BThaber SAYI 1129

Page 1

Kabinette Kalite

www.qrack.com.tr

Sayfa

BTHABER Grubu’nun desteği, dünya markası için işbaşında!

5

BTHABER Şirketler Grubu’nun kapsamlı desteğinden yararlanma hakkını elde eden Sistematik OTVT, iç pazardaki gücünü pekiştirirken, dünyaya da açılmayı hedefliyor.

satis@qrack.com.tr

SAYI

HAFTALIK BİLİŞİM TEKNOLOJİLERİ VE EKONOMİSİ GAZETESİ www.bthaber.com.tr

1129 10 - 16 Temmuz 2017

Sayfa

8

EFB Elektronik’ten yeni hedef ve stratejiler Yapısal kablolama ve güvenlik sistemleri alanında hızlı bir gelişim süreci geçiren EFB Elektronik, 10. Yılını kutladı.

Sayfa

10

Petya saldırısına karşı güçbirliği Innovera, fidye yazılım saldırılarına karşı atakların erken tespiti ve engellenmesi için SocPrime ile işbirliği gerçekleştirdi.

Sayfa

3

Ortak faydalar bilişim ve yazılımda da yerini aldı

Sayfa

12

Teknolojik yetkinlik ve özellikle kadınların varlığı artırılmalı! Öğrenci ve sektörün uzman isimlerinin dijital iletişimde kalması için BinYaprak. com’a üye olup, STEAMWIN topluluğuna katılmak yeterli.

Sanayi Sicili Kanunu'ndaki ‘sanayici’ tanımının yeniden düzenlenmesi ile bilişim teknolojisi ve yazılım üreten işletmeler de kanun kapsamına alındı. Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın hazırladığı Üretim Reform Paketi ile sanayi, tüm yönleriyle kayıt altına alınıyor. Bulut_Satis-BT-6x10.pdf

Sayfa

13

C

M

Y

CM

MY

CY

CMY

Kesintisiz enerji, kesintisiz iş Kesintisiz ve kaliteli enerji, sistemlerimizi dolayısıyla da iş yaşantımızı derinden etkiliyor. Ayrıntılar dosya sayfalarımızda.

K

1

23.06.2017

13:0



BThaber

GÜNDEM

10 - 16 Temmuz 2017

3

Ortak faydalar bilişim ve yazılımda da yerini aldı Sanayi Sicili Kanunu'ndaki ‘sanayici’ tanımının yeniden düzenlenmesi ile bilişim teknolojisi ve yazılım üreten işletmeler de kanun kapsamına alındı. Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın hazırladığı Üretim Reform Paketi ile sanayi, tüm yönleriyle kayıt altına alınıyor. Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın hazırladığı “Üretim Reform Paketi”nin Handan Aybars ilgili kanun tasarısı 18 Haziran.2017 tarihinde TBMM tarafından kabul edilerek onaylanmak üzere Cumhurbaşkanlığı’na gönderildi ve onayı takiben, 1 Temmuz 2017 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe girdi. Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından hazırlanarak “Sanayinin Geliştirilmesi ve Üretimin Desteklenmesi Amacıyla Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı” başlığıyla TBMM’ye sunulan kanun tasarısı kapsamında çeşitli Kanun ve KHK’larda yer alan hükümler değiştirildi. Kamuoyunda genel adıyla torba yasa olarak bilinen şekilde düzenlenen bu Kanun çerçevesinde, 24.04.1957 tarihinden bu yana yürürlükte olan 6948 Sayılı Sanayi Sicil Kanunu’nun bazı hükümleri de değiştirildi. Değiştirilen bu hükümler kapsamında, bilişim teknolojisi ve yazılım üreten işletmeler de sanayi işletmesi sayıldı ve bu çerçevede Sanayi Sicili’ne kayıt olunması bu işletmeler için de zorunlu hale getirildi. Gelişim için büyük fırsat Sistem Global Danışmanlık Kurucu Ortağı ve Yeminli Mali Müşavir Hüseyin Karslıoğlu’na göre, yazılım ve teknoloji üreten firmaların “sanayi işletmesi” olarak tanımlanması yönünde değişim, prosedürel hafif bir değişim gibi görünebilir, ancak bu, kesinlikle yanlış bir yaklaşım olur. Hüseyin Karslıoğlu’na göre, özellikle iki açıdan yazılım firmalarının hayatları olumlu yönde değişecek. Birincisi; teşvik ve destekler açısından kapsamları çok daha genişleyerek, yeni imkanlara sahip oldular. Bunu yanında,

vergi uygulamaları açısından da daha esnek ve avantajlı bir netleşme oldu. İkincisi ise yazılım şirketleri üretici ve sanayici dünyasına girmekle birlikte; mali uygulamalardan başlamak üzere şirketin her seviyesinde bir zihin değişikliği olacak. Karslıoğlu, bu tespitini, “Daha çok üretimde, daha fazla ihracatta ve en önemlisi, daha fazla işbirliğinde birleşip bir üst bütüne gitme bakış açısındaki şirketler evrilecek.” Sanayi Sicil Bilgi Sistemi’ne ön kayıt zorunlu E-Ticaret ve İnternet Hukuku Derneği (E-Hukuk Derneği) Yönetim Kurulu Başkanı ve B+B Hukuk Bürosu Yönetici Ortağı Avukat Gökhan Uğur Bağcı, bu tanım içerisine giren şirketlerin, diğer işletmeler gibi sanayi siciline kayıt olarak sanayi sicil belgesine sahip olmakla yükümlü olduğunu vurguladı. Sicil kayıtları Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından oluşturulan elektronik Sanayi Sicil Bilgi Sistemi üzerinden yapılıyor ve bu kapsamda sanayi işletmelerinin bir önceki yılla ilgili faaliyetlerinin yer aldığı yıllık işletme cetvellerini yılsonundan itibaren dört ay içinde Bakanlığa vermeleri de zorunlu kılınmış

durumda. 6948 Sayılı Sanayi Sicil Kanunu’nda belirtilen yükümlülüklerini yerine getirmeyen, kayıt ve bildirimlerini zamanında yapmayan işletmelere ise idari para cezaları öngörülüyor. Yazılım ve teknoloji üreten firmaların ‘sanayi işletmesi’ olarak tanımlanırken, yeni kurulacak işletmeler için ön kayıt, var olan işletmeler için kayıt zorunlu hale geliyor. Buna göre, sanayi işletmelerinin üretime başlamadan önce “Sanayi Sicil Bilgi Sistemi”ne ön kayıt yaptırmaları zorunlu. İki ay içinde sisteme kayıtlı

Sektör faalİyetlerİ güncel olarak İzlenecek “Yurtdışındaki uygulamalara baktığımızda, şirket yapıları yerel mevzuatlara göre farklılık gösterse de teknoloji üreten şirketlere sektörel bazda çeşitli vergi indirimleri ve teşviklerin sağlandığını görüyoruz” diyen Avukat Gökhan Uğur Bağcı, beklentilerini şu sözlerle paylaştı: “Türkiye’nin GSYİH Yıllık Büyüme Hızı’na bakıldığında ve 2023 yılına ilişkin hedefler göz önüne alındığında, teknoloji sektörünün bu hedeflere ulaşılmasında

anahtar faktör olacağını söyleyebiliriz. Ülkeye önemli katma değer yaratan bu sektörün Bakanlık tarafından da bu dönemde somut adımlar atılarak desteklenmesi son derece önemli. Bunun yanında, yazılım ve teknoloji üreten şirketlerin de Sanayi Siciline sunacağı veriler ile sektör faaliyetleri de güncel olarak izlenebilir olacak. Bu husus Bakanlığın atacağı bundan sonraki adımlar için de belirleyici olacaktır.”

olmayan sanayi kuruluşlarına işyeri açma ve çalışma ruhsatı verilmeyecek. Sanayici sicil kaydı olmayan işletmelerin ise 1 yıl içerisinde sicil kaydını yaptırması gerekiyor. Kayıt olmayan işletmelere ise faaliyette olup olmadığına bakılmaksızın idari para cezası uygulanacak. Kamu İhale Kanunu’nda fırsat Karslıoğlu, analiz edebildikleri farkı büyüklükteki ülkelerin birçoğunda ‘sanayici’ sıfatı olduğunu belirtirken, Gökhan Uğur Bağcı’ya göre, söz konusu sektör şirketleri, bu tanım ile birçok başlıkta önemli faydalar elde edecek. Örneğin, sektör şirketleri de diğer sanayi işletmelerine tanınan

faydalardan yararlanabilecek. Bu kapsamda şirketler, ihraç kaydıyla mal teslimlerinde KDV tecil-terkin işlemi yapabilecekler. “Bunun yanında, elektrik faturalarını sanayi abonesi tarifesinden indirimli olarak ödeme hakkına sahip olacaklar” eklemesini de yapan Bağcı, kamu alanında faydaları ise şöyle sıraladı: “Kamu alanında özellikle Kamu İhale Kanunu’nda yer alan hükümlere göre ihalelerde yerli isteklilerin belirlenmesinde Sanayi Sicil Belgesi’ne sahip işletmeler avantajlı bir konumda yer alabiliyorlar. Bu hususlara ek olarak, işletmeler kamu kurum ve kuruluşlarının sağladığı çeşitli destek ve kredilerden de faydalanabilecekler.”

Krİtİk ve önemlİ bİr adım “Bakanlık’ın bu konuda ilgili kararının ‘yarından önce’ olması süper oldu, ama ‘dün olsaydı’ daha iyi olurdu” tespitini paylaşan Hüseyin Karslıoğlu, böylece yazılım şirketlerinde özellikle destekler açısından imkanlarda önemli gelişmeler olacağına dikkat çekti. Karslıoğlu, fayda analizine şu sözlerle devam etti: “Daha da önemlisi, ülkemizde daha çok ticarileşme, daha çok

katma değerli üretime doğru gelişim kendini gösterecek. Buradan da anlaşıldığı üzere, ‘üretim’ kelimesi belirgin özne oluyor ve ilerde destek ve teşvikler açısından belki tek ana özne olacak. Eğer bu olumlu düzenleme olmasaydı, sırf kanun metninin yazılış şeklinden bile yazılım firmaları kapsam dışı kalmaktaydı ve avantajlardan daha da mahrum kalacaklardı. Bu sebeple bu adımı önemli ve kritik görüyorum.”


4

BThaber

E-TOPLUM

10 - 16 Temmuz 2017

Kira indirimleriyle Ar-Ge çalışmaları güçleniyor

Yıldız Teknopark, Ar-Ge tabanlı çalışmaları hayata geçirirken, firmalarına kira indirimi desteğini de sürdürüyor. Yıldız Teknopark, geçen yıl başlattığı kira indirimi desteğini; firmaların fikri ve sınai mülkiyet hakları, patentli, ulusal ve uluslararası destekli ürünler geliştirmesi, akademisyenler ve üniversite ile işbirliği yapması, stajyer çalıştırması ve ihracata katkı sağlaması gibi belli parametrelere göre sağlıyor. Hedef ise firmaları bilim ve teknoloji üretmeye teşvik

etmek. Yıldız Teknopark’ta faaliyet gösteren firmaları bir kiracı olarak görmediklerinin altını çizen Yıldız Teknopark Genel Müdürü Prof. Dr. Mesut Güner, şu bilgileri verdi: “İndirim oranlarını, bir önceki yılın fikri ve sınai mülkiyet hakları, patentli, ulusal ve uluslararası destekli ürünler geliştirilmesi, akademisyenler ve üniversite ile işbirliği yapılması, stajyer çalıştırılması ve ihracata katkı sağlanması gibi kriterlere göre hesapladığımız bir veri üzerinden uyguluyoruz. Bu

uygulamaya göre, kriterleri sağlayan firmalar yüzde 25’e varan kira indirimlerinden faydalanabiliyorlar. 2015 verilerine göre 2016’da 21 firmaya 80 bin TL, 2016 verilerine göre 2017’de 64 firmaya 450 bin TL’yi aşkın kira indirimi sağladık. Geçen yıl başlattığımız firmalara kira desteğinden olumlu dönüşler aldık. 2018’de de kriterleri karşılayan firma sayısını artırarak 1 milyon TL kira indirimi sağlamayı hedefliyoruz.”

Gönderi takibinde PTT kolaylığı Posta ve Telgraf Teşkilatı Anonim Şirketi (PTT A.Ş.), “Elektronik Alma Haberi Özel Hizmeti” ile gönderinin alıcıya teslim edildiği bilgisini e-posta ile göndericiye ulaştırıyor. Bu hizmet, yurtiçi varışlı taahhütlü, APS kurye, posta kargosu ve kargo gönderileri için müşterinin kabulde talep etmesi, e-posta adresini vermesi ve 0,80 TL ek ücret ödemesi halinde sunuluyor. Elektronik Alma Haberi Özel Hizmeti sayesinde alma/

ödeme haber kartının kabulde düzenlenmesi, gönderi ile birlikte taşınması, alıcıya teslimde imza ettirilmesi, göndericiye geri gönderilmesi süreçleri ortadan kaldırılıyor. Bunun yerine, kabulde göndericinin e-posta adresi kaydediliyor, alıcıya teslimde PTT’de kalan dağıtım teslim cihet listesi veya belgesi üzerine ıslak imza alınıyor, teslime ilişkin sisteme girilen bilgiler ise doküman formatı ile göndericinin e-posta adresine

iletiliyor. Böylece bürokrasi ve kırtasiyeciliği azaltan bir uygulama hizmete sunuluyor. Elektronik Alma Haberi Özel Hizmeti’nde gönderici e-posta adresinin tam ve doğru olarak yazılması, 0,80 TL ek ücret ödenmesi ve bu hizmetin yurtiçi varışlı kayıtlı (Taahhütlü, APS Kurye, Posta Kargosu ve Kargo) gönderiler için talep edilmesi yeterli. Kayıtsız gönderilerde ise Elektronik Alma Haberi Özel Hizmeti verilmiyor.

Güvenlik ürünlerinde talep artıyor

Arma Kontrol CEO’su Koray Kartal

Terör saldırılarının öncelikli hedefi emniyet birimleri ve kamu binaları, güvenlik önlemlerini de arttırıyor. Olası tehditlere karşı alınan tedbirlerde emniyet birimleri araç giriş-çıkışlarını

kontrol altında tutmak için Road Blocker, Araç Altı Görüntüleme, Mantar Bariyer sistemleri ve yer tuzaklarıyla güvenlik zafiyetlerini en aza indirmeye çalışıyor. Güvenlik otomasyonu üreticisi Arma Kontrol, emniyet ve askeri kuruluşlar başta olmak üzere pek çok bina, alan, tesis ve havalimanı gibi projelerde güvenliği sağlayan ürünlerle hizmet veriyor. Etkili güvenlik önlemlerinin hayati önem taşıdığının altını çizen Arma Kontrol CEO’su Koray Kartal, “Yaptığımız projelerle insanlara güvenlik önlemlerinin ne kadar

gerekli olduğunun da anlatma imkanımız oldu. Güvenlik önlemlerine yıl başından itibaren yüzde 52 gibi bir talep artışı yaşadık ve bu talebin artmasını da öngörüyoruz” dedi. Dayanıklılığı test edilmiş profesyonel güvenlik önlemleriyle her türlü saldırının etkileri en aza indirilebileceği gibi, Zırhlı Güvenlik Kulübeleri gibi güvenlik önlemleri sayesinde tehlikenin yüzde 100’e kadar engellenebileceğinin altını çizen Kartal, bir diğer önemli konunun da terör karşıtı ürünlerin sahaya uygunluğu olduğuna işaret etti.


BThaber

E-TOPLUM

10 - 16 Temmuz 2017

5

BTHABER Grubu’nun desteği, dünya markası için işbaşında! Bilişim teknolojileri alanında içerik ve pazarlama araçları sunma konusunda Türkiye’nin en köklü kuruluşları arasında yer alan BTHABER Şirketler Grubu üye firmalarından BThaber Gazetesi, Bilişim Zirvesi Etkinlik Şirketi ve M2S Araştırma Pazarlama Şirketi, ülkemizin ve ekonomimizin gelişimi açısından önemli olduğuna inandığı bu girişimleri destekleme konusunda adımlarına devam ediyor. Seçkin jüri üyeleri tarafından seçilmiş 3 genç şirkete BTHABER Şirketler Grubu üye firmalarının desteği ile 33 hafta ücretsiz pazarlama desteği sağlanacak. Proje kapsamında bu desteklerden faydalanacak olan firmalar arasında yer alan Sistematik OTVT de dünyaya açılmayı hedefliyor. Yaklaşık 5 yıl önce kurulan Sistematik OTVT, yazılım teknolojileri şirketi olarak özellikle endüstriyel yazılımlar üretiyor, OT/VT çözümlerini kapsayan kendi yazılımlarını geliştiriyor. “Çünkü endüstriyel ihtiyaçlar; paket ya da hazır kapalı kutu halinde yazılımları çok fazla karşılamıyor ve tek model de herkes için uygun değil” tespitini yapan yazılım mühendisi ve Sistematik OTVT Kurucu Ortağı Ekrem Özgürbüz, “Çipin yıllarca ve sağlıkla, minimum enerji ile çalışması söz konusu olduğunda, firmware devreye girerek, yüksek kontrol sağlıyor” bilgisini verdi. İzmir merkezli SADELABS’ın İstanbul exclusive partneri olarak çalışmalarında firmware bölümünü oradaki mühendislerin geliştirdiğini söyleyen Ekrem Özgürbüz, bunun üstüne eklenen yazılım platformunun ise kendi geliştirdikleri bir yapı olduğunu vurguluyor. “Kendi bulut platformumuzu da kurduk. Geldiğimiz noktada zaten bu iki platformu birbirinden bağımsız düşünmek imkansız” yorumunu yapan Ekrem Özgürbüz ile çalışmaları ve BTHABER Şirketler Grubu’nun desteği ile hedeflerini konuştuk: Üretim tesislerinde nasıl ihtiyaçlar söz konusu? Her fabrikanın üretim süreçleri ve yapıları çok ciddi farklılıklar gösteriyor. Bu da farklı yapıların birbiri ile entegre işleme yetkinliğini gerekli kılıyor. Biz fabrikalar, depolar, kurumsal firmalar, lojistik gibi sektörlerdeki şirketlerde uçtan uca, yani bir fabrikada malzemenin fabrikaya girişinden, depolanmasından, üretim hatlarına beslenmesinden, üretilmesinden, nihai ürün olarak çıkışına ve paketlenmesinden, paketlenen ürünlerin de sevk edilmesinden, müşteriye ulaştığı noktaya kadarki süreçleri tamamen yazılımlarımızla destekliyoruz. Üretim alanına giriyor, IoT konseptini endüstriye,

BTHABER Şirketler Grubu’nun kapsamlı desteğinden yararlanma hakkını elde eden Sistematik OTVT, iç pazardaki gücünü pekiştirirken, dünyaya da açılmayı hedefliyor. anlatmıyor, şirkete ve ihtiyacına uygun bir IoT modellemesini nasıl yapabileceğimizi ele alıyoruz. Bu kapsamda birbirinden bağımsız çok değişik projeler gündemimizde yerini alıyor ve IoT teknolojileri de zaten bunu gerektiriyor. Yani şirkete, ihtiyacına ve önceliklerine göre bir çözüm kurgusunu...

Sistematik OTVT Kurucu Ortağı Ekrem Özgürbüz

yani üretim alanlarına ve fabrikalara taşıyoruz. Burada da fabrika içindeki motorlu ya da motorsuz, canlı ya da cansız tüm nesnelerin bir network içinde birbiri ile haberleşmesinden bahsediyoruz. Artık sensor ve IP teknolojileri var ve bunlar kendi aralarında konuşuyor, sıcaklık, nem, titreşim, üzerinden elektrik geçip geçmediği bilgisi, ortamdaki karbonmonoksit miktarı gibi sizin edinmek istediğiniz verilere dair sizi sürekli bilgilendiriyor. Biz de bu verileri endüstriyel ortamdan çekiyor, endüstriyel makinelerden veri alıyor, bunun için belli protokollerle bağlantı kuruyoruz. Sensör; kendi topladığı veya makineden aldığı verileri tamamen kablosuz olarak uzak mesafeye yorumlayarak aktarıyor ve çevresindeki farkındalıkla bu verileri buluta gönderiyor. Yani bulunduğunuz her yerde üretim süreçlerine hakim olabilirsiniz. Evet, dünyanın herhangi bir yerindeyken fabrika içindeki herhangi bir nesnenin davranışlarını takip edebiliyorsunuz. Lojistik sektöründeki uygulamalara bakarsak, tanımlanmış çok geniş bir alanda herhangi bir taşıma aracının, ürettiğiniz bir ürünün, havaalanında bavulun, yemek şirketlerinin sevkiyat araçlarının küresel bazda konumlarını tespit etmek mümkün. Otomotiv sektöründe üretilip sevkiyat için park edilen araçların her birinin hangi bölgede olduğu, ne zaman üretildiği konusunda size sinyal verir. Örneğin aracı geri çağırmanız gerekirse tek bir düğmeye basarak aracın lokasyonunu sistem söyler ve geri çağırırsınız. Aracın güzergah dışına çıkma ihtimali konusunda da bu yapı sizi bilgilendirir, araç hızlarını ve hangi hava

şartlarında kullanıldığını takip edebilirsiniz. Hem üretilen veriye hakimiz hem sektör yapısı ve şirket ihtiyacına bağlı olarak onların beklentilerini uçtan uca sağlıyor ve anlamlandırıyoruz. Yani veriyi toplayıp buluta aktarmakla kalmıyor, bunu anlamlı hale getiriyoruz. Zaten IoT’nin olmazsa olmaz özelliklerinden biri anlamlı ve akıllı veriyi üretmek. Bu nedenle iş süreç takibi adına IoT yepyeni bir dünya. Yılın ilk yarısı şirketiniz için nasıl geçti? Şirketler BT yatırımlarında önceliklendirmenin öneminin farkına varıyor. Her sektörde her şirket üretim maliyetlerini en aza indirme çabasında. Teknoloji yatırımları ise bu noktada orta ve uzun vadede ciddi kazanımları beraberinde getiriyor. Bu yönüyle dijitalleşme hayata geçiyor. Şu dönemde şirketlerle IoT konusunda birçok toplantı yapıyor, hatta bu konuda geçen yıla kıyasla büyük bir farkındalık olduğunu da görüyoruz. Yani artık şirketlere ‘IoT nedir’i

Nasıl bir çözüm kurgusu söz konusu? Yüzlerce fabrikada üretim takibi yapıyoruz ve bir otomobil üretirken, üzerinde en az 5 bin parçadan bahsediyoruz. Bu parçaların her birinin kalitesinin doğruluğu, müşteri memnuniyeti için çok önemli. Çünkü yanlış parça ile üretilen otomobil, yarın üreticiye maliyet olarak döner. Çok önemli gördüğünüz yapılara bu sensörlerin konulması, araç daha üretimden çıkmadan önce otomatik bir kontrole sahip olursunuz. Sensör size diyecek ki, ‘ben bu arabada şu vardiyada, şu zamanda takıldım, seri numaram bu, şu tedarikçi tarafından üretildim’. Böylece her bir demirbaş parçanın bu bilgilerini edinme imkanınız oluyor. Sensör herhangi bir noktada ve herhangi bir yerde size bu bilgileri veriyor. RFID yapıları yıllar önce nasıl maliyetli bir teknoloji olup, bugün makul seviyelere düşüş sergilediyse, benzer durum sensör ve çip teknolojileri için de geçerli olacak. Bu sensörleri kişiselleştirebilme imkanınız da var. Böylece biz de proje bazında farklı sensörler yapabiliyoruz. Bu da çalışmalarımızın daha dinamik bir yapıda olmasını sağlıyor. Yılın ikinci yarısı için gündeminizde neler var? IoT odaklı yeniliklerimiz olacak.

Bu kapsamda, Türkiye’de ilk olacak bir platform üzerinde çalışıyor, network ve IoT yapısını buluşturuyoruz. Misal bir çöp kamyonu hangi mahallede hangi çöp kutularının dolu ya da boş olduğunu biliyor mu? Hayır, kendisine verilen rotayı takip ediyor. Biz ise yerin altında konumlanan yeni çöp kutularına birer sensör koyuyoruz ve bu sensör de kutunun dolu veya boş olduğunu tespit ediyor, buluta da otomatik olarak ‘ben boşum’ sinyalini iletiyor. Çöp toplama filosu böylece yüzde 30-40 çöp kutusu doluluk olan bir mahalleye girmeyip, rotasını da buna göre yaratma talimatı ile birçok başlıkta önemli kazanç sağlayabiliyor. Bu projede çözümüz ortağımız Sade Teknoloji ile hareket ederek, bu yapıyı İBB’de bir süre önce devreye aldık.

Peki ya orta ve uzun vadeli stratejileriniz? Gerçek zamanlı veri ile hızlı hareket edebilmek her sektörde her ölçekte şirket için önemli ve biz de buna odaklanıyoruz. Yılın ikinci yarısında mevcut dışında birçok yeni projeyi hayata geçireceğiz. Hedefimiz; yaptığımız uygulamaları farklı platformlarda kurumlara sunabilmek. İkinci hedefimiz; 2018 yılı içinde endüstriyel çözümlerle ilgili daha da farklı konulara odaklanmak. Reel sektörde farkındalıklar zamanla gelişecek ve biz de buna odaklanıyoruz. Çünkü IoT çok farklı ve derin bir yapı. 2018 yılında okullardan fabrikalara, havaalanlarından marinalara kadar her yerde bu teknolojiyi göreceksiniz. 80 tane farklı sensör var ve proje bazında farklı sektörlerde yer alabiliriz, ki bu apayrı bir güç demek. Hem yazılım hem donanım olarak ihtiyaca göre kişiselleştirme yetkinliğimiz var ve bu çok önemli. Yani kendi geliştirdiğimiz yazılımın yanında, çipe entegre donanımlar da üretiyoruz.

Türkiye pazarında farkındalığı daha da gelİştİreceğİz “Bir teknoloji şirketi olarak bilfiil işin mutfağındayız. Yazılım, firmware ve cihaz geliştiriyoruz ama pişirdiğinizi sunmak için pazarlama ve satış, tanıtım gibi başlıklarda desteğe ihtiyacımız var. BTHABER Şirketler Grubu’nun kapsamlı programı, bizim için bu yönüyle çok önemli. Yaptığımız çalışmaları bu işbirliği ile Türkiye’ye tanıtmak için bu platforma

başvurduk. BTHABER Şirketler Grubu’nun hayata geçirdiği platform, tanınmak ve çözümlerimizi tanıtmak adına güçlü bir referans noktası ve kanal. Türkiye için dijitalleşme süreci çok önemli. Bizim de büyüme hedeflerimiz IoT odağında şekilleniyor. Teknolojiyi kendi içimizde tutuyor, kendimiz geliştiriyor, ihraç etmeyi de hedefliyoruz. Bu nedenle bu program bizim

için çok değerli. Yaptığımız çalışmalarla iç pazarda farkındalığı geliştirip pazarı büyütürken, ihracat çalışmalarımıza da ağırlık vereceğiz. Türk şirketlerinin IoT odaklı çözümlere ilgisini onların da ihracat çalışmalarını güçlendirecek ve iletişim kurduğumuz şirketlere küresel rekabetçilik elde etmeleri için bunun ne kadar önemli olduğunu da anlatıyoruz.”


6

BThaber

E-TOPLUM

10 - 16 Temmuz 2017

Edip Emil Öymen edip.oymen@gmail.com

Eğitim şart, ama nasıl olacak?

Sığınmacılara oyunlu eğitim de katılımıyla BAU desteğiyle yapıldı.

Ege Bölgesi Sanayi Odası Başkanı Ender Yorgancılar (25.06.17):

“Eğitim altyapısını doğru kurgulamış, teknolojik gelişmeler doğrultusunda revize etmeyi başarmış toplumlar hem daha zengin hem de Sanayi 4.0 sürecine çok daha yakın görünmektedirler. ABD'nin milli gelirinin yüzde 8'i yazılım sektöründen geliyor. Bu rakam, Türkiye milli gelirinin yaklaşık 2 katı. Yani bir yazılım sektörünün değeri bir ülke değerini katlayabiliyor. Bunun için de eğitim sistemimizin Sanayi 4.0 altyapısını sağlayacak şekilde yeniden düzenlenmesini, ilkokullarımızdan başlamak üzere kodlama eğitiminin zorunlu olmasını, geleceğin mesleklerine yönelik bölümlerin açılmasını uzun süredir talep ediyoruz. Çünkü, gerek PISA testlerinde gerekse OECD

eğitim kalite sıralamasında ilk sıralarda yer alan Finlandiya, oluşturduğu eğitim modeli ile dünyaya örnek olmakla yetinmeyip, bugün revizyona giderek, Dijital Eğitim sistemine geçiş yapmıştır. Eğitim listelerinde son sıralarda yer alan ülkemizde çocuklarımız cep telefonu ve tableti oyun için kullanırken, Finlandiya okullarında serbest bir şekilde bunların araştırma için de kullanılabileceği çocuklara öğretilmektedir. Diğer yandan, yazılımın temeli olan kodlama eğitimi zorunlu ders olarak okutulurken, dijital okur-yazarlık müfredata girmiş, dijital öğrenme yöntemlerine ilişkin müfredat çalışmaları da devam etmektedir. Benzer şekilde öğretmenlerini de dijital sürece hazırlamaları kesintisiz devam etmektedir.”

Bahçeşehir Uluslararası (BAU) ile New York (NYU) üniversiteleri işbirliğiyle Haziran 2017’de açıklanan Umut Projesi (Project Hope) Türkiye’deki Suriyeli sığınmacı çocukların Türkçe öğrenmelerini, eğitime

ve yeni ortama katılmalarını sağlamayı “oyunla öğretmenin” mümkün olduğunu gösterdi. Proje, yurt dışındaki yüzakı bilimcilerimizden NYU hocası Selçuk Şirin’in zihin önderliğinde, başka bilimcilerin

Pilot il olarak, yoğun sığınmacıya ev sahipliği yapan Şanlıurfa seçildi. Bahçeşehir’in Urfa Koleji’nde 9-14 yaşlarında 147 sığınmacı çocuğa 4 hafta boyunca, toplam 40 saatte: Yönetim ve motor becerileri geliştirmek için farklı etkenler arasında ayrım yapmayı öğretirken, kısa zamanlı hafızayı ve hızlı tepkiyi ödüllendirerek yönetim becerilerini geliştirmek için tasarlanan “Alien Game” oynatıldı. 200’den fazla Türkçe kelime tanıtmak amacıyla NYU ve City University NY tarafından geliştirilen “Cerego” oynatıldı. Kodlamayı en temel ilkeleriyle oyun gibi öğreten “Code.org” ile ikibin satıra yakın kod öğretildi. Çocukların, hayallerindeki evi, mahalleyi, okulu oluşturması (psikolojik rehabilitasyon) için “Minecraft” oynatıldı. Bu çalışmada hedef, çocuklardaki umutsuzluk ve kaybolmuşluk duygusunu azaltmaya çalışmaktı. Araştırmacılar, projeden önce ve sonra çocukların duygularını ölçerek uygulamanın, umutsuzluk hissini epey azalttığını ortaya koydu. Mükemmel bir uygulamalı psikoloji çalışması...

Paris’te dijital kampüs Paris’in, 2006’ya kadar yük istasyonu olarak kullanılan, sonra 10 yıl boş duran Freyssinet İstasyonu’nda dünyanın en büyük startup merkezi Station F adıyla hizmete girdi. 33 bin 747 metrekare alanda, 58 x 310 metre boyutundaki tarihi bina, dijital işlere uygun bir şekilde restore edildi. Fransız star mimar Jean-Michel Wilmotte, bir dijital kampüs yarattı. İçinde 9 bin kişi çalışabilecek. Faturayı, Fransa’nın sıfırdan tekno milyarderi Xavier Niel ödüyor: 250 milyon euro. Bu mükemmel projeden Mösyö Niel ne kazanacak? Hiç. Kişisel rant sıfır. Tamamen kamu yararına, kar amacı gütmeyen, “yeter ki gençlerin arasından yeni Mark’lar, yeni Elon’lar, yeni Steve’ler çıksın” diyen bir işadamı bu: Ülkenin önemli bir internet servis sağlayıcısı, ayrıca Iliad-Free telefon şirketinin sahibi, LeMonde gazetesinin de ortağı. Açılışı 29 Haziran’da

Cumhurbaşkanı Macron ve eşi yaptılar. Macron’un genç ve dinamik hallerine, Station F tam uydu. “Bu ülkenin, baştan aşağı bir startup olmasını istiyorum” diyen milenyum bir cumhurbaşkanı işbaşında. Bir önceki başkan Hollande da kendi vakfını buraya taşıyor. La France s’engage adlı vakfıyla sosyal inovasyona destek olacak, siyasete değil! Station F orijinal bir yer: Binayı ortasında enlemesine kesen iki tane yaya yürüyüş yolu düşünüldü. Bina, “bina” olarak değil, içinden yol geçen bir köy olarak yeniden tasarlandı. 24 saat açık olacak. Startup şirket çalışanlarına alt katta dolaplar, duşlar olacak. Ayrıca 1,000 masalı (4 mutfaklı) restoran 24 saat açık olacak. Yeter ki yaratıcı yenilikçi beyinler şunu-bunu-onu dert etmeden sadece üretsinler. Bütün bu destekler için binanın dışına da çıkılacak: Residence F adlı 600 odalı, her odada 6

kişinin kalacağı bir “yurt” da yapılıyor bir kilometre kadar uzağına. Station F işletme masrafı yılda 7 milyon euro şöyle karşılanacak: Esas mekan “Create” adıyla 26 tema programı ve 3 bin masa/PC’li bir bölüm olacak. Bu bölümün sponsorları var: Facebook CEO’su Sheryl Sandberg, daha inşaat sürerken bir kaç kez geldi gitti buraya. Microsoft AI, Ubisoft video oyuncusu, Sale-private.com, vb. Bir başka mekan “Founder Program” olacak: Burada iş geliştirme ve girişimcilik ön planda. Sponsoru HEC işletme okulu. Ayda 195 euro ödeyen bir startup burada “istediği kadar” kalıp çalışabilecek. 200 startup’a yer var. Paris gibi sıkışık ve pek pahalı bir şehrin göbeğinde, üstelik Seine Nehri’nin kıyısında bu fiyat üç kuruş. “Fighters” adlı üçüncü mekan ise Station F fikir ve uygulama

babası Niel’in fikri: Yoksul, ama fikri olan gençler, eğitimsiz dahi olsalar, eğer pırıltılarını gösterebilirlerse, bu mekanı bedava kullanacak. “Share” kısmı, ismi üstünde, ortak kullanım alanı.

Toplantı odaları, eski gemi konteynerlerinden yapıldı. 360 kişilik konferans salonu ve diğer hizmet alanlarıyla Station F, kendi başına bir turizm cazibe adresi de olacağı muhakkak. Kapının önünde metro: Quai de la Gare.



8

BThaber

BİLİŞİM DÜNYASI

10 - 16 Temmuz 2017

EFB Elektronik, 10. yılında yeni hedef ve stratejiler ile büyümesini sürdürüyor EFB Elektronik, 10. kuruluş yıldönümünü şirket merkezinde gerçekleştirdiği Ayhan Sevgi bir etkinlik ile kutladı. Etkinliğe, EFB Elektronik’in bağlı olduğu Almanya kökenli EFB’nin CEO ve üst düzey yetkilileri de katıldı. 10 yıllık süreçte hızlı bir gelişim gösteren EFB Elektronik, yapısal kablolamanın yanı sıra güvenlik teknolojileri alanında da sunduğu yeni ürün ve çözümlerle pazarın önemli oyuncularından biri oldu. EFB Elektronik Genel Müdürü Tuğrul Akarsu, sorularımızı yanıtladı: EFB Elektronik’in gelişim süreci hakkında bilgi verebilir misiniz? Almanya kökenli olan EFB Elektronik, Hollanda kökenli TKH Holding ile birleştikten sonra dünyaya açılma kararı aldı. İlk düşünülen pazarlar da Türkiye, Rusya ve Dubai oldu. En gelişmeye açık ülke olarak Türkiye görüldü ve 2006 yılında Türkiye’deki şirketimizin kuruluş çalışmalarımız başladı. 2007 yılı Mayıs ayında da EFB Elektronik resmen faaliyetlerine başladı. İlk etapta yapısal kablolama için CAT 5, CAT 6 kablolar ile bunlarla ilgili bileşenleri Türkiye’ye getirdik. Ardından da fiber kabloları getirmeye başladık. Böylece yapısal kablolama ile ilgili tüm ürünleri ve sertifikalarını portföyümüze katmış olduk. Ecolan ve Infralan markalarımızın ön plana çıkmasıyla birlikte hızlı bir büyüme gösterdik. Tabii bu süreçte Perpa’daki alanımız bize yetmemeye başlayınca da 2015 yılında yeni binamıza taşındık. Kablolama altyapısına yönelik ürünlerde belli bir noktaya ulaştıktan sonra yeni ürünleri portföyümüze katmaya karar verdik. Kendimizi de sistem entegratörlerin çözüm ortağı olarak konumlandırmaya başladık. Bu arada benim EFB Elektronik’in hissedarı olmam ile birlikte TKH Holding bünyesinde yer alan ürünler ilgilimizi çekmeye başladı. Networklere bağlanabilen

Yapısal kablolama ve güvenlik sistemleri alanında hızlı bir gelişim süreci geçiren EFB Elektronik, 10. Yılını kutladı.

Siqura marka güvenlik kamerası ürün ve çözümleri Türkiye’ye gelmeye başladı. Böylece yeni bir alana daha adım atmış olduk. Türkiye pazarını bugün nasıl değerlendiriyorsunuz? Yapısal kablolama alanında Türkiye pazarı belli noktaya ulaştı. Altyapımız birçok noktada dünya standartlarını yakaladı. Güvenlik alanında ise pazar çok hızlı bir şekilde büyümeye devam ediyor. Ülkemizin bulunduğu coğrafyadan kaynaklı olarak güvenlik alanına yönelik büyük yatırımlar yapılıyor. Projelerde kullandığımız kameraların ve çözümlerin EFB Elektronik’in kendi ürünü olması bize ve iş ortaklarımıza büyük bir avantaj sağlıyor. TKH Holding ve EFB Elektronik’in ürün yelpazesinde başka neler var ve bunları da Türkiye’de getiriyor musunuz? Grubumuzun portföyünde birçok ürün ve çözüm yer alıyor. Örneğin araç park etme konusundaki dünyanın lideri konumunda bulunan Park Assist çözümü grubumuza ait. Bu çözümü artık Türkiye’deki projeler için de iş ortaklarımıza ve sistem entegratörlere sunmaya başladık. Ayrıca, bu sene içinde güvenlik sistemleri ve Park Assist gibi çözümleri kontrol eden Key Processor Management çözümünü ürün

yelpazemize kattık. Ayrıca yine güvenlik tarafını kartlı geçiş sistemleri ve video yönetim sistemlerimiz ile güçlendirdik. Böylece tüm sistem entegratör ve iş ortaklarımızın çözüm ortağı konumumuzu güçlendirmiş olduk. Yapısal kablolama tarafındaki gelişim stabil olarak devam etse de ana işimiz. Son dönemlerde piyasalarda CAT 8 kablo konuşuluyor. Bunun

üretimine biz yaklaşık iki sene önce başladık. CAT 6 ve CAT 7 kablolar ihtiyaçları karşıladığı için CAT 8’e çok fazla talep yok ama istendiği takdirde talep eden kuruluşa sunabiliyoruz. Bunun dışında farklı bir alana daha yöneldik. Türkiye, gemi üretimi alanında iddialı bir ülke. Her gemide kilometrelerce kablo kullanılıyor. Gemilerde kullanılabilecek kabloyu

Türkiye’de sunabilen iki firmadan bir tanesiyiz. Infralan marka kablolarımız bu sektörde oldukça yaygın olarak kullanılıyor. Bu gelişmelerle birlikte iş ortaklığı stratejinizde nasıl bir gelişim oldu? Biz üretici bir firmayız. Biz son kullanıcıya doğrudan satış yapmıyoruz. Son kullanıcıya yönelik faaliyetlerimizin temelinde tanıtım var. Sistem entegratörler ve iş ortaklarımız üzerinden satış yapıyoruz. Örneğin 112 Acil projesinde yer aldık. Bu projede Infralan kablolama ürünlerimiz, kamera olarak da Siqura marka ürünlerimiz, yazılım olarak VDG çözümümüz kullanıldı. Proje kapsamında ilk 10 şehirde bu ürünler kullanıldı ve devamı olan 71 ilde de muhtemelen bu ürünler kullanılacak. Bunun gibi pek çok projede iş ortaklarımızla birlikte yer aldık. Biz hiçbir şekilde ihalelerde yer almıyoruz. İhaleye girecek olan firmalara kendi ürün ve çözümlerimizle ilgili her türlü desteği veriyoruz. Kanal tarafında ise Türkiye’nin farklı şehirlerindeki ana toptancılarımız üzerinden diğer sektör firmalarına ulaşıyoruz.

EFB Elektronİk'den Türkİye’ye tam destek “Türkiye dinamik bir ülke. Olası olumsuz koşullarda bile yatırımlar durmuyor. Yabancı sermayeli kuruluşlar her şeye rağmen Türkiye’ye olumlu bakıyorlar. Bu durum EFB ve TKH Holding için de geçerli. Bunun bir göstergesi olarak 10. Yıl kutlamalarımıza grubumuzun başkanı

dahil birçok üst düzey yöneticimiz katıldı. Bizim bağlı olduğumuz grup, Türkiye üzerinden bölge ülkelere ulaşıyorlar. Azerbaycan, Gürcistan, Kazakistan ve diğer bölge ülkelerine de hizmet sunuyoruz. Diğer yandan biz ithalatçı bir firma gibi görünüyoruz ama dolaylı olarak burada üretim

yatırımlarımız da var. Türkiye’de üretim yapan firmalar ile holding ve EFB Almanya arasında aracılık yaparak, burada üretim yaptırmalarını sağlıyoruz. İsmini şu anda vermek istemiyorum ama Türkiye’deki üretici bir firmamız EFB Almanya’ya ciddi miktarlarda ihracat gerçekleştiriyor.”



10

BThaber

BİLİŞİM DÜNYASI

10 - 16 Temmuz 2017

Petya saldırısına karşı güçbirliği Bankalar, telekom şirketleri ve merkezi kamu kuruluşları başta olmak üzere 200'ün üzerinde büyük kuruluşa teknoloji tedariği, danışmanlık, eğitim ve personel alımı gibi farklı alanlarda destek veren Innovera, fidye yazılım saldırılarına karşı atakların erken tespiti ve engellenmesi için SocPrime ile işbirliği gerçekleştirdi. WannaCry’dan sonra yeni siber saldırı Petya için de çok hızlı aksiyon alan SocPrime, Petya zararlısını tespit etme ve engelleme için tespit senaryolarını hazırlayan, müşterileri için ücretsiz Petya tespit içeriği sağlayan SocPrime sayesinde kuruluşlar saldırıyı erken tespit ederek önlem alabiliyorlar. SocPrime

tarafından hazırlanan içerik Arcsight, Qradar ve Splunk gibi analiz platformları tarafından kullanılabiliyor. SocPrime'ın Türkiye temsilcisi Innovera'nın Genel Müdürü Gökhan Say, “Tüm müşterimizin saldırıları tespit etmek ve engellemek için kullandığı birden fazla güvenlik ürünü var; bundan sonra önemli olan bu ürünleri sürekli akıllandırmak ve akıllı tutmak olacak. SocPrime burada bize ve müşterilerimize kritik bir katkı sağlıyor” dedi. Kendi geliştirdiği ATAR ürünü ile siber saldırılara hızlı yanıt vermeyi amaçlayan Innovera, şimdi de SocPrime çözümleri ile saldırıların hızlı tespit edilebilmesini sağlamayı hedefliyor. Innovera Yönetici

Ortağı Burak Dayıoğlu da şu bilgileri verdi: Sürekli yedek alın “Petya saldırısı, WannaCry'dan sonra tam da beklediğimiz gibi kısa sürede geldi. Saldırganlar WannaCry'da kullanılan saldırı tekniklerinin oldukça benzerlerini uyguluyorlar. Zararlı yazılım, saldırı için özel hazırlanmış MSWord belgeleri olarak eposta ile iletiliyor; hedef kuruluştan birisi açınca ilgili bilgisayardaki dosyaları erişilemez kılıyor ve WannaCry'ın da yaptığı biçimde başka bilgisayarlara Windows dosya paylaşımı protokolü üzerinden yayılmaya çalışılıyor. WannaCry'dan iki temel farkı var; birincisi WannaCry'daki gibi bir 'acil durdurma'

mekanizması konulmamış; hatırlayacağınız gibi WannaCry'ı bu acil durdurma mekanizmasını tetikleyerek dünya çapında frenlemek mümkün olmuştu. Petya bu açıdan yayılması merkezi olarak engellenemez durumda. Diğer taraftan, tüm dosyaları tek tek şifrelemek yerine Petya işletim sisteminin açılışına yerleşip sadece hangi dosyanın nerede olduğunu gösterir kataloğu değiştirip şifreleyebiliyor. Bu da tek bir bilgisayarı ele geçirip fidye istemesini ciddi şekilde hızlandırıyor. Bilgisayar kullanıcılarına önerilerimiz; tüm güncel yamaları uygulamaları, modern bir antivirüs yazılımını çalıştırmaları, sürekli yedek almaları ve iyi bir güvenlik

Bitransfer’de hedef Ortadoğu pazarı GarantiPartners’ın desteklediği girişim Bitransfer, online mecralarda yer almak isteyen ve transfer hizmeti veren firmalar ile hizmet almak isteyen yolcuları bir araya getiriyor. Toplam 12 il, 256 nokta ve 2 bin 550’den fazla güzergahta 700’den fazla kayıtlı araçla güvenli ulaşım hizmeti sunan Bitransfer, anlık bir araç çağırma uygulaması

olmamasıyla farklılaşıyor. Seyahatini planlayan yolculara hizmet verme hedefiyle Bitransfer’in D2 ve TÜRSAB Yetki Belgelerine sahip tüm araçları, havalimanı transferinden noktadan noktaya transfere kadar güvenli bir yolculuk deneyimi sunuyor. Bitransfer’in İstanbul’da altı ve 10 kişilik olmak üzere iki tip aracı var. Yolcular da gitmek

istedikleri yeri, tarihi, saati ve yolculuk yapacakları araçları önceden belirleyerek yolculuk yapabiliyor. En büyük müşterisi Setur olan Bitransfer, İDO ile de dönemsel bir çalışma yaptı. 2016’nın Mart ayında sitesini canlıya alan, Android ve iOS’ta yer alan Bitransfer’in ödemesi BKM Ekspress ile alınabiliyor. Altı bankanın kredi kartına

Innovera Genel Müdürü Gökhan Say tarayıcısı ile sistemlerini sürekli güvenlik açıklarına karşı test etmeleri.”

taksit seçeneği de var. “İlk beş yılda bu yapıyı tüm Türkiye’de yerelleştirme hedefi olan Bitransfer’in hedefinde beş yıl sonra Ortadoğu’ya açılmak da var” diyen Bitransfer Kurucu Ortağı Oğuz Çoban, ekledi: “Havalimanı transferi kullanım oranı Avrupa’da yüzde 55’in üzerindeyken, Türkiye’de havalimanına inen yolcu sayısında transfer kullanımı penetrasyonu yüzde 1.5. Bu nedenle pazarın büyümesi kaçınılmaz.”

Veri merkeziniz bağımsız olsun Veri merkezleri, işletmelere ait kritik bilgilerin yönetildiği depolama, yedekleme ünitelerinin barındırıldığı, uygulama ve sistem sunucularını, ağ katmanlarını bulunduran özel tasarlanmış alanlar olarak öne çıkıyor. “Bağımsız Veri Merkezi Odası” (Private Room) adı verilen bu alanlara fiziksel

ve dijital güvenlik önlemlerin alınmasıyla yalnızca sunucuların sahibi olan müşteriler giriş yapabiliyor. Dışarıdan kimsenin kendi sunucularına müdahale etmesinin istenmediği bu alanlarda, yönetim de tamamen müşteride bulunuyor. Bu noktada Radore Kurucusu ve Yönetim Kurulu Başkanı Zeki Kubilay Akyol, “İşletmelerin

kendi veri merkezlerini kurmaya çalışarak hem maliyet hem zaman kaybetmelerine gerek yok. TIER III standartlarında yüzde 99,99 uptime garantisi ile kesintisiz hizmet sunabildiğimiz, müşterilerimize özel alanlar yaratabiliyoruz. Bağımsız veri merkezi odası kiralayan müşterilerimize operasyonel iş yönetim süreçleri

için de ücretsiz ofis alanları

sağlıyoruz” bilgisini verdi.

Yerli akıllı kumaş teknolojisi girişimine ilk yatırım Kumaşın kullanıldığı tüm giysi ve eşyaları akıllandırmak üzere yola çıkan yerli teknoloji girişimi Thread In Motion, Startupbootcamp Istanbul programından 2017 başında mezun olduktan sonra küresel bir marka olma hedefiyle ilk büyük adımını atarak 350 bin dolarlık yatırım aldı. Bu ilk yatırım turuyla şirketin kısa vadeli hedefi; Ağustos ayında

Londra, yılın son çeyreğinde de ABD'de ofis açmak. Thread In Motion; StartersHub, seri üretimde işbirliği yaptığı Reisoğlu İplik ve melek yatırımcı olarak Ebru Dorman’dan toplamda 350 bin dolarlık yatırım aldı. Yılın başında ilk ürünü akıllı mont Skadi Jacket’ı geliştiren Thread In Motion, yakın dönemde bir eldiven ve takım elbise markası ile

de işbirliği yaptı. Thread In Motion Kurucu Ortağı Kadir Demircioğlu, “Yaptığımız anlaşmayla, dünyanın ilk akıllı takım elbisesi bir Türk markasıyla çıkacak. Ayrıca tüm dünyanın en önemli trendlerinden biri olan Endüstri 4.0’a geçişte önemli bir örnek teşkil edecek. Üzerinde çalıştığımız akıllı eldivenler de üretim aşamasında” dedi. Startupbootcamp Istanbul’dan

ilk tohum yatırımını alıp, 2017 başında mezun olarak yolculuğuna başlayan Thread In Motion’ın üzerinde çalıştığı teknoloji sayesinde her türden kıyafet, cüzdan, ev koltuğu, perde, araba koltuğu, yatak ve benzeri eşyalar kendi işlevlerine uygun biçimde akıllı özelliklerle donatılacak. Kumaşın olduğu her alana teknoloji üretmek için yola çıkan bu girişim, aldığı

ilk tur yatırımla birlikte hem ülkemizde, hem de uluslararası arenada önemli projeler için güç toplamış oldu. Demircioğlu, ekledi: “Ürettiğimiz teknoloji, uykunuzu analiz eden bir nevresimden, egzersiz yaparken kaslarınızın gelişimini gösteren bir spor kıyafetine kadar her alanda çalışma yapabilen dinamik bir Ar-Ge yapısına sahip.”



12

BThaber

BİLİŞİM DÜNYASI

10 - 16 Temmuz 2017

Teknolojik yetkinlik ve özellikle kadınların varlığı artırılmalı! Gelecek; katma değerli fikirler üretebilen, çoklu disiplinlere hakim olup bunlarla Handan Aybars çalışabilen, farklı bilgileri anlamlı bir bütün olarak birleştirebilen, teknolojiyi anlayabilen insan gücünden geçiyor. Bunun için de üç konunun özümsenmesi gerek. Birincisi yaratıcı düşünme tekniklerini sürekli uygulayabilecek bir istihdam ve yetenek havuzu geliştirebilmek, ikincisi sorgulayabilmek, üçüncüsü de kodlama bilgisi, yani kod yazmasanız bile arka tarafta işleyiş hakkında bilgi sahibi olabilmek. “Bu konuda farklı bilgi havuzlarından beslenen ve bu üç başlığı yerleşik olan bir ülkenin ve gençliğin önünde hiçbir şey duramaz” yorumunu yapan TurkishWIN ve BinYaprak.com kurucusu Melek Pulatkonak, STEAMWIN topluluğunu da bu amaçla hayata geçirdiklerini vurguladı. Bu kapsamda her akademik dönem için program yapılıyor ve üçüncü akademik dönemi tamamlandı. 2016 bahar döneminde yola çıkan STEAMWIN yapısı, her dönem 3 üniversite etkinliği, ayrıca teknokent etkinlikleri, minimum 10-12 tane de Facebook canlı yayını gibi çalışmaları, bunların yanı sıra CEO Yuvarlak Masası isimli, 3-4 şirketin katılımı ile düzenlenen etkinliklere imza atıyor. Yaz döneminde planlamaların ardından, bu konsept gelecek dönem de devam edecek. STEAMWIN’de dördüncü dönemde ilk canlı yayın etkinliği ise MIT Öğretim Üyesi, Türk Fizik Mühendisi Canan Dağdeviren ile 21 Eylül 2017 tarihinde BinYaprak Facebook Kanalı üzerinden gerçekleştirilecek. Öğrenci ve sektörün uzman isimlerinin sürekli dijital iletişimde kalması için ise BinYaprak. com’a üye olup, STEAMWIN topluluğuna katılmak yeterli. STEAM konseptinde ‘art’, yani sanat da var. “Tüm bu dallar birbiri ile iç içe geçtiği için çok farklı yenilikler ortaya koymak da mümkün” açıklamasını yapan Melek Pulatkonak’ın da belirttiği gibi, tüm bu başlıklarda sektörün kaptanları olarak kadınlar da var. Herkesin her yerde yapabileceğinin en iyisi ile küresel anlamda bir değer ortaya koyabilmesi için bir network kurmak ve çalışmalarını dijitalleştirmek istediklerini vurgulayan Melek Pulatkonak ile

Öğrenci ve sektörün uzman isimlerinin sürekli dijital iletişimde kalması için BinYaprak.com’a üye olup, STEAMWIN topluluğuna katılmak yeterli. STEAMWIN konseptini, gençlerin beklentileri ve iş dünyası ile kamunun duruşunu konuştuk: Üniversitelere nasıl bir programla ilerliyorsunuz? Her dönem İstanbul, Ankara ve bir il daha olmak üzere 3 üniversite toplantısı yapıyoruz ve sektör CEO’ları ile yuvarlak masa toplantılarımıza farklı şehirlerden öğrenciler ve kulüpler de katılıyor. Ayrıca teknokent toplantılarımız ile teknokent içindeki kadınlarla öğrencileri bir araya getiriyoruz. Bunun yanında, iki haftada bir Facebook’ta canlı yayınlarımız oluyor ve katılımcılar, anlatıcılar istedikleri yerden katılım sağlayabiliyor. Bu konsepti dijitale taşımak için çok uğraşıyoruz. Çünkü üçüncü akademik dönemimizin kapanış toplantısını belirttiğim gibi Bahçeşehir Üniversitesi’nde gerçekleştirdik. Toplamda ise üç dönemdir yaptığımız 16 tane etkinlik, 30 tane canlı yayınla fiziksel olarak 2 bin öğrenciye ulaştıysak, dijitalde ise 100 bin kişiye ulaştık. Aradaki katkı çarpanı çok büyük ve dijital dünya sürekli büyüyor. STEAMWIN isimli grubumuzu takip edenler de farklı staj fırsatları, sektör etkinlikleri gibi konulardan haberdar olabiliyor. Bu konsepti Anadolu’ya çekebilmek, öğrencilerin ve çalışan kadınların bunları takip edebilmesi için de BinYaprak platformumuz var. STEAM konusunda kamunun ve eğitim dünyasının farkındalığını nasıl değerlendiriyorsunuz? Kamuda farklı gelişmeler var ve MEB, İŞKUR, Avrupa Kalkınma Bankası gibi yapıların farklı çalıştayları olduğunu biliyoruz. Hepsinde ortak hedef; kişilerin yetkinliklerinin hazırlanması. Bunların içinde tabi ki kodlama gibi farklı yetkinlikler var ve bu alanda çalışmalar nispeten ağır da olsa emin adımlarla ilerliyor. Eğitim kurumları ise daha hızlı adımlar atıyor. Bahçeşehir Koleji gibi kodlamayı müfredatına ekleyenler var. Bahçeşehir Koleji öğrencileri hatırlarsanız kuyuda mahsur kalan köpeği kurtarmışlardı. Yani yaratıcılıklarını hayata geçirebilen gençlerimiz

var. Bizim bir şansımız var: Türkiye’de mühendislik okumak çok prestijli, analitik düşünmek ve mühendislik formasyonunu almak iş dünyasında çok değerli. İşte bu yetkinlikteki gençlerin saha çalışmaları çok önemli. Onlara saha çalışmalarında nasıl yön gösteriyorsunuz? Networking toplantı zinciri STEAMWIN ile onların doğru bağlantıları doğru biçimde kurmalarını, hem fiziksel hem dijital alanlarda sektörle ilgili sorular sormalarını sağlıyoruz. Farklı kurumlar da paydaşlarımız ve Türkiye Bilişim Vakfı, TÜBİSAD ve TÜSİAD’ın ilgili çalıştay grubu hepsi ile verimli bir iletişim içindeyiz. Sonuçta ilgilenen kitlenin buraya gelmesi ve katkıda bulunmasını sağlayan bir platformu hayata geçiriyoruz. Bu programın Bahar 2017 dönemi destekçileri dört şirket; Kale Grubu, Intertech, Arçelik ve Ford Otosan. Her donem farklı şirketler bu yapıda yerini alabiliyor ve onlar da çalışanlarının gönüllü katılımı ile destek veriyorlar. Bu fiziksel etkinliklerde networking kadar dijital etkinliklerde de sorular sorma, çalışanların deneyimlerini ve önerilerini alma odaklı verimli bir yapı var. Gençlerin ilgisini nasıl değerlendiriyorsunuz? Genç kadınlar ve erkekler çok ilgililer. Çünkü hem mezun

TurkishWIN ve BinYaprak.com kurucusu Melek Pulatkonak olduklarında ne yapacaklarının kaygısı içindeler hem de daha rekabetçi olmak, alanlarında neye odaklanıp hangi başlıklarda uzmanlaşacaklarını görmek, okudukları dalın sektör açılımını bilmek istiyorlar. Örneğin, bir endüstri mühendisi bir şirkette hangi görevi üstlenebilir, farklı şirketlerde farklı yetkinliklerini nasıl kullanabilir, bunları öğrenmeleri açısından onların ilgisi bu programa çok yoğun. Bu etkinliklerin bir kısmına şehir dışından katılım için ulaşım bursu veriyoruz. Böylece örneğin CEO Yuvarlak Masa etkinliklerimize farklı kulüplerin yönetim kurulu üyeleri katılıyor. Geçen dönem Trabzon’a Karadeniz Teknik Üniversitesi’ne gittik ve okulun öğrencileri de bu dönem bu etkinliklere katılıyor, her etkinlik için bir

arkadaşlarını görevlendiriyorlar. Yani çapraz katılım imkanı var. Onların da kendi aralarında network yapmasını, çok farklı kulüpler bazında bu programa katılımı sonuna kadar teşvik ediyor, örneğin bizimle çok aktif olan kulüpleri başka şehirlere de taşıyoruz. Böylece bir köprü görevini üstleniyor ve güçlü bir networking platformunu sunuyoruz. Biz programın ana hatlarını çıkardık. Ama programın yönetiminin birçok ayağı aslında bizim kampüs liderlerimiz olan üniversitelerdeki öğrenciler. Peki ya hedefler? Burada binlerce kişinin olduğu, daha da farklı sektörlerden katılımın kendini gösterdiği bir platform oluşmasını hedefliyoruz. Bir diğer açılımımız da küresel anlamda deneyimi olan, yurtdışında yaşayan ve teknolojinin uç noktalarında inovasyon yapan Türkleri bu canlı yayınlara almak. Geçen dönem Banu Onaral hocamız biyoteknoloji konusunda Philadelphia’dan katılımcı oldu. Bu dönem ABD'de Minnesota Duluth Üniversitesi'nde doktora öğrencisi olan ve yeni bir galaksi keşfeden Burçin Mutlu Pakdil canlı yayına katıldı. Farklı şehirlerde farklı yaratıcı çalışmalar yapan genç kadın ve erkeklerin canlı yayınlara katıldığı yapıyı daha da genişletmek istiyoruz. Temel hedefimiz Türkiye çapında da genişlemek, binlerce kişinin üzerinde çalıştıkları projeleri ve yetkinliklerini birbirleri ile paylaşabildikleri dijital platformu daha da büyütmek istiyoruz.

İşverenler, beklentİlere yanıt verebİlmelİ “Dijitale ağırlık veriyoruz. Çünkü bu konunun farkındalığı için network ve rol modellerin gelişimi ve erişimi açısından dijital içerik ve dijital etkinlikler ile dijitalde bir farklılık yaratmak önemli ve bunu BinYaprak platformu üzerinden sunmayı amaçlıyoruz. İkinci olarak, şirketlerin daha rahat katılım yapabileceği bir ortam sağlamak istiyoruz. Çünkü her sektörde her ölçekte şirketin daha çok yetkin mühendis olması için çabaları var. Bu çabada kendi şirketleri için olduğu kadar, meslek liselerini geliştirmek ve kadın odaklı istihdamı artırmak birçok farklı şirketin de

gündeminde. Bu şirketlerin hayata geçirdiği iyi uygulamaları STEAM içine çekmek istiyoruz. Kamu ve STK’lar ile işbirliğini de geliştireceğiz. Bir diğer başlık da network etkisi yaratmak. Yani dijital şirketleri işin içine almak, iyi çalışmalar yapan şirketlerin deneyimlerini başka şirketlere anlatmak, özendirmek. Network etkisini kamu ve STK platformlar gibi yapıların çalışmaları ile eklemleyerek çalışmaları çoğaltacağız. Teknoloji alanında çalışmak, beraberinde farklı istihdam esnekliklerini ve kolaylıklarını sağlıyor. Küreselden

gelen bu kültürde belirleyici unsur ise yetkinlikler. Bu noktada, özellikle kadınların esnek çalışma, zamanı yönetebilme gibi bazı yeterlilikleri teknolojide katma değer üreterek yapılabilir. Gençler de zaten bunu istiyor. Bu nedenle işverenlerin bu beklentileri ve kişilerin yetkinliklerini benimseyip harmanlamaları çok önemli. Söz konusu olan uzun bir dijital dönüşüm ve bu paralelde İK yapısı dönüşecek ki, ardından diğer dönüşüm süreçleri gelsin. Böylece gerçek anlamda verimli entegrasyon da hayata geçecek.”


Kesintisiz Enerji, Kesintisiz İş

DOSYA:

BThaber 10 - 16 Temmuz 2017 www.bthaber.com.tr

Ayhan Sevgi

Kesintisiz yaşamın sırrı… İş ve sosyal hayatımız her geçen gün biraz daha ‘teknoloji’ ile bağımlı hale geliyor. Ev ve işyerlerimizde kullandığımız cihazların sayısı artarken, bu cihazların çalışmasının en önemli faktörü olan enerjinin de kesintisiz ve kaliteli bir seviyede olması gerekiyor. Son yıllarda

hızla gelişen bilişim teknolojileri de işlerimizin genlerine kadar girmiş durumda. BT’siz bir iş hayatı düşünmek günümüz için imkansız hale geldi. Sistemlerin çok kısa bir süre bile çalışamaması, iş açısından büyük kayıpları beraberinde getiriyor. Sistemlerimizin kesintisiz

çalışabilmesinin temeli kesintisiz enerjiye dayanıyor. İşte bu noktada kesintisiz güç kaynakları (KGK) önemli bir boşluğu dolduruyor. Sadece şebeke elektriğinin kesildiği durumlarda değil, cihazların verimli çalışabilmesi için gerekli kaliteli elektriğin sağlanması açısından da KGK’ların önemi büyük.


14

DOSYA

BThaber

Kesintisiz Enerji, Kesintisiz İş

10 - 16 Temmuz 2017

Kesintisiz ve kaliteli enerji için… İş yaşamının temelini oluşturan enerji, kesintiye tahammülü olmayan alanların da başında geliyor. İş süreçlerinin kesintisiz olarak devam edebilmesi için enerji kaynaklarının da kesintisiz olması şart. Dolayısıyla kesintisiz ve kaliteli enerji, bugün tüm sektörleri yakından ilgilendiren bir konu. Enerjinin kesilmesi, bütün hayatımızda ciddi sorunlara sebep oluyor, tüm iş süreçlerimiz aksayabiliyor. Dolayısıyla enerjinin sürekliliği, kalitesinin korunması ve verimli olarak kullanılması sadece şirketler için değil, ülkeler için de çok önemli bir husus. Teknolojiye bağlı ekosistemin hüküm sürdüğü

günümüz koşullarında, işletmelerin BT operasyonlarını kesintisiz olarak sürdürebilmesi önemli. Bu operasyonların verimli devamı, her altyapıda bir kesintisiz güç kaynağı (KGK) ihtiyacını da beraberinde getiriyor. Uzmanların verdiği bilgilere göre kesintisiz güç kaynakları denildiğinde ise ilk akla gelen şey; elektrik kesintilerinde devreye girerek, şebeke enerjisinin geri geleceği zaman dilimine kadar şebekeyi yedekleyen bir cihaz olabiliyor. Fakat kesintisiz güç kaynaklarının topolojilerine bağlı olarak, sadece elektrik kesintisi değil, birçok elektrik problemine

karşı tam koruma sağladığını unutmamak gerek. Bu açıdan bakıldığında şebeke elektriğinde meydana gelebilecek sorunlara karşı ekstra koruma sağlayan bir koruyucu özellikte devre elemanıdır ve misyonu göründüğünden daha fazla. Kesintisiz güç kaynakları basit gibi görünen, fakat oldukça yüksek sayılabilecek teknolojiye sahip cihazlar. Günümüzde enerji maliyetlerindeki artış, enerjinin daha verimli bir şekilde kullanılmasını ve dolayısıyla maliyetlerin doğru şekilde yönetilmesi gerekliliğini ortaya koyuyor. Bu noktada enerji verimliliği yüksek olan cihazların yıllık enerji

maliyetlerinde yaratacağı olumsuz etki en minimal düzeyde kalıyor. Bu durum, cihazların servis ömürleri boyunca kendi amortismanlarını daha hızlı şekilde sağlamalarını ve müşterilerin daha elverişli bir şebeke altyapısı için katlandıkları maliyetlerin bir nebze olsun azalmasını da sağlıyor. Diğer taraftan, kesintisiz güç kaynakları, güvensiz şebeke enerjisinin güvenli hale getirilmesi için kullanıldığından güvenirliğinden şüphe edilmeyecek, sorun yaratma ihtimali düşük, güvenilirliği teyit edilmiş, uluslararası standartlara uygun üst seviye markaların ürünü olmalı.

Daha verimli, daha az ısınan ve daha çevreci KGK’ların dönemi Teknoloji hayatımızın olmazsa olmazı haline geldi. Gün geçmiyor ki yeni bir teknoloji ürünü hayatımıza girmesin. Kullanıcılar olarak bizleri her ne kadar ilgilendirmiyor gibi görünse de bu teknolojinin arkasında devasa altyapılar, devasa sistemler bulunmakta. Bu sistemler için ise kesintisizlik, güvenilirlik ve sürekliliğin başta geldiğini belirten Necron Satış Müdürü Fatih Atakan, şu bilgileri verdi: “Bilişim sektörü olarak bu saydığımız temeller noktasında her türlü tedbir alınmakta yani daha hızlı, daha verimli çalışan, yedekli ve güvenilir sistemler vs gibi. Ancak günün sonunda bu sitemlerin hepsinin bir enerji ihtiyacı olmakta ve bu ihtiyacın karşılanması gerekmektedir. İşte KGK sektörü tamda bu alanda hayatımıza girmektedir. Düşününki son teknoloji bir sistemle donatılmış bir hastanede kanınızı verdiniz ve laboratuvarda kanınız tahlil ediliyor bu arada kısa süreliğine de olsa bir elektrik kesintisi yaşandı analiz yapan cihazlar bir süreliğine elektrik kesintisi yaşayacağı için ya sonuç hiç çıkmayacak ya da doğru sonucu alamayacaksınız gibi durumlar yaşanabilmektedir. Veya çok önemli verileriniz olduğu bir sisteminiz var elektrikte oluşacak bir dalgalanma veya kirlilik sisteminizi etkileyerek veri kayıplarına veya siteminizin tamamen devre dışı kalmasına yol açabilmektedir. İşte bu ve buna benzer binlerce olay yaşanabilme ihtimaline karşılık sistemlerin temel ihtiyacı olan elektriğin kesintisiz, düzgün ve temiz bir şekilde cihazlara

ulaştırılıyor olması gerekmektedir. Kesintisiz güç kaynakları, bu noktada hayatımızın olmazsa olmazlarıdır. Bilinmelidir ki teknolojinin bu gelişimine KGK’larda kayıtsız kalmamış ve kendi teknolojilerini geliştirerek bu çağa ayak uydurmuş ve uydurmaktadırlar. Günümüzde artık verim değeri daha yüksek, çıkış güç faktörü daha yüksek KGK’lar piyasalarda yerlerini almıştır. İş sürekliliği kavramının önemi arttıkça da KGK sektörü risk analizlerini yaparak güç modüllerini tek yapı yerine birkaç modülden birleştirilmiş kendi içerisinde yedekli yapılardan oluşturulmuş modüler sistemlere taşımaktadır.” Kesintisiz güç kaynaklarının gerekliliği noktasında en bilinçli olan yerin kamu sektörü olduğunu belirten Fatih Atakan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Kamu sektörü KGK’nın olmazsa olmaz olduğunun bilincinde olarak hareket etmektedir. Orada da en büyük direnci yeni teknolojiye adaptasyonda yaşamaktayız. Denenmiş ve bilinenin her zaman daha iyi olduğu, yeniliğin risk taşıdığı inancını yıkmak için çok çaba sarf etmekteyiz. Özel sektör noktasında ise hala gerekli olup olmadığını konuştuğumuz şirketler maalesef var. Necron olarak gerek kamu ve gerek özel sektörlere yapmış olduğumuz ziyaretlerle veya illerde yapmış olduğumuz eğitim toplantılarıyla KGK’nın ne olduğundan başlayan eğitimler düzenlemekteyiz. Özellikle Ankara’da bölge müdürlüğümüzde birçok kamu personeline ücretsiz

sertifikalı eğitimler düzenlemekteyiz. Bu eğitimlerde hem teorik hem de pratik bilgiler vermekteyiz. Aynı zamanda ihtiyacın tespiti noktasında da uzman ekiplerimizce yardımcı olmaktayız. Necron olarak, gelişen teknolojiyle birlikte iş sürekliliğinin çok önemli bir kavram oluğu günümüzde bu kavrama paralel hareket etmekteyiz. Ürünlerimizin birçoğu ya modüler yapıda ya da yarı modüler yapıdadır. Bu konuda birçok bilgilendirme ziyaretleri ve toplantılar düzenledik ve düzenliyoruz. Bu alanda modüler sistemlerin daha fazla talep göreceğini ve taleplerin bu alanda gerçekleşeceğini bekliyoruz. Modüler yapı dediğimizde elektrik altında güç modüllerinin

takılıp çıkarılabildiği veya arıza anında diğer modüllerin otomatik olarak gücü üzerine alarak sistemi herhangi bir kesintiye uğratmadığı yapılardan bahsediyorum. Teknoloji arttıkça buna bağlı ürün sayısında da artış olduğu muhakkaktır. Bu da enerji ihtiyacının artması manasına gelir. Bu çerçevede verim değerleri daha yüksek, daha az ısınan, daha çevreci KGK’ların öneminin artacağına inanıyorum. Ayrıca enerjinin öneminin artması ile satınalma maliyetinin değil toplam sahip olma maliyetinin önemi ortaya çıkacağını da ön görmekteyiz. Necron olarak bütün çalışma ve faaliyetlerimizi bu noktalar üzerinde gerçekleştirmekteyiz.”


www.exclusive-networks.com.tr

iyzico, Nutanix ile yüksek performansa ulaştı

“Önceki altyapımızda İstanbul ve Ankara veri merkezlerimiz aktif – pasif olarak çalışıyordu. Bunu aktif – aktif çalıştırmak için yeni bir projeye başlama kararı aldıktan sonra klasik bir mimaride neler yapabileceğimiz e-Ticaret şirketlerine kolay ödeme platformları sunan iyzico, Ankara’daki veri düşündük, ama daha merkezinin altyapısını Nutanix sistemlerine taşıdı. İstanbul ve Ankara veri sonra platformumuzu, merkezleri aktif – aktif prensibiyle çalışırken, bu model e-Ticaret alanında ‘Hiper-Bütünleşik Türkiye’de bir ilk oldu. sistem’ yapısındaki “Ayrıca veri merkezindeki sistemlerimiz esneklik, ölçeklenebilirlik, hız, yeni teknolojiler performans ve uzaktan kolay yönetim özelliklerine kavuştu. üzerinde kurmaya karar verdik. Tabii Ankara veri merkezimiz merkezi ile aynı Bu projeye fazla firmaya ödeme bu süreçte Nutanix felaket kurtarma özellik ve kapasitelere başlamadan önce altyapısı sunuyoruz. ürünleri üzerinde noktası olarak hizmet sahip bir altyapımızın farklı ürünlere Ciddi bir mühendislik denemeler yaptık, veriyor. İstanbul veri olması gerekiyordu. sahip firmalarla da ekibimiz var ve bu sistemi hem donanım merkezimizde bazen Bu gerçekten yola görüştüklerini, Nutanix hem de yazılım olarak ekiplerimizden bir kesintiler olabiliyor. çıkarak Ankara için sistemlerini tercih tanesi de altyapı oldukça zorladık ve Dolayısıyla, İstanbul yeni yatırım kararı ederek Exclusive ekibimiz. Bu ekibimiz sistemden oldukça ve Ankara’daki veri aldık. Bu kararımız Networks ve yetkili bize sunucu, memnun kaldık. merkezlerimizin doğrultusunda Nutanix İş Ortağı ile network, veritabanı, Sistemin büyüyebilir ikisinin de aktif – aktif kurduğumuz altyapı, birlikte çalışmaya sanallaştırma gibi ve bizim gelecekteki başladıklarını BT’nin tüm alanlarında ortamda çalışabileceği internet ve e-ticaret ihtiyaçlarımıza da bir ortam oluşturmak sektöründe bir ilki kaydeden iyzico Sistem yanıt verebilecek bir destek hizmetleri oluşturuyor.” Yöneticisi Halim Kaan sunuyor. Bizim İstanbul istedik. Tabii bunun yapıda olması bizim Büyüyebilir yapı, tercih Güler ise şu bilgileri ve Ankara’da birer veri için Ankara’da da için önemli bir faktör sebebi oldu verdi: merkezimiz bulunuyor. İstanbul’daki veri oldu. Fiyat/performans açısından da oldukça yüksek bir oran ile karşılaştık. Bu arada destek hizmetleri de bizim için önemli faktörlerden biri olduğundan Exclusive Networks ile çalışmaya başladık. Sistemi öneren Exclusive Networks yetkililerinin bize, ürün satmaktan ziyade bir mentor gibi yaklaşımının da tercihimizi etkilediğini söyleyebiliriz. Şu anda tüm yükümüzü Ankara’daki veri merkezine aktarıp, İstanbul’daki Soldan sağa: : iyzico Sistem Yöneticisi Halim Kaan Güler, iyzico CIO’su Hakan Erdoğan ve sistemler üzerinde iyzico Sistem Yöneticisi Buğra Turhan her türlü geliştirmeyi yapabilecek bir yapıya kavuştuk. Ankara’da bir isanslı ödeme kuruluşu oldukları için kesinti bizi hiç etkilemedi. Bu arada, Nutanix ofisimiz olmadığı için her yıl üç farklı denetimden geçtiklerini üzerindeki diskler daha yeni olduğu için sistemin yönetimini kaydeden Hakan Erdoğan, şu detayları İstanbul’daki sistemden daha performanslı de uzaktan yapıyoruz. paylaştı: olduğunu da gördük. Şu anda trafiğimizin Bu özellik de bizim bir bölümü Ankara’dan geçiyor ve sistemin Bu açıdan da değerlendirdiğimizde, tercihimizde önemli bir performansından oldukça memnunuz. Biz Exclusive Networks bizim önemli bir hızlı büyüdüğümüz için yatırımlarımız da unsur oldu.” danışmanımız. Bu arada şöyle bir durum süreklilik istiyor. Önümüzdeki günlerde da yaşadık: Geçtiğimiz haftalarda İstanbul’da İstanbul’daki sistemlerimize yönelik yeni servis sağlayıcıdan kaynaklanan 10 dakikalık projelerimiz de gündeme gelecek. Tabii bir kesinti oldu. Tabii 10 dakika bizim için bu konuda da Nutanix yine gündemimizde çok uzun bir süre ve bu sürede Ankara olacak.” üzerinden çalışmalarımızı sürdürdük ve bu

L “

‘Ankara veri merkezimizin performansı arttı’

ADVERTORIAL

iyzico, 2012 yılında farklı alanlarda hizmet veren çeşitli büyüklüklerdeki e-ticaret şirketlerine, kolay ve güvenli ödeme yönetim platformu sunma amacıyla Barbaros Özbuğutu ve Tahsin Isın tarafından İstanbul’da kuruldu. Avrupa’nın saygın şirketlerinde uzun yıllar önemli pozisyonlarında görev alan Özbuğutu ve Isın, bu alandaki tecrübelerini iyzico ile Türkiye pazarına taşıdılar ve tamamen bu pazara adapte olmuş inovatif bir platform oluşturdular. Kısa bir sürede hızlı büyüyen iyzico, bugün 10 binden fazla şirkete hizmet sunuyor. Teknolojiye dayalı bir iş modeline sahip olan iyzico, büyümesine paralel olarak BT altyapısını da sürekli geliştiriyor. Hız, performans ve kesintisiz BT kavramlarının önemli olduğu iyzico’nun İstanbul dışında Ankara’da da bir veri merkezi bulunuyor. Ankara’daki veri merkezinin altyapısını yenileme ihtiyacı duyan şirket, buradaki teknoloji altyapısını Nutanix platformuna taşıdı. Bu konuda iyzico’nun en büyük destekçisi ise Exclusive Networks oldu. Yerli ve yabancı pek çok şirkete hizmet sunduklarını belirten iyzico CIO’su Hakan Erdoğan, Ankara veri merkezinin Nutanix platformuna taşınmasının hikayesini şöyle anlattı: “Tüm iş süreçlerimiz, kesintiye ve hataya tahammülü olmayan BT altyapıları üzerinden yürüyor. 10 binden


16

DOSYA

BThaber

Kesintisiz Enerji, Kesintisiz İş

10 - 16 Temmuz 2017

Eğilimler modüler cihazlara kayıyor Kesintisiz güç kaynakları geçtiğimiz yıllarda daha çok bağlı olduğu ekipmanları güvenli bir şekilde kapatmaya yönelik kullanılan cihazlarken, bugün artan veri kapasitesi ve değeri nedeniyle veri kaybını önlemek ve devamlılığı sağlamak amacıyla kullanılan cihazlara evrilmiş durumda. Farklı bir deyişle, bağlı olduğu cihaza güç vermek yerine yedekliliği ve güvenirliği sağlamaya başladı. Günümüzde kesintisiz güç kaynaklarındaki en büyük eğilimlerden birinin modüler cihazlar olduğunu gözlemlediklerini kaydeden Huawei Enterprise Ülke Müdürü Serdar Yokuş, şunları kaydetti: “Modüler kesintisiz güç kaynakları kullanıcı açısından hem ilk yatırım maliyeti hem de ileriye yönelik kapasite artırımlarına imkan tanıması avantajıyla çok daha fazla tercih ediliyor. Modüler

kesintisiz güç kaynaklarının kullanıcıya sağladığı en önemli avantajları merkezi yönetim katmanlarının yedeklenmesi, modüler akşamların yedekli bir şekilde sunulması gibi süreçleri sağlayarak tek nokta hatalarını ortadan kaldırarak iş sürekliliğini sağlamasıdır. Daha açık bir şekilde ifade etmemiz gerekirse, modüler cihazlarda güç kaynağının bir parçasında bir sorun çıksa dahi o parçanın yedeği olması nedeniyle cihaz çalışmaya devam ediyor ve böylece kullanıcıya sorunlu parçayı iş kaybı yaşamadan değiştirme zamanı tanımış oluyor. Kesintisiz güç kaynaklarının son yıllardaki evrimine baktığımızda özellikle 365 gün 7/24 çalışan süreçler olması nedeniyle veri merkezlerinin olmazsa olması olarak öne çıkıyor. Bu alanda lokal ve global tüm üreticiler güç kaynaklarının verimliliğini artırmaya

özen gösteriyor. Bu alanda Huawei Enterprise olarak yüzde 97,5 verimlilik oranına sahibiz. Hem network hem de dünyada BT, IP ve veri merkezi ekipmanlarını sağlayan üretici firma olarak uçtan uca çözüm sağlamaktayız, Birleşmiş Milletler Çevre Koruma Ajansı tarafından verilen Enerji Star sertifikasına dünya üzerinde kesintisiz güç kaynakları alanında sahip olan ilk üreticiyiz.”

Huawei Enterprise Ülke Müdürü Serdar Yokuş

Danışmanlık hizmeti gözardı edilmemeli Her geçen gün artan talebe karşılık aynı hızda gelişemeyen enerji altyapısı, özellikle kritik yüklerimizi yedeklemek için kesintisiz güç kaynağı kullanımını her geçen gün artırıyor. Burada kritik yük dediğimiz noktada aklınıza büyük fabrikalar veya en az 300 kabinlik veri merkezleri canlanmasın. Bir veri merkezinde olabilecek bir kesinti sonucu yaşanacak kayıp ile bilgisayarınızda hazırladığınız bir raporun kesinti sonucu silinmesi arasında hiçbir fark yoktur. Çünkü kaybedilen aslında aynıdır, zaman. “Bizler bu noktada aslında sadece enerji yedeklemesi sağlamıyoruz, zamanınızı ve iş gücünüzü de koruyoruz” diyen Artronic Veri Merkezi Çözümleri Yöneticisi Batuhan İpek, şu bilgileri verdi: “Zaman ve iş gücünden bahsettiğimiz bir konuda aslında konuşulması gereken tek bir nokta kalıyor, sahip olma maliyeti ve yatırımlarımızın kısa-orta-uzun vadede bizlere olan ekonomik katma değeri. Son yıllarda artan farkındalık ve işletme maliyetlerindeki pozitif katkı sebebiyle, modüler KGK mimarisine hızlı bir dönüşüm yaşanmaktadır.

Eskiden modüler mimari denildiği zaman sadece BT sektörü, veri merkezleri akla gelmekteydi. Günümüzde modüler sistemlerin işletme ve sahip olma maliyetleri skalasında klasik sistemlere göre getirdiği pozitif katkı, sadece yarım metrekare bir alan içerisinde 320kW güç sağlayabilmesi ve geniş giriş gerilim aralığı sayesinde trafo kullanımını minimuma indirmekte, sanayide de çok ciddi anlamda kullanım alanı sağlamaktadır. Kritik yüklerde yedekli mimarinin getirdiği kolaylık sayesinde verimlilik her zaman en üst seviyede tutularak amortisman süreleri minimuma indirgenmektedir.” Kesintisiz enerji konusunda farkındalığı arttırmak adına yapılacak en önemli hamlenin danışmanlık hizmeti olacağını kaydeden Batuhan İpek, açıklamalarını şöyle sürdürdü: “Önemli olan bizlere gelen ve çoğu zaman kulaktan dolma bilgilerle yönlendirilen ihtiyaçları tekliflendirmek yerine, sahada keşfini yapıp bire bir son kullanıcıyla keşif sonrası ihtiyaçlarını görüşerek çözüm sunmaktır. Örnek verecek olursak, sistemde hazırda jeneratör bulunuyor ise, müşterimizde 30

dk. ve üzerinde bir akü grubu talebi olduğunda bunun işletme maliyetlerini de göstererek doğru bir ürün konumlandırılması sağlanmalıdır. Bir diğer örnek ise, ileriye dönük yük ihtiyacının artma eğrisine göre şimdiden yüksek güçlü bir KGK alarak hem yük yüzdesinin düşüklüğünden dolayı işletme hem de satın alma maliyetini yükseltmek yerine, son kullanıcımızı modüler veya paralel – yedekli sistemlere yönlendirmemiz olacaktır. Şu noktadan kesinlikle emin olabiliriz, 10 yıllık bir kullanım sürecinde KGK’nın içinden geçen elektrik kesinlikle cihazdan çok daha pahalı olacaktır. Verimlilik bizim burada hem sahip olma hem de işletme maliyetlerimizi etkileyecek en önemli noktadır. Şöyle bir örnekle açıklamak isterim, verim değeri yüzde 94 ve yüzde 96 olan iki adet yüzde 80 yükte çalışan 200kVA KGK’yı karşılaştırdığımızda, sadece yüzde 2 verim farkından bile bir yılda yaklaşık 4 bin dolar maliyet tasarrufu sağlanmaktadır, bu uzun vadede sahip olma maliyetlerimizi çok ciddi anlamda etkiler. Aslında en önemlisi KGK’ya bağlı olan yük mertebesinde, ileride

Artronic Veri Merkezi Çözümleri Yöneticisi Batuhan İpek oluşabilecek güç ihtiyacında sadece modül ilave ederek güç artırımına gidebilirsiniz. Klasik mimariden farklı olarak, 10 sene sonra çıkacağınız güçler için şimdiden büyük KGK yatırımı yapmak zorunda kalmazsınız. Bu hem ilk alım maliyetlerinize pozitif katkı sağlamakta, hem de demin bahsetmiş olduğum verimlilik değerlerinden ciddi bir maliyet tasarrufu olarak geri dönmektedir.”


advertorial


GÖRÜ Ş

BThaber

“Eve Kadar Hızlı İnternet” ama nasıl? *Max Zhuang Birbirinden farklı ve yenilikçi hizmetler ile video uygulamalarının hızla gelişimi ile yüksek genişbant bant genişliğine olan talep de hızla artıyor. FTTH (Fiber-to-the Home, Eve kadar Fiber), dünya çapında tüm operatörlerin yüksek hızlı genişbant hizmetlerini sağlayabilmek için benimsenen birkaç altyapı yöntemlerinden biri olarak kullanılıyor. Buna ek olarak uçtan uca fiber altyapısına ilişkin yüksek altyapı maliyetleri ve son 100 metrelik eski kabloların (bakır ya da koaksiyel) değiştirilmesinin getirdiği zorluklar, çoğu operatörün fiber yatırımları

maliyetinin makul bir sürede geri dönmesi olduğunu söyleyebiliriz. Son kullanıcı ve operatörlerinde önceliklerini birlikte ele aldığımızda is ortaya çıkan ortak payda “hızlı yatırım geri dönüşü olan hızlı bağlantı” kavramı oluyor. Dolayısıyla FTTH terimini bu yönden ele alırsak, “Fast-to-the-Home, Eve Kadar Hızlı” ifadesini; kullanıcılara hızlı genişbant bağlantı ve buna bağlı operatörlere hızlı yatırım geri dönüşü olarak tanımlayabiliriz. Telefonla iletişim hizmetlerinin altın çağını yaşadığı günümüzde pek çok hane halihazırda “iki telli” bakır kablo

Değerli Ev Genişbant Kullanıcılarını Tanımlamak için Büyük Veri Analizi Operatörler yatırımların verimliliğini daha da artırmak için, ağ kurmadan önce değerli kullanıcıları belirleyerek, talep üzerine ağ kurarlar. Dünyanın çeşitli bölgelerinde hassas şebeke yatırımları için farklı stratejiler benimseniyor. Bu stratejilerin genel olarak aşamaları şöyle gerçekleşmektedir: •

Potansiyel kullanıcıları ve değerli toplulukları analiz etmek ve

daha sonra lokasyon, tüketim, rekabet, gelişme ve envanter gibi önemli endeksler üzerine odaklanarak değerli bilgiyi süzmekten geçiyor. İkinci olarak, genişbant ev kullanıcı kitlesinin kapsamlı değer endekslerini nesnel olarak değerlendirmek için matematiksel modeller geliştirmek ve büyük verileri kullanmak. Bu endekslere dayanarak, farklı topluluklarda genişbant ev kullanıcılarının gelişim hedefleri hesaplanabilir. Üçüncüsü ise, mevcut toplam operasyon maliyeti (TCO), Net Bugünkü Değer (NPV-NBD) modeli gibi mevcut genişbant ev şebekesi kapsama, teknoloji seçimi ve finans modellerine dayanan model bant genişliği ivmesi, yeni FTTx yapısı ve fiber-bakır entegrasyonu ile ilgili teknolojileri derinlemesine değerlendirir. Böylece, farklı kesimler için kesin sabit genişbant altyapı planlamaları ve kurulum çözümleri sağlanabilir.

Doğru Ev Genişbant Yatırımlarını Belirlemek için Planlama Uygulaması Huawei'nin Akıllı CAPEX çözümü, ev genişbant yatırımları için uNetBuilder'ı (temel planlama aracı) kullanıyor. Çok boyutlu veri girişi ve büyük veri analizine dayanan uNetBuilder coğrafi bilgi sistemiyle (GIS) eşleşerek canlı şebekelerle ilgili gerçek zamanlı bilgileri hızlı bir biçimde görüntüleyebiliyor. Operatörler, bu aracı kullanarak topluluk değer endekslerini hesaplayabilir, rafine edilmiş kalkınma hedeflerini belirleyebilir ve ev ağlarını doğru bir şekilde planlayabilir.

konusundaki cesareti kırmış durumda. Tam anlamıyla kusursuz bir şekilde kurulmuş bir fiber altyapısının yatırım dönüş süresinin uzun olması ise operatörlerin fiber altyapıya daha da mesafeli durmasına sebep olabiliyor. Genişbant hizmetlerine son kullanıcı açısından baktığımızda, önemli olan bağlantının fiber, bakır ya da koaksiyel kabloya bağlı olup olmamasından çok hızlı ve güvenilir olması olarak öne çıkıyor. Operatörler tarafında ise network yatırımı, yüksek getiri beklentisi oluşturuyor. Yüksek getiri beklentisinin detayına bakarsak, uygulanabilir bir yatırım maliyeti, yatırımın hızlı ve verimli bir şekilde uygulanması ve yatırımın

altyapısını kullanıyor. Bakır erişim teknolojilerindeki son gelişmelerle bakır kablolar, operatörler tarafından yüksek hızlı genişbant servislerini genişletmek için sadece fiber kapsamını erişim şebekesinin besleme ve dağıtım noklarına eriştirmesi yetecektir . Son kullanıcının hanelerindeki mevcut bakır kablolar değiştirilmeden bırakılabilir. Bu yöntemle kullanıcıların bulunduğu lokasyonlara fiber kablolama yapmak için gereken zaman ve maliyetlerden tasarruf sağlanabilir. Bu yöntem sayesinde operatörler, hızlı genişbant hizmetleri sunabilmek için gerekli hızlı ve ekonomik ağları kurmak amacıyla fiber ile bakır kablo arasında entegre ve sinerjik bir yapı sağlamış olacaktır.

belirlemek Bu toplulukların değerlerine dayalı pazar geliştirme hedeflerini belirlemek Hassas pazarlama, ağ planlaması ve inşaatı teşvik etmek

Hassas ağ yatırımları özellikle aşağıdaki üç aşamaya odaklanıyor: Öncelikle, değerli kullanıcıları tanımlamak için büyük verileri analiz etme: Bu, müşteri kitlesi ve ağ verilerini, internet taraması ile elde edilen bilgileri ve üçüncü tarafların verilerini (hükümetler, endüstriler ve OTT sağlayıcıları gibi) önceliklendirmeyi ve

Akıllı CAPEX çözümü operatörlere birçok fayda getirebilir; Örnegin çözüm sayesinde satış birimleri ev genişbant kullanıcı artışı için net hedefler belirleyebiliyor. Ağ planlama ve ağ kurulumu birimleri ortak çalışma ile planlama ve doğru yatırımlar yapabilecektir. Bu sayede değerli kullanıcı topluluklarına servis götürme süreci kısaltılabilecektir. Network Operasyon ve Yönetim Birimi, şebeke kapsama, yetenek ve kalite ile ilgili sorunları proaktif olarak tespit etmek için şikâyet verilerini, hız değişim istatistiklerini ve ısı haritalarını kullanabilir. Ayrıca, pazarlama bölümleri, çok boyutlu verileri kullanarak ev genişbant kullanıcılarına yönelik dogru ve etkin pazarlama verimliliğini artırabilir. *Huawei Erişim Network Sistemleri Uzmanı


5GHz 433Mbps Less Interface

2.4

High Compatiblity 300Mbps

2.4

5GHz


20

BThaber

BTnet.com.tr

Derdiniz, unutulan şarj olmasın!

Panasonic Eco Solutions Türkiye’nin Viko markalı USB prizleri, elektronik cihazları, adaptöre ihtiyaç duymadan USB bağlantı kablosuyla şarj etmeyi sağlıyor. Adaptörsüz doğrudan şarj ve kullanım kolaylığı sağlayan Viko markalı USB prizler, 5V 2A enerji çıkışının yanı sıra 2 adet de USB priz çıkışına sahip. Böylece prizde aynı anda 2 ayrı cihaz şarj edilebiliyor. Panasonic Eco Solutions Türkiye’nin USB prizleri, evler için olduğu gibi, otel ve kafe gibi gün içinde yoğun insan trafiğinin yaşandığı alanlar için de uygun.

Bilgiler klavyeden itibaren koruma altında

Microsoft’un donanım birimi tarafından geliştirilen ve kablosuz teknolojiyi destekleyen klavyeler AES (Gelişmiş Şifreleme Standardı) kullanarak iletişim bilgilerini korumaya yardımcı oluyor. AES, bilgisayar veya diğer aygıtlara iletilmeden önce tuş vuruşlarını şifreliyor. AES; elektronik verilerin şifrelenmesine yönelik National Institute of Standards and Technology (NIST) tarafından 2001'de oluşturulan bir spesifikasyon olarak, ABD hükümeti ve diğer ülkeler tarafından gizli veri ve bilgilerin korunması için kullanılıyor. Buna karşılık, uygun güvenlik önlemleri alınmazsa, siber hırsızlar tuş vuruşlarını takip ederek şifrelere, kredi kartı numaralarına ve diğer önemli bilgilere erişebiliyor. Kötü niyetli saldırganların klavyelerdeki gizli AES şifreleme anahtarına erişmesini önlemek için, klavyeye ve alıcıya fabrikada yüklendikten sonra anahtara erişimi engelleyen bir bellenim ekleniyor. Microsoft AES klavyeler, daha sofistike saldırıları önlemek için her bir iletim için rastgele veri oluşturma ve tanımlayıcılar kullanıyor. Microsoft’un son yıllarda üretilen ve kutusunun üzerinde asma kilit logosu bulunan Sculpt Ergonomic Desktop, Comfort Desktop 5050, Wireless Desktop 3050, Wireless Desktop 2000, Wireless Desktop 900, Wireless Desktop 850 ve All-in-One Media Keyboard gibi kablosuz klavyelerinde modellerinde AES şifreleme teknolojisi kullanılıyor.

10 - 16 Temmuz 2017

Bosch ve Sony işbirliği başladı Bosch Güvenlik Sistemleri ile Sony Corporation arasında video güvenlik çözümleri alanında işbirliği, düzenleyici kurumların onayı sonrası resmen başladı. Ortaklık hem satış ve pazarlama hem teknik anlamda işbirliğini kapsıyor. Ortak geliştirilen ilk ürünlerin de 2018 yılında piyasaya sürülmesi bekleniyor. Satış ve pazarlama ortaklığının parçası olarak, Sony’nin video güvenlik kameralarındaki satış ve pazarlama uzmanları, Bosch Güvenlik Sistemleri bünyesinde bu iş özelinde oluşturulan ekibe katıldı. Sony’nin Japonya hariç tüm pazarlardaki video güvenlik kameralarına bu satış ve pazarlama ekibi tarafından hizmet ve destek verilecek. Her iki şirket teknik işbirliği kapsamında, yüksek çözünürlüklü video görüntüleme konusunda Bosch’un yerleşik video analitiği ve en güncel bitrate yönetim teknikleriyle tamamlanan yeni standartlar geliştirmeyi amaçlıyor.

Sony, altıncı nesil (G6) ağ kameraları bünyesinde sekiz adet yeni Full-HD (1080p) video güvenlik kamerasının üretimine başladı. Bu kameralar, video güvenlik kameraları sektöründe daha yüksek düzeyde netlik ihtiyacını karşılayacak. Bosch da video analitiği ve bitrate yönetimiyle ilgili portföyünü

güncellemeye devam ediyor. Önümüzdeki dönemde IP 4000 serisinden itibaren tüm ağ kameralarında uçta video analitiği bir standart olarak yer alacak. H.265 video sıkıştırma ile bir araya getirilen en yeni bitrate yönetimi teknikleri de bitrate kullanımını yüzde 80’e varan oranda azaltacak.

Depolamada hız ve kapasite avantajı

Dpolama çözümleri üreten LaCie’nin yeni ürünü 2big Dock, RAW formatındaki 200 bin fotoğrafı ya da 4K kalitesinde 650 saatlik videoyu tek başına depolayabiliyor. Yüksek hız ve kapasiteyi sunan ürün, 20TB’lık modelinde 200 bin fotoğraf depolayabiliyor, saniyede 450MB veri akışı ile bir saatlik 4K videoyu

bir dakikada aktarabiliyor. LaCie 2big Dock üzerinde bulundurduğu bağlantı noktaları sayesinde veri akışını kolaylaştırıyor, depolamanın merkezi haline geliyor. Full HD ve 4K çözünürlüklü ekranlara doğrudan bağlanabilen cihazda, SD ve Compact Flash kart yuvaları, iki adet Thunderbolt 3, USB 3.1

(USB-C) bağlantı noktaları var. Cihaza takılan hafıza kartındaki görüntüler ise yine doğrudan Adobe Lightroom veya Premiere Pro’ya yüklenebiliyor. Akıllı telefon ve tabletlerin içindeki verileri de yedekleme imkanı sunan LaCie 2big Dock, USB bağlantısı üzerinden mobil cihazları şarj edebiliyor. LaCie 2big Dock’un içinde iki adet, Seagate’in 7200RPM ve 256MB cache’e sahip en üst seviye kurumsal diski olan IronWolf Pro var. Raid 0,1 seçeneği de sunan cihaz, verileri iki kat koruma altına alıyor. Gövdesi alüminyum kaplı olan ve özel fan sistemi sayesinde ısınmadan çalışabilen LaCie 2big Dock, 5 yıl garantiye sahip. Cihazın 20TB dışında, 12TB ve 16TB’lık seçenekleri de var.



22

BThaber

KARİYER

Zyxel’de iki yeni görevlendirme

Zyxel Communications, Jannik Haargaard’ın 1 Temmuz’dan itibaren Avrupa Başkanı görevini üstlendiğini duyurdu. Haargaard, 11 yıldır Zyxel Avrupa bünyesinde Finlandiya ve Danimarka Ülke Müdürlüğü, Sphairon GmbH Genel Müdürlüğü ve 4 yıldır sürdürmekte olduğu Operasyonlar ve Finans Başkan Yardımcılığı olmak üzere çok sayıda görev üstlendi. Haargaard, yeni bir iş girişimi için şirketten ayrılan Lee Marsden’in yerine atandı. Jannik, Zyxel'in Danimarka Kopenhag'daki ofisinde görev yapacak ve Başkan Yang'a rapor verecek. 2013 yılından bu yana Zyxel Türkiye Marka ve Pazarlama Müdürü olan Özden Aliyagiç Uyar, Ortadoğu bölgesinin de marka yönetimi ve pazarlama projelerinden sorumlu oldu. Profesyonel kariyerine 2004’te Hızlı Sistem’de Kurumsal Marka İletişimi Asistanı olarak başlayan Uyar, ardından Vogel Burda Communications’ta yaklaşık üç yıl boyunca Halkla İlişkiler ve Reklam Uzmanı olarak görev aldı. 20072011 arasında Zyxel Türkiye’de Halkla İlişkiler Müdürü olarak çalışan Uyar, 2012-2013 yıllarında ise Bircom’da Pazarlama Müdürü olarak görev yaptı. 2013 yılında Marka ve Pazarlama Müdürü olarak tekrar Zyxel’e dönen Uyar, eğitimini İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi’nde tamamladı ve 2017’de Bahçeşehir Üniversitesi’nde Pazarlama Yönetimi/MBA alanında yüksek lisans yaptı.

TÜBA’da genel kurul sonrası yeni görevlendirmeler

TÜBA üyelerinin katılımıyla 17 Haziran günü Ankara’da gerçekleştirilen Türkiye Bilimler Akademisi (TÜBA) 51. Genel Kurulu’nda yapılan oylamayla 2016 TÜBA Uluslararası Akademi Ödülü sahibi Prof. Dr. Şerif Mardin TÜBA Şeref Üyesi, 2015 yılı Uluslararası TÜBA Akademi Ödülü sahibi Ord. Prof. Dr. Niyazi Serdar Sarıçiftçi de TÜBA Asli Üyesi seçildi. 17 Haziran’da gerçekleştirilen TÜBA Genel Kurulu’nda yeni Konsey Üyeleri de seçildi. TÜBA Akademi Konseyi’nde görev süresi sona eren üyelerin yerine, yapılan oylama sonucunda TÜBA Asli Üyeleri; Prof. Dr. Reşat Apak, Prof. Dr. Feridun Cahit Tanyel, Prof. Dr. Fikrettin Şahin, Prof. Dr. İzzet Öztürk ve Prof. Dr. Mustafa Solak Akademi Konsey üyesi seçildiler.

10 - 16 Temmuz 2017

Beyaz yakalıların tercihi AVM’ler Blesh, Türkiye genelinde AVM, banka, havaalanı, metro istasyonu, kafe ve restoranlarda yer alan 90 bini aşkın beacon ve 90’ın üzerinde mobil uygulamaya entegre platformu ile 30 milyon kişiye konum hedefli ulaşma potansiyeline sahip. Bu sensörlerle akıllı telefon sahipleriyle izin ve istekleri doğrultusunda hem iletişim kuruluyor hem hareket rotaları ve davranışları analiz ediliyor. Bu altyapı kapsamında İstanbul’da 100 bin beyaz yakalı çalışanın Mayıs ayındaki davranışlarını analiz eden Blesh, beyaz yakalıların hangi semtlerde daha fazla gezdiği, nerelerde sosyalleştiği gibi verileri de ortaya koydu. Her ay yaklaşık 200 milyon veriyi analiz eden Blesh, gün içerisinde plaza ve ofislerde zaman geçiren çalışanların gerçek dünyadaki deneyimlerini, sanal dünyadaki deneyimleri ile birleştiriyor. Blesh’in topladığı verilere göre beyaz yakalılarının yüzde 61’i Android işletim sistemine sahip cihazları kullanırken, iOS kullanımı ise yüzde 39. Mobil cihazlarda Bluetooth teknolojisini kullanım oranı ise AVM ve havaalanı gibi noktalarda yükseliyor. Bu da kullanıcıların lokasyon bazlı kampanya ve fırsatlardan yararlanabilmek için Bluetooth teknolojisini aktif olarak kullandığını gösteriyor. Blesh’in son bir aylık verilerden değerlediği analize göre, özellikle havalar ısınınca şehirden uzaklaşmak isteyen beyaz yakalılar, sıklıkla havaalanlarında görüldü. Yaz dönemi ile beyaz yakalıların spor salonlarına ilgisi de görülüyor. Beyaz yakalılar en çok ofis ve plazaların yoğun olduğu Şişli, Beyoğlu, Kadıköy, Üsküdar, Maslak ve Bebek semtlerinde. Boş zamanlarında AVM’lere yönelen, genelde çalıştıkları iş yerlerine yakın bölgelere gitmeyi tercih eden beyaz yakalılar, yüzde 41 oranında alışveriş merkezlerinde sosyalleşiyorlar. Kafeler (%35), restoranlar (%31), etkinlik alanları (%18) ve %8’lik oran ile spor salonları en çok vakit geçirilen diğer noktalar. Beyaz yakalılar, en çok yüzde 14 oranında Zorlu Center, yüzde 10 oranında Kanyon, yüzde 8 oranında Akasya ve yüzde 6 oranında da İstinye Park alışveriş merkezlerini ziyaret ediyorlar. Beyaz yakalıların en sevdiği

sosyal aktivite ise yüzde 47 ile alışveriş yapmak. Bunu yüzde 40’la sinema ve diğer kültürel faaliyetler izliyor. Yüzde 14 ile

seyahat, yüzde 19 ile spor ve son olarak yüzde 10 ile finans odaklı aktiviteler de beyaz yakalıların tercihleri arasında.


BThaber

KARİYER

10 - 16 Temmuz 2017

Sektöre yetkin istihdam kazandırılıyor

Samsung Electronics’in gençlerin eğitimine destek olma amacıyla hayata geçirdiği uygulamalı eğitim programı “Samsung Akademi”, mesleki ve teknik anadolu lisesi öğrencilerini geleceğe hazırlıyor. 2012 yılında hayata geçirilen Samsung Akademi, bu yıl İstanbul’da 161, Ankara’da 167 ve İzmir’de 139 olmak üzere toplam 457 mezuna

ulaştı. Samsung tarafından kurulan 12 laboratuvarda Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi öğrencileri bilişim, mobil cihazlar, görüntü ve ses sistemleri ile beyaz eşya alanındaki en son teknolojileri deneyimleme ve öğrenme imkanı yakaladı. Samsung Electronics Türkiye Kamu Sektörü ve Dış İlişkiler Direktörü Dr. R. Erdem Erkul,

“Bilişim ve tüketici elektroniği alanında sektörün ihtiyaç duyduğu kalifiye elemanların yetiştirilmesine katkı sunabilmek amacıyla başlattığımız Samsung Akademi’ye her yıl daha fazla sayıda öğrencinin ilgi gösterdiğini görmek bizi mutlu ediyor” dedi. Programa bu yıl 17 farklı Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesinden öğrencinin katıldığını, beş yılda 2 binden fazla mezuna ulaştıklarını kaydeden Erkul, “Uygulamalı eğitim imkanı, öğrencilerin eğitim süreçlerini desteklediği gibi gelecekte kariyerlerine yön vermelerinde de etkili oluyor” dedi. Eğitimleri başarıyla tamamlayan öğrencilere Milli Eğitim Bakanlığı ve Samsung onaylı eğitim sertifikaları verilirken, başarı derecesiyle mezun olan öğrencilere Samsung tablet hediye ediliyor. Samsung, programda üstün başarı gösteren öğrenciler için staj imkanları yaratılmasına da destek oluyor.

Yetkin istihdam, küresel bir değer yaratıyor

Crossover, yüzde 100 uzaktan çalışma modeli ile bu yıl içinde 110 ülkede işe yerleştirme yaptı. Crossover Türkiye Genel Müdürü Sinan Ata, işe yerleştirilmelerin ağırlıklı olarak Türkiye, Mısır, Pakistan, Ukrayna gibi ülkelerden yapıldığını belirtirken, işe alınan kişilerin haftada minimum 40 saat verimli çalışma modeliyle şirketlerin kârlarını artırdıklarına işaret etti. Crossover, küresel bazda kabiliyeti arayıp bulup şirketlere en uygun adayların

işe yerleştirilmesini üstleniyor ve pozisyona en uygun adaylar da bulundukları ülkede yaşamlarını sürdürürken, başka ülkelerde çalışma imkanı buluyor. Crossover.com üzerinden üyeliği olan şirketler de böylece uzaktan çalışmaya uygun pozisyonlar için çalışanı istihdam ediyor. Sinan Ata, süreci şöyle özetliyor: “Gelen teklifleri bağımsız şekilde değerlendirip, tüm şirketlerle görüşerek kararı onlara bırakıyoruz. Çalışanların bu sistemdeki avantajları; modern çalışma teknikleri,

çok-kültürlü ve çok uluslu bir takımla çalışma deneyimi ve büyük veri ile çalışmanın getirileri. Şimdiye kadar 10’nun üzerinde şirket için Türkiye’den alım yapıldı. 110 ülkeden profesyonel, Amerikan şirketlerinde bulundukları yerlerden çalışma imkanı buluyor. Çoğunlukla yazılım geliştirme alanında işe alımlar yapılırken, özellikle Java ve Ruby teknolojilerinde uzmanlaşmış yazılım geliştiriciler hızla işe alınıyor. Türkiye olarak Crossover’da yerel yönetim başlatılan ilk ülkeyiz ve dünyada böyle bir ayrıcalığımız var. Ürettiğimiz sonuçlar takdir gördü ve Ukrayna, Mısır, Pakistan operasyonları da Türkiye’ye bağlandı. Bu yeni pazarları Brezilya, Arjantin ve Meksika takip edecek. Sınırlarımızın ötesinde sorumluluk alarak, şimdiye kadar Ukrayna’da 4, Pakistan’da 2, Mısır’da 1 ve Türkiye’de 2 işe alım turnuvası gerçekleştirdik. Bu seriyi önümüzdeki aylarda Latin Amerika ülkeleri takip edecek. Crossover’ın ilk kez yapacağı global online iş alım turnuvasını da biz organize ediyoruz.”

23

Stratejik İş Geliştirme Direktörü Doç. Dr. Edin oldu

Almanya merkezli KOBIL Systems, Stratejik İş Geliştirme Direktörü görevine Doç. Dr. İbrahim Edin’i getirdi. Doç. Dr. İbrahim Edin, yeni görevinde şirketin büyüme, yeniden yapılanma, inovasyon, satış, satış sonrası destek, operasyon ve iş geliştirme projelerinden sorumlu olacak. Edin, Graz Karl-Franzens Üniversitesi’nde İşletme lisans eğitimi aldı. 1997 yılında Marmara Üniversitesi İşletme Enformatiği bölümünden mezun olduktan sonra, yine aynı üniversitede Controlling yüksek lisansını tamamladı. Edin, 2004 yılında Yönetim ve Organizasyon doktorası yaptı ve 2012 yılında Yönetim Bilişim Sistemleri alanında Doçent unvanını kazandı. İş hayatına 2006 yılında atılan İbrahim Edin, 2014 yılına kadar LUSH Fresh Handmade Cosmetics firmasının yönetici ortağı ve Türkiye Ülke Müdürlüğü görevini üstlendi. 2014-2016 arasında Dudullu Organize Sanayi Bölgesi Yönetim Kurulu Danışmanlığı’nı yapmasının yanı sıra, Edin, BT proje yönetimi, start-up ve venture capital konularında küresel firmalara danışmanlık verdi.

İstihdamın temelinde temizlik var

Eczacıbaşı Profesyonel, Antalya Temizlik Hizmetleri Yöneticileri Derneği (ANTED) işbirliğiyle temizlik kimyasallarının güvenli kullanımı ve hijyen kuralları eğitimi gerçekleştirdi. Eczacıbaşı Profesyonel, bu eğitim ile işletmelerde hijyeni korumanın yanı sıra göçmen kadınlara istihdam sağlamayı da amaçlıyor. Bünyesindeki EP Akademi ekibiyle projelere imza atan Eczacıbaşı Profesyonel, bu eğitim ile otellerde temizlik işlerinde çalışabilecek kişileri ve göçle gelen kadınları sektöre kazandırmayı hedefliyor. Eğitim çalışmasında, turizm sektöründe iş imkanı amaçlayan 100 kadınla bir araya gelen EP Akademi eğitmenleri, temizlik kimyasallarının güvenli kullanımı ve hijyen kuralları ile ilgili bilgiler verdi. Hijyen konusunda donanımlı çalışanların sektörün kalkınmasına yardımcı olacağını belirten EP Akademi Yöneticisi Pınar Günenç ise “Çalışanlar ne kadar bilinçli olursa, işletmelerde çözüme ulaşmak da o kadar kolay. Bu nedenle sektöre katılmayı hedefleyen kadınlar ile bir araya gelerek, hem onlara istihdam sağlayacak hem işletmelerin ihtiyacını karşılayacak eğitimlerle turizm sektörünün değerini geliştirmeyi hedefliyoruz" dedi.


BThaber

ETKİNLİK TAKV!M! E T K İ N L İ K L E R

3 Ağustos 2017

Y U R T İ Ç İ

14 Eylül 2017

24 Ağustos 2017

BTvizyon Çanakkale Toplantısı Çanakkale AYRINTILI BİLGİ: www.btvizyon.com.tr

Dijital Ekosistem: IoT ve M2M İstanbul AYRINTILI BİLGİ: www.teknolojiplatformlari.com.tr

BTvizyon Adana Toplantısı Adana AYRINTILI BİLGİ: www.btvizyon.com.tr

19 Ekim 2017

5 Ekim 2017 360 Analitik Vizyon Semineri 2017 İstanbul Kozyatağı Hilton AYRINTILI BİLGİ: www.aims.com.tr

7 - 8 Kasım 2017

3.e-BEYAS 2017 Kurumsal Dinamikler Çerçevesinde Bilgi Sistemleri ve Bilişim Yönetimi: Beklentiler ve Yeni Yaklaşımlar Sempozyumu Ankara AYRINTILI BİLGİ: www.ebeyas.org

E T K İ N L İ K L E R 25 - 26 Temmuz 2017

5 Ekim 2017

BTvizyon Erzurum Toplantısı Erzurum AYRINTILI BİLGİ: www.btvizyon.com.tr

BTvizyon Ankara Toplantısı Ankara AYRINTILI BİLGİ: www.btvizyon.com.tr

12 Aralık 2017

Bilişim Zirvesi 2017 istanbul Kongre Merkezi / İstanbul AYRINTILI BİLGİ: www.bilisimzirvesi.com.tr

BTvizyon Girne Toplantısı Kıbrıs AYRINTILI BİLGİ: www.btvizyon.com.tr

Y U R T D I Ş I

18 - 20 Ağustos 2017

Wearable Technologies Conference 2017 USA Fort Mason Center, San Francisco AYRINTILI BİLGİ: www.wearable-technologies.com/ events/wt-wearable-technologiesconference-2017-usa/

26 Eylül 2017

Wonder Women Tech Long Beach, ABD AYRINTILI BİLGİ: www.wonderwomentech.com

22 - 26 Ağustos 2017

Gamescom 2017 Köln, Almanya AYRINTILI BİLGİ: www.gamescom-cologne.com/ gamescom/index-9.php

27 - 31 Ağustos 2017

VMworld 2017 Mandalay Bay- Las Vegas, ABD AYRINTILI BİLGİ: www.vmworld.com/en/us/index.html?

1 - 6 Eylül 2017

IFA Berlin, Almanya AYRINTILI BİLGİ: www. b2b.ifa-berlin.com/en/

Hazırlayan: Ali Arsu Köpek/ Çeşitli sazların sesini veren bir müzik aracı

Mesafe/ Pc'ye alt düzey kodlar yollayarak iki makine arasındaki iletişimi sağlar

Namus/ (..)Kitap Basılı elektronik ortamda hazırlanmış kitaplar

Tığ(ing)

İstanbulda bir semt/ Bir Çeşit Ağırlık Ölçüsü

(..C) Kişisel bilgisayar manasında

İnsan vücudunun kalça ile diz arası bölümü Dıal(..) modem ile ve telefon numarası çevrilerek erişimin sağlandığı ağ/ Bir yabancı bayan ismi

Avrupa Ekonomik Topluluğu kısaca/ Döndürülerek bir yere sokulan çivi

Çift/ (..)Turan Milli futbolcu

Galyum imi/ Bilgisayarda Teknik sistemler için çizim üretilmesi Veri haberleşmesinde ağdan en yüksek veri hızını belirtmede kullanılır

Online Analytical Processing Kısaca

Bir sayı/ Ateş

(..Bit) Dijital bilgi veya bilgisayar depolama birimi

Genel internet üzerinden bilgilerin şifrelenip kapalı bir ağ/ Bir nota

Hidrojen simgesi Halk ağzinda buyur/ Türk lirası kısaca

Glikoz simgesi (..)2.4 ve 5 Ghz bantlarında çalışarak gelişmiş wifi bağlantısı

Akdeniz bölgesinde bir akarsu

Bulmacanın sonuçlarına facebook.com/BThaber sayfamızdan ulaşabilirsiniz.


Kamuda Dünya Bankası kredili projeler artıyor; ama...

Krediyi veren, düdüğü de çalıyor

Bu sayıda.

• Gümrük Birliği için son

• Kamudaki bilişimciler,

viraja girilirken Dünya

Dünya Bankası'nın bu

Bankası kredisiyle

desteğinden son derece

desteklenen ve bilgi

memnunlar. Ancak, bazı

teknolojilerine dayanan

kamu bilgi işlem yöneticileri

büyük projelerin sayısı hızla

gerek bu projelerin

arttı. Dünya Bankası'nın şu

uygulamasında, gerekse Türk

anda desteklediği "Birinci

BT sektörünün -özellikle

Sağlık Projesi", "Gümrüklerin

yazılım sektörünün- gelişimi

Otomasyonu", "MERNÎS" gibi

açısından bazı sakıncıları

projeler bulunuyor.

olduğunu da belirtiyorlar.

• Özellikle kamuda izlenen eleman politikası nedeniyle bu sektördeki BİM elemanlarının niteliği gözönüne alındığında, gerek Dünya Bankası, gerekse çözüm getiren uluslararası şirketlerle iletişimde ve gereksinimlerin ortaya konulmasında sorunlar yaşandığı bildiriliyor.

Logic, Intel işlemci altarnatifleri sunuyor

• Kamu BÎM yetkilileri,

(Sayfa 6) Erenet, Eresoft'u

Türk beyin gücünün ön plana

kuruyor (Sayfa 6)

çıkartılarak daha çok inisiyatif kullanmasını istiyorlar. Ayrıca,

Olivetti,

özellikle Türk yazılım ve

sunucularını yeni

danışmanlık şirketlerinin

teknolojilerle

güçlenmesi ve Dünya Bankası

destekliyor (Sayfa 8)

katologlarına girebilmesi de kamu bilişimcilerinin istekleri arasında yer alıyor.

Protek, Compaq'in yanında I B M d e

(Ayrıntılı haber sayfa 3'de)

satacak (Sayfa

Yazdım Envanteri Projesi gerçekleşiyor Türkiye

Teknoloji

1994 PC Pazarı Araştırması sonuçlandı

Yazılımcılar nihayet

yasalaşmasının ardından

veriyor

yazılımcılar bir a r a y a geldi.

(Sayfa

14)

Yaklaşık 1 7 0 kişinin katıldığı top­ lantıda

D ü n y a Bankası tarafından da onay­ lanır o n a y l a n m a z , Tursoft 1 Ağus­ çapında Interpro Pazar Araştırma Merke­

y ü z d e 26.4 oranında düşüş göster­

ile d e r l e n e n bilgiler bir kitapçık ha­

zi tarafından yayınlanan " 1 9 9 4 PC

di. 1 9 9 3 yılında 1 4 7 bin 3 5 2 adet

linde isteyen herkesin kullanımına

Pazarı Araştırması"na göre, PC sa­

PC satılırken, bu r a k a m 1 9 9 4 yılın­

sunulacak.

tışları 1 9 9 3 yılına g ö r e 1 9 9 4 yılında

d a 1 0 6 bin 8 1 6 a d e t olarak g e r ç e k ­

adet bazında y ü z d e 2 7 . 5 oranında

leşti.

(Ayrıntılı haber sayfa 4'de)

Internet hizmeti

5 Temmuz

1 9 9 5 Ç a r ş a m b a g ü n ü yerli v e y a b a n c ı

ni onayladı. 40 bin dolarlık proje,

Araştırma

12-13)

• TÜBİTAK MAM,

ve Sanat Eserleri Kanunu (FSEK)'nun

tikleri bilgi sistemleri ile ilgili en­

başlayacak.

(Sayfa

n a c a k olan temel altyapı unsuru Fikir

v a n t e r çıkarılmasına ilişkin projesi­

araştırmaya

lider olmaya devam edeceğiz

Geliştirme

tüm Türkiye

Gerstner: Endüstride

Sektörün gelişmesine katkıda bulu­

ründeki yazılım şirketlerinin üret­

1995'te

I B M Başkanı Louis

biraraya geldi

Vakfı, Tursoft'un bilgisayar sektö­

tos

10)

azaldı. Satışlar, gelir bazında ise

(Ayrıntılı haber sayfa 4'de)

IBM de pes etti!

hem yasa

hakkında

Philsa'nın

aynntılı

teknik bilgiler verildi, h e m de y a s a ge­

otomasyon projesini

reği oluşturulması g e r e k e n m e s l e k bir­

Barkod aldı

liğine

ilişkin

katılımcıların

(Sayfa

görüşleri

• P r o m a k r o ve Index,

Toplantıda e n ç o k üzerinde duru­

I B M Çözüm Ortağı

lan konu, e s e r sahipliği ile tüzel kişile­

(Sayfa

rin meslek birliğine üye o l u p olama­ y a c a ğ ı idi. Toplantıyı o r g a n i ze e d e n

yönetim, yeni

nular üzerinde d a h a ayrıntılı çalışılma­

faaliyetler

sı gerektiği g ö r ü ş ü n ü paylaştılar.

(Sayfa 2 8 )

(Ayrıntılı haber sayfa 2'de)

E C

Mayıs

1 9 9 5 ' t e n bu y a n a ürünlerinin fiyat­ larını dolar olarak belirleyen şirket, zaman

zaman

düzenlediği

kam­

re TL fiyatlarla da satış yapabile­ cek. IBM Türk PC B ö l ü m Müdürü Alpagut,

bu

isteğin

satış

ağından geldiğini dile getirerek şu

açıklamayı yaptı. "Geçtiğimiz dö­ nemde

yetkili

N Ö

A T L I F Y A 2 2 H U B

panyalarda tüketicinin isteğine g ö ­

Ülgün

17)

' Enter'de yeni

İnisiyatif Grubu ve katılımcılar bu ko­

Artık IBM Türk de, PC fiyatlarını dolar üzerinden belirliyor.

15)

alındı.

ağımıza

TL

üze­

rinden fiyat veriyorduk. Uygulama­ nın ç o k sıkıntısını yaşadık. Dolar

devamlı değiştiği için sürekli fiyat-

landırma y a p m a k gerekiyordu. Ay­ rıca d a h a önemlisi, ileriye d ö n ü k

Packard Bell, tekrar Türkiye'de Bir süre ö n c e Bilkom'daki G e n e l Müdürlük g ö r e v i n d e n ayrılan Vural Yılmaz, C o m p u c o m A.Ş. adlı bir şirket kurarak,

özellikle A B D pazarında

projelerde müşterilerimize sabit fi­

yat v e r m e zorluğu yaşıyorduk. So­

n u n d a satış kanalımızdan g e l e n is­

tek doğrultusunda fiyatlarımızı do­

en ç o k satan PC sıralamasında liderliğe o y n a y a n P a c k a r d Bell'in Türkiye

lar üzerinden v e r m e y e başladık. Fi­

temsilciliğini aldı. Vural Yılmaz, P a c k a r d Bell'in Türkiye'deki başarısı

yatlar satış ağımızın inisiyatifinde.

konusunda, "yaptıklarım, y a p a c a k l a r ı m için b a n a g ü v e n c e veriyor" diyor.

H e r z a m a n değiştirip istedikleri pa­

(Ayrıntılı haber sayfa 2'de)

ra cinsinden satış yapabilirler."

Bu sayının tüm sayfalarına www.bthaber.com.tr'den ulaşabilirsiniz.


26

BThaber

MEKTUP

Buram buram sıcak günlerden merhaba, Bu sıcakta deniz-kum-güneş üçlüsüne koşanlara da selam olsun, ama bir konuda onları uyarmak da borcumdur: Göz hastalıkları. Yeterince temizlenmemiş havuzlardan klimaya, güneşten kum ve toz kaçmasına dek birçok yaz tehlikesi gözlerde ciddi sorunlara yol açabiliyor. Acıbadem Altunizade Hastanesi Göz Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Berna Özkan, gözlerimizde yaz dönemi risklerini ve bunlara karşı önlemleri paylaşmış. Öncelikle şehir, kır, plaj, bahçe fark etmez, enfeksiyonlara dikkat, bunun için de elleri sürekli yıkayalım. Ayrıca kontakt lenslerin dikkatsiz kullanımı da göz enfeksiyonlarını artırıyor. Lens solüsyonlarını ve lens kutularını mutlaka temiz bir şekilde saklayın. Hatta tatilde en uygunu; günlük lens kullanmak, deniz ve havuza lens yerine numaralı yüzücü gözlüğü ile girmek. Klor da gözümüze zarar verebildiğinden mutlaka havuzda yüzücü gözlüğü kullanalım. Gözümüze kaçabilen kum, toz veya otlar karşısında bir gözyaşı damlasıyla gözleri yıkayıp cismin dışarı çıkmasını sağlayabiliriz. Aksi halde ilk adresimiz göz doktoru olmalı. Çünkü yabancı cisim korneayı çizebilir. Top oynarken falan göze gelen darbelere karşı koruyucu bir spor gözlüğü takmak, geniş siperlikli şapka ile ultraviyole koruması olan güneş gözlüğü kullanmak, alerji göz kapaklarında akut olarak geliştiğinde soğuk kompres uygulamak, güneşli veya klimalı ortamlarda gözleri daha sık kırparak daha sık nemlendirmek, hatta klimalı ortamda havayı nemlendirici cihaz kullanmak, ama tüm bu önerilere rağmen sorunların sonu gelmiyorsa göz doktorunu ziyaret etmek şart. Bizden söylemesi… Göz bakımında çocuklara ayrı bir önem vermemiz gerektiğini hatırlatarak, çocuklarla ilgili haberlerime devam edeyim. Procat, sosyal sorumluluk projelerine bir yenisini daha eklemiş, korunma ihtiyacındaki

10 - 16 Temmuz 2017

Kurumsal ‘çevreci’ bakış git gide gelişiyor kız çocukları için Türkiye Korunmaya Muhtaç Çocuklar (Koruncuk) Vakfı işbirliği ile “Gelecek Hayallerim” konulu kompozisyon yarışması düzenlemiş. Koruncuk Vakfı’nda 13-18 yaş aralığındaki gençlerin katıldığı yarışmanın birincisi Fransa’da eğitim görmek ve avukat olmak isteyen 13 yaşındaki Kader olurken, ikincilik ödülüne layık görülen Rabia yazar, İlknur da piyanist olmayı hayal ediyormuş. Tüm çocukların hayallerinin gerçek olması dileğiyle… Bu kadar da değil… Visa Türkiye ve UNICEF Türkiye Milli Komitesi, “sosyal inovasyon” alanında bir ilke imza atarak temassız kartlarla bağış yapmayı mümkün kılan “temassız ödeme kiosku”nu hayata geçirmiş. Temassız kartlarla yapılacak bağışlar böylece UNICEF’in projelerine aktarılacak. Zorlu Performans Sanatları Merkezi’nde faaliyete geçen, inovatif ödemelerle sosyal sorumluluğun bir araya geldiği temassız kiosk, bağış yapmayı kolaylaştırıp, günlük hayatın içine entegre etmek hedefiyle oluşturulmuş. POS altyapısı Yapı Kredi tarafından sağlanan kiosk bağış miktarı olarak 10 TL, 20 TL ve 35 TL olmak üzere 3 seçenek sunuyor. Bağış yapmak için kart sahibinin kartını belirlenen alana yaklaştırması, istenen bağış miktarını seçmek için ekrana dokunması yeterli. Sadece çocukların değil, aslında hepimizin hayal gücünü geliştirme konusunda benzersiz bir isim olan çağdaş sanatın önde gelen isimlerinden Takashi Murakami var sırada. Facebook Messenger, Museum of Contemporary Art Chicago ile işbirliği ile bir ilke imza atmış ve Takashi Murakami’nin sevilen eserleri Messenger’da kamera efekti ve çerçeve olarak kullanılabiliyormuş. Bunu yapmak için Messenger’ın kamerasını açmak, bir fotoğraf

veya video çekmek, sağ üstteki gülen surat ikonuna tıklayıp, ‘Öne Çıkanlar’ arasından Murakami eserlerini seçmek gerek Çevre gündemimde bu haftayı BT şirketlerinin kapsamlı çalışmalarına ayırdım. Dell, EMC ile birleşmesinden sonra gerçekleşen sosyal sorumluluk girişimlerini anlatan ilk ‘2020 Legacy of Good’ (İyi Miras) güncellemesini yayınlamış. Dell'in topluma, çalışanlarına ve çevreye olan uzun vadeli bağlılığını görmek mümkün. Yerim sınırlı malum, o yüzden detayları www.dell.com/learn/us/en/ uscorp1/2020-goals sitesinden takip edebilirsin. HP de çevreyi ve toplumu güçlendirecek tedarik zinciri hedeflerini açıklamış. Yeni Sürdürülebilirlik Raporu’nda tedarik zinciri 3. Kapsam sera gazı (GHG) salınım yoğunluğunu yüzde 10 azaltmak amacıyla global ayak izini küçültecek yeni çalışmalarının çerçevesini açıklamış. Şirket tedarik zincirine yönelik iki sorumluluk hedefi de duyurmuş: Tedarik zinciri sürdürülebilirlik programına katılacak fabrikalarının sayısını ikiye katlamak ve 2025 yılına kadar tedarik fabrikalarındaki 500 bin çalışanın yetenek ve refah seviyesini arttırmak. Ben bu kadarını söyleyeyim, raporun tamamı www.hp.com/ sustainability sitesinde. Çevrecilik başlığında kurumsal

sürdürülebilirlik bilgilerim de var. Ofix.com, KOBİ’ler için 3 maddeden oluşan bir tasarruf reçetesi hazırladı. Bu reçeteyi uygulayarak KOBİ’lerin maliyetlerini yüzde 20 oranında azaltması mümkün: Teknolojiye yatırım kapsamında mobil çalışmanın desteklenmesi, çalışanlarla işbirliği yapıp ofis ortamında başlatılacak bir tasarruf hareketi ve ihtiyaca en uygun yeni satın alma stratejileri geliştirmek. Çevreci anlayışı ofis ortamına dahil etmeye devam ediyorum: Kadıköy Belediyesi tarafından serbest çalışanlara yönelik açılan ortak çalışma alanı İDEA Kadıköy. Tasarım Atölyesi Kadıköy (TAK) (www.takortak. org) ekibinden Özlem Serdar, Burçin Çevik, Duygu Ezgi Demircan ve Talip Aysan tarafından kurulan B&T Design (www.bt.design) ekibinin ortak çalışmasıyla tasarlanan İDEA Kadıköy, farklı disiplinlerde çalışan kişilerin bir araya gelmesi için ideal bir alan sunuyor. Caferağa Mahallesi, Küçük Ağa Sokak’ta Kadıköy Belediyesi’ne bağlı hizmet verecek mekan, haftanın 7 günü kullanılabilecek. ideakadikoy@kadikoy.bel. tr e-posta adresinden bilgi alabilirsin. Bu Kadıköy detayı sonrası, gelsin ödül haberlerim… Bosch Grubu’nun önemli ihracat üslerinden olan Bosch Termoteknik Türkiye, Türkiye

İhracatçılar Meclisi (TİM) tarafından ‘2016 İklimlendirme Sanayi İhracatı Birincisi’ ödülüne layık bulunmuş. Bağımsız denetim kuruluşu Buyers Laboratory LLC (BLI); HyPAS özellikli Kyocera çok fonksiyonlu fotokopi makinelerine kullanışlı doküman yakalama ve dağıtım özellikleri ekleyen PinPoint Scan 3 uygulamasını üstün özelliklerinden dolayı altın derece almaya uygun bulmuş. Türk Telekom Akademi ise Türkiye Eğitim ve Gelişim Platformu Derneği (TEGEP) tarafından düzenlenen Öğrenim ve Gelişim Ödülleri’nde iki dalda birden birincilik ödülüne layık görülmüş. Türk Telekom Akademi’nin meslek yüksekokulları ile yaptığı işbirliği kapsamında ‘Ustasından Telekomünikasyon Sertifika Programı’, Toplumsal Katkıda Fark Yaratan Gelişim Projesi ödülünü alırken; ‘İş Sağlığı İş Güvenliği Okulu’ da En İyi Teknoloji Destekli Gelişim Programı kategorisi birincisi olmuş. Bu hafta bir kitaplık dolusu kitabım var sana. Çünkü www. penayayinlari.com/ sitesi ile Pena Yayınları, tüm aile bireyleri için önde gelen yazarların kitapları ile verimli bir zaman geçirme vaadinde bulunuyor. Site takibimizde olsun. Haftaya noktayı değerli bir sergi ile koyuyorum. Koç Üniversitesi Anadolu Medeniyetleri Araştırma Merkezi (ANAMED), Çatalhöyük Araştırma Projesi’nin 25. yılını bir sergiyle kutluyor ve “Bir Kazı Hikâyesi: Çatalhöyük” sergisi ile arkeoloji meraklılarını tarihte 9 bin yıllık yolculuğa çıkarıyor. UNESCO Dünya Kültür Mirası listesindeki Çatalhöyük’te yürütülen bilimsel çalışmaların 3D modellemeyle buluntuları yeniden canlandırma, kazı alanlarının lazer taraması ve VR teknolojisiyle Çatalhöyük binalarının deneyimlenmesi gibi interaktif sergileme yöntemleriyle aktaran sergi 25 Ekim’e kadar Beyoğlu’nda ANAMED’de açık kalacak. Gündemimizde yerini alsın. Yeni ve n’olur serin bir havada buluşmak dileğiyle,

REKLAM SATIŞ GRUBU YIL 22 SAYI 1129

BThaber Yayıncılık ve Etkinlik Hizmetleri A.Ş. adına Sahibi ve Sorumlu Yazıişleri Müdürü Neslihan Aksun neslihana@bthaber.com.tr

www.bthaber.com

BThaber Grubu Yayın Koordinatörü Ayhan Sevgi ayhans@bthaber.com.tr

10 - 16 Temmuz 2017

www.linkedin.com/groups/BThaber twitter.com/bthaber www.facebook.com/BThaber

Okur Temsilcisi Behçet Envarlı benvarli@tbv.org.tr

Editör

Görsel Yönetmen

Handan Aybars handana@bthaber.com.tr

Tuğçe Erarslan tugcee@bthaber.com.tr

Online Editör

Video Editör

Ferit Çelik feritc@bthaber.com.tr

Efe Çevikoğulları efec@bthaber.com.tr

Bültenlerinizi

bulten@bthaber.com.tr adresine gönderebilirsiniz

Cilt, Baskı, Poşetleme: Apa Uniprint San. ve Tic. A.Ş. - Hadımköy İstanbul Asfaltı Ömerli Köyü İstanbul - Tel 0212-798 28 40. l

Abone ve Dağıtım btabone@bthaber.com.tr

Reklam Satış Grup Müdürü Abdurrahman Koyuncu Reklam Satış Grup Yönetmeni Karolin Özçelik Proje Satış Yöneticisi Kutay Göçe Reklam Rezervasyon Sorumlusu Suzan Bilken BThaber Şirketler Grubu Ankara Temsilcisi Funda Koyuncu Yönetim Yeri: BThaber Yayıncılık ve Etkinlik Hizmetleri A.Ş. Fetih Mah. Tahralı Sokak Kavakyeli Plaza C Blok 7/5 34704 Ataşehir/İSTANBUL Telefon: (0216) 291 13 90 Ankara Ofisi: Adres : Nergis Sok Via Flat İş Merkezi No:7/2 Söğütözü-Ankara Telefon: (0312) 258 64 24 / Faks: (0312) 258 63 02

Türkiye’nin en köklü bilişim teknolojileri yayını olan BThaber, 1995 yılından bu yana bilişim ve teknoloji dünyasındaki en son haberleri, yenilikleri ve bilgileri okuyucularına kesintisiz bir şekilde sunmaya devam ediyor. Her hafta yüzde 35’i BT, yüzde 65’i ise finans, otomotiv ve sağlık gibi farklı sektörlerde yer alan şirketlerin ve kamu kurumlarının yöneticilerinden oluşan 7500’ün üzerinde kişiye ulaşmakta ve online platformlar üzerinden her hafta on binlerce kişiye erişim sağlamaktadır.

ISSN 1300-6495 BThaber kontrollü abonelik sistemiyle dağıtılmaktadır. - Fiyatı 1 Kuruş (KDV dahil) - BThaber, 5187 sayılı Basın Kanunu’nun 2/f maddesi hükmü gereği ‘yerel süreli yayın’dır.

C

M

Y

CM

MY

CY

CMY

K


Dünyanın En Büyük Havalimanı Detaysoft ile Güçleniyor Dünyanın en büyük havalimanı olacak İstanbul Yeni Havalimanı'nın ERP projesi Detaysoft danışmanlığında gerçekleşecek. Türkiye'nin %100 Türk sermayeli en büyük SAP danışmanlık şirketi olarak Türkiye tarihinin en büyük projesi İstanbul Yeni Havalimanı’nın ERP altyapısını tamamlayacak olmaktan gurur duyuyoruz.

Detaysoft is member of United VARs, which is a SAP Platinum partner

+90 (216) 443 13 29 www.detaysoft.com info@detaysoft.com


WEEKLY INFORMATION TECHNOLOGY AND ECONOMY NEWSPAPER

Common benefits take place in informatics and software By the rearrangement of the definition of ‘industrialists’ in the Industrial Register Law; enterprises that produce information technology and software are also included in the law. With the Production Reform Package prepared by the Ministry of Science, Industry and Technology, the industry is being recorded in all directions. The draft law of the “Production Reform Package” prepared by the Ministry of Science, Industry and Technology was sent to the Presidency on 22.June.2017 for approval upon approved by the Grand National Assembly of Turkey on 18.June.2017 and following the approvals, it was published in the Official Gazette dated 1. July.2017. The provisions of various Laws and Decree Laws were changed under the scope of the law draft prepared by the Ministry of Science, Industry and Technology and titled “Draft Law on Making

Amendments to Certain Laws and Decrees on the Law for the Promotion of Industry and Production”. Within the scope of this Law, which is organized as public law known as bag law, some provisions of the Industrial Registration Law No. 6948, which has been in effect since 24.April.1957, have also been changed. Within the scope of these revised provisions, information technologies and software producing enterprises were also considered as industrial enterprises and registering with the Industrial Registry in this framework was made compulsory for these enterprises. Great opportunity for development According to Hüseyin Karslıoğlu, Founder Partner of System Global Consultancy and Sworn Financial Consultant, the change in the way software and technology firms are defined as “industrial enterprises” may seem like

a procedural slight change, but this is definitely a wrong approach. According to Hüseyin Karslıoğlu, especially in two respects, the lives of software companies will change positively. First; in terms of encouragement and support, they have expanded the scope and have new possibilities. In addition, there has been a more flexible and advantageous clarification in terms of tax applications. The second is that software companies enter the world of producers and industrialists; there will be a mind change at every level of the company to begin with financial applications. Karslıoğlu said that: “Companies will evolve to be in more production, more exports and most importantly, to be unifying and reaching for a a higher whole together.”

Board of E-Commerce and Internet Law Association (E-Law Association) and Managing Partner of B + B Law Office, emphasized that the companies included in this definition are obliged to have the industry registration document. Registrations are made through the Electronic Industry Registry Information System established by the Ministry of Science, Industry and Technology. In this context, it is obligatory to submit the annual operating records of the previous year to the Ministry within four months from the end of the year. Administrative fines will be applied for businesses that do not fulfill their obligations under the Industrial Registration Act numbered 6948 and do not make their registration and notifications on time.

Pre-registration is mandatory for the Industrial Registry Information System Lawyer Gökhan Uğur Bağcı, the Chairman of the

While companies that produce software and technology are defined as ‘industrial enterprises’, pre-registration for new establishments and

registration for existing enterprises become mandatory. Accordingly, it is compulsory for the industrial enterprises to pre-register to the “Industrial Registry Information System” before the production begins. Within two months, no licenses will be given to open and operate industrial establishments if not registered to the system. Companies that do not have industrial records should register their records within 1 year. Administrative fines will be applied to non-registered businesses irrespective of whether they operate or not. Opportunity in Public Procurement Law According to Gökhan Uğur Bağcı, the enterprises will gain important benefits in many topics with this definition, while Karslıoğlu pointed out that these kinds of enterprises are defined as ‘industrialist’ in most of the developed countries. For example, industry companies can benefit from the benefits of other industrial enterprises. In this context, companies will be able to carry out VAT deferment/ abandonment transactions in the delivery of goods with export registration. “In addition, they will have the right to pay the electricity bills discounted from the industrial subscription rate.” Bağcı added, stating that the benefits in the public area are as the following: “According to the provisions of the Public Procurement Law in the public sector, enterprises with an industrial registration certificate can be placed in an advantageous position when domestic tenderers are designated for tenders. In addition to this, businesses will also benefit from the various supports and loans provided by public institutions and organizations.”



Technological competence and especially the presence of women must be increased! Participating in the STEAMWIN community and becoming a member of BinYaprak. com are enough to ensure that students and industry experts stay in constant digital communication.

techno-city events and a minimum of 10-12 Facebook live broadcasts each semester. In addition to this, STEAMWIN also participates in events called CEO Roundtable with 3-4 companies each time.

The future lies in the hands of those who are capable of producing value-added ideas, dominating multiple disciplines and working with them, combining different information into a meaningful whole and understanding technology. For this, three things need to be absorbed. The first is to be able to develop an employment and talent pool that can continuously apply creative thinking techniques, the second is to question, the third is knowledge of coding, that is to say, even if you do not write codes, you have knowledge about how it works. Melek Pulatkonak, the founder of TurkishWIN and BinYaprak. com, commented that the STEAMWIN community has a passion for this purpose, commenting that “nothing can stand in front of a youth and a nation that is fed by different pools of information and competent in those three topics.” In this context, the program is being implemented for each academic term and the third academic term is completed. Started in the spring of 2016, STEAMWIN is active on 3 university events,

After planning the summer, this concept will continue in the next period. The first live broadcasting event in STEAMWIN will be held on 21.September.2017 via MIT Instructor, Turkish Physical Engineer Canan Dağdeviren on Bin Yaprak Facebook Channel. For students and industry experts to stay in constant digital communication, join BinYaprak.com and participate in the STEAMWIN community. STEAM concept includes ‘art’ as well. As Melek Pulatkonak explains; “It is possible to bring out very different innovations because all these branches are intertwined with one another”. There are women as sector captains in all these titles. Pulatkonak emphasizes that they want to establish a network and digitalize their work so that everyone can do the best they can everywhere and to create a globally meaningful value. “After our meeting where we made students try the augmented reality laboratory in the university, the meeting we held in Bahçeşehir University was our 16th meeting.” Melek Pulatkonak talked about

STEAMWIN concept, the expectations of young people and the business world and the position of the public: What kind of a program do you follow for universities? Each semester we have 3 university meetings, one in Istanbul, one in Ankara and one in another city and roundtable meetings with industry CEOs in which students and student clubs from different cities participate. We also bring together women and students in the technology center with our techno-city meetings. Besides, every two weeks we have live broadcasts on Facebook and the participants and narrators can participate from wherever they are online. We are making efforts to carry this concept to digital; because we carried out the closing meeting of our third academic period in Bahçeşehir University. In total, we reached 16 events, 30 live broadcasts and 2 thousand students physically; 100 thousand digitally in three semesters. The contribution is huge and the digital world is constantly growing. Those who follow our STEAMWIN named group can also be informed about different internship opportunities and industry events. As a result, it is very important to share network competence at this point and to multiply and grow this structure with this goal. We

have the Binyaprak platform for applying this concept to Anatolia and enabling students and working women to follow these events and it is completely digital. How do you evaluate awareness of STEAM in the public and educational world? We have different developments in the public sector and we know that there are different structures such as MEB, İŞKUR, European Development Bank workshops. Common goal in all is the preparation of competencies of people. Of course, there are different competencies such as coding and even though the

work in this area is relatively slow, it is going with sure steps. Educational institutions are taking faster steps. There are schools like Bahçeşehir College adding coding to the curriculum. If you may remember, the students of Bahçeşehir College saved the dog that was left in a well. So we have young people who can actualize their creativity. We have a chance: to study engineering in Turkey is very prestigious, analytical thinking and engineering formation is very valuable in the business world. This is very important for the young people in this competence to work in the field.

Collaboration against Petya attack Supporting over 200 large organizations, especially banks, telecom companies and central government organizations, in different areas such as technology supply, consulting, training and recruitment, Innovera has cooperated with SocPrime to detect and prevent attacks against ransom software attacks. SocPrime, which took a very quick action for the new cyber attack Petya after WannaCry, provides customers with free Petya detection scenarios for detecting and blocking pests, thus making its

customers able to detect and prevent attacks early by taking precautions. Content prepared by SocPrime can be used by analysis platforms such as Arcsight, Qradar and Splunk. Gökhan Say, General Manager of Innovera, Turkey representative of SocPrime, said that: “All of our customers have more than one security product used to detect and prevent attacks. It is important to keep these products constantly smart. SocPrime is a critical contribution to us and our customers here.” With its

own ATAR product, Innovera aims to provide quick response to cyber attacks and now aims to ensure that attacks can be detected quickly with SocPrime solutions. Innovera Managing Partner Burak Dayıoğlu also gave the following information: Get constant backups “The Petya attack came shortly after WannaCry as we expected. Attackers are implementing very similar attacks techniques used in WannaCry. The malware is delivered as an e-mail with specially prepared MS-Word

documents for the attack; it makes the files in the target computer inaccessible when the target server is opened and as WannaCry did, it is trying to spread to other computers through the Windows file sharing protocol. WannaCry has two main differences than Petya; an ‘emergency stop’ mechanism like the one in WannaCry is not installed; as you remember, it was possible to stop WannaCry around the world by triggering this emergency stop mechanism. The spread of the Petya in this aspect is not preventable

centrally. On the other hand, instead of encrypting all the files one by one, it can be placed in the boot of the Petya operating system and only change and encrypt the catalog which shows where the file is. This is speeding up controlling a single computer and asking for a ransom. Our recommendations for computer users are to turn on all modern patch applications, run modern antivirus software, constantly take backups and test their systems against constant security vulnerabilities with a good security scanner.”


Gururlu ve 10. Kuruluş yılımızı kutladığımız bugün ilk günkü enerjimizle doluyuz. Yapısal kablolama ve güvenlik sektöründeki dünya markalarının Türkiye’deki bir numaralı temsilcisi olmanın yanısıra yıllar boyu sizlere en iyi hizmeti verebildiğimiz inancı ile gururluyuz.

EFB Elektronik İthalat İhracat Üretim Tic. Ltd. Şti. Halide Edip Adıvar Mah. Sultan Sok. Mavi Plaza No:22 D:11/22A 34381 Şişli - İstanbul T. +90. 212. 222 92 50 pbx F. +90. 212. 222 92 89 E. info@efb-elektronik.com.tr

Alt yapımızda Alman kalitesi var!

www.efb-elektronik.com.tr



Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.