BThaber Sayı 1120

Page 1

SAYI

HAFTALIK BİLİŞİM TEKNOLOJİLERİ VE EKONOMİSİ GAZETESİ www.bthaber.com.tr

1120 1 - 7 Mayıs 2017


. . TOPLANTI & ETKINLIKLER Taleplerinize göre farklı oturma düzenlerinde hazırlanabilen toplantı salonları ve eksiksiz teknolojik donanımı ile kişiselleştirilmiş ve ayrıcalıklı bir hizmet sunmaktayız.

En yeni teknoloji ile donatılmış, üçü gün ışığı alan toplam altı toplantı salonu, ikiye bölünebilir toplam 254 m2 genişliğindeki konferans salonu, 440 m2 genişliğindeki kolonsuz balo salonu ve 400 m2 genişliğindeki açık hava etkinlik alanı ile Wish More Hotel İstanbul verimli toplantılar, unutulmaz düğünler ve keyifli kutlamalar için kusursuz mekan alternatifleri sunuyor.

Daha fazla basarı , T. +90 (212) 443 10 00 | Kocatepe Mah. Cicoz Yolu Cad. No: 207 Bayrampaşa / İstanbul | fiy /wishmorehotels www.wishmore.com.tr


Veri Merkezleriniz için

Huawei Modüler UPS 5000-E ve PDU

ma - ATS 0,5m2 ‘ de 320 kW Güç ssas KliYoğunluğu leme - Ha

m İz zün! UPS - Orta tek yapı içinde çö Mikro Veri Merkezi Huawei Fusion Module 800

www.artronic.com.tr

SAYI

1120

HAFTALIK BİLİŞİM TEKNOLOJİLERİ VE EKONOMİSİ GAZETESİ www.bthaber.com.tr

1 - 7 Mayıs 2017

Sayfa

4

Standartlar ve öncelikler sürekli güncellenmeli Siber Güvenlik 4.0 ve Felaket Yönetimi Teknoloji Platformu, sektörün farklı paydaşlarından 250’yi aşkın katılımcıyı biraraya getirdi.

Sayfa

10

Türkiye, yaratıcılığı ile dünyaya örnek olma yolunda Türkiye İhracatçılar Meclisive Türk Ekonomi Bankası işbirliği olan TİM-TEB Girişim Evi, kapsamlı bir girişimcilik programı halini aldı.

Sayfa

20

Bulut, analitik becerisi ile değer sunar Oracle’ın büyük veri ve analitik odaklı beklentilerine göre, dijital dönüşüm ve bulut analitiği paralel büyüyecek

Sayfa

3

E-Ticaretin gelişimi atılacak adımlara bağlı TÜSİAD’ın “Dijitalleşen Dünyada Ekonominin İtici Gücü: e-Ticaret” raporu yayınlandı. Küresel e-ticaretin hacmi son 4 yılda 630 milyar dolardan 1,6 trilyon dolara ulaştı. Türkiye'de ise e-ticaretin hacmi 2016 itibarıyla 17,5 milyar TL oldu. Rapor, e-ticaretin önündeki gelişim fırsatlarına ve bu fırsatların değerlendirilmesi için atılması gereken adımlara da dikkat çekiyor. BTHABER-6x10.pdf

Kabinette Kalite

C

M

Y

CM

MY

CY

CMY

K

www.qrack.com.tr

satis@qrack.com.tr

1

19.04.2017

11:10



BThaber

GÜNDEM

1 - 7 Mayıs 2017

3

E-Ticaretin gelişimi atılacak adımlara bağlı Haber Merkezi TÜSİAD’ın “Dijitalleşen Dünyada Ekonominin İtici Gücü: e-Ticaret” raporu GittiGidiyor ve The Boston Consulting Group (BCG) destekleriyle hazırlandı. Rapor, Türkiye’nin dijital dönüşüm alanındaki en önemli göstergelerinden biri olan e-ticaretteki potansiyelini ortaya koyarken, e-ticaretin önündeki gelişim fırsatlarına ve bu fırsatların değerlendirilmesi için atılması gereken adımlara da dikkat çekiyor. Türkiye’nin e-ticaret sektörü için bir bilgi kaynağı ve referans niteliği olma hedefiyle hazırlanan raporun kamuoyu ile paylaşıldığı toplantıya TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Erol Bilecik, TÜSİAD Yönetim Kurulu Üyesi ve Dijital Ekonomi Yuvarlak Masası Lideri Esin Güral Argat, TÜSİAD Yönetim ve Yuvarlak Masa Kurulu Üyesi Sina Afra, TÜSİAD Bilgi İletişim Teknolojileri Çalışma Grubu Başkanı Filiz Akdede, BCG Yönetici Ortağı Cenk Sezginsoy, GittiGidiyor Genel Müdürü Öget Kantarcı, BTS Legal Yönetici Ortağı Yasin Beceni, Bankalar Arası Kart Merkezi CEO’su Soner Canko, Media Markt CEO’su Yenal Gökyıldırım ve Koton Yönetim Kurulu Eş Başkanı Gülden Yılmaz gibi sektörün önemli isimleri katıldı. KOBİ’ler e-ticaret ekosistemine daha fazla dahil olmalı TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Erol Bilecik, şunları kaydetti: “Ülkemizde e-ticaret hızla büyümeye devam etse de e-ticaretin toplam perakendeden aldığı pay henüz yüzde 3.5 seviyesinde. E-Ticaret sektörümüz güçlü bir potansiyele ve gelişim alanına sahip. Bu gelişim alanındaki fırsatları doğru şekilde değerlendirdiğimiz takdirde e-ticaret sektörümüzün ekonomide hak ettiği payı alacağına inanıyoruz. Ülkemizde klasik perakende firmalarının ve KOBİ’lerin e-ticaret ekosistemine daha fazla dahil olmaları, e-ticaret ile ilgili tüketici algısının güçlendirilmesi ve dijital okuryazarlığın geliştirilmesi konuları önemli. Sektör ve idari yapı arasında etkili ve

TÜSİAD’ın “Dijitalleşen Dünyada Ekonominin İtici Gücü: e-Ticaret” raporu yayınlandı. Küresel e-ticaretin hacmi son 4 yılda 630 milyar dolardan 1,6 trilyon dolara ulaştı. Türkiye'de ise e-ticaretin hacmi 2016 itibarıyla 17,5 milyar TL oldu. Rapor, e-ticaretin önündeki gelişim fırsatlarına ve bu fırsatların değerlendirilmesi için atılması gereken adımlara da dikkat çekiyor. yapıcı iletişimin ve kamu tarafında e-ticaret ile ilgili eşgüdümü güçlendirici bir mekanizmanın çok faydalı olacağını da düşünüyoruz. E-ticareti bir ekosistem olarak düşünmek durumundayız. Teknik altyapı ve lojistikten, internet girişimciliğine; finansal altyapıdan alternatif ödeme sistemlerine ve sağlıklı bir mevzuat yapısına kadar her unsur bütünlük içinde ele alınmalı ve geliştirilmeli. Bu kapsamda atılması gereken adımların, etkin bir program çerçevesinde, sektörün ve kamunun katılımıyla hızla hayata geçirilmesini çok önemli görüyoruz.” E-Ticaret ile iş modelleri de değişiyor TÜSİAD Yönetim Kurulu Üyesi ve Dijital Ekonomi Yuvarlak Masası Lideri Esin Güral Argat da konuşmasında, bu rapor ile dünyada ve Türkiye'de e-ticaretin artan önemini hatırlatmayı, tüm paydaşlar nezdinde farkındalık yaratmayı ve Türkiye'de e-ticaretin kalkınmasına destek olmayı amaçladıklarını belirtti. BCG Yönetici Ortağı Cenk Sezginsoy yaptığı değerlendirmede şunları söyledi: “Türkiye’de şirketlerin e-ticaret dünyasının sunduğu avantajlardan faydalanabilmesi için bu dünyanın kendine özgü şartlarını ve değişen trendlerini doğru şekilde anlamaları gerekiyor. Teknolojide yaşanan hızlı değişimler, klasik perakendecilerin dijitalleşme alanındaki yatırımlarını arttırdığı gibi, e-ticaretteki iş modellerini de değiştirmeye başladı. Daha önce hayal bile edemeyeceğimiz yapay zeka gibi teknolojiler bugün ticareti yeniden şekillendirirken, tüketicilerin davranışlarını ve

beklentilerini de aynı hızda değiştirebilmektedir. Bu dijital dönüşüm içerisinde, değişime hızlı adapte olabilen ve müşterilerinin beklentilerini karşılayan şirketler, rekabette kazanan şirketler arasında olacaktır. Bu nedenle raporda, dünya ve Türkiye'de değişen trendler ve müşteri davranışları hakkında da örnekler vererek farkındalık yaratmaya ve Türkiye'de e-ticaretin kalkınmasına destek olmaya çalıştık. 2020 yılında küresel e-ticaret hacminin yüzde 64'ünün gelişmekte olan ülkeler tarafından gerçekleştirilmesi bekleniyor ki bu, genç nüfusu ile yeniliklere kolayca adapte olabilen ülkemizin büyük potansiyelinin de bir göstergesi niteliğinde. Tabii ki bu potansiyeli ortaya çıkarmanın önünde bazı zorluklar da yok değil. Bu zorluklara ve çözüm önerilerimize de yer verdiğimiz bu rapor sayesinde, tüm paydaşların katılımı ile hızlı ve koordineli adımlar atarak, Türkiye’nin e-ticaret sektörünün potansiyelini yakalayabileceğini düşünüyoruz.”

yolumuz olduğu da ortaya çıkıyor. Türkiye’de e-ticaretin büyümesini bugüne kadar daha çok sadece online

Öne çıkan başlıklar •

Küresel e-ticaretin hacmi son 4 yılda 630 milyar dolardan 1,6 trilyon dolara, toplam perakende içerisindeki payı ise yüzde 4,2'den yüzde 8,5'e ulaştı. 2021 yılında bu oranın yüzde 13 seviyesine ulaşması bekleniyor. 2020 yılında küresel e-ticaret hacminin yüzde 64'ünün gelişmekte olan ülkeler tarafından oluşturulması bekleniyor. Dünyada, sınırlar ötesi e-ticaret hacmi 400 milyar dolarlık bir hacme ulaştı. Sınırlar ötesi e-ticaret büyümesine devam ederek, 2020 yılında 1 trilyon dolar sınırına yaklaşacak. Türkiye'de e-ticaretin hacmi 2016 itibarıyla 17,5 milyar TL'ye ulaştı. 2012 yılında yüzde 1,7 olan e-ticaretin toplam perakendedeki payı ise yüzde 3,5'e yükseldi. Türkiye'de klasik

Yüksek potansiyel var GittiGidiyor Genel Müdürü Öget Kantarcı da aynı oturumda yaptığı değerlendirmede şunları söyledi: “Türkiye yüzde 58’lik internet ve yüzde 65’lik akıllı telefon penetrasyonuyla e-ticaret sektöründe en fazla potansiyel taşıyan ülkeler arasında. Perakende e-ticaret hacmi 2016’da yüzde 32 büyüyerek 17.5 milyar TL’ye ulaştı. Ancak bu hızlı büyümeye rağmen e-ticaretin toplam perakendeden aldığı pay henüz yüzde 3.5 seviyesinde. Bu rakamın dünya ortalamasında yüzde 8.5 olduğunu göz önüne alınca gidecek daha çok

çeşitli teşviklerle buradaki potansiyeli sisteme dahil ettiğimizde KOBİ’lere yeni bir satış kanalı yaratmış oluyoruz. Bu, o işletmelerin, internete erişimi olan herkese ürünlerini ulaştırabilecekleri anlamına geliyor. Hem de yalnız Türkiye’de değil. Çünkü bu ipin ucu aslında e-ihracata da varıyor. Türkiye için büyük bir fırsattan bahsediyoruz. Bunun için lojistik ve gümrük gibi konularda gerekli altyapıyı oluşturmalıyız. Tüm bu konuların üzerinde titizlikle durur ve sektörün tüm

kanalda faaliyet gösteren şirketler tetikledi. Bu noktada, hacmin artması için klasik perakendecilerin ve KOBİ’lerin e-ticaret faaliyetlerini artırması ciddi önem taşıyor. Altyapı sağlayarak, eğitimler ve

perakendecilerin toplam e-ticaret pazarından aldığı pay yaklaşık yüzde 30 seviyesinde. Küresel çapta mobilin e-ticaret payı yüzde 44 iken Türkiye’de bu oran henüz yüzde 19 seviyesinde. 2016 yılı itibarıyla Türkiye’de e-ticaret işlemlerinin yaklaşık yüzde 19'u akıllı telefon ve tabletler üzerinden gerçekleşti. 2021 yılı için bu oranın yüzde 49 seviyesine ulaşacağı tahmin ediliyor. Türkiye'de online alışverişin tercih edilmesindeki en önemli etken uygun fiyat beklentisi. Türkiye’de internet kullanan her 3 kişiden sadece 1'i online alışveriş yapıyor. Tüketiciler ürün araştırmalarını mobilde, satın almaları ise daha çok masaüstünde yapıyor.

paydaşları olarak hep birlikte çalışırsak, sınır ötesi ticaretin de önemli katkısıyla Türkiye’de perakende e-ticaret hacmi 2019’da rahatlıkla ikiye katlanıp 35 milyar TL seviyesine gelebilir.”

Türkİye'de e-tİcaretİn gelİşmesİ İçİn atılması gereken adımlar •

Sektör ve idari yapı arasında etkin iletişimin sağlanması Algı ve dijital okuryazarlığın artırılması Perakendecilerin

• •

e-ticaret ekosistemine daha fazla dahil olması Teknik altyapının iyileştirilmesi Mevzuatın sektörün gelişimini destekleyecek şekilde düzenlenmesi.


4

BThaber

E-TOPLUM

1 - 7 Mayıs 2017

Güvenlik standartları ve öncelikler sürekli güncellenmeli

Haber Merkezi

Siber Güvenlik 4.0 ve Felaket Yönetimi Teknoloji Platformu, 25 Nisan'da CVK Park Bosphorus Hotel İstanbul’da sektörün farklı paydaşlarını bir araya getirdi. Bilişim Zirvesi tarafından düzenlenen ve 250’yi aşkın katılımcının izlediği etkinlikte yapılan sunumlar gösterdi ki, riskler sürekli çeşitleniyor ve bu noktada dinamik, şirketin yapısına ve önceliklerine uygun bir güvenlik politikasını temel alan mimariyi inşa etmek, bu mimariyi de belli dönemlerde değil, sürekli geliştirmek şart. BTburada - Norton, ForcePoint ve Fujitsu’nun Altın Sponsor, HP, InspireIT Oracle, Secureway ve Totolink’in Gümüş sponsor, Arena, Corpupp, Cyalert, Morten, Pikare ve Quadro’nun Bronz sponsor olarak destekledikleri Siber Güvenlik 4.0 ve Felaket Yönetimi Teknoloji Platformu’nda katılımcı sponsorlar tanıtım alanlarında ürün ve çözümlerini de sergilediler. 'Siber güvenlik 4.0' anafikrini temel alan Teknoloji Platformu'nun açılış konuşmasını Bilişim Zirvesi Etkinlik Şirketi Genel Müdürü Neslihan Aksun yaparak, farklı konuları yetkin isimlerin katılımı ile bir araya getiren bu platform yapısının sektör için sunduğu faydalara değindi. BTHABER Şirketler Grubu Başkanı Murat Göçe ise yıllar boyu güvenlik odaklı çalışmalar yaptığını belirterek, "Tehditler kat be kat gelişirken, Anadolu'da bilgisayar firmalarını dolaşarak farkındalık yaratmaya odaklandım. Bu konuda Bilgi Üniversitesi'nde eğitimler de verdim" dedi. Konuşmasına bu bilgilerle başlayan Murat

BTHABER Şirketler Grubu Başkanı Murat Göçe Göçe, Stuxnet örneğini paylaşarak, "İnsanlık için bu tehlikeli yazılımlar, önemli bir tehdit" tespitini paylaştı. Dijital dönüşümde güvenliğin geleceğinin asıl önemli unsur

olduğuna dikkat çeken Göçe, "Kimlik güvenliği başta olmak üzere her başlıkta güvenliği istiyoruz. Her şey artık dijital, risk ve tehditler karmaşıklaşıyor. Bu nedenle siber güvenlikte sürdürülebilirlik şart" yorumunu yaptı.

Accenture Security Kıdemli Müdürü Gürol Erdoğan

Fujitsu Türkiye Çözüm Mimarı Turgut Haspolat İşinizin sürekliliği için gerekenleri bilin 'Dijital Dönüşüm Çağında Siber Güvenliğe İnsan Odaklı Bakış' sunumu ile Fujitsu Türkiye Çözüm Mimarı Turgut Haspolat, güvenliğin konsept ve insan merkezli bakış açısı ile ilgili bilgiler ve Fujitsu'nun bir raporundan detaylar paylaştı. Platform bağımsız bir dünyada bütünsel bir yaklaşım yaratmak çok önemli. "Saldırılar durmayacağı için güvenlikte esnek ve bütünsel bir yaklaşıma geçmek önemli" saptamasını yapan Haspolat, önerilerini şöyle anlattı: "İş kritik uygulamaları iyi bilmek lazım. Güvenliği kritik başlıkları, bunlar arasındaki etkileşimi bilmek, olası sorunlar karşısında izlenebilecek risk yönetimi planına da sahip olmak gerek. İnsan odaklı yaklaşımda, insana yatırım yapmak güvenlikte çok önemli. Süreçler olmazsa, insan hatası kaçınılmaz. İş sürekliliği de standart olmalı ve işlerliğini sağlamak için sistemin de sürekli kendini güncellemesini sağlamak lazım. Bu yaklaşımı benimsedikten sonra da strateji ve tasarımı oluşturup, teknoloji yatırımı yapmalı."

Dışarıya değil, biraz da içeriye bakın Accenture Security Kıdemli Müdürü Gürol Erdoğan, sunumunda 'Accenture Yüksek Performanslı Güvenlik Araştırması'nda öne çıkan sonuçları paylaştı. Elde edilen sonuçları "Biz güvenlik uzmanları olarak kendimize fazla güveniyoruz" sözleri ile yorumlayan Gürol Erdoğan'a göre, yöneticiler, kurumlarının siber güvenliğini sağlayabildiklerine, kurumda siber güvenlik kültürü olduğuna inanıyor. Bu ‘iyimser’ olarak değerlendirdiği sonuçların ardından, Erdoğan şu bilgileri paylaştı: "Şirketlerin güvenlik risklerine karşı neler yaptığına baktığımızda, siber güvenlik sorunlarında endişe verici bir artış var. Hedefli saldırılar artarken, bunların giderek daha büyük bölümü başarılı oluyor. Ayrıca birçok saldırı ve sızıntı da şirket tarafından uzun zaman sonra fark ediliyor, ki bu çok dramatik. Araştırma, iç güvenlik ekiplerinin etkili saldırıların ancak yüzde 65'ini saptadığını gösteriyor. Şirket içinde çalışanlar tarafından gerçekleştirilen saldırılar da ciddi bir sorun. Ama bu gerçeğe rağmen, araştırma katılımcıları içerden gelen tehditlere nazaran, dışardan gelen tehditlere karşı güvenlik servislerine yatırımı daha çok tercih ediyor."

Forcepoint Türkiye Satış Mühendisi Serkan Canbaz Neyi koruyacağınızı bilin Forcepoint Türkiye Satış Mühendisi Serkan Canbaz da 'Veri Sızıntısını Engelleme, İç Tehdit, Analiz ve Yönetim Sistemleri' başlıklı sunumunda güvenliğin 'insani' tarafına dikkat çekti. Siber güvenliğe yapılan yatırımlara rağmen, ihtiyaçların da doğru orantılı olarak arttığını hatırlatan Serkan Canbaz'a göre, dış kaynaklı tehditlere yatırım yaparken, iç tehditler aslında çok daha önemli. Bunlar dış kaynaklı tehditlere kıyasla daha az olsa da, iç tehditlerin daha büyük zararlar verdiğini unutmamak gerek. Şirketlerin kritik verilerini bilmediği eleştirisini yapan Serkan Canbaz, "Oysa neyi koruyacağınızı bilmeniz şart" yorumunu yaptı.

TRT World IT Yöneticisi Osman Doğan Siber Güvenlik Müsteşarlığı kurulmalı Teknoloji Platformu'nda verilen iletişim aranın ardından sözü TRT World IT Yöneticisi Osman

Doğan aldı. 'Ödül Avcılığı ve Veri Sızıntıları'nı ele aldığı sunumunda Doğan da önemli detayları katılımcılarla paylaştı. 'Bug bounty' kavramını 'ödül avcılığı' olarak tanımlayan Osman Doğan, "Firmalar kendi güvenlik açıklarını, bu konuda hizmet veren platformlarla zafiyet aratıyorlar ve bu da şirkete kazanç sağlıyor" bilgisini paylaştı. Türkiye'de bu konuda bir kültür oluşmadığı gerçeğine dikkat çeken Osman Doğan, ama gelinen noktada bu konuda bir farkındalık oluştuğunu da vurguladı. Doğan, şu bilgileri verdi: "Bizde güvenlik algısını geliştirmek, bunu bir kültür olarak oluşturmak gerek. Mobil telefondaki fener uygulamasının sizden 'bağlantılarınıza erişim izni' istememesi lazım. Kamu ve özel sektörde üniversite mezunu ve KPSS'li istihdam istiyoruz. Oysa bunun yerine, işinin ehli ve işin mutfağından yetişmiş kişileri tercih etmek gerek. Gelinen noktada Siber Güvenlik Müsteşarlığı artık geç de olsa kurulmalı."

HP Türkiye Baskı Sistemleri Teknoloji Danışmanı Mert Öztürk Yazıcılar, güvenlikte öne çıkıyor HP Türkiye Kurumsal Satış Müdürü Hande Baykan ve HP Türkiye Baskı Sistemleri Teknoloji Danışmanı Mert Öztürk, 'Baskı Güvenliğini Yeniden Şekillendiriyoruz' başlıklı sunumları ile baskı süreçlerinde gözden kaçan güvenlik adımlarına dikkat çekti. Hande Baykan, eklemeden geçmedi: "Tehditlere açık ofislerde konumuz yazıcılar. Çünkü BT yöneticileri baskı güvenliğine ve yazıcılara gerekli önceliği vermiyor." Bu saptamanın ardından sözü alan Mert Öztürk, şu bilgileri paylaştı: "Yazıcıların fonksiyonları arttı. Kimlik doğrulama, dijital gönderi


BThaber

E-TOPLUM

1 - 7 Mayıs 2017

gibi özellikler var. Ama bunların hepsi ayrı bir risk unsuru. Bu noktada yazıcıların güvenlik risklerinin ağ arabirim katında olabileceği bilinmeli, çıkış tepsisinden herkes kendi çıktısını almalı, yönetim başlığında denetimin görünürlüğü sağlanmalı. Baskı güvenliğinin temeli cihaz, veriler ve belgeler. Bu noktada HP Sure Start, BIOS güvenliğini sağlıyor. Hepimiz masum sanırız, ama PC'lerde olduğu gibi yazıcılara da gereken önem verilmeli."

InspireIT Oracle Teknoloji Danışmanı Başar Küçük Oracle veri merkezi Gebze’de Etkinliğin ilk yarısında son sunumu InspireIT Oracle Teknoloji Danışmanı Başar Küçük yaptı ve iş sürekliliğini buluta taşımanın önemine işaret etti. Oracle bulut hizmetlerinin çok çeşitli olduğunu belirterek, son yıllarda bu konuda önemli yatırımlar olduğuna da işaret eden Başar Küçük, şöyle devam etti: "InspireIT olarak bulutta amacımız; mevcut mimariyi

ve standartları değiştirmeden, yapıyı bulutta konumlandırmak. Oracle bulut veri merkezlerinin sertifikaları ve birçok standardı var. Bu arada Oracle, Türkiye'de veri merkezini Gebze'de 2017 itibariyle kuruyor. Söz konusu sertifikalar, bulut hizmeti ve düzenlemelere uyum burada da sağlanacak." Çalışan farkındalığı sürekli geliştirilmeli Teknoloji Platformu'nda verilen öğle yemeği arasından sonra 'Güvenlik Politikaları; Siber Güvenlikte Tehditler, Önceden Güvenlik Önlemleri, Verinin Önemi', katılımcıları bir araya getirdi. Boğaziçi Üniversitesi Yönetim Bilişim Sistemleri Bölümü Öğretim Üyesi ve ISACA Istanbul Akademik Direktörü Doç. Dr. Bilgin Metin'in yönettiği panelin katılımcıları ise Denetik Uluslararası Belgelendirme ve Gözetim Hizmetleri Genel Müdürü Adnan Karadaş, İşNet İç Denetim Grup Müdürü Cem Ergül ve Eralp Avukatlık Bürosu'ndan avukat ve öğretim üyesi Özgür Eralp oldu. Açılışı yapan Doç. Dr. Bilgin Metin, risk analizi danışmanlığı, risk istihbarat testleri ve siber sızma testleri olduğunu belirterek, 8 Mayıs'ta üniversitede siber güvenlik odaklı bir çalıştay düzenleyecekleri bilgisini verdi. Yeni dönemin riskleri ve farkındalık konusunda bilgi veren Cem Ergül, risklerin kat be kat arttığı bir ortamda, kurumun en zayıf olduğu anda saldırganın geldiğini hatırlatarak, onlardan bir adım önde olmanın gerekliliğine şu sözlerle dikkat çekti: "Mutlaka B planınız olsun ve arka bahçenizi iyi kontrol edin. Güvenlik; deneyimle kazanılır.

Mİllİ çözümler desteklenmelİ

Cumhurbaşkanlığı – Devlet Denetleme Kurulu, Siber Güvenlik, e-Devlet ve e-Yönetişim Kıdemli Uzmanı Mustafa Afyonluoğlu, 'Milli Güvenlik için Siber Güvenlik: Koordinasyon, Kapasite Geliştirme ve Milli Ürünler' sunumu ile yine önemli bilgileri paylaştı. Milli güvenliği detayları ile sunumunda ele alan Mustafa Afyonluoğlu, ulusal siber güvenlik bütçelerine ayrılan payın arttığına dikkat çekti. Kamu ve

5

özel sektörün bu konuda işbirliğinin önemine işaret eden Mustafa Afyonluoğlu, "Güvenlik; güç demek. Kamu ve özel sektörün işbirliği bu nedenle önemli" tespitini paylaştı. Afyonluoğlu'nun da dikkat çektiği gibi, insanlar devasa miktarlarda veri üretiyor, ekonomik değeri de katlanarak büyüyor. Ama yine Afyonluoğlu'nun belirttiği gibi, hayatımızı etkileyen IoT saldırıları da görüyoruz. Bu noktada zayıf halkaları nitelikli insan kaynağı, hatalı konfigürasyonlar ve milli olmayan çözümler olarak sıralayan Mustafa Afyonluoğlu, sözlerine şöyle devam etti: "NATO, siber ortamı 5'inci operasyon noktası olarak belirledi. Bu konuda özel sektör ve kamu işbirliği esas olmalı. Türkiye'de

Tüm şirketlerin güvenlik ekibi var, ama yetmez. Gereken şey farkındalığı artırmak. Yani güvenlik, BT'nin değil, icranın altında çalışan bir birim olmalı. Şirketlerde farkındalık eğitimlerinin sürekliliği önemli." Adnan Karadaş, siber güvenlik, insan ve bilişim altyapısının bir dönemecine geldiğimizi belirttiği konuşmasında, farklı disiplinler arasındaki standartlara, bu standartların özelliklerine ve eksiklerine, bunun yarattığı risklere dikkat çekerken, "İyi bir personel politikası, bunun için de kariyer planlaması ve eğitimle çalışanları donatmak lazım. Farkındalığı yükseltmek için üst yönetim kaynak ve para ayırıp kontrol ve liderliği, çalışan katılımında ise aidiyet ve bilgiyi ön planda tutmalı, bu iki kanat iyi uygulanmalı" dedi. Olası bir saldırıda ne yapılması gerektiğini ise Özgür Eralp şöyle anlattı: "Güvenlik bilişimcinin işi değil, bu süreci üst yönetim sahiplenmeli. 27001 belgesini almak değil, bu süreci yöneteceğini göstermen gerek. Riskler tüm dünyanın sorunu. Bunun için kurallar olmalı ve

ulusal siber güvenlik politikaları ve önceliklerine baktığımızda, siber güvenliğin tek merkezden yönetimi ve bu merkezde kamu ve özel sektör yönetişiminin kurulması önemli. Siber güvenlik, veri güvenliği, e-devlet uzmanlığı ve mesleki tanımlar geliştirilmeli. Sektör içinde bölgeye açılmak isteyenlere devlet destek vermeli, bölgede büyümeyi hedefleyenler için özel destekler sunulmalı, milli ürünler ulusal politika olarak istisnasız kullanılmalı, kamuda yaygınlaştırma politikaları uygulanmalı, Ar-Ge'de başarılı çalışmaların ürünleştirilmesi desteklenmeli, 1. katman mevcut ürünlerin yanında, 2. katman milli ürünler olmalı ve en az iki milli çözümün yanında bölgesel yayılım hedeflenmeli."

Türkiye'de ciddi kurallar, yani siber güvenlik için zorlayıcı temel yasal düzenlememiz yok. Bireysel çözümler yerine, genel bir çatı yaratabilmeliyiz. Kanunla şirketlere görev verilmeli eğitimler ve SOME'ler kurulması için ve bunun bir zorunluluğu olmalı. Yasal altyapı ve sorumluluklar belli olmalı, eğitim ve denetimler sürekli olmalı." Secureway CTO'su Can Tarakçı'nın zafiyet yönetimi, Morten Genel Müdür Yardımcısı Cumhur Kızıları'nın güvenlikte

bütünsel bakış açısının gerekliliğini vurguladığı sunumu sonrası, Teknoloji Platformu'nun son oturumu 'Siber İstihbarat ve Mobil Casusluk' başlığında Siber İstihbarat Akademisi'nden Analist Atalay Keleştemur ve Uluslararası Siber Güvenlik Federasyonu Mobil Yazılım ve Güvenlik Uzmanı Murat Şişman'ın söyleşisi oluşturdu. Bu son oturumun ardından yapılan çekilişler ve hediye sunumlarıyla, bir Teknoloji Platformu buluşması daha noktalandı.

Dünyaya örnek proje

IGA - İstanbul Grand Airport CIO'su Ersin İnankul, 'Dünyanın En Büyük Dijital Hava Limanında Siber Güvenlik' başlıklı sunumuyla, inşaatı devam eden, dünyanın en büyük havalimanı konusunda önemli bilgiler paylaştı. Birçok 'ilk'in hayata geçirileceği üçüncü havalimanının, BT alanında küresel yaratıcılığı ortaya koyacağını sunumuyla gösteren Ersin İnankul, Türkiye'nin bölgedeki konumuna dikkat çekti ve bu havalimanı ile pastadan önemli bir pay alınacağını vurguladı. 2018 yılında hayata geçirilecek üçüncü havalimanı ile 3 saatte 330 destinasyona ulaşılabilen İstanbul'un öneminin artacağını belirten İnankul, "2018 yılı itibariyle ilk faz gerçekleştirilecek. Burası altı pist, iki terminal binası ve 150 milyon yolcu kapasitesine sahip olacak" dedi. Guiness Rekorlar Kitabı'nda bu havalimanının şimdiden belli başlıklarda rekorlara imza attığını da söyleyen İnankul, "46 kişilik BT ekibiyle 7/24 çalışıyoruz. Yeni dünyanın

en büyük kağıtsız projesi, 3D modellemelerle sahada ilerliyor. Bilgiler bulut yapısında saklanıyor " detayını paylaştı. Ersin İnankul, şu önemli detayları anlattı: "26 paketten sorumluyuz. Milli yazılımlar ve dışarıdan alınan uygulamalar kadar, güvenlik de önemli. Projenin veri merkezi Haziran ayında açılacak. Söz konusu binaya ve etrafında oluşacak yapıya destek verilmesini hedefledik. Bu veri merkezi ve onu siber tehditlerden korumak bizim için çok önemli. Milli uygulamalarımız var ve bunların korunması çok önemli. Üretilen sistemler, kullanılan teknolojiler, hizmete sunulan sistemler, güvenlik, erişebilirlik ve bütünlüğü sağlayıp, tüm bu başlıklarda güvenlik için 1 yıllık bir çalışma yapıldı. Bu esnada, uygulamaların ne olması gerektiği ve kurgusu konusunda küreselde de bir yol haritası olmadığını gördük. Bu nedenle biz kendimiz teknik şartname oluşturduk ve ihaleler sürüyor. Güvenlik başlığında buna 26 şirket katıldı ve bu, Türkiye'nin yetkinliğini görmek adına da çok önemli. İnsan kaynağı ve milli yazılımların oluşturulması adına bu büyük bir avantaj. Bu kritik bir tesis ve 'zero day'e karşı bir yapı üzerinde çalışıyoruz. İhale sonrası Eylül ayında kurulumlar başlayacak, sonra bu yapıların testlerine geçiş yapılacak."


6

BThaber

E-TOPLUM

1 - 7 Mayıs 2017

Edip Emil Öymen edip.oymen@gmail.com

Oyundan beklenti yüksek

Almana, Meksika reklamı

100 Türkiye’de üretilmiş, yüzde 100 katma değeri olan bir ihracat kalemi.” (Para,16.04.17) Netmarble EMEA CEO’su Barış Özistek:

Ankara’lı TaleWorlds’un bu oyunu 7 milyon sattı Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekçi: “Çok önemli potansiyel barındıran oyun sektörü ülkemizde yeni gelişmeye başladı. Bu nedenle sektörü teşvike yönelik çalışmalar yapıyoruz. Türkiye’de oyun yazılım sektörü geçen yıl 500 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirdi. 4 – 5 milyar dolarlık rakama ulaştığımızda çok büyük bir birikim ve kültür vadisi oluşacak. Sektördeki gençlerimizle muhteşem bir bölge yaratacağız. Elektronik ve sanal oyunlarla animasyon oyunlarında da dünyanın merkezi olmak için bir proje üzerinde çalışıyoruz... Yüzde

“Bir oyun geliştirmek için en az 1 milyon dolar harcamak gerekiyor. Yüksek maliyete sahip oyunların maliyeti 20 – 30 milyon doları buluyor. Burada devlet desteğine ihtiyaç var. 2023 bilişim ihracat hedefleri arasında desteklenmesi gereken kritik sektörlerden biri de oyun sektörü... Oyun çok kolay ihraç edilebilir bir ürün. Önemli olan, oyunu dünyaya pazarlamak. Bu nedenle bir oyunun başarılı olması için yatırım ve pazarlama desteği şart. Türkiye’de önümüzdeki 6 yıl içinde 30 tane firma yüksek kaliteli oyun geliştirirse, bunların 5 – 6 tanesi global çapta başarılı olursa, 2023’te 1 milyar dolarlık ihracat yapılabilir. Türkiye’de oyun pazarının önündeki engellerin kaldırılması, yatırım fonlarının oluşturulması ile bu hedeflere ulaşabileceğimize inanıyorum.” (İzmir Ticaret,21.03.17)

Berlin’in simgesi Brandenburg Kapısı önünde konuşan genç kız: “Kışlar Berlin’de çok çok soğuktur.” Kız, kalın kalın giyinmiş. Gök, gri bulutlarla dolu... Ekrana, yine sıkı giyimli erkekler geliyor: “Berlin’de yağmur yağar, yağar, yağar.” Yaşlı bir hanım: “Hep soğuktur.” Bir genç kız: “Bulutludur.” Ve şar şar yağan soğuk yağmuru görüyoruz. Meksika Turizm Kurumu’nun Almanlara yönelik “Meksika’ya gelin” reklamı böyle gri başlıyor. Ve anında, engin bir deniz, masmavi gök, kumlu bir sahil, kıyıya vuran zarif dalgalar: Meksika’dayız. Almanya, Meksika’nın ulusal içkisi Tekila’yı en çok ithal eden

ikinci ülkeymiş. Ama yağmurdan nefret eden birinci ülkeymiş (İngiltere’de 7/24 yağmur yağdığı halde millet aldırmaz). Meksika Turizm Kurumu, Chicago’daki yaratıcı reklamcı Lapiz’le işbirliği yaparak reklamı kurdu: Bir şişe tekila alınız. Ultrasonik nemlendiriciyle şişeyi çalkalayınız. Şişenin ucunu açınca, şişede köpüren tekila, “bulut” halinde dışarıya çıkacak. Bulut, az sonra yoğuşmaya başlayacak ve yağmur damlalarına dönüşecek: Tekila yağmuru!

Meksika Turizm Kurumu, yaratıcılığını Urban Spree adlı Berlin sanat galerisinde sergiledi. Kurum, turizmi yaratıcılık ve yenilikçilikle pazarlıyor. Turizm, ülke (GSYH) ekonomisine % 8.7 katkı sağlıyor. Bu oranla, OECD ülkeleri içinde İspanya ve Yunanistan’dan sonra 3’üncü. Bir çok OECD göstergesinde aşağılarda kalan Meksika, turizm denildiğinde yukarda. OECD ortalamasının 2 kat üstünde...

Size, bardağı “bulut”un altına sokup tekila damlalarının bardağa dolmasını beklemek kalıyor. Mesaj: “Almanya’nın yağmurunu Meksika’nın tekilasıyla unut.”

ABD ise tekilayı en çok ithal eden ülke. Meksika, sadece ABD’e yaptığı ihracattan 2009’da 10.7 milyar dolar kazanmış. İhracat 2019’da 15 milyar dolara çıkacakmış.

Zeynep Tüfekçi’nin kitabı Yurt dışında yaşayan sosyal bilimcimiz Zeynep Tüfekçi’nin “Twitter ve Göz Yaşartıcı Gaz: Ağla Tanımlanan Protesto Eylemlerinin Gücü ve Zayıflığı” başlıklı 326 sayfalık “tuğla” kitabı Yale Üniversitesi tarafından yayınlandı. (Twitter and Tear Gas) Teknoloji sosyolojisi üzerinde çalışan Tüfekçi, İstanbul Edebiyat Fakültesi Sosyoloji, Boğaziçi Üniversitesi bilgisayar programcılığı, Texas/Austin Üniversitesi master ve doktoradan (1999 – 2004) sonra şimdi Kuzey Carolina Üniversitesi’nin genç hocalarından. Kariyeri sırasında Harvard İnternet ve Toplum Merkezi (Berkman), Princeton, University of Maryland de var.

Parlak donanımının yanı sıra diğer hocalardan büyük bir farkı daha şu: Akademik bir fildişi kulede yaşamıyor. İyice tanımlı bir ortamda güvenli bir hayatı değil, “olay yeri muhabiri” gibi kendi akademik merakını gidermesine yardımcı olacak ateş hatlarını cesurca seçiyor. 2011’de Mısır’da başlayan protesto eylemlerinde oradaydı. Adeta bir tv muhabiri gibi “yerinden” tweet’lerle haber veriyordu. Aynı şekilde 2013’te Gezi Olayları sırasında da yine gözlem yapmak üzere olay yerindeydi. NewYork başta olmak üzere bir çok şehirde patlak veren Occupy (İşgal) eylemlerinde de yine öyle. Bu olayların her birinde “ağa bağlı” kitlelerin nasıl hareket

ettiğini, nasıl kümelendiğini bizzat gözlemledi. Birikimini, bir savaş muhabiri üslubuyla ve keskin gözlemciliğini sofistike bir sosyolojik filtreyle kitabına aktardı. Ana temayı tek cümlede özetlemek gerekse şu denilebilir: Evet, twitter ve diğer sosyal medya araçları kitleleri pek kısa sürede bir araya getiriyor, ama bu toplanmadan, sürdürülebilir bir siyasal süreklilik çıkmıyor. Tüfekçi, “süreklilik nasıl çıkar?” sorusuna yanıt arıyor, ama her halde daha kapsamlı yorumlarını sonraki kitaplarında okuyacağız. Tüfekçi’nin, gazeteci “gibi” ve aynı zamanda akademisyen donanımı ve niteliğiyle kaleme aldığı bu kitabı, hem macera

hem akademik öngörü içeren çok orijinal bir çalışma. Savaşa veya kargaşaya bizzat katılan, sonra bunu romanlaştıran, anılaştıran yazarlardan farkı, edebiyat değil, sosyal bilimsel çıkarımlarda bulunması. Kitabına eklediği 340’a yakın not ve referans, eserin akademik ciddiyetine somut kanıt. Tüfekçi’yi (biraz da geç) farkeden New York Times (NYT), onu 2015’te gazeteye yorum yazmaya davet etti. Bizim gazetelerden farklı olarak ciddi Amerikan gazetelerinin orta sayfasında gazetenin başyazısı/yorumuyla birlikte, sözüne ve bilgisine güvenilir aydınların “davet üzerine” yazdıkları makalelere yorumlara yer verilir. Bu,

prestijli bir iştir. Zeynep Tüfekçi, teknolojinin hayatın her saniyesinde yer almasının hayatı nasıl etkilediğini mükemmel bir gazeteciakademisyen üslubuyla NYT için ara sıra yazıyor. Ayrıca TED Konferansları’nda da kitabının iskeletini oluşturan görüşlerini yıllar içinde geliştirdi.



8

BThaber

E-TOPLUM

DEPAR ile kesintiye karşı erken alarm

İstanbul Avrupa Yakası’nda elektrik dağıtımı hizmetini sağlayan Boğaziçi Elektrik Dağıtım A.Ş. (BEDAŞ), ASELSAN ile bir Ar-Ge projesine imza attı. BEDAŞ ve ASELSAN mühendisleri tarafından geliştirilen ve 5. Uluslararası İstanbul Akıllı Şebekeler Kongre ve Fuarı’nda tanıtılan ‘DEPAR’ isimli cihaz; mahallelere elektrik sağlayan trafoları sürekli izleyerek, normalin dışında bir durumda, arıza veya kesinti gerçekleşmeden önce sistemin erken alarma geçmesini sağlıyor. Elektrik dağıtım şebekelerindeki trafo merkezlerine yerleştirilen DEPAR sayesinde alçak gerilim şebekelerinin enerji, ısı ve güç kalite ölçümleri yapılıyor, elde edilen veriler de uzaktan izleme ve kontrol merkezine iletiliyor. Gelen verileri analiz eden izleme merkezi ise kesinti ve arıza ihtimali üzerine henüz sorun yaşanmadan müdahale için ekipleri trafo merkezine yönlendiriyor. Bu projenin, şebekenin ‘akıllı’ hale gelmesinde önemli bir adım olduğuna işaret eden ASELSAN Güç Kontrol ve Yenilenebilir Enerji Program Müdürü Dr. Tarık Oranç, "Savunma elektroniği dışında ülkemiz için diğer bir kritik teknoloji alanı olan enerji sektöründe, akıllı enerji yönetimi odaklı ürünler geliştiriyoruz. BEDAŞ ile yürüttüğümüz bu proje kapsamında geliştirilen güç kalitesi ölçüm cihazı ve izleme merkezi yazılımı ile dağıtım şebekesi anlık olarak izlenip kontrol edilebilecek. Ayrıca trafo sıcaklığı ve sigorta durum bilgisi gibi diğer teknik bilgiler de

operatör tarafından uzaktan izlenebilecek" bilgisini verdi. ASELSAN ile birlikte enerji sektöründe yeni bir sayfa açmaktan büyük gurur duyduklarını dile getiren BEDAŞ Ar-Ge ve Yatırım Direktörü İlker Dursun ise uzun süren bir çalışmanın ürünü olarak geliştirilen DEPAR’ın, Türkiye genelinde elektrik dağıtım yapılan tüm bölgelerde uygulanabileceğine dikkat çekti. İlker Dursun, “Otomatik Sayaç Okuma Sistemi (OSOS) ile büyük elektrik tüketicilerini anlık olarak takip edebiliyoruz. ASELSAN ile birlikte hayata geçirdiğimiz DEPAR sayesinde ise artık mahalle ve sokak bazında enerji kalitesini de anlık olarak izleme ve şebekenin tümümün röntgenini çekme imkânına sahip olacağız. Bu, daha önce birçok farklı proje ile tohumlarını attığımız akıllı şebekeler altyapısının filizlenmesi demek. Bundan sonraki dönemde de yatırım ve Ar-Ge faaliyetlerimize hız kesmeden devam edeceğiz” dedi. İstanbul Avrupa Yakası’nda 4,8 milyon aboneye hizmet veren BEDAŞ, yeni sistemin pilot uygulamasını hızla hayata geçirecek. Önümüzdeki günlerde ilk etapta 5 mahallenin trafo merkezine yerleştirilecek DEPAR sayesinde enerji, ısı, güç kalitesi gibi ölçümler uzaktan izlenecek ve kontrol merkezine anlık olarak iletilecek. Pilot çalışmanın tamamlanmasından sonra, başta İstanbul olmak üzere Türkiye’deki ve yurtdışındaki birçok trafo merkezinde DEPAR cihazının yaygınlaşması hedefleniyor.

1 - 7 Mayıs 2017

Şirketler e-İrsaliye’ye geçiş hazırlığında

e-Dönüşüm süreci hızla devam ederken mükellefler, dijitalleşmenin sağladığı kolaylık, verimlilik artışı, zaman ve maliyet tasarrufu gibi avantajlarla birçok yeni uygulamalara zorunluluk gelmeden, gönüllü geçiş yapmayı tercih ediyor. Bu uygulamalardan biri de irsaliye düzenleyen şirketleri kapsayan e-İrsaliye. Uygulama henüz zorunlu olmamakla birlikte, 2017 yılının ikinci yarısında bine yakın mükellefin e-İrsaliye’ye gönüllü geçiş yapması bekleniyor. 31 Aralık 2017 tarihine kadar ise 63 bine

yakın e-Fatura kullanıcısının düzenleme kapsamında sisteme kayıtlı hale gelmesi öngörülüyor. Yıllık 200 milyona yakın e-Fatura'nın düzenlendiği e-Dönüşüm platformunda süreç tamamlandığında ise yılda 400 milyon e-İrsaliye kesilmesi hedefleniyor. Gelir İdaresi Başkanlığı (GİB) tarafından kayıt dışı ekonomiyle mücadele kapsamında hayata geçirilen e-İrsaliye, kağıt irsaliyeyle yapılabilecek tüm işlemleri elektronik ortama taşıyor. Her seferinde birkaç nüsha basılması ve arşivlenmesi gereken irsaliyelerin dijitalleştirmesi, şirketlere de birçok başlıkta önemli maliyet avantajı sağlıyor. Kağıt irsaliyeyle aynı hukuki niteliklere sahip olan e-İrsaliye; alıcı, satıcı ve GİB tarafından istenildiği zaman anlık olarak görüntülenebiliyor. Uygulama e-Fatura uygulamasında olduğu gibi kapalı bir sistem olarak hayata geçiriliyor. Yani sadece uygulamaya dahil olanlar birbirlerine elektronik ortamda irsaliye düzenleyebiliyor. FIT Solutions’ın sunduğu e-İrsaliye çözümü de sınırsız sayıda kullanıcı yetkilendirmesi,

minimum 10 yıl boyunca güvenli arşivleme ve toplu gönderim yapabilme gibi özellikleri sunuyor. Birçok mükellefin uygulamaya geçmeye hazır olduğu bilgisini veren FIT Solutions CEO’su Koray Gültekin Bahar, şu detayları paylaştı: “e-İrsaliye’ye ilk geçişlerin 2017’nin ikinci yarısında yaklaşık bin firmayla gönüllü olarak başlayacağını öngörüyoruz. 31 Aralık 2017 tarihinde ise bugün e-Fatura’ya kayıtlı olan 60 binin üzerinde kullanıcının e-İrsaliye’ye geçmesini bekliyoruz. e-Fatura kullanıcıları, merkezinde GİB’in olduğu bu sistem üzerinde aylık 17 milyona yakın fatura oluşturuyor. e-İrsaliye ile birlikte büyüyecek bu platform, yakın zamanda yüz milyonlarca kağıt belgeyi daha dijitalleştirecek, dijitalleşecek sevk irsaliye sayıları bugünkü e-Fatura sayılarının kat be kat üstünde olacak. e-İrsaliye’ye geçen işletmeler ve şirketler de kağıt çıktılar, arşivleme, saha kontrolleri ve benzeri maliyetlerin dijital ortama taşınmasıyla büyük tasarruf sağlayacak.”

Sağlıkta yeni ekonomiye hazırlık ele alındı Endüstri 4.0’a geçiş sürecinde, sağlık sektörüne ilişkin strateji ve deneyimlerini paylaşıldığı “Sağlıkta Endüstri 4.0 Sempozyumu - USKAF II”, İTÜ Ayazağa Süleyman Demirel Kültür Merkezi’nde gerçekleştirildi. Çeşitli sektörlerden temsilciler, akademisyen ve araştırmacılar Endüstri 4.0’a geçiş sürecini, sanayideki uygulamaları, karşılaştıkları zorluklara ve firmalara yansıyan faydalarına ilişkin yaklaşımları, stratejileri ve deneyimleri katılımcılarla paylaştı. Sempozyumun açılışında konuşan İstanbul Teknik Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet Karaca, Endüstri 4.0 devriminin sağlık alanındaki gelişmelerini yakından takip ettiklerini anlatarak, “Dünya hızlı bir şekilde değişiyor. Bizim de teknolojik olarak bu değişime ayak uydurmamız lazım. Bu işlerde oyuncu olmak istiyoruz, ki zaten oyuncuyuz" diye konuştu. Prof. Dr. Mehmet

Karaca, İTÜ bünyesinde medikal sektöründe 6 tıbbi cihazın kazandırılmasında rol üstlenen bir ekibin de olduğunu sözlerine ekledi. Sempozyumun Düzenleme Kurulu’nda İstanbul Teknik Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet Karaca’nın yanı sıra Sağlık Bilimleri Üniversitesi Rektörü Cevdet Erdöl, Kocaeli Üniversitesi Rektörü Sadettin Hülagü, Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanı Fahrettin Keleştemur, İstanbul Teknik Üniversitesi’nden Hatice Camgöz Akdağ, A. Banu Elmadağ Baş, Alp Üstündağ ve Fethi Çalışır, Kocaeli Üniversitesi, SAKİD Başkanı Nuh Zafer Cantürk, SENATÜRK Başkanı Bahadır Güllüoğlu ve SENATÜRK Başkan Yrd. Abut Kebudi yer alıyor. Sempozyumun öğleden önce gerçekleşen oturumlarında; akıllı enerji ve nesnelerin interneti şirketi Silver Spring Networks’ün EMEA pazarından sorumlu Genel Müdürü Burak Aydın “Nesnelerin İnterneti”,

Genomedis Biyoteknoloji’de genetik ve biyoteknoloji alanında çalışan Sevgi Salman Ünver “Genomik Çağında Bireye Özgü Tedavi Uygulamaları” ve Medipol Grubu Stratejik Yönetim ve İş Geliştirme Koordinatörü Mehmet Hızarcı “Akıllı Sağlık İçin Akıllı Çözümler”, Eczacıbaşı Bilgi Güvenliği Müdürü Kayıhan Altınöz “Sağlıkta Bilgi Güvenliği” ve GE Healthcare Direktörü Tolga Tuncer “Bilgi ve İletişim Teknolojileri” konularında gelişmeleri paylaştılar.



10

BThaber

E-TOPLUM

1 - 7 Mayıs 2017

Türkiye, yaratıcılığı ile dünyaya örnek olma yolunda

Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) ve Türk Ekonomi Bankası (TEB) işbirliği olan TİM-TEB Girişim Evi, kapsamlı bir girişimcilik programı halini aldı. Girişimciler için kuluçka merkezi olmasının yanında, mevcut teknoloji firmalarının ihtiyaç duyduğu iş yönetimi hizmetlerini de sunan TİM-TEB Girişim Evi, destek verdiği girişimcileriyle 2016 yılında 10 milyon TL ihracata imza attı. Bu yapıda geliştirilen ürünlerin ihraç edildiği kurumlar arasında NASA ve Amerikan Ordusu da var. TİM-TEB Girişim Evi ile üç yılda toplam 500 milyon TL ciroya ulaşılması hedefleniyor. TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi ve TEB Genel Müdürü Ümit Leblebici evsahipliğinde gerçekleştirilen toplantıda TİM-

TEB Girişim Evi’nin faaliyetleri ve hedeflerine yönelik bilgiler paylaşıldı. TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi, Türkiye’de dört yılda İstanbul, İzmir, Gaziantep, Denizli, Bursa, Konya, Edirne, Mersin, Trabzon, ABD’de de San Francisco olmak üzere toplam on Girişim Evi’nin faaliyet halinde olduğunu belirterek, “Ankara ve Erzurum’da da Girişim Evi açmayı planlıyoruz. Bu merkezlerimizde halen 403 girişimci işletmemiz var. Bu kapsamda 4 bin 500 öğrencimiz de uluslararası organizasyonlara katılım, eğitim ve danışmanlık gibi birçok hizmetten faydalanıyor” dedi. TEB tarafından 2013 yılında hayata geçirilen, 2015 yılında TİM’in katılımı ile sayıları artan Girişim Evlerinde elde edilen

başarıları da paylaşan Büyükekşi, “209 girişimcimiz 205 milyon TL ciro elde etti. 167 girişimcimiz 50,6 milyon TL devlet desteği aldı. 47 girişimcimiz de 63,7 milyon TL yatırım aldı. 233 girişimcimiz bin 568 kişiyi istihdam etti. Girişimcilerimiz 2016 yılında 10 milyon TL ihracata ulaştı. Bu ekosisteme daha fazla girişimci eklenmeli. Böylece daha fazla üretim, daha fazla istihdam ve daha fazla ihracat gerçekleştirebiliriz” dedi. Yaratıcılığımız dünyanın dört bir yanında Büyükekşi, TİM ve TEB’in amacının; girişimcilik ve inovasyon konusunda düzenledikleri etkinliklerle farkındalık yaratmak, gençleri cesaretlendirmek olduğuna dikkat çekti. Girişimciliği Türkiye’nin önemli bir gündem maddesi haline getirmek istediklerini vurgulayan Büyükekşi, “Girişimcilerimizin başarıları arttıkça, bizlerin refah seviyesi de artıyor. Üç yıl içinde girişimcilerimizin 500 milyon TL ciro elde etmesini, 50 milyon TL ihracat gerçekleştirmelerini, binden fazla girişimci firmamızı proje kapsamında bulundurmayı hedefliyoruz. Bu yıl Born Global

İstanbul adında bir etkinlik düzenleyeceğiz ve start-up’lara yönelik yapılacak yarışmada başarılı olanlara destekler vereceğiz” bilgisini paylaştı. Büyükekşi, sözlerine şöyle devam etti: “Bir girişimcimizin MİOPS adında geliştirdiği ürünle, artık refleks ile yakalanamayacak hareketli durumların fotoğrafını kolayca çekebiliriz. Firmamız, bu başarılı ürününü NASA ve Amerikan Ordusu gibi kurumlara sattı. Geliştirdikleri bu ürünle Kickstarter’da 650 bin dolar fon da topladılar. Bir girişimcimiz Delphisonic ise raylı sistemler için bulut tabanlı arıza izleme sistemi geliştirdi. Bu ürünle demiryollarında yaşanan aksaklıklar önceden tespit edilerek, büyük kazaların ve bakım maliyetlerinin önüne geçilecek. Satışlara 2016’da başlayan firma bu ürünüyle, iç pazarda 1,5 milyon TL’lik dış pazarda 75 bin dolarlık teknoloji hizmeti satmayı başardı. Akıllı tahta üretimi yapan HNC isimli firmamız da 350 bin TL’lik ihracat değerine ulaştı, İnovasyon Haftası’nda açtığı stand sayesinde 475 bin TL yeni sipariş aldı. Burada sayamayacağımız nice girişimcilerimiz,

desteklendiklerinde neler yapabileceklerini kanıtladılar.” Girişim ihracatı hedefi katlanarak artıyor TEB Genel Müdürü Ümit Leblebici de, kapsamlı Girişim Bankacılığı ile girişimcilere projelerinin fikir aşamasından ticarileşme aşamasına kadar ihtiyaç duydukları her alanda bilgi, eğitim ve danışmanlık desteği sağladıklarını belirttiği konuşmasında şunları söyledi: “TİM-TEB Girişim Evleri’nde girişimcilere iş fikirlerinin hayata geçirilmesinden projenin tanıtımına, müşteri bulunmasından yatırımcılara sunulmasına kadar her aşamada destek veriyoruz. 2015 yılında TİM ile birlikte bu kapıları Anadolu’da da açmamız lazım dedik. Geldiğimiz noktada Türkiye’de 9, Silikon Vadisi’nde 1 adet olmak üzere toplam 10 TİM-TEB Girişim Evi’ne ulaştık. 2017 yılında Ankara’da hizmet açılacak TİM-TEB Girişim Evi ile birlikte bu sayıyı Türkiye’de 10’a çıkartacağız. Türkiye İnovasyon Haftası, ilk algının oluşması için önemliydi. TİM-TEB Girişim Evleri ile bu algıyı somutlaştırmış olduk, 10 milyon dolar girişim ihracatına ulaştık, hedefimiz ise 50 milyon dolara ulaşmak.”

İnovasyonun merkezi Ankara’da konumlanacak ODTÜ Teknokent; Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı desteğiyle Ankara’da küresel teknoloji devlerinin de yer alacağı Bilişim İnovasyon Merkezi kuruyor. 2017 yılı sonunda faaliyete geçmesi hedeflenen merkez ile uluslararası arenada başarılı teknolojik ürünlerin ve teknoloji şirketlerinin oluştuğu, küresel teknoloji şirketlerinin yer aldığı, değer yaratan bir inovasyon ekosisteminin hayata geçirilmesi hedefleniyor. Ankara’da Eskişehir yolu üzerindeki Teknoloji Geliştirme Bölgesi yerleşkesinde 10.500 m2’si ofis alanı olmak üzere toplam 33.500 m2 kapalı alana inşa edilecek olan ODTÜ Teknokent Bilişim İnovasyon Merkezi’nde yerli teknoloji şirketlerinin yanı sıra, küresel teknoloji şirketlerinin de yer alması amaçlanıyor. Söz konusu teknoloji şirketlerinin ürün, çözüm ve vizyonlarının

paylaşılmasının yanı sıra, üniversite öğretim üyeleri ve öğrencilerinin, ODTÜ Teknokent firmalarının Ar-Ge, çözüm, ürün ve vizyonlarının tanıtılması, seminerler, eğitimler verilmesi gibi faaliyetler planlanıyor. Merkezde geliştirilecek kuluçka alanları ile genç girişimcilerin yetişmesini sağlayacak koşullar da oluşturulacak. Bilişim İnovasyon Merkezi’nde teknoloji geliştirilmesinin yanı sıra geliştirilen bu teknolojiler toplumla buluşturulurken merkezde yer alan sosyal alanlarla, bilim ve teknolojinin günlük hayatın içerisinde yer alması da hedefleniyor. Bilişim İnovasyon Merkezi ile 5G ve ileri iletişim teknolojileri, bulut çözümleri, büyük veri, nesnelerin interneti, Endüstri 4.0 başta olmak üzere, odaklı ve özgün çalışmalara ev sahipliği yapılacak. Merkezle ilgili bilgi veren ODTÜ Teknokent Genel

Müdürü Mustafa İ. Kızıltaş, “ODTÜ Teknokent olarak ulusal ve uluslararası büyük şirkete evsahipliği yapıyoruz. Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı desteğiyle bu yılın sonuna doğru faaliyete geçmesini planladığımız

ODTÜ Teknokent Bilişim İnovasyon Merkezi ile de uluslararası başarılı teknolojik ürünlerin ve teknoloji şirketlerinin oluştuğu, küresel teknoloji şirketlerinin yer aldığı, değer yaratan bir inovasyon ekosistemi

oluşturmayı amaçlıyoruz. Merkez ile küresel teknoloji devleri ile köprüler kurulacak, merkez de şehrin ortasında toplum ile teknolojiyi birleştiren yapısıyla Ankara’ya büyük değer katacak” yorumunu yaptı.



12

BThaber

GÖRÜŞ

TEKNO-POLİTİK

1 - 7 Mayıs 2017

BİREYSEL

BİREY KANDIRILMAYA YATKIN, HATTA BUNU İSTEYEBİLİYOR

OSMAN COŞKUNOĞLU ocoskunoglu@gmail.com twitter.com/osmancoskunoglu facebook.com/osman.coskunoglu www.coskunoglu.org medium.com/osman-coskunoglu

Davranış bilimi alanında yaklaşık 30 yıldır bilinen, pazarlamacıların kullandığı, siyasi ve ekonomik güç odaklarının istismar edebildiği bir bulguyu yansıtıyor yazımın başlığı. Fakat, son aylarda konu birden genel olarak dikkat çekmeye başladı. Bunun iki nedeni var. Birincisi, gerçek dışı söylemlerle ortaya çıkan siyasi liderlerin dünyanın çeşitli yerlerinde giderek artması ve başarılı olması. İkincisi, bilgiyi yayma gücüne sevindiğimiz internetin, gerçek dışı söylemleri de ayni güçle yayabiliyor olması. Bilgi Çağı’nın

bilgiyi yaygınlaştırması beklenirken, sahte veya post-gerçek haber ve söylemlerin giderek yaygınlaşması endişe verici boyutlara ulaştı. Sahte veya postgerçek haber ve söylem konusu, dijital çağa yön vermek amacıyla yapılan toplantılarda sık tartışılır oldu. Geçen ay, Brüksel’de 100’ün üstünde ülkeden, 500’ün üstünde kuruluşun, 1500’ün üstünde kişinin katılımıyla gerçekleşen RightsCon toplantısında da çok sayıda oturumda bu konu ele alındı. Daha çok konunun

“arz” yönü, yani, sahte veya post-gerçek haber ve söylemlerin kaynakları ve kapalı kutu algoritmalardaki olası yanlışlar üzerinde duruldu. Benim konuşmam (http:// bit.ly/2pJ72hJ) ise, konunun “talep” yönüyle ilgiliydi. Yani, sahte veya post-gerçek haber ve söylemleri adeta isteyen birey üzerineydi! Bireyin bilişsel sınırları yanında zihninde kurgulayarak inandığı bir şeye onay arama eğilimi var. Daha kötüsü, inandığı şey ile çelişen gerçeklerden kaçma eğilimi de var. Bu yönde

çarpıcı bulguları ortaya koyan araştırmalar ve kitaplar yayınlanıyor. Bilgi Çağı’nda daha da görünür olan bu ciddi soruna ve çarelerine, ilerideki yazılarımda daha ayrıntılı değineceğim. Burada sadece son üç ayda, üç önemli yayın organında çıkan yazıların başlıklarını vermekle yetineceğim. Saygın ve etkin kültür dergisi New Yorker’da 27 Şubat’ta çıkan yazının başlığı (http://bit. ly/2p0Ok4c): “Why Facts Don’t Change Our Minds?” New York Times’da 22 Mart’ta çıkan yazının başlığı (http://nyti.ms/2pXlbUZ):

“Why People Continue to Believe Objectively False Things?” Dijital kültür dergisi Slate’de 13 Nisan’da çıkan yazının başlığı (http:// slate.me/2pX45WY): “Our Puny Human Brains Are Terrible at Thinking About the Future.”

KÜRESEL ÜNİVERSİTE REKTÖRLERİNİN ENDÜSTRİ 4.0 ÜZERİNE GÖRÜŞLERİ FARKLI Dördüncü sanayi devrimi sürecinde üniversiteler ne yapmalı? Bunu tartışmak için Güney Kore’den, Endonezya’dan ve Türkiye’den 11 üniversite rektörü Mart ayında Güney Kore’de bir toplantı yaptılar. Türkiye’den Koç Üniversitesi rektörü Ümran İnan katıldı. Ülkemizde Endüstri 4.0 üzeirne bunca sohbet yapılırken benzer bir toplantının yapılmamasının üzücü olduğunu Eğitim Bakanı

İsmet Yılmaz ile Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanı Faruk Özlü’nün dikkatine sunarım. Bir özeti Times Higher Education’da yayınlanan (http://bit.ly/2pIoNuC) bu tartışmanın medyamızda yer almamış olması da ayrıca üzüntü verici. Rektörler toplantısında ortaya çıkan görüşler üç grupta toplanabilir. Birincisi, dördüncü sanayi devrimi sürecine ayak uydurabilmek için, üniversitelerin

müfredatlarını yazılıma öncelik verecek şekilde baştan aşağı değiştirmek. Özellikle, yapay zeka konusundaki büyük gelişmelerin bunu gerektirdiği görüşü. İkincisi, içinden geçtiğimiz devrimsel değişim nedeniyle gelecek çok belirsizleştiği için, öğrencileri kendi yollarını bulabilmeye hazırlamak. Bunun için de üç çok farklı öneri öne çıkıyor: geleneksel üniversite anlayışından farklı olarak

start-up gibi iş kurma yeteneklerini vermek, en az iki anadaldan diploma alma koşulu getirmek, genel kültür eğitimine ağırlık vermek. Üçüncü görüşü ağırlıklı olarak Koç Üniversitesi rektörü Ümran İnan savundu. Üniversitelerin sanayi kölesi durumuna düşmeden, insanlığın geleceğine odaklanması gerektiği görüşünü ileri sürdü. Geleceğin mesleki ve diğer belirsizlikleri karşısında, öğrencilerin

genel kültür eğitimine ağırlık verilmesi gerekiyor. Ayrıca, artık sosyal ağlar içerisinde olan insanın, en az yazılım kadar sosyal bilimler konusunda da eğitilmesi gerektiğini savundu. Güney Kaliforniya Üniversitesi, Mühendislik Fakültesi dekanı Yannis C. Yortsos Hindistan’da çıkan bir gazeteye yazdığı “Engineering plus X” başlıklı yazısında (http:// bit.ly/2pIoNuC), Ümran İnan’a paralel bir görüş

ortaya koyuyor. İçinden geçtiğimiz süreçte, insanlığın karşılaştığı sorunlarını çözmek için geleneksel mühendislik bilgileri artı X gerektiğini savunuyor. Burada X iki şekilde ortaya çıkıyor. Birincisi, mühendislik öğrencilerinin teknik bilgi yanında, sosyal bilgilerle de donatılması. İkincisi, insanlığın karşısındaki konu ve sorunlar, mühendise ek olarak X alanında eğitim almış profesyonel de gerektiriyor.

ULUSAL ENDÜSTRİ 4.0 KONUSUNDA ARTIK CİDDİ OLUNACAK MI? Ülkemizde yıllarca inovasyon konuşuldu, olmadı, hala dünyada 42. sıradayız. Bir yıldır da yeni moda kavram olan Endüstri 4.0 sohbeti yapılıyor (http://bit. ly/2pVRaVB). Üstelik, gerçeklerden uzak iddiaları (http://bit.ly/2oqsQe5, http://bit.ly/2o80sBh) ve genel söylemleri tekrarlayarak. Hükümet kanadında, önceleri Bilim, Sanayi ve Teknoloji eski bakanı Fikri Işık ile yeni bakan Faruk Özlü Endüstri 4.0 konusu üzerine konuşuyordu. Anayasa halk oylaması öncesi, Başbakan

Yardımcısı Mehmet Şimşek de katıldı sohbete, hem de çok iddialı bir söylemle (http://bit.ly/2o81WLF): ”[Eğer Cumhurbaşkanlığı sistemine geçersek] dördüncü sanayi devrimini; birincinin, ikincinin, üçüncünün aksine on yıllar, altmış yıllar sonra değil, başa baş yakalayacağız.” Anayasa halk oylaması bittiğine ve – bazı tereddüt ve itirazlara karşın – Cumhurbaşkanlığı sistemi kabul edildiğine göre, dijital dönüşümde oldukça aşama kaydetmiş ülkeleri yakalayabilmek için, çok hızlı davranılacağına dair

bir söz var ortada. Şimdi sektörlere, STK’lara ve medyaya düşen, Mehmet Şimşek’in bu sözünün takipçisi olmaktır. Burada, öneriler yapmaya ve yanlışları göstermeye

devam edeceğiz. Bu yazıda iki noktaya dikkat çekmekle yetineyim. Birincisi, bakan Mehmet Şimşek yukarıdaki iddialı söyleminin devamında “Biz 25 sektörel dönüşüm

programını ortaya koyduk. Benim tavsiyem; … onunla çalışsın arkadaşlar.” Burada, “Onuncu Kalkınma Planı 20142018, Öncelikli Dönüşüm Programları” (http://bit. ly/2ovh6pF) kastediliyor. Oysa, biz 2017 yılına geldik bile. Ayrıca, 2014 yılında daha Endüstri 4.0 ile ilgili konularda sohbet başlamamıştı. Her ne kadar bu programlar geçersizdir artık diyemesek de, dijital dönüşümün gerekleri ışığında, acilen ve tüm paydaşların katılımıyla, güncellenmelidir. Ayrıca, inanılırlığı ve şeffaflığı sağlamak için, eylemlerin durumunu belirten

yıllık izleme raporları yayınlanmalıdır. İkincisi, artık şu anlamsız “şuradan şuraya geldik” söylemi bırakılarak, diğer ülkelere göreceli olarak, dünya sıralamamızdaki durumumuz dikkate alınmalıdır. Buna başlangıç olarak, McKinsey ve TEPAV’ın yandaki şekilde özetlenen araştırma sonucu (http://bit. ly/2oOSAn7) ele alınabilir. Dijital dönüşümde, bakan Şimşek’in ifadesiyle “başabaş” olmayı hedeflerken, imalatta katma değer kriterine göre neden ilk 15’den düştü Türkiye?


BThaber

Sanal Dünyanın Sanal Teknolojileri; Bulut ve Veri Merkezi Hizmetleri

1 - 7 Mayıs 2017

DOSYA:

www.bthaber.com.tr

BT hizmetlerinin kurumsal profesyonelleri veri merkezleri Rekabetin her geçen gün biraz daha yoğunlaştığı günümüzde kurum ve şirketler hem maliyetlerini düşürmek hem de daha sağlıklı teknoloji altyapılarına sahip olabilmek amacıyla farklı teknoloji Ayhan Sevgi – iş modellerini hayata geçiriyorlar. Bu doğrultuda gündemdeki en önemli konulardan birini bulut bilişim ve veri merkezleri hizmetleri oluşturuyor. Kendi asıl işine odaklanmak isteyen ve bu çerçevede teknoloji altyapı yatırımlarını

bu işin profesyonel şirketlerine yani veri merkezlerine kaydıran şirketler, güvenli, esnek, ölçeklenebilir ve yedekli bir teknoloji altyapısı üzerinde işlerini gerçekleştiriyorlar. Veri merkezi işletmeleri de sundukları teknoloji altyapısı ve farklı servisler ile kurum ve şirketlerin dijital dönüşüm süreçlerindeki en büyük destekçisi konumunda yer almaya başladılar. Elektrik, su şebekeleri üzerinden aldığımız hizmetler gibi bilişim altyapı ve servislerini profesyonel şirketlerden aldığımız bir dönemde

bulunuyoruz. Elektrik, su, doğalgaz gibi hizmetleri aldığımız kurumları şimdilik pek seçme şansımız yok. Fakat BT hizmetlerini alacağımız kurumları seçme şansımız var ve bu konunun önemi oldukça büyük. Veri merkezlerinin hem kendi teknoloji altyapısı hem de “güvenilirliği” burada birincil önceliği oluşturuyor. Kısacası, iş süreçlerimizin devamlılığı ve şirketimizin geleceği için teknoloji altyapımızın ne kadar önemli olduğunu unutmadan yeni eğilimleri incelemekte fayda var.


14

DOSYA

Sanal Dünyanın Sanal Teknolojileri;Bulut ve Veri Merkezi Hizmetleri

BThaber 1 - 7 Mayıs 2017

Verileriniz emin ellerde...

Zenium Türkiye Ülke Müdürü Aslıhan Güreşçier Dijital dönüşüm kavram itibarı ile çok katmanlı ve karmaşık bir olgu. Bugün artık teknolojinin salt makinelerden, sistemlerden, akla gelebilecek elektronik her türlü cihazdan daha fazla alanda, her şeyi dönüştürdüğü bir dönem yaşıyoruz. Haliyle her şeyin dönüşümünden, veri merkezleri de payını alıyor. Çok değil, sadece 5 – 10 yıllık dönem öncesinde, sadece enerji altyapısının yeterliliği ve iklimlendirme temel bileşenleri üzerine kurgulanan veri merkezlerinde bugün artık tam kesintisizlik, yüksek verimlilik, fiziksel ve sanal güvenlik, çoklu ağ bağlantı seçenekleri gibi kriterler temel bileşenler olarak değerlendiriliyor. Altyapının sürekliliği kadar, operasyon, yani tesis yönetim hizmetlerinin sürekliliği de aynı şekilde önemli bir ana bileşen. Özetle, dijital dönüşümün, uygulamalar, donanımlar, ağ bağlantıları, süreçler ve müşteri nezdindeki tüm operasyonlarda hayata geçirilebilmesi için, öncelikle tüm bunlara altyapıyı sağlayan veri merkezleri, altyapı ve operasyonlarını, kesintisizlik, yedeklilik ve ölçeklenebilirlik temelinde değiştirmeye başladı. “Bir veri merkezi, tıpkı kullandığımız elektrik, su, telefon altyapılarında olduğu gibi, 'çalıştığı sürece' aslında aklımıza gelmeyen çok temel bir altyapı bileşenidir” diyen Zenium Türkiye Ülke Müdürü Aslıhan Güreşçier, şu bilgileri verdi: “Bu önemli şebeke hizmetlerinden herhangi biri kesildiği zaman hayatımızdaki önemini kavrarız ki bu veri merkezi için de böyledir. Oysa evde ya da işyerimizde hiçbirimizin ana görevi bu şebeke servislerini ayakta tutmak değil. Hepimiz işimiz, uzmanlığımız neyse ona odaklanırız. Kurumların veri merkezleri ile ilişkisi de biraz buna benziyor. Bir finans kurumu, kamu kurumu, herhangi bir üretim firmasının odağı, ana sorumluluğu, hatta en iyi olduğu uzmanlık alanı faaliyetinin temelini oluşturan ürünü, hizmeti üretmek. Veri merkezi ise bu en iyi olduğu alandaki faaliyetlerinin altyapısı. Tam da bugün teknolojik devrimi yakalamak, dijital dönüşümün ivmesini kuruma yansıtmak için operasyonlarına, süreçlerine, belki kendi alanlarına özgü teçhizat yatırımlarına odaklanmak ve kaynakları bunlara yönlendirmek için veri merkezi gibi bir temel altyapı bileşenini işin uzmanı operatörlere bırakmaları her zamankinden önemli hale geldi. Veri merkezi operatörü için tek iş bu olduğundan tasarım, esneklik, ölçeklenebilirlik, verimlilik bizim için zaten ana uzmanlık alanı. Bir temel altyapı bileşeni

olan veri merkezinin emin ellerde olduğunu bilen kurumlar, tüm enerjilerini, tüm kıymetli kıt kaynaklarını böylelikle dördüncü sanayi devrimine, dijital dönüşüme kanalize edebilirler.” Veri merkezlerinin iki temel iş modeli olduğu bilgisini veren Aslıhan Güreşçier, şunları kaydetti: “İlki dünyada yaygın ancak Türkiye'de daha yeni olan 'toptan veri merkezi sağlama' iş modeli, ki Zenium bu alandaki ilk ve tek servis sağlayıcıdır. Bu iş modelinde daha ziyade büyük ölçekli veri salonuna ihtiyaç duyan kurumlar, yüksek güvenlikli bir amaca özel inşa edilmiş tesiste veri salonu alabilir, bu salonun kendilerine özel tasarlanarak hayata geçirilmesini isteyebilir, anahtar teslim bir özel inşa edilmiş salona sahip olabilirler. Zenium'da her bir salonun elektrik altyapısı tam olarak yedekli ve salona özeldir. Her bir salon, kendi başına çalışabilir ve bağımsızdır. İkinci model perakende veri merkezi barındırma modelidir, burada hizmeti verecek şirketin hizmet portföyüne göre, sadece alan kiralama, kabinli alan kiralama, donanımlar, hatta ağ bağlantı kapasitesi gibi servisler alınabilir. Bunun bir adım ötesi, kurumların uygulamalarını da emanet edip yönetilen hizmetler alabilecekleri sağlayıcılarla çalışmaktır.” Seçim kriterleri • •

• •

Öncelikle yüksek enerji kapasitesi ve tam yedekli enerji altyapısı ilk kriter olmalı. Bir diğer çok kritik nokta, özellikle dağıtık yapıda çalışan, şubeli bankacılık, sigorta, perakende gibi veya üretim tesisleri farklı noktalara dağılmış kurumlar gibi, çoklu fiber sağlayıcının veri merkezinde POP noktası olması. Tek bir operatör, kuruma ağ bağlantılarında asla fiyat avantajını sürekli olarak sağlamayacaktır. Rekabete açık bir ortam kurumların yararına olur. Kaldı ki operatör yedekliliği de sağlanabilir. İnternet değişim noktası bulunan bir veri merkezi Operasyon yönetiminin kendi kaynakları ile yapma yetkinliği olan bir veri merkezi sağlayıcısı Veri salonlarındaki metrekarede enerji yoğunluğunun esnek ve ölçeklenebilir olduğu bir veri merkezi. Eğer kabin başına belli bir kW ile anlaşma yaparsanız, büyüme ölçeklenemeyeceği için ileride sıkıntı yaşanması çok olasıdır.


advertorial


16

DOSYA

BThaber

Sanal Dünyanın Sanal Teknolojileri;Bulut ve Veri Merkezi Hizmetleri

1 - 7 Mayıs 2017

Şirketler çevik yapıya kavuşuyor Dijital dönüşüm süreçlerini bir bütün olarak görmek gerekiyor. Bu dijital dönüşüm içinde birçok kavram, teknoloji, eğilim ve ürün/ çözüm grubu farklı ve çeşitli roller oynamakta ve bu dijital dönüşümü yönlendirmekte, beslemekte. Dijital dönüşümü mümkün kılan başlıca öğenin BT platformları olduğunu belirten Amazon Web Services Türkiye Kurumsal Müşteriler Yöneticisi Mert Doğu, şu bilgileri verdi: “Bu platformlar, çeviklik, ölçeklenebilirlik, güvenlilik, global olma, ekonomik olma gibi özelliklere sahip olmalı, en geniş kapsamıyla BT teknolojilerine erişimi sağlamalıdır. Bu noktada biz de Amazon Web

Services olarak saydığım bu konulara özellikle önem veriyor ve müşterilerin de AWS’yi seçmesinde belirleyici olduğunu düşünüyoruz. Çeviklik bu BT platformları için kritik bir konudur. Hızlı davranabilmek, veri bazlı karar vermek günümüzde büyük önem taşımaktadır. Bu nedenle fikirleri çabuk denemek, hataları hızlı ve mümkün olduğunca maliyetsiz yapmak ve bu hatalardan öğrenmek ‘lean’ çalışma prensibinin temelini oluşturur. AWS platformu BT yapılarını dakikalar içerisinde kurup, ihtiyacınız kadar kullanıp, kullandığınız kadar ödediğiniz sistemler sunarak şirketlerin çevikliğine destek oluyor. Yine ölçeklenebilirlik

diğer bir önemli konu. Ölçeklenebilir bir BT platformuyla ihtiyacınızın azalıp artmasına göre kapasitenizi büyütüp küçültebiliyorsunuz. Uzun süren ve hataya açık kapasite planlama işlerinden kurtulup, müşterilerinize/ kullanıcılarınıza hem az hem yüksek yük durumlarında aynı hizmet kalitesini sunabiliyorsunuz.” Günümüzde teknoloji çok hızlı gelişiyor, işlerimiz küreselleşiyor. “BT platformlarının teknolojik gelişimlere ayak uydurması ve ihtiyaç olduğunda size dünyanın herhangi bir noktasında hizmet verebilmesi gerekiyor” diyen Mert Doğu, açıklamalarını şöyle sürdürdü. “AWS sürekli gelişen ve şu anda 90’ın

Amazon Web Services Türkiye Kurumsal Müşteriler Yöneticisi Mert Doğu. üstünde hizmeti ve 35 kategoride 3800’ün üstünde yazılım/uygulama seçeneği sunan ‘Market Place’ (BT Pazarı) ile müşterilerinin ihtiyaçlarını karşılıyor. 16 farklı coğrafyada 42 veri merkezi (Availability Zone) ile istenildiği anda dünyanın herhangi bir noktasındaki yeni müşterilerinize daha yakın olmanızı sağlıyor. Ölçekleri veya faaliyet gösterdikleri alanlardan bağımsız olarak, tüm kurumlar ve şirketler, veriye kesintisiz şekilde erişmek, olabilecek en güvenli şekilde verilerini depolamak ve en kolay ve efektif şekilde de yedeklemek istiyor. Veri çözümleri, iş süreçlerinde sürekliliği sağlamakta da ana faktörlerden biridir. Bu çözümler bir kesinti halinde ise maddi zararları asgariye indirerek şirketlere önemli bir katma değer sağlıyor. BT kaynaklarını buluta taşıyan şirketler önemli miktarda maddi tasarruf ediyor ve yeni bulut tabanlı uygulamaları kullanmayı sağlayacak esnek bir yapıya sahip oluyor. Bulutun bu faydalarından yararlanırken güvenlik her zaman önde gelen önceliklerden olmalıdır. Kullanıcılarımız AWS kullanarak depoladıkları verileri için hem muhtemel saldırılara karşı etkin bir koruma oluşturabiliyor hem de çeşitli uluslararası düzenleme ve sertifikalara uyumlu bir altyapıdan faydalanıyor. Bulut teknolojileri kullanıldığında önden herhangi bir sermaye gideri olmaz. Servisler kullandıkça öde modeli ile çalışır. Kurumlar çoğaltıp azaltabilecekleri gerçek elastik kapasiteye sahip olurlar. Çok çabuk hareket edebilirler ve dakikalar içerisinde başlatabilirler. Kurumlar, teknoloji altyapılarını idare etmek yerine, kendi işlerinde farklılık yaratacak alanlara odaklanarak müşterileri için katma değer yaratabilirler.”


TEKNOLOJİLER BİRLİKTE ÇALIŞTIĞI ZAMAN, BİZLERİN BİRLİKTE ÇALIŞMASI ÇOK DAHA KOLAY Daha önce Emerson Network Power olan Vertiv™ kritik teknolojilerin her zaman çalıştığı bir dünya inşa ediyoruz. Tüm altyapı yeterliliklerini tek bir isim altında biraraya getirerek, pazardaki en yenilikçi çözümleri elde tmenizi ve müşterinizin en zor isteklerini çözmenizi çok daha kolay hale getirdik. Kendimizi sizin işinizi büyütmenize, karlılığınızı artırmanıza ve sektörün lideri olmanıza adadık. Avocent®

Liebert®

Trellis™

YAZILIM

uZAKTAN IT YÖNETİMİ

IT Yönetimi Güç Yönetimi Kabinetler ve Entegre Çözümler Servisler Yazılım & Kontroller

Vertiv iş ortağı olmak için: VertivCo.com/partners Isı Yönetimi

YOuR vISION, OuR pASSION © 2017 Vertiv Co. Bütün hakları saklıdır. Vertiv™, Vertiv logosu, Vertiv Co. şirketinin ticari ve tescilli markalarıdır.


18

DOSYA

BThaber

Sanal Dünyanın Sanal Teknolojileri;Bulut ve Veri Merkezi Hizmetleri

1 - 7 Mayıs 2017

Radore’nin Tier III+ standartlarına uyumu onaylandı İşletmelerden yatırımcılara, tüm sektöre veri merkezlerinin artı ve eksileri konusunda danışmanlık sunan Unisonius’un bünyesindeki Datacenterportal, detaylı denetimleri ile Radore’nin Tier III standartlarına uyumlu olduğunu onayladı. Küresel bir mecra tarafından en üst standartlarda tescillenmenin önemine işaret eden Radore Veri

Merkezi Pazarlama Müdürü Görkem Öztürk, güvenlikten iklimlendirmeye, enerji hatlarından operatör bağımsızlığına kadar birçok alanda denetimden başarıyla geçtiklerini açıkladı. Datacenterportal’ın denetim sırasında dikkat ettiği konu başlıkları ve Radore’de hazır bulunan özellikler şöyle sıralanıyor: Güvenlik: Kart okuyuculu biyometrik güvenlik sistemleri, 7/24 dijital ve fiziksel izleme ile şifreli, kilitli, kart okuyuculu özel (paylaşımsız) kabinler ve kafes alanları, veri merkezine hızlı erişim, Radore’ye özel güvenlikli asansör, minimum fiziksel risk, maksimum operasyonel kolaylık sağlayan askılı kablo taşıma sistemleri, yetki ve erişim kontrolü. Enerji: Yedekli (A+B) Busbar hattı, ana

omurga network donanımı için yedekli enerji kaynağı, yedekli newave (ABB) UPS sistemi, A ve B enerji hatlarıyla çift besleme, enerji yedekliliğini destekleyen akü odası, otomatik geçiş senkronizasyon kontrol panosu. İklimlendirme: Free Cooling teknolojisi ile N+1 yedekli soğutma altyapısı, enerji verimliliği için sıcak hava koridorları, 3x840 kW gücünde iklimlendirme bileşenleri yedekli sirkülasyon pompaları. Felaket kurtarma: Honeywell hava örneklemeli duman detektörleri, Siemens ve 3M yangın söndürme sistemleri. Kesintisiz erişim: Tam yedekli 1,6 Tbit/s kapasiteli internet erişimi, enerji, iklimlendirme ve güvenlik altyapısı için 7/24 anlık izleme, operatör bağımsızlığı.

Daha az yatırım daha fazla iş Kurumlar dijital dönüşümü benimsedikçe BT departmanları da bu dijital dönüşümün getirdiği ihtiyaçlar ve aşılması gereken zorluklar çerçevesinde kendilerini yenileyip, iç ağlarını yeniden düzenliyorlar. Konu veri merkezlerini iyileştirmeye geldiğinde ise, geleneksel altyapılar operasyonları iyileştirmeyi zorlaştırabiliyor. Günümüzün mobil iş dünyasındaki artan veri tüketimi ile birlikte, yüksek oranda iş yüklerini desteklenin, geleneksel veri merkezleri için büyüyen bir zorluk olduğuna dikkat çeken Citrix Türkiye Ülke Müdürü Altan Cengiztekin, Citrix olarak, konsolidasyon teknolojilerini kullanarak, daha küçük veri merkezleri ve daha az ağ altyapısı ile daha yüksek iş yüklerini desteklemenin mümkün olabileceğini düşünüyor, çözüm ve faaliyetlerimizi buna göre şekillendiriyoruz” dedi. Kuruluşların veri aktarımını korumak ve iyileştirmek için, fiziksel veri merkezlerinden uzaklaşmaya başladıklarını belirten Altan Cengiztekin, şunları kaydetti: “Bulut teknolojisinin gerisinde kalan ağlar kapsamında bu, veri merkezleri konsolidasyonu için mükemmel bir fırsat. Veri merkezlerinin altyapısını yükseltmek için çok sayıda neden var. Bu daha küçük veri merkezlerine sahip olmak, fiziksel depolama donanımlarını azaltmak, elektrik tüketimini düşürmek ve BT ortamını basitleştirmek anlamına geliyor. Konsolidasyon, sürekli artan, maliyet etkin yatırım getirisi ve zahmetsiz bulut tabanlı ölçeklenebilirlik sunuyor. Citrix çözümü aracılığıyla, yeni nesil bir altyapıyı tasarlayan ve veri merkezlerini konsolide eden kuruluşlar ayrıca üstün konsolidasyon yoğunluğunun, sorunsuz ağ entegrasyonun, sunucular arasındaki sıfır etkinin ve donanım eklemeden büyüyebilmenin keyfine varıyorlar.”


BThaber

BİLİŞİM DÜNYASI

1 - 7 Mayıs 2017

Kurumsal dönüşüm tüm detaylarıyla ele alındı Mersin Akdeniz İhracatçı Birlikleri Genel Müdürlüğü’nde düzenlenen ve moderatörlüğünü Arbel İş Geliştirme Müdürü Erman Sönmez’in yaptığı Kurumsal Dönüşüm Farkındalık Günü’ne katılan kurum temsilcileri, akademisyen ve yönetim danışmanları marka bağımsız olarak deneyimlerini paylaştı. Arbel Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Arslan, Arbel İş Geliştirme Müdürü Erman Sönmez, ERP Komitesi ve Kurumsal Dönüşüm Platformu Koordinatörü M. Göker Sarp, Yönetim Danışmanı Hakan Zobu, Çukurova Üniversitesi Endüstri Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Rızvan Erol, Ege Üniversitesi Öğretim üyelerinden Prof. Dr. Haluk Soyuer, Piri Reis Üniversitesi MIS Bölüm Başkanı Doç. Dr. Batuhan Kocaoğlu, Del Monte

Gıda Muhasebe Müdürü İrfan Bulut, Food Industry 4.0 CTO’su Osman Arpacı, Müşteri Deneyim Danışmanı Erdem Özşen, Pakten Sağlık Ürünleri Bilgi Sistemleri Yöneticisi Mehmet Kadir Kalkan ve CMA CGM South Turkey Bilgi Teknolojileri Müdürü Buğra Çoğal‘ın konuşmacı olarak yer aldığı Kurumsal Dönüşüm Farkındalık Günü’nde Arbella ERP Projesi, dijital dönüşüm, kurumsallaşmanın önemi, üretim planlama ve kalite yönetiminde modern yaklaşımlar, yeni nesil tedarik zinciri yönetimi ve talep tahminleme, depo yönetim sistemlerinin (WMS) önemi, gıda sektöründe ERP başarı hikayesi, gıda endüstrisi 4.0 ve gıda güvenliği, dijital dönüşüm ve müşteri odaklılık, ERP ve EDI entegrasyonu konuları ele alındı.

Kiosk İnnova, Ar-Ge merkezi ile dünyaya rehber olacak Türk Telekom’un bilgi teknolojileri çözümleri sağlayıcısı şirketi İnnova’nın self servis ve akıllı çözümler alanında faaliyet gösteren markası Kiosk İnnova, “ArGe Merkezi” statüsüne kavuştu. Yenilikçi ve katma değeri yüksek çözümlerin geliştirileceği Kiosk İnnova Ar-Ge Merkezi, Türkiye’nin self servis ve otomasyon çözümleri alanında dünyaya öncülük etmesine de katkı sağlayacak. Kiosk İnnova ArGe Merkezi; katma değeri yüksek projeler geliştirilmesini kolaylaştırırken, Ar-Ge araçlarına da hızlı erişim sağlayacak. Kiosk İnnova, Ar-Ge Merkezi statüsüyle potansiyeli büyük self servis çözümler alanındaki iş ortaklarını ve akademisyenleri buluşturmayı, üniversite işbirlikleri ile yenilikçi Ar-Ge projeleri geliştirmeyi ve daha çok ülkeye ihracat yapmayı hedefliyor. Halen 25 ülkede 60’ın üzerinde seçkin çözüm ortağı, satış öncesi ve sonrası hizmetlerde Kiosk İnnova’yı temsil ediyor. İnnova Genel Müdürü Aydın Ersöz, konuyla ilgili şu bilgileri paylaştı: “Self servis ve akıllı

19

çözümler alanında uçtan uca yaklaşımımızla çözümler geliştiriyor ve bu alanda sektörümüze öncülük ediyoruz. Kasım 2016’da İstanbul’da düzenlediğimiz ‘Self Servis ve Akıllı Çözümler Zirvesi’nde ülkemiz ve sektörümüz için bu alandaki fırsatlara dikkat çekmiştik. Etkinliğin sonrasında self servis ve akıllı çözümler için sektör platformunu hayata geçirdik. Bu alanda geliştireceğimiz katma değerli ürün ve çözümlerle küresel pazarlarda daha yüksek başarılar kazanmayı ve ülkemizde nitelikli istihdama katkıda bulunmayı amaçlıyoruz. Hedefimiz, ülkemizi self servis çözümler sektörüne yön veren bir teknoloji merkezi haline getirmek. Kiosk İnnova’nın bir Ar-Ge merkezi statüsü kazanması ile Türkiye’nin self servis ve akıllı çözümlere özel ilk Ar-Ge merkezi unvanının sahibi olduk. Ar-Ge merkezi statüsünde faaliyet gösterecek olmamız, katma değeri yüksek projeler geliştirmemizi kolaylaştırırken, Ar-Ge araçlarına hızlı erişmemizi de sağlayacak.”

Radara takılan teknolojiler Şirketlerin ihtiyaçlarına özel yazılım çözümleri ile iş inovasyonu, teknik çözüm gelişimi ve dijital strateji hizmetleri sunan küresel teknoloji danışmanı ThoughtWorks, son Teknoloji Radarı raporu ile yazılım geliştirme ve iş stratejilerinin geleceğini şekillendiren yeni eğilimleri değerlendirdi. ThoughtWorks Teknoloji Danışma Kurulu tarafından, geliştiricilerden CTO’lara kadar tüm teknoloji paydaşları için hazırlanan Technology Radar’ın 16’ıncı sayısı, müşterilerin karşılaştığı en zorlu iş sorunlarını çözme konusunda 15 ülkedeki 42 ofisinde 4 bin çalışanı ile birçok sektörden şirketle çalışan ThoughtWorks’ün gözlemlerine, görüşmelerine ve deneyimlerine dayanıyor. Buna göre, son 4 ayda 700’ün üzerinde şirket, iş ve teknoloji stratejilerinin yükselen trendler ve endüstrideki en son gelişmelere uyumunu sağlamak adına kendi teknoloji haritalarını çıkarmak için ThoughtWorks’ün “Kendi Radarını Oluştur” aracını kullandı. Teknoloji Radarı’nın bu sayısında öne çıkan başlıklar şöyle sıralanıyor: Yüz tanıma teknolojisi:

Günümüzde yöneticilerin yüzde 32’si ses tanımanın, faaliyetlerinde en çok kullandıkları yapay zeka teknolojisi olduğunu söylüyor. Ancak ThoughtWorks; jest, yüz ifadesi ve dokunuş gibi bir dizi etkileşimle entegre Çok Kipli Etkileşimi, etkileşimli kullanıcı arayüzünün geleceği olarak tanımlıyor. Servis olarak “yapay zeka”: Ses işleme, doğal dil anlama, imaj tanıma ve derin öğrenme gibi araçlardan oluşan geniş bir yelpazeyi kapsayan bir platformlar kümesi ortaya çıktı. Firmalar da kendi sektörlerinde ürün tanıma ve yapay zekayı birleştirerek, yeni fırsatlar yaratmanın yollarının peşinde. Deneyim: Kullanıcı deneyimi tasarımı, teknoloji şirketleri için önemli bir farklılaştırıcı. Mühendislik yeteneği için verilen mücadele ile birlikte yeni araçların ortaya çıkması, geliştirici deneyimi üzerine odaklanmaya da yol açıyor. Böylece şirketler de bulut tekliflerini daha çok mühendislik uyuşmazlıklarını azaltma oranına göre değerlendiriyor, API'leri ürün olarak değerlendiriyor ve

mühendislik verimliliğine odaklanan ekipleri geliştiriyor. Doğru platform: Bugünün platformları, Docker, Kubernetes ve DCOS gibi olgunlaşmakta olan araçlarla birlikte bir self-servis API kullanıyor ve bunlar da bir ekip tarafından yapılandırılıp tedarik ediliyor. Yakın dönemde AWS altyapı platformlarına sahip Amazon gibi bazı Silikon Vadisi şirketleri, doğru platformu inşa etmenin önemli yararlar sağlayabileceğini de gösterdi. Python’un yayılışı: Eskiden şirketler, uygulama üretiminde Python’ı nadiren birinci sınıf bir dil olarak kabul ederdi. Ama yapay zeka ürünleri ve uygulamalar etrafında şekillenen endüstri trendleri, Python 3’ün olgunluğu, mikro servis ve taşıyıcılar gibi mimari yaklaşımlar Python’ın programlama ekosistemindeki değerini yükseltti. Modelleme, araştırma ve nihai üretimin yerleştirilmesi için ortak dil olarak kullanılan Python’ın, şirketlerde veri uzmanlarını ve mühendisleri birleştirip, bölünmüş bu iki dünya arasında köprü kurduğu görülüyor.


20

BThaber

BİLİŞİM DÜNYASI

1 - 7 Mayıs 2017

Bulut, analitik becerisi ile değer sunar Oracle, ‘Büyük Veri ve Analitik Zirvesi’ ile şirketlerin yenilikçi Handan Aybars çözümler sayesinde elde edebilecekleri avantajları 18 Nisan’da Swissotel Bosphorus'ta ele aldı. Her bir sektörde yenilikçiliği yönlendirmek için büyük veri projeleri önemli bir yol haritası sunuyor. Ama etkinlik konuşmacılarının da dikkat çektiği gibi, planlı bir büyük veri ve analitik rotasını geliştirip, bundan sonra kurulum ve kullanıma geçmek şart. Aksi halde, atıl kalan yatırımlar için harcanan yüklü bedeller, ‘büyük veri analitiği’ trenini yakalamaya çalışırken yaya kalmak ve rekabette gerilere düşmek gibi riskler kaçınılmaz. Sunumunun ardından bir araya geldiğimiz Oracle EMEA İş Zekası Çözümleri Başkan Yardımcısı Cenk Kıral da bu ziyadesiyle çarpıcı değişim ortamında herkesin dilindeki dönüşümün, inovasyonun, analitik ve büyük verinin nasıl doğru biçimde konumlandırılabileceğini, bunun için izlenmesi gereken kurumsal stratejiyi anlattı: İş dünyası, teknolojik gelişmelere nasıl yaklaşmalı? Bugün birçok şirket bazı BT yatırımlarını yaptı, ama hala nerelerde nasıl kullanacağını tam kestiremiyor. Çünkü bu sadece BT biriminin işi değil, tüm departmanların bunu benimsemesi şart. Yaşadığımız bu yönüyle müthiş bir dönüşüm. Yani bazı konuları teknoloji şirketlerinden alma, şirketin içinde sanki yeni bir proje varmış gibi tanıtma devri geçti. Önce şirketin oturup, ‘dijital dönüşüm çağının neresindeyiz, bu dönüşümü hangi noktalarda yapmalıyız?’ gibi soruları yanıtlaması, sonra stratejisini kurup, ardından bu inovasyon stratejisini devreye sokması lazım. Türkiye’de BT’nin varlığı ve yaratıcılık gücü çok fazla. Ama BT birimi bazı atılımları yapsa bile, arkada ilgili iş birimleri bunu kullanım alanına dönüştüremezse anlamı da kalmaz, ‘satın alınan yazılım ve donanımlar’ olarak kalır. Yani asıl önemli olan şirketin gerçek anlamda iş dönüşümünün nasıl olacağını oturup hesaplaması.

Oracle’ın büyük veri ve analitik odaklı beklentilerine göre, dijital dönüşüm ve bulut analitiği paralel büyüyecek. Bu yönüyle dijital dönüşümde bulut teknolojileri ve bulut analitiği birbirini tamamlayacak.

Oracle EMEA İş Zekası Çözümleri Başkan Yardımcısı Cenk Kıral Oracle bu hesaplama sürecinde nasıl konumlanıyor? Bu noktada rehberlik yapmaya önem veriyoruz. Misal, Portekiz’de bir telekom şirketi ile bir araya geldim, şirkette o kadar çok yatırım yapılmış ki, içi ‘iş zekası müzesi’ haline gelmiş. Şirketin CIO’su ‘Bana bundan sonra ne yapacağımı anlatın’ dedi. Ben de ‘Bir inovasyon workshop’u yapalım’ dedim. İlgili sektörde daha önce yapılmış başarılı projelerdeki kriterleri alıyor, kütüphane misali elimizdeki doneleri onlara sunuyor, ‘Size eşdeğer şirketler bunları yaptı’ diyor, onların burada seçtiklerini alıp geliştiriyoruz. Böylece ortaya çıkan harita, ‘Önümüzdeki 5 yıl gerçek anlamda dönüşümü bu adımlarla yapacağız’ sonucunu ortaya koyuyor, şirketler kendi yol haritalarını kendileri belirlemiş oluyor. Kimse artık atıl BT yatırımı yapmak istemiyor. Birçok şirkette yetkin BT birimleri de bu gerçeği çok iyi anlıyor. Bu dönüşümü anlamak önemli. Çünkü BT asla ölmeyecek, misal bulut bilişimden yararlanıyorsunuz diye BT biriminizi bırakmazsınız. BT departmanları nasıl değişiyor? BT biriminin görevi; sistem ve yapıları yaşatmaya çalışan birimden, projeleri

oluşturmaya rehberlik eden birimlere dönüşmek. Bu yönüyle dünyada en önemli değişimlerden biri zaten BT biriminde oluyor. Şirketin güvenliği için özel bir polis teşkilatı veya öğlen yemeği vermek için yemek şirketi kurmam ne kadar anlamsızsa, benzer yapı burada da geçerli. Çünkü Airbnb, Tesla gibi yapıların gelişimi karşısında şirketler de değişim baskısı altında. Bulut bilişimi tamamlayan iş zekası ise burada çok önemli. Çünkü ortaya koyduğunuz stratejinin hangi süratle ve nasıl geliştiğini anlamak zorundasınız. Kurumsal strateji değiştirmek için raporların gelmesini ve bunlar üstünde günlerce düşünüp karar almayı bekleyemezsiniz. Tersine, dakikadan dakikaya değişiklik yapabilme yetkinliğiniz olmalı. EMEA bölgesinde ve Türkiye’de bu dönüşüm farkındalığı ne seviyede? Bu süreç devam ediyor ve bazı sektörler bunu çok hızlı, bazıları daha ağır hissediyor. EMEA’da farklı ülkeler ve farklı yapılar var. Genelde klasik kıta Avrupası’nı biraz tutucu buluyorum. Bankacılıktan başlayarak tüm sektörlerde bunu görebiliyorsunuz. Bu yönüyle Türkiye’de bankacılık sektörü Avrupa bankacılık sisteminin fersah fersah önündedir. Bu arada İskandinav ülkelerinde ise özellikle gelecek 1-2 seneye dikkat edin, patlama yapacaklar. Neden? Kastım; bölge ülkelerinde projelerin gelişim hızı. Bölgede büyük veri analitiği projeleri geçtiğimiz birkaç sene sakindi, ama 2017 ile birlikte ciddi bir hızlanma başladı hem projelerin tarzında hem bulut alanındaki gelişimde. Ciddi bulut analitiği projeleri sayesinde bulut yapıları kurmanın ötesine geçiliyor. Herkes bulut teknolojileri üzerinden yaratabileceği değerleri kurgulamaya çalışıyor. Sonra sırada analitik geliyor.

Kurduğunuz yapıyı esnek ve hızlı biçimde, ileri seviye algoritmalardan geçirmeden sorgulamazsanız, karanlıkta araba sürmekten farkı kalmaz. Bu durumda, dijital dönüşüm ve bulut analitiği paralel büyüyecek diyebilir miyiz? Evet, tam verim için bu iki yapı doğru kurgulanırsa birbirini tamamlıyor. Bu iki yapı paralel gelişecek ve karar süreçlerinin her birinin analitik süreçlerden geçmesi, deneme yapmaya da imkan sağlaması lazım. Mesela Amazon.com, fiziksel kitapçı açmaya başladı. Jeff Bezos’a bunu sorduğunuzda ‘Bir şeyleri deniyoruz’ diyor. Bu önemli. İş zekasının altında, profesyonel deneyim, ‘yenilikleri deneme’ şansı sunuyor. Ama bu şans tanıma anından itibaren, analitik mutlaka yanınızda olmalı. Aksi halde, bir hata yapıldıysa, zamanında geri dönüş yapamamanın maliyeti daha büyük olur. İşte bu nedenle dijital dönüşümle bulut teknolojileri ve bulut

analitiği birbiri ile eşdeğer. Öyle ki, bir süre sonra ‘Dijital dönüşüm yaptım, ama bulut kullanmıyorum’ demek söz konusu olamayacak. Çünkü var olan maliyetler sürdürülemeyecek. Buna karşılık, donanım ve yazılım üreticilerinin sunumları da buluta geçişi kolaylaştırma odaklı. Bizim için bulut projesi imzalayan müşterinin getirdiği cirodan daha önemlisi, bunu nasıl kullanacağı ve elde edeceği avantajlar. Rehberliğimizin değerini de böylece anlıyoruz. Bu dönüşüm de 2-3 yıl içinde oturacak. 90’larda ERP teknolojilerine geçişle büyük projeler yapıldı, bugün şirketlerin büyük çoğunluğu yatırımlarını tamamladı, pazar oturdu. Ama benim tahminim; dijital dönüşüm sürecindeki oturmuş dönemlerin süresi ve yeni dalgaların çıkma frekansı 1990’larda yaşadığımızdan çok daha hızlı olacak. Eskiden 10’ar yılık dalgalarla büyük ekonomik kırılmalar gelirken, bu süre neredeyse 18 ayda bire indi. Her ekonomik kırılma, beraberine büyük değişimleri getirdiği için şirketler de buna uyumlu hareket ediyor. İş döngüsünü şirkete ve ihtiyaçlarına uygun biçimde kurgulamak işte bu nedenle çok önemli. Bu, bütünsel bir bakış açısı demek.

“Avrupa’yı yakalayacağımıza İnanıyorum” “Türkiye özelinde, şu ana kadar gördüğümüz gelişimlerden memnunum. Tabi ki bulutta biraz daha hızlı gidebiliriz. Ama bence bekleme hali olmayacak, Avrupa’yı yakalayacağımıza inanıyorum. Bulut teknolojilerinde gelişim devam edecek. İş zekası anlamında EMEA bölgesinde inanılmaz bir hızla gelişim görüyoruz. Bulut analitiğinde oranlarımız katlanarak büyüyor. Bunun sonucunda yeni projelerin oluşturulma hızı artacak. Oracle’ı özel kılan ise büyük verinizi bulut üzerinde çok güçlü bir görselleştirme ve ileri seviye analitikle verebilen tek şirket olması. Şirketler; bir projeye geçecekleri zaman, bunun bulut altyapısı üzerindeki büyük veri yönetim

ürünlerinin, analitiği ve görselleştirmeyi içinde entegre edebilmesini tercih ediyorlar, ki tüm bu süreçlerin her biri ile ayrı ayrı uğraşmasınlar ve en kısa zamanda bu mimarinin sonuçlarını alabilsinler. Burada entegrasyon yetkinliğimiz önemli bir fark. Oracle Analytics Cloud yapısını iki hafta önce duyurduk ve burada artık kullanım bazlı fiyatlandırmayı müşterilerimize sunuyoruz. Bu da kullanım ve maliyet hesaplama süreçlerinde fayda. Onpremise yapıdan, external cloud’a yönelim var. Hibrit yapıların en az 4-5 sene daha devam edeceğini düşünüyorum, ama bulutta ‘vendor managed’ dediğimiz servis sağlayıcı firmanın yönetiminden, müşterinin yönettiği ‘external’ bulut modeline geçiş olacak.”


BThaber

BTnet.com.tr 21

1 - 7 Mayıs 2017

Sürücüsüz araçlar için işbirliği

Bosch ve Daimler; tamamen otonom, sürücüsüz araçların geliştirilmesi konusunda ortak çalışmalar yürütüyor. İki şirket, gelecek on yıllık dönemin başında trafikte tamamen otonom ve sürücüsüz araçlar için bir sistemi hayata geçirme hedefiyle bir geliştirme anlaşması yaptı. Hedef ise bir otonom sürüş sistemi için yazılım ve algoritmaların birlikte geliştirilmesi. Proje, dünyanın önde gelen otomobil üreticilerinden Daimler'in araç uzmanlığını, otomotiv tedarikçilerinden Bosch'un sistem ve donanım yetkinliği ile buluşturacak. Şehir içi sürüş için tamamen otonom, sürücüsüz araçlara yönelik sistem geliştirme konusunda Bosch ve Daimler, şehir içi trafik akışlarını iyileştirmeyi, karayolu emniyetini arttırmayı ve geleceğin trafiği için önemli bir temel yaratmayı amaçlıyor. Önceden belirlenmiş bir şehir içi alanda insanlar, otomobil paylaşımı rezervasyonu için akıllı telefonlarını kullanabilecek veya şehir içi kullanıma yönelik otonom bir taksi kişileri alıp istedikleri yere götürecek. İnsanların otomobil içerisinde geçirdikleri zamanı optimum şekilde kullanmasını sağlayacak bu yapı, sürücü ehliyeti olmayan kişilerin mobil hale gelmesinin de yollarını açacak.

Ruijie Networks, çözümlerini İstanbul’da tanıttı

4 binden fazla çalışana, 5 tane Ar-Ge merkezine sahip olan Çin'in önde gelen network çözümleri üreticisi Ruijie Networks, ürün ve çözümlerini 13 Nisan’da Conrad Otel'de tanıttı. Türkiye'de dağıtımı DepoNet kanalıyla yapan Ruijie'nin ürün gamı arasında switch, data center, router, wireless, yazılım, internet

gateway, firewall, security, IT management, application delivery, ICT training system yer alıyor. 2016 yılına kadar faaliyetlerini hep Çin sınırları içerisinde gerçekleştiren Ruijie, Çin’de eğitim sektörünün de önde gelen firması. Bu kapsamda birçok üniversite ve orta öğrenim okulunda network altyapısı Ruijie ürünleriyle oluşturuldu.

Demiryolu ve metro uygulamalarında da Çin’de öne çıkan Ruijie’nin otelcilik sektöründe 5 binden fazla tesiste, sağlık sektöründe 700’den fazla tesiste ürünleri bulunuyor. Telekom sektöründe de 200’den fazla kablosuz ağa sahip olan Ruijie, finans ve kamu sektörlerinde ilk 3 arasında yer alıyor. İstanbul’da düzenlenen etkinlikte öne çıkan ürünler ise veri merkezi çözümlerinde Newton 18000-X switch ailesi, High PoE switch ürünleri, kablosuz iletişimde X-Sense akıllı anten teknolojisi ve 802.11ac Wave2 ürünler, kablosuz iletişimde hastane, otel ve yurt odaları için tasarlanmış i-Share+ teknolojisi, zincir marketler ve perakende mağazalar için özel tasarlanmış, BLE teknolojisine sahip kablosuz iletişim ürünleri ile bulut uygulamaları ve yönetimi çözümleri oldu.

Talialog’dan kapsamlı çözümler

Askaynak’tan CleanArc duman emme sistemleri Eczacıbaşı-Lincoln Electric Askaynak markasıyla satışa sunulan CleanArc® Duman Emme Sistemleri, işletme içinde bölgesel olarak yapılan metal, seramik ve plastik parçaların kaynağından çıkan kaynak dumanını ortamdan yok ediyor. İşletmelerde tehlikeli kimyasal maddeler ile çalışmalarda alınması gereken önlemler kapsamında, çalışanların maruz kalacakları madde miktarlarının ve maruz kalma sürelerinin mümkün olan en az düzeyde olması çok önemli. Bu anlamda iş sağlığı ve güvenliği açısından duman emme sistemlerinin kullanılması da yasal bir zorunluluk haline geliyor. CleanArc® Duman Emme Sistemleri ise kirli havayı etkili biçimde filtreleyerek, ideal şartları sağlıyor. CleanArc M100 ve CleanArc M100E mobil duman emme üniteleri; kaynak yapılan ortamlardaki kaynak dumanını filtreleyerek olumsuz durumları önlüyor. Kendi kendini temizleyebilme özelliğine sahip olan CleanArc MC100 duman emme ünitesi, tüm metal ve plastiklerin proseslerinde duman arındıran bir ürün. CleanArc MC200 ise kendi kendini temizlerken, çift kollu duman emme özelliği ile daha ağır kaynak uygulamalarında verimli bir çalışma sunuyor. Detaylara www.askaynak.com.tr adresinden ulaşmak mümkün.

İnternet ve bilgi erişiminin zirve yaptığı günümüzde yasal bağlantı ve log’lama sorunlarının çözümü için birçok seçenek firmalar tarafından sunulmakta. Sunulan seçeneklerin hepsinde de temel anlamda 5651 sayılı kanunun gerekleri yerine getirilmekte. Burada firmalar ürünlerinin farklı özelliklerini ön plana çıkarmakta. 12M Bilişim Hizmetleri’nin Talialog ürünü de hotspot, log’lama ve 5651 çözümü için kurum ve kuruluşlara destek vermekte. Talialog, FortiNet tarafından üretilen FortiGate firewall ürünleri ile entegre çalışma

özelliğine sahip. İnternet erişim ve ağ kayıtlarını toplayarak, bu kayıtları hızlı bir şekilde incelemenizi ve 5651 sayılı kanuna uygun şekilde zaman damgalı olarak saklamanızı sağlar. Ayrıca "akıllı arama" özelliği sayesinde aramalarınızı özelleştirebilir ve hızlı bir şekilde ulaşabilirsiniz. Talialog, kullanıcıların giriş yapabilmeleri için TC Kimlik No ve cep telefonu numaraları ile şifre almalarını sağlıyor. Bunun için sistem TC Kimlik No kontrolünü Nüfus Dairesi kayıtlarından teyit edebilmekte. SMS gönderimleri için de birçok

operatörü desteklemekte. İnternet hizmeti sunmak isteyen kurum ve kuruluşların 5651 sayılı kanun uyarınca istenmeyen internet sitelerine erişimi engellemeleri ve erişim kayıtlarını zaman damgalı bir şekilde saklamaları gerekmekte. Bu açıdan Talialog; aldığı log kayıtlarını zaman damgalı ve TÜBİTAK tarafından onaylı bir şekilde saklamakta. Talialog ürün ailesi geniş bir yelpaze sunmakta. Detaylar için www.talialog.com sitesini incelemek veya 0216 318 18 20 Talialog Destek Hattı'nı aramak mümkün.


22

BThaber

KARİYER

Cardtek Holding CEO’su Turgut Güney oldu Cardtek Holding’de CEO’luk görevine Turgut Güney atandı. Finansal teknolojiler alanındaki deneyimiyle Güney, 17 Nisan 2017 tarihi itibarıyla şirketin yeni yatırımlar, uluslararası iş ortaklıkları ve küreselleşme stratejisine liderlik edecek. Güney, daha önce Akbank’ta Bilgi Teknolojileri ve Operasyondan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Turgut Güney olarak görev alıyordu. 1992-1997 arasında ABD’de çeşitli danışmanlık pozisyonlarında görev alan Güney, Akbank’taki görevi öncesinde ise Türk Ekonomi Bankası’nda Bilgi Teknolojilerinden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı olarak görev yapıyordu. Hacettepe Üniversitesi Bilgisayar Bilimleri Mühendisliği mezunu olan Güney, ABD Southern Illinois Üniversitesi'nden Bilgisayar Bilimleri Mühendisliği alanında yüksek lisans derecesine sahip.

Demirbacak, Pfizer Türkiye BT Direktörü oldu

2008 yılında Boğaziçi Üniversitesi Yönetim Bilişim Sistemleri (MIS) bölümünde lisans eğitimini tamamlayan Sezay Demirbacak, aynı bölümde yüksek lisans eğitimini ise 2013 yılında tamamladı. 2008 yılında Satış ve Pazarlama Sistemleri Uzmanı olarak Pfizer ailesine katıldı. 2010’da Gelişen Pazarlar Çözüm Merkezi’ne Çözüm Yöneticisi olarak atanan Demirbacak, Aralık 2012’de Kıdemli Bilgi Teknolojileri Çözümleri Yöneticisi oldu. 2014-2016 yılları arasında Avrupa Bölgesi Çözüm Mühendisliği Liderliği yapan Demirbacak, son olarak Mayıs 2016’dan itibaren BT İş Analizleri ve Portföy Lideri olarak görev yapıyordu.

1 - 7 Mayıs 2017

TOBB Telekomünikasyon Meclisi’nin yeni yönetimi belirlendi

Rıdvan Uğurlu

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) bünyesinde faaliyet gösteren Telekomünikasyon Meclisi’nin yeni yönetimi belirlendi. TOBB Telekomünikasyon Meclisi Başkanlığı’na sektörün kıdemli isimlerinden TELKODER Genel Sekreteri Rıdvan Uğurlu, başkan yardımcılığına ise TÜBİSAD

İstihdam, dünyaya açılabiliyor Uzaktan çalışma sistem ve yöntemlerinin gelişmesi, Türkiye için ciddi bir fırsat anlamını taşıyor. Özellikle yazılım geliştirme, destek, finans/muhasebe ve pazarlama alanlarında öne çıkan bu teknolojiler, Türkiye'nin yetkin insan kaynağının beyin göçü ile yurtdışına çıkmadan, kendi ülkelerinde çalışabilmelerine olanak sağlıyor. Böylece kalifiye insan gücü ve yaratılan katma değer ülke içerisinde kalabiliyor. Küresel bazda uzaktan çalışma kültürünü ve teknolojilerini geliştirmeye odaklanan Crossover markası; yetenekleri bularak, kendi ülkelerinden ayırmadan, belirli bir zaman mesaisi harcayarak

farklı ülkelerdeki firmalara çalışmalarına ve kendi ülkelerinde kazanabilecekleri gelirden çok daha fazlasını kazanmasına imkan sağlıyor. Crossover Türkiye Genel Müdürü Sinan Ata, “Ülkemizde 70'den fazla profesyonel tam zamanlı olarak Amerikan şirketlerinde çalışıyor ve uzaktan çıktı üretiyorlar. Ben de o çalışanlardan biriyim. Tüm mülakat süreçlerini uzaktan gerçekleştirerek kadrosu içerisine girdiğim Crossover’a kimi zaman bir kafeden kimi zaman köyümden hizmet veriyorum ve uzun yıllar tam zamanlı olarak çeşitli firmalarda çalışmış biri olarak inanıyorum ki, bu şekilde çok daha verimli ve mutluyum. Çalışanlarımızla, adaylarımızla

Crossover Türkiye Genel Müdürü Sinan Ata ya da bizden bu hizmeti almak isteyen yerli firmalar ile konuşurken de hep kendimden örnek vererek konuyu anlatıyorum” dedi.

Boylam Yazılım eğitimleri devam ediyor

Sony Eurasia’da yeni görevlendirme Sony Eurasia Genel Müdürlüğü görevine Tatsuo Takahashi atandı. Tatsuo Takahashi, görevini 2014 yılından beri Sony Eurasia Genel Müdürü olarak yürüten Kazuteru Makiyama’dan devraldı. Takahashi'nin Sony kariyeri 1987 yılında başladı. Avustralya, Panama, Miami, Singapur ve Tokyo gibi birçok farklı ülke ve şehirde görevler alan Takahashi, 2014'te ise Sony Ukrayna’nın Genel Müdürlüğü görevini üstlendi. Tatsuo Takahashi ile Sony Ukrayna, sağlam operasyonel yapıya kavuştu.

Başkanı Kübra Erman Karaca oy birliğiyle seçildi. TOBB Telekomünikasyon Meclisi’nin Başkanının ve Başkan Yardımcısının telekomünikasyon sektör derneklerinden seçilmiş olması, bu meclisin etkin biçimde sektörü temsil etmesi açısından da önem taşıyor.

Sektöründe 30’uncu yılına giren Eray Teknoloji, Boylam Yazılım’ı bayilerine tanıtmaya devam ediyor. Geçtiğimiz ay Ankara’da yapılan “Toshiba POS – Boylam Yazılım Entegrasyonu Eğitimi”nin

ardından Eray Teknoloji, bu kez de İstanbul bölgesindeki bayilerine Boylam Yazılım eğitimi verdi. Özellikle otomasyon ve barkod sektöründe faaliyet gösteren şirketlerin yetkilileri, böylece

Hızlı Satış, Self Satış, Masa Satış ve Alo Paket hizmeti veren tüm işletmelere uygun çözümler sunan Boylam Yazılım’ın detaylarına erişme imkanı buldu. İstanbul Bölge Müdürü Cüneyt Aygül, “Bayilerimiz için de bizim içinde verimli bir eğitim oldu. Eğitimin hemen ardından proje teklifleri almaya başladık. İstanbul Bölge Müdürlüğü olarak, bu eğitimleri iki haftada bir tekrarlayacağız. Böylece bayilerimizin hem yeniliklerden haberdar olmasını hem personelimizle daha samimi bir ortam yakalamasını amaçlıyoruz” dedi.


BThaber

KARİYER

1 - 7 Mayıs 2017

KOBİ’ler kendi İK uygulamalarını değerlendiriyor

Yarışın temeli ‘dijital bankacılık’

Kolay İK Kurucu Ortağı Efecan Erdur KOBİ’lerin İK ve personel yönetimi alanındaki yetkinliklerini ölçebilmesi için bir test aracı tasarlandı. İKraporu.com adresinde ücretsiz olarak kullanımına sunulan test, işe alım süreçlerinden iç iletişim çalışmalarına, özlük dosyalarının tutulmasından şirket içi eğitimlere kadar pek çok soru yöneltiyor. Testi tamamlayan KOBİ’ler, böylece bu alanda uygulamalarının başarılı olup olmadığı konusunda bir değerlendirmeye ulaşabiliyor. İKraporu.com adresinde yer alan test aracını Kolay İK ekibi tasarladı. KOBİ’lerin İK yeterlilik haritasını çıkarmayı hedeflediklerini söyleyen Kolay İK Kurucu Ortağı Efecan Erdur, “Ülkemizde faaliyet gösteren şirketlerin yüzde 90’dan fazlasının KOBİ olduğunu düşünürsek, onların dijitalleşmesi, ülke ekonomisinin istikrar kazanmasını sağlayacak. Hâlâ personel özlük dosyası tutmayan şirketler olduğunu biliyor, çalışanların en temel bilgilerine ulaşamayan şirketler olduğunu gözlemliyoruz. Bu testle, KOBİ’lere, ‘İK ve personel yönetimine dair uygulamalarınız başarılı mı?’ diye soruyor, onlara bu konuda yapmaları gerekenlerle ilgili ipuçları veriyoruz” bilgisini verdi.

Kuveyt Türk, 13-14 Mayıs tarihlerinde ilk defa düzenleyeceği Hackathon “Dijital Bankacılık” kod yarışmasında, sunduğu fikir ile dereceye girmeye hak kazanan yarışmacı ve takımlara toplamda 45 bin TL’lik ödül dağıtacak.

Bilgisayar programcıları, grafik tasarımcıları, arayüz tasarımcıları ve proje yöneticileri de dahil olmak üzere katılanların yoğun bir şekilde yazılım projelerinin geliştirilmesi amacıyla düzenlenen yarışmaya son başvuru tarihi 4 Mayıs. Hackathon; katılanların belli bir süre içinde yazılım projeleri geliştirerek, diğer takımlar ile rekabet ettiği bir organizasyon. Hackathon’a Dijital Bankacılık alanında farklı fikirler sunmak isteyen herkes katılabiliyor, ancak jüriye sunulacak fikirlerin hayata geçirilebilmesi için takımda en az bir yazılımcı bulunması gerekiyor. Yarışmacılar Hackathon’a ister tek kişi ister takım olarak katılabiliyor. Takım olarak

katılmak isteyen ekiplerin de en fazla dört kişiden oluşması gerekiyor. Bu arada, İstanbul dışından Hackathon’a katılmak isteyen yarışmacılar için Kuveyt Türk, kişi başı maksimum 200 TL olacak şekilde yol masraflarını karşılayacak. Bu imkandan faydalanmak için katılımcıların önce etkinlik için kayıt olması, daha sonra hackathon@kt-invent.com. tr adresine ulaşım talep ettiklerini içeren bir e-posta göndermeleri gerek. Ulaşım talep eden yarışmacıların, söz konusu ödemelerini alabilmeleri için projelerini jüri üyelerine sunmaları gerekiyor. Kuveyt Türk Hackathon ile ilgili detaylara http://www. kt-invent.com.tr/ adresinden ulaşılabiliyor.

Ekipler iş için buluşuyor

Otomatik katılım eğitimleri sürüyor

NN Akademi tarafından 17-18 Mart arasında otomatik katılım uygulamasıyla ilgili eğitim düzenlendi. NN Hayat ve Emeklilik çalışanlarının operasyonel süreçlerle ilgili bilgilendirildiği eğitimde, çalışanlara operasyonel süreçler, tahsilat süreçleri ve otomatik katılım fonları ile ilgili bilgilendirmeler yapılırken, satış yöneticileri, otomatik katılım için oluşturulan kurumsal portal şirket girişlerinin online ortamda nasıl yapıldığını uygulamalı olarak deneyimlediler. NN Hayat ve Emeklilik Operasyondan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Metin Gül de çalışanlara bilgi verirken, şunları söyledi: “Emeklilik konusunda bilgi birikimi ve deneyim, mevcut müşterilerimizin bizi tercih etme ve bize güvenme sebeplerinin başında geliyor. Otomatik katılımın ikinci kademesi için operasyonel süreçlerimizde sistemsel geliştirmelerimizi tamamladık. Böylece müşterilerimize kaliteli hizmet sunmaya devam edeceğiz.”

23

Microsoft, yeni hizmeti Microsoft Teams ile takım çalışmasını güçlendirmeyi hedefliyor. Sohbet tabanlı ekip çalışma platformu Microsoft Teams, ortak belge üzerinde birlikte çalışmaktan farklı konularda ekip içinde görüş paylaşmaya, grup konferans görüşmesi yapmaktan toplantı notlarını paylaşmaya kadar birçok

özelliğe sahip. Şirket içinde ekiplerin grup kurma, birebir görüşme yapma, takvim paylaşma, Word, Excel ya da Power Point gibi Office 365 uygulamaları kullanma, Skype desteği ve GIF/Emoji paylaşımı gibi özellikleri olan Microsoft Teams, Office 365 aboneleri tarafından ücretsiz kullanılabilecek. Microsoft Teams ile ilgili detaylar

İstanbul’da Microsoft Office Pazarlama Grup Müdürü Çiğdem Kayalı’nın ev sahipliğinde düzenlenen basın toplantısında paylaşıldı. Kayalı, konuşmasında şu bilgileri verdi: “Şirketlerin dijital dönüşümüne katkıda bulunmak ve ekiplerin takım içi iletişim ihtiyaçlarını karşılamak için geliştirilen Microsoft Teams, Office 365 ekosistemi ile entegre olarak çalışabiliyor. Günümüzün kurumsal dünyasında takımların birlikte daha uyumlu çalışmaları ve daha üretken olmaları için aynı ortamda bir arada olmalarına gerek yok. Yeni sohbet tabanlı ‘birlikte çalışma platformu’ Microsoft Teams’i geliştirdik. Yeni iş hayatında takım olmak, birlikte çalışmak için teknolojinin nimetlerinden yararlanmamız gerek. KOBİ’lerden büyük kurumlara, öğrencilerden tüketicilere kadar herkes Office 365 kullanıyor. Bu paket artık sadece Office uygulamalarını değil, onlarca farklı hizmeti barındırıyor. Yeni servis ve hizmetlerin sayısı da artıyor. Tüm bunlarla kullanıcılar artık ofislerine gitmeden, istedikleri yerden, istedikleri an çalışabilecekler.”


BThaber

EĞİTİMLER

ETKİNLİK TAKV!M! E T K İ N L İ K L E R

5 Mayıs 2017 Bilişimle Girişimci Kadın Projesi Ankara AYRINTILI BİLGİ: www.bgk.org.tr

11 Mayıs 2017 e-gameshow Ankara AYRINTILI BİLGİ: www.e-gameshow.com

24 Mayıs 2017 2.Uluslararası Akıllı Şehirler Konferansı Congresium Ankara AYRINTILI BİLGİ: www.akillisehirlerkonferansi.com

12 Temmuz 2017

6 Mayıs 2017 Cumartesi

ISO/IEC 27001:2013 BİLGİ GÜVENLİĞİ YÖNETİM SİSTEMİ IRCA ONAYLI BAŞDENETÇİ EĞİTİMİ Düzenleyen: TBD Yer: Kadıköy / İstanbul Ücret: 1650 TL Ayrıntılı Bilgi: www.tbd.org.tr

Bilişim 500 Ödül Töreni İstanbul AYRINTILI BİLGİ: www.bilisim500.com

14 Eylül 2017 BTvizyon Adana Toplantısı Adana AYRINTILI BİLGİ: www.btvizyon.com.tr

20 Ekim 2017 3.e-BEYAS 2017 Kurumsal Dinamikler Çerçevesinde Bilgi Sistemleri ve Bilişim Yönetimi: Beklentiler ve Yeni Yaklaşımlar Sempozyumu Ankara AYRINTILI BİLGİ: www.ebeyas.org

Siz de Eğitim ve Etkinliklerinizi Burada Ücretsiz Paylaşabilirsiniz! bthabersirketleri.com/EgitimEtkinlikDuyuru

Dell EMC World 2017 Las Vegas, ABD AYRINTILI BİLGİ: www.emc.com/en-us/microsites/ dellemcworld/index.html

6 - 9 Haziran 2017

IoT Week 2017 Cenevre, İsviçre AYRINTILI BİLGİ: http://iot-week.eu

10 Mayıs 2017

6 Mayıs 2017 JavaDay İstanbul 2017 İstanbul AYRINTILI BİLGİ: www.javaday.istanbul

16 Mayıs 2017 BTvizyon Denizli Toplantısı Denizli AYRINTILI BİLGİ: www.btvizyon.com.tr

25 Mayıs 2017 Dijital Evrim Teknoloji Platfomları İstanbul AYRINTILI BİLGİ: www.teknolojiplatformlari.com.tr

3 Ağustos 2017 BTvizyon Çanakkale Toplantısı Çanakkale AYRINTILI BİLGİ: www.btvizyon.com.tr

26 Eylül 2017

Yeni Nesil Bilişim Trendleri Ponıt Otel Barbaros / İstanbul AYRINTILI BİLGİ: www.beyaz.net

18 Mayıs 2017 BTvizyon İzmir Toplantısı İzmir AYRINTILI BİLGİ: www.btvizyon.com.tr

6 Temmuz 2017 BTvizyon Eskişehir Toplantısı Eskişehir AYRINTILI BİLGİ: www.btvizyon.com.tr

22 Ağustos 2017 Dijital Ekosistem: IoT ve M2M İstanbul AYRINTILI BİLGİ: www.teknolojiplatformlari.com.tr

5 Ekim 2017

BTvizyon Erzurum Toplantısı Erzurum AYRINTILI BİLGİ: www.btvizyon.com.tr

22-23 Kasım 2017 Bilişim Zirvesi 2017 İstanbul AYRINTILI BİLGİ: www.bilisimzirvesi.com.tr

E T K İ N L İ K L E R 8-11 Mayıs 2017

Y U R T İ Ç İ

BTvizyon Ankara Toplantısı Ankara AYRINTILI BİLGİ: www.btvizyon.com.tr

12 Aralık 2017 BTvizyon Girne Toplantısı Kıbrıs AYRINTILI BİLGİ: www.btvizyon.com.tr

Y U R T D I Ş I

23-25 Mayıs 2017

CommunicAsia2017 Marina Bay Sands, Singapur AYRINTILI BİLGİ: www.communicasia.com

4 - 6 Haziran 2017

International Conference on Cloud Computing and Applications (CCA'17) Roma, İtalya AYRINTILI BİLGİ: http://ccaconference.net


FortiGate için Log, Hotspot ve 5651 Çözüm Ortağınız w

w

w .

t

a

l

Destek Hattı 0 216 31818 20

i

a

l

o

g

.

c

Bilgi İçin talia@12m.com.tr

o

m


26

BThaber

MEKTUP

1 - 7 Mayıs 2017

Baba Sahne’de oyuna var mısın?

Yepyeni günlerden merhaba, Yine bir kamu spotum var takipçiler için. Çünkü biliyorum dostlar baş dönmesi ile deliriyor resmen. Baş dönmesi, bir başka deyişle ‘vertigo’ maalesef toplumda çok yaygın. Acıbadem Fulya Hastanesi Kulak Burun Boğaz Uzmanı Dr. Feyzi Elez de baş dönmesinin şekli, süresi ve tabloya eşlik eden belirtilerin altta yatan etken hakkında fikir verdiğini belirterek, “Tanıyı koymak için ise denge testi ile işitme testinin mutlaka yapılması gerek” demiş. Dr. Elez, baş dönmesine yol açan 10 nedeni de şöyle anlatmış: Menier hastalığı, yani kulak çınlaması, kulakta dolgunluk, işitme kaybı ve baş dönmesi krizleri, kulak kristallerinin dökülmesi, iç kulak nezlesi, kronik orta kulak iltihapları, acı ama gerçek migren, üstüne hipertansiyon, varis ve aritmiler gibi kalp damar sistemi rahatsızlıkları, tiroit hastalıkları, kansızlık, diyabet, böbrek üstü bezi hastalıkları ve otoimmun hastalıklar gibi sistemik hastalıklar, depresyon, anksiyete ve korku gibi nedenlerden kaynaklanan psikolojik kökenli baş dönmeleri, deniz ve uçak yolculukları, bir de anksiyete, depresyon, uyku ve tansiyon sorunlarında kullanılan bazı ilaçlar ve yine bazı antibiyotikler. Ben bu kadarını söylemiş olayım, derdi olan n’olur doktoru ile görüşsün. Sırada övgüye layık bir girişimim ve destek beklentim var. Ankaralı sosyal girişimci Onur Kılıç tarafından geliştirilen “Sesli Durak” bir mobil uygulama. Görme engellilerin duraklara gelen otobüslerden ve bu otobüslerin hangi hata ait olduklarından haberdar olmalarını sağlıyor. İlk olarak Ankara’da hizmet vermeye başlayan “Sesli Durak”, Türkiye’nin daha fazla ilinde, daha fazla görme engelliye hizmet verebilmek için

Buluşum’da destekçilerini bekliyor. Detaylar ve destek için bilgiler https://www.bulusum. biz/ProjeDetay/sesli-durak sitesinde, benden duymuş ol. ‘Talas Belediyesi, kendi elektriğini üretmeye başladı’ diyerek çevresel başarılarıma geçiyorum. Kayseri Talas Belediyesi, tükettiği elektrik enerjisini karşılamak için Süleymanlı mahallesinde 1 MW gücünde güneş enerjisi santralinin (GES) kurulumunu gerçekleştirmiş. Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanlığı tarafından, projenin resmi kabulü de yapılmış. Bu projeyle, yılda 400 bin TL’nin üzerinde para Talas Belediyesi’nin kasasında

kalacak. Çevresel artıları da cabası. Tüketici haklarının ele alındığı 30. Uluslararası Tüketici Zirvesi’nde ‘2017 Lobin Consumer Quality Awards’ ödülleri de verildi. Törene tüketici memnuniyetini ilke edinen, bizlerin de tüketmekten keyif aldığımız Beypazarı Maden Suyu da ödül aldı. Anladığın üzere, ödüllere geçiş yaptım. Küresel analitik şirketi SAS, Linktera’yı MEA bölgesinde diğer çözüm ortakları arasından birinci seçerek yılın iş ortağı olarak belirlemiş. Türk Telekom’un kurumsal okulu Türk Telekom Akademi ise Küresel Kurumsal

Üniversiteler Konseyi Ödülleri kapsamındaki ‘İnsan ve Dijital Yaklaşımı Bütünleştiren En İyi Kurumsal Üniversite’ kategorisinde gümüş ödülün sahibi olmuş. Dijital dünya ile insan kaynağı eğitim uygulamalarını bir araya getirdiği programları ile bu ödülü alan Türk Telekom Akademi, böylece başarısını küresel arenada bir kez daha göstermiş. Refik Anadol’un, SALT Araştırma arşiv koleksiyonları arasındaki ilişkileri yapay zekâ araçlarıyla değerlendirdiği medya enstalasyonu ‘Arşiv Rüyası’ 11 Haziran’a kadar SALT Galata’da. ‘Arşiv Rüyası’ projesi için Google Artists and Machine Intelligence programıyla konuk sanatçı olarak çalışan Anadol, süper bilgisayarlar ve makine zekâsındaki gelişmelere başvurmuş. SALT Araştırma arşiv koleksiyonlarını, yüksek işlemci gücüne sahip yapay zekâ ve makine öğrenimi algoritmalarıyla görsel bir okumaya tabi tutan, çok boyutlu verileri birbiriyle

etkileşime açan Anadol’un ‘Arşiv Rüyası’, işte bu zengin belge birikimini, izleyicinin tümüyle çevrelendiği bir mekânda çeşitli açılardan inceleme, değerlendirme ve yorumlama imkânı sunuyor. Google Sanatçılar ve Makine Zekâsı’nın yanı sıra Doğuş Teknoloji, ŠKODA ve Volkswagen Doğuş Finansman desteğiyle 2017’de üretilen Arşiv Rüyası ziyareti kaçınılmaz olarak gündemimizde olsun. Kadınlar arası dayanışmanın ve ortak üretimin gücüne inanarak yola çıkan Uçan Süpürge Uluslararası Kadın Filmleri Festivali, yine bir ilke imza attı. Festival kapsamında ulusal ve uluslararası işlere imza atmış 100’e yakın kadın yönetmen/ yapımcılar Türkiye’de ilk defa yapılan Kadın Yönetmenler/ Yapımcılar Buluşması etkinliğinde bir araya geldi. Türk sinemasının birbirinden ünlü başarılı kadınlarının ve basın mensuplarının katılımıyla gerçekleşen "Kameranın Arkasındaki Kadınlar Buluşması" ayrıca kitap haline getirilecek ve network ağı veri tabanı da oluşturulacak. Filmmor adına açıklama yapan Melek Özman’ın dediği gibi, birlikte yollar bulmak, açmak üzere... Şevket Çoruh’tan tiyatro dünyasına bir vefa örneğin paylaşacağım seninle. Çoruh, büyük emeklerle hayata geçirdiği Baba Sahne’nin localarına İstanbul’un ilk yakılan, ilk yıkılan, kapanan ve her şeye rağmen ayakta kalmayı sürdüren tiyatro salonlarının ismini vermiş: Gedikpaşa Tiyatrosu, Şan Tiyatrosu, Kenter Tiyatrosu, Dormen Tiyatrosu, Küçük Sahne ve Ses Tiyatrosu. Oyun bilgileri için babasahne.com, facebook.com/babasahne, twitter.com/babasahne ve instagram.com/baba.sahne her daim takibimizde olsun. Bu hafta da bu kadar, yeni bir gündemle buluşmak dileğiyle,

REKLAM SATIŞ GRUBU YIL 22 SAYI 1120

BThaber Yayıncılık ve Etkinlik Hizmetleri A.Ş. adına Sahibi ve Sorumlu Yazıişleri Müdürü Neslihan Aksun neslihana@bthaber.com.tr

www.bthaber.com

BThaber Grubu Yayın Koordinatörü Ayhan Sevgi ayhans@bthaber.com.tr

1 - 7 Mayıs 2017

www.linkedin.com/groups/BThaber twitter.com/bthaber www.facebook.com/BThaber

Okur Temsilcisi Behçet Envarlı benvarli@tbv.org.tr

Editör

Görsel Yönetmen

Handan Aybars handana@bthaber.com.tr

Tuğçe Erarslan tugcee@bthaber.com.tr

Online Editör

Video Editör

Ferit Çelik feritc@bthaber.com.tr

Efe Çevikoğulları efec@bthaber.com.tr

Bültenlerinizi

bulten@bthaber.com.tr adresine gönderebilirsiniz

Cilt, Baskı, Poşetleme: Apa Uniprint San. ve Tic. A.Ş. - Hadımköy İstanbul Asfaltı Ömerli Köyü İstanbul - Tel 0212-798 28 40. l

Abone ve Dağıtım btabone@bthaber.com.tr

Satış Grubu Kutay Göçe Karolin Özçelik Abdurrahman Koyuncu Funda Koyuncu (Ankara)

Reklam Rezervasyon info@bthaber.com.tr Yönetim Yeri: BThaber Yayıncılık ve Etkinlik Hizmetleri A.Ş. Fetih Mah. Tahralı Sokak Kavakyeli Plaza C Blok 7/5 34704 Ataşehir/İSTANBUL Telefon: (0216) 291 13 90 Ankara Ofisi: Adres : Nergis Sok Via Flat İş Merkezi No:7/2 Söğütözü-Ankara Telefon: (0312) 258 64 24 / Faks: (0312) 258 63 02

Türkiye’nin en köklü bilişim teknolojileri yayını olan BThaber, 1995 yılından bu yana bilişim ve teknoloji dünyasındaki en son haberleri, yenilikleri ve bilgileri okuyucularına kesintisiz bir şekilde sunmaya devam ediyor. Her hafta yüzde 35’i BT, yüzde 65’i ise finans, otomotiv ve sağlık gibi farklı sektörlerde yer alan şirketlerin ve kamu kurumlarının yöneticilerinden oluşan 7500’ün üzerinde kişiye ulaşmakta ve online platformlar üzerinden her hafta on binlerce kişiye erişim sağlamaktadır.

ISSN 1300-6495 BThaber kontrollü abonelik sistemiyle dağıtılmaktadır. - Fiyatı 1 Kuruş (KDV dahil) - BThaber, 5187 sayılı Basın Kanunu’nun 2/f maddesi hükmü gereği ‘yerel süreli yayın’dır.



WEEKLY INFORMATION TECHNOLOGY AND ECONOMY NEWSPAPER

The development of e-commerce depends on the steps to be taken TÜSİAD’s “Driving Force of Economy in the Digitalizing World: e-Commerce” report was prepared with the support of GittiGidiyor and the Boston Consulting Group (BCG). While setting out the potential in e-commerce, it emphasizes the development options for e-commerce and what steps are needed to be taken to seize these opportunities. At the meeting, the report prepared with the aim of being a source of information and reference for Turkey’s e-commerce sector was shared with the public. Important names of the industry participated in the meeting such as TÜSİAD Board Member Erol Bilecik, TÜSİAD Board Member and Digital Economy Round Table Leader Esin Güral Argat, TÜSİAD Management and Round Table Board Member Sina Afra, TÜSİAD Information Communication Technology Work Group Chairman Filiz Akdede, BCG Managing Partner Cenk Sezginsoy, General Director of GittiGidiyor Öget Kantarcı, BTS Legal Managing Partner Yasin Beceni, Interbank Card Center CEO Soner Canko, Media Markt CEO Yenal Gökyıldırım and Co-Chairwoman of Koton Gülden Yılmaz. TÜSİAD Board Member Erol Bilecik stated at the opening speech of the meeting that: “Although e-commerce continues to grow rapidly in our country, the share of e-commerce in total retail is 3.5%. Our e-commerce sector has a strong potential and development area. We believe that if we correctly seize the opportunities in this development field, e-commerce sector will take the share it deserves in the economy. I would like to emphasize the importance

of more involvement of traditional retail companies and SMEs in e-commerce ecosystem in our country, strengthening consumer perception related to e-commerce and developing digital literacy. We also think that an effective and constructive communication between the sector and the administrative structure; and also a mechanism that strengthens the coordination of e-commerce on the public side will be very useful. We must think of e-commerce as an ecosystem. From technical infrastructure, logistics, internet entrepreneurship, financial infrastructure, alternative payment systems to healthy legislation structure; every element should be taken into consideration as a whole and developed. In this context, it is critical that the necessary steps are to be taken and carried into effect with an effective program framework, together with the industrial and public participation.” TÜSİAD Board Member and Digital Economy Round Table Leader Esin Güral Argat said in her opening speech that they aim to remind the growing importance of e-commerce in the world and Turkey, to raise awareness among all parties and to support the development of e-commerce in Turkey. BCG Managing Partner Cenk Sezginsoy, who attended the session within the introductory meeting, said that: “In order for companies in Turkey to benefit from the advantages offered by the e-commerce, they need to understand their unique circumstances and changing trends accurately. Rapid changes in technology have begun to change the business

models in e-commerce as well as increasing the investments of classical retailers in digitalization. Technologies such as artificial intelligence, which we could not even imagine before, can reshape the commerce today and change consumer behaviors and anticipations at the same pace. Within this digital transformation, companies that can adapt quickly and meet customer expectations will be among the winners in competition. For this reason, in the report, we tried to raise awareness by giving examples about changing trends and customer behaviors in the world and in Turkey and to support the development of e-commerce in Turkey. In 2020, 64% of global e-commerce volume is expected to be realized by developing countries, a sign of the great potential of our country, which can easily be adapted to the innovations through the young population. Of course, there are many difficulties in bringing this potential out. With this report, we have included these challenges and suggestions for solutions; we think that Turkey can catch the potential of e-commerce sector by taking fast and coordinated steps with the participation of all parties.” GittiGidiyor General Manager Öget Kantarcı also gave the following information in his speech at the same session: “Turkey is among the countries with the highest potential in the e-commerce sector due to 58% internet and 65% smart phone penetration. Retail e-commerce volume grew 32% in 2016 to 17.5 billion TL. Despite this rapid growth, however, e-commerce’s share in total retail is 3.5%. It also turns

out that we have way to go, considering that this figure is 8.5% in the world average. The growth of e-commerce in Turkey has only been triggered by the companies that are currently operating on the online channel. At this point, it is crucial for classical retailers and SMEs to increase their e-commerce activities in order to increase their volume. By providing infrastructures, trainings and various incentives, we create a new sales channel for SMEs when we include them in the potential system there. This means that those businesses will be able to reach everyone who has access to the internet. Not only in Turkey; because we want to finally reach the export point. We are talking about a great opportunity for Turkey. We need to create the necessary infrastructure for such issues as logistics and customs. If we work diligently on all these issues and work together as all parties of the sector, the volume of retail e-commerce in Turkey can easily double to 35 billion TL in 2019 with a significant contribution to cross-border trade.”

Some notable findings from the report: • The volume of global e-commerce has increased from 630 billion USD to 1.6 trillion USD in the last 4 years, while its share in total retail has risen from 4.2% to 8.5%. It is expected that this ratio will reach 13% in 2021. • In 2020, 64% of global e-commerce volume is expected to be generated by developing countries. In the world, cross border e-commerce volume reached 400 billion USD. The cross border e-commerce

will continue to grow, reaching the 1 trillion USD border by 2020. The volume of e-commerce in Turkey reached 17.5 billion TL by 2016. The share of total retail sales of e-commerce, which was 1.7% in 2012, rose to 3.5%. In Turkey, the share of classical retailers in the total e-commerce market is around 30%. Mobile e-commerce share is 44% globally while it is 19% in Turkey. As of 2016, approximately 19% of e-commerce transactions in Turkey have been realized via smartphones and tablets. It is estimated that by 2021, this ratio will reach 49%. The most important factor in choosing online shopping in Turkey is a reasonable price expectation. Only 1 in every 3 people who use internet in Turkey is shopping online. Consumers are doing their product researches on the mobile and purchases on the desktop.

In the report, the steps to be taken to seize the potential of e-commerce in Turkey are summarized in the following 5 topics: •

• •

• •

Ensuring effective communication between the sector and the administrative structure Increasing perception and digital literacy Greater involvement of retailers in the e-commerce ecosystem Improvement of technical infrastructure Regulation of legislation to support sectoral development



Kiosk İnnova will be a guide to the world via its R&D Center Kiosk İnnova, a company operating in the field of self-service and smart solutions and the provider of information technology solutions of Türk Telekom, has got the status of an “R&D Center”. Kiosk İnnova R&D Center, where innovative and value added solutions will be developed; will contribute to Turkey’s pioneering in the field of self-service and automation solutions in the world. Kiosk

İnnova R&D Center will facilitate the development of high value added projects, while providing rapid access to R&D tools. Kiosk İnnova aims to bring together business partners and academics in the field of large potential self-service solutions with the status of an R&D Center, to develop innovative collaborative projects with universities and to export to more countries. Currently,

over 60 distinguished solution partners in 25 countries represent Kiosk İnnova in presales and after-sales services. İnnova General Manager Aydın Ersöz shared the following information: “We are developing solutions with our end-to-end approach in the field of self-service and smart solutions and we are leading the sector in this field. In November 2016, we organized our ‘Self Service

and Smart Solutions Summit’ in İstanbul to highlight the opportunities for our country and industry. After the event, we carry the industry platform for self-service and smart solutions into effect. With value added products and solutions we will develop in this field, we aim to gain higher success in global markets and to contribute to qualified employment in our country. Our goal is to make

our country a technology center that guides the selfservice solutions sector. With Kiosk İnnova acquiring an R&D center status, we own the first private R&D center title for Turkey’s self-service and intelligent solutions. While we will operate in the R&D center status, it will make it easier for us to develop high value added projects and also provide quick access to R&D tools.”

The center of innovation will be located in Ankara METU Technopolis is establishing an Information Innovation Center which will include global technology giants in Ankara, with the support of the Ministry of Science, Industry and Technology. The center is aimed to be active by the end of 2017 and become a valuecreating innovation ecosystem in which international technological products and global technology companies are present. It is aimed that domestic and global technology companies

to take place in the METU Technopolis Information Innovation Center, which will be built on a total of 33.500 m2 closed area, 10.500 m2 being the office space in the Technology Development Zone in Ankara, on the Eskisehir highway. In addition to sharing the products, solutions and visions of the technology companies, activities such as the presentation of R&D, solutions, products and visions of the ODTÜ Technopolis companies, seminars and trainings are

planned for the university faculty members and students. The incubation areas to be developed at the center will also be set up to provide conditions for young entrepreneurs to grow. In addition to developing technology in the Information Innovation Center, these technologies are aimed to take place in the daily life and experienced within the social areas located at the center by being brought together with the society.

The Information Innovation Center will host 5G and advanced communication technologies, cloud solutions, big data, internet of things, focused and original work and Industry 4.0. The General Manager of METU Technopolis Mustafa İ. Kızıltaş stated that: “As METU Technopolis, we are hosting a nationally and internationally big company. With the support of the Ministry of Science, Industry and Technology; we aim to create a value-adding

innovation ecosystem with global technological companies and internationally successful technological products in METU Technopolis Information Innovation Center, which we planned to launch at the end of this year. The bridge will be established with the center and global technology giants and the center will add great value to Ankara with the structure that combines society with technology in the heart of the city.”

Early warning against power cuts with DEPAR Boğaziçi Elektrik Dağıtım A.Ş. (BEDAŞ), which provides electricity distribution service for Iİstanbul’s European side signed an R&D project agreement with ASELSAN. “DEPAR” device developed by BEDAŞ and ASELSAN engineers and presented at the 5th International İstanbul Smart Network Convention and Fair; constantly monitors the transformers supplying electricity to the neighborhoods, allowing the system to switch off early before a breakdown or power cut occurs in an abnormal situation. Energy, heat and power quality measurements of low voltage networks are carried out and the obtained data is transmitted to the

remote monitoring and control center thanks to DEPAR placed in transformer centers in electricity distribution networks. The monitoring center, which analyzes the incoming data, directs the teams to the transformer center to intervene without any problems on the possibility of power cuts and malfunction. This project is an important step in making the network ‘smart’ said ASELSAN Director of Power Control and Renewable Energy Program, Dr. Tarık Oranç: “We are developing products focused on smart energy management in the energy sector, which is another

critical technology area for our country besides defense electronics. With the power quality measuring device and monitoring center software developed within the scope of this project carried out with BEDAŞ, distribution network will be instantly monitored and controlled. Transformer temperature and other technical information such as insurance status can also be monitored remotely by the operator.” BEDAŞ R&D and Investment Director İlker Dursun expressed that they are proud of opening a new page in the energy sector together with ASELSAN. DEPAR, which was developed as

a product of a hard work, can be applied to all regions where electricity distribution is made throughout Turkey. İlker Dursun commented as: “With the Automatic Meter Reading System (OSOS), we are able to monitor large electricity consumers instantly. Thanks to DEPAR, we have developed together with ASELSAN, we will now have the opportunity to instantly monitor the quality of the neighborhood and street energy and to take the x-ray of the entire network. This means the sprouting of the smart network infrastructure we have seeded with many different projects before. We will continue our investment and R&D activities

without slowing down in the following period.” BEDAŞ, which serves 4.8 million subscribers in the Istanbul European side, will quickly experience the pilot application of the new system. In the coming days, energy, heat and power quality will be monitored remotely and instantly transmitted to the control center thanks to DEPAR which will be placed in the transformer centers of 5 regions in the first stage. After completion of the pilot work, it is aimed to spread the DEPAR device in many transformer centers in Turkey, especially in İstanbul and abroad.


Gururlu ve 10. Kuruluş yılımızı kutladığımız bugün ilk günkü enerjimizle doluyuz. Yapısal kablolama ve güvenlik sektöründeki dünya markalarının Türkiye’deki bir numaralı temsilcisi olmanın yanısıra yıllar boyu sizlere en iyi hizmeti verebildiğimiz inancı ile gururluyuz.

EFB Elektronik İthalat İhracat Üretim Tic. Ltd. Şti. Halide Edip Adıvar Mah. Sultan Sok. Mavi Plaza No:22 D:11/22A 34381 Şişli - İstanbul T. +90. 212. 222 92 50 pbx F. +90. 212. 222 92 89 E. info@efb-elektronik.com.tr

Alt yapımızda Alman kalitesi var!

www.efb-elektronik.com.tr



SPA & FITNESS

En yeni teknoloji ile donatılmış, üçü gün ışığı alan toplam altı toplantı salonu, ikiye bölünebilir toplam 254 m2 genişliğindeki konferans salonu, 440 m2 genişliğindeki kolonsuz balo salonu ve 400 m2 genişliğindeki açık hava etkinlik alanı ile Wish More Hotel İstanbul verimli toplantılar, unutulmaz düğünler ve keyifli kutlamalar için kusursuz mekan alternatifleri sunuyor.

“ iyi “

Daha

hisset

T. +90 (212) 443 10 00 | Kocatepe Mah. Cicoz Yolu Cad. No: 207 Bayrampaşa / İstanbul | fiy /wishmorehotels www.wishmore.com.tr



Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.