BThaber 1187. Sayı

Page 1

SAYI

HAFTALIK BİLİŞİM TEKNOLOJİLERİ VE EKONOMİSİ GAZETESİ www.bthaber.com.tr

1187 10 - 16 Eylül 2018

Sayfa

3

Suudi Arabistan ile BT’de işbirliği BTK ve Suudi Arabistan Haberleşme ve Bilgi Teknolojisi Komisyonu arasında bilgi ve iletişim teknolojileri alanında işbirliği yapılmasına ilişkin anlaşma imzalandı.

Sayfa

10

En yeniler ufukta göründü! HPE, küresel etkinlik zinciri Reimagine 2018 kapsamında 25 Eylül’de İstanbul’da tüm sektörleri buluşturacak bir gündeme imza atacak.

Sayfa

4

Türkiye fintech’te 1’inci Lig’den düştü

19

E-ticarette lojistik ‘katma değer’ taşıyor! Hepsiexpress; hem e-ticaret sektörünün hem dağıtım başlığının gelişimini hedeflerken, odağına tüketiciyi alıyor.

KPMG verilerine göre yılın ilk yarısında dünya genelinde fintech yatırımları rekor yükselişle 875 işlemde 57,9 milyar dolarlık büyüklüğe ulaştı. Aynı dönemde Türkiye’de ise 34 işlemde 27,5 milyon dolar yatırım alan startup ekosistemi, geçen yılın ilk yarısında ulaştığı 75 işlemde 46,1 milyon dolarlık yatırımın oldukça gerisinde kaldı. Ancak, 2018 üçüncü çeyrekte yatırımlarda önemli bir toparlanma bekleniyor. Sayfa

11

BULUTU

BULUT YAPAN VERi MERKEZi

RADORE Nesneler arası iletişim gelişiyor, büyük veri devleşiyor, yapay zeka karar noktalarında belirleyici oluyor. Bu alanlardaki gelişmeler, dosya sayfalarımızda

TL A İ L G LU AKLINDAKI SORULARI

İ İL

Akıllanan cihazlar dünyası ve bu aklın kaynakları!

BU

Sayfa



BThaber

GÜNDEM

10 - 16 EYLÜL 2018

3

Suudi Arabistan ile BT’de işbirliği

Suudi Arabistan Haberleşme ve Bilgi Teknolojisi Komisyonu (Communications and Information Technology Commission- CITC) Başkanı Abdulaziz Bin Salem Al Ruwais başkanlığında bir heyet Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı Bakan Yardımcısı Dr. Ömer Fatih Sayan ve BTK Kurul Başkanı Ömer Abdullah Karagözoğlu tarafından kabul edildi. Suudi heyeti ile elektronik haberleşme sektörüne ilişkin muhtelif hususların ele alındığı bir toplantı gerçekleştirildi. Görüşmelerin ardından, BTK ve CITC arasında bilgi ve iletişim teknolojileri alanında

işbirliği yapılmasına ilişkin mutabakat zaptı imzalandı. İmza törenine sektörün üst düzey temsilcileri de katıldı. Ulaştırma ve Altyapı Bakan Yardımcısı Dr. Ömer Fatih Sayan ile CITC Governörü Dr. Abdulaziz Salem Al Ruwais tarafından imzalanan mutabakat zaptında; iki ülke arasında bilgi ve iletişim teknolojileri alanında politika ve düzenleme konularında bilgi ve tecrübe paylaşımında bulunulması, özel sektörün BT alanındaki ilişkilerinin güçlendirilmesine yönelik hükümler yer alıyor. Bu kapsamda BT alanında teknik yeniliklerin teşviki ile

numaralandırma ve numara taşınabilirliği, taşıyıcı seçimi ve ön-seçimi, tarifeler, geçiş hakkı, e-ticaret, genişbant uygulamaları, büyük veri, arabağlantı ve geçiş hakkı konularında işbirliği yapılması öngörülüyor. Mutabakat zaptında, sabit kablosuz erişim (FWA)/ kablosuz genişbant erişim (BWA), hizmet kalitesi, spektrum yönetimi, tüketicinin korunması, uyuşmazlık çözüm mekanizmaları, internet alan adları sistemi, e-imza, bulut bilişim, internetin güvenli kullanımı, bilgi ve iletişim teknolojileri alanında insan kaynaklarının geliştirilmesi gibi hususlarda da işbirliği yapılmasına dair hükümler yer alıyor. Başlatılan bu işbirliğinin kurumlarla sınırlı kalmayıp, her iki ülkede BT alanında faaliyet gösteren özel sektör kuruluşlarını da içerecek şekilde genişletilip güçlendirmesi ve ortak programların gerçekleştirilmesinin teşvik edilmesi amaçlanıyor.

Özel Entegratörler, 18. Kurul Toplantısı’nda buluştu

e-Dönüşüm Komitesi Özel Entegratörler Kurulu 18. Toplantısı, 16 Ağustos Perşembe günü VBT Bilgi Teknolojileri’nin ikinci kez ev sahipliğinde Grand Sheraton Ataşehir Otel’de gerçekleşti. 2015 yılından beri e-dönüşüm komitesi çatısı altında devam eden özel entegratör toplantılarına her geçen gün ilgi aratarak devam ediyor. Geçen süre içinde kurul toplantılarının dışında komisyon

toplantılarıyla da başarılı ortak çalışmalar yürüten özel entegratörler, sektör etiklerini de oluşturmak üzere adımlar atmaya devam ediyor. Moderatörlüğünü BThaber Yayın Koordinatörü Ayhan Sevgi'nin yaptığı 18.Kurul Toplantısı, VBT Bilgi Teknolojileri Yönetim Kurulu Başkanı Birol Başaran’ın açılış konuşmasıyla başladı, e-Dönüşüm Komitesi Koordinatörü M. Göker

Sarp, kurul toplantısına ilk kez katılan kişilerle yeni özel entegratör olan kurumların temsilcilerine sırayla söz verdi ve Etik Politikalar Çalışma Grubu toplantıları ile ilgili güncel bilgiler paylaştı. Ardından düzenlenen birinci oturumda özel entegratör temsilcileri, e-irsaliye gibi gündemdeki e-dönüşüm konularıyla ilgili yorumlarını ve düşüncelerini paylaştılar. Etkinliğin ikinci oturumunda Gelir İdaresi Başkanlığı Temsilcileri Abdullah Kiraz ve Şahin Engin Uysal’ın da katılımıyla, özel entegratör temsilcileri ile birlikte gündemdeki birçok konu ile ilgili görüş alışverişi yapıldı ve yakın dönem plan ve projeleri konuşuldu. Özel Entegratör Kurulu, sektör etikleri ve iş geliştirme toplantıları periyodik olarak düzenlenmeye devam edecek.


48

BThaber

E-TOPLUM BİLİŞİM DÜNYASI

21 10 - 27 16 MAYIS EYLÜL 2018

Türkiye fintech’te 1’inci Lig’den düştü KPMG’nin ikinci çeyrek fintech raporu, 2018’in ilk yarı performansını ortaya koyarken, yılın ilk yarısında dünya genelinde fintech yatırımları rekor yükselişle 875 işlemde 57,9 milyar dolarlık büyüklüğe ulaştı. Aynı dönemde Türkiye’de ise 34 işlemde 27,5 milyon dolar yatırım alan startup ekosistemi, geçen yılın ilk yarısında ulaştığı 75 işlemde 46,1 milyon dolarlık yatırımın oldukça gerisinde kaldı. Araştırma sonuçlarını değerlendiren KPMG Türkiye Finansal Hizmetler Sektör Lideri Sinem Cantürk, “Küresel ölçekte yapılan büyük işlemler 2018'in ilk yarısında fintech yatırımlarının gücüne güç kattı ve yatırımlar geniş bir alana yayıldı. Veri analitiği, yapay zeka ve Regtech dahil olmak üzere fintech’e ait farklı alt sektörlere karşı artan bir ilgi var. Bu yatay kabiliyetler, finansal hizmetler sektörünün bütün segmentlerine hitap ediyor. Yapay zeka ve Regtech gibi gelişmekte olan teknolojilere daha fazla yatırım yapılması dışında, fintech kabiliyetlerini birleştirme ve bunları daha geniş dijital dönüşüm programlarına entegre etme çabaları da var. Sermaye, dünyanın dört bir yanında ortaya çıkan çeşitli fintech ekosistemleri ve inovasyonu teşvik etmek için fintech'ten yararlanmak isteyen şirketlerin artışı ile fintech’e yapılan yatırımların 2018'in ikinci yarısında devam etmesi bekleniyor” dedi. KPMG’nin ikinci çeyrek fintech raporundan başlıklar şöyle: •

İşlemlerin toplam hacminde önemli bir artış sağlandı. 2018 ilk yarısında 875 yatırım gerçekleşti. Ayrıca, geç aşama risk sermayesi

yatırımlarının medyanı, 2017’de gerçekleşen 14 milyon dolardan, 2018 yılının ilk yarısında 25 milyon dolara yükseldi. Erkan aşama yatırımların medyanı ise 2017'de gerçekleşen 5 milyon dolarlık seviyeden 2018 ortasında 9,2 milyon dolara yükseldi. Değeri 1 milyar doları geçen dokuz büyük anlaşmayla birlikte, 2017'nin ikinci yarısında 22 milyar dolar seviyesinde gerçekleşen küresel fintech yatırımları (özel sermaye, risk sermayesi, birleşme ve satın alma) 2018’in ilk yarısında 57,9 milyar dolara çıkarak iki kattan fazla büyüme kaydetti. WorldPay'in İngiltere merkezli Vantiv tarafından 12,9 milyar dolar karşılığında satın alınması dahil olmak üzere, Avrupa'nın en büyük dört fintech anlaşmasının tutarı 22,4 milyar doları buldu. 2017’nin ikinci yarısında yapılan 119 anlaşmaya karşın, Asyalı fintech şirketlerine yapılan yatırımlar 2018’in ilk yarısında 162 anlaşma ile 16,8 milyar dolar oldu. 2018’in ilk yarısında 653 anlaşma ile hafif bir artış gösteren risk sermayesi yatırım hacmi, 2015 yılından beri nispeten sabit bir görünüm izlemeye devam ediyor. 2018’in ilk yarısında Amerikan fintech şirketleri, risk sermayesi fonlarınca yapılan 5 milyar doların üzerindeki yatırımlar dahil olmak üzere 14,2 milyar dolar yatırım aldı. Yeniden yükselişe geçen melek, tohum ve erken aşama risk sermayesi

yatırımlarının etkisiyle risk sermayesi işlem hacmi 2017 ikinci yarısında 276 anlaşmaya karşın, 2018 yılının ilk yarısında yapılan 328 anlaşma ile yükseliş trendini sürdürdü. Yatırımcılar, RegTech ve yatırım bankacılığı dahil olmak üzere gelişen fintech alt segmentlerinde yeni kurulan şirketlere yatırım yapmakta hızlı davranırken, 363 milyon dolar ile 2018 yılının ilk yarısındaki en büyük risk sermayesi anlaşmalarından birini yapan Robinhood gibi olgun ve geç aşama şirketlere yatırımlarına devam ettiler. WorldPay, Nets, iZettle ve IRIS software’in aldığı, toplam Avrupa yatırımlarının 22,4 milyar dolarlık kısmını oluşturan önemli yatırımların da etkisiyle Avrupa’da bulunan fintech şirketlerine yapılan toplam yatırım tutarı 2018’in ilk yarısında gerçekleşen 198 anlaşma ile birlikte 26 milyar dolara ulaştı. Bununla birlikte, anlaşma değeri Avrupa'da yeni bir zirveye ulaşırken, anlaşma sayısı 2017’nin ikinci yarısında yapılan 268 anlaşmaya karşın 2018 yılının ilk yarısında yapılan 198 anlaşma ile düşüş yaşadı. İngiltere, Brexit müzakereleri ile ilgili olası kaygılara rağmen, 16,1 milyar dolar tutarında yatırıma ve en büyük 10 anlaşmanın beşine imza atarak Avrupa fintech yatırımlarında öncü oldu. 2018 yılının ilk yarısında yapılan en büyük 10 anlaşma arasında gösterilen Nets

(Danimarka), iZettle (İsveç) ve Nordax Group’un (İsveç) satışları ile İskandinavya’nın büyüyen fintech ekosistemi de kendini gösterdi. 2017 yılının ikinci yarısında 2 milyar dolar değere ulaşmasının ardından, Asya’daki fintech finansmanı Ant Financial tarafından sağlanan 14 milyar dolarlık C serisi risk sermayesi yatırımının da etkisiyle 2018 ilk yarısında yapılan 162 yatırımla 16,8 milyar dolara yükseldi. Bu mega yatırımın dışında Asya bölgesi, Hindistan, Avustralya ve Singapur'daki genel fintech yatırımlarında çeyrekler arasında görülen artışlar dahil, ciddi boyutta bir fintech yatırımı almaya devam etti. Insurtech ve Regtech'e ek olarak blokzinciri ve yapay zeka da Asya'daki fintech yatırımcıları için öncelikli alanlar olmaya devam etti.

Üçüncü çeyrekte toparlanma bekleniyor • Türkiye startup ekosistemi 2018’in ilk yarısında toplam 34 anlaşmada 27,5 milyon dolar yatırım aldı. 2017’nin ilk yarısında ise toplam 75 anlaşmada 46,1 milyon dolar yatırım çekmişti. Açıklanan Temmuz sonuçları da 11 anlaşmada 2,3 milyon dolar yatırımla erken aşamada düşüşün sürdüğünü gösteriyor. • Fintech yatırımları ise aynı dönemde 6,2 milyon dolar oldu. Fintech, pazarlama teknolojileri ve SaaS dikeyleri ise en çok yatırım çeken alanlar oldu. Yatırımların yılı 70 milyon dolar civarında

tamamlaması bekleniyor. Kurumsal yatırımlar ise yükselişini sürdürerek 4,2 milyon dolar seviyesinde gerçekleşti. Bu oran tüm erken aşama yatırımların yüzde 16’snı oluşturuyor. Yılın ilk yarısında ekosisteme değer katacak 6 yeni kurumsal girişim sermayesi fonu kuruldu. 2018’in ikinci çeyreğinde Trendyol, Gram Games ve Eşarj’ın da aralarında bulunduğu 8 exit ve ikincil işlem gerçekleşti. Sinem Cantürk, Türkiye’deki yatırımların geçen yılki performansın altında seyrettiğini belirterek, şu bilgileri paylaştı: “Türkiye, toplam yatırım liginde hem Avrupa hem Ortadoğu’da maalesef 2017 sonunda yükseldiği 1’inci Lig’den geriye düştü. Ama ekosistemde gerçekleşen exit’ler moral oldu. Girişim ekosisteminin morali biraz düşükken gelen başarı hikayeleri girişimcilerimiz ve yatırımcılarımız açısından sevindirici. Ülkemiz ekosisteminin daha fazla iyi girişime ihtiyaç duyduğunu düşünüyoruz. Seçim etkisi olan Nisan ve Mayıs ayı haricinde diğer aylarda yatırım seviyeleri 2017 ile paralel. Şu anda 2017 sonlarında büyük hacimli yatırım yapan girişim fonları hazırlık sürecinde. Önde gelen bankalarımız ve kurulan yeni kurumsal girişim sermayesi fonları, iyi girişimler bulmaları halinde büyük yatırımlar yapabilecekleri sinyalini veriyor. Üçüncü çeyrekte yatırımlarda bir toparlanma bekliyoruz.”

Dell Technologies Forum 2018 için geri sayım Bir gelenek halini alan Dell’in en büyük etkinliği bu yıl yedi teknoloji liderinin gücünü bir araya getirecek Dell Technologies Forum 2018 olarak 27 Eylül’de İstanbul’da Wyndham Grand Levent’te sektörü buluşturacak. Bu yıl ilk kez Dell Technologies Forum olarak gerçekleşecek etkinlikte Dell, Dell EMC, Pivotal, RSA, SecureWorks, Virtustream ve VMware

markaları bir araya gelecek. Intel ve Microsoft tarafından desteklenen etkinliğin ana konuşmacıları arasında Dell EMC META Bölgesi Genel Müdürü Mohammed Amin de yer alacak. “Make it Real” konsepti ile düzenlenecek etkinlikte iş dünyasında ve teknolojide yaşanan dönüşüm gerçeğine ışık tutulacak. İşletmelerin önümüzdeki yıllarda hayatta

kalabilmeleri ve rekabetçi olabilmeleri için dönüşmek zorunda olduğuna işaret eden Dell EMC Türkiye Ülke Müdürü Sinan Dumlu, “Bu dönüşümün işletmelere, piyasaya ve dünyamıza etkilerini konuşmak için Türkiye’deki BT profesyonellerini etkinliğimizde ağırlayacağız. Robotik gelişmelerden yapay zekâ çözümlerine

geleceğin teknolojilerine uygun altyapıların bugünden oluşturulması için gereken yatırımların nasıl yapılması gerektiğinin önemi üzerinde duracağız” dedi. #DellTechForum etiketiyle takip edilecek etkinlik hakkında detaylar ve kayıt için www.delltechnologies. com/tr-tr/events/forum/index. htm adresini ziyaret etmek mümkün.



68

BThaber

E-TOPLUM BİLİŞİM DÜNYASI

21 10 - 27 16 MAYIS EYLÜL 2018

Girişim sermayesi yatırım fonları dönemi başlıyor Girişimleri yatırım aracı olarak kullanan girişim sermayesi yatırım fonları (GSYF), devletin özel olarak desteklediği güvenli yatırım araçları arasında değerlendiriliyor. Girişim sermayesi yatırımlarını odağına alan BUBA Business Angels, bu dönemde girişimlere yatırım yapmanın önemine dikkat çekerken, yatırım fonlarının başarısının da takım çalışmasına dayandığını belirtti. BUBA Melek Yatırımcılık Ağı yöneticilerinden Neda Soydan, BUBA melek yatırımcılık ağı toplantısında, konuyla ilgili şu bilgileri paylaştı: “Sermaye Piyasası Kurulu’nun (SPK) düzenlemeleri, denetimi ve gözetimi sayesinde GSY fonları, kurumların yatırım çeşitlendirmesi ve aktif

risk yönetimi yapmalarını sağlayan güvenli bir araç haline geldi. Kurumlar, yatırımlarının belli bir kısmını bu yöne kaydırarak aslında belirsiz para piyasalarındaki risklerini dağıtmış oluyor. Yatırımcı kurumların bu alanda bilgilenebilmesi için SPK tarafından oluşturulmuş oldukça fazla sayıda kaynak doküman mevcut. Devlet, girişimlerin güvenli şekilde yatırımcıya, yatırımcıların da güvenli şekilde girişimciye ulaşabilmesi için değerli fırsatlar sunuyor. Fırsatların ilki, GSYF kurulması için yapılan yönetmelik düzenlemeleri oldu. Geçtiğimiz sene ülkemizde 13 adet portföy yönetim şirketi SPK’dan ihraç belgesi onayı alarak kuruldu ve

faaliyetlerine başladı. BUBA’nın İstanbul Portföy Yönetim Şirketi ile birlikte kurduğu Bosphorist Fonu da bu girişim sermayesi fonlarından biri. Fon çalışmalarında, yatırım kararını cazip kılan esas fırsatın devlet tarafından sağlanan vergi teşvikleri olduğunu gördük. Girişim sermayesi yatırım kazançları kurumlar vergisinden istisna. Bakanlar Kurulu kararıyla, dağıtılsın veya dağıtılmasın, bu kazançlar üzerinden yapılacak stopajın oranı yüzde 0. Devletin girişim sermayesi için oluşturduğu ikinci fırsat ise TÜBİTAK’ın teknolojik girişimleri desteklemek için başlattığı 1514 Fon Projesi (TechInvest TR) oldu. TechInvest projesinin yol haritasında, fonu

Gİrİşİmcİlere yatırım desteğİ büyüyor startups.watch verilerine göre; 2018 yılının 2.çeyreğinde Türkiye’deki girişimlere yabancı yatırımlar devam etti. Yılın ilk çeyreğinde 19 milyon dolar yatırım gelirken, yılın iknci çeyreğinde de 8.5 milyon dolar yatırım geldi. İkinci çeyrekte azalan miktara ragmen, yılın ilk yarısı 27.5 milyon dolar civarında yatırım ile kapandı. İkinci çeyrekte

ilk çeyreğe kıyasla daha az yatırım gelmesinde ise yatırımcıların riskten kaçan tavrının öne çıktığı üzerinde duruluyor. Yine de Türkiye’deki girişimler 8.5 milyon dolar yatırım almayı başarırken, yılın üçüncü ve dördüncü çeyreğinde de toplamda daha yüksek yatırımlar bekleniyor. Öte yandan, ikinci çeyrekte en büyük yatırımı alan girişim obilet.com oldu.

Değerlemesini 150 milyon TL’nin üzerine çıkaran obilet.com, online otobüs ve uçak bileti satışı gerçekleştiriyor. Obilet.com Kurucu Ortağı Ali Yılmaz, yatırım sonrasında Avrupa, Ortadoğu gibi coğrafyalara doğru çalışmaları geliştirmek istediklerini belirtti. obilet. com’dan sonra en çok yatırımı da emlak pazaryeri formunda çalışan bir online platform olan tapu.com aldı.

oluşturmak için ilk adımda üniversiteler bir araya geliyor, teknoloji transfer ofisleri aracılığıyla ortak yatırımlarını yapıyorlar. TÜBİTAK, toplam yatırım miktarına denk gelen yatırımı da fona hibe ediyor. Kurumların, yatırımcı olarak bu fona dahil olması mümkün. Toplanan fona Hazine, ayrıca katkıda bulunuyor. Fon büyüklüğü minimum 50 milyon olarak kurgulanan TechInvest TR, yatırımların SPK ve TÜBİTAK denetiminde olmasını sağladığı için yatırımcı kurumlara da güvenilir bir yatırım ortamı sağlıyor. Üniversitelerin yatırım kararı alma yetkileri yok, ancak TechInvest projesi ile birlikte teknoloji fonları süreçleri ile ilgili tecrübe kazanmaları sağlanıyor. TechInvest TR üniversitelerin girişimcilik ekosistemine olan katkılarını arttırmayı hedefliyor. Portföy yönetim şirketleri (PYŞ), girişim sermayesine yapılan yatırımların SPK regülasyonlarına uygunluğunu sağlayan ve iç kontrollerle SPK denetimine hazırlama sorumluluğunu taşıyan fon yöneticileri. PYŞ’ler kurdukları bağımsız yatırım komitesi ekibiyle birlikte, 1514 Fon Projesi’ni başarıyla yürütebilecek yetkinlikteler. Fona yatırım almak için girişimler ile görüşmek, ön

seçimleri gerçekleştirmek, seçilenleri teknik ve finansal uzmanların olduğu komitelerde dinlemek, yatırım komitesi için hazırlamak, yatırım kararı alındıktan sonra değerleme yapmak, finansal ve hukuki değerlendirmeleri takip etmek ise farklı bir uzmanlık alanı. Bir diğer uzmanlık gerektiren iş ise yatırım sonrası girişimleri takip etmek, yani yatırım aldıktan sonra ara görüşmeler yapmak, performanslarını ölçmek, değerlendirmek ve farklı işbirlikleri ile buluşmalarını sağlamak. BUBA melek yatırım ağı, 2014’ten bu yana sürdürdüğü yatırımcılık faaliyetleriyle birlikte girişim seçme konusunda uzmanlaştı, kurduğu ve yönettiği Vodafone ve Garanti Bankası gibi hızlandırıcı programlarında çoklu girişim yönetim modelleri geliştirdi. 2018 Ocak’ta İstanbul Portföy Yönetim Şirketi’nin stratejik ortağı olarak Bosphorist Fonunu kuran BUBA ekibi, arkasında 70 kişilik danışmanlık ekibiyle birlikte fon operasyonlarının tüm aşamalarında bilfiil çalışarak tecrübelerini arttırıyor. Bugün 1514 fonlarının kuruluş aşamasında da farklı üniversiteler ve kurumlarla çalışmalar yürüten BUBA, 2019’da 1514’ün ilk girişimlerine yatırımı hedefliyor.”

Dalgalanmalara karşı KOBİ’lere kapsamlı destek Sistem Global Danışmanlık, Ar-Ge ve teknoloji odaklı katma değer sağlayacak faaliyetleri destekleme hedefiyle “Bugün Değilse Ne Zaman” mottosuyla yeni bir hareket başlattı. Sistem Global, bu kapsamda yetkinlik alanına giren ve katma değer üretmeye fayda sağlayabilecek faaliyetleri desteklemek amacıyla bazı hizmetlerini yıl sonuna kadar bu faaliyetleri gösteren KOBİ’lere ücretsiz sunacak. Yaklaşık 25 yıldır Ar-Ge teknoloji ve Ar-Ge’ye dayalı üretim yapan KOBİ’lerin geliştirilmesi, kaynaklara

erişimi, teknik, mali ve hukuki hizmetleri ile onlara destek olan Sistem Global Danışmanlık, şu hizmetleri de 3 yaşını aşmamış, ArGe ve teknolojiye dayalı faaliyet gösteren, katma değer üretebilecek KOBİ’lere ücretsiz olarak sunacak: Fikrin korunması ve patent telif, tescil işlemleri, şirket kuruluşu hizmetleri, sözleşmeler konusunda danışmanlık, mevcut teşvik uygulama analizi, potansiyel Ar-Ge teşvik ve destek analizi, teşvik ve destek başvuru hizmetleri, dijital dönüşüm durum tespit ve olgunluk analizi ve

son olarak, mali görünüm açısından yatırımcıya hazırlık analizi. Döviz kurlarındaki oynaklığın reel sektör için bir tehdit olduğunu dile getiren Sistem Global Kurucu Ortağı Hüseyin Karslıoğlu, KOBİ’ler için döviz kuru riskini yönetme konusunda detaylı ve pratik eğitimleri Türkiye genelinde vereceklerini aktardı. Destek talepleri için basvuru@ bugundegilsenezaman. com, kampanyaya katkıda bulunmak için bendevarim@ bugundegilsenezaman.com adreslerini ziyaret etmek gerekiyor.


İlk günden bu yana güvenlik dünyasında

11 yıldır uzman

64 HD kamera desteği

Rakiplere kıyasla %40 daha düşük elektrik faturası 7/24 Kesintisiz Güvenlik

180TB yıllık iş yükü kaldırabilme

RV titreşim sensörü sayesinde güvenilir kayıt

4TB ve üstü modellerde matlaşma önleyici özel lehim kaplama


8

E-TOPLUM

Homeros “gerçeği” anlatmış Aberdeen Üniversitesi/ İngiltere fizik hocası Murilo Da Silva Baptista ve Estadual de Ponta Gross Üniversitesi/ Brezilya’dan iki fizikçiye göre, dünya edebiyatının en eski eserlerinden, Antik Yunan döneminde M.Ö. 8’inci yüzyılda Homeros’un yazdığı (İlyada Destanı’nın devamı olan) Odise Destanı meğerse “gerçekmiş”. Yani, yazarın zihninde canlandırdığı bir kurmaca değil, gerçekten yaşanmış bir olayın anlatımıymış. (The Odyssey’s mythological network. Pedro J. Miranda, vd. https://doi.org/10.1371/ journal.pone.0200703) Fizikçiler, iddialarını Ağ Teorisi kavramını açıklamaya yarayan istatistik yöntemlerle ortaya koydular. Bir ağı oluşturan özellikler nelerdir? Örneğin bu tür ağ bağlantıları Facebook’ta nasıl şekilleniyor? Acaba Odise’deki karakterler arasındaki ağ bağlantısı, Facebook ağ bağlantısına benzeyebilir mi? Yanıt: Evet, benziyor.

BThaber

Edip Emil Öymen edip.oymen@gmail.com

Fizikçiler, Odise’deki 342 karakterin bin 747 ilişkisini analiz ettiler. Bunlar arasında “kurmaca olmayan” bağlantılar buldular. Destanı oluşturan 24 kitaptaki her bir durumun/olayın, gerçek yaşamda bir ağda oluşabilme ihtimalini istatistik olarak hesapladılar. Destandaki “tanrıları ve canavarları” dışarda bırakarak yaptıkları analiz, ilişkilerin gerçek yaşamda olacağını gösterdi. İlyada’da anlatılan Truva (pardon! Nedense kabullendiğimiz “yeni” ismiyle Troya!) Savaşı ile sonrasının anlatıldığı Odise’nin, “gerçekten” yaşandığını 3 bin yıl sonra nihayet biliyoruz.

10 - 16 EYLÜL 2018

Hamburg’un Silikon elçisi Silikon Vadisi’nde bir İnovasyon Ofisi açmasını Avrupa’da kimse yadırgamamıştır. Ha, bu arada, Hamburg da oraya bir “elçi” atadı: Almanya dışişleriyle ilgisi olmayan, sadece ünvanı “elçi” olan kişi (HamburgAmbassador) Petra Vorsteher adlı bir kadın bilişim girişimcisi.

Danimarka’nın, Silikon Vadisi’ne “büyükelçi” ataması ne kadar tuhaf (ama ne kadar da gerçekçi, gerekli, yenilikçi, uzak görüşlü, pratik, anlamlı...) geldiyse, tek tek şehirlerin de Silikon Vadisi’nde temsilcilik açması bir o kadar tuhaf (ama gerçekçi, gerekli... diye devam eden üst parantez) geliyor. Her ne kadar The Economist son sayısında (01.09.18) “Silikon Vadisi cazibesini kaybetmeye başladı, startup’lar başka yerleri tercih eder oldu” gibi bir değerlendirme yayınladıysa da, Silikon Vadisi’nin önemi dünya tarafından onaylanmış durumda. Almanya’nın ileri teknolojide en güçlü bölgesi Hamburg ve yöresi, “kendi

başlarına” Vadi’de temsilcilik açtılar geçen haftalarda. Bu işin çok çok eski tarihlere dayanan bir arka planı var: Hamburg 1100 – 1450 yıllarında Hansa Birliği (Hanseatic League) ticaret birliğinin merkeziydi. Kuzey Denizi’nden Baltık Denizi’ne kıyısı olan ülkeler arasında ticaretin güvenliği, kolaylaştırılması amacıyla oluşmuş doğal bir işbirliğiydi (Bir tür Avrupa Birliği sayılabilir). 16’ıncı yüzyılla önemi azaldıysa da bugün 16 ülke ve 192 kıyı şehri bu birliği yaşatıyor. Dolayısıyla, Hamburg ve hemen kuzeyindeki Schleswig-Holstein eyaletinin,

Berlin değil Hamburg, ekonomik bakımdan daha önemli bir şehir. Hamburg halen Facebook, Google, Hootsuite, Adobe, Dropbox, Twitch, Twitter’a ev sahipliği yapıyor. Ayrıca Exxon, Kellogg da var. Almanya’nın haftalık ciddi siyaset-ekonomi analiz dergisi Der Spiegel, haftalık popüler Stern, popüler günlük gazete Bild, Financial Times Almanya baskısı, günlük iş/ ekonomi gazetesi Die Welt, ciddi günlük Die Zeit burada yayınlanıyor. Ayrıca Almanya Haber Ajansı Deutsche PresseAgentur, Berlin’de değil, Hamburg’da. Ülke çapında yayın yapan tv kanalı NDR de...Ve şehrin yeni gözbebeği yeni konser salonu küresel bir cazibe kaynağı (yukardaki foto).

İnternet = Ekonomi. Nokta. İnternetin şu ya da bu nedenle kesilmesi, kapatılmasının ekonomiye doğrudan etkisini gösteren somut bir veri daha: Hindistan’da son 6 yılda internete erişimin kesilmesi sonucunda ekonominin uğradığı zarar: 3.04 milyar dolar. Bu sürede internete erişim 16 bin 315 saat kesilmiş. Verinin kaynağı Hindistan Uluslararası Ekonomik İlişkiler Konseyi (ICRIER) adlı düşünce kuruluşu. Hindistan’da mobil internet, sabit hatlardan çok daha fazla kullanıldığı için yukardaki kesinti süresinin 12 bin 615 saati mobilde yaşanmış. Bunun yarattığı zarar 2.3 milyar dolar. Sabit hatlarda kesinti süresi 3 bin 700 saati bulmuş. Zararı daha az (!): 678 milyon dolar. Raporda bir de şu hesap var: Hindistan’da sadece mobil internete erişim yüzde

10 artsa, bunun GSYH (kişi başına milli gelir) etkisi yüzde 1.6 artacak. Bütün ülkede internet erişimi yüzde 10 artsa, GSYH etkisi yüzde 3.1 artacak. Hindistan’da internet kullanımı 2010 – 2016 yıllarında yüzde 324 artmış. (Evet, yazım hatası yok!). Kullanıcı sayısı 92 milyondan 390 milyona çıkmış. Hükümet, şu ya da bu nedenle interneti “kapattığında” olan, doğruca bu kullanıcılara (ekonomiye) oluyor. Benzer bir hesaplamayı ABD’nin en eski düşünce kuruluşu Brookings’in Başkan Yardımcısı Prof.Dr. Darrel West 2015 için yapmıştı. İnternete hükümetlerce yapılan müdahalenin dünyaya maliyetini 2015 yılı için 2.4 milyar dolar olarak hesaplamıştı. Türkiye’nin o yılki kaybı 35.1 milyon dolarla sınırlıydı. Aradan geçen 3

yılda acaba bu kesintiler (kaynağı ve nedeni ne olursa olsun..) ekonomiye ne kadar zarar veriyor? Bunun hesabını sürekli olarak her yıl yapmak gerekiyor. Hesaplama ne kadar karmaşık, zor ve zahmetli olsa da “iyi-kötü” bir fikir edinmemiz gerek.

*İnternet ekonomisi – GSYH ilişkisi oranları da, Boston Consulting Group’un taa 2011 yılından kalma verisine dayanıyor. Türkiye için “İnternetin 2011’de Türk ekonomisine katkısı 22 milyar TL, yani GSYH’sinin % 1.7’si,” demişti. Acaba şimdi kaç?

Darrel West, hesabını şu 3 veriye dayandırmıştı:

West, bu kısıtlara rağmen konuyla ilgili 6 kriter hesapladı. En önemlisi, GSYH üzerindeki etkisi: Örneğin 2015’te Hindistan 70 gün kapatmış. Maliyet 968 milyon dolar olmuş. Ama Fas 182 gün kapattığı halde maliyet 320 milyon dolarda kalmış. Kapatma sonuçları, internetin ekonomideki önemine ve etkisine göre değişiyor. Türkiye 2.75 gün (2015 Ankara Gar

*MIT ekonomistleri Erik Brynjolfsson ve JooHee Oh; Google, Facebook, Twitter, YouTube, WhatsApp, Wikipedia (ABD) gibi parasız hizmetlerin, ABD’nin GSYH’sine % 0.23 katkı yaptığını hesapladılar. *Harvard ekonomisti John Quelch, internetin istihdama ve hizmetlere “çarpan etkisi”ni 1.54 olarak hesapladı. Bu hesabı 2009 yılına ait ve eski. Ama elde, başka hesap yok.

saldırısından sonra) kapatmış, 35.1 milyon dolar bir kayıp yaşamışız. İnternetin “başına gelenleri” dünya çapında izlemeye karar veren girişim (The Cost of Shutdown Tool-COST) bu işi Brookings’in hesaplama ölçütlerine göre yapmaya başladı. Bundan böyle, her müdahalenin ekonomiye zararını dünya kamuoyu bilecek.



10 8

BThaber

BİLİŞİM DÜNYASI

21 10 - 27 16 MAYIS EYLÜL 2018

En yeniler ufukta göründü! HPE, küresel etkinlik zinciri Reimagine 2018 kapsamında 25 Eylül’de İstanbul’da Swissotel The Bosphorus’ta tüm sektörleri buluşturacak bir gündeme imza atacak. Handan Aybars

adreslediğimiz alanlar. Bunların yanında kurulum, satış sonrası destek, belirli seviyelerde danışmanlık hizmetleri gibi başlıkları içeren ve Point Next markası altında yapılandırdığımız birimimiz var. Üç küresel stratejiyi de temsil eden yapıyı ortaya koyuyoruz.

HPE Türkiye Genel Müdürü Güngör Kaymak HPE’nin küresel hedefleri olan hibrit BT’de teknoloji lideri olmak, ‘Edge’ akıllı erişim katmanları teknolojilerinde liderliği sürdürmek, bunların etrafındaki hizmetler ve Point Next yapısı temel öncelikler olarak Reimagine 2018 İstanbul’da ele alınacak. Bu üç ana strateji kapsamında üretilen ürün ve çözümlerin sanayide ve endüstride, sağlıkta ve araştırmalarda nasıl kullanıldığını ortaya koyan bir ortam Reimagine 2018 İstanbul’da katılımcılarla buluşacak. Yapay zeka, blockchain ve IoT ile ilgili olarak HPE’nin içinde yer aldığı projeler hakkında detaylar paylaşılacak. “HPE Türkiye Genel Müdürü Güngör Kaymak, eklemeden geçmedi: “Ayrıca F1 ile yaptığımız işbirliği kapsamında HP teknolojilerin machine learning, deep learning gibi başlıklarda nasıl kullanıldığı ile ilgili demolarımız da olacak.” Tüm sektörlere açık olan Reimagine 2018 İstanbul’un katılımcılar arasında bilgi paylaşımına zemin sağlaması ise temel hedef. Horizon 2018 gündemini, Türkiye pazarının HPE yeniliklerinde potansiyelini ve hedefleri Güngör Kaymak ile konuştuk: HPE’nin en temel küresel stratejileri Türkiye’ye ne seviyede ve nasıl yansıyor? Türkiye’deki yapılanmamız da bu üç ana strateji etrafında kurgulanmış durumda. Organizasyonumuzda Hibrit BT bölümümüz, bunun içinde de veri merkezi, network ve hizmetler grubu var. Akıllı erişim katmanları dediğimiz ‘Edge’ teknolojileri ağırlıklı olarak Aruba çözümlerimizle

Hibrit BT neleri kapsıyor? Günümüzde verim kaygıları buluta olan talebi artırırken, güvenlik kaygıları ise zaman zaman azaltabiliyor. Hibrit BT ile kastımız ise firmaların istedikleri uygulamalarını kendi veri merkezlerinde kendi özel bulutlarında yönetmeleri, iş kritik görmedikleri hızlı kaynaklara ihtiyaç duydukları ortamları da kendi sistemlerine taşıyabilecekleri bir yapıyı bir arada kurabilmeleri ve kullanabilmeleri. Kurmak ayrı bir iş ve bunun için sunucu, anahtar gibi cihazlara, ayrıca tüm bunları güvenli yönetmeye ihtiyaç var. Bu yapıların hem veri merkezinde kurulması hem buluttan kullanılan kaynakların ve veri merkezlerinde kullanılan kaynakların bir arada uyumlu çalışması, bu iki yapı arasındaki trafiğin güvenli yönetilmesi ile ilgili çözümleri Türkiye’de müşterilerimize sunuyoruz. ‘Edge’ teknolojisi Türkiye’de nasıl bir öneme sahip? Henüz hak ettiği yerde değil bence, ama ‘Edge’ geleceğin en önemli alanlarından biri. ‘Everything computes’, yani ‘her şey bir bilgi işlem aracı’ diyebiliriz. Çünkü ürettiğimiz verinin ve oluşturduğumuz işlemlerin büyük kısmını veri merkezinin uzağında yapıyoruz. Temel problem ise uzakta uçta olan işlemde üretilen veriyi orada işleyip, sadece anlamlı olan kısımlarını veri merkezine gönderme ihtiyacı. Yani uçta aldığınız bilgiyi orada çok az enerjiye ihtiyaç duyan ve hızlı çalışan bir uygulama ile işleseniz ve ancak kritik bir şey gördüğünüz zaman bunu veri merkezine gönderseniz, zaman, enerji ve işlevsellik elde edersiniz. Uçlar akıllanıyor ve bilgiyi yakaladığınız yerde analiz edilebilecek,

işleyebilecek ve gerekliyse geri gönderecek bir yapıyı oluşturmak önemli. Bunun birçok yerde örnekleri başladı. Özellikle kesintisiz üretim yapan noktalarda belli hatların sürekli izlenmesi, bir sensörün sürekli saniye bazında takibi önemli. Bu takip ve ölçümde sadece beklenmedik bir durum halinde alarm gönderilmesi ise ihtiyaç duyduğumuz işlemci gücünü önemli ölçüde azaltacak. ABD’de düzenlediğimiz HPE Discover 2018 etkinliğimizde, ‘edge’ teknolojilerine önümüzdeki 4 yıl içinde 4 milyar dolar yatırım yapacağımızı duyurduk. Bu konunun gelişeceğini, işlerin daha fazla uçlara kayacağını öngörüyor, uçlarda süreçlerin daha hızlı ve daha akıllı işlenebilmesi için daha gelişmiş cihazlar ve teknolojiler geliştirmek için planlarımızı yürütüyoruz.

Yapay zeka başlığındaki gelişmeleri ve potansiyeli nasıl değerlendiriyorsunuz? Temel işimiz bilgi işlem ve öncelikle yapay zekanın kendi ortamımızda, veri merkezinde veya bulut ortamında nasıl kullanılabileceğine odaklanıyoruz. Bir veri merkezinde aynı marka olsun olmasın bir sürü cihaz, farklı risk üniteleri, bütünleşik sistemler var. Böyle bir ortamda tüm bağlı cihazların takibi, onların hangi ortamda nasıl yanıt, hangi durumlarda arıza verdiği gibi bilgileri izleyip, öngörülebilir bakım ve veri merkezinde bir arıza durumuna karşı, yapay zekayı bu ortamı sürekli takip edecek, değişik etkenlere karşı nasıl tepki verdiğini anlayacak ve buna göre tepki verecek hale getirebilirsiniz. Böylece önleyici bakım ve güncelleme gibi konularda önlemlerinizi zamanında planlar, verimliliği artırarak maliyetlerinizi düşürürsünüz. InfoSight ürünümüzü sisteme kurduğunuzda ister markadan bağımsız olarak veri merkezinizdeki ürünler ister buluttan gelen ve buluta aktardığınız veriler gibi farklı hibrit ortamları akıllı biçimde

yapay zeka teknolojileri kullanarak izleyen, daha az insan gücüne ihtiyaç duyan ortamlar yaratıyoruz. Kullandığımız sistemlerden biri bu. Çünkü yapay zekanın çok farklı kullanım alanları var. Yönettiğimiz ağ yapılarının, hibrit BT altyapılarının ve veri merkezlerinin güvenliğini ve verimliliğini artıran yapay zeka çözümleriyle ilgileniyoruz. Bu çözümler Türkiye’de kabul görüyor ve giderek daha fazla görecek. Örneğin bir otomobilin üretim süreçlerinde varsınız, ama bir süre sonra otomobilin içinde de teknoloji tedarikçisi olarak konumlanacaksınız. Bu sorumluluk gelişimini nasıl değerlendiriyorsunuz? Evet, bir yakınsama kesinlikle olacak ve edge teknolojilerinin yönüne bağlı olarak, ürünlerin içinde de olacağız. Geliştirme hedeflerimizden biri de zaten bu. Bugün itibariyle sağladığımız teknolojiler daha fazla onların tasarım ve üretim gücünü, kaliteyi artırmaya, kurumsal veri takip sistemlerini daha verimli çalışmasına yönelik. Bir otomotiv şirketi sunucu kullanmasa, hattaki montaj süreçlerini, üretim sistemlerini takip edemez. Edge ise her noktada bulunan sensörlerle ‘arabanın içinde de bir BT yapısı’ demek. Yani tüm cihazlar bir bilişim cihazı. Dijital çalışma ortamları başlığında neleri tanıtacaksınız ve bu alanda Türkiye pazarının potansiyelini nasıl görüyorsunuz? Çalışma alanı konsepti, bizden bağımsız olarak hemen hemen her sektörde radikal olarak değişiyor. Daha mobil olunabilecek, daha az alandan daha fazla insanın yararlanabileceği, daha güvenli ortamlara ihtiyaç var. Kişisel elektronik cihazların artması ile herhangi bir ortamda bu cihazların anında network veya sisteme bağlanıp çalışmasına uygun ortamlara ihtiyaç var. Önemli olan ise bu yapılarda güvenlik ve bunun kurallarla belirlenmesi. Biz de ‘dijital iş

ortamı’ ile müşteri deneyimini daha ofisin kapısına geldiği anda başlatıyoruz. Türkiye’de finans sektörüne yakın birkaç kurumda bu dijital ofislerin pilot uygulamaları üzerinde çalışıyoruz. Point Next başlığında gelinen noktayı nasıl değerlendiriyorsunuz? Point Next, üçlü stratejimizin önemli bir parçası ve hizmetler hayati önemde. Satış sonrası hizmet, bunun sürekliliği ve kalitesi çok önemli. Bir taraftan da bilgi işlem cihazlarını tüketim alışkanlıkları değişiyor. Sahip olmak, dış kaynak, yönetilen hizmetler, teknolojik kiralama gibi bir sürü konsept var. Bizim de Esnek Kapasite Kullanımı (Flexible Capacity Services) başlığında Point Next ile sunduğumuz hizmetlerimiz var. Bu kapsamda Point Next’i sadece kurulum, bakım ve satış sonrası servis gibi değil, yönetilebilir esnek kapasite kullanımına imkan sağlayan önemli bir iş birimi olarak konumlandırıyoruz. Bu gelişim, iş ortaklarınızın konumunu nasıl etkiliyor? İş ortaklarımızın becerilerinin bu yeni teknolojileri kullanacak ve müşterilerine bir değer sunacak hale gelmesi önemli. Belli iş ortaklarımızı pilot iş ortağı olarak seçip, bu çalışmaları yürütüyor, müşterilerimizde PoC çalışmaları ve BT-OT yapıları için bahsettiğim sistemlerin kurulması çalışmalarını beraber yürütüyoruz. Bazı iş ortaklarımız da GreenLake veya esnek kapasite çözümlerini müşterilerine teklif edebiliyorlar. Belli distribütörlerimiz ise katma değerli distribütör olma odağında çalışıyor. Hacimli işleri, danışmanlık ve uzmanlık gerektiren çözümleri satanlar var ve ekosistemimizde bu alanlara doğru bir uzmanlaşma istiyor ve destekliyoruz. Özellikle vizyoner iş ortaklarımız belli alanlarda uzmanlaşma odaklı çalışmalara bugünden başlamış durumda. Sonuçta iş ortaklarının katma değer seviyelerini yükseltmek bir gereklilik.


IoT, Büyük Veri ve Yapay Zeka

DOSYA:

BThaber 10 - 16 EYLÜL 2018 www.bthaber.com.tr

Handan Aybars

Akıllanan cihazlar dünyası ve bu aklın kaynakları! Nesneler arası iletişim gelişiyor, büyük veri devleşiyor, yapay zeka karar noktalarında belirleyici oluyor ve tüm sektörler bu dönüşümün ilk adımlarından pay almaya, en azından taslak rotalar belirlemeye çabalıyor. Üstüme düşen benzer dosya başlıklarında olduğu gibi yine bir ‘bilimkurgu’ teşbihi yapıp, üstümüze yürüyebilecek kahve makinalarından dem vurmak istemem. Çünkü dosyamızda yorumları ile yer alan isimlerin vurgularında göreceğiniz gibi, doğru kullanılan her teknoloji, sadece şirketler, sektörler

veya bireyler için değil, küresel bazda faydanın ve yerinde dönüşümün anahtarı. Konu büyük veriyi doğru ve ihtiyaçlar paralelinde yönetebilmek, yapay zekaya devredilecek misyonları belirlemek ve IoT’den hedeflendiği gibi maksimum fayda sağlamak, tüm bu yapıyı Bermuda şeytan üçgenine dönüşmeden sürekli gözetimde ve güncellemede tutmak olduğunda kaçınılmaz olarak güvenlik algısında da değişim şart. Sözün özü, iş yapış şekilleri ve geleneksel mimariler için renovasyon zamanı geldi.


12 DOSYA

BThaber

IoT, Büyük Veri ve Yapay Zeka

10 - 16 EYLÜL 2018

VERİNİZİ ANINDA ANALİZ EDEBİLMELİSİNİZ

IBM Türkiye Yazılım Hizmetler Yöneticisi Serdar Gere Dijital dönüşümün odağında veri var. 2010 yılında 1 zettabyte olan veri miktarı, bugün 16 zettabyte miktarına çıkmış durumda. Tahminlere göre, etrafımızdaki anlamlandırılmayı bekleyen ve sosyal medya, birbiri ile konuşan cihazlar, müşterilerimizin ürettiği bilgiler gibi farklı ve yapısal olmayan bu verilerin miktarı

2025 yılına geldiğimizde 10 kat artacak. 2020 yılına kadar birbiri ile iletişim halindeki nesnelerin de 50 milyara ulaşması bekleniyor. Sahip olduğumuz verilerin analiz edilmesi ve anlamlandırılması ise günümüzün en önemli yatırımlarının başında. Bu çerçevede, IBM Türkiye Yazılım Hizmetler Yöneticisi Serdar Gere’nin belirttiği gibi, dünyada yapay zeka ve bulut teknolojilerine olan ilgi ve bu teknolojilere yapılan yatırımlar her geçen gün büyüyor. Türkiye’de de bankacılık, finans, telekomünikasyon başta olmak üzere birçok sektörde teknoloji yatırımlarına yönelik ilgi var. Türkiye’deki küçük ölçekli işletmelerde teknoloji çözümlerine yönelik ilgi, bu şirketlerin dijital dönüşüm sürecinde daha hızlı yol almalarını sağlıyor. “Dünyadaki diğer yatırımlar ile kıyasladığımızda henüz yolun başında olsak da, sektörlerde farkındalığın yüksek olduğunu görüyor, küresel rekabet ortamında ülkemizin sektör temsilcilerinin daha da güçleneceğine inanıyoruz” yorumunu yapan Serdar Gere, verinin anlamlandırılması noktasında yapay zekanın, verimlilik ile rekabet gücünü, ürün ve hizmet kalitesini ve tüketimini arttıracağına işaret etti, hatta “Yakın vadede

şirketlerin BT altyapılarını bu bakış açısıyla daha fazla değerlendirmeye başlayacağından şüphemiz yok” beklentisini dile getirdi. Yeni nesil teknolojilere yönelik altyapıyı da zaman kaybetmeden ekonomiyi oluşturan bütün sektörlere entegre etmek gerek. Verinin işlenmesi, analiz edilmesi, anlamlandırıp iş süreçlerine dahil edilmesi belirli bir zaman diliminde gerçekleşecek. “Bu nedenle geleceğin iş modeli için şimdiden gerekli adımları atmak önemli” diyen Serdar Gere, şu yorumu yaptı: “Yapay zekadan en iyi faydayı görmek için öncelikle güçlü bir altyapınızın olması lazım ve bu noktada bulut çözümleri devreye giriyor. Genel ve özel, kurum içi her alanda entegrasyon sağlayan, bütünsel bir hibrit çözümü sunan tek sağlayıcıyız. IBM, 20 ülkede 50’den fazla bulut veri merkezi üzerinden küresel ağa sahip. Bu da müşterilere esneklik kazandırıyor. KOBİ’ler açısından bu teknolojiler büyük bir avantajın kapısını açıyor. Özellikle bulut bilişim yatırımları küçük ölçekli işletmelerde çok düşük maliyetler ve erişilebilir çözümler sayesinde büyük dönüşümlere imza atıyor. IoT teknolojisi iş dünyasında değer yaratmak, rekabet, birlikte

iş yapmak yolunda önemli değişiklikler yaratırken, bireylerin deneyimlerinde de farklar yaratıyor. Verileri kişiselleştirme, ihtiyaca göre ayrıştırma ve geleceğe dair öngörüleri yaparak hedefe doğrudan erişme, olası hataların önüne geçilmesi gibi faydaları beraberinde getiriyor. Örneğin; bir üretim sektöründe kullanılan sensörler ile makine performansı sürekli izlenebilir, ne zaman bakım yapılması gerektiği öngörülebilir. Bu da bakım maliyetlerini, plansız kesintileri azaltırken, üretim sürecinde kullanılan ekipmanların ömrünü uzatarak maliyet avantajı sağlayabilir. Sahip olduğumuz bilgi birikimi, çözümlerimiz ve satın almalarımızla IoT çözümlerimizle birbirinden farklı sektörlerdeki müşterilerimize destek oluyoruz. IBM’in satın aldığı Weather Company, birçok alanda şirketlere sunduğu öngörülerle ciddi faydalar sağlıyor. Hava durumu günümüzde tarımdan, enerjiye, tedarik zincirinden ulaşıma kadar çok çeşitli sektörleri doğrudan etkiliyor. Akıllı şehirlerde ve binalarda da IoT çözümleri önemli bir rol oynuyor. Geniş patent sayımız, IoT çözümlerine entegre ettiğimiz siber güvenlik çözümlerimiz, deneyimimizle müşterilerimize destek olmaya devam edeceğiz.”

VERİYİ, EKONOMİK BİR DEĞERE DÖNÜŞTÜRÜN Büyük veri; veri ve analitiğin benzersiz özelliklerinden yararlanarak ekonomik değerler yaratmak üzere veriyi dijital varlık olarak kullanmak. Bu durum da, Dell EMC Türkiye Ülke Müdürü Sinan Dumlu’nun tabiriyle veriyi yatırım yapılabilecek güçlü bir varlık haline getiriyor. Verilerin ve analitiğin dijital varlıklar olarak ekonomik özelliklerini anlamak ise verileri paraya dönüştürmenin ilk adımı. Günümüzün ve geleceğin en değerli şirketleri, yeni değer kaynaklarının türetilmesi ve kullanılması için yapay zeka, makine öğrenimi, derin öğrenme gibi açılardan büyük veriye hakim kuruluşlar olacak. Yapay zeka gibi yükselişte olan teknolojiler hayatımızı, iş yaşamını önümüzdeki 10 yıl içerisinde büyük ölçüde dönüştürecek. “Dell Technologies’in 2030 araştırmasına

göre, dünya çapındaki 3 bin 800 liderin yüzde 80’i önümüzdeki 5 yıl içerisinde AI teknolojilerine yatırım yapacağını açıkladı” bilgisini veren Sinan Dumlu, şöyle devam etti: “Türkiye’deki işletmelerin de önemli ölçüde yeni trendleri yakından takip ettiğini, bu trendleri kendi bünyelerinde uygulayabilmek için arayışta olduğunu gözlemliyoruz. Farkındalık düzeyi henüz gelişmiş ekonomidekiler kadar olmasa da yapay zekanın konuşulduğu tüm platformlar ve çözümler işletmeler için ilgi çekici oluyor. Yapay zeka, bundan sonraki tüm verinin yönetilmesinde başrolü oynayacak. Yapay zeka, büyük veri ve makine öğrenimi arasındaki ilişki ışığında, işletmelerin öncelikle makine öğreniminde belirli bir noktaya gelmesi, daha sağlam temeller üzerine oluşturulmuş bir yapay zeka stratejisi anlamına gelecek.”

IoT temel olarak yaşamımızı, şirketlerin nasıl işletildiğini ve dünyanın nasıl çalıştığını değiştirirken, Dumlu’nun verdiği bilgiye göre, Dell Technologies de IoT ve yapay zekanın bir araya geldiği dağıtık bilişim mimarisini baştan uca bağımsız bir ekosistem içerisinde sunuyor. IoT yeni fırsatlar doğuruyor, ancak bu fırsatları değerlendirebilmek için organizasyonların, veri hakkında ne düşündüklerini de değiştirmeleri gerek. IoT’nin yükselişiyle birlikte, dünya çapında cihazlar ve sensörlerden anlık olarak akan veriyle başa çıkmak üzere geliştirilen bir dizi uygulama görüyoruz. Günümüzün daha statik ve alışılagelmiş veri anlayışı, IoT ile birlikte, gerçek zamanlı uygulamalara ve sürekli tüketim modeline geçişe ihtiyaç duyuyor. Bu süreci, “Yeni modeller, var olan

altyapıların geliştirilmesine ihtiyaç duyulmasına sebep oluyor” sözleri ile özetleyen Sinan Dumlu, şu bilgileri verdi: “Sektörde ne gibi düzenlemeler gelirse gelsin, nesnelerin internetiyle ortaya çıkan veri miktarı artmaya devam edecek ve işletmeler bu verilerle başa çıkmayı öğrenmek zorunda kalacak. Gözlemlediğimiz kadarıyla, şu anda işletmelerin birçoğu IoT ile karşılarına çıkacak fırsatların farkında ve harekete geçmek için adımlarını atıyorlar. Dell Technologies olarak ürün ve hizmetleri şirket geneline entegre etmek için yeni IoT planlaması başlattık. Uygulamaları hızlandırmak için yeni araçlar ve araştırmaya yönelik Ar-Ge planlaması kapsamında 3 yıllık süre zarfında 1 milyar dolarlık yatırım yapmayı planlıyoruz.”



14 DOSYA

BThaber

IoT, Büyük Veri ve Yapay Zeka

10 - 16 EYLÜL 2018

DEV YENİLİK DALGASINA İK İLE HAZIR OLMALIYIZ!

Hitachi Vantara Veri Analitiği ve Büyük Veri Çözümleri Satış Müdürü Orhan Karaman Ülkemizde yeni teknolojilere olan ilgi ve uyum her zaman dünya ortalamalarının üstünde oldu. Bu açıdan bakıldığında, büyük veri

konseptine ve teknolojilerine de özellikle son yıllarda, aynı ölçüde ilgi olduğu aşikar. Her sektörde aynı ölçüde olmasa da büyük veri ile müşteri memnuniyetini artırmak, yeni kazanç kapıları yaratmak veya operasyonel harcamaları düşürmek gibi konularda yatırımların artarak devam ettiğini söyleyebiliriz. Bu bilgileri paylaşan Hitachi Vantara Veri Analitiği ve Büyük Veri Çözümleri Satış Müdürü Orhan Karaman’ın da dikkat çektiği gibi, ama asıl bu teknolojiler özelinde daha fazla yetişmiş elemanlar ortaya çıktığı zaman her sektörün bu alana yatırım yapma iştahı da artacak. Araştırma kurumlarının tahminlerine göre, 2025 yılı itibariyle dünyada 80 milyardan fazla bağlı cihaz olması öngörülüyor. Bu sayede akıllı enerji ağları, sürücüsüz otomobiller, sanal asistanlar gibi yeniliklerin

hayatımızın ayrılmaz birer parçası olacağı görülüyor. Bu sayede hem bireysel hem de kurumsal anlamda IoT, Orhan Karaman’ın dikkat çektiği gibi, gündelik yaşamamızı kolaylaştıracak bir araç olacak. Bu gelişimin bir parçası olarak, bu kadar verinin tüm bu cihazlar arası transferinin belli regülasyonlara tabi olacağı da aşikâr. Hatta Orhan Karaman’ın belirttiği üzere, yakın zamanda Avrupa Birliği (AB) tarafından yürürlüğe giren GDPR gibi verinin korunması için yeni önlemler devreye alınacak. Yeni teknolojilere adaptasyon ve yatırım konusunda ülkemizin diğer ülkelere göre daha önde olduğu görüşünü paylaşan Orhan Karaman, beklentilerini ise şöyle anlattı: “Bu teknolojik yatırımları yapmanın yanında, bunları kullanılır kılmak da önemli bir husus. Bu sebeple hem

reel sektör hem de devletimizin toplumu bu konuda eğitmek için gerekli aksiyonları kısa zamanda alması gerekiyor. Hitachi olarak ‘Sosyal İnovasyon’ yaklaşımımızın bir parçası olarak yapay zeka konusunda çok uzun zamandır yatırım yapmaktayız. Çünkü yapay zekanın toplumumuz için daha iyi yarınlar sunacağını düşünmekteyiz. Bu sebeple her sektör özelinde farklı çözümler sunmaktayız. Örneğin; ulaşım, enerji, sağlık, güvenlik, teknoloji ve belki de bunların bir sonucu olarak akıllı şehirler konusunda dünyada birçok uygulamaya imza atmış durumdayız. Bu konuların neredeyse tamamı ile ilgili olarak ülkemizde de birçok proje içinde bizzat Hitachi olarak bulunmamız sebebiyle farkındalığımızın üst seviyede olduğunu söyleyebiliriz.”

KURUMSAL DEPARTMANLAR İÇİN BİRLİK VAKTİ! Artık veri, ekonominin yakıtı vazifesi görür hale geldi. Türkiye’deki şirketler de bunun bilincinde olarak, sahip oldukları veriden en yüksek değeri elde ederek, yeni ürün ve servisler geliştirmek, müşterileri ile gerçek zamanlı diyalog kurarak yeni gelir alanları oluşturacak şekilde yatırımlarına yön vermeye başladılar. “NetApp Data Fabric, kurumların kendi içinde ya da bulut üzerinde yaptığı analitik çalışmalarını sorunsuzca yürütmelerine yardımcı oluyor bilgisini veren NetApp Türkiye Çözüm Mühendisliği Takım Lideri Levent Kaptanoğlu, böylece veriler bilinç kazanıp giderek çeşitlenirken, üst veri dediğimiz yapı sayesinde önceden hareket ederek kendini farklı yerlere nakledebiliyor, kategorilere ayırılıp, analiz ve kendini koruma gibi görevleri gerçekleştirebiliyor. Bu arada IoT de birçok farklı kullanım alanı ile kurumlarda yeni ticari modellere ilham kaynağı oluyor ve IoT’nin yayılması da kaçınılmaz bir hal alıyor. Çünkü sensörler gün geçtikçe küçülüyor, enerji ihtiyacı azalıyor ve en önemlisi ucuzluyor. Verinin akacağı internet hızları da her geçen gün artıyor. “Türkiye’de yapay zeka teknolojilerinin kullanımı konusunda henüz farkındalık yaratma

aşamasındayız. Bununla birlikte, ekosistem oluşturma, ticarileşme ve teknik konularda yapılan çalışmalar da mevcut. Ayrıca Kalkınma Bakanlığı’nın yapay zeka teknolojileri için verdiği teşvik, girişimci firmalar için destek sağlayacaktır” bilgisini veren Levent Kaptanoğlu’na göre, yapay zeka ile başarı elde etmek, şirketlerin veri yaklaşımlarına bağlı. Yani günümüzün yapay zeka kullanımlarının etkili olması ve yeni yapay zeka uygulamalarının gelecekteki değişimlerden etkilenmemesi için kuruluşların uçtan merkeze ve buluta tüm verilerinde görünürlüğe ve kontrole ulaşması gerek. “NetApp’ın bulut bağlantılı veri çözümleri ve NVIDIA DGX özellikli yeni mimarisi yapay zeka için tek bir veri ortamı yaratıyor. Bu sayede müşteriler, NetApp Data Fabric ile tamamı ölçeklendirilmiş, entegre, yönetilen ve korunan yapay zeka uygulamaları için doğru yerde, doğru zamanda ve doğru veri sağlamada ihtiyaç duydukları kontrol, erişim ve performansa ulaşabiliyor” bilgisini veren Levent Kaptanoğlu, beklentilerini şöyle anlattı: “Uygulandığı sektörlerde büyük kolaylıklar yaratan IoT, yapay zekayla birlikte sağlık sektörünü

dönüştürmeye başladı bile. Yakın gelecekte erişilebilecek cihazlarla tedavi alan kişinin ev ortamında kullanacağı cihazlar aracılığıyla takip edileceği ve oluşacak verilerle kişisel tedavilerin ön plana çıkacağı da tahminler arasında. IoT’ye geçiş, veriyle değil kağıt ve kalemle başlar. Şirketlerin ulaşmak istedikleri hedefin ne demek olduğunu anlamaları gerek. Bu durum, beraberinde başka soruları getiriyor ve ‘Hangi veriye ihtiyacım var, bu datayı nereden bulabilirim ve ona nasıl ulaşabilirim? Toplanan veriler bulutta mı, yoksa şirket içinde mi analiz edilmeli? Nerede ve ne kadar süreyle verilerimi saklamak isterim?’ diyerek planlamaların kusursuz yapılabilmesi için BT ile operasyon departmanının yakın çalışması gerek. BT yöneticileri teknik konularda her ne kadar yetkin olsa da bütün süreçlere dahil olan diğer bölümlerden ve çalışanların ihtiyaçlarından habersiz olabiliyorlar. Şirketler, bu sorulara cevap bulacak temel koşulları sağlar sağlamaz bir pilot proje ile ilk deneyimlerini edinebilir, tek makineden gelen sensör verilerini okuyup analiz edebilirler. Bu noktada altyapının büyüklüğü de önemli. Çünkü proje, bütün sistem üzerinden çalışmaya başladığında veri akışındaki büyük

NetApp Türkiye Çözüm Mühendisliği Takım Lideri Levent Kaptanoğlu patlama sorunsuz çalışabileceği bir altyapıya ihtiyaç duyacak. BT ortamının verileri daha fazla işleyemediği ya da kaydedemediği durumlar, gereksiz harcamalar ve artan masraflar demek. Proje sorumlularının daha yolun başında güvenlik sorunlarını dikkate alması gerek. 4-6 hafta arasında bir sürede gerçekleştirilebilecek böyle bir proje için iyi hizmet veren bir IoT sağlayıcısı, kendi iş ortaklarıyla beraber şirkete her aşamada yardımcı olabilir.”


Büyük Veri ile Self-Servis Analiz Zamanı

Teknolojik gelişmelerin çok hızlı hayata geçtiği son dönemlerde büyük veri dünyasındaki değişimler de hız kesmeden devam ediyor. Öncesinde sosyal medya, web log’lar, makinaların ürettikleri veriler ile anılan büyük veri yaklaşımları, kurumların dijital dönüşüm projelerine yapılan yatırımlarla insan, süreç ve teknoloji üçgeninin tam ortasına yerleşmiş durumda. Dijital dönüşümün önemli bir parçası haline gelen büyük veri mimarisi ve büyük veri analitik çözümlerindeki gelişmeler kurumların karar destek süreçlerini daha çevikleştirmeye çalışmaktadır. Veri odaklı karar alma süreçlerinde en önemli bir diğer nokta da bu verilerin doğru yönetilmesidir. Veri yönetişimi (governance) ve veri kataloğu yaklaşımları doğru veri analitiğine, doğru bilgilere doğru zamanda erişmek için kurumlara hız kazandıracaktır. Self servis veri görselleme araçları ile BT bölümleri için iş yükü haline gelen rapor yapma işlemini iş birimlerine yaklaştırdıktan sonra veri zenginliğinin inanılmaz hızlarda arttığı bugünlerde, veri hazırlama işlemleri de veri yönetişimi ve veri kataloğu yaklaşımları ile son kullanıcılara ve iş birimlerine bırakılabilecek bir kıvama geliyor. İlk söylendiğinde büyük bir risk gibi görünen bu yaklaşım, aslında hem BT’nin veriyi doğru yönetmesini hem de iş birimlerinin doğru veri ile hızlı karar almasını ve bulgulara ulaşmasını sağlıyor. Bu kolaylıkların en başında veri katalogları, önümüzdeki dönem çok sık duyacağımız bir terim olacaktır. Bu yaklaşımda son kullanıcı, sanki bir

ile eş zamanlı olarak ilerleyen önemli gelişme de iş zekâsının artırılmış zekâya doğru evrimleşmesi. Bu noktada, makina öğrenmesi algoritmaları, tahminsel modelleme gibi kavramlar iş hayatımızda oldukça dile getirilmekte ve kurumlar bu konuların merkezde olduğu projeler ile karar süreçlerini birkaç adım daha ileriye taşımayı hedeflemektedirler. Veri analitiği konusunda ise AI destekli analitik çözümlerin kullanılmaya başlandığını da gözlemliyoruz. Ancak, burada kurumların karşısına çıkan en önemli engellerden biri; ileri analitik konuları ile ilgili yetişmiş işgücüne erişimdeki sıkıntı. Bu konu ile ilgili önemli danışmanlık şirketlerinin analizleri, dünya çapında bir işgücü eksikliğine işaret etmektedir. Bu noktada, iş zekâsı yazılımlarından, çok fazla teknik bilgiye ihtiyaç duymadan, kurum içerisinde herkesin belirli bir seviyede bu teknolojileri kullanmasını sağlaması beklenmektedir. Qlik dünyasında da bu çerçevede önemli gelişmeler yaşanmaktadır. En son Haziran ayında yayınlanan versiyonunda bilişsel zekâ motorunun (Cognitive Engine) ilk versiyonu yayımlanmıştır. Bilişsel Zekâ motoru ile birlikte verinizdeki dağılımları, anomalileri kolaylıkla fark edebilecek ve bunu aksiyona dönüştürebileceksiniz. Kurum içerisinde kolektif bir karar verme mekanizmasının oluşmasına yardımcı olarak daha doğru, hızlı ve çevik kararların alınması sağlanacaktır.

advertorial

Emre Çabuk - BI Technology, CTO

süper markette alışveriş yaparcasına reyonlardan istedikleri verileri seçip, ilişkileri kurup hızlıca analiz ve raporlama adımına geçebilecektir. Bu şekilde verinin demokratikleşmesi ile veri analizinin ve iş zekâsının sadece bir ekibin kahraman olduğu bir yapıdan, her kullanıcının veriyi analiz ettiği ve yorumladığı bir yapıya dönüşüyoruz. Bu gelişmelere paralel olarak, veri yönetimi ve büyük veri için Qlik dünyasında gerek şirket satın almaları gerek de yeni alınan patentli yaklaşımlar ile müşterilerimize bu yolcukta yardımcı olmaya hızla devam ediyoruz. Ağustos ayı başında açıklanan Podium Data yazılımının Qlik ürün ailesine katılması ile zaten çok güçlü olan veri yönetimi yetkinliğini daha da ileri bir noktaya taşımayı amaçlamaktadır. İş insanlarının da veri entegrasyonunu kendisi yapmak istediği bir dünyaya doğru giderken, Qlik’in en son yaptığı satın alma ile verilerin entegrasyonu ve kataloglaması ile verinin iş kullanıcıları tarafından tüketilmesinin kolaylaştırılması amaçlanmaktadır. Bu satın almaya ek olarak da Qlik’in duydurduğu Associative Big Data Indexing (ABDI) yaklaşımı ile kurumların yapmış oldukları büyük veri yatırımlarının önemli iç görüler çıkarmalarını ve bunu yaparken de Qlik’in en önemli farklılıklarından olan ilişkisel veri keşfi yaklaşımı ile yapabilmeleri hedeflenmektedir. Büyük veri altyapıları ve veri yönetişimi


HUAWEI Uç Veri Analiziyle Firmaları Rekabette Güçlendiriyor içeriyor. Birçok firma için veri toplamak nispeten kolayken, bu verilerin analiz edilmesi ve yenilikçi bir şekilde kullanılması için gereken teknik altyapı ve beceri düzeyi yeterli değil. HUAWEI’nin 5G altyapısı ile IoT hızla gelişecek IoT’yi, yaşama dair her alanın dijital veri noktası haline getirelerek bu alanlardan veri toplanması ve anlamlandırılması konsepti olarak tanımlıyoruz. Geleneksel, birbirinden bağımsız dikey çözümleri tek bir altyapıda toplayarak bu bilgilerin anlamlandırılması ve birbirleri ile olan etkileşimlerinin maksimuma çıkarılması amaçlanmıştır. Bildiğiniz gibi bireysel kullanımda akıllı evler bir süredir hayatımızda. IoT ile birlikte veri akışı sağlayabileceğimiz tüm entegre cihazların ortak bir alt yapı üzerinden kontrol edilerek, katma değeri yüksek yaşam çözümleri oluşturulması bekleniyor.

Son yıllarda mobil teknolojiler ve sosyal medyanın yaygın kullanımıyla kayıt altına alınan veri miktarının hızla büyüdüğünü ve bu eğilimin giderek ivmelendiğini görüyoruz. Dijital teknolojilerin büyük miktarda verinin toplanmasına, depolanmasına ve işlenip analiz edilmesine imkan sağlaması, işletmeler için gerek operasyonlarını yönetmede gerekse rekabet etmede çeşitli fırsatlar sunuyor. Toplanan verilerin analizi ile rekabet avantajı elde etmede, daha iyi kararlar vermede, yeni ürün ve hizmetler geliştirmede, kalite ve verimliliği artırmada, müşterileri ve pazarı daha iyi anlamada firmalara katkı sağlayacak çeşitli uygulamaların geliştirilmesi mümkün. Sağlıktan finansa, üretimden perakendeye kadar pek çok alanda toplanan büyük verinin analizi ile birlikte firmalar için yeni iş fırsatları ve kullanım alanları ortaya çıkıyor. Ancak, bütün bu potansiyel avantajlarına rağmen, işletmelerin büyük veriden beklenen faydaları elde etmeleri çeşitli zorlukları

Yaygın M2M ağı IoT için zemin oluşturuyor 2025 yılında dünya üzerinde 100 milyar bağlantılı cihaz olacağı öngörülüyor. Bu cihazların ürettiği data ve bunların anlamlandırılması büyük önem taşıyor. Türkiye’de M2M teknolojileri yaygın olarak kullanılıyor ve bu IoT teknolojisine geçmek için giriş oluşturuyor. Türkiye teknolojiye adaptasyonu hızlı olan bir ülke ancak teknolojik ürünlerini büyük ölçüde dışardan alıyor. Uç sensör, cihaz tarafında dışa bağımlılığın azaltılması, lokal üreticilerle ekosistemin güçlenmesi için HUAWEI OpenLab IoT’nin Türkiye’de gelişmesi için kaldıraç görevi görecektir. Lokal üretimle birlikte ilk yatırım maliyeti düşecek ve yaygınlaşmasında önemli rol oynayacaktır.

advertorial

HUAWEI Ürün Müdürü İsmet Oker

5G ile IoT’nin daha hızlı hayatımıza gireceğine inanıyoruz. HUAWEI olarak haberleşme altyapısının yönetilmesinde telekom operatörlerine destek olmak ile birlikte IoT kavramının yaygınlaşması için yerel oyunculara Ar-Ge alanı sağlıyoruz ve global platfromlarla entegre olmalarına yakından destek oluyoruz. İstanbul ofisinde hayata geçirdiğimiz OPENLAB ile Türk firmalarının global oyuncu olmalarının kapılarını açıyoruz. Ancak bunlar gerçekleşirken paralelde, IoT alanında çalışan farkli sektorlerin ortak paydada buluşabilmesi için devlet tarafindan konulması gereken bazı ragulasyonlara ihtiyaç var. Bu süreçte paylaşılan dataların kişisel kullanıcı güvenliğini etkilemeyecek şekilde kullanılması ile ilgili kanunlar büyük önem taşıyor. Bu verilerin lokal sistemlerde bulunması konusunda kamu reel sektör ve bireyler hemfikir ancak lokaldeki dağılım konusunda yeni regülasyonlarla sınırlar belirlenmelidir.


Electronics

Energy

Iot, Driving verticals to Digitalization

Automotive Industry

Consumer Cities


18 DOSYA

IoT, Büyük Veri ve Yapay Zeka

BThaber 10 - 16 EYLÜL 2018

KAMU HEM UYGULAMALI HEM CESARETLENDİRMELİ

Fujitsu Türkiye Kurumsal Hizmet ve Çözümler Direktörü Cengiz Yeker

Büyük veri artık ciddi anlamda konuşulan, birçok alanda hayatımıza giren bir kavram. Özellikle bankacılık ve telekom önemli projelere imza atarken, hala bilinçlenme ve konuşma aşamasındayız. “Bahsettiğimiz sektörler dışında bir uygulama görmek zor” eleştirisini yapan Fujitsu Türkiye Kurumsal Hizmet Ve Çözümler Direktörü Cengiz Yeker’e göre, bütün iş hayatı artık bunun kaçınılmaz bir teknoloji olduğunun farkında, ama gerekli aksiyonları hala tam anlamıyla alabilmiş değiliz. Bunun en büyük sebebi ise sadece büyük verinin tanımı ve popüler örnekleri üzerine konuşuyor olmamız olabilir. Bu noktada, “Sektörel

iş uzmanları ve onlarla birlikte çalışan bilişim uzmanları büyük veri, IoT gibi araçları kullanarak, içinde bulundukları sektörlere nasıl katma değer katacaklarını, ne tip iş problemlerini çözme konusunda adımlar atabileceklerini çok detaylı düşünmeliler” önerisini yapan Cengiz Yeker, eklemeden geçmedi: “Bu geçişin ve proje yürütmenin zor bir adım olduğunun farkındayız. Özellikle sektörel bazda dikey olarak anlamlı büyük veri oluşturmak ve iş sonuçlarına rekabetçi karşılık vermek üzere analizi konusunda rehberlik yapmaya talibiz.” Dijitalleşme dalgaları, önceleri dünya çapında çok sayıda veri ve bilginin

elde edilebildiği milyarlarca insana erişen genişbant gibi, birçok makine için mobil bağlantı ve IoT gibi devasa bir alana yayılıyordu. Şimdi ise insanlar, makineler ve oluşturulan büyük bilgi arasında gerçek zamanlı bir diyalog yaratılması yöntemiyle yapay zekanın günlük iş ortamında uygulanabileceği bir döneme giriyoruz. Yapay zeka veya öğrenen makineler sayesinde yüksek süratle sonuca ulaşmanın yanı sıra daha önce insanların bakışıyla fark edilmeyen gizli korelasyonları fark edebiliyoruz. “Sağlık konusunda derlenen veriyi analiz eden bir yapay zeka ortamı sayesinde birçok hastalığın nedenini öğrenebiliyor, komplike bir düzen içinde çalışan bir havalimanı işletmesinde zaman ve maliyet tasarrufu sağlayabiliyoruz” örneklerini paylaşan Cengiz Yeker, beklentilerini ve stratejilerini ise şöyle anlattı: “IoT odaklı yenilikler şirketlere verimlilik kazandıracak. Birçok sektörde IoT ürünleri kullanılmaya başlandı. Örneğin; Fujitsu olarak geliştirdiğimiz, insandan sağlık verisi alarak, kullanan kişinin uyku durumuna girip girmediğini gösteren ve uyku durumunda kullanıcıyı uyandıracak şekilde uyaran bir IoT cihazımızı kullanmaya başlıyoruz. Bu cihaz ve çevresindeki büyük veri analizi ile desteklenen çözümlerin özellikle lojistik ve güvenlik sektörü için büyük bir dijital dönüşüm projesi olacağını düşünüyoruz. Liman işletme veya gemi inşası gibi geniş bir sahada karmaşık iş ortamında uzmanlık gerektiren müdahale ihtiyaçlarında uzaktan bağlı audiovisual iletişim kurulabilen ekranlı akıllı kasklarımızın yer aldığı verimlilik çözümleri de yerli yazılım firmaları tarafından geliştiriliyor. Ancak, bu yeni teknolojilere adım atma konusunda bazı çekinceler olabiliyor. Burada kamunun biraz daha itici güç olması gerektiğini düşünüyoruz. Kamu hem dijital dönüşüm projelerini uygulayarak nasıl bir verimlilik sağladığını reel sektöre kanıtlamalı ve firmaları cesaretlendirmeli hem de regülasyon konusunda adımlar atarak çözümlerin standartlaşmasına katkıda bulunmalı. Kamu, madencilik sektöründe çalışanların anlık sağlık ve lokasyon bilgilerinin sağlanması için yönetmelik getirdi. Bu tarz adımların iyi bir şekilde planlanıp, daha fazla atılması gerek. Önümüzde büyük bir fırsat var. İnsan kaynaklarımız ve cesur girişimci yaklaşımımızla dijital devrimin nimetlerinden kolaylıkla faydalanabiliriz. Üniversite, iş dünyası ve kamu üçlemesiyle özellikle Avrupa'nın hantal iş yapılarına alternatif çözümler sunabileceğimize inanıyorum. Kurumların bu değişimde ihtiyaç duydukları rehberliği sunabiliyoruz.”


BThaber

BİLİŞİM DÜNYASI

10 - 16 EYLÜL 2018

19

E-ticarette lojistik ‘katma değer’ taşıyor! Hepsiburada.com’un iştiraki olan Hepsiexpress; hem e-ticaret sektörünün hem dağıtım başlığının gelişimini hedeflerken, odağına tüketiciyi alıyor. Türkiye’deki yaklaşık 30 milyar TL’lik çok kanallı ve online perakende Handan Aybars pazarının yüzde 65’ine erişerek, operasyonlarını yaygınlaştıran Hepsiexpress, sektördeki tüm markalara bu yenilikçi teslimat modelini sunmaya başladı. Hepsiexpress; özgün bir uzmanlık ve iş modelini temel alıyor. Şahıs şirketi olan ve ticari araç sahibi taşımacılar; sözleşme, eğitim ve diğer prosedür süreçlerini tamamlar tamamlamaz Hepsiexpress takımında yerini alabiliyor. Halen hizmet verilen İstanbul, Kocaeli, Ankara Bursa illerine ilaveten İzmir de dahil olmak üzere Türkiye’nin çeşitli illerine hizmetlerini götürmeye devam eden Hepsiexpress, yılda ortalama yüzde 35 büyüyen e-ticaret sektörünün büyümesine katkı sağlamayı hedefliyor. Bu bilgileri paylaşan Hepsiexpress Genel Müdürü Umut Aytekin’in belirttiği gibi, Türkiye, online perakendede potansiyeli ile öne çıkıyor. 2017 itibarıyla, online perakendenin toplam perakende içindeki payı gelişmiş ülkelerde ortalama yüzde 9,8 iken, Türkiye’de bu oran yüzde 3,5’ten yüzde 4,1’e yükseldi. Taşımacılık sektöründe büyüme potansiyeline sahip olan e-ticaret alanına odaklandıklarına değinen Umut Aytekin, bu yapının tüm paydaşlar için önemli avantajlar barındırdığına dikkat çekti. Buna göre, taşımacılar, Hepsiexpress tecrübesi ile yüksek iş hacmine ulaşabiliyor ve sunulan operasyonel destekle işlerini büyütme fırsatı da elde ediyor. Ayrıca taşımacılara sunulan iş güvenliği ve saha eğitimleriyle hem can güvenliği konusunda bilgi sahibi oluyorlar hem de “mobil ekran kullanımı”, “kurye saha eğitimi” eğitimleriyle müşteri memnuniyeti ve kalite konularında gelişimlerine katkıda bulunuluyor. Hepsiexpress, taşımacı adaylarına kariyer siteleri ve gazetelerde verdiği ilanlarla ulaşıyor. Araç sahipleri

ayrıca web sitesinde yer alan “Sen de Taşımacı Ol” sekmesi üzerinden bağlantı kurabiliyor. “Taşımacılarımızı “kendi işinin patronu ol” sloganıyla sürece davet ediyoruz” bilgisini paylaşan Umut Aytekin, “Hafif ticari ve ürün taşıma hacmi olan 2006 ve üzeri model araçlarla hizmet sağlamakla beraber, yaya ve araç trafiğinin yoğun olduğu bölgelerde de motorlu taşımacılarımızla hizmet sağlıyoruz” detayını paylaştı. Umut Aytekin, bu konsept ile e-ticaret firmalarının ilgisini ve sektörün potansiyelini anlattı: Geleneksel lojistik yapısından ne gibi farkları ortaya koyuyorsunuz? Taşımacılıkta hizmet ve kalite standartlarını yeniden tanımlayarak yetkinliklerimizi Hepsiburada platformunda geliştirip pekiştirdik. Türkiye’deki e-ticaret dağıtım sektörünü hızlandırma, genişletme ve büyütme hedefiyle yola çıktığımız Hepsiexpress’in yenilikçi hizmet modeliyle; e-ticaret müşterilerini de operasyonlarımızın merkezine koyuyoruz. Sunduğumuz aynı gün, ertesi gün randevulu ve hafta sonu teslimat seçenekleri ile birlikte randevulu iade hizmetlerini e-ticaret kullanıcılarının hayatına kazandırdık. Özel eğitimlerden geçen ve performans sistemine dayalı çalışan profesyonel teslimat filomuz sayesinde müşterilerle sipariş verdikleri ürünleri hasarsız ve güvenilir bir şekilde buluşturuyoruz. Sektörde faaliyet gösteren tüm markalara da bu yenilikçi taşımacılık hizmetini sunarak, müşteri memnuniyetini artırmalarına, dolayısıyla işlerini büyütmelerine katkı sağlamak istiyoruz. Sunduğumuz kolay entegrasyon, detaylı takip, raporlama ve bilgilendirme sistemleriyle çözüm ortaklarımızın hizmet standartlarını yükseltmelerine vesile oluyoruz. Eğitimli, yetkin ve sektörel tecrübesi olan insan kaynağına sahip olmakla beraber, sahada da müşteri memnuniyeti ve ihtiyaçlarına öncelik vererek farklılaşan hizmetler sunmaya

sürekli devam ediyoruz. Lojistik şirketleri, ortaya koyduğunuz bu yapıyı nasıl değerlendiriyor? E-ticaret sektöründe yepyeni bir dönem başlattık diyebiliriz. Uzmanlığı, teknolojiyi ve kaliteyi birleştirerek müşterilerimize en iyi deneyimi sunma hedefiyle yola çıktık ve en çok şikayet edilen gecikme, hasarlı teslimat, teslimat saatlerine uymama gibi konulara çözüm sunan, e-ticaret odaklı, hızlı, dakik ve pratik bir taşımacılık sistemi getirdik. Bu yenilikçi hizmet modelimizle sektördeki çıtayı yükseltmiş olduk. Böylece pazarda iyi bir rol model olarak, diğer lojistik firmalarının da bizi takip edeceğini, Türk tüketicilerine bekledikleri kalitede hizmet sunan firma sayısının artacağını düşünüyoruz. Teslimat tiplerinizi hangi kriterlere göre belirlediniz? Bunlara ne gibi yeni başlıkların eklenmesi gündemde? Dijital çağın olmazsa olmazı olarak müşterilerimizi sürekli takip ediyor, beklenti ve ihtiyaçlarını analiz ediyor, teslimat tiplerimizi bu taleplere cevap verecek şekilde kurguluyoruz. Ana kriterimiz; müşterilerimize iyi bir deneyim yaşatabilmek, sürece hız ve pratiklik katmak, zaman ve mekân kısıtlamalarını ortadan kaldırmak. Müşterilerimize hafta içi ya da sonu fark etmeksizin aynı gün ya da ertesi gün randevulu

sipariş seçeneklerini sunuyoruz. Bir taraftan müşterilerimiz, müsaitlik durumlarına göre, randevu erteleme ya da randevulu iade hizmetlerinden de faydalanabiliyor. Evde veya iş ortamında bekleme zorunluluğu olmadan teslimat yeri olarak istedikleri yeri tercih edebiliyorlar. Bu anlamda, her geçen gün geliştirdiğimiz hizmet modelinin hız ve pratikliği sayesinde müşterilerimizin memnuniyetini artıracak yeni ve farklı çözümlerimizi de hayata geçirmeye devam ediyoruz. Bu konsept bu yapıda çalışan araç sahiplerine, sipariş veren bireylere ve e-ticaret sitelerine neler kazandırıyor? Hepsiexpress konsepti ile müşterilerimizi odak noktamıza aldık. Müşterilerimizin yanı sıra, sürece dahil olan tüm oyuncuların da kazandığı ve memnun olduğu bir sistem oluşturduk. Sipariş veren müşteriler hızlı, güvenilir ve pratik biçimde ürünlerine istedikleri zaman dilimini kendileri seçerek kavuşuyor. Araç sahipleri, hızla büyüyen e-ticaret sektörüne Hepsiexpress güvencesiyle girmiş oluyor. Taşımacılarımıza verdiğimiz eğitimlerle onların nitelik ve yetkinliklerini geliştiriyor; potansiyeli yüksek bir alanda istihdam imkânı sağlıyoruz. Mevcut modelimizde, taşımacılar yan oyuncu değiller; işin tam merkezinde,

başrolündeler. Müşteri memnuniyetine giden yolun, aslında taşımacıların memnuniyetinden geçtiğinin bilinciyle, taşımacılarımızın verdikleri geribildirimleri önemsiyor, mevcut sorunlarına mutlaka çözüm bulmaya çalışıyoruz. Hizmet modelimiz; taşımacılarımızın performansına dayanan, müşterilerin geribildirimlerine göre kendini yenileyen, sektördeki trendleri gözlemleyen ve teknolojik açıdan sürekli kendini geliştiren bir yapıya dayanıyor. E-ticaret müşterilerine beğenerek satın aldıkları ürünleri güvenilir, hızlı ve pratik şekilde ulaştırabiliyoruz. Müşterilerimiz kargolarının değil, biz onların peşinden koşuyoruz. Tüm bu farklılıklarımızla müşteri memnuniyeti oranımız da yüzde 99. Farklılıklarımız, bizimle çalışan e-ticaret sitelerinin müşteri memnuniyetlerini artırmalarına ve büyümelerine de yardımcı oluyor. Bu konsept ile hangi illerde aktifsiniz? Başka hangi iller ve bölgeler gündeminizde? İstanbul, Kocaeli, Ankara, Bursa illerinde dağıtım ağımızı tamamladık. İzmir gibi büyük bir ili de hizmet ağımıza ekleyerek 2018 yılı içerisinde birçok şehirde aktif olarak dağıtım yapmayı hedefliyoruz. Türkiye’nin çeşitli illerine hizmetlerimizi taşıyarak büyümemizi sürdüreceğiz.


20 8

BThaber

BİLİŞİM DÜNYASI

21 10 - 27 16 MAYIS EYLÜL 2018

Dünyanın uçak filosu tek rotada buluşuyor Hitit Bilgisayar Hizmetleri’nin teknoloji markası olan Crane, havacılık odağında turizm sektörüne yönelik çözümleri ile dünyayı turluyor. Hedef net: 16 ülkede 23 havayolu.

Handan Aybars

Yurtdışına teknoloji ihracatı hedefi ile THY’den ayrılan deneyimli bir ekip tarafından kurulan ve havacılık odağında turizm sektörü odaklı çalışmalar yürüten Hitit’in ilk çıkış noktası Crane FF ürünü. “Bu çözüm, Miles and Smiles’ın ilk çıktığı dönemde altyapısını oluşturan çözüm” diyerek, böylece sadakat ve mil kazanma yapısının ortaya çıkmasını sağladıklarını vurgulayan Hitit Bilgisayar Hizmetleri Satış ve Pazarlamadan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Nevra Onursal Karaağaç, bu ürün ilk çıktığı zaman THY’nin ana referans olduğunu, böylece İzlanda, Etiyopya havayolları ile bu yapının yaygınlık kazandığını belirtti. ‘Sadakat’ kavramı gelişirken, beraberinde yeni fırsatlar da getirmiş. Nevra Onursal Karaağaç bunu, “Bir taraftan büyüyen ‘sadakat’ konsepti, bir yandan da havayolunun esas çekirdek operasyonu var” sözleri ile özetleyerek, böylece rezervasyon, biletleme, arka planda işleyen süreçler, tarife planlamasının geliştirilmeye başlandığını ifade etti. Bu yeniliklerin ilk kullanıcısı, yani ilk pilotu ise Pegasus Havayolları oldu ve Nevra Onursal Karaağaç’ın verdiği bilgiye göre, bu çözümleri Pegasus gibi dünyada 22 havayoluna verildi. “Türkiye’den teknoloji ihraç eden bir firmayız ve sektöre özel çözümlerimizi yatayda diğer sektörlerde de konumlandırabiliyoruz” diyen Nevra Onursal Karaağaç, “Bu ciddi bir ekip işi ve 200 üzerinde çalışanımız var. Bunların önemli bir kısmı mühendis. C level’da çok kadın var” detaylarını da paylaştı. Nevra Onursal Karaağaç ile yurtdışı planlarını ve stratejilerini konuştuk: Yurtdışı stratejiniz nasıl ilerliyor? 22 havayolu ile 15 ülkede varız. Bazı havayolları sistemlerini değiştirmek istiyor, bunun için ihaleye çıkıyor ve biz de bu ihaleye katılıyoruz. Bir taraftan da, halihazırda ilgilendiğimiz belirli bölgeler var. Afrika’da güçlüyüz ve büyümeye devam ediyoruz. Ortadoğu’ya ilerlemeye başladık. Güney Amerika ise açılmak istediğimiz bir pazar

ve ciddi yatırımlarımız var. Çünkü orada pazar biraz daha farklı işliyor ve hala dağıtım kanallarına çok bağımlılar. Bizim ürünümüzün güçlü yönü ile bunu kırabiliyoruz. Dolayısıyla o pazarda öne çıkabilecek çözümlerimiz var ve yatırım yaptığımız, odaklanmak istediğimiz bir pazar. Süreç nasıl şekilleniyor? Yurtdışında çalıştığımız firmalar veya kişilere ‘destek ağımız’ diyebiliriz. İlk adım onlar oluyor ve havayollarını ‘iş ortağı’ olarak tanımlıyoruz. Tamamen operasyonun içine girdiğimiz için 7/24 havayolu ile birlikteyiz. Yeni bir pazara girerken, muhakkak oralardan güçlü ve sektörün içine yer almış kişilerle irtibata geçip, her pazarın kendine has dinamiklerini öğrenme imkanı buluyoruz. Farklı kanallardan araştırmalarımız ve analizler bizde hiç bitmiyor ve bunların sürekli takip edilip geliştirilmesi lazım. Havayolu sektörü hantal gibi görünse de, kendi içinde çok dinamik. Sektörde farklı teknolojiler gelişiyor ve bunun Ar-Ge’den gerçek hayata geçmesi belli bir zaman alıyor. Havayolunun ve havaalanlarının işleyişine, belli güvenlik kurallarına uyum da şart. İş ortağı kriterleriniz neler? Çözümlerimizle örtüşen havayollarını bulmaya çalışıyoruz. İlk kriterimiz büyüme hedefleri. Sonuçta onlar büyüdüğü zaman biz de büyüyoruz ve kazanç yapımız bunun üstüne kurulu. Dolayısıyla bir havayolunu seçerken onun yapısına ve dinamiklerine bakarak ilerliyoruz. Analiz ettiğimiz bir startup yapısı da var. Bu gibi yeni kurulan havayolları farklı noktalarda ortaya çıkabiliyor ve bunlar daha kurulurken içine girdiğinizde gerçekten beraber büyüme trendi görüyorsunuz. Bünyemizde bir danışmanlık yapımız var ve buradaki ekip arkadaşlarımız havayolu operasyonları konusunda deneyimli. Bu tarz startup’lar veya değişim aşamasında olan havayolları varsa, onlara bu süreçte destek verebiliyorlar. Yani iş sadece sistemi kurmak değil, teknik bilgi paylaşımı ve rehberlik de var. A’dan Z’ye tüm bir operasyonun içindeyiz.

Bu danışmanlık, nasıl bir dağılım sergiliyor? Türkiye’de Pegasus ve Onur Havayolları bizim tüm çözümlerimizi kullanıyorlar. Onların tüm organizasyonlarının içindeyiz. Gana’da bir startup havayolu var, yakın zamanda hayata geçecek ve bizim tarafımızda tüm operasyonları tamamlandı. Ekiplerimiz oradaydı, eğitimler verildi, sistemlerin nasıl kurulacağına bakıldı ve geçiş sağlanıyor. Zaten böylece 16 ülkede 23 havayolu sayısına ulaşacağız. Eğitimler esnasında farklı konular ele alınırken, önemli bir bilgi transferini de sağlıyoruz. İş ortaklarınızı çözümleriniz konusunda nasıl bilgilendiriyorsunuz? Ürünlerimizi geliştirirken belli aralıklarla yeni sürümlerimiz oluyor ve bu yol haritamızın büyük bir kısmını 1 yıl önceden planlıyoruz. Her yıl Eylül-Ekim ayında ‘Partners Event’ dediğimiz bir organizasyonumuz oluyor. Buraya hem yurtiçi hem yurtdışından Crane kullanıcıları katılıyorlar. Bu toplamda 3 günlük bir organizasyon ve sadece kendi ürünlerimizi değil, Türkiye’yi de tanıtmak için farklı illerde düzenledik. Şu an sadece İstanbul olarak etkinlik planlamamızı yaptık, ama önümüzdeki yıl yine farklı bir yere taşımayı planlıyoruz. Yol haritamızda ‘bu süreçte şu gelişmeler olacak, bizim de şu tarz yeni ürünlerimiz olacak’ bilgilendirmesi ve bunun müşteriler tarafından oylanması gibi bir sistemimiz var. Ayrıca her düzenli sürüm atılmadan önce ‘zaten bu paketin içinde şu geliştirmelerimiz var, bunlar da tamamlanıyor, bir sonraki sürüme de şunlar eklenecek’ bilgisini veriyoruz. Yani her geliştirme bizim standart yapımız içinde, çünkü biz sektörde olup biteni sürekli takip ediyor, farklı küresel konferanslara katılıyoruz. Bu etkinliklerde dünyada olup bitenler, sektörel gelişmeler, teknolojik gelişmelerin havacılık ve turizme yansımaları, tüm bunlar arasında politik etkenler, belli kısıtlamalar ve bunların seyahat ve havacılığa olası etkileri gibi detaylar tartışılıyor. Planlamalarımızı yaparken bunları göz önüne alıyoruz.

Ayrıca partnerlerimizin özel istek ve ihtiyaçları olabiliyor. Bunların da bazıları havayoluna özel geliştiriliyor, bazıları ise diğer sektör oyuncularına da dokunacaksa planlamamızda konumlanıp sistem güncellemesine dahil ediliyor. Bir de küresel dinamiklere bağlı yeni çözümler olabiliyor. Bu konuda üzerinde çalıştığımız, işin turizm boyutuna dokunan, ama yine havacılıkla bağlantılı olacak bir ürünümüz var. Mobil ve internet üzerinde satış gibi konularda da ciddi bir yapılanmamız var. Çünkü bunların her biri kendi başına ayrı bir dünya. Mobil uygulamalar, web sitelerinin mobile uyarlanması, bunların düzenli yönetilebilmesi önemli ve bu noktada çalışmalarımızı daha da artıracağız. Yurtdışında proje geçişleri nasıl oluyor? Yeni kurulan bir havayolunda bu süreç daha hızlı ilerleyebiliyor. Ama başka bir tedarikçiden geçiş olduğu zaman süreç uzayabiliyor. Özellikle havayolunun büyüklüğü ve dinamikleri belirleyici. Çünkü büyük ölçekli bir havayolu, uzun süredir tek bir sistemi kullanıyorsa geçmişe yönelik ciddi bir veri transferi var. Yasal zorunluluk olarak bu verileri saklamak zorundalar. Bir havayolunun sistemlerinin sıfırdan kurulumunu 150 günde tamamlayabiliyoruz. Eğer bir geçiş söz konusuysa, havayolunun üçüncü partilerle olan ilişkilerine bağlı olarak onda bile bu zamana ulaşılabiliyor. Ama bu konuda havaalanları ile olan anlaşmalar, diğer havayolları ile kendi içlerinde bağlantıları varsa, onların süreyi vermesi gibi konulara bağlı olarak süreç şekilleniyor. Bu yönüyle maksimum 1 yıl diyebiliriz. Oysa küresel bazda bu sürenin 1,5 2 yılı bulduğu olabiliyor. Ar-Ge’de öncelikler neler? Mobilde var olan uygulamaların sürekli geliştirilmesi önemli ve çalışmalarımızın da odağı bu. Ayrıca seyahat çözümleri diyebileceğimiz bir geliştirme çalışmamız var. Bu başlıbaşına ayrı bir çözüm olarak çıkacak. Yani sırf havayollarına değil, aslında acentelere de verilebilecek bir yapı olacak

Hitit Bilgisayar Hizmetleri Satış ve Pazarlamadan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Nevra Onursal Karaağaç ve detayları son çeyrekte açıklanacak. Odağımızdaki iki öncelikli konu bunlar. Peki ya hedef ve beklentiler? 2018 içinde halihazırda biri Pakistan biri Gana’dan havayollarını ailemize ekledik. Önümüzde de ihale sürecinde olduğumuz, yakın takipte olduğumuz havayolları var. Bunların da bir bölümünü bu yıl bitmeden aramıza katmayı hedefliyoruz. Güney Amerika da 2018 sonu ve 2019 başı olabilir. Hiç olmadığımız ve uzak bir pazar olduğu için normalden biraz daha uzun sürüyor bu yeni bölgeye girişimiz. Destek süreçleri başta olmak üzere gerek saat farkı gerekse İngilizce yerine İspanyolca ve Portekizcenin öne çıkması da süreci etkiliyor. Bir havayolunun kaç yolcusunu uçurduğu temel kriterdir gerek bizde gerekse küresel bazda bizim gibi şirketlerde. Bu konuda büyüme görülüyor ve havayolu sayımızı artırmamızın yanında havayollarının büyümesi ile büyüyoruz. Rekabeti de bu belirliyor ve alanımızda dünyada 5’inciyiz. Hedefimiz iorta vadede ilk 3 içinde konumlanmak. Rakiplerimizden Sabre, ABD’deki havayollarının birleşmesi ile kurulmuş bir çözüm. Amadeus ise Avrupa havayollarının buluşması. TravelSky da Çin hükümetinin desteklediği bir yapı. SITA ise Avrupa’daki farklı havayollarının verdiği hizmet. Onu Türkiye’den yüzde 100 yerli çıkmış, THY’den deneyimli iki kadının kurduğu bir yapı olarak biz izliyoruz.

C

M

Y

CM

MY

CY

CMY

K



Yeterlilik Belgesinde yeni karmaşa

Bu sayıda...

Olmayan s t a n d a r d a

• NCR'dan yöneticilere 'Cali Center' tanıtımı (Sayfa 4) • ArenaSoft, Microsoft ağ ürünleri dağıtıcısı oldu (Sayfa 8)

belge isteniyor

• Volkwagen de Mentor Graphics kullanmaya başladı (Sayfa 12) • Bilgi teknolojisinde

• İthalat yapan şirketlerin Sanayi ve Ticaret Bakanlığı'ndan almak zorunda oldukları Yeterlilik Belgesi ile ilgili yeni bir karmaşa daha yaşanıyor. Anımsana­ cağı gibi Bakanlık yayınladığı bir tebliğ ile önce Yeterlilik Belgesi vermek için 1 Temmuz 1996 tarihinden itibaren ba­ kım servislerinin TSE onaylı olmasını is­ tedi. Daha sonra söz konusu düzenle­ menin bilgisayar sistemleri için 1 Ocak 1996 tarihine ertelendiği söylendi.

• Bu noktada işler daha da karışıyor.

gelişmeler

telemenin sadece daha önceden de

Çünkü TSE'nin henüz bilgisayar sistem­

(Sayfa 13)

ithalat yapan kuruluşları kapsadığı

leriyle ilgili olarak Tamir ve Bakım Ser­

öğrenildi. Yeterlilik Belgesi almak için

visleri için belirlediği yeni standart yok.

yapılacak ilk müracaatlar için geçerli

1993 yılında yayınlanan ve 1994'te yeni­

olmadığı belirtildi. Şimdi ilk defa bilgi­

den ele alınan "Tamir ve Bakım Servis-

sayar sistemleri ithal etmek isteyen şir­

leri-Elektronik ve Elektromekanik

güvenlik ve yama... (Sayfa 16)

• Ancak geçtiğimiz günlerde bu er­

ketlerden, gerekli olan diğer belgelerin

Mamuller İçin-Sınıflandırma ve Özellik­

yanı sıra açmak zorunda oldukları ba­

ler" standardında ise, bilgisayar sistem­

kım servisleri için Türk Standartları

leri kapsam dışı olarak değerlendiriliyor. (Ayrıntılı haber sayfa 3'te)

Enstitüsü'nden onay isteniyor.

Likom, dağıtım kanalı oluşturuyor

Trans Teknik'ten, Teknum PC kadar anahtar teslimi

markası haline getirmek. İlk aşama­

projeler üreten Trans Teknik, Eylül

da Teknum

1996'da duyurusunu yaptığı Tek­

KGK'larda kullanılması düşünülü­

num markasıyla PC pazarına adım

yor. Daha sonra BT alanına giren

attı. Trans Teknik, Teknum'u sade­

faks, modem ve yazıcı gibi birtakım

ce PC'lerinde kullanacağı bir marka

ürünlerde de Teknum markasının

markasının

PC

ve

olarak düşünmüyor. Şirketin hede-, kullanılması planlanıyor. fi, TeKnum'u Trans Teknik'in bir

Vestel

Genel Müdür

Yardımcısı

Ahmet

Pınar:

"PC pazarında bir numaraya doğru koşuyoruz" Vestel Bilişim Teknolojileri, Ves­ tel Asteo adını verdikleri PC'yi pa­ zara sundu. Türkiye kişisel bilgisa­

• Internet Explorer 3.0,

• J++ rekabeti kızışıyor (Sayfa 21)

Likom Yazılım 1997 yılı ile bir­ likte yeniden yapılanmaya gidi­ yor. Bu yapılanmanın ilk adımla­

analog/sayısal synthesizer'lara "kuşbakışı" (Sayfa 22) • Yeni ürünler (Sayfa

30-31)

rından biri olan dağıtım ve satış organizasyonunun yapısı da de­

• Oyun'96 sonuçlandı

ğiştirildi. Yeni yapılanmayla bir­

(Arka

sayfa)

likte, Bölgesel Dağıtım Merkez­ leri ve bu merkezlerin altında çözüm ile Yetkili Satıcı Eğitim Merkezleri oluşturulacak.

(Ayrıntılı haber sayfa 4'te)

• Mikrosaray, 10. yaşım kutlamaya hazırlanıyor (Arka

sayfa)

E C N A Ö T L F I Y A H 2 2 BU

Yaman Elektronik Dağıtım ve

lanmayan bir Amerikan markasını

Digital Türkiye arasında 1994 yılın­

Türkiye'de dağıtmaya başlayacakla­

da bu yana devam eden Digital PC

rını açıklayarak, 1997 yılında da

dağıtıcılığı anlaşması 1 Eylül 1996

yerli bir markayı ürün yelpazelerine

tarihi itibarıyla sona erdi. Yaman

eklemeyi düşündüklerini belirtiyor­

Elektronik yetkilileri, Eylül ayı so­

lar.

(Ayrıntılı haber sayfa 9'da)

Sümerbank'tan 10 milyon dolarlık BT yatırımı

yar pazannda oldukça iddialı olduklannı bildiren Vestel yetkilileri, aynı zamanda Vestel'in ihracat de­ neyiminden PC alanında da yarar­ lanmayı hedeflediklerini söylüyor. Vestel, Asteo ile 1996 yılı sonuna kadar Türkiye PC pazarında yüzde 10 pay almayı hedeflerken, Avrupa

(Ayrıntılı haber sayfa 2'de)

Yaman Elektronik, artık Digital PClerini dağıtmayacak

nunda şu anda Türkiye'de pazar-

(Sayfa 13)

• Theremin'den,

Yeni bir yerli bilgisayar markası: Bugüne

• Digital, Wang ile anlaştı

Sümerbank Genel Müdürü Şükrü pazannda da var olmayı planlıyor. Karahasanoğlu v& Koç-Unisys Genel (Ayrıntûı haber sayfa 9'da) Müdürü Bülent Gönç.

Sümerbank,

özelleştirmeden

sonraki ikinci atılımını BT konu­ sundaki yapılanması

ile yapıyor.

Şubelerinin otomasyonu için KoçUhisys' in Bank2000 yazılımını kul­ lanacak olan Sümerbank'ın tüm BT yapılanması için yapacağı yatırımın

bedelinin 10 milyon dolar olacağı belirtiliyor.

(Aynntûı haber sayfa 8'de)

Bu sayının tüm sayfalarına www.bthaber.com.tr'den ulaşabilirsiniz.



24

BThaber 10 - 16 EYLÜL 2018

Siber güvenlikte yüzde 100 yerlilik tescili Netaş tarafından geliştirilen siber güvenlik ürün grubu NOVA şemsiyesi altında yer alan NOVA V-Gate ürününün yüzde 100 yerli oluşu, İstanbul Sanayi Odası (İSO) tarafından 13 Ağustos 2018 tarihinde tescillendi. Dünyada VoIP teknolojisinde ilk 10 laboratuvardan birine sahip olan Netaş Ar-Ge merkezinin çalışmalarıyla ortaya çıkan NOVA V-Gate, internet üzerinden yapılan sesli görüşmelerde güvenliği ve yönetimi sağlayan ilk yerli siber güvenlik ürünü konumunda. NOVA bünyesindeki ürünler, günümüz iletişiminde giderek daha yoğun olarak, ağırlıklı olarak da çağrı merkezlerinde kullanılan VoIP sistemlerinin zafiyet analizinden başlayarak, gerçek zamanlı olarak görüşmelerdeki ücret ve

trafik sahtekârlıklarının tespit edilip önlenmesine kadar uçtan uca denetim ve önleme olanağını operasyonel yönetim platformu ile sunuyor. 4G LTE gibi yeni nesil iletişim teknolojileri ile internet üzerinden ses ve video iletişimi hızlı bir artış içinde. 5G ile kullanımının daha da artması beklenen internet tabanlı yeni iletişim teknolojileri, tüketicilerin iletişim alışkanlıklarından, kurumların altyapılarına ve iletişim sağlayıcıların iş modellerine kadar kapsamlı bir dönüşüme neden oluyor. NOVA ürün grubunu geliştiren Netaş Siber Güvenlik Teknoloji Geliştirme Grubu Direktörü Uğur Çağal, “İletişimde sağladığı esneklik, verimlilik ve maliyet avantajına bağlı olarak VoIP temelli sistemlerin yaygınlığı

da artıyor. VoIP sistemlerin avantajlarının yanında güvenlik de önemli. NOVA V-Gate sahtekârlıkların ve saldırıların tespitini gerçek zamanda yaparak, otomatik aksiyon alınmasını sağlıyor. Kontrol edebildiğiniz sistemin güvenliğini daha etkin sağlayabileceğiniz için operasyonel yönetim platformu ve monitör modülü de var. Makine öğrenmesi ve büyük veri analitiği gibi yeni nesil teknoloji ve metotları kullanarak yakın gerçek zamanda sistem modeli çıkarımı üzerinden davranış anomalisi tespitine yönelik, NOVA V-Gate’e ek diğer ürünümüzü de yeni tamamladık ve NOVA’ya yeni ürün ve özellikler eklemek üzere Ar-Ge çalışmalarımızı sürdürüyoruz.”

Seste kusursuzluk ve kablosuzluk hakim

Ultimate Ears, kablosuz hoparlör serisinin yeni nesil üyeleri BOOM 3 ve MEGABOOM 3’ü duyurdu. 360 derece dengeli ses verebilen yapısı sayesinde, notaların gerçekte olduğu gibi duyulmasını sağlayan hoparlörler, her şart altında müzik keyfi sunuyor. BOOM 3 ve MEGABOOM 3’ün geliştirilmiş 45 metreye varan Bluetooth kablosuz kullanım alanı taşınabilirliği artırırken, su üzerinde yüzebilen yeni tasarımı ise ürünün deniz ve havuz gibi ortamlarda

rahatça kullanılmasına imkân tanıyor. Hoparlörler, üst kısımda yer alan yeni özel tuşuyla rahat ve hızlı kontrol sunuyor. BOOM 3 ve MEGABOOM 3, su geçirmez ve darbelere karşı korumalı olmalarının yanı sıra yeni IP67 sertifikası sayesinde toza karşı da dayanıklılık sağlayarak, zorlu şartlar altında çalışabiliyor. BOOM 3 ve MEGABOOM 3, Night (Siyah), Sunset (Kırmızı), Lagoon (Mavi) ve Ultraviolet (Mor) olmak üzere dört farklı çift tonlu renkle birlikte

satışa sunulacak. Ürünün üst kısmında yer alan yeni özel tuşu, telefonu sürekli taşımaya gerek bırakmadan şarkıları doğrudan hoparlörler üzerinden başlatmaya, duraklatmaya ve değiştirmeye olanak sağlıyor. Kablosuz şarj için, ayrıca satılan Ultimate Ears POWER UP şarj yuvasıyla uyumlu olan BOOM 3 ve MEGABOOM 3, yeniden konumlandırılan USB portu sayesinde serinin eski üyelerinin aksine dik olarak şarj edilebiliyor.

Teknoloji üretiminde de bağımsızlığımızı ilan etmeliyiz

Ekonomik gelişmelerin yerli ve milli yazılımın önemini bir kez daha ortaya koyması paralelinde, Digital Planet Kurucusu Adnan Vural, bir açıklama yaparak, “Ülkemizin yerli ve milli yazılımlarının geliştirilmesine yönelik politikalarını destekliyoruz” dedi. Türkiye’nin yerli ve milli teknoloji anlayışının güçlendirilmesi için veri saklama, şifreleme, algoritma ve platformlardan bağımsız özel sunucu tasarımları gibi kritik konuların öne çıkması gerektiğini vurgulayan Adnan Vural, ödeme altyapılarının tamamen yerli ve aracısız olması, yurtiçi harcamaların global kartlarla ilişkilendirilmemesi ve 5G altyapısına uygun devlet destekli içselleştirilmiş donanım ve teknoloji üretimi gerçekleştirilmesi gerektiğinin altını çizdi. “Bu ve benzeri kritik alanları kapsayan dünya çapındaki milli teknolojilerimiz ve dijital dönüşümün hızlanması; 2023 hedeflerine ulaşmamızda önemli olacak” diyen Vural, hizmet sundukları e-Dönüşüm uygulamalarının zorunluluk haline gelmesiyle oluşacak büyük veri üzerinden yapay zekâ destekli analitik sayesinde; uzak denetim, şeffaf kurumsal yapılar oluşmasının yanı sıra devlet politikalarının ve sosyoekonomik gelişmelerin mikromakro devlet hedeflerine etkisini anlık gözlemleme imkânı sağlayacağı bilgisini verdi. Yerli ve milli olarak geliştirilen teknolojik altyapıların dijital dönüşümde bağımsızlığı da getireceğini hatırlatan Vural, ’Bu yeni dünya düzeninde tam bağımsızlık için milli teknolojiler üretmek zaruri bir ihtiyaç” dedi ve şöyle devam etti: “Hiçbir harici blok teknoloji kullanılmadan geliştirdiğimiz teknolojiler ve büyük ölçekli yazılımlar sayesinde büyük verinin güvenli bir şekilde saklanmasını, sıkıştırılmasını ve ulaştırılmasını sağlıyoruz. Bu ve benzeri yerli teknolojiler önyargısız tüm testlerden geçerek, yurtdışı örnekleriyle de kıyaslanarak devlet destekli kullanılmalı. Bu noktada, devlet kurumlarının bu çözümleri sunan şirketlerimize güvenlik araştırmaları neticesinde şans vermesi gerektiğini düşünüyorum. Ancak bu şekilde ülkemizin yerli ve milli teknolojilerini pazarda rekabet edilebilir bir konuma taşıyabiliriz. Türkiye’de genç, enerjik, eğitimli ve her geçen gün artan bilişim kadroları ve girişimci kitlelerin sayısının yüksek olduğunu yabancı yatırımcıya anlatmamız gerek. Ayrıca Türkiye’de yapılacak Ar-Ge merkezi yatırımları ile vergi muafiyeti ve teşviklerden yararlanılarak, çok daha uygun maliyetli üretim yapabilmenin mümkün olduğunu da göstermeliyiz.’’



BThaber

26 KARİYER BThaber Genel Müdürü Özlem Unan BTHaber Şirketler Grubu bünyesinde yer alan BThaber Gazetesi’nin genel müdürü Özlem Unan oldu. Aynı zamanda grup şirketlerinden M2S Araştırma ve Pazarlama Hizmetleri şirketinin de genel müdürlüğü görevini yürüten Özlem Unan, 25 yıla yakın bir süredir, bilişim sektörüne yönelik pazarlama, araştırma, yayın ve etkinlik projelerinde yer alıyor. BThaber’in tüm piyasa koşullarına rağmen kesintisiz yayın hayatına devam etmesinin en büyük amaçları olduğunu, geçmişte olduğu gibi bundan sonra da bilişim sektörü ile kullanıcılar arasında köprü olmaya devam edeceklerini belirten Özlem Unan, “24 yıldır bilişim alanında yayın hayatına devam eden BThaber, M2S ve Bilişim Zirvesi ile birlikte oluşturduğu sinerji ile ülkemizde sektörün büyümesine ve gelişmesine önemli katkılar sağlamıştır. Tüm sektörün BThaber’i desteklemesini bekliyoruz” dedi.

10 - 16 EYLÜL 2018

Cem Fındıkoğlu’na ABD’de stratejik görev Hitachi Vantara, Türkiye Genel Müdürü Cem Fındıkoğlu’nu ABD’de 11 eyaletten oluşan batı yakasına, Veri Entegrasyonu ve Analitik Çözümlerinden Sorumlu Kıdemli Satış Direktörü olarak atadı. Hitachi Vantara için stratejik iş kolunu oluşturma ve büyütme sorumluluğunu da üstlenecek olan Fındıkoğlu, şirketlerin dijital dönüşümde yaşadıkları zorlukları çözen ekibe liderlik edecek. Hitachi Vantara’nın üstün altyapı ve analitik teknolojilerinin, terfi ettiği batı bölgesindeki veri merkezlerinde, bulutta ve inovasyon süreçlerinde kullanılmasına destek verecek.

Görev yaptığı süre boyunca şirketin Türkiye hedeflerine ulaşmasını ve Avrupa’nın en hızlı büyüyen organizasyonu olmasını sağlayan Fındıkoğlu’ndan boşalan Genel Müdürlük görevine ise vekaleten Kıdemli Satış Müdürü Aslı Arısal getirildi. Hitachi Vantara Türkiye’ye Nisan 2018’de Kıdemli Satış Müdürü olarak katılan Arısal, BT sektöründe 15 yılı aşkın bir deneyime sahip. Giesecke & Devrient Türkiye’de 8 yıllık genel müdürlük tecrübesi bulunan Arısal, Hitachi Vantara’nın Türkiye’deki büyümesine vekaleten liderlik edecek.

Teknoloji ve istihdam ‘pergel’ ile buluştu

GelecekHane büyümeye devam ediyor Yeni nesil danışmanlık ajansı GelecekHane ekibini geliştiriyor. Bu kapsamda GelecekHane bünyesine katılan ve 20 yıla yaklaşan kurumsal çalışma macerasında BT ve iş süreçlerinin birçoğunda bulunan Ali Kadıoğlu, Veri Bilimci olarak GelecekHane’de yerini aldı. Ali Kadıoğlu, Can Sinemli ile 'TRAI' kapsamında destek verecek.

Özcan, ininal’da İç Kontrol ve Uyum Genel Müdür Yardımcısı oldu Finansal teknoloji kuruluşu ininal’ın İç Kontrol ve Uyum Genel Müdür Yardımcılığı görevine Erdal Özcan getirildi. Özcan bu yeni görevinde ininal’ın ilgili kanunlar uyarınca çıkarılan düzenlemelere uyumu, Mali Suçları Araştırma Kurulu Başkanlığı ile gerekli iletişim ve koordinasyonu, Uyum Programı’nın kapsamındaki politika ve prosedürlerin hazırlanması, risk yönetimi, izleme ve kontrol faaliyetlerinin yürütülmesi, iç denetim faaliyetlerinin düzenlenmesi ve sonuçlarının takibi sorumluluklarını üstlenecek. ODTÜ Ekonomi Bölümü’nden mezun olan Erdal Özcan, 2001 yılında BDDK’da göreve başladı. 2012’de İngiltere’de Sussex Üniversitesi’nden Kurumsal ve Finansal Risk Yönetimi yüksek lisansını yüksek başarı derecesiyle tamamlayan Özcan, sonrasında BDDK’nın İstanbul ofisinde göreve başladı. BKM FinTech 101 Eğitim programına eğitimci olarak katılan Erdal Özcan, Türkiye Sermaye Piyasası Aracı Kurumları Birliği tarafından verilen Türev İşlemler Lisansı, Yönetim Bilişim Sistemleri (MIS) ODTÜ, Fintech: Gelecekte Ticaret Sertifikası, Massachusetts Teknoloji Enstitüsü (MIT) sertifikalarına sahip.

Takım Tezgahları Sanayici ve İşadamları Derneği (TİAD) ve Tezmaksan Eğitim Üssü Derneği’nin ortak çalışmasıyla düzenlenen MAKTEK Altın Pergel Yarışması, gençlerin fikirlerini gerçeğe dönüştürüyor. Yarışma kapsamında 19 farklı şehirden toplam 36 meslek lisesi öğrencisi Türkiye’de eğitim

amaçlı kullanılacak CNC torna tezgahını tasarlamak için mücadele etti ve 10 okul finale kalmaya hak kazandı. MAKTEK Altın Pergel Yarışması’nın ödül töreni, 2 Ekim’de TÜYAP Fuar ve Kongre Merkezi'nde düzenlenecek olan MAKTEK Avrasya Fuarı’nda gerçekleşecek. TİAD Başkanı Hakan Aydoğdu, iyi yetişmiş

nitelikli teknik elemanın tüm sektörlerin sorunlarına çözüm olabileceğini, gelişim için okulsanayi işbirliklerinin önemli olduğunu vurguladı. MAKTEK Altın Pergel Yarışması gibi projelerin öğrencilerin girişimci ruhunu ortaya çıkardığını, böyle yarışmaların daha fazla düzenlenmesi gerektiğini söyleyen Aydoğdu, “Bu yıl ilkini gerçekleştirdiğimiz MAKTEK Altın Pergel Yarışması ile TİAD, her yıl gençlerimize ve sektörümüze katkı sağlamaya devam edecek. Öte yandan Bahçeşehir Üniversitesi ilk üçe kalan okullar içerisinden seçilecek bir öğrenciye dört sene boyunca mühendislik fakültesinde yüzde 100 burslu okuma imkânı sağlayacak” dedi.

Kadın girişimciler için yarışma vakti! Garanti Bankası'nın, Ekonomist Dergisi ve Türkiye Kadın Girişimciler Derneği (KAGİDER) işbirliğiyle bu yıl 12’inci kez düzenlediği Türkiye’nin Kadın Girişimcisi Yarışması’na başvurular başladı. İş hayatında fark yaratan başarı hikayelerini paylaşarak, diğer kadın girişimcilere rol model olmak isteyen adaylar yarışmaya www. garantikadingirisimci.com ve www.kadingirisimciyarismasi. com adresindeki formu doldurarak 30 Eylül 2018 tarihine kadar

başvurabilecek. "Türkiye’nin Kadın Girişimcisi" ödülüne layık görülen girişimcinin 50 bin TL kazanacağı yarışmada, "Gelecek Vaat Eden Kadın Girişimci", "Yöresinde Fark Yaratan Kadın Girişimci" ve "Türkiye’nin Kadın Sosyal Girişimcisi" kategorilerinin birincilerine ise 40 bin TL’lik ödül verilecek. Resmi KOBİ tanımına giren hakim ortağı ya da sahibi kadın olan, Türkiye’de faaliyet gösteren tüm işletme sahibi kadın girişimciler, yarışmaya bizzat başvurabiliyor ya da aday gösterilebiliyor. Daha

önce başvuru yapan kadın girişimciler de yarışmaya tekrar başvurabiliyor. Yarışma kriterleri kategoriler arasında farklılaşmakla birlikte başvurular; risk alma ve cesaretli olma, etkin müşteri ilişkileri yönetimi, pazarlama faaliyetlerindeki farklılaşma, sürdürülebilir finansal yapı, bulunduğu yörenin ekonomisine katkıda bulunarak fark yaratma, çevreye duyarlı, sosyal bir soruna yenilikçi ve sürdürülebilir çözümler getirmiş olma gibi kriterlerle değerlendirilecek.



BThaber

28 KARİYER

10 - 16 EYLÜL 2018

İşverenin iyisi, daha çok kazanıyor

Küresel İK eğilimleri ve yerele yansımaları ele alınacak

Great Place to Work Enstitisü, Recognition programını başlattı. Küresel çapta uygulanan bu program, şirketlerin işveren markasını güçlendiriyor, yetenekli çalışan bulma potansiyellerini artırıyor. Bu programla şirketler; kurum kültürlerini ölçümleyebiliyor, yetenekli çalışanları kazanmada diğer şirketlere göre fark yaratıyor, işveren markalarını güçlendirebiliyor ve çalışan bağlılığını artırabiliyor, yenilikçi bakış açısıyla ekonomik performanslarını da yükseltebiliyorlar. Great Place to Work verilerine dayanılarak oluşturulan Fortune 100 araştırmasına göre, en iyi işverenler sektör ortalamasına göre daha düşük işgücü devrine sahip. Finansal hizmetler

Bu yılki konusu “organizasyonel kültür” olan People Make the Brand Konferansı 2018 kapsamında sürdürülebilir işveren markası inşa etme stratejileri gerçek örnekler üzerinden konuşulacak. Garanti Bankası’nın ana sponsorluğu, Abdi İbrahim ve Adel’in sponsorluğu ile Universum’un katkısıyla Dinamo Danışmanlık tarafından düzenlenen People Make The Brand, 30 Kasım’da Fairmont Quasar İstanbul’da iş dünyasının yöneticilerini ağırlayacak. İşe ve insana dair yeni trendlerin yanı sıra Türkiye’nin 54 bini aşkın Y kuşağı ile gerçekleşen Universum – Türkiye’nin En Çekici İşverenleri araştırma sonuçları da dünya karşılaştırmaları ile paylaşılacak ve gençlerin istihdama bakışı, sektörlerle, şirketlerle ilgili algıları ve iş yaşamına dair beklentileri ortaya konulacak. Bu yıl konferans kapsamında yalnızca öğrencilerin katılımına açık olacak People Make The Brand Campus oturumu da gerçekleştirilecek. 200 üniversite öğrencisini bir araya getirecek olan People Make The Brand - Campus programında Universum Orta Doğu Direktörü ve Dinamo Danışmanlık Kurucu Ortağı Evrim Kuran, Prof. Dr. Özgür Demirtaş ve Atölye İstanbul Kurucu Ortağı Kerem Alper konuşmacı olarak yer alırken, Garanti Bankası da özel bir panel gerçekleştirecek.

ve sigorta sektöründe yüzde 13,4 olan sektör ortalaması, aynı sektördeki en iyi işverenlerde yüzde 8,5. Konaklama sektöründe yüzde 49,5 olan sektör ortalaması, en iyi işveren seçilen şirketlerde yüzde 26,1. Sağlık sektöründe bu oran yüzde 21’e yüzde 8,8 iken, bilgi teknolojileri sektöründe ise 16,9’a 8,1. Recognition programıyla şirketlerin işveren markalarını güçlendirdiklerini belirten Great Place to Work Türkiye Ülke Müdürü Eyüp Toprak, “Recognition, kurum kültürüne güç kazandırma hedefi ile tasarlanan ve dünya genelinde uygulanan bir program. Recognition programı içinde barındırdığı derin analizlerle sadece listeleme ya da ödüllendirme süreçleri ile sınırlı kalmıyor, sunulan

detaylı raporlarla kurum kültürünün geliştirilmesi için şirketlere önemli bir içgörü sunuyor. Great Place to Work Certified olmaya hak kazanan şirketler, bir yıl boyunca tüm mecralarda Certified logosunu kullanabiliyorlar. Bu da hem nitelikli iş gücünün dikkatini çekmede hem de güçlü bir kurum kültürüne sahip olduklarını tüm mecralarda paylaşma fırsatı yaratıyor. Ayrıca Great Place to Work Recognition programına katılarak sertifikasyon sürecini tamamlayan şirketler, çalışan sayılarına göre belirlenmiş minimum Trust Index puanını elde etmelerinin ardından Türkiye’nin En İyi İşverenleri listesine aday olabiliyorlar” bilgisini verdi.

Etkinlikleriniz ile ilgili bilgileri bthabersirketleri.com/EtkinlikDuyuru adresine girebilirsiniz.

BThaber

ETKİNLİK TAKV!M! E T K İ N L İ K L E R

18 - 19 Eylül 2018 Blockchain fest ’18 Kadir Has Üniversitesi, İstanbul AYRINTILI BİLGİ: www.blockchainfest.ist

4 Ekim 2018 BTvizyon Ankara Toplantısı Ankara AYRINTILI BİLGİ: www.bilisimzirvesi.com.tr

20 Eylül 2018 BTvizyon Erzurum Toplantısı Erzurum AYRINTILI BİLGİ: www.bilisimzirvesi.com.tr

21 Kasım 2018 Teknoloji Kaptanları Ödül Töreni İstanbul Kongre Merkezi AYRINTILI BİLGİ: www.bilisimzirvesi.com.tr

E T K İ N L İ K L E R 5 - 8 Kasım 2018 VMworld 2018 Barselona AYRINTILI BİLGİ: www.vmworld.com/en/europe/index.html

Y U R T İ Ç İ

25 Eylül 2018 HPE Reimagine 2018 Swissotel The Bosphorus AYRINTILI BİLGİ: http://h41382.www4.hpe.com/ reimagine_2018/istanbul

21 - 22 Kasım 2018 Bilişim Zirvesi'18 İstanbul Kongre Merkezi AYRINTILI BİLGİ: www.bilisimzirvesi.com.tr

Y U R T D I Ş I

27 Eylül 2018 Dell Technologies Forum Wyndham Grand İstanbul Levent AYRINTILI BİLGİ: www.delltechnologies.com/tr-tr/events/ forum/index.htm

13 Aralık 2018 BTvizyon Ankara Toplantısı Girne AYRINTILI BİLGİ: www.bilisimzirvesi.com.tr

27 Eylül 2018 LOCARD Global Cyber Security Summit Ankara AYRINTILI BİLGİ: www.locard.org



BThaber

30 MEKTUP Güz günlerinden merhaba, Yeni eğitim dönemine geri sayımda bir burs bilgisi ile haftaya başlayayım. Burs programını kuruluş yılı 1979’dan bu yana aralıksız sürdüren, bugüne kadar 28 binden fazla üniversite öğrencisine eğitim desteği veren Anadolu Vakfı’nın 20182019 Eğitim ve Öğretim Yılı Burs Programı başlıyor. Anadolu Vakfı’ndan eğitim desteği almak isteyen öğrenciler de 30 Eylül’e kadar www.anadoluvakfi. org.tr adresinden başvuruda bulunabilecek. Çevremizi de bilgilendirelim. Sırada, ilgini çekeceğini bildiğim bir etkinlik haberim var. Türkiye Teknoloji Takımı ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından 20-23 Eylül 2018 tarihlerinde İstanbul Yeni Havalimanı’nda düzenlenecek Türkiye’nin ilk havacılık, uzay ve teknoloji festivali TEKNOFEST, en hızlıların yarışacağı World Drone Cup’a (Dünya Drone Kupası) da ev sahipliği yapacak. World Drone Cup organizasyonuna 25’den faza ülkeden toplam 64 sporcu katılacak. Dünya’da ilk defa en fazla ülkenin katıldığı yarışma rekorunu kıracak olan WDC, 250 km hıza ulaşabilen drone’lar ile Dünya’nın en iyisini İstanbul’da belirleyecek. Bu arada TEKNOFEST İstanbul; teknoloji yarışmalarının yanı sıra havacılık gösterileri, seminerler, uluslararası girişim zirvesi ve aktiviteleri de sunacak. Katılım ücretsiz ve detaylı bilgi için adresimiz www. worlddronecup.com. Şimdi sırada gurur veren bir haberi paylaşmak istiyorum. Zira Turkcell, araç haberleşmesi konusunda yaptığı 5G çalışmaları ile Avrupa Birliği'nin Ar-Ge ve inovasyon projelerinin değerlendirildiği Horizon2020’den hibe almaya hak kazanmış. Turkcell’in 5G-MOBIX isimli projesi otonom teknolojileri ve sürücüsüz araçlar konusunda Türkiye’nin de söz

10 - 16 EYLÜL 2018

Küresel standartlar için Sesli Adımlar! sahibi olabilmesi demek. Bu proje, zorlu rekabet koşulları yüzünden çok düşük bir kabul oranına sahip Horizon2020’den 5G araç haberleşmesi konusunda destek alan Türkiye’deki ilk ve en kapsamlı çalışma olacakmış. Biraz detay vereyim: 5G MOBIX’in uluslararası düzeydeki çalışmalarının Türkiye ayağında, konvoy (platooning) servisine odaklanılıyor. Proje ile belirli rotalar üzerinde giden TIR’ların kendileriyle aynı rotada ilerleyen diğer TIR’larla konvoy oluşturması, arkadaki şoförlerin dinlenmesi ve araçların öndekilere yaklaşarak yol rüzgarından daha az etkilenmesiyle yakıt tasarrufu yapılması sağlanıyor. Burada araçlar arası iletişim kullanılarak TIR’ların birbirlerini yakın bir mesafeden takip edebilmesi söz konusu. TürkiyeYunanistan sınırında test edilecek sistem, en öndeki TIR’ın yol görüntülerini arkadaki TIR’lara gönderecek ve şoförler en öndeki aracı kullanıyormuş gibi yolu izleyebilecek. Bu arada, 5G-MOBIX projesinde Ericsson ve Nokia gibi telekom altyapısı üreticilerinin yanı sıra Daimler, PSG ve Renault gibi araç üreticileri, telekom operatörleri COSMOTE, KPN ve Telefonica var. Türkiye’den de Turkcell’in yanında Ford Otosan, Aselsan ve Ericsson Türkiye bu çalışmalarda. Turkcell’den bir haber daha, bu sefer çevresel gündemde gelsin. Sürdürülebilir çevre konusunda yatırımları olan Turkcell, “Sıfır Atık” dönemini başlatmış. Şirket bünyesinde kurulan Atık Yönetim Merkezi ile yemekhane ve ofis katlarında toplanan katı yemek atıkları kompost makinesiyle yerinde dönüştürülerek, toprak iyileştirici organik gübre elde edilecekmiş. Atıklardan elde edilen organik gübre de İstanbul Küçükyalı’daki Genel Müdürlük binasının bahçe alanlarında

kullanılacak ve şirket çalışanlarıyla paylaşılacakmış. Sıfır atık seferberliği adına çok yerinde bir destek, değil mi? Bu sefer haberim uzak gurbetten, Çin’den. Zira büyük şehirlerde farklı başlıklarda çevre kirliliğine karşı belli adımlar atıldı, ama daha fazlası için Çin yeni bir adım atmış, önemli bölgelerde kirli havayı uzaktan algılayan uydu aracılığıyla daha iyi izlemeye ve kontrol etmeye yönelik bir plan uygulamaya başlayacağını duyurmuş. İzleme ağı kapsamındaki bölgeler her biri 3 km'ye 3 km'lik ızgara birimlerine bölünecek. Pekin'deki merkezde bulunan görevliler uzak bölgelerdeki çevre problemlerini uzaktan algılama teknolojileri sayesinde anında keşfedip derhal harekete geçebilecekmiş. Bizde bayram tatili ertesi ortalığı kaplayan çöp yığınları sonrası bu gibi haberler dilerim sağa sola ibret olur. Tam yerinde kamu spotu yapıp, ‘eğitim şart’ demek de boynumun borcu. Bu hafta tek ödülüm var, daha doğrusu tek vuruşta tam 17 ödül. Akbank, uluslararası iş dünyasının en prestijli ödüllerinden International Business Awards (Uluslararası İş Dünyası Ödülleri) kapsamında, 6 kategoride 17 Stevie ödülünün sahibi olarak Türkiye’den katılan şirketler arasında en çok ödül alan marka olmuş. Akbank, bu yıl 74 ülkeden 3 bin 900 katılımın yapıldığı Stevie Ödülleri’nde 4 Altın, 5 Gümüş ve 8 Bronz olmak

YIL 22 SAYI 1187

Bilişim Zirvesi Etkinlik Organizasyon Ltd. Şti. adına Sahibi ve Sorumlu Yazıişleri Müdürü Neslihan Aksun neslihana@bthaber.com.tr

www.bthaber.com

BThaber Grubu Yayın Koordinatörü Ayhan Sevgi ayhans@bthaber.com.tr

10 - 16 EYLÜL 2018

www.linkedin.com/groups/BThaber

Handan Aybars handana@bthaber.com.tr

Tuğçe Diyar tugcee@bthaber.com.tr

Ferit Çelik feritc@bthaber.com.tr

www.facebook.com/BThaber

Behçet Envarlı benvarli@tbv.org.tr

Görsel Yönetmen

Online Editör

twitter.com/bthaber

Okur Temsilcisi

Editör

Bültenlerinizi

bulten@bthaber.com.tr adresine gönderebilirsiniz

Cilt, Baskı, Poşetleme: Uniprint San. ve Tic. A.Ş. - Hadımköy İstanbul Asfaltı Ömerli Köyü İstanbul - Tel 0212-798 28 40. l

Abone ve Dağıtım btabone@bthaber.com.tr

üzere toplam 17 ödül birden kazanmış. Sırada, ödülden ödüle koşmaya devam edeceğine inandığım bir haberim var. Türk Telekom’un Kurumsal Sosyal Sorumluluk projesi Sesli Adımlar, Tüketici Teknolojisi Derneği (CTA) tarafından düzenlenen ve engellilerin hayatını kolaylaştıran teknolojiler alanında standartların belirleneceği “Erişilebilirlik” çalıştayına davet edilmiş. Türk Telekom’un Boni Global işbirliği ile 2014’te hayata geçirdiği Sesli Adımlar uygulaması, CTA tarafından düzenlenecek uluslararası çalıştayın “Az Gören ve Görme Engellileri de Kapsayan, Ses Temelli Network Navigasyon Sistemleri” Komitesine üye olarak davet edilmiş. Dünyadan yaklaşık 25 öncü kuruluşun yer alarak teknoloji standartlarının belirlenmesine katkıda bulunacağı bu özel çalışma grubunda Türk Telekom da yer alarak, engellilere yönelik teknolojilerle ilgili dünya standartlarının oluşturulmasında rol alacak. Sırada sanatsal gündem

başlıklarım var. Avrupa’nın önde gelen yüksek teknoloji şirketi Cambridge Consultants’ın makine öğrenme yöntemiyle geliştirdiği yapay zeka sistemi Vincent, sanat eserlerini analiz edebilmek için derin öğrenme yöntemini kullanarak geliştirilmiş. Vincent’a resim yapmayı öğretmek, 8 GPU ve milyonlarca çizim örneği ile birlikte yaklaşık 14 saatlik bir eğitim süreci gerektirmiş. Vincent’ın temeli derin öğrenme yöntemine dayanıyormuş. Derin öğrenmenin tüm depolama gerekliliklerini de NetApp karşılıyor. Veriler için ileriye dönük bir yaklaşım kullanıldığında her dosyaya düşük gecikmeyle erişmek gerek. Sanatsal içeriğim, bu haftanın da tamamlanması demek. Contemporary Istanbul çağdaş sanat fuarında Siemens Ev Aletleri’nin ikinci defa sponsorluğunu üslendiği Plugin Yeni Medya Bölümü, bu yıl extra/ordinary (olağan/dışı) teması altında ziyaretçileriyle buluşacakmış. Teknolojinin sanatta yarattığı sıradışı etkiye ayna tutan Plugin bölümü, Ceren ve Irmak Arkman küratörlüğünde dünya çapında eserlere ev sahipliği yapacakmış. Siemens Ev Aletleri’nin özel olarak sergileyeceği Daniel Iregui’nin “Control, No Control” eseri ise interaktif özelliği ile günümüz teknolojisinin tek dokunuşla sonsuz olasılıkların kapısını araladığına vurgu yapacakmış. 23 Eylül’e kadar ziyaret etmek, gündemimizde yerini alsın. Haftaya yine buluşalım.

İtirazım var… İletişim tarifelerinde, yeni gelecek kullanıcılara sunulan avantajların, eski kullanıcılara sunulmamasına ve onlara “Önce rakibe git, oradan gel” mantığında yaklaşım sergilenmesine itirazım var.

BThaber Genel Müdürü Özlem Unan İş Geliştirme ve Satış Müdürü Abdurrahman Koyuncu Reklam Satış Yönetmenleri Kutay Göçe Çiğdem Şakar Rana Özgen Reklam Rezervasyon Sorumlusu Suzan Bilken Yönetim Yeri: Bilişim Zirvesi Etkinlik Organizasyon Limited Şirketi Örnek Mah. Şehit Cahar Dudayev Cad. Örnek İş Merkezi No:14 Kat:5 34704 Ataşehir İSTANBUL Telefon: (0216) 888 0 596 Ankara Ofisi: Adres : Nergis Sok Via Flat İş Merkezi No:7/2 Söğütözü-Ankara Telefon: (0312) 258 64 24 / Faks: (0312) 258 63 02

Türkiye’nin en köklü bilişim teknolojileri yayını olan BThaber, 1995 yılından bu yana bilişim ve teknoloji dünyasındaki en son haberleri, yenilikleri ve bilgileri okuyucularına kesintisiz bir şekilde sunmaya devam ediyor. Her hafta yüzde 35’i BT, yüzde 65’i ise finans, otomotiv ve sağlık gibi farklı sektörlerde yer alan şirketlerin ve kamu kurumlarının yöneticilerinden oluşan 7500’ün üzerinde kişiye ulaşmakta ve online platformlar üzerinden her hafta on binlerce kişiye erişim sağlamaktadır.

ISSN 1300-6495 BThaber kontrollü abonelik sistemiyle dağıtılmaktadır. - Fiyatı 1 Kuruş (KDV dahil) - BThaber, 5187 sayılı Basın Kanunu’nun 2/f maddesi hükmü gereği ‘yerel süreli yayın’dır.



WEEKLY INFORMATION TECHNOLOGY AND ECONOMY NEWSPAPER

Fintech investments drop back, recovery is expected in the third quarter KPMG’s second quarter fintech report showed the first half performance of 2018, while worldwide fintech investments reached record highs of 57.9 billion USD in 875 transactions. The startup ecosystem receiving investment of 27.5 million USD in the same period with 34 transactions in Turkey remained well below last year’s first half as it was 46.1 million USD of investment in 75 transactions. Evaluating the results, KPMG Turkey Financial Services Sector Leader Sinem Cantürk stated that: “Large transactions made on a global scale leverage the power of fintech investments in the first half of 2018 and investments spread over a wide area. There is a growing interest in data analytics, artificial intelligence and different sub-sectors of fintech, including Regtech. These horizontal capabilities address all segments of the financial services industry. Apart from more investment in emerging technologies such as artificial intelligence and Regtech, there are also efforts to combine fintech capabilities and integrate them into larger digital transformation programs. The capital is expected to continue in the second half of 2018 with the expansion of the various fintech ecosystems around the world and the increase in companies wishing to take advantage of fintech to promote innovation.” KPMG’s second quarter fintech report has the following titles: • Significant increase is provided in the total volume of transactions. In the first half of 2018, 875 investments were

realized. In addition, the median of late stage venture capital investments rose to 25 million USD in the first half of 2018, from 14 million USD in 2017. The media of the early stage investments increased from 5 million USD level in 2017 to 9.2 million USD in the middle of 2018. Global fintech investments (private equity, venture capital, mergers and acquisitions), which amounted 22 billion USD in the second half of 2017, amounted 57.9 billion USD in the first half of 2018, with nine major deals worth more than 1 billion USD growth. The total of the four largest fintech deals in Europe, including WorldPay’s acquisition of 12.9 billion USD by UK based Vantiv, reached 22.4 billion USD. Despite 119 agreements in the second half of 2017, investments in Asian fintech companies were 16.8 billion USD with 162 deals in the first half of 2018. The venture capital investment volume, which showed a slight increase with 653 deals in the first half of 2018, continues to follow a relatively flat outlook since 2015. In the first half of 2018, American fintech companies invested 14.2 billion USD, including over 5 billion USD invested in venture capital funds. Despite the 276 agreements in the second half of 2017, risk

augmentation transaction volume influenced by investments in angel, seed and early stage risk capital, which continued to rise again, maintained its upward trend with 328 agreements made in the first half of 2018. • Investors continue to invest in mature and late stage companies such as Robinhood, one of the biggest risk capital agreements in the first half of 2018 with 363 million USD, while investors are quick to invest in newly established companies in the developing fintech sub-segments, including RegTech and investment banking. • The total investment in fintech companies in Europe, due to the significant investments made to WorldPay, Nets, iZettle and IRIS Software, amounting 22.4 billion USD of total European investments, reached a total of 26 billion USD with 198 agreements in the first half of 2018. Nevertheless, as negotiating value reached a new summit in Europe, the number of agreements declined with the 198 agreements made in the first half of 2018, despite the 268 deals made in the second half of 2017. • Britain has pioneered European fintech investments by investing 16.1 billion USD and signing five of the top 10 agreements, despite possible concerns about Brexit negotiations. Sales of Nets (Denmark), iZettle (Sweden) and Nordax Group (Sweden), which

are among the top 10 agreements made in the first half of 2018, also showed the growing fintech ecosystem of Scandinavia. • After reaching 2 billion USD in the second half of 2017, Fintech financing in Asia rose to 16.8 billion USD with 162 investments made in the first half of 2018, driven by a 14 billion USD C series investment in risk capital by the Ant Financial group. Apart from this mega investment, the Asian region continued to invest in a sizable fintech, including the quarterly increases in overall fintech investments in India, Australia and Singapore. • In addition to Insurtech and Regtech, block chain and artificial intelligence continued to be the priority areas for fintech investors in Asia. Recovery expected in the third quarter • Turkey startup ecosystem invested 27.5 million USD in the first half of 2018 with a total of 34 agreements. In the first half of 2017, a total of 75 agreements attracted 46.1 million USD investments. The July results also show that the 11 agreements continued to decline in the early stages with an investment of 2.3 million USD. • Fintech investments were 6.2 million USD in the same period. Fintech, marketing technologies and SaaS verticals were the areas

that attracted the most investment. Investments are expected to close around 70 million USD this year. Institutional investments, on the other hand, continued to rise to 4.2 million USD. This proportion is 16% of all early stage investments. • In the first half of the year, 6 new corporate venture capital funds were set up to add value to the ecosystem. In the second quarter of 2018, there were 8 exit and secondary actions, including Trendyol, Gram Games and Eşarj. Sinem Cantürk, saying that investments in Turkey are still below last year’s performance, shared the following information: “Turkey, both in Europe and in the Middle East, unfortunately fell back in total investment league in which we had entered by the end of 2017. However the exits in the ecosystem cheered us up. In this poor morale, the success stories are pleasing to our entrepreneurs and investors. We think that the ecosystem of our country needs better entrepreneurship. In other months, the investment levels paralleled the 2017, except for the April and May because of the effects of the election. At the moment, venture funds making large volume investments in late 2017 are in the process of preparation. Our leading banks and new corporate venture capital funds are signaling that they can make large investments if they find good ventures. We are expecting a recovery in the third quarter.”



IT cooperation between Turkey and Saudi Arabia A delegation under the chairmanship of Abdulaziz Bin Salem Al Ruwais, the Governor of the Communication and Information Technology Commission (CITC) of Saudi Arabia, is accepted by the Deputy Minister of Transport and Infrastructure Dr. Ömer Fatih Sayan and BTK Board Chairman Ömer Abdullah Karagözoğlu. A meeting was held with the Saudi delegation addressing various issues related to the

electronic communication sector. Following the talks, a Memorandum of Understanding was signed between BTK and CITC to cooperate in the field of information and communication technologies. Senior representatives of the industry also attended the signing ceremony. In the Memorandum of Understanding signed by Deputy Minister of Transport and Infrastructure Dr. Ömer

Fatih Sayan and CITC Governor Abdulaziz Bin Salem Al Ruwais; there are provisions regarding sharing information and experience between policy and regulatory issues in the field of information and communication technologies between the two countries and strengthening the private sector and IT relationship. In this context, it is envisaged to cooperate with technical innovations in the field of IT, such as promotion, numbering and number

portability, carrier selection and pre-selection, tariffs, right of portability, e-commerce, broadband applications, and big data and interconnection. In the memorandum, there are provisions regarding the fixed wireless access (FWA)/ wireless broadband access (BWA), quality of service, spectrum management, consumer protection, conflict resolution mechanisms, internet domain names system, e-signature, cloud

computing, safe use of the internet, cooperation in matters such as the development of human resources in the information and communication technologies field. It is aimed to encourage the expansion and strengthening of the collaborative initiative not limited to the institutions but also the private sector organizations operating in the field of IT in both countries and the implementation of joint programs.

Comprehensive support for SMEs against fluctuations Sistem Global Consulting launched a new movement with the motto “If Not Today, When” with the goal of supporting R&D and technology focused value added activities. Sistem Global will offer some of its services free of charge to SMEs who demonstrate these activities until the end of the year, in order

to support activities that fall within the scope of competence and can provide benefits to produce added value. Sistem Global Consulting, which has been providing R&D technology and developing R&D based SMEs for about 25 years and supporting them with their access to resources, technical,

financial and legal services, will provide these services free of charge to the SMEs that can generate value added services: consultation on patent protection, patent royalties, registration services, company foundation services, contracts, current incentive application analysis, potential R&D incentive

and support analysis, , digital transformation case detection and maturity analysis, and finally, investor readiness analysis in terms of financial status. Saying that the exchange rate volatility becomes a threat to the real sector, Sistem Global Founding Partner Hüseyin Karslıoğlu reported that

they would provide detailed and practical training on how to manage the foreign exchange risk for SMEs across Turkey. For support requests you need to visit basvuru@ bugundegilsenezaman.com and for contributing to the campaign you should visit bendevarim@ bugundegilsenezaman.com.

Investment support grows for entrepreneurs According to startups.watch data; foreign investment initiatives in Turkey in the second quarter of 2018 continued. In the first quarter of the year, 19 million USD was invested and 8.5 million USD was invested in the

second quarter of the year. The decrease in the second quarter amounted to an investment of around 27.5 million USD in the first half of the year. In the second quarter, less investment compared to the first quarter is considered caused by investors’

riskier attitude. Nevertheless, initiatives achieved receiving investments amounting to 8.5 million USD in Turkey, in the third and fourth quarters of the year higher investments are expected in total.

On the other hand, the largest investment in the second quarter was obilet.com. Obilet. com, which increases its value to more than 150 million TL, sells online bus and flight tickets. Obilet.com Co-Founder Ali Yılmaz said that after the

investment, they wanted to develop their work towards Europe and Middle East. After obilet.com, the most investment was received by tapu.com, an online platform that works in the form of real estate marketplaces.

World’s aircraft fleet meets on a single route Crane, the technology brand of Hitit Computer Services, is leading the world with solutions for the tourism sector in the aviation industry. Target is net: 23 airlines in 16 countries. The first outlet of Hitit is Crane FF, which was founded by an experienced team separated from THY, with the goal of exporting technology abroad and focused on the tourism sector in the aviation center. Nevra Onursal Karaağaç, Deputy General Manager of Sales and Marketing for Hitit Computer Services, emphasized that “this solution is the solution that constitutes the infrastructure of Miles and Smiles in the first period”, thus stating that loyalty and earning miles structure can

be achieved. She expressed that THY being the main reference; it expanded to Iceland and Ethiopia airlines. While the concept of ‘loyalty’ develops, it brings new opportunities with it. Nevra Onursal Karaağaç stated that, “The concept of ‘loyalty’ growing from one side and on the other there is the core operation of the airline.”, thus summarizing with the words: booking, ticketing, background processes and tariff planning are beginning to be improved. The first user of these innovations was the Pegasus Airlines, and according to the information given by Nevra Onursal Karaağaç, these solutions were given to 22 airports in the world like Pegasus. “We are a

company in Turkey exporting technology and are able to position horizontally in other sectors of our industry-specific solutions,” said Nevra Onursal Karaağaç and added: “This is a serious business and employ over 200 staff. An important part of them is engineers. There are many women at C level.” “We are available in 15 countries by 22 airlines. Some airlines want to change their systems, they go for a tender for it and we participate in this tender. On the one hand, there are certain areas we are already dealing with. We are strong in Africa and we continue to grow. We started to progress to the Middle East. South America is a market we want to open and

we have serious investments, because the market there is slightly different and they are still very dependent on the distribution channels. With the strength of our product, we can break it. So we have solutions that can stand out in that market and we are investing in the market we want to focus on. We can say ‘our support network’ to the companies or persons we work with abroad. They are the first step and we define airlines as ‘business partners’. We are in the operation with every airline we work with 24/7. When entering a new market, we certainly have the opportunity to interact with powerful and industry

oriented people and learn the dynamics of each market. South America is the most up-to-date example of these differences and, for example, low cost is newly born there. They want to open up different channels and sell them at extra costs. The world is going towards this. Our studies and analyzes from different channels never end and we need to follow them continuously. Although the airline industry seems bulky, it is very dynamic in itself. Different technologies are developing in the sector and it takes a certain time to actualize them from R&D, because the compliance to operation of airports with certain safety rules is also necessary.”



BThaber Satranç Turnuvası Sektörümüzü bir araya getiriyor! Rekabet Zeka

Dostluk

Takım Ruhu

Konsantrasyon

Eğlence

Motivasyon

Spor

Adrenalin

Takımını Kur ve Başvur satranc@bthaber.com.tr

*Başvuru ve katılım ücretsizdir. *Başvurular satranc@bthaber.com.tr adresinden 24 Eylül 2018 tarihine kadar kabul edilecektir. *Başvuruları onaylanan takımlar 1 Ekim 2018 tarihinde açıklanacaktır. *Turnuvaya katılım bilişim sektörü tüm çalışanları ya da farklı sektörlerin bilgi işlem ile ilgili çalışanları için geçerlidir. *Takımlar 2 kişiden oluşmalıdır. *Başvuru mailinde takım üyelerinin isim/soyisim ve kurumsal iletişim bilgileri yer almalıdır. *Bireysel başvuru kabul edilmemektedir. Sadece takım başvuruları esas alınır. *Kontenjan 30 takım ile sınırlıdır. *Turnuva BThaber tarafından Kadıköy Satranç Merkezi katkıları ve Türkiye Satranç Federasyonu kurallarınca gerçekleştirilecektir. *Turnuva Kadıköy Satranç Merkezi mekanında 8 Ekim 2018, Pazartesi akşamı gerçekleşecektir.


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.