle ilerleyen bir fabrikada çırak işe başlamadan önce birebir ustasından 3 boyutta edineceği öğrenimle fabrikada hata yapma oranı minimuma inebilecek çünkü sanal ortamda birebir pratik yapabilecek. Sistem bir patentli bir donanım seti üzerine geliştirildi. Patenti kiralayacak her kurum sisteme dayalı kendi yazılımını inşa edebilecek veya hazırlanmış uygulamalardan faydalanabilecek” şeklinde konuştu. Müjdehan Örs Filiz, sistemin yararlarını aktarırken şunları ifade etti: “Çocuklarımızı bilgisayar oyunları oynamaktan uzak tutmaya çalışırken bir yandan da akıllı tahta kullanarak bilgisayarla
eğitim vermeye çalışıyoruz. Bilgisayar üzerinde, videolarla 2 boyutlu, sadece bilgi vermeye yönelik tek yönlü öğrenim sağlamaktayız. Hâlen soyut kavramları vermekte zorlanıyoruz. Çağımızda, yaşayarak yaparak öğrenen öğrenci modeli var. Bizlerin, bu sistemi kullanarak, eğitimi Z kuşağına göre biçimlendirilmiş, somut, yapıcı ve kalıcı öğrenim imkânı bulunuyor. Çocuklarımız bilimin içinde yaparak yaşayarak birebir öğretmen eşliğinde verimli öğrenim sağlayabilirler. Giyilebilir 7/24 Eğitim projesiyle öğrenciler, zekâlarını kullanırken soyut bilgiyi somutlaştırıyorlar. Öğrenciyi tarih sayfalarında gezdirirken aynı anda bölgenin coğrafik değişimini de yaşatabilmemiz bence eğitimde çığır açacak bir sistem. Üstelik de bu gezintiyi öğrenciyle birlikte gerçekleştirebilmek, ânı yaşatabilmek ve öğrenim sağlayabilmek şahane! Bu imkânı ülkemizin geleceği adına biz öğretmenler olarak kaçırmamalıyız. Hele de sistemin her öğretmen tarafından bilgisayar bilgisine gerek kalmadan kullanılabilir olduğunu düşünürsek…” Örs, sözlerini şöyle tamamladı: “Dünya 4. nesil yapılaşmayla şekillenirken, eğitim sistemimizin de yeniden yapılanması gerekliliğine inanıyorum. Doğa dostu yapılar inşa edilebileceği gibi eğitim sistemimiz de, doğa dostu bir şekle bu sistemle dönüştürülebilir. Projeyi; Fatih Eğitim Teknolojileri Zirvesi’nde de sunduk. Animasyon teknolojisiyle ilgilenen firmalar projeye kolaylıkla yatırım yapabilirler.
24
BThaber
BİLİŞİM DÜNYASI
11 - 17 TEMMUZ 2016
Exclusive Networks Rubrik işbirliğini duyurdu Exclusive Networks dağıtıcılığını üstlendiği yeni bütünleşik veri yönetimi Alp Yaşar Terlemez çözümü Rubrik’i tanıttı. Henüz bir girişim aşamasında olmasına rağmen Lightspeed Venture Partners, Greylock Partners ve bireysel yatırımcıların da desteğini alan Rubrik’in genel merkezi Palo Alto’da yer alıyor. Klasik yedekleme ve kurtarma çözümlerinden kurulum ve kullanım kolaylığı alanındaki getirileriyle ayrılan bir ürün olarak öne çıkıyor. Bir girişim olarak ilk aşamada sanal ortamlara yönelik yedekleme ve kurtarma çözümleri sunan Rubrik aynı zamanda fiziksel sunucuları da destekliyor. İlk aşamada farklı ihtiyaçlar için dört farklı modeli bulunan Rubrik tümleşik veri yönetimi sistemi, otomatik yedekleme, anında kurtarma, sınırsız kopyalama ve yüksek güvenlikli veri arşivleme gibi özelliklere sahip. Küçük işletmeler için R334, gelişen ve büyüyen BT yapılanmaları için R344, kurumsal BT ortamları için R348 ve yüksek güvenlik standartlarına yönelik ihtiyaçları karşılamak üzere de R528 modeliyle BT profesyonellerinin beğenisine sunuluyor. Rubrik çözümü depolamadan yönetime kadar yedekleme ve kurtarma ile ilgili tüm noktaları içeren sadeleştirilmiş bir sisteme sahip. Kurtarma işlemi sırasında sıfıra yakın RTO
Haber Merkezi Vodafone ve Akbank’ın işbirliği ile “Vodafone Yarına Hazırım Platformu”nu kullanan KOBİ’ler bankacılık işlemlerini dijitalleştirebilecek, Akbank Direkt’te belirli işlemlerden 3 ay boyunca ücretsiz faydalanma imkanına sahip olacak. İşbirliği ile Dijitalleşme Endeksi’nin özel bir uyarlaması Akbanklı KOBİ’lere sunulurken, bu uyarlama üzerinden ücretsiz olarak ihtiyaçları ve dijitalleşme skorları ile ilgili bir rapora sahip olan işletmeler, aldıkları raporla iş yapış şekillerine yönelik ihtiyaçlarını öğreniyor. Dijitalleşme Endeksi’ni hesaplayan KOBİ’ler Akbank’a
Exclusive Networks, Türkiye pazarına sunacağı yeni bütünleşik veri yönetimi platformu Rubrik’in tanıtım toplantısını gerçekleştirdi.
“Exclusive Networks, verİ merkezlerİne yönelİk çözümlerİnİ genİşletmeye devam edİyor” Exclusive Networks, güvenlik çözümlerinin yanında son dönemde özellikle BigTech adını verdikleri alanda önemli yatırımlar gerçekleştiriyor. Exclusive Networks Genel Müdürü İbrahim Arslan bu alandaki en yeni iş birlikleri olan bütünleşik veri yönetimi platformu Rubrik’in tanıtım toplantısında Exclusive Networks’ün son dönemde yoğunlaştığı çözümler ve hizmetlerden bahsetti. İbrahim Arslan, özellikle veri merkezlerine yönelik Sanallaştırma, depolama ve Rubrik örneğinde olduğu gibi bütünleşik veri yönetimiyle birlikte yedekleme ve kurtarma alanlarındaki hizmetlere ve çözümlere odaklandıklarını belirtti. Özellikle Rubrik sayesinde yedekleme ve kurtarma alanında çok büyük yatırım yapmasına rağmen istediği çözümü elde edemeyen kullanıcılar için oyunun kurallarını değiştiren bir çözüm sunabildiklerini ifade etti. Yedekleme ve Kurtarma alanındaki pazarın dünya çapında 48 milyar dolarlık bir pazar olduğunu ifade
değerleri sunan sistem aynı zamanda rehidrasyon ya da depolama konfigürasyona ihtiyaç duymuyor. Veriler için
Exclusive Networks Genel Müdürü İbrahim Arslan eden Arslan, bu alanda henüz çözülemeyen bazı problemlerin de yeni iş fırsatları sunduğunu söyledi. Rubrik’in sunduğu yenilikçi çözümleri ile bilgi teknolojilerine büyük yatırım yapan finans, telekomünikasyon, sigortacılık, küresel şirketler, üretim, perakende, eğitim ve kamu sektörü gibi çok geniş bir alana hitap edeceklerini belirtti. Bu sektörlerde hayati önemi olan verilerin korunması ve bilişim altyapısının kesintiye uğraması halinde hızlıca tekrardan ayağa kaldırılmasının Rubrik çözümüyle oldukça hızlı ve maliyet tasarrufu sağlayacak şekilde yapılabildiğini söyledi.
belirlenen yaşam döngüsü ile yedekleme ve kopyalamanın yanında özel ve genel bulut üzerine arşivlenebilmesine
“Rubrİk kullanıcıları uzun süren kurulumlardan kurtarıyor” Exclusive Networks Satış Direktörü Ali Gündüz, Rubric’in kullandığı teknolojiyi ve sunduğu avantajları anlattı. Rubrik’in geleneksel ürünlerdeki donanım ve yazılımların haftalarca süren kurumlar gibi sorunlardan kurtardığını söyledi. Rubrik’in dengeleri değiştiren bir ürün olduğunu ifade eden Ali Gündüz, Rubrik’in birlikte çalıştığı platformlar hakkında bilgi verdi: “Mevcut durumda VMware ile entegre çalışan Rubrik fiziksel ortamda Windows ve Linux makinelerle birlikte Microsoft SQL, Microsoft Exchange gibi yazılımların da yedekleyebiliyor. Özellikle VMware ile olan entegrasyonunun bir getirisi olarak cihazın kurulum süresi 15 dakikalık bir sürede tamamlanabiliyor. Kurulumdan sonra ise bütün ortamdaki sanal sürücülerin listesi ve bunların ortalama veri boyutu gibi pek çok bilgi görüntülenebiliyor. Bu noktadan sonra kullanıcılar sunucuları için Hizmet Düzeyi Sözleşmesi (SLA) ihtiyacını
olanak tanıyor. Dağıtık bir mimariye sahip olan Rubrik çözümü, veriyi ve görevleri çizgisel bir ölçeklenebilirlik
Exclusive Networks Satış Direktörü Ali Gündüz belirleyerek yedekleme işlemini başlatabiliyorlar. Rubrik aracısız çalışabildiği için kullanıcılara işlemci ve bellek kullanımı açısından avantajlar sağlıyor”. Rubrik kendi üzerinde veri sıkıştırması ve tekilleştirmesi uygulayabiliyor. Kullanıcılar klasik çözümlere yöneldiklerinde yedekleme donanımı, disk alanı, yedekleme yazılımı gibi maliyetlerle yüzleşirken yazılım ve donanımı bir araya getirebilen Rubrik, maliyet anlamında kullanıcılara büyük getiriler sağlayabiliyor. CPU, çekirdek ya da sanal sunucu adedine bağlı olmayan lisanslama modeli sayesinde kullanıcılara rahatlık sağlıyor.
ve performansla kümeler boyunca dağıtabilen tümleşik bir veri yönetimi çözümü sunuyor.
Her şey dijital KOBİ’ler için… özel uyarlanmış platform üzerinden aldıkları raporla birlikte verilen referans numarası ile Akbank Direkt’te belirlenen işlemleri ücretsiz yapma fırsatına sahip oluyorlar. Vodafone’un Akbanklı KOBİ’lere sunduğu Dijitalleşme Endeksi’nin özel sürümünü Akbank müşterisi olsun olmasın, tüm işletmeler kullanabiliyor. Akbank müşterisi olan ve olmak isteyen işletmeler ise 8885’e bu özel referans numarasını SMS atarak, anında aktif hale gelebiliyorlar. Akbank KOBİ Bankacılığı’ndan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Bülent Oğuz, işbirliğiyle ilgili şunları
söyledi: “Mobil bankacılık tüm dünyada ve ülkemizde mobil teknolojilerinin gelişimi ve oluşan talep nedeniyle hızlı büyüyor. Akbank olarak mobil kullanımında liderlik hedefliyoruz ve bunun için çalışmalarımıza kesintisiz devam ediyoruz. Biliyoruz ki, KOBİ’lerin dijitalleşmesi, işlerini daha verimli yapabilme, müşteri taleplerini karşılama, maliyetlerini azaltma ve işletmelerinin hayatta kalabilmesi açısından önemli. Bu anlayışla ‘Vodafone Yarına Hazırım’ platformunun KOBİ’leri
teknoloji dünyasının yenilikleriyle buluşturacağına inanıyoruz. KOBİ’lerimizin dijitalleşmelerini desteklemek, teşvik etmek için biz de imkanlarımızı onlar için seferber ediyoruz.” Yarına Hazırım Platformu aracılığıyla Türkiye’nin dijitalleşmesini sağladıklarını belirten Vodafone Türkiye İcra Kurulu Başkan Yardımcısı Engin Aksoy da, “Akbank ile 1 milyonu aşkın işletmenin dijitalleşmesine katkıda bulunmak için işbirliğine imza atıyoruz. İşletmeler bu kampanya sayesinde hem Dijitalleşme Endeksi’ni ve
Bülent Oğuz ihtiyaçlarını öğrenirken hem Akbank Direkt’te 3 ay boyunca ücretsiz işlem yapma fırsatına sahip olacak. Hedefimiz, Türkiye’nin ortalama Dijitalleşme Endeksi’ni yüzde 75’e çıkarmak” yorumunu yaptı.
BThaber
BİLİŞİM DÜNYASI
11 - 17 TEMMUZ 2016
25
Enuygun.com 2016 için hedef büyüttü 2008 yılından bu yana hizmet veren Enuygun.com, kullanıcıların 1000’in Ekrem Uçman üzerinde havayolu şirketi arasından kendileri için en uygun uçak biletini kolayca bulup hızlı ve güvenli şekilde satın almalarını amaçlıyor. Enuygun.com CEO’su Çağlar Erol ile Enuygun. com’un ortaya çıkış sürecini, son dönem çalışmalarını ve ilerleyen süreçteki planlarını konuştuk. n Enuygun. com’un ortaya çıkış hikayesinden kısaca bahsedebilir misiniz? 2008 yılından Çember. net’i satmamızın ardından, dünyadaki son trendler üzerinde araştırmalar yapmaya başladık. Bu araştırmalarımız sonucunda “fiyat karşılaştırılma” modelinin ilerleyen yıllarda kullanıcılar tarafından sıklıkla kullanacağını öngördük ve Enuygun.com projesine başladık. İlk olarak GSM, sigorta ve banka kredisi ile yola çıktığımız projede, özellikle banka kredisi özelinde önemli bir kullanıcı trafiğine ulaştık. Banka kredisi tarafından elde ettiğimiz başarıya bir yenisini eklemeye karar verdik ve seyahat konusuna yoğunlaşmaya karar
Çağlar Erol ve Nihan Çolak Erol tarafından 2008 yılında kurulan Enuygun.com, kuruluşunun ardından geçen 8 yıllık süreçte yakaladığı büyüme ve başarıyla adından söz ettiriyor. verdik. 2010 yılından bu yana uçak bileti fiyatlarını karşılaştırma üzerine çalışmalar gerçekleştirmeye başlarken, ilerleyen süreçte uçak biletinin yanına otel seçeneğini de ekledik. 2010 yılından günümüze geldiğimizde Enuygun.com’un 8 milyon ziyaretçiye ve 50 milyon sayfa görüntüleme sayısına ulaştığını görüyoruz. Kurulduğumuz süreçten bu yana her sene yüzde 100 oranında büyüdüğümüzü ifade edebilirim. n Enuygun.com’un yapısından ve ekibinizden söz edebilir misiniz? Enuygun.com’un kalbinde yazılım yatıyor. Ekibimizi de bu doğrultuda oluşturuyoruz. Yazılımı geliştirdikten sonra ekibimizdeki diğer
bileti konusuna yoğunlaştık ve elde ettiğimiz en önemli başarılara bu alanda ulaştık. Sigorta, banka kredisi gibi alanlarda hizmet vermeye devam edecek olsak da bu süreçte uçak bileti konusuna ağırlık vererek, bu alandaki çalışmalarımıza ağırlık vereceğiz.
Enuygun.com CEO’su Çağlar Ero çalışanlarla birlikte bu ürünü zenginleştiriyoruz. 80 kişilik kadromuzun 20’sini yazılım ekibimiz oluşturuyor. İş modelimizden biraz söz etmek gerekirse, hali hazırda 1000’in üzerinde havayolu ile çalışmalar gerçekleştiriyoruz. Doğrudan havayolları ile çalıştığımız gibi GDS’ler üzerinden de iş süreçlerimize katkı sağlıyoruz. Bu noktada farklı bir iş modelimizin olduğunu da belirtmek isterim. Tek sağlayıcıya bakmadığımız gibi aynı kaynaktan sorgulayan birden çok kanal bulmaya gayret ediyoruz. Bu sayede kullanıcılarımıza çok daha uygun fiyata sahip alternatifleri sunabiliyoruz. Mobil tarafta da önemli çalışmalar gerçekleştiriyoruz. Banka kredisi ve uçak bileti üzerine geliştirilen iki adet mobil uygulamaya sahibimiz.
Uçak bileti tarafından 1 milyondan fazla indirme sayısına ulaştık. Mobil taraftan gelen alımlar yüzde 60 seviyelerinde. Bu rakamı göz önüne aldığımızda ilerleyen süreçte “mobile first” bir şirket olma yolunda olduğumuzu ifade edebilirim. Yeni nesil projelerimizi de bu verilerin ışığından gerçekleştiriyoruz. İlk etapta mobil tarafı baz alarak geliştirdiğimiz iş modellerini, web tarafına geliştirdiğimiz modeller ile destekliyoruz. n Sigorta, banka kredisi, otel, uçak bileti konularında hizmet veriyorsunuz. Bu başlıklara bir yenisini eklemeyi düşünüyor musunuz? Aslına bakarsanız düşünmüyoruz. Kurulduğumuz tarihten bu yana zaman içerisinden uçak
n Wingie projenizden ve ilerleyen dönemdeki planlarınızdan söz edebilir misiniz? Wingie.com ile yapacağımız yurt dışı atılımıyla beraber küresel arenada büyümeyi hedefliyoruz. İlk aşamada İngilizce ve Almanca olarak hizmet vereceğiz. İlk yılı pazara giriş, test ve geliştirme yılı olarak bir yılın sonunda Wingie üzerinden 20 bin bilet satışını hedefliyoruz. Gelecek yıldan itibaren ise büyümeyi hızlandırarak beşinci yıl sonunda yurt dışına yılda ortalama 5 milyon adet uçak bileti satışı yapmayı amaçlıyoruz. Bunun yanı sıra Enuygun. com olarak 2016 yılı içinde 4 milyon uçak bileti satmayı hedefliyoruz. Ana hedefimiz Türkiye’deki tüm uçak bileti pazarının yüzde 10’una ulaşmak ve bunun yanında tüm satışlarımızın da yüzde 20’sinin yurt dışında gerçekleşmesini sağlamak. Hem şirket olarak büyürken hem de Türkiye turizmine ve ekonomisine katkı sağlamak istiyoruz.
Sorumluluk CEO’da, ama CEO’nun saldırılardan haberi bile yok Haber Merkezi VMware tarafından pazar araştırmaları ajansı Vanson Bourne’a yaptırılan araştırmaya göre, BT karar vericilerinin neredeyse üçte biri (yüzde 30), Avrupa, Ortadoğu ve Afrika’daki (EMEA) ofis çalışanlarının ise neredeyse dörtte biri (yüzde 23) ciddi veri ihlallerinde CEO’nun sorumlu tutulması gerektiğine inanıyor. Ancak, BT karar vericilerin dörtte biri (yüzde 25), ciddi veri ihlallerini kıdemli yönetim sorumlularına iletmiyor. Bilgi iletiminde bu eksiklik, şirketin sorumluluğunu üstlenenlerin, ihlallerin yol açtığı riskler söz konusu olduğunda, tablonun tamamından haberdar
olmadıklarını da gösteriyor. Şirketler ciddi siber saldırılardan kaynaklanan tehlikelerle gitgide daha sık yüz yüze geliyor; öyle ki üçte birinden fazlası (yüzde 37) 90 gün içinde bir siber saldırıya maruz kalabileceğini düşünüyor. Dijitalleşen iş dünyasının karmaşıklıkları arttıkça, mevcut güvenlik yöntemlerinin yetersiz kalabileceği düşünülüyor. Hatta EMEA bölgesinde her üç BT karar vericisinin 1’den fazlası, kurumlarının bir siber saldırı karşısındaki en önemli zayıflığını, ‘tehditlerin savunmalarından daha hızlı olması’ olarak gösteriyor. Kurumların güvenliğindeki hassas noktaların bazıları yine
kurumun içinden kaynaklanıyor. Örneğin özensiz veya siber güvenlik konusunda eğitimsiz çalışanlar, kurumlarını en büyük güçlüklerle yüz yüze bırakabiliyorlar Araştırmada üretkenliği artırmak için çalışanların atmak istediği adımlar da ortaya çıkıyor. Bunların neredeyse dörtte biri (yüzde 21) kurumsal verilere girmek için kişisel cihazlarını kullanıyor ve yaklaşık beşte biri (yüzde 17), işlerini etkin yürütmek adına kurumun güvenliğini ihlal edebiliyor. Araştırmanın en ilgi çeken noktasının, kurumların üçte birinden fazlasının üç aydan kısa bir süre içinde ciddi bir siber saldırıyla karşılaşmayı beklerken,
VMware Türkiye Ülke Müdürü Murat Mediçeler şirket yöneticilerinin yalnızca yüzde 8’inin siber güvenliği bir öncelik olarak benimsemesi olduğunu söyleyen VMware Türkiye Ülke Müdürü Murat
Mediçeler, şu açıklamayı yaptı: “En iyi ihtimalle, şirketlerin yalnızca yüzde 25’i bekledikleri saldırılarla ilgili ciddi önlem almayı planlıyor. Türkiye’de de bu oranların çok farklı olmadığını söyleyebiliriz. Zira her ne kadar siber güvenlik ülkemizde ciddi bir konu olarak değerlendirilse de, siber saldırılara karşı yeterince hazırlıklı olduğumuzu söylemek zor. Bu anlayışın değişmesi için güçlü bir planlama ve güvenlik stratejisini oluşturmak kadar, insan kaynağı ve süreçleri dönüştürmek de önemli. Aksi halde, en iyi teknoloji bile kurumları tamamen güvenli hale getirme yönünde yetersiz kalacak.”
26
BThaber
BTnet.com.tr
11 - 17 TEMMUZ 2016
ZyXEL’den hız tutkunlarına özel yönlendirici Armor Z1, 1.4 GHz çift çekirdekli işlemci ve 512MB belleğiyle oldukça güçlü bir donanıma sahip. Sahip olduğu bu güçlü donanım sayesinde kesintisiz bir şekilde 2350 Mbps’ye varan kablosuz hızlara ulaşabilme ve gigabit hızında kablolu bağlantı sağlıyor. 802.11AC teknolojisi sayesinde evde ya da ofiste bulunan mobil cihazlardan akıllı televizyonlara, oyun konsollarına kadar tüm cihazlara yüksek bağlantı hızı sunuyor. Yüksek bant genişliği gerektiren 4K videolar kesintisiz bir şekilde izlenebiliyor. Beamforming teknolojisi, akıllı antenleri ve 802.11ac desteği ile kablosuz sinyallerinin belirli bir noktaya ulaşması sağlanarak bu yüksek hızlara erişebilmek mümkün oluyor. StreamBoost
Bu haftaki diğer konuğumuz ZyXEL’in özellikle yüksek hız ve güvenliğe ihtiyaç duyan kullanıcılar için geliştirdiği ARMOR Z1. teknolojisi ise ağ trafiğini önceliklendiriyor ve bant genişliğini ağ üzerindeki cihazlara daha verimli bir şekilde atayabiliyor. ZyXEL One Connect yazılımı sayesinde kullanıcılar Armor Z1’i mobil cihazları üzerinden yönetebiliyor ve istedikleri ayarları kolaylıkla yapabiliyorlar. Ayrıca yine bu yazılım üzerinden kullanıcı yönetimi de yapılabiliyor ve ağ durumu izlenebiliyor. Güvenlik açısından baktığımızda cihaz adı gibi oldukça iyi bir koruma sağlıyor. DDoS saldırılarına karşı koruma, içerik filtreleme, gelişmiş kullanıcı yönetimi gibi
gelişmiş özelliklere sahip. Ayrıca ZyXEL’in bir hizmeti olan myZyXELcloud DDNS üzerinden uzak noktalardan yönlendiriciye erişip müdahalede bulanabilmek de mümkün. Cihazın üzerinde sağ tarafa bir kapakla gizlenmiş iki adet USB3 bağlantı noktası bulunuyor. Aslında kolay erişilebilir bir yerde olması gereken bu bağlantı noktalarının kapakla gizlenmiş olmasına pek anlam veremedik. Belki de modemin şık tasarımını
Inceleme BTnet
USB bağlantı noktaları kullanılmadığında korumak için böyle bir şey yapılmış olabilir diye düşündük. Bu USB bağlantı noktaları depolama cihazı ve yazıcı bağlamak için kullanılıyor.
Cihaz 2.4 GHz ve 5GHz bantlarında çalışabiliyor ve cihazın ayarlarından her iki bant için ayrı bir isim vererek istediğiniz banta (cihazınız destekliyorsa) bağlanabiliyorsunuz.
Kulaklığı “denemeden alma” dönemi kapandı Qualcomm yeni 5G NR prototipini duyurdu Qualcomm’un yeni prototip sistemi, 5G teknolojisinin saniye başına çok-gigabitli veri hızlarına ulaşmasını ve gecikme süresinin düşürülmesini sağlıyor. Qualcomm, 5G Yeni Radyo (NR) prototipini ve test platformunu duyurdu. 5G NR prototip sistemi, alt6 GHz spektrum bandında çalışarak şirketin 5G tasarımının saniye başına çok-gigabitli veri hızlarına ulaşmasını sağlıyor. Aynı zamanda gecikme süresini de düşürüyor. Baz istasyonu ve kullanıcı cihazından oluşan 5G NR prototip sistemi, onaylanmış 5G NR özellikleri için bir test ortamı görevi görecek. 100 MHz üzerinde geniş RF bant genişliklerini destekleyen sistem, saniye
başına çok-gigabitli hız oranları sunabiliyor. Sistem ayrıca günümüzdeki 4G LTE ağının mümkün kıldığından daha düşük kablosuz gecikme süresi sunmak için yeni entegre alt çerçeve tasarımını da destekliyor. Prototip sistemi, 3GPP’deki ilerlemeleri yakından takip ederek mobil operatörlerin, altyapı bayilerinin ve diğer endüstri oyuncuları ile birlikte gelecekteki 5G NR ticari ağlarının zamanında 5G NR testlerine başlamasına yardımcı olacak. Qualcomm Technologies, bu prototip sistemini 29 Haziran – 1 Temmuz arasında Çin’in Şanghay kentinde gerçekleşen Mobil Dünya Kongresi’nde, yaptıkları işbirliği kapsamında China Mobile standında sergiledi.
Kablosuz iletim sistemleri, kulaklık ve mikrofon alanlarında geliştirdiği cihazlarla bilinen Sennheiser, Bircom ile yaptığı ortak çalışmalar sonucunda ortaya çıkarılan “Sennheiser Deneyim Odası” ile tüketiciler ile arasındaki bağı sağlamlaştırıyor. 4.Levent’teki Bircom ofisinde yer alan deneyim odasıyla kullanıcılara “ihtiyaçlarına en uygun çözümü” sunmayı amaçlayan Sennheiser, deneyim odası ile kullanıcılara her segmentte ürünü deneyimleme ve satın alma olanağı sunuyor. Deneyim odasında, kullanıcılara giriş seviye kulaklıklardan ses tutkunlarına (Audiophile) yönelik üst segment kulaklıklara yer veren Sennheiser, deneyim odasında yer alan konuya hakim çalışanlarıyla da kullanıcıların akıllarındaki soru işaretlerini ortadan kaldırmayı hedefliyor. Farklı kullanım alanlarına ait kulaklık profillerini kullanıcılarla buluşturmayı amaçlayan Sennheiser ve Bircom, özellikle oyun
tarafına yönelik kulaklıklarıyla yeni dönemde iddialı olmayı amaçlıyor. Kullanıcılar, oyun kulaklarını mekanda bulunan bilgisayar ve Xbox ile deneyimlere biliyorlar. Bunun yanı sıra DJ serisi ile de kullanıcılarına bu ürün gamında bulunan ürünleri, profesyonel DJ
ekipmanları ile deneyimleme imkanı sağlayan şirket, sunduğu geniş ürün gamıyla da kullanıcılarına satın almak istedikleri ürünleri deneyimleme imkanı tanıyor. Sennheiser Deneyim Odası, 4.Levent’teki Bircom ofisinde yer alıyor ve isteyen herkes ücretsiz ziyaret edebiliyor.
28
BThaber
BTnet.com.tr
11 - 17 TEMMUZ 2016
Climate Launchpad 2016, Türkiye Eğitim Kampı gerçekleşti Çevreci fikirleri girişimlere dönüştürme fırsatı veren Climate Launchpad yarışmasının Türkiye’deki ilk eğitim kampı, 25-26 Haziran 2016 tarihlerinde İstanbul’da gerçekleştirildi. Avrupa Birliği İnovasyon ve Teknoloji Enstitüsü tarafından organize edilen, çevreci fikir yarışması Climate Launchpad 2016’nın eğitim kampı gerçekleştirildi. Ön elemeyi geçerek ülkemizin bu yıl ilk kez dahil olduğu Climate Launchpad Yarışması Türkiye Eğitim Kampı’na katılmaya hak kazanan ekipler ve üyeleri, iki günlük eğitim kampı boyunca çeşitli alanlarda aldıkları derslerle iş fikirlerini projeye aktarma sürecine adım atmış oldu. Yarışmacılar, 10 Ağustos’ta İstanbul’da düzenlenecek ülke finaline dek çevreci iş
fikirleri üzerinde çalışmalarını sürdürecek. Pazar analizi, fikirlerine en uygun pazarların seçilmesi, gelir modelleri, iş fikirlerinin iklim değişikliğine olacak etkilerinin ayrıştırılması, rakiplerle mücadele yöntemleri, potansiyel müşterilere ulaşma kanalları ve etkin sunum teknikleri gibi konularda eğitim gören katılımcılar, finale dek alanında uzman isimlerden danışmanlık alma imkanına da sahip bulunuyor. Dünya finalinde ilk 10’a girecek iş fikirlerinin 95 bin Avro yatırım fırsatına erişeceği, toplam 27 ülkeden çevreci iş fikri olan ve girişimciliği benimseyen herkese açık Climate Launchpad yarışması, ilk kez bu yıl kapıların Türkiye’yi temsil edecek iş fikri başvurularına açtı.
Inceleme BTnet
Brother’dan ekonomik hepsi bir arada yazıcı çözümü Bu haftaki konuklarımızdan birisi hepsi bir arada bir yazıcı olan Brother DCP-T500W. Yaklaşık 1 aydır ofiste yoğun bir şekilde kullandığımız DCPT500W, baskı kalitesiyle bizi oldukça memnun etti. Dolum tankı sayesinde oldukça ekonomik bir çözüm sunan yazıcının yaklaşık 600 TL’lik fiyatı da oldukça uygun. Biraz önce de bahsettiğimiz gibi hepsi bir arada bir çözüm olan yazıcı oldukça şık ve kullanışlı bir tasarıma sahip. Dolum tankları cihazın sağ tarafında yer alıyor. Tanklar
kolayca doldurulabiliyor ve şeffaf bir tasarıma sahipler. Bu sayede dışarıdan mürekkep miktarını görebiliyor ve yazıcının daha sizi uyarmasına gerek kalmadan doldurabiliyorsunuz. Yazıcının siyah tankı oldukça büyük, tankı doldurduktan sonra 6 bine yakın siyah çıkış alabiliyorsunuz. Renkli yazdırmada ise toplamda 5 bin çıkış alınabiliyor. Kağıt tepsisi 100 adet A4 kağıt alabiliyor. Çıkış tepsisinin kapasitesi ise 50 A4. Yazdırma, tarama ve kopyalama işlemelerini yazıcının ön kısmında bulunan
tuş takımı ve küçük ekranı kullanarak yapıyorsunuz. Yaptığımız denemelerde özellikle kopyalama işlemlerinde oldukça hızlı sonuçlar aldık, bilgisayardan yazdırma işlemlerinde ise bize göre biraz yavaş kaldı. Kalite açısından baktığımızda ise piyasadaki birçok yazıcıdan iyi olduğunu söyleyebiliriz. Oldukça kolay kurulabilen yazıcı kablosuz ağ ve USB kablo üzerinden kullanılabiliyor. Eğer çok fazla çıkış almayan bir ofise sahipseniz, tankları doldurup gerisini unutabilirsiniz.
Sony, Pinewood Studios bünyesinde yeni bir IP Live stüdyosu açtı Çin 100 metrelik uzay roketi geliştiriyor Çin’in ağır yük taşıyıcı roketinin 15 yıl içinde ilk seferini yapabileceği açıklandı. Çin Uzay Teknolojileri Grubu’ndan edinilen bilgiye göre, mevcut tasarım uyarınca ağır yük taşıyıcı roketin çapı 10 metre, uzunluğu ise 100 metreye yakın olacak. Söz konusu roketin taşıma kapasitesi, mevcut roketlerinkinin beş katına
ulaşacak. Ağır yük taşıyıcı roketin hizmete girmesiyle birlikte insanlı ay görevi, Mars’tan numune getirme, Güneş sistemi gözetimi gibi önemli projelerde görev alması planlandı. Yaklaşık 3 bin ton ağırlıkta fırlatılabilecek ve yörüngeye 100 ton yükle oturabilecek olan roketin Çin’in uzay yeteneklerinde atılım sağlaması bekleniyor.
Sony, Pinewood Film Studios’da yeni bir IP Live Stüdyosu’nu hayata geçirdi. Yeni IP Live tesisinde tüm IP ekosistemi tanıtılacak, eğitimler verilecek ve üçüncü taraf ürünlerle birlikte çalışabilirlik testleri yapılacak. Sony bugün, Pinewood Film Studios’daki Digital Motion Picture Centre Europe (DMPCE) merkezinin parçası olan özel bir IP Live Stüdyosu açtı. Sony’nin tüm IP ekosisteminin tanıtılacağı yeni stüdyosu, hem eğitim merkezi işlevi görecek hem de üçüncü taraf ürünlerle birlikte çalışabilirlik testlerine ev sahipliği yapacak. Stüdyoda, HD ve 4K video, ses ve meta veride standart ağ altyapıları üzerinden düşük gecikme hızları ve parazitsiz geçiş imkânı sunan Sony’nin Network Media Interface teknolojisi de
sergilenecek. Stüdyo ayrıca bir donanım aracı olarak IP girişimlerini destekleyecek ve profesyoneller için önemli bir eğitim merkezi olacak. IP Live Alliance’ın parçası olan partnerleri için “oyun alanı” işlevi görecek olan IP Live
Stüdyosu, partnerlerin kendi ekipmanlarını Sony’nin sistemine bağlamasına olanak tanıyacak. DMPCE bünyesinde kurulan platform, sektör geneline yayılan IP ile uyumlu yazılım ve kit yelpazesi sayesinde iş ortaklarına müşterilerinin farklı iş akışlarıyla etkileşime girebilme olanağı tanıyacak. Sony şimdiden IP Live Alliance’ın 50 üyesinin de dahil olduğu bir iş ortağı listesi oluşturdu. Listeye dahil olan şirketler, ürünlerinin birlikte çalışabilirliğini ve işlevselliğini canlı bir ortamda gösterebilecekler. Stüdyonun alım sisteminde Sony’nin HDC4300 4K/HD canlı sistem kamerası ve BPU-4500 ana bant işlemcisi, bunlarla birlikte çalışacak NXLK-IP40F SDI - IP dönüştürücü kartlar ve son teknoloji ürünü ağ altyapısı kullanılacak.
BThaber
BTnet.com.tr
11 - 17 TEMMUZ 2016
Teknolojik gelişmeler ile birlikte yeni sektörler oluşmaya başlarken, birçok sektörde de dönüşüm süreçleri yaşanıyor. Dönüşüm sürecinden geçen sektörler arasına bir yenisi daha eklendi. Otonom araçlar üzerine yapılan çalışmalar hız kesmeden devam ederken, teknoloji şirketleri ve otomobil üreticilerinin bu alandaki çalışmalarının önümüzdeki yıllarda meyvesini vermesi bekleniyor. Otomotiv sektöründe bu gelişmeler yaşanırken, Rolls-Royce’un yeni projesi epey ses getirecek gibi görünüyor. Denizcilik sektöründe de faaliyet gösteren şirket, hologram teknolojisini baz alarak, sürücüsüz gemi konseptini hayata geçirmeyi amaçlıyor. Gemi, dokunmatik ve hologram teknolojileriyle donatılmış bir odadan, tamamen uzaktan olacak şekilde kontrol ediliyor. Şirketten yapılan açıklamalarda, işin hazırlık bölümünü geçerek, somut adımlar atmaya başlanacağı bilgisi veriliyor.
29
Rolls Royce otonom gemi üzerine çalışıyor
Rolls-Royce yetkilileri, her şeyin planlarına göre gitmesi durumunda gemiyi 2020 yılına kadar denize indirmeyi amaçladıklarını ifade ediyorlar.
İlk etapta yük taşımacılığı yapması planlanan otonom gemi, sahip olduğu ileri teknoloji ile uzun mesafeleri kat edebilecek. Buna karşın
geminin güvenliğinin nasıl sağlanacağı, arızalara karşı nasıl önlem alınacağı ya da teröristlere karşı nasıl bir güvenlik prosedürü
oluşturulacağı gibi soru işaretleri, konsept geminin karşı karşıya olduğu ve çözülmesi gereken sorunlar arasında yer alıyor.
Kişiye özel reklam uygulaması Watson Ads tanıtıldı YouTube mobil canlı yayınlara başlıyor Periscope’un mobil canlı yayın konusunda yakaladığı başarı, potansiyel rakiplerini harekete geçirmişe benziyor. Bu konuda harekete geçen YouTube, Facebook’un ardından mobil canlı yayın konusunda harekete geçmeye hazırlanıyor. Video paylaşım platformu YouTube, mobil canlı yayın konusunda önemli bir hamle yapmaya hazırlanıyor. Periscope ve Facebook’un bu konudaki hamlelerini karşılayamayan platform, mobil uygulaması aracılığıyla başlatacağı canlı yayın özelliği ile bu alandaki rekabeti kızıştıracak. Son yıllarda mobilitenin hayatın önemli bir parçası haline gelmesiyle beraber, özellikle sosyal paylaşım sitelerinin gelir kalemlerinin önemli bir bölümünü mobil taraftan gelen gelirler
oluşturmaya başladı. Mobil reklamlar konusunda önemli bir rekabet yaşanırken, şirketler reklamverenleri platformlarında tutmak için, sundukları içerikleri de zenginleştirmeye gayret ediyorlar. Bu doğrultuda Periscope’un Twitter üzerinden yaptığı canlı yayınlar ile giderek popüler hale gelmesi, ardından Facebook’un mobil canlı yayın özelinde yaptığı önemli yatırımlar, YouTube’u harekete geçirmiş gibi görünüyor. Mobil canlı yayın özelinde test yayına başlayan video paylaşım platformu, ilk etapta büyük ölçekli içerik üreticilerin kullanımına açtı. Test sürecinin tamamlanmasıyla beraber mobil canlı yayın özelliğinin tüm YouTube kullanıcılarına açılması beklenirken, platformun PC tarafındaki canlı yayın tecrübesini, mobil tarafa da aktarmasına kesin gözüyle bakılıyor.
The Weather Company, kişiye özel reklam uygulaması Watson Ads’i tanıttı. Uygulama ile kullanıcılar IBM Watson yapay zekasıyla iletişim kurarak ürünle ilgili bilgi alabilecekler. Uygulama ilk kez Campbell Soup Company, Unilever ve GSK Consumer Healthcare tarafından kullanılacak. IBM’in yapay zeka uygulaması Watson, doğal dili anlayabiliyor, muhakeme yapabiliyor, öğrenebiliyor ve kişilerle etkileşim kurabiliyor. IBM Watson, bu uygulama sayesinde ilk kez reklam amacıyla kullanılacak. Watson Ads, müşteri ve ürünle ilgili öngörülerin daha hızlı bir biçimde açığa çıkarılmasının yanında veri bilimi uzmanlarının daha önce kuramadıkları bağlantıları kurmalarına da imkân verecek. Watson Ad reklamı gören tüketiciler, ürün ya da teklif hakkında metin ya da ses aracılığıyla Watson’a sorular
sorabilecekler. Watson ise makine öğrenmesi ve doğal dil yetenekleri sayesinde doğru yanıtları verebiliyor. Örneğin, biri “Akşam yemeği için ne yapabilirim?” diye sorarsa, muhakeme ve makine öğrenmesi yeteneği sayesinde Watson edindiği verilerle, hava durumu, günün hangi saatinde olduğu, konum ve hatta kullanıcının elinde bulunan
malzemeleri tarayıp çeşitli malzeme profillemeleri yaparak dinamik reklamlarla önerilerde bulunabiliyor. Watson Ads, öncelikle The Weather Company özelliklerinde başlayacak. Daha sonra ise ev, televizyon, bağlantılı araçlar, sosyal medya platformları gibi diğer pazarlama kanallarına da yayılması bekleniyor.
30
BThaber
BTnet.com.tr
11 - 17 TEMMUZ 2016
Dassault Systèmes ve Airbus işbirliklerini genişletti
Google kendi akıllı telefonu için somut adımlar atıyor Google, tamamen kendi imzasını taşıyan akıllı telefon için geri sayıma geçti. Uzun bir süredir kendine ait bir akıllı telefon üzerine çalışmalar gerçekleştiren Google, bu konuda somut adımlar atıyor. Kulislerde yeni akıllı telefon serisinin Nexus ailesinin üyesi olacağı konusunda söylentiler dolaşıyor olsa da, son gelen haberler yeni akıllı telefon serisinin Nexus’tan bağımsız şekilde olacağı yönünde. Yeni telefon serisinin tamamen Google’a ait
Geçtiğimiz Nisan ayında tanıttığı Model 3 ile hedef büyüten Tesla, yatırımlarına hız kesmeden devam ediyor. Nisan ayında Model 3’ü tanıtan, Mayıs ayı sonunda da Nevada’da devasa bir alana batarya fabrikası kuracağını açıklayan Tesla, Asya pazarına yönelik önemli bir hamle yaptı. Bir süredir Çin’i merkez alarak Asya pazarındaki organizasyonunu güçlendirmek için zemin hazırlamak için çalışmalar gerçekleştiren şirket, somut adım atmaya hazırlanıyor. Bu doğrultuda Çin hükümetinin sahibi olduğu Jinqiao Group ile anlaşmaya varan Tesla, fabrika için gereken 9 milyar doları da Jinqiao Group ile paylaşacak. Şangay’da kurulması planlanan fabrika için 4,5 milyar dolar yatırım
olacağı ifade edilirken, Nexus serisinin aksine bu kez Google, diğer telefon üreticilerinden destek almayacak. Google’ın kendi üretimi olacak yeni akıllı telefon, bu noktada Google servislerinden ve güncellemelerinden de öncelikli olarak faydalanabilecek. Geçtiğimiz aylarda Google CEO’su Sundar Pichai, akıllı telefon pazarına daha fazla odaklanmaya hazırlandıklarını belirtmiş, bu açıklama Google’ın akıllı telefon pazarında büyük
oynamaya hazırlandığı şeklinde yorumlanmıştı. Son gelen haberler de Pichai’nin yaklaşımını doğrularken, şirketin Apple’ın izlediği stratejiyi izlemesi bekleniyor. Buna göre akıllı telefonun üretimden geliştirmesine kadar bütün aşamalarından Google imzası olması bekleniyor. Yeni akıllı telefon serisinde diğer akıllı telefon üreticilerinden destek almayan şirket, Nexus serisinde ise diğer üreticilerle birlikte çalışmaya devam edecek.
Dassault Systèmes Airbus Grup ile işbirliklerinin genişlediğini açıkladı. İki yıl süren kapsamlı bir sürecin ardından Airbus’un Dassault Systèmes’in 3DEXPERIENCE platformu kullanımı; tasarım, simülasyon ve üretimi birleştiren üretim programlarını kapsayacak şekilde genişletildi. Airbus Grup Dassault Systèmes’in, test uçuşlarındaki aletler, prototipler ve ticari uçaklarda üretim amaçlı kullanım için; “Co-Design to Target” endüstriyel çözüm deneyiminin bir parçası olan işbirliğine dayalı tasarım ve simülasyon uygulamalarını kullanacak. Bu uygulamalar Airbus Grup’a, katkı üretim sürecinin her aşamasını sanal olarak onaylayarak kavramsal tasarımları optimum hale getirmesi için dijital devamlılık sağlayacak. Dassault Systèmes’in uygulamalarından ve katkı üretimindeki liderlik
Tesla Asya Pazarı’na açılıyor
yapmaya hazırlanan şirket, bahsi geçen devasa tesis ile özellikle Asya’da kendisine
önemli bir manevra alanı yaratmış olacak. Üretiminin bir bölümünü
Çin’e taşıyacak olan şirket, bu sayede devlete ödemek zorunda olduğu ithalat
ve mühendislik deneyiminden faydalanan Airbus Grup, araçlar ve parçaların katkı üretimindeki mühendislik ve üretim gereksinimlerini karşılamak için daha büyük tasarım ve üretim olanaklarını keşfedebilecek. 3D baskı olarak da bilinen katkı üretimi; freze, eritme, döküm ve hassas dövme gibi üretim süreçlerine bir alternatiftir. Yaratıcı ürün tasarımı ve prototip üretiminde havacılık sektörü tarafından halihazırda benimsenmiş olan katkı üretiminin kullanımı, büyük ölçekli üretimde kademeli olarak artıyor. “Co-Design to Target” endüstriyel çözüm deneyimi, parça tasarımı, üretim ve test süreçlerinde yüksek esneklik için uygulamalardan faydalanıyor. Bu, güç veya performanstan ödün vermeden karmaşık uçak parçalarının üretimiyle ilgili atık ve maliyeti azaltmaya yardımcı oluyor.
vergisinden de kurtulacak. Şirket, bunun yanı sıra araç sevkiyatı konusunda da elini rahatlatacak. Otomotiv dünyası gün geçtikçe kabuk değiştirmeye devam ediyor. Otomobil üreticileri, araç segmentlerini elektrikli a raç aileleri ile genişletirlerken, bu konuda yapılacak yatırımlar da büyük önem taşıyor. Tesla’nın Çin hamlesine bu verilerin ışığında baktığımızda, şirketin üretim bantlarını Çin gibi önemli potansiyele sahip bir ülkeye taşıması büyük önem taşıyor. Bu sayede Pazar tam olarak oluşmadan Asya’da önemli bir hakimiyet kurabilme şansını elde edecek olan şirket, Çin Hükümeti ile olan iyi ilişkileriyle bu hamlesini pekiştirecek gibi görünüyor.
32
BThaber
KARİYER
11 - 17 TEMMUZ 2016
Etkinlikleri hayata geçirmek destekleri de topluyor Özyeğin Üniversitesi’nin başarılı mezunlarından, Fortune Dergisi’nin 2015 “40 Yaş Altı 40 Lider Yönetici” listesinde gelecek vaat eden 20 kişi arasında birinci olan ve 2016 yılında kendi şirketiyle Red Herring’in düzenlediği Avrupa’nın En İyi 100 Şirketi listesine giren Efe Kethüda’nın son girişimi için Özyeğin Üniversitesi eski kurucu rektörü Prof. Dr. Erhan Erkut melek yatırımcı oldu. Girişim ayrıca önemli yatırımcılar Sina Afra, Melih Ödemiş, Bedii Can Yücaoğlu ve Umur Özal’dan 3,5 milyon TL değerleme ile melek yatırım aldı. Özyeğin Üniversitesi İşletme Bölümü’nü burslu olarak okuyan Kethüda, 2011’de üniversite eğitiminin bir bölümünde London Schools of Economics’te E-Business & IT Innovations derslerini aldı. Özyeğin Üniversitesi’nde Girişimcilik Master Programı’nı tamamlayarak girişimciliği ve okuldaki çalışmalarından dolayı “Altın Özne” ödülüne layık görüldü. İlk şirketi Staff Outdoor & Training’i 19 yaşında üniversite hazırlık sınıfındayken kuran Efe Kethüda, 2010 yılında teknoloji ve girişimcilik üzerine uzmanlaşmış, etkinlik yönetimi ve etkinlik pazarlaması hizmetlerini sunan KTH Event Agency’nin de kurucusu oldu. Kurulduğu günden bu yana KTH bünyesinde 400’den fazla projeyi tamamlayan Kethüda, Türkiye’de, ayrıca
Amerika, İngiltere, İsrail, Kıbrıs ve Birleşik Arap Emirlikleri’nde de etkinlik organize etti. Tüm etkinlik sektörünün ihtiyacını karşılayacak olan Etkinlikcim. com’u hayata geçiren Kethüda, bu girişimiyle Türkiye’de bir ilk olarak, kendi rektöründen melek yatırım aldı. 2015 yılında Fortune dergisinin her yıl yayınladığı “40 Yaş Altı 40 Lider Yönetici” listesinde gelecek vaat eden 20 kişi arasında birinci oldu. 2016 yılında da Red Herring’in düzenlediği Avrupa’nın En İyi 100 Şirketi listesinde KTH Event Agency ile kazandı. Özyeğin Üniversitesi eski kurucu rektörü Prof. Dr. Erhan Erkut, üniversitenin öğrencisi Kethüda’nın bu girişiminde melek yatırımcı olarak, öğrencisine destek sağlamış oldu. Erkut, görüşlerini şöyle anlattı: “Efe, daha işletme lisans programına başlamadan önce
E T K İ N L İ K L E R
yoğun ders dışı etkinlikleri sayesinde hazırlıktan atılmayı, sonra da dışarıdan çalışarak İngilizce yeterlik sınavından geçmeyi başararak iyi bir girişimci olacağının sinyallerini genç yaşta vermişti. Efe’nin üniversite sırasında kurduğu KTH etkinlik organizasyonu şirketinin üstün performansını defalarca deneyimleme fırsatım oldu ve Efe’ye girişimcilik serüveninde elimden geldiğince destek olmaya karar verdim. Etkinlikcim.com girişimi önemli bir talebe cevap verecek. ” Efe Kethüda, Sibel Neziroğlu ve Mete Erzincanlı tarafından kurulan etkinlikcim.com, etkinlik yapmak isteyen herkesin ilgili firmalara kolaylıkla ulaşmasını hedefliyor. Etkinlik yapmak isteyen kurumsal firmalar ile bireylerin etkinlikte ihtiyacı olan otel, toplantı salonu, etkinlik mekanı ve destek firmalarını bulabileceği bir pazar yeri olan etkinlikcim.com, kullanıcıların ücret ödemeden, etkinlikte ihtiyaç duyacağı tüm firmalara ulaşabilmesini, fiyat teklifleri alıp en uygun olanı seçerek zamandan ve etkinlik bütçesinden tasarruf etmesini sağlıyor. Etkinlikcim. com ile konferanstan düğüne her kategorideki etkinlik kolayca organize edilebiliyor, geliştirilen Etkinlik Planlama Araçları ile herhangi bir aracıya ihtiyaç duymadan Türkiye’nin her yerinde kolayca etkinlik planlaması yapılabiliyor.
Y U R T D I Ş I
19-21 Temmuz 2016
7-10 Kasım 2016
15. Uluslararası Demiryolu Mühendislik Tasarım ve Operasyon Konferansı Madrid, İspanya AYRINTILI BİLGİ: www.wessex.ac.uk/ conferences/2016/comprail2016com/
WebSummit Lizbon, Portekiz AYRINTILI BİLGİ: https://websummit.net/
28 Temmuz 2016 Bilişim 500 Ödül Töreni İstanbul AYRINTILI BİLGİ: www.bilisim500.com/
Y U R T İ Ç İ
25 Ağustos 2016 Teknoloji Platformları - IoT ve M2M-Büyük Veri ve Bulut İstanbul AYRINTILI BİLGİ: http://www.btvizyon.com.tr 1 Eylül 2016
Hükümetin, 10’dan az işçi çalıştıran az tehlikeli sınıftaki yaklaşık 500 bin işletmenin 1 Temmuz itibariyle başlayacak iş güvenliği uzmanı bulundurma yükümlülüğünü 31 Aralık 2016 tarihine erteleme girişimine genç işadamlarından destek geldi. Türkiye Genç İşadamları Derneği (TÜGİAD) Ankara Şubesi Başkanı Türker Naslı, işletmelere getirilen iş güvenliği önlemlerini “olması gereken bir uygulama” olarak değerlendirirken, ekonomik konjonktür dolayısıyla ertelemenin de yerinde olacağını ifade etti. SGK istatistiklerine göre, Türkiye’de Ocak 2016 itibarıyla 1 milyon 710 bin 243 işyeri, bu işyerlerinin de yüzde 85’inin 10’dan az çalışanı var. Bu işyerlerinin yarısının
az tehlikeli sınıfta olduğu varsayıldığında, iş güvenliği uzmanı bulundurma yükümlülüğündeki kapsam genişlemesi en az 500 bin işletmeyi ve işvereni ilgilendiriyor. Hükümetin hazırladığı bir tasarı ile mesleki yeterlilik belgesi alamayan çalışanların istihdam sorunu yaşamaması ve sektör faaliyetlerinin olumsuz etkilenmemesi amacıyla bu mesleklerde mesleki yeterlilik belgesi alma zorunluluğu 31 Aralık 2016 tarihine kadar ertelendi. Uygulama şeklinin önemine işaret eden Naslı, “Konu daha iyi irdelenmeli ve mevzuat ona göre düzenlenmeli. Zamanlama da önemli. İşverenlere gereksiz yükler getirilmemeli, ki zaten zor olan ekonomik iklim bir darbe daha almasın” dedi.
Netaş’ın Kurumsal Sektör Çözüm Direktörü Selda Parın oldu Netaş’ın Kurumsal Sektör Çözüm Direktörü, 30 Mayıs 2016 tarihi itibarıyla Selda Parın oldu. Daha önce 7 yıl süreyle Netaş’ta Satış Müdürlüğü görevini üstlenen Parın, yeni görevinde kurumsal sektör müşterilerinin şirket stratejilerine en uygun ürün ve çözümlerin geliştirilmesinden sorumlu Selda olacak. Teknoloji alanında kariyerine 1990 Parın yılında başlayan Parın, 1993-1999 arasında İnternet İletişim Teknolojileri’nde Satış Müdürü olarak görev yaptı. 1999’da Nortel Netaş’ta göreve başlayan Parın, 2006 yılına kadar Nortel Netaş bünyesinde Satış Müdürlüğü görevini üstlendi. 2006’da girdiği Avaya’da 10 yıl süreyle iş ortağı (vendor) yönetimi ve üst düzey satış yöneticiliği yaptıktan sonra, 2016’da Netaş’a dönen Parın, Yıldız Teknik Üniversitesi Elektronik ve Haberleşme Mühendisliği bölümünden mezun.
Ürün grubunun başında ilk kez bir Türk var
Bu köşede yayınlanmasını istediğiniz etkinliklerinizle ilgili bilgileri handana@bthaber.com.tr adresine gönderebilirsiniz.
E T K İ N L İ K L E R
Erteleme iş dünyası için olumlu olur
AYRINTILI BİLGİ: http://www.btvizyon.com.tr 29 Eylül 2016 BTvizyon Toplantıları Adana AYRINTILI BİLGİ: http://www.btvizyon.com.tr
BTvizyon Toplantıları Erzurum
Bu köşede yayınlanmasını istediğiniz etkinliklerinizle ilgili bilgileri handana@bthaber.com.tr adresine gönderebilirsiniz.
GE (General Electric) Türkiye Güç Transformatörleri Genel Müdürü Hakan Karadoğan, GE Güç Transformatörleri Ürün Grubu Küresel Genel Müdürü olarak atandı. Bu atama ile 175 ülkede faaliyet gösteren GE’de ilk kez bir ürün grubunun başına Türkiye’den bir yönetici getirildi. GE’nin Hakan Alstom’un enerji varlıklarını satın alması Karadoğan sonrası yapılan bu atama ile Karadoğan, 2016 Mayıs itibariyle GE Güç Transformatörleri Ürün Grubu Küresel Genel Müdürü olarak dünya genelinde Çin, Brezilya, İngiltere, Türkiye başta olmak toplam 13 üretim merkezi bulunan GE Güç Transformatörleri Ürün Grubu’nun satış, tasarım, üretim gibi tüm aktivetelerinden sorumlu olacak ve yeni stratejiler geliştirecek. Güç transformatörleri ve endüstriyel üretim alanında uzman olan Hakan Karadoğan, 20 yıllık kariyerine Alstom’da tasarım mühendisi olarak başladı, 2007 yılında Wuhan’daki yeni güç transformatörleri fabrikasının kurulumu için Çin’e gitti. Sonrasında Çin’de bulunan tüm güç transformatörleri ürün hattı aktivitelerini, iç ve dış satış ve tüm imalat tesisleriyle birlikte yöneten Karadoğan son üç yıldır Gebze Güç Transformatörleri ünitesinde Genel Müdürlük görevini yürütüyordu.
34
BThaber
KARİYER
11 - 17 TEMMUZ 2016
Geleceğin liderleri TED’le yetişecek Türk Eğitim Derneği (TED) ve Enocta, TED mezunu başarılı yöneticilerin deneyimlerini anlattığı “TED Leaders” projesini 20 Haziran’da düzenlenen lansmanla tanıttı. İş hayatının önde gelen yönetici ve liderlerinden her kademede profesyoneller için ilham verici mesajların yer aldığı TED Leaders projesinden elde edilen gelirin tamamı Türk Eğitim Derneği Burs Fonu’na aktarılacak ve yeni TED’li liderlerin yetişmesine katkıda bulunulacak. İnovasyondan girişimciliğe, yatırımdan teknolojiye, değişim ve liderlikten, takım çalışması ve öğrenmeye kadar 9 farklı konuda hazırlanan TED Leaders Liderlik Eğitim Paketi’ne destek veren isimler şöyle: Doğuş Otomotiv Yönetim Kurulu Başkanı Aclan Acar, Value Partners Management Consulting Genel Müdürü Ali Güven, Koçtaş Genel Müdürü Alp Özpamukçu, TAB Gıda Genel Müdürü Caner Dikici, Limak Yatırım Yönetim Kurulu Başkanı Ebru Özdemir, Denizbank Genel Müdürü Hakan Ateş, Vodafone Türkiye İcra Kurulu Başkan Yrd. Hasan Süel, Fiba Perakende Grubu Başkanı Oya Sener, TAV Havalimanları İcra Kurulu Başkanı Sani Şener, Türk Eğitim Derneği Genel Başkanı Selçuk Pehlivanoğlu, Koç
Türk Eğitim Derneği Genel Başkanı Selçuk Pehlivanoğlu Üniversitesi Rektörü Ümran İnan, Amrop Türkiye Genel Müdürü Yeşim Toduk ve Zurich Sigorta Genel Müdürü Yılmaz Yıldız. Türk Eğitim Derneği’nin Burs Fonu’ndan yararlanmaya hak kazanan öğrenciler TED Okulları’nda eğitim görüyorlar. TED Tam Eğitim Bursu ile çocukların eğitim masraflarını karşılamakla kalmıyor, burstan yararlanan tüm çocukların gelişimini eğitim hayatları boyunca takip ediyor, barınmadan servise, kıyafetten cep harçlığına tüm harcamalarını üstleniyor. TED Leaders projesi özelinde Türk Eğitim Derneği ve Enocta tarafından hayata geçirilen işbirliği ile iki kurum, e-öğrenme ve eğitim alanlarındaki güçlerini birleştirerek geleceğin liderlerine
yol gösterecek bir eğitim paketi sunmayı, daha çok çocuğun tam eğitim bursu alabilmesini hedefledi. Bu projeyle de en az 50 çocuğun bursunun karşılanması hedefleniyor. Eğitimde fırsat eşitliği şart 20 Haziran’da, Hilton İstanbul Bomonti Hotel & Conference Center’da gerçekleştirilen lansmanda açılış konuşmasını yapan Türk Eğitim Derneği Genel Başkanı Selçuk Pehlivanoğlu, şunları söyledi: “Bir ülkeyi kalkındırmak için eğitimde fırsat eşitliği ve adalet şart. Yoksul nüfus oranının hala yüksek olduğu ülkemizde adaletli bir eğitim sistemi sunabilmek çok daha önemli. Türk Eğitim Derneği bu noktadan hareketle, maddi
yetersizlikler nedeniyle eğitimine gerektiği gibi devam edemeyen öğrencilere destek olmak için tam eğitim bursu vermekte. TED 88 yıllık macerasında yüzlerce lider yetiştirdi. Ülkemizdeki lider sayısı ne kadar artarsa, toplumdaki nitelikli liderler ne kadar çoğalırsa, ülkemiz o kadar ileriye gidecektir. Bugün bu amaç için yola çıkmış iki kurum olarak, önemli bir projeyle karşınızdayız.” TED Leaders projesinin nasıl doğduğunu ve hedeflerini anlatan Enocta Genel Müdürü Tijen Armağan ise şöyle konuştu: “Enocta’nın Genel Müdürü, aynı zamanda bir TED mezunu olarak, Türk Eğitim Derneği ile kurumsal işbirliğimiz çerçevesinde TED Leaders projesini hayata geçirmekten büyük heyecan
duyuyorum. Liderlik eğitimi iş dünyasının en temel ihtiyaçlarından ve Enocta’nın en fazla talep gören eğitim başlıklarından biri. TED Leaders projesi kapsamında, iş dünyasına yön veren 13 TED’li liderin başarıya giden yolculuklarını aktardıkları Liderlik Eğitim Videoları Enocta kataloğunda satışa sunulacak ve projeden elde edilecek gelirin tamamı TED’in 10.000 Genç Meşale Burs Fonu’na aktaracak. Bu proje ile kurumlar bir yandan liderlik yolundaki kendi çalışanlarının ufkunu açarken, başarılı ancak maddi imkânları yetersiz çocukların üniversite sonuna kadar tam eğitim bursu almasına destek olacak. Hedefimiz bu projeyle yılsonuna kadar en az 50 çocuğa burs sağlamak.”
Avnet’in VMware eğitimleri Türkiye ile genişletildi
İş süreçlerine yönelik olarak departmanlardan gelen talepler doğrultusunda Microsoft .NET (MVC) platformunda web ve iş uygulamaları projelerinin geliştirilmesi, teknik analizlerinin ve kodlamalarının yapılması ve mevcut yazılımların iyileştirilmesiyle ilgili çalışmaların gerçekleştirilmesi konularında görev alacak ekip arkadaşı arıyoruz.
Küresel teknoloji distribütörü Avnet, VMware ile EMEA ülkelerindeki VMware Yetkili Eğitim Merkezi anlaşmasını Türkiye’yi de kapsayacak şekilde genişletti. Avnet, ilk yetkili eğitim merkezi olan Avnet Almanya’dan sonra EMEA bölgesinde 10 yılı aşkın süredir VMware
Yetkili Eğitim Merkezi olarak hizmet sunuyordu. Halen Avnet EMEA 10’dan fazla ülkede iş ortakları, son kullanıcılar ve BT uzmanları için VMware Yetkili Eğitim Merkezi olarak hizmet veriyor ve bu anlaşmayla Türkiye’de de VMware eğitimlerini
KIDEMLİ YAZILIM GELİŞTİRME UZMANI
• Microsoft .NET teknolojilerine hakim (Web Form, Windows Form, MVC, Web Api, Client Side Development, Web Servisleri vb.), • Mobil Uygulama konularında tecrübeli, • Microsoft SQL konusunda deneyim sahibi, • DevExpres vb. Araçlarında deneyim sahibi, • Analitik, sonuç odaklı, ekip çalışmasına yatkın, • İstanbul Avrupa Yakasında ikamet eden adayların başvurularını bekliyoruz. Not: Erkek adayların askerlik görevini tamamlamış olması tercih edilmektedir. Başvurularınızı insankaynaklari@tesan.com.tr mail adresimize gönderebilirsiniz.
Norton Güvenlik Ürünleri satışı için
Bölgesel Satış Yöneticileri aranmaktadır. ik@btburada.com.tr
sunacak. VMware Türkiye Ülke Müdürü Murat Mediceler, Avnet’in Türkiye’de VMware Yetkili Eğitim Merkezi olmasından mutlu olduklarını belirtirken, Avnet Technology Solutions Türkiye Genel Müdürü Hakkı Eren de şunları söyledi: “VMware’in sanallaştırma çözümleri; kullanım kolaylığı ve maliyet avantajı sağlayan ve birçok modern veri merkezinde kullanılan önemli bir bileşen. Ortaklığımızın bu şekilde genişletilmesi hem VMware hem Avnet için önemli. Bu sayede iş ortaklarımız VMware ile ilgili geniş ve çeşitli eğitim imkanlarından yararlanacak, müşterilerine sunacakları ek değerlerle müşterileri ile olan ilişkilerini daha da iyileştirme fırsatı yakalayacaklar.”
MEKTUP
BThaber
Yeni bir haftadan merhaba, Bu mektubuma, daha önce paylaşmış olabileceğim bir bilgiyi yineleyerek başlıyorum: Türk insanı için spor, yürüyüş yapmaktan öteye geçmiyor. Tanıdık geldi değil mi, devam edeyim o zaman. DORinsight tarafından yapılan “Sağlık ve Spor Araştırması”na göre, Türk insanının en çok tercih ettiği spor ‘yürüyüş’ olurken, sadece hasta olduğunda doktora gidenlerin oranı yüzde 52, diyet yapmayanların oranı ise yüzde 66. Bu da bizlere ders olsun, çıkartırsak tabi Bu acı gerçeği bir kenara bırakıp harika bir haberle devam ediyorum. Usta oyuncu Genco Erkal, açıkhava tiyatrosuna dönüştürdüğü tarihi Mahmut Muhtar Paşa Konağı’nın bahçesini Dostlar Tiyatrosu’nun yeni oyunuyla açtı. İstanbul Kadıköy Lisesi’nin içinde bulunan ve uzun yıllardır kullanılmayan tarihi konağın bahçesi 7 Temmuz’da prömiyeri gerçekleşen “Güneşin Sofrasında - Nâzım ile Brecht” adlı yeni oyuna evsahipliği yapıyor. Genco Erkal’ın uyarlayıp yönettiği oyuna piyanoda Yiğit Özatalay, viyolonselde Deniz Doğangün, klarnet ve saksafonda Çağdaş Engin eşlik ediyor. Yine bizlik bir haber. Bildiğin gibi, 2. Dünya Savaşı sırasında Nazi Almanyası tarafından gizli mesajların şifrelenmesi ve tekrar çözülmesi için kullanılan şifre makinesi Enigma; savaşın kaderini belirleyici rolüyle çok önemli. İşte Hisart Canlı Tarih ve Diorama Müzesi’nde sergilenmeye başlayan “A17306” nolu Enigma 1’in üreticisi “jla” (Heimsoeth&Rinke, Berlin) ve son derece nadir bir şifre makinesi. Takriben 1935-1943 yılları arasında ortaya çıkmış ve Alman ordusu istihbarat servisleri, hava kuvvetleri ve donanma
Türkiye, dünyanın en başarılı müşteri sadakati programlarını ödüllendiren The Loyalty Magazine Awards 2016’da iki ödül birden almış. Vodafone’un esnaf abonelerine özel geliştirdiği “Avantajlı Dükkan” platformu “En İyi B2B Sadakat Programı” ve “Telekomünikasyon Sektöründe En İyi Sadakat Programı” kategorilerinde büyük ödülün sahibi olmuş. Oyak Renault da, düzenlediği Tedarikçiler Toplantısı’nda birlikte çalıştığı dört firmaya “2015 Yılı Yan Sanayi Başarı Ödülü” (Best Supplier Awards 2015) vermiş. Her yıl verilen Oyak Renault Yan Sanayi Başarı Ödülü’nün seçim kriterleri, bir yıl içerisinde kalite, maliyet, süre, geliştirme, yönetim hedeflerine ulaşmaya dayanıyor. Bu ödülle, yan sanayi firmalarının performanslarını daha da iyileştirmelerinin teşvik edilmesi amaçlanıyor. “2015 yılı Yan Sanayi Başarı Ödülleri” için Erdemir, MAHLE Motor Piston, Mutlu Akü ve ONS Makina firmaları seçilmiş. Vestel de bu yıl 13’üncü kez düzenlenen ve geleceğin ürünlerinin ödüllendirildiği Plus X Awards’tan ‘2015-2016 Best Design Brand’ ödülünü almış. Vestel, Venus’ten LED TV’ye, buzdolabından çamaşır makinesine kadar 6 farklı kategoride 18 tasarım ödülünü bizzat toplamış. Haftaya noktayı yine bir kitapla koyuyorum ve yine Yitik Ülke Yayınları’ndan… ‘Tatavla’da Bir Delirme Vakası’ adlı öykü kitabıyla yazar Bade Osma Erbayav, bu sefer çok katmanlı bir anlatımla ve ustalıklı dille kurguladığı ilk romanı ‘Maruha’da kadınların her türden saldırıya uğradığı günümüz dünyasına nitelikli bir yanıt veriyor. Belgesel anlatımlarla kurgunun iç içe geçtiği kitabı, ‘Maruha’yı edinelim… Bu hafta da bu kadar, haftaya buluşmak dileğiyle,
36
11 - 17 TEMMUZ 2016
Çevreye saygı YouTube’da
tarafından kullanılmış. Bu özel Enigma’da doğru kombinasyonu bulma olasılığı 3,560,761, 236,879,310,464,000’ da 1 ihtimal. Bu özel Enigma makinesini Hisart Canlı tarih ve Diorama Müzesi’nde görelim. Bu arada dünyanın önde gelen modern sanat müzelerini oturduğun yerden hiçbir ücret ödemeden gezebilirsin. Ücretsiz öğrenme platformu Khan Academy Türkçe ile MoMA’dan British Museum’a, Metropolitan Sanat Müzesi’nden Asya Sanat Müzesi’ne kadar pek çok ünlü müzedeki sanat eserlerini incelemek, sanatçılarla yapılan röportajları ve ünlü sanatçıların performanslarını izlemek mümkün. www.khanacademy. org.tr bizi bekler. NVIDIA, derin öğrenme alanındaki teknolojisiyle MIT
2016
www.bthaber.com www.linkedin.com/groups/BThaber twitter.com/bthaber www.facebook.com/BThaber
Okur Temsilcisi Behçet Envarlı benvarli@tbv.org.tr
774 bin m3 su tasarrufu yaptığı ve son 2 yılda elektrik tüketiminde 40 GWh tasarruf sağlandığı da anlatılıyor. Enerji Verimliliği filmi www.youtube. com/watch?v=ovS752w5x4Y, Su Verimliliği filmi www.youtube. com/watch?v=S2VZJysCTDI, Geri Dönüşüm filmi de www.youtube. com/watch?v=Bh2vqlPnZ-k adreslerinde bizi bekler. Sürdürülebilir bir gelecek için aydınlatma çözümlerinde ve yeşil ürünlerde enerji verimliliği önemli role sahip malum. Anel Grup da projelerinde LED teknolojisini kullanarak sürdürülebilir bir dünyaya katkı sağlıyor. Ar-Ge merkezlerinin kurumsal kapasitelerinin arttırılması ve yönetimsel yetkinliklerinin geliştirilmesi amacıyla Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nca “Ar-Ge Merkezleri İyi Uygulama Örnekleri” toplantısı Antalya’da yapıldı ve 21 başarılı uygulamanın paylaşıldığı toplantıda, DemirDöküm’ün geliştirdiği “Kişisel Gelişim Asistanı”, 248 Ar-Ge merkezi arasında “Girişimcilik” alanında en iyi 4 uygulama arasına girmeyi başarmış. Bu vesileyle gelelim haftanın ödüllerine… Vodafone
REKLAM SATIŞ GRUBU
YIL 22 SAYI 1079
11 - 17 TEMMUZ
Technology Review’un seçtiği ‘en akıllı 50 şirket’ arasında yer almış. Bu arada, dünya çapında milyonlarca öğrencinin takımlar kurarak teknoloji alanında proje geliştirdiği Microsoft Imagine Cup 2016’nın 26-29 Temmuz’da Seattle’da gerçekleşecek finallerinde Türkiye’yi ‘İnovasyon’ kategorisinde LadyBug temsil edecekmiş. LadyBug’ın Dünya Finalleri’nde yarışacak projesi AnalytiKids, çocukların LadyBug adını verdikleri robotu hareket ettirerek labirenti çözmelerini amaçlıyor. LadyBug’a kart okutarak sağa ve sola hareket etmesini sağlayan projede hedef, robotun doğru şekilde ilerleyip labirenti tamamlamasını sağlamak. Bu sayfalarda yine başarılı haberlerini paylaşırız umarım. Gelelim haftanın çevresel başlıklarına… “Dünyaya Saygılı, Dünyada Saygın” vizyonu ile gelecek nesillere daha güzel bir dünya bırakmak için çalışan Arçelik, çevre konusunda yaptığı faaliyetleri, hazırladığı 3 belgesel filmle aktarıyor. Enerji verimliliği, su verimliliği ve geri dönüşüm konularını ele alan belgesellerde, Arçelik’in son 5 yılda 233 bin ton sera gazı salınımını önlendiği,
BThaber Yayıncılık ve Etkinlik Hizmetleri A.Ş. adına Sahibi Bülent Nevres bulentn@bthaber.com.tr BThaber Grubu Yayın Koordinatörü Ayhan Sevgi ayhans@bthaber.com.tr Yazı İşleri Müdürü (Sorumlu) Bülent Nevres bulentn@bthaber.com.tr
Bültenlerinizi
Editörler Handan Aybars handana@bthaber.com.tr Sedef Özkan (Ankara) sedefo@bthaber.com.tr Ekrem Uçman ekremu@bthaber.com.tr Alp Yaşar Terlemez Alpt@bthaber.com.tr
bulten@bthaber.com.tr adresine gönderebilirsiniz
Görsel Tasarım Nevzat Karataş nevzatk@bthaber.com.tr Mukadder Keskingözler mukadderk@bthaber.com.tr Katkıda Bulunanlar Dilay Sağbili
Abone ve Dağıtım btabone@bthaber.com.tr
Satış Grubu Günay Kaya Kutay Göçe
Abdurrahman Koyuncu Funda Koyuncu (Ankara)
Reklam Rezervasyon info@bthaber.com.tr Yönetim Yeri: BThaber Yayıncılık ve Etkinlik Hizmetleri A.Ş. Fetih Mah. Tahralı Sokak Kavakyeli Plaza C Blok 7/5 34704 Ataşehir/İSTANBUL Telefon: (0216) 291 13 90 Ankara Ofisi: Adres : Nergis Sok Via Flat İş Merkezi No:7/2 Söğütözü-Ankara Telefon: (0312) 258 64 24 Faks: (0312) 258 63 02 ISSN 1300-6495
Türkiye’nin en köklü bilişim teknolojileri yayını olan BThaber, 1995 yılından bu yana bilişim ve teknoloji dünyasındaki en son haberleri, yenilikleri ve bilgileri okuyucularına kesintisiz bir şekilde sunmaya devam ediyor. Her hafta yüzde 35’i BT, yüzde 65’i ise finans, otomotiv ve sağlık gibi farklı sektörlerde yer alan şirketlerin ve kamu kurumlarının yöneticilerinden oluşan 7500’ün üzerinde kişiye ulaşmakta ve online platformlar üzerinden her hafta on binlerce kişiye erişim sağlamaktadır.
Cilt, Baskı, Poşetleme: Apa Uniprint San. ve Tic. A.Ş. - Hadımköy İstanbul Asfaltı Ömerli Köyü İstanbul - Tel 0212-798 28 40. l BThaber kontrollü abonelik sistemiyle dağıtılmaktadır. - Fiyatı 1 Kuruş (KDV dahil) - BThaber, 5187 sayılı Basın Kanunu’nun 2/f maddesi hükmü gereği ‘yerel süreli yayın’dır.
WEEKLY INFORMATION TECHNOLOGY AND ECONOMY NEWSPAPER
‘Ministry of Health e-Government Roundtable Meeting’ hosted Ministry of Health Deputy Undersecretary Dr. Şuayip Birinci, Health Information Systems CEO Dr. Mahir Ülgü, ministerial department heads and managers, agencies and private sector companies cooperating with technology, Türk Telekom, Fujitsu, Oracle, Palo Alto Networks, Hewlett Packard Enterprise and guests. BThaber Editorial Coordinator Ayhan Sevgi moderated the meeting. Highlighting that BThaber has a role of content bridge between IT industry and IT professionals for 22 years; he stated that; “We organize our events to generate content for our publication. We held the e-Government Roundtable Meetings with many different government agencies. We come together with you in these meetings and we get to know each other. This Roundtable Meeting is the 3rd one we conducted with the Ministry of Health. We thank them for their support.” The system should have a self-check system Ministry of Health Deputy Undersecretary Dr. Şuayip Birinci underlined the fact that e-Government Roundtable Meetings are very productive and he shared information about Ministry of Health e-Health Practices and Personal Health System e-Pulse. Birinci explained: “I am pleased with the discussion here of the Ministry of Health information policy. The center of this project is
Turkey’s health will be managed by informatics tools 32nd e-Government Roundtable meeting was held on June 23, in Ankara with the Ministry of Health. Ministry of Health Deputy Undersecretary Şuayip Birinci emphasized on the holistic health management system and stated that “Citizens should regulate their own health; the Ministry of Health should fulfill their responsibilities. We need to make sector a part of this job.” e-Pulse and that makes us happier. From this meeting; we expect the emergence of different projects for the future and qualified changes regarding the road map for the projects. As you know, we realized the Personal Health System project. We actually want to manage the health. As the Ministry of Health, our greatest tool in managing health is IT. We need to use IT tools accurately. We try to enable citizens, employees and field managers to manage the process easily in best conditionals and cost efficiently. We want the controller to be a strong element at this point. The best elements as controllers are the citizens. We wanted to do something that enables citizens to manage their own health and us to manage Turkey’s health. We do not want to deal with numerical statistics any more. We try to a force everyone in this country to be concerned about health as much as us as the health managers and aim at being healthy with developing
predictive models. Health is easy to manage; in fact the hard thing is really to provide adequate health care one need and eliminate the perception of abuse. The more transparent you get, the more abuse you prevent. Citizens should regulate their own health; Ministry of Health should fulfill their responsibilities. For this to happen, we shall trigger whatever is necessary in terms of software or hardware to manage the entire process. In the last 2 years in this regard, we realized e-Pulse, telemedicine and many other applications. We need to make all citizens to associate with this system, make them a part of it and include the industry. Our service capacity is quite good but we need to make the future processes sustainable and transform the system into a structure that can make its own self-check.” Health data has become more valuable than credit card data Stating that they take part in many projects; Erkan
Mızrak from Turk Telekom said that “Many projects are running in Türk Telekom’s data center and it is making us proud. We have projects on chronic patient followups and arrhythmia.” Alper Yıldırım from Fujitsu stressing that they have over 200 employees in Turkey stated “Our motto is humanoriented innovation. When we look at the world in three layers; there are digital information layer under the human layer and below the infrastructure layer. To ensure the communication of objects, Fujitsu gives great importance to sensor technology.” Utku Kaya from Oracle stated that they had a very efficient e-Government Roundtable meeting and added: “Oracle spends 8 billion dollars of the 38 billion dollars of revenue to R&D. An important part of the development activities are above the standards. The most important standards are in the health field. Oracle is not only developing software, hardware and services, but also supports the health
sector with its contribution to the development of standards.” Açelya Cevher Özçelik from Palo Alto Networks said that “Health data has become more valuable than credit card data. We are making the analysis of cyber security threats. We are trying to work closely with the health sector in Turkey and in the world. We would like to contribute to the sector with our experience on security.” Tuncay Marmara from Hewlett Packard explained that “Out of all the things told throughout the day, what I can say is this: We are proud of the reforms and achievements made in recent years in health care sector as citizens and as a company. We determined that many investments mentioned in this meeting are shown as examples to the world. We want to continue to share the designed integrated systems, security solutions and services in accordance with the Ministry’s goals with you.”
Roll up your sleeves for out-of-the-box approaches Pointing to the change in Marketing from head to toe Criteo Eastern Europe, Middle East and Africa General Manager Henke states that especially in the mobile side of the business Turkey’s potential is dazzling. Digital market showed a remarkable growth in recent years in Turkey. According to ad-tech company Criteo’s
Eastern Europe, Middle East and Africa General Manager Dirk Henke, we can still say that Turkey is still behind in mobile shopping. Because in the world, while over 35% of all sales in general are actualized over mobile devices, in Turkey the rate is 23%. Despite all this, according to Dirk Henke, visiting Turkey for the Digital Age Summit
held last month, what makes Turkey special is its growth rate. “Not even half years ago, the share was 11% in mobile sales; so we’re seeing 12% growth compared to the previous year. This makes Turkey the fastest growing country that I know.” According to Henke, it is not difficult to assume that Turkey will keep up with the
world average taking into the country’s young population adopting technological trends rapidly. For marketers; these expectations mean they have to adapt the strategies and products to this change. He stated that: “Now is the high time to develop mobile marketing strategies and reach customers from different devices.”
Integrated solution architecture is redefining security
Enuygun.com raised its target for 2016 Founded by Çağlar Erol and Nihan Çolak Erol in 2008, Enuygun.com has a good reputation with its growth rate and success since its launch 8 years ago. Enuygun.com, in service since 2008 enables users to be able to easily find the most suitable flight tickets to purchase among over 1000 airline companies quickly and safely. We talked about the establishment, recent activities and plans for the upcoming period with Enuygun.com CEO Erol Çağlar. “In 2008, after we sell Çember.net, we started making researches about the latest trends around the world. As a result of this research, we predicted that “price
comparison” model would be used more often by users in the coming years and we started with the Enuygun. com project. First, we started with GSM, insurance and bank loans for the project and especially bank loans have reached significant user traffic. We decided to add a new success to the side of bank loans and decided to concentrate on travel issues. We began to perform studies on the comparison of the flight prices in 2010, and then we added the hotels option. Enuygun.com reached 8 million visitors and 50 million page views since 2010. I can express that we have grown 100% every year since we were established.”
Motorola Solutions with instant data analysis and integrated monitoring system for preventive steps in security offers a road map to be proactive, bringing practicality and efficiency in business processes of the concerned public units. CCW 2016 (Critical Communications World 2016) held in the Netherland’s capital city of Amsterdam revealed hardware, applications, solutions that are enriched with suitable software and integrations aiming to be proactive in the security software industry. As an example of this, Motorola Solutions reveals a holistic digital evidence management system with wearable camera, wireless speaker and microphone combining these with the cloud-based storage and management systems via its innovative solution Si500 VSM. This cloud-based storage and management software provides secure data storage, management and sharing for a lower cost compared to other
solutions in the market. Public security units’ obtaining digital evidence via solutions in which management software system, video cameras, radio microphones and speakers are integrated facilitates the decision making and management processes. A new wearable camera that can work with TETRA two-way radios with wireless speakers, microphone, and cloud-based evidence management software
combination solutions decreases the number of devices that constitute a heavy weight for field public safety workers. Also, with CommandCentral Vault digital evidence management software offers speed. CommandCentral Vault software, with large storage capacity and computeraided dispatch and records management system, makes digital evidence management practical, trackable and economical.
Countdown begins for the CIO Vision Informatics Association of Turkey’s traditional “CIO Vision Meeting” will be held on July 21. Informatics Association of Turkey’s traditional CIO Vision Meetings bring together again the CIOs of Turkey’s leading companies on 21 July. 6th CIO Vision Meeting has the
title of “Digital Transformation and Cloud Strategies” and will discuss all the details of the digital transformation and cloud computing thoroughly. The event will be held on Thursday, July 21 in CVK Park Bosphorus with the experience and knowledge of the IT Summit Events company.
The event’s agenda is as follows: • Big Data in the Cloud: Combination of Power • Managing and Understanding the Social Media Data • Digital transformation trends • Redesigning business models • Digital conversion from information management to process optimization • What is required to perform digital transformation and make it sustainable?