BThaber 1183. Sayı

Page 1

SAYI

HAFTALIK BİLİŞİM TEKNOLOJİLERİ VE EKONOMİSİ GAZETESİ www.bthaber.com.tr

1183 6 - 12 Ağustos 2018

Sayfa

5

5G için dev işbirliği güç kazanıyor Huawei Türkiye, 5G Vadisi Açık Test Sahası Test Altyapıları İmza Töreni ile 5G ve Ötesi Beyaz Kitap Lansmanı’nda yer aldı.

Sayfa

Sayfa

6

3

Son durak Samsun oldu Türkiye’yi il il gezen ve her şehirde bilişimin nabzını tutan BTvizyon Anadolu Toplantıları, bu kapsamda ilk kez Samsun’da gerçekleştirildi.

Handan Aybars

Bilişimle bütünsel kalkınma için yol haritası

21

Direksiyonda artık yapay zeka var! AVL Türkiye; hibrit-elektrikli ve otonom sürüş özellikleri olan prototip araçların ilk saha testlerini 2020’ye kadar İstanbul’da yapmayı hedefliyor.

Her ölçekte şirketin teknolojiye erişiminde arz ve talep arasında her adıma rağmen varlığını koruyan kopukluk, TÜSİAD'ın geniş bir çerçeveyi kapsayan bir programı hayata geçirmesi sonucunu beraberinde getirdi: TÜSİAD SD2 Programı. TÜSİAD’ın 2015 yılından bu yana odaklanarak sürdürdüğü çalışmalar, bu alandaki ihtiyaçlar konusunda önemli ipuçları da verdi.

Sayfa

13

BULUTU

BULUT YAPAN VERi MERKEZi

RADORE Endüstri 4.0 çağında OT/VT Birçok uygulama ile entegre çalışan OT/VT gelişimini sürdürürken, kapsamlı bir değişim de yaşanıyor. Detaylar dosyamızda.

TL A İ L G LU AKLINDAKI SORULARI

İ İL

BU

Sayfa



BThaber

GÜNDEM

6 - 12 AĞUSTOS 2018

3

Bilişimle bütünsel kalkınma için yol haritası Bu kapsamda teknoloji kullanıcısı şirketler, belirledikleri Handan Aybars dönüşüm arayışında kendilerine özel olarak tanımladıkları bir sorun, ihtiyaç ya da fırsat alanına özel ‘Teknoloji Tedarikçilerine’ çağrı açıyor. Sanayide dijital dönüşüm alanında faaliyet gösteren, mikro, küçük veya orta ölçekli şirketi olan ve bu çağrılara cevap verecek nitelikte halihazırda çalışan bir prototipi olan ürün ve/veya hizmetleri olan teknoloji tedarikçilerinden bir başvuru havuzu oluşturuluyor. Ön değerlendirmeyi geçen bu tedarikçiler, SanayiTeknoloji İleri Entegrasyon Programı’nda (STEP) farklı uzmanlar, kullanıcılar ve ekosistem aktörleriyle buluşma imkânı elde ediyor. STEP kapsamında, teknoloji kullanıcıları kendilerinin seçeceği en uygun teknoloji tedarikçileri ile eşleşip, birlikte çalışma dönemine girecek ve çağrıları kapsamında “Çözüm Dosyası” hazırlıyor. Bu sürecin sonunda oluşacak başarı hikayeleri “Sanayide Dijital Dönüşüm Başarı Hikayeleri Töreni”nde kamuoyuyla paylaşılacak. “Sayısı 200’ü aşan teknoloji kullanıcısı ve tedarikçisi şirketlerle gerçekleştirdiğimiz çalışma ile gördük ki; şirketlerin büyük çoğunluğunun sanayide dijital dönüşüm konusunda bilgi ve ilgi seviyelerinin yüksek olmasına rağmen, dönüşüme hazır olduğunu düşünen şirket sayısı görece daha az” diyen TÜSİAD SD2 Programı Görev Gücü Başkanı ve İnci Holding Yönetim Kurulu Üyesi Perihan İnci’ye göre, sanayi şirketleri dijital dönüşüm uygulama alanlarında henüz pilot proje gerçekleştirme seviyesinde. Buna karşılık, şirketlerin strateji, yönetişim ve dijital dönüşüm için yol haritası oluşturma gibi hususlardaki yetkinlikleri düşük seviyede. Sanayide dijital dönüşüm yolculuğunda karşılaşılan

TÜSİAD SD2 Programı Görev Gücü Başkanı Perihan İnci engeller açısından gelişmiş ülkelerden farklı olarak, Türkiye’de şirketler yatırım öncesi ve planlama döneminde ve Türkiye’de teknolojinin arz ve talep tarafları arasında bir kopukluğu, Perihan İnci’nin tabiriyle teknoloji kullanıcısı şirketler yerli tedarikçilerin olmadığını/bulunamadığını düşünürken, teknoloji tedarikçisi şirketlerin talep düşüklüğünü önemli bir kısıt olarak göstermesi söz konusu. Küresel dinamiklerin hızla değiştiği günümüzde bir yol ayrımındayız. İnci’ye göre de coğrafi konum ve düşük işgücü maliyeti gibi özelliklerin dijital çağda küresel rekabet gücü açısından sürdürülebilir ve yeterli olmayacağını kabul etmeliyiz. İhracat amacıyla yapılan ithalatın oranı yapısal olarak yıllardır yüksek seyrediyor ve oranlar yıllar içinde artmakla birlikte, 2018 Nisan itibariyle ihracatta yüksek teknoloji kullanılan ürünlerin payı yüzde 3,4, buna orta-yüksek teknoloji kullanılan ürünlerin payı da eklenildiğinde oran yaklaşık yüzde 38,4’e çıkıyor. “TÜSİAD SD2 işte tüm bu hususlar gözetilerek hazırlandı” diyen Perihan İnci ile konuştuk: Gerek teknoloji tedarikçileri gerekse reel sektör dijital dönüşüm konusunda danışmanlıktan tedariğe uzanan yolda işbirliği yapmaya ne kadar hazır?

İlk etapta şirketlerin strateji ve yönetişim yetkinliklerinin geliştirilmesi, özel sektör ve kamu tarafından yapılan yatırımların belirlenen stratejik hedeflere göre önceliklendirilmesi gerek. Teknoloji kullanıcısı şirketlerin stratejik yatırımlar konusunda yetkinliklerinin artırıldığı, teknoloji uygulayıcılarının sanayide dijital dönüşüm yolculuğundaki nitelikli çalışan ihtiyacı, veri güvenliği, bağlantı standartları ve ağ altyapısı gibi ihtiyaçlarına yönelik önlemlerin alındığı, şirketler ile teknoloji tedarikçileri arasında köprü kuran yapıların oluşturulduğu bir ekosistemin kurulması çok önemli. Sanayide dijital teknoloji yetkinliğimizin öncelikle belirlenmesi; hangi teknolojilerde rekabet gücümüzün yüksek olduğunun analiz edilmesi, yeni ya da geliştirilmiş modeller için kaldıraç etkisine sahip alanların belirlenmesi elzem gördüğümüz konular. Teknoloji kullanımında standartların oturtulması; yeni teknolojiler için tedarik ekosisteminin oluşturulması, dijital teknolojileri en doğru şekilde entegre eden şirket sayısının artırılması ve dijital teknolojileri kullanan yenilikçi fabrikalar ve üretim süreçlerinin benimsenmesi şart. TÜSİAD SD2‘ile teknoloji kullanıcıları belirli bir sorun, ihtiyaç ya da fırsat alanlarını temelinde aradıkları teknoloji tedarikçilerini tanımlıyorlar. Devamı 4. Sayfa'da


4

BThaber

GÜNDEM

Ellerinde teknoloji kullanıcılarının tanımladıkları çağrılara uygun çalışan ürün ya da servisleri olan mikro, küçük ve orta ölçekli tedarikçiler ise kullanıcılar ile eşleşebilmek üzere programa başvurabiliyorlar. TÜSİAD SD2 tarafları kazankazan ilişkisi çerçevesinde buluşturuyor ve eşleştirmeyi amaçlıyor. Bu çalışmada TÜSİAD olarak nasıl bir rota izleyeceksiniz? TÜSİAD SD2 kapsamında Türkiye’deki teknokentler, teknoloji transfer ofisleri, melek yatırımcı ağları, yatırımcı fonları, inkübasyon ve hızlandırıcılar, organize sanayi bölgeleri, kalkınma ajansları, sivil toplum kuruluşları ve üniversiteler başta olmak üzere 600’den fazla ekosistem paydaşına duyurularımızı ilettik. Paydaşlarımızın tedarikçi ağları ile duyurularımızı web siteleri, sosyal medya kanalları ve eposta aracılığı ile paylaşmalarını beklemekteyiz. TÜSİAD SD2 kapsamında hedef kitlemiz

6 - 12 AĞUSTOS 2018

“Çağrılara uygun prototipi olan KOBİ’lere basın aracılığı ile başvuru çağrısında da bulunuyoruz. Teknoloji kullanıcısı şirketlerin açtığı çağrılara uygun en az çalışan prototipi olan ürün ya da hizmetleri olanlar, tüm KOBİ’ler başvurabilirler. Tedarik zincirinde donanım ve yazılım başlıklarında öne çıkan teknolojiler neler? Bunların nasıl çeşitlendirilmesi gündemde? Dijital çağda öncelikle esneklik, hız, verimlilik ve kalite gibi iyileştirilecek kilit alanların belirlenmesi şart. Ardından, belirlenen alanlarda dijital teknolojilerin nasıl faydalı olacağının değerlendirilmesi gerek. Büyük veri ve analiz, yapay zeka ve akıllı sistemler, artırılmış gerçeklik, eklemeli üretim, bulut teknolojileri, siber güvenlik, endüstriyel internet, yatay ve dikey entegrasyon, sensörler, simülasyon ve robot ve otomasyon gibi

TÜSİAD SD2 ile hedefler net! Halihazırda 600’den fazla ekosistem paydaşı üzerinden duyurular iletildi ve ekosistem paydaşlarımız arasında; kamu kuruluşları, kalkınma ajansları, Organize Sanayi Bölgeleri, STK’lar, teknokentler ve Teknoloji Transfer Ofisleri, üniversite endüstri 4.0 platformları, TÜBİTAK Yenilikçi ve Araştırmacı Üniversiteler, yatırımcılar ve fonları, inkübasyon ve hızlandırıcı fonları, medya ile kitlesel fonlama ve ortak çalışma alanları var. İşte detaylar: •

Dünyanın birçok yerinde örnekleri görülen ve uygulanan sanayide dijital teknolojilerin yurtiçinde geliştirilmesi için kamu, özel sektör ve akademi işbirliğinde gerekli çalışmaların yapılması. Katma değeri yüksek üretimi mümkün kılacak teknolojik dönüşümü sağlamak, bunun için teknolojiyi üretim ekosistemine entegre etmek, ayrıca bu teknolojiyi Türkiye’de geliştirmek için Ar-Ge ve

yenilikçilik konularında özel sektörü yönlendirebilecek kamu politikaları ve desteklerini bütüncül kurgulamak. Bu dönüşümü gerçekleştirecek teknolojiyi geliştirecek ve kullanacak insan kaynağına yatırım yapmak, o sanayinin ihtiyaç duyduğu yetkinlik setini haiz insan kaynağı için sanayiakademi etkileşimini güçlendirmek. Nitelikli insan kaynağının dijital dönüşüm ile değişen ihtiyaçlara uyum sağlayacak şekilde hazırlanmasının yanı sıra mevcut işgücünün yetkinliklerinin geliştirilmesi için uzun vadeli stratejik istihdam politikasını geliştirmek. Küresel rekabetçiliğe katkı sağlayacak, yurtiçinde katma değerin yaratılmasına dönük olarak ürün/ üretim teknolojileri bazında önceliklendirme çalışmalarının yapılması.

üretim süreçlerinin yanı sıra bireylerin günlük hayatlarına entegre olacak teknolojilerden bahsediyoruz. Bu noktada, sanayide dijital dönüşümün başarılı uygulanabilmesinde, küçük çapta iyileşmelere odaklanmak yerine ‘yalın üretim’den başlayarak, değer zincirinin tamamını gözeten ve birbiri ile entegre olabilen dönüşüme odaklanılması gereğine dikkat etmemiz gerek. TÜSİAD SD2 ile gerek orta gerekse uzun vadeli hedefleriniz, bunun için gerekli gördüğünüz unsurlar neler? Çalışmalarımız, ilgili paydaşlarla temaslarımız, Türkiye’de dijital teknolojiler ve yaratacağı rekabet avantajlarından yararlanmakta farkındalık ve ilginin oldukça yüksek olduğunu, bu kapsamda yapılması gereken yatırımların gelecekte Türkiye’nin küresel değer zincirinden aldığı payı artacağı konusunda hemfikir olunduğunu gösteriyor. Ama yine çalışmalarımızda elde ettiğimiz bilgiler, firmalar nezdinde güçlü ve kapsayıcı kurumsal dijital strateji hedefi eksikliğini de ortaya koyuyor. Bu dönüşüme salt sektörel ve ekonomik politikalar ve bunlar üzerindeki etkileri bağlamında bakmak mümkün değil. Toplumsal dönüşümü eşzamanlı değerlendirmemiz; bu dönüşümün unsurlarını tüm çalışmaların ve politika oluşturma süreçlerinin ayrılmaz bir parçası yapmamız gerek. Her sektör, farklı seviyelerde olsa da bu değişimden etkilenecek. Yeni meslekler, yeni iş tanımları, yeni iş yapışları, yeni organizasyonel yapılar, yeni bir iş kültürü ve yeni bir yaşam tarzı ortaya çıkacak. İşgücünün değişen ihtiyaçlara cevap verecek şekilde ve yeni oluşacak iş kollarına yönelik eğitimlerle aktif çalışma hayatının içinde kalmaları bu sürecin birincil önceliği olmalı. Bununla birlikte, dijital dönüşüm ile istihdam oranlarında değişimden ziyade, istihdamın değişen yapısı üzerinde durulmalı ve

nitelikli işgücünde beklenen artış ön planda olmalı. Süreç boyunca insan kaynağının niteliğini artırma yönünde mesleki eğitim, hizmet içi eğitim, müfredatın sanayinin ihtiyacına göre her aşamada geliştirilmesi gibi çalışmalar nitelikli işgücü artışını tetikleyecek. Öte yandan, dijital dönüşümü gerçekleştirecek sistemlerin etkin biçimde yönetilebilmesi için şirketlerin daha yetkin bir iş gücüne sahip olması gerekiyor. İşgücüne yeni katılan insanların yetiştirilmesinin ve mevcut çalışanların yeniden eğitime tabi tutulmasının alacağı zaman düşünüldüğünde, kamunun proaktif davranarak işgücü konusunda stratejik ve uzun dönemli plan yapması, kapsamlı insan kaynağı politikaları oluşturması önem kazanıyor. Bu itibarla mesleki eğitimlerin, işgücünün ihtiyacı olacak sektörler bazında değer yaratan ek yetkinliklerin kazandırılmasının uzun vadeli eğitim programlarının parçası olmalı. Bu çalışma, Türk ekonomisine ve her ölçekte şirketle reel sektöre neler kazandıracak? Beklentileriniz neler? Öncelikle ekonomimizin küresel rekabet gücü açısından kritik önemde gördüğümüz sanayinin dijital dönüşümü konusunda farkındalığın artırılmasında katalizör rol oynayacak. Programa katılan teknoloji kullanıcıları için ortaya

konacak çözümler hem aynı sektördeki hem de farklı sektörlerdeki aktörler için ilham verici olacak. Bu dönüşüm sürecinin iş dünyamızın farklı segmentlerinde artarak devam etmesi ile oluşacak katma değer artışı, ülke ekonomimiz için kritik önemde. Bir diğer önemli konu; dönüşüm sürecinin ihtiyaç duyduğu teknolojinin ülkemizde üretilmesi. Bu noktada TÜSİAD SD2 iş dünyasının dönüşüm sürecindeki ihtiyaçlarının teknoloji tedarik dünyası tarafından daha açıklıkla duyulmasına katkı sağlayacak. Bu diyalog, teknoloji üretme ekosisteminin geliştirilmesi bağlamında da cesaret verici olacak. Bugüne kadarki paydaş etkileşimlerimizde bize en fazla iletilen geri dönüş de TÜSİAD SD2’nin çok önemli bir ihtiyaca cevap verdiği yönünde. Bu da ‘dijital teknoloji dönüşümündeki ihtiyaçların ve çözümlerin doğrudan buluşturulmasına yönelik bir mekanizmanın kurulmuş olması’ şeklinde tanımlanıyor. Her vesileyle belirttiğimiz gibi, sanayinin dijital dönüşümü sürecinin başarısı, kamu ve özel sektör ile akademinin ortak çabası ve sinerjisi ile mümkün. Beklentimiz, inancımız, TÜSİAD SD2’nin bu sinerjinin tetiklenmesinde etkili bir rol oynaması, kamu için de bir uygulama modeli olması ve üretilen teknolojik çözümlerin destek mekanizmaları ile doğrudan buluşması.

Teknoloji tedarikçilerini seçme kriterleri Teknik şartnameye ve teknoloji kullanıcısı çağrılarına uygunluk noktasında değerlendirme yapılacak. Teknik şartnameye göre, belirtilen sanayide artırılmış gerçeklik, bulut bilişim, büyük veri ve analizleri, eklemeli üretim ve ileri malzemeler, endüstriyel internet, robot ve otomasyon, sensörler, siber güvenlik, simülasyon, yapay zeka ve akıllı sistemler, yatay ve dikey entegrasyon gibi dijital dönüşüm alanlarından en az

birisinde faaliyet gösteren, mikro, küçük veya orta ölçekli işletme şirketi olan, bu program kapsamında, cirosu 0-125 milyon TL, çalışan sayısı 0-250 arasında olan işletmeler mikro, küçük ve orta büyüklükteki işletme şeklinde kabul edilmekte. Teknoloji kullanıcısının tanımladığı sorun, ihtiyaç, fırsat alanında çözüm olabilecek halihazırda çalışan bir prototipi ya da ürün veya hizmeti bulunan tedarikçiler başvuruda bulunabilir.


BThaber

E-TOPLUM

6 - 12 AĞUSTOS 2018

5

5G için dev işbirliği güç kazanıyor

Huawei Türkiye, 24 Temmuz’da Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu’nda (BTK), Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Cahit Turhan ile Ulaştırma ve Altyapı Bakan Yardımcısı Ömer Fatih Sayan’ın katılımlarıyla

düzenlenen 5G Vadisi Açık Test Sahası Test Altyapıları İmza Töreni ile 5G ve Ötesi Beyaz Kitap Lansmanı’nda yer aldı. Türkiye’nin 5G’deki geleceği adına mobil operatörler, BT şirketleri ve akademik

kurumların birlikte imza attığı protokolde, Huawei Türkiye Ülke Müdürü Li Shen de imzası ile yerini aldı. Huawei ve 5GTR Üyeleri; Orta Doğu Teknik Üniversitesi, Bilkent Üniversitesi, Hacettepe Üniversitesi, Vodafone, Turkcell, Türk Telekom, ULAK, Spark Ölçüm, i2i Sistem ve Netaş, Türkiye’de iş dünyasının ve vatandaşların hizmetine sunulmak üzere yapılan 5G denemelerinin hayata geçirilmesi adına önemli bir protokole imza attı. Söz konusu protokol, Türkiye'nin 5G çalışmalarında başı çeken ülkeler arasına girmesini sağlayacak, yerli ve milli 5G ve ötesi teknolojilerin

geliştirilmesi için ortak stratejik işbirlikleri kurmaya imkân tanıyacak. Protokol kapsamında, 5G Vadisi Açık Test Sahası organize edilmesinin yanı sıra Test Ağı Altyapısı’nın kurulması hedefleniyor. Huawei, Türkiye'nin 5G’ye ticari olarak geçen ilk ülke olma hedefi paralelinde geliştirdiği 5G stratejisini desteklemek için 5G E2E ekipmanını Türkiye'ye getiren ilk teknoloji şirketi konumunda ve şirket, 5G Vadisi'nde önümüzdeki dönemde 5G ekosistemini teşvik etmek için operatörler, üniversiteler ve diğer yerel ortaklarla işbirliğine yöneliyor.

Huawei, bu geçiş sürecinde akıllı/güvenli şehir, akıllı enerji çözümleri, nesnelerin interneti ve bulut teknolojileri ile yerel Ar-Ge kaynaklarını bütünleştirerek BT sektörünü geliştirmek için özelleştirilmiş çözümler de sunuyor. Şirket; Türk hükümetinin ve yerel işletmelerin dijital dönüşümüne ve ekonomik büyümeye katkı sağlamak için teknoloji üssü OpenLab'ı aktif olarak kullanıyor. Halihazırda birçok ülkede benzer anlaşmaları hayata geçiren Huawei, teknik yenilikler için dünyanın en iyi operatörleri, üniversiteleri ve laboratuvarları ile iş ortaklıklarına imza atıyor.

Avukat Gökhan Ahi, İstanbul Baro Başkanlığına aday Avukat Gökhan Ahi, Ekim ayında toplanacak İstanbul Barosu Genel Kurulu’nda yapılacak İstanbul Barosu Başkanlığı seçimine aday olarak katılacağını duyurdu. Daha önce iki kez İstanbul Barosu Bilişim Kurulu Merkezi Başkanlığı görevini yürüten Ahi, üyesi olduğu Avukat Hakları Grubu’nun sosyal medya hesaplarından yapılan eşzamanlı canlı yayınla İstanbul Barosu Başkanlığı adaylığını açıkladı. Baro yönetimlerinin, meslekte 25-30 yılı doldurmuş meslektaşların emeklilik projesi veya siyasi partilerin genel başkanlığına, il başkanlıklarına, milletvekilliğine geçilen aşamanın ilk basamağı olmaması gerektiğini vurgulayan Gökhan Ahi, şunları söyledi: “Baro yönetimine aday olmak için avukatların yaşadığı

sıkıntıları gözlemlemek, deneyimlemek, aktif ve fiilen avukatlık yapıyor olmak, yeniliklere ve teknolojiye açık olmak, değişime inanmak gerekiyor. Mesleğin onurunu ve itibarını yükseltmek, avukatlara yepyeni ve sürdürülebilir iş alanları açabilmek, ekonomik anlamda rahat çalışabilmelerini sağlamak, meslekte kaliteyi artırmak ve her aşamada avukatların mesleki gelişimini sürdürebilmesi, teknolojinin nimetlerini en üst düzeyde kullanabilmeleri, meslektaşların evrensel hukuk ilkeleri ve evrensel hukuk kurumlarıyla entegre olmasını sağlamak için aday oldum.” 1974 Gaziantep doğumlu olan Gökhan Ahi, 1999 yılında İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden mezun oldu. Halen Bilgi Üniversitesi Bilgi Teknolojileri Hukuku

Enstitüsü‘nde yüksek lisans programında Türk Hukuku’nda Bilişim Suçları dersini veren Ahi, daha önce Altınbaş Üniversitesi Hukuk Fakültesi‘nde ise seçimlik Bilişim Hukuku dersini vermişti. Çeşitli şirketler, kamu kurumları, üniversiteler ve akademik kurumlarda bilişim hukuku, sosyal medya hukuku ve teknoloji hukuku alanlarında kurumsal eğitimler veren ve bu eğitimleri vermeye devam eden Gökhan Ahi, çeşitli dergiler ve internet sitelerinde bilişim ve teknoloji hukuku alanında yazdığı yazılarla da yer alıyor. Ahi, bilişim hukuku alanında birçok sempozyum, konferans ve panele konuşmacı olarak katıldığı gibi birçoğunun organizasyonuna ve küratörlüğüne de imza attı. İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü Bilgisayar Mühendisliği Fakültesi tarafından “Adli

Bilişim Uzmanı” sertifikasına, ABD Minneapolis’te kurulu Mitchell Hamline School of Law’dan “USA Law and Legal English” programı sertifikasına sahip olan Ahi, bilişim davalarında avukat olarak, bilişim, teknoloji, internet, dijital oyun ve dijital reklam şirketlerinde ise hukuk danışmanı olarak görev yapmakta. Gökhan Ahi, kurucusu olduğu İstanbul Barosu Bilişim Hukuku Merkezi‘nin iki kez başkanlığını yaptı. Hâlihazırda İstanbul Barosu Bilişim Hukuku Merkezi Yürütme Kurulu Üyesi, E-Ticaret ve İnternet Hukuku Derneği Yönetim Kurulu Üyesi, Dijital Dönüşüm Derneği Yönetim Kurulu Üyesi, Tüm İnternet

Derneği Yönetim Kurulu Üyesi, Türk Ceza Hukuku Derneği Yedek Yönetim Kurulu Üyesi ve Türkiye Bilişim Derneği Üyesi olarak sivil toplum çalışmaları yapan Gökhan Ahi, uluslararası teknoloji avukatlarını bir araya getiren International Technology Law Association’ın (ITECHLAW) da üyesi.

Dijital gelişimde güvenlik detayları ele alınacak Dijital ortamların, uygulamaların, hizmetlerin ve teknolojilerin gelişmesiyle hayatımız, işlerimiz, çalışmalarımız, yaptıklarımız, davranışlarımız, düşüncelerimiz ve ürettiklerimiz değişmekte ve gelişmekte. Bu ortamların güvenliği, bilgilerin gizliliği ve mahremiyeti de bu tabloda karşımıza çıkan önemli problemler. Bu konuda farkındalığı artırmak ve yapıcı çözümler geliştirmek için 13-

15 Ocak 2017 tarihinde ilki düzenlenen Uluslararası Büyük Veri, Derin Öğrenme ve Siber Terörle Mücadele Kongresi kapsamında karşılaşılan problemlere çözümler geliştirilmeye çalışıldı, sonuç bildirgesi yayımlandı. Buna göre, belirtilen hususlar dikkate alınarak gerek ülkemizde gerekse dünyada siber terörizmle mücadele için gerekli çalışmaların beklenildiği düzeyde yapılmadığı,

karşılaşılabilecek tehditlerin öngörülemediği, boyutunun iyi anlaşılamadığı, yeni gelişen teknolojiler ile yeni büyük veri bakış açılarına ihtiyaç olduğu görüldü. Böylece bu yıl kapsam genişlemesi yapılarak siber terör ve büyük veri başlıklarının birleştirilmesiyle, Uluslararası Büyük Veri, Derin Öğrenme ve Siber Terörle Mücadele Kongresi düzenlenecek. Bu uluslararası etkinlik, Bilgi Teknolojileri

ve İletişim Kurumu (BTK) ve Gazi Üniversitesi işbirliği 3-4 Aralık 2018 tarihleri arasında BTK Konferans Merkezi’nde gerçekleştirilecek olan konferans hakkında detay bilgilere www.cyberterrorbigdata. org adresinden erişilebilir. Kongreye 20’nin üzerinde farklı ülkeden yaklaşık 500’den fazla katılımcı, 150’nin üzerinde yerli ve yabancı firmanın iştirak etmesi, ayrıca 100’den fazla

teknik tebliğ ve bildirinin sunulması hedeflenmekte. Uluslararası Büyük Veri, Derin Öğrenme ve Siber Terörle Mücadele Kongresi’nde paneller, çalıştaylar ve yarışmalar düzenlenecek, eğitimler verilecek, akademik bildiri ve poster sunumları yapılacak, ürün ve proje tanıtımları yapılabilecek. Kongrede sunulmak üzere uygun bulunan bildiriler ise Konferans Bildiriler Kitabı’nda basılacak.


68

BThaber

E-TOPLUM BİLİŞİM DÜNYASI

6 -2112- AĞUSTOS 27 MAYIS 2018

BTvizyon Anadolu Toplantıları’nda Karadeniz rüzgarı Türkiye’yi il il gezen ve her şehirde bilişimin nabzını tutan BTvizyon Anadolu Toplantıları, ilk kez Samsun’da gerçekleştirildi.

Bilişimcileri ve Samsun’da reel sektörü bir araya getiren, 28 Temmuz 2018 tarihinde Anemon Otel’de gerçekleştirilen ve 150'yi aşkın katılımcıyı buluşturan BTvizyon Samsun etkinliği, siber güvenlikten doküman yönetimine, dijitalleşmeden finansal teknolojilere kadar pek çok farklı başlıkta katılımcıları buluşturdu. BTvizyon Samsun etkinliğinin açılış konuşmasını gerçekleştiren Bilişim Zirvesi Etkinlik Yönetmeni Tuğsen Fıstıkçı Bakır, Samsun ile birlikte Karadeniz’in bir bütün olarak bilişim sektörü için ne denli önemli olduğuna vurgu yaptı. 17 yıldır Anadolu’nun çeşitli illerinde gerçekleştirdikleri BTvizyon Anadolu Toplantıları’nda bir ilki gerçekleştirerek, Samsun’da bilişimcilerle bir araya geldiklerini belirten Bakır, şöyle devam etti: “Türkiye’de çok sayıda farklı ilde her yıl defalarca kez düzenlediğimiz BTvizyon Toplantıları’nda ilk kez Samsun’dayız. Bilişimin ve bu konudaki farkındalığın her kentte gelişmesi, kullanılan teknolojilerin anlatılması, anlaşılması, ayrıca kentin yakınında bulunan başka bir kente bilişim konusunda bağlı kalmanın adil olmadığını anlatmak için destekleyenlerimiz ile birlikte işte buradayız. Başta tarım sektörü olmak üzere, sanayi, hayvancılık ve turizm ile de ön planda olan Doğu Karadeniz Bölgesi'nin en büyük kenti Samsun, buğday, tütün, mısır, ayçiçeği, şeker pancarı, fındık, çeltik ve sebze ile ülke ekonomisine büyük katkı sağlamakta. Üretimde ve istihdamda bu kadar önemli yer tutan, Türkiye’nin tarım üslerinden biri olan Samsun’da bulunmak, siz teknoloji dostu konukların karşısında olmak biz ve değerli destekleyenlerimiz için mutluluk verici” dedi.

4 Boyut Genel Müdürü Hasan Türkoğlu Etkinliğin ikinci konuşması ise 4 Boyut Genel Müdürü Hasan Türkoğlu tarafından gerçekleştirildi. Türkoğlu konuşmasında, Samsun özelinde teknolojinin ne kadar hızlı boyut atladığına değindi. BTvizyon Samsun etkinliği konuşmacıları

Teknopark Genel Müdürü Dr. Buğra Çolak arasında Samsun Teknopark Genel Müdürü Dr. Buğra Çolak da yer aldı. Teknopark ile Samsun’un ülkenin bilişim ekosisteme katkı sağlayabilecek bir potansiyele sahip olduğunu belirten Çolak, 31 Ar-Ge firması, 10 kuluçka firması, 42 ön kuluçka girişimcisi ve devam eden 36 proje ile hedeflenen ivmenin yakalandığını vurguladı. Müşteri odaklılık esas

Bilişim112 Kurucu Ortağı Serkan Bilen Etkinlik, dijitalleşme ile önemi giderek artan siber güvenliği de es geçmedi. Bilişim112 Kurucu Ortağı Serkan Bilen, “Günümüz Siber Saldırıları, Veri Sızıntıları ve Çözümleri” başlıklı sunumu ile siber güvenlik alanında dikkat edilmesi gereken noktalar konusunda katılımcıları bilgilendirdi. Dünya genelinde etkisi olan bazı siber saldırıların devletlerin desteği ile gerçekleşebildiğini de hatırlatan Bilen, fidye ödemenin ise geçici bir çözüm arayışından ibaret olduğunu vurguladı. e-Dönüşümü hızlandıran uygulamalar

İl Milli Eğitim Müdürlüğü Özel Büro Yazılım Uzmanı Bülent Koçak BTvizyon etkinliği sadece kurumsal alandaki süreçlere değil, eğitim alanındaki çalışmalara da ayna tuttu. Samsun İl Milli Eğitim Müdürlüğü’nü temsilen etkinlikte yer alan Özel Büro Yazılım Uzmanı Bülent Koçak, yeni nesile yazılımın kapılarını açmak için yaptıkları çalışmalardan söz etti.

Huawei Bölge Satış Müdürü Ahmet Kaytazoğlu Huawei Bölge Satış Müdürü Ahmet Kaytazoğlu ise etkinlikte, lider bilgi ve iletişim teknolojilerini anlattı. Samsun’un Türkiye’nin 14 bölge merkezinden biri, ayrıca Huawei depolarından birinin yer aldığı şehir olması ışığında Huawei için önemli bir nokta olduğuna işaret eden Kaytazoğlu, veri merkezi çözümlerindeki yaklaşımlarını yenileyip, müşteri odaklılık, yenilikçilik ve verimlilik ilkeleri ile ilerlemeyi hedef bildiklerini sözlerine ekledi.

Netcad Kurumsal Temsilcisi Dr. Emin Bank Netcad Kurumsal Temsilcisi Dr. Emin Bank, mekansal bilişim sektörü ve bu alanda Netcad’in sunduğu çözümlere ilişkin sunumunda, mekansal verinin farklı iş kollarında yarattığı farklı avantajlara değindi. Coğrafi bilgi sistemlerinin afet yönetiminden altyapı tesislerine, doğal kaynak yönetiminden envanter yönetimine kadar birçok farklı alanda farklı işlevlerle kullanılabileceğini söyleyen Bank, bu alandaki çalışmalarının meyvesini ise Bilişim 500 araştırmasında “Coğrafi Bilgi Sistemleri Kategori Birinciliği” unvanı ile aldıklarını vurguladı.

Erdi Özkanlı tarafından gerçekleştirildi. “Sandboxing” çözümleri ile en güncel siber güvenlik tehditlerine dahi önlem alınabileceğinin altını çizen Özkanlı, Sonicwall güvenlik duvarı çözümlerinin bu noktada diğer üreticilere kıyasla ne gibi avantajlar sunduğuna dair detayları da katılımcılarla paylaştı.

Innova Satış Öncesi Yöneticisi Ozan Ercan BTvizyon Samsun’da finansal teknolojiler de unutulmadı. Innova Satış Öncesi Yöneticisi Ozan Ercan tarafından gerçekleştirilen “Bilişim Sektöründe Finansal Çözümler” başlıklı sunumda Ercan, finansal teknolojilerin API bankacılığı, makina öğrenimi, blok zinciri ve mobil teknolojiler gibi farklı alanlardan beslendiğini vurguladı. Innova’nın geliştirdiği PayFlex uygulamasının detaylarının paylaşıldığı sunumda, ödeme ve tahsilat süreçlerinin güvenli ve hızlı olabileceğine, PayFlex’in de bu e-Dönüşümü hızlandıran bir uygulama olduğuna değinildi.

Etkinliğin iletişim arasından önceki son konuşması E-Data Teknoloji Ürün Müdürü

Mechsoft Türkiye İş Geliştirme Yöneticisi Kutlu Can Laçin Mechsoft Türkiye İş Geliştirme Yöneticisi Kutlu Can Laçin, dinamik ve akıllı doküman yönetiminin detaylarını katılımcılarla paylaştı. Karmaşık klasörler, e-posta ekleri, kağıt dokümanlar ve harici kaynakların önüne ancak doküman yönetimi çözümleri ile geçilebileceğini vurgulayan Laçin, çözümlerinin müşterileri tarafından kolaylıkla kullanılabilmesi için akıllı hale getirildiğini söyledi.

Teknoloji yatırımları daha da artacak

Logo Yazılım Kanal Satış Direktörü Altuğ Özmen

Netoloji Proje-Destek Ekip Lideri Uğur Yıldırım

E-Data Teknoloji Ürün Müdürü Erdi Özkanlı

sunumuna başladı. Doküman yönetimi konusunda mobil uyumluluğun günümüz şartlarında olmazsa olmaz haline geldiğini hatırlatan Yıldırım, Netoloji’nin tüm bu teknolojik gelişmelere kulak verip, bunu ülkesine en uygun şekilde entegre etmeyi görev bildiğini vurguladı. Doküman yönetimi başlığı, Netoloji’nin ardından Mechsoft Türkiye tarafından da ele alındı.

İş akışı, süreç ve doküman yönetimi başlıkları ise Netoloji ile sahneye taşındı. Netoloji Proje-Destek Ekip Lideri Uğur Yıldırım, tüm Türkiye’de yetkin iş ortakları ile birlikte iş süreçlerinin otomasyonuna yönelik bütünleşik çözümler ve buna bağlı iş çözümleri danışmanlığı sunan bir firma olduklarını belirterek

Günün son konuşması Logo Yazılım Kanal Satış Direktörü Altuğ Özmen tarafından “KOBİ’lerde Dijital Çağ” başlığı ile gerçekleştirildi. Hızlı dijitalleşmenin gündelik hayata yansımalarını rakamlarla paylaşan Özmen, ülkemizde 2-3 yıllık süreçte teknoloji yatırımlarının da yüzde 76 oranında artış göstereceğini öngördükleri bilgisini verdi. BTvizyon Samsun Toplantısı, Bilişim Zirvesi Etkinlik Yönetmeni Tuğsen Fıstıkçı Bakır’ın kapanış konuşması ve ardından düzenlenen hediye çekilişi ile birlikte son buldu.


advertorial


8

BThaber

BİLİŞİM DÜNYASI

6 -2112- AĞUSTOS 27 MAYIS 2018

e-Dönüşüm ile dijitalleşme de hız kazanıyor e-Dönüşüm uygulamaları, dijitalleşme stratejisi ile öne çıkıyor. Gelir İdaresi Başkanlığı’nın (GİB) bu yıl açıkladığı üzere, e-Fatura mükelleflerinin yanı sıra tüm şirketlerin bu süreçlere uyumlu hale gelmesi kapsamında e-Fatura’ya gönüllü geçiş de şirketlere, dijitalleşmenin getirdiği kolaylıkları benimseme imkanı sağlıyor. Ücretsiz altyapı destekleri ve geliştirilen uygulamalarla da e-Dönüşüm stratejilerinin gerçekleştirilmesi destekleniyor. Uygulamalarıyla e-Fatura’ya

gönüllü geçiş yapan firma sayısını önemli ölçüde artıran Digital Planet’in CEO’su Şerif Beykoz, “Yıllık 1 milyara yakın fatura işleme hacmine sahip bir şirket olarak, e-Fatura uygulamasının avantajları göz önüne alındığında bu sayının daha da artacağına ve Türkiye’de bu sürece adapte olmayan şirketin kalmayacağına inanıyoruz” yorumunu yaptı. GİB; elektronik belge uygulamalarının yaygınlaştırılması stratejisi çerçevesinde daha önce yayınladığı tebliğde e-Fatura mükelleflerine yönelik

düzenlemelerini duyurmuştu. Bu çerçevede yeni bir tebliğ taslağı yayınlayan GİB, e-Ticaret aracı hizmet sağlayıcıları, internet reklamcılığı hizmet aracıları ve internet ortamında ilan yayınlayan mükelleflere Ocak 2019 tarihine kadar e-Arşiv uygulamasına geçiş zorunluluğu getiriyor. Ayrıca, bir başka tebliğ taslağına göre de e-Fatura’ya geçiş yapmış şirketlerin e-İrsaliye’ye geçişi de zorunlu olacak. Şerif Beykoz, GİB’in zorunlu kıldığı bu dönüşüm uygulamalarının birçok avantajının olduğunu vurguladı ve şunları söyledi:

“e-Arşiv hizmeti kâğıt nüsha saklama zorunluluğu olmamasıyla yerden tasarruf sağlıyor ve ofis alanınızı daha verimli kullanmış oluyorsunuz. Operasyonel süreçler zaman ve maliyet kaybını ortadan kaldırırken, bulut uygulamamızla istenen e-Arşiv faturaya her yerden kolay ve hızlı erişim sağlanabiliyor. Firmaların bu süreci gönüllü olarak tamamlaması yaşanacak sıkışıklıkları engelleyecek ve avantajlardan daha erken yararlanmalarını sağlayacakt. Gönüllü geçişi düşünen tüm şirketlere bu uygulamalara

Digital Planet CEO’su Şerif Beykoz kısa zamanda entegre olmalarını öneriyoruz.”

Veriyi içerde tutmak, paydaşlar için fayda demek

Bulut bilişim kullanımı hızla artarken, verinin ülke içinde tutulması hem işletmeler hem de ülke ekonomisi açısından önem taşıyor. Radore Veri Merkezi Kurucu Ortağı ve Yönetim Kurulu Başkanı Zeki Kubilay Akyol, şu bilgileri

verdi: “Birçok şirket yurtdışında barındırdıkları verilerinin hangi ülkede ve hangi veri merkezinde bulunduğundan haberdar değil. Bu nedenle verilerinizin nerede barındırıldığını bilmek

ve güvenliğinden emin olmak için yerel bir veri merkezinden hizmet almak önem taşıyor. Şirket verilerinin Türkiye’de barındırılması yasal mevzuatlara uyumun yanında bulut bilişimin avantajlarından daha etkin yararlanılmasını sağlıyor. Türkiye’de bulut bilişimin gelişmesi adına da bu yaklaşım önemli.” Akyol, verinin ülke içinde tutulmasının faydalarını şöyle özetledi: Mevzuatlara uyum: Bankacılık ve elektronik ödeme sektöründe verinin ülke içinde tutulması bir zorunluluk. Bulut depolama hizmetini yerel veri merkezlerinden

alan işletmeler, benzer yasal zorunluluklara doğrudan uyum sağlayabiliyorlar. Kolay erişim ve çözüm: Yerel veri merkezlerinde ana dilde iletişim kurmanın ve teknik destek alabilmenin avantajı var. Bir aksaklık halinde hızlı bir şekilde çözüme ulaşmak mümkün. Artan bilgi güvenliği: Yerel bir veri merkezinde hem siber hem fiziksel güvenliği kontrol etmek mümkün. Şirket ofisine yakın bir yerde barındırılan sunucular için de yöneticilerin aklına bir soru işareti düştüğünde alınan yedekten, sistemin izlenme sürecine kadar takip etmek mümkün.

Daha hızlı erişim: Bir web sitesinin ziyaretçilerinin büyük çoğunluğu Türkiye’de olmasına rağmen yurtdışında barındırılması, aradaki fiziksel mesafe nedeniyle daha uzun yanıt süresine yol açıyor. Yerel bir veri merkeziyle çalışmak ise yerel ağlardan hiç çıkmadan, daha verimli ve hızlı veri aktarımı sağlıyor. Sektörün ve ülkenin gelişimi: Verinin yurtdışında barındırılması, küresel bulut bilişim ekonomisinden Türkiye’nin pay alamaması demek. Verinin Türkiye’de tutulması ise hem işletmelere hem de ülkenin ve piyasasının gelişmesine katkı sağlayacak.

Tasarım süreçlerinde 3 boyutlu düşünceye geçiş! CDT Bilgi Teknolojileri’nin Beykoz’daki yeni ofisine kurularak hizmete hazır hale gelen DragonFly 2020 Pro 3D yazıcının tanıtımı yapıldı. CDT’nin Türkiye, Ortadoğu ve Orta Asya pazarı temsilciliğini üstlendiği Dragonfly 2020 Pro, haftalar sürebilen prototip üretim sürecini saatlere indirerek tasarımın sonucunu kısa sürede görebilmeyi sağlıyor. CDT Bilgi Teknolojileri Genel Müdürü Alpay Göğüş; müşterilerinin elektronik bileşen tasarım, prototip yaratma ve üretiminde karşılaştıkları zorlukları

aşmasında anahtar çözümün Nano Dimension olduğuna inandıklarını belirterek Nano Dimension ürün ve çözümleriyle müşterilerine tüm ürün geliştirme döngülerini kontrol edebilme, verimliliklerini arttırma ve piyasaya giriş sürelerini hızlandırma olanağı sunacakları için sevindiklerini söyledi. CDT Bilgi Teknolojileri İş Geliştirme Yöneticisi İbrahim Göğüş ise DragonFly 2020 Pro ile gerçekleştirecekleri çalışmalara dair duyduğu heyecanı dile getirerek elektronik tasarım

otomasyonu alanında yaşanacak çok katmanlı üretim yaklaşımlarından bahsetti. “Hayatımızda yer alan tüm elektronik cihazların tasarımı içlerindeki baskı devre kartların düz olması zorunluluğundan dolayı belirli kalıplara hapsolmuş idi. DragonFly 2020 Pro 3D yazıcının sunduğu her şekilde PCB üretebilme imkânıyla bu kalıplar kırılabilecek ve görmeye alıştığımız tasarımların dışına çıkılabilecek. Mesela bir tasarımcı dikdörtgen prizma şeklinde

bir televizyon üretmeyi düşünebilecek. Tasarım sürecine sunduğu sınırsız hayal gücü imkânının yanı sıra PCB prototipinin üretilip kontrollerinin yapılması ve bir hata varsa giderilip yeniden üretilmesi aşamalarının saatler bazına indirilmesi de üretim sürecini hızlandırıyor ve maliyetleri düşürüyor. 3D yazıcı kullanımı (katmanlı üretim teknolojisi) mekanik uygulamalarda artık olgunlaştı ve seri üretim için, son tüketici ürünlerinin kişiselleştirilmesi için kullanılabilir hale geldi.

Elektronikte ise kullanılacak malzemelerin ileri teknoloji ihtiyacı nedeniyle bu gelişim yaşanamamıştı. Nano Dimension bu alandaki açığı kapatarak önemli bir gelişme yaşanmasının öncüsü oldu.” Nano Dimension Ürün Müdürü Robert Even, DragonFly 2020 Pro ile kullanıcılara düşük maliyetli ve güvenli ürün geliştirme fırsatı sağladıklarını aktardı. Even, şu anda yazıcıdan dünyada 12 adet bulunduğunu ve yoğun bir ilgi gördüklerini sözlerine ekledi.



10 8

BThaber

BİLİŞİM DÜNYASI

6 -2112- AĞUSTOS 27 MAYIS 2018

Qlik Sense’te yenilikler, iş süreçlerini yenileyecek!

Veri analitiği ve analitikten iç görü çıkartma yetkinliğinin öneminin vurgulandığı Qlik Sense Tour 2018’de 70 ülkenin ardından son durak İstanbul oldu. ‘Yeni petrol’ olarak tanımlanan verinin doğru biçimde işlenmesinin önemine dikkat çekilen

sunumlarda, analitiğin giderek artan önemine dikkat çekildi. Bu kapsamda, verinin doğru yönetilebilirliği, entegrasyonu ve iş ihtiyaçlarına çok hızlı adaptasyonu gibi özellikler Qlik Sense’de önemli faydalar sunacak. Qlik Sense’in en son

yayınlanan Haziran versiyonunda ve yıl içinde çıkacak yeniliklerde ön plana çıkan unsur ‘artırılmış zeka’ olacak. İş kullanıcıları, Qlik’in bilişsel motoru (cognitive engine) sayesinde veri içeriğini anlayarak grafiklerin Qlik tarafından oluşturulduğu bir platform ile grafik oluşturmak için harcadığı zamanı da analiz ve karar süreçlerine aktarabilecek. Qlik’in patentli ilişkisel bellek-içi motorunun sağladığı avantajları büyük veri platformuna da getirmeyi amaçlayan Qlik, bu aşamada önemli ArGe faaliyetleri yapıyor. Qlik Sense ile elde edilebilecek ileri analitik yenilikler ve güncellemeler ise şöyle sıralanıyor: Bilişsel motoru (cognitive engine), büyük

veri üzerinden gelişmeler, hız kazanan self-service yapısı, yeni görselleştirme ve haritalandırma özelliği, veri hazırlama ve entegrasyon geliştirmeleri, gelişmiş analitik entegrasyon (R, Python, Spark) Qlik Sense Mobile ile geniş ve gelişmiş API kütüphanesi. BI Technology Yönetici Ortağı Can Doğu’nun konuşması ile başlayan Qlik Sense Tour Istanbul 2018, BI Technology’den Ömer Çıtak ve Emre Çabuk’un sunumuyla devam etti. ‘Analiz Ekonomisinde Kazanmak: Qlik Road Map 2018 ve Trendler’ başlıklı sunumla Çıtak ve Çabuk, gelişen bulut bilişim ilgisi karşısında Qlik’in hibrit modeller sunduğuna ve mikro servis yönetiminin (container

teknolojisi) geliştiğine, böylece kurumsal mimariyi daha fazla desteklediğine ve entegre yapının güç kazandığına dikkat çekti. Geleneksel sorgu yapılarının yetersiz kalması karşısında Qlik’in in-memory özelliğinin öne çıktığını vurgulayan Çıtak ve Çabuk, Qlik’in soru bazlı yapısının da en doğru yanıtları ortaya koyduğunu belirtti. Veri çeşitliliğinin artmasına karşılık, veri kombinasyonlarının da arttığına dikkat çeken Emre Çabuk’a göre, verinin büyüklüğü değil, kombinasyon çeşitliliği ve bağlantı gücü önem taşıyor. Bu noktada, farklı ortamlarda bulunan veriyi alıp onu entegre edebilmek, bunu self servis yapıda yapabilmek önem kazanıyor.

Verilerinize hak ettikleri korumayı sağlayın! 2001 yılından beri Türkiye’nin önde gelen kurumlarına veri koruma, arşivleme, iş sürekliliği, BT altyapı yönetimi ve güvenlik konularında profesyonel çözümler sunan Platin Bilişim, son dönemde finans, kamu, enerji ve bilişim sektöründe siber saldırıların arttığına dikkat çekti. Platin Bilişim Satış Direktörü Pınar Bamyacı, “CIO’ların gündeminde daha çok veri kayıpları ile mücadele var” dedi. Pınar Bamyacı, tüm kurumların ortak beklentisinin veriye kesintisiz ve kolay erişmek, güvenli şekilde verilerini depolamak, yedeklemek ve korumak olduğunu belirterek, şöyle konuştu: “American Ponemon Institute araştırmasına göre,

siber suçluların neden olduğu bir veri kaybında açıklamanın yapıldığı günde, şirketlerin hisse fiyatı değer kaybediyor. Bundan daha kötüsü ise güven kaybı. KOBİ’lerin yüzde 60’ı düzenli veri yedeklemesi yapmıyor. Veri kayıplarının ve iş sürekliliğinin sekteye uğramasının şirketleri iflasa kadar götürebildiğini unutmamak lazım. Hard disk veri kaybı günümüzde en çok karşılaşılan veri kaybı. Veri güvenliğini sağlamak için kullanılan araçlarla fark yaratabilmek ve daha güvenli bir ortam oluşturabilmek gerek. DLP (Data Loss Prevention-Veri Kaybı Önleme), şirketlerin hassas verilerinin, şirket içinde nasıl yer değiştirdiğini gözleyen ve kontrollü bir şekilde; “dışarı sızmalarını”

engelleyen bir teknoloji. Veri nerede depolanacak, veri nasıl kullanılacak, kayıp ve hırsızlık durumundan nasıl korunacak sorularına yanıt DLP çözümleri ile mümkün. Symantec DLP çözümümüz; advanced machine learning, image recognition, fingerprinting ve describing technologies sayesinde False Positive sayısını minimize etmekte. Hassas veriler ikinci kişilerle paylaşıldıkça ve yönetilen ortamın dışına çıktıkça, bulutta dolaştıkça korumasız hale gelir. Bu yüzden güvenliği genişletecek konseptlere ihtiyaç var.” Pınar Bamyacı, kurumların veri kayıplarının önüne nasıl geçebileceğini şöyle özetledi: 1. Hard diskte herhangi bir nedenden dolayı veri

Platin Bilişim Satış Direktörü Pınar Bamyacı kaybı meydana gelmişse, bir müdahale yapmadan işin uzmanı kurum ve kişilere danışın. 2. Analiz süreci sonrası, veri kurtarma işlemlerini gerçekleştirilmesini sağlayın. 3. Verileri düzenli olarak

yedekleyin. 4. Veri kaybına uğramamak için ileri düzey güvenlik sistemlerine yatırım yapın. 5. Verilerinize ulaşmakta güçlük çekiyorsanız, dijital dünyada başarılı olamayacağınızı bilin.

Test odaklı seri adımlar Netaş tüm sektörlerdeki yazılım geliştiriciler için sunduğu test hizmetlerinin kapsamını artırdı ve mobil uygulamaların farklı cihazlarda test edilmesini sağlayan Cihaz Parkuru yapısını (Device Farm) devreye aldı. Farklı platformlarda geliştirilen her tür mobil ve internet uygulamasının mümkün olan en yüksek sayıda cihaz üzerinde performans testlerini

gerçekleştiren Netaş Test Merkezi, uygulamaların sistem ve güvenlik açıklarını da tespit ediyor. Netas, mobil ve internet uygulamalarının farklı cihazlarda test edilmesini sağlayan Cihaz Parkuru’nu (Device Farm) da devreye aldı. Netaş, genişleyen hizmet portföyüyle bankacılık, finans, telekom, sigortacılık ve e-ticaret sektörünün önde gelen kuruluşlarına hizmet

vermeye başladı. Netaş Test Merkezi bünyesindeki Cihaz Parkuru ile tüm platformlarda geliştirilen mobil ve internet uygulamaları yüzlerce farklı marka ve modeldeki cihaz üzerinde test edilerek, gerekli geliştirmeler tespit ediliyor, farklı diller için kullanıcı deneyimi testleri yapılarak mobil uygulamaların kalitesi tanımlanıyor ve buna bağlı olarak, müşteri

memnuniyetini artırmak için gerekli adımlar belirleniyor. Netaş Test Merkezi ve ‘Device Farm’ hakkında bilgi veren Netaş Test ve Yönetilen Hizmetler Direktörü Hasan Kaya, “Verdiğimiz test hizmetleriyle, kurumların test ekipman ve personeli yatırımı yapmalarına gerek olmadan, ürün ve hizmet kalitelerini artırmalarını sağlıyoruz. Dünya ölçeğindeki 120’den

fazla teknoloji ortağımız ve yeni nesil teknolojilerin farklı alanlarında uzmanlaşmış 800’den fazla mühendisimizin sağladığı Ar-Ge gücümüzle Türkiye’nin lider sistem entegratörüyüz. Bu sayede, müşterilerimize hem kendi geliştirdiğimiz hem de dünya lideri iş ortaklarımızın çözümlerini en etkin şekilde ve optimal maliyetlerle sunma kabiliyetine sahibiz” dedi.


Ofiste insana dokunmak, verimlilik demek Mod Tasarım; çağımızın mobilite kavramını güçlü ve kapsamlı bir katmayı hedefliyor. tanıttığımız ve daha önce tatmadıkları birçok yeniliğimiz gibi, bu uygulamamız da sunulduğu ilk andan itibaren inanılmaz olumlu geri dönüşler aldı. Mimar hedef kitlemiz de gece proje çalışmalarında tablet uygulamasına girerek, çok hızlı biçimde gerçekçi görüntü ve fiyat bilgisi alabilme imkanına sahip oldu.”

Herkesin mobil olduğu, bilginin çok hızlı aktığı ve insanların hızlı kararlar verdiği etkin erişim yolu olarak belirlenen tüm fonksiyonları genel kurgunun içinde bulundurmak bu yönüyle Mod Tasarım’ın önceliği. “Bizlerin de herhangi bir şeye olan ihtiyacı mobil alanda çözümlememiz gibi bizim müşteri kitlemizin de bize mobil mecralardan ve hızlı erişimi için bundan dört yıl önce makro ölçekte bir proje hazırladık” bilgisini veren Mod Tasarım Genel Müdürü Ercan Sicim, bu kapsamda Mod Tasarım ekiplerinin ihtiyaç sahibi insanlara ürün tanıtımı, ürün satışı ve nitelik bilgilendirmesi iççin gittiklerinde ‘Alo’ ile başlayan süreçlerin sonuçlanma süresinin ortalama 35 gün olduğunu gördüklerini vurguladı. Ayrıca bu çabalar ile ancak yüzde 26 oranında başarılı kapanışlar söz konusuydu. “Süreç analizlerini yaptığımız ve değerlendirdiğimiz temas kurgusu aslında tam da dijitalleşmenin ucunda olduğumuz ve bundan kaçınamayacağımız olgusunu pekiştirdi” diyen Ercan Sicim, bu sonuçlar ışığında mobil teknolojiler konusunda hayata geçirdikleri projeler hakkında detaylar paylaştı.

Verimlilik, ofiste gelişsin! Ofis dünyası sadece masa sandalye için Mod Tasarım’ın kapısını çalmıyor, show room’una ziyaret yapmıyor, bunun yerine, esasında daha önce aldıkları masalar, güzel çalışma koltukları, güzel dekorasyonlu ofislerinde nasıl insan odaklı ve verimli çalışabilecekleri, gelecek kurgularında nasıl yerleşim yapmaları gerektiği konusunda fikir almak için Mod Tasarım ile bağlarını güçlü tutuyorlar. Ercan Sicim, şu detayları da paylaşmadan geçmedi: “Temelde ekipler ve takımlar halinde birlikte çalışma grupları, elektrikfikasyon çözümleri oluşmuş, hiç kablo göstermeyen, rahat oturumlu, akustik niteliği de olan çalışma birimi ihtiyacı ilk sırada geliyor. Çoğu patronun da ‘önce çalışanlarım, sonra ben’ dediğini duyuyoruz. Artık, hantal ve ekip dışı çalışma masalarını tercih etmiyoruz. Her seviyede tüm çalışanlar hem sosyal hem kişisel ofis deneyimini aynı anda ve isteğe bağlı anlık değerlendirmek istiyorlar.”

advertorial

Mobil uygulamaya yoğun ilgi var Bu kapsamda, insanların hem bilgi alabileceği hem kendileri için parmak hareketi ile mekanlarını tasarlayabilecekleri, bunun içine de masa, koltuk, dolap, fotoğraf, çiçek gibi diledikleri Mod Tasarım ofis dokümanlarını yerleştirebilecekleri, diledikleri takdirde renklerini bile değiştirebilecekleri tasarım kurgusunu kişiselleştirmek ve bunu ulaşılabilir kılmak temel hedef oldu. “Mod Tasarım mobil uygulaması ile çok hızlı mekan tasarımı, gerçek nitelikte ürün yerleşimi ve anında teklif alma opsiyonlarını kullandırdık” bilgisini veren Ercan Sicim, şöyle devam etti: “Halen 5 binin üzerinde aktif kullanıcısı bulunan bu uygulamamızın yıl sonunda 20 bin hedefine ulaşmasını bekliyoruz. Bu yapı bizim sektörümüzde bir ilk. Hedef müşteri kitlemize

Sistemlerde bütünleşik konsept Ercan Sicim’in belirttiği gibi, konuyu aslında sadece mobilya olarak değerlendiremeyiz. Bunun yerine artık ‘bütünleşik hizmeti’ konuşmamız lazım. “Sadece kullanıcılar için ergonomik masayı değerlendiremeyiz, ergonomik çalışma ortamı için zemini, tavanı, duvarı, akustiği gibi birçok unsuru değerlendirmeliyiz” örneklerini paylaşan Ercan Sicim, bu yorumunu şöyle detaylandırdı: “İyi bir çalışma alanı kurgusu tek başına çok kaliteli bir masadan veya çok iyi bir duvar kağıdından oluşmaz. İnsana dokunmamız lazım. Çoğu bilişim şirketinde doğru iklimlendirmenin olmadığını, çoğunda aydınlatma şirketlerinde aydınlatmanın insanları esir aldığını ve kitlesel yığınların akustik intihar boyutuna ulaştığını görüyoruz. Samimi ve reel olarak ne yapmak istediğinizi söylediğiniz ve gelecek için planlama yaptığınızda, bizler için ‘başla’ komutu çalışıyor. Bu da doğru ihtiyaca doğru yerleşim, doğru departman ilişkisi doğru büyüme stratejisi, doğru hedefler ile gerçekleşiyor. En sonunda, çalışan bireye ve onun verimine etki edecek sistemleri kuruyoruz. Basit bir satınalma isteği genel olarak bizlerin de içinde bulunduğu birkaç ofis markası içinden tercih ediliyor. Teknik olarak sadece talebe cevap verilen yaklaşımlar olabildiği gibi, yazılımcılar için ayrı, donanımcılar için yarı, insan temelli çalışanlar için ayrı yerleşim planlamaları yapıyoruz.”

Kişiselleştirilmeye açık, yenilikçi mekanlar. Sadece çalışma alanları değil tamamen yaşanabilir bir ortam tasarladık.

MOD Tasarım ana markası altına bulunan, alanında uzman 3 ayrı marka ile rekor büyüklükte bir çalışmaya imza atıldı.

Türkiye’de tamamlanan en büyük çaplı binalardan biri. 2 blok ve 8 kattan oluşan dev bir proje.


12 8

BThaber

BİLİŞİM DÜNYASI

6 -2112- AĞUSTOS 27 MAYIS 2018

Perakende sektörü göz göre göre kaybediyor

Mağazalarda kötü niyetli kişiler sebebi ile yaşanan kayıplar perakende sektörü için büyük ölçekli zararlara yol açıyor. Sensormatic’in küresel çapta en büyük iş ortakları arasında bulunan Tyco Retail Solutions firması tarafından yaptırılan “Sensormatic Küresel Perakende Sektörü Kayıp Endeksi” başlıklı araştırma, perakende sektörünün karşılaştığı tabloyu net

bir şekilde ortaya koydu. PlanetRetail RNG şirketine yaptırılan araştırma, 14 farklı ülkede, tüm perakende sektörünün yüzde 80’ini oluşturan işletmelerle görüşmeler sonucu hazırlanan raporu ortaya koyuyor. Buna göre, kayıpların sektöre maliyeti 100 milyar dolara ulaşıyor. En yüksek kayıp oranı yüzde 1,85 ile ABD’de. Avrupa 1,83 ile ikinci sırada yer

alırken, Güney Amerika 1,81, Asya Pasifik bölgesi ise yüzde 1,75’lik oranlarda. Rapor, ürünlere alarm etiketi uygulama oranlarına dair veriler de içeriyor. Avrupa’da kaynakta, yani üretim aşamasında ürünlerin etiketlenme oranı yüzde 32,42, mağazada etiketleme oranı ise yüzde 35,33 seviyesinde. Küresel oranlarda ise kaynakta etiketleme yüzde 31,97, mağazada etiketleme yüzde 34,40 seviyesinde. Hem Avrupa hem küresel ölçekte satılan ürünlerin yüzde 30’dan fazlasının etiketsiz olduğu da görülüyor. Tekstil ve aksesuar mağazaları ise yüzde 1,98 ile en yüksek kaybın yaşandığı yerler.

Departmanlı mağazalar, tüketici elektroniği ve yerel zincir marketlerde kayıp oranları da yüzde 1,84-1,79 arasında değişiyor. En düşük kayıp ise yüzde 1,73 ile hipermarketler. Rapora göre, mağazalarda yaşanan ürün kaybının dört sebebi var. İlk sırayı yüzde 34,34 ile dış hırsızlık alıyor. Tedarikçilerin neden olduğu kayıplar yüzde 24,28 ile ikinci sırada yer alırken, çalışan kaynaklı kayıplar yüzde 22,95 paya sahip. Yönetim kaynaklı sebepler ise yüzde 18,43 ile dördüncü sırada. Yaşanan kayıpları önlemek için alınan önlemlerde ise üç başlık öne çıkıyor. Sensormatic CEO’su İsmail Uzelli, en çok tercih edilen önlemin ‘elektronik

ürün takip çözümleri’ olduğunu belirtiyor. İlk kez hazırlanan bu raporla perakende sektörünün farkındalığının arttığını ifade eden Uzelli, tercih edilen diğer yöntemlerin ise geçiş kontrol sistemleri ve video izleme çözümleri olduğunu ifade ediyor. Perakende sektörünün yeni teknolojileri içeren güvenlik çözümlerini daha fazla tercih etmesi gerektiğini vurgulayan İsmail Uzelli, Türkiye’deki durumun küresel tabloyla benzerlik gösterdiğini belirterek, “Türkiye’de sektör hem teknoloji hem elektronik güvenlik konusunda önemli bir farkındalığa sahip ve diğer ülkelere örnek bir yapı sergiliyor” dedi.

Veriyi analiz etmek zor, ama gerekli Gemalto’nun dünya genelindeki bin 50 BT uzmanı ile gerçekleştirdiği veri güvenliği araştırmasına göre; katılımcıların yüzde 89’u tüketici verilerini analiz edebilmenin onları rakiplerinden öne geçireceğini düşünüyor, ama şirketlerin yüzde 65’i bu verileri doğru analiz edemiyor. Çalışanların neredeyse yarısı hassas verilerin nerede depolandığından habersiz ve yüzde 68’i de şirketlerinin veri güvenliği kanunlarına tam uymadığını kabul ediyor. Komtera Teknoloji’nin güvenlik uzmanları ise analizin yapılamadığı durumlarda verinin değerinin anlaşılamayacağını, bunun da verileri sınıflandıramamaya, böylece siber saldırılara karşı doğru güvenlik

önlemleri alamamaya yol açacağını vurguluyor. Komtera Teknoloji güvenlik uzmanlarına göre, şirketler eğer topladıkları bütün verileri analiz edemezlerse, onların gerçek değerlerini de anlayamazlar. Araştırmaya göre, BT uzmanlarının yarısına yakını, ağ güvenliğinin yetkisiz kullanıcıları şirket ağından uzak tutmak için etkili olduğunu düşünüyor. Buna rağmen, katılımcıların yüzde 68’i, yetkisiz kullanıcıların kurumsal ağlarına kolayca bağlanabileceği kanısında. Veri sızıntılarına dair bilinç ise yine araştırmaya göre, veri koruma kanunlarıyla artmaya başladı. Katılımcıların yüzde 90’ı şirketlerinin veri koruma kanunlarıyla uyumlu çalışmasını önemli buluyor

ve bu da veri güvenliği anlayışının geliştiğini gösteriyor. Komtera Teknoloji uzmanları, “Şirketlerin verilerini düzenlemesi, analiz etme ve veri güvenliğini gözden geçirmesi şart. Toplanan veriler hakkında doğru içgörü ve analizin elde edilmesi, iş kararlarının daha başarılı alınmasını sağlar” derken, genel algının değişmesi ve şirketlerin, olası sızıntıya karşı en değerli verilerinin korunaklı olduğundan sadece ağlarını kontrol etmeye çalışarak değil, iki faktörlü koruma ve diğer birçok güvenlik önlemiyle emin olması gerektiğine dikkat çekiyor. Bu da veri güvenliği konusunda daha doğru politikalar geliştirilmesinin önemini gösteriyor.

Hatalı kayıtlar itinayla tespit edilir! Kurumsal dijital dönüşümde şirketlere destek olan BimSA'nın Edoksis platformu üzerinden sunulan e-Fatura, e-Arşiv, e-Defter, e-İrsaliye ve e-Mutabakat hizmetlerinden sonra e-Analiz uygulaması da kullanıma sunuldu. e-Analiz;

şematron kontrolleri dışında e-Defter’in detaylı mali kontrollerinin yapılıp, finansal risklerin tespit edilmesi ve ortadan kaldırılmasına yardımcı oluyor. e-Analiz, firmaların e-Defter beratlarını Gelir İdaresi Başkanlığı'na (GİB)

beyan etmeden önce muhasebe kayıt kontolünü, mali tablolarının analizini ve karşılaştırılmasını sağlıyor. BimSA'nın finansal riskleri tespit eden e-Analiz uygulamasında detaylı fiş inceleme, hesap aralıklarına göre aylık

ve karşılaştırmalı mizan raporları alabilme, muavin defteri oluşturabilme, gün veya ay sonu ters bakiye veren kayıtların kontrolünün yapılması sağlanıyor. Ayrıca e-Analiz ile hareket kontrolü, gelir ve gider hesaplarını kapatmaya gerek

kalmadan, satılan malın veya hizmetin maliyetinin elle girilerek gelir tablosunun oluşturulması, defter kayıtları üzerinden likitide, finansal yapı ve faaliyet oranlarının hesaplaması ve analiz edilmesi gibi fonksiyonlar gerçekleştirilebiliyor.


6 - 12 AĞUSTOS 2018

OT/VT, Mobil Dünya İle Evriliyor

DOSYA:

BThaber

www.bthaber.com.tr

Ayhan Sevgi

Endüstri 4.0 çağında OT/VT Gelişen teknolojilerin iş süreçleri ile entegrasyonunun ilk geliştiği alanlardan biri otomatik tanıma ve veri toplama (OT/ VT) teknolojileri oldu. Birçok uygulama ile entegre olarak çalışan OT/VT gelişimini hızla sürdürüyor ve bu alanda, uzmanların belirttiğine göre son üç yıldır bir kabuk değişimi yaşanıyor. OT/VT deyince artık sadece barkod temelli uygulamalar

değil, yani büyük veri, nesnelerin interneti, giyilebilir teknolojiler, yapay zeka veya artırılmış gerçeklik gibi yeni nesil teknolojileri de konuşmak gerekiyor. Endüstri 4.0 çağının temel oyuncularından biri olan OT/VT, artık donanım ağırlıklı bir alan olmaktan da çıkıyor. Önümüzdeki günlerde, yeni uygulamalarla zenginleştirilmiş pek çok yeni projenin hayata geçeceğine şahit olacağız.


14 DOSYA

BThaber

OT/VT, Mobil Dünya İle Evriliyor

6 - 12 AĞUSTOS 2018

OT/VT’de en güncel gelişmeler yakın takipte

Mobit Bilisim Ürün Yönetimi ve Pazarlama Müdürü Ahmet Sinan Ekinci Türkiye’de yılda yaklaşık 100 milyon dolar değerinde OT/VT pazarı bulunuyor. Sektörün ürün kategorisinde ise el terminalleri, tablet PC’ler, barkod okuyucuları, RFID sistemleri, barkod yazıcılar, mobil yazıcılar gibi geniş bir ürün yelpazesi var. Tüm kategorilerde hizmet sağlayan ve sektöründe liderler arasında yer alan Mobit Bilişim, dünyadaki gelişmeleri ve teknolojileri yakından takip ederken, ülkemizdeki OT/VT pazarındaki ilk beş firma arasında yer alıyor. Özellikle sayaç okuma alanında (utilities) sektörünün lideri olan Mobit Bilişim’in sunduğu çözümler ile evler ve işyerlerindeki doğalgaz, elektrik, su sayaç okuma ile saha hizmetleri çözümlerini sunuyor. Mobit Bilişim, son 20 yıldır, tüm ürün kategorilerindeki geniş bir ürün gamı ile ülkemizin yanı sıra, yakın komşu ülkelere de hizmet sunuyor. OT/VT sektöründeki güncel gelişmeleri değerlendiren Mobit Bilişim Elektronik ve Kontrol Sistemleri Ürün Yönetimi

ve Pazarlama Müdürü Ahmet Sinan Ekinci’ye göre, OT/VT sektöründe çok ciddi bir değişim ve dönüşüm yaşanıyor. Endüstri 4.0 ve nesnelerin interneti (IoT) konseptlerini ele aldığımızda, akıllı üretim teknolojileriyle günümüzde birçok alanda dönüşüm de tetikleniyor. Artık her yerden toplanan veriler, daha anlamlı hale getirilip, üretimden satışpazarlama stratejisine kadar her alanda verimliliği artıracak şekilde kullanılıyor. Akıllı telefonların ve tabletlerin yayınlaşması ve başta Android olmak üzere farklı işletim sistemlerinin OT/VT alanlarında kullanılabiliyor olmaları da Ahmet Sinan Ekinci’nin belirttiği gibi, bir yandan sektörün önünü açarken, diğer yandan sektördeki değişimlere de öncülük ediyor. Giyilebilir teknolojiler yaygınlaşacak “Günümüzde düşmeye, toza ve suya, saha şartlarına uygun, dayanıklı ve sağlam cep telefonları ve tabletlerin yanında son kullanıcı

ürünleri de kullanılabilmekte” örneğini veren Ahmet Sinan Ekinci’ye göre, diğer bir deyişle; el terminalleri, cep telefonları ve tabletler, hemen hemen iç içe geçmiş durumda. “Mobit Bilişim olarak Casio markamız ile bugüne kadar, iç pazarda kamu ve özel sektördeki müşterilerimizde binlerce başarılı projeye imzamızı attık. Bu yılda da global pazardaki yeni teknolojileri iç pazara taşıyan firma olarak, bu alanda yeni ürünleri getirerek, geniş bir ürün gamı ile müşterilerimizin ihtiyaçları doğrultusunda hizmet vermeye devam ediyoruz. Ayrıca, sektörümüzde giyilebilir teknolojilerin de yaygınlaşacağını düşünüyoruz. Tüm teknolojik gelişmeleri yakından takip etmekteyiz” bilgisini veren Ahmet Sinan Ekinci, hem yazılım ve uygulama hem donanım başlığında bu gelişimi şu sözlerle değerlendirdi: “Mobit Bilişim olarak; farklı sektörlerde ve farklı ihtiyaçları olan müşterilerimize, tıpkı bir terzi gibi “Tailor-Made” çözümler sunuyoruz. Müşterimizin önce ihtiyacını tespit ediyoruz, ardından ihtiyacı olan donanımı ve yazılımı sağlıyoruz. Sayaç okumadan perakendeye, lojistikten hızlı tren gibi ulaşım başlığına, güvenlik çözümlerinden saha çözümlerine kadar birçok alanda sunduğumuz çözümler ile pazarın lider firmaları arasında yer alıyoruz.” Her türlü ihtiyaca uygun çözümler hayat buluyor Mobit Bilişim; 1998 yılından itibaren pazarda yerini aldı ve o günden bugüne ana stratejilerinden biri de şu: Müşterilerin ihtiyaçlarını doğru anlayarak, ihtiyaçlarına göre doğru ürünü konumlandırmak. “Böylece müşterilerimizin hem doğru ürünleri tercih etmelerini hem doğru yatırımları yapmalarını hem de maksimum fayda elde etmelerini sağlıyoruz” vurgusunu yapan Ahmet Sinan Ekinci, bu yorumunu şu sözlerle detaylandırdı: “Müşterilerimize, 3 inçten 12 inçe kadar ekran büyüklüğü olan, dayanıklı cep telefonundan tablet PC çeşitlerine kadar çok geniş bir ürün gamı sunuyoruz. Özetle; geniş ürün gamımız, 20 yıldır sahip olduğumuz deneyim ve tecrübemiz ile müşterilerimiz için danışmanlık yaparak, doğru ürünü

almalarına öncülük etmekteyiz. Kamu sektörü ve özel sektör olmak üzere, her iki alanda da hizmet veriyoruz. Sayaç okuma (Utilities), perakende sektörü, depo-lojistik sektörü, saha satış, sağlık sektörü, güvenlik sektörü, ulaştırma sektörü, tarım ve hayvancılık sektörü gibi geniş bir alanda hizmet vermekteyiz. Türkiye’nin ilk binde yer alan firmaları ve KOBİ’lerimiz ile çalışmaktayız. Zira OT/VT kullanılmasıyla işletmeler, bir yandan verimliliklerini arttırırken, diğer yandan kayıplarını azaltıp, insan hatasını da minimum seviyeye indirmekte.” Pazarda gelişme hızı düşmeyecek! Ülkemizdeki işletmeler, teknolojideki gelişmeleri yakından takip ederek, kendi firmalarına da bunları hızlı biçimde uyarlamakta. İş süreçlerinde verimlilik sağlayacak teknolojileri, işletmelerine entegre etme isteği bu yönüyle ön planda. Bu noktada, Ahmet Sinan Ekinci’nin belirttiği gibi, gerek internet ortamında, gerek yerel ve global fuarlarda güncel gelişmeleri yakından takip ediyorlar. “OT/ VT uygulaması büyük ölçekli firmalar için olmazsa olmaz ve son yıllarda, küçük ölçekli işletmeler de verimlilik artışı, kayıpların önlenmesi, müşteri memnuniyetinin sağlanması gibi faydaları nedeniyle, bu alana yatırım yapmakta” bilgisini veren Ahmet Sinan Ekinci, OT/VT alanında gerek Türkiye özelinde gerekse küresel bazda beklentilerini şöyle özetledi: “Gelecekte; hem OT/VT pazarında hem de daha birçok alanda “giyilebilir teknolojiler” daha fazla yer edinecek. El terminallerinin yanı sıra cep telefonları ve tabletlerin de artık OT/VT alanında kullanılabilir olması ve gelecekte giyilebilir teknolojilerle entegrasyonu ile pazar gelişmeye devam edecek.”



FORCEPOINT PEGASUS HAVAYOLLARI BAŞARI ÖYKÜSÜ Forcepoint Cloud Security ürünü pek çok ihtiyacımızı karşılayan kapsamlı bir çözüm. Forcepoint’in tecrübeli ekibi, ürünün farklı becerilerini kurum kültürüne yerleştirmemizde bizlere tüm proje boyunca yardımcı oldu.

Genel Bakış Türkiye’de havacılık sektörünü değiştiren Pegasus Hava Yolları, 1990 yılında Aer Lingus, Silkar Yatırım ve Net Holding’in ortak girişimiyle İstanbul’da kuruldu. Mayıs 1990’da ilk uçuşunu gerçekleştiren Pegasus, 2005 yılında ESAS Holding tarafından satın alındı ve iş modelini düşük maliyetli hava yolu taşıyıcısı olarak değiştirdi. Hava yolu ile yolculuğun herkesin hakkı olduğuna inanarak düşük maliyetli hava yolu modelini Türkiye’ye getiren Pegasus, merkez üssü olarak İstanbul’un Anadolu yakasında bulunan Sabiha Gökçen Havalimanı’nı seçerek 2005 yılının Kasım ayında tarifeli iç hat seferlerine, 2006 yılında ise dış hat tarifeli seferlerine başladı. 2005 yılında altı uçuş noktası ile haftada 112 uçuş gerçekleştiren Pegasus, istikrarlı büyümesini sürdürerek günümüzde 39’u yurt içinde 70’i yurt dışında olmak üzere 42 ülkede 109 noktaya uçuş gerçekleştiren bölgesel bir hava yoluna dönüştü.

Ülke Türkiye Ürün Forcepoint Cloud Security

Türkiye’nin en genç filosuna sahip hava yolu olarak yeni uçaklara yatırım yapan Pegasus, 2012 yılında Airbus firması ile 12 milyar Dolar değerinde 100 uçaklık Airbus A320neo ve A321neo tipi yeni uçağı kapsayan rekor bir uçak siparişine imza attı. Pegasus, 26 Nisan 2013 tarihinde paylarının %34,5’lik kısmı halka arz edilerek Borsa İstanbul’da “PGSUS” kodu ile işlem görmeye başladı ve Türkiye’de borsaya kote olan ilk özel hava yolu oldu.

Zorluklar Pek çok önde gelen havayolu şirketi gibi Pegasus da son derece büyük miktarlarda müşteri verisi topluyor ve saklıyor. Pegasus, bununla birlikte e-posta erişimi ve internet kullanımı için çalışanlarına kişisel cihazlarıyla istedikleri yerden çalışabilme olanağı sunuyor. Bu durum, işgücü verimliliğine katkı sağlamakla birlikte çeşitli riskleri de beraberinde getiriyor: Çalışanların mobil ortamda korunması Pegasus, daha önce tüm ofislerinde bir web ve e-posta güvenliği ürününü devreye alarak verilerin korunmasını sağlamıştı. Bununla birlikte çalışanların ofis dışında da çalışabilme olanağı kişisel cihazların yeterince korunamadığı durumlarda tehlike oluşturmaya başlamıştı. Pegasus IT ekibi tarafından hazırlanan raporlar, bu yolla şirket verilerine ulaşmaya çalışan kötü amaçlı yazılımların sayısında ciddi bir artış olduğunu gösteriyordu. ▼

Sektör Ulaştırma

Murat Zaralı Pegasus Havayolları IT Güvenlik Müdürü

Pegasus; kötü amaçlı yazılımlar, bu yazılımların zarar verebilmesine yol açabilecek linkler, kimlik hırsızlığı ve parola avcılığına karşı kritik verilerini korumayı hedefliyordu. Bunun için mobil cihazlardaki koruma kapsamını genişletecek bir çözüme ihtiyaç duyuyordu.


Maintaining regulatory compliance › Pegasus Airlines collects and stores the personal ▼

Yasal Pegasus, Avrupa ülkelerinde yaşayanların da kişisel data ofzorunluluklara citizens insideuyum the European Union and Birliği are therefore responsible for upholding verilerini topladığı için GDPR (Genel Veri Koruma Tüzüğü) (GDPR). kapsamında belirtilen the mandates of the General Data Protection Regulation The GDPR hasyasal talepleri karşılamak durumundaydı. Mayıs 2018 itibariyle devreye alınan GDPR, strict penalties for companies that cannot quickly identify, report, and respondveri to data kaybı vakalarını hızlı bir şekilde belirleme, raporlama ve müdahale etme konusunda loss incidents. yeni kriterler getiriyor, bu konularda başarılı olamayanlara ise ağır maddi yaptırımlar uyguluyor.

Results Sonuçlar

Forcepoint CloudForcepoint Security ürünü, Going further, Cloud Pegasus’aallows insan odaklı güvenlik Security Pegasus to yaklaşımının getireceği faydaları follow a path to true humanda gösterdi. Forcepoint’in analitik centric security. A simple çözümler motorunun da entegre integration with Forcepoint’s edileceği sistemle, Pegasus analytics engine will provide personelinin kritik verilerle nasıl Pegasus with the capability çalıştığı da gözlemlenebilecek. to see and correlateizleme user ve Kullanıcı aktivitelerini activities in order tokazandıracak gain context karşılaştırma yeteneği into how employees bu uygulama sayesinde interact Pegasus with critical data. Thisçözümler will her bir kullanıcı için özel devreyePegasus alabilecek. süreç, bulut allow to Bu apply cloud güvenliğinin bireysel olarak, kullanıcı security individually for each bazlı uygulanmasını sağlayacak ve user, enhancing productivity verimlilik artışına katkı sağlayacak. by enforcing web browsing and email policies more specifically Pegasus yönetimi, mevcut bulut and only when needed.

The company needed the capability to discover data, both in motion and at rest, to quickly align with the GDPR.

`

Pegasus, değişen yasal koşullar nedeniyle hem hareket halindeki hem de durağan veriyi tespit etmek istiyordu. Bununla birlikte şirket, GDPR için tam uyumluluk sağlayacak bir Solution çözüme de ihtiyaç duyuyordu.

Pegasus leadership was surprised to see devreye almostalınma Projenin getirileri, instant resultshemen after the sürecini takiben etkisini gösterdi. Pegasus, böylece hızlı implementation. The company bir şekilde avantaj sağlamaya has realised a significant başladı. Şirket çalışanları, increase in productivity,kötü both amaçlı yazılımları raporlamak için from employees, who spend zaman harcamak yerine, mevcut less time reporting malware görevlerine daha fazla odaklanabilme and more time focused on their olanağı elde etti. Bununla birlikte IT roles, and theirde security teams, güvenlik ekipleri başka konulara who are ableverimliliklerini to focus their yoğunlaşarak attention on more critical issues. yükseltti.

Çözüm the cloud rather than on-premises. They insisted on selecting a vendor with a roadmap

Pegasus leadership wanted a solution that would provide enterprise-grade security in

Pegasus’un ihtiyaç çözüm,integrate ofislerdeki sistemleri korumaktan bulut that could, one day,duyduğu help Pegasus other solutions to improveçok their ability to platformu üzerinden güvenlik sağlayacak bir kapasitede olmalıydı. Bu durum, Pegasus’un more robustly protect users and data. kullanıcılarla verileri çok daha güvenli bir şekilde korumak üzere başka çözümleri de entegre etmesine olanak tanıyacak yol haritasına bir tedarikçiyi etmesini After some consideration, Pegasusbir leadership madesahip the decision to use tercih Forcepoint gerektiriyordu. Cloud Security. Rollout of the Forcepoint solution was smooth, with no major issues

arising during the implementation period.

Pegasus , proje öncesinde gerçekleştirdiği titiz çalışma sonucu Forcepoint Cloud Security ürününü tercih etti. Forcepoint ekibi tarafından Pegasus’a uyarlanan ürün sorunsuz bir Taking advantage of Forcepoint’s far-reaching, global cloud infrastructure, Pegasus şekilde kuruldu ve güvenliği sağlamaya başladı.

Airlines has gained enterprise-grade protection for mobile employees. Forcepoint Cloud Protection offers Pegasus real-time threat analysis and the ability to analyse full web Forcepoint’in geniş etki alanına sahip küresel bulut altyapısı Pegasus çalışanlarının page content, active scripts, web links, and executables. Its advanced threat dashboard dünyanın neresinde olurlarsa olsunlar mobil cihazlarını güvenli bir şekilde clearly displays who was attacked, what data was targeted, the data’s intended endpoint, kullanabilmelerini sağlıyor. Forcepoint Cloud Security ürünü, Pegasus’a gerçek zamanlı and how the attack was executed for both inbound and outbound communications. tehdit analizi, aktif komut dosyaları kontrolü, web bağlantıları ile yürütülebilir dosya ThreatSeeker Intelligence technology, included within Forcepoint Cloud Protection, formatlarına dair gelişmiş kontrol ve analiz yeteneği veriyor. prevents employees from accessing dangerous URLs or files before they can be downloaded and protects company email channels from spam and phishing attempts Forcepoint Cloud Security ile gelen gelişmiş tehdit kontrol paneli, Pegasus’a hangi to more advanced threats like ransomware. kullanıcıların siber saldırıya uğradığı, bu saldırılarda hangi verilerin hedeflendiği gibi bilgileri öğrenme olanağı veriyor. Yine ürünle birlikte gelen ThreatSeeker Intelligence teknolojisi ise Pegasus çalışanlarının tehlikeli web sitelerine girme veya riskli dosyaları indirme denemelerinde erişimi önlüyor. Ürünün bu yeteneği sayesinde şirket e-posta adresleri spam mesajlar haricinde fidye yazılımlar gibi dolandırıcılık ve veri hırsızlığı girişimlerine karşı da korunuyor.

bilişim yeteneklerini artırmak ve GDPR uyumluluğunu sağlamak Pegasus leadership is currently amacıyla diğer Forcepoint investigating integration teknolojilerinin the entegrasyonu içinof other Forcepointsürdürüyor. technologies de araştırmalarını Bu teknolojilerden Forcepoint UEBA to bolster their current cloud yüksek riskli faaliyetler kapsamlı capabilities and help için them bir analiz yeteneği veriyor. Forcepoint align with the GDPR. These CASB ise kullanıcı seviyesine kadar technologies include Forcepoint inerek, veri kontrollerini güçlendirme UEBA, which provides deep becerisi sunan bir veri kaybı önleme insight into high-risk activity; çözümü olan DLP’yi içeriyor.

Forcepoint CASB, which provides control over cloud use within the enterprise; and data loss prevention (DLP), which provides the ability to enforce data controls down to the user level.

Get in touch with us. Learn how Forcepoint can protect you. Contact us at forcepoint.com/contact. © 2018 Forcepoint. Forcepoint and the FORCEPOINT logo are trademarks of Forcepoint. Raytheon is a registered trademark of Raytheon Company. All other trademarks used in this document are the property of their respective owners. [FP_CASESTUDY_PEGASUSAIRLINES_TR] 300121.050318

Bizimle iletişime geçin

Forcepoint’in sizi nasıl koruyacağını öğrenmek ve iletişim için forcepoint.com/contact adresini kullanabilirsiniz.


18 DOSYA

BThaber

OT/VT, Mobil Dünya İle Evriliyor

6 - 12 AĞUSTOS 2018

OT/VT pazarında kabuk değişimi yaşanıyor!

Univera Satış Müdürü Türker Torucu Endüstri 4.0 dönemi ile birlikte OT/VT kavramı ciddi bir dönüşüm içerisine girmiş durumda. 1980‘li yıllarda Türkiye’ye barkod teknolojisinin girişi ile birlikte hızla büyüme sürecine giren OT/VT pazarı son 3 yıldır bir kabuk değişimi gerçekleştiriyor. Univera Satış Müdürü Türker Torucu’nun verdiği bilgilere göre, dünya çapında özellikle barkod teknolojileri üzerine çözüm geliştiren üreticiler de Endüstri 4.0 ile birlikte “iOT” çatısı altında da birçok farklı teknoloji içeren ürünleri pazara sürmeye başladı. Kişisel fikrinin artık barkod ve RF-ID gibi teknolojilerin kullanım alanlarının hızla daralacağı yönünde olduğunu kaydeden Türker Torucu, açıklamalarını şöyle sürdürdü: “Yeni dönemde çok daha fazla sesle tanıma, giyilebilir teknolojiler, beacon’lar gibi çözümler konuşmaya başlayacağız. Donanım anlamında çok yeni teknolojiler olmak ile birlikte toplanan büyük verilerin hızla işlenmesi ve aksiyona dönmesi tarafında elbette yazılımlar çok önemli. Donanımların birçoğunu artık internet üzerinden sipariş ederek de tedarik edebiliyorsunuz. Ancak yazılımlar ve projeleri hayata geçirecek yetkinlikte personeli olan firmalar her zaman bir adım önde olacaklar. Univera olarak saha satış, saha servis, mobil veri toplama, kurumsal sosyal ağ ve üretim/depo yönetimi alanlarında kurumsal teknoloji çözümleri geliştiriyoruz. Burada tüm ürünlerimiz için native uygulamalar yazıyoruz. Temel amacımız müşterilerimizdeki kullanım alanına en uygun donanımları konumlandırmak ve bu donanımların native özelliklerinden en iyi şekilde kullanıcılarımızı faydalandırmak.”

OT/VT stratejilerinde barkod okuma gibi bilinen en güncel teknolojilerin mutlaka olmaya devam edeceğini, ancak yeni teknolojileri de hızla sistemlerine entegre edeceklerini kaydeden Türker Torucu, şunları kaydetti: “Örneğin bir firmanın sahadaki demirbaş yönetimini barkod okutarak yapıyorken artık demirbaşlara beacon’lar takıp hem lokasyon hem de sıcaklık, titreşim, nem vb. ihtiyaç duyulan diğer verileri de mobil uygulamalarımıza saha ziyaretlerinde Bluetooth üzerinden entegre edebiliyoruz. Kardeş şirketimiz Univis A.Ş. üzerinden ise özellikle çok daha farklı projeler yapmaya başladık. Geçtiğimiz yıl Forklift Takibi

çözümümüzü hayata geçirdik. Burada bir işletmenin forkliftlerinin kapalı alanlarda lokasyon takibi, şarj durumları, yüklü/yüksüz çalışma süreleri, üzerinde forklift operatörü varken ne kadar çalıştı, yokken ne kadar çalıştı gibi birçok analizi yapabileceğimiz veriler topluyoruz. Burada da yine BT 4.0 teknolojisi kullanıyoruz. Bu kapsamda forklift aslında bir örnek, işletme içerisindeki birçok farklı ekipmanı, paleti, araçları benzer şekilde takip edebilir ve yönetebilir çözümler sunuyoruz. Ayrıca bu çözümümüzü Univera tarafında geliştirdiğimiz ‘Quest Thing Management’ yazılımımız ile de entegre ettik. Böylece sahadan gelen verileri sistem üzerinde analiz ederek mobil kullanıcılara anlık iş emri ataması, süreçlerin mobil uygulama üzerinden tamamlandıktan sonra gerekirse arka tarafta çalışan bir ERP sistemine veri akışı gibi birçok altyapımız hazır durumda.” Gerek küresel teknoloji firmaları gerekse yurt içindeki Univera gibi teknoloji şirketlerinin gerçekleştirdiği etkinlikler, görsel ve yazılı medya, kamu kurum ve kuruluşlarının düzenlediği yarışmalar ve verdiği teşvikler aslında şirketlerin bakış açılarını oldukça değiştirdiğini belirten Türker Torucu’ya göre, şu ana kadar OT/VT dünyası ile ilgili tüm gelişmeleri her şirket yakından takip etti ve 2018’in dördüncü çeyreği itibari ile birçok yeni proje çok ortaya çıkacak. Burada asıl konu “odaklanma“ meselesi. Endüstri 4.0 ile birlikte birçok işletme çok fazla proje konuşuyor, geliştirmeye çalışıyor. Ancak her şirketin belirli bir bütçesi ve projeleri hayata

geçirebilmek için kısıtlı kaynağı var. Bu sebeple de önceliklendirme ve odaklanma şart. En hızlı hayata geçirilebilecek ve en hızlı geri dönüşümü alınacak işlere öncelik verilmeli. Türkiye’de üretim yapan firmalar daha çok desteklenmeli OT/VT pazarına donanım odaklı olarak bakıldığında, Türkiye içerisinde üretim gerçekleştiren firmalara özellikle vergilendirme ve ithalat konularında daha fazla destek sağlanması gerektiğini düşünen Türker Torucu, “Dünyadaki birçok üretici aslında hammaddeyi genelde belirli ülkelerden tedarik ediyor. Bu ülkelerden çıkış fiyatları noktasında bir eşitlik olsa bile Türkiye’ye bu ürünleri ithal ederken maliyetler birçok noktada artış gösterebiliyor. Bu nedenle de Türkiye’de üretim gerçekleştiren bir firmanın Türkiye içinde bile satış yapması zorlaşıyor. Kaldı ki asıl beklentimiz ihracat olmalı. Benzer bir durum yazılım tarafında da var. Küresel yazılım üreticileri ile yüzde 100 yerli yazılım üreticilerinin aynı şartlar altında sahaya çıkmaması gerektiğini düşünüyorum. Birçok kamu kurum ve kuruluşu ile özel sektördeki büyük oyuncuların bu noktada yüzde 100 yerli yazılım evlerini daha fazla desteklemeleri durumunda çok büyük küresel oyuncular çıkaracağımıza eminim. Hepimiz takip ediyoruz, birçok yetişmiş ve başarılı iş insanımız yurt dışında küresel şirketlerde göreve başlıyorlar, oysa biz beyin takımımızı değil, bu beyinlerin geliştirdiği ürün ve çözümleri ihraç etmeliyiz” dedi.


BThaber

OT/VT, Mobil Dünya İle Evriliyor

6 - 12 AĞUSTOS 2018

DOSYA 19

Şirketler büyüdükçe teknolojiden elde ettikleri verimin farkına varıyor OT/VT sektöründe ihtiyaçlar ve öncelikler ve teknolojik yenilikler hızla değişim gösteriyor. Büyüyen ve gelişen firmaların ihtiyaçları da bu paralelde hızla büyüyor. Bu durumun donanım ve yazılım üreticilerini daha hızlı ve daha büyük hafızalı ürünler üretmeye zorladığını kaydeden Bilkur Proje Yöneticisi Ufuk Çetin Keçeci, şu bilgileri verdi: “Her geçen gün üreticiler daha gelişmiş cihazları ve yeni versiyon yazılımları piyasaya sürüyorlar. Sunduğumuz mobil teknolojiler ve OT/VT çözümleri ile ilgili stratejimiz donanım sektöründe emin adımlarla büyüyerek, müşterilerimizin ihtiyaçlarını karşılayacak yeni teknolojileri pazara hızlıca sunmak, müşterilerimizin istek ve ihtiyaçlarını karşılayacak donanım teknolojilerine sahip olmak ve bu cihazların satış sonrası hizmetleri konusunda müşterilerimize hızlı çözümler

sunabilmektir.” Şirketlerin büyüdükçe ve geliştikçe bu teknolojilere daha sıcak baktıklarını kaydeden Ufuk Çetin Keçeci, “Çünkü büyüyen iş hacimlerinin takibini ve sürdürülebilirliğini bu teknolojilerle daha kolayca yapabileceklerini anlamaktadırlar. Böylece insan hatalarından doğan kayıpları en aza indirebileceklerinin bilincinde oluyorlar” dedi. Bu alanda küresel bazda şirket evliliklerinin devam edeceğini ve gittikçe tekelleşen bir piyasaya doğru gideceğimiz öngörüsünde bulunan Ufuk Çetin Keçeci, açıklamalarını şöyle sürdürdü: “Bununla birlikte sektöre yeni firmalarda girmektedir. Bunların ömürleri kaliteleri arttıkça uzayacaktır. Türkiye bazında piyasanın yavaş yavaş büyüyeceği ve piyasayı doğru okuyan ve emin adımlarla büyüyen, kaliteli ürünler ve

Bilkur Proje yöneticisi Ufuk Çetin Keçeci hizmetler sunan firmaların piyasada kalıcı olacaklarını düşünmekteyiz. Döviz kurlarının sürekli değişkenliği

piyasayı çok zorlamaktadır ve uzun vadede bu zorlukların azalacağını temenni ediyoruz.”

İhtiyaçlar doğrultusunda teknoloji çok hızlı gelişiyor ve değişiyor

Sedna Genel Müdürü Daron Ermen OT/VT başlığı altında değerlendirdiğimiz teknolojiler işletmelerin gelişen gereksinimleri doğrultusunda çok hızlı bir şekilde gelişiyor ve değişiyor. “Sedna olarak Türkiye çapındaki iş ortaklarımız aracılığıyla dünyanın lider üreticilerinin ürün ve çözümlerinin farklı dikey pazarlara tedarik ediyoruz” diyen Sedna Genel Müdürü Daron Ermen, bu alandaki gelişmeleri şöyle değerlendirdi:

“Günümüzde artık donanım ve yazılımı birbirinden ayırmak mümkün değil. Bu nedenle yeni nesil cihazların tamamı çözüm odaklı tasarımlara sahip. Teknolojik kırılıma baktığımızda iki boyutlu barkod okuyucu pazarı geleneksek lineer barkod okuyucu pazarı ile karşılaştırıldığında çok hızlı bir şekilde büyüyor. Kullanıcılar birçok uygulamada kablolu barkod okuyucular yerine kablosuz

okuyucuları tercih etmeye başladılar. El terminallerine baktığımızda ise Android tabanlı cihazların müthiş bir hızla pazara yayıldığını söyleyebiliriz. Geleneksel 3,5” ekranlı cihazların yerine daha büyük ekrana sahip dokunmatik endüstriyel PDA tabanlı cihazlar konumlandırılmaya başlandı. Öte yandan birçok kurumsal uygulamada tablet kullanımının da her geçen gün büyük bir hızla arttığını söyleyebiliriz. Günümüzde işletmeler operasyonlarını mümkün olduğu kadar esnek ve kullanıcı dostu cihaz ve çözümlerle gerçekleştirmeye özen gösteriyor. Depo ve üretim otomasyonu çözümlerinde endüstriyel yüksek performanslı barkod yazıcıların yanı sıra taşınabilir yazıcılar da tercih ediliyor. Bunun doğal bir sonucu olarak da operasyon hızı artarken hata oranı da hızla düşüyor. Bizim stratejimiz yetkin iş ortaklarımız aracılığıyla günümüzün en gelişmiş teknolojilerini kullanıcıların hizmetine sunmak. Birçok iş ortağımız RFID teknolojisini etkin ve doğru bir şekilde kullanıyor. Yeni nesil cihazlar işletmelerdeki operasyon verimini artırdığı gibi gereksinim duyulan veriye herhangi bir yerden herhangi bir anda erişim imkanı da sunduğu için kullanıcılar tarafından da daha

efektif bir şekilde kullanılabiliyor.” Şirketlerin gelişen teknolojileri yakından takip ettiğini kaydeden Daron Ermen açıklamalarını şöyle sürdürdü: “Türkiye distribütörlüğünü yapmakta olduğumuz Zebra, Honeywell, Epson ve Seagull Scientific firmaları yeni ürün ve çözümlerini dünya pazarları ile aynı Türkiye pazarına da anlatıyorlar. Son kullanıcı firmaların doğru teknolojiye doğru zamanda yatırım yapması çok önemli. Hangi sektörde olursa olsun teknolojik altyapısı güçlü firmalar sağlıklı ve sürekli bir şekilde büyürler. Sadece kurumsal firmalar değil, tüketiciler de artık yeni teknolojileri yakından takip ediyor ve işletmelerin bu teknolojileri kullanmasını bekliyorlar. Mevcut gelişim ve değişim önümüzdeki yıllarda hızlanarak devam edecek. Ses ve görüntü işleme teknolojisi birçok sektörde daha yaygın olarak kullanılacak. Eskiden sadece orta ve büyük ölçekli firmaların kullandığı teknolojiler, ölçeği ne olursa olsun tüm firmalar tarafından etkin bir şekilde kullanılacak. Saha uygulamalarında yeni nesil teknolojik cihazların kullanımı yaygınlaşacak. En hızlı değişimin kurumsal mobilite alanında olacağı öngörülüyor.”


20 DOSYA

OT/VT, Mobil Dünya İle Evriliyor

BThaber 6 - 12 AĞUSTOS 2018

OT/VT, yeni nesil teknolojilerle yeniden şekilleniyor İçinde bulunduğumuz dönemde, dijital dönüşüm ve Endüstri 4.0 metodolojileri OT/VT çözümlerine yeni bir yaklaşım ile değerlendirme imkanı sağlamaktadır. İhtiyaçlar ilgili pazar ve hedef kitlelerde dijital dönüşüm odaklı artmaktadır. “20 yıldan fazla bir süredir ERP’lerin gelişimleri ile doğru orantılı artan OT/VT çözümlerinde yeni öncelikler ise hızlı entegrasyon, uygun maliyetler ve sürdürülebilirlik avantajları olarak özetleyebiliriz” diyen İGE Satış Müdürü Kerim Türkman, konuyla ilgili olarak şu bilgileri verdi: “OT/VT projelerinin gelişiminde ise mevcut dönemdeki öncelikler büyük veri ve iş zekası yatırımlarının

İGE Elektronik Satış Müdürü Kerim Türkman

09 AĞUSTOS 2018 PERŞEMBE Modernity Hotel | 12.00 – 17.00

. BTVIZYONTOPLANTILARI

Kayıt ve İkram

12:00 - 12:45 12:45 - 12:50

BTvizyon’a Hoşgeldiniz!

Tuğsen Fıstıkçı Bakır - Bilişim Zirvesi Şirketi, Etkinlik Yönetmeni

12:50 - 13:00

Bilişimle Hukuk

Av. Dr. Barış Günaydın - Türkiye Bilişim Derneği Eskişehir, Şube Başkanı

13:00 - 13:10

Yeni Nesil Belediyecilik

Suat Yanlızoğlu - Eskişehir Tepebaşı Belediyesi, Bilgi İşlem Müdürü

13:10 - 13:30

Dinamik ve Akıllı Doküman & Bilgi Yönetimi

M. Gökhan Erdoğdu - MechSoft Türkiye, Yönetici Ortak

13:30 - 13:50

Bilişim Sektöründe Finansal Çözümler

M. Ozan Ercan - İnnova, Satış Öncesi Yöneticisi

13:50 - 14:10

Ağ Güvenliğinde Yeni Nesil Çözümler

Mert Demirer - Fortinet, Sistem Mühendisi

14:10 - 14:30

KOBİ’lerde Dijital Çağ

Altuğ Özmen - Logo Yazılım, Kanal Satış Direktörü

14:30 - 14:50

Mekansal Bilişim Sektörü ve Netcad Çözümleri

Dr. Emin Bank - Netcad, Kurumsal Temsilci

14:50 - 15:10

İletişim Arası

15:10 - 15:20

Dijital Oyun Geliştirme

Özgür Taşkın - MobGE Games, Kurucu Ortak

15:20 - 15:40

Huawei Lider Yeni Bilgi & İletişim Teknolojileri

Ahmet Kaytazoğlu - Huawei, Bölge Satış Müdürü

15:40 - 16:00

İş Süreçleri Yönetimi

Uğur Yıldırım - Netoloji, Proje Destek Ekip Lideri

16:00 - 16:20

Teknoloji Dünyasında İşletme Yönetimi

Sinan Gerçek - Yaşar Bilgi, Genel Müdür

16:20 - 16:40

McAfee ile Sıfırıncı Gün Ataklarına Karşı Koruma

Mustafa Gün - Prolink, Ağ ve Güvenlik Mühendisi

16:40 - 17:00

Software Defined Datacenter‘a Yolculuk

Seçil Songur - Suse Linux, Türkiye Ülke Müdürü Hediye Sunumu ve Kapanış

17:00 - 17:10

SPONSORLAR

Pikare

DESTEKLEYEN

BASIN SPONSORU

ONLINE KAYIT

Katılım için online kayıt gereklidir.Online Kayıt için

www.bilisimz ir ve si.com.t r /eskisehir

.. . . BIZI TAKIP EDIN

/btvizyonanadolu

/btvizyon

www.bilisimzirvesi.com.tr

yaygınlaşmasını da sağlamaktadır. E-Ticaret, akıllı mağazacılık, otomatik depo sistemleri ve benzeri sistemler, OT/VT yatırımlarına hem yazılım hem de donanımların yenilenmesini gerektirecek teknolojik yatırımların önünü açabilmektedir. İGE Elektronik olarak stratejimiz, müşterilerimize sunduğumuz çözümlerin kolay kurulumunu sağlayacak uygulama ve donanım bileşenlerine sahip olması yönündedir. Yatırım ve İşletme maliyetlerinin ekonomik dinamiklere uygun ve sürdürülebilir modelde olmasını talep eden müşterilerimize bu konuda her zaman açık iletişimde kalarak 23 yıllık tecrübe ve bilgi birikimimizi iletmeyi sürdürmekteyiz. Özetlemek gerekir ise Entegrasyon Modellemesi, Çözüm Analizi ve Yetkin Mobil Teknoloji Danışmanlığı hizmetlerimizi son kullanıcı müşterilerimize ulaştırmaktayız.” Türkiye’de OT/VT alanında önde gelen bir firma olarak bu teknolojilere yatkın ve gereksinim duyan şirketlerin yaklaşımlarını değişken olarak nitelendiren Kerim Türkman, açıklamalarını şöyle sürdürdü: “Teknolojik gelişim ve ilerlemenin her geçen artan bir hızda hayatımıza dahil olması ile proje tamamlanma hızlarının eski dönemlerde gerçekleşen OT/ VT projelerinden daha hızlı hayat bulduğunu gözlemlemekteyiz. OT/VT pazarındaki lider üretici firmaların agresif firma satın almaları ile artan rekabete ek olarak mobil teknolojilerinde yaşanan bir diğer agresif bileşen ve işletim sistemi rekabetleri, ilgili yatırımların daha uzun ömürlü olmasının bir miktar önüne geçebilmektedir. Bu kapsamda, kurumsal çözümlerin odağında bulunan dayanıklı ve sağlam mobil teknolojilerin küresel pazardaki beklentileri değiştirmektedir. İşletim sistemi olarak her geçen yıl oranı artan Google Android’in önümüzdeki dönemlerde de mobil teknoloji donanımlarında daha çok yaygınlaşacağını beklemekteyiz. El terminalleri, etiket yazıcıları, endüstriyel tablet donanımları özelinde İGE Elektronik olarak portföyümüzde tüm sektörlerin tüm gereksinimlerini karşılayabilecek unsurları ihtiva edecek şekilde geniş bir çözüm perspektifi sunulabilmektedir. Öte yandan kurumsal çözümlerin önümüzdeki ilk 5 yıl içinde majör bir değişikliğe uğramasını ön görmesek de artırılmış gerçeklik ve yapay zeka bileşenlerini içeren çözümlerin küresel bazda artmasını daha da erken görebiliriz. Elbet ki, ülke ekonomilerinin gelişimi ile doğru orantılı olarak OT/VT gelişim eğrisi senkronize hareket etmektedir.”


8

BThaber

BThaber

BİLİŞİM DÜNYASI

BİLİŞİM DÜNYASI

6 - 12 AĞUSTOS 2018

21

21 - 27 MAYIS 2018

Direksiyonda artık yapay zeka var! Yerli araç projesinde görev verildiği takdirde yer almaya hazır olan AVL Türkiye; hazırlıklarını yaptığı hibrit-elektrikli ve otonom sürüş özellikleri olan prototip araçların ilk saha testlerini ise 2020 yılına kadar İstanbul’da yapmayı hedefliyor.

Handan Aybars

Otomotiv sektörünün değişimi ve gelişimi paralelinde, otomotiv mühendisliği de son çeyrek asırda değişti, gelişti ve geleceğin teknolojilerinde tahminlerin çok ötesinde farklılaşacak. “Geleceğin hibrit/elektrikli ve özellikle otonom araç teknolojilerinde otomotiv mühendisliğinin çatısı altında yer alacak olan alanların bazıları, bugün isimleri bilinmeyen mesleklerin doğmasını sağlayacak” beklentisini paylaşan AVL Türkiye Genel Müdürü Dr. Serkan İmpram’ın da belirttiği gibi, otomotive yönelik ArGe ve mühendisliğe yatırım yapan ülkeler ve firmalar, bugüne kadar olduğu gibi gelecekte de dünyada otomotiv sektörüne yön verenler olacak. AVL Araştırma ve Mühendislik Türkiye olarak otomotiv sektöründe Türkiye’nin ciddi ivme kazandığı yorumunu paylaşan Dr. Serkan İmpram, “Bununla birlikte, özellikle geleceğin teknolojilerine yönelik ileri Ar-Ge ve mühendislik çalışmaları yapabilecek yetişmiş mühendis profilinin kısıtlı olduğunu da görüyoruz, ki bu küresel rekabette dezavantaj yaratabilir” uyarısını yaptı. Bu kapsamda geçtiğimiz yıl imza atılan bir proje ile yeni mezun mühendislerin otomotiv sektörünü ileri teknoloji alanlarına hızlı bir şekilde atılmalarını sağlayacak, üniversite ve özel sektör işbirliği içinde bir Otomotiv Ar-Ge Mühendisliği Programı hayata geçirildi. Ağırlıklı olarak kontrol, mekatronik, elektronik, bilgisayar mühendisliği bölümlerinden yeni mezun olmuş Türkiye’nin potansiyeli yüksek mühendisleri bu programla seçiliyor, yetiştiriliyor ve AVL Türkiye çatısı altında küresel projelerde yer alma fırsatına sahip olabiliyor. İlk mezunlarını 2018 Şubat’ında veren program, bir sonraki mezunlarını da Temmuz ayında verdi. Sektörde yetkin istihdam için yürütülen çalışmalar ve Türkiye’nin mühendislik gücünden, küresel bazda otomotiv sektörünün ve beraberinde sigortadan güvenliğe birçok sektörün yaşadığı değişimi Dr. Serkan İmpram ile konuştuk:

projelere imza atan çok sayıda Türk mühendis var. Türkiye’deki yerli araç projelerinde de görev verilirse, mühendislerimizle çalışmaya hazırız. Günü geldiğinde böyle bir projeye katkı sağlamak için kendimizi sürekli geliştiriyoruz.

AVL Türkiye Genel Müdürü Dr. Serkan İmpram AVL çatısı altında AVL Türkiye nasıl bir konuma ve öneme sahip? AVL Araştırma ve Mühendislik Türkiye, otomotiv teknolojileri alanında dünyanın açık ara en büyük mühendislik firması olan Avusturya merkezli AVL’nin dünyaya yayılmış 30’un üzerindeki mühendislik ofisinden biri. İstanbul’da 200 kişilik mühendislik ekibimizle global otomotiv endüstrisine akıllı ve ileri teknoloji içeren nokta atışı mobilite çözümlerini yoğun Ar-Ge ve mühendislik çalışmaları yaparak geliştiriyoruz. Yurtiçinde önemli faaliyetlerimiz var, ama Ar-Ge ve mühendislik çalışmalarımızın çok önemli bir kısmı yurtdışına yönelik. AVL Türkiye, bağlı olduğumuz AVL global için hem yetiştirdiğimiz mühendisler hem de imza attığımız sıra dışı ve başarılı işler anlamında önemli. Sektöre geleceğin teknolojilerini geliştirecek olan mühendisleri kazandırmak için başlattığımız Otomotiv ArGe Mühendisliği programımız buna verilebilecek başarılı bir örnek. Global otomotiv sektörü, geleceğin teknolojilerini geliştirebilecek yetişmiş otomotiv mühendisi bulmakta zorlanıyor. Bu program ise bu anlamda adeta bir mihenk taşı. Artık, yurtdışından mühendise ihtiyaç duymak bir yana, gerek duyulduğunda AVL’nin dünyadaki diğer mühendislik merkezlerine mühendis sağlayacak konuma gelmiş olduğumuz rahatlıkla söylenebilir. Mühendislik gücümüz sayesinde başta Avrupa ülkeleri ve Amerika olmak üzere global sektöre çok sayıda proje yaptık. Bu projelerin önemli bir kısmı prototip seviyede değil, seri üretime yönelik. Kısa zamanda

AVL’nin global operasyonları için vazgeçilmez bir üs haline gelen AVL Türkiye, Ortadoğu ve Türki Cumhuriyetler’de söz konusu olacak Ar-Ge ve mühendislik faaliyetlerine destek sağlama noktasında önemli bir konumda. Türkiye'nin yerli ve milli araç projesinde otonom ve hibrit araç teknolojilerinizle yer alacak mısınız? Bu konuda nasıl bir iletişim çalışması yürütüyorsunuz? AVL Türkiye olarak bünyemizde uzun zamandır hazırlıklarını yaptığımız hibrit-elektrikli ve otonom sürüş özellikleri olan prototip araçların ilk saha testlerini 2020 yılına kadar İstanbul’da yaparak bu alanda bir ilki başarmak istiyoruz. Sektörde tecrübeli, ileri teknoloji ve öncü ArGe projelerimizle, yerli araç projesinde de görev verildiği takdirde yer almaya hazırız. Mühendislik gücümüz, yeni teknoloji alanlarında ArGe programlarımız, yerel ve global projelerdeki başarılar böyle bir çalışmayı yerine getirebileceğimizin göstergesi. Bugün bünyemizde, dünyanın birçok noktasına otomotiv teknolojileri alanında başarılı

Küresel projelerde AVL Türkiye nasıl konumlanıyor? Merkezin Türkiye operasyonuna bakışını nasıl değerlendiriyorsunuz? Küresel projelerde yenilikçi çalışmalarımızla farklılaşıyoruz. AVL Türkiye tüm dünyaya özellikle otomotiv elektroniği, otomatik şanzıman kontrol sistemleri, hibrit-elektrikli ve otonom araç kontrol yazılımları geliştirmekte, emisyonların ve yakıt tüketiminin iyileştirilmesine yönelik kalibrasyon çalışmaları yapmakta ve tam elektrikli araçlar için büyük batarya paketleri tasarlamakta, bu konularda tüm dünyaya projeler yapmakta. Bu projelerin önemli bir kısmı seri üretime yönelik, çıktıları da dünya piyasalarında satılmakta olan araçlarda yer almakta. AVL Türkiye’yi ülkemizde benzer çalışmalar yapan diğer firmalardan ayıran en büyük özelliklerden biri de bu. Kısa zamanda rakiplerimizden bu kadar farklılaşmamız, doğal olarak global şirketimizin bizimle her geçen gün daha fazla sayıda projede işbirliği içinde olmasını ve bu projelerde sorumluluğumuzun artmasını sağlıyor. Siz bu tabloda nasıl konumlanıyorsunuz? İlk konu özelinde, Avrupa genelinde tıpkı akaryakıt istasyonları gibi şarj istasyonu merkezlerinin yaygınlaşmaya

başladığını görüyoruz. Bu merkezlerin büyük çoğunluğunda, dünyada yaygın kabul gören CCS ve CHAdeMO standartlarının her ikisinin da desteklendiğini, yani herhangi bir elektrikli aracın bu merkezlerde şarj edilebileceğini görüyoruz. Ülkemizde de benzer altyapının hızlıca kurulup yaygınlaşması insanların elektrikli araçlara yönelmesinde dönüm noktası olabilecek. Altyapıya ek olarak, şarj süresinin kısaltılması da kullanıcıların bu teknolojiyi hızlı ve yaygın şekilde kabul etmesi için ele alınması gereken bir konu. Yaygın teknoloji ile ortalama bir aracın şarj süresi şarj hızına bağlı olarak 1-8 saat arası sürebilmekte. Yeni teknolojiyle tasarlanan ve geliştirilen şarj istasyonları ise bu süreyi 15 dakikanın altına indirmeyi hedeflemekte. Bu hedef yalnızca şarj istasyonları tarafından tek taraflı olarak tutturulamaz ve araçlardaki bataryaların da buna göre tasarlanmasını, gelişmiş batarya yönetim sistemine sahip olmalarını gerekli kılıyor. Hızlı şarj sırasında ısınan bataryaların gelişmiş elektronik ve akıllı yazılım teknolojileri ile doğru şekilde yönetilmesi bataryaların güvenliği ve çevrim ömürlerinin araçların ömürleri boyunca dayanabilmesi açısından kritik önemde. AVL Araştırma ve Mühendislik Türkiye olarak akademik geçmişi kuvvetli uzman kadrolarımızla elektrikli araç bataryalarına dair her konuda faaliyetlerimiz artarak devam etmekte. Bunlara; daha çok global projelerde yaptığımız sistem mühendisliği, mekanik tasarım ve analiz, batarya yönetim sistemleri için elektronik ve yazılım geliştirme çalışmaları örnek verilebilir.

“Mühendislik ihracatında hedefimiz 30 milyon avro” “Mühendislik ihracatı başlığı aslında bir bilgi birikimini, tecrübeyi ve sektörün ihtiyaç duyduğu, özellikle de geleceğin teknolojilerini geliştirebilecek şekilde yetiştirilmiş olan mühendisleri kapsıyor. Yani, planlamadan tasarıma, yazılım geliştirmeden uygulamaya kadar birçok şeyi bu başlığın içine ekleyebiliriz. AVL Türkiye olarak biz bu konuda yaklaşık 10 yıldır hız kesmeden ciddi yatırımlar yapıyoruz. Özellikle Ar-Ge ve insan kaynağı alanındaki yatırımlarda başarılı sonuçlar aldık. Bugün 200 kişilik mühendislik kadromuzla önemli işlere imza atarken, mühendislik ihracatında da büyük ülkelerle yarışır hale geldik. Toplam ciromuz içindeki ileri mühendislik ihracatımızın oranının yüzde 80’in üzerinde olduğunu söyleyebilirim. 2017 sonu itibari ile AVL Türkiye’nin gerçekleştirdiği toplam mühendislik ihracatı ise 20 milyon avroya yaklaştı. Mühendislik ihracatında bu rakamı yıl sonunda 30 milyon avroya yaklaştırmayı hedefliyoruz.”


22

BThaber 6 - 12 AĞUSTOS 2018

Alibaba’dan küresel eğitim programı

Çin'in e-ticaret devi Alibaba, Guizhou'da düzenlenen 11. Çin-ASEAN Eğitim İşbirliği Haftası çerçevesinde küresel e-ticaret yetenek programını (GET) lanse etti. Program ile hedef; gençlerin, KOBİ’lerin ve girişimcilerin küresel e-ticaret ve endüstri

becerilerini öğrenmelerine yardımcı olmak. Alibaba GET'te öğrenciler için genel teoriye ve uygulamaya dönük eğitimler sunulacak. Böylece programın farklı ülkelerde uygulanması için üniversitelerle işbirliği de öne çıkacak.

Program, Çin ve ASEAN ülkeleri için daha çok sayıda uluslararası e-ticaret yeteneği yetiştirmek için GET eğitim merkezleri, GET e-Ticaret inovasyon ve gelişim merkezleri oluşturulmasını da öngörüyor.

Yeni nesil lastiklerin temeli ‘ologic’ teknolojisi gerektiriyor. Bridgestone da bu ihtiyaca kendi tesislerinde ürettiği ve elektrikli araçlara özel geliştirdiği “ologic” teknolojisi ile cevap veriyor. Bridgestone tarafından i3s için geliştirilen yeni lastikler, bu modelde yapılan özgün değişikliklere göre tasarlandı.

Son 17 yıl içinde orijinal ekipman uygulamalarından BMW Grubu’nun Sürüş Deneyimi konsepti işbirliğine kadar birçok ürün içeren ortaklık, Bridgestone’un üstlendiği BMW, tek lastik geliştirici ortağı rolü kapsamında BMW i3s modeli ile güçleniyor.

Elektrikli araçlar için lastik üretme yetkinliğini BMW i3 ile kanıtlayan Bridgestone, BMW Grubu ile işbirliğine BMW i3s modelinin tek lastik tedarikçisi olarak devam ediyor. Elektrikli araç kategorisindeki i3 ve i3s modelleri tamamen farklı bir lastik konsepti

i3s, yeni görünümü ile birlikte genişletilmiş bir arka aks mesafesi ve daha büyük jant yuvaları sayesinde daha sportif görünüme sahip. Aracın yeni tasarımı ışığında Bridgestone, i3 modelinde bulunan lastiklerden 20mm daha geniş tabanlı lastikler geliştirerek, i3s’in sportif görünümünü de destekliyor. i3s’in standart 20 inç jantlarına uygun tasarlanan lastikler, jant yuvalarının köşelerinde bulunan parlak çamurluk kaplamalarını tamamlıyor. Bridgestone, yaz ve kış lastiği seçeneklerine ek olarak, aracın ön ve arka akslarında kullanılabilecek farklı lastik seçenekleriyle sürücülere araçlarını kişiselleştirme fırsatı da sunuyor.

Boeing, yapay zeka için işbirlikleri yapıyor Boeing, insansız uçak sistemleri trafik yönetimi (UTM) çözümleri sunmak amacıyla yapay zekâ (AI) teknolojisi şirketi SparkCognition ile işbirliğine gitti. Söz konusu işbirliği, otonom hava araçlarının güvenli entegrasyonu için gelecek nesil hava sahası yönetimine odaklanıyor. Boeing ve SparkCognition, insansız hava araçlarını uçuş sırasında izlemek ve güvenli taşımacılığı garantilemek için trafik koridorları ve rotaları tahsis etmek üzere yapay zekâ ve blok zincir teknolojisi kullanacak. İki şirket; paket teslimatı, endüstriyel teftiş ve diğer ticari uygulamaları desteklemek amacıyla standartlaştırılmış bir programlama arayüzü de sunacak. Boeing HorizonX Ventures daha önce veri teknolojisinin güvenliği ve güvenilirliği için bilişsel, veriye dayalı analitik platformunun geliştirilmesini desteklemek amacıyla SparkCognition’a da yatırım yapmıştı. Öte yandan Boeing, UTM ve gelecek-nesil seyahatin geliştirilmesine ve ulaştırma ekosisteminin evrimine yardımcı olmak amacıyla Boeing NeXt adıyla yeni bir organizasyon hayata geçiriyor. Bu girişim, otonom uçuş ve gelişmiş itici güç gibi alanlarda Boeing’in araştırma geliştirme faaliyetlerini ve yatırımlarını daha yukarı taşıyacak. Boeing NeXt, ayrıca gelecekte taşımacılığın karşısına çıkabilecek güçlüklerin üstesinden gelmek amacıyla yeni pazar fırsatları araştırmaya ve akıllı şehirler modellemeye odaklanacak.

Y6 2018 kullanıcıları bekliyor Huawei, Y6 modelinin 2018 sürümünü de Türkiye’de satışa çıkardı. Huawei Y6 2018; ultra yüksek ekran/ gövde oranı ve 5,7 inç HD+ ekranıyla, birçok işlev için ideal bir donanım. Huawei Y6 P 2018’in 2.5D FullView ekranı, EMUI 8.0 arayüzüyle hız ve performansta öne çıkıyor. Ürün, yüz tanıma özelliğiyle de cihaz güvenliği alanındaki en güncel teknolojiyi sunuyor. 88 dB ses üretebilen cihaz, önceki sürümlerle kıyaslandığında, hoparlörden yüzde 78 daha fazla ses çıkarma kapasitesine sahip. Huawei Histen teknolojisini kullanan ürün, sesleri tiyatro ya da konser salonu gibi ortamlara benzer şekilde optimize etme özelliğine sahip. Arkadaşlarla aynı anda aynı müziği çalmak için bağlantı kurabilmeye imkan tanıyan Huawei Y6 2018, farklı telefonlara birden fazla ses kanalı atayarak özgün orkestrayı oluşturmak için eğlenceli özellikler barındırıyor. Y6 2018’in Karaoke moduyla, içinizdeki sanatçıyı açığa çıkarmanız da mümkün. Huawei Y6 2018, telefonu oyunlara göre optimize eden özel modu ve sessiz bildirimlerle oyun keyfini geliştiriyor. Stüdyo kalitesinde aydınlatma efektleriyle her bir kareyi özenle işleyen sensörler, artırılmış gerçeklik özellikleriyle güçlü sonuçlar elde etmeyi sağlıyor. Makine öğrenimi algoritmalarından yararlanan cihaz, kullanıcıların davranışlarını ve alışkanlıklarını öğrenerek, daha iyi bir fotoğraf performansı sunuyor. 5 MP ön kamerasıyla ve yerleşik filtrelerle her bir portreyi mükemmel birer fotoğrafa dönüştüren cihaz, farklı modlarıyla düşük ışık koşullarında bile en iyi sonuçları elde etmeyi sağlıyor. Siyah ve mavi olarak iki farklı renk seçeneği olan telefon, tavsiye edilen bin 199 TL satış fiyatı ile Türk Telekom ve zincir satış noktalarında.


BThaber

KARİYER

6 - 12 AĞUSTOS 2018

Hürriyet Emlak’a yeni pazarlama direktörü

Hürriyet Emlak’ta pazarlama direktörlüğü (CMO) görevine Yusuf Mert Yılmaz getirildi. Yılmaz, Hürriyet Emlak ekibine katılmadan önce ise bir fintech girişimi olan ParaDurumu’nun genel müdürü olarak, global pazarı hedefleyen bir yapay zeka ürünü geliştiren ekibe liderlik etti. Özellikle Marketplace modelinde uzmanlaşan Yılmaz, 4 yıl dugun.com’da CMO olarak görev yaptı ve dugun.com çatısı altındaki anneysen. com, zafaf.net ve hochzeitslove markalarının pazarlama ve iş geliştirme faaliyetlerini yönetti. Lisans eğitimini İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi Çalışma Ekonomisi bölümde tamamlayan Yılmaz, profesyonel kariyerine 2004’te Eczacıbaşı Holding’de pazarlama uzmanı olarak başlayarak, ürün geliştirme, direkt satış, satış sonrası destek görevlerini yürüttü. Yusuf Mert Yılmaz, 2005-2010 yılları arasında sırasıyla, iLab yatırımı olan SteelOrbis.com’da pazarlama müdürlüğü, YellowPages.com’da e-business operasyon direktörlüğü, 2011-2013 arasında da BonnyFood.com’da satış ve pazarlama direktörlüğü görevlerinde bulundu. Mert, halen birçok kuluçka merkezinde pazarlama, büyüme, ürün, genel yönetim alanlarında mentorluk yapıyor.

Tunçmatik’in yeni Genel Müdürü İşgör oldu

23

ISS Türkiye’de iki atama Aralık 2014 itibarıyla tesis yönetim hizmetleri sunan ISS Türkiye’ye katılan ve dört yıl boyunca ISS Grup Şirketleri Direktörü olarak görev yapan Bahar Tura, ISS Türkiye Grup İnsan ve Kültür Genel Müdür Yardımcılığı’na atandı. Tura, dört yıllık direktörlük görevinde organizasyon gelişimi ve yetenek yönetiminden işe alımlara, ciro ve performans yönetiminden çalışan motivasyonuna, eğitim programlarından küresel projelerin uyarlanarak

uygulanmasına kadar birçok çalışmada görev aldı. Bahar Tura, Marmara Üniversitesi İngilizce Dili Eğitimi Bölümü’nden 1994 yılında mezun oldu. Kısa bir dönem öğretmenlik yapan Tura, 1996’dan itibaren insan kaynakları alanında kariyerine devam etti. ISS Türkiye grup şirketi ISS Catering’de Genel Müdürlük görevine ise Süleyman Bilici atandı. İmalat, tedarik zinciri ve satın alma alanlarında 25 yılın üzerinde deneyimi bulunan, Nisan 2016’dan bu

yana yönetim danışmanlığı yapan Süleyman Bilici, kariyerine 1989 yılında Procter & Gamble’da başladı. Devamında PepsiCo (2003 – 2010) ve Yıldız Holding’de (2010 – 2015) üst düzey görevlerde bulunduktan sonra Nisan 2016’dan bu yana yönetim danışmanlığı yapan Bilici, üniversite eğitimini ise Boğaziçi Üniversitesi Kimya Mühendisliği Bölümü’nde tamamladı, Belçika ve Rusya’da beş yıldan uzun sürelerle expat olarak görev üstlendi.

Danışmanlıkta yeni dönem

Ana kaynağı insan olan yüksek katma değerli danışmanlık hizmetleri, tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de istikrarı gelişim sergiliyor. Şirketlere katma değer sunabilmek amacıyla gelişen ve yenilenen iş modelleriyle danışmanlık sektörü, yaklaşım ve işleyiş olarak yenileniyor. Boğaziçi

Üniversitesi bünyesinde kurulan BCB (Boğaziçi Counseling For Business), yeni nesil danışmanlık hizmetlerini etkin şekilde sunabilmek, bu alanda yeni iş modelleri geliştirmek ve uygulamak üzere yola çıktı. BCB yeni nesil danışmanlık hizmetlerini de danışman portföyünün farklı yetkinlikleri, Boğaziçi Üniversitesi akademisyenleri ve öğrencilerinin oluşturduğu proje ekipleriyle yürütüyor. BCB Yönetim Danışmanlık Kurucu Ortağı Neda Soydan; şu bilgileri verdi: “Şirketlerin çalışan profilleri ve iş yapış modelleri, teknoloji gibi hızla gelişiyor. Yönetici koltuklarına geçmiş, geçmeye hazırlanan ve sıradışı düşünen genç bir kuşak var. Geride kalmamak için hızlı aksiyon almaları ve değişimlere uyum sağlayabilmeleri gerek. Biz de şirketlerin sadece ekonomik değil, sosyal, çevresel ve

diğer her alanda yaşanan değişimlere anında uyum sağlayabilmeleri, aksiyon alabilmeleri, gerektiğinde iş modellerini değiştirebilmeleri için çalışıyor, tüm bu süreçleri doğru zamanlama ile gerçekleştirebilmeleri için uygulanabilir yeni nesil modeller geliştiriyoruz. Boğaziçi Üniversitesi bünyesinde, şirket büyüklüğü kıstası olmadan, saha uygulamalı hizmet verdiğimiz özel bir yapı oluşturduk. Şirketlerin iş ortağı olarak iş süreçlerinin her adımında yanlarında oluyor, durum değerlendirmeleri yaparak hedef odaklı sonuçlar üzerine çalışıyoruz. Farklı alanlarda yetenek sahibi olan danışmanlarımız ile geliştirdiğimiz modeller başarılar sağlarken, şu an yaklaşık 200 kişiden oluşan danışman havuzumuz mevcut.”

Meslek hastalıkları için erken uyarı sistemi

Tunçmatik’te Genel Müdürlük görevine; 20 yıldan uzun süre elektrik sektörünün ulusal ve uluslararası şirketlerinde satış ve pazarlama müdürlüğü yapan İlker İşgör atandı. Yıldız Teknik Üniversitesi Elektrik Mühendisliği bölümünden mezun olduktan sonra profesyonel kariyerine başlayan İşgör, 2003 yılında, yine aynı üniversitede Elektrik Mühendisliği Yüksek Lisans eğitimini tamamladı. İşgör, profesyonel kariyeri boyunca yürüttüğü satış ve pazarlama müdürlüğü görevlerinin yanı sıra stratejik planlama, iş geliştirme, kâr-zarar ve risk yönetimi sorumluluğu, sektörel odaklı yaklaşım, müşteri bağlılık programı ve e-Ticaret kanalı gibi alanlardaki çalışmalarıyla tanınıyor.

Çalışma, Sosyal Hizmetler ve Aile Bakanlığı İş Sağlığı ve Güvenliği Genel Müdürlüğü, meslek hastalıklarında erken uyarı sistemi projesini hayata geçirdi. 1 Temmuz itibariyle aktif hale gelen “İşyeri Bilgi Yönetim Sistemi”yle, işyeri hekimleri ve iş güvenliği uzmanlarından meslek hastalıkları ve kazalara ilişkin veriler alınmaya başlandı. Meslek hastalıkları için “erken uyarı sistemi” niteliğinde olan bu sistemle meslek hastalıkları açısından riskli olan sektör ve bölgeler ortaya çıkacak, oluşturulacak risk haritasıyla iş kazaları ve meslek hastalıklarına karşın

erken önlemler alınabilecek. İş Sağlığı ve Güvenliği Genel Müdürü Orhan Koç, şu bilgileri verdi: “İşyeri Bilgi Yönetim Sistemi’ni 1 Temmuz 2018 itibariyle aktif hale getirdik ve verilerimizi almaya başladık. Böylece ölçme aşamasında sahaya adımımızı attık. Önümüzdeki süreçte bu verileri anlamlı hale getirmek için çalışmalarımızı sürdüreceğiz. Bu çalışmalarla meslek hastalıklarının önlenmesini hedefliyoruz. İş Sağlığı ve Güvenliği Genel Müdürlüğü olarak, meslek hastalıklarının önüne geçmek için kapsamlı bir eylem planı da hazırlıyoruz.

Meslek hastalıklarının teşhisinde işyeri hekiminin uzmanlığı çok önemli. Örneğin; hekimlerimizin birçoğunun Pnömokonyoz (akciğerde toz birikmesi sonucu ortaya çıkan doku reaksiyonu) olgularının erken dönemde tespit edilmesini sağlayacak bir eğitiminin olmadığını görüyoruz. Biz, bu eğitimi hekimlerimize veriyoruz. Bu eğitimlerimiz iş yeri hekimlerine aktarılmalı. Önümüzdeki dönemde genel müdürlük olarak düzenleyeceğimiz tüm seminer ve panellerde meslek hastalıkları konusuna ayrı bir başlık açacağız.”


BThaber

24 KARİYER

6 - 12 AĞUSTOS 2018

Yaratıcı Girişimcilik Programı için işbirliği

British Council’ın Kalkınma Ajansları işbirliği ile düzenlediği Nesta Yaratıcı Girişimcilik Programı, 2014 yılında bu yana 8 şehirde 200’den fazla yaratıcı girişimcinin ve 30 eğitimcinin katılımıyla gerçekleştirildi. 2016 sonlarında ise

kapsamlı bir değişim ve yenileme sürecinden geçen Nesta Yaratıcı Girişimcilik Programı, 2018 Ekim - Kasım döneminde Ankara ve İstanbul’da İstasyonTEDÜ ve ATÖLYE işbirliği ile düzenlenecek. Yaratıcı Girişimcilik

Programı; katılımcılara 3 gün boyunca iş fikirlerini geliştirmekten potansiyel müşterileri tespit etmeye ve finansal durumlarını değerlendirmeye kadar başarılı bir iş kurmanın ve yürütmenin temel başlıklarını öğrenme imkanı sunuyor.

Nesta akreditasyonuna sahip Yaratıcı Girişimcilik eğitmeni Colum Lowe tarafından verilecek olan eğitimlere, yerel konuklar ve alanında uzman kişiler de katılacak. Program 4 - 6 Ekim arasında Ankara’da İstasyonTEDÜ’de, İstanbul’da ise 13 - 15 Kasım arasında ATÖLYE’de gerçekleştirilecek. Yaratıcı Girişimcilik Programı, henüz tasarı aşamasında güçlü bir iş fikri bulunan, işletmeleri kurulum aşamasında olan veya henüz olgunlaşmamış bir yaratıcı işi olan ve büyük bir değişim planlayan yaratıcı girişimcilere yönelik. Program; reklamcılık, mimarlık, kültür-sanat, zanaat, tasarım, moda, oyun, müzik, yayıncılık, teknoloji, televizyon ve sinema gibi yaratıcı sektörlere odaklanıyor.

Yaratıcı Girişimcilik Programı’na katılım şartlarına ve eğitime dair ayrıntılı bilgiye, ayrıca 27 Ağustos’a kadar doldurulup gönderilmesi gereken online başvuru formuna www.britishcouncil.org.tr/ programmes/arts/creativeeconomy/creative-enterpriseprogramme adresinden ulaşmak mümkün. Katılımcılar ise bu yapılan başvurular arasından British Council Türkiye Sanat Direktörü Esra A. Aysun, British Council Türkiye Sanat Müdürü Cansu Ataman Bilgiç, Nesta Öğretim Servisleri Müdürü Kimberley Ballantyne, İstasyonTEDÜ Sosyal İnovasyon Merkezi Yöneticisi Berivan Eliş ve ATÖLYE İletişim ve Etkinlik Yöneticisi Emre Erbirer’den oluşan seçim komitesi tarafından belirlenecek.

Etkinlikleriniz ile ilgili bilgileri bthabersirketleri.com/EtkinlikDuyuru adresine girebilirsiniz.

BThaber

ETKİNLİK TAKV!M! E T K İ N L İ K L E R

9 Ağustos 2018 BTvizyon Eskişehir Toplantısı Eskişehir AYRINTILI BİLGİ: www.bilisimzirvesi.com.tr

21 - 22 Kasım 2018 Bilişim Zirvesi'18 İstanbul Kongre Merkezi AYRINTILI BİLGİ: www.bilisimzirvesi.com.tr

20 Eylül 2018 BTvizyon Erzurum Toplantısı Erzurum AYRINTILI BİLGİ: www.bilisimzirvesi.com.tr

Black Hat USA 2018 Las Vegas, ABD AYRINTILI BİLGİ: www.blackhat.com/us-18/

27 Eylül 2018 LOCARD Global Cyber Security Summit Ankara AYRINTILI BİLGİ: www.locard.org

13 Aralık 2018 BTvizyon Ankara Toplantısı Girne AYRINTILI BİLGİ: www.bilisimzirvesi.com.tr

E T K İ N L İ K L E R 4 - 9 Ağustos 2018

Y U R T İ Ç İ

Y U R T D I Ş I

26 - 30 Ağustos 2018 VMworld 2018 US Las Vegas, ABD AYRINTILI BİLGİ: www.vmworld.com/en/us/index.html

4 Ekim 2018 BTvizyon Ankara Toplantısı Ankara AYRINTILI BİLGİ: www.bilisimzirvesi.com.tr

21 Kasım 2018 Teknoloji Kaptanları Ödül Töreni İstanbul Kongre Merkezi AYRINTILI BİLGİ: www.bilisimzirvesi.com.tr


Türk yazılımcılar devlet desteği istiyor • Türkiye BT pazarı özellikle son dönem­ lerde yabancı yazılım şirketlerinin önemli bir durağı haline geldi. Bazı Türk yazılım şirket­ leri bu durumu son derece olumlu karşılar­ ken, bazı şirketler de bu gelişmenin Türkiye toplam yazılım pazarını büyüteceğini, ama bu pazarın içinde yerli yazılımların payım azaltacağını savunuyor. Uluslararası yazılım­ larla teknik anlamda rekabet edebilecekleri­ ni, ancak bunun yeterli olmayacağım savunan Türk yazılımcılar, uluslararası plaftformda faaliyet gösterebilindiği sürece, uluslararası yazılım şirketleri ile birebir ko­ şullara sahip olunacağım düşünüyorlar.

Intelletti kurdu (Sayfa 4) • DSİ'den 9 milyon dolarlık proje (Sayfa 10) • NC'nin profili çiziyor (Sayfa

14-15)

ortamlarına doğru (Sayfa 18) • Internet ve iletişim teknolojileri - 7 (Sayfa

20-21)

• Zeytinoğlu Grubu, BT pazarının yüzde 10'unu hedefliyor (Arka

sayfa)

• Microsoft Türkiye Web Sitesi açıldı (Arka

sayfa)

(Aynntih haber sayfa 2'de)

Seçmen kütükleri için 3 trilyon

sözleşme imzaladı

"Genel Nüfus Tesbiti Yapılması

TURNET üzerinden Internet hizmeti vermek isteyen servis sağlayıcı kuruluşlar Türk Telekom'la sözleşme imzalamaya başladılar. Gazetemiz yayma hazırlandığı dönemde Türk Telekom'la sözleşme imzalayan 35 ser­ vis sağlayıcı kuruluşun olduğu öğrenildi.

(Aynntth haber sayfa 4'te)

TRUUG'un yeni başkanı, Ufuk Çağlayan TRUUG Açık Sistem Kullanıcılan Derneği'nin yeni hedeflerini, Açık Sistem toplantılarını daha etkin şekil­ de düzenleyebilmek olarak açıkladı. Çağlayan, bunun

Merkezi

seçmen

kütüğünün

ve Seçmen Kütüklerinin Güncel­

tüm yurtta bilgisayar ortamına ge­

leştirilmesi" hakkında yasa önerisi

çirilmesi çalışmalarının, yazım gü­

hazırlandı. Söz konusu yasa öneri­

nünü izleyen tarihten itibaren en

sinde, ağırlıklı olarak bilgi sistem­

geç iki yıl içinde tamamlanmasını

leri ile harcamalara ayrılmak üzere

öngören yasa önerisi, DSP millet-

Yüksek Seçim Kurulu ve İçişleri

vekilerinin imzasını taşıyor. TBMM

Bakanlığı Vatandaşlık ve Nüfus İş­

Anayasa ve Plan ve Bütçe Komis­

leri Genel Müdürlüğü'ne toplam 3

yonlarından geçen öneri, TBMM

trilyon TL ödenek aktanlması ge­

Genel Kurul gündeminde

rektiği belirtiliyor.

Yönetim Kurulu Başkanı olan Doç.Dr. Ufuk Çağlayan,

yermiş kişilerin, katılımcı bir tutum izlemesi gerektiğini

• Timuçin Pehlivanlı,

• Daha esnek Web

• DSP İstanbul Milletvekili Prof.Dr. Ziya Aktaş, Türk yazılım şirketlerinin pazar payı­ nın düşmemesi için bir takım devlet politi­ kalarının belirlenmesi gerektiğini savunuyor. Aktaş, uygulanabilecek devlet politikaların­ dan biri olarak şu örneği veriyor: "Dış ticaret konusunda yetkili olan Hazine Müsteşarlığı, örneğin, yabancı sermayeli yazılım şirket­ lerine izin verirken, belirli kıstaslan göz önünde tutabilir ve bu kıstaslar çerçevesinde izin verebilir." Tursoft Başkam Eyüp İlyasoğlu da, devlet desteğinin bir hak olarak beklenmesi gerektiğini savunuyor.

35 servis sağlayıcı

başarılması için de, demeğe çeşitli dönemlerde emek

Bu sayıda...

(Aynntth haber sayfa 3'de)

E C N A Ö T L F I Y A H 2 2 BU

1995 yılı satış gelirlerine göre Türkiye BT sektörünün ilk 100 şirketi, BT/haber özel sayısında...

vurguladı.

(Aynntth haber sayfa 4'te)

Ve AT&T Türkiye'de...

AT&T, Türkiye pazannda faaliyet göstermek üzere şirket kuruyor. AT&T Communications Services Ltd.

adıyla faaliyet gösterecek olan şirketin yöneticiliğine ise, uzun yıllardır Digital'm gerek Avrupa, gerekse

Türkiye organizasyonlarında görev yapan Doğan Ba­ şer getirildi.

Doğan Başer, AT&T'nin Türkiye'de iletişim alanın­ da projeler satacağını söyleyerek, hedefledikleri temel

konunun ise başta Internet olmak üzere, bilgisayar ağ­ lan olduğunu belirtiyor.

(Aynntih haber sayfa Tde)

Bu sayının tüm sayfalarına www.bthaber.com.tr'den ulaşabilirsiniz.


BThaber

26 MEKTUP Yeni haftadan merhaba, Büyük şehirde iki ana mevsimi radikal gelişmelerle yaşayıp hala hamam gibi bir ortamda hayata devam etmeye çalışıyoruz. Bu çetrefil ortamda tatile gidenlerin rotasını ise Yandex Navigasyon takip etmiş. Analize göre, en popüler 10 tatil bölgesinden 7'si Ege ve Akdeniz bölgelerinde. İstanbul’a yakınlığı ile Şile ve Karasu’nun yanı sıra Marmara Denizi’ne kıyısı olan Şarköy de kullanıcıların en çok tercih ettiği bölgeler arasında. İstanbullular, en çok çabuk ulaşabildikleri Şile’ye rota oluşturuyor ve yazın ikinci tercihleri Bodrum oluyor. Ankaralılar çoğunlukla Antalya başta olmak üzere güney sahiline seyahat ederken, Antalyalılar ise haklı olarak, yaşadıkları bölgeden çok uzaklaşmadan Manavgat ve Alanya’ya gidiyor. Bursalılar çoğunlukla Ege’nin farklı bölgelerine giderken, İzmirlilerin yaptığı her 5 yolculuktan 1’inin finali Çeşme oluyor. Tatil; ilim irfan için de bulunmaz fırsat, özellikle çocuklar için. Bizim yeniyetmeliğimizden bugüne eskimek ne kelime, sürekli gelişen LEGO ise bulunmaz nimet. Yaratıcılık, eğlence, öğrenme ve hayal gücü için ilk akla gelen marka LEGO, 13 yaş altı çocukların kullanımına sunduğu yeni sosyal medya platformu LEGO Life ile geliştirici ve eğlenceli deneyimini pekiştiriyor. Platform, çocukların yaratıcılıklarını ifade etmelerine, LEGO yapım parçalarıyla tasarımlarını paylaşmalarına, LEGO karakterleriyle etkileşimde bulunurken, birbirleriyle de iletişim kurmalarına olanak tanıyor. Geçen yıl ABD, İngiltere, Kanada ve İsviçre gibi ülkelerde başlatılan bu deneyim, Temmuz itibariyle Türkiye’de de var. Bu arada LEGO Türkiye ofisi, Ocak 2018 itibariyle Türkiye’ye ek olarak, Yunanistan ve İsrail pazarlarını da yönetmeye

6 - 12 AĞUSTOS 2018

LEGO eskimez, bünyeyi geliştirir, STEM için rehber olur başlamış. Bu üç pazarın dijital dönüşümü adına LEGO Life ile ilerlemelerin hız kazanacağı bir gerçek. İçerik açısından zengin ve dinamik sosyal medya platformu olan LEGO Life, çocukların en sevdikleri LEGO karakterlerini, özel içeriklerle kişiselleştirmelerini sağlıyor, çocukların birbirleriyle LEGO hakkında iletişim kurabilecekleri, yapılan paylaşımlara yorum yapabilecekleri özel bir uygulama sunuyor. 13 yaşından küçük çocuklar için güvenli de bir sosyal ağ olan LEGO Life, App Store ve Google Play'den ücretsiz indirilebiliyor. Çoluk çocuk bahane, biz de indirelim, eski günleri yad edelim. Yenilikçi çözümler ile çok yönlü siber endüstri şirketi Honeywell’in küresel bazda STEM eğitimini teşvik etmek, fen ve matematik öğretmenlerine ilham vermek için düzenlediği Uzay Akademisi Programı, ABD Uzay & Roket Merkezi’nde (USSRC) gerçekleşmiş ve programa bu yıl Türkiye’den sekiz öğretmen katılmış. Türkiye’nin 2013’te dâhil olduğu programa şimdiye kadar tam 46 Türk öğretmen katılım göstermiş. Haziran ayında iki ayrı grup için düzenlenen beşer günlük Honeywell Uzay Akademisi Programı’na 35 ülkeden 220’den fazla öğretmen, Türkiye’den de Ankara, Çankırı, İstanbul, İzmir, Kocaeli ve Van’dan seçilen sekiz eğitimci katılmış. Katılımcılar, yüksek performanslı jet simülasyonu, kodlama ve kodlama zorlukları, suda sağ kalma eğitimi, senaryo tabanlı uzay görevleri, interaktif uçuş dinamiği gibi fen ve matematik derslerini destekleyecek astronot eğitimlerden geçmiş, bilgisayar programcılığı ve edindikleri bilgileri derslerine nasıl yansıtacakları konusunda bilgi almış. Sözün özü, ‘bilimsel’

eğitim herkes için şart. Neden mi? İşte örneğim: Garanti’nin dijital projesi MegaTeknoForce YouTube kanalında, Mert ve Bora karakterlerini canlandıran Bartu Küçükçağlayan ve Feyyaz Yiğit’in seslendirdiği “Teknolojiden Anladığımızı İspatlayan Şarkımız (Bit Bayt Kilobit)” rap şarkısı, yaklaşık 5 milyon kez görüntülenerek, YouTube Ads Leaderboard listesinde Haziran ayının en popüler YouTube reklamı olmuş. “Bu saat oldu, hala dinlemedim” diyenler için adres www.youtube.com/ watch?v=i4fNpcG3CDM Eğitim şart derken, bir örnek daha vereyim. Toy Blast ve Toon Blast gibi küresel bazda beğeni kazanan oyunların geliştiricisi olan Türk teknoloji şirketi Peak Games, ‘Deadpool’ serisinin başrolü Ryan Reynolds ile farklı bir işbirliği gerçekleştirmiş. Reklamcılık tarihinde ilk kez, hedef kitlenin tepkileri sonucu gelişen, her adımı derin analitik bilgiler ile ölçümlendirilebilen bir marka/ünlü isim ortaklığı gerçekleştirilmiş. Her kampanyanın başlamasını takip eden 24 saat içinde, Peak Games videoların etkisini tam olarak ölçebilme, hedef kitlenin beğenisine göre reklamları geliştirerek doğru videoyu doğru kitle ile eşleştirme şansına sahip olacak. İlim irfan derken, arkasını da getireyim. TESİD (Türk Elektronik Sanayicileri Derneği), bu yıl 17’inci kez verilecek olan Yenilikçilik Yaratıcılık Ödülleri için son başvuru tarihini 15 Ağustos olarak açıklamış. Ödüller; büyük firma ve KOBİ’lere yönelik iki farklı kategoride, yaratıcı fikir, yenilikçi ürün, ürün geliştirme süreci ve yenilikçiliğin ticarileştirilmesi dallarında veriliyor, ama TESİD, bu yıl yeni

YIL 22 SAYI 1183

Bilişim Zirvesi Etkinlik Organizasyon Ltd. Şti. adına Sahibi ve Sorumlu Yazıişleri Müdürü Neslihan Aksun neslihana@bthaber.com.tr

www.bthaber.com

BThaber Grubu Yayın Koordinatörü Ayhan Sevgi ayhans@bthaber.com.tr

6 - 12 AĞUSTOS 2018

www.linkedin.com/groups/BThaber twitter.com/bthaber www.facebook.com/BThaber

Okur Temsilcisi Behçet Envarlı benvarli@tbv.org.tr

Editör

Görsel Yönetmen

Handan Aybars handana@bthaber.com.tr

Tuğçe Diyar tugcee@bthaber.com.tr

Online Editör

Video Editör

Ferit Çelik feritc@bthaber.com.tr

Efe Çevikoğulları efec@bthaber.com.tr

Bültenlerinizi

bulten@bthaber.com.tr adresine gönderebilirsiniz

Cilt, Baskı, Poşetleme: Uniprint San. ve Tic. A.Ş. - Hadımköy İstanbul Asfaltı Ömerli Köyü İstanbul - Tel 0212-798 28 40. l

Abone ve Dağıtım btabone@bthaber.com.tr

kategori ile teknoparklardaki genç girişimcileri de davet etmiş. Endüstriyel IoT, yapay zekâ, 5G, makine öğrenmesi, siber güvenlik ve akıllı şehir alanlarında geliştirilen algoritmalarla bu kategoriye 15 Ağustos’a kadar tesid.org. tr sitesinden başvurulabiliyor. Yaratıcılık haberlerim bu kadar değil. Sana yine bu sayfalarda daha önce de bahsetmiştim, Bursa, Balıkesir, Çanakkale ve Yalova’da 3.1 milyon müşteriye hizmet sunan Uludağ Elektrik Dağıtım A.Ş. (UEDAŞ) toplumun bilinçlenmesi için sosyal sorumluluk projeleri de geliştiriyor. Hizmet bölgesinde Trafolar Konuşuyor Projesi ile toplumsal farkındalığı artırmayı hedefleyen şirket, yeni bir çalışmaya imza atmış, trafik kazaları, kadına şiddet ve engelli hakları gibi konularda sosyal mesajları trafo duvarlarına işleterek toplumu bilinçlendirme çalışmalarına ağırlık verirken, madde bağımlılığına da dikkat çekmiş, Bursa’nın Osmangazi İlçesi’nde bir trafo binasının duvarına, madde bağımlılığına dikkati çeken görsel ve “Madde bağımlılığı fişinizi çekebilir” mesaj çalışmasını resmetmiş. Projede belirlenen iki ayrı trafoda da bu uygulama yapılacakmış. Sıra gelsin ödüllere… Bridgestone ve Lassa markalarıyla Brisa ise iki farklı lokasyonda üretime geçişle gelen kapasite

artışının yarattığı karmaşayı çözmek için gerçekleştirdiği mühendislik çözümleriyle, endüstri mühendisliğinde verilen Yöneylem Araştırması Derneği Uygulama Ödülü Yarışması’nda birincilik ödülünü kazanmış. ‘E hani çevresel gündem’ dediğini duyar gibiyim, bu noktada ödül gibi haberle devam etmek boynumun borcu. Çünkü Vestel, kendi tasarladığı ‘atık boya geri kazanım ve kullanım sistemi’ ile Avrupa Çevre Ödülleri kapsamında Türkiye’yi temsil edecek. 14 Kasım’da Viyana’da düzenlenecek ödül töreninde Vestel, ikinci kez ‘Süreç İnovasyonu’ kategorisinde Avrupalı büyük sanayi kuruluşları ile yarışacak ve dilerim başarı haberlerini de burada paylaşmak bana düşecek. Haftaya noktayı hepimizin edinmesi gereken bir kitapla, sektörün deneyimli ismi Zafer Babür’ün son çalışması “BT Sözleşmeleri” ile koyuyorum. Kitapta; ürün, hizmet, taşeron, alım, satım, kira, yenileme, fesih, gizlilik gibi sözleşme türleri, nasıl bir fiyatlandırma yapılabileceği, sözleşmedeki altın kurallar, uluslararası bir sözleşme toplantısındaki gündem başlıkları gibi konulara yer verilmiş ve BT alanında sözleşme hazırlayacaklara, mevcut sözleşmesini yenileyeceklere, sözleşmesini sonlandıracak olanlara önemli rehber sunulmuş. Haftaya yine burada buluşalım,

İtirazım var…

Herkes STEM eğitimlerinin gerekliliğine dikkat çekerken, tüm sınavlarda matematik ve fen sorularında sonu gelmeyen başarısızlığa itirazım var.

BThaber Genel Müdürü Özlem Unan İş Geliştirme ve Satış Müdürü Abdurrahman Koyuncu Reklam Satış Yönetmenleri Kutay Göçe Çiğdem Şakar Rana Özgen Reklam Rezervasyon Sorumlusu Suzan Bilken Yönetim Yeri: Bilişim Zirvesi Etkinlik Organizasyon Limited Şirketi Örnek Mah. Şehit Cahar Dudayev Cad. Örnek İş Merkezi No:14 Kat:5 34704 Ataşehir İSTANBUL Telefon: (0216) 888 0 596 Ankara Ofisi: Adres : Nergis Sok Via Flat İş Merkezi No:7/2 Söğütözü-Ankara Telefon: (0312) 258 64 24 / Faks: (0312) 258 63 02

Türkiye’nin en köklü bilişim teknolojileri yayını olan BThaber, 1995 yılından bu yana bilişim ve teknoloji dünyasındaki en son haberleri, yenilikleri ve bilgileri okuyucularına kesintisiz bir şekilde sunmaya devam ediyor. Her hafta yüzde 35’i BT, yüzde 65’i ise finans, otomotiv ve sağlık gibi farklı sektörlerde yer alan şirketlerin ve kamu kurumlarının yöneticilerinden oluşan 7500’ün üzerinde kişiye ulaşmakta ve online platformlar üzerinden her hafta on binlerce kişiye erişim sağlamaktadır.

ISSN 1300-6495 BThaber kontrollü abonelik sistemiyle dağıtılmaktadır. - Fiyatı 1 Kuruş (KDV dahil) - BThaber, 5187 sayılı Basın Kanunu’nun 2/f maddesi hükmü gereği ‘yerel süreli yayın’dır.



WEEKLY INFORMATION TECHNOLOGY AND ECONOMY NEWSPAPER

Road map for holistic development with informatics In this context, technology based companies call on special ‘Technology Suppliers’ for a problem, need or opportunity that they define in their search for transformation. A reference pool is being created from technology suppliers whose products and/or services are prototypes in the industry, micro, small or medium sized companies operating in the field of digital transformation and which are already working in response to this call. Those suppliers who have passed the pre-evaluation are able to meet with different experts, users and ecosystem actors in the Industry-Technology Advanced Integration Program (STEP). Within the scope of the STEP, technology users will match up with the most appropriate technology suppliers to choose, work together and prepare “Solution Files” within the scope of their calls. The success stories to be formed at the end of this process will be shared with the public in the “Digital Transformation Success Stories in the Industry” ceremony. TÜSİAD SD2 Program Task Force Chairman and İnci Holding Board Member Perihan İnci stated that: “We have seen with the work we have done with more than 200 technology users and suppliers, the majority of the companies said that despite the high level of information and interest in digital transformation in the industry, the number of companies who think that they are ready for the transformation is relatively small. The companies are yet at the pilot project realization level in digital transformation application field. In contrast, companies have a low level of competence in strategy, governance, and road mapping for digital transformation. Unlike developed countries in terms of the obstacles encountered in the digital transformation journey, in Turkey, companies are not competent when it comes to pre-investment and planning period and there is a gap between the

demand and supply sides of technologies in Turkey, according to Perihan İnci. She stated that technology user companies think that there are no domestic suppliers and a low demand is shown to technology supplying companies which is an important constraint. Today, when global dynamics change rapidly, we are at a crossroads. According to İnci, we must acknowledge that features such as geographical location and low labor cost will not be sustainable and sufficient in terms of global competitive power in digital age. The proportion of imports made for export has been structurally high for many years and the share of high technology products in exports as of April 2018 has increased by 3.4% and the share of intermediate-high technology products has increased to 38.4% as of April 2018. We talked with Perihan İnci who said “TÜSİAD SD2 was prepared by considering all these factors.” How ready are technology suppliers and real sector to cooperate on the path from digital transformation consultancy to procurement? In the first place, the development of strategy and governance competencies of companies, private sector and public investments should be prioritized according to determined strategic objectives. It is crucial to establish an ecosystem in which the competences of technology companies are enhanced in terms of strategic investments, the technology practitioners take measures to meet the needs of the company in the digital transformation journey, such as the needs of qualified employees, data security, connection standards and network infrastructures, and establish links between companies and technology suppliers. Primarily determining the digital technology competence in the industry; the analyses of what competitive forces are high

in which technologies and the areas that have leverage impacts for new or improved models are the crucial topics. Standardization of technology use; the creation of supply ecosystems for new technologies, the increasing number of companies that integrate digital technologies in the most accurate way, and the adoption of innovative factories and manufacturing processes that use digital technologies are important steps to be taken in the way. With TÜSİAD SD2, technology users define technology suppliers seeking on the basis of a specific problem, need or opportunity. Micro, small and medium sized suppliers, whose products or services are suitable for these calls that are defined by technology users, can apply for the program to match with the users. TÜSİAD SD2 aims to bring the parties together on a win-win relationship and a perfect match. What kind of a route will you follow in this study as TÜSİAD? In the scope of TÜSİAD SD2, we conveyed our announcement to more than 600 ecosystem stakeholders, especially techno-cities in Turkey, technology transfer offices, angel investor network, investor funds, incubation and acceleration parties, organized industrial zones, development agencies, civil society organizations and universities. We expect our stakeholders to share their supplier networks and announcements via websites, social media channels and email. Our target group in the scope of TÜSİAD SD2: “We are also calling for applications to the SMEs, which are suitable prototypes for the invitations, via press.” All SMEs may apply if they have products or services that are the least prototypical prototypes to be called by technology user companies. What are the leading technologies in hardware and software titles in the supply chain? How are they diversified?

In digital age, priority areas such as flexibility, speed, efficiency and quality must be identified. Then, it should be assessed how digital technologies will be useful in the designated areas. We are talking about technologies such as big data and analysis, artificial intelligence and smart systems, augmented reality, artificial production, cloud technologies, cyber security, industrial internet, horizontal and vertical integration, sensors, simulation and robots and automation as well as technologies that will integrate into the daily lives of individuals. At this point, we need to pay attention to the fact that the digital transformation should be successfully implemented in the industry, rather than focusing on improvements on a small scale, focusing on the transformation that starts with “lean manufacturing” and takes care of the entire value chain and integrates with each other. Targets are clear with TÜSİAD SD2! Already more than 600 ecosystem stakeholders have received announcements and our ecosystem stakeholders include: public institutions, development agencies, organized industrial zones, NGOs, Technology Centers and Technology Transfer Offices, university industry 4.0 platforms, TÜBİTAK Innovative and Investigative Universities, investors and funds, incubation and accelerating funds, media and massive funding as well as common work zones. Here are the details: •

Public, private sector and academia cooperation for the development of digital technology in the domestic industry, which is seen and practiced in many parts of the world. Providing the technological transformation that will enable value adding high production by integrating technology manufacturing ecosystem to further this technology in Turkey

by developing R&D and innovation policies and creating guidance and holistic support systems for the private sector. To develop the technology that will make this transformation and to invest in human resources to use, to strengthen the industry-academia interaction for the human resources with the set of competencies that the industry needs. To develop a long-term strategic employment policy for the development of competencies of the current workforce, as well as to prepare qualified human resources to adapt to changing needs through digital transformation. Prioritization studies on product/production technologies in order to contribute to global competitiveness and to create added value in the country.

Criteria for selecting technology suppliers Evaluation will be made at the point of conformity with the technical specification and the user calls of the technology. According to the technical specification, digital transformation such as augmented reality in the specified industry, cloud computing, big data and analysis, joint production and advanced materials, industrial internet, robot and automation, sensors, cyber security, simulation, artificial intelligence and smart systems, horizontal and vertical integration micro, small and medium sized enterprises operating in at least one of the following sectors: a small or medium sized operating company, with a turnover of 0-125 million TL and an employee number of 0-250 within the scope of this program. Suppliers who already have a working prototype or product or service, which may be a solution to a problem, need, opportunity that the technology user has defined, can apply.



Giant collaboration for 5G is gaining strength Huawei Turkey took place in the 5G and Beyond White Book Launch with 5G Valley Open Test Field Test Infrastructure with the signing ceremony. The launch took place on July 24th, with the participation of Transport and Infrastructure Minister Cahit Turhan and Transport and Infrastructure Deputy Minister Ömer Fatih Sayan at the Information Technologies and Communications Authority (BTK). For the future of Turkey in 5G; mobile operators, IT companies and

academic institutions signed an agreement; Huawei Turkey Country Manager Li Shen also took place with a signature. Huawei and 5GTR Members; Middle East Technical University, Bilkent University, Hacettepe University, Vodafone, Turkcell, Turk Telekom, ULAK, Spark Measurement, i2i Systems and Netaş signed on an important protocol regarding the implementation of 5G trials for the service of business and citizens in Turkey.

The mentioned protocol that will allow Turkey to enter between countries in attracting early work regarding 5G and beyond to develop technology that will allow local and national partners to establish strategic alliances. The protocol is aimed at establishing the Test Network Infrastructure as well as organizing the 5G Valley Open Test Field. Huawei is the first technology company to bring 5G E2E

equipment to Turkey which developed in order to support Turkey’s 5G strategy to become the first country to implement 5G commercially and it cooperates with operators, universities and other local partners in order to promote the 5G ecosystems in the coming period in 5G Valley. Huawei also offers customized solutions to improve the IT industry by integrating smart/ secure cities, smart energy solutions, Internet and

cloud technologies of things and local R&D resources in this transition period. The company is actively using the technology base OpenLab to contribute to the digital transformation of the Turkish government and local businesses and economic growth. Huawei, who has already experienced similar agreements in many countries, is making business partnerships with world’s best operators, universities and laboratories for technical innovations.

Istanbul based global network target The Initiative Movement, which focuses on developing candidates to create awareness in the field of entrepreneurship in 5 cities and initiating value added projects, evaluated the

2017-2018 period with the Strategy Vision Meeting held on July 21st. The community, which had 105 events in the period, organized events attended by 1,250 participants, evaluated 50

business ideas and prepared the environment for the start of 7 initiatives. The Initiative Movement, which continues to grow in the region taking İstanbul as the center, aims to become the most

common initiative network of the region by reaching 20 countries, 200 branches and 20 thousand members in 2020. Initiative Movement Country Director for Turkey İsmail Haznedar commented

that: “In Anatolia, we will take a rapid lead in the new period to expand the events of this area. İstanbul will be the center of the region’s initiative and we will make contributions for it.”

C

M

Y

CM

MY

CY

Test focused serial steps Netaş has increased the scope of test services for software developers in all sectors and has deployed Device Farm, which allows mobile applications to be tested on different devices. Performing performance tests on the widest possible number of mobile and internet applications developed on different platforms, Netaş Test Center also detects system and

security vulnerabilities of applications. Netaş also deployed Device Farm, which enables mobile and internet applications to be tested on different devices. With its expanding service portfolio, Netaş has begun to serve the leading institutions in the banking, finance, telecom, insurance and e-commerce sectors. Netaş Test Center has been

developed to test mobile and internet applications developed on all platforms with hundreds of different brand and model devices to determine necessary improvements and user experience tests for different languages to determine the quality of mobile applications and accordingly to improve customer satisfaction and the related steps are specified within the Device Farm.

Hasan Kaya, Director of Netaş Test and Managed Services, provided information about Netaş Test Center and ‘Device Farm’: “With our test services we provide, we are able to increase the quality of products and services without having to invest in testing equipment and personnel. Thanks to our more than 120 world

CMY

K

scale technology partners specializing in different areas of next generation technology and more than 800 engineers providing R&D, we are Turkey’s leading system integrator with our abilities. At this point, we have the ability to offer our customers both the solutions we develop and the solutions of our world leader business partners in the most efficient and optimal way.”

Supplier financing should become widespread With Figopara’s supplier financing model, suppliers can access financing under more favorable terms as they are associated with the buyer’s credit assessment. Meeting buyer, seller/ supplier and bank in digital environment, Figopara alleviates the workload and integrates with the systems of the parties to ensure the fast and safe completion of the workflow. In the financing of suppliers where there is no sector limitations, all kinds of

commerce with maturity can be included in the coverage, while the automotive, e-commerce, food and retail sectors stand out. FigoPara General Manager Derya Ekemen Fidan explained the advantages provided by the platform to SMEs as the following: “In view of the commitment of big firms that do not have creditworthiness issues to pay to the bank, SMEs can find money without using

their own limits. Large main industrial firms can claim financing of SMEs at their own interest rates since they can find finance at a relatively lower interest rate. This corresponds to a lower rate of interest than the interest paid by SMEs themselves. This not only allows the interest rate to fall for that transaction, but also allows the SME to set up a reference rate and provide an example of other transactions that use money.

It does not even have to give an additional guarantee to the bank since financing is used in the interest of the main company’s credibility and commitment to pay. Figopara aims to complete the integration process with at least 10 banks this year, aiming at advantages for SME, main industry and bank. In the case of the main company, we do not set a clear target for the market we have created, but we anticipate that we will receive

intense demand. The SME is a very large area. We want to reach 10 thousand SMEs for a year. I can say this as a former banker: Supplier financing volume of about 15-20 billion TL in Turkey. We think that this amount will reach 50 billion TL within two years. The size of the supplier financing market in the world is 2 trillion USD. Now many major industry companies are aware that supplier financing is one of the most important ways to reach financing.”




Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.