BThaber Sayı 1081

Page 1

Güvenliğe hak ettiği önemi verme zamanı Intel Security Türkiye Azerbaycan Bölge Direktörü İlkem Özar’a göre, entegre, gerçek zamanlı ve farklı veri kaynakları ile sürekli öğrenen güvenlik yapısı şart. Sayfa 25

SAYI

HAFTALIK BİLİŞİM TEKNOLOJİLERİ VE EKONOMİSİ GAZETESİ www.bthaber.com.tr

Sayfa

TSE, bilişim danışmanlarını ve firmaları yetkilendirecek

6

Mariye Umay Akkaya

TSE Bilgi Teknolojileri Test ve Belgelendirme Dairesi Başkanı Akkaya, ‘Bilişim Firmaları Yetkilendirme ve Belgelendirme Sistemi’ hakkında bilgi verdi.

1081 25 - 31 Temmuz 2016

Türkiye’nin bilgi ve iletişim altyapısı en zor sınavını başarıyla geçti

Sayfa

26

Siber tehdit farkındalığı alt düzeylerde RSA’in gerçekleştirdiği ankete göre, katılımcıların yüzde 75’i ciddi şekilde siber güvenlik riskine maruz kalmış.

Sayfa

Depolamanın önemi gün geçtikçe artıyor

27

İlknur Baydak

Veri miktarı katlanarak artarken, nesnelerin interneti, makineler arası iletişim gibi yenilikler büyük veriyi daha da büyük hale getiriyor.

Haber 15 Temmuz 2016 gecesi Türkiye’de yaşanan olayların önlenmesinde en zor ve en kritik görevi Merkezi

Sayfa bilgi ve iletişim ağları üstlendi. Yaşanan kaos ortamında haberleşmenin ve bilgi akışının

3

sağlanmasından sürecin devamında günlük hayatın işleyişine kadar çok önemli sorumluluklar üstlenen Türkiye’nin gizli kahramanları, görevlerinin üstesinden hakkıyla geldi.

201 2



BThaber

E-TOPLUM

25 - 31 TEMMUZ 2016

3

Türkiye’nin bilgi ve iletişim altyapısı en zor sınavını başarıyla geçti Haber Merkezi Türkiye’nin bilgi ve iletişim altyapıları ve bu altyapılara hizmet sunan çalışanlar, 15 Temmuz 2016’da gerçekleştirilen darbe girişiminin ardından bugüne dek yaşanan en zor sınavla karşı karşıya geldi. Yaşanan olaylara rağmen iletişim ağlarından bulut bilişimi temel alan e-devlet ve bankacılık uygulamalarına kadar Türkiye’nin dijital sinir ağlarına yön veren altyapıları ayakta tutmayı başaran gizli kahramanlar, sürecin daha da kötü gitmesini önlemede üzerlerine düşen sorumluluğu başarıyla yerine getirdi. Dünyanın pek çok ülkesinde olduğu gibi Türkiye’de de iletişimden finansa, e-devlet hizmetlerinden eğitime, ulaşımdan ticarete kadar günlük yaşama yön veren tüm kavramlar daha hızlı ve verimli hizmet sunmak için bilişim altyapılarından destek alıyor. Türkiye’de günlük yaşamın devam etmesi ve kaos ortamında sağlıklı iletişim kurulabilmesi

için bilgi ve iletişim teknolojilerine dayalı hizmetlerin sürekliliği büyük önem taşıyor. Telekom operatörlerinin zor günü Başta Türkiye’deki telekom operatörleri olmak üzere tüm kurumlar bu noktada büyük bir sınavdan geçti. Kurumlar, kritik süreçlerin yürütüldüğü merkezlere yapılan doğrudan müdahalelere rağmen personelin gösterdiği cesur tutum ve kararlılıkla hizmet sürekliliğinin sağlamayı başardı. Bu süreçte Turkcell kesintisiz iletişimi sağlamak adına vatandaşların acil iletişim ihtiyaçlarını karşılayıp yakınlarına ulaşabilmeleri için tüm ücretsiz konuşma, SMS ve internet yüklemesi yaptığını duyurdu. Ayrıca haberlere ve resmi duyurulara anında ulaşıp gelişmeleri mobil cihazlardan kesintisiz takip etmek için Turkcell TV+ uygulamasını kullanıcılara sundu. Vodafone Türkiye, acil iletişim ihtiyaçlarına destek olmak için tüm abonelerine ücretsiz dakika

ve internet tanımladığını duyurdu. Türkiye’nin ana iletişim omurgasını elinde tutan Türk Telekom da kritik merkezlerine yapılan müdahalelere rağmen kesintisiz hizmet vermeye devam ederek müşterilerine ücretsiz Wi-Fi, ev telefonu ve mobil iletişim paketleri sunarak iletişimin devamlılığını sağladı. Bilişim alanındaki STK’ler da kınadı Bilişim alanındaki sivil toplum kuruluşları da yaptıkları basın açıklamasıyla 15 Temmuz’da yaşanan girişimi kınadılar: “Bilişim STK’leri olarak, 15 Temmuz 2016 Cuma akşamı yaşanan akıl dışı hain kalkışmayı şiddetle kınıyoruz. Her türlü anti-demokratik girişim, şiddet ve baskının karşısında olduğumuzu bildiriyoruz. Bu minvalde demokrasi ve milli iradeye olan sarsılmaz inancımızı tekrarlıyor, her koşul altında demokrasiyi, özgürlükleri, barışı ve yaşamı savunmaya devam edeceğimizi kamuoyunun bilgilerine saygı ile sunuyoruz.”

Darbe gİrİşİmİnİ kınayan BİLİŞİM STK’lERİ BGD – Bilgi Güvenliği Derneği BİYESAM – Bilişim ve Yazılım Eser Sahipleri Meslek Birliği BMD – Bilişim Muhabirleri Derneği ÇMD – Çağrı Merkezleri Derneği ECİD – Elektronik Cihazlar İmalatçıları Derneği EDER – Elektronik Ticaret Altyapı Sağlayıcıları Derneği EHD - eTicaret ve Internet Hukuku Derneği INETD – İnternet Teknolojileri Derneği IPTV – İnternet Temelli Televizyon Teknolojileri Derneği İnternet Derneği/ISOC - TR İTO – Telekomünikasyon Meslek Komitesi Başkanı

MOBİSAD – Mobil İletişim Araçları ve Bilgi Teknolojileri İş Adamları Derneği MOBİLSİAD – Mobil Servis Sağlayıcı İş Adamları Derneği OYUNDER – Oyun Tasarımcıları, Geliştiricileri, Yapım ve Yayıncıları Derneği SAĞLIK BİLİŞİM DERNEĞİ SİNERJİTÜRK – Etkin İş ve Güç Birliği Vakfı TBD – Türkiye Bilişim Derneği TBP - Teknoloji Bilgilendirme Platformu TBV – Türkiye Bilişim Vakfı TEKNOLOJİK GRUP TEDER – Telekomünikasyon İnternet ve Bilgi Teknolojileri Derneği TELKODER – Serbest

Telekomünikasyon İşletmecileri Derneği TESİD – Türk Elektronik Sanayicileri Derneği TİD – Tüm İnternet Derneği TOBB – Türkiye Yazılım Meclisi TOSYÖV – Türkiye Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeler, Serbest Meslek Mensupları ve Yöneticiler Vakfı TÜBİDER – Bilişim Sektörü Derneği TÜBİFED – Bilişim Sektörü Dernekleri Federasyonu TÜBİSAD – Bilişim Sanayicileri Derneği TÜTED – Tüm Telekomünikasyon İş İnsanları Derneği TZV – Türkiye Zeka Vakfı YASAD – Yazılım Sanayicileri Derneği

MUTABAKAT zaman alan, emek isteyen cari hesap mutabakat işlemlerinde hız, kolaylık, doğruluk

BA / BS mutabakatlarının yapılması yasal bir zorunluluk. Zaman alması, çok insan emeği istemesi bir yük. İnsan hatasına açık olması bir risk. Çözüm Kalsiyum Mutabakat Uygulaması Mutabakat İşlemlerinde İşgücü ve Zamandan Tasarruf

 Kolay üyelik  Hızlı ve kolay veri aktarımı  KEP entegrasyonu  Mutabakat daveti  Karşılıklı kayıtların eşleştirilmesi  Eşleşmeyen kayıtların kolayca bulunması

www.kalsiyum.co


4

BThaber

E-TOPLUM

25 - 31 TEMMUZ 2016

Mobil dönüşüm, BEDAŞ’a faydaları getirdi Haber Merkezi İstanbul’un Avrupa Yakası’nın elektrik dağıtımını gerçekleştiren Boğaziçi Elektrik Dağıtım A.Ş. (BEDAŞ), tüm hizmetlerin mobil cihazlar ile güvenli bir ortamda, zaman, mekan ve platform bağımsız şekilde tüketicilere ulaştırılması ve operasyonel verimlilik hedefi ile sürdürdüğü çalışmaları tamamladı. Tüketicilere kesintisiz elektrik hizmetini yüksek verimlilikle sağlamak için uygulamaya alınan mobil dönüşüm politikası, değişen koşullara uyum sağlayabilecek, esnek bir altyapı ile oluşturuldu. 2 bin kişilik saha operasyonu ölçülüp, takip ediliyor ve yönetiliyor. Bu da maliyetin ilk fazda yüzde 10, ikinci fazda ise yüzde 20 azalmasını sağladı. Zimmet ve Stok modülleri ile sayaç, mühür, akım trafosu gibi her bir dağıtım elemanının depodan aboneye kadar her adımı tek veri girişi ile izlenebilir duruma geldi. Merkezi Yönetim araçları ile tüm operasyon görsel verilerle izlenebilir

olurken, Panasonic ürünleri ve Türkiye’de sağlanan destek ile projede donanım sorunu da yaşanmadı. Tüm işlemler tek çatı altında Saha Operasyon Yönetim Sistemi için geliştirilen yazılım ile daha önce farklı kişilerin farklı cihazlar kullanarak yaptığı işlemler tek çatı altında toplandı. Tüm personelin anlık olarak GPS koordinatları üzerinden

Türkiye bilişim sektörünün acı kaybı Türkiye bilişim sektörünün önemli simalarından Mustafa Çağan vefat etti. Uzun yıllar bilişim sektöründe çalışan ve son olarak SBS Türkiye ve Microsoft Türkiye firmalarında üst düzey yöneticilik yapan, TÜBİSAD yönetim kurulunda yer alan ve Türkiye bilişim pazarının büyüklüğü konusundaki araştırmalara imza atan Mustafa Çağan vefat etti. Aynı zamanda atletizm sporu ile de uğraşan ve bu koşularını eğitime destek çalışmaları ile birleştiren Mustafa Çağan, Kayseri’de bir koşu sırasında beyin kanaması geçirerek vefat etti. Sektörün sevilen simaları arasında yer alan ve koyu bir Beşiktaş taraftarı olan Mustafa Çağan’ın cenazesi 18 Temmuz günü Teşvikiye Camii’nde öğle namazının ardından Edirnekapı Mezarlığı’nda toprağa verildi. Cenaze törenine, ailesi ve dostlarının yanı sıra bilişim sektöründen ve iş dünyasından da yoğun bir katılım gerçekleşti. BTHABER Ailesi olarak merhuma rahmet, yakınlarına başsağlığı diliyoruz.

izlenebildiği sistemde, trafik verilerine göre rota optimizasyonu yapılabiliyor. Çağrı Merkezi’nden gelen bir işlemin bölgedeki en yakın ekibe atanması da mümkün. Böylece sayacı arızalanan tüketicinin sayacının değiştirilmesi en kısa sürede gerçekleştirilebiliyor. Elektrik dağıtım bilgi yönetim sistemi olan EDRIMS’de yer alan zimmet ve stok modüllerinin entegrasyonu ile her dağıtım personelinin

depodan aboneye kadar attığı her adımı tek veri girişi ile izlenebilir duruma geldi. Durum kodu entegrasyonu olarak adlandırılan yapı ile okuma yapan personel, okuduğu sayaçta uygunsuzluk görürse sisteme girdiği durum kodu neticesinde otomatik olarak kaçak ekibine iş emri üretebiliyor. Yönetim konsolu ile tüm operasyon coğrafi verilerle görsel olarak izlenebiliyor. CRM Sistemi gerek mobil

uygulamalardan gerekse çağrı merkezi veya işletmelerden gelen talepler ile başlayan iş süreçlerinin diğer sistemler, birimler ve uzmanlar arasındaki koordinasyonunu sağlayarak sürecin baştan sona yönetmeliklerle belirlenmiş süreler içerisinde sonlandırılabilmesini sağlıyor. Talepte bulunan kişi her aşama ile ilgili olarak SMS ve e-posta üzerinden bilgilendirilebiliyor. Hukuk büroları, yasal takip sistemi ve dijital arşiv entegrasyonu ile mobil cihazlar üzerinden işletmeye gitmeden işlemlerini yapabiliyor, abonelik evraklarının dijital kopyalarına ulaşabiliyor. Online Tedarikçi Portalı ile BEDAŞ’tan hizmet alan özel tedarikçiler, daha önce yazışmalar ile yürütülen süreçleri online işlem merkezinden başlatabilir duruma geldi. Saha yönetim sistemi entegrasyonu sayesinde tedarikçinin, örneğin endeks okuma veya açma - kesme gibi tüm talepleri, başka işlemler için lokasyon olarak yakında bulunan personele otomatik olarak atanabiliyor.

Türkiye’nin ilk tematik ‘Gıda Teknokenti’ hayata geçiyor Ankara Üniversitesi bünyesinde, yalnızca tarım, hayvancılık ve gıda üzerine araştırmalar yapan firmaların yer aldığı Türkiye’nin ilk tematik ‘Gıda Teknokenti’, 11 Temmuz tarihinde hizmete girdi. Ankara Üniversitesi Dışkapı Yerleşkesi’nde düzenlenen törenle hizmete giren Tarım, Hayvancılık ve Gıda Teknokenti’nin açılış törenine A.Ü. Rektörü Prof. Dr. Erkan İbiş’in yanı sıra fakülte dekanları ve akademisyenler katıldı. İbiş, törende yaptığı konuşmada, “Gıda, tarım, hayvancılık tüm bilim dallarını ilgilendiriyor. Enerji, su ve gıdanın önemi de giderek artıyor. Bu nedenle disiplinler arası çalışmalar yürütecek bu teknokentin önemi bir kez daha ortaya çıkıyor” açıklamasını yaptı. Teknokentte tarım makineleri, akıllı seracılık, ilaçlama gibi farklı Ar-Ge

konularında çalışmak için yoğun taleplerin bulunduğunu belirten İbiş, teknokente, gıda, tarım ve hayvancılık konusunda katma değer yaratacak firmaları kabul etmek istediklerini söyledi. Üretimden verimli tarıma kadar tüm alt alanları kapsayacak her türlü bilimsel çalışmayı destekleyeceklerini ifade eden İbiş, bu çalışmaların Türkiye’ye de

örnek olacağına dikkat çekti. Teknokentte, kapalı ofis ve laboratuvar alanlarının yanında iklim şartlarının kontrol edilebildiği akıllı seralarla uygulama alanları oluşturuldu. Böylece verim ve kalitenin kontrol edilebildiği ‘hassas tarım’ alanları açıldı. Bu alanlar, öğretim üyeleri ve girişimciler için araştırma laboratuvarları olarak kullanılacak.



6

BThaber

E-TOPLUM

Haber Merkezi Bilim Teknoloji Yüksek Kurulu’nun 2013/103 no’lu kararı e-Devlet ihalelerine girecek ‘Bilişim firmaları belgelendirme sistemi kurulması’ kapsamında; Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ‘Sorumlu’, TSE ise ‘İlgili’ kuruluş olarak yer alıyor. Bu kapsamda 2013 yılından beri yapılan çalışmalar sonucunda, 17 Şubat 2016 tarihinde 29. BTYK toplantısı gerçekleştirildi ve bahsedilen BTYK 2013/103 no’lu karar sonuçlandırıldı. Mariye Umay Akkaya, konuyla ilgili gelişmeleri paylaştı. Akkaya, “Ayrıca, 26 Şubat 2016 tarihli ve 29636 sayılı Resmi Gazete`de de Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından hazırlanan Ar-Ge Reform Paketi yayınlandı. Ar-Ge Reform Paketi Madde 30’da yer alan KHK 635`e madde 2’ye g bendi; bilişim sektörünün rekabet gücünü artırmak için gerekli çalışmaları yapmak, kamu bilişim projelerini tedarik edecek firmaları; taşımaları gereken yeterlik ve/veya standartlar doğrultusunda yetkilendirmek, gerektiğinde yetkilendirmeyi iptal etmek veya geçici olarak durdurmak, kamu bilişim projelerine ilişkin sözleşmelerin yürütülmesinde kamu kurumlarının ve yüklenicilerin başta kalite ve güvenlik yeterlik ve/veya standartlar olmak üzere uyacakları usul ve esasları belirlemek’ eklendi” açıklamasını yaptı. KAYSİS, TSE tarafından test edilecek ‘Bilişim Firmaları Yetkilendirme ve Belgelendirme Sistemi’nin süreçlerini özetleyen

25 - 31 TEMMUZ 2016

TSE, bilişim danışmanlarını ve firmaları yetkilendirecek TSE Bilgi Teknolojileri Test ve Belgelendirme Dairesi Başkanı Mariye Umay Akkaya, ‘Bilişim Firmaları Yetkilendirme ve Belgelendirme Sistemi’ hakkında BThaber’e bilgi verdi. Akkaya, şunları kaydetti: “ ‘Bilgi Varlıklarının Analizi ve Sınıflandırılması’na göre kamu kurum ve kuruluşlarının bilgi varlıkları gizlilik derecelerine göre sınıflandırılıyor. Bu aşamada Başbakanlıktaki KAYSİS kullanılıyor. ‘Bilgi Varlıklarının Gizlilik Dereceleri Sınıflandırılması Kriter taslağı’ TSE tarafından hazırlandı. Başbakanlık tarafından KAYSİS revize edilmeye başlandı, revizyon bittikten sonra TSE tarafından KAYSİS test edilecek. ‘Bilişim Firmalarının Yetkilendirilmesi’nde kamu bilişim projeleri firmalarının asgari kalite ve güvenlik kriterleri TSE tarafından belirlenip BSTB tarafından yönetmelikle yayınlanacak. Kriterlere göre e-Ortamda yetkilendirme BSTB bünyesinde hazırlanacak web portalı üzerinden yürütülecek. Bu çerçevede kalite ve güvenlik kriterleri TSE tarafından hazırlandı. Bu kriterler, BSTB tarafından ‘Kamu Bilişim İhalelerine Katılacak Bilişim Firmalarının Yetkilendirilmesine ve Tip Genel Teknik Şartnamelere/İdari Sözleşmelere İlişkin Yönetmelik’

ile yayınlanacak, firmalara ve kamu kurumlarına, bahsedilen bu yeni sisteme geçiş süresi verilecek. Aynı zamanda KİK Genel Tebliğinin revizyonun da yapılması gerekmekte.” BİFYEP, BaşbakanlıkTSE-BSTB-KİK entegrasyonu sistemiyle yapılacak Akkaya, ‘İhale ve Proje Sürecinde Danışmanlık Hizmetinin Sağlanması’ aşaması için “Kamu kurumlarının kamu bilişim projesi sürecinde danışmanlık alması sağlanacak. Danışmanlık hizmeti verecek kişi, kurum ve kuruluşlar TSE tarafından hazırlanacak olan “Bilişim Danışmanlık Hizmeti Veren Kişileri ve Firmaları Yetkilendirme Kriteri” ile yetkilendirilecek. Bu çerçevede TSE tarafından, ‘Bilişim Danışmanlık Hizmeti Veren Kişileri ve Firmaları Yetkilendirme Kriteri’ (TSEK kriteri) hazırlanıyor. Bu kriter ile TSE, bilişim danışmanlarını ve firmaları yetkilendirecek. BSTB tarafından bilişim danışmanlığı için destek mekanizması oluşturulacak. ‘Test, Belgelendirme ve Onay

TSE Bilgi Teknolojileri Test ve Belgelendirme Dairesi Başkanı Mariye Umay Akkaya Sürecinin Yürütülmesi’nde Ürün/proje yaşam döngüsüne istinaden akredite test laboratuvarları tarafından testler yapılacak, ara ve nihai değerlendirme raporları üretilecek. Bu raporlarla; proje yürütücüsü kurum/ kuruluşlar projede iyileştirmeleri yapabilecek ve nihayetinde muayene kabulün yapılması sağlanacak. Bu çerçevede BT Ürün/yazılımların, akredite test laboratuvarlarında testleri yapılacak. Bu rapor ve sertifikalar vesilesiyle, kurum/kuruluşlar projelerde iyileştirmeleri ve muayene kabulü gerçekleştirebilecek. BSTB tarafından ürün Belgelendirme ve Akredite test laboratuvarlarına destek mekanizması oluşturulacak” şeklinde konuştu ve şunları ekledi: “Bahsedilen tüm bu sisteme teknik destek,

TSE Yönetim Kurulu Kararı ile kurulan ve TSE Bilişim Teknolojileri Test ve Belgelendirme Dairesi Başkanlığınca koordine edilen ‘Bilişim Sektörü Teknik İzleme Komitesi’ tarafından verilecek. Bu komitede 6 adet alt Çalışma Grubu (ÇG) yer almakta.” Çalışma gruplarını, Akkaya şöyle sıraladı: Bilgi Varlıklarının Gizlilik Derecelerine Göre Sınıflandırılmasına Esas Kriterler, Bilişim Firmaları Yetki Belgesine Esas Kriterler, Bilişim Danışmanlık Hizmeti Veren Kişi/Firmaları Yetkilendirmeye esas Kriterler, Tip Genel Teknik Şartname Hazırlanma Grubu, Test, Belgelendirme Kriterler / Standartlarının Belirlenmesi, Genel Politikalar ve Mevzuat Çalışmaları Grubu. Bilişim Firmaları Yetkilendirme Portalı (BİFYEP) ise BaşbakanlıkTSE-BSTB-KİK entegrasyonu sistemiyle yapılacak. 2015’te 1300’e yakın bilişim ihalesi gerçekleştirildi ‘EKAP-KAYSİS-BİFYEP Entegre Portalı’ hakkında da bilgi veren Akkaya, “2015 yılı KİK verilerine bakıldığında, 1300’e yakın bilişim ihalesi yapıldığı tespit edildi, bu sayının, önümüzdeki yıllarda artacağı tahmin ediliyor. Bahsedilen ‘Bilişim Firmaları Yetkilendirme ve Belgelendirme Sistemi”’ Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ve TSE Bilişim Teknolojileri Test ve Belgelendirme Dairesi Başkanlığı tarafından tasarlanıyor ve koordine ediliyor. Sistemdeki bilişim sistem/ürün/kişi/süreç test ve belgelendirmeleri de TSE Bilişim Teknolojileri Test ve Belgelendirme Dairesi Başkanlığınca yapılacak” dedi.

Avrupa, siber saldırılara Kamu-Özel Ortaklık Girişimi ile müdahale edecek Haber Merkezi ECSO ile Avrupa Komisyonu’nun ortak kuracağı; Kamu – Özel Ortaklık Girişimi, Avrupa’nın siber saldırılara karşı daha iyi önlemler almasını ve müdahale etmesini sağlamayı amaçlıyor. Girişim; gerek ülke gerekse özel şirketler bazında siber saldırılara karşı ortak strateji oluşturup, yeni araştırma ve inovasyon çalışmalarını destekleyerek önlerinin açılmasını hedefliyor. STM Genel Müdürü

Avrupa Komisyonu, Türkiye’den STM’nin kurucu üyeleri arasında yer aldığı Avrupa Siber Güvenlik Organizasyonu /ECSO ile birlikte kurulacak Kamu-Özel Ortaklık Girişimi anlaşmasını Strazburg’da imzaladı. Davut Yılmaz, ECSO’nun ve dolayısıyla Avrupa Komisyonu ortaklığıyla kurulacak bu yeni Kamu-Özel Ortaklık Girişimi’nin kuruluşunda yer almalarının çok önemli bir adım olduğuna dikkat çekti. Yılmaz, “Türkiye’de siber güvenlik konusunda bugüne kadar birçok önemli

projeye imza attık. Siber saldırılara karşı Siber Füzyon Merkezi’ni kurduk. Bugüne kadar edindiğimiz tecrübeleri ECSO çatısı altında Avrupa Komisyonu ile yapacağımız Kamu-Özel Ortaklık Girişimi ile birlik üye ülkeleri ve özel sektörle de paylaşmış olacağız. Girişimin hedefi; başta enerji,

sağlık, ulaşım ve finans sektörlerinde yaşanabilecek her türlü siber saldırıya karşı yüksek teknoloji çözümlerinin geliştirilmesini sağlamak. Avrupa Komisyonu ilk etapta Ar-Ge projeleri için Horizon 2020 programı altında 450 milyon Euro yatırım yapacak” şeklinde konuştu.

STM Genel Müdürü Davut Yılmaz Aralarında STM’nin de olduğu ECSO’da temsil edilen siber güvenlik konusundaki bütün oyuncuların katkılarıyla birlikte bu yatırım miktarının en az üçe katlanması ve 2020 yılına kadar 1,8 milyar Euro’ya ulaşması bekleniyor.



8

BThaber

E-TOPLUM

Trump, inovasyon zararlısı

WEF GIT 2016 Dünya Ekonomik Forumu Küresel Bilgi Teknolojisi Raporu 2016 yayınlandı. Türkiye’nin ağa hazır olma yeri: 139 ülke arasında 48. Geçen yılki 2015 Raporu’nda da yerimiz aynıydı. 2014’te 51’inciydik. 2013’te 45’inciydik. Son üç yılda bir ileri bir geri patinaj yapmışız. (WEF Global Information Technology Index 2016) Her yıl yayınlanan, her yıl Türkiye’nin yerinin aşağı yukarı aynı olduğu bu rapor için söylenecek yeni bir şey bulmak boşuna. Bu, sadece WEF GIT için değil, diğerleri için de geçerli. Öte yandan, her yıl Türkiye’nin pozisyonunu “kaydetmek” de gerekiyor ki ilerlemegerileme karşılaştırması yapabilelim. Ülkemizin internet hızına dair Akamai’nin yeni raporuna baktığımızda da durum nahoş: Sabit internet hızında ortalama 7.2 Mb ile 64’üncüyüz. Mobil internet hızında ortalama 6.5 Mb. (Akamai State of the Internet Q1 2016). 1998’de internet dünyaya henüz açılırken, ABD Başkan Yardımcısı Al Gore demişti ki: “Kısa gelecekte dünya,

bir “Dijital Dünya” haline gelecek. Bunu sağlayacak alt yapı, genişbant olacak.” (The Digital Earth: Understanding Our Planet in the 21st Century. California Science Center, 31.01.98) 1998’deki bu “grand vizyon”un bugün biz, neresindeyiz? Sürdürülebilirlik, üç ana boyut içeriyor: Ekonomik. Sosyal. Çevresel. Bunları izlemek, politika geliştirmek, uygulamak, sonuçlarını anlamak için dijitalleşme şart. Dünyada 64’üncü sırada kalarak, Sanayi 4.0 rekabetinde yer alamayız. Hele de bilgi ve iletişim teknolojileri hizmetine uyguladığımız vergi oranı % 26.1 iken (Kongo bile % 23.8...) TELKODER durumumuzu özetlemiş: Yüksek vergi rejimi, eksik düzenlemeler, yetersiz ağ altyapısı (Veri Merkezi İşletmeciliği Raporu, 05.16).

İç savaş turizmi İspanya’da Zaragoza kentinin 40 km güneybatısındaki Belchite kasabası, bütünüyle yıkıntı halinde duruyor. Burası, İspanya İç Savaşı sırasında isyancı faşistler (General Franko kuvvetleri) ile hükümet kuvvetleri (Cumhuriyetçiler) arasında çekişme noktası oldu. Ama sonuçta isyancılar, bütün İspanya’da egemenlik ilan ettikleri gibi, burayı da aldılar. General Franko, harabeye dönen kasabanın imarına izin vermedi. İç Savaş’ın bir ibret

25 - 31 TEMMUZ 2016

Edip Emil Öymen edip.oymen@gmail.com

abidesi olarak kalmasını istedi. Yeni Belchite, oraya yakın bir yerde inşa edildi. Esas Belchite yıkıntı olarak bırakıldı. Bu yıl, İspanya İç Savaşı’nın 80’inci yıldönümü. 17 Temmuz 1936’da sol eğilimli yeni hükümeti tanımadığını ilan eden faşist General Franko kuvvetlerinin isyanıyla başlayan savaş, en az 500 bin ölü, ve en az 500 bin mülteciye neden olduktan sonra 1 Nisan 1939’da Franko’nun galibiyetiyle sona erdi. Franko, 36 yıl ülkeyi

ABD Başkan adaylığını garantileyen Donald Trump’u Amerikan teknoloji camiası eleştiriyor. Camianın B Takımı sayılan 145 kişi, Trump’ın inovasyona engel olacağını savunan bir açık mektup yayınladı. İmzacıların en tanınmışı Apple eşkurucusu Steve Wozniak. Diğer isimler arasında Twitter eş-kurucusu Evan Williams, Tumblr kurucusu David Karp, Slack eşkurucusu Stewart Butterfield var. Ama Tim Cook yok, Zuckerberg, Jack Dorsey, Elon Musk, Sergey Brin yok. Mektupta özetle deniyor ki: “Katılımcı bir ülke, fırsatlara, yaratıcılığa ve eşitlikli bir rekabete kapıyı açar. Ama Donald Trump açmaz. Çünkü o öfke, bağnazlık, yeni fikir ve yeni insanlardan korkma üzerine bir kampanya kurdu. Temel görüşüne göre ABD zayıflamıştır ve çökmektedir. Donald Trump’ı son bir yıldır dinliyoruz ve şunu anladık: Trump, inovasyon için felaket olacaktır. Onun vizyonu, fikirlerin özgürce tartışılmasına karşıdır. İnsanların serbest dolaşımına karşıdır. Oysa ekonomimiz için dış dünya ile yapıcı işbirlikleri kritik önemdedir. Çünkü bu, inovasyon ve büyümeye temel oluşturmaktdır.” “Buna ek olarak, ırk ayrımcılığı yapıyor. Kadınlara sürekli hakaret ediyor. Göçmenlere karşı tutumu hasmane. Meksika sınırına duvar çekmekten söz ediyor. İstemediği insanları

ABD’den göndereceğini söylüyor. İnterneti kapatmayı önerdi. Bütün bunlar, onun, teknolojinin nasıl çalıştığını anlamadığını, bu konuda hatalı fikirler geliştirdiğini göstermektedir.” PayPal kurucusu Peter Thiel ise Trump’a yakınlığı ile tanınıyor. Onun aday ilan edileceği kurultayda konuşmacı. Forbes’a göre kişisel serveti 3 milyar Dolara yakın olan Thiel, Facebook’a sermaye yatıran ilk iş adamlarındandı. Daha sonra, ABD Yönetimi için çalıştığı söylenen Palantir adlı gizemli şirketin eş kurucusu oldu. Thiel, geçtiğimiz aylarda, dedikodu sitesi Gawker’ın iflasında da rol oynadı. Gawker, bir “sahte” Mussolini hesabı açmış, ona aitmiş gibi “Aslan gibi bir gün yaşamayı, koyun gibi 100 yıl yaşamaya tercih

ederim” sözünün sonuna Donald Trump diye imza atmıştı. Trump, bu sözü kendisine aitmiş “sanıp” retweet’leyince alay konusu oldu. Gawker bu sefer de, yine Trump’a aitmiş gibi “Bir gün aslan gibi tweet atmak, 100 yıl koyun gibi atmaktan iyidir” diye yazdı. Trump, hatasını üstlenmediği gibi Gawker’a düşman oldu. Destekçisi Thiel da kendi hakkında “eşcinseldir” diyen Gawker’a haddini bildirmek için kolları sıvadı: Gawker’a hakaret davası açan bir aktöre (Hulk Hogan) 10 milyon dolar mahkeme masrafı yardımı yaptı. Aktörün, Gawker’ı 140 milyon dolar tazminata mahkum ettirmesini sağladı. Gawker, ödemeyi yapamayacağını, iflasını istediğini açıkladı.

tek başına yönettikten sonra 1975’te öldü. İspanya, hızla demokrasiye döndü. 10 yıl içinde AB üyesi oldu. Bu yıl İspanyollar, ülke tarihinin bu çok trajik ve halen kapanmayan yarasını hüzünle anıyor. Bu çerçevede, Belchite yıkıntısına turistik turlar düzenleniyor. Başta “Karanlık Turizm” (Dark Tourism) şirketi olmak üzere çeşitli turlar, bir iç savaşın ne demek olduğunu yerli ve yabancı meraklılara anlatmakla meşgul. Aslında bu yaptıkları da turizmde bir inovasyon işte... Turizm sadece renkli, eğlenceli, hoş

ve boş zaman değil, aynı zamanda hayatın acılarını da tanıtan, öğretici, eğitici de olabilir. Madrid ve Barcelona’da tam da bunu yapan turlar var. İki şehir

de Cumhuriyetçi Hükümet yanlısıydı ve Franko’nun muazzam gazabına uğramıştı. Yüreği kaldırabilenlere, bu turlarda öğrenilecek çok ibret var.



10

BThaber

GÖRÜŞ

TEKNO-POLİTİK

25 - 31 TEMMUZ 2016

ULUSAL TEKNOLOJİK VE TOPLUMSAL GELİŞME İÇİN DE DEMOKRASİ GEREKLİ

OSMAN COŞKUNOĞLU ocoskunoglu@gmail.com www.coskunoglu.org facebook.com/osman.coskunoglu twitter.com osmancoskunoglu

Geçtiğimiz ay iki önemli uluslararası rapor yayımlandı: Küresel Enformasyon Teknolojileri Raporu 2016 (http://bit. ly/29AzwRq) ve Sosyal Gelişme Endeksi 2016 (http://bit.ly/28Xit93). Bu satırların yazıldığı sıralarda ise ülkemizi alt üst eden bir askeri darbe girişimi oldu. Dolayısıyla, bu iki raporun sadece demokrasi ile ilgili kısımlarına değinmekle yetineceğim. Küresel Enformasyon Teknolojileri Raporu, ülkeleri Ağ Hazırlığı Endeksi’ne göre sıralar. Bu yıl 139 ülke içerisinde Türkiye yine 48. sırada. Bu endeks, beş alt endeksi özetliyor. Beş alt endeksten birisi “Ortam Endeksi” ve bu alt endeksin iki belirleyicisinden, demokrasi ile ilgili olan “Politik ve Düzenleyici (veya mevzuat) Ortamı”na

BİREYSEL BEYNİMİZİN SOSYAL OLMA EĞİLİMİ göre Türkiye daha da geride, 69. sırada yer alıyor. Sosyal Gelişme Endeksi’nin, kişi başı gelirden daha önemli bir gösterge olduğu dünyada genel kabul görmeye başladı. Bu endekse göre, 133 ülke içerisinde yüz üzerinden 67.82 puanla 58. sıradayız. Sosyal Gelişme Endeksi, 12 alt endeksten oluşuyor. Demokrasiyi ilgilendiren üç alt endeks (ve puanımız)

şöyle: Kişi Hakları (52.25), Kişi Özgürlüğü (57.00) ve Tolerans (38.98). Yani, üçünde de olumsuz durumdayız. (90 üstü puan alarak bizim puanımızı yukarı, 67.82’ye çeken alt endeksler: Gıda, Temel Sağlık Hizmetleri ve Su). Askeri darbeden kurtarılan demokrasimizin, hem teknolojik hem de sosyal gelişmemiz için daha iyileşmeye ihtiyacı var.

KÜRESEL HILLARY CLINTON TEKNOLOJİ VE İNOVASYON POLİTİKALARINI AÇIKLADI ABD’de Demokrat Parti adaylığı kesinleşir kesinleşmez, Hillary Clinton beş ana maddeden oluşan teknoloji ve inovasyon politikalarını seçim vaadi olarak açıkladı (http://hrc. io/29bC889). Birinci madde, beşeri sermayenin geliştirilmesine odaklanıyor. İyi maaşlı istihdamı artırmak için, bilişim ve STEM (Fen, Teknoloji, Mühendislik ve Matematik) eğitimini yaygınlaştırmak ve güçlendirmek için yeni kaynaklar ve projeler vaat ediyor. Örneğin, on yıl içinde 50,000 bilgisayar öğretmeni yetiştirmek, okullardaki bilgisayar uygulamaları ile ilgili projelere destek, öğretimde inovatif yöntemlerin geliştirilmesi… İlginç ve bence yerinde olan, vaat edilen projeler arasında okullara veya öğrencilere teknoloji dağıtımı yer almıyor. Bir diğer önemli proje, işsizlere iş buldurmaya yönelik eğitim için kamu ile özel kesim ortak girişimlerini desteklemek.

İkinci madde, dijital altyapının geliştirilmesini hedefliyor. Başkanlığı döneminde, her eve geniş bant internet ve her kamusal alana WiFi erişimi vaat ediyor. Sürücüsüz araba gibi yeni nesil teknolojiler için gerekli olan nesnelerin interneti ve 5G altyapısı hızla gerçekleştirilecek. Her kentin, yörenin ve eyaletin “Model Dijital Topluluklar” yaratması için destekler verilecek. Üçüncü madde, teknoloji ihracatını artırmaktan verinin özgür dolaşımını sağlamaya kadar eklektik hedefler içeriyor. Hillary Clinton, Obama’nın ilk döneminde Dışişleri Bakanı olarak dünyada internetin özgürlüğünü sağlamaya

yönelik projeler geliştirmişti. Başkan olursa bir yandan bu yönde devam etmeyi bir yandan da sürücüsüz araba, makine öğrenimi ve blok zinciri (blockchain) gibi teknolojilerde dünya liderliğini korumayı hedefleyen somut ve ilginç projeler vaat ediyor. Böylece, teknolojik ve ekonomik gelişme ile demokratik değerleri güçlendirmenin beraberce yürütülmesini sağlayacağına inanıyor. Ayrıca, ulusal ve küresel siber-güvenlik, çok paydaşlı internet yönetişimi, verinin serbest dolaşımı gibi konularda somut projeler vaat ediyor. Dördüncü madde, kişi mahremiyetini korurken, inovasyon ortamının iyileştirilmesine

odaklanıyor. Ağ tarafsızlığı, rekabet ihlallerinin önlenmesi, mahremiyet gibi zaten var olan politikaları korumayı ve güçlendirmeyi vaat ediyor. Beşinci madde de, devletin daha verimli, şeffaf ve açık olması ile ilgili. Daha çok devlet verisinin topluma açılması, siber güvenlik gibi yine zaten var olan politikaları devam ettirmeyi amaçlıyor. Harvard Business Review’da bir değerlendirmesi yapılan (http://bit.ly/1QkKvOM), sonunda 17 kaynağı referans veren, Endüstri 4.0 gibi sloganlar içermeyen bu politika vaatlerini başta başbakan Binali Yıldırım olmak üzere, hükümetin ve ilgili sivil toplum örgütlerinin incelemesi önemli. Teknoloji nötr değildir, uygulanan politikalar tarafından şekillendirilir. Her ne kadar henüz başkan değilse de, Hillary Clinton’un teknoloji ve inovasyon politika vaatleri, geleceğin nasıl şekillenebileceği hakkında önemli ipuçları içeriyor.

Instagram’da bir fotoğrafa bakan ergenin beyninde neler olur? UCLA araştırmacıları buna ilk kez bir yanıt getiriyor. Çikolata yiyince veya ödül kazanınca beyinde belli devreler aktive olur. Ergen, kendisinin veya bir akranının Instagram’a koyduğu fotoğrafın beğenildiğini görünce, beyninde ayni devreler aktive oluyor (http:// bit.ly/280SKqs). UCLA, Psikoloji profesörü Lauren Sherman’a göre, eğer bir ergenin “Instagram arkadaşları” olumlu davranışlar sergileyen kişilerse, o ergenin de olumlu davranışlar içinde olma ihtimali artıyor. Yani birey beyni, bireysel olmaktan çok sosyal ilişkiler içerisinde. Aslında, bu ilginç ama çok da şaşırtıcı bir sonuç değil. Fakat, bu sonucun okullarda ilginç bir uygulama potansiyeli var. Scientific American dergisinde 2015’de yayımlanan bir makalede “sosyal beyin” kavramı ortaya atılmıştı. Okullarda öğrencinin birey olarak ele alınması yerine, ergenlerin sosyal bir düşünce yapısı içerisinde olma eğilimlerinden yararlanılması

gerektiği savunuluyordu (http://bit. ly/1QkKvOM). UCLA araştırmacılarının bu yeni bulguları, ergenlerin sosyal ağlar ile aşırı ilgili olmasının, beyinlerinde olumlu sonuçlar yaratabilecek şekilde değerlendirilme potansiyeli yarattığını gösteriyor. Çocuklarına “sosyal medyadan kafanı kaldır” demek yerine, anne-babalar ve öğretmenler bu potansiyeli kullanabilir mi? Nasıl? Bunları yazarken, beyni güçlendirme iddiası ile ortaya çıkan hap ve app’ler aklıma geldi. 2011 yapımı “Limit yok” (Limitless) filmini izleyip de “öyle bir hap alsam da, ben de beynimi güçlendirsem” diye düşünen çok insan var. Talep olunca arz da oluyor. Örneğin, app olarak da piyasaya çıkan, beyni geliştirecek oyunlar içerdiğini iddia eden Lumosity, 70 milyon kullanıcıya erişti. Oysa, bu sene başında, bir Amerikan mahkemesinde “sahte beklenti yaratmak” ile suçlanan Lumosity, 2 milyon dolar ödemek zorunda kaldı (http:// bit.ly/1kJHKJb).



12

BThaber

BİLİŞİM DÜNYASI

25 - 31 TEMMUZ 2016

Tüm kanalların verimli buluşması İnternet erişimine sahip cihaz sayısının artmasıyla birlikte Handan Aybars mobilitenin hâkim olduğu bir çağa girdik. Bu bağlamda şirketler ve son kullanıcılar tepeden tırnağa dönüşüm içinde. Mobilite, özellikle şirketlerin iş süreçlerini ve iş yapış şekillerini değiştiriyor. Böylece hizmet ve çözümlerde mobilite daha da ağırlık kazanıyor. Kurumların geleneksel iş yapış modellerinden sıyrılıp, yenilikçi iş süreçlerine geçişi, hem çalışan verimliliği hem rekabet ortamında öne geçmelerinin şartı haline geldi. Kendi günlük işyeri rutinimize bakarsak, her gün e-posta, dosyalar, sesli veya görüntülü konferans sistemleri, mesajlar, proje notları, sosyal işbirliği uygulamaları ile oluşan karmaşa arasında yön bulma çabası öne çıkıyor. Hatta bu çaba öyle bir noktaya geldi ki, yapılan araştırmalara göre, bilginin hangi kanaldan geldiğine ulaşmak için harcanan zaman dikkat çekici boyutlara ulaştı. Örneğin haftada 12 saatimizi bir bilgiye veya kişiye ulaşmaya çalışmakla geçiriyor, farklı lokasyonlarda çalışan ekiplere sahip firmalarda görev yaparken birbirimiz ile iletişim kopukluğu yaşayabiliyoruz. Bu gerçekler karşısında, Unify Türkiye Ülke Müdürü Erda Tütüncüoğlu’nun da dikkat çektiği gibi, söz konusu zorlukları ortadan kaldıracak, herkesin kolaylıkla kullanacağı, basit ve tek bir çözüm günlük iş verimliliğine önemli katkı sağlayacak. “Bu noktadan yola çıkarak,

Mobil iş yapısının öne çıkması, böylece farklı kanalları buluşturmanın bir gereklilik halini alması, tümleşik iletişim yapılarının da önemini artırıyor.

kılıyor. Toplantıların tümleşik iletişimin sağladığı konforla ofis ortamında yapılması, seyahat masraflarında yüzde 30 oranında tasarruf demek. Tümleşik iletişim sayesinde her yerden verimli iletişim kurabilen ekiplerin hızlı karar alabilmesi iş akışlarını hızlandırırken, müşterileri veya iş ortaklarına daha iyi hizmet vererek daha çok kazanç elde edebiliyorlar.

SATIŞ KANAL AĞI DAHA DA GENİŞLEYECEK “Türkiye, genç nüfusu ile gösterdiği büyüme ve teknolojik değişime hızlı uyumu nedeniyle Unify için en önemli pazarlardan biri. Dolayısı ile Türkiye’deki yatırımlar hız kesmeden devam edecek. Yeni iş ortakları ile ekosistemimizi

müşterilerimizin WebRTC, yani ‘gerçek zamanlı iletişim’ mimarisi sayesinde kurulum gerektirmeyen, bu ihtiyaçların tamamını tek ekranda sağlayan Circuit ürünümüzün ücretsiz olarak denenmesini tavsiye ediyoruz” diyen Erda Tütüncüoğlu, eklemeden geçmedi: “Ekim 2015’de Avrupa, İngiltere ve ABD’de satışına başlanan Circuit’u, Türkiye’de yılın ikinci yarısında satışa sunacağız.” Erda Tütüncüoğlu, bu noktadan hareketle tümleşik iletişime bakış ve Türkiye pazarının konumu ile ilgili sorularımızı da yanıtladı: n Türk şirketlerinin tümleşik iletişim konusunda farkındalığını, bu

güçlendirmeye devam ediyoruz. Türkiye’de geçen yıla kıyasla, bu yıl iş ortağı sayımızı iki katına çıkardık. Bu da pazar payımızı ve hizmetlerimizin gelişimini olumlu yönde etkiliyor. Satış ve satış sonrası hizmetlerde

başlıkta yatırım yapma ilgisini nasıl değerlendiriyorsunuz? Rekabetin her geçen gün daha da arttığı günümüzde kurumların kendi işlerine odaklanması önemli. İletişim ve işbirliği uygulamalarının kurumların iş akışlarına entegre olarak, gerek çalışan gerekse kurum verimliğini arttırdığı gerçeği artık birçok kurum tarafından fark edildi. Ancak mevcuttaki farklı iş uygulamalarının entegrasyonu için önemli güncellemeler ve yeni donanım ihtiyaçları gereksinimi, kurumlar için ciddi bir yatırım gerektiriyor. Kurumlar yatırım gerektirmeyen, ölçeklenebilir, esnek, ‘kullandıkça öde’ gibi bulut temelli servislere

vizyon sahibi, kendini ispatlamış şirketlere yatırım yapmaya devam edeceğiz. Türkiye’deki mevcut satış kanal ağımızın genişlemesine ve güçlenmesine yönelik planlarımızı da hayata geçireceğiz.”

yöneliyorlar. Örneğin Gartner’ın küresel bulut servisleri raporuna göre, SaaS, yani bulut tabanlı uygulama servisleri hizmetlerinin bu yıl yüzde 20 büyümesi bekleniyor. Bu büyümenin aynı zamanda Türkiye’ye de yansıyacağını öngörüyoruz. n Tümleşik iletişim her ölçekteki şirketlere ne gibi faydalar getiriyor? Çalışanların ofis bağımsız gelen çağrılara ve iletilere ulaşabilmeleri, iş verimliliği açısından büyük fırsatlar yaratıyor. Her yerden iletişim imkânı sunan tümleşik iletişim çözümleri, zamandan tasarruf sağlamanın yanında seyahat masraflarının azaltılmasını da mümkün

n Burada sizin çözümlerinizi farklı kılan özellikler neler? 160 yılı aşkın yenilikçi yaklaşımımız, Ar-Ge gücümüz ile sektöre verdiğimiz güveni ve liderliği yeni nesil ürünümüz Circuit ile devam ettiriyoruz. Kurulum gerektirmeksizin web arayüzü üzerinden kullanıma hazır olan, kullanıcı deneyimi dikkate alınarak tasarlanmış Circuit, içgüdüsel arayüz tasarımı ile ihtiyaç duyulan an kullanılabiliyor. Basit ve yalın kullanım deneyimi, Circuit’u diğer uygulamalardan farklı kılan en önemli özellik. Çözümlerimizi geliştirirken ve şirketlerde uygularken devrimsel değil, evrimsel ve esnek bir yaklaşım sergiliyoruz. Bu sayede müşterilerimiz eski sistemlerinden Unify çözümlerine sancılı bir süreçle karşılaşmadan kolayca ve kademeli şekilde geçebiliyor. Sunduğumuz çözüm ve hizmetlerin odak noktasında, şirketlerin verimliliklerini artırmak var. Böylece çalışanlar diğer işlerle uğraşmak yerine işlerine odaklanabiliyorlar. Çözümlerimizin esnekliği ve kademeli geçiş sağlaması ile şirketler, maliyetten tasarruf ediyor, ilave yatırım, beklenmeyen gider gibi kalemlere katlanmak zorunda kalmıyor.

PC yaşam döngüsü yönetimi kolaylaşıyor HP Inc., müşterilerine HP’nin en yeni PC teknolojilerine erişme imkânı tanıyan, cihaz yönetimini geliştiren, BT kaynaklarını şirket işleri için kullanılabilir hale getiren yeni bir hizmetini kullanıma sundu. HP Device as a Service (DaaS); PC teknolojilerinin satın alınması, kurulması ve

yönetilmesi süreçlerindeki riskleri ortadan kaldırmayı hedefliyor. HP DaaS, hem cihazları hem servisleri kapsayan ve ön yatırım bedelinin bulunmadığı tek bir sözleşme ile öngörülebilir yıllık maliyet avantajı yaratarak BT birimlerine kaynaklarını ihtiyaç duyulan diğer projelere

yönlendirmede esneklik sağlıyor. HP Türkiye Genel Müdürü Filiz Akdede, bu yeni hizmetle ilgili şu bilgileri verdi: “Cihaz yönetimindeki karmaşıklığı ortadan kaldırarak müşterilerimize, ihtiyaç duydukları teknoloji ve desteğe erişim ve söz konusu teknolojileri

kurumlarına yerleştirme konusunda daha basit bir yöntem sunmak istiyorduk. HP DaaS da kurumların, PC altyapılarını işletme süreçlerinde teknolojilerimize ve uzmanlığımızdan faydalanmalarına imkân tanırken, kaynaklarını işlerini büyütmek için kullanmalarını

mümkün kılıyor. HP DaaS, müşterilere birden fazla yılı kapsayan bir süre boyunca PC’leri için aylık bazda koltuk başına bir ücret ödeme imkânı tanıyor. Bu abonelikle müşteriler HP’nin düzenli teknoloji güncellemeleri, kuruma özel hizmetleri ve desteğinden yararlanacak.”


Önceden Fark Edin

Karmaşık bir dünyada, öngörülebilir IT’nin gücünden faydalanın. Hewlett Packard Enterprise Otomasyon ve Orkestrasyon çözümleri; gelişmiş teknoloji, uzman danışmanlık hizmetleri ve başarısı kanıtlanmış süreçleri bir araya getirerek dijital dönüşümünüze güç kazandırıyor. HPE Otomasyon ve Orkestrasyon çözümleri sayesinde, kümeler halindeki, farklı nesil çözümlerden oluşan IT ortamınızda dizginleri elinize alın; Bütünleşik bir IT stratejisi oluşturarak IT’yi öngörülebilir hale getirin. Çünkü IT sisteminiz öngörülebilir olursa, karmaşayı yenebilir, bir sonraki adıma geçişi hızlandırabilirsiniz. HPE Otomasyon ve Orkestrasyon çözümleri hakkında detaylı bilgi için QR kodu okutunuz.

HPE ve Intel®. Intel Inside®. Intel işlemciler ile daha yüksek verimlilik. © Copyright 2016 Hewlett Packard Enterprise Development LP. Intel ve Intel logosu Intel Corporation’ın ABD’de ve/veya diğer ülkelerdeki ticari markalarıdır.


14

BThaber

BİLİŞİM DÜNYASI

25 - 31 TEMMUZ 2016

Hayvanseverlerin yeni buluşma noktası Dilay Sağbili Moofio, hayvan sahibi ve hayvansever herkes için buluşma noktası olmayı hedefliyor. Aynı zamanda Moofio, Türkiye’nin evcil hayvanlar ve sahipleri için geliştirilmiş kapsamlı bir mobil sosyal ağı. AppStore’dan ücretsiz indirilebilen uygulama ile evcil hayvanların da kendilerine ait sosyal medya hesapları olabiliyor. Uygulama içinde sahiplendirme, eş bulma, kayıp hayvan ilanı, misafir ev bulma gibi, evcil hayvanlar ve sahiplerinin hayatlarını kolaylaştırmayı amaçlayan fonksiyonlar da var. Moofio’nun hedef ve planlarından bahseden Moofio kurucu ortaklarından Can Aksoy, sorularımızı yanıtladı. n Moofio’nun kurulma fikri nereden çıktı? Ben ve diğer kurucu ortaklarımız Efe Demirbağ ve Tuğrul Çetintaş, zaten hayvan sahibi olan kişileriz. Evcil hayvan sahibi olmamızın etkisiyle, bu alanda hayvan sahiplerinin ihtiyaçlarını karşılayacak ve onların birbirleri ile hem sosyalleşmelerini hem de birbirlerine yardım etmelerini sağlayacak bir platform olmadığının farkına vardık. Araştırmalar yaptığımızda, internetin önemli içerik kaynaklarından birinin evcil hayvanlar olduğunu gördük ve buna evcil hayvan sektörünün potansiyeli de eklenince, bizim için ciddi bir iş fikri ortaya çıkmış oldu. Öncelikle Moofio için geniş çaplı bir iş planı çıkardık, sonrasında Efe ve ben işlerimizden ayrılarak zamanımızın tamamını Moofio’ya ayırdık. Yaptığımız ilk şey doğru ekibi kurmak oldu. Bizim dışımızda yazılım,

Kişilere ve şirketlere büyük zararlar veren fidye yazılımlarla gerçekleştirilen saldırılarda, hacker’lara ödenen fidye miktarı sadece ABD’de bu yılın ilk çeyreğinde 209 milyon dolara ulaştı. Fortinet de yaptığı açıklamada FortiGuard Labs Ar-Ge takımının her gün yeni bir fidye yazılım saldırısı tespit ettiğini duyurdu. Temelde iki fidye yazılım saldırısı türü vardı: Kişinin bilgisayarını kullanmasını engelleyen yazılımlar ve kişinin

Moofio, evcil hayvan ve sahiplerinin hayatını kolaylaştırarak sosyalleşmelerine yardımcı oluyor.

tasarım ve metin yazarından oluşan dinamik bir ekip oluşturduk. Tuğrul ise bize olan katkılarını işi haricindeki sürelerde yerine getirdi ve getirmeye devam ediyor. Ben pazarlama tarafında, Efe ürün, Tuğrul da finans tarafında uzmanız. Bir de yazılım ve tasarım ekibimiz var. n Yakın dönem planlarınız ve hedefleriniz neler? Bu uygulama hangi platformlarda çalışıyor? Moofio şu an sadece iOS uyumlu telefonlarda kullanılabiliyor. Eylül ayı içerisinde Android cihazlarda da yer alacak. Hedefimiz hayvan sahibi veya hayvansever herkese ulaşabilmek. Orta vadede hedefimiz de evcil hayvanların mama, kum, aksesuar gibi ihtiyaçlarına yönelik ürünlerin bulunduğu bir e-ticaret platformunu uygulamamıza

entegre etmek. En büyük hedefimiz ise Türkiye’den dünya çapında bir sosyal medya markası çıkarmak. n Moofio alanında tek mi, yoksa küresel bazda ve Türkiye’de benzerleri var mı? Türkiye ve dünyada başka evcil hayvan sosyal ağları mevcut; fakat biz bu sosyal ağları insan sosyal ağlarının makyajlı versiyonları olarak görüyoruz. Bizim Moofio’yu yaratmamızdaki amaç hayvan dostlarımıza özel, onların hayatını kolaylaştırmak ve onların sosyalleşmelerini sağlamaktı. Şu ana kadar eklediğimiz ve önümüzdeki dönemde ekleyeceğimiz fonksiyonlarla bu konuda başarılı olduğumuzu düşünüyorum. Kullanıcılara ne gibi içerikler sunuyorsunuz? Sosyal ağlarda amaç;

içerikleri kullanıcıların üretmesi. Bu sebeple Moofio olarak biz içerik üretmiyoruz. Kullanıcılar bizim sunduğumuz özellikler vasıtasıyla kendi içeriklerini üretip paylaşıyorlar. Bu sayede kullanıcılara hem daha orijinal hem daha fazla seçenekli içerikler sunulmuş oluyor. Evcil hayvanı veya hayvanları olan, sahiplenmeyi düşünen veya sadece hayvansever olan herkes Moofio’da hesap açabilir. n Üyelik oluşturulduğunda “Kokladıkların” ve “Koklayanlar” kısmı var. Bunlar ne anlama geliyor? Bu espri aslında İngilizce’deki “sniffing” teriminden geliyor. Uygulamanın İngilizce versiyonunda da bu bölümler Sniffers ve Sniffing olarak var. Yani ‘takip ettiklerim’ ve ‘beni takip edenler’. Burada tamamen pet jargonunu

Fidyeciler işbaşında! dokümanlarını şifreleyerek bu içeriklere erişimi engelleyen yazılımlar. Bu yazılımların ortak yönü de kullanıcının cihazına ya da içeriklerine ulaşabilmesi için ücret talep etmesi. Ancak Fortinet açıklamasına göre, yeni bir fidye yazılım saldırısı türü var. Bu yeni fidye yazılımlar, söz konusu iki yazılımın gücünü aynı anda kullanarak saldırı gerçekleştiriyor. Yani artık bazı

fidye yazılımlar kendilerine ödeme yapılıncaya kadar dokümanları şifrelerken, bazı internet sayfalarına erişimi de engelliyor. Fortinet’in bir uyarısı da saldırıların artık hem bilgisayarları hem akıllı telefonları hedef almaya başlaması üzerine. Hatta bu saldırıların IoT dünyasına yayılabileceği uyarısı da yapıldı. Fortinet Bölge Direktörü

Derya Aksoy’a göre, zararlı yazılımlar zamanla evrim geçirdi ve fidye yazılım saldırılarının bilgisayarlardan akıllı cihazlara sıçraması bu evrimin doğal bir sonucu. Bazı mağdurların bu yazılımlar ile fidye isteyenlere ödeme yapmasının da bu saldırıların artışının bir diğer nedeni olduğuna dikkat çeken Aksoy, bu yazılımları yazan saldırganların artık bir şirket

kullanmaya özen gösterdik. n Kullanıcıların karşılaştığı bir sorun karşısında nasıl destek sağlıyorsunuz? Kullanıcılarımız bir sorun yaşadıklarında bize support@ moofio.com e-posta adresinden ulaşabiliyorlar, uygulamada yer alan ‘’Destek’’ butonundan da bu adrese direkt olarak e-posta gönderebiliyorlar. Gelen e-postalara en geç 12 saat içerisinde dönüş sağlıyoruz ki genellikle bu süreyi minimumda, yani 2 saatin altında tutmaya gayret gösteriyoruz. Buna ek olarak Moofio’da bize ait bir hesap da mevcut. Düzenli içerik kontrolü yaparken, kullanıcıların karşılaştığı sorunları tespit etmemiz durumunda bu hesap vasıtasıyla kullanıcılara mesaj göndererek de destek sağlayabiliyoruz. n Yenilik ve güncellemelerden kullanıcıları nasıl haberdar ediyorsunuz? Bu konuda AppStore, uygulama sahiplerine oldukça yardımcı olan bir yapıya sahip. Her güncellemede yapılan değişiklik ve yenilikleri AppStore’daki uygulama sayfanızda sunma imkanı veriyor. Bunun haricinde, sosyal ağlarımızdan ve uygulamaya gönderilen anlık bildirimlerle kullanıcılarımızı yenilik ve güncellemelerimizden haberdar edebiliyoruz. Facebook, Instagram ve Twitter’da güncel içerikler paylaşıyor, bu içeriklerimizin hem eğlenceli hem de bilgilendirici olmasına dikkat ediyoruz. Ayrıca şu an tüm hayvanseverlerin fayda sağlayabileceği bir blog üzerinde de çalışıyoruz. Yakın zamanda o da aktif hale gelecek.

gibi çalışarak gelen fidyelerin bir kısmını Ar-Ge çalışmalarına bile aktardığını vurguladı. Derya Aksoy, çözüm odaklı şu bilgileri paylaştı: “Bazı yöntemler ile düzenli bir şekilde verilerinizi yedekleyebileceğiniz gibi, bazı yöntemler ile bu yedekleri ana cihazınızdan ayrı internet bağlantısı olmayan bir cihaza da yedekleyebilirsiniz. Fortinet’in sunduğu güvenlik çözümleri kullanılarak koruma sağlanabilir.”



16

BThaber

BİLİŞİM DÜNYASI

Eğlence ve medyanın geleceği yeniden şekilleniyor

Haber Merkezi Eğlence ve medya şirketleri, gittikçe karmaşık ve rekabetçi hale gelen küresel pazarda büyüme ve değer elde etme fırsatlarından yararlanmaya çalışırken, genç tüketicilerin artan talebi mevcut şirketlerin yanı sıra pazara yeni giriş yapan oyuncular için de yeni fırsat alanları sunuyor. PwC tarafından yayınlanan Küresel Eğlence ve Medya Sektörüne Bakış 2016 -2020 Raporu’na göre, eğlence ve medya sektörünün dünya çapındaki toplam geliri, önümüzdeki beş yıl içinde yüzde 4,4’lük bir yıllık birleşik büyüme oranıyla (CAGR) artarak, 2020 yılında 2,14 trilyon dolara çıkacak. Bu büyüme oranı, sektör gelirlerinde geçen yılki yüzde 5,5’lik büyüme oranına kıyasla bir gerileme olduğunu ve beş yıl boyunca genel küresel ekonomik büyümenin gerisinde kalacağını gösteriyor. Ancak

25 - 31 TEMMUZ 2016

Demografi, rekabet, tüketim, coğrafya ve iş modellerindeki değişim eğlence ve medya dünyasının geleceğini şekillendiriyor. bu durum daha yakından incelendiğinde, farklı bir tablo ortaya çıkıyor. Eğlence ve medya sektörü, istikrarlı ve sürdürülebilir büyümeye sahip olan ve oldukça dinamik bir sektör. Güçlü toplam büyümesi tüm katılımcılar tarafından eşit olarak paylaşılmıyor olsa da, sektörün birçok alanında etkileyici büyüme ve fırsatlar bulunuyor. Bazı alanlardaki önemli gerilemeler ve durgunluk, “aktif” ülkeler, bölgeler ve sektörlerdeki çarpıcı genişlemelerle aynı anda gerçekleşiyor ve bu da çoklu değişim sunan

bir küresel medya ortamı yaratıyor. PwC’nin raporuna göre 54 ülkeden 36’sında, eğlence ve medya harcamaları GSYİH’den daha hızlı ve yüzde 50’den daha fazla bir oranda artıyor. Venezuela bu listenin başında geliyor. Bu ülkede, eğlence ve medya harcamalarındaki büyümenin, 2016 yılında GSYİH’deki büyümeyi yüzde 14’ten daha fazla bir oranda geçmesi bekleniyor. Brezilya, Pakistan ve Nijerya gibi nüfusun yoğun olduğu eğlence ve medya pazarları da, görece daha

yüksek eğlence ve medya büyüme oranları kaydetmesi bekleniyor. Harcama kalıpları değişiyor Segmentler arasındaki büyük farklılıklar, ülke düzeyinde büyüme oranları arasındaki farkları etkiliyor. Beş sene içinde küresel olarak en hızlı büyüme kaydeden segment, yüzde 11,1’lik bir yıllık birleşik büyüme oranıyla internet reklamcılığı olması ve bunu yüzde 6,8’lik bir yıllık birleşik büyüme oranıyla internet erişimi takip edecek.

Sektörde ortaya çıkan beş kİlİt değİşİm n Gençlere hizmet: Dünya çapında, ulusal eğlence ve medya pazarlarına ilişkin yapılan analiz, 35 yaş altı nüfus ile eğlence ve medya harcamalarındaki büyüme arasındaki ilişkiyi ortaya koyuyor ve genç tüketicilerin küresel büyümenin en önemli itici güçlerinden olduğunu gösteriyor. Demografik açıdan dünyanın en genç 10 ve en yaşlı 10 pazarındaki toplam eğlence ve medya geliri büyümesine ilişkin analiz, ortalama olarak eğlence ve medya harcamalarının en genç 10 pazarda, en yaşlı 10 pazara kıyasla üç kat daha hızlı arttığını ortaya koyuyor. Bu durum ülkenin zenginliğinden bağımsız, dolayısıyla yaşın büyüme üzerinde çok daha büyük bir etkisi olabilir. n Rekabette içerik hala büyük önem taşıyor: Netflix’in bir günde 130 ülkede piyasaya sürüldüğü bir dünyada, içeriğin küresel olarak daha homojen bir hale geldiğini kabul etmek mümkün. Ancak gerçekte

içerik, küreselleşme ve yerelleşme güçleri tarafından eş zamanlı olarak yeniden tanımlanıyor ve sektörün büyük bir kısmı küreselleşirken, içeriğe ilişkin zevk ve kültür yerel kalmaya devam ediyor. n Paket programlar: Tüketicilerin kendi medya düzenlerini tasarlamaları ve seçmeleri, sektörde ortaya çıkan en güçlü trenlerden biri. Ancak hala paket programlar sunuluyor. Daha önceden yavaş kalan yerleşik video ve kablo şirketleri, içeriklerini TV, dizüstü bilgisayar, tablet ve akıllı telefonlarda entegre çok kanallı bir temelde sunuyor. Bu yeni tür paketleri kullanan insan sayısının artmasıyla, dijital OTT kitle pazarı hizmetlerinin büyük bir kısmının zamanla geleneksel analog tarz paketleri yansıtan toplu teklifleri kapsamına alacağını ancak bunun daha esnek bir fiyata sahip olacağını ve bu hizmetlere her türden cihazdan erişilebileceği

tahmin ediliyor. Bu gerçekleştiğinde, sektördeki kablo, teknoloji ve telekom oyuncuları dağıtıma erişim için birbirleriyle mücadele edeceğinden dolayı, bu rekabet bir seviye daha artabilir. n Büyüyen pazarlar: Genel olarak, eğlence ve medya şirketlerinin gelişmiş pazarlara (yavaş büyüme, az sayıda düzenleme, pazara kolay erişim) ve gelişmekte olan pazarlara (hızlı büyüme, çok sayıda düzenleme, pazara erişimin zor olması) ilişkin beklentileri farklılık gösteriyor. Ancak kesintiler, pazarların farklı şekillerde gelişmesini sağlarken, dinamikler de hızla değişiyor. Bu da “fırsat” ekonomilerinin, aynı bölgede olsalar bile farklı oldukça büyüme şekilleri gösterebileceği anlamına geliyor. Dolayısıyla, eğlence ve medya şirketlerinin, tüm dikkatlerini Endonezya, Hindistan ve Peru gibi en hızlı büyüyen pazarlara vermek yerine ABD ve Çin gibi en fazla

mutlak dolar büyümesi elde eden pazarlara odaklanması gerekiyor. n Güvenle dönüşmek: Günümüzde eğlence ve medya pazarında melez içerik şirketi olabilmek için yarışan teknoloji şirketleri ve diğer yanda melez teknoloji şirketi olarak ortaya çıkmak için dönüşen geleneksel yayıncılar yer alıyor. Bu da teknoloji ve dijitalleşmedeki büyümenin merkezi bir güç görevi gördüğünün ve mevcut ilişkileri bozduğunun, küçük çaplı uzman şirketlere yol açmak için büyük ve kapsamlı şirketleri kenara ittiğinin ve yerleşik şirketlerin daha küçük ve atik rakipler tarafından alt edilmesine olanak sağladığının altını çiziyor. Bu durum, yeni “süper” reklam ajansını yaratmak için programa dayalı yetkinlikleri, analizleri, veri birleştirmeyi ve doğal içeriği bir araya getirerek, yerleşik reklam ajanslarına pazarlar için daha önemli bir hale gelebilme fırsatı sunuyor.

Öte yandan, dergi ve gazete yayıncılığı düşüş yaşayacak. Ancak burada bile bölgeler arasında büyük farklılıklar yaşanacak. Gazete yayın gelirlerinde, Kuzey Amerika’da yüzde 3,1’lik yıllık birleşik düşüş yaşanması beklenirken Hindistan’da ise bu rakam yüzde 2,7 oranında artacak. Çeşitlilik gösteren ve çok yönlü bu durum karşısında, harcama kalıplarındaki geniş kapsamlı değişiklikler devam edecek. Eğlence ve medya çapındaki gelir, yayıncılık işletmelerinden özellikle over-the-top (OTT) hizmetler sunan ve tüketici verisi üzerinden gelir elde eden video ve internet şirketlerine doğru kayıyor. Doğrudan tüketici harcamasına ilişkin modeller güçlü kalmaya devam edecek ancak mobil veri de dâhil olmak üzere internet erişimine ilişkin harcamalar, reklamcılıkla rekabet halinde olacak. Bu gelişme, pazara yeni giriş yapan oyuncular ve geleneksel oyuncuların, OTT video ve yeni e-ticaret fırsatları gibi yeni pazarlara ve segmentlere doğrudan sıçramaları için daha verimli bir zemin hazırlayacak. PwC Türkiye Eğlence ve Medya Sektörü Lideri Murat Çolakoğlu rapor sonuçlarını şöyle değerlendiriyor: “Eğlence ve medya şirketleri her zamankinden daha karmaşık bir küresel ortamla karşı karşıyalar. Bu ortamda her pazarın, demografiden içerik zevkine, altyapıdan düzenlemelere kadar birçok farklı yerel faktörün şekillendirdiği, kendilerine özgü bir büyüme dinamikleri var. Kaos ortamında çalışabilmek ve değer fırsatları belirleyebilmek için, şirketlerin yerel düzeyde faaliyet gösteren güçlere ilişkin daha da derin bir anlayış geliştirmeleri gerekiyor. Bu sayede, hem yerleşik hem de gelişmekte olan pazar oyuncuları, sektördeki değişimlerden faydalanma ve büyümenin bir sonraki aşamasına öncülük etme konusunda kendilerini doğru bir şekilde konumlandırabilir.”


17 BThaber

DOSYA

Perakende Sektörü ve Teknoloji yaklaşımları

Müşteriyi dinleyen kazanır

25 - 31 TEMMUZ 2016 www.bthaber.com

Bilişim başlığındaki gelişim, bireylerin bu gelişimin takipçisi olarak çıktıkları yolda belirleyici konuma ulaşması, teknoloji sahipliğinin ve bilgisinin her kesimde artışı Ayhan Sevgi tüm sektörlerin titreyip kendine yeni bir rota çizmesini gerekli kılıyor. En azından bu farkındalığa haiz sektörlerde her ölçekte şirket bu konuda yapıcı adımların takipçisi. Tüketici tabanını korumak, yeni tüketicileri kazanmak, sektörel rekabette fark yaratmak gibi gerekçeler ise takibin temel gerekçeleri. Son tüketici ile diğer sektörlere kıyasla çok daha yakın temasta olan perakende sektörü işte tüm bu gerçekleri bilerek ilerlemeyi başarıyor. CRM, ERP gibi temel yapıları gerek kurumsal iş süreçleri gerekse tüketici sadakati ve tüketici memnuniyeti için çok daha farklı uygulamalarla zenginleştiren perakende sektörü, bu yönüyle bir başarı hikayesi oluyor.


18

DOSYA

BThaber

Perakende Sektörü ve Teknoloji yaklaşımları

Halil Aksu Perakendecilik – ister offline ister online – rekabetin en yoğun yaşandığı sektördür. Müşteri artık çok bilinçli, çok seçici, çok sabırsız, çok hızlı ve beklentileri çok yüksek. Mağaza sahibi, misafirine en iyi deneyimi sunmak, en iyi hizmeti vermek, en iyi ürünleri sunmak, bunları da kesintisiz, aksaksız, en uygun maliyetle yapmak zorundadır. Bu karışımı çözebilen, misafirinin beklenti seviyesini yakalayabilen, bunu da sürdürülebilir bir iş modeli haline getirebilen, başarıyı yakalayacaktır. Mağazaların dijitalleşmesi Bugünlerde mağazaların dijitalleşmesi en önemli gündem maddesidir. Ama dijitalleşme sadece bir araçtır. Amaç müşteri deneyimini iyileştirmek olmalıdır. Bunun için dijital teknolojiler görünmez hale gelmelidir. Mağazalarda kablosuz internet zaten var veya en kısa zamanda hepsinde olacaktır. Zaten de olmalıdır, öncelikle müşteriler için, aynı zamanda çalışanlar için de. Bir de mağazanın içindeki teknolojiler bir ağ oluşturacak. Mağazalarda kameralar yaygınlaşacak. Bir yandan hırsızlık ve benzeri sahtekarlıkları tespit etmek için kullanılacaktır. Diğer yandan müşterilerin hangi koridorlarda ne kadar vakit geçirdiklerini, hangi ürünlere baktıkları, yüz ifadelerinin nasıl ve neden değiştiğini izlemek için kullanılacaktır. Mağazalarda ibeacon gibi cihazlar da yaygınlaşacaktır. Mağazaya gelen misafirlerin kim olduğu anlaşılmak istenecektir. Ki bu kişiye en özel, en kişisel hizmeti verebilmek için. Aynı zamanda o kişiyle ilgili her türlü profilleme anında yapılacak, öneriler hesaplanacak, başka arkadaşları (sosyal ağlara bakarak) daha önce ne zaman gelmişler, ne almışlar, nelere bakmışlar, paylaşılacaktır. Neden mi? Bir yandan misafir özel hissettirilecek, diğer yandan satışların artması istenilmektedir. Kiosklar, self-servis dokunmatik ekranlar, QR kodları, sesli tanıma, akıllı aynalar ve benzeri etkileşimli teknolojiler, yavaş ama emin adımlarla yaygınlaşacaktır. Önceleri fiyaka olması için, sonra müşteri beklentisini karşılamak için, sonra standartlaşacak, ve bu esnada iş modelleri olgunlaşacak, bu teknolojilerin deneyimi nasıl iyileştireceği, satışları nasıl artıracağı netleşecektir. Off-line giderek online’a benzeyecek, online da giderek off-line’a... Tüketici online’da alışık olduğu bazı kolaylıkları gerçek mağazada görmek istiyor. Tavsiyeler, detaylı açıklamalar, karşılaştırmalar, ve

25 - 31 TEMMUZ 2016

Perakendenin dijital geleceğine hazır mısınız?

benzeri. Hatta daha önce neler almışım, daha önce nelere bakmışım, çok sık kullandığımız işlemler. Fiyat karşılaştırmalar, sosyal ağlarda ürün hakkında yorumların incelenmesi, sıklıkla kullandığımız özelliklerdir. Gerçek mağazada niye olmasın. En azından gerçek mağazaya girdiğimizde mobil cihazımız yanımızda. Diğer yandan web sitesinde veya mobil uygulamada gezinirken, ürünleri hissetmek, evirmek, çevirmek isteriz. Olabildiğince gerçekçi, sanki mağazada elimizde tutuyor gibi. Sanal gerçeklik ve artırılmış gerçeklik bu konuda önemli bir katma değer sağlayabilir. Bu anlamda markanın tüketiciye sunması gerektiği bütünleşik bir deneyimdir. İyi bir hikaye anlatabilmeli, ne sattığı önemli değil, neden sattığı, alınca kendimizi nasıl hissedeceğimiz, hangi ihtiyacımızı gidereceğimiz önemli. Bu ihtiyaçlar giderek sanallaşmaktadır. Bugünlerde PokemonGo furyası yaşanmaktadır. Diğer yandan Florida’da dünyanın en çok konuşulan girişimlerinden birisi yatırım almaya, haber olmaya devam etmektedir, Magic Leap, sanal gerçeklik gözlüğü. Gerçek dünyanın üzerine, fiziki mağazalar ve internet siteleri dahil olmak üzere, yeni sanal bir katma ilave edeceğiz. İster eğitim amaçlı, ister eğlence amaçlı. İster Pokemon yakalamak üzere, ister bir heykeli aydınlanışlara mal etmek üzere (Ingress), isterse hayat kurtarmak veya sadece alış veriş yapmak için.

Veri, veri, söyle bana, en güzel müşteri kim bu diyarda... Veri kalitesi, veri derinliği, algoritma keskinliği, yapay zeka seviyesi, işlem hızı, kampanya kalitesi, risk hesabı, profilleme modeli ve benzeri unsurlar rekabette fark yaratan unsurlar haline gelecek. Görüntü işlemeden, ses tanımaya, doğal dil işlemeden, öngörülerde bulunmaya kadar, bilişim kapasitesi ve yapay zekadan beklentilerimiz her geçen gün artacak. Hava durumu satışları nasıl etkiler, Fenerbahçe yenerse ne olur, yenilirse ne olur, haftanın hangi günü mağaza (online veya off-line) az ziyaret ediliyor, neden, nasıl değişir, ne satmalı, nasıl stock-out olmamalı, gibi sorular otomatik sorulmalı, otomatik cevaplanmalı, gerekli aksiyonlar alınmalı, satışlar maksimize edilmeli, müşteri memnuniyeti sağlanmalıdır. Zor mu? Evet. Peki, mümkün mü? Evet. Galibiyet ve büyüme veri miktarı ve kalitesi, algoritmaların hızı ve keskinliği, soruların kalitesi ve matematiksel modellerin derinliği ile kazanılacak. Buna hazır mısınız? Önerilerimiz Bu dünyada başarılı olmak için, yeni yetkinliklere ihtiyaç vardır. Özellikle tasarım yetkinlikleri ön plana çıkmaktadır. Mekan tasarımı, ara yüz tasarımı, deneyim tasarımı, servis tasarımı, etkileşim tasarımı. Bu tasarımlar ne kadar tutarlı, ne kadar yalın, ne kadar kullanışlı olursa, ne kadar ilgi uyandıran bir hikaye anlatabilirse, o kadar heyecan

verici, o kadar sürükleyici, o kadar bağımlılık yapan bir müşteri deneyimi ve ilişkisi oluşur. Ölüm veya kalım meselesi ‘veri’ üzerinden belirlenecek. Mağazası akıllı olan ile akıllı olmayan arasında çok önemli farklar olacak, rekabet unsuru olacak. Büyük veri, algoritmalar, yapay zeka, otomatik sorular ve otomatik cevaplar, ve daha niceleri. Bir planınız var mı? Hangi yetkinliklere, hangi teknolojilere, hangi partnerlara ihtiyacınız olduğunu biliyor musunuz? Bunun için kesinlikle kapsamlı ve profesyonel bir ‘Bilgi Yol Haritası’ çalışmanız olmalı, posteri ofisinizde asılı olmalıdır. Var mı? Sanal gerçeklik, otomatlar, kiosklar, beacon’lar, dronlar, robotlar, ve daha niceleri. Bir planınız var mı? Kimlerle çalışılır, hangi teknolojiler kurulur, açık kaynak imkanları nelerdir, bu teknolojiler nasıl entegre olur, tasarımda neler dikkat etmek gerekir, hangi iletişim protokolleri en az pil tüketir? Bu soruların cevapları var mı? Peki, bu teknolojiler ne işe yarar, bu yatırımlar nasıl ve ne kadar sürede gelire dönüşür? Bu soruların cevaplarını içeren, vizyonunuzu ve iş modeli öngörülerinizi içeren bir ‘Dijitalleşme Yol Haritası’ çalışmanız olmalıdır. Var mı? Dünya dijitalleşmektedir, dijital dünyalaşmaktadır. Bilginin gücü sizinle olsun. halil@gelecekhane.com


BThaber

Perakende Sektörü ve Teknoloji yaklaşımları

25 - 31 TEMMUZ 2016

DOSYA

19

Mağazacılık ve online satış entegre olmalı Perakende alanında yapılan araştırmalar ve uluslararası anketler, online satış kanalları ile fiziksel mağazacılık arasındaki rekabetin ileriki dönemde daha da yoğunlaşacağını gösteriyor. Kuşaklar arası geçiş ile değişen müşteri profili, perakende sektöründeki tüm paydaşların her alanda çok daha öncelikli olması gerekliliğini ortaya koyuyor. Türkiye’nin önde gelen sektörlerinden perakende sektörü, dijitalleşme ile aslında ilk olarak e-kataloglar sayesinde tanışmıştı. İnternet üzerinden alışverişin hızla yayılması, öncelerde geleneksel mağazacılık anlayışı ile e-ticaret platformlarını karşı karşıya getirse de zaman içinde mağazacılık ve online satış platformlarının entegrasyonu gündeme geldi. Buna müşteri deneyiminin eklenmesi ile dijital dönüşüm süreçleri perakende sektörü için en öncelikli yatırımlardan biri haline geldi. Mikro Yazılım Genel Müdür Yardımcısı Alpaslan Tomuş’un verdiği bilgilere göre rastgele müşteri yerine sadık müşteri, tedarikçi yerine iş ortağı, raftaki mal yerine performansı ölçülebilir ürün gibi kavramların ön plana çıktığı perakende sektöründe işletmelerin, farklı süreçlerini tek bir sistem altında toplaması, yönetmesi ve analiz etmesi gerekiyor. Dolayısıyla mağazalar, marketler ve dağıtım firmaları, bugüne kadar geleneksel yöntemlerle sürdürdükleri yönetim süreçlerini artık değiştirmek zorundalar. Üstelik sıradan yazılımlar çoğu zaman, bu rekabet ortamının gerektirdiği dinamik işletme mantığı açısından yavaş ve yetersiz kalıyor. Müşteri deneyiminin hızla önem kazandığı, fiyat rekabetinin şeffaflaştığı bir ortamda perakende sektörü, mağaza ve online satışları entegre eden dijital yatırımlara yönelmeliler. Perakende sektörünün dijital yatırımlardan temel beklentisi mağaza ile online satışı, müşteri deneyimi ile ürünü, satış ile stok yönetimini birbirine entegre ederek komple bir çözüm sağlamak.

Mikro Yazılım Genel Müdür Yardımcısı Alpaslan Tomuş


HPE İLE İŞ SÜREÇLERİNE KALİTE GELDİ Büyük altyapı değişim projelerinde elde edilen kazanımların iki farklı yüzü olduğunu söyleyen, Aydınlı Grup BT Direktörü Hakan Duran, sözlerini şu şekilde sürdürüyor: “Birincisi herkes tarafından kolayca görülen, programların önyüz ekranının değişimi, daha hızlı çalışması, daha iyi raporlama ve detaylı analiz imkanı gibi kullanıcıların hayatını kolaylaştıran sonuçlardır. Diğer büyük kazanım ise altyapının esnekliği, ölçeklenebilir olması, güvenliğin artması, diğer sistemlerle daha stabil entegrasyon, daha yeni teknoloji ve yazılım kullanımı gibi kısa vadede fark edilmeyen ama yapılmadığında uzun vadede sistemleri çıkmaz sokaklara sürükleyen gelişmelerdir. İkincisinde doğru alt yapı sunulmaz ise hem hedeflenen kazanımlar elde edilemez, hem de arzu edilen sürdürebilirlik sağlanamaz. Biz bu proje sonunda her iki kazanımı da elde ettik ve uzun vadede firmamıza önemli kazanımlar sağlayacağını düşünüyoruz. Bunların her birinin çalıştığımız firmaya çok büyük artı değer ürettiğini düşünüyorum. Bunun rakamsal karşılığını belirtmem oldukça zor olsa da birkaç veri ile projenin sağladığı katkıları sıralayabiliriz. HPE StoreOnce 5100 ile 24 saat süren yedekleme süremiz üçte bir süresine inerken, yedekleme için harcadığımız alan da 3 kat azaldı. HPE 3PAR 8450 All Flash Array ile büyük datalarda disk erişim süreleri 1 ms‘nin altına indirdik. Yeni HPE DL 580 G9 sunucularla ciddi sanal performansı elde ettik. Aynı zamanda bu sunucularla BI süreçlerinde de ciddi zaman kazançları oluşturduk. Yeni nesil güçlü sunucularla beraber donanım sayımızı azaltarak enerji tasarrufu da sağladık. Yeni sunucuları kurarken Artı ve Artı Proje Ekibi ile belirlediğimiz sistematik yapı sayesinde yapısal ve fonksiyonel karmaşıklık ortadan kalktı. Aplikasyon yük dengeleme ve ağ trafiği yönetim sistemleri sayesinde, uçtan uca sistem kontrolünü artık daha kolay yapabiliyoruz. Uzun lafın kısası, proje ne kadar büyük ve karmaşık olursa olsun konusunda uzman Artı ve Artı gibi bir firmayla yola çıkarsanız, ne istediğinizi bilirseniz, hedeflerinizi ve kaynaklarınızı baştan belirlerseniz sonuçta başarıya ulaşırsınız.”

DL 580 Gen9

Soldan Sağa: İsmail NAS - Artı Ve Artı, Hakan Önder - Aydınlı Group Mehmet Mart - Aydınlı Group, Didem Kara - Artı Ve A

Aydınlı Grup geleceğ Enterprise ile ga

50

Aydınlı Grup, Hewlett Packard Enterprise işbir güvenli bir altyap

yıl önce başlayan bir girişim hikâyesi

ile sektörde liderliğe hızla ilerlemeyi amaçlayan

ola¬rak Türkiye’nin önde gelen lider

Aydınlı Grup, elde ettiği başarıyı inşaat sektörü-

perakendecilerinden biri haline ge-

ne de taşımış ve Solarkent, Koruflorya, Vadistan-

len Aydınlı Grup, ka¬liteli hizmet ilkesini benim-

bul projeleri ile Türkiye’de müşterilerin beğenisi-

seyen, evrensel değerlere özen göste¬ren, çevre

ni kazanan yatırımlara imza attı.

bilincine duyarlı üretim yapan ve müşteri odaklı

Hazır giyim sektöründe U.S. Polo Assn., Ca-

çalışma sistemi ile dünya standartlarında yapı-

charel ve Pierre Cardin markaları ile sektörde

lanmayı sürdürüyor. Hazır giyim sektöründe U.S.

li-derliğe hızla ilerlemeyi amaçlayan Aydınlı

Polo Assn., Cacharel ve Pierre Cardin markaları

Grup, elde ettiği başarıyı inşaat sektörüne de

•HPE Proliant DL 580 Gen9 sunucular •HPE 3PAR 8450 AllFlash Array ile yeni nes •HPE StoreOnce 5100 ile 24 saat süren ye


“AMAÇ MÜŞTERİ MEMNUNİYETİNİ KARŞILAMAK” Aydınlı Grup perakende sektöründeki yatırımlarıyla hem Türkiye’de, hem de diğer ülkelerde çok büyük bir ivme ile büyümeye devam ettiğini söyleyen Aydınlı Grup BT Direktörü Hakan Duran, sözlerini şöyle sürdürüyor: “Bu büyüme hem iç hem nihai ve müşterilerimizin değişen beklentilerini en hızlı şekilde karşılama ihtiyacı teknolojik alt yapının da çok hızlı şekilde iyileştirilmesini gerektiriyor. Günün en son teknolojik olanakları ile donatılmış olan işletmeler ile faaliyete devam etmek iş hayatının beklentilerini karşılamak ve zorlu rekabet şartlarında güçlü kalabilmek önemli bir koşuldur. Sistemler arası bilgi alışverişi ise artık sadece şirket içindeki sunucularımızı kapsamıyor, farklı amaçlarla ve yöntemlerle tüm dünya çapında bilgi alışverişini yönetmek durumunda kalıyoruz.

ğini Hewlett Packard aranti altına aldı

rliği ile dijital dönüşüm projelerini verimli ve pı üzerine oturttu. taşımış ve So¬larkent, Koruflorya, Vadistanbul

lett Packard Enterprise ile ilerlemenin en doğru

projeleri ile Türkiye’de müşterile¬rin beğenisini

seçim olaca¬ğına karar verildi.

kazanan yatırımlara imza attı. Aydınlı Grubu bu projede kullanılan HPE Artı ve Artı ile eskiden beri süregelen işortak-

Proliant DL580 Gen9 Sunucu, HPE 3PAR 8450

lığı çerçevesinde Aydınlı Grubu’nun iş hedefleri

Veri Depolama ve HPE StoreOnce 5100 Veri

doğrultusunda proje detaylandırıldı. Aydınlı Gru-

Yedekleme ürünleriyle önümüzdeki 5 yıl bo-

bu’nun bu beklentilerini karşılamak üzere yapı-

yunca bir çok ihtiyacını karşılayacak olan tek-

lan değerlendirmede, teknoloji devi olan Hew-

nolojik altyapıya sahip olmuş oldu.

rla sanal ortam performans artırıldı. sil ile erişim süresi 1 ms’nin altına indirildi. edekleme süresini 60% oranında azaltıldı.

Değişen müşteri eğilimleri ve yeni nesil teknoloji eğilimleri ile beraber dijital dönüşüm sürecinde giren Aydınlı Grup, mimari yapı değişimini ve ağ bağlantılarını yenilemeyi de projeye dahil ederek daha kapsamlı bir dönüşüme başladı. Proje hazırlık aşamasında oldukça detaylı bir analiz süreci yaşayan şirket, kullanılan sistemlerin çokluğu, tüm sistemlerin birbiriyle iletişim içinde olması gibi nedenlerden dolayı mevcut yapının haritasını çok net bir şekilde ortaya koydu. Analiz süreci sonunda yeni yapıyı teorik olarak inşa ederek gerekli donanım ve yazılım opsiyonlarını belirleyen Aydınlı Grup, bu süreçte hem donanım tarafında hem de yazılım tarafında farklı opsiyonları değerlendirerek partner firmalardan fiyat tekliflerini aldı. Partner firmaların deneyimlerinden yararlanan ve tavsiyelerini göz önüne alarak projede gerekli değişiklikleri yapan Aydınlı Grup, nihai yapıyı belirlerken çalışacağı firmayı da bu noktada belirledi. İlk görüşmeler ile sistemlerin sipariş edilmesi arasında bir kaç aylık bir süre geçerken, donanımların ve yazılımların teslim edilmesi ile kurulum süreci başladı ve yaklaşık iki aylık bir süre içinde tüm yeni sistemler çalışır halde teslim edildi.

advertorial

p, Ufuk Güreşir - Aydınlı Group, Hakan Duran - Aydınlı Group, Artı, Müjdat Kızılay - Hewlett Packard Enterprise

Aydınlı merkezine ‘müşteri’yi almış, müşterinin artık kişisel tercihlerine göre ürün önerilerinde bulunmayı, kişiye özel bir alışveriş keyfini yaşatmayı sağlayacak bir alt yapıyı kurguluyoruz. Bunun içinde ‘hızlı’ ve ‘güçlü analitik’ sistemleri tercih etmek zorunda olduğumuzu gördük. Şimdiki ve yakın gelecekteki beklentileri karşılayabilmek, ihtiyaçlarımıza göre donanım yapısını güncellemek, sistem yapısını basitleştirip karmaşıklığı azaltmak, sistem sürekliliğini sağlamak, riskleri azaltmak ve diğer sistemlerle entegrasyon kabiliyetini artırma ihtiyacıyla çözüm sürecine girdik.”


22

DOSYA

BThaber

Perakende Sektörü ve Teknoloji yaklaşımları

25 - 31 TEMMUZ 2016

Sürdürülebilir dijital stratejiler için adımlar atılmalı Rekabetin artması ile birlikte dijital itibar önemini artırmaya başladı. Fiyatların daha şeffaf olması ve müşteri memnuniyetinin daha önemli hale gelmesi ile şirketler dijital dönüşüm sürecine girmek zorundalar. Artan dijitalleşme, özellikle perakende sektöründe büyük bir hareketliliğe neden oldu. Tüketicilerin tercihlerinin ve satın alma alışkanlıklarının da değişmesine yol açan dijitalleşme ile birlikte şirketler dijital stratejilerinin sürdürülebilirliğini sağlayacak önemli adımlar atmak durumundalar. Ürün, müşteri verilerinin entegrasyonu ve kurumsal altyapı sistemlerinin sürdürülebilir bir iş modeli ile uyumlu hale getirilmesinin bir gereklilik olduğunun altını çizen Treo Bilgi Teknolojileri Genel Sektör Satış Müdürü Derya Hacıfazlıoğlu, “Aynı zamanda tüm verilere eş zamanlı ulaşılabilmesi de perakende sektörünün gelişmesini sağlayacak temel yapı taşlarından biri olarak karşımıza çıkıyor. Perakende alanında hizmet veren şirketler öncelikle iş süreçlerini, hizmetlerini ve sistemlerini analiz etmeli, kendilerine uygun hizmet, müşteri portföyü, uygulama ve çözümleri

belirlemelidirler” dedi. Treo Bilgi Teknolojileri Genel Sektör Satış Müdürü Derya Hacıfazlıoğlu, açıklamalarını şöyle sürdürdü: “Dönüşüm süreci boyunca perakende sektöründeki oyuncuların her zaman teknolojiyi en etkin ve rasyonel bir biçimde uygulayan şirketler olmaları gerekiyor. Bunun için bu süreçte; BT yönetim stratejileri, iş sürekliliği, felaket kurtarma, ağ altyapısı, güvenlik altyapısı, yedekleme alanlarına yatırım yapılmalı ve bu alanlardaki tüm sorunlara hazırlıklı hale gelinmelidir. Tüm dijital altyapı sistemlerinin sipariş yönetimi, geçmişten bugüne olan veriler ve satın alma işlemlerinin birbirine entegre olması gerekiyor. Dijital satış süreçlerinin iyi yönetilmesi ise karlılığın artması ile birlikte rekabet avantajına da artı değer kazandırıyor. Perakende sektöründeki şirketler teknolojik uygulamaların hızlı, kolay ve ulaşılabilir olmasına dikkat etmelidirler. Şirketler prestijlerini korumanın ve artırmanın yanı sıra zaman ve para kaybının da önüne geçmek istiyorlar. Dijital dönüşüm ile birlikte sistemlerin kullanımının kolaylığı, özellikle dijital felaketlerde ve acil durumlarda hızlı

devreye girme gibi özellikler de gittikçe önem kazanıyor. Çünkü dijital felaketlere uğrayan şirketler yüzde 93’ü faaliyetlerine en fazla 5 yıl içinde son vermek zorunda kalıyorlar. Bu düşünceden yola çıkarak ciddi bir kaynak ayırarak Clonera’yı geliştirdik. Ar-Ge çalışmalarımızda bütün bu süreci ve şirketlerin beklentilerini göz önünde bulundurduk. Ana çıkış noktamız ve felsefemiz de Şirketlerin dijital süreçlerini hiçbir kayba uğramadan sürdürebilmelerinin önünü açmaktır. İş sürekliliği ve felaket kurtarmanın karmaşık süreçlerini işin uzmanına bırakmak, BT hizmetlerini güven altına almak, böylelikle her koşulda hazır, kolay, gerçek ve bütünleşik bir çözüm sunmaktır. Bu şekilde BT bölümleri, kurumlarının vizyonuna yönelik iş geliştirme süreçlerine daha çok zaman ayırabiliyorlar. Böylece bütünleşik iş sürekliliğine ihtiyaç duyan şirketler beklentilerine paralel bir şekilde dönüşüm sürecini yönetirken; altyapı, veri merkezi ve insan Kaynağı maliyetlerini de minimum düzeye indiriyor ve karlılıklarını artırıyor.”

Treo Bilgi Teknolojileri Genel Sektör Satış Müdürü Derya Hacıfazlıoğlu

Tüketici ile bağlantılar daha da güçlendirilmeli Perakende sektörü; yapısı itibarıyla çok dinamik ve doğrudan son kullanıcıya ulaşan bir sektör olduğu için hız ve teknolojinin de diğer sektörlere nazaran çok daha önemli olduğu sektörlerin başında. Her geçen gün artan mobil kullanım oranı ve sosyal medya ağları ise

perakende sektöründeki firmaların dikkate almak zorunda olduğu dijital dönüşümü kaçınılmaz kılıyor. Bu gerçek karşısında, Detaysoft Satış ve Pazarlamadan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Evrim Akpınar’a göre, dijital dönüşüme hazırlık aşamasında şirketlerin iş yapış tercihlerini

değerlendirecekleri ve dijital çağın gereklilikleri ile mevcut süreçlerinin karşılaştırmasını ve analizini yapacakları bir çalışma yürütmeleri gerek. Bu çalışma sırasında firma çalışanları ile müşterilerinden fikirler alınması, şirket kültürü ile bu fikirlerin harmanlanması önemli. Evrim Akpınar, dijital dönüşüm süreçlerini şöyle anlatıyor: “Dönüşümün şirket dışı ve nihai tüketiciler ile olan bağlantısı gerek mevcuttaki müşteriler gerekse müşteri adaylarının firma üzerinde yoğunlaşmasını sağlayacak süreçleri kapsamalı. Bunlardan ilki mevcut ERP ürünlerinin çağın gereklerine ne kadar ayak uydurabildiğinin belirlenmesi ve gerekli ise mobil sistemler ile bağlantılı, müşteri tercihlerinin planlamada etkin olarak kullanılabildiği ve büyük veri yönetiminin sağlanabildiği ürünler ile değiştirilmesi. İkinci aşamada internet üzerinden alışveriş imkânını müşterilerine sunmak için internet sitesi tasarımı yapılmalı ve firmanın ürünleri çevrimiçi ortamda müşterilerin beğenisine sunulmalı. Şirketin mobil ortamlardaki uygulamaları geliştirilmeli ve mobil tüketici ile şirketi ve ürünlerini tüketicinin dilediği zaman ve istediği yerde

görebilmesi ve siparişini verebilmesi sağlanmalı. Son aşamada ise özellikle dijital dünyada tüketicilerin yeni ürün ya da kampanyaları daha çabuk benimsemesini sağlayacak oyunlaştırma öğelerini kullanmak ve marka bilinirliliğini gözeterek sosyal medya ve mobil ortamlarda bu öğeleri konumlandırmak gerek.” Konu, ‘perakende şirketlerinin iş süreçlerinin yöneticilerinin teknolojiden beklentileri’ olunca, Evrim Akpınar’a göre, dijital dönüşümü de ‘şirket içi’ ve ‘şirket dışı’ olarak iki başlıkta ele almak gerek. Şirket içinde çalışanların hemen hemen hepsinin akıllı cep telefonları, artan rekabette yoğun olarak çalıştıkları mesai dilimleri ve karar vermeleri gereken gün içinde onlarca iş süreçleri bulunmakta. Dijital dönüşümün şirket içi bacağı; çalışanların özellikle karar verme süreçlerinde teknolojiden faydalanarak analizleri görebildiği ve cep telefonları ile mobil diğer ürünlerden onaylarını oluşturabildikleri, ERP sistemleri ile bağlantılı uygulama ve sistemlerin oluşturulması. Bu sayede analık kararların alınabildiği, iş süreçlerinin ötelenmediği ve çalışan bağlılığının üst seviyeye ulaştığı bir yapı da sağlanabilir.


BThaber

Perakende Sektörü ve Teknoloji yaklaşımları

25 - 31 TEMMUZ 2016

DOSYA

23

Büyük veriden küçük veriye ulaşılabilmeli İçinde bulunduğumuz dijital ekonomi döneminde firmaların ayakta kalabilmek için dijital dönüşüme ayak uydurmaları gerekiyor. Dijital dönüşümün en yoğun yaşandığı sektörlerden birini perakende sektörü oluşturuyor. 2020 yılı itibariyle 9 milyar kişinin mobil teknoloji kullanacağı, 50 milyarın üzerinde cihazın da birbirine bağlı olacağının tahmin edildiğini belirten Vektora Genel Müdürü Turgay Piyadeoğlu, şu bilgileri Verdi: “Bu ön görüler ve günümüzdeki var olan durum değerlendirildiğinde, tüketicinin merkezde olduğu yapılara ihtiyaç olduğu ortaya çıkmaktadır. Perakende sektöründe gıda, elektronik, kitap, film, müzik, giysi ve ayakkabı, ev aletleri gibi birden fazla mağaza içeriğine göre tüketici davranışları farklı olmakla beraber dikkate alınması gereken teknolojik yaklaşımlar benzeşmektedir. Perakende sektöründeki firmalar, çoklu kanal uygulamaları başarıyla

hayata geçirmeli. Tüketici akıllı telefonlar, PC’ler, sanal, fiziksel mağaza, giyilebilir teknolojiler, dijital medya, kiosk, tablet, fiziksel kataloglar gibi birçok kanalda tutarlı ve aynı veriye ulaşabilmelidir. Aynı zamanda firmaların da tüketiciyi tüm bu kanallardan yakalama ve benzer içeriği sunmaları gerekmektedir. Tüketicinin 360 derece tanınması, tüketiciye özel promosyon ve içerik sağlanması gibi tüketicinin kalıcı olmasını sağlayacak yöntemlerin uygulanması ve bütün bunların gerçekleşebilmesi için kurumun dijital bir kurum haline gelmesi önemlidir. Bu noktada SAP Hybris Omni-channel ticaret çözümüyle biz de şirketlere, her kanaldan müşteriye erişmelerinde ve müşteri segmentasyonu yapabilmelerinde destek sunuyoruz. Dijital dönüşüm süreci öncelikle dijital bir strateji planını gerektiriyor. Şirketler ihtiyaçları doğrultusunda sosyal medya, mobil uygulamalar,

büyük veri, bulut çözümler ve nesnelerin interneti( IoT) gibi dijital dönüşümün temel taşları olan teknolojik yaklaşımları kurumlarında uygulayacak yöntemleri belirlemeliler. Şirketlerin arka ofis uygulamaları da belirtilen teknolojileri destekleyecek yapıda olmalı. Perakende sektörü dinamik yapısı dolayısıyla çok fazla veri üretiyor. Firmalar, yeni yatırımlarına doğru karar vermek için bu verileri toplayabilmeli, veriyi toplamanın yanı sıra bunu uygun şekilde işleyip doğru analizleri yapabilmeliler. Yani büyük veriden küçük veriye ulaşmak zorundalar. Bunun için de uygun firmaya uygun teknolojiye yatırım yapılmalı. Perakende sektörü yöneticileri için sektörün dinamik oluşu ve son kullanıcısının çok fazla olması, büyük verinin hızlı analizini ve bu verileri piyasa verileriyle değerlendirerek doğru tahminleme yapmayı değerli kılıyor.”

Vektora Genel Müdürü Turgay Piyadeoğlu

Müşteri deneyiminde standartlar sağlanmalı Dijital dönüşüm, özellikle perakendede önemi ağırlıklı hissedilen kusursuz müşteri deneyimi beklentisine yanıt vermesi, aynı zamanda da yeni nesil iş yapış biçimlerine adaptasyon bakımından teknoloji, süreç ve kültürel bir dönüşümü içeriyor. Bir ‘bing bang’ yaklaşımı yerine, bu kültürel dönüşümü benimsemek ve bu sürecin uzun soluklu bir yolculuk olduğunu kabullenmek ilk adımı oluşturuyor. Kusursuz müşteri deneyimini ve sürekliliğini hedefleyen digital dönüşümde başarıya ulaşabilmek için, inovatif ve metodolojik bir yaklaşımla, amacı ve kapsamı belli pilotlar seçerek; hızlı kazanımlar sağlayacak alanlar üzerinden ilerlemek önemlidir. Digital dönüşüm çalışmalarında, teknoloji, süreç ve insan olmak üzere üç temel düzeyde köklü bir kültürel değişim şart. Komtaş Bilgi Yönetimi Genel Müdürü Yüksel Çomak’ın verdiği bilgilere göre, müşteri deneyiminin sürekli iyileştirildiği ve müşteri ile dijital etkileşimin sürekliliğinin sağlandığı; mobilite, analitik ve veriden faydalanarak; müşteriye doğru ürünü, doğru zamanda, doğru kanaldan ve bütünsel bir deneyim ile sunabilmek, dijital dönüşüm süreçlerinin amaç ve kapsamını ortaya koyuyor. Yükselen müşteri beklentileri; her kanalda her seferinde sıfırdan başlayan bir deneyim yerine tanıyan, anlayan, konuşan ve doğru öneriler sunan

Komtaş Bilgi Yönetimi Genel Müdürü Yüksel Çomak yapılara yöneliyor. Geçmişte, sınırlı sayıda olan satış kanallarının artarak çeşitlenmesi, mobilitenin ve sosyal medyanın kullanım oranları, müşteri deneyiminde standartların sağlanmasını da zorunlu hale getiriyor. Müşteri deneyimine odaklanan ve müşteri deneyiminin tüm kanallar ve araçlar boyunca orkestrasyonu

işlevini üstlenerek, müşteri deneyiminin sorunsuz, entegre ve tutarlı olmasını amaçlayan çoklu kanal yatırımıyla; bütün kanallarda maksimum standart ve kalitenin sağlanması, müşterinin mağazadaki, web sayfasındaki, mobil cihazındaki tüm hareketlerinin bilinmesi ve müşterinin kaldığı yerden deneyimine devam edebilmesini sağlayabilecek

yatırımlar da dijital dönüşümün önemli bir parçasını oluşturuyor. Mobil ve analitik teknolojilerin müşteri deneyimini sürekli olarak iyileştirecek ve bunun sürekliliğini sağlayacak, teknolojiler olduğunun altını çizen Yüksel Çomak, şunları kaydetti: “Müşteri analitiği ve müşteri ile etkileşim, teknik açıdan iki önemli yaklaşım ve her ikisinde de, verinin önemi çok büyük. Müşteri analitiği müşteriyi tanıma, müşteriye doğru ürün ve doğru kampanya sunma, müşterinin 360 derece müşteri görüntüsünü elde etmek üzere değer yaratırken, çoklu kanalda, analitik ile desteklenen müşteri deneyimini, başta mobilite de olmak üzere istenilen yerde ve zamanda kusursuz kılmak dijital dönüşümün önemli amacıdır. Veriler farklı uygulamalar içinde farklı sistemlerde dağınık halde bulunurlar, bu dağınık yapıdan kaynaklanan veri kalitesi sorunlarının giderilmesi, aynı zamanda sosyal medyadaki anlık davranışların da müşteriyi tanıma sürecine dahil edilmesi gibi öncelikler, 360 derece tekil müşteri görünümü elde edilmesi içi gereken teknolojik yatırımı kritik derecede önemli kılmaktadır. Önde gelen sektörel araştırmalar ve pratikler göstermektedir ki, büyüyen verinin de hayatımıza girmesiyle birlikte müşteri odaklılık için atılması gereken ilk adım 360 derece tekil müşteri görünümü elde etmektir.”


24

DOSYA

BThaber

Perakende Sektörü ve Teknoloji yaklaşımları

25 - 31 TEMMUZ 2016

Dijital Dönüşüm stratejileri önem kazanıyor Günümüzde perakende sektörü, dünyada ve Türkiye’de, demografik değişim, ekonomik güçteki değişim, hızlanan şehirleşme oranları, iklim değişikliği, teknolojik ilerlemeler ve hızlı değişen müşteri ihtiyaçları gibi küresel ve yerel trendlerin yoğun etkisi altında. Buna bağlı olarak da perakende sektörünü bekleyen temel değişim alanlarından biri ‘dijital dönüşüm’. Perakende sektörünün, karşı karşıya olduğu temel zorlukları etkili ve sürdürülebilir bir biçimde çözmek için, teknolojik gelişime ayak uydurması ve dijitalleşerek gelişme fırsatını iyi değerlendirmesi bu nedenle önemli. Perakende için kritik önem taşıyan mevcut müşteri tabanını koruma, yeni müşteriler kazanma ve operasyonel verimlilik yaratma konularında başarılı olmak, böylece rekabet gücünü artırmak için Dijital Dönüşümü iyi kavramak gerek. Bu tespiti yapan Vodafone Türkiye İcra Kurulu Başkan Yardımcısı Engin Aksoy’a göre, Türkiye’deki perakende firmalarının dijital perakendecilik trendlerine ayak uydurmalarını ve müşteri taleplerine hızlı cevap verebilmelerini sağlayacak Dijital Dönüşüm stratejilerinin ve teknolojik altyapının hayata geçirilmesi önemli. “Bu noktada kendimizi işletmelerin “dijital iş ortağı” olarak konumlandırıyor ve uçtan uca tüm ihtiyaçlarında yanlarında oluyoruz” bilgisini veren Engin Aksoy, şöyle devam ediyor:

Vodafone Türkiye İcra Kurulu Başkan Yardımcısı Engin Aksoy

Birçok başlıkta tam destek “Bu hedefle, Temmuz 2014’te hayata geçirdiğimiz “Yarına Hazırım Platformu” ve “Vodafone Dijitalleşme Endeksi” ile işletmelerin kurumsal çözüm ve teknoloji ihtiyaçlarını tespit ederek süreçlerini optimize etmelerine destek oluyor ve daha etkin çalışmalarını sağlıyor, işletmelerin dijital olgunluğunu ölçüyor ve dijital yol haritalarını çiziyoruz. Vodafone Dijitalleşme Endeksi kapsamında dijitalleşmeyi 4 ana başlıkta incelemeye ve çözümler sunmaya devam ediyoruz. Bunlardan ilki olan dijital hizmetler,

kurumların müşterileriyle iletişim kurduğu kanalların dijitalleşmesinin değerlendirilmesini kapsıyor. Çağrı merkezlerini, iBeacon’ı ve mobil uygulamaları, bu başlık altında sunuyoruz. Bir diğeri ise dijital operasyonlar. Bu bölüm, kurumların iç operasyon ve süreçlerinin dijitalleşmesinin değerlendirilmesini kapsıyor. M2M çözümlerini, mobil formları ve lokasyon hizmetlerini bu başlık altında sunuyoruz. Dijital Teknoloji Platformları ise kurumların sahip olduğu teknolojik altyapıların değerlendirilmesini kapsıyor. Veri merkezini, sanal ağı ve bulut santral çözümlerini, bu başlıkta sunuyoruz. Bilgi güvenliği kapsamında ise kurumların müşteri verilerini korumak için gerekli olan güvenlik çözümleri var. Mobil Cihaz Yönetimi, Veri Kaybının

Deneyİm ekonomİsİnİn gücü artıyor Sektörün, dijital teknolojilerin gücünden faydalanması ve bunu bir iş fırsatına çevirmesi kaçınılmaz bir gereklilik. Yani Engin Aksoy’un belirttiği gibi, perakendede ‘dijital’ olmayan, ‘demode’ olmaya mahkum olacak. Bugün, yaşamımızın her anında ve alanında mutlaka bir mobil teknoloji var, Aksoy’un tabiriyle ‘her şey mobil, mobil de her şey olacak’. Buna bağlı olarak, müşteri de daha çok ilgi ve düzenli bilgi akışı talep ediyor. “Perakendede deneyim ekonomisi ağırlık kazanıyor” diyen Aksoy ekliyor: “Şirketlerin sadece tüketiciye ulaşmada değil, enerji tasarrufu ve verimlilik gibi konularda da avantajlı hale gelmeleri için dijitalleşme önemli. Perakende firmalarını Dijitalleşme Endekslerini ölçerek Dijital Dönüşüm yolculuğunda gerekli adımları atmaya davet ediyoruz.”

Önlenmesini (DLP) ve DDoS Atak Önlemeyi de kurumlara bu başlık altında sunuyoruz. Dünya çapında 15 bin 500 mağazamız, 462 milyon müşterimiz, aktif olduğumuz 26 ülkeye ek olarak 58 ülkede daha sürdürdüğümüz iş ortaklıklarımız ve 50 bin perakende uzmanımız ile büyük bir perakende şirketiyiz.” Geçtiğimiz Mayıs ayında, Birleşmiş Markalar Derneği (BMD) ve PwC Türkiye ile “Geleceğe Hazırlanırken Türkiye Perakende Sektörü” adıyla, perakende sektörünün ana konularını ve gelişim alanlarını ortaya koyan bir rapor hazırladıklarını hatırlatan Engin Aksoy, ekliyor: “Bu rapor perakende sektörünü bekleyen temel değişim alanlarından birinin Dijital Dönüşüm olduğunu gösteriyor ve markalara perakende sektöründeki hızlı dönüşümü yakalamayı kolaylaştıracak bir yol haritası sunuyor. Perakendede Dijital Dönüşümün 2023’e kadar Türkiye genelinde 675 bin kişiye yeni iş kapısı açması bekleniyor.” Giderek artan bir ivmeyle ezberleri bozmaya devam edeceği öngörülen dijitalleşme trendi karşısında şirketlerin de en kısa sürede bu değişime ayak uydurması gerek. Zira, Engin Aksoy’un da işaret ettiği gibi, dijitalleşme, şirketlerin gelecekteki varlığı açısından gerekli. Bu kapsamda şirketler, hızla dijitalleşen müşterilerin ihtiyaçlarını akıllı ürün ve hizmetler ile karşılarken, sahip oldukları dijital süreç ve yetenekler sayesinde daha yalın, verimli ve çevik organizasyonlar haline gelebilecek.


BThaber

BİLİŞİM DÜNYASI

25 - 31 TEMMUZ 2016

Handan Aybars Konu teknoloji olunca en yeni ürünü almayı seviyor, ‘pahalı olan iyidir’ diyoruz ama güvenlikte gidip en ucuzunu almaya çalışıyoruz. “Bu yaklaşımın özellikle güvenlik konusunda değişmesi gerek” uyarısını yapan Intel Security Türkiye - Azerbaycan Bölge Direktörü İlkem Özar’ın da dikkat çektiği gibi, eskiden belli başlıklarda alanının en iyi ürün veya çözümlerini konumlandırmak yeterli olurdu. Ama bugün bu yapılar kendi aralarında konuşup entegre bir yapı oluşturmuyorsa, o zaman etkili de olmuyor. Yani ürünün özelliğinin yanında, entegrasyon becerisi ve yetkinliği, sağladığı verim önem taşıyor. İlkem Özar’ın verdiği örnek gibi, bir futbol takımı en iyi oyuncusu ile değil, 11 oyuncunun birbiri ile uyumlu performansı ile maçta galip gelir. Güvenliği de buna benzetmek mümkün. Ama dış kapı ve iç kapılardaki görevliler birbirleri ile konuşmuyorlarsa, büyük bir problem var demektir. Bu problemin yaygınlığı da saldırı türlerinde çeşitliliği beraberinde getiriyor. Oysa entegre sistemle bir anomali halinde alarm durumuna geçiliyor, tüm uç noktalar haberdar ediliyor. Böylece Özar’ın tabiriyle, kurulan entegre, gerçek zamanlı ve çok farklı veri kaynakları ile sürekli öğrenen bir güvenlik yapısı söz konusu oluyor. Tüm kapılardaki güvenlik unsurlarının birbiri ile kesintisiz iletişiminin sağlanmasının gerekliliğini, küresel şirketler ve Türkiye’de güvenliğe bakışı İlkem Özar ile konuştuk: n Ortak hareket artık bir gereklilik mi? Evet, güvenlik firmalarının da ortak hareket etme bilincinde olması önemli. Bu bir yatırım maliyeti demek olsa da, olası bir risk halinde yaşanacak kayıplar çok daha yüksek olabilir. Kurumsal yapı ve öncelikler ışığında danışmanlık desteği alarak bir yapı kurgulamak çok önemli. Bu konuda farkındalık ve gelişim var ama yeterli değil. Sadece BT güvenliği yerine, tüm kurumsal güvenliği sağlayacak bir kurgu önemli. Uç noktalarda farklı çözümler konumlandırmak

ENDPOINT GÜÇLÜ BİR TEMEL “Şu an en önem verdiğimiz konu Endpoint. Biz artık bu başlıkta sadece korumadan çıkıp, mutlaka düzeltmeye de geçiyoruz ve yeni ürünümüz Active

Response’a ağırlık veriyor, Endpoint ile rekabetin de bu şekilde gelişeceğini öngörüyoruz. Küresel gelişim de bu beklentimizi destekliyor. Bu, Türkiye’de

de ağırlık verdiğimiz bir başlık. Endpoint ile güçlü bir temel attık ve bunun üstüne yine güçlü katlar çıkabiliyor, entegrasyon gücünü sürekli geliştiriyoruz.”

Güvenliğe hak ettiği önemi verme zamanı Intel Security Türkiye - Azerbaycan Bölge Direktörü Özar’a göre, entegre, gerçek zamanlı ve farklı veri kaynakları ile sürekli öğrenen bir güvenlik yapısı şart.

Intel Security Türkiye - Azerbaycan Bölge Direktörü İlkem Özar kadar, bu çözümlerden kimlerin sorumlu olduğunu da saptamak şart. Yani insan kaynakları birimini de dahil eden bir sorumluluk yapısı ortaya konulabilmeli. Bu, gerçek anlamda verimli entegrasyonu da sağlar. Güvenliği entegre eden merkezi yapının bakış açısı bu şekilde geliştirilebilmeli. n Türk şirketlerinin bu konuda yetkinliğini nasıl değerlendiriyorsunuz? Telekom şirketleri ve özellikle bankalarda bu güvenlik bakış açısının yerleşik olduğunu görüyoruz. Bu yaklaşım kamuda da kendini gösteriyor, ama gelişmesi gerek. En zayıf olanlar ise orta ölçekli firmalar. Onlar farkında değiller, ama çok iyi birer hedefler. Bu konuda

yaptıkları yatırımlar da yüzeysel kalabiliyor. Onlar için güvenlik çözümlerinde fiyat odaklılık öne çıkıyor. İşte bu nedenle her ölçekte şirkete günümüzde nasıl bir güvenlik yapısı kurmaları gerektiğini baştan sona anlatmak lazım. Yani önce farkındalık geliştirmek şart, çünkü riskler git gide çeşitleniyor. Bu, kurum içinde ‘güvenlik sorumluluğu’ başlığında ayrı bir görevlendirmeyi gerekli kılıyor ve ‘bilgi güvenliği yetkilisi’ gibi görevlendirmeler kurumsal hiyerarşilerde öne çıkıyor. n Yani ‘Güvenlik sadece BT biriminin işi değil’ diyebilir miyiz? Evet. BT biriminde sadece bu konuda yetkili bir isim olmalı ve kurum bütünündeki farkındalıkla

paralel hareket edebilmeli. Yurt dışında bu oluşum var ve Türkiye’de de bazı firmalarda, özellikle bankalarda bunu görüyoruz. Ama daha yaygın olmalı. n Riskler ne yönde çeşitleniyor? Farklı amaçlar var. Türkiye’de yetkin bilgisayar ve internet kullanımı var, ama teknolojiyi kullanırken gereken önlemleri yeterince almıyoruz. Oysa gerekli önlemleri almaya alışmamız lazım. Sonuçta evden çıkarken kapınızı açık bırakmazsınız ama bilgisayar veya mobil cihazda bu gereklilik göz ardı edilebiliyor. Bu da Türkiye’yi her türlü saldırıda hedef haline getirme potansiyelini taşıyor. Jeopolitik olarak da karışık bir bölgedeyiz. Bu da risklerin artmasına

25

yol açıyor. Olası kayıpların maliyeti çok daha büyük ve bu konuda karar vericiler maliyet hesabı yaparken yeterince geniş bakamıyor. Aslında bir bütün olarak sigorta mantığının yerleşmesi gerek. n Bir araştırmanızda bulut bilişim ve güvenlik bağına dikkat çekiyorsunuz. Bu konuyu Türkiye özelinde nasıl değerlendiriyorsunuz? Araştırmada ana mesaj şu: Gelecek 5-10 yılda bulut bilişim yatırımları artacak. CIO’ların yüzde 80’ine yakını bunu belirtiyor. Bulut bilişim güvenliği bu yönüyle öne çıkıyor. Bulut bilişimin gelişmesi için Türkiye’de bazı gereklilikler var. Sonuçta hem bulut bilişim kullanımına imkan tanıyan hem bulut yapısında güvenli olmayı sağlayan bir takım düzenlemeler gerekli. Bu ciddi bir veri merkezi işi. Türkiye’de bu alanda belli ölçekte hazır olan yerler var. Ben Türkiye’de çok büyük kurumlardan ziyade, yine orta ve küçük ölçekli kurumların özellikle belli iş pratikleri olmayan uygulamalarda rahatlıkla verilerini bulut yapısına taşımaları gerektiğini düşünüyorum. Örneğin Avustralya’da e-postaların yüzde 80’i bulutta konumlanıyor ve bu rakamın artması bekleniyor. Bizim yatırımlarımıza baktığımız zaman da küresel bazda özellikle e-posta tarzı işlerin daha fazla buluta kayacağı, uç noktada güvenliğin daha rahat hareket edebileceği öngörülüyor. Sonuçta Endpoint sadece bir antivirüs değil, birçok farklı özelliği içinde barındırıyor, tüm entegre sistemin eli kolu oluyor. n Şirketler neler yapmalı? Şirketlerin İK ve kurumsal politikalar, öncelikler gibi başlıklarda kendi yol haritasını çizmesi gerek. İş yapma biçiminde ezberler bozulmalı. Şirketler bu konuda adım atıp kendi yol haritalarını oluşturmakta güçlük çekiyor. Intel Security olarak, bu konuda gereklilikleri çok uzun zaman önce gördük ve şirketlerin bu yeni bakış açısını benimsemesi lazım. Özellikle de güvenlikte. Çünkü saldırılar ve bunların amaçları artık çok değişti, çeşitlendi.


26

BThaber

BİLİŞİM DÜNYASI

25 - 31 TEMMUZ 2016

Haber Merkezi EMC Güvenlik Birimi RSA, çevreye dayalı çözümlerdense tespit ve tepki teknolojilerine yatırım yapan kurumların siber tehditlere karşı daha iyi bir savunma kurduğunu gösteren veriler yayınladı. Yılda bir kez yapılan ve 81 ülkeden, 24’ün üzerinde sektörden 878 katılımcının anket sonuçlarını bir araya getiren ikinci RSA Siber Güvenlik Yetersizliği Endeksi, geçen yılki katılımcı sayısının iki katından fazlasına ulaştı. Rapor, üst üste iki yıldır gerçekleştirilen anketin bu yılki katılımcılarının yüzde 75’inin ciddi şekilde siber güvenlik riskine maruz olduğunu gösterdi. Özellikle Tehditlere Karşı Verilen Yanıt (Incident Response IR) alanındaki becerileri çok yetersiz kalıyor. Kurumların neredeyse yarısı temel IR becerilerini “geçici” veya “yok” olarak belirtti. Bununla birlikte, işletmelerini etkileyen bir güvenlik tehdidiyle bir kez karşılaşmış olan kurumların, siber güvenlik yetenekleri artıracak programlara önem verdiği görülüyor. Anket, aynı zamanda çoğu kuruluşun siber riskin faaliyetlerini nasıl etkileyebileceğini anlamadıkları için siber güvenliği iyileştirme çabalarında zorluk çektiğini gösteriyor. Siber güvenlik araştırmasına göre her boyuttan, her sektörden ve her coğrafyadan kurumun karşılaştığı tehditlere karşı hazırlıksız hissettiğini belirten EMC Güvenlik Birimi RSA Başkanı Amit Yoran, “Güvenlik konusunda düşünme şeklimizi değiştirmemiz, sadece engellemekten fazlasına odaklanmamız, tespit ve tepkiyi vurgulayan bir strateji geliştirmemiz gerekiyor. Kurumların erkenden yeni gündemler belirlemesi, kapsamlı stratejiler oluşturması ve harekete geçmek için bir ihlali beklememesi gerekiyor” dedi. Sütten ağzı yanan yoğurdu üfleyerek yiyor RSA Siber Güvenlik Yetersizliği Endeksi’nin sonuçları, sıkça güvenlik olayları tespit eden ve deneyimleyen kurumların becerilerinin gelişmiş veya avantajlı olma ihtimalinin yüzde 65 daha yüksek olduğunu ortaya çıkardı. Bu da düzenli olarak güvenlik tehditleriyle uğraşan kurumların güvenlik programlarını desteklemek için aldıkları önlemleri

Siber tehdit farkındalığı hala çok alt düzeylerde RSA’in 81 ülke gerçekleştirdiği ankete göre, katılımcıların yüzde 75’i ciddi şekilde siber güvenlik riskine maruz kalmış ve birçok kuruluş ancak saldırıya maruz kaldıktan sonra yatırım kararı almış.

Aşırı güven dezavantaja dönüşüyor • RSA katılımcılarının yüzde 75’i, ciddi derecede siber güvenlik riskine maruz kalmış. • Daha önce siber saldırıya maruz kaldığını rapor eden kurumların, gelişmiş siber olgunluk becerilerine sahip olma hızlandırdığını ve sonuçta bu konudaki becerilerini olgunlaştırdıklarını gösteriyor. Kuruluşlar, önleyici stratejiler uygulamaya odaklanmalı ve tespit ve tepki gibi önemi artan diğer becerilere göre bunu geliştirmeyi bir öncelik haline getirmeli. 2015 anketinden bu yana en önemli değişikliklerden biri, olgun siber güvenlik programlarına sahip kurumların sayısındaki artış oldu. Avantajlı beceriler rapor

ihtimali yüzde 65 daha yüksek. • Ankete katılanlardan yarısı, tehditlere karşı tepki becerilerini ya “geçici” ya da “yok” olarak niteliyor. • Kamu ve enerji kuruluşları, siber hazırlık konusunda tüm sektörler eden kurumların yüzdesi en yüksek kategori - önceki endeksin yarısından fazla artarak yüzde 4,9’dan yüzde 7,4’e ulaştı. Ancak kurumların genel siber güvenlik hazırlık algısı, yerinde saymaya devam ediyor. Ciddi siber güvenlik açığı riskine maruz olduğunu rapor eden katılımcıların sayısı, yaklaşık yüzde 75’te sabit kalarak güvenlik hazırlığına “sahip olanlar ve olmayanlar” arasındaki artan eşitsizliği ortaya koyuyor.

arasında en alt sıralarda yer alıyor. • Amerika kıtası, genel siber olgunlukta hem APJ (Asya-PasifikJaponya) hem EMEA’nın (Avrupa-Orta Doğu-Afrika) gerisinde yer almaya devam ediyor. Şirketlerin yüzde 45’i siber riskleri tanımlayamıyor Anket, aynı zamanda kurumların siber güvenliklerini ve risk karşısındaki duruşlarını iyileştirmek için proaktif adımlar atma konusunda da zorlandığını gösteriyor. Toplamda ankete katılanların yüzde 45’i, siber risk kataloglama, değerlendirme ve hafifletme becerilerini “yok” veya “geçici” olarak

nitelendirirken sadece yüzde 24, bu alanda olgun olduklarını rapor etti. Siber Risk İştahı, yani karşılaşılan riskler ve bunların kurumlar üzerindeki potansiyel etkisini hesaplayamamak, hafifletme çabaları ve yatırıma öncelik vermeyi zorlaştırıyor. Ancak bunlar güvenliğini ve risk duruşunu iyileştirmek isteyen her kurum için temel adımlar. İkinci yıldır anket sonuçları, CSF’nin orijinal hedef kitlesi olan kritik altyapı operatörlerinin, şu anki olgunluk seviyelerinde ileriye doğru nasıl önemli adımlar atması gerektiğini vurguluyor. Kamu ve enerji kurumları, gelişmiş veya avantajlı olarak derecelendiren sadece yüzde 18 katılımcı ile ankete katılan sektörler arasında en alt sırada yer aldı. Havacılık ve savunma endüstrisindeki kurumlar, gelişmiş veya avantajlı becerilere sahip olduğunu söyleyen yüzde 39 oranında katılımcı ile açık ara en yüksek olgunluk seviyesini rapor etti. Karşılaştıkları çok sayıdaki siber saldırı nedeniyle sıklıkla endüstriye yön verdiği söylenen finansal hizmet kurumları, yüzde 26 oranında iyi hazırlanmış olarak derecelendirerek ortada yer aldı. Bu oran geçen yıl ortaya çıkan yüzde 33 oranına göre önemli bir düşüş anlamı taşıyor.


BThaber

BİLİŞİM DÜNYASI

25 - 31 TEMMUZ 2016

27

Depolamanın önemi gün geçtikçe artıyor Dilay Sağbili Yeni teknolojilerin hayatımıza girmesiyle veri saklama gereksinimi kaçınılmaz bir hal alıyor. Güvenli ve etkin veri saklamanın önemini vurgulayan Seagate Türkiye Sorumlusu İlknur Baydak, hedef ve stratejileri hakkında sorularımızı yanıtladı. n 2016’da ürün planı ve hedefleriniz neler? Seagate Türkiye’nin küresel pazarda nasıl bir konumu var? 2015 yılı BT sektörünün tümünde olduğu gibi, disk üreticileri için de zorlu geçti. Makro bazda tüketicinin BT için bütçe ayırmaması, düşük GSMH, PC pazarının ciddi düşüşü, mikro anlamda da SSD’nin pazardan pay alması, toplam pazarın beklenenin altında olması gibi sebeplerle küresel bazda zor bir yıldı. Ama bilgi depolayarak 13.7 milyar dolar ciro yaptık. Türkiye’deki ciromuz ise 40 milyon dolar olarak gerçekleşti. Türkiye’de bir önceki yıla göre yüzde 12’lik bir düşüş var. Bu durumun ana sebebini masaüstü PC pazarındaki kayıp olarak görüyoruz. Ancak alternatif kanallarda büyümeye devam ediyoruz. NAS cihaz pazarında KOBİ NAS büyüme hızı 2015’de yüzde 14.7 idi. Bu rakamın 2016’da yüzde 18.4 ve 2017’de yüzde 20.4`e çıkacağını ön görüyoruz. Bu da bizim için NAS disklerde

Seagate Türkiye Sorumlusu İlknur Baydak

ve Enterprise NAS disklerde adetlerimizin katlanarak büyüyeceğini gösteriyor. Bu yılın en önemli ürünlerinden birisi de 3.5 inçlik 10TB Seagate Enterprise Capacity. n 10 TB’lık disk ne gibi özelliklerle karşımıza çıkıyor? Teknolojik özelliklerini yılın başında duyurduğumuz ürünümüz Ağustos ayı itibariyle satışta olacak. 10TB kapasitesiyle, raf başına yaklaşık yüzde 25 daha fazla kapasite sağlıyor. Düşük güç tüketimi ve boyutları sayesinde veri merkezleri için optimum

Veri miktarı katlanarak artarken, nesnelerin interneti, makineler arası iletişim gibi yenilikler büyük veriyi daha da büyük hale getiriyor. Bu nedenle depolamaya hak ettiği önemi vermek şart.

sahip olma maliyeti sağlıyor. Yaklaşık 2.5 milyon saat arızasız çalışabilme süresine sahip. SATA 6Gb/sn arayüzüyle kolay bir entegrasyon sağlıyor. n Öncelikleriniz neler? IoT, M2M gibi eğilimler bunları nasıl etkiliyor? Geleneksel veri depolama çözümlerinin veri üretiminin katlanarak artan hızına yetişmesinin imkânsız olduğunu unutmamak gerekiyor. Sıklıkla söz ettiğim bir istatistik var: 2013 yılında dünyada 600 milyar DVD’yi doldurmaya yetecek kadar veri üretildi. Tahminler bu

sayının 2020’de 10’a katlanmış olacağı görüşünde. IoT kavramı yayılmaya devam ettiği sürece önümüzdeki 5 yılda birbirine ve ağa bağlanacak cihaz sayısı 50 milyarın üzerinde olacak. Büyük verinin 2014’ten 2019’a yüzde 20.4 büyüyeceği ve 2019’da 8.5 milyar dolar büyüklüğe ulaşacağı öngörülüyor. Kapasite olarak bakarsak, 2019’a kadar yüzde 29.9 büyüme söz konusu. 2016 yılında dünya, depolayabileceğimizden fazla veri üretmeye başlayacak. Amazon, kısa süre önce havadan teslimat yapılabilmesini sağlayan

insansız hava aracını tanıttı. Google ve diğer şirketler sürücüsüz arabalar üzerine çalışıyor. Bütün yeni teknolojilerin ortak bir özelliği var: Güvenilir, güvenli ve etkin veri saklama gereksinimi. Depolama endüstrisinin giderek büyüyen bu sorununun çözümü, depolama konusunda daha kapsamlı ve stratejik bir yaklaşım benimsemekte. Araştırmaya göre, küresel bulut depolama pazarı da önümüzdeki dört yıl içinde üç kat büyüyecek. Veri üretim hızı artarken her türlü depolama çözümüne ihtiyaç duyacağız. Sabit disklerden SSD’ye, HAMR’dan flaşa, DNA’dan elektron depolamaya her şey dünyanın ürettiği verilerin güvenle depolanmasında bir role sahip olacak. Yapılması gereken depolamaya maliyet ve erişilebilirlik açısından bakmak ve ihtiyaca cevap verecek doğru depolama tipini bulmak. Veri güvenliğine ilişkin kamu farkındalığının giderek artması ve hükümetlerin veri mahremiyeti, güvenilirliği ve güvenliği konularında daha sıkı düzenlemelere gitmesi her türlü depolama yönteminin olmazsa olmazlarından. Ancak güvenli depolama teknolojilerinin daha kapsamlı kullanımı tek başına çözüm olmayacak. 2016 yılında hem tüketicilerin, hem de işletmelerin neyi, nasıl depolayacaklarını düşünmeye başlaması gerekecek.

Yatırımda en güncel fırsatlar mobilde Akbank Yatırım Hizmetleri, müşterilerine mobilden de hizmet vermeye başlıyor. Akbank, bu kapsamda Akbank Direkt’te sunduğu Akbank Yatırım Hizmetleri ile yatırımcılara risk profillerini belirleme, Robo Danışmanlık ile varlık dağılım önerisi alabilme ve yatırım danışmanıyla görüntülü görüşebilme imkanı sunuyor. Akbank Yatırım Hizmetleri’nin mobile taşınması ile ilgili bilgi veren Akbank Bireysel Bankacılıktan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Arif İsfendiyaroğlu, şunları söyledi: “Ak Portföy tarafından hazırlanan Akbank

Robo Danışmanlık ile yeni bir hizmet modelini bireysel müşterilerimizle buluşturuyoruz. Müşterilerimize bu hizmet modeli paralelinde

uygunluk testi sonucunda yaptıkları tercihlere göre bir “varlık dağılımı” önerisinde bulunuyor, bu öneriyi Akbank’da hazır bulunan

ürünlerle gerçekleştirme fırsatı sunuyoruz. Hazır sunduğumuz “Portföy Fikirleri”, piyasa şartları paralelinde tasarruf sahibinin varlık dağılımını, profesyonel yatırım süreçlerine dayanarak otomatik olarak güncelleyen bir hizmet. Akbank Robo Danışmanlığı oluştururken sadece müşterilerimize yatırım araçları hakkında en iyi hizmeti vermeyi değil, aynı zamanda tasarruf oranı ve yatırım alışkanlıkları sınırlı olan Türk hane halkının yatırım araçlarına erişimini kolaylaştırmayı, uzun vadede yatırım alışkanlıklarını değiştirmeyi hedefledik.” Akportföy Genel Müdürü

Dr. Alp Keler, “Portföy Fikirleri temel anlamda sadece büyük tasarruf sahiplerinin ulaşabildiği özel portföy yönetimine benzer bir yapının çok sayıda tasarruf sahibinin hizmetine sunulmasına da olanak sağlıyor” derken, Ak Yatırım Genel Müdürü Mert Erdoğmuş da, “Müşterilerimiz yerindelik ve uygunluk testlerini Akbank Direkt üzerinden gerçekleştirebiliyor. Artık mobil uygulama üzerinden de müşterilerimiz ilgili testleri gerçekleştirmek suretiyle, varlık önerilerini takip edebilir ve yatırım danışmanlarımız ile görüntülü görüşebilirler” bilgisini verdi.


28

BThaber

BTnet.com.tr

25 - 31 TEMMUZ 2016

Grafik performansı daha da gelişiyor Asus’un profesyoneller için tasarlanan Asuspro serisi kapsamındaki yeni dizüstü bilgisayarı FZ50, yüksek grafik performansını sunuyor. ASUSPRO FZ50, 6. Nesil Intel® Core i7 quad-core işlemcisi, DirectX 12 destekli NVIDIA® GTX 960 grafik kartı ve tercihe bağlı SSD özellikleriyle kullanıcılara, hızlı yükleme süreleri ve veri transfer imkanı veriyor. Full HD, 178 derece açılı, değişik açılardan bakıldığında bile renk değişimini en aza indiren, parlamayı engelleyen, mat IPS ekranı, Asus Splendid teknolojisi ile tüm görüntüleme

modlarında renk derinliği ve parlaklığı, Asus Sonicmaster ‘ın ses kalitesi ile FZ50, ayrıca arkasında bulunan kapak sayesinde depolama kapasitesini kullanım ihtiyacı paralelinde kolayca yükseltme imkanı veriyor. FZ50’nin tek

Windows 10 Enterprise için aylık ücret yolda parça olarak üretilen klavyesi, dayanıklılığı arttırmak için yaklaşık 100 lehim noktasına sahip ve tüm klavye alttan ışıklandırılıyor.

Microsoft tarafından yapılan yeni düzenleme ile Windows 10 Enterprise sürümünü bulut sağlayıcılardan hizmet olarak alan şirketler, kullanıcı başına aylık 7 dolarlık ücret ödeyecekler. Microsoft’un en yeni işletim sistemi Windows 10, geçtiğimiz dönemde Windows 7, 8 ve 8,1 sürülerinin herhangi birine sahip olan kullanıcılar için ücretsiz dağıtılmıştı. Microsoft’un yaptığı yeni düzenleme ile ücretsiz kullanım politikası, işletim sisteminin ticari kullanım alanı için değişiyor. Windows 10 önümüzdeki dönemde aynen Office 365 gibi aylık ücret karşılığı Hizmet Olarak Yazılım (SaaS) modeliyle kullanıcılara sunulacak. Windows 10’un Enterprise sürümünü kullanan işletmeler bunun için aylık ücret ödeyecekler. Mevcut düzenleme ev kullanıcılarını

SpaceX’in roketi Falcon 9 karaya indi Falcon 9, fırlatıldıktan sonra karaya iniş yapmayı başaran SpaceX’e ait ikinci roket oldu. Florida’da yer alan platforma inen roket, şirketin karada kurulu iniş platformları üzerine gerçekleştirdiği ikinci başarılı iniş denemesi oldu. Bu denemeyle birlikte şirket bugüne kadar fırlattığı beş roketi tekrar kullanılabilecek şekilde geri kazanmayı başardı. Bu başarılı iniş ise roketin uzaya taşıdığı Dragon

uzay aracının yörüngeye yerleşmesinden kısa bir zaman önce gerçekleşti. SpaceX tarafından yapılan ve 2016’nın ilk karaya iniş denemesi olan bu olaydan önceki denemelerde, tüm roketler okyanus üzerine kurulmuş otonom drone gemi platformlarına iniş yapmaya çalışmıştı. Bunun nedeni ise otonom drone gemilerin platformlarına yapılan iniş denemelerinde çok daha az

yakıta ihtiyaç duyulması. Bu deneme ile birlikte Falcon 9 ikinci defa karaya iniş yapmayı başardı. Şirketin önümüzdeki sonbaharda daha önceden başarılı bir şekilde iniş yapan roketlerden birisini tekrar uzaya yollaması planlanıyor. Geçtiğimiz Nisan ayında ilk defa şirketin drone gemilerinden birine iniş yapan roket ise Eylül ya da Ekim ayında gerçekleştirilecek bu yeni görev için hazırlanıyor.

etkilemeyecek. Microsoft’un açıkladığı Bulut Çözüm Sağlayıcıları (CSP) için Windows 10 Enterprise E3 planına göre CSP ortaklarının, şirketlere hizmet olarak sundukları Windows 10 Enterprise sürümünün kullanımı için aylık ücret talep edebilmelerine izin verilecek. Konuyla ilgili açıklamalarda bulunan Microsoft Windows ve Cihazlar Grubu Kurumsal Başkan Yardımcısı Yusuf Mehdi ise şunları söyledi: “Bu sonbahardan itibaren, işletmeler kurumsal seviyede güvenlik ve yönetim imkânlarına bulut çözüm sağlayıcılar kanalıyla kullanıcı başına aylık 7 dolar gibi bir ücretle sahip olabilecekler. İş ortaklarımız artık müşterilerine Windows 10, Office 365, Dynamics Azure ve CRM içeren bütünsel bir IT hizmetini tek kanaldan sunabilecekler”.

The Secure Productive Enterprise E3 adında yeni bir yazılım paketi ile sunulacak bu hizmette, Windows 10 Enterprise sürümünün yanında Office 365 E3, Enterprise Mobility ve Security E3 hizmetleri de bulunacak. Yazılım paketinin kullanıcı başına ücretleri ise aylık 7 dolar yıllık olarak da 84 dolar olarak belirlendi. Bu yeni ücretlendirme modeli tüm işletmeler için mecburi olmamakla birlikte Microsoft Windows 10 Enterprise sürümünün mevcut Microsoft lisanslama politikaları da devam edecek. Bu uygulama ile Microsoft Surface tablet bilgisayarlar da aylık ücret karşılığında yetkili dağıtıcılar tarafından, Windows 10, Office 365 ve diğer yazılımlar gibi hizmet olarak işletmelere aylık ücret karşılığı sunulabilecek.


DenizBank, temel bankacılık veritabanını All Flash yapıya HPE ile taşıdı Hedef Geleneksel veri depolama altyapısını All Flash yapıyla değiştirerek daha hızlı ve çevik bir sisteme kavuşmak. Yaklaşım DenizBank, veri depolama sistemlerindeki altyapı değişikliğini HPE 3PAR StoreServ 8450 veri depolama çözümleriyle gerçekleştirmeyi tercih etti. IT’nin Kazandıkları • Veri merkezinin performansı ve çevikliği artırıldı. • Veri erişilebilirliği artırılırken işlem süreleri de kısaltıldı. • Büyük veri analitiği için ayrılan süre optimize edildi. İşletmenin Kazandıkları • Şubelerde ve online ortamda işlem süreleri kısaldı. • Müşteri ve çalışan memnuniyeti artırıldı. Bir bakışta HPE çözümleri Donanım • 3 adet HPE 3PAR StoreServ 8450

DenizBank-Intertech-HPE Proje Ekibi

Yurt içi ve yurt dışında 700’ü aşkın şubesi bulunan DenizBank, finans teknolojileri yatırımlarında her zaman öncü markalardan biri oldu. DenizBank son olarak, geleneksel veri depolama çözümlerini yenilemek üzere, bünyesindeki Intertech uzmanlığından da yararlanarak HPE 3PAR StoreServ 8450 çözümünü devreye aldı. İhtiyaçlar Daha çevik bir veri depolama altyapısı 1938 yılında kurulan ve 1997 yılında özelleştirildikten sonra gerek finansal gücünü gerekse hizmet kalitesini sürekli artıran DenizBank, pek çok farklı segmente finans ve bankacılık hizmetleri sunuyor. Türkiye’nin en büyük beşinci özel bankası olan DenizBank, veri depolama süreçlerinde geleneksel çözümleri kullanıyordu. Banka, veri güvenilirliğini artırmanın yanı sıra daha çevik hareket etmeye ihtiyaç duyuyordu; bu nedenle başta temel bankacılık faaliyetleri veritabanı olmak üzere, tüm uygulamalarını yeni nesil bir veri depolama sistemine taşımaya karar verdi. DenizBank, Intertech’in de yönlendirmesiyle, altyapının All Flash sisteme taşınması gündeme geldi. Bu sayede veri erişim sürelerinin düşürülmesi ve daha çevik bir yapıya kavuşulması hedefleniyordu. Çözüm HPE 3PAR StoreServ 8450 ile yeni bir dönem DenizBank, ihtiyaçlarına cevap verebilecek bir All Flash sisteme geçmek üzere, uzun süreli teknoloji iş ortağı HPE ile çalışma kararı aldı. DenizBank’ın teknoloji danışmanı Intertech tarafından “en yüksek performanslı, en güvenilir ve bankacılık sektörünün ihtiyaçlarına en uygun” teknoloji olarak HPE

3PAR StoreServ 8450 tercih edildi. DenizBank’ın HPE 3PAR çözümlerini tercih etme nedenlerinden biri de veri depolama sisteminde bütünlük elde etmekti. Farklı ünitelerin yer aldığı yapılar yerine, proje sayesinde operasyonu kolay, lokalize edilebilen, rahat yönetilebilen bir veri depolama sistemi oluşturulması hedeflendi. Faydalar Hız, erişilebilirlik, güvenilirlik DenizBank, Intertech ile birlikte gerçekleştirdiği ve Türkiye bankacılık sektöründe bir ilk olan All Flash projesi sayesinde, veri depolama süreçlerine çok daha yüksek bir performans kazandırdı. Temel bankacılık hizmetlerinde online işlemler hızlandı ve böylece gerek şube çalışanları gerekse online kullanıcılar yüzde 50’ye varan oranda zaman avantajı sağladı. Diğer taraftan veri yedekliliği ve güvenilirliği konusunda daha etkili bir çözüme geçilmiş oldu. Veri erişilebilirliği ve veri işleme süreçlerinde de önemli avantajlar sunan proje sonucunda, veri ambarı üzerinde önceden 6 saat süren işlemlerin gerçekleştirilme süresi 1 saate kadar indirildi. Günümüzde işletmelerin en büyük değerlerinden olan büyük verinin işlenmesi açısından da HPE 3PAR StoreServ 8450 çözümleri önemli avantajlar kazandırdı. Büyük verinin kullanıldığı analitik işlemlerin süreleri optimize edildi.

“DenizBank, teknoloji alanında her zaman en güvenilir tedarikçilerle çalışmayı tercih eder. Bu bağlamda, stratejik iş ortağımız HPE ile de uzun süredir işbirliği yapıyoruz. Ürün ve çözümlerin yanı sıra, gördüğümüz en üst kalitede servisin de HPE tarafından verildiğini rahatlıkla söyleyebiliriz.”

© Copyright 2016 Hewlett Packard Enterprise Development LP. Bu belgede yer alan bilgiler, önceden uyarı yapılmaksızın değiştirilebilir. Hewlett Packard Enterprise ürün ve servisleri için sadece bu ürün ve servislerle birlikte sunulan garanti beyanlarındaki açık taahhütler geçerlidir. Bu belgede yer alan ifadeler, ek bir teminat anlamına gelmez. Belgedeki teknik ya da yazı hataları ya da eksiklikleri konusunda Hewlett Packard Enterprise sorumlu tutulamaz. 4AA5-1441EEW, Temmuz 2016, Rev. 1

Bu bir ilandır.

– Ömer Uyar, CEO, Intertech – Ali Rıza Aydın, Altyapı ve Sistem Yönetimi Genel Müdür Yardımcısı, Intertech


30

BThaber

BTnet.com.tr

25 - 31 TEMMUZ 2016

ARM, 31.4 milyar dolara satıldı

Nintendo’nun hisseleri yüzde 80 arttı Nintendo hisselerinin değeri PokemonGo’nun yakaladığı başarı sayesinde yüzde 80 arttı.

Nintendo tarafından piyasaya sürülen PokemonGo oyunu, milyonlarca kişi tarafından indirilerek şirkete büyük bir başarı sağladı. PokemonGo uygulaması, bugüne kadar sadece ABD’de 7,5 milyon kişi tarafından indirildi. Uygulamayı piyasaya süren Nintendo, bu sayede piyasa değerini 7 milyar

doların üzerinde arttırarak toplamda 42,5 milyar dolara çıkardı. Şirketin değeri yüzde 80 arttı. Uygulama piyasaya çıktığı ilk gün içerisinde Apple uygulama marketinde ilk sırayı almayı başardı. Pokemongo, günlük kullanıcı sayısı Twitter’a yaklaşan ve aynı zamanda ABD’de en popüler oyun

olarak anılan Candy Crush’ın tahtını elinden almış durumda. Nintendo hisseleri (NTDOY) oyun öncesinde 17 Dolar iken, PokemonGo’nun piyasaya sürülmesi ile 15 Temmuz tarihi itibariyle 30,55 Dolar’a yükseldi. Bu 1983 yılından bu yana en büyük yükseliş olarak kayda geçti.

Avrupa merkezli bir teknoloji şirketinin bugüne kadarki en büyük satın alma işlemi Japonya merkezli Softbank’ın İngiliz yonga üreticisi ARM’yi 31.4 milyar dolara satın almasıyla gerçekleşti. Japonya merkezli çok uluslu telekomünikasyon ve internet şirketi Softbank’ın bu satınalma ile birlikte Nesnelerin İnterneti alanında daha etkin olarak yer almayı hedeflediği belirtiliyor. Konuyla ilgili açıklama yapan Softbank CEO’su Masayoshi Son “Softbank olarak Nesnelerin İnterneti’nin sunduğu eşsiz fırsatları yakalamak için yatırımlar yapıyoruz. ARM bu alandaki girişimlerimizle tam uyum sağlayan bir yapıya sahip” dedi. İngiltere’nin düzenlenen referandum sonrasında Avrupa Birliği’nden ayrılma kararı alması sterlinin değerini düşürmüş ve bu gelişmeyle birlikte birçok İngiliz şirketine talipler çıkmıştı. Mevcut anlaşmada ARM yöneticileri ve çalışanlarının görevlerine devam edeceği ve ARM’nin mevcut yonga ve işlemci üretimi süreçlerini sürdüreceği belirtildi.

Canon Drupa 2016’da yeniliklerini tanıttı Canon, Düsseldorf’ta düzenlenen ve tüm dünyada baskı sektörünün temsilcilerini bir araya getiren Drupa 2016’da ürünlerini ve faaliyetlerini tanıttı. Açıklanan bilgilere göre Canon’un kesintisiz beslemeli inkjet baskı makinelerinin ve geniş formatlı yazıcılarının satışı fuar süresince, 2012’deki rakamın iki katına ulaştı. Canon Avrupa Başkan Yardımcısı Jeppe Frandsen konuyla ilgili şöyle konuştu: “Canon olarak Drupa 2016 fuarında ürün ve çözümlerimizi, müşterilerimize gerçek işlerinde yansımasını görebilecekleri şekilde sergiledik. Drupa 2016’da müşterilerin yapmış olduğu yatırım Drupa 2012 ile kıyaslandığında yüzde 30’dan fazla arttı”. Özellikle Doğu Avrupa, Türkiye, Latin Amerika ve Asya’daki müşterilerin ilgi gösterdiği Canon’un

imagePRESS C10000VP ürünü, EDP (Avrupa Dijital Basını-Avrupaan Digital Press) Kuruluşu Ödülleri tarafından “Aylık 200 bin A4 baskı kapasitesine sahip en iyi yaprak beslemeli renkli A3+ yazıcısı” seçildi. Fuarda yer alan müşteriler, standart ofset medyaya baskı için uyarlanan yeni Océ ColorStream 6000 Chroma ve Océ ImageStream 2400 gibi kesintisiz beslemeli baskı makinelerine yatırım yaptılar. Yeni ColorGrip seçeneğiyle standart ofset medya üzerinde de yüksek kalitede renkli baskı yapabilen, Océ VarioPrint i300 yaprak beslemeli inkjet baskı makinesi ise Almanya, Hollanda, Norveç, Türkiye, Birleşik Krallık ve ABD’li müşterilerden çeşitli siparişler aldı. Canon ayrıca yedi renkli B2+ çift silindirli inkjet fotoğraf baskı makinesi Voyager prototipini de tanıttı.

İngiliz taksiciler Uber’e dava açtı Kalifornia menşeili seyahat uygulaması Uber, İngiltere’deki iki taksicinin açtığı dava sonucu mahkemelik oldu. Şirketin iş modelindeki uygulamalardan şikâyetçi olan taksiciler, özellikle hastalık tazminatı, asgari ücret ve ücretli tatil gibi haklar tanımayan uygulamanın iş modelinin değişmesi için bu emsal davayı açtıklarını belirttiler. Kullanıcıların akıllı telefonlarıyla taksi bulmasını ve ödemesini gerçekleştirmesini sağlayan Uber’e Londra’da 30 binden fazla taksi şoförünün dâhil olduğu belirtiliyor.

İngiltere’de iki taksi şoförü, Uber’in işçi haklarına aykırı davrandığını iddia ederek İngiliz İş Mahkemesi’nde dava açtı. Goldman Sachs ve Alphabet’in de yatırımcıları arasında bulunduğu uygulama, tüm dünya genelinde hızlı bir büyüme ile 62,5 milyar dolar piyasa değeri elde etmesine rağmen birçok ülke ve şehirde de çeşitli protestolar ve yasaklamalarla karşılaştı. İngiltere ve Galler’deki binlerce Uber sürücüsünü ilgilendiren bu dava eğer Uber

aleyhine sonuçlanırsa, şirketin iş modelini derinden etkileyen sonuçlara neden olacak. Bu noktada şirketin, bünyesindeki sürücüleri kendi işinin patronu olarak sınıflandırması, çalışma haklarına aykırı olarak yorumlanıyor. Şirketin sürücüleri bu şekilde nitelendirerek tatil ücretleri ve asgari ücret uygulamasından kaçındığı belirtiliyor.



32

BThaber

BTnet.com.tr

Bütçe sınırlamaları ve zorlu proje planlarına rağmen inovasyon yapma çabasında olan kurumlar, müşterilerine daha iyi hizmet sunabilmek ve müşterileriyle etkileşim yollarını değiştirip geliştirebilmek için buluta geçiyor. Her kurumun buluta adaptasyon süresi ise farklı aralıklara yayılıyor. Buluta geçişin sağladığı verimlilik artışı, maliyet tasarrufu, yenilikçi hizmetleri geliştirmenin kolaylaşması gibi sayısız avantajlar içeriyor. Bulut pazarının önemli oyuncularından olan Amazon Web Services, bulut bilişim servislerinden en etkin şekilde yararlanmak ve başarılı bir bulut politikası uygulamak isteyen şirketler için tavsiyelerde bulundu. BT planlarınız kurumunuzun stratejisiyle uyumlu olmalı Kurumun temel yetkinliklerini değerlendirmeden, bulut kullanımının en fazla fayda sağlayacağı alanları belirlemek mümkün olmuyor. Kurumların bu süreçte önceliklerini belirlemek için şu soruları sorması gerekiyor: Mevcut ortamda sağlanandan daha fazla ölçeklenebilirlik, güvenilirlik veya güvenliğe ihtiyaç duyan uygulamalarınız var mı? Donanım ve bant genişliği kapasitesi ihtiyaçlarınız neler? Uygulamalarınız ihtiyaçlarınıza paralel, otomatik olarak büyüyüp küçülecek olan altyapınıza uyum sağlayacak durumda mı? Bulut, IT ve kurumunuzun hedeflerine nasıl fayda sağlayabilir? Başlamak için tek bir proje seçin Aşırıya kaçmayın ve tek seferde çok sayıda projeyle başlamayın. Öncelikle en kritik ihtiyacı tanımlayın ve bunun için bir çözüm oluşturun. Örneğin, dosya

25 - 31 TEMMUZ 2016

AWS, bulutta başarı için temel adımları açıkladı Amazon Web Services (AWS), bulutun sayısız avantajlarından yararlanmak için kurumların uygulaması gereken püf noktalarını açıkladı.

paylaşımını kolaylaştıracak veya kurum çalışanlarının uzaktan güvenli bir şekilde çalışmasını sağlayacak projeler ile bulut servislerini kullanmaya başlayabilirsiniz. Çalışanların hızlı bir şekilde faydalanabileceği bir projeyle başlamak, buluta ilk adımı atmada faydalı bir başlangıç olacaktır. Projenizde doğru kaynakları konumlandırmak, tüm takımın işbirliği ve şirket yönetiminin desteğini almak projeyi başarıya götürmek için ilk günden etkili olacaktır. Fakat esnek olmaya hazırlanın ve ilerlemenizi düzenli aralıklarla inceleyin. Böylece kurumlar projenin tasarım aşamasından başlayarak geliştirme ve yaygınlaştırma aşamaları

boyunca başarı ve hızlı ilerleme elde edecekler. Kapsamı daraltın ve projenizi en kısa süre içinde test edin Proje kapsamı başlangıç aşamasında net olarak tanımlanmamışsa, daha sonra süreç içinde sorunlara yol açabilir. Proje kapsamını en başta oluşturabilmek için; proje planının ve sürelerin tanımlanması, kapsamı en doğru şekilde tanımlayabilecek kişilerin projeye dahil edilmesi, süreçlerin net olarak oluşturulması ve sureçler arası ilişki ve geçişlerin belirlenmesi, proje sınırlarının net olarak çizilmesi faydalı olacaktır. Proje kapsamını daraltıp net bir şekilde tanımladıklarında, kurumlar hem zamandan

kazanıp hem de geliştirme ve idari masraflarında hızlıca tasarruf edebilecekler. Esnek bulut bilişim ortamı ile öncelikle bir ihtiyaca odaklanıp onun çözümü için oluşturduğunuz bir uygulamayı sonrasında benzer diğer ihtiyaçlarınız için yineleyip kolayca çoğaltabilirsiniz. Bir ‘Kavram Kanıtlama (PoC)’ Oluşturun Bulut üzerinde planlanan projeler değerlendirildikten sonra, projesinin finansal olarak uygulanabilir olduğunu görebilmek için bir Kavram Kanıtlama (Proof of Concept - PoC) yapılmalı. Böylece projenin kapsamı doğrulanmalı, geliştirme ve test aşamasında ortaya çıkabilecek zorlayıcı noktalar

tespit edilmeli, hizmetin kritik gereksinimleri karşılayıp karşılamadığını ve iyi bir kullanıcı deneyimi sunup sunmadığını gösterecek örnek test ile erken aşamada tespitler elde edilmelidir. Verimli tasarım için ‘uygulanabilir minimum ölçekli hizmet’ sunun Hızla piyasaya sunulan bir hizmet veya projenin, iyi bir kullanıcı deneyimi sağlaması için olmazsa olmaz işlevleri eksik olabilir. Benzer şekilde, bir hizmet veya proje fazla ayrıntılı olursa, proje ekipleri projenin asıl amacının dışında kalan işlevler için gereksiz zaman harcayabilir. Bunun çözümü; uygulanabilir minimum ölçekli bir hizmet oluşturup ardından bu hizmeti, kullanıcılardan alınan geri bildirimler ile geliştirmek olacaktır. Bulut hizmetlerinin faydalarından biri de bir hizmetin veya projenin çok sayıda sürümünün aynı anda mevcut ve kullanılabilir olması ve böylece uygulama geliştiricilerin servisleri durdurmadan geliştirme ve eklemeler yapabilmesi. Bu tür bir uygulama geliştirme ve yaygınlaştırma döngüsü, geliştiricilerin son kullanıcıların istemeyeceği işlevler üzerinde çalışmasını en aza indirir ve verimliliği arttırır. Unutmayın, tüketicilerin oyunu almak (crowdsourcing) sadece girişimler için değil Bir hizmet veya ürünü geliştirmek için tüketicilerden oy toplamak yeni bir kavram değil. Müşteri odaklı modern dünyada tuketicilerin oylarını almak, kurumsal sorunlara çözümler bulmak için önemli bir araç haline geldi. Hizmeti kullanan bireylerin bilgi ve tecrübesinden faydalanmak, tasarım ve geliştirme aşamalarında kurumlara yardımcı olabilir.

Rolls-Royce’dan geleceğin otomobili Dünyanın önde gelen lüks otomobil markalarından Rolls-Royce Motor Cars, lüks otomobillerin geleceğini yansıtan konsept modeli Vision Next 100’ü sergiledi. Rolls-Royce Motor Cars, Londra’da bulunan Roundhouse’da geçmişten hiçbir iz taşımayan, tamamen gelecekteki teknolojilerin

ve tasarımların yansıtıldığı konsept otomobili Vision Next 100’ü sergiledi. Lüks otomobillerin geleceğine dair merak uyandıran ve estetik açıdan dinamik bir vizyon sunan tamamen kişisel, zahmetsiz ve otonom sürüş özelliklerine sahip bir otomobil olarak tasarlanmış. Geleceğin lüks müşterilerinin

mobilite taleplerini önceden gören Vision Next 100, aylar boyunca yapılan araştırmalar ve markanın sürekli müşterileri ile görüşmeler sonrasında hayata geçirilmiş.


BThaber

KARİYER

25 - 31 TEMMUZ 2016

33

İstihdamda adaletli olmanın yordamı Dijitali tepeden tırnağa İşe alınacak adaya yaşı, medeni durumu, kadın adaylara hamilelik planları, aile ve özel yaşam odaklı soruların yöneltilmesi, cinsiyete göre sürecin de farklı işletilmesi işe alımın adil olmadığını gösteren unsurlara örnek oluyor. Buna karşılık, doğru araç ve yöntemlerle, objektif ve herkes için aynı biçimde yürütülen adil işe alım süreci; yetkinlik bazlı işe alım olarak kabul ediliyor. Yani objektif olarak sadece adayın yetkinliklerine odaklanıldığında, adalet sağlanabiliyor. BM Küresel İlkeler Sözleşmesi’ni imzalayan Assessment Systems ise iş ortaklarına da adil işe alım konusunda bilgilendirme ve yönlendirme yapıyor. Çalışanın kurumu adil olarak algılaması ile bağlılığı arasındaki ilişkiye dikkat çeken Assessment Systems CEO’su Levent Sevinç’e göre, adalet duygusunun zedelenmesi kurumsal bağlılığı düşürüyor, personel değişim oranını da artırıyor. Levent Sevinç, işe alımda adil olunabilmesi için kurumların yapması gerekenleri şöyle sıraladı:

öğrenme fırsatı

1. Kullanılan değerlendirme araçları işle bağlantılı olmalı: İşe alım sürecinde kullanılan yetkinlik envanteri, genel yetenek testi gibi değerlendirme araçlarının ve Değerlendirme Merkezi uygulamaları gibi yöntemlerin sadece iş ile ilişkili olması, adayların algılarını olumlu etkiliyor. Adayı değerlendiren kişinin yetkinliği ve adil tutumu da adaya güven veriyor. 2. Net ve açık olunmalı: Tüm adımlarıyla net biçimde yapılandırılmış ve açık biçimde paylaşılan işe alım süreçleri adalet algısını güçlendiriyor. Adayların tümü için işverenin şeffaflığı, işe alımın adil olduğunun göstergesi olarak kabul ediliyor.

3. Değerlendirme Merkezi uygulaması, en adil işe alım yöntemi: Değerlendirme merkezi, birden fazla gözlemci eşliğinde, iş benzeri içeriğe sahip birden fazla değerlendirme yöntemi kullanılarak bireyin yetkinliklerinin değerlendirildiği bir yöntem. Her değerlendirme merkezinde en az iki danışmanın olması da aday ve kurum için adil bir yaklaşım. 4. Tüm süreçler yetkinlik odaklı yürütülmeli: Kurumun yetkinlik modelini oluşturması, her iş başlığı için yetkinlik setlerini çıkarması gerek. Pozisyonun gerektirdiği yetkinliklere beklenen seviyede sahip çalışanların işe alınması veya terfi ettirilmesi adil süreci beraberinde getiriyor.

İŞKUR ile protokol İŞKUR, eğitim sektörüyle yürüttüğü işbirliklerini geliştiriyor. Bu kapsamda İŞKUR, halen 19 önlisans programında eğitim veren Ataşehir Adıgüzel Meslek Yüksekokulu ile gerçekleştirilen Kariyer ve Hizmet Noktası İşbirliği Protokolü ile halen yüksekokulda öğrenim gören öğrencilere “İşbaşı Eğitim Programı” desteği, mezunlara da iş bulma desteği sağlayacak. İŞKUR İstanbul İl

Müdürü Muammer Coşkun, İŞKUR Kadıköy Hizmet Merkezi Şube Müdürü Aziz Doğan, Ataşehir Adıgüzel Meslek Yüksekokulu Mütevelli Heyet Başkan Yardımcısı Ebru Adıgüzel Tunaboylu, Mütevelli Heyet Danışmanı Erdem Tunaboylu ve Ataşehir Adıgüzel Meslek Yüksekokulu Müdürü Yrd. Doç. Dr. Hüsnü Tolu’nun katılımıyla gerçekleşen imza töreniyle,

E T K İ N L İ K L E R

Ataşehir Adıgüzel Meslek Yüksekokulu’nda öğrenim gören öğrencilere “İşbaşı Eğitim Programı” desteği, mezunlara da iş bulma desteği sağlanması yönünde ilk adım atıldı.

Y U R T D I Ş I

7-10 Kasım 2016

Bu köşede yayınlanmasını istediğiniz etkinliklerinizle ilgili bilgileri handana@bthaber.com.tr adresine gönderebilirsiniz.

28 Temmuz 2016 Bilişim 500 Ödül Töreni İstanbul AYRINTILI BİLGİ: www.bilisim500.com/

Y U R T İ Ç İ

25 Ağustos 2016 Teknoloji Platformları - IoT ve M2M-Büyük Veri ve Bulut İstanbul AYRINTILI BİLGİ: http://www.btvizyon.com.tr 1 Eylül 2016

ardından sertifikaları ve ilk 3’e giren 4 ekibe ödülleri verildi. Kazanan öğrenciler IAB Türkiye üyesi firmalarda 1 aylık staj hakkı elde etti. IAB Türkiye Eğitim Yürütme Kurulu Başkanı ve Maxus CEO’su Neslihan Olcay, programı şöyle değerlendirdi: “İlkini geçen yıl düzenlediğimiz bu eğitimi tamamlayan 50 öğrenciden 34’ünün dijital sektörde staj ve iş imkanı bulması bize doğru yolda olduğumuzu gösterdi. Önümüzdeki dönemde de dijital sektörün gelişmesine “çekirdekten” katkı sağlamaya devam edeceğiz.”

BlueCap’in rehberi Babaoğlan olacak

WebSummit Lizbon, Portekiz AYRINTILI BİLGİ: https://websummit.net/

E T K İ N L İ K L E R

Gençlerin dijital dünyadaki kariyer fırsatlarını öğrenmesi hedefiyle IAB Türkiye tarafından bu yıl ikincisi düzenlenen Algida UniChallenge+ Dijital Öğrenci İşleri Kampı tamamlandı. Kamp, başvuranlar arasından seçilen 50 üniversite öğrencisinin katılımı ile 20 Haziran-1 Temmuz tarihleri arasında Boğaziçi Üniversitesi’nde düzenlendi. Geçtiğimiz yıl 136 öğrencinin başvurduğu eğitim programına başvuru sayısı bu yıl 208 olurken, başvuran üniversite sayısı da 49’a ulaştı. IAB Türkiye tarafından “eğlenerek öğrenme” yaklaşımı ile tasarlanan eğitim programının katılımcıları, 2 hafta boyunca dijitali sektör profesyonellerinden dinledi, örnek çalışma ortamı olarak Project House Dijital Reklam Ajansı’nı gezdi, Escapist/Odadan Kaçış Oyunu ve Karanlıkta Diyalog Sergisi gibi aktivitelere katıldı, Algida’nın verdiği bilgilendirmeler ile proje üretti. 50 kişilik öğrenci ekibine, final sunumları ve jüri değerlendirmesinin

AYRINTILI BİLGİ: http://www.btvizyon.com.tr 29 Eylül 2016 BTvizyon Toplantıları Adana AYRINTILI BİLGİ: http://www.btvizyon.com.tr

BTvizyon Toplantıları Erzurum

Bu köşede yayınlanmasını istediğiniz etkinliklerinizle ilgili bilgileri handana@bthaber.com.tr adresine gönderebilirsiniz.

LinkedIn Türkiye Bölge Direktörlüğü görevi nedeniyle uzun süredir yurtdışında bulunan Ali Rıza Babaoğlan, Estonya merkezli yatırım fonu BlueCap Strategic Solutions’in Türkiye’deki teknoloji yatırımlarına öncülük edecek. Bir süredir BT alanında bireysel yatırımlara da imza atan Babaoğlan’ın Ali Rıza ortağı olduğu yeni nesil mobil reklam Babaoğlan şirketi REKMOB geçtiğimiz Şubat ayında satılmıştı. Babaoğlan’ın halen Segmentify.com, Noluyo.tv ve Temizlikyolda.com gibi yatırımları bulunuyor. Öte yandan, bu işbirliği ile Türkiye BT pazarına daha da fazla odaklanmayı hedefleyen, İsrail ve Amerika’da da yatırımları olan BlueCap ise son olarak BirBileneSor isimli Türk şirketine yatırım yapmıştı.

TP Vision Türkiye’nin Ülke Müdürü Ünal Masalcı Philips markalı televizyonları pazara sunan TP Vision Türkiye’nin yeni ülke müdürü Ünal Masalcı oldu. 1997 yılından bu yana Philips markası için çalışan Ünal Masalcı, 2012 yılından bu yana Philips TV Türkiye’nin satış direktörlüğü görevini yürütüyordu. Üniversite eğitimini Dokuz Eylül Üniversitesi’nde Ünal tamamlayan Masalcı, Yeditepe Masalcı Üniversitesi’nde MBA yaptı. İş hayatına 1996 yılında Unilever bünyesinde başlayan, bir yıl sonra Philips Türkiye ekibine katılan Masalcı, 2012’ye kadar Philips bünyesinde çeşitli pozisyonlarda görevler üstlendi. 2012’de TP Vision Türkiye ofisinin açılmasıyla TP Vision ekibine dahil olan Masalcı, son olarak şirkette Satış Direktörü olarak görev yapıyordu.


34

BThaber

KARİYER

25 - 31 TEMMUZ 2016

İlk yarıda sınırlı hareketlilik kendini gösterdi Kariyer.net’in Haziran 2016 dönemine ait İstihdam Endeksi verilerine göre, Haziran’da yayınlanan toplam 59 bin 521 iş ilanı sayısı, 2015’in Haziran ayına oranla yüzde 5 artış, bir önceki aya göre ise yüzde 1 düşüş gösterdi. Haziran ayında Kariyer. net’te 15 bin 762 yeni iş ilanı yayınlanırken, bu sayı 2015’in Haziran ayına ve bir önceki aya kıyasla yüzde 2 düşüş sergiledi. Haziran ayında yayınlanan iş ilanları ile 55 binden fazla kişi iş fırsatı yakaladı. Kariyer.net Genel Müdürü Yusuf Azoz’a göre, yılın ilk yarısı 2015’in aksine hareketli geçti ve toplam 137 bin 30 ilan yayınlandı. “Bu rakam, geçtiğimiz yılın aynı

dönemine göre yüzde 16 artışa sahne oldu” bilgisini veren Yusuf Azoz, yeni ilan sayısının 99 bin 360 olarak, 2015’in ilk altı ayına göre yüzde 8 arttığına işaret etti. Azoz’a göre, bu oranlar, 2016’nın istihdam piyasasında olumlu seyrin devam ettiğini gösteriyor. Haziran ayında en çok ihtiyaç duyulan pozisyon 8 bin 409 ilan ile Satış Temsilcisi oldu. Bu pozisyonu sırasıyla Mühendis (5.766), Muhasebe Elemanı (2.825), Teknisyen (1.270), Satış Müdürü (1.067), Tekniker (984), Mağaza Müdürü (975), İnsan Kaynakları Uzmanı (763), Stajyer (755) ve Çağrı Merkezi Elemanı (649) ilanları izledi. 2015

Haziran’ı ile kıyaslandığında en çok artış gösteren pozisyon ise Çağrı Merkezi Elemanı oldu. Sektör bazında öne çıkanlar Tekstil sektörü 5.848 başvuru yapılan ilan sayısına ulaşırken, onu sırasıyla Yapı (5.520), Üretim (5.028), Hizmet (4.577), Sağlık (4.395), Bilişim (4.105), Otomotiv (4.064), Ticaret (3.792), Elektrik & Elektronik (2.742) ve Turizm (2.492) sektörleri izledi. Ticaret sektörü de başvuru yapılan ilan sayısında geçtiğimiz aya oranla yüzde 4, bir önceki yılın aynı ayına göre de yüzde 7 arttı. Yusuf Azoz, bu sektörün özellikle alışveriş merkezlerinin artması

Pisano Yazılım Kampı başladı 2014 senesinde dört bilgisayar mühendisi girişimci tarafından kurulan Pisano, sektöre yeni yazılımcılar kazandırmak için Pisano Yazılım Kampı’16 projesini hayata geçirdi. Pisano Kurucu Ortağı Özkan Demir de, “Hedefimiz bu kampı her yıl tekrarlayarak geleneksel hale getirmek” dedi. 3 aylık ön eleme döneminde kampa 845 kişi başvurdu. 11

Temmuz’da başlayıp 19 Ağustos’a kadar Pisano Zorlu Center ofisinde devam edecek kampa katılım hakkı kazanan adaylar ise Mert Ejder, Hanefi Önaldı, Merve

Durdağı, Mahitap Tokpınar, Berkan Yavrı, Çağla Şenol ve Merve Güngör oldu. Pisano’nun eğitmenleri ve sektörün lider kuruluşlarından konuk eğitmenler ile adaylar 6 hafta boyunca kendilerini geliştirme imkanı bulacaklar. Detayların http://kamp.pisano.co/ sitesinde yer aldığı kampta tören ise 19 Ağustos’ta yapılacak.

ve e-ticaret sektörünün etkisiyle istihdam fırsatları yarattığına işaret etti. Zira Mağazacılık sektörü yüzde 52 ile ticaret sektörünün alt sektörleri arasında en çok istihdamı yaratıyor ve bunu sırasıyla E-ticaret, İthalat – İhracat, Alışveriş Merkezi, Market ve İç Ticaret alt sektörleri izliyor. Ticaret sektöründe en çok ilan yayınlanan pozisyonlar ise sırasıyla Satış Temsilcisi (%54), Mağaza Müdürü (%17), Muhasebe Elemanı (%7), Mühendis (%6), Kasiyer (%5), Satış Müdürü (%3), Stajyer (%2), Depo Elemanı (%2), Stand Sorumlusu (%2), İnsan Kaynakları Uzmanı (%2). Haziran ayı verilerine göre

Birçok başlıkta verim ‘ortak çalışma’ alanlarında Küresel bazda faaliyet gösteren çalışma alanı tedarikçisi Regus’un araştırmasına göre, çalışanların yüzde 84’ü ortak çalışmanın sağlık için önemli olduğu, evde yalnız kalmak yerine ortak çalışma alanlarına geçilmesinin gerektiği kanısında. Çalışanların yüzde 66’sına göre ortak çalışma, daha iyi bir iş-yaşam dengesi

SAP B1 alanında uzmanlaşmak üzere eğitime alınacak, herhangi bir ERP ile baştan sona implimentasyon yapmış, orta vadede kurumumuzun Teknik Ekip Başı olmaya aday, Start-Up teknogirişim firması kültürüne uygun, “ERP Uzmanı” İş süreçlerine yönelik olarak departmanlardan gelen talepler doğrultusunda Microsoft .NET (MVC) platformunda web ve iş uygulamaları projelerinin geliştirilmesi, teknik analizlerinin ve kodlamalarının yapılması ve mevcut yazılımların iyileştirilmesiyle ilgili çalışmaların gerçekleştirilmesi konularında görev alacak ekip arkadaşı arıyoruz.

aramaktayız. info@indata.com.tr

KIDEMLİ YAZILIM GELİŞTİRME UZMANI

• Microsoft .NET teknolojilerine hakim (Web Form, Windows Form, MVC, Web Api, Client Side Development, Web Servisleri vb.), • Mobil Uygulama konularında tecrübeli, • Microsoft SQL konusunda deneyim sahibi, • DevExpres vb. Araçlarında deneyim sahibi, • Analitik, sonuç odaklı, ekip çalışmasına yatkın, • İstanbul Avrupa Yakasında ikamet eden adayların başvurularını bekliyoruz. Not: Erkek adayların askerlik görevini tamamlamış olması tercih edilmektedir. Başvurularınızı insankaynaklari@tesan.com.tr mail adresimize gönderebilirsiniz.

İstanbul Avrupa yakasında 21.520, Anadolu yakasında 17.579 olmak üzere İstanbul genelinde toplam 39.099 ilan yayınlandı ve onu Ankara (6.892), İzmir (4.614), Bursa (4.177) ve Kocaeli (3.673) izledi. İllere göre sektörlerin yükselişlerine bakıldığında, Telekomünikasyon sektöründe yayınlanan ilan sayıları geçtiğimiz yılın Haziran ayına göre Tunceli’de yüzde 53, Kilis’te yüzde 52, Kırıkkale’de yüzde 40, Bitlis’te yüzde 38, Artvin’de yüzde 34, Bingöl’de ise yüzde 31 artış gösterdi. Bu illerde Telekomünikasyon sektöründe en çok ilan yayınlanan pozisyon ise Satış Temsilcisi oldu.

Norton Güvenlik Ürünleri satışı için

Bölgesel Satış Yöneticileri aranmaktadır. ik@btburada.com.tr

kurmayı sağlıyor. Araştırmaya katılanların yüzde 82’si daha fazla konum özgürlüğünün, ortak çalışma ofislerinde çalışanlara istedikleri yere daha yakın olma imkânı verdiği kanısında. Bir diğer unsur ise karma ve dinamik bir sosyal çevrenin, normal ofislere göre çok daha keyifli olması. Araştırmaya göre, çalışanların yüzde 53’ü ortak çalışmanın stresi azalttığını bildiriyor. Çalışanların yüzde 76’sı teknolojiye erişim imkânları bakımından ortak çalışma ofislerinde çalışanların evden çalışanlarla karşılaştırıldığında daha iyi şartlara sahip olduğunu düşünüyor. Farklı sektörlerle buluşma fırsatı Regus Türkiye Ülke Müdürü Hakan Atalay, ortak çalışma anlayışının hızla geliştiğine dikkat çekti ve şu bilgileri verdi: “Kurumsal şirketler de daha esnek çalışma modellerine geçiş yapıyor, çalışanların talepleri de şirketleri ortak çalışma alanlarında bulunan daha rahat ve işbirliğine dayalı atmosfere yönlendiriyor. Böylece iş-hayat dengesi açısından daha büyük başarı elde ediliyor. Ortak çalışma alanlarının bir faydası da sosyalleşme. Dünya genelinde iş insanları, ortak çalışma alanlarını farklı sektörlerden ve şirketlerden çalışanlarla bir araya gelmek için ideal ortamlar olarak görüyor. “



36

BThaber

MEKTUP

Sıkıntılı bir haftadan merhaba, Zorlu gündemi takip etme gücünü borçlu olduğum Arçelik Selamlique Kapsüllü Türk Kahvesi Makinesi, kahve alışkanlığımı daha da pekiştirdi. Geleneksel, okkalı, damla sakızlı, kafeinsiz, tarçınlı, çikolatalı ve kakuleli çeşitleriyle Arçelik Selamlique Kapsüllü Türk Kahvesi Makinesi, tüm Arçelik mağazalarında satışta, söylemedi deme… Haftalık kahve detayımı verdiğime göre, hepimizin bildiği acı bir gerçeği seninle paylaşabilirim: HSBC Grubu’nun “Emekliliğin Geleceği: Nesiller ve Hayat Yolculuğu” raporuna göre; çalışma çağındakiler emeklilik birikimi yapma konusunda önceki nesle göre çok daha fazla baskı hissediyor. Araştırma, 60 yaşında emekli olmayı bekleyenlerin emeklilik için 30 yaşında birikim yapmaya başladığını ve bu sürenin önceki nesle göre 7 yıl uzadığını gösteriyor. Yıllar geçiyor ama dert bitmiyor anlayacağın. Sürdürülebilirliği kurumsal bir değer olarak ele alan VİKO by Panasonic, ülkemizin WWF - Green Office Sertifikası’na sahip sayılı kuruluşlarından biri ve bu yıl da Dünya Çevre Haftası kapsamında birbirinden anlamlı çalışmalara imza atmış. Hazır ‘sürdürülebilirlik’ demişken, Valmet de 20162018 dönemi için belirlediği sürdürülebilirlik ajandasında uygulamak üzere yeni eylem planları saptamış. Bu eylem planları sürdürülebilirlikle ilgili odak alanların her biri için ayrıntılı eylemler ve hedefler içeriyormuş. Yeni eylem planları da 2016 başında ayrıntılı olarak gözden geçirilen ajandaya göre hazırlanmış. 360o Sürdürülebilirlik (Sustainability360o) adı verilen

25 - 31 TEMMUZ 2016

Kurumsal devamlılık için sürdürülebilirlik çalışma programı, faaliyetlerde sürdürülebilirlik için kapsamlı yaklaşımları içeriyormuş. Philips de yeni sürdürülebilirlik programı ‘Sağlıklı insanlar, sürdürülebilir gezegen’ kapsamında cirosunun yüzde 70’ini yeşil gelirlerden, yüzde 15’ini döngüsel gelirlerden elde etmeyi hedefliyormuş. Bu gibi örneklerin artması, sürdürülebilirlik farkındalığının gelişmesi dileğiyle… Çevreyi ve tasarrufu elektrikte buluşturayım: Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu (EPDK) 1 Temmuz 2016’dan itibaren geçerli olacak elektrik birim fiyatlarını açıkladı. Ulusal elektrik fiyatları Ekim 2016’ya kadar evler için 0,221020 TL, iş yerleri için 0,221208 TL olacak. Elektrik tedarikçisi değiştirme internet sitesi EnCazip’in hesaplarına göre de aylık 120 TL’den fazla fatura ödeyen serbest tüketici grubundaki aboneler, perakende satış yapan elektrik tedarikçilerinin açıklanan birim fiyat bedelleri üzerinden yapacakları indirimlerden

2016

www.bthaber.com www.linkedin.com/groups/BThaber twitter.com/bthaber www.facebook.com/BThaber

Okur Temsilcisi Behçet Envarlı benvarli@tbv.org.tr

başarı haberlerini paylaşmak düşecek. Böylece ödül vakti de geldi… Samsung Electronics, tüketici odaklı kampanyalara planlı bir şekilde odaklanarak pazarlamada yaratıcılık ve mükemmelliğe sağladığı katkı ile Cannes LIONS Uluslararası Yaratıcılık Festivalinde “Pazarlama Alanında Yılın En Yaratıcı Şirketi” (Creative Marketer of the Year) ödülü de dahil olmak üzere tam 29 ödül kazanmış. HSBC Grubu da dünyanın önde gelen finans yayın gruplarından Euromoney tarafından düzenlenen ‘Mükemmellik Ödülleri 2016’da “Dünyanın En İyi Yatırım Bankası” ve “Kurumsal Şirketler İçin En İyi Banka” olmak üzere iki kategoride ödüllendirilmiş. Geri sayım haberini geçtiğimiz haftalarda verdiğim Türkiye Sermaye Piyasaları Birliği (TSPB) tarafından düzenlenen “Kamera Elinde Geleceğin Cebinde” Kısa Film Yarışması’nda dereceye giren ilk 10 film belli olmuş.

REKLAM SATIŞ GRUBU

YIL 22 SAYI 1081

25 - 31 TEMMUZ

yararlanarak yüzde 20’ye varan tasarruf sağlayabiliyormuş. Sıra başarılarda… Ar-Ge ve inovasyon şirketi Canovate, Mayıs itibariyle Turquality programına bilgi teknolojileri sektöründe giren ilk firma olmuş. İK süreçlerinde zaman ve kaynak tasarrufu sağlayan Yuzyuzeyiz.biz platformu da küreselleşen hedefleri paralelinde faaliyetlerine Peoplise ismiyle etme kararı alırken, Türkiye’nin önde gelen teknoloji yatırımcılarından Revo Capital’dan da yatırım almış. Dünyayı değiştirecek fikirleri buluşturmayı hedefleyen Google Bilim Fuarı 2016’da bölgesel finalistler belli olmuş. Bu yılın Toplumsal Etki Ödülü kategorisinde Türkiye’den de iki proje finale kalan adaylar arasında: ‘Midye ile Herkese Daha Temiz Su’ ve ‘Geri Dönüştürülmüş Kutularla Depreme Hazırlık’. Bölgesel finale kalanlar, 28 Eylül’de Kaliforniya’da düzenlenecek ödül törenine katılacak Global Finalistler arasında yer almak için yarışacak, dilerim bize de

BThaber Yayıncılık ve Etkinlik Hizmetleri A.Ş. adına Sahibi Bülent Nevres bulentn@bthaber.com.tr BThaber Grubu Yayın Koordinatörü Ayhan Sevgi ayhans@bthaber.com.tr Yazı İşleri Müdürü (Sorumlu) Bülent Nevres bulentn@bthaber.com.tr

Bültenlerinizi

Editörler Handan Aybars handana@bthaber.com.tr Sedef Özkan (Ankara) sedefo@bthaber.com.tr Alp Yaşar Terlemez Alpt@bthaber.com.tr

bulten@bthaber.com.tr adresine gönderebilirsiniz

Görsel Tasarım Nevzat Karataş nevzatk@bthaber.com.tr Mukadder Keskingözler mukadderk@bthaber.com.tr Katkıda Bulunanlar Dilay Sağbili

Abone ve Dağıtım btabone@bthaber.com.tr

Satış ve İş Geliştirme Müdürü Günay Kaya Satış Grubu Kutay Göçe Abdurrahman Koyuncu Funda Koyuncu (Ankara)

Reklam Rezervasyon info@bthaber.com.tr Yönetim Yeri: BThaber Yayıncılık ve Etkinlik Hizmetleri A.Ş. Fetih Mah. Tahralı Sokak Kavakyeli Plaza C Blok 7/5 34704 Ataşehir/İSTANBUL Telefon: (0216) 291 13 90 Ankara Ofisi: Adres : Nergis Sok Via Flat İş Merkezi No:7/2 Söğütözü-Ankara Telefon: (0312) 258 64 24 Faks: (0312) 258 63 02 ISSN 1300-6495

“Bugünü Yaşa, Yarını Hesapla” mottosuyla düzenlenen yarışmaya düzenli para biriktirme, tasarruf etme ve planlı harcama temasına uygun olarak hazırlanan Türkiye’nin her bölgesinden 109 film katılmış. Yerim sınırlı malum, sen iyisi mi detayları www. kameraelindegelecegincebinde. com sitesinden takip et. Haftaya noktayı bu sıcak yaz günlerine anlam katmasını dilediğim bir proje ile koyuyorum. Pera Müzesi, uluslararası alanda internetin en kapsamlı web ansiklopedisi Vikipedi ile yeni bir projeyi hayata geçiriyor. Vikipedi’nin Pera Müzesi ile gerçekleştireceği GLAM projesinde katılımcılar, müzede sergilenen ‘Kesişen Dünyalar: Elçiler ve Ressamlar’daki eserler hakkında içerikler hazırlayacak. Yerel bir Vikipedi oluşumu olan Wikimedia Topluluğu Kullanıcı Grubu Türkiye (WMTR) ve Pera Müzesi işbirliğinde gerçekleştirilen projede eserlere Vikipedi üzerinden en geniş katkıda bulunan beş yazar da Pera Müzesi tarafından ödüllendirilecek. Yarışmaya katılmak için Vikipedi’ye üye olmak yeterli. Ardından http://bit.ly/2920Gnh linkinde duyurulacak olan projenin sayfası üzerinden belirlenen eserler hakkında içerik oluşturulabilecek. Pera Müzesi, 15 Ağustos tarihine dek Vikipedi kriterlerine göre, “iyi yazılmış, kapsamlı, doğru, tarafsız ve kalıcı” içerikleriyle yarışmaya dâhil olan herkese proje sonunda küçük hediyeler verecek. İçeriklere en geniş katkıda bulunan ilk beş kullanıcıyı ise özel hediyeler bekliyor. Böylece bu hafta da bu kadar, dilerim sakin bir gündemde buluşuruz,

Türkiye’nin en köklü bilişim teknolojileri yayını olan BThaber, 1995 yılından bu yana bilişim ve teknoloji dünyasındaki en son haberleri, yenilikleri ve bilgileri okuyucularına kesintisiz bir şekilde sunmaya devam ediyor. Her hafta yüzde 35’i BT, yüzde 65’i ise finans, otomotiv ve sağlık gibi farklı sektörlerde yer alan şirketlerin ve kamu kurumlarının yöneticilerinden oluşan 7500’ün üzerinde kişiye ulaşmakta ve online platformlar üzerinden her hafta on binlerce kişiye erişim sağlamaktadır.

Cilt, Baskı, Poşetleme: Apa Uniprint San. ve Tic. A.Ş. - Hadımköy İstanbul Asfaltı Ömerli Köyü İstanbul - Tel 0212-798 28 40. l BThaber kontrollü abonelik sistemiyle dağıtılmaktadır. - Fiyatı 1 Kuruş (KDV dahil) - BThaber, 5187 sayılı Basın Kanunu’nun 2/f maddesi hükmü gereği ‘yerel süreli yayın’dır.


WEEKLY INFORMATION TECHNOLOGY AND ECONOMY NEWSPAPER

Employees that provide services to Turkey’s information and communication infrastructure faced with the most difficult test experienced so far after the coup attempt carried out on July 15, 2016. Secret heroes managed to keep up the infrastructure shaping Turkey’s digital nerves and networks based on cloud computing such as e-government and finance applications and handled the process successfully preventing the incident cause worse scenarios. As it is the same for many countries in the world that the services such as communications, finance, e-government, education, transportation and trade that shape everyday lives take support from IT infrastructure to provide faster and more efficient service. For continuity of daily life and healthy communication in Turkey in times of chaos; continuity of services based on information and communication technologies are vital. Tough Day for Telecom Operators All institutions, especially telecom operators in Turkey passed a major test at this point. Institutions, despite the direct interference in centers where critical processes take place, they were able to provide continuity of service thanks to the brave attitude and determination of the staff. In the process, Turkcell announced to give minutes, SMS and internet for citizens to have uninterrupted communication in case of an emergency need. Also, in order everyone to reach the news and official statements from mobile devices, Turkcell TV + application was offered to the users. Vodafone Turkey provided

Turkish information and communication infrastructure has successfully passed the most difficult test The night of July 15, 2016 for the prevention of the most difficult events in Turkey; the most critical tasks were taken on by information and communication networks. Undertaking very important responsibilities for ensuring communication and information flow and functioning of daily life, Turkey’s secret heroes have risen to the challenge very successfully during the chaos experienced. free minutes and internet to all subscribers to support their urgent communication needs. Holding Turkey’s main communications backbone Turk Telekom continued to provide uninterrupted service despite the interventions made to their centers and providing its customers free Wi-Fi, home phone and mobile communication packages and ensured the continuity of communication. IT NGOs condemned the attempt NGOs in IT field condemned the attempted coup on July 15 with a press statement: “As IT NGOs, we strongly condemn the irrational and treacherous attempt experienced on July 15, 2016 Friday night. We report that we are against all kinds of anti-democratic initiatives, violence and oppression. In this manner, we reiterate our unshakable faith in democracy and national will, and we announce with respect that under all circumstances we will continue defend democracy, freedom, peace and life.”

NGOs condemning the attempted coup BGD – Association of Information Security BİYESAM – Association of Information and Software Work Owners BMD – Association of Information Reporters ÇMD – Association of Call Centers ECİD – Association of Electronic Device Producers EDER – Association of E-Commerce Infrastructure Providers EHD - Association of E-Commerce and Internet Law INETD – Association of Internet Technologies IPTV – Association of Internet Based TV Technologies Association of Internet / ISOC - TR İTO – Telecommunication Professional Committee President MOBİSAD – Association of Mobile Communication

Devices and Information Technologies Businessmen MOBİLSİAD – Association of Mobile Service Provider Businessmen OYUNDER – Association of Game Designers, Developers, Producers and Publishers ASSCOCIATION OF HEALTH INFORMATICS SİNERJİTÜRK Foundation of Effective Business and Coalition TBD –Turkey Informatics Association TBP – Technology Acknowledgement Platform TBV –Turkey Informatics Foundation TECHNOLOGICAL GRUOP TEDER- Association of Telecommunication Internet and Information Technologies TELKODER – Association of Independent

Telecommunication Managers TESİD – Association of Turkish Electronic Industrial Businessmen TİD – Association of All Internets TOBB Turkey Software Assembly TOSYÖV – Turkey Small and Medium Scale Enterprises, Independent Professionals and Managers Foundation TÜBİDER – Association of Informatics Industry TÜBİFED – Federation of Informatics Associations TÜBİSAD – Association of Informatics Industrial Businessmen TÜTED – Association of All Telecommunication Businesspeople TZV – Turkey Intelligence Foundation YASAD - Association of Software Industrial Businessmen

Time to give security the attention it deserves When it comes to technology, we like to get the latest product, we say ‘expensive is good’ but we go and get the cheapest security service. “This approach needs to change particularly in security.” says Intel Security Turkey - Azerbaijan Regional Director İlkem Özar. It used to be enough to locate the best product or solution in certain fields and titles. But today, these structures should create

an integrated structure or they cannot be effective. Hence, as the product’s functionality, its integration capability, competence and efficiency have great importance. İlkem Özar gives an example of a football team. The team wins not because of its best player but thanks to the 11 players that worked together in harmony. Security is also a similar concept. If the door outside and the door inside do not talk

to each other, that means there is a big problem. The prevalence of this problem also brings diversity in the types of attacks. However, with an integrated system; the alarm switches on in case of an anomaly and all endpoints get informed. Thus, in the words of Özar, an integrated, real-time security structure is being established which continuously learning with many different data sources.

It is important that security firms are willing to move together. Özar adds: “This means an investment cost, though losses may be much higher in case of a potential risk. It is very important to get consultancy support and design a construction in the light of corporate structure and priorities. There is not enough awareness on this issue. Not only IT security, all corporate security must be ensured through a

design. It is necessary to position different solutions in each endpoint as well as determining who is responsible for these solutions. I mean a responsibilities structure which includes human resources unit should be able to put forward. This allows efficient integration. The central perspective that integrates security should be able to develop in this way.”


Cyber threat has still a very low level of awareness

According to a survey carried out by RSA in 81 countries, 75% of respondents were severely exposed to cyber security risks and many institutions have taken an investment decision only after the exposure. RSA; Security Division of EMC has published data showing that institutions investing in detection and reaction technologies rather than the solutions based on the environment have better defense against cyber threats. Held once a year, in 81 countries, bringing together 878 participants from more than 24 industries; second RSA Cyber Security Deficiency Index doubled the number of participants compared to the previous year. The report of the survey carried out for two consecutive years, 75% of this year’s participants were severely exposed to cyber security risks. The skills in especially Incident Response – IR are very insufficient. Almost half of the enterprises stated that their IR basic skills are “temporary” or “not available”. However, in-

stitutions once faced the security threats seem to pay attention to programs designed to boost cyber security capabilities. The survey also shows that most organizations have difficulty in efforts to improve cyber security because they do not understand how they might be affected by the risk of cyber activities. Stating that the institutions from all sizes, all sectors and all regions feel unprepared for threats, EMC Safety Unit RSA President Amit Yoran says that: “We have to change our way of thinking about security, we need to focus more than just to block it and we need to develop a strategy that emphasizes the detection and response. The institutions should have new agendas, create comprehensive strategies and take action before a violation occurs.”

TSE will give authority to IT consultants and companies TSE Information Technology Testing and Certification Department Director Mariye Umay Akkaya gave information about ‘IT Companies Accreditation and Certification System’ to BThaber. In the scope of ‘Certification System Establishment of IT Companies’ entering the e-government tenders with Science and Technology High Council’s decision No. 2013/103; The Ministry of Science, Industry and Technology is considered ‘director’ and TSE is ‘responsible’ organizations. As a result of studies conducted since 2013 in this context, on February 17, 2016, 29th BTYK meeting was concluded and decision mentioned as BTYK No. 2013/103 has reached a verdict. Mariye Umay Akkaya shared developments on the subject: “In addition, the R&D reform package prepared by the Ministry of Science, Industry and Technology is published in the Official Gazette No. 29636, dated February 26, 2016. R&D Reform Package included the Article 30, KHK 635, Article 2 Section G; making the necessary efforts to improve IT sector and its competitiveness, authorizing the companies supplying for the public IT projects for competences and/or standards, cancelling or temporarily stopping authorization when necessary, determining the principles and procedures to be followed in public informatics projects in the public institutions for quality,

competency and safety.” KAYSİS be tested by TSE Akkaya explained the ‘IT Companies Accreditation and Certification System’ outlines: “Information knowledge assets of public institutions and organizations are classified according their degree of confidentiality. Prime Ministry uses KAYSİS in this stage. ‘Information Asset Classification Privacy Degrees Criteria’ draft was prepared by the TSE. KAYSİS began to be revised by the Prime Ministry; it will be tested by the TSE after revision. In ‘IT Companies Authorization’, minimum quality and safety criteria for public IT projects will be determined by TSE and BSTB

will publish a regulation about it. Authorization in electronic environment will be carried out on a web portal to be prepared by BSTB. In this context, quality and safety criteria were prepared by TSE. These criteria will be published by BSTB as ‘Public Information Tender Attendee Informatics Companies Authorization and Type General Technical Specifications / Administrative Contract Regulation’; companies and public institutions will be given a transition period for the new system. General Communiqué of KİK revision should also be made at the same time.”

Entertainment and future of media re-shaped Entertainment and media companies are trying to achieve growth and value in this increasingly complex and competitive global market; while the growing demand of young consumers also presents new opportunity areas for players who are new entrants to the market as well as existing companies. According to the Global Entertainment and Media Industry at a Glance 2016

-2020 Report published by PwC, the total revenue of the worldwide entertainment and media industry will increase with an annual combined growth rate (CAGR) of 4.4% in the next five years and reach $2.14 trillion in 2020. This growth rate shows that the industry will have a decline in revenue compared to last year’s 5.5% growth rate and will be behind the overall global economic

growth in the next five years. However, when examined more closely; a different picture emerges. Entertainment and media sector has a stable and sustainable growth and a highly dynamic sector. Strong overall growth is not shared equally by all participants, though; there are impressive growth and opportunities in many areas of industry. Significant decline and

stagnation in some areas take place simultaneously with the dramatic expansion in “active” countries, regions, and sectors and this is creating a global media environment that offers multiple variations. According to the PwC report, in 36 of 54 countries, the entertainment and media spending is growing more quickly than GDP and at a rate of more than 50%.

Venezuela is at the top of the list. In this country, the growth in entertainment and media spending is expected to exceed the GDP growth rate of 2016 by more than 14%. Where there is a dense population in countries such as Brazil, Pakistan and Nigeria; entertainment and media markets are expected to record relatively high growth rates in entertainment and media, as well.



www.asirbil.com

Elite x2

BT için tasarlandı, kullanıcılar tarafından beğenildi

Elite x2 1012, kurumsal düzeyde performanstan ve verimlilikten taviz vermez. Windows 10 Pro. Harika işler çıkarın. Daha fazla bilgi için: Asır Bilgisayar - Merkez Defterdar Mah. Sakız Ağacı Sok. No: 4 Ayvansaray 34050 Eyüp - İSTANBUL Tel : +90 212 212 20 97 pbx Faks : +90 212 217 45 92 E-Posta : info@asirbil.com

Kurumsal düzeyde güvenlik

Yerinde hizmet imkanı 1

Ustaca işlendi

Sektörün önde gelen güvenlik sistemi, verilerinizin hareket halindeyken, hatta cihazınızı başlatmadan önce, korunmasına yardımcı olur.

BT uzmanları, masraflı kesinti sürelerini azaltmaya yardımcı olmak için, bileşenleri yerinde değiştirebilir.

Sınıfının en iyisi klavye ile birlikte şık ve güzel bir tarz.

HP Advanced Keyboard, ayrı veya opsiyonel bir özellik olarak satın alınabilir. Özelliklerin hepsi, Windows'un tüm sürümlerinde bulunmayabilir Windows işlevlerinden eksiksiz yararlanabilmeleri için, sistemlerin yükseltilmiş ve/veya ayrıca satılan donanım, sürücü, yazılım veya BIOS güncellemelerine gereksinimi olabilir. Windows 10 otomatik güncellemeleri her zaman etkindir. İnternet Servis Sağlayıcı ücretleri uygulanabilir ve gelecekte güncellemeler için ilave gereklilikler bulunabilir. www.microsoft.com adresini ziyaret edin. 1 Bu hizmet, HP Destek, HP Lisanslı Teknisyenleri, HP Yetkili Hizmet Sağlayıcıları veya HP Self-Maintainer Program katılımcıları tarafından sunulmaktadır. Ses destekli Cortana, mürekkep oluşturma ve Continuum'un dâhil olduğu bazı özellikler daha gelişmiş donanım gerektirir. microsoft.com/enus/windows/features adresini ziyaret edin. Ekranlar temsilidir, farklılık gösterebilir. Windows Store uygulamaları ayrı satılır. Uygulamaların kullanılabilirliği ve deneyim pazara göre değişebilir. Microsoft, Windows ve Windows Logo, Microsoft Corporation'ın ABD'de ve/veya diğer ülkelerdeki ticari markası veya tescilli ticari markasıdır.


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.