Sayfa
Sayfa
8
6
TEKNO-POLİTİK
OSMAN COŞKUNOĞLU
Süreçlerin sadeliği, sigortada verimle buluşuyor
Sigorta ve inovasyonun müşteri beklentilerini karşılamak ve operasyonel faydalar sağlamak için doğru buluşmalara imza atması AvivaSA’nın da önceliği.
Dolar Krizi mi, İnovasyon Krizi mi? Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın Destekleri Yeterli mi?
SAYI
HAFTALIK BİLİŞİM TEKNOLOJİLERİ VE EKONOMİSİ GAZETESİ www.bthaber.com.tr
1186 3 - 9 Eylül 2018
Sayfa
4
Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi Başkanı Arda Ermut oldu Başbakanlık Yatırım Destek ve Tanıtım Ajansı’nın (TYDTA) Başkanı Arda Ermut, yeni dönemde Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi’nin Başkanı olarak görev alacak.
Sayfa
3
Sayfa
10
e-Ticarette en popüler adımlar
Sayfa
10
Bulutta bu yanlışlardan kurtulun! İşletmeler bulut güvenliği konusundaki hatalı bilgilere karşı bilinçli olmalı. Bulut güvenliğine dair beş önemli yanılgı
Ayhan Sevgi
Kısırdöngüden çıkış formülü; verimlik ve yüksek katma değerli ürünler Sebebi ne olursa ülke olarak bir ekonomik kriz döneminden geçiyoruz. Bu dönemde üzerinde durmamız gereken iki ana unsur var: Verimlilik ve yüksek katma değer. Daha verimli şirket olabilmenin yolu bilişim teknolojilerine yatırım yapmaktan ve bu teknolojileri daha verimli kullanmaktan geçiyor. Yüksek katma değere sahip bilişim teknolojilerinin üretimi ve ihracatı ise sadece bilişimcilerin değil, tüm ülkenin gündemine girmeli. Sayfa
11
BULUTU
BULUT YAPAN VERi MERKEZi
RADORE Hibrit-Bulut Algısında Gelişim Bulut fırtınası dinmek ne kelime, sunduğu fırsatlar ve vesile olduğu yeniliklerle giderek daha da güçleniyor. Ayrıntılar Dosya sayfalarımızda.
TL A İ L G LU AKLINDAKI SORULARI
İ İL
BU
Küresel dijital pazarlama platformu SEMrush’ın E-ticaret 2018 Trendleri Raporu’na göre, e-ticaret sitelerinin yarısı reklamlara yıllık bin dolar veya daha az yatırım yapıyor.
BThaber Satranç Turnuvası Sektörümüzü bir araya getiriyor! Rekabet Zeka
Dostluk
Takım Ruhu
Konsantrasyon
Eğlence
Motivasyon
Spor
Adrenalin
Takımını Kur ve Başvur satranc@bthaber.com.tr
*Başvuru ve katılım ücretsizdir. *Başvurular satranc@bthaber.com.tr adresinden 24 Eylül 2018 tarihine kadar kabul edilecektir. *Başvuruları onaylanan takımlar 1 Ekim 2018 tarihinde açıklanacaktır. *Turnuvaya katılım bilişim sektörü tüm çalışanları ya da farklı sektörlerin bilgi işlem ile ilgili çalışanları için geçerlidir. *Takımlar 2 kişiden oluşmalıdır. *Başvuru mailinde takım üyelerinin isim/soyisim ve kurumsal iletişim bilgileri yer almalıdır. *Bireysel başvuru kabul edilmemektedir. Sadece takım başvuruları esas alınır. *Kontenjan 30 takım ile sınırlıdır. *Turnuva BThaber tarafından Kadıköy Satranç Merkezi katkıları ve Türkiye Satranç Federasyonu kurallarınca gerçekleştirilecektir. *Turnuva Kadıköy Satranç Merkezi mekanında 8 Ekim 2018, Pazartesi akşamı gerçekleşecektir.
BThaber
GÜNDEM
3 - 9 EYLÜL 2018
3
Kısırdöngüden çıkış formülü; verimlik ve yüksek katma değerli ürünler Türkiye, son yıllarda alışık olmadığı ortamlarla karşılaşmaya başladı. 2000 Ayhan Sevgi yılı öncesinde döviz kurlarındaki artışlar sıradanlaştığı için iş dünyası da oyunu bu ortamın kurallarına göre oynardı. Hızlı artışların yaşandığı ve kriz olarak adlandırılan dönemlerde ise yatırımlar büyük ölçüde durur, gözden çıkarılan ilk yatırımlar ise reklam ve bilişim yatırımları olurdu. Tabii bir de “insan” yatırımı… Bu dönemlerde “Krizi fırsata çevirin” türünden başlıklar altında teknoloji yatırımlarının, pazarlamanın ve insana yatırımın önemi pek çok ortamda anlatıldı, ama o dönemde genelde parayla para kazanma modelleri iş insanları için daha çekici oldu. Son yıllarda ise teknolojinin gelişimi, teknolojinin iş süreçleri ile bütünleşmesi sonucunda teknoloji yatırımlarından pek kolay vazgeçemeyeceğimizi herkes görüyor. Ama yine de ekonomik dalgalanmaların yatırımlara etkisi de kaçınılmaz olarak büyük oluyor. Sebebi ne olursa olsun ve pek dillendirmesek de ülke olarak bir ekonomik kriz döneminden geçiyoruz. Bu dönemde üzerinde durmamız gereken iki ana unsur var: Verimlilik ve yüksek katma değer. Rekabetin yoğun olarak yaşandığı günümüzde şirketler her geçen gün verimliliklerini biraz daha artırmak zorundalar. Daha verimli bir şirket olabilmenin temel koşulu ise bilişim teknolojilerine yatırım yapmaktan ve bu teknolojileri daha verimli kullanmaktan geçiyor. Örneğin; yöneticiler için hızlı kararlar alabilmek ve bu kararı uygulamaya geçirmek ya da müşterinin ihtiyaçlarını belirlemek ve bu ihtiyaçlara hızlıca yanıt verebilmek oldukça önemli. Bunun yolu da bilişim teknolojilerinden geçiyor. Ar-Ge, tasarım, üretim, pazarlama, satış, satış
sonrası hizmet, ihracat, insan kaynakları, finans yönetimi gibi tüm iş süreçlerine baktığımızda, artık bunları bilişim teknolojilerinden bağımsız düşünemiyoruz. Her sektörden birçok şirket dijital dönüşüm yolunda birçok projesini hayata geçirdi, ama bu yolda gerilerde kalan şirket sayısı da maalesef oldukça fazla. Tabii sadece bilişim teknolojilerini kullanmak da kalkınmak için yetmez. Bu teknolojiyi geliştirip üretmemiz de gerekiyor. Bazı örnekler dışında donanım ürünleri konusunda kısa vadede pek fazla şansımız yok. Yüksek katma değerli yazılım ve hizmet konularında ise hızlıca adımlar atılması gerekiyor. Hem mevcut hem de yeni yazılım ve hizmetlerin ihracatı için şirketler teşvik edilmeli. Yerli ürünlerin gelişimi, kaliteli yerli ürünlere yönelik pozitif ayrımcılıktan geçiyor. Özellikle kamudan, yerli ürünlerle ortaya çıkmış başarı hikayelerine ihtiyaç var. Kendi ülkesinde kabul görmeyen ürünlerin yurtdışı pazarlarda kabul görmesinin neredeyse imkansız olduğu hatırdan çıkmamalı. Yabancı ürünlere karşı düşmanca yaklaşımlardan da kaçınılmalı. Sonuçta önemli olan, yerli ya da yabancı olsun fark etmez, o teknolojiden maksimum faydayı elde etmek. Örneğin; bugün telefonların hemen hemen hepsi iOS veya Android işletim sistemini ve uygulama platformlarını kullanıyor. Bırakın bizi, dünyanın en büyük telefon üreticisi ülkeler olan Güney Kore ve Çinli markaların bile kendilerine özgü bir işletim sistemi ve uygulama platformları yok. Gönül isterdi ki bizim de dünyada kabul gören bir işletim sistemimiz olsun, ama ne yazık ki yok. O zaman bu platformlarda yer alan uygulamalarımızın sayısını artırmak, bu uygulamaları hem geliştirmek hem de kullanımından para kazanmak gibi hedeflerimiz olmalı. Farklı küresel markaların oluşturduğu
küresel ekosistemler içinde daha fazla öne çıkarak, bu yapıların gücünü kullanarak, geliştirdiğimiz yazılım, uygulama ve hizmetleri ihraç etmeliyiz. Keza e-Devlet alanında birçok kurumumuzun geliştirmiş olduğu sistemler var. Ama ne yazık ki bugüne kadar bu sistemleri de yeterince uluslararası arenaya sürebilmiş değiliz. Yetersiz düzeydeki kamu – özel sektör işbirliği ile bunu yapabilmemiz de zor görünüyor. Türkiye, yazılım ihracatı konusunda iddialı olmaya ve bu konuda bazı adımlar atmaya çalışıyor. Bu istek 1990’lı yıllarda da mevcuttu ve hatta o dönemde TÜBİSAD öncülüğünde sektörel dış ticaret yazılım şirketi Tursoft kurulmuştu. Ne yazık ki ne sektörel dış ticaret şirketi başarılı olabildi ne de ülke olarak bugüne kadar istediğimiz noktaya gelebildik. Yazılım ihracatı sadece bilişim STK’larının değil, iş dünyasının diğer STK’larının da gündemlerine girmesine rağmen toplam yazılım ihracatımız ancak 3.5 milyar TL civarına yükseldi. Bazı girişimlere rağmen Türkiye’nin kapsamlı bir yazılım envanteri de oluşmadı. Benzer bir durum hizmet ihracatı için de geçerli. Yüksek katma değerli yazılım ve hizmet ihracatını artırmak sadece bilişimcilerin değil, tüm ülkenin amacı olmalı. Endüstri 4.0 ile birlikte birçok cihaz çeşidi ve iş makinesi de dönüşüm geçirecek. Kısacası, hepsi akıllı makinelere dönüşecek ve birbirleri ile gerçek anlamda entegre olacaklar. Dolayısıyla cihaz ve makine üreticileri ile tedarikçileri de bir bakıma bilişim teknolojisi üreticisi konumuna geçmek zorundalar. Kısacası; hem kısa hem de uzun vadeli kalkınma planlarımızın temelini artık bilişim teknolojileri oluşturuyor. Bilişim teknolojilerini sadece ‘doğru’ tüketerek değil, aynı zamanda bunları üreterek söz konusu kısırdöngüden çıkabiliriz.
48
BThaber
E-TOPLUM BİLİŞİM DÜNYASI
21 3- -279 MAYIS EYLÜL 2018
Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi Başkanı Arda Ermut oldu
Cumhurbaşkanlığı sistemine geçiş sürecinde Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi olarak yeniden konumlandırılan Başbakanlık Yatırım Destek ve Tanıtım Ajansı’nın (TYDTA) Başkanı Arda Ermut, yeni dönemde de Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi’nin Başkanı olarak görev alacak. Ermut, 2015 yılından bu yana Başbakanlık Türkiye Yatırım Destek ve Tanıtım Ajansı Başkanlığı görevini yürütmekteydi. Türkiye Yatırım Destek ve Tanıtım Ajansı; Türkiye’de yatırımın özendirilmesine yönelik çalışmalar yapmak amacıyla 2006 yılında bizzat Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından kurulmuştu. Kurum, yeni dönemde Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi olarak yatırımcılara destek vermeye ve Türkiye’nin yatırım ortamını uluslararası mecralarda
tanıtmaya devam edecek. Uluslararası düzeydeki yatırım ortamı tanıtım faaliyetleri kapsamında ilgili kurum ve kuruluşlar arasında koordinasyon sağlamak, işbirliği yapmak ve Türkiye'de yatırımların artırılmasına katkı sağlayacak her türlü bilgi ve veriyi oluşturmak da yine Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi’nin görevleri arasında yer alıyor. Merkezi Ankara’da olan kurumun, İstanbul ofisinin yanı sıra yatırım potansiyeli yüksek 13 ülkede temsilciliği de var. Kurum, İngilizcenin yanı sıra Almanca, Arapça, Çince, Fransızca, İtalyanca ve Rusça gibi birçok dilde hizmet verebilen dinamik bir kadroya sahip. Özellikle yabancı yatırımcılar başta olmak Türkiye’de yatırım yapmak isteyen her şirket için devlet adına çözüm üreten Yatırım Ajansı’nda kuruluşundan itibaren her aşamada görev yapan Arda Ermut ise dünyada “tek durak ofis” olarak tanımlanan Yatırım Ofisi modelinde Türkiye’deki en tecrübeli isimlerden biri olarak biliniyor. Ajansın kuruluş döneminde uzman olarak göreve başladığı Türkiye Yatırım Destek ve Tanıtım Ajansı’nda, 12 yıllık süreçte kurum başkanlığı görevine kadar yükselen
Arda Ermut, Boğaziçi Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü’nden 2004 yılında mezun oldu. 2005 yılında Başbakanlık İstanbul Ofisi’nde Basın ve Halkla İlişkiler Müşaviri olarak göreve başlayan Ermut, 2007 yılında Başbakanlık Türkiye Yatırım Destek ve Tanıtım Ajansı’nın kurulmasıyla birlikte, burada Asistan Proje Direktörlüğü görevini üstlendi. Daha sonra sırasıyla Proje Direktörü, Baş Proje Direktörü ve Başkan Danışmanı olarak görev yapan Ermut, Ortadoğu ve Güneydoğu Asya bölgelerinden Türkiye’ye yatırım çekilmesine yönelik projeleri ve muhtelif destek süreçlerini yönetti. 2011 yılında ajans bünyesinde Kamu-Özel Sektör Daire Başkanlığına atanan Ermut, Başkan Yardımcısı olarak ajansı temsil etti. 2015 itibarıyla Türkiye Yatırım Destek ve Tanıtım Ajansı Başkanı görevini üstelenen Ermut, aynı zamanda 130 ülkeden 170 ulusal ve bölgesel yatırım destek ajansını kapsayan çatı kuruluş Dünya Yatırım Ajansları Birliği’nin (WAIPA) Başkanlığını yürütüyor. Ermut ayrıca, Viyana Ekonomik Forumu, Türkiye Basketbol Federasyonu ve SunExpress Havayolu şirketinde yönetim kurulu üyesi olarak görev yapıyor.
İnternet üzerinden ödeme alışkanlığı gelişiyor Bankalararası Kart Merkezi (BKM), 2018 yılının Temmuz ayı verilerini açıkladı. Buna göre, Temmuz ayında toplam 73,9 milyar TL kartla ödeme yapılırken, internet üzerinden yapılan kartlı ödemenin ise 13,8 milyar TL’ye ulaştığı belirlendi. Medya Takip Merkezi’nin (MTM) banka ve kredi kartlarının kullanımına yönelik yaptığı araştırmaya göre, banka kartıyla yapılan ödemelerde, önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 40 büyüme gerçekleşirken, kredi kartıyla yapılan ödemelerde ise büyüme oranı yüzde 21 oldu. İnternetten ödeme alışkanlığının her geçen gün artması, kartlı ödeme istatistiklerine yansırken, Temmuz ayında toplam 13,8 milyar TL tutarında ödemenin,
Profesyonel Gözüyle Para lazım, para için de üretim… Yaşadığımız döviz kurlarındaki sıkıntının nedenlerine halktan biri olarak bakmak istedim. Aşağı yukarı herkesin bildiği şeyler bunlar ama daha kompleks düşünüp işin temelini atlıyor sanki birileri. Bir ülke üretim yapar ve bu ürününü yurtdışına satabilirsek, döviz girdimiz olur. Eğer satacak malınız yoksa döviz de yoktur demektir. Ya da ülkelerin içinde bulunduğu durumu değerlendirerek daha uygun fiyatlarla yer, menkul ya da şirket satın alırlar ya da vereceğiniz yüksek faiz kazanmak için döviz girdisi olur. Diğer verebilecekleri paralar borç adı altında alınır ve bu borcun ödenecek faizleri ise çok yüksektir. Peki bu büyük paraların sahipleri kimlerdir diye baktığımızda genellikle dev yatırım firmalarını görürüz. Bu yatırım firmaları dünyanın en varlıklı insanlarının paralarını onları daha da varlıklı yapmak için değerlendirmeyle görevlidirler. Nerede avantajlı bir durum varsa, devasa paralar oraya yönlendirilir, yatırımlar, borçlar, faizler filan havada uçuşur. Bu yatırım akışına engel olabilecek birkaç tane durum söz konusu olabilir • • •
Son yaşadığımız olayların temelinde siyasi söylemler devreye girdi, yatırım şirketleri paralarını çekti, değerlendirme kuruluşları puanları düşürdü, son darbe de ABD sözünden çıkmayan bankaların ellerindeki TL’yi satmaları oldu. Benim gözümle olay bu kadar basit. Bundan sonra bu akışa razı olmamak için yapılması gerekenler önemli. Çünkü bir şekilde bu yatırımları tekrar çekebilecek formüller üretebilirsiniz, daha yüksek faizler verebilirsiniz ya da siyasi söylemleri yumuşatabilirsiniz, başka kaynaklardan para bulabilirsiniz ama bu sorun her zaman Demokles’in kılıcı gibi başınızda duracaktır. Her kafanızı oynattığınızda bir yerinizi çizebilir, çok da karşı çıktığınızda kafanızı kaybedebilirsiniz. • • • •
•
internet üzerinden kartla yapıldığı görüldü. Bu veriler, 2017 yılı Temmuz ayıyla kıyaslandığında, internetten kartlı ödemelerde yüzde 35 oranında artış görüldü. İnternetten yapılan kartlı ödemelerin sektör bazında dağılımında 2,19 milyar TL ve yüzde 16 pay ile kamu/vergi ödemeleri ilk sırada yer alırken,
2,05 milyar TL ve yüzde 15 pay ile hava yolları sektörü ikinci sırada konumlandı. 1,82 milyar TL ve yüzde 13 pay ile seyahat acenteleri, 1,46 milyar TL ve yüzde 11 pay ile elektronik eşya, 0,89 milyar TL ve yüzde 6 pay ile hizmet sektörü de internetten en fazla kartlı ödeme yapılan sektörler arasında yer aldı.
Bir başka kaynak daha fazla faiz veya kazanç verirse Finans değerlendirme kuruluşları düşük puan verirse Siyasi çekişmeler, söylemler…
Üretim, illa üretim. Öncesinde markalaşma, tasarım gibi konular da önemli ama her zaman üretim Milli kaynaklara yönelim. Her konuda ülke içinde üretilen bir ürünü içeriden almak lazım. 80’ler sonrası artan yabancı ürünlere ilginin acilen azaltılması lazım Cep telefonu hala önemli bir gider kalemi. Bu “lüks”ten kurtulmamız lazım. İlla bir çözüm bulunabilir Devlet kurumları araç, yazılım, donanım gibi hemen her konuda milli kaynaklara yönelmelidirler. Burası önemli, aynı kalitede ürün varsa demek lazım. Yoksa illa milli ürün diyerek gelişmiş teknolojileri ıskalayarak başka kayıplara neden olmamak gerekir Ve benim meşhur konu; startup’lar. Her yazdığımda ciddi itiraz alıyorum ama bir kez daha dile getireceğim.
Fikre yatırım yapmak kulağa hoş gelse de eğer fikir üretime dönmez ise gereksiz zaman ve para kaynağı tüketimi olur. Yıllardır Amerikan modeli startup firmalara yatırım özentiliği ile ülkemizden giden paraların haddi hesabı yok. Elbette bunları da değerlendirelim ama üretim ve hatta satış aşamasını da kontrol edebileceksek. Aksi durumda yatırımı alan startup firmaları yurtdışına kaçıyor ya da aldığı para ile son model araba ediniyor. Üretim olmadan bir yere varılamayacağını artık anladık sanıyorum, hala uçuk fikirlere para kaynağını ayırmak ülkemizin boyundan büyük işler. Haddimizi bilelim, en azından durumu biraz toparlayana kadar.
m uratg o ce @ b thab e rs i rke tle ri .co m
İlk günden bu yana güvenlik dünyasında
11 yıldır uzman
64 HD kamera desteği
Rakiplere kıyasla %40 daha düşük elektrik faturası 7/24 Kesintisiz Güvenlik
180TB yıllık iş yükü kaldırabilme
RV titreşim sensörü sayesinde güvenilir kayıt
4TB ve üstü modellerde matlaşma önleyici özel lehim kaplama
6
BThaber
GÖRÜŞ
TEKNO-POLİTİK
3 - 9 EYLÜL 2018
ULUSAL DOLAR KRİZİ Mİ, İNOVASYON KRİZİ Mİ? SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANLIĞI DESTEKLERİ YETERLİ Mİ?
OSMAN COŞKUNOĞLU ocoskunoglu@gmail.com twitter.com/osmancoskunoglu facebook.com/osman.coskunoglu www.coskunoglu.org medium.com/osman-coskunoglu
TL’nin hızla değer kaybetmesi üzerine, ülkemizde bir yandan para ve mali politikalar ile ilgili Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın açıklayacağı Orta Vadeli Program beklentileri, bir yandan da dış güçlere karşı ithal ürün boykotu söylemleri öne çıktı. Oysa, Daren Acemoğlu gibi birçok değerli ekonomistin ve Francis Fukuyama gibi değerli toplumbilimcilerin belirttiği gibi ekonomik krizlerin panzehiri sadece para değildir; kurumları, kuralları, hukuku ve şeffaflığı ile bir güven ortamının oluşturulabilmesidir. Ekonomik sıkıntılarımızın önde gelen nedenlerinden birisi olan cari açık da ithal ürünlere boykot ile veya zaten çoğu parçası ithal olan yerli ürünleri kullanarak azaltılamaz. Bu arada, cari açığımızın açık ara önde gelen kalemi, enerji olduğunu hatırlatmalıyım.
Cari açığın ekonomimizi zorlaması sonucu, yerli teknoloji üretimi genel olarak hükümetin, somut olarak da Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank’ın önde gelen bir amacı haline geldi gibi görünüyor. Varank’ın bu amaca yönelik projeleri arka arkaya Twitter hesabından açıklaması olumlu bir gelişme. Bu bilgilendirmeler, projeleri dikkatle izleyip, gereken yapıcı eleştirileri ve önerileri burada belirtmemize olanak veriyor. Bu yazıda, Varank’ın Ağustos ayında açıkladığı destekleri üç boyutta değerlendireceğim.
ülke içerisinde Türkiye 50. sırada. Bizim bu kadar kötü durumda olmamızın en önde gelen nedeni, politik ortamı, düzenleyici (regülasyon) ortamı ve iş yapma ortamını özetleyen “Kurumsal Ortam” alt endeksine göre 96. sırada olmamız. Bu gerçek ışığında, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın TEYDEP 2.0 altında yeni 1,2 milyar TL’lik, katma değeri yüksek ürün ve sanayicileri destek programının (http:// bit.ly/2MPttgA) başarılı olma ihtimali şimdiden sorgulanabilir. Nitekim, bakanın kendi açıklamasına göre, kuruluşundan bu yana 8,3 milyar TL destek dağıtmıştır TEYDEP. Fakat, uluslararası inovasyon sıralamalarımız iyileşmemiştir. Dolayısıyla, “Kurumsal Ortam”ın iyileştirilmesi sağlanmadan, destek kaynaklarını artırmak arzu edilen sonucu vermeyebilir.
destekleri açıklanmıştı (http:// bit.ly/2NgIt3Z). Tüm bu destekler, şimdiye kadar genel bir eleştiri konusu olan, sektör veya ürün veya teknoloji öncelikleri belirlenmeden yapılan genel teşvikler içeriyor. Oysa, örneğin yukarıda sözü geçen uluslararası inovasyon raporunda, enerji konusundaki yeniliklerin önemi vurgulanıyor. Cari açığımızın açık ara en büyük kalemini enerji ithalatı oluşturduğuna göre, rapordaki vurgu ve yapılan öneriler ülkemiz için özellikle geçerli. Enerjinin gerek üretiminde gerekse tüketiminde inovasyonun çok önemli potansiyelleri vardır. Dolayısıyla, enerji sektöründe yeni teknolojilerin ve yenilikçi tüketim süreçlerinin, tasarruf yöntemlerinin öncelikli olarak desteklenmesi, cari açığımızı azaltmaya en fazla katkıyı sağlayabilir.
Birincisi, yerli teknoloji üretimi için inovasyon olmazsa olmaz. Oysa, Temmuz ayında yayımlanan, BThaber’de de özetlenen (http://bit.ly/2Parml9) “Global Innovation Index 2018” raporundaki uluslararası inovasyon sıralamasında (http://bit.ly/2NjFo3o), 126
İkincisi, Varank 17 Ağustos günü “sanayicilere ve KOBİ’lere bayram müjdesi” olarak, yine yerlileştirmeyi ve cari açığı düşürmeyi hedefleyen 16 maddelik destek programı açıkladı (http://bit.ly/2PCvX0m). Ayrıca, 6 Ağustos’ta “Sanayi Doktora Programı”
Bu yazıda değineceğim üçüncü nokta, Varank’ın 3 Ağustos günü, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da onayladığını belirttiği 8,3 milyar TL’lik 4 projenin desteklenmesi (http://bit. ly/2MwLtwR) ile ilgili. Dört projenin ikisinin – yüksek basınçlı benzinli enjektör
TÜİK’e göre, 2013-2017 arasında toplam cari açık 219,8 milyar dolardır ve bu dönemdeki toplam enerji ithalatımız 213 milyar dolardır (http://bit.ly/2LrRMME). Cari açığı azaltma projelerini değerlendirirken, bu bilgi dikkate alınmalıdır.
tesisi ve dizel motor sistemleri üretim tesisi – dünyada geleceği olmayan benzin ve dizel yakıtları için olması, üstelik ülkemizde elektrikli oto üretimi için adımlar atılırken, dikkat çekici ve açıklama gerektiriyor. Sonuç olarak, dijital teknolojiler konusuna verdiği önemi, geçen hafta Arjantin’deki G20 Dijital Ekonomiden Sorumlu Bakanlar Toplantısı’nda yaptığı konuşmada açıkça vurgulayan Varank’ın (http:// bit.ly/2PFQ0Lh) şu ana kadar yaptığı destek açıklamalarında bilişim sektörünün ve dijital teknolojilerin öncelikli olarak ele alınmadığı izlenimi ortaya çıkıyor. Oysa, bilişim sektörü ve dijital teknolojiler ile cari açığımızın en önemli kalemi enerji sektörünün kesişmesinde, inovasyon potansiyeli yüksek projelere öncelik verilmesi hem cari açığımızı hem de yerli teknoloji üretimini olumlu etkileyecektir. Ayrıca, açıklanan destek programları, inovasyon konusunda sadece parasal desteklerin ülkemizi uluslararası sıralamalarda yukarılara taşıyamayacağı gerçeğini ve “Kurumsal Ortam”ın belirleyici önemini ihmal etmiş gibi görünüyor.
KÜRESEL BRICS ZİRVESİNİN BU YIL ANA TEMASI: “4. SANAYİ DEVRİMİNDE HERKESİ KAPSAYAN BÜYÜME VE REFAH PAYLAŞIMI İÇİN İŞBİRLİĞİ” ly/2KhLkaJ), zirvenin ana tema konusuna yer vermedi.
Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin ve Güney Afrika’nın oluşturduğu BRICS’in 10. zirvesi geçtiğimiz Temmuz, Güney Afrika’nın Johannesburg kentinde toplandı. BRICS, kimilerine göre işlevsiz ve uyumlu çalışması zor bir birlik,
kimilerine göre ise ABD ve AB’nin dışında, alternatif bir oluşum olarak önemli. Cumhurbaşkanı Erdoğan da katıldığı için, medyamız bu zirveye geniş yer verdi. Fakat, Erdoğan’ın açıklamalarıyla kendini sınırlayan medyamız, bir istisna dışında (http://bit.
Zirvede üye ülkeler, 4. Sanayi Devrimi hazırlıkları üzerine çalışmalarını paylaştılar (http:// bit.ly/2LUq7Zi). Örneğin, Brezilya eğitimden başlamış. Katı ve günün şartlarına uymayan eğitim programlarını değiştirdiklerini söyleyen Brezilya devlet başkanı Michel Temer, “öğrencileri otonom kıldık, yeni gerekli olan becerileri öğrenmeleri ve geliştirmeleri için uygun bir ortam yarattık” demiş. Hindistan başbakanı Narendra Modi de genç insan odaklı bir programı yürürlüğe koyduklarını, ulusal beceri kazandırma kampanyası
yürüttüklerini anlatmış. Rusya devlet başkanı Putin, ekonomi politikalarının merkezine dijitalleşmeyi yerleştirdiklerini ve buna paralel olarak işgücü istihdamını 2024’e kadar %30 artırmayı hedeflediklerini paylaşmış. Zirve sonunda yayınlanan deklarasyonda (http://bit. ly/2n6HeJ6, Madde 56), 4. Sanayi Devrimi için işbirliğinin nasıl yürütüleceği ayrıntılı bir şekilde belirtilmiş. Özetle, üye ülkelerin Bilim, Teknoloji ve Sanayi Bakanları toplantısı sonucu, “Yeni Endüstriyel Devrim üzerine BRICS Ortaklığı” (kısaca, PartNIR) kurulacak. PartNIR’ın ilk adımı, ilgili bakanların
temsilcilerinden oluşacak bir Danışma Grubu kurarak, 4. Sanayi Devrimi önceliklerine göre bir Çalışma Planı hazırlamak olacak. Üye ülkeler arasında Bilim Parkları, Teknoloji Kuluçka Merkezleri ve teknoloji yoğun KOBİ’ler arasında kurulacak bir BRICS Ağı’nın oluşmasının yararlı olacağı belirtiliyor. Eğer Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ülkemizi BRICS üyesi yapma isteği sadece ABD ve AB’ye meydan okumaktan ibaret değilse, yukarıdaki gelişmelerin izlenmesi ve Türkiye’nin – özellikle Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın ve iş dünyamızın – katkı ve katılımının ne olacağının belirlenmesi gerekir.
C
M
Y
CM
MY
CY
CMY
K
Aklınız Ofiste Kalmasın E-Flow BPM ile İşin Her Yerde Seninle!
İşinizi Özgürce Yönetin...
www.netoloji.com
8
BThaber
BİLİŞİM DÜNYASI
21 3- -279 MAYIS EYLÜL 2018
Süreçlerin sadeliği, sigortada verimle buluşuyor Sigorta ve inovasyonun müşteri beklentilerini karşılamak ve operasyonel faydalar sağlamak için doğru buluşmalara imza atması AvivaSA’nın da önceliği. İnovasyon ve insurtech, yani ‘sigortateknoloji’ dünyasında Handan Aybars yeniliklere hayat vermeye odaklanan AvivaSA, bu yolda gerek girişimlerle gerekse teknoloji firmalarıyla stratejik birliklerine imza atıyor. Bu şekilde, dış kaynak hizmetleri ile iş ailelerinin ihtiyaçlarına hızlı dijital çözümler sağladıklarına dikkat çeken AvivaSA Bilgi Teknolojilerinden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Fahri Arkan’a göre, BES Otomatik Katılım kapsamında yeni işletmelerin de sisteme dahil edilmesi, BT yatırımlarında çeşitliliği gerekli kılıyor. Detayları Fahri Arkan ile konuştuk: BES Otomatik Katılımda 10-49 çalışanı olan işletmelerin katılım aşaması sektörü nasıl etkileyecek? Uygulama 1 Temmuz 2018 tarihinde başladı ve iki yüz bini aşkın işletmede çalışan üç milyon üç yüz bin kişi sisteme dahil olacak. Otomatik Katılım yapsında, Emeklilik Gözetim
Merkezi’nin (EGM) 1 Haziran 2018 rakamlarına bakıldığında, sektör fon büyüklüğünde 2,9 milyar TL’ye ulaştı, katılımcı sayısında ise 4 milyonu aştı. Yeni uygulamada bir buçuk yıla yakın zamanda mevcut BES’teki katılımcı oranının yarısına ulaştık. Bu sonuç ciddi bir başarı. AvivaSA olarak, 2018’de bu alanda hızlı bir başlangıç yaparak, 272 milyon TL fon büyüklüğü ve 424 bin katılımcı sayısına ulaştık. Devlet katkısı ve Otomatik Katılım düzenlemeleriyle, bireysel emeklilik sistemi yaygınlaşırken, toplumumuzdaki tasarruf eğiliminin de olumlu yönde değiştiğini gözlemliyoruz. Otomatik Katılım ile sistem 1,5 yılda 4 milyon kişiyi aştı ve Temmuz ayındaki 5. fazla birlikte, 3 milyon 300 bin kişi sisteme dahil oldu. Sistem daha iyi anlatıldıkça, sistemde kalma oranlarının da artacağına inanıyoruz. Bu değişimi yakalayabilmek için BT içerisinde ne gibi çalışmalar yapıyorsunuz? Teknoloji hızla gelişiyor ve bu hızla birlikte hem iç
hem dış müşterilerimizin beklentileri de değişiyor. Bu hıza ayak uydurabilmek için üç ana alanda çalışmalarımızı sürdürüyoruz. ‘İnsan’ alanında BT çalışanlarının bilgilendirilmesi, eğitimleri, sohbet toplantılarının organizasyonları önceliğimiz. ‘Süreç’ alanında organizasyonumuzun üretimini daha verimli hale getirebilmek için verimlilik çalışmaları yapıyor, dünyadaki güncel metodolojileri yakından takip ederek çalışmalarımıza uyarlıyor, süreçlerimizde yalın ve çevik üretim metotlarını kullanarak üretimimizi en verimli hale getiriyoruz. ‘Sistem’ alanında ise üretim sürecinde kullandığımız aracın üretim sürecimizi görselleştirecek, kolay yönetilmesini sağlayacak şekilde güncellenmesini sağlıyoruz. Kurumsal BT yatırımlarınızda gerek 2018 yılı gerek orta vade için planlarınız ve öncelikleriniz hakkında bilgi verir misiniz? Müşterilerimizi en iyi şekilde
tanıyarak, minimum soru ile ihtiyaçlarına en uygun ürün ve hizmeti sunabilmek adına yatırımlarımıza devam ediyoruz. Amacımız; daha iyi tanıdığımız müşterilerimizin ihtiyaçlarını anlayıp, en uygun ürünü, tercih ettikleri kanaldan müşterilerimiz ile buluşturmak. Bu anlamda, müşteri eğilimleri ve yeni iş modelleri, sağlık sektöründeki teknolojik gelişmeler, IoT ve akıllı evler, yapay zeka uygulamaları, AR ve VR ile ilgili gelişmeler de radarımızda. Sigorta sektöründe BT yatırımlarının yerini ve önemini nasıl değerlendiriyorsunuz? Ülkemizin, teknolojiyi iyi kullanan ve bu alanda yatırımlarını üst seviyelerde tutan ülkeler arasında yer aldığını düşünüyorum. Bu yatırımlar sayesinde, küresel yapı ile kıyaslandığında Türkiye öne çıkan ülkeler arasında. Dünyada ortaya çıkan en yeni çözümlerin, eşzamanlı olarak Türkiye’de de kullanıldığı birçok alan, birçok örnek görmek mümkün. Yani sadece finans değil, aslında ülkemizin tüm sektörleri her saniye
Avivasa’nın projeleri Sektörün geleceğini ‘müşteri odaklılık’ ve ‘dijitalleşme’ olgularında gördüklerini vurgulayan Fahri Arkan, eklemeden geçmedi: “Hissedarlarımız Aviva ve Sabancı Grubu’nun öncelikli stratejilerinden biri de dijitalleşme ve bu kapsamda, sigorta sektöründe inovasyonun lideri olmak temel vizyonlarımızdan biri.” Arkan, bu kapsamda, son dönemde gerçekleştirdikleri yatırımlar hakkında bilgiler verdi: Saha satış ve müşteri yönetim platformu Ocean: Müşteri ve kampanya yönetimi gibi saha operasyonlarındaki dijitalleşmeyi üst düzeye çıkaran Ocean, yeni yetenekler ile sürekli gelişiyor. Kurumsal müşterilere sunulan uçtan uca çözümün paralelinde, Ocean Bireysel Modülü Aralık 2017 itibarıyla AvivaSA Bireysel Satış ekiplerinin kullanımına sunuldu. Bu yılbaşında ise tüm saha satış ekiplerinin kullanımına açıldı. Özellikle Otomatik Katılımın bu yılki fazında öne çıkacak dijitalleşme rekabetinde bu da önemli bir adım oldu. Bi’tıkla Bireysel online şube: Tüm cihazlarla ve işletim sistemleriyle uyumlu çalışabilen Bi’tıkla Bireysel online şubesi, Otomatik
Katılım kapsamında bireysel müşterilere hizmet vermek üzere canlıya alındı. Müşteriler bu platformda cayma işlemleri, poliçe ve ödeme bilgilerini görüntüleme, poliçe basım ve e-posta ile gönderme, online olarak fon seçimi işlemlerini yapabiliyor. Bi’tıkla Kurumsal online şube: Kurumsal müşterilerin Otomatik Katılım sürecinde işlemlerini gerçekleştirebilmeleri için hayata geçirilen Bi’tıkla Kurumsal online şubesi, hem firmaların İK departmanlarının hem AvivaSA operasyon ekiplerinin kullanımına açıldı. Kısa zamanda hayata geçirilen dijital self-servis hizmeti de sunan bu proje ile operasyonel verimlilik sağlandı. Sanal çalışanlar ile artan verimlilik: 2017’de verimliliğin artırılması ve maliyetlerin azaltılması için devreye alınan 10’dan fazla süreç ile yaklaşık 20 çalışana denk işgücü tasarrufu sağlandı. Rutin tekrarlanan, katma değersiz operasyonel süreçlerin, sanal çalışanlara devredildiği bu projede, mevcut uygulamalar herhangi bir yazılım gerektirmeden robotlara, yani sanal çalışanlara öğretiliyor ve 7/24
operasyon yapan sanal çalışanlar elde ediliyor. Robotics Projesi ile operasyonel hataların azaltılması sağlanırken, ihtiyaç durumunda ek istihdam ve eğitim maliyeti yaratmadan, sanal çalışan sayısı anında artırılabiliyor. Satış sonrası için WebChat ve ChatBot: Otomatik Katılım ile birlikte artan müşteri ihtiyaçlarını karşılamak, müşterilerden gelen soru ve talepleri anında cevaplayabilmek için kurumsal web sitesi üzerinde “WebChat/ ChatBot” uygulaması devreye alındı. Sanal müşteri temsilcisi ChatBot uygulaması satış sonrası hizmet veren ekiplerin iş yükünün azaltılmasında etkin çözüm oldu. Müşterilerin detaylı sorularının cevaplanabilmesi için yazışmalarına gerçek müşteri temsilcileri ile devam edebilmelerine olanak sağlayan WebChat uygulaması da müşteri memnuniyetine olumlu katkı sağladı. Mobil uygulamalar: Mobil uygulamalara ağırlık vererek, geliştirmelerini bu yönde yapan AvivaSA, Tasarruf Ölçer uygulamasından, müşterilerin poliçelerini yönetebileceği uygulamalara kadar geniş bir yelpazede geliştirmelere devam ediyor.
AvivaSA Bilgi Teknolojilerinden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Fahri Arkan dijitalleşmeye hazır. Çünkü teknolojinin global olarak gelişmesi ve ulaşılabilir olması bizim gibi gelişmekte olan ülkeler için önemli bir fırsat. Ama işin püf noktası, teknoloji dönüşümüne şirketlerimizin, çalışanları ve yöneticileriyle ne kadar hazır olduğu aslında. İşte yeni rekabet de tam bu noktada başlıyor. Nasıl bir rekabetten bahsediyoruz? Parmak izi tanıma, göz tarama, yapay zeka çözümleri, konuşma ve ses tanıma, Chatbot, görüntülü görüşme çözümleri gibi teknolojilere, dünyada ve Türkiye’de kullanılabilir yatırımlar yapıldıkça, çağrı merkezleri için kullanılabilecek dijital teknolojiler de çeşitleniyor. Müşteri ile çağrı merkezi arasında, fotoğraf, video gibi veri iletimi çözümlerindeki gelişim ve kolaylaşma, son zamanlarda en öne çıkan konular arasında. Özellikle ses teknolojilerindeki gelişim, Türkçeyi de içine alarak ilerleme kaydetti. Yüzde 95’lerin üzerindeki tanıma oranlarıyla, ses ve konuşma tanıma ve yönlendirme teknolojileri, dijital çağrı merkezi hizmetinin vazgeçilmezi oldu. Müşteri kimliğinin doğrulanması aşaması, çağrı merkezi işinde hem çok zaman alan hem güvenlik açısından müşteriyi tedirgin eden bir noktada duruyordu. Teknoloji bu problemi de ortadan kaldırdı.
10 8
BThaber
BİLİŞİM DÜNYASI
21 3- -279 MAYIS EYLÜL 2018
Bulutta bu yanlışlardan kurtulun!
Bulut güvenliğinin ihmal edilmemesi gerektiğine işaret eden Forcepoint Türkiye Ülke Müdürü Levent Turan, işletmelerin bu alandaki hatalı bilgilere karşı bilinçli olması gerektiğini hatırlattı. Turan, bulut güvenliğine dair beş önemli yanılgıyı da şöyle sıraladı: Yanılgı 1 Güvenlik sertifikaları yalnızca
uyumluluk ekiplerini ilgilendirir: Bulut platformları başta bilgi güvenliği olmak üzere çeşitli sertifikasyonlara tabi olmalı ve bu tip sertifikalar da sadece teknik ekiplerin dikkate alması gereken konular değil. Bulut platformlarına güvenlik hizmeti sunan servis sağlayıcılar dahil, her bir çözüm ortağının yetkinliğini
kanıtlayan sertifikalara sahip olması şart. Yanılgı 2 Bulut sağlayıcıların veri merkezleri kurumsal benzerlerinden daha güvenli: Bulut ortamı gerçekten önemli güvenlik avantajları sunsa bile müşteriler, bu avantajlardan faydalandığından emin olmalı. Doğru ve tam sertifikasyon
bile yüksek güvenlik için tek belirleyici unsur değil ve çoğu bulut servis sağlayıcısı paylaşımlı bir güvenlik modeli ile çalışıyor, erişilebilirlik ve kullanım ile ilgili durumlarda sorumluluğun müşteriye ait olduğunu belirtiyor. Yanılgı 3 Daha fazla veri merkezi, daha yüksek performans ve esneklik sağlar: Veri merkezi sayısının performansı doğrudan etkileyen bir unsur olduğuna dair kesin bir yargıda bulunmak mümkün değil. Daha az sayıda veri merkeziyle müşterilerin daha iyi hizmet aldığı durumlar da mevcut. Yanılgı 4 Siber güvenlik sigortasının maliyetlerini etkileyen faktörler arasında bulut hizmeti sunan şirketler belirleyici değil: Bir sigorta şirketi, prim ücretlerini belirlerken çok sayıda kriteri baz alır ve burada önemli olan da alınan güvenlik önlemlerinin sayısı ve çeşitliliğidir. Bir
sigorta şirketi, bulut güvenlik sağlayıcısının yeterli çabayı göstermediğine inanırsa, prim tutarlarını yükseltebilir. Bu da hizmeti sağlayan kuruluşun ve müşterilerin optimum siber güvenlik için kararlı olduğunu göstermesi gerektiği anlamına geliyor. Yanılgı 5 Yeni GDPR Tüzüğü sadece Avrupalı şirketleri etkiliyor: Mayıs 2018 itibariyle yürürlüğe GDPR’nin Avrupa Birliği’nde (AB) devreye alınması ile sadece bölgedeki şirketler için geçerli olduğu sanılıyor. Ama alınan kararların global geçerliliği var. Temel kriter ise AB üyesi ülke vatandaşlara ait verilerin işlenmesi. GDPR Tüzüğü ile çok sayıda sertifikasyon ve düzenlemede değişikliğe gidildi, ISO/ IEC 27001: 2013, ISO/IEC 27002:2013 ve diğer ISO27k standartları güncellendi. Yani, konu AB’ye ürün ya da çözüm sunan Türkiye merkezli şirketler için de geçerli.
e-Ticarette en popüler adımlar Küresel dijital pazarlama platformu SEMrush’ın Yıllık E-ticaret 2018 Trendleri Raporu’na göre, e-ticaret sitelerinin yarısı reklamlara yıllık bin dolar veya daha az yatırım yapıyor. Müzik, kitap ve çiçek en tutumlu sektörler olurken, giyim ise reklamlara en fazla yatırım yapan sektör ve online giyim mağazaları, 50 bin doları bulan reklam harcamasını gözden çıkarıyor. Türkiye’deki e-ticaret siteleri ise reklamlarında en çok “alışveriş” ve “bedava kargo” ifadelerini kullanıyor. “Yüzde 50 indirim” ise Türkiye’deki indirim kampanyalarının en popüler kelimesi. Araştırma ile ilgili düzenlenen basın toplantısında SEMrush Global Pazarlama Grubu Müdürü Olga Andrienko ile SEMrush Türkiye ve Körfez Arap Ülkeleri Kurumsal İletişim Müdürü Adam Zeidan, Türkiye’de dijital pazarlama alanındaki gelişmeleri değerlendirdi. Dijital pazarlama profesyonellerinin
hangi noktada olduklarını daha iyi görmelerine, pazarlama stratejisi ve bütçe gibi konularda daha bilinçli kararlar almalarına destek için bu raporun hazırlandığını söyleyen Andrienko, şu bilgileri verdi: “Otomotiv, giyim, seyahat, elektronik gibi 13 kritik sektörün e-ticaret siteleri mercek altına alındı. ABD, İngiltere ve Türkiye pazarlarında e-ticaret reklamları için en fazla kullanılan anahtar kelimeleri analiz ettik. ‘Ücretsiz kargo, teslimat’ bu ülkelerde en çok kullanılan ifadeler. Türkiye’de reklamlarda en sık kullanılan kelime ‘alışveriş’ olurken, bunu ‘bedava kargo’ takip ediyor. Bu da bize tüketicinin teslimat konusundaki hassasiyetinin tüm pazarlarda aynı olduğunu gösteriyor. İndirim konusunda ‘yüzde 50’ en popüler indirim konumunda. Aciliyet hissi yaratarak tüketicilere çağrı yapmak için ise en çok ‘hemen
al’ ve ‘bugün’ ifadeleri kullanılıyor. Genç nüfusu ve yüksek internet kullanımı ile Türkiye, geleceğin en büyük pazarlarından biri. Araştırmada Türkiye’nin gelişmiş ülkelerle ile benzer sonuçlara sahip olması, trendlerin yakından takip edildiğini gösteriyor. Bugün 40 milyar TL’lik hacmi olan Türkiye e-ticaret pazarının hızlı bir yükselişe geçeceğini düşünüyoruz. E-ticaretin sıkı rekabet ortamında, küresel pazarları hedefleyen şirketlerin yeni trendlere hızlı uyumu çok önemli. Türkiye’den dünyaya açılan rekabetçi şirketlerinin dijital pazarlamasına destek vermeyi önemsiyoruz.” Raporda öne çıkan sonuçlar ise şöyle sıralanıyor: • Rapor için araştırılan e-ticaret sitelerinin yarısı reklamlara yıllık bin dolar veya daha az yatırım yapıyor. Müzik, kitap ve çiçek sektörleri ise bu konuda en tutumlu olanlar.
• Tüm kategoriler içinde giyim reklamlara en fazla yatırım yapan sektör konumunda. Online giyim mağazaları, 50 bin doları bulan reklam harcamasını gözden çıkarıyor. • E-ticaret alanında 5 kritik web sitesi ziyaretçi trafiği kaynağı var. Bunlar; doğrudan, referans, arama, sosyal ve Google Reklamları. Arama, web sitesi trafiğini sağlayan en önemli kaynak olarak görülürken, doğrudan (direct) ise ikinci kaynak. Bu ikisi tüm trafiğin de yüzde 80’ini oluşturuyor. • Referans, yani diğer sitelerdeki linkleri kullanarak belli bir sayfaya ulaşanlar, spor ve çiçek hariç, üçüncü sırada. Tüm trafiğin yüzde 6,19'u ücretli olarak gerçekleşiyor. Payı büyük olmasa da bu trafik e-ticaret sektörü
için oldukça önemli. • E-ticaret siteleri reklamlar için geleneksel medya yerine, mobil dostu HTML display (görüntülü) reklamları tercih ediyor. Bu trend, e-ticaret sektörünün yüzde 70’i için geçerli. Sağlık, çocuk ve müzik kategorilerinde en fazla bu tip reklam görülürken, giyim, mücevher ve gıda gibi sektörler daha geleneksele yöneliyor. • Reklam boyutları konusunda e-ticaret sektörü en fazla “leaderboard” (728x90) tercih ediyor. Bu oran, tüm reklamların yüzde 44.48’i ve bunu “runner up” (300x250) izliyor. • Google Ürün Listeleme Reklamları (PLA) da önemli bir yatırım aracı. Elektronik ve giyim de bu alanda başı çeken iki sektör.
Hibrit-Bulut Algısında Gelişim
DOSYA:
BThaber 3 - 9 EYLÜL 2018 www.bthaber.com.tr
Handan Aybars
Bulutlardan bulut beğeniyoruz! Bulut fırtınası dinmek ne kelime, sunduğu fırsatlar ve vesile olduğu yeniliklerle giderek daha da güçleniyor. Araştırmaların ortaya koyduğu beklentiler bulut bilişim başlığında, özellikle hibrit yapı eksenindeki potansiyeli ortaya koyuyor. Dünyanın dört bir yanında her sektörden şirketin en az bir genel bulut platformunda konumlanması, ihtiyaçlar ve dijital dönüşüm paralelinde bu sayıyı daha da artırması bekleniyor. Konteynır yapılara yönelik ilginin
de artması beklenirken, şirkete ve ihtiyaçlarına uygun bir hibrit bulut mimarisi için danışmanlık desteğinin önemli olduğunu da unutmamak gerek. Bu arada, çoklu bulut platformlarında entegrasyon ve iş sürekliliği sağlarken, güvenliğe ekstra önem vermek gerektiğini de akıldan çıkartmamalı. Hatta, sadece güvenlik için değil, hibrit mimaride yönetimsel kolaylık için hibrit bulut yönetim çözümlerine yönelik ilginin artacağı aşikar.
12 DOSYA
BThaber
Hibrit - Bulut Algısında Gelişim
3 - 9 EYLÜL 2018
KARMAŞAYA KARŞI BÜTÜNLEŞİK MİMARİ ESAS OLMALI!
Logo Yazılım Perakende Çözümlerinden Sorumlu İcra Kurulu Üyesi Arslan Arslan Günümüzde, bulut bilişimden değer elde etmenin gelişmiş bir yolu olarak hibrit bulut modellerinden bahsedebiliyoruz. Hibrit bulutlar, şirketlere BT'nin sermaye giderlerini ve operasyonel giderleri dengelemesine, sahip olunan kaynaklardan en iyi
şekilde faydalanmasına ve değişen iş gerekliliklerine yanıt verme kabiliyetinin geliştirilmesine yardımcı olan esnekliği ve seçim olanağını sunuyor. Bu noktada, tüm iş yapış süreçlerinin birbiriyle uyumlu ve dijital hale getirilmesini, stok, maliyet ve kârlılık yönetimini, ürün ve müşteri verilerinin doğru analiz edilmesini sağlayan sistemler önem kazanıyor. Bu sürecin nasıl yönetileceği şirketlerin kendi yapıları, ihtiyaçları ve gerekliliklerine göre değişen metotlarla uygulanabiliyor. Bulut bilişim kullanımında kurumsal ilginin ulaştığı noktayı yazılım sektörü özelinde değerlendirdiğimizde, Logo Yazılım Perakende Çözümlerinden Sorumlu İcra Kurulu Üyesi Arslan Arslan’ın belirttiği gibi, kurumsal yazılım pazarının geleceğinde “hibrit” kavramının çok önemli olacağı açık bir gerçek. “Gelecek öyle karmaşık hale geldi ki; bir çözümünüzü masaüstünde kullanacak, bir çözümünüzü bulut üzerinden alacak, bir çözümünüz için dış kaynak kullanacak, bazı uygulamalarınızı ise mobil cihazlar üzerinden takip edip yönetebileceksiniz” örneklerini paylaşan Arslan Arslan’a göre,
bütün bu çok kanallı, çok parçalı yapıyı bütünleşik olarak kontrol edip yönetmek gerek. Bu açıdan bakıldığında, Türkiye’de birçok kurum ve kuruluş, teknolojideki gelişmelere ayak uydurarak bir dönüşüm süreci yaşıyor. Konu; hibrit bulut mimarisi kurgulamada Arslan Arslan’ın dikkat çektiği gibi, iş ortağı seçiminde en az uygulama maliyetleri kadar; projeye atanacak danışman kadrosunun kıdem ve yetkinlikleri, eşdeğer danışmanların sayısı, uygulama metodolojileri, başarı hikâyeleri ve projenin kapsamına bağlı olarak finansal durumu da mutlaka değerlendirilmeli. Doğru ERP ve iş ortağı seçimine ek olarak; Arslan’ın belirttiği gibi, proje hedeflerini gerçekleştirmeye odaklı, değişim yönetimi uygulamalarını kapsayan bir implementasyon yönetiminin de kritik olduğu unutulmamalı. Güvenlik altyapısına gereken önemi verin! Dijital dönüşümde yer alan verilerin değerlendirilmesinde siber güvenlik çok önemli bir kalem. Mobilitenin de yaygınlaşmasıyla
beraber, belirli yazılımlar bu sisteme ayak uydurabiliyor, ancak Arslan Arslan’a göre, şirketlerin verilerinin ve teknik kabiliyetlerinin internetten erişime açık olması, çeşitli güvenlik sorunlarını da beraberinde getirebiliyor. “Araştırmalar, siber saldırıların daha çok yeni teknolojilere yöneldiğini, son 1 sene içinde her 10 şirketten 4’ünün siber saldırı veya bir güvenlik sorunuyla karşılaştığını gösteriyor” bilgisini paylaşan Arslan Arslan, tüketicilerin bulunduğu noktaların, örneğin mobil uç cihazlar, akıllı telefonlar, sosyal medya ortamlarının, bilgisayar korsanlarının da gözdesi olduğuna dikkat çekti. Bu nedenle veri depolama ve güvenliğinin sağlanması gelecekte en kritik konulardan biri olarak dikkat çekiyor. “Siber saldırılar bu kadar gündemdeyken, şirketlerin sadece yüzde 52’si güvenlik altyapısının yeterli olduğunu düşünüyor” yorumunu yapan Arslan, gereklilikleri “Günümüzde, hiçbir güvenlik açığının oluşmaması için bütünleşik, önleyici bir siber güvenlik politikasına ve yatırımına gereksinim duyuluyor” sözleri ile özetledi.
ESNEKLİK, ÇEVİKLİK VE TASARRUF BULUŞMASI Dijitalleşme ve dönüşüm her sektörün kendisinin ve müşterilerinin ihtiyaçları doğrultusunda evriliyor. Ancak altyapı konusunun, veri merkezleri ve depolama sistemlerinin hemen hepsi için ortak nokta olduğunu söylemek de mümkün. Bir kurumun iskeleti sayılabilecek bu üçlü, NetApp Türkiye Genel Müdürü Behçet Yumrukçallı’nın dikkat çektiği gibi, ihtiyaçların en doğru şekilde belirlenmesi ve çözümlerin bunlara göre belirlenmesi ile dijital dönüşümün de hızlandırıcısı oluyor. Günümüzde veri gitgide daha dinamik, dağıtık ve çeşitli hale geldi. Ayrıca, BT altyapılarından uygulama mimarilerine kadar birçok konuda, hibrit bulut dünyasının yeni gerçekliklerine uygun bir şekilde hareket edildiğini görüyoruz. “Türkiye ve dünyadaki dijital dönüşüm trendlerine baktığımızda günlük hayattan çeşitli endüstrilere, eğitimden
devlet kurumlarına birçok yapı geleneksel yöntemleri geride bıraktı; artık en güncel ve en etkin çözümler takip ediliyor” sözleri ile ulaşılan noktayı özetleyen Behçet Yumrukçallı, önemli bir detaya dikkat çekti. Buna göre, geleceği şekillendiren kurumlar etkili bir dijital dönüşüm ve rekabette uzun süre önde kalmak için verilerinden tam anlamı ile faydalanmanın işin temeli olduğunu kabul ediyor ve verilerini daha iyi şekilde depolamayı, en verimli şekilde kullanmayı istiyor. “Bunu yaparken, kurumsal yapılanmalarını da dijitalleşme etrafında şekillendiriyorlar” eklemesini yapan Behçet Yumrukçallı, “Bu bağlamda bulutun giderek önem kazandığını, kurumlara esneklik, çeviklik ve tasarruf sağladığını görüyoruz. Opinion Matters tarafından 750 BT yöneticisinin katıldığı araştırmanın sonuçlarına göre de en çok kullanılan bulut sistemi hibrit bulut
oldu” bilgisini verdi. Kurumlar için hızlı, güvenilir, anlık erişime izin veren ve veriden gerçek zamanlı analize imkân tanıyan bu altyapı yatırımlarını kurum içinde yapmak ciddi bir maliyet demek. Bu noktada, Behçet Yumrukçallı’nın dikkat çektiği gibi, “Yüklü bir yatırım yapıp sahip ol” modeli de yerini “kullandıkça öde” modeline bırakıyor. Bu model sayesinde şirketler, yeni ürün geliştirmek için inovatif çalışmalara kaynak ayırarak, kendilerini rekabet ortamında bir adım ileriye götürecek projelerini hayata geçirebiliyor. “Bu modellere ek olarak, gelecekte yeni modellerin ortaya çıktığına da şahit olacağız” beklentisini dile getiren Behçet Yumrukçallı’ya göre, verilere odaklanmanın ön koşulu, sunulan servislerin her çeşit kritik sorunu çözecek şekilde bir arada çalışmasını sağlayan bir evreni hayata geçirmek. Bu evreni yaratmak için de platformlara
NetApp Türkiye Genel Müdürü Behçet Yumrukçallı destek verilmesi ve bu destekleri sunacak servis sağlayıcısı ile geliştiricilerden oluşan bir ekosistemin geliştirilmesi gerek.
14 DOSYA
BThaber
Hibrit - Bulut Algısında Gelişim
3 - 9 EYLÜL 2018
KURUMSAL ALGI DEĞİŞİMİ ‘HİBRİT’ İLE HAYAT BULUYOR
Dell EMC Türkiye Ülke Müdürü Sinan Dumlu Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizdeki şirketler de sayısal dönüşümün etkisi ile rekabette öne çıkmanın, farklılaşmanın
yollarını arıyor. Bu doğrultuda BT dönüşümünün gerekliliği konusunda birleşen CIO’lar için en verimli ve hızlı yol da bulut bilişim çözümlerinden geçiyor. Gereken yerde özel bulutun erişilebilirlik ve güvenlik avantajlarını kullanırken, genel bulutun da depolama hacmi ve esnekliğine sahip olmak isteyen işletmeler, her ikisinin de birlikte kullanıldığı hibrit bulut çözümlerini daha fazla tercih ediyorlar. “Eldeki altyapıların da kullanılabilmesi, hibrit bulut mimarisine geçme eğilimini hızlandırıyor” yorumunu yapan Dell EMC Türkiye Ülke Müdürü Sinan Dumlu, “Hibrit bulut çözümleri, geleneksel BT altyapılarının satınalma ve kurulma süreçlerine alternatif oluşturarak, günler hatta saatler içerisinde uygulamaların hayata geçmesine olanak tanıyor” dedi.
Sayısal dönüşüme liderlik edebilmek için BT altyapısını yazılım temelli, esnek, otomasyona dayalı ve son kullanıcıyı merkezine alan bir bulut ortamına taşıyan Dell EMC için işletmelerin bu yolculukta doğru danışmanlık hizmeti alarak yola çıkmasının önemine işaret eden Sinan Dumlu’ya göre, geleceğin tüm altyapı ihtiyaçlarına hazır bir yapının kurulması için uzun vadeli bir planlama yapılması gerektiği unutulmamalı. Dell EMC bünyesinde kendi altyapılarını yenilerken bazı gözlemlerde bulunma şansı yakaladıklarını belirten Sinan Dumlu, bu geçiş sürecinde dikkat edilmesi gereken başlıkları şöyle sıraladı: • Altyapınız çok eski ise yeni sisteminize zorla uydurmaya çalışmayın. Modernizasyon sırasında, yazılım tanımlı (software defined) teknolojileri
•
•
• •
•
kullanan esnek sistemler seçin. En önemli amaç otomasyonu artırmak. Dönüşüm amacına ulaşmak için mümkün olan tüm alanları standardize ederek, otomasyona bırakmaya çalışın. Reaktif bir BT olmak yerine, iş süreçlerini kolaylaştıran proaktif bir BT hizmeti vermek sayısal dönüşümün en önemli parçalarından biri. Bulut yolculuğunda, siloları ortadan kaldırın. Çevik süreçler, esnek kapasite ve kendi kendine hizmet alabilme fırsatları oluşturabilmek için altyapının ötesinde bir değişim şart. Son kullanıcılar, geçmişteki birebir temas ile oluşturulan terzi usulü çözümler yerine hazır paket tekliflere uyum sağlamaya alışmalı.
HİBRİT MİMARİ, ÇÖZÜMLERLE ZENGİNLEŞİYOR Gelinen noktada KOBİ’lerden uluslararası firmalara kadar herkesin temel konusu bulut çözümleri ve şirketlere getirebileceği faydalar. Firmalar bulut teknolojilerini kendilerine adapte etmeye çalışırken, doğal olarak riski en aza indirip faydayı arttırmanın yollarına bakıyorlar. Oracle ECEMEA Bölgesi Bulut Uygulama Teknolojisi Mimarları Direktörü Burak Görsev’in
dikkat çektiği gibi, bu da hibrit yapıdan geçiyor. Hibrit yapıyı; yerleşik (on premise) çözümler ile bulut çözümlerinin bir arada kullanılabilmesi olarak tanımladığımızda, Burak Görsev’e göre, bulut bilişim çözümlerine olan ilginin artması, doğal olarak hibrit yapının da önemini arttırıp, gerekliliğini desteklemiş oluyor. Burak Görsev, hibrit yapıya birkaç örnek de verdi. Buna göre,
bir firmanın test ve geliştirme ortamlarını bulut donanımı üzerine taşıması (IaaS çözümleri), mevcut sistemleri olduğu gibi tutarak, yeni geliştirmeleri bulut üzerinde tasarlaması (PaaS çözümleri) ya da yeni hazır çözümlerin bulut üzerinde kiralama yolu ile kullanması ve mevcut uygulamalar ile entegre edilmesi birer hibrit çözüm olarak nitelendirilebilir. Şirketlerin, hibrit yapının gerçek
faydalarını görebilmek için, bu konuda uzman ekipler ile çalışmasının gerekliliğine dikkat çeken Burak Görsev’in belirttiği gibi, tekerleği yeniden keşfetmek, şirketlere zaman, iş gücü kaybı ve ek maliyet olarak geri dönmekte. Bu nedenle uzman bulut çözüm mimarları ile şirketlerin bünyesinde bulunan bilgi işlem profesyonelleri ile sıkı bir iletişim ağı oluşturulması çok önemli. “
KURUMSAL DEVAMLILIKTA ‘HİBRİT’ ETKİSİ Dijital evren, her iki yılda bir iki katına yakın bir şekilde büyürken, bulut farkındalığı da gittikçe artıyor. İşletmeler stratejik taşınma ve uygulama planları gibi bulutun geniş ölçekli faydalarını doğru bir şekilde kullanıyor ve bu da bulut pazarının olgunlaşmasına, maliyetlerin düşmesine ve hizmetin kalitesinin artmasına yardımcı oluyor. Bu noktada, hibrit çözümlerin hayatımızda çok daha yaygın olarak yer alacağı beklentisini dile getiren Veeam Türkiye Ülke Müdürü Ozan İnan’ın belirttiği gibi, hibrit ile kurumlar ellerindeki çözümlerden maksimum verimlilik sağlayacak olanı seçebiliyorlar. Bu teknoloji mecra bağımsız olarak, istenen veriye ulaşabilme esnekliğini ve iş sürekliliğini sağlıyor. Böylece hibrit
bulut, pazarı büyütmeye devam ederken, Ozan İnan’a göre, iş sürekliliği için de önemli bir çözüm olmaya devam edecek. Gerek insanların gerekse makinelerin yarattığı veriler geleneksel iş verilerinden 10 kat daha hızlı artıyor. “Sadece makine öğrenmesi sonrasında üretilen veri, geleneksel iş verilerinden 50 kat hızlı artıyor. Bunun yanı sıra kurumların yüzde 69’u veri koruma, veri gizliliği ve düzenlemelere uyumluluğun bulut hizmet sağlayıcıların sorumluluğunda olduğuna inanıyor” bilgisini veren Ozan İnan, müşterilerine bulut ve bağlantılı teknolojilerinden daha fazla yararlanarak şirketlerinin verimliliklerini artırmalarına destek olduklarını söyledi. “Ayrıca, buluta erişimlerini sağlayacak bulut hizmeti
sağlayıcıları ile çalışmalarını, "iş sürekliliği" ve "siber güvenlik" kapsamında dünyanın en hızlı çözümlerinden BaaS (hizmet olarak yedekleme) ve DraaS (hizmet olarak felaket kurtarma) yapılarından uygun maliyetlerle yararlanmalarını sağlayacak çözümler üretiyoruz” detayını paylaşan Ozan İnan, kurumsal stratejilerini şöyle anlattı: “Günümüzde, işletmelerin yüzde 85'inin çok bulutlu bir stratejisi var, ama bu karmaşık, dağıtılmış, dinamik ortamda, yeni zorluklar oluşuyor. Özellikle fidye yazılımı ve diğer güvenlik tehditleri işletmeleri etkiliyor ve dijital ortamda kesintisiz çalışabilmek adına sürekli yenilikler yapmaya zorluyor. Bir önceki yıla göre yüzde 64 büyüme yakaladığımız bulut pazarını önümüzdeki dönemde
Veeam Türkiye Ülke Müdürü Ozan İnan de odağımızda tutmaya devam edeceğiz. Hem geliştirdiğimiz çözümler hem de yeni işbirlikleri ile şirketlerin rekabet gücünü artırmalarına destek olacağız.”
16 DOSYA
BThaber
Hibrit - Bulut Algısında Gelişim
3 - 9 EYLÜL 2018
KONTEYNER ÇAĞI BAŞLADI
Red Hat Türkiye Genel Müdürü Haluk Tekin
Türkiye olarak genel bulut alanında diğer ülkelerle rekabette geride kaldığımızı söyleyebiliriz. Firmaların genel bulut çözümlerini kullanırken biraz daha serbest olabilmeleri için birtakım kolaylıklar getirilmesi Red Hat Türkiye Genel Müdürü Haluk Tekin’e göre şart. Bu arada, genel bulut şirketlerinin Türkiye’ye yatırım yapabilmeleri için uygun ortamın oluşturulması da önemli. Buluta yönelik talep büyürken, kurumlar da bulut mimarisinin önümüzdeki yıllarda en büyük bütçe kalemlerinden biri olmasını bekliyor. Konteynerlerde kaydedilen gelişmeler, müşterilerin uygulama platform sağlayıcılarından bulut konusunda yardım istemeleriyle
sonuçlanıyor. Genel ya da özel bulutta kullanılabilecek uygulamaların ve mevcut üretim uygulamalarının geçişini yapmak ve genişletmek için konteyner teknolojisini kullanmanın, bu müşterilerin de tercihi olduğu görülüyor. “Türkiye’deki yeni projelerimiz özellikle konteynere geçiş alanına odaklanıyor” bilgisini veren Haluk Tekin, bu yorumunu şöyle detaylandırdı: “Hibrit bulut ve çoklu bulut artık sektörün normu haline geldi ve konteyner çağı başladı. OpenShift gibi konteyner uygulamaları, firmaların özel veya birden fazla genel bulut çözümleri arasında uygulamaları devreye alma, bulutlar arasında
20 EYLÜL 2018 PERŞEMBE Palan Otel |12.00 - 16.00
. BTVIZYONTOPLANTILARI
davetlisiniz... Doküman Yönetimi Bulut Yönetimi
Dijital Dönüşüm
Finansal Çözümler
İş Süreçleri Yönetimi
SPONSORLAR
Pikare
DESTEKLEYEN
BASIN SPONSORU
ONLINE KAYIT Katılım için online kayıt gereklidir. Online Kayıt için
www.b ilisimzirve si.co m.tr/e rzu rum BTvizyon markası Bilişim Zirvesi Etkinlik Şirketi’nin tescilli markasıdır.
/btvizyonanadolu
/btvizyon
taşıma veya bu ortamları yönetme konusunda kolaylık sağlarken, hız da kazandırıyor. Konteyner çağında OpenStack’in geleceği de parlak görünüyor.” Yazılım tanımlı depolama projeleri gelişiyor Günümüz ortamında müşteriler daha çevik olma ve maliyetleri düşürme amacıyla altyapılarını yazılım tabanlı veri depolama teknolojileriyle güncellerken, hem mevcut hem modern iş yükleri için desteğe ihtiyaç duyuyorlar. Bilişim sektörüne yönelik olarak müşterilerin, birbirinden farklı çözüm gerektiren münferit birçok sorunu var ve Haluk Tekin, Red Hat’in büyük kurumların çözüm ortağı olarak her duruma ayrı çözümler geliştirdiğini vurguladı. Müşterilerinin BT modernizasyonu sürecinde onlara yardımcı olmayı amaçladıklarını ifade eden Haluk Tekin, şu bilgileri verdi: “Başta hizmet kataloğu aracılığıyla hizmetlere hibrit erişim sağlayan OpenShift ile olmak üzere pek çok yerel referansımız olan müşteri kazandık. Müşterilerimizin hibrit bulut altyapısı, DevOps ve mikroservis mimarisine yönelik stratejilerinin önemli bir oyuncusu olabilmek bizleri mutlu ediyor. Türkiye’de birçok sektörde kurumlar, işletmelere ve kullanıcılara yeni değerler ulaştırmak için, başta Red Hat OpenShift Container Platform olmak üzere, Red Hat ürün ve hizmetlerinden faydalanıyorlar. Red Hat tarafından yaptırılan araştırmalarda, bulut inisiyatiflerinin büyümeye ve gelişmeye devam etmesi bekleniyor. Hibrit bulut en gözde strateji olsa da, bazı katılımcılar hala hibrit koordinasyonunun ötesine, aynı anda birden çok bulutta işyükü taşınabilirliğine yöneliyor ve uygulamalarında çoklu bulut stratejileri kullanıyorlar. Mevcut BT yatırımlarının modernizasyonu pek çok firma için hala ilk sıradaki öncelik olmayı sürdürüyor. Teknolojinin bir sonraki evrimini; fiziksel, sanal, özel ve genel bulut platformları da dahil olmak üzere çoklu ve hibrit bulut ortamlarında yer alan konteyner tabanlı uygulamalar belirleyecek. Bu dönüşümün merkezinde Kubernetes, konteynerler ve Linux var. Uygulamalar hibrit ve çoklu bulut ortamlarına taşındıkça, gitgide daha çok sayıda kurum da bulutlar üzerinde uygulamalar kurmak, hizmete almak ve taşımak için konteynerleri kullanıyor. Bunun dışında da uzun zamandır var olan, ancak hem iletişim hem donanım maliyetlerini düşürmesi anlamında son dönemde hızla gelişen yazılım tanımlı depolama teknolojilerini barındıran projelerimizi de geliştirmeye devam ediyoruz.”
PERAKENDEDEKİ EN GÜNCEL TEKNOLOJİLER
İLE YANINIZDA!
Türk Telekom'dan iyi haber:
Bu sayıda...
TURNET sonunda kullanıma açıldı • Kamuoyunda her yönüyle uzun bir süredir tartışılan TURNET, ni hayet hizmete girdi. Geçtiğimiz hafta Perşembe günü (29 Ağustos 1996), Türk Telekom'a başvurusu nu yapmış ve her türlü işlemini ta mamlamış olan servis sağlayıcılar, TURNET üzerinden hizmet verme ye başladı.
• Türk Telekom yetkilileri, geçtiği miz hafta işlemlerini tamamlayan servis sağlayıcı kuruluşlara IP nu maralarının verilmesinden hemen sonra, TURNET'in hizmete girdiği ni söylediler. Türk Telekom'un bu güne kadar 47 servis sağlayıcı ku ruluş ile sözleşme imzaladığı öğre nildi.
• Sözleşme imzalayan kuruluşlar dan işlemleri tamamlanan 30 tane sine IP numaralarının gönderildiği ve hizmet verebilecek duruma gel dikleri belirtildi. Ayrıca, TURNET'e kişisel bağlanmak isteyen vatan daşların başvurularının da kabul edilip, işleme konulduğu belir tiliyor.
BT g e l i r i 6 ay da 470 m i l y o n d o l a r Interpro Pazar Araştırma
Ancak raporda, bu tahmine
Merkezi'nin üç aylık sektör ra
ulaşabilmek için ikinci 6 ayda
porlarının ikincisi yayınlandı.
elde edilecek gelirlerin ö n e m i n e
1996 yılının ilk 6 ayını kapsa
dikkat çekiliyor. G e n e l d e ilk 6
6 milyon kişiye tek vergi numarası verildi Öncelikle vergi dairelerine ka
yan rapora göre, g e ç e n yılın
ayda
yüzde
yıtlı yaklaşık 5 milyon mükellefe
aynı d ö n e m i n e göre bu yıl elde
40'ının yapıldığı BT sektöründe,
verilen tek vergi numarasının k a p
edilen gelirler yüzde 27 arttı.
bu yılın ilk 6 ayında, b e k l e n e n
samının Bağ-Kur, SSK ve Emekli Sandığı'na bağlı çalışanlarla 12 mil-
yıllık
toplamın
1996'nın ilk 6 ayında Türkiye
yıllık toplam gelirin y ü z d e 36'sı
BT pazarı toplam 470.3 milyon
gerçekleştirildi.
dolarlık gelir elde etti. Bu gelir
Araştırma
içinde ağırlıklı payı d o n a n ı m
minlerinin tutmasının b ü y ü k öl
satışları oluştururken, yazılım
ç ü d e yaz aylarındaki performan
İnterpro Pazar
Merkezi,
yıllık
tah
sa ve s o n b a h a r aylarındaki pa
bir önceki yıla göre toplam pa
zarlama etkinliklerine bağlı ol
zarın üzerinde büyümesi bekle
d u ğ u y o r u m u n u yapıyor. Ayrı
niyor.
ca, b e k l e n e n rakamlara ulaşma
pazarının, geçen yıla göre yüz
da en önemli satış kaleminin,
de 35.4 büyüyerek, 1.3 milyar
PC o l d u ğ u da vurgulanıyor.
dolar olacağı öngörülüyor.
bulunan
Almanya'da ve
endüstriyel
t e k i ilk b ü y ü k a d ı m ı n ı at mış
oluyor.
9
ayda
ta
• VISA, Bilişim'96 elektronik ödeme sponsoru oldu (Sayfa
12)
• Microsoft ve SAP: "Rakip değiliz" (Sayfa
14)
• Taşınabilir bilgisayarlar PC'lerin yerini mi alıyor? (Sayfa
15)
• Internet sayfası (Sayfaló)
• Perspektif (Sayfa
18-19)
• Siemens Nixdorf tan THTye 347 adet PC (Sayfa
21)
• Dizi yazı: Internet ve iletişim teknolojileri (Sayfa
26-27)
M Boğaziçi'nden yeni bir mağaza: Beşiktaş Aidata Computer Shop (Arka
sayfa)
planlanan
aliyet gösterecek olan ForNET, Türk Telekom'la
proje
IAS, T ü r k i y e ' d e k i ilk p r o
A k ü BİM M ü d ü r ü B a r l a s
jesini M u t l u A k ü ' d e g e r
Baysan, Proje Sorumlusu
çekleştiriyor.
K e r e m Bilgin v e I A S ' d e n
T e l e k o m ve TURNET çıkmazını, özel radyo ve
E b r u U l u ğ ile g ö r ü ş t ü k .
televizyonun
tim o t o m a s y o n u n a geçiş
12)
Enter Bilgisayar da dahil olmak üzere 4 ortak
n u s u n d a faaliyet g ö s t e r e n
p r o j e ile M u t l u A k ü , ü r e
Bilişim'96'da (Sayfa
ile kurulan ve Internet servis sağlayıcı olarak fa
mamlanması
250 b i n d o l a r tutarındaki
• 2004 Olimpiyatları da
Yeni bir ISS şirketi: ForNET A.Ş.
yazılım uygulamaları k o
Yaklaşık
2)
(Ayrıntılı haber sayfa 3'te)
Mutlu Akü'nün üretim otomasyonu projesi Merkezi
(Ayrıntılı haber sayfa 4'te)
bilgiye giden yolu açıyoruz" (Sayfa
E C N A Ö T L F I Y A H 2 2 BU
ve iletişim sistemleri pazarının,
Yıl s o n u n d a toplam BT
(yona ulaşacağı öğrenildi.
• Oracle: "OLAP ile veriden
konusunda
Mutlu
(Ayrıntılı haber sayfa 8'de)
sözleşme imzalamaya hazırlanıyor.
Şirketin genel m ü d ü r l ü ğ ü n e getirilen İbrahim Sarıoğlu, BT s e k t ö r ü n ü n içinde b u l u n d u ğ u Türk çıktığı
ilk günlere
benzetirken,
"Önemli olan, Türkiye'deki yasalara u y m a k " di
yor.
(Ayrıntılı haber sayfa 9'da)
Bu sayının tüm sayfalarına www.bthaber.com.tr'den ulaşabilirsiniz.
Perakendede yeni dönem, verimli bir işbirliğinin de adımı oluyor
Perakende 4.0 mimarisini inşa etmek isteyen Atasay, Varucon’un SAP deneyimiyle Hybris platformunu buluşturacak. Böylece küresel ‘ilk’lerden biri de hayata geçecek.
“Perakende 1.0’da müşteri ziyaretleri, medyada yayınlanan ilanları, Perakende 2.0’da mobilitenin gelişmeye başlaması ile SMS ve e-posta ile düzenlenen kampanyalar izledi. Perakende 3.0 konseptinde sosyal medyada, insanların kendilerini özgürce ifade edebildiği noktalarda ticari hayatın kurgulanması, mobil uygulamaların artması paralelinde, omnichannel kurguları ile mağazadan mağazaya transfer, internetten yapılan satın almada ürünü mağazadan teslim almak veya iade gibi kurgular gelişti. Perakende 4.0’da ise tamamen müşteri odaklılık var. Örneğin; bir müşterimiz
Atasay mağazasına girdiği zaman, Perakende 4.0’da müşterimizi tamamen tanıyıp, daha önceki alışveriş bilgilerini müşteri danışmanımızın bilip, müşterinin neleri sevdiğine dair bilgileri en doğru biçimde belirleyip, tamamen müşteriye odaklanıp beklentileri yanıtlamak söz konusu olacak.” Varucon’un deneyimi göz doldurdu Bu felsefe ile kolları sıvayan Atasay, SAP projesi yapma kararı aldı. Atasay’da göreve başlamasıyla, var olan sistemin müşteri odaklı bir yapı olmadığını gördüğünü, bu gerçeği paylaştığı Atasay üst yönetiminin de yatırım fikrini desteklediğini vurgulayan Bahadır Kumrallar, yatırım sürecine dair şu detayları paylaştı: “SAP Türkiye iş ortaklarını tanıyorduk, fikir uyuşması, süreç ve yaptığımız toplantılar ile Varucon ekibinin bu projeyi üstenebilecek yetkinlikte olduğunu gördük. Varucon ekibi, SAP tecrübesini ve kuyumculuk sektörü deneyimlerini
Varucon Teknoloji Satış Direktörü Serhan Akboğa: “SAP deneyimimiz yüksek” “Varucon, 15 yılı aşkın SAP deneyimine sahip uzmanların bir araya geldiği bir şirket. Bu tecrübeyi, Perakende 4.0 yolculuğunda teknoloji ile harmanlayarak, SAP ürün ailesi ile bu süreçte önemli bir yol arkadaşlığı yapıyoruz. Yatırımın satış boyutunda tüm sözleşmelerin imza sürecini tamamladıktan sonra işi proje yönetim ofisine devrettik. Danışmanlarımız bilfiil Atasay lokasyonunda gerekli süreç sahipleri ve iş birimlerinin yöneticileri ile çalışarak, kullanmakta oldukları sistemleri SAP ürün ailesinde adresliyor ve bu ilk adımı takiben çalışmalarımız devam ediyor.” Varucon Teslimattan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Turgut Kıroğlular: “Tüm taraflar için büyük bir kazanım” “Varucon olarak güçlü bir ERP yetkinliğimiz var ve kardeş şirketimiz Hibizz ile beraber Türkiye’nin en yetkin Hybris ekibine sahibiz. Bu gücümüzü ortaya koymak için bu yatırım bizlere önemli bir fırsat oldu. Yapacağımız kurulumla Hybris’in sadece e-ticaret tarafını değil, dünyada birkaç örneği bulunan POS entegrasyonunu da uygulayacağız. Bu da Türkiye için, sektör için, biz ve Atasay için büyük bir kazanım olacak. Bu proje, yapmak istediklerimizin aslında ilk ayağı. Bundan sonra Hybris tarafında B2C gibi diğer projeler de gelecek ve yine ERP başlığında fazlandırılmış birkaç hedefimiz daha var. Bu tip projelerde başarı için en önemli gereklilik; müşterinin buna hazır olması, buna yönelik bir ekip kurması, aynı frekansta olmak, aynı vizyonu paylaşmak ve bunu Atasay’da bulduğumuzu düşünüyoruz.”
paylaşarak, teknik danışmanlarını her zaman projenin içinde tutarak güvenimizi kazandı ve bu projeyi Varucon ile yapabileceğimizi gördük. 29 Haziran 2018 tarihi itibariyle satın almamızı yaptık. Yani hedeflediğimiz gibi, ilk adımı yılın ikinci çeyreğine yetiştirdik ve böylece projemize başlamış olduk.” Mart 2019’da üç pilot mağaza ilk adım olacak Atasay ve Varucon, bu yatırımla aslında küresel bazda da eşine pek rastlanmayan bir projeye imza atıyor ve mevcut SAP modüllerinin yanı sıra SAP’nin e-ticaret sistemi Hybris’i kapsama alıyor. Böylece POS, yani mağaza tarafında konumlanan Hybris yapısı ile küresel bazda sayısı bir elin parmaklarını geçmeyen çalışmaya imza atılıyor. Bunu, Atasay ve Varucon’un vizyoner bakış açılarının sonucu olarak tanımlayan Bahadır Kumrallar, şöyle devam etti: “E-ticaret ve B2B gibi her bir online kanal ile offline kanal olan POS, yani kasa SAP Hybris ERP yapısı ile konuşacak ve bunların birbiri ile modüler biçimde çalışması hedeflediğimiz başarıyı getirecek. Hybris yapısında ürün ve kampanya kurguları, müşteri odaklılık var. Çünkü perakende sektörü
müşterinin web sitesinde hangi sayfalara baktığı, hangi ürünlere dokunduğu, hangisini sepete attığı, hangisinden hoşlanmadığı gibi detayları online platformda öğrendi ve offline mağazacılık da bu online deneyimin değerinin farkında. Çünkü artık tüketici, e-ticaretteki bu deneyimin aynısını mağazada istiyor. İşte Perakende 4.0 konseptinde bu bütünlüğü sunabilmek önemli. Bu projemizde SAP ve Hybris platformu ile Varucon’un tecrübesi ve teknik yetkinliği ile bunu başaracağımıza inanıyorum. Hedefimiz; Mart 2019’da üç pilot mağazamızı bu yapıya geçirmek. Uluslararası bir şirketiz ve yakın zamanda bunlara yeni yurtdışı mağazalarımız da katılacak. Paralel bir yapı ile mevcut sistemimiz ile süreçler ilerlerken, söz konusu üç pilot mağazamızın eksiklerini giderip, 1 aylık test sürecinin ardından, tüm mağazalarımızda bu yapıyı canlıya almak istiyoruz. Bu kolay bir proje değil ve hedeflediğimiz 9 ay da aslında iddialı bir süre. Ama Varucon’un deneyimleri ve canlıya alınan projelerdeki süreler ve elde edilen başarılar Varucon’a güvenmemizi sağlıyor. Mevcut ERP’yi yazan ekip de son derece yetenekli. Sonuç olarak şirketime güveniyorum ve yönetim ekibimiz de bu yatırımda arkamızda.”
ADVERTORIAL
20 yıla yakın zamandır BT sektöründe çalışmalar yürüten, yaklaşık 15 sene perakende sektöründe görev alan Atasay CIO’su Bahadır Kumrallar, bu yatırımla hedeflerini ‘80 yılı aşkın süre sektörünün öncüsü olmuş bir şirketin yolculuğunu Perakende 4.0 mottosuyla buluşturmak’ olarak tanımladı ve genel perakende sektörünün değişimini şöyle anlattı:
20
BThaber 3 - 9 EYLÜL 2018
5G için Audi ve Ericsson işbirliği yapıyor
Audi ve Ericsson, Almanya’nın Ingolstadt kentindeki Audi’nin genel merkezinde bir araya gelerek, otomotiv üretiminin yüksek taleplerini karşılayabilecek, geleceğin iletişim teknolojisi 5G'nin potansiyelini keşfetmek adına bir dizi faaliyet üzerinde anlaşmaya vardı. Buna göre, gelecek aylarda her iki şirketin uzmanları, Almanya'daki Audi Üretim Laboratuvarı’nın teknik
merkezinde saha testleri gerçekleştirecek. Bu arada Audi ve Ericsson, Ingolstadt tesisine ek olarak, diğer Audi Group fabrikalarında da 5G'nin kullanım olanaklarını araştırıyor. 5G, günümüzdeki mobil ağların performansını, tüketicilerin ve endüstrilerin gelecekteki ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde artıracak yeni nesil mobil iletişimi olarak öne çıkıyor ve Endüstri 4.0 için gerekli
olan birçok ağ özelliğine de sahip. Projenin ilk aşamasında Audi ve Ericsson, otomobil gövdesi yapımında yaygın olarak kullanılan bir teknik olan tutkallama uygulamasında kablosuz bağlantılı üretim robotlarını kullanarak, gecikme odaklı bir uygulamayı test edecek. Gaimersheim'daki teknik merkezde planlanan altyapı, Audi'nin Ingolstadt'daki fabrikasını ve diğer tesislerini yansıtan, simüle edilmiş bir üretim ortamında 5G teknolojilerinin uygulanmasını içerecek. Laboratuvara, 5G teknolojisinin erken dağıtımını mümkün kılan açık bir deneme tesisi olan Ericsson Kavram Kanıtlama (Proof of Concept -PoC) ağı kurulacak. Bu ağ, üretim bileşenlerinin WiFi, WLAN veya kablolu (Ethernet) bağlantıları da dahil olmak üzere, kullanımda olanlara alternatif veya tamamlayıcı teknolojilerle entegre olmak üzere tasarlandı.
Yapay zeka teknolojisi şimdi cepte
Casper’ın yapay zeka teknolojisiyle desteklediği yeni telefonu VIA A3 Plus, performansı ölçerek öğrenme, kızılötesi yüz algılama ve gerçek zamanlı fotoğraf geliştirme deneyimlerini algılayarak öğrenebiliyor. Yapay zeka yeteneği sayesinde telefon, işlemciyi zorlamayan
oyunlarda yüzde 12, işlemciyi zorlayan oyunlarda ise yüzde 25'e varan oranlarda pil tasarrufu sağlıyor ve bu da daha uzun süre performanslı oyun keyfi demek. 4+4 çekirdekli Helio P60 A73 işlemcisindeki yapay zeka desteğiyle her uygulamada yüksek performans gösteren, 6GB RAM destekli Casper VIA A3 Plus, 80 uygulamanın arka planda çalışmasını sağlarken, tek dokunuşla başka bir uygulamaya, beklemeden hızlı geçişler sağlıyor. Infrared kamera da yüzü en ince ayrıntısına kadar inceliyor, 256 adet yüz noktasını ve 16 yüz şeklini ayırt edebilen Casper VIA A3 Plus, tüm ortamlarda
yüz tarama sağlıyor. Infrared kamera; kullanıcıları karanlık ortamda veya misal şapkalı ya da gözlüklüyken bile 0.2 saniye içinde algılayabiliyor. Yapay zeka teknolojisinin en önemli özelliği olan ‘öğrenme’, kameraları kullanırken ve fotoğraf çekerken de 16MP RGB renkli ön kamera, geniş piksel aralığı ve 400nit parlaklığa sahip olan LED Flash ile kolaylık sağlıyor. Helio P60 yapay zekalı işlemcisi ile teknik donanımları geliştiren Casper VIA A3 Plus, FHD+ ekranı sayesinde görüntü kalitesini de yükseltiyor ve çinko çerçevesi ile darbelere ve düşmeye karşı dayanıklılık gösteriyor. Satış fiyatı 2 bin 699 TL olarak belirlenen Casper VIA A3 Plus’ta yapay zeka sayesinde, ihtiyaca göre diğer programları durduran ve performansını artıran telefon, beklemede olduğu ve kullanılmadığı zamanlarda da pil tüketimini en alt seviyeye indiriyor.
Poz ver, çek, bastır
Canon’un yeni fotoğraf yazıcısı ZINK™ (sıfır mürekkep) teknolojisi ile gelen Zoemini, küçük boyuta ve hafifliği sahip. Sadece 160 gram ağırlığı ve 118mm x 82mm x 19mm boyutları ile cep telefonu boyutlarındaki Zoemini; Bluetooth aracılığıyla Canon Mini Print uygulamasına bağlanarak, saniyeler içinde fotoğraf ve sosyal medya enstantanelerinin baskısını alabiliyor. Retro selfie’lerden komik hayvan yüzü filtrelerine 10’dan fazla özgün kolaj şablona da sahip olan uygulama sayesinde baskıları özelleştirme imkanı sunan Zoemini, Facebook ve Instagram başta olmak üzere sosyal medya profilleri için de öne çıkıyor. Google Play ve App Store’dan indirilebilecek Canon Mini Print uygulamasının popüler filtre, çerçeve ve AR efekti gibi seçenekleri de yaratıcılık fırsatı demek. Tavsiye edilen satış fiyatı 599 TL+ KDV olan Zoemini’nin Rose Gold/White, White/Silver ve Black/Slate Grey renk seçenekleri var.
Epson’dan kablosuz yazıcı ikilisi Geniş format yazıcı grubunu geliştiren Epson, özellikle mimarlık ve mühendislik ofislerinin iş akışını kolaylaştıracak olan, CAD yazıcı pazarı odaklı yeni T serisi modelleri ile kablosuz erişim ve kompakt tasarım sunuyor. Epson SureColor T3100 ve T5100, mühendislik ve mimarlık topluluklarına hızı, hassasiyeti ve güvenilirliği bir arada sunuyor. SureColor T3100 24-inç masaüstü yazıcı ve SureColor T5100 36-inç ayaklı tip yazıcı olmak üzere iki yeni modelle ürün yelpazesini genişleten Epson, kullanıcıların her yerde tabletlerinden ve akıllı telefonlarından kablosuz olarak doğru ve canlı çıktılar almasını sağlıyor. SureColor T3100 ve SureColor T5100, aralarında mimarlık, mühendislik, CAD, GIS, eğitim, kurumsal, ev ve küçük ofis kullanıcılarının bulunduğu geniş bir segmentte profesyonellere yardımcı olacak. Modellerdeki teknik; geniş formatlı rulo kağıtlar ile A4/A3 boyutundaki kağıtlar arasında geçiş yapılmasını sağlıyor. Epson'un PrecisionCore MicroTFP baskı kafası teknolojisinden ve nozzle durumunu otomatik olarak kontrol edip ayarlamak için ‘Nozzle Onaylama Teknolojisi’nden yararlanan yeni yazıcılar, ince detaylar ve ticari seviyede güvenilirlik ile 31 saniye içinde A0/E boyutunda doğru çıktılar üreterek yüksek yazdırma hızı sunuyor. Yeni nesil, yüksek kapasite UltraChrome XD2 pigmentli mürekkepler, neredeyse her kağıt türü üzerinde canlı renkler ve keskin çizgiler ile uzun süre dayanabilen arşiv çıktıları sağlıyor. Ürünlerde, 4,3 inçlik renkli LCD dokunmatik ekran da mevcut.
BThaber
22 KARİYER DP Eurasia Group’un yeni CTO’su Gökhan Süderbay Domino’s Pizza, Gökhan Süderbay’ı CTO atadı. Süderbay’ı CTO olarak yönetim kadrosuna katan DP Eurasia Group, Türkiye, Rusya, Azerbaycan ve Gürcistan’daki tüm teknolojik çalışmalarını Süderbay ile yürütecek. Lisans eğitimini Hacettepe Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği Bölümü’nde tamamlayan Gökhan Süderbay, Gebze Yüksek Teknoloji Enstitüsü'nde MBA yaptı ve İşletme Anabilimi dalında doktora dersleri aldı. Çalışma hayatına 1997 yılında Yapı Kredi Teknoloji’de (Bilpa) başlayan Süderbay, 2003 yılına kadar bu kurumda çeşitli yazılım geliştirme pozisyonlarında çalıştı. 20042005 yılları arasında Garanti Teknoloji'de Proje Yöneticisi, 2005-2007 arasında Aviva Sigorta'da Bilgi Teknolojileri Müdürü olarak görev yapan Süderbay, 2007 yılında AkEmeklilik ile Aviva Hayat Emeklilik şirketlerinin birleşme sürecinde bugünkü adıyla AvivaSA’da iki şirketin tüm fonksiyonlarında Entegrasyonu ve Program Yönetim Ofisi’ni yönetti ve 2008-2010 yıllarında Aviva Sigorta'da CIO olarak çalışırken, aynı dönemde hem şirketin yeniden yapılanma amaçlı dönüşümünü hem 14 ülkenin yer aldığı Aviva Avrupa Bölgesi’nde IT Dönüşümü Program Ofisini yönetti. 2010-2015 yılları arasında Liberty Sigorta’da Genel Müdür Yardımcısı, CIO ve İcra Kurulu Üyesi, 2015-2016 yıllarında Fonksiyon Danışmanlık’ta Yönetici Ortak, 20162018 yıllarında da Hedef Filo’da Bilgi Teknolojileri ve İş Süreçleri Direktörü, İcra Kurulu Üyesi olarak görev yapan Süderbay, PMP, ITSM ve Scrum sertifikalarına sahip ve Proje Yönetimi, Program Yönetimi, Dijital Dönüşüm, Scrum ve Agile Koçluğu konu başlıklarında eğitimler de veriyor.
Sodexo Global’e Türkiye’den atama 2012 yılından bu yana Sodexo Avantaj ve Ödüllendirme Hizmetleri Türkiye’de Pazarlama Direktörü olan Hüseyin Yargı, Ağustos 2018 itibariyle Sodexo Batı Avrupa ve Akdeniz Bölgesi Strateji, Satış ve Pazarlama Bölge Direktörü olarak atandı. Fransa, Belçika, İngiltere ve Türkiye gibi 11 ülkeyi içeren bölgenin satış ve pazarlama stratejilerinin yönetimini üstlenecek olan Yargı, aynı zamanda, Sodexo Avantaj ve Ödüllendirme Hizmetleri’nin global Satış Verimliliği projesini de yönetecek ve Paris merkezde görev alacak. Hüseyin Yargı, Galatasaray Üniversitesi İktisat Bölümü’nü birincilikle bitirdi. Sorbonne Üniversitesi’nden ekonomi master derecesi alan Yargı, Fransa’da College des Ingenieurs’de MBA eğitimini tamamladı. İş hayatına Ipsos’da (o zamanki adıyla HTP Exclusive) başlayan Yargı, ardından Renault Fransa, Petrol Ofisi ve Philips’de strateji, satış ve pazarlama alanlarında çeşitli görevlerde bulundu. 2012 yılından itibaren Sodexo Avantaj ve Ödüllendirme Hizmetleri Türkiye’nin Pazarlama Direktörlüğü görevini üstlenen Hüseyin Yargı, bu dönemde şirketin yeni hizmetler geliştirmesi, dijitalleşmesi yönünde önemli projeleri hayata geçirdi.
3 - 9 EYLÜL 2018
İK ve dönüşümden Hande Yalgın sorumlu Logo Yazılım, Temmuz 2018 itibarıyla yurtiçi ve yurtdışındaki tüm grup şirketlerinin İnsan ve Organizasyonel Dönüşüm Süreçlerinden Sorumlu İcra Kurulu Üyesi olarak Hande Yalgın’ı görevlendirdi. İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileri Bölümü’nün ardından İstanbul Üniversitesi İnsan Kaynakları programı ve Coaching Training Institute mezunu olan Hande Yalgın, kariyerine öğrencilik
döneminde başladı. 1998 itibarıyla PERYÖN, Koç Holding - Avis Rent A Car, Arkas Holding, Turkcell, Yıldız Holding gibi kurumsal firmaların İK, Organizasyonel Değişim ve Gelişim alanlarında farklı pozisyonlarda görev alan Hande Yalgın, 2012 yılından bu yana, Vodafone Türkiye’de sırasıyla Ticari Birimler İK İş Ortakları Direktörü, ardından İşe Alım, Yetenek, Eğitim, Gelişim ve İşveren Markası yönetiminden sorumlu Direktör olarak görev yaptı.
En iyi işverende açıklık ve netlik esas!
Kariyer platformu toptalent. co’nun Kurucu Ortağı Mehmet Aksu, başarılı bir işveren markası iletişimi gerçekleştirmek için önem taşıyan 10 kuralı şöyle sıraladı: 1. Amacınızı belirleyin: Markanızın bilinirliliğini artırmak, var olan işveren markanızı güçlendirmek, nitelikli yetenekleri şirketinize çekmek ya da mevcut çalışanlarınızı şirkette tutmak amaçlarınız arasında yer alabilir. Bunlar arasından belirlediğiniz herhangi bir konu da yola çıkmanızı sağlar. 2. Hedef kitlenizi belirleyin: Hedef kitleler mevcut çalışanlarınız, potansiyel çalışanlarınız ya da eski çalışanlarınız olabilir. Eğer amacınız yetenek çekmekse, yeni mezunları, çalışanları şirkette tutmaksa bu durumda da iç müşterilerinizi hedef kitleniz olarak belirlemekte yarar var. 3. Tek bir mesaj belirleyin: Kesin ve net hedef kitle belirledikten sonra, bu kitleye ulaştıracağınız mesajın kısa, net ve tek bir fikir odaklı olması şart.
Yani, ortaya karmaşık bir mesaj çıkartmayın. 4. İçgörü sunun: Mevcut çalışanlarınıza yönelik bazı “Employee Engagement” testleri yaparak, şirketiniz hakkındaki düşüncelerini anlayabilir, marka kimliğini oluştururken bunu kullanabilirsiniz. İşveren marka kimliğini oluştururken, hedef kitlenin içgörüleriyle hareket etmek, doğru ve ayakları yere basan değer önermeleri demek. 5. İletişiminizi rekabetten ayırın: Çoğu şirket işveren markası iletişiminde birbirine benzeyen süreçler yürütüyorlar. Siz konumlandırma aşamasında, işveren marka kimliği ya da çalışan değer önerisinde yer alan ve işletmenizi rakiplerinizden ayıran özellikleri ön plana çıkartmalısınız. 6. Kampanyanız doğru mecrada / iletişim kanalında mı?: İşveren markası iletişiminde hedef kitlenizle mesajınızı buluşturacağınız mecra önemli. Yönetici arıyorsanız LinkedIn, yeni mezun ve genç profesyonel arıyorsanız
Toptalent.co, CEO arıyorsanız yetkin bir danışman gerekir. 7. Çalışan değer önermenizi oluşturun: İşveren markası süreçlerinde en kritik nokta bütünleşik bir stratejiye sahip olmak. Tutarlı bir iletişim yürütmeli ve her mecrada aynı mesajı desteklemeli, hedef kitlenizdeki herkesin markanız hakkında aynı şeyi düşünmesini sağlamalısınız. 8. Ölçümleyin: Başlattığınız iletişimin ne durumda olduğunu görmek için ölçümlemeli, ayrıca iletişim sürecinde yaşadığınız sorunları da tespit etmelisiniz. Bu sayede iyileştirmeniz gereken konularda farklı yöntemler deneyebilirsiniz. 9. Yapacağınız iletişimi şirket kültürüne uygun hale getirin: Şirketinizin nasıl bir kişiliğe sahip olduğunu belirleyip, bunu mesajlarınızda yansıtmalısınız. Eğer mesajlarınız şirket kültürüyle uyuşmuyorsa, farklı kişiliklerde yetenekleri şirketinize çekerek bir kaosa yol açabilirsiniz. 10. Kampanyanızı duyurmak için yeterli bütçe ayırdınız mı?: Bir kampanyayı hazırlamak için harcadığınız bütçe kadarını da iletişim için ayırın. Kampanyanızın karşılığını alabilmeniz için, kampanyayı tasarlamak için hazırladığınız bütçenin 5 katını iletişime ayırmalısınız.
BThaber
24 KARİYER
3 - 9 EYLÜL 2018
e-Ticaret uzmanları yetiştiriliyor
Açık Grubu’nda atama Altı markası ve 14 şirketiyle telekomünikasyon, havacılık ve savunma sanayi, iklimlendirme, veri merkezleri sistem entegrasyonu ve endüstriyel bina inşaatı, siber güvenlik alanlarında faaliyet gösteren Açık Grubu’nun Pazarlama ve Kurumsal İletişim Direktörlüğü görevine Hande Özay Yağcı getirildi. İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesi mezunu olan Yağcı, eğitimini Kanada King George Koleji’nde pazarlama iletişimi alanında sürdürdü.
Yeditepe Üniversitesi ve Alibaba. com’un, Nisan 2018’de yaptıkları işbirliği kapsamında ilk aşamada 60 öğrenci, e-ticaret uzmanlığına yönelik “Global Gold Supplier” isimli eğitimi tamamlayarak sertifikalarını aldı. Eğitimler, Yeditepe Üniversitesi Ticari Bilimler Fakültesi laboratuvarlarında, TradeFive uzmanları ile Yeditepe Üniversitesi akademisyenleri tarafından verildi. İşletme, E-Ticaret, Uluslararası Ticaret, Finans gibi bölümlerin yanında Diyetisyenlik, Psikoloji, Çeviribilim gibi bölümlerin öğrencileri ile mezunları da “Global Gold Supplier” isimli sertifika programına katıldı. 60 katılımcının sertifika aldığı program, 1 günlük tasarım eğitimi de dâhil olmak üzere toplam 3 gün sürdü. Alibaba.com/TradeFive ve Yeditepe Üniversitesi, e-ticaret alanında eğitim ile yetiştirdikleri öğrencilerini, Alibaba.com sitesi üzerinden satış yapan KOBİ’lerde istihdam etmeye başladılar. Yeditepe Üniversitesi E-Ticaret ve Teknoloji Yönetimi Bölümü 2. sınıf öğrencisi Kübra Kirazcı ise Alibaba. com tedarikçilerinden Hawersan Kablo’da çalışmaya başlayan ilk öğrenci oldu. Yeditepe Üniversitesi Ticari Bilimler Fakültesi E-Ticaret ve Teknoloji Yönetimi Bölüm Başkanı Doç. Dr. Altan Kar, eğitime katılan ve Alibaba.com temsilcisi olmak isteyen her öğrencinin iş ve staj fırsatlarından yararlanmaya devam edeceğini vurguladı.
İş hayatına 2003 yılında Novartis Satış ve Pazarlama Departmanı’nda adım atan Yağcı, ardından Puma, Boston Scientific ve Microsoft bünyesinde pazarlama alanında görev yaptı. 2011 yılında Microsoft Pazarlama İletişimi Müdürü olarak atanan Yağcı, 2013 yılında VeriFone Türkiye’de
Güney Avrupa ve Rusya’dan Sorumlu Pazarlama Müdürü oldu. Hande Özay Yağcı, Açık Grubu bünyesine katılmadan önce ise VeriFone
Türkiye’de Doğu Avrupa, Ortadoğu ve Afrika’dan Sorumlu Pazarlama Direktörlüğü görevini yürütüyordu.
Etkinlikleriniz ile ilgili bilgileri bthabersirketleri.com/EtkinlikDuyuru adresine girebilirsiniz.
BThaber
ETKİNLİK TAKV!M! E T K İ N L İ K L E R
20 Eylül 2018 BTvizyon Erzurum Toplantısı Erzurum AYRINTILI BİLGİ: www.bilisimzirvesi.com.tr
Y U R T İ Ç İ
27 Eylül 2018 LOCARD Global Cyber Security Summit Ankara AYRINTILI BİLGİ: www.locard.org
4 Ekim 2018 BTvizyon Ankara Toplantısı Ankara AYRINTILI BİLGİ: www.bilisimzirvesi.com.tr
13 Aralık 2018 BTvizyon Ankara Toplantısı Girne AYRINTILI BİLGİ: www.bilisimzirvesi.com.tr
E T K İ N L İ K L E R 3 - 5 Eylül 2018 World Blockchain Forum Londra AYRINTILI BİLGİ: www.london.keynote.ae
Y U R T D I Ş I
5 - 8 Kasım 2018 VMworld 2018 Barselona AYRINTILI BİLGİ: www.vmworld.com/en/europe/index.html
21 Kasım 2018 Teknoloji Kaptanları Ödül Töreni İstanbul Kongre Merkezi AYRINTILI BİLGİ: www.bilisimzirvesi.com.tr
21 - 22 Kasım 2018 Bilişim Zirvesi'18 İstanbul Kongre Merkezi AYRINTILI BİLGİ: www.bilisimzirvesi.com.tr
BThaber
26 MEKTUP Güz günlerinden merhaba, Faydalı mobil uygulamaları tanıtarak mektubuma başlıyorum. İlk uygulamam; dünyada 380 farklı havaalanında kullanılabilen ve uçakla yolculuk yapacak kişilerin oluşturdukları sanal bir bekleme salonu gibi hizmet veren "btrfly". İngiltere ve Kanada’da yaşayan Türk girişimciler tarafından geliştirilen uygulamada kullanıcılar, havaalanında geçirdikleri boş saatleri bir yol arkadaşı bularak değerlendirirken, uygulamadaki profillerde yer alan meslek bilgileriyle bir iş bağlantısının temellerini atabiliyor. Uygulamada “Smart Lounge” konseptine üyelikle kullanıcılar, havalimanlarındaki restoranları kullanarak indirim ve ikramlardan faydalanırken, uçuş bilgilerini takip eden kişisel seyahat asistanı Skye yapısına sahip oluyor. Koçtaş’ın, ustalar ile evini yenilemek isteyenleri buluşturduğu Ustabilir mobil uygulaması, Koçtaş’ın bulunduğu 19 ilde kullanıma açılmış. Uygulama, ustalar ile kullanıcıların direkt iletişim kurmalarına, ustaların yeni iş fırsatları bulmasına olanak tanıyor. Uygulama ile kullanıcılar, ihtiyaç duydukları hizmet ile ilgili Koçtaş mağazalarının bulunduğu tüm illerdeki ustaları filtreleyebilirken, aradığı ustayı yorum, sertifika ve puanı ile değerlendirebiliyor. Bu uygulama da elektrik faturalarımız için gelsin… CK Enerji Akdeniz Elektrik, DenizBank tarafından hayata geçirilen ve akıllı telefonlara ücretsiz olarak indirilen fastPay ile elektrik faturası ödeme sürecini başlatmış. Tüketiciler elektrik faturalarını hızlı ödeme imkânına kavuşurken, 31 Aralık 2018 tarihine kadar elektrik faturasını söz konusu mobil uygulama üzerinden ödeyecek olan müşterilerin her faturanın yüzde 5’i kadar bir bedeli cebinde
3 - 9 EYLÜL 2018
Günışığı ile hayata tutunan çocuklara duayenden tam not
kalacak. AppStore ve Google Play’dan ücretsiz indirilebilen uygulama ile tüketiciler herhangi bir taahhüt altına girmeden ‘indirim’ hakkına sahip olacak. Bu indirim tutarı da faturanın ödenmesi sonrasında kullanıcının fastPay bakiyesine yüklenecek. Çevreye duyarlı bireyler yetiştirmek için projeler geliştiren TED İzmir Koleji ve İzmir Deniz Ticaret Odası “TED Denizcilik Kulübü” öğrencilerinin sahil ve denizlerden topladıkları atıkları, okulun “Güzel Sanatlar” öğrencilerinin ellerinde sanata dönüştürmüş. Atıklardan hazırlanan küçük balık heykeli Çeşme Marina’da sergilenmeye başlamış. Denizcilik Kulübü öğrencilerinin sahil şeridinden topladığı diğer atıklar 1316 Eylül arasında Port Alaçatı Marina’da Columbia PFG Alaçatı Big Fish Turnuvası’nda dev balık heykelinin tasarımında kullanılacakmış. Etkinliğin ilk günü TED İzmir Koleji Güzel Sanatlar öğrencileri tarafından yapımına başlanan dev balığın son gün tamamlanması ve yıl boyu İzmir’in önemli lokasyonlarında sergilenmesi de hedefleniyor. Çevreciliği yaratıcılık ile destekleme adına bir haberim var. TÜBİTAK’ın ‘Yenilik ve Girişimcilik Kapasitesinin Arttırılmasına Yönelik Destek Programı’ TÜBİTAK ve ArçelikGarage işbirliğiyle hayata geçiriliyor. Adresimiz www. arcelikgarage.com/bigg.
Yaratıcılık ödülsüz kalmıyor malum, işte bunun en güncel örneği. Anadolu Sigorta’nın yenilikçi dijital sigorta girişimlerini desteklemek için oluşturduğu Astart platformunun Dijital Sigorta Girişimcilik Yarışması’nın kazananları belli olmuş. Stuff Sigorta aracılığıyla; klasik evrak işlemleriyle vakit kaybetmeden, istediğiniz nesneyi, istediğiniz yerden, istediğiniz anda sigortalatabiliyorsunuz. Güvencesiz eşyaların beklenmedik olaylarla oluşan maddi kaybını engellemek için adresimiz https://www. stuffapp.net/. PetSurfer ise https://petsurfer.com/ sitesi ile pet sahipleri ile pet bakıcılarını buluşturan bir platform. Her yıl sürecini ve sonuçlarını heyecanla takip ettiğimiz Türkiye Bilişim Derneği’nin (TBD) bu yıl 20’incisini düzenlediği Bilim Kurgu Öykü Yarışması için başvurular 31 Ağustos itibariyle sona erdi, hatta bizim bir arkadaşımız da yarışmaya başvurdu. Yarışmanın sonuçları 12 Kasım’da açıklanacak. Bu arada TBD, Türkçe bilimkurgu yapıtlarının sayısını artırmak amacıyla düzenlediği yarışmaya bugüne kadara katılan ve basıma değer görülen öyküleri kitaplaştırıyormuş. Bu yılki yarışmada dereceye girecek öyküler içinde seçici kurul tarafından seçilenler de kitap olarak yayınlanacak. İyisi mi detayları www.tbd.org.tr
YIL 22 SAYI 1186
Bilişim Zirvesi Etkinlik Organizasyon Ltd. Şti. adına Sahibi ve Sorumlu Yazıişleri Müdürü Neslihan Aksun neslihana@bthaber.com.tr
www.bthaber.com
BThaber Grubu Yayın Koordinatörü Ayhan Sevgi ayhans@bthaber.com.tr
3 - 9 EYLÜL 2018
www.linkedin.com/groups/BThaber twitter.com/bthaber www.facebook.com/BThaber
Okur Temsilcisi Behçet Envarlı benvarli@tbv.org.tr
Editör
Görsel Yönetmen
Handan Aybars handana@bthaber.com.tr
Tuğçe Diyar tugcee@bthaber.com.tr
Online Editör
Video Editör
Ferit Çelik feritc@bthaber.com.tr
Efe Çevikoğulları efec@bthaber.com.tr
Bültenlerinizi
bulten@bthaber.com.tr adresine gönderebilirsiniz
Cilt, Baskı, Poşetleme: Uniprint San. ve Tic. A.Ş. - Hadımköy İstanbul Asfaltı Ömerli Köyü İstanbul - Tel 0212-798 28 40. l
Abone ve Dağıtım btabone@bthaber.com.tr
adresinden takip edelim. Spora destekte sıra… Vaillant Türkiye, 2. ligde mücadele eden Zonguldak Kömürspor’la bir yıl süreli sponsorluk anlaşması imzalamış. Müşteri memnuniyeti odaklı çalışmalarıyla Vaillant Türkiye, sponsorluğu süresince verilecek 250 adet sezonluk kombine kartın tamamını tüketicilerine hediye edecekmiş ve kombine kartlar 30 Eylül’e kadar Zonguldak’ta Vaillant Kombi ve klima alan müşteriler aranarak, talep edenlere gönderilecekmiş. Yerele uygun pazarlama ve spora destek adına önemli bir adım, ne dersin. Bir çocuk için efsane ile tanışma imkanı sunan Türk Telekom’un, Engelsiz Yaşama Derneği ile yürüttüğü Günışığı Projesi kapsamında az gören çocuklar, Ara Güler ile bir araya gelmiş. Günışığı Projesi ile tıbben az gören çocuklar, görme yetilerini artırdığı gibi, yaşadıkları şehrin tarihi yapılarını fotoğraf makineleri ile ölümsüzleştirmiş. Fotoğraf çeken çocuklar, üstüne bir de bu kareleri Ara Güler’e hediye etmiş ve fotoğraflarına tam not almış, 90 yaşındaki Güler’in deneyimlerini merakla dinlemişler. Çocuklarla bir arada olmaktan keyif aldığını vurgulayan Ara Güler, fotoğraf sanatını “İçindeki duygunun dışarıya görsel olarak yansımasından başka bir şey değildir” sözleri ile tanımlamış. Yani ne gördüğün değil, nasıl gördüğün önemli. Türk Telekom ve Engelsiz Yaşama Derneği’nin
2014’te az gören çocuklar için başlattığı Günışığı Projesi, 4 yılda 58 ilde tam 700 çocuğun görme yetisini üst seviyeye ulaştırmış. Günışığı Projesi eğitimini alan çocuklar görme yetilerini artırdığı gibi, göz kaslarını çalıştırmak ve sosyalleşmelerini sağlamak için yaşadıkları şehrin tarihi yapılarını fotoğraflamış. Türkiye’nin dört bir yanında tarihi eserlerin fotoğrafını çeken çocukların bu eşsiz kareleri, yakında “Az Gören Çocukların Gözüyle Türkiye” temasıyla bizlerle buluşacak. Yeri ve zamanı zamanı gelince seninle paylaşacağım, hiç merak etme. Çanakkale Gelibolu Yarımadası’nda tam 12 yıldır yürüttüğü “Tarihe Saygı Projesi” ile bölgenin tarihine sahip çıkmaya devam eden Opet, 2018 Uluslararası Troya Yılı’nda; tarihi, mitolojik, kültürel ve doğal güzellikleri ile öne çıkan ve Troya bölgesinde yer alan Tevfikiye Köyü’nün rehabilitasyon ve yenileme çalışmalarını tamamlıyormuş. Malum yerim sınırlı, sen iyisi mi yapılan çalışmaları gururla https://www.opet.com.tr/tarihesaygi sitesinden takip et. Haftaya noktayı bir kitapla koyuyorum. ‘Speed Networking’ hızlı tanışma seanslarını Türkiye’yle tanıştıran Ertuğrul Belen, LinkedIn’de küresel iş geliştirme tüyolarını Haziran 2018'de yayınlanan ve kısa sürede 3. baskıya ulaşan “İş Dünyasında LinkedIn ile Networking” kitabında paylaşıyor. Edinelim ve bu platformu verimli kullanmanın yolunu yordamını öğrenelim. Nihayetinde, haftaya buluşalım.
İtirazım var… Günümüzde verilen tüm demeçlere rağmen, bırakın otelleri, belediyeye ait etkinlik mekanlarında bile kiraların yanı sıra su dahil tüm ek giderlerin avro üzerinden hesaplanmasına itirazım var.
BThaber Genel Müdürü Özlem Unan İş Geliştirme ve Satış Müdürü Abdurrahman Koyuncu Reklam Satış Yönetmenleri Kutay Göçe Çiğdem Şakar Rana Özgen Reklam Rezervasyon Sorumlusu Suzan Bilken Yönetim Yeri: Bilişim Zirvesi Etkinlik Organizasyon Limited Şirketi Örnek Mah. Şehit Cahar Dudayev Cad. Örnek İş Merkezi No:14 Kat:5 34704 Ataşehir İSTANBUL Telefon: (0216) 888 0 596 Ankara Ofisi: Adres : Nergis Sok Via Flat İş Merkezi No:7/2 Söğütözü-Ankara Telefon: (0312) 258 64 24 / Faks: (0312) 258 63 02
Türkiye’nin en köklü bilişim teknolojileri yayını olan BThaber, 1995 yılından bu yana bilişim ve teknoloji dünyasındaki en son haberleri, yenilikleri ve bilgileri okuyucularına kesintisiz bir şekilde sunmaya devam ediyor. Her hafta yüzde 35’i BT, yüzde 65’i ise finans, otomotiv ve sağlık gibi farklı sektörlerde yer alan şirketlerin ve kamu kurumlarının yöneticilerinden oluşan 7500’ün üzerinde kişiye ulaşmakta ve online platformlar üzerinden her hafta on binlerce kişiye erişim sağlamaktadır.
ISSN 1300-6495 BThaber kontrollü abonelik sistemiyle dağıtılmaktadır. - Fiyatı 1 Kuruş (KDV dahil) - BThaber, 5187 sayılı Basın Kanunu’nun 2/f maddesi hükmü gereği ‘yerel süreli yayın’dır.
advertorial
WEEKLY INFORMATION TECHNOLOGY AND ECONOMY NEWSPAPER
Formula for getting out of crisis is productivity and high added value products Turkey began to encounter environments that are not accustomed in recent years. In 2000, the business world played the game according to the rules of this environment, as the increases in exchange rates were witnessed. During periods of rapid growth and the crisis, investments would largely stop, while the initial investments to be cut would be in advertising, IT and of course, “human” investment... Under the titles such as “turn the crisis into an opportunity”, technology investments, marketing and investment in human were discussed in many environments; however in general, Money making models were more attractive for business people. In recent years, after the development of technology and the integration of business processes and technology, investments are not easy to give up, but the impact of the economic crisis on investments is great. Whatever the reason, and we do not talk about it much, we are going through a period of economic crisis. There are two main factors we need to deal with in this period:
productivity and high added value. Today, when the competition is intense, companies need to increase their efficiency a little more day by day. The basic condition of being a more productive company is investing in information technologies and using these technologies more efficiently. For example, it is important to be able to make quick decisions for managers and put them into practice, or to be able to identify and respond to customer needs quickly. This is also the way of information technology. We cannot think independently of all the business processes such as R&D, design, production, marketing, sales, after-sales services, export, human resources, finance management. Many companies in every sector have been dreaming about many projects on the path of digital transformation, but the number of companies that are so lagged behind in this way is too much. Of course, only using information technology is not enough for development, we also need to develop and produce this technology.
We do not have many opportunities in the short run for hardware products. High value-added software and services need to be stepped up quickly. Companies should be encouraged to export both existing and new software and services. The development of domestic products is through positive discrimination towards good quality domestic products. There is a need for success stories, especially from the public, with local products. It should not be forgotten that it is almost impossible for products not accepted in their own country to be accepted in foreign markets. Hostile approaches to foreign products should also be avoided. The important thing is whether native or foreign, getting maximum benefit from that technology. For example, almost all of today’s phones use iOS or Android operating system and application platforms. Let alone us, the South Korean and Chinese brands, which are the world’s largest phone manufacturers, do not have their own operating systems and application platforms. We would like to have an
operating system that is accepted in the world but unfortunately we do not. It is then necessary to increase the number of applications on these platforms, and to improve both these applications and make money from their use. We must export the software, applications and services that we have developed using the power of these structures more prominently in the global ecosystems created by different global brands. There are also systems in which many of our institutions have developed in the field of e-government. But unfortunately, we have not been able to introduce these systems in the international arena until now. It seems difficult to do this with insufficient public-private partnership. Turkey is being assertive about software exports and trying to take some steps in this regard. This request was also available in the 1990s, and even then TurSoft, a foreign trade software company in the sector, was established under the leadership of TÜBİSAD. Unfortunately, neither
the sectoral foreign trade company nor the country could have succeeded as far as we wanted. Despite the fact that software exports enter not only in the agenda of the informatics NGOs but also the agendas of the other NGOs of the business world, the total software exports have increased only to around 3.5 billion TL. Despite some attempts, a comprehensive software inventory also did not occur in Turkey. A similar situation applies to service exports. Increasing the high value added software and services exports should be the aim of the whole country, not just the IT sector. Along with industry 4.0, many device types and work machines will also undergo transformation. In short, they will turn into smart machines. Hence, the manufacturers of equipment and machines and their suppliers must also become a producer of information technology. In short, the basis of our short and long term development plans is now the information technology. We can come out of this vicious cycle by both consuming and producing the information technologies.
Internet payment habit is developing The Interbank Card Center (BKM) announced the data of July 2018. Accordingly, while a total of 73.9 billion TL was paid in July, it was seen that the card payment made via the internet reached 13.8 billion TL. According to a survey conducted by the
Media Monitoring Center (MTM) on the use of bank and credit cards, payments made by bank cards increased by 40% compared to the same period of the previous year while the growth rate by credit card payments was 21%. While
the increase in payment habits from the internet is reflected in the card payment statistics, it was seen that the payment was made in July with a total amount of 13.8 billion TL. Compared to July 2017, these data show an increase
of 35% on online payment. While public/tax payments ranked first with a share of 2.19 billion TL and 16% in the sector based distribution of card payments made from the internet, the airline sector ranked second with 2.05 billion TL and 15% share.
Travel agencies with 1,82 billion TL and 13% share, electronic goods with 1,46 billion TL and 11% share and service sector with 0,89 billion TL and 6% share were among the sectors with the highest card payments from internet.
Simplicity of the processes meets with efficiency in insurance AvivaSA, which focuses on innovating in insurtech, meaning ‘insurancetechnology’ world, is on this path signing strategic alliances with entrepreneurs as well as technology companies. According to Fahri Arkan, Executive Vice President of AvivaSA Information Technologies, who points out that the outsourcing services provide fast digital solutions to the needs of business families, the inclusion of new businesses within the scope of BES Auto-Participation also necessitates diversification in IT investments. Fahri Arkan stated: “The technology is developing rapidly and the expectations of our internal and external customers change with this speed. We are continuing our work in three main areas to keep pace with this speed. In the ‘people’ area, our priority is to inform IT staff, organize
trainings, chat meetings. In the area of ‘process’, we are doing productivity studies to make our production more efficient, we follow up current methodologies in the world closely and adapt our studies and make our production most efficient by using simple and agile production methods in our processes. In the ‘system’ area, we ensure that the tool we use in the production process is updated to visualize and manage the production process.” Fahri Arkan, who emphasized that they see the future of the sector in the context of ‘customer focus’ and ‘digitalization’, added: “One of the primary strategies of our stakeholders, Aviva and Sabancı Group is to digitalize and to be leader of innovation in the insurance sector.” He gave information about the investments they have recently made:
Field sales and customer management platform Ocean: Ocean is bringing digitalization to the top level in field operations such as customer and campaign management. Parallel to the end-to-end solution offered to corporate clients, the Ocean Individual Module was made available to AvivaSA Individual Sales teams as of December 2017. At the beginning of this year, all field sales teams were able to use it. . Bi’tıkla (one click) Individual online branch: Bi’tıkla Individual online branch, which can work in harmony with all devices and operating systems, has been actulized to serve individual customers under Auto-Participation. On this platform, customers can conduct withdrawal transactions, view policy and
payment information, issue policies, send e-mails and select funds online. Bi’tıkla (one click) Corporate online branch: Bi’tikla Corporate online branch, which is actualized for corporate customers to carry out their transactions in the process of Auto-Participation, has been opened for use by HR departments of companies and AvivaSA operations teams. Operational efficiency has been achieved with this project, which also offers a digital self-service which was realized in a short period of time. Increased productivity with virtual employees: In 2017, more than 10 processes were put in place to increase productivity and reduce costs, saving workforce of about 20 employees. In this project, where routinely repeated, worthless operational
processes are handed over to virtual employees, current applications are taught to robots, meaning virtual workers, without any software, and virtual workers who operate 24/7 are obtained. With the Robotics Project, the number of virtual employees can be increased instantaneously while reducing operational faults and without creating additional employment and training costs. WebChat/ChatBot for after sales: WebChat/ChatBot application was launched on the corporate website in order to meet increasing customer needs with autoparticipation and to answer questions and requests from customers instantly. Virtual customer representative ChatBot application was an effective solution to reduce the workload of after sales service teams.
Presidential Investment Office President becomes Arda Ermut Arda Ermut, President of the Prime Ministry Investment Support and Promotion Agency (TYDTA), which was re-positioned as Presidential Investment Office during the transition to the presidential system, will also serve as the President of the Presidential Investment Office in the new term. Ermut has been the president of Turkey Prime Ministry Investment Support
and Promotion Agency since 2015. Investment Support and Promotion Agency of Turkey was founded in 2006 by Prime Minister Recep Tayyip Erdoğan personally in order to make efforts to encourage investment in Turkey. The institution will continue to promote Turkey’s investment environment to
the international media to provide investment support to investors as a Presidential Office in the new era. Ensuring coordination between the organizations and institutions related to the scope of the investment environment promotion activities at the international level, to create all kinds of information and data that will contribute to enhancing the cooperation
to and investment in Turkey are still among the functions of the Presidential Investment Office. The head office in Ankara has a representative office in 13 countries with high investment potential as well as an İstanbul office. The institution has a dynamic staff that can serve many languages such as English, Arabic, Chinese, French, Italian and Russian.
Arda Ermut, serving in every stage including the establishment of the Investment Office, producing solution behalf of the state for any company wishing to invest in Turkey especially foreign investors, is known as one of the most experienced names in Turkey in Investment Office model defined as “one-stop Office” in the world.
Yolcular son derece güvenli bir havaalanı görür.
Siz, seyahat edenlerin trafik akışını optimize etmek için akıllı veriyi görürsünüz. Bosch daha emniyetli ve güvenli bir dünya inşa edebilmenizi sağlar. Video analiz temelli IP 4000i kameralarından elde edilen video verileri ile havaalanındaki trafik akışını tanımlayarak güvenlik amacından daha fazlası için kullanabilirsiniz. Detaylı bilgi için: tr.boschsecurity.com