Kabinette Kalite
www.qrack.com.tr
Sayfa
9
FÄąrsatlar ‘drone’larda Ăśne çĹkÄąyor BTHABER Ĺžirketler Grubu desteÄ&#x;inden yararlanmak Ăźzere seçilen ßç Ĺ&#x;irketle yaptÄąÄ&#x;ÄąmÄąz rĂśportajlarÄąmÄąza Maxwell Innovations HavacÄąlÄąk Arge MĂźhendislik ile baĹ&#x;lÄąyoruz.
satis@qrack.com.tr
SAYI
HAFTALIK BİLİŞİM TEKNOLOJİLERİ VE EKONOMİSİ GAZETESİ www.bthaber.com.tr
1127
19 Haziran - 2 Temmuz 2017
Sayfa
4
UYAP entegrasyon protokolĂź imzalandÄą Adalet BakanlÄąÄ&#x;Äą ile Bilgi Teknolojileri ve Ä°letiĹ&#x;im Kurumu (BTK) arasÄąnda UYAP Entegrasyonu ProtokolĂź imzalandÄą.
Sayfa
10
GĂźvenlik ve verimin buluĹ&#x;ma noktasÄą TĂźrkiye’de etkinliÄ&#x;ini artÄąran Gigamon, her sektĂśrde ve her Ăślçekte Ĺ&#x;irkette BT mimarisinin en kilit noktasÄąnda yer almayÄą hedefliyor.
Sayfa
20
Sayfa
3
STEM farkÄąndalÄąÄ&#x;Äą artmalĹ‌ Xerox’lar artÄąk 35 dile çeviri yapacak Xerox’un, TĂźrkiye’de kullanÄąma sunacaÄ&#x;Äą 29 yeni nesil ofis asistanÄą; Ăźzerine konan dokĂźmanÄą 35 farklÄą dile çeviriyor.
Teknolojik dĂśnĂźĹ&#x;ĂźmĂźn Ăśnemli bir rol oynadÄąÄ&#x;Äą gĂźnĂźmĂźz dĂźnyasÄąnda Ăźretken, giriĹ&#x;imci ve buluĹ&#x; odaklÄą eÄ&#x;itim bĂźyĂźk Ăśnem taĹ&#x;Äąrken, PwC ve TĂœSÄ°AD iĹ&#x;birliÄ&#x;iyle “2023’e DoÄ&#x;ru TĂźrkiye’de STEM Gereksinimiâ€? baĹ&#x;lÄąklÄą rapor hazÄąrlandÄą. BTHABER-6x10-1.pdf
Sayfa
11
C
M
Y
“Gigabit hÄązÄąn keyďŹ ni yaĹ&#x;ayÄąnâ€? AC1200 Uzun menzil kablosuz Dual Band Router Model No :A850R
CM
KiĹ&#x;isel detaylar, gĂźvenlikte Ăśnemini artÄąrÄąyor
CY
CMY
GĂźvenlik yaklaĹ&#x;ÄąmlarÄąnÄąn Ăśnem kazandÄąÄ&#x;Äą gĂźnĂźmĂźzde biyometrik gĂźvenlik teknolojileri Ăśn plana çĹkÄąyor.
Dosya Sponsoru www.totolink.com.tr
MY
K
1
27.04.2017
14:13
BThaber
GÜNDEM
19 Haziran - 2 Temmuz 2017
Haber Merkezi
STEM farkındalığı artmalı…
PwC tarafından TÜSİAD işbirliğiyle “2023’e Doğru Türkiye’de STEM Gereksinimi” başlıklı rapor hazırlandı. STEM (Fen - Science, Teknoloji Technology, Mühendislik - Engineering, Matematik Mathematics) alanlarının kritik rolüne değinilen raporda, yenilikçiliğin temelini oluşturan STEM becerilerinin ekonomik büyüme bakımından taşıdığı öneme dikkat çekildi. STEM mezun sayısı anlamında global platformda Türkiye’nin gelişmiş ve gelişmekte olan bazı ülkeler arasında nerede yer aldığına ve Türkiye’nin STEM mezun sayılarının yıllar içerisindeki dağılımlarının nasıl değiştiğine yer verildi. Ayrıca, PwC analizleri sonucunda STEM istihdam gereksinimine ilişkin öngörülerde bulunuldu ve bu öngörüler doğrultusunda üniversitelerin STEM ile ilgili bölümlerinden mezun olup işgücüne katılması beklenen potansiyel çalışanlar ile sektör bazlı STEM istihdam gereksinimleri de ortaya çıkarıldı. STEM alanlarının önemi Türkiye’nin dijital dönüşümü yakalayabilmesi ve sürdürebilmesi için yeterli sayıda kalifiye işgücüne ihtiyacı var. İş dünyası teknoloji, inovasyon ve dijitalleşme tarafından yönlendirilen global ekonomide yarışta kalabilmek için STEM becerilerine, yani fen (science), teknoloji
(technology), mühendislik (engineering) ve matematik (mathematics) becerilerine sahip işgücüne ihtiyaç duymakta. Uluslararası alanda genel kabul görmüş bir STEM eğitim ve çalışma alanı sınıflandırması yapılmamış olmakla birlikte, uzmanlar arasında STEM alanlarının bilgilerini kullanmayı gerektiren alanlar olduğu konusunda bir fikir birliği de söz konusu. Fen alanları olarak uzay bilimleri, yer bilimleri, ayrıca çevrebilimi, genetik, patoloji, beslenme gibi başlıkları içeren yaşam bilimleri, fizik ve kimya; teknoloji alanları olarak bilgisayar bilimleri ve kriptoloji, programlama, yapay zekâ gibi bilişim bilimleri; mühendislik alanları olarak mekanik, endüstri, elektrik, malzeme ve inşaat mühendislikleri; matematik alanları olarak ise cebir, geometri, istatistik ve oyun teorisi gibi alanlar sayılabilmekte. Teknolojik dönüşümün önemli bir rol oynadığı günümüz dünyasında üretken, girişimci ve buluş odaklı eğitim büyük önem taşıyor. STEM eğitimi de disiplinler arası bakış açısı geliştirmesi, teorik bilgilerin uygulamaya dönüştürülmesine yardımcı olması, eleştirel düşünmeyi teşvik etmesi ve problem çözme becerilerini kazandırması nedeniyle eğitimin niteliğini geliştirmenin yanında, iş dünyasının
beklentilerine de cevap oluşturmakta. STEM mezunları oranları Türkiye’nin yüzde 17 olan STEM mezunlarının toplam mezunlara oranı Brezilya’nın (%16) ilerisinde yer alırken, ABD (%17), Avusturalya (%17) ile benzerlik göstermekte, ama diğer OECD ülkelerinin de gerisinde kalmakta. Bu ülkelerde STEM mezunlarının toplam işgücü içerisindeki payına bakıldığında ise 2014 yılında Türkiye’nin 27 baz puan ile analizde yer alan diğer gelişmekte olan ülkeler Brezilya (17) ve Meksika (26) baz puanlarından daha ileride olduğu görülmekte. Türkiye’de 2013-2016 yılları arasında üniversitelerin STEM alanlarından mezun olan öğrenci oranının da yine yüzde 17 civarında seyrettiği görülmekte. STEM istihdamında ihtiyaç analizleri Araştırma kapsamında Türkiye’deki sektörler “İmalat, İnşaat, Dağıtım ve Nakliye, Birincil Sektör ve Kamu Hizmetleri, Ticari ve Diğer Hizmetler ve Pazar Dışı Hizmetler” olmak üzere altı ana sektör altında toplandı. Her bir sektör için 2023 dönemine yönelik STEM istihdam ihtiyaçları belirlendi ve öngörüler oluşturuldu. 2013-2016 döneminde sektör bazlı STEM mezunlarının
istihdama oranlarının sırası ile imalat sektöründe 57, inşaat sektöründe 36, birincil sektör ve kamu hizmetlerinde 37, dağıtım ve nakliye sektöründe 10, ticari ve diğer hizmetlerde 39 ve pazar dışı hizmetlerde 13 baz puan seviyelerinde gerçekleşti. STEM eğitimi alan mezunların büyük oranda ilgili sektör dışı iş kollarında ekonomiye katkıda bulundukları da görülüyor. Bunun bir sebebi olarak Türkiye’de STEM alanı farkındalığının yeteri kadar oluşmaması ve eğitim gören öğrencilerin de yetkinliklerini kullanabilecekleri alanlara ilişkin yeterli bilgi sahibi olmamaları gösterilebilir. Buna ek olarak, kariyer seçimleri ve beklentilerinde farklılıklar olması ve alınan eğitimin iş kollarındaki karşılığının kişilerin taleplerini karşılar nitelikte bulunmaması da söz konusu etmenler arasında yerini alıyor.
PwC analizlerine göre, 2023 yılı için tüm sektörlerdeki toplam istihdamın yaklaşık 34 milyonu bulması ve bunun yaklaşık 3,5 milyonunun da STEM istihdamı olması beklenmekte. 2016-2023 döneminde STEM istihdam gereksiniminin 1 milyona yaklaşacağı ve bu ihtiyacın yaklaşık olarak 300 bininin, yani yaklaşık yüzde 31’inin de ‘karşılanamayacağı’ öngörülmekte. Bu açıkta en büyük payı alan sektörler ise “Pazar Dışı Hizmetler” (yüzde 91 açık) ile “Ticari ve Diğer Hizmetler” (yüzde 66 açık) olarak öne çıkıyor. 2016 - 2023 döneminde “Pazar Dışı Hizmetler”de yaklaşık 490 bin STEM istihdam artışı karşısında, 450 bin STEM açığı, “Ticari ve Diğer Hizmetler” sektöründe ise 182 bin STEM istihdam artışı karşısında 120 bin STEM açığı öngörülmekte.
Neler yapmalıyız? •
•
•
•
3
Dijital dönüşüm ve Sanayi 4.0 evriminin giderek daha fazla gündemde olacağı bir dönemde STEM konusunun önceliklendirilmesi önem taşımakta. Türkiye’de ihtiyaç duyulan STEM işgücünün sağlanması için devlet, eğitim ve iş dünyası gerekli politika, programlar ve eylemler için birlikte hareket etmeli. STEM eğitim yaklaşımının okul öncesinden başlayarak, tüm eğitim kademelerinde hayata geçirilmesi ve eğitimde kalitenin yükseltilmesi büyük önem taşımakta. Yaratıcı, yenilikçi, analitik ve eleştirel düşünen, problem çözme becerileri yüksek bireyler yetiştirilmesi için müfredatta, eğitim yöntemlerinde ve öğretmen eğitiminde iyileştirmeler de fayda sağlayacak. Yükseköğretimde eğitim
•
•
içerikleri iş dünyasının ihtiyaç ve beklentilerini karşılayacak şekilde ve iş hayatına uyum gözetilerek zenginleştirilmeli ve üniversite ile sanayi arasında işbirlikleri de artırılmalı. STEM mezunlarının, olabildiğince STEM alanlarına yönlendirilmesi ise teknoloji ve inovasyon alanında ihtiyaç duyulacak nitelikli işgücünün karşılanması bakımından önemli. Şirketlerin, Ar-Ge yaparak ve risk sermayesi sağlayarak yenilikçi bir ortam oluşturmada oynadıkları önemli rolü devam ettirerek, STEM eğitimine yatırım yapma konusunda daha aktif rol almaları ve STEM becerilerini destekleyerek küresel rekabet adına gerekli adımları atmaları önemli bir gereklilik. STEM iş alanlarının artmasını sağlayacak Ar-Ge yatırımları, Ar-Ge’nin tabana
•
•
yayılması gibi çalışmaların hızlanarak devam etmesi de önemli. Şirketler ise iş hayatında gerekli olan STEM profillerini oluşturarak, ihtiyaç duyulan işgücü hakkında daha fazla bilgi sağlayarak, iş ve staj imkanları sunarak öğrencilerin çalışma yaşamına daha iyi hazırlanmaları için fırsatlar yaratabilir. Türkiye için işgücü içerisinde ne kadar STEM çalışanının yer aldığı ve bu çalışanların dağılımlarının sektörel bazda nasıl olduğuna dair analizler gerçekleştirilmeli. Türkiye’de yer alan mevcut STEM mezunu sayısının artışına yönelik gerekli kapasite artış planlaması hayata geçirilmeli. TÜİK, İŞKUR, YÖK, Milli Eğitim Bakanlığı ve üniversitelerle ortak çalışma grupları oluşturularak, veri kalitesinin STEM verilerini içerecek şekilde artırılması ve
•
detaylandırılması da sağlanmalı. Ayrıca şirketlerin de kamu kurumlarına veri sağlayıp öngörülerini paylaşması ile kanıta dayalı ve uygulamadan gelen bilgilere dayanarak kamu politikalarının oluşturulmasının desteklenmesi de bir gereklilik. STEM alanlarına yatırım yapılması, dünyada son dönemlerde öne çıkmakla birlikte, bu konu üzerinde uzun zamandır birçok girişim yer alıyor ve sürekli olarak yenileri ortaya çıkmaya devam ediyor. STEM eğitiminin ve STEM işgücünün gelişmesi için gereken adımların ulusal politika düzeyinde ele alınarak kamu tarafından desteklenmesi, kamu, eğitim ve iş dünyasının işbirliği ile eylem planlarının hayata geçirilmesi ve ilerlemenin yakından takip edilmesi bu noktada kritik bir önem taşıyor.
4
BThaber
E-TOPLUM
19 Haziran - 2 Temmuz 2017
UYAP entegrasyon protokolü imzalandı Adalet Bakanlığı ile Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) arasında UYAP Entegrasyonu Protokolü imzalandı. UYAP sistemine bağlı adli makamlardan BTK tarafına gelen talepler ile ilgili karşılaşılan problemleri çözmek amacıyla Adalet Bakanlığı ile BTK arasındaki protokol, BTK merkez binada BTK Başkanı Dr. Ömer Fatih Sayan ve Adalet Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Mustafa Erol, Bilgi İşlem Dairesi Başkanı Servet Gül ve Başkan Yardımcısı Eyüp Yıldız tarafından imzalandı. UYAP sistemine bağlı adli makamlardan iletişimin tespiti kapsamında hazırlanıp imzalanmak sureti ile postaya verilen evraklar postada kaybolma, yanlış yere teslim, CD zedelemesi nedeniyle okunmama ve postada gecikme gibi sorunlara sebep olmakta, bu süreçte yeniden yazışma yapılmak zorunda kalındığından gereksiz işlem ve zaman kaybı oluşmaktaydı. Bu nedenle, UYAP entegrasyonu
yapılacağı için personelin iş yükü azalacak, çoklu tanımlamalarda zaman ve iş gücü kaybının önüne geçilmiş olacak. Veri girişi adli makamlarca yapıldığından yanlış ve gereksiz yazışmalar da ortadan kalkacak.
amacıyla Adalet Bakanlığı Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığı ile BTK Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığı ve Hukuk Dairesi koordinesinde toplantılar yapılıp mutabakata varıldı. UYAP entegrasyonu ile evrakların postada gecikmesi söz konusu olmayacağı gibi postaya teslim edilen evrak ve ekindeki CD’lerin kaybolma, yanlış teslim ve kırılması gibi risklerin ortadan kalkacak, evrakın 3’üncü bir kişi olan
postacıya teslim edilmemesi suretiyle hâlihazırdaki muhtemel güvenlik zafiyeti de engellenmiş olacaktır. Talebin içeriğine göre acil kodlu olan işlemlerin de en kısa sürede sonuçlanması sağlanacak. Evrakların yüzde 20-30'luk kısmını oluşturan “imzasız evrak” nedeniyle iade ve tekit üzerine tekrar kayıt gönderme gibi gereksiz yazışmalar olmayacak. UYAP ekranından verilerin girişi
Üzerinize kayıtlı telefon hatlarını kontrol edin İmza töreninde bir konuşma yapan BTK Başkanı Dr. Ömer Fatih Sayan, şunları söyledi: “Birçok hizmet, başta E-devlet olmak üzere bu yolda kilometre taşı. Bu durum, hem devlet hem vatandaş açısından birçok çıktıyı beraberinde getirmekte. Vatandaşın alacağı hizmet kadar, kendisi ile ilgili birçok noktanın da devlet nezdinde kontrolünü ele alması söz konusu. Bu bağlamda, önemli olduğuna inandığımız birkaç hususu ifade etmek istiyorum. Geçtiğimiz günlerde operatörler vasıtası ile birçok vatandaşımıza ulaşarak üzerlerinde var olan telefon hatlarının teyidini yapmalarını
istedik. Tekrar söylüyorum: Bütün vatandaşlarımız E-devlet kanalıyla üzerlerine kayıtlı telefon hatlarını kontrol etmeliler. Kendilerine ait olmayan bir hat üzerlerinde görünüyorsa, bunu ilgililerle vakit geçirmeden paylaşmaları, sorgulama sonucunda kendilerine ait olmayan hat veya hatları tespit etmeleri durumunda, ilgili işletmeci ile irtibata geçerek mutlaka iptal ettirmeleri gerekir. İkinci husus, vatandaşlarımızın hat aboneliklerini mutlaka işletmelerin yetkili abonelik bayilerinde yaptırmaları, sözleşmelerinin bir kopyalarını almaları, bayiye verdikleri kimlik fotokopilerinin üzerini kaşeletmeleri önemli. Bir diğer husus, üzerlerine kayıtlı internet hattını, güvenmedikleri kimselere kullandırmamaları ya da bir kayıt-şifre işlemi ile yapmaları gerek. Açıkçası, hatları üzerinden yapılan gayri kanuni işlemler, hat sahibi için bir sıkıntı kaynağı.”
Lojistik sektörü Endüstri 4.0’a hazırlanıyor Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı tarafından hazırlanan ve Nisan ayında lojistik sektörünün değerlendirmesine sunulan yeni Karayolu Taşıma Yönetmeliği; karayolu taşımacılığında dijital dönüşümü zorunlu kılacak yeni hükümler içeriyor. Buna göre, karayolundan taşınacak olan yüklerin, tüm evraklarının en geç 6 saat içinde dijital olarak kayıt altına alınması zorunlu olacak. Yönetmelikteki bir yenilik de taşımayla ilgili sorumluluğun, sadece yükü taşıyan firmayı değil, aynı derecede “yük vereni” de kapsaması. Yük verenler, taşıma operasyonlarını dijital altyapıyla
takip edecek lojistik firmaları ile çalışacak. TIRPORT Pazarlama Direktörü Burcu Kale, lojistik sektöründe başlayacak olan online izleme dönemiyle, sektörde kayıtdışı yaklaşık 150 milyar TL’nin kayıtlı ekonomiye kazandırılabileceği bilgisini verdi ve şöyle devam etti: “Ücretsiz TIRPORT üyeliği ile kendilerine özel dijital yönetim paneline kavuşan firmalar, operasyondaki tüm yüklerini konum tabanlı ve gerçek zamanlı olarak takip ederken, taşımaları ile ilgili tüm evraklarını yeni yönetmeliğin gereğinde olduğu gibi anında dijital olarak arşivlemekte. Yük
veren firmalarının, anlaşmalı kamyoncuları ile taşımasını gerçekleştirdikleri yüklerin; irsaliye, fatura, teslim irsaliyesi gibi tüm evraklarının TIRPORT Mobil Uygulaması sayesinde anında sisteme yüklenmesi gerçekleşmekte. Böylece, hem lojistik firmaları hem yük verenler, kanuni zorunlulukları yerine getirebilecekleri gibi, aynı zamanda yüklerinin takibini de yüksek bir verimlilik ile sağlamakta. Lojistik sektörünün dijital dönüşüm ihtiyaçlarına uygun olarak hayata geçirdiğimiz TIRPORT ERP ve mobil uygulamamız, sektöre hizmet vermeyi sürdürüyor.”
KKTC'de ilk belediye Alsancak oldu Alsancak Belediye Başkan Fırat Ataser, e-imza ve Elektronik Belge Yönetim Sistemi (EBYS) için yaptığı açıklamada, "Belediyeler bilgi teknolojileri ve yenilik ekseninde sürdürülebilir bir rekabet eksenine girdi. Bu rekabet ekseni özel sektörün rekabetçiliğini de desteklemekte. Her belediye e-imza projesinden kendi yenilik kapasitesinde güçlü olduğu alanlarda hedef ve ihtiyaç odaklı yaklaşımlar sergileyebilir. E-devlet yerelden başlar, genele yayılır ve bu proje ile amaçlanan; e-Devlet
sürecinde Alsancak Belediyesi’ni bir adım daha modernize etmek. Geliştirilen uygulama bir hizmet kurumu olan belediyelerin vatandaşa sunduğu hizmetlerde problemlerin tespiti, analizi ve verimliliğin gelişmesi noktasında ihtiyaçları karşılamak için yol gösterici olmakta” dedi. Alsancak Belediyesi Mali İşler Müdürü Salih Gürler de şu bilgileri paylaştı: "e-İmza; belediye ile devlet kurumları arasında kurulan, EBYS ve belgelere elektronik onay vermek için çok uygun
bir teknoloji. Bakanlıklara gitmeden, belediyemizden istediğimiz zaman diliminde gerekli yazışmaları ve işlemleri yapmamıza olanak sağlayan bu sistem sayesinde, zamandan tasarruf sağlıyoruz. Belediyemizin bankalar ve diğer kurumlarla olan işlemlerinde de hız ve zamandan tasarruf sağlamayı hedefliyoruz. Ödeme talimatı için süreçleri elektronik ortamda kısa sürede tamamlayabiliyoruz. Gerek belediyenin gerekse vatandaşın işlemlerinde daha hızlı sonuç alma imkanı sunan sistem,
tam anlamıyla kullanılmaya başlandığında önemli getirileri var. EBYS'nin artıları olarak belgelerin kaybolmaması, işlemlerin geciktirilmemesi gibi faydalar da hatırlanmalı. EBYS'nin ayrılmaz parçası elektronik imzalı dokümanların elektronik olarak saklanmasını sağlayacak elektronik arşiv; dosya dolapları ve arşiv odalarına ayrılmış mekandan tasarruf sağlayabilecek. Kıbrıs’ın tek elektronik sertifika sağlayıcısı olan www.e-imzakibris.com'dan alınacak sertifikaların kişi
başına maliyeti yıllık KDV hariç 145 TL. Eğer istenirse, 3 yıllık sertifikalar hazırlanmakta ve e-İmza’nın getirdiği kullanışlılık ve tasarruf sayesinde e-İmza teknolojisine yapılan yatırım kendini kısa sürede amorti edebilecek. Elektronik imza ile belediyeler çok daha kapsamlı web hizmetleri sunabilecekler. Yeni teknolojiye ve farklı uygulamalara ulaşabilmek için eski alışkanlıkların terk edilmesini bekleyecek ve kullanıcıları bilinçlendirerek zamana ihtiyaç var.”
advertorial
İdea Teknolojiyi seçmemizdeki en önemli etken, firmamız yararına olabilecek her konuda müşteri odaklı davranmalarıydı. Örneğin göreceli olarak daha küçük olan Çin ofisimizin buluta bağlanması için standart bir VPN bağlantısını hızlıca kurmak yerine daha ekonomik ve yenilikçi bir çözüm önerdiler. Bunun yanında Çin ofisinden Avrupa merkeze doğru olan bağlantı hızını artırabilmek için Hong Kong’ da bir hop noktası oluşturularak gecikmeler minimum seviyeye indirildi. IBM’ IBM in global veri merkezleri sayesinde artık çok ekonomik, güvenli ve hızlı biçimde sistemleri buluta aktarmak mümkün. IBM’ in bulut bilişime yaptığı yatırımlar ve global ölçekte sunduğu altyapı kararımızı verirken tercihimizi etkileyen diğer unsurlar oldu.
6
BThaber
E-TOPLUM
Edip Emil Öymen edip.oymen@gmail.com
Sadece 12 şirket...
İstanbul Sanayi Odası Başkanı Erdal Bahçıvan’ın Türkiye’nin 500 Büyük Sanayi Kuruluşu-2016 basın toplantısı konuşmasından özet alıntı (05.6.17): “Bugün artık dünyada nesnelerin internetini, sanayi 4.0’ı konuşuyoruz. Bu yüksek teknoloji demek, katma değer demek ve nihayetinde şirketlerin Türkiye'de ve dünyada rekabet avantajı yakalaması ve ekonomimizin büyümesine çok daha fazla katkı sağlaması demek.” “İSO 500’ün teknoloji yoğunluklarına ve bu çerçevede yarattıkları katma değer dağılımına baktığımızda bu alanda daha alacağımız çok yol olduğunu söyleyebiliriz. Yaratılan katma değer itibarıyla en yüksek payı yüzde 39.3 ile hala ortadüşük teknoloji yoğunluklu sanayilerin aldığını görüyoruz... Yüksek
19 Haziran - 2 Temmuz 2017
Yasaklı kitaplar tapınağı
teknoloji yoğunluklu sanayiler grubunun payı yüzde 3.7 olmuş.” “474 imalat sanayi firmasından 192’si düşük teknoloji yoğunluklu sanayilerde faaliyet gösteriyor. Orta-düşük teknoloji yoğunluklu sanayilerde 149 firma varken, orta-yüksek teknoloji yoğunluklu sanayilerdeki firma sayısının da 121 olduğu görülüyor. Yüksek teknoloji yoğunluklu sanayilerde faaliyet gösteren firma sayısı sadece 12.” “Bu verilerden hareketle Türkiye'de sanayinin yüksek katma değerli ve yüksek teknoloji yoğunluklu sektörlere dönüşüm ihtiyacının sürmekte olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. Ancak, ölçüm yapılan son dört yıldır bu konuda henüz yeterli ilerleme sağlanamadığını gösteriyor.”
Kassel, Almanya’nın “ortasında,” Berlin’den trenle 4 saat, Frankfurt’tan trenle 2 saat. Her beş yılda bir burada Documenta adlı bir çağdaş sanat etkinliği yapılır. Bu yıl 14’üncüsünde sıra. Ve ilk kez, Documenta sadece burada değil, Yunanistan’ın başkenti Atina’da da eş zamanlı yapılıyor. Çağdaş sanat dünyasının pek önem verdiği Kassel/Documenta, bu alandaki yenilikçi ve ötesi eserlerin sergi alanı. Dolayısıyla yüksek gelir grubu yerli ve yabancı meraklılar şehrin ekonomisine büyük katkı yapıyorlar. Etkinliğin “yarısının” Atina’da yapılması ise Yunanistan’ın sosyal ekonomik dertlerini en azından böyle bir seçkin işle paylaşma jestinden ibaret. Oradaki Documenta 8 Nisan’da açıldı. Almanya ve Yunanistan cumhurbaşkanları
açılışta birlikteydiler. 16 Temmuz’da Atina ayağı bitecek. Kassel ise 10 Haziran’da açıldı. 17 Eylül’e kadar açık. Tam yaz turizm mevsimi boyunca bu küçük Alman şehri, çağdaş sanat camiasının konusu olacak. Aynı sırada Venedik Bienali de sürüyor. Başka şehirlerde başka sanat etkinlikleri de var. Avrupa, yaz aylarını deniz, güneş, kumla geçiremeyecek şehirlerine sanatı getirerek farklı ve yenilikçi bir turizm stratejisi uyguluyor yıllardır. Kassel’de bol dikkat çekecek eserler arasında birincisi Yasaklı Kitaplar Partenon’u. (Partenon, Atina’nın sembolü ünlü yıkık tapınak). Arjantinli sanatçı Marta Minujin’in fikri bu: 10 Mayıs 1933’te Naziler, yazarları yahudi, komünist veya sadece “dejenere” oldukları gerekçesiyle yerli yabancı bir çok yazarın
kitaplarını meydanlarda yakmıştı. Bunlardan en büyüğü Berlin’de olmuş, Propaganda Bakanı Göbbels orada bir de konuşma yapmıştı. Kassel de elbette bu kitap yakma rezaletinden uzak kalamamıştı. Şehrin merkez meydanında kitap yakılan yerde şimdi Documenta için bir Yasaklı Kitaplar Tapınağı inşa edildi. Kitapların, naylon poşetlerle tutturulduğu çelik konstrüksiyon yapı, Partenon boyutlarında (70x31x14m). Kassel Üniversitesi öğrencileri ve sanatçı, ilk basımevinden bu yana 500 yılda yasaklanan en ünlü kitaplardan 170 tanesini seçti. Halka, ellerinde bu yazarlara ait kitaplardan vermek istedikleri için çağrı yapıldı. 100 bin kitap toplandı. Ama aralarına “bir başka yasaklı” kitap, Hitler’in “Kavgam”ı alınmadı! Minujin, Arjantin’de diktatörlüğün sona erişinden bir hafta sonra bu “tapınağı” 1983’te Buenos Aires’te inşa etmişti. Ülkesinde yasaklanan 20 bin kitabı kullandı. İnternet öncesi dönemde, böylesine ilginç bir işin dünyada tanınıp bilinmesi pek zordu. Minujin, bu işini “dünyaya” Londra’da Tate Gallery’de açtığı 1983 sergisiyle tanıttı. Şimdi ise 30+ yıl sonra Kassel’de daha görkemlisini yaptı.
TBV’den oyunlaştırma ödülü Türkiye Bilişim Vakfı, matematik ve fen alanlarında geliştirilecek eğitim oyunlarını desteklemek amaciyla K12 Oyun Destekli Eğitim Ödül Programı’nı (kısa adıyla KOD Ödülleri) başlatıyor. Bundan amaç, matematik ve fen bilimlerinde (STEM) ilk+orta+lise eğitiminde öğrenmeye katkı sağlayacak dijital oyun veya oyun fikri geliştirenleri ödülle teşvik etmek. Nihai amaç, K12 düzeyinde öğrencilere STEM konularını sevdirmek ve üniversite seçiminde STEM alanlarını seçmelerine heves uyandırmak. Çünkü STEM alanları, büyük veri temelli bir ekonomi düzenini işletmek ve sürdürmek için gerekli becerileri sağlıyor.
Oyunlaştırma, epey zamandır iş dünyasında, askeriyede kullanılıyordu. Ancak, eğitime uyarlanması kolay olmadı. Basit motivasyonel sorunları çözmek için oyunlaştırma ile pedagojik nitelikli ve öğretici eğitici oyunlaştırma akraba konular ama aralarında “kan bağı” yok. Oyunlaştırmada, oyun özellikleri olsa bile amaç oyun oynamak değil, bir konuyu öğrenmek. Bu öğrenme, sıfırdan (dil öğrenimi gibi) bir öğrenme olabileceği gibi tanımlı bir iş hedefine yönelik öğrenme de olabilir (örneğin, motivasyon artırmak, liderlik gibi). Bu önemli girişimin MEB ile bağlantısı yok. Tamamen bir sivil toplum ve özel
sektör girişimi. Ana sponsor Eczacıbaşı Topluluğu. Netmarble Türkiye, Yapı Kredi, Medinova destek sponsorları. Zaten Eczacıbaşı Topluluğu, 2003 PISA sonuçları ardından
STEM eğitimini iyileştirme amacıyla Türkiye Eğitim Gönüllüleri Vakfı (TEGV) ve eğitim bilimcilerle 200407 arasında ortak bir proje yapmıştı. Amaç, analitik ve
yaratıcı düşünmeyi özendirecek bir eğitim müfredatı planlamaktı. Öneriler MEB’e sunuldu. 10+ yıl aradan sonra TBV şimdi yeni bir girişim yapıyor bu konuda.
Matematikçi Raymond Smullyan (1920-2017) oyunlaştırma öncülerinden
8
BThaber
BİLİŞİM DÜNYASI
19 Haziran - 2 Temmuz 2017
Kararlılık ve planlama yetkinliği tercih sebebi oldu
Başkanın Gözüyle Herşey dijitalde, öyle mi? “Herşey dijitalde” denildiğinde, konu da pazarlama olunca bir durmak lazım. Müşteri görüşmelerinde klasik bir cevap ile karşılaşmayınca sevinir oldum. Herkes bir şekilde öğrenmiş, ağızlarda pelesenk olmaya yüz tutmuş bir ifade: “Herşey dijitalde.” Gerçekten öyle mi?
Girişimcilik potansiyelini doğru biçimde değerlendirme ve destekleme hedefiyle önemli bir yeniliğe imza atan BTHABER Şirketler Grubu, bünyesindeki BThaber Gazetesi, Bilişim Zirvesi Etkinlik Şirketi ve M2S Araştırma Pazarlama Şirketi, seçilen 3 yaşından küçük 3 BT şirketine 33 hafta ücretsiz pazarlama desteği sunacak. Böylece girişimler ihtiyaç duydukları destekle buluşurken, Türkiye’de bilişim sektörünün gelişmesi adına önemli bir ‘ilk’ de hayata geçirilecek. Titiz bir analizin sonucunda seçilen üç girişim Maxwell Innovations Havacılık Ar-Ge Mühendislik, Metrobi Ulaşım Teknolojileri ve Sistematik OTVT, faaliyet alanları ve girişim odakları farklı olsa da ortak bir hedefe sahip: Küresel pazarlara bilinçli ve programlı biçimde açılmak. Söz konusu üç girişim, BTHABER Şirketler Grubu şirketlerinden farklı başlıklarda desteklere ulaşmaya, rehberlik ve danışmanlık hizmeti almaya Haziran ayı itibariyle başladı bile. Sürdürülebilirliğe inanmalılar www.bthabersirketleri.com/ PazarlamaDestek adresinden 31 Mart’a kadar alınan yüzlerce başvuru arasından seçimi, bilişim ve girişimcilik
dünyasının üç önemli ismi yaptı: Türkiye Bilişim Vakfı (TBV) bir önceki Genel Sekreteri Behçet Envarlı, Acmena kurucu ortağı ve CEO'su, Türkiye Teknoloji Geliştirme Vakfı (TTGV) Yönetim Kurulu Üyesi Suat Baysan ve Etohum'un kurucusu ve yöneticisi Burak Büyükdemir. Söz konusu girişimler arasında seçim kriterlerinin ne olduğunu sorduğumuzda, jüri üyelerinin ortak noktası, girişimcilerin kararlılığı ve sürdürülebilirliğe inancı olarak ortaya çıkıyor. Girişimleri değerlendirme kriterini sorduğumuzda, Burak Büyükdemir’in yanıtı net: “Girişimlerin başvurdukları projeleri yapıp yapamayacaklarına ve sürdürülebilir bir iş haline getirip getirmeyeceklerine baktım.” IoT, eğitim ve küresel pazarlar önemli Behçet Envarlı’ya aynı soruyu yönelttiğimizde, kriterlerde ilk sırada ‘uygulamaların IoT bazlı olması’ geliyor. “Paket” program yerine, firmalara kendi ihtiyaçlarını karşılayacak yazılımı geliştirmede “danışmanlık” hizmeti veren girişimlerin de tercihlerin de belirleyici olduğunu vurgulayan Behçet Envarlı, girişimlerde “eğitim” ağırlıklı yaklaşımı da tercih kriterlerinde ön sırada tuttu. Ürün geliştirirken “ihracat” hedefinin de gözetilmesi ve vatandaşa hizmet odaklı
uygulamaların varlığı da Behçet Envarlı için girişimler arasında seçim adına önemli bir yol haritası sundu. Bu sorulara yanıt verebilenler bir adım öne çıktı Suat Baysan ise söz konusu girişimleri değerlendirme sürecinde üç temel başlıkta sorulara yanıt bulmaya öncelik verdiğine işaret etti ve şu sıralamayı yaptı: 1. Projenin uluslararası pazarda başarı sağlaması için yeterli çalışma yapılmış mı? Ayrıca pazar ve ürün stratejileri tanımlı olarak belirlenmiş ve uygulama süreci başlatılmış mı? Özetle pazar yaklaşım modeli tamamlanmış mı? 2. Projeyi gerçekleştirecek iç süreçlerde ne kadar ayrıntıya girilmiş, özellikle İK ve IT altyapıları yeterlilik sağlıyor mu? 3. Proje için yönetim ve liderlik kadroları başarı için en önemli unsuru oluşturuyor mu ve deneyim, sürekli öğrenme gibi konularda etkin rol üstleniyorlar mı? Pazarda başarılı olabilecek açılımları doğru tespit edip hedefe odaklı çalışma ortamını ve iklimini sağlıyorlar mı? Liderler teknoloji ve ticari alanda küresel pazarı yakından takip edip projeyi şekillendirebiliyorlar mı?
Bakıldığı zaman internetin yaygın kullanımı, mobil uygulamalar, mobil ödeme sistemleri ve benzeri her bilgi bize eskiden kağıt üzerinde yapılan pek çok işin artık sanal ortamda yapıldığını gösteriyor. Şubelerini azaltan bankalar, satışlarını online sitelere kaydıran zincir mağazalar, navigasyon sistemleri, e-devlet… Reklam konusunda dijital ortamlara gelen ziyaretçi sayıları konunun bir başka boyutu. Telafuz edilen onbinler reklam verenler için çok cazip gözüküyor. Öyle ya reklamınızı onbinler görecek. Buraya kadar hiçbir itiraz yok, olamaz da. Sadece konuyu başka bakış açısıyla değerlendirmeye çalışacağım. •
•
•
Online sitelere gelen kişilerin niteliği yani sizin vereceğiniz reklam veya içerikle ne kadar ilintisi var? Örneğin geneli 18 ve alt yaş grubunun ziyaret ettiği bir sitede Bulut Mimari içeriği ne kadar anlamlı? Diyelim ki sizin konunuza uygun sitede çalışma yapacaksınız. Bu ziyaretçi sayısı ne kadar gerçek? Trafik satın almayla kazanılmış sanal kişiler olabilir mi? Öyle ya, 20 TL verince kendinize 1000 twitter takipçisi alabiliyorsunuz Hepsinin doğru ve sizin istediğiniz özellikte olduğunu var sayalım. Hedef kişilerin yani BT satın alma kararı verecek kişilerin o sitede olduğundan emin misiniz? Ben birçok CIO’ya bu soruyu ilettiğimde aldığım cevap: “O kadar çok dijital bilgi akışı var ki, hiçbirini okumaya vaktimiz yok, bakamıyoruz”
Bir bakıyorsunuz sitenin aylık görüntülenme sayısı 200.000, hiçbir içerikte yorum yok, twitter hesabında takipçi sayısı 1 milyon, ne ReTweet var, ne beğenen. Siz onbinlerce hatta yüzbinlerce takipçisi olan siteye yatırım yaptınız, reklam verdiniz, içerik verdiniz ama hedef kişi o siteye bakmıyor, bakamıyor. Bir anda “Biz pazarlama çalışmalarını dijitale kaydırdık” cümlesi anlamsızlaşıyor, paralar boşa gidiyor. Ben bunu yeni nesil pazarlama ve kurumsal iletişim ilgililerine anlatmakta zorlanıyorum, beceremiyorum. Fakat burada altına imza atacağım bir öngörüm var. Web sitesinin ziyaretçi sayısı 250.000 olsun, aynı anda hem o sitede hem BThaber’de bir içerik çıkalım, içerikte “Bunu okuyan ve iş yerlerinde karar alma yetkisi olanlar bize eposta atsın” diyelim, bakalım hangimiz daha çok mesaj alacak? BThaber uzak ara fazla mesaj alır.
Güvenli mutlu günler dilerim
Murat Göçe
m uratg o ce @ b thab e rsi rke tle ri .co m
BThaber
BİLİŞİM DÜNYASI
19 Haziran - 2 Temmuz 2017
9
Fırsatlar ‘drone’larda öne çıkıyor BTHABER Şirketler Grubu desteğinden yararlanmak üzere seçilen üç şirketle yaptığımız röportajlarımıza Maxwell Innovations Havacılık Arge Mühendislik ile başlıyoruz. Teknoloji temelli yeni iş modelleri ve inovatif gelişmelerin temelini atan girişimler, geldiğimiz noktada küresel bazda tüm ekonomiler için bir vazgeçilmez. Bu önemi ile gerek kamu gerekse özel sektörden, yine küresel bazda destekler daha önce hiç olmadığı kadar yoğun biçimde girişimleri kucaklıyor. BTHABER Şirketler Grubu’nun da bu gerçek ve beraberinde sırt dönülemez gereklilikleri ışığında hayata geçirdiği kapsamlı destekler, titizlikle seçilen girişimlerle buluşuyor. Bu amaçla bir ‘ilk’ olan proje kapsamında kapsamlı desteklerden faydalanmak üzere seçilen şirketlerden biri Maxwell Innovations Havacılık ArGe Mühendislik. Maxwell Innovations Havacılık’ta İş Geliştirme görevini yürüten Barış Karacaoğlu ile yaptığımız görüşmede öncelikli kurumsal hedef olarak ‘MENA ve Afrika bölgesinin en güvenilir ve değerli endüstriyel insansız hava aracı şirketi olmak’ öne çıkarken, Barış Karacaoğlu, yola çıkış süreçlerini ve söz konusu destekten yana beklentilerini paylaştı: Çalışmalarınız ve odaklandığınız başlıklar hakkında bilgi verir misiniz? Maxwell Innovations olarak, özellikle yapı, enerji ve tarım sektörü için diğer insansız hava araçlarının faaliyet gösteremediği zorlu koşullarda görev yapabilen endüstriyel insansız hava araçlarının geliştirilmesini sağlıyoruz. MX8 insansız hava aracı sistemi ile önleyici bakımlarda tesis kapatma süreleri yüzde 80’e kadar azaltılabilirken, kısa sürede kaydedilebilir veri sağlanıyor. Bu da operasyonların yüksek iş güvenliği ile gerçekleştirilmesini mümkün kılıyor. ‘Drone’lar, yani insansız hava araçları odaklı çalışmalarımıza İTÜ’de okurken başladık ve şirketimizi kurduk.
İlk etapta üniversitede hocalarımızın projelerinde ve askeri projelerde çalıştık, kendi çalışmalarımızla uluslararası yarışmalara katıldık. Edindiğimiz bu deneyim ve projenin yayılımını gördükten sonra mezun olduk ve 2014 yılında Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın Teknogirişim Sermayesi Desteği ile Maxwell Innovations’ı kurup, çalışmalarımıza başladık. Şirketimizin kuruluşu sonrası 2015’te İTÜ Çekirdek'e girdik ve pazarlama teknikleri, şirket içi yönetim sistemleri, müşteri ilişkileri gibi mühendislik dışındaki başlıklarda yaklaşık 6 ay mini MBA eğitimi aldık. Böylece şirket içi organizasyon ve Ar-Ge, satış gibi başlıklarda temel yol haritamızı oluşturduk. Çalışmalarımıza halen Teknokent’te devam ediyoruz. İlk yılımızda insansız hava araçlarına takılıp kirli gazların ölçümünü yapabilen sistemi geliştirdik ve ürettik. Ardından insansız hava araçlarına odaklandık. Bu odaklanmanın temel sebepleri neler oldu? Asıl temel teknoloji bu başlıktaydı. 2016 yılına kadar BT kısmı devam etti ve multidisipliner bir teknoloji olması ışığında BT odaklı çalışmalarımız hep ön planda. 2016’da ilk satışlara başladık. Ardından, insansız hava araçlarındaki sensörlerin stabilizasyonunu sağlayan ‘gimbal’ isimli elektronik cihaz odağında TÜBİTAK desteği aldık. Bu konuda Ar-Ge çalışmalarımız devam ediyor ve işin elektronik, yazılım ve donanım başlıkları bizde. Donanım üretiminde 3D baskı teknolojisi önemli bir fayda noktası ve ‘gimbal’ı bu şekilde üretiyoruz. Bu projenin bitmesi sonrası ürettiğimiz ‘gimbal’ı yine aracımızla entegre edip, ticari anlamda kullanmak, 2017 yılı sonuna doğru da ilk ‘uçak tipi’ dediğimiz insansız hava aracını geliştirip pazara sunmak
istiyoruz. Bu konuda da ArGe çalışmalarımız devam ediyor. Satış ve pazarlama stratejiniz nasıl şekilleniyor? Ar-Ge’miz ve yoğun olarak mühendislik çalışmalarımız devam ediyor. Satış ve pazarlama başlığında ise internet sitemizi kurup, küçük reklamlarla ilk adımlarımızı attık. Bunun yanında, teknokentin destekleri sayesinde bazı röportajlarımız oldu. Bu desteği daha sürdürülebilir bir yapıya kavuşturmak adına BTHABER Şirketler Grubu sayesinde erişeceğimiz araçlar ise daha bilinçli ve uzun soluklu çalışmalar yapmamızı mümkün kılacak. Sonuçta bu destek yelpazesi ile geniş bir altyapıya ulaşacağız. Gerek 2017 yılı gerekse orta vade için hedeflerinizi paylaşır mısınız? 2017 yılında farklı tipte bir araç daha çıkartıp, onu da pazara sunmak istiyoruz. Türkiye’de endüstriyel alanda ve özellikle güvenlik başlığında hala çok bakir bir alan var. Bu başlıklara daha fazla pazarlama ile giriş yapmak istiyoruz. Ardından, 2018 itibariyle artık yurtdışına, öncelikle Asya, Ortadoğu ve Afrika’ya odaklanmak gündemimizde. Teknoloji geliştirme kapasitesi nispeten daha düşük bu gibi bölgelerde daha avantajlı ve hızlı yayılabileceğimiz bir potansiyel görüyor, bu konuda görüşmeler de yapıyoruz. Ama önceliğimiz, ürün ve çözümlerimizle Türkiye’de belli bir aşamaya ulaşmak. Yurtdışı çalışmalarınızda öncelikleriniz neler olacak? Yurtdışında haritalandırma ve coğrafi bilgi sistemlerinden ziyade, temelde odaklandığımız konu güvenlik. Çünkü
Maxwell Innovations Havacılık İş Geliştirme Uzmanı Barış Karacaoğlu belirttiğim bölgelerde öncelikli ihtiyaç bu. Diğer başlıklarda da talep gelecektir. Ama ilk giriş sürecinde daha temel bir ihtiyaç olduğu için güvenlik sektörünün yurtdışı için önceliğimiz olmasını planlıyoruz. İç pazarda ürün ve çözümlerinizi nasıl çeşitlendireceksiniz? Endüstriyel başlıklara daha çok odaklandık. Çünkü ürettiğimiz insansız hava araçları bir hobi cihazı değil ve bunları daha çok endüstriyel seviyede bir iş makinası olabilecek şekilde tasarlıyoruz. Rüzgara, yağışlı havalara dayanıklı, ısı değişimlerinden etkilenmeyecek ve her türlü koşulda çalışabilecek sensörlerle güçlendirilmiş bir sisteme hayat veriyoruz. Şu anki talepler daha çok haritalama başlığında. Çünkü sahaya çıkıldığında mühendislerin üstesinden gelmesi gereken coğrafi engeller çok. Bunun sonucunda hem ekipler uzun zamanlarını bu konuya ayırıyor hem haritalar beklenen hassasiyetle çıkmayabiliyor. Buna karşılık, insansız hava araçları, direkt sensörlere uçabilme yetkinliği sunuyor. Bu şekilde ilk talepler oradan, yani haritalandırma ve coğrafi bilgi sistemlerinden geliyor.
Özel sektörde, misal sigorta başlığında nasıl bir potansiyel görüyorsunuz? İnsansız hava araçlarında oturmuş bir teknoloji altyapısı birçok sektörde henüz yok. Sigorta sektörü de bunlardan biri. Yurtdışında ise bu teknoloji yoğun biçimde kullanılıyor. Örneğin uydularla tarım alanları takip ediliyor, bir hasar olduğu anda sigorta şirketlerine hızla bildirim yapılıyor, şirketler de çiftçiye bu durumu bildirerek, hızlı iletişim sağlanıyor. Söz konusu araçların kullanımının yaygınlık kazanması ve gelişim ile Türkiye’de de sigorta şirketleri potansiyeli değerlendirecektir.
Peki ya kamu? Kamu her zaman hedefimizde. Çünkü kamu sektörü, Türkiye’de her zaman baskın ve güvenlikte de öncelik. Bize ve çözümlerimize yönelik kamu ilgisi her zaman olacak. Özel sektörde ise şirketler büyüdükçe ve küresel kimlikler kazandıkça, seri üretimler arttıkça iş güvenliği sağlayacak, daha hızlı sürede daha fazla işi yapabilecek sistemlere yönelik ilgi artıyor. Sektöre ve hedeflere bağlı olarak, teknolojiyi en verimli biçimde kullanmakta bu ürün ve çözümler büyük önem taşıyor. BTHABER Şirketler Grubu’nun desteğinin size neler katmasını bekliyorsunuz? İnsansız hava araçlarını kullanabilecek çok sayıda şirket var. Gerek kamu gerekse özel sektör bu noktada önemli potansiyel sunuyor. Ama tüm bu potansiyel noktaları ile pazarlama iletişimi kurmak, bizim gibi startup seviyesindeki bir girişim için çok kolay değil. Belirttiğiniz işbirliği kapsamında özellikle veri tabanı ile söz konusu hedefimize ulaşacağımıza inanıyor, bu bütünsel destek yapısına son derece güveniyoruz.
10
BThaber
BİLİŞİM DÜNYASI
19 Haziran - 2 Temmuz 2017
Güvenlik ve verimin buluşma noktası Güvenlik ihlallerinin giderek artması ve komplike hale Handan Aybars gelmesi, tüm kuruluşları bu sofistike kötü amaçlı yazılımlar ile savaşta yeni nesil güvenlik, yani ‘Security 2.0’ çözümlerine yöneltiyor. Gelinen noktada, işletmelerin, ağ yapılarında dolaşan hareket halindeki verileri daha derin ve akıllı bir kavrayışa ihtiyaçları var. “Bu sorunu çözmek adına görünürlüğün çok önemli
Türkiye’de etkinliğini artıran Gigamon, her sektörde ve her ölçekte şirkette BT mimarisinin en kilit noktasında yer almayı hedefliyor. olduğunu düşünüyoruz. Çünkü göremediğiniz şeyi yönetemez, koruyamaz, anlayamaz ve önlemini alamazsınız” tespitini paylaşan Gigamon Bölge Satış Direktörü Berke Öncül, gelişen risklere karşı en uygun çözümleri
analiz süreçleri ve Gigamon çözümleri hakkında bilgiler verdi. Sektörün ilk “Security Delivery Platform’unu sunan Gigamon, sadece veri görünürlüğü odaklı çalışma ve yatırımlar yapıyor. Gigamon; servis sağlayıcıların, finans sektörü
ve kamu kuruluşlarının, özel işletmelerin giderek karmaşıklaşan ağlarında neler olduğunu izleyip yönetmelerine, güvenli hale getirmelerine ve anlamalarına olanak tanıyan çözümler sunuyor. Şubat ayında bölge satış direktörü olarak katılımıyla Türkiye’de daha aktif olarak çalışmaya başladıklarını vurgulayan Berke Öncül, özellikle partner ekosistemine değer veren bir firma olarak, güçlü iş ortaklarıyla önemli projelere imza attıklarını ifade etti. Kısa bir süre önce büyük bir holdingin e-ticaret firması olan bir şirketle yeni pazara sundukları inline SSL özelliğiyle beraber, BT mimarisinin en kilit noktasında yer almalarını örnek gösteren Berke Öncül ile kaçınılmaz risk dünyasını ve bunun üstesinden gelebilecek güvenlik mimarisini konuştuk: “Security Delivery Platform”, güvenlik başlığında ne gibi öncelik ve özelliklere sahip?
Gigamon Bölge Satış Direktörü Berke Öncül
Verİlerİnİzde neler olup bİtİyor? Gigamon; servis sağlayıcılar, finans ve kamu kuruluşları başta olmak üzere tüm kurumsallara hizmet veriyor. Çözümleri; büyük kurumsal firmalardan orta boyuttaki firmalara kadar ölçeklendirebilmek de mümkün. Böylece herhangi bir güvenlik projesi olan firmalara, ürünlerini en efektif kullanacakları bir mimari ile ağ görünürlüğünü sağlamak da çalışmaların önemli bir parçası.
Gigamon çözümlerinin temel faydalarını şu şekilde sıralamak mümkün: • Fiziksel, sanal, bulut ya da hibrit yapıdan akan trafik üzerinde tüm “blind spot”ları ortadan kaldırarak, veride neler olup bittiğini şeffaf olarak görmek. • Kullanılan ya da kullanımı gündemde olan güvenlik, ağ yönetimi, uygulama yönetimi gibi yapıların daha etkili ve yüksek performansta
•
•
•
kullanımının sağlanması ile bu alandaki CAPEX ve OPEX maliyetlerinin düşüşü. Encrypted olanlar dahil hareket halindeki tüm verilerin izlenmesi ve kontrol edilmesi. Tehditleri gerçek zamanlı görme ve aksiyon alma fırsatı sağlaması. Farklı segmentteki müşterilere farklı hızda ve servis kalitesinde hizmet verme imkanı.
Gigamon Güvenlik Dağıtım Platformu; detaylı ve kaliteli veri görünürlüğünü kolayca sağlamak için önemli bir çözüm. Ağ trafiğinin güvenlik, uygulama ve ağ performans araçlarına güvenle teslim edilmesini en iyi duruma getirmek için ileri seviye özellikler sunuyor. Gigamon Security Delivery Platformu kullandığınızda çok daha sade ve akıllı bir trafik yönlendirme mimariniz olur. Böylelikle, ‘inline’ olarak konumlandırılan her cihaza ilgili trafik, ilgili sırada yönlendirilmiş olur. Ayrıca, yüksek erişebilirlik sağlamak amacıyla alınan her güvenlik çözümü aktif- aktif çalıştırılarak, ürünlerinizden en yüksek verimi almak, Bypass mimarisi ile her durumda erişimin sağlanması da mümkün. Çözümlerinizde öne çıkan özellikler ve bunların
sağladığı faydalar neler? Gigamon ‘visibility’ platformu; size daha güçlü güvenlik ve ağ performansı sunar. Bir tarafta giderek büyüyen veri hacmi ve hızıyla karmaşıklığı artan bütün fiziksel, sanal, bulut ve hibrit ortamlarınızla, diğer taraftaki güvenlik, ağ yönetimi, uygulama yönetimi araçlarınızın arasında akıllı bir platform olarak yer alır, yani trafiğinizi akıllı bir şekilde yönlendirir. Kullanıcılara ağ görünürlülüğünde uçtan uca bir çözüm sağlamış oluyoruz. Üstelik, cluster özelliği ile istediğiniz şekilde ölçeklenebilir bir yapı ile... Türkiye pazarını, güvenlik anlayışını, kurumsal farkındalığı ve yatırımcı ilgisini nasıl değerlendiriyorsunuz? Türkiye gerek pazar olarak büyüyen gerekse kültürel açıdan da yenilikleri yakından takip edip hızlı uyum sağlaya bir ülke. Tüm dünyada yaşanan siber güvenlik ihlalleri, Türkiye’yi de çok yakından etkiliyor. En yakın örnek, NSA’in bir grup hacker tarafından hack’lenmesiyle internete sürülen açıklar. Bunların kullanılmasıyla üretilen saldırılardan biri de WannaCry saldırısı. Bunun farklı versiyonları her geçen gün karşımıza çıkmaya başladı. Enteresandır ki, işletmeler 2015 yılında 77 milyar dolarlık güvenlik yatırımı yapmış olmasına rağmen, bunların yüzde 97’si şu ya da bu şekilde, bu tip saldırılardan etkilenmiş durumda. Alınan önlemlere rağmen, gerçekleşen bu büyük saldırıdan sonra, işletmeler de doğal olarak, veri güvenliğinin korunması konusunda bilişim güvenliği sektörüyle işbirliklerini daha da sıklaştırmaya başladı. Gigamon da faaliyetlerini Türkiye’de de daha güçlü kılmak için yeni yatırımlar yapıyor. Yaklaşık iki senedir yurtdışından Türkiye pazarını yöneten firma, bu süreçte özellikle Türkiye’nin üç büyük telekom firmasında, finans, kamu ve genel sektörlerde büyük hacimli ağ güvenlik projeleri gerçekleştirdi ve gerçekleştirmeye devam ediyor.
BThaber 19 Haziran - 2 Temmuz 2017
Biyometri ve Güvenlik
DOSYA:
www.bthaber.com.tr
Handan Aybars
Kişisel detaylar, güvenlikte önemini artırıyor Gelişen riskler paralelinde, doğal ve kaçınılmaz olarak her ölçekte şirketin siber güvenliğe bakışında da köklü bir değişim var. Bu konuda yapılan yatırımlar da kurumsal işlerliğin garantisi, sektörel bazda ve tüketici gözünde prestiji daim kılması gibi temel gerekçelerle dönemsellik değil, süreklilik sergiliyor. Çünkü saldırılar da birbiri ardına geliyor ve son dev örnek olan WannaCry,
bir son olmayacağını dünya aleme gösterdi. İşte bu nedenle her şirkete özel bir güvenlik çözümü modellemesi yapmak gereklilik. Bu arada sadece BT biriminin değil, tüm şirket çalışanlarının, C seviyesindeki tüm yöneticilerin benimsemesi gereken bir dönüşümden bahsediyoruz. Bu noktada biyometri ise son dönemde ziyadesiyle öne çıkıyor. Zira ilgili kişiye ait verilerle güvenlik, erişim izinleri
gibi yetkilendirmeler kurumsal verinin emniyeti adına önemli. Kurumu bir kenara bırakalım, şirket sistemindeki olası kötü niyetli bir yazılımın kendi mobil cihazınıza geçmesini, iletişim bağlarınızı hasara uğratmasını ister misiniz? Hayır elbette. İşte bu nedenle mobil cihazdaki biyometrik giriş imkanı kadar, kurumsal sistemlerde de biyometrinin kullanımı çift taraflı bir emniyet imkanı demek.
Dosya Sponsoru
12
DOSYA
BThaber
Biyometri ve Güvenlik
19 Haziran - 2 Temmuz 2017
Biyometri; potansiyeli ve güvenliği ile göz dolduruyor T.C. Kimlik Kartları; Türkiye’nin e-Dönüşüm sürecinin önemli bir noktası ve çok yüksek güvenirlikli bir kimlik kartı projesi olarak öne çıkıyor.e-İmza, KEP ve e-Fatura gibi uygulamalar bu başlıkta yaygınlık kazanırken, e-Kimlik projesi ile kurumsal e-dönüşüm yerini bireylerinde e-Vatandaşa dönüşümü sağlıyor. Vatandaşlar da yoğun biçimde e-Kimlik başvurusu yapıyor. e-Kimlik projesi için yeni çözümler geliştirmeye odaklanan E-B Grup da bu amaçla birçok yeniliğe imza atıyor. Bio-Ser isimli yeni bir şirket kurarak, çipli kimlik kartlarını güvenli biçimde okuyan kimlik erişim cihazlarını (KEC) üreten E-B Grup, sırf bu başlıkta birçok KEC modelin üretim ve geliştirilmesi görevini üstleniyor. Hedef ise biyometrik kimlik ve biyometrik veri üzerinden ilgili kişinin kim olduğunun onayı ve ispatı. Bu ispat, günümüzde artık gereklilik. Çünkü tüm dünyanın odağında, internetle gelen güvenlik (Security) sorular var. Kurumlar: internet ortamında sisteme girip çıkan, dosyalara erişen kişinin gerçekten o kişi olduğu ve onun buna yetkisi olup olmadığını sorgulaması ve kuşkusu içinde. Bu belirsizliği ‘internet ortamının paradoksu’ olarak tanımlayan E-B Grup İcra Kurulu Üyesi Hüseyin Karayağız, “Biyometrik doğrulama ise bu paradoksu ortadan kaldırıyor” açıklamasını yapıyor. Hüseyin Karayağız, bu yorumunu şöyle detaylandırıyor: “Herkesin farklı alanlarda kullandığı farklı kimlikler var. Bir banka için farklı, bir operatör için farklı birer müşteriyiz ve özel sektörde olduğu gibi kamuda da farklı kimliklerimiz var. Yani hassas verilerde dağıtık bir yapı var ve aslında tüm “Devletler” bunu düzenlemeye çalışıyor. Gelinen noktada bir kişinin internet ortamında yüzde 100 kim olduğunu bilme şansını ise sadece biyometrik veriler sağlıyor.” Bu nedenle biyometrik verinin saklanması ve doğrulanması için T.C. çipli e-Kimlik
e-Kimlik projesi için yeni çözümler geliştirmeye odaklanan E-B Grup, bu başlıkta birçok yeniliğe imza atıyor. Kartı, KEC ve EKDS gibi çok yüksek güvenirlikli bir sistem gerekli. Türkiye bu konuda çok vizyoner durumda. Vizyoner bir proje hayat buluyor e-Devlet konusunda 2003 yılından beri önemli çalışmalara imza atan Türkiye, e-Devlet’in temeli olan ‘‘e-Vatandaş’ı böylece sisteme dahil etmiş durumda. “e-Vatandaş olmadan e-Devlet’i kuramazsınız. e-Devlet kurmanız için de e-Kimlik ve tüm hukuk sisteminin elektronik ortama geçmesi şart” bilgisini paylaşan Hüseyin Karayağız‘ın da belirttiği gibi bu nedenle e-Tebligat, KEP gönderileri, e-İmzalı dokümanlar, şirketlerin değerli evrakları; e-Fatura, e-Defter ve içindeki sözleşmeler, kontratlar, tamamen elektronik olarak imzalanmak durumda. Yani kağıt ortamında herhangi bir sürecin kalmaması lazım. Kurumlardan sonra, e-Kimlik sayesinde bireylerin de e-Devlet’in gerekliliklerini tanıyacağını, bireysel olarak e-İmza veya biyometrik şifre gibi kimlik doğrulama araçlarını kullanmaya başlayacağını hatırlatan Karayağız, şu detayları paylaşıyor: “T.C. Kimlik Kartı Projesi son derece vizyoner bir proje. Bu kimlik üzerinde hem e-Kimlik verileri hem biyometrik veriler var. Yani vatandaş bu kart üzerinde parmak izini, parmak damarını ve avuç içi damar izlerinin özet bir kopyasını tutuyor. Bu bilginin çalınması veya kopyalanması bu yönüyle mümkün değil. Cihazın tüm sertifikasyonu ve kontrolü denetleyici ve düzenleyici kamu kurumları tarafından yapılmakta ve bu projenin sahibi Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü’dür (NVİ). Öte yandan, vatandaşın bu kadar hızlı biçimde
Önemlİ projelere İlk adımlar bu yıl atılacak “E-B Grup olarak bünyemizde iki amiral gemimiz var. Bunlardan ilki olan ETB; biyometri ve elektronik kimlik temelli çözümleri geliştiren şirketimiz. Bio-Ser firmamız ise tamamen elektronik kimlik erişim cihazı üreticisi. Bu yıl özellikle büyük ölçekli şirketlerde ve kamuda önemli kimlik projelerine başlamayı hedefliyoruz. Beklentimiz yaz sonu bu gibi önemli projelerin iyice netlik kazanması. Sadece kendimiz değil, iş ortaklarımızla beraber bu süreci ilerleteceğiz. Bu amaçla Anadolu’da çeşitli iş ortakları ile görüşmelerimiz devam ediyor. Bu konuya ilgi son derece yoğun ve herkes bunun yeni
ve önemli bir satış kanalı olduğunu görüyor. Haksız da değiller. Çünkü farklı birimlerinden ve kaynaklardan elde ettiğimiz verilere göre, Kimlik Erişim Cihazları gelecek 3 yıl boyunca yaklaşık 2 milyon civarı satış rakamına ulaşacak. Bu da teknoloji şirketleri için oluşan önemli bir pazarın göstergesi. Teknoloji Bilişim Pazarı için çok önemli bir dönemdeyiz. 3.Köprü, 3.Havalimanı ve Avrasya Tüneli gibi FİZİKSEL ALTYAPI projeleri yanında, yeni e-Devletin en önemli ELEKTRONİK ALTYAPI projesi “e-Kimlik” projesidir. e-Devletin inşaası için e-Mütahitlerin sayısı artmalı.”
yeni kimlik kartı talebinde bulunması ışığında, birçok sektörde kart süreçleri değişecek. Yani kağıt kopya yerine bu kimlik erişim cihazlarının oluşturduğu ‘Kimlik Doğrulama Formu’ veya ‘Dijital Evrak’’ olarak tanımlayabileceğimiz yapı sayesinde zaman damgası ile damgalanmış bir doküman saklanacak. Böylece her sektörde tüm süreçler elektronik ortama çok daha hızlı geçecek.” Rekabet, pazarı da geliştirecek Karayağız’ın da dikkat çektiği gibi, Adalet Bakanlığı, Maliye Bakanlığı, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı, Milli Eğitim Bakanlığı başta olmak üzere birçok kamu kurumu bu konuda çalışmalarına hız verdi. Böylece kamu sektörünün özel sektöre eklenmesiyle e-Dönüşüm ve elektronik ortamdaki işlemler hızlanacak. “Ama asıl önemlisi, devlet de elektronik ortama güveniyor” tespitini yapan Karayağız’a göre, bunun sonucunda bu yeni dijital dünyada temel birçok problem de bu yöntemle çözülecek. Bu arada Karayağız’ın da hatırlattığı gibi, e-Kimlik sadece sanal ortama giriş değil, fiziksel binalara giriş, kapı geçiş sistemleri için de kullanılacak. Böylece örneğin bir kamu binasına giren ve çıkan kişinin kim olduğu, artık çok Merkezi Kimlik ve Erişim Kontrolü sağlayan uygulamalar ile takip edilebilecek. Bulut teknolojilerine karşı güvensizlik bu kontrol uygulamaları sayesinde çok güvenilir hale dönüştükçe, bulut yazılımları pazarının da hızlı büyüyeceğini görüyoruz. Bu projeye çok inandıklarını, e-dönüşümün E-B Grup için çok önemli ve kritik olduğunun altını çizen Karayağız, bunun gerekçelerini ve pazarın potansiyelini şu sözlerle anlatıyor: “Bu projeye çok önem veriyoruz. Çünkü E-B Grup, son 35 yılda bu yolda birçok firma kurmuş bir grup ve daha önce e-Dönüşüm projelerini çok desteklemiş. Halen hem kamuda hem özel sektörde eski yöntem kimlik kartı tarama çözümlerinin çeşitli iş ortaklarımızın ürünleri ile sağladık. En önemli iş ortaklarımızdan biri de Fujitsu. Çok net bir şekilde, kimlik ‘tarama’ yerine kimlik ‘tanımaya’ geçiyoruz. Yavaş yavaş her tarayıcının ve fotokopi cihazının yanında bir tane “Kimlik Erişim Cihazı” göreceksiniz. Bütün bu süreçler ve KEC cihazlarının özel bir sertifikasyonu var. Bu başlıkta güvenlik kontrolleri 9-12 ay gibi uzun bir zamanı
E-B Grup İcra Kurulu Üyesi Hüseyin Karayağız alıyor ve biz son ayımıza geldik. Yani Temmuz 2017 gibi sertifikasyonumuzu almış olmayı hedefliyoruz. Müşteriler bu başlıkta yeni modeller de talep ediyor ve bunlar da gündemimizde. Bu konuda çalışmalara ilk başlayan şirketiz ve alacağımız onay, bizi daha da öne çıkartacak. Bu pazarda rekabet de kaçınılmaz ve 2017 yılı sonuna kadar 7-8 firmanın pazarda yerini almasını bekliyoruz. Rakiplerin de gelmesiyle, bizde pazarın gelişimi hız kazanacak. Bu konunun ilgili kamu kurumları tarafından önemsendiğinin belirtilmesi lazım ki vatandaş da bu yeniliklere daha hızlı uyum sağlasın. Yılda 1-2 milyar adet kağıt sayfasının sadece yeşili ve ağaçları kurtaralım boyutu yok. Tasarruf boyutu inanılmaz. ” Kimlik paradoksu tarih olacak Bu açıdan bakıldığında 2017 yılı, kimlik tanıma uygulamalarının yayılma dönemi olacak, 2018 ve 2019 yıllarında ise tüm Türkiye’ye yayılım tamamlanacak. “Seneye her muhtarda ve/veya her iş yeri girişinde KEC cihazları göreceksiniz” beklentisini dile getiren Karayağız, devlet dairelerinde, okul, banka, telekom ve enerji sektöründen hastanelere birçok noktada bu cihazların yerini alacağını vurguluyor. Cihazların yayılımının yanında, uygulama ve çözümlerin yaygınlaşması da doğal olarak gündeme gelecek. Önemli uygulamaların söz konusu cihazlarla entegre olacağı beklentisini dile getiren Karayağız, ekliyor: “Kimlik yönetimi yazılımları, erişim yönetimi yazılımları, ‘Single Sign On’ dediğimiz sistemlere giriş çıkışları sağlayan yazılımlar olacak. Bu yazılımlar sayesinde yeni entegre ödeme sistemleri de oluşacak ve değişecek. Sonuçta ‘kimlik paradoksu’ olarak tanımladığımız sorun yavaş yavaş ortadan kalkacak. Çünkü tüm kurumlar T.C. e-Kimlik ve Biyometrik tabanlı doğrulama ile işlevselliğini sağlayacak.”
14
DOSYA
BThaber
Biyometri ve Güvenlik
19 Haziran - 2 Temmuz 2017
Güvenlik stratejileri her zaman canlı tutulmalı Dijitalleşen çağımızda artık tüm kurum ve şirketlerin, hatta bireylerin tüm bilgileri, finansal verileri, ticari verileri hatta hukuki verileri bilişim altyapıları üzerinde saklanarak işlem yapılıyor. Bilişim altyapıları ile yapılan bu işler, ticari hayatımızda da gündelik sosyal hayatımızda da bizlere inanılmaz konfor sağlıyor. İstediğimiz veriye istediğimiz alandan anında ulaşma imkânı sağlıyor. Tabi bu kadar mekân bağımsız, istediğimiz anda ulaşabildiğimiz veri ya da yaptığımız işlemlerin gizliliği ve korunması, önemli bir sorun olarak karşımıza çıkıyor. Ölçsan Genel Müdürü Burak Sondal’ın verdiği bilgilere göre, gerek kurumlar için, gerek şahıslar için tüm bu işlemlerin ve verilerin korunması bir numaralı konu haline geliyor. Başta finans, kamu, enerji, savunma ve sağlık sektörleri olmak üzere tüm kuruluşların verilerini ve işlem güvenliklerini sağlamak için yatırım ihtiyaçları ortaya çıkıyor ve bu ihtiyaçlar karşılanmaya çalışılıyor. Bilişim sektörü, en hızla gelişen sektör olmayı hala sürdürüyor, bunun doğal sonucu olarak da tehdit
ve riskler de her geçen gün şekil değiştirerek ve gelişerek karşımıza çıkıyor. Bu nedenle, güvenlik için yapılan yatırımlar da daima güncel olup canlılığını korumak zorunda. Burak Sondal, “Sanırım uzun yıllar boyunca da birçok kurum için en önemli ve öncelikli yatırım alanı, özellikle siber güvenlik alanı olacak. Ülkemizde yerli ve milli çözümleri destekleyici faaliyetler olması ve hatta yönetmelik ve standartların düzenlenmesi gerekmektedir. Bu konuda önemli katkı, sanayi ve üniversite işbirliklerinden çıkabilir ve bu katkının kullanıcı olan özel sektör ve kamu tarafından desteklenmesi pozitif bir etki yaratacak” dedi. Kişisel veya kurumsal tüm verilerimizin dijital ortamlarda olması artık çağımızın gereği ve kaçınılmaz bir gerçeklik. Bu verilerin korunmasında yaptığınız yatırımların çoğu veya siber güvenlik yatırımları gibi önlemler de yeterli olmamakta. Bu verileri ne kadar doğru yatırımlarla korursak koruyalım uçtaki bu veriye erişecek kişinin gerçek ve doğru kişi olduğu tespit edilemezse tüm bu yatırımların
boşa gidebileceğinin altını çizen Burak Sondal, şunları kaydetti: “Yani verileri son derece güvenli alanlarda her türlü saldırıya karşı korursak koruyalım, bu veriye ulaşma noktasındaki şifreler, parolalar, kartlar gibi unsurlar kötü niyetli kişilerin eline geçtiğinde bu sistemlere rahatlıkla ulaşabilirler. Bunu önlemenin en güvenli yolu biyometri teknolojileri kullanarak ek bir güvenlik katmanı sağlamaktır. Birçok biyometrik teknoloji günümüzde kullanılmaktadır. Göz biyometrileri, parmak İzi, parmak damar izi, yüz, ses ve hareket tanıma biyometrileri gibi. Kullanılan alan ve işe göre en uygun biyometrinin kullanılmasına yönelik analizler yapılarak bu biyometrilerden biri seçilerek mutlaka kullanılması, güvenliğin uç noktası da sağlamlaştırılmış ve açık bırakılmamış olacaktır. Önemli bir nokta da; kullanılacak biyometrilerin canlılık, iz bırakıp bırakmaması ve güvenlik seviyeleri gibi değişkenler göz önüne alınarak uygun uygulama ve projelerde kullanılmasıdır. Ölçsan olarak ülkemizde ve yakın coğrafyamızda bu teknolojileri müşterilerimize projelendirip uygulamaktayız. Ülkemizde, SGK ile anlaşmalı özel hastanelerdeki Biyometrik Hasta Kimlik Doğrulama projesinde kullanılan Parmak Damar İzi sistemi ‘K!M pozitif’ ürünü ile hizmet sağlamaktayız. Yine T.C İçişleri Bakanlığı’na bağlı Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü’nün Türkiye Cumhuriyeti Kimlik Kartı (TCKK) projesinde dağıttığı yeni kimlik kartlarımızdaki biyometri teknolojisi olan parmak damar İzi ve parmak izi okuyucusu ürünlerini ve ilgili yazılım bileşenlerini, Ölçsan olarak biz sağlamaktayız. Diğer bir biyometrik unsur olan göz damarı biyometrisi çözümümüzü de şu an iki büyük bankamız, mobil bankacılık uygulamasına girişte kullanmaktadır. Görüldüğü üzere biyometri, vatandaşların kimliklerinden, sağlık sektöründe biyometrik doğrulamaya veya bankacılık işlemlerine girişte kendini biyometrik olarak tanıtmaya kadar birçok alanda hayatımıza girmiş durumda. Tüm bunların neticesinde diyebiliriz ki; artık kişisel olarak sahip olduğumuz biyometrik unsurlarımız bizim hayattaki birçok alanda, güvenlik anahtarımızdır ve uzun yıllar gelişerek de böyle olmaya devam edecek.” “Kurumsal ve bireysel güvenlik mimarisi, nasıl, hangi önceliklerle inşa edilmeli? Yüzde 100 olmasa bile yüzde 99 güvenli olabilmek için kurumsal ve bireysel strateji nasıl şekillenmeli?” yönündeki sorumuzu ise Burak Sondal, şöyle yanıtladı:
Ölçsan Genel Müdürü Burak Sondal “Öncelikle yüzde 100 güvenliğin olamayacağını kabullenerek başlanmalı. Bir benzetme olarak, deprem coğrafyasında olan ülkemizde olduğu gibi; depremin engellenemeyeceğini ancak deprem için hazır olunabileceğini verebiliriz. Güvenlik için en doğru strateji, bilinen güvenlik açıklarının kapatılması, sistemler üzerinde durum farkındalığının inşa edilmesi ve güvenlik altyapılarına yapılan her türlü yatırıma rağmen başarılı saldırı riskinin varlığını kabullenmek olmalı. Tablet, mobil cihaz ve PC kullanımının yoğun olduğu altyapılarda, doğrudan internete erişen son kullanıcı ağlarıyla sunucu ağlarının keskin hatlarla birbirinden ayrıştırılmaları da oldukça etkili olduğu bilinen yöntemler arasında. Geleneksel güvenlik duvarı ve bütünleşik tehdit önleme cihazlarının yetersiz kalmaya başlamasının önemli unsurlarından biri de veri haberleşmesinin şifreli yapılması ve güncel cihazların sadece açık akan verileri inceleyebilmeleri, diğer bir deyişle şifreli haberleşmeyi kıramadığı için bu tür cihazlar beklenen güvenlik ve önleme özelliklerini bazı verilerde yerine getiremiyorlar. Benzer veri trafiği arttıkça geleneksel cihazlar atıl duruma düşüyor ve kullanıcı tarafında güvenlik önlemleri önem kazanmaya başlıyor. Kimlik yönetimi ve güçlü kimlik doğrulama öne çıkan diğer önemli yapı taşları. Özellikle biyometri destekli kimlik doğrulama ile izinsiz erişimler çok başarılı şekilde önlenebiliyor. 2018 senesinden itibaren artık kullanıcı ve sunucu networklerine izinsiz erişimin fark edilebilmesi için kurulabilecek tuzak/ kapan (Honeypot) sistemlerinin yaygınlaşacağını öngörüyoruz.”
Sensormatic, Qlik ile süreçlerini daha verimli hale getirdi Elektronik güvenlik alanında faaliyet gösteren Sensormatic, hem yönetimsel hem de operasyonel seviyede hızlı karar verebilme süreçlerini Qlik ürünleri ile hayata geçirdi. Sensormatic CIO’su Asım Akın, sorularımızı yanıtladı. Sensormatic CIO’su Asım Akın Kurumunuzu kısaca tanıtarak, verdiğiniz hizmetlerden bahsedebilir misiniz? Sensormatic’i sektördeki en büyük portföye ulaşan lider elektronik güvenlik sistemleri entegratörü olarak tanımlayabiliriz. Müşterilerimize merkezden yönetilebilen ve sürdürülebilir çözümler sunuyoruz. Yetmişten fazla lider markanın bölgedeki distribütörüyüz. Ekibimizin uzmanlığı pek çok farklı ve karmaşık sistemi, müşteri risk ve ihtiyaçlarına uygun şekilde özelleştirerek entegre edebilmesi ki bu da bizi rakiplerimizden ayıran en önemli özelliklerden bir tanesi. Bugün, Video İzleme, Geçiş Kontrol, Yangın Algılama Çözümleri, Elektronik Ürün Takip, Açıkta Ürün Sergileme, Mağaza Performans Yönetimi Çözümleri, Müşteri Memnuniyeti Ölçümleme, Elektronik Fiyat Etiketi, RFID Çözümleri ve Mağaza Çağrı Sistemleri gibi güvenlik ve operasyonel verimliliğe doğrudan etki eden birçok konuda yenilikçi çözümleri entegre ederek sunabiliyoruz.
Qlik uygulamaları ile gerçekleşen proje hakkında genel bilgi verebilir misiniz? Aslında projemiz 2011 yılında, az sayıda doküman lisansı ile başlamıştı. İlk yapılan raporlar Mali İşler bölümüne ait muhasebe ve finans raporları ağırlıklıyken zaman içinde diğer bölümleri de proje kapsamına alarak lisans sayımızı arttırdık. İş birimleri QlikView’in yeteneklerini gördükçe daha fazla rapor talebinde bulunmaya başladı. QlikView eğitimini tamamlayan çalışan sayımızdaki artış ve kullanıcı talepleri ile birlikte, şirketimizin tüm raporlarını Qlik ürünleri üzerine taşımış olduk. Qlik raporlarının çıktıları, sadece şirket içinde değil müşterilerimizi bilgilendirmek için de kullandığımız birer araç haline geldi.
Bu çözümleri ağırlıklı olarak perakende, kamu alanları, adalet alanları, bankacılık ve finans, ticari ve endüstriyel kuruluşlar, hava ve deniz limanları, enerji, spor, turizm ve otelcilik, savunma, sağlık, lojistik ve ulaştırma gibi farklı ihtiyaç ve organizasyonlara sahip işletmelere sunuyoruz. Benzer şekilde yurtdışında da pek çok projeye imza atıyoruz.
İş Zekası çözümleri kurumunuz bünyesinde nasıl bir yere sahip? Qlik ürünleri ile sizi buluşturan süreçlerden bahseder misiniz? İş Zekası da tıpkı teknoloji gibi işimizin bir diğer temel yapı taşıdır… Kurduğumuz 30 binin üzerinde sistemde yer alan, her bir kamera, duman dedektörü, alarm anteni, kişi sayma sensörü ve benzeri teknolojilerle sürekli algılıyoruz. Hareketi, dumanı, kapıdan giren çıkan insanları, nesnelerin varlığı ve yokluğunu… yani olay veya durumları algılıyor, veriye dönüştürüyoruz. İş zekası ise tam bu noktada devreye giriyor. Tek başına hiçbir anlam ifade etmeyen fakat bir hazine değerinde olan bu verilerin, işletmelerin performansına, karlılığına, verimliliğine ve güvenliğine hizmet edebilmesi için birbirleri ile ilişkilendirilerek anlam kazanması gerekiyor. Biz de teknoloji ile üretilen bu milyarlarca veriye, uzmanlığımızla anlam katıyoruz… Bu nedenle hem teknoloji hem de iş zekasının öneminin fazlasıyla farkındayız. Müşterilerimize olduğu kadar kendi işleyişimize de verimlilik ve değer katmak önceliklerimiz arasında yer alıyor. Qlik ürünleri ile tanışmamız da aslında tam ihtiyaçtan başlıyor… Müşterilerimizin ihtiyaçlarını tam olarak karşılayabilmek için hem yönetimsel seviyede hem de operasyonel seviyede hızlı karar verebilmemiz gerekiyor. ERP sistemleri, doğası gereği ağır işleyen bir yapıya sahip. Bu özellikleri sebebiyle de bizim karar verme safhasında ihtiyacımız olan anlık bilgileri konsolide olarak sunamıyor. QlikView bu noktada bize hem hız hem de net veri sağlayabiliyor. QlikView platformunda geliştirdiğimiz otuzun üzerinde dashboard ve rapor sayesinde hızlı ve doğru kararlar verebilir hale geldik. QlikView’in kullanıcılara sağladığı kullanım kolaylığı, Dashboard Portal’ımızı şirket içinde tek tercih edilen raporlama aracı haline getirdi. Mali İşler, Satın Alma, İnsan Kaynakları, Proje Uygulama, Satış Sonrası Teknik Destek, Bakım Onarım, Ürün Yönetimi ve tabi ki Satış bölümlerinin tüm performans göstergeleri QlikView ile geliştirilen raporlar üzerinden üretilmekte ve yıl sonu çalışan performans karneleri bu raporlardan basılmaktadır.
Qlik ürünleri ile yapılan işbirliği size neler kattı? Önceki süreç ile işbirliği sonrasını değerlendirir misiniz? Ne gibi faydalar sağladınız? Qlik ürünlerini kullanmadan önce bir raporu hazırlamak uzun zamanımızı alıyordu ve rapor hazır olduğunda içindeki veriler eskimiş olduğundan doğru karar vermemizi engelliyordu. Qlik ürünleri ile yaptığımız işbirliği sonrasında, konsolide raporlar hazırlamak ve hazırlanan rapora istediğimiz zaman istediğimiz yerden erişebilmek, bizi hızlı karar alabilen bir organizasyona dönüştürdü. Bu hız ile stoklarımızı ve sahadaki teknik personelimizin planlamasını verimli bir şekilde yapabiliyoruz. Satış fırsatlarımızın neler olduğunu, fırsatların teklife, tekliflerin siparişe ve siparişlerin faturaya dönüş hızlarını rahatlıkla takip ediyoruz. Şantiyede hak ediş bekleyen stoklarımızın seviyesini ve ne zaman faturalamamız gerektiğini dashboardlar ile kontrol ediyoruz. Sensormatic olarak önümüzdeki dönem hedefleriniz arasında Qlik ürünleri ile planlanan farklı projeler var mı? Yeni dönemde QlikView çözümlerini tüm süreçlerimize yaygınlaştırarak karar destek sistemlerimizi güçlendirmeyi hedefliyoruz. Özetlemenizi istesek; Qlik ürünlerinin kurum ve günlük işlerinize katkısını bir cümle ile nasıl ifade ederdiniz? QlikView, hızlı ve kolay geliştirme platformu sayesinde, çok kısa bir sürede, karmaşık süreçlerimizin analiz edilmesinde kullandığımız en önemli araç haline geldi.
advertorial
Kurumunuzun teknoloji yaklaşımı hakkında bilgi verebilir misiniz? Teknoloji yaptığımız işin temel yapı taşlarından biridir… Biz, en yalın anlatımla, 23 yılda edindiğimiz bilgi ve tecrübemizi teknoloji ve insanla harmanlayarak değer yaratıyoruz. Güvenlik, verimlilik, karlılık… ihtiyaç alanı her ne olursa olsun çözümün temelinde teknolojiyi kullanıyoruz. Bu nedenle de teknoloji bizim için vazgeçilmez bir alan.
16
DOSYA
BThaber
Biyometri ve Güvenlik
19 Haziran - 2 Temmuz 2017
Riskler gelişirken şifreler aynı kalırsa, umut da biyometri olur Şu dönemde güvenliğin gerekliliklerini, maalesef sürekli gelişen tehdit ve risk ortamını dikkate almayacak şirket yok. Hem de ölçek veya sektör fark etmeksizin… Öyle ki, siber güvenlik için BT’den ayrı birimler oluşturuluyor, sonu gelmeyecek risklere karşı sürekli güncellenen, yenilenen, zenginleştirilen güvenlik çözümleri şirketlerde yerini alıyor. Çünkü herkes güvenlik konusunda bu bakışla hareket etmenin; aynı zamanda ayakta kalma, rekabet avantajı sağlama, tüketici tercihlerinde
ön sırada olmanın temeli olduğunun farkında. Konu güvenlik olduğunda, çalışanların sürekli eğitilmesi, bu konuda bilinçlendirilmesi de şart. Çalışanların güvenlik farkındalığının hem kendileri hem görev yaptıkları şirket için önemini anlatmak büyük önem taşıyor. Bu arada şifreler ölmüyor, ama en azından ‘123456’ yapısının uzun zaman önce gömüldüğünü bilmek şart. Şifreler baki, ama kişisel detaylar artık güvenlikte, güvenli erişimde git gide önem kazanıyor. Böylece birçok
şirket, biyometrik çözümleri güvenlik yapılarına entegre ediyor. Savunmada yetkinlik Biyometrik tanımlama ve güvenlik pazarının bu gerçekler ışığında büyümeye devam etmesi kaçınılmaz görünüyor. Biyometrik kimlik tanımlama pazarında hem donanım hem de yazılım odaklı gelişmelerle önemli bir büyüme kendini gösteriyor. Akıllı telefonların kullanımı ile bu konuda bireysel farkındalıkla öne çıkan bir gelişim var. Biyometri
sektörünün yıldan yıla hızlı büyümesi ve bu potansiyeli korumasının arkasında giyilebilir teknolojilerin ve biyometrik tanımlama sistemlerinin kombinasyonlarının yaygınlık kazanması, biyometrik çözümlerin farklı başlıklarda kullanımı konusunda kamunun destek ve teşvikleri, bankacılık ve sağlık sektörleri başta olmak üzere birçok sektörde biyometrik tanımlama yöntemlerinin öne çıkışını unutmamak gerek. Biyometri ile desteklenen güvenlikte üç temel var: Kim olduğunuzu tanımlama, kimliğinizi doğrulama ve izinli olduğunuz başlıklar için yetkilendirme. Biyometri, bu yönüyle güvenliğe, iş sürekliliği ve yetkilendirme gibi başlıklara yepyeni savunma teknikleri ile bütünsel bir bakışı beraberinde getiriyor. Bu yolda ağ güvenliği teknolojilerinin konumlandırılması ve düzenli olarak bu ağ yapısının denetlenmesi önem kazanıyor. Ama bu kadar da değil... Kesintisiz izleme, analiz, güvenlik politikaları ve iş ihtiyaçlarının sürekli birbirini desteklemesi, buna bağlı olarak iş süreçleri ile uyumlu güvenlik politikalarının sürekli geliştirilmesi de cabası… Bu yönüyle biyometrik çözümler, güvenlik başlığında ‘savunma’ adına önemli bir boşluğu dolduruyor. Savunma diyoruz, çünkü şirketlerin güvenlik başlığında proaktif olması gerekliliğinde biyometrik uygulamalar önemli bir rehber. Kurumsal güvenliğe güç katacak bu savunma sistemini, yani biyometrik yapıyı kurgularken, hangi biyometrik uygulamayı kullanmak, daha doğrusu kurumsal ihtiyaçları en doğru biçimde karşılayan yapı veya kombinasyonları seçmek kaçınılmaz olarak birçok başlıkta değerlendirmeleri gerekli kılıyor. Kullanıcıların bu yeni yapıyı benimseme isteği, maliyet, ağ veya bilgisayar giriş tanımlaması veya binalara fiziksel giriş gibi kullanım amacının netleştirilmesi de burada büyük önem taşıyor. Bu arada, şirketin de bir karar vermesi gerek: Kullanıcı doğrulaması mı yapacağız, yoksa kişinin kimliğini mi tespit edeceğiz? Tüm bunlara rağmen unutmamak gereken acı bir geçek var: Her güvenlik ve savunma uygulamasında bir eksik muhakkak vardır. Bu gerçek ışığında savunma mimarisini kurgularken kurumsal yapıyı ve hedefleri çok iyi anlamak da şart. Sonuçta savunma ve güvenlik tüm şirket birimlerinden her çalışanın yer alması gereken bir yapı. Yani bir departman veya belli seviyedeki çalışanların bu farkındalığın dışında tutulması söz konusu bile olamaz.
18
BThaber
BİLİŞİM DÜNYASI
19 Haziran - 2 Temmuz 2017
CM Bilgi İletişim Sistemleri, 10 yaşında Ağ altyapısı alanında faaliyet gösteren CM Bilgi İletişim Sistemleri Şirketi, 10. yılını elektrik taahhüt sektöründeki iş ortaklarının katıldığı bir etkinlik ile kutladı. Antalya Rixos Sungate Otel’de gerçekleştirilen etkinliğe “elektrik taahhüt” sektöründen 20’ye yakın firma katıldı. Etkinlik programı çerçevesinde gerçekleştirilen sunumlarda ev sahibi CM Bilgi İletişim Sistemleri Şirketi adına Zeynep Sözmen bilişim sektöründeki tarihsel süreçle birlikte, bu sürece CM İletişim’in katılmasıyla birlikte inşaat sektöründe iş ortakları
ile birlikte imza attıkları projeler hakkında bilgi verdi. İş ortaklarına teşekkür ederek
sektördeki yolculuklarının, büyük bir aile olarak yine hep birlikte ve güçlenerek, başarılı
projelere imza atmaya devam ederek sürmesi temennisinde bulundu. Sunumlarda, iş ortakları adına distribütör firma Armada Ingram Bilgisayar Sistemleri’nden Tolga Bayraktar, Commscope’den Kutlugün Sürmeli ve HPE Aruba’dan Doğa Yalçın, inşaat sektörüne yönelik Bilişim altyapısı tarafındaki yenilikleri işleyerek elektrik taahhüt sektöründe katma değerli işler yapılabilmesi adına farklı vizyonlar kazandıracak sunumlar yaptılar. CM Bilgi İletişim Sistemleri, etkinlik sonunda “10.yıl;
Birlikte Başardık” sloganıyla iş ortaklarına teşekkür ifadesi olarak plaket verdi. Burada konuşan CM İletişim Genel Müdürü Muharrem Kapıkıran, bugüne iş ortakları ile birlikte geldiklerini belirterek, “Etkinlik, tek başına olamaz. Bugün bir etkinlik düzenliyorsak, bunun temelinde birlikteliğimiz yatıyor. Firmalar açısından 10. yıl, kendilerini kanıtladıklarının bir göstergesidir. CM Bilgi İletişim Sistemleri de sektör tarihine imza atarak, projelerindeki başarıları ve yetkinliği ile sektörde kendine yer edinmeyi başardı” dedi.
Bilişim sektörü için yetkin istihdam yetiştirilecek Bilişim sektöründe nitelikli istihdamın artırılması için atılan adım kapsamında Milli Eğitim Bakanlığı Mesleki ve Teknik Eğitim Genel Müdürlüğü (MTEGM), Türkiye Bilişim Vakfı (TBV) ve Ağ Yöneticileri Derneği (AYD) işbirliğiyle gençlere, BT sektöründe önde gelen ulusal ve uluslararası şirketlerin kapıları açılacak. Bu üç kurum arasında imzalanan ve Cisco’nun Cisco Academy Programı tarafından desteklenen protokol ile mesleki ve teknik Anadolu liselerindeki öğretmen ve öğrencilere yönelik eğitimler düzenlenmesi, bilgisayar ve bilişim ağları alanındaki eğitim kalitesinin artırılması hedefleniyor. Ankara’da gerçekleştirilen protokol törenine Milli Eğitim Bakanlığı Mesleki ve Teknik Eğitim Genel Müdürü Osman Nuri Gülay, Türkiye Bilişim Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Faruk Eczacıbaşı ve Ağ Yöneticileri Derneği Yönetim Kurulu
Başkanı Gökhan Akın, Cisco Türkiye Genel Müdür Yardımcısı Uğur Batı ve Cisco Kurumsal Sosyal Sorumluluk Yöneticisi Deniz Sungurlu katıldı. Yeni neslin uluslararası düzeyde eğitilmesi ve bilişim sektörüne kazandırılmasının amaçlandığı protokol, üç yıl boyunca yapılacak eğitimleri ve mesleki tanıtıma yönelik programları kapsıyor. Protokol kapsamında; Milli Eğitim Bakanlığı protokolün uygulanması sürecinde yapılacak farkındalık ve bilgilendirme çalışmaları için TBV ve AYD’yi destekleyecek. TBV ayrıca bilişim sektöründeki işveren firmalara yönelik bilgilendirme yaparak, işbirliği sonunda eğitimlerini başarıyla tamamlayan öğrencilerin işletmelerde beceri eğitimi ve stajlarını yapmalarına, mezunların da istihdamına öncelik verilmesini sağlayacak. Cisco Academy ise öğretmen ve öğrencilere yönelik kurslar ve program desteği ile eğitim
kalitesinin arttırılmasına katkı sağlayacak. Farkındalığı artırmak adına önemli bir proje Düzenlenen törende söz alan MTEGM Genel Müdürü Osman Nuri Gülay, “Sektör ile bir araya gelerek öğretmenlerin, öğrencilerin ve mezunların çok yönlü gelişimlerini kapsayan bu protokol ile alanında uzman bireyler yetiştirerek, mezunlarımızın küreselleşen dünyada istihdamının kolaylaşacağı, ülkemizdeki bilişim sektörünün gelişimine katkı sağlanacağı, Türkiye’nin mesleki eğitimde üreten ve uygulayan bir ülke olması gerektiği ve bunun da mesleki ve teknik eğitimin kalitesinin arttırılmasıyla sağlayacağı inancındayız” dedi. Türkiye Bilişim Vakfı Genel Sekreteri Çağdaş Ergin ise, “Bilgi, iletişim ve teknoloji başlıkları altında faaliyet gösteren firmalara yönelik
doğru bilgilendirme yapmak, BT alanında öğrencilerin işletmelerde beceri eğitimi ve zorunlu stajlarını yapmalarını sağlamaya destek vermek, istihdam olanaklarının iyileştirilmesine katkıda bulunmak, bilişim ve bilgi ağları meslek dalları hakkında farkındalığı artırmak üzere oluşturulan çok önemli bir projeye ortak oluyoruz” bilgisini verdi. Ağ uzmanı açığı git gide büyüyor İlgili liselerde eğitim faaliyetlerinin yaygınlaştırılması için daha yoğun çalışacaklarını belirten AYD Yönetim Kurulu Başkanı Gökhan Akın da, “Bu derneği kurma amaçlarımızdan biri de yeni ağ uzmanlarının yetişmesi için eğitim faaliyetlerine aktif olarak destekte bulunmaktı ve Türkiye'nin sektörel ve eğitsel gelişim sürecine katkı sağlayacağını düşündüğümüz
Ankara’nın girişimcilik potansiyeli yükseliyor Gerek günden güne gelişen sanayisi, gerekse her gün yeni bir adım atılan teknolojisi ile ülkemizin ve dünyanın enerji talebi giderek artıyor. Günümüzün en büyük konularından biri olan enerji sektörü ise günden güne gelişmeye devam ediyor. Kamu, sivil toplum kuruluşları, üniversiteler, özel sektör ve daha nice kurumlar ise bu alanda daha ileri gidebilmek için var gücü ile çalışıyor. Ülkemiz enerji sektörünün önemli istihdam sağlayıcılardan
biri olan Enerjisa’nın İnsan Kaynakları ve Kurumsal Yetkinlikler Başkanı Hakan Timur ile Ankara’da birçok kamu bilişim projesinin hayata geçirilmesinde önemli rol oynayan ve startup’ların önemli destekçilerinden olan Oracle Türkiye’nin Kamu Sektörü Satış Yöneticisi Utku Kaya ile küçük bir sohbet gerçekleştirdik. Utku Kaya’nın “Eğer bir girişim başarısız olursa, örneğin Enerjisa gibi bir kurumsal firma, başarısız girişimciye nasıl bakar?” sorusuna Hakan Timur, “Bir
girişimcide bulunan en temel özellik cesarettir ve bunu tüm kurumsal firmalar artı bir özellik olarak değerlendirir. Girişimin başarısız olması ise bu gerçeği değiştirmez” şeklinde cevap verdi. Utku Kaya’nın da özel olarak ilgilenip desteklediği Ankara’daki yerleşik girişimci ekosisteminin farkında olduklarını, gerektiğinde iş birlikteliklerine sıcak baktıklarını vurguladı. Teknoloji alanındaki insan kaynağının gelişimine ve girişimciliğine önem veren Timur’un sorulara verdiği
cevaplardan anlıyoruz ki Enerjisa, girişimcilerin yolculuğunda önemli bir iş ortağı olabilir. Hakan Timur ve Utku Kaya’nın verdiği bilgilere göre Ankara’da bilişim teknolojileri girişimleri özellikle kamu ihtiyaçlarını karşılamaları dolayısı ile oldukça hızlı bir şekilde yükselme potansiyeline sahip. Bu potansiyel ise birçok start-up’ın girdikleri bu zorlu sınavdan alınlarının akı ile çıkmalarını sağlıyor. ODTÜ, Bilkent ve Hacettepe gibi büyük ve köklü
bu protokolün parçası olmak istedik” yorumunu yaptı. Protokol kapsamında Cisco Academy içeriklerinin Türkiye’nin dört bir yanına ulaşacak olmasından dolayı memnuniyet duyduklarını kaydeden Cisco Türkiye Genel Müdür Yardımcısı Uğur Batı da Cisco Academy eğitim programının 172 ülkede uygulandığını söyledi. Bu programla giderek artan ağ uzmanı talebinin karşılandığına işaret eden Batı, “2000 yılından bu yana Türkiye’de üniversiteler, liseler ve sivil toplum kuruluşları ile birlikte yapılan eğitimlerden 44 binden fazla katılımcı mezun oldu. Ülkemizde ağ uzmanı açığı büyüyor, 2012 yılında 10 bin ağ uzmanı aranırken, bugün rakam 37 bine ulaştı. Mesleki kurslarda katılımcılara bilgisayar ağlarının tasarlanması ve güvenli yönetilmesi için gereken, tüm dünyada geçerli olan bilgi ve beceriler öğretiliyor” bilgisini verdi.
üniversitelerin Ankara’da bulunması sebebi ile, şehirden birçok başarılı bilgisayar mühendisi ve yazılım uzmanının çıkması kaçınılmaz oluyor. Böylece bilişim sektörüne adım atmış start-up’lar, donanımlı ve deneyimli çalışana sahip olma imkanı buluyor. Gelişen ve değişen dünya standartlarına ulaşmak için kendilerini ortaya koyan genç mühendisler, ürettikleri bilişim ürünleri ile gerek dünya standartlarında ödüllere layık görülüyor, gerekse farklı ürünler ile yarışmalara katılıyor. Bu potansiyeli gören büyük firmalar ise start-up’lara desteklerini sunuyor.
20
BThaber
BTnet.com.tr
Xerox’lar artık 35 dile çeviri yapacak
19 Haziran - 2 Temmuz 2017
Totolink, yeni nesil bayi ağına hayat veriyor
BTburada İleri Teknolojik Ürünler İş Geliştirme Müdürü Nedim Kızılırmak
Xerox’un, Türkiye’de kullanıma sunacağı 29 yeni nesil ofis asistanı; üzerine konan dokümanı saniyeler içinde Türkçe dahil 35 farklı dile çeviriyor. Yeni Xerox ofis asistanları, akıllı telefon ve tablet cihazlarla kablosuz bağlantı kuruyor, bulut sistemlerle entegre çalışıyor, iş dokümanlarına ofis dışından erişmeyi sağlıyor, ofisten bağımsız mobil çalışmayı mümkün hale getiriyor. Xerox 111 yıllık tarihinin en kapsamlı teknoloji du¬yurusunun Türkiye ayağını İstanbul CVK Park Bosphorus Hotel’de gerçekleştirdi. Gerçekleştirilen etkinlikte Xerox, Türkiye’de kullanıma sunacağı, geleceğin ofis asistanları olarak tanımlanan son teknoloji 29 yeni ürün ve çözümünü tanıttı. Xerox’un etkinliğine Türkiye çapından Xerox iş ortakları, kamu ve özel sektör temsilcileri ile basın mensupları katıldı. Xerox’un yeni yazılım platformu ConnectKey 2017’nin çalışma yaşamına getireceği yeniliklerin tanıtıldığı etkinlikte, Xerox’un yeni ofis asistanlarının Türkçe dahil 35 farklı dile saniyeler içinde doküman çevirisi yapabilme özelliği katılımcılardan yoğun ilgi gördü. Etkinliğin açılışında konuşan Xerox Türkiye Genel Müdürü Burak Özer “Xerox ConnectKey teknolojili ofis asistanları, yeni nesil bir çalışma anlayışının kapılarını aralıyor. Adı teknoloji ve inovasyonla özdeşleşmiş bir şirket olan Xerox, inovatif teknolojileri ile iş yaşamına yenilikler getirmeye devam ediyor. Yeni nesil ofis asistanlarımız, mobil cihazlara kolayca bağlanabilme, bulut sistemlerle entegre çalışabilme, yüksek güvenlik, uzaktan erişim ve ofisten bağımsız mobil çalışma özellikleri ile geleceğin çalışma biçimlerini destekliyor. Başka hiçbir marka ve üründe yer almayan Türkçe dahil 35 farklı dile doküman çevirisi yapabilme özelliğinin yoğun ilgi göreceğini düşünüyoruz” dedi. Xerox etkinliğine ünlü ekonomist Prof. Dr. Asaf Savaş Akat da konuşmacı olarak katıldı. Prof. Dr Asaf Savaş Akat, Türkiye ekonomisini bekleyen riskler ve fırsatlar üzerine bir konuşma gerçekleştirdi. Asaf Savaş Akat’ın konuşmasından sonra yeni Xerox ConnectKey 2017 teknolojisine sahip 29 yeni Xerox ofis asistanının etkin rol alacağı geleceğin çalışma biçimleri tanıtıldı. Tanıtılan yeni ofis asistanları Xerox VersaLink ve Xerox AltaLink iki ayrı grup altında tanımlanıyor. Xerox VersaLink serisi küçük çalışma grupları için tasarlanmış 19 yazıcı ve çok fonksiyonlu ofis asistanından oluşuyor. Xerox AltaLink serisi ise daha büyük çalışma grupları için tasarlanmış 10 adet çok fonksiyonlu ofis asistanını kapsıyor.
BTburada şirketi, Kore merkezli uluslararası akıllı ağ cihazları sağlayıcısı Totolink ürünleri için Türkiye’de yenilikçi bir bayi ağı programı oluşturuyor. Tüm Türkiye’de güçlü bir bayi ağı ile bilişim alanındaki faaliyetlerini genişletmeyi hedefleyen şirket, BTHABER Şirketler Grubu desteğiyle iş ortaklarına önemli pazarlama fırsatları ve rekabet avantajı da sağlayacak. BTburada; Totolink İş Ortaklığı Programı ile
Türkiye’nin tüm şehirlerinden seçilecek güçlü ve güvenilir bilişim firmalarına odaklanacak. Belirlenen bölgelerde tek yetkili satıcı olarak konumlandırılacak Totolink bayileri de fiyat, avantaj ve pazarlama destekli bir programdan yararlanacak. Her Yıldız Bayi, kendi ürünü için rekabete girmeden hem bireysel hem kurumsal ürünlerin satışını yapabilecek. Yıl sonunda ekstra rebate ödemeleri ile güçlendirilmiş programın en önemli avantajı ise BTHABER Şirketler Grubu’nun gerçekleştireceği pazarlama faaliyetlerinde iş ortağı ismi, logo ve firma özet detayları ile yer alma hakkı sunması. Tamamı ücretsiz olmak üzere BThaber Gazetesi, e-Devlet Dergisi ve diğer sektörel eklerde reklam, ayrıca Bilişim Zirvesi, BTvizyon, Teknoloji Platformları gibi etkinliklerde tanıtım, sunum ve stand hakları, Totolink içerikli hedefi seçilmiş gruplara mailing hizmetleri de sağlanacak. Bu kapsamlı iletişim ve pazarlama desteği ile bayilerin hızlı ve güçlü bir şekilde büyümesi de
desteklenecek. Totolink İş Ortaklığı programına dair detaylar www.totolink. com.tr/yildizbayi adresinde yer alırken, BTburada İleri Teknolojik Ürünler İş Geliştirme Müdürü Nedim Kızılırmak da şu bilgileri paylaştı: “Yeni iş ortaklığı programımız alışılagelmiş kanal programlarından farklı yapısıyla bayisini koruyan ve tam pazarlama desteği sunan özel bir program. Rekabet savaşlarının sonucu oluşan düşük kârlılık sorununa çözüm olarak geliştiridiğimiz Totolink İş Ortaklığı programı, sektörümüzün en büyük derdine çözüm sağlıyor. Program üyesi Yıldız Bayilerimize özel vade seçenekleri, rebate hakları ve özel indirimler sağlıyoruz. Aynı zamanda programımızı BTHABER Şirketler Grubu’nun gücünden de faydalanarak elit pazarlama hizmetleri ile zenginleştiriyoruz. Hedefimiz; Türkiye çapında bir aile gibi, karşılıklı sadakat, güven ve dayanışmaya dayalı iş ortaklığı ile bayilerimizle birlikte büyümek.”
Okuma keyfiniz nem kapmasın D&R’ın Türkiye’ye getirdiği e-okuyucu şirketi Kobo,
yeni modeli Kobo Aura H2O’yu tanıttı. Yeni Kobo Aura H2O, mavi ışığa maruz kalma oranını azaltan ComfortLight PRO özelliği ve geliştirilen su geçirmeme teknolojisiyle öne çıkıyor. 8 GB depolama alanı ile Kobo Aura H2O Edition, tek şarjla saatler süren pil ömrünü elde kolaylıkla tutulabilen tasarımı ile buluşturuyor.
Kobo Aura H2O, içten dışa su geçirmezlik sağlayan HZO Protection özelliğine sahip. 2 metreye kadar suyun içerisinde 60 dakikaya kadar su geçirmeyen yeni Kobo Aura H2O ile plajda ve havuz kenarında okuma keyfini sürmek mümkün. Mavi ışığa maruz kalma oranını azaltan ComfortLight PRO, günün hangi saatinde olduğunuzu belirleyip beyaz gün ışığından turuncu mum ışığına kadar optimum aydınlatmayı sağlayarak en iyi gece okuma deneyimini sağlıyor. Kişisel tercihlere göre kendi aydınlatma ayarlarının da seçilebildiği cihaz ile günün her saatinde okuma keyfi yaşamak mümkün.
SSK Bilgi İşlem Daire Başkanı Fatih Atabek:
Bu sayıda...
"MERNİS ile sonuca ulaşmak mümkün değil" • M e r k e z i Bilgi B a n k a s ı oluşturulması k o n u s u n d a ç a l ı ş m a
• Mustafa Akgül: Internet fil midir? (Sayfa 4) Index, Olivetti yazıcılarını dağıtıyor (Sayfa 4) •
Logo'da
uzmanlaşmanın bir adımı daha... Yetkili Eğitim Merkezleri
kuruluşun aynı vatandaşlara y ö n e l i k
(Sayfa 6)
kimlik kartı ve t e k n u m a r a • Siemens Nixdorf,
y a p a r a k bir proje hazırlayan S S K
d ü z e n l e m e çalışmaları için ayrı ayrı
Bilgi İ ş l e m D a i r e B a ş k a n ı Fatih
y a p a c a k l a r ı yatırımları g ö ğ ü s l e y e c e k
PC hareketini
Atabek, MERNlS projesiyle doğru
durumda olmamalı. En büyük
hızlandırdı
bir s o n u c a u l a ş m a n ı n m ü m k ü n
devlet tasarrufu, tek bir m e r k e z d e n
(Sayfa 8)
o l m a y a c a ğ ı n ı ve yapılan yatırımların
iyi bir o r g a n i z a s y o n l a y a p ı l a c a k
b o ş a gittiğini söylüyor. Atabek,
o l a n M e r k e z i Bilgi B a n k a s ı
" B i r ç o k k u r u m v e kuruluşun aynı
çalışmalarına vakit k a y b e t m e d e n
v a t a n d a ş a y ö n e l i k kimlik kartı ve
b a ş l a m a k l a o l a b i l e c e k t i r " diyor.
t e k n u m a r a v e r m e uygulaması yanlış. M e r k e z i Bilgi B a n k a s ı çalışmalarına vakit k a y b e t m e d e n başlanılmalı v e b ö y l e c e diğer kurumların aynı k o n u d a k i tüm yatırımları da durdurulmalı" diyor. • MERNlS Projesi dışında
• Intertech ile Türkiye'de sanal bankacılığa ilk adım... (Sayfa 9)
• Gelişmiş ülkelerde Merkezi • Mevzuat Bilgi
Bilgi B a n k a s ı ' n ı n Sosyal G ü v e n l i k Kuruluşu çatısı altında
Sistemi'nin 5 abonesi
oluşturulduğunu
oldu
s ö y l e y e n Atabek,
(Sayfa 9)
Merkezi Bilgi B a n k a s ı ' n ı o l u ş t u r m a k için g e r e k l i z a m a n ı n ise 1 yıl
MCompaq,
o l d u ğ u n u belirtiyor. Atabek, b u
Gelirler G e n e l Müdürlüğü, E m n i y e t
p r o j e için gerekli finansın ü l k e d e
Teşkilatı, Sağlık B a k a n l ı ğ ı , E m e k l i
y a ş a y a n tüm vatandaşların katkısı
Sandığı, Bağ-Kur, S S K gibi
ve b ü y ü k şirketlerden bilgisayarlı
dizüstü ve
ev bilgisayarlarında zorlanıyor (Sayfa 11)
kuruluşların aynı işlemleri y a p m a y a
kart ü z e r i n e a l ı n a c a k o l a n
• IAS, M R P çözümleri
çalıştığını belirten Atabek , " B u
reklamlarla k a r ş ı l a n a b i l e c e ğ i n i
geliştiriyor
savunuyor.
(Sayfa 24)
listeyi d a h a da u z a t m a k m ü m k ü n . A n c a k devlet, h e r k u r u m v e
Yazılımcıların
İlk üç ayda 1 2 6 milyon dolarlık
haklarının
bilgisayar ithal edildi
korunması
göre yüzde 6.2'lik bir artış
için "YES"
ifade ediyor.
(Ayrıntılı
haber sayfa
2'de)
Sky, çokluortamda özel çözümler sunuyor
Gözde Dedeoğlu:
(Sayfa 24)
Evrensel iyiye ve doğruya koşmak
ürünlerini
(Ayrıntılı yazı
sayfa
3. Boyut çokluortam
zenginleştiriyor (Sayfa 24)
18-19'da)
1995'in ilk iki ayında bir TBMM'de
önceki yılın aynı dönemi ne göre yüzde 209'luk bir
te'de
artış gösteren yazılım itha
ayında
yaklaşık
1.3
milyon dolarlık yazılım it halatı yapıldı. Gerek ilk üç aylık ithalat verileri, gerekse pazar gös 1995 yılının ilk üç ayın da
toplam
milyon
yaklaşık
dolarlık
126
bilgisayar
tergeleri 1995 yılının 1994'den daha iyi bir yıl olacağı izlenimini veriyor.
ithalatı yapıldı. Bu rakam g e ç e n yılın aynı dönemine
sayfa
3
'de)
Siemens Nixdorf kazandı Genel
Müdürlüğü,
genel
o l a r a k T e k Vergi Numarası projesine cak
ve
altyapı toplam
oluştura bedeli
224
kiyor.
Konu
hakkında
Sanayicileri D e r n e ğ i
Yazılım
B a ş k a n ı Nejat
Sağtekin, birliğin oluşturulmasıyla ilgili ol a r a k
bir ö n toplantının yapıldığını v e Y a z ı l ı m Eserle
ri Sahipleri ( Y E S ) adıyla da birlik kurulması ç a lışmalarının g ü n d e m e geldiğini söyledi.
haber sayfa
5'de)
İTÜ ETA Vakfı, yüksek
teknoloji ürünleri geliştiriyor
İ T Ü b ü n y e s i n d e v e Netaş, B e k o , Siroko, T e l e -
milyar 990 m i l y o n lira d e ğ e
taş, Vestel, Inter Mühendislik'in
rinde
kurulan İ T Ü İleri Elektronik T e k n o l o j i l e r i Araştır
bilgisayar
N Ö
A T L I F Y A 2 2 H U B
görüştüğümüz
(YASAD)
haber
Maliye Bakanlığı'nın ihalesini Maliye B a k a n l ı ğ ı Gelirler
larının k o r u n m a s ı y l a ilgili yasa gereği, yazılım eserleri sahiplerinin bir birlik oluşturması gere
(Ayrıntılı
(Ayrıntılı
E C
yayımlanan
yazılımda telif hak
latı, Mart ayında durakladı. Mart
kabul
edilip R e s m i G a z e -
donanımı
ortaklıklanyla
ma Geliştirme Vakfı, ü l k e m i z d e endüstri kuru
satın aldı.
(Ayrıntılı haber sayfa 4'de)
luşları için m i k r o i ş l e m c i tasarımı geliştiriyor.
(Ayrıntılı
haber sayfa
9'da)
Bu sayının tüm sayfalarına www.bthaber.com.tr'den ulaşabilirsiniz.
22
BThaber
KARİYER
BI Technology‘de atama
İş zekası şirketi Qlik’in Türkiye resmi distribütörü olan BI Technology kadrosuna Teknik Satış Lideri olarak Ömer Çıtak atandı. Boğaziçi Üniversitesi Yönetim Bilişim Sistemleri Bölümü'nden mezun olan Çıtak, Kadir Has Üniversitesi'nde MBA programını tamamladı. BI Technology ‘de 5 yıl çeşitli pozisyonlarda çalıştıktan sonra 2 yıl Dubai’de Qlik çözüm sağlayıcısı bir firmada Teknik Müdür olarak görev yapan Ömer Çıtak, Türkiye’ye döndükten sonra Deloitte Danışmanlık’ta İş Analitiği ekibinde Veri Yönetimi Lideri olarak görev aldı. Mayıs ayı itibari ile BI Technology bünyesine geri dönen Çıtak, Teknik Satış Lideri olarak kurumdaki çalışmalarına devam ediyor. Çıtak’ın yerel ve uluslararası platformda iş zekası, veri yönetimi, veri analitiği ve veri görselleştirme konularında tecrübesiyle BI Technology müşterileri ile stratejik ilişkileri daha da geliştirmesi hedefleniyor.
19 Haziran - 2 Temmuz 2017
Endeavor Türkiye’de yönetimin hedefleri net
Endeavor Türkiye Derneği, Altıncı Olağan Genel Kurul Toplantısı’nı 5 Haziran’da gerçekleştirdi. Toplantı sonucu Yönetim Kurulu Üyeleri arasına beş yeni isim; Barbaros Özbugutu (iyzico), Dilnişin Bayel (Accenture), Ebru Dorman (MV Holding), İlker Koçer (Oracle) ve Tankut Turnaoğlu (P&G) katıldı. Yeni üyeler, Endeavor’ın yeni dönem yönetim kurulunda uzmanlık alanları ve sektörel derinliğini artırırken, çokuluslu şirketlerin katılımı
Çalışan, ‘denge’ istiyor
Procat, uluslararası operasyonunu güçlendiriyor
Bir süredir danışman olarak Procat’te görev yapan Philip Moran, Procat Uluslararası İş Geliştirme Direktörü olarak atandı. Moran, böylece şirketin yurtdışı operasyonlarının daha da güçlenmesi için çalışacak. İskoçya’da Paisley Üniversitesi’nde ekonomi ve pazarlama alanında lisans eğitimi gören Philip Moran’ın çağrı merkezi, telekom ve müşteri deneyimi gibi alanlarda 20 yılın üzerinde tecrübesi var. Procat bünyesine katılmadan önce Aspect, Nortel, NewVoiceMedia ve IT Sonix gibi uluslararası şirketlerde üst düzey yönetici olarak görev yapan Moran, birçok projeye imza attı.
da küreselleşme hedeflerini güçlendiriyor. Endeavor Genel Kurulu sonrası yapılan Yönetim Kurulu toplantısında Yönetim Kurulu Başkanlığı’na da Emre Kurttepeli bir kez daha seçildi. 2017-2019 dönemi Yönetim Kurulu üyeleri tam listesi; dört Kurucu Üye Ali Koç, Murat Özyeğin, Özcan Tahincioğlu, Suzan Sabancı Dinçer; önceki dönemden devam eden 11 üye Alp Saul, Bülent Akgerman, Bülent Çelebi, Cansen Başaran Symes, Ebru Özdemir, Emre
Kurttepeli (Başkan), Emre Zorlu, Fady Jameel (Onursal), Hayri Çulhacı, Işık Keçeci Aşur, Nevzat Aydın ve katılan beş yeni isim Barbaros Özbugutu, Dilnişin Bayel (Onursal), Ebru Dorman, İlker Koçer (Onursal) ve Tankut Turnaoğlu olarak sıralandı. Endeavor Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı Emre Kurttepeli, “Endeavor Türkiye Girişimcileri, bugün 91 ülkeye satış yapıyor ve 22 farklı ülkede 30 ofis açtı. Küreselleşmenin altını sürekli çiziyoruz ve yeni dönemde bu yönde önderlik etmek istiyoruz” dedi. Etkin girişimcileri desteklemek için 25’ten fazla ülke ve 60’a yakın şehirden oluşan Endeavor Ağı’nı ortak bir hedef için birleştirmeye devam ettiklerini vurgulayan Endeavor Türkiye Genel Sekreteri Didem Altop ise “Türkiye’nin rekabet gücünü sürekli geliştirmek için ortak çalışmalarımızı arttırarak devam edeceğiz” dedi.
Küresel İK ve danışmanlık şirketi Randstad’ın İşveren Markası Araştırması tamamlandı. 2000 yılından bu yana gerçekleştirilen, 26 ülkede faaliyet gösteren 5 bin 495 şirkette çalışan 18-65 yaş aralığında 160 binin üzerinde katılımcıyla gerçekleştirilen araştırmada öne çıkan sonuç ise iş-yaşam dengesine verilen önemin git gide artması. Randstad İşveren Markası Araştırması 2017 sonuçlarına göre, aktif çalışan kesim içinde en büyük paya sahip Y Kuşağı ve özellikle kadınlar için bir şirketi cazip kılan en önemli iki unsur iyi bir iş yaşam dengesi kurmaya imkan
sunması ve işyerinin olumlu atmosferi. Çalışanların sosyal hayatlarını iş yaşamlarıyla dengeleyebildiği, olumlu ofis atmosferinin hakim olduğu şirketler bu yönüyle cazip bulunuyor. Gelinen noktada çalışanları şirkete çekmek ve elde tutmak için işverenlerin de iyi bir iş-yaşam dengesi sunması önem kazanıyor. Randstad Türkiye ve Yunanistan Yönetici Direktörü Leigh Ostergard, “Çalışan hangi kurumda daha dengeli bir yaşam süreceğine inanıyorsa o kurumu tercih ediyor. Araştırmamız gösteriyor ki, sadece iyi bir maaş ve garantili bir iş yetmiyor. Beklentiler değişiyor. İnsanlar mutlu ve huzurlu ortamlarda çalışmak istiyor. Özellikle Y kuşağı ve kadınlar hem içeride hem de dışarıda var olmak istiyor” yorumunu yaptı. Teknoloji sektörü tercihlerde öne çıkıyor Randstad İşveren Markası Araştırması 2017’de, işverenlerin önemsedikleriyle çalışanların gerçekte istedikleri arasındaki tutarsızlıklar da kendini gösteriyor. İşverenlere göre
uluslararası kariyer fırsatı büyük bir avantaj olarak sunulup önemsenirken, ankete katılan çalışanların yarısından fazlası bu konunun önemsiz olduğu kanısında. Araştırmaya göre; çalışanlar için cazip bir maaş yüzde 58 ile birinci, uzun süreli iş garantisi yüzde 46 ile ikinci en önemli gündem maddeleri. Geçen yılki araştırmada dördüncü sırada yer alan iş-yaşam dengesi ise bu yıl yüzde 45’lik oranla üçüncü olurken, mutlu bir çalışma ortamı ve iyi bir ofis atmosferi de yüzde 43’lük kesim tarafından şirketin cazibesine katkı sağlayan en önemli faktör olarak gösterildi. Çalışan kesim tarafından en çok ilgi çeken sektör ise teknoloji. Bilgi teknolojileri ve hizmet sektörü de ilk üçte yer alıyor. Finansal hizmetler, hızlı tüketim sektörü ve lojistik ise en az ilgi çeken üç sektör. Bu arada, ankete katılan çalışanların yüzde 8’i sektör değiştirmek de istiyor. Yüzde 33’lük bir kesim halihazırdaki ücret ve haklarının benzeri teklifler sunulması halinde sektör değiştireceğini belirtiyor.
24
BThaber
KARİYER Yeni fikirler ve kariyer için fırsat gökyüzünde
19 Haziran - 2 Temmuz 2017
Kuruöz, Zingat.com Yönetim Kurulu Üyesi oldu
Doğuş Teknoloji CEO’su İlker Kuruöz, Zingat.com’un yeni Yönetim Kurulu Üyesi oldu. 19 Eylül 2016 tarihinde başladığı Doğuş Grubu’nda Chief Boeing’in Türkiye Girişimcilik Vakfı (TGV) ile birlikte yürüttüğü ve üniversite öğrencilerine seslenen Airpreneurs Programı’nda sona gelindi. Gençleri havacılık alanında daha girişimci kılmak ve yeni fikirlerin ortaya çıkmasını sağlamak için düzenlenen “Airpreneurs” programı ilk olarak Ankara’da Bilkent Üniversitesi’nde başladı. Ardından sırasıyla Bursa Uludağ Üniversitesi, Antalya Akdeniz Üniversitesi, Eskişehir Anadolu Üniversitesi, İzmir Dokuz Eylül Üniversitesi ve Katip Çelebi Üniversitesi, Elazığ Fırat Üniversitesi ve İstanbul Teknik Üniversitesi olmak üzere 7 ilde gerçekleştirildi. Programın finali ise 4 Haziran’da İstanbul Teknik Üniversitesi’nde yapıldı. Program, hackathon’larla her branştan öğrenciler için hazırlandı ve her workshop sonunda, fikirlerini yarıştıran gruplardan bir grup birinci seçildi. Birinci olan son grubun İstanbul’da belirlenmesi sonrası Airpreneurs Programı’nın kazanan grubunu Boeing Türkiye Genel Müdürü Ayşem Sargın, İTÜ Uçak ve Uzay Bilimleri Fakültesi Prof. Gökhan İnalhan ve Girişimcilik Vakfı Mütevelli Heyeti Üyesi Serdar Urçar’dan oluşan final jürisi belirledi. Airpreneurs Programı’nın kazanan fikri de “Bagajın Bende” ile Dokuz Eylül Üniversitesi’nden Fatih Aksan, Ege Üniversitesi’nden Emin Can Devran, Ayşe Sürmen, Berk Leblebici ve İzmir Katip Çelebi Üniversitesi’nden Nil Kaplan’dan oluşan grup oldu. Grup içinden iki kişi, konferanslar ve havacılık alanındaki yatırımcılarla bir araya gelme imkanı tanıyan kapsamlı iş ağı Startup İstanbul ve Startup Turkey’e katılma hakkı kazandı. Türkiye Girişimcilik Vakfı Mütevelli Heyet Üyesi Serdar Urçar, “Airpreneurs programıyla üniversite gençliğinin stratejik bir endüstri olan havacılık alanına katkılarını genişletmeyi, yeni fikirleri ortaya çıkarmayı ve gençlerimizin yaratıcılığını ödüllendirmeyi hedefliyoruz. 5 aylık ortak çalışma sonunda dinlediğimiz fikirler bize sektörün ve ülkemizin geleceği için umut verdi. Önümüzdeki dönemlerde Airpreneurs programı ile Boeing ve Türkiye Girişimcilik Vakfı olarak daha fazla gence ulaşmayı hedefliyoruz” dedi. Boeing Türkiye Genel Müdürü Ayşem Sargın da, “Hem gençlerimizin küresel olarak büyüyen bir sektörle ilgili vizyonlarının gelişmesini sağlamaktan, hem de Türk havacılık sektörünün ihtiyacı olan kabiliyete katkıda bulunmaktan mutluluk duyuyoruz. Program ile ulaştığımız gençlere, sonrasında havacılık sektörüne uzun vadede yaratacakları katkılara inancım tam” dedi.
Technology Officer ve Doğuş Teknoloji CEO görevini sürdüren Kuruöz, Bilkent Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği lisans ve yüksek lisans bölümlerinden
mezun olduktan sonra, 1994 yılında Amerika’da çalışma hayatına başladı. Kuruöz, 2000-2006 arasında Garanti Teknoloji’de Uygulama Geliştirme Bölüm Müdürü olarak çalıştı. 2006 yılında kısa bir dönem Accenture’da Teknoloji Danışmanlığı Grup Yöneticisi pozisyonunda görev yapan Kuruöz, 2007 yılında Turkcell’de görevine başladı. Sırasıyla Teknik Çözümler Bölüm Müdürü, Chief Information Officer, Chief Digital Officer ve Chief Technology Group Officer görevlerinde çalışan, kısa bir dönem vekâleten Turkcell Genel Müdürlüğü pozisyonunu üstlenen Kuruöz, eş zamanlı olarak Turkcell’in yurtiçi ve yurtdışı iştiraklerinde Yönetim Kurulu Üyesi olarak aktif rol üstlendi.
Girişimciler Silikon Vadisi yolunda ODTÜ, ODTÜ TEKNOKENT ve ODTÜ TEKNOKENT’in San Francisco merkezi T-JUMP işbirliği ile yürütülen hızlandırma programı Yeni Fikirler Yeni İşler’in (YFYİ) 2017 döneminde ABD’ye giderek Silikon Vadisi’nin sayılı girişim merkezlerinden ve dünyada girişimcilik alanındaki önde gelen üniversitelerden olan Draper Üniversitesi’nde 7 haftalık Hero Training hızlandırma programına katılacak YFYİ girişimleri belirlendi. YFYİ 2017’ye 400’ün üzerinde yapılan başvuru arasından ön hızlandırma sürecine 50 girişimci ekip seçilirken, bu ekipler UC Berkeley eğitmenlerinden hızlandırma eğitimi aldılar. 6 hafta süren ön hızlandırmanın ikinci ayağı olan Bootcamp ise 26-27 Mayıs arasında ODTÜ TEKNOKENT’te düzenlendi. İlk günde girişimciler UC Berkeley İnovasyon Hızlandırma Grubu eğitmenlerine, YFYİ ön hızlandırma programı boyunca iş modellerinin nasıl geliştiğini anlatarak, sunumları hakkında son geri bildirimleri aldılar. Kampın ikinci gününde ise girişimciler final sunumlarını yaparak Draper Üniversitesi Hero
Training hızlandırmasına katılabilmek için yarıştı. Seçilen ekipler, Draper Üniversitesi kampı sonrası, Amerika’da ticarileşebilecek, uluslararası yatırımcıların ilgisini çekebilecek ve küresel pazarı hedefleyen başarılı birer start-up’a dönüşecekler. ODTU TEKNOKENT; UC Berkeley'i Pre-Accelerator (Ön Hızlandırma) Programı’nda 2 ay içinde iki kez ağırlarken, UC Berkeley de 70'ten fazla girişimcinin 50'den fazla fikrine, ABD’de National Science Foundation (Ulusal Bilim Vakfı) tarafından uygulanan “Lean Launch” metodunu uyguladı. Program, ODTÜ TEKNOKENT iştiraki T-Jump'in Yönetici Direktörü Ozan Sönmez'in liderliğinde, Türkiye'ye özel olarak eklenen Tasarım Odaklı Düşünme (Design Thinking) gibi modüllerin eklenmesi ile UC Berkeley ile beraber geliştirildi. Programa UC Berkeley İnovasyon Hızlandırma Grubu Direktörü Mark Searle ve Personel Şefi Elizabeth Saunders’in yanı sıra ABD’de MIT'de eğitim alan, Ortadoğu bölgesinde hızlandırıcı ve iş planı yarışmalarında yönetici olarak çalışan ve UC Berkeley bünyesinde yüzlerce startup'a
mentorluk yapmış eğitmen Amal Dokhan da destek verdi. Programın hızlandırıcı bölümü Draper Universitesi ile devam edecek. Bu süreçte 7 girişimci 7 hafta için San Francisco'ya giderek, farklı ülkelerden gelen 40 girişimci ile beraber çalışarak, iş modellerini ABD’de test edecekler. Program sonunda startup’lar, Skype ve Tesla gibi şirketlerin de yatırımcısı olan Tim Draper ve diğer yatırımcılara sunum yapma fırsatı elde edecek. Silikon Vadisi’ne gitmeye hak kazanan ekipler şöyle sıralanıyor: İcaked: Kullanıcıların kendi pastalarını tasarlamasını ve sipariş etmesini sağlayan pazar yeri. Planote: Seyahat ve etkinlik platformu. Hoppers: Basılı kitaplar için akıllı kitap ayracı. Restearn: Restoran sahipleri için müşteri verilerini inceleyerek raporlayan yazılım. Peerket: Spor merkezleri için SaaS çözümü. Seyisco: Asfalt yollardaki çukurları algılayan akıllı sistem. Trendoline: Haftalık meydan okumaların yayınlandığı sosyal platform.
BThaber
ETKİNLİK TAKV!M! E T K İ N L İ K L E R
12 Temmuz 2017
Y U R T İ Ç İ
3 Ağustos 2017
Bilişim 500 Ödül Töreni İstanbul AYRINTILI BİLGİ: www.bilisim500.com
Dijital Ekosistem: IoT ve M2M İstanbul AYRINTILI BİLGİ: www.teknolojiplatformlari.com.tr
BTvizyon Çanakkale Toplantısı Çanakkale AYRINTILI BİLGİ: www.btvizyon.com.tr
5 Ekim 2017
360 Analitik Vizyon Semineri 2017 İstanbul Kozyatağı Hilton AYRINTILI BİLGİ: www.aims.com.tr
E T K İ N L İ K L E R 25 - 29 Haziran 2017
Su/ Bilişimde Mutlak kod üreten birleştirici. absolute assembler
7 - 8 Kasım 2017
3.e-BEYAS 2017 Kurumsal Dinamikler Çerçevesinde Bilgi Sistemleri ve Bilişim Yönetimi: Beklentiler ve Yeni Yaklaşımlar Sempozyumu Ankara AYRINTILI BİLGİ: www.ebeyas.org
BTvizyon Erzurum Toplantısı Erzurum AYRINTILI BİLGİ: www.btvizyon.com.tr
12 Aralık 2017
Bilişim Zirvesi 2017 istanbul Kongre Merkezi / İstanbul AYRINTILI BİLGİ: www.bilisimzirvesi.com.tr
BTvizyon Girne Toplantısı Kıbrıs AYRINTILI BİLGİ: www.btvizyon.com.tr
Y U R T D I Ş I
28 Haz -1 Tem 2017
Cisco Live Mandalay Bay Convention Center ve MGM Grand, Las Vegas AYRINTILI BİLGİ: https://www.ciscolive.com/us/
26 Eylül 2017
BTvizyon Adana Toplantısı Adana AYRINTILI BİLGİ: www.btvizyon.com.tr
19 Ekim 2017
5 Ekim 2017
BTvizyon Ankara Toplantısı Ankara AYRINTILI BİLGİ: www.btvizyon.com.tr
14 Eylül 2017
24 Ağustos 2017
9-13 Temmuz 2017
Mobile World Congress Shanghai Shanghai New International Expo Centre (SNIEC), Kerry Hotel ve Jumeirah Hotel, Çin AYRINTILI BİLGİ: https://www.mwcshanghai.com/
Microsoft Inspire Walter E. Washington Convention Center, Washington AYRINTILI BİLGİ: https://partner.microsoft.com/en-us/ inspire
Bakır simgesi/ Bir bilişim teklolojisi topluluğu
İzmir ilçesi/ Deneme (..)ücret ödemeden kullanılabilen
Bir yükün yukarıya kaldırılması nı sağlayan araç
Bir balık türü/ To take kısaca
Hazırlayan: Ali Arsu Bilgisayar ağında başka bilgisayara hizmetler veren pc
(..CII)Dünya üzerinde standart olarak kabul edilen bilgisayar kodları/ Kırmızı
Münasip
Bir mobil internet şebeke hattı/ (..)Name
(.) El Sahafa Bir televizyon proğramı/ işler Nathan (..) Bir futbolcu
Open University kısaca/ Altı kapalı yarım kat
(..)1 11.544.0 bps hızında leased-line bağlantısı
Yerel (..)Ağı/ Havacılık Haberleş-me Şebekesi
Şaşkın/ Santrançta bir taş
Uzaktaki bilgisayara erişim için kullanılan bir TCP/IP protokolü
Bilgisayar ağında cihazın ağ donanımını tanıyan rakamlar
T..va atı Bir virüs adı/ Metre kısaca
(..senet) User's Network'ün kısaltılmışı
1127. Sayıdaki bulmacanın sonuçlarını facebook.com/BThaber sayfamızdan ulaşabilirsiniz.
26
BThaber
MEKTUP
Yepyeni bir haftadan merhaba sana, Haftaya herkesin derdi trafik ve akabinde park sorunu ile ilgili bir bilgiyi paylaşarak başlıyorum. Yandex Navigasyon, akıllı park çözümlerini yeni teknolojilerle geliştirmeye devam ediyor. Yandex Navigasyon İstanbul’da boşalan park yerlerini de haritasında göstermeye başlayacakmış. Yani park yeri arayan bir Yandex Navigasyon kullanıcısı, başka bir kullanıcının boşalttığı yeri gerçek zamanlı olarak uygulama üzerinde görüp, aracını bırakmak için bu noktaya rota oluşturabilecek. Geçtiğimiz günlerde otoparkların ücret bilgilerini de göstermeye başlayan uygulama, yol üstünde bulunan park yerlerinin fiyat bilgilerini de göstermeye başlayacak. Kullanıcılar yine P butonuna basarak park yerlerini görüntülerken, yol üstü park yerlerinin fiyat bilgilerini de görebilecek. Navigasyon alanında yeni bir dönem hem de araç sahipleri için azalan işkence demek, değil mi? Arabayı park edip biraz dolaşalım o zaman… Çünkü Türkiye turizm sektörünün en önemli etkinliği olan Uzakrota Travel Summit’te bu yılın konuşmacıları belli olmuş. 17 Kasım’da Fairmont Quasar İstanbul’da düzenlenecek zirvede turizm ve medya sektöründen tanınmış isimlerin yanı sıra, iş dünyasından temsilciler ve dijital girişim konusunda başarılar elde etmiş isimler de yer alacakmış. Tam bize göre lüks, teknoloji, girişim ve otel rezervasyon konseptleri altında, 4 ayrı salonda gerçekleşecek etkinliklere, turizm konusunda etkin blogger’lar da katılacak. Zirveye katılacak isimler arasında yer alan eski Sağlık ve Turizm Bakanı Bülent Akarcalı, siyaset dünyasından da edindiği deneyimleri aktaracak. Fairmont Quasar Istanbul’un Genel Müdürü Kai Winkler, Nielsen’in Türkiye Ülke Müdürü Erdem Tolon, ikamet ve vatandaşlık planlaması
19 Haziran - 2 Temmuz 2017
Okumak çok da güzeldir! alanında küresel şirketlerden Henley & Partners Ülke Müdürü Tolga Habalı ve dijital ödeme alanında çalışan Wirecard’ın Türkiye Genel Müdürü Dündar Özdemir konuşmacı olarak zirvede yer alacak. Spor ve medya dünyasından, teknoloji ve dijital dünyadan tanınmış isimler, ticaret örgütlerinden temsilciler de cabası… Gündemimizde olsun, benden hatırlatması… Örnek çevreci adımlarda sıra… Yeni ürün geliştirme süreçlerinde çevreyi koruma bilinci ile hareket eden Eczacıbaşı Profesyonel, kurumdaki tüm organları ile beraber geleceğe yeşil bir çevre bırakmak için çalışıyormuş. Öyle ki, geçtiğimiz dönem çalışanların da desteğiyle elektrik ve doğalgaz tüketiminin azaltılmasından su tasarrufuna kadar birçok alanda ölçülebilir iyileştirmeler gerçekleştirilmiş. Ofiste alınan çeşitli önlemler ile kişi başı elektrik tüketimi yüzde 9, kişi başı su tüketimi yüzde 20 ve kişi başı doğalgaz tüketimi yüzde 26 düşürülmüş. Herkes bu bilinçle hareket etse de Trump’ın kararları ile dertlenmesek… Jotun da sürdürülebilirlik politikası Jotun YeşilAdımlar’dan yola çıkarak hayata geçirdiği sosyal sorumluluk projesi ile ilgi görmüş. Proje kapsamında geliştirilen Jotun YeşilAdımlar mobil uygulaması ile 75 günde 50 bin km yol ve 10 bin ağaç kazanmayı hedefleyen kampanyada, ikinci hafta sonunda dünya ekseninden daha fazla yürünerek 60 bin km yol ve 8 bine yakın ağaca ulaşılmış. Jotun böylece kampanyanın iki buçuk aylık hedefine 2 hafta gibi kısa bir sürede çok yaklaşmış. Jotun YeşilAdımlar uygulamasını QR kodu okutarak ya da iOS için https://appsto.re/tr/d6sujb.i, Android için de https://goo. gl/18fBkt adreslerinden indirebilirsin. Çorbada
hepimizin tuzu bulunsun. Gurur veren haberlere devam… Vestel; ürün, servis, teknoloji ve hizmetlerinin engelliler tarafından ulaşılabilir ve kullanılabilir olması adına yaptığı çalışmaların tümünü “Erişilebilirlik Projesi” çatısı altında toplamış. Üç ana başlığa sahip çatı proje Vestel’in engelli bireyler için yaptığı çalışmaları “herkes için eşit şans” vizyonu altında toplumla buluşturuyormuş. Bu arada, Vestel Şirketler Grubu bünyesinde 435 engelli istihdam ediliyormuş. Görme engelli, işitme engelli, dahili hastalık nedeniyle engelli, nöropsikiyatrik nedenli engelliler ve ortopedik engellilerden oluşan çalışanlar, şirket bünyesindeki farklı görevlerde başarıyla yer alıyor. Bu arada, Platin Bilişim, son olarak Türkiye Korunmaya Muhtaç Çocuklar Vakfı’na (Koruncuk) himayesindeki Koruncukköy Bolluca’da yaşayan, yaşları 10 ile 13 arasında değişen çocuklara yönelik bir resim yarışması düzenlemiş. Vakıf tarafından seçilen 25 kişinin katıldığı yarışmada köy evlerinde yaşayan çocuklardan “hayatını kolaylaştıracak bir teknoloji icat etmek istesen ne tasarlardın?” konulu bir resim çizmeleri istenmiş. “Sen istersen her şey mümkün” sloganıyla gerçekleştirilen yarışma ile öğrencilere teknolojiyi sevdirmek, onların yaratıcılıklarını ve özgüvenlerini artırmak, bilgi ve becerilerini geliştirmeyi teşvik etmek hedeflenmiş.
İkinci el eşya alım satımının mobil platformu letgo, Türkiye faaliyetlerine yönelik yeni verilerini açıklamış bu arada. Malum, Ocak 2016’da Türkiye’ye giriş yapan letgo, ikinci el alışverişi kolaylaştıran teknolojisi ve kullanım kolaylığı odaklı arayüzü ile popüler uygulamalar arasında yerini aldı. Aktif olarak 16,5 milyonun üzerinde ürünün satışta bulunduğu uygulamaya her ay 4.2 milyon yeni ürün ekleniyormuş. Şimdi ödül vakti… Netaş, Microsoft’un 2017 Yılı Türkiye Ülke Partneri Ödülü'nün sahibi olmuş. Microsoft’un küresel üst düzey partnerleri arasında Netaş, Microsoft teknolojisi tabanlı müşteri çözümlerine kattığı inovasyon ve çözümlerin uygulanmasında sergilediği mükemmellik nedeniyle bu ödüle layık bulunmuş. Satış-dağıtım yönetimi ve vergi teknolojileri alanında yazılımlar sunan İdea Teknoloji Çözümleri ise 2016 yılı Zebra Mükemmellik Ödülü’nün (Award of Excellence) sahibi olmuş. Turkcell Global Bilgi ise çağrı merkezi sektörünün dünya çapındaki en büyük organizasyonu “ContactCenterWorld.com”un Londra’da gerçekleştirdiği EMEA bölge finallerinde, Ukrayna’daki projeleriyle “En İyi Satış Kampanyası” ve “En İyi Self Servis Teknoloji Kullanımı” kategorilerinde birinci olurken, MediaMarkt’a sunduğu dış kaynak çağrı merkezi hizmetiyle de “En İyi Dış Kaynak İş Ortaklığı’’ kategorisinde ikincilik elde etmiş.
Bol bol okuyalım… Çünkü GittiGidiyor, idefix ile önemli bir işbirliğine imza attı. İşbirliği kapsamında, GittiGidiyor Cadde’de yaklaşık 100 bin kitabın listelendiği idefix mağazası açıldı. idefix’in GittiGidiyor Cadde’ye katılmasıyla GittiGidiyor’da kitap kategorisinin ilk etapta yüzde 20 ila 25 arasında bir büyüme yakalaması öngörülüyormuş. idefix Cadde Mağazası’na http://www. gittigidiyor.com/cadde/idefix/ adresinden ulaşılabiliyor. Koç Üniversitesi Yayınları (KÜY), Yeni Medya ve Kültürel Çalışmalar kategorisinde ‘Özgür ve Bedava: İnternet Çağında Bilgi’ kitabı yayımladı. Cory Doctorow’un yazdığı kitap, Berkan M. Şimşek tarafından çevrilmiş. www. kocuniversitesiyayinlari.com sitesinden edinelim. İspanyol yazarlar Francesc Miralles & Care Santos'un birçok dile çevrilen romanı “Vabeste” de PENA Yayınları sayesinde okumamıza hazır. Ailesini trafik kazasında kaybeden 36 yaşındaki Iris’in paramparça olmuş hayatına son vermek üzereyken tesadüfen fark ettiği bir kafeye girmesiyle hayata dair keşfettiklerini anlatan roman, peri masalı gibi... Dünyanın en büyük, en önemli şairlerinden Wallace Stevens, Gökçenur Ç.'nin uzun yıllar süren emeği ve özenli çevirisiyle Türkçe’de hayat buldu. Wallace Stevens'ın seçme şiirleri “Bir Karakuşa Bakmanın On Üç Yolu” adlı kitapta bir araya geldi ve Yitik Ülke Yayınları'nca yayımlandı. Kitaba bir önsöz yazan Enis Batur, demiş ki: “Wallace Stevens, hem şiirinde, hem şair kimliğiyle yaşamında gizlenmeyi seçmişti, onca giz bundan. Gökçenur Ç, şiirlerini Türkçeye taşırken müthiş iş çıkarmış: Kendi şiirsel edâsını çevirdiklerinin arasına saklamayı bilmiş: O, Can Yücelcesiyle: Bir Türkçe söyleyen.” Tüm bunların üstüne, tez zamanda edinelim kitabı. Bu hafta da bu kadar, haftaya görüşelim yine,
REKLAM SATIŞ GRUBU YIL 22 SAYI 1127
BThaber Yayıncılık ve Etkinlik Hizmetleri A.Ş. adına Sahibi ve Sorumlu Yazıişleri Müdürü Neslihan Aksun neslihana@bthaber.com.tr
www.bthaber.com
BThaber Grubu Yayın Koordinatörü Ayhan Sevgi ayhans@bthaber.com.tr
19 Haziran - 2 Temmuz 2017
www.linkedin.com/groups/BThaber twitter.com/bthaber www.facebook.com/BThaber
Okur Temsilcisi Behçet Envarlı benvarli@tbv.org.tr
Editör
Görsel Yönetmen
Handan Aybars handana@bthaber.com.tr
Tuğçe Erarslan tugcee@bthaber.com.tr
Online Editör
Video Editör
Ferit Çelik feritc@bthaber.com.tr
Efe Çevikoğulları efec@bthaber.com.tr
Bültenlerinizi
bulten@bthaber.com.tr adresine gönderebilirsiniz
Cilt, Baskı, Poşetleme: Apa Uniprint San. ve Tic. A.Ş. - Hadımköy İstanbul Asfaltı Ömerli Köyü İstanbul - Tel 0212-798 28 40. l
Abone ve Dağıtım btabone@bthaber.com.tr
Reklam Satış Grup Müdürü Abdurrahman Koyuncu Reklam Satış Grup Yönetmeni Karolin Özçelik Proje Satış Yöneticisi Kutay Göçe Reklam Rezervasyon Sorumlusu Suzan Bilken BThaber Şirketler Grubu Ankara Temsilcisi Funda Koyuncu Yönetim Yeri: BThaber Yayıncılık ve Etkinlik Hizmetleri A.Ş. Fetih Mah. Tahralı Sokak Kavakyeli Plaza C Blok 7/5 34704 Ataşehir/İSTANBUL Telefon: (0216) 291 13 90 Ankara Ofisi: Adres : Nergis Sok Via Flat İş Merkezi No:7/2 Söğütözü-Ankara Telefon: (0312) 258 64 24 / Faks: (0312) 258 63 02
Türkiye’nin en köklü bilişim teknolojileri yayını olan BThaber, 1995 yılından bu yana bilişim ve teknoloji dünyasındaki en son haberleri, yenilikleri ve bilgileri okuyucularına kesintisiz bir şekilde sunmaya devam ediyor. Her hafta yüzde 35’i BT, yüzde 65’i ise finans, otomotiv ve sağlık gibi farklı sektörlerde yer alan şirketlerin ve kamu kurumlarının yöneticilerinden oluşan 7500’ün üzerinde kişiye ulaşmakta ve online platformlar üzerinden her hafta on binlerce kişiye erişim sağlamaktadır.
ISSN 1300-6495 BThaber kontrollü abonelik sistemiyle dağıtılmaktadır. - Fiyatı 1 Kuruş (KDV dahil) - BThaber, 5187 sayılı Basın Kanunu’nun 2/f maddesi hükmü gereği ‘yerel süreli yayın’dır.
HERŞEY BİR FİKİR İLE BAŞLAR SİSTEMATİK OTVT İLE HAYATA GEÇER. “İŞ YAPIŞ MODELLERİ DEĞİŞİR, YENİ NESİL İŞ SÜREÇLERİ BAŞLAR.” GÜVENLİ
ÖLÇEKLENEBİLİR
AKILLI VE ESNEK
MOBİL UYGULAMA DESTEKLİ
SİSTEMATİK OTVT İLE AKILLI NESNELER
TAMAMEN KABLOSUZ
TAMAMEN DİJİTAL
UZUN PİL ÖMRÜ
Akıllı Otomotiv Lojistik Çözümleri ɑʃ ɑʃ ɑʃ ɑʃ ɑʃ
T ¢ʃ ½ ¢ʃ ¤ ʃª°¢ÇrÁr¤ʃ¢°ªÌ©ʃÇ Áº Ç ȂȅɨȃȀʃ¢©ɱ¤ ¢ʃ rºʃ ª ¢ ʃr¤rª rʃr½r Çrªʃ ½ ¢ÇʃÕ ½ ʃÇ°º¤r©r iÏᤠ½~ ʃr½r~ ªɓʃ r Ç ¢ʃ°¤r½r¢ʃºr½¢ʃ ¤ ʃr¤rª rʃ©r½¢rʃÕ ʃ©° ¤ʃ}rá ª rʃª°¢ÇrÁr¤ʃÇ Áº Ç
°Äʃr¤rª¤r½ ªʃÇ Áº Ç ʃʭʃr½r ʃ½ á ½ÕrÁÜ°ªʃ Ĥ ©¤ ½ r}½ ¢rʃÕ ʃ¤ ©rª rɓʃr ¢ʃÕ ʃ¢rºr¤ ʃr¤rª¤r½ rʃr½r ʃǽrð¢ʃܳª Ç ©
Akıllı Forklift Yönetimi & Optimizasyonu ɑʃ ɑʃ ɑʃ ɑʃ ɑʃ ɑʃ ɑʃ
°½¢¤ Çʃ¤°¢rÁÜ°ªʃʭʃº ½ °½©rªÁʃܳª Ç © ʃɓʃÕ ½ ©¤ ¤ ¢ʃ Ár} ¢ º©rª ªʃ Ϫʃ ª ʃ¢r ʃ¢©ʃÜ°¤ʃÜrºÇ ª ªʃÇ Áº Ç ʃ ¢ º©rª ªʃ °¤ÌʃÕ Ürʃ}°Äʃ°¤r½r¢ʃ ½ ʃr¤rª¤r½ɞár©rª¤r½ʃ ¢ º©rª ªʃ½°ÇrʃÌÜÌ©ʃº ½ °½©rªÁ ¢ º©rª ªʃ rª ʃ}³¤ ¤ ½ ʃ} ¢¤ © ʃÜrºÇ ª ªʃÇ Áº Ç ¢ º©rª ªʃ~©ʃ rÁÁrÁ Ü Ç ª ʃ r½ ¢ Ǥ ½ ª ªʃ¢°ªÇ½°¤Ï ¢ º©rªʃ r½º Ä©rʃ¢°ªÇ½°¤ʃ© ¢rª á©rÁ ʃ ¤ ʃ&N ʃÁϽ ¤ ½ ª ʃ ÁÇ ¢ʃÕ ½ ¤© Á
Akıllı Şantiye, Tersane, Maden, Üretim Alanı Çözümleri ɑʃ ɑʃ ɑʃ ɑʃ
12
Hizmet Verilen Sektör
468000 Online Cihaz
N ½Õ Áʃ°¢Ì¤rɓʃ Ĥ Ç© Ü ʃ ¤ ʃ© ə @ ½ ª~ ɓʃº ½Á°ª ¤ʃÁ ½Õ Á ʃ} ª ʃ© ə N ½Õ Á ʃ¢ ©¤ ½ʃ} ª əʃɤ/r½Çʃ°¢ÌÇ©r rªɕɥ QÌʃrª rʃÁ ½Õ ÁÇ ʃ¢ ©¤ ½ʃÕr½ə N ½Õ Áʃ¤°¢rÁÜ°ªÌʃÇ Áº Ç N ½Õ Áʃª ʃár©rªʃ ¤ ~ ¢ə N ½Õ Áʃ Ïá ½ r ʃ Ä ªrʃ ¢Ç ʃ© ə
4
Gerçek Zamanlı Personel Kontrol Sistemleri ɑʃ ɑʃ ɑʃ ɑʃ ɑʃ
30426
Memnun Müşteri
Nr r rʃ r¤ Ärªʃº ½Á°ª ¤ɓʃ¢r©Ü°ªɓʃ¢ º ɓʃÜÏ¢¤ Ü ~ ɓʃ¢°©rÇÁÌʃ } ʃr½r ʃÕ ʃª Áª ¤ ½ ªʃ¢r}¤°ÁÌáʃÇr¢ } ¤rª¤r½rʃ ½ Äʃ ¢ Äʃ¢Ì½r¤¤r½ ª ªʃÇrª ©¤rª©rÁ /̽r¤ʃ Ä ʃ r½ ¢ Ǥ ½ ªʃrª¤ ¢ʃÇ Áº Ç ɘʃ ¤r½©ʃʭʃ6 Ár¡ʃʭʃJrº°½¤r©r &N ʃÁϽ ¤ ½ ª ʃ ÁÇ ¢
Gerçek Zamanlı Personel & Öğrenci Servis Takibi ɑʃ ɑʃ ɑʃ ɑʃ ɑʃ ɑʃ ɑʃ
M2M Uygulamaları
Data Aktarımı ( TB/Ay )
T̽ª ¢ ʃ°¤©r rªʃ rÇʃ}rÄ ª rɓʃϽ Ç ©ʃr¤rª¤r½ ª rɓʃ º° rɓʃ°ðÁÇ ʃº ½Á°ª ¤¤ ½ ªʃ ½ ¢ʃár©rª¤ ʃÇr¢ } G ½Á°ª ¤ʃ r½ ¢ Ǥ ½ ª ªɓʃ} ¢¤ © ʃÁϽ ¤ ½ ª ªʃ ᤠª© Á Nr r¤r½rʃ ½ Äʃ ¢ Ĥr½ ªʃ¢Ì½r¤¤r½¤rʃܳª Ç ¤© Á ʃ Ǥ ½ʃÜrª ªɓʃÁ ¤ʃ } ʃ ̩̽¤r½ rʃº ½Á°ª ¤¤ ½ ªʃª°¢ÇrÁr¤ʃÜ ½ʃÇ Áº Ç &N ʃÁϽ ¤ ½ ª ʃ ÁÇ ¢
Akıllı Soğuk Zincir Takibi ɑʃ N° Ì¢ʃá ª~ ½ ªʃ³ª ©¤ ʃ°¤ Ì Ìʃr¤rª¤r½ rʃrª¤ ¢ʃ Á ʃÇr¢ } ʃ ɑʃ &Á ʃ Ä ©¤ ½ ªʃÜrÄrª©rÁ ʃ ̩̪̽ rʃ¢½ Ç ¢ʃ ½ ¢ʃár©rª¤ ʃÌÜr½ ¤r½ ɑʃ © Ä ʃܳª ¤ ¢ʃ Á ʃ Ä ©ʃ ½r𢤠½
Ofis Adres: Dudullu Cad. No:23 Brandium Rezidans R4 Blok D:11 Ataşehir / İSTANBUL
Office : (+90) 0216 504 16 65 Mobile : (+90) 0555 488 00 01 Fax : (+90) 0216 510 59 30
www.sistematikotvt.com www.sistematikio.com info@sistematikotvt.com
WEEKLY INFORMATION TECHNOLOGY AND ECONOMY NEWSPAPER
STEM awareness shall increase... PwC cooperated with TÜSİAD to prepare a report entitled “STEM Needs in Turkey Towards 2023”. The STEM (Science – Technology Engineering - Mathematics) was mentioned in the report, which emphasized the importance of the STEM capabilities forming the basis of innovation for economic growth. On the global platform in terms of number of STEM graduates, it is mentioned where Turkey is among developed and developing countries and how the distribution of Turkey’s STEM graduates over the years has changed. In addition, PwC analyzes have predicted the need for STEM employment, and in line with these predictions, potential employees who are expected to join the labor force and sector-based STEM employment requirements are graduated from the STEM departments of universities. The importance of STEM fields Turkey needs a sufficient number of qualified labor force to be able to capture and sustain digital transformation. The business world needs a workforce with STEM skills - science, technology, engineering and mathematics - to be able to compete in the global economy driven by technology, innovation and digitalization. There is a consensus among experts that areas of the STEM are areas where science, technology, engineering and mathematics are required to be used, as well as the absence of a generally accepted STEM training and workspace classification in the international arena. Science fields include space sciences, earth sciences, life sciences (ecology, genetics, pathology, nutrition, etc.), physics and chemistry; computer science and information science (cryptology, programming, artificial intelligence, etc.) as technology fields; mechanical, industrial, electrical, material
and civil engineering as engineering fields; as fields of mathematics, such as algebra, geometry, statistics and game theory can be listed. Productive, entrepreneurial and invention-oriented education is of great importance in today’s world, where technological transformation plays an important role. In addition to improving the quality of education, STEM education is also an answer to business world expectations because it improves interdisciplinary perspectives, helps to transform theoretical knowledge into practice, encourages critical thinking and improves problem solving skills. STEM graduation rates While the proportion of Turkey’s STEM graduates to total graduates is higher than that of Brazil (16%), it is similar to USA (17%) and Australia (17%), behind the other OECD countries in the chart. When we look at the share of STEM graduates in total labor force in these countries, it is seen that Turkey’s 27 base points in 2014 and the other emerging countries included in analysis are ahead of Brazil (17) and Mexico (26) base points. It is observed that the proportion of students graduated from STEM fields in Turkey between the years 2013-2016 is around 17%. STEM employment requirements analysis Sectors in Turkey are classified under six main sectors as “Manufacturing, Construction, Distribution and Transportation, Primary Sector and Public Services, Commercial and Other Services and Non-Market Services”. STEM employment requirements for 2023 period were determined for each sector and forecasts were prepared. In the period of 20132016, it is observed that the employment rates of sector based STEM graduates are 57 in the manufacturing sector,
36 in the construction sector, 37 in the primary sector and public services, 10 in the distribution and transportation sector, 39 in the commercial and other services and 13 in the non-market services. It is observed that STEM field graduates contribute economically to the nonsectoral sectors of business. One reason for this is that the awareness of STEM field in Turkey does not occur as competently and that they do not have enough knowledge about the areas where the students can use their competencies. In addition, the fact that there are differences in career choices and expectations and that the amount of education received is not sufficient to meet the demands of the people in the sector. According to the PwC analysis, it is expected that total employment in all sectors for the year 2023 will amount to about 34 million, of which about 3.5 million will have STEM employment. It is envisaged that in 2016-2023 the employment need for STEM will be close to 1 billion and about 300 thousand of this need, about 31%, will not be met. Sectors receiving the largest vacancy share in this category are “Non-Market Services1” (91% vacancy) and “Commercial and Other Services2” (66% vacancy). In the period of 2016 - 2023, approximately 490 thousand STEM employment increases in “Non-Market Services” against approximately 450 thousand STEM employment vacancies and 182 thousand STEM employment increases in commercial and other services sector against 120 thousand STEM employment vacancies are anticipated. What shall we do? It is important to prioritize the STEM issue at a time when digital transformation and the evolution of industry 4.0 will be increasingly on the agenda. In order to provide the STEM workforce needed in Turkey, the state, the education and business community must act
together for the necessary policies, programs and actions. It is of utmost importance that the STEM educational approach is started from the beginning of the schooling and that all education levels are passed on to life and education. Improvements in curriculum, training methods and teacher training will benefit the training of creative, innovative, analytical and critical thinking, problem solving skills in individuals. The contents of education in higher education should be enriched by adapting to the needs and expectations of the business world and in accordance with the business life and cooperation between the university and the industry should be increased. Orientation of STEM graduates to STEM fields as much as possible is important in terms of meeting the qualified workforce needed in the field of technology and innovation. Companies need to take a more active role in investing in STEM education by continuing to play an important role in creating an innovative environment by investing in R&D and risk capital and taking the necessary steps in the name of global competitiveness by supporting STEM skills. It is also important that the work to increase the STEM business areas (R&D investments, R&D base spread etc.) should continue at an accelerated pace. By creating STEM profiles that are needed in business
life, companies can create opportunities for students to better prepare for their working life by providing more information about the needed workforce and offering job and internship opportunities. Analyzes should be made as to how much STEM employees are involved in the workforce for Turkey and how the distribution of these employees is on a sectoral basis. The necessary capacity increase plan to increase the number of existing STEM graduates in Turkey should be passed on. TÜİ, İŞKUR, YÖK, Ministry of National Education and universities joint working groups should be established to increase and elaborate data quality to include STEM data. In addition, companies can provide data to public institutions and share their predictions, and support the creation of public policies based on evidence-based and non-implementation information. Investment in STEM fields has been on the forefront in recent years and there have been many initiatives on this subject for a long time and innovations are constantly emerging. The steps required for the development of STEM training and the STEM workforce should be addressed at the national policy level and supported by the public, the cooperation of the public, educational and business world and action plans must be passed on and followed closely.
Stability and planning competence was the reason for preference The BTHABER Corporate Group, BThaber Newspaper, ICT Summit Event Company and M2S Research and Marketing Company, which marked an important innovation with the aim of accurately evaluating and supporting the entrepreneurial potential, will offer 33 weeks of free marketing support to 3 selected IT companies, younger than 3 years old. Thus, while initiatives will meet with the support they need, a crucial ‘first’ dream for the development of the IT sector in Turkey will be actualized. As a result of a meticulous analysis, the three selected companies have a common goal to open up to global markets consciously and programmatically as Maxwell Innovations Aviation R&D Engineering, Metrobi Transportation Technologies and Sistematik OTVT, although whose fields of activity and initiatives are different. These three initiatives have already begun to receive support as of June, guidance and consultancy
services in different titles from the BTHABER Corporate Group. Believing in sustainability Behçet Envarlı, founder and CEO of Acmena, Burak Büyükdemir, founder and CEO of Etohum, Suat Baysan, Board Member of Technology Development Foundation of Turkey (TTGV), who are the senior executives serving for the information sector for many years, have made the selection out of hundreds of applications.
When we ask what the selection criteria among the initiatives are, the common point of the jury members is the determination of entrepreneurship and the belief in sustainability. When asked about the evaluation criteria of their initiatives, Burak Büyükdemir’s answer was clear: “I looked at whether the initiatives could realize the projects they were applying to and whether they would make them a sustainable business.”
IoT, education and global markets are important When we direct the same question to Behçet Envarlı, in the first place, the criteria was ‘applications are based on IoT’. Behçet Envarlı emphasized that the preferences of enterprises that provide “consultancy” services are also determinants of developing software that will meet the needs of the firm instead of “package” programs. While developing the product, the goal of “export” is being observed and the presence of services oriented to the citizens also provided an important road map for the selection of initiatives for Behçet Envarlı. Those who are able to respond to these questions took a step forward Suat Baysan, on the other hand, pointed out that the initiative has given priority to finding answers to questions in three main topics in the evaluation process: 1. Is enough work done to ensure the success of the
project on the international market? In addition, have the market and product strategies been defined and implementation process started? Is the market approach model completed in summary? 2. How much detail has been given in the internal processes to carry out the project, in particular, does HR and IT infrastructures provide qualification? 3. Does the management and leadership team for the project constitute the most important element for success and do they take an active role in such subjects as experience and continuous learning? Do they accurately identify the opportunities that can be successful in the market and provide a targeted environment and climate for work? Do leaders closely follow the global market for technology and commercial space and shape the project?
Opportunities stand out for drones BTHABER Corporate Group interviewed with the companies selected to benefit from the support and we start with Maxwell Innovations. In the interview we conducted with Maxwell Innovations’ Business Development responsible Barış Karacaoğlu, the main goal was mentioned as becoming the most reliable and valuable industrial unmanned aerial vehicle company of MENA and Africa. Karacaoğlu also shared the expectations of the support process: “As Maxwell Innovations, we are enabling the development of industrial unmanned aerial vehicles that can function on demanding conditions, especially for the building, energy and agriculture sectors, where other unmanned aerial vehicles cannot operate. With the MX8 unmanned aerial vehicle system, shutdown times can be reduced by up to 80% during preventive
maintenance, while recordable data is provided in a short time. This enables the operations to be carried out with high work security. We started ‘Drone’, our unmanned aerial vehicles focused work in İTÜ and launched our company At first,we have worked in the projects of the university faculty members and military projects and participated in international competitions. We graduated after gaining this experience and the spread of the project we had; in 2014 we started to work as Maxwell Innovations thanks to Teknogirişim Capital Support of the Ministry of Science, Industry and Technology. After the foundation of our company, we entered İTÜ Core in 2015 and we got a mini MBA training for about 6 months in topics other than engineering such as marketing techniques, internal management systems and customer relations. Thus, we
created our basic roadmap in the titles like in-house organization, R&D and sales. We continue working at Teknokent. In the first year, we developed and manufactured a system capable of measuring the dirty gases attached to unmanned aerial vehicles. Then we focused on unmanned aerial vehicles. In 2017, we want to bring out a different type of vehicle and present it to the market. There is still a very untouched area in the industrial field and especially security in Turkey. We want to step in to these titles with more marketing. Then, as of 2018, we will be focusing our attention to abroad, primarily Asia, the Middle East and Africa. The technology development capacity is relatively low and we see a potential to spread more advantageously and quickly in such regions and we are also negotiating on
this issue. But our priority is to reach a certain stage in
Turkey with our products and solutions.”
İLETİŞİM ..
Hız
Sureklilik
İSTER
Bizi takip edin