BThaber 1143 Sayı

Page 1

Kabinette Kalite

www.qrack.com.tr

satis@qrack.com.tr

SAYI

HAFTALIK BİLİŞİM TEKNOLOJİLERİ VE EKONOMİSİ GAZETESİ www.bthaber.com.tr

1143 23 - 29 Ekim 2017

Sayfa

3

EBYS ile çevreci yerel yönetimler Gerek küresel bazda gerekse Türkiye’de geleneksel yöntemler yerine, EBYS kullanımı ile çevrecilik adına önemli adımlar atılıyor.

Sayfa

9

Sayfa Telsiz sistemleri ile uçtan uca ses ve veri aktarımı

11

Novatel, mobil şebekeler üzerinden gerçekleştirdiği “Telsiznet” uygulaması ile bas – konuş hizmetlerini geniş bir müşteri portföyüne ulaştırmayı hedefliyor.

Sayfa

10

Handan Aybars

Hayatımızı daha da ‘akıllandırma’ dönemi Entegrasyon becerisi, veriye anlam katıyor TIBCO Software, ağ yapısındaki veriye dayalı tüm başlıkları hızlı biçimde entegre ederken, verinin değer üretebilmesi için de gereken platformu iş dünyasına sunuyor.

Hepimizin akıllı mobil cihazı var, bunlarla her türlü bilgiye ulaşabiliyoruz. Ama bunun kapsamının genişlediğini de görüyoruz. Sensörler artık giyilebilir teknoloji ile üstümüzde, üstüne bir de evin, şehrin her yerinde… Yani olası sorunlara karşı proaktif davranma lüksüne sahibiz. Ama acaba bu gerçeğin ne derece farkındayız? Bulut_Satis-BT-6x10.pdf

Sayfa

3

C

M

Y

CM

MY

CY

Girişim fikirleri kapsamlı destekle buluşuyor ‘Al fikrini gel, fikrin iş yapsın’ diyerek girişimcileri bünyesinde ağırlayan İTO Bilgiyi Ticarileştirme Merkezi (BTM) ile Türkiye’nin yeni think-tank kuruluşu İstanbul Düşünce Akademisi (İDA), faaliyetlerine resmen başladı.

CMY

K

1

23.06.2017

13:0



BThaber

E-TOPLUM

23 - 29 Ekim 2017

3

EBYS ile çevreci yerel yönetimler Çevre ve Orman Bakanlığı verilerine göre; Türkiye'de bir ofiste kişi başına tüketilen kağıt miktarı 0,7 kg/gün, yani ortalama 140 sayfa. Finans merkezlerinde ve bankalarda kişi başına tüketilen kağıt miktarı ise 180 sayfaya ulaşıyor. Belediyeler de kağıt tüketiminin yaygın olduğu kurumlar arasında. Orta büyüklükte bir belediyede yılda yaklaşık 1,5 milyon kağıt tüketiliyor. Gerek küresel bazda gerekse Türkiye’de geleneksel yöntemler yerine, Elektronik Belge Yönetim Sistemleri’nin (EBYS) kullanımındaki artış paralelinde çevrecilik adına önemli adımlar da atılıyor. Bu kapsamda enVision tarafından yapılan bir araştırma ile ‘En Yeşil Ofis’ listesine giren belediyeler açıklandı. EBYS kullanımı sonrasında ‘Kağıtsız Ofis’ konsepti ile iş süreçlerinde otomasyon sağlayarak, binlerce ağacın kesilmesini önleyen belediyeler şöyle sıralandı:

Kartal Belediyesi, Altındağ Belediyesi, Kadıköy Belediyesi, İzmir Büyükşehir Belediyesi, Lüleburgaz Belediyesi, Çankaya Belediyesi, Eyüp Belediyesi, Elazığ Belediyesi, Arnavutköy Belediyesi, Odunpazarı Belediyesi, Sultangazi Belediyesi, Karatay Belediyesi, Ünye Belediyesi, Ortahisar Belediyesi, Şanlıurfa Büyükşehir Belediyesi, Van Büyükşehir Belediyesi, Mardin Büyükşehir Belediyesi, Batman Belediyesi, Artvin Belediyesi ve Gölcük Belediyesi. enVision tarafından açıklanan ‘En Yeşil Ofis’ kategorisine giren belediyelerde EBYS kullanıma bağlı olarak doğa koruma

kapsamında gerçekleşen istatistikler ise şöyle sıralanıyor: Listede toplam 30 belediye, 7 bin 529 ağacın kurtarılmasını ve 37 milyon su tasarrufu yapılmasını sağlarken, 2 bin 128 ton karbondioksit salınımı ile 147 ton katı atık oluşumunu engelledi. Böylece genel toplamda 62 milyon adet A4 kağıdın çöpe gitmesi de önlendi.

Kurtarılan ağaç sayısında rekor Kartal’da EBYS kullanımı ile ‘kurtarılan ağaç’ sayısında rekor Kartal Belediyesi’nde. Şubat 2014’ten bugüne EBYS sistemini kullanan Kartal Belediyesi, iş süreçlerindeki tam otomasyon sayesinde 3 bin 632 ağacın kesilmesini önlerken, 18 milyon metreküp suyun israf edilmesini ve 72 ton katı atık oluşumunu da engellemiş oldu. Belediyeler arasında ‘En Yeşil Ofis’ kategorisinde birinci olmaktan gurur duyduklarını kaydeden Başkan Altınok Öz, “Çalışmalarımızı ve projelerimizi bu anlayışla temellendirip hayata geçirdik. Geri

dönüştürülebilir olan her şey Kartal Belediyesi tarafından ekonomiye kazandırılıp, doğanın korunması amaçlanıyor” dedi. Altındağ Belediyesi Başkanı Dr. Veysel Tiryaki de EBYS ile evrakla yürütülen iş süreçlerinin otomatik hale geldiğini, karar verme süreçlerinin hızlandığını, işlem kuyrukları ve tamamlanma süresinin kısaldığını, insan hatalarının ortadan kalktığını, kurum içi iletişim kanallarının daha iyi hale geldiğini belirtti. Bu çalışmalar ile 6,5 milyon kağıda denk gelen 773 ağacın kesilmesinin önüne geçilmiş oldu.

Girişim fikirleri kapsamlı destekle buluşuyor ‘Al fikrini gel, fikrin iş yapsın’ diyerek girişimcileri bünyesinde ağırlayan İTO Bilgiyi Ticarileştirme Merkezi (BTM) ile Türkiye’nin yeni think-tank kuruluşu İstanbul Düşünce Akademisi (İDA), faaliyetlerine resmen başladı. İstanbul Ticaret Odası (İTO) tarafından kurulan ve İstanbul Kalkınma Ajansı’nın destekleriyle büyüyen iki kuruluş, iş dünyasında önemli bir rol üstlenecek. BTM, yeni iş fikirlerinin

ticarileşmesi ve ticarileştikten sonra büyümesi süreçlerinde, girişimcilik ve inovasyon üzerine destek verecek. BTM; üye girişimcilerine 7/24 ofis kullanımı, eğitimler, seminerler, söyleşiler, yatırımcı buluşmaları, birebir danışmanlıklar, çalışma atölyeleri, eşleştirme faaliyetleri, bilirkişi imkanları gibi destekleri de iki aylık hızlandırma kampları ile sunacak. ‘Bilgi güçtür’ sloganıyla yola çıkan İstanbul

Düşünce Akademisi ise sektörel araştırmalarıyla ekonominin tüm aktörlerine yol gösterecek çalışmalar yürütecek. İDA’da iki yılda 20’den fazla sektörün incelenmesi hedefleniyor. İTO ve Bilgiyi Ticarileştirme ve Araştırma Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Çağlar, merkeze sunulacak fikirlerin bir buluş olmasına gerek olmadığını, üretim süreciyle ilgili yenilik, ticari uygulamalarda artı değer

oluşturacak bir adım ya da iş geliştirme noktasında bir fikir de olabileceğini hatırlattı. Çağlar, geçen altı ayda 33 sektörde 483 yenilikçi iş fikri ve bine yakın girişimcinin BTM’ye başvurduğunu söyledi. Çağlar, “Eminönü’ndeki binamız henüz inşaat halinde, ancak 38 girişimcimiz çalışmalarını 7/24 burada sürdürüyor. Yaklaşık 100 girişimcimiz de BTM faaliyetlerinden istifade ediyor. İnşaatın tamamlanmasıyla,

Savunmada millileşme için önemli işbirliği İstanbul Sanayi Odası’nın (İSO) düzenlediği Sanayi Savunma Zirvesi, “millileşme ve yerlileşme” çalışmaları ekseninde sektörün önde gelen kamu kuruluşlarını ve özel sektörü buluşturdu. Zirvede Aselsan, Havelsan, Roketsan, TAI - TUSAŞ Türk Havacılık ve Uzay Sanayii, TEI - TUSAŞ Motor Sanayii A.Ş. Makina ve Kimya Endüstrisi Kurumu, Milli Savunma Bakanlığı Askeri Fabrikalar Genel Müdürlüğü, Milli Savunma Bakanlığı Tersaneler

Genel Müdürlüğü, SSM Alt Sistemler Dairesi, SSM Ar-Ge Dairesi ve SSM Sanayileşme Dairesi, sanayicilerle işbirliği fırsatları için ikili görüşmeler gerçekleştirdi. Paneller ve konferanslarda yerli ve yabancı sektörün lider isimlerinin görüşlerini paylaştığı zirvede, Savunma Sanayi Müsteşarlığının uygulamaları hakkında bilgiler de verildi. Açılış konuşmasını yapan İSO Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan, modern savunma sanayinin geliştirilmesi ve

Türk Silahlı Kuvvetleri'nin (TSK) modernizasyonunda en önemli hususun “yerli ve milli üretim” olduğunu belirtirken, “15 yıl önce yüzde 80 oranında dışa bağımlı olan savunma sanayi sektöründe KOBİ’ler, araştırma kuruluşları ve üniversiteler adeta ortak üretim seferberliği ile çalışıyor. Savunma sanayi ve havacılık sektörü ciromuz 6 milyar dolara, ihracatımız son beş yılda ikiye katlanarak 1,7 milyar dolara, sektördeki ArGe harcamalarımız da 900

milyon dolara yükseldi. En önemli nokta ise savunma sanayiimizde yerlilik oranının son yıllardaki projeler ile yüzde 65’lerin üzerine çıkmış olması. ‘Teknolojiyi Ortak Geliştirme’ vizyonunda teknolojiye en az yabancı ortaklar kadar hakim olmak gerek. Bu da ancak KOBİ’lerimizle ve sivil sanayi kuruluşlarımızla nitelikli işbirliklerinin geliştirildiği bir ekosistemle mümkün” dedi. Savunma Sanayi Müsteşar Yardımcısı Dr. Celal Sami Tüfekçi de 2017-2020

ilk etapta 150-200 girişim ve yaklaşık bin girişimcinin BTM çatısı altında yer almasını planlıyoruz” bilgisini verdi. İTO Başkanı Çağlar, “Odamızdaki 81 meslek komitesinden bilirkişiler, bu projelerin sektörel sürdürülebilirlikleri konusunda görüş verdi. Şimdi bu ekiplerin birebir yatırımcı eşleştirmelerini yapıyoruz. Daha bu süreç içindeyken parlayan fikirler var” bilgisini verdi.

dönemi için hazırladıkları stratejik planda dört alan belirlediklerini ifade ederek, “Planda modernizasyon projelerinde hız, kalite ve maliyet etkinliğinin önemini vurguladık. Bu önemli, çünkü anında ihtiyacımız var. Savaş ihtimali her zaman var ve vakit kaybedecek lüksümüz yok” dedi. Savunma sanayisinde yedek parça üretiminin önemine de işaret eden Tüfekçi, “TSK'nın ihtiyacı olan bazı yedek parçaların alımında zorluk yaşıyoruz, ama Türk sanayicisi bunları rahatlıkla üretebilir. Bunun için destek mekanizmaları hazırlıyoruz” bilgisini verdi.


4

BThaber

E-TOPLUM

23 - 29 Ekim 2017

Oyundaki potansiyeli doğru değerlendirmek şart Uluslararası Çocuk ve Bilgi Güvenliği Etkinlikleri kapsamında Türkiye Oyun Geliştiricileri Derneği (TOGED) desteğiyle Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu’nun (BTK) ev sahipliğinde Ankara’da 9-11 Ekim tarihleri arasında düzenlenen çalıştaylar ve sempozyumda konunun uzmanları, sınıflandırma, e-spor, oyun sektörü ve dijital oyunların üretim süreçleri gibi alanlarda bilgilerini paylaştı. Çalıştayların sonuçlarının paylaşıldığı sempozyumun odak noktası, Türkiye’de etkili bir ‘yaş sınıflandırması’ olmamasıydı. TOGED'in davetiyle etkinliğe katılan PEGI Operasyonel Direktörü Dirk Bosmans, aralarında BTK, Gençlik ve Spor, Milli Eğitim ile Aile

Bakanlıkları yetkililerinin yanı sıra pek çok akademisyenin ve oyun sektöründen ismin yer aldığı konuklara PEGI başta olmak üzere dünya çapındaki yaş sınıflandırma sistemlerini anlattı. Sempozyumda öne çıkan diğer bir görüş de çocukların sağlıklı oyun alışkanlıkları edinebilmesi ve oyunlardan güvenli şekilde en çok faydayı sağlamalarında en büyük rolün ailelere düşmesi oldu. Dirk Bosmans, “PEGI sisteminin tek başına ailelerin bu konudaki rolünü üstlendiğini düşünmeyin. PEGI’nin amacı ailelere ve çocuklara doğru seçimleri yapabilmeleri için ihtiyaç duydukları bilgi, eğitim ve araçları sunmak” yorumunu yaptı.

Sempozyuma konuşmacı olarak katılan TOGED Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Veysi İşler, yeni çağın gençlerinin çok hızlı değişen bir dünyada büyüdüklerini ve dijital hayata uyum konusunda ebeveynlerini geride bıraktıklarını hatırlatırken, bu konuda onlara yardımcı olmanın ancak sevdikleri, ilgi duydukları alanlara aileler olarak pozitif yaklaşım ile mümkün olduğunu vurguladı. Etkinlik kapsamında dijital oyunları ve oyun sektörünü çeşitli açılardan inceleyen birçok çalıştay düzenlendi. Bunlar arasında Türkiye Oyun Geliştiricileri Derneği (TOGED) tarafından düzenlenen Elektronik Spor (e-Spor), Dijital Oyunların Üretim Süreçleri ve

Dijital Oyun Sektörü, Dijital Rekabet ve Topluluk Yönetimi başlıklı çalıştaylar, konu hakkında derinlemesine bilgi sunan tartışmalara sahne oldu. Çalıştayda konuşma yapan BTK Başkanı Dr. Ömer Fatih

Sayan, dijital oyunların hayatımızda kapladığı yerden yola çıkarak oyunların önemini vurgulayıp, daha fazla sayıda ve daha iyi oyunlar geliştirmek için hep birlikte çalışmak gerektiğini vurguladı.

İhracatçı şirketlerin inovasyon bilinci daha da artacak

Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) ve Sabancı Üniversitesi işbirliğinde 2017 başında hayata geçirilen “İnoSuit İnovasyon Odaklı Mentorluk Projesi”nde Türkiye genelinde 43 firma yer alırken, TİM ise

2018 yılında 4 dönemde yeni programları hayata geçirmeye hazırlanıyor. Proje kapsamında inovasyon konusunda çalışan üniversiteler ve akademisyenler ile ihracatçı firmalar eşleştiriliyor. 2 Ocak

2018 tarihinde başlayacak olan “İnoSuit - İnovasyon Odaklı Mentorluk Projesi”ne katılmak isteyen firmaların 31 Ekim 2017 tarihine kadar http:// www.tim.org.tr/tr/inosuit. html adresinden başvurularını yapmaları gerekiyor. TİM tarafından hayata geçirilen “İnoSuit - İnovasyon Odaklı Mentorluk Projesi”nde ilk etapta 7 tanesi Ege İhracatçı Birlikleri üyesi Türkiye genelinde 43 firmanın yer aldığı bilgisini paylaşan Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkanı Sabri Ünlütürk, 11 ay boyunca inovasyon konusunda deneyimli akademisyenlerin firmalar ile verimli işbirliği yaparak, inovasyon bilincinin artmasına katkılar sağladıklarını kaydetti.

“İnoSuit - İnovasyon Odaklı Mentorluk Projesi” ile TİM tarafından ihracatçı firmaların inovatif ürünler üretmesi ve ihracatta daha katma değerli ihracat iklimine geçilmesinin hedeflendiğini anlatan Ünlütürk, “İnovasyon konusuna yoğunlaşan akademisyenler, bu proje çerçevesinde her hafta yarım gün firmalarda mesai yapıyor, firmaların ArGe, inovasyon ve tasarım departmanlarıyla işbirliği yapıyorlar. Bu çalışmalar sonunda Ar-Ge merkezi olmayan firmalarımızın Ar-Ge Merkezi kurmaları hedeflerimizin en büyüğü. 2018 yılında yürütülecek “İnoSuit - İnovasyon Odaklı Mentorluk Projesi”ne Ocak,

Nisan, Temmuz ve Ekim aylarında açılacak yeni dönemlere firmalarımızın yoğun katılımını bekliyoruz. Projeye katılan firmaların 11 ay süreyle inovasyon konusunda akademisyenlerden alacakları danışmanlık hizmetinin yüzde 25’ini TİM ve üyesi olduğu ihracatçı birliği karşılayacak. KOSGEB de proje başına 6 bin TL destekte bulunacak. İstanbul’dan yapılacak başvurularda firmalar 11 ay süreyle aylık 4 bin TL, İstanbul dışından başvurularda ise 11 ay süreyle aylık 3 bin TL ödeyecek. Firmalar, yaptıkları ödemeleri bağlı bulundukları ihracatçı birliği ve KOSGEB’e ibraz ettiklerinde desteklerden faydalanabilecek” bilgisini paylaştı.

TÜBİTAK desteği ile ATM’den altın dönemi Türk mühendis ve yazılımcılar, küresel bazda önemli bir ilke imza atarak, ‘Altınmatik’ geliştirdi. Hindistan’dan sonra günlük hayatta en fazla altın kullanan Türkiye’de işlemleri kolaylaştıracak bu makine, tıpkı ATM gibi çalışıyor. Doğumdan düğüne geleneksel bir hediye olan altına böylece günün her saati ulaşılabilecek. TÜBİTAK desteği ve

Ekonomi Bakanlığı’nın teşvikleriyle üretilen cihaz, altın rafineleri tarafından üretilen sertifikalı ürünlerin satışını yapacak. Evlendirme daireleri, sonrasında da hastanelere yerleştirilecek olan Altınmatik’lerden 7/24 yarım gramdan, 50 grama kadar altın alınabilecek. Cihaz kayıtdışılık, sahte veya gramajı düşük ürünlerle mücadeleye de destek olacak.

Nakit veya kredi kartı kabul eden Altınmatik, standart bir otomat mantığıyla çalışıyor ve o andaki değer üzerinden altını veriyor. Hediye amaçlı alımlarda üzerine mesaj yazdırabilmek de mümkün. 2.5 tonluk bir cihaz olan Altınmatik’te kendi içinde ilgili altını muhafaza eden, akıllı sensörlerle donatılmış bir kasa var. Cihazı geliştiren ve patentini

alan Elektronet’in İcra Kurulu Başkanı Can Yanyalı, ürünü Birleşik Arap Emirlikleri’ne ihraç ettiklerini ve ilk olarak Dubai’nin en büyük alışveriş merkezi Dubai Mall’da kullanılacağı bilgisini verdi. 2018’in ilk ayında kullanılacak cihazın Türkiye'de ise 6 ay içinde kullanıma geçmesi hedefleniyor. Can Yanyalı, şu bilgileri paylaştı: “Özellikle belediyelerden

bu konuda ciddi talep var. Onlarla da işbirliği içinde olacağız. Belediyeler, altın rafineleri ve Elektronet’in gelir paylaşım esasına göre üçlü bir yapı olacak. TÜBİTAK'tan Ar-Ge desteği aldık ve geliştirdiğimiz ürünlerin ticari getiri sağlamasına dikkat ediyoruz. Projeyi anlattığımızda, Dubai başta olmak üzere birçok ülkeden olumlu geri dönüşler aldık.”



6

BThaber

E-TOPLUM İnşallah diyoruz...

Hürriyet,13.10.17 “Anadolu'ya Bilim Göçü Projesi”, 3 yıl içinde 50 ilde 5 bin çocuğa ulaşacak. Projenin tanıtım toplantısında Koç Holding Yönetim Kurulu Başkan Vekili ve Yapı Kredi Yönetim Kurulu Başkanı Ali Koç’un konuşmasından alıntılar (13.10.17 gazeteler): “OECD, Türkiye'de eğitimde eşitsizliğin ilkokul seviyeleri kadar erken zamandan başladığını ve eğitim seviyesi yükseldiğinde bile bu farkın kapatılamadığını tespit ediyor. Üstelik Türkiye'deki öğrenciler bilim, matematik ve okumada OECD ortalamasının oldukça altında kalıyor. Dolayısıyla bilimi gençlere erken yaşta sevdirmemiz ve eğitimin niteliğini toplumun tüm

23 - 29 Ekim 2017

Edip Emil Öymen edip.oymen@gmail.com

kesimleri için yükseltmemiz gerekiyor. Hepimiz biliyoruz ki, çağın gelişmelerini geriden takip etmenin faturası hem ülkelerin ekonomisi hem toplumsal gelişim üzerinde çok ağır oluyor. Dördüncü Sanayi Devrimi trenini kaçırma lüksümüz yok. Gerçekçi hedefler, doğru bir planlama ve bu çağın gereklerini kapsayan nitelikli bir eğitim sistemi ile ülkemiz de gençliğimiz de bu treni yakalayacak güce sahip ve bunu hak ediyor. Bizim çocuklarımızın diğer ülkelerde yaşayanlara göre potansiyel anlamında hiçbir eksiği yok. Onların geleceğe dair umut verecek rol modellere ihtiyaçları var. İnsanın yakıtı umuttur. Adım adım büyümesini hayal ettiğimiz bu projenin, fırsat eşitsizliği nedeniyle yeterince nitelikli eğitim göremeyen çocuklarımıza, bilimi tanıtıp sevdirme yönünde bir katkı sağlayacağım umuyoruz.”

Amsterdam’dan turiste fren

Amsterdam yönetimi, şehrin merkezinde bundan böyle turistlere yönelik yeni dükkan ve mağazaları yasakladı. Bisiklet kiralamak için yeni yerler açılmayacak. Turlar, müzeler için yeni bilet satış kulübelerine son. Hollanda’nın ünlü peynirlerini tatmak için ayaküstü büfelere hayır. Ve hele hele Nutella’lı şeker şerbetli waffle tezgahlarına sıfır. Yeni dondurmacı, şeker dükkanı yok. Yeni döviz gişesi, hediyelik eşya dükkanı olmayacak. Hele hele yeni “masaj” salonu !

Şehrin merkezindeki turist istilasını biraz olsun dizginlemek amacıyla... Biz, ah turist gelse de döviz bıraksa derdindeyiz, ama Amsterdam turiste doymuş, kusma noktasına gelmiş. Küçük ve şirin şehrini koruma derdine düşmüş. Bu sınırlama, şehrin en-en merkez bölgesi için geçerli: Limandan başlayarak en-en merkezi kuşatan Singel Kanalı’nın iç kısmında kalan en-en turistik eski şehir. Şehrin bu bölgesine hala yerel halk yaşıyor. Okullar,

bakkallar, küçük parklar var. Turistler geliyor diye halk, yerinden yurdundan alışkanlıklarından neden vazgeçsin ki? Burada klasik tarihi bölgede 800 bin kişi yaşıyor. Ama sırf burayı görmeye, burada dolaşmaya, yemek yemeğe, müzelere girmeye (sadece 2015’te) 17 milyon kişi geldi. Şehrin cazibesi! Ve bu 17 milyon kişi (2016 verilerine göre) 18.8 milyar euro harcadı. Bu kadar hücuma hizmet için istihdam yüzde 85 arttı: Sadece turizmde doğrudan veya dolaylı çalışan sayısı 153 bine çıktı. Gelir iyi, ama bu gelirin gelirken götürdükleri de var. Amsterdam yönetimi, halkın turist kalabalığı ve gürültüsünden kaçarak evlerini, dairelerini Airbnb veya özel kiraya vermeye başladığını fark edince buna da bir sınır koydu. Böyle kira süresini bir yıl içinde en fazla 60 günle sınırladı. Denetlemeye başladı... Zenginin derdi de bir başka oluyor. Zaten zenginin derdi, züğürdün çenesini yorarmış.

Lider, hızlı inovasyon istiyor Fransa Cumhurbaşkanı Macron, Der Spiegel’e “Ben kibirli değilim, ama düşündüğümü yaparım” demiş. Şimdi yeni düşünüp AB liderlerine söylediği şu: AB inovasyonunu geliştirmek için AB örgütlenmesi “dışında” bir yeni kurum oluşturalım. AB28, ekonomik ve siyasi herşeysini AB örgütlenmesi içinde halletmek isterken, bunun dışında bir yeni kurum? Macron bununla, AB bürokrasisini aşmak istiyor. Yani, AB için hem tehdit hem fırsat olan o bürokrasi. Belki de Avrupa Savunma Ajansı gibi –halen çalışan- bir inovasyon yüksek kurumu? Ya da ABD’de İnternet’in doğumunu sağlayan DARPA gibi bir şey? Böyle bir yeni kurum, AB bürokratları tarafından değil, “ulusal” hükümetlerin bürokratları tarafından işletilecek. Kurum, AB fonlarından yine yararlanabilir, ama kuruma katılmak isteyen

AB ülkeleri, kendi ulusal bütçelerinden katkı yapar. Macron bu yenilikçi öneriyi yaparken, Avrupa İnovasyon Konseyi (EIC) adıyla bir AB kurumu kurulmasını Ar-Ge ve inovasyondan sorumlu bakan Carlos Moedas 2015’de zaten önermişti: AB’de inovasyonun ticarileşmesini öngörüyor. AB’de de tıpkı ABD’deki gibi iş değeri 1 milyar doları aşacak, hızlı yükselen yenilikçi şirketlerin (unicorn) oluşmasını hedef alıyor. Nitekim, 10 Ekim’de yapılan bir açıklamayla, EIC’in “pilot dönem” olarak düşündüğü 2018-2020 aralığında bin projeye 2.7 milyar euro fon ayıracağı duyuruldu. Bunun 5 milyon euro’su “blok zincirinin sosyal faydası” araştırmalarına ayrılacak. Eğer Macron’un, böyle bir kuruma paralel düşündüğü benzer kurum gerçekleşirse, buna İngiltere’nin de üye

oluvermesi kolaylaşacak. İngiltere, AB’den ayrılmak amacıyla kaplumbağa hızıyla görüşmelere devam ediyor. Uzun ve çileli, çok çok da pahalıya mal olacak bir boşanma süreci. Ama boşandıktan sonra da hayat devam edecek. İngiltere, Macron’un önerdiği bir AB-dışı kurumda yer alabilir. Macron, geçen Haziran’da bir konuşmasında Fransa Kamu Yatırım Bankası (BPI) ve hükümetin işbirliğiyle hükümetin, “hızlı” inovasyona 10 milyar euro fon ayıracağını söylemişti. Şu cümleleri, bu konuda ne düşündüğünü gösteriyor: “Fransa’da bir girişimci, başarı kazanmaya başlayınca, kıskançlık başlar, göze batar, vergiler gelir. Buna artık son!” Macron, konuşmasının bundan sonrasını İngilizce bitirdi: “Biz, girişimcilikte aydınlanma istiyoruz. İhtiyacımız olan şey, üretim modelimizi derinlemesine

değiştirmektir. Startup gibi düşünen, öyle davranan bir ülke olmalıyız. Fransa’da bütün

inovasyonlar yaratılabilir: Yeşil, gıda, yeni ulaşım konularında icat ve geliştirme yapabiliriz.”


1995’ten beri


8

BThaber

BİLİŞİM DÜNYASI

23 - 29 Ekim 2017

Alışverişler mobilde buluşuyor İnternet kullanımının giderek arttığı günümüzde, tüketici için asıl önemli olan, nereden alışveriş ederse etsin yaşadığı alışveriş deneyimi. Applied Predictive Technologies (APT) raporu ile Economist Intelligence Unit’in gerçekleştirdiği farklı araştırma sonuçları, online alışverişteki artış nedeniyle perakendecilerin ürün çeşitliliği artırarak, fiyatlarını aşağı çekerek, sadakat programlarını genişleterek ve tüketici davranışını daha iyi anlayarak e-ticaret şirketleriyle rekabet ettiklerini gösteriyor. Tüketici deneyiminin önemini kabul

eden perakendeciler, mağaza satış elemanlarının eğitimine de büyük önem veriyorlar. Araştırma perakendecilerin, yeni stratejiler ile rekabette varlıklarını ortaya koyduğunu gösteriyor. Perakendecilerin yüzde 75’i online yatırımlarını artırırken, yüzde 70’i mağazada görev alan satış elemanlarının eğitimlerine yoğunlaşıyor. Eğitimler ise daha çok müşteri hizmetlerine yönelik. Perakendecilerin yüzde 68’i ürün gamını genişleterek mağazalarında yer verdikleri ürün çeşidini artırırken, yüzde 54’ü tüketicileri yakından tanımak

için sadakat programları uyguluyor, yüzde 24’ü ise yakında sadakat programı uygulamalarına geçeceklerini belirtiyor. Fiyatlarını aşağı çeken perakendecilerin oranı yüzde 44, gelecek birkaç yıl içinde fiyatlarını düşürme planı yapanlar ise yüzde 12. Mağazalarını kapatmak zorunda kalan, ama buradan kaybettikleri cirolarını fiyat düşürerek telafi etmeyi başaranlar ise yüzde 72 oranında. Polonya’dan dünyaya yayılacak Mastercard, Polonya Carrefour ile işbirliğinde

dijital ödeme çözümleri konusunda bir adım attı. Masterpass üzerinden kullanılan “Scan&Go” hizmeti ile tüketiciler kendi akıllı telefonları ile ürünü raftan alarak kasaya gitmeden ürünün barkodu tarayıp ödemesini gerçekleştirebiliyorlar. Barkodu taranan her ürünün fiyatı uygulama üzerinden toplanıyor ve tüketiciler de yaptıkları harcama toplamını anında akıllı telefonlarının ekranında görebiliyorlar. Scan&Go hizmetini kullanan tüketiciler, dilerlerse yeni bir kredi kartı ile, dilerlerse Masterpass ile ya da

doğrudan nakit ile ödeme yapabiliyorlar. Mastercard’ın yaptığı araştırmaya göre, tüketicilerin büyük bir bölümü mağaza içi alışverişlerde farklı amaçlarla akıllı telefonlarını ya da tabletlerini kullanıyor. Mastercard, bu yeni uygulaması ile nakitsiz toplum yaratma amacıyla cüzdan ve plastik kartlar yerine akıllı telefonlar üzerinden sunduğu çözümlere bir yenisini daha eklemiş oldu. Polonya’daki pilot çalışma sonrası, bu uygulamanın diğer ülkeler için de örnek olması bekleniyor.

IBM ve Aksis, hassas verilerin yönetim stratejilerini anlattı Bilişim teknolojileri alanında 23. yılını dolduran Aksis, 2017 yılında portföyüne kattığı yeni IBM çözümlerini “Aksis ve IBM Deneyimi ile Dijital Veri Yönetimi” etkinliğinde sundu. 11 Ekim tarihinde Radisson Blu Bosphorus Hotel Ortaköy’de düzenlenen özel etkinlikte sektör paydaşları biraraya geldi. IBM iş ortaklığı ile gerçekleştirilen etkinlikte, Kişisel Verilerin Korunması Kanunu ile birlikte dijital dönüşüm ve yeni nesil teknolojilerin de altı çizildi. Kişisel Verilerin Korunması Kanunu’na göre, Nisan 2018 itibariyle hassas verilerin yönetiminde yeni bir başlangıca şahitlik edeceğiz. Bu kapsamda Aksis ve IBM,

KVKK uyumluluğu için nasıl bir yol izlenmesi gerektiğini ve tam da bu noktada katılımcılara neler sunduklarını paylaştı. İki ayrı bölümde 5 ayrı konuşma ile tamamlanan etkinliğin ilk konuşması Aksis Genel Müdürü Burak Müjdeci ve IBM Cloud Teknik Satış Lideri Levent Efe Akman tarafından gerçekleştirildi. Dijital veri yönetimi kavramı üzerinde yoğunlaşılan etkinlikte yeni eğilimlere ve dijital dönüşüme de dikkat çekildi. Günün üçüncü konuşmasında Aksis Satış ve Pazarlama Müdürü Didem Demirkaya, dijital dönüşüm kapsamında, Aksis’in uzmanı olduğu alanları genişleterek, kurumsal içerik ve doküman

yönetimine ek olarak süreç ve vaka yönetimi, akıllı içerik yakalama, mobil içerik yakalama, güvenli dijital imza, robotik süreç otomasyonu (RPA), yapay zeka teknolojilerine yoğunluk verdiğini ve bu alanlarda yüksek ROI hedefli projeler gerçekleştirdiğini vurguladı. Etkinlik “Hassas Veri Ne Kadar Hassas?” isimli sunumu ile Burak Özgirgin ile “Yenilikçi Veri Yaşam Döngüsü Çözümleri ile KVKK” isimli sunumu ile Mehmet Kırval, müşteri verilerini anonimleştirme, silme veya maskeleme işlemlerini yeni nesil teknolojilerle nasıl yapılması gerektiğini anlattı. StoredIQ gibi kolaylık sağlayan

IBM çözümlerine değinilen etkinlikte, müşterilerin kendi sistemlerini bu çözümlere nasıl adapte edebileceklerine dair örnekler de paylaşıldı. Günün son konuşmasında ise Watson Explorer ile veri keşfi ve belge madenciliğine dikkat çekildi.

IBM İçerik Hizmetleri Teknik Satış Sorumlusu Muhammet Ali Hançer ve Aksis Teknik Genel Müdür Yardımcısı Reşit Görgün Watson Explorer’ın farklı veri tipleri, onlarca veri kaynağı ve 30 farklı dilde destek verdiğinin altını çizdi.

Finkafe dünyayı hedefliyor Donanımı ve yazılımı tamamen Türk mühendisleri tarafından geliştirilen ve yüzde 100 yerli sosyal medya platformu Finkafe’yi hayata geçiren Mobil Finans Teknoloji Hizmetleri’nin (MOBİFİN) Yönetim Kurulu Başkanı Arif Ünver, gerçekleştirilen sohbet toplantısında Finkafe’nin özelliklerini ve hedeflerini paylaştı. Arif Ünver, şu bilgileri verdi: “Finkafe’yi hayata geçirdiğimiz günden bu yana kullanıcı sayımız giderek artıyor. 20 farklı başlık

var ve konuları ayrıştırmakişiselleştirme özelliğimiz ile kullanıcı deneyimini artırdık. 29 farklı dil seçeneğine sahibiz. Video streaming özelliği ile yüksek boyutlu videoları sıkıştırarak paylaşabilme imkanı sunuyoruz. Kullanıcılarımız, 280 karakter, dileyenler ise cep telefon onayı ile 500 karakter kullanabilir, platformu kullanan tanıdıklarıyla anlık yazışmalar gerçekleştirebilir. Bu özelliklerle kullanıcı sayımız 100 bine ulaştı.” Finkafe’de diğer sosyal

medya platformlarından farklı olarak, ‘Beğenmeme’ butonu var. Ünver, “Türkiye sınırları içerisine sunucular getirdik, kod yazdık ve kodları sisteme entegre ettik. Türkiye’de şu ana kadar yapılan ilk server yatırımını gerçekleştirdik. Mobil tarafta yer alan iOS ve Android uygulamaları da hayata geçirdik” bilgisini verdi. Finkafe’de robot hesapların açılmayacağını, böylece sosyal medyadaki bilgi kirliliğinin önüne geçilebileceğini vurgulayan Ünver, içinde matematikçilerin de yer

aldığı 50 kişilik akademisyen bir grubun görev yaptığı Finkafe’nin, siber saldırılara karşı dirençli olduğunu da ifade etti. Türkiye’yi teknoloji alanında merkez haline getirmeyi amaçladıklarını söyleyen Ünver, ilerleyen dönemde hedeflerinin Finkafe’yi halka açmak olduğuna işaret ederek, “Finkafe’nin en az yüzde 30’unu halka açacağız. Bu halka arz New York Borsası’nda da olabilir. Konuya ilişkin çalışma ve görüşmelerimiz devam ediyor” bilgisini verdi.

Mobil Finans Teknoloji Hizmetleri (MOBİFİN) Yönetim Kurulu Başkanı Arif Ünver


BThaber

BİLİŞİM DÜNYASI

23 - 29 Ekim 2017

9

Telsiz sistemleri ile uçtan uca ses ve veri aktarımı Sesli iletişimin önemli platformlarından biri olan telsiz sistemleri ile GSM Ayhan Sevgi teknolojileri arasındaki yakınsama her geçen gün artıyor. Geleneksel bas – konuş teknolojileri artık sesin yanı sıra veri iletişiminde de önemli bir platform haline geliyor. Ses ve veri iletişiminde uçtan uca telsiz çözümleri sunan Novatel, mobil şebekeler üzerinden gerçekleştirdiği “Telsiznet” uygulaması ile bas – konuş hizmetlerini geniş bir müşteri portföyüne ulaştırmayı hedefliyor. Novatel Genel Müdürü Cem Ankara, telsiz teknolojilerindeki gelişmeler ve bu yönde yaptıkları çalışmalar konusunda sorularımızı yanıtladı: Novatel, uzun yıllardır telsiz sistemleri sunuyor. Yeni teknolojik gelişmeler doğrultusunda ne tür yeni eğilimler ortaya çıkıyor? Novatel, telsiz sistemleri alanında ürün ve hizmet sunuyor. Bas - konuş servislerinin yanında zaman içinde bütün kablosuz teknolojilere ve servislere de dokunur hale geldik. Servisin yanında genişband veri aktarımı da bizim uzmanlığımızın içine girdi. Hem ses hem de kablosuz veri aktarımı konusunda oldukça deneyimli bir firma haline geldik. Veriyi hangi kanaldan gönderebiliyorsunuz? Farklı frekanslarda çalışan farklı sistemler mevcut. Telsiz frekansları üzerinden düşük kapasiteli verileri gönderebilen uygulamalar mevcut. Fakat örneğin dağların tepelerinden görüntüler göndermek zorundasınız ve oralarda fiber yapılar mevcut değil. O zaman bunu kablosuz bir ortamda çözmeniz lazım. Dolayısıyla daha yüksek frekans bandlarını kullanan sistemler kurarak projeler gerçekleştiriyoruz. Böylece uzak noktalardaki verileri tek bir merkezde toplayabiliyoruz. Bu veri görüntü olduğu gibi SCADA sistemlerinden toplanan veriler de olabilir.

Ses ve veri iletişiminde uçtan uca telsiz çözümleri sunan Novatel, mobil şebekeler üzerinden gerçekleştirdiği “Telsiznet” uygulaması ile bas – konuş hizmetlerini geniş bir müşteri portföyüne ulaştırmayı hedefliyor.

Bu konularda farklı üretici şirketler ile işbirliği yapıyoruz. Kapsama alanları konusunda bir sıkıntı oluyor mu? Frekansınız olan her bölgeyi kapsayacak şekilde projelerinizi geliştirebilirsiniz. Bir havalimanını kapsayacak şekilde de sistemler kurabilirsiniz, telsiz baz istasyonları kurarak bir şehri kapsayacak şekilde de projeler geliştirebilirsiniz. Bu projeler ülke geneline bile genişletilebilir. Tabii bu boyuttaki projeler daha çok kamu kurumlarından çıkıyor. Bu noktada GSM şirketleri ile kesiştiğiniz noktalar neler? Kamu olsun, özel olsun sahada elemanları olan her kurum bu teknolojileri kullanıyor. Bunlar bireysel kullanıcıya hitap eden teknolojiler olmadığı için raflarda da görmüyoruz ama yüzbinlerce kullanıcısı olan bir alandan bahsediyoruz. İnşaat, turizm, enerji, lojistik gibi alanlarda çalışan bu kişiler bas – konuş teknolojilerinin kullanıcılarını oluşturuyorlar. Bu sayının yüzbinlerle kısıtlı kalmasının sebebi, geleneksel telsiz sistemlerinden servis almaları. Geleneksel telsiz hizmetleri için önce bir altyapının kurulması gerekiyor. Haberleştirilecek olan alan

Novatel Genel Müdürü Cem Ankara ve insan sayısına göre de bu yatırımın miktarı büyüyor. Ayrıca bu altyapının ayakta tutulması da başlı başına ayrı bir iş. Dolayısıyla bas – konuş alanında pazar çok fazla gelişmiyor. Mobil opeeratörler de bas – konuş servislerini uzun süredir kendi şebekeleri üzerinden veriyorlar ama bunlar da çok fazla gelişmedi ve bugünün ihtiyaçlarına yanıt veremiyor. 3G ve 4G yatırımlarından sonra şebekeler çok daha fazla yetenekli hale geldiler. Diğer taraftan akıllı telefonların da bu yönde özellikler sunması da bas – konuş servislerinin yeniden doğabilmesine olanak sağlıyor. Dolayısıyla bas -konuş sistemlerini kullanan kurum ve kullanıcıların sayısında gözle görülür bir biçimde artış

olacak. Bu noktada sizin fonksiyonunuz ne olacak? Nasıl bir dönüşüm süreci yaşıyorsunuz? Geleneksel telsiz kullanıcıları birden mobil şebekelere geçiş yapacaklar diye bir şey yok. Telsiz şebekelerinin ayrıcalıklı bir konumu var ve bu altyapılar her zaman gerekli olacak. Bu yöndeki projelerimizi yapmaya devam edeceğiz. Ayrıca mobil şebekeler tarafında da projeler geliştirmek üzere biz 2016 yılının başından bu yana çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Bu işi yapan farklı çözüm geliştiriciler ile temasa geçtik, bazı sistemleri Türkiye’de kurarak test ettik ve 2016’nın sonunda da ilk bas – konuş servisimizi hizmete aldık. Bunu da Telsiznet olarak markalandırdık. Bugün bas – konuş dediğimizde geniş bir kesimin gözünde 90’lı yıllardaki ortamlar canlanıyor ama artık yeni durum hiç de öyle değil. Telsiznet uygulaması ile geleneksel telsiz sistemlerini kurmadan, mobil şebekeler üzerinden telsiz hizmetlerinin tümünü verebiliyoruz. Bu servisleri hangi cihazlar üzerinden veriyorsunuz? Bu hizmeti geliştirirken

cihazların nasıl olacağı oldukça önemli bir konuyu oluşturdu. Çünkü telsiz kullanıcılarının alışkanlıklarına yanıt verebilmesi gerekiyordu. Örneğin bir elektrik direğinin tepesindeki bir kişinin eldivenle akıllı telefon üzerinden konuşabilmesi neredeyse imkansızdır. Ya da arkada çok yoğun bir ses varken de akıllı telefon cihazları üzerinden verimli bir konuşma gerçekleştiremezsiniz. Dolayısıyla çağrı kalitesi yüksek ve sahadaki çalışanın kolay kullanabileceği bir tasarıma sahip cihazların olması gerekiyor. Ayrıca navigasyon desteklerini de içermesi, bir olay anında sahadan canlı yayın yapabilmesi gibi özellikleri desteklemesi gerekiyor. Bu tür cihazların üreticisi çok fazla değil. Telsiz tarafından gelen şirketler genellikle bu tür cihazları üretiyorlar. Biz de bu firmalarla işbirliği yaparak servis ve cihazları sunmaya başladık. Güvenlik konusunda ne tür gelişmeler var? Üçüncü bir firmanın altyapısı üzerinden haberleşmek istemeyen kuruluşlar kendi telsiz altyapılarını kuruyorlar. Bir mobil operatörün şebekelerinin üzerinden haberleşme yapacaksınız burada da küresel standartlar mevcut. Tabii terminal tarafında da yapabileceğiniz ek güvenlik unsurları var. Peki pazar büyürken, müşterilere ulaşım kanallarınız konusunda da bir gelişim olacak mı? Yıllar içinde hem doğrudan hem de Türkiye’nin farklı bölgelerindeki iş ortaklarımız üzerinden müşterilerimize ulaştık. Dolayısıyla Telsiznet hizmetini götürdüğümüz kurumların büyük bir çoğunluğu bizim mevcut müşterilerimiz. Bugüne kadar bu yatırımı ertelemiş olan kuruluşlara da ziyaretlere başladık. Örneğin birçok belediyenin geçmişte kurduğu ve bugün eskimiş olan telsiz altyapıları var. Bu yapıların artık değişmesinin zamanının geldiğini düşünüyoruz.


10

BThaber

BİLİŞİM DÜNYASI

23 - 29 Ekim 2017

Entegrasyon becerisi, veriye anlam katıyor TIBCO Software, ağ yapısındaki veriye dayalı tüm başlıkları hızlı biçimde entegre ederken, verinin değer üretebilmesi için de gereken platformu iş dünyasına sunuyor. Dijital dönüşüm ve daha akıllı iş yapma yöntemlerini arayış artık Handan Aybars her ölçekte her sektörden şirketin önceliği. Bu gerçek ışığında TIBCO Software ve Türkiye iş ortağı INFOLITIK, 14 Eylül’de İstanbul’da ‘TIBCO Connected Intelligence-Digital Insight Türkiye’ etkinliğine imza attılar. Sunumunun ardından bir araya geldiğimiz TIBCO CTO’su Maurizio Canton ile entegrasyon gerekliliğine karşı dikkat edilmesi gereken başlıkları, veri havuzunun büyümesi karşısında analitik yetkinliklerin nasıl gelişmesi gerektiğini ve Türkiye pazarını konuştuk: Geldiğimiz noktada analitik, nasıl bir öneme ve gerekliliğe sahip? Eskiden insanlar çoğunlukla geleneksel iş zekasına bakar, veriyi toplar ve onun üstünde bir şeyler kurgulamaya çalışırdı. Gerçek zamanlı bir sonuç ihtiyacı, mobilite ve sosyal medya yoktu. Bu nedenle insanlar, düzenli aralıklarla hazırlanan raporlara bakıp işin nasıl gittiğini anlamaya çalışırdı. Hatta bazen bu raporlara bile bakmazlardı. O günden bugüne değişen temel unsur ise dijitalin ve sosyal platformların büyümesi, burada biriken veri miktarının çok büyük olması. Bu bilgiye eskiden olduğu gibi bugün de ihtiyacınız var, ama artık daha fazlası da gerekli. Çünkü karar alma süreçleri artık çok farklı. İş süreçleri ve gereklilikler, kurumsal beklenti ve davranışlar da köklü bir değişim geçirdi. Verilerden tahmine dayalı, proaktif hamleler önem kazandı. Hem de her sektörde. Böylece geleneksel ‘raporlama’ yapısından, daha etkileşimli ve öngörüye ayalı bir analiz yapısına geçiyoruz. Bu geçiş bir gereklilik mi? Öyleyse, kurumsal farkındalık ne seviyede? Bence bu konuda önemli bir farkındalık var. İşini,

tüketicini, iş ortağını, rakibini tanıyorsan, o zaman zaten bu yönde bir yatırım kararı alman gerektiğini de bilirsin. Tek gereken tüm bilgileri toplayıp bunları doğru ayrıştırabilmek. Bu tarz bir çözüm size proaktif adımlar atma imkanı sunar, müşteri ihtilaçlarını öngörebilmenizi, yaptığınız bir sunuma müşteri tepkisini en doğru biçimde görmenizi sağlar. Bir benzin istasyonunda pompanın ne zaman bozulacağını öngörebilmek ve bakımonarımı buna göre yapmak, trafik sıkışıklığı olabilecek bir yol yerine farklı bir rotayı kullanmak, öngörülere dayalı analitiğin verimli sonuçları arasında. Sektör bazlı farklar elbette vardır,

gelen değişim de sigorta gibi birçok sektörde köklü değişimleri doğal olarak beraberinde getiriyor.

ama hepsinin ortak noktası geçmişten bugüne en büyük farkı da ortaya koyuyor: Tüm tüketicilere aynı değil, her bir tüketiciye ona özel iletişim politikası ve sunumla ulaşmak şart. Korelasyonlar burada öne çıkıyor ve anlamlı sunumların de temeli oluyor. Her bir müşteriye onun özel olduğunu hissettirecek bir teknik gerekliliği var. Bu arada, ben de müşterisi olduğum şirketin, benim bilgilerimi doğru kullanarak bana teklif sunmasından memnun oluyorum. Bu dinamik yaklaşım her sektörde var. Bu yaklaşımla

hangi sektörden olursanız olun, bu seçenekleri ve onların sizin potansiyel müşterinize tekliflerini takip edebilmeniz gerek. Sizin mağazanızın olduğu sokakta yolun sonundaki diğer mağaza tek rakibiniz değil artık. Elinizdeki veriyi doğru kullanmanız gerektiğini, veri ve kullanım alışkanlıklarınızı düzenlemeniz gerek. Sahip olduğunuz büyük veriden değer yaratabilmeniz gerek ve makine öğrenimi, yapay zeka gibi yenilikler bunu daha da önemli kılacak. Veriyi toplayıp, analiz edip sürekli öğrenmek ve sürekli

Nasıl bir değişim? Müşteriyi merkeze alıyorlar ve işiniz odağında tüketici ile sürekliliği olan etkileşim var. Kişiselleştirilmiş bir yapı, doğru kurgu ve sürekliliği olan izleme önemli. Hangi sektörler burada öne çıkıyor? Telekom ve perakende ön planda. Bankacılıkta ise fintech’ler bankaları değişime zorluyor. Tüketici bakış açısı ve beklentileri sürekli takip edebilmek önemli. Çünkü tüketicinin her başlıkta sayısız tercih imkanı var. Sizin de

buna bağlı adımlar atmak günümüzün iş modeli. Peki kurumsal bazda ekipler bu değişimde nasıl bir yere sahip? Sonuçta bunlar eskiden sadece BT biriminin işiydi. Evet doğru, ama artık bir şirkette her departmanın farklı öncelilerle de olsa görevi bu. BT’nin görevi ise platformu, kullanım kolaylığı ve hızlı yapıyı sunabilmek. Yani yönetim ve kontrol yapısı BT biriminin önceliklerini yansıtmalı. İş birimleri içinse kullanımı kolay bir iş uygulaması. Böylece geçmişte önemli bir sorun olan iş birimi-BT birimi arasındaki boşluğun büyük ölçüde kapandığını da söyleyebiliriz. Bu da

BT birimlerinin rutin işler yerine, süreli ihtiyaç takibi yapıp geliştirmelere odaklanabilmesini sağlıyor. Platform ise bu felsefenin temeli. IoT ve M2M bu felsefeyi nasıl değiştirecek? Sırf bir F1 yarışmasındaki tek bir aracın sensörleri ile ürettiği tek bir yarıştaki terabaytlarca veriyi düşünün. IoT işte bu yönüyle hem fırsat hem risk. Bağlantı gücü ve milyarlarca cihazın sürekli bağlantı içinde olması bir gereklilik olacak, bu cihazlar kendi aralarında konuşacak

ve sürekli devleşen bir veri gerçeği karşımıza çıkacak. Peki tüm bu veriye ihtilacım var mı? Hayır. Burada da ikinci risk ve fırsat noktası ortaya çıkıyor: Güvenlik. Yani tüm bu bağlantıların güvenliğini nasıl sağlıyorum? Uç noktada daha fazla güce sahip olmak burada en doğru yanıt. Yani güvenlik uç noktadan başlamalı. Analitiğe uygun işlemci yapısı burada önem kazanıyor. TIBCO’nun çözümleri burada öne çıkıyor. Tabi burada doğru çözümü bulmak, danışmanlık yetkinliği ile buluşmak zorunda ve biz bunu sunuyoruz. EMEA bölgesini ve Türkiye pazarını nasıl değerlendiriyorsunuz? Çok parlak bir bölge ve Türkiye özellikle birçok farklı sektörde çok güçlü müşteri tabanına sahip. Infolitik iş ortağımız ve onlarla çok güçlü bir bağımız var. Burada bir ofisimiz olmasından ziyade, yetkin bir iş ortağının gücüne daha çok güveniyoruz. Bu TIBCO çözümlerine de yerel pazarda güven sağlıyor. Türkiye pazarında iş ortağı sayımızı artırmak için de detaylı çalışmalar yapıyoruz. Doğru bir yerel iş ortağı ile çalışmak bizce en doğru iş modeli. Müşterilerin de bu yapıdan memnun olduklarını görüyoruz. 2017 yılı nasıl geçiyor ve 2018 planlarınız neler? 2017 yılı iyi geçiyor hedeflerimize paralel ilerliyoruz. Hatta muhtemele en iyi dönemlerimizden birini yaşıyoruz. Çünkü analitik projeleri, tahmin mekanizmaları ve entegrasyon projeleri çok. 2018 yılında da çözümlerimizi geliştirmeye devam edeceğiz. Satın alma tarafında aktifiz. Platformu daha da geliştirebilecek yapıları bünyemize katmaya öncelik veriyoruz. İş ortaklarımızla çalışmalarımız da bu süreçte önem kazanıyor.


BThaber 23 - 29 Ekim 2017

Akıllı Yaşam Platformları

DOSYA:

www.bthaber.com.tr

Handan Aybars

Hayatımızı daha da ‘akıllandırma’ dönemi Hepimizin akıllı mobil cihazı var, bunlarla her türlü bilgiye ulaşabiliyoruz. Ama bunun kapsamının genişlediğini de görüyoruz. Sensörler artık giyilebilir teknoloji ile üstümüzde, üstüne bir de evin, şehrin her yerinde… Yani olası sorunlara karşı proaktif davranma lüksüne sahibiz. Ama acaba bu gerçeğin ne derece farkındayız? Akıllı yaşam

platformu diyerek, bu dosyamızda yapabileceklerimizi ele almak istiyoruz ama bunun tek seferlik bir adım olmadığını hatırlatmak da boynumuzun borcu. Çünkü bizim ‘akıllı yaşam’ başlığında beklentilerimiz bitmezken, teknoloji de bunlara türlü türlü yanıtlar sunuyor. Bunlar içinde en doğru, en güvenli, en işlevsel olanı seçmek ise bize düşüyor.


12

DOSYA

BThaber

Akıllı Yaşam Platformları

23 - 29 Ekim 2017

BAĞLANTINIZ OLDUĞU SÜRECE GÜÇ SİZDE Akıllı cihazlar, evler, araçlar, trafik takip sistemleri, duraklar, istasyonlar, havalimanları, elektrik ve su şebekeleri derken, aslında tüm bu teknolojiler bir bütün olarak hayatımızı, içinde yaşadığımız ortamları akıllı hale getiriyor, akıllı yaşam profilini tamamlıyor. Akıllı yaşam platformlarının itici gücü internet bağlantısı, bu bağlantının da kesintisizliği ile doğru orantılı. Bu bağlantı yetkinliği, IoT ve M2M odaklı yeniliklerin de temelini oluşturuyor. Araştırmalara göre, küresel IoT pazarının 2020 yılında 2 trilyon dolar büyüklüğe ulaşması hiç de şaşırtıcı olmayacak. IoT başlığındaki bu gelişimde bulut teknolojisi, internet ve mobil haberleşmenin yaygınlığı da önemli bir role sahip. Kesintisizlik ve ortak dil esas olmalı IoT dünyasında iletişimin ve bu başlıkta kesintisizliğin önemi çok büyük. Akıllı yaşam platformu başlığında da evdeki buzdolabı, çamaşır makinesi gibi farklı üreticilerin farklı amaçlarla geliştirdikleri ürünlerin ortak bir dili konuşabilmesi gerekli hale geliyor. Sonuçta IoT; geçici bir bilişim eğiliminden çok daha fazlası ve tersine, sürekli geliştirilmesi gereken bir platform. Daha akıllı, öğrenen ve gelişen ürünler, bunlar sayesinde daha verimli ve öngörülebilir bireysel ve kurumsal süreçler, sunum ve öngörülerde tutarlılığı da beraberinde getiriyor. Tüm bu cihaz ekosisteminden toplanan veri çok büyük ve anlamlandırılması da şart. Hızlı ve eşi görülmemiş bir değişim ve dönüşüm çağında hem günlük hayat

hem iş dünyası köklü bir değişimle kendini de yeniden tanımlıyor. Bu nedenle IoT’nin sunacağı fırsatlardan yararlanmak isteyen şirketler, büyük bütüne bakabilmeyi bilmeli. Çünkü belirttiğimiz gibi evdeki buzdolabı da sokaktaki aydınlatma da, fabrikadaki üretim yapıları da bu gelişimden yararlanacak, yararlanmak zorunda ve şirketler de bu gerçeğin farkında. IoT odaklı uygulamalar arttıkça, bunların kamu hizmetlerinden ulaşıma, finanstan telekoma, petrol ve doğalgaz ile imalat gibi sektörlerin verimliliği üzerinde yadsınamaz bir etkisi olacak. Artacak veri karşılığında depolama ve analitik için bulut bilişim ve burada yetkin iş ortaklarını seçebilmek önem kazanıyor. Size özel sunumların zamanı geldi ‘Akıllı yaşam platformu’ dediğimiz konseptte, bağlanan her yeni cihaz ve bunu zenginleştiren her yeni uygulama veri üretecek. Kişi başına düşen akıllı cihazları bir düşünün. Mobil telefon, kişisel bilgisayar ilk adım. 2020 yılının sonunda her kişinin en az 3 akıllı cihaza sahip olması beklendiği bu konuya kafa yoran araştırma şirketlerinin ortak fikri. Yani az zamanda sınırsız, sürekliliği olan verinin etkili yönetilmesi ve depolanması ihtiyacı belirliyor. Bu noktada biz kullanıcılar cihazdan ve donanımdan bağımsız olarak, tüm bunlardan aynı uygulamalara, verilere erişebilecek, veri üretimini ve tüketimini cihazdan bağımsız olarak yapabilecek noktala ulaşmak istiyoruz. Bu yolda atılan adımlar da daha başlangıç. Çünkü bundan 10 yıl değil, belki de 10 ay sonra IoT ve bununla gelen akıllı

Güvenliği yeniden bir düşünün IoT, geçtiğimiz aylarda yaşadığımız ve medyada ok yer aldığı için birçoklarının gündemine giren vukuatlar ışığında güvenliğe de farklı bir açıdan bakmamızı gerekli kılıyor. Ofiste kahve makinasının veya evde buzdolabının krize yol açmaması için yeni güvenlik ihtiyaçlarının da bilincinde olmak gerek. Bu yeni ve engin trend, hem altyapı tarafında hem cihaz tarafında çeşitli güvenlik açıklarını beraberinde getiriyor madem, ‘kervan yolda düzelir’ sözünün hakkını vererek, ama üstüne bir de bu cihazların bağlandığı ağ yapısının kırılganlığı ile birlikte güvenlikte yeni bir anlayışla hareket etmek şart. Sonuçta IoT dünyası, yeni ve entegre güvenlik yaklaşımlarını gerektiriyor. Ama bu durum, güvenlik çözümünü yeniden şekillendirirken maliyet avantajı

sunacak biçimde ölçeklendirilmesini, farklı ve erişimin zor olduğu noktalardaki cihazların uzaktan korunabilmesini veya her bir nesne birbirine bağlı olduğu için birinde oluşabilecek güvenlik riskinin tüm ağ yapısını etkilememesi gibi kritik başlıkları gözetmeyi önemli kılıyor. Kapsamlı bir IoT güvenliğinde uygulamalar, kullanıcılar, protokoller ve olası sorunlar içinde görünürlük sağlamak bu nedenle önemli. Sektörel düzenlemelere uyum ve kamu düzenlemeleri ile uyumu da gözetmek şart. Tüm bu gerekliliklerle inşa edilen ve sürekli güncellenip takip edilen bir güvenlik mimarisi, BT ve operasyon teknolojileri süreçlerini, kurumsal ve bireysel bazda görünebilir, izlenebilir ve olası bir sorun halinde kontrol edilebilir kılma gücünü beraberinde getiriyor.

Yaşam kalitesi gelişiyor Giderek daha fazla IoT ürünü ve aracı, gerçek zamanlı sensör verilerini IoT ve sosyal ağ platformlarına iletyor. Bu iletimin katlanarak büyüyeceği herkesin malumu. Önceki yıllara kıyasla sensörler ve donanım teknolojilerinin maliyeti düştükçe, IoT odaklı yenilikler de sınır tanımıyor. Maliyeti makul seviyelere inen sensörlerden veri toplayıp, IoT platformu üzerinde anlamlı analizlere ulaşarak, şirket kârlılığını doğrudan etkileyebilmek bir gerçek ve artık bunun bireysel hayata yansımalarına şahit oluyoruz. ‘Akıllı yaşam’ başlığı altında akıllı tarım, akıllı ev, akıllı şehir gibi kavramlar doğal olarak bireysel gündemimizde yerini alıyor. Ve bunlar birer reklam

yaşam konsepti dediğimizde, bir fabrika yöneticisinden ev hanımına kadar herkesin hayatını yenileyecek bir kavram söz konusu olacak. Kahve makinası dolapta kahve olup olmadığını buzdolabı ile konuşarak anlayabilecek. Fabrikalarda üretim hatları da sizin sevdiğiniz renkte ev mobilyasını veya buzdolabını üretip bunun teklifini size yapacak. İnternette ‘kesintisizlik’ esas Yazımızın girişinde de belirttiğimiz gibi, gelecek her noktasıyla bağlantılı, ama burada kesintisiz internet esas belirleyici. Sensörlerin, böylece birbirleri ile konuşan cihazların sayısının artması ile bu cihazların birbirleri ile kesintisiz iletişim kurabilmeleri için gereken internet kapasite ve hızlarının da artması şart. Sonuçta misal evdeki 10 küsür farklı sensör ile evin sıcaklık ve nemini, kapı ve pencerelerin açık olup olmadığını, açık lamba olup olmadığını, bu gibi evin kapısını tekrar açıp

sloganından çok daha fazlasını, bireysel, kurumsal ve toplumsal hayatta dönüşümü simgeliyor. İşte bu nedenle kimilerine göre internetten sonra en büyük devrim olarak tanımlanan IoT, bu nedenle Endüstri 4.0 ve Birey 4.0 konseptlerini konuşuyoruz. Bireysel olarak yaşam kalitesini arttırmak, kurumsal olarak yeni iş modellerini ve fırsatlarını değerlendirmek ise bu yenilik dünyasında bize düşen görevler. Tüm sektörler bu dijital dönüşümden etkilenecek. Çünkü bütün sektörleri etkileyen yatay bir sektör olan teknoloji, geldiğimiz noktada bütün iş yapış süreçlerini baştan tanımlamamıza yol açıyor.

kontrol etmenizi gerektiren birçok bilgiye artık uzaktan erişip bunları yönetebileceğiz. Bu arada arabayla da bağlantı kurup yakıt durumunu kontrol ederken, üstüne bir de babanızın tansiyonu, annenizin günlük şeker ölçümlerini görebileceksiniz. Yani tüm bu verilere istediğiniz zaman ulaşabilmelisiniz ve bunun da gereği güçlü bir internet altyapısı. Bu nedenle fiber internet bağlantılarının en ücra noktalara kadar ulaştırılması son derece kritik. Türkiye özelinde kaliteli internet bağlantısı için geldiğimiz nokta sevindirici, ama asla yeterli değil. Bu arada, IoT ile ortaya çıkan büyük veri gerçeği, bunun depolanması gerekliliği beraberinde bulut yapılarının önemini de artırıyor. Veri toplanan kanallar da IoT ile artarken, verinin kalitesini korumak için de sürekli veri akışı süreçlerinin gözden geçirilmesi ve iyileştirilmesi kritik önemde.


Harika Apple Ürünleri DMO’da

Apple MacBook Pro 15-inch with Touch Bar 314.668103*

Apple MacBook 12-inch 314.668101*

Apple Mac MINI 314.668102*

* DMO Katalog Kod No

1D Bilgisayar Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti. www.1d.com.tr Tel: +90 (312) 473 51 00


14

DOSYA

BThaber

Akıllı Yaşam Platformları

23 - 29 Ekim 2017

KURUMSAL HAYATTAKİ DÖNÜŞÜME KAYITSIZ KALAMAZSINIZ! Akıllı yaşam platformu konseptinde iş hayatının dönüşümü büyük önem taşıyor. İşletmelerin kalıcı, sürdürülebilir ve büyüyebilir olması bir gereklilik ve bu da kurumsal bazda ciddi bir dönüşümü gerekli kılıyor. Küresel bazda olduğu gibi Türkiye’de de birçok şirket, teknolojideki gelişmelere uyumlu adımlarla bir dönüşüm süreci yaşıyor. Hem de büyük ölçekli şirketler kadar KOBİ ölçeğinde de… Bu çözümlerin entegrasyonuyla birlikte iş süreçleri tekrardan şekilleniyor ve şirketler dijital dönüşümlerinde çok daha hızlı yol kat ediyorlar. Böylece akıllı yaşam platformu konseptinin kurumsal hayatla doğru entegrasyonu mümkün oluyor. Sonuçta ölçek veya sektör fark etmeksizin, iş süreçlerini teknolojiyle şekillendirmek başarıyı da getiriyor. Burada da bulut bilişimin tartışmasız bir önemi ve önceliği var. Çünkü bulut bilişim, iş süreçlerini farklı bir boyuta taşıyor. Kesintisiz hizmetin ve akıllı süreç yönetimini beraberinde getiren teknolojiler sayesinde hem iş süreçleri hızlanıyor hem de kurumun sahip olduğu kaynakların kullanımı en verimli şekilde düzenlenebiliyor. Özellikle bulut teknolojisi ve sanallaştırma uygulamalarıyla birlikte, sunucuların ve depolama cihazlarının paylaşımı mümkün oluyor, tüm BT katmanları tam verimlilikle kullanılabiliyor ve ‘akıllı kurumsal platform’ başlığına yeniliklerin entegrasyonu son derece pratik, göz korkutmayan bir hale geliyor. Kurum kültürü oluşturun Faydalar net ve akıllı yaşam platformuna uyum gerekliliği aşikar. Ama kurumsal hayatın dönüşümünde öncelikleri, artı ve eksileri, ihtiyaçlara karşılık, atıl kalabilecek yatırımları doğru analiz etmek de şart. Sektör uzmanlarına göre, bu şartların

Dijitalleşmenin gittikçe devleşen etkisi başrolde •

Akıllı kurumsal yapılarda, farklı sistemlerden üretilen veriler kapsamında, ihtiyaç duyulan bilgilere ulaşım için uzun sorgulama süreçlerinden ziyade, veriye hızlı, etkin ve doğru erişim esas oluyor. Dijitalleşmenin ilk basamağı olan verinin dijitalleştirilmesi ve entegre sistem kullanımı; kurumların hizmet kalitesini artırırken, veriye hızlı ve mekan bağımsız erişim sayesinde verimlilik ve rekabet güçlerini de önemli ölçüde yükseltiyor. Kurumsal süreçlerini dijitalleştiren birçok şirket, ihtiyaçlara yanıt verebilmek için farklı otomasyon çözümleri kullanıyor. Özellikle operasyon, muhasebe, satış/ pazarlama ve kurumsal içerik depolama faaliyeti için çözümler akıllı kurumsal işleyiş yapılarında öne çıkıyor. Zira IoT, yapay zeka, içerik yönetimi gibi uygulamaların gelişmesi

hakkını verebilmenin yolu ise bir kurum kültürü oluşumu. Yani en alt seviyeden en üst seviyeye kadar tüm çalışanların bu dönüşümü benimseyerek şirketin hedeflerine ulaşmasının sağlanması, ‘akıllı yaşam platformu’ temasının kurumsal hayatta sağlam bir temel üstünden gelişmesi sağlanabilir. Akıllı yaşam konseptinin kurumsal hayata uyarlanmasında, gittikçe artan rekabetin etkisi büyük. ERP sistemleri, bulut bilişim ve uygulamalar, kamunun e-dönüşüm başlığındaki adımları kurumsal zekayı daha da geliştiriyor, bu herkesin hemfikir olduğu bir konu. E- fatura, e-defter ve e-arşiv başlıklarının öne çıktığı e-Devlet uygulamaları, kamunun önderliğinde bir vazgeçilmez halini alıyor. Her ölçekte şirketin, bu kamu dönüşümü ile net fayda elde ettiği, kurumsal iş süreçlerini bu yapıya uygun dönüştürme fırsatı elde ettiği aşikar. Kamunun e-Dönüşüm sürecindeki

Geç kalan, yarışta geriye düşer Şirketler iş süreçlerini dijitalleştirerek, kurumsal içerikleri ve doküman iş akışlarını önemli ölçüde iyileştirebiliyor ve bu da kurumsal verimliliği olumlu etkiliyor. Daha güvenilir ve hızlı bilgi akışı, masraf kontrolü gibi avantajlar da cabası. Aksi halde, yani dokümanlar ve içerikler dijital ortamda yer alsa da belli bir düzende saklanmıyorsa, istenen içeriklere ulaşmak vakit ve nakit kaybı anlamına geliyor, kurumsal iş süreçlerinin

verimli yönetiminin önüne engel çıkartıyor. Bu nedenle şirketlerde içerik dönüşümü, öncelikle yönetilmesi gereken başlıklardan biri. Tüm bu önceliklere karşılık, hala dijitalleşme stratejisi belirlemeyen, belirlese bile süreçlerini uygulamayan ve yeni nesil teknolojilere yatırım yapmayan şirketler akıllı kurumsal platformlarla sürekli gelişen rekabet ortamında yok olma riski ile karşı karşıya olacak.

ve yaygınlaşması ile farklı sistemlerin ürettiği verilerin ilişkilendirilmesi ve bilgiye tek noktadan, entegre erişim bir gereklilik. Dijitalleşmeyle gelişen ‘akıllı kurumsal platform’ konsepti sonuçta stratejik yönetim, gelecek vizyonu belirleme, rekabet gücünü ve kârlılığı artırmada şirketlere rehber oluyor. Günümüzde dijitalleşmenin bir tercih olmaktan çıkıp zorunluluk haline geldiği, dijital dönüşüme ayak uyduramayanların çağın gerisinde kalacağı hemen herkes tarafından kabul edilen bir gerçek. Bu nedenle iş süreçlerinde yaşanan değişimin yanı sıra iş modellerinde de önemli değişimler var. Dijital dönüşüm ve akıllı platformlar, bireyler kadar şirketleri de büyük bir dönüşümün parçası kılıyor. Bu dönüşümde kamunun rolünü de unutmamak gerek.

zorunlulukları, aslında e-Dönüşüm adımlarının yaygınlık kazanmasını da sağlıyor. İletişim ve iş süreci takibinde ‘akıl’ esas Kurumsal iş uygulamalarının kullanıldığı kurumlar ve şirketler, farklı birimlerin birbiriyle rahatça çalışabildiği, tüm çalışanların verilere anında ulaşarak aynı dili konuştuğu, tutarlı verilerden oluşan ölçeklenebilir bir yapıya dönüşüyor. Yani bu iş uygulamaları; kurumlara ve şirketlere tüm iş süreçlerini istenen detayda kayıt altına alma, bu süreçleri istenilen ölçüde izleme, analiz etme ve raporlama imkanı sunarak, ölçülebilir, dolayısıyla ‘akıllı’ bir yapıya kavuşturuyor. Mobilitenin bireysel hayatta olduğu gibi kurumsal hayatta, iş süreçlerinde vazgeçilmez

hale gelmesi ‘akıllı kurumsal mimari’ konseptinin de gelişimini sağlıyor. Şu bir gerçek ki, mobil cihaz çeşitliliğinin artması ve bu cihazların farklı uygulamalarla giderek daha komplike hale gelmesiyle iş süreçleri de ofis dışına taşıyor. 7/24 kesintisizlik bu konsept ile ortaya çıkıyor ve ‘akıllı kurumsal platform’ mimarisinin de önemli temellerinden birini oluşturuyor. Sektör veya ölçek fark etmeksizin, mobilite özelliği sayesinde çalışanlar ya da yöneticiler istedikleri an, istedikleri yerden kurumsal iş uygulamalarına ulaşarak bilgiye kolayca ulaşabilme ve işlemlerini gerçekleştirebilme, yani akıllı, entegre ve kesintisiz süreçlerle ilerleme gücüne sahip. Mobilite ve bulutun verimli buluşması Mobilite dedik, ama iş süreçlerinin bulut çözümleri ile desteklendiğinde nasıl bir verim sağlandığı de herkesin malumu. Bulut bilişim altyapıları ile desteklenen ve mobil çözümler ile daha verimli iş süreçleri sağlayan kurumsal uygulamalar, ilerleyen süreçte kurumların iş yapış şekillerinde de köklü dönüşümleri beraberinde getiriyor ve bu dinamik dönüşüm aslında hiç bitmeyecek. Bulut bazlı kurumsal iş uygulamaları, artık çok daha kolay erişilebilir, ölçeklenebilir ve esnek hale dönüşüyor. Ayrıca çoklu ortamdan erişilebilir entegre sistemlerin güvenliği şirketler için büyük önem taşıyor. Bu nedenle kurumsal BT birimleri veya güvenlik sorumlularının ‘akıllı kurumsal platform’ yaratıp geliştirme sürecinde, dosya ve belge erişimi konusunda da dikkatli olması, bu konuda yatırımla paralel kuralların saptanması da gerekli.


Stratejik İş Ortağı

Yapay Zeka Platformu 8 Kasım 2017, Çarşamba BEYLERBEYİ 2 SALONU 10.00 - 10.15 10.15 – 10.30

İnsan Zekasıyla Yarışan Yapay Zeka Halil Aksu | Gelecekhane Araştırma ve Danışmanlık, Kurucu & CEO Yapay Zeka: İnsanı Geri Getirmek Uğur Gemici | Etiya, Ürün Geliştirme Direktörü PANEL Korkutan Yapay Zeka mı? Panel Yöneticisi

10.30 – 11.00

Halil Aksu | Gelecekhane Araştırma ve Danışmanlık, Kurucu & CEO Panel Konukları

Prof. Dr. Aytül Erçil | Vispera Bilgi Teknolojileri, Ortak & CEO Berkin Malkoç | Miletos, Kurucu Dilek Dayınlarlı | ScaleX, Kurucu Ortak

11.00 - 11.15

İletişim Arası PANEL Sorun Çözen Yapay Zeka mı? Panel Yöneticisi

11.15 – 11.45

Halil Aksu | Gelecekhane Araştırma ve Danışmanlık, Kurucu & CEO Panel Konukları

Prof. Dr. Hazım Kemal Ekenel | İTÜ, Öğretim Üyesi & Simitlab, Direktör Doç. Dr. Murat Volkan Dülger | İstanbul Medipol Üniversitesi, Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Zehra Çataltepe | İTÜ, Öğretim Üyesi & Tazi.io PANEL Dijital Ekonomide Rekabetçi Yapılar ve Yapay Zeka

Yapay Zeka ve Semantik! Bankacılık, Otomotiv, Savunma, Üretim Panel Yöneticisi

11.45 – 12.30

Halil Aksu | Gelecekhane Araştırma ve Danışmanlık, Kurucu & CEO Panel Konukları

Ali Durmuş | Etiya, Kurucu Ortak ve Genel Müdür Yardımcısı Ayhan Ak | Arçelik, IoT Program Direktörü M. Cem Alpay |Tanı Pazarlama, CIO Kerim Tatlıcı | Migros, CIO Mustafa Dündar | Yapı Kredi Teknoloji, Genel Müdür

12.30 - 14.00

Tanıtım Alanı Ziyareti ve Öğle Arası

Platin Sponsor


16

DOSYA

BThaber

Akıllı Yaşam Platformları

23 - 29 Ekim 2017

HERKES ÜSTÜNE DÜŞEN GÖREVLERİN BİLİNCİNDE OLMALI

Akıllı yaşam platformlarında bireyler, şirketler, ülkeler mobilitenin farklı özelliklerinden yararlanma çabasında. Burada herkese düşen görevler de net. Kamu yönetimi ve düzenleyici kuruluşlar bu platformlarda kamu güvenliğini sağlamakta politikaları ile ilk noktayı oluşturuyor. Politikalar ve düzenlemelerin de aslında mobilite destekli gelişen akıllı yaşam platformlarında rotayı çizdiğini söylemek abartı olmaz. Gelişiminde sürekliliğin esas olduğu bu platformlarda Ar-Ge ekiplerinin de teknolojik inovasyonu geliştirme önceliği ile yol alması önem taşırken, teknolojik gelişimi sağlarken kamu güvenliğini ve kurumsal sürekliliği sağlayan yeniliklerin güvenlikle birlikte ilerlemesi ise bu başlığın en önemli gereği. Son kullanıcı tarafına baktığımızda ise altyapıda yenilik beklentilerine yanıt verilmesine önem vermek şart. Akıllı araçlar, akıllı evler, paylaşım ekonomisi gibi yenilikleri doğru kurgulamak önemli. Bu açıdan bakıldığında, akıllı yaşam platformlarında mobilitenin kaçınılmaz bir önceliği ve önemi var. İşte bu nedenle kamunun öncülüğünde düzenleyici yapıların, Ar-Ge birimlerinin ve son kullanıcıların doğru rehberlerle ilerleyebilmesi gerekiyor. Zira akıllı yaşam platformunun sadece tek bir başlığı olan otonom araçlar, bu araçlar arasındaki bağlantı gücünün gelişimi, altyapı ve

sunulan hizmetlere baktığımızda bile bireysel, doğal olarak toplumsal hayatta tepeden tırnağa bir değişim kaçınılmaz.

Sektör oyuncuları çeşitlenirken… Bir taraftan da 'akıllı yaşam platformu' dediğimiz, teknolojinin geleneksel oyuncuları olan BT şirketleri kadar, telekom sektörünün de kendini yeniden tanımlaması bir gereklilik halini alıyor. Çünkü kendi Ar-Ge çalışmaları bir yana, farklı sektörler de akıllı yaşam döngüsü odaklı yatırımlara imza atıyor, üstüne bir de yeni girişimler sunumları ile bu belirttiğimiz geleneksel sektörleri zorlu bir yarışa sokuyor. Bu nedenle kurumsal ve bireysel 'akıllı yaşam platformları'

konseptini değerlendirirken, bu konseptin tedarikçilerini de iyi analiz etmek gerek. Telekom sektörü rotasını ve önceliklerini güncellemeli Bu nedenle telekom şirketleri özelinde bir strateji değişimi gerekli bulunuyor. Ekosistem sürekli gelişirken, rekabette gücünü devam ettirmek isteyen telekom şirketlerinin de önceliklerini doğru kurgulaması gerek. İlk etapta, kurumsal strateji ile uyumu asla yitirmemek önem taşıyor. Mobilite ile dönüşüm yaşayan bir dünyada mobilite ile bağlantılı olarak ulaşımdan IoT destekli yaşam stiline, yani akıllı yaşam konseptine yönelik adımlarda telekom şirketlerinin de

Kamu, bireylerin beklentilerine yanıt verebilmeli Sadece Türkiye’de değil, küresel bazda birçok ülkede bu teknolojik gelişim ve bireysel beklentilere yanıt vermek için altyapıda gelişim devam ediyor. Her ülkenin, hatta her ülkede farklı şehirlerin bu gelişimde farklı önceliklerle farklı yöntemlerle yol aldığı herkesin malumu. Akıllı yaşam platformu başlığında sadece trafik ve akıllı araçlar odağından baktığımızda bile kullanım kolaylıkları, trafik kazalarında ve dolayısıyla mal ve can kayıplarında azalma, sigorta sektörünün yeni enstrümanlar ve sunumlarla kendini yenilmesi gibi gerçekler karşımıza çıkıyor. Ama ‘akıllı yaşam

platformunun’ sırf bu başlığında da güvenlik ve güvenilirlik, veri yönetimi ve gizlilik, siber güvenlik gibi başlıkları 'yenilik sarhoşluğu’ ile yok saymamak, es geçmemek, geleneksel ‘bana bir şey olmaz’ felsefesini devam ettirmemek gerek. Bu nedenle bireylerin akıllı yaşam başlığındaki fırsatları değerlendirirken riskleri de gözetebilmesi, kamunun da benzer bir strateji ile ilerlerken bireylerin taleplerine yanıt verebilmesi gerekiyor. Sözün özü, akıllı yaşam dünyasının temelini oluşturan yeni mobil teknolojiler birbiri ardına hayatımızda yerini alırken kamunun da bu gelişim hızına ayak uydurması şart.

doğru odaklanmayı sergilemesi şart. Aksi halde, dağıtık bir yatırım konseptinde stratejik bakış açısının yitirilmesi riski söz konusu olabilir. Bu öncelikleri belirlerken, bir diğer gereklilik de kurumsal yetkinlikleri bilerek, bunlar arasında doğru ve objektif bir önceliklendirme yapmak. Çünkü 5G'den IoT'ye, ağ güvenliğinden ev veya araç çözümlerine uzanan geniş bir dünya var. Bu açıdan bakıldığında, dikey uzmanlık tercihi yapması önem kazanan telekom şirketleri, yatırım öncelikleri, satın alma tercihlerinde de bu strateji ile ilerleyerek bütünsel farkındalık-alansal uzmanlık becerileri ile kendini yenileyebilir. İşbirliklerinin sınırı yok, potansiyeli çok Hedefi netleştirdikten sonra sırada pazara hızlı çıkış için doğru işbirliklerine imza atmak var. Akıllı yaşam konsepti ile birlikte geleneksel ‘iş’ başlığının ötesine geçen telekom şirketleri, bu yeni dünyada farklı yetkinliklerle varlık göstermek zorundalar. Hizmet ve ürün portföyünde çeşitlilik önem kazanırken, bu yolda hızlı olmak için telekom şirketleri de işbirliklerine daha önce hiç olmadığı kadar açık olmalı. Çünkü belirttiğimiz gibi 'akıllı yaşam platformu' konseptinde sınır yok. Bu da işbirlikleri konusunda fırsatların sayısız olduğu gerçeğini beraberinde getiriyor. Tüm bunlar da telekom şirketlerinin esnekliğinin önemini ortaya çıkartıyor.


www.Totolink.com.tr




BThaber

20

23 - 29 Ekim 2017

İş analizinde en yeniler ele alınacak

Siber güvenliğinizi, sigorta ile pekiştirin

Türkiye ve Güney Doğu Avrupa bölgesinin ilk ve tek uluslararası iş analizi konferansı BAistanbul, bu yıl üçüncü kez sektörü buluşturacak. BA-Works tarafından 5 Aralık 2017 Salı günü gerçekleştirilecek etkinliğin bu yılki teması ise “Perspektifleri Birleştirmek”. BAistanbul’da Endüstri 4.0, IoT, büyük veri, yapay zeka ve sanal gerçeklik gibi trendlerin iş analizine uyarlanmasına yönelik farklı bakış açıları değerlendirilecek, Türkiye İş Analizi Raporu’nun son edisyonunun lansmanı da yapılacak. Etkinliğin keynote konuşmacıları arasında IIBA (Uluslararası İş Analizi Enstitüsü) EMEA Bölge Direktörü Kashif Riaz ile iş analisti, yazar ve eğitimci Ryland Leyton gibi isimler var. Doğuş Teknoloji ve OBSS’nin ana sponsorluğunda, Kariyer.net ve Modern Analyst’in destekleri ile gerçekleşecek etkinlikle ilgili ayrıntılı bilgi baistanbul.org adresinde.

Soğuk zincir taşımacılığını güvenli hale getiriyor

Türkiye’nin Avrupa’da en fazla siber saldırının yaşandığı ülke olduğuna dikkat çeken sabit kıymet ve sorumluluk sigorta şirketi Chubb’ın Türkiye Ülke Başkanı Emre Buğday, “Türkiye, küresel bazda ABD ve Brezilya’dan sonra üçüncü sırada” bilgisini verdi. Siber saldırılar; finansal kayıp ve itibarın sarsılmasından, şirkete dava açılmasına kadar birçok başlıkta kurumlara zarar verebiliyor. “Dijitalleşme siber suçlara ivme kazandırdı, etki alanlarını genişletti” tespitini yapan Emre Buğday, siber riskleri en aza indirmek ve tehditlere karşı önlem almak

için şu ipuçlarını paylaştı: 1. Farkındalık yaratın: Şirketler siber saldırılardan korunmak için öncelikle kurum içinde siber tehdit ve güvenlik konusunda farkındalık yaratmalı. Tüm çalışanlar verilerin korunmasında üzerlerine sorumluluk düştüğünü bilmeli. 2. Verileri yedekleyin, erişimi sınırlayın: Şirketinizin, karşı karşıya olduğun tehdidin boyutunu hesaplayabilmek için öncelikle hassas verilerin miktarını tespit etmelisiniz. Dosyaları

yedeklemek, bir saldırı yaşanması durumunda veri kaybının önüne geçebilir. Yine hassas verilere mümkün olduğunca az sayıda kişinin erişimi olması riski azaltır. 3. Veri ihlalini önleyen sistemler kullanın: Veri ihlalinin gerçekleşmesini önlemek kadar, böyle bir olay karşısında şirket çalışanlarının derhal durumdan haberdar olup harekete geçmeleri de önemli. 4. Siber risk yönetimi stratejiniz olsun: Strateji; şirketinizin ne gibi siber tehditlerle karşı karşıya olduğunu, oluşabilecek zararı, saldırıların önüne geçmek için alınacak önlemleri, saldırı durumunda atılacak adımları ve kime hangi görevlerin düştüğünü ayrıntılı olarak içermeli. 5. Sigorta çözümleri ihtiyaçlar paralelinde uyarlanabilmeli: Siber sigorta çözümleri, siber saldırıların zararını en aza indirgiyor. Her şirketin ihtiyacı, faaliyet gösterdiği sektöre, büyüklüğüne, risklere göre farklılık gösteriyor. Bu nedenle siber sigorta çözümlerinin özelleştirilebilir olması gerek.

Telif hakları kontrol altında Resmi Gazete’de 3 Ekim 2017 tarihi itibariyle yayınlanan Yeni Soğuk Zincir Yönetmeliği ile tüm frigofirik taşımacılık araçlarında ısı ve nem takip cihazı bulundurulması zorunlu hale getirildi. Trio Mobil’in Yönetim Kurulu Başkanı Nevzat Ataklı, bu gelişme çerçevesinde, araç takip sistemleri ile taşınan ürünlerin en sağlıklı şekilde gidecekleri yere ulaştırılmasının garanti altına alınacağını söyledi ve şu detayları paylaştı: “Takip ve ölçüm teknolojilerine odaklanan bir IoT şirketi olan Trio Mobil, araçlar başta olmak üzere birçok makinayı online olarak takip edip ölçümlerini yapabilen sistemler geliştiriyor. Bir aracın hızı, yaptığı km, tükettiği yakıt, riskli sürüş durumları, ürünlerin araçla taşınırken bulundukları ortamın o anki sıcaklığı gibi parametreleri 7/24 ölçümleyerek, bulut tabanlı sistemimize kaydediyoruz. Araçların yanı sıra asansörler, jeneratörler, süpermarketlerdeki dolaplar gibi birçok farklı makinanın ve teçhizatın da uzaktan yönetimini sağlıyor, bir market dolabının içindeki ürünün stok miktarından sıcaklığına kadar verilerini ölçüp raporlayabiliyoruz.”

Reklam prodüksiyon şirketi, animasyon stüdyosu ve ‘Kötü Kedi Şerafettin’ sinema filmi yapımcıları Anima İstanbul, elektronik imza ve Blockchain teknolojisi hizmetleri şirketi Copyrobo ile anlaşarak eserlerinin telif haklarının korunması için Blockchain teknolojisi kullanmaya başladı. İşbirliğinin kapsamı telif haklarının korunmasının yanında, iki şirket arasında Blockchain tabanlı sinema ve video eserleri altyapısı kurulması kapsamında bir protokolü de içeriyor. Anima İstanbul Genel Müdür Yardımcısı Ahu Günaydın, “Anima ile Copyrobo işbirliğindeki

amaç; yazılı sözleşmeler ile yürütülen sisteme alternatif olarak tüm eser haklarının Blockchain tabanlı bir sistemde tutulması, böylece “Smart Contract”lar (Akıllı Sözleşmeler) ve Peer to Peer (Uçtan uca) satış imkanlarıyla dünyada bu alanda çığır açacak Blockchain tabanlı bir sinema ve video eserleri altyapısı kurulması” bilgisini verdi. Aracıları ortadan kaldıran Blockchain sistemi sayesinde son tüketici tarafında fiyatlar düşecek, eser sahipleri tarafında yüksek ücretler kazanılabilecek, aracılara karşı güven sorunu da ortadan kalkacak. “Akıllı

kontrat ile film ya da videoların tüm hukuki düzenlemeleri çok daha kolaylaşacak, fikri haklar reddedilemez biçimde korunacak, herhangi bir eser ücretsiz ya da mikro ölçekteki, yani kuruşlar düzeyindeki dijital ödemelerle izlenebilecek” bilgisini veren Copyrobo Kurucu Ortağı Av. Kadir Kurtuluş, eserin bireysel kullanımı haricinde ticari kullanımı talep edildiği takdirde akıllı sözleşmelerin devreye gireceğini, böylece yer, zaman, mecra bakımından tartışmaya açık olmayan ve oldukça kolay biçimde lisanslama yapılabileceğini vurguladı.



22

BThaber

KARİYER

Hem girişimlere hem e-dönüşüme destek

Start-up’lara özel bir projeyi hayata geçiren eFinans, bu kapsamda üniversitelerin girişimcilik merkezlerine özel hazırladığı imkânlarla start-up’lara destek sağlıyor. Projeye göre, üniversitelerin girişimcilik merkezleri ve start-up’lar, eFinans’ın e-Fatura hizmetinden 12 ay boyunca ücretsiz faydalanabilecek. Merkez ve startup’lar 10 yıl boyunca banka güvencesinde arşivleme hizmeti alacak ve 1 yıl boyunca bu destek geçerli olacak. Destek kapsamında ayrıca bin 500 adet e-Fatura ya da e-Arşiv fatura kontörü de ücretsiz ve taahhütsüz olarak verilecek. eFinans, bu projeyle start-up’lara teşvik sağlayarak, faturalaşma sürecinde kâğıt israfını da engelleyecek. eFinans proje için Koç Üniversitesi, Sabancı Üniversitesi, ODTÜ ve Bilkent Üniversitesi’ndeki girişimcilik merkezleriyle anlaştı ve diğer merkezlerle de görüşmeler devam ediyor. eFinans Genel Müdürü Okan Murat Dönmez, “eFinans, start up’lara ücretsiz sağlayacağı hizmetle, onları e-fatura dünyasına kazandırarak; fatura basım maliyeti, gönderim maliyeti, depolama maliyeti, fatura taşınması sırasındaki kaybolma problemlerinde kurtarmak istiyor. Proje kapsamında Koç Üniversitesi Kuluçka Merkezi (Kworks), ODTÜ Teknokent, Bilkent Cyberpark ve Sabancı Üniversitesi Kuluçka Merkezi (Sucool) ile anlaştık. Gelecek dönemden işbirliklerimizi artarak devam ettirip, birçok start up’ı e-Dönüşüm dünyası ile tanıştırmak istiyoruz” dedi.

Kurumsal verimliliğin temelinde İK politikaları var Şirket potansiyelini en üst seviyeye çıkaracak şirket yetkinliklerini doğru tanımlamak, buna uygun belirlenen stratejileri doğru uygulamak ve sonuçlarını takip ederek doğru değerlendirmek kurumsal devamlılık adına önem taşıyor. Aday seçildikten sonra kuruma bağlılığı oluşturulamaz, çalışanın performansı doğru değerlendirilemez veya üst düzey yöneticiler ile alt düzey çalışanlar arasında hedef birliği sağlanamazsa yapılan tüm çalışmalar da boşa gider. Bu gerçekler ışığında kurulan Trio İK, kurucu ortağı Berna Büyükutku Boragan ve ekibi ile birlikte, kurumsal hedeflere erişim ve istikrarlı devamlılık sağlıyor, işe alım sonrası tüm İK aşamalarında destek sunuyor. Yeni kurulan, yeniden yapılanma sürecine giren, kurumsallaşma aşamasında olan veya kurumsallaşmış ama kendini geliştirme ihtiyacı duyan firmalar için İnsan Kaynakları Sistem Danışmanlığı, yöneticilerden en alt seviye çalışanlara kadar şirketin mevcut durum ve gelecek planları arasındaki köprüyü kuracak İK uygulamaları ve politikaları geliştirerek Kurum İçi Farkındalık Oluşturma, şirket içindeki her birimin mümkün olan en etkin ve verimli şekilde çalışmasını sağlayan Organizasyonel Gelişim, ve son olarak, şirket DNA’larını göz önünde bulundurup, bunlardan yararlanarak yeni politikalar ve süreçler tasarlanmasını sağlayan Kültürel Süreç Yönetimi konularında destekler Trio İK’nın kadrosu ile elde ediliyor.

23 - 29 Ekim 2017

YFYİ kazananları belli oldu

ODTÜ ve ODTÜ TEKNOKENT tarafından bu yıl 13’üncüsü gerçekleştirilen Yeni Fikirler Yeni İşler (YFYİ) hızlandırma programı kapsamında, Türkiye ve ABD’de gerçekleşen hızlandırma programına katılan 22 girişimci, 14 Ekim’de DemoDay’de sunumlarını yaparak, girişimlerini anlattılar. Girişimciler, 3 dakikada anlattıkları projeleri ile katılımcıları etkilemeye çalıştılar. YFYİ DemoDay kapsamında, girişimcilerin yaptıkları sunumların ardından yapılan değerlendirme ile kazanan girişimciler, düzenlenen ödül töreni ile açıklandı. Değerlendirmeler sonucunda YFYİ’nin 13 yıldır Ana Sponsorluğu’nu gerçekleştiren

Elginkan Vakfı tarafından verilen “Elginkan Vakfı Büyük Ödülü”nü, delindiği zaman kendini kapatarak yakıtın dışarı akmasını engelleyen bir kaplama projesi ile Buyan ekibi kazandı. 6 bin 874 kişinin katıldığı Halk Oylaması Ödülü’nü ise restoranları daha verimli, uzun süre kazanç elde edebilen ve mutlu müşterilere sahip restoranlara dönüştürmeyi hedefleyen projesi ile Restearn ekibi kazandı. Farklı kategorilerde ödül kazanan ekipler ise şöyle sıralandı: • 3D3 TEKNOLOJİ ekibi ve Mikro Biyosistemler ekibi IE Business School Özel Ödülü • Icaked ekibi Btech Prototipleme Özel Ödülü • Icaked, Comind ve Peerket

• •

• • • • •

ekipleri Onedio Reklam Desteği Özel Ödülü Seyisco ekibi KoçSistem Özel Ödülü Seyisco ekibi Elginkan Vakfı Uluslararası Program Katılım Ödülü Pyronome ekibi Savunma Sanayii Müsteşarlığı Ödülü Kuantek ekibi TEB Ödülü Mikro Biyosistemler ekibi ASO Ödülü 3D3 TEKNOLOJİ ekibi OSTİM Ödülü Ödüllerin yanı sıra ayrıca ODTÜ TEKNOKENT’in Hızlandırma ve Yatırım Şirketi Growth Circuit tarafından yatırım almaya hak kazanan Icaked, Peerket, Restearn, Seyisco, Trendoline, Comind ve Webgazer ekipleri de törende açıklandı.

PwC Türkiye büyüyor

PwC Türkiye’nin kadrosuna bu yıl tam 243 yeni mezun genç katıldı. Yaklaşık 4 bin başvuru arasından seçilen bu 243 kişinin yaş ortalaması 24 ve kadın oranı da yüzde 48. Denetim, vergi ve danışmanlık hizmetlerinde işbaşı yapan yeni pırlantaları ile PwC Türkiye’nin kadrosu böylece bin 700 kişinin üzerine çıktı. İK’ya istikrarlı yatırım, çeşitliliğe verdikleri değer, profesyonel kadroya

sundukları yurtdışı çalışma olanakları hakkında bilgi veren PwC Türkiye Başkanı Halûk Yalçın, “PwC’de, Nisan ayında başlayan ve yaklaşık 6 ay süren işe alım sürecinin sonuna geldik. 3 Ekim’den itibaren PwC Türkiye’de işbaşı yapan bu genç yetenekler, aynı zamanda 158 ülkede faaliyet gösteren 230 bin kişilik PwC dünyasının kapısından adımlarını attılar” dedi. PwC Türkiye, her yıl Nisan

ayında başlayan yeni mezun işe alım sürecinde üniversite öğrencileriyle doğrudan iletişime geçiyor. PwC Türkiye kariyer web sayfalarından yapılan başvuruların ardından gerçekleştirilen mülakatlarda yöneticilerle görüşen gençler, karşılıklı beklentilerini ve kariyer hedeflerini paylaşma imkanı buluyor. PwC Türkiye, yaklaşık 6 aylık yoğun mülakat dönemi sonrası yeni yetenekleri kadrosuna katıyor.


Dijital Güvenlik Platformu 08 Kasım 2017, Çarşamba

EMİRGAN 1 SALONU 14.00 - 14.15

Şimdi Yeni Şeyler Söylemek Lazım Özben Miçooğulları | Sonicwall Türkiye, Ülke Satış Lideri

14.15 - 14.30

Yeni Nesil Siber Güvenlik Operasyon Merkezleri Halil Öztürkçi | Adeo Bilişim, Kurucu Ortak

14.30 - 14.45

SCADA ve IoT Dünyasında Siber Güvenlik Ruşen Özkan | Ankagroup, İcra Kurulu Üyesi SOHBET

14.45 - 15.15

Kurumsal Güvenlikte Yapılan Yanlışlar Ferhat Kaysı | Bank Mellat, BT Müdürü Mustafa Özen | Türkiye Sigorta Birliği, IT Müdürü

15.15 - 15.30

İletişim Arası

15.30 - 15.45

Bağlantılı Yaşamda Nasıl Güvende Olacağız? ‘’IoT ve Yaşam’’ Cem Ergül | ISACA, İstanbul Chapter Başkan Yardımcısı PANEL Ulusal Siber Güvenlik Politikaları Panel Yöneticisi

Halil Öztürkçi | Adeo Bilişim, Kurucu Ortak 15.45 - 16.30

Platin Sponsor

Panel Konukları Burak Bozkurtlar | Supya Software, Proje Müdürü Hakan Özdamar | Sonicwall Türkiye, Çözüm Mimarı ve Satış Destek Mühendisi Mustafa Sansar | Fordefence Adli Bilişim Laboratuvarı, Yönetim Kurulu Başkanı & CEO Ruşen Özkan | Ankagroup, İcra Kurulu Üyesi

Gümüş Sponsor


24

BThaber

KARİYER

BTK ve BT Eğitim’den önemli fırsat

Bilgi ve İletişim Kurumu (BTK) ve geçtiğimiz yıl Dünya’nın En İyi Cisco Eğitim İş Ortağı seçilen BT Eğitim işbirliği ile düzenlenen Teknoloji Dünyasında Kariyer Programı, bilgi teknolojileri alanında kariyer edinmek isteyen yeni mezun gençleri iş dünyasına hazırlıyor. Bu yıl ikincisi düzenlenen programa kabul edilen 25 kişi, yine alanlarında en iyi isimler tarafından verilecek ücretsiz eğitimlere katılacak. 23-26 Ekim tarihlerinde gerçekleştirilecek programın amacı; Temel BT Altyapı Eğitimi’nden BT Sektöründe Satış Teknikleri’ne uzanan başlıklarda, yeni mezun gençleri üniversite müfredatında bulamayacakları bir eğitim programıyla buluşturup, sektöre hazırlamak. BTK’nın Ankara’daki merkez yerleşkesinde gerçekleşecek programın sonunda değerlendirilen adaylar arasından 5 kişi de BT Eğitim tarafından verilecek ücretsiz bir Ağ Eğitimi’ni almaya hak kazanacak.

Türkiye, girişimcileri ile büyüyecek Yaklaşık 30 ülkede ofisi olan Endeavor’ın Türkiye ofisinin yönetim kurulu üyeleri, mentor ağı ve girişimcileri, geleneksel Endeavor On Board etkinliği için 9 Ekim’de bir araya geldi. Buluşmanın açılış konuşmasını Endeavor Yönetim Kurulu Başkanı ve Mynet Kurucusu Emre Kurttepeli gerçekleştirdi. Emre Kurttepeli, yeni dönemde katılan beş yeni Yönetim Kurulu Üyesi (Barbaros Özbugutu - iyzico, Dilnişin Bayel - Accenture, Ebru Dorman – MV Holding, İlker Koçer - Oracle, Tankut Turnaoğlu – P&G) ve iki yeni Endeavor Girişimci Şirketi’ni (Chefseasons - Burak&Rüya Hücuptan, Modacruz - Melis Güçtaş) Endeavor Türkiye Yönetim Kurulu’na tanıttı. Kurttepeli, konuşmasında “Bugün itibariyle değeri 1,5 milyar doları geçen aktif Endeavor Türkiye girişimcilerinin yüzde 45’i 91 ülkeye satış yapıyor ve 20’den fazla ülkede ofisleri var. Doğru yoldayız, ancak daha iddialı olmaya hazırız. Türkiye’nin geleceğini yaratacak girişimcileri bulup desteklemek istiyoruz” dedi. Kurttepeli’nin ardından; Endeavor Yönetim Kurulu Üyesi Ebru Dorman, Endeavor girişimci şirketi ModaCruz kurucusu Melis Güçtaş ve OBSS kurucu ortağı Zafer Şen, Endeavor’ın Türkiye’deki girişimcilik ekosistemine katkılarını ele aldı. Endeavor Türkiye Kurucu Genel Sekreteri Didem Altop da etkinliğin kapanışındaki konuşmasında Endeavor’ın aktiviteleri ve ekosistemdeki rolünden bahsetti.

23 - 29 Ekim 2017

İşten çıkarılmak yıkım değil fırsat da olabilir

İşten çıkarılan çalışanların mağduriyetini gidermek, yeni kariyer hedefleri oluşturmak adına küresel bazda da tercih edilen ‘Outplacement’, yani ‘Yeniden Yerleştirme Danışmanlığı’, Türkiye’de de ilgi görüyor. Şirketler bu hizmeti genellikle birleşme, yeniden yapılanma, küçülme, kapanma gibi personel çıkarma veya azaltmanın kaçınılmaz göründüğü durumlarda tercih ediyor. İK danışmanlık şirketi Hugent’ten İK Yönetim Hizmetleri Direktörü Sibel Aydın, “Yeniden Yerleştirme Danışmanlığı, süreci

rahatlatan, her iki tarafın en az hasarla çıkmasını, hatta tarafların olumlu kazanım elde etmesini sağlamaya yönelik bir İK yaklaşımı” bilgisini verdi ve şöyle devam etti: “Türkiye’de de giderek daha çok tercih edilen bu uygulama ile firmalar çalışanlarına destek sağlamanın yanı sıra böyle süreçleri sıkıntısız, prestij kaybı olmaksızın ve eski küskün çalışanlar olmadan atlatmak istiyorlar. Çalışmaya devam edenler açısından da bu yaklaşım, çalışma motivasyonunun düşmemesi ve olası iş

gerginliklerinin azaltılmasında etkili. Ülkemizde neredeyse sadece küresel firmalar bunu uyguluyor, ancak yerel firmaların da uygulamasını tavsiye ediyoruz.” Yeniden Yerleştirme Programı’nın doğrudan iş bulmak olarak algılanmaması gerektiğini, ama iş bulma yollarını kolaylaştırdığını hatırlatan Sibel Aydın, “Bu programın amacı, çalışanlara kendileri için bir hedef belirlemelerini ve atacakları adımları planlamalarını sağlamak” dedi. Yeniden Yerleştirme Danışmanlığı çerçevesinde gündeme gelen uygulamalar; kişinin güçlü ve gelişime açık yönlerinin belirlenmesi, etkili özgeçmiş hazırlama, iş arama yöntem ve stratejileri, mülakat yönetimi, teklif sürecinin yönetimi ve etkili müzakere teknikleri ile kariyer koçluğu olarak sıralanıyor. Bu arada, Hugent’te Yeniden Yerleştirme Danışmanlığı konusundaki iş hacminde 2017 yılında 2016’ya göre yüzde 45 oranında artış da söz konusu.

Kurum kültürü, İK’ya verilen değerle büyür Great Place to Work Türkiye Enstitüsü tarafından her yıl Türkiye’nin En İyi İşvereni unvanına sahip farklı sektördeki şirketlerin genel merkezlerinde gerçekleştirilen etkinliğin bu yılki serisi GSK ile devam etti. Etkinliğe 60’a yakın şirket ve İK yöneticisi katıldı. Etkinliğin panel bölümünde Great Place to Work Türkiye Genel Müdürü Eyüp Toprak, GSK Türkiye Genel Müdürü ve Başkan Yardımcısı Dr. Emin Fadıllıoğlu, GSK Türkiye İK Ülke Lideri Gözde Turan Çeşli söz aldı. Panelde, GSK Türkiye’yi başarıya taşıyan uygulamalar, kurum kültürü dönüşümü ve Türkiye’nin En İyi İşverenleri araştırması hakkında bilgi verildi. Great Place to Work Türkiye Genel Müdürü Eyüp Toprak, “Şirketlere mükemmel bir işyeri kültürü oluşturmaları, bunu sürdürmeleri ve ölçebilmeleri için yardımcı oluyoruz. Türkiye’nin en iyi işverenlerinin

başarısı, çalışanlara verilen değer ile doğru orantılı. En İyi İşveren şirketlerde, çalışanların yüzde 88’i yaptığı işten gurur duyduğunu söylüyor. Bu faktörü, yüzde 85 ile takım ruhu, yüzde 81 saygı, yüzde 80 güvenilirlik ve yüzde 78 ile hakkaniyet izliyor. Bu araştırmalar, gelecekte başarıyı yakalamak isteyen şirketler için önemli bir kılavuz” dedi. Herkes için ‘mükemmel işyeri’ kavramının 2020 stratejilerinde yer aldığını belirten GSK Türkiye Genel Müdürü ve Başkan Yardımcısı Dr. Emin Fadıllıoğlu ise “Çalışanları belli bir noktaya getirmeden, işveren markasını belli bir noktaya getirebilmek de mümkün değil. Çünkü bu elçiler, bütün pozisyonların yarattığı algının ortadan

kaldırılmasını sağladı” dedi. GSK Türkiye İK Ülke Lideri Gözde Turan Çeşli de, “Açık ve samimi iletişim, paylaşım, kişilerin kendilerini gerçekleştirmeleri ve başarılarımızı birlikte kutlamak, ortaya çıkan ana başlıklardı. Bu noktalara odaklanarak hedefimize ulaştık. Bu, sürekli olarak geliştirilmesi gereken bir çalışma. Üst yönetimin burada iki sorumluluğu var. Birincisi, gerektiği yerde kaynak sağlamak ve işi kolaylaştırmak, ikincisi ise söylediklerinin her zaman arkasında durmaları” yorumunu yaptı.



BThaber

ETKİNLİK TAKV!M! E T K İ N L İ K L E R

Y U R T İ Ç İ

26 Ekim 2017

23 - 26 Ekim 2017 Teknoloji Dünyasında Kariyer Programı BTK / Ankara AYRINTILI BİLGİ: www.btk.gov.tr

19 Kasım 2017

Logosphere 2017 Wyndham Grand İstanbul/ İstanbul AYRINTILI BİLGİ: www.logosphere.com.tr

31 Ekim-1 Kasım 2017

Panasonic Kurumsal Çözümler Toplantısı Anadolu Hotels / Ankara AYRINTILI BİLGİ: neslihan@horizonbilisim.com

Bilişim Zirvesi 2017 istanbul Kongre Merkezi / İstanbul AYRINTILI BİLGİ: www.bilisimzirvesi.com.tr

Y U R T D I Ş I

4-5 Aralık 2017

Microsoft Future Decoded ExCeL Londra, İngiltere AYRINTILI BİLGİ: www.futuredecoded.com

Disrupt Berlin 2017 Berlin, Almanya AYRINTILI BİLGİ: https://techcrunch.com

Hazırlayan: Ali Arsu

Küçük mağara/ Insulated Gate Bipolar Transistor Kısaca

(Bac...ound) Fon, zemin, plan, görüntünün arka planı

Röntgenyum Simgesi/ Ara verme

Toparlak durumuna getirilmiş ilaç

III. Turizm Teknoloji Günü Hotel Su/ Antalya AYRINTILI BİLGİ: www.tbd.org.tr/subelerimiz/tbd-antalya

7 - 8 Kasım 2017

BTvizyon Girne Toplantısı Kıbrıs AYRINTILI BİLGİ: www.btvizyon.com.tr

E T K İ N L İ K L E R

Almanya plakası

31 Ekim 2017

12 Aralık 2017

ODTÜ Genç Girişimciler Topluluğu Crown Plaza Ankara AYRINTILI BİLGİ: www.thinktalkodtuggt.org

Son/ Kendi başına çalışabilen bir program için, programa yeni özellikler ekleyen yazılım

28 Ekim 2017

Bir vitamin/ Verileri 53 byte sabit büyüklüğünde hücreler halinde ileten bir ağ

Baba, ata (..CKBONE) Bilişim terimi/ Missouri Organization of Nurse Leaders kısaca

Vekil(..) Bir kuruma ait yerel ağ ile internet izinsiz müdahalelerde koruyan sistem

Bir bilgisayarın siteye girmek için kullanıcı ismi

Şen

Katışıksız

Bir tür beyaz kan hücreleri/ Çivi, cıvata

İktisat kısaca

Guam'ın posta kodu/ Sodyum simgesi

Web (..) Gerekli donanımlar ile siteleri barındırma hizmeti/ Danslı sahne yapıtı

Hastaların tanılarının yapıldığı yer (..)Anahtarlama Sayısal bilginin uyarınca bit paketleri halinde düzenlendiği ve hatalarının düzeltildiği bilgi iletişim sistemi

Kraliçe, prenses

Bulmacanın sonuçlarına facebook.com/BThaber sayfamızdan ulaşabilirsiniz.



Ortalık toz duman, şirketler umutlu • B T sektörü ise, tüm bu g e l i ş m e l e r e karşın p e k d e

# A n k a r a ' d a y a ş a n a n siyasi kriz e k o n o m i y i b ü y ü k ö l ç ü d e e t k i l e r k e n v a r o l a n belirsizlik, y a t ı r ı m l a r ı d u r m a n o k t a s ı n a

k ö t ü m s e r değil. H ü k ü m e t krizinden dolayı istenilen

getirdi. E r k e n s e ç i m i n T ü r k i y e ' n i n g ü n d e m i n e g i r m e s i d e

satışların b i r a z a l t ı n d a k a l d ı k l a r ı n ı , b e l i r s i z b i r d ö n e m e

özellikle k a m u d a k i bilgi teknolojisi yatırımlarına b ü y ü k bir

g i r d i k l e r i n i b e l i r t e n şirketler, b u n a k a r ş ı n p a z a r ı n y i n e d e

d a r b e a n l a m ı n ı taşıyor.

büyüme

BİLGİ

TEKNOLOJİSİ

göstereceği

SEKTÖRÜNDEKİ

inancında.

ŞİRKETLERİN

(Ayrıntılı haber sayfa 3'de)

GÖRÜŞÜ

Tuğrul Tekbulut- Logo

Vural Yılmaz - Compucom

Ahmet Aka - HP Türkiye

Yazılım Genel Müdürü:

Genel Müdürü:

Genel Müdür Yardımcısı:

Pazarda durgunluk başladı

Hükümetlerin

ekonomik

Seçim öncesi bir bekleme

diye duyuyoruz. Yazılım cep­

yapı üzerinde etkinlikleri ülke­

dönemine girdiğimizi söyleye­

hesinde

durgunluk

mizde hâlâ sürüyor. Buna rağ­

bilirim.

yok. Biz yazılımcılar, bu tür

men özel sektör, vatandaşın

piyasanın biraz daha canlı ol­

durumlarda üç ay sonra etki­

kısmi bilinçlenmesi sayesinde

ması beklenebilir. Şirketler, dış

lenmeye başlıyoruz. Türk lira­

eskiye oranla fazla etkilenmi­

piyasadan uzun vadeyle aldığı

sının

bir

yor. Hükümetin güvenoyu ala­

başka deyişle dövizin yükselmesi bizim alımlarımızı

mamasının ertesi günü piyasa müthiş bir durgunluk

etkilemiyor. Son kullanıcıda da artık az da olsa bilgi­

yaşadı. O gün bir tek fatura dahi kesemedi kimse. Bu

sayar bilinci oluşmaya başladı. Eskisine göre daha

yıl Eylül-Ekim ayları olumlu görünüyor. Ama 1993'ün

Mürşit Arpalıgil - Albim

önemli bir gereksinim olarak algılanıyor. Bu yüzden

son aylarına göre satışların çok yüksek olduğunu

Genel Müdürü:

geçen yılki pazar daralmasını bu yıl yaşamayacağız.

sanmıyorum. Piyasa bir bekleme dönemine girdi. Ka­

BT pazarında yazdan sonra

sım ayının ikinci yarısından itibaren durgunluğu bir

beklenen satış patlaması yok.

parça atacağız gibi görünüyor.

Bu

henüz

değer

kaybetmesi,

Atilla Gönenli - Siemens

Hükümet

kurulunca

malı iç piyasada da uzun vade ile satmak istiyor. Ancak bu artık mümkün olmuyor.

Nixdorf A.Ş. Genel Müdürü:

arada

grevler

nedeniyle

iletişim Fakültelerinde Bilişim Ana Bilim Dalları işlevsel değil

Adı var,

gümrükler tıkandı, mal çekile­ Erol Bilecik - Index

miyor; dolayısıyla teslimat da

kesiminde doğrudan bir etki­

Genel Müdürü:

yapılamıyor.

lenme olmadı. Hükümet buna­

Hükümet belirsizliği, piya­

Hükümet krizinden kamu

kendi yok İletişim Fakültelerinde yakla­

lımı kısa süreli olduğu için,

sayı durgunluğa uğrattı; ama

Harun Maden - Datateknik

uzun soluklu bir durgunluk

ümitsiz değiliz. 1993'teki son

Genel Koordinatörü:

şık 3 yıl önce kurulması karar­

oluşturmayacağını tahmin edi­

ayların

henüz

Hükümet bunalımının etkisi

laştırılan Bilişim Ana Bilim Dal­

yorum. Hükümet krizi, belir­

ulaşamadık. Ama o hava yaka­

fazla hissedilmiyor; ama bir sü­

ları, Marmara Üniversitesi dışın­

sizlik her zaman bütün pazarlan etkiliyor. Ancak

lanabilir. Son hükümet krizi

re sonra nasıl etkileneceğimizi

olmasaydı piyasa daha etkin

bilemiyoruz. Kamu ihalelerin­

daki fakültelerde ya hiç kurul­

önümüzdeki aylarda piyasa çok canlı olacak. Umutlu olmamak için bir neden yok. Çünkü pazarda açık

olurdu. Bu yılın başında dövizin de geleceği noktayı

de bürokratlann yer değiştir­

var. Döviz fiyatları ise korkutmuyor. Çünkü her an

önceden biliyorduk. O yüzden pek çok şirket ön­

mesi yüzünden imzalar gecike­

müdahale ediliyor.

lemini aldı.

biliyor.

hareketliliğine

mamış ya da işlevsel değil.

. (Ayrıntılı haber sayfa 5'de)

IBM'in ağ ürünlerini Armada dağıtacak değiştirerek dağıtım kanalıyla pa­ zara hitap etme kararı paralelinde,

rın, IBM'in birkaç yıl içinde bu ora­

ğiştirerek dağıtım kanalları aracılı­

dağıtım kanalları gelirini de artır­

nı yurtdışında yüzde 50 seviyesine

ğıyla, özellikle tek tek tüketicilere

mayı amaçlıyor. IBM Türk Yazılım

ulaştırmayı hedeflediğini belirtti.

yönelmek istiyor. IBM Türk de bu

Ürünleri Pazarlama Bölüm Müdürü

Armada Genel Müdürü Mustafa

amaçla tüm ağ ürünlerinin dağıtımı

Aysun Barın, 1994'te IBM'de ağ

Güven ise, Armada'nın 1996 yılı

için Armada ile bir anlaşma imzala­

alanında

yüzde

sonuna kadar IBM Türk'ün ağ

dı. IBM, ağ alanındaki stratejisini

24'ünün dağıtım kanalları tarafın-

ürünleri pazarından yüzde 60 pay

toplam

gelirin

almasını hedefliyor.

Tursoft, aktif pazarlamaya başladı Tursoft, Türk BT sektörünü ve

likleri, yabancı sermayeli şirket­

potansiyelini uluslararası pazara

ler, danışmanlık şirketleri ve ço­

tanıtmak amacıyla, yurtiçindeki

kuluslu şirketlerden temsilcilerin

yabancı kuruluşlara yönelik bir

katıldığı toplantının onur konuş­

tanıtım toplantısı düzenledi.

macısı ise Sabancı Holding Yö­

18 Ekim 1995 günü istanbul Hyatt Regency Otel'de yapılan ve çeşitli ülkelerin ticaret ataşe­

N Ö

A T L I F Y A 2 2 H U B

(Ayrıntılı haber sayfa 13 'de)

AT&T bayileri beklemede

AT&T'nin PC üretiminden çeki­

netim Kurulu Üyesi Güler Sa-

leceğini

bancı'ydı.

AT&T Türkiye'nin PC satan bayile­

(Ayrıntılı haber sayfa 11 'de)

E C

dan gerçekleştirildiğini söyledi. Ba­

IBM, ağ ürünleri konusundaki doğrudan pazarlama stratejisini de­

açıklamasından

sonra,

ri, belirsiz bir dönem geçiriyor.

(Ayrıntılı haber sayfa 9'da)

Bu sayının tüm sayfalarına www.bthaber.com.tr'den ulaşabilirsiniz.



30

BThaber

MEKTUP

Merhaba sana, Son dönemde tartışmaların merkezinde olan Uber ile başlıyorum haftaya. Sonuçta 70’i aşkın ülkede 600’den fazla şehirde konforlu ulaşım imkanları sunan Uber, hizmetlerini Türkiye’deki ticari taksi sürücülerine de sunuyor, sürücüler Uber ile ek gelir imkanı elde ediyor. Muhalefet ederken dikkatli ve düşünceli olsak keşke. Çünkü bizim gibi son tüketiciler için hizmet kalitesi önemli ve Uber de bunu mümkün kılıyor. Türk Telekom, farkındalık yaratma hedefiyle ‘Dünya Görme Günü’ne özel, ‘Günışığı Çocukları’ ile Türk Telekom çalışanlarının çocuklarını buluşturmuş. Türk Telekom’un Engelsiz Yaşama Derneği (EY-DER) ile hayata geçirdiği Günışığı Projesi kapsamındaki etkinlikte, çocuklar görme engellilere yönelik çeşitli aktivitelerle eğlenceli zaman geçirmiş. Örnek olmasını dilediğim haberler bu kadar da değil… Görme engelli kullanıcılara kaliteli hizmet sunmak, alışveriş deneyimlerini hızlandırmak ve hayatlarını kolaylaştırmak isteyen akıllı telefon uygulaması Getir, yeni güncellemelerini de hizmete sunmuş. Görme engelli kullanıcılar yayınlanan yeni güncelleme ile sesli yönlendirme sistemiyle Getir’i kullanabilmek, ürün ve kategorileri sesli olarak duymak, siparişinin teslim süresini yine sesli olarak takip etmek mümkün. Bu güncelleme kapsamında, alışverişin en hızlı şekilde tamamlanması için uygulama ilk kez indirildiğinde çıkan ekrandaki akış hızlandırılmış, açılan küçük ekranlara cevap verilmesi ve adres ekleme seçeneği kolaylaştırılmış, sepet detayında, ödeme, ürün listeleme ve detay ekranlarında da geliştirmeler yapılmış. Bu kadar da değil… İşitme Engelliler Federasyonu

23 - 29 Ekim 2017

Doğaya ve çevresel sürdürülebilirliğe odaklanıyor

(İEF) ve OCTOPOD Bilişim işbirliği ile hayata geçirilen “OCTOSILENT” eğitim projesi başlamış. Proje kapsamında İşitme Engelliler Federasyonu’na başvuruda bulunan işitme engelliler, yazılım geliştirmeyi öğrenip, iş dünyasında yer almak için uzmanlık edinebilecek. Her 15 günde bir gerçekleşecek eğitimde işitme engelli katılımcılar, yazılım sektörü ve “no code” teknolojisine dair bilgilendirilirken, Octopod platformu üzerinde iş süreçleri geliştirmeyi uygulamalı öğrenecek. Türkiye’deki 1 milyona yakın işitme engelli iş ararken, bu adım da alkışlanmayı hak ediyor. Geçtiğimiz haftalarda sana bahsetmiştim, dostum Burcu Bayraktar Beştaş ve minik kızı Eliz’den, işlevsel anne ve çocuk ürünlerini bir araya getirmek için yola çıkan ve ürün gamını sürekli genişleten Keyif Bebesi’nden… Dünyanın en iyi markalarının yanında Türkiye’de iyi ürün ve tasarımlara imza atan markaları da buluşturan Keyif Bebesi, iOS ve Android uygulamasını yayına aldı. Keyif Bebesi tüm ürünleriyle, her an telefon ve tabletlerde alışveriş için bizi bekliyor. Kendi çocukluğumuza

dönelim. Unutulmazımız İş Bankası kumbarası, şimdi Dijital Kumbara olarak yeni nesil ile buluşuyor ve tüm çocuklar fiziki paranın yanı sıra dijital olarak da para biriktirebiliyor. Dijital Kumbara’yı, İşCep kullanan İş Bankası müşterileri şubelere başvurarak çocukları için alabiliyor. Dijital Kumbara’nın kullanılabilmesi için İşCep kullanıcısı anne veya babanın çocukları adına vadesiz TL hesabı ve vadeli kumbara hesabı açması yeterli. Kişisel sağlık için atılan adımları her zaman takdir ederim, bilirsin. Eker’in “Sağlıklı Yaşam İçin Koş” mottosuyla hayata geçirdiği “Eker I Run Yol Koşusu” dördüncü kez sporseverleri Bursa’da bir araya getirmiş. 15K, 5K ve Minik Adımlar koşuları olmak üzere üç ayrı kategorideki yarışların birincisi erkeklerde Fetene Alemu Regasa, kadınlarda ise ile Natalia Gyurten oldu. 5k’da ise Emircan Sahin erkeklerde, Seray Sentürk de kadınlarda birincilik elde etti. Çünkü Eker’de sporda sınır yok. ÇEDAŞ’ın göç güzergâhı üzerinden bulunan kuşların enerji nakil hatlarından zarar görmemesi için başlattığı sosyal sorumluluk projesi

“Göçmen Kuşlar Ölmesin”, 8. Türkiye Enerji Zirvesi’nde ‘Altın Voltaj’ ödülüne layık görülmüş. ÇEDAŞ Genel Müdürü Ahmet Sait Akboğa, “Projeyle bölgemizde bulunan ve nesli tükenme tehdidi altında olan Anadolu Dağ Turnaları ve Şah Kartalları’nın enerji nakil hatlarından zarar görmesini önledik. Doğaya, çevreye dost, eğitime ve tasarruf bilincine destek veren bir şirket olarak dünya standartları üzerinde elektrik dağıtım hizmet vermeyi kendimize ilke edindik” demiş. Sivas, Tokat ve Yozgat’ta 930 bin aboneye elektrik dağıtım hizmeti veren, hizmet kalitesini dünya standartlarına taşırken sosyal sorumluluk projeleri ile fark yaratan Çamlıbel Elektrik Dağıtım A.Ş. (ÇEDAŞ), 8. Enerji Zirvesi’nin yıldızı olmuş resmen. Zira ÇEDAŞ’ın ödül aldığı ‘Göçmen Kuşlar Ölmesin’ projesi 2015 yılında başladı ve ÇEDAŞ da Sivas, Tokat ve Yozgat’ta kuşların göç güzergâhları üzerinde olan bölgelerde, elektrik dağıtım hatlarında izolasyona gidip, kuş koruma aparatları da monte etmiş. Bu sayede nesli tükenme tehdidi altındaki Anadolu Dağ Turnaları, Şah Kartalları ve diğer kuşların doğal yaşam alanlarında enerji nakil hatlarından zarar görmeden hayatlarının devamı sağlanmış. Böylece gelelim ödüllere... Etohum; GUST, Middle East & Africa Accelerator Report 2016 araştırmasına göre Ortadoğu ve Afrika bölgelerinde en hızlı hızlandırıcı olarak birinci sıraya yerleşmiş. Millî Eğitim Bakanlığı Hayat Boyu Öğrenme Genel Müdürlüğü, Türkiye Vodafone Vakfı

ve Türkiye Bilişim Vakfı işbirliğiyle 2 yıl önce hayata geçirilen “Girişimcilikte Önce Kadın Projesi” kapsamında girişimcilik yarışmasının yanı sıra bu yıl ilk kez halk oylaması da yapılıyormuş. Halk oylamasına, projeye bugüne kadar katılan tüm kursiyerler başvurabiliyor. Alışveriş uygulaması Hopi, 29’uncusu düzenlenen Kristal Elma Festivali’nden ödül ile döndü. Mobil sadakat uygulaması Hopi 2 yılda 5.2 milyon üyeye ulaştı. Hopi, ‘’Mobil Ödeme ve Akıllı Arama’’ özelliklerinin arayüz tasarımı ile ‘’Dijital ve Etkileşimli Tasarım UX / Arayüz Tasarımı ve Kullanıcı Deneyimi’’ kategorisinde Kristal Elma ödülünü aldı. PayU Türkiye’ye ise Fintech Forum’dan ödül gelmiş, Türkiye fintech ekosistemi içinde 20162017 yılı işlem hacmi alanında birinci seçilmiş. GAP Bölgesi’nde Yenilenebilir Enerji Kaynaklarının Kullanımının ve Enerji Verimliliğinin Arttırılması Projesi, Association of Energy Engineers (Enerji Mühendisleri Derneği) tarafından Atlanta’da düzenlenen 40. Dünya Enerji Mühendisliği Kongresi'nde, "Ortadoğu Bölgesi’nde Yılın Enerji Projesi" ödülünü almış. Bu hafta kitabım değil, ama mobilden ulaşabileceğin içeriklerimle karşındayım. Zira dijital yayıncılıkta en çok takip edilen platform olan Dergilik’te Eylül ayında 1 milyon 400 binin üzerinde dergi okunurken, okunan gazete adedi de 437 bine ulaşmış. Artan yayın sayısıyla her geçen gün daha büyük bir kitleye ulaşan Dergilik’te halen 335 dergi ve uygulamanın Gazetelik rafında yeni eklenenlerle birlikte 15 gazete var. Yani bu devirde okumamak hakikaten ayıp. Bu hafta da bu kadar, yine buluşalım,

REKLAM SATIŞ GRUBU YIL 22 SAYI 1143

BThaber Yayıncılık ve Etkinlik Hizmetleri A.Ş. adına Sahibi ve Sorumlu Yazıişleri Müdürü Neslihan Aksun neslihana@bthaber.com.tr

www.bthaber.com

BThaber Grubu Yayın Koordinatörü Ayhan Sevgi ayhans@bthaber.com.tr

23 - 29 Ekim 2017

www.linkedin.com/groups/BThaber twitter.com/bthaber www.facebook.com/BThaber

Okur Temsilcisi Behçet Envarlı benvarli@tbv.org.tr

Editör

Görsel Yönetmen

Handan Aybars handana@bthaber.com.tr

Tuğçe Erarslan tugcee@bthaber.com.tr

Online Editör

Video Editör

Ferit Çelik feritc@btnet.com.tr

Efe Çevikoğulları efec@btnet.com.tr

Bültenlerinizi

bulten@bthaber.com.tr adresine gönderebilirsiniz

Cilt, Baskı, Poşetleme: Apa Uniprint San. ve Tic. A.Ş. - Hadımköy İstanbul Asfaltı Ömerli Köyü İstanbul - Tel 0212-798 28 40. l

Abone ve Dağıtım btabone@bthaber.com.tr

Reklam Satış Grup Müdürü Abdurrahman Koyuncu Proje Satış Yöneticisi Kutay Göçe Reklam Rezervasyon Sorumlusu Suzan Bilken BThaber Şirketler Grubu Ankara Temsilcisi Funda Koyuncu Yönetim Yeri: BThaber Yayıncılık ve Etkinlik Hizmetleri A.Ş. Fetih Mah. Tahralı Sokak Kavakyeli Plaza C Blok 7/5 34704 Ataşehir/İSTANBUL Telefon: (0216) 291 13 90 Ankara Ofisi: Adres : Nergis Sok Via Flat İş Merkezi No:7/2 Söğütözü-Ankara Telefon: (0312) 258 64 24 / Faks: (0312) 258 63 02

Türkiye’nin en köklü bilişim teknolojileri yayını olan BThaber, 1995 yılından bu yana bilişim ve teknoloji dünyasındaki en son haberleri, yenilikleri ve bilgileri okuyucularına kesintisiz bir şekilde sunmaya devam ediyor. Her hafta yüzde 35’i BT, yüzde 65’i ise finans, otomotiv ve sağlık gibi farklı sektörlerde yer alan şirketlerin ve kamu kurumlarının yöneticilerinden oluşan 7500’ün üzerinde kişiye ulaşmakta ve online platformlar üzerinden her hafta on binlerce kişiye erişim sağlamaktadır.

ISSN 1300-6495 BThaber kontrollü abonelik sistemiyle dağıtılmaktadır. - Fiyatı 1 Kuruş (KDV dahil) - BThaber, 5187 sayılı Basın Kanunu’nun 2/f maddesi hükmü gereği ‘yerel süreli yayın’dır.



WEEKLY INFORMATION TECHNOLOGY AND ECONOMY NEWSPAPER

Environmental local governments with EBYS According to the Ministry of Environment and Forestry data; the amount of paper consumed per person in Turkey is 0.7 kg/day, approximately 140 pages. In financial centers and banks, the amount of paper consumed by the customer reaches 180 pages. The municipalities are among the institutions that have high paper consumption rates. A medium sized municipality consumes about 1.5 million pages per year. In parallel with the increase in the use of Electronic Document Management Systems (EBYS), important steps are being taken in the name of environmentalism.

In this context, the municipalities that entered enVision’s list of ‘Greenest Office’ by a survey were announced. Kartal Municipality, Altındağ Municipality, Kadıköy Municipality, İzmir Metropolitan Municipality, Lüleburgaz Municipality, Çankaya Municipality, Eyüp Municipality, Elazığ Municipality, Arnavutköy Municipality, Odunpazarı Municipality, Sultangazi Municipality, Karatay Municipality, Ünye Municipality, Ortahisar Municipality, Şanlıurfa Metropolitan Municipality , Van Metropolitan Municipality, Mardin

Metropolitan Municipality, Batman Municipality, Artvin Municipality and Gölcük Municipality provided automation in business procedures and saved thousands of trees with the ‘Paperless Office’ concept. The municipalities listed in the ‘Greenest Office’ category declared by enVision thanks to EBYS in the context of nature protection enabled some great statistics as well: 30 municipalities are in the list, 2 thousand 128 tons of carbon dioxide emission and 147 tons of solid waste were prevented, recovering 7,529 trees and saving 37 million water. Thus, 62 million pieces of A4 paper were prevented from being

trash. Record number of trees saved in Kartal Thanks to the use of EBYS, the number of ‘saved trees’ is a record number in Kartal Municipality. Kartal Municipality, which uses EBYS system since February 2014, prevents the cutting of 3,632 trees through its full automation in the business process while preventing 18 million cubic meters of water from being wasted and 72 tons of solid waste. Recognizing that they are proud of being ranked among the municipalities in the “Greenest Office” category, Mayor Altınok Öz said: “We

have based our work and our projects on this understanding. Everything that can be recycled is done so by Kartal Municipality and it is aimed to protect the nature.” Mayor of Altındağ Veysel Tiryaki also stated that with EBYS, the business processes carried out automated, the decision making process is accelerated, the transaction queues and the completion period are shortened, the human errors are gone and the internal communication channels are getting better. These efforts prevented the cutting of 773 trees, equivalent to 6.5 million pages of paper.

End to end voice and data transfer with wireless systems The convergence between wireless systems, which is one of the important platforms of voice communication and GSM Technologies is increasing day by day. Traditional push - to - talk technologies are now becoming an important platform for data as well as voice communication. Novatel offers end to end wireless solutions for voice and data communications and aims to bring its push - to - talk services to a wide range of customers with the “Telsiznet” application implemented on mobile networks. Novatel General Manager Cem Ankara noted the developments in wireless technologies and their work in this field: “Novatel offers products and services in the field of wireless systems. Over time, we have become able to touch all wireless technologies and services as well as push-totalk services. In addition to

the service, broadband data transfer has also become a part of our expertise. We have become a very experienced company in both voice and wireless data transfer. There are different systems operating at different frequencies. There are applications that can transmit low capacity data over radio frequencies. But you have to send images, for example, from the tops of the mountains and there are no fiber structures. Then you need to solve it in a wireless environment. Therefore, we build projects using systems that use higher frequency bands. So we can gather the data in the remote locations in one central location. These data may be images, as well as collected data from SCADA systems. We cooperate with different manufacturers in these fields. On the other hand, traditional wireless users do not have to to switch to mobile networks.

Wireless networks have a privileged position and these infrastructures will always be necessary. We will continue to do our projects in this direction. We have also been working on mobile projects since the beginning of 2016 to develop projects.

We passed the basics with different solution developers who did this work, we tested some systems in Turkey and at the end of 2016 we got our first push-to-talk service. We branded it as Telsiznet. When we say push-talk today, the environment of the 90s

revives in the eyes of a large group, but now the new situation has nothing to do with it. With the application of wireless, we can provide all of the wireless services over mobile networks without installing traditional wireless systems.”



Finkafe targets the world Arif Ünver, Chairman of Mobil Finance Technology Services (MOBİFİN) – created a 100% domestic social media platform Finkafe and its hardware and software developed entirely by Turkish engineers-, shared the features and goals of Finkafe. Arif Ünver gave the following information: “Since the day we launched Finkafe, our user count is increasing. We have 20 different titles and we have improved the user experience with our ability to seperate and personalize topics. We have 29 different language options. With the video streaming feature, we are able

to compress and share highdimensional videos. Our users can use up to 280 characters; it can be up to 500 characters with mobile phone approval, instant correspondence with acquaintances using the platform. With these features, our user count reached 100 thousand.” Unlike other social media platforms, Finkafe has a ‘Dislike’ button. Ünver stated that. “We brought the servers into the borders of Turkey, wrote the code and integrated the system. We have made the first server investment in Turkey so far. The iOS and Android applications on the mobile side also had a lot

of misinformation.” He also noted that robot accounts will not be opened in Finkafe, thus avoiding information pollution in social media, that Finkafe, where a group of 50 academicians work, including mathematicians, is resistant to cyber-attacks. Emphasizing that they are aiming to make Turkey a center in the field of technology, Ünver pointed out that their goals are to open Finkafe to the public in the near future and said: “We will open at least 30% of Finkafe to the public. This may be on the New York Stock Exchange. Our work and discussions on the topic are continuing.”

Important to correctly evaluate the potential of gaming Workshops and symposiums held in Ankara between 9-11 October were organized by the Information Technology and Communication Authority (BTK) with the support of the Turkish Game Developers Association (TOGED) as part of the International Child

and Information Security Events. Expert shared information on classification, e-sports, games industry and the production processes of digital games. The focus of the symposium, where the results of the workshops were shared, was that there was no

effective ‘age classification’ in Turkey. PEGI Operational Director Dirk Bosmans, who participated in the event with the invitation of TOGED, talked about world class age classification systems, including PEGI and officials from BTK, Youth and Sports, National

Education and Family Ministries as well as many academics and guests from the gaming industry were informed. Another important aspect of the symposium was that children had the greatest role in getting healthy play habits and securing the most benefit from games safely. Dirk Bosmans said that: “Do not think that the PEGI system alone assumes the role of the parents in this regard. The aim of PEGI is to provide the information, education and tools to parents and children to make the right choices.” TOGED Board of Directors Member Dr. Veysi İşler participated as a speaker

at the symposium and he emphasized that while young people of the new age grew up in a very rapidly changing world and left their parents behind digital harmony adaptation, it was possible to help each other in this regard with a positive approach from families and their loved ones. Within the event, several workshops were held to examine digital games and the gaming industry from various angles. Among these were the workshops entitled Electronic Sports (e-Sports), Production Processes of Digital Games and Digital Games Sector, Digital Competition and Community Management, organized by the Association of Turkish Game Developers (TOGED) and the subject was debated in detail. Speaking at the workshop, the President of BTK Dr. Ömer Fatih Sayan emphasized the importance of games in our lives and emphasizing that we need to work together to develop more and better games.




Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.