BThaber 1180. Sayı

Page 1

Sayfa

4

Sayfa GVKK’ya uyumun beş temeli!

‘Artık rekabet hizmette yaşanacak’

5

TELKODER ve büyük operatörlerin katılımı ile imzalanan fiber altyapı protokolu, son 15 yıldır yaşanan sorunların büyük ölçüde ortadan kalkmasını sağlayacak.

Genel Veri Koruma Kanunu (GVKK) 25 Mayıs 2018 tarihi itibariyle yasalaştı ve Avrupa Birliği (AB) üye ülkeleri, bu ülkelere mal ve hizmet satan AB dışındaki bütün şirketleri kapsıyor.

SAYI

HAFTALIK BİLİŞİM TEKNOLOJİLERİ VE EKONOMİSİ GAZETESİ www.bthaber.com.tr

1180 16 - 22 Temmuz 2018

Sayfa

8

İlmek ilmek işlenen kod devri! Ürünlerini dijitalleştirmek adına birçok yatırımı hayata geçiren Singer, böylece eski makinalardan tamamen farklı özellikleri yeni makinelerinde buluşturdu.

Sayfa

10

Ağ güvenlikten, güvenlik de yetkin ağ yapısından besleniyor Aruba Atmosphere 2018 EMEA buluşmasında kurumsal dönüşümün artık bir gereklilik, teknolojinin de bunu mümkün kılan bir araç olduğu tüm sunumlarda vurgulandı.

Sayfa

3

Siber sigorta primleri git gide büyüyor

15

Papara yeni kurumsal kartını hizmete sundu Kurum personellerinin harcamalarının yönetimi ve kontrolü konusunda yaşanan zorlu süreçler Papara Business Card ile tarih oluyor.

Siber suçların 2021’de 6 trilyon dolar global maliyete ulaşması beklenirken, artan risk karşısında siber sigorta ürünlerine talepte de sıçrama var. Öyle ki, Aon’un global analizlerine göre; siber sigorta primleri artışı diğer prim türlerini geride bırakacak. Sayfa

11

BULUTU

BULUT YAPAN VERi MERKEZi

RADORE Yeni teknolojik eğilimler kanalda yer alan BT şirketlerini de değişime zorluyor. Yeni dönemde kanal şirketlerinin danışmanlık yetkinliklerini daha fazla geliştirmesi gerekiyor.

TL A İ L G LU AKLINDAKI SORULARI

İ İL

BU

Sayfa



BThaber

GÜNDEM

16 - 22 TEMMUZ 2018

3

Siber sigorta primleri git gide büyüyor

Artan tehditler ve veri ihlalleri maliyetini önlemek için şirketler de siber saldırılara karşı güvenlik harcamalarını artırırken, Aon’un veri, analiz ve danışmanlık ekibi Aon Inpoint’in mal ve kaza sigortaları piyasası global araştırmasına göre, 2021 yılına kadar en hızlı prim büyümesi siber sigorta ürünlerinde görülecek. Aon’un Finansal Risk Sigortalarından Sorumlu Direktörü Ayşe Çiftçioğlu, siber güvenlik harcamaları ve siber sigorta primlerindeki artış arasındaki bağı şöyle değerlendirdi: Mevzuatlara uyum çabası “Özel, kamu ve kâr amacı gütmeyen kuruluşların 20132017 arası sigorta satın alımlarına ve 2021’e kadar sigorta alım tahminlerine yer veren Aon’un global çalışmasında, geçen beş yılda siber sigorta primlerinde yıllık yüzde 23’lük büyüme görüyoruz. Rapor 2021’e dek ise dünya genelinde siber sigorta primlerinin yüzde 141,1’lik yıllık bileşik büyüme oranıyla 4 milyar dolara ulaşacağını öngörüyor. Siber risklerin ve şirketlerin maddi olmayan varlıklarını korumaya daha fazla önem vermeye başlamalarının yanı sıra siber saldırıların neden olacağı iş durması risklerinden bilançoları korumaktan tutun, kişisel verilerin korunması gibi sürekli değişen mevzuata ilişkin düzenlemelere kadar çeşitli nedenler var.” Tüm çalışanları kapsamalı Sektörel dağılımda finansal kurumlar, madencilik, teknoloji ve medya sektörünün siber güvenlik sigorta ürünlerinde diğer sektör segmentlerine göre daha hızlı büyümesinin öngörüldüğüne dikkat çeken Çiftçioğlu, araştırmalara göre 2015’te en çok siber saldırıya maruz kalan sektörler

olan sağlık, imalat, finansal hizmetler, kamu ve ulaşım sektörlerinin 2018’de de en çok saldırıya maruz kalacağı

tahmin edilen potansiyel hedefler olacağını söyledi. Çiftçioğu, şu hatırlatmayı da yaptı: “Siber güvenlik sektöründe en az harcama yapılan alanın; çalışanları siber saldırı tehditlerini tespit etme ve bu saldırılara karşı savunma faaliyetleri konusunda bilinçlendirmeye yönelik eğitimler olduğu belirtiliyor. Bu eğitimlere kaynak ayrılması çok önemli. Yaşanan kötü tecrübelerin şirketleri her yönüyle etkilediğini görüyoruz. Bu sebeple saldırılarla mücadele tüm çalışanları kapsamalı.”

Siber saldırılara karşı yedi kalkan! Aon’un ‘2018 Siber Güvenlik Tahminleri Raporu’na göre; 2017’de yüzde 7 artışla 86,4 milyar dolara ulaşan güvenlik harcamalarına rağmen büyük ölçekli siber saldırılar gerçekleşti. Bu harcamaların, sistemsel harcamalar olduğuna işaret eden Aon Risk Yönetimi Danışmanlığı’ndan (AGRC) sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Ahmet Eryaman’a göre, bu sistemsel harcamaların yapılması gerekli. Ancak, gerekli olan başka bir harcama kalemi de insan kaynaklarına yönelik harcamalar ve çalışanların siber güvenlik bilincini artırmak. Dünya ortalamasına göre daha az olan siber savunma bütçelerini doğru konumlandırmanın önemine dikkat çeken Aon Global Risk Consulting, özellikle “kritik altyapı” sektörleri için önceliklendirme tavsiye ediyor. Etkin savunma stratejileri ise yedi başlıkta toplanıyor: 1.‘Güvenilir Uygulamalar’ listesi: Saldırganlar tarafından yüklenmeye çalışılan kötü amaçlı yazılımların tespiti ve önlenmesinde Güvenilir Uygulamalar Listesi oldukça önemli bir savunma aracı. 2.Güncellemeler ve doğru konfigürasyonlar: Şirketlerin, bir yama / güncelleme yönetim programı izlemesi tavsiye ediliyor. ICS-CERT, bu konudaki zafiyetlerden kaynaklanan saldırı oranını da yüzde 29 olarak tespit etmiş.

3.Saldırıya maruz kalınabilecek alanların azaltılması: Kullanılmayan tüm portların ve işletim sistemlerinin kapatılması, dış ağlara yalnızca onaylanmış işler için erişim izni verilmesi önemli. 4.Savunulabilir bir ortam kurulması: Şirket ağlarının dış çeperini koruyan erişim çemberi üzerindeki ihlallerle oluşabilecek hasarları sınırlamak ve ağları mantıklı bir şekilde bölümlere ayırarak host-to-host iletişim kanallarını kısıtlamak bu konudaki en etkili taktikler arasında. 5.Yetkilendirme yönetimi: Çok faktörlü deneme metotlarını uygulanması ve yetkileri kısıtlayarak, her kullanıcıya görevleri hangi yetkileri gerektiriyorsa o yetkileri verilmesi tavsiye ediliyor. Sadece şifre kullanılmasını gerektiren durumlarda karmaşık ve uzun şifrelerin kullanılmasının özendirilmesi de önemli. 6.Güvenli uzaktan erişim uygulamaları: Başta modemler olmak üzere güvensiz erişim yollarının her fırsatta ortadan kaldırılması ve açık bırakılan tüm erişimlerin olabildiğince kısıtlanmaya çalışılması önemli savunma önlemleri arasında. 7.İzleme ve savunma uygulamaları: Şirketlere sistemlerinin bilinen en son düzgün çalıştığı tarihe geri dönmesini kolayca sağlayacak “altın” yedek disklerin oluşturulması tavsiye ediliyor.


4

BThaber

E-TOPLUM

16 - 22 TEMMUZ 2018

GVKK’ya uyumun beş temeli! Genel Veri Koruma Kanunu (GVKK) 25 Mayıs 2018 tarihi itibariyle yasalaştı ve Avrupa Birliği (AB) üye ülkeleri, bu ülkelere mal ve hizmet satan AB dışındaki bütün şirketleri kapsıyor. Bu yönüyle GDPR ülkemizde bulunan kurumlar için de önemli ve bu kanuna uyulmaması, şirketlere milyonlarca avro zarara mal olabilir. GVKK’ya uyum konusunda yapılması gerekenleri İngiltere merkezli siber güvenlik firması Keepnet Labs, şu beş adımla tanımladı: 1. Yönetici farkındalığı ve veri koruma görevlisi:

Kurumunuzun küresel rakiplere ayak uydurması ve AB üye ülkelerinde bulunan şirketlerle ve vatandaşlarla iş yapması; yönetim ekibinizin ve yönetim kurulunun tamamının aynı bilinç seviyesinde ve donanımda olmasını sağlamak ve yönetmek için, Veri Koruma Görevlisi (VKG) adı altında bir personele yetki verilmesi gerekli. 2. Gizlilik ofisi: Yönetim ekibiyle beraber, yeterli finansman ve tam bağlılık ile gizlilik ofisinizi

organize etmelisiniz. Bu ofis, bütün kurumu kapsayacak şekilde, herkesi yönetmelikler ve kurallar konusunda doğru bir şekilde güncellemeli. Kurum içinde atanan VKG, GVKK uyumluluğunu CEO'dan, satış ve pazarlamaya kadar takip etmeli ve gerektiğinde BT ekiplerine destek olmalı. 3. Korunması gereken verileri belirleyin: Kişisel olarak tanımlanabilir bilgilerin (KOTB) nerede saklandığı ve depolandığı,

nasıl sınıflandığı ortaya çıkarılmalı ve derinlemesine bir denetim yapılmalı. KOTB farklı ülkelerdeki kurumlar ile paylaşılıyor mu, eğer öyleyse neden ve kiminle paylaşılıyor gibi süreçlerin denetimi de yapılmalı. 4. Operasyonel uygulamalar: Şirketinizin, süreçlerini ve Olay Müdahale Sürecini oluşturması ve özelleştirmesi şart. Şirket için ve dışından gerçekleşebilecek bütün riskler değerlendirilmeli

ve “Olay Müdahale Süreci” oluşturulmalı. VKG, üçüncü taraf satıcı risklerinizi de değerlendirebilmeli. 5. Farkındalık ve eğitim: Yeni işe alınan personeller eğitilmeli, ayrıca üst düzey personel için gerçekleştirilmesi gereken teknik eğitimler de sürekli hale getirilmeli. Yıllık güvenlik eğitimini zorunlu hale getirilmeli ve kişisel verileri korumada ve GVKK yetkinliği konusunda yöneticilere düzenli brifing verilmeli.

Japon yatırımcıların İzmir’e ilgisi pekişiyor

2018 yılı Mayıs ayında Site Selection dergisi tarafından Doğu Avrupa’nın en iyi bölgesel yatırım tanıtım kurumları seçilen İzmir Kalkınma Ajansı (İZKA) ve Ege Serbest Bölge Kurucu ve İşleticisi A.Ş. (ESBAŞ), Japonya’nın Tokyo şehrinde Birleşmiş Milletler Sınai Kalkınma Örgütü, Yatırım

ve Teknoloji Geliştirme Ofisi (UNIDO ITPO Tokyo) ve Japonya Ortadoğu İşbirliği Merkezi (JCCME) işbirliğiyle İzmir’in tanıtımına yönelik bir yatırım tanıtım turu düzenledi. Yatırım tanıtım turu kapsamında, İzmir’e yatırım yapma potansiyeli bulunan küresel firmalara ziyaretlerde bulunularak, İzmir’in yatırım

ortamı ile yatırımcıya sunulan fırsatlar anlatıldı. İkili görüşmelerin yanında İzmir’de yatırım olanakları ile ilgili bir seminer de düzenlendi. Açılış konuşmalarını UNIDO Tokyo Ofisi Müdürü Yuko Yasunaga’nın yaptığı seminer, Başbakanlık Yatırım Destek ve Tanıtım Ajansı Tokyo Ofisi Baş Danışmanı Yuichi Aoki, İZKA Yatırım Destek Ofisi Uzmanı Dr. Halit Duran, ESBAŞ Pazarlama ve Kiralama Müdürü Göktürk Altınbaş’ın yaptığı sunumlar ile devam etti. Yaklaşık 120 küresel Japon firma temsilcisinin katılım sağladığı seminerde İzmir ile ilgili genel bilgiler ile İzmir’deki yatırım fırsatları, devlet teşvikleri, serbest bölgelerin avantajları ve TürkJapon ekonomik ve kültürel

Prof. Dr. Özkan, TÜBİTAK Bilim Kurulu’nda Boğaziçi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmed Özkan TÜBİTAK Bilim Kurulu Üyeliği’ne atandı. Yapılan yazılı açıklamada Prof. Dr. Mehmed Özkan’ın “Bilimsel ve teknolojik alanlarda eser, araştırma ve buluşlarıyla temayüz etmiş ve/ veya araştırma ve teknoloji yönetimi konusunda yetkinliği olan, bilimsel ve teknolojik sistem, kurum ve birimleri başarı ile kurmuş ve yönetmiş kişiler” kontenjanından Bilim Kurulu'na aday gösterilerek atandığı belirtildi. 2005-2012 yılları arasında

TÜBİTAK-TEYDEB-ELOTEG Yürütme Komitesi üyesi, 2012-2015 arasında TÜBİTAK TEYDEB-TEMEG yürütme kurulu üyesi olarak görev yapan Özkan, 2012-2015 arasında Avrupa Komisyonu FP7 ve H2020 programları kapsamında Robotik alanında proje değerlendirme komisyonlarında görev aldı. 2015-2016’da KÜSİ İstanbul Çalışma Grubu temsilcisi, 2012-2016 Türk Patent Enstitüsü Marmara Bölge Koordinatörü görevlerini yürüten Özkan, 2017 yılında TÜBA üyesi oldu. 1995-

2016 yılları arasında Boğaziçi Üniversitesi Biyomedikal Mühendisliği Enstitüsü’nde Müdür Yardımcılığı, 2012-2016 arasında Boğaziçi Üniversitesi Teknoloji ve İnovasyondan Sorumlu Rektör Danışmanlığı, 2016 yılında da Boğaziçi Üniversitesi Rektör Yardımcılığı yapan Özkan, 2016’dan bu yana Boğaziçi Üniversitesi Rektörü olarak akademik görevine devam ediyor. Özkan, aynı zamanda Boğaziçi Üniversitesi Vakfı ve Boğaziçi Üniversitesi Teknopark AŞ Yönetim Kurulu Başkanı.

ilişkileri gibi konularda sunumlar gerçekleştirildi. Yeni Japon yatırımları da olacak İZKA Genel Sekreteri Dr. Mehmet Yavuz, “Japonya’ya 2012 yılından bu yana düzenli olarak gidiyoruz. Yatırım tanıtımında belirli sektör ve ülkelere odaklanmanın gerekliliğinin farkında olarak, Japonya yatırım tanıtım turlarının dördüncüsünü bu sene düzenledik. Japon firmaların İzmir’e olan ilgisi gün geçtikçe artıyor. İzmir’de hâlihazırda yatırımı bulunan Japon firmaların varlığı ve bu firmaların sayısının artışı bu ilginin somut göstergesi. İlerleyen günlerde ziyaretlerimizin sonucu olarak çeşitli Japon heyetlerini

İzmir’de ağırlayacağız ve yeni Japon yatırımlarını açıklayacağız” dedi. ESBAŞ Yürütme Kurulu Başkanı Dr. Faruk Güler ise şu bilgileri paylaştı: “Japonya, Ege Serbest Bölgesi’ne yatırım çekmek istediğimiz hedef ülkelerimiz arasında. Bu nedenle 2012’den bu yana Japonya’ya yatırım tanıtım turları düzenleyerek, Japon yatırımcılara önce Türkiye’yi, sonra İzmir’i ve Ege Serbest Bölgesini anlatıyoruz. Bölgemizde faaliyet gösteren Japon Pigeon Group firması üst düzey yöneticileri de bu yatırım tanıtım turlarına bizzat katılarak referans oluyor. Bölgemizdeki Japon yatırımcıların artacağına inanıyorum.”

İnovasyon paydaşları buluşacak Ar-Ge çalışmalarının ticarileşmesi noktasındaki sıkıntıları ortadan kaldırmayı ve sanayide dönüşümü gerçekleştirmeyi hedefleyen Mimar ve Mühendisler Grubu (MMG); Türkiye’nin çeşitli bölgelerindeki teknopark, Ar-Ge merkezleri, kalkınma ajansları ve üniversite projelerini 3. AR-GE & İnovasyon Zirvesi ve Sergisi’nde bir araya getirecek. Geçen yıl gerçekleşen 2. ARGE & İnovasyon Zirvesi ve Sergisi’nin ana sponsorlarından olan İTO, 17-18 Ekim 2018 tarihlerinde İstanbul Lütfi Kırdar Kongre Merkezi’nde gerçekleşecek 3. AR-GE &

İnovasyon Zirvesi ve Sergisi’nde de Altın Sponsor olarak yer alacak. Türkiye'nin yerli yeniliğini temsil eden zirve; sağlık, uzay araştırmaları, savunma sanayi, enerji, iletişim ve çevre konulu birçok buluş ve icada ev sahipliği yapacak. Zirvede, iki gün boyunca 14 oturumda 60 konuşmacı bulunacak.


BThaber

E-TOPLUM

16 - 22 TEMMUZ 2018

5

‘Altyapı üstünlüğü ortadan kalkıyor, esas rekabet hizmette yaşanacak’ Türkiye’de son 15 yıldır fiber altyapı konusunda yaşanan sorunlar teknoloji dünyasının önemli gündem maddeleri arasında yer aldı. TELKODER ve büyük operatörlerin katılımı ile imzalanan protokol, bu sorunların büyük ölçüde ortadan kalkmasını sağlayacak. Elektronik haberleşme altyapıları içinde bulunduğumuz yeni dönüşüm sürecinin Ayhan Sevgi mihenk taşlarını oluşturuyor. Hem mobil hem de sabit haberleşme sistemleri fiber altyapı şebekesine ihtiyaç duyuyor. Uydu haberleşme ise bu sistemlerin tamamlayıcısı olarak karşımıza çıkıyor. Fiber altyapı konusunda bugüne kadar pek çok sorun dile getirildi ve çözüm yolları arandı. Mayıs ayında ise TELKODER, Türk Telekom, Turkcell, Vodafone ve Türksat fiber altyapı şebekelerini karşılıklı kullanıma açan “Sabit Elektronik Haberleşme Altyapı Ortak Kullanımı ve İşbirliği Protokolü” için imzalar atıldı. Teknoloji altyapısının gelişim süreçleri açısından oldukça büyük öneme sahip bu anlaşmanın sunacağı faydalar konusunda Serbest Telekomünikasyon İşletmecileri Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Yusuf Ata Arıak, sorularımızı yanıtladı. Türkiye’deki dönüşüm süreçlerini ve fiber yaklaşımlarını nasıl değerlendiriyorsunuz? Digital dönüşüm ve Endüstri 4.0’ın özünde M2M (makineler/cihazlar arası haberleşme), IoT (nesnelerin interneti), IoE (her şeyin interneti) gibi kavramlar bulunuyor. Bu uygulamaların tamamı, temelini fiber teknolojileri ve şebekelerinin oluşturduğu, elektronik haberleşme altyapıları sayesinde hayata geçiriliyor. Bildiğiniz gibi 24 Mayıs 2018 tarihinde dönemin Başbakanı Binali Yıldırım’ın da katıldığı törende TELKODER, Türk Telekom, Turkcell, Vodafone ve Türksat fiber altyapı şebekelerini karşılıklı kullanıma açan “Sabit Elektronik Haberleşme Altyapı Ortak Kullanımı ve İşbirliği Protokolü” için

TELKODER Yönetim Kurulu Başkanı Yusuf Ata Arıak imza attı. Bu protokolle, TELKODER 15 yıldır, önce yalnız başına, son 3 yıldır ise Turkcell, Vodafone ve Türksat’la yürüttüğü, son 6 ayda Türk Telekom’un da katıldığı mücadelesinde başarılı bir sonuca ulaştı. Protokol, fiber altyapıların hızla daha yaygın hale gelmesini sağlayacak. Geliştirdiğimiz ortak çalışma kültürü ve farklılıklara rağmen sağlanan ortak noktalarda buluşma başarısı, varlık içinde yokluktan kurtulup, sektörümüzün ve ülkemizin büyük fayda göreceği bir sonuca ulaşılmasını sağladı. Bu sayede altyapı bir üstünlük aracı olmaktan çıkacak ve esas rekabet alanı hizmet kalitesi ve yenilikçilik konularında olacak. Fiber stratejileri ve yatırımları konusunda bugüne kadar yapılan yanlış uygulamalardan kısaca bahseder misiniz? Telekomünikasyon sektöründe yaşananları bir bütün olarak ele alacak olursak, 2003 yılından itibaren enflasyondan arındırılmış toplam gelirlerde dikkat çekecek seviyede bir büyüme olmadığı görülüyor. Telekomünikasyon sektörüne ilişkin politikaların yeni bir bakış açısıyla, baştan ele alınması

gerektiğini düşünüyoruz. Sektörümüzün, 2018 yılında kayda değer bir büyüme sağlayabilmesi için dikkatle ele alınması gereken başlıkları şöyle sıralayabiliriz. • Toptan ve perakende pazarlarda etkin rekabet tesis edilmelidir. • Belediye/Büyükşehir Kanunlarında değişiklik yapılarak belediyelerin altyapıdan rant elde etme hevesi önlenmelidir. Belediye iştirak şirketlerinin altyapı işletmeciliği lisansları iptal edilmelidir. • Kamu hizmet alımlarında uydu haberleşme hizmetlerine yönelik kısıtlamalar getirilmemeli, uydu haberleşme sektörünün sabit ve mobil haberleşmenin tamamlayıcısı olması sağlanmalıdır. • Veri merkezlerine “Cazibe Merkezleri Programı” kapsamında sağlanan destek ve teşvikler, herhangi bir sınırlama olmadan ülke geneline yaygınlaştırılmalıdır. • Telekomünikasyon altyapılarının, ücreti karşılığı her işletmeciye açık hale getirilmesi ve yeni altyapı yapmak isteyenlerin önündeki

engellerin kaldırılması. Bu mesele 15 yıldır çözümü geciken konular arasında en önemli sorun olmuştur.

gün önce geride bırakabildi. Bu nedenler protokolün meyvelerini toplamak için biraz daha beklememiz gerekebilir. Bu protokol, gereksiz yatırımlardan kurtulmamızı sağlayacağı ve zaman kayıplarını önleyeceği için özelleştirme geliri (6.5 Milyar dolar) kadar bir kazanç sağlayacaktır. Gerçekleşmesinde büyük çabalar sarf ettiğimiz bu sürecin kötü bir sonuçla neticelenmesini sadece biz değil, sektördeki hiçbir şirket de istemeyecektir. Çünkü 15 yıl içinde herkes çok yıprandı, birçok engellerle karşılaşıldı ve ülkemiz diğer ülkelerle rekabette uzun yıllar kaybetti. Bu nedenle TELKODER olarak bu konuyu yakından takip edeceğimizden kimsenin şüphesi olmasın isteriz.

Bu yanlış uygulamalardan bugün ne kadarı ortadan kalkmış durumda? İmzalanmış olan, “Sabit Elektronik Haberleşme Altyapı Ortak Kullanımı ve İşbirliği Protokolü” bu yanlışlıkların giderilebilmesi için önemli bir gelişmedir. Öyle umut ediyorum ki, bu gelişmeyi takiben başka olumlu gelişmeler ardı ardına yaşanacak ve sektörümüz arzu edilen yapıya sonunda kavuşabilecektir. TELKODER olarak rekabetin tam olarak sağlanabilmesi için tüm kapıların açık olması gerektiğini savunuyoruz. Türk Telekom başta olmak üzere tüm işletmecilerin altyapısı paylaşılmalı ve yeni altyapı yapılmasını engelleyen durumlar ortadan kaldırılmalıdır.

Türkiye’nin fiber konusunda istenilen seviyelere ulaşması için hangi adımlar atılmalı? Protokolün tam olarak işletilebilmesi ve olası anlaşmazlıkların öncelikle işletmecilerin kendi aralarında hızla çözülebilmesi (BTK, RK, Bakanlık veya Yargıya başvuru yolları açık kalmak kaydıyla) için bir mekanizma kurulmasının faydalı olacağını düşünüyoruz. Bu protokol evlere kadar giden şehir içi şebekenin paylaşılmasını sağlayacak. Protokol sonrasına bırakılmış olan “Aydınlatılmamış Fiber (Dark Fiber) Kiralanması” ve “Transmisyon (Şehirlerarası fiber şebekesi) Altyapısının Paylaşılması” gibi konuların da hızla sonuca bağlanması gerekiyor.

Büyük operatörlerle imzaladığınız fiber sözleşmesi ile birlikte ne tür gelişmeler yaşanacak? Tabii bu protokol sektörümüzün 15 yıllık serbestleşme serüveninde bir dönüm noktasıdır. Protokol imzalanalı yaklaşık 1 ay oldu ancak ülkemiz yoğun bir gündemi daha birkaç

Şu anda doğru yolda olduğumuzu düşünüyorum. Ancak bütün sektör paydaşlarının yaşanan bu süreci çok sıkı sıkıya izlemesi ve yaşanan gelişmeleri sıcağı sıcağına, gerekli merciler ile uyum içerisinde yürütmesi ve çözüm odaklı adımları hiç bekletmeden atması gerekiyor.


6

E-TOPLUM Yemeği robot yapıyor

Boston’a yolu düşeceklere öneri: Şehrin tarihi merkezinde Washington Street 41 Numara’da Spyce restoran. Tamamen robotların pişirdiği vejetaryen/vegan yemek için. Et yok. Garson yok. Menüden yemeği seç, tıkla. Tayland, Hint, Lübnan, Fas, Latin mutfağı seçenekleri var. Tezgaha dik asılı 7 tavadan birine, sizin yemeğin malzemesi dökülsün. Tava dönmeye başlasın. O sırada yemeğiniz pişiyor. Pişen, elbette bir patlıcan oturtma veya hünkar beğendi değil. Spyce’da yemekler sadece derin bir tavada döne döne kavurma şeklinde yapılıyor. Piştikten sonra robot tava, bunu tabağa döküyor. Üzerine garnitürü koyan, “insan eli”. Kabak çekirdeği, ay çiçeği veya nar çekirdeği, yoğurt gibi... Size, içi rengarenk dolu bir tabak veriyorlar.

BThaber

Edip Emil Öymen edip.oymen@gmail.com

Tabak, bardak, çatal bıçaklar geri dönüşümlü plastikten. Hem sağlıklı, hem çabuk, hem eğlenceli, hem çevreci. Spyce (İngilizce “spice”=baharat sözcüğünden bozma) MIT mezunu 4 gencin fikri. Öte yandan, Silikon Vadisi’nde Microsoft, Google, Symantec, LinkedIn, Samsung merkezlerinin bulunduğu Mountain View’da Zume adlı pizzacıda insan ve robot eli değen yarıotomatik pişen pizzanın videosu dünyaya yayıldı. Pizzacı ayrıca, içinde 50 tane pizza ısıtma fırını bulunan bir kamyonla dolaşarak pizza siparişlerini “sıcağı sıcağına” müşterilerin kapısına kadar götürüyor.

16 - 22 TEMMUZ 2018

Uzaya bir-iki başlıyor mümkün olacakmış. Bu durumda, sahibinden.com’da ilanlarını görebiliriz.

Uluslararası Uzay İstasyonu’na “otel” açılıyor. Sadece 4 “müşteri” alınabilecek. 10 – 12 günlük bu deneyim için kişi başına 7.5 milyon euro ödeyecekler. Amerikan şirketi Orion Span, dünyadan 408 kilometre yukarda Aurora Station adlı otelini 2022’ye kadar açmayı planlıyor. Uzay İstasyonu’na bir “otel” ekleme tasarımını istasyonun yapımında rol almış olan Frank Eichstadt, iç tasarımnıı ise Fransız “uçuk” tasarımcı Philippe Starck yapacak. Starck, cafcaflı, janjanlı tasarımlarıyla ünlü. Bu “otel” için de aynen, altın rengi kapitone duvar, yüzlerce nano-LED ampulden oluşan aydınlatma öneriyor. LED’ler

durmadan pırıldayacak, sürekli renk değiştirecekmiş. Müşteriler, “otel” kısmından çıkıp, astronotların olduğu bölüme geçebilecek. Uzayda sebze yetiştirme deneyine katılacak. Ama bütün bu “-cek, -cak” için mülti-über-zengin turistler 3 aylık bir eğitimden geçecek. Paraları var da acaba zihinleri, vücutları böyle bir yolculuğa uygun mu? Orion Span, uzay turistliğini gel-geç bir heves olarak değil, gayrımenkul yatırımı olarak görüyor. Uzay İstasyonu’nda bir “otel odası” sahibi olup, bunu turistik amaçlarla kiralamak ya da devre mülk gibi kullanmak

Uzaya gidip gelmece seyahat fikri artık bilim kurgu değil. Uzaya sefer yapacak araçların kalkıp ineceği, park edeceği özel tasarım “uzay limanı” bile hazır: New Mexico eyaletinde İngiliz mimarlık şirketi Norman Foster ve ortakları böyle bir merkez inşa ettiler. Burası, dünyanın ilk ticari uzay seyahat havalimanı oldu. İngiltere’de de bir uzay limanı yapılması için “Uzay Sanayii Yasası” parlamentoda kabul edildi, Kraliçe Hazretleri imzaladı. Nerede yapılacağı henüz belli değil. Dubai geri kalır mı hiç? Orada da Bjarke Ingels Group Mimarlık, çöl ortasında Mars koşullarını “yaratacak” bir yerleşim birimi projesi açıkladı. Mars Bilim Şehri adlı bu yerin faturası 140 milyon doları buluyor. 177 bin metre karelik bir alana yayılacak. Mars’a gidecek astronotlar, burada kendilerini Mars koşullarına hazırlayacak. Proje var, ama henüz inşaat yok.

Web’le ilgili kaygılar artıyor Web’in mucidi Tim Berners Lee, internetin nasıl kötüye kullanılabileceğine dertlene dertlene 63 yaşına ulaştı. Amerikan Vanity Fair dergisinde yeni yayınlanan uzun söyleşisi, kaygı ile iyimserlik, umutsuzluk ile umut arasında gidip gelen manik depresif bir kayıt. Söyleşiyi yapan kişiye göre Tim’in konuşma hızı daha artmış, başı sonu belirsiz cümleler, hızla yuttuğu kelimeler... Her halde bu eşsiz beyin, kendi hızına yetişemez hale geldi, anlatacağı o kadar çok sıkıntısı var ki sabrı, dili, zihni birbirine karışıyor. Tim halen MIT’de (yamuk-eserler mimarı) Frank Gehry’nin inşa ettiği “anıt laboratuvar” Ray and Maria Stata Center’deki Media Lab’de hocalığa devam ediyor. Tim çok çok dertli çünkü 1989’da ilk tasarımını yaptığı Web’in, “kötü emellerin elinde” çarçur olmaya başlamasına dehşetli içerlemiş durumda. Buna karşılık

olarak, Solid adını verdiği yeni bir sistem tasarlamaya başlamış. 1989-91 arasında geliştirdiği tasarımıyla web, herkesin özgürce kullanacağı demokratik bir sistem olacaktı. Öyle başladı ama öyle devam etmedi. Hele şimdi, GAFA denilen Google, Apple, Facebook, Amazon’dan oluşan tekel teknolojisi başlı başına bir dert oldu. (Fransızlar, listeye Microsoft’u da ekliyor: GAFAM diyor). Söyleşide ana fikri şu: Web’in insanlığa hizmet etmesini istiyoruz. Bunu güvenceye almak için, web’in üzerine kimin, neyi inşa ettiğine bakmalıyız. Son gelişmeler beni mahvetti. Fiziken, manen etkilendim. Web bir çok anlamda başarısız oldu. Gitgide merkezileşti. Ve insanlığa karşı duran bir şeye dönüştü. Demokrasiyi geliştireceğini sandığım web, eşitsizlikleri artırdı. Web’in, bugün geldiği şekilden nasıl başka bir şekile

dönüşebileceği üzerinde konuşuyoruz. Acaba kullanıcıya verisini kontrol etme yetkisini nasıl veririz? Sıfırdan bir eko sistem kuruyoruz. Nedir bu yeni sistem? Bu bir platform. Kullanıcı bu platformda verisini kontrol edebilecek. Facebook veya Google’ın, kullanıcı verisini istediği gibi kullanmasına karşın, Solid’de kullanıcı, verisine sahip. Bu sistemin yazılımı da açık kaynak, dolayısıyla, herkes bunu geliştirebilir. Web’in merkezileşen yapısını bozarak “eski” dağıtık şekline döndürmeyi amaçlayan ama bunu 2018’deki ileri teknolojiyle yapacak yenilikçi bir sistem öneriyor Tim. GAFA’nın “can sıkan” durumlarına karşı tek tük de olsa başka girişimler de var: Almanya’da bir yazılımcı, Twitter’ın “dağıtık” şeklini başardı, adını Mastodon koydu. Fransa’da bir grup

yazılımcı, YouTube’a karşılık PeerTube adını verdikleri dağıtık “federal” bir seçenek sundular. 31 Temmuz – 2 Ağustos arasında Dağıtık Web Zirvesi toplanıyor San Fransisco’da. GAFA’nın olumsuz etkilerini nasıl azaltırız temalı zirvede konuşmacılar arasında Tim Berners Lee ile internetin kurucu babalarından Vint Cerf var. Ayrıca, İnternet Arşivi kurucusu Brewster Kahle ve Electric Frontier Vakfı’ndan Cory Doctorow da, bir çok başka katılımcıyla birlikte. Tim diyor ki: “Dağıtık web dediğimiz şey, web’in ilk kuruluş halidir. Bugün ise

GAFA, merkezi konumunu korumaya kararlı. 2018’in ilk 3 ayında, Facebook CEO’su veri sızıntısı olduğunu itiraf etmesine rağmen Facebook 11.9 milyar dolar, Google 31 milyar dolar kazandı.” Yani demek istiyor ki, biz akıntıya kürek çekeceğiz, ama buna mecburuz.



8

BThaber

BİLİŞİM DÜNYASI

16 - 22 TEMMUZ 2018

İlmek ilmek işlenen kod devri!

Ürünlerini dijitalleştirmek adına birçok yatırımı hayata geçiren Singer, böylece eski makinalardan tamamen farklı özellikleri yeni makinelerinde buluşturdu. Bireysel ve kurumsal hayatlarda dijitalleşmenin payı giderek Handan Aybars artarken, her sektörde her ölçekte şirket de bu değişim ve gelişen tüketici beklentilerine uyum için kendini yeniliyor. Bunun bir örneği olan Singer, sadece YouTube kanalını etkili kullanmakla kalmıyor, teknoloji-yoğun ürünleri bireylere sunarken, bireylere de birçok farklı kanaldan bilgiler edinme, dikişi teknoloji ile buluşturmaya odaklanıyor. “Dijital çağa ayak uydurmak ve teknolojiyi takip edip, bunun firma adına avantajlarından faydalanmak en doğrusu” tespitini yapan Singer Türkiye Genel Müdürü Sinem Kınran Parlak, bir markanın dijital çağda kendini nasıl yenilediğine ve geliştirdiğine dair sorularımızı yanıtladı: Dikiş makinalarındaki dijitalleşme, bu cihazları nasıl geliştiriyor, dijital platformlar bu konsepti nasıl yeniliyor? Teknoloji çağındayız ve birçok ürün akıllı cihazlar haline geldi. Dikiş makineleri de teknoloji ile birleşti, şimdi Wi-Fi bağlantılı makineler var. İstediğiniz nakışı internetten indirip Wi-Fi üzerinden makineye atabiliyor, o işlerken siz cep telefonunuza indirdiğiniz aplikasyondan dikişin ne durumda olduğunu takip edebiliyorsunuz. Makinenin üzerindeki aynı bir tablet ekranını andıran çoklu dokunmatik

ekrandan da tüm ayarları gerçekleştirebiliyorsunuz. Ürünler bu kadar teknolojik olunca, kullanımı da daha kolay ve keyifli oluyor. Tabii ki mekanik olup, üzerindeki kadranları çevirerek ayar yapabildiğiniz klasik dikiş makinelerimiz de var, bu anlamda ürün çeşitliliğimiz çok geniş… Ama yoğun teknolojinin yer aldığı ürünler, kullanım kolaylığı ve verimlilik açısından çok daha kullanışlı diyebiliriz. Müşterilerinizle iletişimi nasıl kuruyor, onların dönüşlerini nasıl alıyorsunuz? Dikiş makinalarındaki teknolojinin dışında firma olarak, müşterilerimizle dijital kanallardan iletişime geçiyoruz. Duyurularımızı ya da tanıtımlarımızı dijital dünya üzerinden, sosyal medyayı ve web sitemizi kullanarak yapıyoruz. Kullanma kılavuzlarımız bile uzun zamandır video olarak YouTube kanalımızda ve web sitemizde bulunuyor. Yani artık kılavuzu saklayıp okuyarak öğrenmek yerine kullanıcılar, aldıkları ürünü kutusundan çıkartmakla başlayan detaylı bir makina eğitimini izleyerek öğrenebiliyorlar. Eğitim videolarımıza ilave olarak, tamamen içerik sunduğumuz Singer TV adlı YouTube kanalımız mevcut. Burada her hafta farklı dikiş projelerini anlattığımız videolar yayınlıyoruz, makina sahiplerine güzel fikirler ve püf noktaları veriyoruz.

Gerek bireysel gerek kurumsal kullanıma yönelik cihazlarda yazılımlar ve uygulamalar hakkında bilgi verir misiniz? Bilgisayarlı nakış makinalarımızın mevcut bir yazılımı var. Dönem dönem tüm bilgisayarlı nakış makinalarımıza güncelleme geliyor ve tüketiciler ürünlerini güncelliyor. Bu yazılım, istenilen ürünü nakış motifine çevirmek veya makinada yer alan ekranı kullanarak sıfırdan piko veya nakış desenleri çizmek için kullanılıyor. Yazı karakterleriyle istediğinizi yazıp nakış olarak işlemenize yarıyor. Pfaff markamızın yeni modellerinden ICON ise şu an dikiş pazarındaki en gelişmiş özelliklere sahip ev tipi nakış makinası. Ürün, cep telefonlarına indirilen özel uygulama sayesinde hem çektiğiniz görselleri anında nakış motifine çevirebiliyor hem de yine nakışınızı işlerken cepten takip etmenize olanak sunuyor. İşiniz kaç dakika sona bitecek, dikişin yüzde kaçı tamamlandı gibi bilgilere akıllı telefonunuzdan ulaşabiliyorsunuz. Bu sayede makinanın başında oturup beklemenize de gerek kalmıyor. Bu yazılım ve uygulamalara Türkiye'den geliştirmelerin eklenmesi gündemde mi yoksa her şey merkezden mi yürütülüyor? Makinaların nakış yazılım programları ya da aplikasyonları gibi direkt

Singer Türkiye Genel Müdürü Sinem Kınran Parlak ürünle bağlantılı olan her şey merkezden yürütülüyor. Genelde yapılan uygulamalar ya da yazılımlar farklı dillere uyarlanıyor, ülkelere göre değişkenlik göstermiyor. Ama makina sahipleri USB ile ya da Wi-Fi bağlantısı ile istediği her görseli ve deseni makinasına aktarabiliyor. Nasıl bir Ar-Ge stratejisi izliyorsunuz? Türkiye’de üretici firma olmadığımız için Ar-Ge çalışmaları da yurt dışında yapılmakta. Bizler pazardaki eksikleri, olması gereken özellik ve detayları Ar-Ge departmanına bildiriyoruz, onlar da çalışmalarını bu doğrultuda gerçekleştiriyorlar. Teknolojik yetkinlik ve dijitalleşme başlığında gerek 2018 yılı gerekse orta vade için hedef ve stratejileriniz hakkında bilgi verir misiniz? Wi-Fi bağlantılı ve

aplikasyonları olan Pfaff Creative ICON model nakış makinamız, 2017’nin sonunda çıktı. 2018 yılında yoğun şekilde bu ürünün tanıtım ve uygulamalarını yapıyoruz. Dikiş makinası anlatarak ya da broşürden göstererek değil, tüketiciyi makinanın başına oturtup deneyimlemesini sağlayarak anlatabildiğimiz bir ürün bu. Bu yüzden ürünlerimizi tüketicilerimize workshop etkinliklerimizle tanıtıyoruz ve mutlaka dikiş dikerek bir proje hazırlamalarını sağlıyoruz. Bu çalışmalarımızı mutlaka dijitalle de destekliyoruz. YouTube kanalımızda aksatmadan her hafta yüklediğimiz videoların yanı sıra bu yıl sosyal medya üzerinden canlı yayınlara ve dikiş sohbetlerine de başlayacağız. Dileyen tüketicilerin, canlı yayında dikimi gerçekleştirilen çalışma ile ilgili anında soru sorabilecekleri daha interaktif bir çalışma planlıyoruz.

Bulgaristan’da yeni ofis

Adesso Türkiye kurucusu ve Genel Müdürü Burak Barı

BT danışmanlık hizmetlerinin yanı sıra yazılımın her alanında çözümler sunan adesso, Bulgaristan pazarında yerini aldı. Sofya’daki yeni yerel iştirakiyle adesso, Türkiye’de konumlandırdığı ‘Nearshore’ modelini, Güneydoğu Avrupa pazarına ulaştırdı. Adesso’nun dış kaynak kullanım modeli ile şirketler; yazılım geliştirme, bakım ve test gibi hizmetlerde maliyet tasarrufu elde ediyor. Adesso’nun Nearshore temeliyle markalaştırdığı SmartShore çatısı altında, DACH bölgesindeki Adesso

ofisleri, beş yıldır Türkiye’deki meslektaşları ve İstanbul’daki Ar-Ge merkeziyle verimli işbirliği gerçekleştiriyor. Adesso, Bulgaristan’da yeni ofisiyle başarısı Nearshore modelinin kapsamını genişleterek İstanbul’daki ekibe de destek sağlıyor. Adesso Türkiye kurucusu ve Genel Müdürü Burak Barı, “Adesso’nun Sofya’daki iştiraki SmartShore modelimizle işleyen projelerde bizlere destek olacak. Uzun vadeli hedefimiz ise Sofya’daki ofisimiz liderliğinde tüm adesso portföyünü

Güneydoğu Avrupa’ya ulaştırmak” dedi. Adesso SmartShore çözümlerini birçok banka, sigorta şirketi ve otomobil üreticisi şirketlerin projelerinde kullanıyor. Almanya, Avusturya, İsviçre, Hollanda, İngiltere ve İspanya’da 17 bölgede iştiraki bulunan Adesso Grubu Avrupa’nın büyük bir bölümünde hizmet veriyor. İstanbul’daki merkez ile Sofya ve Barselona’daki yeni temsilcilikler ise Güneydoğu Avrupa'nın doğu ve batı kesimlerindeki stratejik satış noktalarını oluşturuyor.


BThaber

BİLİŞİM DÜNYASI

16 - 22 TEMMUZ 2018

9

Ticari işletme ve KOBİ’lere siber risk koruması Anadolu Sigorta, geçtiğimiz yıl hayata geçirdiği ‘Bireysel Siber Güvenlik Poliçesi’nin ardından, standart paket kapsamlı Ticari Siber Güvenlik Paket Sigortası’nı ticari işletme ve KOBİ’lere özel bir çözüm olarak tasarlayarak bu işletmelerin hizmetine sundu. Dijitalleşme ile artan risklere dikkat çeken Anadolu Sigorta Genel Müdür Yardımcısı Levent Sönmez, “Siber sigorta, dünya genelinde daha çok ticari ürünlerin bulunduğu ve oldukça hızlı büyüme gösteren bir alan. Bu alanda geçtiğimiz yıl Türkiye’de bireylere yönelik ilk paket ürünü sunmuştuk. Şimdi yine bir ilk olan standart kapsamlı Ticari Siber Güvenlik Paket Sigortası’nı ticari işletmeler ve KOBİ’lerle buluşturuyoruz. Yaptığımız araştırmada sektörümüzde ticari işletme ve KOBİ’lere yönelik standart limitler ve teminatlar içeren paket bir ürün bulunmadığını gördük. Genellikle daha büyük ölçekli işletmelere

yönelik “terzi usulü” ürünlere karşılık, KOBİ’lerin ihtiyaçlarını karşılayacak, anlaşılması kolay, standart limitli ve kapsamlı, makul primli bir ürünün eksikliği hissediliyordu. Biz de, ticari işletmeler ve KOBİ’ler için hazırladığımız Ticari Siber Güvenlik Paket Sigortası ile, siber güvenlik riski nedeniyle oluşacak veri koruma hasarlarından iş durmasından kaynaklanan zararlara, kamu otoritesine karşı yapılan savunma ve para cezalarından siber fidye hasarlarına, bilgi güvenliği ve gizlilik sorumluluğundan ve veri ihlali masraflarına kadar bir çok riski standart limitler ve makul primlerle teminat altına alan yepyeni bir ürün geliştirdik” bilgisini verdi. Girişimcilere destek programı başladı Anadolu Sigorta, sektör ile ilgili girişimcileri desteklemek amacıyla Astart isimli bir program da başlattı. Yeni ürün ve hizmetler sunarak

Anadolu Sigorta Genel Müdür Yardımcısı Levent Sönmez dijital sigortacılık dünyasına katkıda bulunacak girişimlere destek olacak Astart ile erken aşama teknoloji iş fikirlerinden, yatırım almış iş fikirlerine kadar pek çok girişimin desteklenmesi amaçlanıyor. Anadolu Sigorta, Astart’ta destekçisi olduğu platform veya kuluçka merkezleriyle işbirliği yaparak, seçtiği girişimleri partnerlerine yönlendirecek ve fikirlerin

hayata geçme sürecine de katkı sunacak. Astart, girişimcilere kuluçka merkezlerine erişim ve sektörün uzmanlarından mentör desteği gibi imkanlar sunacak. Bu programa yapılacak başvurular 7 Ağustos’ta gerçekleştirilecek finalde değerlendirilecek ve seçilen ilk 3 girişim Workup Girişimcilik Programı’na katılmaya hak kazanacak.

Programa http://astart. ist adresinden başvurmak mümkün. Astart ile ‘insurtech’ kavramını yaygınlaştırarak, sürdürülebilir projelere katkıda bulunmayı hedeflediklerini dile getiren Levent Sönmez, “Sigortacılıkta yenilikçi BT çözümleri geliştirmek ve insurtech’leri yakından takip etmek için Kolektif House’ta bir ofis açtık. Bu kapsamda Kolektif House’taki ilk workup mezunlarımızdan olan e-kira. net ile ortak bir çalışma gerçekleştirdik. Yine Kolektif House’ta geliştirdiğimiz TurboJet projemiz de faturalı hasarların mobil uygulamamız üzerinden aracısız ve kâğıtsız olarak bize iletilmesini ve ihbardan itibaren saniyeler içinde ödenmesini sağlayan bir yenilik. Geçtiğimiz yılki Hackathon gibi adımlarımız da bu programımızın bir parçası. Astart’la ise işbirliği içinde olduğumuz tüm platformları, girişimcileri desteklemek için bir araya getiriyoruz” dedi.

IoT için ortak standartlar bir gereklilik Her üreticinin kendi iletişim protokollerini ve arayüzlerini geliştirmesi IoT'nin de verimli işlemesi için kritik olan ‘cihaz uyumluluğunu’ bir sorun haline getiriyor. Farklı seviyelerde standartlaşmanın IoT odaklı öncelikli gündem maddelerinden biri olduğunu vurgulayan Atar Labs CEO'su Burak Dayıoğlu, bağlı aygıtların birbiriyle haberleşmesi için sektör genelinde ortak standartlar belirlenmediği sürece uyumluluk sorununun çözüme kavuşmayacağını

Atar Labs CEO'su Burak Dayıoğlu

hatırlattı. Mevcut trendler paralelinde IoT projeleri kurgulanırken güvenliğin ikinci plana atıldığına dikkat çeken Dayıoğlu, "Güvenlik başlığı altında IoT'nin çok ciddi çalışmalara ihtiyacı var. Her bir cihazın internete bağlanması, hepsinin siber saldırılara açık hale gelmesi demek. IoT'nin getireceği avantajları, ancak bu güvenlik tehditlerini önledikten sonra devreye almak gerek” yorumunu yaptı. Yerli ve milli Ar-Ge faaliyetleri çerçevesinde geliştirilen siber

güvenlik robotu ATAR ile IoT alanında da fayda sağladıkları bilgisini veren Dayıoğlu, “IoT teknolojileri arasında tutkal olarak kullanılabilecek bir otomasyon robotu geliştiriyoruz. Doğrudan sahada programlanabilen ATAR robotumuz sayesinde farklı IoT sensörlerinden gelenleri değerlendirmek, sahada belirlenen senaryolar ışığında farklı IoT ya da BT donanım ve yazılımına doğru komutları vermek mümkün oluyor” bilgisini verdi.

Fibabanka, Ar-Ge Merkezi’ni kurdu Fibabanka, finans sektörünün dijital dönüşümü, FinTech’lerle iş ortaklığı, yenilikçi ürün ve hizmetler geliştirme hedefiyle Özyeğin Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi işbirliği ile Fibabanka Ar-Ge Merkezi’ni hayata geçirdi. Fibabanka Genel Müdürü Ömer Mert, “Start-up’ların, FinTech yapılarının finans sektöründe etkili olmaya başlamasıyla bankalar için rekabet koşulları

ve iş yapış şekillerinde değişiklikler de kaçınılmaz hale geliyor. Geçtiğimiz aylarda; Finberg adıyla, girişimlere ortak olacak ve onlarla birlikte yenilikçi finansal ürünler geliştiren FinTech ekosistemini yönetecek ‘yatırım ve finansal teknoloji’ girişimi şirketimizi kurmuş ve başlangıç olarak toplam 3 milyon TL ile iki şirkete yatırımlarımızı yapmıştık. Şimdi de Özyeğin

Üniversitesi işbirliği ile Ar-Ge merkezimizi hayata geçirdik. Bu işbirliklerinde ihtiyaç duyulacak finansal teknoloji ürünlerini geliştirmeyi hedefliyor, teknoloji odaklı çeşitli Start-Up, teknoloji şirketleri ve üniversitelerle işbirliği yaparak ilerliyoruz” dedi. Halen 84 kişinin çalıştığı Fibabanka Ar-Ge Merkezi’nde ‘Parametrik İletişim Süreç Geliştirmeleri’, ‘Oyunlaştırma

ve Sosyal Paylaşım Altyapılarıyla Entegre Kurumsal Mobil Uygulama’, ‘Büyük Veri ve Açık Bankacılık Temelli Yeni Nesil Bankacılık’ ve ‘Çok Kanallı Müşteri Deneyiminin Büyük Veri ile Yönetilmesi’ olmak üzere 4 proje üzerinde çalışılıyor. Ayrıca, Özyeğin Üniversitesi ile iki yapay zeka projesi üzerinde görüşmeler de devam ediyor. Fibabanka’nın kendi geliştirdiği açık

kaynaklı bankacılık platformu olan Symphony Banking, Fibabanka’nın iş ortakları ile birlikte farklı bankalara sunulurken, Fiba Grubu’nun Türkiye dışında faaliyet gösteren diğer bankalarında da kullanılıyor. Fibabanka, kurduğu Ar-Ge merkezindeki çalışmalarıyla Symphony Banking platformunu geliştirmeyi ve platformu sektörde öne çıkan bir ürün haline getirmeyi hedefliyor.


BThaber

10 BİLİŞİM DÜNYASI

16 - 22 TEMMUZ 2018

Ağ güvenlikten, güvenlik de yetkin ağ yapısından besleniyor Teknolojinin ve güvenliğin insani yönünün öne çıktığı Aruba Atmosphere 2018 EMEA buluşmasında kurumsal dönüşümün artık bir gereklilik, teknolojinin de bunu mümkün kılan bir araç olduğu tüm sunumlarda vurgulandı. Handan Aybars Hırvatistan

Hewlett Packard Enterprise (HPE) şirketi olan Aruba, Atmosphere 2018 EMEA etkinliğinde bölgesel bazda önemli bir buluşmaya imza atarken, güvenlik ve network çözümlerinde entegrasyonun önemine odaklandı. Toplantıların açılışına ise “Dijital Devrimciler Dijital İşyerinin Potansiyelini Açığa Çıkarıyor” (Beyond Productivity: The Human Side of the Digital Workplace Quantified) araştırması damga vurdu. Söz konusu araştırma ve detayları, Aruba’nın bilişimin ‘insani’ yönüne odaklanmasının gerekçelerini ortaya koyarken, tüm sektörlerin dijital gelişime bakış açılarının bu yönde değişmesi gerektiğine odaklandı. 15 ülkeden 7 bin çalışanla yapılan çalışma, daha gelişmiş dijital işyerleri ile dijital teknolojiyi daha düşük derecede kullanan işyerlerinde çalışanlar arasında performans ve düşünce farklılığını ortaya koyuyor. Şirketlerin, dijital

kurumsal gelecek için üç temel öneride bulunuyor: Dijital işyeri stratejiniz olsun, dijital işyeri işbirliklerine de açık olsun ve temelden yeni bir kurumsal güvenlik stratejisi inşa edin.

ortama daha yatkın çalışanların veri ve bilgi güvenliği açısından daha fazla risk almaları ile tetikte olmaları gerektiği de vurgulanıyor. Araştırmanın sonuçları da net: Dijital araçlar sadece verimlilik sağlamıyor, insani faydaları da beraberinde getiriyor. Dijital çalışma ortamı, mesleki gelişimi destekliyor. Dijital yetkinlikler, kurumsal verimi artırıyor. Otomasyon ve dijital teknolojide istikrarlı gelişim, iş yerinde daha verimli deneyimleri beraberinde getiriyor. Ama konu güvenlik

olduğunda, fikir sahipliği ile icraat arasındaki farklar da açıkça ortada. Örneğin, araştırmaya göre, çalışanlar siber güvenlik farkındalıklarının daha yüksek olduğunu bildirmelerine rağmen, şirket verileri ve cihazları ile daha fazla risk aldıkları gerçeğini de kabul ediyor, şifre ve cihaz paylaşımı gibi riskli hamlelerde bulunduklarını belirtiyor. Sonuçlar, dijital işyeri ve güvenlik başlığında doğru bir entegrasyonu gerekli bulurken, güvenli ve verimli bir

HPE Aruba Ülke Müdürü Ersin Uyar: “Türkiye, bölgede fark yaratıyor” “Üç yıl önce HPE, Aruba’yı satın aldı ve büyük bir dönüşüm oldu, Aruba’nın gerçek potansiyeli ortaya çıktı. İlk yılın sonunda büyüme rakamları da bunu doğruladı. Çünkü söz konusu süreçte ekosistem de bu yapıyı benimsedi. Aruba’nın mütevazi bir partner ekosistemi vardı. Oysa HPE içinde muazzam bir ekosisteme sahibiz. Böylece büyüme de kaçınılmaz hale geldi. Merkez için Türkiye, sürekli çift haneli büyüme sergileyen bir pazar. Bölgemizde en fazla ciro yapan ülkeyiz. Özellikle finans, eğitime ve sağlık sektöründe çalışmalarımız yoğunluk kazanıyor. Ekiplerimizi de büyütüyor, kanal yapımızı sürekli geliştiriyoruz. KOBİ pazarı ciddi büyüme sergileyen bir segment ve bu açıdan Türkiye pazarında Aruba çok başarılı konumda. Özellikle güvenlik konusuna odaklıyız. Aruba; network ve güvenliği birleştirmesi ile fark yaratıyor. Türkiye’de de kablolu ve kablosuz network güvenliği konusunda projeler almaya başladık. Yani kablolu ve kablosuz ürünleri vermenin ötesinde, üretici bağımsız olarak Aruba ile network güvenliğini sağlamak mümkün. Bunu özellikle kamu sektöründe yapmaya başladık. Bu da bizim için önemli bir referans. Sonuçta Türkiye’de kablolu ve kablosuz network tarafında iyi bir pazar payına sahibiz. Güvenlik konusunda da bunu yapmak

istiyoruz. Bu yolda özellikle ekosistemin bu konuda eğitilmesi ve bu eğitimlerin sürekliliği önemli. Aruba bünyesinde ‘Airheads Community’ başlığında dünyada 250 tane üretici bağımsız kablosuz uzmanı mühendis var. Bir tanesi de Türkiye’den, bizim ekibimizde. Bu bilgi birikimini hem ekibimize hem partner ekosistemimizdeki teknik insanlara aktarmaya çalışıyoruz. Böylece ekosistemimiz, çözüm odaklılığını da sürekli geliştiriyor. Bu yıl önceliğimizde KOBİ’ler var. Dijital dönüşüm herkesin gündemi, ama bu hiç kolay değil. Ekosistem bazında geliştirdiğimiz eğitimleri, müşterilerimize ve kurumlara aktarmak konusunda daha aktif olmalıyız. Yani öncelik satış yapmak değil, farkındalık yaratmak ve danışmanlık desteği sunmak, insanları Aruba konusunda donanımlı hale getirmek. Ekibimiz son derece yetkin ve ihtiyaca göre çözüm sunabiliyorlar. Bu açıdan kurumsal firmalar, özellikle finans sektörü güvenlik anlamında önceliğimiz. Hastaneler, üniversiteler, büyük AVM’ler, stadyumlar gibi geniş kampüslerde etkinliğimizi güçlendirerek, standart internet bağlantısından ziyade, lokasyon bazlı farklı çözümler sunabilmek istiyoruz. Analitik çözümlerimiz var ve bunları istemlere entegre ediyoruz.”

Transformasyon vakti! Araştırmanın yanında Aruba yetkilileri, mobilite-IoTbulut üçlüsünün güvenlik mimarisinin de temeli olduğunu vurguladı. Ama tüm sektörün farkında olduğu bir gerçeğe de dikkat çekti: Yeterli sayıda yetkin güvenlik elemanı yok. Bu nedenle entegre Aruba çözümlerinin önemine işaret eden Aruba yetkilileri, network süreçlerinde konumlandırılan güvenlik çözümlerinin ise kendileri için öncelik olduğunu vurguladı. Aruba çözüm portföyünde önemli bir yere sahip olan analitik de bu çözümlerin temelinde yerini alıyor. İnsanları değil, network yapısını doğru yönetin! Aruba EMEA Başkan Yardımcısı Morten Illum, ‘Deneyim Riske Karşı’ başlıklı sunumuyla bu araştırmanın kurumsal hayatta yarattığı, daha doğrusu ‘yaratması gereken’ değişimlere değindi. Buna göre, dijital dönüüşümün temelinde mobilite var ve bu da işbirliği anlayışından ofislere, birçok başlıkta değişimi beraberinde getiriyor. Böylece kullanıcı deneyimi ve güvenlik algısı değişiyor, Illum’un tabiriyle ‘firewall’dan ötesi’ gereklilik halini alıyor. Kullanıcı deneyiminin mobil-bulut-IoT üçgeninde konumlandığına dikkat çeken Illum’a göre, tam da bu sebeple farklı ve birbiriyle entegre güvenlik çözümleri uygulanması kritik önemde. Yani yine Illum’un anlamlı

benzetmesi ile ‘insanları değil, network’ü doğru yönetmek şart’. Aruba’nın kurucularından olan ve Başkanlık görevini yürüten Keerti Melkote de bu yorumu desteklercesine, network içindeki her şeyi korumanın gerekliliğine dikkat çekerek, mobilite ve IoT’nin geleceğe yön vereceğini, bulutun da burada önemli bir konuma sahip olduğunu vurguladı. “Network yapısını platform haline getirmek için ‘önce mobil’ felsefesi işler” diyen Melkote’ye göre, Aruba dağıtık ve yetkin güvenlik yapısı ile bunu sağlıyor. Bu entegre mimarinin konumlandırılmasında BT bazında dönüşüm ise ön planda olmak zorunda. Network ve güvenlik birbirinden ayrı olmalı Atmosphere 2018 EMEA kapsamında konuşmasında kullanıcı beklentilerini ve fiziksel ortamı iyi anlamanın önemine dikkat çeken Aruba CTO’su Partha Narasimhan, “Daha fazlasını beklerken, network’ü nasıl sadeleştiririz?” sorusunu yönelterek, bu temel sorunu çözmek için kullanıcıların bilinçlendirilmesinin öncelik olduğuna işaret etti. Narasimhan, “İlk adım network ve güvenlik yapılarını birbirinden ayırmak olmalı” dedi. “Bu noktada Aruba Pazarlama Müdürü Janice Le, Aruba Smart Digital Solutions konseptini kısa bir süre önce kullanıma sunduklarını ve iş ortamlarının ‘gerçek’ güvenliği için bu konuda birçok işbirliği yaptıklarını söyledi. Janice Le, uç nokta memnuniyeti yanında, çalışan memnuniyetinin de önemine dikkat çekti.


16 - 22 TEMMUZ 2018 www.bthaber.com.tr

DOSYA:

BT'de Kanal Yapısı Danışmanlık Yetkinliği ile Güçleniyor

BThaber

Ayhan Sevgi

Kanal artık sadece satış ile yaşayamaz…. Bilişim alanında yaşanan hızlı gelişmeler ve bu gelişmelerin sonucu olarak yaşanan dijital dönüşüm ile birlikte altyapı ve süreçlerdeki karmaşıklık da artıyor. Hem bu karmaşıklığı çözmek hem de teknolojiden daha fazla faydalanmak için işin uzmanlarından yardımlar almak artık zorunluluk haline geliyor. Kısacası danışmanlık hizmetinin önemi her geçen gün biraz daha artıyor. Danışmanlara olan ihtiyaç artarken, ana şirketlerin kolları konumunda yer alan iş ortakları da bu ihtiyaca yanıt

vermeye çalışıyorlar. Tabii bunun için önce kendilerini sürekli geliştirmeleri gerekiyor. Kanalda yer alan şirketler için danışmanlık hizmetleri önemli bir gelir kalemi haline geliyor. Artık sadece satış yaparak yaşamak zorlaşıyor. Şirketler bir yandan dönüşüm araçları satarken bir yandan kendilerini de dönüştürmeli. Çünkü yeni eğilimlere baktığımızda hizmetin önemi yazılım ve donanım satışlarının önüne geçecek ve bu rüzgarı kanal şirketleri de yakalamalı.


12 DOSYA

BT'de Kanal Yapısı Danışmanlık Yetkinliği ile Güçleniyor

BThaber 16 - 22 TEMMUZ 2018

Kanal, uçtan uca danışmanlık hizmeti verebilen bir yapıya dönüşecek Gerek büyük ölçekli gerekse küçük ve orta ölçekli şirketler (KOBI) ülkemizdeki ekonomik kalkınmaya ve yeni iş alanlarının yaratılmasında büyük role sahiptir. Yapılan yatırımların verimliliğinin en üst seviyeye çıkarılması, doğru çözümler sunulması ve bu çözümlerin ölçeklenebilir olması önemli. Yapılan yatırımların modüler ve fonksiyonel olması, yapılan yatırımlarla verimliliğin arttırılması doğru ve etkin danışmanlık hizmetleri ile sağlanabilir. Operasyonel faaliyetlerin yürütülmesi için istihdam edilen personellerin güncel teknoloji ve yöntemlerle tanıştırılabilmesi için danışmanlık hizmetleri bir fırsattır. Bu noktada projenin gerçek ve doğru ihtiyaçları belirlenmiş olup, organizasyonel öğrenmeye de katkı sağlayacağını belirten Tech Data Profesyonel Servisler ve Hizmetler Müdürü Hakan Duman’ın verdiği bilgilere göre, kanal yapısını şu öncelikleri baz alarak şekillendiriyorlar. - Danışmanlık hizmeti verilen personellerin yetkinlerinin artırılması

bu yetkinliklere sahip olduktan sonra kanal içerisinde bunların duyulması için gerekli pazarlama faaliyetlerinin organizasyonların yapılması • Müşteri ihtiyaçlarını doğru bir şekilde belirlenip doğru çözümler sunulması • Projelerde kaynak planlamasının doğru yapılması • Müşteri memnuniyetinin en üst düzeyde tutulması. Hakan Duman, konuyla ilgili açıklamalarını şöyle sürdürdü: “Uzmanlığın doğru kullanılması verimliliği artıracak ve maliyetleri daha aza indirgeyecektir. Konusunda uzman personellerin yetişmesi ve uzmanlık alanlarında danışmanlık verilmesi önemsenmelidir. Yeni teknolojilerin adaptasyonu, doğru teknolojilerin seçilmesi bu bağlamda Türkiye’deki işletmeler için çok fazla önem arz etmekte. Yanlış ve gereksiz yatırımların yapılmaması için ya da yapılan yatırımların doğru kullanılması için yetkin, sertifikasyona sahip kurumların danışmanlık konusunda tercih edilmesini öneriyor ve önemsiyoruz.

Ayrıca Tech Data Türkiye olarak bizler bu konuda öncü ve katma değerli bir distribütörüz. Türkiye’de Vmware, IBM, Veeam yetkili eğitim merkezi olarak hizmet veriyor, yetkin danışmanlar yetişmesine katkı sağlıyoruz. Yetkin teknik danışman kadromuz ile uçtan uca çözüm sağlanabilmekte; Türkiye’deki iş ortaklarımız ve müşterileri için değerli bir danışmanlık hizmetini de sunmaktayız. Uzmanlığın her sektörde değer kazandığı bir ticari dönem içerisindeyiz. Bilgi her zamankinden daha değerli bir hale gelmiş durumda. Bu noktada ‘BT’de Danışmanlık hizmeti’ bir bütün olarak düşünülmelidir. Sadece projenin şekillendirilmesinde değil; hayata geçirilip projenin sürdürebilmesinde de etkin rol oynamaktadır. Bu sebeple önümüzdeki dönemde kanal iş ortaklarının sadece satış odaklı değil uçtan uca danışmanlık hizmeti verebilen bir yapıya evrileceğini göreceğiz. Bu noktada BT firmalarının organizasyonlarını

Tech Data Profesyonel Servisler ve Hizmetler Müdürü Hakan Duman danışmanlık hizmetlerini verecek şekilde güncellemeleri gerekecektir. Organizasyonlarını bu yönde değiştirmek istemeyen BT firmaları ise bu tip hizmetleri, sadece ürün satışı yapmaksızın danışmanlık hizmeti veren firmalar ile bir araya gelerek müşterilerine sunabilecekler.”

Müşteriler, işbirliği yaptıkları her işletmeden yüksek performans bekliyor Hem büyük ölçekli hem de küçük ve orta ölçekli şirketlerin teknolojik altyapılarını geliştirmek, güçlendirmek amacıyla danışmanlık hizmetine ihtiyaç olduğunu fark etmeleri gelecekleri açısından büyük önem taşıyor. Hızla gelişen teknolojiler, kurumsal alandaki rekabeti belirgin bir şekilde artırıyor. “Günümüzde, tüketici deneyimini kişiselleştirme ve hız öne çıkarken tüketiciler, işbirliği yaptıkları her işletmeden yüksek performans bekliyor. Dolayısıyla, kurumlar da bu alanlarda kendilerini geliştirmek istiyor” diyen Canon Eurasia İş Çözümleri Grubu Satış Müdürü Korhan Özuslu, şunları kaydetti: “Canon olarak özellikle bu alanda sunduğumuz danışmanlık hizmeti ile partnerlerimizin ekosistem yaratmasına yardımcı oluyoruz. Partner programımıza katılan iş ortaklarımızın büyüme fırsatları yakalamalarını, bu fırsatları geliştirmelerini, yönetmelerini ve yeni pazarlara açılmalarını desteklemeyi amaçlıyoruz. Programımız aracılığıyla da bilgi ve uzmanlığımızı harmanlayarak yöneldikleri yeni alanlarda da onlara kılavuzluk ediyoruz. Canon Partner Programının

içeriğini iş ortaklarının değişen koşullara adapte olmaları, tüketicinin beklentilerini en hızlı ve doğru şekilde karşılamaları için partnerlerine gerekli kaynağı yaratmak amacıyla değer önermeleri ekleyerek yeniledik. Bu kapsamda da ekosistem kurmalarına yardımcı olacak çeşitlendirme, işbirliği, genişleme, kazanma ve kolaylık sağlama başlıklarından oluşan beş değer önermesi sunuyoruz. Çeşitlendirme değerimiz ile iş ortaklarının farklı ürün ve hizmetler satma fırsatlarını yakalayacak kaslarının gelişmesine olanak sağlıyoruz. İşbirliği ile ise partnerlik programına katılan iş ortaklarımızın yaşadığı zorlukları ve sıkıntıları daha iyi tespit ederek şeffaf bir ilişki geliştirmelerine yardımcı oluyoruz. Bu programa özel olarak destek veren müşteri yöneticileri aracılığıyla partnerlerimizin üç ayda bir iş süreçlerini inceliyor ve sonucunda ortaya çıkan bilgilere göre iş süreçleri şekillendirmelerini sağlıyoruz. İş ortaklarımızın yeni pazarları anlamaları ve bu pazarlardaki fırsatları yakalamaları için genişleme değerimiz ile iş ortaklarımıza yeni pazarlar hakkında

bilgi sahibi olmaları açısından destek veriyoruz. Ortak öğrenme merkezi aracılığıyla da programımıza katılan partnerlerimizin etkin satış yapmaları ve satışları en yüksek düzeye çıkartmaları için tasarladığımız ek eğitim ve kaynaklara ulaşım imkanı sunuyoruz. Kolaylık sağlama değerimiz de partnerlerimizin hedeflerine odaklanmalarını kolaylaştıracak hizmetleri kapsıyor. İş ortaklarımız bu hizmetler sayesinde servis kabiliyetini ve verimliliğini artıracak yol haritaları bulabiliyor. Partner programımızla, partnerlerimize uzmanlığımızı ve ürün çeşitliliğimizden faydalanacakları bir yapı sunuyoruz. Gelecek 2024 yılına kadar dijital pazarın yüzde 225 artış göstereceğini tahmin ederek, kurumların, işletmelerin dijital alanda genişlemelerinin büyük bir fırsat yaratacağını ön görüyoruz. Keza Türkiye’de de benzer gidişat bekliyoruz. Bu kapsamda da Türkiye’deki danışmanlık yapısının dünya genelinde de olduğu gibi daha da genişleyeceğini ve daha fazla iş ortağına ulaşılacağını düşünüyoruz. Partner programımızın sunduğu değerler önermelerimiz ile iş

Canon Eurasia İş Çözümleri Grubu Satış Müdürü Korhan Özuslu ortaklarımızın her anlamda bulundukları coğrafyayı kapsayan, müşterilerin farklı ihtiyaçlarını anlamış ve bu ihtiyaçlara özel çözümler üretme kabiliyeti kazanmış olacaklarını düşünüyoruz. Bunun da her geçen gün değişen ve sertleşen rekabet ortamında iş ortaklarımızı rakiplerinden farklılaştıracak ve ileriye götürecek bir ortam oluşturacağı kanaatindeyiz.”


BThaber

BT'de Kanal Yapısı Danışmanlık Yetkinliği ile Güçleniyor

16- 22 TEMMUZ 2018

DOSYA

13

Gelişmeleri tek bir departmanın takip etmesi imkansız hale geliyor Teknolojik gelişmeler hız kesmeden devam ederken rekabet gücünü kaybetmek istemeyen işletmelerin ve büyüme yolunda ilerlemek isteyen KOBİ’lerin en büyük avantajı bu teknolojilerden faydalanmak oluyor. Ancak gündemde tek bir gelişme yok. Pek çok konuda yaşanan gelişmeleri şirkette belirli bir departmanın takip etmesi bile olanaksız hale geliyor. Bu anlamda şirketlerin özellikle BT konusunda işin uzmanlarından destek almayı tercih ettiklerini belirten IFS Türkiye Genel Müdür Yardımcısı Göksel Sanbay, şunları kaydetti: “Danışmanlık desteği işletmelerin kendi sektörlerinde farklı işletmelerde neler yapıldığı ve bu anlamda yapılması gereken değişikliklerin de neler olduğu konusunda ciddi bir knowhow sunuyor. Bununla birlikte IFS olarak biz de sunduğumuz danışmanlık kapsamında hem dünyada binlerce işletmeden edinilmiş bilgiler ışığında geliştirilmiş

bir yazılımı müşterilerimize sunarken, sektörel uzmanlıklara ayrılmış danışman arkadaşlarımız da bu global know how ı Türk sanayisine taşıyorlar. IFS Applications, küresel bir organizasyonunun uyguladığı küresel bir üründür. Sağlam endüstri bilgisi, müşteri paylaşımı ve tüm dünyada destek merkezleri ile bu küresel organizasyonun gücünden ve kaynaklarından faydalanarak yerel destek sunarız. Türkiye’de faaliyet gösteren birçok firmanın aksine IFS kendi danışmanlık ekibi ve iş ortakları ile hizmet vermektedir. Türkiye’de 5 aktif çözüm ortağı ile hizmet veriyor. IFS, müşterilerine her kıtadaki profesyonelleri ile danışmanlık hizmeti sunuyor. Dünya çapındaki hizmet personelimiz; proje yöneticilerini, çözüm mimarlarını, iş danışmanlarını, sistem ve teknik uygulama danışmanlarını içeriyor. Müşterilerimizin endüstri ve çözüm uzmanlığı ihtiyaçlarına uygun olmasının yanı sıra kimyalarının da uyduğu danışmanlar sağlamaya

çalışıyoruz. IFS’in Türkiye’de ve dünyada iş hacmindeki artışa paralel olarak nitelikli partner ekosistemi oluşturmaya yönelik başlattığı Partner Network Programı'yla uzun yılardır başarılı iş ortaklarımız ile hizmet ağımızı daha da güçlendirdik. Türkiye'nin farklı bölgelerindeki projelerimize daha kolay, kesintisiz ve uzmanlık gerektiren hizmetleri götürebilmek ve her an en üst seviyede hizmet sunabilmek için bu iş ortaklarımız ile hizmet veriyoruz. “ Müşterilerin ihtiyaç ve beklentilerine göre şekillenmiş farklı kanal yapılarının bulunduğunu kaydeden Göksel Sanbay, “4 farklı sınıfta işortağı yapımız bulunduğu gibi bu yapılar da Çözüm, Servis ve kanal yönetimi gibi 3 ana tipte toplanmış durumda. Amacımız müşterinin ihtiyaçlarına en hızlı ve doğru çözümü ve hizmeti sunabilmek. IFS gibi global ölçekte hizmet veren şirketler, dünyanın her yerine aynı kalite ve deneyimde uzmanlık

IFS Türkiye Genel Müdür Yardımcısı Göksel Sanbay sunmak için kanal yönetimine öncelik veriyor. Bu anlamda IFS olarak kendi bünyesinde bulundurduğu danışman kadrosu ile de hizmet veren bir yapıda olmamıza rağmen, yapılan çalışmalar kanal yönetimi ve partner ekosisteminin büyütülmesi ve IFS bünyesindeki danışman sayısının stabil kalması yönünde” dedi.

Satıştan sonra yok olan şirketlerle çalışmak istenmiyor

Karel Pazarlama ve Stratejik Planlama Danışmanı Nurşen Yıldırım Ölçekten bağımsız olarak bütün şirketler, bir ürün veya hizmet satın alırken kolayca erişebileceği, soru sorabileceği, anlaşılır, güncel ve güvenilir bilgi alabileceği, çözüm sunarken hayatını da kolaylaştıracak kurumlarla çalışmayı istiyor. Yaygın

bir kanal yapısının kendisine sağlayacağı konfor sayesinde kendisini güvende hissediyor. Çözümün bir parçası olan, çözüm odaklı kurumlarla insani ilişkiler kurmayı bekliyor. Satış öncesinde kendisine yakın duran ancak satıştan sonra ortadan kaybolan bir iş ortağı istemiyor haklı olarak. Bu bilgileri veren Karel Pazarlama ve Stratejik Planlama Danışmanı Nurşen Yıldırım, kendi amaçlarının da teknolojiyi herkes için erişilebilir, çalıştırılabilir ve kullanılabilir kılmak olduğunu belirterek, şunları kaydetti: “Karel özünde erişebilirliği, her durumda ve koşulda müşterileri için iletişimi ve kolaylığı temsil ediyor. Biz müşterimize ulaşmayı, yakınlaşmayı, bağlanmayı, kalıcı olmayı ve kalıcı bağlar kurmayı vaat ediyoruz. Bunun için teknolojiyle, müşterimizle ve de satıcılarımızla yetkin, yakın, yalın, dürüst ve açık bir şekilde yüz yüze duruyoruz. Müşterilerimizin kendilerini yormadan, zorlamadan, çağdaş, en güncel haberleşme teknolojilerinden kolay ve yalın bir biçimde yararlanmalarını sağlıyoruz. Karel olarak değişik ihtiyaçlara

yönelik geniş ürün gamı ve farklı teknolojik çözümler sunmanın yanı sıra, satış öncesinde müşterinin ihtiyacının belirlenmesine yönelik sağlanan teknik danışmanlığa büyük önem veriyoruz. Bir sonraki adımda ise güvenilir, yetkin, kaliteli satış sonrası servis ve hizmet üçlemesinden oluşan katma değerli sunumuyla, müşterimizin iletişim ihtiyaçlarına çözüm sunan, derdine çare bulan bir uzman olmaya çalışıyoruz. Bunu bayilerimizle kurduğumuz güçlü bağ sayesinde sağlıyoruz. Gelişime, sisteme ve eğitime verdiğimiz önem kadar, aile olarak gördüğümüz bayilerimizle karşılıklı güven duygusunu inşa ediyoruz. Teknolojinin ve ürünün birbirine yaklaştığı, yakınsadığı bu noktada müşterinin gerek duyduğu destek, anlayış yakınlık esasen inşa edilmesi en zor unsurlar. Karel olarak bizim farkımız tam da burada ortaya çıkıyor. Tüm uluslararası ve ulusal araştırma kurumların raporlarına göre PBX konusunda Türkiye’nin açık ara pazar lideriyiz. Bugün 700 binden fazla işletme Karel santral kullanıyor.

Türkiye’de işyeri haberleşme trafiğinin yaklaşık yüzde 50’si Karel sistemler üzerinden gerçekleşiyor. Bu başarının arkasında 81 ilinde tamamında, 300’ü aşkın yetkili satıcı ve servisiyle Türkiye’nin bu alanda en yüksek penetrasyona ve etkin dağıtım kanalına sahip olması önemli bir paya sahip.” Bilişim sektörünün diğer sektörlere göre önemli bir farkı var. Satın alma sürecinde danışmanlık ve satış sonrası destek ihtiyacı, günümüz yüksek teknolojilerinin domine ettiği ticari mecralarında dahi geleneksel dağıtım kanallarının önemini korumasına neden oluyor. Nurşen Yıldırım, bu konuda, “Günümüzde bu hizmet alanı, pazarda rekabet üstünlüğü yaratan çok önemli bir şirket varlığı haline gelmiş durumda. Hizmetin sunulması aşamasında gerek uzmanlık ve deneyim gerekse güncel trend ve teknolojilerin eş zamanlı takibi şirketleri bir adım öne taşıyor. Eğitime ve gelişime açık, kazan-kazan ilkesine dayalı, uzun soluklu bir işbirliğine yatırım yapan şirketler daima kazanıyor” dedi.


14 DOSYA

BThaber

BT'de Kanal Yapısı Danışmanlık Yetkinliği ile Güçleniyor

16 - 22 TEMMUZ 2018

Değişim, danışmanlık ihtiyacını artırıyor

BBS Hizmet Satışları İş Geliştirme Müdürü Ahmethan Gökçay Bilişim teknolojilerindeki hızlı gelişim ve değişimin gerek büyük ölçekli

şirketlerde gerekse de KOBİ’lerde danışmanlık desteği ihtiyacını doğurduğunu kaydeden Bilgi Birikim Sistemleri (BBS) Hizmet Satışları İş Geliştirme Müdürü Ahmethan Gökçay, şunları kaydetti: “BBS olarak uzun soluklu olarak çalıştığımız müşterilerimizle oluşturduğumuz güven ortamı BBS’ten danışmanlık hizmeti almalarını, BT yatırımlarında önerilerimizi dikkate almalarını sağlıyor. BT ihtiyaçlarına göre limitli BT insan kaynağı ile çalışan müşterilerimizin, işlerini kolaylaştıracak, tercihlerini BBS ‘ten danışmanlık ve hizmet alımına yönlendirecek hizmetleri öncelikle

belirleyerek geliştiriyoruz. BBS Hizmet ve Danışmanlık kataloğuna eklediğimiz hizmetlerimizde öncelik tamamen müşterilerimizin BT insan kaynağına hizmetler ile destek vermek. Çeşitli sektörleri düzenleyen regülasyonlarda kurumların danışmanlık ihtiyaçlarına belirleyici oluyor. BT sektöründeki şirketlerimiz ürün satışları ile büyüdü ve geliştiler; tabii ki BT teknolojileri satışları devam edecek, sunduğumuz danışmanlık ve hizmetin değeri müşterilerimiz tarafından fark edildi ve ediliyor. Türkiye de BT hizmetlerinin ve danışmanlığın fark yaratacağına biliyor ve ona göre

çalışıyoruz. BT sektörüne daha sağlam ve gelişen bir yapı kazandıracağına inanıyoruz. Hizmet ve danışmanlık konularında yetkiliğini arttıran firmalar, hem ülke kaynaklarının daha verimli kullanılmasına hem de bilgi kaynaklarını koruyarak geliştirilmesine katlı sağlıyor. BBS olarak hizmet ve danışmanlık alanına verdiğimiz önemin dengeli ve sağlam büyümeyi getirdiğini yaşayarak gördük. Kanalında hizmet alanına odaklanacağını, hizmet ve danışmanlık alanında gelişme olacağını, daha hizmet çeşitliliği ve kalitesinin bu ortamda artacağını değerlendiriyoruz.”

Kanalın değişimi müşterilere hareket alanı ve özgürlük sunuyor Şirketler günümüzde ellerinin altında bulunan verinin etkin, stratejik ve geleceğe dönük bir şekilde kullanılabilmesi için kendilerini destekleyecek donanımlara ihtiyaç duyuyor. Bu yüzden de daha yetkin kararlar verip rekabet avantajı kazanmak isteyen kurumlar, anlamlı analitiklere ihtiyaç duyuyor ve danışmanlık desteği alıyorlar. NetApp Ankara Bölge Müdürü Burak Koç’un verdiği bilgilere göre, günümüzde bulut hizmet sağlayıcıları müşterilerinin verilerini kendi sunucularında barındırıyor ve bir süre sonra bu veri terabaytlarla ölçülmeye başlayınca, bütün veri bulut sağlayıcısının elinde olduğu için müşterinin değiştirme özgürlüğü kalmıyor. Müşteri sürpriz fiyatlarla karşılaşabiliyor ve daha iyi hizmet sağlayacak yerlerden hizmet alma şansı kalmıyor, kendisini yalnızca bir bulut sağlayıcısına bağlamış oluyor. Bu noktada kurumların hizmet alırken esnek ve özgür olabilmeleri çok önemli. İhtiyaç duydukları teknolojiyi istedikleri yerden alabilmeleri ve bunu istedikleri zaman değiştirebildikleri bir altyapıya sahip olmaları günümüz koşullarında artık bir zorunluluk. “Aynı zamanda kanalın, veriye kesintisiz bir şekilde bulut sağlayıcılarının arasında geçiş imkanı sunan teknolojileri benimsemesi, müşterilerine anlatması ve verdiği danışmanlığı bu konuda yapması gerek” diyen Burak Koç, açıklamalarını şöyle sürdürdü: “Kanaldaki birinin müşteriye anlatması gereken şey, ‘Siz bugün hangi bulut sağlayıcısı ile başlarsanız başlayın kullandığınız teknolojik

altyapı yani Hizmet Olarak-Altyapı (IAAS) kısmı şu şekilde olursa, şu teknolojileri barındırırsa tek bir sağlayıcıya bağımlı kalmazsınız. Veriniz Amazon’da dururken yarın başka bir yerden hizmet almaya karar verince ara vermeksizin taşıyabilirsiniz’ olmalı. Biz de NetApp olarak Data Fabric vizyonumuz ile hızlı ve güvenilir hibrit sistemleri inşa etmek için en doğru mimarileri kullanıyoruz. Sahip olduğumuz bu vizyon ve bu vizyonla paralel olarak geliştirdiğimiz çözümler ile kurumlara ihtiyaçları değiştiğinde, bu ihtiyaçlarına uygun bulut sistemlerine kolaylıkla geçiş yapabilecekleri esneklik sunuyoruz. Microsoft Azure’un hibrit veri servisleri alanında stratejik iş ortağı olan NetApp’ın veri çözümleri, dünya genelindeki kurumsal müşteriler tarafından her gün kullanılıyor. Birlikte çalışarak, NetApp ve Microsoft Azure’u tercih eden müşterilere diledikleri uygulamaları geliştirmeleri ve kurmaları için daha fazla özgürlük getirecek yeni çözümler yaratıyoruz. Geçtiğimiz ay NetApp İş Ortağı Yöneticiler Forumu’nu (PEF) gerçekleştirdik. İspanya’nın Sevilla şehrinde yaptığımız etkinliğimize katılan 150 iş ortağı temsilcisine flash gibi anahtar teknolojiler ile neler yapılabileceğini ve neleri yapmalarının onlara fayda sağlayabileceğini aktardık.” Veri artık 21. yüzyılın yeni para birimi olarak adlandırılıyor. Kurumların sahip oldukları en değerli varlıklar sıralamasında en üst sıralarda yıllar içerisinde oluşturdukları veriler yer alıyor. Şu an için dünyada 13

milyar civarı nesnenin internete bağlı olduğunu düşündüğümüzde oluşan verinin devasa boyutta olduğunu söyleyebiliriz. “İnanılmaz boyutlardaki bu veri yapay zeka ile desteklenen analiz sonuçları ve raporları olmadan hiçbir şey ifade etmiyor” diyen Burak Koç, şunları kaydetti: “Yani kurumların kendi mevcut altyapılarını ve ihtiyaçlarını çok iyi analiz etmeleri oldukça önemli. Bu doğrultuda beklentimiz, kanalların kurumlara hangi nitelikte bir sunucu alırlarsa iç ve dış müşterilerine nasıl servisler sunabilecekleri konusunda bilgi vermek yerine tek bir bulut sağlayıcısına bağlı kalmadan, değiştirme özgürlüklerinin olduğunu söylemeleri. Aynı zamanda hangi nitelikte bir sunucu alırlarsa iç ve dış müşterilerine nasıl servisler sunabilecekleri konusunda bilgi vermek yerine tek bir bulut sağlayıcısına bağlı kalmadan, değiştirme özgürlüklerinin olduğunu göstermeliler. Kanalın değişimi en başta müşterilere hareket alanı ve özgürlük veriyor, ancak değişimin kendisi de kanalın BT sektöründeki belirleyici rolünü gösteriyor. Müşterilere sunulan seçeneklerin ve özgürlüğün artışı kanalın kendisi için de gelişime açık bir alan oluşturuyor. Yeni çözümler, iş ortaklıkları en doğru hizmeti sunmak isteyen kanalların kurumsal bilişim yetkinliklerini en günceli takip etme zorunluluğunu doğurarak artırıyor. Önceleri küçük monopoller olarak hareket eden kanallar artık sadece müşterilerin isteklerini değil, ulaşabileceği seçenekleri de hesaba katmak zorunda. Reel sektördeki

NetApp Ankara Bölge Müdürü Burak Koç rekabet zeminini genişletip kaliteyi artıracak bu değişim sayesinde iki tarafın da bilgiye daha ulaşılabilecek bir ortam oluştu. Bu noktada BT altyapıları konusunda danışmanlık desteğine ihtiyaç duyan şirketler, doğru tercihler ile BT altyapılarını maliyet avantajı ve esneklik açısından iyileştirebilir ve geliştirebilir. Giderek fazla gördüğümüz bulut brokerlar da müşterilerine hangi buluttan hangi hizmeti alabilecekleri, nasıl bir maliyet avantajı elde edecekleri konusunda yol gösterirken kanalın değişiminin de altını çiziyor. Amazon, Azure, Google gibi seçenekleri ve geçiş özgürlüğünü kazanan müşteri ile kanalın ilişkisini birbirinden ayrı iki hikaye gibi düşünmek bizi gelecek konusunda yanıltabilir. Birbirini değişimine ve dönüşümüne sebep olan kanal ve müşteri ilişkisi artan esneklik, düşen maliyetler, daha bilgili kanallar, doğru tespitler gibi faydalı sonuçlar doğurdu. İlerleyen vakitlerde de teknolojiye sırtını yaslayacak olan bu ilişki birbirini daha iyi tanıyarak gelişecektir.”


BThaber

BİLİŞİM DÜNYASI

16 - 22 TEMMUZ 2018

15

Papara yeni kurumsal kartını hizmete sundu kullanıcılarımız ayda ortalama 11 alışveriş işlemini Papara Card ile gerçekleştiriyorlar. Pazardan gelen talep ve kullanıcılarımızın davranışlarından yola çıkarak bugün tanıttığımız Papara Business Card ürününü çıkardık. Bugün bu ürün sayesinde kurumlar tüm personellerinin harcamalarını tek bir panelden yönetebiliyor, sınırlandırabiliyor ve takip edip muhasebeleştirebiliyorlar.” Papara Ceo'su İlker Diker ise yeni uygulamaya ilişkin “Bunun ilk olmasının birkaç sebebi var. Bir tanesi, Mevcut çözümlerde kurumların personellerinin harcamalarını yönetebilmek için ya personellerin kuruma ait kredi kartı olması ya da personelin kendi cebinden yaptığı harcamayı sonradan personele ödeyerek muhasebeleştirmeleri gerekiyor. Yönetimi ve kontrolü oldukça zor olan bu yöntemler Papara Business Card ile tarih oluyor. Tek bir ürünle kurumlar çalışanlarının tüm masraflarını tek bir panelden yönetebiliyor. Papara’da kurumsal hesap açan şirketler, çalışanlarına teslim ettikleri Papara Card’lar ile çalışanlarının hangi kategoride ne kadar harcama yapabileceğini kendi panelleri üzerinden yönetiyor. Kurumların kolay ödeme yapabilme ihtiyacından doğdu “Papara Business Card projesi, 20 aylık süreçte kurumların ihtiyaçlarını dinleyerek ortaya çıktı” diyen Papara Yönetim Kurulu Başkanı Ahmed F. Karslı, şu bilgileri verdi: “Biz ağırlıklı olarak bireysel kullanıcılar ve özellikle ‘Unbanked / underbanked’ dediğimiz hiçbir şekilde finansal ürünler ile tanışmamış ya da bu ürünleri kullanmak istemeyen kullanıcılar için ürünlerimizi geliştiriyoruz. Yaşattığımız kullanıcı deneyimi ve sağladığımız fayda ile kısa süre içinde kullanıcı sayımızı 1.2 milyonun üzerine taşıdık ve hızla büyümeye devam ediyoruz. 20 aylık serüvenimizde gördük ki Papara yalnızca geçlere ve banka hesabı olmayanlara ait bir ürün olmamalı. Nitekim Papara Card kullanmaya başlayan ve banka hesabı da bulunan

bankaların bu tarz ürünleri var fakat bu ölçüde parametrik ve esnek değil. Bir diğer sebep ise bu sistemde kullanılan bir banka altyapısı yok, tamamen kendi geliştirdiğimiz elektronik para altyapımızı kullanıyoruz. Yurtdışında benzer iş modelleri yapan elektronik para kuruluşları var ama bu kadar esnek şekilde saatlik ve işyeri bazlı sınırlamalar yapabilecek ikinci bir şirket yok şu anda. Klasik, konvansiyonel bankacılık ürünlerinden farklılaşmış bir ürün, bu da bizi çok gururlandırıyor. Bankaların çıkardığı ürünler

karlılık beklentisi nedeniyle hep kredili ürünler üzerine yoğunlaşıyor. Bizim amacımız kredi bazlı ürünlerden kurumları uzaklaştırabilmek. Dolayısıyla kurumlar hiç kredi riskine girmeden, hatta çalışanlarının da kredi risklerine girmeden tamamen kendi bakiyeleriyle bir ana hesap altından yönetebiliyorlar Papara Business Card’ı. Hiçbir kartın üstünde limit ve bakiye yok, sadece harcama hakkı var. Yani kurumunuzca sizin kartınıza 500 TL tanımlandığı zaman siz 500 TL'lik harcama yapabiliyorsunuz” dedi.

26 TEMMUZ 2018 PERŞEMBE

Anemon Samsun Otel | 09:30 - 13:30

. BTVIZYONTOPLANTILARI

Kayıt ve Karşılama

08:45 - 09:30 09:30 - 09:40

BTvizyon’a Hoşgeldiniz

Neslihan Aksun - Bilişim Zirvesi, Genel Müdür

09:40 - 09:50

Samsun'da Teknoloji

Hasan Türkoğlu - 4 Boyut, Şirket Müdürü

10:10 - 10:30

Huawei Lider Yeni Nesil Ürün ve Çözümleri

Ahmet Kaytazoğlu - Huawei, Bölge Satış Müdürü

10:30 - 10:50

Günümüzün Siber Saldırıları, Veri Sızıntıları ve Çözüm Yolları

Serkan Bilen - Bilişim112, Kurucu Ortak

10:50 - 11:10

Mekansal Bilişim Sektörü ve Netcad Çözümleri

Dr. Emin Bank - Netcad, Kurumsal Temsilci

11:10 - 11:30

Fidye Yazılımlarına Karşı Korunmanın Yolları

Erdi Özkanlı - E-data Teknoloji, Ürün Müdürü İletişim Arası

11:30 - 12:00 12:00 - 12:20

Bilişim Sektöründe Finansal Çözümler

M. Ozan Ercan - İnnova, Satış Öncesi Yöneticisi

12:20 - 12:40

İş Süreçleri Yönetimi

Uğur Yıldırım - Netoloji, Proje Destek Ekip Lideri

12:40 - 13:00

Dinamik ve Akıllı Doküman & Bilgi Yönetimi

Kutlu Can Laçin - MechSoft Türkiye, İş Geliştirme Yöneticisi

13:00 - 13:20

Kobilerde Dijital Dönüşüm

Akın Sertcan - Logo Yazılım, İcra Kurulu Üyesi

13:20 - 13:30

E-Ticaret Bir Ultrasonografidir

Ensar Yetkin - Pikare, Genel Müdür Hediye Sunumu ve Kapanış

13:30 - 13:45

SPONSORLAR

Pikare

DESTEKLEYEN

BASIN SPONSORU

ONLINE KAYIT

Katılım için online kayıt gereklidir.Online Kayıt için

www.bilisimzirvesi.com.tr/samsun

.. . . BIZI TAKIP EDIN

/btvizyonanadolu

/btvizyon

www.bilisimzirvesi.com.tr


BThaber

16 BİLİŞİM DÜNYASI

16 - 22 TEMMUZ 2018

Finansta işgücü yeniden tanımlanıyor HSBC Grubu’nun hazırladığı “İnsan Üstünlüğü: İnsanın Gücü Raporu”, bankacılık sektöründe kariyer yapmanın geleceğine dair öngörüler sunuyor. Dijital devrimin insanların iş gücündeki rolünü dönüştüreceğine dikkat çekilen raporda, bankacılık sektöründe altı yeni mesleğin gözde olacağı tahmin ediliyor. Raporda, geleceğin altı mesleği için gerekli ortak üç becerinin olduğu da vurgulanıyor: Merak, yaratıcılık ve iletişim becerilerinin iş gücünde insanları robotlardan ayıracağı belirtiliyor. HSBC Bireysel Bankacılık ve Birikim Yönetimi Dijital Başkanı Josh Bottomley, raporla ilgili olarak, “Yapay zeka insan zekasının yerini almayacak. En iyi teknolojilerin insan gücüyle harmanlanması müşteri deneyiminde iyi ile mükemmel arasındaki farkı oluşturacak” yorumunu yaptı. Bankacılıkta geleceğin altı mesleği ise araştırmada şöyle sıralandı: Karma gerçeklik deneyimi tasarımcısı: Rapora göre; karma veya artırılmış gerçekliğin (MA/AR) gelecekte dijital dünyaya açılan temel arayüz olacağına dair küresel fikir birliği sağlanmak üzere. Bu teknolojinin gelecekte bazı bankacılık ihtiyaçlarının karşılanmasında da kullanılacağı tahmin ediliyor.

Karmaşık 3D arayüzlerin düzgün ve sezgili şekilde tasarlanması, gelecekte önemli bir istihdam alanını oluşturacak. Estetik tasarım, markalama, kullanıcı deneyimi ve 3D mekaniği gerekli beceriler arasında yer alacak. Algoritma teknisyeni: Algoritmalar, regülasyonların hızla değiştiği, yeni bilgilerin ortaya çıktığı ve ürünlerin sürekli geliştiği bir ortamda ve bu algoritmaların müşteri deneyiminin iyileştirilmesi ve ‘bilgisayar hayır diyor’ anlarından kaçınılması için sürekli ayarlanması, değişime uyumlu hale getirilmesi bankacılık sektöründe önem kazanan bir beceri haline gelecek. Gerekli becerilere bakıldığında ise teknoloji faaliyetlerinde az kodla / kodsuz yazılım geliştirme ortamına geçilmesi ile birlikte bu rol, teknolojik uzmanlıktan ziyade risk yönetimi, hizmet tasarımı ve finansal okuryazarlık gibi beceriler gerektirecek. Etkileşimli arayüz tasarımcısı: Etkileşimli arayüz tasarımı, yeni ortaya çıkan, ses ve metin Chatbot’larından en iyi verimin elde edilmesine yardımcı olan bir yetkinlik. Teknolojinin daha da yaygınlaşması ile birlikte bu becerinin önem kazanması bekleniyor.

Müşteri memnuniyetinin sağlanmasında anlık güçlüklere çözüm getirilmesinin ötesine geçen doğal, düşük sürtünmeli arayüzler inşa edilmesi için yaratıcı olmak, sözel ve antropolojik becerilere sahip olmak ise şart. Evrensel hizmet danışmanı: Karma gerçekliğin insanlar ve makineler arasındaki ana arayüz haline gelmesi ile geniş bir ürün yelpazesinde müşterilere destek verecek yüksek becerilere sahip hizmet temsilcileri, sanal ve fiziksel ortam arasındaki farkı sorunsuz biçimde ortadan kaldırarak müşteri ihtiyaçlarını mekan ve zamandan bağımsız olarak karşılayabilecek. Yarının müşteri danışmanı için kritik öneme sahip beceriler; ürün bilgisinin ve uzmanlığın

müşteri iletişimi ve empatiyle birleşiminden oluşuyor. Bu da temel iletişim tekniklerinde uzmanlık ve sanal ortamda çalışma becerilerini gerektiriyor.

tıkanıklıkları tespit etmesi, prototipler oluşturması ve çözümleri test etmesi için keşfetme ve yaratıcılık becerilerine sahip olması gerekiyor.

Dijital süreç mühendisi: Bankacılıkta, hesap açılışından kayıp bir kartın yeniden çıkarılmasına kadar birçok müşteri etkileşimi güvenlik ve regülasyon gereksinimlerini dengeleyen standartlaştırılmış süreçlerden oluşuyor. Bir dijital süreç mühendisinin bu iş akışlarını analiz etmesi, birleştirmesi, iyileştirmesi ve verimliliği artırırken uyuşmazlıkları en aza indirmek için sürekli düzeltmesi şart. Dijital süreç mühendisinin, büyük çaplı ve bağlantılı iş akışlarını anlaması, problem ve

Ortaklık ağ geçit sağlayıcısı: Para ve müşteri verilerinin potansiyel olarak organizasyonlar arasında akacak olması ile birlikte performans ve regülasyon uygunluğunun yanında kullanım ve yürütme üzerinde de denetim uygulanacak. Bu yönüyle ağ geçit denetimcileri; dijital arayüzler ile ilgili teknik bilgiyi güvenlik ve risk yönetimi anlayışı ile dengeleyecek. İş ortakları ile ilişkilerin yönetilmesinde gerekli iletişim becerilerine sahip olunması da önemli.

Exclusive Networks, hedefine ilerliyor

Exclusive Group CEO'su Olivier Breittmayer Exclusive Networks Grup ve Permira, geçtiğimiz Nisan ayında, siber güvenlik

çözümleri katma değerli dağıtımı alanında önemli bir yatırım anlaşmasına imza attı. Bu anlaşma ile Exclusive Networks, hem hizmet çeşitliliğini artırmayı hem de ürün portföyünü genişleterek, hizmet vermekte olduğu coğrafyayı genişletmeyi planladığını açıklamıştı. 4 Temmuz itibari ile de Exclusive Networks, Permira ile yatırım sürecini tamamladığını ve bu tarihi ‘Bağımsızlık Günü’ olarak kutlayacağını duyurdu. Katma değerli hizmetler ve teknolojiler (VAST) dağıtıcı firması Exclusive Group, özel yatırım şirketi Permira tarafından önerilen fonlarla yatırım işlemi sürecini tamamladı. Bu değişiklik aracılığı ile diğer büyük

VAD (katma değerli dağıtıcı) oyuncularından ayrışarak, yeni hedefini ‘sektöründe lider global oyuncu olmak’ ve yıllık 10 milyar dolarlık gelire ulaşmak olarak belirledi. Exclusive Group CEO'su Olivier Breittmayer, sürecin tamamlanmasıyla ilgili, şunları söyledi: “Siber güvenlik ve bulut, bu dijital dönüşüm çağında hem ayrı disiplinler olarak hem de bütünleşik çalışabildiği için iş önceliklerimizden biri haline geldi. Her iki sektör de giderek karmaşıklaşmakta ve her ikisi için de deneyim ve bilgi sahibi insan kaynağı ihtiyacı artmakta. Sektördeki bu boşluğu doldurmak için doğru odağa sahip olduğumuza inanıyoruz. Sunduğumuz çözümler, servis

ve danışmanlık hizmetleri ile üreticiler ve iş ortaklarımız için kârlı büyüme elde edecekleri, cazip teklifler oluşturmaya çalışıyoruz. Bu sektörde, alanında en deneyimli insan kaynağına ve bulunduğumuz kategorideki dağıtıcılar arasında, bünyesinde en çok mühendis barındıran firmayız. Dengeleri değiştiren teknolojiler için yerel, bölgesel ve küresel pazar başarısını sağlama konusunda güçlü referanslara da sahibiz. Stratejimiz; siber güvenlik ve bulut uzmanlık merkezlerimizde mümkün olan en güçlü satış portföyünü oluşturmak ve iş ortaklarımızdan gelecek projelerdeki talepleri tam olarak karşılamak için portföyümüzü ve küresel

yaygınlığımızı artırmaya devam etmek olacak.” Permira teknoloji ekibindeki Proje Yöneticisi Michail Zekkos da, “Exclusive Networks’ün siber güvenlik ve bulut teknolojilerine olan yaklaşımı ve bağlılığı çok heyecan verici. Bu oluşuma ortak olmaktan mutluluk duyuyoruz. Kurumsal bulut çözümlerinin yaygınlaşması ve siber güvenlik çözümlerinin bu yaygınlaşmadaki önemli rolü nedeniyle Exclusive Grup ve çözüm ortakları için pazarda büyük fırsatlar yarattığını düşünüyoruz. Exclusive Networks’ün girişimci ruhu ve bağımsız çalışma metotları, sektöre yön vermeye devam etmesindeki anahtar unsur olacağına inanıyoruz" dedi.


BThaber

BİLİŞİM DÜNYASI

16 - 22 TEMMUZ 2018

17

Kesintisizlik gücün temelini oluşturuyor! Schneider Electric’in geliştirdiği SRV Tek Faz On-Line ürün ailesi, farklı sektörlerin kesintisiz güç ihtiyaçlarına çözüm sunuyor. Enerji yönetimi ve otomasyonda dünya çapında uzman olan Schneider Electric, APC by Schneider Electric SRV Tek Faz On-Line UPS Serisini İstanbul’da düzenlediği iş ortakları etkinliğinde tanıttı. Bu yeni nesil UPS, dalgalanmalara karşı koruma sağlayan geniş giriş gerilim aralığı ile sınıfının en iyileri arasında yer alıyor. Lansman etkinliğinde bir konuşma yapan Schneider Electric IT Distribütör Kanal Müdürü Hidayet İşbilir sorularımızı yanıtladı: Schneider Electric’in UPS kategorisine bakışı hakkında bilgi verir misiniz? Günümüzün iş dünyasında giderek artan dijitalleşme ile birlikte bağlanabilirlik ve veriye erişim, iş operasyonları ve insanların yaşam ve çalışma tarzı için son derece önemli hale geldi. Ancak, dünya giderek dijital operasyonlara bağımlı hale gelse de, birçok bölge halen güvenilir olmayan ve dengesiz güç kaynakları ile mücadele ediyor. Dell EMC Global Study raporuna göre; kuruluşların yaklaşık yüzde 90'ı elektrik kesintisi kaynaklı arızalar yaşıyor. Güç kesintileri, bir işletmenin operasyonlarını kesintisiz sürdürmesinin üzerinde risk oluşturuyor ve gücün kesilmesi ile birlikte

önemli maliyetler de oluşuyor. Lansmanını yaptığınız yeni ürün ailesi, bu sorunlara karşı nasıl bir çözüm sunuyor? Sektörün bu kritik ihtiyacına çözüm sunabilmek üzere, dengesiz ve öngörülemeyen güç koşullarına karşı güç koruması için yüksek kaliteli ve uygun maliyetli bir alternatif sunarak, UPS portföyümüzü genişlettik. SRV Tek Faz OnLine UPS; bir işletmenin her zaman istikrarlı ve güvenilir bir bağlantıya sahip olması için işletmedeki kritik altyapıyı ve günlük operasyonları olumsuz etkileyebilecek güç sorunlarına karşı bir kalkan görevi görecek şekilde tasarlandı. Böylece kritik ekipmanı ve bağlı yükleri ani yükselmeler, dalgalanmalar, elektrik kesintileri ve gerilim düşüşleri gibi öngörülemeyen güç problemlerinden koruyarak kesintisiz güç, güvence ve güvenilirlik sağlıyor. SRV serimiz, güç kaynağı güvenilirliği dendiğinde ilk akla gelen şu noktalarda ileri düzeyde bir çözüm sunuyor: Kaynak geriliminin değeri ve kararlılığı, kaynak frekansının değeri ve kararlılığı ve son olarak, kaynaktan gelebilecek istenmeyen gerilim darbelerinin birim zamandaki sayısı.

Schneider Electric IT Distribütör Kanal Müdürü Hidayet İşbilir SRV Tek Faz On-Line UPS serisi hangi özelliklere sahip? Dünya çapında milyonlarca BT uzmanı tarafından tercih edilen APC markamızın sunduğu SRV serisi, en dengesiz güç koşullarında bile temel güç koruma ihtiyaçları için tasarlanmış yeni bir UPS serisi. Geniş bir gerilim aralığı ve dengesiz güç koşullarının üstesinden gelmek için geliştirilmiş, çok yönlü, yüksek kaliteli ve uygun maliyetli tam sinüs dalga çıkışlı Online bir UPS ailesi. SRV UPS ailesinin temel faydaları ve özelliklerinden

bahsetmek gerekirse; yüzde 94’lere erişen verimi ve “1” çıkış güç faktörü ile (6 ve 10 kVA) dikkat çeken SRV serisi, ayrıca sık gerçekleşen kesintilere karşı koruma sağlamak için hızlı bir şekilde şarj özelliğine sahip (4 saatte yüzde 90 kapasite). Sezgisel LCD/LED arayüzü ile de hızlı teşhis için UPS durum bilgileri sunan bu serimiz, EcoMode özelliği sayesinde yüksek verimlilik sağlıyor. Yeni ürün aileniz hakkında detaylı bilgiye nasıl erişilebilir? APC SRV Tek Faz On-Line UPS

hakkında detaylı bilgiye APC by Schneider Electric’in geniş iş ortağı ağı, distribütörleri ve apc.com/tr/tr adresinden ulaşmak mümkün. APC by Schneider Electric, entegre fiziksel altyapı ve yazılımları konusunda dünya çapında ilklere imza atan yenilikçi ve lider bir marka. Kesintisiz güç kaynaklarından hassas soğutma cihazlarına, kabinlerden DCIM yazılımına kadar en geniş ürün gamına sahip APC, partnerleriyle birlikte, veri merkezleri ve sistem odaları için kritik altyapı noktasında toplam çözüm sunuyor.

Kurumsal dönüşüm birçok başlıkta etkin Şirketler, dijital dönüşüm ile birlikte kurum içerisinde daha interaktif, yani hızlı bilgi alışveriş uygulamalarına yönelmeye başladı. Son dönemde dünyada trend haline gelen “Digital Workplace”, yani “Dijital İş Yeri” kavramı bu dönüşümün bir sonucu ve iş yerlerinde anlık bilgi alışverişi, sağlıklı mobil deneyim imkanı, kişiselleştirilmiş içerik, yapay zeka kullanımı, sosyal iyileştirmeler ve sesli konut sistemi bu kavramın temel başlıklarını oluşturuyor. Simternet kurucusu ve CEO’su Ataol Ay, bu yapıyı şöyle anlattı: “Dijital iş yerleri, iş akışlarını ve işbirliğini en verimli

şekilde desteklemeli. Akıllı telefonlar ve tabletler dijital işyerinde büyük rol oynuyor ve kullanıcılar da mobil deneyimin nasıl geliştirileceğine bakıyor. Bu alandaki mobil uygulamalar dijital iş yerlerinin en çok kullanılan kısımlarına mobil uygulama ile tek tıkla erişim, daha iyi bildirimler, uygulamalar. Dijital iş yerlerindeki yeni trendler, yani Kişiselleştirilmiş Durum Noktaları (PPP) ile her kullanıcının kişisel deneyimini daha bireysel hale getirmek ve daha akıllı bir bilgi akışı sağlamak mümkün. Bu uygulama ile kuruluşlara, iş yapmak için neye ihtiyaç duyuluyorsa ona göre içerik

sunuluyor. Kişiselleştirilmiş bir dijital iş yeri deneyimi, bilgi aramak için harcanan zamanı azaltarak, üretkenliği artırmaya yardımcı oluyor. Dijital iş yeri platformuna yapay zekanın yetenekleri dahil edilmeye başlandıkça, şirketler kurumsal bilgileri ve karar vermek için kritik verileri kullanabilecek. Bu insan merkezli yaklaşım, işletmelerin çalışanlar ve müşterilerle iletişimini gözler önüne sermeye yardımcı olacak. Dijital iş yerlerinin, popüler sosyal teknolojileri çoğaltma ve geliştirme adına daha fazla özellik sunması bekleniyor. Videolar, gelişmiş haber feed’leri, sohbet kutuları, akıllı arama motorları ve daha

Simternet kurucusu ve CEO’su Ataol Ay fazlası görülmesi beklenen özellikler arasında yer alıyor. Dijital işyerleri için bir arayüz olarak sesli komut sistemi de

kurumsal alana daha fazla geçiş yapacak. Bunun sıradan hale gelmesine izin verecek yapı blokları şu an kuruluyor.”


BThaber

18 BİLİŞİM DÜNYASI

16 - 22 TEMMUZ 2018

PrimeApps platformu daha da yayılacak TÜBİTAK destekli Ar-Ge çalışmaları ile Ofisim’in hedefi bir taraftan yurtdışına açılmak, bir taraftan da yerli yazılımlara yönelik güveni pekiştirmek.

Handan Aybars Artan rekabet ortamı, işletmeler için büyük bir operasyonel yük haline gelirken, klasik uygulamaları geride bırakıp, ölçek fark etmeksizin dijital çağa ayak uydurma gerekliliği önem kazanıyor. Ofisim de bu gereklilik paralelinde gelişen bulut teknolojilerini kullanarak, esnek ve kolay özelleştirilebilir bir altyapı ile ihtiyaçlara yanıt verme hedefiyle 2015 yılında kuruldu. Ofisim; genel olarak şirketlere klasik yöntemlerin hâkim olduğu alanlarda, tamamen bulut tabanlı, gelişmiş performanslı, arttırılmış veri güvenliğine sahip ve kullanımı kolay uygulamalar sunuyor. Ofisim İK ve Ofisim CRM uygulamalarıyla iş yükleri azalıyor. Dijital dönüşüm sürecinde şirketlerin rekabette güçlü adımlar atmalarına imkan sağladıklarını vurgulayan Ofisim Kurucusu ve CEO’su Serdar Turan, Türkiye’de elde ettikleri başarıyı yurtdışına taşımayı da hedeflediklerini vurguladı. Bu doğrultuda, PrimeApps platformunu uluslararası pazarlara açmak ve gelecek dönemde yurtdışında ofis açmak gündemde. Detayları Serdar Turan ile konuştuk: Yenilikleri ve güncellemeleri nasıl hayata geçiriyorsunuz? Şu dönemde üzerinde çalıştığınız veya hayata geçirmeyi planladığınız yenilikler hakkında bilgi verir misiniz? Planlarımızı gerçekleştirirken uluslararası pazardaki teknoloji trendlerini ve ihtiyaçları sürekli takip ediyor, planlarımızı da bu analizlerimiz ve müşteri beklentilerinden hareketle hayata geçiriyoruz. Ar-Ge potansiyelimiz, TÜBİTAK tarafından da büyük çaplı iki desteğe layık görüldü.

sayesinde şirketler tüm satış süreçlerini uçtan uca yönetebiliyor, müşterilerini, fırsatlarını ve ürünlerini kolayca takip edebiliyor. Ofisim İK uygulamamız ise çalışanların ve yöneticilerin tüm iş süreçlerini, online yönetebilecekleri düşük maliyetli ve kolay kullanıma sahip bir hizmet. Uygulamalarımızı deneyimleyen müşterilerimiz, yerli bir firma tarafından bu kadar üst seviye ve kullanıcı dostu bir platform geliştirdiğimiz için bizi takdir ediyorlar.

Ofisim Kurucusu ve CEO’su Serdar Turan TÜBİTAK tarafından projemize verilmiş bu destekler, ne kadar doğru bir yolda olduğumuza dair inancımızı arttırıyor. Kullanıcılara herhangi bir kodlama bilgisi gerekmeden uygulama geliştirme imkanı sunan Low-code platformumuza önümüzdeki dönemde birçok özellik ekleyeceğiz. 2019 sonuna kadar TÜBİTAK’tan aldığımız destekle Türkiye’deki ilk yapay zekâ destekli lowcode platformunu da hayata geçirmeyi planlıyoruz. Tüm iş uygulamalarımızın üzerinde çalıştığı uygulama geliştirme platformumuz PrimeApps’i geliştirmeye de devam ediyoruz. Şirketlere kendinizi nasıl tanıtıyorsunuz? Onlar Ofisim yapısını nasıl karşılıyor, başka ne gibi hizmetlere erişebilmek istiyor? Müşterilerimizin süreçlerini ve ihtiyaçlarını dinliyor, hatta ‘işlerini nasıl daha verimli hale getiririz?’ diye onlarla birlikte düşünüyor ve iş uygulamalarımızı tamamen onlara özel uyarlayarak sunuyoruz. CRM uygulamamız

Özelleştirilebilir çözümlere yönelik ilgiyi nasıl değerlendiriyorsunuz? Bu çözümlerde öne çıkan talepler neler oluyor? Her şirketin kendine özgü bir yapısı ve işleyişi var. Bu nedenle ihtiyaçları da sektöre göre oldukça farklılaşıyor ve zamanla değişebiliyor. Geleneksel sistemlerde değişen ihtiyaçlara karşılık, ek maliyetler çıktığı için firmalar artık daha kolay özelleştirilen, esnek uygulamaları tercih ediyorlar. Esnek altyapımızla tüm müşterimizin tam olarak ihtiyacını adresleyecek uygulamaları hayata geçiriyoruz. Kolayca özelleştirilebilen uygulamalarımızı, birçok farklı sektörden müşterilerimiz rahatlıkla kullanıyor. Web sayfası üzerinden saniyeler içerisinde istedikleri yeni form ya da form alanı oluşturabiliyor, iş süreçlerinde onay gerektiren ya da iş akışı olan bir durum varsa, birkaç tıkla bunu tanımlayabildikleri gibi, ekibimizden destek alarak da özelleştirmeyi yapabiliyorlar. Tüm bilgilere tek noktadan online ulaşmak, süreçleri bir sistem üzerinden işletmek, tek tıkla ihtiyaç duydukları raporları

görüntülemek, müşterilerimize hem hız kazandırıyor hem işlerini daha kolay yönetmelerine imkan sağlıyor. CRM ve İK başlıklarında web tabanlı çözümler, kullanıcı kişiye ve kuruma ne gibi avantajlar sağlıyor? Ofisim CRM ve İK uygulamaları sayesinde ekipler verimli bir ortamda çalışma fırsatına kavuşuyor ve iş sürekliliğinin devamı çalışanların memnuniyetini arttırıyor. Artan müşteri sayısıyla birlikte; satış ekiplerini takip etmek, daha etkin müşteri ilişkileri yönetimi yapabilmek geleneksel yöntemlerle çalışan firmalar için sorun olabiliyor. Ofisim CRM ile bu sorunları çözüyor ve şirketlerin verimli çalışmalarını sağlıyoruz. CRM uygulamamız da şirketlere tüm satış süreçlerini uçtan uca yönetebilme, müşterilerini, fırsatlarını ve ürünlerini kolayca takip edebilme avantajı sunuyor. Benzer şekilde, çalışan sayısı arttıkça iyice karmaşık bir hal alan personel yönetim süreci de geleneksel yöntemlerle oldukça zor hale geliyor. İK uygulamamızla; işe alımdan özlük yönetimine, izin

takibinden çalışma çizelgesine kadar tüm personel yönetimi süreçlerini otomatize ederken, ihtiyaç duyulan raporlara tek tıkla ulaşmayı mümkün kılıyoruz. İK süreçlerinin dönüştürülmesine destek ile personel yönetimlerinde artan iş yüklerinde hafiflik, bu süreçlerde hızlı hareket, zaman ve maliyet tasarrufu, verimlilikte artış, iş süreçlerinde kesintisizlik gibi avantajları sunuyoruz. Satış ortaklığı başlığında ilgiyi nasıl değerlendiriyorsunuz? Bu başlıkta planlarınız neler? İş uygulamalarımızın üzerinde çalıştığı PrimeApps platformumuzu 2018 içinde satış ortaklıklarıyla yaygınlaştırmak gibi bir planımız var. Hedefimiz; sektöründe ve alanında uzmanlaşan kişilerin bizimle birlikte çalışarak, iş uygulamalarını platformumuz üzerinde hayata geçirmeleri. Biz satış ortaklarımıza yaratıcı iş uygulamaları fikirlerini kolayca hayata geçirebilmeleri için teknoloji altyapımızı sunuyor, onları altyapıyla ilgili kaynak ya da zaman harcama gereksinimlerinden kurtarıyoruz.

Yapay zeka desteği geliyor “CRM ve İK uygulamalarımıza bu yıl yeni özellikler eklemeye devam edeceğiz. Pazarlama ve satış çalışmalarımızla 2018 sonunda 10 binin üzerinde kullanıcıya ulaşmayı bekliyor, Ofisim’i Türkiye’deki bulut tabanlı iş uygulamaları alanında daha da öne çıkartmak istiyoruz. Uygulama geliştirme platformumuz olan PrimeApps’i ise uluslararası

pazarlara sunmayı hedefliyoruz. Yıl sonuna dek yurtdışında da bir ofis açmak üzere çalışmalarımıza başladık. Yoğun Ar-Ge çalışmalarımızın sonucu olarak, yakın zamanda PrimeApps platformumuza ekleyeceğimiz birçok özelliğin yanı sıra, Türkiye’deki ilk yapay zeka destekli lowcode platformunu da hayata geçirmeyi planlıyoruz.”

Öncelik doğal olarak siber güvenlik Canon’un teknoloji karar vericilerinin içgörülerini derleyen Ofis İçgörüleri Raporu’na göre, finans sektörünün teknolojinin ve mobil çalışmanın faydalarının henüz farkında olmadığı gözleniyor. Dijitalleşen ofislerin artışına karşılık rapora göre; finans kuruluşlarının yüzde 61’i teknolojinin, özellikle mobil çalışmanın işleri için

sağlayabileceği faydaların farkında değil. Finans kuruluşlarının yüzde 78 ile dörtte üçünden fazlası, şirket sistemlerine ve dosyalarına mobil erişimin işleri için önemli olduğuna inanıyor. Ama bu kuruluşlardan sadece yüzde 24’ünde resmi BYOD politikası var ve yine aralarından sadece yüzde 17’lik grup

iş yerinde kendi cihazlarını kullanmak isteyen çalışanlara sürekli destek sağlayabilecek bilişim departmanlarına sahip. Bu düşük oran, mobil çalışma faydalarının tam anlaşılamamasının, ayrıca zaman, kaynak ve yasal riskler gibi endişelerin yansıması olarak değerlendiriliyor. Finans alanında, teknik bir

hatanın müşteriler kadar şirketlere de itibar kaybı getirecek olması, güvenlik başlığının önemini artırıyor. Rapora göre, son kullanıcıların yüzde 34’ü belge basma, tarama ve kopyalama işlemlerini gereksiz bulurken, finans sektöründeki son kullanıcıların şirketlerinin dışında bilgi paylaşmaları ise risk olarak

görülüyor. Araştırmaya göre, finans liderlerinin yüzde 31’i taranan verilerin otomatik olarak yakalanmasının ve işlenmesinin kendi güvenlik prosedürleri için değerli bir katkı olacağını düşünüyor. Bu da finans hizmetlerinde teknolojinin benimsenmesinde siber güvenliğin temel etken olduğunu gösteriyor.



20

BThaber 16 - 22 TEMMUZ 2018

Yeni yonga fabrikası için geri sayım

Bosch Grubu’nun Dresden'de kuracağı son teknoloji yonga plakası fabrikasının temeli atıldı. Grubun 1 milyar avro yatırım yapacağı fabrikanın inşaatının 2019 sonlarında tamamlanması, ardından üretim makinelerinin kurulumuna geçilmesi planlanıyor. Yeni fabrika, 2020 başında çalışmaya başlayacak. Reutlingen'in ardından Dresden, Bosch Grubu’nun Almanya'daki ikinci yonga plakası fabrikası. Bu fabrikayla şirket, üretim kapasitesini artırmayı ve küresel pazarlarda rekabet

gücünü yükseltmeyi amaçlıyor. Dresden'de gerçekleştirilen törende konuşan Bosch Grubu Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Dirk Hoheisel, "Geleceğin yonga plakası fabrikasıyla, insanların yaşam kalitesini ve yollarda emniyetini artırmanın da temelini atıyoruz. Yarı iletkenler, IoT ve mobilite açısından önemli " dedi. Yüksek otomasyona sahip üretim tesisleri, süreçlerini optimize etmek için kendi verilerini analiz ediyor. Böylece üretim maliyetleri

düşerken, yongaların kalitesi artıyor. Bu yeni fabrikayı yönetecek olan Otto Graf, "Ağa bağlı ve otonom üretim operasyonlarımız için yaratıcı akıllara, özellikle de proses mühendisleri, matematikçiler veya yazılım geliştiricileri gibi yonga plakası teknolojisinde uzmanlara ihtiyacımız var" bilgisini de verdi. Bosch, 45 yılı aşkın bir süredir birden fazla türde yarı iletken yonga üretiyor ve bunların arasında uygulamaya özel entegre devreler (ASIC) de var. Bosch’un Reutlingen’deki yonga plakası fabrikasında halen ASIC, güç yarı iletkenleri ve mikro elektromekanik sistemler (MEMS) üretiliyor ve bu devreler, 1970 yılından beri araçlarda kullanılıyor. 2016’da dünya genelinde üretim hattından çıkarak tüketicilere sunulan her otomobilde ortalama dokuzdan fazla Bosch yongası var.

Dörtlü 4K çok sensörlü kamera

Panasonic Business 33MP görüntü çözünürlüğü sunan dünyanın ilk dörtlü 4K güvenlik kamerasını tanıttı. i-Pro EXTREME Çok

Sensörlü kameralarda her biri 4K çözünürlük sunan ve yeniden konumlandırılabilen dört lens var. Böylece kameralar da hızla ilerleyen

araçların keskin ve net görüntülerini kaydedebiliyor. Hem 30 fps’de Full HD hem 15 fps’de 4K (3840x2160) görüntü seçenekleri sunan kameralar, iA (intelligent Auto) ve Temiz Görüş Kaplaması özelliklerine sahip. Böylece şehir gözetimi ve trafik uygulamaları gibi zorlu şartlarda da yüksek kalitede görüntü yakalayabiliyor. i-PRO Extreme Çok Sensörlü kamera yelpazesi; H.265 sıkıştırma, akıllı kodlama ve kendi kendine öğrenen ROI (Odak Bölgesi) teknolojileri ile ağ gereksinimlerini en aza indirirken, güçlü görüntü performansı sağlıyor.

Yetkinlikler tek yazıcıda buluştu Xerox’un Xerox B1022 ve Xerox B1025 serisi Çok Fonksiyonlu Yazıcılarla (MFP), çift taraflı fotokopi makinesi, yazıcı, renkli tarayıcı ve faks özelliklerini bir araya getiriyor. Xerox B1022 ve Xerox B1025 serisi ile kullanıcılar Tabloid/ A3 boyutlarına kadar tüm kâğıtlarda hızlı ve düşük maliyetli şekilde çıktılar alabilecek. Tara, e-posta gönder veya USB cihaza

tara ve yazdır gibi günlük işlemler cihazdan kolaylıkla yapılabiliyor ve kablosuz bağlantı özelliği doğrudan mobil cihazlardan çıktı alma imkânı da sağlıyor. Renkli dokunmatik kullanıcı arayüzü ile kullanıcılar günlük ofis baskı ve tarama işlerini kolaylıkla ve hızlı şekilde cihaz yardımı ile yapabilecek. Çok fonksiyonlu yazıcılar, tehlikelere ve güvenlik

açıklarına karşı koruma sağlayan son teknoloji güvenlik özelliklerine sahip. Hassas veya gizli bilgiler içeren belgeler için güvenli yazdırma seçeneği, şifre girişi yapılana kadar işin yazıcıda bekletilmesini sağlar. Mobil cihazdan yazdırma özelliği Apple® AirPrint®, Xerox Print Service ve Android™ cihazlar için Mopria® Print Service Eklentisi ile kullanılabilir.

Her ölçekte şirket için çok fonksiyonlu cihazlar Kyocera Document Solutions, beş yeni MFP ürününü pazara sundu. Ürün portföyüne katılan ECOSYS M3655idn, ECOSYS M3660idn, TASKalfa 3212i, TASKalfa 4012i ve TASKalfa 307ci model çok fonksiyonlu fotokopi makineleri, mobil çalışma ortamında öne çıkan bağlantı seçeneklerini sunuyor. Mobil baskı ve tarama işlevlerine sahip yeni Kyocera MFP’ler; iOS ve Android işletim sistemleri için KYOCERA Mobile Print, Apple AirPrint, Google Cloud Print ve Mopria (Android) uygulamalarını destekliyor. Fotokopi, baskı, tarama ve opsiyonel faks işlevlerinin yanı sıra Kyocera’nın akıllı çözüm platformu HyPAS’a standart olarak sahip olmaları ve genişletebilir kağıt kapasiteleri ile yeni ürünler, işletmelere has özellikler ve iş akışları doğrultusunda özelleştirilebiliyor. TASKalfa 4012i ve 3212i siyah beyaz çok fonksiyonlu fotokopi makineleri; 1200 x 1200 dpi baskı kalitesi, 9 inç sezgisel dokunmatik ekran gibi gelişmiş standart özelliklere sahip olmanın yanı sıra Wi-Fi Direkt ve NFC gibi teknolojileri de destekliyor. Sırasıyla, dakikada 40 ve 32 sayfa siyah beyaz A4 baskı hızına sahip bu MFP’ler, güçlü siyah beyaz baskı cihazlarına ihtiyaç duyabilecek KOBİ’ler, start-uplar, sağlık kuruluşları, oteller, restoranlar, havaalanları ve eğitim kurumları için öne çıkıyor. Sırasıyla dakikada 55 ve 60 sayfa siyah beyaz baskı hızlarıyla ECOSYS ECOSYS M3655idn ve M3660idn model MFP’ler kompakt yapılarıyla işletmelere sağladıkları yer tasarrufu imkanlarının yanı sıra dayanıklılıkları ve standart çift taraflı baskı, fotokopi, tarama ve faks fonksiyonlarıyla ön plana çıkıyor. Yeni KYOCERA TASKalfa 307ci ise renkli ve siyah beyaz baskı işlevlerine ihtiyaç duyan KOBİ’ler içinkaliteli baskı olanakları ve ekonomik yapısıyla öne çıkıyor.

Mynet hisselerini geri aldı!

Mynet’in yatırımcısı olan Tiger Global’in sahip olduğu hisseleri geri alan Emre Kurttepeli, böylece şirketin tüm hisselerinin sahibi oldu. Bu işlem öncesinde Emre Kurttepeli’nin yüzde 51, Tiger Global’in yüzde 49 hissesi vardı. Mynet’in küresel bir marka olması için çeşitli ve kapsamlı çalışmalar yürüttüklerini kaydeden Emre Kurttepeli, hisse değişimiyle yeni vizyonlarını hayata geçirmede daha hızlı hareket edeceklerini vurguladı. Tiger Global ile Mynet’in geçmişte birlikte yatırımlara imza attıklarını hatırlatan Kurttepeli, Mynet’in yeni vizyonuna ve ekibine olan inancının yüksek olduğunu vurguladı. Kurttepeli, Mynet için teknoloji ağırlıklı vizyon çizildiğini, Blockchain, yapay zeka gibi -teknolojileri

temel alan ürünler odaklı ekiplerin kurulduğunu, Oyun grubunun ise tamamen yurtdışına odaklanacağını belirtti. Girişimci kimliğiyle 1990’lı yılların ortasında Türkiye’nin ilk kurumlara yönelik internet servis sağlayıcı şirketi Fornet’i, 1999 yılında ise Mynet’i kuran Kurttepeli, bugüne kadar Trendyol gibi e-ticaret platformlarından Insider gibi yapay zeka bazlı kurumsal çözüm sunan firmalara, Sobee gibi oyun şirketlerinden çeşitli mobil çözümlere kadar 40’ın üzerinde girişimin kurucusu ya da yatırımcısı konumunda. Kurttepeli aynı zamanda Endeavor Türkiye ve Galata Business Angels’ın (GBA) Yönetim Kurulu Başkanı olarak görev yapıyor.


21

BThaber 16 - 22 TEMMUZ 2018

Jeneratörde düzenli bakımı ihmal etmeyin! Kesintisiz enerjinin garantisi olan jeneratörler aşırı yüklenme sonucu yaşanan elektrik kesintilerinde birer can simidi oluyor. Ama yedek enerji kaynağı olarak alınıp bir köşede unutulan, bakımı da düzenli yapılmayan jeneratörler ihtiyaç halinde çalışmama riski de taşıyor. Düzenli bakımı yapılan jeneratörlerin hızla devreye girerek, elektrik kesintilerinden olumsuz etkilenmeyi önlediğini belirten Teksan Jeneratör Satış Sonrası Hizmetlerden Sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi Elif Ata

Erduran, şunları söyledi: “Her gün kullanılmadığı için bakımı ihmal edilen jeneratörler, ihtiyaç anında sorun çıkarabiliyor. Oysa periyodik bakımı yapılan jeneratörler, istenildiği anda hızlıca devreye girerek kesintilerden olumsuz etkilenmeyi engelliyor. Jeneratör satın alırken güvenilir ve satış sonrası hizmetlerde kendini ispatlamış bir marka seçmek önemli. Ucuz diye tercih edilen ve işinin ehli olmayan markaların jeneratörlerinde yaşanan sorunlar, satış sonrası hizmetlerle ilgili muhatap bulunmadığı için çözülemiyor.

ZenFone 5, en yeni modelleri ile geliyor

Türkiye’nin yanı sıra ürünlerimizi 128 ülkeye ihraç ediyor ve yurtdışındaki müşterilerimize de satış sonrası hizmet veriyoruz. Ürünlerimizin bakım ve kontrollerini gerçekleştirmek üzere alanında uzman teknik ekibe sahibiz. Ürünlerimizi sadece bu konuda eğitim almış ve tecrübeli kişilere emanet edebileceğimizi unutmamalıyız. Servis hizmetimizin yanı sıra çağrı merkezimizle 7/24 müşterilerimizin sorunları ile ilgileniyoruz. Bölge Müdürlüklerimiz, bayilerimiz ve müşterilerimize yönelik eğitimler de düzenliyoruz.”

09 AĞUSTOS PERŞEMBE . BTVIZYONTOPLANTILARI

09.30 – 13.30

davetlisiniz... Coğrafi Bilgi Sistemleri İş Süreçleri Yönetimi 8 çekirdekli Snapdragon 845 işlemcili ZenFone 5Z, yapay zekası, çift kamera sistemi ve tasarımıyla ön plana çıkarken, ZenFone Max 5.5 inç’lik full ekran görünümü, 4000mAh güç yönetimi ile geliştirilmiş yüksek kapasiteli bataryası ve 13MP dual kamerası ile hayatı kolaylaştırıyor. ZenFone Max Pro ise Snapdragon 636 işlemcisiyle güçlü performans ve dayanıklılığa sahip. 6 inç Full HD+ (2160x1080) 18:9 çerçevesiz ekrana sahip ZenFone Max Pro, 5000mAh bataryasıyla da ultra uzun bir pil ömrü sunuyor. Lansmana özel sınırlı sayıda ZenFone 5Z, Vatan e-Store’da ve tr.store.asus.com sitesi üzerinden ön sipariş için 3.299 TL fiyatıyla satışa sunuluyor.

Doküman Yönetimi Siber Güvenlik

Finansal Çözümler Yeni Nesil Ürünler ve Çözümler

SPONSORLAR

Pikare

BASIN SPONSORU

ONLINE KAYIT Katılım için online kayıt gereklidir. Online Kayıt için

www.bilisimzir ve si.co m.t r / e skise hir BTvizyon markası Bilişim Zirvesi Etkinlik Şirketi’nin tescilli markasıdır.

/btvizyonanadolu

/btvizyon


Kamu BIM personeli

büyük sıkıntıda

Kamu kuruluşlarında Bilgi İşlem Merkezi'nde çalışan bilişimcilerin so­ runları bitmiyor. Bir yandan aldıkları ücretlerin düşüklüğü, bir yandan siyasi istikrarsızlık nedeniyle çok sık değişen kadrolar kamudaki bilişimcileri yıldırmış durumda. Çeşitli kamu kuruluşla­ rında çalışan bilişimciler arasında mesai sonrası ek iş yapanların sayısı ise her geçen gün hızla artıyor.

Siberuzayda "Sanal X'ler" (Ayrıntılı yazı sayfa 12-13'te)

Hükümetin geçtiğimiz hafta açıkladığı zamlar öncesinde, herhangi bir kamu kuruluşunun bilgi işlem merkezinde 657 sayılı yasaya göre çalışan üniversite mezunu olan ve 18 yıldır hizmet veren bir bilişimci, ek ödemeler dahil olmak üzere 25 milyon lira maaş alıyor. 16 yıldır sözleşmeli olarak çalışan bir bilişimcinin aldığı ücret ise 29 milyon lira.

Konu hakkında görüştüğümüz çeşitli kamu kuruluşlarında çalışan bilişimciler, sektör örgütlerinin yaşanan bu sorunların çözüme kavuşturulması için uğraşmadığından da şikayetçiler. Kamu bilişimcileri, öncelikle Bilişim Hizmet Sınıfı'nın oluşturulması konusunda sektör örgütlerinin sonuç almaya yönelik çalışma yapmasını istiyorlar.

(Ayrıntılı haber sayfa 3'te)

Türk Telekom yine sözünü tutamadı Internet

"Bilpa'nın Yapı ve Kredi Bankası'yla birleştirilmesi söz konusu değil"

(Sayfa 4) • Logo ve Novell, ortak kampanya başlatıyor (Sayfa 8) • HALICI-midi 96'ya herkes katılabilecek (Sayfa 9) • Empa, Texas instrument ve Mitsumi ürünlerini tanıttı (Sayfa 9) • Haber uğruna cinayet! (Sayfa 10) • Floptical sürücülerin eli kulağında (Sayfa 11) • Dış kaynak kullanımı yaygınlaşıyor

yaklaşık 7 aydır TUR-

TT Genel Müdürü, TUR­

NET'in hizmete girmesini

NET ihalesinin sonuçlan­

• Internet ve iletişim

bekliyor. TURNET'in hiz­

dığını belirtti ve bir kez

teknolojileri - 4

mete açılmasıyla ilgili ilk

daha TURNET'in Ocak

söz Türk Telekom A.Ş.

96'da hizmete gireceğini

Genel

söyledi.

Müdürü

Cengiz

Ancak

NET'in hizmete girmesi,

miz yıl eylül ayında Bili-

daha

şim'95

1996'ya ve en son olarak

Etkinlikleri'nde

(Sayfa

TUR­

Bulut tarafından geçtiği­

sonra

(Sayfa 15)

çözümleri sunuyor

Haziran

verildi. Bulut, o tarihte

da 1 Temmuz 1996 tarihi­

"TURNET, Ocak 1996'da

ne ertelendi.

(Arka

terminaller İnternete

Türk Telekom yetkili­ leri şimdi kesin bir tarih

kışlardan

rihlerinde Bilkent Üniver-

vermiyorlar ve TURNET'­

sözleşme imzalama aşa­

sitesi'nde yapılan Birinci

in, servis sağlayıcı kuru-

masından sonra hizmete

isteyenlerle

Kurulu'nda belirlenen programa göre, söz konusu komite 12 değişik

standart üzerinde çalışacak. Ancak, geçtiğimiz günlerde göreve başla­ yan komite, iş programına yeni standartlar eklenmesi için çalışmalar

haber sayfa 7de)

Telif hakları bir yıldır bekliyor Yazılım sektörünün yıllarca bek­

Yönetmelik çalışmalarından önce

lediği ve kamuoyunda kısa adıyla

yasanın bazı maddeleriyle ilgili de­

yönetim değişikliği yaşandı. Şirke­

Telif Haklan olarak anılan yasa,

ğişiklik önergeleri gündeme geldi.

tin Genel Müdürlüğünden ayrılan

bundan tam bir yıl önce TBMM'de

17 maddeden oluşan ilk değişiklik

Recep Göknil'in yerine Alparslan

kabul edildi. 7 Haziran 1995 tari­

önergesi Aralık ayında yapılan ge­

Özlü bu göreve başladı. Alparslan

hinde çıkan yasa ile ilgili olarak bu­

nel seçimler nedeniyle geçersiz sa­

Özlü ile son dönemlerde Bilpa'ya

güne kadar somut bir ilerleme kay-

yıldı. 20 maddeyi içeren ikinci deği­

ilişkin sektörde oluşan spekülas­

dedilemedi. Yasanın uygulanması

şiklik önergesi için ise yeni Kültür

yonları konuştuk.

için hazırlanması gereken yönet­

Bakanı'nın onayı bekleniyor.

melik ise henüz çıkmadı.

gireceğini belirtiyorlar.

(Ayrıntılı haber sayfa 4'te)

açılıyor (Arka

sayfa)

E C N A Ö T L F I Y A H 2 2 BU

Türk Standartları Enstitüsü Bilgisayar Özel Daimi Komitesi'nin 19961997 dönemini kapsayan İş Programı belli oldu. TSE'nin 35'inci Genel

(Ayrıntılı

sayfa)

• Anabilgisayar ve

17-18 Kasım 1995 ta­

yapıyor.

16-17)

• ITD, VeriFone ile POS

Geçtiğimiz günlerde Bilpa'da bir

(Ayrıntılı haber sayfa 2'de)

toplantısı

Internet Konferansı'nda

TSE Bilgisayar Komitesi'nin 1996 iş programı Alparslan Özlü:

• TÜBİTAK'ta UIAKBIM

kullanıcıları

hizmete girecek" dedi.

Bilpa yeni Genel Müdürü

Bu sayıda...

(Ayrıntılı haber sayfa 8'de)



BThaber

24 KARİYER Hakan Uzun, McAfee Türkiye Ülke Müdürü oldu

McAfee, Türkiye operasyonlarının yönetimine Hakan Uzun’u getirdi. Uzun, McAfee Türkiye Ülke Müdürü olarak şirketin bölgesel stratejisinden sorumlu olacak, büyümeyi hızlandırma, organizasyonel verimliliği artırma ve yeni fırsatları değerlendirme hedefleriyle McAfee Türkiye ekibine liderlik edecek. Yönetim Bilişim Sistemleri ve Ekonomi bölümünde lisans derecesine sahip olan Uzun, Boğaziçi Üniversitesi İşletme Bilişim Sistemleri Yüksek Lisans Programı’nı tamamladı. BT sektöründe ulusal ve uluslararası ölçekte 25 yılı aşkın deneyime sahip olan Uzun, Siemens Nixford, Fujitsu Siemens, Motorola ve Avaya gibi kurumlarda satış, kanal ve üründen sorumlu yöneticilik görevlerinde bulundu. 2013-2015 yılları arasında Forcepoint (Websense) Bölge Müdürü olarak görev alan Uzun, McAfee’deki yeni görevine getirilmeden önce Infoblox şirketinin Ülke Müdürü’ydü.

Microsoft Türkiye'de üst düzey atama Microsoft Türkiye’nin Kamu Sektörü ve Kamu Yatırımlarından Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı görevine Dr. R. Erdem Erkul atandı. Erkul, Microsoft Türkiye bünyesinde, kamu kurumlarının gücüne güç katacak teknolojik çözümlerin hayata geçmesine liderlik edecek ve toplumsal fayda odaklı dijital dönüşüm projelerini yönetecek. 2010-2013 arasında Microsoft Türkiye Kamu İşleri, Akademik Programlar ve Sosyal Sorumluluk Direktörlüğü görevini üstlenen Erkul, 2014 yılına kadar Microsoft Orta Doğu ve Afrika Bölgesi’ndeki 79 ülkenin Kamu Politikaları ve Planlama Koordinatörlüğü görevini yürüttü. 2014’te Samsung’da Kamu Sektörü ve Dış İlişkiler Direktörü olarak çalışmaya başlayan Erkul, şirketin İnovasyon Merkezi ve Ar-Ge Merkezi’nin kuruluş çalışmalarında aktif rol aldı. Erkul, 2014 yılında merkezi Brüksel'de bulunan Avrupa Profesyonel Bilişim Dernekleri Konseyi'nin ilk Türk Başkan Yardımcısı oldu ve 2016-2018 yıllarında Türkiye’de İnternette En Etkili 30 Kişi’den biri olarak seçildi.

16 - 22 TEMMUZ 2018

Genç mühendislerin yetenek avcısı Yetenek Kuşağı programı sayesinde genç mühendislerin kariyerlerine hızlı bir başlangıç yapmasına imkan sağlayan Softtech, öncü teknoloji olma vizyonunu genç yetenekli mühendislerle güçlendirmeyi hedefliyor. Softtech, gelecek vadeden mühendisleri üniversite sıralarında ‘Yetenek Kuşağı’ programıyla keşfediyor. Chatbot ile konuşarak sıra dışı bir başvuru deneyimi yaşayan aday mühendisler, teknik ve genel yetenek değerlendirmeleri sonrasında Yetenek Kuşağı’ndaki yerini alıyor. 2018 yılında 155 farklı üniversiteden toplam 3 bin 300 mühendis adayı arasından tüm aşamaları başarıyla geçip seçilen 60 mühendis iş tekliflerini de Softtech Genel Müdürü Melih Murat Ertem’in ‘hoş geldin’ video mesajıyla aldılar. Lisans ve yüksek lisans mezunu en fazla iki yıl deneyimi olan mühendislerle birlikte Türkiye’deki mühendislik fakültelerinin

3. ve 4. sınıf öğrencilerinin katılabildiği ‘Yetenek Kuşağı’ programıyla genç mühendisler, Softtech Akademi tarafından planlanan özel bir eğitim sürecine dahil oluyor. Projelerini başarıyla sonlandıran ekip, Softtech’in San Francisco ve Shanghai ofislerine ziyaret, Amerika ve Çin’in ileri gelen üniversitelerinde eğitim gibi imkanlara da sahip oluyor. Softtech Genel Müdürü Melih Murat Ertem; “İşimiz teknoloji üretmek olsa da esas işimiz doğru kişiyle çalışmak ve çalışmak istediğimiz kişinin de

gelişimine sürekli destek olmak olduğuna inanıyoruz. Softtech ‘Yetenek Kuşağı’ programıyla bu yıl 16 Mart’ta başvuru almaya başladık. Kısa sürede 155 üniversiteden 3300 mühendis adayıyla tanışma fırsatı yakaladık. Öğrenciler başvuru sürecinde chatbot ile konuşarak farklı bir deneyim yaşadı. Teknik ve genel yetenek aşamalarını başarıyla geçen genç adaylarımız, İstanbul ve Ankara’da yapılan grup, yetkinlik ve teknik mülakatlarımız sonrasında Softtech ‘Yetenek Kuşağı’ programına kabul edildi” dedi.

Serbest çalışma dalgası büyüyor

2023 yılında yaklaşık 8.5 milyon freelance çalışanın Türkiye iş piyasasındaki yerini alması bekleniyor. Projeleri için uzman bulmakta zorlanan işverenlerle, freelancer’ları bir araya getiren online iş platformu SanalUzman’nın üye sayısının 6 bin 500’ü aştığını, bu tablonun Türkiye’deki iş yapış biçimleri hakkında önemli sinyaller verdiğini

anlatan SanalUzman Genel Müdürü Niyazi Bekiroğlu, şu detayları paylaştı: “Platformumuz, iş veren ve iş alan kişileri aynı platformda buluşturuyor. Kapalı ofis ortamında çalışmayı sevmeyen, sabit maaşa ve kurum kurallarına bağlı kalmak istemeyen ya da sabit kazancı olsa da ek gelire ihtiyaç duyan tüm uzmanlara kapılarını

açıyor. Ülkemizde yaklaşık 1.2 milyon kişi freelance olarak çalışıyor. Biz de bu kitlenin işverenlerle ve yetkinliklerine uygun projelerle buluşmasına fırsat sağlıyoruz. Türkiye için esnek çalışmak artık bir yan model değil, başlı başına bir pazar. 2023 yılında yaklaşık 8.5 milyon freelance çalışan Türkiye iş piyasasındaki yerini alacak ve bu rakam artabilir. Sitemiz üzerinde yapılan işlerin ortalama değeri 1.060 TL civarında. Yazılım, tasarım, çeviri, metin yazarlığı, reklamcılık, satış pazarlama, danışmanlık gibi birçok alanda proje bazlı iş imkânları sistemimizde bulunuyor. Nitelikli yetenekleri olan uzmanlar, site üzerinden asgari ücretin 4-5 katı aylık gelir kazanabiliyor. Bu nedenle platforma ilgi büyük. Büyüme hızını göz önüne alarak, yıl sonunda üye sayımızın 20 bini aşmasını hedefliyoruz.”


BThaber

KARİYER

16 - 22 TEMMUZ 2018

25

Dünyanın işi buralarda! sıralamasında ilk beşte yer alıyor. Kişilere vatandaşlık hakkı da tanıyan Kanada içinde 3 yıl yaşayan kişilere Kanada vatandaşlığı da getirilmiş durumda. Kanada, özellikle finans ve ekonomi alanında çalışmak isteyenlerin tercihi oluyor. Yurtdışında çalışmak için seyahat başlığında öncelikli kriterlerden olan uçak bileti fiyatları, hangi havayolu firmasının seferleri olduğunu da değerlendiren Biletall. com, son blog yazısında yaşam standartları baz

alındığında öne çıkan yedi ülkeyi sıraladı:

Norveç: Maddi anlamda diğer İskandinav bölgeleri ile dolgun maaşlarıyla benzerlik gösteren ülkede doğal kaynaklar da oldukça zengin. İş açısından cazip fırsatların sağlanabileceği Norveç’te

Kanada: Yaşam standartlarının yüksek olduğu Kanada’da iş olanaklarının da iyi seviyede. Kanada, OECD Daha İyi Yaşam İndeksi

balıkçılık da yaygın bir meslek olarak ülke ekonomisine katkıda bulunuyor. ABD: Yüksek derecede göç alan ülkeler arasında yer alan ABD’de çalışma koşullarının iyi seviyede olması da ülkeyi çekici kılıyor. Bilişim alanında gelişmiş olan ülkede, finans alanında da çalışmak mümkün. ABD içerisinde yaşayan bir akrabanız varsa, mülteci olarak da çalışma fırsatı elde edebilirsiniz. Almanya: İşsizlik oranının yüzde 5 gibi oldukça düşük seviyede olması, Almanya’da çalışma imkanını arttırmakta. Ülkemizden yoğun göç alan Almanya’da çalışma şartlarının işe bağlı olarak değişebileceği söylenebilir. İsviçre: Yüksek maaş hedefleyenlerin en çok tercih

ettikleri ülkelerden olan İsviçre’de yıllık ortalama kazanç 188 bin 280 dolar. Bu da İsviçre’yi çalışma alanında çekici kılıyor. Brezilya: Çalışmak için gitmek isteyen kişilerin, özellikle bir şirket üzerinden davet alarak çalışmaya başlaması mümkün. İş yaşamında daha da ilerlemek isteyen kişiler de küçük işler ile başlayıp, sonrasında çalışma koşullarını değiştirmekte ve ilerleyebilmekte. Rusya: Kalifiye elemanın Rusya içerisinde oldukça az olmasından dolayı, eleman ihtiyacı her daim mevcut. Yaşam koşullarına ve soğuk iklim şartlarına uyum sağlayabilecek olan kişilerin, bu ülkeyi tercih etmesi önemli.

Etkinlikleriniz ile ilgili bilgileri bthabersirketleri.com/EtkinlikDuyuru adresine girebilirsiniz.

BThaber

ETKİNLİK TAKV!M! E T K İ N L İ K L E R

26 Temmuz 2018 BTvizyon Samsun Toplantısı Anemon Samsun Otel AYRINTILI BİLGİ: www.bilisimzirvesi.com.tr

21 Kasım 2018 Teknoloji Kaptanları Ödül Töreni İstanbul Kongre Merkezi AYRINTILI BİLGİ: www.bilisimzirvesi.com.tr

9 Ağustos 2018 BTvizyon Eskişehir Toplantısı Eskişehir AYRINTILI BİLGİ: www.bilisimzirvesi.com.tr

21 - 22 Kasım 2018 Bilişim Zirvesi'18 İstanbul Kongre Merkezi AYRINTILI BİLGİ: www.bilisimzirvesi.com.tr

E T K İ N L İ K L E R 24 - 26 Temmuz 2018 Next ’18 San Francisco, ABD AYRINTILI BİLGİ: cloud.withgoogle.com/next18/sf/

Y U R T İ Ç İ

20 Eylül 2018 BTvizyon Erzurum Toplantısı Erzurum AYRINTILI BİLGİ: www.bilisimzirvesi.com.tr

13 Aralık 2018 BTvizyon Ankara Toplantısı Girne AYRINTILI BİLGİ: www.bilisimzirvesi.com.tr

Y U R T D I Ş I

4 - 9 Ağustos 2018 Black Hat USA 2018 Las Vegas, ABD AYRINTILI BİLGİ: www.blackhat.com/us-18/

26 - 30 Ağustos 2018 VMworld 2018 US Las Vegas, ABD AYRINTILI BİLGİ: www.vmworld.com/en/us/index.html

27 Eylül 2018 LOCARD Global Cyber Security Summit Ankara AYRINTILI BİLGİ: www.locard.org

4 Ekim 2018 BTvizyon Ankara Toplantısı Ankara AYRINTILI BİLGİ: www.bilisimzirvesi.com.tr


BThaber

26 MEKTUP Yine dopdolu bir içerikle merhaba, Spor ve desteğin buluşma noktası ile bu haftaya başlıyorum. Pfizer bünyesinde kurulan Pfizer Koşu Takımı, birçok farklı koşuya katıldı ve onlarca hayata destek oldu. Her yıl İstanbul Maratonu’na katılan Pfizer Koşu Takımı’nın maratonda topladığı bağış kadar bir meblağ Pfizer Türkiye tarafından kurumsal bağış olarak ekleniyor. Pfizer Koşu Takımı’nın bu yılki koşu takvimde Efes Ultra Maratonu, İstanbul Yarı Maratonu, Runfire Salt Lake Ultra Trail, Sapanca Ultra Maratonu, Frig Ultra Maratonu, İstanbul Maratonu ve Bodrum Ultra Maraton’ları var. Hem sağlık hem destek adına önemli bir kurumsal adım. Mevsimsel alışveriş vakti ve Atasun Optik, her platforma uygun mobil uygulaması ile ünlü güneş gözlüğü markalarını buluşturmuş. Online alışverişe imkân veren uygulama Play Store ve AppStore’dan indirilebilir. En yakın Atasun Optik noktalarını görüp yol tarifi alabilmek, istenen ürünün hangi noktalarda satışta olduğuna bakabilmek, kampanyalardan haberdar olurken, sipariş takibini yapmak mobil uygulama ile mümkün, ama dahası var: Uygulamadaki ‘yüz şekline uygun güneş gözlükleri rehberi’ en doğru güneş gözlüğü seçiminde destek. TÜBİTAK’ın Bireysel Genç Girişim (BiGG) Programı kapsamında 23 uygulayıcı kuruluştan biri olarak başvuruları kabul eden tek banka Türk Ekonomi Bankası (TEB), iki yıl daha BiGG kapsamında girişimcilere desteğe devam edecekmiş. TEB, 2017’de verdiği desteklerle en fazla girişimcinin BİGG kapsamında desteklenmesini sağlayan kurumların başında ve toplam 8 milyon 250 bin TL’lik hibenin girişimcilere ulaşmasını sağlamış. TEB KOBİ Bankacılığı Kıdemli Genel Müdür Yardımcısı ve Genel Müdür Vekili Turgut Boz’un belirttiği gibi hedef net: Daha

16 - 22 TEMMUZ 2018

İklim değişiyor, kârlılık düşüyor fazla girişimciye iki yıl boyunca destek sunmak, her konuda yanlarında olmak. Girişimciler TİM-TEB Girişim Evleri’nden bilgi alabilir, www.teblegirisim. com.tr adresinden başvuru yapabilir. Garanti Bankası’nın dijital projesi MegaTeknoForce ekibi, yeni macerasında oyun dünyasına adım atıyormuş. Dijital serinin yeni bölümünde Bartu Küçükçağlayan ve Feyyaz Yiğit’in canlandırdığı Mert ve Bora, oyun severleri merkeze alıyor, ikili diğer oyun testlerinden farklı olarak piyasada olmayan bir oyunu test ediyor. KPMG tarafından bu yıl dördüncü kez düzenlenen Fintech 100 araştırması için başvurular da başlıyor. Fintech 100; küresel finansal hizmetler sektöründe en yenilikçi fintech şirketleri ile pazarın gelişen oyuncularını ortaya çıkarmayı hedefliyor. KPMG Türkiye Finansal Hizmetler Sektör Lideri Sinem Cantürk, “Geçen yıl 29 ülkeden katılımcının yer aldığı araştırmada Türk fintech şirketi iyzico ilk 100’e girmeyi başardı ve bir ilke imza attı. Yine farklı büyüklükte Türk fintech şirketlerini araştırmaya katılmaya çağırıyoruz” demiş. Başvurular 3 Ağustos’a kadar yapılabilecek. Yenilikler, önemli bir istihdam fırsatı da sunuyor. Android ve iOS’lu akıllı telefon sahibi kullanıcılara, uygulama üzerinden verilen görevleri yerine getirdiklerinde nakit para kazanma avantajı sunan mobil işgücü uygulaması BİİS; herkes için hem boş zamanlarını değerlendirme hem aile bütçelerine katkıda bulunma fırsatı sağlıyor. BİİS’te herkese göre bir iş var, ama asıl önemlisi BİİS’te öncelik engelliler, gaziler ve Down sendromlular. Sistem, elde ettikleri kazancı komisyon almadan doğrudan kişilere aktarıyor. Gelelim çevresel gündeme, daha

doğrusu devleşen risklere… Olumsuz hava koşulları pek çok sektörü etkiliyor. Aon’un Weather Risk Management Association’dan aldığı veriye göre; şirketlerin yüzde 88’inin kârlılık oranları hava ve iklim değişikliklerinden doğrudan etkileniyor. Olumsuz ve değişken hava koşulları kaynaklı riskler de en çok bu değişikliklere karşı hassasiyeti yüksek tarım, perakende, inşaat ve yenilenebilir enerji gibi sektörleri tehdit ediyor. Aon’un 2017 Hava, İklim ve Doğal Afet Durum Raporu’na göre, sırf şiddetli ve ani değişen hava şartları bile 2017’de global ölçekte yaklaşık 36 milyar dolarlık ekonomik kayba neden oldu. Türkiye’nin de içinde olduğu EMEA’da kaybın tutarı 3,3 milyar dolar. 2018’in geride bıraktığımız ilk yarısında bile yaşananlar, maalesef hem Türkiye özelinde hem küresel bazda bu kayıpların katlandığının işareti değil de nedir… Neyse ki bazı şirketlerden örnek alınası hamleler geliyor. Kaliteli seramik parçalardan üretilen fotokopi makinesi ve yazıcı ürünleri, güneş enerjisi panelleri, elektronik parça ve ekipmanlar, tıbbi malzemeler gibi ürünleri içeren yelpazesiyle Kyocera Şirketler Grubu; kurulduğu günden bu yana tüm grup şirketleri tarafından benimsenen "Kutsala Saygı Duyun ve İnsanları Sevin" mottosu ile çevre dostu, sürdürülebilir kurumsal gelişime ve doğaya katkı sağlayan kurumsal sosyal sorumluluk projelerine odaklanıyor. Şirketin 2017 Mali Yılı Kurumsal Sosyal Sorumluluk Raporu'na göre, bu çabaların sonucunda ilgili dönemde üretilen ürünlerin yüzde 99'u Yeşil Ürünler'den oluşmuş. Avrupa’nın en büyük sürdürülebilir enerji inovasyon yatırımcısı InnoEnergy, Avrupa’da temiz enerjiye

yönelik inovasyonların katalizörü olarak tanınan “The Business Booster” (TBB) etkinliğini bu yıl altıncı kez düzenleyecek. 17-18 Ekim 2018 tarihinde Danimarka’nın Kopenhag kentinde gerçekleşecek etkinlik, “Gelecek Bugün” temasına odaklanacakmış. Etkinlikle eşzamanlı olarak düzenlenecek fuarda da 150 farklı sürdürülebilir enerji inovasyonu sergilenecekmiş. Etkinliğe startup’lar ve enerji uzmanlarının da aralarında olduğu 30’dan fazla ülkeden 700’ü aşkın kişinin katılımı bekleniyormuş. Etkinlik için 31 Temmuz’a kadar erken kayıt imkanı var, adresimiz ise www.tbb.innoenergy. com. Başarılı sürdürülebilir iş modellerini ödüllendirmek için her yıl düzenlenen Sürdürülebilir İş Ödülleri başvuruları da 30 Temmuz’a kadar devam edecek. Akademisyenlerden oluşan jüri üyelerinin değerlendireceği yarışmaya beşinci yılında ‘Yılın Sosyal Girişimi’, ‘Kadının Güçlendirilmesi’ ve ‘Çalışan Katılımı/Bağlılığı’ kategorileri eklenmiş. Toplam 14 kategoride başvurular http:// surdurulebilirisodulleri.com/2018 adresinden yapılabiliyor. Şimdi biraz da semtimi kayırma vakti. Evet Kadıköy’deyiz… Erenköy Şerbet ve Meşrubat 2014’te İstanbul Kadıköy’de kuruldu. Geleneksel yöntemlerle üretilen yenilikçi içecekler tasarlayan Mustafa Pektaş’ın çıkış noktası şerbet ama asıl düşüncesi insanların içinde oturup kaliteli

müzikler eşliğinde içeceklerini yudumlayacakları bir şerbetçi dükkanı. Pektaş halen 45 çeşit şerbet üretimi yapıyor, ama bu kadar da değil… 2016’dan itibaren gazozları da menüye ekleyen Erenköy Şerbet ve Meşrubat’ta beş çeşit katkısız gazozlar üretiliyor. Şimdilik tek fermente içecek ise Trakya bölgesinde yapılan Tükenmez Şerbeti. 2018 Ocak’ında ilk satış noktasını İstanbul Feneryolu’nda açan Erenköy Şerbet ve Meşrubat’ta cam şişede, katkısız, tamamen el yapımı hazırlanan içeceklerde yüzde 100 pancar şekeri, bal veya pekmez kullanılıyor, tamamen meyve ve baharatlarla hazırlanan, ekstra tatlandırıcı içermeyen şekersiz içecekler de yapılıyor. Seçip beğenmek ve ziyaret için adresimiz http://erenkoyserbet. com/. Kadıköy sokaklarının rengarenk duvar resimleriyle süslendiği Kadıköy Mural Festivali’nin ikinci kısmı da geride kaldı. İlk olarak 2012’de Yeldeğirmeni’nde başlayan Kadıköy Mural Festivali’ne şimdiye kadar yerli yabancı birçok sanatçı katıldı. Boş bina cephelerine yapılan resimlerle Kadıköy’ün pek çok sokağı resmen açık hava sergi salonuna dönüştü ve bugüne kadar 36 sanatçı toplam 32 duvarı özgün çalışmalarıyla renklendirdi. Detayları http:// www.kadikoy.bel.tr/Haberler/ kadikoyun-duvarlari-muralfestivaliyle-renkleniyor adresinden izle, çünkü malum, yerim sınırlı, bu yüzden ben biraz sinirli. Haftaya buluşmak dileğiyle.

İtirazım var…

Müşterilerine sürekli “Kendi kor işinize odaklanın” deyip, daha sonra da bir etkinlik şirketi gibi kendisi devasa etkinlikler düzenleyip, bu işlerin maliyetini de iş ortaklarının sırtına yükleyen şirketlere itirazım var.

REKLAM SATIŞ GRUBU YIL 22 SAYI 1180

Bilişim Zirvesi Etkinlik Organizasyon Ltd. Şti. adına Sahibi ve Sorumlu Yazıişleri Müdürü Neslihan Aksun neslihana@bthaber.com.tr

www.bthaber.com

BThaber Grubu Yayın Koordinatörü Ayhan Sevgi ayhans@bthaber.com.tr

16 - 22 TEMMUZ 2018

www.linkedin.com/groups/BThaber twitter.com/bthaber www.facebook.com/BThaber

Okur Temsilcisi Behçet Envarlı benvarli@tbv.org.tr

Editör

Görsel Yönetmen

Handan Aybars handana@bthaber.com.tr

Tuğçe Diyar tugcee@bthaber.com.tr

Online Editör

Video Editör

Ferit Çelik feritc@bthaber.com.tr

Efe Çevikoğulları efec@bthaber.com.tr

Bültenlerinizi

bulten@bthaber.com.tr adresine gönderebilirsiniz

Cilt, Baskı, Poşetleme: Uniprint San. ve Tic. A.Ş. - Hadımköy İstanbul Asfaltı Ömerli Köyü İstanbul - Tel 0212-798 28 40. l

Abone ve Dağıtım btabone@bthaber.com.tr

İş Geliştirme ve Satış Müdürü Abdurrahman Koyuncu Reklam Satış Yönetmenleri Kutay Göçe Çiğdem Şakar Rana Özgen Reklam Rezervasyon Sorumlusu Suzan Bilken

Yönetim Yeri: Bilişim Zirvesi Etkinlik Organizasyon Limited Şirketi Örnek Mah. Şehit Cahar Dudayev Cad. Örnek İş Merkezi No:14 Kat:5 34704 Ataşehir İSTANBUL Telefon: (0216) 888 0 596 Ankara Ofisi: Adres : Nergis Sok Via Flat İş Merkezi No:7/2 Söğütözü-Ankara Telefon: (0312) 258 64 24 / Faks: (0312) 258 63 02

Türkiye’nin en köklü bilişim teknolojileri yayını olan BThaber, 1995 yılından bu yana bilişim ve teknoloji dünyasındaki en son haberleri, yenilikleri ve bilgileri okuyucularına kesintisiz bir şekilde sunmaya devam ediyor. Her hafta yüzde 35’i BT, yüzde 65’i ise finans, otomotiv ve sağlık gibi farklı sektörlerde yer alan şirketlerin ve kamu kurumlarının yöneticilerinden oluşan 7500’ün üzerinde kişiye ulaşmakta ve online platformlar üzerinden her hafta on binlerce kişiye erişim sağlamaktadır.

ISSN 1300-6495 BThaber kontrollü abonelik sistemiyle dağıtılmaktadır. - Fiyatı 1 Kuruş (KDV dahil) - BThaber, 5187 sayılı Basın Kanunu’nun 2/f maddesi hükmü gereği ‘yerel süreli yayın’dır.



WEEKLY INFORMATION TECHNOLOGY AND ECONOMY NEWSPAPER

Cyber insurance premiums growing day by day According to Aon’s data, analysis and consulting team, Aon Inpoint’s global research on property and accident insurance market, the fastest premium growth in cyber insurance products will be experienced by 2021, while companies also increase security expenditures against cyber attacks to avoid rising threats and the cost of data breaches. Ayşe Çiftçioğlu, Aon’s Director of Financial Risk Insurance, assessed the link between the increase in cyber security expenditures and the increase in cyber insurance premiums: Efforts to adapt to legislation “In Aon’s global research, which includes private, public and non-profit organizations’ purchases of insurance between 2013 - 2017 and insurance purchase estimations by 2021, we see an annual growth of 23% in cyber insurance premiums over the past five years. By 2021, the global cyber insurance premiums are expected to reach 4 billion USD, with a compound annual growth rate of 141.1%. There are various reasons for starting

to give more importance to protecting cybercrime risks and companies’ intangible assets, as well as the ever changing regulatory arrangements such as keeping the financial statements from the risk of business interruption caused by cyber attacks and protection of personal data.” All employees shall be covered Çiftçioğlu noted that financial institutions, mining, technology and media sectors are predicted to grow faster in cyber security insurance products than in other sector segments. According to the research, the sectors that were the most exposed to cyber attack in 2015 were health, manufacturing, financial services and these sectors will be the most likely targets to be exposed to attacks in 2018. Çiftiçioğu also reminded that: “The field where the least expenditure is made in the cyber security sector is stated as being employees’ training to identify the threats of cyber attack and to raise awareness about the defense against it. It is very important

to allocate resources to these trainings. We see that bad experiences are affecting companies in every way. For this reason, the fight against attacks shall cover all employees.” Seven shields against cyber attacks! According to Aon’s ‘2018 Cyber Security Forecasts Report’, in spite of the security expenditures reaching 86.4 billion USD in 2017 with an increase of 7%, large scale cyber attacks took place. According to Ahmet Eryaman, the Deputy General Manager responsible for Aon Risk Management Consultancy (AGRC), who pointed out that these are systemic expenditures, it is necessary to make these systemic expenditures. However, it is necessary to increase expenditure on human resources and awareness of employees’ cyber security, according to Eryaman. Drawing attention to the importance of correctly positioning the cyber defense budgets that are less than the world average, Aon Global Risk Consulting is

recommending prioritization especially for “critical infrastructure” sectors. Effective defense strategies are summarized in seven chapters: • ‘Trusted Applications List’: The Trusted Applications List is a very important defense tool to detect and prevent malicious software from being installed by attackers. • Updates and correct configurations: Companies are advised to follow a patch/update management program. The ICS-CERT also stated attacks from weaknesses in this area as 29%. • Reduction of vulnerable areas: It is important to shut down all unused ports and operating systems, allowing access only to approved networks for external ones. • Establishing a Defensible Environment: Among the most effective tactics in this regard is to limit the damage that can occur to breaches of the access circle that protects the outside world of

corporate networks and to limit host-to-host communication channels by partitioning networks logically. • Authorization management: It is advised to apply the multifactor trial methods and to restrict the authorities and to give each user the powers which the authorities require. It is also important to encourage the use of complex and long passwords in situations where only a password is required. • Secure remote access applications: Among the important defense measures are the removal of insecure access routes, especially modems, at every opportunity and trying to limit as much of the open access as possible. • Monitoring and defense applications: It is recommended that companies create “golden” backup discs, which will easily allow the systems to return to their last known good performance.

Interest of Japanese investors in İzmir is getting stronger İzmir Development Agency (İZKA) explains the opportunities presented to the investors with the investment environment of İzmir by making visits to the global firms which have the potential to invest in İzmir. İZKA Secretary General Dr. Mehmet Yavuz stated that:

“We have been going to Japan regularly since 2012. Being aware of the need to focus on specific sectors and countries in the promotion of investment, we have organized four of Japan’s investment promotion tours this year. The interest of Japanese companies to İzmir is increasing day

by day. The presence of Japanese companies already investing in İzmir and the increase in the number of these companies is a concrete indicator of this interest. As a result of our visits in the following days, we will welcome various Japanese delegations in İzmir and explain new

Japanese investments.” ESBAŞ Executive Committee President Dr. Faruk Güler shared the following information: “Japan is among the target countries we want to receive investments from in the Aegean Free Zone. Therefore, since 2012, by organizing

investment promotion tours to Japan, we tell the Japanese investors about Turkey, Aegean Free Zone and Izmir. The senior executives of the Japanese Pigeon Group, which operates in our region, also participate in these investment promotion tours. I believe Japanese investors in our region will increase.”



Risk protection for business enterprises and SMEs attention to the increasing risks of digitalization, said that: “Cyber insurance is a very fast growing area with more commercial products all over the world. In this area last year we introduced the first product package for individuals in Turkey. Now we are bringing the standard comprehensive Commercial Cyber Security

Anadolu Sigorta realized the standard package comprehensive Commercial Cyber Security Package Insurance as a special solution for commercial enterprises and SMEs after the ‘Individual Cyber Security Policy’ realized last year. Anadolu Sigorta Deputy General Manager Levent Sönmez, who drew

Package Insurance to commercial enterprises and SMEs. In our research we have seen that there is no package product with standard limits and collaterals for commercial enterprises and SMEs. In contrast to “tailormade” products, which are usually for larger-scale businesses, there was a lack

of a reasonable, premium product that would meet the needs of SMEs, easy to understand, standard limited and comprehensive. We also provide Commercial Cyber Security Package Insurance, which we have prepared for commercial enterprises and SMEs, for damages caused by business interruption due

to data protection damages caused by cyber security risk, defenses against public authorities and penalties from fines, information security and confidentiality liability and data breach We have developed a brand new product that guarantees many risks up to its cost with standard limits and reasonable premiums.”

Fibabanka established an R&D Center Fibabanka launched FibaBanka R&D Center in cooperation with Özyeğin University Technology Transfer Office with the aim of digital transformation of financial sector, partnership with FinTechs, development of innovative products and services. Fibabanka General Manager Ömer Mert expressed that: “As Start-ups’ being effective in FinTech structures in the financial sector, the competition

conditions and the ways of doing business for the banks and businesses, change is becoming inevitable. In the past months; in the name of Finberg, FinTech, which will become a partner of the enterprises and develops innovative financial products together with them, has set up our ‘investment and financial technology’ enterprise which manages the ecosystem and initially we invested in two companies

with a total of 3 million TL. Now, with the cooperation of Özyeğin University, we launched our R&D center. We aim to develop the financial technology products that will be needed in these collaborations; we are progressing by cooperating with various technology oriented start-ups, technology companies and universities.” At the FibaBank R&D Center, which is currently

employing 84 people, ‘Parametric Communication Process Improvements’, ‘Integrated Enterprise Mobile Application with Games and Social Infrastructure’, ‘Next Generation Banking Based on Big Data and Open Banking’ and ‘Big Data of Multi Channel Customer Experience’ are the projects being worked on. In addition, negotiations on two artificial intelligence projects with Özyeğin University are

still going on. Fibabanka developed its own open source banking platform Symphony Banking and it is being offered to different banks together with its partners as well as being used in other banks of Turkey’s Fiba Group, operating abroad. Fibabanka aims to develop the Symphony Banking platform with its work in the R&D center and to make the platform a prominent product in the sector.

The code era is worked hard for! While the share of digitalization in individual and institutional lives is increasing, the companies in every sector are renewing themselves in order to adapt to these changes and developing consumer expectations. Singer, an example of this, is not just using the YouTube channel effectively; it focuses on bringing technology intensive products to the individual, as well as getting information from many different channels

to the individual with sewing technology. “To keep pace with the digital age and to follow the technology, the best thing to benefit from the advantages on behalf of the company.” said Singer Turkey General Manager Sinem Kınran Parlak and expressed her opinions regarding how a brand renew and develop itself in the digital age: “We are in the technology age and many products become smart devices.

Sewing machines are also combined with technology and now they have WiFi connected machines. You can download the embroidery you want from the internet and send it to the machine via WiFi, you can follow up the situation of the sewing of the application you downloaded to your mobile phone. You can also perform all settings from the multi touch screen, which resembles a tablet screen on the machine.

When products are so technologically advanced, their use is easier and more enjoyable. Of course, we also have conventional sewing machines that are mechanic and can be adjusted by turning the buttons on it. In this sense, our product range is very wide... But we can say that products with intensive technology are much more useful in terms of ease of use and efficiency. Apart from the technology in sewing machines, we communicate

with our customers through digital channels. We make our announcements or presentations using digital media, social media and our website. Even our User Guides have been on video for a long time on our YouTube channel and on our website. So instead of learning by storing and reading the guide, users can learn by watching a detailed machine training that starts from removing the box of the product they bought.”


KURUMSAL DÜNYANIN EN YENİ TEKNOLOJİSİ, İŞİNİZDEKİ BAŞARININ TEMELİ!

Hızlı İmplementasyon

Merkezi Yönetim

Maliyet Avantajı

Zengin Entegrasyon Teknolojisi

Esnek Mimari ve Özelleştirilebilen Platform

Her An Her Yerden Erişim



Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.