SAYI
HAFTALIK BİLİŞİM TEKNOLOJİLERİ VE EKONOMİSİ GAZETESİ www.bthaber.com.tr
1139 25 Eylül - 1 Ekim 2017
Kabinette Kalite
Esri Türkiye Kullanıcı Konferansı’na davetlisiniz. Bilimin Coğrafi Gücünü Keşfedin 4-5 Ekim 2017 | Hilton İstanbul Bosphorus Convention & Exhibition Center
www.qrack.com.tr
satis@qrack.com.tr
Detaylı bilgi etkinlikler.esriturkey.com.tr konferans@esriturkey.com.tr 0312 999 000 5
SAYI
HAFTALIK BİLİŞİM TEKNOLOJİLERİ VE EKONOMİSİ GAZETESİ www.bthaber.com.tr
1139 25 Eylül - 1 Ekim 2017
Sayfa
4
Fintech başlığında Türkiye bölgesel bir güç olabilir Türkiye’de fintech odaklı yatırımlarda istikrarlı bir artış var. 2017 yılının ilk yarısında en çok fintech alanına yatırım yapıldı.
Sayfa
10
Sayfa Ekonominin yıldızı yazılım ihracatına bağlı
3
Ülkemizin yazılım konusunda en önemli problemi operasyonel disiplini ve bunun getireceği operasyonel verimliliği doğru yönetememek.
Sayfa
11
Ayhan Sevgi
Üniversite – sanayi işbirliğine güzel bir örnek Netaş ve Bahçeşehir Üniversitesi tarafından üç yıl önce hayata geçirilen ‘BAU - Netaş Techno Academy’ ilk mezunlarını verdi.
Uydu haberleşme sektörü feryat ediyor TELKODER, Uydu Haberleşme Hizmetleri Raporu’nu yayımladı. Raporda, Türkiye uydu haberleşme sektörünün en az 10 kat fazla büyümesi gerektiği belirtilirken, sorunlar ve çözüm önerileri de sıralandı. Bulut_Satis-BT-6x10.pdf
Sayfa
13
C
M
Y
CM
MY
CY
CMY
Totolink Alan Genişletici N9 – 300Mbps Çok Uzun Menzil Tavan Alan Genişletici www.Totolink.com.tr
Büyük Veri ve Analitik Çözümlerde Gelişim Büyük veri ve analitik çözümler, hemen hemen her kuruluşun gündeminde yer alıyor. Bu alandaki gelişmeler dosya sayfalarımızda.
K
1
23.06.2017
13:0
BThaber
GÜNDEM
25 Eylül - 1 Ekim 2017
3
Uydu haberleşme sektörü feryat ediyor TELKODER, Uydu Haberleşme Hizmetleri Raporu’nu yayımladı. Raporda, Türkiye uydu haberleşme sektörünün en az 10 kat fazla büyümesi gerektiği belirtilirken, sorunlar ve çözüm önerileri de sıralandı. Türkiye hem stratejik hem ekonomik olarak daha da güçlenmek için birçok Ayhan Sevgi alanda önemli atılımlar yaparken, ülkemizin geleceği için kritik bir konumu bulunan uydu haberleşme sektörünün adeta ayaklarından zincirlenmiş olduğu gerçeği karşımıza çıkıyor. TELKODER’in yayımladığı “Türkiye’de Uydu Haberleşme Hizmetleri: Tehditler ve Fırsatlar” başlıklı rapora göre, uydu haberleşme sektörünün dünyayla rekabet edebilmesi için en az 10 kat büyümesi gerekiyor. Önündeki büyük imkânlar ile önemli ihtiyaçlara çözüm sağlayabilecek olan uydu haberleşme sektörünün ve Türksat’ın, iç ve dış piyasadaki fırsatları kaçırmaya itildiği ifade ediliyor. Hem yerel hem de küresel olarak pazarı büyütülmeyen bir uydu sektörünün uydu yapmak hedefinden söz edilmesinin; hayalci bir yaklaşım olacağını belirten TELKODER, kaynakları heba etmeyecek gerçekçi bir yaklaşımla dikkatlerin mutlaka uydu sektörüne yöneltilmesi ve bu gidişatın acilen değiştirilmesi gerektiğine dikkat çekiyor. TELKODER Başkanı Yusuf Ata Arıak, “Ülkemizde bazı bölgelere coğrafi nedenlerden dolayı fiber altyapısının ulaşması mümkün değil. Bu nedenle yaklaşık 5 milyon kişi fiber üzerinden hızlı internete erişemiyor. Oysa uydularla son kullanıcı arasında haberleşme imkânı sağlayan Ka-band uydu internet teknolojisi ile fiber ve mobil internet erişiminin mümkün olmadığı bölgeler de dâhil her yere hızlı internet ulaşabiliyor. Üstelik ADSL ile mukayese edilebilir fiyatlarda ve çok kısa sürede erişilebilecek bu hizmet sayesinde, internet kullanımının artması ve yurt genelinde yaygınlaşması sağlanabilir. TSK, MİT, Bakanlıklar, AFAD gibi stratejik öneme sahip devlet kurumlarında hizmet kalitesinin artırmasına katkı sunulabilir. Ülke ekonomisinin ve elektronik haberleşme sektörünün gelişmesi, herkesin hızlı ve ucuz internet hizmetine sahip olabilmesi için uydu sektörünün
önündeki engellerin kaldırılması gerekiyor” dedi. Uydu haberleşme sektörün gelişmesini engelleyici tutumlardan vazgeçilmeli ve mevcut durumu iyileştirmek için ihtiyaç duyulan yasal düzenlemeler hayata geçirilmelidir diyen Arıak, “Uydu işletmecilerine Haziran 2018’e kadar Türkiye içinde yer istasyonu kurulması zorunluluğu getiren düzenleme sektörün gelişmesinin önünde büyük bir engel. Bu düzenlemenin en kısa sürede yürürlükten kaldırılması gerekiyor.” şeklinde konuştu.
yatırımın önündeki hukuki ve rekabet engelleri nedeniyle son 8 yıldır büyüyemiyor. Türkiye’de uydu sektörünün toplam telekomünikasyon sektörü içinde çok küçük bir yere sahip olduğunu gösteren raporda, elektronik haberleşme hizmetlerinin uydu haberleşme hizmetleri içindeki yeri dünyada yüzde 10,2 iken Türkiye’de bu oran yüzde 1 olarak görülüyor. Dolayısıyla uydu haberleşme hizmetlerinde dünya ile rekabet edebilmesi için Türkiye uydu sektörünün 10 kat büyümesi gerekiyor. Türkiye’de uydu hizmetleri
Dünya’da 5-6 sene öncesine kadar uydudan genişband erişiminin sınırlı bir seviyede olduğunu aktaran Yusuf Ata Arıak, bu durumun Ka-band teknolojisine sahip uyduların devreye alınmasıyla değiştiğini ifade etti. Uydu hizmetleri sektöründe Türkiye 10 Gbps’lık uydu kapasitesiyle 10 bin aboneyi geçememişken, ABD’de yaklaşık 2.000 Gbps kapasiteli uydulardan 1,5 milyon abonenin hizmet aldığını söyleyen Arıak, “Yeni teknolojilere, yaşanan bu değişmelere ayak uydurabilmek için gerekli adımlar ivedilikle atılmalıdır. Mevcut tutumumuzu sürdürmekte ısrar ettiğimiz takdirde önümüzdeki 5-10 yıl içerişinde, ülkemizi geri dönüşü olmayan bir yolda bulmamız hiç şaşırtıcı olmayacaktır. Yüksek Hızlı Uydu Sistemleri’nin (HTS) sahip olduğu band genişlikleri daha yüksek, fırlatma ve bit başına düşen maliyetleri daha düşük, daha küçük alanlara odaklanıp, noktadan noktaya hizmet verebiliyorlar. HTS’nin küresel pazar talebinin 2024 yılına kadar 1,5 Tbps'ye ulaşacağı bekleniyor. Dünyanın hemen her yerinde artan bir talebin olduğu bu alanda Kuzey Amerika, olgunlaşan ve büyüyen bir pazar olarak lider konumda. Asya Pasifik, Latin Amerika ve Afrika'da gelişmekte olan pazarlar olarak öne çıkıyor” diye konuştu. Rapora göre, Türkiye’de telekomünikasyon sektörü, hizmet ve veriye olan talebin yüksek olması, genç nüfusun büyüklüğü gibi nedenlerle hızlı büyüme potansiyeli taşıyor. Ancak, rekabet eksikliği, sektör üzerinde mali yükler,
sektörünün büyük potansiyel taşımasına rağmen istenen düzeyin çok gerisinde kaldığını aktaran Arıak, “Dünya’da 2010 yılından bu yana yıllık ortalama yüzde 5,5 büyüyen ve 2015 yılı için toplamda 127 milyar dolarlık bir hacme sahip olan uydu haberleşme hizmetleri sektörü, Türkiye’de toplamda sadece 152 milyon dolar gibi oldukça düşük bir seviyede. TELKODER olarak uydu hizmetleri alanında yatırımların artmasını engelleyen nedenlerin ortadan kaldırılması ve yatırımların teşvik edilmesi gerektiğini her fırsatta vurguluyoruz. Önündeki büyük
imkânlar ile önemli ihtiyaçlara çözüm sağlayabilecek olan uydu haberleşme sektörü ve Türksat, iç ve dış piyasadaki fırsatları kaçırmaya itiliyor. Hem yerel hem de küresel olarak pazarı büyütülmeyen bir uydu sektörünün uydu yapmak hedefinden söz edilmesi hayalci bir yaklaşım olacaktır. Kaynakları heba etmeyecek gerçekçi bir yaklaşımla dikkatlerin mutlaka uydu sektörüne yöneltilmesi ve bu gidişatın acilen değiştirilmesi gerekiyor. Bu doğrultuda atılacak adımlarla sektörün gelişmesi ile Türkiye’nin rekabet gücü ve ülke refahı da artacaktır.” diye konuştu.
Uydu haberleşme sektörünün beklentİlerİ… şebekelerini uzatarak, akıllı teknolojiler ile Türkiye’ye getirilebilmektedirler. Güvenlik amacıyla alınan tedbirlerin, konunun uzmanı teknik personel tarafından anlaşıldıktan sonra, gerekli mevzuat çalışmalarının yapılması, akılla ve teknolojiyle çözülebilecek bu konuların, yanlış ve hizmeti engelleyici bir biçimde düzenlenmemesi daha uygun olacaktır. Mevcut durumda, yer istasyonu bulunmadan da trafik ilgili güvenlik birimlerine teslim edilebilmektedir. Ayrıca yer istasyonu kurulsa dahi, trafiğin farklı teknolojiler yardımıyla güvenlik birimlerine teslim ediliyor gibi gösterilip aslında teslim edilmemesi de olası bir durumdur. Bu tutumdan ziyade, tarafların, kamu kuruluşlarının ve işletmecilerin beraber alacakları kararlar ile birlikte uygulanacak yöntemlerin en iyi çözümler olacağı değerlendirilmektedir.
Yüksek hızlarda ve ekonomik olarak sağlanan uydu internetin, ADSL, fiber ve mobil internet hizmetlerini tamamladığı aktarılan raporda, Türkiye uydu sektörünün istenen boyutlara gelebilmesi için sunulan temel öneriler şu şekilde sıralanıyor: •
Uydu işletmecilerine Haziran 2018’e kadar Türkiye içinde yer istasyonu kurulması zorunluluğu getiren düzenleme yürürlükten kaldırılmalı. Ya da sadece bundan sonraki yeni yatırımlar için bu zorunluluk getirilmeli. FSS işletmecilerinin çoğunun, var olan uydular için Türkiye’de yer istasyonu kurmaları teknik nedenlerle mümkün değildir. Bununla birlikte aynı bölgeye hem ağ geçidi (gateway), hem de yer istasyonunun kurulması, teknik ve ekonomik açılardan verimli değildir. Yatırımların tek bir bölgeye yapılmasının, hizmet kalitesi üzerinde olumsuz etkileri (hava koşullarının kötü olması halinde o bölgede bulunan bütün sistemlerin etkilenmesi gibi) olmaktadır. Türkiye’de yer istasyonu kurulmadan da güvenlik nedeniyle talep edilen yasal bilgilerin ilgili kurumlarla paylaşması teknik olarak mümkündür. Bu amaçla, uydu hizmeti veren işletmeciler yurt dışına indirdikleri trafiği
•
•
Uydu haberleşme sektörünün gelişmesini engelleyici tutumlardan vazgeçilmeli, mevcut durumu iyileştirmek için ihtiyaç duyulan yasal düzenlemeler hayata geçirilmelidir. Türksat’ın hem toptan hem de perakende pazarda faaliyet göstermesi ve sektörün
gelişmesine engel olan ayrıcalıklı durumu devam ettirilmemelidir. Türksat, faaliyetlerini toptancı statüsünde sürdürmeli. Bununla birlikte, ülkemizde haberleşme tekelinin tamamen kaldırılmasına yönelik ve AB kıstaslarıyla da örtüşen düzenleme, Türksat’ın uydu hizmetleri pazarında yasal tekel olmaktan çıkarılması olmalıdır. Ayrıca mevcut durum, Elektronik Haberleşme Kanunu’nun 1. maddesinde belirtilen, “Elektronik haberleşme sektöründe düzenleme ve denetleme yoluyla etkin rekabetin tesisi, tüketici haklarının gözetilmesi, ülke genelinde hizmetlerin yaygınlaştırılması, kaynakların etkin ve verimli kullanılması, haberleşme alt yapı, şebeke ve hizmet alanında teknolojik gelişimin ve yeni yatırımların teşvik edilmesi” amacına da ters düşmektedir. •
Türkiye, uydu haberleşme hizmetleriyle ilgili uluslararası işbirliklerinin içinde bulunmalıdır.
•
Kamu hizmet alımlarında uydu haberleşme hizmetlerine yönelik kısıtlamalar getirilmemelidir. Kamu kurumlarının hizmet alımlarını Türksat’tan yapacağına yönelik düzenlemeye son verilmeli.
4
BThaber
E-TOPLUM
25 Eylül - 1 Ekim 2017
Tuzak kampanyalara dikkat! Sosyal medyada birçok markanın unvan, logo ve benzeri kurumsal kimlik bilgileri kullanılarak, hatta internet siteleri taklit edilerek sahte kampanya kurgularıyla yapılan dolandırıcılık girişimlerine karşı dikkatli olmak gerekiyor. Konuyla ilgili bireyleri uyaran Bankalararası Kart Merkezi (BKM), tüketicilerin bu tür girişimlerden korunmak için kampanya içeriğini ilgili markanın orijinal ve güvenilir internet sitesinden kontrol ve teyit etmesi çok önemli. Siber suçluların organize ettiği dolandırıcılığın işleyişi son
derece basit. Sosyal medya kullanıcılarına, bilindik pek çok markaya ait sahte indirim kuponları veya hediye çekleri kullanımı içeren mesajlarla birlikte linkler iletiliyor. Kullanıcılar bu linklerle markaların sitelerine birebir benzeyen sahte sitelere yönlendirilerek, kişisel ve finansal bilgilerini paylaşmaları, sosyal mühendislik yöntemleri ile şifre ve kullanıcı bilgilerinin ele geçirilmesi hedefleniyor. Sosyal medya kanalları dışında dolandırıcıların kullandığı bazı senaryolar şöyle:
•
•
•
•
Hesabınızdan/kartınızdan işlem gerçekleştirilmiş. İşlemi iptal etmek/iade almak için şifrenizi söyleyiniz/tuşlayınız. Hesaplarınıza Rusya’dan siber saldırı gerçekleştiriliyor. Hesaplarınıza bloke koymak için şifrenizi söyleyiniz/ tuşlayınız. Geriye dönük kredi/ kredi kartı ücretlerini iade edeceğiz. İşlemi gerçekleştirmek için şifrenizi söyleyiniz/tuşlayınız. Sigorta primlerinizi iptal edeceğiz. İşlemi gerçekleştirmek için şifrenizi
söyleyiniz/tuşlayınız. Sürekli kontrol, her an tedbirli olmak gerek Kart ve bankacılık işlemlerini daha güvenli gerçekleştirip kişisel bilgileri korumak birkaç küçük tedbir ile mümkün. BKM’nin önerileri şöyle sıralanıyor: 1. Şifrenizi ve finansal bilgilerinizi her ne olursa olsun telefon, SMS veya e-posta aracılığıyla size ulaşan kimseyle paylaşmayın/tuşlamayın. 2. Herhangi bir kampanya içeriğinin ilgili markaya ait
olup olmadığını, markanın orijinal ve güvenilir internet adresinden kontrol edin. 3. Kampanya içeriğinde kullanılan bağlantının ilgili markanın orijinal ve güvenilir internet adresiyle birebir aynı olduğundan emin olun. 4. Banka logosu ve adı kullanılsa dahi kişisel bilgilerinizi isteyen e-postalara ve sitelere yanıt vermeyin. 5. SMS ile gelen şifrelerinizi, kart bilgilerinizi kimseyle paylaşmayın/tuşlamayın.
Fintech başlığında Türkiye bölgesel bir güç olabilir
Türkiye’de fintech odaklı yatırımlarda istikrarlı bir artış var. Bu artışı değerlendiren Ödeme
ve Elektronik Para Derneği (ÖDED) Başkanı Burhan Eliaçık, “2017 yılının ilk yarısında en çok fintech alanına yatırım yapıldı. Bu da, fintech ekosisteminde daha büyük yatırımların ve gelişmelerin olacağı bir dönemin arifesinde olduğumuzu gösteriyor” dedi. Burhan Eliaçık şu bilgileri paylaştı: “Startups Watch’ın 2017 yılının ilk yarısına ilişkin Türkiye girişim ekosistemi verileri umut verici. Türkiye’de yılın ilk
yarısında yapılan 63 yatırımın toplam değeri 36,2 milyon dolar ve en çok yatırım yapılan alan fintech. Bu yatırımlar içinde 15 milyon dolardan fazlasının üyemiz ödeme kuruluşlarına yapılmış olması da gurur verici. Türkiye fintech pazarı, BDDK lisansına tabi olarak düzenlenen, üyelerimiz öncülüğünde 200’ü aşkın şirketle yoluna devam ediyor. Pazarın büyümesinde etkili olan finans kuruluşları arasında
rekabet, yabancı sermayeli girişimler, devlet politikası ve teşvikleri gibi konularda verim en üst seviyede sağlanamasa da, bu veriler ülkemizde finansal teknolojilerin öneminin kavrandığını gösteriyor. Fintech ekosisteminde çok daha büyük yatırımların ve gelişmelerin arifesinde olduğumuz da görülüyor. Dijital bankacılık, elektronik para, mobil, bulut tabanlı temassız ödemeler, IoT gibi alanlara ilgi ve talep artıyor.
Bu da önümüzdeki yıllarda hem Türkiye’de hem dünyada fintech ekosisteminde önemli gelişmelerin habercisi. Özellikle Brexit sonrası dönemde doğan fırsatı yakalama anlamında Türkiye’nin finans ve bankacılık sektöründeki birikimi ve deneyimini, bölgesel konum avantajıyla birleştirerek fintech ekosistemine daha fazla yoğunlaşırsa, bu alanda bölgesel bir güç haline gelmemesi için hiçbir neden göremiyorum.”
KOBİ’ler için dünya gibi fırsatlar var Facebook, Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü (OECD) ve Dünya Bankası, KOBİ’lerin duyarlılıklarını, faaliyetlerini ve sorunlarını anlamak adına gerçekleştirilen Future of Business (İş Dünyasının Geleceği) anketinin sonuçlarını açıkladı. Anket, online araçların KOBİ’lerin uluslararası ticaret yaparak büyümesinde önemli rol oynadığını gösteriyor.
Ankete katılan 42 ülke, dünya nüfusunun yüzde 40’ını temsil ediyor. Bugüne kadar Facebook’ta ‘Sayfa’sı olan, 218 binden fazla işletme aylık ankete katıldı ve bu da Ocak 2017’den bu yana yaklaşık yüzde 60’lık artışı gösteriyor. Öte yandan Facebook, daha fazla bilgi elde edebilmek adına Mart-Mayıs 2017 döneminde ankete “Ticaret Raporu” başlıklı
yeni bir modül ekledi. Bu modül kapsamındaki soruları 50 bin KOBİ yanıtladı. Türkiye’nin anket sonuçları şöyle: - KOBİ’lerin yüzde 55’i önümüzdeki 6 aya olumlu bakarken, yüzde 46’sı kendi sektörleri, yüzde 39’u da ekonominin durumu hakkında olumlu beklentilere sahip. - KOBİ’lerin yüzde 25’i son 6 ayda çalışan sayısının arttığını
TT, ONF yönetiminde yerini aldı Türk Telekom, yeni nesil iletişim teknolojilerinin geliştirilmesine öncülük eden küresel açık platform Open Networking Foundation’un (ONF) yönetimine giren ilk Türk şirketi oldu. Google, AT&T, Deutsche Telecom, Verizon, Samsung ve Intel gibi dünya devleriyle birlikte Türk Telekom da ONF’nin oluşturduğu konsorsiyumda özel statülü iş ortağı olarak yönetim kurulunda yer alacak.
Türk Telekom Teknolojiden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Cengiz Doğan, ONF yönetiminde Türk Telekom’u temsil edecek. Doğan’ın yanı sıra Türk Telekom’dan 6 kişilik ekip de ONF’nin çeşitli komitelerinde yönetim kademelerinde görev alarak, kurumun projelerine katkı sağlayacak. Kâr amacı gütmeyen, telekom sektöründe tedarikçi bağımlılığını ve maliyetleri azaltma hedefiyle
hareket eden ONF, başta 5G ve ötesi teknolojiler olmak üzere iletişim ve bilişim sektörüne yönelik yeni ürün ve hizmet projeleri geliştiriyor, sektörde standartları belirliyor. Stanford Üniversitesi öncülüğünde kurulan ONF’nin 130’dan fazla küresel teknoloji ve telekom şirketi üyesi var. ONF’nin 18 üyeden oluşan yönetim kuruluna giren Türk Telekom ise karar verici konumu ile platformda aktif görev alacak.
belirtirken, yüzde 33’ü de gelecek 6 ayda çalışan sayısında artış beklediğini belirtti. - Yüzde 58 ile KOBİ’lerin en fazla karşılaştığı zorluk müşteri çekmek. Bunu yüzde 56 ile ekonomik durumun getirdiği belirsizlikler, yüzde 53 ile de gelir artışı izliyor. - KOBİ’lerin yüzde 74’ü online araçları ürün ve hizmetlerini sergilemek ve potansiyel
müşterilere reklam yapmak için kullanırken, yüzde 64’ü bu araçları müşterileri ve tedarikçileri ile iletişim kurmak, yüzde 62’si de bilgi sağlamak için kullanıyor. - Yeni “Ticaret Raporu” modülüne göre Mart-Mayıs 2017 döneminde ankete katılan KOBİ’lerin yüzde 18’i uluslararası ticaret yaparken, yüzde 14’ü de ihracat yapıyordu.
Türk Telekom CEO’su Dr. Paul Doany, Türk Telekom’un ONF’nin özel statülü ortaklarından biri olmasının sektör ve Türkiye açısından önemine işaret ederek, “ONF; projeleri ve üyeleri ile dünya telekom sektörünün ‘şampiyonlar ligi’ olarak tanımlanıyor. Geçtiğimiz günlerde Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Ahmet Arslan’ın belirttiği gibi Türk Telekom’un ONF’ye üyeliği, yerli ve milli teknoloji üretimi ve ihracatı hedefine katkı sağlayacak” dedi.
ONF ve Stanford Üniversitesi Platform Laboratuvarı Yönetici Direktörü Guru Parulkar da, “Türk Telekom ve iştiraki Argela ile bir süredir birlikte çalışıyoruz ve SDN adaptasyonunda gösterdikleri ilerleme ile ONOS kontrollerinde gerçekleştirdikleri gelişmeden çok etkilendik. Türk Telekom, CORD platformunu ve bu platformu oluşturan SDN, NFV (Network Functions Virtualization) ve bulut teknolojilerinin karışımını benimsemek için çalışmalarını hızlandırıyor” yorumunu yaptı.
6
BThaber
E-TOPLUM
25 Eylül - 1 Ekim 2017
Adana’da teknolojinin sıcak yüzü… Türkiye’nin farklı bölgelerindeki kurum ve işletmelerin bilişim alanında yaşanan gelişmeleri takip etmelerine yardımcı olmak amacıyla düzenlenen BTvizyon Toplantıları’nın Sonbahar dönemindeki ilk durağı Adana oldu. Bilişim Zirvesi Etkinlik Şirketi tarafından 14 Eylül günü düzenlenen etkinlik, diğer illerde olduğu gibi Adana’daki farklı sektörlerde faaliyet gösteren işletmelerin yöneticilerini, bilişim sektörünün önde gelenlerini, işinde bilişimi kullanan yöneticileri ve yaşamında bilişimden kopamayanları bir araya getirdi. Etkinliğin açılış konuşmasını gerçekleştiren Bilişim Zirvesi Genel Müdürü Neslihan Aksun, şunları kaydetti: “Her yıl olduğu gibi tam 16 yıldır çok sayıda önemli ili titizlikle seçerek BTvizyon etkinliklerini gerçekleştirmeye devam ediyoruz. Türkiye’nin sayılı önemli şehirleri arasında yer alan ve teknoloji kapasitesi yüksek olan Adana’da olmanın mutluluğunu ve gururunu bu yıl da yaşıyoruz. 2002 yılından beri çeşitli illerde gerçekleştirdiğimiz BTvizyon Toplantıları, bilişim sektörünün önde gelen şirketlerinin kurumsal verimlilik, maliyet avantajı gibi faydalar sağlayan ürün ve çözümlerini her ölçekte katılımcımız olan şirketlerle paylaştıkları ortak buluşma noktası olmuştur. Türkiye’de kurumsal BT yetkinliğini artırmak adına, bunun önemli bir etkinlik zinciri olduğuna inanıyoruz.”
BSD Kurumsal Yazılım Danışmanı Murat Hançer Adana’da faaliyet gösteren BSD firmasından Kurumsal Yazılım Danışmanı Murat Hançer, “Güvenlik Çözümleri ve Siber Bağışıklık Sistemi” başlıklı bir sunum gerçekleştirdi. Suçun boyut değiştirdiğini belirten Hançer, “Ağların da karmaşık yapısı daima değişiyor dolayısıyla da saldırganlar iş zekası kullanıyor. Fakat pek çok işletme hala güvenlik konusundaki gelişmelerden habersiz gibiymiş davranıyor” dedi.
Bisoft İş Analisti Berna Saygın ABİAD’ın rollerini açıklamasının ardından Bisoft adına “Veri Keşfi ve Bulut Sistemleri” başlıklı bir sunum gerçekleştiren İş Analisti Berna Saygın, “Veriyi bir maden olarak düşünebilirsiniz. Değerli madenler dağların ya da toprağın erişilmesi zor zahmetli bölgelerinde bulunur. Bulmak hem zahmetlidir hem de kazançlıdır. Verinizin keşfini de böyle düşünün, elinizde milyonlarca verinin keşfedilerek anlamlandırılması ile durumunuzun analizini, kayıp noktaları tespit ederek kazanç sağlayabilirsiniz” dedi.
Logo Siber Güvenlik Genel Müdür Yardımcısı Evrim Önk Logo Siber Güvenlik Genel Müdür Yardımcısı Evrim Önk ise “Yönetilebilir Siber Güvenlik ve Yerel Yasalar” başlıklı bir sunum gerçekleştirdi. Evrim Önk, “Güvenlik duvarlarının geçilebilmesinin sebeplerine bakıldığında yüzde 95 ile hatalı kullanım oranı ön plana çıkıyor. Biz de tamamen yerli ve Türkçe çözümlerimiz ile bu ihtiyaca cevap veriyoruz” dedi.
Ardından mikrofonu BTvizyon Adana etkinliğine ev sahipliği yapan BSD Bilgisayar Yönetici Ortağı Osman Helvacı devraldı. Katılımcılara Adana’da Teknoloji başlıklı konuşmasını sunan Helvacı BThaber ve Bilişim Zirvesi Şirketlerine de teşekkür etti. Etkinliğin konuk konuşmacısı Adana Bilişimci İş Adamları Derneği Başkanı Mehmet Ali Altun’un teknolojinin Adana’daki gelişimi ve büyümesinde
“Dönüşüm ve Geleceğe Hazır Kurumlar” başlıklı bir
Panasonic Kurumsal Mobil Çözümler Satış Müdürü Emre Taşman “Mobil Dünyadan Başarı Hikayeleri” sunumunu gerçekleştiren Panasonic Kurumsal Mobil Çözümler Satış Müdürü Emre Taşman, Toughbook ve Toughpad ürün aileleri ve bunları kullanan kurumların sağladığı faydalar konusunda bilgi verdi. Bu sunumların ardından gerçekleştirilen hediye çekilişleri ile etkinlik son buldu.
“Adana yenİ fırsatları bünyesİnde barındırıyor”
Sonicwall Ülke Satış Lideri Özben Miçooğulları BSD Bilgisayar Yönetici Ortağı Osman Helvacı
Dell EMC Anadolu Kanal Satış Yöneticisi Muhammed Dursun
sunum gerçekleştiren Dell EMC Anadolu Kanal Satış Yöneticisi Muhammed Dursun da sunumunda, gelecek eğilimleri konusunda bilgi verdi. Muhammed Dursun’un verdiği bilgilere göre önümüzdeki 15 yıl içinde iş odaklı, bulut tabanlı uygulamalar, büyük veri ve analitik, nesnelerin interneti yaklaşımları etkili olacak.
“Fidye Yazılımlarına Karşı Korunmanın Yolları” başlıklı bir sunum gerçekleştiren Sonicwall Ülke Satış Lideri Özben Miçooğulları da sunumunda şunları kaydetti: “2016’nın ilk 3 ayında, 2015 yılındaki toplam atak sayısının 10 katı kadar fidye yazılımı atağı oldu. Örneğin fidye yazılımı sağlık sistemlerine bulaşırsa saat başına sağlık verisi maliyeti 488 doları aşıyor. Dolayısıyla fidye yazılımı kurbanlarının yüzde 30’u verisini geri almak için fidye ödüyor.”
Adana Bilişimci İşadamları Derneği (ABİAD) Başkanı Mehmet Ali Altun, “Teknolojin Adana’da Gelişimi” başlıklı sunumunda şu bilgileri verdi: “Dünyada hızla gelişen bilişim sektörünün, insanlığın ihtiyaçlarının hızlı çözümleri ve dünya ekonomilerine katma değer üretmesi açısından önemli bir yer tuttuğuna dikkat
çekmek istiyorum, Türkiye’de sağlanan imkanlar ve fırsatlarla sanayi toplumundan bilişim toplumuna dönüşmekte olan gelişmiş ülkelerdeki eğilimler değerlendirildiğinde yakın gelecekte tüm iş kollarında bilişim sektörünün payının yüzde 70- 80’lere ulaşacağını öngörüyoruz. Küresel anlamda rekabetçilik, nitelikli işgücü ve iş imkanlarına sahip olabilmek için bilişim sektörünün stratejik bir önemi olduğunu ifade etmek istiyorum: Bilişim alanında hem donanım hem de yazılım sektöründe tüketen değil üreten ülke olmamız için teknoparkların ve yazılım sektörüne desteklerin artırılması Türkiye’nin
önünü açacaktır. Adana’da bilişim sektörü henüz mini ve orta ölçekli donanım ve yazılım şirketlerinden oluşmaktadır. Komşularımızla gelişen yeniden yapılanma Adana için bir fırsat oluşturmaktadır. Bölgemizdeki yazılım üreticileriyle Ortadoğu pazarında ağ altyapısıyla inovatif ve mobil yazılımların üretilmesi yeni fırsatlar olarak karşımıza çıkacaktır. Bu nedenle gelişen iç pazar ve Ortadoğu pazarlarımız konusunda Çukurova da faaliyet gösteren meslektaşlarınızın donanım ve yazılım konusunda tüm bilişimcilerin sürdürülebilir işbirliği ile bu pastadan daha büyük pay almamızı sağlayacaktır.”
8
BThaber
E-TOPLUM
Edip Emil Öymen edip.oymen@gmail.com
İthal ikamesi girişimi
Graffiti müzelik oldu
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Faruk Özlü’nün açıklamasından alıntılar (Milliyet 11.09.17) “Türkiye'nin ihracatının yüzde 95'ini sanayi ürünleri oluşturuyor. Fakat ihracatımız içerisinde yaklaşık yüzde 60'a varan kısmı yurtdışı malzeme. İthal ettiğimiz ürünler içerisinde öyle ürünler var ki bizim yurtiçi sanayimiz bunları yapabilecek yetenekte ve kabiliyette. Onun için biz özellikle KOSGEB'in genel KOBİ destekleri vermesi yerine, imalat sanayine odaklanmasını arzu ediyoruz. Ve bir program üzerinde çalışıyoruz: 1000 ürün 1000 KOBİ. İthal etmekte olduğumuz 1000 ürünü listeliyoruz. Bu 1000 ürünü Türkiye'de üretebilecek 1000 KOBİ ile eşleşleştireceğiz. Bunların bir defaya mahsus masraflarını, tasarlama, geliştirme ve piyasaya sürme masraflarını biz destekleyeceğiz.” “İkincisi karar mekanizmalarını sadeleştiriyoruz. Bilim ve Teknoloji Yüksek Kurulu yerine Bilim, Teknoloji ve Sanayi İcra Kurulu diye bir
25 Eylül - 1 Ekim 2017
kurul kuruyoruz, başında Başbakan var. Hızlı karar almayı sağlıyoruz. Süreçleri kısaltıyoruz. Üçüncüsü 17 enstitüyü tek bir çatı ve yapı içerisinde birleştirip güçlü bir Ar-Ge merkezi oluşturmak istiyoruz. Türkiye'nin insan kaynakları sınırlı. Her konuda yetişmiş çok sayıda uzmanımız yok. Uzay faaliyetlerinde bulunalım diyoruz. Türkiye'de uzayla ilgili çalışanların tamamını biraraya getirseniz 500 kişiyi geçmez. Şimdi insan kaynakları sınırlı, bütçesi sınırlı bir ülkenin bunları birleştirmesi gerekir. Dağınık olan bütçeleri Ar-Ge ve teknoloji özel hesabı fonu diye bir hesapta topluyoruz, birleştiriyoruz. Güçlü bir kaynak yapısına ulaşıyoruz. Dolayısıyla ürün odaklı belli alanlara yoğunlaşmış bir mekanizma oluşturuyoruz.”
için” gibi... Bu yazılar, yenilenecek parlamentoda kalmalı mı? Evet diyenler, hayır diyenler, az farkla evet kalsın diyenler kazanmış. Bugün orada görev yapan Alman siyasetçiler, 75 - 80 yıl önceki Nazilerin, Almanya’yı sürüklediği felaketin faturası olan bu yazıların önünden geçiyor her gün. Aklında olmasa bile tarihi her gün hatırlıyor. Berlin’de halen ayakta “tutulan” Duvar’ın bir kısmı da boydan boya graffiti galerisi zaten. Berlin, sokak sanatının yaygın olduğu, kabul gördüğü bir şehir. Graffitiye yatkın bu şehirde şimdi bir de 5-katlı Graffiti Müzesi “Urban Nation” adıyla açıldı. 100 graffiti sanatçısının eserleri burada sergilenecek. Dünyanın en büyük graffiti müzesi olacakmış.
Berlin’de, geçmişi 72 yıl öncesine dayanan çok ilginç bir graffiti adresi var: Parlamento Binası. 1945’te savaşın sonunda binayı ele geçiren Rus askerlerinin, bütün binanın cephesine, içerdeki duvarlara yazdıkları yazıların bir kısmı, bugün turistik tur konusu. Doğu Almanya, binanın
cephesindeki küfürleri sildirmiş. İçerdekilerin önüne alçıpan yapılmış. Gel zaman git zaman iki Berlin birleştiğinde, bina onarılmaya başlandığında ortaya bu alçıpanlar çıkıyor. Söküldüğünde, arka duvarlarda kömürle, tebeşirle yazılmış sloganlar, yazılar... Örneğin: “Buraya Leningrad’ın öcünü almaya geldik.. Bu, Stalingrad
Tebriz/İran’da duvarları “kirlettikleri” için hayatları karartılan iki kardeş graffiti sanatçısının eserleri müzeye alındı. Icy ve Sot takma adlarıyla tanınan sanatçılar ABD’ye iltica ettikten sonra “İran’ın Bankys’i” olarak tanındılar. Kendine 1010 (tenten) diyen bir Alman sanatçı ekibinin üç boyutlu gibi görünen, derin perspektifli eserleri de müzede, 100 başka sanatçıyla birlikte.
Sarah, yeni Siri Beyaz Saray’ın yeni basın sözcüsü Sarah Huckabee Sanders, konular hakkında bilgisiz görünüyor. Soru soran gazetecilere, “Size sonra döneyim” cümlesiyle ünlendi. Trump muhalifliğiyle tanınan Washington Post (WaPo) gazetesi, hemen duruma el attı: Sarah=Siri benzetmesi yaparak, Sarah Hanım ve dolayısıyla Trump Yönetimi’nin amatörlüğüyle dalga geçen bir WaPo reklam filmi hazırladı. Filmin adı çok uygun: “Sarah’la Tanışın. O, Yeni Siri.” Reklamda, Apple’ın formatı ve üslubuyla, sunucu, telefonu eline alıp “Sarah..” dediği an Sarah (gerçek sesiyle) cevap veriyor: “O konuyu araştırmalıyım.” Başka bir sahnede, yemek yaparken, “Kaç kaşık peynir koymalıyım?” diye sorana
Sarah, “Sana geri döneyim” diyor. Parkta yürüyen adam, Sarah’ı arıyor, “Bu civarda nerede yemek yiyebilirim” diye sorduğunda cevap aynı: “Sana geri döneyim.” Başka birisi, “Sarah, benim doktor randevum ne zamandı” diye sorunca Sarah’ta cevap hazır: “Sana geri döneyim.” Bu ve benzer bir kaç durumdan sonra sunucu, “Bu, şimdiye kadar yaptığımız en iyi iPhone” diyor. Ama hemen Sarah lafa karışıyor: “Bu konuda bir şey diyemem. Bakmam lazım.” WaPo bir süredir, Trump Yönetimi’yle dalga geçen böyle reklam filmleri yayınlıyor. Örneğin: Beyaz Saray sözcülüğünde sadece 11 gün kalabilen Anthony Scaramucci’nin, bir gazeteciye, “Senin kaynağın kim?” diye soran,
tehdit eden, küfür eden, CNN tarafından yayınlanan telefon konuşması da WaPo’nun reklam filmleri arasında yerini aldı. Dilini tutamayan Scaramucci’yi mafyamsı rollere iyi giden bir aktör canlandırdı. Elbette bu ve benzeri durumlar, ABD Anayasası’nın “Basın özgürdür, sansürlenemez” anlamına gelen (daha karmaşık bir hukuki dille yazılmış) Birinci Madde’si sayesinde mümkün. WaPo reklamlarının amacı, “eğer daha çok okurun olmasını istiyorsan, okurlarını güldür. ” Trump Yönetimi’nde okuru ve okumazı güldürecek çok şey oluyor her gün. Malzeme bol. Gazetenin sahibi Jeff Bezos’un talimatıyla, video ekibi 40 kişiden 70’e çıkartılacak. Özellikle,
aktörlü, senaryolu, Trump Yönetimi’ni hicveden politik videolar hazırlayacaklar. Bunlar, kaynağını gerçek haberden alacak, ama “Heberler” türünde olacak. Amaç, haberi daha “kolay” anlaşılır, eğlenceli bir “heber” haline getirmek. Trump’ın, ciddi medyayla sürekli gerginlik yaratmasına karşı WaPo ve New York
Times (NYT) bu durumu anlamlı bir şekilde protesto etmişlerdi. WaPo, gazete logosunun altına, “Demokrasi karanlıkta ölür” diye yazdı. NYT ise, “Gerçek, zordur” diye yazdı. NYT’nin sloganının Türkçe’de fazla bir anlamı yok ama, gazete demek istiyor ki: Gerçekleri bulmak, yayınlamak, zordur. Kolay olan, yalan söylemek, aldatmak, sallamaktır.
HERŞEY BİR FİKİR İLE BAŞLAR SİSTEMATİK OTVT İLE HAYATA GEÇER. “İŞ YAPIŞ MODELLERİ DEĞİŞİR, YENİ NESİL İŞ SÜREÇLERİ BAŞLAR.” GÜVENLİ
ÖLÇEKLENEBİLİR
AKILLI VE ESNEK
MOBİL UYGULAMA DESTEKLİ
SİSTEMATİK OTVT İLE AKILLI NESNELER
TAMAMEN KABLOSUZ
TAMAMEN DİJİTAL
UZUN PİL ÖMRÜ
Akıllı Otomotiv Lojistik Çözümleri ɑʃ ɑʃ ɑʃ ɑʃ ɑʃ
T ¢ʃ ½ ¢ʃ ¤ ʃª°¢ÇrÁr¤ʃ¢°ªÌ©ʃÇ Áº Ç ȂȅɨȃȀʃ¢©ɱ¤ ¢ʃ rºʃ ª ¢ ʃr¤rª rʃr½r Çrªʃ ½ ¢ÇʃÕ ½ ʃÇ°º¤r©r iÏᤠ½~ ʃr½r~ ªɓʃ r Ç ¢ʃ°¤r½r¢ʃºr½¢ʃ ¤ ʃr¤rª rʃ©r½¢rʃÕ ʃ©° ¤ʃ}rá ª rʃª°¢ÇrÁr¤ʃÇ Áº Ç
°Äʃr¤rª¤r½ ªʃÇ Áº Ç ʃʭʃr½r ʃ½ á ½ÕrÁÜ°ªʃ Ĥ ©¤ ½ r}½ ¢rʃÕ ʃ¤ ©rª rɓʃr ¢ʃÕ ʃ¢rºr¤ ʃr¤rª¤r½ rʃr½r ʃǽrð¢ʃܳª Ç ©
Akıllı Forklift Yönetimi & Optimizasyonu ɑʃ ɑʃ ɑʃ ɑʃ ɑʃ ɑʃ ɑʃ
°½¢¤ Çʃ¤°¢rÁÜ°ªʃʭʃº ½ °½©rªÁʃܳª Ç © ʃɓʃÕ ½ ©¤ ¤ ¢ʃ Ár} ¢ º©rª ªʃ Ϫʃ ª ʃ¢r ʃ¢©ʃÜ°¤ʃÜrºÇ ª ªʃÇ Áº Ç ʃ ¢ º©rª ªʃ °¤ÌʃÕ Ürʃ}°Äʃ°¤r½r¢ʃ ½ ʃr¤rª¤r½ɞár©rª¤r½ʃ ¢ º©rª ªʃ½°ÇrʃÌÜÌ©ʃº ½ °½©rªÁ ¢ º©rª ªʃ rª ʃ}³¤ ¤ ½ ʃ} ¢¤ © ʃÜrºÇ ª ªʃÇ Áº Ç ¢ º©rª ªʃ~©ʃ rÁÁrÁ Ü Ç ª ʃ r½ ¢ Ǥ ½ ª ªʃ¢°ªÇ½°¤Ï ¢ º©rªʃ r½º Ä©rʃ¢°ªÇ½°¤ʃ© ¢rª á©rÁ ʃ ¤ ʃ&N ʃÁϽ ¤ ½ ª ʃ ÁÇ ¢ʃÕ ½ ¤© Á
Akıllı Şantiye, Tersane, Maden, Üretim Alanı Çözümleri ɑʃ ɑʃ ɑʃ ɑʃ
12
Hizmet Verilen Sektör
468000 Online Cihaz
N ½Õ Áʃ°¢Ì¤rɓʃ Ĥ Ç© Ü ʃ ¤ ʃ© ə @ ½ ª~ ɓʃº ½Á°ª ¤ʃÁ ½Õ Á ʃ} ª ʃ© ə N ½Õ Á ʃ¢ ©¤ ½ʃ} ª əʃɤ/r½Çʃ°¢ÌÇ©r rªɕɥ QÌʃrª rʃÁ ½Õ ÁÇ ʃ¢ ©¤ ½ʃÕr½ə N ½Õ Áʃ¤°¢rÁÜ°ªÌʃÇ Áº Ç N ½Õ Áʃª ʃár©rªʃ ¤ ~ ¢ə N ½Õ Áʃ Ïá ½ r ʃ Ä ªrʃ ¢Ç ʃ© ə
4
Gerçek Zamanlı Personel Kontrol Sistemleri ɑʃ ɑʃ ɑʃ ɑʃ ɑʃ
30426
Memnun Müşteri
Nr r rʃ r¤ Ärªʃº ½Á°ª ¤ɓʃ¢r©Ü°ªɓʃ¢ º ɓʃÜÏ¢¤ Ü ~ ɓʃ¢°©rÇÁÌʃ } ʃr½r ʃÕ ʃª Áª ¤ ½ ªʃ¢r}¤°ÁÌáʃÇr¢ } ¤rª¤r½rʃ ½ Äʃ ¢ Äʃ¢Ì½r¤¤r½ ª ªʃÇrª ©¤rª©rÁ /̽r¤ʃ Ä ʃ r½ ¢ Ǥ ½ ªʃrª¤ ¢ʃÇ Áº Ç ɘʃ ¤r½©ʃʭʃ6 Ár¡ʃʭʃJrº°½¤r©r &N ʃÁϽ ¤ ½ ª ʃ ÁÇ ¢
Gerçek Zamanlı Personel & Öğrenci Servis Takibi ɑʃ ɑʃ ɑʃ ɑʃ ɑʃ ɑʃ ɑʃ
M2M Uygulamaları
Data Aktarımı ( TB/Ay )
T̽ª ¢ ʃ°¤©r rªʃ rÇʃ}rÄ ª rɓʃϽ Ç ©ʃr¤rª¤r½ ª rɓʃ º° rɓʃ°ðÁÇ ʃº ½Á°ª ¤¤ ½ ªʃ ½ ¢ʃár©rª¤ ʃÇr¢ } G ½Á°ª ¤ʃ r½ ¢ Ǥ ½ ª ªɓʃ} ¢¤ © ʃÁϽ ¤ ½ ª ªʃ ᤠª© Á Nr r¤r½rʃ ½ Äʃ ¢ Ĥr½ ªʃ¢Ì½r¤¤r½¤rʃܳª Ç ¤© Á ʃ Ǥ ½ʃÜrª ªɓʃÁ ¤ʃ } ʃ ̩̽¤r½ rʃº ½Á°ª ¤¤ ½ ªʃª°¢ÇrÁr¤ʃÜ ½ʃÇ Áº Ç &N ʃÁϽ ¤ ½ ª ʃ ÁÇ ¢
Akıllı Soğuk Zincir Takibi ɑʃ N° Ì¢ʃá ª~ ½ ªʃ³ª ©¤ ʃ°¤ Ì Ìʃr¤rª¤r½ rʃrª¤ ¢ʃ Á ʃÇr¢ } ʃ ɑʃ &Á ʃ Ä ©¤ ½ ªʃÜrÄrª©rÁ ʃ ̩̪̽ rʃ¢½ Ç ¢ʃ ½ ¢ʃár©rª¤ ʃÌÜr½ ¤r½ ɑʃ © Ä ʃܳª ¤ ¢ʃ Á ʃ Ä ©ʃ ½r𢤠½
Ofis Adres: Dudullu Cad. No:23 Brandium Rezidans R4 Blok D:11 Ataşehir / İSTANBUL
Office : (+90) 0216 504 16 65 Mobile : (+90) 0555 488 00 01 Fax : (+90) 0216 510 59 30
www.sistematikotvt.com www.sistematikio.com info@sistematikotvt.com
10
BThaber
BİLİŞİM DÜNYASI
25 Eylül - 1 Ekim 2017
Ekonominin yıldızı yazılım ihracatına bağlı
Ereteam CEO’su Kutlay Şimşek
Dünya Bankası’na göre, dünya ekonomisinin en büyük 20 ülkesinden biri olan Türkiye, yazılım ve bilişim altyapısı bakımından ise diğer ekonomilerin gerisinde. Oysa Türkiye ekonomisinin gelişimi ve rekabet gücü elde edebilmesinin yolu, dijital dönüşümün kilit noktası olan yazılım sektöründen geçiyor. Teknolojiyi ve dijital dönüşümü en iyi kullanan ülkelerin ve firmaların ekonomik büyüme sağladığını belirten Ereteam’in CEO’su Kutlay Şimşek, firmaların iş yapma kültürünü
değiştirerek, yazılım hizmetinin desteklenmesi, dünyaya ihraç edilecek Türk yazılım hizmet firmalarının desteklenmesi gerektiğini vurguladı. Yazılım çözümlerinin kurumların hayatını kolaylaştırmak için var olduğunu söyleyen Kutlay Şimşek, sözlerine şöyle devam etti: “Ülkemizin yazılım konusunda en önemli problemi operasyonel disiplini ve bunun getireceği operasyonel verimliliği doğru yönetememek. Bunun sebebi; veriden faydalanmamak, performansı efektif ölçmemek. Verinin kullanılmasındaki
temel amaç kurumları ve kurumların iş yapış şekillerini dönüştürmek. Doğru yazılımlar ve inovatif çözümlerle, kurumların operasyonel süreciyle altyapısını iyileştirdiğimizde, Türkiye ekonomisinin de dünya pazarında fark yarattığını göreceğiz. Yazılımın ihraç eden bir ülke olmak bizlere önemli ve nitelikli gelir getirecek. Türkiye sadece yazılım hizmeti desteği veren ve bu hizmeti tüm büyük pazarlara ihraç eden büyük şirketler çıkarabilmeli. Bunu gerçekleştirdiğimiz gün ülkemize turizm sektörü ve otomotiv
sektörü gibi dev cirolar getiren, Hindistan gibi ülkelerle yarışan büyük bir pazara sahip olacağız.”
İnovasyonun küresel liderleri İstanbul’da buluşacak Türkiye’nin kapsamlı ve küresel inovasyon zirvesi ‘2. Global Chief Innovation Officer Summit’, 19 Ekim’de Divan Otel’de düzenlenecek. Boğaziçi Eğitim ve QGroup işbirliği ile 11 farklı ülkeden kendi alanında öne çıkan 20 isim, inovasyonu her yönüyle konuşmak için etkinlikte bir araya gelecek. Zirvede 10 sunum, 2 keynote, 2 panel ve 2 workshop ile sosyal girişimcilikten Endüstri 4.0’a, inovasyon stratejilerinden deneysel tasarıma, çevik inovasyondan giyilebilir teknolojilere, açık inovasyondan kurum içi girişimciliğe kadar tüm boyutları ile ‘inovasyon’ ele alınacak. Özellikle inovasyon ekip liderleri, orta ve üst düzey yöneticiler, şirket sahipleri ve girişimcileri buluşturmayı hedefleyen, konuşmacıları ile önemli bir networking imkanı sunacak olan zirve herkesin katılımına açık. Zirvenin açılış konuşmasını, milenyum kuşağı hakkındaki kitapları ‘bestseller’ olan Chris Butsch yapacak. Kapanış konuşmasını ise ‘The Road to Innovation’ ve ‘Building a Culture of Innovation’ isimli kitapları Financial Times ve The Times tarafından 2017’nin en iyi inovasyon kitapları arasında yer alan Cris Beswick yapacak. “Sosyal İnovasyon” konusunda küresel bir otorite olan Marcello Palazzi, zirvedeki sosyal inovasyon temalı paneli yönetecek ve ona İsviçre’den Aurore Bui eşlik edecek. Eli Jacobs İsrail’den, Pedro Martinez İspanya’dan ‘giyilebilir teknolojileri’ konuşmak için zirvede yer alacaklar. İskandinav ülkelerindeki en büyük bankalardan BankAxept CIO’su Narve Hansen de Fintech konusunda deneyimlerini aktaracak. Design Thinking Enstitüsü kurucusu Carolina Salazar, “Innovation Sprint Process” başlıklı bir sunum yaparken, Dan Montgomery ‘İnovasyon ve Business Agility’, Jonathan Slater ‘Açık İnovasyon’, Pennsylvania Üniversitesi’nden Dr. Paul Pavlou büyük veri ile ilgili sunumlar gerçekleştirecek.
BThaber
BİLİŞİM DÜNYASI
25 Eylül - 1 Ekim 2017
11
Üniversite – sanayi işbirliğine güzel bir örnek Netaş ve Bahçeşehir Üniversitesi tarafından üç yıl önce hayata geçirilen ‘BAU - Netaş Techno Academy’ ilk mezunlarını verdi. Program, yeni yılda tüm sektöre açık hale gelecek. Türkiye’de yaşanan kalifiye eleman sıkıntısı, gelişmenin önündeki en büyük engeller arasında yer alıyor. Özellikle yüksek katma değerli ürünlerin geliştirilmesi açısından bu konu her geçen gün biraz daha fazla önem kazanıyor. Bu doğrultuda üniversite – sanayi işbirliğine yönelik projeler önem kazanıyor. Bunun en yeni örneklerinden bir tanesi de Netaş ile Bahçeşehir Üniversitesi arasında gerçekleşti. Aslında bu proje pek yeni değil, temelleri 2014 yılında atıldı ama sonuçları daha yeni alındı ve ‘BAU - Netaş Techno Academy Bilgisayar Mühendisliği Tezli Yüksek Lisans ve Doktora Programı’ ilk mezunlarını verdi. 50. yılını geride bırakan Netaş’ın BAU işbirliğiyle geliştirdiği ve üniversite-sanayi işbirliklerine sürdürülebilir bir örnek teşkil eden bu program, 2018 itibariyle de tüm BT sektörüne açık olacak. BAU - Netaş Techno Academy Bilgisayar Mühendisliği Tezli Yüksek Lisans ve Doktora Programı’nda üniversite akademisyenleri tarafından, Netaş mühendisleri iş birliğiyle hazırlanan bir müfredat uygulanıyor. Multimedya teknolojileri ve siber güvenlik alanlarında çalışmayı hedefleyen mühendisler için başlatılan program, bazı
derslerin Netaş’ın Ar-Ge laboratuvarlarında verilmesiyle sektördeki benzerlerinden ayrılıyor. Bugüne kadar 39’u yüksek lisans, 7’si doktora programlarına olmak üzere toplam 46 mühendis programa kayıt yaptırdı. Sanayinin bilgi ve birikimini üniversitelere açarak üniversitesanayi iş birliğinin sürdürülebilir bir örneğini oluşturan BAUNetaş Techno Academy, üniversitenin sanayiden uygulamalı bilgi edindiği, sanayinin de üniversiteden güncel teknolojileri öğrendiği bir iletişim platformu niteliği taşıyor. Programla, üniversitesanayi iş birliğinin artırılarak birlikte projeler yapılması ve bir model oluşturularak diğer Ar-Ge merkezlerine örnek olunması hedefleniyor. Ayrıca, bilişim sektöründe
hem yüksek lisans ve doktoralı öğrenci ve mezun çalışan sayısı, hem de yeni teknolojilerde tüm dünyaya satılabilir teknolojik katma değerli ürün çıkarma yeteneği artırılıyor. Uygulamayla, Türkiye’nin kalifiye insan kaynağının yükseltilmesine de katkı sağlanıyor. Bu uzun soluklu program, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından düzenlenen “ArGe Merkezleri İyi Uygulama Örnekleri Zirvesi” kapsamında “Kamu - Üniversite - Sanayi İyi Uygulamaları” kategorisinde en iyi uygulamalar arasında da yer alıyor. Netaş, Ar-Ge’sini açık bir platforma dönüştürüyor Netaş CEO’su C. Müjdat Altay düzenlenen mezuniyet töreninde “Bahçeşehir
Üniversitesi ile birlikte 2014’te yola çıkarken, sektörümüze daha fazla nitelikli insan kaynağı kazandırma vizyonunu paylaşıyorduk. Programın ilk mezunlarını kutladığımız bugün, sadece attığımız adımların bizi getirdiği bu noktada olmanın mutluluğunu değil, yarattığımız katma değeri büyütecek olmanın da heyecanını duyuyoruz” dedi. Altay, “Bu program, ‘Netaş as a Platform’ olarak tanımladığımız, Ar-Ge altyapımızı ve 50 yıllık deneyimimizi tüm paydaşlarıyla sektörün gelişimi için açık bir platform haline getirme anlayışımızın göstergelerinden biri. Bu yapı tüm taraflara değer sunuyor, zira bu programın, eğitimi profesyonelin ayağına götüren yapısı ve dikkatle hazırlanmış müfredatının ArGe mühendislerimize nasıl bir katma değer sağladığının birinci elden şahidiyiz. Öte yandan, sektörümüzdeki donanımlı meslektaşlarımızın sayısını artırmak hepimizin çıkarına. Bu nedenle 2018 itibarıyla akademi tüm sektör profesyonellerine açık olacak. Multimedya teknolojileri ve siber güvenlik alanlarındaki bilgilerini artırmak isteyen tüm Ar-Ge profesyonellerini yüksek lisans veya doktora çalışmalarını
Ar-Ge laboratuvarlarımızda tamamlamaya davet ediyoruz,” şeklinde konuştu. Gerçek bir üniversite – sanayi işbirliği Bahçeşehir Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Şenay Yalçın ise “Günümüz dünyasındaki baş döndürücü gelişmeler ve değişimlerle eş zamanlı olarak akademi, bilim ve iş dünyasında sınırlar hızla ortadan kalkmakta ve adeta yeni bir dünya düzeni oluşmaktadır. Unutulmamalıdır ki; bu değişim ve gelişmeleri yakından takip eden ve ona sadece ayak uydurmak yerine, içinde bizzat yer almak ve bu değişime yön vermek iradesine sahip kuruluşlar ayakta kalabilecektir. Bu kapsamda bir tarafta ülkemizin ihtiyaç duyduğu ilgili alanlarda milli ve özgün iletişim teknolojilerini üreten ve hizmete sunmakta olan Netaş, diğer tarafta ise uluslararası arenada Türk yükseköğretimine öncülük eden Bahçeşehir Üniversitesi yer almaktadır. Bu iki kuruluş bir araya gelerek gerçek bir üniversite - sanayi ortaklığına imza attılar. Bu anlaşma kapsamında, Bilgisayar Mühendisliği Tezli Yüksek Lisans ve Doktora Programları BAU- Netaş Techno Academy bünyesinde hayata geçirildi” dedi.
AKN’siz ve taahhütsüz internet dönemi başlıyor TurkNet, Türkiye’nin her yerindeki aboneleri için AKN’yi (Adil Kullanım Noktası) kaldıran ilk operatör oldu. AKN’siz internet dönemi TurkNet Genel Müdürü Cem Çelebiler ve Bireysel İş Birimi’nden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Sinan Kurmuş’un katıldığı basın toplantısıyla duyuruldu. Toplantıda konuşan Cem Çelebiler, herkesin hız, limit, kota düşünmeden internet hizmetlerinden yararlanması misyonuyla hareket ettiklerini vurgulayarak, “Önce taahhüdü
kaldırarak kullanıcılara seçme ve memnun kalmadığında hizmetini değiştirme şansı sunmaya başladık. Şimdi de tüm Türkiye’deki müşterilerimizi ve TurkNet’e yeni gelecek herkesi AKN’siz internetle buluşturuyoruz. TurkNet’liler artık AKN hız sınırlamasına takılmayacak” bilgisini verdi. Cem Çelebiler ilk adımı, 2016 Mart ayında, o dönem Türkiye’deki ortalama kullanımın yaklaşık üç katı olan 150 GB AKN’li interneti ve her yönde ayda 1.000 dakika telefon hizmetini tüm
müşterilerine taahhütsüz olarak ayda 59,99 TL’ye sunarak attıklarını söyledi. İkinci adım olarak, Yerel Ağın Paylaşıma Açılması (YAPA) uygulamasıyla, sadece bakır kablolar gibi pasif bileşenleri kiralayarak, kendi aktif altyapıları üzerinden kullanıcılarına ulaşmaya başladıklarını, böylece maliyetlerinde önemli bir düşüş sağladıklarını anlatan Çelebiler, “Üçüncü adım olarak, bu maliyet düşüşü ile 20 Nisan’dan itibaren aktif altyapıda bulunan TurkNet
abonelerinin, AKN’siz internet kullanmasını sağladık. Dördüncü adımda yaz boyunca aktif altyapıda olmayan tüm müşterilerimizin AKN’lerini 250 GB’ta çıkartarak altyapımızı test ettik. Son adım olarak AKN’yi tamamen kaldırdık” dedi. TurkNet, aktif altyapısı kapsamındaki müşterilere herhangi bir fiyat farkı olmadan AKN’siz ve taahhütsüz 100 Mbps’e kadar yüksek hızlı internet hizmeti veriyor. Aktif altyapısı dışında kalan bölgelerdeki
yeni müşterilere ise yine AKN’siz ve taahhütsüz 35 Mbps’e kadar hız sunuyor. TurkNet Bireysel İş Birimi’nden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Sinan Kurmuş, “35 Mbps ile eş zamanlı yedi tane HD kalitesinde film izlenebilir. Pratik olarak evde çocuklar internette oynarken, ebeveynler ayrı ayrı film izleyebilir, eve gelen misafirler cep telefonlarıyla sosyal medyada gezinebilir, bu sırada da bir uygulama güncellenebiliyor olabilir” örneğini verdi.
12
BThaber
GÖRÜŞ
TEKNO-POLİTİK
25 Eylül - 1 Ekim 2017
BİREYSEL
YAPAY ZEKA ÇAĞI VE YAŞAM 3.0
OSMAN COŞKUNOĞLU ocoskunoglu@gmail.com twitter.com/osmancoskunoglu facebook.com/osman.coskunoglu www.coskunoglu.org medium.com/osman-coskunoglu
Endüstri 4.0, Birey 4.0 (http://bit.ly/2h93n6h) derken, şimdi de Yaşam 3.0… MIT profesörü Max Tegmart’ın Ağustos sonunda yayımlanan “Life 3.0: Being Human in the Age of Artificial Intelligence” kitabını Elon Musk bizlere öneriyor.
yetersiz gördüğü bilim kurgu roman yazarlarını da aşan bir kitap yazmış. Konuya magazinsel yaklaşanlara öylesine tepkili ki, tartışma ve açıklama programlarına ana akım medyayı davet etmekten bile kaçınıyor. Konuya, insanlığın ciddiyetle sahip çıkmasını istiyor.
Kozmolojik fantazileri ile bana, Carl Sagan’ı hatırlatan Tegmart, bir kozmolog ve fizikçi olarak YZ konusuna çok derin ve geniş bir perspektiften bakabiliyor. Evren, insan, fizik, biyoloji ve bilinç boyutlarında, YZ’nin yarattığı durum ve gelecek senaryoları üzerine bildik ve klişe tartışmaların çok ötesinde analizler içeren,
Tegmart’a göre, dünyadaki canlıların donanımları (fiziksel bedenleri) ve yazılımları (davranışlarını belirleyen bilgi ve algoritmalar) ilk 4 milyar yıl tamamen biyolojik bir evrimin kontrolü altında tasarlanarak gelişti. Bu dönemde Yaşam 1’i (yaşamın birinci sürümünü) görüyoruz. Takip eden 100 bin yılda Yaşam 2
oluşuyor. Bu dönemde, insan dediğimiz canlılar öğrenme ve kültür sayesinde yazılımlarını büyük ölçüde kendileri tasarlıyor, kontrol ediyor ve böylece evriliyor. Hatta, bugün insan donanımının (bedeninin) yeni teknolojiler ile değiştirilebilmesi sonucu, Yaşam 2.1 sürümünde olduğumuz ileri sürülebilir. Hemen önümüzdeki dönemde ise, Tegmart’a göre hem donanımının hem de yazılımının tamamen tasarlandığı ve kendi kendine yeni sürümlerini geliştirerek evrileceği Yaşam 3 var. Kitapta, Yaşam 3’ün fiziksel sınırları üzerine bazı görüşler ve olası senaryolar yer
ULUSAL TÜSİAD ENDÜSTRİ 4.0 YAKLAŞIMINI DÜZELTİYOR MU? Yıllarca Brüksel’de TÜSİAD temsilcisi olan, dünya görüşü birikimi önemli Bahadır Kaleağası bu yıl TÜSİAD Genel Sekreteri oldu. Ağustos sonunda, Dünya gazetesi ile yaptığı söyleşide (http://bit.ly/2yatWit) şöyle diyor: “İnsan odaklı politikalarla, insan odaklı düşünerek geleceği kurgulayabiliriz.” TÜSİAD’ın 2016’da yayımlanan “Sanayi 4.0” raporunda insan ve istihdam konusundaki iddia şudur
(http://bit.ly/2w4avan, s. 46): “Türkiye’nin küresel rekabet gücündeki ve katma değerli üretimdeki payında yaşanacak olası artış, ekonomik büyümeyi ve dolayısıyla istihdamı önemli ölçüde arttıracak.” Yeni teknoloji yatırımlarına odaklanan raporda, rekabet gücü ve katma değeri yüksek üretim için ne inovasyon ne de beşeri sermaye geliştirme üzerine kayda değer bir politika önerisi yok. Umarım TÜSİAD, Genel Sekreteri’nin
yukarıdaki “insan odaklı” iddiasının havada kalan bir beylik laf durumuna düşmesine izin vermez ve Sanayi 4.0 raporunu insan ve inovasyon odaklı olarak yeniden ele alır. Dünya Ekonomik Forumu’nun bu ay yayımlanan Küresel Beşeri Sermaye 2017 raporu (http://bit.ly/2fh1hoa) insan sorunumuzu tekrar gözümüze sokuyor. Beşeri sermaye endeksine göre yapılan sıralamada, 130
ülke içerisinde Türkiye 75. sırada! Alt endeksleriyle beraber incelenirse, bu rapor Türkiye’nin yanlışlarını ve yapması gerekenleri net bir şekilde ortaya koymaktadır. “İnsan odaklı” iddiasını somutlaştırma yönünde, bir düşünce kuruluşu olarak da ülkemizde önemli yeri olan TÜSİAD’a, genel ve bildik önerilerde bulunmanın ötesinde çok iş düşmektedir. Örneğin, şirketlerinde yaz stajı yapan öğrencilerin gelişmesine katkıda bulunarak, örnek olmak.
KÜRESEL YAPAY ZEKA ÜZERİNE TARTIŞMALAR TIRMANIYOR Yaşayan en önemli ve yaratıcı girişimci, teknoloji milyarderi Elon Musk daha 2014 yılında YZ’deki gelişmelerin insanlık için büyük riskler taşıdığını iddia etmişti (http://bit. ly/2xNaH2l). YZ dahil, en yeni dijital teknolojileri kullanan ve geliştiren bu vizyoner girişimci, bu açıklaması sonucu, ironik olarak, 2015 yılında Washington’daki düşünce kuruluşu Information Technology & Innovation Foundation tarafından yılın Luddite’ı adayı gösterildi (http://bit.ly/2ffnQcL). Bu arada, YZ’nin insanlık yararına kullanılması için araştırmalar yapma amacıyla kurulan, içinde
Amazon’dan PayPal’a kadar önemli teknoloji firmalarının da olduğu OpenAI kuruluşuna, Elon Musk 1 milyar dolar bağışta bulundu (http://bit. ly/2w4lmRJ). Bu yıl tartışmalar kızıştı. Temmuz ayında Elon Musk, ABD eyalet valileri toplantısında şöyle konuştu (http://bit.ly/2jG7aN4): “YZ konusunda ortaya çıkacak sorunlar karşısında reaktif olmayı bekleyemeyiz, şimdiden, bu alandaki gelişmelerin olası sakıncaları üzerine proaktif kurallar ve regülasyonlar gereklidir.” Bu açıklama üzerine, teknoloji sektöründe, kullanıcılarının içerik katkısı
ve kişisel verileri sayesinde milyarder olmuş olan Facebook kurucusu Mark Zuckerberg tepki gösterdi: “ben YZ konusunda iyimserim, [Elon Musk’ın yaptığı] risk açıklamalarını sorumsuz görüyorum.” Hemen ertesi gün, Elon Musk Twitter’dan yanıt verdi (http://bit.ly/2xNQl9f): “Mark ile bunu konuştuk. Onun bu [YZ] konuda sınırlı bir anlayışı var.” Ağustos başında, Kuzey Kore’nin nükleer tehdidi ortaya çıkınca, Elon Musk Twitter’da uyarısını tekrarladı: “Eğer YZ güvenliğinden endişe etmiyorsanız, etmelisiniz. Kuzey Kore’den çok çok
daha riskli.” Hemen sonra, Birleşmiş Milletler’e YZ donanımlı savaşçı robotların yasaklanması üzerine Elon Musk ve (Google’ı da içeren) Alphabet’ten Mustafa Süleyman’ın liderliğinde, YZ alanının 116 uzmanı imzalı bir dilekçe sunuldu (http://bit. ly/2xNh0mz). Eylül başında, tartışmaya Putin de girdi (http://bit. ly/2fheu0e): “YZ’de lider olan, dünyaya egemen olur.” Hemen ertesi günü Elon Musk Twitter’da Putin’in açıklamasını vererek “İşte başlıyor…” ve “YZ rekabeti 3. Dünya Savaşı’nı başlatabilir” mesajlarını attı.
alıyor. Fakat, Tegmart’ı esas meşgul eden, Yaşam 3’ün, yani “süper-canlı”larının bilinç ve amaçlarının nasıl oluşabileceği sorusu. Kitapta, Yaşam 3’ün bilinç ve amaçlarının nasıl evrileceği üzerine şimdiden kafa yormak ve çalışmalar yapmak üzerine olan kısım özellikle ilginç. Tegmark’a göre: “Süper-zeki YZ’de nihai ve temel amacın belirsiz veya insanlığı tehdit edici olmasını önlemek için, ona amaç ve bilinç aşılamasının nasıl yapılması gerektiğini bilmiyoruz.” Kendisinin kurucusu ve direktörü olduğu Future of Life (Yaşamın Geleceği) vakfının amacı bu konuda
çalışmalar yapmak. Herkesin görüş ve bilgisini paylaşarak bu çalışmalara katkı yapması için de bir sayfa açmış: https://futureoflife.org/ superintelligence-survey/
25 Eylül - 1 Ekim 2017 www.bthaber.com.tr
Gelişim
DOSYA:
Büyük Veri ve Analitik Çözümlerde
BThaber
Handan Aybars
Bilgi güçtür! Tamam veri sürekli büyüyor, evet bunu depolayacak veri merkezimiz, daha da iyisi bulut tercihlerimiz var, ama bu kadar değil. En azından olmamalı. Çünkü artık depolamaktan öteye geçmek, bu verilerden doğru hamleleri çıkartacak sonuçları, hem de en hızlı biçimde elde edebilmemiz gerekiyor. Çünkü veri; veri merkezinde veya bulutta durduğu
gibi durmuyor, dursa da fazla bir işe yaramıyor. Kurumsal karar alma süreçlerinde bu verileri en doğru bilgi olarak değerlendirmek şart. Dosyamızda okuyacağınız gibi büyük ölçekli şirketler zaten yolu aldı, KOBİ'lerin bu konuda bilincinin gelişmesi de önemli. Çünkü bu devirde bilgi gerçekten hem güç hem de edinilmesi en zor kaynak.
14
DOSYA
BThaber
Büyük Veri ve Analitik Çözümlerde Gelişim
25 Eylül - 1 Ekim 2017
MUTLAKA BİR VERİ STRATEJİNİZ OLMALI Büyük veri konusuna ilgi her geçen gün hızla artmaya devam ediyor. Hedef ise insanların yeni fırsatlar, bulgular yakalaması ve daha önce çözemedikleri problemleri çözme imkânı vermesi, veriye dayalı doğru kararların hızlı verilmesi. “Bu hedef firmaların büyük veri ve analitik konularına yatırım yapmalarını büyük bir iştahla önceliklendiriyor” yorumunu yapan BI Technology CTO’su Emre Çabuk, eklemeden geçmiyor: “Büyük bir heyecanla yapılan yatırımlar, çoğu zaman başarısızlıkla veya istenilen başarı seviyesine erişemeden atıl teknolojiler şeklinde kalabiliyor.” Emre Çabuk’a göre, bunun temel sebebi herhangi bir veri stratejisi
olmadan, iş problemlerini net bir şekilde tanımlamadan büyük veri projesi yapılması. Bu tip projelerin başarılı olabilmesi için kurumların doğru insan kaynakları ile iş süreçlerini bu yeni yapıya adapte ederek, doğru teknolojileri kullanmaları gerek. Çabuk, aslında üç temel konu başlığında yenilikler olduğuna işaret ediyor: İnsan, teknoloji ve veri. “Bu noktada Qlik olarak kurumların verilerini sadece etkin bir şekilde görselleştirmelerini değil, bunun yanında etkin ve hızlı karar vermelerini sağlayacakları analitik bir ortam kurmak en temel amacımız” vurgusunu yapan Emre Çabuk, çalışmalarını şöyle anlatıyor: "Büyük veri yatırımlarını değerli kılmak
Kendi kendine karar veren sistemler uzak değil Büyük veri ve analitik çözümlerin iş kullanıcıların ayrılmaz bir parçası olması ile birlikte, çok yakında analitik uygulamalar chatbot, Siri, Alexa, Cortana gibi teknolojilerle konuşup, mesajlaşabileceğimiz bir hal alacak. Emre Çabuk, bu beklentisini şöyle detaylandırıyor: “Böylelikle analitik çözümler günlük hayatımız bir parçası olmaya devam edecek ve istenilen
zamanda, istenilen yerde sürekli verimizin elimizin altında olacağı bir dünyaya çok uzak değiliz. Veriyi depolamaya ve tanımaya yönelik yatırımların olgunluğa ulaştığı bu dönemde; kararların daha hızlı, çok farklı karar seçeneklerinden en iyisinin iş kullanıcı tarafından seçildiği, hatta kendi kendine karar veren sistemlere çok da uzak değiliz.”
ve veriyi iş birimlerine yakınlaştırmak için “herkes için büyük veri” bakış açısıyla veri analitiğinde kolay ve hızlı çözümler sunmaya çalışıyoruz. Amacımız; büyük veri teknolojilerini son kullanıcılara, iş birimlerine yakınlaştırmak ve iş birimlerinin veriye özgürce soru sorup cevabını bulmasını, problemleri görmesini ve veriden yeni şeyler keşfetmesini sağlamak. Bugüne kadar çalıştığımız 500’ün üzerindeki müşterilerimizde yaptığımız sayısız projelerle birlikte Türkiye’nin lider 10 bankasının 9’unun müşterimiz olması aslında kurumsal dünyada veri keşfi ve analitiğin öneminin ne kadar iyi anlaşıldığı ve yatırım yapıldığının en basit göstergesi. KOBİ dünyası için de iş ortağı ağına ciddi yatırım yapmaktayız. Türkiye’nin en büyük lokal yazılım üreticilerinden biri ile yaptığımız işbirliği anlaşması ile KOBİ segmentine de rahatlıkla hitap edebiliyoruz. Bu noktada Qlik’in patenli ilişkisel veri tabanı ve sıfır geliştirme maliyeti ile mobil ortamlara entegrasyon yetenekleri sayesinde; KOBİ’lerin verisindeki gizli kalmış gerçekleri gördükçe, analitiğe yatırım yapmakta ne kadar istekli olduklarını da görebiliyoruz.” Ülkemizde veri ile yönetim ve analitik
BI Technology CTO’su Emre Çabuk konulardaki farkındalık hem büyük ölçekli firmalarda hem KOBİ’lerde artıyor. “Ancak yapılan büyük veri uygulamalarına bakıldığında, bu kavramın sadece ‘büyük’ kısmına odaklanıldığını görüyoruz” eleştirisini yapan Çabuk, “Yani büyük hacimli kurumsal veri ambarlarının büyük veri teknolojilerine dönüştürülmesi aşamasında kalındığını görüyoruz” yorumunu ekliyor. Miktar bu kavramın önemli bir parçası, ama büyük verinin gerçek bir değere dönüşmesi için verinin farklı kaynaklardan toplanarak çeşitliliği, güvenilirliği, hızlı akışı sağlanmalı.
İŞ HAYATINA DEĞER KATAN ADIMLAR
ACRON Bilişim İş Analitikleri Direktörü Özgür Yavuzkara Son 5-6 yıldır gündemde olan büyük veri ve analitik çözümlerle ilgili farkındalığın daha da arttığı görülüyor. ACRON Bilişim İş Analitikleri Direktörü Özgür Yavuzkara, bu yorumunu, “Şirketlerde büyük veri ile ilgilenecek
ayrı departmanlar kurulmaya başlandı” örneği ile destekliyor. BT departmanları büyük verinin saklanmasına odaklanırken, iş birimlerinin de talepleri ve katkısı ile saklanan bu veriden anlam çıkartılarak, iş hayatına daha fazla değer katmasını sağlamak ise bir sonraki aşama olacak. Özgür Yavuzkara’nın da dikkat çektiği gibi, büyük ölçekli şirketlerde farkındalık çok daha ileri seviyede. “KOBİ ölçeğindeki şirketlerin ise bu dönemdeki yatırımlarının, yapılandırılmış verilerini saklamak ve bu veriden anlam çıkartmak özelinde olduğunu görüyoruz” saptamasını yapan Özgür Yavuzkara’ya göre, büyük ölçekli şirketlerin yapacakları uygulamalardaki iyi referanslar KOBİ ölçeğindeki şirketlerin de bu konularda
yatırım yapmasına yol açacak. ACRON Bilişim olarak bu alandaki çalışmalarını ise Yavuzkara, şöyle özetliyor: “İş ortaklarımızla birlikte müşterilerimizin büyük veri yolculuklarının her aşamasında üst seviyede danışmanlık hizmetleri
sağlıyoruz. Verilerin saklanacağı ortam, saklanan veriden anlam ve değer çıkartmak için gerekli veri madenciliği çalışmaları, analitik araçlarla keşiflerin yapılması ve görselleştirilmesi aşamalarında her türlü yönlendirme ve desteği sağlıyoruz.”
Kullanıcılar ‘kontrol eden’ konumuna gelecek Büyük verinin kullanım alanları çok çeşitli. Özgür Yavuzkara, bu alanda gelecek odaklı beklentilerini şöyle anlatıyor: “İleride büyük veri kullanımının iş süreçleri ile çok daha fazla entegre olacağını ve kullanıcıların karar alma noktalarında çok yardımcı olacağını düşünüyoruz. İleride bu algoritmalar
o kadar gelişecek ki birçok noktada kullanılan araçların önerdiği kararlar, kullanıcıların kararlarının da önüne geçebilecek. Bu noktalarda kullanıcıların “kontrol eden” pozisyonunda olacaklarını ve artan zamanlarını yeni modeller geliştirmek için harcayacaklarını düşünüyoruz.”
HER ÖLÇEKTE ŞİRKET İÇİN BİR GEREKLİLİK BiSoft Kurucu Ortağı ve CTO’su Serdar Güler, kurumsal farkındalığı şöyle anlatıyor: “Sektörlere göre değerlendirmek gerek. Hastaneler ve sağlık sektörü, telekomünikasyon, bankacılık ve finans sektörü, madencilik ve enerji sektörü, otomotiv ve yan sanayi sektörü, ilaç sanayi ve medikal sektörü, inşaat sanayi ve yapı malzemeleri gibi… Bu sektörlerde
verilere ulaşmak ve onları gerektiği gibi kullanmak özellikle büyük ölçekli firmalarda oldukça zahmetli. Bu sebeple büyük ölçekli firmalar pazarda fark yaratmak ve veriyi verimli kullanmak için çalışmalar gerçekleştirmekte.” Makine öğrenmesiyle beraber büyük verinin yapay zeka teknolojilerinde kullanılması ve bunların gelişimi, sosyal, kültürel ve ekonomik etkilere sahip
olacak. Blockchain uygulamalarıyla üretilecek verinin merkezi sunuculardan hala analiz edilebilir olmasını sağlayacak, bilgi kaydı ve dağıtımında yenilik getirecek. Mevcut CPU yanında Kuantum bilgisayarlar ortaya çıkacak, teorik hesaplamaların süreleri azalacak. Güler, çalışmalarını da şöyle anlatıyor: “Waterland adında yazılım ve donanım içeren, büyük veri analiz
imkanı sağlayan ve su kalitesini anlık değerlendirebilen ürün geliştirdik. Üretim sektörüne yönelik projemiz de var. Büyük veri, yeni nesil teknolojiler, analiz gibi konularda çeşitli etkinliklere katılıyoruz. Üretim, perakende, sağlık, kamu gibi sektörlerde büyük veri altyapısına yönelik danışmanlık hizmeti sağlamaktayız. Büyük veriyle beraber bulut teknolojilerine de yöneldik."
Bir fincan kahvenin hatırı BT ile daha da uzuyor Kahve Dünyası’ndan yenilikçi yatırım: Stok takibi, yönetimi ve satış süreçleri Mobisis Teknoloji’nin önderliğinde Zebra Technologies çözümleri ile yeniden yapılandırıldı.
Hızlı stok yönetimi-hızlı satış avantajı Sektörel gerekliliklerin de paralelinde teknolojik ve yenilikçi gelişmeleri hızla bünyesine katmaya önem veren Kahve
Dünyası, gerek mağazalarındaki hızlı ve sınırsız müşteri internet hizmeti, gerek son bir yıl içerisinde hayata geçirilen CRM destekli son model teknolojik yazılım ve donanıma sahip profesyonel kasa sistemi değişimleri, gerekse kısa bir süre sonra hayata geçecek yeni web sitesi, ayrıca uzaktan sipariş ve ödeme özelliği ile istenilen mağazadan beklemeden sıcak içecek dahil ürün alınmasını sağlayacak yeni nesil mobil uygulaması ile BT yetkinliğini kurgulama ve tüketicilerle paylaşma motivasyonunu ortaya koyuyor. Farklı başlıklarda çeşit çeşit ürünleri tüketici ile buluşturan Kahve Dünyası, bu gücünü pekiştirmek adına Mobisis Teknoloji ile önemli bir yatırıma imza attı. Ürünlerin raf ömrü daha uzun olmasına rağmen, Ebru Sonay, bu başlıkta önemli bir katma değeri beraberinde getiren yatırımla ilgili şu bilgileri paylaşıyor: “Mobisis Teknoloji ile hayata geçirdiğimiz proje sayesinde mağazalara verdiğimiz kare barkod okuyan son teknoloji el terminalleriyle Kahve Dünyası depo ve fabrikalarından yapılan sevkiyatları zamanında hızlıca stoklara alarak, en taze şekliyle ve hızlı biçimde satışa sunabilmeyi amaçlıyoruz. Bu kapsamda ürünlerin fabrika-depo-mağaza-nihai tüketici yolculuğunda FEFO (First Expiry First Out- Son Kullanma Tarihi Gelen Önce Çıkar) kurgusunun sağlamasını da yapmış oluyoruz. Kahve Dünyası, söz konusu terminalin üzerinde çalışacak yazılımı kendi ekibi ile tamamlarken, donanım üzerinde müşteriye özel yazılım güncellemeleri de Mobisis Teknoloji teknik ekibi tarafından yapıldı. Bunun yanında, cihazlara uzaktan erişim ve
Kahve Dünyası Bilgi Sistemleri Müdürü Ebru Sonay yönetim sağlayan yazılım da Mobisis Teknoloji tarafından sağlandı. Halen 150’nin üstünde cihaz bu amaçla Kahve Dünyası’nda kullanılıyor.” Anlık stok takibi mümkün oldu Kahve Dünyası, söz konusu projeyi hayata geçirirken Zebra’nın 3G destekli, kare barkod okuma özelliğine sahip, IP67 güvenlik standardındaki MC67 model ürününü tercih ederken, bu ürünleri uzaktan yönetebilmek için de SOTI çözümünü kurguladı. Projenin hayata geçirilmesi sonrası Kahve Dünyası’nın elde ettiği avantajları Ebru Sonay, şöyle anlatıyor: “Ürünler, irsaliye matbu üzerinde işaret koymak gibi manuel kabul işlemlerine tabi tutulmadan, sadece her bir koli
üzerindeki barkodu tek hamlede hızla okutarak stoklara doğru şekilde ve doğru miktarda alındı. Bu sayede anlık stok takibi de yapılabilir hale geldi. Bir taraftan da barkodlarının içine gömülü SKT verisi sayesinde FEFO kontrolü sağlaması bir defa daha yapılarak, ürünlerin müşterilere mümkün olan en taze şekliyle sunulması hedefi sağlanmış oldu.” Mobisis Teknoloji ile hayata geçirilen bu verimli projenin yeni aşamalarının olmasına kesin gözüyle bakılıyor. Ebru Sonay, projede muhakkak yeni aşmalar olacağına işret ederken, eklemeden geçmiyor: “Kahve Dünyası, yeniliklere açık bir firma. ‘Hizmet’ başlığında en iyileri sunabilmek için çalışmalarımız bir yandan hızla devam etmekte.”
Mağazaların iş yükü en aza indi Mobisis Teknoloji tarafından Kahve Dünyası’na sunulan çözüm kapsamında mağazalarda, gelen ürünleri barkod okutarak kabul edip stoklara alınmasını sağlayan el terminali çözümü sunuldu. Mağazalarına sevk edilen ürünleri doğru ve kontrollü bir şekilde kabul edip mağaza stoklarına almayı hedefleyen, bunun için de 3G el terminalleri ile sisteme online bağlı barkod okutmalı mal kabulü yapmayı, stoklarını da anlık olarak görebilmeyi hedefleyen Kahve Dünyası, Mobisis Teknoloji ile işbirliği ile bu planını gerçekleştirdi. Elde edilen fayda da kısa zamanda ne kadar doğru bir yatırım kararı alındığını gösterdi. Zira, söz
konusu proje öncesinde mağazada irsaliye matbu evrak ile teslim tesellüm yapmak, bu evrakların daha sonra mağazadaki bilgisayar üzerinden ERP sistemine elle girişini yaparak mağaza stok girişini tamamlamak gibi zorlu bir iş yükü vardı. Mobisis Teknoloji çözümünü almadan önce test etme imkanını da değerlendiren Kahve Dünyası, hizmet kalitesi ve tedarik süresindeki performansı ışığında Mobisis Teknoloji’i, donanım kalitesi, yüksek IP standartları ve işlevsel yetkinlikleri gerekçesiyle de Zebra’yı tercih etti. Zebra, FiyatPerformans değerlendirmesinde de en uygun ürün olarak kendini gösterdi.
advertorial
Teknolojinin insanlara sunduğu konfor ve hayatı kolaylaştırıcı etkisi inkar edilemez. Her mevsim zengin içecek ve yiyecek menüsü ile kaliteye değer verenleri buluşturan Kahve Dünyası, bu konforu tüm müşterilerine yaşatmak için kesintisiz çalışma yürütüyor. Sektörde kendisinden beklenen biçimde pozitif farklılık yaratarak, hizmet kalitesini en üst düzeye çıkarmaya öncelik veren Kahve Dünyası, 2004 yılında Eminönü’nde açtığı ilk mağazasının ardından, müşteri odaklı yaklaşımı, Türk misafirperverliğini yansıtan güler yüzlü karşılama, servis anlayışı ve ikram kültürü sayesinde tercihlerde öncelikli ve vazgeçilmez bir marka haline geldi. Mağazalarında ekmekten pastaya, dondurmadan kahveye, lokumdan çikolataya sayısız kaliteli ve farklı başlıkta ürünü kendi grup şirketlerine ait fabrikalarda üretip, en taze şekliyle müşteriye sunan Kahve Dünyası, gelinen noktada Türkiye’nin pek çok ilinde, ayrıca İngiltere ve Romanya’da işletmesini kendi yürüttüğü mağazaları ile hizmet veriyor. Sadece Arap ülkelerinde Master franchise üzerinden bayilik veren Kahve Dünyası, bu satış noktalarını da mağaza, corner ve metro kioskları olmak üzere üç ana kategoride topluyor. Temmuz 2017 itibariyle toplam 203 satış noktasında hizmet verildiği bilgisini paylaşan Kahve Dünyası Bilgi Sistemleri Müdürü Ebru Sonay, kurumsal teknoloji yaklaşımları hakkında bilgiler paylaşıyor.
16
DOSYA
BThaber
Büyük Veri ve Analitik Çözümlerde Gelişim
25 Eylül - 1 Ekim 2017
ANALİZ YETKİNLİĞİ, KURUMSAL REKABETTE ÖNE GEÇMEYİ SAĞLAR “Barış ortamında en büyük yenilik savaştır” diye düşünen kurum, kuruluş veya şirketlerin, müşterilerinin ya da vatandaşlarının hakkında daha kıymetli bilgileri toplamak ve bunları daha fazla ürün ve hizmet satmak, daha fazla kontrol sağlayabilmek için başlattığı toplanan veriyi arttırma vizyonunun sonucu ortaya çıkan bir kavram büyük veri. Paladin Genel Müdürü H. Uğur Aladinler, bu tanımı yaparken, eklemeden geçmiyor: “Artan boyutlar ve yeni veri kaynakları, bu verinin işleniş ve yönetiliş şekillerinde büyük bir değişim yarattı.” Örneğin; bir noktadan diğerine veri aktarılması, veri ambarları ve datamartlar ile OLAP ve OLTP işlemleri teker teker daha modern çözümlerle değiştiriliyor; “Streaming” veri aktarımı, sanal veri ambarları, “Data Lake” kavramları ve elbette IoT söz konusu. Veri analitiği kullanmak alışkanlık haline gelmeli Geleneksel yönetim metodolojileri verinin hareket halinde ve durmakta olduğu durumlarda derinlemesine analizini ve anlaşılmasını gerektiriyordu. Uğur Aladinler’in işaret ettiği gibi, bunu gerçekleştirmek günümüzdeki devasa bilgi boyutlarında ve hızında imkansıza yakın. Yeni teknikler daha etkin ve ekonomik olmak zorunda. Bu verilerin toplanması, birleştirilmesi ve saklanması, derinlemesine bilgi birikimi olmadan da kolay ve gerçekleştirilebilir olmalı. “Bu prensipleri benimsemiş yeni veri yapıları ve yeni analitik araçlar sayesinde terabayt seviyelerinde bilgiyi anlık ya
da gerçek zamana yakınsayan sürelerde verinin kaynağından dış ya da iç bulutlar üzerinde yer alan “Structured” ya da “Unstructured” veri ortamlarına aktarımı, aktarılmış verilerin işlenmesi ve görselleştirilmesi artık mümkün” bilgisini veren Uğur Aladinler’in dikkat çektiği gibi, bu gelişmeleri kullanan firmalar ve kurumlar diğerlerinin bir değil, birkaç adım önüne geçmeye başladılar bile. Gerek büyük ölçekli şirketlerde gerekse KOBİ’lerde kurumsal farkındalık da Aladinler’e göre, gelişti. “Hepimiz yapılırken gördük, hepimiz başarılı ya da başarısız olsak da bir ya da birkaç kez denedik, deneyimlemeyenlerimiz de deneyimlemiş olanların kimler olduğunu ve bu deneyim için kime ulaşmaları gerektiğini biliyorlar” diyen Aladinler’e göre tek sorun, bunun henüz ülkemizdeki şirketlerde tam olarak düzenli hale gelmemesi. Yani büyük veri analitiğini kullanmak her gün yaptığımız bir şey değil henüz. Aladinler, bu başlıkta farkındalığı geliştirmek için yaptıkları çalışmaları ise şöyle anlatıyor: Information Builders desteğini küresel bazda sunuyoruz “Paladin olarak büyük veri konusu gündemimize 2015 başlarında girdi. Özellikle büyük verinin görselleştirilmesi konusunda hizmet verdiğimiz firmalarda yapmış olduğumuz çalışmalar bulunmaktaydı. Ancak Information Builders ile yaptığımız iş ortaklığı bu konuyu odak noktalarımızdan biri haline getirdi. Başta Hadoop üzerinde çalışan büyük veri aktarım aracı Big
‘Veri analitiği’ dünyası devleşecek Büyük verinin şehir yönetimlerinde kullanılması henüz tam olarak olgunlaşmamış olsa da, ciddi bir gündem haline gelmeye başladı. “Şimdiki uygulamalar biraz deneysel, biraz girişimci, biraz hayalperest” tanımını yapan Uğur Aladinler, geleceğe yönelik beklentilerini şu sözlerle anlatıyor: “Ancak gelecekte bizi çok yaygın olarak kullanılan bir veri analitiği uygulamaları dünyası bekliyor olacak. Şimdiden pek çok üretici, sensör verilerini akıllı şehirlere uygun hale getiriyor. Çok da uzak olmayan bir gelecekte buzdolabımızın boyutunun çok daha küçük olduğunu deneyimleyeceğiz, canımız bir portakal istediğinde büyük veriyi kullanarak belirlenen bize en yakın depolama tesisinden, drone gibi bize en
hızlı şekilde ulaştırılabilecek yöntemle taze portakalımıza kavuşacağız. Portakalımızı yedikten sonra içtiğimiz su bir sensör aracılığı ile ölçülecek, daha önce aldığımız sıvıların miktarı ile analiz edilerek kanalizasyon sisteminin ne zaman kullanılması gerekeceği tahminlenerek eskisinden daha verimli bir boru sistemi ile doğru zamanda (ya da yakınında) evimizden atık olarak alınmaya uygun hale gelecek. Alınan atıkların ön analizleri ile bir sonraki tıp merkezi ziyaretimizin tarihi, bizim haberimiz dahi olmadan, doktorların daha verimli çalışmasını sağlayan merkezlere iletilecek. Paladin olarak henüz portakalda vitamin olduğumuzun bilincindeyiz, ancak kendimizi bunlara şimdiden hazırlıyoruz.”
Paladin Genel Müdürü H. Uğur Aladinler Data Integrator olmak üzere, pek çok Information Builders ürün ve hizmetinin desteğini gerek Türkiye’de gerekse yurt dışında vermeye devam ediyoruz. Bunun dışında, iş ortaklarımız AWS, IBM, Oracle, Microsoft ve MicroStrategy tarafından sağlanan ürünler üzerinde de sertifikalı yetkinliklerimiz mevcut. Bu kapsamda Paladin olarak, firmalar müşterimiz olsalar da olmasalar
da kullanabilecekleri araçlar, yöntemler, hizmetler hakkında bilgilendirmeyi ve çözümler hakkında yönlendirmeyi vizyonumuz ve misyonumuz kabul ediyoruz. Her zaman doğru çözüm biz ya da sağladığımız ürünler olmayabiliyor. Bu durumda da firmaları değerli iş ortaklarımıza yönlendiriyor, ulaştıkları bilgi ve hizmetten sağladıkları faydanın maksimum olmasına çaba gösteriyoruz.”
18
DOSYA
BThaber
Büyük Veri ve Analitik Çözümlerde Gelişim
25 Eylül - 1 Ekim 2017
VERİYİ BİLGİYE DÖNÜŞTÜREBİLEN KAZANIR
Logo Yazılım İş Analitiği ve Bütçe Çözümleri Satış Direktörü Cem Cengiz Yılmaz Şirketler ve sektörler için veri akışının sayılarla ölçülebilir düzeyde olduğu günler bir hayli eskide kaldı. Bilgi çağıyla birlikte iş dünyası hızlı bir dönüşüm yaşıyor. Bugün sadece bilgi niteliği taşıyan veriler değil, verilerin sağlandığı kaynaklar
bile hem çeşit hem sayı olarak takibi güç bir yelpazeye ulaştı. Zaman ve nitelikli bilgi ekseninde yaşanan yoğun rekabetin galibi olmak isteyen şirketler, doğru adımları atabilmek için yenilikçi iş çözümlerine ihtiyaç duyuyor. Logo Yazılım İş Analitiği ve Bütçe Çözümleri Satış Direktörü Cem Cengiz Yılmaz’ın da dikkat çektiği gibi, iş analitiği de onlardan biri. Onlarca farklı kaynaktan elde edilen verileri hızla ve titizlikle işleyen ideal bir iş analitiği çözümü, şirketlerin karar alma mekanizmalarına kritik anlarda ihtiyaç duydukları anlık bilgiyi sunarak, rekabette bir adım öne çıkma fırsatını sunabiliyor. Cem Cengiz Yılmaz, bu başlıkta kurumsal farkındalığı şöyle anlatıyor: “İş analitiğinin gerekliliği, özellikle işletmelerin yönetebileceklerinden daha fazla veriye sahip olduklarında ve bu verileri anlamlı bilgiye dönüştürmede ortaya çıkıyor. IDC istatistiklerine göre, 2020’de
uygulama yazılımları tarafından üretilen veri miktarı, 10 yıl öncesinin yaklaşık 44 katı olacak. Bu verinin işlenmesi ve buradan analizler yapılarak yönetim kararları alınabilmesi en önemli konulardan biri oldu ve olmaya devam edecek. Veriyi bilgiye dönüştürerek, taktiksel kararların hızlı ve doğru bir şekilde verilmesinde yardımcı olan iş analitiği çözümleri, globalleşen pazarda özellikle orta ölçekli şirketlere rekabet avantajı sağlıyor. Firmalar; bu çözümlerle konsolide edilmiş, doğru, gerçek zamanlı ve çok boyutlu verileri kullanarak proaktif yönetim imkânı elde ediyor.” Veri madenciliğinin önemi daha da artacak Teknoloji baş döndürücü bir hızla gelişiyor. Bilim kurgu olarak nitelendirdiğimiz pek çok fikir veya cihaz günümüzde hayata geçmiş durumda. Cep telefonlarımızla hava durumundan borsa bilgilerine,
bankacılık işlemlerinden yaptığımız spor aktivitelerinin takibine kadar pek çok veriyi anlık izleyebiliyoruz. Bundan sonrasına yönelik beklentilerini ise Cem Cengiz Yılmaz, şöyle anlatıyor: “Yakın gelecekte, cep telefonuna bile ihtiyaç duymayacağımız, kullandığımız her cismin sensorlar aracılığıyla veri toplayan, analiz eden ve anlamlandıran birer bilgisayar olacağı görülüyor. Örneğin giydiğimiz kıyafetteki nano-teknolojik sensorlar bir bilgisayar gibi veri toplayacak ve bunları ağlar vasıtasıyla bulut teknolojilerle dev veri merkezlerine iletecek ve geliştirilen iş analitiği sistemleri bu verileri anlamlandıracak. Geleceğin en gözde meslekleri arasında gösterilen “veri madenciliği” tüm bu sürecin yönetimini üstlenecek. Zamanla pek çok firma ve iş kolunun işlerini bu akıllı sistemlere kaptıracağı bir gerçek.”
REKABETTE AVANTAJ KAÇINILMAZ OLUYOR Çok hızlı değişen, gelişen, hatta evrimleşen modern bir dünyada yaşıyoruz. Yapay zeka, chatbot ve nesnelerin interneti gibi iş dünyasında çığır açacak yeni çözümler sadece bize yardımcı olmakla kalmıyor; birbirleri ile konuşup, destekleyebiliyorlar. Tüm bu çözümlerin kullanımında ya da kullanımı sonrasında, analiz edilmesi gereken ve çok değerli bilgiler içeren devasa veri kümeleri ortaya çıkıyor. ‘Büyük veri’ bu çözüme verilecek ve tam anlamıyla açıklayan mükemmel bir tanım. Oracle ECEMEA Bölgesi Bulut Uygulama Teknolojisi Mimarları Direktörü Burak Görsev’e göre, büyük veri, şirketlerin rakiplerinin önüne geçmek, kârlılıkları arttırıp, maliyetlerini düşürmek için kullanabilecekleri çok değerli bir
güç oldu, artarak da olmaya devam edecek. “Daha net açıklamak için verimlilik konusunu ele alabiliriz” diyen Burak Görsev, şu bilgileri paylaşıyor: “Verimlilik ile kastettiğim, şirketlerin operasyonel ve finansal verimlilikleri, ciro artışı. Forrester’in Oracle ve Intel için yaptığı bir araştırma sonucuna göre, büyük veri yatırımı yapan ve araştırmaya katılan müşterilerin yüzde 62’si, iş sürekliliği ve verimliliğinde ciddi artış görmüşler. Yine büyük veri yatırımı yapan şirketlerin yüzde 69’unda ciro artışı görülmüş, ki bu başlı başına büyük veri çözümlerinin ne kadar gerekli ve önemli olduğunu gösteriyor. Sadece finansal açıdan değil, genel endüstri çözümleri açısından da
büyük verinin faydalarına bakmak gerek. Örneğin, üretim sektöründe büyük veri kullanan müşteriler, yeni ürün değerlendirmelerini haftalar sonra değil, birkaç gün içinde elde etmeye başlayabiliyorlar. İnternet üzerinden alışverişin çok popüler olduğu günümüzde; doğru adrese ve hızlı teslimat için büyük veri yapısının da rahatlıkla kullanılabildiğini gözlemliyoruz.” Rekabetin bu kadar zor olduğu bir ekonomik dünyada, firmalar büyümenin ve kârlılıklarını arttırmanın yolunun teknolojiden geçtiğinin farkındalar. Firmalar, büyük veri yatırımlarına, büyüklüklerinden bağımsız olarak, önem vermeye başladılar. “Bahsettiğim Forrester araştırmasına göre, firmaların yüzde
98’i büyük veriden genel anlamda faydalanıyorlar” diyen Burak Görsev’e göre, buradaki olumsuz tek nokta, bu yatırımların geri dönüşlerinin uzun vadede sağlanması olarak belirtiliyor. Ancak bu problem de bulut çözümleri ile yönetilebiliyor.
bu konuda kurumsal farkındalığı ise şöyle anlatıyor: “Büyük ölçekli şirketlerde analitik ihtiyaçlara yönelik farkındalık uzun zamandır var ve olgunlaşmış durumda. Büyük veri ve bağlı veri bilimi çalışmalarının iş süreçlerinin bir parçası haline gelmesi artık zaman meselesi. KOBİ’lerde ise farklı bir hikaye ortaya çıkmakta. Sadece büyük veri için değil, analitik için de farkındalığın artırılması gerekli. Maliyetlerin düştüğü bu ortamda, KOBİ’ler için bu teknolojilerin kullanımını mümkün
kılan yeni iş modelleri ile, KOBİ’lerin bu teknolojinin kendi erişimlerinde olduğunun bilinmesi gerek. Sadece finans gibi, stok gibi, mevcut durumun ve geçmişte olanların resmini çizen, zorunlu raporlamalar gibi uygulamaların değil, ‘neden’ ve ‘nasıl’ sorularına dair cevaplar üreten, tahminler ve kestirimler yapan, optimizasyona yönelik kavrama ve öngörü geliştiren uygulamaların da gerekli ve mümkün olduğunun anlaşılması gerek. 5-10 yıla kalmadan, bu verilere ulaşım, doğru işleme ve iş süreçlerinde kullanımı, KOBİ’ler için yaşamsal gereklilik haline gelecek.”
ANALİTİK ÇÖZÜMLERİN ÖNEMİ DAHA DA ARTACAK Her yenilikte, özellikle teknolojik yeniliklerde olduğu gibi, işin teknik ve teknolojik boyutu, iş boyutunun birkaç adım önünde gidiyor. Özellikle büyük veride şirketlerin verilerini iş süreçlerinin bir parçası yapabilmeleri, kullanışlı, anlamlı ve üzerine aksiyon alınabilir ve ihtiyaç duyulduğunda iş birimlerinin kullanımına açık hale getirmeleri, bugüne kadar gelen bütün teknolojik gelişmelerin üzerine inşa edilecek bir sonraki adım olarak karşımıza çıkıyor. Teknolojiyi yoğun
kullanan ve süreçleri teknoloji üzerine kurulu finans, sigorta, telekom, perakende gibi sektörlerde bu konuda yol alındı ve büyük kuruluşların çoğu buradaki fırsatın ve önemin farkında. “Veriyi saklamanın birim maliyeti düştükçe ve analitik çözümlerin ve modellerin kullanımı arttıkça, veriden öngörü elde etmenin, çalışanların günlük iş akışlarının bir parçası olması her geçen gün daha ucuz ve daha kolay hale gelecek” yorumunu yapan Runibex CEO’su Fatih Özbağrıaçık,
Oracle ECEMEA Bölgesi Bulut Uygulama Teknolojisi Mimarları Direktörü Burak Görsev
20
BThaber
BİLİŞİM DÜNYASI
25 Eylül - 1 Ekim 2017
Tepeden tırnağa dönüşüme tanıklık edin! Endüstri 4.0, akıllı ve otonom araçlar, dijitalleşme, üretim süreçlerinde hakimiyeti giderek artan robotlar ve daha fazlası için hazır olun… Dünyada ve Türkiye’de otomotiv sektörünün tüm yönleriyle ele alındığı Dünya Otomotiv Konferansı (WAC), bu yıl dördüncü kez sektörü buluşturacak. Londra’da yerleşik Worldwide Partnerships’in organize ettiği konferansta, otomotiv sektörünün önde gelen isimleri 11-12 Ekim 2017 tarihlerinde Hilton Bosphorus Hotel’de bir araya gelecek. Hem yurtiçi hem yurtdışından birçok konuşmacı etkinlikte yerini alacak. Ford Amerika eski Başkan Yardımcısı John Fleming, Volvo Kamyonet & ERTICO Yönetim Kurulu Üyesi Kıdemli Ürün Yöneticisi Anders Bonander ve Mammut Khodro Iran Ulusal Bayi Ağı Direktörü Nader Vahab Aghai ilk etapta öne çıkan isimler olurken, konuşmacılar arasında İran IAPMA Genel Sekreteri Maziar Beigloo, Ultimaker Başkan Yardımcısı Paul Hieden, Surgere Lojistik Başkan Yardımcısı Mike Silvio, Assan Hanil Genel Müdürü Atacan Güner, Hollandan VC Automotive Group Uluslararası İş Geliştirme Direktörü Jacko van de Stege, Volkswagen eski Pazarlama Direktörü Nicolas Deturck de olacak. Konferans öncesi sorularımızı yanıtlayan Dünya Otomotiv Konferansı Ticari Direktörü Stephanie May, bu yılki konferansı farklı kılacak yenilikleri ve hedeflerini bizimle paylaştı:
Dünya Otomotiv Konferansı Ticari Direktörü Stephanie May güncel konuların sadece otomotiv sektöründeki üretim süreçlerini değil, satış sonrası dahil, tedarik zincirindeki tüm firmaları nasıl etkileyeceği. Kaçınılmaz konulardan ticari araçlar, elektrifikasyon, bağlantılı olmak, sürücüsüz araçlar ve mobilite servisleri gibi başlıklar da detaylı olarak işlenecek. Önceki konferanslarla kıyaslandığında, bu yılki organizasyonda ne gibi yenilikler olacak? 2017 Dünya Otomotiv Konferansı önceki senelerden çok daha farklı olacak. Giriş kartınızı aldığınız dakikadan itibaren konferansın geçen senelere göre hem katılımcı sayısının büyük oranda arttığını hem de prestij açısından ne kadar geliştiğini fark edeceksiniz. Bu bağlamda, bu yıl konferans için Hilton Bosphorus İstanbul Hotel’in iki katı da rezerve edildi. Lokasyon ve mekan büyüklüğünün yanı sıra ’sergi’ konusu üzerinde de çok fazla düşünüldü. İki gün sürecek olan konferansta mümkün olan en fazla iletişimi
ve bağlantıyı sunmak amacıyla sergi alanının boyutu iki katına çıkarıldı. Networking ortamına katkıda bulunması için ayrıca ayarlanan 45 dakikalık kahve araları, VIP Özel Alanı, B2B toplantı alanı 2017 Dünya Otomotiv Konferansı’nın önemli detayları arasında. Otomotiv sektörünün geleceğini şekillendirecek, hatta dönüşüme uğratacak fikirlere sahip yerel ve uluslararası teknoloji girişimcilerini dinleyebileceğiniz Start-Up Hub da yeni bir çalışmamız. Yuvarlak Masa Workshop’ları 2016 yılında başladığımız ve çok başarılı sonuç aldığımız bir uygulama oldu. Bu nedenle bu yıl konferansın her iki günü de Yuvarlak Masa Workshop’larını düzenlemeye ve birebir tartışma zamanını 90 dakikaya çıkartmaya karar verdik. 2016’daki konferansımız sonrası geri dönüşler ışığında bu yılki yeniliklerden bir diğeri de Otomotiv Sektöründeki Başarılı İş Kadınları Kahvaltısı. Bütün bu yenilik ve gelişmelerle Dünya Otomotiv Konferansı’nın 2017’de çok daha geniş bir kitleye hitap edeceğini söyleyebiliriz.
Nasıl bir katılımcı profili hedefliyorsunuz? Organizasyon tüm otomotiv endüstrisini kapsadığı için otomotiv eksperleriyle ilgilenen tedarikçiler de kapsamımızda. Küresel OEM üreticilerden endüstrinin en iyi tedarikçilerine, ticari araçlardan binek araçlara, lojistik direktörlerinden ArGe direktörlerine, Endüstri 4.0, dijitalleşme, otonom araçlar, ‘bağlantılı olmak’ Türk otomotiv sektörüne etkiler ele alınacak gibi konularda uzman, otomotiv sistemi odaklı gelişmeler, ‘geleneksel’ Amerika, Hindistan, Suudi sektörünün ve ‘yeni’ otomotiv sektörü odaklı Arabistan, Çek Cumhuriyeti, geleceğine yön görüşler, ayrıca elektrifikasyon, Sırbistan, İran, Belçika, Macaristan veren kişilere mobilite, otonom araçlar gibi ve Türkiye'den 50'nin üzerinde kadar uzanan sektörel bazda yenilikler ele alınacak. uluslararası konuşmacı konferansın geniş bir katılımcı Konferans kapsamında sürücüsüz ve ilk gününde küresel trendlerin yelpazesine bağlı araçlar hakkındaki çalışmalar Türk otomotiv endüstrisini nasıl sahip konferansa da paylaşılacak. 30 ülkeden 500’ün etkileyeceği, Endüstri 4.0 ve robot evsahipliği üzerinde üst düzey yöneticinin bir teknolojilerinin kullanımındaki artışa yapacağız. araya geleceği konferansta sektörün paralel dijitalleşmede Türkiye’nin Stratejik bir genel geleceğine yön verecek genç konumunu ve sektöre etkilerini ele bakışla endüstride girişimciler de START-UP köşesinde alacak. Konferansın ikinci gününde neler olup bittiğini çalışmalarını tanıtacak. ise Türkiye ve dünyada akıllı ulaşım öğrenmek isteyen
Konferansın temasından ve içeriğinden bahsedebilir misiniz? Dünya Otomotiv Konferansı, sektördeki her türlü gelişmeyi ve trendi yakından takip etmek isteyen yöneticiler için önemli bir bağlantı ortamı sunuyor. Bu yılın ana teması; endüstri 4.0, robotlaşma, dijitalleşme gibi her gün duyduğumuz
bir CxO’nun da, otomotiv endüstrisinde elektrifikasyonun günlük iş süreçlerine nasıl yansıyacağını merak eden bir mühendisin de 2017 Dünya Otomotiv Konferansı’nda spesifik olarak ilgileneceği oturumlar olacak. ‘Otomotiv Sektöründeki Başarılı İş Kadınları Kahvaltısı’ da konferansın özgün organizasyonlarından. Evet, 2016 yılındaki konferanstan alınan geri bildirimlere dayanarak özel olarak otomotiv sektöründeki kadınlara yönelik başlıkların daha fazla olmasına karar verdik. Bu amaç doğrultusunda ilk aksiyon da konferansın ikinci gününde gerçekleşecek olan Otomotiv Sektöründeki Kadınlar Kahvaltısı olacak. Bu organizasyonda konferanstaki kadın katılımcıların yanı sıra, sektöre yön veren, kendi alanlarında uzman kadınların deneyimlerini paylaşmak, sorunları ve çözümleri tartışmak, beyin fırtınası yapmak adına bir araya gelmek amaçlanıyor. Konferans, katılımcılara start-up alanlarından workshop’lara birçok farklı aktiviteyle iş fırsatları sunuyor. Konferansın B2B ilişkileri açısından farklı yönleri sizce neler olacak? Dünya Otomotiv Konferansı ekibi olarak yüz yüze iletişimin en iyi iletişim olduğunu düşünüyoruz. Konferans içinde de bunu sağlamak için bağlantı kurmayı ve iletişim sağlamayı
teşvik etmek adına yüz yüze iletişime olabildiğince çok zaman ayırmaya çalışıyoruz. Dolayısıyla iki gün işten izin alıp konferansa katılma sebebiniz de olabildiğince çok potansiyel müşteriyle bir araya gelmeniz, rakiplerinizin önünde geçmek ve otomotiv sektörünün diğer önde gelenleri ile iletişim sağlamak olacak. Kahve aralarının 45 dakika gibi uzun bir süre olarak planlanmasının sebebi de bu iletişim ve networking ortamının devam etmesi. Size, iki konferans günü de öğleden sonra oturumları başlamadan rahatça yemeğinizi yiyip, yemek sonrası kahvenizi içtikten sonra sergi alanını gezmenizi sağlayacak bir ortam sunuyoruz. Ayrıca bu sene sergi alanımız B2B iş olanaklarını katılımcılara olabildiğince sunmak için tasarlandı. Girişimciler köşesinde otomotiv sektörünün geleceğini şekillendirecek ve dönüşüm sağlayacak ulusal ve uluslararası genç girişimcilerin yeni fikirlerini duyabileceksiniz. B2B network alanı size bu önemli toplantılara evsahipliği yapmak için bir alan garanti ediyor. Bununla beraber VIP alanı da üst düzey yöneticilerin bir arada geçirdiği zamanı arttırmak için oluşturuldu. Yuvarlak Masa Workshopları’nı da özetlemek gerekirse; spesifik olarak iş alanınız veya ürünleriniz ile ilgilenen, hedef kitlenizdeki 10-15 kişiyle geçireceğiniz kaliteli 90 dakikayı düşünün. Bu 90 dakikalık toplantıya katılmayı istemez miydiniz?
22
BThaber
BTnet.com.tr
Birleşmede verimli ilk yılın ardından…
Dell Technologies, dünyanın en büyük özel teşebbüs teknoloji şirketi olarak Dell ve EMC birleşmesi ile birlikte kuruluşunun ilk yıl dönümünü kutladı. Bu ilk yılında şirket, 35 milyar dolar değerinde Dell Technologies kanalı, Dell EMC portföyüne de 10 bin yeni kurumsal müşteri kazandıran küresel bir kanal programı oluşturdu. Ayrıca sunucu, depolama, istemci ve yakınsanmış altyapı çözümlerinin çapraz satışları ile müşterilerde gelir artışı sağladı. Şirket bu süreçte yaklaşık 9,5 milyar dolar tutarındaki borcunu ödedi, üç büyük şirketi hızla elden çıkararak yenilikçi teknolojilere yatırımlar yaptı. Dell Technologies, aynı zamanda GE'nin devam eden dijital dönüşüm çabalarını desteklemesi için Dell altyapısı ve son kullanıcı bilişim çözümlerinden faydalanmak adına birkaç yılı kapsayan bir anlaşma imzaladı. Bu anlaşma kapsamında Dell, GE'nin birincil BT altyapı tedarikçisi oluyor. Dell Technologies işletmeler ailesi içinde Dell, Dell EMC, Pivotal, RSA, SecureWorks, Virtustream ve VMware yer alıyor. İlk yılda Dell Technologies, yıllık 4,5 milyar Ar-Ge yatırımına devam etti. Yapay zekâ, makine öğrenimi, IoT, genom bilimi gibi alanlara odaklanan yenilikçi yeni şirketlere Dell Technologies Capital yoluyla 100 milyon dolar yatırım yaptı. Birleşmenin tamamlanmasından bu yana şirket; çalışanlarına, pazara giriş stratejisine ve büyüme alanları için teknolojiye aşamalı olarak hemen hemen 1 milyar dolar yatırım taahhüdünde bulundu.
e-Dönüşüme katkı e-Fatura ile geliyor QNB Finansbank ve Cybersoft ortaklığıyla hizmet veren eFinans, e-Fatura kullanımını teşvik etmek için e-Faturayı ücretsiz hale getirerek eFinans Portal Basic’i hayata geçirdi. Müşterilerine e-Fatura, e-Defter, e-Arşiv ve KEP başta olmak üzere e-Dönüşüm çözümleri sunan eFinans’ın bu yeni çözümü eFinans Portal Basic, daha kapsamlı ve nitelikli bir hizmeti ücretsiz sunmak, e-Fatura kullanımını teşvik etmek için eFinans’ın tasarladığı ücretsiz bir e-Fatura hizmeti. Firmaların eFinans Portal Basic’ten faydalanmaları için herhangi bir taahhüt altına girmeleri gerekmiyor. Sadece eFinans web sitesinde yer alan formu doldurmak yeterli. Bunun ardından kullanım başlıyor. e-Faturayı teşvik için devreye alınan eFinans Portal Basic, firmalara aynı zamanda 10 yıl ücretsiz arşivleme imkanı sunuyor. eFinans Genel Müdürü Okan Murat Dönmez, “eFinans Portal Basic’le e-Fatura kullanımını teşvik etmek ve yaygınlaştırmak istiyoruz. Bu amaçla e-Fatura hizmetini ücretsiz olarak sunarken, 10 yıl süreli arşivleme hizmetini de ücretsiz sunuyoruz. eFinans Portal Basic kullanıcı dostu ve kolay kullanımlı olmasıyla da firmalara erişiyor” bilgisini verdi. eFinans’ın sunduğu bir diğer özellik de eFinans Mobil uygulaması. Bu uygulamayla firmalar gelen ve giden faturalarını hareket halinde ve bilgisayara bağlı olmadan takip edebiliyor. QNB Finansbank ile birlikte sunulan e-Fatura teminatlı eKredi ürünü ile KOBİ’ler kolay biçimde finansman imkanına sahip olabiliyor.
25 Eylül - 1 Ekim 2017
Otomasyonda doğru adımlar, verimlilik sağlıyor
Experian, uçtan uca KOBİ yönetimini ele aldığı ‘KOBİ Yönetimi - Alışkanlıklar Değişiyor!’ başlıklı toplantısını İstanbul’da gerçekleştirdi. Kredi Garanti Fonu Tahsis ve Risk Yönetimi Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Aysal’ın rakamsal verileri paylaştığı açılış konuşmasını yaptığı toplantı, Yapı Kredi Bankası Kredi Risk Yönetimi Grup Direktörü Gürcan Kırmızı, Experian Türkiye ve Orta Doğu Analitik Birimi Başkanı Simge Danışman, Denizbank Perakende Krediler Grubu ve Risk Metodolojisi Grup Müdürü Ayşegül Şimşek ve ekonomi sunucusu Cem Seymen’in sunum ve
konuşmalarıyla devam etti. Kredi Garanti Fonu Tahsis ve Risk Yönetimi Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Aysal uluslararası kredi derecelendirme kuruluşlarının Türkiye’nin büyüme beklentisini Kredi Garanti Fonu’na dayanarak yükselttiğini belirterek, şöyle devam etti: “Kredi Garanti Fonu bugün Türkiye ekonomisini regüle eden, reel sektör ve bankacılık sektörünü aynı paydada buluşturan, sadece KOBİ’lerin değil tüm işletmelerin finansmana erişiminde en büyük destekçisi haline geldi. Kredi Garanti Fonu
konjonktürel bir araç değil kalıcı yapısal bir reform ve farklı ürünleriyle hizmet vermeyi sürdürüyor. Hem öz kaynaklarından hem de yabancı kaynaklardan kefalet vermeye 25 yıldır devam ediyor ve bundan sonra da devam edecek. Bu yıla kadar dünyanın en büyüğü olan Güney Kore’nin kefalet kuruluşu KODİT’i geçerek en yüksek hacme sahip kefalet kurumu olduk.” Experian Türkiye Genel Müdürü Mehmet Bozacıoğlu da konuşmasında şu bilgileri verdi: “Her müşteri segmenti için tahsis, müşteri yönetimi ve tahsilat stratejilerini geliştirmeleri konusunda pek çok finansal kurum ile yoğun iş birliği içindeyiz. Önümüzdeki dönemde de müşterilerimizin anlık kredi riski kararları almaları, regülasyonlara uyum sağlamaları, dolandırıcılığı önlemeleri konusunda destek için hem yerel kaynaklarımızı güçlendirmeye hem Türkiye pazarına özel olarak ayrılmış uluslararası kaynaklarımızı artırmaya devam edeceğiz.”
Finans sistemi dijitalde Papara ile gelişiyor Dijital ödeme markası Papara yenilendi. Kullanıcılarına en iyi deneyimi en kolay şekilde sunmayı hedefleyen Papara, yeni web sitesi ve mobil uygulamalarıyla kullanıcı memnuniyetini geliştiriyor. Facebook ile giriş özelliği sayesinde kolay üye olunabilirken, Papara üyeleri, üye olmayan bir kişiyi cep telefonuna ya da e-postasına para göndererek Papara’ya davet edebiliyor. Yeni web sitesi ve mobil uygulamalarla birlikte para transferleri de 7/24 ve tamamen ücretsiz. Ayrıca kullanıcılarına sunduğu ön ödemeli Papara Card ile para transferi ve ödemelerin yanı sıra kullanıcıların artık Papara bakiyelerini POS cihazı olan her yerde harcamalarını ve tüm ATM’lerden para çekebilmelerini, sadece Türkiye’de değil, tüm dünyada da sağlıyor. Papara bunları hiçbir banka altyapısı kullanmadan, kendi teknolojisi ve lisansları ile kart operasyonunu yürütüyor.
Ön ödemeli kart olmasına rağmen karta yüklenen ya da hesaba gelen paranın ATM’lerden çekilebilmesi de ön ödemeli kartlar arasında farklılık sunuyor. Nakitsiz topluma geçiş için önemli bir adım Papara Yönetim Kurulu Başkanı Ahmed Faruk Karslı, Papara CEO’su İlker Diker ve Papara CTO’su Emre Kenci’nin katılımı ile düzenlenen basın toplantısında verilen bilgiye göre, Papara Card’a 13 yaş ve üzerindeki herkes sahip olabiliyor. Hem internet alışverişlerinin ödemeleri hem de tüm dünyada fiziksel POS’larda ödemeler yapılabiliyor, tüm bankaların yurtiçi ve yurtdışı ATM’lerinden para çekilebiliyor. Papara Card ile birlikte Papara, tüm yaş gruplarından kullanıcılarının para ile ilgili tüm ihtiyaçlarını fiziksel paraya temas etmeden, en hızlı ve kolay karşılamasına olanak sağlıyor. Papara Yönetim Kurulu
Başkanı Ahmed Faruk Karslı, Türkiye’de bankacılık sistemi ile ilgili tanışmayan önemli bir kesim olduğunu belirterek, “Türkiye’nin 2023’te nakitsiz topluma geçiş vizyonunda bu boşluğu doldurarak, banka hesabı olmayan veya bankacılık sistemini kullanmak istemeyen insanların da ödeme yapabilmesini ve birbirine para gönderebilmesini sağlıyoruz” bilgisini verdi. Papara CEO’su İlker Diker, kısa sürede 300 bin kullanıcıya ulaşan Papara’nın özellikle gençler tarafından kabul gördüğünü ifade ederken, web ve mobil altyapılarını sil baştan tasarladıklarını belirtiyor. Özellikle kullanıcılar tarafından talep edilen Papara Card’ın kısa sürede önemli satış adedine ulaşmasını beklediklerini ifade eden İlker Diker, Papara Card’ın ilk etapta www.papara.com ve Papara’nın iOS ve Android uygulamaları üzerinden, yakında fiziksel satış noktalarından da temin edinilebileceği bilgisini verdi.
BThaber
KARİYER
25 Eylül - 1 Ekim 2017
Kadınlar ekonomiye katkı sağlayacak
Son teknolojiyi kullanan çok özel dikiş makinelerinin yanı sıra sosyal sorumluluk projelerine de imza atan SINGER, son olarak Milli Eğitim Bakanlığı işbirliği ile Türkiye genelindeki Halk Eğitim Merkezleri’nde 5 yıl boyunca eğitim kursları
açmak üzere harekete geçti. İmzalanan protokol, Halk Eğitimi Merkezleri’nde ve bölge SINGER servislerinde makine kullanımı kursu, dikiş ve nakış tasarım kursu, mefruşat kursu gibi mesleki teknik kursların açılmasını içeriyor. Hedef ilk yılda 600, 5
yılda ise toplam 3 bin kadını meslek sahibi yapmak. SINGER’in “Eğitimli Birey, Eğitimli Toplum” sloganı ile hayata geçirdiği proje, kursiyerlerin aile bütçelerine, dolayısıyla ülke ekonomisine katkı sağlamalarını, mesleklerini değiştirebilmelerini, kişisel yeterliliklerinin açığa çıkarılmasını, hobilerinin geliştirilmesini, kolektif çalışma becerililerinin artırılmasını ve kendi kendine yetebilmelerini mümkün kılmayı hedefliyor. 20-25 kişilik sınıflarda, 3 ila 6 ay arasında değişen sürelerle eğitim gören kursiyerlere meslek sahibi olduklarını kanıtlayan sertifikalar veriliyor. SINGER Eğitim Koordinatörü İlknur Eşiz, “Kadına yatırımın en iyi karşılığı yeterlilik olgusu. Bu bağlamda el becerileri kurslarını, kendi markalı ürünlerimiz SINGER ve PFAFF ile harmanlayarak üst seviyelere taşıyoruz” dedi.
İzmir, girişimcilerini bekliyor Hack4City: İzmir Akıllı Şehir Hackathonu, 6-8 Ekim’de İzmir’de genç girişimcileri bir araya getirecek. İzmir Kalkınma Ajansı (İZKA), İzmir Büyükşehir Belediyesi, Yaşar Üniversitesi ve Türkiye Bilişim Derneği işbirliğinde düzenlenecek etkinlikte, İzmir’in akıllı bir şehre dönüşüm sürecine yönelik yenilikçi çözümlerin, yine İzmirli girişimciler tarafından geliştirilmesi hedefleniyor. Hack4City – İzmir Akıllı Şehir Hackathonu, hızla büyüyen şehirlerin ulaşım, enerji, binalar, kamu güvenliği, ekonomik kalkınma, halk sağlığı gibi birçok konudaki sorunlarına, İzmirli girişimciler tarafından yenilikçi çözümler üretilmesi için tasarlanmış bir etkinlik. Hack4City, İzmir Girişimcilik Ekosistemi kurumsal kimliği olan “Start In İzmir” başlığında, İZKA tarafından ilgili tüm paydaşların katılımıyla hazırlanmış İzmir Bölgesel Yenilik Stratejisi, İzmir Girişimcilik Ekosistemi Geliştirme Stratejisi, İzmir Bilgi Toplumu Temelli Kalkınma Stratejisi ve İzmir Yatırım Tanıtım Stratejisi belgelerinin eylem planlarına paralel düzenleniyor.
6-8 Ekim arasında ücretsiz olarak gerçekleşecek Hack4City - İzmir Akıllı Şehir Hackathonu’nda genç girişimciler, tasarımcılar, teknoloji ve inovasyon geliştiren kişiler Originn Coworking‘de 54 saat sürecek maratonda ekipleriyle çalışacak, İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından belirlenen konularda hızlı, verimli ve sürdürülebilir çözümler üretmek için yarışacaklar. Stage-Co’nun desteğiyle, alanında uzman isimlerin desteği ve eğitimler ile devam edecek etkinlik, 8 Ekim’de saat 17:00’de jüriye yapılacak sunumlar ile son bulacak. Etkinlik sonunda dereceye giren ekipler ödüllendirilecek.
Etkinlikle ilgili detaylar ve ücretsiz başvuru için www. hack4.city.com internet sitesinin yanı sıra, sosyal medyada #startinizmir #hack4city hesaplarını da takip etmek mümkün. İZKA Genel Sekreter Vekili Sena Gürsoy, İzmir ekonomisine katkı sağlayacak hızlı büyüyecek ve istihdam yaratacak yeni işletmelere ihtiyaç olduğunu, bu işletmelerin yenilikçi fikirlere sahip yeni girişimciler tarafından kurulabileceğini belirterek, “Mayıs ayında Hack4Energy – İzmir Enerji Hackathonu adı altında verimli bir etkinlik gerçekleştirmiştik. Hack4City – İzmir Akıllı Şehir Hackathonu bu faaliyetlerimizden sonuncusu” dedi.
23
TmaxSoft’un yeni CTO’su John Yun oldu
Güney Koreli yazılım şirketi TmaxSoft’un yeni Global CTO’su John Yun oldu. Yun, yeni görevinde şirketin hem küresel teknoloji gündemine hem de büyümesine rehberlik edecek. Yun, TmaxSoft'a katılmadan önce LG Electronics’te B2B İş Geliştirme Başkan Yardımcısı olarak görev yapıyordu. Yun'un kariyerinde, Accenture, Oracle ve PeopleSoft gibi teknoloji şirketleri yer alırken, bu sürede sanal gerçeklikten bulut hizmetlerine kadar geniş bir yelpazede teknik yetkinlikler elde etti. Berkley Üniversitesi’nde Bilgisayar Bilimleri ile Uygulamalı Matematik alanında lisans eğitimini tamamlayan Yun, Boston Üniversitesi'nde de İşletme ve Proje Yönetimi alanında master yaptı.
ING Akademi’de eğitim odaklı yenilikler bitmiyor ING Bank çalışanlarının profesyonel ve kişisel gelişimine destek sunan ING Akademi, “Bizim Sınıf” ile her çalışanın bulunduğu yerden bilgisayar ile bağlanacağı modern ve interaktif sınıf deneyimini hayata geçiriyor. Çalışanlarına yönelik profesyonel ve kişisel eğitimlerin yer aldığı ING Akademi’yi mobil platforma taşıyan ING Bank, son olarak da bütünüyle teknolojik bir sınıf olan “Bizim Sınıf” eğitim platformunu kurguladı. Bu platformda ING Bank çalışanları diledikleri yerden bilgisayarları karşısına geçerek, bağlanacakları sınıf ortamında interaktif bir sınıf deneyimi yaşayabilecek. Eğitmeni canlı olarak izleyen katılımcılar, anında sesli olarak sorularını ileterek, diğer sınıf arkadaşlarının soru ve katkılarını izleyerek eğitimlerden daha verimli sonuç alabilecek. “Bizim Sınıf ”ta ilk etapta ürünler, süreçler ve kullanlan ekranlar konusunda eğitimler sunuluyor. Çalışanlar, mobil telefonlardan erişimin mümkün olduğu “Bizim Sınıf” platformuna bir link ile de ulaşabilecekler. ING Bank İnsan Kaynakları Genel Müdür Yardımcısı Bahar Şansal, bu yenilikle ilgili şu bilgileri verdi: “Dünyada eğitim sektörü; giderek daha fazla teknoloji ve daha fazla teknolojik ortam içeren bir dönüşüm içinde. Eğitim süreçlerinde interaktif katılım, öğrenilenlerin pekiştirilmesi ve içselleştirilmesi açısından çok önemli. Bunu sağlamak için tüm katılımcıları mutlaka fiziksel bir sınıf ortamında bir araya getirmenin şart olmadığına inanıyoruz. ING Akademi bünyesinde “Bizim Sınıf” eğitim platformunu hayata geçirirken çıkış noktamız bu oldu. Çalışanlarımıza diledikleri yerden bilgisayar bağlantısı ile modern bir sınıf deneyimi yaşatan ‘Bizim Sınıf’ ile mesleki ve kişisel gelişimine katkı sağlamak için çalışanların sadece bilgisayarlarının karşısına geçmesi yeterli. Böylece Türkiye’nin çeşitli şehirlerinde görev yapan arkadaşlarımız da ihtiyaç duydukları eğitimlere hem daha kolay hem daha etkin ve verimli şekilde ulaşabilecek.”
BThaber
ETKİNLİK TAKV!M! E T K İ N L İ K L E R
26 Eylül 2017
Y U R T İ Ç İ
BTvizyon Erzurum Toplantısı Erzurum AYRINTILI BİLGİ: www.btvizyon.com.tr
28 Ekim 2017
Esri Türkiye Kullanıcı Konferansı Hilton Bosphorus Hotel/ İstanbul AYRINTILI BİLGİ: etkinlikler.esriturkey.com.tr/esritruc2017
19 Ekim 2017
III. Turizm Teknoloji Günü Hotel Su/ Antalya AYRINTILI BİLGİ: www.tbd.org.tr/subelerimiz/tbd-antalya
10 Ekim 2017
11-12 Ekim 2017
360 Analitik Vizyon Semineri 2017 İstanbul Kozyatağı Hilton AYRINTILI BİLGİ: www.aims.com.tr
7 - 8 Kasım 2017
3.e-BEYAS 2017 Kurumsal Dinamikler Çerçevesinde Bilgi Sistemleri ve Bilişim Yönetimi: Beklentiler ve Yeni Yaklaşımlar Sempozyumu Ankara AYRINTILI BİLGİ: www.ebeyas.org
E T K İ N L İ K L E R
19 Ekim 2017
Dünya Otomotiv Konferansı Hilton Bosphorus Hotel/İstanbul AYRINTILI BİLGİ: www.dunyaotomotivkonferansi.com
19 Kasım 2017
Bilişim Zirvesi 2017 istanbul Kongre Merkezi / İstanbul AYRINTILI BİLGİ: www.bilisimzirvesi.com.tr
Global Chief Innovation Officer Summit Divan Otel/İstanbul AYRINTILI BİLGİ: www.qgroupglobal.com
12 Aralık 2017
ODTÜ Genç Girişimciler Topluluğu Crown Plaza Ankara AYRINTILI BİLGİ: www.thinktalkodtuggt.org
BTvizyon Girne Toplantısı Kıbrıs AYRINTILI BİLGİ: www.btvizyon.com.tr
Y U R T D I Ş I
13-14 Ekim 2017
Dell Technologies Event New York, ABD AYRINTILI BİLGİ: www.dellemc.com
Az bulunan/ Bilişimde imza adı (..Ture)
5 Ekim 2017
4-5 Ekim 2017
3D Print Expo 2017 Moskova, Rusya AYRINTILI BİLGİ: https://3d-expo.ru/
Kimyada artı yüklü kutup/ Kilogramın bindesi
Hazırlayan: Ali Arsu
Rütbesiz asker/ Ondokuz Mayıs Üni.Kısaca
Pirimidin nükleosit
NCSA tarafından Macintosh, Windows ve Unix ortamlarının tümünde birden çalışabilen ilk Web tarayıcısı
Durum/ Kuşanmak
ÇOKLU (..) Bilgi gösterimi için birden fazla biçim kullanan bir iletişim aracı/ Bir bayan ismi
(İng)Öğlede n önce/ En kısa zaman
Bilişimde bir virüs adı (..JEN) Flor Simgesi
Telefon sözü (.SS) Bilişimde Sıkça Sorulan Soru anlamı
Türkiye Cumhiriyeti kurucusu/ İlaç Nikel simgesi/ (..BOT) Web arama bilgisini hatalar bulmak için üzere program
Hektometre simgesi/ Uzaklık anlatır
Röntgen simgesi Bilişimde işlem metot
Birincil
Bir baskı kodu
Birinci derece
Siyah
Küçük bir çeşit çam Osmanlıca
.
Bulmacanın sonuçlarına facebook.com/BThaber sayfamızdan ulaşabilirsiniz.
Hacettepe Bilgisayar Mühendisliği'nde
Bu sayıda...
20 milyon ödenekle eğitim • Hacettepe Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği Bölümü, yeni öğretim yılına büyük sorunlarla başlıyor. Bölümün 1995 yılı için ödeneği 200 milyon lira. H.Ü. Bilgisayar Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Ünal Yarımağan, bu ödeneğin serbest bırakılan 20 milyon lirasıyla ancak bugüne kadar bir tepegöz perdesi alabildiklerini söyledi. 0 Bilgisayar Mühendisliği bölümünde henüz Pentium tabanlı bir tek bilgisayarın bile bulunmadığını belirten Yarımağan, "486 tabanlı bilgisayarlarımızı sadece yüksek lisans öğrencilerinin
kullanımına ve araştırmalara ayırıyoruz. Lisans öğrencilerimiz 386 tabanlı, siyah/beyaz ekranlı bilgisayarlar kullanıyor. Bunların üzerinde hangi yazılımı çalıştıracağız?" diyor.
# Bu öğretim yılında, Mühendislik Bölümü'nde okuyan bir öğrenciden harç parası olarak 10 milyon lira alınıyor. Ancak, toplanan bu paralar ağırlıklı olarak yemek, spor gibi sosyal etkinliklere harcanıyor. Üniversite çevrelerinin harçlarla ilgili önerisi, mühendislik bölümlerinin daha masraflı olduğu için alınan ek harcın ilgili bölümlere doğrudan yatırım amacıyla verilmesi yönünde. H.Ü. Bilgisayar Mühendisliği Bölüm Başkanı Ünal Yarımağan da, bu yöntem benimsendiği takdirde belki altyapı eksikliklerinin biraz olsun giderilebileceğini söylüyor.
2024 yılının
Zeytinoğlu Grubu,
Sektörün
bankacılığı
D 1 sektörüne girdi
en örgütçüleri
Türkiye
Eskişe
İş B a n k a s ı ,
hir k ö k e n l i
kesimleri temsil e d e n b i r d e n fazla
olan
bilgi
tek
Türkiye
BT
sektöründe
çeşitli
ve
örgüt ( d e r n e k , kulüp, v b ) var. An
il o 1 o j i s i
bünyesin
c a k b u örgütlerin y ö n e t i m kurulu
kullanımı
de 20'yi aş
listelerine baktığımızda, ç o ğ u n l u k
konusunda
kın kuruluş
la h e p aynı isimlerle karşılaşıyo
her
bulunan
ruz. B T / h a b e r olarak kim, hangi
öncülük
Zeytinoğlu
örgütün y ö n e t i m i n d e diye bir ç a
yapan
bir
Grubu, B T
lışma yaptık. S o n u ç t a s e k t ö r ü m ü
b a n k a . B a n k a n ı n Bilgi İ ş l e m Mü
s e k t ö r ü n e girdi. Estron Elektronik
z ü n e n ö r g ü t ç ü kişilerini saptadık.
dürlüğü geçtiğimiz aya k a d a r yak
ve Estron Pazarlama adlı iki şirket
(Ayrıntılı haber sayfa 8'de)
laşık 4 0 0 e l e m a n ı y l a bu isim altında
kuran Zeytinoğlu,
çalışmalarını
temsilciliğinin
zaman
sürdürüyordu.
Ancak
yapılan s o n d ü z e n l e m e y l e B a n k a , Bilgi
İşlem
Müdürlüğü'nü
Dell'in Türkiye
yanı
sıra
Zet
adlı
k e n d i PC'sini d e pazara sunuyor.
ikiye
Zeytinoğlu G r u b u , PC'yi B T sektö
ayırdı. D a h a ö n c e k i yıllarda b e n z e r
rüne giriş kapısı olarak g ö r ü y o r ve
bir y a p ı l a n m a y a giden b a n k a l a r da
ö n ü m ü z d e k i d ö n e m d e özellikle ya
vardı.
zılım k o n u s u n d a faaliyet g ö s t e r m e
Örneğin
Akbank,
yazılım
ilk 3'e oynuyor
desteğini A K N E T adını verdiği şir
yi
Genel
şikliğinde bu yolu izlemedi. Yazı
y a r d a k i G e n e l Müdürlük görevin
ilk 10, 5 yıl i ç i n d e de ilk 3
lım b ö l ü m ü n ü y i n e k e n d i b ü n y e
d e n ayrılan Ali Erdilek. Ali Erdilek,
şirketi
yor. 1 9 9 4 İlk 1 0 0 B T Şirketi sıra
Müdürü
Estron ise
şirketlerinin İnfo
Bilgisa
O r a c l e Türkiye, iki yıl i ç i n d e arasına
girmeyi
Estron'un,
T o p l u l u ğ u ' n u n P C pazarındaki h e
lamasında,
dürlüğü ve Bilgi İ ş l e m M e r k e z i ola
definin y ü z d e 10 p a z a r payı a l m a k
y ü k y a b a n c ı yazılım şirketi ol
rak ikiye ayrıldı.
Türkiye'nin
en
o l d u ğ u n u belirterek, bu hedefi tut
duklarını s ö y l e y e n O r a c l e Türki
turabileceklerine o l a n inancını dile
ye yetkilileri, h e d e f l e r i n e ulaşa
cısı C a n e r Ç i m e n b i ç e r ' l e b u k o n u
getiriyor. Ö t e yandan, Erdilek, b a y i
b i l e c e k l e r i n e inanıyorlar.
ve
kâr marjlarının piyasanın ü z e r i n d e
bankacılığı
üzerinde
görüştük.
(Ayrıntılı haber sayfa 2'de)
o l d u ğ u n u da belirtiyor.
(Ayrıntılı haber sayfa 4'de)
Türkiye'de (Sayfa
80)
• Kaya Kılan: Toprağa filiz dikenler (Sayfa
98-99)
• Amacımız bilişim dünyasını biraraya getirmek (Arka
sayfada)
Türkiye'nin Bilgisayar Haftası başlıyor
Hoşgeldin Bilişim'95, bu yıl yine tüm bilgisayar dünyasını kucaklıyor. 27 Eylül günü saat 14.00'de yapılacak açılışın onur konuşmacısı, iş dünyasından tanıdığımız Sakıp Sabancı. Açılış konferanslarını ise yurtdışından konuklar verecek. Prof. Mark C. Maletz 'Yeniden Yapılanma' konusunu ele alırken, SAP Yönetim Kurulu Üyesi ve Avrupa Sorumlusu Prof. Henning Kagermann ise '2000'li Yılların Yazılım Sektörü' başlıklı bir konferans verecek. Aynı gün saat 18.00'de Tübisad 2. Bilgisayar Fuarı ve PC Show'95 fuarlarının açılışı gerçekleştiriliyor. (Sayfa 37-57)
E C
N Ö
bü
İ ş B a n k a s ı G e n e l M ü d ü r Yardım geleceğin
• Macintosh taklitleri
BT
sinde tuttu. B ö y l e l i k l e B İ M k e n d i
Zeytinoğlu
10)
hedefli
b ü n y e s i n d e Y a z ı l ı m Geliştirme Mü
dolayısıyla
(Ayrıntılı haber sayfa 3 'de)
(Sayfa
A T L I F Y A 2 2 H U B
Oracle Türkiye,
k e t t e n alıyor. İş B a n k a s ı yapı deği
amaçlıyor.
• Öte yandan, Beytepe Kampusu'ndaki Beytepe İlkokulu'nda bir öğrencinin kaydı için 100 milyon lira isteniyor. Yani, iki ilkokul öğrencisinin kayıt ücreti Bilgisayar Mühendisliği için ayrılan yıllık ödeneğe eşit.
• TRUUG, aktif katılımları bekliyor
(Ayrıntılı haber sayfa 26-27'de)
Bu sayının tüm sayfalarına www.bthaber.com.tr'den ulaşabilirsiniz.
26
BThaber
MEKTUP
Yeni eğitim yılı eşliğinde merhaba, Evet okullar açıldı, Yandex Navigasyon da yaz tatili sonrası İstanbul’daki trafik artışını araştırmış, ki acımız hakikaten büyük. Geride kalan son beş haftanın Pazartesi günlerinde gerçekleşen trafik verileri karşılaştırılmış. Sadece bazı özel okulların ve anaokullarının açılmasına rağmen 11 Eylül Pazartesi günü İstanbul trafiğinin geçen diğer haftalara göre yüzde 33 oranında artış gösterdiği görülmüş, ki bir de 18 Eylül Pazartesi’ye baksak emin ol durum daha beterdi. Neyse, eğitim şart, derdimiz bu kalsın. Türkiye Eğitim Gönüllüleri Vakfı (TEGV), yüz binlerce çocuğa tamamen ücretsiz nitelikli eğitim desteği vermek üzere, tüm etkinlik noktalarında kapılarını açmış. TEGV'in Türkiye geneline yayılmış 71 Etkinlik Noktası, bütün çocuklar için donanımlı ve aktif öğrenme ortamları sunuyor. Detaylı bilgi için adresimiz www.tegv.org. Geçen 22 yılda TEGV, 2,5 milyon çocuğu nitelikli eğitim desteğiyle güçlendirmiş, daha ne olsun.
Mevzu okullar madem, otomatları anlatmasam olmaz. Çünkü 49.com.tr kırtasiye otomatları, ihtiyacı yerinde ve hızla karşılıyor. Bu bahsettiğim
25 Eylül - 1 Ekim 2017
Her adım çocuklar ve eğitimleri için… kırtasiye otomatları; işyeri, ortak çalışma alanı, akaryakıt istasyonu, vapur iskelesi, üniversite, havalimanı gibi alanlarda, kırtasiye ürünlerine hızlı ve kolay ulaşılmasını sağlıyor. “Dükkancık” isimli otomat, 7/24 açık kırtasiye dükkanı gibi ve nakit ya da kredi kartıyla ödeme yapılabiliyor.
Bitmek ne kelime, git gide büyüyen trafik derdine değinmezsem olmaz. Temmuz sonu itibarıyla trafiğe kayıtlı araç sayısı toplam 21 milyon 763 bin 103 adet olmuş. Interpress’in Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerinden derlediği bilgilere göre, Temmuz ayında trafiğe kayıtlı araç sayısı bir önceki aya göre yüzde 34 artıp 128 bin 88 olmuş. Yılbaşından bu yana da 730 bin 11 aracın trafiğe kaydı yapılmış. Saatleri, randevu ve toplantı davetlerine katılımı İstanbul trafiğine göre ayarlamak kaderimiz. Neyse, acı gerçekleri bir kenara bırakıp gurur verenlerle devam edeyim. Çünkü Robert Koleji’nden Baran Abalı, Koç Lisesi’nden Nil Selen Aydın ve Üsküdar Amerikan Lisesi’nden Alara Güler, yaptıkları bilimsel araştırmalarla dünya literatürüne girmiş. Gençlerin çalışmaları teknolojinin ilerlemesi için dünyanın en büyük profesyonel organizasyonu olan IEEE
index’inde bilimsel makale olarak yayınlanmış. Öğrenciler ayrıca, 5-8 Eylül arasında Gürcistan’ın başkenti Tiflis’te bu yıl ikincisi yapılan ve sadece üniversiteli akademisyenlerin katıldığı International Science Symposium’a davet edilmiş. Öğrencilere çok sayıda bilimsel yarışma, sempozyum ve panelden davet yağıyormuş, ki şaşırmam, helal olsun. TAV Teknoloji, Birleşik Arap Emirlikleri’nin başkenti Abu Dhabi’de yapımı süren ve 2019 yılında hizmete girmesi planlanan Midfield Terminali Bilişim Altyapı Projesi ile dünyanın önde gelen kurumsal ve BT mimarlık organizasyonlarından iCMG tarafından iki ödüle birden layık görülmüş. Architecture World Summit 2017 zirvesinde TAV Teknoloji, Midfield Terminal Binası’nın tüm bilişim ve iletişim altyapısına uyguladığı merkezileştirmiş yüksek verimlilikli operasyon modeli ile "Bilgi Teknolojileri Hizmet Yönetimi" kategorisinde “Mimari Mükemmellik” ödülünü almış. TAV Teknoloji Genel Müdürü ve TAV Havalimanları Holding CIO’su Binnur Güleryüz Onaran ise Kurumsal & BT Mimarlık (Enterprise & IT Architecture) konularında elde ettiği başarılar, liderlik özellikleri, çözümlerinin iş süreçlerine katkıları ile En iyi Global Business CIO ödülünü kazanmış. Sürdürülebilirlik alanındaki çalışmalarıyla Avrupa’nın en prestijli ödüllerinden birini alan Arçelik, Avrupa’nın en köklü ve saygın sürdürülebilirlik fonlarından ‘ÖkoWorld ÖkoVision Classic’in küresel ölçekte yatırım yaptığı 350 şirket arasında, Sürdürülebilirlik Liderliği Ödülü’ne layık görülen en iyi 9 şirketten biri olmuş. Devlet destekli markalaşma
programı Turquality’de yer alan, İnci Holding ve GS Yuasa iştiraki İnci GS Yuasa’nın markası İnci Akü,
her yıl Rusya’da otomotiv sektörünün tüketici dostu ve yenilikçi markalarının seçildiği ‘Autocomponent’ ödülleri ‘akü’ kategorisinde ilk üçe girerek ödül kazanmış. Akıllı şehirler pazarının önemli aktörlerinden Ekin Teknoloji de ABD’den iki ödülle dönmüş. Ekin Teknoloji, sektörünün en yenilikçi ürün ve şirketlerine verilen Golden Bridge Ödülleri’nde Enformasyon Teknolojileri alanında, ‘Yılın En Yenilikçi Şirketi’ kategorisinde ‘Altın Ödül’ alırken, Türk mühendisleri tarafından geliştirilen mobil devriye sistemi Ekin Patrol da ‘Yenilikçi Bilgi Teknolojileri Hizmetleri’ alanında ‘Gümüş
Ödül’ün sahibi olmuş. Gurur veren haberlerimin sonu yok. Türk Telekom’un, sosyal sorumluluk projesi Telefon Kütüphanesi kapsamında hazırladığı, Türkiye’nin görme engellilere yönelik ilk betimlemeli resim sergisi Tablolar Konuşuyor, 11 Eylül’de kapılarını açtı. Ünlü isimler tarafından sesli betimleme yöntemiyle seslendirilen 20 ünlü tablo sergileniyor burada. Böylece Birleşmiş Milletler (BM) Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri’ne sağladığı katkıdan ötürü tüm dünyaya örnek gösterilen Telefon Kütüphanesi projesi bir adım ileri taşınıyor. 17 Eylül’e kadar Uniq İstanbul’da ücretsiz ziyaret edilebilen sergi, Türkiye’nin farklı illerinde de sanatseverle buluşturulacak. Takibimizde olsun. Görme engelliler, bu eserlere Telefon Kütüphanesi kapsamında sabit
telefonlar ve projenin mobil uygulaması üzerinden de ulaşabilecek. Bu haftaya noktayı, bizim dönemimiz için önemi büyük olan pullarla koyuyorum. Zira PTT A.Ş.; 2017 yılı Pul Emisyon Programı’nda yer alan "Doğal Koruma Alanları ve Millî Parklar" konulu Anma Pulunu (114x70 mm boyutunda) 3,70 TL bedelle, bu pula ait ilk gün zarfını (140x210 mm boyutunda) 4,75 TL bedelle, PTT işyerlerinde, PTT’nin www.filateli. gov.tr sitesinde ve filateli cep uygulamasında satışa sunmuş. Bu hafta da bu kadar, yine bu sayfada buluşmak dileğiyle,
REKLAM SATIŞ GRUBU YIL 22 SAYI 1139
BThaber Yayıncılık ve Etkinlik Hizmetleri A.Ş. adına Sahibi ve Sorumlu Yazıişleri Müdürü Neslihan Aksun neslihana@bthaber.com.tr
www.bthaber.com
BThaber Grubu Yayın Koordinatörü Ayhan Sevgi ayhans@bthaber.com.tr
25 Eylül - 1 Ekim 2017
www.linkedin.com/groups/BThaber twitter.com/bthaber www.facebook.com/BThaber
Okur Temsilcisi Behçet Envarlı benvarli@tbv.org.tr
Editör
Görsel Yönetmen
Handan Aybars handana@bthaber.com.tr
Tuğçe Erarslan tugcee@bthaber.com.tr
Online Editör
Video Editör
Ferit Çelik feritc@bthaber.com.tr
Efe Çevikoğulları efec@bthaber.com.tr
Bültenlerinizi
bulten@bthaber.com.tr adresine gönderebilirsiniz
Cilt, Baskı, Poşetleme: Apa Uniprint San. ve Tic. A.Ş. - Hadımköy İstanbul Asfaltı Ömerli Köyü İstanbul - Tel 0212-798 28 40. l
Abone ve Dağıtım btabone@bthaber.com.tr
Reklam Satış Grup Müdürü Abdurrahman Koyuncu Proje Satış Yöneticisi Kutay Göçe Reklam Rezervasyon Sorumlusu Suzan Bilken BThaber Şirketler Grubu Ankara Temsilcisi Funda Koyuncu Yönetim Yeri: BThaber Yayıncılık ve Etkinlik Hizmetleri A.Ş. Fetih Mah. Tahralı Sokak Kavakyeli Plaza C Blok 7/5 34704 Ataşehir/İSTANBUL Telefon: (0216) 291 13 90 Ankara Ofisi: Adres : Nergis Sok Via Flat İş Merkezi No:7/2 Söğütözü-Ankara Telefon: (0312) 258 64 24 / Faks: (0312) 258 63 02
Türkiye’nin en köklü bilişim teknolojileri yayını olan BThaber, 1995 yılından bu yana bilişim ve teknoloji dünyasındaki en son haberleri, yenilikleri ve bilgileri okuyucularına kesintisiz bir şekilde sunmaya devam ediyor. Her hafta yüzde 35’i BT, yüzde 65’i ise finans, otomotiv ve sağlık gibi farklı sektörlerde yer alan şirketlerin ve kamu kurumlarının yöneticilerinden oluşan 7500’ün üzerinde kişiye ulaşmakta ve online platformlar üzerinden her hafta on binlerce kişiye erişim sağlamaktadır.
ISSN 1300-6495 BThaber kontrollü abonelik sistemiyle dağıtılmaktadır. - Fiyatı 1 Kuruş (KDV dahil) - BThaber, 5187 sayılı Basın Kanunu’nun 2/f maddesi hükmü gereği ‘yerel süreli yayın’dır.
WEEKLY INFORMATION TECHNOLOGY AND ECONOMY NEWSPAPER
Turkey should break its chain on satellite communications While Turkey makes important breakthrough in many areas to strengthen both strategically and economically, we are confronted with the fact that the satellite communications sector, which has a critical position for the future of our country, is chained. According to TELKODER’s report titled “Satellite Communications Services in Turkey: Threats and Opportunities”, the satellite communications sector needs to grow at least 10 times in order to compete with the world. It is stated that the satellite communications sector and Türksat, which will be able to provide solutions to the important needs with great opportunities in front, are being pushed to miss opportunities in the domestic and foreign markets.
internet technology, which enables communication between satellites and the end user, enables fast internet access everywhere, including areas where fiber and/or mobile internet access is not possible. Moreover, thanks to this service which can be accessed in a very short time at comparable prices with ADSL, it is possible to increase the usage of internet and spread it in the whole country. The ability to improve the quality of service can be presented to TSK, MİT, Ministries strategic institutions such as AFAD. The development of the country’s economy and the electronic communications sector, the barriers to the satellite sector must be lifted so that everyone can have fast and cheap internet services.”
TELKODER stated that the goal of satellite production of a satellite sector which is not supported and grow both locally and globally and that does not scale up the market is a dreamy approach and pointed out that the attention should be directed to the satellite sector with a realistic approach that will not hurt resources and that this trend should be changed urgently.
Arık stated that the attitude hindering the improvement of the sector must be abandoned and the regulation that is needed for the improvement must be realized and added that: “The regulation obligates each satellite operator in Turkey to establish a ground station by until June 2018 is a big obstacle to the development of the sector. This regulation needs to be lifted as soon as possible.”
TELKODER President Yusuf Ata Arıak stated that: “Some regions in our country are not possible to reach with the fiber infrastructure due to geographical reasons. For this reason, approximately 5 million people cannot access the fast internet over fiber. However, Ka-band satellite
Global market demand is expected to reach 1.5 Tbps by 2024 Arıak said that broadband access from the satellite is on a limited level in the world up to 5-6 years ago and that this situation has changed with the
adoption of satellites with Ka-band technology. In the Satellite services sector, Turkey is said to have 10 thousand subscribers from approximately 10 Gbps satellite capacity; whereas the USA give services to 1.5 million subscribers with 2.000 Gbps satellite capacity. The necessary steps must be taken urgently in order to keep up with these new technologies. If we insist on maintaining our current position, it will not be surprising that we will find our country on a path that is not irreversible for the next 5-10 years. Higher Bandwidths of High Speed Satellite Systems (HTS) can serve from point to point, focusing on smaller areas with lower costs per launch and per bit. The global market demand of HTS is expected to reach 1.5 Tbps by 2024. North America is a leading market as a matured and growing market, where there is a growing demand in almost every part of the world. Asia Pacific, Latin America and Africa come to mind as improving markets.” Turkish satellite sector needs to grow 10 times According to the report, the telecommunication sector in Turkey has the potential of rapid growth due to the high demand for services & data and the size of the young population. However, due to lack of competition, financial burdens on the sector, legal and competition obstacles in the way of investment, it has not been able to grow for the last 8 years.
The report shows that the satellite sector in Turkey has a very small place within the total telecommunication sector, while the share of electronic communications services in satellite communications services is 10,2% in the world and 1% in Turkey. Therefore, in order to be able to compete with the world in satellite communications services, Turkey satellite sector needs to grow 10 times. “Satellite communications services in the world, which have grown by an average of 5.5% annually since 2010 and have a total volume of 127 billion USD for the year 2015.” said Arıak, who stated that despite the huge potential of the satellite services sector in Turkey, the sector is at a very low level of only 152 million USD in Turkey. As TELKODER, we emphasize at every opportunity that the hindrances in the way of the increase of investments in the field of satellite services should be removed and investments should be encouraged. The satellite communications sector and Türksat, which can provide solutions to major needs with great opportunities, are being pushed to miss opportunities in domestic and foreign markets. It will be a dreamy approach to talk about the goal of producing satellites for a sector that does not scale up to the world. With a realistic approach that will not spoil the resources, it is absolutely necessary that the attention is directed to the
satellite sector and this trend must be changed urgently. With the development of the sector with the steps to be taken in this direction, Turkey’s competitiveness and country welfare will also increase.” In the report, it is stated that high speed and accessible Satellite Internet completes the ADSL, Fiber and Mobile internet; the basic proposals presented for the satellite sector to reach the desired development are as the following: • The regulation that obliges satellite operators to establish ground stations in Turkey until June 2018 should be abolished. • The attitudes that prevent the development of the satellite communications sector should be abandoned and the legal arrangements needed to improve the current situation should be realized. • Türksat’s privileged status and operating in wholesale and retail markets, which hinders the development of the sector, should not be maintained. • Turkey should be involved in International Cooperation on Satellite Communications Services. • Restrictions on satellite communication services should not be introduced in public service purchases.
BAU-Netaş Techno Academy opens to all IT sector Netaş and Bahçeşehir University (BAU)’s “BAUNETAŞ Techno Academy Computer Engineering Master Thesis and PhD Program” launched in 2014 graduated its first class. Netaş and Bahçeşehir University’s BAU-Netaş Techno Academy, launched in 2014, aims to increase the competence of engineers in the Turkish IT sector. BAU-Netaş Techno Academy Computer Engineering Master and PhD Program’s curriculum is prepared by BAU academicians in cooperation with Netaş engineers. The program which is launched for engineers aiming to work
in multimedia technologies and cyber security areas, departs from its counterparts in the sector by offering some courses at Netaş’ R&D laboratories. A total of 46 engineers, including 39 masters and 7 doctoral degree programs, registered to the program so far. During the graduation ceremony, Netaş CEO C. Müjdat Altay stated that: “While we lead off with Bahçeşehir University in 2014, we were sharing the vision to bring more qualified human resources to the sector. Today we celebrate the first graduates of the program; we are excited not only to be at this
point where the program has taken us, but also to increase the added value we have created.” Bahçeşehir University Rector Prof. Şenay Yalçın said that: “The borders of academics, science and business are rapidly disappearing and almost a new world order is formed at the same time with the dizzying developments and changes in today's world. It should always be remembered that the organizations that are closely following these changes and developments and who have the will to take part in and direct this change, rather than just keeping up with it, will
be able to survive. In this context, on one side; Netaş, which has been producing and providing national and original communication technologies in the related fields that our country has been needing since its establishment with its 50 years history in the field of telecommunication in Turkey, Bahçeşehir University is an outstanding member of BAU Global, which pioneers Turkish higher education on the way to internationalization. These two organizations came together and signed a true university-industry partnership. Within the framework of this
agreement, the Department of Computer Engineering realized the BAU-Netaş Techno Academy Master Thesis and PhD Program. With BAU-Netaş Techno Academy, a graduate and doctoral program is being carried out by the university and the industry together, from the content of the courses to the topic of thesis. Thanks to this application, the education is brought to the laboratory where the researcher works, the education level of the research personnel is increased and financial support for the researcher’s education is provided.
C
M
Y
CM
Witness the head to toe transformation! Get ready for Industry 4.0, smart and autonomous vehicles, digitalization, increasingly dominant robots in production processes and more... The World Automotive Conference (WAC), which will be held in all aspects of the automotive
industry in the world and in Turkey, will bring the sector together for the fourth time this year. Leading names of the automotive industry will meet at the Hilton Bosphorus Hotel on October 11-12, 2017,
organized by London-based Worldwide Partnerships. Many speakers from both the country and abroad will take part in the event. Ford US Former Vice President John Fleming, Volvo Trucks & ERTICO Board Member Senior Product Manager Anders
Bonander and Mammut Khodro Iran National Dealer Network Director Nader Vahab Aghai were among the first to be prominent speakers, including Iran IAPMA Secretary General Maziar Beigloo, Vice President of Ultimaker Paul Hieden, Vice
President of Surgere Logistics Mike Silvio, General Manager of Assan Hanil Atacan Güner, International Business Development Director of VC Automotive Group Jacko van de Stege from Holland and former Marketing Director of Volkswagen Nicolas Deturck.
Hot agenda of technology is discussed in BTvizyon Adana… Adana became the first stop of the BTvizyon Meetings organized to help institutions and businesses in different regions of Turkey follow the developments in the field of informatics. The event, organized by the ICT Summit Event Company on September
14th brought together the managers of the businesses operating in different sectors in Adana as well as those in other cities, the leaders of the informatics industry and managers using informatics. Neslihan Aksun, General Manager of ICT Summit
Company made the opening speech of the event and said: “As every year, we continue to organize BTvizyon events by carefully selecting numerous important cities for exactly 16 years. We are happy and proud of being in Adana which is one of
the most important cities of Turkey and has high technology capacity. BTvizyon Meetings, which we have been realized in various fields since 2002, have become a common meeting place where the leading companies of the informatics sector share
their products and solutions that provide benefits such as corporate productivity, cost advantage and so on with all participating companies. We believe that this is an important event chain in order to increase corporate IT competence in Turkey.”
MY
CY
CMY
K