Mikro Veri Merkezi Huawei Fusion Module 800
www.artronic.com.tr
SAYI
HAFTALIK BİLİŞİM TEKNOLOJİLERİ VE EKONOMİSİ GAZETESİ www.bthaber.com.tr
1123 22 - 28 Mayıs 2017
Sayfa
4
Sağlık sektörü tüm detayları ve hedefleri ile ele alındı Sağlık Bilişim Konferansı ve Fuarı HIMSS, Sağlık Bakanı Prof. Dr. Recep Akdağ’ın katılımı ile gerçekleştirildi.
Sayfa
5
eTR ödülleri ile örnek uygulamalara tam destek TÜSİAD ve TBV tarafından, Vodafone Türkiye ana sponsorluğunda düzenlenen “14. eTR Ödülleri” sahiplerini buldu.
Sayfa
8
Otomotiv sektörü 5G için kolları sıvadı 5G'ye Giden Yolda Otomotiv Sektörü Çalıştayı, BTK bünyesinde gerçekleştirildi.
Sayfa
3
Türkiye bilişim sektörünün büyüklüğü 95 milyar TL TÜBİSAD’ın “Bilgi ve İletişim Teknoloji Sektörü 2016 Yılı Pazar Verileri” raporuna göre sektör TL bazında bir önceki yıla oranla yüzde 14.4 büyümeyle 94.3 milyar TL oldu. Araştırmanın sonuçlarına göre 2017 yılında da sektörün Türk Lirası bazında çift haneli büyümesi bekleniyor. “Türkiye e-Ticaret Pazar Büyüklüğü -2016” raporuna göre de e-ticaret sektörü yıllık yüzde 24’lük bir artışla 30.8 milyar TL büyüklüğe ulaştı. deneme.pdf
Sayfa
12
C
M
Y
CM
MY
CY
Türkiye’de SOME’ler ve siber güvenlikte milli çözümler Türkiye’de SOME’ler ve Siber Güvenlikte Milli Çözümler etkinliği BÜSİBER, BThaber ve İstanbul Kalkınma Ajansı katkılarıyla Boğaziçi Üniversitesi'nde gerçekleştirildi.
CMY
K
3
15.05.2017
15:54
BThaber
GÜNDEM
22 - 28 Mayıs 2017
3
Türkiye bilişim sektörünün büyüklüğü 95 milyar TL Bilişim Sanayicileri Derneği (TÜBİSAD), 2016 yılı “Bilgi ve İletişim Teknoloji Sektörü Pazar Verileri”ni açıkladı. Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) Başkanı Dr. Ömer Fatih Sayan, TÜBİSAD Başkanı Kübra Erman Karaca’nın açılış konuşmasını gerçekleştirdiği toplantıda TÜBİSAD Bilgi Merkezi Komisyonu Başkanı Levent Kızıltan ve proje danışmanı Deloitte Türkiye’nin Ortağı Tolga Yaveroğlu çalışma hakkında açıklamalarda bulundu. Toplantıya görüntülü telekonferans yöntemi ile katılıp açılış konuşmasını yapan Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) Başkanı Dr. Ömer Fatih Sayan, bilişim sektörünün diğer sektörerin gelişimini etkileyen merkezi bir konumda olduğunu belirterek, raporu hazırlayan TÜBİSAD’a ve paydaşlarına teşekkür etti. Bilişim sektörünü geliştirmenin önümüzdeki yıllarda daha önemli bir hale geleceğini vurgulayan Sayan, Türkiye’nin bu alanda teknoloji geliştiren ve üretim yapan bir üllke olması için çaba sarf edildiğini söyledi. Sayan, “Haberleşme sektörünün de içerisinde bulunduğu BİT’in gelişimi ekonomi de çarpan etkisi yapıyor ve çok daha önemli hale geliyor.Biz de üreten kişi, kuruluş ve devlet olarak sadece pazar değil bu
teknolojiler geliştiren ve diğerlerine göre daha önde olan konumda olacağımızı düşünüyorum” dedi. Toplantının açılış konuşmasını yapan TÜBİSAD Yönetim Kurulu Başkanı Kübra Erman Karaca, "Bilgi ve İletişim Teknolojileri Sektör Verileri" çalışmasının her yıl daha önemli hale geldiğini belirterek sektör hakkında değerlendirmelerde bulundu. 2016 yılında hain darbe girişimi, terör olayları, döviz kurlarındaki hareketlilik, ülkemizin jeopolitik konumundan kaynaklanan sorunlar, kamu ve özel sektörde faaliyet gösteren bazı şirketlerin büyük projelerini askıya alması gibi bir dizi olumsuz gelişmenin yaşanmasına karşın bilgi ve iletişim teknolojileri sektörünün Türk Lirası bazında çift haneli büyümesini sürdürdüğünü belirten Karaca, şöyle devam etti: “2016 yılı kurumların, hızla gelişen teknolojinin ve bilgi dünyasında varolan rekabetin gerisinde kalmamak için dijital dönüşüm stratejilerini konuştukları ve bunları planladıkları bir yıl oldu. 2017 de kurumların bu stratejileri uygulamaya
Türkİye Bİlİşİm Pazarı - 2016 •
•
•
TÜBİSAD Başkanı Kübra Erman Karaca geçirecekleri ve daha somut adım atacakları bir yıl oluyor. Dijital dönüşüm gerek katma değerli ürünlerde gerek mobil ürünlerde, gerekse teknolojinin her noktasında insan hayatını ilgilendiren ürünlerde etkin olacak. Bu açıdan; gerek yazılım geliştirenler veya servis sunanlar gerekse donanım tedarikçileri önemli rol oynayacak.” Karaca, çift haneli büyüme ivmesini sürdüren bilişim sektörünün, ekonominin geneline yayılan çarpan etkisi ile kendisine atfedilen bu önemi fazlasıyla hak ettiğini söyledi. Deloitte Türkiye’nin Ortağı Tolga Yaveroğlu, geride bırakılan zor bir seneye rağmen pazardaki yüzde
E-Tİcaret hacmİ 30.8 mİlyar TL’ye ulaştı Bilişim Sanayicileri Derneği (TÜBİSAD), “Türkiye e-Ticaret Pazar Büyüklüğü -2016” raporunu açıkladı. Bu yıl döddüncüsü hazırlanan raporda, e-Ticaret sektörünün yıllık yüzde 24’lük bir artışla 30.8 milyar TL büyüklüğe ulaştığı belirtildi.
•
•
Bilişim teknolojileri toplam sektör büyüklüğü Türk Lirası bazında yüzde 14.4’lük büyüme ile 2016 yılında 94.3 milyar TL’lik hacme ulaştı. Toplam sektör büyüklüğünü oluşturan iki ana unsurdan birisi olan bilgi teknolojileri Türk Lirası bazında yüzde 11’lik büyüme ile 29,6 milyar TL'ye, iletişim teknolojileri ise yüzde 16'lık büyüme ile 64,7 milyar TL’ye ulaştı. 2016 yılında 29,6 milyar TL’lik büyüklüğe ulaşan bilgi teknolojileri sektörünün alt kategorilerine baktığımızda donanım satışları 12.9 milyar TL, yazılım satışları 11,9 milyar TL ve hizmet satışları 4,8 milyar TL olarak gerçekleşti. Bilgi teknolojileri kategorisinde, bir önceki yıla göre en yüksek büyüme yüzde 16.3 ile yazılım kategorisinde gerçekleşti. Yazılım sektöründeki büyümeyi yüzde 14.4 ile hizmet, yüzde 5.1 ile donanım sektörleri takip etti. İletişim teknolojileri sektörü 2016 yılında 64.7 milyar TL
14 oranındaki büyümenin memnun edici olduğunu ifade etti. Yaveroğlu, “Büyümenin büyük bir bölümünün, 4.5G ihalesenin de etkisiyle, İletişim Teknolojileri sektöründen geldiğini görüyoruz. Bilişim Teknolojileri sektöründe de yazılımın payı artmaya devam ediyor. Türk Lirası’nın son dönemde kaybetmiş olduğu değer ve Turquality gibi ihracatı teşvik edici
•
•
•
büyüklüğe sahip oldu. Alt kategorilerin dağılımında donanım satışları 19,3 milyar TL, elektronik haberleşme satışları 45,4 milyar TL oldu. 2016 yılında bilgi teknolojileri hizmet kategorisinde yerlilik oranı yüzde 86, yazılım kategorisinde ise yüzde 60 oldu. Sektörün, toplam ihracat rakamı ise Türk Lirası bazında bir önceki yıla göre yüzde 32 artarak 3,1 milyar TL’ye ulaştı. Toplam ihracatın 2,041 milyar TL’lik kısmı yazılımdan geldi. Yazılım ihracatı geçen yıla oranla yüzde 41 büyüdü. Yazılımdan elde edilen cironun yüzde 14’lük kısmı ihracattan geliyor. En fazla ihracat yüzde 56 ile Ortadoğu ve Afrika yüzde 20’lik oranla Avrupa Birliği ülkelerine yapıldı. 2016 yılında sektörün Türk lirası bazında farklı alanlarda gösterdiği büyüklüğe rağmen istihdamda bunu yansıtacak bir artış görülmedi. Bu durum, şirketlerin verimliliğe önem verdiğinin göstergesi olarak yorumlanıyor.
programların sektörümüzü kapsama dahil etmesiyle birlikte önümüzdeki dönemde geçtiğimiz yıl yüzde 32 oranında artan sektör ihracatının daha da gelişmesini bekliyoruz. Bu büyümenin sürdürülebilir olmasının önündeki en büyük engellerden biri olan nitelikli işgücü açığı konusunu da hep birlikte çözmemiz gerekiyor” şeklinde konuştu.
4
BThaber
E-TOPLUM
22 - 28 Mayıs 2017
Sağlık sektörü tüm detayları ve hedefleri ile ele alındı
Haber Merkezi
Sağlık Bilişim Konferansı ve Fuarı HIMSS Türkiye 2017, Sağlık Bakanı Prof. Dr. Recep Akdağ’ın katılımı ile İstanbul’da gerçekleştirildi. 40 ülkeden sağlık profesyonellerinin katılım gösterdiği etkinlikte akıllı teknolojilerle büyük hastanelerin yönetimi, genom bilimi ve kişiselleştirilmiş tıp, hastane bilgi yönetim sistemlerinin yeni vizyonuna yönetsel bakış, siber güvenlik ve kişisel veri güvenliği, hasta katılımlı e-sağlık hizmetleri ve halk sağlığı alanında bilişim çözümleri, kağıtsız hastaneye giden yolda adımlar ile Teletıp: Uzaktan teşhis, tedavi ve izleme konularında oturumlar düzenlendi. HBYS’nin Yeni Vizyonuna Yönetsel Bakış konulu oturumda hastane otomasyonlarında yeni vizyon, dijital hasta kayıtlarının hasta bakım kalitesi ve hasta güvenliği bakımından önemi, tıbbi tedarik zinciri yönetiminde dijitalleşme, fayda tanımı ve fayda temelli bilgi yönetim sistemi gibi konular ele alındı. Etkinlikte yeni nesil ağ güvenliği ve tümleşik siber güvenlik sistemi, Türkiye’de siber güvenlik mevzuatının sağlık bilişimi boyutunda değerlendirilmesi, kişisel sağlık verilerinin korunması konusunda sağlık personelinin mevzuat boyutunda yükümlülükleri ile sağlık bilişim ağı altyapısında
senaryo bazlı ağ güvenliği konularında eğitimler de verildi. Odak grup toplantıları başlığı altında da Sağlık Bakanlığı Sağlık Bilgi Sistemleri Genel Müdürlüğü ProEmpower Projesi'nin Sunumu; ITS, UTS, Renkli Reçete ve E-Reçete Uygulamaları; Akıllı Telefonlardaki Sağlık Uygulamalarında Hacking ve Veri Çalınmasına Yönelik Uygulama Eğitimi (Cyber Security Hub), Modern İş Dünyası için Modern SOC
uygulamaları ele alındı. TKHK eğitimleri kapsamında “Riskli Gebe Yönetiminde Bilişim Teknolojileri” ile "Bilişim Hemşireliği Eğitimi"; SOME Siber Olaylara Müdahale Uygulamaları Eğitimi - ISSA (Cyber Security Hub); Sağlıkta Kişisel Verilerin Korunması Kanunu Eğitimi; Diamond Sponsor Ankaref Workshop ile katılımcılarla buluştu. “Hastane yöneticileri kendini hazırlasın” Türkiye, Avrupa ve bölge ülkelerden binin üzerinde sağlık bilişim teknolojisi uzmanı, klinik uzmanlar, firma yetkilileri, yatırımcılar ve sağlık bilişim profesyonellerini buluşturan bölgenin en büyük uluslararası
sağlık bilişim etkinliği HIMSS Türkiye 2017’nin açılışında konuşan Sağlık Bakanı Prof. Dr. Recep Akdağ, şu bilgileri katılımcılarla paylaştı: “Sağlıkta dönüşümde ortaya koyduğumuz hedeflerde Türkiye’yi bir lider ülke konumuna koymaya kararlıyız. Şu anda HIMSS 7 seviyesinde bir hastanemiz, HIMSS 6 seviyesinde 16 hastanemiz var, 3 hastanemiz de HIMSS 6 seviyesini yakalamak üzere. Bu sene HIMSS EMRAM 7
seviyesinde olan Tire Devlet Hastanesi’nin üzerine, 6 seviyesinde olan 16 hastaneyi ve 6 seviyesi için aşağı yukarı hazır olan 3 hastaneyi eklersek 1+16+3=20 hastane için Sağlık Bakanlığında HIMSS 7 hedefini koyuyorum. Bunun aşağısı olmaz. Diğer tüm hastanelerimiz için ondan önce HIMSS 6 hedefi koymak gerek. Bizim bu anlamda, 635 hastanenin yüzde 15’ini koysak 100 hastane eder. 100 hastane için HIMSS 6, geri kalan tüm hastanelerimiz için de HIMSS 5 hedefi koyuyorum. Burada hastane yöneticileri kendisini buna göre hazırlasın. Daha fazlasına razıyız, daha azına razı değiliz. Türkiye'de verdiğimiz hizmetlerin yaygınlığı ve herkese ulaşması açısından bugün Amerika ile yarışır bir yerdeyiz. Bu etkin sistemleri oluştururken dijital bilgi sistemlerinden yeterince faydalanmak gerek. Bu konuda koyduğumuz hedefler diğer hedeflere göre daha yavaş ilerledi ama Türkiye bu yavaş ilerlemeye rağmen birçok ülkenin önünde. Hem etkinliği, hem kaliteli, hem hesap verebilirliği ve performansın hesaplandığı sistemleri geliştirebilmek için her hastanenin kendi bilgi sistemini geliştirmesi ve HIMSS sınıflamasında 7 seviyesine ulaşmasını yeterli görmüyorum. Tüm sağlık kuruluşları arasında bu bilginin güvenli biçimde paylaşılması gerek. Bunun için özel hastanelerimiz de, üniversite hastanelerimiz de, aile hekimlerimiz de sisteme dahil olmalı. Vatandaş aynı dijital dosyası ile her yerde tedavi edilebilmeli. Tabi ki bu dosyanın son derece güvenli ve kullanıcı dostu olması gerek. Sağlık Bakanlığı’nın bir düzenleyici kuruluş olarak üzerine düşen görevler var. Özel ve üniversite hastanelerine düşen görevler var. Bunu
sadece kamu hastanelerinden değil, özel sektörden de isteyeceğiz. Burada özel sektör aktörlerine düşen görevler var. Birbirini tanıyamayan sistemlerle devam etmek sıkıntılı. Her aktör arasında, bu sağlık kuruluşları arasında paylaşılabilir, güvenli ve kullanıcılar açısından kolay kullanılabilir programlar ve sistemleri kuran hastanelerden bahsediyoruz. İlk dönem erişim ile ilgili önemli süreçler aşmıştık, şimdi ise vatandaşın bakımına ilişkin önemli süreçler aşma açısından bütünlük içinde takip edeceğiz. Dolayısıyla sağlık bilgi sistemlerinin burada inanılmaz bir rolü var. Sağlıkta dönüşümde ortaya koyduğumuz hedeflerde Türkiye’yi bir lider ülke konumuna koymaya kararlıyız.” Net bir ortak hedef HIMSS Türkiye 2017’ye konuk ülke olarak katılan Kosova Cumhuriyeti Sağlık Bakanı Dr. Imet Rrahmani, sağlık sektörü ve sağlık bilişimi alanında Türkiye’nin önemli bir yol kat ettiğini belirtirken, Kongre Başkanı ve S.B. Müsteşar Yardımcısı Dr. Şuayip Birinci, “2002 yılında çıkılan bu yolculukta dijitalleşme katsayımız arttıkça hem koruyucu sağlıkta hem teşhis ve tedavi süreçlerinde etkinliğimiz armış, hizmet kalitemiz belirlenen hedeflere doğru hızla ilerlemiştir. Sağlık Bakanlığı olarak tüm sağlık tesislerinde dijital mükemmeliyeti yakalama hedefi ile HIMSS ile yaptığımız işbirliğinin dördüncü senesindeyiz. Hepimize ait ortak hedefi; hasta güvenliğini merkeze alan kurulum değil, kullanım odaklı yaklaşımı önceleyen, kağıt tabanlı klinik iş süreçleri yerine elektronik tabanlı klinik iş süreçlerine organize eden hızlı ve güvenli süreç takibi ve veriye dayalı,
sürekli iyileştirme kültürünü yerleştirmeye çalışan, özetle bilgi teknolojileri aracılığı ile sağlık ve bakım çıktılarının optimize edilmesini amaç edinen yöntemler bütünü olarak açıklamak mümkün” bilgisini verdi. Şuayip Birinci, “Ülkemizin son 15 yılda ortaya koyduğu kalkınma performansı, refah seviyesinin yükselmesi ve insanlarımızın kamu hizmetlerinden çok daha etkin bir şekilde faydalanmasında sağlık hizmetlerinin güçlü etkisi olduğu yadsınamaz bir gerçek. Sağlık tesislerimizdeki dijitalleşme seviyesini HIMSS ölçeğine göre dünya ile kıyasladığımızda ortaya çıkan veriler ülkemizin bu alanda nasıl mesafe kat ettiğini göstermesi açısından oldukça önemli” yorumunu yaptı. Birinci sözlerine şöyle devam etti: “HIMSS EMRAM derecelendirme seviyelerinden bahsedersek, EMRAM seviyelerinin en üstü olan seviye 7, bu bağlamda dijital mükemmeliyeti göstermekte. Avrupa’da seviye 7 hastane sadece 4 ülkede bulunmakta: Hollanda, Almanya, İspanya ve Türkiye. İzmir Tire Devlet Hastanemiz 2016 yılında dijital dönüşümü gerçekleştirip bu alandaki mükemmeliyeti yakalayarak seviye 7 derecesini almaya hak kazanan Avrupa’daki 2. hastane. HIMSS’in EMRAM derecelendirmesi yaptığı Avrupa’daki ilk 10 ülke arasında ülkemiz 1 adet seviye 7, 16 adet seviye 6 hastane ile bu alandaki en başarılı ülke konumunda. 2016’nın ilk yarısında Avrupa’da seviye 6 derecesini almaya hak kazanan 9 hastanenin 8’i ülkemize ait. Ülkemizde sağlık hizmetlerinde ve vatandaşa sağlık hizmeti götürmede nasıl önemli başarılara ulaştıysak, dijital mükemmeliyet konusunda da gelişmiş ülkelerle güçlü rekabet edebilecek noktaya gelmiş bulunuyoruz.” Türkiye, dünyaya örnek Türkiye’nin dijitalleşme sürecini izlemekten gurur duyduğunu belirten HIMSS Başkanı ve CEO’su H. Stephen Lieber, “Türkiye’de sağlık sektörünün gelişmesi için yapılanlara duyduğum hayranlık ifade edilemez” derken, daha kaliteli olmak için bilgi teknolojilerini anlıyor olma ve bu teknolojileri uzmanlarla bir araya getirme gerekliliğinin önemine işaret etti.
BThaber
E-TOPLUM
22 - 28 Mayıs 2017
5
eTR ödülleri ile örnek uygulamalara tam destek TÜSİAD ve Türkiye Bilişim Vakfı (TBV) tarafından, Vodafone Türkiye ana sponsorluğunda düzenlenen “14. eTürkiye (eTR) Ödülleri” TBMM’de gerçekleştirilen törenle sahiplerini buldu. eTR ödülleri ile örnek e-Devlet uygulamalarına dikkat çekilmesi, yenilikçi girişimlerin kamuoyuna tanıtılması, başarılı girişimlerin desteklenip özendirilmesi ve bu yöndeki uygulamaların yaygınlaşması hedefleniyor. eTR Ödülleri toplantısında konuşan TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Erol Bilecik şunları söyledi: “Dijitalleşme sadece iş dünyasının değil kamunun da dönüşümünde önemli bir itici güç. Bu noktada, kamuda e-dönüşüme liderlik edenlerin rolü öne çıkıyor. e-Devlet’i sadece verimlilik için değil, daha şeffaf ve hesap verebilir, daha yenilikçi, daha katılımcı ve kapsayıcı; neticede güvenilir bir devlet için temel unsur olarak görüyoruz. Bu anlayışı içselleştirmiş e-dönüşüm liderleri ve tüm kamuya bu anlayışın sirayet etmesiyle bunu başarabiliriz. Birçok sektörü yatay kesen bilgi teknolojileri ve dijitalleşmenin çeşitli yönlerinin, çeşitli bakanlıkların sorumluluk alanına girdiği hepimizin malumu. Bu anlamda, kamuda koordinasyonu en etkili şekilde yapacak, özel sektör ve STK katılımcılığını sağlayacak bir kurul veya yapının geliştirilmesini önemli görüyoruz. Bu yönde TÜSİAD olarak her türlü çalışma ve desteği sunmak isteriz. eTürkiye Ödüllerine aldığımız her başvuru, geliştirilen her yeni projenin, bilgi toplumuna
kategorisinde ödüle hak kazanan kurum ''Süleymanpaşa BelediyesiYapay Zeka Destekli Mutlukent projesi''. "Büyük Ölçekli Belediye" kategorisinde ödüle hak kazanan kurum Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü - Mobil Çevre Denetim Sistemi.
dönüşüm yolunda bizi ileri taşıdığını vurgulamak istiyorum.” Ekonomik büyüme ve sosyal kalkınmanın temeli TBV Yönetim Kurulu Başkanı Faruk Eczacıbaşı ise konuşmasında şu bilgileri verdi: “Bu yıl 51 proje başvurdu. 14 yılda başvuran proje sayısı 500’e dayandı. 13 yılda 75 proje ödül aldı. Bugün ise 24 proje finale kalmış durumda. 14 yıl önce yola çıkarken, Türkiye’nin e-dönüşümünden söz ediyorduk. O yıllarda e-dönüşüm dediğimiz süreç, şimdi herkes tarafından dijitalleşme olarak tanınıyor. Sanayide dijital dönüşümü Sanayi 4.0 ifade ediyor. Aynı kavram, devletin dijital dönüşümü için de geçerli. Dünyada dijitalleşmenin hızı ve ivmesi sürekli artıyor. Ülkemiz, bu hızlı gelişime ayak uydurmak, hızla uyum
sağlamak zorunda. eTR Ödüllerimiz ise kamu kurum ve kuruluşlarımızı bu hıza teşvik amacını güdüyor. Sanayi devrimini, bilişim ve teknoloji devrimiyle birlikte düşünmek, ülkemizin ekonomik büyümesi ve sosyal kalkınması için kilit önemde.” Kamu başarı hikayeleri yaratıyor Vodafone Türkiye İcra Kurulu Başkanı Colman Deegan da konuşmasında Türkiye’nin bilgi toplumu olma yolundaki dönüşüm sürecini hızlandıran eTürkiye ödüllerine ana sponsor olmaktan mutluluk duyduklarını belirterek, “Dijitalleşen nüfusla birlikte sadece şirketlerin değil, vatandaşlarımıza doğrudan hizmet ulaştıran, başta belediyeler olmak üzere tüm kamu kurumlarının da dijitalleşmesi gerektiğine inanıyoruz. Bu kapsamda hayata geçirdiğimiz ‘Yarına
Hazırım Platformu’ ve ‘Vodafone Dijitalleşme Endeksi’ uygulamaları ile kurumların dijitalleşme süreçlerini hızlandırıyoruz” dedi. Konuşmaların ardından, Kamudan Vatandaşa e-Hizmetler, Kamudan İş Dünyasına e-Hizmetler, Kamudan Kamuya e-Hizmetler, Küçük Ölçekli Belediye, Orta Ölçekli Belediye ve Büyük Ölçekli Belediye kategorilerinde finalde kalan 24 projeden kazananlar, jürinin yaptığı elektronik oylama ile belirlendi. 14. eTR Ödülleri'ni kazananlar şöyle sıralandı: Yerel Yonetimlere Yönelik Kategoriler "Küçük Ölçekli Belediye" kategorisinde ödüle hak kazanan kurum ''Artvin Belediyesi - Engelsiz Belediye (İYİBu) projesi''. "Orta Ölçekli Belediye"
Kamu Kurumlarına Yönelik Kategoriler "Kamudan Kamuya eHizmetler" Orman Genel Müdürlüğü – "ORDEP" Projesi. "Kamudan İş Dünyasına eHizmetler" Gümrük ve Ticaret Bakanlığı Tüketicinin Korunması ve Piyasa Gözetimi Genel Müdürlüğü –''İRİS" projesi. "Kamudan Vatandaşa eHizmetler" Sağlık Bakanlığı – "ESİM" projesi. Özel ödüller eDevlet uygulamaları ile örnek olan veya örnek teşkil edebilecek uygulamalara verilen, “TÜSİAD-TBV eTR Yürütme Kurulu Özel Ödülü”nü Orman Genel Müdürlüğü OYMES projesi aldı. “TÜSİAD-TBV eTR Yürütme Kurulu tarafından verilen "En iyi Gelişim Gösteren Proje Ödülü"nü ise Sağlık Bakanlığı ENabız projesi kazandı. Etkinliğin ana sponsoru Vodafone Türkiye tarafından finale kalan kurumlar arasından Vodafone Dijitalleşme Endeksi’nde en yüksek puanı alan kuruma verilen Vodafone Türkiye Özel Ödülü’nü ise Milli Eğitim Bakanlığı Engelsiz DYS projesi aldı.
Şehirler, akıllı teknolojilerle devleşiyor 5. Uluslararası İstanbul Akıllı Şebekeler ve Şehirler Kongre ve Fuarı, Türkiye’den ve birçok ülkeden kamu kurumu, özel sektör, akademisyen, enerji, şebeke ve çevre sektör yetkililerini bir araya getirdi. Etkinlikte Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Abdullah Tancan, İstanbul Valisi Vasip Şahin, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Dr. Hayri Baraçlı, İtalya Büyükelçisi Luigi Mattiolo,
Birleşik Krallık Başkonsolosu Judith Slatter, Türkiye Enerji Vakfı Başkanı Hasan Köktaş ve HHB Fuarcılık Yönetim Kurulu Başkanı Şule Dayangaç açılış konuşmalarını gerçekleştirdi. İtalya’nın ülke partneri olduğu ICSG İstanbul 2017’de kongre ile eş zamanlı ilerleyen fuarda da bireylere yaşam konforu ve kentlere enerji tasarrufu sağlayan akıllı şehir uygulamaları, tüketicilere kullandıkları enerji hakkında detaylı bilgi veren yazılımlar ve engellilere yönelik hayatı
kolaylaştıran mobil teknolojiler öne çıktı. İtalya’nın partner ülke olduğu ICSG İstanbul 2017 Kongre ve Fuarı’na; Almanya, Amerika Birleşik Devletleri, Avusturya, Belçika, Birleşik Arap Emirlikleri, Bahreyn, Bulgaristan, Cezayir, Çin, Danimarka, Fransa, Gürcistan, Güney Afrika, Güney Kore, Hollanda, Hırvatistan, Hindistan, İsrail, İtalya, İsveç, İsviçre, İngiltere, İspanya, Japonya, KKTC, Kanada, Katar, Kazakistan, Kenya, Kıbrıs, Kırgızistan, Kuveyt,
Litvanya, Lübnan, Macaristan, Nijerya, Norveç, Özbekistan, Pakistan, Polonya, Rusya, Sırbistan, Singapur, Slovakya, Suudi Arabistan, Tacikistan, Umman, Ürdün, Yeni Zelanda ve Yunanistan ülkelerinden gelen heyetler, kongre ve fuar katılımcıları ile buluştu. Bilişim, hayatın her alanında olmalı Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki etkinlikte yaptığı konuşmada, “Günümüzde Türkiye
şehirleri, her geçen gün bilişim ağıyla donatılan, ileri arıtma sistemlerine sahip, katı atıklarının dahi yüzde 65’ini arıtarak bunu yeniden kullanılabilir seviyeye getiren, dünyada en fazla mavi plaja sahip ikinci ülke konumunda. Günümüzde bilişimi hayatın ve altyapının her alanına sokmak zorundasınız. Bu nedenle beşincisi gerçekleştirilen Uluslararası Akıllı Şebekeler ve Şehirler Kongre ve Fuarı’nı son derece anlamlı buluyorum” dedi.
6
BThaber
E-TOPLUM
Ormancılara eTR’ler
Milliyet Ege, 28.04.17 Orman ve Su İşleri Bakanlığı’nın Orman Genel Müdürlüğü (OGM), “Orman Yangınlarını Havadan İzleme, Değerlendirme ve Yönetme Platformu” (ORDEP) projesiyle 14’üncü e-TR Ödülleri’nde 10 Mayıs’ta TBMM’de yapılan törende Kamudan Kamuya e-Hizmetler dalında birinci oldu. Aynı genel müdürlüğün “Orman Yangınları Yöneticileri Eğitim ve Test Simülatörü” (OYMES) projesi de e-Devlet uygulamalarıyla örnek teşkil edebilecek uygulamalara verilen e-TR Yürütme Kurulu Özel Ödülü’ne de aynı gün layık görüldü.. Böylece OGM, bir e-TR Ödül Töreni’nde iki ödül birden aldı. Bu, OGM’nin çalışkan elemanlarının kaçıncı başarısı! 2008’de “Orman Yangın Yönetim Sistemi” projesiyle OGM, e-TR Ödülleri’nde Kamudan Kamuya e-Hizmetler dakında ödül aldı. Aradan geçen 4 yılda sağladığı verimlilik ve tasarruf dikkat
22 - 28 Mayıs 2017
Edip Emil Öymen edip.oymen@gmail.com
çekince, 2012’de En İyi Gelişme Gösteren Proje seçildi. Bunun gerekçesi, bu web tabanlı sistem kapsamında 6,500’e yakın araca 2007’den beri kurulan veri cihazlarıyla telemetrik bilgilerin, GSM üzerinden iletişim merkezine aktarılması ve böylece, orman yangınlarına çok daha çabuk müdahale edilebilmesiydi. Bu sistem sayesinde milyonlarca TL tasarruf sağlandığı gibi, orman yangın tahribatının azaldığı da saptandı. Yangına ilk müdahale süresi 2003’te 40 dakikadan, 2015’te yangına hassas bölgelerde 15 dakikaya kadar indirilmişti. Geldik 2015 yılına: OGM bu kez En İyi Gelişim Gösteren Proje ödülünü “Orman Yangın Erken Uyarı Sistemi” (OYEUS) ile kazandı. Proje kapsamında, yangına birinci derecede hassas yerlerde, 116 kuleye 232 kamera kurularak yaklaşık 3.7 milyon hektar orman alan, yangın sezonu boyunca ekrandan 7/24 izlenebiliyor, yangına hızlı ve etkin müdahale yapılabiliyor.
Kod yazıp ihraç ediyorlar TÜBİSAD’ın Deloitte desteğiyle hazırladığı 2016 yılına ait bilişim sektörü pazar verileri içinde “katma değer” konusundaki en önemlisi, yazılımın, bilişim ihracatı içindeki yeni yeri: Bilişim ihracatı 3.08 milyar TL içinde 2.04 milyarı (676 milyon dolar) yazılımdan... Donanım ve hizmet de ihraç ediliyor ama yazılımın sağladığı gelir daha yüksek. Çünkü yazılıma eklenen katma değer daha yüksek. Yazılım, aynı zamanda “ileri/yüksek teknoloji” ürünü. Üstelik, sadece bilgi gerektiriyor. “Sadece bilgi” denilen şey ise, tek tek insanlarda bulunan, eğitimle tecrübeyle kazanılan beyinsel bir güç. Yazılımın en “cazip” ürünlerinden biri olan oyun yazılımında ihracatımız 2016'da, bir önceki yıla göre yüzde 25 artarak 500 milyon dolara ulaştı. Oyunun bir de e-spor kategorisi var ki apayrı bir dünya. KPMG Football Benchmark, hazırladığı Futbol Klüpleri ve e-Spor raporunda, Beşiktaş’ın “League of Legends” oyununda kurduğu takımla yer aldığını, Fenerbahçe ve Galatasaray’ın da e-spor takımları kurduğunu kaydetti. Bütün bu işler, yazılımla oluyor. Sonuçta, e-spor veya “normal” oyun, hepsi yazılımdan (ve görsel tasarımdan) ibaret. Bilişim pazarı verilerini analiz eden Newzoo da 2017 Global E-Spor Pazar Raporu’nda, bu tür oyunların piyasa değerinin 696 milyon dolara ulaşacağını tahmin ediyor. Gelir ise 2020
yılına kadar 1.5 milyar dolara ulaşabilirmiş. Çünkü, oyunun meraklısı çok: Bu yıl tahmini 385 milyon kişiden, 2020’de 589 milyona çıkacak bir tüketici kitlesi. İşte, yazılımcılarımız için yol haritası... Ve bir başarı örneği: İhracat Zirvesi 2016 kapsamında Türkiye İhracatçılar Meclisi ve Dünya gazetesinin düzenlediği seçmede yaratıcı ihracat uygulamaları ortaya koyan, katma değeri yüksek ürünler ihraç eden firmaya verilen Özgün Ürün Ödülü’nü kazanan, TaleWorlds (Ankara) olmuştu. Dünyanın Gelmiş Geçmiş En İyi 100 Oyunu listesine kabul edilen TaleWorlds, Armağan Yavuz ve eşi İpek Hanım’ın yaratıcılığıyla 2005’te doğdu. İlk başarıları, Mount Blade adlı oyunlarını hemen seri haline
getirmeleriydi. İlk 3 oyunları 1 milyon satış barajını aştı. En az 7 milyon kopya sattılar. Böylece, dünyaya açıldılar. 212 ülkede oyunları oynanıyor. Üretimlerinin % 96’sını ihraç ediyorlar. Yazılım Sanayicileri Derneği Başkanı Doğan Ufuk Güneş diyor ki: “İnşaat yerine yazılım ve teknolojiye dönmeli, istihdamı teknolojide yaratmalıyız. İnşaata yatırım yapıp binaları yükseltmek yerine, teknoloji ve yazılıma yatırım yapıp ülkemizi yükseltmeliyiz. Bugünden sonra istihdam için en önemli sektörümüz, yazılım. Hindistan’da bilişimde istihdam edilen kişi sayısı 3.1 milyon. Neden biz yapamayalım? İstihdamı yazılımla artırabiliriz.” (Milliyet,10.03.17)
Norveç’te otonom gemi Norveç; otonom, kaptansız, insansız, pilli yük gemisi yapıp sefere koymaya hazırlanıyor. 1118’inci sayımızdaki haberin tekrarı değil bu seferki: Norveç’te tarım ilacı ve gübre üreticisi Yara, 40 bin tane dizel kamyonun git-gel yaptığı bir coğrafyaya bu yeni gemisini gönderecek. “Yara Birkeland” isimli gemi 2018’de bir kaptanla göreve başlayacak. 2020’de tam otomatik olacak. Kamyonların, virajlı dağ yollarından gitmesine gerek kalmadan, gemi düz bir hat izleyip hedefe daha hızla varacak. Zamandan, yakıttan, çevreye zarardan tasarruf. Tam Norveç işi... Fütüristik bilimkurgudan gerçek yaşama transfer hızlı: Singapur limanındaki
terminaller arasındaki yük taşımacılığını da otonom kamyonların yapması için İsveçli Scania ve Japon Toyota Tsusho, Singapur Ulaştırma Bakanlığı’yla sözleşme imzaladı. Özellikle Scania, ülkedaşı Ericsson’la ortaklaşa, 4G ve 5G teknolojisiyle ulaşımı bağdaştırma çalışmalarıyla tanınıyor. Şirketler, Singapur Limanı’nın koşullarına uygun kamyon prototipi geliştirecek. Ancak, şöyle bir şıklık var: Kamyon konvoyunun başında şöförlü bir kamyon olacak. Ardındaki 3 tane şöförsüz kamyon, onu WiFi iletişimle takip edecek. Singapur Limanı’ndaki deneme, Ocak 2017 – Aralık 2019
arasında olacak. Kamyonların tasarımı, denenmesi, sürüşlerin optimum hale getirilmesine bir yıl zaman ayrıldı. Bu süreçte hangi şirket “daha
başarılı” olursa, ikinci deneme dönemine o davet edilecek. Bu dönemde Liman’da 10 kilometrelik bir test sürüş yolu ayrılacak. Singapur’da
yük taşımacılığını daha ucuza, daha hızlı ve “insansız” yapma fikriyle 2014’te Singapur Otonom Karayolu Ulaşımı Komitesi (CARTS) kurulmuştu.
8
BThaber
E-TOPLUM
22 - 28 Mayıs 2017
Otomotiv sektörü 5G için kolları sıvadı
5G teknolojisinin kullanımında öne çıkan sektörlerden olan otomotivle ilgili olarak 5G'ye Giden Yolda Otomotiv Sektörü Çalıştayı, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) bünyesinde gerçekleştirildi. BTK Başkanı Dr. Ömer Fatih Sayan’ın da 5GTR Forum çalışmaları kapsamında katıldığı çalıştayda otomotiv sektöründen birçok temsilci, bilişim uzmanları, kamu, üniversite ve ilgili sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri de yerini aldı. 5G otomotiv vizyonuyla ilgili eğilimlerin, çalışmaların, planların ve karşılaşılan zorlukların ele alındığı çalıştay
kapsamında “Akıllı Araç Demo” gösterisi yapılırken, BTK Başkanı Sayan da akıllı araçların özelliklerine dair bilgi aldı. Yeni nesil teknolojilerle donatılmış akıllı araçlar; yol durumunu önceden belirleyerek hız ayarını yapıyor, radara yakalanma riskini ortadan kaldırıyor, kaza durumunda acil yardım ile doğrudan iletişime geçiyor. BTK Başkanı Sayan, hedeflerini ve bu yolda attıkları adımları şöyle anlattı: Hedef liderlik “Türkiye’yi 5G ve ötesine hazırlamak üzere, açılımı “Yeni Nesil Mobil Haberleşme
Teknolojileri Türkiye Forumu” olan 5GTR Forumu’nu kamu kurumlarının, üniversitelerin, üreticilerin, işletmeci kuruluşların ve ilgili sivil toplum örgütlerinin işbirliğini ve tüm çalışmaların koordinasyonunu sağlamak amacıyla geçen sene kurduk. Elektronik haberleşme teknolojileri dikey sektörler açısından rekabeti artıracak ve paradigma değişimine sebep olacak pek çok farklı unsuru beraberinde getiriyor. Bu nedenle 5G’nin önceki nesillerden farklı değerlendirilmesi gerek. Çünkü 5G, sadece elektronik haberleşme sektörü açısından
kişiler arasındaki iletişimi hızlandıran ve çeşitlendiren değil, nesneleri birbirine bağlama anlamında önceki nesillerden büyük oranda farklılaşma anlamına geliyor. Değişimin en çok hissedileceği sektörlerin başında otomotiv ve akıllı ulaşım sistemleri var. Şu an piyasadaki araçlarda sürüşü kolaylaştıran yarı-otonom teknolojiler sunulmaya başlandı. Ancak tamamen otonom arabalardan çok uzak değiliz. Otonom araçlar üzerinde çalışan birçok şirket var ve ilk otonom araçlar için verilen tarihlerin 2020 yılı civarı olduğunu görüyoruz. 2020, aynı zamanda 5G için standardizasyon çalışmalarının tamamlanması ve ilk ticari amaçlı 5G hizmetlerine başlanmasının hedeflendiği yıl. Otomotiv sektörünün ve akıllı ulaşım sistemlerinin ihtiyaç duyacağı kapasite, hız ve gecikme sürelerinin şu anki sistemlerle sağlanması mümkün değil. Bunun için mutlaka 5G’ye geçişin gerçekleştirilmesi ve dikey sektörlerdeki gelişmelere koşut olarak yeni altyapıların hazırlanması gerek. Katma değeri yüksek bu teknolojik dönüşümün öncüleri bizler olacağız. 5G konusundaki temel standardizasyon kuruluşlarından 3GPP’nin üzerinde çalıştığı Release (Sürüm) 14 ile başka konuların yanı sıra V2X, yani
‘Vehicle-to-everything’, kısaca “taşıttan her şeye iletişimin” standartları oluşturulmaya başlanmış olacak. Nihai hedef olan akıllı ulaşım sistemlerinde birbirine bağlanan taşıtlar, şehir altyapısı, ulaşım altyapısı, yollar, köprüler, trafik ışıkları için standardizasyon ve sistemlerin birlikte çalışabilirliği hayati önemde olacak. Başta otonom araçlar olmak üzere akıllı ulaşım teknolojileri, hata payını en aza indirerek yaşamları kurtarmayı ve gereksiz kaynak tüketimini kısmamızı sağlayacak. 5G ile yapılacakların sektör sektör ele alınması, hem sosyal hayatta hem ekonomide hem de üretimde oluşturacağı çarpan etkisinin tam olarak planlanması bizi yeni bir çağın eşiğine taşıyacak. 200 yıl önce kaçırdığımız endüstri ve teknoloji trenini yakalamak için bu fırsatı değerlendireceğimizi biliyorum. Yeni nesil teknolojilerde satın alan ve tüketen konumundan çıkarak, üreten ve liderlik eden bir konuma gelmek istiyoruz. Otomotiv sektörümüzü de bu vizyonla hareket etmeye davet ediyoruz. Başta Türkiye’de üretim yapanlar olmak üzere ülkemizde faaliyet gösteren tüm otomotiv şirketlerimizi merkezden gelen talimatları satış ofisinde yahut fabrikada uygulayanlar olmaktan fazlasını yapmaya davet ediyoruz.”
Sürekli teyakkuzda olmak gerek! Uluslararası siber güvenlik etkinliği LOCARD Global Cyber Security Summit, 11 Mayıs 2017 tarihinde Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) merkez binasında düzenlendi. Türkiye’de ikincisi düzenlenen etkinlikte siber güvenlik uzmanları ve hacker’lar, kamuda bu alanda çalışan yetkililer, bankalar, şirketlerin üst düzey güvenlik çalışanları ve siber güvenliğe ilgi duyanlar bir araya geldi. Olası siber saldırılara karşı elektrik,
doğalgaz, iletişim ve ulaşım altyapılarının nasıl korunması gerektiği ile ilgili alınabilecek önlemler ve günümüz dünyasını bu konuda bekleyen riskler LOCARD Global Cyber Security Summit’in öne çıkan başlıkları oldu. Zirvedeki atölye çalışmalarında, yurtdışından gelen uzmanlarla olası siber güvenlik riskleri değerlendirilip masaya yatırıldı ve bu konuda raporlar hazırlandı. Etkinlikte, siber güvenlik alanında Türkiye’den ve dünyadan
önemli isimler konuşmacı olarak yer aldı. İspanya merkezli siber güvenlik şirketi Enigmasec CEO’su Igor Lukic ve Enigmasec Güvenlik Mühendisi Gonzalo Garcia da etkinlikte siber tehditlerle ilgili deneyimlerini aktarıp, kritik öneme sahip bir ulaştırma sistemine saldırı demosunu izleyicilerle paylaştı. Countercraft CEO’su David Barroso, kurumların siber saldırı altındayken istihbarat önlemlerinin güçlendirilmesi ve hayata geçirilmesine dair bir
konuşma yaptı. Siber saldırılara karşı hazırlık seviyesinin artırılması ve güvenlik seviyesinin yükseltilmesi için daima teyakkuzda olunması ve önleyici tedbirlerin sürekli olarak geliştirilmesi gerektiğini belirten BTK Başkanı Dr. Ömer Fatih Sayan, şöyle devam etti: “Siber alemin kendisi başlı başına bir gölgeler dünyası. Fırsatları ve girdapları, eskimesi ve yenilenmesi, korunması
ve kaçınılması gerekenler var. Bize düşen, süreç içerisinde teknolojik imkan ve kabiliyetleri artırarak, siber olayları gerçekleşmeden önce tespit etmek. Hızlı müdahale ve koordinasyon ile ortaya çıkabilecek zararları en aza indirme gayreti içindeyiz. Siber güvenlik seviyemizi artırmak için; teknoloji, insan kaynağı ve doğru şekilde tanımlanmış, geliştirmeye açık “Süreçler” şeklinde üç temel bileşenin olduğuna inanıyoruz.”
Oyun sektörü başkentte buluştu Ankara Kalkınma Ajansı tarafından desteklenen ve oyun geliştiricilerini bir çatı altında toplayan E-Game Show Oyun Yazılım ve Donatımları Fuarı, Hacettepe Üniversitesi Beytepe Kültür ve Kongre Merkezi’nde sektörü ve oyun
meraklılarını 11-14 Mayıs 2017 tarihleri arasında bir araya getirdi. Fuar, elektronik oyun konusunda fikri ve projesi ya da aracı olan, bunu piyasa içerisinde değerlendirmeyi düşünen ve bu yolda desteğe ihtiyacı olan amatör ya da
profesyonel kişi ve kurumları yatırımcılarla bir araya getirdi. Fuarda yeni teknolojiler, mobil ve sosyal bilgisayarlar, video oyun konsolları, taşınabilir sistemler ziyaretçilere tanıtıldı. Katılımcılar yeni teknolojiler, mobil ve sosyal bilgisayarlar,
video oyun konsollarının yanı sıra taşınabilir tüm sistemleri inceleme imkanı buldu. E-Game Show’da oyun ve oyun araçları, eğitim yazılımı, simülasyon sistemleri tanıtımları ile online eğlence ve WAP teknolojisi tanıtımları da
yerini aldı. Ankara Kalkınma Ajansı ve Ankara İl Milli Eğitim Müdürlüğü işbirliğinde E-Game Show fuarı boyunca 80 öğretmen, 80 öğrenci olmak üzere toplam 160 kişiye robotik kodlama eğitimi de verildi.
SİZİN İŞİNİZ KRİTİK. BİZ SADECE BUNU DÜŞÜNÜYORUZ. Sizin göreviniz veri işleme ve depolama gücünüzün kesintisiz bir şekilde devamına dayanmaktadır. Daha önce Emerson Network Power olan Vertiv™, yüksek teknoloji ortamlarına yaşamsal, yenilikçi ve akıllı uygulamalar ile keskin bir yaklaşım getirmektedir. Sizin kritik görevlerinizi kendi görevimiz kabul ederek müşterilerimize değer yaratıyoruz. ASCO®
Chloride®
Liebert®
NetSure™
Daha fazla bilgi için VertivCo.com ziyaret ediniz.
Trellis™
YOUR VISION, OUR PASSION
10
BThaber
BİLİŞİM DÜNYASI
22 - 28 Mayıs 2017
Teknoloji sektöründe hareketlilik bitmiyor Uluslararası denetim ve danışmanlık şirketi EY, ‘Küresel Teknoloji Sektörü Birleşme ve Satın Alma İşlemleri 2016 Raporu’ sonuçlarını açıkladı. Buna göre; teknoloji sektöründe toplam işlem değeri 2016 yılında bir önceki yıla göre yüzde 2 artarak 466,6 milyar dolar ile tüm zamanların en yüksek seviyesine ulaştı. Raporda; küresel teknoloji sektöründe geçtiğimiz yıl görülen birleşme ve satın alma faaliyetlerinde bulut bilişim, mobil teknolojiler, sosyal medya iletişimi ve büyük veri analizi gibi dijital dönüşüm faktörlerinin itici
güç olduğu üzerinde de duruluyor. Yıllık toplam işlem değerinin bir önceki yıla göre yükseliş göstermesine karşın, 4. çeyrek dönemde işlem değeri bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 38 düşüşle 117,2 milyar dolar oldu. Bununla birlikte, 2016’da toplam 3 bin 796 işlem gerçekleştirilen teknoloji sektöründe işlem hacmi yüzde 5 gerilerken, 4. çeyrek dönemde işlem hacmi yüzde 7 düşüş ile 844’e indi. IoT alanında işlem hacmi 2016 yılında yüzde 30 yükseliş gösterdi ve toplam 221 işlem gerçekleştirildi. İşlem değeri ise 3 kat artarak
Kartlarda artık bir Türk markası var
yıla göre yüzde 63 yükselerek 208,2 milyar dolar ile rekor seviyeye ulaştı.
EY Türkiye Denetim Hizmetleri Şirket Ortağı, Telekom, Teknoloji ve Medya Sektörü Lideri Sinem Arı Öz 103,4 milyar dolara ulaştı. Teknoloji sektöründe sınır ötesi gerçekleştirilen birleşme ve satın alma işlemlerinin değeri de 2016’da bir önceki
Bir gerileme beklenmiyor Rapor sonuçlarını değerlendiren EY Türkiye Denetim Hizmetleri Şirket Ortağı, Telekom, Teknoloji ve Medya Sektörü Lideri Sinem Arı Öz şunları söyledi: “Küresel teknoloji sektörü birleşme ve satın alma işlemleri hacminde yılın ikinci yarısında yaşanan yavaşlama, teknoloji şirketlerinin yükseliş sonrası yatay seyre geçtiğine işaret ediyor. Dijital dönüşümün halen emekleme safhasında olması ve IoT
işlemlerinde olağanüstü artış dikkate alındığında; işlem hacminde görülen düşüşün birleşme ve satın alma faaliyetlerinde uzun vadeli bir gerilemeye dönüşeceğini öngörmüyoruz. Bulut bilişim, mobil teknolojiler, sosyal medya iletişimi ve büyük veri analizi gibi dijital dönüşüm faktörleri, teknoloji sektörü birleşme ve satın alma işlemlerinin rekor seviyeye ulaşmasında itici güç oldu. Bu alanlardaki hareketliliğin devamını bekliyoruz. Ancak şirketler de kendilerini yapay zekâ ve makine öğrenimi gibi yeni dönüşümlere hazırlamalılar.”
Lojistikte en güncel başlıklar ele alınacak TBD İstanbul tarafından düzenlenen V. Lojistikte Bilişim Sempozyumu, "Yeni Trendler Yeni Teknolojiler" başlığında 23 Mayıs'ta Kadir Has Üniversitesi Cibali Yerleşkesi'nde sektörü bir araya getirecek. Taşımacılık sistemleri, sipariş yönetimi platformları, sesle toplama uygulamaları, giyilebilir veri toplama araçları gibi birçok başlığın
sektörün uzman isimleri ile ele alınacağı etkinlikte teknoloji lojistik sektörünün rotası da gündeme gelecek. Etkinlik hakkında detaylara www. lojistiktebilisim.com sitesinden ulaşmak mümkün. Sempozyum kapsamında işlenecek konu başlıkları ise şöyle sıralanıyor: • Lojistik Yönetiminde Yeni Teknolojiler (Taşımacılık, depolama, paketleme,
• • • • •
• •
gümrük, vd.) Yeni nesil mobil sistemler. Drone’ların lojistik sektöründe kullanımı. Akıllı kentsel lojistik. Tedarik zinciri yönetiminde yeni teknolojiler. Tedarik zinciri 4.0 (IoT, sanal gerçeklik-artırılmış gerçeklik, büyük veri) Talep planlama. Optimizasyon.
ITway iş ortakları ile bir araya geldi Bankalararası Kart Merkezi (BKM) tarafından geliştirilen kartlı ödeme yöntemi ve markası TROY, altyapı çalışmalarının tamamlanması ile cüzdanlarda yerini aldı. Konuyla ilgili düzenlenen toplantıda bir konuşma yapan BKM Genel Müdürü Dr. Soner Canko, TROY’un ilk tanıtıldığı 1 Nisan 2016’dan bugüne kadar geçen sürede ürünün gelişimini ve markaya dönüşme hikayesini anlattı. “Kartların sağ alt köşesinde bir Türk markası var” diyen, Türkiye bankacılık ve ödemeler sektörünün teknolojiye yaptığı önemli yatırımların altını çizen Dr. Soner Canko, şöyle devam etti: “Toplumumuzun dinamik yapısı ve teknolojiyi benimseme hızı, dünyada bu alandaki taksitlendirme, güçlü sadakat programları, chip&pin ve temassız ödemeler gibi önemli teknolojik gelişmelere ilham verdi. Sektörümüzün
ortak girişimleri ve işbirliğiyle artık dünyaya ilham vermenin yanında kendi markamızla dünyaya yön veriyoruz. Banka kartları, ön ödemeli kartlar ve kredi kartlarının sağ alt köşesinde yer alan logo, ödeme şeması olarak adlandırılıyor. Artık cüzdanlarımızdaki kartların sağ alt köşesinde hepimize gurur veren bir marka; TROY var. En büyük gücümüz; bankaların kurduğu tek bir çatı altında yerel, hızlı ve yenilikçi bir yapı olmamız. TROY’un arkasında güçlü bankacılık altyapısıyla Türkiye var. Halihazırda 15’i banka, biri banka dışı olmak üzere 16 kurum TROY logolu banka kartı, ön ödemeli kart ve kredi kartı ürününü vermeye hazır durumda. Hedefimiz yüzde 100 nakitsiz ödemeler toplumuna giden bu yolda tüm bankaların TROY logolu kartlarını kullanıcılara sunması ve her cüzdanda en az bir TROY logolu kart bulunması.”
Check Point ve Check Point Türkiye dağıtıcısı ITway, 2017 yılı planları ve Check Point güvenlik gündemini paylaşmak üzere iş ortakları ile Abant’da bir araya geldi. Etkinlikte Check Point, Check Point Infinity’yi duyurdu. Sıfırıncı gün ataklarına yönelik Sandblast ve Sandblast Agent Çözümü’nün detaylarının ele alındığı etkinlikte Check Point’in gelecek projeksiyonu hakkında da detaylar sunuldu.
Açılış konuşmasını Check Point Türkiye adına yapan Kanal Satış Müdürü Elif Günaydın, “En küçük işletmelerden en büyük kurum ve kuruluşların ihtiyaçlarını biliyoruz. İlk firewall markası olarak müşterilerimizin güveliğine odaklandık” dedi. ITway Türkiye Müdürü Korman Akman ise “ITway üç temele bağlı olarak iş ortaklarının artan talebini karşılamakta: Beceri, bilgi birikimi ve uzun süreli ilişkiler” dedi.
Blockchain, dernekle büyüyecek ‘En güvenli veritabanı sistemi’ olarak tanımlanan Blockchain sisteminin araştırılması, mevzuat çalışmalarının yapılması ve Blockchain teknolojisinin geliştirilmesi amacıyla kurulan Avrasya Blockchain ve Dijital Para Araştırmaları Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Av. Kadir Kurtuluş, dernek sayesinde tek elden güvenli bir platform oluşturmanın mümkün olacağını vurguladı. Blockchain sistemi, merkezi olmayan dağınık ağ yapısına dayanıyor
ve sürekli kriptolanıyor. Blockchain sisteminin, veritabanı teknolojisinde gelinmiş en güvenli sanal sistem olduğunu belirten Avrasya Blockchain ve Dijital Para Araştırmaları Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Av. Kadir Kurtuluş, şu bilgileri verdi: “Bu sistem sayesinde sanal ortamda güven garantiye alınıyor. Blockchain sistemi gelecek ile dijital bir köprü kurmamızı sağlayan, son dönemin en hızlı ve temel prensiplerini yerine getiren bir
ağ. Dernek olarak Türkiye’de mevzuat çalışmalarının hızlıca yapılmasını ve bu teknolojinin yayılması, araştırılması ve geliştirilmesini hedefliyoruz. Blockchain; önümüzdeki yıllarda tüm bankacılık işlemleri, tapu devirleri, ödeme sistemleri, değerli taşlar, telif hakları ve diğer hakların korunması, e-devlet çalışmaları, yerel ve genel seçimler, sağlık hizmetleri, e-ticaret, dijital sözleşmeler ve daha birçok alanın teknolojik altyapısı olacak.
BREAK THE STATUS QUO:
THINK BIG. START NOW. Brocade and the New IP.
CONTACT BROCADE FOR MORE INFORMATION: Email: emea-info@brocade.com Tel: +90 212 340 76 61 Visit: www.brocade.com www.datacenterfuture.com/tr
12
BThaber
BİLİŞİM DÜNYASI
22 - 28 Mayıs 2017
Türkiye’de SOME’ler ve siber güvenlikte milli çözümler Türkiye’de SOME’ler ve Siber Güvenlikte Milli Çözümler etkinliği BÜSİBER, BThaber ve İstanbul Kalkınma Ajansı katkılarıyla Boğaziçi Üniversitesinde gerçekleştirildi. 8 Mayıs tarihinde gerçekleştirilen etkinlikte milli ve yerli siber güvenlik çözümlerinin altı çizildi. Özel sektör ve kamudan katılımcıları ağırlayan etkinlikte Türkiye’nin siber güvenlik alanındaki durumu ile yeni gelişmeler de konuşuldu. Etkinliğin başlangıç konuşmasını gerçekleştiren Boğaziçi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet Özkan siber güvenliğinin önemine dikkat çekti. İlk dönemde ülke olarak siber güvenlik alanında geç kalındığını belirten Özkan Boğaziçi Üniversite’si olarak önlemlerin alındığı ilk günden bu yana siber güvenlik alanında çalışmalarını sürdürdüklerine değindi. Güvenlik konusunda ülke genelinde bir farkındalığını oluşturulmasının gerekli olduğunu kaydeden Özkan yeni teknolojileri de takip ederek, yeni eğilimlerin “güvenli” bir şekilde geliştirilmesi gerektiğini söyledi. 120 milyar dolarlık toplam hacme sahip siber güvenlik alanının yüzde 98’lik bir kısmının ülkemiz için ithal etmekte olduğumuzu söyleyen Mehmet Özkan bu alanda yerli çözümlerin pastadan daha büyük bir alması gerektiğini ve hatta bu çözümlerin yurtdışında da aktif olarak kullanılması gerektiğini belirtti. Eğitim alanında uzun süredir kış kamplarını yürüten Boğaziçi Üniversite’sinde bu etkinliğin bir ilk olduğunu ve devamının mutlaka gelmesi gerektiğini belirterek tüm paydaşlara teşekkür etti. Boğaziçi Üniversite Bilgi Sistemleri Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Meltem Özturan da tüm paydaşlara katılımlarından ötürü teşekkür ederek “Siber güvenlik alanına yönetim bilişim sistemleri yaklaşımı ile odaklanmak önemli. Bu noktada hocalarımızdan Bilgin Metin’e çalışmalarından ötürü teşekkür ederiz. Bu etkinliğin başarılı amacına uygun
olmasını diliyorum” dedi BÜSİBER Yöneticisi Doç. Dr. Bilgin Metin de etkinlikten duymuş oldukları heyecanı katılımcılarla paylaşarak, “Geride bıraktığımız dönemde ülkemizin maruz kaldığı siber saldırılara karşı bu fikir doğdu” dedi. Bu noktada İstanbul Kalkınma Ajansı’nın da desteklerine değinen Doç. Dr. Bilgin Metin projenin önceliğinin nitelikli insan kaynağı olduğunu kaydetti. Bu kapsamda ikinci bakış açısının kamuda siber güvenliğin sağlanması olduğu belirtilirken, yerel yönetimlerin ve sağlık kurumlarının siber güvenlik önlemleri almasına yardımcı olduklarını bu bağlamda da kişilere siber güvenlik eğitiminin verilmeye başlandığını ve sızma testleriyle son durumun tatbik edildiğini belirtti. “USTA platformu ile kamu kurumlarını siber istihbarat hizmetleri de vereceğiz” diyen Metin, şunları kaydetti: “Üniversitemizde sektöre katkı sağlayacak öğrenciler için kış kampları düzenlemekteyiz. Öğrenci eğitimleri ile siber güvenlik alanında farkındalık oluşturmak istiyoruz. Kampı düzenlediğimiz ilk günden sonra toplamda 650 öğrenci başvuruda bulundu. Sona kalan 60 öğrenciyi özel bir eğitime tabi tuttuk. Bu 60 öğrenci arasından pek çok isim kurumların ihtiyacına yönelik donanıma sahip hale
geldi. Eğitimler kapsamında öğrencilere bir sisteme nasıl sızıldığı ve arka planda işlerin nasıl yürüdüğünü gösterdik. Bu yöntem ile öğrencilerin konuya daha da ilgili olduğunu gözlemledik. Başka bir eğitim programımız olan Adli Bilişim Eğitimi ile birlikte hakimler ve avukatlarla, bilişimcileri aynı çatı altında topladık. Siber saldırılar hem teknik boyutta hem de adli boyutta incelendi.” Kalkınma Bakanlığı İktisadi Sektörler ve Koordinasyon Genel Müdürü Emin Sadık Aydın da sektördeki nitelikli eleman eksikliği konusuna vurgu yaptı ve şu değerlendirmede bulundu: “Dijital teknolojiler artık vazgeçilemeyecek ölçüde derinleşiyorlar. Bilişim hizmetleri ve ürünleri artık ekonomilerin ayrılmaz bir parçası. OECD, bilgi temelli yenilikçiliğin ülkelerin gelişmesi için belirleyici olduğu konusunda uyarıyor. Ulusal güvenliğimizin bir parçası olarak siber güvenlik konusunda gayretlerimizi arttırmamız gerekiyor. Bu alanda kamu için en önemli şey bilişim alanındaki insan kapasitemiz. Üniversiteleri bu konuda desteklememiz gerekiyor.” İstanbul Kalkınma Ajansı Genel Sekreteri Özgür Özben Yavuz ise İstanbul’un ekonomik ve sosyal kalkınması alanında yoğun
çalışmalar yürüttükleri belirtti. Bu konularda özellikle ArGe ve inovasyona çok önem verdiklerini belirten Yavuz, milli Ar-Ge çalışmaları kapsamında 285 projeye katkı verdiklerini ve İstanbul’u bir küresel kent yapma yönündeki çalışmalarının devam edeceğini söyledi. Savunma Sanayii Müsteşarlığı Siber Güvenlik ve Elektronik Harp Sistemleri Daire Başkanı Muhammet Sami Ulukavak, siber güvenliğe son dönemlerde büyük önem verdiklerini belirtti. Silah üretiminde yerli ve milli çözümlere nasıl öncelik veriliyorsa siber güvenlik alanına da bu şekilde öncelik tanınacağını belirten Muhammet Sami Ulukavak, internet ve teknolojinin
bireylere, kuruluşlara ve hatta uluslara büyük güç kattığını söyledi. Siber güvenlik alanının artık stratejik bir öneme sahip olduğunu ve siber saldırıların artık terör örgütleri ile bağlantılarının olduğuna işaret etti. Savunma Sanayii Müsteşarlığı olarak siber güvenliği beşinci kuvvet olarak konumlandırdıklarını kaydeden Ulukavak Siber Savunma Merkezi Projesi ile gerekli olan tüm donanım ve yazılımı geliştirdiklerini ve TSK’ya bu alanda destek verdiklerini söyledi. Bununla birlikte Emniyet Müdürlüğü ile de çalışmalar yürüttüklerini belirten Ulukavak, 81 ilde kullanılacak uçtan uca şifrelenmiş sistemler üretmek için çalışmalara başlandığını kaydetti. “Ulusal Siber Güvenlik Araştırması Üzerine Veriler” isimli konuşması ile katılımcılara seslenen TÜBİTAK BİLGEM Siber Güvenlik Enstitüsü’nden Mustafa Dayıoğlu, konuşmasında, “Yapılan anketlere göre kullanıcıların en çok kontrol edilemeyen bilgi akışı ile ilgili problemleri olduğunu görüyoruz. Bu anketin detaylarında ise kullanıcıların yerli ürünlerin yetersizliğinden rahatsız olduğu ve işletim sistemi açıklarının kullanıcılar tarafında sorun teşkil ettiğini görüyoruz” dedi. Milli ve yerli siber güvenlik üretiminde yatırımcılara da büyük sorumluluk düştüğünü belirten Mustafa Dayıoğlu, genel yatırımcı profilinin sabırsız olduğunu ancak siber güvenlik alanında gelişimin
Muhammet Sami Ulukavak
BThaber
BİLİŞİM DÜNYASI
22 - 28 Mayıs 2017
•
Mustafa Dayıoğlu sürece yayılması gerektiğini belirtti. TRT World CIO’su Osman Doğan yaptığı konuşmada, “Günümüzdeki siber saldırıların terör odaklı olabiliyor ve mücadele etmemiz gereken kitle genç ve belli şartlar aranmayan yetenekli bireylerden oluyor. Çin’de ve Amerika’da siber ordular bu şekilde kuruluyor. Bizim de genç ve yetenekli bireyleri seçerken bu yaklaşımda olmamızın değer katacağını düşünüyorum. Bununla birlikte dünya genelinde büyük şirketlerin koymuş olduğu ödül avcılığı sistemi de bir cazibe noktası oluşturuyor” dedi.
gerektiğine dikkat çekti. Mustafa Afyonluoğlu, güncel durumu geçen yıllar ile karşılaştırdı. 10 milyondan fazla kişiyi etkileyen olay sayısının 2014 yılında 11 olduğu, 2016 yılında ise bu rakamın 15’e çıktığını belirtti. Bunun yanında fidye yazılım türünde 3 katı artışın gözler önüne serildiği sunumda, fidye yazılımları için ortalama ödenen bedelin 300 dolardan 1000-1100 bandına çıktığı belirtildi. Ulusal Siber Olaylara Müdahale Merkezi için kapasitenin geliştirmesini öneren Afyonluoğlu şu önerileri sundu: • USOM, SOME’ler daha
•
•
•
•
•
• •
•
Mustafa Afyonluoğlu Siber Güvenlik, e-Devlet ve e-Yönetişim Kıdemli Uzmanı, Mustafa Afyonluoğlu milli güvenlik kavramının bir parçası haline gelen siber güvenliğin, önemine dikkat çekerken, diğer ülkelerin bu konudaki yaklaşımlarında örnekler verdi. Ulusal siber güvenlik için Fransa’nın 1 milyar avro ve İngiltere’nin 2.5 milyar avro ayırdığını belirten Afyonluoğlu, 2030 yılı itibariyle siber güvenlik pazarındaki toplam hacmin 90 trilyon dolar seviyesine geleceğini söyledi. Bilgi güvenliğinin önceliklendirilmesi gerektiğini kaydeden Afyonluoğlu, idari yetki, insan kaynağı, koordinasyon, standartlar ve zengin bilgi kaynağı gibi önemli noktaları kararlı şekilde tasarlamanın
•
•
•
•
güçlü ve nitelikli bir bilgi kaynağı haline gelmeli, ilgili kurumları bu amaç çerçevesinde koordine etmelidir. Daha çok bilgilendirici rapor ve rehber hazırlamalıdır. İlgili raporlar Türkçeleştirilmeli. USOM ve üniversiteler tarafından yapılan bu çalışmalar USOM sitesindeki dokümanlar kısmında kolay erişilebilir formatta yayınlanmalı. USOM sitesinde kamu, özel sektör, üniversiteler, STK, SOME ve USOM tarafından siber güvenlik alanında gerçekleştirilen ve gerçekleştirilecek etkinlikler ve bunların sonucunda elde edilen sonuç bildirileri yayınlanmalı. - Webinar’lar
sağlanmalı ve sitede webinar kütüphanesi oluşturulmalıdır. Uzaktan ve 7/24 izlenebilen eğitim yaklaşımı hedeflenmeli. -Üniversiteler ile işbirliği içerisinde sistematik SOME eğitimleri sağlanmalı, bu eğitimlerde mutlaka pratik tecrübe oluşturacak laboratuvarlar yer almalı. Bununla birlikte SOME’lerde nitelikli insan kaynağının önemine değinen Afyonluoğlu bu niteliği kazanmak için hedeflenmesi gerekenleri de sıraladı: Siber Güvenlik, Veri Güvenliği, Kişisel Veri uzmanlıkları tanımlanmalı Üniversitelerdeki siber güvenlik alanındaki merkezler ve akredite edilmiş özel sektör eğitim merkezleri tarafından uzmanlık sertifikaları verilmeli Üniversitelerdeki siber güvenlik alanındaki merkezler, uluslararası hedefler belirlemeli Sertifika programları pratik saha tecrübesi de içermeli Bazı milli ürünlerde özel uzmanlıklar gerekmekte USOM ve SOME’lerde görev ön şartı için uzmanlık sertifikası ile birlikte sahada pratik tecrübe ön şart olmalı SOME ekibi için özel mali teşvik olmalı.
Netaş Siber Güvenlik ve Direktörü Uğur Çağal ise etkinliğe Milli Siber Güvenlik İletişim Ağlarının Modernizasyonu isimli
sunumu ile katıldı. Netaş’ın siber güvenlik alanındaki çözümlerini üçe ayırdıklarını belirten Uğur Çağal, Nova, ürün ailesinin tanıtımını da gerçekleştirdi. Milli ve yerli iletişimde ağ ve uygulama güvenliğinin neden önemli olduğuna değinen Çağal siber güvenlik kavramının bir bütün oluşturduğuna dikkat çekti. TSE Bilişim Teknolojileri Test ve Belgelendirme Dairesi Başkanı Mustafa Yılmaz konuşmasında, standartlarının siber güvenlik olan bağına değindi. Standartların itibarın korunması, risklerin azaltılması, efektif işbirliği ve güvenlik kültürü noktasında siber güvenlik kavramına fayda sağladığını belirten Yılmaz beyaz şapkalı hacker üretmenin gereklilik haline geldiğini de söyledi. Comodo EMEA Bölgesi Başkan Yardımcısı Erdem Eriş ise Doç. Dr. Bilgin Metin ile yapmış olduğu söyleşide, “Türk isimleri ile dünyaya pek çok ürün ihraç ediyoruz. Siber güvenlik çözümleri alanında Türkiye imzalı ve yerli bir vizyonla ilerliyoruz. Bu tarz firmaların sayı itibariyle daha fazla olmasında fayda var. Yerli ve milli çözümler derken sunulan hizmetin her noktasının yerli olmasına özen gösteriyoruz. Bu yaklaşımla yurtdışında gördüğümüz ilgi de yurtiçindeki ile yarışacak seviyede. Uluslararası platformda satışlarımız günden güne artmakta. Ancak kabul görme açısından yerli ürünlerin daha saygın bir noktaya gelmesi gerekmektedir. Bu bağlamda seyreden yükselişe ivme katmak ortak görevimiz”
13
dedi. Tümleşik Siber Güvenlik Ürünlerinde Yerli Çözümler” isimli sunumu ile etkinlikte yer alan Logo Siber Güvenlik ve Ağ Teknolojileri Genel Müdürü Dr. Murat Apohan işletmelerin internet kullanımında kontrolsüz davranmasının aslında ciddi bir problem teşkil ettiğini bildirdi. “Kontrolsüz kullanım temelde bir siber güvenlik problemi değil ancak kontrolsüz kullanım beraberinde güvenlik açıklarını da getiriyor” dedi. WiFi erişim noktalarından örnekler veren Apohan, “WİFİ erişim noktalarında yerine getirilmesi zorunlu olan kriterlerin kullanıcılara sunulmaması durumunda o noktadan gerçekleştirilen bir suç hizmeti sunanlara büyük problemler yaşayabilir. Burada özellikle kimlik doğrulama yöntemlerinin farklı olması kritik nokta. Artık herkes her yerden ofisteki verilere ulaşabilmekte ve bu noktada kullanıcıları kritik güvenlik açıkları beklemektedir. Biz bu noktada yerli çözümlerle bilgi güvenliğini daha da önceliklendiriyoruz” dedi. Siber güvenlik yatırımlarının hızla devam edeceğini belirten Labris Networks CTO’su Oğuz Yılmaz da “Uluslararası alanda etkin olmaya ve sertifikasyon yatırımlarına devam etmekteyiz” dedi. 2003 yılından bugüne kadar 4 binin üzerinde aktif cihaza ulaştıklarını belirten Yılmaz hizmet verdikleri müşterilerinin ciddi bir dilimini 50 PC ve üzerinde iş hacmi olan kurumların oluşturduğunu belirtti.
En çok saldırıya uğrayan sektörler sağlık ve üretİm İnternet Geliştirme Kurulu Başkanı Tayfun Acarer, etkinlik kapsamında, “Türkiye’de Siber Güvenlikte Personel İhtiyacı ve Buna İlişkin Eğitim Programları Konusunda Öneriler” başlıklı konuşmasını yaptı. Acarer’in verdiği bilgilere göre, siber saldırı mağduru olan kişi sayısı total kitlenin yüzde 51’ini oluşturuyor ve siber saldırıların tahmini küresel maliyeti 2016 yılında 400 milyar doları aştı. En çok saldırıya uğrayan sektör ise sağlık sektörü. “Sağlık sektörünün siber saldırılara bu kadar açık olmasının önemli risklere de yol açtığını kaydeden Acarer, “TÜBİSAD’ın
her yıl yaptığı bilişim sektörü konulu ankete göre sektörün en önemli ihtiyacı nitelikli elemandır” dedi. Acarer, sorunun çözümünün üniversitelerde olduğuna ve mevcut imkanlarla siber güvenlik konusunda güncelliğin yakalanabilmesi için üniversitelerin desteklenmesi gerektiğine dikkat çekti. Konuşmasının devamında Microsoft’tan örnekler sunan Acarer, “KOBİ’lerin yüzde 20’si siber saldırılara maruz kalıyor. Açıklanan rakamlara göre ise Microsoft’un her gün gördüğü siber saldırı sayısı on milyonun üzerinde. Öyle ki
Microsoft merkezinde sadece konu ile ilgili bir ordu yer almaktadır. Bu gibi örnekler başarıyı getirmektedir. 2015 yılında en çok saldırıya uğrayan sektör ise sağlık imalat sektörü. 2016 yılında büyük sağlık kurumlarının yüzde 63’ü 1 milyar dolardan fazla yatırım yapmaya hazır durumda. Sağlık kurumlarına yapılacak saldırıların ciddi zararlar getirmesi muhtemel. Ancak önceliğin sadece sağlık sektöründe olmaması da şart. Çünkü artık kullanıcıların yüzde 40’ı kredi kartı ya da bankamatik kartı güvenliğinde problem yaşıyorlar” dedi.
14
BThaber
BİLİŞİM DÜNYASI
22 - 28 Mayıs 2017
Entegrasyon ve yönetim gücünüzle varsınız! ManageEngine User Conference, Vitel Genel Müdürü Deniz Eşiyok’un açılış Handan Aybars konuşmasıyla başladı ve Eşiyok, her yıl daha da büyüyen etkinlikte bu sefer birçok Hintli mühendisi ağırladıklarını vurguladı. Zoho Group bünyesinde ManageEngine’in ayrı bir yapılanma olduğu, her yıl gerek Türkiye’de gerekse küresel bazda büyümenin kendini gösterdiği, Türkiye pazarında müşteri sayısının 650’leri aştığı bilgisini veren Eşiyok, 10 yıla yakın zamandır temsil ettikleri ManageEngine çözümlerinin yanında, Vidyo, Genetec, Peplink gibi farklı çözümlerin de Türkiye temsilciliğini üstlendiklerini hatırlattı. ManageEngine Türkiye için bir forum yapılanmasını başlattıkları bilgisini de veren Deniz Eşiyok, ekledi: “Bu forum yapısında yorum, öneri ve eleştirileri buluşturacağız. Vitel ManageEngine portal yapısı ile forum ortamında başlık açabilir, yorum yaparak etkileşimli biçimde bu yapıyı kullanabilir, forum yapısına manageengine.com.tr sitesinden kayıt olabilirsiniz.”
ManageEngine ürünlerinin Türkiye’deki tek distribütörü olan Vitel, 9’uncu ManageEngine User Conference 2017 ile sektörü bir araya getirdi. Başarı hikayeleri ve günün ikinci yarısında öne çıkan ManageEngine kıdemli danışmanlarının eğitimleri ile katılımcılar en yeniyi öğrenme fırsatını bir kez daha elde etti. İstanbul’da düzenlenen etkinlikte Analytics Plus lansmanı da yapıldı.
onların eğitimi ve konumlandırılmasında hep yer aldığını vurgulayan Suresh Bagavathy, 2017 yılının temel BT sorunlarını şöyle sıraladı: Network güvenliği, yeni kullanıcı gelişi ile network değişikliklerini yönetmek,
bütçe kesintileri, yönetim araçlarının sayısını azaltmak ve veri ile bağlantılar. “Tek problem için tek araç odaklı çözüm ararken, eminim hepiniz sıkıntılar yaşadınız” diyen Bagavathy, tespitlerine şu sözlerle devam etti:
sonucunda da kurumsal BT canavarı ortaya çıkıyor. Çünkü bir sorunun sebebini bulmak, farklı araçları yönetmek, bunların bakımı ve güncellemesi gibi gereklilikleri yerine getirmek zor. Bugünün BT’sinin ihtiyaçları ise net: Çok çözüm için tek yönetim aracı, derin izleme imkanı ve kontrol, hızlı sorun tespiti ve çözüm, bakım başlığında azalma ve böylece kullanıcı dostu bir yapı inşası.”
“Farklı yönetim araçları kendi başına iyi çalışabilir, ama size bir sorun bildirdiğinde hangi araçta sorun olduğunu bilemiyorsunuz. Çoklu yönetim araçları pek işe yaramıyor ve karmaşa varlığını koruyor. Bunun
BT yönetİmİnde pratİk ve güçlü çözüm
Vitel Genel Müdürü Deniz Eşiyok Oysa BT’de ihtiyaçlar net Eşiyok’un ardından sözü, ‘2017’nin Karmaşık Sorunlarının Opmanager V12 İle Çözümü’ başlıklı sunumuyla ManageEngine Kıdemli Teknik Danışmanı Suresh Bagavathy aldı. 10 yıldır görev yaptığı ManageEngine’de müşterilerle iletişim,
ManageEngine Kıdemli Teknik Danışmanı Suresh Bagavathy: “Sunumumda da dikkat çektiğim gibi, etkili bir BT yapısının temelinde entegrasyon var. Bu, olası sorunları hızlı biçimde bulup çözebilmek için bir gereklilik. Sistemlerin sürekli ayakta ve işler olması her ölçekte şirket için öncelik. Zaten bu amaçla BT odaklı yatırımları sürekli yapıyor, uygulama, sunucu veya ağ yapısında bir sorunla karşılaştıklarında çözümü alıp konumlandırmaya gidiyorlar. Ama tüm bunların sonucunda da kontrol edilmesi gereken araç sayısı sürekli artıyor. Tüm sistemler arasında doğru bir entegrasyon yoksa, bir sorunun temel sebebini bulabilmek için daha çok zaman harcamak zorundalar. Biz ise her türlü entegrasyonu mümkün kılan bir yapıyı şirketlere sunuyoruz ve onlar da kontrol edip, aldıkları yedeklerle kıyasladıkları zaman sorunun nerede
olduğunu zaman yitirmeden görebiliyorlar. Bu yönüyle araçlar arasında sıkı entegrasyon, her türlü problemin hızla görülüp çözülebilmesi demek.” ManageEngine Satış Öncesi Danışmanı ve Uygulama Yöneticisi Jagan Pandurangan: “İş zekası ve analitik en güncel haliyle Analytics Plus’ta buluşuyor. Kendi ihtiyaçlarına göre Analytics Plus’ı kurgulama, ona ekleme yapabilme imkanları da var. Böylece verileri bir araya getirip analitik ihtiyaçlarını daha kapsamlı biçimde çözebilir, veriyi daha yetkin biçimde kullanırlar. Analytics Plus çözümünde odağımız ‘BT analitik süreçlerinde yetkin bir araç’ olarak tanıtmak. Çünkü pazarda çok analitik aracı var, ama birçok şirketin kendileri için en ideal aracı kullanmadığını görüyoruz. Önceliğimiz bu yapının veri ile neler yapabileceğini, bunun onlara ne gibi faydalar sağlayacağını göstermek.
Çıkış noktamız ‘yetkin analitik’ ve finans analitiği, İK analitiği gibi sektör ve departman bazlı çözümleri de sunacağız.” ManageEngine Pazarlama Analisti Anjanaa Santhanam: “BT yönetiminin iş hedefleri ile paralel ilerlemesini sağlamak, her ölçekte şirkette bunu sağlarken, şirketlerin de her türlü zorluklarla başa çıkabilmesinde onlara destek olmak öncelikli hedefimiz. Zoho Corp. bünyesinde faaliyet gösteren ManageEngine, böylece Zoho’nun birçok bulut uygulaması ile entegre olacak. İş hayatındaki dinamik değişimleri göz önüne aldığımızda, BT birimlerinin ve iş bölümlerinin kolayca birlikte çalışabilmesini sağlamak öncelikli hedefimiz. BT’yi olabildiğince pratik hale getirmek istiyoruz. Bu pratiklik; kolay sahip olma maliyetini, kolay yüklemeyi, hem de başka
bir yardım olmaksızın bunları yapabilmeyi beraberinde getiriyor.” ManageEngine ADSolutions Satış Öncesi Danışmanı Vivin Sathyan: “Analytics Plus’ı henüz sunmadığımız pazarlar var ve Türkiye de bunlardan biriydi. Bu yılki temel önceliğimiz söz konusu ülkelere de ulaşmak, onları bu yeni çözüm hakkında bilgilendirmek, onlara neler yapabileceklerini göstermek. Türkiye pazarı ise her zamanki gibi potansiyeli ile öne çıkıyor. Burada çok sayıda müşterimiz var. Türkiye; Avrupa ve Ortadoğu’da satışlarda öne çıkan ülkelerden biri olduğu gibi, bizim için önde gelen ilk 5 pazardan biri. Bu etkinlik Türkiye pazarında ne kadar önemli bir yere sahip olduğumuzu görmemiz açısından faydalı oldu ve söz konusu yoğun ilgi, Türkiye’de daha çok etkinlik ve BT workshop’ları yapmak için bizi cesaretlendiriyor.”
%1
00
16
BThaber
BİLİŞİM DÜNYASI
22 - 28 Mayıs 2017
TmaxSoft, bölgeyi Türkiye’den yönetiyor Güney Koreli yazılım şirketi TmaxSoft, küresel büyüme hedeflerini gerçekleştirebilmek için yeni bölgelere açılmaya devam ediyor. MEA bölgesinin merkez ofisini Türkiye’de konumlandıran şirket, Yunanistan, Bulgaristan ve Romanya’yı da kapsayan bölgeyi Türkiye ofisi üzerinden Genel Müdür İlker Saltoğlu liderliğinde yönetecek. Şirketin Türk Cumhuriyetleri’ndeki çalışmaları ise TmaxSoft’un Rusya ve Türkiye ofisleri tarafından ortaklaşa yönetilecek. 1997 yılında yazılım alanında dünya devi markaların ürünlerine
alternatif ürünler geliştirmek üzere kurulan TmaxSoft, Güney Kore’nin en büyük yazılım üreticisi konumunda. Genel merkezini Chicago’da konumlandıran şirket, bulut bilişim, altyapı ve modernizasyon çözümleriyle ön plana çıkıyor. JEUS, WebtoB, OpenFrame ve Tibero ürünleriyle TmaxSoft, Amazon Web Services, Red Hat, VMware ve IBM gibi firmalarla iş ortaklıklarını sürdürüyor. Şirket, organizasyon ağını 2021 yılına kadar 42 ülkeye çıkartıp, 3 milyar dolar ciro elde etmeyi hedefliyor.
Öncelikli çözümler net Türkiye pazarında, bir yılı aşkın süredir temsilcilik ofisi olarak faaliyetlerini sürdüren Güney Koreli yazılım devi, şirketleşme sürecini tamamlayarak 2017 Haziran ayından itibaren faaliyetlerine TmaxSoft Türkiye olarak devam edecek. Yeni ürünlerle farklı alternatifler sunmayı amaçladıklarını belirten TmaxSoft Türkiye Genel Müdürü İlker Saltoğlu, “Pazarda öncelik verdiğimiz ürünümüz, active cluster ve yüksek güvenlik özelliklerine sahip, performansı maliyet
avantajıyla birleştiren kurumsal veri tabanı çözümümüz Tibero. Bağımsız donanım kullanımına imkan tanıyan, yüksek kapasiteli veri tabanı konsolidasyon ürünümüz Zetadata’ya da güveniyoruz. Asya kıtasında internet bankacılığında artık neredeyse bir standart haline gelen web uygulama sunucusu çözümü JEUS ve mainframe rehosting alanında önemli referanslara sahip olan OpenFrame ürünlerini de ön planda tutuyoruz” dedi. 2017’nin ikinci yarısında iki yeni ürünü daha pazara sunacaklarını belirten Saltoğlu, “Yılın ikinci
yarısında Unix tabanlı bir işletim sistemi olan, ancak Windows ve Linux uygulamalarını çalıştırabilen TmaxOS’u Türkiye pazarına sunacağız. İkinci ürünümüzse, bulut hizmetleri sunmak isteyen sistem entegratörleri ve kurumlara bu hizmetleri sunabilecekleri yazılım platformunu sağlayacak olan TmaxCloud. Özellikle bulut entegrasyonundaki riskleri en aza indiren TmaxCloud ile dünya devlerinin sahip olduğu ama pazara sunmadıkları teknolojileri iş ortaklarımızın ve kurumların kullanımına sunacağız” bilgisini verdi.
Şirketler, riskler karşısında yavaş kalıyor Fujitsu Güvenlik İşlem Merkezi, yayınladığı 2017 Tehdit Öngörüleri raporunda¹, işletmeler için en büyük 10 güvenlik riskini sıraladı. Bu riskler, temel BT güvenlik süreçlerinde olumsuzluklara yol açıyor. Daha da yüksek riskler arasında ise bankacılık uygulamalarına ve akıllı şehirlere yapılan saldırılar yer alıyor. Raporda, tüm işletmelerin kendilerini daha iyi korumak için alabilecekleri acil tedbirler, daha etkili güvenlik açıkları eklemeyi ve yalnızca mevcut kullanıcıların kritik sistemlere erişimini sağlamayı içeriyor. Fujitsu, şirketlerin "gereksiz yere veri kayıplarına, veri hırsızlığına veya sistemlerinin dışarıdan bozulmasına karşı savunmasız" oldukları tespitini yapıyor. Fujitsu güvenlik uzmanları tarafından tespit edilen bir zayıflık da kritik bilgi işlem sistemlerinin merkezine dışardan erişim sağlayan şifreli kanallarla ilgili. Bunlar, uzaktaki çalışanların ağlara daha kolay erişmesini sağlamak için tasarlandıysa da, bir siber suçlunun eline geçtiğinde, atılan adımların büyük ölçüde saptanamayacağı anlamına gelebiliyor. Fujitsu bunun nedenini "SSL denetim yetenekleri olmadığı için şifreli kanallara yapılan saldırılardan kaçan bir kör nokta" olarak tanımlıyor.Şirketler, bankacılık uygulamalarını yönetme konusunda da daha dikkatli olmalı. Zira Fujitsu, 2017'de bankacılık ödeme sistemlerine daha fazla saldırı düzenleneceğini, daha eski ve savunmasız arka ofis uygulamalarını hedef alan bankacılık Truvalı hedeflerinin daha da büyüyeceğini öngörüyor.
BThaber 22 - 28 Mayıs 2017
Dijital Evrim
DOSYA:
www.bthaber.com.tr
Kabul etmek ve uygulamak arasında fark var! Başlıkta belirttiğimiz farkın kaynağı 'dijitalleşme'. Hangi sektör ve ölçekten olursa olsun, küresel bazda olduğu gibi Türkiye'de Handan Aybars de herkes elinden geldiğince dijitalleşme rüzgarını yakalamak istiyor. Ama ‘nasıl ve hangi önceliklerle' gibi sorulara yanıt vermeden doğru bir
kurumsal dijitalleşmeden bahsetmek de zor. Dosyamızda yorumları ile yer alan isimlerin de belirttiği gibi, önce şirket kendini, artı ve eksilerini, hedef ve stratejilerini tanımlamalı, tüm insan kaynağı ile birlikte yönetimin sahiplendiği bir planı hayata geçirmeli. Aksi halde, dijitalleşme yolunda yolda kalmak da kaçınılmaz olur. Hatta bu sefer kurumsal rekabette ve tüketici
tercihlerinde temel belirleyici olan 'dijitalleşme' becerisi bu iki başlıkta yarışta kaybeden olma sonucunu beraberinde getirebilir. İşte bu nedenle, körlemesine değil bilinçli adımlarla, yönetim de dahil tüm çalışanların sahiplendiği bir dijital evrim yol haritası çizmek, bu haritayı sürekli güncellemek, şirket bütününde sahiplenilmesini sağlamak şart.
Dijital Evrim Teknoloji Platformu Teknoloji Platformları, 'Dijital Evrim Teknoloji Platformu' başlığında farklı sektörlerden önde gelen isimleri katılımcılarla buluşturacak. 25 Mayıs'ta CVK Park Bosphorus Otel'de gerçekleştirilecek platform toplantısı ile ilgili detaylı bilgiye ve etkinlik programına http://www.teknolojiplatformlari.com.tr/ dijital-evrim-platformu/3/559 sitesinden ulaşılabilir.
18
DOSYA
BThaber
Dijital Evrim
22 - 28 Mayıs 2017
KENDİNİ SÜREKLİ YENİLEYEBİLEN KAZANIR! Dijitalleşme ile öne çıkan akımlar geleceğin iş yapış şeklini değiştirerek, kurumların dijital dönüşümlerini tetikleyecek. Bu dönüşüm, kurumların işleyişleri ve stratejileri üzerinde etkili olacak, sürekli değişime adapte olabilmek için kurumların stratejilerini bu yönde belirlemesi ve düzenli olarak geliştirmesi önemli olacak. Yeni teknolojileri, platformları, çalışma şekillerini ve sürekli değişimi takip edip dijitalleşmeyi önceliklendirerek yol haritası hazırlayan ve yatırım yapan kurumlar dijital dönüşümde önemli etki yaratacak. Kurumların dijital hedeflerini gerçekleştirebilmesi için ise performans hedefleri koyması ve bu süreci hızlandırabilmek için ekosistem paydaşları ile çalışması önemli olacak. “Kurumlar yeni kuralların belirlenmesine liderlik etmeli” yorumunu yapan Accenture Digital Ülke Lideri ve Yönetici Ortağı Erdal Güner’e göre, lider olanlar, yeni ekosistemlerin merkezinde yer alırken, risk almayanlar geride kalacaklar. Sürekli gelişim için kurumlar birden fazla ekosistemin içinde yer aldığı ekosistem stratejisi oluşturarak ilerlemeli. Bu sayede, işletmelerini, ürünlerini ve hatta pazarın kendisini bile değiştirecek değer zincirleri tasarlayacaklar. “Accenture olarak biz işbirlikçi, paylaşımcı, hızlı, ulaşılabilir, entegre ve görünür çözümler ile dijital evrimi kurumsal yapıların bir parçası haline getirmeyi hedeflemekteyiz” bilgisini veren Erdal Güner, her ölçekte şirketin bu yolda nasıl bir önceliklendirme yapması gerektiğini şu sözlerle anlattı: Farklılaşma, dijitalleşme ile sağlanacak “Accenture olarak biz her sektör veya şirket için dijitalleşmeyi iki ana boyutta inceliyoruz; sunulan ürün/
servis portföyünün, pazarlama, satış ve servis kanallarının dijitalleşmesi ve operasyonların dijitalleşmesi. Türk şirketleri dijital ürün / hizmetler ve müşteri etkileşimi gibi müşteriye yönelik dışsal yetkinliklerden ziyade, içerideki kabiliyet ve süreçlerde dijitalleşmeye odaklansa da dijitalleşme evresinde her iki boyutun da dengeli olarak ele alınması gerek. Dijital evrimi tamamlamak için de şirketlerin dijital hizmet ve operasyonel yetkinlik alanlarında dönüşümlerini tamamlamış ve kurumsal yapılarını yeni dijital iş modellerinden maksimum faydayı sağlayacak şekilde yapılandırmış olmaları gerekiyor. Başlangıçta durum tespiti yapılarak yol haritasının oluşturulması ve üst yönetim desteği ile doğru yönetişim yapılarının oluşturulması öncelikler arasında olmalı. Bunlarla beraber; organizasyon, süreçler, veri yönetimi, sistemlerin dönüşümü, altyapı ve güvenlik ile ilgili doğru adımların atılması dijitalleşme sürecinin temellerini oluşturacak. Böylece şirketlerin dijitalleşme ile farklılaşması, operasyonların verimlileştirmesi, müşteri merkezli deneyimler sunması, dijital ekosistemlerin kurulması ve yenilikçi şirket kültürünün oluşması için temeller atılmış olacak. Yol haritasında bu adımları izlerken, aynı zamanda sivil toplum ve meslek kuruluşları, üniversiteler ve kanun koyucu resmi kurumlar ile işbirliklerinin yapılması ve yönetilmesi de önem kazanacak. Özellikle büyük ölçekli şirketlerin analitik yetkinliklerini geliştirmesi yol haritasının kritik parçalarından biri olacak. En son olarak da bu dönüşümü başarıyla gerçekleştirmek isteyen her kurumun başarı ve gelişimini doğru performans göstergeleriyle ölçmesi ve takip
etmesi gerekiyor.” Dijital asistanlar vazgeçilmez olacak Accenture’ın dijital dönüşüm için öngördüğü beş ana teknolojik akım; yapay zekanın yükselmesi, ekosistemlerin güç teşkil etmesi, işgücü pazarındaki değişimler, insanlar için tasarımın gelişimi ve keşfedilmemişe ulaşmak olarak gruplandırılabilir. Bu noktada Erdal Güner’e göre yapay zeka, kurumlar için sadece arka planda çalışan bir araç olmaktan çıkıp daha sofistike roller üstlenecek ve firmaların dijital temsilcileri haline gelecek. Önümüzdeki 5 yıl içerisinde müşteriler şirketleri hizmetleri ve markaları yerine, yapay zeka kullanımlarına göre tercih edecek. 7 yıl içerisinde ise çoğu arayüzün bir ekranı olmayacak ve günlük görevlere entegre edilmiş olacak. 10 yıl içerisinde de dijital asistanlar bir hayli yaygın hale gelecek ve her türlü günlük etkileşimimizin parçası haline gelecekler. İşbirliği anlayışı ve ekosistemi değişecek Şirketler de ana iş gücü kabiliyetlerini üçüncü partiler ile entegre edecekler. Bunun için her kurum dijital dönüşümü kendi içinde gerçekleştirmek yerine, değer zincirinde yer alan farklı kurumlarla bir ekosistem stratejisi oluşturmalı. Bu yorumu yapan Erdal Güner, ekledi: “Rekabet avantajı, seçilen ortakların ve ekosistemin gücüne bağlı olacak. 5 yıl içerisinde tüketiciler ürün veya servislerin büyük çoğunluğunu dijital aracılarla satın alacaklar. Şirketlerin en büyük varlıkları dijital platformları olacak.” İsteğe bağlı işgücü platformlarının ve online iş yönetimi çözümlerinin daha da hızla artmasıyla, yeni yetenek
Accenture Digital Ülke Lideri ve Yönetici Ortağı Erdal Güner pazarları oluşacak. Bu yeni çalışma şeklini etkili bir şekilde kullanabilmek için işbirliği ve uzaktan çalışmayı kesintisiz hale getiren çalışan platformlarının kurumlar tarafından kullanılması önem kazanacak. Sanayi çağının geleneksel şirketleri ve yönetim modelleri değişerek, yerini dijital olarak birbirine bağlı pazarlara bırakacak. Güner, beklentilerini şu sözlerle devam ettirdi: “İnsanlar için tasarım kapsamında ise 5 yıl içerisinde hükümetlerin kurumlarla olan işbirliği sürdürülebilirlik kavramını kuvvetlendirecek. Enerji verimliliği, karbon azaltımı ve depolama dolaşımları ilk hedefler olacak. 7 yıl içerisinde şirket içi performansa dayalı geri bildirimin tonunu ve tarzını değiştiren çalışanlara yönelik teknolojiler geliştirilecek. Gelişen teknoloji ve dijital dönüşüm ile keşfedilmemiş alanlara girileceğinden yeni regülasyonlar ve yeni endüstriler oluşacak. 5 yıl içerisinde, akıllı sözleşmelerin kullanılmasını gerektiren ekosistemler ortaya çıkacak.”
İş ve teknoloji dünyasının işbirliği Araştırmalar gösteriyor ki dijitalleşme ile katlanarak artan siber tehditler, CEO’ları da artık oldukça tedirgin ediyor. Geçen sene World Economic Forum’da siber tehditlerin dünyaya maliyeti, “Çalınan gizli bilgi ve paradan, şirketlerin borsadaki değer kaybına, satışların düşüşünden, itibar kayıpları sonucu kapanan şirketlere kadar” çok kapsamlı bir analizle 3 trilyon dolar olarak açıklandı. Siber dünyadaki iş hacmi, elbette suç örgütlerinin de iştahını kabartıyor. Eskisi gibi genç çocuklar değil, çok ciddi zararlar verebilen suç örgütleri artık siber güvenliği tehdit ediyor. Bu durumun küresel ekonomiye yükü çok ciddi boyutlara erişmiş
durumda ve ne yazık ki dijitalleşme önünde de en büyük tehlike olarak duruyor. Innovera Genel Müdürü Gökhan Say’ın verdiği bilgilere göre dijitalleşmenin çok önemli bir parçası olan IoT’ler de bu duruma önemli bir örnek teşkil ediyor. 2016 sonunda Mirai Botnet’iyle gerçekleştirilen DDoS saldırısı Amerika’da internetin büyük bölümünün saatlerce durmasına neden olmuştu. Bu saldırıda yaklaşık 200 bin IoT cihazı da kullanılmıştı. 2020’de 20 milyara ulaşacak IoT cihazlarının yaratacağı tehdit şimdiden tüm uzmanları düşündürüyor. Gökhan Say, konuyla ilgili şunları kaydetti: “Bugün kurumlara
baktığımızda, hala yaklaşık yüzde 65’inin oportünist olarak dijitalleşmeye yaklaştığını görüyoruz. Bu firmalar “Digital Disrupters” aşamasına gelmiş şirketlerin iş modellerini ciddi anlamda tehdit ettiğini görüyorlar. Dijitalleşmenin önce net bir stratejiye, bunun da ötesinde kurumlar adına bir araç değil, yeni bir yaşam şekli haline dönüşmesi gerekiyor. Bence bunu sağlamamanın tek yolu inovasyon. Yeni fikirleri herkesten önce geliştirip doğru modellemek iş dünyasının en önemli konu başlığı. Yeni iş modellerinin oluşması eskiden yıllar, on yıllar sürerken, bugün haftalar içinde olabiliyor.
Bugün startup’ların devlere kafa tutabildiği bir dönem yaşıyoruz. Endüstri devrimiyle oluşturulan büyük fabrikaların yerini bugün birçok noktada 3D yazıcılar alabiliyor, teknoloji dev fabrikalar yerine evde bile üretilebilir hale gelebiliyor, internet ve mobil dünya sayesinde inanılmaz bir hızla tüm yenilikler yaygınlaşabiliyor. Bu gelişmeler gerçekten muhteşem fakat bu dünyanın ne yazık ki bir de karanlık yüzü var. Katastrofik hızlarla büyüyen siber saldırıların bu gelişmelere zarar vermesini engellemek için iş dünyası ve BT dünyasının çok daha güçlü bir şekilde işbirliği içinde olması gerekiyor.”
20
DOSYA
BThaber
Dijital Evrim
22 - 28 Mayıs 2017
Uçtan uca bilişim hayali gerçek oluyor Dijital dönüşümle birlikte hayatın her alanında kendisini gösteren büyük değişim, tüm hızıyla devam ediyor. Dijital teknolojiler, klasik iş modellerini temelden değiştirip dönüştürürken, yepyeni iş alanları da oluşturuyor. Tüm iş süreçlerinin vazgeçilmez bir parçası haline gelen, birbiri ile iç içe, gelişmiş bilgi teknolojileri sistemleri dört bir yanımızı sarıyor ve “uçtan uca bilişim” hayali gerçek oluyor. İnnova Genel Müdürü Aydın Ersöz’ün verdiği bilgilere göre, sürekli gelişen bilgi teknolojilerinin sunduğu avantajları zamanında fark eden ve değerlendiren kurumlar, rekabet güçlerini ve verimliliklerini de artırıyor. Bu kapsamda, her sektörün ve her kurumun kendilerine özel gereksinimleri sözkonusu olmakla birlikte, temel olarak dijital dönüşüm sürecinde kurumların rotalarını, hedef ve stratejilerini doğru bir şekilde belirlemeleri gerekir. Dijital dönüşümde kurumların satış, pazarlama, finans, lojistik, İK gibi farklı süreç ve dinamiklere sahip birimleri yakın işbirliği içinde olmalıdır. Başarılı ve hızlı bir dönüşümü gerçekleştirmek için bu kurumun dönüşümünde rol alacak birimlerin bir arada çalışması, önceliklere ve ihtiyaç duyulan dijital çözümlere karar verilmesinde kritik önem taşıyan danışmanlık hizmeti için de kurumların doğru iş ortağını seçmesi önemlidir. “Günümüzde bulut tabanlı bilişim çözümleri hangi sektörde ve hangi ölçekte olurlarsa olsun, kurumlara büyük avantajlar getirmektedir” diyen Aydın Ersöz, açıklamalarını şöyle sürdürdü: “Bulut
teknolojileri sayesinde kurumlar altyapı ve bakım hizmetlerine devasa yatırımlar yapma zorunluluğu olmadan, en yeni teknolojilerden en uygun maliyetle yararlanma avantajına sahip olmaktadır. Bunun yanında nesnelerin interneti (IoT) teknolojileri de imalat sektöründen finans ve perakende sektörlerine, akla gelebilecek her alanda büyük bir verimlilik artışı fırsatı sunuyor. Yine, mobil alanda yaşanan gelişmeler de dijital dönüşümün çok önemli bir parçası. Mobil internet altyapısı, uygulamalar ve cihazlar tarafında kaydedilen ilerlemeler, bilgiye artık her yerden, her cihazdan daha önce hiç olmadığı kadar kolay ve hızlı bir şekilde erişmemize olanak sağlamaktadır. Kurumlar kendilerine başta verimlilik olmak üzere, zaman ve maliyet avantajları sağlayan bu teknolojileri iyi analiz ederek iş süreçlerine mutlaka en iyi şekilde entegre etmelidir. Türk Telekom iştiraki İnnova olarak, kurumların en yakın iş ortağı yaklaşımı ile ve ürün ve platform bağımsız bir yaklaşımla çalışıyor, en yenilikçi teknoloji ve eğilimlerle ilgili destek sunuyoruz. Kurumlara yönelik tüm bilişim çözüm ve hizmetlerinde tasarım, planlama, kurulum, entegrasyon, operasyonel destek, bakım, onarım, kiralama ve dış kaynak kullanımı dahil olmak üzere “uçtan uca” hizmet veriyoruz. Müşterilerimize danışmanlık, uygulama geliştirme, yönetilebilir hizmetler ve bulut tabanlı çözümler sunarken, uygulamalar, kurumsal çözümler, fonksiyon ve sektör spesifik çözümler ile platform ve teknoloji desteği sağlıyoruz. Altyapı
İnnova Genel Müdürü Aydın Ersöz ve operasyon tarafında da, altyapı, sistem yazılımı, BT yönetim çözümleri, uygulama geliştirme yaşam döngüsü yönetimi ve ağ güvenliği gibi tüm hizmetleri tek elden sunuyoruz.” Sadece altyapı, yazılım ve donanım teknolojilerine sahip olmanın ötesinde, tüm bunların yardımıyla kurumlarda etkin bir dijital inovasyon kültürünün oluşturulmasını her zaman önemle vurguladıklarını kaydeden Aydın Ersöz, “Kurumlar dijital dönüşümü bir yolculuk olarak ele almalı ve bu sürecin tüm
boyutlarında destek sağlayacak uçtan uca bir dijital dönüşüm ortağı ile çalışmayı öncelikli hedeflerden biri olarak belirlemeli. Bu kapsamda, danışmanlık desteği ile kurumların ihtiyaç ve yol haritalarını doğru bir şekilde belirleyecek, teknoloji desteği ile bu değişimi gerçekleştirecek çözümleri uygulayacak, son aşamada da operasyon desteği ile dijital dönüşümün devamlılığını ve sürekli gelişimini sağlayacak bir iş ortağının varlığı kurumların dijital dönüşüm sürecini kolaylaştıracaktır” dedi.
22
DOSYA
BThaber
Dijital Evrim
22 - 28 Mayıs 2017
GÜÇLÜ BİR KURUMSAL STRATEJİ BELİRLEYİN Veri, kurumların tümüyle yeni dijital ortama tepki verdiğini gösteriyor. Ancak ankete verilen yanıtlardan anlaşıldığı üzere dijital dönüşümün daha yaygın olarak benimsenmesini engelleyen bazı zorluklar var. Dell EMC, dijital dönüşüm için önemli özellikleri şu şekilde tanımlıyor: • Hızlı bir şekilde yenilik yapma • Yeni fırsatları öngörme • Şeffaflığı ve güveni artırma • Kişiselleştirilmiş deneyimlere odaklanma • Her zaman açık, gerçek zamanlı bir çerçeve içinde çalışma Dijital dönüşüm yoluna henüz girmemiş olanlara ilişkin veriler, BT faaliyetlerini ve altyapılarını modernleştirmede ilerlemenin önünde açıkça 5 engel olduğunu gösteriyor. En çok dile getirilen engel, araştırmaya katılanların üçte birinin de onayladığı üzere bütçe ve kaynak yokluğu. Daha ucuz, daha güçlü sanallaştırma ve bulut teknolojilerinin geliştirilmesi ile artık kurumların geleceğe hazır teknolojiler benimserken donanım ve bakım maliyetlerini düşürmek için birçok seçeneği var. Bu seçenekler, uygulama sürecini daha maliyet etkin ve hızlı hale getirerek, daha fazla talebe göre ölçeklendirme esnekliği de sunuyor. Bu bilgileri veren Dell EMC Türkiye Ülke Müdürü Sinan Dumlu, şu detayları paylaştı: “Dell EMC'nin yakın zamanda gerçekleştirdiği Dijital Dönüşüm Endeks Anketi sonuçlarına göre, yüzde 52 oranındaki katılımcı, son üç yıl içinde sektörlerinde kritik
değişimler olduğunu doğruluyor. 16 ülkeden 4 binin üzerinde kıdemli yöneticiden alınan yanıtları derleyen bu araştırma, aynı zamanda katılımcıların neredeyse yarısının işletmelerinin önümüzdeki beş yıl içinde sektörden silinmeleri ihtimaline inandığını da ortaya koyuyor. Araştırma sonuçları, kurumsal pazarın müşteri talebindeki dinamik değişimlere uyum sağladığını ve BT altyapısını güncellediğini gösteriyor. Giderek gelişen global iş ortamında pazara girme hızı ve organizasyonel çeviklik, hızla başarının anahtarları halini alıyor. Böylece daha müşteri odaklı bir yaklaşım için hissedilen baskı ve çalışanların değişen beklentileri ile birleştiğinde iş liderleri, BT alanında modern yatırım yapmanın öncelik olduğunu kabul etmeye başlıyor. Öncelikle şirketin içinde bulunduğu durum kabullenilmeli ve modern altyapılar için atılması gereken adımlar konusunda kararlı olunmalı.” Bulut, verimlilik demek Dell’in 2. yıllık “Global Teknoloji Endeksi” araştırması (GTAI), mobil teknolojileri kullanan şirketlerin, kullanmayanlara oranla yüzde 44; büyük veriyi aktif olarak kullanan kuruluşların ise kullanmayanlara oranla yüzde 50 daha fazla kâr elde ettiğini ortaya koydu. Bununla birlikte bulut, Sinan Dumlu’nun da dikkat çektiği gibi, verimliliği ve kârı arttırıyor. Bulut teknolojisinin operasyonel ve kurumsal verimliliği
Dell EMC Türkiye Ülke Müdürü Sinan Dumlu artırma potansiyeli taşıdığını gösteren araştırma sonucunda ayrıca anket katılımcılarının yüzde 42’sinin maliyetten tasarruf ettiği, işlerin yüzde 40 daha verimli yapıldığı ve yüzde 38 oranında daha iyi BT kaynak ayrımı sağladığını gösterdi. “Araştırma, tüm faydaların da ötesinde aktif olarak bulut kullanan kuruluşların daha yüksek kâr büyüme oranları elde ettiğini belirledi. Bu da kurum içi
bulut kullanımında yüzde 46 oranında kayda değer bir artış anlamına geliyor. Bu oran, genel bulut teknolojisi kullanımında ise yüzde 51’e çıkıyor” bilgisini veren Dumlu, ekledi: “Büyük veri büyük kâr getiriyor.” Sinan Dumlu, izlenmesi gereken kurumsal strateji ile ilgili şu bilgileri paylaştı: “Farklı iş birimleri arasında gelecekteki talepleri desteklemek üzere modern bir BT altyapısı kurma sürecine öncülük eden birkaç departman olduğunu gösteriyor. Beklenildiği gibi birçok yönetici, BT departmanını dijital dönüşüm için bir numaraya koyarken sırasıyla ikinci, üçüncü ve dördüncü sırayı pazarlama, finans ve müşteri hizmetleri alıyor. Bu da dijital dönüşüm uygulamalarını yönetmek için deneyimli BT profesyonelleri ihtiyacını doğruluyor ve onlarsız ilerlemenin gecikebileceğini gösteriyor. İşletmeler ve tüketiciler için teknoloji platformlarının kesintisiz gelişimi ve evrimi göz önüne alındığında, bir şirketin şu anki ve gelecekteki talebe, pazardaki dalgalanmalara ve yeni rakiplerin ortaya çıkmasına dayanabilecek güçlü bir dijital stratejisi olması oldukça önemli bir rol oynuyor. Her ne kadar işletme liderleri, bunun farkında olsa da bazı ek zorluklar uygulama sürecini yavaşlatıyor. Bir dijital dönüşüm stratejisini başarılı bir şekilde uygulamak üzere işletme liderleri kurumlarının ihtiyaçlarını, pazar eğilimlerini, müşteri taleplerini ve bu projeyi finanse etmek ve yönetmek için mevcut kaynakları mercek altına almalıdır.”
CİDDİ BİR ANALİZ VE DANIŞMANLIK ŞART Dijital dönüşümün kaçınılmaz olduğu artık bir gerçek. Bundan sonra, buna daha hızlı adapte olan şirketlerin çağı olacak. Adapte olamayanlar yok olurken, adapte olmakta geç kalanlar güç ve para kaybedecek. Fakat bu konu kolay bir konu da değil. Her şirketin kendi faaliyet alanı ve çalışma yöntemlerine göre yapması ve yapmaması gerekenler var. Mobilite her şirket için bir çözüm değil örneğin. Bu alanda yapılabilecekler sınırsızken, hataya düşmek ve milyonlarca lirayı boşa harcamak söz konusu. Zaman kaybı da cabası. “Hal böyle olunca, ciddi bir analiz ve danışmanlık alarak başlamanın en doğru yöntem olacağı kanaatindeyim” yorumunu
yapan LinkedIn Türkiye Eski Bölge Direktörü ve melek yatırımcı Ali Rıza Babaoğlan, bu danışmanlık süresince yol haritası oluşturulması ve daha önceki dönüşüm projelerinin aksine, ara sıra güncellenebilir ve değişime açık olunması gerektiğine dikkat çekti. Ali Rıza Babaoğlan’a göre, dijital dönüşüm içerisinde birkaç ana (major) faktör ve birçok alt (minor) faktör var. Mobilite, robot teknolojileri, sanal gerçeklik gibi kırılımlar ana faktörlerden bazıları. Bunların alt kırılımlarında ise birçok yeni faktör var. Babaoğlan, “Örneğin AppStore ve Google Play Store gibi dijital store yapıları” derken, alt taraftaki minor konuların çoğunun tüketicinin gündelik hayatında
çoktan yer etmiş faktörler olduğuna işaret etti. Bu nedenle buralardaki deneyimi kurumsal tarafta da sağlam bir kurgu ile görmek, birçok yeni nesil tüketici için cezbedici olacak. “Buna odaklanmak ve ana faktörler ile alt faktörlerin doğru kesişimlerine bakmak gerek” önerisini yapan Ali Rıza Babaoğlan, dijital evrimi kurumsal sürekliliğin parçası kılmak için yapılması gerekenleri ise şöyle anlattı: İK yapıları yeniden şekillendirilmeli “Daha önce uzun süre LinkedIn’in Türkiye Bölge Direktörlüğü’nü yapmış birisi olarak bunun için en önemli noktanın doğru yönetim
yapısı ve insan kaynağı olduğunu rahatça söyleyebilirim. Bence öncelikle şirketin İK yapılarının yeni nesil stratejilere göre yeniden şekillenmesi gerekiyor. Bunu da yapabilecek kişilerin doğru insan kaynakları süreçleri ile şirketlere dahil edilip, yetkili olması gerekiyor. Bu tarz kişiler mevcut kadrolarda varsa, onlara daha fazla yetki verilerek bu konuda hızlı adımlar atılabilir. Sonrasında yaşayan ve dönüşüme açık bir İK yapısı kurgulanmalı ve kişilerden bağımsız olarak yaşayabilir hale getirilmeli. Çünkü dijital dönüşüm, yaşayan ve değişen bir süreç ve ancak yaşayan ve değişen şirket yapısı ile buna uyum sağlanabilir.”
BThaber
Dijital Evrim
22 - 28 Mayıs 2017
DOSYA
23
AYAKTA KALMAK İSTEYEN, DOĞRU YATIRIMLARI DA YAPAR
Forcepoint Türkiye Satış Mühendisliği Takım Lideri Murat Bayraktar Son yıllarda, kurumlardaki iş ihtiyaçlarının BT ekipleri tarafından en yüksek servis seviyesi ile karşılanması, iş birimlerine ait kritik süreçlerin 7/24 kesintisiz olarak çalışabilmesi, pazardaki rekabet açısından 10 yıl öncesine göre çok daha öncelikli hale geldi. 10 yıl öncesine göre, günümüz dünyasında dijital sistemlerin ve BT’nin, firmaların verimliliği arttıracak en önemli araç olduğunun anlaşılması, firma süreçlerine dijital evrimi entegre eden firmalara pazarda büyük avantajlar sağladı. Örnek olarak üretim sektöründe fabrikadaki üretim süreçlerinin kalitesini dijital evrim ile artıran, yeni ürünlerinin pazara çıkış süresini dijital evrim ile kısaltan, hizmet sektöründe ise müşteri hizmet kalitesini dijital evrim ile mükemmeleştiren ve birim zamanda başarılı hizmet verdiği müşteri sayısını bu sayede ikiye üçe katlamayı başaran firmalar, ciro ve kârlılıklarında inanılmaz artışlar yaşadılar.
Buna ek olarak, Forcepoint Türkiye Satış Mühendisliği Takım Lideri Murat Bayraktar’ın da işaret ettiği gibi, birey olarak dijital evrimi zaten gerçekleştirmiş Y kuşağının kurumlarda çalışmaya başlaması ile firma yönetim kurullarına, sadece iş birimi yöneticilerinden değil, tüm yeni çalışanlardan da bu konuda istekler gelmeye başladı. Dolayısıyla ister büyük ölçekli, ister KOBİ seviyesinde olsun, 10 yıl sonra da var olmaya devam etmek isteyen tüm firmaların, dijital evrimleşme sürecine bir şekilde başlamış olmaları artık çok önemli durumda. Murat Bayraktar, sözlerine şöyle devam etti: Yeni yönetim pozisyonları oluşmalı “Forcepoint olarak bizim bu konuda ilk tavsiyemiz; dijital evrimin kurumsal süreçlerin bir parçası haline getirilebilmesi için iş birimi yöneticilerinin, birbirleri ve yönetim kurulları ile, dijital çağa çoktan ayak uydurmuş Y neslinden gelen çalışanları da ekibin bir parçası yaparak, bu konuda bir yol haritası belirlemesi olacak. CDO (Chief Digital Officer) gibi bu konuda özel görevlendirilmiş, iş birimleri ile yönetim kurulları arasında bu hedefle bir köprü görevi kurmak amacında olan yeni yönetim pozisyonları da bu konudaki evrimleşmeyi hızlandırabilir. Tabii ki, CDO’ların; CIO’lar ile yakın temas halinde olup, iş birimlerinden firmaların süreçlerini daha etkinleştirmek ve verimli hale getirmek için gelen isteklerin, BT açısından nasıl hayata geçirilebileceği, bu konulardaki evrimleşme yatırımlarının fayda maliyet hesaplamaları gibi çalışmalarda birlikte çalışmaları
gerek.” Siber savunma yatırımları doğru yapılmalı Kurumsal dijital dönüşümde göz önüne alınması gereken teknolojiler ve eğilimler söz konusu olduğunda, Murat Bayraktar, “Forcepoint olarak bu konuda söylememiz gereken en önemli şey, tüm dijitalleşme çalışmalarının, iş süreçlerinin tasarlanması sırasında daha en başından siber güvenlik vizyonu ile planlanması gerekliliği olacaktır” vurgusunu yaptı. Buna göre, hayata geçirilen dijital sistemler, firmalara ait en kritik bilgileri elektronik olarak saklayacağı için, firmaların bilgisayar ağının ve dijital sistemlerinin siber tehditlerden en yüksek seviyede korunması her şeyden önemli. Üstelik BT sistemleri ile kritik altyapılar işleten tüm kurumların karşı karşıya kaldığı, günümüzün popüler konusu olan “hedefe yönelik siber tehditlere (targeted attacks)” karşılık da, uçtan uca ve entegre bir siber güvenlik çözümüne ihtiyaç duyulmakta. Kurumların pozitif beklentiler ile girdiği dijital evrimleşme sürecinin, faydadan çok zarara yol açmaması için de bahsettiğimiz siber tehditlere karşılık savunma stratejilerinin maksimum düzeye çıkarılması gerekmekte. Dijital bilginin saklanması ve kullanılması sırasında siber saldırılardan korunulması için, siber korunma stratejileri geliştirilmeli. Bu amaçla “Web Koruması, E-Posta Koruması, Kurumsal Bilgi Koruması (DLP - Data Loss Prevention), Kurum içi Tehditlerin İzlenmesi, Belirlenmesi ve Engellenmesi (Insider Threat Protection) ve İleri Seviye Hedefli
Siber Atakların Engellenmesi (APT – Advanced Persistent Threat)” gibi çözümler düşünülmeli. Yönetim kurulu seviyesinde ele alınmalı Kurumların dijital evrimleşmesi sırasında, siber savunma yatırımlarının doğru yapılması halinde, siber atakların kurum bilgisayar ağı içerisinde kalacağı süre minimize edilebilir, ataklar hızla bertaraf edilebilir, bilmeden ya da istemeden gerçekleşen veri ihlalleri ve siber saldırganların yol açacağı veri sızıntıları önlenebilir. Bu saptamayı paylaşan Murat Bayraktar, yönetim yapısında izlenmesi gereken stratejiyi ise şöyle açıkladı: “Kurumlarda yönetim kurulları tüm firma faaliyetlerinin yönetilmesinden sorumlu kurullardır. Dijital evrimleşmenin başlaması sürekli gelişiminin devamının sağlanması ise, ancak bu konuda sorumlu ayrı bir kurul oluşturularak sağlanabilir. Planlanan süreçlerin dijital olarak işletilmesinin garanti edilmesi ve bu konuda değişimlerin kurum kültürü olarak kabul edilebilmesi için de, yönetim kurulu tarafından ilk elden yönetilmesi gereklidir. Forcepoint olarak, bu konuda müşterilerimize tavsiyemiz, CIO, CDO ve her iş biriminden konu ile ilgili yetkililerin oluşturacağı bir dijital evrim kurulunun hayata geçirilmesi yönünde. Bu kurulun CEO ya da yönetim kurulunun belirlediği bir yönetim kurulu üyesi gözetiminde çalışmalarını yapması da sağlanabilirse, kurumlarda dijitalleşmenin çok daha hızlı olması sağlanabilir.”
YOL HARİTASI, KRİTERLERE BAĞLI OLUŞTURULMALI Dijital evrimin fiilen hayata geçebilmesi için şirket yönetiminin bu konuda kararlı ve yeterli bilinçle ilerlemesi en temel unsur. Gerek büyük işletmelerin gerekse KOBİ’lerin, ilk adım olarak dijitalleşme endekslerinin ölçümlerini yaptırması gerekli. “Piyasada bu alanda hizmet veren birçok kuruluş halihazırda mevcut” hatırlatmasını yapan Yönetim Danışmanı ve Eğitmen Serkan Uğur’un da işaret ettiği gibi, ortaya çıkan sonuca göre profesyonel yardım alarak işletmenin öncelikleri, rekabet ortamı ve iş gücü kapasitesi gibi etkenler belirlenip en uygun yol haritası çıkarılabilir. Kurumsal dijital dönüşümde göz önüne alınması gereken teknolojiler ve eğilimlere baktığımızda ise Serkan Uğur’a göre, işletmenin faaliyet gösterdiği sektör veya sektörlerdeki
dijital dönüşüm ve gelişmeler öncelikli olmalı. Rekabet, maliyet ve prestij katacak her yeni teknoloji işletmeye uygulanabilir. “Örnek vermek gerekirse, emlak sektöründe faaliyet gösteren bir firma, satışını yaptığı evlerin iç ve dış mekan görsellerini, sanal ortama aktararak 3 boyutlu gözlükler aracılığıyla, müşterilerine farklı ve daha gerçekçi bir deneyim sunabilir” örneğini paylaşan Serkan Uğur, izlenmesi gereken kurumsal stratejiyi ise şu sözlerle tanımladı: Problem tespiti sonrası dijital hazırlık “Dijital evrim ile ilgili kurumsal strateji belirlenirken öncelikle gerçekten dijitale ihtiyaç var mı veya dijital kullanılmadığı için karşılan problemler nelerdir sorularına cevap aramak gerekir. Problemler tespit edildikten sonra dijital hazırlık
yapılmalıdır. Bu hazırlığın temel unsurlarını Teknolojik Altyapı, İnsan Kaynakları, Yönetişim ve Kurumsal Liderlik olarak sıralayabiliriz. Bu unsurları kısaca açıklamak gerekirse; Teknolojik Altyapı; kurumun sahip olduğu internet altyapısı, network topolojisi ve kullanılacak her türlü elektronik cihaz ve yazılım kapasitesini temsil eder. İnsan Kaynakları; dijital dönüşüm projelerini hayata geçirecek, kullanacak ve kullanılmasını sağlayacak yeterli bilgi birikime sahip insan gücünü temsil eder. Yönetişim; dijital dönüşüm için tüm çalışanların kolektif çalışması ve bunun bir şirket kültürü haline gelmesini ortaya koyar. Kurumsal Liderlik ise şirket yönetiminin dijital dönüşüm faaliyetlerine sahip çıkması ve dijital kültürü benimsetici adımlar atması olarak tanımlanabilir.”
Yönetim Danışmanı ve Eğitmen Serkan Uğur
24
DOSYA
BThaber
Dijital Evrim
22 - 28 Mayıs 2017
Yeni nesil teknolojiler değişimi tetikliyor Günümüz dünyasında, bilgi teknolojilerini kullanan, geliştiren ve Ar-Ge çalışmaları ile özgün ve inovatif ürünlerle sürekli kendini yeniden yapılandırabilen kurumlar ve ülkeler güçleniyor. Bu nedenle dijital evrim konusuna herkesin öncelikle çok hassas yaklaşması gerekiyor. Gelişmiş ülkeler bu bilinçle stratejilerini oluşturuyor, bu konulardaki araştırma ve eğitim-öğretim çalışmalarına büyük kaynaklar ayırıyor, kamu ve özel sektör Ar-Ge çalışmalarını çeşitli teşviklerle destekliyor. Ülke politikalarının yanında, bu bilincin şirketlerde de oluştuğunu görülüyor. Dünyanın önde gelen şirketlerinin CEO’ları tarafından öncelikli gündem maddesi olarak değerlendirilen dijitalleşmenin, bugün hemen her sektörün ajandasına girmiş önemli bir kavram olduğunun altını çizen Netaş BDH Genel Müdürü Bilgehan Çataloğlu, “Kurumlarda farklı süreçlere ait verilerin ayrıntılı incelenmesini ve doğru okunmasını sağlayan birleştirici sistemlerin kullanımının hızla arttığını gözlemliyoruz. Öyle görülüyor ki, dijital evrimin getirdiklerini hızla hayata geçirebilen şirketler rekabette öncü konumda olacak. Netaş olarak, 50 yıldır teknoloji geliştiriyor üretiyor ve bu dönüşüme katkı sağlayacak projeleri hayata geçiriyoruz. Bu nedenle dijital evrim konusu bizim en çok üzerinde durduğumuz konuların başında geliyor. Biz aslında bugün, şirketlerin verimliliğini
artırıp ülke ekonomisine doğrudan katkılar sunan çözümlerimizle dijital evrimin yaygınlaşmasının öncülüğünü yapıyoruz. Küresel değişimleri yakından takip ederek, teknolojideki yenilikleri ülkemize getirmeyi sürdürüyor ve 700’ü aşkın mühendisin çalıştığı Ar-Ge merkezimizdeki Türk mühendislerinin birikimi ve becerisiyle, kurumsal ve kamu müşterilerimiz için geniş bir yelpazede dünya çapında rekabet gücüne sahip öncü çözümler geliştiriyoruz” dedi. Bilginin teknolojiye dönüşümüyle oluşan bilişim teknolojilerindeki hızlı gelişim ile iş yapma biçimleri, müşteri beklentileri ve rekabetin niteliği de hızla değişiyor. Bu değişimi ve gelişimi yakalayan, ona uyum sağlayan ve bunu bir avantaja dönüştürebilen firmaların rakiplerine karşı üstünlük kazanırken, bu değişimi yakalayamayanların rekabet edebilmelerinin pek mümkün olmayacağını kaydeden Bilgehan Çataloğlu, açıklamalarını şöyle sürdürdü: “Değişimi destekleyen nesnelerin interneti, bulut bilişim ve yapay zeka gibi teknolojiler artık her endüstrideki ve farklı ölçekteki rekabetçi firmalar tarafından kullanılmaya başlandı. Tabii, tüm bu teknolojilerin olmazsa olmazı altyapı ve siber güvenlik yatırımları da öne çıktı. Firmaların bu alanlarda ciddi yatırımlarının olduğunu söyleyebilmekle birlikte, dönüşümün bir seferlik bir şey olmadığını, dolayısıyla gidilecek
çok fazla yol olduğunu da belirtmek gerekir. Netaş olarak, dijitalleşmenin ilk gerekliliklerinden olan, müşterilerimizi buluta taşımak, bulutta tutulan yoğun verilerin analizini sağlayarak anlamlı iş girdileri yaratmak ve bulut ortamında bilgilerin güvenliğini sağlamak gibi çok önemli adımlar atıyoruz. Bu doğrultuda çalışmalarımız hızla sürüyor. Bilişim sektörüne özel çözümlerin ve dikey bazlı yaklaşımın önem kazandığını gözlemliyoruz. Buna paralel olarak, ülkenin en büyük dijital dönüşüm projelerini, dikey endüstri bazında çözümler üreterek gerçekleştiriyoruz. Şirketlerin bu konuda net, anlaşılır ve sürdürülebilir bir stratejisi olmalı ve şirketler dijital evrimi yalnızca teknoloji, donanım ya da yalızım satın alma olarak değil, sürdürülebilir ve yaşayan bir olgu olarak ele almalı. Aynı zamanda şirketler, dijital değişimi hayata geçirirken bu süreci yönetecek liderlerin konumlandırılması konusunda hassas kararlar vermeli. Burada da yetkin insan kaynağı ihtiyacı öne çıkıyor. Kurumsal stratejide dijital evrimin kendine sağlam bir edinmesi için kurumsal bir bilincin oluşması şart. Sonrasında ise bu alanın sağlayacağı operasyonel verimliliğin, rekabet üstünlüğünün ve ilgili tüm faydaların net olarak gösterilmesi faydalı olacaktır. Netaş olarak, dijital dönüşümde bilişimin iş amaçlarına en uygun yapıda konumlandırılmasının ve bilişimin gücüyle yeni gelir
Netaş BDH Genel Müdürü Bilgehan Çataloğlu alanları oluşturulmasının ön plana çıktığını yakından deneyimliyoruz. İş önceliklerinin odakta olduğu dijital dönüşümün, ancak bilişim teknolojilerinin optimum kullanımıyla gerçekleşebileceğine inanıyoruz. Teknolojik birikimimizi bu bakış açısıyla müşterilerimize sunuyoruz. Bu kapsamda kurumlara dijitalleşmede yol haritası, kurumun dijitalleştirilmesi ve dijital kurum yönetimi adımlarını içeren kapsamlı bir ‘Dijitalleşme Çerçevesi’ sunuyoruz. Bu çerçeve içinde altyapı, uygulamasından siber güvenliğe, mobilite ve multimedya ihtiyaçlarına yönelik çözüm ve servisler sunuyoruz. Böylece, müşterilerimizi dijital dönüşüme hazırlıyor ve ihtiyaca göre şekillenen dijitalleştirme projelerini hayata geçiriyoruz.”
ŞİRKETİN ELİNDE BİR MODEL OLMALI Dijital dönüşüm gereksinimlerini pazar payı, gelir ve kâr üçlüsü tetikler. Dijital dönüşüme girebilme ön şartlarına haiz olmak isteyen ölçek bağımsız her şirket de öncelikle “dijital dönüşüm mümkün olabilecek olanın, kârlı da olabileceğini” görmeli. Bu öngörüye sahip olabilmek için yegane, ancak olmazsa olmaz ön şart şirketin elinde dijital şok uygulayarak dönüştürebileceği bir model olması. Bu tespitini “Bu model henüz ortada yoksa veya mümkün olan dijital dönüşümün kısa veya uzun vade karlılık sağlaması yapılamıyorsa, şartlar olgunlaşana kadar dönüşüm ertelenebilir” sözleri ile detaylandıran Sherpa Kurucu Başkanı Yakup Bayrak’a göre, dijital dönüşüm güçlü ve istikrarlı bir üst yönetim desteği gerektirir. Desteğin kayıtsız şartsız sağlandığı garanti altına alındıktan sonra, kurum kârlılığını ve
pazar payını dahi riske sokabilecek dönüşüm ataklarının gerektirdiği cesareti göstermek, üst yönetim desteğinin ansızın kesilebileceğinden endişe etmemek ve tabii ki orta ve alt düzey yönetimden, süreç içerisine dahil olanların kişisel konfor alanına tecavüz edebilecek, işinden olma potasına girmekten korkmamak kurumsal stratejinin temel dayanak noktalarını oluşturmalı. Yakup Bayrak, bu süreçte dikkate alınması gereken eğilimleri ise şu sözlerle paylaştı: Yönetim desteği olmadan olmaz! “Şirketin dijital dönüşüm sürecini başlatması için sahip olması gereken motivasyon kaynağını asla ve asla (asla, bilinçli olarak iki kez yazılmıştır) “piyasa şartlarının” veya “yönetim nezdindeki bir sosyal trendin beraberinde getirdiği” zorunluluktan almamalıdır. Dijital dönüşüm
öncelikle, kurum kültürünün ilericiliği, yönetimsel stratejilerin test edilebilirliği ve bunlara bağlı yetki delegasyonunun merkeziyetçilikten duygusal - fonksiyonel fayda odaklı takım kararı düzlemine çekilmiş olup olmadığıyla ilgilenir. Eğer şirket içerisinde bu yönde bir eğilim ve bu eğilim sahiplerine kayıtsız şartsız destek veren bir yönetim yoksa dijital dönüşüm ölü doğacaktır. Dijital dönüşüm gücünü, yenilikçi ve alışılagelmedik teknolojilerden değil bilinenin aksine, çoğu kısa vadede sonuç veren dijital dönüşüm operasyonu gücünü geleneksel stratejik ve operasyonel teknolojilerden alır. Dolayısıyla dijital dönüşüm stratejisi tanımlanmaksızın, süreç içerisinde bir araç olarak kullanılacak “teknoloji”ye, sahip olması gerekenden daha fazla rol atamanın gerekliliğini sorgulanmalıdır.”
Sherpa Kurucu Başkanı Yakup Bayrak
BThaber
BTnet.com.tr
22 - 28 Mayıs 2017
Akıllı telefonlar hedefte
Eset’in erken uyarı ve zararlı yazılım tespit sistemi Eset LiveGrid® verilerine göre, akıllı telefonlar siber suçluların en gözde saldırı hedefi. Android işletim sistemine yönelik tüm zararlı yazılımların tespitinde ise yüzde 50 artış söz konusu. Eset CTO‘su Juraj Malcho, “Android platformunu etkileyen tüm zararlı yazılımların tespitinde yüzde 50 civarında artış gördük. En fazla yoğunlaşmayı da 2016 yılının ilk yarısında tespit ettik“ dedi. "CryptoLocker“ yazarları da masaüstü zararlı yazılımlarda kullanılan pek çok tekniği Android platformuna uyarladı. Siber suçlular bu platforma yönelik karmaşık ve özgün teknikler geliştirirken, kodlarını da uygulamaların derinlerine gömerek dikkat çekmemeye odaklandı. Malcho,“Android’e yönelik tehditlerin küresel bir tehdit haline geldiğini söylemek yanlış olmaz” dedi.
Etiya’dan herkese “yapay zeka”
25
Bulut pazarında büyüme hızı kesilmiyor
Ağa Bağlı Depolama (NAS) cihazları, verilerin merkezi bir konumda depolanmasını ve istenildiği an erişilmesini sağlıyor. İşletmeler de daha güvenli, hızlı, düşük maliyetli olması gibi avantajlardan dolayı NAS cihazlarını tercih ediyor. Bireylerin tercih sıralamasında ilk iki sırada performans ve kullanıcı dostu olması yer alıyor. Synology, yüksek performanslı, hızlı ve güvenli veri depolama ürünleriyle kullanıcılarına
kolaylık sunuyor. Yenilikçi bir çözüm olan Cloud2 Backup Beta’yı kullanıma sunan Synology, genel bulutta kullanıcı odaklı bir yedekleme imkanı veriyor. Synology Türkiye Ürün Müdürü Ercan Çimen, “Synology C2 Beta çözümümüz sayesinde kurumlar ve bireyler, veri kaybı ihtimallerini minimum seviye indirebiliyor. Bulut sistemleri üzerinde verilerin yedeklenmesini sağladığımız
çözümümüzle güvenlik, hız, maliyet avantajı, iş sürekliliği ve kullanım kolaylığı sağlıyoruz. Kullanıcılar, bu çözümle yedeklemelerini planlayabiliyor, dosya geçmişlerini muhafaza edebiliyor, dosyalarını geri yükleyebiliyor ve verilerine her zaman erişebiliyor” bilgisini verdi. Kurumların ve bireylerin verilerini bulut sistemi üzerinde depolayabilmeleri için geliştirilen Synology C2 Backup Beta (Synology Cloud2) çözümü, bilgilerin güvenli biçimde yedeklenmesini sağlıyor. Bulutta veri kullanımını kolaylaştıran ve güvenliği garanti altına alan C2 Backup Beta çözümü, zamanlanmış yedeklemelerin kolayca yapılabilmesini ve DSM dahil herhangi bir işletim sistemine dosya seviyesinde ayrıntılı geri yükleme imkanı sunuyor.
Vestel, Karayel-SU’yu tanıttı
Etiya, yeni ürünü Cognitus ile yazılımda yapay zeka yeteneğini, bulut platformu üzerinden yazılımcıların erişimine açıyor. “Cognitus”, “deneyimlenmiş bilgi” anlamına geliyor. Etiya tarafından yapay zeka alanında geliştirilen Cognitus, doğal dil işleme yeteneği ile insanların kullandığı dili sistemlerin de anlamasını sağlıyor. Şu anda Türkçe ve İngilizce’yi destekleyen Cognitus, yakın zamanda Arapçayı da destekleyecek. Etiya Kurucu Ortağı ve CEO’su Aslan Doğan, “Gerçek kişiler tarafından kolayca anlaşılabilen bildirimlerin, bilgisayarlar devreye girdiğinde aynı şekilde anlaşılması zor olabiliyor. Bilgisayarların da bu bildirimleri gerçek kişiler ile aynı kolaylık ve netlikte anlamlandırabilmeleri için ‘doğal dil işleme’ dediğimiz, geliştirme tarafı oldukça kompleks bir yeteneği yazılımcıların sistemlerine entegre etmeleri gerekiyor” dedi. Ürün ve hizmet süreçleri akıllanacak Yapay zeka başlığında bilgi birikimini paylaşmayı hedefleyen Etiya, ürün ve hizmet süreçlerinin akıllandırılmasını teşvik adına Cognitus’a bulut platformu üzerinden kolaylıkla erişim imkanı sağlayacak. Yazılımcıların temel özellikleriyle ücretsiz olarak yararlanmaya başlayabilecekleri Cognitus API uygulaması kısa bir süre önce yayına alındı. Yazılımcılar, böylece karışık doğal dil işleme algoritmaları geliştirmek yerine, üzerinde çalıştıkları uygulamaların kullanım alanlarına yoğunlaşma ve yapay zeka senaryolarını uygulamalarına ekleme olanağına kavuşacaklar. http://www. cognitus.ai/ üzerinden paylaşıma açılan Cognitus API’nin yazılım geliştiriciler başta olmak üzere, insan ve bilgisayar arasındaki iletişimin en iyi şekilde sağlanması hedefiyle çalışan herkesin ilgisini çekeceğini ifade eden Doğan, “Cognitus sayesinde firmalar hem maliyetlerini azaltacak hem verimliliklerini arttıracaklar. Müşteri taleplerinin doğru ve hızlı analiz edilmesi dolayısıyla, müşteri memnuniyeti artacak, satış süreçleri kısalacak” dedi.
Türk savunma sanayiinin önde gelen fuarlarından IDEF Uluslararası Savunma Sanayi Fuarı’nda Vestel’in yeni nesil insansız hava aracı KARAYELSU tanıtıldı. Tamamen yerli imkânlarla geliştirilen İnsansız Hava Aracı (İHA) Karayel’in silahlı versiyonu ihtiyaç makamlarından gelen talep üzerine üretilmiş, yaklaşık 3 ay içinde mühimmat entegrasyonu tamamlanarak geçtiğimiz yılın Haziran ayında atışlı uçuşunu başarıyla gerçekleştirmişti. Bu uçuşun ardından
Karayel’in daha fazla faydalı yük taşıyabilmesini sağlayabilmesi için kanat açıklığı arttırıldı ve toplamda 120 kg mühimmatla görev yapabilme becerisi sağlandı. Kanattaki istasyonlar modüler yapıda geliştirilerek, mühimmat dışında farklı yükleri de taşıyabilecek hale getirildi. IDEF’te görücüye çıkan KARAYEL-SU ile ilgili bilgiler veren Vestel Şirketler Grubu İcra Kurulu Başkanı Turan Erdoğan, “Vestel Savunma ile insansız hava aracı projesi
üzerine önemli çalışmalar yürütüyoruz. Uluslararası pazarlarda devam eden işbirliği ve ihracat faaliyetlerimiz hızlanarak devam ediyor. Yeni nesil insansız hava aracımız artık kendi segmentindeki en gelişmiş model haline geldi ve pek çok ülkeden yoğun ilgi görüyor. Yakın bir gelecekte; KARAYEL-SU ile ortak üretim, pazarlama ve ihracat başarıları ile Türkiye’yi uluslararası arenada başarıyla temsil edeceğimize inanıyoruz” dedi.
26
BThaber
KARİYER
Çalışan anne olmanın zorlukları büyüyor
Kariyer.net’in Anneler Günü kapsamında hazırladığı anket, iş hayatındaki kadın çalışanların yaşadığı sıkıntıları ortaya koyuyor. Buna göre; annelerin yüzde 55’i çocuklarının bakımı konusunda çoğunlukla ailelerinden ve akrabalarından destek alıyor. Kreş ve esnek çalışma imkanlarından yoksun olan kadınların yüzde 8’i de çocuğunu bırakacak güvenli bir yeri olmadığı veya bakıcı bulamadığı için iş hayatına ara verdiği bilgisini veriyor. Toplam 3 bin 203 kadının yanıtladığı ankete göre, çalışan anneye verilebilecek en büyük destekler arasında esnek çalışma saatleri ve şirket bünyesinde kreşler öne çıkıyor. Anneler, kreş veya bakıcı için ek maddi yardım yapılmasını, doğum izni süresinin uzatılmasını da talep ediyor. Ankete katılan kadınların yüzde 90’ının çocuğu var. Buna göre, annelerin yarısından fazlası (%55) çocuklarının bakımı konusunda ailelerinden ve akrabalarından destek alıyor. Özel bakıcıyla çalışanların oranı yüzde 20 olurken, çalışan annelerin yüzde 16’sı özel kreşleri tercih ediyor. Ankete katılan çalışanlardan çocuğuna bakacak kişi bulamadığı için işten ayrılanların oranı ise yüzde 8. Çocuğunu çalıştığı şirketteki kreşe gönderen kadınların oranı ise sadece yüzde 1. Türkiye’de işyerlerinin çok azında kreş bulunduğu da ankette ortaya çıkan bulgular arasında. Buna göre, şirketinde kreş olan anneler, çocuklarını bu kreşlere göndermeyi tercih ediyor. Anket katılımcılarının sadece yüzde 4’ünün şirketinde kreş bulunduğu, yüzde 96’sının şirketinde ise kreş bulunmadığı görülüyor. Ancak ankete katılan kadınların genel talebi şirketlerin bünyelerinde kreş olması veya kreş ve bakıcı yardımı yapılması yönünde. Anketi cevaplayan kadınların yüzde 99’u dört aylık doğum izninin yeterli olmadığı görüşünde hemfikir. Katılımcıların büyük çoğunluğu ise (%78) bebeklerin sağlıklı gelişimi için doğum izninin bir yıl olması gerektiği kanısında. Kadınların yüzde 71’i “Doğum izni bittikten sonra ücretsiz izin hakkımı kullanırım” görüşünü bildirirken, yüzde 29’u bu soruya olumsuz yanıt veriyor. Katılımcılara iş hayatında çalışan annelerin sıkıntı yaşadığı başlıklar da soruldu. Buna göre, katılımcıların yüzde 74’ü çalışma saatleri ve koşullarının değişmesi gerektiği kanısında. Kadınların en sık yaşadığı sıkıntılardan bir diğeri güvenilir kreş veya bakıcı bulma sorunu olurken (%60), iş ve sosyal hayat dengesini kurmakta zorluk yaşayan kadınların oranı da yüzde 51. Mesleki yükselme ve terfilerde sorun yaşayanların oranı yüzde 36 olurken, ayrımcı tutum ve davranışlarla karşılaşan kadınların oranının ise yüzde 30. Anket sonuçlarına göre, çalışan annelerin hayatının kolaylaşması için atılabilecek adımlar arasında esnek çalışma saatlerinin oluşturulması (%37), bakıcı ve kreş giderleri için ek yardım yapılması (%24), şirket bünyesinde kreş olması (%21), evden çalışma olanağının sunulması (%18) yer alıyor.
22 - 28 Mayıs 2017
Çalışan annelerin beklentileri net İnsan kaynakları platformu Eleman.net’in Yönetim Kurulu Başkanı Gökhan Duyarlar, çalışan annelerin işverenlerinden beklentilerine dikkat çekti ve “Tıpkı beyaz yakalı anneler gibi mavi yakalı anneler de çocukları ile daha çok zaman geçirebilmek istiyor. İşverenlerinden öncelikli beklentileri de bu çerçevede şekilleniyor” bilgisini verdi. Çalışan annelerin, özellikle doğum sonrası alınan izinlere yönelik talepleri olduğunu söyleyen Duyarlar, “Doğum izninin daha uzun tutulması, küçük çocuklarına daha çok zaman ayırmak isteyen
annelerin ilk tercihi oluyor. 1 yaşına kadar çocuğu olan annelere günlük olarak tanınan süt izni hakkının birleştirilerek haftada 1 gün izin olarak kullanılması ya da mesainin birkaç saat önce tamamlanması da öncelikli istekler arasında. Trafikteki bekleme süresini azaltmak isteyen anneler açısından çalışma saatlerinin esnek tutulması da beklentilerden biri” örneklerini paylaştı. Duyarlar, mavi yakalı annelerin bir isteğinin de kreş hizmetine yönelik olduğuna değinerek, “150’den fazla kadın çalışana sahip işyerlerinin, 0-6 yaş
grubundaki çocuklar için kreş hizmeti verme zorunluluğu var. Daha az kadın çalışanı bulunan işyerlerinde çalışan anneler, kendi işyerlerinde de benzer hizmetlerin sunulmasını talep ediyorlar” dedi. Duyarlar’a göre, çocuğun yaşı büyüdükçe, annelerin işyerlerinden beklentileri de değişiklik göstermeye başlıyor. Anneler, okul çağındaki çocukları için kırtasiye yardımının yanı sıra sosyalleşmelerine yardımcı olacak çeşitli etkinliklere katılabilmeleri için de işyerlerinden destek bekliyorlar.
Arçelik’ten tedarikçilerine kapsamlı programı
Arçelik Satınalma birimi, Arçelik Buzdolabı İşletmesi Ar-Ge birimleri ve ARİNKOM TTO işbirliğiyle hayata geçirilen ‘Tedarikçi İnovasyon Programı’ çerçevesinde düzenlenen etkinliğe, Anadolu Üniversitesi akademisyenleri, Arçelik Ar-Ge çalışanları ve yetkilileri, ARİNKOM TTO ekibi ve Arçelik Yan Sanayi Kuruluşları temsilcileri katıldı. Söz konusu etkinlik, yan sanayi kuruluşlarının inovasyon yeteneklerinin güçlendirilmesi ve Arçelik - Tedarikçi- Araştırmacı üçgaeninde proje geliştirilmesi hedefiyle düzenlendi. Arçelik, hayata geçirdiği Tedarikçi İnovasyon Programıyla, tedarikçileri
ile birlikte ortak Ar-Ge faaliyetlerinde bulunmayı, bu faaliyetlerle kurumları ve toplumu geleceğe taşıyacak ürünler, teknolojik yenilikler, hizmetler tasarlamayı amaçlıyor. Şirket, tüm süreçte üniversitelerin araştırma sonuçlarını ve bilgi birikimlerini de çalışmalarına entegre etmeyi hedefliyor. Etkinlik kapsamında Arçelik Ar-Ge Direktörü Cem Kural ve Arçelik Satın Alma Direktörü Emin Bulak’ın açılış konuşmalarının ardından, ARİNKOM TTO Üniversite Sektör İş Birlikleri Koordinatörü Gülçin Avul ‘Arçelik Anadolu Üniversitesi Tedarikçi İnovasyonu Programı’, Arçelik Proje
Yöneticisi Çağdaş Fidan ise ‘Geleceğin Buzdolabı’ konulu sunumlarını gerçekleştirdi. Arçelik Garage Takım Lideri Celal Vatansever’in Arçelik Garage tanıtım sunumu ve workshop odaklı bilgilendirmesinin ardından workshop çalışmaları başlatıldı. Atölye çalışması “Design Thinking” inovasyon metodu ile gerçekleştirildi ve çalışmanın sonunda gruplar, hazırladıkları proje sunumlarını gerçekleştirdiler. Ana Sanayi-TedarikçiÜniversite İş Birliği çerçevesinde proje odaklı somut çıktılar elde edilen etkinlik, katılımcılara belgelerinin verilmesi ile sona erdi.
28
BThaber
KARİYER
E-ticaret direktörü Erkut Gündüz oldu MediaMarkt’ın e-ticaret direktörlüğüne teknoloji sektörünün bu alandaki deneyimli ismi Erkut Gündüz atandı. 2004 yılında Yıldız Teknik Üniversitesi İktisat Bölümü’nden mezun olan Gündüz, 2011-2012 yılları arasında Turquality programı kapsamında Koç Üniversitesi’nde Executive MBA yönetici programını bitirdi. Kariyerine Santana’da İhracat Müşteri Temsilcisi olarak başlayan Gündüz, 2008’de Yurtdışı Satış ve Pazarlama Müdürü olarak katıldığı Boyner Holding bünyesinde, sırasıyla Strateji ve İş Geliştirme Müdürü, İhracat Satış ve Pazarlama Müdürü, E-ticaret & Omnichannel Müdürü olarak görev aldı. Son olarak Sabancı Holding bünyesinde Teknosa’nın e-ticaret müdürlüğünü yürüten Gündüz, kariyer yolculuğuna Mart ayı itibarıyla MediaMarkt’ta devam ediyor.
Yeni nesil gazetecilik eğitimi başladı
22 - 28 Mayıs 2017
Sağlık odaklı fikirler buluşuyor
Bayer’in sağlık alanında teknoloji girişimlerini desteklemek, girişimcilik ekosistemini güçlendirmek ve girişimlerle işbirliği ile inovatif sağlık hizmetlerini geliştirmek amacıyla hayata geçirdiği Grants4Apps Programı’nın yeni başvuru dönemi başladı. Önceki yıllarda sadece girişimcilerin katılımına açık olan programda bu yıl ise bilim insanlarından, olgunluk seviyesine ulaşmış inovasyon şirketlerine, sağlık teknolojileri ile ilgilenen herkes projeleriyle
yer alabilecek. Girişimcilere yönelik düzenlenen “Accelerator” kategorisine, 18 yaşını doldurmuş tüm genç girişimciler başvuruda bulunabiliyor. Sağlıkta yeni teknolojiler ve iş modellerinin öncelikli olarak destekleneceği beşinci dönem Grants4Apps başvuruları www.grants4apps. com/accelerator adresinden 31 Mayıs’a kadar kabul ediliyor. Programın “Dealmaker” kategorisinde değerlendirilecek başvurular; klinik araştırmalar,
data analizi, biyobilişim araçları, yapay zeka, eğitim teknolojisi, nefroloji, kadın sağlığı, endometrioz, göğüs hastalıkları, kardiyoloji, hematoloji, onkoloji, radyoloji, bulaşıcı hastalıklar ve oftalmoloji alanlarında geliştirilecek müşteri odaklı yenilikçi teknolojilerin kullanılması gibi ölçütlere göre değerlendirilecek. İnovasyona dayalı sağlık çözümleri geliştiren projeler için başvurular, 30 Haziran’a kadar https://www.grants4apps. com/berlin/program/ dealmaker-berlin-2017/ üzerinden yapılabiliyor. Grants4Apps, Accelerator kategorisine katılmaya hak kazanarak programda ilk beşe giren her ekibe 50 bin avro nakit desteği sunulurken, Deal Maker kategorisinde ise Bayer ile işbirliği fırsatı söz konusu. Kazanan ekipler, Eylül – Ekim 2017 tarihleri arasında Bayer’in Berlin’deki Genel Merkezi’nde özel ofis ve uzman mentorlarla çalışma fırsatlarına da sahip olacak.
Eğitmenler, uçuş sertifikalarını aldı Yeni Nesil Gazetecilik Eğitimi ve İstihdam Programı Açılış Töreni, 10 Mayıs’ta Ankara Üniversitesi Rektörlüğü’nde gerçekleştirildi. Basın İlan Kurumu, İŞKUR, KOSGEB ve Ankara Kalkınma Ajansı arasında imzalanan işbirliği protokolü kapsamında yürütülen “Yeni Nesil Gazetecilik Eğitimi ve İstihdam Programı” ile medyada bilgi teknolojilerinde yaşanan değişime uygun donanımda yeni nesil gazeteci yetiştirilmesi hedefleniyor. Törene Ankara Kalkınma Ajansı Genel Sekreteri Arif Şayık, Basın İlan Kurumu Genel Müdürü Yakup Karaca, KOSGEB Başkan Yardımcısı Süleyman İslamoğlu, İŞKUR Aktif İşgücü Hizmetleri Dairesi Başkanı Mehmet Aslan, Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Abdülrezak Altun, Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Nazmi Bilgin ve davetliler katıldı. Basın İlan Kurumu Genel Müdürü Yakup Karaca, birçok sektörde olduğu gibi medya sektöründe de istihdamın önemli bir sorun olduğuna işaret ederek, gazetelerin ihtiyaç duyduğu elemanlara nitelik kazandırmak ve onlara istihdam sağlayabilmek için bu programı başlattıklarını vurguladı. Ankara Kalkınma Ajansı Genel Sekreteri Arif Şayık da konuşmasında, “Protokol kapsamında verilecek eğitimler ile medyada bilgi teknolojilerinde yaşanan değişime uygun donanımda yeni nesil gazeteci yetiştirmek, basınımızın gelişmiş insan gücü kaynağına ve gelişime katkı sunmak amaçlanıyor” dedi.
Millî Eğitim Bakanlığı Mesleki ve Teknik Eğitim Genel Müdürlüğü ile Türk Hava Kurumu Uçuş Akademisi arasında imzalanan “Uçuş Eğitimi Sözleşmesi” kapsamında; Ankara, İstanbul, İzmir, Bursa, Eskişehir, Kocaeli, Kayseri ve Erzincan’da bulunan okullarda görevli uçak bakım alanında eğitim veren 62 alan öğretmeni, özel alan yeterliliklerinin arttırılması amacıyla Tanıtım Uçuşu Eğitimi aldı. Söz konusu eğitimle alan öğretmenlerinin, sektörün
ihtiyaçları, bilimsel ve teknolojik gelişmeler doğrultusunda gerekli olan mesleki yeterliliklerinin arttırılması hedefleniyor. THK Uçuş Akademisi’nde düzenlenen sertifika kapanış törenine Mesleki ve Teknik Eğitim Genel Müdürü Osman Nuri Gülay ve Türk Hava Kurumu Uçuş Akademisi Genel Müdürü Erdoğan Arslantaş katıldı. Törende konuşan Osman Nuri Gülay, “Mesleki ve teknik eğitim okullarında yürüttüğümüz akreditasyon çalışmalarında uluslararası tanınırlığa ilişkin
en yüksek öneme haiz iki alan olan denizcilik ve uçak bakım alanlarına öncelik vermekteyiz. Uçak bakım alanı bulunan Eskişehir Sabiha Gökçen Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi ile Bağcılar Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi SHY-147 Tanınan Okul Statüsü Genelgesi kapsamında yetki alarak ‘Tanınan Okul Onay Sertifikası’ almaya hak kazandı. Uçak bakım alanı bulunan diğer mesleki ve teknik ortaöğretim kurumları ise ‘Tanınan Okul Onay Sertifikası’ almak için başvuru işlemlerini yürütmekte” dedi.
BThaber
EĞİTİMLER
ETKİNLİK TAKV!M! E T K İ N L İ K L E R
24 Mayıs 2017 2.Uluslararası Akıllı Şehirler Konferansı Congresium Ankara AYRINTILI BİLGİ: www.akillisehirlerkonferansi.com
12 Temmuz 2017 Bilişim 500 Ödül Töreni İstanbul AYRINTILI BİLGİ: www.bilisim500.com
14 Eylül 2017 BTvizyon Adana Toplantısı Adana AYRINTILI BİLGİ: www.btvizyon.com.tr
Siz de Eğitim ve Etkinliklerinizi Burada Ücretsiz Paylaşabilirsiniz! bthabersirketleri.com/EgitimEtkinlikDuyuru
19 Ekim 2017 3.e-BEYAS 2017 Kurumsal Dinamikler Çerçevesinde Bilgi Sistemleri ve Bilişim Yönetimi: Beklentiler ve Yeni Yaklaşımlar Sempozyumu Ankara AYRINTILI BİLGİ: www.ebeyas.org
25 Mayıs 2017 Dijital Evrim Teknoloji Platfomları İstanbul AYRINTILI BİLGİ: www.teknolojiplatformlari.com.tr
3 Ağustos 2017 BTvizyon Çanakkale Toplantısı Çanakkale AYRINTILI BİLGİ: www.btvizyon.com.tr
26 Eylül 2017
CommunicAsia2017 Marina Bay Sands, Singapur AYRINTILI BİLGİ: www.communicasia.com
6 Temmuz 2017 BTvizyon Eskişehir Toplantısı Eskişehir AYRINTILI BİLGİ: www.btvizyon.com.tr
22 Ağustos 2017 Dijital Ekosistem: IoT ve M2M İstanbul AYRINTILI BİLGİ: www.teknolojiplatformlari.com.tr
5 Ekim 2017
BTvizyon Erzurum Toplantısı Erzurum AYRINTILI BİLGİ: www.btvizyon.com.tr
22-23 Kasım 2017 Bilişim Zirvesi 2017 İstanbul AYRINTILI BİLGİ: www.bilisimzirvesi.com.tr
E T K İ N L İ K L E R 23-25 Mayıs 2017
Y U R T İ Ç İ
BTvizyon Ankara Toplantısı Ankara AYRINTILI BİLGİ: www.btvizyon.com.tr
12 Aralık 2017 BTvizyon Girne Toplantısı Kıbrıs AYRINTILI BİLGİ: www.btvizyon.com.tr
Y U R T D I Ş I
4 - 6 Haziran 2017
International Conference on Cloud Computing and Applications (CCA'17) Roma, İtalya AYRINTILI BİLGİ: http://ccaconference.net
6 - 9 Haziran 2017
IoT Week 2017 Cenevre, İsviçre AYRINTILI BİLGİ: http://iot-week.eu
30
BThaber
MEKTUP
Yepyeni bir haftadan selam sana, Bu hafta mektubuma yemekten büyük zevk aldığımız bir mevsim sebzesi ile başlıyorum; semizotu. Salatasına ve tadına doyum olmaz, ama şifa kaynağı olduğunu da bilmek gerek. Acıbadem Altunizade Hastanesi Beslenme ve Diyet Uzmanı Şengül Sangu Talak, 100 gramında 32 kalori bulunan semizotunun demir, kalsiyum, potasyum ve C vitamininden yana ziyadesiyle zengin olduğunu belirtmiş. Kalbi koruyor, kötü kolesterolü düşürüyor, hastalıklardan koruyor, kanserin beslenme tedavisinde öneriliyor, böbrekte kum ve taşı döküyor, kabızlığı önlüyor, yorgunluk, halsizlik ve depresyona iyi geliyor, bağışıklık sistemini güçlendiriyor. Daha ne olsun, baharın tadına varalım o vakit. Yine bu sayfalarda geçtiğimiz haftalarda paylaştığım bir konuda gelişmeler var: Boyner Grup’un sosyal girişimcileri destekçileriyle buluşturmak için kurduğu Buluşum Platformu’nda yer alan “givin” projesi, hedeflediği 25 bin TL’lik desteği toplayıp başarıya ulaşmış. Fazlalık olarak duran eşyaların satış geliriyle eğitim için çalışan STK’lara destek olunabilecek bir mobil uygulama olan “givin, sosyal faydaya katılımı artırmanın yanı sıra STK’lar için yeni ve verimli bir kaynak geliştirme kanalı oluşturmayı amaçlıyormuş. Detayları https://www.bulusum.biz/ ProjeDetay/givin sitesinden takip edelim. Gurur veren bir doğum günü haberim var. Türkiye’nin lider dijital dönüşüm şirketi Netaş, 50. yıldönümünü “Netaş 50.Yıl Özel Konseri” kapsamında MFÖ’nün sevilen şarkılarıyla kutlamış. Türkiye iş dünyasının liderleri, Netaş iş ortakları ve paydaşları, basının önde gelen isimleri, Netaş yönetim kurulu
22 - 28 Mayıs 2017
Netaş, yarım asrı geride bıraktı ve çalışanlarının katıldığı kutlamada Netaş CEO’su C. Müjdat Altay, Türkiye’nin teknoloji gururu Netaş’ın, 50 yıllık tarihiyle, bilgi ve iletişim sektörünün yanı sıra Türk ekonomisinin ve ArGe tarihinin de bir yansıması olduğunu belirtmiş. Daha nice yaşlara. Türk Telekom, Anadolu Ajansı (AA) işbirliği ile Telefon Kütüphanesi’ne Anadolu Ajansı tarafından servis edilen gündem haberlerini de eklemiş. Bu yeni kategori ile Telefon Kütüphanesi, görme engellilere Türkiye ve dünya gündemini anlık olarak takip etme imkanı sağlıyor. Malum, AA haber servisinin yanı sıra Türk Telekom’un Boğaziçi Üniversitesi Görme Engelliler Teknoloji ve Eğitim Laboratuvarı (GETEM) işbirliği ile yürüttüğü kurumsal
sosyal sorumluluk projesi Telefon Kütüphanesi’nde; kitaplar, sesli betimlemeli filmler, deneme sınavları ve dünyaca ünlü ressamların sesli betimlemeli tabloları başta olmak üzere 50 farklı kategori var. Dünyanın birçok ülkesinde eş zamanlı olarak yapılan Wings for Life World Run koşusunun Türkiye ayağı
İzmir’deydi ve Univera da 7 Mayıs’ta omurilik zedelenmelerini tedavi etme misyonuyla gerçekleştirilen World Run’da yerini almış. Omurilik zedelenmelerini tedavi etmek ve bu konuda araştırmalara destek verip farkındalık yaratmak için kurulan Wings for Life’ın dünya çapında düzenlediği
World Run, aslında 2 yıldır Univera’nın desteklediği organizasyonlardan. Vodafone ise yeni “Çiftçi Kampanyası” ile çiftçilerin özgürce iletişim kurmasını ve çiftçilikle ilgili bilgilere erişmesini sağlıyor. Vodafone’a gelen çiftçiler, kampanya kapsamında ayda 19 TL’den başlayan fiyatlarla sunulan konuşma ve internet paketlerine ek olarak ücretsiz Çiftçi Haber Paketi sayesinde
hem yakınlarıyla iletişim kuruyor hem mobil dünyanın olanaklarını kullanarak verimliliklerini artıracak tarımsal bilgilere kolayca erişiyor. Ama bu kadar da değil… Vodafone Türkiye bünyesinde geliştirilen ve “Tarımda Türk Reçetesi” olarak adlandırılan “Vodafone Çiftçi Kulübü” programı, Hindistan, Gana, Kenya, Tanzanya, Yeni Zelanda ve Mısır olmak üzere 6 Vodafone ülkesinde daha kullanılıyor. Bugüne kadar dünyada 3 milyon çiftçiye ulaşan “Vodafone Çiftçi Kulübü”, Vodafone Türkiye’nin dünya pazarına kazandırdığı bir çalışma yani. Sıra haftanın ödüllerinde… Yemeksepeti’nin geçtiğimiz yıl hayata geçirdiği Suç ve Ceza projesi, Reklamcılar Derneği ve Reklamverenler Derneği tarafından düzenlenen Effie Türkiye Reklam Etkinliği Yarışması’nda markaya iki ödül birden getirmiş. SAP Türkiye, 2016’nın ardından bu yıl ikinci defa Top Employers Institute tarafından “En İyi İşveren” sertifikasına layık bulunmuş. Türkiye’de sertifikaya başvuran şirketler arasında en yüksek puanı alarak sıralamada birinci olan SAP Türkiye coğrafi konumu itibarıyla Türkiye’nin yanı sıra Avrupa ve Orta Doğu
için ayrı ayrı verilen “En İyi İşveren” sertifikası ile de ödüllendirilmiş. TÜBİTAK desteği ile 2014 yılında başlayan ve liderliğini Başkent EDAŞ’ın yaptığı SEAS-Gölbaşı Mikro Şebeke Demonstrasyonu, Avrupa’da son 10 yılın en inovatif projesi olmuş. 7 ülkeden 33 şirketin işbirliğiyle hayata geçirilen, Digital Innovation Forum 2017’de “İnovasyon ve İş Etkisi Mükemmelliği” ödülü alan toplam 21 milyon avro bütçeli SEAS projesinin Mikro Şebeke Demonstrasyon çalışmalarını Enerjisa dağıtım şirketlerinden Başkent EDAŞ yürüttü. Elektrik dağıtım ve perakende sektörü şirketi CK Enerji, Entegre Bilişim Sistemleri (EBS) Projesi ile bu yıl Antalya’da düzenlenen IDC Türkiye CIO Summit 2017’de ‘En İyi Bilişim Teknolojileri Yönetişimi Ödülü’ne layık bulunmuş. Ödülleri tamamlayıp, müzik gündemine geçiyorum bu hafta. Pentagram’dan 30. yıla özel “Akustik” albümü plak formatında dinleyiciyle buluşuyor çünkü. Efsane grupta yer alan tüm isimler bir arada. Bu hafta sana iki kitap haberim var. 7 yaşından beri meditasyon yapan, dört buçuk sene feng shui eğitimi ve Egerton Rothesay School‘da sosyoloji ve psikoloji eğitimleri alan Can Aydoğmuş’un 3. kitabı “Düşle İnan Yaşa”, Doğan Novus yayınlarıyla raflarda yerini almış. Aydoğmuş, deneyimlerinden elde ettiği, kolaylıkla uygulayabilecek birbirinden değerli pek çok bilgiyi bu kitapta toplamış. Yazar Adil Yıldırım’ın kaleme aldığı roman “Gecede Saklı Yalnız Aşklar” da Doğan Novus etiketiyle internet satışına başlamış. Yıldırım kitabında, Roma, Venedik ve İstanbul’da geçen bir aşk öyküsünü ele alıyormuş. Bu hafta da bu kadar, yine zengin bir gündemle buluşmak dileğiyle,
REKLAM SATIŞ GRUBU YIL 22 SAYI 1123
BThaber Yayıncılık ve Etkinlik Hizmetleri A.Ş. adına Sahibi ve Sorumlu Yazıişleri Müdürü Neslihan Aksun neslihana@bthaber.com.tr
www.bthaber.com
BThaber Grubu Yayın Koordinatörü Ayhan Sevgi ayhans@bthaber.com.tr
22 - 28 Mayıs 2017
www.linkedin.com/groups/BThaber twitter.com/bthaber www.facebook.com/BThaber
Okur Temsilcisi Behçet Envarlı benvarli@tbv.org.tr
Editör
Görsel Yönetmen
Handan Aybars handana@bthaber.com.tr
Tuğçe Erarslan tugcee@bthaber.com.tr
Online Editör
Video Editör
Ferit Çelik feritc@bthaber.com.tr
Efe Çevikoğulları efec@bthaber.com.tr
Bültenlerinizi
bulten@bthaber.com.tr adresine gönderebilirsiniz
Cilt, Baskı, Poşetleme: Apa Uniprint San. ve Tic. A.Ş. - Hadımköy İstanbul Asfaltı Ömerli Köyü İstanbul - Tel 0212-798 28 40. l
Abone ve Dağıtım btabone@bthaber.com.tr
Satış Grubu
Reklam Satış Grup Müdürü Abdurrahman Koyuncu Reklam Satış Grup Yönetmeni Karolin Özçelik Proje Satış Yöneticisi Kutay Göçe Reklam Rezervasyon Sorumlusu Suzan Bilken BThaber Şirketler Grubu Ankara Temsilcisi Funda Koyuncu Yönetim Yeri: BThaber Yayıncılık ve Etkinlik Hizmetleri A.Ş. Fetih Mah. Tahralı Sokak Kavakyeli Plaza C Blok 7/5 34704 Ataşehir/İSTANBUL Telefon: (0216) 291 13 90 Ankara Ofisi: Adres : Nergis Sok Via Flat İş Merkezi No:7/2 Söğütözü-Ankara Telefon: (0312) 258 64 24 / Faks: (0312) 258 63 02
Türkiye’nin en köklü bilişim teknolojileri yayını olan BThaber, 1995 yılından bu yana bilişim ve teknoloji dünyasındaki en son haberleri, yenilikleri ve bilgileri okuyucularına kesintisiz bir şekilde sunmaya devam ediyor. Her hafta yüzde 35’i BT, yüzde 65’i ise finans, otomotiv ve sağlık gibi farklı sektörlerde yer alan şirketlerin ve kamu kurumlarının yöneticilerinden oluşan 7500’ün üzerinde kişiye ulaşmakta ve online platformlar üzerinden her hafta on binlerce kişiye erişim sağlamaktadır.
ISSN 1300-6495 BThaber kontrollü abonelik sistemiyle dağıtılmaktadır. - Fiyatı 1 Kuruş (KDV dahil) - BThaber, 5187 sayılı Basın Kanunu’nun 2/f maddesi hükmü gereği ‘yerel süreli yayın’dır.
WEEKLY INFORMATION TECHNOLOGY AND ECONOMY NEWSPAPER
THE SCALE OF THE INFORMATICS SECTOR IN TURKEY IS 95 BILLION TL Informatics Industry Association (TUBISAD) announced “2016 market data of the Information and Communication Sector”. Information and Communication Technologies Authority (BTK) Chairman Dr. Ömer Fatih Sayan and TUBISAD Chairman Kübra Erman Karaca made the opening speech in the meeting. President of TUBISAD information center commission Levent Kızıltan and project consultant and partner of Deloitte Turkey Tolga Yaveroğlu presented statements about the activity. Information and Communication Technologies Authority (BTK) Chairman Dr. Ömer Fatih Sayan, who made the opening statement via video teleconferencing, stated that the Informatics sector is in a central position that affect the development of the other sectors and thanked to TUBISAD and its shareholders who prepared the report. Sayan emphasized that the development of the informatics sector will have much more importance in the future and said that many efforts have been made to make Turkey a country that produce and develop technologies in this area. He also said that “development of the Information and Communication Technologies including telecommunication sector makes multiplier effect on the economy. I think that we are going to be in a leading position developing not only the market but also these technologies, as a producer person, institution and state.” TUBISAD Chairman of the Board Kübra Erman Karaca, who made the opening statement of the meeting stated that “Information and Communication
Technologies Sector Data” work becomes more and more important every year and made evaluation about the sector. According to Karaca, though many adverse events, such as a coup attempt, terrorist attacks and suspension of the major projects of some public and private companies occurred in 2016, the information and communication technologies sector continues its double digit growth. She also said that: “2016 was a year when the institutions talked about the digital transformation strategies and planed them in order not to fall behind the developing technology and the present competition in the world of information. 2017 will be a year when these institutions are going to put these strategies into practice and take much more concrete steps. Digital transformation is going to be effective in value-added products, mobile products and also in any product that concerns human lives in any point of the technology. So, both software developers or service providers and hardware suppliers are going to play a crucial role.”
She also stated that the informatics sector that keeps its double digit development speed deserves the importance attributed to it with its multiplier effect on the economy. The partner of Deloitte Tolga Yaveroğlu stated that the growth of 14% in the market in spite of the last arduous year. He also added that “We see that an important part of the growth comes from the Communication Technologies sector, with the effect of 4.5G tender. The share of the software in the Informatics Technologies sector keeps its development. We expect that the sector exportation that increased 32 % last year will develop in the upcoming period together with the value losses in TL and programs encouraging the export such as Turquality that includes our sector. Also, we should solve the problem of qualified workforce need, one of the biggest obstacles in the sustainability of the growth.”
•
•
•
• • Turkey Informatics Market – 2016 • Total sectorial scale of the Informatics Technologies reached
94.3 billion TL in 2016, with a growth of 14.4 %. As two main elements of the total sectorial scale, information technologies reached 29.6 billion TL with an 11 % growth and communication technologies reached 64.7 billion TL with a 16 % growth. In the sub-categories of the information technologies sector that reached the growth of 29.6 billion TL, hardware sales reached 12.9 billion TL and software sales reached 11.9 billion TL and service sales reached 4.8 billion TL in 2016. The highest growth rate in the information technologies category occurred in the software category with a rate of 16.3 %, as compared with the last year. With a 14 % growth service sector and with a 5.1 % growth hardware sector followed the software sector. Communication technologies sector had the scale of 64.7 billion TL in 2016. In the subcategories, hardware sales reached 19.3
billion TL and electronic communication sales reached 45.4 billion TL. • The indigenousness rate of the information technologies service category reached 86 % and software category reached 60 %, in 2016. • Total exportation in the sector reached 3.1 billion TL by increasing 32 % as compared with the last year. 2.041 TL of the total exportation came from the software. Software exportation grew 41 % as compared with the last year. 14 % of the turnover gained from the software comes from the exportation. The largest scale of exports was made to Middle East and Africa with 56 % and to Europe with 20 %. • Despite the size that sector displayed in different areas on TL basis, there has not been an increase in the employment reflecting this, in 2016. This situation is interpreted as a sign that companies are paying attention to productivity.
1995’ten beri
Full Support for the Modal Applications with eTR Prizes Organized by TUSIAD and Turkish Informatics Association (TBV), with the main sponsorship of Vodafone Turkey, “14. eTürkiye (eTR) prizes were given to their owners in the ceremony held in the Grand National Assembly of Turkey. It is aimed with eTR awards to draw attention to exemplary e-Government applications, to promote innovative initiatives to the public, to support and encourage successful enterprises and to popularize the applications in this area.
Winners of the 24 projects in the final in From Public To Citizen e-Services, From Public to Business World e-Services, From Public to Public e-Services, Small Scale Municipality, Middle Scale Municipality and Large Scale Municipality categories were determined by the electronic voting made by the jury. These are the winners of 14. eTR prizes:
Unimpeded Municipality Project (İYİBu) won the “Small Scale Municipality” prize. “Süleymanpaşa Municipality – Artificial İntelligence Supported Mutlukent Project” won the “Middle Scale Municipality”. “Kocaeli Metropolitan Municipality Water and Sewerage Administration – Mobile Environment Control System” won the “Large Scale Municipality” prize.
Categories of Local Administrations “Artvin Municipality -
Public Institutions Categories “From Public to Public
Automotive Sector Struggles for 5G Being one of the prominent sectors in the use of 5G, Automotive Sector in the Road of 5G Workshop was held in Information Technologies and Communication Authority (BTK). In the workshop where BTK chairman Dr. Ömer Fatih Sayan participated, many representatives from automotive sector, informatics specialists, and representatives from public, university and relevant NGOs also took part. In this workshop, where the possible obstacles, plans, works, and tendencies about 5G automotive vision, “Smart Vehicle Demo” was held and BTK chairman Sayan was informed about the specialties of the smart vehicles. Smart vehicles that are equipped with new generation technologies adjust the speed by determining the road conditions, remove the risk of being caught by the radar, and directly communicate with the emergency in the event of an accident. BTK Chairman Sayan explained
their goals and the steps they took in this way: “Last year, we established 5GTR that stands for “New Generation Mobile Communication Technologies Turkey Forum” in order to ensure the cooperation of the public institutions, universities, producers, operator institutions and relevant NGOs and the coordination of their works. Electronic communication technologies bring about various elements that will increase competition in the vertical sectors and cause paradigm changes. So, 5G should be evaluated differently in comparison with the previous generations, because 5G does not only accelerate and diversify the interpersonal communication in terms of electronic communication sector, it also differ from the previous generations in terms of connecting the things to each other. Automotive and smart transportation systems lead the sectors where change will most likely be felt.”
e-Services” Directorate General of Forestry – ORDEP Project. “From Public to the Business world e-Services” Ministry of Customs and Trade Directorate General of Consumer Protection and Market Surveillance – IRIS Project. “From Public to the Citizen e-Services” Ministry of Health – ESIM Project. Special Prizes Directorate General of Forestry OYMES project took the TUSIAD-TBV eTR Executive Committee Special Prize
that was given to the modal projects or the projects that can serve as modals with their eState applications. Ministry of Health ENabız Project won the “Best Progressive Project Prize” given by TUSIAD – TBV eTR Executive Committee. The Ministry of National Education Unimpeded DYS Project took the Vodafone Turkey Special Prize that was given to the institution that has the highest point in Vodefone Digitalization Index among the institutions that advanced to the final.
The health sector was addressed with all its details and objectives Health Informatics Conference and Fair HIMSS Turkey 2017 was held in Istanbul with the participation of the Minister of Health Recep Akdağ. Various sessions about the management of the large hospitals with smart technologies, genomics, personalized medicine, administrative overview to the new vision of the hospital information management systems, cyber security, personal data security, patient attended e-health services, informatics solutions on the public health, steps for NoPaper hospitals and Teletıp: Telemetry was held in the event in which medicine workers from 40 countries participated. In the session about “Administrative Overview to the New Vision of Hospital Information Management Systems”, topics such as new vision of the hospital automation, the importance of digital patient records for the security of the patient,
digitalization in medical supply chain method, definition of advantage and advantage-based information management systems were discussed. Trainings were carried out in the event, about new generation network security and integrated cyber security system, the evaluation of the cyber security legislation in Turkey for health informatics, legislative dimension of the liabilities of the medical personnel in the context of the protection of personal information, and scenario-based network security in health informatics infrastructure. In HIMSS Turkey 2017, the largest international health informatics event that gathered health informatics technologies specialists over a thousand, clinic specialists, company representatives, investors, and health informatics professionals over Turkey, Europe and other Countries in the region, the Minister of Health, Prof. Dr. Recep
Akdağ made the opening statement and he shared this information with the participants: “We are determined to put Turkey in the position of a leading country with the targets that we put forward in the health transformation. We have a hospital in the level of HIMSS 7 and 16 hospitals in the level of HIMSS 6. 3 hospitals of us are about to catch the HIMSS 6 level. Adding these 16 hospitals that are in HIMSS 6 level and 3 hospitals that are ready for the 6 level to Tire State Hospital which is in HIMSS EMRAM 7 level; I set the HIMSS 7 goal for 20 hospitals. We cannot go below this. There should be HIMSS 6 goal for all of the other hospitals. I set the HIMSS 6 goal for the 100 hospitals among 635 hospitals in total, and HIMSS 5 goal for the other hospitals. Hospital managers should prepare themselves for these goals.”