BThaber SAYI 1137

Page 1

Kabinette Kalite

En Akıllı Ağ Cihazları www.qrack.com.tr

satis@qrack.com.tr

www.Totolink.com.tr

SAYI

HAFTALIK BİLİŞİM TEKNOLOJİLERİ VE EKONOMİSİ GAZETESİ www.bthaber.com.tr

1137 11 - 17 Eylül 2017

Sayfa

6

Önce uyarı, sonra ceza TELKODER üyesi bir işletmecinin açtığı davanın kesinleşmiş sonucuna göre, BTK bundan sonra idari para cezası uygulamadan önce işletmecilere ihtarda bulunacak.

Sayfa

10

Hedef dünya pazarları… Tedarik zinciri yönetimi ve üretim planlama alanında özel çözümler geliştiren ICRON, üretim süreçlerine esneklik kazandırıyor.

Sayfa

18

Bölgesel Fintech platformu İstanbul’da Finans sektöründe paradigma değişimine de yol açan Fintech’ler, aldıkları yatırımlarla da dikkat çekiyor.

Sayfa

3

Yeni devrimin ağırlık noktaları IoT ve M2M teknoloji ve uygulamalarının gelişimi, bireysel hayat kadar kurumsal hayatı, ürün ve hizmet geliştirme ve sunum aşamalarını da dönüştürüyor. Farklı ekosistemlerle iletişim ve bilgi paylaşımının öne çıktığı bu dönemde, her şirketin kendini geliştirme ve Endüstri 4.0'ın temelini oluşturan yapıya uyum zorunluluğu var. Böylece büyük veri çözümleri ve analitik yetkinliği, gerçek zamanlı sunum yapabilme becerisi gibi özellikler her sektörde ve her ölçekte şirketin önceliği olmak zorunda. İşte tüm bu başlıklar “Dijital Ekosistem: IoT ve M2M Platformu”nun da temelini oluşturdu. Bulut_Satis-BT-6x10.pdf

Sayfa

11

C

M

Y

CM

MY

CY

CMY

K

Bulut ve Kanal Teknoloji alanında önemli eğilimlerden biri haline gelen bulut bilişim, kanalı da değişime zorluyor. Ayrıntılar dosya sayfalarımızda.

1

23.06.2017

13:0



BThaber

GÜNDEM

11 - 17 Eylül 2017

3

Yeni devrimin ağırlık noktaları Ankara ve İstanbul’da 2006 yılından bu yana öne çıkan başlıklardan seçilen ana temaları ile sektörü bir araya getiren Teknoloji Platformları etkinliklerinin en yenisi “Dijital Ekosistem: IoT ve M2M Platformu” başlığında 24 Ağustos 2017 Perşembe günü İstanbul CVK Park Bosphorus Otel’de gerçekleştirildi. İş dünyası, kamu sektörü temsilcileri, akademisyenler, girişimciler ve yatırımcıları buluşturan BThaber Gazetesi ile Bilişim Zirvesi Şirketi’nin eseri olan bu son Teknoloji Platformu etkinliği bağlantılı evler, yapay zeka, yeni nesil veri, akıllanan nesneler, dönüşen sağlık, IoT ve M2M’in tedarik zincirindeki önemi gibi konuları katılımcılarla paylaşma fırsatını sundu.

EY EMEIA Danışmanlık, Nesnelerin Interneti & Bireysel Hizmetler Lideri Burak Kırcalı EY EMEIA Danışmanlık, Nesnelerin Interneti & Bireysel Hizmetler Lideri Burak Kırcalı, 'Şimdi: Çok Sektör, Tek Platform' başlıklı sunumu ile iş ortamında büyümek için gerekenleri ürün ve hizmet satışını artırmak, inovasyon yapmak ve yeni girişimleri desteklemek olarak sıralarken, bu üç temel unsun sorunlarına da işaret etti. Buna göre, ürünlerde rekabet arttıkça cazibe düşüyor, inovasyonun etkisi zayıf ve girişimlerin büyüme ve yayılma hızı da istenen seviyede değil. Tüm bunlara karşılık, şirketlerin yeni teknoloji ile yeni dünyaya uyum sağlamasının gerekliliğine işaret eden Burak Kırcalı, şu bilgileri katılımcılarla paylaştı: “İnsanların beklentisi olan temiz enerji ve yeşil çevre, bunları destekleyen teknolojiler ortaya çıkarken, sağlık, rahatlık ve enerji evlerde ortaya çıkarken, evler de şehirlere, şehirler de topluluklara bağlanıyor. Bu yapıda karmaşayı çözmek için sigorta, Telekom, enerji, güvenlik, gayrimenkul sektörü şirketleri çözüm sağlayıcı olup,

entegre çözümler sunuyor. Platform şirketi entegrasyonu olarak EY bünyesinde çok kapsamlı çalışmalar yapıyoruz. Örneğin bu yolda ‘design thinking’ metodunu kullanıyoruz. Platform şirketi bir iş modeli inovasyonu ve dijital dönüşüm platformunu da oluşturmak gerek.”

Fujitsu Türkiye Satış Öncesi Destek Direktörü Emin Çalıklı IoT ile gelişen risk dünyası Fujitsu Türkiye Satış Öncesi Destek Direktörü Emin Çalıklı, “Herşeyin İnterneti” sunumu ile Fujitsu hakkında bilgi vererek, kurumsal çözümleri tanıttı, ardından ‘insan odaklı inovasyon’ felsefesinin geldiği noktayı şu sözlerle anlattı: “Yapay zeka için değişik bir CPU tasarımına başladık. Yapay zekada kural koymak isteyenler var, ama bilimin etiği yok ve bence iş çığırından çıkıyor. Kişi başına 6 IoT cihaz düşüyor ve bunların güvenliği çok önemli. Ayrıca ‘Things BOT’ gibi yeni bir kavram var. Kuantum işlem her şeye cevap değil ve yapay zeka ile birlikte tüketici tarafına inmesi için 10 yıl gerek, ama çok da uzun ömürlü olmayacak.”

BSH Ev Aletleri Digital Transition Direktörü Ayşenur Evcil Evdeki hayat artık bildiğiniz gibi değil "Bugün ‘Connected Home’ Ne Anlama Geliyor?" sorusu ile bir

sunum yapan BSH Ev Aletleri Digital Transition Direktörü Ayşenur Evcil, kişiselleştirilmiş deneyimin önemini şöyle anlattı: “IoT ve bağlantılı cihazların bağlantı gücüne çok yatırım yapılıyor. Böylece ciddi çözüm ve servis önerileri oluşuyor. Tüketici, her cihazı ile sürekli bağlantıda olmayı isterken, bu da tüketici beklentilerini bilebilmek demek. Evdeki eşyalar IoT’nin bir parçası ve bulut bilişim kullanımı önem kazanıyor. Birçok sektörle çalışmak zorundayız ve bu karmaşık ekosistemde tüketici merkezde, herkes de kendi uzmanlığına odaklanıyor. Kişiselleştirilmiş deneyim üretimi, en önemli değer noktası. Bu, Türkiye’de emekleme aşamasında ve mütevazi rakamlar var. Biz de Siemens, Bosch ve Gaggenau olarak farklı coğrafyalarda farklı markalarla bu işbirliğini hayata geçiriyoruz. Sonuçta evdeki hayat farklı bir noktaya gidiyor.”

Doruktan Türker - PureMind, Kurucu Eray Yüksek - Tüm Fütüristler Derneği, Başkan

Yepyenİ bİr hayat zamanı!

BTHABER Şirketler Grubu Başkanı Murat Göçe Dijital Ekosistem: IoT ve M2M Platformu’nda BTHABER Şirketler Grubu Başkanı Murat Göçe de ‘Neden Herşeyin İnterneti?’ başlıklı bir sunum yaptı. Başlıkta sorduğu sorunun yanıtını farklı başlıklarda açıklamalarla katılımcılarla paylaşan Murat Göçe, “IoT geliyor, M2M yakında derken, bir de baktık ki çoktan hayatımızda yer edinmiş, hatta bunlara alışmaya başlamışız” yorumunu yaptı. Kendi aralarında iletişim kuran, çalışan, analiz yapan, buna göre kendini optimize eden yepyeni bir organizmaya işaret eden Göçe’nin de belirttiği gibi, bu organizma; şehirlerin altyapılarından fabrikalardaki üretim bantlarına, giydiğimiz giysilerden evimizdeki beyaz eşyalara kadar her yerde. Ayrıca bu organizma,

insanlarla birlikte ve insanlar gibi gelişiyor, evriliyor, dönüşüyor ve düşünüyor. Bu noktada “Nesnelerin interneti, alışageldiğimiz hayatın, yeniden tanımlanmasına yol açarken, üretim alışkanlıklarımızı, iş yapış şekillerimizi ve günlük hayatımızı da değiştiriyor” tespitini yapan Murat Göçe, verinin de böylece elektrik ya da su gibi yeni bir şebeke haline geldiğini vurguladı ama eklemeden geçmedi: “Verinin tek bir elde birikmesi ve sahipliğinin engellenmesi için sürekli regülasyonlar yapılıyor, her gün maksimum seviyede kişiselleştirilebilir ve akıllı ürün ve çözümler karşımıza çıkıyor.” Gelişen yapay zeka teknolojilerinin bir başka etik soruyu da ortaya koyduğunu hatırlatan Göçe, şu soruları katılımcılara yöneltti: “Öğrenen ve gelişen bir yapay zeka, birey olarak kabul edilmeli mi? Bu zekanın suç ehliyeti olacak mı? Hukuk sistemi biyolojik insan dışında herhangi bir diğer akıllı türe dair kurallar koyabilme konusunda, yeterli hazırlığa ve altyapıya sahip mi?” Nesnelerin interneti ve makineler arası iletişim, hiç şüphesiz ki devrimci, yıkıcı ve vizyon değiştirici teknolojiler.

Bilgi, güç demektir Platform buluşmasında verilen iletişim arasından sonra PureMind Advising Services Kurucusu Doruktan Türker'in moderatörlüğünde Tüm Fütüristler Derneği Başkanı Eray Yüksek sahnede yerini aldı. “Dünya 2.0: Yapay Zeka” başlığıyla katılımcılarla iletişim içinde bir sunuma imza atan Yüksek, Türker ile sohbetinde şu beklentilerini paylaştı: “Zamanı kontrol edemiyor, içinde bulunduğumuz anı yakalayamıyoruz. O zaman geleceği nasıl kestireceğiz? Geleceği kontrol etmeye başlayınca insan yaşamını kontrol etmeye başlıyorsunuz. Misal, yapay zeka gelince orta sınıf olmayacak. Kendi kendine öğrenen bilgisayarlar, en iyi teşhis yapan uzman haline gelmeye başladı. Peki endişe sebebimiz ne? Çünkü robotlar, yapay zeka tanımlı işlerin yüzde 40’ını elimizden alacak. Bu arada karşılıksız alıyorsanız, demek ki ürün sizsiniz. Sosyal medyada iz bırakıyorsunuz çünkü. Bilgiye ve teknolojiye sahip olan, gücün de sahibi olacak. Bu eksendeki ihtiyaçlar karşısında devlet politikaları oluşmalı. Bireye düşen temel görev ise akıl, beden ve ruh sağlığını korumak. Çünkü 80 yıl daha yaşayacaksınız ve beyni sürekli beslemeniz gerekiyor. Böylece değerleriniz ve kırmızı çizgileriniz de oluşacak. Paylaşım ekonomisi çok parlak ve bir şey yapmaya niyeti olmayanlar için korkutucu bir gelecek olacak.”


4

BThaber

GÜNDEM

Vestel IoT İş Geliştirme Yöneticisi Yankı Yalçın Farklı diller tekilleştirilecek "Hayatın Dijital Asistanları" sunumu ile Vestel IoT İş Geliştirme Yöneticisi Yankı Yalçın, insanların ihtiyaçlarının değişmediğini, buna karşılık bunların karşılanma yöntemlerinin değiştiğini belirterek sözlerine başladı. Kişisel asistanların tek arayüzle cihazlarla ve bireylerle konuşacağını söyleyen Yankı Yalçın, “Bu cihazların her biri ayrı bir dil konuşuyor ve bu cihazı geliştirebilmek için aynı dili desteklemelerini sağlamak gerek” bilgisini verdi. Yalçın’a göre, herkes bu konuda çalışmalar yapıyor.

11 - 17 Eylül 2017

Bilgi Üniversitesi Öğretim Görevlisi ve Dijital İletişim Danışmanı Ercüment Büyükşener Toplum 5.0 kavramı geliyor Öğle yemeği ve iletişim arası sonrası, günün ikinci yarısı Bilgi Üniversitesi Öğretim Görevlisi ve Dijital İletişim Danışmanı Ercüment Büyükşener’in "Nesneler Akıllanırken İnsanlar Ne Yapacak?" sunumu ile katılımcıları yeniden bir araya getirdi. Ercüment Büyükşener, şunları söyledi: “İnsansız öğrenebilen, akıllı ve zeki, karar alabilen ve uygulayan nesneler var ve bu nesneler ürkütücü gelebiliyor. Endüstri 4.0 ile birlikte Toplum 5.0 kavramı yönetimde ortaya çıkıyor. Hedef ise teknolojik gücü doğru yönetecek akıllı toplum geliştirmek, mikro düzeyde insan, makro düzeyde toplumları bu değişime hazırlamak.”

Oracle Büyük Veri Çözüm Lideri Kübra Fenerci 'Cloud data center' geliyor “IoT’nin temeli büyük veri ve analitik” diyerek sunumuna başlayan Oracle Büyük Veri Çözüm Lideri Kübra Fenerci Canel’in de işaret ettiği gibi, IoT verisi birikiyor ve bulutta dolaşabiliyor. “Oracle olarak kendimizi dönüştürmek ve her şeyi bulutta çalışabilir hale getirmek için projelerimizi bulutta tutuyoruz” diyen Kübra Fenerci Canel, şöyle devam etti: “Uçtan uca IoT verisi tutuluyor, analitik yapılıyor ve tam entegrasyon esas. Biz Türkiye’deki ilk cloud data center’ı açacağız ve Gebze’de Turkcell ile çalışacağız. En çok talep gören Oracle çözümleri burada yerini alacak ve sektör bağımsız olacak.”

B-Wise Kurucu Ortağı Cenk Tezcan Koruyucu sağlık öne çıkıyor B-Wise Kurucu Ortağı Cenk Tezcan, "Sağlığın Dönüşen Yüzü" başlıklı sunumuyla şu detayları paylaştı: “Yeni yapı ile doktor değil hasta kral oluyor. Tedaviden koruyucu

tıbba geçmek zorundayız. Yani sağlık sisteminden kişisel tıbba geçiyoruz. Bireylerde kendi sağlıklarının sorumluluğu için oyunlaştırma yöntemi kullanılabilir. Biyoteknoloji, dijital hastaneler, nanoteknoloji, yapay zeka, mobil sağlık, gen araştırmaları gibi teknolojik gelişmeler var ve sağlık sektöründe robotikler olacak. Sağlıkta giyilebilir teknolojiler de yoğun kullanılacak. Sonuçta sağlık kişiselleşecek ve koruyucu sağlık önem kazanacak.” Engellere dikkat! Sistematik OTVT Yazılım Grup ve Süreç Yöneticisi Ekrem Özgürbüz, “Tedarik Zincirinde IoT ve M2M” sunumu ile doğru bir BT projesinin nasıl olması gerektiğini anlatırken, küçülen, kablosuz hale gelen ve maliyetleri düşen sensörlerin önemine dikkat çekti. Özgürbüz, farklı sektörlerde farklı adımların nasıl IoT ile dönüştürülebileceğini kapsamlı örneklerle paylaştı. Platform etkinliğine noktayı PureMind Kurucusu Doruktan Türker'in moderasyonu ile “Dijital Ekosistem İçinde Varolmak” paneli koydu. Jarvis Atölye Kurucusu ve Genel Müdürü Gamze Olgun Parıldamış, Schneider Electric Endüstri İşbirimi Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Özalp ve Quadro Türkiye Genel Müdürü Serkan Gezici'nin yer aldığı panelde, tüm süreçlerle haberleşen ve karar alan makineler, teknolojinin hızlı gelişimi, ne istediğini bilen tüketiciler karşısında servis ve üründe beklentileri karşılamanın önemi, açık inovasyonun bu dönüşümde şirketler için yeri, kamuda çalışmalar, yasal ve teknik düzenlemelerle giyilebilir teknolojilerin düzenlenmesi, kişisel verilerin güvenliği üzerinde duruldu. Panelistlere göre, regülasyonlar hariç bu yapının yayılımının önündeki temel engeller ise güvenlik, insan kaynağının gelişimi, yatırım imkanlarının önünün açılması ve net stratejiye sahip olma gerekliliği. Etkinliğin sonunda yapılan çekiliş ile hediye sunumları gerçekleştirildi.

Profesyonel Gözüyle Alttan verir samanı, üstten tüter dumanı 70’li yıllarda Türk halkına pizza sevdirmeye çalıştı global markalar. Ne yaptılarsa olmadı, Türkler illa lahmacun dedi. Sonra birden her yerde pizza markaları görmeye başladık, herkes pizzacı oldu. Nasıl mı? Herkes pizza seven 4 kaplumbağa karakterini bilir. Sinemalarda oynayan filmlerle çocukların aklına kazınan pizzalar, o neslin ergen yaşlara gelmesi ile hayatımızda bolca bir yer kazandı, biz de halkça pizza sever olduk. Bizim evde de bolca tercih edilir. Sonra gelsin kilolar, hemen arkasından da diyet programları, ilaçları, ameliyatlar. Peki kahve kültürü? Evet, tahmin ettiğiniz gibi Amerikan filmlerinde yakışıklı jön ile güzel bayan konuşurken ellerinde hep kahve vardı. Savaşı kazanan komutanın da başarılı iş adımının da... Şimdi her köşebaşında Amerikan kahvesi dükkanları var. Bunun gibi birçok şeyi saymak mümkün, ama şimdiki konu Z kuşağı ve sonrası için yapılan tanımlamalar. Ne diyorlar bir bakalım… •

Bu kuşak aynı anda tel, tablet ve tv ile ilgilenebilir ve anca öyle öğrenebilir: Yani diyorlar ki, çocuğunuza sadece laptop almakla sınırlı kalmayın, tablet de alın, mobil telefon da, mp3 çalar filan ne varsa. Bu kuşak otoriteye karşı: Yani diyorlar ki, bu yeni nesillere boşuna solculuk, milliyetçilik, devletçilik gibi kavramlar yüklemeye çalışmayın, bırakın, biz onlara ne yapacaklarını internet üzerinden söyleriz. Bu kuşak teknolojiye doğdu: Yani diyor ki, ona sokak oyunları, geleneksel ve milli eğlenceler öğretmeyin, biz onları teknoloji ile uyutacağız.

Ben de kapıldım bu rüzgara yakın zamana kadar. Şimdi tam karşısındayım. Çünkü çocuklara dikkatli baktığımda gördüğüm foto farklı. Çocuklar öğretildiğinde sokak oyunlarına bayılıyor, belli yaşa kadar ellerine mobil telefon, tablet vs vermezsen de oluyor, hala anne baba sözü dinliyor. Dinlemeyenler de her dönem olduğu gibi biraz daha özgür ve sıradışı tipleri ortaya çıkarıyor. Bu 60’larda da vardı, eskiden de. Yeni bir şey değil. Kaldı ki otoriteye karşı bu gençlik, nasıl oluyor da kendilerine garip liderler seçerek Amerika ve Avrupa’da aşırı ve sapkın milliyetçilik, ırkçılık gibi akımlar doğuruyor son günlerde. Özetle demek istediğim şudur: Egemen güçler dünyayı istedikleri gibi yönetebilmek için her zaman istedikleri fikirleri empoze ederler. Etmekte zorlanırlarsa bilinçaltımıza sokarlar. O da olmadı mı, siyaset başlar. Savaş çıkarırlar, darbeler yaratırlar, salgın hastalıklar için mikrop üretirler. Amaç hep ürettiklerini bizlere satmaktır. ‘Ne yapmalı?’nın cevabı basit: Kültürümüze sahip çıkıp, ortaya atılan sahte teorileri kendi süzgecimizden geçirmeden kabul etmeyelim. Peki çözüm olacak mı? Hayır, yine onların dediği olacak. Sonra birileri gelip ‘sen hatalıydın, bilmeden yazdın, onlar haklıydı’ diyecek. Güvenli mutlu günler dilerim.

Murat Göçe

m uratg o ce @ b thab e rs i rke tle ri .co m



6

BThaber

E-TOPLUM

11 - 17 Eylül 2017

Önce uyarı, sonra ceza Elektronik haberleşme sektöründe; rekabeti tesis etmeye ve korumaya, rekabeti engelleyici, bozucu veya kısıtlayıcı uygulamaların giderilmesine yönelik düzenlemeleri yapmak ve sektörü denetlemekle görevli olan Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) bir süredir internet, sabit telefon, GSM gibi hizmetleri sunan işletmecilere idari para cezaları uyguluyordu. TELKODER tarafından açıklanan 2016 yılı Telekomünikasyon Sektörü Raporu’na göre de sektör gelirlerinin yüzde 30’u cezalara, vergilere ve diğer devlet ödemelerine aktarılıyor. TELKODER üyesi bir işletmecinin açtığı davanın kesinleşmiş sonucuna göre, BTK bundan sonra idari para cezası uygulamadan önce işletmecilere ihtarda bulunacak. BTK tarafından yapılan denetim sonucunda, bir yükümlülüğü ihlal ettiği gerekçesiyle hakkında doğrudan idari para cezası uygulanan TELKODER üyesi bir işletmeci tarafından

açılan davada, idarenin iyi yönetim ilkesine uyması gerektiği vurgulandı. “Ölçülülük, yetkinin kötüye kullanılmaması, eşitlik, tarafsızlık, dürüstlük, nezaket, şeffaflık, hesap verilebilirlik, haklı beklentiye uygunluk, kazanılmış hakların korunması, dinlenilme hakkı, savunma hakkı, bilgi edinme hakkı” gibi temel değerleri içeren iyi yönetim kurallarına aykırılığın, düzenleyici otoritenin varlık sebebine aykırı olacağı temelinde açılan davada, Ankara Bölge İdare Mahkemesi tarafından verilen kesin karar ile, BTK’nın uyarıda bulunmaksızın doğrudan cezalandırmaya gitmesi hukuk ve hakkaniyete aykırı bulundu. Sektör adına “emsal karar” niteliği taşıyan bu önemli kararla ilgili TELKODER Başkanı Yusuf Ata Arıak, şunları söyledi: “Verilen cezanın miktarından öte, temiz şirket sicilinin, uyarı olmadan doğrudan ceza verilerek gölgelenmesi hiçbir şirket tarafından kabul edilemez. Mahkeme’nin aldığı bu

TELKODER Başkanı Yusuf Ata Arıak emsal karar, BTK’nın bir ceza kesmeden önce uyarı yapmasını artık kural haline getiriyor. BTK'dan, yasalara ve yönetmeliklere uygun davranan firmaların saygınlığına özel önem vermesini bekliyoruz. Kamu Denetçiliği Kurumu tarafından yaygınlaştırılmaya çalışılan temel değerlerin yargı tarafından da benimsenmeye başladığını göstermesi açısından da son derece önemli görünen karar, sadece elektronik haberleşme sektörü ve BTK’yı değil tüm ekonomik faaliyet alanları ve düzenleyici otoriteleri olumlu yönde etkileyecektir.”

Cep telefonu başı çekiyor Medya takip ajansı Interpress’in Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerini inceleyerek elde ettiği sonuçlar ışığında hanelerde bilişim teknolojileri bulunma oranlarına bakıldığında, bireylerin yüzde 97,8’inde akıllı/cep telefonu bulunduğu belirlendi. Bunu yüzde 36,7 ile taşınabilir bilgisayar (dizüstünetbook), yüzde 29,7 ile tablet bilgisayar, yüzde 28,5 ile internete bağlanabilen (Smart) TV, yüzde 20,3 ile de masaüstü bilgisayar takip ediyor. Sabit hatlı telefon sahibi hane oranı yüzde 20,2 olurken, dijital fotoğraf makinası ve kamerası olanların oranı yüzde 18,5 olarak tespit edilirken, yüzde 17,8’lik evde ise DVD/VCD var. İnternet üzerinden kişisel kullanım amacıyla mal veya hizmet siparişi veren ya da satın alan 16-74 yaş grubundaki bireylerin oranı yüzde 24,9 olurken, bu oranın bir önceki yıl yüzde 20,9 olduğu

belirlendi. İnternet üzerinden alışveriş yapan bireylerin son 12 ayda yüzde 62,3'ü giyim ve spor malzemesi, yüzde 25,3’ü mobilya, oyuncak, beyaz eşya gibi ev eşyası, yüzde 24,1’i seyahat bileti, araç kiralama, yüzde 21,9’u gıda maddeleri ile günlük ihtiyaçlar, yüzde

19’unun da cep telefonu, kamera, radyo, TV, DVD oynatıcı gibi elektronik araçlar satın aldığı tespit edildi. Öte yandan, yılbaşından bu yana yapılan incelemeye göre, yazılı basın ve internette “Bilişim Teknolojileri” ile ilgili 12 bin 715 haber çıktı.


AKTİF BANK, IT YÖNETİMİNDE VERİMLİLİĞİ HPE ITSM İLE YAKALADI Aktif büyüklüğü, müşteri sayısı ve faaliyet alanı hızla genişleyen Aktif Bank, IT hizmet yönetimi konusunda yaşadığı sıkıntıları HPE’nin ITSM çözümü ile aştı. Aktif Bank bu projeyi Basistek ile hayata geçirdi.

Aktif Bank Servis ve Süreç Yönetimi Müdürü Hüseyin Yıldız Aktif Bank hakkında kısaca bilgi verir misiniz? Türkiye’nin en büyük özel sermayeli yatırım bankası olan Aktif Bank, 1999 yılında kurulmuş, çağın ihtiyaçlarına göre 2007 yılında yeniden yapılanmıştır. 2008 yılında Aktif Bank adını alan bankamız yola çıktığı günden bu yana, bankacılık felsefesini “şubeleşerek değil, alternatif dağıtım kanalları ile yeni nesil bankacılık yapmak” olarak belirlemiştir. Verimlilik ve etkinlik Aktif Bank’ın sürdürülebilir büyüme stratejilerinin dayandığı temeller olup şubeler, ağırlıklı olarak bire bir iletişim gerektiren kurumsal bankacılık, yatırım bankacılığı ve özel bankacılık odaklı hizmetler vermektedir. Büyük dağıtım ağı gerektiren bireysel bankacılıkta, yeni nesil bir yöntem izlenerek pazarda

etkin olan diğer dağıtım teşkilatları ile iş birliği yapılmış, esnek maliyet odaklı bu stratejinin sonucu olarak Aktif Bank, yüksek miktarda sermaye biriktirme kabiliyetine ulaşarak istikrarlı büyümesini devam ettirmektedir. Aktif Bank’ın ana faaliyet konularını; perakende bankacılık, kurumsal bankacılık, yatırım bankacılığı ve özel bankacılık oluşturmakla birlikte, Banka iştirak ve bağlı ortakları aracılığıyla para transferlerinden sigortacılığa, kart ürünlerinden kapsamlı kiosk çözümlerine kadar çok geniş bir yelpazede müşterilerine hizmet vermektedir. Aktif Bank, 2013 yılında Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) tarafından açılan ihale neticesinde E-Bilet Sistem Entegratörü olarak görevlendirilmiş olup, 26 farklı şehirde bulunan 46 stadyumda altyapı dönüşümü, geçiş kontrol ve görüntüleme sistemleri, tek merkezden entegre biletleme ve stadyum gişe hizmetleri altyapı ve operasyonlarını içeren tek seferde dünyanın en büyük stadyum dönüşüm projesini hayata geçirmiştir. Projenizi oluşturan yatırım ihtiyacı ne zaman, ne gibi gelişmelerle belirdi? Aktif Bank olarak 2014 yılının sonuna kadar IT hizmet yönetimi süreçlerimizi daha sade bir tool ile yönetiyor, enterprise bir yazılım kullanmıyorduk. Başlangıçta bu sistemin bize yettiğini düşünmekteydik ancak, aktif büyüklüğümüz, müşteri sayımız ve faaliyet alanlarımız genişledikçe IT hizmet yönetimi ihtiyaçlarımızın da arttığını ve mevcut sistemimizin sürdürülebilir olmadığını görmeye başladık. Öncelikle süreçler tam olarak oluşturulmadığından, bu konuya özel olarak eğildik, iş akışlarımızı gözden geçirdik, mail üzerinden takip edilen onay yapısı bizi çok rahatsız ediyordu, basit talepler tool üzerinden, diğer tüm süreçler (Yaygınlaştırma yönetimi, değişiklik yönetimi ve problem yönetimi) mail üzerinden devam etmekteydi. Bu düşüncelerle Aktif Bank olarak bu değişim ihtiyacına yön verecek, son kullanıcı deneyimini geliştirecek, BT Hizmet Yönetimimizi daha etkin kılmak adına sektörde tanınmış yazılım ürünleri aramayı başladık ve HP’nin ITSM ürünü ile karşılaştık. Aslında benzer çözüm sağlayan başka markalar da vardı, ancak tüm sorunlarımızı kapsayan bir çözümü sadece HPE sağladı. Bu yatırımı yapmak için BASİSTEK ile nasıl bir işbirliğiniz oldu, süreç nasıl ilerledi? BASİSTEK sürecin en başından son derece profesyonel bir yaklaşımla, etkin

Soldan sağa: Proje Yöneticisi Tuba Ergün, Satış Müdürü Ebru Özgen, Yönetici Ortak- Managing Partner Alper Özdemir, Sistem Yönetim ve İşletim Bölüm Başkanı Burak Öztürk, SM Admin, Change Manager Berkay Sukatar, Problem Manager Ömer Aladağ, Servis ve Süreç Yönetimi Müdürü Hüseyin Yıldız, BSM Admin, Deploy Manager Sezer Öztürk proje yönetimi araçlarını kullanarak bizi destekledi. Konusuna hakim ve ve yönlendirici yaklaşımıyla, bizde olumlu bir iz bıraktı. BASİSTEK doğru soruları sorarak ihtiyacımızı kendimizin belirlememizi sağladı ve bu problemleri ortak akılla çözebileceğimiz bir ortam oluşturdu. BASİSTEK uzman kadrosu, sahip olduğu bilgi birikimi ve sonuç odaklı yaklaşımı ile bize en optimum çözümü en uygun maliyetle sağlamak konusunda rehberlik etti. Proje ne zaman tamamlandı? O günden bugüne ne gibi avantajlar, faydalar elde ettiniz? Proje, proje takvimine bağlı kalınarak zamanında tamamlandı. ITSM ile servis yönetimi, olay yönetimi ve diğer tüm ITIL süreçlerini hızlı, etkin ve verimli bir şekilde yönetebileceğimiz bir çözüme kavuşmuş olduk. Bu çözüm bize hızlı ve verimli bir BT yönetimi sağlamakla kalmadı, aynı zamanda kullanıcılarımızı daha verimli bir şekilde desteklememizi mümkün kıldı. Yeni sisteme geçiş tahmin ettiğimizden de kolay oldu. Bunda yazılımın altyapımızla kolay entegre olabilmesi, süreçlerimizi desteklemesi ve user-friendly bir yazılım olması en büyük pay sahibi oldu. Hizmet sunumunu ve desteği, hızlı ve verimli bir şekilde yerine getirmek için tutarlı bir otomatik süreç kümesini kullanan, tek noktadan kontrole sahip bir IT hizmet masası yazılımı olan HPE Service Manager sayesinde kullan Hizmet Masası Servis Masası konularını tek bir araçta ele alabilme imkanına kavuştular. Artık basit sorular ile sorunların önem

derecesini belirleyebiliyoruz. Artık yüksek öneme sahip konulara daha fazla zaman ayırıyoruz. Artık, IT yönetimi performansımızı çok rahat bir şekilde ölçümleyebiliyoruz. IT süreçlerindeki sorunların kaynaklarını nokta atışı ile tespit ediyor, gerekli aksiyonları zamanında alarak proaktif bir yaklaşım sergiliyoruz. Yatırımımızın; IT süreçlerinde yaşanan problemlerdeki azalışlar, çağrı ve destek telefonlarının azalması, IT personelinin daha katma değerli işlere yönelmesi sonucunda; IT operasyon maliyetlerinin düşmesiyle şimdiden geri dönüşünü görmeye başladık. Kısacası, artık kullanıcılarımızın IT sorunlarına bağlı olarak kurumsal iş süreçlerimizin aksaması probleminin önemli ölçüde azaldığını ve bu azalma trendinin devam ettiğini, bu yatırımın şirket hedeflerimize ulaşmamıza ve rekabette ayakta kalmamıza stratejik seviyede hayati katkı sağlayacağına inanıyorum. Sonraki yıllarda bu yatırıma eklemeler yapmak, BASİSTEK ile yeni iş birliklerine imza atmak gündeminizde mi? Çağın gerektirdiği inovasyon ortamını sürdürerek teknolojiyi iş süreçlerimize dahil etmek için, bütçemize uygun olarak yıllara sari bir program dahilinde yatırım planlarımız bulunmaktadır. Yeniliklere açık bir firma olarak, tüm IT ihtiyaçlarımız için BASİSTEK’in bir telefon uzağımızda olduğunu bilmenin verdiği güven duygusu ile yeni ihtiyaçlarımızda da BASİSTEK ile birlikte çalışmaktan memnuniyet duyacağız.

advertorial

Türkiye’nin en hızlı büyüyen finans kuruluşları arasında yer alan Aktif Bank, büyümeyle birlikte IT hizmetlerinin yönetiminde sıkıntılar yaşamaya başladı. Bu sıkıntıları aşmak için çözüm arayışına giren ve farklı çözümleri inceleyen Aktif Bank, HPE’nin ITSM ürününde karar kıldı. BASİSTEK ile birlikte projeyi hayata geçiren Aktif Bank böylece, ITSM ile servis yönetimi, olay yönetimi ve diğer tüm ITIL süreçlerini hızlı, etkin ve verimli bir şekilde yönetebileceği bir çözüme kavuşmuş oldu. Aktif Bank Servis ve Süreç Yönetimi Müdürü Hüseyin Yıldız, proje ile ilgili sorularımızı yanıtladı:


8

BThaber

E-TOPLUM

11 - 17 Eylül 2017

TÜBİTAK Marmara Teknokent’te çalışmalar yoğun

TÜBİTAK Marmara Teknokent’ten H-TUP Robot Teknolojileri, 3E Endüstriyel, Ortem, Pak ArGe, Gesistek, Mikrodev, Hayriya, Letta Teknoloji, Sanlab, 32 Bit, ISR, İn2, Rut Yazılım, Cutesafe, Tronasoft, Argenova, Ardıç, 5M Bilişim, Delphisonic, Genbil, Protek Sağlık firmalarının temsilcileri ile TÜBİTAK BİLGEM üst düzey yetkilileri karşılıklı işbirliklerini görüşmek amacıyla TÜBİTAK Marmara Teknokent’te bir araya geldi. Toplantıda bilişim, bilgi güvenliği ve ileri elektronik alanlarında güç birliği yapılabilecek konular ele alındı. TÜBİTAK Marmara Teknokent İş Geliştirme ve Proje İzleme Birim Sorumlusu Deniz Yayla, TTO Birim Sorumlusu Hülya Kerimoğlu, TÜBİTAK BİLGEM İş Geliştirme Başkan Yardımcısı Orhan Muratoğlu, Teknoloji Transferi ve Sanayileşme Başkan Yardımcısı

Dr. Suat Genç ve İş Geliştirme Birim Yöneticisi Alper Ay’ın katıldığı toplantılarda firmalar sunumlarını gerçekleştirirken, firmaların iletişime geçebileceği potansiyel yatırımcılar da önerildi ve bu yatırımcılarla görüşme tavsiyesinde bulunuldu. TÜBİTAK BİLGEM ve alt departmanları ile olası işbirlikleri üzerinde görüşmeler de organize edildi. Bu arada, ‘Alibaba.com: İhracatta E-Dönüşüm’ toplantılarının altıncısı Gebze’de. TÜBİTAK Marmara Teknokent ve Gebze Ticaret Odası ev sahipliğinde gerçekleştirildi. Alibaba.com ve Türkiye iş ortağı E-Glober, geleneksel ihracattan e-ihracata dönüşüm hakkında bilgilendirmek ve dijital dönüşüme destek olmak amacıyla Gebze’deki KOBİ’lerle bir araya geldi. Öte yandan, bu yıl 86.nci kez yıl 19-26 Ağustos tarihinde

düzenlenen, ‘İnovayon ve Enerji’ temalı İzmir Enternasyonal Fuarı’nın onur konuğu Muğla ili, partner ülke de Rusya Federasyonu oldu. 18 Ağustos’ta fuara paralel olarak düzenlenen İzmir İş Günleri Toplantıları’na TÜBİTAK Marmara Teknokent olarak katılarak, Rusya Federasyonu’ndan çeşitli kurum ve kuruluşlarla görüşmeler gerçekleştirildi, fuarda ikili görüşmeler platformunda temaslarda bulunuldu. Burada ağırlıklı olarak Tataristan ile görüşmeler gerçekleştirilirken, INNOPOLIS ve CHELNY Özel Ekonomi Bölge temsilcileri TÜBİTAK Marmara Teknokent’i ülkelerine davet ederek, bünyelerindeki firmalarla teknokent firmaları arasında ortak işbirlikleri yapılabileceğini ifade ettiler. Tataristan Makine Mühendisleri Kümelenmesi ve Kama Yenilik ve Sanayi Kümelenmesi yetkileriyle yapılan toplantıda, teknokent firmalarının ücretsiz olarak oluşturdukları portal sistemi üzerinden firma ürünlerini ve yatırıma açık projeleri takip edebileceklerini ileterek, ileriye dönük olarak iyi niyet protokolü imzalamak arzusunda olduklarını belirtirken, teknokent ve teknokent firmalarını ülkelerine davet ettiler.

Girişimcilik eğitimleri herkes için var Ankara Kalkınma Ajansı tarafından organize edilen Sosyal Sorumluluk Platformu kapsamındaki projelerden Türkmen Göçmen Mülteci ve Sığınmacılarla Dayanışma Derneği’nin (TÜGÖDER) “Dilenmiyorum, Kazanıyorum, Kazandırıyorum Projesi” projesinin işbirliği protokolü 23 Ağustos’ta Ankara Kalkınma Ajansı’nda imzalandı. Cansuyu Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği ile Türkmen Göçmen Mülteci ve Sığınmacılarla Dayanışma Derneği arasında imzalanan protokol ile Türkiye’deki yetim, dul ve savaş mağduru göçmenlerin girişimcilik eğitimine katılımlarının sağlanması ve meslek sahibi olmaları hedefleniyor. Protokol, Ankara Kalkınma Ajansı Genel Sekreteri Arif Şayık, Cansuyu Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği Başkanı Mustafa Köylü ve

Türkmen Göçmen Mülteci ve Sığınmacılarla Dayanışma Derneği Başkanı Mehmet Tevfik Bingöl tarafından imzalandı. Mustafa Köylü, konuşmasında çok önemli bir proje için işbirliği yapıldığını belirtirken, başarılı bir uygulama süreci umudunu dile getirdi. TÜGÖDER Dernek Başkanı Mehmet Tevfik Bingöl ve Başkan Yardımcısı Vahiba Çaker de proje ile yetim, dul ve savaş mağduru göçmenlerin eğitim fırsatlarına ulaşmalarına ve meslek edinmelerine katkıda bulunmayı amaçladıklarını vurguladı. Ankara Kalkınma Ajansı Genel Sekreteri Arif

Şayık da sosyal sorumluluk platformunun kurulma amacını; Ankara ekosisteminde sosyal sermayenin güçlendirilmesi ve farkındalığın arttırılması olarak tanımladı. İşbirliği protokolü ile Sosyal Sorumluluk Platformu’nda yer alan 28 projeden dokuzuncusuna destek sağlanmış oldu. Yeni dönem proje başvuru sürecine başlayan ve www. sosyalsorumluluk.org.tr sitesindeki platform, diğer projeler için işbirliği, sponsor ve gönüllü arayışlarına da devam ediyor.


CaraSwitch CS4030-T56

$4.795

$1.105

www.carasystems.com

48 Port 1 Gigabit UTP 8 Port 10 Gigabit SFP+ 256 Gbps Backplane | 192 Mpps Forwarding Virtual Stacking HotSwap Yedekli Güç Kaynağı CLI Tam Yönetilir | Web Management OSFP BGP Full Routing Desteği

high performance | best value

veri merkezi | ağ | trafik yönetimi | bilgi güvenliği | performans yönetimi | görselleştirme ISB Bilişim Teknolojileri A.Ş.

İçerenköy Mah. Çayır Cad. No 3 Özce Center Kat 8 PK 34752 Ataşehir tel +90 (216) 428 47 47 fax +90 (216) 428 47 48 web www.isb.com.tr e-mail info@isb.com.tr


10

BThaber

BİLİŞİM DÜNYASI

11 - 17 Eylül 2017

Üretim süreçleri senkronizasyonunda hedef dünya pazarları… Üretim yapan şirketleri daha verimli hale getirmek ve rekabet yetkinliklerini Ayhan Sevgi artırmak amacıyla tedarik zinciri yönetimi ve planlamaya yönelik özel çözümler geliştiren ICRON Teknoloji Bilişim, Türkiye’den çıkmış ve doğrudan dünya pazarlarını hedefleyen bir şirket. Dört Türk tarafından kurulan ICRON’un merkezi Amsterdam’da bulunurken, İstanbul ve Singapur’da da ofisleri yer alıyor. İleri planlama ve optimizasyon çözümleri sunan ICRON’un uzmanlık alanları ise satış ve operasyon planlama (S&OP), kapasite planlama, detay çizelgeleme, işgücü planlama, bakım, onarım ve revizyon planlaması (MRO) şeklinde sıralanıyor. Bu alanlarda dünya genelinde bir boşluğun olduğunu ve bu boşluğu doldurmak üzere faaliyet gösterdiklerini belirten ICRON Teknoloji Bilişim Yönetim Kurulu Başkanı Ali Tamer Ünal, “Kurumların tedarik zincirlerinde tam kontrol sağlamaları için ilk etapta tüm sürecin görünürlüğünü sağlayan ICRON çözümleri, devamında da zincirin optimize edilmesiyle verimlilik ve kârlılığı artıran önemli bir faktör olarak

Tedarik zinciri yönetimi ve üretim planlama alanında özel çözümler geliştiren ICRON, üretim süreçlerine esneklik kazandırıyor. öne çıkıyor. Operasyon süreçlerine hızlı refleks ve çeviklik kazandırarak, keşfedilmemiş kazanım potansiyelleri yaratıyor” bilgisini verdi. Şirketlerde kullanılan üretim yönetim sistemleri, kurumsal kaynak planlama yazılımları ve diğer bilgi yönetim sistemlerinin daha verimli kullanılmasına olanak sağladıklarını, böylece mevcut yatırımların değerinin de artırıldığını vurgulayan Ali Tamer Ünal, şu bilgileri verdi: “ICRON platformu, sunduğu tedarik zinciri yönetimi çözümleriyle şirketlerin karar süreçlerini verimli ve hatasız bir şekilde yönetmelerini sağlıyor. Esnek senaryo altyapısı sayesinde şirketlerin talep, tedarik ve üretim dinamiklerindeki belirsizliklere

ICRON Yönetim Kurulu Başkanı Ali Tamer Ünal karşı hazırlıklı olmalarına imkan veriyor. Satın almadan üretime, satıştan işgücü yönetimine kadar birçok noktada, şirketlerin hızlı, doğru ve esnek kararlar alma becerilerini geliştiriyor. Dağıtık mimarisi, bellek içi altyapısı ve zengin entegrasyon yetenekleriyle kurumun tüm sistemleriyle bütünleşik çalışabilen çözümler, her ölçekten ve sektörden şirketlere ileri planlama,

Zor kararları pratİk bİçİmde ve doğru verebİlmenİn yolu Bu sistemleri sadece ‘karar destek sistemi’ olarak nitelendirmenin doğru olmayacağına işaret eden Ali Tamer Ünal, “Karar destek sistemleri, genellikle ‘Ben size raporlar vereyim, siz onun üstünden karar verin” demek. Bizim sistemlerimiz ise yöneticilere ne yapmaları gerektiği konusunda öneriler üretiyor. Hatta süreçleri tamamen oturmuş sistemlerde karar vericiye de gerek olmadan yeni planlar doğrudan hayata geçirilebiliyor. ICRON, zor kararları pratik biçimde ve doğru vermenin ortamı olarak öne çıkıyor. Özellikle Endüstri 4.0 ile birlikte ilginç bir durum da ortaya çıktı. Endüstri

4.0, hem şirketlere hem de devletlere üretimin önemli bir konu olduğunu gündeme getirdi. Üretimde sağlanacak verimliliğin bir değerinin olduğunu ortaya çıkardı. Burada en önemli konulardan bir tanesi de karar verme süreçleri. Ne kadar otomatize edilirseniz, karar verme süreçlerinin esnekliği ve hızına da daha fazla ihtiyaç duyarsınız. Bu durum da bizim ne kadar doğru bir yolda olduğumuzun önemli bir göstergesi” dedi. Müşteri yelpazesinden de anlaşılabileceği gibi üretim planlama alanında çok ciddi bir tecrübelerinin oluştuğunu söyleyen Ünal, sözlerini şöyle sürdürdü: “25 yıl içinde oluşan bu

tecrübelerimiz ışığında biz son dönemlerde bu yapıyı nasıl standardize edebiliriz diye çalışmalar yürütmeye başladık. Daha az modelleme yaparak, erişilebilir hale getiririz yönünde Ar-Ge faaliyetleri yürütüyoruz. Tabii bu arada, şu ana kadar oluşturduğumuz modelleme esnekliğini de yok etmeden bu çalışmaları hayata geçireceğiz. Bu yönde organizasyonumuzu yeniledik, iş ortaklığı yapımızı yeniden şekillendirdik. Böylece bizim dışımızdaki danışmanlık firmaları da ICRON üzerinde geliştirmeler yapabilecekler. Bu yapı Türkiye’de de oluşmaya başladı.”

çizelgeleme ve optimizasyon çözümleri sunan bir yazılım platform oluşturuyor. Dünyada ve Türkiye’de 70’ten fazla küresel üretim şirketinde kullanılan ICRON platformu, kanıtlanmış teknolojisi ile şirketlere ve sektörlere özgü ihtiyaçları karşılayacak şekilde optimizasyon yapıyor, tedarik zinciri performansını işletme hedeflerinin üzerinde artırıyor ve tedarik zinciri operasyonlarını uçtan uca

sürekli geliştiriyor.” ICRON’un ERP sistemlerine rakip olmadığını da hatırlatan Ali Tamer Ünal, bu konuyu şöyle açıkladı: “ERP yazılımları temelde şirketin içinde oluşan bilgileri toplamak, raporlama ve planlama yapabilmek için kullanılıyor. Bu ortamda şirketlerin sonsuz tedarik ve üretim kapasitesi yoksa, yani kaynakları sınırlı ise bu projeksiyon doğru çalışmıyor. İşte bu noktada biz devreye giriyoruz. Üretim aşamasında yüzlerce tedarikçiden yüzlerle ürün temin ediliyor ve üretim öyle gerçekleşiyor. Tüm bu süreçlerin senkronizasyonunu yapacak, örneğin herhangi bir tedarikçiden beklenen ürünün gecikmesi halinde yeni üretim planlarının en hızlı şekilde hayata geçirilmesini sağlayacak bir sisteme ihtiyaç duyuluyor. ERP sistemleri ile bütünleşik olarak ICRON’un ortaya koyduğu platform işte bu noktada üretim şirketlerinin önemli bir ihtiyacını karşılıyor. Tabii bir şirketin ihtiyaçlarına yönelik geliştirilmiş bir yazılım, farklı bir alanda üretim yapan başka bir şirketin ihtiyacını da tam olarak karşılayamayabiliyor. Dolayısıyla, her müşteriniz için farklı bir mantık çerçevesinde farklı bir yöntemi geliştirebilmeniz lazım.”


BThaber 11 - 17 Eylül 2017

Bulut ve Kanal

DOSYA:

www.bthaber.com.tr

Ayhan Sevgi

Bulut; kanalı değil, dönüşüme ayak uyduramayan kanal firmalarını yutacak! Bir PC’nin 3 - 4 bin dolarlara satıldığı 1990’lı yıllarda kanaldaki bir şirket yetkilisine, “Yakın zamanda Türkiye’de bilgisayar satışı milyon adedi geçecek” deseydik, şirket yetkilisi avuçlarını ovuşturur, daha da zengin olacağı o günlerin hayalini kurardı. O günler, 2000’li yıllarda geldi fakat kanaldaki pek çok şirket bu değişime ayak uyduramadı. Pek çok şirket tarih sayfasında yerini alırken, kendini yeni döneme hazırlayanlar ise daha da büyüyerek varlıklarını devam ettirdiler. Bu dönüşüm süreci gibi kanal yeni bir dönüşüm sürecine daha giriyor hatta girdi bile. Bu sürecin lokomotifi ise bulut bilişim. Bulut bilişim ile esnek, ölçeklenebilir ve ihtiyaçlara

göre şekil verilebilecek bir yapı hayat buluyor. Her ölçekte her sektörde şirketin bir şekilde yöneldiği bulut yapısı, yılların kanal yapısındaki belki en büyük değişimin de itici gücü oluyor. Her şirketin bulutu benimsemesinin gerekliliği kadar, kanal yapısının da değişimi gözardı etmemesi gerekiyor. Diğer yandan bazı uluslararası yazılım üreticileri, kanalı es geçip bulut üzerinden doğrudan hizmet vermek gibi yaklaşımlar içerisine girdiler fakat zaman gösterdi ki kanal olmadan özellikle kurumsal pazarda başarılı olmak oldukça zor. Kısacası bu dönüşüm sürecinde kanal yine olacak ve yeni döneme ayak uyduranlar ayakta kalacak.


12

www.bilisimzirvesi.com.tr

DOSYA

BThaber

Bulut ve Kanal

11 - 17 Eylül 2017

BULUT TSUNAMİSİNİ DURDURMAYA ÇALIŞMAYIN, KAZANCA ÇEVİRİN 7 - 8 Kasım 2017 | İstanbul Kongre Merkezİ

Dijital Finans Platfomu D-müşteri, tüm finansal hizmetleri dijital kanallardan hızlı, kolay, her an ve her yerden alabilmeli.

Bilişim Zirvesiʼ17 alt tema konularından biri olan “Dijital Finans Platformu” tema başlığında; finansal işlemlerin ve bankacılığın dijitalleşme ile birlikte yıkıcı ve yenilikçi bir şekilde yeniden nasıl hayat bulabileceğini tartışacağız. Platformun temel konu başlıkları:

• Dijital Para Dünyası, Kripto Para Sistemleri • Bankasız Bankacılık: Blockchain Devrimi • Mobil, Finans ve Ödeme Sistemleri • Fintechler Dijital Finansı Yeniden Şekillendiriyor

Kurumsal kullanıcılar için kolaylık ve esneklik

Platin Sponsor

Bulut servisleri ev tipinden kurumsal kullanıma kadar geniş bir yelpazeye sahip. Kurumsal kullanım için sunulan çözümler gün geçtikçe artıyor. “Bu da kurumların iş yükünün daha büyük bir bölümünü buluta kaydırması için gerekli güveni veriyor” diyen Fatih Erünsal’a göre, bu sayede kurumsal kullanıcılar altyapı amaçlı büyük yatırımlar yapmak yerine, günün ihtiyaçlarına cevap veren esnek bulut hizmeti seçenekleriyle daha efektif çözümlere yönelebiliyorlar. Fatih Erünsal, bu başlıkta kendi kurumsal stratejilerini ise şöyle anlatıyor:

Gümüş Sponsor

Erken Kayıt Fırsatları için

Ana tema, özel projeler ve diğer tüm alt tema konularını detayları ile incelemek için www.bilisimzirvesi.com.tr www.bilisimzirvesi.com.tr

ictsummitnow

sistemlerden otomatik olarak buluta yönlendirerek hızlı ve zahmetsiz bir şekilde yönetebiliyorlar. Son zamanlarda artan bulut yedekleme ve iş sürekliliği gibi hizmetler de son kullanıcılara daha esnek çözümler sunuyor. Penta Satış Pazarlama Direktörü Fatih Erünsal, bulut yapısındaki bu gelişimin kanala etkilerini ise şöyle anlatıyor: “Bulut hizmetlerinin yaygınlaşması, son kullanıcıya direkt temas edebilmesi sebebiyle kanalda bir dirençle karşı karşıya kalıyor. İş ortaklarının gelen bulut tsunamisini durdurmaya çalışmak yerine, bunu kazanca çevirecek aksiyonlar almaları gerekiyor. Kanalın, bulut hizmetlerini uygulamak ve son kullanıcıya ulaşmak Penta Satış Pazarlama Direktörü anlamında kendini oyunun Fatih Erünsal bir parçası haline getirmesi bu bağlamda kaçınılmaz. Bulut platformlarında yer alan servis içerikleri Aslında bu gelişim ve değişim, her geçen gün zenginleşiyor. Daha önce kanaldaki iş ortaklarına satış ve hizmetlerin sadece IaaS benzeri çözümler sunulurken, devreye alınması süreçlerini de kapsayan günümüzde PaaS ve SaaS seçenekleri de yeni gelir olanakları sunuyor. Türkiye artmış durumda. Bu sayede son kullanıcılar, pazarında KOBİ segmentindeki BT karar IaaS çözümlerindeki gibi kullanılan servisin verme süreçlerinde kanal iş ortakları çok her bileşeniyle teknik anlamda ayrı ayrı etkin rol oynamakta. Bu nedenle ihtiyaca uğraşmak yerine, gerçekten faydayı uygun bulut servisi seçiminde ağırlıklı pay sağlayacak iş uygulamasına odaklanma kanal iş ortaklarına düşüyor. Biz dağıtıcılar imkanı buluyorlar. Hibrit bulut seçenekleriyle da iş ortaklarımızı en doğru şekilde de son kullanıcılar, isterlerse değişken yönlendirerek, gereken iş gücü yatırımını iş yüklerini kendi lokasyonlarındaki yapmaları konusunda onları destekliyoruz.”

ictsummitnow

“Biz öncelikle yerli olmak üzere bulut tabanlı servislerin kanalda yaygınlaşması için çaba sarf ediyoruz. Buna paralel olarak Penta Abonelik Yönetimi (PAY) sistemini 2016 yılında hayata geçirdik. PAY sayesinde iş ortaklarımız son kullanıcıya sundukları bulut hizmetleri, lisans aboneliği ve bakım servislerinin takibini yaparken, siparişlerini de verebiliyor. PAY, sahip olduğu üretici sistem entegrasyonlarıyla iş ortaklarından aldığı siparişleri çevrimiçi olarak üretici sistemlerine iletebilmekte ve hizmetin otomatik olarak başlamasını sağlayabilmekte.”


BThaber

Bulut ve Kanal

11 - 17 Eylül 2017

DOSYA

13

Farklı satış modellerine uyum sağlayanlar ayakta kalacak

Hem Türkiye’de hem de bulut bilişime olan ilgi hızla artıyor. Özellikle dijital dönüşüm zorunluluğu işletmelerin bulutun avantajlarını kullanmaya teşvik ediyor. 2017 yılında yıllık yüzde 78’lik büyüme ile özellikle hibrit bulut pazarının 155 milyar dolara çıkması bekleniyor. Tüm bulut modelleri içerisinde hibrit bulut, yüzde 32 ile en fazla tercih model olarak öne çıkıyor. Bulut bilişimin esnekliğinden ve gücünden yararlanan şirketler, müşteri hizmetlerinde bir dönüşüm yaratan yeni dijital iş modelleri sunuyor. Ayrıca tüm endüstriyi ve hatta kültürü yeniden şekillendiren ve yeni nesil ekonomik modelleri bulunan tamamen yeni işletmeler öne çıkmaya başladı. Tabii bu ortam karşısında kanal da evrim geçiriyor. Esneklik

ve ölçeklenebilirlik için müşteri gerekliliklerini daha iyi karşılamak adına BT kanalının kendisi de gittikçe daha esnek ve ölçeklenebilir hale geliyor. “Bugünkü kanalın yalnızca iki veya üç yıl öncesi ile çok az ve hatta belki de hiç benzerliği kalmadı” diyen Dell EMC Türkiye Ülke Müdürü Sinan Dumlu, “Satıcıların, yönetilen hizmet sağlayıcılarının ve dışkaynak sağlayıcılarının sahip olduğu yetkinliklerin birleştirilmesiyle birlikte, birkaç yıl içinde bu farkların anlamı da çok az olacak. Aksine sadece ‘ortaklara”’sahip olacağız, yani segmentasyon yerini gerektiği şekilde farklı satış hareketleri sunmak üzere esneyebilen ortaklara bırakacak” dedi. Yeni bir güçlü kurumsal BT çağına ilerlemeye devam ettikçe, önümüzdeki

Satıcılar ile hizmetler arasında bağlantı kurulmalı Son zamanlarda değişim kanalda, bulut devrimi nedeniyle çokça hissediliyor. Bugün, dağıtıcıların bulut hizmetlerini birleştirmesi ve donanıma ağırlıklı bir iş yürütürken satıcılar ile bu hizmetler arasında bağlantı kurması gerekiyor. Önümüzdeki birkaç yıl içinde varlığını sürdürmek ve başarılı olmak isteyenler için çok önemli bir değişik olarak göze çarpıyor. Çeşitli sağlayıcıların bulut hizmetlerini birleştirmek ve bu hizmetleri satıcılara sunmak da müşterilerine altyapı ihtiyaçlarına yönelik tüm çözümleri sunmaya çalışan satıcılar için paha biçilemez olacak. 2018 yılında, daha fazla dağıtıcının, özel bulut hizmetlerini birleştirip ilişkilendirmesini ve sağlayıcıların rolünü üstlenmesini bekleniyor. Bu da dağıtıcılar, müşterilerine etkili hibrit bulut ortamları sağlamaya odaklanırken,

BT sağlayıcılarının ürün inovasyonuna odaklanmasına olanak tanıyacak. Aynı zamanda yeni kanal oyuncuları özel yazılım ve orta ölçekli uygulamalara hizmet vermek için fırsatlardan yararlanmaya çalıştıkça, yeni oluşan hiper birleştirilmiş altyapı segmentinin büyüyeceği öngörülüyor. Hiper birleştirilmiş pazar, tamamen kanala odaklanarak temel olarak orta ölçekli işletmeleri hedefliyor ve satıcılar için önemli bir yeni gelir kaynağı vadediyor. Yazılım tanımlı altyapılar, kanal için güçlü bir satış kaynağı olmaya devam edecek. Artık, kurumsal BT’nin geleceğinin, altyapının tümüyle sanallaştırılmasına bağlı olduğu açıkça görülüyor. Bu nedenle, önümüzdeki yıllarda başarılı olmak isteyen tüm kanal oyuncuları, satış kataloglarında yazılım tanımlı teklifler bulunduracak.

yıllarda da bu değişimin hızının daha da artacağını düşünen Sinan Dumlu’ya göre bu da aşağıdaki şekillerde ortaya çıkacak: • Kanal işbirliği içinde rekabet, daha yaygın hale gelecek • Yetenek savaşı olacak • Flash, yazılım tanımlı ve hiper birleştirilmiş altyapılarda yüksek büyüme göreceğiz • Dağıtıcılar, evrim geçirmeye devam edecek. Sonuç olarak, nesnelerin internetinin de bir getirisi olarak, tüm işletmeler bir nevi büyük veri işletmesi olacak. İlerleyen yılarda da, kanal şirketleri, işletmelerin bu yeni veri odaklı dünyaya geçişine yardımcı olmaları konusunda daha faza öne çıkacak.

Dell EMC olarak yeni yılda bu yönde kanal programı ve yaklaşımlarını da yenilediklerini kaydeden Sinan Dumlu, açıklamalarını şöyle sürdürdü: “Yeni kanal programımız, bu dijital çağda ortaklarımızın eriştikleri kitleyi genişletmek ve müşteri taleplerini karşılamak üzere Dell EMC'nin artan gücünden faydalanmasına yardımcı oluyor. En uçtan merkeze ve buluta kadar uzanan geniş, yenilikçi ve endüstri lideri çözümler portföyümüz ile tüm kanal ekosistemimizin yeni fırsatları yakalamasını sağlamayı ve ortaklarımızın dijital dönüşüm ile gelen güncel teknoloji evriminde müşterilere yardımcı olabilecek bir konumda olduğundan emin olmayı amaçlıyoruz. Dell EMC, ortakların beklediği bilinirlik ve kârlılığın yanı sıra yeni araçlar ve fırsatlar sağlamak için eski Dell ve EMC programlarının en iyi özelliklerini içinde barındıran, yeni Ortaklık Programı'nı detaylandırdı. Kolay,

Dell EMC Türkiye Ülke Müdürü Sinan Dumlu. Öngörülebilir ve Kârlı başlıklarıyla ifade edilen üç temel ilkeye dayanan yeni entegre program, bugün ve gelecekte, iş ortaklarının ihtiyaçlarını karşılayan olağanüstü bir yenilik getiriyor. Dell EMC'nin kanala olan bağlılığını yeniden ortaya koyacak şekilde tasarlanmış yeni program, üç kademe içeriyor: Altın, Platin ve Titanyum. Titanyum kademesi içinde ayrıca Dell EMC ile olağanüstü bir uyum içinde çalışan ortaklar ile ilişkiyi güçlendirmek üzere özel olarak yaratılmış Siyah Titanyum statüsü yer alıyor. Ek bir kolaylık olarak program, ortakların yatırımlarını ve işlerini önlerindeki 12 aylık sürede geçerli kuralları bilerek planlayabilmeleri için yıllık takvim bazında işleyecek. Program, aynı zamanda otomatik bir geri ödeme süreci sunacak şekilde tasarlandı. Böylece ortaklar, her hafta ne kazanç elde ettiklerini bilecek.

DÖNÜŞÜMDE BAŞARILI OLACAKLARIN ORANI YÜKSEK OLMAYABİLİR Bulut çözümleri, teknoloji ve iş modelinin birlikte sağladığı imkanlarla birçok alanda köklü değişime sebep oluyor. Küçük işletmeler daha önce maliyet ve idame ettirme zorluğu gibi nedeniyle erişemediği birçok teknolojiye artık kolayca erişebiliyor. Büyük işletmeler de donanım yatırımı yapmak yerine bulut çözümlere yöneliyor. “Bulut çözümler önümüzdeki dönemde her ölçekte kurum tarafından ilk tercih olarak akla gelecek” beklentisini dile getiren Logo Siber Güvenlik Genel Müdürü Murat Apohan, bu eksende kanalın dönüşümünü şöyle anlatıyor:

“Yatırımların yönelimine baktığımızda, bulut odaklı firmaların büyüme şansının çok daha fazla olduğunu görüyoruz. Donanım ve yazılım satışlarının yerini, artan oranda bulut çözüm satışları almaya başlıyor. Buna paralel şekilde, tüm kanal oyuncuları ilk satıştan elde ettikleri gelir yerine, uzun vadeye yayılan gelirden pay almak zorunda kalacaklar. Sürekli geliri garantiye almak için müşteri memnuniyetini daha üst seviyede sağlamaları gerekecek. Bulut öncesi dönemden gelen kanal oyuncuları, bulut dönemine uyum sağlamak zorundalar, fakat bunu

başaracak olanların oranı yüksek olmayabilir.” Murat Apohan’ın belirttiği gibi, teknik becerisi yüksek olmayan çalışanların bile bulut çözümleri kredi kartıyla satın alıp kullandığı bir döneme giriyoruz. Bulut çözümler kendi aralarında entegrasyon sağlıyorlar. Murat Apohan, sistemin sürekliliğinin çözüm sağlayıcı tarafından garanti edildiğini de hatırlatıyor ve ekliyor: “Bu avantajlar sayesinde kurumların kendi bünyelerindeki BT ve teknik destek ekiplerinin de küçülmesi gibi bir etkisi olacaktır.”

Logo Siber Güvenlik Genel Müdürü Murat Apohan


14

DOSYA

Bulut ve Kanal

BThaber 11 - 17 Eylül 2017

Kanalın dönüşümü müşterilere özgürlük sağlayacak Artan maliyetlere rağmen şirketler bugüne kadar hep kendi BT altyapılarını satın alım yoluyla geliştirmeye ve yönetmeye odaklandılar. Bir alternatif olarak öne çıkan Hizmet-olarak-Yazılım (SaaS), şirketlere avantajlı alternatif sunuyor. Kendi veri merkezlerini inşa etmek yerine bu hizmeti satın almaları, özel ve genel bulut kaynaklarını yaygınlaştırıyor. Bulut bilişimdeki yeniliklerin kanal yapısında çeşitli etkileri oldu ve NetApp Ankara Bölge Müdürü Burak Koç’un tabiriyle zamanla kanaldan beklentiler farklılaştı. Burak Koç, bu yorumunu şöyle detaylandırıyor: “Bugüne kadar ülkemizde kanal, KOBİ’lere ve kurum altı müşteri bölümüne, yani yüksek ticari sektöre hitap ediyordu. Geri kalanlar ise kanala gerek kalmadan üretici ile iletişim kuruyordu. Kanal, önceleri müşterilerinin e-posta sunucularını, web sunucularını kuruyor, onların ortamında veri merkezleri inşa ediyor, güvenlik duvarlarını kuruyordu. Artık müşteriler bunu tamamen dışarından hizmet olarak almaya başlayınca, kanalın böyle bir rolü kalmamaya başladı. Bu değişim Bulut Brokerlık’ı gündeme getirdi. Kurumların kendi mevcut altyapılarını ve ihtiyaçlarını çok iyi analiz etmeleri önemli. Kurumlara hangi nitelikte bir sunucu alırlarsa iç ve dış müşterilerine nasıl servisler sunabilecekleri konusunda bilgi vermek yerine, tek bir bulut sağlayıcısına bağlı kalmadan, değiştirme özgürlüklerinin olduğunu göstermeliler. Kurumların hizmet alırken esnek ve özgür olabilmeleri önemli.” Kanalın değişimi en başta müşterilere hareket alanı ve özgürlük veriyor, ancak değişimin kendisi de kanalın BT sektöründeki belirleyici rolünü gösteriyor. Yani, Burak Koç’un da belirttiği gibi, müşterilere sunulan seçeneklerin ve özgürlüğün artışı, kanalın kendisi için de gelişime açık bir alan oluşturuyor. “Yeni çözümler, iş ortaklıkları en doğru hizmeti sunmak isteyen kanalların kurumsal bilişim yetkinliklerini en günceli takip etme zorunluluğunu doğurarak artırıyor” yorumunu yapan Burak Koç, şöyle devam ediyor: “Önceleri küçük monopoller olarak hareket eden kanallar, artık sadece müşterilerin

NetApp Ankara Bölge Müdürü Burak Koç isteklerini değil ulaşabileceği seçenekleri de hesaba katmak zorunda. Reel sektördeki rekabeti artırıp kaliteyi artıracak bu değişim sayesinde iki tarafın da bilgiye daha ulaşılabilecek bir ortam oluştu. Bu anlamda BT altyapıları konusunda danışmanlık desteğine ihtiyaç duyan şirketler doğru tercihler ile BT altyapılarını maliyet avantajı ve esneklik açısından iyileştirebilir ve geliştirebilir. Giderek fazla gördüğümüz bulut brokerlar da müşterilerine hangi buluttan hangi hizmeti alabilecekleri, nasıl bir maliyet avantajı elde edecekleri konusunda yol gösterirken, kanalın değişiminin de altını çiziyor. Birbirinin değişimine ve dönüşümüne sebep olan kanal ve müşteri ilişkisi artan esneklik, düşen maliyetler, daha bilgili kanallar, doğru tespitler gibi faydalı sonuçlar doğurdu. İlerleyen vakitlerde de teknolojiye sırtını yaslayacak olan bu ilişki, birbirini daha iyi tanıyarak gelişecek. Biz de müşterilerimizin sorunlarını çözmek için veriye odaklanarak NetApp Data Fabric gibi yeni yaklaşımları hayata geçiriyoruz. Bu anlamda öncülük ettiğimiz hibrit bulut veri servislerinin geleceği şekillendireceğini düşünüyorum.”

Bulut danışmanınız kanal olacak Günümüzde bulut hizmet sağlayıcıları müşterilerinin verilerini kendi sunucularında barındırıyorlar ve 1 sene sonra veri terabaytlar ölçülmeye başlayınca bütün veri bulut sağlayıcısının elinde olduğu için müşterinin değiştirme özgürlüğü kalmıyor. Müşteri sürpriz fiyatlarla karşılaşabiliyor ve daha iyi hizmet alabileceği yerlerden hizmet alma şansı kalmıyor, kendini yalnızca bir bulut sağlayıcısına bağlamış oluyor. “Verinin kesintisiz bir şekilde bulut sağlayıcılar arasında geçişini sağlayan teknolojileri kanalın özümsemesi ve müşterilerine anlatması ve verdiği danışmanlığı bu konuda yapması gerek” yorumunu yapan Burak Koç, kurumsal stratejilerini şöyle tanımlıyor: “Data Fabric vizyonumuz ile hızlı ve güvenilir hibrit sistemleri inşa etmek için en doğru

mimarileri kullanıyoruz. Sahip olduğumuz bu vizyon ve geliştirdiğimiz çözümler ile kurumlara ihtiyaçları değiştiğinde, bu ihtiyaçlarına uygun bulut sistemlerine kolaylıkla geçiş yapabilecekleri esneklik sunuyoruz. Microsoft Azure’un hibrit veri servisleri alanında stratejik iş ortağı olan NetApp’ın veri çözümleri, dünya genelindeki kurumsal müşteriler tarafından her gün kullanılıyor. Birlikte çalışarak, NetApp ve Microsoft Azure’u tercih eden müşterilere diledikleri uygulamaları geliştirmeleri ve kurmaları için daha fazla özgürlük getirecek yeni çözümler yaratıyoruz. Data Fabric çözümüne ek olarak, NetApp SnapMirror teknolojisi kullanılarak NetApp ONTAP müşterileri için basitleştirilmiş uçtan uça bulut yedekleme sunuluyor.”


BThaber

Bulut ve Kanal

11 - 17 Eylül 2017

DOSYA

15

BULUTSUZ ALTYAPI KALMAYACAK! Aynı zamanda dünya çapında IaaS ve PaaS harcamaları 55 milyar dolara ulaşarak, toplam sunucu gelirlerini geride bırakacak. Bu da işletmelerin doğrudan BT yatırımlarını kendilerinin yapması yerine, hizmet olarak altyapı kullanma eğiliminin çok daha fazla olacağını gösteriyor. Radore olarak biz de günümüzün hızla artan ihtiyaçlarına cevap verebilen,

Radore Yönetim Kurulu Başkanı Zeki Kubilay Akyol Temelleri 1950’li yıllarda atılmaya başlayan bulut bilişim kavramı, büyük teknoloji şirketlerinin bu alana yaptığı yatırımlarla önemli bir yol katetti. 2008’in ortalarına gelindiğinde ise bulut bilişim, bilgi teknoloji hizmetleri sektöründe hem kullanıcılar hem de tedarikçiler arasındaki ilişkiyi değiştirebilecek potansiyel oluşturarak, dünyada yaygın bir şekilde kullanılmaya başlandı. Radore Yönetim Kurulu Başkanı Zeki Kubilay Akyol’un da işaret ettiği gibi, günümüzde işletmelerin ilk yatırım maliyetlerinden kaçınarak bulut bilişim ve dış kaynak kullanımına yöneldiği görülüyor. “Bu durum, özellikle küçük ve orta ölçekli işletmeler için önemli avantajlar sağlıyor” tespitini paylaşan Zeki Kubilay Akyol’a göre, yapılan araştırmalar hem dünya çapındaki hem de Türkiye’deki işletmelerin bulut bilişimin avantajlarından yararlanmaya kararlı olduğunu gösteriyor. Zeki Kubilay Akyol, bu beklentisini şöyle açıklıyor: “Gartner’ın 2020 öngörülerine göre, bir kurum için “bulutsuz” bir altyapı, günümüzde “internetsiz” bir altyapı kurma ile eşdeğer olacak.

her yerden erişilebilir, esnek, ölçeklenebilir, hesaplı ve pratik bulut çözümlerini müşterilerimize sunuyoruz. İşletmelerin gönül rahatlığı ile buluta geçişlerini sağlamaya çalışıyoruz. Radore, müşterilerine doğrudan değil, aynı zamanda iş ortakları üzerinden de ulaşıyor. Türkiye’nin her bölgesindeki şirketler hedefimizde yer alıyor.

Bu hedeflere ulaşmak için yeni bir kanal yapısı oluşturuyoruz. Bu şirketleri de satış ağımıza dahil etmek için çalışmalar ediyoruz. Uygulamalarımızı da yeniden düzenledik ve bayi yönetim modülümüzü oluşturduk. Bizim iş ortaklarımız, isterlerse belirledikleri kapasiteleri veya kabinleri bizden satın alarak da bunları kendi müşterileri kitlelerine satabilirler.”




18

BThaber

BİLİŞİM DÜNYASI

Bölgesel Fintech platformu İstanbul’da Hem kurumsal hem bireysel tüketicilere sunulan işlemleri daha uygun ve hızlı şekilde gerçekleştiren, finans sektöründe paradigma değişimine de yol açan Fintech’ler, farklılaşan hizmet ve çözümlerinin yanında, aldıkları yatırımlarla da dikkat çekiyor. “Türkiye Fintech Ekosistemi” raporuna göre, Türkiye Fintech sektörünün, yılda ortalama yüzde 14 büyümesi öngörülüyor. Girişim sermayeleri ve melek

yatırım ağları son dört yılda Türkiye’de Fintech girişimlerine toplam 53,2 milyon dolar yatırım yaptı. Finans dünyası ile teknolojiyi bir araya getirerek, güçlü bir ekosistem oluşturma hedefiyle yola çıkan FintechPark, KOOP ile Fintech şirketlerine, finansal kuruluşlara, perakendecilere, telekom operatörlerine, teknoloji şirketlerine ve diğer sektör oyuncularına yüksek katma değerli hizmetler

11 - 17 Eylül 2017

verecek. Üyelerine diğer sektör katılımcılarıyla birlikte yer alabilecekleri ortak çalışma alanları ve ofis seçenekleri gibi fiziksel alanların yanında, dijital işbirliği ortamı için bir API Sandbox Platformu da sunacak olan KOOP, Fintech sektörüyle ilgili konferanslar, çalıştaylar, yuvarlak masa toplantıları ve uluslararası Fintech merkezlerine turlar düzenleyecek. Sektörle ilgili araştırmaları ve sektör raporlarını organize edip mentorluk, iş geliştirme ve yatırım danışmanlığı hizmetleri de sunulacak. KOOP LAB’da ise özel projelerin yanı sıra hızlandırma programları,

uluslararası açılım ve dijital dönüşüm gibi özel paket programlara da yine kooperatif yapılarla imza atacak. Diğer pazarlara da açılacağız KOOP, finansal hizmetler ve teknoloji sektöründeki değişen anlayışa ve gereksinimlere cevap vermeyi planlıyor. KOOP’un Türkiye platformunun Eylül sonunda yapılacak tanıtımla devreye alınacağını açıklayan KOOP Program Başkanı ve FintechPark İş Geliştirme Ortağı Demet Zübeyiroğlu, “KOOP, Fintech sektöründeki oyuncular açısından birleştirici bir role sahip

olacak. İletişim, bilgi, işbirliği ve geliştirme faaliyetleriyle önemli bir destek ve sinerji sağlayacağımızı düşünüyoruz. Platformun, birlikten doğacak güç ile Türkiye finans sektörünün bölgedeki konumunu güçlendirmesinin yanı sıra pazarlar arasındaki etkileşim ve işbirliğinin artırılmasında öncü rol oynamasını bekliyoruz. KOOP platformunu yaygınlaştırmayı, Doğu Avrupa, Orta Asya, Kuzey Afrika ve Ortadoğu’daki diğer pazarlara da açılmayı planlıyoruz. Böylece finansal araç ve hizmetler, modern ekonomi yapılarının olmadığı yerlerde tüketiciler için de erişilebilir olacak” bilgisini verdi.

Oyun dünyası gençlerle büyüyecek Vodafone, gençlik markası Vodafone FreeZone ile genç müşterilerine yenilikler sunmaya devam ediyor ve her geçen gün büyüyen espor pazarına 5 yılda 30 milyon TL değerinde desteğe hazırlanıyor. Türkiye’nin en büyük espor takımlarından BAUSuperMassive eSports ile marka ortaklığı yapan Vodafone, bu kapsamda genç müşterileri için geliştirdiği ve espor dünyasında bir ilk olan “Vodafone FreeZone 5’te 5” oyun paketleriyle oyun tutkunlarına seslenecek. Vodafone’un espor alanındaki yatırımları ve BAUSuperMassive eSports marka ortaklığı, Vodafone Türkiye İcra Kurulu Başkan Yardımcısı Engin Aksoy, BAUSuperMassive eSports Kurucu Ortağı Hakan Baş, Espor Yorumcusu Kaan Kural ve BAUSuperMassive eSports oyuncularının katılımıyla düzenlenen toplantıda tanıtıldı. Vodafone Türkiye İcra Kurulu Başkan Yardımcısı Engin Aksoy, şunları söyledi:

“Vodafone FreeZone ile 2011 yılından bu yana sürdürdüğümüz müzik yatırımlarının ardından şimdi de oyun alanına yatırım yapıyoruz. Oyun pazarında oyuncular ve izleyiciler büyük ölçüde birbiriyle örtüşen bir kitleyi oluşturuyor. Oyun izleyenler de oynayanlar da internette oyun videoları tüketiyor. Araştırmalara göre, YouTube’da en çok izlenen ikinci kategori oyun kategorisi olurken, toplam oyun içeriği de 6 bin yıla denk geliyor. İnternette video

izleyenlerin yüzde 20’sinin en son oyun videosu izlediği görülüyor. Espor ülkemizde yeni bir kavram gibi dursa da, taraftarlık bilinci oluşmuş, takipçilerinin takım ve marka bağlılığının çok güçlü olduğu bir alan. Önümüzdeki 5 yılda espor pazarına 30 milyon TL değerinde desteğe hazırlanıyoruz.” İş hacmi 1 milyar dolara yaklaştı Espor pazarının ülke ekonomisine katkısının büyük olduğunu ifade eden Espor

Yorumcusu Kaan Kural, şöyle konuştu: “2015 yılı itibari ile ABD'de oyun prodüksiyon bütçeleri toplamda Hollywood'u geçmiş durumda. ABD'de espor, eğlence sektöründe en hızlı yükselen, en fazla yatırım çeken alan. Bugün Kuzey Amerika'daki spor işletmeleri birer birer espor takımlarını satın alıyor. Daha 2 yıl önce 1 milyon dolar sermaye ile kurulan takımların 20-30 milyon dolara büyük gruplar tarafından satın alındığını görüyoruz. Canlı yayın sözleşmeleri, profesyonel ürün satışları ile takımlar profesyonel birer yapıya ve gelir modeline kavuşmuş durumda. Türkiye'de oyuncu kitlesinin 33 milyon, maddi genişliğin ise 1 milyar dolar olduğu söyleniyor, ama bunun hızla arttığını her geçen gün gözlemliyor ve ölçümlüyoruz.” Olimpiyatlarda da yerini alacak Espor alanındaki girişimlerine

değinen BAUSuperMassive eSports Kurucu Ortağı Hakan Baş ise şunları kaydetti: “Geleneksel görüşün aksine, kaybedildiği varsayılan sosyalleşme ve insanlar arası iletişim, espor ekosistemi sayesinde modern çağa uygun bir şekilde evrilmekte. Bugün ülkemizde bile bir oyun finali için 15 bin bilet 2 saat içinde tüketiliyor ve bu gençler saatlerce bir stadyumu doldurup coşkuyla sosyalleşiyorsa, bu, espor sayesinde oluyor. 2024’te espor’un olimpiyatlarda olması bekleniyor. Bu, aslında espor’dan çok olimpiyatlara fayda sağlayacak, çünkü olimpiyatların izlenme oranları artacak. İlgi çekmek isteyen organizasyonlar, şirketler, film yapımcıları, hatta diğer spor branşları hep espor ile beraber neler yapabiliriz diye kafa yoruyorlar. İki sene önce BAUSuperMassive’i kurduk ve 4 sezonda 4 final oynayarak sektördeki en güçlü oyuncu konumunu kazandık.”

Oracle’dan kapsamlı bulut analitiği Oracle, Oracle Analitik Bulutu’nun küresel bazda önemli bir büyüme sergilediğini duyurdu. Son 12 ayda üç katına çıkan katılımın yanında, kurumsal sınıftaki bir analitik uygulamasına ilk kez erişen KOBİ’lerden kendi analitik platformlarını modernleştiren büyük ölçekli şirketlere kadar değişen müşterilerin yaklaşık yüzde 75’i de Oracle Analitik Bulutu’na yeni katılanlar. Oracle, bu yıl Oracle Analitik

Bulutu’nun yeni sürümünü yayınladı ve bu yeni sürümü de kullanıcı odaklı senaryo modellemesi, yeni nesil mobil ve sosyal analitik uygulamaları ve müşterilere bulut ortamları üzerinde eksiksiz bir kontrol imkanı sağlayan yeni özelliklerle geliştirdi. Oracle Analitik Bulutu, selfservis görselleştirmeden ve güçlü hat içi veri hazırlamadan kurumsal raporlamaya, gelişmiş analitik uygulamalara ve

proaktif bilgiler sunan kendi kendine öğrenim analitiklerine dek tek bir platformda sektörün en kapsamlı bulut analitiğini sunuyor. 50’den fazla veri kaynağı, genişletilebilir ve açık bir çalışma çerçevesi için sunduğu destek ile Oracle Analitik Bulutu, müşterilere her bir işleme, etkileşime ve karara veri ve analitiğin gücünü katan, bağlantılı ve işbirliğine dayalı bir platform sağlıyor. Bu arada Oracle, bu sürümün

bir parçası olarak, “Oracle Analytics Cloud Day by Day” adlı yeni bir yenilikçi hizmeti de kullanıma sunuyor. İşlerle ilgili güncel bilgileri ve kişisel tercihleri esas alarak mobil cihazlara proaktif analizler sunan ilk kurumsal analitik uygulama olan bu hizmetle müşteriler daha talepte bile bulunmadan doğru bilgiler her zaman kullanıma sunulabiliyor. “Oracle Analytics Cloud Day by Day” hizmeti, mobil cihazlarda

dosyaları görsel bir şekilde analiz edebilme ve ardından bu bilgileri “Oracle Analytics Cloud Day by Day” hizmetindeki iş bilgileri ile birleştirebilme imkanı sağlayan bir mobil uygulama olan “Oracle Analytics Cloud Synopsis” uygulaması ile tamamlanıyor. “Oracle Analytics Cloud Synopsis” uygulamasını tüm mobil kullanıcıları App Store’dan ve Google PlayStore’dan ücretsiz indirebilir.


BThaber

BTnet.com.tr

11 - 17 Eylül 2017

E-postalarda KEP ile gelen emniyet

19

Sporda performans BT ile gelişiyor

E-posta hizmetleri her türlü verinin kolaylıkla aktarılabilmesi nedeniyle tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de yoğunlukla tercih ediliyor. Şu anda yaygın olarak kullanılan standart e-posta iletileri; gönderici ve alıcı kimliklerinin tam anlamıyla tespit edilememesi, iletişimin kesin olarak sağlanamaması ihtimali ve inkar edilebilen bir iletişim şekli olmasından dolayı hukuken kabul edilmemekte ve teknik olarak güvenli bulunmamakta. Bu durum da resmi ve ticari işlemlerini internet üzerinden yürütmek isteyen firmaların önünde önemli bir engel oluşturmakta. Kimlik tespiti net oluyor Mebitech’in kullanıma sunduğu Kayıtlı Elektronik Posta (KEP) ile gönderilen iletilerin içeriği ve ekleri asla değiştirilemiyor, iletiler hukuki bir delil yerine geçebiliyor. Bir e-postanın karşı tarafa iletildiğini garanti altına alabildiğiniz KEP teknolojisiyle yasal elektronik imzanız e-postanın içerisine yerleştiriliyor. Böylece gönderen ve alan tarafların kimlikleri tespit edilebildiği gibi, yasal geçerliliği bulunan kesin bir delil olarak kullanılabiliyor. Bilişim sektöründe, 15 yıla aşkın profesyonel kariyer deneyimine sahip olan MEBITECH Bilişim Anonim Şirketi, PTT başta olmak üzere birçok işletmeye KEP sistemi hizmetini sunmaya hazırlanıyor. Kullandığı gelişmiş teknolojiyle KEP hizmetini işletmenin kendi ürünleriyle bütünleşmiş bir hale getiren Mebitech KEP projesiyle; Tebligat çıkarmaya yetkili kurumlar, kullanıcılarına en kısa sürede tebligatlarını ulaştırabilecek. Tebligatların yanında milyonlarca elektronik yazışma belgesi kurumlar arasından gönderebilecek.

CPM Yazılım’ın Ar-Ge merkezi onayı aldı Türk sanayisi başta olmak üzere, ERP pazarında 500’den fazla KOBİ ve KOBİ üstü müşterilere hizmet veren CPM Yazılım’ın İstanbul Haliç’teki ofisi, Ar-Ge merkezi olarak faaliyet göstermeye başladı. Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından tescil edilen bu unvan ile, yeni projeler için daha sağlam adım atacaklarını belirten CPM Yazılım Yönetim Kurulu Başkanı Recep Palamut, sektördeki sürdürülebilir üretimde yenilikçi duruş sergilemenin önemini hatırlattı. Recep Palamut, “Ar-Ge merkezlerinin katkıları ile yazılım dünyasının daha da gelişeceğine inanıyoruz. Bu teşvikler, dijital dönüşüm sürecinde olan Türkiye’nin, güçlü konumuna katkı sağlayacak. Yerel tedarikçilerin sektörde güçlenmesi yazılımda dışa bağımlılığımızı azaltacak olması bizi hedefimize bir adım daha yakınlaştıracak” dedi. Ar-Ge merkezi yatırımıyla cirosal bazda yıllık yüzde 25 büyüme hedeflediklerini söyleyen Recep Palamut, şöyle devam etti: “TÜBİTAK ile projelerimizin devreye alınması sonrası, bütünleşik yapıda tek çözüm ortağı olmayı ve yazılım ihracatı yapmayı hedefliyoruz. Bu hedefle projelerimizde değişiklik yaparak, yeni yılda 10 milyon TL’lik yatırım yaparak, ArGe yatırımlarımıza da hız kesmeden devam edeceğiz. Önümüzdeki dönemde Ar-Ge merkezimiz için personel istihdamı sağlamaya devam edeceğiz. Özelikle temel bilimler ve lisans üstü eğitimi olan çalışanlara destek vererek yeni kadrolar oluşturacağız. Yurtdışında özel sektörler ile ilgili fuar tanıtımlarında devlet desteğinin artırılması ve eğitim politikalarının bu amaca uygun olarak düzenlenmesi bizi rekabette bir adım öne taşıyacak. Biz üniversite işbirlikleri yapıyoruz. Halen İstanbul Teknik Üniversitesi ile işbirliğimiz TÜBİTAK projemiz dahilinde devam ediyor. İlerleyen dönemlerde Yıldız Teknik Üniversitesi ve İstanbul Üniversitesi ile yeni projeler geliştirme arzusundayız.”

Dünyanın önde gelen performans spor giyim, ayakkabı ve aksesuar markası Under Armour, yeni kumaşlar üretmek için tasarım ve üretimin sınırlarını iplik seviyesine çekiyor. Hafif, ince materyali ve özel kesimiyle hareket özgürlüğü sağlayan Threadborne; Spandex kullanılmadan geliştirilen mikro boyuttaki iplikler ve sargılı yapısı sayesinde ürünlerin daha çok nefes alabilmesini ve

şeklini koruyabilmesini sağlıyor. Dikişlerin verdiği rahatsızlığı yok etmek için minimum dikiş kullanan Threadborne, performans sırasında sporcunun üzerine yapışmıyor, buna karşılık nem seviyesini ayarlıyor. Threadborne®, kıyafetler üzerindeki gereksiz dikişlerin verdiği rahatsızlığı yok etmek için tasarlandı. Bu sayede Threadborne ürünler nefes alabilmenin yanında vücutla tam uyum sağlayıp, çok hızlı kuruyor.

Threadborne ayakkabıların üst kısmı, mikro boyuttaki ipliklerin özel dikimini beraberinde getirirken, kavrama, çok yönlü güç, üst seviye esneklik ve ayağa göre uyum sağlayan ultra hafif Threadborne ürünleri ile geliyor. İplik üretim tekniklerinde gereksiz detayların ortadan kaldırılması ile geliştirilen Threadborne materyali, performans sırasında oluşabilecek rahatsızlıkları ortadan kaldırıyor.

Girişimler satış kanallarına ulaşacak TmaxSoft ürünleriyle entegre olarak çalışan çözümlerin bulunduğu bir ağ olarak düşünülebilecek olan TmaxSoft Solution Hub, çözüm ve uygulama sahipleriyle satış kanallarını bir araya getirecek. Türkiye’de geliştirilen, pilot proje olarak burada başlayan ve EMEA Bölgesi’nde Almanya, Fransa gibi ülkelerin katılmak için sırada bekledikleri TmaxSoft Solution Hub kapsamında, şu anda Master Data Management, Stream Event Processing, CRM ve hastane yönetim yazılımı alanlarında ISV’ler (bağımsız yazılım sağlayıcıları) ve startup’larla çalışılıyor. ABD’deki TmaxSoft ekibiyle benzer bir uygulamayı Chicago’da başlatmak üzere çalışan TmaxSoft Türkiye, faaliyet gösterdiği her ülkeye projeyi yayarak geniş bir çözüm ağı oluşturmayı hedefliyor. Tmaxsoft Solution Hub’a katılmak isteyen startup’ların öncelikli yapmaları gereken, çözümlerini veri tabanı

Tibero’yu destekler hale getirmeleri. Özellikle startup firmalar için bir bayi kanal yapılandırması ve bunlara göre kanal programları oluşturulması gerekiyor. Eğer çözüm sahiplerinin bu tür bir yapılanması yoksa, oluşturulması adına danışmanlık da veren TmaxSoft, Tmaxsoft Solution Hub aracılığıyla satışı gerçekleşecek projeler için çözüm ortağı tarafındaki iletişimi de yönetiyor. Çözüm satışı gerçekleştirecek satış kanalı açısından bakıldığında da proje yönetimini ilk etapta üstlenen şirket, dolayısıyla çözüm satışı konusunda tecrübesi olmayan firmalara bir nevi eğitim hizmeti de sağlamış oluyor. Hedef müşteriye ulaşma imkanı Tmaxsoft Solution Hub, startup’lar için ek bir maliyet oluşturmazken, başka maliyet avantajları da sağlıyor. Çözümden yaralanmak isteyen

startup’lar, TmaxSoft’un ürünleriyle entegrasyon sağladıktan sonra ortaya çıkan çözümden ürün geliştirmede, entegrasyon süreçlerinde ve kısıtlı bir miktarda olsa da iç kullanımlarında ticari gelir sağlamamak koşuluyla ücretsiz faydalanabiliyorlar. TmaxSoft Türkiye Genel Müdürü İlker Saltoğlu, konuyla ilgili şu bilgileri verdi: “Türkiye’de geliştirilen bu çözüm ile amacımız, startup’ların geliştirdikleri ürünleri Tmaxsoft satış kanalları ile hedef müşterilerine götürmek. Startup firmaların güçlerini ve imkanlarını birleştirmesinden bahsediyoruz. Diğer yandan, çözüm üreten firmaların hatırı sayılır miktarda bir kısmı da mühendislerden oluşuyor ve uygulamalarını, fikirlerini doğru noktalara götürmekte zorlanıyorlar. Tmaxsoft Solution Hub, bu iki grubu bir araya getirerek, ortak fayda sağlamak üzere ortaya çıkan bir fikir.”


20

BThaber

BTnet.com.tr

11 - 17 Eylül 2017

Kuryeler için minimum risk

UPS; eğitim içeriğini geliştirirken, sürüş deneyimini canlı bir şekilde simüle eden sanal gerçeklik (VR)

gözlüklerini kullanarak yoldaki olası tehlikeleri tespit etmek amacıyla öğrenim aşamasındaki

kuryelere eğitim vermeye de başlayacak. Şirket, söz konusu VR eğitimini Eylül ayında, 9 UPS Integrad eğitim tesisinde başlattı. Sürücü güvenliği eğitimi için sanal gerçekliğin kullanılması, UPS'nin hareket halindeki çalışanlarını ve hizmet verdiği toplulukları koruma hedefini ortaya koyuyor. UPS'in BT uzmanları, kullanıcıların HTC Vive’da olduğu gibi VR gözlükleriyle görebileceği ve işitebileceği VR eğitim modülleri yarattı. Modülleri kullanan öğrenciler; yayalar, park etmiş araçlar ve karşı

yönden gelen trafik akışı gibi potansiyel yol tehlikelerini sözlü olarak tespit etmek durumunda. Gözlüğün içindeki 360 derecelik görünüm, en ince ayrıntılara kadar son derece gerçekçi. UPS, Integrad tesislerinde yol tehlikeleri hakkında eğitim verirken, VR eğitim modülleri, kullanılmakta olan dokunmatik ekranlı cihazların yerini alacak. VR eğitimi şimdilik yalnızca paket teslimatı yapan kuryelere verilecek. Ancak şirket, sürücülerine eğitim vermek ve operasyon genelinde diğer

görevleri yerine getirmek için VR ve Artırılmış Gerçekliği (AR) araştırmaya da devam ediyor. UPS halen ABD'deki 8 ve Avrupa'daki 2 Integrad tesisinde faaliyet gösteriyor. Bu yıl yeni bir ABD tesisinin açılması da planlanıyor. Söz konusu UPS Integrad tesisleri, öğrencilere teslimat araçlarını kullanmanın ve paket teslimatının temellerini pratik deneyim yaklaşımıyla öğretiyor. Öğrenciler, açık alanda gerçek sokakları ile kaldırımları ve simüle edilmiş teslimat ile teslim alma merkezleri bulunan yapay bir şehirde UPS teslimat kamyonlarını kullanarak pratik yapıyor.

T-Systems, Zenium’da yerini aldı Deutsche Telekom’un kurumsal müşteriler ayağı olan T-Systems’ın, Zenium’un veri merkezinde yer alma kararı, şirketin kurumsal müşterilerine çok kapsamlı entegre BT çözümlerini İstanbul’dan sunma isteğini gösteriyor. T-Systems Türkiye Yönetici Direktörü Sinan Kılıçoğlu, “Zenium ile kurduğumuz işbirliği, ölçeklendirilebilir ve güvenli bir ortamda klasik BT hizmetlerini sunmaya devem edecek olmamızın yanı sıra, dijital ekonominin faydalarından yararlanmak konusunda kararlı olan müşterilerimize destek olmamızı da sağlayacak” dedi. T-Systems Türkiye’nin Zenium ile işbirliğinin hemen ardından, şirketin İstanbul One’daki ilk kurumsal müşterisi de belli oldu. T-Systems, Türkiye’nin çelik, distribütörlük, lojistik ve enerji sektöründe faaliyet gösteren en büyük sanayi gruplarından birine, şirketin büyüme stratejisi için ihtiyaç duyduğu operatör bağımsız, yüksek bağlantı gücü ve enerji verimliliğine sahip veri merkezi ortamını sağlayacak. Bu işbirliği aynı zamanda Zenium’un İstanbul One’daki müşterilerine, mevcut sistemlerin güvenle faaliyet göstermesi, müşteri isteğine göre dizayn edilen altyapı, platform ve yazılım gibi bulut tabanlı hizmetlere geçiş ve telekom ile ilgili hizmetler dahilindeki yeni iş modelleri de olmak üzere T-Systems Türkiye’nin sunduğu kapsamlı BT çözümlerinden yararlanma imkanı da sunacak.


İş süreçlerinde yetkinliği artıran projeler Enerya, sektördeki yenilikçi ve öncü rolüyle doküman yönetimi projesinin ardından iş akış yönetimini de projelendirmek için çalışmalarını hızlandırdı.

“Yatırım devamlılığı esastır” Enerya IT Direktörü Saruhan Türkmen, yetkin çözümleri doğru kurgulamanın öneminin altını çizerek, “Üç yıl önce başlayan SAP süreciyle birlikte kurumsal süreçleri optimize etmeyi hedefledik. Böylece kapsamlı bir doküman yönetim projesini hayata geçirme kararı aldık. Doküman yönetimi iddialı bir projeydi. Ekibimiz bu sürece çok iyi hazırlandı, bütünü kapsayacak bir yapıyı hayata geçirmeye odaklandı” dedi. Türkmen, şöyle devam etti: “Şirketin tüm departmanları tarafından kullanılacak, bu yönüyle 360 derece kapsamı olan bir yapıyı hayata geçirmek istedik. Bunun için entegrasyon yetkinliğinin çok önemli olduğunu bilerek ilerledik. Yatırımı hayata geçirmekle sorumlu ekiplerimizin detaylı planlamaları ile çok kapsamlı bir Doküman İş Akış Yönetim Sistemi (DYS) Projesi’ni başlattık. Bu yapıyı daha da büyütme yönünde çalışmalarımız tüm hızıyla devam ediyor.”

Yatırımda hız ve verimlilik esas oldu GGSoft-Enerya işbirliğinde dağınık yapının bütünleştirilmesi, verilerin küçültülmesi, kusursuz entegrasyon öne çıkıyor. SAP sistemi içinde yapılan geliştirmeleri PaperWork’e aktarımda atılan adımlar ile birçok kritik unsur kapsama altına alınırken, bu kapsamlı bakış açısı ile her başlıkta önemli tasarruf fırsatları ve daha öngörülebilir bir maliyet yapısı hedefleniyor. Ekonomik, teknik ve kullanıcı dostu yapı başlıklarında kapsamlı değerlendirmeler ile kullanıcı dostu bir sistem kuruldu. GGSoft’un SAP yetkinliği Enerya’nın tercihinde önemli bir rol oynamakla birlikte, yatırımda hız ve verimliliği beraberinde getirdi.

“Tercihimiz PaperWork oldu” DYS Projesi’nden sorumlu olan Enerya Proje Yöneticisi Seda Karalı, SAP projesinin tamamlanması sonrasında iş süreçlerini standart hale getirmenin sadece ERP yazılımı ile mümkün olmadığını fark ettiklerini belirterek, “ERP’yi destekleyecek ve onunla bütünleşecek programlara yönelik ihtiyacımız, bizi belgelerin dijitalleştirilmesi odaklı çalışmalara yöneltti” dedi. Seda Karalı, iş birimlerinin beklentileri ışığında kurum içinde dağınık yapıları buluşturma ve müşterilere en yetkin hizmeti sunabilme hedefinin çalışmaların temelini oluşturduğunu belirterek, şunları söyledi: “Tüm paydaşlarımızla yoğun bir evrak trafiğimiz var. Ayrıca doğalgazın arkasındaki bilgi trafiğini uçtan uca yönetmek zorundayız. EPDK da sektör

Yatırımın benimsenme hızı yüksek Söz konusu yatırımın önemli kollarından biri; iş akış süreçlerinin PaperWork üzerinde tasarlanması, fiziksel olarak saklanan belgelerin arşivlenerek ERP ile entegre biçimde anında ulaşılabilir olması. İş akış süreçlerinin tasarlanması başlığında satın alma birimi ile ilk adımlar atılarak, tedarikçi değerlendirme ve teklif değerlendirme süreci öncelik olarak hazırlandı. Projeye iş birimlerini çekme gerekliliğini bilerek atılan adımlar ve bu birimlerin Enerya IT Departmanı’na desteği, PaperWork yatırımının benimsenme hızını da artırdı. Üç aylık çalışma sonunda Mart 2017 döneminde devreye alınan tedarik değerlendirme ve teklif değerlendirme süreçleri, bu süreçleri bilfiil kullanan Enerya yönetim tarafından da desteklendi. Enerya İş Analisti Mustafa Coşkun, bu yatırımda analizin öneminin altını çizerek, “İlk etapta programı şirketin içine dahil edebilmek için küçük süreçlerle ilk adımları attık, satın alma birimlerinin önceliği olan ve yönetim biriminin öncelikli olarak istediği teklif değerlendirme ve tedarikçi değerlendirme süreçlerine odaklandık. Bu süreçleri satın alma birimi ile detaylı biçimde analiz ederken, GGSoft ile ortak çalışmalar yaptık, yatırım adımlarımızı belirledik. Birbiri ile uyumlu ilerleyen alt projelere imza attık ve bir süreç devam ederken, diğer bir başlıkta analiz süreçlerini hayata geçirerek ilerlemeye önem verdik. Tedarikçi değerlendirmede satın alma birimimizin anket formları düzenleyip bunları puanlamalarla kendi içlerinde tuttukları platformu daha da sistemli hale getirdik. Anket yaratma, bunları yanıtlama, bunu kişilere atama ve bunları bir akış üzerinde yürütme gibi başlıklarda PaperWork çok yetkin bir platform olduğunu gösterdi” diye konuştu.

Çözümünüzü hizmetle destekleyebilmeniz gerek GGSoft Proje Yöneticisi İlhan Kesken: “Ürünümüzü güçlü tutmak için her zaman elimizden geleni yapıyoruz, ama bunun tek başına yeterli olmadığının bilincindeyiz. Bu nedenle profesyonel hizmetler alanında küresel standartları takip ederek, müşterilerimize bu alanda olgunlaşmış bir hizmet vererek farkımızı pekiştiriyoruz. Piyasada kendini marka olarak kanıtlamış birçok ürünün yetersiz profesyonel destek nedeni ile başarısız olduğu birçok duruma şahitlik ettik. Yani ürününüz ve çözümünüz ne kadar iyi olursa olsun, bunu hizmetle destekleme beceriniz de kritik önemde. GGSoft olarak dinamizm ve tecrübeyi buluştururken, farklı sektörel deneyimler de bizim için önemli bir birikim ve farklılaşma kalemi. Bunun sonunda şirketlerle uzun soluklu işbirliklerini hayata geçiriyor, farklı sektörlerde dikey çözümler oluşturarak, bu alandaki eksikliği tamamlıyoruz.”

advertorial

Enerji sektörünün en önemli aktörlerinden biri olan Enerya, sektöründeki öncü rolünü sürdürmeye ve fark yaratmaya devam ediyor. Türkiye’nin en büyük ikinci özel doğalgaz dağıtım şirketi olan Enerya, 10 ilde 1 milyonu aşkın aboneye hizmet veriyor. Enerya, yenilikçi ve müşteri odaklı hizmet anlayışıyla abonelerine hızlı çözümler sunarken, önemli BT yatırımlarıyla da dikkat çekiyor.

İşbirliği ile zenginleşen yatırım Fayda/maliyet analizi yaparken Enerya’nın vizyonunu ve misyonunu temel aldıklarını hatırlatan Enerya Entegrasyon Yöneticisi Kağan Demir, sadece bugünün değil, 5 yıl sonrasının da ihtiyaçlarını karşılayabilecek bir yapıya odaklandıklarını belirterek, Enerya altyapısı ile entegrasyona önem verdiklerini vurguladı. GGSoft ile verimli bir işbirliği yaptıklarını ifade eden Demir, süreci şöyle anlattı: “Temel kriterlerimizi ışığında yapığımız eleme sonrası, güvenlik, ulaşılabilirlik, ihtiyaç anında bir uzmana erişebilme gibi kriterlere odaklandık. Yapının esnek, görselinin güçlü, raporlamasının çok iyi olması, her an destek alabilme avantajı ışığında güvenlik testlerimizi de yaptık. Tüm bu süreçlerin ardından GGSoft ile PaperWork çözümü üzerinden ilerleme kararımızı somutlaştırdık. Bu arada, kendi kurumsal ihtiyaçlarımızı da GGSoft’a ilettik. Belli proje başlıkları ve bunların tamamlanma tarihi beklentilerini içeren detaylı bir planı birlikte oluşturduk. Böylece sürekli kendini geliştiren ve yenilenme hızı yüksek bir yatırımı birlikte yürütüyoruz.”

“BThaber Gazetesi’nin 31 Temmuz tarihli 1132. sayısında yer alan advertorial çalışmamız yeniden düzenlenmiştir.”

şirketlerine bu başlıkta bilgi güvenliği yönetimi zorunluluğunu getirdi. Yani bilgilerimizi güvenli ortamda saklamakla yükümlüyüz. Biz, diğer projeleri değerlendirirken bilgi güvenliği yetkinliğini de sorguladık, büyük veri ve bunların sıkıştırma teknolojilerini dikkate alarak, 2016 yılında 6 aylık bir araştırma yaptık, böylece 2 yıllık kapsamlı bir yatırım için yol haritamızı belirledik. Tüm bu detaylı analiz sonucunda da GGSoft ile PaperWork çözümüne karar verdik.”


22 KARİYER Forcepoint EMEA bölgesinde atama Siber güvenlik şirketi Forcepoint’te Kevin Isaac, satışlardan sorumlu başkan yardımcısı olarak atandı. Isaac, Forcepoint’in Reading, Birleşik Krallık ofisinde görev alacak ve CRO (Chief Revenue Officer) Sean Foster’a raporlama yapacak. Isaac; şirketin EMEA (Avrupa, Orta Doğu ve Afrika) genelindeki operasyonları için büyüme stratejisine öncülük edecek ve CASB (Cloud Access Security Broker), veri kaybını önleme, iç tehdit, ağ güvenliği, email güvenliği ve yeni nesil güvenlik duvarları da dahil olmak üzere Forcepoint teknolojisinin tüm portföyünde müşteri bağımlılığını artıracak. Bundan önce Symantec’de EMEA Kurumsal Satışlardan Sorumlu Kıdemli Başkan Yardımcısı olan Isaac, bundan önce, Symantec’de orta ve gelişmekte olan bölgelerin sorumlulukları ile birlikte çeşitli bölgesel satış rollerini üstlendi. Isaac, Symantec’e katılmadan önce ise gelişmekte olan Avrupa pazarlarında satış lideri ve genel müdür olarak görev yaptı.

İndeks Bilgisayar’ın yeni Genel Müdürü Banu Sürek oldu Index Grup şirketlerinden İndeks Bilgisayar’da Genel Müdürlük görevini Banu Sürek üstlendi. Sürek, İndeks Bilgisayar içindeki 14 yıllık deneyimiyle şirketin çalışmalarına güç katacak. 1999 yılında ODTÜ İşletme Bölümü’nden mezun olan Banu Sürek, Eylül 1999-Şubat 2002 arasında Garanti Bankası’nda portföy yöneticisi olarak görev yaptı. Sürek, Şubat 2002 Şubat 2003 tarihleri arasında Amerika’da CUNY Zicklin School of Business’da Marketing Management (Pazarlama Yönetimi) üzerine eğitim aldı. Şubat 2003 - Kasım 2003 arasında İndeks Bilgisayar Finans Sorumlusu olan Sürek, Kasım 2003 Mayıs 2007 tarihleri arasında Datagate Bilgisayar Mali İşler Müdürü olarak görev aldı. Mayıs 2007 - Haziran 2011 ve Şubat 2015 - Temmuz 2016 arasında Datagate Bilgisayar Pazarlama Müdürü olarak görev alan, Temmuz 2016’dan itibaren İndeks Bilgisayar Genel Müdür Yardımcılığı görevini üstlenen Sürek, 5 Eylül 2017 itibarıyla İndeks Bilgisayar Genel Müdürü olarak atandı.

BThaber 11 - 17 Eylül 2017

NewCo Türkiye’de yeni yönetim

Küresel medya yatırım grubu GroupM, Maxus ve MEC birleşmesiyle ortaya çıkan NewCo’nun Türkiye yönetim ekibini açıkladı. MEC Global ve NewCo'nun CEO'su Tim Castree, NewCo Türkiye’nin

liderlik görevini Neslihan Olcay’ın üstleneceğini duyurdu. Ocak 2011’den bu yana Maxus Türkiye’nin CEO’su olarak görev yapan ve 23 yıldır reklam ve iletişim sektöründe çalışan Neslihan Olcay, Ocak 2018 itibariyle NewCo Türkiye’nin CEO’luğunu üstlenecek. IAB Türkiye’nin başkan yardımcılarından biri olan ve Mayıs 2017 itibariyle IAB Avrupa Eğitim Yürütme Kurulu Başkanlığına seçilen Olcay, GroupM’de Chief Digital Development Officer olarak sürdürdüğü bir diğer görevine de devam edecek. 18 yıl önce Y&R bünyesinde gruba katılan, son 2 yıldır MEC’te eş genel müdür olarak görev yapan Serdar

Aytok ise NewCo Türkiye’de COO olarak görev yapacak. 2001 yılından bu yana MEC’te planlama ekiplerinin yöneticiliğinden iş alımlarına, mecra ilişkilerinden genel yönetim alanlarına kadar farklı konularda çalışmalar yürüten Aytok, deneyimini NewCo Türkiye’ye aktaracak. Kuruluş yıllarından bu yana MEC bünyesinde bulunan ve 2015 yılından beri eş genel müdürlük görevini üstlenen Hande Bursalıoğlu Beceren ise birleşmenin ardından WPP grubuna ait, Millward Brown ve TNS markalarını bünyesinde bulunduran Kantar Insights şirketinin yeni CEO'su olarak kariyerine devam edecek.

Sinem Altuncu, EUROGIA2020 Başkanı oldu Ödeme teknolojileri şirketi Cardtek’te Ar-Ge ve İnovasyondan Sorumlu Genel Müdür Yardımcılığı görevini üstlenen Sinem Altuncu, EUROGIA2020 Başkanı seçildi. Avrupa Birliği (AB) EUREKA programı çatısı altında enerji teknolojilerini geliştirme hedefiyle kurulan EUROGIA2020 programı, Türkiye’nin de içinde bulunduğu 20 Avrupa ülkesi tarafından destekleniyor. Altuncu’nun liderliğinde EUROGIA2020, üye ülkelerde karbon ayak izini düşüren ve yeni nesil enerji kaynaklarını teknoloji ile destekleyen projelere odaklanacak. EUREKA, 1985’te Türkiye’nin de içinde bulunduğu 19 Avrupa ülkesi ve AB Komisyonu tarafından uluslararası işbirliğini artırma amacıyla kuruldu. Kurumların, araştırma merkezlerinin ve üniversitelerin uluslararası işbirliğini sağlayarak, üye ülkelerin rekabet gücünü artırmak ve ortak gelişimi

teşvik etmek amacıyla çalışan ağın üyesi sayısı bugün 43’e ulaştı. 2011 yılından bu yana EUREKA ağında aktif rol alan Cardtek ise 2015 yılında yönetim kurulu seviyesinde EUROGIA çalışmalarına dahil oldu. Şirket, 25’i aşkın ülkede, 150’den fazla müşterisine sunduğu ödeme sistemleri hizmetleriyle edindiği knowhow’ı EUROGIA ağının gelişimi için kullanıyor.

Bu yeni görevi ile EUROGIA2020’nin enerji teknolojileri alanındaki çalışmalarına liderlik edecek olan Sinem Altuncu, iş hayatına Interbank’da başladı, bankacılık kariyerinin son 6 yılını Citibank’da Şube Müdürü, Yatırım Başkanlığı gibi çeşitli görevler üstlenerek geçirdi ve 2010 yılından bu yana Cardtek yönetiminde yer alıyor.


BThaber

KARİYER

11 - 17 Eylül 2017

Girişimciler için Estonya fırsatı

Kuzey Avrupa’nın teknoloji üssü Estonya şeffaflık, verimlilik ve tasarruf hedefiyle başlattığı dijitalleşme stratejisi paralelinde, özellikle bilişim alanında girişimcilere ev sahipliği yapıyor. Tüm kamu ve özel sektör hizmetlerini online yürüten Estonya, girişimcilere zaman, para ve altyapı avantajı sunuyor. Estonya’nın girişimcilere sağladığı avantajlara yönelik bilgiler veren Study in Estonia Türkiye Danışmanı Uluslararası Pazarlama Uzmanı Hakan Karaoğlu, şu detayları paylaştı:

“Estonya’da tüm hizmetlere online erişimin olması, girişimciliği geliştiriyor. Örneğin, e-oturum uygulaması sayesinde internet üzerinden e-oturum izni alan herkes Estonya’nın sağladığı tüm e-hizmetlere erişebiliyor, 15 dakikada şirketini kurabiliyor. E-oturum üzerinden şirketini kuran kişiler, arzu ederlerse iş vizesi ya da start-up vizesi alarak belli süre Estonya’da kalabiliyor ya da Estonya’yı hiç ziyaret etmeden sadece e-hizmetlerden faydalanarak dünyanın istedikleri yerinden

işlerini yönetebiliyor. Estonya, tüm resmi ve özel işlemlerde olduğu gibi şirket kurma ve izin süreçlerinde de diğer Avrupa ülkelerinin ilerisinde oluyor. Ayrıca devlet, üniversiteler ve özel sektör işbirlikleri ile girişimcilere mekân ve iş gücü anlamında kolaylıklar sağlanıyor. Uluslararası Vergi Rekabet Endeksi’ne göre en olumlu puanı alan Estonya, vergi açısından da girişimcilere önemli avantajlar sunuyor. Devlet, özel sektör ve üniversiteler ortaklığıyla kurulan kuluçka merkezleri, girişimcilere hem ürün geliştirme konusunda danışmanlık veriyor hem birçok farklı ülkeden iş ortağı ve yatırımcı bulmalarını sağlıyor. İsveç, Finlandiya ve Rusya gibi güçlü ekonomilere yakın olması da Estonya’yı girişimciler için daha cazip kılıyor. Skype, Estonya’da doğdu. Estonya'nın diğer start-up başarıları arasında Transferwise, Pipedrive, Toggl, Taxify, Jobbatical ve Lingvist gibi markaları sayabiliriz.”

Kurum kültürü, rekabet avantajı getiriyor Great Place to Work, kurum kültürü gelişimiyle rekabette nasıl öne geçilebileceğini yaptığı araştırmalar ile ortaya koyarken, yüksek güven kültürüne sahip şirketlerde, çalışanların işten ayrılma oranlarının yüzde 50 azaldığını

gösteriyor. Yani çalışanların iş yerlerinde kendilerini güvende hissetmeleri, yapılan yatırımın geri dönüşünü hızlandırıyor. Great Place to Work’ün analiz çalışmaları, yüksek güven kültürü sağlayan şirketlerde, çalışanların işten ayrılma

oranlarının yüzde 50 oranında azaldığını gösteriyor. Ölçek bağımsız gerçekleştirilen çalışmalarda, ekonomik performansın ve çalışan performansının üç kat arttığı görülüyor. Yüksek güven kültürüne sahip şirketlerdeki saygı ve yenilikçilik ortamı da doğru ve hızlı kararlar alınabilmesini sağlıyor. Great Place to Work raporlarına göre, çalışanlarının potansiyellerini ortaya çıkarmayan ve yüksek güven kültürü ekosistemine sahip olmayan firmalarda,

23

Geleceğin yönetici adayları Mudanya’da eğitiliyor

Prysmian Group, gelecek vaat eden yöneticilerini eğitim almaları için Bursa’nın Mudanya ilçesine gönderiyor. Prysmian Group Türkiye tarafından, Ocak 2016’da Mudanya’da hayata geçirilen Üretim Akademisi’nde 29 ülkeden 200 gelecek vaat eden yönetici adayı eğitim aldı. Eğitim ve bilinçlendirme girişimi olan “Dikkat! Her Kablo Aynı Değildir...” projesinin Mudanya’da başlatılması ve Prysmian Group’un diğer ülkelerdeki operasyonlarında uygulanması sonrası Üretim Akademisi’nin de Mudanya’da kurulması ve tüm Prysmian Group operasyonlarından mühendislerin eğitimleri için kullanılmasının, Prysmian Group’un Türkiye’ye duyduğu güvenin en büyük göstergesi olduğunu dile getiren Prysmian Group Türkiye CEO’su Erkan Aydoğdu, “Dünyada 50 ülkede 82 fabrikası olmasına rağmen, buralarda çalışacak olan ve üst düzey yönetici olma potansiyeli yüksek çalışanların atamaları yapılmadan önce, Mudanya’daki Üretim Akademisi’nde onları eğitmemizi, geliştirmemizi ve benzer yaklaşımlar kazandırmamızı istiyorlar” bilgisini verdi. Üretim Akademisi’nde Prysmian Group Türkiye ve Prysmian Group’un diğer ülkelerinde faaliyet gösteren geleceğin üretim müdürlerinin ve fabrika direktörlerinin keşfedilmesi ve yetiştirilmesi hedefleniyor. Grubun ve Prysmian Group Türkiye’nin küresel ve yerel uzmanları tarafından 96 eğitim günü ve 19 bin 448 eğitim saati boyunca, 29 ülkeden 200 katılımcıya, 8 farklı eğitim verildi ve eğitimler, çalışanların deneyimlerine göre gruplandırıldı. 1–3 yıl arası kablo deneyimine sahip mühendisler için “Üretimin Esasları” eğitim programı, 3-8 yıl arası deneyime sahip orta kademe yönetim kadrosu için “İleri Üretim” eğitim programı, 8 yıldan fazla tecrübeye sahip orta kademe yönetim kadrosu için ise “Üretimde Mükemmellik” eğitim programı tasarlandı. çalışanların işten ayrılma oranları kurum kültürünün olumsuz etkisiyle yüzde 50’yi buluyor. Araştırmalarda, Amerika’daki çalışanların işten ayrılma oranlarının kurumlara maliyeti 550 milyar dolar olarak gösteriliyor. Yüksek güven kültürü ile çalışmalarına devam eden şirketlerde ise çalışanların işten ayrılma oranları yüzde 50 oranında azalırken, mali kayıplara uğramalarının önüne geçiliyor. Yüksek güven kültürü oluşturmak gerek Great Place to Work Kurumsal İletişim ve Pazarlama Müdürü Volkan Tarsus, “Değer merkezli ekosistemi hayata geçirmiş şirketlerin çalışanları, şirketlerinden gurur duyduklarını anlatmaktan çekinmiyorlar. Araştırmalarımızda,

Fortune 100 En iyi İşveren şirketlerindeki çalışanların yüzde 93’ü şirketlerinden başkalarına gururla bahsedebiliyor. Türkiye’nin en iyi işverenleri araştırmasına katılan şirketlerde bu oran yüzde 84” dedi. Great Place to Work, şirketlerin yüksek güven kültürü oluşturmaları gerekliliğini ve bu yapının avantajlarını 9 başlıkta özetliyor: Herkes için mükemmel bir iş yeri kültürü oluşturmak, çalışanların performansını artırmak, çalışan bağlılığını yükseltmek, yenilikçi bir atmosfer oluşturmak, çevik ve hızlı operasyon gücüne sahip olmak, müşterilerin mutlu olmasını sağlamak, çalışanların işten ayrılmalarını azaltmak, marka sadakati oluşturmak ve son olarak, marka elçileri yetiştirmek.


BThaber

ETKİNLİK TAKV!M! E T K İ N L İ K L E R

14 Eylül 2017

Y U R T İ Ç İ

14 Eylül 2017

26 Eylül 2017

TIBCO Digital Insight Türkiye Wyndham Hotel Grand Levent, İstanbul AYRINTILI BİLGİ: www.tinyurl.com/infolitik

BTvizyon Adana Toplantısı Adana AYRINTILI BİLGİ: www.btvizyon.com.tr

19 Ekim 2017

7 - 8 Kasım 2017

3.e-BEYAS 2017 Kurumsal Dinamikler Çerçevesinde Bilgi Sistemleri ve Bilişim Yönetimi: Beklentiler ve Yeni Yaklaşımlar Sempozyumu Ankara AYRINTILI BİLGİ: www.ebeyas.org

BTvizyon Erzurum Toplantısı Erzurum AYRINTILI BİLGİ: www.btvizyon.com.tr

BTvizyon Ankara Toplantısı Ankara AYRINTILI BİLGİ: www.btvizyon.com.tr

5 Ekim 2017 360 Analitik Vizyon Semineri 2017 İstanbul Kozyatağı Hilton AYRINTILI BİLGİ: www.aims.com.tr

12 Aralık 2017

Bilişim Zirvesi 2017 istanbul Kongre Merkezi / İstanbul AYRINTILI BİLGİ: www.bilisimzirvesi.com.tr

E T K İ N L İ K L E R

5 Ekim 2017

BTvizyon Girne Toplantısı Kıbrıs AYRINTILI BİLGİ: www.btvizyon.com.tr

Y U R T D I Ş I

10 Ekim 2017

Dell Technologies Event New York, ABD AYRINTILI BİLGİ: www.dellemc.com

Üründen olumlu tecrübeleri müşterilere aktarması/ Pek çok içeriği bulunduran web site

Hazırlayan: Ali Arsu

Uluslararası Çalışma Örgütü/ Jeffrey Kinsey bir eseri

Güzel koku/ (Se..) Bilişimde seri halinde olan

Trakya da söylenen bir söz/ Türkiye Bilişim Ansiklopedisi kısaca

Bir binek hayvanı

Reaksiyon hızı birimi

Türkiye Teknoloji Geliştirme Vakfı kısaca/ Hindistan'da prensi karısı

Bir ağaç/ Bulletin of the American Meteorologica l Society Kısaca

Bir başka web sitesiyle aynı içerikte başka bir adreste bulunan site/ Lakin

Avrupa Hesap Birimi kısaca

Bir olumsuz ek

Bir doğa olayı

Kaba kumaş/ Tiyatroda Perde Bir harfin okunuşu/ Lantan simgesi

Bir kış sebzesi/ Olamaz

Bir şaşırma ünlemi Web arama bilgisini,dizin oluşturmak üzere arama alt yapısına web bölgelerine aktaran program

Yapay (..) PC nin robotu çeşitli faaliyetleri zeki canlılara benzer şekilde yerine getirme

E (..) Yeni nesil bir uygulama (BİLGİS..R) komuta göre programlanabile n yüksek hızlarda çalıştırabilen makine

Bulmacanın sonuçlarına facebook.com/BThaber sayfamızdan ulaşabilirsiniz.


Bilim için yeni dönemin ilk adımı ODTÜ'den

Teknoparklar için yasa tasarısı hazırlandı • Üniversite, sanayi işbirliğinde ç o k

• Teknoparkların kesinlikle uluslara­

Bu sayıda... • Link ve Logo, Oracle stratejisini belirledi (Sayfa 7) • Türk Tarih Vakfı bilgi bankası oluşturuyor (Sayfa 8) • Kodak'ta yeni odak ayarı (Sayfa 10)

önemli bir adım olan teknoparklarla il­

rası bir nitelik taşıması gerektiğini de

• Prota'dan büyük ürün

gili olarak "Teknoloji Geliştirme Bölge­

söyleyen Sevük, yabancı şirketlerle gö­

leri Yasa Tasarısı" hazırlandı. Meclis'te

rüşmelerin d e v a m ettiğini; bu kuruluşlar

duyurusu (Sayfa 18-19)

g ü n d e m e alınmayı b e k l e y e n tasarıyı

arasında Motorola, IBM ve EDS'nin bu­

O D T Ü , TÜBİTAK, T O B B ve ilgili kuru­

lunduğunu belirtti. Yaklaşık 5 bin dö­

• Türkiye'de ATM teknolojisinin yolu açıldı

luşların desteğiyle oluşturuldu.

nümlük oldukça büyük bir alana kurul­

(Arka sayfa)

ması düşünülen O D T Ü Teknoparkı için­ deki araştırma merkezlerinde, Motorola

MAPC, Anadolu'ya

vük, gerçekleştiği taktirde Türkiye'deki

ve EDS'nin

ilk örnek olacak O D T Ü Teknopark'ı için

hendisi çalıştırmayı planladıkları da öğ­

açılacak (Arka sayfa)

çalışmaların yaklaşık 6 yıldır d e v a m etti­

renildi.

• O D T Ü Rektörü Prof. Dr. Süha Se-

3 0 0 ' e r tane bilgisayar mü­

ğini belirtti. Sevük, gazetemize yaptığı açıklamada "Sanıyorum bu yılın sonun­

• Süha Sevük, yasa tasarısında, uygu­

da fizibilite raporları da dahil olmak

lamada bürokrasiyi aşabilmek için ka­

üzere bütün çalışmalarımız tamamlan­

mu ağırlıklı bir girişimci kurum oluştu­

mış olacak. 1996 yılı içinde de bu işe

rulduğunu belirtiyor.

başlayacağız" dedi.

Ortak isimler, aynı dertler BT sektöründe oldukça fazla

(Ayrıntılı haber sayfa 4 'de)

ODTÜ Rektörü Prof. Dr.

Süha Sevük.

sayıda aynı adı taşıyan ve aynı alanlarda faaliyet gösteren şir­

SuperOnLine:

Bilişim'95'te renkli açılış

ket var. Aynı adla çalışmalarını sürdüren bu şirketlerin yetkili­

Türkiye'nin CompuServe'ü olacağız Türkiye'nin ilk ve yaygın ulusal

27 Eylül-1 Ekim 1995 tarihleri arasında yapılacak olan Bi-

hizmeti vermeyi amaçlıyor. Türki­

oluşturmak

ye'deki mevcut erişimin 5-6 katı

lişim'95 Etkinlikleri'nin ilk günü, katılımcıları yoğun bir

amacıyla yola çıkan SuperOnLine,

hızla Internet'e erişim sağlayacak

program bekliyor. Saat 14.00'de, istanbul Cemal Reşit Rey

Internet üzerinde dev bir bilgi alış­

olan şirket, 3 yıl sonra 100 bin abo­

Konser Salonu'nda yapılacak açılışın onur konuşmacısı Sa­

verişi merkezi oluşturarak kişi, ku­

neye hizmet vermek düşüncesinde.

bancı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Sakıp Sabancı.

ruluş ve sivil örgütlere online servis

(Ayrıntılı haber sayfa 6'da)

enformasyon

ağım

leri

yaşadıkları

sorunları

dile

getirirken, adlarını tescil ettir­ mek istedikleri zaman da karşı­ larına çıkan ve ayları alan bü­ rokratik işlemlerden de şikayet ettiler.

(Ayrıntılı haber sayfa 9'da)

Bilişim'95 Etkinlikleri'nin ilk günü ayrıca, iki açılış konfe­ ransı var. Açılış konferanslarının ilki olan "Yeniden Yapılan­ ma" konulu konferansı, 12 yaşında Harvard Üniversitesi'ni

E C

bitiren, 21 yaşında doktorasını tamamlayan ve dünya çapın­ da bir dahi olarak anılan Prof. Dr. Mark C. Maletz verecek. Günün, "2000İİ Yılların Yazılım Sektörü" konulu 2. açılış konferansı ise SAP Türkiye tarafından ülkemize davet edilen SAP Yönetim Kurulu Başkanı Dietmar Hopp tarafından ve­ rilecek. Hilton Convention&Exhibition Center'da Tübisad 2. Bilgi­ sayar Fuarı ve PC Show'95'in açılışında ise, anılar tazelene­ cek. Açılışı, Türkiye'nin ilk elektronik bilgisayarını satan IBM şirketinin o günkü Genel Müdürü Gündüz Pamuk ile bilgi­ sayarın ilk kullanıcısı olan TC Karayollarının Bilgi İşlem Mü­ dürü Çetin Saatçioğlu birlikte yapacak. Ayrıca IBM Türk'ün katkılarıyla Türkiye'nin ilk bilgisayarı IBM/650 Ankara'daki Karayolları Müzesi'nden alınarak Bilişim'95 süresince fuar alanında sergilenecek. Computer'in katkılarıyla gerçekleştirilen "Timur Selçuk ve İs­

(Ayrıntılı haber sayfa 3 'de)

A T L I F Y A 2 2 H U B

Altın Borsası bilgi sistemi

Oldukça yoğun geçen ilk günün son etkinliği ise, Escort tanbul Oda Orkestrası" konseri olacak.

N Ö

Bilgi teknolojileri ile hizmet ver­

meye başlayan İstanbul Altın Bor­

sası, dünya altın piyasalarıyla bü­ tünleşmiş durumda.

(Ayrıntılı haber sayfa 2'de)

Bu sayının tüm sayfalarına www.bthaber.com.tr'den ulaşabilirsiniz.


26

BThaber

MEKTUP

Sonbahardan merhaba sana, Güz günleri yaz günleri fark etmiyor, hep internetteyiz. Interpress’in Yellow Pages verilerinden derlediği bilgilere göre, günde ortalama 5 saatimizi kişisel bilgisayarlar üzerinden, 2 saatimizi mobil cihazlar ile internette geçiriyoruz. Bu kadar da değil… Verilere göre, dijital platformlarda en çok aramanın Salı günleri yapıldığı belirlenirken, hafta sonunda ise kullanıcılar dijital dünyadan biraz uzak kalmayı tercih ediyor. Kadın kullanıcıların erkek kullanıcılara kıyasla daha çok arama yaptığı görülürken, şehir bazında İstanbul ilk sırada ve onu sırasıyla Ankara, Denizli, Düzce ve İzmir takip ediyor. Sözün özü, yurt çapında internetsiz yapamıyoruz…. Şimdi sıra sağlık gündemimde. Beyin hasarı nedeniyle otistik bir çocuğun tamamen normale dönme şansı çok düşük olsa da, bu konuda yapılan çalışmalarla önemli sonuçlar alınıyor. Misal, otizmin tedavisinde çeşitli yöntemler kullanılsa da, bunların en yenisi kök hücre tedavisi. Kordon kanı saklanması yöntemiyle elde edilen kök hücreler, kendini sürekli yenileme ve farklı hücre tiplerine dönüşebilme yeteneğine, yani organları, dokuları, kan hücrelerini ve bağışıklık sistemini yeniden inşa etme özelliğine sahip. Yaşam Kordon Kanı Bankası, kordon kanı saklama oranının artması için 14 yıldır faaliyet gösteriyor. Yaşam Bankası Sağlık Hizmetleri Laboratuvar Sorumlusu Doç. Dr. Hatice Uludağ Altun, kordon kanının bilinen ve etkinliği kanıtlanmış kan hastalıklarının yanında, otizm gibi nörolojik hastalıkların tedavisinde de umut olduğunu söylemiş. Ankara’da kurulan Yaşam Kordon Kanı Bankası, 2013’te Polonya Kök Hücre Bankası FamiCord Group çatısı altında faaliyet göstermeye başlamış. . Bir Türk şirketi olan Rocwise Entertainment tarafından geliştirilen ilk ‘hikâye tabanlı first person shooter’ (FPS)

11 - 17 Eylül 2017

Geri dönüşümde yöntemler çok bol

oyunu Soldiers of The Universe (SoTU), 14-17 Eylül 2017 tarihinde GameX 2017 Uluslararası Dijital Oyun ve Eğlence Fuarı’nda oyunseverlerle bir araya gelecek. SoTU’nun hikâyesi; ana karakter Hakan’ın, babasının şehit olduğu haberini alması üzerine yurtdışındaki görevini bırakarak Türkiye’ye dönüş yapmasıyla başlıyor. Oyunun ilerleyen bölümlerinde, babasının görevini üstlenen Hakan, yanındaki üç Türk askeri ile çeşitli gizli operasyonlar yürütüyor. Oyunun tanıtım videosu https://youtu.be/ rHmj01YUfME adresinde, bilgine. Bu kadar da değil… İnternet sitelerine emojili alternatif web adresleriyle erişim sağlayan uygulamayı Tazedirekt hayata geçirmiş. Taze ürünlere direkt erişim sağlamak isteyen tüketiciler, Tazedirekt web sitesine ulaşmak için adres satırına; üzüm, mandalina, kavun veya süt emojilerinden birini yazarak alışverişlerine daha hızlı ve eğlenceli başlayabilecek. Kullanıcılar, mandalina, üzüm, süt veya kavun emojilerinden birini ekleyip “.to” yazarak www. tazedirekt.com sitesine hızla ulaşabiliyor. Tedarik zinciri şirketi CHEP, paylaşıma ve yeniden kullanıma dayalı iş modeli ile ekipmanları kullanım sonrası toplayıp,

bakım ve onarımdan geçirerek kalitelerini yüksek tutuyor, ömürlerini uzatıyor ve yeni ekipman üretme ihtiyacını azaltıyor. CHEP’te ahşap atıkların hiçbir şekilde çöpe atılmasına izin verilmiyor. CHEP ekipmanlarını kiralayarak yeniden kullanmayı tercih eden iş ortakları sayesinde 2009’dan bugüne Türkiye’de 2 bin 484 ton atık oluşumu engellendi. CHEP’te, kereste fabrikalarından ve bakım merkezlerinden gelen atık ahşap parçalar kompozit bloklara dönüştürülerek palet onarımında kullanılıyor. Onarılamaz durumda olan ekipmanların tamamı da yüzde 100 geri dönüştürülüyor. Yani doğal kaynak tüketimi azalmış oluyor. Örnek de olmasını dilerim. Böylece gelelim ödüllere… Mobil pazarlama dünyasının ödül programı Smarties 2017 ödüllerinde de Türkiye’den altı farklı proje, 30’u aşkın ülkeden yüzlerce başvuru arasından sıyrılarak final değerlendirmesi için hazırlanan kısa listeye adını yazdırmış: Ürün/Hizmet Lansmanı kategorisinde Unilever Food Solutions Türkiye ve Being Çözüm “UFS Güvenli Eller” ve Yapı Kredi ve KoçZer “Yapı Kredi - Gary & Metin Mobil Lansmanı”, Promosyon kategorisinde Nestlé / Nescafé, Mindshare ve Maxus “Nescafé ile Evinizi

Kafe’ye Dönüştürün”, Mobil Oyun Ortamında Pazarlama kategorisinde Warner Bros ve Mediacom Türkiye - “Warner Bros. – Resident Evil: Son Bölüm”, Inovasyon kategorisinde Peugeot ve OMD “Peugeot 3008 Uçak Modu Hedefleme” ve 360 Derece Video kategorisinde Fiat ve People Initiative “Senaryonun İçinde” projeleri kısa listeye kalmış. Kazanan isimler ve finalistler ödüllerini MMA SM2 İnovasyon Zirvesi kapsamında, 25 Eylül gecesi alacak. Dilerim yine iyi haberleri de paylaşırım seninle. Bu arada Stevie Awards, Best of the IBA 2017 Awards kazananlarını açıklamış. Odea Bank da 14. International Business Awards kapsamında en iyi 10 kazanan arasında yerini almış. Toplamda tüm dünyadan 14 şirket Best of IBA Awards kapsamındaki Grand Stevie Award ödülünü kazanıyor ve bunlardan biri olan Odea Bank, daha önce IBA 2015 kapsamında da bir Grand Stevie Award kazanmıştı. Mitsubishi Electric’in “Threebots” (Üç Robot) isimli interaktif robotik projesi ise 64’üncü Cannes Lions Uluslararası Yaratıcılık Festivali’nde Gümüş Aslan ödülüne layık görülmüş. Üç Mitsubishi Electric robotuna entegre edilen monitörlerde sergilenen eşzamanlı animasyonlardan, teknik olarak zorlu bir koreografiden ve koordinasyon açısından etkileyici bir gösteriden oluşan proje, 2016 yılında “Red Dot: Grand Prix” ödülünü de kazanmıştı. Ödüllere noktayı koyarak, sporu merkezine alan bir girişimden bahsetmek istiyorum sana. Çünkü malum, alternatif sporlara duyulan ilgi sürekli artıyor ve bu da bir girişimi beraberinde getirmiş: althernas.

com. Yaşar Üniversitesi Minerva Kuluçka Merkezi’nde başlayan bu serüven, Hayal Mahsulleri Dijital Sanatlar Atölyesi ekibinin yenilikleri ile sürekli gelişiyor. Macera tutkunları ve alternatif tatil arayanlar da internette tek portal üzerinden aradıklarına ulaşabiliyor, Türkiye'nin dört bir yanındaki alternatif spor merkezlerine ulaşıp rezervasyon yaptırabiliyor, aktivite merkezleri arasında kıyaslama imkanına sahip oluyor. Sporu seyahatle buluşturmak iyi fikir. Turizm sektörünün önemli etkinliklerinden Uzakrota Travel Summit, küresel hedefleri paralelinde yurtdışındaki ilk etkinliğini Belgrad’da gerçekleştirecek. 27 Ekim’de Metropol Hotel Belgrad’da düzenlenecek olan, AtlasGlobal’in ana sponsor olduğu zirvede, Türkiye ve Balkan turizminde yurtdışından gelen doğrudan yatırımlar, Balkan turizmindeki coğrafi zorluklar, sağlık turizm fırsatları, turizmi şekillendiren trendler, yeni teknolojiler konuşulacak. Benden bu kadar olsun, detaylar www.uzakrota.com/ balkansummit17/ adresinde. Spor ve seyahat dedik, noktayı da bir müze gezisi ile koyalım. Zira Pera Müzesi, izleyiciyle koleksiyon eserleri arasındaki iletişim yollarını genişletmeye ve sanatı ulaşılabilir kılmaya yönelik dijital projelerine bir yenisini ekliyor: “Pera Müzesi’nden Eserler” (Artworks from Pera Museum) isimli ücretsiz Google Chrome uzantısı ile koleksiyonlarını bilgisayar tarayıcılarına taşıyan müze, kullanıcılara her an ulaşabilecekleri keyifli bir sanat deneyimi sunuyor. www. peramuzesi.org.tr sitesinin yanında, bu ücretsiz uzantıyı indirmek için Google Chrome ayarlarına girerek Uzantılar sekmesinden “daha fazla uzantı edinin” seçeneğini tıklamak, mağazada “Pera Müzesi” araması yapmak ve çıkan uygulamayı eklemek yeterli. Yine zengin bir içerik sonrası, haftaya buluşmak dileğiyle,

REKLAM SATIŞ GRUBU YIL 22 SAYI 1137

BThaber Yayıncılık ve Etkinlik Hizmetleri A.Ş. adına Sahibi ve Sorumlu Yazıişleri Müdürü Neslihan Aksun neslihana@bthaber.com.tr

www.bthaber.com

BThaber Grubu Yayın Koordinatörü Ayhan Sevgi ayhans@bthaber.com.tr

11 - 17 Eylül 2017

www.linkedin.com/groups/BThaber twitter.com/bthaber www.facebook.com/BThaber

Okur Temsilcisi Behçet Envarlı benvarli@tbv.org.tr

Editör

Görsel Yönetmen

Handan Aybars handana@bthaber.com.tr

Tuğçe Erarslan tugcee@bthaber.com.tr

Online Editör

Video Editör

Ferit Çelik feritc@bthaber.com.tr

Efe Çevikoğulları efec@bthaber.com.tr

Bültenlerinizi

bulten@bthaber.com.tr adresine gönderebilirsiniz

Cilt, Baskı, Poşetleme: Apa Uniprint San. ve Tic. A.Ş. - Hadımköy İstanbul Asfaltı Ömerli Köyü İstanbul - Tel 0212-798 28 40. l

Abone ve Dağıtım btabone@bthaber.com.tr

Reklam Satış Grup Müdürü Abdurrahman Koyuncu Proje Satış Yöneticisi Kutay Göçe Reklam Rezervasyon Sorumlusu Suzan Bilken BThaber Şirketler Grubu Ankara Temsilcisi Funda Koyuncu Yönetim Yeri: BThaber Yayıncılık ve Etkinlik Hizmetleri A.Ş. Fetih Mah. Tahralı Sokak Kavakyeli Plaza C Blok 7/5 34704 Ataşehir/İSTANBUL Telefon: (0216) 291 13 90 Ankara Ofisi: Adres : Nergis Sok Via Flat İş Merkezi No:7/2 Söğütözü-Ankara Telefon: (0312) 258 64 24 / Faks: (0312) 258 63 02

Türkiye’nin en köklü bilişim teknolojileri yayını olan BThaber, 1995 yılından bu yana bilişim ve teknoloji dünyasındaki en son haberleri, yenilikleri ve bilgileri okuyucularına kesintisiz bir şekilde sunmaya devam ediyor. Her hafta yüzde 35’i BT, yüzde 65’i ise finans, otomotiv ve sağlık gibi farklı sektörlerde yer alan şirketlerin ve kamu kurumlarının yöneticilerinden oluşan 7500’ün üzerinde kişiye ulaşmakta ve online platformlar üzerinden her hafta on binlerce kişiye erişim sağlamaktadır.

ISSN 1300-6495 BThaber kontrollü abonelik sistemiyle dağıtılmaktadır. - Fiyatı 1 Kuruş (KDV dahil) - BThaber, 5187 sayılı Basın Kanunu’nun 2/f maddesi hükmü gereği ‘yerel süreli yayın’dır.



WEEKLY INFORMATION TECHNOLOGY AND ECONOMY NEWSPAPER

Weight points of the new revolution The newest of the Technology Platforms events bringing together the main themes selected from the headlines in Ankara and Istanbul since 2006 have been realized at the CVK Park Bosphorus Hotel in İstanbul on Thursday, August 24, 2017 under the title of “Digital Ecosystem: IoT and M2M Platform”. This latest Technology Platform event, which is organized by BThaber Newspaper and ICT Summit Company, bringing together business world, public sector representatives, academics, entrepreneurs and investors, provided the opportunity to share the topics on the agenda with the participants such as connected houses, artificial intelligence, next generation data, smart things, transforming health, the importance of IoT and M2M in the supply chain. EY EMEIA Consultancy, Internet of Things & Personal Services Leader Burak Kırcalı, with his “Present: Multi-Sector, Single Platform” presentation pointed out the problems with what needs to be done such as to increase sales of products and services, to innovate and to support new enterprises in order to grow in the business environment. Accordingly, as competition increases in products, the attractiveness decreases; the effect of innovation is weak and the growth and spreading speed of enterprises is not at the desired level. In spite of all this, Burak Kırcalı pointed out that companies need to adapt to the new world with new technology, shared the following information with participants: “While the clean energy and green environment that people expect, the technologies that support them are emerging, health, comfort and energy emerge in homes, homes are connected to cities, and cities connect to communities. In this structure, insurance, telecom, energy, security, real

estate sector companies are solution providers and offer integrated solutions to solve the complexity. As platform company integration, we are doing significant work in EY. For example, we use ‘design thinking’ method for this. A platform company needs to create a business model innovation and digital transformation, as well as the digital transformation platform.” Developing World of risks with IoT Fujitsu Turkey Pre-sales Support Director Emin Çalıklı explained about Fujitsu, introducing corporate solutions with the presentation of “Internet of Everything” and then stressed the point where the philosophy of “people-oriented innovation” came from: “We started designing a different CPU for artificial intelligence. There are those who want to set a rule in artificial intelligence, but there is no ethics of science and I think it gets wild. There are 6 IOT devices per person and their safety is very important. There is a risk of infiltration of corporate or personal networks through IoT devices and attacking other networks. There is also a new concept like ‘Things BOT’. Quantum computing is not an answer to everything and it takes 10 years for the consumer to come along with artificial intelligence, but it will not last very long.” Life in the house is no longer as we know it BSH Home Appliances Digital Transition Director Ayşenur evcil, who made a presentation with the question “What Does ‘Connected Home’ Mean Today?”, explained the importance of personalized experience as follows: “The connectivity power of IoT and connected devices is significant and this issue is being invested heavily. Thus, serious solutions and service

recommendations are formed. Consumer wants to be in constant connection with every device, which means that we know consumer expectations. The household items are part of the IoT and the use of cloud computing is gaining importance here. We have to work with many sectors and in this complex ecosystem, the consumer is in the center as everyone else is focusing on their own expertise. Personalized experience production is the most important value point. This is the crawling stage in Turkey and has more modest figures. We, as Siemens, Bosch and Gaggenau, are actualizing this cooperation with different brands in different geographies. After all, life in the house goes to a different point.” After the communication break in platform meeting, PureMind Advising Services Founder Doruktan Türker moderated the meeting and All Futurists Association Chairman Eray High took the stage. He made a presentation titled: “World 2.0: Artificial Intelligence” and shared the following expectations in his conversation with Türker: “We cannot control the time, we cannot catch the moment we are in. Then how are we going to catch the future? When you start to control the future, you start to control your human life. As an example, when artificial intelligence comes in, there will not be a middle class. Self-learning computers are beginning to become the best diagnostics experts. What are we worrying about? Robots will take 40% of artificial intelligence jobs. In the meantime, if you do not react to that, you become the product. You leave a mark on the social media. He, who has knowledge and technology, will have power. State policies must be formed in response to these needs. The basic duty of the individual is to protect the mind, body and soul. Because you will

live for 80 years and you need to constantly feed your brain. So your values and your red lines will also form. The sharing economy is very bright and there will be a frightening future for those who do not intend to do anything.” Vestel IoT Business Development Manager Yankı Yalçın, with the presentation of “Life’s Digital Assistants”, started his words by saying that the needs of the people did not change but the methods of meeting these changed. Yankı Yalçın said that the personal assistants will talk to the devices and individuals with a single interface. “Each of these devices speaks a different language and it is necessary to provide the same language support to develop this device.” According to the information given by Yalçın, everyone is working on this issue and it is important to collaborate on it. Yalçın also underlined that the future of AI and personal assistants will evolve and protect their importance in our lives. “The basis of IoT is big data and analytics.” said Oracle Big Data Solution Leader Kübra Fenerci Canel, who pointed out that IoT data is new and can travel in the cloud. That is why cloud computing is a necessity. “We keep our projects in the cloud to transform ourselves as Oracle and make everything work in the cloud.” She continued as: “The end-to-end IoT data is being held, analyzed and fully integrated. We will open the first cloud data center in Turkey and we will work with Turkcell in Gebze. We had to go through many stages in this path. The most demanding Oracle solutions will take its place here and it will be sectorindependent.” Bilgi University Faculty Member and Digital Communication Consultant Ercüment Büyükşener brought together the participants again with his presentation: “What will people

do while things get smart?” As Büyükşener noted, all of our surroundings, homes, the devices we use are smart and the connection ecosystem is talking outside and making decisions. “All of these are baby steps and there is an incredible growth.” said Ercüment Büyükşener and added: “There are objects that can learn without humans, smart and intelligent, are able to make decisions and apply; and these objects can be frightening. The concept of Community 5.0 with Industry 4.0 emerges in management. The goal is to develop a smart society that will manage the technological power properly, to prepare this change at the micro level for human, macro level for societies.” Preventive medicine will gain importance B-Wise Founding Partner Cenk Tezcan shared the following details with his presentation titled “The Transforming Face of Health”: “There is a very rapid change, we produce information very quickly and this will bring analytics to the forefront. In the health sector, this process is slow and change is heavy. With the new structure, the patient becomes the king, not the doctor. We have to move from treatment to protective medicine. In other words, we are moving from the health system to personal medicine. Individuals can use constructions such as the method of play for their own health responsibilities. There are technological developments such as biotechnology, digital hospitals, nanotechnology, artificial intelligence, mobile health, gene research and robotics in the healthcare sector. But we need to work for them. Health wearable technologies will also be heavily used. As a result, health will be personalized and preventive medicine will gain importance.”



Regional Fintech platform in İstanbul Fintechs, performing transactions offered for both corporate and individual consumers more convenient and faster and also leading to a paradigm shift in the financial sector, attract attention for differentiating services and solutions, along with the investments they receive. According to the “Turkey Fintech Ecosystem” report, Turkey’s Fintech sector is projected to grow by an average of 14% annually. Venture capital and angel investment networks have invested a total of 53.2 million USD in Fintech

initiatives in Turkey over the last four years. By combining technology with the financial world, aiming to create a powerful ecosystem FintechPark will provide high value added services to Fintech companies, financial institutions, retailers, telecom operators, technology companies and other industry actors with KOOP. KOOP provides API Sandbox Platform organizing conferences workshops, roundtables about the Fintech industry and will hold an international Fintech

centers tours besides the physical areas such as collaborative workspaces and office options for its members to work with other members of the sector. The sectoral research and sector reports will be organized and mentorship, business development and investment consultancy services will be presented. In KOOP LAB, as well as the special projects, acceleration programs, cooperative structures, international expansion and digital transformation will be actualized with special package programs.

KOOP is planning to respond to changing insights and needs in the financial services and technology sector. KOOP Turkey Platform would be commissioned by the end of September said KOOP Turkey Program Director and FintechPark Business Development Partner Demet Zübeyiroğlu and added: “KOOP will have a unifying role in terms of Fintech actors in the sector. We think that we will provide important support and synergy with communication, information, cooperation

and development activities. The platform will be born with the power of interaction between Turkey’s financial sector as well as strengthening its position in the region and we expect the markets to play a leading role in enhancing cooperation. We plan to expand the KOOP platform and expand to other markets in Eastern Europe, Central Asia, North Africa and the Middle East. Thus, financial instruments and services will be accessible to consumers where modern economic structures do not exist.”

Rise of cloud computing will gain speed Data centers will be centralized with cloud computing. By 2025, it is expected that the vast majority of companies worldwide will close their system rooms and switch to more efficient cloud computing solutions. On the other hand, the system

will retain its presence as a smaller scale platform that links the data centers and the companies, without affecting the rooms altogether. Founder and Chairman of Radore Zeki Kubilay Akyol said that: “The interest in cloud computing services is increasing rapidly both in the

world and in our country. For example, 71% of SMEs in Turkey today are looking to hire any solution over the cloud. This rate was 30% in 2014.” In 2025, Akyol said that businesses expect to use four out of every five applications over the cloud. With this

change, the importance of data centers that provide cloud computing services will increase. In the meantime, Akyol pointed out those artificial intelligence solutions will be used more and more in the data centers in the coming years and in the next step, he informed that

data centers will provide faster service by developing their own technologies. It is expected that artificial intelligence will be used more actively in data center climate management, network management, breakdowns in cabinets and disaster recovery systems.

First warning, then penalty In electronic communication sector; the Information Technologies and Communications Authority (BTK), which is responsible for establishing and maintaining competition, preventing disruptive or restricting applications for competition and supervising the sector, was applying administrative fines to operators who provide services such as internet, landline and GSM. According to the Telecommunications Sector Report of the year 2016 announced by TELCODER,

30% of the sector revenues are transferred to penalties, taxes and other government payments. According to the definite result of the case filed by a TELCODER member operator, the BTK will have to notify the operators before applying administrative penalty. It was emphasized that, in the lawsuit claimed by a TELCODER member operator who was applied direct administrative fines on the grounds that he had violated an obligation as a result of

the inspection conducted by the BTK, he had to comply with the principle of good governance. The contradiction to good governance rules, which include fundamental values such as “moderation, abuse of authority, equality, impartiality, honesty, courtesy, transparency, accountability, rightful anticipation, protection of acquired rights, right of listening, right of defense, right to information”; the final decision made by Ankara Regional

Administrative Court and the punishment of the BTK without warning was found against the law. President of TELCODER Yusuf Ata Arıak, regarding this important decision which has the character of “precedent decision” in the name of the sector, said: “Beyond the amount of the penalty given, no company can accept a direct penalty, hence a bad reputation without being warned. This precedent, taken by the court, makes it a rule now that BTK warns before

a penalty. We expect BTK to pay special attention to the respectability of companies that comply with the laws and regulations. The decision, which seems to be very important in terms of showing that the fundamental values being tried to be disseminated by the Ombudsman Institution are beginning to be adopted by the judiciary, will affect not only the electronic communication sector and BTK, but also all economic activity areas and regulatory authorities positively.”




Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.