BThaber Sayı 1131

Page 1

Kabinette Kalite

www.qrack.com.tr

Sayfa

3

Eskişehirli bilişimciler BTvizyon’da buluştu Dijital dönüşümden, akıllı şehirlere kadar pek çok konunun detaylı olarak anlatıldığı BTvizyon etkinliği, Eskişehir için referans oldu.

satis@qrack.com.tr

SAYI

HAFTALIK BİLİŞİM TEKNOLOJİLERİ VE EKONOMİSİ GAZETESİ www.bthaber.com.tr

1131 24 - 30 Temmuz 2017

Sayfa

5

Uygulama pazarı git gide devleşiyor Mobil uygulamalar iş hayatını kolaylaştırırken, kişisel verimliliği de artırıyor.

Sayfa

Sayfa

6

11

Siber saldırısı sonrasındaki krizi yönetemiyoruz! Siber saldırıların ardından oluşan krizin yönetilmesi ve zararın giderilmesine yönelik hazırlık ve planlar yetersiz kalıyor.

Ayhan Sevgi

BT yaygınlaşıyor, kalifiye eleman sıkıntısı artıyor

Sayfa

8

Entegre edebildiğiniz ölçüde güçlü ve güvenlisiniz

Oracle’ın yazılım, donanım ve güvenlik başlıklarında entegrasyon yetkinliği, kontrol avantajını da beraberinde getiriyor.

Türkiye’nin uluslararası alanda yüksek rekabet gücüne kavuşabilmesi açısından kalifiye eleman düzeyinin de yükselmesi gerekiyor. Birçok alanda kalifiye eleman sıkıntısı yaşanırken, en fazla sıkıntının olduğu alanların başında ise bilişim geliyor. Bulut_Satis-BT-6x10.pdf

Sayfa

4

C

M

Y

CM

MY

CY

CMY

K

Girişimler, ödülleri ile buluştu İTÜ ARI Teknokent tarafından bu yıl ikincisi düzenlenen BEETECH 2016 Ödülleri, sahiplerini buldu.

1

23.06.2017

13:0



BThaber

GÜNDEM

24 - 30 Temmuz 2017

3

Eskişehirli bilişimciler BTvizyon’da buluştu BTvizyon Anadolu Toplantıları ismi ile düzenlenen Türkiye’deki onlarca şehirde binlerce ziyaretçiyi ağırlayan etkinlik 6 Temmuz tarihinde Eskişehir’de gerçekleşti. Bilgi teknolojileri sektörünün ve farklı sektörlerin bilgi teknolojileri yöneticilerinden oluşan katılımcıların ziyaret ettiği BTvizyon Eskişehir toplantısı Bilişim Zirvesi Etkinlik Yönetmeni Tuğsen Fıstıkçı’nın açılış konuşması ile başladı. Eskişehir’de ilk kez bir BTvizyon etkinliği düzenlemiş olmalarından duydukları memnuniyeti dile getiren Fıstıkçı, Eskişehir’in tarihi ve şehir dokusu ile örnek bir Anadolu kenti olduğunun altını çizdi.

Dijital dönüşümden, akıllı şehirlere kadar pek çok konunun detaylı olarak anlatıldığı BTvizyon etkinliği, Eskişehir için referans oldu. yüz korumanın mümkün olduğunu katılımcılara hatırlattı.

Dell EMC Ankara Kanal Satış Yöneticisi Selim Burat

McAfee Sistem Mühendisi Seçkin Demir McAfee Sistem Mühendisi Seçkin Demir “Sıfırıncı Gün Ataklarına Karşı Dinamik Koruma” isimli konuşması ile bilgi toplumunun en önemli konularından biri olan güvenlik kavramına dikkat çekti. Prolink sponsorluğunda gerçekleşen sunumunda; WannaCry gibi saldırılarla güvenlik açıklarının çok daha ciddi zararlara sebebiyet verdiğini ve fidye yazılımlar, sahte faturalar vb. saldırılarla birlikte çok sayıda internet kullanıcısının tehlike altında olduğunun altını çizen Demir, McAfee olarak bu noktada sadece antivirüs programları ile önlem almadıklarını, 50’den fazla ürün ile güvenlik alanında fark yaratmayı hedeflediklerini belirtti. Bilinen dosyalara karşı güvenliği sağlanamanın artık üst düzey güvenlik için yeterli olmadığını, McAfee olarak bilinmeyen dosyalara karşı da sınıflandırma yapabildiklerini söyledi. MacOS’ten Linux’a kadar farklı platformlarda 360 derecelik güvenlik önlemlerine sahip olduklarını söyleyen Seçkin Demir, donanım ve yazılım entegrasyonu sayesinde yüzde

Dell EMC birleşmesinin dünyanın değişimi ile aynı yönde bir adım olduğunun altını çizen Dell EMC Ankara Kanal Satış Yöneticisi Selim Burat ise “Dönüşüm ve Geleceğe Hazır Kurumlar” isimli sunumunda şunları

söyledi: “Dell ve EMC organizasyonları artık aynı yönetim kanallarını kullanmakta. Bu bağlamda firmamız önemli bir dönüşüm yaşamaktadır. Bunun kaynağını ise dünya çapında bilişim sektörünün yeni gereklilikleri oluşturmaktadır. Öyle ki teknolojide yaşanan evrim hem günlük hayatımızı hem de iş hayatımızı hızlı bir şekilde değiştiriyor. Bu değişim ise beraberinde 24 saat bağlı kalmayı gerekli kılıyor. Dönüşümün gözler önüne serilmesi adına, geçtiğimiz on beş yıl ile gelecek on beş yılı kıyaslayacak olursak, BT odaklı bir dünyadan iş odaklı bir dünyaya evrildik ve bu durum yerini geleneksel uygulamalardan bulut tabanlı uygulamalara bıraktı. Değişen dinamiklerle birlikte artık sistemler daha fazla veri üreten, veriyi daha hızlı işleyen ve analiz eden ve bununla birlikte sürekli öğrenen bir hal aldı. Bulut, depolama, sanallaştırma gibi birçok alanda birinciliği elde eden bir şirket olarak biz değişimin BT, iş gücü ve güvenlik olarak üç

Yenİ nesİl beledİyecİlİk gelİşİyor

Eskişehir Tepebaşı Belediyesi Bilgi İşlem Müdürü Suat Yalnızoğlu “Yeni Nesil Belediyecilik” isimli sunumu ile kürsüde yer alan Eskişehir Tepebaşı Belediyesi Bilgi İşlem Müdürü Suat Yalnızoğlu, Türkiye adına belediyecilik alanında çok sayıda ilke imza attıklarını söyledi. Öncelikli olarak hizmet binalarını güneş panelleri ile donattıklarını belirten Yalnızoğlu “BEBKA ile gerçekleştirdiğimiz yeşil enerji projeleri kapsamında yüzde 20 enerji tasarrufu elde ederek 95 KWH’lik enerji ürettik.” dedi. 2020 yılına kadar bölgedeki karbon salınımını yüzde 20 oranında azaltmayı

hedeflediklerini belirten Suat Yalnızoğlu, World Health Organization, BEBKA, LivingLabs ve Covenant of Mayors gibi çeşitli organizasyonlarla ortak projeler üstlendiklerini ve bu sayede çevre belediyelere de yeni nesil belediyecilik hakkında yol gösterici bir öneme sahip olduğunu belirtti. Tepebaşı Belediyesi’nin yenilikçi çözümleri sayesinde şehir merkezinde güneş paneli üzerinden enerji üreten telefon ve tekerlekli sandalye şarj üniteleri yer almakta. Şehir merkezinden 32 km uzakta yer alan Yakakayı beldesinde hayata geçirilen güneş enerjili sulama sistemi sayesinde bölgeye 5,5 ton temiz su tahsis ettiklerini ve çalışmalarına Ece Grup ve Philips’ten farklı noktalarda destek aldıklarını sözlerine ekledi. Çalışmaların sadece akıllı şehircilik alanında olmadığını belirten Yalnızoğlu, geleceğe yön verecek gençler için sanal gerçeklik ve programlama hakkında eğitim programları başlatıldığını da ekledi.

ana alanda gerçekleşeceğinin farkındayız.”

Vector Ankara Bölge Yöneticisi Emir Sadık Tmaxsoft Türkiye Satış Müdürü Onur Aydoğan Tmaxsoft Türkiye Satış Müdürü Onur Aydoğan etkinliğin devamında sahneye çıkan bir diğer konuşmacıydı. “Bakış Açınızı Değiştirin” ismini verdiği sunumu ile birlikte değişimin mutlak olduğuna değinen Aydoğan risk almanın ve vizyonun geniş tutulmasının önemine vurgu yaptı. Henry Ford’un ünlü sözü “İnsanlara ne istediklerini sorsam daha hızlı giden bir at üretirdim” üzerinden örnek veren Onur Aydoğan bir sonraki dünyanın nasıl olacağı hakkında etkileşimli bir

sunuma imza attı. BTvizyon Eskişehir toplantısında yerini alan şirketlerden biri de Vector oldu. “Endüstri 4.0 Kapsamında Veri Toplama ve İzlenebilirlik” isimli sunumu gerçekleştiren Vector Ankara Bölge Yöneticisi Emir Sadık Asadollahi Rad, şirket olarak sektörde 20 yıllık tecrübeye sahip olduklarını ve kurumsal mobilite, sistem çözümleri, satış sonrası hizmetler ve yazılım çözümleri alanında rekabet avantajı sağlayan uzun vadeli bir iş ortağı olduklarını belirtti.

Hukuk bİlİşİmİn gerİsİnde kalıyor

Türkiye Bilişim Derneği Eskişehir Şube Başkanı Av. Dr. Barış Günaydın Türkiye Bilişim Derneği Eskişehir Şube Başkanı Av. Dr. Barış Günaydın da “Bilişimle Hukuk” isimli konuşması ile bilgi teknolojilerinde hukuk temelleri hakkında aydınlatıcı bir sunum yaptı. Eskişehir’de böylesi bir etkinliğe imza attıkları için

Bilişim Zirvesi ve BThaber’e teşekkürlerini sunan Günaydın, Eskişehir’de 12 yılı aşkın süredir TBD olarak varlık gösterdiklerini ve bilişimin her alanında olduğu gibi hukuk alanında da farkındalık yaratılması gerektiğine dikkat çekti. Tarihte tarım toplumundan bilgi toplumuna kadar gelen süreçte hukukun işleyişinin fiziki normlardan oluştuğunu ancak internet toplumu ile birlikte hukukun kontrolü daha güç başka bir boyut kazandığını söyleyen Barış Günaydın “Cezai müeyyide gereken davranışlar dünyanın her yerinde sıklıkla yaşanıyor. Ancak hukukun muhafazakar yapısı teknolojinin baş döndüren gelişimine ayak uydurmakta güçlük çekiyor” dedi.


4

BThaber

E-TOPLUM

24 - 30 Temmuz 2017

İhracata destek başvurularında e-imzalı kolaylık Ekonomi Bakanlığı tarafından hazırlanan İhracata Yönelik Devlet Yardımları Kapsamında Destekleme ve Fiyat İstikrar Fonundan Yapılan Ödemelere İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmeliği, Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girdi. Bu yeni uygulamayla şirketlerin destek ödemesine ilişkin belgelerini elektronik ortamda otomasyon sistemlerine e-imza uygulaması çerçevesinde yüklemesi halinde, orijinal evrakların başvuru yapılan kurum ve kuruluşlara ibrazına gerek kalmayacak. İhracata destek ödemesiyle

ilgili belgelerin elektronik ortamda e-imza uygulaması kullanılarak gönderilebilmesi zamandan tasarruf sağlayacak. Şirketlerin e-imza uygulaması çerçevesinde otomasyon sistemlerine yükledikleri destek ödemesine konu belgelerin eksiksiz şekilde muhafaza yükümlülüğü ve denetime karşı sorumluluğu ise destek başvurusunda bulunulmasından itibaren 10 yıl boyunca firma yetkililerine ait olacak. Uygulamanın ihracata destek başvuruları alanında büyük kolaylık sağlayacağını söyleyen E-Güven Genel Müdürü Can Orhun, şu bilgileri paylaştı: “Elektronik ortamda

gerçekleşen işlemlerde kişilerin kimlik bilgilerinin doğruluğunu garantileyen e-imza, ıslak imza ile aynı hukuki geçerliliğe sahip. E-imzanın ihracat alanında yaygınlaşması,

iş süreçlerinde iyileşme ve maliyet tasarrufuyla birlikte işlemlerin daha hızlı ve kolay yapılmasını sağlayacak. İhracat yapan işletmeler; kırtasiye, yol, kargo masraflarını ve

bürokratik işlemlerden kaynaklanan zaman kayıplarını geride bırakıyor. E-imza, kağıt masraflarından tasarruf sağlarken, arşivleme kolaylığı da getiriyor.”

İnterneti mobilde giderek daha çok seviyoruz!

Araştırmalar dünya nüfusunun yarısından fazlasının internet kullandığını gösterirken,

Türkiye’de de internet kullanıcılarının yüzde 60 olduğu belirlendi. InterPress’in Global Overview Türkiye istatistiklerinden derlediği bilgilere göre, Türkiye’de internet kullanan kişilerin oranı bir önceki yıla göre yüzde 10 artarak 48 milyonu geçti. Mobil kullanıcı sayısı 71 milyona ulaşırken, sosyal medyaya mobilden bağlanan kullanıcı sayısı da

42 milyon olarak saptandı. Aktif sosyal medya kullanıcı sayısı ise geçen yıla göre 2 milyon kişi artarak 48 milyona ulaştı. Medyaya yılbaşından bu yana internet ile ilgili 719 bin 111 haber yansırken, mobil cihazlar hakkında ise 19 bin 337 haber çıktı. Rapora göre, Türkiye’de cihaz kullanıcılarının yüzde 95'i cep telefonu sahibi ve yüzde 75'i de akıllı telefon kullanıyor. Dizüstü ve masaüstü bilgisayar kullanımı yüzde 51 iken, TV’nin payı ise yüzde 98.

Türkiye’de kullanıcılar gün içerisinde ortalama 7 saati bilgisayar karşısında, 3 saati ise mobil telefondan internete bağlanarak, 3 saati de sosyal medya platformlarında geçirirken, TV karşısında geçirilen vakit ise ortalama 2 saat. Sosyal medyayı mobilden kullanan kişi sayısı yüzde 17 artarken, bilgisayar kullanımı ise yüzde 29 gerileyip yüzde 36'ya çekildi. Buna karşılık, mobil kullanımı yüzde 33 artarak yüzde 61'e ulaştı. Türkiye’de internet

kullanıcılarının yüzde 55’i her gün, yüzde 24’ü ise her hafta video izlerken, mobil kullanım alışkanlıklarında oyun oynama yüzde 43’te kalırken, video izleme oranı ise yüzde 59’a çıktı. Türkiye’de en çok kullanılan sosyal medya kanalı yüzde 57 ile YouTube olurken, onu yüzde 56 ile Facebook takip ediyor. Diğer popüler sosyal medya kanalları ise yüzde 45 ile Instagram, yüzde 44 ile Twitter olurken, beşinci sırada ise yüzde 40 ile WhatsApp yer aldı.

Girişimler, ödülleri ile buluştu İTÜ ARI Teknokent tarafından bu yıl ikincisi düzenlenen BEETECH 2016 Ödülleri, 12 Temmuz’da sahiplerini buldu. Teknoloji ve girişimcilik ekosisteminde fikir liderlerinin de buluşma noktası haline gelen ve “Çıtayı Yükseltenler” temalı etkinliğe, teknokent firmalarının üst düzey temsilcileri, teknoloji liderleri, yatırımcılar ve yöneticiler de katıldı. BEETECH 2016 ödüllerinde İTÜ ARI Teknokent Performans Kriterleri'ne göre değerlendirilen İTÜ ARI Teknokent firmalarından 20 tanesi 6 ayrı kategoride ödüle, 4 firma da özel ödüle layık görüldü. Törende bir konuşma yapan İTÜ Rektörü Prof. Dr. Mehmet Karaca, “Girişimcilik, Ar-Ge ve inovasyon ekosistemine kazandırdıklarımızla sadece Türkiye’nin değil, dünyanın da ciddi markalarından birine dönüşmüş durumdayız” dedi. İTÜ ARI Teknokent Genel Müdürü Kenan Çolpan da

“En büyük hedefimiz küresel bir teknoparka dönüşmek” yorumunu yaptı. BEETECH 2016 Ödül Töreni’nde toplam 20 firma iş hacimlerine göre “Kuluçka”, “Küçük”, “Orta” ve “Büyük” ölçekli olmak üzere ayrı ayrı değerlendirilerek, 6 farklı kategoride ödül kazandı. “Küçük” ölçekli firmalardan Maxim, “Orta” ölçekli firmalardan Analog Device, “Büyük” ölçekli firmalardan da Ericsson ve Vodafone ayrı kategorilerde ikişer ödülün sahibi oldu. BEETECH 2016 Ödül Töreni’nde özel ödül kazanan 4 firma ve kategorileri şöyle sıralandı: Yönetimle Uyum Özel Ödülü – ATP Start-up Özel Ödülü- Buy Buddy Yılın Girişim Sermayecisi Ödülü – Revo Ar-Ge Öncüleri Özel Ödülü – Bülent Kaytaz

Kuluçka Kategorisi Fikri ve Sınai Mülkiyet Hakları Birincisi: ICMS Ulusal Uluslararası Destekler Birincisi: TAZI AR-GE İhracat Birincisi: PANDORA AR-GE Gelir Birincisi: MISONE Küçük Ölçekli Firma Kategorisi Ulusal Uluslararası Destekler Birincisi: EDS Üniversite Sanayi İşbirliği Birincisi: AIM ENERJİ Fikri ve Sınai Mülkiyet Hakları ile AR-GE İhracat Birincisi: MAXIM AR-GE Gelir Birincisi: MİKRO YAZILIMCI Orta Ölçekli Firma Kategorisi Ulusal Uluslararası Destekler Birincisi: SESTEK Üniversite Sanayi İsbirligi Birincisi: DİALOG AR-GE İstihdam Oranı Birincisi:

FOREKS Fikir ve Sınai Mülkiyet Hakları ile Arge İhracat Birincisi: ANALOG DEVİCE AR-GE Geliri Birincisi: KRON Büyük Ölçekli Firma Kategorisi Fikri ve Sınai Mülkiyet Hakları İle AR-GE İstihdam Oranı Birincisi: VODAFONE Ulusal Uluslararası Destekler Birincisi: İNNOVA Ulusal Sanayi İşbirliği Birincisi: ARGELA AR-GE İhracat ile AR-GE Geliri Birincisi: ERİCSSON Özel Ödüller Startup Özel Ödülü: BUY BUDDY Girişim Sermayesi Özel Ödülü:

REVO Yönetimle Uyum Özel Ödülü: ATP AR-GE Öncüleri Özel Ödülü: BÜLENT KAYTAZ


BThaber

BİLİŞİM DÜNYASI

24 - 30 Temmuz 2017

5

Uygulama pazarı git gide devleşiyor

MMA Türkiye ve Bölge Direktörü Melis Ertem

Mobil uygulamalar iş hayatını kolaylaştırırken, kişisel verimliliği de artırıyor. Küresel bazda mobilin gelişimine katkı sağlayan MMA’nin (Mobile Marketing Association / Mobil Pazarlama Birliği) Türkiye ve Bölge Direktörü Melis Ertem, “Bilgi, haber ya da eğlence odaklı içeriğe her an her yerden ulaşabilmenin, sosyal ağ paylaşımlarıyla daha geniş bir çevreyle bağlar kurabilmenin ötesinde mobil dönüşüm, günlük hayatımızı ve işlerimizi kolaylaştırıyor” yorumunu yaptı. Akıllı telefon, tablet gibi mobil cihazların günlük hayattaki önemine dikkat çeken Ertem, “Buna paralel, mobil uygulamaların sayıları ve çeşitleri de artıyor. 2017’de dünya çapında 197 milyar uygulamanın indirileceği öngörülüyor. Bu

sayının, 2021’de 353 milyara çıkması bekleniyor” bilgisini verdi. Küresel uygulama pazarında 2017 yılında 82.2 milyar dolar gelir beklendiğini belirten Ertem, “100 milyar dolar eşiğinin aşılması çok sürmeyecek. Beklentiler, gelirlerin 2021 yılında 139 milyar doları aşması yönünde. Mobil uygulamaların kullanım amaçlarında dönüşüm var. Oyun uygulamalarının gelir oranlarındaki düşüşler bunun işareti. Sosyal medya, eğlence, müzik ve hayatımızı kolaylaştıran diğer uygulamalara ilgi ise sürekli artıyor” dedi. Ertem, şöyle devam etti: Her iş için çözüm mobilde yerini alıyor “İş hayatınızdaki farklı

ihtiyaçlara yönelik kullanabileceğiniz pek çok mobil uygulama için yapmanız gereken size en yakın, yani cebinizdeki dükkana giderek işinizi çözecek uygulamayı bulmak. Detaylı ya da kısa notlarla ‘yapılacak işler’ listesi hazırlayıp, tamamlanma tarihi ile hatırlatma koyabileceğiniz ve ekip arkadaşlarınızla notlarınızı paylaşabileceğiniz bu uygulamalar, asla yorulmayan bir kişisel asistan. Bu uygulamaların en popüler örnekleri arasında Wunderlist, Todoist, Google Keep, AnyDo var. Invite ile size en çok uyan saatleri toplantıya katılacaklara iletiyorsunuz ve herkes kendisine uyan saatleri işaretliyor, toplantıyı en çok tercih edilen saate alıyorsunuz. Mobil cihazların

yüksek çözünürlüklü kameralarıyla herhangi bir dökümanı Scanner For Me, Genius Scan, FineScanner gibi uygulamalarla tarayıp kaydedebilir, istediğiniz kişiye gönderebilirsiniz. Google Drive, iCloud, Dropbox dışında Amazon Drive, Box, Mediafire, Mega gibi uygulamalarla dosyalarınızı internet ortamında saklayabilirsiniz. Kartvizitleri CamCard, FoxCard, Business Card Reader, WorldCard Mobile uygulamalarıyla taratıp mobil cihazınızda taşıyabilirsiniz. Hızlıca bir anket hazırlamanız gerekiyorsa LoopSurvey, SurveyMonkey, QuickTap gibi birçok uygulama elinizin altında. Google Forms üzerinden anketler hazırlamak da her zaman mümkün.”

Eğitim dünyasının dönüşüm çabası hız kesmiyor Fujitsu'nun "Dijital Öğrenim Yolunda" raporuna göre; birçok okul, kolej ve üniversite değişime ayak uydurma çabasında. Dijital eğitime küresel bakış açısı sağlayan rapor; ABD, Almanya, Avustralya, Birleşik Krallı, Endonezya, Hong Kong ve Tayland’da devlet okulları kapsamına giren ilk, orta, lise ve üniversitelerde görevli 600'ün üzerindeki BT liderinin katıldığı bir anket çalışmasını içeriyor. Eğitim kurumları; sundukları öğrenimi daha kişiselleştirilmiş, etkileşimli ve işbirliğine dayalı hale getirmeye uğraşıyor. Bu dönüşümün önündeki en büyük engeller ise eski BT sistemlerinden dolayı yaşadıkları yavaşlık ve kaynak yetersizliği. Çoğu okul temsilcisi, bulut tabanlı çalışma uygulamaları, sanal veya artırılmış gerçeklik gibi ileri teknolojilere yatırım yapmadan önce doğru tarif edilmiş temel yatırımları yerine getirmeleri ve uzman personel ihtiyaçlarını tamamlamaları gerektiği bilgisini veriyor. Fujitsu Eğitim Müdürü Ash Merchant, " Kişiselleştirilmiş

öğrenim ve ilerleme geribildirimi; kendi başınıza öğrenim, yardımcı kaynaklara her yerden erişimin yanı sıra öğretmenler, öğrenciler ve veliler arasındaki işbirliğini geliştirme gibi fırsatlar sunuyor. Bunun için bağlantı, sadelik ve güvenlik çok önemli. Ama araştırmamızda görüldüğü gibi, birçok eğitim kurumu hala bu temel sorunlarla mücadele ediyor. Bu karmaşıklıkları ortadan kaldırarak okullara, kolejlere ve üniversitelere yardım etmek istiyoruz. Çocuklarımızı dijital geleceğe hazırlamak istiyorsak, dijital öğrenme boşluğunu kapatmamız gerek. Bu hedefe ulaşmak için hep birlikte, teknoloji ile eğitim arasında devam eden işbirliğini artırırsak, bunu başarabileceğimize inanıyoruz” dedi.

Katılımcıların yüzde 94'ü kişiselleştirilmiş eğitimin 'önemli' veya 'çok önemli' olduğunu düşünürken, yüzde 84'ü ise öğrencilerini dijital bir geleceğe hazırlamakla görevli olduklarını düşünüyor. Okullar, kolejler ve üniversiteler kendilerini, ebeveynlerin ve öğrencilerin beklentilerini karşılamak ve onları rekabetçi kalmak için daha fazla baskı altında buluyor. Bu kitlenin dörtte üçünden fazlası (yüzde 77) gelecek beş yıl içinde ‘dijital mükemmellik’ merkezi olmayı hedefliyor. Buna karşılık, birçok kurumda dijital öğrenim hala bir gerçeklik olmaktan uzak. İlkokul ve orta öğretim okullarının yüzde 87'si öğrencilerine herhangi bir cihaz sağlayamıyor, bunu sağlayabilen okullarda ise bir cihaz ortalamada üç çocuğun paylaşımına sunuluyor.

Hedefler var, ama yetmiyor Eğitim kurumlarının büyük çoğunluğu teknolojinin, çocukların eğitimini desteklemek ve eşit fırsat yaratmak konusunda önemli olduğunda hemfikir.

Öğretmenlerin ayak uydurması kolay değil Ankete katılanların yarısından fazlası (yüzde 51) teknolojik değişime ayak uydurmanın zor olduğunu itiraf etti. Eğitimciler, gittikçe dijital olarak okur yazar

olan öğrenciler ile öğretmenleri arasındaki dengeleme konusunda ustalaşmakta zorluklar yaşıyor. Ankete katılanların yarıdan fazlası (yüzde 54) öğrencilerinin ve öğrencilerinin dijital okuryazarlık bilgilerini 'mükemmel' veya 'iyi' olarak değerlendirirken, yüzde 88 ise öğretim üyeleri için dijital yeterliliğin geliştirilmesinin gelecek 12 ay için öncelik olduğunu kabul ediyor. Bu da eğitimcilerin öğretmenleri dijital öğrenme yöntemlerini ve çözümlerinin yanı sıra bulut teknolojisi gibi dijital dönüşümü

hızlandıran teknolojilere hazırlamaya odaklanacakları demek. Öte yandan, birçok eğitim kurumu da karmaşık altyapı ile mücadele ediyor. Zayıf ağ bağlantısı ve uygun olmayan eski donanım ve yazılım, birçok BT departmanı için sorun. Bu kurumlar, doğru cihaz, altyapı ve uygulamalardaki ideal entegrasyonu bulma çabasında. Ankete katılanların yarıdan daha azı (yüzde 46), dijital öğrenme hedeflerini desteklemek için mümkün olan en iyi cihazlara sahip oldukları kanısında.


6

BThaber

BİLİŞİM DÜNYASI

24 - 30 Temmuz 2017

Siber saldırısı sonrasındaki krizi yönetemiyoruz! Dijital dönüşüm, bir kurum, şirket veya yapının, dijital çağa ayak uydurmak Ayhan Sevgi için, iş modellerinden, organizasyon yapısına ve yönetim şekline kadar her şeyini yeni dünya araçları ile yapılmasına izin veriyor. Dijital dönüşüm sürecinde en değerli varlığın veri olacağından kimsenin kuşkusu yok. Verinin yaşam döngüsü, kullanımı ve etkileri ile hayal edilenin çok ötesine geçtiğinin altını çizen Artı ve Artı Teknoloji Kurumsal Güvenlik Çözümleri Uzmanı Fırat Aslantaş, “Bu nedenle veri için yapılacak siber savaşlara hazır olmak gerekir. Dijital çağda odak, ağ çevresinin güvence altına alınmasından sistemlere, cihazlara ve buluta yayılmış verilerin korunmasını hedeflemektedir. Dijital dönüşüm süreçlerinde verinin korunması ve kontrollü kullanım süreçlerinin oluşturulması ve yönetilmesi son derece kritiktir” dedi. Fırat Aslantaş, şu bilgileri verdi: “Şirketlerin günümüzün dijital ekosisteminde siber güvenlik tehdit ve saldırılarına karşı yaptıkları hazırlık ve yatırımlar ile ilgili çarpıcı bulgular ortaya koyan araştırmaya göre; küresel şirketler karmaşık

Siber saldırıların ardından oluşan krizin yönetilmesi ve zararın giderilmesine yönelik hazırlık ve planlar yetersiz kalıyor. Siber korsanlar ise son dönemlerde büyük şirketlere çalışanlar ve son kullanıcılar üzerinden ulaşıyor. bir siber saldırıyı öngörüp karşı koyabileceklerine dair her zamankinden daha yüksek bir güvene sahip. Ancak araştırma sonuçları, şirketlerin olası siber saldırıların ardından oluşan krizin yönetilmesi ve zararın giderilmesine yönelik hazırlık ve planlarının günümüzün gereksinimlerini karşılamada yetersiz olduğuna işaret ediyor. Siber korsanlar son dönemde büyük şirketlere ulaşmanın yolunu çalışanlar ve son kullanıcılarda buluyor. Özellikle mobil kullanımın da artmasıyla dijital ortamda güvenlik son derece kritik seviyelere ulaşıyor. Nitekim yapılan araştırmalar bugün şirketlerde çalışanların yüzde 88’inin siber güvenlik ile ilgili yeterli bilgiye sahip olmadıkları için hassas verileri riske attıklarını gösteriyor. Gelişen teknolojiyle birlikte cihazların, uygulamaların ve dolayısıyla çok sayıda insanın sisteme dahil olması, sistemleri daha riskli bir hale getiriyor. Buna karşın yeni nesil bütünleşik tehdit yönetim çözümleri ön plana

Artı ve Artı Teknoloji Kurumsal Güvenlik Çözümleri Uzmanı Fırat Aslantaş çıkıyor. Geleneksel güvenlik çözümlerinin günümüzde yetersiz kalmasından dolayı bütünleşik güvenlik yaklaşımı konuşuluyor. Bu yaklaşımı kullanmayan şirketlerin bilgi güvenliği konusunda yetersiz kaldığını

çeşitli kaynaklardan haber alıyoruz. Hedefli saldırıların artmasıyla kurumların ağlarındaki güvenlik zafiyetlerini tespit etmek için çeşitli çalışmalar mevcuttur. Bilgi teknolojileri dünyasında hızlıca artan tehditleri

engellemek amacıyla, en uç noktadan, hizmet verdiğimiz sunucu platformuna kadar güvenlik seviyesini kontrol altında tutuyor olmamız gerekmektedir.” Artı ve Artı olarak, çalıştıkları kurumlara çok katmanlı güvenlik çözümleri önerdiklerini belirten Fırat Aslantaş, sözlerini şöyle sürdürdü: “Katmanlı güvenlik anlayışı korunan sistem üzerinde birden fazla güvenlik önlemi alma işlemidir. Burada amaç edilen bir engeli aşabilen kötü niyetlilerin diğer engellere takılmasını sağlamaktır. Güvenlik duvarı, Ağ tabanlı saldırı tespit sistemleri, sunucu tabanlı güvenlik sistemleri anti virüs sistemleri ile uç noktalara kadar güvenlik sağlayabilmekteyiz. Alışılmış güvenlik önlemleri dışında, güvenlik ürünlerinin birbirleri ile senkronizasyonunu sağlayarak öğrenebilen güvenlik mimarisi inşa ediyoruz. Artı ve Artı, kritik bilgi güvenliği, sanallaştırma, mobil güvenlik, değişiklik yönetimi, uç nokta koruması, network güvenlik, PCI tarama ve penetrasyon testleri, web ve e-posta güvenliği, network erişim kontrolü (NAC), 5651 ve log korelasyon çözümleri, entegre bilgi güvenliği gibi uçtan uca güvenlik çözüm ve hizmetleri sağlamaktayız.”

Sosyal ticaret de hayatımıza giriyor E-ticaret sektörü hizmet sağlayıcısı Inveon, yüzde 30 büyüme ile 40 milyar TL’ye varmasını beklediği Türkiye e-ticaret ekosistemindeki dönüşümleri, sektöre ve şirkete dair rakamlar ile yorumladı. Inveon Partneri Moris Kastro, Türkiye e-ticaret sektöründe son 6 ayda olumlu dönüşümün işaretlerini gördüklerini vurguladı. Moris Kastro, yorumlarına şöyle devam etti: “Türkiye’de yaklaşık 48 milyon internet kullanıcısı var ve bu kullanıcıların yüzde 87’sini oluşturan 41,5 milyonu interneti her gün kullanıyor. Bu kitlenin internet üzerinde

e-posta okumak ve sosyal ağlara girmek haricinde en sık yaptığı eylem, online ürün bilgisi aramak. Türkiye’nin yalnızca 1 aylık e-ticaret kullanıcı etkinliklerine baktığımızda, internet kullanıcılarının yüzde 52’sinin satın almak üzere online ürün veya hizmet aradığını, bir online perakende mağazasını ziyaret ettiğini, yüzde 43’ünün de bu satın almayı yaptığını görüyoruz. Bu oranlar da 29,92 milyon kişinin e-ticaret sitelerinden online alışveriş yaptığını, 30,8 milyar TL’lik Türkiye e-ticaret hacmi içerisinde kişi başına yıllık bin 29 TL harcama yapıldığını

gösteriyor. Küresel bazda ise 1,61 milyar kişi online kanallar üzerinden alışveriş yapıyor. Bu rakamı dünya nüfusu ile oranladığımızda, e-ticaretin dünya çapında penetrasyonunun yüzde 22 oranına geldiğini söyleyebiliriz. 2016 yılında bu yüzde 22’lik nüfus dilimi 1,915 trilyon dolarlık ciro yarattı. Kişi başına bin 189 dolar olarak istatistiklere yansıyan bu ciro, 4 bin 170 TL civarına denk geliyor. 2017’nin ilk yarısı sonrası, gelecek dönemde e-ticaretin ve dijital pazarlamanın hangi trendler ile gelişeceğine dair öngörülerimiz oluştu. Arama

motorları hala ürün bilgisi arama ve marka keşfetme konusunda lider olsalar da, sosyal platformlar hızla arayı kapatıyor. Özellikle geç Y kuşağı ve Z kuşağı kullanıcıları, online alışveriş için aradıkları bilgileri, sosyal ağlarda soruşturarak elde etmeye eğilimli. Böylece E-Ticaret ve M-Ticaret haricinde, bir de S-Ticaret, yani sosyal ticaret de hayatımıza giriyor. Özellikle Instagram ve Pinterest’in yaptığı atılımlardan sonra, sosyal ağlar üzerinden doğrudan alışveriş yapılabilme konseptinin bazı tüketiciler nezdinde işe yaradığı görüldü. 2017 içinde tüm e-ticaret

Inveon Partneri Moris Kastro piyasasının en az yüzde 30 büyümesini, ciro hacminin 40 milyar TL’ye yaklaşmasını öngörüyoruz.”


Dünyanın En Büyük Havalimanı Detaysoft ile Güçleniyor Dünyanın en büyük havalimanı olacak İstanbul Yeni Havalimanı'nın ERP projesi Detaysoft danışmanlığında gerçekleşecek. Türkiye'nin %100 Türk sermayeli en büyük SAP danışmanlık şirketi olarak Türkiye tarihinin en büyük projesi İstanbul Yeni Havalimanı’nın ERP altyapısını tamamlayacak olmaktan gurur duyuyoruz.

Detaysoft is member of United VARs, which is a SAP Platinum partner

+90 (216) 443 13 29 www.detaysoft.com info@detaysoft.com


8

BThaber

BİLİŞİM DÜNYASI

24 - 30 Temmuz 2017

Entegre edebildiğiniz ölçüde güçlü ve güvenlisiniz BT dünyasında genel olarak buluta yönelik artan bir ilgi var ve bunun Handan Aybars sonucunda tüm uygulamalar artık bulut mimarisinde konumlanıyor. Buna karşılık, bulut bilişimin avantajlarını hala tam olarak kullanmayan şirketler de var. Gizlilik ihtiyaçları ve sektör bazında regülasyonlar gibi gerekçeler burada öne çıkıyor. “Biz uçtan uca bütünsel çözümler sunabiliyoruz ve bu da bizi küresel bazda farklı kılıyor” yorumunu yapan Oracle Sistemleri Kıdemli Başkan Yardımcısı John Fowler’ın da belirttiği gibi, müşteriler isterlerse yazılımı kendi veri merkezlerinde işletebilir veya bulutta konumlandırabilirler. Çok karmaşık yazılım setlerini bütünleştirme konusunda analitik yazılımın sağladığı kolaylıklar John Fowler’a göre çok önemli bir fayda noktası ve bunu yaparken görselleştirme yetkinliklerinin de kullanılabilmesi ek bir değer. “Oracle bulut yapısında diğer uygulamaları inşa edebilir, sonra bunları Oracle analitik aracımızla görselleştirebilir, bu yapıyı Oracle bulutunda kurgulayabilirsiniz” sözleri ile bir yol haritası çizen Fowler’a göre, bu da tüm ihtiyaçların tek noktadan karşılanabilmesi demek. Ayrıca entegrasyon için ekstra zaman harcamaya da gerek yok, çünkü Oracle yapısında her şey zaten entegre. Detayları Fowler ile konuştu: Kurumsal dönüşüm ve bu entegre yapının avantajı konusunda kurumsal farkındalık sizce ne seviyede? Şu anda öne çıkan tabloda tüketicilerin dönüşümü ve beklentileri, her ölçekte şirketin de her şeyi yeni baştan düşünmesini gerekli kılıyor. Yani rotayı şirketler için aslında tüketiciler çiziyor. Çünkü misal online bankacılık hizmetlerini onlar kullanıyor, her şeyi mobilde yapıyor, şirketlerden de bu konuda kolaylık sağlamalarını bekliyorlar. Bu beklenti aslında 7/24 tüm sektörler için geçerli. Yine de bu değişimin en ilginç bölümü bence bankalar. Bundan 10 yıl önce bankalar oldukça sıkıcı ve rutin işler yaparken, bugün dünyanın her bir yanında farklı dijital ödeme sistemleri var ve örneğin şubesi olmayan bankalar karşımıza çıkıyor, finans

Oracle’ın yazılım, donanım ve güvenlik başlıklarında entegrasyon yetkinliği, kontrol avantajını da beraberinde getiriyor. Güvenlik başlığında paranoya ise gelinen noktada bir gereklilik.

Oracle Sistemleri Kıdemli Başkan Yardımcısı John Fowler sektöründe farklı enstrümanlarla yerlerini alıyorlar. Bu değişim karşısında geleneksel bankacılık sisteminin üyeleri de yeni bir şeyler yapmaları gerektiğinin farkındalar. Peki ama ya şubeler ne olacak? Yeni operasyon kanallarını hangi önceliklerle hayata geçireceğim? Bu sorulara nasıl yanıt vermek gerek? Bankacılık altyapısı geçmişten bugüne yapılan çalışmalar ışığında standart bir tasarıma sahip. Bugün tercih edilmeyen silo modelleri, yavaş hizmet sunumu gibi... Oysa tüketiciye dokunan tüm bu başlıklarda büyük dönüşümler yaşanıyor. Bunların itici gücü ise sektörde git gide büyüyen rekabet. Yani mevduat oranını yüksek tutmakla müşteri çekip, bir başkasına kredi vermek bugünün bankacılığı değil. Geldiğimiz noktada tüm bu süreçleri nasıl dönüştürebildiğiniz önem taşıyor. Bankalar da bu dönüşümün paydaşlarından sadece biri. Sektör bazlı düzenlemelerin değişimi burada nasıl bir konuma sahip? Hele de konu bankacılık olduğu zaman, düzenlemelerin değişimi çok hızlı olmuyor, ama genel ihtiyaçlara karşı verdikleri yanıtlar misal Avrupa’da yeni güvenlik düzenlemeleri ile paralel. Bu düzenlemelerin gereklilikleri, ziyadesiyle köklü değişimleri işaret ediyor. Bilgi güvenliği ürün gamı bu yönüyle düzenlemelerin en büyük itici gücü ve bu

duruşunu devam ettirecek. Gizlilik odaklı gereklilikler, bilgi güvenliği, altyapı odaklı güvenlikler gibi başlıklarda tüm bunlar, düzenlemelerin de yenilenmesinde belirleyici olacak. Hatta bahsettiğimiz sadece finans veya telekom sektörlerine dair düzenlemeler de değil ve tüm sektörleri bağlayan düzenlemeler bu değişimden payını alacak. Bu gereklilik çerçevesinde şirketlerin değişimini izlemek de çok enteresan. Bir süre önce katıldığım bir yuvarlak masa toplantısında ABD’li bir perakende şirketinin dönüşümünü, nasıl bir finans şirketi haline geldiğini dinledik. Perakendeciler sadakat kartları, kartlı ödeme teknolojileri odaklı çalışmalar yapar, bireylerin tüketim tercihlerini şekillendirmeye odaklanırdı. Böylece tüketicisi hakkında her şeyi bilen bu şirket, tüketicilerinin dijital kimliklerine de sahip olduğu için aynı bir banka konumuna ulaştı. Buna rağmen, kendilerinin de kabul ettiği gibi, perakende sektöründeki bu gibi şirketler aslında kendilerini hiçbir banka gibi görmüyor. Yani bir yönüyle geleneksellik hakim, ama bir tarafta da aldıkları veriler ışığında bankanın sahip olduğu kıymetli verilere sahipler artık. Biz bu bütünsel değişimde her şeyi kendimiz geliştiriyor, yani sadece yazılımla sınırlı kalmıyor, donanımı da üretiyoruz. Bu da bizi diğer BT şirketlerinden farklı kılıyor. Oracle veri tabanı geniş

kesimler tarafından kullanılıyor ve bu veri tabanının daha güvenli işlemesi için donanımızı da tasarlıyoruz. İnsanların bu dönüşüm süreçlerinde benzersiz bir konuma sahibiz. Analitik platformumuz, mobil kimlik için çözümler, bunların ödeme sistemlerine uyumu gibi başlıklara baktığımızda, yeni nesil bir platformumuz tüm bunların işlemesini ve kesintisizliğini sağlıyor. Donanım ve yazılımda en yeniye odaklanırken, güvenlikte de yeni nesil çözümlere imza atıyor, kendi bulut yapımızdan birçok ihtiyacı ve beklentiyi öğreniyoruz. Yazılım, donanım ve güvenlik başlıklarında öncelikleriniz neler? Birçok farklı fikre ve yenilikçi güvenlik çözümlerine odaklanıyoruz. Örneğin günümüzde küresel bazda birçok şirket, birçok iyi ve güvenilir çalışana sahip olduğunu düşünüyor. Bizimse bu güvene farklı bir bakışımız var: Herkes kötüdür. Bugünün risklerine karşı yeterince paranoyak olmadığımızı düşünüyoruz ve odaklandığımız tüm çözümler de herkesin kötü olduğu önyargısına odaklanıyor. Oracle’da yeniliklerimizi bu anlayış ile geliştiriyoruz. Bu, insanların geleneksel düşünce tarzını temel aldığımızda çok radikal bir değişim ve teknolojimiz ‘herkesin kötü olduğu’ fikri ile gelişiyor, size ihtiyacınız olan tüm koruma önlemlerini sunmaya

odaklanıyor. Böylece misal herkes kendisine açık olan bilgi ile çalışıyor, sadece kendi hesabında izin verilen sistem yapısında işlerini yürütüyor. Bilgiye bu sınırlı erişim çok pratik bir fikir gibi görünse de, bunu kurumsal BT dünyasında konumlandırmak ise çok zor. Kurumiçi hassas veriler, müşteri verileri gibi kritik başlıklar var. Bir finans kuruluşu olarak müşterilerin hesap bilgilerine sahipsem, ama bu verinin dışarı çıkmasına kapı açarsam, siz de müşteri olarak beni dava etme hakkına sahip olursunuz. Sizinle ilgili tüm bilgileri güvenli biçimde tutmak ve bu verilerin güvenliğini kendi çalışanlarım nezdinde sağlayabilmekle yükümlüyüm. Oracle olarak biz bir finans veya telekom şirketi değiliz, ama küresel bazda 400 bini aşkın müşterimiz var ve onlarla ilgili bilgilere sahip olup, tüm bunları doğru biçimde korumak zorundayız. Bizce BT dünyasında bir sonraki en büyük problem bu bilgileri korumak için nasıl farklı bir altyapı inşa etmek gerektiği. Güvenlikte en doğru altyapı nedir o zaman? Oracle olarak bunun için bütünsel sistemler inşa ettik, depolama gibi tüm başlıkları tek bir sistemde buluşturduk. Donanım ve yazılım mühendisliğimiz burada önemli bir avantaj oldu. Bugün birçok müşterinin aldığı depolama bir şirketten, sunucu bir başkasından, network yapısı bir başka firmadan. Ama bu yaklaşımın yarattığı sorunlardan bir tanesi de her bir başlık için ayrı bir güvenlik yetkinliğine ihtiyacınızın olması. Yani bütünsel bir güvenlik bakış açınız olsa bile bunu hayata geçiremiyorsunuz. Bize göre ise gelecek burada.

Potansİyel Türkİye’de hayat buluyor “Türkiye pazarında harika bir ekibimiz var ve bu sayede güçlü bir pazar payına sahibiz. Müşterilerin de teknik bakış açısı çok yetkin. Detayları öğrenmek istiyor, sürekli soru soruyorlar ve bu bizim için çok önemli. Zira biz de aklımızdakileri ve hedeflerimizi detaylı biçimde paylaşmayı önemsiyor, farklı teknolojilere önemli ve sürekliliği olan yatırımlar yapıyoruz. Türkiye pazarı potansiyeli ile bizi çok

mutlu ediyor. Misal, Türkiye’de telekom ve finans sektörü şirketleri kendilerini sürekli yenilemeleri gerektiğini bilerek hareket ediyor. Ülke bütününde dijital bir ekonomi kurmak için atılan adımları gözlemliyoruz ve tüm bunlar, bizim için Türkiye’yi farklı ve önemli kılıyor. Bence Batı Avrupa birçok açıdan fazlasıyla olgun, ama ayrı zamanda daha durağan. Türkiye’de ise yaptığım görüşmelerle anlıyorum ki burada girişimci ruh

ve atılım isteği daha fazla. Karşınızdaki engellere karşı bunlara aşma enerjiniz var ve bu engeller aslında sizi hızlandırıyor, daha çok motive ediyor. EMEA’da benzer potansiyele sahip başka ülkeler de var, ama bölgedeki daha gelişmiş ülkeler benzer bir potansiyeli sergilemekte eksik kalıyor. Girişimci ekonomi algısı yeni yöntemler bulmayı gerektirir ve Türkiye’de bunun işaretlerini fazlasıyla görüyoruz.”


Tüm İşletim Sistemleri ve Cihazlar için

Dünyanın 1 Numaralı Güvenli Uzak Erişim ve Destek Çözümü

Tek bir ekrandan tüm platformlara teknik destek Tüm destek oturumlarının kaydedildiği cihaz tabanlı tek uzak destek ve erişim çözümü

BOMGAR KURUMSAL UZAK DESTEK SİSTEMLERİ İLE GÜVENDE OLUN Uzaktan destek için güvenli bir platform olan Bomgar ile sunuculara, masaüstü bilgisayarlara, notebooklara, akıllı telefonlara, POS cihazlarına, Telnet/SSH ile erişilebilen tüm bilgisayar tabanlı sistemlere bulunduğunuz yere ne kadar uzak olursa olsun, port açmadan, firewall engeliyle karşılaşmaksızın etkileşimli veya etkileşimsiz (başında biri olmadan) bağlanabilir ve teknik destek sağlayabilirsiniz.

Bomgar tüm destek oturumlarını video olarak size ait olan Bomgar cihazı üzerinde saklayabilme özelliğiyle sistem yöneticilerine daha yüksek derecede kontrol imkanı vererek destek faaliyetleri hakkında gözlem ve raporlama yapmalarını sağlar.

Entegrasyon

Platform Desteği

Güvenlik

On-Premise çalıştığından en yaygın uzaktan destek güvenlik tehditlerinden bile etkilenmezsiniz.

ITSM platformları ve iş akış sistemleri ile stratejik bir şekilde entegre olabilen bir çözüme sahip olursunuz.

Jump Teknolojisi

Toplam Maliyet

Servis ve Destek

Merkezi tek bir çözümle tüm PC’lere, sistemlere ve cihazlara güvenli bir şekilde bağlanabilirsiniz.

PC’lere, sunuculara, network cihazlarına nerede olurlarsa olsunlar başında biri olmadan erişebilirsiniz.

Tam güvenlikli bir çözüme sahip olurken SaaS uzak bağlantı çözümlerinin bitmek bilmeyen aylık ücretlerinden kurtulursunuz.

İhtiyaç duyduğunuz her an erişebileceğiniz global ve yerel Bomgar destek ekiplerinden dilediğiniz anda destek alabilirsiniz.

veri merkezi | ağ | trafik yönetimi | bilgi güvenliği | performans yönetimi | görselleştirme

ISB Bilişim Teknolojileri A.Ş.

İçerenköy Mah. Çayır Cad. No 3 Özce Center Kat 8 PK 34752 Ataşehir tel +90 (216) 428 47 47 fax +90 (216) 428 47 48 web www.isb.com.tr e-mail info@isb.com.tr


GÖRÜ Ş

BThaber

Dünya Petrol Kongresi’nin ardından: Enerji alanında bilişim sistemleri güvenliği H. Çiğdem Yorgancıoğlu Dijital dönüşüm çağında siber saldırı riskinin artması, özellikle enerji gibi stratejik sektörlerde güvenlik çözümlerinin giderek daha öne çıkmasına neden olmakta. Dünya Enerji Konseyi’nin 2016 yılında yayımladığı “Dirençliliğe Giden Yol: Siber Risk Yönetimi” raporuna göre, enerji şirketlerine yönelik siber saldırı sayılarında büyük artış yaşandı. Elektrik enerjisinin üretim endüstrisini, dijital dönüşüm sayesinde daha verimli bir geleceğe hazırlandığı bir çağda yaşamaktayız. Davos’ta ‘Dördüncü Sanayi Devrimi' sloganı ile toplanan, Digital Transformation of Industries (DTI) - Sanayilerin Dijital Dönüşümleri üzerine pek çok oturumun gerçekleştiği 2016 yılında Dünya Ekonomik Forumu’na göre 2025 yılına kadar elektrik alanındaki bu dönüşümüne dair projeksiyon 1,3 trilyon dolarlık fırsatı öngörüyor. “Enerji santrallerinin servis platformlarıyla donatılması, bulut bilişim ve endüstriyel internet olanaklarının kullanılması bu dijital dönüşümün bir parçasıdır ve bu sayede enerji üretiminde ve enerji altyapısında öngörülebilirlik, güvenilirlik, gelişmiş altyapı verimliğin yanı sıra enerjinin kullanıcılara kesintisiz iletimi açısından avantajlar taşımaktadır.” 1933 yılında ilki düzenlenen, her üç yılda bir gerçekleşen Dünya Petrol Kongresi; küresel petrol ve doğalgaz sektörünün geleceğini belirliyor. Petrol ve gaz endüstrisinin en büyük ve prestijli etkinliği olarak anılan ve bu sene “Enerji Geleceğimize Köprüler” (Bridges to our Energy Future) teması ile düzenlenen 22. Dünya Petrol Kongresi, 9-13 Temmuz günleri arasında İstanbul’da gerçekleşti. BThaber’i temsilen katıldığım, sektörü doğrudan ve dolaylı olarak etkileyen ekonomi, teknoloji, işbirliği gibi bütün bileşenlerin bütüncül bir yaklaşımla irdelendiği ve enerji arzının sürekliliğinin sağlanmasının önemine de dikkat çeken kongrenin sona erdiği gün sektörde bu sürekliliğin sağlanmasına dair önemli bir gelişme oldu. Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’ndan (EPKD) kritik enerji altyapılarında kullanılan endüstriyel kontrol sistemlerinin (EKS) bilişim süreçlerinin takibi, sistem sürekliliğinin sağlanmasıyla siber güvenliğinin sağlanmasına yönelik usul ve esasları düzenleyen enerji

sektöründe kullanılan Endüstriyel Kontrol Sistemlerinde Bilişim Güvenliği Yönetmeliği 13 Temmuz 2017 tarihinde Resmi Gazete’de yayınlandı. Enerji piyasasında faaliyet gösteren ve EPKD tarafından kritik altyapı olarak belirlenen yükümlü kuruluşların EKS’lerinde kullanılan bilişim sistemlerinin güvenlik ve güvenilirliğinin sağlanması için risklerin değerlendirilerek azaltılması veya ortadan kaldırılması veya gerçekleşmesi durumunda etkilerinin azaltılması için aksiyonların tespit edilmesi için uygulanacak usul ve esasları kapsayan, hizmet kalitesinin yükseltilmesi ve enerji arzının sürekliliğinin sağlanması, ulusal düzenleme ile ulusal ve/ veya uluslararası standartların dikkate alınması, kaynakların düzenli, şeffaf ve etkin kullanımının sağlanması, lisans sahibi tüzel kişilerin yönetmelik kapsamında EKS bilişim güvenlik önlemlerini almalarının ve uygulamalarının temini ve enerji zincirindeki kritik sistemlerin tehdit ve zafiyetlere karşı güvenliğinin arttırılması gibi temel ilkeler ışığında ilerleyen söz konusu yönetmeliğe; dayanak açısından baktığımızda 20/2/2001 tarihli ve 4628 sayılı EPKD’nin Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanunun ilgili madde, fıkra ve bendiyle Ulusal Siber Güvenlik Stratejisi ve Eylem Planın’ı görmekteyiz. Endüstriyel Kontrol Sistemi’nden (EKS) kasıt; enerjinin üretilmesi, enerji sağlayan ham petrol, taş kömürü ve benzeri hammaddelerin işlenip tüketime hazır hale getirilmesi, enerjinin iletim veya dağıtım

katmanları aracılığı ile aktarılması gibi süreçlerin tek veya çoklu merkezden izlenmesini, bazen de yönetilmesini sağlayan, kendisi veya bileşenleri bilinen işletim sistemleri üzerinde koşan ya da bilinen zafiyetleri bulunan özel işletim sistemine sahip yönetim ve kontrol sistemlerini (enerji hattındaki tüm OG koruma rölelerinin izlemesi ile sahadan gelen tüm bilgileri operatöre sunmaya ve sahanın kontrolüne olanak sağlayan, veri toplama ve arıza analizinden raporlama ve arşivlemeye kadar pek çok işi yapan ve ActiveX, COM/ DCOM, OPC ve Windows DNA teknolojilerini kullanan yazılım sayesinde arızaları anlık olarak gösteren ve kaydeden Veri Tabanlı Kontrol ve Gözetleme Sistemi SCADA, Dağıtılmış Kontrol Sistemi - DKS, Gelişmiş Süreç Kontrol Sistemi - APC, Programlanabilir Mantık Kontrolcüsü - PLC, Uzak Terminal Ünitesi - RTU vb.) olarak anlaşılabilir. Bu noktada Enerji İzleme sistemi ile AG ve OG enerji sistemleri izleme ve kontrollerinin sağlandığına ve SCADA’nın da minimum maliyette daha çok ve daha kaliteli ürün üretmek, insan gücüne bağımlılığı azaltmak, can ve mal güvenliği temini ve kaynakları verimli olarak kullanmaya yönelik bir işletme aracı olduğunu belirtmekte fayda var. Diğer yandan örneğin PLC sayesinde otomatik kontrolü sağlanan sistemlerin tek merkezde gözetim altında tutulması, daha kaliteli ürün üretmesi ve kaynakların daha verimli kullanılması sağlanabilir ya da bir enerji şebekesinin otomasyonu uzaktan etkin bir şekilde izlenip, kontrolü sağlandığı gibi sistemde elektriksel ve endüstriyel

parametreler bilgisayardan izlenebilir. Öte yandan ayarlanan değerler için “feedback alarm” alınabilir, grafik izleme ve kaydetme imkanı sağlanır, istenen değerler talep edilen doğrultuda periyotlarla kaydedilir, enerji tasarrufuna imkan sağlayan veritabanı var. Ürün bazına indirgenebilen enerji maliyeti, elektrik sarfiyatının faturalandırılması, tek bir merkezden yük kontrolü, uzaktan izleme ve kontrol, arıza takibi mümkün. Ayrıca tesis, kumanda odasındaki PC’den izlenilebilmekte ve kontrolleri de yapılabilmekte. Yönetmeliğe “yükümlü kuruluşlar” açısından baktığımızda, elektrik iletim lisansı sahibi, OSB dağıtım lisansı sahipleri hariç olmak üzere elektrik dağıtım lisansı sahibi, OSB üretim lisansı sahibi hariç olmak üzere geçici kabulü yapılmış ve işletmedeki kurulu gücü 100 MWe ve üzeri lisansa sahip her bir elektrik üretim tesisi sahibi, boru hattı ile iletim yapan doğalgaz iletim lisansı sahibi, sevkiyat kontrol merkezi kurmakla yükümlü doğalgaz dağıtım lisansı sahibi, doğalgaz depolama lisansı sahibi (LNG, yer altı depolama), ham petrol iletim lisansı sahibi ile rafinerici lisansı sahibi tüzel kişilerden oluşuyor. Şirketler her geçen gün SCADA, PLC gibi teknolojilere yatırımlarını arttırmakta ve dijital dönüşüm çağında enerji sektöründeki siber saldırılarla mücadelede ile ilgili düzenlememelerin yanı sıra gerek kamu gerekse özel şirketlerin geleceğe yapacağı en önemli yatırımlardan birinin de siber güvenlik olacağı ve siber güvenliğin bütçe planlamasında üst sıralara taşınması olduğunu söyleyebiliriz.


24 - 30 Temmuz 2017

Üniversiteler ve BT Eğitimleri

DOSYA:

BThaber

www.bthaber.com.tr

Ayhan Sevgi

BT yaygınlaşıyor, kalifiye eleman sıkıntısı artıyor Bilişim teknolojileri hem iş hem de sosyal hayatın her alanını sararken bu teknolojileri hem geliştirecek hem de farklı alanlarda kullanabilecek elemanlara olan ihtiyaç da artıyor. Bilişim alanında yaşanan kalifiye eleman sıkıntısı sadece Türkiye’nin değil, hemen hemen tüm dünyanın sorunu. Kalifiye eleman sıkıntısı birçok alanda yaşanıyor ama en fazla sıkıntının yaşandığı alan da bilişim. Ülkemizde yüksek oranlarda seyreden

işsizlik sorunu var ve işsiz kitlemizin büyük bir çoğunluğu da gençlerden oluşuyor. Bu sorunun çözümünde sağlıklı insan kaynağı projelerine ihtiyacımız olduğu aşikar. Burada da önemli görev düşen kurumlardan bir tanesi de üniversiteler. Devlet ve özel üniversitelerimiz bilişim bölümleri ve programları ile bu boşluğu doldurma çabasındalar. Tabii yükün tümünü üniversitelere yüklemek de haksızlık olur. Tüm paydaşlar bu konuda elini

taşın altına sokmadan bu sorun çözülecek gibi görünmüyor. Diğer bir yandan da yazılım ya da uygulama yetiştirmenin yanı sıra sağlık, hukuk, mühendislik, tasarım gibi birçok bölümde okuyan üniversitelilerimizin de mesleklerini daha iyi yapabilmeleri için eğitimlerinde mutlaka bilişimi göz ardı etmemeleri, bilgisayar okuryazarlığı seviyesinden daha ileri bilgilere ve teknoloji becerilerine sahip olmaları gerekiyor.


12

DOSYA

BThaber

Üniversiteler ve BT Eğitimleri

24 - 30 Temmuz 2017

Bilişim bölümü mezunlarının iş alanları hızla gelişiyor Dünyada olduğu gibi Türkiye’de de birçok alanda kalifiye eleman sıkıntısı yaşanıyor. Bu alanların başında ise bilişim geliyor. Bu konuda iki ayrı sorunun göze çarptığını dile getiren Kadir Has Üniversitesi Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Bilgisayar Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Feza Kerestecioğlu, “Birincisi, farklı nitelikteki elemanların verimli olabilecekleri işlerde çalıştırılmamasıdır. Örneğin, meslek yüksekokulu mezunu gibi ara elemanların istihdam edilebileceği bazı işlerde bilgisayar mühendisi gibi daha nitelikli elemanlar çalıştırılmaktadır. Diğer sorun ise, üniversitelerimizde bilişim sektörünün beklentilerine yanıt verebilecek şekilde beceriler kazanmış mezunların yetiştirilememesidir. Günümüz teknolojisinin hızlı değişimi göz önüne alındığında, bilgisayar mühendisliği bölümü müfredatlarının bu değişime koşut olarak sık sık yeniden düzenlenmesi gerekmektedir. Bu gereklilik, üniversite-endüstri işbirliğinin yalnızca araştırma-geliştirme değil aynı zamanda bilişim alanlarında eğitim veren lisans programlarının güncellenmesi açısından da önemini ortaya çıkarmaktadır. Örneğin, Kadir

Has Üniversitesi Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi, aralarında bilişim sektörü temsilcileri ve meslek örgütlerinin de bulunduğu Fakülte Danışma Kurulu’nun önerileri doğrultusunda lisans ders planlarını sık sık gözden geçirmekte ve güncellemektedir” dedi. Kadir Has Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği Bölümü’nün, kurulduğundan bu yana lisans eğitimi konusunda benimsediği sürekli gelişim yaklaşımı ile her zaman önder konumda olduğunu kaydeden Prof. Dr. Feza Kerestecioğlu, açıklamalarını şöyle sürdürdü: “Bu yaklaşıma örnek olarak, geçmişte Kurumsal Kaynak Planlaması, Gezgin Uygulama Geliştirme gibi birçok dersin ülkemizde ilk kez bölümümüz tarafında ders planına dâhil edildiğini söyleyebiliriz. Bu konudaki en son örnek 2015 yılında, Khas-Philips Akıllı TV Laboratuvarı’nın da kurulmasıyla birlikte müfredata alınan Akıllı Çoklu Ortam Sistemleri dersidir. Ayrıca, tüm dünyada yayılmış bir ağ üzerinde açık tasarım kavramının hayata geçirildiği Türkiye’nin ilk FabLab’i de Kadir Has Üniversitesi’nde kurulmuştur. Bugün, yeni gelişen ve iş olanakları

Kadir Has Üniversitesi Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Bilgisayar Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Feza Kerestecioğlu henüz tam olarak yaygınlaşmamış bazı mesleki alanlarla ilgili geleceğin mesleği tanımlaması yapılmaktadır. Oysa bilişim alanını, diğer birçok alandan farkı kılan, hem günümüzün hem de geleceğin mesleği olmasıdır. Nanoteknoloji, genetik, tıp gibi gelişmekte olan birçok alan, hesaplamalı yaklaşımları benimsemeye başlamıştır. Öte yandan, akıllı uygulamalar hukuktan turizme, sağlıktan spora hemen hemen her

alanda giderek daha fazla öne çıkmaktadırlar. Tüm bunlar bilişim bölümü mezunlarının iş alanlarını giderek daha da büyütmektedir. Bilişim sektöründeki hızlı gelişme ve bunun güncel hayatımızı son beş-on yıldır nasıl değiştirdiğini düşünmek, bu alanda edinilecek uzmanlıkların gelecekte ne kadar önemli bir mesleki değer oluşturacağını görmek için yeterlidir. Kadir Has Üniversitesi’nde tüm Mühendislik ve Doğa Bilimleri bölümleri temel düzeyde programlama derslerini Bilgisayar Mühendisliği Bölümü’nden almaktadırlar. Bunun ötesinde, bu bölümlerin her birinde gerekli olabilecek diller (MATLAB, Java, Assembly, vs.) bölümlerin kendi meslek dersleri içinde öğretilmektedir. Tüm diğer fakültelerin öğrencilerine açık olacak şekilde verilen ve temel kodlama ilkelerinin anlatıldığı seçmeli programlama dersleri de mevcuttur. Ayrıca, üniversitemizin Yaşam Boyu Eğitim Merkezi tarafından organize edilen dijital pazarlama ve e-ticaret, iOS ile uygulama geliştirme, nesnelerin interneti gibi bilişim alanındaki birçok sertifika programlarında öğrencilere indirimler yapılmaktadır.”

Tüm sektörler bilişim ile büyüyor Teknoloji hızla gelişiyor ve birçok alanı etkilemeye devam ediyor. Buna paralel olarak da eleman eksikliği yaşanıyor. “Eksikliğin nedeni belki de yönetim bilişim veya bilişimin diğer alanları konusunda, Türkiye’de üniversitelerde olsun yükseköğretim seviyesinde olsun yeterli mezunun olmamasıdır” diyen Yeditepe Üniversitesi Yönetim Bilişim Sistemleri Bölüm Başkan Yardımcısı Yrd. Doç Bil. Dr. Uğur Kaplancalı, şu bilgileri verdi: “Bilgisayar mühendisliği programlarında belki biraz, hizmet sektörüne katkı yapacak şekilde öğrenci yetiştirilebilirdi. Son 10-15 yıldır hizmet sektörüne doğru bir yönelim var. Bilişimin Türkiye’de yapabileceği en önemli katkı hizmet sektörüne teknolojileri kullanarak yeni yazılım yaparak katma değer sağlamak olacaktır. Ancak bu kalifiye eleman eksikliğinin her yıl verilen mezunlarla önümüzdeki 5 yıl içinde giderileceğini tahmin ediyorum. Üniversitelerde bölümler şu anda yeterli. Biz de Yeditepe Üniversitesi olarak 5-6 yıldır, bu alanda mezun veriyoruz ve çoğu kısa sürede iş buluyor. Bilişim okuduğunuzda sektör bağımsız bir şey okumuş oluyorsunuz. Hemen hemen her sektörde bilgisayar teknolojileri kullanılıyor. Her sektör eninde sonunda yatırım, pazarlama ve iş süreçlerini daha

çok zor. Yüksek Öğretim Kurumu ile Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezi’nin, koyduğu barajla belli bir yüzdelik dilimin altında olanlar mühendislik bölümlerine giremiyor. Mühendis olamayan ve sayısal ağırlıklı bir bölüme girmek isteyen bir lise mezunu için de kodlama öğrenmek en iyi alternatif. Bu durumda yönetim bilişim sistemleri bölümlerinde okumak önemli bir avantaj sağlıyor.”

Yeditepe Üniversitesi Yönetim Bilişim Sistemleri Bölüm Başkan Yardımcısı Yrd. Doç. Dr. Uğur Kaplancalı verimli hale getirme amacıyla bu alana yatırım yapmak zorunda kalıyor. Aklınıza gelebilecek her sektörde, artık internet ve bilişim teknolojileri kullanılıyor. Ayrıca öğrenciler bütün dünyada geçerli bir konuda eğitim görüyor, bir programlama dili öğreniyor. Bu dil Çin’de de Amerika’da da aynı şekilde uygulanıyor. Siz burada bir uygulama geliştirdiğiniz zaman dünyanın öbür ucundaki herhangi bir kişi telefonunda, tabletinde veya bilgisayarında bunu kullanabiliyor. Bu dilin ve internet alt yapısının değişmesi ise

“Yeditepe Üniversitesi’nde Ticari Bilimler Fakültesi’nde 3 yıldır, Uluslararası Ticaret ve İşletmecilik Bölümü’nde, Yönetim Bilişim Sistemleri ve Kurumsal Bilişim Sistemleri isimli iki mecburi ders veriliyor ve bu konuda yapılan projelerle öğrenciler destekleniyor” diyen Yrd. Doç. Dr. Uğur Kaplancalı, açıklamalarını şöyle sürdürdü: “E-Ticaret ve Teknoloji Yönetimi, son dönemde bir talep doğrultusunda açtığımız bölümlerden biri. Teknolojinin birebir tüketici, lojistik, pazarlama ve tüketici davranışları ile ilgilenen bölümüdür. Bu bölümde de eğitim yapılan projelerle destekleniyor. Günümüzde e-ticaret yapmayan firma neredeyse yoktur. E-ticaret yapmayan bir firma olsanız bile en azından bir web siteniz olmak zorundadır.

İletişim Fakültemizde de Görsel İletişim Tasarımı Bölümü’nde bu derslere ağırlık veriliyor. Görsel iletişim ve medya, günümüzde bilişim teknolojilerine dayanıyor. Film sektöründe animasyon alanında da oyun artık çok değişti. Bilgisayar teknolojileri ile oldukça iyi ürünler ortaya çıkıyor. Bu alanda Macintosh iMac ağırlıklı yazılımlar kullanılır. Yeditepe Üniversitesi’nde de bizim öğrencilerimiz bu sistemler üzerinde yazılımları öğrenirler ve mezun oldukları zaman birebir karşılarına çıkan sistemler bunlardır ve zorlanmadan bu yazılımlarla işlerini sürdürebilirler. Bilgisayar Mühendisliği Bölümü’nde ise hem yazılım hem donanım öğreniyorlar. Günümüzün önemli konuları haline gelen mobil yazılım ve güvenlik konularında öğrencilerimizi yönlendirmeye başladık. Dünyada oluşan trend ise yapay zeka ve nesnelerin interneti konuları. Bir sonraki evreye geçmek istiyorsa bilişim sektörü, artık uygulamalar yerine, düşünen makineler geliştirme üzerine çalışmalı. Biz eğitim programlarımızda öğrencinin bilincini bu konuda arttırıyor ve onu bu alanlara yönlendiriyoruz. Üniversiteye başlayan bir öğrencinin 5 yıl sonra mezun olduğunda en çok karşısına çıkacak kavramlar bunlar olacak. Biz de onlara bu bilinci kazandırıyoruz.”


Türkiye’de 84 Üniversite’de Netcad Yazılımları Kullanılıyor e-dönüşüm; kamu kurumları, belediyeler ve özel sektörde yer alan bilişim teknolojileri konusunda yetişmiş insan gücü ile mümkün.

BT alanında eğitimin önemi hakkında ne düşünüyorsunuz? İçinde bulunduğumuz bilgi toplumuna geçiş sürecinde bilginin üretilmesinde, yönetilmesinde ve bilgiye dayalı karar verme süreçlerinin gerçekleştirilmesinde ülkemizin göstereceği başarı, yakın gelecekteki ekonomik ve sosyal kalkınmamızın da belirleyicisi olacak. Bu süreçte ülke ölçeğinde en önemli rol eğitim anlayışımıza ve üniversitelerimize düşüyor. Üniversitelerdeki eğitim öğretim süreçlerinde mesleki öğrenimlerini bilişim teknolojileri ile entegre edebilen meslek insanlarının sürdürülebilir olarak yetiştirilmesi gerekiyor. Biz Netcad olarak yıllardır mühendislik çözümleri, coğrafi bilgi sistemleri ve uzaktan algılama konularında uluslararası standartlarda ürettiğimiz yazılım teknolojilerini üniversitelerimize ücretsiz olarak sağlamakta ve ders müfredatları kapsamında bu yazılım teknolojilerinin öğretilmesi konularında gereken her türlü desteği de karşılıksız olarak vermekteyiz. Bu alanda Türkiye nasıl bir potansiyele sahip? Ülkemiz bütünsel olarak e-dönüşüm sürecinin içerisinde bulunuyor. Bu kapsamda oluşturulan kanun ve yönetmelikler, ülke ölçeğindeki tüm mekânsal ve mekânsal olmayan verilerin ilgili kurum/kuruluşlar tarafından belli standartlarda üretilmesi, depolanması, yönetilmesi ve birlikte çalışabilirlik kapsamında paylaşılabilmesini zorunlu kılıyor. Bu sürecin gerçekleşebilmesi ancak ve ancak kamu kurumları, belediyeler ve özel sektörde bilişim teknolojileri konusunda yetişmiş insan gücü ile mümkün olabilecek. Türkiye daha yolun başında, ancak bilişim teknolojilerini mesleklerine entegre edebilen yetişmiş meslek adamlarının sayısı arttıkça, bu yolda daha hızlı ilerleyeceğimize inanıyorum. Netcad’in eğitime yaklaşımları neler? Netcad ne tür eğitimler veriyor? Netcad için ‘eğitim’ konusu her zaman öncelikli olmuş, misyonumuzun en önemli parçasını oluşturmuştur. Bu sayede Netcad, ülke genelinde konuşulan ortak teknoloji dili konumunu almış ve Türkiye sayısal veri altyapısının yüzde 85’i Netcad teknolojileri kullanılarak üretilmiştir. Bizler kuruluşumuzdan beri mühendislik çözümleri ve coğrafi bilgi sistemleri konularında uluslararası standartlarda çözümler üretiyor ve bu çalışmalarımızı eğitimlerle destekliyoruz. Öyle

ki her yıl kamu kurumları, yerel yönetimler, özel sektör, meslek odaları ve üniversitelerden 5 bin yeni kişiye “netcadkampüs” programı kapsamında sertifikalı eğitimler veriyor ve bilişim teknolojileri ile proje üretimine yönelik eğitimler almalarını sağlıyoruz. Ayrıca Türkiye’de 84 üniversitenin 474 bölümüyle de yıllardır çok önemli iş birlikleri gerçekleştiriyoruz. Bu sayede de genç mühendislerin meslek hayatlarına donanımlı olarak hazırlanmalarına olanak sağlıyor ve ülkemizin en önemli gereksinimlerinin başında gelen kalifiye mühendis eksikliği konusunda önemli bir rol üstleniyoruz. Ülke genelinde üniversitelerimize verdiğimiz bu hizmet bizleri oldukça mutlu ediyor ve daha fazlası için de her daim teşvik ediyor. Eğitim konusunda sürekli inovasyon arayışı içerisindeyiz. Sektörde bir ilke imza atarak hayata geçirdiğimiz internet üzerinden online canlı eğitimler ile yılda yaklaşık 3 bin kişiye ulaşıyor ve herkese dilediği yerden cep telefonları, tabletleri ve bilgisayarları ile Netcad canlı eğitimlerine ulaşabilme olanağı sağlıyoruz. Bu hizmet birçok kullanıcımızın hayatını değiştirdi ve onlara oturdukları yerden Netcad öğrenebilme şansı tanıdı. Yani deyim yerindeyse hizmet kullanıcımızın ayağına gitti. Üstelik geri dönüşler de bir o kadar motive edici oldu. Her eğitimin sonunda gerçekleştirdiğimiz anketler bizi her daim daha iyiye götürdü ve eksiklikleri tamamlama imkânı sağladı ardından gelen yorumlar da bu anlamda olumlu yönde oldu. Bu eğitimler kimlere hitap ediyor? Netcad eğitimleri sektörde proje üreten hemen her meslek adamına hitap ediyor desem abartmış olmam. Harita, inşaat, maden, jeoloji, jeofizik, orman, peyzaj, ziraat, çevre mühendisleri ve şehir bölge plancıları genel anlamda Netcad ailesini oluşturuyorlar. Hitap ettiğimiz kitle için de kamu kurum ve kuruluşları ile yerel yönetim birimlerinde çalışan mühendisler, akademisyenler, öğrenciler ve özel sektör mensuplarının hemen hepsi diyebiliriz. Her yıl ülke ölçeğinde eğitim verdiğimiz 8 bin kişi de bunu doğrular nitelikte. Bizim sektörümüz de tıpkı bizim gibi eğitimin öneminin farkında ve bu tür çalışmalara karşı oldukça ilgili. Öyle ki, tüm eğitimleri ve yenilikleri oldukça yakından takip ediyorlar. Bu da Netcad açısından gurur verici. Eğitim kapsamında gerçekleştirdiğimiz bu çalışmaların ülkemiz açısından ne kadar gerekli olduğunu verdiğimiz her eğitimde gözlemliyoruz.

84 üniversite ile işbirliği Mühendislik çözümleri, coğrafi bilgi sistemleri ve uzaktan algılama konularında uluslararası standartlarda ürettiğimiz yazılım teknolojilerini üniversitelerimize ücretsiz olarak sunuyoruz. Ders müfredatları kapsamında bu yazılım teknolojilerinin öğretilmesi konularında gereken her türlü desteği de karşılıksız olarak veriyoruz. Netcad yazılım teknolojileri halihazırda 84 üniversitenin 474 bölümünde ders olarak okutuluyor. Bu da üniversitelerimiz ile yıllara sâri gerçekleşen en

önemli iş birliğimiz olarak değerlendirilebilir. Ayrıca üniversitelerimizle sanayi ve Ar-Ge iş birlikleri kapsamında da sürekli projeler gerçekleştiriyoruz, yazılımlarımızın bir kısmı bu projelerin sonuç ürünleri olarak ortaya çıkıyor. Birlikte çalıştığımız her bir üniversitemiz, bölümümüz ve akademisyenimiz bizim için çok değerlidir. Üniversite eğitim süreçlerinde Netcad teknolojilerini bilerek hayata hazırlanan her bir mühendis ise gurur tablomuzda yeni bir isimdir.

advertorial

e-dönüşümün yolu bilişim teknolojilerinden geçerken, bu alandaki eğitimleri de es geçmemek gerekiyor. Bilgisayar okuryazarlığından başlayarak, en üst seviyedeki bilişim sistemlerinin ya da belirli bir alana yönelik çözümlerin detaylı eğitimlerini almak, teknolojiden en yüksek verimi alabilmek için şart. Mekânsal tabanlı mühendislik ve Coğrafi Bilgi Sistemi alanlarında mekânsal planlamadan arazi Netcad Teknik ve Eğitim Müdürü düzenlemesine, alt yapıların Tunç Emre Toptaş oluşturulmasından üst yapılara kadar yerleşim alanlarının tasarlanması ve yönetilmesine yönelik geliştirdiği yazılımlarla Türkiye’nin en yaygın kullanılan yazılımı olan Netcad, bugün yüzlerce kurumdaki binlerce uzman tarafından kullanılıyor. Netcad Teknik ve Eğitim Müdürü Tunç Emre Toptaş, Netcad eğitimleri konusundaki sorularımızı yanıtladı:


14

DOSYA

BThaber

Üniversiteler ve BT Eğitimleri

24 - 30 Temmuz 2017

Kaliteli insan gücü yurtiçinde tutulmalı

Sabancı Üniversitesi Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Hüsnü Yenigün Dünyadaki genel eğilimlere paralel bir şekilde ülkemizde de bilişim alanına olan ilgi ve bu alanlardaki eğitim talebi 2000’li yılların başında bir düşüş yaşamıştır. Fakat özellikle veri analizi, siber güvenlik ve benzeri alanların öneminin daha iyi anlaşılması ile bu alandaki iş olanakları artmıştır. Buna bağlı olarak bilişim alanında eğitime olan ilgi tekrar artmış olsa da üniversitelerin ilgili bölümlerinde okuyan öğrenci sayılarının mevcut (ve gelecek yıllarda artarak devam etmesi öngörülen) iş imkanlarına yanıt verebilmekten uzak olduğu görülmektedir. Yani birçok sektörün aksine, bilişim sektöründe negatif bir işsizlik bulunmaktadır. Ayrıca bilişim alanında eğitim alan bir kişi için iş imkânı bulabileceği sektör sadece bilişim sektörü değildir. Sabancı Üniversitesi Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Hüsnü Yenigün’ün verdiği bu bilgilere göre günümüzde bankacılıktan sağlığa, otomotivden enerjiye, hemen her sektörde bilişim elemanlarına iş imkânı bulunmaktadır. Bu nedenle bilişim alanında alınan bir eğitim, içinde bulunduğumuz yüzyıl içerisinde geçerliliğini koruyacak bir meslek edinilmesi anlamına gelmektedir. Bilişim sektörünün hem iç hem de dış piyasada özgün ürünlerin geliştirilip pazarlanabilmesinin kolay olduğu bir sektör olduğunun altını çizen Hüsnü Yenigün, açıklamalarını şöyle sürdürdü: “Büyük bir fiziksel altyapı yatırımı kullanmadan dünya çapında rekabetçi ürünler geliştirmek mümkündür. Bu ürünlerin geliştirilmesi için gerekli en önemli kaynak, yenilikçi fikirler ortaya sürebilecek kaliteli insan kaynağıdır. Bilişim sektöründe kalifiye eleman eksikliği dünya çapında yaşanan bir sorun olsa da bu sorunun ülkemiz için belki daha büyük bir oranda yaşandığı söylenebilir. Bunun

nedeni ülkemizde verilen eğitimin kalitesi olduğu düşünülmemektedir. Dünya standartlarında eğitim veren üniversitelerimiz bulunmaktadır. Fakat bu üniversitelerden mezun olan en iyi öğrenciler genellikle yurtdışındaki lisansüstü eğitim ve iş imkanlarına yönelmektedirler. Katma değeri yüksek bilişim ürünlerinin ortaya çıkarılabilmesi için gerekli bu yüksek kaliteli insan gücünün yurtiçinde tutulabilmesi adına, bu alanda her paydaşa bazı yükümlülükler düşmektedir. Devlet Ar-Ge destekleri ile bu yönde girişimler yapmaktadır. Fakat firmaların bu desteklerden faydalanırken yaşadıkları bürokratik süreçler açısından sorunları olduğu bilinmektedir. Öte yandan, firmaların bu desteklerden faydalanırken çoğunlukla geliştirme yanı ağır basan projelere yönelmekte olduğu görülmektedir. Firmaların, araştırma öğesinin öne çıktığı, yüksek risk ve yüksek getiri potansiyeline sahip projelere de yer vermeleri, bu projeler kapsamında üniversiteler ile iş birliği içerisinde olmaları ve bu projeleri üretebilmek adına yüksek lisans ve özellikle doktora derecesine sahip elemanları rekabetçi ücretler ile bünyelerinde tutabilmeleri gerekmektedir. Üniversitelerde de tamamen akademik ve bilimsel araştırmaya yönelik doktora programlarının yanında, endüstriyel doktora programlarının yaygınlaşması bu açıdan faydalı olacaktır.” Sabancı Üniversitesi’nde eğitim felsefesinin gereği olarak, tüm öğrencilerin ilk senelerinde tamamen aynı dersleri aldığını belirten Hüsnü Yenigün, açıklamalarını şöyle sürdürdü: “Bölüm seçmenin tamamen özgür olduğu üniversitemizde, daha sonradan sosyal bilimler alanında bir programa yönelecek öğrencilerimiz doğa bilimleri hakkında temel bilgiler kazandığı gibi, daha sonra mühendislik alanında bir programa yönelecek olan öğrencilerimiz de sosyal bilimler alanında temel bilgiler ile donatılmaktadırlar. Bu şekilde tüm öğrencilerimiz yaşadıkları dünyanın ve toplumun dinamikleri hakkında

genel bilgiye sahip olmakta ve eleştirel düşünme yeteneği kazanmaktadırlar. İlk sene içerisinde tüm öğrencilerimizin ortak olarak aldığı bu derslerden bir tanesi de ‘Problem Çözümünde Bilişimsel Yaklaşımlar’ isimli dersimizdir. Bu dersin temel amacı öğrencilerimize 21. yüzyılın dijital dünyasını anlayabilmeleri adına kendilerine bilişimsel düşünme ve problem çözme yeteneklerinin kazandırılmasıdır. Bu ders içerisinde farklı disiplinlerden alınan örnek problemler için bilişimsel çözüm yaklaşımlarının yanında temel programlama becerileri de öğrencilerimize kazandırılmaktadır. Yine Sabancı Üniversitesi’nin özgür ve disiplinler arası eğitim felsefesinin gereği olarak, sabit bir ders programı vermek yerine, yüksek sayıda seçmeli ders alma imkânı ile öğrencilerimizin kendi eğitim planlarını istediği şekilde hazırlamalarına imkân tanınmaktadır. Bu sayede Bilgisayar Bilimleri ve Mühendisliği derecesi alacak bir öğrencimiz, üniversitede ilgi duyduğu herhangi bir programdan dersler alabilmektedir. Aynı şekilde, diğer programlardaki öğrenciler de Bilgisayar Bilimleri ve Mühendisliği programından dersler alabilmektedir. Burada vurgulanması gereken bir nokta, farklı programlardan alınan bu derslerin hiçbiri içerik olarak zayıflatılmış, servis dersleri niteliğindeki dersler olmadığıdır. Örneğin Malzeme Bilimi ve Nanomühendislik programında okuyan bir öğrenci, Bilgisayar Bilimleri

ve Mühendisliği programından örneğin Veri Yapıları, Algoritmalar dersini almak isterse, bu dersi Bilgisayar Bilimleri ve Mühendisliği programında okuyan öğrenciler ile birlikte almakta ve dolayısıyla en az bu öğrenciler kadar konuya hakim olarak dersi tamamlamaktadır. Sabancı Üniversitesi’nde eğitim açısından yine çok önem verdiğimiz bir diğer konu ise öğrencilerimizin edindikleri bilgileri pratikte uygulayacakları yaz stajı ve bitirme projesidir. Yaz stajımız 3. sınıf sonunda 8 hafta süresince yapılmaktadır. Öğrencilerimizin yaz stajı için gittikleri firmada bir projede yer almaları istenmektedir. Bu nedenle öğrencilerin yapacakları staj çalışmaları, staj başlamadan önce öğretim üyelerimiz tarafından gözden geçirilmektedir. İçerik olarak uygun olmayan veya yetersiz kalan projelerin staj kapsamında yapılmasına izin verilmemektedir. Bitirme projelerinde ise öğrencilerimiz son senelerinde iki dönem boyunca bir mühendislik projesi üzerinde çalışmaktadırlar. Bu projelerde gerçek bir problemin adreslenebilmesini sağlayabilmek adına ‘Sanayi Odaklı Projeler’ programımız bulunmaktadır. Bu programda paydaş firmalar projelerini sunmaktadır. Projenin içeriğine bağlı olarak oluşturulan disiplinler arası bir öğrenci grubu hem öğretim üyeleri hem de firma yetkilileri tarafından ortak bir şekilde yürütülen bu projelerde gerçek bir mühendislik projesi deneyiminden geçmektedirler.”


BThaber

Üniversiteler ve BT Eğitimleri

24 - 30 Temmuz 2017

DOSYA

15

Eğitimin temelinde üniversite – iş dünyası birlikteliği olmalı

Bahçeşehir Üniversitesi Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Nafiz Arıca Bilişim alanındaki teknolojik gelişmelerle birlikte uluslararası rekabet edebilirlik açısından nitelikli bilişim elamanı ihtiyacı her geçen gün artıyor. Bilgi ekonomisine dönüşümde bilgiyi üreten ve kullanan insan gücünün niteliği en önemli faktördür. Ülkemizin 2023 hedeflerine ulaşmasında bilişim sektörünün rolü dikkate alındığında, sektördeki yetişmiş insan gücü açığı önemli bir sorun olarak karşımızda durmaktadır. Bahçeşehir Üniversitesi Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Nafiz Arıca’nın

verdiği bilgilere göre burada üniversitelerimize çok önemli görevler düşmektedir. Bilgisayar, yazılım ve elektrik-elektronik mühendisliği gibi bilişim bölümlerindeki eğitim kalitesinin yükseltilmesi ve müfredatın sektör ihtiyaçları doğrultusunda belirlenmesinin elbette çok önemli olduğunun altını çizen Prof. Dr. Nafiz Arıca, “Ama bundan daha da önemlisi öğrencilerimizin sektöre hazır halde mezun olabilmesi için uygulamalı derslerin bizzat sektördeki uzmanlarla birlikte ve gerektiğinde firma bünyesinde verilmesi gerekmektedir. Ayrıca diğer sektörlerle karşılaştırıldığında bilişim teknolojilerindeki bilginin çok daha kısa sürede güncelliğini yitirmesi, örgün eğitimin yanı sıra yaygın meslek içi eğitime ihtiyacı da gündeme getirmektedir. Ara eleman açığının kapatılması ise lise ve dengi okullardaki eğitimle birlikte sertifika programlarıyla çözülebilir. Sonuç olarak, hangi düzeyde olursa olsun yetişmiş insan açığı sektör ihtiyacına cevap verecek kaliteli ve sürekli eğitimle çözülebilir” dedi. Bahçeşehir Üniversitesi olarak öğrencileri sektöre en iyi şekilde hazırlayabilmek için CO-OP (Cooperative Education) eğitim modelini benimsediklerini kaydeden Prof. Dr. Nafiz Arıca, açıklamalarını şöyle sürdürdü: “Üniversite – iş dünyası işbirliğine

dayalı bir eğitim modeli olan COOP, öğrencilerimizin lisans eğitimi sırasında bir iş yerinde çalışmasına dayanır. Burada amaç; eğitim ile çalışma hayatını bütünleştirmek, üniversite iş dünyası entegrasyonunu sağlamaktır. Bu kapsamda üniversitemiz 1800'a yakın firma ile CO-OP anlaşması imzalamıştır. CO-OP Eğitim Modeli’nin bir diğer özelliği ‘Markalı Ders’ kavramıdır. Markalı ders, firmaların kendi alan, ürün, hizmet ve uygulamaları konusunda nitelikli insan gücü yetiştirmek için Bahçeşehir Üniversitesi’nde kendi markalarıyla açtıkları derslerdir. Firmalar uygulamaya dönük olan bu derslerin içeriklerini sektör ihtiyaçlarına göre hazırlamaktadırlar. Öğrenciler markalı dersleri seçmeli ders olarak alır ve kredi kazanırlar. 2016-2017 Bahar Döneminde Bilgisayar Mühendisliği bölümünde açılan markalı derslere örnek olarak; IBM "Big Data & Analytics", Samsung "Advanced Developing Applications for Android Devices" ve Netaş "Advanced Web Technologies" dersleri verilebilir. Ayrıca Bahçeşehir Uğur Eğitim Kurumları olarak bilişim eğitiminde ana okulundan başlayarak toplumsal farkındalık yaratılması gerektiğini düşünüyoruz. Bu amaçla Bahçeşehir Koleji'nde 5 yaşındaki öğrencilerimizin bilişimsel düşünme yöntemine (computational thinking)

sahip olmaları için Kodlama dersi verilmektedir.” İstihdam açısından bilişim sektörünün diğer sektörlerden farklı olduğunun altını çizen Prof. Dr. Nafiz Arıca, şunları kaydetti: “Dünyadaki ekonomik durgunluk ve kriz dönemlerinde birçok sektörde istihdam oranları düşerken bilişim sektöründe eleman arayışı durmamıştır. Bu açıdan bakıldığında üniversitelerde bilişim bölümlerinden mezun olan öğrencilerin iş bulma imkanının daha yüksek olduğu söylenebilir. Ayrıca 4. Sanayi devriminin yaşandığı son yıllarda ve gelecek teknolojik öngörülere bakıldığında özellikle yapay zeka, robotik, nesnelerin interneti, siber fiziksel sistemler, siber güvenlik, büyük veri gibi konularda çok sayıda yetişmiş bilişim elemanı ihtiyacı söz konusu olacaktır. Bu sebeplerle gençlerimizin bilişim bölümlerini tercih etmelerini şiddetle tavsiye ederim. Bahçeşehir Üniversitesinde Mühendislik Fakültesi’ndeki tüm bölümlerde ‘Programlamaya Giriş’ dersi zorunludur ve ders kapsamında en az bir programlama dili öğretilmektedir. Bunun yanında yine tüm fakülte öğrencilerine veri yapıları ve algoritmalar, bilgisayar ağları, siber güvenlik, web tasarımı gibi bilişim dersleri seçmeli olarak verilmektedir.”

Deneyim, kalite ve uygulama giderek önem kazanacak Bilişim alanında kalifiye eleman ihtiyacı hızla artarken, buna paralel olarak yeni programlarının da hayata geçmesi gerekiyor. Bu eğitim programlarının kalitesinin de artması gerektiğini belirten Doğuş Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği Bölümü Başkanı Prof.Dr. Selim Akyonuş, şu bilgileri verdi: “Doğuş Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği Bölümüne birçok kurumdan gelen iş taleplerinden bilişim alanındaki kalifiye eleman ihtiyacı konusunda bilgi sahibiyiz. Ayrıca, öğrencilerimizin daha mezun olmadan veya mezuniyetleri sonrasında rahatlıkla iş bulduklarının farkındayız. Bilişim alanında ki eğitim programlarının sayı ve kalite olarak artması gerekir. Biz Doğuş Üniversitesi olarak Bilgisayar Mühendisliği programına ek olarak Yazılım Mühendisliği Bölümünü de açtık. Bu programa da büyük bir

talep olduğunu gözlemlemekteyiz. Ülke çapında birçok üniversite ve özel kurum farklı isim ve içeriklerle bilişim eğitimleri sunmaktadır. Bu alanda deneyim, kalite ve uygulama giderek önem kazanacaktır. Biz 20 yıllık ve MÜDEK tarafından akredite olmuş bir bölümüz. Biz bölümüzde pratik uygulamalara ve proje çalışmalarına önem vermekteyiz. Birçok dersimiz 2 saat teori ve 2 saat uygulama/laboratuvar çalışmasından oluşmaktadır. Öğrencilerimizin proje konusunu gerçek iş uygulamalarından seçmelerini ve yaygın olarak iş hayatında kullanılan teknoloji ve araçlarla projelerini gerçekleştirmesini teşvik ediyoruz. Her öğrenci öncellikle sevdiği bir mesleği seçmeli ve öğrenim görmelidir. Bu arada seçeceği mesleği de iyi tanımalıdır. Birçok genç bilişim teknolojilerine ve

bilgisayar oyunlarına çok meraklıdır. Bilişim teknolojilerini kullanmak ve geliştirmek ise tamamen farklıdır. Bu nedenle bilişim alanındaki meslekleri ve iş hayatında nasıl bir çalışmanın kendilerinden beklediğini iyi anlamaları gerekir. Birçok sektörde yaygın kullanımı ve her geçen yeni teknolojilerin hayatımıza girmesi nedeni ile her zaman bilişim alanında iş ihtiyacı olacak ve mezunlar iş bulmada zorlanmayacaktır. Birçok bölüm en az bir zorunlu bilişim dersi almaktadır. Arzu eden öğrenciler seçmeli ders olarak da bölümüzden ders alabilmektedir. Ayrıca öğrenciler isterlerse bölümüzde yan-dal ve çift ana-dal yapabilmektedir. Bunun yanında bilişim sektöründen farklı konularda üniversitemize davet ettiğimiz uzmanların verdiği seminerle öğrencilerimizin bilişim

Doğuş Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği Bölümü Başkanı Prof.Dr. Selim Akyonuş alanındaki güncel gelişmelerden ve iş hayatındaki uygulamalardan haberdar olmalarını sağlıyoruz.”




18

DOSYA

BThaber

Üniversiteler ve BT Eğitimleri

24 - 30 Temmuz 2017

Bacasız ve mekansız sanayi bilişim Tek diplomanın yeterli bulunmadığı, master, doktora, MBA’lerin havada uçuştuğu, bazı durumlarda sertifikaların üniversite diplomalarının önüne geçtiği iş dünyasından bildiriyorum. Sizce de bu işte bir tuhaflık yok mu? Sektörün ihtiyaçları, üniversitelerin verdiği eğitim iş dünyasının ihtiyaçlarını karşılayabiliyor mu? Problem iş dünyasında mı, yoksa üniversitelerin sunduğu eğitimde mi? Çare mesleklerin bilişimi olabilir mi? İş dünyasına bakacak olursak iki temel problemle karşılaşıyoruz. Öncelikle güncel bilgi ile yetiştirilmiş ve sektör ile bağı olan personel bulmanın zorluğu göze çarpıyor. Diğer bir problem ise maliyeti düşürmek adına bir çalışandan birden fazla görevin bekleniyor olması. Peki, “Bilişim” bu konuya ne kadar çare olabilir? Nesnelerin İnterneti kavramı gibi, Mesleklerin Bilişimi (MEBİ) kavramını da doğru bir şekilde oturtursak gelecekte kendi mesleğini yaratan branşları oluşturabiliriz. Bilişim donanımları yıllar önce, bir zümre tarafından kullanılan pahalı oyuncaklardan öte değildi. Hızlı

akan zaman sayesinde artık yediden yetmişe hayatımızın ayrılmaz bir parçası oldu. Bilişim işin de kritik bir parçası oldu. Hatta bunu son yaşanan WannaCry ve Petya gibi siber saldırılar sonucunda servis veremeyen hastaneler, üretim yapamayan fabrikalar ve yükleme yapamayan limanlarda çok net gördük. Bugün Bilgi ve İletişim sektörüne baktığımızda yatay ve dikey bölümlenme ve alt dalları ile 50 branşın üzerinde meslek oluşturmak mümkün. Bilişimin her meslek ile iç içe geçmesi sonucunda sağlık, tarım, turizm ve perakende gibi dikey dallarda yeni iş olanakları oluştu. Lakin üniversitelerin önemli bir kısmında maalesef sektörün ihtiyacına yönelik eğitim verilmiyor. Üniversiteler de dönüşmeli. Evet ülkenin akademisyene ve geliştirici mühendise ihtiyacı var; ancak aynı zamanda doğru mühendislik disiplinlerine hâkim uygulayıcı ve yönetici mühendislere duyulan ihtiyaç da günden güne artıyor. Üniversitelerde dönüşüm Üniversite ve öğrencilerin durumunu şirket olarak geçen yıl düzenlediğimiz; son sınıf ve

yeni mezun öğrencilerin katıldığı etkinlikte çok iyi gördük. Öğrencilerin önemli bir kısmı dört yıl okudukları bölümden mezun olduktan sonra ne iş yapabilecekleri hakkında bile yeterli bilgiye sahip değildi. Hazırladıkları özgeçmişler çok zayıf, toplum önünde kendini ifade etme kabiliyetleri beklenin altında ve doğal olarak iş görüşmesi tecrübeleri neredeyse hiç yoktu. Ayrıca öğrencilerden aldığımız geri bildirimlerde sektörle ilgili derslerin sadece saat doldurmak amaçlı müfredatta olduğu, içinin boş veya uygulamasının eksik olduğu yönündeydi. Bir kısım üniversite bu tür eğitimleri sektörde çalışan ve tecrübeli kişilere verdiriyor. Bu önemli bir adım, lakin hala eksik. Çünkü 20 günlük stajlar denetlenmediğinden, çoğu zaman göstermelik oluyor. Bir kısmında ise öğrenci alakasız bir yerde veya görevde staj yaptırılarak hiçbir tecrübe kazanmadan stajlarını bitiriyor. Sadece mutlu bir azınlık doğru yer ve zamanda staj yaparak verimli bir 20 gün geçiriyor. Zaten bu arkadaşların önemli bir kısmı da ileride staj yaptıkları şirketlerden birinde çalışmaya başlıyor.

BT Eğitim Genel Müdürü Cumhur Kızıları Biraz önce belirttiğim gibi uygulayıcı ve yönetici mühendislik veya adına siz her ne demek isterseniz, o grup için meslek okullarında olduğu gibi daha uzun süreli, denetlenen ve raporlanan staj sürelerine ihtiyaç var. Böylece yeni mezuna ilk iş görüşmesinde sorulan “Tecrüben var mı?” sorusu da nihayet, “evet” olarak yanıtlanmış olacaktır.

Yeni çağa yön vereceklerin eğitimi

Fujitsu Türkiye Çözüm Tasarım Mimarı Turgut Haspolat Üniversiteler aslında toplumda üretken bir birey olmaya temel oluşturan en önemli kurumlardır. Üniversitede verilen bilgilendirme ve yönlendirmeler ile bireyin toplumda hangi yetkinlikte ve statüde katma değer sağlayacağı şekillendirilir. Mutlak bir gerçektir ki formal eğitim ile kişinin doğuştan gelen yeteneklerinin yanı sıra aile ve toplumla şekillenen kabiliyetlerini

geliştirmesi önemsenir. Tüm bunlar günümüzde dijital çağa ayak uydurmak, dönüşüme ve değişime sahip çıkmak ve geleceğimizi şekillendirmek için eskisinden çok daha fazla önem arz etmektedir. Yeniçağa yön verecek bireylerin bu çağın gerektirdiği öngörü, inovatif yaklaşım, sürdürülebilir tasarımlar ve stratejiler ile donanmaları en doğru yatırım

olacaktır. Fujitsu’nun insan odaklı inovatif teknolojiler vizyonunun temelinde bu anlayış yatmaktadır. Biz inanıyoruz ki BT teknoloji yatırımları ve stratejileri insan ile başlar ve merkezinde insanın refah içinde yaşamına yönelik gereksinimlerini anlamakta yatar. Bu yaklaşım ise bizi yeniçağa adapte olacak bireylerin eğitimine önem vermek ve bu çerçevede katkıda bulunabilecek çabalara yönlendirir. Dijital teknolojilerin ivmelendiği alanlarda aslında en temelde iş birliği ve iletişimin önem kazandığını anlıyoruz. Bu da bizi artık lineer ekonomi düzleminden (üret-kullanat), döngüsel ekonomi (üret-kullangeri dönüştür-tekrar kullan) anlayışına gelmemizi sağlamalıdır. Bu anlayışla BT teknolojileri çerçevesinden elbette düşük maliyetli ancak yüksek performanslı, yenilenebilir enerji ile yüksek verimlilikli, sahiplenme yerine hizmet olarak kullanım, modüler yapılar ile döngüsel teknolojide sürekli kendini geliştiren ancak işe yaramaz durumda bağımsız parçalar ile yeni yapılara entegre olabilme özellikli bileşenler tasarlamamızı gerektirmektedir. Dijital teknolojiler (Mobil, bulut, IoT,

AI) üreticilerden artık platform olarak sağlanmaktadır. Kullanıcıya sadece bu platformları kullanarak kendi problemlerine ya da iş amaçlarına uygun gerekli entegrasyonlar ile (APIs) yeni modeller oluşturmak ve stratejiler geliştirmek kalacaktır. Dolayısı ile BT eğitimlerinin, mevcut platformları yeniden keşfi yerine söz konusu dijital teknoloji yapı taşlarından, sürdürülebilir inovatif iş modelleri nasıl oluşturulabilir, ekosistem içindeki tüm paydaşların ortak-üretim/yaratım stratejileri neler olabilir, otomasyon, entegrasyon ve en önemlisi tüm bu bileşenlerin orkestrasyonunun nasıl olabileceği temalarında müfredatlar oluşturulması toplum yararına olacaktır.



20

BThaber

BTnet.com.tr

24 - 30 Temmuz 2017

Büyük veri depolamada Bosch, yeni bir yarı iletken fabrikası kuruyor güçbirliği

Büyük veri gibi güçlü depolama ve işlem alanını gerektiren çalışmalar için işbirliği yapan Atos ve BTBilgi, ‘bullion’ sunucularını Türkiye pazarına birlikte sunuyor. İki şirket bundan önce de VEDOP’un Hizmet Yönetimi alanında işbirliğini hayata geçiriyordu. BTBilgi’nin uzmanlık alanları müşteri bilgi yönetimi, mekansal veri analitiği, uçtan uça satış ve saha yönetimini, bulut üzerinden çalışabilen iş çözümleri, kullanıcı güvenliği, davranış analizi, güvenlik yönetimi, son kullanıcı gözüyle hizmet ve varlık yönetimi, yapay zeka, derin öğrenme ve operasyonel izleme. Bu işbirliği ile BTBilgi, söz konusu alanlara ek olarak, büyük veride Atos’un bullion sunucuları ile ilerleyecek. BTBilgi, kendi büyük veri çözümleri için de bullion sunucular üzerinde çözümler oluşturacak.

Enerji tüketiminde optimizasyon

Legrand, KNX aydınlatma yönetim sistemleri ile kontrol, güvenlik ve tasarrufu bir araya getiriyor. Enerji tüketiminde tasarruf ve optimizasyon sağlayan Legrand, KNX ürünleri ile enerji tasarrufu ve düşük güç tüketimi için geliştirilmiş yapılarda aydınlatma yönetimi, perde kontrolü, priz kontrolü ve iklimlendirme alanlarında çözümler sunuyor. KNX çözümleri, yüksek performansı ile ticari yapılarda bina yönetim sistemlerine entegrasyon gibi özel isteklere kolayca yanıt veriyor. KNX ile müşterilerine optimum esnek ve birbiriyle konuşabilen sistem sunan Legrand, enerji izleme ve yönetimi çözümleri ‘Smart Grid Ready’ Akıllı Şebeke Yönetimi'ne uygun olarak tasarladı. Böylece Legrand, yapım aşamasından tamamlanma aşamasına kadar olan tüm prosedürlerde verimli tüketim ve yönetim çözümleri sağlıyor. Aydınlatma yönetimiyle KNX, gün ışığı algılama sensörleri, senaryolarla yaşam alanlarına özel çözümler sunuyor. Basit bir programlama ile Legrand KNX çözümleri, konfigürasyona ve senaryolara olanak sağladığı için kullanıcıların zaman tasarrufu yapmalarını ve yaşam konforunu arttırmalarını da mümkün kılıyor.

Nesnelerin interneti (IoT) yatırımları kapsamında Bosch, Dresden'de bir yonga plakası fabrikası kuruyor. IoT ve mobilite uygulamalarının sayısının artmasıyla oluşan talebi karşılamak üzere bu yeni lokasyon, 12 inçlik yonga plakalarına dayanan mikroçipler üretecek. Yüksek teknolojili tesisin inşaatı 2019 sonunda tamamlanacak. Üretim faaliyetleri ise 2021 yılının sonunda başlayacak. Tesisin toplam yatırım tutarı yaklaşık bir milyar avro olacak. Bosch Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Volkmar Denner, "Yeni yonga plakası fabrikası, Bosch'un 130 yılı aşkın tarihinde tek seferde yaptığı en büyük yatırım" bilgisini verdi ve ekledi: "Yarı iletkenler, tüm elektronik sistemlerin temel parçası. Bağlanabilirlik ve otomasyon artış gösterirken, gittikçe daha fazla uygulama alanında kullanılacak.” Yarı iletkenler; özellikle

üretimin, mobilitenin ve evlerin giderek daha fazla ağa bağlı, elektrikli ve otonom olması ile öne çıkıyor. Yarı iletken yongaların üretim süreci, ‘yonga plakası’ olarak da bilinen bir silikon diskle başlıyor ve bu diskin çapı ne kadar büyük olursa, üretim döngüsü başına daha fazla sayıda mikroçip üretilebiliyor. Geleneksel 6 ve 8 inçlik yonga plakası fabrikaları ile karşılaştırıldığında, 12 inçlik yonga plakası

teknolojisi de ölçek ekonomisi sağlıyor. Bosch, 45 yılı aşkın süredir birden fazla türde yarı iletken yonga üretiyor ve bunların arasında uygulamaya özel entegre devreler (ASIC), güç yarı iletkenler ve mikroelektromekanik sistemler (MEMS) de var. Bosch MEMS sensörlerinin yüzde 75'i tüketici ve iletişim elektroniği uygulamalarında kullanılıyor, bu sensörler dünyada her dört akıllı telefonun üçünde bulunuyor.

İş yüklerinde dengeli dağılım esas

Hitachi Data Systems (HDS), büyük ölçekli şirketlere dijital dönüşümde destek verirken, genel buluta kıyasla önemli maliyet tasarrufu sağlayan Hitachi Content Platform (HCP) portföyünde de güncellemeler yaptı. HDS’nin bütünleşik portföyü, bulut ekonomisi sayesinde kârlılığı ve üretkenliği artırma imkanı sağlarken, analitik sayesinde yeni fırsatları beraberinde getiriyor, güvenliği, erişilebilirliği ve veri korumasını artırarak

riskleri de azaltıyor. Hitachi Data Systems Türkiye Genel Müdürü Cem Fındıkoğlu, “Hitachi Content Platform; müşterilerimizin içerik merkezli mevcut uygulamalarını, yeni bulut ihtiyaçlarını ve iş yüklerini desteklemek için gereken ekosistemi sunuyor” dedi. HCP; yeni sürümünde küme başına kullanılabilir depolama alanında yüzde 400 artış, 10TB sürücüler sayesinde yüzde 67 daha fazla depolama düğümü

kapasitesi, düğüm başına yüzde 55 daha fazla nesne kapasitesi ve basitleştirilmiş bir yazılım lisansı sunuyor. Portföy dahilinde, yazılım tanımlı nesne depolama için Hitachi Content Platform; dosya senkronizasyonu, paylaşımı ve veri koruma özellikleri için HCP Anywhere; esnek ölçekli bir bulut dosya geçidi olan Hitachi Data Ingestor (HDI) ve veriden hızlı biçimde içgörüler elde etmeyi sağlayan Hitachi Content Intelligence bulunuyor.


BThaber

BTnet.com.tr 21

24 - 30 Temmuz 2017

Herkes için yenilenen deneyim dünyası Oracle Müşteri Deneyimi (CX) Bulut Serisi’ndeki yenilikleri duyurdu. Sohbet robotları ve yapay zeka gibi teknolojileri gelişmiş mobil, video ve mesajlaşma özellikleriyle birleştiren Oracle Müşteri Deneyimi Bulutu Serisi’ndeki en son güncellemeler; ticaret, pazarlama, satış ve hizmet profesyonellerinin BT karmaşıklığını azaltmalarına, yenilikçi müşteri deneyimleri sunmalarına ve somut iş sonuçları elde etmelerine imkan sunuyor. Oracle Müşteri Deneyimi Bulut Serisi’ndeki son gelişmelerle Oracle, müşteri deneyimi profesyonellerinin dijital iş dönüşümünü yönetmelerine daha akıllı bir yaklaşım uygulamalarını sağlıyor. Bu gelişmeler arasında Oracle Müşteri Deneyimi Bulut Serisi’ndeki e-ticaret, pazarlama, satış ve servis uygulamalarındaki güncellemeler var. Sohbet robotu yenilendi Yenilikçi sohbet robotu özellikleri, Facebook Messenger ve Amazon

Alexa gibi hem metin hem de ses odaklı platformlarda müşterilere sorular sorarak ve müşterilerin sorularına da akıllı cevaplar vererek yeni müşteri deneyimlerini mümkün kılıyor. Satış profesyonelleri de müşteri arama, işlem oluşturma ve güncelleme gibi genel satış görevlerini otomatik hale getiren mobil ve ses odaklı asistan gibi hareket ederek satış verimliliğini arttıran yeni Sanal Asistan’ı kullanabilecek. Yeni yapay zeka tabanlı yeni müşteri deneyimi uygulamaları, e-ticaret, pazarlama, satış ve servis profesyonellerini, müşterinin tüm yaşam döngüsü boyunca daha akıllı deneyimler sunabilmeleri konusunda gerçek zamanlı olarak desteklemektedir. Yeni “Adaptive Intelligent Apps for CX” (Müşteri Deneyimi için Uyarlanabilir Akıllı Uygulamalar), şirketlerin müşteri deneyimlerini ve iş sonuçlarını optimize etmelerine yardımcı olmak için birinci şahıs ve üçüncü şahıs verilerini ayrıntılı karar

bilimi ve makine öğrenimi teknolojileriyle buluşturuyor. Gelişmiş mobil, video ve sosyal mesajlaşma özellikleri, müşteri deneyimi profesyonellerinin, mevcut iş süreçlerini müşterilerin artan taleplerini karşılayacak şekilde dönüştürmelerine yardımcı oluyor. Hizmet profesyonellerine yönelik yeni video ve sosyal mesajlaşma özellikleri, müşteri hizmetleri operatörlerinin WeChat, Facebook Messenger ve video kanalları ile müşterilerle etkileşim kurabilmesini sağlıyor. Satış profesyonellerine yönelik yeni mobil özellikler, sesle etkinleşen, görev ve rol tabanlı kullanıcı deneyimiyle satış temsilcilerinin, yöneticilerinin ve iş ortaklarının verimliliğini arttırıyor. Satış profesyonelleri artık Windows Surface tabletlerinin yanında iOS ve Android cihazları kullanabilme esnekliğine sahip olduğu kadar herhangi bir hücresel bağlantı veya WiFi bağlantısı olmadan da satış verilerini buluşturabiliyor.

Hukuk ofislerinin iş ortağı Procat Procat; Collect+ -tahsilat otomasyon aracını avukatlık ofislerinin ihtiyaçları doğrultusunda geliştirerek hukuk bürolarının hizmetine sundu. Procat’ten bu hizmeti alan hukuk büroları, kendileri için tasarlanan özel bir Türkçe arayüzden sisteme giriş yapıyor. Avukatlık ofislerinin müşteri temsilcileri, güvenli şifreleri ile bu ekrana erişiyor. VPN aracılığıyla Procat’in çağrı merkezi sistemlerine ulaşan kullanıcılar, borçlu ve tahsilat süreci ile ilgili ihtiyaçları olan tüm bilgileri tek ekrandan görebiliyorlar. Collect+ ile tahsilat işlemi için borçluların manuel olarak tek tek aranmasına gerek de kalmıyor. Bunun yerine sistem otomatik olarak borçluyu arıyor ve sesli telefon görüşmesi bir çağrı gibi ekrana yansıtılıyor. Ardından ilgili kişiler, tahsilat süreci için telefon görüşmesine başlıyor.

Görüşme sonlandığında aynı süreç tekrar devreye giriyor. Bir sonraki borçlu aranıyor ve diğer borçlu için tahsilat kapsamında gerekli işlemler sırasıyla tahsilat temsilcisinin ekranına otomatik geliyor. Sistem, avukatlık bürolarının tahsilat temsilcileri ve diğer çalışanlarının performans değerlendirmesine olanak tanırken, işin tamamının verimliliğinin analiz edilmesine de yardımcı oluyor. Procat Genel Müdür Yardımcısı Yıldırım Duyargil, Tahsilat Otomasyonu Aracı ile dosyaların tek tek incelenerek, aramaların manuel yapılmasının oluşturduğu emek ve zaman maliyetinin ortadan kalktığına dikkat çekti. Duyargil, şöyle devam etti: “Geleneksel tahsilat sürecinde dosyalar tek tek elle inceleniyor, veriye ulaşılıyor ve borçlu kişiler tek tek manuel olarak

aranıyordu. Olayın sadece çağrı merkezi yapısını hayata geçirmekten ibaret olmadığını, çağrı merkezi teknolojileri, otomatik dış arama sistemleri, SMS gönderen yazılımlar, süreci takip eden araçların dışında, bunun yönetilmesi gereken bir teknoloji hizmetinin gerekliliğini tespit ettik. Avukatlık bürolarına özel bir yazılım ve hizmet paketi oluşturduk. Software As a Service mantığı ile ilgili kurumlar bizden bu hizmeti alıyorlar. Hukuk Büroları Tahsilat Otomasyon Aracı ile tahsilat süreçlerinde, veri kayıplarını ve para kayıplarını en aza indirgeyip, BT maliyetlerindeki tasarrufu, geliri ve avukatlık bürosu ve tahsilat ofisi iş ortaklarımızın memnuniyetini hatırı sayılır ölçüde arttırıyoruz. Alanında deneyimli kadromuz sayesinde alacakların kısa sürede tahsil edilmesine olanak tanınıyor.”

Dijital ekranlar vazgeçilmez hale geliyor

Günümüzde “Dijital Yayın ve Bilgilendirme Ekranları” alanı hızla gelişiyor. Her ölçekteki kurum ve kuruluşa hizmet veren Sistem 9’un Pazarlama ve Kurumsal İletişim Müdürü Harun Akol, bu alanda hızlı büyümenin gerekçelerini, “Sistem; tüketici deneyimini en üst düzeye çıkarabilecek güce sahip. Sistemin özellikle teknoloji odaklı etkileşim sağlaması gibi avantajlarından dolayı da kullanıcılarının beğenisini topluyor. Bu özellikler de dijital yayın ve bilgilendirme ekranlarının hızla büyümesine yol açıyor” sözleri ile açıkladı. Harun Akol, bu yapıyı ve potansiyelini şöyle değerlendirdi: “Yapılan araştırmalar dijital ekranlarda gösterilen bilgi, duyuru ve reklamların geri dönüş oranı yüzde 83 olarak ölçülüyor. Dijital ekranlardaki içerikler, satışları ortalama olarak yüzde 29 artırıyor. Bu ekranlar, müşteri sadakatini yüzde 46, müşteri memnuniyetini ise yüzde 46 çoğaltıyor. Toplam satış hacminde yüzde 31,8’lik yükselişe neden olurken, tekrar satın almalarda da yüzde 32,8’lik artışlar getiriyor. Dijital Yayın ve Bilgilendirme Ekranları mağaza içi trafiği yüzde 32,8 artırıyor. Müşterilerin mağaza içindeki kalış süresini yüzde 30 artırırken, ödeme öncesi kuyruklarda algılanan bekleme süresini ise yüzde 35 azaltıyor. Dijital ekranların marka farkındalığı üzerindeki etkisi yüzde 47,7 olarak ortaya çıkıyor. Müşterilerinin yüzde 59'nun ekranlarda gösterilen reklam hakkında ayrıntılı bilgi talep ettiği gözlendi. Digital Signage güvenlikle ilgili iletişim bilgilendirmelerinde iş yeri kaza oranlarını yüzde 20 azaltıp, çalışanların üretkenliğini de yüzde 20 artırıyor. ‘’

T serisi fotoğraf becerisi ile büyüyor Turkcell T serisinin yeni üyesi T80’in 3D fotoğraf çekme imkanı veren çift arka kamerası ile görüntüler daha canlı hale geliyor. Otomatik netleme, derinlik efekti ve istenen noktaya odaklanma gibi gelişmiş fotoğrafçılık özellikleri sunan T80’in ön yüzündeki flaşlı 13 megapiksellik kamerası ise karanlık ortamlarda kolayca özçekim imkânı sağlıyor. Altın sarısı (gold) ve gri olmak üzere iki renk seçeneği ile gelen T80, 7.7 milimetrelik inceliğin yanı sıra şık metal tasarıma sahip. Parmak izi okuma teknolojisiyle de T80’in ekran kilidini açmak daha güvenli ve daha hızlı oluyor. Tarifeye ek 39 TL’den başlayan fiyatlara satışa sunulan T80’in peşin fiyatı ise 1.299 TL. T80 ile BiP, fizy, TV+, Dergilik, lifebox, Turkcell Akademi, GollerCepte, UpCall gibi Turkcell uygulamaları hazır halde geliyor. Android Nougat işletim sistemli cihazda VoLTE teknolojisi de bulunuyor. T80 entegre VR kullanım platformu sayesinde gelişmiş bir VR deneyimi de hazır. T VR ilk 1 ay sadece T80 müşterilerine özel olarak satışa sunuluyor. Android tabanlı cihazlarla uyumlu çalışabilen T VR’a T80 satın alan müşteriler aylık 7,90 TL ödeyerek sahip olabiliyor. T VR’ın peşin fiyatı ise 199 TL. T80 ile birlikte gelen hologram aparatı sayesinde internetteki 3D hologram videolarını izlemek de mümkün.


22

BThaber

KARİYER

Nitelikli SAP danışmanları yetiştirilecek ACRON Bilişim’in sektöre nitelikli SAP danışmanları kazandırma ve endüstri özelinde çalışan kalitesini artırma hedefiyle düzenlediği ücretsiz “Danışman Yetiştirme Programı” 11 Eylül 2017’de başlıyor. 60 danışman adayının dahil olacağı program için başvurular 11 Temmuz’dan itibaren başladı. Programın katılımcıları, ilgili eğitimleri ACRON Bilişim danışmanları ve yöneticilerinden alırken, eğitim oturumları ve sektörel yönlendirmeler, özellikle yeni mezun adayların formasyonlarına göre belirlenecek. ACRON Bilişim Danışman Yetiştirme Programı katılımcılarının yüzde 30’u kariyerlerine ACRON çatısı altında devam etme imkanına sahip olurken, uluslararası projelerde çalışma imkânı da yakalayacak. ACRON merkez ofiste gerçekleştirilecek program kapsamında SAP’nin S4Hana platformuna yönelik olarak; “Temel SAP Eğitimi”, “Finansal Muhasebe ve Maliyet Muhasebesi Süreçleri”, “Hazine ve Risk Yönetimi”, “Satış ve Dağıtım”, “Satın Alma ve Stok Yönetimi”, “Üretim ve Planlama”, “Kalite Yönetimi”, “Bakım Onarım”, “Business Intelligence Raporlama”, “Bütçe ve Konsolidasyon” ve “Proje Yönetimi” eğitimleri verilecek. Programın genel süresi ise 6 hafta olarak planlandı. ACRON Bilişim Proje Yönetim Ofisi Müdürü Murat Dericioğlu, program ile ilgili şu değerlendirmeyi yaptı: “Programa katılımı belirli üniversiteler ile sınırlı tutmamakla birlikte, geçmiş dönemde açılmış olan eğitim programlarımız paralelinde, özellikle endüstri mühendisliği, bilgisayar mühendisliği, işletme, enformatik ve işletme mühendisliği mezunlarının ilgi gösterdiğini gördük. Bu eğitim programıyla adaylar farklı sektörlerde faaliyet gösteren şirketlerin iş süreçlerinde tecrübe sahibi olabilecekler. Ücretsiz sunduğumuz Danışman Yetiştirme Programı ile SAP ekosistemine nitelikli danışmanlar kazandıracağımıza inanırken, programı ilerleyen dönemlerde de tekrar etmek istiyoruz.”

Beyazıt, artık Fleetcorp’ta Uzun dönem operasyonel araç kiralama hizmeti sunan Fleetcorp’a Ufuk Murat Beyazıt, Finans, Hazine, Risk ve İdari İşlerden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı olarak atandı. Beyazıt, 1995 yılında Boğaziçi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Ekonomi Bölümü’nden mezun oldu. 2000 yılında ise İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü’nde “Para ve Banka” bilim dalında yüksek lisans yaptı. 1994-1999 arasında Bankers Trust’ta Hazine ve Sermaye Piyasaları Müdür Yardımcısı olarak görev yapan Beyazıt, 1999 - 2004 arasında Garanti Bank International N.V.’de Hazine Müdürlüğü pozisyonunda çalıştı. 2004 -2009 yılları arasında American Express Bank/Standard Chartered Bank Global Finansal Piyasalar Bölümü’nde direktör olan, 2011-2012 arasında Bank of America Merrill Lynch’te yönetim kurulu üyesi ve COO olan Beyazıt, 2013-2016 arasında Turkcell Group’ta Hazine, Risk Yönetimi ve Vergi Bölümlerinden Sorumlu Direktör olarak, 2015-2016 arasında da Turkcell Finansman’da kurucu CEO olarak görev aldı.

24 - 30 Temmuz 2017

Bilişim kampı ile yetkin bir nesil yetiştiriliyor

PlayLab Türkiye’de çocuklar ve gençler için uluslararası standartta eğitim programları hazırlayan uzman eğitmenler, yaz kamplarında, yakın geleceğin girişimcilerinin ihtiyaç duyabilecekleri temel eğitimleri sunuyor. Yaz kamplarında eğitmenlerden eğitim alma fırsatı bulan çocuklar; kodlama öğrenerek kendi projelerini hayata geçirecek, robotik programlamayı öğrenerek kendi buluşlarını yapacak, oyun tasarlayacak, mobil uygulama geliştirecek ve kendi tasarladıkları ürünleri de 3D yazıcılarla üretme fırsatı yakalayacaklar. Programa 9-12 ve 13-16 yaş grubu çocuklar

katılabilecek. Hacettepe Teknokent’te başlayan “Teknoloji Yıldızları Yaz Kampı”, 11 Ağustos’a kadar devam edecek. Yaz kampları ile ilgili bilgi veren PlayLab Türkiye Kurucu Ortağı Nurhan Demirel, şunları söyledi: “Ülkemizin dijital gelişimine katkıda bulunmak için dünyadaki gelişmeleri takip ederek, yeni eğitim programları oluşturuyoruz. Hedefimiz, teknoloji alanında uluslararası başarılara imza atabilecek bir nesil yetiştirmek. Kamplarımıza ve eğitim programlarımıza belediyelerden, kamu kurumlarından, üniversite ve teknoloji geliştirme merkezlerinden de ilgi

var. Ankara, İstanbul ve Çorum’da bu sene yaz kampları ve eğitim atölyeleri açacağız. Çalışmalarımıza başladığımız günden bu yana projelerimiz büyük ilgi gördü ve özellikle kamu tarafından işbirliği talepleri aldık. Hatta oluşturduğumuz örnek model yurtdışından da ilgi görüyor ve bu konuda ortak projeler geliştirmeye çalışıyoruz. Bu eğitim programlarımızı birbirine entegre hale getirerek, Türk öğrencileri yabancı yaşıtları ile buluşturacak uluslararası bir programın planlamasını yapıyoruz. Hedefimiz; bilişim alanında çalışacak genç girişimciler yetiştirmek.”

Eğitim turizminde fırsatlar değerlendirilecek TAGO Architects tarafından Türk Hava Yolları (THY) için tasarlanan Uçuş Eğitim Merkezi, yaklaşık 30 bin m2 kapalı alanda 18 simülasyon cihazı barındırıyor. İstanbul merkez ofisinin dışında Tokyo, Bükreş, Kiev ve Dubai’deki ofislerinde Avrupa, Orta Asya ve Uzakdoğu’da projeler üreten Mimar Gökhan Aktan Altuğ önderliğindeki Tago Architects, THY için 18 simülasyon cihazını içinde barındıracak yeni simülasyon merkezini tasarladı. Yapı; hostes, kabin ve uçuş eğitim merkezleri gibi farklı uçuş eğitim birimlerini içermesiyle, bölgede önemli bir eğitim turizmi merkezi de olacak. THY Uçuş Eğitim Merkezi (Flight Training Centre) için ihtiyaca göre büyütülebilecek bir yapı

tasarımını hayata geçiren TAGO Architects, binanın ön cephesinde eğitim alanları ve lobiyi konumlandırırken, daha teknik görünen hangar kısımları ve destek birimlerini ise binanın arka cephesine yerleştirdi. TAGO Architects, tasarladığı şeffaf eğitim birimlerinde cephe malzemesi ve renkleriyle THY’nin kurumsal kimliğini yansıtırken, binanın sabit değil de hareket halindeymişçesine bir dinamiklikte algılanmasını ve hız

kavramını yansıtmasını sağlamış. Bünyesindeki özel simülatör cihazlarının gerektirdiği sabit iklimlendirme gibi ihtiyaçlar ise yüksek otomasyon ile projeye entegre edilmiş. İstanbul’da Florya semtinde THY eski simülasyon binası karşısında yapımına başlanan eğitim merkezinin, uzun yıllar gerek THY pilotları ve pilot adaylarına, gerekse yurtdışından bu hizmeti almaya gelen yabancılara hizmet vermesi hedefleniyor.


1995’ten beri


24

BThaber

KARİYER

Hepsiburada’ya yeni CEO geliyor

24 - 30 Temmuz 2017

Yöneticilerin dertleri bitmiyor

Halen Hepsiburada Yönetim Kurulu Üyesi olarak görev yapan Hein Pretorius, şirketin yeni CEO’su oluyor. Birçok ülkede internet ve e-ticaret markalarında üst düzey yöneticilik deneyimine sahip olan, internet sektöründeki 23 yıllık deneyiminin 17 yılını e-ticaret sektöründe geçiren Hein Pretorius’un, Türkiye’de gerekli bürokratik işlemlerin tamamlanmasının ardından göreve başlaması planlanıyor. Pretorius, Güney Afrika’nın ilk e-ticaret markası Kalahari.com’u kurdu. İnternet ve teknoloji grubu Naspers’da çeşitli üst düzey yöneticilik görevlerinin ardından Naspers Avrupa’nın CEO’su olan Pretorius, bir diğer teknoloji şirketi The Allegro Group’ta da CEO olarak hizmet verdi. Seamless Distribution AB, PhotoBox Group, The Cloakroom, Mail.ru, Allegro Group, Nimbuzz, Netretail, eMag ve Ricardo Group gibi birçok teknoloji şirketinin yönetim kurullarında görev alan Hein Pretorius, halen Spil Games Group ve e-ticaret platformu Wehkamp’ta yönetim kurulu başkanlığı ve üyeliği görevlerini sürdürüyor.

SAS Türkiye’de yeni görevlendirme SAS Türkiye ekibinde 11 yıldır çeşitli danışmanlık, iş geliştirme ve yönetim görevleri üstlenen Ali Yazgan, Türkiye, Orta ve Doğu Avrupa Bölgesinden Sorumlu Profesyonel Hizmetler Direktörü olarak atandı. Yazgan, son olarak Türkiye ofisinin Danışmanlık ve Teknik Satış biriminin başında bulunuyordu. Boğaziçi Üniversitesi Elektrik ve Elektronik Mühendisliği bölümünden mezun olan Ali Yazgan, ABD Johns Hopkins Üniversitesi’nde Elektrik ve Bilgisayar Mühendisliği yüksek lisansını tamamladı. Kariyerine ABD’de araştırma görevlisi olarak Center for Speech and Language Processing bünyesinde ve AT&T Research Labs’de başlayan Yazgan, daha sonra Türkiye’ye dönerek SAS bünyesine katıldı.

Nielsen’de atama Erdem Tolon, Nielsen Orta Avrupa İş Geliştirme Direktörü olarak atandı. 2002’de Koç Üniversitesi Ekonomi Bölümü’nü tamamlayan Erdem Tolon, 2004 yılında Norwegian School of Economics Üniversitesi’nde işletme alanında master derecesi aldı. Kariyerine Nielsen’de 2005 yılında pazarlama uzmanı olarak başlayan Tolon, 2007’de Pazarlama Müdürü, 2012 yılında Nielsen Medya Genel Müdürü olarak çalışmalar yaptı. Nielsen Türkiye’nin dijital dönüşümüne önemli katkılar sağlayan Tolon, 2017 yılında Digital Ad Ratings çözümünü hayata geçirerek dijital mecralarda kampanyalara ait rating’lerin belirlenmesine yönelik çalışmanın Türkiye’de hayata geçmesini sağladı. Erdem Tolon, Mart 2017 itibarıyla Nielsen Media Research Genel Müdürlüğü görevine ek olarak, Türkiye, Polonya, Çek Cumhuriyeti, Slovakya ve Macaristan’ın aralarında bulunduğu CEE Bölgesi İş Geliştirme Direktörü sorumluluğuna getirildi.

Assessment Systems, Türk iş dünyasındaki üst düzey yöneticilerin değişken, belirsiz, karmaşık ve muğlak (VUCA) iş dünyasına hazırlıklarını gösteren bir araştırma yayımladı. 248 üst düzey yönetici ile gerçekleştirilen çalışmada, Saville Consulting tarafından geliştirilen Wave Profesyonel Tarzlar Envanteri kullanıldı. Araştırmada, söz konusu envanterin 4 boyutu VUCA dünyasında başarı için gereken yetkinliklerle ilişkilendiriliyor. Bu boyutlar ise “Öğrenme Çevikliği”, “Yenilikçilik”, “Dayanıklılık” ve “Değişime Uyum”. “Öğrenme Çevikliği”; yöneticilerin işlerinde uzmanlaşma, öğrenmeye açık olma, sorunlar karşısında pratik yaklaşımlar sergileme ve kavrama becerileriyle ilgili. Araştırma sonuçlarına göre üst düzey yöneticilerin sadece yüzde 29,8’i “Öğrenme Çevikliği” boyutunda ortalamanın üstünde, yani yüksek ya da çok yüksek bir performans gösteriyor. Ancak yüzde 34,7’si de bu konuda ortalamanın altında performans sergiliyor. “Yenilikçilik” boyutu; yeni fikirler üretme, strateji geliştirme ve fırsatları araştırma yetkinliklerini ölçüyor. Bu boyutta da sonuçlar iç açıcı değil. Üst düzey yöneticilerin yalnızca yüzde 40,4’ü “Yenilikçilik”

boyutunda ortalamanın üstünde bir performans gösterirken, yüzde 21,8’i ise bu boyutta ortalamanın altında kalıyor. “Dayanıklılık” boyutu, yöneticilerin çatışmaları çözüme kavuşturabilme yeteneğini, soğukkanlılıklarını ve zorlukların üstesinden gelebilme becerilerini kapsıyor ve araştırma, üst düzey yöneticilerin bu boyutta da zorlandığını gösteriyor. Çünkü üst düzey yöneticilerin sadece yüzde 13,3’ü ortalamanın üstünde dayanıklılık sergiliyor. Yüzde 46’sı ise ortalamanın altında dayanıklılık sergileme eğiliminde. “Değişime Uyum” boyutunda ise pozitif düşünme, değişime uyum ve geribildirim isteme gibi özellikler değerlendiriliyor. Burada üst düzey yöneticilerin sadece yüzde 18,9’u ortalamanın üstündeyken, yüzde 39,1’i ise ortalamanın altında kalıyor.

Öğrenme çevikliği yüksek olanlar kazanır Assessment Systems CEO’su Levent Sevinç, üst düzey yöneticilerin VUCA dünyasında öne çıkabilmesi için bu dört boyutta ortalamanın üstünde olmaları gerektiğini,

ama araştırmanın birçok yöneticinin her bir boyutta ortalamanın altında kaldığını gösterdiğine işaret etti. Sevinç, sonuçları şöyle değerlendirdi: ”Hızla değişen ve gelişen teknoloji, VUCA koşullarının gerektirdiği öğrenme çevikliğini daha da önemli kılıyor. Araştırmamız, Türkiye’de üst düzey yöneticilerin bu konuda gelişim alanı olduğunu gösteriyor. Sonuçlar, Türk yöneticilerin yüzde 34,7’sinin “Öğrenme Çevikliği” boyutunda beklenen seviyenin altında olduğunu gösterse de, VUCA dünyasında daha avantajlı konuma geçmek ve fark yaratan performanslar yakalamak için burada bir gelişim alanı da var. Türk yöneticilerin büyük çoğunluğunun “Dayanıklılık” ve “Değişime Uyum” boyutlarında beklenenin altında bir seviyede olması ise oldukça düşündürücü. Zira VUCA şartlarında başarılı olmak için baskı, aksilik ve değişim yaratan durumlardan daha güçlü çıkabilmek, yüksek enerjiyle çalışabilmek, zorlu koşulları aşma motivasyonu ve değişen koşullara uyum önemli. Sonuçta üst düzey yöneticilerin zorluklarla başa çıkma ve değişen koşullara uyum becerilerini geliştirmesi Türk şirketlerinin başarısına katkı sağlayacak.”



BThaber

ETKİNLİK TAKV!M! E T K İ N L İ K L E R

3 Ağustos 2017

14 Eylül 2017

24 Ağustos 2017 Dijital Ekosistem: IoT ve M2M İstanbul AYRINTILI BİLGİ: www.teknolojiplatformlari.com.tr

BTvizyon Çanakkale Toplantısı Çanakkale AYRINTILI BİLGİ: www.btvizyon.com.tr

5 Ekim 2017

18 - 20 Ağustos 2017

7 - 8 Kasım 2017

3.e-BEYAS 2017 Kurumsal Dinamikler Çerçevesinde Bilgi Sistemleri ve Bilişim Yönetimi: Beklentiler ve Yeni Yaklaşımlar Sempozyumu Ankara AYRINTILI BİLGİ: www.ebeyas.org

BTvizyon Erzurum Toplantısı Erzurum AYRINTILI BİLGİ: www.btvizyon.com.tr

12 Aralık 2017

Bilişim Zirvesi 2017 istanbul Kongre Merkezi / İstanbul AYRINTILI BİLGİ: www.bilisimzirvesi.com.tr

BTvizyon Girne Toplantısı Kıbrıs AYRINTILI BİLGİ: www.btvizyon.com.tr

Y U R T D I Ş I

22 - 26 Ağustos 2017

Wonder Women Tech Long Beach, ABD AYRINTILI BİLGİ: www.wonderwomentech.com

26 Eylül 2017

TIBCO Digital Insight Türkiye Wyndham Hotel Grand Levent, İstanbul AYRINTILI BİLGİ: www.tinyurl.com/infolitik

19 Ekim 2017

360 Analitik Vizyon Semineri 2017 İstanbul Kozyatağı Hilton AYRINTILI BİLGİ: www.aims.com.tr

E T K İ N L İ K L E R

14 Eylül 2017

BTvizyon Adana Toplantısı Adana AYRINTILI BİLGİ: www.btvizyon.com.tr

5 Ekim 2017

BTvizyon Ankara Toplantısı Ankara AYRINTILI BİLGİ: www.btvizyon.com.tr

Küçük mağara/ Ekranda görüntü hareketleri yapmak için tatbik edilen işlem

Y U R T İ Ç İ

Gamescom 2017 Köln, Almanya AYRINTILI BİLGİ: www.gamescom-cologne.com/ gamescom/index-9.php

27 - 31 Ağustos 2017

İstanbul Sanayi Odası kısaca/ Alan adı sunucusu

İlaç/ Banka müşteri hesaplarının hızlı, hatasız yapılması amacıyla açılan hesap no

1 - 6 Eylül 2017

VMworld 2017 Mandalay Bay- Las Vegas, ABD AYRINTILI BİLGİ: www.vmworld.com/en/us/index.html?

IFA Berlin, Almanya AYRINTILI BİLGİ: www. b2b.ifa-berlin.com/en/

Almanya plakası/ Ne haber anlamında kelimenin kısası

Bir nota/ Duyuru

Hazırlayan: Ali Arsu Özgür Belgeleme Lisansı altında kullanıcıların yeni sayfa ,sayfalarda düzenleme yapmasına sağlayan bir yazılım

(..EN) İnternet'i kullanan kişiler için vatandaş manasına gelen türetilmiş bir isim

Sun Microsystems’in

Haber yaptığı kolay toplama ve kullanılır, yayma işiyle güvenli ve güçlü uğraşan bir programlama dili kuruluş

America On Line kısaca/ Bir şeyin niteliklerini övme

Birden bire Hindistan'daki Türk Memlukleri Devletinin kurucusu/ Seğirtmek

Zihin/ Kelimenin başına getirilerek kelime menfi yapar

Esas/ Hane

Bir ülke

Microsystem’i n Java’sına karşı çıkardığı bir program geliştirme dili

Hitit/ Microsoft tarafından üretilen,Microso ft Dynamics ailesinden bir KKP

Bir böcek

Amper simgesi

Güney Afrika plakası

Bulmacanın sonuçlarına facebook.com/BThaber sayfamızdan ulaşabilirsiniz.


Internet servisi sağlayan kuruluşlar protokol oluşturdu

Internet iletişiminde 'demokrasi' çığlıkları

Bu sayıda... 7. B e ş Yıllık Kalkınma Planı Meclis'ten geçti (Sayfa 3) Digital'ın tüketim malzemelerinin dağıtıcılığını Ekip E l e k t r o n i k aldı (Sayfa 6) B i l g i tekno­

Internet servisi sağlayan 6 kuruluşun ortak protokolünde, Türk Telekom'un şirketlere farklı uygulama yaptığı, TR-NET'in ise artık kaynaklannın yetersiz kaldığı savunuluyor.

lojisinde

• Türkiye'de Internet servi­ si sağlayan 6 kuruluş (Anado­ lu Net, Data Market, Deka Bil­ gisayar, Doruk iletişim, Kilim Net, Tam Bilgisayar) biraraya gelerek Türk Telekom'un In­ ternet iletişimini engellemeye çalışmasını eleştirmek üzere ortak bir protokol oluşturdu. Protokolde, özellikle Türk Te­ lekom ve TR-NET, uygulama­ larından ötürü eleştiriliyor.

Telekom'un

çokuluslu

'herkes bana bağlansın, ben dışan-

ileri süren Data Market G e n e l

ya bağlanayım'

Müdürü

ayrıca

olduğunu açıklayan Yürekli, 'Bu,

Türk T e l e k o m ' u n yurtdışı iletişim

Internet'in varoluş şekline de aykı-

Yürekli,

E B İ ' d e n nakliye

sisteminin yanlış

sektörüne destek (Sayfa 12)

hatlarına erişimin üzerine belirli

n. Çünkü, diğer ülkelerdeki Inter­

Netaş'ta yeni

bir yüzde fiyat koymayı ya da bu

net erişiminde bir merkeziyetçilik

iletişim projeleri

hattın gelirine ortak olmayı plan­

yok. Ayrıca, TR-NET'in artık kay­

(Sayfa 12)

ladığını ileri sürüyor. Bu uygula­

nakları yetmiyor. O yüzden bizim

maya karşı çıkan Yürekli, ayrıca

gibi kuruluşların önünü açmalan

Türkiye'de iletişimin ç o k pahalı

gerekir" dedi.

I n t e r n e t kuşağı yetişiyor (Sayfa 13)

(Ayrıntılı haber sayfa 3'te)

olduğunu da savunuyor.

Bilgisayar Komitesi

Parametric Technology'nin

Microsoft'un mesajı:

Oda seçimlerine takıldı

ü r ü n yelpazesi genişliyor

Kayıtsız kalmayın

İzmir Ticaret Odası'nda yer alan bilgisayarcılar,

• Microsoft Türkiye, Destek Hizmet­

yaklaşık 7 ay önce çabalarının karşılığını aldı. Oluşturu­

leri kapsamında iki yeni uygulama baş­

(Sayfa 10)

• TR-NET ve Türk Telekom'un

şir­

ketlere farklı uygulama yaptığını Ahmet

gelişmeler

lan Bilgisayar Komitesi onaylanarak 1995'in Kasım ayın­

lattı. Microsoft Destek Hattı ve Microsoft

daki oda seçimlerini beklemeye başladı.

Yetkili Destek Merkezleri, gelişmiş yazı­

(Sayfa 19) A T T Danışmanlık: "Türkiye'de danışmanlık sektör haline gelmeli"

lımların kullanımında karşılaşılacak her

• Ancak Öda seçimleri, 27 Haziran 1995 tarihli Res­

(Arka

türlü soruya yanıt üretecek.

mi Gazete'de yayımlanan kanun hükmünde kararname

#

ile bir yıl ertelendiği için, Bilgisayar Komitesi'nin İZTO'da temsili de bir başka bahara kaldı.

(Ayrıntılı haber sayfa 4'te)

Beğendik mağazaları

SAP Türkiye

Microsoft'un Destek Hizmetleri

şemsiyesi altında önümüzdeki günlerde

Ortadoğu destek

altı Microsoft Yetkili Destek Merkezi de

merkezi oldu

devreye girecek.

(Arka

• Büyük kentler arasında Beğendik mağazaları zin­ pe ve Akköprü Beğendik mağazalarında tam otomas­ yon gerçekleşmiş durumda. Bu mağazaların yeniden ya­ pılanması projesi çerçevesinde ise son 3 ayda 15 milyar liralık donanım ve yazılım alımları yapıldı. • Mağaza zincirine hızla yeni halkalar ekleyen Be­ ğendik Mağaza İşletmeleri A.Ş., şehirlerarası veri iletişi­ minde ise uydulardan yararlanmayı planlıyor.

(Ayrıntılı haber sayfa 2'de)

sayfada)

(Ayrıntılı haber sayfa 8'de)

teknolojiyi 'beğendi' ciriyle tanışan ilk kent Ankara oldu. Ankara'da Kocate-

sayfada)

Üniversiteler "yazılımhane'' kuruyor

E C

N Ö

A T L I F Y A 2 2 H U B

TTGV'nin öncülüğünde "yazılımhane" olarak adlandırılan bir yazılım parkı

oluşturuluyor. 'Yazılımhane' için TTGV,

TÜBİTAK, ODTÜ, Boğaziçi Üniversitesi,

İTÜ ve İzmir Tekno Parkı protokol imzaladı.

(Ayrıntılı haber sayfa 7'de)

4 aylık ithalat yüzde 18 arttı • Devlet İstatistik Enstitüsü (DİE), Ocak-Nisan 1995 dönemi ithalat rakamlarım açıkladı. DİE verilerine göre, 1995'in ilk dört ayında toplam 173.9 milyon do­ larlık bilgisayar ithalatı yapıldı.

• Dört aylık ithalat rakamı, ge­ çen yılın aynı dönemine göre yüzde 18.3'lük, 1993 yılının aynı dönemine göre ise yüzde 10.9luk artış gösteriyor. (Ayrıntılı haber sayfa 6'da)

Bu sayının tüm sayfalarına www.bthaber.com.tr'den ulaşabilirsiniz.


28

BThaber

MEKTUP

Poyraz sağolsun, nispeten serin günlerden merhaba sana, Biz ofis çalışanları için omuz ve sırt ağrıları büyük dert. İşte bu hafta da mektubuma bu konuda bir tavsiye ve bunun araçları ile başlıyorum. Çünkü Life Fitness, “Her gün 3 saat ayakta durmak yılda 10 maraton koşmaya eşit” diyor ve çalışanları da “InMovement” hareketine katılarak daha aktif olmaya çağırıyor. Her türlü çalışma alanına monte edilebilen “InMovement” ailesi ile ayakta çalışarak daha sağlıklı olmak mümkün. Sonuçta çalışma alanında daha hareketli olursak daha mutlu, yaratıcı ve iyi bir ruh hali bizi bekler, kilo veririz, hem her gün 3 saatten daha az ayakta durmak hayatımıza 2 yıl ekler, üstüne bir de her gün hareket etmek daha iyi bir uyku kalitesini beraberinde getirir. Bu detayları gözeterek

önerileri hayata geçirelim. Bizler bir yana, sıra evcil dostlarımızda. Alcatel’in yeni GPS takip cihazı Move Track sayesinde evcil hayvan sahipleri dostlarının 7 gün 24 saat nerede olduklarını bilecekler. Alcatel Move Track GPS takip cihazı, renkli ve darbelere dayanıklı silikon kılıfı sayesinde evcil hayvanların tasmalarına da kolayca takılabiliyor. Suya ve toza karşı IP 67 standardında dayanıklı olan Alcatel Move Track, özel bir mobil uygulamayla kullanıcılara sanal bir güvenlik

24 - 30 Temmuz 2017

Sürdürülebilirlik Raporları bir alışkanlık olsun

çiti oluşturma imkânı veriyor ve evcil hayvanlar bu çitin dışına çıktığında, kullanıcılar da anlık bildirim alarak durumdan haberdar oluyor. Dostları haberdar edelim. Biliyorsun her hafta burada oyun odaklı bir içeriğe yer veriyorum, çünkü hem herkes oyunu seviyor hem de ekonomide gelişim bir noktada buna bağlı. Bu potansiyel ışığında, Türkiye’de ilk kez düzenlenen Alienware ve Dell Gaming partisi ile oyunseverler, sanal gerçeklik deneyim alanları, 360 fotoğraf deneyimi ve Hey! Douglas performansıyla unutulmaz bir gece yaşamış. Oyun pazarına yatırımlarını artırarak sürdüren Dell de hem PC oyun sektörünün zirvesindeki Alienware hem de yüksek performansı arayan, fiyat konusunda duyarlı oyunseverler için Inspiron Gaming serisini Türkiye’ye getirmiş, daha ne olsun. Örnek olmasını dilediğim bir haberde sıra… Sosyal sorumluluk projelerine büyük değer veren Henkel, bu kapsamda korunma ihtiyacındaki çocukların sağlıklı bir ortamda yaşaması ve çağdaş bir eğitim alarak yeteneklerini geliştirmesi

için hizmet veren Koruncuk Vakfı’nda bir dizi etkinlik gerçekleştirmiş. Etkinlikler kapsamında şirketin Sürdürülebilirlik Elçileri Programı’nda yer alan Henkel çalışanları, Koruncuk Vakfı’nda sınıflara ayrılarak, çocuklara çevre bilinci kazandırmak üzere sürdürülebilirlik sunumu gerçekleştirmiş. Sunum sonrası çocukların koordinasyon, ritim ve denge becerilerini geliştirmek üzere poi kullanımı, anlatımı ve uygulaması yapılmış. Ardından bahçeye geçilerek çevre bilinci eğitimini pekiştirmek üzere hep birlikte çiçekler ekilmiş. Sırada yine örnek olmasını dilediğim bir haberim var. Arçelik, 2020 yılı hedeflerini ilk kez açıkladığı ‘Sürdürülebilirlik Raporu’nu yayınlamış. Bu yıl 9’uncusu yayımlanan Sürdürülebilirlik Raporu’nda 2020 hedeflerine dikkat çeken şirket, sosyal, çevresel, etik ve ekonomik alanlardaki faaliyetlerini paydaşlarına aktarıyor. Bir hedef; 2020’de tamamen yenilenebilir enerjiye dayalı kaynaklardan elektrik sağlamak. Sürdürülebilir kalkınma için toplumsal cinsiyet eşitliği da raporda öne çıkıyor. Vodafone ise toplumsal

ihtiyaçlar paralelinde Türkiye Vodafone Vakfı çatısı altında sosyal yatırımlarına devam ediyor. Son 10 yılda 4 milyon vatandaşın hayatına dokunan ve 29 milyon TL’lik sosyal yatırım yapan Türkiye Vodafone Vakfı, şehit aileleri için 5 milyon TL sosyal yatırım yapacak. Önceliği şehit çocuklarına veren Türkiye Vodafone Vakfı, 5 milyon TL’lik toplam yatırımın 1 milyon TL’sini bu yıl şehit çocuklarının okul başarılarını desteklemek üzere eğitim başarı bursu olarak sağlayacak. Proje için Türk Kızılayı ile işbirliğine giden Vakıf, Temmuz 2015 - Temmuz 2017 döneminde şehit vermiş ailelerin çocuklarını

kapsayacak. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı tarafından sağlanan veriler doğrultusunda belirlenen 630 şehit çocuğuna verilecek olan burs, okul seviyelerine göre oluşturulan ihtiyaç haritasına göre Türk Kızılayı liderliğinde dağıtılacak. Bir de ödül haberim, İstanbul odaklı. Çünkü İstanbul’da iki kıta arasındaki ulaşım süresini 5 dakikaya indiren Avrasya Tüneli uluslararası bir ödüle daha layık bulunmuş. Kore İnşaat Mühendisleri Derneği (KSCE – Korean Society of Civil Engineers) “Altın Kategori”de 2017 Yılın Yapı Ödülü’nü Avrasya Tüneli’ne vermiş. Bu ödül, finansman ve yapım aşamasından bu yana Avrasya Tüneli’nin aldığı sekizinci uluslararası ödül olmuş bu arada. 30 Haziran - 6 Temmuz arasında düzenlenen İran’ın köklü festivallerinden 30. Uluslararası İsfahan Çocuk ve Gençlik Filmleri Festivali’nin yarışma bölümünde 14 filmle birlikte yarışan ‘Mavi Bisiklet’ de dokuzuncu kez ödül kazanmış. Haberler ödüller tamam, bu hafta son olarak gezelim… Zira transfer hizmeti veren firmalar ile seyahat planı yapan yolcuları online platformda bir araya getiren Türkiye’nin ilk online transfer platformu BiTransfer, mobil aplikasyonuyla da hizmet vermeye başlamış. Gezip dolanıp eve de huzurla varmak için aklımızda olsun… Bu hafta da bu kadar, haftaya yine buradayım,

REKLAM SATIŞ GRUBU YIL 22 SAYI 1131

BThaber Yayıncılık ve Etkinlik Hizmetleri A.Ş. adına Sahibi ve Sorumlu Yazıişleri Müdürü Neslihan Aksun neslihana@bthaber.com.tr

www.bthaber.com

BThaber Grubu Yayın Koordinatörü Ayhan Sevgi ayhans@bthaber.com.tr

24 - 30 Temmuz 2017

www.linkedin.com/groups/BThaber twitter.com/bthaber www.facebook.com/BThaber

Okur Temsilcisi Behçet Envarlı benvarli@tbv.org.tr

Editör

Görsel Yönetmen

Handan Aybars handana@bthaber.com.tr

Tuğçe Erarslan tugcee@bthaber.com.tr

Online Editör

Video Editör

Ferit Çelik feritc@bthaber.com.tr

Efe Çevikoğulları efec@bthaber.com.tr

Bültenlerinizi

bulten@bthaber.com.tr adresine gönderebilirsiniz

Cilt, Baskı, Poşetleme: Apa Uniprint San. ve Tic. A.Ş. - Hadımköy İstanbul Asfaltı Ömerli Köyü İstanbul - Tel 0212-798 28 40. l

Abone ve Dağıtım btabone@bthaber.com.tr

Reklam Satış Grup Müdürü Abdurrahman Koyuncu Reklam Satış Grup Yönetmeni Karolin Özçelik Proje Satış Yöneticisi Kutay Göçe Reklam Rezervasyon Sorumlusu Suzan Bilken BThaber Şirketler Grubu Ankara Temsilcisi Funda Koyuncu Yönetim Yeri: BThaber Yayıncılık ve Etkinlik Hizmetleri A.Ş. Fetih Mah. Tahralı Sokak Kavakyeli Plaza C Blok 7/5 34704 Ataşehir/İSTANBUL Telefon: (0216) 291 13 90 Ankara Ofisi: Adres : Nergis Sok Via Flat İş Merkezi No:7/2 Söğütözü-Ankara Telefon: (0312) 258 64 24 / Faks: (0312) 258 63 02

Türkiye’nin en köklü bilişim teknolojileri yayını olan BThaber, 1995 yılından bu yana bilişim ve teknoloji dünyasındaki en son haberleri, yenilikleri ve bilgileri okuyucularına kesintisiz bir şekilde sunmaya devam ediyor. Her hafta yüzde 35’i BT, yüzde 65’i ise finans, otomotiv ve sağlık gibi farklı sektörlerde yer alan şirketlerin ve kamu kurumlarının yöneticilerinden oluşan 7500’ün üzerinde kişiye ulaşmakta ve online platformlar üzerinden her hafta on binlerce kişiye erişim sağlamaktadır.

ISSN 1300-6495 BThaber kontrollü abonelik sistemiyle dağıtılmaktadır. - Fiyatı 1 Kuruş (KDV dahil) - BThaber, 5187 sayılı Basın Kanunu’nun 2/f maddesi hükmü gereği ‘yerel süreli yayın’dır.


WEEKLY INFORMATION TECHNOLOGY AND ECONOMY NEWSPAPER

IT becomes popular and lack of qualified employee increases Along with the technological developments in the field of informatics, need for qualified IT employees increases international competitiveness day by day. Quality of the power of people who produce and use the information in transformation to the information economy is the most important factor. If we focus on the role of the informatics sector in reach to 2023 goals of our country, deficit of human power raised in the sector is an important problem. In parallel with the general tendencies in the world, the interest to the field of informatics in our country and demand for education in these fields decreased in the beginning of 2000s. However, together with the awareness of the importance of the data analysis, cyber security and similar fields increased job opportunity in this field. Accordingly, though the interest to the education in

the field of informatics has increased, the number of the students being educated in the relevant departments of the universities seems far from answering the present job opportunities (predicted to increase in the following years). Contrary to many sectors, there is a negative unemployment in the informatics sector. Also, for a person who was educated in the field of informatics, informatics sector is not the only one to find job opportunities. There are opportunities for the informatics employees in almost all sectors from banking to the medical, from automotive to energy. Thus, being educated in the field of informatics means acquiring a profession that maintains its validity in this century. In the informatics sector, it is easy to develop and trade unique products in both domestic and foreign market. It is possible to develop global competitive

products by not using a physical infrastructure investment. The most important source for the development of these products is qualified human source to present innovative ideas. Though the problem of the lack of qualified employees in the informatics sector is widespread throughout the world, we can say that this problem seems more widely in our country. The reason of this problem is not the quality of the education. We have universities providing world class education. However, best students graduated from these universities generally tend towards abroad for postgraduate education and job opportunities. In order to keep this qualified human power required to present high value-added informatics products within the country, there are some obligations to every stakeholder in this field. The government

carries out attempts in this direction with R&D supports. However, it is known that the companies have problems in bureaucratic processes while they are taking advantages of these supports. Also, it is obvious that the companies tend towards the developmentfeatured projects, while they are using these supports. The companies should be involved in the research-featured projects with the high risk and high return potential, they should cooperate with the universities within the scope of these projects, and they should be able to keep employees having postgraduate and doctoral degree with competitive wages in order to produce these projects. In the universities, dissemination of industrial doctorate programs as well as academic and scientific research oriented doctoral programs will be beneficial. Today, “the job of the

future” concept is used for some professional fields that are newly developed and the employment opportunities of which has not yet been widespread. However, what makes the field of informatics different from many other fields is that it is “the job of both today and the future”. Many developing fields such as nanotechnology, genetics and medicine started to adopt computational approaches. Also, smart applications become more and more prominent in almost all areas from law to tourism, from health to the sports. All these developments make the employment fields of the graduates of informatics departments wider. To think about the rapid development in the informatics sector and how it has changed our lives in the last 5-10 years is enough to see that the professional qualities to be acquired in this field is going to create how important professional values.

Application market grows day by day Mobile applications enhance personal productivity, while it also makes the business life easier. Contributing company to the development of the mobile globally, MMA (Mobile Marketing Association) Turkey and District Director Melis Ertem commented that “Mobile transformation makes our lives and works easier beyond reaching the information, news or entertainment-focused content everywhere and at any time and connecting to a wider environment with the social network shares. Pointing out the importance of the smart phones, tablets

and mobile devices, Ertem also said that “Concordantly, the numbers and sorts of the mobile devices increase. It is predicted that 197 billion applications will be downloaded around the world in 2017 and 353 billion downloads are predicted for 2021.” Stating that 82.2 billion dollars income is predicted in 2017 for global market of application, Ertem also said that “It will not last too long to surpass the threshold of 100 billion dollars. It is expected that incomes will surpass 139 billion dollars in 2021. There

is a transformation in the purpose of use of the mobile applications. The decreases in the incomes rates of game applications indicate it. The interest for social media, entertainment, music and other applications making our lives easier is growing.” “The only thing you should do for many mobile applications that you can use in various needs in your business life is to go to the nearest shop, the shop in your pocket and to find the application which will solve your problem. These applications via which you can make a to-do list with

short and detailed notes, put remainders for the deadlines and share your notes with your colleagues are like personal assistants who are never exhausted. Some of the most popular ones of these applications are Wunderlist, Todoist, Google Keep, AnyDo. In the application Invite, you can inform the participants of a meeting about the suitable hours for you and everybody marks suitable hours for them, and the most preferred hour is selected for the meeting. You can scan and save any documents with high resolution cameras of mobile devices and send

anyone via the applications such as Scanner For Me, Genius Scan, FineScanner. You can preserve your folders in the internet environment thanks to the applications such as Amazon Drive, Box, Mediafire and Mega, besides Google Drive, iCloud, Dropbox. You can scan your business cards via CamCard, FoxCard, Business Card Reader, WorldCard Mobile applications and carry them in your mobiles. If you have to prepare a survey quickly, you have LoopSurvey, SurveyMonkey, QuickTap at your fingertips. It is also possible to prepare surveys on Google Forms.”


We cannot manage the crisis after the cyber attack! Digital transformation allows a corporation, company or organization to do everything from business models to organization structure and administration method with the vehicles of the new world, in order to keep pace with the digital age. Nobody have doubts that the data is going to be the most precious

thing in the process of digital transformation. Emphasizing that the data has gone beyond the dreams with its life circle, use and effects, Artı&Artı Technology Corporate Security Solutions Specialist Fırat Aslantaş said that “so, everyone should be ready for the cyber wars for data. The focus in digital age aims the preserve

of the data from securing the network environment to the systems, devices and cloud. It is highly critical to preserve, to create controlled usage processes and to manage data.” He also informed that “According to research showing striking findings about preparations and

investments of the companies against cyber security threats and attacks in today’s digital ecosystem, global companies have the highest confidence ever in order to foresee and resist to a complicated cyber attack. However, research results show that preparations and plans of the companies for the management of the

crisis to be created after a possible cyber attack and elimination of the damages are inadequate to meet today’s requirements. Cyber hackers find the way to reach the big companies in employees and end users. Security in the digital environment has reached a highly critical level, with the increasing mobile usages.”

Social commerce is also entering into our lives Inveon, the e-commerce sector service provider, commented on the transformations in the e-commerce ecosystem of Turkey, where it is expected to reach 40 billion TL with 30% growth, figures for the sector and the company. Inveon Partner Moris Kastro stressed that they have seen signs of positive change in Turkey’s e-commerce sector in the last 6 months. Moris Kastro commented as below: “There are about 48 million

internet users in Turkey and 41.5 million of them are using the Internet every day, making up 87% of the total. The most common action they do, except to read the e-mails on the internet and sign in to the social networks, is to search online for product information. When we look at Turkey’s 1-month e-commerce user activities, we see that 52% of internet users are searching for online products or services to buy, visiting an online retail store and 43%

are making this purchase. These ratios show that 29.92 million people shop online from e-commerce sites and spend 29 thousand TL per person per year in the Turkish e-commerce volume of 30.8 billion TL. On the global basis, 1.61 billion people shop via online channels. When we compare this figure with the world population, we can say that the penetration of e-commerce worldwide is 22%. In 2016, this 22% population slice generated a turnover of 1.915 trillion

USD. This turnover, which is reflected in the statistics as 189 USD per person, equals to about 4 thousand 170 TL. After the first half of 2017, we have predictions about which trends e-commerce and digital marketing will develop in the next period. While search engines are still leaders in product search and brand discovery, social platforms are quickly closing up the gap. Particularly late Y and Z generation users are prone to seeking out information they seek for

online shopping on social networks. Thus, apart from E-Commerce and M-Commerce, there is an S-Commerce, that is, social commerce, entering into our lives. Especially after the breakthroughs made by Instagram and Pinterest, it was seen that the concept of direct shopping via social networks worked for some consumers. We expect at least 30% growth of the entire e-commerce market in 2017, with turnover reaching 40 billion TL.”

We like the internet better on mobile increasingly! While researches show that more than half of the world’s population use the internet, 60% of internet users are also identified in Turkey. According to the information gathered from InterPress’ Global Overview of Turkey statistics, the proportion of internet users in Turkey increased by 10% compared to the previous year, exceeding 48 million.

The number of mobile users reached 71 million, while the number of users connected to social media was noted as 42 million. The number of active social media users increased by 2 million compared to the previous year, reaching 48 million. 719 thousand 111 news about the internet was seen on the media since the beginning of this year, while 19

thousand 337 news was about mobile devices.According to the report, 95% of device users in Turkey own mobile phones and 75% use smart phones. While the use of laptop and desktop computers is 51%, the share of TV is 98%. In Turkey, the users spend an average of 7 hours on the computer in a day, 3 hours on the mobile phone and 3 hours in the social

media platforms. The average for TV is 2 hours. While the number of people using social media on mobile phones increased by 17%, computer usage decreased by 29% and reached back to 36%. In contrast, mobile usage grew by 33% to 61%. In Turkey, 55% of internet users watch videos every day

and 24% watch videos every week, while the game play of mobile usage habits is 43% while the video watching rate is 59%. The most used social media channel in Turkey is YouTube with 57%, followed by Facebook with 56%. Other popular social media channels are Instagram with 45%, Twitter with 44% and WhatsApp with 50%.




Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.