IP Systems Solution Partner
BUSINESSPARTNER
Santral sistemlerinde profesyonel çözümler...
Kuştepe Mh. Leylak Sk. Nursanlar İş Mrk. Kat: 6 No: 22 Şişli, İSTANBUL T +90 212 252 2222 Pbx | +90 850 460 2222 www.ce-sa.com.tr | info@ce-sa.com.tr
SAYI
HAFTALIK BİLİŞİM TEKNOLOJİLERİ VE EKONOMİSİ GAZETESİ www.bthaber.com.tr
Sayfa Başvurular için son gün 31 Ağustos
4
Teknoloji sektöründe faaliyet gösteren ve büyüme hedefi olan şirketlerin, “Deloitte Teknoloji Fast 50 Türkiye Program”ına aday olmak için başvurusu süresi dolmak üzere.
Sayfa Zincir, git gide büyüyor
8
StartersHub, iş ortaklarının zenginleşmesi ile girişimcilere desteğinin kapsamını da artırmayı hedefliyor.
Sayfa
1086 29 Ağustos - 4 Eylül 2016
Demokrasi için bilişim Bülent Nevres
15 Temmuz akşamı, bilişim teknolojileri sektöründe yer alan şirketler ve bu şirketlerde çalışanlar da canları pahasına karşı durarak bu darbe girişiminin önlenmesinde büyük rol oynadılar. Darbe girişimi yaşanırken tüm bilgi ve iletişim sistemleri hiçbir kesintiye uğramadan çalışmaya devam etti.
Sayfa
13
Ebru Dorman (solda) Çiğdem Toraman
Büyük veriye anlam katan gerçek
12
Gökhan Nalbantoğlu
Stratejik bir kararla Türkiye ofisini açan Datameer, Türkiye merkezden bölgenin gelişimini de izleyecek.
İstanbul’da bağlantı karmaşası TELKODER; İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin, şirketlerin fiber kablo döşeme (geçiş hakkı) izinlerini, metro, metrobüs ve füniküler güzergahları için feshettiğini ve izinlerin de 2017 yılında yenilenmeyeceğini açıkladığını duyurdu. Sayfa 3
Nereden Nereye? Netcad Yazılım “İlk 500 Bilișim Șirketi” araștırmasında son dört yılın en yüksek sıralamasına ulașarak 104. oldu. Ayrıca Türkiye Merkezli Yazılım Üreticileri yıl 2015 Kategorisinde de 91 firma arasında 5.sırada yer aldı. Bugünlere gelmemizde 27 yıldır bizden desteğini esirgemeyen tüm kullanıcılarımıza sonsuz teșekkür ederiz.
104.
139. yıl 2014
www.netcad.com.tr
BThaber
E-TOPLUM
29 AĞUSTOS - 4 EYLÜL 2016
3
İstanbul’da bağlantı karmaşası TELKODER; İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin (İBB), internet ve telefon hizmetleri sunan tüm şirketlerin fiber kablo döşeme (geçiş hakkı) izinlerini, metro, metrobüs ve füniküler güzergahları için feshettiğini ve izinlerin de 2017 yılında yenilenmeyeceğini açıkladığını duyurdu. Bu durumun, haberleşme şirketlerinin hizmetlerinde ilgili bölgelerde aksaklıklar yaratabileceği ve bundan çok sayıda İstanbullu’nun etkilenebileceğine dikkat çekildi. Öte yandan, çok sayıda şirket tarafından çekilen kablo ve ekipmanların toplanması ve boş olarak teslimini isteyen İBB, ekipmanların toplanmasının mümkün olmaması halinde ise önemli yatırımlarla yapılan altyapı unsurlarının belediyeye devredilmesini talep etti. Son dönemlerde İBB yetkililerinin, TELKODER üyesi işletmecilere elektronik haberleşme altyapı hizmetlerini İBB tarafından kurulmuş olan İstanbul Elektronik Haberleşme ve Altyapı Hizmetleri San. ve Tic. A.Ş.’den (İSTTELKOM) alınmasına yönelik beyanları da olduğunu belirten TELKODER, bu
şirketin şehirdeki altyapının tek elden yönetilmesini hedefleyen anlayışa sahip olduğunu dile getirdi. İBB tarafından kurulan İSTTELKOM aracılığıyla oluşturulmak istenen tekelci yapının hükümet program ve hedefleri ile yasal düzenlemelere aykırı olduğunu dile getiren TELKODER, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı, BTK ve Rekabet Kurumu’nun bu duruma el koyarak, çözüme kavuşturması gerektiğini vurguladı. TELKODER, üye şirketlerden geri alınmak istenen metro, füniküler geçiş haklarının İBB tarafından İSTTELKOM’a tahsis edileceği tahminini dile getirirken, bu girişimin gelecekte diğer güzergahlarda da uygulanmak isteneceğini ve bu yolla İstanbul’da bulunan elektronik haberleşme altyapısının zarar görerek, sektörün geleceğinde sorunlara yol açacağına işaret etti. TELKODER Yönetim Kurulu Başkanı Yusuf Ata Arıak, konuyla ilgili şu bilgileri paylaştı: “İBB tarafından İSTTELKOM aracılığı ile İstanbul’da yapılan olumsuz ve kanun dışı hamleler
haberleşme sektörü için zararlar doğuracak. Belediyelerin ve onlara bağlı şirketlerin gelir yaratmak için sektörü ve sektörde uzun yıllardır yatırım yapmış şirketleri hiçe sayarak hareket etmelerinin kabul edilir yanı yok. Bu yönde adımlar ve oluşturulmak istenen pazar yapısı, hükümet program ve hedefleri ile yasal düzenlemelere uygun değil. Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı, BTK ve Rekabet Kurumu, bu uygulamaya müdahale etmeli ve İBB tarafından İstanbul’un elektronik haberleşme altyapısına yapılan bu olumsuz müdahaleleri önlemeli. Tüm dünyada yerel yönetimler, yatırımcıların fiber altyapı kurmalarına destek olmakta. Türkiye’de de belediyeler, fiber altyapı kurulumunun kendi bölgelerine sağlayacağı değeri anlayıp, bu konuda çıkarılan kanun ve yönetmeliklerin uygulanmasına ön ayak olmalı. Bu vesileyle, Turkcell Superonline, Vodafone, Türksat ve TELKODER üyesi operatörlerin bir araya gelerek bir Ortak Altyapı Şirketi kurma girişiminin ne kadar isabetli bir karar olduğu da anlaşılmakta.”
Dökümanlarınızı 1 tıklama ile dijitalleştirin Yeni Tarayıcımız: KODAK i1190WN Kablosuz ve Kablolu Ağ Tarayıcısı
Dijital Arşiv Teknolojilerinde Çözüm Ortağınız
TOGED, Avrupa Oyun Geliştiricileri Federasyonu’na üye oldu Avrupa Oyun Geliştiricileri Federasyonu (EGDF), Türkiye Oyun Geliştiricileri Derneği’nin (TOGED) EGDF’e üye olarak kabul edildiğini duyurdu. Türkiye’deki oyun geliştiricisi şirketlerin teknik, sosyal ve ekonomik açıdan gelişimine destek olmayı, sektörün ihtiyaç duyduğu nitelikli insan gücü yetiştirmeyi ve video oyunları hakkındaki toplumsal bilinci yükseltmeyi hedefleyen TOGED, böylece federasyonun 11’inci üyesi oldu. TOGED; EGDF
üyeliği ile Türkiye’deki ve Avrupa’daki geliştiricileri birbirine yakınlaştırırken, geliştiriciler açısından her iki pazarda farklı alanlarda işbirlikleri için yeni fırsatlar sunmayı amaçlıyor. Küresel dijital oyun pazarında karşılaşılan en önemli sorunlardan biri, oyunların her ülkede farklı yasal düzenlemelere tabi olması ve EGDF, geliştiricilerin bu alanda karşılaştıkları sorunları ortadan kaldırmayı hedefliyor. TOGED, EGDF
üyeliği ile dijital oyunlara ilişkin Avrupa Birliği’nde (AB) çıkacak yasalara katkı sağlamayı, Türkiye’de olduğu gibi AB’deki yasal düzenlemelere ilişkin tartışmalara katılmayı ve oluşturulan düzenlemelere destek olmayı hedefliyor. AB ve Türkiye’de geliştirilen oyunlar arasındaki yasal uyum aracılığıyla, AB mensubu oyun şirketlerinin Türkiye’de yatırım yapmalarını teşvik edici ve kolaylaştırıcı bir etki yaratmak da hedefler arasında.
Kodak Döküman Tarayıcılar için KAMU’da imtiyazlı Distribütör
www.limeksofis.com info@limeksofis.com 0 312 475 15 16
4
BThaber
E-TOPLUM
29 AĞUSTOS - 4 EYLÜL 2016
Başvurular için son gün 31 Ağustos Teknoloji sektöründe faaliyet gösteren ve büyüme hedefi olan şirketlerin, Deloitte Türkiye’nin bu yıl 11’inci kez düzenleyeceği “Deloitte Teknoloji Fast 50 Türkiye Program”ına aday olmak için 31 Ağustos’a kadar başvurularını yapmaları gerekiyor. http:// fast50.deloitte.com.tr/ nomination-form-entry. aspx sitesinde detayların yer aldığı program,
Deloitte’un küresel bazda yürüttüğü ve son 4 yılda en hızlı büyüyen, cirosunu en hızlı artıran teknoloji şirketlerini tespit edip tanıttığı bir çalışma olmakla kalmıyor. Programda Türkiye’nin en hızlı büyüyen 50 teknoloji şirketi belirlenerek, Deloitte’un uluslararası “Teknoloji Fast 500” programına katılmaya da hak kazanıyor. Böylece her ölçekte Türk şirketi, potansiyeli ile küresel
başarılara imza atma fırsatı elde edebiliyor. “Deloitte Teknoloji Fast 50 Türkiye Program”ına katılmak isteyen ve en az 4 yıldır faaliyet gösteriyor olması gereken şirketlerin, kendi teknolojisini üreten ve faaliyet gelirinin büyük bir çoğunluğunu bu teknolojiden sağlayan, problem çözmede ileri teknolojiyi kullanan ve teknoloji konusunda Ar-Ge yatırımları yapan
teknoloji şirketleri olması önemli bir kriter olarak öne çıkıyor. Türkiye bazlı ve genel merkezi de Türkiye’de olan şirketlerin başvurabileceği programda, faaliyet gelirinin 2012 yılında en az 50 bin avro, 2015 yılında ise en az 800 bin avro olması da diğer şartlar arasında kendini gösteriyor.
Dostlar veri merkezinde buluşuyor Hem TIER III+ hem de TIER II+ standardında hizmet sunan veri merkezi sahip olan Radore’den sunucu barındırma hizmeti alan tüketiciler, Radore’ye getirdikleri her yeni arkadaşı kendileri için fırsata çevirecekler. Kampanya, yeni müşterilerin Radore ile 12 aylık sözleşme yapması ve en az 3 ay hizmet alması durumunda geçerlilik kazanacak. “Arkadaşları Ayırmayın” kampanyası dahilinde, yeni müşterilerin ödeyeceği barındırma ücreti kadar indirim, 3 ay sonra tüketicilerin hesaplarına yansıyacak. TIER III + veri merkezi salonunun yanı sıra Mayıs ayında hizmete açılan TIER II + salonu tüketicilerin kullanımına açık olacak. Kampanya kapsamında Radore’den hizmet alacak yeni müşteriler de ihtiyaçları paralelinde, kendilerine en uygun veri merkezi salonunu seçebilecekler.
BThaber
E-TOPLUM
29 AĞUSTOS - 4 EYLÜL 2016
Haber Merkezi TEMSA, Smart Mobility vizyonu ile teknoloji programlarını yeniden oluşturdu. TEMSA Genel Müdürü Dinçer Çelik, 19 Ağustos’ta Sabancı Holding’de düzenlenen basın toplantısında Smart Mobility programı ile TEMSA’nın geleceğe yönelik vizyonunu ve bu vizyon doğrultusunda oluşturduğu teknoloji programlarını paylaştı. Ulaşımda dijitalleşme döneminin başladığını vurgulayan Dinçer Çelik, şöyle devam etti: “TEMSA ‘Smart Mobility’ vizyonu ile geliştirdiği teknoloji programlarıyla emisyon salınımı ‘0’ olan elektrikli araçlar, yakıt tüketimini ve emisyon salınımı yüzde 10 oranında azaltan akıllı araçlar, trafik sıkışıklığını yüzde 20, trafik kazalarını yüzde 25 azaltan akıllı trafik uygulamaları ve çevreye dost akıllı fabrikalar ile Akıllı Ulaşım Sistemleri’nin (AUS) ihtiyaçlarına yönelik çözümler geliştiriyor. TEMSA Smart Mobility vizyonu ile geliştirdiği teknoloji programlarını Akıllı Araçlar, Elektrikli Araçlar ve SMART 2020 olarak belirledi. Akıllı Araç programının ilk ürünü olan Avenue iBUS ihtiyacı hızlı
Ulaşımda bugünü değil, geleceği tasarlıyoruz
TEMSA Genel Müdürü Dinçer Çelik bir şekilde öngörerek hayata geçirildi ve Türkiye’nin ilk akıllı otobüsü unvanını aldı. Akıllı Araç programının araştırma konu başlıkları; eco drive, araç veri işleme, yolcu güvenlik ve yolcu ve şoför konforu olarak belirlendi. TEMSA elektrikli araçlar programı ile hayata
geçen Avenue EV ve MD9 ElectriCITY araçları yenilikçi çözümler üretti. Elektrikli Araçlar programının araştırma konu başlıkları; pil yönetim sistemleri, pil modülleri, şarj sistemleri, elektrik tahrikli sistemler ve araç yazılımları olarak belirlendi.”
Borsa İstanbul Özel Pazar’da bir yatırım daha yerini aldı Halka açılmadan pay alım-satımı amacıyla şirketler ile yatırımcıları bir araya getiren web tabanlı ve üyelik bazlı bir platform olan Borsa İstanbul Özel Pazar’da bir yatırım daha gerçekleşti. Aktif Bank’ın Echo Pos firmasına gerçekleştirdiği yatırım, Borsa İstanbul Özel Pazar’da 2016 yılının 8’inci yatırımı oldu. Perakende sektöründeki işletmelerin ödeme sistemleri çözüm ortağı olmak üzere Aktif Bank ve Robotpos işbirliğinde kurulan Echo Pos, 17 Ağustos’ta Borsa İstanbul’da düzenlenen Gong Töreni ile faaliyete geçti. Organize perakende sektörü ve KOBİ’ler için çözüm ortağı olmayı hedefleyen Echo Pos, perakende zinciri işyerlerinde, ön ve arka ofislerde ödeme sistemleri ve otomasyon çözümleri sunacak. Echo Pos, müşterisi olan iş yerlerine ödeme sistemlerinin yanı sıra stok takibi, satış, sipariş takibi ve kârlılık takibi gibi süreçleri pratik, hızlı ve verimli sunacak. Organize perakende zincirleri için
Windows, KOBİ’ler için Android tabanlı sistemler kullanan Echo Pos’la firmalar, müşterilerine tablet üzerinden de hizmet sunabilecek. Sistem, kullanıcılara kampanya takibi ve ciro takibi yapma imkanı da sağlıyor. Düzenlenen etkinlikte Borsa İstanbul Özel Pazar Müdürü Recep Bildik, şunları söyledi: “Borsa İstanbul tarafından 2014 yılında girişimci ve yatırımcıları bir araya getiren web bazlı ve üyelere açık bir platform olan Özel Pazar kuruldu. Özel Pazar sadece alımsatım platformu olarak değil, girişimcilere ihtiyaç duydukları mentorluk ve ilişki ağını, ayrıca daha önce yatırım yapmış olan yatırımcılara portföylerinden çıkış imkânını sağlıyor. Bugün itibariyle üye olan 221 girişimci şirketimizin yüzde 45’i BT sektöründe olan Özel Pazar’da kısa sürede 357 üyeye ulaştık. 108 adet yatırımcımızın 65’i Bireysel Katılım Yatırımcıları da dâhil olmak üzere nitelikli melek yatırımcı, 32’si ise Türkiye’deki ve yurt dışındaki kurumsal yatırımcılar.
Özel Pazar’da şu ana kadar 11 adet yatırım anlaşması gerçekleşti ve üye şirketlere 10 milyon dolara yakın sermaye finansmanı sağlanmış oldu.” Aktif Bank CEO’su Dr. Serdar Sümer, Echo Pos ile perakende sektörü ve KOBİ’ler için katma değerli bir hizmet daha ürettiklerini vurguladı ve “Echo Pos, KOBİ ve perakende zinciri işyerlerinde müşterilerimize daha verimli ve kazançlı iş modeli oluşturmalarında, müşteri memnuniyetini artırmalarında yardımcı olacak bir sistem olarak hayata geçti” dedi. Robotpos Genel Müdürü Burhan Yıldız da şu detayları paylaştı: “’Kişiselleştirme, Kolaylaştırma, Kazandırma’ anahtar kelimeleri ile kurum ve KOBİ’lerin iş süreçlerine katma değerli çözümler üretiyoruz. Değişen ve gelişen piyasa koşullarında perakendecilerimizi, rekabet ortamında bir adım daha önde tutmak için kurulan yenilikçi ve yüksek katma değerli iş modeline sahip Echo Pos projesinde yer almak bizi heyecanlandırıyor.”
Geleceğin ulaşımını şekillendirme fırsatı Akıllı ürünlerin akıllı fabrikalarda üretilmesini sağlamak amacıyla Smart 2020 programını başlattıklarını ifade eden Dinçer Çelik, “Smart 2020 programının araştırma konu başlıkları; büyük veri, 3D
5
yazıcılar, robotla montaj, akıllı depolama sistemleri, görsel fabrika, akıllı stok ve akıllı cihazlar” derken, TEMSA’nın vizyonunun; akıllı ulaşım çözümleri üreten, yenilikçi ve girişimci, fark ve değer yaratan teknoloji şirketi olma olarak şekillendiğini iletti. Öte yandan, geleceğin akıllı ve elektrikli araçlarla dolu dünyasında sanal gerçeklik uygulamaları önemli bir yer edineceğini düşünen TEMSA “Geleceğin Ulaşımını Sen Şekillendir” isimli Açık İnovasyon Yarışması ile bu önemli teknolojinin en iyi uygulamasını üretimini ve ürünlerine entegre etmeyi hedefliyor. Yarışmada sanal gerçeklik fikirleri uzmanlar tarafından değerlendirilecek ve en iyileri TEMSA mühendisleri ile birlikte hayata geçirilecek, fikir sahipleri ödüllendirilecek. TEMSA geliştirdiği Yenilikçi ve Girişimci Dijital Platform üzerinden düzenlenen açık inovasyon yarışması ile dünyanın çeşitli ülkelerinden girişimciler, yazılımcılar, buluşçular, start-up’lar, üniversiteler, tedarikçiler, müşteriler ve teknoloji şirketleri ile buluşacak. Detaylar ise http:// smartmobility.temsa.com/ adresinde.
Paynet, BDDK lisansını aldı Paynet Ödeme Hizmetleri, 2010 yılından beri sürdürdüğü, kullanıcısına tahsilat kolaylığı sağlayan hizmetlerini, Resmi Gazete’de yayınlanan ödeme kuruluşu lisansı ile sunmaya devam ediyor. Temelleri 2000’lerde Arena Bilgisayar’ın kendi bayilerinden kredi kartı ile tahsilat yapması fikri ile atılan, yıllar içinde gerek Arena Bilgisayar ve bayileri, gerekse diğer müşterilere verilen hizmetlerle geliştirilen Paynet sistemi, 2010 yılından itibaren diğer sektörlerde bayi ağı ile çalışan firmalara hizmet vermeye başladı. Paynet, 2015 içinde 6493 sayılı kanun kapsamında faaliyet göstermek üzere lisans başvurusu yaptı. BDDK tarafından verilen lisansın 17 Ağustos 2016
tarihli Resmi Gazete’de yayınlanması ile kapsamlı faaliyetlerini genişleten Paynet, yıllık 1 milyar TL’yi aşan işlem hacmiyle Türkiye’nin bankacılık sektörü dışı en büyük yerli ödeme kuruluşu. Toplam 10 bini aşan kurumsal müşterisi ve sektördeki 15 yıllık tecrübesi ile Paynet; bayi ağına sahip firmalar ve bayileri için tahsilat kolaylığı sağlayan, tekil kullanıcılar için çoklu ödeme alma seçenekleri ile rekabet avantajı yaratan ödeme hizmetleri sunuyor. Paynet, teknoloji altyapısı ile sanal ve fiziksel POS’lar, mobil uygulama olanakları, Paynet API ile muhasebe entegrasyonu ve anlık raporlama imkanı gibi ihtiyaçlara özel çözümler üretebiliyor.
6
BThaber
GÖRÜŞ
TEKNO-POLİTİK
29 AĞUSTOS - 4 EYLÜL 2016
ULUSAL
İNOVASYON KAPASİTEMİZ DÜŞÜKKEN VE BT ALANINDA ZAYIFKEN ENDÜSTRİ 4.0? OSMAN COŞKUNOĞLU ocoskunoglu@gmail.com twitter.com/osmancoskunoglu facebook.com/osman.coskunoglu www.coskunoglu.org medium.com/osman-coskunoglu
Ülkelerin inovasyon karnesini gösteren yıllık uluslararası rapor geçtiğimiz ay yayımlandı (https://www. globalinnovationindex. org/). Bir BM kuruluşu olan WIPO ile, iki akademik kuruluşun (INSEAD ve Cornell Üniversitesi) bu ortak çalışması, her ülkenin inovasyon karne notu olarak bir Global Innovation Index (GII) hesaplar. GII’ye göre yapılan sıralamada, Türkiye 100 üzerinden 39.28 notuyla, 128 ülke içerisinde 42. sırada. Etrafımızdaki ülkelerden, Güney Kıbrıs (31.), Macaristan (33.), Bulgaristan (38.) ve Yunanistan (40.) bizim önümüzde. “Ucuz işgücü” ile ünlü Çin yeni ufuklara yol açmış ve 25. sıraya yükselebilmiş. AB
ülkelerinin tamamı bizim önümüzde. Orta Doğu’da, İsrail (21.) ve Birleşik Arap Emirliği (41.) bizden daha başarılı. GII, iki alt indeksin ortalaması olarak hesaplanıyor: İnovasyon girdileri (devlet ve özel kuruluşlar, beşeri sermaye ve araştırma, BT altyapısı, pazar sofistikasyonu, özel kesim sofistikasyonu) ve inovasyon çıktıları (bilgi ve teknoloji, yaratıcılık). Bu seneki raporda, 2015’e göre farklı olarak, inovasyon verimliliği
de, yani, çıktı ve girdi kalitelerinin oranı da dikkate alınmış. Girdilerin kalitesinde 59. sıradayken, çıktıların kalitesinde 37. sırada yer alıyoruz. Bu farklı yöntem sonucu, geçen sene 58. sırada olan Türkiye, bu yıl 16 basamak yükselmiş. Raporda, bu sene dikkate alınan inovasyon verimliliği nedeniyle Türkiye’nin sıralamadaki bu sıçramasının ana nedeninin patent konusundaki olumlu gelişmeler olduğu belirtiliyor (s. 19). Türkiye’nin göreceli olarak daha iyi durumda olduğu alanlar (ve dünyada sıralamamız): Ticaret, rekabet ortamı ve pazar ölçeği (12.); bilgi üretimi (35.); Ar-Ge (38.). Göreceli olarak daha zayıf olduğumuz alanlar (ve dünyada sıralamamız): Siyasi istikrar ve güvenlik
KÜRESEL
GÜNEY KORE’DE ENDÜSTRİ 4.0 KAYGISI Ocak ayında, Dünya Ekonomik Forumu’nun (WEF) Endüstri 4.0 temalı toplantısı için İsviçre bankası UBS bir rapor hazırlamıştı. Bu raporda, WEF’in Küresel Rekabet Gücü Raporu’nda verilen değerler kullanılarak, her ülkeye Endüstri 4.0’a ne kadar hazır olduğunu belirten bir not hesaplanmış ve bu nota göre ülkeler sıralanmıştı. Güney Kore’nin 25. sırada yer alması ülkede endişe yaratmıştı. Mart ayında, dünyada en kompleks oyun olarak bilinen Go’da, Kore’li dünya şampiyonu Lee Se-dol’un, Google’ın yapay zeka yazılımı AlphaGo karşısında yenik düşmesi, toplumda yeni endişeler yarattı. Güney Kore, otomobilden dijital teknolojilere kadar güçlü bir imalat sektörüne sahip. Eğitimde, ArGe’de ve inovasyonda dünyada önde gelen ülkeler arasında. Tüm bunlara karşın, yapay zeka gibi konularda ABD karşısında yetersiz kalıyor
(116.); BT hizmet ithalatı/ transferi/öğrenme (108.) ve ihracatı (106.); eğitim harcamaları (103.), dış destekli Ar-Ge (87.), kültürel ve yaratıcı hizmet ihracatı (72.); yüksek eğitimli kadın istihdamı (72.). Hem sanayicilerimizin hem de sonbaharda yeni teşvikler açıklayacak olan hükümetin, özellikle bu konulara yabancı olmayan Başbakan Binali Yıldırım’ın, Başbakan Yardımcısı Lütfi Elvan’ın ve Bilim, Sanayi ve Teknoloji bakanı Faruk Özlü’nün dikkatine sunarım: (1) Teknoloji ve danışmanlık firmaları ile politikacıların söylemlerinin aksine, bölgemizde parlayan bir yıldız değiliz. (2) Teşvik, eğitimde ciddi ve anlamlı düzeltmeler yapılmadan ülkemize sıçrama yaptıramaz. (3) Ayrıca, eğitim sadece Milli Eğitim Bakanlığı’nın sorumluluğunda değildir, iş dünyasının firmalarında yaz stajı yapan mühendislik öğrencileri başta olmak üzere, eğitime ciddi katkıları gereklidir. (4) Şirketler sürekli olarak araştırma ve üretim
geliştirme için mühendis bulamamaktan yakınırken, üniversitelerimizin yetiştirdiği mühendisleri iyi değerlendiremediği (kişisel deneyimlerime de dayanarak) bir gerçektir. (5) Cep telefonu gibi teknoloji ithalatının yüksek olmasına karşın, teknoloji transferi yapılamaması, “kullanarak öğrenme” olmaması ve yabancı destekli Ar-Ge yetersizliği de özel kesimin ve somut hedeften ve odaktan yoksun teşvik politikalarının ortak ve ciddi eksiğidir. (6) Dünya Ekonomik Forumu’nun (WEF) ve Uluslararası Telekomünikasyon Birliği’nin (ITU) yıllık raporlarında bildiğimiz gerçek, BT alanında çok zayıf olduğumuz, burada da önümüze çıkıyor ve öncelikli olarak dikkate alınmalıdır. (7) Bu tablo önümüzdeyken, Endüstri 4.0’a şimdiki gibi öncelikli olarak teknoloji satın alımı penceresinden bakmak yanlıştır. (8) Bu rapordaki ülke yorumları, öneriler ve genel dünya görüşü dikkatle incelenmelidir.
BİREYSEL
GPS DE Mİ BEYNİMİZE ZARAR?
ve hızla teknolojik olarak güçlenen Çin rekabeti ile zorlanıyordu. Küresel rekabet gücünü devam ettirebilmesi için yeni bir strateji ihtiyacındaydı. Geçtiğimiz ay iki önemli gelişme oldu. Birincisi, hükümet, yapay zeka, akıllı kentler, sürücüsüz araba teknolojilerini de içeren 9 alanda, 10 yıl içerisinde 2 milyar dolar harcayacağını açıkladı. On yıl sonunda, yapay zeka konusunda uzmanlaşmış 1000 şirket
ve 12,000 profesyonel hedefini ortaya koydu. İkincisi, teknoloji devleri ve BT firmaları yapay zeka konusunda el ele vererek, AlphaGo’nun Güney Kore versiyonunu geliştirme misyonunu benimsediklerini açıkladılar. Samsung, Hyundai ve SK Telekom’u da içeren 7 dev kuruluşun her biri yaklaşık 300 milyon dolar koyarak, devletin de destek vereceği Yapay Zeka Araştırma
Enstitüsü’nü kurdular. Endüstri 4.0 için yapay zeka ile robotların evlenmesi gerektiği görüşünün egemen olduğu Güney Kore’nin yeni stratejisinin ayrıntıları incelenmeye değer. Not: Birinci paragrafta sözü edilen UBS raporunda verilen Endüstri 4.0’a hazır olma sıralamasında, Türkiye 39. sırada. Yunanistan, Macaristan, Rusya, Kazakistan, Polonya bizim üstümüzde.
Cep telefonumdaki GPS beni defalarca yanılttı. Benim yaşadıklarımdan çok daha vahim veya trajikomik GPS yanıltmalarını Greg Milner’in Mayıs ayında yayımlanan “Pinpoint” (“İğne Ucu”) kitabında okuyabilirsiniz (İngilizce biliyorsanız, tabii). Ayrıca, kitap GPS’in bizi çevremizden kopardığını ve uzaysal muhakeme yeteneğimizi körelttiğini iddia ediyor.
Bu zaten biliniyordu. Yaş ilerledikçe, zihnin gelişmesini desteklemek için, iki nokta arasında her gün ayni yoldan gitmektense, farklı yollardan gitmenin daha iyi olduğu iddia edilir. Harita kullanmanın zihnimize yararı bilinir. Kitap bu konuda fazla yeni bir şey söylememekle beraber, yön bulma teknolojilerinin ve GPS’in tarihi bakımından ilginç bir okuma.
8
BThaber
BİLİŞİM DÜNYASI
StartersHub, açılışını 12 Haziran 2015’te yaptı. Ama fikrin oluşumu biraz daha Handan Aybars geriye gidiyor. Fikir babası olan Ersin Pamuksüzer, 2014 yılında Startupbootcamp İstanbul programını Türkiye’ye getirdikten sonra görüyor ki, üç aylık hızlandırma programları özellikle Türkiye ekosisteminde yeterli olmuyor. Startup’lara daha uzun vadeli destek yapısı gerek. “StartersHub, girişimcilere daha geniş kapsamlı ve uzun vadeli destek verebilmek amacıyla kuruldu” bilgisini veren StartersHub Yönetim Kurulu Başkanı Ebru Dorman, ana yatırımcıların MV Holding ve Gedik Yatırım olmasının yanında, başka nitelikli yatırımcıların da varlığına dikkat çekti. Startupbootcamp İstanbul Genel Müdürü Çiğdem Toraman şu eklemeyi yaptı: “Fonlama desteği önemli, ama Türkiye’de erken aşama şirketler için bunu sunan yapı sayısı az. Yola çıkarken Startupbootcamp Istanbul bizim için güzel bir tecrübe oldu. Yerli ve yabancı mentor ağı, eğitimler, iş geliştirme desteği için zengin bir network’ten yararlanabilmek önemli. Bunu daha ileri taşıyacak, şirketlerin büyümelerine destek sağlayacak sektör odaklı programlar da yapalım istedik ve seçtiğimiz sektörün uzmanı kurumlarla stratejik ortaklık yapmayı doğru bulduk.” Bunun ilk örneği ise Game Garage. Dünyanın en büyük 10 oyun yayıncısı şirketinden biri olan Netmarble’ın Türkiye bacağı ile ortaklık kuruldu ve oyun geliştiren startup’lara yönelik Game Garage programı birlikte hayata geçirildi. “Yakın zamanda IoT, FinTech ve Büyük Veri alanında yine ortaklıklarla bir program başlatacak, bunu birçok küresel ve yerel marka ile yapacağız” diyen Ebru Dorman, şu bilgileri ekledi: “Onların teknik, iş modeli, pazar bilgisi ve pazara sunum konusundaki
29 AĞUSTOS - 4 EYLÜL 2016
Zincir, git gide büyüyor Girişimcilere maddi desteğin çok daha fazlasını sunan StartersHub, iş ortaklarının zenginleşmesi ile girişimcilere desteğinin kapsamını da artırmayı hedefliyor. destekleri çok kıymetli olacak. Birebir çalıştığımız bir hukuk büromuz hukuki desteği girişimcilere sunuyor ve onları bilgilendiriyor. İK’da da, mentor ağımızda da benzer desteği alıyoruz. Bazı konularda ise tamamen kendi içimizdeki ekiple çalışıyor, programa özel bir program direktörü seçip konumlandırıyoruz.” İşte detaylar:
m Mentorlar nereden? Çiğdem Toraman: Daha çok Türkiye’den, ama yabancı mentor’larımız da var ve onlarla Skype görüşmeleri yapıyoruz. Yerli ve yabancı mentor’lardan beklentimiz; uzmanlık alanlarında paylaşım yaparak veya bağlantılar sağlayarak girişimcilerle destek olmaları.
m Nasıl bir yatırım yapınız var? Ebru Dorman: Yatırım yapacağımız şirketlerin arayışı iki yönlü oluyor. İlk adım bize başvuranlar, ikincisi de bizim pazarı araştırarak bulduklarımız. Proaktif olarak hem yurt içi hem yurt dışında şirketleri inceliyoruz. Bu yıl Startupbootcamp Istanbul dahilinde, yani tek bir program için 223 farklı şehirden 800’ün üzerinde başvuru aldık. Bunların yüzde 75’i yabancıydı. StartersHub’ı kurarken İstanbul’un bölgenin girişimcilik üssü olmasına destek olma amacımız da vardı. Daha ilk senemizde bu yönde iyi yol aldık. Programlara aldığımız şirketlerin önemli bir bölümü yabancı. Programlardan çıkan şirketlere StartersHub olarak 250 bin dolara kadar ek yatırım yapabiliyoruz. Bu fonlama turlarında çoğu zaman yanımızda ortak yatırımcılar oluyor. Programımıza katılmadan, direkt yatırım amaçlı gelen girişimler de var. Bunlarda seçici davranıyor ve zaman zaman bünyemize katıyoruz. Bunun ilk örneği ‘Longi’ isimli girişim.
bir Silikon Vadisi olmasa bile İstanbul’un kendine has bir girişimcilik üssü olabileceğine inanıyoruz. Örneğin B2B iş yapan bir girişimciyseniz İstanbul’un birçok küresel şirketin bölge merkezini barındırması önemli fırsatlar yaratabilir. B2C’de ise büyük bir nüfus var burada ve mobil penetrasyon, teknoloji kullanım yetkinliği yüksek. Dolayısıyla kendinizi kanıtlamanız için de burası harika bir pazar.
m İstanbul’dan böyle bir program küresel yapıya kavuşabilir mi? Çiğdem Toraman: Evet,
m Hangi alanlarda faaliyet gösteren şirketleri tercih ediyorsunuz? Ebru Dorman: Teknoloji
StartersHub Yönetim Kurulu Başkanı Ebru Dorman ve Startupbootcamp İstanbul Genel Müdürü Çiğdem Toraman
Gİrİşİmcİye sunulan desteğİ artırmak hedef Bu yıl Ağustos ayı başında başlatılan Startupbootcamp Istanbul programına ek olarak, IoT, FinTech ve büyük veri konularını barındıran bir program daha yapma planı var. Bir sonraki aşamada Game Garage programının da ikincisi lanse edilecek. Geçen yılki girişimleri iyi bir noktaya getirebilmek ve ekosistemdeki bağları devamlı güçlendirmek de öncelik. Mentorlara yönelik yarım günlük eğitim çalışmalarının kapsamını genişletip standart yapıya kavuşturmak da hedefleniyor. Bunun için yurtdışından üniversitelerle görüşmelerle özel bir program planlanıyor. Mentorlara nasıl standart bir model kurma çalışması varsa, mezunlara yardım için sistem kurma çalışması da var. Bu konuda
çıkarttık. Bunun ilk 3 ayı internet üzerinden, online video konferans ile dünyanın dört bir yanından mentor’ları girişimcilerle buluştururken, ikinci 3 ayda ekipler StartersHub’a gelerek yüz yüze iletişim kurabilecekleri ve çalışabilecekleri ortama sahip oluyor. Bu sürecin sonunda ise girişimcilerin aldıkları eğitimler ve yapılan çalışmalar sonunda ulaştıkları son noktayı yatırımcılarla paylaştıkları Demo Day etkinliğini düzenliyoruz.
hazır bir sistem olmadığı için mentorlar ve akademisyenlerin desteğiyle bir modeli yaratma planı var. Başarılı şirket başına girişimlere 250 bin dolara kadar yatırım yapma öngörüsüyle bütçe oluşturuldu. Ama bu girişimlerin büyük bölümü bir sonraki yatırım aşamasında yine fonlama ihtiyacı yaşıyor. Dolayısıyla ‘daha büyük rakamlarda yatırım yapabilecek fon haline gelme’ düşüncesi hakim. İki ana kurumsal yatırımcı MV Holding ve Gedik Yatırım’ın yanında, diğer yurtiçi ve yurtdışı yatırımcılarla daha büyük bir fon haline gelip, daha büyük rakamlar yatırabilir olmak isteniyor. Bu fonun daha büyük meblağlarla yatırım yapabilecek büyüklükte olması ise zaman meselesi.
odaklı ve küreselleşme potansiyeli olan girişimleri tercih ediyoruz. Yani, sadece hobi gibi iş yapan bir girişimci önceliğimiz değil. m Girişimleri kimler seçiyor? Seçici kurul ne gibi kriterlere göre oluşuyor? Ebru Dorman: Alınan başvuruların ön eleme süreci var. StartersHub ekibi, programa gelen başvurular arasından 2025 girişimi İstanbul’a ‘Selection Days’ seçim günlerine davet ediyor. Girişimciler burada sunumlarını hem StartersHub ekibine ve yönetim kuruluna hem mentor ağımıza yapıyor. Şirketleri dinledikçe, onların da görüşlerini alıyor, yatırım komitemizde 20-25 şirketten hangi 10 tanesini programa davet etmek istediğimize karar veriyoruz. Tüm paydaşlar bu seçimlerde rol oynamak üzere davet ediliyor. 200’ün üzerinde mentorumuz var ve doğal olarak hepsi orada olamıyor, ama 7080 arası mentor iki gün boyunca bu sürece katılıyor. Normalde bu sürecin ardından seçilmiş ekipler, programa 3 ay süre ile StartersHub’da devam ediyor. Ancak bu yıl Startupbootcamp İstanbul için değişiklik yaparak, programı 3+3 olarak 6 aya
m Gedik Yatırım bu çalışmada nasıl bir role sahip? Çiğdem Toraman: Erhan Topaç ve Onur Topaç ile çalışıyoruz. Bizleri bir araya getiren Ersin Bey’di. Böyle bir yapıyı kurmaya karar verdiğimizde, bunu en hızlı nasıl kurarız diye düşünürken, Gedik Yatırım’ın bir girişim sermayesi yatırım ortaklığı yapısının halihazırda olduğunu öğrendik ve bu yapı üzerinden hızla operasyona başlayabiliriz dedik. Sonra bünyemize diğer küçük ortakları, yani nitelikli yatırımcıları aldık. Bahçeşehir Üniversitesi de bu yapıdaki yatırımcılardan biri ve önemli destekleri oluyor. Bir de eğitim programımız var. m Eğitim programları nasıl bir içeriğe sahip? Ebru Dorman: Girişimciler program boyunca belli nosyonları öğrenme imkanı buluyor. Önce ‘yalın girişim’ ile başlıyoruz. Bu; doğru ürün, doğru hedef kitle analizini sürekli yapmayı içeren bir süreç. Girişimcilerle yaptığımız tüm fikir alışverişleri önemli ve bu paylaşımlarla eğitim programımızdaki başarılar da şekilleniyor. Kriterlerimiz de var. m Nasıl kriterler bunlar? Ebru Dorman: Sonuçta bir destek verirken, karşı taraf bunu almaya sıcak bakmıyorsa o zaman ilerlemenin anlamı yok. Dolayısıyla girişim ne kadar cazip olursa olsun, girişimci açık görüşlü ve “coachable” olmaz ise bünyemize katmıyoruz. Örneğin geçen sene yabancı bir girişimimize doğru biçimde kendini geliştiremediği için ‘kendini değiştiremezseniz bu iş olmaz’ dedik. ‘Yok biz değiştirmeyeceğiz’ dediler ve onlarla bağımızı kopardık.
10
BThaber
BİLİŞİM DÜNYASI
29 AĞUSTOS - 4 EYLÜL 2016
Siber saldırılar, iş kayıplarına dönüşmesin Haber Merkezi Türkiye, siber saldırılara en çok uğrayan 5 ülkeden biri. Siber saldırılar yüzünden ABD’de yılda 114 milyar dolarlık zarar yaşanıyor. Türkiye’de de milyar dolarlar seviyesinde ve hızla artıyor. Türkiye’de bir ilk olan ve siber saldırılar başta olmak üzere, dijital ortamdaki tüm felaketlere karşı felaket kurtarma ve iş sürekliliği hizmetini sunan Clonera, yaşanan iş kayıplarını ortadan kaldıran çözümler geliştiriyor. Son yıllarda Türkiye’de çok fazla siber saldırı yaşandığına dikkat çeken Clonera Bilişim Hizmetleri
Yönetim Kurulu Başkanı Evren Ballı şu açıklamaları yaptı: “Geçtiğimiz günlerde hastane ve devlet kurumları başta olmak üzere yaşanan siber saldırılar sonrasında, birçok kurum iş kayıplarına uğradı. İnsanların özel bilgilerinin ele geçirilmesinin yanı sıra, sistemlerin durması ve iş sürekliliğinin sağlanamaması herkesi mağdur etti. Artık terör örgütlerinin bile siber saldırılar yoluyla devletlere zarar vermesi, felaket kurtarma ve iş sürekliliğine yatırım yapılmasını zorunlu kılıyor. Dijitalleşmenin de gün geçtikçe arttığını düşünürsek, iş sürekliliğinin sağlanması ve herhangi bir kesinti durumunda
sistemlerin anında ulaşabilir olması, özel işletmelerin ve kamu kuruluşlarının faaliyetlerinin vazgeçilmez bir parçası haline gelmek zorunda” dedi. Son 5 yılda dünyadaki her 3 şirketten birinin dijital felaketle karşı karşıya kaldığına, bunların da yüzde 93’ünün 5 yıl içinde yok olduğuna dikkat çeken Ballı, “Aslında ortaya çıkan maddi kayıplar, şirketlerdeki çalışamama ve iş kesintisi süreleri de eklendiğinde, çok daha büyük rakamlara ulaşıyor. Bu tür yasa dışı eylemlerin karşısında, Türkiye’deki şirketlerin felaket kurtarma ve iş sürekliliği yatırımına gitmeleri kaçınılmaz
Basistek’in hedefleri küresel 2009 yılından bu yana bilgisayar ve yazılım mühendislerinden oluşan kadrosu ile geniş bir müşteri kesimine katma değerli hizmetler sunan Basistek, Hewlett-Packard Enterprise’ın Türkiye’deki en büyük ölçekli yazılım iş ortağı statüsünde liderliğini koruyor. Şirket, 1979 yılında kurulan ve Suudi Arabistan merkezli olup Çin, Türkiye, Mısır, Güney Kore, İngiltere, Birleşik Arap Emirlikleri ve Amerika Birleşik Devletleri’nde faaliyet gösteren Nesma Holding ile 2012 yılında şirket evliliği yaparak, çok uluslu projelerle sürdürülebilir büyüme hedefine yönelik ciddi adımlar atmaya da devam ediyor. HPE Software Platinum İş Ortağı olan Basistek, Türkiye’de elde edilebilecek en yüksek iş ortağı seviyesine
sahip ve BT alanında Türkiye’de ve çevre ülkelerde birçok markanın danışmanlık hizmetlerini gerçekleştiriyor. Basistek’in hizmet alanları arasında HPE Yazılım Ürünleri Danışmanlığı, Kimlik Yönetimi (IDM), Veri Merkezi Altyapı Yönetimi, Yazılım Geliştirme ve Teknoloji Danışmanlığı yer alıyor.
Oracle Gold Partner da olan Basistek, IDM ile kimlik ve erişim yönetim sistemleri, uygulama güvenliğine yönelik politikaların uygulanmasını sağlayan araçların çözümlerini gerçekleştirirken, veri merkezi altyapı yönetimi konusunda Commscope’un iTracs çözümü de hizmet alanları arasında.
oluyor” dedi. Ballı sözlerine şöyle devam etti; “Kurumların dijital sermayelerinin büyük bir risk altında olduğu açıkça görülüyor. Siber saldırılar ile birlikte iş sürekliliği oldukça önemli hale geldi. Biz de felaket kurtarma ve iş sürekliliğine yönelik bir ürün geliştirirken, Clonera müşterilerinin bilgi, iş, prestij, zaman ve para kaybına uğramadan işlerini sürdürebilmelerini sağlamayı hedefledik. Dijital olarak çöküntüye uğrayan şirketlerin, işlerini dakikalar içerisinde yeniden devreye alarak kesintisiz hizmet vermelerini sağlıyoruz” şeklinde konuştu.
Clonera Bilişim Hizmetleri Yönetim Kurulu Başkanı Evren Ballı
Gezip dolaşırken ‘hedef’ olmayın Tatile çıkanlar ve iş seyahatinde olanlar da dahil olmak üzere bireyler internette birçok finansal işlem yapıyor, ama yeterli korumaları yoksa risklere de davetiye çıkartıyorlar. Kaspersky tarafından yapılan araştırmaya göre, seyahat eden Türklerin yüzde 43’ü yurtdışında karşılaşabilecekleri en büyük üç tehditten biri olarak para kaybetmeyi görüyor. Kredi kart bilgilerinin çalınması da Türk kullanıcıların yüzde 35’i tarafından ilk üç büyük tehditten biri. Ancak oranlar, konu cihazlara virüs bulaşması veya çevrimiçi dolandırıcılığa geldiğinde azalıyor. Türklerin yüzde
19’u cihazlarına virüs bulaşmasını, yüzde 25’i de çevrimiçi dolandırıcılığı yurtdışında seyahat ederken en büyük üç endişelerinden biri olarak gösteriyor. Seyahat eden Türklerin yüzde 66’sı yurtdışındayken potansiyel olarak riskli ve siber suçlular tarafından belirlenip kullanılmaya müsait olan herkese açık kablosuz ağlara bağlanıyor. Yüzde 61’i çevrimiçi banka işlemleri gerçekleştiriyor ve yüzde 58’i internette alışveriş yapıyor. Ancak kullanıcıların da sadece yarısı herkese açık kablosuz ağa bağlanırken güvenli bağlantı (VPN) kullanıyor. Yüzde 9’u ise güvenlik için hiçbir şey yapmadığını söylüyor.
Pokemon yüzünden haklanmayın Siber güvenlik şirketi Fortinet, Pokemon GO oyununun kodları üzerinde yaptığı incelemede, yakında çıkması beklenen Pokemon GO Plus bilekliğinin teknik detaylarına ulaşırken, olası tehditleri de ortaya çıkardı. Tersine mühendislik yöntemi ile yapılan incelemede,
bileklik üzerinde poke topunu fırlatmak gibi fonksiyonları yerine girmek için bir düğmenin yer alması bekleniyor. RGB LED ve titreşim özellikleri ile çevrede pokemon olduğunda oyuncuyu uyaran bileklik, iletişimi de Bluetooth Düşük Güç teknolojisini kullanarak sağlıyor.
Güvenlik açısından kodları inceleyen Fortinet, zararlı bir kod tespit etmese de, tüm kodlara ulaşılması nedeniyle haklayıcıların kendi Pokemon GO Plus cihazlarını geliştirebileceği uyarısını yaptı. Hatta şirket, bu yönde bazı çalışmaların başladığı bilgisini de verdi.
Örneğin akıllı telefon ile bileklik arasındaki eşleşmenin güvenliğine bağlı olarak bir siber saldırgan veya kıskanç bir rakip tarafından yapılacak müdahale ile bilekliğin pili hızla bitebileceği gibi, kullanıcılara çevrelerinde pokemon olduğu
şeklinde sahte uyarılar da gönderilebilir. Pokemon GO Plus bilekliği olmadan da bu tarz sahte uyarılardan kaynaklanan sorunlara dikkat çeken Fortinet, bu nedenle Pokemon Go oyuncularına gittikleri yerler konusunda dikkatli olmaları uyarısını yaptı.
12
BThaber
BİLİŞİM DÜNYASI
Handan Aybars Müşteriler; veriyi analiz ederek daha iyi kararlar alabilmek için neler yapmaları gerektiği konusunda ciddi beceri ve deneyime sahip. Ama özellikle son 5 yıl içinde bu sistemleri besleyen ve bu kararları almayı sağlayan verinin yapısında radikal değişiklikler var. Miktar ve karmaşa artarken, sisteme sürekli yeni içerik akıyor. Datameer Türkiye ve Orta Doğu Bölgesi Genel Müdürü Gökhan Nalbantoğlu’na göre, eskiden ‘depolanan’ veriden bahsederken, şimdi akan ve miktarı sürekli artan veri gerçeği, ayrıca karmaşıklık ve değişkenlikte hız söz konusu. Bu da anlık karar alabilme becerisinin önemini artırıyor. Sistemlerin yükü kaldıramadığını veya yanıt süresinin geciktiğini anladığınızda, temelde önemli değişiklikler yapmak şart. “Yani ilişkisel sistemlerden farklı bir veri ambarı işi yapmanız lazım ve bu da 12-18 aylık çalışma demek. Büyük veri dünyası ise bunu 1 günde yapabileceğinizi söylüyor ve biz de bunu yapıyoruz” diyen Gökhan Nalbantoğlu, eklemeden geçmedi: “Yeni dünyanın entegrasyonunu yapıyoruz ve ‘yeni iş zekası’ kategorisi ortaya çıkıyor.” Geçen sene Türkiye pazarına giriş yapan ve Türkiye ofisini 1 Haziran’da açan Datameer için Türkiye’nin büyüyen bir ülke olması ve sektör bazlı gelişmişlik temel kriter oldu. “Şirketin merkezi San Francisco, ama Ar-Ge ve teknik destek merkezi, kurucumuzun da doğum yeri olan Almanya’da” bilgisini veren Gökhan Nalbantoğlu’na göre, bu da Türkiye merkezli yayılımı desteklemek adına önemli bir fırsat. Gökhan Nalbantoğlu, “Stratejik bir kararla Türkiye ofisini açtık. Şu an Ortadoğu sürecini de yürütüyorum. Yani bu pazarlara da Türkiye’den bakacağız, Türkiye merkezi olmakla kalmayıp, bölgenin yönetimini de üstleniyoruz” bilgisini paylaştı. Gökhan Nalbantoğlu, strateji ve hedeflerini anlattı: m Datameer, büyüyen veri gerçeği karşısında nasıl konumlanıyor? İster Hadoop’ta ister ilişkisel sistemde olsun, farklı veri kaynaklarını bir araya getirip, onları ustaca görsel hale dönüştürüp, kolay kullanım ve entegrasyon kolaylığı ile veriyi sunuyoruz. ‘İlişkisel sistem bitti’ demiyoruz. Müşterimiz de 5 bin parametre ile değil, bunların 100 tanesi, yani temel faktörlerle yol alıyor. Misal, günün kampanyasını yapma imkanını sağlıyor, dün yaptığı kampanyanın sonuçlarını görmesini ve sonrasında nasıl
29 AĞUSTOS - 4 EYLÜL 2016
Büyük veriye anlam katan gerçek: Anlık karar alabilme yetkinliği Stratejik bir kararla Türkiye ofisini açan Datameer, Türkiye merkezden bölgenin gelişimini de izleyecek. Çünkü büyük veri ve anlık karar alabilme ihtiyacı herkesin ortak derdi. hareket etmesi gerektiğini gösteriyor, uçtan uca iş zekasında yeni dönemi sunuyoruz. Anlık yapılandırılmamış verinin yanında, BT birimi yerine son kullanıcının bu yapıyı yürütebilmesi önemli. Yani iş birimleri bu yapıyı kullansın istiyoruz. m Bu pazarlarda potansiyeli nasıl değerlendiriyorsunuz? Ortadoğu ve Afrika olarak 4-5 pazar öne çıkıyor. Bunlardan biri de Türkiye. GSMH ve bilişim harcamalarında bu coğrafyada benzerlikler kendini gösteriyor. Ortadoğu’da enerji ve buna bağlı verim ön plana çıkarken, Katar ve Birleşik Arap Emirlikleri gibi noktalar önde gelen şirketlerin merkezlerini barındırıyor. Dolayısıyla BT’de yeniliklere son derece hazırlar. Biz de coğrafi planımızı yaparken ilk adımı Türkiye’de attık, sonraki adımı Dubai ve Güney Afrika olarak konumlandırdık. m Nasıl bir gelişim bekliyorsunuz? Büyük veri dünyasının üyesiyiz ve CEO’muz Stefan Groschupf da Hadoop’un ilk mimarlarından. Onun gibi bu dünyanın merkezinde olan sektör temsilcilerinin öngörüsü analitik iş yükü olarak tabir ettiğimiz, geleceği yönelik daha yerinde kararlar alabileceğimiz, veriye dönük gerçek karar alma yapısının Hadoop’a kayacağı yönünde. Bu da hem performanstan yararlanma hem de geleceği yönelik kararlar alabilme demek. Büyük ölçekli müşterilerimiz, analitik iş ihtiyaçlarında yetkin
BT ve sektörel uzmanlık buluşmalı
Datameer Türkiye ve Orta Doğu Bölgesi Genel Müdürü Gökhan Nalbantoğlu yapılara yönelmek istiyor, bunu görüyoruz. Dolayısıyla analitik iş yükünün artışı ile bu çözümler vazgeçilmez hale gelecek. m Yapısal olmayan verinin artışı, nasıl bir etkiye sahip? IoT ve M2M gibi akıllı ve çoğunluğu yapısal olmayan veri üreten yapılar giderek ön plana çıkacak. Müşterinin öncelikle sorması gereken soru ‘ben bunu detaylı analiz edersem ne kazanırım?’ Bu sorunun yanıtı; saptama, önceliklendirme, strateji çizme meselesi. Bu nedenle yüzeysel olarak ‘Ben de analiz yapacağım’ diyerek yola çıkmanın anlamı yok. Gerçekten ne çıkacağı ve bu çıkanları sizin nasıl değerlendireceğiniz önemli. Bu planlama; yatırım geri dönüşünü minimum sapmayla hesaplamanızı sağlar. İş zekasına yepyeni bir bakış açısıyla ve farklı bir yöntemle eğilmek şart.
“Birçok iş ortağımız var ve müşterilerimizin problemlerini iyi anlayabilen, bu dünyada çalışan iş ortaklarını ekosisteme katmak için de çalışmalar yürütüyor, yani bankacılıktan, telekomünikasyondan anlayan, sektör uzmanlığı ile iş zekası deneyimini buluşturabilen şirketleri takip ediyoruz. Sonuçta kutu satmıyoruz ve teknolojiyi, büyük
İlişkisel sistemler önemini hep koruyor. Ama geçen 5 yıl içinde verinin değişken olması, artması ve karmaşıklaşması ile düşük maliyetle ve yüksek performanslı altyapı ihtiyacı doğdu. Ayrıca tüm iş birimlerinin bu yapıyı kullanabilmesi için yapının kullanım kolaylığı ve hız sunması gerek. Bu da Datameer çözümünü beraberinde getiriyor. m Türkiye özelinde beklentileriniz neler? Finans, telekomünikasyon, e-ticaret, kamu gibi noktalar Datameer çözümlerinde ön planda. En yoğun çalışmayı, müşterilerimizin halihazırda çözmeye çalıştığı ve geleneksel sistemlerle yapmakta zorlandıkları problemleri belirleyip, büyük veri dünyasında bizim tabirimizle kullanım senaryolarını artırmak alıyor. Şu an belgelendirdiğimiz 300’ün üzerinde sektör bazlı kullanım senaryoları var. Bunlarla
Pazarda yüzde 80’lerde pay hedeflİyoruz “Yılsonuna kadar Türkiye’de 20 müşterimizin aktif olarak bu yapıyı kullanmaya başlayacağını düşünüyorum. Ortadoğu operasyonumuzu da son çeyrek gibi planlıyoruz ve orada da o zamana kadar 3 müşteri ile yola çıkarız. Önümüzdeki yıl yaz ayına kadar da 5-7 müşteri ile Güney Afrika pazarını da eklersek, 20 civarında müşteriyi portföyümüze dahil ederiz. Yaklaşık 15-20 kişilik organizasyonla çalışmaların önemli kısmını buradan yaparken, diğerlerini de Dubai ve Johannesburg olmak üzere bir yapı kurmak üzere iş tanımımızı yaptık. Sonraki aşamada ise var olan müşterilerde yeni kullanım senaryolarının oluşması ile büyümeye devam etmek istiyoruz. Yani sayısal olarak çok müşteriden ziyade, var olan müşterilerin olgunlaşmasına yardımcı
olmak önceliğimiz. Küreselde bu belirttiğim kullanım senaryoları adımları katlanarak artıyor. Bölgede pazar payımızın Türkiye’de 2017 sonu itibariyle yüzde 80 civarında olacağını düşünüyorum. Bunun temel sebeplerinden biri teknolojinin halihazırda çok rekabetçi ve çok önde olması. Teknolojik olarak lider ve bu pazarda ilk faaliyet gösteren şirket olmanın ciddi avantajları olacak. 2018 sonu itibariyle pazarın Ortadoğu ve Güney Afrika’yı içeren bölge civarında 10 milyon dolarlık büyüklükte olacağını düşünüyorum. Olgunluk açısından, Türkiye’nin yaklaşık Ortadoğu ile beraber lider konumda olacağını, yaklaşık yüzde 50’nin Türkiye civarında olacağını, yüzde 30-35’in Ortadoğu’dan, yüzde 15-20’nin de Güney Afrika’dan geleceğini düşünüyorum.”
veriyi, Datameer’i bilen, bir projeyi uçtan uca ayağa kaldırabilecek, müşterimizin faaliyet gösterdiği sektöre de hakim iş ortakları çok önemli. Bir sektörde bütünsel bakış açısı ve mikro uzmanlık bir araya gelmeli. Bu da konunun uzmanı olan birden fazla yapı ile çalışmanızı gerekli kılabiliyor. Sadece teknoloji bazlı değil, sektörel bazda da uzmanlık önemli.”
ilgili o grup üzerine, müşteri uygulamalarını test ediyor ve Türkiye’den de yeni kullanım senaryoları çıkartıyoruz böylece. Her pazarda değişkenlikler kendini gösterebiliyor. Birinci amacımız ise neler yapabileceklerini ve dünyanın büyük veri ekseninde nasıl değişebileceğini gösterebilmek. Bu bir farkındalık demek. m Hadoop altyapısı olmayan şirketler Datameer çözümünü nasıl kullanabiliyor? Hayata geçirdiğimiz projeler Hadoop altyapısı olan müşteride birkaç hafta sürüyor. Ama bulutta çalışan ürünümüz de çıktı. Regülasyona tabi olmayan sektörlerde müşterilerimize şunu söyleyebiliyoruz: Hadoop’a sahip olmak ya da olmamak sizi endişelendirmemeli. Bunun yerine, bulut yapısı üzerinden bu sistemi çalıştırabilirsiniz. Microsoft ile işbirliğimiz var ve bu yapıyı SaaS olarak sunabiliyoruz. Müşterinin Hadoop var mı yok mu mevzusuna takılmasını bu nedenle istemiyorum. Bunun yerine, ‘Neyi yapamıyorum, neleri yapabilmeyi hedefliyorum?’ sorularına odaklanmalı. Böylece KOBİ’lerin bilişim yatırımlarına ilgisi ve yetkin yatırımlara eğilerek fayda ve performans elde etmesi söz konusu. Datameer çözümleri KOBİ’lere inebilir, ABD’de bunu görüyoruz. Ama Türkiye pazarında bunun için biraz daha zaman gerek. Bu konuda farkındalığın ve bilgilerin geliştirilmesi önemli. Kamunun e-dönüşüm hamleleri ile KOBİ’lerin belli yatırımları yapmaları zorunluluk haline geldikçe, ilerleyen süreçte farkındalık da gelişecek.
13 BThaber
DOSYA
Demokrasi ve Bilişim
29 AĞUSTOS 4 EYLÜL 2016 www.bthaber.com
15 Temmuz 2016… Uzun yıllardır planlanan hain bir plan geçtiğimiz Temmuz ayında Türkiye Cumhuriyeti’nin şimdiye kadar gördüğü gelmiş Bülent Nevres geçmiş en kalleş terör örgütü tarafından uygulanmaya çalışıldı. Silahlı kuvvetler, polis teşkilatı, adalet sistemi, eğitim gibi devletin en can alıcı noktalarına yerleşen bu unsurlar devletin de imkanını kullanarak Türkiye Cumhuriyeti’ni devirmeye yönelik bir darbe girişiminde bulundular. Neredeyse yarım yüzyıla yakın bir süredir bu plan üzerinde çalışan hainlerin göz önünde bulundurmadıkları çok önemli bir şey vardı, Türk milletinin bu hain plana pabuç bırakmayacağı ve her bir bireyin kanının son damlasına kadar, canları pahasına kadar buna karşı çıkacaklarıydı. Türk milleti tüm
dünyanın hayretle izlediği bir direnişle bu teröristleri büyük bir bozguna uğrattı. Darbenin yaşandığı gün Bilgi ve İletişim Teknolojileri sektöründe yer alan şirketler ve bu şirketlerde çalışanlar da canları pahasına karşı durarak bu darbe girişiminin önlenmesinde büyük rol oynadılar. Darbe yaşanırken tüm iletişim sistemleri hiçbir kesintiye uğramadan (hainlerin iletişimi durdurmak için zor kullanmalarına, ölümle tehdit etmelerine ve bu tehditlerini yerine getirmelerine rağmen) çalışmaya devam etti. Bu hain darbe girişimini durdurmayı başaran tüm vatandaşlarımıza teşekkürü borç biliyor, bu yolda şehit olanlara Allahtan rahmet diliyor, yaralananlara da acil şifalar diliyoruz.
14
DOSYA
BThaber
Demokrasi ve Bilişim
29 AĞUSTOS - 4 EYLÜL 2016
Demokratik olmayan ortamlarda yeniliklerden bahsedilemez Bilgi teknolojileri ve iletişimin gelişmesinin temelinde inovasyon yani bir anlamda yeni düşünceler, araştırma geliştirme çalışmaları ve fikir özgürlüğü yatar. Ancak fikri hür vicdanı hür bilim adamları buluşlar ortaya çıkarabilir. Bilişim de bu buluşlarla beslenir, hayatta kalır. 80’li yıllarda 20 yaşında genç bir üniversiteliyken darbenin sonuçlarını yaşamış biri olarak, şunu söyleyebilirim; antidemokratik bir yapıda - ki askeri yönetimler bunun uç noktasıdır - bilim adamları, akademisyenler ve her yatırımcı için hayat zorlaşır, hedefler unutulur, manevi anlamda yaşam savaşı başlar. Yeni buluşları bir kenara bırakın mevcut projeler durur, hiçbir ürün geliştirilemez ve dolayısıyla bilişim dünyası ciddi darbe alır. Şükredelim ki bu durumda değiliz. Evrenin yaratılmasından itibaren maddenin en küçük maddesi atom dahil her şey dönmektedir. Bu dönüşte atomu oluşturan parçalar ve hatta daha da küçük parçaları takyonlar arasında kimisi için ilahi kimisi için de bilimsel ama muhteşem bir yapı ve ahenk olduğu bilinmektedir. Ne evrendeki galaksiler arasında ne de bu en
küçük parçacıklarda birinin diğerine karşı hiçbir üstünlüğü yoktur, hepsi birbirini tamamlar. Vahdeti vücut gibi felsefi inanışların da kaynağında yatan bütünün parçası olan bu demokratik diyebileceğimiz yapı, büyük bir etki ile değişime zorlandığında büyük tepki verir. Atom parçalanır, büyük enerji ortaya çıkar, galaksiler çarpışır, kaos olur. Evrende insanlar da eşittir, eşit haklara sahiptir. Gelmek istediğim nokta da budur. İnsanların eşit yani demokratik hakları sekteye uğradığı zaman büyük felaketler doğar, isyanlar, iç savaşlar çıkar, aynı şekilde kaos oluşur. İşte insanların yaşama şekli demokrasiye müdahale bu açıdan zaten çok tehlikelidir, kaldı ki 15 Temmuz akşamı denenmeye çalışılan bu müdahale amacı kötü, hedefi ahlak ve bilim dışı olunca da çok ciddi sorunlar doğurmaya gebeydi. Bu antidemokratik teşebbüs, gerek bu kalkışmaya katılmayan aklıselim askerlerimizin, gerekse de “Çılgın Türklerin” yani halkımızın inanılmaz mücadelesi sayesinde engellenmiştir. Bu kahramanca gelişimi alkışlıyoruz. Cumhuriyet
devlet yönetimi, demokrasi ise insanların buna katılım şeklidir. İkisi bir bütündür, tek taraflı eksik kalır. Artık bütün bu yaşananlardan sonuç ve ders üretme zamanı. Biliyoruz ki iletişim ve arkasında güçlü bilgi teknolojileri olmasaydı bu kalkışma bu kadar kısa sürede önlenemezdi. Ve yine anladık ki bilişim çok önemli ve yaşantımızda neredeyse sağlık, eğitim, barınma ve beslenme kadar ciddi ihtiyaç. Bundan sonrasında bilişim için daha fazla yatırım daha fazla Ar-Ge lazım. Yerli yazılım ve donanım geliştirilmeli, daha fazla kaynak ayrılmalı. Son yıllarda oldukça gerilediğini düşündüğümüz internet altyapı çalışmaları hızlandırılmalı, kullanıcıların ihtiyacı olan hız en kısa sürede sağlanmalıdır. Bilgi güvenliği ihmal edilmeden Bilişim dersleri ilkokul müfredatına girmeli, kod yazma atölyeleri arttırılmalı, bilişim öğretmeni atamalarına daha fazla yer verilmelidir. Bilişim olmadan yaşanmaz demenin abartısı kalmamıştır. Buradan sonuçla artık Bilişim Bakanlığını da konuşmanın zamanı çoktan gelmiştir.
BTHABER Şirketler Grubu Başkanı Murat Göçe
Birlik ve bütünlük ülkemizin önünü açar
Medyasoft Genel Müdürü İhsan Taşer
Darbe öncesinde darbeci teröristler, aralarında kurdukları iletişimi teknolojinin imkânlarını kullanarak sağladılar ve yine teknolojik imkânlar ve şifreleme teknikleri sayesinde bu iletişimi devlet yönetiminden ve devlete bağlı istihbarat örgütlerinden son ana kadar saklamayı başardılar. Hatta darbe esnasında iletişimlerini WhatsApp üzerinden yaptıkları ortaya çıktı. Evet, darbe noktasına gelinmesinde teknolojinin önemli bir rolü oldu, ancak darbenin önlenmesinde de bilişimin oynadığı rolü hepimiz gördük. Klasik yayın sistemleri ile mesajını kamuoyuna ulaştıramayan Cumhurbaşkanımız, Facetime uygulamasını kullanarak ana medya kanallarına ulaştı ve halkı sokağa davet ederek, darbe girişiminin önlenmesinde en önemli kırılma noktalarından birini oluşturdu. Bir anlamda, Facetime’ın fendi, WhatsApp’ı yendi.
Aynı şekilde, ana telekom hizmet sağlayıcıların, darbe girişimi esnasında Cumhurbaşkanımızın halkı direnişe çağıran mesajlarının hat sahiplerine iletilmesini sağlaması ve vatandaşların aralarındaki haberleşmenin ve paylaşımın artırılması için ücretsiz ek paketleri devreye sokması, direnen halkın kahramanlık ve darbecilerin bozguna uğratılması hikayelerinin hızlıca yayılmasını sağlayarak moral ve motivasyon üstünlüğünün ele geçirilmesine büyük katkı sağladı. Bu olay, siber güvenliğin ulusal güvenliğin önemli bir parçası olduğunu ortaya koymuştur. Ayrıca, vatandaşlarımızın sağduyusu yanında milli kurumların, milli sistemlerin gerekliliğini bir kez daha ortaya koymuştur. Bu şekilde, dış etkenlerden etkilenmemiz de en aza indirgenecektir. İnanıyorum ki, devlet yöneticilerimiz bu yaşananlardan gerekli dersi
çıkaracak ve ulusal güvenliğin sağlanmasında bilişim sektörünün rolünün bilincinde olarak bu sektörün sağlıklı bir şekilde gelişmesi ve büyümesi için destek olacaktır. Birlik ve bütünlük ülkemizin önünü açar. Enerjimizi ve zamanımızı birbirimizle uğraşmak yerine, üretmeye, yenilikler yapmaya, halkımızın huzur ve refahını artırmaya yönelik olarak harcarsak, ülkemiz gelişir, zenginleşir, bizim sektörümüz de bundan faydalanır. Umuyorum ki, bu süreçte devlet kurumlarımız ve şirketlerimiz, bilişim sektörüne ve firmalarımıza bakarken, sadakat ve liyakatin bir arada olmasına daha fazla dikkat edeceklerdir. Ahlak ve liyakat sahibi insanların olduğu, tercih edildiği, performansın hakkaniyetli bir şekilde ödüllendirildiği ortamlarda ve kurumlarda, ihanetin olma ihtimali düşüktür.
BREAK THE STATUS QUO:
THINK BIG. START NOW. Brocade and the New IP.
CONTACT BROCADE FOR MORE INFORMATION: Email: emea-info@brocade.com Tel: +90 212 340 76 61 Visit: www.brocade.com www.datacenterfuture.com/tr
16
DOSYA
BThaber
Demokrasi ve Bilişim
29 AĞUSTOS - 4 EYLÜL 2016
Bilişim ve iletişim demokrasinin teminatı 15 Temmuz darbe gecesinde köprülerin tutulması, devlet kurumlarına acımasızca saldırılmasının yanı sıra TÜRKSAT ve televizyon kanalları da hedef alındı. Bilişim ve iletişim merkezlerine yapılan saldırıların engellenmesi ve sosyal medya aracılığıyla yapılan çağrılar sonucunda milletimizin meydanlara çıkarak demokrasi ve devlete sahip çıkması hainlere büyük bir ders vererek darbeyi önledi. Bilişim ve iletişimi doğru kullanmak demokrasinin teminatıdır. Türkiye’nin bir daha böyle bir tehdit yaşamaması için bilişim ve iletişim teknolojilerinin doğru yönetilmesi önemlidir. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın bütün olumsuz koşullara rağmen, sosyal medya aracılığıyla görüntülü çağrı yaptığı unutulmamalıdır. Cumhurbaşkanımız öncelikle sosyal medya üzerinden basın toplantısı yapıp sonra da haber kanallarındaki canlı yayınlara yine sosyal medya aracılığıyla bağlanarak sesini duyurdu ve milletimizi darbeye karşı mücadele etmesi için meydanlara çağırdı. Cumhurbaşkanımızın yaptığı bu çağrı, darbe girişiminin seyrini değiştirdi. 15 Temmuz gecesi devlet büyüklerimizin sosyal medya üzerinden çağrısı, medya aracılığıyla halka iletildi. Çok sesli basın, çok kanallı iletişim trafiğiyle halkın doğru bilgi alması sağlandı ve halkın bilinçlenmesinde
önemli katkı yaptı. Dolayısıyla bilişim ve iletişimin demokrasinin teminatı olduğunu, demokratik rejimin korunmasında kritik bir rol üstlendiğini gördük. Bu nedenle TBD olarak biz de ‘Bilişim ve iletişim demokrasinin teminatıdır’ dedik ve aralık ayında gerçekleştireceğimiz 33. Ulusal Bilişim Kurultayı’nın ana temasını ‘Bilişim ve Demokrasi’ olarak belirledik. TBD 33. Ulusal Bilişim Kurultayımızda; Devletimizin en üst düzeyindeki yetkilileri, siyasi parti temsilcileri, akademisyenler, medya temsilcileri, kamu ve özel sektör karar vericileriyle birlikte demokrasi, insan hakları, özgürlükler, milli birlik ve beraberlik kavramlarına vurgu yaparak ‘Tam Bağımsız, Lider ve Güçlü Türkiye’ için yapılması gerekenleri değerlendireceğiz. Bilişim sektörü olarak darbe karşıtı ortak bildiri hazırladık ve yayınladık. Sektörümüzün birlikte hareket edebileceği, bir olup bir araya gelebileceği bir kez daha ortaya çıktı. Sektörümüzü temsil eden STK’ların çok sesli ama ahenkli bir duruşla ülkemiz için el ele verdiğini gördük. Bu birlikteliğin süreceğinden kuşkumuz yok. Bilişim Kurultayı bu birlikteliğin en güçlü şekilde ifade edileceği bir platform olarak her zaman sektörümüze kapılarını açık tutmuştur. Bu kritik dönemde bu platformda yer alacak STK’ların sayısının daha fazla olacağını
umuyoruz. Ülkemize, bilişime ve demokrasiye sahip çıkmak isteyen herkese kapımızın sonuna kadar açık olduğunu bir kez daha anımsatıyoruz. Bilişim alanında çoklu altyapı yatırımlarının ve birden fazla iletişim ve bilişim kanalının bulunması önemlidir. Ülkemizde fiber altyapı hizmetlerini ve uydu iletişimini farklı operatörler sağlıyor. Alt yapıların paylaştırılıyor olması, darbe gibi ulusal güvenliği tehdit eden sıkıntılı durumlar karşısında iletişimin sürmesi açısından önem kazanıyor. Alt yapının farklı kaynaklardan sağlanması iletişimin sürdürülebilir olmasını mümkün kılıyor. Darbe girişimi sırasında bilişim ve iletişim merkezlerine yapılan saldırılar bilişim ve iletişim teknolojilerinin tek merkezde toplanmaması ve yönetilmemesi gerektiğini kanıtladı. Birden fazla iletişim ve bilişim merkezinin olması, farklı kanalların bulunması, darbecileri, ‘nereyi, nasıl ele geçirecekleri’ konusunda böldü ve güçlerinin parçalanmasına neden oldu. Darbe gecesi saldırıya uğrayan ulusal iletişimin merkez dağıtım noktası olan TÜRKSAT çalışanlarının kahramanca mücadelesi sayesinde darbecilerin iletişim alt yapısını ele geçirme girişimi sonuçsuz kaldı. TBD olarak demokrasinin korunmasında yaşamını yitiren şehitlerimize Allah’tan rahmet, yaralılara acil şifalar dileriz. Darbecilere direnen ve darbe girişiminin başarısız
Türkiye Bilişim Derneği Yönetim Kurulu Başkanı İlker Tabak olmasını sağlayan bilişimcileri de bir kez daha, bu yürekli tutumlarından dolayı kutluyor onlara minnet ve şükranlarımızı sunuyoruz.
Mikro Yazılım Genel Müdür Yardımcısı Alpaslan Tomuş
Mikro Yazılım Genel Müdür Yardımcısı Alpaslan Tomuş
“Demokrasi kodlarımızda var.” Mikro Yazılım, 15 Temmuz’dan bu yana Türkiye’nin geçmekte olduğu hassas dönemle ilgili olarak, demokrasiden ve Türkiye Cumhuriyeti temel değer ve ilkelerinden yana olan tavrını net bir şekilde ortaya koydu. Mikro Yazılım Genel Müdür Yardımcısı Alpaslan Tomuş, ülkemizin çok hassas bir dönemden geçtiğini, böyle bir dönemde Demokrasinin ve Türkiye Cumhuriyeti’nin temel değerlerine özenle sahip çıkılması ve bağlılık gösterilmesi gerektiğini söyledi. Tomuş; “Mikro Yazılım olarak belirtmemiz gerekir ki demokrasi bizim kodlarımızda var. Cumhuriyet’in kurulduğu yıldan
bu yana ülkemizde çok şey değişti. Ama, Türkiye Cumhuriyeti’nin temel değerlerine ve demokrasiye olan bağlılığımız, hakimiyetin kayıtsız şartsız milletin olduğuna dair inancımız hiç değişmedi, değişmeyecek. Şimdi daha çok ve daha verimli çalışma zamanı” dedi. Tomuş, bu tarz süreçlerde ülke ekonomisini etkileyen dinamiklerin de daha fazla önem kazandığına dikkat çekerek, tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de Bilişim, Telekom, Yazılım sektörlerinin ekonomide kilit sektörler olarak konumlandığını vurguladı. Tomuş; Mikro Yazılım olarak geçen yılki değişim süreci ile birlikte başladıkları yatırımlarına ara vermeden ve yeni dönemde
de kesintiye uğratmadan devam edeceklerinin söyledi. Tomuş; “Mikro Yazılım olarak başarılı bir yıl geçirdik. 2015’i %50’nin üzerinde büyüme oranı ile tamamladık. Geçtiğimiz yıl şirketimizin öz kaynaklarına yaptığımız yatırım ve başlattığımız sürdürülebilir değişim süreçleri, bizi ileriye taşıdı. Mikro Yazılım, yapısı gereği sunduğu katma değerli çözümler bir yazılım firmasından öte, hizmet verdiği firmaların büyümesine destek veren bir iş ortağı kimliği taşıyor. 2016 yılında da bu vizyonumuzu sürdürerek, müşterilerimiz, iş ortaklarımız ve ekosistemimiz ile birlikte istikrarlı büyümemizi devam ettireceğimize inanıyoruz” dedi.
18
DOSYA
BThaber
Demokrasi ve Bilişim
29 AĞUSTOS - 4 EYLÜL 2016
Bilişim ve yüksek teknoloji gibi kavramların önemi tekrar ispatlandı Darbe girişimi ve bertaraf süreci, bu tür olaylarda teknolojinin, görsel ve sosyal medyanın ne kadar önemli olduğunu gösterdi. Bilişim, yüksek teknoloji, yüksek katma değer kavramlarının önemi ve vazgeçilmezliği bir kez daha ispatlanmış oldu. Kritik altyapıların ayakta kalabilmesi ve haberleşme sistemlerinin, görsel medyanın kesintisiz devam etmesi çok önemliydi. Kesintisiz haberleşme, altyapı ve dağınık bilgi sistemlerine daha fazla yatırımı gerektiriyor. Bu sadece kamu kurumları için değil reel sektör için de geçerli. Bir olağan üstü durum, afet sırasında kesintisiz hizmet alabilmek için gerekli altyapı yatırımlarının yapılması ve siber güvenliğin mutlak sağlanması gerekli. Küresel ekonomik kriz ve artan jeopolitik risklere rağmen büyüyen ekonomimizde darbe girişimi ile durağanlaşma beklentisi olmakla birlikte ülkemiz ekonomik istikrarını sürdürecektir. Bilgi ve iletişim teknolojileri sektörü de Türkiye ekonomisinin 4 katı bir büyüme gösteriyor. Sektörümüz 2015 yılında Türk lirası bazında yüzde 18 büyüme ile 83,1 milyar TL oldu. Tüm gelişmeler olmadan önce de sektör oyuncularının 2016 yılı büyüme beklentisi yüzde 15 ila 20 civarındaydı. Bu gelişmelere bağlı olarak yaşanan ekonomik zorluklar BİT harcamalarını dolayısıyla sektörü de geçici olarak etkilemektedir. Kamu ve özel sektördeki büyük projelerin geçici olarak askıya alınması söz konusu olabilir ancak teknoloji projelerinin bu süreçte öneminin daha çok
görülmesi açısından farklı fırsatları doğuracaktır. Sektörümüz bu olumsuz havadan da hızla ve daha kuvvetli sıyrılıp beklenen büyüme etkisini gösterecektir. Bilişim sektöründe önemli sayıda uluslararası şirket ve yabancı yatırım bulunuyor. Yabancı yatırımların da son dönemde sektöre ilgisi oldukça arttı. Henüz Türkiye’ye gelmemiş, dağıtıcılar aracılığıyla ürün ve hizmet sunan firmaların da Türkiye’ye gelmek istediğini biliyorduk. Bazı firmalar da mevcut operasyonları için yeni yatırım planları yapıyorlar. Darbe girişiminden sonra yatırım yapmak isteyen firmalarda da güvenlik ve piyasa endişeleri oluşmuş olabilir fakat bunun geçici bir dönem olduğu görüşündeyiz. Sağlanacak güven ortamı ve demokratik gelişmelerle Türkiye ekonomisi ile birlikte sektörümüz de hızla olağan seyrine dönecektir. Gelişmeler hakkında bilgilendirme yapmak ve sektörümüzün çalışmalarına devam ettiğini bildirmek üzere biz de yabancı yatırımcı ve işbirliği yaptığımız kuruluşlara yönelik bir açıklama hazırladık. Aslında uzun zamandır dile getirdiğimiz ama bu dönemde önemini daha da iyi anladığımız bir konu sektörün siyasi sahiplenmesi. Türkiye’nin Bilişimle Kalkınma Stratejisi hazırlanmalı ve tek bir icracı Bakanlık, müsteşarlık, gibi güçlü bir siyasi sahiplenme gerekli. Bilişim stratejisi de büyüme stratejisinin ayrılmaz bir parçası olmalı, bilişimin çarpan etkisi göz ardı edilmemelidir. Geçtiğimiz günlerde Başbakan Sayın Binali
Yıldırım teşvikleri açıklarken şirketlerin teknoloji dönüşümleri için de destek vereceklerini söyledi. Bu açıklamadan büyük memnuniyet duyduk. Geçtiğimiz yıl içinde yayınlanan 2016-2019 2016-2019 Ulusal e-Devlet Stratejisi ve Eylem Planı çalışmaları, Ar-Ge merkezleri ile ilgili yeni düzenlemeler ve yeni açıklanan teşvikler ile Türkiye Dijital Dönüşüme hazırlanıyor. Şirketlerimizin ve dolayısıyla ülkemizin dijital dönüşümünü hızlandıracak bu gelişmelerden, destek çalışmalarından çok memnunuz ve TÜBİSAD olarak desteğe hazırız. Türkiye’nin bilişim ve iletişim teknolojilerini öne alan bir öncelikler planı olmalı. Bilişim ürün ve hizmetlerini kolay ve ucuz ulaşılabilir hale getirecek adımlar atılmalı. Vergi indirimi, bazı stratejik alanlarda teşvikler, son kullanıcılara ve Kobilere yaygın bilişim kredileri vb. verilmeli ve en önemlisi bilgisayar okuryazarlığını tıpkı okuma yazma seferberliği gibi ele alarak bilgisayar kullanımı ve edinimini artıracak önlemler alınmalı. İletişim sürekliliği, siber güvenlik ve yüksek teknoloji için gereken teknoloji altyapı ve projeleri hızla hayata geçirilmeli. Yaşanan tüm olumsuzluklardan ders alınmalı ancak ülke geleceğine umutla bakmalı. Türkiye’nin demokrasiye ve hukukun üstünlüğüne olan inanç ile bağlılığını göstermeye devam edeceğinden eminiz. Türkiye’nin daha ileri bir demokrasiye sahip olmasıyla birlikte ekonomik,
TUBİSAD Yönetim Kurulu Başkanı Erman Karaca teknolojik, sosyal ve kültürel, kısaca her alanda güçlü, gelişmiş bir ülke haline gelmesi mümkün olacaktır diye düşünüyoruz. TÜBİSAD olarak bizler de bu evrensel değerlerimizin güçlü destekçisiyiz.
Yeni teknolojilerin silahlardan daha stratejik olduğu ortaya çıktı
Ventures & Mentors League CEO’su Ufuk Batum
Bilgi ve iletişim teknolojilerinin önemi, 15 Temmuz darbe girişiminde fazlasıyla öne çıktı. Bildiğiniz gibi saldırgan örgütün elemanları WhatsApp’ten haberleşmişler. Halkı meydanlara çağırarak demokrasiye sahip çıkmalarını isteyen Cumhurbaşkanı ise FaceTime’dan ekranlara bağlandı. Darbe girişimi ve toplumun buna karşı güçlü, harikulade duruşu ve cevabı canlı takip edildi. Sosyal
medyanın, yazılım dünyasının, iletişimin ve yeni teknolojilerin, tanklardan, bombalardan, silahlardan daha önemli ve stratejik olduğu ortaya çıktı. Bu gelişmeler Türkiye’nin bilgi ve iletişim teknolojilerine olan inancını, bakışını, yatırımını olumlu anlamda etkileyecektir. Özellikle yerli bir sektörün güçlenerek palazlanmasına; daha etkin bir ekosistemin kurulmasına yol açacaktır.
20
DOSYA
BThaber
Demokrasi ve Bilişim
29 AĞUSTOS - 4 EYLÜL 2016
Güçlü telekomünikasyon altyapısı ülkemizin gelişmesi için kritik önem taşıyor Hatırlanacağı gibi darbe girişimi gecesi darbeciler TRT’yi ele geçirmiş, Türksat yayınlarını durdurmaya çalışmışlardı. Ancak çok sayıdaki özel kanalın yayınlarını durduramamaları, darbe girişiminin başarısız olmasında çok önemli bir rol oynamıştı. Bu nedenle tekrar aynı tehditlere maruz kalmamak için ülkemizde haberleşmeyi çeşitlendirecek çok sayıda güçlü Telekom firmasına ihtiyaç var. Hükümetimizin bu alanda rekabeti geliştirecek önlemleri en kısa zamanda alacağını düşünüyoruz. Geçtiğimiz günlerde, ülkemizin hızlı gelişmesi için kritik önem taşıyan, başta fiber olmak üzere güçlü bir telekomünikasyon altyapısı için Turkcell Superonline, Vodafone, Türksat ve TELKODER üyesi operatörler Ortak Altyapı Şirketi kurmak için görüşmelere başladıklarını açıkladılar. Darbe girişiminden sadece 10 gün sonra yapılan bu açıklama, bu işletmecilerin zor günlerden geçen ülkemizde geleceğe olan güvenlerini ve yatırım kararlılıklarını göstermesi
açısından çok önemliydi. Ortak Altyapı Şirketi, mevcut ve yeni operatörleri çoğaltıp güçlendireceği için de çok önemlidir. Bu konuda yapılan açıklama şu şekildeydi; “Ülkemizde var olan telekomünikasyon altyapılarının en etkin şekilde kullanılması ve geliştirilmesi, sektördeki tüm şirketlere sektör altyapısının en uygun şartlarda ve adil olarak sağlanması ve mükerrer yatırımlarla kaynakların boşa harcanmaması için Turkcell Superonline, Vodafone, Türksat şirketlerinin ve telekomünikasyon sektöründeki diğer şirketlerin en geniş kapsamda katılımının sağlanacağı bir “Ortak Altyapı Şirketi (OAŞ)” kurulması konusunda çalışmalara başlanacaktır. Söz konusu çalışmalar başta Rekabet Kanunu ve Elektronik Haberleşme Kanunu olmak üzere ilgili mevzuatta öngörülen tüm düzenlemelere, izinlere ve yetkilendirme şartlarına uygun bir şekilde yürütülecektir. Hükümet programında da yer alan ve başbakanımızın ülkemizi
sayısal geleceğe taşıma amacı doğrultusunda, hızlı İnternet hizmetlerinin daha yaygın, uygun fiyatlarda ve kaliteli koşullarla kullanıcılara ulaştırılmasını temin edecek, tüm sektörün katılımına açık olan bu hayati girişime, kamunun ve özel sektörün ülkemizin geleceği için gerekli desteği uyum içinde vereceğine olan inancımız tamdır. Toplumumuzun en geniş siyasi ve sosyal kesimlerinin desteğinin de yanımızda olacağına inanıyoruz. Bu girişim, zor günlerden geçen ülkemizde geleceğe olan güvenimizi ve yatırım kararlılığımızı göstermektedir. Güçlü bir demokrasiye sahip olmak güçlü bir ekonomiye sahip olmamızın ön şartıdır. Güçlü bir ekonomiye sahip olmak için de güçlü bir elektronik haberleşme sektörüne sahip olmamız gerekir. Dünya üzerinde yapılan bir araştırmaya göre, genişbant İnternet’in yaygınlaşmasındaki yüzde 10’luk artışın ülkenin toplam gelirini yüzde 1,4 oranında arttırdığı belirlenmiştir.
TELKODER Yönetim Kurulu Başkanı Yusuf Ata Arıak
Sektör, darbe girişiminin önlenmesinde önemli rol oynadı Bir yanda, darbeci askerler teknolojiyi kullanmayı istedi. Diğer yanda, ülkemizin ilgili kurumları, GSM operatörleri, medya kanalları ve sosyal medya üzerinden milletimiz teknolojiyi başarılı şekilde kullandı. Milletimizin hızlı örgütlenmesinde, iletişim teknolojilerinin büyük katkısı oldu. Bilgi ve İletişim Teknolojileri sektörlerinde çalışanlar, canla başla görevlerini yaparak, darbe girişiminin önlenmesinde önemli rol oynadı. Nitekim ulusal ve yerel televizyon kanallarındaki yayınlar yapıldı. İnternet altyapısında sıkıntı yaşanmadı. GSM operatörleri iletişimi sağladı. Özetle, örneğin elimizdeki cep telefonları, tıpkı bir televizyon kanalı gibi görüntüyü kaydedip yayınladı. Teknolojiler sayesinde, artık dünyada bir şeyleri saklamak mümkün olmayacaktır. Milli yazılımların önemi bir kez daha ortaya çıktı. Kişisel veya kurumsal verilerin güvenliği sağlanmadığı takdirde, dünyadaki herhangi bir kurum veya şahıs tarafından izlenebilir. Gelinen
Uyumsoft Bilgi Sistemleri ve Teknolojileri AŞ Başkanı Mehmet Önder noktada; ülke olarak kendi sistemlerimizi ve veri tabanlarımızı kurmamız gerekiyor. Şuan veriler, genelde uluslararası firmalar tarafından kayıt altına alınıp, takip edilmektedir. Ülkemizin; askeri, ekonomik, sosyal, kültürel ve bireysel alanlardaki verisinin,
kendi veri tabanlarımızda tutulması önemlidir. Sadece metali veya tekstili işleyerek, dünyanın sayılı ülkeleri arasına giremeyiz. Akıllı iş projeleriyle de atılım yapmalıyız. Diğer bir konu da, bir yandan milli düşünüp milli yazılımlarla entegre olunurken; diğer tarafından
uluslararası işbirliklerine de devam edilmesi gerekmektedir. Kurum ve kuruluşların iş ve güç birliği yaparak 2023 hedeflerine kilitlenmesi gerekiyor. Eskisinden daha güçlü bir Türkiye için, var gücümüz ile çalışmalıyız. Ürün alıp satan ve kredi veren işbirliği güç birliğinden çıkarak; ‘yetenek, arge, inovasyon ve tasarım’ yapabilen projeleri de başarmalıyız. Hain darbe girişiminin ardından, Uyumsoft olarak bize düşen milli görev; daha güçlü bir Türkiye ve ekonomi için, işletmeleri desteklemekti. Kahramanlık destani yazan Milletimizi ve işletmeleri desteklemek için “Lisans ücretlerini sıfırladık! Daha Güçlü Türkiye için.” kampanyasını başlattık. 21 Ekim 2016 tarihine kadar devam edecek kampanyamızda, Uyumsoft ERP lisans ücretlerini sıfırladık. Milli ve güvenilir iş ortağı olarak; daha güçlü özel sektör işletmeleri olması için firmaların bilgi sistemlerini (ERP, HRM, CRM, İş Zekası, e-Fatura, e-Defter, e-Arşiv, e-Bilet vb.) kurmaya devam edeceğiz.
BThaber
Demokrasi ve Bilişim
29 AĞUSTOS - 4 EYLÜL 2016
DOSYA
21
Türkiye’nin bilişim geleceğine inanıyoruz 15 Temmuz gecesi yaşanan elim hadise süresince ve sonrasında millet olarak göstermiş olduğumuz direnç ve kararlılık, gelecek günlerin müjdecisi. Bugün görüyoruz ki, toplum olarak normale dönme sürecimiz son derece hızlı. Yaralarımızı sararken umutla yarın planları yapabilme motivasyonumuz hiç olmadığı kadar yüksek. Bu rüzgarın iş dünyasını olumlu yönde etkilememesine olanak yok. Bu birlik ve beraberlik heyecanı önümüzdeki günlerde yerli yatırımcının öne çıktığı bir döneme gireceğimizi müjdeliyor. Yerli yatırımcının motivasyonu tüm sektörlerin can simidi olacak. Ekonomik istikrar açısından sağlıksız olan kısa vadeli yabancı sermaye girişlerine dayalı ekonomik modelin yerini; üretime dayalı bir modele geçiş için ihtiyacımız olan dönüşümün zamanı gelmiştir. Bu fırsatı iyi değerlendirebilirsek, yerel yazılımlar üretebilen, kendi bilişim markalarımızı ihraç edebilen bir ülke konumuna yükselmemiz, çok da uzak bir gelecek değil. Penta Teknoloji olarak bundan 26 yıl önce yola çıkarken en büyük motivasyonlarımızdan birisi de bilgi ve iletişim teknolojilerinin hem bireylerin hem de toplumların gelişimini, hatta geleceğini olumlu
Penta Teknoloji Genel Müdürü Mürsel Özçelik yönde etkileme ve değiştirme potansiyeline dair güçlü inancımız oldu. Gerçekten de geride bıraktığımız sürede gerçekleşen gelişmeler, dünyanın pek çok ülkesinde olduğu gibi Türkiye’de de bilişimin dönüştürücü gücüne çok yakından tanıklık etme fırsatı bulduğumuz bir dönem oldu. Bilgi ve iletişim teknolojileri bugün, dünyanın
dört bir yanında yaşayan farklı kitlelerin her türlü bilgiye erişip anında paylaşmasına, bir zamanlar yalnızca büyük ekonomilerdeki kurum ve kuruluşlar için mümkün olan çeşitlilikteki coğrafyalara erişim sağlayarak iş ve ilişkiler tesis etmesine imkan tanıyor. Bundan otuz yıl önce fazlaca söz hakkı olmayan küçük ekonomilerin ve oyuncuların küresel sahnede boy
göstermeye başlaması da yine bilişimin bilgiye ulaşmada sağladığı demokratikleşme sayesinde toplumlar arasındaki uçurumların azalabileceğinin göstergesi. Bilginin iletimi, işlenmesi, saklanması ve güvenliği tüm toplumlar için her geçen gün daha çok önem kazanıyor. Hiç şüphesiz ülkemizde bu konuda önemli mesafeler kat edildi. Gerek Türkiye’nin Bilişim Modernizasyonu ve Bilgi Toplumuna dönüşüm amaçlı politikalarımız, gerek genç nüfusun yetkinlik alanları ile bilişim sayesinde elde edebileceğimiz gelişmenin çok daha büyük olacağına inancımız tam. Bilişimdeki bu potansiyelimizi daha verimli şekilde ortaya çıkaracak alanlara odaklanmak doğru bir strateji olacaktır. İnsan gücümüzü ve entelektüel sermayemizi ülke içinde tutarken, başta yazılım ve uygulama geliştirme olmak üzere mevcut yetkinliklerimize ek olarak katma değerli alanlarda da küresel varlığımızı artırabilmek, bilişimin sağladığı demokratikleşme ve fırsat eşitliğinin de katkısıyla ülkemizi hak ettiği yerlere taşıyacaktır. Biz Türkiye’nin bilişim geleceğine inanıyoruz. Bu inançla TEK YÜREK Türkiye’nin hizmetinizdeyiz.
Kesintisiz iletişim darbe girişiminin başarısız olmasında büyük rol oynadı 15 Temmuz gecesi Türkiye’nin milli iradesine vurulmaya çalışılan tarihimizin en kanlı ve vahşi darbe girişimi olarak anılacaktır. Bu darbe girişimi Türkiye’nin seçilmiş Cumhurbaşkanını, devletin seçilmiş hükümetini ve milletin mukaddes iradesini temsil eden TBMM hedef alarak milletimizi devletsiz, başsız ve iradesiz bırakmayı amaçlamıştır. Bu girişim Türkiye’yi dıştan ve içten zafiyete uğratarak işgaline kadar götürecek bir planın en önemli adımıydı. Ama bu plan milletimiz tarafından akamete uğratılarak Türkiye’nin bir muz cumhuriyeti olmadığını göstermiştir. Milletimiz kendi milletin gücünün üstünde bir gücün olamayacağını ispat etmiştir. Türkiye 100 yıla yaklaşan demokrasi ve özgürlük mücadelesinde zaman zaman askeri darbeler ve işbirlikçisi sivil unsurlar ile karşı karşıya kalmıştır. Bu darbeler süreci demokrasimize kesinti yaparak iç çatışmaları ve vatandaşlık
haklarının kullanımında milletimizin iradesini hep kısıtlamış ve Türkiye’yi geriye götürmüştür. Bu sefer millet darbecilere darbe yaparak bir iç savaşa kadar sürüklenip Türkiye’yi Suriyeleştirme projesine engel olmuştur. Şüphesiz Türkiye son 10 yıldır yatırım yaptığı kitle iletişim teknolojilerinin katkısını bu darbe girişiminin önlenmesinde açık ve net olarak görmüştür. Cumhurbaşkanımızın milletimizi iradesine sahip çıkmak üzere meydanlara çıkılması çağrısını internet üzerinde iPhone uygulaması olan FaceTime üzerinden yapması aslında darbecilerin öngöremediği bir durumdu. İnternetin kesilmemesi Twitter ve diğer sosyal medya kanallarından milletin direnişinin örgütlenmesi ve Turkcell, Avea ve Vodafone’un vatandaşlarımızın telefonlarına ücretsiz acil görüşmeler için dakika yüklemesi ve kesintisiz bir iletişimin sağlanması bu darbe
girişiminin sonuçsuz kalması yönünde çok faydalı olmuştur. Tüm operatörlere vatanseverlikleri için teşekkürü borç biliyoruz. Bu olayların sektöre ve piyasalara geçici bir durgunluk getirdiği aşikârdır ama Türkiye’nin büyümesinde ciddi bir etkisi olmayacağı uluslararası kuruluşlar tarafından da teyit edilmiştir. Fedakâr vatandaşlarımızın 10 milyar civarında ABD dolarının Türk Lirasına çevirmesiyle doların fazla yükselmesi engellenerek borç ve ödeme dengesi muhafaza edilmiştir. Bu olayların orta ve uzun vadede sektörümüze yerli ve milli bir duruş da getireceğine inanıyorum. Artık savaş teknolojisinin ayrılmaz bir parçası olan yazılım ve tasarım çözümlerinin milli ve yerli bir alana kaymasının ticari alandaki ürün ve hizmetlerde de ivmelenmesi kaçınılmazdır. Ürünlerimizin kalitesi yanında tanıtımı ve tutundurmasıyla ilgili olarak da devletin milli bir yaklaşım göstererek daha fazla
destekleyici olacağını tahmin ediyorum. Bundan sonra Türkiye’nin her bir ferdine ülkesine daha fazla çalışmak ülkesini kalkındırarak tam ve bağımsız bir ülke olma yolunda ilerlemek düşmektedir. Türkiye’nin her türlü ekonomik, teknolojik ve kültürel boyunduruktan kurtularak tam bağımsız olması yönünde bütün enerjimizle çalışmak bu aziz vatana, milletimize ve şehitlerimize namus borcumuzdur. Türkiye tüm unsurlarıyla bir oldu diri oldu, dosta güven düşmana korku saldı. Millet görevini yaptı devletin de artık kendini yenilemesi gerekmektedir. Daha şeffaf, öngörülebilir, koordinasyon ve hesap verilirliğin artırılması için sektörümüzün devletimizin daha yakın çalışması gerekmektedir. Biz devletimize itimat ediyoruz. Milletimizin irfan ve sağduyusuna, cesaretine güveniyoruz. Tüm şehitlerimize rahmet, gazilerimize şifalar diliyoruz.
22
DOSYA
BThaber
Demokrasi ve Bilişim
29 AĞUSTOS - 4 EYLÜL 2016
Birlik ve beraberlik, ülkemizdeki güven ve istikrarı daha kuvvetli hale getiriyor 15 Temmuz 2016 tarihinde milletimize ve demokrasimize gerçekleştirilmek istenen darbe girişiminin engellenmesinde en başta milletimizin güçlü duruşu ile birlikte, haberleşme, görsel ve sosyal medyanın önemli bir rol oynadığını hep beraber izledik. Cumhurbaşkanımızın, görüntülü ve sesli görüşme platformu FaceTime ile televizyon üzerinden yaptığı çağrıyla halkımız sosyal medya üzerinden hızlıca organize oldu ve darbe girişimine karşı kararlı bir duruş sergiledi. Düşünce ve ifade özgürlüğünün bir parçası olan basın özgürlüğü, haber alma ve haber verme hakkı, bir ülkedeki demokrasinin en temel yapı taşları olup, bugün bunu en iyi şekilde bilgi teknolojileri ve iletişim sağlamaktadır. Bu olayların önlenmesinde en önemli görevlerden birini de GSM operatörleri üstlendi. Bu süreçte GSM operatörleri kesintisiz iletişim sağlamak adına, milletin acil iletişim ihtiyaçlarına hızlıca cevap verip, yakınlarına ulaşabilmeleri için ücretsiz konuşma, SMS ve internet yüklemesi yapacaklarını duyurdular. Yaşanılan bu olayda, İletişim
ve bilgi teknolojilerinin bize sağladığı temel hak ve özgürlükleri kullanabilmek, Türkiye Cumhuriyeti tarihine çok önemli fayda sağlamıştır. Temmuz ayının ilk haftası tüm resmi kurumlar ve özel sektördeki firmalar Ramazan Bayramı nedeniyle 9 gün boyunca kapalıydı. Ardından yaşanılan bu kalkışma hareketi ve takip eden şok nedeniyle teknoloji sektörü ve diğer sektörlerde tüketici harcama eğilimi ve ticaret durma noktasına geldi. Sektör olarak, zor bir ay geçirdik. Bireylerde bozulan psikoloji nedeniyle müşterilerimize sunduğumuz tekliflere olumlu yanıtlar alamadık ve hatta aynı psikolojiyle böyle bir dönemde bizler de kampanya üretmekte ve teklif yapmakta zorluk çektik. Kalkışma ardından ilk hafta döviz kurunun seyri çok önemliydi. Çok şükür ki Milletimiz Milli parasına sahip çıktı, dövize alım için saldırmayı bırakın, ilk hafta çok önemli meblağda Döviz, TL’ye çevrildi ve kurda aşırı bir dalgalanmanın önüne geçildi. Ülke olarak zor günlerden geçiyoruz; her kurum, birey üzerine düşeni
yapacak; öncelikle devletimize ve kendimize özgüvenimiz tam olacak, işimize dört elle sarılıp çalışmalarımıza bakacağız. Ben yaz aylarında olmamıza rağmen Ağustos ve Eylül aylarının Bilişim sektörümüz ve tüm piyasalar için Temmuz ayından çok daha hareketli olacağını düşünüyorum. Millet olarak birlik ve beraberlik içinde gösterdiğimiz duruşun ülkemizdeki güven ve istikrarı daha kuvvetli hale getirdiğini hepimiz gözlemliyoruz. Yaşanılan bu tarihi sürecin negatif etkilerini en az seviye de yaşamak için hem özel sektör hem de kamuda iş yapan müşterilerimizle kol kola girip ticaretimizin daha güçlü devam etmesi için alternatif çözümler bulacağız. Türkiye’nin son 1 ayda geçirdiği dönüşüm ve tek vatan tek bayrak tek millet olgusu altındaki kenetlenme ile bu olağanüstü dönemi en iyi şekilde yöneterek, net ve kararlı bir şekilde zorlukları fırsata çevireceğimize, demokratik birlik ve bütünlük ile huzur ortamının sağlanacağına ve yarının dünden daha yaşanılır ve güzel bir Türkiye sunacağına inanıyorum.
C
M
Y
CM
MY
Arena Bilgisayar Genel Müdürü Okay Nasır
Telekom sektörü olarak vazifemizi yaptığımız için mutluyuz En büyük etkimiz iletişimin kesintisiz devam etmesini sağlamak oldu. Herkesin bildiği gibi bu tarz acil durumlarda iletişim en büyük önceliğimiz oluyor ve hayati önem taşıyor. Halkımızın demokrasiye sahip çıktığı 15 Temmuz gecesi biz de milletimizin haklı mücadelesinin yanında yer aldık. Hain girişimi planlayanların tankları, jetleri varsa milletimizin de cep telefonları vardı. Eski zihniyetle hareket edip bir televizyon istasyonunu ya da bir santrali ele geçirerek iletişimi kesebileceklerini sananlar yanıldıklarını gördüler. Turkcell olarak iletişim altyapısını ayakta tutarak müşterilerimizin doğru zamanda, doğru bilgiye erişmesi için kritik bir görevi yerine yetirdik. Başta yurtiçinde olmak üzere yurtdışındaki müşterilerimizin de aldıkları hizmette kesinti yaşanmamasını sağladık. Buna ek olarak kapasitelerimizi artırdık, tüm müşterilerimize ücretsiz mobil internet kotası, konuşma süresi ve SMS gönderimini kapsayan
Turkcell Genel Müdürü Kaan Terzioğlu acil durum paketi tanımladık. Alnımızın akıyla çıktığımız bu olayda halkımızın başı dik. Biz de telekom sektörü olarak vazifemizi yaptığımız için mutluyuz. İletişimde oluşan bu yoğunluktan dolayı acil iletişim ihtiyaçlarını karşılamak üzere ilk etapta tüm Turkcell’lilere ücretsiz olarak her yöne 150 dakika konuşma, 150
SMS ve 150 MB internet yüklemesi yapıldı. Ücretsiz acil iletişim paketi tanımlanan kitleye yurt dışında bulunan 190 bin Turkcell’li de dahildi. Sürecin devamında müşterilerimizin yeniden ihtiyacı doğdu ve tüm müşterilerimize 1 ay geçerli olmak üzere ücretsiz her yöne 150 dakika, 150 SMS ve artan internet ihtiyaçlarının karşılanması
için bu kez 500 MB internet paketi tanımlaması yapıldı. Tüm Türkiye’de olduğu gibi sektörümüzde de birlik ve beraberlik sağladı. Bu olaylardan hem Türkiye hem de sektör olarak kenetlenerek daha da güçlenerek çıktık. Her zaman söylediğimiz gibi “Türkiye’nin teknolojide tüketen değil üreten ülke olması” yolunda sektör olarak birlikte hareket ediyoruz ve edeceğiz. Sunduğumuz hizmetlere olan taleplerinden müşterilerimizin yaşadığımız süreçten olumsuz etkilenmediğini gözlemliyoruz. Biz de sektörümüzün ve Türkiye’nin geleceğine inanarak yatırımlarımızla birlikte hizmetlerimizi aralıksız sürdürüyoruz. Önümüzdeki günlerde doğabilecek her ihtiyacı karşılamak için yeni paket çalışmaları yapıyoruz. Müşterilerimizin her türlü acil iletişim ihtiyacını ücretsiz karşılayabilmeleri için destek vermeye devam edeceğiz.
CY
CMY
K
24
DOSYA
BThaber
Demokrasi ve Bilişim
29 AĞUSTOS - 4 EYLÜL 2016
Darbenin önlenmesinde bilgi ve iletişim altyapımız inanılmaz etkili oldu Öncelikle ülke bütünlüğümüze ve demokrasimize kast eden hain kalkışmayı lanetleyerek söze başlamak isterim. Tüm şehitlerimize Allahtan rahmet yaralılarımıza acil şifalar diliyorum. Darbe girişiminin önlenmesinde bilgi ve iletişim altyapımız İnanılmaz etkili oldu. Öncelikle özgürlüğümüz, demokratik haklarımız, halk tarafından seçilmiş hükümetlerce yönetilmemiz, muhalefet ve bağımsız yargı çok değerli. Birilerinin ben sizden üstünüm veya bu ülkeyi halk umurumda değil, ben istediğim gibi askeri gücümle yönetirim demesi çok büyük bir hırsızlıktır, Hak ihlalidir. Tabi bu girişime halkın zamanında tepki koyabilmesi için öncelikle sorunu öğrenmesi, örgütlenmesi, birlikte hareket etmesi gerekiyor. Bu darbe girişimi 21.00 civarında başlamasına rağmen halkımız ancak 23.00 gibi darbe girişimi olduğunu öğrendi ve sokaklara indi. Internet ve sosyal medya çok hızlı bir şekilde sokaklardaki caddelerdeki durumu askeri kalkışmaları paylaştı, anlamaya çalıştı, birbirini haberdar etti ve harekete geçti. Görüntülü iletişim ve haberleşme bu noktada
çok önemli yer tuttu. Videoların yüksek hızdaki sabit ve mobil internet alt yapısından paylaşılması müthiş etkili oldu, öyle ki darbeye kalkışan askerler bile gerçekte bilmedikleri konuyu vatandaşların göstermiş olduğu haberler ve videolardan, Internet üzerinden yayın aldıkları Tivibu gibi IP TV uygulamalarını öğrenip kandırıldıklarının farkına varıp teslim oldular. Diğer taraftan yüzlerce yayın kuruluşumuz, yedekli alt yapılar, darbecileri şaşkına çevirdi, TV’leri kapatamadılar. Bombalamalar bile yayınları kesemedi. TRT’den okunan bildiri bile insanların binlerce TV seçeneği arasında kimseyi haberdar edememişti. Bu bağlamda biz de ZyXEL olarak Türkiye’de 2,5 milyon aktif ürünle, yüksek hızlı Internet ve haberleşmenin önemli bir sağlayıcısı olarak pazarda yer almaktan ve sektöre katkı sağlamaktan mutluyuz. Sektörümüz her zaman olduğu gibi bu kötü olaydan artı ve eksileriyle da övünçleri ve alması gereken dersleri alacaktır. Bu kalkışma bir kez daha Internet’in, yüksek hızlı, yedekli, kesintisiz ve sağlıklı çalışan bir altyapının ne
kadar önemli olduğunu gözler önüne serdi. Sektörümüz dışında diğer tüm alanlarda faaliyet gösteren kurumlar için de bu hain kalkışmadan bilişim alt yapılarıyla ilgili değerlendirmeler yapmaları ve dersleri çıkarmaları gerekiyor. Ölçeği ne olursa olsun kurumların ilk önceliği sürekli ayakta çalışan altyapılar olmalıdır. Kurumların bu düşünce tarzıyla hareket etmeleri hem kendi işlerinin sürekliliği açısından önem arz edecek hem de bilişim sektörünün büyümesine destek olacaktır. Bu darbe girişimiyle tüm halkımız kurtuluş savaşındaki ruhla birlik oldu yardımlaştı. Artık hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağını düşünüyorum. Demokratik düzenimizin ana sahibi ve koruyucusunun halk olduğu ve herkesin halkın yararına ne kadar faydalı iş yaparsa, karşılığını ancak oradan alacağına odaklanması gerektiğini gösterdi. Fikir ayrılıkları olsa da birlikte çalışabilmenin ne denli keyifli olduğunu görmüş olduk. Bundan sonrası için hem ülkemiz hem de sektörümüz adına son derece umutluyum. Her şeyden çok hak ettiğimiz güzel günler Türkiye’yi ve Türk halkını bekliyor.
ZyXEL Türkiye Genel Müdürü Vefa Tarhan
BThaber
29 AĞUSTOS - 4 EYLÜL 2016
BTnet.com.tr
Yapay zekâ için yeni yöntem Xerox’un Fransa Grenoble Ar-Ge merkezinde görevli bilim insanı Adrien Gaidon ve ekibi, yapay zekâ algoritmalarının video oyunları içinde geliştirilmesi ve test edilmesini sağlayacak bir çalışma yürütüyor. Adrien Gaidon, video oyunlarının gerçekliğinin giderek artmasından yola çıkarak, yapay zekâ yazılımlarının da video oyunlarının içinde test edilebileceğini düşünüyor. Hâlihazırda yapay zeka yazılımları gerçek yaşam koşullarında test ediliyor. Yapay zekâ teknolojilerinin gerçek hayatta test edilmesi, büyük maliyetler ve zaman kaybı yaratıyor. Xerox’tan Adrien Gaidon ve ekibi, oyun geliştirme platformu Unity üzerinde bir araba oyunu tasarlayarak, bir otomobilin yol üzerindeki araçları ve park alanlarını tespit etmesini, araçların hangi alanlara park edebileceğini öngörmesini sağlamayı başardı. Oyun ortamına bir şehrin sokak,
25
Xerox, yapay zekâ uygulamalarını (AI), çok maliyetli gerçek ortamlar yerine video oyunlar içinde test edilip geliştirilmesini sağlayacak yeni bir teknolojik yaklaşım geliştirdi.
cadde görüntülerini, yollarda karşılaşılan tüm nesnelerin farklı ışık ve hava koşullarındaki görüntülerini bire bir 3D olarak sanal ortama taramayı başaran Xerox ekibi, araçların farklı senaryolarda doğru tepkiler vermesini sağladı. Xerox araştırma ekibi çalışmaları kapsamında, gerçek dünyanın sanal ortamda bire bir yaratılması amacıyla, 3D görüntüyü bir lazer tarayıcıyla sanal ortama aktarmayı başaran bir yol da keşfetti. Böylelikle, gerçek hayattaki tüm nesnelerin ve görünümlerin sanal ortamda
da bire bir yaratılması sağlanmış oldu. Xerox’un yapay zekâ algoritmalarını sanal ortamda test etmeyi başaran yaklaşımı, uygulama geliştiricilere, çok büyük yatırımlar yapmadan, çok zaman harcamadan, sanal ortamda daha kolay bir şekilde yapay zekâ yazılımları geliştirebilmelerinin yolunu açıyor. Gerçek yaşamı aynı görsellikle sanal ortama birebir aktaran 3D tarama yaklaşımı, yapay zekâ (AI) teknolojilerinin çok farklı alanlarda çok daha hızlı geliştirilmesine ön ayak olacak.
IBM Watson Harry Potter’ı analiz etti Harry Potter serisi, IBM Watson tarafından analiz edildi. 2010 yılında Jeopardy (Riziko) yarışmasının iki şampiyonunu yenmesi ile tanınan, IBM’in kognitif bilgisayarı Watson, film izlemek ve kitap okumak konusunda da becerilere sahip. Film yönetmeni Ridley Scott ile çekilen videosunda Watson’un film izleme yetenekleriyle ilgili ipuçları veren IBM, Watson’ın yeni becerilerini göz önüne sermek için “Harry Potter” orijinal kitap serisi ve filmleriyle
ilgili analizleri paylaştı. Yazılı metni analiz eden Watson; korku, neşe, güven ve açıklık gibi farklı tavırları belirleyebiliyor. Watson ayrıca, psikologların kişiliği test etmek için kullandığı en yaygın ve tercih edilen yollardan biri olan Beş Büyük faktör testini temel alarak kişilik özelliklerine göre değerlendirme yapmak için yazılı metni analiz edebiliyor. Test, şu beş nitelik yelpazesinde nerede
bulunduğunuzu ölçüyor: Dışadönüklük, uyumluluk, sorumluluk, duygusal denge ve deneyimlere açıklık. Bu tavır ve kişilik değerlendirme yetenekleri, Watson’ın, “Harry Potter” karakterlerini analiz etmesine olanak tanıyor. Böylece Watson, “Harry Potter” karakterlerinin farklı özelliklerini sıralayabiliyor ve karakterlerin kitaplarda ve filmlerde ne kadar farklı olduğunu gösteriyor.
26
BThaber
BTnet.com.tr
29 AĞUSTOS - 4 EYLÜL 2016
Türkiye’nin yeni akıllı telefon markası Kaan İş hayatında verimli dizüstü
Asus’un profesyoneller için tasarladığı Asus PRO serisi BU203 dizüstü bilgisayarlar, özellikle çalışmaları ofis dışında yoğun olan, seyahat trafiği de hareketli olan kullanıcılar için tasarlandı. Skylake 15W (IntelR Core i3/ i5/i7) işlemci ve isteğe bağlı olarak vPro’ya sahip olan dizüstü bilgisayar, 20 GB’a yükseltilebilen belleğe sahip. 3 hücreli 49W değiştirilebilir Li-Polimer batarya ise özellikle ofis dışında çalışma kolaylığı için 8 saatlik pil ömrüne sahip. Veri güvenliği de Asus PRO BU203’de birkaç farklı yöntemle sağlanıyor. IntelR vPro işlemcisi ile sorunları uzaktan belirleyip onarabilmek mümkün. Parmak izi tarama özelliği de
kullanıcı dışındaki bireylerin verilere ulaşımını engeller ve oturum açma süresini de kısaltır. Tam boy aydınlatmalı klavye, ergonomik SensePoint ve düğme tasarımları, Win10 Cortana kişisel asistan özelliği de kullanım deneyimini zenginleştiriyor. Asus PRO Docking Station sayesinde çevre birimlerini, güç kablosu ve adaptörleri kolayca takıp çıkarabilmek mümkün. USB 3.0 ile hızlı şarj olan ürün, Wake-on-LAN ve Wake-on-WLAN desteği ile MIS’in uzaktan uyanmasını, açılmasını, LAN veya kablosuz LAN aracılığıyla bekleme modundan çıkmasını destekler. Asus Business Manager yazılımı ile tüm bu özellikleri yönetebilmek mümkün.
Sporda ölçüm ve takip bilekte Samsung Electronics’in şık tasarımı ve kolay kullanımı buluşturan, sağlıklı yaşam ihtiyaçları göz önüne alınarak tasarlanan, S Health uygulaması ile de uyumlu çalışan yeni akıllı bilekliği Gear Fit2 Türkiye pazarında. Gear Fit2’de bulunan dahili GPS ve kalp atış monitörü (HRM) spor sürecinin doğru ve sağlıklı izlenmesini ve ölçümünü sağlarken, kullanıcının egzersizleri hakkında anlık geri bildirimler sunuyor. Birbirinden farklı fitness düzeylerinde kullanılmak üzere optimize edilen cihaz, bu yönüyle tüm kullanıcılara hitap ediyor. Gear Fit2; 599 lira tavsiye edilen perakende satış fiyatı ile fitness sürecini kolay takip edebilmek, mesaj bildirimlerini kontrol etmek
veya yanıtlamak için yüksek çözünürlüğe sahip kavisli Süper AMOLED renkli dokunmatik ekrana sahip. Gear Fit2, kullanıcıların birbiriyle yarışması için ‘Step Challenges’ özelliği sunarken, tek başına müzik çalar olarak kullanılabilmesi de sporseverlere melodik motivasyon sağlıyor.
Türkiye’nin ilk mobil telefon dağıtıcılarından Başarı, Kaan markası altında yerli akıllı telefon üretimine de başladı. Şirket, ilk telefon modeli N1’i tüketicilerin beğenisine sundu. “Telefonun Akılcısı” sloganı ile KAAN N1 modelini tanımlayan Başarı Ticaret A.Ş. Genel Müdürü Kayhan Biber, “üstün kalitede, yüksek performans ve hıza sahip, tasarım şıklığı ve ileri teknolojik donanımı ile 7’den 70’e her kesimden tüketicinin sahip olmak isteyeceği 4.5G’yi destekleyen bir ürün tasarladıklarını ve onu “erişilebilir fiyat” ile tüketiciyle buluşturduklarını söyledi. KAAN N1, tamamı metal ve şık bir tasarıma sahip. Cihazın gövdesini 5.5 inch boyutunda güçlü Dragontrail
Başarı, Kaan markası altında yerli akıllı telefon üretimine de başladı. Şirket, ilk telefon modeli N1’i tüketicilerin beğenisine sundu.
Glass, 2.5D yuvarlatılmış, 1920 x 1080 çözünürlükte Full HD IPS ekran tamamlıyor. Arka kısımda yer alan 0,3 saniyede ekranı aktif hale
getiren parmak izi tanıma sensörü çok kullanışlı ve güvenli. 4.5G uyumlu, CAT6, 8 çekirdek 2.0 GHz ve 64 Bit işlemci 3GB RAM ile desteklenmiş. 32 GB dahili, 128 GB’a kadar artırılabilir hafıza desteği veriyor. 8 MP geniş açı ön kamera, 13 MP çift flaşlı arka kamerası ile çok iyi fotoğraflar ve videolar çekmek mümkün. 3000 mAh güçlü bataryası kullanıcıların yüzünü güldürecek. Android 6.0 Marshmallow işletim sistemi ile tüketicilere yenilikleri sunacak. KAAN N1 için önerilen perakende fiyatı ise 1.099 TL olarak açıklandı.
HP Omen X serisi duyuruldu HP, Omen X adındaki yeni oyun bilgisayarı serisini duyurdu. HP’nin yeni üst seviye oyun ailesi içerisinde OMEN X Masaüstü, OMEN 17 Dizüstü, OMEN X Kavisli Ekran ve SteelSeries’in OMEN için geliştirdiği aksesuarlar yer alıyor. Hız aşırtımı yapılabilen 6. nesil Intel Core i5/i7 işlemci, VR uyumlu GPU ile bir araya gelerek akıcı bir sanal gerçeklik (VR) ortaya koyarken aynı zamanda AAA seviyesindeki oyunlar için de 4K deneyimi sunuyor. HP’nin tasarladığı termal yönetim, bilgisayarların sürekli soğuk kalmasını ve yüksek performans sunmasını sağlıyor. İçinde donanımları ayıran üç-hazne ve ısıyı optimize eden bu haznelerin her birine özel olarak ayrılmış soğutma yer alıyor. OMEN X Masaüstü ayrıca üç taneye kadar 120mm soğutma radyatörü de destekliyor. Bu radyatörler ile birlikte kasanın üst tarafından yer alan egzoz çıkışı ve temiz havayı almayı kolaylaştıracak şekilde kasayı yerden yukarıda tutan standı havalandırmayı sağlıyor. OMEN 17 dizüstü: 17,3 inç diyagonal OMEN Dizüstü, NVIDIA GeForce GTX ekran
kartlarını kullanıyor. Bilgisayar aynı zamanda 32,9 mm’lik inceliğe ve 3,2 kg ağırlığa sahip. OMEN 17 Dizüstü, en sert rekabetlerde oyuncuları rakiplerinin önüne geçirecek çok yönlülük ve derin bir oyun deneyimi sunmak üzere tasarlandı. HP OMEN X Kavisli Ekran: HP, son kullanıcı için yeni bir gerçeklik ve derinlik deneyimi sunan OMEN X Kavisli Ekranı da tanıttı. HP, bu kavis ekranda ilk kez NVIDIA G-Sync teknolojisini de sunuyor. Bu sayede daha geniş açıdan görüntülerle akıcı oyun deneyimi yaşamak isteyen oyunculara son teknolojiler ile entegre daha fazla seçenek sağlanıyor. Bunların yanında HP, SteelSeries ile işbirliğine giderek bir dizi aksesuar
da tanıttı. OMEN kulaklık, OMEN klavye, OMEN faresi, OMEN fare altlığından oluşan aksesuarlar oyunculara büyük avantajlar kazandırıyor. OMEN X Masaüstü’nün Eylül ayında 2 bin 999 Avro’dan başlayan fiyatlar ile satışa sunulması bekleniyor. HP OMEN X Kavisli Ekran’ın ise 2017 yılının başında EMEA bölgesinde satışa sunulması bekleniyor. 17,3 inç diyagonal OMEN Dizüstü’nün Eylül ayında bin 999 Avro’dan başlayan fiyatlarla satılacak. SteelSeries tarafından geliştirilen OMEN kulaklığın 89,99 Avro, OMEN klavyenin 109,99 Avro, OMEN farenin 69,99 Avro ve OMEN fare altlığının 19,99 Avro’dan yine Eylül ayında satışa sunulması bekleniyor.
28
BThaber
KARİYER
29 AĞUSTOS - 4 EYLÜL 2016
Ayşegül İldeniz, artık Silver Spring’de 1998 yılında Akdeniz, Orta Doğu ve Afrika Bölgesi’nden Sorumlu Pazarlama Müdürü olarak katıldığı Intel’de, Yeni Teknolojiler Bölümü Dünya Başkan Yardımcısı olan Ayşegül İldeniz, bu görevinden ayrılarak IoT ve akıllı enerji alanında küresel hizmetler sunan Silver Ayşegül Spring Networks’e COO olarak atandı. İldeniz 25 milyon kullanıcısı ile Amerika’da akıllı enerji pazarının yarısını elinde bulunduran Silver Spring Networks, dünyanın farklı şehirlerini de sunduğu farklı çözümlerle ‘akıllı şehir’ statüsüne ulaştırıyor. Ayşegül İldeniz’in Global Operasyonlar Başkanı (COO) rolüne atanmasıyla Silver Spring’in akıllı şehir pazarlarındaki yeni hedefi; çalışmalarını farklı coğrafyalara yaymak ve büyümesini hızlandırmak olarak gösterildi. Silver Spring’deki yönetim kademesinde CEO’dan sonra ikinci kişi olarak görev yapacak olan İldeniz, şirketin küresel üretim, satış, pazarlama ve ürün yönetimi departmanlarından sorumlu olacak.
Comdata Türkiye İK Genel Müdür Yardımcısı Tuba Kara oldu Telekom, enerji, finans, sigorta ve perakende sektörlerine müşteri deneyimi hizmeti sunan Comdata Türkiye’nin İnsan Kaynakları Genel Müdür Yardımcısı Tuba Kara oldu. İş hayatına 1998 yılında Havaş’ta İnsan Kaynakları Uzmanı olarak başlayan Tuba Kara, 2000 yılında Turkcell Global Kara Bilgi’de İnsan Kaynakları Sorumlusu olarak görev yaptı. 2004 - 2007 arasında Magna Intier Otomotiv’de İnsan Kaynakları Müdürü ve Huhtamaki Ambalaj’da İnsan Kaynakları ve İdari İşler Direktörü olarak görev yapan Kara, 2007’de Turkcell Grup’a döndü ve Turkcell Global Bilgi’de Çalışan İlişkileri Müdürü, Turkcell Kuzey Kıbrıs’ta İnsan Kaynakları ve İdari İşler Direktörü, Turkcell Türkiye’de İnsan Kaynakları Direktörü olarak görev yaptı. Kara, Comdata Türkiye’ye katılmadan önce ise Doğtaş Kelebek’te İnsan Kaynakları Direktörü olarak çalıştı.
Vodafone Türkiye’nin yeni CEO’su Deegan Vodafone Türkiye’nin yeni CEO’su olarak Colman Deegan atandı. Gökhan Öğüt ise Vodafone Türkiye’deki yedi yıllık kariyerinin ardından, iş hayatında başka fırsatları değerlendirmek üzere Vodafone’dan ayrılma kararı aldı. Yeni görevine 19 Eylül 2016 Colman itibariyle başlayacak olan Colman Deegan Deegan, Vodafone Grubu Afrika, Ortadoğu, Asya ve Pasifik (AMAP) Bölge CEO’su Serpil Timuray’a bağlı olarak çalışacak. Öte yandan, Serpil Timuray da Vodafone Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı sorumluluğunu üstlenecek. Colman Deegan, son olarak Vodafone İtalya’nın Finanstan Sorumlu İcra Kurulu Başkan Yardımcısı olarak görev yapıyordu. Vodafone kariyerine 1998 yılında genel merkezde Grup Finans biriminde başlayan, 2007-2011 yılları arasında Vodafone Grubu’nun tüm dünyadaki Birleşme ve Satın Almalarından Sorumlu Direktörü olarak görev yapan Deegan, 2011-2014 arasında Vodafone Hindistan’ın Finanstan Sorumlu İcra Kurulu Başkan Yardımcısı olarak görev yaptı.
Yeni nesil ‘mobil’ çalışmaktan yana Unify tarafından yapılan araştırmaya göre, küresel bazda toplam çalışan sayısının yüzde 37,2’sini mobil çalışanlar oluşturuyor. 2020 yılında ise işgücünün yüzde 50’si esnek çalışma sistemine geçecek. Araştırmada beş yıl içerisinde toplantıların yüzde 94’ünün internet ortamında yapılacağına işaret edilirken, esnek ve mobil çalışma eğilimini destekleyen tümleşik iletişim, tüm iletişim kanallarını tek ekranda topluyor. Unify’ın Y kuşağı özelinde yaptığı araştırmaya göre, katılımcıların
yüzde 89’u 09.00-17.00 zamanlı bir işyerinden ziyade, esnek çalışma saatleri sunan firmaları tercih ediyor. Araştırmaya katılanların yüzde 89’u mobil çalışma planlaması yapacağı işyerlerinde daha mutlu olacağını belirtiyor. Avrupa’da faaliyet gösteren şirketlerin yüzde 70’inin toplantılarını sanal platformlar üzerinden gerçekleştirdiği üzerinde durulurken, çalışanların haftada ortalama 12 saatlerini farklı kanallardan gelen bilgi ve belgeleri aramakla harcadıkları görülüyor. Unify Türkiye Ülke Müdürü Erda
Tütüncüoğlu, şu bilgileri paylaştı: “Sunduğumuz çözümler, çalışanların işlerine odaklanabilmelerini sağladığı için verimliliği doğrudan etkiliyor. Yatırımın korunmasına da önem veren kullanıcıların ilk tercihi oluyoruz. Yenilikçi ve kullanıcı odaklı yaklaşımımız Circuit ile çalışanlar nerede olurlarsa olsunlar, birbirleriyle hızlı irtibat kurup, işlerini sonuçlandırabiliyor. Bu uygulama ile toplantı geçmişleri, paylaşılan teklif ve projeler dahil her türlü bilgiye tek ekrandan ulaşılıyor.”
Uzmanlıklar daha da netlik kazanıyor İnternet reklamcılığında, işletmelerin etkin kampanya planlaması konusunda yetkin ajanslarla buluşmasını sağlamak amacıyla geliştirilen Google Partners programı kapsamında iki yeni uygulama hayata geçiyor: Google İş Ortağı Uzmanlıkları ve Premier Partner Rozeti. Google Partners programı
kapsamında düzenlenen eğitimlere katılıp, sınavları geçerek Google Partner rozetini almaya hak kazanan ajanslar, buna ek olarak, Arama Ağı, Mobil, Video, Display ve Shopping başlığında beş ayrı alandaki yetkinliklerini tamamlayarak ‘Google İş Ortağı Uzmanı’ sertifikasını alma
E T K İ N L İ K L E R 17-20 Ekim 2016
VMworld 2016 Europe Fira Gran Via, Barselona AYRINTILI BİLGİ: www.vmworld.com/en/europe/ index.html
hakkı elde edecekler. Bunun sonucunda da işletmeler, ihtiyaçları paralelinde yetkin ajanslar ile buluşabilecek. Google reklamcılık kampanyaları konusunda geniş bir portföye sahip ve müşterileri için etkin çözümleri sunan iş ortakları ise Premier Google Partner Rozeti’ne sahip olacak.
Y U R T D I Ş I
7-10 Kasım 2016
WebSummit Lizbon, Portekiz AYRINTILI BİLGİ: https://websummit.net/
Bu köşede yayınlanmasını istediğiniz etkinliklerinizle ilgili bilgileri handana@bthaber.com.tr adresine gönderebilirsiniz.
E T K İ N L İ K L E R 1 Eylül 2016 BTvizyon Toplantıları Erzurum AYRINTILI BİLGİ: http://www.btvizyon.com.tr 6-7 Eylül 2016 7. İstanbul Finans Zirvesi İFS’16 Conrad İstanbul Bosphorus AYRINTILI BİLGİ: www.istanbulsummit.com/ program/?lang=trk
Y U R T İ Ç İ
29 Eylül 2016 BTvizyon Toplantıları Adana AYRINTILI BİLGİ: http://www.btvizyon.com.tr
29-30 Kasım 2016 2. Global SatShow Haliç Kongre Merkezi, İstanbul AYRINTILI BİLGİ: http://globalsatshow.com/
22-23 Kasım 2016 Bilişim Zirvesi’16 Haliç Kongre Merkezi İstanbul AYRINTILI BİLGİ: http://www.bilisimzirvesi.com.tr
Bu köşede yayınlanmasını istediğiniz etkinliklerinizle ilgili bilgileri handana@bthaber.com.tr adresine gönderebilirsiniz.
30
BThaber
KARİYER
29 AĞUSTOS - 4 EYLÜL 2016
Samsung Electronics Türkiye’nin pazarlama iletişimi Beren Akdeniz’de Beren Akdeniz; Pazarlama İletişimi Kıdemli Müdürü olarak Samsung Electronics Türkiye’deki yeni görevine başladı. Bilkent Üniversitesi’nde işletme eğitimi gördükten sonra Loyola University of Chicago’da Entegre Pazarlama İletişimi üzerine yüksek lisans yapan Akdeniz, uzun yıllar Türkiye’nin önde gelen Beren şirketlerinde görev yaptı. Akdeniz, 2005’te Akdeniz ‘Pazarlama İletişimi Müdür Yardımcısı’ olarak girdiği Akbank’tan 2011’de Pazarlama İletişimi Müdürü olarak ayrıldı. 2011-2013 yılları arasında ‘Grup Şirketleri Pazarlama ve Marka İletişimi’ sorumluluğunu üstlendiği Turkcell’den ‘Marka Müdürü’ olarak ayrılan Akdeniz, Samsung Electronics’e katılmadan önce ise Türk Telekom Grubu bünyesinde ‘Pazarlama İletişimi Grup Müdürü’ olarak görev yapıyordu.
Ozan Özkara, Platin Bilişim’de Ozan Özkara, Platin Bilişim’e İş Geliştirme Yöneticisi olarak atandı. Temmuz ayı başında görevine başlayan Özkara; Intel Security, Vasco, Mazebolt, Backbox, Cyberark ve Rapid7 ürünlerinden doğrudan sorumlu olacak. Eğitimine Yeditepe Üniversitesi Bilgisayar Ozan Mühendisliği Bölümü’nde başlayan Ozan Özkara Özkara, aynı zamanda Anadolu Üniversitesi İşletme Bölümü’nden mezun oldu. 18 yıllık profesyonel iş hayatındaki çalışmaları kapsamında TAV Havalimanları Holding’de Güvenlik Müdürü, İnforte’de Palo Alto Networks ve Sophos ürünlerinden sorumlu Teknik Müdür ve Komtera Bilişim Teknolojileri’nde Teknoloji Direktörü olarak görev üstlendi. Kariyerinde birçok projeye imza atan Özkara’nın birçok teknik sertifikası bulunuyor.
Küresel etkinlik daha da artacak Cardtek Şirketler Grubu, küresel bir oyuncu olma hedefi paralelinde kadrosunu güçlendiriyor, Kuzey Amerika, Avrupa, Ortadoğu ve Pasifik’te bünyesine kattığı yeni yöneticilerle hizmet ağını genişletiyor. Bu kapsamda yapılan görevlendirmeler şöyle: k 25 yılı aşkın zamandır küresel şirketlerde yöneticilik yapan Emilian Elefteratos, Cardtek Şirketler Grubu Kuzey Amerika satış ve pazarlamadan sorumlu EVP (Executive Vice President) olarak göreve başladı. k Ödeme sistemleri sektöründe 28 yıllık iş deneyimine sahip olan Carlos Seijas, Cardtek Grubu’na Güney Amerika’da EVP olarak atandı. k Uzun yıllar Cardtek Şirketler Grubu’nda çalışan Sinem Altuncu, küresel büyüme stratejileri kapsamında Avrupa, Orta Doğu ve Afrika’ya satış ve iş geliştirmeden sorumlu EVP olarak atandı. Altuncu, Cardtek’in bu bölgelerdeki pazar payını arttırmak ve yeni ortaklıklar yaratmak için çalışacak. k Krzysztof Fidura, 2011 yılından bu yana Polonya’da mobil teknolojiler alanında çözümler geliştiren Cardtek’in Polonya Ülke Müdürü oldu. k Orta Doğu ve Hindistan’da ödeme sistemlerinde yaratıcı çözümler sunan Cardtek Şirketler Grubu’nun Ortadoğu Bölge Satış Direktörü Mohammed Ajmal Basheer oldu. k 2013’den beri Cardtek Şirketler Grubu’nun Amerika pazarındaki stratejilerine yön veren Gökhan İnönü, Pasifik Bölgesi EVP’si olarak atandı. İnönü yeni görevinde tüm Pasifik Bölgesi’nin idari, teknik, satış yönetiminden sorumlu olacak. k Son 16 yılda uluslararası birçok firmada üst düzey yöneticilik yapan Bahadır Koçtürk, İş Ortakları Yönetimi EVP’si olarak Cardtek Ailesi’ne katıldı. k Ödeme sistemlerinde iş geliştirme ve satış konularında yöneticilik tecrübesi bulunan Artun Kumrulu, Cardtek Şirketler Grubu’na Global İş Geliştirme Genel Müdür Yardımcısı olarak atandı. Kumrulu, kartlı ödeme sistemlerinin finans dışı sektörlerde kullanımına yönelik çözümler geliştirecek.
En büyük kentler, kadın girişimcileri ile var Dell, Global Girişimcilik Zirvesi’nde, 2016 Kadın Girişimci Kentler Endeksi’nin (We Cities) sonuçlarını açıkladı. Kentlerin kadın girişimcilerce kurulan şirketleri teşvik etme becerilerini ele alan cinsiyet bazlı tek küresel endeks olan, yüksek potansiyele sahip kadın girişimcileri teşvik eden dünyanın ilk 25 kentini ortaya koyan araştırmada İstanbul da listeye 25’inci sıradan girdi. Sıralamada ilk üç şehir ise New York, Bay Area ve Londra olarak sıralanıyor. Söz konusu 25 kente ilişkin bulgular, 27-28 Haziran’da “Geleceğe Hazır Dünya için Yenilik Yap” ana temasıyla 7’inci kez düzenlenen, küresel bazda önde gelen 200 kadın girişimciyi, iş dünyası liderlerini ve Dell iş ortaklarını bir araya getiren Dell Kadın Girişimci Ağı Zirvesi’nde (Women’s Entrepreneur Network Summit- DWEN) ele alındı. Araştırmayı değerlendiren Dell Türkiye Ülke Müdürü Didem Duru’ya göre, kadın girişimcilerin yarattığı inovasyon ve istihdam, sağlıklı bir küresel ekonomi için hayati önemde. Daha önce DWEN etkinliğinin 4’üncüsünü İstanbul’da gerçekleştirdiklerini hatırlatan
Dell Türkiye Ülke Müdürü Didem Duru Didem Duru, “Şimdi İstanbul’un da kadın girişimcileri destekleyen ilk 25 kent arasında yer alması, bize gurur verdi. Türkiye’nin tüm şehirlerinde benzer gelişmeleri görmeyi arzu ediyoruz” yorumunu yaptı. Duru, şu detayları paylaştı: “Kuluçka ve iş geliştirme merkezleri, yatırımı destekleyen, hızlandıran oluşumlar ve mentorluk sisteminin giderek yaygınlaştığı İstanbul’da, kadın girişimcilerin sayısının arttığını görmekten mutluluk duyuyoruz. Araştırma gösteriyor ki; dünyadaki bazı kentler ve ülkeler, kadınlar tarafından kurulan girişimleri desteklemede diğerlerinden
çok daha fazlasını yapıyor. Bu endeks, kamu ve kent lideri ile iletişimi farkındalıktan öteye taşıyarak, aksiyon alma ve büyük bir ekonomik etki yaratacak kadın girişimcileri güçlendirme konusunda ışık tutuyor.” Araştırma, Harvard Teknoloji ve Girişimcilik Merkezi’nden Dr. David Ricketts’in başkanlığında gerçekleştirilen 2016 Dell Kadın Girişimci Ağı (DWEN) Araştırma Sempozyumu sırasında başladı. Araştırma sempozyumu, söz konusu model için fikir geliştirmek üzere 40 küresel fikir lideri ile kadın girişimcileri, akademisyenleri ve medyayı bir araya getirdi. Sempozyum sonunda elde edilen önemli bir veriye göre, sermayeye erişim, kadın girişimcilerin karşı karşıya geldiği öncelikli sorun olmaya devam ediyor. Elde edilen bir diğer sonuca göre ise iş geliştirme merkezleri, yatırıma hız veren modeller ve mentorlar ile sağlam ekosistemler yaratmak, girişimciler için de büyük bir fark yaratıyor. Yani bütün mesele sağlam bir ağ kurmakta saklı. Öte yandan, kültürel normlar ve bunların siyasi göstergeleri de kadın girişimciler için sorunlar yaratabiliyor.
Yetkin İK için eğitimin sonu yok Tarım sektörüne donanımlı, yetişmiş insan kaynağı kazandırmak üzere 4 ayrı ildeki meslek liselerinde hayata geçirilen TürkTraktör Tarım Makineleri Eğitim Laboratuvarları, 2012’den bugüne kadar toplam 241 öğrenciye eğitim sağladı. Ortaöğretim düzeyinde meslek eğitiminin önemini ve kalitesini artırmak; mesleki bilgi ve tecrübeye sahip kalifiye insan gücü oluşturmak ve özel sektör ile okullar arasında işbirliği sağlamak amacıyla geliştirilen proje kapsamında bugüne kadar toplam 931 çiftçi ve 32 öğretmen de eğitimlerden
yararlandı. STK ve özel sektör işbirliğini içeren, Koç Holding ve TürkTraktör tarafından sahiplenilen “Meslek Lisesi Memleket Meselesi” projesi, okul sektör işbirliğini sürdürerek, TürkTraktör Tarım Makineleri Laboratuvarları’nda öğrenim gören tüm öğrencilere kendi bünyesinde, bayilerinde ve yan sanayi kuruluşlarında staj imkânı sunuyor. Ankara’da Gazi Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi, Amasya’da Gökhöyük Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi, Bursa’da Hamidiye Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi ve Şanlıurfa’da
GAP Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi olmak üzere dört ayrı meslek lisesinde kurulan TürkTraktör Tarım Makineleri Eğitim Laboratuvarları ile mezun öğrencilerin öncelikle TürkTraktör bünyesinde veya satış, servis ya da bayi ağında istihdam edilmesi hedefleniyor. Gerekli donanıma sahip sınıf ve atölyeler TürkTraktör tarafından kuruluyor; eğitim içerikleri ve modülleri ise okulların işbirliğiyle oluşturuluyor. Öğrencilere staj ve kişisel gelişim imkânı sağlayan proje ile donanımlı ve son teknolojilere hâkim İK yetiştirilmesi amaçlanıyor.
32
BThaber
MEKTUP
Yeni bir haftadan merhaba, Bilirim ki benim gibi seyyah bir insansın. İşte sana kişisel rotanı çıkartman için bir ipucu: Kendi şehir rehberini oluşturabileceğin uygulama LifePinner. Hollanda’daki bir mobil uygulama ajansı tarafından geliştirilen ve tüm dünyada aynı anda AppStore’a girecek bu uygulamadan haberdar olmak için, şimdilik sana sosyal medya hesaplarını tavsiye edebiliyorum: http://lifepinner.com/, www. instagram.com/lifepinner, twitter.com/lifepinner, https:// www.facebook.com/LifePinner. Takip de gezmek de bizden olsun Gelelim haftanın sağlık içeriğine. 40 yaşın üzerinde, üstüne bir de hipertansiyon, damar ve şeker hastalığı var ise aman gözlere dikkat. Sinsice ilerleyen ve ‘göz tansiyonu’ olarak bilinen glokom, körlüğe bile neden olabiliyor çünkü. Glokomun gözde ağrı, bulanık görme, kızarıklık, renkli halkalar görme, mide bulantısı ve kusma ile kendini gösteren bir hastalık olduğunu belirten İstanbul Kemerburgaz Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi ve Medical Park Gaziosmanpaşa Hastanesi Göz Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Yard. Doç. Dr. Özgür Şanlı, maazallah körlük riskini yaşamadan önce bilinmesi gerekenleri de anlatmış. Her işin başı ise göz kontrolünü ihmal etmemek. Şimdi biraz süt ve süt ürünlerine yöneliyorum Eker’le. Çünkü Eker süt ürünleri, müşterilerine portal.eker.com üzerinden verdikleri her 50 TL’lik siparişlerle çekiliş hakkı sunuyor. 30 Eylül’e kadar portal.eker.com adresine kayıt olursan, verdiğin her 50 TL’lik alışverişe bir çekiliş hakkı kazanıyorsun. Hediyeleri bir kenara bırakalım da süt ve süt ürünleri tüketmeye devam edelim. Detaylar da Portal.eker.
29 AĞUSTOS - 4 EYLÜL 2016
Her linke tıklamamak gerek com sitesinde zaten. Temmuz ortasından bugünlere, haldır haldır bir gündemle yoğrulduk resmen. Çok şükür elektrikler veya internet bağlantımız kesilmedi, ama radyolar bir kez daha nasıl bir güç olduğunu da gösterdi. Öyle ki, URYAD verilerine göre, haber yayını yapan radyolar rating rekorları kırdılar, milyonlar haber alma ihtiyaçlarını haber yayını yapan radyolardan karşıladı. Teknolojinin sınırları ne kadar genişlerse genişlesin, kitlesel iletişimin atası olan radyo, yerinin baki olduğunu bir kez daha gösterdi. Yazımız bir şekilde 15 Temmuz gecesi yapılan darbe girişimini geldi madem, devam edelim. Yaşar Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği Bölüm Başkanı Doç. Dr. Ahmet Koltuksuz, siber suçluların, internet kullanıcılarını sahte sitelere yönlendirmek veya virüslü dosyaları indirmelerini sağlamak için ülke gündemini kullandıklarına dikkat çekip uyarıda bulunmuş. Çünkü genelde gündemdeki konularla
2016
www.bthaber.com www.linkedin.com/groups/BThaber twitter.com/bthaber www.facebook.com/BThaber
Okur Temsilcisi Behçet Envarlı benvarli@tbv.org.tr
temel ayarları unutmayalım, en iyisinin pencere ışığı olduğunu ve ışığın da yandan gelmesi gerektiğini bilelim, beyaz köpük ya da tül ile yansıtmanın yanı sıra, tepeden bakışı ve ahşap zemini tercih edelim, sonra da yiyelim Yemeği yapıp fotoğraflarını da çektik madem, şimdi sıra müzikte. Pioneer’ın Türkiye distribütörü olan Digicom’un bayileri elektronik DJ müziğini evlere sokmak için harekete geçmiş ve Türkiye’nin ilk “DJ Showroom”u Etiler ve Bağdat Caddesi’nde açılmış. DJ olur muyuz bilmem, ama en iyi müziği en kaliteli biçimde dinleyelim. Filli Boya’nın Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı işbirliği, TÜBİTAK- TÜSSİDE ve akademisyenlerin desteği ile maddi olanakları sınırlı çocuklar için hayata geçirdiği “Bilim Kampı” projesinin 3. etabı sona ermiş. Filli Boya, projede maddi olanakları sınırlı çocukların akademik ve psikolojik gelişimine destek verecek bir dizi eğitim ve bilimsel etkinlikle, onların hayata daha donanımlı
REKLAM SATIŞ GRUBU
YIL 22 SAYI 1086
29 AĞUSTOS - 4 EYLÜL
ilgili merak uyandıran, çarpıcı başlıklar taşıyan, milli duyguları tetiklemeye çalışan ve adresleri bilinmeyen kısaltılmış linklere kuşkuyla yaklaşılması şart. Zira, siber suçluların, her dönem gündemdeki merak uyandıran konuları kullanarak kurban aradıkları maalesef sadece memleketimize has değil, küresel bir gerçek. Sıcak gündem üstüne bir de sıcak havada vantilatöre koştuk, değil mi? Conti Genel Müdürü Türker Tarhan da her evde artık mutlaka (en az) bir vantilatörün olduğunu söylemiş. Vatandaş da çoğunluğu son üç ayda olmak üzere yaklaşık 2 milyon vantilatör almış. Çünkü başka yol yoktu. Serinlettik madem, şimdi de biraz da doyuralım, hem de görsel olarak… Canon Eurasia, son dönemde Instagram ile popülerliği artan yemek fotoğraçılığı konusunda fotoğraf meraklılarına ipuçları vermiş. Yemek fotoğrafçısı Barış Can Delice’nin muhtelif yemek fotoğrafçılarına yönelik ipuçları net: Doğru kamera seçimi ve 50 mm ve üzeri lens kullanımı şart,
BThaber Yayıncılık ve Etkinlik Hizmetleri A.Ş. adına Sahibi Bülent Nevres bulentn@bthaber.com.tr BThaber Grubu Yayın Koordinatörü Ayhan Sevgi ayhans@bthaber.com.tr Yazı İşleri Müdürü (Sorumlu) Bülent Nevres bulentn@bthaber.com.tr
Editörler Handan Aybars handana@bthaber.com.tr Sedef Özkan (Ankara) sedefo@bthaber.com.tr Alp Yaşar Terlemez Alpt@bthaber.com.tr
Bültenlerinizi
bulten@bthaber.com.tr adresine gönderebilirsiniz
Cilt, Baskı, Poşetleme: Apa Uniprint San. ve Tic. A.Ş. - Hadımköy İstanbul Asfaltı Ömerli Köyü İstanbul - Tel 0212-798 28 40. l
Görsel Tasarım Nevzat Karataş nevzatk@bthaber.com.tr Mukadder Keskingözler mukadderk@bthaber.com.tr
Satış ve İş Geliştirme Müdürü Günay Kaya Satış Grubu Kutay Göçe Abdurrahman Koyuncu Funda Koyuncu (Ankara)
Reklam Rezervasyon info@bthaber.com.tr Yönetim Yeri: BThaber Yayıncılık ve Etkinlik Hizmetleri A.Ş. Fetih Mah. Tahralı Sokak Kavakyeli Plaza C Blok 7/5 34704 Ataşehir/İSTANBUL Telefon: (0216) 291 13 90
Abone ve Dağıtım btabone@bthaber.com.tr
Ankara Ofisi: Adres : Nergis Sok Via Flat İş Merkezi No:7/2 Söğütözü-Ankara Telefon: (0312) 258 64 24 Faks: (0312) 258 63 02 ISSN 1300-6495
hazırlanmalarına olanak sağlamayı hedefliyor, budur. Şimdi sıra haftanın gurur veren haberlerinde, akabinde ödüllerinde… Gartner’in yayınladığı Magic Quadrant x86 Sunucu Sanallaştırma Altyapısı Raporu’nda VMware, üst üste yedinci kez “Liderler Kategorisinde” yer almış. Odeabank da Stevie Awards’ta 4 altın, 1 gümüş ve 8 bronz olmak üzere toplamda 13 ayrı ödüle layık görülmüş ve Türkiye’den yarışmaya katılan tüm firmalar arasında da en fazla ödülün sahibi olmuş. Bu arada, hatırlatmadan olmaz, Odeabank geçtiğimiz yıl da Stevie Awards’ta Bankacılık kategorisinde “Yılın Şirketi” seçilmiş ve toplamda 10 ödül kazanmıştı. Zorlu Holding de Stevie Awards’ta kurum ve şirketlerin en iyi website uygulamalarının değerlendirildiği Websitesi kategorisinde 3 farklı ödüle birden layık bulunmuş. Bitdefender ise 21 güvenlik ürününün incelendiği AVComparatives testinde, en yüksek skorla en beğenilen ürün seçilmiş. Bu haftanın finali camın şeffaflığı ile Paşabahçe’den gelsin. Paşabahçe, yaratıcılığını fotoğraf çekimlerine yansıtmayı sevenler için keyifli bir sosyal medya yarışması düzenliyor çünkü. “Hayata Paşabahçe’den Bak” yarışmasında Paşabahçe ürünlerinin altında yer alan damlalar fotoğraf kadrajının odağına yerleşiyor. Yarışma kapsamında Instagram hesaplarından #hayatapasabahcedenbak ve #pasabahce etiketleriyle paylaşılacak fotoğraflar, www. hayatapasabahcedenbak.com sitesinde yer alan haritaya yansıtılacakmış. Bilgine, ilgine… Bu hafta da bu kadar olsun, yeni bir gündemle haftaya yine buluşalım,
Türkiye’nin en köklü bilişim teknolojileri yayını olan BThaber, 1995 yılından bu yana bilişim ve teknoloji dünyasındaki en son haberleri, yenilikleri ve bilgileri okuyucularına kesintisiz bir şekilde sunmaya devam ediyor. Her hafta yüzde 35’i BT, yüzde 65’i ise finans, otomotiv ve sağlık gibi farklı sektörlerde yer alan şirketlerin ve kamu kurumlarının yöneticilerinden oluşan 7500’ün üzerinde kişiye ulaşmakta ve online platformlar üzerinden her hafta on binlerce kişiye erişim sağlamaktadır.
BThaber kontrollü abonelik sistemiyle dağıtılmaktadır. - Fiyatı 1 Kuruş (KDV dahil) - BThaber, 5187 sayılı Basın Kanunu’nun 2/f maddesi hükmü gereği ‘yerel süreli yayın’dır.
WEEKLY INFORMATION TECHNOLOGY AND ECONOMY NEWSPAPER
Had been planned for many years by the most treacherous terrorist organization witnessed by the Republic of Turkey, the military coup attempt was tried out by this terrorist organization in July. Threats placed in the state’s most crucial locations such as the armed forces, the police, the justice system and education attempted a military coup in order to overthrow the Republic of Turkey by using the facilities of the state. Working on this plan for nearly half a century, there was a very important thing the traitors did not consider; it is the fact that the Turkish nation would not give in to this treacherous plan and resist to it until the last drop of blood would fall to the ground. The Turkish nation defeated those terrorists with a great resistance which the entire world watched amazed. The day of the coup attempt, the Information and Communication Technologies companies and their employees played a major role in the prevention of this coup
July 15, 2016...
at the expense of their lives. The entire communication system (despite the death threats of the traitors for
stopping the communication even though the threats were fulfilled) continued to work non-stop that day.
It’s our duty of loyalty to thank all our citizens who succeed in stopping this treacherous coup attempt,
to wish God have mercy on those became martyrs and the wounded to have a quick recovery.
Don’t let cyber-attacks turn into business losses
Turkey is one of the top five countries which suffer the most cyber-attacks. Cyber-attacks cause an annual loss of 114 billion USD in the USA. The figures show billion dollars in Turkey and are growing rapidly. Being a first in Turkey and offering disaster recovery and business continuity services against all disasters in the digital environment especially cyberattacks, Clonera is developing solutions that eliminate the loss of business. Pointing out that in recent years, Turkey experienced a lot of cyber-attacks; Clonera IT Services Chairman Evren Ballı gave the following statement: “Recently, mainly the hospitals and state institutions experienced cyberattacks and many institutions were exposed to business losses. Apart from people’s private information being collected; everyone became a victim of the system failure and interruption of business continuity. Now
even the terrorist organizations harm the state through cyberattacks; thus it makes disaster recovery and business continuity investments a must. Considering that the digitalization increases every day, ensuring business continuity and being able to instantly access the system in an outage must become an indispensable part of the activities of public and private organizations.” Ballı highlighted that in the last 5 years, one out of three
companies in the world faced by a digital disaster and 93% of them disappeared in 5 years and added: “Actually, the emerging financial losses reach much larger numbers when considering the time the companies are not being able to work and have a business downtime. Against such illegal activities, it is inevitable for companies in Turkey to invest in disaster recovery and business continuity.” Ballı continued: “Institutions’ digital capitals are clearly at great risks. Business continuity has become quite important with cyber-attacks. When developing a product for disaster recovery and business continuity, we aim to provide Clonera customers continuing their work without information, business, prestige, and time & money loss. We provide companies which suffer a digital breakdown to continue giving services by putting them to work again within the minutes.”
Basistek has global objectives Since 2009, offering added value services a wide range of customer segments with its staff consisting of computer and software engineers, Basistek remains the leader in Hewlett-Packard Enterprise’s large-scale software partner status in Turkey. The company was founded in 1979 and based in Saudi Arabia. Basistek and Nesma Holding which operates in China, Turkey, Egypt, South Korea, England, the United Arab Emirates and the United States merged in 2012 and they take serious steps towards sustainable growth with multinational projects in progress. HP Software Platinum Partner Basistek has the
highest partnership level that can be achieved in Turkey and performs consulting services for many brands in Turkey and neighboring countries in the IT field. Among the service areas of Basistek, there are HPE Software Product Consultancy, Identity Management (IDM), Data Center Infrastructure Management, Software Development and Technology Consultancy. Oracle Gold Partner Basistek has the solutions for IDM - identity and access management systems, the application security performing implementation policies and Commscope iTracs solutions for data center infrastructure management field.
Istanbul’s connection turmoil TELKODER announced that Istanbul Metropolitan Municipality (IBB) terminates fiber cabling permits of companies which offer internet and phone services because of subway, metrobus and funicular routes and there will not be a renewal in 2017 as well. This situation may create troubles in the relevant region of the communications services and many people in Istanbul could be affected. On the other hand, IBB demanded companies to collect the large number of cable and equipment and if not possible, the infrastructure elements made by major investments to be transferred to the municipality. Recently, TELKODER stated that officials of IBB desired the members of the TELKODER to buy the electronic communications infrastructure services from ISTTELKOM Istanbul Electronic Communications Infrastructure Services Inc. established by IBB and TELKODER stated that this company has an understanding of monopolize the city’s infrastructure. The monopolistic structure trying to be created through ISTTELKOM established by IBB is against the state’s programs, aims and legal regulations according to TELKODER and they stressed that the Ministry of Transport, Maritime Affairs and Communications, BTK and Competition Authority to react to this situation and resolve. TELKODER stated that the transit rights that are being retrieved from the member companies
would be transferred to ISTTELKOM by IBB and this process would be repeated for other routes as well. If this took place, Istanbul’s electronic infrastructure would be harmed and cause problems in the future. TELKODER Chairman Yusuf Ata Arıak shared the following information on the subject: “The negative and illegal moves taken by IBB through with İSTTELKOM will lead to losses for the communications sector. Municipalities and their affiliate companies cannot eliminate companies which have been investing in this sector for many years in order to create income for themselves. Steps in this direction and the desired structure of the market are not appropriate according to the state programs and regulations. Ministry of Transport, Maritime Affairs and Communications, BTK and the Competition Authority must intervene in this application and avoid these negative movements towards Istanbul’s electronic communications infrastructure taken by the IBB. All local governments in the world are supporting the investors in establishing fiber infrastructure. Municipalities in Turkey should understand the value of installed fiber infrastructure and support or even lead the implementation laws and regulations in this regard. On this occasion, we once again saw how appropriate the decision was to establish a Common Infrastructure Company by Turkcell Superonline, Vodafone, Turksat and TELKODER member operators.”
Another investment in Borsa Istanbul Private Market Another investment were carried out in Borsa Istanbul’s Private Market which is a web-based and membership-based platform bringing together investors and companies which would like to share trading without opening to the public. Aktif Bank’s investment made by the Echo Pos company was the 8th Borsa Istanbul Private Market of 2016. Established in cooperation with Aktif Bank and Robotpos in order to become a solution partner of the companies in the retail sector for payment systems; Echo Pos went into operation on August 17 via Gong Ceremony held in Borsa Istanbul. Aiming to be the solution partner for organized retail sector and SMEs Echo Post will provide front and back office payment systems and automation solutions in the retail chain establishments. Echo POS also will provide fast and efficient processes such as inventory tracking, sales, order tracking and profitability tracking as
well as payment systems to its customers. With Echo Pos which uses Windows for organized retail chains and Android-based systems for SMEs; companies will be able to deliver services to customers via tablets. The system also provides users the opportunity to track campaigns and turnovers. In the event, Borsa Istanbul Private Market Manager Recep Bildik stated that: “Private Market was established in 2014 by Borsa Istanbul bringing entrepreneurs and investors as a web and membership-based platform. Private Market is not only a trading platform, it provides entrepreneurs the needed mentoring and relationship network and it also offers the possibility of exit from investors’ portfolio. Today, we have reached 357 members in Private Market in a short time and 221 entrepreneur companies’ 45% is in the IT sector. 65 of our 108 investors, including individual investors, are qualified angel investors and 32
of them are institutional investors, in Turkey and abroad. Private Market, so far, has 11 investment agreements and provided close to 10 million USD as equity finance.” Aktif Bank CEO Dr. Serdar Sümer stressed that they produce another value adding service for the retail sector and SMEs with Echo Pos and stated that: “Echo Pos went into practice as a system for SMEs and retail sector companies in order to assist them to create a profitable business model and increase customer satisfaction.” Robotpos General Manager Burhan Yıldız also shared the following details: “We produce value-adding solutions to companies’ and SMEs’ business processes with ‘Personalization, Facilitation, Saving’ keywords. We are excited to be a part of innovative and highly valueadding Echo Pos project established in order to keep our retailer customers one step ahead in our changing and evolving market conditions.”
Application deadline is August 31 Companies operating in the technology sector and having growth objectives should apply for Deloitte Turkey’s 11th “Deloitte Technology Fast 50 Turkey Program” until August 31. The program details are at the http://fast50. deloitte.com.tr/nominationform-entry.aspx website and the program not only confirm technology companies which grew the fastest in the last 4 years and increased the turnover globally. The Turkey’s fastest growing 50 technology companies are being identified and qualify to join Deloitte’s international “Technology Fast 500” program. Thus, Turkish companies of all sizes can have the
opportunity to achieve global success. “Companies which would like to participate in “Deloitte Technology Fast 50 Turkey Program” and has at least 4 years of activity should be producing its own technology and earn the majority of its income from that technology, using advanced technology for solving problems and making R&D investments in technology. Those stand out as important criteria. In order to apply for the program, companies should be Turkeybased and have headquarters in
Turkey. They should also have at least 50 thousand EUR as their operating income in 2012; while in 2015 this figure should at least be 800 thousand EUR.”
Darbe yedik; yıkılmadık. En zor zamanda bile “iletişimimizi” koparmadık. Birbirimizden kopmadık. Çünkü,
alt yapımız sağlam!
30 Ağustos Zafer Bayramı Atamızdan miras bize. 15 Temmuz ise bizim mirasımız olacak geleceğimize. 30 AĞUSTOS ZAFER BAYRAMINIZ KUTLU OLSUN. EFB Elektronik İthalat İhracat Üretim Tic. Ltd. Şti. Halide Edip Adıvar Mah. Sultan Sok. Mavi Plaza No:22 D:11/22A 34381 Şişli - İstanbul T. +90. 212. 222 92 50 pbx F. +90. 212. 222 92 89 E. info@efb-elektronik.com.tr
www.efb-elektronik.com.tr