SAYI
HAFTALIK BİLİŞİM TEKNOLOJİLERİ VE EKONOMİSİ GAZETESİ www.bthaber.com.tr
1194 29 Ekim - 4 Kasım 2018
Sayfa
6
Argela, teknoloji dünyasını buluşturdu Argela, teknoloji dünyasının öncü şirketlerinden üst düzey yöneticileri ve teknik uzmanları 5G ve Şebeke Dönüşüm Konferansı’nda buluşturdu
Sayfa
10
Univera’nın altı yazılımından ‘Commerce Portal’, her sektörde ticarette bütünselliği sağlıyor.
Sayfa
18
UiPath, Tansu Yeğen’in liderliğinde Türkiye’de Robotik süreç otomasyonu ve yapay Zeka konusunda dünyanın öncü yazılım şirketlerinden UiPath, Tansu Yeğen’in liderliğinde Türkiye’deki operasyonlarını başlattı.
Sayfa
4
Duvarın Ardı’ndaki Akıllı Teknolojileri konuşma zamanı…
“Akıllı Şeyler – Bilen Teknolojiler” ana temasıyla düzenlenecek Bilişim Zirvesi’nde bireyler, şirketler ve ülkeler için akıllı, zeki ve otonom bir dijital yaşamın tüm yönleri masaya yatırılacak. Bu yıl yapay zekâ ve nesnelerin interneti gibi yenilikçi teknolojilerin dönüştürdüğü bir geleceği Türk iş dünyası açısından ele alacak olan organizasyon 21 – 22 Kasım günlerinde Türkiye İş Bankası ve Hewlett Packard Enterprise ana sponsorluğunda gerçekleştirilecek. Sayfa
11
BULUTU
BULUT YAPAN VERi MERKEZi
RADORE TL A İ L G LU AKLINDAKI SORULARI
İ İL
Yerli Teknolojilerin Gelişimi ve Potansiyeli Son dönemlerde gündemin önemli maddeleri arasında yerli teknolojiler yer alıyor. Yerli teknolojiyi geliştirmek kadar kullanmak da önemli.
BU
‘Tüm satış platformlarında buluşma noktası olacağız’
ODAK NOKTAMIZ:
LOGIN YAZILIM olarak 30 yıldır şirketleri dijitalleştirecek bilişim çözümleri üzerine çalışmaktayız. Bu bağlamda en çok odaklandığımız konu olan Kurumsal Kaynak Planlama (ERP), şirketteki kaynakların en doğru şekilde yönetilmesini sağlayan bir sistem aracıdır. Sistemin getirdiği en büyük avantaj, sizin mevcut iş yapış biçiminizi, işinizdeki tüm kararları, analizleri ölçebilmenizi ve bu konuda iyileştirici kararlar alabilmenizi sağlıyor. Bu analizlerin belli periyodlarla otomatik sistem tarafından yapılmasını ve gerekli yöneticilerin önüne düşmesini sağlıyor. ERP yazılımları, şirketlerin omurgalarını oluşturuyor. Eğer bir sistem güçlü, kapsamlı ve sağlam bir ERP sistemine sahip olmazsa, gelecekte bu sistemin üzerinde yaptığı bütün dijitalleşme çalışmaları, süreç tasarımı çalışmaları havada kalacaktır. ERP sistemlerinin üstlendiği yük, sizin şirketinizi getirebileceğiniz noktada güçlü bir omurga, bir iskelet yapmasıdır. Bu konudaki çalışmalarımıza ediyoruz. Türkiye’de dijital dönüşüm konusunda ciddi bir talep ve irade var. Bu irade ile birlikte mevcut mesleklerin bir kısmının dönüşüm sağlayacağına, bir kısmının yok olup yerine yeni mesleklerin geleceğine ve bu nedenden dolayı kimsenin
Login Yazılım Yönetim Kurulu Üyesi Levent SILAY
GELECEĞIN MÜHENDISLERIYLE BULUŞMAYA DEVAM EDIYOR
mesleklerini kaybetmekten endişe etmemesi gerektiğine, aksine kendilerini geliştirmek için yeni alanlar bulması gerektiğine inanıyorum. Çünkü eğer siz bir konuyu yükselişteyken öğrenirseniz, o konu yükseldiğinde herkesten çok daha ileride ve çok daha yetkin olarak ciddi kazanımlar elde edebilirsiniz. Türkiye Sanayinin dijital dönüşüm süreçlerini hızlandırmak için yapılması gereken ilk iş, kendi teknolojilerimizi geliştirmek. Bunları sanayimize adapte edebilmeliyiz. Çünkü sanayi teknolojiyi geliştirir, teknoloji sanayiyi uçurur. Ülkemizde bu konuda son zamanlarda önemli çalışmalar yapılıyor. KOSGEB tarafından verilen ve bilişim sektörüne özel olarak açılmış belli destek programlarıyla birlikte, Türkiye’deki KOBI ölçeğindeki yazılım ve teknoloji firmalarının gelişmesi, büyümesi ve ülke sanayimize fayda yaratacak çözümlerin geliştirilmesi sağlanıyor. Dijital Dönüşümün en büyük sonuçlarından biri olan Endüstri 4.0 kavramı, bizim oluşturduğumuz ERP sistemlerinin omurgası üzerine kurulan çeşitli dallar ve bunun üzerindeki araçlar üzerinde çalışıyor. Bu kavramda yapılacak tüm çalışmaların altyapısı, Login ERP tarafından kaldırabilecek güçtedir.
“ERP Yazılımını Görmeden Mezun Olan Endüstri Mühendisliği Öğrencisi Kalmayacak!” sloganıyla Login Yazılım ve Endüstri Mühendisliğim Platformu güç birliği ile En-ERP® etkinliklerine devam ediliyor.
G
eleceğin karar vericisi gençlerin inisiyatif alabilmeleri için gerekli bilgi ve araçları sunma amacıyla 40’a yakın üniversitede yaklaşık 10.000 üniversite öğrencisine ulaşıldı. Login Yazılım olarak En-ERP® etkinliklerinin, üniversitelerden gelen yoğun talep üzerine 2018-2019 eğitim öğretim yılı için devamını planlamaktayız. ERP’YE GIRIŞ EĞITIMLERI “ERP Bilmeyen Öğrenci Kalmayacak!”
sloganıyla çıktığımız yolda ERP’ye Giriş Eğitim’lerine 2018 yılının Haziran ayı itibari ile başlandı. Eğitimde , Finans, Muhasebe, Stok Yönetimi, Satınalma, Üretim, Satış gibi bir ERP yazılımı bünyesinde bulunan modüller işleniyor. 2 gün süren eğitimlerde üniversite öğrencileri Login ERP üzerinden uygulamalı olarak ERP öğrenerek başarı sertifikası almaya hak kazanıyor. Login Yazılım tarafından verilen ERP’ye Giriş Eğitim’lerine gösterilen ilgi git gide artıyor. Eğitimlere devam ediliyor.
ÇÖZÜM ÖNERISI: TALEBE DAYALI SIPARIŞ KARŞILAMA TALEP SINIRLARINI BELİRLEME
SONUÇ:
•Müşteri talebinin çeşitliliğine, •Zorlaşan rekabet şartlarına, •Yükselen üretim kapasitelerine rağmen,
•Satış Şablonu Belirleme •Değişkenleri Tanımlama •Kısıtları Tanımlama •Değişken Fiyatlar
KAYNAĞINDA SİPARİŞ ALMA
•Işletmeden Sipariş Alma •Farklı Lokasyondan Sipariş Alma •Farklı Işletmeden Sipariş Alma •Sipariş Kontrol ve Onayı
TALEBE DAYALI PLANLAMA VE ÜRETİM
•Üretim Şablonu Oluşturma •Konfigürasyonlu Ürün Ağacı ve Iş Emri Oluşturma •MRP ile Satın Alma ve Üretim Planlama •DDMRP ile Satın Alma ve Üretim Planlama
TALEP SINIRLARI BELİRLEME
KAYNAĞINDAN SİPARİŞ ALMA
•Teknoloji ve refah seviyesi geliştikçe tüketiciler satın aldıkları ürünlerde daha çok seçenek istemektedirler. •Rekabet şartlarında avantajlı duruma gelmek için firmalar sundukları ürünlere yeni seçenekler getirmekte ve ürün gamını sürekli büyütmektedir. •Organizasyon büyüdükçe bu seçenekleri sürekli güncel tutmak ve şirket içindeki herkesi bundan haberdar etmek zorlaştığı için satış yapmak bir iletişim kaosuna dönüşmektedir.
Memnun müşteri:
Amacımız nedir? •Organizasyon içinde satılabilecek ve üretilebilecek ürünler için gelecek taleplerin sınırlarını en baştan kontrol etmek ve güncel tutmaktır.
•Istediği kalitede, •Istediği özelliklerde, •Istediği ürünü, •Istediği zaman teslim alan kişidir. Bu 4 şartı sağlayabilmek adına firmalar ciddi emek harcamakta ve maliyetlerini sürekli yükseltmektedir. Amacımız nedir? •Müşteri memnuniyetini düşürmeden daha ekonomik üretim yapabilmek adına veriyi kaynağında üreterek hataların önüne en başından geçmektir.
TALEBE GÖRE PLANLAMA VE ÜRETİM •Işletmenin müşterilerine sunabildiği ürünler ve varyasyonları arttıkça her tekil ürün için satış tahmini yapmak zorlaşmaktadır. •Detaya indikçe tutarlılığı bozulan tahminler işletmelere yüksek stok seviyeleri ve zamanında teslim edilmeyen ürünler olarak geri dönmektedir. •Ürün çeşitliliği arttıkça ürün ağacı yönetimi ciddi bir iş gücü gerektirmekte, bu da sistemsel takibin önüne geçmektedir.
Minimum iş gücü ve envanter seviyeleri ile hatasız ve zamanında teslimat sağlanmakta; Yükselen ürün çeşitliliği ve müşteri memnuniyeti işletmenin ölçeğini büyütmekte, doğru planlama ile karlılığın arttırılması başarılmaktadır.
advertorial
DIJITAL DÖNÜŞÜM
BThaber
GÜNDEM
29 EKİM - 4 KASIM 2018
3
CEO’nun üç sınavı… KPMG’nin bu yıl küresel olarak dördüncü kez düzenlediği CEO Araştırması’na, ekonomiye yön veren 11 kilit ülkeden bin 300 CEO’nun yanı sıra Türkiye’nin de aralarında olduğu 40 ülkeden CEO’lar görüş verdi. Türkiye’den de 25 CEO, iş hayatındaki değişim ve dönüşümle ilgili gözlem, strateji ve deneyimlerini aktardı. Teknoloji çağının fırsat ve tehditlerinin CEO gözüyle değerlendirildiği araştırma, coğrafyanın sorunları farklılaştırmadığını, her ülkeden CEO’ların benzer zorluklarla mücadele ettiğini ortaya koyuyor. Araştırmayı yorumlayan KPMG Türkiye Başkanı Murat Alsan, “Herkesin ve her şeyin birbirine bağlanmaya başladığı, diğer yandan da dalgalanmaların yaşandığı bir dünyanın tehditlerine ve fırsatlarına CEO’ların nasıl karşılık verdiğini CEO araştırmalarından takip ediyoruz. Görüyoruz ki Afrika, Amerika, Asya-Pasifik, Avrupa, nerede olurlarsa olsunlar tüm CEO’lar engellere rağmen büyüme hedefliyor. Kendilerini bekleyen büyüme sancılarının da farkındalar. Bu şartlarda şirketlerini büyütecek yeni yollar ve yenilikçi yöntemler peşinde olduklarını anlıyoruz,” dedi. CEO’ların, risk ajandasının sürekli değiştiği bir dünyada iş yaptığını vurgulayan Alsan, şunları söyledi: “Bu sorunlar için beklegör yaklaşımı bir seçenek değil. Mesela CEO’ların siber güvenlik alanında sistemlerindeki savunmasız noktalarla ilgili çözümleri ertelemesi düşünülemez. İkincisi, her ne kadar siyasi oyuncu olmasalar da her CEO’nun jeopolitiği gündeminde tutması gerekiyor. Hem kendilerinin hem yönetim kurullarının; jeopolitiğin finans, iş ve çalışma modelleri ile işletmelerin büyümesi üzerindeki etkisini anlaması için bu şart. Ayrıca büyümeyi sağlamak için jenerasyon değişimini çok yakın takip etmek önemli. Y kuşağının beklenti ve tercihleri, işletmelerin büyümesini doğrudan belirleyecek.” Siber risk, ülkesellik, Y kuşağı KPMG 2018 CEO Araştırması’ndan öne çıkan
bazı başlıklar şöyle: • Tüm CEO’ların ajandasının ilk sıralarında aynı üç başlık var; jeopolitik dalgalanma başlığı altında tanık olduğumuz yükselen korumacılık ve ülkesellik, siber risk ve demografik değişimler. CEO’lar bu üç güçlü rüzgara karşı yelken açıyor ama engellere rağmen neredeyse tamamına yakını büyüme hedefliyor. • Korumacılık ve ülkesellik CEO’ların büyüme hedeflerini tehdit ediyor. Türkiye’deki CEO’ların tehdit listesinin en başında ‘ülkeselliğe dönüş’ var. • Türkiye’de siber farkındalık artmış görünüyor. Geçen yıl CEO’ların yüzde 72’si organizasyonlarının siber saldırılara hazırlıklı olmadığını ifade etmişti. Bu yıl hiçbiri tamamen hazırlıklı olduğuna inanmıyor. Türkiye’deki CEO’ların yüzde 40’ına göre her şirketin siber saldırıya uğraması an meselesi. •
CEO’lar jenerasyon değişimiyle baş etmek zorunda. Dijital dünyadan gelen yeni müşteriler, geleneksel müşteri davranış ve beklentilerini değiştirdi. Köklü ve büyük kurumsal şirketler, acil adaptasyon ve dönüşüm zorunluluğu karşısında bocalıyor.
Büyüme beklentileri temkinli • Dünyadaki ve Türkiye’deki CEO’lar hem kendi endüstrilerinin hem kendi işletmelerinin büyümesine bu yıl daha olumlu bakıyor. Fakat bu güven, ulusal büyüme beklentilerine aynı şekilde yansımıyor. Özellikle Avrupa’nın büyük ekonomileri ve Türkiye’de CEO’ların, ülkelerinin yakın gelecekteki büyümesine duydukları güven düşüyor. Ekonomilerde bu nedenle büyümenin sancılı olacağı tahmin ediliyor. Stratejik iş birlikleri • CEO’lar belirsizliklere ve engellere rağmen büyüme için inorganik yöntemlere dikkat çekiyor. Küresel CEO’ların yüzde 33’ü, Türkiye’deki
•
CEO’ların yüzde 52’si stratejik ortaklıklarla büyüme hedeflerini yakalayabileceğine inanıyor. CEO’ların yüzde 60’ı yenilikçi startuplarla işbirliğini büyüme için almaları gereken ilk üç aksiyon arasına koyuyor.
Güney Amerika ve Afrika hedefte • Küresel CEO’ların yüzde 70’inin, Türkiye’deki CEO’ların yüzde 68’inin gelecek 3 yıldaki coğrafi genişleme hedeflerinin başında gelişmekte olan pazarlar var. Bunlar arasında her üç CEO’dan birinin önceliği Orta/Güney Amerika. İkinci sırada Doğu Avrupa geliyor. Türkiye’deki CEO’lar için Afrika da ilk üçte yer alıyor. Dönüşümün liderleri • Bir işletmenin radikal dönüşümden geçmesi için, süreci yönetecek lidere ihtiyacı var. Küresel CEO’ların yüzde 71’i bu süreci yönetme konusunda kendilerini hazırlıklı görüyor. Türkiye’de ise CEO’ların yüzde 56’sı lider kadroların bu dönüşüm için yeterli donanımda olduğu görüşünde. Dijital işgücünün etkisi • Teknoloji çağında CEO’ların önemli görevlerinden biri de akıllı makineler ve yetenekli insanların bir arada çalıştığı bir gelecek için işletmelerindeki işgücünü yeniden yapılandırmak. Türkiye’deki CEO’ların yüzde 84’ü yapay zeka teknolojisinin çok sayıda yeni iş alanı yaratacağını düşünüyor. Bu teknolojiyi daha çok deneyimleyen küresel CEO’larda ise bu oran yüzde 62. •
Küresel CEO’ların yüzde 67’sinin önceliği ‘veri bilimci’leri organizasyona katmak. Türkiye’deki CEO’ların yüzde 36’sı bunu öncelik olarak tanımlıyor. Türkiye’de veri analitiği teknolojileri kullanımının henüz yaygınlaşmaması nedeniyle bu sonucun ortaya çıktığı söylenebilir.
4
BThaber
E-TOPLUM
29 EKİM - 4 KASIM 2018
Duvarın Ardı’ndaki Akıllı Teknolojileri konuşma zamanı geldi!
C
M
Y
CM
MY
CY
CMY
K
Bu yıl “Akıllı Şeyler – Bilen Teknolojiler” ana temasıyla düzenlenecek Bilişim Zirvesi’nde bireyler, şirketler ve ülkeler için akıllı, zeki ve otonom bir dijital yaşamın tüm yönleri masaya yatırılacak. 2000 yılından bu yana iş dünyasının teknolojiyle dönüşen geleceğini belirleyen Bilişim Zirvesi etkinliği, bu yıl yapay zekâ ve nesnelerin interneti gibi yenilikçi teknolojilerin dönüştürdüğü bir geleceği Türk iş dünyası açısından ele alacak. İnsanın yaşam ekosistemindeki her şeyin dijital sinir ağlarıyla birbirine bağlanarak akıllı ve otonom bir hale geldiği günümüzde; tüm nesneler, eşyalar ve canlılar empati kurabilen, merak edebilen, öğrenebilen, karar verebilen, uygulayabilen, tasarlayabilen, kurgulayabilen özellikler kazandırılmış yapay zekâ teknolojisiyle birer ürün haline geliyor. Akıllı Şeyler olarak tanımlanan bu organik ve dijital ekosistem, bağlantılı ve etkileşimli bir şekilde birbirini yöneterek yaşamı bütünsel bir dijital zekâya taşıyor. Türkiye’nin en deneyimli
teknoloji konferans ve yayıncılığını da içinde barındıran BTHABER Şirketler Grubu bünyesindeki Bilişim Zirvesi Etkinlik Şirketi tarafından düzenlenecek olan organizasyon 21 – 22 Kasım 2018 tarihlerinde İstanbul Kongre Merkezi’nde gerçekleştirilecek. Bilişim Zirvesi tarihinin en zengin programlarından biri “Yapay zekâ ve robotların insanın yerine mi geçecek?” sorusunun daha sık gündeme geldiği bu yeni dünyada insanın konumu ve yeni rolünün de sorgulanacağı Bilişim Zirvesi 2018’de insansız araçlar, insansız fabrikalar, insansız okullar gibi kavramların getireceği dönüşüme dair merak edilen sorular yanıtlarını bulacak. Türkiye’nin bu dijital zekâ döneminde atması gereken adımların da tartışılacağı Bilişim Zirvesi 2018’de, bu yeni dönemin devlet yapısında, sağlıkta, üretimde, finansta, bankacılıkta, ulaşımda ve evlerimizde neleri değiştireceği de uzmanlar tarafından katılımcılara aktarılacak. Bilişim Zirvesi 2018, zengin
programı ve içerikleriyle de dikkat çekiyor. Düzenlendiği yıldan bu yana en kapsamlı organizasyonlarından birine sahip olacak Bilişim Zirvesi 2018, farklı sektörlere yönelik Teknoloji Platformları etkinlikleriyle öne çıkıyor. Platform başlıklarında IoT Teknolojileri, Büyük Veri, Dijital Finans ve Ticaret, Robotik Sistemler, Mobil İş, Dijital Spor Teknolojileri, Entegre Bulut Teknolojileri, Yerli Milli İleri Teknolojileri, Dijital Güvenlik gibi farklı sektörlerin gelecek projeksiyonlarının çizileceği oturumlar bulunuyor. BTHABER Şirketler Grubu Başkanı Murat Göçe’nin açılış konuşmasıyla başlayacak Bilişim Zirvesi 2018’de, teknoloji medyasının tanınmış isimlerinden Youtuber İlkay Zaman, “Zaman’lı Teknoloji Sohbetleri” başlığıyla etkinliğin ana sponsorları Türkiye İş Bankası ve Hewlett Packard Enterprise Türkiye’nin yöneticileriyle bir sohbet gerçekleştirecek. Kamudaki dijital değişim değerlendirilecek Yerli ve Milli İleri Teknoloji
Üretim Stratejisi gibi, kamudaki dijital dönüşümü simgeleyen organizasyonlar ise Türkiye’nin yakın gelecekteki teknoloji yol haritasını belirlemeye yardımcı olacak. Bu platformlarda Türkiye’nin dijital dünyaya entegrasyonu, kalkınma ve büyüme içi yerli – milli yüksek teknoloji hamleleri, teknoloji ihracatını geliştirmek için yapılması gerekenler gibi konular masaya yatırılacak. Türkiye İş Bankası ve Hewlett Packard Enterprise Türkiye ana sponsorluğunda düzenlenecek Bilişim Zirvesi 2018’e Enterprise Transformation Platform, Netaş ve SOTI de Platin Sponsor olarak destek veriyor. Bir çok lider firmanın farklı unvanlarda sponsorluk desteği verdiği zirveye dair görüşlerini paylaşan Türkiye İş Bankası Genel Müdür Yardımcısı Hakan Aran, yapay zekâ teknolojilerinin önümüzdeki dönemde sadece finansta değil, tüm alanlarda iş yapış şekillerini değiştireceğine dikkat çekiyor. Yapay zekâ teknolojilerinin, müşterilerine hayatın içinde değer yaratacak şekilde doğru senaryolar ile kullanılmaya başlanmasını
takiben daha anlamlı ve heyecanlı olacağını kaydeden Aran, bankacılık sektöründe üç temel alanda değişikliklere yol açacağını öngördüklerini ifade ediyor. Aran, bu alanları müşterilerle etkileşim, modelleme ve karar destek sistemleri ile kurumların iç süreçlerindeki iş yapış şekillerinin ve operasyonların yapay zekâya uygun olarak evrilmesi şeklinde tanımlıyor. Bilişim Zirvesi’ni, Türkiye’nin teknoloji ve bilişim gündemini belirleyen, şirketlerin ve Türkiye’nin vizyon, strateji ve yol haritası oluşturmasını destekleyen geniş ve zengin içerikli bir organizasyon olarak tanımlayan Hewlett Packard Enterprise Türkiye Genel Müdürü Güngör Kaymak, HPE Türkiye olarak etkinlikte Yapay Zekâ, Akıllı Bulut ve Büyük Verinin Zekâsı konularından bahsedeceklerini ifade ediyor. Kaymak, Bilişim Zirvesi 2018’in, otonom bir dijital yaşam modelini kamuoyunun önüne getirerek, katılımcıların akıllarına gelen tüm sorulara yanıt bulabileceklerini sözlerine ekliyor.
Bulutta yüksek erişilebilirlik, esneklik ve kullandığın kadar ödemek artık sıradan özellikler.
TL A İ L G LU AKLINDAKI SORULARI
İ İL
BU
Bulutun bu standart özellikleri yanında verilerinizin güvenliğinden emin olmak, yedeklerinizin nerede durduğunu bilmek, altyapıyı gözlerinizle görebilmek ve destek ihtiyacında teknik profesyonellere ulaşabilmek gibi başka avantajlar da arıyorsanız, bulutun kendisini barındıran yerel veri merkezi Radore’ye gelin.
BULUTU
BULUT YAPAN VERi MERKEZi
RADORE
Radore; %99,99 “uptime” garantili, yedekli ve yüksek kapasiteli internet erişimi, üst düzey fiziksel güvenliği, ileri teknoloji tam yedekli iklimlendirme ve enerji altyapısı ile TIER III standartlarında veri merkezi hizmetleri sunar. Radore’nin müşterilerine sunduğu bulut (cloud) servisleri Radore Veri Merkezi’nde barındırılır. Bu servislerin sunucu ve depolama altyapısında Dell, ağ altyapısında Brocade ve Dell ürünleri, sanallaştırma altyapısında ise VMware, Xen ve KVM kullanılmaktadır. Radore’nin sunduğu bulut servisleri ile ilgili detaylı teknik bilgi için bize ulaşın; W: radore.com/radoreyesor T: 0212 3440494 – Dahili: 8016
6
BThaber
E-TOPLUM
29 EKİM - 4 KASIM 2018
Ar-Ge odaklı İK daha da artmalı
Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı himayesinde, Yıldız Teknoloji Transfer Ofisi (TTO) ev sahipliğinde düzenlenen Teknoloji Transfer Ofisleri Buluşması, Türkiye’de hizmet veren TTO’ları bir araya getirdi. Bakanlık, TÜBİTAK ve TTO’ların katılımı ile bu yıl ikincisi düzenlenen
etkinlikte, TTO ekosisteminin sağlıklı gelişimini nasıl sürdürebileceğine ilişkin değerlendirmelerde bulunuldu. Etkinliğin açılış konuşmasını yapan Yıldız Teknopark Genel Müdürü Prof. Dr. Mesut Güner, sadece eğitim temelli üniversite anlayışının, yerini
eğitimle birlikte araştırmaya ve ticarileşmeye de önem veren 3. nesil üniversitelere bıraktığını söyledi ve “Bu nedenle, birçok üniversitemiz stratejik planlarında araştırma ve eğitimle eşit önemde yeni hedefler belirlemeye başladı. Girişimcilik iklimi açısından teknoloji
transfer ofislerinin kritik bir noktada bulunduğu da bir gerçek” dedi. Yıldız Teknik Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Bahri Şahin, “Girişimcilik ekosisteminin sağlıklı ve başarılı büyüyebilmesi için tüm paydaşların aynı frekansta olmaları ve aynı hedefe doğru koşmaları gerek. Lokal optimizasyondan ziyade, genel optimizasyona odaklanılmalı” dedi. TÜBİTAK, Ar-Ge ve TTO destekleri gibi farklı desteklerin tümünün bir gün bitebileceğinin göz önünde bulundurulması gerektiğine de dikkat çeken Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Ar-Ge Teşvikleri Genel Müdürü Muhammet Bilal Macit, “Ekosistemin tüm mekanizmaları doğru şekilde sistemleştirilmeli. TTO’lar ve teknoparklar üzerinden doğru bir yönetişim mekanizmasıyla daha büyük katma değer elde edilebilir. Bunun için
hem kurumsallaşmaya hem de sürdürebilirliğe kapıları açarak, ticarileşmek, uluslararası hale gelmek önemli” dedi. TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Hasan Mandal ise GSYH içinde Ar-Ge'ye ayrılan payın artmasına rağmen bunun yeterli olmadığını ifade ederek, “Üniversitenin bilgi üretme noktasında çabası var ama bunun talep oluşturma kısmında, sanayide bir güçlük var. Sanayide Ar-Ge'ye yönelik nicelik açısından insan kaynağı sayısının artırılması gerek. Patent sayısının artması sevindirici, ama bunların ticarileşmeye yönelik olanlarının sayısının çoğalması için çalışmalıyız. Türkiye, Küresel Rekabetçilik Endeksi'nde, 137 ülke arasında 53’üncü sırada. Bu sadece Ar-Ge ve yenilik süreçleriyle ilişkili değil, tüm ekosistemin tüm bileşenleri boyutunda” dedi.
Argela, teknoloji dünyasını buluşturdu Türk Telekom'un gelecek nesil telekomünikasyon çözümleri sağlayıcısı şirketi Argela, teknoloji dünyasının öncü şirketlerinden üst düzey yöneticileri ve teknik uzmanları 5G ve Şebeke Dönüşüm Konferansı’nda buluşturdu. Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı Bakan Yardımcısı Dr. Ömer Fatih Sayan’ın katılımı ile İstanbul’da düzenlenen etkinlikte 5G şebekelerinin temel bileşeni niteliğindeki altyapı ve ağ teknolojilerinde gelinen noktanın yanı sıra bu alandaki fırsatlar, yeni iş modelleri ve sektörel işbirliği imkanları ele alındı. Argela ve ABD Silikon Vadisi’ndeki iştiraki Netsia’nın düzenlediği 5G ve Şebeke Dönüşüm Konferansı’na uluslararası teknoloji platformları ile telekomünikasyon endüstrisinin birçok şirketinin üst düzey yetkilileri, uzmanlar ve Türkiye’nin önde gelen üniversitelerinden akademisyenler katıldı. 5G ve Şebeke Dönüşüm Konferansı’nda, daha yüksek hız, daha düşük gecikme süreleri ve yüksek kapasite sunacak 5G yolunda
operatörlerin altyapı paylaşımı ve işbirliğinin yatırım maliyetlerini azaltırken, kârlılıklarını artıracağına dikkat çekildi. Konferansta ayrıca “5G Dönüşümünde şirket tecrübeleri, fırsatlar ve zorluklar” başlıklı bir panel de düzenlendi. Etkinliğin açılışında bir konuşma yapan Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı Bakan Yardımcısı Dr. Ömer Fatih Sayan, şunları söyledi: “Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı olarak, yeni nesil telekomünikasyon teknolojilerinin gelişiminde ülkemizin dünyada söz sahibi olması hedefiyle, yerli ve milli üretim çalışmalarına tam destek veriyoruz. Amacımız; Türkiye’nin 5G mobil haberleşme teknolojisine mümkün olan en yüksek ölçüdeki yerlilik ve millilik oranlarıyla ve en erken geçen ülkelerden biri olmasını sağlamak. 5G mobil şebekeler, sunacakları yüksek veri hızı, düşük gecikme süreleri, daha fazla veri kapasitesi, enerji verimliliği ve yazılım tabanlı şebeke mantığı sayesinde birçok alanda yeni kullanım senaryolarını tetikleyecek. Akıllı şehirlerden akıllı tarıma, yenilikçi sağlık
hizmetlerinden eğlence çözümlerine ve otonom araçlara kadar, hayatın her alanına dokunan yepyeni ürün, uygulama ve servislerin önünü açacak olan 5G’nin gelişiminde sektörel uyum ve işbirliği büyük önem taşıyor.” Türk Telekom’un şebeke dönüşümünü sağlama hedefi doğrultusunda, Açık Ağ Vakfı (ONF) ve Açık Ağ Otomasyon Platformu (ONAP) ile birlikte 5GPPP, Networld 2020 ve ETSI NFV'ye katıldığını vurgulayan Türk Telekom CEO’su Dr. Paul Doany, etkinliğin açılışında şu bilgileri verdi: “Argela ile Netsia’nın geliştirdiği SDN’e dayalı ‘mobil ağ dilimleme’ çözümü olan ProgRAN, mobil şebeke kapasitesinin programlanarak sanal dilimlere ayrılmasını, böylece şebekenin ihtiyaca göre en esnek ve etkin şekilde yapılandırılmasını sağlıyor. SDN ve NFV, yani Ağ Fonksiyonlarının Sanallaştırılması gibi 5G dönüşümünü sağlayan yazılım tabanlı teknolojileri geliştiriyoruz. Bu doğrultuda, iştirak şirketimiz Argela, operatör ağlarının dönüştürülmesi kapsamında,
mimarlık ve strateji belirleme, kullanılacak teknolojilerin araştırılması ve geliştirilmesi ve açık kaynak projelerinin şebekelere adaptasyonu için öncü ürün ve çözümler geliştiriyor. ProgRAN çözümümüzü 2017’de
aralarında Telefonica, Verizon ve Orange’ın da bulunduğu bazı lider operatörlerle entegre ettik, küresel ölçekteki şebeke dönüşümüne destek verirken, Türk mühendisliğini de dünyaya tanıttık.”
D E L L E M C V E R İ KO R U M A V E Y E D E K L E M E Ç ÖZ Ü M L E R İ BT Ortamınızı, veri depolama sistemleri ile şimdi daha fazla entegre olan lider Dell EMC Veri Koruma ve Yedekleme Çözümleriyle, NETCORE gücü ve uzmanlığı ile koruyun!
Data Domain
Data Protection Suite
Modern yazılım tabanlı veri merkezleri için tasarlanan pazar lideri1, özel üretim yedekleme cihazı Data Domain, tekilleştirilmiş veriyi herhangi bir bulut ortamında katmanlandırma yeteneğine sahip lider altyapıdır 2.
Sınıfının en iyisi Dell EMC Data Protection yazılım çözümleri; kritik önem taşıyan uygulamalar için yedeklemeleri 20 kata kadar, veri kurtarmayı ise 10 kata kadar hızlandırır3.
Daha fazla bilgi için: info@netcore.com.tr
www.netcore.com.tr
Integrated Data Protection Appliance (IDPA) Veriniz nerede olursa olsun, kurulumu ve yönetimi kolay tek bir cihazda güçlü veri koruması elde edersiniz.
Intel® Xeon® processor
1. IDC WW Purpose-Built Backup Appliance Systems Tracker, 4Ç2017 (Gelir), Mart 2018. 2. Dell EMC Internal Analysis, Kasım 2016. 3. Dell EMC Internal Testing, Temmuz 2016, Geleneksel Yedekleme Karşılaştırması.
Dell, EMC, Inspiron and other trademarks are trademarks of Dell Inc. or its subsidiaries. Other trademarks may be trademarks of their respective owners. Ultrabook, Celeron, Celeron Inside, Core Inside, Intel, Intel Logo, Intel Atom, Intel Atom Inside, Intel Core, Intel Inside, Intel Inside Logo, Intel vPro, Itanium, Itanium Inside, Pentium, Pentium Inside, vPro Inside, Xeon, Xeon Phi, Xeon Inside, and Intel Optane are trademarks of Intel Corporation or its subsidiaries in the U.S. and/or other countries. Microsoft and Windows are registered trademarks of Microsoft Corporation. © 2018 Dell Inc. All rights reserved.
8
E-TOPLUM
konusu olamazdı. Nitekim Trump, California Eyalet Başkenti Sacramento’da eyalet aleyhine dava açtı: ABD Anayasası ve idare hukukunun böyle –bize pek yabancı- sempatik uygulamaları var. Devlet Başkanı, bir eyaletinin valisine dava açıyor. Bu arada, 165 milyon nüfusu barındıran 22 eyalet ve başkent Washington’un başsavcıları, New York başsavcısı Barbara Underwood liderliğinde, FCC kararının fırsat eşitliğine karşı olduğunu, anayasaya uymadığını savunarak dava açtılar. ABD’deki hukuk sisteminde –bize pek tuhaf görünensempatik uygulamalara bir örnek daha...
29 EKİM - 4 KASIM 2018
Ah, şu araçlar olmasa...
Trump, California’dan davacı ABD Federal İletişim Komisyonu (FCCbizim BTK benzeri) internette “parayı veren, düdüğü çalar” ilkesi uyarınca, ağ tarafsızlığını rafa kaldırınca buna birçok eyalet itiraz etti. Çünkü internette daha hızlı bant isteyen tekeller (Google, Facebook, Amazon, vb) ve telekom şirketleri (Verizon, Comcast, AT&T, vb) “parayı bastırıp” bu hızı satın alacaklar, parayı veremeyen yaya kalacaktı. İşin özü bu... En çok seçmene sahip olan, ülkenin en yüksek katma değerini üreten eyaleti California’nın Valisi Jerry Brown, “bu kararı tanımayacağız” dedi. FCC kararını uygulamayacaklarını açıkladı. Sonra da bunu eyalet parlamentosunda karara bağladı. Seçim kampanyasından itibaren ağ tarafsızlığına karşı olduğunu hep söyleyen Trump’ın, bu itirazı kabullenmesi elbette söz
BThaber
Edip Emil Öymen edip.oymen@gmail.com
girmesi toptan yasaklanıyor.
Londra, şehir merkezine özel araçların ücretle girmesini 2002’den beri başarıyla uyguluyor. Stockholm, Oslo, Singapur gibi küçük şehirler de bunu kopya ettiler. Oslo, gelecek sene şehir merkezini trafiğe kapatacak. İstanbul’da da Londra’nın yaptığı yapılabilir “sanıldı”. Ama yapılamazdı... Paris, New York gibi trafik sorunu büyük şehirlerde de yapılamadıhenüz. Ama Paris başta olmak üzere Fransız şehirlerinde aynı sistemin uygulanmasını sağlayacak yasal önlemler, hazırlanan yeni ulaşım yasa taslağında yer alıyor.
Buna göre, nüfusu 100 bin aşan bir Fransız şehrinin merkezine özel araçla giriş ücreti en az 2.5 Euro olacak. Kamyon, kamyonet 4 katını ödeyecek. Nüfusu 500 bin ve üzerindekiler için özel araç ücreti en az 5 Euro olacak. Belediyeler, şehir merkezinin sınırını belirleyecek. Bu sınır içinde yaşayanlara ücret kolaylıkları yapılacak. Aynı Londra’daki 16 yıllık uygulama, Fransa’da da başlayacak, eğer yasa taslağı parlamentoda onaylanırsa... Paris, trafik yüzünden hava kirliliği yüksek şehirlerden. Bazı günler, şehrin merkez bölgelerine özel araçların
İspanya’nın başkenti Madrid ise trafiğin akış hız ve biçimini 23 Kasım’dan itibaren değiştirecek. Şehir merkezinde özel araç sahipleri, sadece kendi ikametgahlarının olduğu adreste park yapabilecek. Yani, araçlarını alıp, istedikleri yerde bırakıp gidemeyecekler. İşyerlerinin otoparkına, kamuya açık otoparklara bırakmak zorunda kalacaklar. İki yıl içinde şehir merkezinde 2 kilometrekare bölge trafiğe kapatılacak. Buna ek olarak, şehrin bütününde hız limiti 30 km olarak sınırlanıyor. Madrid’de ulaşım kolay: 60 otobüs hattı şehir merkezinden geçiyor. Şehri kuzey-güney ekseninde yer altına alınmış 6 metro hattı ve 8 tren hattı kesiyor. Londra ise şehir merkezindeki cadde ve sokakların “yarısını” trafiğe kapatmaya hazırlanıyor. Şehrin bankacılık, sigorta, iş ve çalışma bölgesindeki büyük metro ve tren istasyonlarının (Liverpool Street, Mooregate) çevresi tamamen yayalara ayrılacak.
Lady Gaga inovasyon kraliçesi 1 metre 61 santimlik Madonna’nın 1990’lardan 2005’teki “Hung Up”a kadar süren İnovasyon Kraliçesi ünvanını son 10 yıldır, 1 metre 56 santimlik Lady Gaga devraldı. Şimdiye kadar 6 Grammy, 1 Altın Küre kazandı. Sürekli değiştirdiği imajı, giysileri ve takılarıyla, sahne enerjisiyle (bir keresinde fazla hareketten kalçası bile çıktı!), çağdaş sanatçılarla (örneğin Marina Abramoviç, Jeff Koons, Robert Wilson) yanyana performanslarıyla hep odak noktası oldu. Şu sözüyle müzik tarihine geçti leydimiz: “Pop kültürü, sanatın içindeydi. Şimdi sanat, pop kültürün içinde. Benim içimde.” Bir örnek: 2013’te ABD’li deneysel gerçek-üstücü tiyatro, video sanat ve performans yönetmeni Robert Wilson, Lady Gaga ile Paris’te Louvre Müzesi’nde “Oturma Odası” adlı bir konumlandırma
(enstalasyon) sergisi hazırladı. Leydimiz, bu sergi için, üç tarihi tablodaki kişiler “oldu.” Birinci kişi: Fransız İhtilali’nin dramatik şahsiyeti Marat. Jacques-Louis David’in 1793 tarihli ikonik tablosunda Marat, banyosunda kanlar içinde, öldürülmüş... İkinci kişi: Vaftizci Yahya’nın kesik başı. 1507 tarihli. Andrea Solari’nin bu eserinde Gaga, tablonun 14 değişik versiyonunda görülüyor... Üçüncü kişi: Matmazel Caroline Riviere. Fransız ressam Ingres’in 1806 tablosu. Ve yeni “Bir Yıldız Doğuyor” ile Hollywood’a bir yıldız olarak doğdu. New York Times’ta yayınlanan 26 bin 500 vuruşluk upuzun analizde Lady Gaga’nın, kendisini “yeniden” nasıl tanımladığı anlatıldı. Ama bu makaledeki 4 bin 600 kelime içinde bir tek defa “inovasyon” geçmedi. Eh, ne de olsa inovasyon denilince akla hep sanayi,
teknoloji gelir. Elle dergisinin 17 Ekim’deki “Hollywood Kadınları” etkinliğine Lady Gaga, Marc Jacobs’un çok fazla bol, döküm döküş bir “erkek” giysisiyle katıldı. Diğer hanımların (Charlize Theron, Keira Knightley gibi) zarif, kibar, sanat eseri gibi giysilerine göre umulmadık, acaip abartılı, komik karikatür kıvamındaydı. Buna rağmen, konuşmasına biraz ağlak, burnunu çekerek başladıysa da konuşması ciddi ve günceldi: “Hollywood’da kadın olmak ne demektir? Biz sadece dünyayı eğlendiren objeler değiliz. Biz sadece yüzlere gülümseme yayan, veya insanların suratlarının asılmasına yol açan suretler değiliz. Bizler sonu gelmez bir güzellik yarışması gösterisi değiliz. Biz, Hollywood kadınları, kendi fikirleri olan, değerleri, dünya görüşleri
olan, sesini duyurabilen, susturulduğumuz zaman mücadale edenleriz... Bir erkek için yapılmış bu bol giyisiyle ben, kendi gücüme sahip çıkıyorum. Hollywood ölçütlerine karşı çıkıyorum. İnsanların üzerinde iyi bir izlenim bırakmayı amaçlayan biçimde giyinmekten vazgeçiyorum.” Lady Gaga 19 yaşındayken cinsel tacize uğradığını, bunun utancından yıllarca içine kapandığını anlattı. Olayın yarattığı stres nedeniyle kendisine travma sonrası stres bozukluğu (PTSD) ve fibromiyalji tanısı konulmuş. Gitgide ciddileşen konuşmasında,
ulusal ruh sağlığının korunması amacıyla kaynakların seferber edilmesini, bu konuda mücadele gerektiğini de söyledi. (youtube.com/ watch?v=14KX7xOJsqE)
10
BThaber
BİLİŞİM DÜNYASI
29 EKİM - 4 KASIM 2018
‘Tüm satış platformlarındabuluşma noktası olacağız’
Univera’nın altı yazılımından biri olan ‘Commerce Portal’, her sektörde ticarette bütünselliği sağlıyor. Hedef ise satışın olduğu tüm noktalarda Univera çözümlerinin konumlanması.
Türkiye’de e-ticaret üzerine uzun zamandır yazılımlar yapılıyor. Ama Handan Aybars bu yazılımlar, Univera Genel Müdürü Cüneyt Ersin’in dikkat çektiği gibi, genellikle üç grupta toplanıyor. İlki bir KOBİ’nin hızlı biçimde e-ticarete geçmesini sağlayan, ERP’lere bağlanan yazılımlar. Bunlar e-ticarette sepete atma veya katalogdan seçim gibi özellikleri sunuyor. İkincisi de şirketlerin kendi özel yaptırdıkları, şirketin kendi iç yapısına entegre çalışabilen yazılımlar. “Örneğin; yoğun çalıştığımız gıda sektöründe ana firmalar, bayilerinin siparişlerini açması için portallar yaptırır ve bu da bir tür B2B portalı olarak görev yapar” detayını veren Cüneyt Ersin, üçüncü grupta ise kendi yazılımlarını kendileri yazan önde gelen büyük e-ticaret siteleri olduğunu belirtti, ama eklemeden geçmedi: “Bunun için ya dünyadaki büyük paketleri kullanıyor ya da kendilerine özel yazdırıyorlar.” Sonuçta, tüm bu farklılıklara karşılık, tüm Türkiye’deki sanayi şirketlerinin ortak kullanabileceği bir ‘genel ticaret portalı’ yoktu. Küresel bazda bunun örnekleri, önde gelen BT şirketlerinin bu konuda yapıkları satın almalar dikkat çekiyor. “Burada bizim yaptığımız ise Türkiye’de bugüne kadar yazılmış belki de en kapsamlı e-ticaret platformu” bilgisini veren Cüneyt Ersin, 100’e yakın şirketle çalıştıklarını, satış sistemlerinde Türkiye’nin en büyük şirketlerinin satış otomasyonlarını yaptıklarını vurguladı. Bu noktada, tek bir veritabanından bütün ticaretin ilerlemesini hedeflediklerini belirten Cüneyt Ersin, ayrıca, geleneksel ticaret, yani mağaza satışı, telefonla satış gibi tüm başlıkları buluşturan gerçek bir ‘omnichannel satışın’ tüm bileşenlerine e-ticareti de dahil ettiklerinin altını çizdi. Böylece ‘Commerce Portal’ ismiyle sıfırdan bir ‘ticari kanalları buluşturma platformu’ yazdıklarını belirten Cüneyt Ersin, “Kanallarımız arasında ‘Perakende Modülü’ de var. Yani bir POS yazılımı gibi
çalışabiliyoruz” dedi. Böylece tek odak toptancı satışı ya da e-ticaret olmaktan çıkıyor, örneğin Commerce Portal yapısını bir mağazaya kurarak, kasadan ürün alabilmek de mümkün oluyor. Bu yönüyle B2C de yaptıklarını vurgulayan ve “Satışın olduğu her noktada Univera çözümleri de olacak” hedefini dile getiren Cüneyt Ersin ile hedeflerini ele aldık: Bu çalışmayı ne kadar zamandır yürütüyorsunuz? Yaklaşık 1 yıldır hazırlanıyoruz ve bu, bir nevi DotNet gibi bir platform. Kargo entegrasyonları, ödeme sistemleri ile entegrasyon ve tüm kredi kartları ile ödemeler, bankadan tahsilatlar gibi birçok başlıkta geliştirmeler ve bunun tamamen panoramaya entegre çalışması ön planda. Böylece, örneğin bir gıda firması hem bakkalların tüm siparişlerini bu sistem üzerinden alabilecek hem kendi bayilerinin ve distribütörlerinin siparişlerini alacak hem son kullanıcıdan daha iyi sipariş alabilecek. Commerce Portal mimarisinin temel farkı; arkada çok güçlü bir lojistik altyapısı olması. Bir bakkal veya bir kombi teknik servisi, yani sipariş konusu bir ürün de, hizmet de olabilir, Commerce Portal’dan siparişi verdiği anda, biz arka tarafta işin lojistik ve tahsilat kısmını birçok farklı opsiyonla çözebiliyoruz. Bu konseptte telefonla satıştan tutun, sıcak satış, sipariş alma, beyaz yakalıların satışı gibi omnichannel başlıklarının bütününde tüm paydaşları takip edebiliyorsunuz. Sonuçta ‘omnichannel’ ile kastımız bir şirketin tüm satış kanallarının siparişleri tek bir veritabanından, ama farklı yöntemlerle alabilmesi. Bu yöntem internet ortamında da olabilir mobil de olabilir, faks da olabilir ve tüm bunları sisteme entegre ettiğinizde müşteriye hem birçok alternatif sunuyor hem de ona hız kazandırıyorsunuz. Nasıl bir opsiyon söz konusu? Misal, bir gıda firması dağıtım yapıyor ve bakkalda bizim panoramaya bağlı olan bir
el terminali uygulaması çalışıyor. Bakkal tek tuşla hangi mallardan kaç tane istediğini sipariş ediyor, ana marka da bunu çeşitli yollarla bakkala ulaştırıyor. Bu bir lojistik şirketiyle olabilir, kendi distribütörü veya bir kargo şirketi üzerinden olabilir, hatta gerekiyorsa kişinin evine kadar sevkiyat olabilir. Yarattığımız platformla çok farklı teslimat ve sevkiyat modellerini destekleyen karma bir yapı ile farklı taşıma opsiyonları sunuyoruz. Uygulamanın bir görünen önyüzü, bir de esas işleyen yapı olan arka tarafı var. Bu tarz uygulamalarda da zaten arka taraftaki mimari önemli. Çünkü ‘sepete at’ gibi komutlar işin en kolay kısmı ve bu gibi amaçlar için piyasada birçok pratik çözümü bulabilirsiniz. Ama asıl unsur arka taraftaki dev lojistik hareketlerini yönetmek. B2B başlığında da beklentiler yüksek. Hatta teslimat süresi için sektörlere özel belli SLA seviyeleri, bu kapsamda mesela üreticilerle kontratlarınız, üçüncü partiye yönelik sorumluluklar ve bunları karşılayan yaptırımlar söz konusu. Biz de alanında en büyük şirketlerle çalıştığımız için tüm bu tarz sistemlerin yetkinliğini arka plana da yansıttık. Hedefimiz; komple uçtan uca çözüm platformu sunmak. Böylece orta vadede tüm sektörlerde ticaret süreçleri e-ticarete kaymaya başlayacak. Çünkü sevkiyattan müşteri şikayet ve yorumlarına, yani e-ticaretteki tüm bilgilere Commerce Portal üzerinden erişebilmek mümkün. Bu yönüyle geliştirdiğimiz portal, bir iş ortağı ilişki yönetimi (PRM-Partner Relation Management) gibi işlevi görüyor. Bu yönüyle tedarik hızı yaratmanın yanında, iş ortaklarınız dahil olmak üzere tüm paydaşlarınızla ilişkilerinizi de yönetiyor. Commerce Portal yapısını tanıtırken nasıl bir strateji izliyorsunuz? Bu konuda kampanyamız başladı ve müşterilerimizle birebir toplantılara önem veriyoruz. Bir bütün olarak, ERP etrafında ERP’nin yapamadığı her şeyi yapmaya
Univera Genel Müdürü Cüneyt Ersin çalışıyor, bu konuda 100’den fazla büyük ölçekli, çoğu yabancı menşeili şirketle çalışıyoruz. İş ortaklarımız KOBİ’lere yönelirken, söz konusu büyük ölçekli şirketlere biz bağlantı kuruyoruz. Büyük ölçekli ve ağırlıklı olarak yurtdışı merkezli bu şirketler son dönemde bizi yurtdışına, diğer ülkelere de taşımaya başladı. Yetkin sistemimizin yanında 10’dan fazla dili desteklememiz de söz konusu yabancı şirketlerin yapımızı yurtdışında kurma isteğini beraberinde getiriyor. Geliştirme süreçleriniz paralelinde, iş ortaklarınızla nasıl bir bağınız var? İlk etapta biz Univera olarak ana ürünü geliştiriyor, ürünler belli olgunluğa geldikten sonra iş ortaklarımıza açıyoruz. Yani, önce biz direkt satışla ilerliyoruz ve iş ortaklarımıza da üç ürünümüzü, StokBar, CallDesk ve EnRoute çözümlerimizi açtık. Bu noktada ‘Commerce Portal’ı iş ortaklarımıza açmamız için bir süre ürünün olgunlaşmasını bekleyeceğiz. Büyük ölçekli şirketlerle biz birebir çalışırken, KOBİ’lere erişimde ise iş ortaklarımız devreye giriyor. Niş bir dikey alanda tamamlayıcı bir ürün sunuyoruz ve yetkin yedi iş ortağımız var. Yurtdışında da iş ortağı sayımız altı ve
hedefimiz; toplam ciroda ihracatın payında yüzde 40’ları yakalamak. İzmir’in ‘en çok çalışılmak istenen’ şirketiyiz. Kendi binamız ve kendi çalışma ortamımızda tüm ekibimizle küresel bir iş yaratıyoruz. Peki ya hedefler ve bu yoldaki strateji? Türkiye’de yüzde 100 web tabanlı çalışan ilk birkaç yazılım evinden biriyiz ve yazılımlarımız bugün yüzde 100 bulut uyumlu. İzmir’de kendi binamız içine kendi veri merkezimiz var. Bu da GDPR ve KVKK uyumu konusunda elimizi rahatlatıyor. Ayrı bir Ar-Ge ekibimiz ‘yüksek teknoloji’ odaklı çalışıyor ve bu ekibimizi ‘yazılım mimarları’ olarak adlandırıyoruz. Mesela şu anda odaklandıkları başlık ‘blockchain’. Çünkü bu yapı, birçok yeniliği tetikleyecek. Biz Univera çözümlerini on-premise de SaaS da, ‘extended API’ ürünümüz nezdinde PaaS da sunuyoruz. Yani insanlar uygulamayı modifiye edebiliyor, açtığımız bazı bölümleri ile müşterilerimiz kendileri kod yazabiliyorlar. PaaS yapısını daha da geliştirmek için çalışmalar yapıyoruz. Böylece tam PaaS sunumu yapar hale geleceğiz. Önceliğimiz butik hizmet vermek, kullanıcılara 7/24 erişim imkanı sunmak. Bu yolda yetkin ekibimize güveniyoruz.
BThaber 29 EKİM - 4 KASIM 2018
DOSYA:
Yeni Teknolojinin Gelişimi ve Potansiyeli
www.bthaber.com.tr
Handan Aybars
Temenniler (artık) hayata geçmeli! Yerli ve milli ürünler, bunların geliştirilmesi ve farklı platformlarda kullanımı için topyekün bir çaba var. Bu çabada bilişim teknolojilerinde Türkiye menşeili yazılımlar ve çözümler de yerini alıyor. Ama düzenli olarak genç nüfusu, mühendis kadrosu ile gurur duyduğumuz Türkiye’de söz konusu yenilikler bu devirde hala ‘gurur’ vermekle kalıyor. Özel sektör de kamu da satın alma kararlarında ‘Avrupa’nın kalitesi - Çin’in ucuzluğu’ arasında tercih hakkını kullanırken, kamu ihaleleri başta olmak üzere birçok geleneksel (!) uygulama yüzünden yerli teknolojilerin önemli bir bölümü gurur vesilesi olmaktan öteye geçemiyor. Ama
herkesin dilinde ‘yerli ve milli’ teknoloji var. Oysa bu konuda adımlar teknokentlerden, türlü teşvik ve destek mekanizmalarından daha fazlasını gerektiriyor. Çünkü mevzu, teknokentin tebdil-i mekan rahatlığını ve geri ödemesiz hibeyi verip, yerli teknolojinin doğumuna vesile olmaktan daha fazlasını, bu gibi yerli teknolojilerin kamu ve özel sektörde yer almasına gereken fırsatı sunmayı, bunların olgunlaşmasını, referans değerlere ulaşıp dünyaya açılabilmesini gerektiriyor. 4. Endüstri Devrimi’ni bir ezber ve sözlü hedef olmaktan çıkartmamız şart. Bu treni de kaçırmamak için…
12 DOSYA
BThaber
Yeni Teknolojinin Gelişimi ve Potansiyeli
29 EKİM - 4 KASIM 2018
YAZILIMDA DESTEKLER GELİŞMELİ
Logo Yazılım İcra Kurulu Başkanı M. Buğra Koyuncu
Türkiye’nin uluslararası yazılım markası olarak dünya teknoloji trendleri paralelinde ürünler geliştirdiklerini vurgulayan Logo Yazılım İcra Kurulu Başkanı M. Buğra Koyuncu, Ar-Ge’ye büyük yatırım yaptıklarını da hatırlattı. 2018’in ilk yarısında Ar-Ge’ye 43,2 milyon TL kaynak ayıran Logo Yazılım, Türkiye’nin önde gelen üniversitelerinden mezun nitelikli gençleri, yerli yazılım üretimi için istihdam ediyor. E-dönüşümün rekabette bir adım öne geçmek isteyen firmalar için zorunlu hale geldiğini
belirten M. Buğra Koyuncu, mevzuatlara uygun, şirketleri e-dönüşüm sürecinde dövize endeksli borçlanmak veya yatırım yapmak zorunda bırakmayan yapılarının yanında, özellikle yazılım alanında yerli üreticilerin desteklenmesi gerektiğine dikkat çekti. Kurumsal yazılımların, Türkiye’deki şirketler, özellikle KOBİ’ler tarafından kullanımında son yıllarda artış olduğunu belirten Koyuncu, “Şirketlerin kurumsallaşma ihtiyacının temelinde, sürdürülebilirlik, kârlılık, sağlam bir finansal
yapı, rekabet gücü, uluslararası pazarlara açılma ve elbette yasal zorunluluklar gibi gereksinimler var. Türkiye’de birçok kurum ve kuruluş, teknolojideki gelişmelere ayak uydurarak bir dönüşüm süreci yaşıyor. KOBİ’ler BT yatırımlarına her geçen yıl daha fazla kaynak aktarıyor. Araştırmalar, KOBİ’lerin hâlâ donanımsal ihtiyaçların karşılanmasını öncelikli olarak ele aldığını gösteriyor. Donanımı takiben, BT güvenliği, yedekleme, depolama ve bulut çözümlerinin KOBİ’lerin yatırım planlarında yer aldığını görebiliyoruz” dedi.
HER ADIMIN TEMELİNDE ‘EĞİTİM’ OLMALI Yerli teknoloji üreten firmaların şu anda kira, genel gider, belli oranda gelir vergisi ve personel ücreti, sigorta giderleri gibi zorunlu ödemeleri var. Oysa, KORA Genel Müdürü ve WinWai Kurucu Ortağı Betül Onat’a göre, yerli teknolojilerin geliştirilmesi isteniyorsa, en az 2 yıl hiç ücret alınmadan teknoloji geliştirmesi ve ürünleştirmeye kadarki süreçte destelenmesi sağlanmalı. Yerli teknoloji geliştirmeyi destekleme adına belli destekler olsa da, regülasyonlar ve bürokratik engeller nedeniyle bunları kullanılabilir görmediğini vurgulayan Betül Onat, şu vurguyu yaptı: “Yerli teknolojilerin gelişimi için,
devletin yeterli Ar-Ge desteğini, global satış için ücretsiz mentorluğu, doğru pazar yeri bulunabilmesi için global tanıtımları yapması, her yerel teknoloji ürünü için ayrı bütçe tahsis etmesi gerekir. Ayrıca yatırımın ülkede kalması için özel teşvikler de sağlanmalı. Özel sektörde yerli teknolojiyi destekleyen neredeyse yok denecek kadar az. Özellikle kurumsal şirketlerdeki yöneticiler yabancı teknolojilerden yana tercihlerini kullanıyor, yerel şirketlere bu anlamda güvenemiyorlar. Biz iki yıldır İTÜ Teknokent’te kendi teknolojimizi geliştirmekteyiz ve Winwai isimli bir start up girişimimiz, Workers ürünümüz var. Yerli
teknolojilerde web ve mobil ürünler yoğun geliştiriliyor. Yapay zeka teknolojilerinin de geliştirilmesi gerek. Devletin teknokent, KOSGEB gibi kurumlar aracılığı olmaksızın hibe teşvik sağlaması kritik öneme sahip. Öncelik ise doğru beyin gücünün yetişmesi için “eğitim” olmalı. Yani, öğrencilerin ortaokuldan itibaren yeteneğine göre eğitilmeleri, liseye geçerken staja alınmaları, üniversitedeyken yetenekli olduğu alanda çalışıyor olmaları, sevdikleri ve yetenekli oldukları konularda üretmeye teşvik edilmeli, ardından yerel teknolojinin üretilmesi amacıyla özel teşvikler sağlanmalı. Bu, beyin göçünü önleyecektir.”
KORA Genel Müdürü ve WinWai Kurucu Ortağı Betül Onat
VATANDAŞ, FIRSATLARI DEĞERLENDİRMEKTE EKSİK KALIYOR
Veri Kurtarma Hizmetleri Genel Müdürü Serap Günal Ülkemizde yerli teknolojiler savunma, silah, havacılık ve otomotiv alanlarında etkin. Bu konulara ek olarak, doğal enerji kaynaklarının etkin kullanımı ve tarım/hayvancılıkta da yerli teknolojilere
ihtiyaç açık. “Tecrübesi oldukça fazla bir milletiz. Bu tecrübeyi teknolojik bir altyapıyla birleştirip tamamen doğal, ata tohumlarımızla tarım, yerli ırklarla hayvancılık yapabilirsek, tüm dünyaya ihracat yapar konuma geliriz” vurgusunu yapan Veri Kurtarma Hizmetleri Genel Müdürü Serap Günal’a göre, devlet bu konuda gerekli çalışmayı başlattı. “Umarım çağrısına ve teşvikine yeterli ilgiyi görür” temennisini paylaşan Serap Günal, yerli teknolojileri desteklemek anlamında devletin bakış açısını oldukça yeterli bulduğunu belirtirken, şu eleştiriyi de yaptı: “Sunulan imkan ve teşviklere rağmen, millet olarak bu olanakları değerlendirmek konusunda yetersiz kaldığımızı söyleyebiliriz.” Grup bünyesindeki diğer firmalarla birlikte bazı çalışmalara başladıklarını, bu anlamda
geliştirdikleri iki projeleri olduğunu vurgulayan Serap Günal, “Şimdiye kadar yurtdışına bağımlılığımızın olduğu ve sıkça tükettiğimiz bir sarf malzemesinin yerli üretimini gerçekleştireceğiz. Ar-Ge projelerinin desteklenip hayata geçirilmesinin cari açığımızın kapatılmasında etkili olacağı kanaatindeyim” bilgisini de verdi. Serap Günal, yerli teknolojilerin geliştirilmesinde temel çıkış noktasının doğal ve katkısız beslenme, ilaçsız/ hormonsuz hayvancılık, doğal enerji kaynaklarının etkin ve saygılı kullanımı ile temiz çevre koşulları olması gerektiğine dikkat çekti. “Yapılan teknolojik yatırımların ve gelişmelerin temeli bu konular olmadığı sürece insanoğlu yok olmaya mahkum olacaktır” uyarısını yapan Serap Günal, bu konuda uygulanan politikaları ise şöyle değerlendirdi:
“Devletimizin yakın zamanda uygulamaya koyduğu politikaları ve adımları yerinde ve etkin buluyorum. Ancak, bu konuda Hollanda örneğini incelemek, çıtayı bu konuda en üstte tutan ülke olması sebebiyle yerinde olacak. Hollanda, yenilikçi tarımsal teknolojileri sayesinde dünyanın en büyük tarımsal ve gıda ürünleri ihracatçısı ülkelerinin başında geliyor. Hollanda tarımı, doğaya ve çevreye saygılı, sağlıklı, güvenli gıdaları sürdürülebilir biçimde üretmeyi hedefliyor. Hollanda modelinin son 10 yılını incelediğimizde, bu minik dev gıda ihracatçısının nasıl başardığını gözlemleyebiliriz. Toplam yüzölçümü Konya büyüklüğünde olan Hollanda’nın başardığını, iklim ve verimli toprak avantajımızı da kullanarak, neden biz de başaramayalım?”
14 DOSYA
Yeni Teknolojinin Gelişimi ve Potansiyeli
BThaber
29 EKİM - 4 KASIM 2018
NİTELİKLİ İNSAN KAYNAĞI YETİŞTİREBİLMELİYİZ
İnnova Genel Müdürü Aydın Ersöz Dijital dönüşümün isteğe bağlı bir seçenek değil, hayati zorunluluk haline geldiği günümüzde teknolojinin geleceğine yön veren
ve standartları belirleyen ülkeler arasında yer almalı, bu alanda uzun vadeli, kararlı politikalar geliştirmeliyiz. “Mevzuatı
belirleyen kamu kurumlarından, teknoparklara ve Ar-Ge merkezlerine, üniversitelerden özel sektör kuruluşlarına tüm taraflara ciddi sorumluluklar düşüyor” diyen İnnova Genel Müdürü Aydın Ersöz, ekledi: “Ancak, nitelikli insan kaynaklarının temel öncelik olması gerektiğini ve her şeyden önce bu alanda nitelikli insan yetiştirmeye odaklanmamızın şart olduğunu düşünüyorum. Biz de bu konuda gerekli çalışmaları yapıyoruz.” Aydın Ersöz’e göre Türkiye, ArGe alanına son dönemde daha fazla önem vermeye başladı, bu konuda sağlanan teşvikler artırıldı. Ancak, nitelikli Ar-Ge düzeyine sadece istemekle ulaşmak mümkün değil. “Ar-Ge aynı zamanda bir olgunlaşma sürecine de ihtiyaç duyuyor. Bunun için insan kaynağı, şirketlerin olgunluğu, talep ve diğer unsurların yerine gelmesi lazım ve bunların her biri, zamana ihtiyaç duyan unsurlar” saptamasını paylaşan Aydın Ersöz’e göre, bu nedenle Türkiye’de Ar-Ge kalitesi zamanla daha iyi bir seviyeye gelecek. Ayrıca, Ar-Ge mevzuatını oluştan taraflarla sektörün daha sık bir araya gelmesi de önemli.
Başarı hikayeleri oluşturmaya ihtiyacımız olduğuna dikkat çeken Aydın Ersöz, sözlerine şöyle devam etti: “Bu mesele sadece kurumlar açısından değil, ülkemizin rekabetçiliği açısından da önemli ve bu önemde algılanıp yönetilmeli. Yeni teknolojiler geliştirme alanında uzun soluklu ve tutarlı, sağlam stratejiler geliştirilmeli. Belirlenen öncelikli alanlarda fikir, proje geliştiren, Ar-Ge çalışmaları yapan girişimler desteklenmeli, o alanda nitelikli insan kaynağı üretilmeli. Gelecekte neredeyse bütün iş yapış biçimlerini kökten değiştirecek bir devrim potansiyeline sahip olan yapay zeka alanında kaç öğrenci yetiştirdiğimiz, bu alanda ülke olarak nasıl bir strateji izleyeceğimiz, hangi alanlara öncelik vereceğimiz gibi soruları bir an önce net bir şekilde yanıtlamamız ve bir plan dahilinde işe koyulmamız gerektiğini düşünüyorum. Bu alanda geç kalma lüksümüz yok. Bu gibi yeni teknolojilere hazırlıklı yeterli insan kaynağını makul süre içinde yetiştirebilmek için hızla harekete geçmemiz gerek.”
C
M
Y
CM
MY
CY
CMY
K
TÜRK ŞİRKETLERİNE KAMU DA ÖZEL SEKTÖR DE GÜVENSE… Ekonomik dalgalanmaların olduğu dönemler, kendi ürünlerimizi üretmenin ve bu konuda bağımsız olmanın önemini de ortaya çıkarıyor. EMSE Mühendislik Yönetim Kurulu Başkanı Muslu Oğuz, “Kamu tarafında yerli teknolojinin gelişimi için samimi destekler var” yorumunu yaparak, Ar-Ge merkezlerine verilen önemi örnek gösterdi. Ar-Ge merkezi olabilmek için en az 15 teknik personel istihdam şartı var. “Bu sınır KOBİ statüsündeki teknoloji şirketleri için 10 kişiye düşürülmeli” önerisini yapan Muslu Oğuz’a göre, destekler konusunda olumsuz işleyişler de var. “Örneğin; proje denetim uzmanları firmalara öğretim üyesi desteğini adeta zorluyor ve firmanın özkaynak yeterliliğine güvenmiyorlar” eleştirisini yapan Muslu Oğuz, şöyle devam etti: “Şekilcilik de devam ediyor.
Örneğin; Ar-Ge konuları onaylanmış, üretimi devam eden, dönem kontrolleri başarılı bir firmada eğer Ar-Ge personeli giriş-çıkışı turnike ve giriş kontrol cihazıyla belirlenmiş bir odada çalışmaz ise destek kesiliyor. Maden mühendisi sahada, inşaat mühendisi şantiyede çalışırsa ArGe yapmış olmuyor, ancak kapısı kamerayla gözlenen bir odada çalışmaya zorlanıyor. Denetçi uzmanlar da KOBİ’lerin şartlarını bilmiyor. Diğer bir hata, ‘Uzman’ deyince öncelikle diplomaya, master - doktora yapmış personele önem veriliyor. Firmanın ürün tecrübesi, personel birikimi, özkaynak yeterliliği ikinci plana atılıyor. Özel sektör, yerli teknoloji gelişimi konusunda halen çekimser. Haklı sebepleri de var. Geliştirilen ürünün pazar payı konusunda hiçbir güvence yok. Yerli teknoloji konusunda bir firmayı destekler
ama firma kötü niyetli çıkar veya projeyi yarım bırakırsa, çoğunlukla bir yaptırımı da yok. Hukuk sistemimiz de bu konuda tam olarak yardımcı olamıyor. Yerli teknolojilerde savunma teknolojileri ve bilgisayar yazılımı en hızlı gelişen sektörler. Oysa tıp, ziraat ve gıda sektörlerine de önem verilmeli.” Temel bilimlerin değerini bilsek… Yerli teknolojileri geliştirmede Muslu Oğuz’a göre öncelikler net: Ortak kaynak kullanımı sağlanmalı, bireysel başarılar da desteklenmeli, sahte projeler cezalandırılmalı. Konu yerli Ar-Ge ve ürün geliştirme politikaları olduğu zaman, Muslu Oğuz şunları vurguladı: “İlk ve en önemli konu bakış açısı. Yabancıya hayranlık duyan satın alma yetkilisi, ithal ürüne verdiği paranın yarısını bile vermek istemez yerli ürüne, ama aynı
kalite ve özellikleri bekler. Yerli ürüne gelince Çin kadar ucuz, Avrupa kadar kaliteli ister. ArGe stratejisinde temel bilimlere kimse değer vermiyor. Matematik alanında bir teori geliştiren bir profesörün adını kimse bilmez. Oysa matematikçinin bulduğu formülü mühendis kullanarak ürün geliştirir. Başka ülke stratejilerinden en çarpıcı örnek olarak ABD teknolojik gelişiminde bayrak taşıyıcı olan, bünyesinde sadece mühendisler değil, temel bilimler, hatta arkeoloji bile doğrudan desteklenen RAND şirketi verilebilir. Geliştirme politikası kapsamında, geliştirilen ürüne önce kamu sahip çıkmalı. Kamu, yerli ürünlerin tanıtımını engeller. Tüm şartnamelerde ürünün adının ve hangi kuruma satıldığının duyurulması suç olarak yer alır ve tazminat gerektirir. Ama aynı koşul yabancı firmadan istenmez.”
16 DOSYA
BThaber
Yeni Teknolojinin Gelişimi ve Potansiyeli
29 EKİM - 4 KASIM 2018
Yerlilik oranını artırabilmek için ölçülebilir hedefler konulmalı “Yerli ve millilik her ne kadar çok önem verdiğimiz bir kavram olsa da net olarak tarif edilebilir değil. Farklı kişi, firma ve kurumların zihninde farklı tanımlar oluşabiliyor. Bu da çok hayati bir kavramın havada kalması sonucunu doğuruyor. Biz YİDER olarak yerli ve milliliğin ayakları sağlam yere basan, sayısal olarak ölçülebilen ve objektif bir tanıma dönüştürülmesi için uzun bir süredir çalışmalar yürütüyoruz. Mildeks; YİDER Akademik Kurulu bünyesinde, çok sayıda değerli üniversitelerden bir araya gelmiş, alanlarında uzman akademisyenler tarafından geliştirilen, tüm ilgili parametreleri dikkate alan, yerli ve milliliği matematiksek olarak hesaplamaya yarayan endekstir. Mildeks, devletimizin tüm ilgili kurumlarının görüş ve kullanımına sunulmaya başlanmıştır. Teknoloji sektörünün genel toplamdaki Mildeks’inin son yıllarda artmaya başlamasından memnuniyet duyuyoruz. Diğer taraftan, gitmemiz gereken daha çok yol olduğunu da görüyoruz. Teknoloji üreten bir ülke olmaya başladık. Özellikle savunma sanayii teknolojileri konusunda dünya çapında işlere imza atıyoruz ve ihraç eden ülke konumuna geliyoruz. Fakat dünya çapında gerçek manada teknoloji markaları yaratabilmek için düzenleme ve teşviklerin daha odaklı ve çok daha büyük bütçeli olması gerektiğini düşünüyoruz. Örnek vermek gerekirse teknoloji sektörü içerisinde yazılım, siber güvenlik ve IoT odaklanılması gerektiğini düşündüğümüz başlıca alanlar. Ürün ve hizmet satın alımlarında yerlilik
oranını artırmak için ölçülebilir hedefler konması gerekir. Ölçebildiğiniz bir şeyi yönetebilirsiniz. Bu noktada, Mildeks puanlarının önemli bir karar verme ve satın alma kriteri olması gerektiğine inanıyoruz. Özellikle kamu satın alımlarında Mildeks’i yüksek ikame teknolojik ürün ve hizmetler muhakkak tercih edilmeli. Türkiye markasının yükselişine çok hızlı ve büyük katkı sunabilecek bu sektörün önünün daha da açılması için sektörün koordinasyonunu sağlayacak otorite olarak Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın öne çıkması olumlu bir adımdır. Küresel başarılı örnekleri takip etmeliyiz Özel sektör, kamu, akademi, teknoparklar ve STK’lar birlikte, eşgüdüm içinde çalıştığında dünya çapında ve sürdürülebilir işler ortaya çıkmaktadır. Son dönemlerde katıldığımız toplantı, etkinlik ve çalışmalarda bu beşlinin hep bir arada olduğunu görmek umut verici. Stratejik konulara liderlik edecek otoritelerin net olması ve bu otoritelerin koordinasyonunda ilerlenmesi durumunda tüm paydaşların aynı amaç doğrultusunda çok daha hızlı ve etkin sonuçlar elde etmesi mümkün olacaktır. Teknoloji sektörü, Türkiye’nin yerli ve milli kalkınma sürecine en büyük katkıyı sunabilecek sektörlerin başında gelmekte. Dünyadaki başka büyük ekonomilerden farklı olarak, Türkiye’de en büyük teknolojik ürün ve hizmet alıcısı kurumsal şirketler değil, kamu kurumları. Kamuda bu konuda
bir farkındalık artışı olduğunu memnuniyetle gözlemliyoruz. Ayrıca, Türkiye’nin yazılım ve yüksek teknoloji ürünleri ihracatı yapan global oyuncular arasına girmesinin büyük bir hedef olarak belirlenmiş olması çok isabetli. Biz de Yerli İşletmeler Derneği olarak “Yerli ve Milli bir kalkınma platformu” oluşturarak devletimize ve milletimize hizmet etmek için gayret göstermekteyiz. Yerli ürün geliştirme politikaları için YİDER olarak önerilerimiz şöyle: • Kapsamlı, objektif, akademik ve sayısal olarak ölçülebilen bir “Yerli ve Milli” tanımı yapılması. Bu noktada Mildeks, devletimizin tüm ilgili kurumlarının görüş ve kullanımına sunulmaya başlanmıştır. • Yerli ürün ve hizmet sunan şirketlerin yetkinlik kataloğunun oluşturulması. • Yerli ürün ve hizmetlerin kamunun tümünde yaygınlaştırılması için serbest piyasa kuralları içinde kalarak makul pozitif ayrımcılık uygulanması. • Teknoloji sektörünün Türkiye’nin yerli ve milli kalkınma sürecine katacağı büyük değer dikkate alınarak, büyük bütçelere ve tam yetkiye sahip otoritelerin koordinasyonunda hızlı ilerlenmesi. • Kamu desteklerinin, tek bir portal üzerinden erişilebilir, sade, kolay anlaşılır, daha büyük bütçeli ve odaklı hale getirilmesi. • Özel sektör destekleri tarafında, büyük şirketlerin yeni kurulan ve yüksek katma değerli projeler geliştiren şirketlere insan kaynağı,
Yerli İşletmeler Derneği (YİDER) Başkanı Erdem Eriş
•
•
•
•
tecrübe aktarımı ve finansman konularında destek olacağı platformlarda görev alması. Teknoloji sektöründeki nitelikli insan gücü ihtiyacının karşılanabilmesi için ilkokul hatta anaokulu seviyelerinden başlanarak eğitim sistemimizin köklü bir reforma tabi tutulması. Türkiye’nin nitelikli insan gücü çekebilmesi için teknoloji sektörüne özel Green Card gibi cazip programların hayata geçirilmesi. Üniversitelerde yürütülen yüksek lisans ve doktora tezi çalışmalarının tamamına yakının özel sektör ile birlikte ekonomiye direkt katkı oluşturacak şekilde yapılması. Üniversitelerin kendi yatırım fonu şirketlerini kurması ve bu şirketleri kar odaklı yönetmesi.”
KÜRESEL DÜŞÜNÜN, AR-GE HER ZAMAN ÖNCELİK OLSUN! Yerli teknolojiler daha çok savunma sanayide yoğunluk kazanıyor. Bir diğer devlet teşvikli yerli teknoloji gelişimi ise donanım tarafında oluyor. Ülkemizde LED ekranların, beyaz eşyaların üretimi elbette gurur verici, fakat İKAS Teknoloji Kurucusu ve CEO’su Mustafa Namoğlu’nun dikkat çektiği gibi, yazılım gibi daha katma değerli teknolojilere öncelik verilmesi ülkemizin kalkınması, cari açığın ve teknoloji açığının kapatılabilmesi için daha önemli. Bu noktada, “Cari açığın kapatılması için KOSGEB’in ithalatı yüksek olan stratejik ürünlerin yerlileştirilmesi ve millileştirilmesi kapsamında girişimcilere sağladığı destek programını doğru bulmakla
beraber, benzer teşviklerin yazılım ithalatını desteklemesinin doğru olacağını düşünüyorum” önerisini yapan Mustafa Namoğlu, yerli teknoloji geliştirmede öncelik ve süreçleri şöyle tanımladı: “Çoğu insanın aklına kamu teşvikleri denince ilk ve tek olarak KOSGEB geliyor. Bu sayının kesinlikle artması gerek. Ekonomi Bakanlığı ve Devlet Planlama Teşkilatı’nın öncülük ettiği Kalkınma Ajansları da özellikle erken aşama girişimler için güzel teşvikler sağlıyor. Teknokentlerin girişimcilere sağladıkları danışmanlık ve mentorluk hizmetlerinin çok faydalı olduğunu ve daha da artması gerektiğini düşünüyorum. Girişimcilik ekosisteminin sadece
sermaye anlamında paraya ihtiyacı yok, bilgi aktarımı ve networking anlamında teknokentler, bu ekosistemin sürdürülebilir olması için çok önemli. Yerli teknolojileri geliştirirken anlık değil, uzun vadeli düşünmek önemli. Ülkemizdeki yatırımcı ağı henüz bunu kabul edebilmiş değil. Çoğu girişim ürününü ya da hizmetini tanıttıktan beş, hatta altı sene sonra kâra geçebiliyor. Bunun biliniyor olması gerek. Yerli teknolojileri üretirken katma değer çok önemli. Üniversite müfredatlarında yeni yeni görmeye başladığımız girişimcilik dersleri lise seviyelerine indirgenmeli, daha bilinçli bir nesil oluşturulmalı. En önemli özellik ise geliştirilecek ya da üretilecek ürünün uzun ömürlü olup
olmadığı. Yani, 10 yıl sonra belki de hiç kullanmayacağımız bir ürünü üretmek yerine, 10 yıl sonrasının teknolojisini üretmek daha mantıklı olacaktır. Yerli ürün geliştirme politikalarının başında; girişimleri mutlaka küresel düşünmeye teşvik etmek gelmeli. Kamu ile özel sektör mutlaka bir araya gelerek yerlileşmenin adımlarını atmalı. Örneğin; İngiltere’de teknoloji ve yenilikçilik merkezlerinden olan Catapult sistemi çok iyi incelenerek Türkiye’de de benzer programlar uygulanmalı. Ar-Ge teşviklerini ve yatırımlarını ekonomiyle paralel götürmek oldukça yanlış bir yaklaşım. Kötü giden ekonomilerin kurtuluş yolu Ar-Ge’den geçmekte, bu kesinlikle unutulmamalı.”
18
BThaber
BİLİŞİM DÜNYASI
29 EKİM - 4 KASIM 2018
UiPath, Tansu Yeğen’in liderliğinde Türkiye’de
Robotik süreç otomasyonu ve yapay Zeka konusunda dünyanın öncü yazılım şirketlerinden UiPath, Tansu Yeğen’in liderliğinde Türkiye’deki operasyonlarını başlattı. Tansu Yeğen, 25
Ekim günü düzenlediği bir basın toplantısıyla, UiPath’in Türkiye faaliyetlerine resmen başladığını duyurdu. Tansu Yeğen’in verdiği bilgilere göre, UiPath kurumsal robotik süreç otomasyonu pazarının lider konumda. Şirketin oluşturduğu çözüm dünyada 1.800 civarında özel ve kamu kurum tarafından kullanılıyor. UiPath’in yazılım robotlarının hızlıca kurumlara uyum sağladığını ve çalışanların tekrarlanan işlerini onlar adına daha hızlı ve hatasız gerçekleştirebildiğini kaydeden Tansu Yeğen, “Bu sayede, kurumların verimliliği ve bilgi işlem
operasyonları kolaylaşarak, çalışan memnuniyeti artmaktadır. Dünyada 250.000’nin üzerinde sertifikalı uzmanıyla UiPath ve Robotik Süreç Otomasyonu çözümüyle kurumların dijital dönüşümünü en etkin şekilde destekliyor” dedi. 2005 yılında Romanya’da kurulan UiPath’in şu anki merkezi ise ABD’de bulunuyor. Kurulduktan sonra başta Google’dan olmak üzere birçok yatırım alan şirket şimdilik 15 ülkede faaliyet gösteriyor. Türkiye ofisinin kurulmasını ardından şirket İtalya’daki ofisini faaliyete geçirecek. Tansu
Yeğen, bu ofisin kurulumuna da destek verecek. Telekomünikasyon, finans, sigorta, perakende, enerji başta olmak üzere birçok farklı sektördeki şirketlerin ülkemizde UiPath’in robotik süreç otomasyonu çözümünü kullandığını belirten Tansu Yeğen, “Şu aşamada değerlendirme aşamasında bulunan pek çok müşteri adayımız da var. Her boyuttaki şirkete hitap edebilecek olan çözümümüz konusunda birçok bilişim şirketi ve danışmanlık şirketleri ile yetkili iş ortaklığı yapıyoruz” dedi. Tansu Yeğen, açıklamalarını şöyle sürdürdü:
“Ülkemizdeki kurumlar verimliliklerini artırmak, çalışanlarının memnuniyetini artırmak ve dijital dönüşümlerini hızlandırmak için devamlı yeni çözümler değerlendiriyorlar. Ekibimle birlikte özel ve kamu sektöründeki kurumlarla yakın çalışarak, UiPath’in robotik süreç otomasyonu ve yapay zeka teknolojisi sayesinde öncelikle tekrarlanan süreçlerinin yazılım robotları tarafından yapılmasını sağlayacağız. Bu sayede kurumların hızlanmasına, çalışan memnuniyetlerinin artmasına ve masraflarının da azalmasına destek olacağız.”
OfisPaneli, küresel adımlar için hazır Yeni nesil finansal teknoloji ve hizmet şirketi Multinet Up, işletmelere sunulan hizmet ve çözümleri uygun fiyatlarla erişilebilir kılan gider yönetimi platformu OfisPaneli’ne yatırım yaptı. Bu yatırım ile çalışan çözümlerinin ötesinde, tüm şirket maliyetlerinin tek çatı altında yönetilmesi hedefinde önemli bir adım atıldı. Ofis ve çalışanlara yönelik hizmetleri bir arada sunan OfisPaneli, kargodan akaryakıta, yemek kartından ulaşıma, damacana sudan kırtasiyeye kadar tüm çözümleri işletmelere online platformda avantajlı fiyatlarla sunuyor. Böylece özellikle KOBİ’lerin satın alma gücü
yükseliyor. OfisPaneli’nin teknik entegrasyonları ile Multinet Up müşterileri, faydalandıkları tüm ürün ve hizmetlerden sağladıkları avantajları tek platform üzerinden takip ederek yönetebilecek. Tedarikçi firmaların sözleşme ve formlarını online olarak doldurabildiği platformda, iş süreçleri ofisten ayrılmadan tamamlanabilecek, bu yatırım sonucunda OfisPaneli’nin hizmet ve çözümleri Up Group üzerinden yurtdışına da açılacak. Türkiye’nin 81 ilinde, 21 bin kurumsal müşterisi, 2 milyondan fazla kart kullanıcısı ve 40 bin üye iş işyeri ağı bulunan Multinet Up, iş ortaklarının
yemek giderlerinden akaryakıta, araç kiralamadan toplu satın almaya, uçak biletinden kargo ihtiyacına kadar tüm gereksinimleri için çözümler sunuyor. OfisPaneli yatırımı ile ilgili bilgi veren Multinet Up Genel Müdürü Demirhan Şener, “Yılın başında Gürsoy Grup ile hayata geçirdiğimiz YES Club projesine ek olarak, tüm kart işlemleri ve Multinet Up ürünlerini tek platformdan erişilebilir kılacak OfisPaneli’ne yatırım yaptık. Önümüzdeki dönemde OfisPaneli’nin küresel bazda da ses getireceğine inanıyoruz. Müşterilerimizin ve paydaşlarımızın tüm gereksinimlerine cevap
verebilmek ve gider yönetimlerinde destek sunmak adına OfisPaneli yatırım atağımıza yenilerini ekleyerek, yıl bitmeden birçok yeni projeyi hayata geçireceğiz” dedi. Up Group Bölge Başkanı ve ininal
Yönetim Kurulu Başkanı Julien Anglade de,“Türkiye’deki bu yatırım, globalde de bir pilot uygulama durumunda. Burada gerçekleştireceğimiz sistemi, globalde 19 ülkede hayata geçirmeyi hedefliyoruz” dedi.
Setur Ar-Ge Merkezi açıldı
Türkiye’nin önde gelen turizm şirketlerinden Setur, Ar-Ge merkezini hayata
geçirdi. 2017 yılından bu yana hazırlık ve çalışmaları süren, Sanayi ve Teknoloji
Bakanlığı komisyonu tarafından başvurusu 24 Eylül’de onaylanan Ar-Ge
Merkezi, 21 tam zamanlı ve 11 yarı zamanlı ArGe personeline istihdam sağlıyor. Setur, nitelikli insan kaynağına yatırım yaparken, üniversite ve sektör işbirliklerini de geliştiriyor. Bu çerçevede Setur, çeşitli üniversitelerin son sınıf öğrencilerinin bitirme projelerine destek sağlayacak ve sektöre özel projeleri onlarla geliştirecek. Setur Bilgi Teknolojileri ve Ar-Ge Müdürü Alphan Kimyonok, şu bilgileri verdi: “Uluslararası alanda geliştireceğimiz ortaklıklarla yeni proje işbirlikleri gerçekleştirerek, turizm ve duty free
sektöründe yenilikler yaratmayı hedefliyoruz. Ar-Ge Merkezi’nde halen, ‘Platform Bağımsız Dinamik Promosyon Oluşturma Sistemi’, ‘Satış Performans Yönetim Optimizasyon Sistemi’, ‘İş Gücü Optimizasyonu ile Verimli Vardiya Planlama Sistemi’, ‘Online Tedarikçi Yönetimi Sistemi’, ‘Analitik Uygulamalar için Büyük Veri Platformu’ ve ‘Derin Öğrenme ile Profil Çıkarma ve Analiz Platformu’ gibi başlıklarda çok sayıda proje yürütülüyor. Projelerin bazıları da tamamlandı.”
TSE'nin servis standardı taslağı değerlendirildi
"Bilinçli hazırlanmamış" Bilgisayar ve yan donanım ürünleri ithal eden şirketlere yönelik, Türk Stan dartları Enstitüsü tarafından hazırlanan taslak, bilgisayar tamir, bakım ve servis istasyonlarına yönelik standartları kapsı yor. BT sektörü, TSE'nin servis standart taslağını değerlendirdi. Taslağın bilinçli hazırlanmadığı görüşünü savunan yetki
liler, gereksiz bir dizi ayrıntının yanı sı ra önemli bazı maddelerin de yer alma dığını ileri sürüyor. Genel kanı, servis istasyonlarının tavan yüksekliği, taban özellikleri ya da bulundurulması gere ken araçlara yönelik pek çok ayrıntıya yer verilmesine karşın asıl, burada çalı şacak personelin niteliğinin üzerinde
durulmadığı yönünde. Taslakta yer alan servislerde bulun durulması gereken cihazlardan bazılarının bilgisayar ve yan donanım ürünlerinin değil, televizyon gibi elek tronik aletlerin bakım ve tamirinde kul lanılan cihazlar olduğu belirtiliyor. (Ayrıntılı haber sayfa 3'te)
ULAKBİM'in yaklaşık 1 mil yon dolar tutarında anahtarlayıcı satın almak için ihaleye çıka cağı öğrenildi. Ayrıca daha ön ce belirlenen 20 üniversitenin Standart Donanım Paketi ise
Konferansı yapılıyor (Sayfa 4) • AT&T Türkiye, adımlarını hızlandırıyor (Sayfa 8) • Microsoft OEM satıcılarını destek olmaya çağırıyor (Sayfa 9) • Tripp Lite, APS ile BT'nin dışına çıkıyor
• Logosoft, Lotus Notes
netimi gibi konular üzerinde yoğun ola rak tartışılacak. * Internet Expo'96'da öne çıkan başlık lar *Ağ işletim sistemlerinde gelecek nesil * Kurumunuzu harekete geçirmek için Intranet Prof.Dr. O ğ u z Manas, Internet Expo'96'yı BT/haber okuyucuları için izledi.
(Sayfa 14-15)
ULAKBİM için ihaleye çıkılıyor Ulusal Akademik Ağ ve Bilgi Merkezi (ULAKBİM) 1996 yılı sonuna kadar hedeflerini ger çekleştirmek için çalışmalarına devam ediyor.
• İkinci Türkiye Internet
(SayfalO)
Internet Expo'96 yapıldı 15-17 Ekim 1996 tarihinde ABD'nin Boston kentinde yapılan Internet Expo'96'ya bu yıl 40 binin üzerinde kişi nin katıldığı tahmin ediliyor. Fuar süre since en çok ilgi toplayan iki konu elek tronik posta (e-mail) ve etkileşimli (Inte ractive) W e b sunucular oldu. Bunun yanı sıra gelecek için de birtakım ipuçları el de edildi. Gelecekte masaüstü yazılımla rı, kalite, gizlilik, dağıtık bilgi işlemin yö
Bu sayıda...
1996 yılının sonuna kadar ta mamlanmış olacak. Bilindiği gibi, ULAKBİM'in, bilgisayar altyapılan ve Interneı bağlantıları için geçtiğimiz ay larda İstanbul, Ankara ve İzmir dışındaki üniversitelere uygula dığı bir anket sonucu, 20 üni versiteye Standart Donanım Pa keti sağlanması kararlaştıırlmıştı.
(Ayrıntılı baber sayfa 4'te)
Sanal market devri başlıyor Türkiye de BT ile yeni ufuklara açılıyor. Dünyada henüz ye ni gelişmeye başlayan Internet'te alışveriş kavramı örneklerine ülkemizde de rastlanmaya başladı. Çarmıklı&Berker Şirketler Gnıbu'nun kurduğu Internet Market Ltd., Internet üzerinde dev bir alışveriş merkezi oluşturuyor. Arabadan, diş macununa, peynire, kiralık-satılık evlere ve bilet rezervasyonuna kadar pek çok ürün ve hizmetin sunulacağı bu sanal plazanın, 1997 yılının O c a k ayında devreye girmesi planlanıyor. Aralık'ta test yayına başlayacak olan şirket, burayı gelecek yılın sonunda 200 bin kişinin ziyaret edeceğini tahmin ediyor. (Aynntül haber sayfa 2'de)
(Sayfa 11) Siemens'den ISS'lere anahtar teslimi çözüm (Sayfa 11) • Yerli yazılım geliştirme ' atılımında oyun yazımının önemi (Sayfa 12) • Gelecek, BT ile bankaları karşı karşıya mı getirecek? (Sayfa 20) • Abaküs, üzerindeki kara bulutlan dağıtmaya kararlı (Arka
sayfa)
E C N A Ö T L F I Y A H 2 2 BU
Silicon Graphics Türkiye için geri sayım
Microsoft'un yeni ağ işletim sistemleri Windows NT 4.0 Server ve Windows NT 4.0 Workstation, Eylül ayında pazara sunuldu. Internet ve intranet uygulamalan geliştirmek için gerekli komple çözümler ile gelen yeni işletim sistemlerinde, Windows 95'in kullanıcı arabirimiyle NT'nin güvenirliğini biraraya geliyor.
Silicon Graphics, Türkiye'de ofis açma çalışmalarını başlattı. Şirketin ülke müdürü görevini üstlenen Taner Kılıç, Silicon Graplıics'in dünyadaki konumunu Türkiye'de de yakalayacağına inanıyor, Şirket, Türkiye pazarına yeni bir satış stratejisiyle geliyor. "Pazara tamamen indi rekt satışa dayanan 'yüzde 100 çözüm ka nalı stratejisiyle giriyoruz" diyen Taner Kı lıç, bu noktada yeni işhirîiklerine de gittik lerini açıkladı. Mevcut iş ortaklarının yanı sıra yeni iş ortaklarıyla da anlaşma halinde olduklarını bildiren Kılıç, toplam 8 tane de ğer katan çözüm ortağı belirleyeceklerini söyledi.
(Sayfa 16-17)
(Ayrıntüı baber sayfa 8'de)
NT, 4.0 ile kabuk değiştiriyor
dağıtıcısı
Bu sayının tüm sayfalarına www.bthaber.com.tr'den ulaşabilirsiniz.
22 KARİYER Bi-Fikir, artık üniversite öğrencilerini de bekliyor
Anadolu Grubu çalışanlarının yaratıcı fikirlerini özgürce sunabildikleri, fikirleriyle grup şirketlerine katma değer sağladıkları inovasyon platformu olan Bi-Fikir, üniversite öğrencilerine açılıyor. Dört yıldır grup içinde yürütülen programın, Anadolu Grubu’nun kampüs markası KAP (Kariyerini Anadolu Grubu’nda Planla) ile birleştirilmesi ile üniversite öğrencilerinin yenilikçi ve yaratıcı fikirlerinin de hayata geçirilmesi hedefleniyor. Program kapsamında üniversite öğrencilerinin fikirleri 31 Aralık 2018 tarihine kadar toplanacak ve başvurular arasından 20 fikir yarı finale yükselecek. Finale çıkmaya hak kazanan 10 fikrin sahibi Anadolu Grubu tarafından organize edilecek eğitimlere ve mentorluk programına dahil edilecek. Mayıs 2019’da gerçekleşecek finalde 10 proje içinden seçilen ilk üç projeye ödül verileceği gibi, uygulanmasına karar verilen projeler de Anadolu Grubu desteği ile hayata geçirilecek. Anadolu Grubu’nun en inovatif projeleri 9 Kasım 2018 tarihinde gerçekleştirilecek olan Bi-Fikir Festivali’nde sunulacak ve kategorilerinde başarılı olan projeler belirlenecek. Anadolu Grubu’nun Türkiye ve yurtdışında faaliyet gösteren 21 farklı şirketinde bugüne kadar 36 binden fazla çalışana ulaşıldı. Projenin başladığı 2015 yılından bugüne kadar, Anadolu Grubu çalışanları tarafından 19 bin civarında fikir üretilirken, bunlar arasında yaklaşık 5 bin 500’ü de uygulamaya alındı.
Alonet’in Genel Müdürü Kartal Tıknaz oldu 2012 yılından bu yana Sivas, İzmir ve İstanbul’daki operasyonlarındaki binden fazla çalışanıyla finans, telekom, kamu, perakende, enerji, e-ticaret sektörlerinde müşteri deneyimi yönetimi, sosyal medya yönetimi, tahsilat, satış ve pazarlama, profesyonel çağrı merkezi bina yönetimi ve danışmanlık hizmetleri sunan Alonet Bilgi Teknolojileri yeniden yapılanmaya gitti. Bu strateji kapsamında, müşteri deneyimi ve iş süreçleri yönetimini sürdürürken, Ar-Ge alanında da teknolojik hizmetlerin altyapı sağlayıcısı haline gelmeyi hedefleyen Alonet Bilgi Teknolojileri’nde Genel Müdürlük görevine ise Kartal Tıknaz atandı. Ege Üniversitesi’nde lisans eğitimini, Bahçeşehir Üniversitesi’nde İşletme MBA yüksek lisans eğitimini tamamlayan Kartal Tıknaz, 1999-2014 yılları arasında sırasıyla Müşteri Temsilciliği, Takım Liderliği, Birim Yöneticileri, Operasyon, İş Ortakları Yönetimi ve Müşteri Deneyimi Yönetimi Müdürlüğü gibi çeşitli pozisyonlarda görev aldı. 2014’te Pronet Güvenlik Hizmetleri’nde Satış Sonrası Hizmetlerden Sorumlu Genel Müdür Yardımcılığı, 2015’te Alonet Bilgi Teknolojileri’nde Operasyon Yönetimi Genel Müdür Yardımcılığı görevlerini üstlenen Kartal Tıknaz, 2016 yılından itibaren Comdata Türkiye’de Operasyonlardan Sorumlu Genel Müdür Yardımcılığı görevini üstlendi.
BThaber
29 EKİM - 4 KASIM 2018
TÜRKKEP’te üst düzey üç atama
TÜRKKEP’te üç üst düzey atama gerçekleştirildi. Satış ve Operasyondan Sorumlu Uğur Ceylan, bu görevine ek olarak KEP Ürün ve Hizmetleri’nden Sorumlu Genel Müdür Yardımcılığı görevine atandı. Hali hazırda Genel Müdür Yardımcılığı görevini yürüten Kürşat Güney, e-Maliye Ürün ve Hizmet Gruplarından Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı oldu. Ar-Ge Merkezi Direktörü Olgar Ataseven ise bu görevine ek olarak, Pazarlama Genel Müdür Yardımcılığı görevine getirildi. Dumlupınar Üniversitesi
İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İşletme Bölümü’nden mezun olan Uğur Ceylan, yüksek lisans eğitimini Beykent Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği Bölümü’nde tamamladı. Kuruluşundan bu yana 6 yıla yakın süredir TÜRKKEP bünyesinde çeşitli departmanların kurulması ve yönetilmesinde görev alan Ceylan, Satış ve Operasyondan Sorumlu Genel Müdür Yardımcılığı’nın yanında KEP Ürün ve Hizmetleri’nden Sorumlu Genel Müdür Yardımcılığı görevini yürütecek. ODTÜ Fen
Edebiyat Fakültesi İstatistik Bölümü’nden mezun olan Kürşat Güney, Gazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü İşletme Yönetimi Bölümü’nden yüksek lisans derecesini aldı. Güney; iş hayatı boyunca teknoloji sektörünün birçok önemli kuruluşunda satış ve pazarlama yöneticiliği görevlerinde bulundu. 2017 Eylül’ünde TÜRKKEP’e transfer olan ve Genel Müdür Yardımcılığı görevini yürüten Güney, yeni dönemde ise TÜRKKEP e-Maliye Ürün ve Hizmet Gruplarından Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı olarak görev yapacak. Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’nden mezun olan Olgar Ataseven, yüksek lisans eğitimini ODTÜ MBA programında tamamladı. İş yaşamına Unilever’de başlayan Ataseven, daha sonra farklı halkla ilişkiler şirketlerinde üst düzey yönetici olarak görev yaptı. 2017’den bu yana TÜRKKEP’te görev alan Ataseven, yeni süreçte Pazarlamadan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı olarak görev yapacak.
Girişimci Kadın Liderler Programı başladı Küresel danışmanlık ve denetim şirketi EY'nin, küresel çapta uyguladığı Girişimci Kadın Liderler Programı’nın (Entrepreneurial Winning Women Programı) 2018 dönemi, 10 – 11 Ekim 2018 tarihlerinde EY ofisinin bulunduğu Orjin Maslak Plaza’da düzenlenen Oryantasyon Konferansı ile başladı. Türkiye’de 2016 yılında başlayan programın 2018 sınıfına katılmaya hak kazanan 10 girişimci, konferansta ilk kez bir araya gelerek alanında uzman eğitmenler tarafından verilen eğitimlere katıldılar ve bir yıl boyunca birebir mentorluk desteği alacakları EY Türkiye şirket ortakları ile tanıştı, programın 2016 ve 2017 dönemi katılımcılarıyla da bir araya geldi. Oluşturulan 2018 sınıfı; enerji, tekstil, perakende,
eğitim, gıda ve turizm gibi farklı sektörlerden işlerini büyütme hedefi ve potansiyeli olan kadın girişimcilerden oluşuyor. EY Girişimci Kadın Liderler Programı'na katılmak isteyen girişimci kadınların şirketlerinin Türkiye merkezli
ve en az 3 yıldır faaliyette olması, son 2 yılda en az yıllık 3 milyon TL ciro, kadın girişimcinin şirkette en az yüzde 25 hisse sahibi olması ve ana karar vericiler arasında yer alması koşullar. Detaylar www. ey.com/tr/eww sitesinde.
24 KARİYER
BThaber
29 EKİM - 4 KASIM 2018
Engel tanımayan bordrocular iş hayatına akıyor
İş hayatında deneyim edinme imkanı olmamış, ancak üretmeye ve gelişmeye niyetli bedensel engellilere meslek kazandırmak amacıyla hayata geçirilen “Engel Tanımayan Bordrocular” projesi, hizmet içi eğitim modeli olarak gerçekleştiriliyor. Eğitimlerde kuramsal bilgiler kadar, vaka çalışmalarına da ağırlık veriliyor. Geçtiğimiz dönemde İŞKUR projesi kapsamında 40 kişilik bir gruba meslek kazandıran şirkette, bu yıl içinde 22
bordro uzmanı adayı olarak ‘Datassist PayOps’ (Payroll Operations) adındaki operasyon gruplarına yerleştiriliyorlar. Engel Tanımayan Bordrocular, böylece eğitimin hemen ardından hizmet sürecine dahil oluyor. Programı tamamlayan ve gruplara dahil olan katılımcılar tüm işlemleri bordro uzman ve yöneticileri tarafından kontrol edilerek, Türkiye’nin ve dünyanın en büyük kurumlarına hizmet verme şansını yakalıyor.
kişilik bir grubun eğitimleri tamamlandı, 16 kişilik engelli grubunun eğitimleri ise devam ediyor. Datassist kurucusu Ayşe Nazmiye Uça, bu alanda kadınların payının yüzde 65 civarında olması ışığında, bunun önemine işaret etti. Bedensel engelliler, görme, konuşma ya da duyma problemi olanlar, otistik ya da diyabetik bireyler de bu eğitimlerde yer alabiliyor. Program tamamlandığında katılımcılar geleceğin
Yaklaşık 3 ile 6 ay arasında hizmet içi kabiliyetleri gelişen katılımcılar, bordro ve iş kanunu uygulamaları konularında eleman arayışı olan kurumlara yerinde hizmet vermeye başlıyorlar. Yerinde hizmet sürecinde de Datassist ekibi, yeni ve güncel bilgilerle, uygulama kabiliyetlerinin devamlılığı için bu çalışanlara destek vermeye devam ediyor. Personel çalıştıran ve belli ölçüde kurumsallaşmış olan ya da bu yolda ilerleyen her sektörden şirkete işe yerleştirme yapılıyor ve uzmanlığa ihtiyaç duyan her sektörden her işletme çalışan odaklı bu hizmet modelinden faydalanabiliyor. Programa katılarak Engel Tanımayan Bordrocular arasında yer almak için öğrenmeye, üretmeye istekli olmak yeterli. Eğitim öncesi katılımcıların arayışlarına en doğru şekilde cevap verebilmek için, kişilik analizi testleri ve birebir mülakatlar gerçekleştiriliyor. Lise veya
üniversite eğitimine sahip bireyler için bu başlıktaki eğitimler, bordro alanında kuramsal temel ile başlıyor. Her yeni bilginin uygulamada ne işe yarayacağını kişilere aktarmaya da önem veriliyor. Eğitimin teorik bölümü hafiflerken, vaka çalışmalarının ve uygulama örneklerinin ağırlığı artıyor. İş Kanunu uygulamaları, özlük bilgilerinin işlenmesi, bordro ve tazminat hesaplamaları gibi konular da katılımcıların örnekler üzerinde çalışmasıyla işleniyor. Hesap makinesi yardımıyla kağıt üzerinde bordro hesaplamaları tamamlandıktan sonra eğitimler, Datassist tarafından geliştirilen SaaS Personel Yönetimi uygulaması olan Dakika. com.tr üzerinde sürüyor. Dakika.com.tr, hali hazırda on binlerce bordronun hesaplandığı ve yüzlerce kurumda İK süreçlerinin yürütüldüğü bir yazılım olarak, eğitimlerin önemli bir parçası.
Etkinlikleriniz ile ilgili bilgileri bthabersirketleri.com/EtkinlikDuyuru adresine girebilirsiniz.
BThaber
ETKİNLİK TAKV!M! E T K İ N L İ K L E R
21 Kasım 2018 Teknoloji Kaptanları Ödül Töreni İstanbul Kongre Merkezi AYRINTILI BİLGİ: www.bilisimzirvesi.com.tr
21 - 22 Kasım 2018 Bilişim Zirvesi'18 İstanbul Kongre Merkezi AYRINTILI BİLGİ: www.bilisimzirvesi.com.tr
E T K İ N L İ K L E R 5 - 8 Kasım 2018 VMworld 2018 Barselona AYRINTILI BİLGİ: www.vmworld.com/en/europe/index.html
Y U R T İ Ç İ
21 Kasım 2018 TIBCO Spotfire(X) Analytics Platform Lansmanı İstanbul WindowİST Plaza Maslak AYRINTILI BİLGİ: www.infolitik.com/21-kasim-spotfire-xlansman/#.W9BcCWgzbIV
13 Aralık 2018 Girne Toplantıları BTvizyon Girne AYRINTILI BİLGİ: www.bilisimzirvesi.com.tr
Y U R T D I Ş I
7 - 8 Kasım 2018 Fujitsu Forum 2018 Münih, Almanya AYRINTILI BİLGİ: www.fujitsu.com/global/microsite/ forum-2018/
26 - 30 Kasım 2018 AWS re:Invent Las Vegas, ABD AYRINTILI BİLGİ: https://reinvent.awsevents.com/
27 - 28 Kasım 2018 Open Mobile Summit San Fancisco, ABD AYRINTILI BİLGİ: https://events.incite-group.com/oms/
29 - 30 Kasım 2018 Disrupt Berlin 2018 Berlin, Almanya AYRINTILI BİLGİ: https://techcrunch.com/events/disruptberlin-2018/
BThaber
26 MEKTUP Yeni haftadan merhaba, Soğuklar kendini gösterir, yaz tatilini geride bırakan ısıtma sistemleri ile verim, maksimum yakıt tasarrufu ve doğalgaz faturalarını düşürmek hedeflenince, Bosch Termoteknik’in önerilerine kulak kabartmak gerek. İlk adım; cihazlarda periyodik bakım ve oda sıcaklığı ayarının bilinçli uygulanması. Bosch Termoteknik uzmanlarına göre, oda sıcaklığını 1oC düşürmek, yakıt tüketiminde tasarruf demek. Hem sıcaklığın çok yükseltilmesi, odadaki havanın kurumasına, grip riskinin artmasına neden olabiliyor. Kombinin, kapasitesini hassas biçimde kontrol edebilmesi ve oda kumandaları ile uyumlu çalışması da bir tasarruf kriteri. Hem oda kumandası ile çalışarak kapasitesini oda sıcaklığına göre ayarlayan modülasyonlu kombiler, daha az yakıt tüketiyor. Cihazların servis ve bakımlarının düzeni yapılması da tasarrufta önemli. Bu arada, kombi kadar, uygun radyatör seçimine de dikkat etmek şart. Hane sıcaklığına ve cepteki yoğunluğa odaklı bu ipuçları sonrası güzel haberlerim var. ODTÜ Teknokent bünyesindeki eğitim yazılımları şirketi DamaSistem’in okul öncesi bilişsel gelişimi destekleyici yeni nesil akıllı oyuncaklar projesi, 2018 Ocak’ında aldığı TÜBİTAK desteği sonrasında, Türkiye başta olmak üzere birçok ülkenin dijital pazarında tablet ve akıllı telefon uygulaması olarak satışa sunulacakmış. Fiziksel oyuncaklar ile etkileşimli mobil hikâyeleri bünyesinde barındıracak ve ‘Meraklı Abidin’in Maceraları’ adında akıllı oyuncakların mobil uygulaması olan uygulama, “Abidin’in Oyuncaklı Hikayeleri” adı ile mobil pazarda indirilmeyi bekliyor. Mevzu oyunsa, haberlerim bu
29 EKİM - 4 KASIM 2018
OPET Trafik Dedektifleri Projesi yeni açılımla büyüyor
kadar değil… Tricksy Games ve Mora Labs’in işbirliği ile hazırlanan, tamamen zekaya dayalı bir sisteme sahip mobil strateji oyunu P.A.T.H (Path of Heroes), Türkiye’de gördüğü yoğun ilginin verdiği güçle Avrupa, Amerika, Brezilya ve Ortadoğu pazarına ilerlemeyi hedefliyormuş. Mobil taktik ve strateji oyun olunca, bize de küresel başarıları takip etmek düşüyor. Böylece gelelim ödüllere… Arçelik ve Reklam Ajansı Y&Rİstanbul, 30. Kristal Elma 2018 Türkiye Reklam Ödülleri Yarışması’nda 4 ödüle layık görülmüş. Teknosa da Kristal Elma Ödülleri’nde 1 Kristal, 1 Gümüş ve 2 Bronz Elma olmak üzere toplamda 4 ödül kazanmış. Vodafone Türkiye ise Kristal Elma’dan toplam 18 ödülle dönmüş. Vodafone Türkiye ayrıca, “30 Yılın Yaratıcılığa Cesaret Veren Reklamverenleri” arasında birinci sırada yer almış. Başarılı sürdürülebilir iş modellerini ödüllendirmek amacıyla bu yıl beşincisi düzenlenen Sürdürülebilir İş Ödülleri ile sosyal, ekonomik
ve çevresel konularda önemli etkiler yaratan başarılı projeler seçilmiş. İşte kazananlar: Su Yönetimi kategorisinde TÜPRAŞ, Çalışan Katılımı/ Bağlılığı kategorisinde Koç Holding, İşbirliği – B2B kategorisinde L'Oréal Türkiye, İşbirliği – B2NGO kategorisinde Nestlé Türkiye, İşbirliği – Yerel Yönetim kategorisinde İSKİ, Karbon ve Enerji Yönetimi kategorisinde Mey İçki, aynı kategoride yerel yönetim alanında Eskişehir Tepebaşı Belediyesi, KOBİ kategorisinde ise Akademi Çevre ödül aldı. Sürdürülebilirlik Raporu kategorisinde ödülün sahibi Kordsa, Çeşitlilik ve Dahil Etme kategorisinde Siemens Türkiye, Sürdürülebilir İnovasyon kategorisinde Ferrero Fındık, Sürdürülebilir İnovasyon – Yerel Yönetim kategorisinde İstanbul Büyükşehir Belediyesi, Sürdürülebilir İnovasyon – KOBİ kategorisinde BEE'O Propolis, Tedarik Zinciri Yönetimi kategorisinde Metro Türkiye, Sosyal Etki kategorisinde Anadolu Etap, Sürdürülebilirlik İletişimi kategorisinde H&M, Atık Yönetimi kategorisinde
Bilişim Zirvesi Etkinlik Organizasyon Ltd. Şti. adına Sahibi ve Sorumlu Yazıişleri Müdürü Neslihan Aksun neslihana@bthaber.com.tr
YIL 22 SAYI 1194
29 EKİM - 4 KASIM 2018
BThaber Grubu Yayın Koordinatörü Ayhan Sevgi ayhans@bthaber.com.tr
www.bthaber.com www.linkedin.com/groups/BThaber twitter.com/bthaber www.facebook.com/BThaber
Okur Temsilcisi Behçet Envarlı benvarli@tbv.org.tr
Editör
Görsel Yönetmen
Online Editör
Handan Aybars handana@bthaber.com.tr
Tuğçe Diyar tugcee@bthaber.com.tr
Ferit Çelik feritc@bthaber.com.tr
Bültenlerinizi
bulten@bthaber.com.tr adresine gönderebilirsiniz
Cilt, Baskı, Poşetleme: Uniprint San. ve Tic. A.Ş. - Hadımköy İstanbul Asfaltı Ömerli Köyü İstanbul - Tel 0212-798 28 40. l
Abone ve Dağıtım btabone@bthaber.com.tr
Sütaş, Kadının Güçlendirilmesi kategorisinde Türk Philips, Yılın Startup’ı kategorisinde Evreka, Yılın Sosyal Girişimi kategorisinde Arya Kadın Yatırım Platformu ödüle layık görülmüş. Dünya çapında iletişim merkezi çözümleri pazarına liderlik eden Genesys, Türkiye’de en üst seviye Gold iş ortağı olan CRR’ı üç ödüle birden layık görmüş. Türkiye’nin yanı sıra, Avrupa ve Ortadoğu pazarlarına da hizmet veren CCR, kurumsal kategoride “En Yüksek Gelir Elde Eden Partner” ve “Gold Partner”, bireyselde ise “En İyi Satış Personeli” ödüllerini almaya hak kazanmış. Keytorc’un düzenlediği, Türkiye’nin ilk uluslararası test otomasyon hackathon’u olan TestHackathon tamamlandı. Yedi ülkeden 118 takımın katıldığı etkinliğin galibi Turkcell’den Game of Tests olmuş. Konumuz test madem, bir haberim daha var: Kullanıcı deneyimi tasarımı ve kullanılabilirlik testlerine yönelik danışmanlık ve eğitim hizmetleri sunan UXservices, geçtiğimiz yıl olduğu gibi bu yıl da Avrupa Yazılım Testi Ödülleri’nde finale kalmış, ki dilerim başarı haberini paylaşmak da yine bana düşecek. Shell & Turcas’ın, kadın istihdamını güçlendirmek ve çalışma hayatında fırsat eşitliğine destek olmak amacıyla başlattığı “Shell’de
Kadın Enerjisi” projesi, Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı tarafından ödüle layık görülmüş. Türkiye genelinde yürütülen Shell’de Kadın Enerjisi projesi ile 5 yılda, yani 2023 yılına kadar 5 bin kadın istihdam edilecekmiş. Bugüne kadar 3-17 yaş arasında yaklaşık 4,5 milyon çocuk ve gence, dolaylı olarak da ailelerine trafik bilinci aşılayan OPET Trafik Dedektifleri Projesi “Yol Kullanıcıları Eğitici Eğitimleri”nin 6’ncısı Antalya’da gerçekleştirilmiş. Jandarma Genel Komutanlığı’nın projeye paydaş olmasıyla birlikte bu yıl ilk kez jandarma personeline de eğitim veriliyor malum ve Türkiye’nin dört bir yanından gelen Jandarma Genel Komutanlığı’na bağlı Trafik Hizmetleri’nde görevli 135 personel, 5 gün boyunca eğitim almış. Eğitim sonunda sertifika almaya hak kazanan jandarma personeli de görev yaptıkları kentlerde geleceğin bilinçli sürücülerini yetiştirecek. Bu açılımla, kırsal kesimdeki ve köylerdeki çocuk ve gençler de ‘Trafik Dedektifi’ olacak. Bu kadar bilgiden sonra biraz gezelim… Setur’un kişiye özel deneyim ve macera seyahatleri sunmak üzere hayata geçirdiği markası SeturSelect, 1618 Kasım’da gerçekleşecek özel bir kültür turuna imza atıyor. Seyehat, yazar ve Yaşam Atölyesi Kurucusu Aret Vartanyan’ın katılımıyla, kişisel dönüşüm turu olarak planlanıyor. Haftaya yine buluşalım.
İtirazım var…
Bir konuda “Zirve” yapılabilmesi için yeterli şartlar ya konunun en üst mercilerinin görüşüyor olması ya da konunun tüm paydaşlarının birarada olmasıdır. Her toplantıya zirve denmesine itirazım var. bthabersirketleri.com/itiraz
BThaber Genel Müdürü Özlem Unan İş Geliştirme ve Satış Müdürü Abdurrahman Koyuncu Reklam Satış Yönetmenleri Kutay Göçe Çiğdem Şakar Rana Özgen Reklam Rezervasyon Sorumlusu Suzan Bilken Yönetim Yeri: Bilişim Zirvesi Etkinlik Organizasyon Limited Şirketi Örnek Mah. Şehit Cahar Dudayev Cad. Örnek İş Merkezi No:14 Kat:5 34704 Ataşehir İSTANBUL Telefon: (0216) 888 0 596 Ankara Ofisi: Adres : Nergis Sok Via Flat İş Merkezi No:7/2 Söğütözü-Ankara Telefon: (0312) 258 64 24 / Faks: (0312) 258 63 02
Türkiye’nin en köklü bilişim teknolojileri yayını olan BThaber, 1995 yılından bu yana bilişim ve teknoloji dünyasındaki en son haberleri, yenilikleri ve bilgileri okuyucularına kesintisiz bir şekilde sunmaya devam ediyor. Her hafta yüzde 35’i BT, yüzde 65’i ise finans, otomotiv ve sağlık gibi farklı sektörlerde yer alan şirketlerin ve kamu kurumlarının yöneticilerinden oluşan 7500’ün üzerinde kişiye ulaşmakta ve online platformlar üzerinden her hafta on binlerce kişiye erişim sağlamaktadır.
ISSN 1300-6495 BThaber kontrollü abonelik sistemiyle dağıtılmaktadır. - Fiyatı 1 Kuruş (KDV dahil) - BThaber, 5187 sayılı Basın Kanunu’nun 2/f maddesi hükmü gereği ‘yerel süreli yayın’dır.
WEEKLY INFORMATION TECHNOLOGY AND ECONOMY NEWSPAPER
Three problems of the CEOs… As organized globally for the fourth time this year by KPMG, CEO Survey hosted opinions of 1.300 CEOs from 11 key countries as well as many CEOs from 40 countries including Turkey. 25 CEOs from Turkey shared observations, strategies and experiences concerning the change and transformation in business. The survey, in which the opportunities and threats of the technology age are evaluated by the CEOs, reveals that geography does not differentiate the problems and that CEOs from each country struggle with similar challenges. Reviewing the survey, KPMG Turkey President Murat Alsan stated that: “We are following how CEOs respond to the threats and opportunities of a World where everyone and everything started to connect but at the same time of fluctuations through CEO surveys. We see that all CEOs in Africa, America, Asia-Pacific, Europe, wherever they are, are targeting growth despite obstacles. They are also aware of the growing pains. Under these circumstances, we understand that they are pursuing new ways and innovative ways to expand their companies.” Emphasizing that CEOs do business in a world where risk agenda is constantly changing, Alsan said: “The wait-and-see approach for these issues is not an
option. For instance, it is unthinkable that the CEOs can postpone solutions to vulnerabilities in their cyber security systems. Second, each CEO has to keep the geopolitics on the agenda, even though they are not political players. This is a requirement for them and the board of directors to understand the impact of geopolitics over finance, business and working models regarding the growth of businesses It is also important to follow the generation change very closely to ensure growth. The expectations and preferences of the generation Y will directly determine the growth of enterprises.” Cyber risk, nationalism, generation Y Some of the highlights from the KPMG 2018 CEO Survey are as follows: • All CEOs have the same three titles on their agenda; geopolitical surge under the title of increased protectionism and nationalism, cyber risk and demographic changes. The CEOs are sailing against these three strong winds, but nearly all of them are targeting growth, despite the obstacles. • Protectionism and nationalism threaten the growth targets of CEOs. At the top of the threat list of CEOs in Turkey, there is ’the return to
nationalism’. • Cyber awareness appears increased in Turkey. Last year, 72% of CEOs said their organization was not prepared for cyber attacks. None of them, this year, believes that they are fully prepared. According to 40% of CEOs in Turkey, it is a matter of time each company receiving a cyber attack. • CEOs have to deal with generation change. New customers from the digital world have changed their traditional customer behavior and expectations. Rooted and large corporate companies are struggling for urgent adaptation and transformation. Growth expectations are cautious • CEOs in the world and in Turkey are looking more positive to the growth of their industry and their businesses this year. But this confidence is not reflected in national growth expectations in the same way. Especially in Europe’s largest economies and CEOs in Turkey feel less confident towards the future growth of their countries. Therefore, it is expected that growth will be painful in economies.
Strategic cooperation • CEOs stand out for inorganic methods for growth despite uncertainties and obstacles. 33% of global CEOs and 52% of CEOs in Turkey believe that they can meet growth goals with strategic partnerships. • 60% of CEOs put their collaboration with innovative startups among the top three actions they need to take for growth. South America and Africa on target • 70 percent of global CEOs, 68 percent of CEOs in Turkey are the emerging markets at the beginning of the geographical expansion goals in the next 3 years. Among them, one of the three CEOs is Central / South America. Second place comes from Eastern Europe. Africa also ranks in the top three for CEOs in Turkey. South America and Africa on target • There are emerging markets at the beginning of the geographical expansion goals of 70% of global CEOs and 68% of CEOs in Turkey in the next 3 years. Among them, one in every three CEOs prioritizes Central/South America. Second place is taken by Eastern Europe.
Africa also ranks in the top three for CEOs in Turkey. Leaders of transformation • In order for a business to undergo a radical transformation, it needs a leader to manage the process. 71% of global CEOs are prepared to manage this process. 56% of the CEOs in Turkey think that the leading positions in Turkey are competent to undergo this transformation. Influence of digital workforce • One of the important tasks of CEOs in the age of technology is to restructure the workforce in their businesses for a future where smart machines and talented people work together. 84 percent of CEOs in Turkey think that artificial intelligence technology will create many new jobs. This ratio is 62% for global CEOs who experience this technology more. • 67% of global CEOs prioritize keeping the data scientists into the organization. 36% of CEOs in Turkey describes it as a priority. The use of data analytics technology in Turkey is not very common so the result could be emerging from this fact.
R&D focused HR should be further increased Under the Ministry of Industry and Technology, hosted by the Star Technology Transfer Office (TTO), Technology Transfer Offices Meeting brought together the TTOs serving in Turkey. Organized for the second time with the participation of the Ministry, TÜBİTAK and TTOs, evaluations were made on how to sustain the healthy development of the TTO ecosystem in the event. The opening speech of the event made the General Director of Yıldız Technopark,
Prof. Dr. Mesut Güner. He said that university approach only based on education has been replaced by 3rd generation universities which give importance to research and commercialization. In terms of entrepreneurial climate, technology transfer offices are at a critical point. Rector of Yıldız Technical University Prof. Dr. Bahri Şahin commented as: “Entrepreneurial ecosystem must grow at the same frequency and run towards the same target in order to achieve
a healthy and successful growth. It should focus on general optimization rather than local optimization.” The Ministry of Industry and Technology R&D Incentives General Manager Muhammet Bilal Macit, who draws attention to the fact that all of the different supports such as TÜBİTAK, R&D and TTO supports may end one day, stated that: “All mechanisms of ecosystem should be properly made systematic. Greater added
value can be achieved through an accurate governance mechanism through TTOs and technoparks. For this, both institutionalization and sustainability should be opening the doors to commercialization and becoming international.” TÜBİTAK President Prof. Dr. Hasan Mandal stated that despite the increase in the share of R&D in GDP, it is not enough and added: “The University has an effort to produce knowledge, but in
the demand-building part of it, there is a difficulty in the industry. The number of human resources in terms of R&D in industry need to be increased. It is pleasing that the number of patents increase, but we must work to increase the number of those intended for commercialization. Turkey, on the Global Competitiveness Index, ranks 53rd among 137 countries. This is not only related to R&D and innovation processes, but all components of the entire ecosystem.”
It is time to talk about Smart Technologies Behind the Wall! This year, organized with the theme of “Smart Things Knowing Technologies”, the ICT Summit will be held for individuals, companies and countries to discuss all aspects of a smart, intelligent and autonomous digital life. The ICT Summit event, which determines the future of the business world that has been transformed by technology since 2000, will address the future of Turkish business world by transforming innovative technologies such as artificial intelligence and the internet of things this year. In our day and age, everything in human life ecosystem is connected with digital neural networks to become smart and autonomous. All things, objects and creatures are becoming products with artificial intelligence technology, which can empathize, wonder, learn, decide, apply, design and construct. This organic and digital ecosystem, defined as Smart Things, carries life into a holistic digital intelligence by managing each other in a connected and interactive way.
Under the leadership of BTHaber Corporate Group, hosting Turkey’s most experienced technology conference and publishing companies, ICT Summit Event Company will organize the event on November 21-22, 2018 at the İstanbul Congress Center. One of the richest programs in the history of ICT Summit In this new world where the question of ‘will Artificial intelligence and robots replace human beings?’ is more frequently asked, the new position and the new role of the people will be questioned and questions regarding the transformation which will be brought by unmanned vehicles, factories and schools in ICT Summit 2018. Steps to be taken by Turkey in this era of digital intelligence will be discussed in ICT Summit 2018. of, what changes in this new era will be occurring in state structures, health, production, finance, banking, transportation and our homes will be told to the participants by experts.
ICT Summit 2018 attracts attention with its rich program and contents. ICT Summit 2018, which will have one of the most comprehensive organizations since the first year it was organized, stands out with Technology Platforms events for different sectors. Platform titles include IoT Technologies, Big Data, Digital Finance and Trade, Robotic Systems, Mobile Business, Digital Sports Technologies, Integrated Cloud Technologies, National Advanced Technologies, Digital Security for different sectors to draw future projections. BTHaber Corporate Group President Murat will be making the opening speech of the ICT Summit’18 event and a nice chat will take place with the well-known names of the technology media Youtuber İlkay Zaman titles “Timely (Zamanlı) Technology Talks”, the main sponsor Turkey İş Bank and Hewlett Packard Enterprise managers. Digital change in the public will be evaluated
As the Domestic and National Advanced Technology Manufacturing Strategy, the organizations symbolizing the digital transformation of the public will help determine the near-future technology road map of Turkey. In this platform, Turkey’s integration to the digital world, development and growth of domestic and national high technology moves, issues such as what needs to be done to improve technology export will be discussed. The main sponsors of the ICT Summit 2018 will be Turkey İş Bank and Hewlett Packard Enterprise and Enterprise Transformation Platform, Netaş SOTI will also be providing support as Platinum Sponsors. Sharing his views on the event which receives support from many companies, Turkey İş Bank Vice President Hakan Aran drew attention to artificial intelligence technology modifying ways of doing business, not only in finance, in all areas in the next period. He stated that artificial intelligence technologies will be more meaningful and exciting
after the beginning of their use with the right scenarios in order to create value for the customers’ lives and that it will cause changes in three basic areas in the banking sector. Aran defines these areas as interacting with customers, modeling and decision support systems, and the way in which the business processes in the internal processes of the institutions and operations are evolved according to artificial intelligence. Defining ICT Summit as a broad and rich organization setting Turkey’s technology and IT agenda and supporting the creation of companies and Turkey’s vision, strategy and roadmap, Hewlett Packard Enterprise Turkey General Director Güngör Kaymak said that in the event, they will talk about Artificial Intelligence, Smart Cloud and Intelligence of Big Data as HPE Turkey. Kaymak expressed that the ICT Summit 2018 will bring an autonomous digital life model to the public, adding that they will find answers to all the questions that the participants have in mind.
‘We will be the meeting point on all sales platforms’ For a long-time, e-commerce software is made in Turkey. However, these software, as Univera General Manager Cüneyt Ersin drew attention, usually meets in three groups. The first is software that connects to ERPs, which enables an SME to quickly switch to e-commerce. They offer features such as e-commerce shopping cart or selection from catalog.
Secondly, companies can make their own custom-made software that can be integrated into the company’s own internal structure. For example; Cüneyt Ersin stated, the portals to open the orders of the dealers of the food industry we intensely work with, and this is also a kind of B2B portal. Ultimately, an overall commerce portal did not exist to be used by all the
Turkish industrial companies. Examples of this on a global basis are the acquisitions of leading IT companies in this regard. “What we write here is perhaps the most comprehensive e-commerce platform in Turkey” said Cüneyt Ersin and emphasized that they are working with close to 100 companies and they do the sales automation
Turkey’s largest companies. At this point, Cüneyt Ersin stated that they aim to advance the entire commerce from a single database and also underlined that they have also included e-commerce in all components of a real omnichannel sale that brings together all titles such as traditional trade, shop sales and telephone sales. Cüneyt Ersin stated that they wrote a
Commerce Platform Meeting All Channels named ‘Commerce Portal’ and said there is Retail Module among the channels. So they can work as a POS software. Thus, the only focus is not on the sale of the wholesaler or e-commerce, for example by setting up the Commerce Portal structure in a store, it is also possible to buy products from the cash register.