Sayfa
Sayfa
3
4
Dövizli sözleşmelerde BT sektörüne ayrıcalık tanınmalı!
Bilişim sektörü, dövizle sözleşmeyi sınırlayan karardan muaf olmak istiyor. TBD Genel Başkanı Rahmi Aktepe, önlem alınmaması halinde bu durumdan 15 bin firmanın zarar görebileceği ve işgücü kaybı oluşabileceği uyarısında bulundu.
Eski anahtarları yenileme vakti geldi!
ICANN, DNSSEC protokolünde kullanılan temel kripto anahtarını 11 Ekim 2018 tarihi itibariyle değiştirmeyi planlıyor. Bu yapıda değişimle temel hedef ise küresel DNS yapısını daha emniyetli ve güvenli kılmak. Bu süreçte tüm paydaşların desteği ise kritik öneme sahip.
SAYI
HAFTALIK BİLİŞİM TEKNOLOJİLERİ VE EKONOMİSİ GAZETESİ www.bthaber.com.tr
1191 8 - 14 Ekim 2018
Sayfa
8
KoçDigital hem nitelikli insan kaynağı yetiştirecek hem de teknoloji ihraç edecek Koç Topluluğu’nun öncü bilişim şirketi KoçSistem, The Boston Consulting Group (BCG) ile uzun vadeli bir iş birliği yaparak yeni bir teknoloji şirketi kurdu.
Sayfa
8
Sayfa
10
Konu güvenlikse, tek bir başlığı dahi atlama lüksünüz yok Küresel güvenlik şirketi Securitas ile 2011 yılında birleşen Sensormatic, büyüme odaklı ilerleyişi devam ettirmeyi, verimliliği daha da artırmayı hedefliyor.
Sayfa
5
İstanbul Yeni Havalimanı, teknoloji altyapısıyla fark yaratacak Tamamlandığında dünyanın sıfırdan yapılan en büyük akıllı havalimanı olacak İstanbul Yeni Havalimanı’nda bulunan bilişim teknolojileri sisteminin altyapı ve yazılım hizmetlerini sağlamak üzere İGA Havalimanı İşletmesi A.Ş. tarafından İGA Bilişim şirketi kuruldu. Dünyadaki diğer hub havalimanlarına rakip olacak olan Yeni Havalimanı’nın en büyük avantajı İGA Bilişim tarafından hayata geçirilen teknoloji altyapısı olacak. Sayfa
11
İSTANBUL’UN MERKEZİNDEKİ
VERi MERKEZi
RADORE
BT’ye verimlilik gözüyle bakmayı ihmal etmeyin! Rekabet şartları ağırlaştıkça, şirketlerin verimlilik artışına verdikleri önem de artıyor.
KEZİ İLE ER AKLINDAKI SORULARI
İLİ İLG
M
ENKA Systems, ENKA Grubu’nun en genç şirketi olarak, inşaat sektörüne yönelik teknoloji üreten dünyanın en büyük yazılım firması olma hedefiyle yola çıktı.
VERİ
Küresel hedefler için adımlar da net
ÜST DÜZEY BASKI GÜVENLİĞİ
KYOCERA Net Manager KYOCERA SecureAudit
KYOCERA Fleet Services
Kyocera Doküman Koruyucuları ile tanışın Kesintisiz çalışma sürenizi ve verimliliğinizi artırmak, Sizi gelişmiş tehditlere, veri kayıplarına ve güvenlik ihlallerine karşı korumak, İş süreçlerinizin her adımında dokümanlarınızın güvenliğini sağlamak, Yazıcı / Fotokopi filonuzun yönetimini kolaylaştırmak için hizmetinizdeler. Detay Bilgi için KYOCERA Bilgitaş Turkey Doküman Çözümleri A.Ş. - Tel: (216) 339 00 20 - www.kyoceradocumentsolutions.com.tr
KYOCERA Document Solutions Inc. - www.kyoceradocumentsolutions.com
BThaber
GÜNDEM
8 - 14 EKİM 2018
3
Eski anahtarları yenileme vakti geldi! İnternette erişimin adres, yani isim veya numara olarak sağlanmasında tüm paydaşlar Handan Aybars arasında küresel koordinasyonu hayata geçiren İnternet Tahsisli İsimler ve Numaralar Kurumu (ICANN), son olarak KSK (Root Zone Key Signing Key- Kök Bölge Anahtar İmzalama Anahtarı) yapısında değişim kararı aldı. Bunun detayları konusunda görüştüğümüz ICANN Ortadoğu'dan Sorumlu Küresel Paydaş İlişkileri Başkan Yardımcısı Baher Esmat’ın dikkat çektiği gibi, düzenli olarak şifre değişimi yapmak her internet kullanıcısı icin önemli bir güvenlik adımı. İnternet Domain İsim Sistemi de işte şimdi buna benzer bir adımı atıyor. ‘Domain Name System Security Extensions’ (DNSSEC) DNS’in güvenlik sistemini oluşturuyor ve DNS içindeki bilginin entegrasyonunu tanımlayarak işliyor. Bu teknolojinin geliştirilmesinin temel sebeplerinden birini Baher Esmat, ‘dijital olarak veriyi işaretleyip güncelliğini garantiye almak’ olarak tanımladı. Bu şekilde olası bir domain hırsızlığı şeklinde hayata geçebilen siber saldırılara karşı koruma sağlamak da mümkün oluyor. Küresel DNS’in güvenliği ve emniyeti için bu anahtar değişimini önemli bir adım olarak gösteren Esmat’ın verdiği bilgiye göre, söz konusu değişim de önemli güvenlik altyapısının, ihtiyaç ortaya çıkması durumunda değişen şifreyi destekleyebilmesini sağlayan, yaygın olarak kabul de edilen operasyonel uygulamalarla uyumlu. Esmat ile detayları ve ICANN’ın stratejisini konuştuk: KSK değişiminde hedefler neler? ICANN, DNSSEC protokolünde kullanılan temel kripto anahtarını 11 Ekim 2018 tarihi itibariyle değiştirmeyi planlıyor. KSK (Root Zone Key Signing Key- Kök Bölge Anahtar İmzalama Anahtarı) olarak tanımlanan bu yapıda değişimle temel hedef; küresel DNS yapısını emniyetli ve güvenli kılmak. Anahtarın değiştirilmesi, yeni bir şifreleme anahtarı çifti oluşturulmasını ve bu yeni ortak bileşenin de DNSSEC onaylayan çözümleyicilere dağıtılmasını içeriyor. Yeni anahtar oluşturulduğu zaman tekrarlamalı isim sunucuları olarak bilinen belli DNS altyapı operatörlerinin de bu konuda gerekli adımları atması önemli. Bu operatörler arasında kendi
tekrarlamalı isim sunucularında DNSSEC tasdiğini sağlayan internet servis sağlayıcıları, orta ve büyük ölçekli kurumsal ağ yapıları da yerini alıyor. Bunların söz konusu uyum adına yapması gereken tek şey ise sunucularının konfigürasyonunu bu yeni anahtarla güncellemeleri. Bahsettiğimiz sunucular bu yeni anahtarla güncellendikten sonra, örneğin bir kullanıcı bir web sitesini ziyaret etmek istediğinde, bu sefer de tekrarlamalı isim sunucu yeni KSK’yı kullanarak web sitesi ile bağlantılı DNS bilgisini doğrulayabiliyor.
inanıyoruz.
Servis sağlayıcılara bu süreçte düşen görevler neler? Ayrıca bu değişim, son kullanıcıları nasıl etkileyecek? Bu KSK değişiminden DNSSEC onaylayan çözücüleri kullanan yaklaşık 750 milyon kişi etkilenecek. KSK değiştiğinde, eğer bu onaylayan çözücülerin yeni anahtarları yoksa, o zaman bu çözücülere güvenerek iş yapan internet kullanıcıları da internete erişemeyecek demektir. Yani DNSSEC güncellemenizi yaptıysanız, sisteminizi de yeni KSK ile güncellemeniz şart. Çünkü ancak bu şekilde internet kullanıcılarının bir kesinti veya problem olmaksızın internete erişebilmesini sağlarsınız. Sonuçta eğer DNNSEC kullanmazsanız, sisteminiz de bu değişime yanıt vermez. Bu arada, ICANN olarak domain ismi hırsızlığına karşı koruma için önemli bir emniyet noktası olarak DNSSEC kullanımını halihazırda teşvik ediyoruz. KSK değişimi esnasında risk ihtimalini en aza indirmek için ICANN olarak küresel bazda bir katılım ve iletişim kampanya programı da yürütüyoruz. Bu uluslararası program ile hedefimiz; servis sağlayıcılara ve şirketlere, ağ yöneticilerine ve diğer paydaşlara erişmek, bu değişim konusunda farkındalık oluşturmak, geç kalınmamasını sağlamak. Bunlara ek olarak, internet kullanıcılarını da kendi servis sağlayıcılarını veya ağ operatörlerini bu bahsettiğimiz anahtar değişimine hazır olmaları için bilgilendirmeleri gerektiğine
Türkiye ICANN olarak, kamuya ve servis sağlayıcılara bu konuda nasıl bir rehberlik ve danışmanlık desteği sunacaksınız? ICANN, temelde bölgesel internet kayıt merkezleri, ağ operasyon yapıları ve alan adı tescil noktaları başta olmak üzere küresel bazda bu anahtar değişiminden etkilenecek internet ekosistemindeki tüm teknik paydaşlarla, onları değişim ve etkileri konusunda bilgilendirmek odaklı verimli bir işbirliğini yürütüyor. Türkiye’deki servis sağlayıcılar ve ağ operatörleri ile bu konuda halihazırda bağlantı içindeyiz. Ançak, içinde bulunduğumuz süreçte kamu sekörünün bir adım atması gerekmiyor. Çünkü bahsettiğimiz bu süreç, ağırlıklı olarak DNSSEC güncellemesini kendi sunucularının konfigürasyolarını yeni anahtar ile güncellemeleri gereken internet servis sağlayıcılar ile orta ve büyük kurumsal ağlara dayanıyor. Zaten bu nedenle Türkiye’de internet servis sağlayıcıların ve ağ operatörlerinin gerekli değişiklikleri yapması, internetten erişilemez hale gelmemek için gereken adımları atmaları esas belirleyici unsur. Öte yandan, paydaşlarımıza yönelik olarak bu başlıkta sunduğumuz destek de İstanbul bölge ofisimizle sınırlı değil. Küresel bazda tüm paydaşlarımızı gerekli biçimde desteklemeye hazır bir uluslararası ekibimiz var.
ICANN, orta vadede bu yeniliğe, yani KSK değişim adımlarına neleri eklemeyi planlıyor? Bu değişim uluslararası teknik ekiplerin oldukça ilgisini çekti ve öyle ki, ICANN’in DNSSEC anahtarlarını değiştirme süreçleri bir gündem maddesi halini aldı. ICANN olarak biz de yakın gelecekte toplumsal değerlendirmeleri baz alacak planlarla geleceğin değişim adımları üzerinde çalışmayı sürdüreceğiz.
48
BThaber
E-TOPLUM BİLİŞİM DÜNYASI
218- -2714MAYIS EKİM 2018
Dövizli sözleşmelerde BT sektörüne ayrıcalık tanınmalı! Bilişim sektörü, dövizle sözleşmeyi sınırlayan karardan muaf olmak istiyor. Konuyla ilgili bir açıklama yapan Türkiye Bilişim Derneği (TBD) Genel Başkanı Rahmi Aktepe, “Yapılan değişiklikler sektörümüzü olumsuz etkiledi” derken, önlem alınmaması halinde 15 bin firmanın zarar görebileceği ve işgücü kaybı oluşabileceği uyarısında bulundu. Rahmi Aktepe, bilişim sektöründe ticarete konu olan ürünlerin ve emtiaların tamamına yakınının yurtdışından geldiğine dikkat çekti. Aktepe, “Bu ürünler,
ülkemizin genel ihtiyaç listesinde ve KOBİ’lerimizin dijital dönüşümünün gerçekleştirilmesinde önem derecesi birinci sırada yer alan ürünler” dedi. 13 Eylül 2018 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan “Türk Parası Kıymetini Korumu Hakkında 32 Sayılı Kararda Değişiklik Yapılmasına Dair Karar”ın ise bu ürünlerin Türkiye’ye getirilmesiyle ilgili sorunlar doğuracağını belirten Aktepe, şunları söyledi: “Döviz olan fiyatlar, anlık geçerli kura göre TL’ye çevriliyor. Bu da her kur
değişiminde binlerce üründen oluşan fiyat listelerinin yenilenmesine ve müşterilere uzun süreli
fiyatlar verilememesine yol açıyor. Vadeli alımlar için, anlık finansal maliyetler de fiyatlara ekleniyor. Bu da ticaretin doğal akışına uymayan bir karmaşa ve hantallık demek. Kurdaki ve finansal maliyetlerdeki anlık değişimlerin, zaman içinde fiyatları şişirmesi ve enflasyon artışına sebep olması gibi bir sonuç doğuracağını düşünüyoruz. Tedarik sıkıntıları yaşamaya başlayan sektörümüzün tüm katmanlarının yükü eşit ve gücü oranında paylaşması gerek. Burada büyük ölçekteki firmaların ve küçük
ölçekli firmaların yükleri güçleri ölçüsünde taşımaları önemli. Büyüklere ayrıcalık tanınması gibi uygulamalar ise dengeleri sarsabilir. Bu durum karşısında, 15 bin civarındaki bilgisayar bayisinin geleceğinden de endişe duyuyoruz. Firmalarımız çok etkilenecek ve işgücü kaybı ortaya çıkabilecek. Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın sözleşmelerde döviz yasağının uygulanmasıyla ilgili yapacağı çalışmada, bu hususları da değerlendirmeye alacağına inanıyoruz. Temennimiz, BT sektörünün bu karar kapsamı dışına çıkartılması.”
Bütçeden Ar-Ge'ye ayrılan kaynaklar büyüyor Türkiye’de son yıllarda verilen teşviklerle kurulan Ar-Ge merkezi sayısı 961’e ulaştı. Özellikle 2016 yılında yasalaşan "Araştırma ve Geliştirme Faaliyetlerinin Desteklenmesi Hakkında Kanun ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun", yani Ar-Ge Reform Paketi ile Ar-Ge merkezlerine yeni düzenlemeler getirildi. Kanun kapsamında, tam zamanlı eşdeğer Ar-Ge personeli sayısı 30’dan 15’e indirildi. Böylece KOBİ ölçeğindeki firmaların da Ar-Ge merkezi kurmasının önü açıldı. İlgili düzenlemelerin tamamlandığı 2016 yılı ikinci yarısına kadar
(8 yılda) 264 Ar-Ge merkezi kurulabilmişken, son iki yılda ise 697 Ar-Ge Merkezi kuruldu. Tasarım yapan firmalara sağlanan teşviklerle de 2 yılda 234 tasarım merkezi kuruldu. Tüm bu gelişmeler paralelinde, Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı'na göre 2018’de Ar-Ge’ye ayrılan kaynak tutarı ise 4,9 milyar TL. TÜBİTAK’ın Ar-Ge destek bütçesi 2018 yılında yüzde 1.2 artışla 2 milyar 871 milyon TL’ye yükseldi. İlgili bütçeden en büyük payı ise 471.4 milyon TL ödenek ile Sanayi Ar-Ge Destek Programı alıyor. Kamu Ar-Ge Destek Programı’na 250 milyon TL, Akademik ve Uygulamalı ArGe Destek Programı’na da
310 milyon TL aktarılıyor. 2016 yılından bu yana açılan Ar-Ge merkezlerinin sektörel dağılımına bakıldığında ise makine ve teçhizat imalatı 128 Ar-Ge merkeziyle birinci, otomotiv sanayi 100 Ar-Ge merkeziyle ikinci, yazılım sektörü de 82 Ar-Ge merkeziyle üçüncü sırada yer alıyor. Ar-Ge merkezi kurulumu ve yönetimiyle TÜBİTAK, TEYDEB Ar-Ge ve Tasarım Merkezi, Teknoyatırım destekleri üzerine proje yönetimi hizmeti sunan Experto’nun Genel Müdürü Jülide Birol, Ar-Ge’ye ayrılan kaynakların Türkiye’nin dışa bağımlılığını azaltmak ve yerli sanayiyi güçlendirmek adına büyük önem taşıdığını
vurguladı. Birol, şu bilgileri paylaştı: “Firmalar Ar-Ge desteğiyle ellerindeki kaynağı daha nitelikli personel istihdamına, gerekli test ve analiz cihazlarının alımına yönlendirebilecek, daha nitelikli Ar-Ge projeleri
geliştirmek için üniversiteler ile işbirliği yoluna gidebilecekler. Tüm bunlar da ürünlerinde katma değeri, kâr marjını artıracak ve büyümeye katkıda bulunacak. Hızla gelişen ve değişen dünyada Ar-Ge ve inovasyon artık her ölçek için bir gereklilik.”
Sağlık Bakanlığı’nın e-reçete hedefi yüzde 95 Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK); kurum hekimlikleri, belediye, huzurevi ve medikososyal polikliniklerinde “Elektronik İmzalı” e-reçete uygulamasına geçileceğini duyurdu. Bu kapsamda, söz konusu sağlık hizmet sunucularında e-reçete altyapı çalışmaları da 1 Ekim 2018 tarihine kadar tamamlandı. E-reçete sistemi,
SGK tarafından sahte reçete, gereksiz tetkik ve muayene gibi suistimallerin önüne geçilebilmesi adına 1 Temmuz 2012 tarihinde hayata geçirilip, 1 Ocak 2013 tarihi itibariyle de zorunlu hale getirildi. Sağlık Bakanlığı, e-reçete oranını kamu hastanelerinde yüzde 95'in üzerine çıkarmayı hedefliyor.
2013 yılından bu yana kullanılan elektronik imzalı e-reçete sistemiyle, sahte reçete suistimali engellendi, kâğıt israfının önüne geçildi, reçete kaybetme sorunu ortadan kalktığı için kayıt ve takip işlemleri kolaylaştı. Reçetelerin e-imza ile elektronik ortamda yazılması doktorların ve eczacıların
da iş yükünü azalttı. Sağlık Bakanlığı Kamu Hastaneleri Genel Müdürlüğü tarafından açıklanan Haziran 2018 dönemine ilişkin verilere göre, iller bazında yüzde 97,5 oranı ile Bolu en çok e-reçete yazılan il sıralamasında ilk sırada. Mardin ise yüzde 66,17’lik oranıyla en az e-reçete kullanılan il. E-reçeteye
geçişin birçok başlıkta önemli tasarruflar sağladığını vurgulayan E-Güven Genel Müdürü Can Orhun, “E-imza her sektörde olduğu gibi, sağlık sektöründe de kağıt, kırtasiye ve zaman tasarrufu sağlıyor. İşlemleri hızlandıran e-imza sayesinde ülke ekonomisine katkı sağlanıyor” bilgisini verdi.
Blokzincir merkezli küresel buluşma Ticaret Bakanlığı, TÜBİTAK Bilgem ve Blasea Derneği'nin öncülüğünde organize edilen uluslararası Blokzincir: Dünya Dijital Tek Pazarı İstanbul Konferansı, 26 Ekim’de Hilton
Bomonti Kongre Merkezi’nde gerçekleştirilecek. Uluslararası ticaret ve işlemlerde dijital kayıt birliğinin oluşturulabilmesi, blokzincir altyapısı ve ortak regülasyonlar temelinde
ülkelerin birlik bazında projeleri başlatılabilmesi odağında kurgulanan konferansa, ülkelerin bakanlık ve büyükelçilikleri ile kamu ve özel sektör şirketlerinin yöneticilerinin yanında, küresel
bazda blokzincir teknolojisi üzerine hizmet veren kurum ve uzmanlar da katılacak. Dijitalleşmenin merkezinde olan blokzincir teknolojisi temelinde; Dünya Dijital Tek
Pazarı'nın (kayıt birliğinin) kurgulanabilmesi adına önemli fikirlerin paylaşılacağı etkinlik ile ilgili detaylara https://congress. blasea.org/ sitesinden ulaşmak mümkün.
8
BThaber
BThaber 8 - 14 EKİM 2018
BİLİŞİM DÜNYASI
BİLİŞİM DÜNYASI
5
21 - 27 MAYIS 2018
İstanbul Yeni Havalimanı, teknoloji altyapısıyla fark yaratacak Tamamlandığında dünyanın sıfırdan yapılan en büyük akıllı havalimanı olacak İstanbul Yeni Havalimanı’nda bulunan bilişim teknolojileri sisteminin altyapı ve yazılım hizmetlerini sağlamak üzere İGA Havalimanı İşletmesi A.Ş. tarafından İGA Bilişim şirketi kuruldu. Dünyadaki diğer hub havalimanlarına rakip olacak olan Yeni Havalimanı’nın en büyük avantajı İGA Bilişim tarafından hayata geçirilen teknoloji altyapısı olacak. Bu teknoloji altyapısı, 29 Ekim’de de tüm dünyaya gösterilecek. İGA Bilişim’de genel müdürlük görevini ise havacılık sektörünün deneyimli ismi Ersin İnankul yürütecek. İGA Bilişim, havacılık alanında yerli ve öncü teknolojiler geliştirecek. Şirket ayrıca, bu alandaki girişimcilere de kapılarını açık tutacak ve yeni fikirlerin hayat bulacağı bir platform görevini üstlenecek.
Yüzde yüz yerli ve milli kaynaklar ile kurulan İGA Bilişim şirketi, İstanbul Yeni Havalimanı ile dünyanın en büyük havalimanının tasarım, kurulum, entegrasyon ve devreye alma işlemlerini gerçekleştirecek. İGA Bilişim 100’ün üzerinde çalışan ve alt yüklenicilerle birlikte toplam 780 kişiden oluşan ekibi ile İstanbul Yeni Havalimanı’nın altyapı, güvenlik, havacılık, iş uygulamaları ve yazılım geliştirme gibi beş ana sisteminden sorumlu olacak. Teknolojik olarak birçok ilki de bünyesinde barındıracak olan İstanbul Yeni Havalimanı’nda tüm altyapı kurulumu ve tedariki için yerli ve milli kaynaklar kullanacak. İGA Bilişimin yerli mühendisleri tarafından geliştirilen, yolcuların daha kaliteli vakit geçirmesi için düşünülmüş hızlı geçiş sistemleri, ücretsiz
İstanbul Yeni Havalimanı’nın teknoloji altyapısı İstanbul Yeni Havalimanı’nda 3 adet veri merkezi (data center), 102 adet entegre sistem, 467 adet sunucu, 780 telekomünikasyon odası, 3257 adet kartlı geçiş noktası, 3267 uçuş bilgi monitörü, 4549 destek verilen bilgisayar, 9000 adet güvenlik kamerası olacak. Havalimanı bünyesinde 20 milyon GB’lık data alanı mevcut
olacak. Ortalama bir şehirde bulunan 80 bin network portu kadar bir porta sahip olacak, Havalimanına döşenen fiber kablo uzunluğu ise İstanbulBerlin arasındaki 1700 km’ye eşit. Bunun yanı sıra İstanbul Yeni Delhi arasındaki 4500 km uzunluğunda bakır kablolama da havalimanının özellikleri arasında yer alıyor.
internet, dinamik bekleme süreleri bildirimleri, akıllı otopark sistemleri, yeni nesil sadakat yönetimi sistemleri, kayıp eşya yazılımı, apron kartı başvuru portalı gibi uygulamalar da ilk defa kullanılmaya başlayacak. İGA Havalimanı İşletmesi İcra Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü H. Kadri Samsunlu, İstanbul Yeni Havalimanı’nın havacılık teknolojisi adına bir kuluçka merkezi olacağının altını çizerek sözlerine şöyle devam etti: “İGA Bilişim’i yerli ve milli kaynaklar ile kurmaktan dolayı gururluyuz. Bir teknoloji üssü gibi hizmet verecek ve dünyanın en akıllı havalimanlarından biri olacak İstanbul Yeni Havalimanı, havacılık sektörünün en önemli kuluçka merkezlerinden biri olacak. Hedefimiz, fikri olan herkesi burada, İGA Bilişim platformunda buluşturmak. İstanbul Yeni Havalimanı’nın bilişim altyapısından sorumlu olacak bu şirket Türkiye’nin teknolojik kalkınma sürecine de büyük bir ivme katacak. Nihai amacımız İstanbul Yeni Havalimanı’ndaki teknolojik deneyimi, Türkiye’nin büyüme hamlesiyle ülkemizde ve bölgede yapılacak diğer havalimanlarına aktarmak, teknolojiyi millileştirmek ve teknoloji ihracını artırmak. Bunun yanı sıra Türkiye ve bölgedeki akıllı bina sistemlerini inşa ederek bu sistemleri işletmek istiyoruz.”
İGA Havalimanı İşletmesi İcra Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü H. Kadri Samsunlu ve İGA Bilişim Genel Müdürü Ersin İnankul Havacılık endüstrisinde artan yolcu ve uçak sayısına paralel olarak değişimi ve dönüşümü zorlayan bir gelişme yaşandığını belirten Kadri Samsunlu şunları söyledi; “Uluslararası Hava Taşımacılığı Birliği, (IATA) 20 yıllık havacılık tahmin raporunda; 2017 yılında dünya genelinde 4 milyar yolcunun seyahat ettiğini ve bu rakamın 2036 yılında 2 katına çıkarak 7,8 milyar yolcuya ulaşacağını öngörülmektedir. Bu resim, bizlere geleceğin havalimanlarının da daha büyük, daha modern ve son teknolojiyle hizmet veren yapıda olması gerektiğini gösteriyor.” İGA Bilişim Genel Müdürü Ersin İnankul, İGA Bilişim’in İstanbul Yeni Havalimanı ile dünyanın en büyük havalimanının tasarım, kurulum, entegrasyon ve devreye alma işlemlerini
gerçekleştirdiğini söyleyerek, İGA Bilişim’in havalimanı bilişim hizmetlerini bu çapta sağlayan, dünyanın en büyük şirketi olacağının altını çizdi. İnankul; “İstanbul Yeni Havalimanı’nda yolcu memnuniyetini en üst düzeye çıkarmak için kullanılacak mobil uygulamalardan, havalimanı güvenlik sistemlerine, havayolları mesajlaşma platformundan, ortak karar verme sistemine kadar birçok yazılımı hayata geçirdik. Ayrıca dünyanın ilk havalimanı veri merkezi, ülkemizin ilk sanal kule uygulaması ile yerli robot, insansız yolcu taşıma araçları gibi güncel teknolojik sistemler üzerinde de çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Burada ürettiğimiz yerli ve milli teknolojiler, tüm dünya havalimanları için örnek olacak nitelikte“ diye konuştu.
Almanya’ya yazılım ihracatı için önemli adım
Tehdit Simülasyonu (Breach and Attack Simulation – BAS) alanında faaliyet gösteren ve Gartner’ın siber güvenlik raporlarında yer alan ilk Türk firması olan Picus Security ve Almanya’nın test, denetim ve sertifikasyon şirketlerinden TÜV Hessen, Almanya ve
Avusturya'daki şirketlerin siber güvenlik seviyelerinin iyileştirilmesi amacıyla hizmetler sunma konusunda bir anlaşmaya vardı. Yapılan anlaşmaya göre TÜV Hessen, Picus Tehdit Simülasyonu teknolojisini kullanarak oluşturduğu yeni
bir hizmetle, müşterilerinin siber güvenlik seviyelerini analiz edecek ve iyileştirecek. İlk aşamada 30 şirkete verilecek bu hizmetin kapsamının 3 yıl içerisinde bin şirkete ulaşması hedefleniyor. 5 milyon avroluk ihracat hedefi Son beş yılda Türkiye'nin önde gelen birçok özel ve kamu kuruluşunun siber güvenlik çalışmalarına katkı sağladıktan sonra, bu başarılarını globalde de sürdürmek istediklerini belirten Picus Security Kurucu Ortağı ve Operasyon Direktörü Hamdi Alper Memiş, İspanya, İtalya ve Singapur’dan sonra, TÜV ile yapılan stratejik iş
ortaklığı sayesinde Almanya pazarına güçlü bir şekilde girmenin mutluluğunu yaşadıklarını aktardı. Memiş sözlerini şu şekilde sürdürdü: “İlk olarak 30 şirket ile başlayacak proje kapsamında 3 yılda 500 müşteriye ve 5 milyon avroluk bir ihracat hacmine ulaşma hedefimiz bulunuyor. Tamamen Türkiye’deki yerli mühendislerle ArGe çalışmaları yapılan ve geliştirilen yazılımın, dünyanın her yerinde dev şirketler tarafından ilgi görmesi bizlere gurur veriyor.” Siber güvenlik alanında ilk kez bir üçüncü parti şirket ile
ortak hizmet vereceklerinin bilgisini veren TÜV Hessen Yönetim Kurulu Üyesi Erwin Blumenauer, “150 yıllık geleneğimizle, insanlara ve çevreye karşı sorumluluk alma misyonunu üstlendik. LION platformumuz ve Picus Security anlaşması ile Almanya'da siber güvenlik ve bilgi güvenliği alanında stratejik bir ortak olarak konumumuzu güçlendirmek istiyoruz. Bu anlaşma her iki şirket için de çok önemli bir dönüm noktası olmakla birlikte Almanya’daki şirketleri güvenli bir şekilde dijital ortama geçirme konusunda büyük bir adım olacak” dedi.
68
BThaber
BİLİŞİM DÜNYASI
218- -2714MAYIS EKİM 2018
BT ve iş süreçleri arasında dengeyi doğru kurun İş süreçlerini dijitalleştirmek için yatırım yapma isteği büyürken, Dell Technologies Forum 2018 de bu yolda önemli ipuçlarını sundu. Handan Aybars Dijital dönüşüme bütünsel hazırlık için gerekenlerin ele alındığı Dell Technologies Forum 2018, 27 Eylül’de sektörü buluşturdu. Dell, Dell EMC, Pivotal, RSA, SecureWorks, Virtustream ve VMware markalarını bir araya getiren Dell Technologies Forum 2018’in ana konuşmacısı ise “Gelecek için İnovasyon” başlıklı sunumuyla Dell EMC Ortadoğu, Türkiye ve Afrika Genel Müdürü Mohammed Amin oldu. İnsan ve makine işbirliğinin gelişimi ve bu yöndeki beklentilere odaklanırken, işletmelerin bu radikal değişime ayak uydurmakta zorlandığını vurgulayan Amin, Dell Technologies ile Institute of Future tarafından 17 ülkede gelişen teknolojilerin iş modellerini nasıl etkileyeceği üzerine yapılan araştırma sonuçlarını paylaştı. Buna göre, katılımcıların yüzde 57’si değişimin hızına ayak uydurmakta zorlanıyor, yüzde 42’si gelecek 10 yılla nasıl baş edebileceğini bilmiyor, ama yüzde 93’ü 2030’da dijital bir işletme olma hedefiyle çalışıyor. Yapay zekanın (AI) oyunun kurallarını değiştirdiğine dikkat çeken Amin, “Kullanıcı deneyimi, süreçler ve altyapı AI odaklı tasarlanmalı. Böylece karar alma süreçleri hızlanırken, veri de güç sağlar” yorumunu yaptı. Çok yönlü ve her yerden gelen veri ile karar alma hızını artırmak için işlem gücünün artması gerektiğine dikkat çeken Amin, bunu ‘yeni bir döneme giriş’ olarak tanımladı ve şu bilgileri paylaştı: “5G bu hızı pekiştirecek, misal, sağlık başlığında ülkeler arasında hasta-doktor-tedavi süreçleri hızlanacak. AR ve VR artık 5G desteği ile oyun,
eğitim, ulaşım, savunma gibi dikey sektörlerde konumlanıyor. Bunun için gereken altyapı multi-cloud (çoklu bulut) uyumluluğu. Şirketler, multicloud için planlarını yapmakta geç kalmamalı. Güvenlik de apayrı bir güç kaynağı ve veri günümüzde yeni para birimi ise güvenlik de temel gereklilik. Şirketler otomasyonu gündemlerine almalı, ama bu konuda karar için aceleci davranmamalı. Çünkü teknoloji, yazılım, veri merkezi gibi konularda bu eksende yatırım kararları bir gecede alınmaz. Detaylı planlamaya ve bu planlar paralelinde kararlılığa öncelik verin.” İnsan ve makine işbirliğinin geleceğini değerlendiren Dell EMC Türkiye Ülke Müdürü Sinan Dumlu’ya göre ise geleneksel şirketlerin geleceğini kendilerini değiştirme yetkinliği belirleyecek. Sinan Dumlu, bu yorumunu şöyle detaylandırdı: ‘Doğru’ hibrit mimari bir gereklilik halini alıyor “Şirketinizde rekabette fark yaratacak alanı belirleyin, bunu size özel bir önceliklendirme ile yatırım gündeminize alın. Eskiden PC toplardık, bugün ise lego gibi ihtiyaç olan ve birbirini tamamlayan parçaları buluşturuyor, dijital dönüşümün bir zorunluluk olduğunu belirtirken, neyi nasıl yapmaları gerektiği konusunda müşterilerimizi bilgilendirmeye çalışıyoruz. Yapay zeka, makine öğrenimi, bulut bilişim, nesnelerin interneti, büyük veri ve büyük verinin analizinin her biri kendi içinde çok detaylı ve derin teknolojiler olsa da, birlikte çalışmadıkları sürece bir anlam ifade etmiyorlar. Hedefimiz; 'karanlık fabrika'
olarak tanımladığımız, hiç insanın çalışmadığı, bir uçtan hammaddenin veya yarı mamulün girip, diğer uçta ürünlerin çıktığı bir iş modeli. Cihazların birbiriyle konuştuğu, yapay zeka ile karar verip çalıştığı ortamlar kurmak bu yönüyle önemli.” Bugünün hiper bağlantılı müşterilerinin, yüksek farkındalıkla sürekli araştırma yaptığına dikkat çeken ve bu paralelde hiper-kişiselleştirme beklediklerini vurgulayan Dell EMC EMEA Bölgesinde Pazarlamadan Sorumlu Kıdemli Başkan Yardımcısı Margaret Franco’ya göre, bu terzi usulü sunumlarda güvenlik birincil önemde. “Kimse müşteri beklentilerine yüzde 100 yanıt veremez tamam, ama veriyi ve beklentileri dengelediğiniz sürece, yapay zeka kullanarak bu deneyimleri geliştirebilirsiniz” yorumunu yapan Margaret Franco, bu yapıya ‘connected costumer’ dediklerini, pazarlama perspektifinde de yol haritasının temelinde bunun olduğunu belirtti ve sorularımızı yanıtladı: Multi-cloud stratejiniz nasıl şekilleniyor? Birçok müşteri ile iletişim kuruyor, araştırmalar yapıyoruz. Müşterilerin yüzde 80’i multicloud yapısına, buna uygun altyapıya sahip. Müşterilerin yine çoğunluğu beş farklı bulut platformunda konumlandırma yapıyor. Bir iş yükü özel bulutta, bir iş yükü genel bulutta, bir yük hibrit mimaride konumlanabiliyor ve burada sektör bazlı düzenlemeler ile kurumsal ihtiyaçlar belirleyici. Ama bugün birçok müşterimizin yaşadığı zorluk; bu dağıtık yapının doğru kontrolü. Multicloud stratejisinde iş yüklerini analiz ederek, buna en uygun bulut konumlandırmasını yapmak önemli. Yani başlangıç noktası kurumsal iş yüklerinizi analiz etmeniz, ardından en optimal işletim yapısına karar vermeniz olmalı. Bu süreçler, danışmanlık desteğinin önemini artırıyor. Peki şirketler danışmanlık istiyor mu? Kesinlikle istiyor, bunu bekliyorlar. Temelde iş yükü ve uygulama optimizasyonu konularında danışmanlık desteği sunuyoruz. Her işin temelinde iş
Dell EMC Türkiye Ülke Müdürü Sinan Dumlu yükü var ve bu, aynı zamanda başlangıç noktası. Bunu nasıl konumlandırdığınız ise ikincil soru ve hangi iş yükleri için optimizasyon yapmak istediğinize odaklanıyor. Birçok müşterimiz hassas verileri içeren iş yüklerini genel bulutta konumlandırıp, bir anda bunun yaratabileceği risklerin farkına varıyor, yani şirketler kendi başlarına adımlar atarak artı ve eksileri bilfiil kendileri öğreniyor. Bu aslında büyük bir zihinsel değişim. Bundan birkaç yıl öncesi ile kıyasladığımızda, bu kurumsal iş zekası değişimi net biçimde kendini gösteriyor, eskiden sadece genel bulut tercih edilirken, bugün müşterilerimiz veriyi bulut platformları arasında planlı biçimde dağıtmaları gerektiğini bilfiil kendileri fark ediyor, hibrit mimari onların gözünde de bir gereklilik halini alıyor. Bu hibrit mimaride güvenlik nasıl bir konuma sahip? BT’den daha hızlı gelişen bir risk dünyası var ve bizim güvenlik dönüşümümüz, bu konuda stratejimiz ve danışmanlığımız bu gerçek üstünde yükseliyor, ‘risk yönetimine’ odaklanıyor. Çünkü dışardan gelebileceklere karşı kendinizi korumaya çalışırken, belki tehditler içerde. Bu nedenle güvenlikte geleneksel zihniyet değişiyor. Başlangıç noktası ise iş süreçleriniz odaklı farkındalığınız, olası sızıntıya karşı hızlı hamle yapabilmeniz. Sürekliliği olan farkındalık kadar, iş süreçlerini doğru tanımlamak, risk profillerini belirlemek ve iş süreçlerini riskleri göz önüne alarak geliştirmek gerek. Müşterimize bu noktada alternatifler sunuyoruz. İlk noktada yönetilen hizmet tercihi ve bunun için SecureWorks
çözümü iyi bir örnek oluyor. İkinci başlıkta ise bazı şirketler farklı iş süreçleri ve şirket içinde daha proaktif olması için güvenlik komuta merkezi oluşturmak isteyebiliyor. Bunu kendileri bilfiil inşa edebilirler ve biz de RSA ile farklı güvenlik teknolojileri sunabiliriz. Her ölçekte şirket için güvenlik temel gereklilik. Bizim tüm çözümlerimiz en baştan itibaren ‘içinde güvenlik konumlandırılarak’ inşa ediliyor. Veri de bu felsefe ile korunuyor, böylece uç nokta güvenliği mimarimizde öne çıkıyor. Güvenlikte uçtan başlayarak, yani cihazdan network’e uzanan yapıda kapsamlı adımlar atmak zorundasınız. Kurumsal stratejimiz paralelinde, her bir ürünümüzün içinde güvenlik inşa ediliyor ve her seviyede cihazda bu konumlandırma bizim için esas. Her şeyin içinde güvenlik halihazırda inşa edildiği için şirketlere de kolaylık sağlanıyor. EMEA bölgesini ve bu bölgede Türkiye’nin potansiyelini nasıl değerlendiriyorsunuz? Kur bazlı dalgalanmalar var tamam, ama GSMH’sı ile Türkiye, Batı Avrupa ile kıyasladığımızda çok güçlü bir büyüme ortaya koyuyor. Ortadoğu, Afrika bölgesi ve Türkiye gibi ülkeler aslında ‘gelişmekte olan’ değil, büyüyen pazarlar. EMEA bölgesi bu yönüyle çok verimli. ‘Innovation accelerator’ (inovasyon hızlandırıcı) dediğimiz, yapay zeka odaklı iş yüklerinin artması beklentisi, sanal gerçeklik gibi başlıklardaki yenilikler ve gelişim BT sektörünü de hareketlendiren temel gerekçeler. EMEA pazarına yönelik beklentilerimiz bu yönüyle son derece olumlu.
<ÖZGÜR YAZILIM/> L i n u x G ö ç Ç ö z ü m ü
Diğer işleem sistemlerinden, Linux işleem sistemlerine geçişe “Linux Göç” denilmektedir. TaliaDomain, yaygın diğer işleem sistemlerinden Açık Kaynak Kodlu Linux / Pardus işleem sistemlerine sorunsuz ve yöneelebilir bir şekilde geçişinizi sağlar.
</> Merkezi Yönetim
Kolay Kurulum
Güvenlik
Bütün istemciler tek bir noktadan Merkezi yönetim sistemi ile yönetilebilir.
Kuruma özel hazırlanan ISO Kurulum Dosyası sayesinde kolayca kurulur ve yönetilir.
TaliaDomain merkezi güncelleme özelliği sayesinde her zaman güncel ve sürdürülebilir güvenlik sağlar.
İŞ ORTAĞI
www.taliadomain.com www.12m.com.tr
8
BThaber
BİLİŞİM DÜNYASI
218- -2714MAYIS EKİM 2018
KoçDigital hem nitelikli insan kaynağı yetiştirecek hem de teknoloji ihraç edecek Koç Topluluğu’nun öncü bilişim şirketi KoçSistem, The Boston Consulting Group (BCG) ile uzun vadeli bir iş birliği yaparak yeni bir teknoloji şirketi kurdu. KoçDigital adıyla hayata geçen yeni şirketin Divan Fenerbahçe Faruk Ilgaz Tesisleri’nde gerçekleşen etkinlik Koç Topluluğu Şirketleri’nin yöneticileri ve iş ortaklarının katılımıyla gerçekleşti. Koç Topluluğu’nun 90 yılı aşkın süredir devam ettirdiği büyümesinin ve başarısının
ardındaki temel unsurlardan birinin zamanın ruhunu iyi okuyabilmesi ve değişime öncülük etmesi olduğunu anlatan Koç Holding CEO’su Levent Çakıroğlu, “Bu çerçevede, 2016 yılında başlattığımız Dijital Dönüşüm Programımız en önemli stratejik önceliklerimizden biridir. Bu programla, hızla değişen rekabet ortamında şirketlerimizi daha da güçlendirmeyi; gelecek vaat eden yeni iş alanları yaratmayı ve Türkiye'de
“BCG olarak Türkiye’nin potansiyeline olan güvenimiz tam” BCG Orta ve Doğu Avrupa ile Orta Doğu Başkanı Christoph Schweizer ise The Boston Consulting Group (BCG) olarak müşterilerine tüm dijital dönüşüm yolculukları boyunca yardımcı olduklarını belirterek sözlerine şöyle devam etti: “Müşterilerimize, dijital çağda kendilerini geliştirmeleri için uzman ekiplerimiz, özel hizmetlerimiz ve müşterilerimize özel geliştirdiğimiz yöntemlerimizle önemli bir katkı sağlıyoruz ve çarpıcı başarı hikâyeleri yaratıyoruz. Türkiye’nin bölgesinde dijital dönüşümde öncü olmak için gerekli tüm
unsurlara sahip olduğuna inanıyoruz. Bu çerçevede, BCG olarak Türkiye’nin potansiyeline güveniyor ve Türkiye’deki yatırımlarımıza devam ediyoruz. Bu bağlamda, ileri analitik ve nesnelerin interneti çözümleriyle müşterilerimizin dijital dönüşümlerini ortaklaşa yürütmek için Koç Holding ve KoçSistem ile güçlerimizi birleştirdik. Amacımız, Türkiye’nin yanı sıra Doğu Avrupa, Bağımsız Devletler Topluluğu ve Orta Doğu gibi komşu bölgelerde de ileri analitik, nesnelerin interneti ve diğer dijital yetkinlik alanlarında önde gelen güç olmak.”
dijital dönüşüme de liderlik ederek ülkemizin geleceğine değer katmayı hedefliyoruz. Her zaman vurguladığımız gibi, Koç Topluluğu olarak ülkemizin potansiyeline inanıyoruz. Bu potansiyeli değerlendirmek ve katma değerli sürdürülebilir büyümeyi gerçekleştirmek için teknolojik dönüşüm önemli fırsatlar vaat ediyor. Biz de Topluluk olarak, ülkemizin toplumsal ve ekonomik kalkınmasına katkı verecek şekilde, her zaman ve her şartta cesur adımlar atmaya ve yatırımlar yapmaya devam ediyoruz. Bugün de bu sorumlulukla bir kez daha harekete geçmenin gururunu yaşıyoruz” dedi. Koç Holding Turizm, Gıda ve Perakende Grubu Başkanı ve KoçDigital Yönetim Kurulu Başkanı Tamer Haşimoğlu ise lansmanda yaptığı konuşmada, KoçDigital’in iş modeli ile yaratacağı avantajlara dikkat çekerek şöyle devam etti: “KoçDigital müşterileri, hem KoçSistem hem de BCG ekiplerinin uzmanlığından faydalanacak. Bu sayede problemlerin teşhisi, çözümü ve uygulama aşamalarında çok önemli değer yaratacağımıza inanıyoruz. Burada önemli olan, KoçDigital’in sunduğu çözümleri yalnızca danışmanlık hizmeti gibi vermemesi, uygulama aşamasında da tüm
BCG Orta ve Doğu Avrupa ile Orta Doğu Başkanı Christoph Schweizer, Koç Holding CEO’su Levent Çakıroğlu ve Koç Holding Turizm, Gıda ve Perakende Grubu Başkanı Tamer Haşimoğlu bileşenleriyle müşterisinin yanında yer alarak, çözümleri birlikte hayata geçirmesi. İşbirliğimiz çerçevesinde KoçDigital’in sadece Türkiye’deki firmaların değil, Doğu Avrupa ve Orta Doğu Bölgesi’ndeki firmaların da IoT ve ileri analitik konularındaki ihtiyaçlarını karşılamada çözüm ortağı olmak üzere konumlanması. Burada kendimize koyduğumuz nihai hedef, ülkemizin bu alanda teknoloji ihracatçısı durumuna gelmek. Türkiye’de iş yapış şekline yenilik getireceğini düşündüğüm ‘Başarı odaklı değer paylaşımı’ndan bahsetmek istiyorum. Müşterilerimize bir seçenek olarak sunulacak bu modelde; KoçDigital sunduğu hizmetler karşılığında, yaratılan katma değer ortaya çıktıkça bir gelir
elde etmeyi öngörüyor.” KoçSistem Genel Müdürü ve KoçDigital Yönetim Kurulu Başkan Vekili Mehmet Ali Akarca, KoçDigital’in KoçSistem’in yüzde 100 iştiraki olarak ileri teknolojileri hızlı ve esnek bir yaklaşımla yurt içi ve yurt dışında müşterilere sunmak hedefiyle kurulduğunu belirtti. Mehmet Ali Akarca, “Bugün, KoçDigital ve KoçDigital Akademi’yi kurarak; küresel bilgi birikimini Türkiye’ye taşıyarak, önümüzdeki yıllarda ülkemizin bir teknoloji üssü olması için üzerimize düşen görevleri yerine getirmenin mutluluğunu yaşıyoruz. Türkiye’nin dijitalleşmesine liderlik etmeye, işletmeleri geleceğin dijital dünyasına ve rekabet ortamına bugünden hazırlamaya devam edeceğiz.”
Küresel hedefler için adımlar da net
ENKA Grubu’nun en genç şirketi olarak, küresel düzeyde inşaat, madencilik ve enerji sektörlerinde operasyonlar yürüten dev şantiyeleri yöneten şirketlerin yazılım ihtiyaçlarını
karşılamak üzere kurulan, inşaat sektörüne teknoloji üreten dünyanın en büyük yazılım firması olma hedefiyle yola çıkan yüzde 100 yerli teknoloji şirketi ENKA Systems, yazılımlarını ve
küresel hedeflerini İstanbul’da düzenlenen bir basın toplantısıyla paylaştı. Şirket, 5 yıllık süreçte küresel bazda önde gelen 250 müteahhitlik şirketine ulaşmayı, ayrıca yakın zamanda ilk yurtdışı ofisini de açmayı planlıyor. Toplantıda konuşan ENKA Systems Yönetim Kurulu Başkanı Alparslan Tansuğ, ENKA Grubu’nun diğer sektörlerde olduğu gibi inşaat teknolojisi sektöründe de doğru adımlar ve yatırımlarla öne çıkacağını ifade etti. Alparslan Tansuğ, “ENKA’nın sektörde deneyimlerinden yola çıkarak inşaat sektörüne özel olarak ürettiği teknolojik çözümler, kısa sürede ulusal ve global büyük şirketlerin kullanımına
sunuldu” dedi. ENKA Systems CEO’su Kenan Özer Kılıçtepe ise ana hedefin; inşaat sektörüne teknoloji üreten dünyanın en büyük yazılım firması olmak olduğunu vurguladı ve şöyle devam etti: “Yeni bir şirket olarak; yapılanma sürecimizin yanı sıra piyasayı ve pazarı tanımaya odaklanarak altyapımızı oluşturduk. Alanında dev inşaat şirketleri ENKA Systems’in sunduğu ürünleri kullanmaya başladı. Hedef ise önümüzdeki 5 yıllık süreçte dünyanın önde gelen 250 müteahhitlik şirketine ulaşmak. Sunduğumuz yazılımların öne çıkan iki özelliği var: İlki, büyük ölçekli operasyonlardaki ihtiyaçları karşılıyor olmamız, ikincisi
inşaat sektörünün sahada yaşadığı problemlere gerçekçi çözümler sunmamız. ENKA Systems’ın BIM standartlarına uygun olarak geliştirdiği Küresel Ölçekte Doküman ve Proje Yönetimi EDMS, Küresel Makina Ekipman Yönetim Sistemi EGEM, Küresel Satın Alma Yönetim Sistemi EGPS, Küresel Muhasebe Finans Yönetim Sistemi EGFS, Küresel Tedarikçi Yönetimi Sistemi EGVN ve Küresel Personel Yönetim Sistemi EPS yazılımları mevcut. Büyük ölçekli operasyonlardaki ihtiyaçları karşılayan ve inşaat sektörünün sahada yaşadığı problemlere gerçekçi çözümler sunan yazılımlarımızla, şirketlere önemli maliyet avantajı sağlayacağız.”
10 8
BThaber
BİLİŞİM DÜNYASI
218- -2714MAYIS EKİM 2018
Konu güvenlikse, tek bir başlığı dahi atlama lüksünüz yok Küresel güvenlik şirketi Securitas ile 2011 yılında birleşen Sensormatic, büyüme odaklı ilerleyişi devam ettirmeyi, verimliliği daha da artırmayı hedefliyor.
Handan Aybars
Büyüme odaklılığı ve verimliliği artırma hedefini her zaman ön planda tutan Sensormatic. sürdürebilirlik, verimlilik ve buradaki know how’ı yurtdışına taşıma öncelikleri ile ilerliyor. Küresel bir şirket olan Securitas’ın deneyimiyle Sensormatic olarak bölgenin itici gücü olmayı hedeflediklerini aktaran Sensormatic Türkiye CEO’su İsmail Uzelli, “Yeteneğimiz ve tecrübemizle Securitas dünyasında öne çıkıyor, destek gücümüz ile önem taşıyoruz. 300’e yakın yetkin çalışanımız var ve bu ekibi geliştirerek büyümeye odaklanıyoruz” vurgusunu yaptı. Know-how derinleştirme önceliği ile Sensormatic, perakende, kamu, finans gibi sektörel satışta ayrı gruplara ve sektörel uzmanlığa sahip ve her birinde sürekli daha da derinleşmek esas. “Teknolojilerimizi sürekli geliştireceğiz. Sektör spesifik uzmanlığımız bizi farklı kılıyor” diyen İsmail Uzelli, 1994 yılında sektöre girdiğinden beri bu mantıkla ilerlemeye odaklandığını, zaten bu düşünüş tarzıyla sektör bazlı gelişim ve uzmanlıkların hız kazandığını hatırlattı. Bu ortak felsefenin bir sonucu olarak Securitas ile 2011 yılında birleştiklerini de hatırlatan İsmail Uzelli, kurumsal hedefleri ve Securitas’ın Türkiye pazarına bakış açısı ile ilgili sorularımızı yanıtladı: Güvenlikte nasıl bir felsefe ile ilerliyorsunuz? Güvenlikte 360 derece çözümler ve hizmet ağı sunuyoruz. Risk analizi, projelendirme, satış sonrası destek yapımız var, ama sektörü bu yapıya alıştırmak kolay olmadı. Bir tarafta da aslında müşterinin beklediği bu. Müşteri iki kamera alıp kapıya bir güvenlik koymayı değil, temelde güvende olmak istiyor. Bu beklentiye yanıt vererek, kişiselleştirilmiş, yani kuruma ve ihtiyacına özel bir yapı sunuyoruz. Öncelikle iyi bir mutfağımız var. Beklentiye uygun bir sunumu hayata geçiriyoruz. Projelendirme başlığında risk analizi yapılması, müşterinin ihtiyacını ve riskini okumak çok önemli. Bizi farklı kılan bilgi birikimi de burada yatıyor. Müşteriye gittiğimiz zaman önce onu tanımaya yönelik sorular soruyoruz. Çünkü her sektörün ve her ölçekte şirketin ihtiyaçları, karşılaştıkları
tehditler farklı. Şirketler bu danışmanlık yapısına nasıl bakıyor? Kurumsal yapılar sürdürülebilirlik adına buna aşinalar. Banka ve sigorta gibi sektörler bunun ilk akla gelen örnekleri. Kamuda da bu konuda farkındalık var, yoğun çalışmalar yürütülüyor. Kurumsal güvenlik mimarisi inşa ettiğiniz ve bu anlayışı getirdiğinizde Türkiye, kamu yatırımları ile bu konuda küresel sıralamada ilk 20 ülke arasında yer alabilir. Sağlık sektöründe hastaneler de öne çıkıyor. Çözümlerimiz hastaların, doktorların ve hastanedeki demirbaşların takibi için kullanılıyor. Bu konuda hem yerli hem yabancı çok güzel teknolojiler var. Dolayısıyla yeni PPP projelerinde bunlar da kullanılacak. İşin her durumda sürekliliği herkesin önceliği. Bu amaçla birçok risk analizi yapıp, her bir analizi ayrı ayrı ele alıyorlar. Biz ise sektör ve kurumsal ölçeğe göre çözümler sunuyoruz. Bunu yaparken teknoloji, yani kullandığımız araçlar aslında ikincil seviyede kalıyor. Çünkü önemli olan bilgi ve deneyimimizle söz konusu şirkette neyi nasıl yapacağımız. Bu yönüyle, şirkete özel çözümlerimiz, sunumlarımıza katma değer katıyor. Yani danışmanlık desteği sunuyorsunuz. Buna tam olarak ‘danışmanlık’ demiyor, ‘müşteri ihtiyacını anlamak’ olarak tanımlıyor, ihtiyaçları doğru görmeye, teknolojinin gelişmesiyle birlikte, müşterimizin işini daha iyi yapmasına destek olmaya odaklanıyoruz. Sadece sizi değil, sizin müşterinizi de tanıyabilir, onunla ilgili size bilgiler verebilirsem asıl çözüm ortaya çıkıyor. Çünkü tehdidin bir bölümü de oradan geliyor. Biz onu analiz ediyoruz, arkada bir iş zekası çözümü işliyor ve verilere en doğru biçimde bakabilmeyi sağlayan bütünsel bir iş zekası yapısını temele yerleştiriyoruz. İkinci olarak, bu veriyi aldıktan sonra anlam katabilmek. Mottomuz da ‘Sensormatic algılar, anlam katar’. Bu da söz konusu müşterinin iş zekası çözümleri ile entegrasyonu gerekli kılıyor. Securitas çözümleri ile bunu yapabiliyoruz. Sonuçta artan riskler ışığında BT ve güvenlik
sadece BT biriminin işi olmaktan çıktı, tüm birimlerin sorumluluğu oldu. İşin operasyonel kısmında da varız bu yönüyle. Güvenlikte bu tarz bir algı değişimi var ve olmak zorunda. Her ölçekte şirkette birbirini besleyen birçok operasyon işliyor ve bunları eskiden BT ekibi izlerken, artık BT ekibi tüm operasyonu takip eden kurumsal sinir sistemi. Bu stratejinizi, çözüm ortaklarınızla da paylaşıyor musunuz? Kendi geliştirdiğimiz bir iş yapış yöntemimiz var ve çözüm ortaklarımızın bu yapıyı benimsemesi esas. Müşteriyi en iyi biçimde dinliyor, ihtiyaçlarını anlıyor, risk analizini yapıyor, sonra buna uygun çözümleri sunarken teknolojiden yararlanıyoruz. İkinci unsur ise insan faktörü. Bunları uygulamak ve en doğru içimde hayata geçirmek için insan faktörü kritik. Üçüncüsü de bunları yapabilmek için tecrübeniz. İnsan-bilgi-teknolojiyi en iyi şekilde harmanladığınızda ve bunları doğru biçimde buluşturduğunuzda, ortaya da geleceğin güvenlik anlayışı, yani ‘predictive security’ çıkıyor. Çünkü artık önemli olan; doğru öngörülerde bulunabilmek. Bunun için de insan-teknolojibilgi üçgeni çok iyi ve doğru harmanlanmalı. Farklı ürünlerini satın aldığımız firma sayısı 120’ye yaklaşıyor. Yani 120’ye yakın farklı üretici ile çalışıyor, aynı zamanda kendi alanında rekabet eden firmaların ürünlerinin temsilciliğini yapıyoruz. Müşteriyi dinledikten sonra ‘sizin profilinize karşılık ihtiyaçlarınıza en uygun çözüm şudur’ diyoruz. Sunum ve modellemenin temelinde bu yaklaşım var. Bu bizi farklı kılıyor ve bu çözüm portföyüne sahip olduğumuz için birbirine rakip iki firmanın ürünlerini bir kurumsal ihtiyaç karşısında kurgulayıp kullanmak gibi zor bir çalışmayı da yapabiliyoruz. Güvenlikte gerek riskler gerekse çözümlerin yönünü nasıl görüyorsunuz? Güvenlikte trendlerin ‘predictive’ yani ‘öngörülebilir’ tarafa gitmesini bekliyoruz. Tehditlerin artması ışığında siber güvenliğin önemi kat be kat artacak. Görünmeyen tehditlere kendimizi hazırlamamız ve bunlarla karşılaşmaya
başlamadan önce analizlerini yapmamız gerek. Bizim yaptığımız insan-bilgi-teknoloji üçgeninde müşterilerimizle bunları paylaşmak. Çünkü herkes hedefte ve gelişen riskler karşısında kimse en mükemmel güvenliğe sahip değil. Zaten konu bu yönüyle teknolojiden çıkıyor. Amaç ne olursa olsun, arka planda doğru bir algoritmanın işlemesi gerek. Bunun için de elinizdeki veriler güncel olmalı. İnsanları artık mobil cihazları ile kontrol edebiliyor, kim nerede, nereye girip çıktı biliyoruz. Bir mağaza içinde ürün kontrolü de bu kapsamda. Gerek reyon gerek stok yönetimi için bu bilgilere hakim olmak ve bu yapının ERP ile birlikte çalışması önemli. Online canlı veri, verinin güncelliği, okuyucularla beraber otomatize olması ile daha az insan gücü, hız ve verimlilik üzerine kurulu bir yapı ortaya çıkıyor. RFID teknolojisi ile bunu pratik biçimde yapabiliyorsunuz. RFID çözümlerinde Türkiye perakende sektörünün bakışı ne seviyede? Her perakendeci, müşterisini tanıdığı kadar güçlü olabilecek. Mobil bağlar kurma, online ve offline platformları buluşturma çabası tüm dünyada öncelik. Bu yeni analitik dünya ise Türk perakendecisi için oldukça yeni. Müşteri trafiğini ve RFID ile ürün trafiğini analiz edebildikleri çözümler sunuyoruz. Bir perakendeci ‘benim mağazamın önünden kaç kişi geçti, bunların kaç tanesi dükkanıma girdi, bunların yaş grupları ne, en yoğun saatler, bunu POS’la entegre edip satışların yoğun olduğu zamanlar ve içeride çalışan mağaza görevlilerinin performanslarının ölçümü, müşteri hangi ürünlere baktı, hangilerini satın aldı’ gibi detaylı analizler yapılabilir. Oysa online tarafın başarısının sebebi zaten bu. Çünkü bu bilgileri onlar yıllardır kullanıyor, bu detaylı ölçümleri yapıyor, kişiye teklifler sunabiliyorlar. RFID yapısını kullandığınızda stoklarınızı güncel tutuyor, sermayenizi iyi yönettiğiniz için de operasyonel faydalar sağlayabiliyorsunuz. RFID ile verimlilik ön planda, çünkü gerçek stoğunuzu ve reyonlardaki mallarınızı biliyorsunuz. RFID konusunda Türkiye, üzerinde çalıştığımız projelerin de ışığında küresel
Sensormatic Türkiye CEO’su İsmail Uzelli bazda ses getirecek projelere imza atacak. Her seviyede perakendeci de bunun gerekliliğinin farkında. RFID bir teknoloji değişimi değil, perakende dünyasının bunu anlaması gerek. RFID’ye geçmek isteyen bir perakendecinin, arka planda iş zekasına da önem vermesi, gerçek zamanlı veriyi okuyabilmeleri gerek. Securitas, Türkiye pazarını nasıl değerlendiriyor? Doğru temeli kurmaya odaklanıyor. Çünkü tehditler ve öncelikler hep değişiyor. Securitas için küresel yaygınlık kadar, yerelleştirme yetkinliği de öne çıkıyor. Dünyanın dört bir yanındaki gruplarla hep bağlantı halindeyiz ve birbirimizden sürekli öğrenebildiğimiz bir kurum kültürü var. Entegre güvenliğin sunulması, risk analizinin yapılması, müşteriye yönelik tehditlerin algılanması, insan-teknoloji-bilgi ile beraber çözüm paketi oluşturulup müşteriye tek paket olarak sunulmasında başarılıyız. Bunu küresel bazda yapabilen tek şirketiz. Bu yıl da çift haneli büyüme hedefimiz var. Securitas da Türkiye’ye önemli yatırımlar yapıyor. Güvenlik sektörü Türkiye’de istikrarlı büyüyor. Ancak, doğru çözümleri kurgulama bilincini yaygınlaştırmamız gerek. Sektörün doğru büyümesi ve bu paralelde yapılanması önemli. Bunların kontrol edilmesi, siber güvenlik farkındalığı tüm süreçlerin doğru işleyişi için zemin oluşturacak. Bu kurumsal bazda sadece yöneticilerin değil, tüm çalışanların ve bireylerin sorumluluğu. Büyümeye devam ederken, tüm teknolojilerimiz ve senaryolarımız verimlilik ve sürdürülebilirlik üzerine kurulu. Bu konuda KOBİ’lerin farkındalığı da her geçen gün artıyor.
8 - 14 EKİM 2018 www.bthaber.com.tr
DOSYA:
Kurumsal Verimlilik Şirketlerin ''Yeniden'' Gündeminde!
BThaber
Ayhan Sevgi
BT’ye verimlilik gözüyle bakmayı ihmal etmeyin! Rekabet ortamının gelişmesindeki en büyük faktörlerden biri de teknoloji alanındaki gelişmeler oluşturuyor. Gelişen teknolojileri kullanarak verimliliklerini artıran şirketler doğal olarak bir adım öne geçmiş oluyorlar. Hem iş süreçlerinin hızlanması, üretim maliyetlerinin düşmesi, yeni ürünlerin geliştirilmesi hem de iş ortakları ve müşteriler ile hızlı bir iletişim ortamının sağlanması onların ihtiyaçlarına
en kısa sürede yanıt verilmesi ile birlikte gelen verimlilik artışı çalışmaları şirketler yaşadıkça devam edecek. Verimlilik artışlarının sağlanamadığı ve rekabette geri kalındığı durumlarda ise şirketler yok olup gidecekler. Dolayısıyla kurumsal verimlilik artışı çalışmaları ve dolayısıyla da teknoloji yatırımları kesintisiz bir şekilde devam edecek.
12 DOSYA
Kurumsal Verimlilik Şirketlerin ''Yeniden'' Gündeminde!
BThaber 8 - 14 EKİM 2018
Türkiye, kurumsal verimlilik yolculuğunun henüz başlarında bulunuyor Kurumlar hangi sektörde faaliyet gösterirse göstersinler, günümüzde rekabet gücüne sahip olmanın temelinde rakip firmalardan daha etkin ve verimli çalışabilmek yatmaktadır. ERP başta olmak üzere BT yatırımlarının temel amacı bunu sağlamak yönündedir. BT yatırımları ile operasyonel verimliliği artırıcı ortak bir çalışma ve denetleme düzeni oluşturulur; kişilerin hedeflediği bireysel başarılardan bütünsel olarak faydalanabilir. BT yatırımları firmalara, operasyonel etkinlik ve daha iyi karar verebilme, bilgiye hızlı erişim gibi getirileri sağlayarak, şirketin rekabetçi olması için fırsat sunan projelerdendir. Kurumsal Dönüşüm Platformu Koordinatörü M. Göker Sarp, bu konudaki görüşlerini şöyle açıkladı: “Türkiye’nin dünya ekonomisi ile entegrasyonunun 2000’li yılların başına kadar sınırlı kalması, henüz endüstri topluluğu yolculuğumuzun başlarında olmamız, Türkiye’deki mevcut
dış kaynaklı sermayenin azlığı, firmaların BT yatırımlarına kanalize ettikleri finansal kaynaklarının sınırlı olması, kurumsal verimliliğe ulaşmamıza yol açan ve ilerlemeyi ölçmemizi sağlayan iş uygulamaları ve sistemlerin yaygınlaşmasını yavaşlatmış ve geciktirmiştir. Türkiye kurumsal verimlilik yolculuğunun henüz başlarında. Sürekli değişen teknolojileri uzaktan izlemeyi tercih ediyor. Teknoloji kullanımı, kurumsal verimlilik gibi konular yerine henüz sermaye ve insan gücüne daha çok önem verir durumda.” Kurumsal Dönüşüm Platformu olarak kurumlara verimlilik yolculuklarında detaylı, sektörel, şeffaf ve marka bağımsız bilgi edinmelerini sağladıklarını ve kendilerine örnek teşkil edecek başarı hikayelerine, çözüm önerilerine ulaşmalarını kolaylaştırdıklarını belirten M. Göker Sarp, şu bilgileri verdi: “Şirketler tipik olarak entegrasyon gerektiren farklı birimlerden ve
dağınık yapılardan oluşur. Bu nedenle, yöneticiler bilgiyi entegre etmek için BT yatırımlarına ihtiyaç duymaktadır. BT yatırımları, kurumsal verimlilik yolculuğundaki şirketlere, entegrasyon süreç iyileştirme, daha iyi yönetim, maliyet kontrol, işbirliği sağlayan ve inovasyonu kolaylaştıran projelerdedir. Şirketler, gerçekleşen başarılı proje örneklerini duydukça ve ufak ufak uygulamaya başladıkça BT yatırımlarının exponansiyel büyüme sağlayabilen önemli bir faktör olduğunu farketmeye başladılar. Şirketlerin verimlilik algısındaki bu değişimin ve BT yatırımlarının 2019 yılında ve orta vadede artarak devam edeceğini bekliyorum. Çünkü firmalar büyüme isteklerine karşın somut ve yapıcı adım atmadan, BT yatırımlarına önem vermeden yaşamlarına devam ederlerse, bir süre sonra yavaşlayacaklar ve hantallaşmaya başlayacaklar, yaptıkları hatalar artacak, maliyetlerini
Kurumsal Dönüşüm Platformu Koordinatörü M. Göker Sarp izleyemeyecekler, stoklarını sağlıklı olarak takip edemeyecekler ve verimlilikleri giderek düşecek. Mükerrer girişler ve rapor hazırlıkları zaman kayıplarına yol açacak, finansal durumun anlık izlenebilmesi zorlaşacak, nakit akış problemleri, tedarikçiler ve işletmedeki malzemelerin çevrimi izlenemeyecek, fazla mesailer artacak, karar alınabilmesi zorlaşacak ve kısaca kör dövüşü olmaya devam edecektir.”
Yatırım konusunda şirketlerimiz daha cesur davranmalı
Oracle Digitl Türkiye, CEE ve CIS Bölgesi Satış Direktörü Deniz Kılyar Kurumsal verimlilik iş süreçlerinin akıcılıgını ve hızını artırarak, birim zamanda daha çok iş ve sonuç üretmek olarak tanımlanırdı. Günümüzde verimlilik artışı bir ölçüde bu şekilde olsa da daha heyecan verici verimlilik artışı, var olan süreçlerin bütünüyle yeniden tanımlanması ya da yeni süreçlerin inovasyonu ile sağlanmakta. “Bu yeni teknoloji yeteneklerinin ortaya çıkması ve de bu yeteneklerin, insan kaynakları, müşteri ilişkileri, tedarik zinciri yönetimi gibi farklı iş kollarında kullanım durumlarının ortaya çıkması ile mümkün
olmaktadır” diyen Oracle Digitl Türkiye, CEE ve CIS Bölgesi Satış Direktörü Deniz Kılyar, şu açıklamalarda bulundu: “Aslında bu teknoloji yetenekleri sadece iş süreçlerine değil, aynı zamanda son kullanıcıya sağlanan ürün ve hizmetlerin gelişmesine ve inovasyonuna temel oluşturmakta. Dolayısı ile günümüzde şirketler sadece iş süreclerinde verimlilik sağlamak amacı ile değil, bunun ötesinde sağladıkları ürün ve hizmetlerin de daha rekabetçi olması için novasyon odaklı olmaları ve geleceği bugünden tanımlamları önemlidir. Bu yeni teknoloji yetenekleri bulut tabanlı çözümler, IoT, makine öğrenimi, büyük veri, analitik, yapay zeka olarak sayılabilir. Bu yetenekleri şirketler sadece iş süreçlerine ve verimliliğe katkı perspektifinden değil, geleceğin ürünlerini şimdiden yenilikçi bir şekilde üretmek için de değerlendirmeli ve bir an önce süreçlerine entegre etmeleri önerilmektedir. Gelişmiş ekonomilerde Endüstri 4.0 diye tanımlanan dönüşüm aslında tam da budur.” Türkiye’de büyük sanayi grupları
ve çok ümit verici bir orta ölçekli şirketler segmenti var. Bilişim teknolojileri yeteneklerini elde etmek özellikle bulut tabanlı çözümler ve platformlar sayesinde artık sadece çok büyük bütçeler sağlayabilen büyük şirketler için değil, orta ölçekli şirketler için de mümkün. Bu konuda gerçek anlamda bir farkındalık ya da hazırlanmış stratejilerin henüz tam olarak gündemde olmadığını vurgulayan Deniz Kılyar, şu bilgileri verdi: “Aslında verimlilik artırıcı inisiyatiflerin, inovasyon perspektifini de kapsayacak şekilde, daha cesaretle uygulanmasının tam zamanıdır. Bunun şirketlerimizin ve pazarın bir üst seviyeye cıkmasının önünde yatan bir fırsat olduğunu ve de bu şekilde Türkiye pazarında Endüstri 4.0 dönüşümünün daha bilinçli bir şekilde hep birlikte sağlanabileceğini düşünüyorum. Yatırım konusunda şirketlerimizin daha cesur olmaları önemli bir konu. İhracat ağırlıklı olan şirketlerimiz için bir sonraki seviyeye çıkmanın ve inovasyonun tam zamanı olduğu kanaatindeyim. Büyümenin inovasyon odaklı olması durumunda şirketlerimiz pazar dalgalanmalarına
karşı daha dayanıklı olacaktır. Verimlilik artırıcı ve inovasyonu dışlayan stratejiler, genel duruma ve büyümeye daha bağımlı olma eğiliminde olabilir ve atılım yapma imkanlarının da bu ölçüde daha limitli olabileceğini düşünüyorum. Oracle bütünleşik bir teknoloji şirketidir. Bulut tabanlı İş uygulamalarından tutun (ERP, CX, SCM etc), IoT, yapay zeka, büyük veri gibi yukarıda bahsettiğimiz bütün yeni teknoloji yeteneklerini uçtan uca müşterilerine sunabilen bir şirkettir. Bu önemli olmakla birlikte asıl heyecan verici olan, bizimle yola çıkmış olan müşterilerimiz ile onları daha güçlü ve rekabetçi yapacak çözümler ve ürünler üretebilmeleri için ‘coinnovation’ ortaklığı yapmak konusundaki bağlılığımız ve yenilikçi desteklerimizdir. Endüstri 4.0 için teknolojik yetenekler sağlayan bir şirket olarak, müşterilerimizin dünya ölçeğinde daha çok müşteriye, daha rekabetçi finansal yapılarla, daha güçlü ürünlerle nasıl erişebileceklerini, onlarla birlikte yaptığımız inovatif çalışmalar ile sağlamak önceliklerimiz arasında yer alıyor.”
14 DOSYA
BThaber
Kurumsal Verimlilik Şirketlerin ''Yeniden'' Gündeminde!
8 - 14 EKİM 2018
DEĞİŞİM İÇİN KARARLILIK ESAS OLMALI!
Logo Yazılım Kanal ve Satış Operasyonları İcra Kurulu Üyesi Akın Sertcan İşletmelerde üretim kaynaklarının israf edilmeden en akılcı biçimde kullanılması, verimliliği artırmanın ana koşulu. Ürünlerin tasarımı ve içeriğindeki değişikliklerle olabileceği gibi teknolojinin daha etkin kullanımıyla verimlilik artabiliyor. “Verimlilik ile kalite birbirlerine paralel kavramlar” yorumunu da yapan Logo Yazılım Kanal ve Satış Operasyonları İcra Kurulu Üyesi Akın Sertcan’a göre, kurumsal verimlilik için öncelikle ürün veya hizmeti sağlayan çalışanların çalışma koşullarının ve çevresinin kalitesinin artması gerek. İnsana yapılan yatırım ise en büyük yatırım. Çalışanın kişisel donanımlarının yükseltilmesi yapılan verimlilik
yatırımlarının değere dönüşmesini sağlayacak temel unsurlardan biri. “İş süreçlerinin ve örgütsel yapının bir sistematiğe oturması, yeni teknolojilere ayak uydurulması, e-dönüşüm, şirketlerin kurumsal dönüşümünü zorunlu hale getirirken, çalışanların da bu duruma ayak uydurabilmesi verimliliklerini artırıyor, şirketleri rekabette öne geçiriyor. Türkiye genelinde onlarca şubesi olan bir gıda firması iş ortağının kurumsal verimlilikle elde ettiği tasarrufu buna örnek gösteren Akın Sertcan, “Firma, üretimden lojistiğe kadar tüm süreçlerinin entegrasyonunu, Logo’nun Tiger 3 Enterprise kurumsal kaynak planlama
çözümüyle yönetiyor. Firmanın üretimdeki kayıplarını önemli ölçüde engelleyip maliyetlerini yarıya düşüren Logo çözümü, üretim ile stok entegrasyonunu yaparak tasarruf sağladı” bilgisini verdi. Dijital dönüşüme gerektiği oranda ve hızda uyum sağlayan firmalar, rekabette de öne çıkıyor. Akın Sertcan’ın belirttiği gibi, mobil teknolojilerin yaygınlaşması ve dijital dönüşüm, kurumsal verimliliği arttıracak önemli faktörlerin başında. Kurumsal yazılımların Türkiye’de hem büyük şirketler hem KOBİ’ler tarafından kullanımında son yıllarda ivme olduğunu belirten Akın Sertcan’a göre, kurumsal verimlilik farkındalığının artmasıyla BT yatırımlarına her geçen yıl daha fazla kaynak aktarılıyor. Araştırmalara göre, donanımsal ihtiyaçların karşılanması şirketlerin birinci önceliği. Bunun ardından, BT güvenliği, yedekleme, depolama ve bulut çözümlerinin şirketlerin BT yatırım planlarında yer aldığı görülüyor. Akın Sertcan, bu noktada yürüttükleri çalışmaları ve hedeflerini şöyle anlattı: “Çok uluslu şirketlerden küçük ölçekli girişimcilere kadar ölçek ve sektör ayırt etmeksizin uygulanabilen ERP yazılımları, iş dünyasında var olmak ve sürdürülebilirliğini sağlamak isteyen her kuruma hizmet ediyor.
Ürettiğimiz çözümler, sunduğumuz hizmetler ve inovasyonu odağına alan iş modelimizle Türkiye’nin geleceğe taşınmasında büyük öneme sahip olan KOBİ’lere büyük önem veriyor, daha esnek ve verimli çalışmalarına ortam hazırlayan iş uygulamaları üretiyoruz. Sahada yanlarında oluyor, verdiğimiz eğitimlerle bilgi birikimlerine katkıda bulunuyor, sorunlarına özel çözümler getirmek için destek oluyoruz. Teknoloji trendlerini en hızlı şekilde ürünlerimize adapte ediyor, Ar-Ge yatırımlarımızla yazılım alanındaki gelişimlere de öncülük ediyoruz. Dijital dönüşüme öncülük eden e-Devlet uygulamaları için önemli yatırımlar yapıyor, her türlü mevzuatın fiili hayatta kullanımına yardımcı olmaya çalışıyoruz. Mevzuatın yanı sıra, işletmelerin finansal rekabet avantajı oluşturabilmeleri için katma değerli uygulamalar da geliştiriyoruz. Dijitalleşmek isteyen şirketlerin öncelikle değişim konusunda kararlı olmaları ve bunu sadece bir teknoloji yatırımı olarak değil yapısal bir dönüşüm olarak görmeleri gerek. İşletmeler çağdaş yönetim ilkelerine uygun biçimde yapılanmaz, süreçlerini uluslararası standartlar doğrultusunda yönetmez, özellikle çalışanlarının zihinsel dönüşümünü sağlayamazsa, o işletmenin sürdürülebilirliği de büyük risk altına giriyor.”
BU GİBİ DÖNEMLER YATIRIM İÇİN FIRSAT Kurumsal verimliliği sağlamak için kurum içindeki kaynakların ölçülebilmesi ve izlenebilmesi gerekiyor. Firmalar da verimliliği sağlamak için gereken bu iki şartı yerine getirmek için ciddi işgücü ve kaynak ayırmak gerektiğini düşündüğü için bu konuya yoğunlaşmakta zorluk çekiyorlar. Bu tespitini “Bu kısır döngü, firmaları verimliliğe giden yolda geride bırakıyor!” yorumu ile destekleyen Login Yazılım Yönetim Kurulu Üyesi Levent Sılay’a göre, izlenebilen kaynaklar doğru adreslendiğinde, firmalar farklı operasyonları hakkında mantıklı bilgilere de sahip olabiliyor. Bu bilgi ile iyileştirme u-yapmaları gereken yerler hakkında kararlar alabilir hale geliyor. Operasyon bazında maliyetler takip edilmedikçe, firmalarda yüksek getiri getiren süreçler de zarar veren birçok operasyonun yükünü çekmek zorunda kalıyor. “Getirisi götürüsünden az olan süreçlerin farkına varılması ve bunlar üzerinde gerektiği zaman firma içi girişimcilik ruhu ile yenilikçi yöntemler bulunması ciddi bir kültür
değişimi demek. BT yatırımlarının da bu kültür değişiminin vazgeçilmez bir parçası olduğuna inanıyoruz” yorumunu yapan Levent Sılay, bu başlıkta Türkiye’nin konumunu ve şirket olarak yürüttükleri çalışmaları şöyle anlattı: “Firmalar kurumsal verimliliği sağlamak için uzun vadeli düşünmeli. Kısa vadeli giderleri düşünerek verilen kararlar, zamanla kurumun kaynaklarının eksilmesine sebep olmakta ve böylece yatırım yapmak zorlaşmakta. Firmanın önce İK’ya değer vermesi, yetkin kişiler ile kurduğu ve sürekli geliştirdiği kadrosu ile gelecek planlaması yapması gerek. Yetkin kişiler ile yapılacak organizasyonel yönetim de kurum içi süreçlerin izlenebilirliğini gerektireceği için BT teknolojilerine ilgi artacak. Login Yazılım olarak 1989 yılından bu yana şirketlerin iş süreçlerinde oluşan verileri farklı kapsamlarda izlenebilir hale getirerek bugün ve gelecek hakkında verecekleri kararlarda bilgi birikimini kullanmalarını sağlayacak bilişim çözümleri geliştiriyoruz. Son 10 yıldır yaptığımız çalışmalar ile
Login Yazılım Yönetim Kurulu Üyesi Levent Sılay birlikte yalnızca yazılım çözümleri ile değil, yönetimsel kararların verilmesine yardımcı olacak analiz ve amaç belirleme çalışmalarını birlikte tamamlıyoruz. Firmalar hizmetlerimiz sayesinde kurum içi kültür değişimini yönetirken birçok yerde yaşanabilecek problemler ile rehberliğimiz sayesinde başa çıkıyor, farklı çözümlerimiz ile gelişen süreçlerin izlenebilmesini sağlıyor. Gerek 2018 yılının son
çeyreğinde gerek ise 2019’un tümünde kurumsal verimlilik odaklı yatırımlarda ciddi artış beklemekteyiz. Özellikle 2019’un ikinci çeyreğine kadar firmalarda ciddi talep artışı gözlemlemekteyiz. Böyle süreçler, firmalar için ciddi fırsattır. Firmalar bu zamanlarda kendilerini geliştirecek yatırımları yapmalı, değişen piyasa şartlarına uyum sağlayarak bir adım öne geçmeli.”
16 8
BThaber
BİLİŞİM DÜNYASI
218- -2714MAYIS EKİM 2018
Türkiye inovasyonda öne çıkıyor, ama dahası şart haline geleceği soruldu. Listede ilk 10’da ağırlıklı olarak ABD ve Çin şehirlerinin yer aldığı geçen yıldan farklı olarak, bu yılki ilk 10 şehir arasında Amerika, Asya, Avrupa kıtalarından ve İsrail’den şehirler de var. Serkan Ercin, bu yıl yayımlanan raporda, inovasyon merkezi şehirler listesinde henüz Türkiye’den bir şehir yer almadığını, ancak Türkiye’nin Küresel Girişimcilik Endeksi (Global Entrepreneurship Index) skorunun geçen yıl yüzde 3 yükseldiğini ve AsyaPasifik ülkeleri arasında ürün inovasyonu konusunda en iyi ortalamayı kaydettiğini vurguladı. Ercin, “Bazı şehirler halen makroekonomik ve altyapısal zorluklarla yüzleşirken, diğerlerinin ciddi ilerleme kaydetmesiyle inovasyon, dünya genelinde dağınık bir yapıya büründü. Bir şehrin inovasyon merkezi olarak görülmesinin ardında birçok etken var. Devlet teşvikleri, teknoloji parkları, kurumsal yatırımlar ve son
KPMG’nin ‘2018 Küresel İnovasyon Merkezleri Araştırması’na göre, araştırmaya katılanların yüzde 34’ü ABD’yi inovasyon lideri seçti. ABD, geçen yılki araştırmada da yüzde 26’lık oy oranıyla yine listenin başında yer almıştı. Bu yılki araştırmada yüzde 26’lık oranla ikinci sırayı alan Çin’i, yüzde 13 ile Hindistan takip etti. Birleşik Krallık ve Japonya ise dördüncü sırayı paylaştı. KPMG Türkiye Teknoloji, Medya ve Telekomünikasyon Sektör Lideri Serkan Ercin, “Yeni teknolojiler için ekosistem küresel ölçekte büyümeyi sürdürüyor. Startup’lara ve yeni fikirlere yapılan kurumsal yatırımlar ve devlet yatırımlarıyla birlikte öncü teknoloji şirketleri arasındaki işbirliği bu ekosistemi artan şekilde destekliyor” dedi. Araştırma kapsamında teknoloji sektörü liderlerine gelecek 4 yıl içinde San Francisco / Silikon Vadisi’nin yanı sıra hangi üç şehrin öncü teknolojik yenilik merkezi
teknoloji ürünü altyapılar ise bunlardan bazıları” dedi. Araştırmada önde gelen inovasyon merkezleri; Şangay (Çin), Tokyo (Japonya), Londra (Birleşik Krallık), New York (ABD), Pekin (Çin), Singapur, Seul (Güney Kore), Tel Aviv (İsrail), Bangalore (Hindistan) ve Berlin (Almanya) olarak sıralandı. Teknoloji sektörü liderlerine göre gelir artışı, şirketlerdeki inovasyon çalışmalarının başarısında en önemli ölçüt olarak kabul ediliyor. Geçtiğimiz seneki araştırmada en önemli ölçüt sayılan patent sayısı ise bu yılki çalışmada ilk üçe girmedi. Yeniliğin ölçümlenmesinde diğer önemli ölçütler ise pazar payı ve yatırım geri dönüşü olarak değerlendiriliyor. Araştırmada şirketlerin çalışanlarını inovasyona teşvik için seçebileceği en etkili yöntem sorulduğunda, katılımcıların yüzde 27’si ‘terfi’ yanıtını verirken, ‘diğer finansal teşvikler’ ve ‘nakit’ de sırasıyla yüzde 16 ve yüzde 14’lük oy oranlarıyla ikinci ve
KPMG Türkiye Teknoloji, Medya ve Telekomünikasyon Sektör Lideri Serkan Ercin üçüncü sırada. Şirketlerinde yeniliğin yönetiminden hangi departmanın/pozisyonun sorumlu olduğu sorusuna ise katılımcılar ilk defa, ‘İnovasyon Lideri’nden (Chief Innovation Officer) daha çok ‘Bilgi Teknolojileri Lideri’ (Chief Information Officer) cevabını verdi. Araştırmada Tesla ve SpaceX'in CEO’su Elon Musk, en önemli küresel teknoloji vizyoneri seçilirken, Google CEO’su Sundar Pichai
ikinci, Facebook CEO’su Mark Zuckerberg üçüncü, Alibaba Başkanı Jack Ma dördüncü sırada yer aldı. Microsoft CEO’su Satya Nadella ve Bill Gates beşinci sırayı, Alphabet CEO’su Larry Page ve Apple CEO’su Tim Cook ise yedinci sırayı paylaştı. Google, teknolojik yeniliklerin teşviki bağlamında bir kez daha lider vizyoner şirket seçilirken, onu sırasıyla Apple, Microsoft ve Tesla takip etti. Amazon ve Alibaba ise beşinci sırayı aldı.
‘DQ Eğitim Ekosistemi’ oluşturulacak
Turkcell Genel Müdürü Kaan Terzioğlu Dünya Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü (OECD), Dünya Elektronik ve Elektrik Mühendisleri Birliği (IEEE) ile DQ Enstitüsü, dünya
genelinde DQ’nun dijital okuryazarlık konusunda temel alınması, geliştirilmesi ve yaygınlaştırılmasını hedefleyen bir ortaklığa imza attı. Turkcell
Genel Müdürü Kaan Terzioğlu; “DQ Dijital Zeka Projesi ile amacımız; çocukların dijital dünyanın güçlü birer bireyi haline gelirken, online risk ve tehlikelerden kendilerini korumalarını öğretebilmek. Bu proje, dünyanın çok önemli kurumları tarafından küresel çapta standart haline de getiriliyor” bilgisini verdi. Çalışmayla ilgili New York’ta Dünya Ekonomik Forumu (WEF) desteğiyle düzenlenen toplantıda OECD Genel Sekreter Danışmanı Gabriela I. Ramos Patino, IEEE Teknoloji Politikası ve Uluslararası İlişkiler Direktörü Karen McCabe,
DQ Institute Kurucusu ve İcra Kurulu Başkanı Yuhyun Park ve WEF IT ile Elektronik Endüstrileri Yöneticisi Eric White bir araya gelerek DQ küresel işbirliğine resmiyet kazandırdı. Çok paydaşlı işbirlikleriyle eğitim ve teknoloji toplulukları arasındaki çalışmaları koordine ederek, dijital zekanın küresel bazda geliştirilmesini hedefleyen bu yapılar; tüm çocuklara dijital dünyanın etkili bir vatandaşı olmak için gerekli olan gizlilik, güvenlik, dijital duygusal zeka gibi becerileri kazandırmak için çalışmalar yürütecek. Dijital okuryazarlık
yapısının oluşturulması için DQ Enstitüsü ile işbirliği yapan WEF, OECD ve IEEE; kamu kuruluşları, akademik uzmanlar, öğretmenler, vakıflar, ebeveynler ve öğrenciler dahil eğitim topluluklarıyla iletişime geçerek, bir eğitim ekosistemi oluşturacak. İlkokul düzeyindeki çocuklara okullarda verilecek DQ eğitimleri, bir oyun platformu sayesinde online yapılacak. 8-12 yaş arası çocukları oyun oynarken eğitmek için geliştirilen DQ çocuklarda dijital riskler ve siber saldırılara karşı bilinç ve savunma mekanizması oluşturmak üzere geliştirildi.
Blockchain, radikal değişimleri beraberinde getirecek Türkiye’de blockchain teknolojisi odaklı yatırım yapan kripto para borsası Robicoin’in CTO’su Hüseyin Çakmak, birçok alışkanlığı kökünden değiştirecek blockchain teknolojisinin en büyük etkisinin özellikle küresel ticarette hissedildiğini vurguladı. Çakmak, “Önümüzdeki yıllarda blockchain teknolojisi, iş yapış şeklimizden varlıklarımızı yönetme alışkanlıklarımıza,
makine ve araçlarımızı kullanma alışkanlıklarımızdan nasıl güvenli oy verebileceğimize, tarımdan tapuya birçok şeyi değiştirecek. İlk etkisini ise küresel ticarette hissettik. Türkiye dahil tüm dünyada ticareti büyüten KOBİ’ler bankalardan kredi finansmanı bulamadıkları gibi, giderleri yüksek olduğu için talepleri de istedikleri şekilde yönetemiyorlar. Bu da Dünya Ekonomik Forumu’nun
son raporunda olduğu gibi ticarette kayba sebep oluyor. Bunu engellemek blockchain teknolojisiyle mümkün. Dağıtık hesap defteri teknolojisiyle; aracı kurumları ortadan kaldırıp, hem giderlerinden tasarruf edebilirler hem işletme bilgilerinin finansal kuruluşlar arasında paylaşılarak daha çok finansal kurumdan daha doğru kredi notu ve daha düşük komisyonlarla kredi
sağlayabilirler. Böylece ticarete 1 trilyonluk katkı sağlanabilir. Günümüzde en çok bilinen blockchain altyapı kullanımı kripto paralarda mevcut. Ama yapılan en büyük yanlışlardan biri de blockchain teknolojisini sadece kripto paraya indirgemek. Blockchain; bunun çok daha ötesinde yaşamımızı derinden etkileyen, aynı internet gibi bir teknoloji olma özelliğine sahip“ dedi.
Eninde sonunda
TURNET TURNET'in hizmete açılmasının he men ardından, Internet servisi sağlayan şirkeüerin birçoğu Türk Telekomüni kasyon ile anlaşma imzaladı. Türki ye'nin yasal Internet erişiminin TUR NET olduğunu söyleyen TT, buna kar şılık TURNET'ten hizmet almayan ya da almayacak olan şirkedere suç duyu rusunda bulunmuştu. Bu arada TURNET'in açılmasından önce Internet servisi veren ve TURNET'i kullanmayacağım söyleyen bazı Internet Servis Sağlayıcı (ISS) şirkeüe
rin TURNET'İ tercih edip etmeyecekleri merak konusu oldu. Şu anda TT ile resmi sözleşme yap mayan kuruluşların çok yakın bir za man içinde TURNET'e bağlanmaları olası. Nitekim IBM Türk, Türkiye'de yasal Internet erişiminin TURNET ol ması nedeniyle yaklaşık 1 ay önce TT'ye başvurup hat istediğini açıkladı. SuperOnline yetkilileri de şu anda TURNET konusunda kesin bir karar vermediklerini ancak TURNET'in, iş ya pabilecekleri bir kapasiteye gelmesi
Ofislerdeki devrim: Sayısal baskı teknolojisi Xerox DocuShow'un konuşmacılan arasında yer alan İngiliz Parlamentosu dokümantasyon Uzman Danışmanı Frank Hallet, geçmişteki baskı anlayışının 'el sanatı' olmaktan öteye gidemediği ni vurgulayarak günümüzde baskının, bütünleşik iletişim endüstrilerinin önemli bir parçası haline gelmiş bir 'teknolojiye' dönüştüğünü belirtti.
•
•
konusunda TT ile uzlaşma sağladıktan taktirde kullanabileceklerini belirtiyor. Bu arada Internet konusunda yüksek hat kapasitesi gereksinimi olan bazı şir ketlerin, TURNET'in yurtdışı çıkışının 512 Kbit ile sınırlı olması dolayısıyla TT ile ortak altyapı yatırımına gitmeleri söz konusu. Bu konuda TT ile bir ön görüşme yaptıklarım belirten IBM Türk yetkilileri, TT'ye altyapı konusunda bir takım teknik çözümlerle gideceklerini açıkladılar. Sonuç olarak ISS'ler, TT ile TURNET konusunda kavgacı bir tavır yerine uz laşmacı bir tutum izlemeyi tercih edi yor. Öyle görünüyor ki şu anda ISS lis tesinde yer almayan şirketier için de 'eninde sonunda TURNET' demekten başka yapacak birşey kalmıyor. (Ayrtntth
haber sayfa 3'te)
Bilişim'96 kapsamında yapılan ve Prof.Dr. Aydın Koksal
lentileri' adlı çalışma grubu, endüstrinin eğitimcilerden
beklentilerinin yanı sıra üniversitelerin içinde bulundukla-
n sorunların endüstri temsilcilerine doğrudan aktanlabilinsan ilişkileri kuvvedi ve yönetim bilimleri konusunda bil
gi sahibi bilgisayar mühendisliği bölümü mezunlan isteme sine karşılık üniversitenin de fiyat dengesizliğinden dolayı
mezun olan gençleri akademik ortamda tutamadığı gerçe
ll'de)
Kentler BT ile yönetilmeli
Vazgeçilemeyen tim
(Sayfa •
10)
13)
Pakistan yazdım
teknoparklar! (Sayfa •
14)
Yazılımcılar Polonya,
Macaristan ve Çek Cumhuriyetleri'ne yöneliyor (Sayfa •
15)
Men tor Graphics, PC
üzerinde (Arka
sayfa)
Empa Teknik Genel Müdür Yardımcısı Türker Cambazoğlu'nun yeni dizi yazısı 'Masaüstü Videokonferans' sayfa 22-23'te
E C N A Ö T L F I Y A H 2 2 BU
mesi açısından da önem taşıyordu. Toplantıda endüstrinin
haber sayfa
Ziraat Bankası, 'Bilişim
(Sayfa
(Ayrtntth haber sayfa 8'de)
(Ayrtntth
•
(Sayfa 6)
Üniversite-sanayi işbirliği şart
ği dile getirildi. Bu nedenle de sorunların çözümünde üniversite ve sanayinin işbirliği içinde olması gerektiği sonucuna varıldı.
satılacak (Sayfa 4)
M Etkinlikler
tarafından yönetilen, 'Endüstrinin Bilişim Eğitiminden Bek
HP Türkiye ve Compaq Türkiye, Pentium 120 modellerini Pentium 100 fiyatına çekerek bu modelde ortalama yüzde 20'lik bir indirim yaptı.
1996'da 181 bin 700 yazıcı
(Sayfa 4)
Compaq Computer Corporation yetkilileri, 1995 yılı cirosu yüzde 300 oranında artış gösteren Türkiye irtibat ofisinin şirketleşmesinin tam zamanı olduğu görüşünü savunuyor. Compaq'in Avrupa pazarındaki başarısının, genç nüfusu ve pazar potansiyeli ile dikkat çeken Türkiye'de de tekrarlanacağına inanılıyor.
HP ve Compaq, yine fiyat indirdi
•
Personeli Yönetmeliği "yayımladı
(Ayrıntth haber sayfa 2'de)
Compaq: Türkiye'ye gelmenin tam zamanıydı
Bu sayıda...
(Ayrıntth
haber sayfa
lffda)
Bu sayının tüm sayfalarına www.bthaber.com.tr'den ulaşabilirsiniz.
20
BThaber 8 - 14 EKİM 2018
Ağ karmaşası, birçok sorunu beraberinde getiriyor Kurumsal ağlar büyüdükçe, bunları etkin şekilde yönetme zorluğu da artıyor. Oracle İletişim (Oracle Communications ) tarafından hazırlanan "Geçiş Aşamasındaki Kurumsal Ağlar: Kaosu Dizginleme" (Enterprise Networks in Transition: Taming the Chaos) raporunda BT ve telekom liderleri, güvenliğin, dolandırıcılık ve kanalların yaygınlaşması nedeniyle artan karmaşıklığın en önemli endişeleri olduğunu ifade ediyor. Şirketler ise güvenlik ve denetimi arttırmak için biyometri, yapay zeka ve blockchain gibi teknolojilere daha fazla başvuruyor. Oracle, Haziran 2018’de temel iş ve ağ trendlerine ve dijital dünyada rekabet etmelerine ve ön plana çıkmalarına yardımcı olacak çözümlere yönelik bakış açılarını öğrenmek amacıyla dünyanın dört bir yanındaki 277 BT, telekom ve ağ konularında karar verici kişiler arasında bir anket düzenledi. Ankete katılanların yüzde 66’sı, en az 11 farklı noktada faaliyet gösteren ve yönetilen operasyonlarının yüzde 62’si birden çok ülkede bulunan şirketleri temsil ediyor. Araştırmada, yazılım tanımlı geniş alan ağları (SDWAN), kurumsal ağların evrimini şekillendiren kritik teknolojilerden biri olarak yer aldı. Ancak Kuzey Amerika, yazılım tanımlı ağların (SDN) kurulumunda diğer bölgelere kıyasla daha geride
(yüzde 50’ye karşı yüzde 6578). Araştırmada ön çıkan sonuçlar şöyle sıralanıyor: Bitmeyen güvenlik sorunu: Katılımcıların yüzde 91’i, güvenliği en önemli üç zorluk arasında gösteriyor. Katılımcıların üçte birinden fazlası ise kurumsal ağlarını planlama, kurma ve yönetme konusunda güvenliği en önemli zorluk olarak görüyor. Mobil cihazlar genişlemeye ve ağ sınırlarını yeniden tanımlamaya devam ettikçe, güvenlik de önceliğini koruyacak. Gelişen teknoloji = yeni çözümler: Katılımcıların yüzde 76’sı, tüm ağları üzerindeki görünürlük ve denetimi arttırmak için yeni çözümlere ihtiyaç duyulduğunu kabul ediyor. Yüzde 69’u ağ güvenliği kullanım senaryolarında biyometriyi, yüzde 57’si ise yapay zekayı (AI) tercih ediyor. Birbirini destekleyen biçimde, yapay zeka ve makine öğrenimi de hizmet kalitesinin ve maliyet verimliliğinin desteklenmesinde anahtar teknolojiler. Blockchain ise katılımcıların yüzde 27’si tarafından ağ denetimi için en iyi teknoloji olarak belirtiliyor. Kanal yaygınlaşması karmaşayı artırıyor: Katılımcıların yüzde 76’sı, kurumsal ağlarının kapsama alanının ve eriştiği noktaların genişlediğini belirtiyor. Ağ kullanıcılarının
kullanabilecekleri kanal sayısı daha fazla ve bu da zaman yönetiminin ve verimliliğin giderek daha zorlu bir hal alması demek. Ses ve e-posta iletişim kanalları arasında hakim konumda olsa da video, sohbet ve diğer uygulama içi iletişim kanallarının popülerliği de artıyor. Bu da ağın nasıl kurulup yönetilmesi gerektiğini, ağ sınırlarını nelerin tanımladığını etkiliyor. Liderlerin gündemi dolandırıcılık: Katılımcıların en az yüzde 83’ü, hemen hemen her tür ağ ve telekom dolandırıcılığını ciddi bir sorun olarak belirtirken, yarısından fazlası ise kimlik sahtekarlığını, gerçek zamanlı iletişimle ilgili birincil sorun olarak görüyor. Bu nedenle, ağ karmaşıklığı arttıkça, sürekli gelişen tehlikeler için de çözümler geliştirilmeli. Gelişen kurumsal ağlar için SD-WAN kritik: Katılımcıların büyük bir çoğunluğu (yüzde 71), SDWAN’ın kurumsal ağlarının gelişimi için önemli olduğunu kabul ederken, 101 veya daha fazla noktada faaliyet gösteren küresel şirketleri temsil eden katılımcılar ise bu fikri daha büyük bir oranda (yüzde 88) onaylıyor. SD-WAN’ı düşünen büyük ve küresel şirketler için kurulum elverişliliği ve kolaylığı en önemli etkenken (yüzde 48), bunu güvenilirlik (yüzde 36) ve trafikle ilgili esneklik (yüzde 34) izliyor.
TurkishBank, Gelecekhane ile işbirliği yaptı
117 yıldır faaliyet gösteren TurkishBank Group, paydaşlarına ve müşterilerine daha etkin bir bankacılık deneyimi sunmak için çıktığı dijital dönüşüm
yolunda Gelecekhane ile işbirliği yaptı. Bankacılık ve finans sektöründeki gücü artırırken, dijital dönüşümü de tamamlamak için bu işbirliğini yaptıklarını vurgulayan Turkishbank Genel Müdürü Mithat Arikan, “Deneyimli ekibiyle farklı sektörlerden birçok şirkete strateji geliştirme, deneyim tasarımı, yol haritası oluşturma ve
dijitalleşme gibi konularda danışmanlık veren, Halil Aksu yönetimindeki GelecekHane’nin, değişim sürecinin her adımında yanımızda olacağına eminim. Hem kendi işleyişimizi daha verimli hale getirmek hem müşterilerimize daha gelişmiş bir bankacılık deneyimi sunabilmek için yola çıkıyoruz” dedi.
Ölçemediğinizi yönetemezsiniz! 2017’de küresel bazda 209 milyar dolarlık yatırımla televizyonu geride bırakan dijital reklam endüstrisi, sürdürülebilir büyüme için küresel adımlar atıyor. IAB Türkiye, Reklamcılar Derneği ve Reklamverenler Derneği’nin girişimiyle kurulan Dijitalde Güvenli Reklam Platformu (GÜR) de bu kapsamda TAG’le işbirliğine gidiyor. Konuyla ilgili düzenlenen lansman toplantısında GÜR Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Pura, TAG’le başlatılan işbirliğinin önemini vurguladı ve “Şeffaflık, reklamın görülebilirliği, marka güvenliği, sahtecilik ve veriye erişim konularında endişeliyiz. Ölçümleme de en önemli konularımızdan. Tüm bunları konuşurken, maalesef son dönemde ölçümlemeden kaçınanlar olduğunu görüyorum. Bütün bunlar güvenle yatırım yapmamız açısından kritik önemde. TAG’le işbirliği ile biz reklamverenler için tüm mecralardaki ölçümlemenin önemini vurguluyor ve dijital ölçümlemeden çıkanları geri dönmeye davet ediyorum" dedi. TAG Küresel Angajman ve Operasyonlar Birimi Başkan Yardımcısı Nick Stringer ise, “GÜR’le işbirliği, dünya ölçeğinde daha şeffaf, kriminal faaliyetlerden arınmış bir dijital pazarlama iletişimi ekosistemine doğru giden önemli bir ilerleme. İşbirliğimiz hem Türk firmaları hem Türkiye’de faaliyet gösteren yabancı yatırımcılar için yararlı olacak” dedi.
İstanbul, daha da ‘akıllanacak’ İstanbul’da 2016 yılında TechCity Projesi’ni başlatan Vodafone ve Huawei Türkiye, projenin bir sonraki aşaması için anlaşmaya vardı. TechCity 2018 kapsamındaki çalışmalar, Vodafone Türkiye’nin SingleRAN Pro temel ağı üzerinden çalışan 5G’ye geçişine yardımcı olacağı gibi, proje kapsamında çevik mimari projelerine (CloudAIR2.0) devam edilecek ve mobil iletişim ile ilgili çözümler de devreye alınacak. Vodafone ve Huawei tarafından 2017 yılında hayata geçirilerek, özellikle CloudAIR’ın geniş kapsamlı ticari kullanımı, Aktif Antenler (Massive MIMO) ve EasyMacro teknolojisinin canlı uygulamasını teşvik eden TechCity 2.0 İstanbul projesini geliştirecek TechCity 2018 projesinin parametreleri üzerinde anlaşmaya varıldı. Bu yıl, Vodafone Türkiye’nin şebeke varlıklarının daha fazlasını buluta taşıması ile birlikte, TechCity Projesi’nin yeni aşaması kapsamında, Huawei CloudAIR2.0 çözümünün kullanım alanı da genişletilecek. CloudAIR, operatörün spektrum varlıklarını bulut altyapısına taşıyarak, talep durumunda farklı frekans bloklarından dinamik bir şekilde yararlanmasına imkan vererek, müşterilerin genişbant deneyimini iyileştiriyor. Mevcut spektrumun kullanımına da imkân veren CloudAIR, Türkiye genelindeki 30 şehirde 8 binden fazla geniş ölçekli ticari istasyonda kullanılıyor. SingleRAN Pro üzerinden geliştirilecek temel 5G şebekesi, üç temel özelliğe sahip olacak: 2G, 3G, 4G ve gelecekte 5G hizmetini tek şebeke üzerinden sunan çevik bir mimari, otomatik bir akıllı yönetim sistemi ve spektrum, kanal ve enerji gibi hava ara yüzü kaynaklarını şebeke trafik taleplerine veya mobil kullanıcının konumuna göre oluşan taleple tahsis eden CloudAIR2.0. Böylece iç mekân dijital ekonomiyi tam olarak mümkün kılan yeni nesil bir iç mekan mobil genişbant teknolojisi olan LampSite3.0’ın da aralarında bulunduğu yenilikçi kablosuz çözümleri sağlamak mümkün hale geliyor. LampSite3.0; talep halinde çoklu bandın eş zamanlı kullanımını destekleyen, daha esnek taşıyıcı birleşmesine imkân tanıyan, yaygın aktif antenler ve baz istasyonu ekipmanlarının inşaat, güç tedariki, iletim toplam maliyetlerini hesaba katan makro baz istasyonu Tubestar sayesinde dijital dönüşüme güç veriyor. Vodafone Türkiye CEO’su Colman Deegan, “Daha yüksek hızlar ve daha yüksek kapasite ile veri transferine imkan verecek 5G teknolojisine yönelik hazırlıklarımızı sürdürüyoruz. TechCity Projesi’nin yeni döneminde spektrum kaynaklarımızı daha verimli kullanmamıza imkan veren yeni şebeke optimizasyon teknikleri ile mükemmel kullanıcı deneyimi sağlama iddiamızı güçlendirmeye devam edeceğiz” bilgisini verdi. Huawei LTE FDD Ürün Grubu Başkanı Chen Chuanfei ise “TechCity platformu, müşterilerin teknolojileri ticarileştirmeleri için hızlı bir yol” açıklamasını yaptı.
Netcad, Yeni Ekonomi Programında Yer Alan
Türkiye Coğrafi Bilgi Sistemi Projesinin Bir Parçası Olmaktan Gurur Duyuyor
Cumhurbașkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan tarafından onaylanan ve ülkemizin geleceği açısından son derece önemli görülen proje ve hedeflerin belirlendiği “Yeni Ekonomi Programı” açıklandı. Programda, Çevre ve Șehircilik Bakanlığı Coğrafi Bilgi Sistemleri Genel Müdürlüğünce uygulanan “Türkiye Ulusal Coğrafi Bilgi Sistemi (TUCBS)” de yer almaktadır. Türkiye Ulusal Coğrafi Bilgi Sisteminin önemli bileșenlerinden olan “TUCBS Entegrasyon Projesi”nin yüklenicisi Netcad Yazılım A.Ș.’dir.
TUCBS Entegrasyon Projesi kapsamında, Kamu Kurum ve Kurulușları ile Büyükșehir Belediyelerinin üretmekte olduğu paylașıma esas coğrafi verilere, ülkemizin Coğrafi Veri Portalı üzerinden, tek adresten ulașılabilmesini sağlamak amacıyla 30 Büyükșehir Belediyesi ve 31 Kamu Kurumu ile entegrasyona yönelik teknik çalıșmalar yürütülmektedir. Böylece, ülkemizin coğrafi verilerinin ulașılabilirliğinin artması, Kurumlarımızın ve Büyükșehir Belediyelerimizin daha etkin planlama yapabilmesi ve mükerrer yatırımların önüne geçilmesi sağlanacaktır.
Netcad Kamu İș Geliștirme Müdürü Hande Bilir, böylesine önemli bir projeyi üstlenmekten büyük gurur duyduklarını ve üstlendikleri önemli sorumluluğun bilinciyle, ülkemize en üst düzeyde katma değer sağlayacak șekilde çalıștıklarını ifade etti. Bilir, “Netcad Yazılım “Bilișim 500 Araștırması”nda 2017 yılı CBS Kategorisinde BİRİNCİ sırada yer alan Türkiye’nin sektöründe lider firması olup, hem tamamen Türk mühendisler tarafından geliștirilen “yerli ve milli yazılımları”, hem de TUCBS Entegrasyon Projesi gibi milli öneme sahip projelerde üstlendiği rol ile ülkemize hizmet etmekten büyük gurur duymaktadır”, ifadelerini kullandı. 2019-2021 tarihleri arasında uygulanacak Orta Vadeli Programın temelinde ülke ekonomisinin dengelenmesi, disiplini ve değișimi yer almaktadır.
Hande Bilir Netcad Kamu İș Geliștirme Müdürü
Projenin bașladığı 27 Haziran 2018 tarihinden bugüne 31 Kamu Kurumu ve 30 Büyükșehir Belediyesine gidilerek tespitler ve uygulamalar yapılmaktadır. 08 Ağustos 2018 tarihinde Ankara’da yapılan Proje Bilgilendirme Toplantısı’na Türkiye’nin dört bir yanından Belediyelerimizin ve Kamu Kurumlarımızın değerli temsilcileri katılım sağlamıștır. Ardından 06-07 Eylül 2018 tarihlerinde Belediyelerimizin ve Kamu Kurumlarımızın yöneticilerinin teșrifleriyle, Yönetici Bilgilendirme Çalıștayları gerçekleștirilmiștir. Çalıștaylarda, proje kapsamında gelinen așama değerlendirilmiș, TUCBS’nin 100 günlük eylem planında yer alan konulardan biri olduğu vurgulanmıștır.
advertorial
Bu kapsamda belirlenen alanlardan biri olan TUCBS ise akıllı șehirlere geçișin altyapısının hazırlanmasında hayati rol oynaması, sağlıklı ve sürdürülebilir büyümeye yapacağı katkı ve nitelikli insan gücü ve güçlü toplumun olușmasını sağlamasıyla öne çıkmaktadır.
BThaber
22 KARİYER Serpil Timuray, Vodafone Grubu Avrupa Bölgesi CEO’su oldu
8 - 14 EKİM 2018
iyzico’dan üst düzey transfer Finans teknolojileri şirketi iyzico’nun Stratejilerden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı (CSO) Burcu Göbülük oldu. Robert Kolej’deki eğitiminin ardından üniversite eğitimi için Amerika’ya giden ve Northwestern University’de Endüstri Mühendisliği ve Ekonomi üzerine lisans eğitimini tamamlayan Göbülük, kariyerine bankacılık sektöründe başladı. New York J.P. Morgan ve London Morgan Stanley’deki görevlerinin ardından Advent International Londra ofisinde
Türkiye’deki yatırımlardan sorumlu olarak çalıştı. Bankacılık sektöründe 8 yılın ardından, 2012 yılında Türkiye’ye dönen Burcu Göbülük, spor salonlarına “pazar yeri” olarak hizmet vermeyi amaçlayan Pozifit’i ve spor salonlarının operasyonlarını yönetmeyi amaçlayan PozifitPro’yu kurdu. 2015’te yatırım süreçlerinin yöneticiliğini üstlendiği Adphorus’a COO olarak katılan Göbülük, birçok startup’a yatırım ve strateji odaklı danışmanlık da verdi. Burcu Göbülük, iyzico’da
ise uluslararası ölçekteki büyüme planları, iş zekâsı, insan kaynakları ve yatırımcı ilişkilerinden sorumlu olacak.
NetAcad eğitimleri dijital uzmanlar yetiştiriyor
Vodafone Grubu’nda Ocak 2014’ten bu yana Vodafone Grubu Dünya İcra Kurulu’nda yer alan Serpil Timuray, 1 Ekim 2018 itibarıyla Vodafone Grubu Avrupa Bölge CEO’luğuna atandı. Timuray, yeni görevinde de, Vodafone Grubu CEO’suna doğrudan bağlı olarak Dünya İcra Kurulu’nda yer almaya ve grubun Londra’daki genel merkezinde çalışmaya devam edecek. Timuray’ın Vodafone Avrupa Bölge CEO’luğuna getirilmesi ile eşzamanlı olarak, Vodafone AMAP (Afrika, Orta Doğu, Asya, Pasifik) Bölgesi’ne raporlayan Vodafone Türkiye de Vodafone Avrupa Bölgesi’ne dahil oldu. Timuray, Vodafone Türkiye Yönetim Kurulu Başkanlığı sorumluluğunu da sürdürecek. Timuray, Ekim 2016 - Ekim 2018 döneminde Vodafone Grubu Ticari Operasyonlar ve Strateji Dünya Başkanı, Ocak 2014 - Ekim 2016 döneminde Vodafone Grubu AMAP (Afrika, Orta Doğu, Asya, Pasifik) Bölge CEO’su, 2009-2013 yıllarında da Vodafone Türkiye CEO’su olarak görev yaptı. 2002-2008 yılları arasında Danone Türkiye CEO’su olarak görev yapan, kariyerine de 1991 yılında Procter&Gamble’da başlayan Timuray, çeşitli pazarlama rollerini üstlendikten sonra P&G Türkiye İcra Kurulu’na atandı. Serpil Timuray, Nisan 2015’ten bu yana Danone Grubu’nun Dünya Yönetim Kurulu’nda bağımsız üye olarak yer alırken, aynı zamanda, Vodafone Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı. Timuray, GSMA (Global Mobil Telekomünikasyon Birliği) Yönetim Kurulu’nda yer alırken, GSMA Kamu Politikaları Komitesi’ne başkanlık etmekte. Dünya Ekonomik Forumu YGL Alumni (Genç Küresel Liderler Mezunları) üyesi, Global 50 üyesi, DTIK (Dünya Türk İş Konseyi) Danışma Kurulu Üyesi ve TOBB GGK (Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Genç Girişimciler Kurulu) Üst Kurulu üyesi olan Timuray, 2013-2015 dönemi YASED (Uluslararası Yatırımcılar Derneği) Yönetim Kurulu Başkanı, 2010-2014 yıllarında DEİK-TİİK (Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu Türk-İngiliz İş Konseyi) Başkan Yardımcısı, 20032008 yıllarında SETBİR (Türkiye Süt, Et ve Gıda Sanayicileri ve Üreticileri Birliği) Başkan Yardımcısı olarak görev yaptı.
Cisco’nun 2000 yılından bu yana sürdürdüğü Networking Akademi Eğitim Programı’na bugüne kadar yaklaşık 66 bin kişi katıldı. Toplam 102 akademide alanında uzman 185 eğitmene sahip Networking Akademi (NetAcad) programı ile BT alanında yeni yetenekleri sektöre kazandırmak hedef. Cisco Networking Akademi Türkiye Yöneticisi Umut Gök, NetAcad’e 180 ülkede toplam
7,8 milyon öğrencinin katılım sağladığına dikkat çekerek, “Türkiye’de toplam 150 bin kişiye ulaşarak, dijital dünyaya yeni uzmanlar kazandıracağız” dedi. Tam 21 yıldır küresel bazda Cisco Networking Akademi programını yürüten Cisco, bugüne kadar eğitim programları, teknik eğitim ve kariyer mentörlüğü yaparak, 180 ülkede 8 milyon öğrenciye dokundu. Türkiye’de programa yönelik ilginin istikrarlı artışına
dikkat çeken Umut Gök, “Ülkemizde 102 akademide 185 eğitmen ile eğitimlerimizi sürdürüyoruz. 2000 yılından bu yana 66 bin öğrenci Cisco NetAcad programlarına katıldı. Katılımcıların yüzde 24’ünü kadınlar oluşturuyor. Bu oran, dünyada benzer pazarlara kıyasla yüksek ve kadınlarımızın ağ güvenliği uzmanı olarak yetişmesini önemsiyoruz. Her yıl katılımcı sayımızı artırarak, 2015 yılına kadar 150 bin kişiye ulaşmayı hedefliyoruz” dedi. Düzenlenen kurslarda katılımcılara bilgisayar ağlarının tasarlanması ve güvenli yönetilmesi için gereken ve tüm dünyada geçerli olan bilgi ve becerilerin öğretildiğini vurgulayan Gök, mezunların da aldıkları sertifikalarla iş dünyasında aranan uzmanlar haline geldiklerini belirtti.
Geleceğin kadın liderleri yetişiyor Procter and Gamble (P&G), kadının toplumsal hayatta güçlenmesine yönelik bakış açışını hızlı tüketim ürünleri (FMCG) sektörünün nitelikli işgücü kazanması için geliştirdiği programlarla destekliyor. Bu amaçla, iki yıl önce başlatılan Geleceğin Kadın Liderleri Programı, üçüncü yılında 30 öğrencinin daha satış departmanlarında kariyer şansı yakalamaları için ilk adımı atmalarını sağlayacak. Üniversitelerin 3’üncü ve 4’üncü sınıflarında okuyan veya yüksek lisansa devam edenlerin kabul
edileceği programda, öğrencilerin akademik hayatta öğrendikleri teorik bilgileri, iş hayatında nasıl uygulayabileceklerini öğrenmeleri adına farklı etkinlikler düzenlenecek. 26 – 27 Kasım 2018 tarihlerinde P&G İstanbul Kampüsü’nde gerçekleştirilecek programda katılımcılar FMCG sektöründe markanın pazara girişi ve satış stratejilerini belirlemeyi, satışın dijital dünyasını keşfederken; P&G’nin sürdürülebilirlik konusundaki projelerini
tecrübe etme şansını elde edecek, çeşitli eğitimlerin yanında P&G’nin üst düzey yöneticileriyle ile bir araya gelme fırsatını yakalayacak. Programa seçilen 30 kişi, sonraki süreçte yazılı test ve mülakatlara dahil olarak P&G’de işe giriş süreçlerini hızlandırma şansını yakalayabilecek. Programa katılmak isteyen öğrenciler 21 Ekim 2018 tarihine kadar https://www.pgcareers. com/job/istanbul/p-andg-future-female-leaderssales/936/9417577 linki üzerinden başvuru yapabilir.
24 KARİYER
BThaber 8 - 14 EKİM 2018
Yatırımlarda öncelik; İK süreçlerinin dijitalleştirilmesi olmalı
Great Place to Work Enstitüsü’nün sonuçlarını yayınladığı Avrupa İnsan Kaynakları Araştırması’na İrlanda, Avusturya, Danimarka, Fransa, Almanya, Yunanistan, İtalya, Hollanda, Norveç, İsviçre, İsveç, Türkiye ve İngiltere olmak üzere
kritik öneme sahip konuların başında inovasyon geliyor. Büyüme, dijital dönüşüm, çeviklik, verimlilik, yetenek kazanma ve geliştirme ise önemli görülen diğer başlıklar. İK işlevinin yöneticiler nezdindeki güvenilirliği ve etkisinin
13 ülkenin İK profesyoneli katıldı. Yüzde 57’si çokuluslu şirketlerde çalışan 674 İK profesyonelinin katıldığı çalışmada; İK stratejisi, iş yeri kültürü, dijitalleşme ve işe alım dahil 13 konu değerlendirildi. İnsan kaynakları için şirketlerinde
arttığını düşünenlerin oranı yüzde 72 olurken, İK için eğitim, işe alım gibi kalemlere ayrılan bütçenin arttığını belirtenlerin oranı ise yüzde 56. Bu alanda öncelikli sıkıntılar ise İK teknolojilerindeki eksiklik olarak görülüyor. Katılımcıların yüzde 55’ine göre, İK departmanları dijital dönüşüm için yeterli kaynak ve yatırıma sahip değil. İK departmanlarının yetersiz çalışan sayısına sahip olduğunu düşünenlerin oranı yüzde 52 ve aynı oran, iş piyasasındaki yetenekli adayların azlığı için de geçerli. Katılımcıların yüzde 52’sine göre yetenek havuzu giderek küçülüyor, yetenekli çalışan adayı bulmak zorlaşıyor. Katılımcılara göre, iki yıl içinde yapılması gereken en önemli yatırım, İK süreçlerinin dijitalleştirilmesi. Yüzde 41’e göre süreçlerin
dijitale taşınması kritik ve önemli süreçlerin yeniden tasarlanmasını gerektiğini düşünenlerin oranı da yüzde 40. Yenilikçi yönetim programlarının devreye alınmasını önemli bulanların oranı yüzde 35 olurken, işveren marka stratejisine yatırımın önemine dikkat çekenler yüzde 31. Katılımcıların yüzde 27’si ise İK süreçlerinde dijital eğitim ve öğrenime ağırlık verilmesi gerektiği kanısında. Great Place to Work Türkiye Genel Müdürü Eyüp Toprak, “Araştırma, İK organizasyon yapısının değiştiğini gösteriyor. Bu dönüşümün kalbinde dijitalleşme ve insan odaklı süreçler var. İnsan kaynakları departmanlarının şirket stratejilerine katkısı artarken, üst yönetimin bir parçası konumundaki insan kaynakları departmanlarının rolü de artacak” yorumunu yaptı.
Etkinlikleriniz ile ilgili bilgileri bthabersirketleri.com/EtkinlikDuyuru adresine girebilirsiniz.
BThaber
ETKİNLİK TAKV!M! E T K İ N L İ K L E R
25 Ekim 2018 SAP Now Istanbul İstanbul Kongre Merkezi AYRINTILI BİLGİ: events.sap.com/tr/sap-nowistanbul-2018/tr/home
21 Kasım 2018 Teknoloji Kaptanları Ödül Töreni İstanbul Kongre Merkezi AYRINTILI BİLGİ: www.bilisimzirvesi.com.tr
E T K İ N L İ K L E R 5 - 8 Kasım 2018 VMworld 2018 Barselona AYRINTILI BİLGİ: www.vmworld.com/en/europe/index.html
Y U R T İ Ç İ
21 - 22 Kasım 2018 Bilişim Zirvesi'18 İstanbul Kongre Merkezi AYRINTILI BİLGİ: www.bilisimzirvesi.com.tr
Y U R T D I Ş I
7 - 8 Kasım 2018 Fujitsu Forum 2018 Münih, Almanya AYRINTILI BİLGİ: www.fujitsu.com/global/microsite/ forum-2018/
BThaber
26 MEKTUP Bir hafta daha merhaba, Elimizden düşmeyen cep telefonlarımız ile haftaya başlıyorum. Her yıl yaklaşık 3 milyar uygulamanın indirildiği ülkemizde, mobil uygulamalarda geçirilen süre günde 186 dakikaya ulaşmış. Uygulamaların yüzde 82’si Google Play’den, yüzde 18’i ise App Store’dan. Bulut tabanlı personel yönetim yazılımı Kolay İK’nın, App Annie tarafından hazırlanan “Türkiye Mobil Uygulama Ekonomisinin Durumu” raporundan derlediği verilere göre, Türkiye’de mobil uygulamalarda geçirilen süre, son 3 yılda yüzde 46 artışla günde 186 dakikaya ulaşmış. Yıllık 3 milyara yaklaşan indirme sayısıyla Türkiye, dünyanın en çok mobil uygulama indirilen 8’inci ülkesi olmuş. Türkiye’de kullanıcılar, vakitlerinin yüzde 88’ini uygulamalarda, yüzde 12’sini de mobil tarayıcılarda geçiriyormuş. Sözün özü, her ay 4 günümüzü mobil uygulamalarda geçiriyoruz, daha ne olsun. Mobiliz madem, üstüne eticarette Avrupa’nın en hızlı büyüyen ülkesi Türkiye’de internet üzerinden alışveriş yapanların sayısı da artıyor. Tekstil, gıda, ulaşım gibi birçok ihtiyaç için tercih edilen, 200’den fazla otobüs firması, 500 yerli ve yabancı havayolu şirketi, feribot ile tren biletlerini buluşturan biletall.com da büyüme oranlarıyla öne çıkıyor. Ta 2006 yılında ‘TÜBİTAK Destekli Ulusal Bilet Dağıtım Sistemi Projesi’ ile kurulan şirket, her yıl yüzde 40 büyüyor. Yılın sonuna kadar yüzde 45 büyüme hedefi olan şirketin 2019 hedefi ise yüzde 55. Tam da ulaşım demişken, Uber’den e-fatura hamlesi gelmiş, tüm mevcut UberXL sürücü ortaklarıyla birlikte e-fatura sistemine geçtiğini duyurmuş. Böylece yolcular UberXL seyahatleri için
8 - 14 EKİM 2018
Hayatı aydınlatmak hepimizin görevi
yolculuğu gerçekleştiren taşımacılık şirketi tarafından düzenlenen e-faturaya Uber profillerine giriş yaparak erişebiliyor, üstüne bir de iş ortakları da sağlanan hizmet bedeline ilişkin e-faturayı Uber’den alabiliyormuş. Kimse kusura bakmasın, kayıt içine gireni takdir ederiz. Evde ve işte açlık anlarımızın vazgeçilmezi olan Yemeksepeti’nin oyunlaştırma projesi bu sefer de yarışma ruhuyla yemek siparişi deneyimini interaktif hale getiriyormuş. Yemeksepeti’nin kendi dinamiklerine özel olarak kurguladığı bu proje arayüzü ve altyapısıyla tamamen Yemeksepeti yazılımcılarının imzasını taşıyor. Yüzde 100 yerli olan oyunlaştırma projesinin önümüzdeki dönemde Delivery Hero bünyesinde ihraç edilip farklı ülkelerde de uygulamaya geçirilmesi bekleniyormuş. Oyunda 1 milyon kişi semtinin “muhtarı” olmak için yarışıyor. Şimdiye kadar 107 bin 400 kullanıcının “muhtar” olduğu oyunda 58 milyon adet rozet kazanılmış. Oyun profilini Facebook’a bağlayıp arkadaşlarıyla yarışanların sayısı ise 600 bine ulaşmış. Milli gurur haberlerim bu kadar da değil. Mucitiz.Biz de her yaştan meraklı kişilerin kendi maker projelerini geliştirmeleri için gerekli kaynakları ve örnek projeleri barındıran, kullanıcıların kendi proje ve eğitimlerini paylaşma imkanı
sunan bir platform olarak yeni dönemde özgün projeleri ödüllendirecekmiş. CK Enerji tarafından 2016 yılında başlatılan ‘Hayatı Aydınlat’ projesi, 5’inci etkinliğini 24 Eylül’de Grand Pera Emek Sahnesi’nde gerçekleştirmiş. CK Enerji Boğaziçi Elektrik çalışanlarının ‘sesleriyle’ destek verdiği “Hayatı Aydınlat Konseri”, Günhan Özmen yönetiminde Selami Şahin ile düzenlenmiş. Mekan sponsorluğunu Beyoğlu Belediyesi’nin üstlendiği konserden elde edilen gelirle 12’si İstanbul Avrupa Yakası, 2’si Antalya, 1’i Sivas’ta olmak üzere toplam 15 akülü sandalye şarj istasyonu kurulması planlanıyor. CK Enerji’nin 2016 yılından bu yana devam eden Hayatı Aydınlat projesi ile bugüne kadar 1’i CK Enerji Boğaziçi Elektrik Genel Müdürlüğü’nün önünde, 12’si Metro İstanbul duraklarında olmak üzere 13 akülü sandalye şarj istasyonu kurulmuş. İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin katkısıyla belirlenecek yeni noktalarla bu sayı 2019 sonuna kadar 25’e ulaşacakmış. Hedef ise İstanbul, Antalya, Burdur, Isparta, Sivas, Tokat ve Yozgat illerinde kilit ulaşım noktalarında yer alacak akülü sandalye şarj istasyonları ile engelli vatandaşların yaşamın içinde yer almasına destek olmak ve farkındalık oluşturmak. Bu arada, Hayatı Aydınlat Projesi çerçevesinde akülü sandalye
YIL 22 SAYI 1191
Bilişim Zirvesi Etkinlik Organizasyon Ltd. Şti. adına Sahibi ve Sorumlu Yazıişleri Müdürü Neslihan Aksun neslihana@bthaber.com.tr
www.bthaber.com
BThaber Grubu Yayın Koordinatörü Ayhan Sevgi ayhans@bthaber.com.tr
8 - 14 EKİM 2018
www.linkedin.com/groups/BThaber
Handan Aybars handana@bthaber.com.tr
Tuğçe Diyar tugcee@bthaber.com.tr
Ferit Çelik feritc@bthaber.com.tr
www.facebook.com/BThaber
Behçet Envarlı benvarli@tbv.org.tr
Görsel Yönetmen
Online Editör
twitter.com/bthaber
Okur Temsilcisi
Editör
Bültenlerinizi
bulten@bthaber.com.tr adresine gönderebilirsiniz
Cilt, Baskı, Poşetleme: Uniprint San. ve Tic. A.Ş. - Hadımköy İstanbul Asfaltı Ömerli Köyü İstanbul - Tel 0212-798 28 40. l
Abone ve Dağıtım btabone@bthaber.com.tr
şarj istasyonlarının yanı sıra CK Enerji, ‘Association for Coaching Türkiye’ Koçluk Derneği, İl Milli Eğitim Müdürlüğü ve Türk Kızılayı ile birlikte özel çocuklara özel sınıflar da yapılmış. İsrafı önlemek adına önemli bir adımı atlamak olmaz. Multinet Up ve Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı'nın seçtiği 9 girişimden biri olan teknoloji girişimi Fazla Gıda, gıda israfını önlemek için işbirliğine gidiyor. Hedef; Multinet Up üye işyerlerinin gıda bağışı ile artan gıdayı ihtiyaç sahipleriyle buluşturmak. İlk etapta İstanbul’un belirli bölgelerinde pilot olarak başlayacak işbirliğinde Multinet Up üye işyerleri gıda bağışı ile sosyal fayda sağlamanın yanı sıra israfı önleyerek ekonomik fayda yaratan çalışmaya dahil olabilecek. Multinet Up, kurtarılabilir gıda atığının 30 milyar TL seviyesinde olmasından hareketle yola çıkan Fazla Gıda işbirliği ile işletmelere ve ihtiyaç sahiplerine faydanın ötesinde, Türkiye ekonomisine katkı amaçlıyormuş. Vaillant ve Doğa Derneği işbirliği ile hayata geçirilen Küçük Akbabaları Koruma Projesi, her yıl 500 civarında küçük akbabanın göç ettiği Akdeniz Bölgesi’ndeki sayım çalışmalarıyla devam ediyor. 1 Eylül’den itibaren Bulgaristan ve İngiltere'den gelen uzmanlar eşliğinde gerçekleştirilen sayımlarda bölgede 784
küçük akbaba tespit edilmiş. 2015-2017 arasında Vaillant tarafından desteklenen Beypazarı küçük akbaba araştırma ve koruma çalışması ile Beypazarı’ndaki 96 yuvada yaşamlarını devam ettiren 120 çift küçük akbaba, Balkanlardaki en büyük nüfusu oluşturuyor. Dünya üzerinde nesli tehlike altında olan küçük akbaba kuşlarının, korunması için acil önlem alınması gereken canlılar listesinde üst sıralarda yer aldığını belirten Doğa Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Dicle Tuba Kılıç, “Barındırdığı küçük akbabalar ile türün Avrupa’daki en büyük popülasyonlarından birine sahip Türkiye’de hayata geçirilen ilk proje olan çalışma hem ulusal hem uluslararası önem taşıyor” demiş. Gurbette yoğurt kaynağımız olan, Amerika’nın en hızlı büyüyen gıda şirketlerinden Chobani’nin kurucusu Hamdi Ulukaya, New York’ta Birleşmiş Milletler Genel Kurulu 73. dönem görüşmeleri haftasında, ABD merkezli düşünce kuruluşu Atlantik Konseyi tarafından “Küresel Vatandaşlık Ödülü” ile onurlandırılmış. Ulukaya, bu ödülü alan ilk iş insanı olmuş. Bu haftaya noktayı bir kitapla değil, daha da fazlasını sunan bir yayınevi ile, Yitik Ülke ile koyuyorum. Yüzde 30 indirimle, 300 kitapla, yeldeğirmenlerine karşı Yitik Ülke diyorsak, adreslerimiz www.kadiraydemir.com, www.yitikulke.com, www. yitikulkeyayinlari.com. Haftaya yine burada buluşalım.
İtirazım var… Marka ve dernek web sitelerinin haber portali olma çabasına itirazım var. bthabersirketleri.com/itiraz
BThaber Genel Müdürü Özlem Unan İş Geliştirme ve Satış Müdürü Abdurrahman Koyuncu Reklam Satış Yönetmenleri Kutay Göçe Çiğdem Şakar Rana Özgen Reklam Rezervasyon Sorumlusu Suzan Bilken Yönetim Yeri: Bilişim Zirvesi Etkinlik Organizasyon Limited Şirketi Örnek Mah. Şehit Cahar Dudayev Cad. Örnek İş Merkezi No:14 Kat:5 34704 Ataşehir İSTANBUL Telefon: (0216) 888 0 596 Ankara Ofisi: Adres : Nergis Sok Via Flat İş Merkezi No:7/2 Söğütözü-Ankara Telefon: (0312) 258 64 24 / Faks: (0312) 258 63 02
Türkiye’nin en köklü bilişim teknolojileri yayını olan BThaber, 1995 yılından bu yana bilişim ve teknoloji dünyasındaki en son haberleri, yenilikleri ve bilgileri okuyucularına kesintisiz bir şekilde sunmaya devam ediyor. Her hafta yüzde 35’i BT, yüzde 65’i ise finans, otomotiv ve sağlık gibi farklı sektörlerde yer alan şirketlerin ve kamu kurumlarının yöneticilerinden oluşan 7500’ün üzerinde kişiye ulaşmakta ve online platformlar üzerinden her hafta on binlerce kişiye erişim sağlamaktadır.
ISSN 1300-6495 BThaber kontrollü abonelik sistemiyle dağıtılmaktadır. - Fiyatı 1 Kuruş (KDV dahil) - BThaber, 5187 sayılı Basın Kanunu’nun 2/f maddesi hükmü gereği ‘yerel süreli yayın’dır.
WEEKLY INFORMATION TECHNOLOGY AND ECONOMY NEWSPAPER
İstanbul New Airport will make a difference with its technology infrastructure İGA Bilişim is launched by İGA Airport Management Company in order to implement the technology infrastructure and software services of İstanbul New Airport, to be the biggest smart airport build from scratch in the world when completed. The biggest advantage of İstanbul New Airport which will rival the other hub airports in the world will be the technology infrastructure implemented by İGA Bilişim. The infrastructure will be shown to the world on October 29th. The general manager of İGA Bilişim is the experienced name of the aviation sector, Ersin İnankul. İGA Bilişim will develop indigenous and pioneering technologies in aviation. The company will also serve as a platform for entrepreneurs in this field and keep its doors open to bring new ideas to life. İGA Bilişim Company, established with 100% domestic and national resources, will perform the design, installation, integration and commissioning of İstanbul New Airport, the world’s
largest airport. İGA Bilişim will be responsible for five main systems of infrastructure, security, aviation, business applications and software development of İstanbul New Airport with its team consisting of 780 people with over 100 employees and subcontractors. Only domestic and national resources for all infrastructure installation and procurement will be used at İstanbul New Airport, which will accommodate many firsts technologically. Developed by İGA Bilişim’s domestic engineers; applications such as fast transition systems for passengers to spend more quality time, free internet, dynamic waiting time notifications, smart parking systems, new generation loyalty management systems, lost and found software, apron card portal will be used for the first time. H. Kadri Samsunlu, CEO and General Manager of İGA Airport Management, underlined that İstanbul New Airport will be an incubation
center on behalf of aviation technology and continued as follows: “We are proud to establish İGA Bilişim with domestic and national resources. Serving as a technology base and one of the smartest airports in the world, İstanbul New Airport will be one of the most important incubation centers of the aviation industry. Our goal is to bring together everyone who has an idea here at İGA Bilişim platform. Being responsible for İstanbul New Airport’s IT infrastructure, the company will add great momentum to Turkey’s process of technological development. Our ultimate aim is to transfer the technological experience of the new İstanbul Airport to other airports to be built in our country and in the region with Turkey’s growth steps and to increase the export of technology by nationalization technology. Besides, we would like to operate those systems by building smart building systems in Turkey and the region.” In parallel with the increasing number of passengers
and aircraft in the aviation industry, Kadri Samsunlu stated that there has been a development that has forced change and transformation and added: “International Air Transport Association (IATA), in its 20-year aviation forecast report; stated that in 2017, 4 billion passengers traveled worldwide and this figure is expected to double by 2036 reaching 7.8 billion passengers. This picture shows us that the airports of the future should also be larger, more modern and with the latest technology.” İGA Bilişim General Manager Ersin İnankul stated that İGA Bilişim has realized the design, installation, integration and commissioning of the world’s largest airport with İstanbul New Airport and emphasized that İGA Bilişim will be the biggest company in the world providing airport information services on this scale. İnankul said that: “We have implemented much software from mobile applications, to airport security systems, airlines messaging platform and joint decision making system to maximize passenger
satisfaction at İstanbul New Airport. We are also working on the world’s first airport data center, the first virtual tower application of our country and the latest technological systems such as domestic robot, unmanned passenger transport vehicles. The domestic and national technologies we produce here are exemplary for all the airports in the world.” Technology infrastructure of İstanbul New Airport İstanbul New Airport will have 3 data centers, 102 integrated systems, 467 servers, 780 telecommunication rooms, 3257 access points, 3267 flight information monitors, 4549 supported computers and 9000 security cameras. There will be 20 million GB of data space at the airport. It will have a port as much as 80 thousand network ports in an average city, while the fiber cable length laid at the airport is equal to 1700 km, just like between İstanbul and Berlin. In addition, 4500 km of copper cabling, just like between İstanbul and New Delhi, is among the features of the airport.
Ministry of Health’s e-prescription target is 95% Social Security Institution (SGK) announced that it will start to implement Electronically Signed e-prescription in medical institutions, municipalities, nursing homes and medicosocial clinics. In this context, e-prescription infrastructure works in the mentioned
health service providers were completed until October 1st, 2018. The e-prescription system was put into practice on July 1st, 2012 to ensure that frauds such as counterfeit prescriptions, unnecessary inspections and examinations were prevented by the SGK and became
mandatory as of January 1st, 2013. The Ministry of Health aims to increase the e-prescription rate to 95% in public hospitals. With the electronically signed e-prescription system used since 2013, counterfeit prescription abuse was
prevented, wasted of paper was prevented and registration and follow-up procedures became easier as the problem of losing prescriptions disappeared. Electronic writing of prescriptions with e-signature has reduced the workload of doctors and pharmacists.
According to the data of the General Directorate of Public Hospitals of the Ministry of Health, for the period of June 2018, Bolu is the first province with the highest rate of e-prescriptions with 97.5%. Mardin has the least rate of 66.17% on e-prescription.
KoçDigital will train both qualified human resources and import technology KoçSistem, the leading IT company of Koç Group, has established a new technology company with a long term cooperation with The Boston Consulting Group (BCG). The event that took place at the Divan Fenerbahçe Faruk Ilgaz Facilities, for the new company KoçDigital, with the participation of the managers and business partners of Koç Group Companies. Koç Holding CEO Levent Çakıroğlu said that one of
the main factors behind Koç Group’s growth and success for more than 90 years is to read the spirit of the time well and pioneer change. He expressed that: “In this frame, our Digital Transformation Program began in 2016 is our one of the most important strategic priorities. With this program, we will further strengthen our companies in a rapidly changing competitive environment; to create new promising jobs
and value to the future of our country led by the digital transformation in Turkey. As we have always emphasized, as Koç Group, we believe in the potential of our country. Technological transformation promises significant opportunities to assess the potential and realize valueadded sustainable growth. We, as the Community, continue to take bold steps and make investments in all circumstances, always and in
every condition, which will contribute to the social and economic development of our country. Today, we are proud of taking this responsibility once again.” KoçSistem General Manager and KoçDigital’s Vice Chairman Mehmet Ali Akarca stated that KoçDigital is a 100% subsidiary of KoçSystem, aiming to offer advanced technologies to customers both at home and abroad with a fast and
flexible approach. Mehmet Ali Akarca said that: “Today, by establishing KoçDigital and KoçDigital Academy; we are moving global knowledge to Turkey and we are proud to fulfill our duties to make our country a technology base in the coming years. We will continue to lead the digitalization of Turkey and to prepare businesses for the future’s digital world and the competitive environment of the future as of today.”
Steps for global targets are clear As the youngest company of ENKA Group, ENKA Systems, the 100% domestic technology company that set up to meet the software needs of companies managing the giant construction sites operating globally in construction, mining and energy sectors, aims to be the world’s largest software company producing technology for the construction sector. They shared their software and global goals at a press conference in İstanbul. The company plans to reach the top 250 contracting companies on a global basis
over the 5-year period and also to open its first overseas office in the near future. Speaking at the meeting, Chairman of the Board of Directors of ENKA Systems Alparslan Tansuğ stated that ENKA Group come forward with the right steps and investments in the construction technology sector as in other sectors. Alparslan Tansuğ said that: “Based on ENKA’s experience in the sector, the technological solutions specially produced for the construction
sector were made available to national and global large companies in a short time. Kenan Özer Kılıçtepe, the CEO of ENKA Systems stated that the aim is to be the largest software company in the world producing technology to the construction industry and added: “As a new company; in addition to our structuring process, we established our infrastructure by focusing on recognizing the market. Giant construction companies in the field began
to use the products offered by ENKA Systems. The target is to reach the top 250 contracting companies in the world over the next 5 years. The software we offer has two outstanding features: The first is that we meet the needs of large-scale operations, and secondly, we provide realistic solutions to the problems experienced by the construction sector in the field. Developed in accordance with BIM standards, ENKA Systems has developed a Global Scale Document and Project Management EDMS,
Global Machine Equipment Management System EGEM, Global Procurement Management System EGPS, Global Accounting Finance Management System EGFS, Global Supplier Management System EGVN and Global Personnel Management System EPS software. We will provide significant cost advantage to companies with our software that meets the needs in large-scale operations and offers realistic solutions to the problems experienced by the construction sector.”
IT sector should be privileged in foreign exchange contracts! The IT sector wants to be exempt from the decision limiting the contracts with foreign exchange. Making a statement on the subject, Turkey Informatics Association (TBD) Chairman Rahmi Aktepe stated that “The changed affected our sector negatively.” and warned that if necessary measures are not taken, 15 thousand companies would be damaged and the loss of labor could occur. Rahmi Aktepe, emphasizing that in
the IT sector, almost all of the products and commodities traded from abroad, noted that: “These products are in our country’s general needs list and crucially important for the digital transformation of our SMEs.” September 13rd, 2018 dated Official Gazette published the “Decision Regarding the No. 32 Decree Amendments to Protect the Value of Turkish Currency” and Aktepe stated that the decision would
lead to problems regarding bringing those products to Turkey and he added: “Currencies are converted into TL according to the current valid rate. This leads to the renewal of the price lists of thousands of products at every exchange rate and not giving long-term prices to the customers. For forward purchases, instant financial costs are added to prices. This is a mess and unwieldiness that does not
suit to the natural flow of trade. We believe that the momentary changes in the exchange rate and financial costs will result in inflating prices and causing inflation to increase. All layers of our sector, which have started to experience procurement problems, need to share the load according to the power. It is important that large-scale companies and small-scale companies carry their loads to their strengths. Exercises such as privilege for
large-scale companies can disrupt the balance. Under these circumstances, we are concerned about the future of 15 thousand computer dealers. Our companies will be affected very much and labor loss will occur. We believe that the Ministry of Finance and Treasury will consider these issues in a study on the implementation of the foreign exchange ban on contracts. We wish the IT sector to be excluded from the scope of this decision.”
D E L L E M C V E R İ KO R U M A V E Y E D E K L E M E Ç ÖZ Ü M L E R İ BT Ortamınızı, veri depolama sistemleri ile şimdi daha fazla entegre olan lider Dell EMC Veri Koruma ve Yedekleme Çözümleriyle, NETCORE gücü ve uzmanlığı ile koruyun!
Data Domain
Data Protection Suite
Modern yazılım tabanlı veri merkezleri için tasarlanan pazar lideri1, özel üretim yedekleme cihazı Data Domain, tekilleştirilmiş veriyi herhangi bir bulut ortamında katmanlandırma yeteneğine sahip lider altyapıdır 2.
Sınıfının en iyisi Dell EMC Data Protection yazılım çözümleri; kritik önem taşıyan uygulamalar için yedeklemeleri 20 kata kadar, veri kurtarmayı ise 10 kata kadar hızlandırır3.
Daha fazla bilgi için: info@netcore.com.tr
www.netcore.com.tr
Integrated Data Protection Appliance (IDPA) Veriniz nerede olursa olsun, kurulumu ve yönetimi kolay tek bir cihazda güçlü veri koruması elde edersiniz.
Intel® Xeon® processor
1. IDC WW Purpose-Built Backup Appliance Systems Tracker, 4Ç2017 (Gelir), Mart 2018. 2. Dell EMC Internal Analysis, Kasım 2016. 3. Dell EMC Internal Testing, Temmuz 2016, Geleneksel Yedekleme Karşılaştırması.
Dell, EMC, Inspiron and other trademarks are trademarks of Dell Inc. or its subsidiaries. Other trademarks may be trademarks of their respective owners. Ultrabook, Celeron, Celeron Inside, Core Inside, Intel, Intel Logo, Intel Atom, Intel Atom Inside, Intel Core, Intel Inside, Intel Inside Logo, Intel vPro, Itanium, Itanium Inside, Pentium, Pentium Inside, vPro Inside, Xeon, Xeon Phi, Xeon Inside, and Intel Optane are trademarks of Intel Corporation or its subsidiaries in the U.S. and/or other countries. Microsoft and Windows are registered trademarks of Microsoft Corporation. © 2018 Dell Inc. All rights reserved.