Bulutla Tasarruf Mümkün…
PEKİ YA BULUTTA TASARRUF?
Doğru İhtiyaç Analizi Doğru Konfigürasyon Doğru Yapılandırma ile
BULUTTA DA TASARRUF EDİN!
estebilisim.com/buluttatasarruf
SAYI
HAFTALIK BİLİŞİM TEKNOLOJİLERİ VE EKONOMİSİ GAZETESİ www.bthaber.com.tr
1160 19 - 25 Şubat 2018
Sayfa
8
Fransa, Türkiye’de girişimciler arıyor Avrupa’nın teknoloji merkezi olmak isteyen Fransa, yatırım yapmak isteyen yabancı teknoloji şirketlerine önemli avantajlar sunuyor. Bu yolda Türkiye’nin de potansiyelinden faydalanmak istiyorlar.
Sayfa
18
Bilişim Grubu, yönetim kurulunu seçti Türkiye’nin önde gelen firmalarının BT liderlerinden oluşan Bilişim Grubu’nun yönetim kurulu da belirlendi.
Sayfa
Sayfa
3
İlerlemek için tüm tarafların işbirliği şart!
19
Bu finansal güç ve vizyon KOBİ’lere özel! Paraşüt'te hedef net: Temel finansal süreç yönetim araçlarını birbiri ile konuşan yazılımlardan okuyan bir ekosistem sunarak, bunu sürekli geliştirmek.
Türkiye’de bilişim sektörünün gelişimi ve uluslararası rekabet gücünün artması için tüketici olunduğu kadar üretici konumunun da güçlenmesi gerekiyor. Bu doğrultuda sektörün kamu, özel sektör ve STK’lar ile birlikte çalışması büyük önem taşıyor. Dijital dönüşüm kavramının günlük hayatta gerek bireysel gerek kurumsal bazda tüm sektörlerde önemini artırdığı bu süreçte TÜBİSAD, “Türkiye’nin Dijital Ekonomiye Dönüşümü” raporu ile tüm taraflara yönelik önemli bir rehber sunuyor. Bulut_Satis-BT-6x10.pdf
Sayfa
13
C
M
Y
CM
MY
CY
CMY
KOBİ'ler Endüstri 4.0 ile tanışıyor KOBİ’ler de Endüstri 4.0 için gerekli adımları atmaya başladılar. Ayrıntılar dosya sayfalarımızda.
K
1
23.06.2017
13:0
BThaber
GÜNDEM
19 - 25 ŞUBAT 2018
3
İlerlemek için tüm tarafların işbirliği şart! Öncelikli dörtlü ve alt başlıkları… Toplantıda, raporun yazarları Doç. Dr. Ümit İzmen, Doç. Dr. Yeşim Üçdoğruk, Doç. Dr. Yılmaz Kılıçaslan ile birlikte TÜBİSAD Yönetim Kurulu Danışmanları Devrim Sönmez ve Serdar Urçar sunum yaptı. “Türkiye’nin Dijital Ekonomiye Dönüşümü” raporu ile TÜBİSAD, öncelikle adımlar atılması gereken politikaları dört ana başlıkta değerlendiriyor:
• • • •
•
Türkiye’de bilişim sektörünün gelişimi ve uluslararası rekabet gücünün artması için tüketici olunduğu kadar üretici konumunun da güçlenmesi gerekiyor. Bu doğrultuda sektörün kamu, özel sektör ve STK’lar ile birlikte çalışması büyük önem taşıyor. Dijital dönüşüm kavramının günlük hayatta gerek bireysel gerek kurumsal bazda tüm sektörlerde önemini artırdığı bu süreçte TÜBİSAD, “Türkiye’nin Dijital Ekonomiye Dönüşümü” raporu ile tüm taraflara yönelik önemli bir rehber sunuyor. Bilişim sektörünün gerek küresel gerekse Türkiye ekonomisi özelinde taşıdığı stratejik önemin detayları ile ele alındığı raporda, bu başlıkta farklı ülkelerin büyümesinde ve rekabet gücünün artışında oynadığı rol veriler, tablolar ve analizlerle anlatıldı. 2012 yılındaki raporun fikri takibi adına da önemli bir çalışma böylece hayata geçirildi. Açılış konuşmasını yapan
ve raporla ilgili detaylara değinen TÜBİSAD Yönetim Kurulu Başkanı Kübra Erman Karaca, “Bu rapor, 2012’de ‘Atılım İçin Bilişim’ raporunun bir devamı oldu. Bu rapor sayesinde, arada geçen süreçte ele aldığımız önceliklerde ne konumda olduğumuzu gözlemleyebiliyoruz” dedi. Kamu, özel sektör ve üniversiteler tarafından bu raporun önemli bir kaynak olduğuna değinen Kübra Erman Karaca, geçen 5 yılda bilişim başlığının öneminde önemli mesafe kat edilmesine, e-devlet başlığında gelişimin önemine dikkat çekerken, eklemeden geçmedi: “Ama Türkiye’yi diğer ülkelerle kıyaslayınca, hak ettiğimiz yerin gerisindeyiz.”
Dijital dönüşümü bir bütün olarak yönetebilmeliyiz BT kullanımının artmasına karşılık, güvenlik ve kapasitenin sınırlı kaldığına dikkat çeken TÜBİSAD
Yönetim Kurulu Başkanı Karaca, Türkiye’nin bu başlıkta ‘ihracatçı’ konumda olduğuna da verilerle işaret etti. BT ile ülkelerin rekabet gücünün arttığını vurgulayan Kübra Erman Karaca, “Türkiye ve bazı Avrupa ülkelerinde pazar payında kayıp kendini gösterirken, Çin ve Hindistan ise öne çıkıyor” saptamasını yine verilerle paylaştı. Birçok başlıkta ‘eşitsizlik’ gerçeğine dikkat çeken Karaca, bunlara karşı önerilerini şöyle anlattı: “Politika bazında önceliklerimiz netleşmeli. Dijital ekonomi stratejisi için tüm toplumu, tüm kamuyu ve tüm sektörleri kapsamalı, dijital dönüşümü yönetebilmeliyiz. İş dünyasında dönüşüm sağlanmalı. Yeni iş modellerine uyum, ürün ve hizmet sağlayıcı olmak da dönüşümün önemli bir parametresi. Raporumuzda dikkat çektiğimiz gibi, herkesin bu dönüşümü benimsemesi çok önemli. Bu yolda kamu, özel sektör ve STK’ların işbirliği ise kritik.”
Yol haritası çok yakında! Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Dr. Faruk Özlü,
Dijital Açılım Stratejisi çok önemli ve sektörün
yerli ve milli üretim adımlarını başlatmalarının
büyütülmesi, ekonomik açıdan çok değerli. Bu bizim
önemine dikkat çekerek, “Yapmamız gereken;
için aynı zamanda milli güvenlik meselesi. Yerlilik
bakış açımızı değiştirmek, kendimize güvenmek.
oranı arttıkça, güvenlik de pekişecek. Ekonomi;
Reel sektör ile bilişimi buluşturacak, bunların
güven ve istikrar ister. Bilim Sanayi ve Teknoloji
eşgüdümünü sağlayacak çok daha fazla platforma
Bakanlığı öncülüğünde kurulan “Sanayide Dijital
ihtiyacımız var” dedi. Her alanda yerli ve milli
Dönüşüm Platformu”nun çalışmaları devam ediyor.
üretim hamlesi ile az zamanda önemli mesafeler
Platform, ülkemiz sanayinin dijital dönüşümü
alındığına vurgu yapan Bakan Özlü, şöyle devam
için her türlü politika ve stratejiyi oluşturmak için
etti:
çalışmalar yürütüyor. Sanayide dijital yol haritamızı
“Yerlileştirme adına ortak akıl oluşturuyoruz.
da yakında sizlerle paylaşacağız.”
1.)Bilişim sektörünün büyümesine ve dijitalleşmeye dönük öneriler • Sektörde özel Ar-Ge harcamaları artırılmalı. • Sektöründe patent başvuruları teşvik edilmeli. • Bilişim uzmanlarının istihdamı teşvik edilmeli. • Bilişim sektöründe girişimcilik ekosistemi geliştirilmeli. • Bilişim sektöründe teknoloji ürün ve hizmet ihracatının artması hedeflenmeli. • Teknolojide, yurtdışına bağımlılığı azaltacak, ürün/ hizmet ikamesi modelleri öne çıkarılmalı. • Kurumsal şirketlerin, yeni nesil girişimler ve çözümlerine erişim sağlayabildiği, böylece gelişimlerini hızlandırabildiği modeller üzerinde çalışılmalı. 2.)Bireylerin dijital ekonomiye uyumunu artırmaya dönük öneriler • Dijital ekonomiye uyumlu insan kaynağı gelişimi hızlandırılmalı. • Erken dönem eğitim sistemi; merak duygusunu, sorgulamayı ve algoritmik düşünceyi önceliklendirmeli. • Kod yazma gibi teknoloji becerileri erken evre eğitim sistemine girmeli. • Yerel dijital içerik üretimi, özel eğitim programları ve desteklerle teşvik edilmeli. • e-Devlet hizmetlerinin kapsamı hızla genişletilmeli ve vatandaşlar tarafından kullanılması özellikle teşvik edilmeli. • Yaşlı ve dezavantajlı grupların dijital dönüşümü hızlandırılmalı. • Nitelikli, özellikle dijital yetkinlikleri yüksek kişileri ülkemize çekecek göçmen politikaları geliştirilmeli. 3.)Özel sektörün dijital dönüşümünü artırmaya dönük öneriler • Sanayi, hizmetler ve tarım sektörlerinde dijital (bulut bilişim, Sanayi 4.0, nesnelerin interneti ve yapay zeka) altyapı yatırımları teşvik edilmeli. • KOBİ’lerde BT kullanımının artırılması için önlemler
•
•
alınmalı. e-Ticaret, mobil ticaret yatırımları artmalı. Bilgi güvenliği yatırımları artmalı. Bilişim alanında kadın istihdamı teşvik edilmeli. Yeni nesil iş modellerine yatırım yapabilecek ve yönetebilecek beşeri sermaye oluşumları hızlandırılmalı. Yeni nesil iş modellerine ve teknolojilerinde girişim yatırımları artmalı. Artan enerji ihtiyacına yönelik özel sektör yatırımları artmalı. Verilerin erişimi ve paylaşımı kolaylaştırılmalı.
4.)Kamu sektörünün düzenleyici ve pazarı geliştirici rolüne dönük öneriler • İletişim altyapısının daha da güçlendirilmesi için telekom sektöründe yatırımlara devam edilmeli ve yatırımların sürdürebilirliği desteklenmeli. • Talebin artırılmasının, genişbantın yaygınlaşmasının vazgeçilmez bir unsuru olmasından hareketle, mobil ve sabit genişbant penetrasyonunu artırmaya yönelik adımlar atılmalı. • Bilgisayar ve internet kullanımının özellikle gençler, kadınlar, yaşlılar ve düşük eğitim seviyelerinde yaygınlaştırılması için önlemler alınmalı. • İnternete erişim özgürlüğüne yönelik kısıtlamalar AB ile uyumlu hale getirilmeli. • Siber güvenlik risklerine yönelik yerli yazılım ve teknoloji yatırımları teşvik edilmeli. • Girişim sermayesi alanındaki finansal kaynak eksikliği, kamu kaynakları ile desteklenmeli. • Özel sektör ve bireysel yatırımcıların yeni iş modellerine ve teknolojilerine yatırımları kolaylaştırılmalı. • Girişim sermayesi alanındaki finansal kaynak eksikliği, kamu kaynakları ile desteklenmeli. • Özel sektör ile rekabet eden kamu kurumlarının rekabete aykırı iş modelleri benimsemelerinin önüne geçilmeli. • Kamu ve özel sektörün ortak veri kullanımı ve paylaşımı sağlanmalı. • Bilişim teknolojileri üzerindeki vergi yükü düşürülmeli. • Yerli yazılım ve yerli içerikle ilgili kısa ve uzun dönemli planlar yapılmalı.
4
BThaber
E-TOPLUM
19 - 25 ŞUBAT 2018
Bir paradigma değişikliği şart!
İstanbul Dijital Kalkınma Platformu'nun birinci toplantısı Dijital Kalkınma Derneği'nin (DİJİKAD) öncülüğünde Bilgi Ekonomisi Derneği ve Ekonomistler Derneği işbirliği ile gerçekleştirildi. Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Prof. Dr. Davut Kavranoğlu'nun vizyon konuşmasını yaptığı toplantıya 40'a yakın sivil toplum kuruluşunun başkanı, temsilcileri ve akademisyenler katıldı. Sonuç bildirisi daha sonra yayımlanacak olan toplantıya Dijital Kalkınma Derneği, Bilgi Ekonomisi Derneği, Ekonomistler Derneği öncülük ederken, Mobil Sanayici ve İş Adamları Derneği (MOBİLSİAD), Kadın ve
Demokrasi Derneği (KADEM), Yazılım Sanayicileri Derneği (YASAD), Türkiye Teknoloji Geliştirme Vakfı (TTGV), Dijitalleşme ve Endüstri 4.0 Derneği (Digit4Turkey), Dijital Dönüşüm Derneği, Bilişim Medyası Derneği, Gelecekhane, Sağlık Bilişim Derneği, Social Maker Hareketi, İstanbul Bilgi Üniversitesi, İstanbul Ticaret Üniversitesi, İTÜ Kültürel A.Ş., 4M Teknoloji katıldı. Süreçler, teknolojinin ruhuna uygun olmalı Açılış konuşmalarını ise DİJİKAD Başkanı Zekai Kıran, Ekonomistler Derneği Başkanı Dr. A. Oğuz Demir ve Bilgi Ekonomisi Derneği Başkanı Prof. Dr. Kerem Alkin yaptı. Türkiye’nin
Ar-Ge Merkezi dünyaya seslenecek
BT danışmanlık hizmetlerinin yanı sıra yazılımın her alanında çözümler sunan adesso Türkiye, Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın değerlendirme ve incelemeleri sonucu Ar-Ge Merkezi olmaya hak kazandı. adesso Türkiye kurucusu ve Genel Müdürü Burak Barı, “Üniversitelerde ve bilim merkezlerindeki yazılım araştırmalarını takip etmek ve bunları iş gereksinimleriyle birleştirip,
kurumsal ihtiyaçları karşılayan uygulamalara dönüştürmek şirket felsefemiz. Bu hedefimize ulaşmak için üniversiteler ve araştırma projeleri aracılığıyla birçok işbirliği gerçekleştiriyoruz. adesso Türkiye, adesso AG’nin ilk ve tek resmi Ar-Ge Merkezi olarak tüm grubun araştırma ve geliştirmeye dayalı fikirlerinin hayata geçirileceği ana merkez olacak” dedi. Maslak’taki ofislerini adesso Grup bünyesindeki ilk Ar-Ge merkezi yapan Burak Barı, bu merkezin öncelikli olarak Türkiye’ye ve Almanya, Avusturya ve İsviçre’nin oluşturduğu DACH bölgesine hizmet vereceğini belirtirken, adesso Grup bünyesindeki bütün Ar-Ge operasyonlarının da 30 kişiye istihdam sağlayan bu merkezden yürütülmesinin hedeflendiğini vurguladı.
dijital kalkınmasına öncülük etmek ve dijitalleşmenin ülke çapında yaygınlaşmasına katkı sağlamak için bu derneği hayata geçirdiklerine dikkat çeken DİJİKAD Başkanı Zekai Kıran, “Dijital çağın yarattığı ekonomik sistem, iş yapma yöntemleri, yönetişim ve yerelden başlayacak kalkınma noktasında yeni bir hikâye yaratmamızın zamanı geldi. Bu platform ile İstanbul'un rekabetçilik gücünü artıracak, dijital çağın gerektirdiği hız, esneklik ve verimlilikle harmanlayacak yerel bir dijital kalkınma modelinin hayata geçirilmesini önemsiyoruz. İstanbul'un bu alandaki rekabet üstünlüğü, Türkiye'nin de rekabette üst sıralara gelmesi demek” yorumunu yaptı. Bilgi Ekonomisi Derneği Başkanı Prof. Dr. Kerem Alkin, “İçinde bulunduğumuz coğrafi bölgenin teknoloji merkezi olmak hiç de uzak bir ihtimal değil” derken, Ekonomistler Derneği Başkanı Dr. A. Oğuz Demir, "Üreticilerin yeni nesil dijitalleştirilmiş teknoloji, üretim verimliliğinde artış, daha iyi planlama ve tahminlerde bulunma, rekabet becerilerinde gelişme ve daha üstün finansal sürdürülebilirlik gibi yollarla performanslarını
artırmaları mümkün. Burada da en önemli görev üretimi geliştirmek, üreticilere uygun ortamları sağlamak, bürokratik engelleri ortadan kaldırmak, teknolojinin ruhuna uygun olarak süreçleri hızlandırmak" yorumunu yaptı. Bilgi ekonomisine geçişte BT politikalarına değinen Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Prof. Dr. Davut Kavranoğlu ise konuşmasında şu bilgileri verdi: “Kaynak problemimiz yok” "Bilgi ekonomisine geçiş için kararlı adımlar atıyoruz, atmaya devam edeceğiz. Ulaştırmada, turizmde, sağlıkta attığımız gibi, bilgi ekonomisine geçişte de kararlı adımları hep birlikte atmamız gerek. Problemlerin çözümü tek başına daha fazla para ayırmak ile çözülemiyor. Ülkemizin, eski Türkiye’den devraldığı bilim, teknoloji, üniversite, girişimci, sanayileşme, yatırım politikalarını yeni Türkiye hedefleri ile uyumlu bir şekilde yeniden oluşturuyoruz. Burada ben küçük adımlardan, teşvik paketleri açıklamaktan değil, bakışımızı kökünden değiştirmekten, paradigma değişikliğinden bahsediyorum. Eski Türkiye için o günün
şartları ile biçilmiş olan elbise, yeni Türkiye’ye dar geliyor. Türkiye’nin acilen yeni bir elbiseye ihtiyacı var. Bu dönüşümü geciktirdiğimiz her gün, bizi 2023 hedeflerinden uzaklaştırma tehlikesini birlikte getiriyor. Biz eski Türkiye’nin sistemini değiştiriyoruz. Çünkü kaynak problemimiz yok, eski Türkiye'den kalma sistem kaynaklı problemlerimiz var. Onları da her türlü iç-dış sorunlara rağmen çözmeye devam ediyoruz. Öyle bir iklim oluşturuyoruz ki parası olan, fikri olan koşarak güven içinde Türkiye’ye gelecek ve burada iş yapacak. Devlet öncelikli gördüğü stratejik konularda sipariş vererek sektörlerin oluşmasını, gelişmesini temin edecek. Devlet stratejik ve öncelikli konularda özel sektör ile yarışmayan, temel araştırmalar yapan, güçlü araştırma merkezleri kuracak. Kısacası, devlet ve kamu ekonomide oyuncu olmayacak, kural koyucu, adil hakem ve denetleyici konumda olacak. Devlet, bilim, teknoloji ve üniversite politikaları oluşturulmasını siyasi olarak en üst düzeye çekecek ve bürokrasiyi politika belirlemekten uzaklaştıracak. Bu geçişleri de işleri aksatmadan yapacağız."
Derdiniz para olmasın...
Kullanıcılarını yenilikçi hizmetlerle buluşturan BKM Express, kullanıcılarının para transferlerinde IBAN ve hesap numarası gibi ayrıntılarla uğraşmaması için yeni bir çözüm geliştirdi. Böylece BKM Express ile
“para istemek”, bir mesaj göndermek kadar kolay hale geliyor. BKM Express kullanıcıları, para isteme ve gönderme özelliklerini SMS ve WhatsApp yoluyla kolay ve hızlı biçimde kullanabilecek, mesajlaşarak para isteyebilecek, mesajlarını iletmek için SMS, WhatsApp ya da e-posta kullanabilecekler. Dileyen kullanıcılar da ekranlarında bir QR kodu oluşturarak, yanlarındaki arkadaşlarından bu kodu BKM Express uygulamasıyla okutmasını isteyerek “para isteme” işlemini tamamlayabilecek. Bu
çözümü kullanmak için yapılması gerekenler şöyle: • Uygulamadaki “Para Transferi” sekmesinden “İste” butonuna dokunun. • Para istediğiniz kartınızı seçip ya istediğiniz tutarı girin ya da tutarı karşı tarafın belirlemesini seçin. • “Paylaş” butonuna basarak oluşturacağınız linki SMS, WhatsApp veya e-posta aracılığıyla mesajlaşarak para isteyeceğiniz kişiye iletebilirsiniz. • Dilerseniz “Paylaş” butonuna basmadan da o ekranda size özel oluşturulan QR kodunu, para istediğiniz kişi yanınızdaysa, hemen BKM Express uygulaması ile okutmasını isteyerek size para göndermesini sağlayabilirsiniz.
BThaber
E-TOPLUM
19 - 25 ŞUBAT 2018
5
Standartlarda AB kriterleri için geri sayım… firmaları bu tehditlere yönelik önlemler almak zorunda bırakan ancak veri güvenliğini sağlamayı amaçlayan hukuki düzenlemeler. Bu açıdan yönetmelik, veri güvenliği için atılmış önemli bir adım” yorumunu yaptı. Kutlay Şimşek, sözlerine şöyle devam etti:
GÖRÜ Ş Kurumsal dönüşüm ve ERP İklimi *Göker Sarp Her zaman, değişim ve dönüşüm için uygun zaman değildir. Değişim veya dönüşüm için kurumun değişime en açık olduğu zamanı seçmek veya önceden inşa etmek önemlidir. Yeniden yapılanma çabasını üstlenmeye, kültürel ortamda değişiklik yapmaya, mali ve ekonomik açıdan yatırım yapmaya hazır olma durumu, kurumda Kurumsal Dönüşüm için gerekli olan iklimin oluştuğunu gösterir. Gerekli iklim oluştuğunda amaç, yaratılacak değişim vizyonu ile kurum için seçilen en iyi değişim programına liderlik ederek, kurum çalışanlarının ve ekosistemin performansını yönetirken oluşan ticari faydaların sayısallaştırılması ve sürdürülmesi ile kültürel ve kurumsal dönüşümü gerçekleştirmek olarak belirlenebilir. Ancak Kurumsal Dönüşüm projeleri için çalışanlar tarafından kolay anlaşılan, kısa sürede ulaşılabilecek ve kabul edilebilecek hedefler amaç edinilmesine özellikle özen gösterilmelidir. Hedefsiz olmaz… Artık her türden bilgiye erişim çok kolaylaştı. Bununla birlikte hedefsiz olarak yapılan işler de aynı oranda artmaya başladı. Bu nedenle gerekli iklim oluştuktan sonra kurumsal dönüşüm projenize basit de olsa bir eylem planı yaparak başlamanızda fayda var. Gerçek ve kalıcı dönüşüm için kurumdaki çalışanların psikolojisini ve davranışlarını da değiştirmek gerekir. Zira çalışanların davranışları ve algısı değişmeden hiçbir şey değişmeyecektir. Davranış değişikliği olmadan da dönüşüm süreciniz devam etmeyebilir, yarım kalabilir ya da başladığınız noktaya dönebilirsiniz. Ayrıca kurumunuzda gerçekten bir değişim ve dönüşüm ihtiyacının da olması gerekir. Dönüşümü yapacak olanların, kurumun yeni ihtiyaçlarını karşılayacak ve problemlerini çözecek gerçekçi çözüm öneri ile yola çıkmaları önemlidir. Yani sadece yönetimin değil, kurumun genelinin de buna ihtiyaç duyması gerekir. Çünkü dönüşümden yararlanacak olanlar kurumun tamamıdır aslında sadece yönetim değil. Yukarıda konuştuğumuz kurumsal dönüşüm için gerekli ortam veya iklim oluştuğunda artık diğer adımları da atabilirsiniz. Öncelikle kurumsal dönüşüm veya ERP projeniz için elle tutulur, ölçülebilir hedefler belirlemelisiniz. Bu belirlediğiniz hedefler yol boyunca pusulanız olacak, ne kadar yol aldığınızı ve işin sonunda da başarıya ulaşıp ulaşmadığınızı ölçmenize faydalı olacaktır. Hedefleriniz için analizinize başlayıp, mevcut kurum profilinizi ortaya koyun, projenizin faz ve adımlarını ortaya koyun, hedeflerinize ulaşmak için kullanacağınız bilişim & yönetim araçlarınızı ve ekibinizi de belirleyin. İstişareye ve katılımcılığa kapalı olduğumuzu da sakın unutmayın! Ancak dönüşüm süreci tamamlanmadan önce baştan oluşan uygun iklim koşulları değişkenlik gösterebilir, buna göre hareket tarzınızı da değiştirmeniz gerekecektir. Onun için de projenizde belli aralıklarla izleme ve değerlendirme yapmanız da fayda var. Hedeflerinizi belirlerken, kullandığınız araçlar sonunda kurumunuzun ve çalışanların gelişimi açısından arkasında önemli değerlerin yerleşmesiyle sonuçlanması daha çabuk kabul görecektir. Kurumsal dönüşüm aracı olarak en yoğun kullanılan yönetim aracı olan ERP (Kurumsal kaynak Planlama) uygulamaları, tamamlanması birkaç aydan birkaç yıla kadar sürebilen, zaman ve mâli kaynak ayrılması gereken kurumun ömrü boyunca yerine getirmesi gereken büyük taahhütlerden biridir. Bununla birlikte, kuruma başarılı bir şekilde entegre edildiğinde büyük faydalar sağlayabilir. Günümüzde, iyi tasarlanmış ve doğru şekilde implemente edilmiş bir ERP sistemi, güncellenmiş bilginin işletmenin çeşitli fonksiyonları arasında paylaşılmasını kolaylaştırdığı ve kurumda genel verimlilik artışını sağladığı kanıtlanmıştır. *ERP Komitesi Koordinatörü
Avrupa Birliği (AB) ile karşılıklı veri paylaşımı sürdüren tüm kuruluşları etkileyecek dijital dönüşümün odaklı Veri Güvenliği Reformu, 25 Mayıs’ta yürürlüğe girecek. Yönetmelik, AB ile veri paylaşımı gerçekleştiren tüm Türk şirketlerini doğrudan etkiliyor. AB’de faaliyette bulunan şirketlerin dijital verilerini saklamalarına ve güvende tutmalarına yönelik hazırlanmış Genel Veri Koruma Yönetmeliği (General Data Protection RegulationGDPR), AB ile doğrudan ilişkide bulunan kuruluşların AB standartlarında veri güvenliği düzenlemelerine sahip olmalarıyla mümkün hale gelecek. Buna karşılık, araştırmalar birçok kurumun henüz yönetmeliğe hazır olmadığını ortaya koyarken, yönetmeliğe uymayan şirketler ise cezai yaptırımlarla karşı
karşıya kalabilir. Siber tehditlerin sonu yok Yönetmeliğin yürürlüğe girmesine geri sayımda Türkiye'de de konunun netlik kazanması odaklı çalışmalar yürüten Ereteam, bu kapsamda ATİAD Bilişim Günleri Toplantısı’na katıldı. Avrupa Türk İşadamları ve Sanayicileri Derneği’nin (ATİAD) bünyesinde 16 Şubat’ta Almanya’nın Düsseldorf şehrinde düzenlediği toplantıda, Genel Veri Koruma Yönetmeliği hakkında bilgilendirmeler yapıldı. Dolaşımdaki veri miktarının her geçen gün artması ile siber saldırıların etki alanının da genişlediğini hatırlatan ifade eden Ereteam CEO’su Kutlay Şimşek, “Siber tehditler artarak sürecek. Genel Veri Koruma Yönetmeliği ve benzeri yönetmelikler ise
Çoğunluk hazır değil “Avrupalı olsun ya da olmasın bir şirket AB vatandaşlarına ürün veya hizmet satıyorsa, AB vatandaşı olan çalışanları ya da AB'de tedarikçileri varsa Genel Veri Koruma Yönetmeliği’ne uymak zorunda. Bu nedenle bu yönetmelik tüm dünyayı ilgilendiriyor. Karmaşık algoritmalar sayesinde şifrelemenin çok güçlü olması, dolaşım halindeki verilerin ele geçirilmesi durumunda kullanılamayacak olması gibi geliştirilen yöntemler sayesinde veriler daha güvenli. Yeni kanunla birlikte şirketler, veri koruma, rıza şartları, müşteri veya çalışanların gizliliği gibi Genel Veri Koruma Yönetmeliği kurallarını ihlal etmeleri durumunda cezanın üst sınırını 20 milyon avroya varan cezalarla karşı karşıya kalabilir. Kanunlardan haberi olan şirketlerin de durumu pek parlak görünmüyor. Firmalar henüz hazırlıklara başlamadı, kanunlardan haberdar olanlar ise halen hazırlıklı değil.”
Dijital kimlikler Blockchain ile kanıt olacak
Blockchain teknolojisi, yeni bir dijital ekonomiyi beraberinde getiriyor. Özellikle bankacılık işlemlerinin fiziksel olarak yapılmadığı küresel dijital dünyanın yeni normali ise dijital kimlikler. Bu yönüyle kimlik doğrulamanın daha güvenli, hızlı ve kolay yapılması da bir zorunluluk. Yerli ve yabancı bankacılık sektör temsilcilerini bir araya getiren ‘Banking as a Service Summit’te e-imza katmanına sahip, hukuken geçerli dijital
kimlik çözümleri hakkında bilgi veren E-Güven Genel Müdürü Can Orhun, “Artan nüfus ile kimlik kartları, pasaportlar gibi kimlik doğrulamasının yapıldığı sürece geçtik. Şu anda ise daha kompleks ve dijital çağın yeni normali, dijital kimlik. Karışık operasyonların, merkezileştirilmiş verilerin haklanma risklerinin, kompleks kimlik güvenlik kontrollerinin ve kötü müşteri deneyimlerinin geride kalmasını sağlayacak dijital kimlik çözümümüz
Blockchain teknolojisiyle hayatımızdaki yerini alacak” yorumunu yaptı. Orhun, şöyle devam etti: “Yeni çözümümüz; gönderici ve alıcının belli olduğu, yasal düzenlemesi yapılmış, kimlik doğrulamasının teyit edilmesi gerektiği bankacılık, finans ve sigorta gibi sektörleri hedefliyor. Ayrıca dijitalleştirilmiş, merkezi olmayan, şifreli bir dağıtık veri tabanı olan Blockchain teknolojisi ile uyumlu dijital kimlik çözümümüz; hızlı, güvenli ve kanıtlanabilir şekilde istenilen platformlarda ve akıllı sözleşmelerde kullanılabilecek. Yeni çözümü işletmelerle birlikte, bireyler de kullanabilecek. Uygulama, Türkiye ve Avrupa Birliği’ndeki (AB) sertifika sağlayıcılarının ürettiği elektronik ve mobil imzalarla uyumlu olacak.”
6
E-TOPLUM Canan Dağdeviren, BM’de...
Hala bilmeyen varsa: Pile gerek kalmadan, vücudun hareketleriyle elektrik üreten, giyilebilir kalp çipinin mucidi. Hem de: Cilt kanserini teşhis eden bir cihaz ve ilacı doğrudan beyne ileten saç teli inceliğinde “beyin iğnesi” (MINDS) adı verilen cihaz geliştirdi. Ayrıca: Harvard Üniversitesi’nin Genç Akademi Üyeliğine seçilen ilk Türk. 32 yaşında.
hesabında diyor ki: “Yaptığım konuşmada "Yurtta sulh, cihanda sulh" derken yüreklerimizden geçenleri söyledim. Alan farketmeksizin, bilim yapmak devrimdir; derken çocuklarımızı, gençlerimizi, yarınları düşündüm. Yaptığım konuşmayı devrim tadında yaşayan tüm kadınlara armağan ediyorum... Başka bir meslek erbabı olsam bu kadar huzurlu olur muydum, bilmiyorum. Fakat ben bilim insanı olmayı derinden sevdim, bunu çok iyi biliyorum... Ben bilimi tam bir kadın gibi yapıyorum. Kadın olmak demek pes etmeyecek kadar delikanlı olmak demektir.”
BM tarafından, kadınların bilimdeki rollerini artırmak, STEM eğitimi ve araştırma faaliyetlerine katılımlarını teşvik amacıyla ilan edilen Uluslararası Bilimde Kadın ve Kız Çocukları Günü’nde 11 Şubat’ta BM Genel Kurulu’nda bir konuşma yapan Dr. Dağdeviren, Atatürk’ün “Bir gün benim sözlerim bilime ters düşerse bilimi tercih edin” sözlerini dünyaya duyurdu. YouTube’da da yayınlanan 7 dakikalık konuşması için: https://youtu.be/ BYpyhCcyWKk Dağdeviren, twitter
BThaber
Edip Emil Öymen edip.oymen@gmail.com
19 - 25 ŞUBAT 2018
Nereden geldik? Nereye gidiyoruz? Tinder. Nest. Fitbit. Oculus. Box. Slack. Kindle. Bitcoin. 4G. Şu sırada gündeme giren, haberleri duyulan daha kaç kavram/şirketin “küresel” boyutta tanınacağını bilemiyoruz. Zaten “küresel boyut” da görece bir kavram, ama bir sınıflama yapmak için başka çare var mı?
Son 15 yılda (2003’ten bu yana) ortaya çıkan küresel boyuttaki kavramların/ şirketlerin en bilinenleri: Facebook. Twitter. iPhone. iPad. Android. YouTube. Amazon Web Services. Apple App Store. Uber. Airbnb. Blockchain. Instagram. Snapchat. WhatsApp. Pinterest. Kickstarter. Messenger. Square. Stripe. Spotify. Dropbox. Quora. Tumblr. BuzzFeed. Hulu.
Gelelim yeni bir listeye: Acaba önümüzdeki kısa dönemde hangi kavramlar/ tanımlar/ uygulamalar küresel boyutta gündemde olacak? Yapay zeka. Herşeylerin interneti. Blok zinciri. Üç boyutlu baskı. Mobil internet ve mobille ilgili her şey. Sürücüsüz araçlar. Akıllı robotlar (akılsızı var mı ki?). Artırılmış gerçeklik. Sanal gerçeklik. Her türlü kablosuz iletim. Kuantum bilgisayar. Ama ondan önce Aşırı Hızlı Bilgisayar. 5G’ye giriş.
Cihazlarla konuşmak (Voice User Interface). Paylaşımlı özel sunucu (Virtual private server). Süper über malzemeler (grafen, perovkit gibi). Ve acaba daha neler? Henüz bilemediğimiz? İlle tek bir sözcükle ifade etmek uğruna “dijitalleşme” dediğimiz bütün bu kavramları, konuları, tanımları Faruk Eczacıbaşı sabırla, dikkatle, kişisel deneyimlerinin, kişisel tarihinin süzgecinden geçirerek satır satır kalıba döktüğü cümleleriyle anlatıyor “Daha Yeni Başlıyor”da. Kitap 262 referansa yaslanıyor. Ama konu o kadar dallı budaklı ki 2,262 referans da olsa, yine yetmez, yine yetmez. İşte bu da Faruk Eczacıbaşı’nın deyimiyle veri/bilginin “üssel” (geometrik, logaritmik, katlanarak) artışına bir kanıt. Bugüne kadar hep Amerikalı (biraz da başka milletlerden) yazarların anlattıkları benzer konuları Türkçe okuru ilk kez bu kadar ayrıntılı, bu kadar bütüncül ve kapsayıcı bir bakışla, en yeni bilgiler/ verilerle 233 sayfada görecek.
John Perry Barlow (1947-2018) İnternetin öncü kurucularından John Perry Barlow, 2015’te geçirdiği kalp krizinin ardından düzelmeyen sağlığı gitgide bozularak 7 Şubat gecesi uykusunda öldü. 70 yaşındaydı. Electronic Frontier Foundation (EFF) kurucusuydu. İnternet aktivizminde faal çok sayıda kuruluşta rolü de vardı. İnternetin “en ilk” ilkesinin yılmaz savunucusuydu: Bilgiyi paylaşarak çoğaltalım, ama bunu ticari bir amaçla değil, paylaşım amacıyla yapalım. (Ne de olsa 1968 Hippy/Çiçek Çocukları kuşağındandı). İnternetin diğer “en ilk” isimleri de aynı şekilde düşünüyorlardı. Bunun tanınmış örneği Tim BernersLee’dir. CERN’de fizikçi olarak çalışırken, birbirinden uzak bilgisayarları birbiriyle “konuşur” hale getirmeyi önerdi. www sistemini oluşturdu, geliştirdi. Ama patentini bile almadı. Şimdi
o da 60’nı geçti. Amerikan Bilimler Akademisi üyesi. Kendi vakfı var. İnternetin “vicdanı” olmaya devam ediyor. MIT’de mühendislik fakültesinde hoca. Ayrıca, dünyaca ünlü Media Lab’de de... Özgür internet için çabalamaya devam ediyor.
Ama internete en büyük katkısı 1990’da bir başka “en ilk” isim John Gilmore’la birlikte EFF’i kurmasıdır. Gilmore, “İnternet, kendisine müdahaleyi (sansürü), yolda bir çukur olarak görür ve yanından geçer,” sözüyle ünlüdür.
Bizde tanınmayan, ama internetin “en ilk” isimleri arasında yer alan Steward Brand, dünyanın ilk bilgi kataloğunu (Whole Earth Catalogue) 1968’de oluşturdu. Sürekli güncelleyerek bedava sundu. Bunu, internetin öncü haline 1985’te The Well (Kuyu) adıyla taşıdı. Yine bedava. Brand 75’ini geçti. Halen The Well’in ve The Long Now vakfının başında.
Barlow, Siberuzay Bağımsızlık Bildirgesi yazarı olarak tanındı. 9 Şubat 1996’da Davos’ta Dünya Ekonomik Forumu’nda ilan ettiği Bildirge, bugün buruk bir tebessüm yaratıyor:
John Perry Barlow, The Grateful Dead grubunun şarkı sözlerini yazan, edebiyatla, ve her türlü yaratıcı yenilikçi işle hep meşgul renkli bir şahsiyetti.
“Gelecek adına, siz, gelişmiş sanayi dünyası hükümetlerine şu çağrıyı yapıyorum: Bizi kendi halimize bırakın. Aramızda, size yer yok. Topluluğumuz üzerinde egemenliğiniz yok. Bizim, seçilmiş bir hükümetimiz yok. Böyle bir hükümetimiz olmayacak. Bu nedenle, inşa etmekte olduğumuz küresel sosyal dünyamız,
sizin hükümetlerinizin dayatmalarından bağımsız olacaktır. Bizi yönetme konusunda hiç bir hakkınız olmadığı gibi, sizden korkmamızı gerektirecek hiç bir yol ve yönteme sahip değilsiniz. Her hükümet, yönettiği halkın onayına muhtaçtır. Biz ise, size ihtiyaç duymuyoruz. Böyle bir onayı size vermiyoruz. Sizi, aramıza davet etmiyoruz. Siberuzay, sizin sınırlarınız içinde yer almıyor. Biz öyle bir dünya yaratıyoruz ki burada herkes, istediği
yerde, her türlü inancını, susturulma veya düzene uyma gereği olmadan korkusuzca söyleyebilecek. Sizin mülkiyet, ifade biçimi, kimlik gibi kavramlarınız bize uygulanamaz. Çünkü bunlar fiziki temellere dayanır. Bizim dünyamızda fiziki temel yoktur.” https:// w2.eff.org/Censorship/ Internet_censorship_bills/ barlow_0296.declaration Barlow, otobiyografisini yazmıştı. Penguin Haziran’da “Mother American Night” adıyla yayınlayacak.
8
BThaber
BİLİŞİM DÜNYASI
19 - 25 ŞUBAT 2018
Fransa, Türkiye’de girişimciler arıyor Avrupa’nın teknoloji merkezi olmak isteyen Fransa, yatırım yapmak isteyen yabancı teknoloji şirketlerine önemli avantajlar sunuyor. Bu yolda Türkiye’nin de potansiyelinden faydalanmak istiyorlar. Fransız Ticaret Müşavirliği’nin konuğu olarak Gaming İstanbul 2018 Fuarı’nı (GIST Handan Aybars 2018) ziyaret eden Fransa Ulusal Sinema ve Animasyon Merkezi (CNC) Video Oyunları Yöneticisi Lionel Prévot ile bir araya gelme imkanı bulduk. 2002- 2004 yılları arasında Fransız Kültür Bakanlığı’nda Kabine Başkanı olarak görev alan Prévot, 2004’ten beri CNC bünyesinde video oyunlarını destekleyen bölümün başkanlığını yürütüyor. Video Oyunu Yardım Fonu kapsamında destek amaçlı uygulamalar üzerine çalışan Prévot, video oyunu yaratım alanında uygulanan vergi kredileri için gelen başvuruları da değerlendiriyor. Video oyunu geliştiren şirketlerin kullanabildiği vergi kredisi (CIJV) ile Video Oyunu Yardım Fonu (FAJV) gibi destek mekanizmalarının önemine işaret eden Lionel Prévot’nun verdiği bilgiye göre, Video Oyunu Yardım Fonu, 14 yıl içinde video oyunu geliştiren şirketlere 60 milyon avroluk destek sundu. Vergi kredisi tarafında ise oyun geliştirici şirketler, yıl ve oyun başına toplamda 6 milyon avro sınırının içinde kalmak şartıyla, oyun yaratım maliyetlerinin yüzde 30’unu vergiden düşebiliyorlar.
alanında binden fazla startup faaliyet gösteriyor. 2016 yılından bu yana Fransa’ya 50 yabancı start-up şirket yatırım kararı aldı. 2017’de de buna 70 tane eklendi.” Fransa’nın oyun başta olmak üzere BT adına hedeflerini, sunumlarını ve stratejisini Lionel Prévot ile konuştuk:
Fransa Ulusal Sinema ve Animasyon Merkezi (CNC) Video Oyunları Yöneticisi Lionel Prévot Bu işin ‘oyun’ tarafındaki potansiyeli. Ancak Lionel Prévot’nun paylaştığı bilgiler, ülkenin bir bütün olarak BT’deki potansiyelini de ortaya koyuyor. Örneğin Google, Paris’teki ofisine ek olarak Fransa’nın çeşitli bölgelerinde 4 ofis daha açacak. Ayrıca, yapay zeka Ar-Ge ofisi de gündemde. Facebook’un ise 2015’ten bu yana Paris’te bir yapay zeka ofisi var ve Fransa’daki Ar-Ge ekibini büyütmek üzere yatırım yapacak. Paris bölgesi, dünyanın en büyük iş geliştirme merkezlerinden birine de ev sahipliği yapıyor. “La Halle Freyssinet’te (Paris 13. bölge) bin startup için ayrılmış 34 bin m² ortak çalışma ve ofis alanı mevcut” bilgisini veren Lionel Prévot, devam etti: “Şu anda Fransa’da 12 binden, Paris’te 8 binden, finansal teknolojiler
Fransa, oyun pazarına yatırım yapmak isteyen Türk girişimcilere ve Türk şirketlerine ne gibi destekler sunuyor? Neden Türkiye? Video oyun alanında yatırım yapmak isteyen girişimciler, Fransa’da yerleşik bir şirket kurmak şartıyla bazı teşvik ve indirimlerden yararlanabiliyorlar. Şirket yerli sermaye ile kurulabiliyor ancak, şirket yönetimdekilerin çoğunun Fransa veya Avrupa Birliği (AB) vatandaşı olması şartı aranıyor. Bu alanda verilen desteklerden en bilineni videonun yaratım sürecinde veya prodüksiyon öncesinde kullanılan Video Oyunu Yaratım Kredisi (CIJV). Oyun geliştirenler bu süreçte oluşan masraflarının yüzde 30’unu vergiden düşebiliyorlar. Video pazarını teşvik etmek için sunulan bir diğer destek ise Video Oyunu Yardım Fonu (FAJV). FAJV, kuruluşundan bu yana 14 yıl içinde oyun geliştiren şirketlere 60 milyon avroluk destek sağladı.
Şirketler, sanatsal ve ticari bazlı hazırlanan video oyun projeleri için de bu fondan yararlanabiliyor. Oyun pazarı gerek kıta Avrupa'sında gerek Fransa özelinde nasıl bir konuma sahip? Küresel yatırımcı ve girişimci ilgisini nasıl değerlendiriyorsunuz? 2017 yılı rakamları baz alındığında, dünya video oyunları pazarı toplam ciroda 80 milyon avroluk büyüklüğe sahip. Avrupa’ya baktığımızda ise her biri 4 milyon avroluk ciro ile üç önemli ülke dikkat çekiyor: İngiltere, Almanya ve Fransa. Her ülkenin pazarda güçlü olduğu alanlar farklı. Kimi oyun platformlarındaki satış rakamları ile, kimi satışa çıkan oyun sayısı ile öne çıkıyor. Fransa'da oyun pazarı özelinde Ar-Ge çalışmaları nasıl şekilleniyor? Fransa'nın oyun sektöründe Ar-Ge başlığında odaklandığı temel konular neler? Fransa’daki Ar-Ge faaliyetleri çok ciddi bir vergi kredisinden faydalanıyor. Ayrıca, Fransa Ulusal Sinema Merkezi (CNC) ve ulusal yatırım bankası Bpifrance’ın ortak oluşturdukları RIAM adında bir maddi destek var. RIAM; video geliştirme, işleme, dağıtım
ve görüntü yayınlama alanlarındaki şirketlerin ArGe programlarını finanse etmek amacıyla veriliyor. Özellikle Ar-Ge açısından video oyunları sektörüne baktığımızda, ilk dikkat çeken teknolojiler sanal gerçeklik (AI) ve artırılmış gerçeklik (AR). Yapay zeka sektörü de desteklenen diğer bir alan olarak karşımıza çıkıyor. Gerek 2018 yılı gerekse orta vade için Fransa'da oyun sektörünün nasıl bir gelişim sergilemesini, küresel pazarda nasıl bir konuma sahip olmasını bekliyorsunuz? Sizler bu yolda daha ne gibi destekleri ve mekanizmaları şirketlere ve girişimcilere sunacaksınız? Oyun sektörü, kullanılan platformlar ve oyun deneyimi olduğu kadar, kullanılan ekonomik modeller açısından da büyümeye ve gelişmeye çok açık bir sektör. Hem inovasyon açısından hem de kullanılan iş modeli açısından bu sektör büyük bir değişim ve dönüşümle karşı karşıya. Fransa Ulusal Sinema Merkezi’nin (CNC) bu alanda sağladığı destek artarak devam edecek. Bu amaçla, eskiden video oyunu yaratım sürecinde şirketlere uygulanan vergi avantajı yüzde 20’den yüzde 30’lara yükseltildi.
Ürün grupları daha da zenginleşti
Sürdürülebilir büyüme stratejisi paralelinde küresel bazda 5.5 milyar avro ciroya sahip olan Legrand Grubu, Türkiye pazarında da büyüyor. 2017 yılını bir önceki yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 25’lik büyümeyle kapatan Legrand Grup Türkiye ise 2018 yılında
dört markada farklı ürün grupları ile büyüme stratejisini pekiştirmeyi hedefliyor. Konuyla ilgili hedefleri, 8 Şubat’ta düzenlenen basın toplantısında paylaşan Legrand Grup Ülke Pazarlama Direktörü Özgür Sarıoğlu, Türkiye’de şalt ve sarf malzemeleri,
kesintisiz güç kaynakları, anahtar-priz, kabin ve yapısal kablolama sistemleri, otomasyon sistemleri ve kablo dağıtım sistemleri gibi ürün gruplarının bulunduğu pazarın büyüklüğünün tahminen 3 milyar TL olduğunu belirtti. Türkiye elektrik ve dijital altyapı pazarının 2017’de cirosal bazda yüzde 12 büyüdüğünü söyleyen Sarıoğlu, 2018 yılında da pazarda benzer bir büyüme beklentisine işaret ederek, şöyle devam etti: “2017 başında gerçekleşen yeniden yapılanmalarla tüm grup şirketlerini tek çatı altında topladık, tüm markalarımızla pazar ve hedeflerimizin üzerinde
ortalama yüzde 25 büyüme gerçekleştirdik. 2018 yılında ise oturmuş bir organizasyonel yapı ve her markada gerçekleştireceğimiz yeni ürün ve sistem lansmanları ile yüzde 35’in üzerinde büyüme hedefliyoruz. Türkiye yapılanmasında hem dünya hem de Türkiye için otomatik sigortalar, kaçak akım koruma anahtarları, kompakt şalterler, kesintisiz güç kaynakları, 19’’ rack kabinler, DLP-S kablo kanalları, Salbei ve Raventi anahtar- priz serileri üretiyoruz. Bünyemizdeki tüm markaların ürün gruplarına yenilerini ekledik. Yıllık cirosunun yüzde 5’i
oranında Ar-Ge yatırımı yapan küresel bir marka olarak, aralarında Türkiye’nin de yer aldığı 20’nin üzerinde ülkede 2 bin 200’ün üzerinde Ar-Ge çalışanımız var. Legrand olarak Raventi anahtar-priz serisi, LCS³ yapısal kablolama sistemi, enerji ölçüm ve izleme ürünleri, şalt malzemeler ve ofis sistemleriyle ailemizi genişletiyoruz. İnform’da ise Forte 10-400 kVA trifaze UPS ve yeni monofaze seriler, Estap 19’’ dikili tip ve duvar tipi kabinetlerle, Bticino’da Eliot programımız (Nesnelerin İnterneti) kapsamında interkom, termostat ve grup prizlerle sektördeki gücümüzü katlayacağımıza inanıyoruz.”
10
BThaber
BİLİŞİM DÜNYASI
19 - 25 ŞUBAT 2018
BTvizyon rüzgarı İstanbul’da esti Her yıl yenilenen takvimi ile Türkiye’yi şehir şehir dolaşan BTvizyon Anadolu Toplantıları, yıllar sonra tekrar İstanbul’da gerçekleştirildi. 8 Şubat tarihinde Sheraton Grand İstanbul Ataşehir’de gerçekleştirilen etkinlik 200’e yakın katılımcıya ev sahipliği yaptı. Azimech, BTburada, eLogo, Mechsoft, Netcad, Paperwork, Pargesoft, Pikare, Quadro, Radore ve Sonicwall gibi öncü şirketlerin yer aldığı etkinlik, dijital dönüşüm, doküman yönetimi, siber güvenlik, e-ticaret, coğrafi bilgi sistemleri ve enerji çerçevesinde gerçekleşti. Etkinliğin açılış konuşmasını gerçekleştiren Bilişim Zirvesi Genel Müdürü Neslihan Aksun, konuşmasında BTvizyon Anadolu Toplantıları’da İstanbul durağının önemini vurguladı: “Anadolu’ya odaklanmamız, Türk ekonomisinin ve sosyal hayatının merkezi İstanbul’u unuttuğumuz anlamına kesinlikle gelmiyor. 81 ilin her birinin BT başta olmak üzere birçok başlıkta gelişimi ve potansiyeli BTHABER Şirketler Grubu olarak öncelikli gündemimiz” dedi. Enerji sektörünün önde gelen şirketleri arasında yer alan Socar Enerji’nin
Türkiye BT Müdürü Bülent Ulusoy, BTvizyon İstanbul Toplantısı’nda “Socar Türkiye ve Türkiye’de Entegre Enerji” başlıklı bir sunum yaptı. BTvizyon İstanbul etkinliğinde yer alan sunumlardan bir diğeri ise içerik yönetimi alanında faaliyet gösteren Mecsoft’a aitti. “Dinamik ve Akıllı ECM Çözümü” isimli sunumu ile etkinlikte yer alan MechSoft Türkiye Yönetici Ortağı Gökhan Erdoğdu, kuruldukları 2008 yılından bu yana yüzde 1200 büyüdüklerini ve Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği tarafından “En Hızlı
Büyüyen BT Firması” olarak gösterildiğini belirtti ve şunları kaydetti:
MechSoft Türkiye Yönetici Ortağı M. Gökhan Erdoğdu “ECM projelerinde statik klasör yapısının, bağımsız bilgi kaynaklarının ve karışık mimarinin kullanıcılar için problem teşkil ettiği ortada.
Uzakdoğu ile Avrupa arasına fiber köprü
Enerji sektörünün önde gelen şirketleri arasında yer alan Socar Enerji’nin Türkiye BT Müdürü Bülent Ulusoy BTvizyon İstanbul Toplantısı’na ”Socar Türkiye ve Türkiye’de Entegre Enerji” başlıklı sunumu ile katıldı. Socar Enerji’nin temelde enerji projeleri üzerinde çalışsa bile teknoloji alanında da pek çok gelişmeye açık olduğunu belirten Ulusoy şunları söyledi: “51 bin çalışana sahip Socar Enerji’nin Azerbaycan devlet petrol şirketi kimliği ile 11 ülkeden 21 uluslararası enerji şirketi ile ortak çalışmaktayız. 15’i iştirak şirket, ikisi
Bu noktada problemlerin 7/24 farklı platformlardan erişilebilir, akıllı ECM çözümü ile ortadan kalkacağını düşünüyoruz.”
ticari temsilcilik olmakla birlikte dünyanın 17 noktasında yer alıyoruz. 2007 yılından bu yana Azerbaycan’ın doğalgaz ihracatını üstleniyoruz. 2016 yılında Azerbaycan’ın toplam 29,4 milyar metreküplük doğalgaz üretiminin 6,3 milyar metreküplük bölümünde Socar Enerji imzası yer almakta” dedi. Socar Türkiye olarak petrokimya, rafinaj, lojistik, elektrik üretimi, toptan gaz satışı ve dağıtım alanlarında faaliyet gösteren şirketleriyle entegre bir hizmet anlayışına sahip olduklarını belirten Ulusoy, Socar Fiber ile birlikte Uzakdoğu ile Avrupa arasında telekomünikasyon pazarında da güçlü ve tercih edilen bir iletişim altyapısı sağlamayı hedeflediklerini belirtti ve ekledi: “Türkiye’nin doğusunda Gürcistan sınırından başlayarak Türkiye’nin batı sınırında son bulan Socar Fiber ağı, Marmara Denizi geçişini de kapsayacak şekilde yaklaşık 1.850 km uzunluğunda tasarlanmıştır. Socar bünyesinde ERP, CRM, QM, Veri Ambarı, Tesis Yönetimi ve Lojistik Optimizasyonu gibi işler de BT hizmet başlıklarımızı oluşturmakta.”
eLogo Gelir ve İş Geliştirme Yöneticisi Abdullah Ceylan Sonicwall Türkiye Ülke Satış Lideri Özben Miçooğulları “Fidye Yazılımlarına Karşı Korunmanın Yolları” isimli konuşması ile etkinlikteki yerini alan Sonicwall Türkiye Ülke Satış Lideri Özben Miçooğulları, 1991 yılından bu yana Sonicwall olarak güvenlik alanında faaliyet gösterdiklerini ve bu alanda sundukları yenilikçi çözümler ile 360 derece güvenliği öncelik verdiklerini ve bu sayede çok sayıda otorite tarafından önerilen markalar arasında yer aldıklarını belirtti. Sunumunda “Derin Paket İnceleme” kavramının önemine dikkat çeken Miçooğulları, atak tespit önleme, tehdit koruması, uygulama tanıma, uygulama kontrolü, kullanıcı tanıma gibi faktörlerin önemli olduğunu kaydetti. Logo Yazılım’ın iştiraki olan eLogo’yu temsilen BTvizyon İstanbul etkinliğinde yer alan Gelir ve İş Geliştirme
Yöneticisi Abdullah Ceylan ve Satış Yöneticisi Ergin Hepşen, dijital dönüşümün beraberinde gelen rekabet avantajlarını katılımcılarla paylaştı. Logo olarak KOBİ’lerin ve girişimcilerin rekabet gücünü artıran yazılımlar geliştirmekte olduklarını belirten Abdullah Ceylan, “eLogo olarak yasal düzenlemeler ile e-arşiv e-defter e-fatura gibi uygulamalar geliştiriyoruz. Logo olarak Türkiye’nin dijital dönüşüme açılan kapısıyız ve bağlamda yüzde 25’lik pazar payını da elimizde bulunduruyoruz” dedi. Yeni yaklaşım ile fırsat ve rekabet eşitliğinin büyük oranda sağlandığını belirten Hepşen ise “Artık geliştirdiğiniz teknolojileri veya yapmakta olduğunuz işi hedef kitlenize ulaştırmak dahi çok kolay. Dijital dönüşüm ile büyük balığın küçük balığı yediği bir dünya değil, hızlı balığın yavaş balığı yediği bir dünya gerçek oluyor” dedi.
BThaber
BİLİŞİM DÜNYASI
19 - 25 ŞUBAT 2018
Netcad Kurumsal Temsilcisi Dr. Emin Bank BTvizyon İstanbul Toplantısı, coğrafi bilgi sistemleri alanındaki gelişmelerin de duyurulduğu bir etkinlik oldu. Netcad Kurumsal Temsilcisi Dr. Emin Bank “Coğrafi Bilgi Sistemlerinin Önemi & Netcad Çözümleri” isimli sunumunda CSM sistemlerinin şehir planlama, altyapı çalışmaları gibi alanlarda belirleyici öneme sahip olduğunu vurguladı. “Şimdilik yaşam olduğunu bildiğimiz tek gezegen olan dünyanın her yanına farklı kategoriler ve analizlerle hakim olmak, coğrafi bilgi sistemleri ile dirsek bağı olan firmaların olmazsa olmazı. Güncel sistemlerimizle bir kıtadan bir binaya kadar farklı ölçeklerde analiz ve kontrolleri gerçekleştirebilen uygulamalarımız sayesinde mekansal planlamadan, altyapı ve üstyapı çalışmalarına ve hatta arazi düzenle gibi kritik alanlarda kullanım kolaylığı sunmaktadır” dedi. Her BTvizyon etkinliğinde olduğu gibi İstanbul toplantısında da dünyaca ünlü şirketlerin temsilcileri yer aldı. Bu kapsamda PepsiCo Türkiye Kıdemli IT Müdürü Şenay Ünal, “FMCG Sektöründe Dijital Trendler” isimli bir sunum gerçekleştirdi.
Risk Yönetiminde Dijital Dönüşüm” konusundaki sunumunda, iş güvenliği ve risk yönetimi alanlarında dijital dönüşümün nasıl rol aldığını katılımcılarla paylaştı. Riskli bölge tespiti, güvenlik risklerinin anlık bildirimi, raporlama, analiz ve puanlama süreçlerinin kağıt ortamından mobil uyumlu dijital bir ortama taşındığını belirten Şahin, tüm insan kaynakları sistemleri ile tam entegrasyon sunduklarını belirtti.
Paperwork Satış Direktörü Tolga Eşiz Paperwork Satış Direktörü Tolga Eşiz tarafından yapılan “Doküman Yönetimi ve İş Akışı Sistemi Seçiminde Dikkat Edilmesi Gereken Konular” başlıklı bir sunum gerçekleştirildi. İnsan gücünden minimum yararlanmanın beraberinde insanı dijitalleştirmenin de önemine değinen Eşiz, şunları kaydetti: “Peki, dijital dönüşümün geldiğini nasıl anlarsınız? Birimler arası artan çatışma, zayıf iletişim, bitmeyen işler, artan maliyet, azalan müşteri memnuniyeti gibi biz zincir olan sorunlar dijital dönüşümü zorunlu hale getiriyor. İçerik yönetim sistemlerinde dikkat edilmesi gereken noktalardan biri de iş akışı ve doküman yönetimi kavramlarını birbirinden ayırabilmek. Tercih ettiğiniz
yazılımın doküman yönetimi kabiliyeti olduğu kadar iş akışı noktasında da yetkin olması lazım. Kolay kullanım, içerik ve kullanıcı yönetimi, ölçeklenebilirlik unsurları da aynı şekilde önemli. Entegrasyonların modellenmesi ve pratiğinin yapılması, maliyet noktasında ayrıca yarar sağlayacaktır. İhtiyaçlarınızın tam olarak karşılanacağı, mobil platformlarla da uyumlu, güvenlik ve destek konusunda eksiksiz bir seçim yapılması yine anahtar noktalar arasında.”
radikal bir yükselişin gözlemlendiğini belirten Yetkin, “E-ticaret alanında engel teşkil eden tek nokta ERP çözümleri. Bugün ürünü tüm özellikleri ile erişilebilir kılan bir çözüm bulmak zor. Bununla birlikte pazar yeri uygulamalarındaki iade aksamalarının ve detaya erişim probleminin çözüldüğü bir yapıda pazar çok daha büyüyecek” dedi.
büyük veri alanında çok boyutlu yeniliklerle dijital dönüşüme adım atmanın mümkün olduğunu belirten Altunterim, yeni eğilimler için dört temel öğenin müşteriyi sürece dahil etme, ürünleri dönüştürme, süreçleri optimize etme ve çalışanları güçlendirme olduğunu kaydetti.
BThaber Reklam Satış Grup Müdürü Abdurrahman Koyuncu
Pikare Genel Müdürü Ensar Yetkin E-ticaret sektörünün de nabzının tutulduğu BTvizyon İstanbul’da Pikare Genel Müdürü Ensar Yetkin sahneye çıktı ve “E-Ticaret Bir Ultrasonografidir” dedi. Son 4 yılda mobil erişim ve sosyal medya oranlarında
Pargesoft Genel Müdürü Kaan Altunterim Kurumsal alanda Microsoft çözümleri sunan Pargesoft firmasının Genel Müdürü Kaan Altunterim de dijital dönüşümün en yeni trendlerini anlattı. Sosyal medya ve internet, bulut bilişim, nesnelerin interneti, veri analitiği, öğrenen makineler ve
Perakende sektöründe dijital eğilimler
Azimech Dijital Pazarlama ve Satış Uzmanı Özge Şahin Geliştirdikleri WSA yazılımı ile iş güvenliği alanında başarılı bir mobil çözüme imza atan Azimech firmasının Dijital Pazarlama ve Satış Uzmanı Özge Şahin, İş Güvenliği ve
11
“FMCG Sektöründe Dijital Trendler” isimli bir sunum gerçekleştiren PepsiCo Türkiye Kıdemli IT Müdürü Şenay Ünal, “Artık herkes mobil
ve bağlantılı bir hayatın içinde. Eğilimler hızla değişiyor. Tahminlere göre önümüzdeki 5 yıl içerisinde e-ticaret alanında yüzde 10 ile 30 arasında bir sıçrama gözlemlenecek. Tüketici alışkanlıkları da dijital dönüşüm ile değişmeye başlıyor. Artık müşterilerimiz özel ve kişiselleştirilebilen ürünleri ve hizmetleri tercih ediyor. Bununla birlikte artık müşteriler çok sayıda kanal üzerinden markalarla irtibatlarını sürdürüyorlar. Bu beraberinde müşteri tercihlerini daha ölçümlenebilir hale getirse de müşteriye anlık dokunabilmek için de sahip olunması gerek hız kavramını zorunlu hale getiriyor” dedi.
Etkinlikte konuşan BThaber Reklam Satış Grup Müdürü Abdurrahman Koyuncu ise bu sene 19. yaşına giren Bilişim 500 Araştırması hakkındaki güncellemeleri katılımcılarla paylaştı: “KOBİ’ler ölçeği görece küçük olsa da Türkiye ekonomisinin gerçek anlamda belkemiğini oluşturuyor. Bu potansiyeli daha da net bir biçimde tüm tarafların bilgisine sunmak, Türkiye bilişim ekosisteminin gerçek büyüklüğünü daha da gerçekçi biçimde ortaya koymak adına Bilişim 500 Araştırmasında geçtiğimiz yıl önemli bir yeniliğe imza attık. Bilişim 500, bilişim dünyasında oyuncu olan daha fazla yetkin şirketi kapsayabilmek üzere geçen yıl PLUS yapısını da araştırmaya dahil etti. Böylece büyüklük ve ciro olarak Bilişim 500’de yer alamayan ancak sektör için önem taşıyan şirketler de araştırmada yer alma şansını yakaladı.”
BThaber
12 GÖRÜŞ TEKNO-POLİTİK
19 - 25 ŞUBAT 2018
KÜRESEL
TÜRKİYE’NİN ISKALADIĞI DAVOS’DA DİJİTAL DÖNÜŞÜM YİNE GÜNDEMDEYDİ
OSMAN COŞKUNOĞLU ocoskunoglu@gmail.com twitter.com/osmancoskunoglu facebook.com/osman.coskunoglu www.coskunoglu.org medium.com/osman-coskunoglu
Her yıl Davos’da gerçekleşen Dünya Ekonomik Forumu (DEF) zirvesinde, daha önceleri siyasal ve ekonomik elitler neoliberal ekonomi politikalarını ve küreselleşmeyi savunma gündemiyle bir araya gelirlerdi. Fakat, yaşanan finansal krizler ve artan eşitsizlikler sonucu kapitalizme ve bu zenginler kulübüne artan tepkiler nedeniyle olsa gerek, özellikle 2012’de başlayarak, teknolojik gelişmeler ve yarattığı toplumsal sorunlar da gündeme girmeye başladı. DEF Başkanı Klaus Schwab’ın 2012 toplantısının açış konuşmasındaki şu cümle dikkat çekici: “Ekonominin itici gücü sermaye ve doğal kaynaklar olmaktan çıkıp, insandan kaynaklanan inovasyon ve yaratma gücü olmaktadır.” Daha da ileri giderek, “kapitalizmin yerini ‘yetenekizm’ (talentism) alacaktır” diye öngördü (http://bit.ly/2Bk3ibP). Çığır açan teknolojik gelişmeler onu böyle konuşturuyordu. Nitekim, 2016 DEF toplantısının teması Endüstri 4.0 oldu (http://bit.ly/2sqo073). Her ne kadar ekonomiye hala sadece sermaye, doğal kaynaklar ve makro-ekonomik parametrelerin 20. yüzyıldan kalmış, eskimiş gözlükleriyle bakanlar varsa da bu yıl Davos’da en çok oturum ve sosyal medyaya yansıyan tartışma, “dijital dönüşüm ve toplum” konusu üzerineydi. Kanada’nın renkli başbakanı Justin Trudeau’nun konuşmasındaki bir cümle DEF’in gündeminin önemli bir kısmını özetliyor: “Değişimin temposu hiç bu kadar hızlı olmamıştı, hiç bu kadar yavaş da olmayacak.” Trudeau devamla, teknolojik
gelişmelerin sürüklediği bu değişimin toplumda yarattığı endişe ve sorunlara duyarlı olamayan siyasileri ve şirketleri eleştirdi. Teknoloji ile ilgili Davos’da bu yılın tartışmaları beş alanda özetlenebilir (ayrıntılar için: http:// bit.ly/2EAsuwI veya Türkçe özeti için: http://bit.ly/2G6slOJ). Yapay Zeka: Google CEO’su Sundar Pichai, elektrikten daha önemli gördüğü YZ ile ilgili endişelere katılmıyor ve YZ’nin insanlık için müthiş bir potansiyeli olduğunu ileri sürüyor. Duke Üniversitesi profesörü Mary Cummings ise, Pandora’nın kutusunu açan YZ konusunda aceleci davranıldığını, içindeki algoritmaların işleyişini tam olarak anlayamadığımızı belirtiyor ve YZ üzerinde üniversite, devlet, iş dünyası ortak denetimini savunuyor. Otomasyon: DEF öncesi açıklanan “2018 Küresel Riskler Raporu” (http://bit.ly/2EYtpF2), otomasyon teknolojileri nedeniyle istihdam ve beceriler konusuna yeni yaklaşımlar gerektiğini belirtiyordu. Sorunun sadece ekonomiyi değil tüm toplumsal alanı ilgilendirdiği vurgulanıyordu. İlginç olan,
Siemens AG CEO’su Joe Kaeser’in, şirketleri daha fazla sosyal sorumluluk yüklenmeye davetiydi. Kaeser’e göre, şirketlerin başarısı, yarattığı “sosyal değer” ile de ilgili. Çalışanların eğitim ve yetiştirilmesine şirketler, devletin de yardımıyla önem vermeliydi. Zirve sırasında açıklanan rapor ve girişimlere göre, DEF küresel şirketlerin desteklediği bir programla 2020 yılına kadar 20 milyon çalışana yeni beceriler kazandırma ve kurdukları SkillSET platformuyla 2021 yılına kadar 1 milyon bilişim çalışanına erişme hedefleri ortaya koydu. Bitcoin: Bu konudaki oturumda, panelistlerin çoğu Bitcoin’in, para olarak görülemeyeceği üzerine anlaştılar. Blok zinciri ise daha heyecan verici bir potansiyele sahip görülüyor. Siber güvenlik: Nesnelerin interneti ve bulut hizmetleri yaygınlaştıkça, siber saldırganların hedefleri de hızla artıyor. Bu saldırılar sadece kredi kartı veya kimlik çalmaların ötesinde yaşamı paralize edebilecek – örneğin, elektrik şebekelerine saldırı – tehlikeler içeriyor. DEF, Mart ayında Cenevre’de açacağı Siber Güvenlik Merkezi küresel bağlamda şirketler ve devletlerle bilgi paylaşımı yapacak ve düzenleyici çerçeve mevzuat önerecek. Teknoloji devlerinin düzenleyici kurallar altına alınması: Bu
yönde genel bir görüş birliği görülüyor. Girişimci George Soros, sosyal medya kullanıcılarının farkında olmadan manipüle edildiğini iddia ediyor. Bunun hem demokrasiye hem de inovasyona olumsuz etkileri olduğunu belirterek Google ve Facebook gibi şirketlerin düzenleyici kurallar altına alınmasını öneriyor. İngiliz başbakan Theresa May de uluslararası şirketlerin tek bir ülke hükümeti tarafından regüle edilemeyeceğinden yakınıyor. Sorunun bilincinde olan DEF, Craig Newmark Vakfı ile beraber, küresel internet platformu devleri ile ülkelerden paydaş liderlerini bir araya getirecek bir girişimi bu yıl gerçekleştireceğini açıkladı. DEF Davos zirvesi, sadece ilişki ağları geliştirmek veya nutuk çekme platformu olmanın ötesine geçmeye başladı. Tartışılan konular Davos’da kalmıyor, takibi için girişimler de yapılıyor. Örneğin, 2016 zirvesinin teması olan Endüstri 4.0 konusu orada tartışılmakla kalmadı, Silikon Vadisi’nde başında Murat Sönmez’in olduğu “Dördüncü Endüstri Devrimi Merkezi” kuruldu (http://bit.ly/2nYbztJ). İçeriği sürekli zenginleşen DEF sitesinde, 2018 zirvesinden hemen önce, 2017 yılında Endüstri 4.0 alanında yapılanlar ve yapılamayanlar diye bir yazı yer aldı (http://bit. ly/2H8zTlq). Yukarıda, DEF’in Davos 2018 zirvesinde özellikle dijital dönüşümü ilgilendiren teknolojiler üzerine neler tartışıldığını kısaca özetledim. Zirvede genel olarak neler olup bittiğini DEF sitesinden okuyabilirsiniz (http://bit. ly/2G42dnr).
ULUSAL
DAVOS GİBİ ULUSLARARASI PLATFORMLARDA YOKUZ VE KAYBEDİYORUZ Dünya Ekonomik Forumu’nun Davos zirvesi süregiderken, İstanbul’da bir panelde TÜSİAD Genel Sekreteri “dünyaya açılmayı” savunuyordu (http:// bit.ly/2EAJ1AO) ama TÜSİAD Davos’da yoktu. Gerçi bireysel bağlamda ilişkiler geliştirmek için olsa gerek, Davos zirvesine katılan TÜSİAD üyesi şirket CEO’ları vardı. Demek ki, Türkiye’de raporlar yayınlayan, medya kanalıyla açıklamalar yapan TÜSİAD’ın bir STK olarak Davos’da küresel sorunlarla
ilgili uluslararası standartlarda koyacağı bir katkı yoktu. Hükümetten katılan bakanlar vardı. Başbakan yardımcısı Mehmet Şimşek ve Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekçi sadece iş dünyası temsilcileri ile düşük profilli bir sohbette Türkiye’yi anlatmakla yetindi (http://bit. ly/2G6yJ8B). Bu yeni bir durum değil. Ne hükümet ne iş dünyası ne akademisyenler ne de sivil
toplum kuruluşları küresel önemde konuların tartışıldığı uluslararası platformlarda herhangi bir katkı ortaya koyamıyor. Bu, ülkemizin uluslararası imajını olumsuz etkiler. Bunun ötesinde, katıldıkları toplantılardan Türkiye’ye toplumsal, ekonomik veya teknoloji konularında yararlı bilgi transferi de yapılmamış oluyor. Nitekim, Nihat Zeybekçi de bu durumu görmüş olmalı ki, Davos’da Türkiye’nin silik kaldığını
kabullenip, gelecek sene daha güçlü bir katılım için gerekli çalışmaların yapılacağını açıkladı (http://bit.ly/2EyIBuF). Ülke içinde iddialı açıklamalar yapanların, raporlar yayımlayanların, uluslararası platformlarda kayda değer bir söz edememesinden kaybımız sadece imaj ile ilgili değil. Örneğin, bu Davos zirvesinde, bir panelde Çin’in dev yatırımlarla desteklediği yeni İpek Yolu projesi de
tartışıldı. Coğrafi konumu nedeniyle Türkiye’nin, İpek Yolu projesinde en önemli ülkelerden birisi olması gerekir. Nitekim, bu proje ile ilgili ülkemizde çok parlak ve iddialı açıklamalar yapıldı yıllar önce. Oysa, bilişim sektörünü de yakından ilgilendiren bu önemli proje üzerine Davos’daki panelde ne Türkiye’den katılan vardı ne de Türkiye’nin lafı geçti (http://bit. ly/2EXa0V1). Bu, hem bilişim sektörümüz hem de Türkiye için ciddi bir kayıptır.
19 - 25 ŞUBAT 2018
KOBİ'ler Endüstri 4.0 ile Tanışıyor
DOSYA:
BThaber
www.bthaber.com.tr
Handan Aybars
Kurallar yeniden yazılıyor! Son yılların en çok üzerinde konuştuğumuz konusu Dijital Dönüşüm ve Endüstri 4.0 oldu. İlk başlarda büyük ölçekli kuruluşlara yönelik konuştuğumuz bu konu artık KOBİ düzeyindeki işletmeleri de yakından ilgilendiriyor. Artık hiçbir şirketin yarınının garanti altında olmadığı, bırakın ülkenizi ve mevcut rakiplerinizi, dünyanın herhangi bir yerinden her an ortaya yeni rakiplerinizin çıkabileceği bir dönemde yaşıyoruz. Tabii rakiplerimizle bir yandan kıyasıya rekabet ederken bir yandan da işbirlikleri yapabiliyoruz. Ya da pek çok işletmemiz, tedarikçi olarak bir ya da birkaç ekosistemin içinde yer alıyor. Rekabet, yeni koşullarını dayatırken, bunun temelinde ise bilişim teknolojilerinin yattığını unutmamız ve doğru zamanda doğru teknoloji
projelerini hayata geçirmemiz gerekiyor. Üç – beş yıl önce bizlere farklı bir dünyayı çağrıştıran nesnelerin interneti, yapay zeka, arttırılmış gerçeklik, robotlar gibi teknolojiler hızla yaşamımıza giriyor. “Bırakın bu teknolojileri, hala geleneksel bilişim teknolojilerine yatırım yapmayan o kadar çok işletme var ki” diyenleri duyar gibi oluyorum. Evet haklılar, ne yazık ki dijitalleşme çalışmalarında çok gerilerde olan o kadar çok işletmemiz var ve buralardaki “verimsizlik” işletmeye zarar verdiği kadar ülkeye de zarar veriyor. Bu işletmelerimiz ne kadar verimli, yüksek karlı ve rekabet edebilme düzeyi yüksek olursa bu durumdan kazançlı çıkan herkes olacaktır.
14 DOSYA
BThaber
Kobiler endüstri 4.0 ile tanışıyor
19 - 25 ŞUBAT 2018
KOBİ’lerin BT yatırımları artıyor
Logo Yazılım İcra Kurulu Üyesi Akın Sertcan
Kurumsal yazılımların Türkiye’deki şirketler, özellikle de KOBİ’ler tarafından kullanımında, son yıllarda yukarıya doğru ciddi bir ivme olduğu görülüyor. Şirketlerin kurumsallaşma ihtiyacının temelinde, sürdürülebilirlik, kârlılık, sağlam bir finansal yapı, rekabet gücü, uluslararası pazarlara açılma ve elbette yasal zorunluluklar gibi gereksinimler bulunuyor. Türkiye’de birçok kurum ve kuruluş, teknolojideki gelişmelere ayak uydurarak bir dönüşüm süreci yaşıyor. Ülkemizde çok sayıda KOBİ var, alanlarında başarılı olmalarına rağmen, bazen kurumsallaşma sürecinde zorlandıkları için birçok aksaklıkla karşılaşabiliyorlar. Büyük ölçekli
şirketler ise satın almalar, birleşmeler gibi nedenlerle dönüşüm sürecine girebiliyor. Logo Yazılım İcra Kurulu Üyesi Akın Sertcan’ın verdiği bilgilere göre, KOBİ’ler BT yatırımlarına her geçen yıl daha fazla kaynak aktarıyor. Araştırmalar, KOBİ’lerin hâlâ donanımsal ihtiyaçların karşılanmasını birinci öncelik olarak ele aldığını gösteriyor. “Donanımı takiben, BT güvenliği, yedekleme, depolama ve bulut çözümlerinin KOBİ’lerin yatırım planlarında yer aldığını görebiliyoruz” diyen Akın Sertcan, şunları kaydetti: “Günümüzün zorlu rekabet koşullarında ayakta kalabilmek için, KOBİ’lerin teknolojinin olanaklarından
22 ŞUBAT 2018 PERŞEMBE Divan Gaziantep Hotel | 09:25 - 13:40
Kayıt ve Karşılama
08:30 - 09:25 09:25 - 09:30
BTvizyon’a Hoşgeldiniz
Neslihan Aksun - Bilişim Zirvesi, Genel Müdürü
09:30 - 09:50
Otomatik Depo
Ökkeş Bahar - Şölen Çikolata, BT Operasyon Müdürü
09:50 - 10:00
Fidye Yazılımlarına Karşı Korunmanın Yolları
Özben Miçooğulları - Sonicwall Türkiye, Ülke Satış Lideri
10:00 - 10:20
Yeni Nesil Tehditlere Karşı Güvenlik Seviyesinizi Arttırın
Erdal Bulut - Exclusive Networks, Takım Lideri
10:20 - 10:40
Yönetilebilir Baskı Çözümleri
Batuhan Demirkök - Brother, Satış ve Pazarlama Müdürü
10:40 - 10:50
Dijital Dönüşüm ve Sağladığı Rekabet Avantajları
Abdullah Ceylan - Elogo, Gelir ve İş Geliştirme Yöneticisi
10:50 - 11:00
Dijital Dönüşüm ve Sağladığı Rekabet Avantajları
Ergin Hepşen - Elogo, Satış Yöneticisi
11:00 - 11:20
Dönüşüm ve Geleceğe Hazır Kurumlar
Muhammed Dursun - Dell EMC, Anadolu Kanal Satış Yöneticisi İletişim Arası
11:20 - 11:50 11:50 - 12:10
Coğrafi Bilgi Sistemlerinin Önemi & Netcad Çözümleri
Dr. Emin Bank - Netcad, Kurumsal Temsilci
12:10 - 12:30
Dinamik ve Akıllı Doküman & Bilgi Yönetimi
M. Gökhan Erdoğdu - MechSoft Türkiye, Yönetici Ortak
12:30 - 12:50
Veri Merkezlerinde Evrim: Sanallaştırma ve Otomasyon
Hayri Sezer -Neteks, Kıdemli Sistem Mühendisi
12:50 - 13:10
Sıfırıncı Gün Ataklarına Karşı Dinamik Koruma
Mustafa Gün -Prolink, Ağ ve Güvenlik Mühendisi
13:10 - 13:30
E-Ticaret Bir Ultrasonografidir
Ensar Yetkin - Pikare, Genel Müdür Hediye Sunumu ve Kapanış
13:30 - 13:40
SPONSORLAR
DESTEKLEYEN
BASIN SPONSORU
ONLINE KAYIT
Katılım için online kayıt gereklidir.Online Kayıt için
www. bilisimzir vesi.com.t r /gaziant ep
.. . . BIZI TAKIP EDIN
/btvizyonanadolu
/btvizyon
www.bilisimzirvesi.com.tr
faydalanması bir zorunluluğa dönüştü. Bilgi teknolojilerinden faydalanmayan kurumların sürdürülebilirliği sağlamaları ve rakiplerinin önüne geçmeleri mümkün olmadığı için, birçok kurumun KOBİ ürünlerine yatırım yapması gerektiğini düşünüyoruz. Başta KOSGEB olmak üzere, Türkiye’de devlet tarafından KOBİ’lere önemli teşvikler veriliyor. Son yıllarda bu teşvikler daha da artmış durumda. Standartlara uyan ve teşviklere başvuran çok sayıda KOBİ, bu desteklerden faydalanıyor.” Siber fiziksel sistemler (SFS), dinamik veri işlemeye dayalı yatay ve dikey entegrasyon, nesnelerin interneti (IoT), öğrenen robotlar, büyük veri, bulut bilişim, sanal gerçeklik ve siber güvenlik, bugün her ölçekten firmanın gündemini oluşturuyor. Yazılımlarının hemen her sektöre hitap ettiğini kaydeden Sertcan, açıklamalarını şöyle sürdürdü: “Büyük sanayi işletmelerinden ekonomimizin yapıtaşı KOBİ’lere kadar her ölçekten firmaya, rekabet dünyasında fark yaratabilecekleri uygulamalar sunmaya gayret ediyoruz. Bu çalışmaları, gerek üniversitelerimizle gerekse doğrudan müşterilerimizle projeler yaparak geliştiriyoruz. Dijital dönüşüme öncülük eden e-devlet uygulamaları için önemli yatırımlar yapıyor, her türlü mevzuatın fiili hayatta kullanımına yardımcı olmaya çalışıyoruz. Mevzuatın yanı sıra, işletmelerin finansal rekabet avantajı oluşturabilmeleri için katma değerli uygulamalar da geliştiriyoruz. Yazılım dünyasının geleceği, servis tabanlı hizmetler etrafında şekillenmeye devam ediyor. Örneğin, işletmeler satış sonrası hizmetler için kendi servis ağları ya da bayileri için kullanacakları uygulamaları sadece hizmet olarak alabiliyor. Benzer şekilde, perakende sektörü için sunduğumuz mağaza satış uygulamaları, kiralama usulü hizmet olarak alınabiliyor. Uygulamalarımız arasında, finansal sorgulama yapılabilecek hizmetlerin yanı sıra, çevrimiçi bankacılık sistemleriyle entegrasyon, farklı finansal ihtiyaçlar için faktöring hizmetlerinden yararlanma gibi fonksiyonlar da yer almaya başladı. Sanayi uygulamalarında bulunan tahminleme işlemiyle, geçen yılın satış verilerinden yola çıkılarak gelecek dönemin satışlarının istatistiki metotlarla tahmin edilmesine, fabrikanın kapasitesine göre malzeme gereksinim planı oluşturulmasına, gereksiz stok alımlarının engellenmesine çalışıyoruz. Bu bilgileri kullanarak çizelgeleme yapan bir üretim işletmesi, dakikalar içinde on binlerce iş emrini makine ve tezgahlarına ulaştırabiliyor. Logo olarak, Ar-Ge yatırımlarımızı artırarak sürdürüyor, çağın gereksinimlerine paralel olarak işletmelerin hayatını kolaylaştırmaya devam ediyoruz.”
BThaber
DOSYA
Kobiler endüstri 4.0 ile tanışıyor
19 - 25 ŞUBAT 2018
15
KURUMSAL ÖLÇEK DEĞİL, UYUM VE FARKINDALIK BAŞROLDE Endüstri 4.0, bir bilimkurgu film sahnesini andırıyor gibi görünse de otomasyondan bugüne küresel imalat sektöründe yaşanan en büyük değişimi simgeliyor. Gelişmiş robot teknolojileri ve otomasyon ekseninde hayat geçen Endüstri 4.0, insanmakine etkileşimi, artan veri miktarını üretim süreçlerinde doğru ve gerçek zamanlı kullanabilme yetkinliği gibi öncelikli başlıkları içeriyor. Tüm bu unsurlara erişimde kolaylıklar da, küresel rekabet dengesini değiştirme gücünü, yepyeni rekabet tanımlarını beraberinde getiriyor. IoT ile pekişen Endüstri 4.0 yapısı her ölçekte her sektörde üreticiye daha önce hiç olmadığı kadar çok veriyi toplama, analiz etme ve bu verilerin analizi ile ortaya çıkan bilgilere bağlı olarak hareket etme imkanını sunuyor. Bu hareket yetkinliği, üretim süreçlerinde de bilişimin en verimli biçimde kullanılabilmesi anlamına geliyor. İnsan-makine etkileşiminin yarattığı verim, temelde daha düşük faaliyet giderine karşılık, daha kaliteli bir üretim seviyesini ortaya koyuyor. Genel operasyon süreçlerinde verimlilik Endüstri 4.0, üretimde en yüksek eşitlik seviyesini beraberinde getiriyor, merkezi üretim yapısını dağıtık bir hale getiriyor. Bu dönüşüm süreçlerin, iş yapısının
ve teknolojinin uyumu demek. Bu yönüyle gelişmiş robot teknolojileri, yapay zeka, sensörler, bulut bilişim, IoT, veri depolama ve analitik, dijital üretim gibi konseptler yeni ve öncekilere kıyasla çok daha kapsamlı bir endüstri devrimini simgeliyor. Bu simgelerin bazılarını daha detaylı incelemek, KOBİ’ler için de fayda noktalarının oluşmasına yardımcı olabilir. Yapay zeka (AI) ve makine öğrenimi algoritmaları veriyi anlamlandırma ve önerilerde bulunma imkanı sunuyor. Çünkü geldiğimiz noktada sensörler ve IoT merkezli sistemlerin ortaya koyduğu bilgiler, insanların kendi başlarına analiz edemeyecekleri kadar çok. Ayrıca, AI genel operasyon süreçlerinde birçok başlıkta verimliliği artırma özelliğine sahip. Karar vericiler ise küçük değişiklikler üzerindeki etkilere ilişkin tahminleri hızla görüp, vakit yitirmeden konumlanma şansına sahipler. Algılayıcılar ve IoT özellikli aygıtlar tarafından ortaya çıkan ‘büyük bilgi akışlarını’ benimsemek adına da AI çözümleri önemli fayda anlamını taşıyor. Karma gerçeklik etkisi Karma gerçeklik de Endüstri 4.0'ın önemli bir bileşeni. Büyük şirketler, artan iletişim ve bağlamsallaştırılmış verilerin görselleştirilmesinin sonuçta
üretkenliği ve akıllı karar vermeyi artıracağını biliyor. Zaten bu nedenle üretim ve diğer iş süreçlerinde akıllı gözlük gibi giyilebilir aygıtlar kullanılıyor. Bu yetkinlikleri IoT ve AI tarafından sağlanan öngörüsel bakım ve servis becerisi ile buluşturmak, yüksek teknoloji ve verim için de fırsat anlamına geliyor. Misal, üretim hattı verileri bir makinenin aşırı ısınmasına işaret ediyorsa ve makine öğrenme algoritmaları da beklenen performansı göstermiyorsa, çalışanlar da hattaki bir makinenin aşırı ısınmaya başlayıp başlamadığıı, bu durumun hangi bileşenleri etkilediğini saptamak için karma gerçekliği kullanabilir. Eğitim süreçlerinde de karma gerçeklik, çalışanların gerçek ekipman veya çalışma zamanı harcama riskine girmeksizin, işleriyle ilgili sanal durumlarla karşılaşabilecekleri bir ortamı beraberinde getirir. Böylece eğitimlerde çalışanlar deneyim elde etmek için gerçek dünyayı yansıtan sanal ürünler üzerinde çalışabilir. Bu teknolojilerin KOBİ’lere getireceği faydaları şöyle sıralamak mümkün: Artan rekabet gücü: Düşük ücretin ağırlıklı olduğu küresel noktalarda dış kaynak kullanımı daha önce rekabetçi kalmak isteyen üreticiler için neredeyse bir zorunluluktu.
Bugün ise ücret kriterlerinin başı çektiği kararlar yerine, teknik yetkinlikler ve tüketici talebine uygun noktalar üreticilerin konum belirlemelerinde başrolde. Artan verimlilik: Otomasyon, analitik ve makine öğrenimi algoritmaları insanların elindeki bazı işleri daha şimdiden almış gözüküyor. Bu da daha hızlı, daha etkili ve hızlı üretimi ortaya koyarken insanlara düşen tek görev ise sistem takibi ve gerekli bakım ve onarımı yapmak haline geliyor. Artan gelir ve kârlılık: Endüstri 4.0 sadece daha etkili ve daha kaliteli üretim süreçlerini beraberinde getirmekle kalmıyor, öngörüye ve korumacılığa dayalı bakım ve geliştirmeleri de kurumsal hayatta konumlandırıyor. Bu da daha da azalan üretim kesintileri ve bakım masrafı demek. Üretim süreç optimizasyonu: Giderek artan bağlantılar, paylaşılan veriler, daha güçlü analitik yetkinlikleri, işbirliklerinin ve paylaşımın gelişimi sayesinde tüm tedarik zincirinin etkin işleyişini sağlıyor. Bu etkin yapı optimizasyon ve inovasyon adına da bulunmaz kaynak. Kayıt takibinin görünmeyen işleyişi: Verinin muhafaza edilmesi ve analizi kayıtların saklanması ve kurumsal arşiv yapılarında, arama süreçlerinde fayda anlamına geliyor.
KOBİ’LER REHBERLİK ARAYIŞI İÇİNDE
Kurumsal Dönüşüm Platformu Koordinatörü M. Göker Sarp Türkiye çapında gerek üniversiteler ve organize sanayi bölgeleri gerekse
STK’lar tarafından son 2 - 3 yıldır Endüstri 4.0 başlığında giderek artan sayıda etkinlik düzenlendiği görülüyor. “Bu etkinliklere katılan KOBİ’lerin, düzenlenen diğer etkinliklere de katılarak, bir yol arayışı içinde olduğu ve teknolojinin gerisinde kalmak istemediği dikkatimizi çekiyor” saptamasını paylaşan Kurumsal Dönüşüm Platformu Koordinatörü Mehmet Göker Sarp, önemli bir eksiğe dikkat çekmeden geçmedi. Buna göre, yine de bu etkinliklerden sonra KOBİ’ler, Endüstri 4.0’ın tam olarak ne olduğu, firmalarına dönüp masalarına oturduktan sonra ilk adım olarak ne yapmaları gerektiği konusunda bir belirsizlik yaşıyorlar. “Bu konudaki dönüşüm; sahada uygulama deneyimi olan kişilerin az
olması ve Türkiye’deki KOBİ’lerin Endüstri 4.0 yolculuğunda henüz Endüstri 2.5 – 2.7 seviyesinde olması nedeni ile oldukça yavaş ilerliyor” eleştirisini yapan Mehmet Göker Sarp, bu yolda yürüttükleri çalışmaları ve planlarını şöyle anlattı: Firmalar özelinde yol haritaları gündemde “Kurumsal Dönüşüm Platformu’nda bulunan ERP ve MES komiteleri vasıtasıyla ve STK’larla ortak etkinlikler düzenliyoruz. Bu etkinliklerde Endüstri 4.0 ekibi kurmuş, strateji geliştirmiş ve küçük uygulamaları da hayata geçirmiş firmalara yer verdiğimiz gibi, bu konudaki motivasyonun artırılmasına destek ve ilk adımı atmak konusunda cesaret verecek vizyon konuşmalarına da yer veriyoruz. Bu
yıl bu etkinliklere ek olarak, firmalar özelinde mevcut durumlarını yerinde inceleyerek, onlara yönelik yol haritası düzenlenmesine destek vermeyi planladık ve bunu hayata geçirmeyi bekliyoruz.” Sarp’a göre, kamunun e-Devlet ile başlayan dijital dönüşüm sürecinde gösterdiği çaba ve sonucunda elde ettiği başarı KOBİ’lerin de e-Dönüşüm sürecine hızlı adapte olmasını sağladı. Sarp bu yolda beklentisini ise “Kamunun e-Devlet ile başlayan dijital dönüşüm sürecinde gösterdiği çabayı Endüstri 4.0 uygulamalarında da göstererek, bu konuda KOBİ’lere öncülük etmesinin KOBİ’leri bu konuda adım atmaya motive edeceği, cesaret vereceği ve KOBİ’ler için çok faydalı olacağını düşünüyorum” sözleri ile özetledi.
16 DOSYA
BThaber
Kobiler endüstri 4.0 ile tanışıyor
19 - 25 ŞUBAT 2018
ÖNCE FİKİR VE YOL HARİTASI OTURMALI Bulut bilişim, mobil teknolojiler, akıllı sensörler, büyük veri analiz araçları gibi Endüstri 4.0 dönüşümünü tetikleyen teknolojilerin pek çoğu üretim, kalite, maliyet dengelerine yaptıkları olumlu katkıyla sektör büyükleri ile küçükleri arasında rekabet farklılıklarını gideriyor. Bu yapıyı “Hızlı bir ‘demokratikleşme’ ortamı yaratıyor. Bu da KOBİ’ler açısından çok önemli bir avantaj” sözleri ile tanımlayan CDT Bilgi Teknolojileri Genel Müdürü Alpay Göğüş, bu yolda kritik gerekliliklere de dikkat çekti. Buna göre, Endüstri 4.0 yolculuğuna çıkabilmek için bir KOBİ’nin teknoloji, süreç ve insan kaynakları açısından bazı temel gerekleri yerine getirmiş, bu alanlara
CDT Bilgi Teknolojileri Genel Müdürü Alpay Göğüş
08 MART 2018 PERŞEMBE Dedeman Konya Hotel| 09:00 - 13:30
BTVIZYON TOPLANTILARI
BTvizyon Konya Toplantısı
Baskı Çözümleri
E-Ticaret
Yeni Nesil Güvenlik Çözümleri
Döküman Yönetimi
Siber Güvenlik Yöntemleri
Dijital Dönüşüm
SPONSORLAR
DESTEKLEYEN
BASIN SPONSORU
ONLINE KAYIT Katılım için online kayıt gereklidir.Online Kayıt için
w w w . b i l i si mz i rve si . co m.tr/ kon y a
BIZI TAKIP EDIN Bilişim Zirvesi Etkinlik Ltd Şti. BTHABER Şirketler Grubu’nun bir üyesidir.
/btvizyonanadolu
. . . . . BILISIM . ZIRVESI Etkinlik Ltd. Şti
/btvizyon
www.bilisimzirvesi.com.tr
yatırım yapma geleneğini oturtmuş olması şart. Bu gereklilik karşısında, Alpay Göğüş’ün de hatırlattığı gibi, ülkemizde pek çok KOBİ henüz o noktada değil. Şirketlerin Endüstri 4.0 prensiplerini başarı ile uygulayabilmesi; insan, teknoloji ve süreç unsurlarının tümünü göz önüne alan bir yaklaşımla mümkün olduğu gibi, yıllar sürebilecek uzun soluklu bir dönüşüm çabasını da gerektiriyor. “Şirketlerin bu dönüşüm yolculuğuna çıkarken, kendi sektör ve iş modellerine Endüstri 4.0’ın etkisini, yaratacağı fırsatları anlaması, dönüşümü tetikleyen teknolojileri yakından izlemesi ve buna göre yol haritalarını çıkarmaları gerek” sözleri ile şirketlere bu yolda düşen görevleri tanımlayan Alpay Göğüş, bu başlıkta yatırım desteklerini ise şöyle özetledi: “Bu tip dönüşüm projeleri için gerek meslek kuruluşlarının özel fonlarından gerek kamu kurumlarının sektörel destek kaynaklarından gerekse bankaların özel kredilerinden yararlanabilmek mümkün. Ancak önemli olan, bu kaynakların kısa vadeli ve gelişigüzel teknoloji yatırımlarından ziyade, uzun vadeli hedeflere yönelik ve birbirini tamamlayan yapıtaşlarının oturtulmasında kullanılması.” ‘Eylem’ aşamasına geçmek zorundayız Türkiye otomotiv, savunma sanayii, elektronik ve beyaz eşya sektörlerinde dünya standartlarında üretim yapılan ve gelecek için oldukça iddialı hedefleri olan bir ülke. Amaçlarını ‘bu alanlarda hem ülkemizin lider firmalarına hem KOBİ’lere sundukları çözümler ile destek olmak, mevcut yazılım ve donanım yatırımlarını sundukları ‘Valor’ platformunu kullanarak güçlendirmelerini, Endüstri 4.0’a geçişte itici bir güç olarak kullanmalarını sağlamak’ olarak özetleyen Alpay Göğüş, Endüstri 4.0 konusunda genel bir farkındalık yaratılmasının önemini ve bu yolda üzerine görev düşenleri şöyle anlattı: “Ülkemizde Endüstri 4.0 konusunda farkındalık yaratılması için özellikle TÜSİAD’ın ve meslek kuruluşlarının önayak olduğu ciddi çalışmalar yapılıyor. Ancak ülkemizin uluslararası piyasalardaki rekabet parametrelerini ve önceliklerini kökten değiştirecek böylesine kapsamlı ve derin bir değişimin salt özel firmaların çabası ile gerçekleştirilebilmesi mümkün değil. Endüstri 4.0’ın ülkemize sağlayacağı fırsatları değerlendirebilmek için artık ‘farkındalık’ aşamasından ‘eylem’ aşamasına geçmek zorundayız. Kamunun ülke çapında teknolojik altyapının Endüstri 4.0 ihtiyaçları çerçevesinde gelişmesini desteklemesi, gerekli yatırım ve teşvik ortamını hazırlaması ve en önemlisi, uzun vadeli eğitim politikaları ile gerekli nitelikli çalışan ihtiyacını karşılaması gerekiyor.”
Unilever, 195 distribütörünü j-guar 3 ile merkezi şekilde yönetiyor Yaygın dağıtım ağına sahip şirketlerin en büyük beklentisi; tüm distribütörleri tek noktadan yönetebilecek, veri güvenilirliğinden ödün vermeden saha operasyonlarını kolaylaştıracak, maliyetleri düşürmeyi sağlayacak bir ERP sistemi kurmak. 195 distribütörün yer aldığı geniş bir dağıtım ağı ile çalışmalarını sürdüren Unilever de bu ihtiyaçlarını karşılamak için Logo Yazılım’ın web tabanlı ERP uygulaması j-guar 3 çözümünü tercih etti. Uluslararası bir şirket olan Unilever, 400’den fazla markayla 190 ülkede sürdürülebilirlik hedefleri doğrultusunda faaliyet gösteriyor. Türkiye ve İran organizasyonunda satış ve dağıtım faaliyetlerinin büyük çoğunluğunu distribütörler aracılığıyla gerçekleştiren Unilever, Türkiye’de 142 lokasyondaki 195 distribütörünü tek merkezden yönetebilmek için esnek, mobil ve entegre bir kurumsal kaynak planlama çözümüne ihtiyaç duydu. 2002 yılından bu yana Logo çözümlerini güvenle kullanan Unilever, web tabanlı ERP uygulaması için de Logo j-guar 3 çözümünü tercih etti. Bu çözüm sayesinde verilerin tek noktada birleştirilmesi hem operasyonları hem de veri güvenilirliğini artırdı. Unilever, saha ekiplerinin kullandığı tablet uygulamasıyla da entegre çalışan j-guar 3 ile sağladığı faydaları gelecek dönemde yurt dışı satış operasyonlarına da yansıtmayı planlıyor.
“2002 yılından beri Logo Yazılım'ın yenilikçi çözümlerini kullanıyoruz. Köklü, kurumsal ve güvenilir bir şirket olan Logo’nun sunduğu çözümler, distribütörlerimizin tüm beklentilerini karşılamanın yanı sıra esnek yapıları sayesinde ihtiyaçlara göre de özelleştirilebiliyor. Süreç içinde ortaya çıkan başka ihtiyaçları da çeşitli yatay uygulamalarla karşılayan Logo portföyü, Unilever’e büyük fayda sağlıyor.” Ulaş Işık, Bilgi İşlem Müdürü, Unilever
İhtiyaçlar Distribütörlerin satış ve dağıtım faaliyetlerini kolaylaştırmak Organizasyonu tek merkezden yönetebilmek Maliyet tasarrufu sağlamak
Faydalar Sunucu yatırım, bakım ve destek maliyetlerinden tasarruf Açık kaynak kodlu çözümlerle lisans maliyetlerinde azalma Yaklaşık 1.600 kişilik satış ekibinin kullandığı tablet uygulamasıyla ve merkezi yapıyla entegrasyon Merkezi veri yönetimi 200 bini aşkın dondurma kabininin envanter yönetimi sistemiyle entegrasyon Distribütörlerin saha operasyonlarında kolaylık Web tabanlı yapıyla lokasyondan bağımsız operasyonlar Sunucu güvenliği konusunda profesyonel destek e-Fatura ve e-Defter entegrasyonuyla muhasebe işlemlerinde kolaylık
Malzeme Varlık
advertorial
Unilever’in j-guar 3 ile sağladığı faydaları izlemek için karekodu mobil cihazınıza okutun Talep
Yeni nesil web-tabanlı ERP ile tanışın Bütçe
Satın Alma
Bakım
Proje
Genel Muhasebe
Modüler yapıda zengin fonksiyon kümesi Tüm cihazlarda kullanım App-in-app ile uygulama geliştirme Mevcut donanım ve işletim sistemleriyle uyumluluk Tek merkezde kurulum sayesinde bakım ve yatırım maliyetlerinden tasarruf Kişisel masaüstü oluşturma imkanı Estetik arayüz
j-guar 3’ü daha yakından tanımak için karekodu mobil cihazınıza okutun
18
BThaber
BİLİŞİM DÜNYASI
19 - 25 ŞUBAT 2018
Bilişim Grubu, yönetim kurulunu seçti • Mustafa Gayır (Negmar Denizcilik) • Kerem Gün (Point Hotel) • Adem Kaya (Borsa İstanbul) • Cihan Keser (Hannover Fairs Turkey) • Ertuğrul Kuru (İstanbul Büyükşehir Belediyesi) • Kutay Mutluer (Ak Gıda – Group Lactalis) • Hüsnü Tavlaş (Türk Nippon Sigorta) • Ferdi Yılmaz (TÜRGEV)
Yedek üyeler • • • • • •
Türkiye’nin önde gelen firmalarının BT liderlerinden oluşan Bilişim Grubu’nun üçüncü toplantısı 8 Şubat günü Sheraton Ataşehir Oteli’nde gerçekleştirildi. Toplantıda, Bilişim Grubu’nun yönetim kurulu da belirlendi. Toplantının açılış konuşmasını gerçekleştiren Bilişim Grubu Kurucusu Şenol Vatansever şunları kaydetti: “Büyük bir özveriyle çıktığımız bu yolda olumlu sonuçlar alacağımıza inanıyoruz. Bizim gibi sayılı grubun olduğu ülkemizde, bilişim sektörü paydaşları hakkındaki algıyı pozitif anlamda yükseltmek, bununla da kalmayıp ülkemizde atılan dijital dönüşüm adımlarına daha etkileşimli ve vizyoner bir form kazandırmak başlıca amaçlarımız arasında. Hepinizin bildiği gibi Bilişim Grubu’nun çalışma gruplarını oluşturduk. Gruplarımız, hem kendi niş alanlarında çalışmalarda bulunacak hem de yapay zeka, nesnelerin interneti, büyük veri gibi teknoloji alanlarında rapor üretme çalışmalarına imza atacaklar. Yakın zamanda çalışmalarımızın gerek
özel sektör gerekse kamu tarafında daha fazla yankı uyandıracağını düşünüyoruz.” Oluşturulan çalışma gruplarından Siber Güvenlik ile Turizm çalışma gruplarının sözcüleri tarafından da toplantıda birer sunum gerçekleştirildi. Siber Güvenlik Çalışma Grubu sözcüsü Türk Nippon Sigorta Sistem ve Ağ Yönetimi Müdür Yardımcısı Hüsnü Tavlaş, ulusal güvenlik stratejisi hakkında değerlendirmelerde bulundu. Daha sonra Turizm Çalışma Grubu adına bir sunum gerçekleştiren Radisson Blue Hotel – Dilek Holding IT Müdürü Süleyman Demir, turizm sektörü açısından teknolojinin önemi, kamuyla entegrasyon ve Bilişim Grubu’nun bu noktada izleyeceği yol haritası hakkında bilgi verdi. Toplantının son bölümünde ise internet üzerinden gerçekleştirilen oylama sonucu belirlenen yönetim kurulu açıklandı. Bilişim Grubu’nun yönetim kurulunda şu isimler yer alıyor: • Şenol Vatansever (Başkan)
• • • • • •
Turgut Çilingir (Jolly Tur) Murat Altınok (Altınbaş) Ömür Benek (THY) Özgür Çetin (Pronet) Murat Çim (Telpa) Süleyman Demir (Radisson Blu Hotel Şişli) • Tahir Demirtaş (Red Bull) • Kahraman Dinçer (Ewe Turkey)
• • • • • • •
Fatih Aydın (Kolan Hastanesi) Coşkun Ayran (Bileşim) Emre Bora (Gürsoy Grup) Ulaş Cantepe (Baktat Gıda) Ömer Özgür Çetinoğlu (Tofaş) Mehmet Ufuk Dokuzluoğlu (Doğan Dağıtım) Murat Emanet (Ankara Sigorta) Fehmi Kaya (Tacirler Yatırım) Murat Mutlu (Kuryenet) Zekeriya Öznam (Katılım Emeklilik ve Hayat) Melih Melik Sönmez (Ulusoy Denizyolları) Ahmet Tosunoğlu (Atasay Holding) Cüneyt Yılmaz (Bağcılar Belediyesi).
BThaber
BİLİŞİM DÜNYASI
19 - 25 ŞUBAT 2018
19
Bu finansal güç ve vizyon KOBİ’lere özel! Türk ekonomisinin temelini oluşturan KOBİ’leri ve onların finansal gücünü pekiştirmeyi hedefleyen Paraşüt'te hedef net: Temel finansal süreç yönetim araçlarını birbiri ile konuşan yazılımlardan okuyan bir ekosistem sunarak, bunu sürekli geliştirmek. KOBİ’ler ekonominin temeli, ama konu BT harcamaları olduğunda, büyük ölçekli Handan Aybars şirketlerle aralarında büyük farklar var. Bu da, yatırım dağılımında eşitsizlik, daha doğrusu KOBİ’lerde BT’ye daha az yatırım sonucunu beraberinde getiriyor, doğal olarak şirketlerin büyümesini sınırlıyor, etkili çalışma kapasitesinin önüne geçiyor. “Pazarın yüzde 99’u BT’ye daha az yatırım yapıyor ve bu, sadece Türkiye’deki kurumsal hayatta değil, küresel bazda da benzer bir sorunu ortaya koyuyor” yorumunu yapan Paraşüt kurucu ortaklarından Sean Yu’ya, bir diğer kurucu ortak Andaç Türkmen de “Tüm ülkelerde KOBİ’ler ve büyük ölçekli şirketler arasında bu tarz bir yatırım eksikliği sorunu var. Ayrıca, insanlar donanım alıyor, ama yazılım olmadan bu donanım ne kadar işe yarar? Şirketlerin buluta ne kadar hazır oldukları da bir soru işareti” eklemesini yaptı. Paraşüt kurucu ortaklarından Fahri Özkaramanlı’nın da belirttiği gibi, KOBİ’lerin çoğunluğu internete sahip, ama yazılım kullanmıyor, buluta hazırlar ama bulut tabanlı yazılım kullanmıyorlar. Paraşüt ekibine göre, işte bu tablo, önemli bir fırsat noktası. Edinilebilir, kullanımı kolay çözümleri KOBİ’lere ulaştırmaya öncelik vermek, karşılığında ekonomik performansın bir bütün olarak gelişmesini sağlamak ise bu yolda öncelik. Detayları üç kurucu ortakla konuştuk: KOBİ’lere nasıl bir fayda sağlıyorsunuz? Sean Yu: KOBİ pazarı büyük bir pazar ve mikro iş kanalından biraz daha farklı. KOBİ’lerin BT yatırımları çok düşük. Ciro bazında yaptıkları harcamalar da doğal olarak büyük ölçekli şirketlerin harcamalarının çok altında. Ama geldiğimiz noktada teknoloji, her bütçe ve ölçekteki şirket için erişilebilir durumda. BT yatırımlarının dinamikleri ve BT’yi tüketme alışkanlıklarına baktığımızda, bulut bilişim sayesinde köklü bir değişim görüyoruz. Çünkü artık KOBİ’lerin büyük BT yatırımları yapma zorunluluğu, bunları yapma gücü yoksa da BT’siz yola devam etme sıkıntıları yok. Bir taraftan da 6-8 ayda bir kendini
büyük önem veriyoruz.
yenileyen teknoloji gerçeği karşısında, bu tarz yatırımları yapmanın yüksek maliyeti ve ne kadar etkili olduğu da tartışılır hale geliyor. Biz sunucuyu, BT ekibini dış kaynak olarak sunuyor, abonelik modeli ile ilerliyor ve yazılımlarımızı sürekli güncelliyor, yeniliyoruz. Andaç Türkmen: Bu stratejimiz SaaS yapısının temelini oluşturuyor. Biz hizmeti ve altyapıyı sunuyoruz, teknolojiyi değil. Bunu bir araç olarak kullanıyoruz. Bu amaçla kendi teknolojimizi ve kendi araçlarımızı inşa ediyor, son kullanıcının beklentilerinin karşılanmasını sağlıyoruz. Altyapının güncellenmesi ve geliştirilmesi gibi başlıklar bizim sorumluluğumuz. Bunları sunarak, onların işlerine odaklanmasını sağlıyoruz. Çok farklı ihtiyaçlar her bir KOBİ’de kendini gösteriyor. Biz ise ortak ihtiyaçları saptamaya öncelik veriyor, bunları karşılıyoruz. İhtiyaçlarda ortak noktayı bulup doğru çözümle adreslemek önceliğimiz. Nasıl bir strateji ile ilerliyorsunuz? Sean Yu: ‘Anadolu’daki KOBİ’ler teknoloji yatırımı yapmıyor’ şikayetlerini hep duyarız. Oysa en yeni mobil cihazları kullanıyorlar. Ama konu iş için teknoloji kullanmak olduğunda, bu teknolojiyi de sunabilmeniz gerek. Birçoğu sosyal medya kullanıcısı ama iş hayatında bulut teknolojisini nasıl kullanmaları gerektiğini, bunların işlerine nasıl yararlı olacağını bilmiyorlar. Oysa onlara doğru çözümleri sunarsanız, onlar da bunları kullanmaya istekli olur, bu çok net. Fahri Özkaramanlı: Birçok KOBİ’nin bireysel cihazlar ve sosyal medya kullanıcılığı ışığında yazılımları tasarlarsak,
onların sosyal medya kullanırkenki rahatlığını ve bu arada işlerini yürütmelerini sağlarsak, KOBİ’lerin de iş odaklı yazılım ve uygulama farkındalığı pekişir. Bu strateji ile ilerliyoruz. Yazılım tasarlarken önceliğimiz; onlara kullanım kolaylığı ve işlevsellik sunmak. Arayüzlerde sosyal medyada alışkın oldukları yönlendirmeleri ve ekran görüntüsünü kullanmaya bu nedenle önem veriyoruz. Kullanıcı dostu yapı bu yönüyle bizim için önemli. Gmail veya Facebook hesabına erişim gibi bir kolaylık, uygulamanın benimseme hızını güçlendiriyor. Andaç Türkmen: Faydayı maksimize etmek herkesin önceliği. Biz de bu faydayı sürekliliği olan bir yapı çerçevesinde sunuyoruz. Birçok insan farkında olmadan bulut kullanıcısı. Güvenlik başta olmak üzere birçok soruyu bizlere yöneltiyorlar. Alışkanlığın gelişimi biraz zaman alacak ve bizim hassasiyetle üzerinde durduğumuz konu da marka gücümüz ve açık iletişim yetkinliğimiz. Bu ikisinin doğru birleşimi, güveni beraberinde getiriyor. Kullanıcı deneyimini sürekli ve bütünsel olarak kontrol etmeye bu nedenle
e-Fatura ve e-Ticaret entegrasyonu gibi çözümlerde konumunuz nasıl şekilleniyor? Sean Yu: Tüm iş süreçlerinde kağıt işlerini minimize etmek istedik. Bu hedefimiz iş yönetiminde de kolaylık ve takip edilebilirlik demek. Artık her adımın dijital, daha hızlı ve daha akıllı olması şart. Bir faturayı dijital dünyada ve uygun sistemle günler değil, posta ile kaybolma riski olmadan saniyeler içinde gönderebilirsiniz. Her ölçekte şirkette iş süreçlerini dijitale taşımak öncelikli hedef. Tüm verileri şirket içinde istediğiniz zaman kullanabilme özgürlüğüne de sahipsiniz. Stok takibi, bilanço ve gelir kontrolü, iş ortakları ile bağlantılar gibi tüm başlıklar sürekli ve kolayca kontrol edilebilir durumda. E-ticaret konusundaki adımlarımızda iş ortaklıkları önemli. İşin devamlılığı için bazı gereklilikler vardır. CRM, İK uygulamaları, operasyon yazılımları gibi... Biz tek alana odaklanıyor, diğer başlıklarda ise en iyilerle işbirliği yapıyoruz. Çünkü doğru entegrasyon, tüm sektörlerde verimliliğin temeli. Küçük bir e-ticaret şirketi olarak, farklı büyük sitelerde konumlansanız bile tüm bu platformlarda sipariş, ödeme ve iade bilgisi gibi detayları takip etmek zor olabilir. Bünyesinde kendi e-mağazanız olan büyük e-ticaret sitesinin tepkisi de kaçınılmaz olur. E-ticaret entegrasyonu ile bir çözüm geliştirmek ve bunun da pazar yeri ekosistemine uygun olmasını hedefledik. Temel süreçlerin optimizasyonu ile daha anlamlı sonuçlar böylece ortaya çıktı. Ama
artık e-ticaretin de ötesine bakıyoruz. E-ticaret bir kanal, ama fiziksel satışlarınızı da offline satışlarınızı da Paraşüt ile entegre ederek, bütünsel bir bakış sağlayabiliyoruz. Andaç Türkmen: Yılbaşı, Sevgililer Günü gibi özel günlerde kat be kat fazla sipariş ve fatura ile karşılaşırsınız. Fatura süreçlerindeki sıkıntılar yüzünden sipariş gönderimleri gecikebilir. Bu noktada da Paraşüt çözümü imdada yetişiyor. Vizyonumuzun temelinde Türk ekonomisinin temelini oluşturan KOBİ’ler var. KOBİ’lerin ayakta kalma süresi önemli ve bu da finansal gücüne bağlı. Yeni kurulan KOBİ’lerde ortalama ömür maksimum 2 yıl. Bunun sebebi ise nakit akışını yönetememeleri. Biz ise onlara finansal operasyonlarını daha iyi yönetebilmeleri için gereken aracı sağlıyoruz. Hedefimiz temel finansal süreç yönetim araçlarını birbiri ile konuşan yazılımlardan okuyan bir ekosistem sunarak sürekli geliştirmek. Fahri Özkaramanlı: Biz, tek alana odaklı stratejimizi sürdürürken, yetkin iş ortakları ile işbirliklerine yönelmeyi sürdüreceğiz. Bunlar da çözümlerimizin katma değerini pekiştirecek. Herkesin derdi büyük veri ve bu da entegrasyon yetkinliğini gerekli kılıyor. Bu nedenle başından beri açık bir yazılım geliştirmeye önem verdik. İşbirliklerine açık bu yapı ile kullanıcılarımıza daha iyi ve kapsamlı hizmet verebiliyoruz. API’miz ile arka plandaki servislere bağlanmak kolaylık sağlıyor. Böylece farklı servisleri sunabiliyoruz. Üçüncü parti yapılarla işbirliği, sanal POS gibi ödeme yapılarında kolaylığı sunuyoruz.
Güçlenen ‘Paraşüt’ farkındalığı Sean Yu: Farklı sektörlerde binlerce şirket işini yürütme çabasında. Biz de farklı müşteri ihtiyaçlarını anlayıp, bunlara uygun çözümler geliştirmeye odaklı çalışıyoruz. Bu da sonu olmayan bir yenilik döngüsü demek. Kullanıcılarımızın geri dönüşleri de olumlu. B2B odaklı öncelikli bir marka haline geldiğimizi görüyoruz. Onların verimi ve artan istihdamı için çalışarak markamızı güçlendirdiğimizi görüyoruz. Andaç Türkmen: Tüm finansal operasyonları kolaylaştırmak ve KOBİ’lere işlerini büyütme fırsatı yaratmak için ‘Mutlu patronlar’ platformumuz var. Bir patronu işine odaklanmak mutlu eder ve biz de buna odaklanıyor, iş yönetiminde onlara kolaylık sağlıyor, online
tahsilat, anahtar teslim gibi uygulama başlıklarımızla iki hafta süren süreçleri iki güne indiriyoruz. Önceliğimiz patron için işini yönetmede kolaylık ve zaman avantajı sağlamak. Biz de detayları üstlenen finansal asistan olarak görev üstleniyoruz. Fahri Özkaramanlı: Kendi satış kanalımız önceliğimiz. 8 bine yakın kullanıcımız var. Bu pazarda ise 3 milyon şirket bulunuyor, yani gidecek çok yolumuz var. Dağıtım kanalı çok farklı bir süreç. Biz önce kendi satış yapımızı oluşturduk. Bir formülümüz var ve iyi işlediğini görüyoruz, ama bizler de süreç içinde çok şey öğreniyoruz. Bir ‘kutu çözüm’ satmıyoruz. Bu nedenle doğru ihtiyacı doğru çözümle adreslemek kritik önemde.
BThaber
20 BT TRENDLERİ
19 - 25 ŞUBAT 2018
Teknoloji stratejisindeki kritik faktörler *Erdinç Uğurlu Kurumlar için teknoloji hedefe hızlı bir şekilde ulaşma yolundaki en önemli anahtarlardan biridir. Fakat teknolojinin kurum stratejisindeki yeri, iş hedefleriyle ilişkisi ve yapılan yatırım; teknoloji stratejisinin nasıl hazırlandığı ve bunun şirket çalışanları tarafından ne kadar sahiplenildiği ile ilgilidir. Bu hedefe doğru koşarken ilk dikkat edilmesi gereken yer, teknoloji stratejisinin hazırlanması sırasındaki adımların ne kadar başarılı olduğu gerçeğidir. Teknoloji stratejisi bir şirketin en üst seviyesindeki kişinin vizyonuna direkt olarak yardım ve etki eder. Amerikalı yazar Jim Collins’in de dediği gibi, “Vizyoner bir kurum oluşturmak yüzde 1 vizyon ve yüzde 99 uyum gerektirir.” Teknoloji stratejisini inşa ederken de en önemli unsur, bütünsel bir bakış açının şirket hedefleri ve bu kurumu oluşturan birim ve kişilerin bu stratejiyle uyumunu sağlamaktır. Kurumların teknoloji birimlerinin, teknoloji stratejisini oluştururken sadece üst yönetimin desteğini almak için değil, ayrıca günlük operasyonlar sırasında önemli bir görev olarak algılanmasını sağlamak amacıyla da hareket etmeleri önemli. Stratejiyi oluştururken birçok parametre ele alınır ve bu süreçte temel başarı kriterleri; sektör bağımsız olmakla beraber, şirketi, işi, organizasyonu ve kritik kişileri anlamaktan geçiyor. Her ne kadar trend olan teknolojiler araştırılıp, bütçe yettiği ölçüde organizasyona aktarılmak istense de asıl başarı, doğru adımları atıp uzun bir yol haritasını şirketin her biriminin sahiplenebileceği şekilde bir strateji yaratabilmektir. Teknoloji stratejisinin en önemli özelliği bütünsel olmasıdır. Şirket hedefleriyle ilişkilendirilmiş
artışını hedefleyen stratejik unsurları teknolojiyle buluşturan anlatımlar, sahiplenmeyi ve teknolojinin organizasyondaki ilerlemesini başarılı kılıyor. Bütçede yer alan, ya da alması istenen projelerin hangi amaca hizmet ettiği kritik roller tarafından net ve şeffaf bir şekilde bilinmelidir. Değer ürettiğini net bir şekilde açıklayan stratejilerin oluşturduğu faydalar zaman içerisinde takip edilmeli ve bir üst adıma taşınması için teknolojik trendler ve sektörel gelişmeler izlenmelidir. Teknolojinin trendleri takip edilirken, bu trendlerin sektördeki diğer firmalarla olan bağlantısını incelemek ayrı bir boyut katacaktır. Trend ve sektör ilişkisi, ya da bu konuda yenilikçi olmak stratejiyi güçlü yapan diğer etkendir. Strateji tanımı, kıyaslanabilir diğer parametrelerle kavranması ve hedeflenmesi daha kolay bir olgu haline gelir.
ve sonuç ve fayda odaklı tanımlar, strateji sonrası aksiyonları rahat alabilmek adına kritiktir. Şirketin hedefleri ve birimlerin talepleri, teknolojiyi yöneten insanların öngörü ve tecrübeleriyle birleşirken puzzle’ın tüm parçaları elde edilmiştir. Fakat bu parçaları birleştirmeden de önce kişileri ve birimleri anlamak, onları tanımak, etki alanlarını belirlemek, kritik etkiye sahip rolleri belirlemek, stratejide pozitif ve negatif etki yaratabilecek konuları ve kişileri belirleyebilmek parçaları kolayca buluşturmak için önemlidir. Bütünsel özelliği yakaladığımız stratejide bir sonraki adım organizasyondaki paydaşları tanımak ve anlamak olacaktır. Organizasyonu ve kişileri ne kadar tanırsanız, strateji o denli başarılı olacaktır. Unutmayın ki, başarılı bir şirket tam olarak ekip olabilmeyi başaran
kişilerden oluşur. Başarılı bir ekibin tüm üyelerini tanımak, teknolojiyi şirket hedefleriyle buluşturmayı hızlandırır. Teknoloji, birçok kişi tarafından bilinen bir olgu olmakla beraber, herkesin sosyal hayatındaki yeri ve iş hayatındaki yeri farklı olabilmektedir. Özellikle paydaşların teknolojiyle olan ilgisi, stratejinin anlaşılması ve kavranması konusunda etkileyici oluyor. Teknolojiye ilgisi olan kişilerin stratejiye bakış açısı daha da farklı olacaktır. Özellikle BT stratejisine etki eden rollerin, stratejiyi kavrayabilmesi, teknoloji stratejisini hazırlayanların ne kadar iyi bir çalışma ortaya koyduklarıyla da doğru orantılı. Strateji belirlenirken ve anlatılırken, stratejiye etki edenler ve ana işleri teknoloji tarafından etkilenen roller iyi tanımlanmalı ve bu etki analizleri iyi yapılmalıdır. Hatta organizasyonda ikincil
düzeyde etkin olan kişilerin teknoloji stratejisinden ne düzeyde etkilendiği ve/veya teknoloji stratejisine ne kadar etki ettiği de analiz yapılırken iyi ele alınmalıdır. Kişileri, rolleri ve bu rollerin teknolojiyle olan ilişkisini anladıktan sonra, iş birimlerinin hedefleriyle uyumunu stratejiye aktarmak önemli olan diğer adımlardan. Değer odaklı ve iş hedefleriyle uyum içerisinde strateji oluşturmak, organizasyondaki tüm paydaşların teknoloji stratejisini anlaması ve benimsemesi için faydalı bir yöntem. Özellikle strateji içerisindeki içeriklerin, hangi iş biriminin hangi operasyonunu ya da direkt olarak hedeflerini etkilediğini iyi anlatmak gerekir. Örneğin, satış departmanının yeni ürününü pazar payındaki yerinin kazanımlarını hedefleyen, ya da operasyondaki verimliliğin
Bütünsel bir şekilde başlanan teknoloji stratejisinde, organizasyondaki paydaşları ve bu paydaşların etkilerini de anladıktan sonra, fayda net bir şekilde vurgulandı. Hedeflerle ilişkilendirmenin en güzel yolu da stratejiyi teknoloji trendleriyle ilişkilendirip hikayeleştirebilmek ve kazanımları bir yol haritasında gösterebilmekten geçiyor. Teknoloji stratejisinin ana mesajı, stratejiye etki eden ya da ana işi teknoloji tarafından etkilenen birincil ya da ikincil paydaşların iş hedeflerini ilişkilendirilmiş bir şekilde hissetmeleriyle yerini buluyor. Bu kritik rollerin teknoloji stratejisine olan destekleri de bu noktada net bir şekilde başlıyor. Geriye kalan, artık rahat bir şekilde ilmek ilmek projeleri işleyip, hedefleri gerçekleştirmek ve bu ivmeyi arttırarak uzun bir süre boyunca devam ettirebilmek. *Pegasus Havayolları İş Uygulamaları Grup Müdürü
BThaber
22
19 - 25 ŞUBAT 2018
Fikir-eğitim-küresel deneyim buluşması
İTÜ ARI Teknokent’in liderliğinde, İstanbul Kalkınma Ajansı’nın verdiği destekle gerçekleştirilen ve yerli teknoloji şirketlerinin, uluslararası pazarlarda satış yapmalarını hedefleyen Innogate Uluslararası Girişim Hızlandırma Programı’nın başvuruları devam ediyor. Programa katılmak ve ABD pazarındaki potansiyelini görmek isteyen şirketlerin, www.innogate.org adresinden 18 Mart 2018 tarihine kadar programa başvurmaları bekleniyor. Innogate Programı ile seçilen şirketler, eğitimin ilk aşaması olan İstanbul ayağında ABD pazarına giriş stratejileri, pazar araştırması, ürünün rekabetçi avantajlarını konumlandırma, fiyatlandırma ve iş modeli gibi birçok konuyu kapsayan 2 aylık kapsamlı bir programa dâhil oluyor. Programın İstanbul’daki eğitim ve ABD pazarına hazırlık dönemini başarıyla tamamlayan firmalar, San Francisco ve New York’ta uluslararası yatırımcılar, mentorlar ve diğer girişimcilerle bir araya geliyor. 6 aylık program ile şirketler, sektörlerine yönelik birçok bağlantıya ulaşırken, müşteri, partner ve distribütör adayları ile bağlarını da geliştiriyor. 2014 yılından bu yana gerçekleştirilen ve bugüne kadar 40 firmaya ABD’nin kapılarını aralayan Innogate Programı kapsamında seçilen firmalar, ABD pazarına girişte ihtiyaç duyulan hizmetlere ulaşabiliyor. Farklı alanlarda uzman, pazarın doğasını bilen ve pazarın içinden kişiler de Growth Partner Modeli ile Innogate firmalarıyla beraber çalışarak, firmaların ABD pazarında başarılı ve sürdürülebilir faaliyetler yürütebilmesi için çözümler üretiyor. Innogate Programı, yerli firmaların üretimlerini Türkiye’de yapmalarını, Ar-Ge ve temel kaynaklarını burada geliştirmelerini sağlıyor.
Mobil ödemede yeni işbirliği
Huawei, mobil cihaz kullanıcılarına daha iyi bir ödeme deneyimi sunmak amacıyla UnionPay International ile karşılıklı bir işbirliği anlaşması imzaladı. Huawei Pay’in küresel yaygınlığını hızlandırmak için imzalanan anlaşma, iki kuruluşun 2016’da Huawei Pay’ı kurmak için yaptıkları ortak çalışmadan bugüne iki şirket arasındaki ilk ortak çalışma. İlerleyen süreçte, Çin dışındaki Huawei ve Honor cep telefonu kullanıcıları da UnionPay banka kartlarını Huawei Pay'in etkinleştirildiği bir telefona tanıtarak, sonra
telefonlarını UnionPay mobil hızlı ödemeyi destekleyen bir POS makinesinin yanına getirerek hızlı ve kolay mobil ödeme yapabilecek. Huawei Pay güvenlik açısından kullanıcıların ödeme güvenliğini sağlayan cihaz çözümünü kullanırken, kart sahiplerinin gizliliğini ve veri güvenliğini de etkili korumak için ödeme anahtarı (token) teknolojisi uygulanıyor. 5G için güçlü altyapı Büyük veri çözümleri ile kurumların iş süreçlerine değer katarken, Huawei Kurumsal İş Çözümleri Ülke Müdürü Serdar
Zorlu saha çalışanları için bütünsel kolaylık
Çekim keyfi engel istemez! Fujifilm, çeşitli hava şartlarına dayanıklı XP serisine, FinePix XP130’u dahil etti. Her türlü doğa ortamında fotoğraf çekmek isteyenleri ve extrem sporlara ilgi duyanları hedefleyen XP serisi, bu yeni üyesi ile 5 milyon adetlik satış rakamını daha ileriye taşımayı amaçlıyor. Suyun 20 metre altına kadar kalitesinden ödün vermeden fotoğraf çeken FinePix XP130, -10 derece soğukta da en güzel kareyi sunuyor. “1,75m çarpmalara dayanıklılık” ve “toz geçirmezlik” gibi koruma özelliklerinin yanında FinePix XP130, kablosuz bağlantı özelliği sayesinde, fotoğraf ve full HD video görüntülerini cep telefonlarına veya tablet bilgisayarlara anında aktarıyor. Fujifilm’in renk reprodüksiyon teknolojisini oluşturan FUJINON lens ve 16.4 megapikselli arkadan aydınlatılan CMOS sensör ile güçlü fotoğraf kalitesi yakalanıyor. Sadece 207 gram ağırlığı ve kompakt tasarımıyla FinePix XP130, beyaz, sarı, gök mavi, yeşil ve koyu gri renk seçenekleriyle dikkat çekiyor. FinePix XP130, Fujifilm Shop’lardan ve www.fujifilmshop.com sitesinden adresi üzerinden temin edilebilir.
Yokuş, “Dünyada yenilikçi teknolojilere duyulan ihtiyaç giderek artıyor. Dünya genelinde; kamu güvenliği, büyük veri, bulut sistemleri, IoT, mobil ödeme ve yapay zeka eğilimlerinin etkin olmasını bekliyoruz. Birbirine bağlı cihazların sayılarının giderek arttığını ve 2023 yılına gelindiğinde 1 milyar IoT cihazına erişim imkanı olacağını öngörüyoruz” dedi. Yenilikçi ve öncü teknolojileri geliştirebilmek için gelirin yüzde 14’ünden fazlasını ArGe çalışmalarına ayırdıkları bilgisini veren Serdar Yokuş, “5G’ye yönelik sunduğumuz altyapı çözümleri ile yeni dünyanın teknolojik ihtiyaçlarını karşılıyoruz. 5G altyapısı sayesinde bir kilometrekarelik alanda 1 milyon IoT cihazın bağlantısı sağlanabiliyor. Geliştirdiğimiz teknolojiler ile kurumlara ve bireylere katma değer sağlamanın yanında geleceği de şekillendirmeye devam ediyoruz” dedi.
ATEX sertifikalı, 14 saate kadar batarya ömrü ve bilişim gücü sunan, 10,1 inç’lik, tamamen sağlamlaştırılmış Windows tablet Panasonic Toughpad FZ-G1 ATEX; kimya, petrol ve doğalgaz sektörü gibi yer üstünde patlama riski taşıyan ortamları kapsayan Bölge 2 (Zone 2) çalışma alanlarında kullanım için onaylandı. Sağlamlaştırılmış tablet, hareket halindeki çalışanlar tarafından coğrafi bilgi sistemlerine erişim, bakım ve montaj işlemlerinin yanı sıra işgücü ve varlık yönetimi gibi birçok amaçla kullanılabiliyor.
Böylece personel de altyapıya bağlanıp problemleri hızla bulabiliyor, dijital dokümanları ve çizimleri kontrol edebiliyor, yedek parçaların çevrimiçi siparişlerini gerçekleştirebiliyor. Yüksek performanslı ve 6. Nesil Intel Core i5-6300u vPro CPU işlemcili Windows 10 Pro cihazı geniş çapta uyumluluk ve bağlantı seçenekleri sunuyor. Panasonic Toughpad FZ-G1 ATEX tablet fiyatları 3 bin 28 avro+vergiden başlayacak. 14 saate kadar aktif batarya ömrü ve cihazı kapatmadan batarya değiştirme özelliğiyle
Panasonic Toughpad FZ-G1 ATEX tableti sahada gerektiği kadar kullanılabiliyor. Geniş çaplı aksesuar ve ekipmanları cihazın her türlü ortamda bir araca takılı veya taşınır durumda kullanılabilmesini sağlıyor. Panasonic’in geniş çaplı tamamen sağlamlaştırılmış cihazları gibi bu tablet de MIL-STD 810G ve IP65 derecelendirmeleriyle aşırı koşullara dayanıklılık testinden geçti. Esnek yapılandırma seçenekleriyle tablet, 2D barkod, GPS, mikro SD, 2. USB 2.0, kablolu LAN veya akıllı kart okuyucusuyla donatılabiliyor. Panasonic, cihazın onay standartlarını sağladığını güvence altına almak için tablete özel batarya tasarımı da geliştirdi. Cihazın özel üretim deri kılıfı da buna dahil.
Şeffaf bütçe için
Bu sayıda... • Turkcell, abonelerini Alpha 8200 ile
BTyatırımları hızlandırıldı Hükümetin henüz kurula maması nedeniyle 1996 büt çesi çıkanlamadı, ama yetki liler 1997 yılına ait bütçenin Dünya Bankası kredisiyle gerçekleşecek BT yatırımla-
rıyla hazırlanacağı ve say manlıklar aracılığıyla da tüm kamu kuruluşlarının harcamalannın denetleneceğini söylediler. Maliye Bakanlığı yetkilileri,
gerekli bilgi teknolojisi yatınmıyla gerçekleştirilecek dev let muhasebe ve bütçe tekni ği reformunu 1997 yılına ye tiştirmek için çalışmalanna hız verdi. 1997 yılma yetişti-
Bankacılık '96 Bu bankayı
sayımızda kapsayan
8 bir
örneklem üzerinde bankaların 1995 yılı BT yatırımlan ile 1996 yılı yatırım hedeflerini kapsayan
bir
dosya
hazırladık.
Türkiye'de bilgi teknolojisi pazarı nın lokomotifi konumunda olan bankalar, öyle görünüyor ki bu konumlarını önümüzdeki yıllarda da
sürdürecek.
Nitekim dosya
mızda yer verdiğimiz çeşitli nite liklere sahip bankaların 1995 ve 1996 yılı yatırımlarına göz artığı mızda bunu açıkça görmek müm
(Ayrıntılı haber sayfa 3'te)
kün. Dosyamıza örneklem oluştu ran 8 bankanın 1995 yılındaki toplam yatırım bedeli, 100 milyon
yuk olduğunu söylebiliriz. Tabii
dolan aşıyor. Bu bankalann 1996
bu konuda daha sağlıklı veriler,
yılı
Interpro Pazar Araştırma Merke-
ise 130 milyon dolan buluyor. Ör-
zi'nin şu anda çalışmalarım sür
neklemimizde yer alamayan ku-
Ankara Devlet Tiyatrolan Müdür
dürdüğü ve Nisan ayında yayınla
ruluşların
lüğü, Internet'e bağlandı. Devlet Ti
nacak olan "İlk 100 BT Kullanıcı
yatrolarına
sı"
ra'daki aylık oyun programlan, oyu
yapacaklan
yatırımlar
törün 1995 yılı yatırımlan ile 1996 yatırım hedeflerinin oldukça bü-
araştırması
sonuçlandığında
ortaya çıkacak.
(Ayrıntılı yazı sayfa 19-24'te)
Karma Şirketler Grubu, holding olma yolunda Karma Şirketler Grubu'nu 1996 yılında birtakım de
Bu arada geçen yılın sonlarında anonim şirket olan
sürecine giren Şirketler Grubu, bu yapılanmanın sonu
Karma Donamm'dan sonra grubun diğer iki şirketi Ar
cunu bu yıl almayı planlıyor. Geçtiğimiz yıla göre bü
mada ve Arena da anonim şirket olacak.
yüme oranlarım ortalama yüzde 65 oranında artırmayı
(Ayrıntılı haber sayfa 2'de)
EBİ'de organizasyon
Eczacıbaşı
kuruluşlanna
verdiği
IBM Türk'ün 1996 yılı PC satış hedefi, 28 bin
hizmetler ve topluluk dışına pa zarladığı ürün ve hizmetler için
IBM Türk, geçtiğimiz yıl 23 bin
iki ayn ana bölüme aynldı. Bu ya
962 adet PC satışı yaptığını açıkladı.
pı değişikliğine paralel olarak ku
Bu durumda, kesin olmayan verile
ruluşta yönetim değişikliği de ya
re göre Türkiye PC pazannda lider
şandı. Faruk Eczacıbaşı, EBİ Yö
liğini sürdüren şirketin 1996'daki PC
netim Kurulu Başkam olurken şir
satış
ketin Genel Müdürlüğüne Necati
20'lik bir büyüme ile 28 bin adet.
Ersin atandı.
Öte yandan, şirket bu yıl satış kana
(Ayrmtth haber sayfa ll'de)
ait
sayfalardan
Anka-
• B&M,AS/400'desektörel uzmanlıklar oluşturuyor (Sayfa 8) • Duba Elektronik, endüstriyel otomasyon alanında (Sayfa 10) • AT&T/NCR satıcıları ABD'ye gidiyor (Sayfa 11) • Compaq'ın yeni yüzü: PC şirketi değil, bilgisayar şirketi (Sayfa 12) • 1996 yılında yüksek teknoloji pazarlarında beklenen gelişmeler (Sayfa 14) Faruk Eczacıbaşı: 'Ağaçlardan çıkıp ormanı görmeliyiz' (Sayfa 34-35) • 10 kupona Internet (Sayfa 26)
nun yazan, konusu ve oyuncular
• Novell, 1996dada
hakkında bilgi alabileceğiniz gibi is
Türkiye'ye yeşil ışık
tediğiniz oyun için rezarvasyon da
yakmıyor
yapabilirsiniz.
(Arka sayfa)
(Ayrıntılı haber sayfa 10'da)
E C N A Ö T L F I Y A H 2 2 BU
hedefleyen grup, bu yıl holding yapışma kavuşacak.
ğişiklikler bekliyor. Geçtiğimiz yıl yeniden yapılanma
EBİ Eczacıbaşı Bilgi İletim A.Ş.,
Internet'ten tiyatro rezervasyonu
için öngördükleri yatırımlar
da gözönüne alındığında bu sek
değişikliği
rilmesi planlanan "Kamu Ma li Yönetim Projesi" içinde yer alan Harcama ve Perso nel Yönetimi bölümü ta mamlandığında, bütçe sonra sında bütün devlet harcama ları günü gününe takip edi lebilecek. Yetkililer, böylelik le özlenen şeffaf bütçenin uygulamaya gireceğini belir tiyorlar. Oldukça büyük BT yatırımı gerektiren bu projede donanım ve yazılım alımlan için Dünya Bankası ile yapılan anlaşmanm Bakanlar Kurulu'ndan geç mesi bekleniyor.
ûcretlendiriyor (Sayfa 6)
hedefi
ise,
yaklaşık
yüzde
lında da düzenleme yapacak.
(Ayrmtth haber sayfa Tde)
BThaber
24 KARİYER Hitachi Vantara’da üst düzey atamalar Hitachi Ltd.'nin iştiraki olan Hitachi Vantara, üst düzey yönetim ekibine yapılan iki atamayı duyurdu. Buna göre, Brian Householder CEO görevine getirilirken, COO pozisyonuna ise Scott Kelly atandı. Her iki atama da 1 Nisan 2018 tarihinden itibaren geçerli olacak. Hitachi Vantara'nın şu anki CEO'su Ryuichi Otsuki’nin, Hitachi Ltd.'de daha geniş bir görev ve yetki alanı olacak. Hitachi'nin Kurumsal Satış ve Pazarlama Grubu Genel Müdür Yardımcılığı’na getirilen Otsuki ayrıca, Hitachi Vantara, oXya ve Hitachi Consulting'in holding şirketi olan Hitachi Global Digital Holdings'in başkanı olacak. Otsuki, Hitachi Amerika'nın başkanlığını da yürütecek. Brian Householder CEO olarak atanmasından önce Hitachi Vantara'da Başkan ve COO görevlerini yürütüyordu. Householder şirketin tüm dünyadaki ürün yönetimi, satış, servis, destek, pazarlama, iş geliştirme, iş ortağı gelişimi, finans, hukuk, BT, lojistik ve iş operasyonlarından sorumluydu. Scott Kelly ise Nisan ayında COO görevine başlamasının yanı sıra Hitachi Vantara'nın Baş Dönüşüm Yöneticisi rolünü de sürdürerek şirketin kurumsal girişimlerini yönetip büyüme stratejisini sürdürecek. Atamadan önce İnsan Kaynakları Bölüm Başkanı olan Kelly, Hitachi Vantara'da İK bilgi sistemleri, işgücü planlama ve ekip oluşturma, toplam çalışma bedeli, performans yönetimi, yönetim gelişimi, liderlik değişimi planı, çeşitlilik ve hukuki destek, İK hukuki uyumluluğu, organizasyon gelişimi ve yönetim destek danışmanlığı gibi insan kaynaklarıyla ilgili her konudan sorumluydu.
Zam umudu başka bir yıla… Türkiye İnsan Yönetimi Derneği’nin (PERYÖN) düzenlediği ve Korn Ferry Hay Group Türkiye’nin sonuçlarını yorumladığı 2018 Ücret Artışı Araştırması tamamlandı. Yirmiden fazla sektörün temsil edildiği araştırmaya, ağırlıklı olarak otomotiv, üretim, kimya, hizmet, ilaç ve perakende sektörlerindeki yerli ve yabancı kurumlar katılım gösterdi. 2018’de ücret artışı ve yan hak uygulamalarına odaklanan araştırmaya göre, şirketlerin yüzde 90’ı bu yıl bir kez ücret artışı yapmayı planlıyor. 2017 ücret araştırmasında olduğu gibi 2018’de de kurumların yüzde büyük çoğunluğu (%72,6) artış için yılın ilk çeyreğini öngörüyor. 2017 yılında yüzde 11.2 olarak gerçekleşen zam oranı ise 2018 yılında düşüşe geçiyor. Kurumlar ücret artış bütçelerini yüzde 8-9 arasında belirlemiş durumda. Pozisyonlara göre bakıldığı zaman, 2018’de genel müdürler için öngörülen ücret ortalama artış oranı yüzde 8,7. Bu oran müdür ve şeflerde yüzde 8.8, uzman, memur ve asistan seviyesinde yüzde 8.9, mavi yaka çalışanlar içinse yüzde 8.5. Araştırmaya göre, katılımcı kurumların yüzde 45’i çalışanlarına sunduğu ikramiye ve prim konusunda bir değişikliğe gitmeyecek. Bunun yanı sıra şirketlerin yüzde 35’i bu konuda bir artış yapabileceğini öngörüyor. Yan haklar konusunda ise 2018’de kurumlar kemer sıkıyor. 2016 ve 2017’de ankete katılan şirketlerin yarıdan fazlası çalışanlarına yan hak olarak şirket aracı sunarken, 2018 yılında kurumlarca en fazla tercih edilen yan hak yüzde 75 ile sağlık sigortası oluyor. Bunu kısa dönemli teşvik/ performans primi, hayat sigortası, bireysel emeklilik, esnek yan haklar, uzun süreli teşvik primi ve hisse senedi izliyor.
19 - 25 ŞUBAT 2018
Y kuşağı iş hayatında tam da bunları ister!
1980-2000 yılları arasında doğan Y kuşağı 10 yılı aşkın süredir iş hayatında ve bir kısmı artık yönetici pozisyonlarında yerini almaya başladı. 2025 yılına kadar iş gücünün yüzde 75’ini Y kuşağı çalışanları oluşturacak. Henüz 20’li yaşlarda yönetici masasına oturan Y kuşağının açık fikirli, pratik, sonuç odaklı, güvenilir ve araştırmayı seven bireylerden oluştuğuna dikkat çeken Assessment Systems’ın Kurucusu ve CEO’su Levent Sevinç, Y kuşağının kendine ait bir çalışma stili olduğunu, bu kuşağı yöneten liderlerin de ekip çalışmasına uyumlu, grup karar süreçlerini yönetebilen, katılımcı karar yöntemlerini benimseyen ve kendini hiyerarşik
ilişkiden koparabilmiş, biçimsel olmayan ilişkiler ile çalışanlarını etkileyebilen kişilerden oluşmasının önem taşıdığını hatırlattı. Levent Sevinç, Y kuşağını yönetmede en etkili 5 yolu şöyle anlattı: 1. İş süreçlerine herkesi dahil edin: Gelecekte iş süreçlerine herkesi dahil eden liderler, en başarılı liderler olarak karşımıza çıkacak. Y kuşağının liderlerinde aradıkları özelliklerin başında da bu geliyor. 2. Esnek olun: Y kuşağıyla çalışma ortamı daha fazla insanlaşırken, Z kuşağının gelişiyle bunun daha da fazla öne çıkması bekleniyor. Önceki kuşakların resmi ilişkileri, yerini saygı
çerçevesinde daha samimi ve kişisel ilişkilere bırakıyor. Y kuşağının daha rahat iletişim kurabildiği liderleri tercih etmesi de sürpriz değil. 3. Değişime açık olun: Özellikle önceki kuşaktan liderler ısrarla bildiklerini sürdürmeye, değişime direnmeye devam edebiliyor. Bu gibi durumlarda Y kuşağını yöneten liderlerin değişime açık olması ve bu yönde direnme özelliği göstermesi önemli. 4. Onları dinleyin: Genç ve başarılı çalışanları kuruma bağlamadaki detaylardan biri çalışanıyla gerçek bir koçluk ilişkisi geliştiren liderlerde saklı. Dinleyerek sorular sormak ve çalışanların kendi doğrularını bulmaları için onlara yardımcı olmak önemli. 5. Geri bildirimlerde bulunun: Y kuşağı, performanslarının değerlendirilmesini önemsiyor. Düzenli geri bildirimler, Y kuşağının yönetilmesini kolaylaştırırken, onların liderlik yolundaki başarılarına da rehberlik ediyor.
Türkiye, yazılım fabrikası olabilir! Octopod, Türkiye’nin yazılım üreten bir ülke olması için sivil toplum kuruluşlarının katılımıyla sinerji yaratmak hedefiyle 2018 yılını ‘Sinerji’ yılı ilan etti. Dünyadaki “no code” projeleri arasında ilk Türk projesi olarak öne çıkan, kod yazmadan yazılım geliştirme imkanı sunan Octopod, bu kapsamda üniversiteler, liseler, sistem entegratörleri, yurtdışı ve yurtiçi iş ortakları ile birlikte sinerji yaratmak için çalışmalara başladı. Octopod Yönetim Kurulu Başkanı Şenol Balo, “Yazılım sektörüne ticari değil, stratejik bir sektör olarak bakmamız gerek. Türkiye’nin yazılım üreten bir ülke olması için ‘Sinerji’ başlığı altında hayata geçireceğimiz çalışmalar kapsamında, yurtiçi ve yurtdışı işbirliklerimizi bu bağlamda güçlendirileceğiz. Merkezde gençler yer alacak.
Yeni eğitim yarıyılında ilk olarak 4 üniversitede ve 1 lisede öğrencilere 12 hafta boyunca OCTOPOD dersleri verilecek. Eğitimi başarı ile tamamlayan öğrenciler böylece 3 yıl tecrübeli bir yazılımcı gibi üretebilecek. Bulut bilişim için çözümler üretilerek bankalar ve telekom şirketleri ile KOBİ’lerin gelişmesi için kampanyalar yapacağız. OCTOPOD ürünleri farklı yazılım çözümleri ile entegre edilerek, sektörel çözümler üretilecek” bilgisini verdi. Şenol Balo, şöyle devam etti: “2023 Türkiye yazılım ihracatında hedef 10 milyar dolar. Bunun için sektörün ciddi çalışmalara ihtiyacı var, biz Türk yazılım firmalarına da çok iş düşüyor. Üretici olmak gerek. Dünyanın gündeminde olan ‘no-code’ kavramı ile Octopod projesinde olduğu gibi 6 ila 20 kat daha hızlı
yazılım geliştirebiliriz. Bu teknoloji ile ihtiyacımız olan insan kaynağını yetiştirmek sadece birkaç ay sürüyor. Türkiye’nin yazılım fabrikası olması imkansız değil, sadece sinerji gerek. Yerli ve milli yazılım üreticilerinin desteklenmesi için kamuda yerli yazılım kullanımını zorunlu tutmak, ihtiyacımız olan yazılımların yerli karşılıklarını liseden başlayarak üniversitede, derslerimizin içerisinde öğrencilerle buluşturmak, örneğin bir endüstri mühendisinin yerli ERP’leri tanıyarak okuldan mezun olmasını sağlamamız gerek. Ayrıca, liselerimizde yazılım sektörüne işçi yetiştirecek programları devreye almamız, reel sektörle bu konuda işbirliklerini geliştirip, yabancı yazılımların tecrübesinde yazılımlar geliştirmeliyiz.”
BThaber
KARİYER 25
19 - 25 ŞUBAT 2018
İstihdamda kadının payı daha da artacak Gençpa Teknoloji Grubu, kadın çalışanları için yeni bir sisteme geçti. “Tecrübelerinizi önemsiyoruz, il değiştirin ama iş değiştirmeyin” mottosuyla yola çıkan Gençpa, evlilik nedeniyle ve/veya çocuk sahibi olduktan sonra işten ayrılmak ya da il değiştirmek zorunda kalan kadın çalışanlarına pozitif ayrımcılık yaparak, evden çalışma sistemini başlattı. Proje kapsamında, Gençpa bünyesinde evden çalışmak isteyen kadın adaylar için bir ilan sayfası da hazırlandı. İş başvurusu yapmak isteyen adaylar kariyer. gencpa.com.tr adresinden başvuru yapabiliyor. Gençpa Teknoloji Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Ulaş Kayacan, proje hakkında şu detayları paylaştı: “Çalışanlarımızın yüzde 60’ını kadın çalışanlarımız oluşturuyor. Bu projeyle, planlarımız dahilinde bu oranın yüzde 70 ve üzerine çıkacağını öngörüyoruz. Şu anda evlerinden çalışan çok sayıda arkadaşımız var ve bu durum onları da mutlu ediyor. Çalışanlarımıza yönelik yeni projelerimiz de olacak. Gündemimizde biri emeklilere, diğeri genç girişimcilere yönelik iki projemiz var. Onları da yıl içinde hayata geçirmeyi hedefliyoruz.”
Y kuşağı işte bu hiyerarşiyi istiyor!
Kurumsal hayatın getirdiği yükler her geçen gün artarken, yönetici koltuklarına oturmaya başlayan Y kuşağı, aradığı özgürlüğü, alışılmışın dışında bir çalışma ortamı sağlayan teknolojik girişimlerde buluyor. Kurucularının ve çalışanlarının büyük bir kısmının Y kuşağına mensup olduğu Pisano, Türkiye’deki bu konuya örnek girişimlerden biri. “Pisano’da yatay bir hiyerarşik düzen var.
Burada herkes yönetici, herkes üreten. Ortak bir hedef için hep birlikte çalışmak, çalışanlarımız için daha fazla konfor alanı yaratıyor” bilgisini veren Pisano CEO’su Özkan Demir, şöyle devam etti: “Müşteri mutluluğu kadar, çalışan mutluluğu da çok önemli. İnsanlara fikirlerini açıkça söyleyebilecekleri bir ortam yaratmak ve hatalara yer açmak, yaratıcılığı ve başarı odaklı çalışmayı tetikleyen şeyler. Yeni kuşağın aradığı da bu. Çok hızlı büyüyoruz. Gün içinde çok kritik bir karar
alıp, aynı gün içerisinde hayata geçirebiliyor, sonuçlarını görmeye başlayabiliyoruz. Yani kurumsal bir firmada 4-5 yılda sahip olacağınız deneyime 1 yıl içerisinde tanık olabiliyor, kendinizi geliştirmek için çok fazla imkana sahip oluyorsunuz. Yönetimden tasarıma, yazılım geliştirmeden satışa kadar kendi alanlarında uzman 40 kişilik, yaş ortalaması 29 olan koca bir ekibiz. Görüyoruz ki; müşterilerin markalarla olan ilişkilerinde ve satın alma biçimlerinde yaşanan dramatik değişimle birlikte, çalışanların işverenleri ile olan ilişkilerinin değişmesi, kuşaklar arası geçişlerde oldukça doğal bir süreç. Buna ayak uydurabilen şirketler, sağlam ekiplerle hedeflerine bir adım daha yaklaşacaklar.”
Etkinlikleriniz ile ilgili bilgileri bthabersirketleri.com/EtkinlikDuyuru adresine girebilirsiniz.
BThaber
ETKİNLİK TAKV!M! E T K İ N L İ K L E R 22 Şubat 2018 BTvizyon Gaziantep Toplantısı Divan Gaziantep Hotel AYRINTILI BİLGİ: www.bilisimzirvesi.com.tr
* 6 ay için planlanmış etkinliklerdir.
20 Mart 2018 Online Ticaret - İşe Başlarken Kastamonu Üniversitesi Bilgehan Bilgili Merkezi Kütüphanesi Konferans Salonu
10 Mayıs 2018 BTvizyon İzmir Toplantısı İzmir AYRINTILI BİLGİ: www.bilisimzirvesi.com.tr
23 - 24 - 25 Şubat 2018 Boğaziçi TechSummit’18 Teknoloji Zirvesi İstanbul AYRINTILI BİLGİ: bountechsummit.com
5 Nisan 2018 BTvizyon Kayseri Toplantısı Kayseri AYRINTILI BİLGİ: www.bilisimzirvesi.com.tr
Mobile World Congress Barselona, İspanya AYRINTILI BİLGİ: www.mobileworldcongress.com
6 Mart 2018 Müşteri Deneyimi Babylon Bomonti / İstanbul AYRINTILI BİLGİ: www.musterideneyimiarenasi.com
12 Nisan 2018 BTvizyon Mersin Toplantısı Mersin AYRINTILI BİLGİ: www.bilisimzirvesi.com.tr
28 Haziran 2018 BTvizyon Elazığ Toplantısı Elazığ AYRINTILI BİLGİ: www.bilisimzirvesi.com.tr
E T K İ N L İ K L E R 26 Şubat - 1 Mart 2018
Y U R T İ Ç İ
Y U R T D I Ş I
8 Mart 2018 BTvizyon Konya Toplantısı Dedeman Konya Hotel AYRINTILI BİLGİ: www.bilisimzirvesi.com.tr
26 Nisan 2018 Entegre Siber Güvenlik Teknoloji Platformları İstanbul AYRINTILI BİLGİ: www.bilisimzirvesi.com.tr
15 - 17 Mart 2018 Kamu Yuvarlak Masa Toplantıları Bilişim Zirvesi AYRINTILI BİLGİ: www.bilisimzirvesi.com.tr
8 Mayıs 2018 BTvizyon Denizli Toplantısı Denizli AYRINTILI BİLGİ: www.bilisimzirvesi.com.tr
BThaber
26 MEKTUP Yeni haftada yine yüklü bir gündemle karşındayım, Bu haftaya da yine içinde yaşadığımız gerçeklere dair verilerle başlayacağım. Verilerin de gösterdiği gibi, dijital pazarlama sektörü hızla büyüyor. Dijital pazarlama ile markasını, işini desteklemek ve tanıtmak için çalışan yatırımcıların tercihi ise internet, mobil ve diğer interaktif platformlar. Çünkü Türkiye’de yaklaşık 48 milyon internet kullanıcısı var ve bu kullanıcıların yüzde 87’sini oluşturan 41,5 milyon kişi, interneti istisnasız her gün kullanıyor. Sektörlerin hareketlenmesinde dijital yatırımların önemine dikkat çeken CRM Medya Ajans Başkanı Ramazan Becer’in belirttiği gibi, dijitalin hızlı geri dönüş sağlamasıyla müşteriyi anında yakalamak mümkün. Bu süreçte konuşmamız gereken ise ‘ne şekilde daha iyi yapabiliriz ve bizi ne geliştirecek’ olmalı. İşimiz gücümüz internette, hatta büyük ölçüde mobilde toplanınca, takip ettiğimiz yayınlara da mobilden ulaşmaya iyiden iyiye alışıyoruz. Dijital yayın platformu Dergilik, bu yorumumu doğrular nitelikte, 2018'e hızlı başlamış. Uygulama, dergi ve gazete raflarına yeni yayınlar ekleyerek, erişim rakamlarını arttırmayı sürdürmüş. Öyle ki, Dergilik'te Ocak ayında yaklaşık 3.4 milyon dergi okunurken, 900 bin gazete de dijital platform üzerinden okuyuculara ulaşmış. Ocak ayında Dergilik ailesine katılan yeni gazete ve dergilerle birlikte, uygulama üzerinden yaklaşık 500 yayın online olarak cep telefonu ve tabletlerden okunabilir hale gelmiş. Her mektubumda belirttiğim gibi, okumamak için fazla bahane de kalmıyor. Bu hafta mektubumda çocuklara ve gençlere yönelik yenilikçi yarışmalar var. Son 5 yıldır başarılı bir işbirliği yürüten Vodafone ve Beşiktaş,
19 - 25 ŞUBAT 2018
İnterneti doğru kullanan kazanır
Türkiye’de futbolun geleceğine katkıda bulunacak önemli bir sosyal sorumluluk projesini hayata geçirmiş. Dünyanın ilk dijital scouting projesi olarak başlatılan “Geleceğin KaraKartalı” ile Türk futboluna genç yeteneklerin kazandırılması temel hedef. Vodafone ve Beşiktaş’ın ortak projesi olarak geliştirilen “Geleceğin KaraKartalı” kapsamında, Türkiye’nin dört bir yanından yaşları 8-10 ve 11-13 arasında değişen çocuklar için, Türk futbolunun önde gelen teknik insanlarına ulaşarak geleceğin başarılı futbol oyuncuları arasına katılma konusunda fırsat eşitliği sağlanacak. Çocukların yeteneklerini sergiledikleri videolar, Vodafone Park mobil uygulamasına ya da geleceginkarakartali.com sitesine yüklenecek. En çok oy alan videoların sahibi 350 çocuk da bölgelerde düzenlenecek seçmelere katılma hakkı kazanacak. Türk futboluna katkısı açık olan bu proje ile ilgili detayları yine bu sayfamda paylaşırım. Vestel’in genç fikirlere ve yeteneklere verdiği değerin göstergesi olarak üniversite öğrencileri arasında geçen yıl ‘Venus’ünü Tasarla’ adıyla düzenlenen ödüllü yarışma, bu yıl da ‘Venus’e İz Bırak’ adıyla
devam ediyor. Öğrenciler, 1 Nisan 2018 tarihine kadar hazırladıkları projeleri ile bireysel veya takım olarak başvuru yapabilecekler. Teknolojiye ilgi duyan ve trendleri takip eden gençleri hedefleyen yarışmada, ilk üçe giren proje sahipleri dünyanın en büyük teknoloji fuarlarını yerinde deneyimleme şansı yakalayacak. Yarışmaya üniversite ve bölüm ayrımı olmaksızın, tüm lisans ve yüksek lisans öğrencileri, bireysel ya da maksimum üç kişilik takımlar halinde katılabilecek. Katılımcıların www.venuseizbirak.com
adresinden yapacakları başvurular sonrası, 6 Nisan’da ilk elemede en iyi 20, 1 Haziran’da yapılacak 2. elemede de finale kalacak 10 proje belirlenecek. Ödül kazanan ilk üç proje ise 29 Haziran 2018’de final töreninde ilan edilecek. Tahmin edeceğin üzere takibimizde. Haftaya internet ile başlayınca, arkasını da getirmek gerek. AdColony ve Nielsen’in yaptıkları araştırmanın sonuçlarına göre, 18-55 yaş arası internet kullanıcılarının en güvenilir buldukları sosyal mecra LinkedIn. Kullanıcılar LinkedIn’i, alanında tek olması yönü ile daha değerli buluyor. Sosyal medya kullanıcılarına göre en güvenilir içeriklere LinkedIn’de ulaşılıyor. LinkedIn üyelerine göre, bu mecra kendilerini geliştirmelerine yardımcı oluyor, sektörden güncel haberleri barındırıyor, tecrübe, bilgi, deneyim ve başarı hikayelerine erişim imkanı sunuyor. Kullanıcıların yüzde 24’ü haftada 3-4 gün LinkedIn’e girerken, yüzde 20’si her gün LinkedIn’lerini kontrol ediyorlar. ‘Yeni iş bağlantıları kurmak için doğru adres’ olarak tanımlanan LinkedIn’in üyelerinin en aktif oldukları zaman aralığı ise 14:00-18:00 arası. Dünyada 45 ülkede faaliyet gösteren Interactive Advertising Bureau’nun Türkiye merkezi IAB Türkiye tarafından bu yıl 8. kez düzenlenen ve dijital dünyanın “Oscar”ı olarak kabul edilen MIXX Awards Yarışması’nda final için geri sayım sürüyor. MIXX Awards Ödül Töreni, 27 Şubat’ta gerçekleştirilecek. Finale kalanlar listesi için adresimiz http://mixxawardstr.org/finale-kalanlar-listesi. html. Başarı haberlerini de
yine burada paylaşacağımı söylememe gerek yok sanırım. Online ön muhasebe programı Paraşüt, İrlanda'nın en prestijli teknoloji yayınlarından Siliconrepublic.com tarafından her yıl hazırlanan “Avrupa’da İzlenmesi Gereken 20 Teknoloji Girişimi” listesine girmeyi başarmış, listede yer alan tek Türk firması olmuş. Çok kanallı müşteri deneyimi yönetiminde dünya lideri Teleperformance ise Kaliforniya'da IAPP tarafından düzenlenen gizlilik, güvenlik ve risk konferansında HPE-IAPP Gizlilik İnovasyon Ödülü'nü almış. Monster Notebook, Türkiye’nin ilk uzay mimarı Ayşe Ören’in destekçisi olmuş. Uluslararası yarışmalarda pek çok ödül alan, Fransa Dışişleri Bakanlığı tarafından “Geleceğin Lideri” ilan edilen, NASA ve ESA gibi kurumlarda konferanslar veren Ayşe Ören, artık tasarımlarını Monster’dan aldığı güçle yapacak, örneğin uzay mekiğini Monster’da tasarlayacak. Bu gibi parlak zihinlerin daha da artmasını dileyerek, bu konuda sadece bilişim sektörü için değil, vizyonu ve yorumları ile tüm sektörlerde etki gücü yüksek bir isme, onun yazdığı kitaba geçerek haftaya noktayı koymak istiyorum: Türkiye Bilişim Vakfı (TBV) Başkanı Faruk Eczacıbaşı’nın, ‘Daha Yeni Başlıyor: Geleceğin Dünyasında Esneklik, Yakınsama, Ağ Yapısı ve Karanlık Taraf’ kitabı. Koç Üniversitesi Yayınları’ndan teknoloji/sosyoloji kategorisinde yayınlanan kitap; TBV Başkanı Eczacıbaşı’nın iş ve teknoloji dünyasında kişisel deneyimlerinin yanı sıra Türkiye’nin bu alandaki dönüşümleri ve dünyadaki son gelişmeleri ele alıyor, iyisi kötüsüyle, gelecekte insanlığı nelerin beklediğini tartışmaya açıyor. Edinmemiz gerektiğini söylememe gerek yok sanırım. Yeni haftada, yine dopdolu bir gündemle buluşmak dileğiyle,
REKLAM SATIŞ GRUBU YIL 22 SAYI 1160
BThaber Yayıncılık ve Etkinlik Hizmetleri A.Ş. adına Sahibi ve Sorumlu Yazıişleri Müdürü Neslihan Aksun neslihana@bthaber.com.tr
www.bthaber.com
BThaber Grubu Yayın Koordinatörü Ayhan Sevgi ayhans@bthaber.com.tr
19- 25 ŞUBAT 2018
www.linkedin.com/groups/BThaber twitter.com/bthaber www.facebook.com/BThaber
Okur Temsilcisi Behçet Envarlı benvarli@tbv.org.tr
Editör
Görsel Yönetmen
Handan Aybars handana@bthaber.com.tr
Tuğçe Erarslan tugcee@bthaber.com.tr
Online Editör
Video Editör
Ferit Çelik feritc@bthaber.com.tr
Efe Çevikoğulları efec@bthaber.com.tr
Bültenlerinizi
bulten@bthaber.com.tr adresine gönderebilirsiniz
Cilt, Baskı, Poşetleme: Uniprint San. ve Tic. A.Ş. - Hadımköy İstanbul Asfaltı Ömerli Köyü İstanbul - Tel 0212-798 28 40. l
Abone ve Dağıtım btabone@bthaber.com.tr
Reklam Satış Grup Müdürü Abdurrahman Koyuncu Reklam Satış Yönetmenleri Kutay Göçe Çiğdem Şakar Reklam Rezervasyon Sorumlusu Suzan Bilken BThaber Şirketler Grubu Ankara Temsilcisi Funda Koyuncu Yönetim Yeri: BThaber Yayıncılık ve Etkinlik Hizmetleri A.Ş. Fetih Mah. Tahralı Sokak Kavakyeli Plaza C Blok 7/5 34704 Ataşehir/İSTANBUL Telefon: (0216) 291 13 90 Ankara Ofisi: Adres : Nergis Sok Via Flat İş Merkezi No:7/2 Söğütözü-Ankara Telefon: (0312) 258 64 24 / Faks: (0312) 258 63 02
Türkiye’nin en köklü bilişim teknolojileri yayını olan BThaber, 1995 yılından bu yana bilişim ve teknoloji dünyasındaki en son haberleri, yenilikleri ve bilgileri okuyucularına kesintisiz bir şekilde sunmaya devam ediyor. Her hafta yüzde 35’i BT, yüzde 65’i ise finans, otomotiv ve sağlık gibi farklı sektörlerde yer alan şirketlerin ve kamu kurumlarının yöneticilerinden oluşan 7500’ün üzerinde kişiye ulaşmakta ve online platformlar üzerinden her hafta on binlerce kişiye erişim sağlamaktadır.
ISSN 1300-6495 BThaber kontrollü abonelik sistemiyle dağıtılmaktadır. - Fiyatı 1 Kuruş (KDV dahil) - BThaber, 5187 sayılı Basın Kanunu’nun 2/f maddesi hükmü gereği ‘yerel süreli yayın’dır.
WEEKLY INFORMATION TECHNOLOGY AND ECONOMY NEWSPAPER
France is looking for entrepreneurs in Turkey France, aiming to be the technology center of Europe, offers significant advantages to foreign technology companies wanting to invest. In this direction, they want to benefit from Turkey’s potential. French National Cinema and Animation Center (CNC) Video Games Manager Lionel Prévot also evaluates applications for tax credits applied in video game creation. According to the information provided by Lionel Prévot, who points to the importance
of support mechanisms such as the tax credit (CIJV) and the Video Game Help Fund (FAJV) that companies can use to develop video games, the Video Game Help Fund has provided 60 million euros to companies that have developed video games in 14 years. It is potential on the ‘games’ side. However, the information shared by Lionel Prévot also reveals the potential of the country as a whole in IT. For example, in addition to its office in Paris, Google will open four more offices in various regions of
France. Also, the artificial intelligence R&D office is on the agenda. Facebook has an artificial intelligence office in Paris since 2015 and will invest to expand the R&D team in France. The Paris region is home to one of the world’s largest business development centers. Lionel Prévot shared the information of 34,000 m2 of work and office space is reserved for “a thousand startups” in La Halle Freyssinet (Paris 13th district), continued: “At present there are more than 12 thousand in France, 8 thousand in Paris and a thousand startups in the field of financial
technologies. Since 2016, 50 foreign startup companies in France have taken a decision to invest. In 2017, 70 more were added.” Lionel Prévot explained France’ goals, presentations and strategy for IT especially in gaming field as the following: “Entrepreneurs who want to invest in video games can benefit from incentives and reductions, provided they set up a resident company in France. The company can be established with domestic capital, but it is required that the majority of the company’ management be a citizen
of France or the European Union (EU). The Video Game Creation Loan (CIJV), which is used mostly during the creation process of video for support or before the production. Game developers can deduct 30% of their costs from this process. Another support to promote the video market is the Video Game Help Fund (FAJV). FAJV has provided 60 million euros of support to companies that have developed their game within 14 years since its establishment. Companies can also benefit from this fund for artistic and commercial based video game projects.”
This financial power and vision is special to SMEs! SMEs are the basis of the economy, but when it comes to IT spending, there are big differences between them and large scale companies. This, in turn, leads to inequality in investment distribution, more precisely to less investment in IT in SMEs, naturally restricting the growth of companies and hindering the effective working capacity. “99% of the market is doing less investment in IT and that is not only institutional life in Turkey, also globally, a similar problem is revealed.” Paraşüt
Co-Founder Sean Yu stated and Andaç Türkmen, also the Co-Founder added: “In all countries there is such a lack of investment between SMEs and large scale companies. Also, people are getting hardware, but how much does this hardware work without software? It is also a question mark as to how ready the companies are for the cloud.” As the Paraşüt Co-Founder Fahri Özkaramanlı stated, the majority of SMEs have the internet, but they do not use software, they
are ready for the cloud, but they do not use cloud based software. According to the Paraşüt team, this situation is an important opportunity. Priority is given to providing accessible, easy to use solutions to SMEs, while ensuring that economic performance improves as a whole. Sean Yu said that: “The SME market is a big market and a bit different than the micro business channel. SMEs’ IT investments are very low. The
expenditures they make on a turnover basis are naturally far below the expenditures of large scale companies. But at the point where we come, technology is accessible to every budget and company in every measure. When we look at the dynamics of IT investments and the habits of consuming IT, we see radical change through cloud computing. Because SMEs no longer have the obligation to make large IT investments, and if they cannot afford it, there is no trouble continuing
without IT. In the face of the fact that the technology is renewing itself every 6 to 8 months, it is also argued that the high cost of doing such investments and how effective it is. We present the server as an outsourced IT team, progress with the subscription model and continuously update and renew our software.”
1995’ten beri
All parties must cooperate for progress! To increase the international competitiveness and the development of ICT sector in Turkey; public sector, private sector and NGOs working together is of great importance. In the process of digital transformation concept increasing its importance in everyday life both individually and institutionally, TÜBİSAD announced the in “Turkey’s Digital Economy Transformation” report. The report discussed the details of strategic importance of information and communication technology sector both for Turkey’s and global economy. In this title, the roles played in the growth of different countries and in the increase of competition power are explained with data, tables and analyzes. TÜBİSAD Chairperson Kübra Erman Karaca said in the opening speech while explaining the details of the report: “This report is the continuation
of the “Informatics for Development” report of 2012. Taking a look at this report, we can observe what precedes us in terms of our priorities. Kübra Erman Karaca stated that this report is an important source for public sector, private sector and universities. Karaca drew attention to the improvement in the ICT title during the last 5 years as well as the development of e-government title, added: “But when we compare Turkey comparison with other countries, we are behind the place we deserve.” TÜBİSAD Chairperson Karaca pointed that Turkey is in the position of exporter in this title with data while drawing attention to the increase of IT usage and limited security
and capacity. Stressing that the competitiveness of the countries increase with IT, Kübra Erman Karaca stated: “Turkey and some European countries lose market share while China and India stand out.” and proved the point with data. Drawing attention to the fact that there is ‘inequality’ in many titles, Karaca explained her suggestions against them: “Our policy-based priorities must be clarified: for the digital economy strategy, we must manage the digital transformation of the entire community, including public and all sectors, transforming it in the business world, adapting to new business models, being a product and service provider is an important parameter. Transformation is crucial
and the cooperation of the public, private sector and NGOs is critical.” The roadmap will be announced soon Minister of Science, Industry and Technology, Faruk Özlü made a speech at the opening, drawing attention to the importance of initiating domestic and national production steps, stated: “What we need to do is to change our point of view, to trust ourselves. We need more platforms to meet the real sector and informatics and to ensure coordination of them.” Minister Özlü emphasized that at least some significant steps were taken with national and domestic production movements in each field and continued:
“We are creating a common mind in the name of indigenization. The Digital Opening Strategy is very important and it is very valuable from the economical point of view. This is also a national security issue for us. As the locality rate increases, security will also strengthen. Economy wants security and stability. The work of the “Digital Industrial Transformation Platform” established under the leadership of the Ministry of Science, Industry and Technology continues. The platform is working to create all kinds of policies and strategies for the digital transformation of our country’s industry. We will share our digital roadmap in the near future with you.”
Money should not be an issue... BKM Express, which brings users together with innovative services, has developed a new solution to prevent users from dealing with details such as IBAN and account number in money transfers. So “request money” with BKM Express becomes as easy as sending a message. BKM
Express users will be able to use the SMS and WhatsApp to quickly and easily request and send money via SMS and WhatsApp, use SMS, WhatsApp or e-mail to send their messages. Users will also be able to complete a “request money” transaction by creating a QR code on their screen and
asking their friends to read this code with BKM Express. Here is what you need to do to use this solution: • Touch the “Request” button on the “Money Transfer” tab in the application. • Select the card you
want to pay and either state the amount you want or let the counterpart state. • By clicking on the “Share” button, you can send the link via SMS, WhatsApp or e-mail to the person you want to send the money
to. • If you do not want to use the “Share” button, you will be able to send a special QR code to the screen by asking the person requesting money to read it with the BKM Express application.