Santralinizin Yönetimini Elinize Alın
Bulutta kendiniz barının veya Sanallaştırın
3CX Telefon Sistemi 3CX'e taşının - daha düşük bir maliyete kolay yönetim ve tam Birleşik İletişimler özellikleri sunan bir IP santrali.
• Kolay kurulum ve yönetim • Uygun fiyatlara satın alma ve genişletme • Yerinde: sanallaştırılmış veya miniPC (Windows/Linux) • Bulut: KENDİ bulut hesabınızda (Google/OVH/Amazon/Azure) • Entegre Akıllı Telefon uygulamaları • WebRTC tabanlı web konferans
WWW.3CX.COM.TR
PBX'inizi yükseltin
Yerinde veya bulutta - maliyetleri azaltın!
Kurulumu ve Yönetimi Daha Kolay • Google/Amazon/Azure/OVH/Openstack ile BULUTUNUZDA çalıştırın • Yerinde kurun: sanallaştırılmış veya miniPC üzerinde • Hyper-V, VMware ve KVM'yi destekler • Süregelen bakım azalır • Otomatik güncellemeler • Önemli süreçleri tek panelden izleyin • IP Telefonlar/SIP Trunklar'a Tak Çalıştır
Benzersiz Mobilite • Android, iOS, Mac, Windows ve web uygulaması için uygulamalar • Heryerden ofis aramaları yapın ve arama alın • Dışarıdayken birleşik iletişimler özelliklerine erişin • PUSH teknolojisinin entegrasyonu
Üstün Nitelikli Birleşik İletişimler • Meslektaşlarınızın mevcudiyetini görün • Telefon santrali fonksiyonu • Kurumsal sohbet • Arama kaydı • Sesli mesaj ve e-postaya faks • Herhangi bir CRM veya tarayıcıdan Click2Call • Entegre WebRTC Video Konferansı • Beyaz tahta, ekran paylaşımı, uzaktan kumanda
Telekomünikasyon Giderlerinizi Azaltın • Arama giderlerini azaltmak için SIP trunk'lar kullanın • Ofisler arası arama ücetlerini ortadan kaldırın • Dışarıdayken ücretsiz aramalar • Mevcut altyapıyı destekleyin • Gelişmiş arama kontrolü
Kurşun Geçirmez Güvenlik • IP kara listeye alma • SRTP şifrelemesi • SIP saldırı araçlarının otomatik algılaması • HTTPS aracılığıyla telefon tedariği • SSL bağlanabilirliği • SSL Labs'den A+ puanlama
WWW.3CX.COM.TR
Ana Dağıtıcı:
Sayfa
8
TEKNO-POLİTİK
OSMAN COŞKUNOĞLU
TÜSİAD’ın Yeni Raporu ve Yeni Bir Çözüm Paradigması İhtiyacı
SAYI
HAFTALIK BİLİŞİM TEKNOLOJİLERİ VE EKONOMİSİ GAZETESİ www.bthaber.com.tr
Sayfa
4
1198 26 Kasım - 2 Aralık 2018
Sayfa
3
Boğaziçi Üniversitesi’nden yeni Teknopark atağı Boğaziçi Üniversitesi, farklı sanayi kollarında Ar-Ge ve üretim odaklı bir Teknopark kurdu. BÜDOTEK, üniversite-sanayi işbirliği temelli projelerin geliştirilmesi açısından önemli bir model oluşturacak.
Sayfa
7
Finans sektörüne yönelik yapay zeka destekli yerli çözümler… Finans ve bankacılık sektörüne yönelik çözümlerini yapay zeka teknolojileri ile destekleyen Nerodata, yeni yılda yeni ürünleri pazara sunmaya hazırlanıyor.
Sayfa
18
2020 planları tepeden tırnağa hazır SoftwareONE bünyesine katılan Comparex’te hedef; bu küresel ağın desteği ile Türkiye’nin yazılım gücünü küresel portföye katmak.
Sayfa
Duvarın Ardında "Bilen Teknolojiler" var! Bilişim Zirvesi'18 "Akıllı Şeyler - Bilen Teknolojiler" ana teması ve "Beyond the Wall" mottosuyla İstanbul Kongre Merkezi'nde gerçekleştirildi. İş Bankası ve Hewlett Packard Enterprise ana sponsorluğunda düzenlenen zirve, 17 farklı tema kapsamında paralel oturumlarda sunum yapan 200'e yakın uzman konuşmacı, 100'ün üzerinde destekleyici lider kurum ve 50'nin üzerinde stant ile binlerce katılımcıyı “Duvarın Ardı”na taşıdı. BThaber’in Bilişim Zirvesi’18 çatısı altında organize ettiği Teknoloji Kaptanları Ödülleri de 21 Kasım akşamı sahiplerini buldu. Sayfa
15
Sayfa
10
11
BULUTU
BULUT YAPAN VERi MERKEZi
RADORE Çepeçevre akıllanan dünya! Gelişen teknolojiler ve iletişim hızları ile birlikte artık kullandığımız her cihaz birer akıllı nesneye dönüşüyor. Bu alandaki gelişmeler, dosya sayfalarımızda.
BU
Anlık takip ve analiz yetkinliği, verimlilik demek IoT çözümlerinin ciroda araç takip sistemleri ile yüzde 50-50 dağılıma ulaşması ve İngiltere başta olmak üzere yurtdışı pazarlarda etkinliğin artırılması Trio Mobil’in öncelikleri.
TL A İ L G LU AKLINDAKI SORULARI
İ İL
İş sürekliliği yönetimi ‘verim’ demek Ponemon Institute tarafından gerçekleştirilen “2018 Veri Sızıntılarının Bedeli: İş Sürekliliği Yönetiminin Etkisi” başlıklı araştırma, iş sürekliliğine yatırım yapan şirketlerin veri ihlalleri sonrası daha hızlı ayağa kalktığını gösterdi.
BThaber
GÜNDEM
26 KASIM - 2 ARALIK 2018
3
Duvarın Ardında "Bilen Teknolojiler" var!
Bilişim Zirvesi'18 "Akıllı Şeyler - Bilen Teknolojiler" ana teması ve "Beyond the Wall" mottosuyla İstanbul Kongre Merkezi'nde gerçekleştirildi. Bu yıl Türkiye İş Bankası ve Hewlett Packard Enterprise ana sponsorluğunda, 2122 Kasım tarihlerinde düzenlenen zirve, bu yıl 17 farklı tema kapsamında paralel oturumlarda sunum yapan 200'e yakın uzman konuşmacı, 100'ün üzerinde destekleyici lider kurum ve 50'nin üzerinde stant ile binlerce katılımcıyı “Duvarın Ardına” taşıdı. Bilişim Zirvesi'18, yapay zekâ ve robotlarla birlikte kurgulanacak yeni yaşamı ve insanın bu gelecekteki rolünü, farklı sektörlerden uzmanların ve fikir liderlerinin görüşleriyle zenginleşen bir düzlemde masaya yatırıldı. Nesnelerin interneti, güvenlik, bulut, büyük veri analitiği, Endüstri 4.0, yapay zekâ, artırılmış sanal gerçeklik, robot teknolojileri gibi güncel
konular, zirve süresince düzenlenecek konuşma, seminer ve panellerde katılımcılarla paylaşıldı. Dell EMC’nin Oturum Sponsoru olarak desteklediği Bilişim Zirvesi’18’de KoçDijital ve Ruijie Networks ise Premium Partner olarak yer aldı. 18 yıldır bilişim dünyasında gündemi belirleyen Bilişim Zirvesi'nde geçen yıl "Yıkıcı ve Yenilikçi Dijital Ekonomi" temasıyla duvarların yıkıldığını hatırlatan BTHABER Şirketler Grubu Başkanı Murat Göçe, “Geçtiğimiz yıl teknolojinin, zihnimizde ve gerçek dünyada oluşturduğumuz, tüm geleneksel duvarları birer birer yıkmaya başladığına işaret ederek, yıkıcı ve yenilikçi özellikler barındıran, dijital ekonominin ayak seslerini duyurduğumuz Bilişim Zirvesi’nde, bu yıl sizi duvarın ötesine taşıyacağız” dedi. Göçe, önümüzdeki yıl gerçekleştirilecek olan Bilişim Zirvesi’19’un ana
mesajını da salonda bulunanlarla paylaştı. Buna göre Bilişim Zirvesi 19’un ana teması “Data Talks – Veri Konuşur” olarak belirlendi. Zirvenin ana sponsorları olan Türkiye İş Bankası Genel Müdür Yardımcısı Hakan Aran ve HPE Genel Müdürü Güngör Kaymak ile Premium Partner olan KoçDijital Yönetim Kurulu Başkanı Vekili Mehmet Ali Akarca da açılışta birer konuşma gerçekleştirdiler. Açılış programının protokol konuşmasını ise Ulaştırma ve Altyapı Bakan Yardımcısı Dr. Ömer Fatih Sayan gerçekleştirdi. Bilişim Zirvesi'18 bu yılki keynote konuşmacıları ise Fjord Accenture Interactive EALA Veri Tasarım Direktörü Connor Upton ile UiPath Türkiye Genel Müdürü Tansu Yeğen oldu. Bilişim Zirvesi’nin zengin içeriğini 10 Aralık tarihli sayımızda yer alacak olan Bilişim Zirvesi Özel Dosyası’nda bulabilirsiniz.
Türkiye’nin Teknoloji Kaptanları belli oldu! Türkiye’nin bilişim ve teknoloji alanında en deneyimli yayınlarından BThaber’in Bilişim Zirvesi’18 çatısı altında organize ettiği Teknoloji Kaptanları Ödülleri sahiplerini buldu. Akademik dünyadan ve STK’lardan 11 deneyimli ismin jüri üyeliğiyle belirlenen Teknoloji Kaptanları için 5000’in üzerinde halk oylaması yapıldı ve kazananlar 21 Kasım Çarşamba günü, Bilişim Zirvesi’18’de düzenlenen Teknoloji Kaptanları Ödül Töreni’nde açıklandı. Hem kamu hem de özel sektörden 14 değerli projenin finalist olarak yarıştığı ve Ruijie'nin sponsor olduğu organizasyonda “Yılın Teknoloji Kaptanı” seçilen İstanbul
Emniyet Müdürlüğü – İl Emniyet Müdürü Dr. Mustafa Çalışkan ayrıca “Yılın İnovasyon Projesi” ödülünün de sahibi oldu. Teknoloji Kaptanları Ödülleri kapsamında “Yılın Dijital Dönüşüm Projesi” ödülünü Gebze Organize Sanayi Bölgesi’nden Teknoloji Müdürü Engin Işık alırken, “Yılın Maliyet İyileştirme Projesi” ödülü Panda Dondurmaları CIO’su Çağatay Sözer’in oldu. “Yılın Müşteri ile Etkileşim Projesi” ödülüne Hannover Fairs Türkiye’den Bilgi Sistemleri ve Online Projeler Direktörü Cihan Keser layık görüldü. “Yılın Operasyonel Yetkinlik Projesi” ödülünü Otokoç Otomotiv CIO’su Dr. Erdal Kemikli kazandı.
48
BThaber
E-TOPLUM BİLİŞİM DÜNYASI
26 KASIM 21 - 227ARALIK MAYIS 2018
Boğaziçi Üniversitesi’nden yeni Teknopark atağı Boğaziçi Üniversitesi, Dudullu Organize Sanayi Bölgesi’nde, farklı sanayi kollarında Ar-Ge ve üretim odaklı bir Teknopark kurdu. Boğaziçi Üniversitesi Teknoloji Geliştirme Bölgesi’nin (BÜDOTEK), üniversite-sanayi işbirliği temelli projelerin geliştirilmesi açısından önemli bir model oluşturması amaçlanıyor. “Bilimden Çözüme” sloganı ile hizmet verecek BÜDOTEK’te yer almak isteyen girişimciler, başvurularını www.budotek. com.tr web adresi üzerinden gerçekleştirebilecek. Boğaziçi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmed Özkan, 21 bin m2 kapalı alana sahip Teknopark’ta şirketlerin kiralayabileceği 8 bin m2 alanın bulunduğunu belirterek, “Üniversitemizin bu bölgeye kuracağı Teknopark ile bölge içindeki sanayicilerle işbirliğini başlatmak kolay olacak. Büyük, küçük ve orta ölçekli şirketlerin somut ArGe ihtiyaçları var. Önemli bir yan sanayi de mevcut. Sanayi- üniversite işbirliğini
yaşayacağımız ekosistemi kurmak için elverişli bir ortam söz konusu. Burada fikirden ürüne giden süreçte prototipleme, fikrin altyapısı gibi konularda ihtiyaç duyduğumuz her şey elimizin altında olacak. Dudullu OSB, İstanbul’un en merkezi noktalarından birinde, gelişmiş bir sanayi bölgesi olarak önemli bir ‘hub’ oluşturuyor. Boğaziçi Üniversitesi de bir araştırma üniversitesi olarak bu ekosisteme katkılar sağlayacak. Gelişmiş sanayi bölgesi içinde yer almanın avantajlarından yararlanarak otomotiv, mekanik, robotik, sanayi kimyası gibi alanlar başta olmak üzere fikirden ürüne giden süreçte önemli çıktılara ulaşılacak” dedi. Korumanın temelinde blockchain var Türkiye’de üniversitelerde geliştirilen teknolojilerin ticarileşmesini sağlayacak, üniversiteye ait özel statüde ilk Teknoloji Transfer Ofisi anonim şirketini kuran Boğaziçi Üniversitesi, TÜBİTAK’ın girişimcilere
teknogirişim sermayesi desteği verdiği Bireysel Genç Girişim (1512 BiGG) programını DREAMBiGG adı altında uygulamaya koyarak, girişimcilerin iş planlarının korunabilmesi ve ticarileştirilmesi amacıyla, blockchain teknolojisini kullanmaya başlayan ilk Teknoloji Transfer Ofisi oldu. Boğaziçi Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi ve Türkiye’nin uluslararası ödüllü blockchain projesi Proofstack, girişimcilere ait iş planlarının fikri ve sınai haklarının korunması, yönetimi ve lisanslanması noktalarında, blockchain teknolojisini kullanmak üzere işbirliğine gittiler. Buna göre, DREAMBiGG web sitesi üzerinden başvuruda bulunan girişimcilerin, gönderdikleri dijital formattaki projeler blockchain protokolleri Ethereum, Bitcoin veya Litecoin ile delillendirilip evrensel bir korumaya alınabilecek. Boğaziçi Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi Girişimcilik ve İnovasyon Yöneticisi Aral Barkın Arak, DreamBiGG
programı çerçevesinde girişimlerin uluslararası vizyona sahip şirketler haline getirilmesi için iş planlarının Türkiye ve dünyada korunabilmesi ihtiyacına vurgu yaparak, blockchain teknolojisi ve Proofstack işbirliği hakkında şu açıklamaları yaptı: “Teknoloji Transfer Ofisi olarak, girişimcilerin fikri mülkiyetlerinin korunmasına yönelik girişimcilerin başvuruları öncesinde ve sonrasında destekler sağlamaktayız. Fikri mülkiyetin ortaya çıkarılmasından geliştirilmesine, lisanslanmasından ticarileştirilmesine kadar birçok süreçte girişimleri, değer üreten ve uluslararası vizyona sahip küresel şirketler haline getirmeyi hedeflemekteyiz. Bu nedenle Proofstack işbirliğini, blockchain teknolojisinin kullanımına başlangıç, global korunma ve Türkiye ve Avrupa Birliği (AB) mevzuatları ile uyumlu delilleri tek bir platformdan elde edebilme avantajları nedeniyle önemsiyoruz.’’ Proofstack CEO’su Hasan
Kurtuluş, bu işbirliğinin önemine dikkat çekerek, şunları söyledi: “Dünyada sadece Proofstack tarafından sağlanan Türkiye ve AB güncel mevzuatlarını içeren blockchain çözümlerimiz ile fark yaratmaktayız. Android, iOS ve Web uygulamaları üzerinden, yasal yetkili otoriteler ve blockchain protokollerini tek bir platformda toplayarak, hizmet verebiliyoruz. Türkiye’de 5070 sayılı kanuna uygun zaman damgası delili, AB’de 910/2014 sayılı eIDAS yasasına uygun 28 AB ülkesinde geçerli yasal delil ve blokzincir protokolleri Bitcoin, Ethereum ve Litecoin ile delillendirme işlemi sadece Proofstack tarafından gerçekleştirilebilmekte. Blockchain teknolojisinin Türkiye'nin dijital dönüşümünde önemli bir yer tutacağını öngördüğümüz için bu işbirliğini, bu teknolojinin yaygınlaşması noktasında önemli bir fırsat olarak görüyoruz.”
TechAnkara Proje Pazarı açıldı
Bu yıl sekizincisi düzenlenen TechAnkara Proje Pazarı açılış töreni 12 Kasım 2018 tarihinde ATO Congresium’da gerçekleştirildi. Açılışa Ankara Valisi ve Ankara Kalkınma Ajansı Yönetim Kurulu Başkanı Sayın Vasip Şahin, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Kalkınma Ajansları Genel Müdürü Barış Yeniçeri,
Ankara Sanayi Odası Başkanı Nurettin Özdebir, BEBKA Genel Sekreteri İsmail Gerim, Ankara Kalkınma Ajansı Genel Sekreteri Arif Şayık, Ankara Kalkınma Ajansı Yönetim Kurulu Üyeleri, proje sahipleri, girişimciler, yatırımcılar katıldı. TechAnkara Proje Pazarı için 482 yenilikçi proje başvurusu alındı ve değerlendirmeler
sonucu ilk 100 proje belirlendi. İlk 100 projenin faaliyet alanı ve sektör dağılımı ise 26 iletişim ve sayısal dönüşüm teknolojileri, 15 makine ve mekatronik teknolojileri, 14 sağlık ve biyomedikal teknolojileri, 10 gıda ve tarım teknolojileri, 11 enerji ve yeşil teknolojiler, 10 eğitim teknolojileri, 7 malzeme ve nano/mikro teknolojiler, 6 havacılık ve otomotiv teknolojileri, 6 diğer teknolojiler. TechAnkara Proje Pazarı ile teknoloji tabanlı yenilikçi projeleri olan girişimcilere Ankara Kalkınma Ajansı tarafından fuar alanı ve stant hizmetleri tahsis edildi. Girişimcilerin yatırımcılar, müşteriler, mentor ve danışmanlarla biraraya
gelmesi amacıyla ikili iş görüşmeleri gerçekleştirildi. Etkinlikte ilk 100’e giren girişimciler, TechAnkara paydaşlarıyla birebir görüşmeler gerçekleştirdi, bununla birlikte ürünlerini tanıtmalarına olanak sağlayan fuarda yer aldılar. Etkinlikte ilk 100 proje içinden seçilen 10 projenin girişimcileri, yatırımcılardan ve paydaş şirket yöneticilerinden oluşan değerlendiricilere yatırımcı sunumlarını gerçekleştirdi. TechAnkara Proje Pazarı açılışında konuşan Ankara Valisi Vasip Şahin, “TechAnkara Proje Pazarı, yalnızca pazara çıkan ürünlerin sergilendiği bir etkinlik değil, pazarın ihtiyaçlarının ve taleplerinin tespit edildiği nitelikli bir test ortamı. Burada
girişimcilerimiz bir yandan nihai ürünlerini sergilerken, bir yandan da pazarın gerçek ihtiyaçlarını öğrenme imkânı yakalamakta” dedi. Ankara Kalkınma Ajansı Genel Sekreteri Arif Şayık ise, “Mentorluk programları, hızlandırıcı programları, teknoloji ticarileştirme danışmanlıkları, yerli tedarik ve işbirliği buluşmalarını da içinde barındıran proje pazarı, bir yıl içinde gerçekleştirdiğimiz bu faaliyetlerin finali. TechAnkara Proje Pazarı’nın en önemli faaliyetlerinden biri girişimciyatırımcı buluşması ve Türkiye’nin en önemli 26 yatırımcı kuruluşundan 50 kişilik ekip 105 yenilikçi proje ile 300 B2B buluşması gerçekleştirecek” dedi.
Dell EMC Veri Koruma Çözümleri Artık NetCore Uzmanlığı ile Sunuluyor.
DELL EMC SUPPORT ENABLED PARTNER
BT Ortamınızı, veri depolama sistemleri ile şimdi daha fazla entegre olan lider Dell EMC Veri Koruma ve Yedekleme Çözümleriyle, NetCore gücü ve uzman DPS ekibi ile koruyun!
Data Domain
Data Protection Suite
Modern yazılım tabanlı veri merkezleri için tasarlanan pazar lideri 1, özel üretim yedekleme cihazı Data Domain, tekilleştirilmiş veriyi herhangi bir bulut ortamında katmanlandırma yeteneğine sahip lider altyapıdır 2.
Sınıfının en iyisi Dell EMC Data Protection yazılım çözümleri; kritik önem taşıyan uygulamalar için yedeklemeleri 20 kata kadar, veri kurtarmayı ise 10 kata kadar hızlandırır3.
Daha fazla bilgi için: dps@netcore.com.tr
www.netcore.com.tr
1. IDC WW Purpose-Built Backup Appliance Systems Tracker, 4Ç2017 (Gelir), Mart 2018. 2. Dell EMC Internal Analysis, Kasım 2016. 3. Dell EMC Internal Testing, Temmuz 2016, Geleneksel Yedekleme Karşılaştırması.
+90 216 688 5356
Integrated Data Protection Appliance (IDPA) Veriniz nerede olursa olsun, kurulumu ve yönetimi kolay tek bir cihazda güçlü veri koruması elde edersiniz.
6
E-TOPLUM
Kayak yerine, bisiklet Küresel ısınma yüzünden, Alp Dağları’na bile kar “eskisi” kadar çok ve yoğun yağmıyor. Avusturya Alpleri’ndeki kayak merkezlerini “karlı” tutabilmek için sezon başına 100 – 120 milyon euro harcanıyormuş – yapay kar üretmek için. Avusturya’da, iki bin 370 kilometre kare kayak pisti, dağlara çıkmak için 3 bine yakın teleferik/füniküler karsız döneme uyarlanacak kuşkusuz. Aynı dertten İsviçre de yakınıyor. Örneğin gayet turistik Morteratsch Buzulu, yılda 35 metre kısalıyor. Buzulu kurtarmak için yapay karla örtmeye çalışıyorlar. İsviçre’de dağlarda yürüyüş için 22 bin kilometre yol “tanımlı.” Çayıra çimene basarak değil, yürüyüş yolu olarak ayrılmış, işaretlenmiş yollar bunlar. Şimdi, bunlardan bazısının bahar ve yaz aylarında sadece dağ bisikleti
BThaber
Edip Emil Öymen edip.oymen@gmail.com
turizmine açılması (yayalara kapanması!) planlanıyor. İsviçre’nin İtalya’ya uzandığı güney doğu bölgesinde Bernina Geçidi yöresinde 45 kilometrelik bir bisiklet yolunun “haberi” yapılıyor şimdiden- 2019 yaz ayları için. Bir başka haberi yapılan yol ise daha kuzeyde kısa bir vadi: 7 kilometre uzunluğunda Hörnli vadisindeki yürüyüş yolu da yayalara kapatıldı, bisiklete açıldı. Başka yerlerde benzer girişimler var. Temel hedef aynı: Kar ve kayakla tanımlanan turizmi, karsız ve kayaksız turizme dönüştürmek üzere yenilikçilik.
26 KASIM - 2 ARALIK 2018
100 yıllık film seslendi
Londra’daki Askeri Müze arşivinde saklanan yüz yıllık film parçaları, dijital teknolojiyle yenilendi, renklendirildi, seslendirildi. Birinci Savaş’ın ilanından (2 Ağustos 1914), Almanya ile ateşkese kadar (11 Kasım 1918) geçen sürede Batı Cephesi’nde çekilen siyahbeyaz filmleri Yönetmen Peter Jackson (Yüzüklerin Efendisi, Hobbit) adeta bir sihirbazlıkla 1.5 saatlik bir belgesele dönüştürdü. Filmler, saniyede 10 – 18 kare ile çekilmişti. Bugünün saniyede 24 kare oynatım tekniğine uydurmak için kare-kare dijitale uyarladılar. Görüntü hızı bugünün
“normaline” getirildi. Siyah beyaz görüntüler, yine her kare için dijital teknolojiyle renklendirildi. Bu iş, görüntünün günün hangi saatinde çekildiği, yöre, hava koşulları, kişinin sağlık durumu gibi öğeler araştırılarak yapıldı. Sonra sıra, seslendirmeye geldi. Soluk görüntüler ekranda büyütüldü, dudak okuma uzmanları askerlerin ne konuştuklarını anladılar. Tiyatro sanatçıları, efekt uzmanları, filmi seslendirdi. Ve sıra, filmin en önemli ikinci öğesine geldi: Film boyunca 120 gerçek askerin/ subayın, taa 1964’te BBC’nin kaydettiği “Büyük Savaş”
belgeselindeki sesleri bu yeni filme dış ses olarak monte edildi. Öyle ki seyircinin gördüğü her görüntüye uyan bir sesli metin çıktı ortaya: Herşeyi, gerçek seslerin anlattığı... 240 uzman, teknisyen, mühendis, sanatçı bütün bu malzemeden görselli ve sesli bir “yeni eser” meydana getirdi. Filmin adı “Onlar Hiç Yaşlanmayacak” oldu (They shall not grow old). Siyah beyaz filmlerde sessizliğe mahkum, yüzleri doğru dürüst görülmeyen gölge insanlar, yenilikçi teknoloji sayesinde renge ete kemiğe sese büründü. Savaş denilen felaketin ne kadar feci, insanlık dışı muazzam bir ziyan olduğunu gösterdi İngiltere’de sinemalarda. Filmi BBC2 kanalı da yayınladı. Peter Jackson’la, bu filmi nasıl yaptığını anlatan yarım saatlik bir söyleşiyi ekledi arkasına: “Savaşan askerler, savaşı siyah beyaz yaşamadılar. Biz neden onları öyle görelim ki?”. Filmi Warner Brothers dünyaya gösterecek.
Facebook’a Fransa’dan önlem New York Times’da Facebook hakkında yine çok uzun (40 bin vuruş!) bir makalede, şirketteki eşgüdümsüzlük, kamuoyunun eleştirilerini geçiştirmek için başvurduğu taktikler, oyalamalar hakkında tanıklı, delilli bir makale yayınlandı (14.11.18). Tipik bir veri gazeteciliği türü makalede yok-yok. O kadar ki Facebook’un iki numarası Sheryl Sandberg’in Kongre Komisyonu önünde verdiği ifadede, masasındaki dosyasında yazılı olan “Acele etme. Durakla. Kararlı ol” talimatının fotoğrafı bile yayınlandı. Makalenin başlığı ise, Facebook’a PR “aklı” veren şirketin önerisiymiş: “Geciktir. Yalanla. Saptır.” Bu arada Mark Zuckerberg, “Facebook’un işleyiş tarzıyla ilgili sorunlara eğilmek amacıyla bağımsız bir kurul” oluşturacağından
söz etti. Nasıl ve nerede henüz belirsizken, Fransa Cumhurbaşkanı Macron, 12 Kasım’da Paris’te İnternet Yönetişim Forumu’ndaki (IGG) konuşmasında Facebook’la birlikte, 2019 başlarında 6 ay sürecek ortak bir çalışma grubu kuracaklarını açıkladı. Facebook’la birlikte nefret, taciz, homofobi, ırkçılık, antisemitizm gibi konularda nasıl ortak önlem alınabileceği araştırılacak. Macron, “Bu bir ilk olacak. Gayet yenilikçi bu yaklaşımı savunuyorum” dedi.
öngören yasa (NetzDG) 30 Haziran 2017’den beri yürürlükte. Adalet Bakanı Heiko Maas: “Sokakta suç işlenmesine nasıl izin veremezsek, sosyal medyada da veremeyiz.” Fransa’daki öneride ise Facebook, Twitter, YouTube’da yasa tarafından “yasadışı” sayılacak mesajların silinmesi için 24 saat süre tanınacak. Eğer bu mesaj terör nitelikliyse süre bir saat. Eğer söz konusu mesaj silinmezse milyon euro’luk para cezaları gelecek.
Fransa Başbakanı Édouard Philippe ise, GAFA’nın denetlenmesi amacıyla Fransa’da da Almanya’daki gibi “sert” önlemler içeren bir yasa tasarısından söz etti. Almanya’da sosyal medya, yalan haberi siteden 24 saatte silmezse 50 milyon euro’ya kadar (milyon!) para cezası
Fransa Parlamentosu’nda Macron’un partisi (LREM) milletvekili Laetitia Avia ve arkadaşları tarafından hazırlanan bir raporda ise sosyal medyadan kaynaklanan sorunların çözümüne dair öneriler sıralandı. Başbakan, yeni yasa hazırlanırken bu önerileri dikkate alacaklarını
söyledi. Galiba en ilginç öneri: “İletişim hukukunu yeniden tanımlamamız gerekiyor: GAFA, içerik üretmez ama içeriği editoryal bir süreçle sınıflayarak sıraya sokar. Bu nedenle hukuka ‘içerik hızlandırıcı’ (content accelerator - accélérateur de contenus) diye yeni bir kavram tanımlamak uygun olacaktır.” Facebook özelinde ama GAFA genelinde Fransa’da önlemler konuşulurken, Facebook’un
da kendi girişimleri var. Fransa’da internette zorbalık, taciz, nefret söylemiyle nasıl mücadele edileceğine dair sivil toplum projelerinin yarışacağı bir Facebook Vatandaş Fonu (Fonds pour le civisme en ligne de Facebook) kurdu 7 Kasım’da. Bu iş için tam bir milyon euro fon ayırdı. En başarılı projeye 200 bin euro ödül. Jüri 23 Ocak’ta 20 finalist arasından seçme yapacak. 5 Şubat’ta 12 projeye 80’er bin euro ödül verilecek.
BThaber
BİLİŞİM DÜNYASI
26 KASIM - 2 ARALIK 2018
7
Finans sektörüne yönelik yapay zeka destekli yerli çözümler… Finans ve bankacılık sektörüne yönelik çözümlerini yapay zeka teknolojileri ile destekleyen Nerodata, yeni yılda yeni ürünleri pazara sunmaya hazırlanıyor. Finans ve bankacılık alanında kartlı ödeme ağırlıklı çözümler geliştirmek Ayhan Sevgi üzere kurulan Nerodata, bu çözümlerini yapay zeka teknolojileri ile destekliyor. Yapay zeka çalışmalarının gündemlerinde önemli bir yer tuttuğunu kaydeden Nerodata Genel Müdürü Hasan Can Saral, sorularımızı yanıtladı:
Finans sektörünün gelişim süreçlerinde yeni nesil teknolojiler nasıl rol üstleniyor? Finans sektörü, bilişim ve teknolojiye en büyük yatırımı yapan iki sektörden biri. Bir diğeri de telekom. Finans sektörünün, insanların bankalar vasıtasıyla her gün içli dışlı oldukları bir sektör olması, yeni teknolojiler için rüştünü ispatlayabilecekleri bir fırsat sağlıyor. Büyük veri üzerinde çalışan yapay zekâ uygulamaları, giyilebilir ve biyometrik teknolojiler, son kullanıcının günlük finansal işlemlerini kolaylaştırma ve güven altına alma alanında büyük bir rol üstleniyor. Bu teknolojiler sayesinde dolandırıcılık işlemlerini gerçekleştirmek gittikçe güç bir hale gelirken, bankacılık, ödeme ve yatırım işlemlerini gerçekleştirmek de bir o kadar kolaylaşıyor. Bugüne kadar teknolojinin yayılma süreçlerinde finans sektörü hep öncü rol üstlenmişti. Diğer sektörlere yine rol model olması açısından finans sektörünün teknoloji gündeminde neler var? Sektörün gündeminde olan yenilikçi teknolojileri yapay zekâ ve makine öğrenmesi uygulamaları, giyilebilir ve biyometrik teknolojiler ve blockchain olarak özetleyebiliriz. Sektöre çözüm üreten teknoloji devlerinden tutun startup’lara kadar bir sürü firma, saydığımız bu teknolojiler üzerinde
ürünümüzde, geleneksel yöntem olan statik kuralların dışında, yapay zekayı kullanarak işlemler için skorlar üretiyoruz. Bunun iki faydası oluyor: İnsan gözünün göremeyeceği ve dolayısıyla analistlerin senaryo üretemeyeceği sahtecilik işlemlerinin yakalanması mümkün kılınıyor. Öte yandan kurallara takılan ödemeler, skorlarına göre sıralanıp önceliklendirilebiliyor, bu da müşterilerimize ürünümüzü kullanmaya başladıkları ilk günden zaman ve iş gücü olarak tasarruf etme imkânı sağlıyor. Nero Fraud Gate sadece yapay zekâ sayesinde geleneksel kural tabanlı çözümlere oranla sahtecilik işlemlerinin tespitinde yüzde 30’luk bir başarı artışı sağlıyor. Campaigns ürünümüzde ise yapay zekâ sayesinde, müşterilerimizin son kullanıcılarına kişiselleştirilmiş ve satın alma/kabul etme oranları en yüksek olan teklif ve ürünleri sunuyoruz.
çalışıyor ve bu teknolojileri kullanarak sektör süreçlerinde ve iş uygulamalarında ne gibi değerler yaratabileceklerini araştırıyorlar. Bu konuda başarılı olan teknoloji sağlayıcılarını incelediğinizde, bu teknolojileri sadece geliştirmekle kalmayıp, çeşitli problemlerin çözümlerinde ve iş süreçlerini iyileştirmede kullanabilmeyi hedefleyen firmalar olduklarını görüyoruz. Örneğin biyometrik doğrulama yöntemleri bankacılık işlemlerine ek bir güvenlik katmanı sağlarken, yapay zekâ sayesinde her müşteri için kişiselleştirilmiş kampanya ve ürünler tanımlamak, mümkün hale geliyor. Benzeri uygulamaların başka sektörlerde de kullanılabileceğini ve finans sektörünün bu alanda bir örnek teşkil ettiğini düşünüyoruz. Nerodata’nın finans sektörüne yaklaşımları ve sunduğu çözüm – hizmetler konusunda bilgi verebilir misiniz? Nerodata olarak finans, bankacılık ve özellikle kartlı ödeme alanlarında çözümler sunuyoruz. Bankalar ve ödeme kuruluşları ürünlerimizin hedef kitlelerini oluşturuyor. Son olarak bu yıl, akıllı telefonların ve biyometrik unsurların kimlik doğrulama ve ikincil onaylama işlemleri için kullanılmasını mümkün kılan Authenticator ürünümüzü piyasaya sürdük. 2017 yılında lansmanını yaptığımız sahtecilik ve antipara aklama ürünümüz olan Nero Fraud Gate’i yine 2018 yılında Avrupa’ya ihraç etmeye başladık. Kampanya yönetimi yapılabilen, kampanya başarı oranlarının kolayca takip edilebildiği ve kişisel kampanyalar oluşturmaya olanak sağlayan Campaigns ürünümüz, kullanıcılar tarafından kolayca yönetilebilen iş kurallarının çalıştırılabildiği Decisions ürünümüz ve müşterilerimizin yapay zeka ve makine öğrenmesi uygulamalarını çalıştırabilecekleri Predictions
Nerodata Genel Müdürü Hasan Can Saral platformumuz var. Yapay zekâ alanındaki gelişmeler, finans sektörüne nasıl yansıyacak? Yapay zekanın sektörde kullanıldığı alanlar her geçen gün artıyor. Nerodata olarak, sadece yapay zekâ teknolojisini geliştirebilir olmanın yeterli olmadığını, asıl farklılık yaratmanın ve faydanın, bu teknolojilerin iş süreçlerinde ve problemlerin çözümünde kullanılması ile mümkün olduğunu düşünüyoruz. Bu nedenle özellikle yapay zekaya ciddi bir yatırım yaparak ürünlerimizde kullanmaya başladık. Piyasadaki finansal ürünlerin ve kampanyaların yapay zekâ sayesinde kişiselleştirilebilmesi, müşterilerimizin ürün satışlarında ciddi bir performans sağlıyor. Buna ek olarak yapay zekâ ile alınan iş kararlarının başarı oranındaki artış, yakın gelecekte bu teknolojinin sektörde farklılık yaratmak için bir anahtar
olacağını müjdeliyor. Yapay zekâ teknolojileri sunduğunuz çözümlerde nasıl yer alıyor? Genç bir girişim olarak Nerodata ekibi büyük ölçüde genç, yeni teknolojilere ilgi duyan yazılım mühendislerinden oluşuyor. Mühendislerimiz, ürünlerimizde yenilikçi teknolojileri kullanmanın yanı sıra, küresel arenanın devleri tarafından kullanılan açık kaynak kodlu bazı teknolojilerin de geliştiricileri arasında yer alıyor. Özellikle yapay zekanın sektörde birçok alanda büyük faydalar sağlayabileceğinin farkındayız ve bunun savunucularındanız. Büyük veri üzerinde çalışan yapay zekâ ve makine öğrenmesi uygulamaları ürünlerimizde kullandığımız bu teknolojilerden biri. Örneğin Nero Fraud Gate adındaki sahtecilik ve anti-para aklama (anti money laundering, AML)
Nerodata’nın 2019 ve sonrası gündeminde neler var? Hedef ve stratejileriniz konusunda bilgi verebilir misiniz? 2019 yılında bir yıldır üzerinde çalıştığımız mobil POS ürünümüzün tanıtımını yapmayı hedefliyoruz. Bu ürünümüz sayesinde henüz pos cihazı kullanmayan iş yerleri, Android ve iOS işletim sistemli akıllı telefonlarını kullanarak, temassız olarak kredi kartı kabul edebilir hale geliyorlar. Aynı şekilde son kullanıcılar ise sahip oldukları kredi kartlarını müşterilerimizin cüzdan uygulamalarına tanımlayarak, kredi kartı emülasyonu (host card emulation, HCE) yapabilir hale geliyorlar. Bu yeni ürünümüz dahil bütün ürünlerimizi, müşterilerimizin talebi doğrultusunda ister kendi sunucularında (on-premise) isterlerse de bizim tarafımızdan PCI DSS sertifikasyonlu sunucularımızda barındırılan ve yönetilen şekilde satın almak veya kiralamak mümkün.
8
BThaber
GÖRÜŞ
TEKNO-POLİTİK
26 KASIM - 2 ARALIK 2018
ULUSAL
TÜSİAD’IN YENİ RAPORU VE YENİ BİR ÇÖZÜM PARADİGMASI İHTİYACI
OSMAN COŞKUNOĞLU ocoskunoglu@gmail.com twitter.com/osmancoskunoglu facebook.com/osman.coskunoglu www.coskunoglu.org medium.com/osman-coskunoglu
problemler için çözüm önerileri bilindiği ve tekrarlandığı halde çözüm gerçekleşmiyorsa, bu çözüm önerileri için gerçekçi diyemeyiz ve çözüm konusunda umutlu olamayız.
Bir büyüğümün çok doğru olduğunu yaşayarak gördüğüm bir sözü vardı: “Bir problemin çözümü yok gibi görünüyorsa, onu çözmekte bir umut vardır; ama, bir problemin çözümü iyi bilindiği halde çözüm gerçekleşmiyorsa, o problem için bir umut yoktur.” Umutsuz olan durumda, benim önerim, bilineni tekrarlamak yerine çözüm konusu üzerinde farklı bir yaklaşım geliştirmektir.
TÜSİAD Raporundaki Çözüm Önerileri Gerçekçi mi? Önümüzde ODTÜ İktisat bölümü profesörlerinden Erol Taymaz’ın TÜSİAD için hazırladığı, bilimsel niteliği yüksek ve değerli olduğu kadar önemli, yeni bir rapor var (http://bit.ly/2S0dhbd): “Dijital Teknolojiler ve Ekonomik Büyüme – Dijital Teknoloji Sektörlerinde Türkiye’nin Konumu, Fırsatları, Seçenekleri.”
Örneğin, ülkemizde bilişim ile ilgili etkinliklerde ve – özellikle TÜSİAD ve TÜBİSAD tarafından – yayımlanan raporlarda sürekli ifade edilen problemlerden birisi, dijital çağın gereği nitelikli eleman eksiğidir. Fakat, yine yıllardır, bırakın dijital çağın gereği nitelikte eleman yetiştirmeyi, temel eğitim konusunda bile ülkemiz çok yetersizdir. Şimdi, durum böyleyken, “devlet nitelikli eleman yetiştirmeye önem vermelidir” şeklinde bilinen ama yıllardır gerçekleşmeyen çözümü tekrarlamakta ne yarar olabilir?
Rapor, ülkemizin dijital dönüşüm sürecinde ve rekabet gücünde geride olması problemini her boyutuyla ortaya koyuyor. TÜSİAD ve TÜBİSAD’ın bu konuda yayımladığı her rapor gibi, bu yeni raporun en son bölümünde, ortaya konan problemlerin çözümü için “Türkiye’de dijital dönüşüm politikaları tasarımı ve etkili uygulaması” (s. 124) diye hükümete öneriler sunuyor. Bu öneriler, normative olarak çok doğru ve değerli, ama gerçekçi mi?
Bir diğer örnek, inovasyon kapasitemiz ile ilgili. Uluslararası inovasyon sıralamalarında gerilerde olma problemimiz için üstünde görüş birliği oluşmuş çözümlerden birisi olan “hükümet, ulusal inovasyon sisteminin oluşumunu sağlamayı üstlenmelidir” önerisini TÜSİAD ortaya koyalı (http://bit.ly/2LidvrR) 15 yıl oldu. Bunca yıl gerçekleşmemesine rağmen, inovasyon kapasitemizi geliştirmek için bu doğru çözümü tekrar etmekle yetinmek umutsuz bir çabadır. Benzer örnekleri çoğaltmak mümkün. Dolayısıyla, ülkemizin dijital dönüşümü önündeki
Raporun tam 3 sayfası (125127), hükümetin yıllardır yayınladığı bilgi toplumu, e-dönüşüm, yazılım sektörü, geniş bant stratejileri ve eylem planları ile 5 Yıllık Kalkınma Programları’nın dijital teknolojileri yakından ilgilendiren kısımlarını listeliyor. Bu çok sayıdaki belgelerin hepsinde çözüm önerileri ya ayni ya da çok benzer. Bunlar sürekli tekrarlanmış ama büyük ölçüde gerçekleşmemiş. Ayrıca, belgelerde yer alan çözüm önerileri arasında ilginç tutarsızlıklar da raporda belirtiliyor. Örneğin, (s.128) “[Önceki iki] politika belgelerinde açık kaynak kod yazılımların ön plana çıkarılmasına karşın, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından bu
sık sık açıklıyor ama İngilizce bir sözü de hatırlamakta yarar var: “cüzdanını ağzının (söylediklerinin) olduğu yere koymalısın.”
iki belgeden bir yıl sonra hazırlanan 2017-2019 Türkiye Yazılım Sektörü Stratejisi ve Eylem Planı’nda ‘açık kaynak kod yazılıma değinilmemiştir.” Tekrarlanan çözüm önerilerinin ne kadar ciddiyetle ele alındığına ilişkin son bir örnek daha vereyim. Raporda, dijital dönüşüm için çok önemli olan uluslararası işbirliği ağlarında olmadığımız problemi ortaya konuyor (s. 58). Dijital dönüşüm için, “Türkiye’nin [uluslararası] bilişim ve iletişim teknolojileri işbirliği ağlarında etkili şekilde yer alması gereklidir” (s. 57) diye normative olarak çok doğru ve son derecede önemli bir nokta vurgulanıyor. Daha sonra, hükümete bir çözüm önerisi yapılıyor (s. 130): “Araştırmacıların ve firmaların uluslararası yenilik ağlarına aktif olarak katılmasını sağlayacak politikalar tasarlanmalıdır.” Bu çözüm önerisinin – normative olarak doğru olsa da – gerçekleşme ihtimalinin zayıflığını göstermek için iki somut ve güncel gelişmeyi vermem yeterli olabilir. Birincisi, bu çözüm önerisini
gerçekleştirmesi beklenen Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, 2019 bütçesinde en çok kısıntı yapılan bakanlıktır (yaklaşık yarısı kısıldı). Ayrıca, ne 3 Ağustos’da açıklanan “100 Günlük İcraat Programı”nda ne de Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank’ın 2019 bütçesi için TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu konuşmasında, dijital dönüşüm için uluslararası ağlarda yer almak konusuna değinildi. İkincisi, uluslararası ağlarda açılım konusunda konut sektörünün tercih edildiği daha geçen hafta açıklandı (http://bit.ly/2QVI3lF): “Çevre ve Şehircilik Bakanlığı yabancıya konut satışını arttırmak ve Türkiye’yi tanıtmak için düğmeye bastı. Bakanlık, hem Tapu ve Kadastro Müdürlüğü hem de özel sektör işbirliğiyle çalışmalar yapacak. Edinilen bilgilere göre önce hedef ülkeleri belirleyecek sonra bu ülkelerde tanıtım ve satış ofisleri kurulacak.” Büyük bir kamuoyu desteğine sahip siyasi iradenin önceliğinin inşaat sektöründe olduğu zaten bilinen bir gerçek. Gerçi siyasi irade teknolojik atılımı ne kadar önemsediğini
Çözümler için Yeni bir Paradigma Gerekli Ülkemizde dijital dönüşüm önündeki problemler biliniyor ve raporda bunlar somut analizler sonucu ortaya konuyor. Çözüm konusunda bildik ve yıllardır tekrarlandığı halde gerçekleşmeyen hükümetten beklentilere devam edilse de, artık bu yeterli değil. Üzerinde görüş birliği olan problemlere çözüm arama konusunda başka bir paradigma ve başka bir yaklaşım daha gerekli. Bu da, bilişim ekosisteminde, yani, konuyla ilgili iş dünyası, akademisyenler, medya, düşünce kuruluşları ve STK’lar arasında sinerjik bir ortak çalışma ve insiyatif alma ortamı yaratmaktan geçiyor diye düşünüyorum. Daha önceki yazılarımda da bu yaklaşımı vurguladım. Örneğin, “Endüstri 4.0 Yol Haritası: Beklemeye Devam mı, Yoksa TÜSİAD, TÜBİSAD ve TBD’nin Kolektif Zekası mı?” (http://bit.ly/2LidvrR) başlıklı yazım. Önümüzdeki raporun, yukarıda da sözünü ettiğim bir önerisi de bu yaklaşımı destekler nitelikte: “Türkiye’nin [uluslararası] bilişim ve iletişim teknolojileri işbirliği ağlarında etkili şekilde yer alması gereklidir” (s. 57). Uluslararası ağlardan önce, ülke içinde bilişim ekosistemi ağlarını etkin bir şekilde kurmak gerekmez mi? Bilişim ekosisteminin tüm bileşenlerinin sinerjik bir dayanışma içerisinde olması ve girişim insiyatifi için güçlenmesi zor olabilir. Bildik çözüm önerilerini tekrarlamak ve bu yönde hükümet politikalarını beklemek daha kolay olabilir. Fakat, hangisi çözüm için daha umut verici? Bu önemli raporun analiz ve bulgularını inceleyip yorumlamayı bundan sonraki yazıma bırakıyorum.
C
M
Y
CM
MY
CY
CMY
K
Bulutta yüksek erişilebilirlik, esneklik ve kullandığın kadar ödemek artık sıradan özellikler.
TL A İ L G LU AKLINDAKI SORULARI
İ İL
BU
Bulutun bu standart özellikleri yanında verilerinizin güvenliğinden emin olmak, yedeklerinizin nerede durduğunu bilmek, altyapıyı gözlerinizle görebilmek ve destek ihtiyacında teknik profesyonellere ulaşabilmek gibi başka avantajlar da arıyorsanız, bulutun kendisini barındıran yerel veri merkezi Radore’ye gelin.
BULUTU
BULUT YAPAN VERi MERKEZi
RADORE
Radore; %99,99 “uptime” garantili, yedekli ve yüksek kapasiteli internet erişimi, üst düzey fiziksel güvenliği, ileri teknoloji tam yedekli iklimlendirme ve enerji altyapısı ile TIER III standartlarında veri merkezi hizmetleri sunar. Radore’nin müşterilerine sunduğu bulut (cloud) servisleri Radore Veri Merkezi’nde barındırılır. Bu servislerin sunucu ve depolama altyapısında Dell, ağ altyapısında Brocade ve Dell ürünleri, sanallaştırma altyapısında ise VMware, Xen ve KVM kullanılmaktadır. Radore’nin sunduğu bulut servisleri ile ilgili detaylı teknik bilgi için bize ulaşın; W: radore.com/radoreyesor T: 0212 3440494 – Dahili: 8016
10
BThaber
BİLİŞİM DÜNYASI
26 KASIM - 2 ARALIK 2018
Anlık takip ve analiz yetkinliği, verimlilik demek IoT çözümlerinin ciroda araç takip sistemleri ile yüzde 50-50 dağılıma ulaşması ve İngiltere başta olmak üzere yurtdışı pazarlarda etkinliğin artırılması Trio Mobil’in öncelikleri. Hem IoT ürünleri hem araç takip ürünleri ile faaliyet gösteren Trio Handan Aybars Mobil, bir IoT operatörü olarak yurtiçinde birçok sektörde etkili olduğu gibi, yurtdışında da farklı coğrafyalarda çözüm ve ürünleri ile öne çıkıyor. İstanbul merkezli bir şirket olarak Deloitte Türkiye tarafından belirlenen Türkiye’nin en hızlı büyüyen teknoloji şirketleri sıralaması Fast 50’de de konumlanan bir IoT firması olarak, yeni dönem için de başvuru yaptıkları bilgisini veren Trio Mobil CEO’su Nevzat Ataklı, yaptıkları çalışmaları, “Bir şeyi satmıyoruz, bir şeyin işlemesini sağlıyoruz” sözleri ile özetledi. Sistem kurulumunda müşterilerle birebir iletişime önem verdiklerini, yazılımları ve eğitimleri sunduklarını ifade eden Nevzat Ataklı, “Faydayı vererek tüm süreci aktif bir şekilde yönetiyoruz. Buradaki operasyon ve teknik detay ekiplerimiz 7/24 müşterilerimize hizmet veriyor. Biz de IoT operatörü olarak kendimizi konumlandırıyoruz” dedi. Bu bakış açısıyla müşterinin bir paydaşı haline geldiklerini ifade eden Nevzat Ataklı, “Çünkü herkeste çok atıl yatırım, miadını doldurmuş çok fazla proje var. Artık tüm işletmelerde yapılar, üründen servise doğru dönüşüyor” bilgisini verdi. Nevzat Ataklı, bu dönüşümün dinamiğinde üstlendikleri rolleri anlattı: 2018 yılını nasıl değerlendiriyorsunuz? Olumlu geçen yılı, 2017’de hedeflediğimiz gibi yüzde 6070 büyüme ile kapatacağız. Birçok büyük müşteri kazandık. Carrefour’un Türkiye çapındaki dağıtım filolarına “SafeTrack” dediğimiz yeni nesil, hem aracın içinin izlenmesini hem blok zincirin kablosuz denetimini sağlayan bir sistem kurduk. UPS de müşterilerimiz arasında. Araç takip sistemi 20 senedir var ve aslında çok dinamik bir alan. Küresel bazda perakende sektöründe yüzde
1.8 kayıp-kaçak oranı, yani nereye gittiği belli olmayan mallar var. Yani fabrikadan yükleniyor, en sonunda, çıkışta satılanlara bakılıyor ve bu kayıp görülüyor. Safe-Track ise bu kaybın azalmasını sağlayan bir çözüm. Trio Mobil’in sunduğu tüm ürün ve çözümler ArGe’si yüzde 100 burada yapılan çalışmalar. İki ortak olarak şirketi kurduğumuzda mottomuz; kendi geliştirdiğimiz ürünleri satmaktı. ‘Trio Mobil; proje firması olmayacak, ürün firması olacak, ürünler de al-sat ürünler olmayacak, kendimiz geliştireceğiz’ dedik. Donanım ve tasarımından tutun, dizgi üretimlerine kadar tüm işler burada yapılıyor. Yılı nasıl tamamlamayı hedefliyorsunuz? Yılsonu itibariyle araç takip sistemlerimiz, cironun yüzde 70-80 bandını oluşturacak, geri kalan kısmını ise IoT dolduracak, çünkü ürünler çok yeni. Takip sistemlerimizde 15 bin müşterimiz, bunların arasında birçok KOBİ ve orta segment firma var. Ayrıca, bekleyen birkaç büyük projemiz de var. Gittiğimiz birçok firmada danışmanlık veriyor, ürünü satmaya değil, yeni konseptleri anlatmaya önem veriyoruz. Çünkü rekabette öne çıkabilmek, operasyonel maliyetleri en aşağı indirip müşteri memnuniyeti sağlayabilmek için IoT odaklı Endüstri 4.0 çalışmaları yapmak gerek. Eğer doğru planlanırsa, bunlar yüksek maliyetli çalışmalar da değil. Tüm çözümlerimiz 6 ay ila 1 sene arasında kendini amorti ediyor. Sadece en çok gider kalemi olan şeyler ne ise onları belirlemelerini istiyor, ‘biz bunları azaltacak çözümleri ya da ciroyu arttıracak çözümleri koyalım’ diyoruz. Perakende gibi sektörler için ciroyu, satışları arttırabilecek çözümleri de böylece masaya koyabiliyoruz.
Bu bağlamda farklı sektörler ve farklı ihtiyaçlara yanıt verebilme yetkinliği ön plana çıkıyor.
Evet, örneğin okul servisleri ile ilgili çözümlerimiz var. Koltuk sensörlerinden, çocukların emniyet kemerlerine, çocukların içeride unutulup unutulmadığı gibi şeyleri kablosuz sensörlerle destekleyen, bir problem olduğunda merkeze bunların aktarımını yapan bir çözümümüz var. Yani yasal zorunluluk gelmeden, bu sistemlerin kullanımına başladık. Teknolojiyi insan için geliştiriyoruz. Dolayısıyla bizim teknolojimiz ile çözülebileceğini düşündüğümüz bir şey varsa kayıtsız kalmamız mümkün değil. Bunları, IoT Assistant Equipment olarak anlatıyoruz. IoT insanın eksikliklerini gideren, onu destekleyen bir altyapı. Siz aracı kullanıyorsunuz; ancak koltukta biri varsa IoT koltukta birisi olduğunu, onun bırakıp gidilmemesi gerektiğini söylüyor, farkındalık yaratıp uyarıyor. Ama işin içerisinde yapay zeka, öğrenebilen sistemler, makine öğrenimi olması da yetmiyor. Bunlarla insanı es geçmek değil, asıl önemlisi insanı desteklemek hedefimiz. Araç takip başlığında geliştirilmesi gereken ve sürekli kendini yenileyen teknolojiler var. Aracın sadece konumunu takip etmiyoruz. Araca hangi yükler konuldu, bunlar nerede indirildi, hangi koşullarda muhafaza ediliyor, şoför standart rotasını mı izliyor, trafik kurallarına uygun hareket ediyor mu gibi sorularla, uçtan uca bir sorumluluk zinciri var. Terabaytlar boyutundaki veri analiz ediliyor ve sürücü puanı da hesaplanıyor. Bu hesaplanırken, önümüzdeki dönemdeki kaza riskiniz belirleniyor ve bunu da düzenli olarak yöneticilere gönderen altyapı var. Her şirket yöneticisinin bu sorumluluğu alması gerek ve teknik de tüm bunları denetlemek için yeterli durumda. Yani filo sahibi olarak operasyonel maliyeti de yönetebilmeniz lazım. Ar-Ge merkezinizde çalışmalarda odaklandığınız başlıklar neler? Konumlandırma teknolojileri, yani içerde (indoor) ve
dışarda (outdoor) izleme odaklarımızdan biri. Indoor tarafta envanterin, personelin, taşıyıcı araçların gerçek zamanlı takip edilebilmesini sağlayacak çözümler söz konusu. Yani bu başlığı ‘filo takibi’ gibi düşünmeyin. ‘Forkliftleri verimli çalıştırabiliyor, doğru işletebiliyor muyum?’ diye öğrenmek için ısı haritaları çıkarmak istiyorsanız, outdoor GPS çözümlerine ek olarak, indoor’da da kendi geliştirdiğimiz teknolojilerle 2030 saniye hassasiyetle bunların izlenmesini sağlıyoruz. Endüstri 4.0 dönüşümünde de ‘indoor tracking’ sistemleri kritik önemde. Bu konularda radar bazlı teknolojiler kullanıyor, bunların tüm altyapısını kurup işler hale getirebiliyoruz. Böylece 50-100 bin kalemlik stok varsa bile eş zamanlı olarak bunların konumlarını, hareketlerini müşterilerimiz izleyebiliyor. IoT ile birlikte takip edilebilirlik sağlanıyor. Çip teknolojileri de bu yöne evrildi. İşleyen, müşterimizin her yerde kullandığı, gördüğü faydayı anlattığı bir yapı önemli ve bunun sürdürülebilir olması bizim için temel unsur. Bunlar da Iot ve Endüstri 4.0 yaklaşımınız diyebilir miyiz? Evet. Buradaki yaklaşımımız ‘dijital ikiz’ yaratma noktasında. Üretim yapıyorsunuz, perakende mağazalarınız veya restoran sektöründe zincir mağazalarınız varsa, gezdiğiniz, gördüğünüz kadarıyla size dolaylı olarak aktarılan bilgilerle durumu analiz edip kararlar almanız artık çok eski bir süreç. Haftalık toplantılar yaparak bir şeylere karar verme ya da bir şeylerden vazgeçme dönemi bitti. Gerçek zamanlı olmalı ve proaktif davranabilmelisiniz. Bunun için de manipüle edilmemiş, gerçek verilerin gelmesi gerek. Üretim yapıyorsanız, makinenizin ne kadar süre çalıştığı, ne kadar üretim yaptığı konularında gerçek verinin gerçek zamanlı akması şart. Biz de bunu yapmaya çalışıyoruz. Fiziksel olan her şeyi ölçen sensörlerle dashboard’lara indirgeyip dijital
Trio Mobil CEO’su Nevzat Ataklı ikizleri sanalda oluşturup bunun üzerinden aksiyon dolu içerikler çıkarmaya odaklanıyoruz. Bu da çok daha hızlı bir karar mekanizması ortaya çıkartıyor. Firmalar bunları deneyimledikçe, eski usül de kenara itilmeye başlıyor. Buna erken uyum sağlayan firmalar çok daha hızlı ve onlarla verimli işleyen pilot projelerimiz var. Bir yerden sonra, diğer firmalar da erken uyum sağlayan bu şirketleri takip etmek zorunda kalacaklar. Bu teknolojik yatırımlar kaçınılmaz. Ayrıca üst yönetim de bunu benimseyecek ki, kurumsal kabullenme söz konusu olsun. Sonuçta klasik iş yapış biçimi yaşamayacak ve teknolojiden kaçıp, ona yatırım yapılmaması söz konusu bile olamaz. Bayi ve iş ortağı yapınız hakkında bilgi verir misiniz? 2013’den beri Turkcell ve Vodafone’un iş ortağıyız. Onların birçok müşterisine birlikte çözüm sağladık. Onlar da servis ve operasyon firması oldukları için dinamik bir ilişkileri var ve bu, bizim müşteri ilişkilerimizle benzeşiyor. Türkiye’de 81 ilde, 30’un üzerinde bayiimiz, 42’nin üzerinde satış ekibimiz var. Bunlar da sürekli müşterileri ile birlikte, ‘işe nasıl katkıda bulunabilirim?’ bakış açısıyla çalışan ekipler. Çünkü bizim için önemli olan; müşteriye nasıl fayda sağlayabileceğimiz, onu nasıl daha iyi anlayabileceğimiz.
26 KASIM - 2 ARALIK 2018
Zeki Nesneler ve İletişim
DOSYA:
BThaber
www.bthaber.com.tr
Handan Aybars
Çepeçevre akıllanan dünya! Endüstri 4.0, gelişen teknoloji, bireysel ihtiyaç ve önceliklerin çeşitlenmesi, buna uymak kadar rekabette de öne çıkmak isteyen reel sektörün BT yatırım ilgisinin daha da gelişmesi, 10 yıl öncesine kıyasla BT altyapılarına erişim ve bunları kullanmanın bedelinin önemli ölçüde düşmesi, iyice küçülen sensörler, 5G bağlantıları… Hangisini seçersiniz bilmem, ama aslında bunların hepsi, hatta daha fazlası hayatımızı zeki nesnelerle dolduruyor. Bilimkurgu filmlerde gördüklerimiz aklımızın bir köşesinde kalsın, ama dosyamızda da
yorumları ile yer alan isimlerin dikkat çektiği gibi, akıllı cihazlar bizi bertaraf etmek için değil, bizim geliştirmemiz ile bizi daha da yetkin ve verimli kılmak, sözün özü birçok alanda ‘işlerimizi kolaylaştırmak’ için geliyor. Yapay zeka, makinelerin iletişimi, artırılmış gerçeklik, hibrit bulut mimarisinin gelişimi de bu süreçte öne çıkanlar arasında. Derdimiz, bu devrimde gelişime karşılık gelişen riskler ve buna karşı sorguya her daim açık güvenlik yeterlilikleri olurken, yasal düzenlemeler de gerek her sektörde şirketin gerekse bireylerin takibinde…
12 DOSYA
BThaber
Zeki Nesneler ve İletişim
26 KASIM - 2 ARALIK 2018
ŞİRKETLER KARAR VERMEKTE GEÇ KALMAMALI Dijitalleşme artık günlük yaşantımızın ayrılmaz bir parçası. Tüm bu yenilikler doğal olarak beraberinde hem avantajları hem riskleri getiriyor. IoT; birçok alanda kolaylık, şeffaflık ve ulaşılabilirlik sağlarken, doğal olarak bu süreçte birtakım zorluklar ve potansiyel tehditler de ortaya çıkabiliyor. Ancak Bosch Türkiye Sanayi 4.0 Projeler Direktörü Murat Kurtlar’ın dikkat çektiği gibi, buradaki amaç, tüm bu tehditleri fırsat olarak görebilmek olmalı. Çeviklik, esneklik, hız, verimlilik ve kalite gibi iyileştirilecek kilit alanlarda IoT ve M2M gibi Sanayi 4.0 teknolojilerini kullanmak yeni yaklaşımların da önünü açacak. Şirketlerin bir yol haritası oluşturarak, yeni üretim anlayışına geçiş yapmaya ihtiyaçları olduğuna dikkat çeken Murat Kurtlar, “Bu teknolojilerin yaratacağı tüm kazanımları düşündüğümüzde, yeni üretim anlayışına geçiş yapmak isteyen firmaların bir an önce adımlar atması gerek. İş gücü niteliğinin ve süreçlerin iyileşmesiyle ekosistemde bulunan değer zincirinin tüm halkalarının, bu ve benzeri teknolojilerden faydalanması için gerekli işbirlikleri sağlanmalı” yorumunu yaptı. Murat
Kurtlar, kurumsal stratejileri hakkında ise şu detayları paylaştı: “Bosch; Sanayi 4.0 alanında hem önde gelen bir kullanıcı hem de önde gelen bir sağlayıcı olarak Türkiye için itici güç olmaya, bu alandaki deneyimlerini ve uzmanlığını paylaşmaya hazır. Nitekim bu alandaki deneyim ve uzmanlığımızı Türkiye’deki sanayi şirketleriyle de paylaşmaya başladık. Lokal ve uluslararası ekiplerimizi günden güne geliştirerek daha fazla şirkete uygulama ve danışmanlık desteği vermeye açığız. Bosch, Sanayi 4.0 dönüşümünü ilk başlatan şirketlerden biri. IoT ve M2M teknolojilerinin de içinde bulunduğu tüm gerekli teknolojileri de bugün kendi operasyonlarımızda kullanıyoruz. Bu noktada hem lider kullanıcı hem lider sağlayıcı konumunda yer alıyoruz. Diğer yandan, dünya genelinde IoT’ye yönelik pazarın 2020’ye kadar her yıl yüzde 35 büyüyerek 250 milyar dolarlık bir değere ulaşacağı tahmin ediliyor. Bosch bu gidişatı önceden görerek, yatırımlarını da bu yönde şekillendirdi. Halen Dresden’de bir yonga fabrikası kurmak için yatırım yapıyor. Bosch tarihinin en büyük yatırımı olan bu fabrikada 700 çalışan
için iş fırsatı yaratılacak olması da geleceğin iş dünyası adına önemli.” Tüm paydaşlar arasında etkili iletişim önemli Murat Kurtlar’ın örneklediği gibi, günümüzde artık otomotiv üreticileri için sadece otomobil üretmek yeterli değil. Bunu geliştirerek elektrikli, ağa bağlı ve otonom araçları içeren bir ‘ekosistem’ geliştirmek gerek. Bu öyle geniş bir pencere ki akıllı evlerden akıllı şehirlere kadar uzanıyor. Hem bireylerin hem kurumların günden güne değişen ve gelişen ihtiyaçları IoT uygulamalarını da tetikliyor. Ancak, Murat Kurtlar’ın dikkat çektiği gibi, değişen yaşam ve endüstriyel ilişkilerle birlikte yeni düzenlemelere ve kanunlara da ihtiyaç doğuyor. Gelişimin sürdürülebilir ve faydalı kılınması, üretimde ve diğer tüm süreçlerde verimlilik artışının sağlanması, işgücü niteliğinin sürekli iyileştirilmesi için teknolojinin sunduğu imkânlardan faydalanmak hedefiyle gerekli adımların hızla atılması ve hayata geçirilmesi önem taşıyor. “Bu süreçte bireylerin, devletlerin ve düzenleyici kuruluşların içinde bulunduğu tüm paydaşlar arasında, etkili iletişim ve işbirliğinin sağlanması
Bosch Türkiye Sanayi 4.0 Projeler Direktörü Murat Kurtlar gerek” vurgusunu yapan Murat Kurtlar, şu detayları paylaştı: “Halihazırda Avrupa Birliği (AB) çapında yapılan çalışmalar bulunuyor. Türkiye için bakacak olursak da farklı kurum ve kuruluşların yürüttüğü çalışmaları aynı çatı altında toplayıp geliştirmek amacıyla bakanlıkların ve çeşitli derneklerin öncülüğünü yaptığı ‘Dijital Dönüşüm’ odaklı platformlar kurulmuştur. Bosch olarak destek olduğumuz bu platformların, değişime uyum sağlanması ve yeni teknolojilerin kullanımının sürdürülebilir kılınması konularında faydalarının olacağını düşünüyoruz.”
ETKİLEŞİM, HAYATIN HER YERİNDE BÜYÜYECEK iletişimin artmasıyla birlikte, hem günlük hayatımızı kolaylaştıran hem de kalite ve verimlilik anlamında işletmelere doğrudan değer katan teknoloji inovasyonlarını daha sık gözlemliyoruz. Bu saptamayı paylaşan Oracle Türkiye Bulut Platform Hizmetleri Kıdemli Satış Danışmanı Kıvanç Güler, eklemeden geçmedi: “Bununla birlikte, etkileşimin doğal sonucu olan büyük veri, beraberinde sağlayacağı yapay
Oracle Türkiye Bulut Platform Hizmetleri Kıdemli Satış Danışmanı Kıvanç Güler Son zamanlarda, yapay zeka, makine öğrenmesi gibi kavramların altında çok büyük veri kümelerinin ve dolayısıyla nesnelerin internetinin yattığını işitiyoruz. Nitelik ya da nicelik fark gözetmeksizin, katlanarak artmakta olan nesnelerin internetiyle birlikte büyük verinin hayatımızda her anlamda çok büyük değişiklikler ve aynı zamanda kolaylıklar getireceği aşikar. Bağlı araçlar, bağlı çalışanlar, bağlı cihazlar, akıllı evler, akıllı tarım, akıllı depo yönetimi, akıllı şebekeler, giyilebilir teknolojiler ve onları oluşturan cihazların arasındaki
zeka ve makine öğrenmesi sayesinde örneğin; kaza yapmadan duran araçlar, bozulmadan iletişime geçen pahalı ekipmanlar, üretimde verimi artıracak akıllı üretimin öğrenilerek tatbik edilmesi, insan sağlığının hassas dinamiklerinin kolaylıkla takip edilmesi gibi alanlarda bizlere pozitif katkılar sağlayacak.” Elbette bu kadar büyük verinin kişisel veriden ayrıştırılması, cihazların ve bilgilerin güvenliğinin
sınıflandırılarak ayrıştırılması ve güvenlik zincirlerinden geçirilmesi de BT çalışmaları arasında yerini almalı. Bu yorumu yapan Kıvanç Güler’e göre, bu alandaki riskleri ve ön çalışmaları yaparak işe başlamak, büyük veri ve nesnelerin interneti projelerinde kendisini ve müşterilerini güvenlik anlamında en somut şekilde koruyan ve güncel tutan teknoloji sağlayıcılar ile birlikte yol almak gerek.
Türkiye, avantajlı konumda Nesnelerin internetinin olmazsa olmaz unsurlarının başında Kıvanç Güler’in de vurguladığı gibi iyi bir cihaz ve sensörler yönetimi yer alıyor. “Başarılı bir IoT projesi istiyorsak, en mükemmel M2M iletişim teknolojilerini ve bileşenleri seçerek işe başlamak önemli” diyen Güler, “Pek çok IoT projesi kavram çalışmalarında her ne kadar küresel çapta kabul görmüş bilinir cihazlar da olsa, yerli üreticilerle birlikte duruma ve projeye özel çalışmalarla çok başarılı sonuçlar aldığımızı söyleyebilirim” örneğini verdi. Kıvanç Güler, şöyle devam etti: “IoT, M2M teknolojilerinin, devletlerin de kendi içindeki dijital dönüşüm çalışmaları ve projeleri arasında yer aldığını biliyoruz. Bilgi güvenliği ve kişisel verilerin korunması ve beraberinde yol alan
bulut bilişim yolculuğu için düzenleyici kararların çevik düzenlemelerle desteklemesi gerekliliği önemli ve bu yolculukta pek çok ülkeden çok daha avantajlı konumda olduğumuzu, sağlam ve başarılı adımlar attığımızı düşünüyorum. Oracle; veri yönetimi ve büyük veri teknolojileri ve sistemleri konusunda dünya lideri bir teknoloji sağlayıcısı. 2019 yılı için de müşterilerimizin üzerinde çalıştığı veya çalışmayı düşündüğü tüm projelerde ana yüklenici olarak global pazarlardaki tecrübemizi, yerli iş ortaklarımız, yerli cihaz ve sensör üreticilerimizle birlikte hayata geçirmekte yüksek motivasyon, deneyimli personel ve bilgi birikimimizle sağlamaya devam etmek hedefimiz.”
Unifree Duty Free’ den İstanbul’un Yeni Havalimanı’nda Dijital Atak İstanbul Yeni Havalimanı’nda Unifree tarafından işletilecek duty free mağazaları, yolculara sıradışı görsel deneyimler yaşatacak Aynı zamanda merkezi içerik yönetim sistemi sayesinde gerçek zamanlı bilgi ve iletişim imkanı sunacak. Farklı büyüklük ve formattaki çok sayıda LED ve LCD ekranla donatılacak duty free alanı dünyada kendi alanında da öncü olacak.
Suzi Baharti / Sistem 9 Genel Müdür Yardımcısı “İstanbul Yeni Havalimanı’nda Unifree’ye cihaz tedariki, sistem kurulumu, digital signage yazılımı vb. tüm sistem için hizmet vereceğiz. Sistem 9 olarak sıra dışı ekran uygulamalarıyla ön plana çıkacak bu proje içerisinde yer almaktan dolayı gurur
Ali Barış İşcan / Unifree Dijital Pazarlama Yöneticisi “Dünya’nın en büyük havalimanlarından biri olan İstanbul Yeni Havalimanı’ndaki alışveriş deneyimini en üst seviyeye çıkartmak için dijitalizasyon, pazarlama stratejimizin önemli bir parçası. Digital signage’ı, yolcularımızın İstanbul Yeni Havalimanı’ndaki müşteri deneyimini eşsiz bir hale getirmek üzere planladık. Ekranlara yerleştirdiğimiz video analitik uygulamaları ile yolcularımıza özelleştirilmiş içerikler göstermeyi hedefliyoruz. İçerik stratejimiz ile göz alıcı LED ekranlarımızda ve 200’ün üzerindeki LCD ekranımızda farklılaşacağımıza inanıyoruz. Sistem 9, tüm süreçlerde tecrübesi ile, bize verdiği destek ile projenin sağlıklı bir şekilde tamamlanabilmesi için özveri ile çalıştı, bize her türlü desteği sağladı.”
ANAHTAR TESLİM ÇÖZÜMLER 2005 yılında “Geleceğe Taşıyan Dijital Çözümler” ilkesiyle kurulan Sistem 9, ‘digital signage / dijital yayın ve bilgilendirme ekranları’ alanında anahtar teslim çözümler sunuyor. Sistem 9 bu alanda hizmet verdiği 200’den fazla müşteri ve 20 ülkede yönettiği 40.000’den fazla ekran ile sektörünün lideri pozisyonunda.
advertorial
Yeni havalimanında yolcuların en çok vakit geçireceği alanlardan biri olacak duty free bölgesinde, Unifree inşa ettiği mağazalar ve eğlence alanları olacak. İstanbul Yeni Havalimanı’nda dünyanın en büyük duty free bölgesini oluşturan Unifree, bu ekranlar vasıtasıyla bu alana hareket, renk ve eğlence katmayı hedefliyor. Aynı zaman da hayata geçirilecek çeşitli video analitik uygulamalarıyla da yolculara keyifli deneyimler yaşatılacak. Unifree adına tüm dijital ekran kurulum süreci ‘Sistem 9’ tarafından yürütülen İstanbul Yeni Havalimanı duty free bölgesinin doğu ve batı kanadına kurulan dev LED ekranlar, boyutları ve konumları sayesinde etkili bir reklam/iletişim mecrasına dönüşecek. Ayrıca bu dev LED ekranların dışında tüm duty free alanına dağılan videowall, LCD kiosk, digital signage ekranları, çeşitli form ve ebatlardan oluşan LED ekranlar gibi çok sayıda dijital uygulama da etkili bir iletişim ve görsel zenginlik vadediyor. Oldukça büyük olan duty free alanında dokunmatik wayfinding (yön bulma) kiosk’ları sayesinde ziyaretçilerin mağazaları ve yönlerini bulmakta zorlanmamaları hedefleniyor. İki büyük mağaza cephesine uygulanacak yaklaşık 120 m2’lik LED ekran ise Türkiye’nin yüksek çözünürlüklü en büyük mediafaçade uygulaması olmaya aday.
duyuyoruz.” Osman Ayhan / Unifree IT Manager “Yurt dışı uçuşlarda, yolcuların en çok vakit geçirdiği alanlardan olan Duty Free alanlarında, misafirlerimize keyifli bir deneyim yaşatmak için, mağazalarımızı, teknolojik donanımlar ve yazılımlar ile destekliyoruz. İstanbul Yeni Havalimanı Duty Free alanlarında, Unifree Bilgi Teknolojileri Departmanı olarak, kullanılacak olan donanım ve yazılımların seçiminde üst seviyede dikkatli ve titiz bir süreç uyguladık. Bu titiz sürecin sonunda da Dijital Ekranlar için, pazardaki tecrübesi ve konusundaki bilgi birikiminden dolayı Sistem9 ile hareket etme kararı aldık. Gerek şirketimizin ilgili operasyonlarına destek vermek için, gerekse de misafirlerimizde yaratmayı hedeflediğimiz memnuniyet ve deneyim için Sistem9 ile birlikte iyi bir proje ortaya çıkardığımızı düşünüyorum.”
14 DOSYA
Zeki Nesneler ve İletişim
BThaber
26 KASIM - 2 ARALIK 2018
IOT, YAŞAM TARZLARINI DÖNÜŞTÜRÜYOR Yeni dijital dünya düzeni, hem bireysel ihtiyaçları ve ilişkiler hem de iş yapma biçimlerini ve ekonomik düzeni değiştiriyor. “Vodafone, bugün dünyada 77 milyonun üzerinde Nesnelerin İnterneti bağlantısına sahip. Son olarak lansmanını gerçekleştirdiğimiz V-Yaşam ürünlerini de, özellikle şehir ve metropollerde yaşayan insanların sevdikleri, değer verdikleri şeylerin güvenliğini sağlama talebinden yola çıkarak tasarladık. V-Yaşam, tüketicilere IoT cihazlarını birbirine bağlama ve yönetme imkânı veren bir çözüm” diyen Vodafone Türkiye İcra Kurulu Başkan Yardımcısı Meltem Bakiler Şahin, şu detayları paylaştı: “Yine bu yıl Vodafone, IoT teknolojisi ile hava trafik kontrolünü sağlamak üzere geliştirdiği dünyanın ilk drone takip ve güvenlik teknolojisi için denemelere başladı. Türkiye'de "Nesnelerin İnterneti Platformu"nu hayata geçirdik. Bu sayede, her sektörde bağlantılı servisleri herhangi bir altyapı yatırımına ihtiyaç duymadan hızla geliştirmek mümkün oluyor. Mobil kapsama teknolojisiyle kapsanamayacak alanlardaki ihtiyaçları karşılamak için de Darbantta Nesnelerin İnterneti teknolojisini hayata geçirdik. Uzun pil ömrü gerektiren ve ulaşılması güç
alanlarda bulunan nesneleri mobil erişimle internete bağlayan bu teknoloji, sanayide büyük ilgi görüyor. Yapay zeka ile kendi kendine öğrenebilme yeteneği olan Smart SON teknolojimizle ise tüketicilerimize trafik, etkinlik mekanları ve stadyumlar gibi kalabalık alanlarda kesintisiz hizmet sağlıyoruz. Vodafone Grubu ile birlikte, sadece IoT ile sınırlı olmayan 5G teknolojilerini nasıl geliştirebileceğimiz konusunda çalışıyoruz. Araştırmalara göre, IoT pazarının global ekonomiye katkısının 2025 yılında 3,9 trilyon dolar ile 11,1 trilyon dolar arasında olması bekleniyor. Vodafone Grubu tarafından hazırlanan IoT Barometer raporuna göre de IoT kullanım oranı hızla yükseliyor. Dijitalleşme IoT teknolojisi odağında hem yaşamları değiştirmeye hem de şirketlerin büyüme, verimlilik, kârlılık ve rekabet potansiyelini artırmasını sağlamaya devam edecek.” Türkiye’nin ‘ulusal yapay zeka stratejisi’ olmalı İş dünyası özelinde, öncelikle şirketlerin ihtiyaçlarının ne olduğunu iyi belirlemesi gerekiyor. Türkiye'deki işletmelerin ihtiyaçlarını yakından takip ederken, dijital iş ortakları olarak, işletmelere geleceğe daha hazır olabilecekleri
çözümler sunup, danışmanlık verdiklerini vurgulayan Meltem Bakiler Şahin, sözlerine şöyle devam etti: “Bu kapsamda işletmelerde özellikle bu dönem, dört ihtiyacın öne çıktığını görüyoruz. Bunlardan ilki şirketlerin işlerini geliştirmek ve rekabetçi durumlarını korumak adına herhangi bir fırsatı kaçırmaya tahammülü yok. İkinci olarak şirketlerin iş yapış şekillerini geliştirerek akıllı çözümlerle verimliliklerini artırma ve tasarruf ihtiyacı olarak öne çıkıyor. Üçüncü ihtiyaç olarak etkin güvenlik sistemleri ile işlerini koruma ihtiyacı göze çarpıyor. Son olarak, uçtan uca takip sistemleri ile işlerini, uzaktan da olsa takip etme ihtiyacı olarak sınıflayabiliriz. IoT, bulut, sabit ve mobil iletişim altında topladığımız tüm çözümlerimizle; hizmet, operasyon, teknoloji platformları ve bilgi güvenliği konularında yol gösteriyoruz. Başta yapay zeka olmak üzere yeni nesil teknolojilerin kullanımının artması ile birlikte, özellikle şirketler için de özel hayatın gizliliği, algoritmik yanlılık, çevresel zarar gibi kaygı unsurları da artıyor. Bu anlamda güvenilir yapay zekâ için, şirketleri koruyup onlara ekonomik fayda sağlayacak birtakım prensipler olması gerektiği konusunda
Vodafone Türkiye İcra Kurulu Başkan Yardımcısı Meltem Bakiler Şahin küresel bir fikir birliği bulunuyor. Ülkemizde de sektörümüzün düzenleyici kuruluşu BTK öncülüğünde, yapay zekânın kullanılabilir uygulamaları ve bu uygulamaların endüstriyel adaptasyon sürecinde Türkiye'de izlenmesi gereken yolların ele alındığı çalışmalar düzenleniyor. Bu noktada Türkiye’nin yapay zeka vizyonunu net bir şekilde ortaya koyacak ulusal bir yapay zeka stratejisinin belirlenmesi önem taşıyor.”
KÜRESEL REKABETTE KRİTERLER DE DEĞİŞİYOR Her geçen gün yeni bir akıllı cihazın ve teknolojinin üretilmesi, tüm bu cihazların internet erişimine ve birbirileri ile veri paylaşımına açık olması sayesinde pek çok kritik bilgiye her an her yerde ulaşabilir duruma geldik. Kısacası hemen hemen yaptığımız tüm aktivitelerin bir yerinde akıllı cihazlar bulunuyor. “Eğer doğru kullanılırlarsa, bu ve benzeri teknolojilerin faydaları ve üretkenliğimizi artırmadaki etkileri çok önemli” diyen TesterYou Kurucu Ortağı Barış Sarıalioğlu, hatırlatmadan geçmedi: “Bu hacimdeki veri, üretilen mobil verinin yüzde 90’ının son iki yılda üretildiği ve bu denli fazla sayıda cihaz olduğu düşünülürse, beraberinde güvenlik açıklarını ve pek çok fonksiyonel problemi getiriyor.” Barış Sarıalioğlu’na göre, sektörde en önemli açıklardan birisi, bu cihazların üretilmesi ve en hızlı biçimde piyasaya sürülmesine ayırılan zaman ve odağın, maalesef yüksek kaliteli ve güvenlikli olmaları için ayırılmaması. Bu cihazların test süreçlerinin ve sürelerinin bu paralelde artırılması gerekiyor. Sarıalioğlu’nun dikkat çektiği gibi, fonksiyonel testlerinin, birlikte çalışabilirlik testlerinin, güvenlik testlerinin daha derinlemesine ve uluslararası standartlara dayalı olarak
önemi büyük. Gelişmiş ülkelerle rekabet etmenin yolu, IoT ve benzeri teknolojik alanlarda yatırımlardan geçiyor. Bu yatırımlar yalnızca firmalar tarafından değil, üniversiteler gibi araştırma kurumları tarafından da yapılmalı” vurgusunu yapan Sarıalioğlu, gereklilikleri şöyle anlattı:
TesterYou Kurucu Ortağı Barış Sarıalioğlu gerçekleştirilmesi oldukça kritik bir nokta. IoT alanı çok hızlı büyüyor. Yıllık büyüme oranları ise Barış Sarıalioğlu’nun dikkat çektiği gibi, yüzde 10 civarında, yani diğer sektör ve ürünlerle kıyaslandığında oldukça yüksek. Bunun yanında henüz IoT yatırımı yapmayan firmaların yüzde 20’ye yakın kısmı önümüzdeki iki yıl içerisinde bu alana yatırımı planlıyor. “Türkiye için de bu göstergelerin
Yenilikler, eğitimle pekişecek “Amerika’nın önde gelen üniversitelerinden MIT, yapay zekaya 1 milyar dolar ek yatırım yapacağını duyurmuşken, ülkemizin bu alanda ciddi mesafeler alması gerektiği aşikar. Türkiye’de BT sektörü yatırım ve harcamaları bakımından pazar büyüklüğü yaklaşık 25 milyar dolar civarında. Teknoloji ihracatımızın ise yaklaşık 1 milyar dolar seviyelerinde olması bekleniyor. Tüm ihracat hacmimize baktığımızda (yaklaşık 150 milyar dolar) BT sektörünün bu pastadaki payı, oranı oldukça düşük. Her ne kadar BT sektörü Türkiye’de hızla büyüse de, bu alandaki yatırımların çok daha yüksek seviyelere ulaşması gerek. Çok genel bir bakış açısıyla, akıllı şehirler özellikle kameralar, radar sistemleri ve sensörler yardımı ile gelişmeye devam edecek. Ulaşım ve
güvenlik alanları ile ilgili çok sayıda yenilik karşımıza çıkacak. Sağlık uygulamaları ile insanların her türlü anlık vücut verisi hastaneler ve doktorlar tarafından gözlemlenebilecek, akıllı ev sistemleri gelişecek. Tüm bu değişimi, devletlerin ve düzenleyici kuruluşların çok yakından takip etmesi gerek. Akıllı cihazlar ve IoT sayesinde her türlü kişisel ve hassas veriye erişim son derece hızlı olacak. Bunun sonucunda hangi tip verilerin hangi cihazlar ile elde edilebileceğini, yine bu verilerin ne şekilde işlenebileceğini ve kimler tarafından görüntülenebileceğini düzenleyen yasaları önümüzdeki süreçte çok daha fazla gündemde göreceğiz. 2019’da TesterYou olarak, bu cihazları üreten ve bu cihazlar için yazılım geliştiren firmalar için tasarımcıların, iş analistlerinin, yazılım geliştiricilerin ve özellikle test uzmanlarının katılımına uygun olacak bir eğitim programı hazırlıyoruz. Bu eğitimde; IoT ürünlerinin ve akıllı cihazların hangi detayda ve ne şekilde test edilmeleri gerektiğini işleyeceğiz. Bu ve benzeri ürünlerin teknolojik altyapılarını inceleyecek, yüksek kalite ile piyasaya sürülmeleri için neler yapılması gerektiğini katılımcılarla paylaşacağız.”
BThaber
BİLİŞİM DÜNYASI
26 KASIM - 2 ARALIK 2018
15
İş sürekliliği yönetimi ‘verim’ demek Ponemon Institute tarafından gerçekleştirilen “2018 Veri Sızıntılarının Bedeli: İş Sürekliliği Yönetiminin Etkisi” başlıklı araştırma, iş sürekliliğine yatırım yapan şirketlerin veri ihlalleri sonrası daha hızlı ayağa kalktığını gösterdi. Küresel bazda 262 şirket ile görüşülerek hazırlanan araştırma raporu, iş sürekliliği planlamasının bulunmadığı şirketlerde ortaya çıkan toplam 4,2 milyon dolar veri bedelinin de iş sürekliliğini sistemlerine
entegre edebilen şirketlerde 3,5 milyon dolara düştüğünü gösteriyor. Oluşturulan farklı felaket kurtarma senaryolarına göre ayrı ayrı hazırlık yapılması gerektiğini vurgulayan Clonera Hizmet Çözümleri Müdürü Doğan Yılmaz, iş etki analizleriyle belirlenen bu senaryolar sayesinde şirketlerin, olası bir veri kaybını en az bedelle atlatacağını hatırlattı. Rapor, veri kaybı boyutunun bu yıl yüzde 2,2 arttığına dikkat çekerek, şirketler
için daha güçlü bir güvenlik seviyesine gerek duyulduğunu vurguladı. Şirketlerin güvenliği için kritik olan iş sürekliliği yönetimi; iç ve dış tehditlerin belirlenmesinin ardından felaket kurtarma, kriz yönetimi, vaka yönetimi ve acil durum planlamasını da kapsıyor. Doğan Yılmaz, şu bilgileri verdi: “Felaket kurtarma denince ilk akla gelen tüm bir sistem odasının kaybına yol açan deprem, sel ve yangın
e-Faturaya gönüllü geçiş esas e-Fatura, dijitalleşmeyle birlikte maliyet ve operasyonel yükü azaltması açısından ciddi avantajlar sağlıyor. e-Faturaya daha kolay geçiş imkanı sunan online ön muhasebe programı Paraşüt, işletmeler adına tüm başvuru süreçlerini kısa sürede yönettiği hizmeti “Anahtar Teslim e-Fatura” ile e-Faturaya gönüllü olarak geçen işletme sayısının artmasına katkı sağlamayı hedefliyor. “e-Faturanın maliyet ve operasyonel avantajları göz önünde bulundurulduğunda bu gönüllü geçişin artacağına inanıyoruz” diyen Paraşüt Kurucu Ortağı Sean Yu, şöyle devam etti: “e-Dönüşüm yolculuğuna daha fazla KOBİ’nin katılması adına çeşitli projeler üzerinde çalışmaya devam ediyoruz. KOBİ’lerin rekabette güçlenerek büyüyebilmesi için iş yüklerini hafifleten, verimlilik ve maliyet avantajı sağlayabildikleri çözümlere ihtiyaçları var. “Anahtar Teslim e-Fatura” hizmetimiz ile KOBİ’lere bu yolculuklarında destek olmaya başladık. e-Faturaya Paraşüt ile gönüllü geçiş yapan işletme sayısı 2 bini aştı ve bu rakam her geçen gün artıyor. Uygulamamızı sadece e-Fatura mükellefi olmak için bile kullanan birçok işletme bulunuyor. Hedefimiz; daha fazla KOBİ’yi zorunluluk kapsamına girmeyi beklemeden e-Fatura mükellefi olmaya teşvik etmek.”
<ÖO
gibi afetler olsa da enerji sorunları, bir donanım ya da yazılımdan kaynaklanan aksaklık, kişisel hatalar ya da fidye yazılımı saldırıları da iş kesintisine ve veri kaybına neden olabiliyor. Tüm durumlar için iş etki analizleri yapılarak farklı senaryoların oluşturulması, felaket kurtarma kılavuzlarının tüm senaryoları kapsayacak biçimde yazılması veya güncellenmesi, senaryolara doğru teknik ve çözümlerin uygulanması ve yıllık testlerin
yapılması önemli. Şirketlerin, iş sürekliliği yönetiminde ve felaket kurtarma işlemlerinde sistemlerine mutlaka otomasyonu dahil etmesi gerekiyor. Otomatik olarak sürdürülen ve felaket kurtarma sürecine ağırlık verilen bir iş sürekliliği yönetiminde olası bir problem sonrası ortalama 3 bin 100 dolar zarar oluşurken, manuel sürdürülen çalışmalarda zarar yüzde 100’den fazla artış ile 6 bin 546 dolara çıkıyor.”
18
BThaber
BİLİŞİM DÜNYASI
26 KASIM - 2 ARALIK 2018
2020 planları tepeden tırnağa hazır SoftwareONE bünyesine katılan Comparex’te hedef; bu küresel ağın desteği ile Türkiye’nin yazılım gücünü küresel portföye katmak.
Handan Aybars
2018 yılının belki de son büyük satın alması kapsamında, bulut ve yazılım portföy yönetim şirketi İsviçre merkezli SoftwareONE, Comparex’in yüzde 100’ünü Raiffeisen Informatik’ten satın aldı. Hedef; dünyanın yazılım tarafındaki en büyük satış gücünü oluşturmak. Çünkü SoftwareONE ile 100 ülkede yazılım ve bulut tabanlı çözüm sunabilen bir güç söz konusu. SoftwareONE’ın Comparex satın alma kararının onay süreci halen uluslararası bazda ve Türkiye’de Rekabet Kurulu’nda. “Beklentimiz; Nisan 2019 itibariyle onaylanması” temennisini dile getiren Comparex Turkey CEO’su Irmak Pakdemir’e göre, dünyanın en büyük Microsoft satış partneri SoftwareONE, Microsoft’un da odağı bulut olduğu için dünyanın en büyük bulut satıcısı gibi düşünülebilir. “Bu yapının bize yansımalarına baktığımızda, şahsi hayallerimden biri Türkiye’den çıkan yazılım ürünlerinin ihracatını artırmaktı. Çünkü çok güzel ürünler çıkarıyor, ama pazarlayamıyor, satamıyoruz. Çünkü doğru satış kanallarını oluşturmadık. En büyük hayallerimden biri; bu açılan pencerenin ters tarafa da çalışması” hedefine vurgu yapan Irmak Pakdemir ile stratejilerini konuştuk: Nasıl bir işleyiş söz konusu olacak? Bugün Türkiye’den çıkan bir ürünü, benim gibi bir yönetici yarın 100 ülkede pazarlama şansına sahip. 100 ülkede 9 bin satıcıyla dünyanın en büyük şirketlerine giderken, aradığımız temel unsur ise katma değerli ürünler. Türkiye’deki belli büyükteki BT sahibi şirketlerle oturalım, bunların nasıl yurtdışına ihracatını yapacağımızı konuşalım. Verdiğim temel mesaj bu. Konjonktür gereği artık ‘büyük şirketlerin ürünlerini satayım da satış noktası olarak para kazanayım’ düşüncesi daralıyor. Artık kar marjı yok. Bunun yerine, katma değerli ürünlerle, bunların çerçevesinden servisten para kazanma vakti geldi. Biz yazılım ihracatı yapıyoruz. Yurtdışının baktığı bazı değerler var ve öncelikle ülkeye değil, problemi çözüp çözmediğine bakıyor. Bundan
sonra mesele, o müşteriye onu ulaştırabilmekte. Türkiye zorlu bir pazar. Burada sarf ettiğimiz enerjiyi yurtdışı satışında verdiğimiz zaman farklı noktalara ulaşıyoruz. Belli disiplinleri oturtup, gerçekten Türkiye’den çıkan bu şirketlerin yurtdışına açılması ile ilgili şevkim ve inisiyatifim var. Yurtdışı da buna hazır. Türk üretici ve geliştiricilerden neler bekliyorsunuz? Taraflarla ciddi görüşmeler yapıyoruz ve belli bir noktaya geldik. Ama daha çok insan kapımızı çalsın, ne yaptığını anlatsın istiyoruz. Çünkü birçoğu bizim gibi dünya çapında bir satış kapısına ihtiyaç duyuyor. Türkiye’deki operasyonlarda zamanımın yarısını global operasyonlara ayırıyorum. Diğer yüzde 50 tarafta, yani Türkiye’ye döndüğümüz zamanki hayallerimize gelirsek, 2020’ye dair kapsamlı planımızı oluşturduk. Nasıl bir plan? Buna ‘Türkiye’de bulut satışı ve servisleri’ diyebiliriz ve bu alanda Türkiye’de bir numaralı şirket olmak istiyoruz. Burada ana tedarikçimiz Microsoft’un Azure servisleri. Satın almadan bağımsız, zaten bu planları ve yatırımlarımızı yapmıştık. Bulut tabanlı çözümlerde Türkiye’deki en değerli ekiplerden birine sahibiz. RedHat ve Linux platformlarının da en değerli yatırımları bizde ve partner bazında güçlü işbirliklerimiz var. 2020 hayalimiz ile şimdiye kadar 150’ye yakın şirketi buluta taşıdık. Süreç nasıl işliyor? Müşteriye bir analiz yapıyor, o analizin sonucuna ve regülasyona göre haritalandırma ile müşterimize bulut dönüşüm yardım tablosu çıkartıyor, konfigürasyonlarla beraber ne kadarı özel bulut olmalı gibi konularda netlik sağlıyoruz. ‘Yeni yapıyla ilgili fırsat analizi’ denilebilecek bu çalışma sonrası müşterimize bulut mimarisine onu taşıma önerisini götürüyor, halihazırda bulut yapısında ise ‘bu mimariyi güncelleyelim’ diyoruz. Yüzde 99 oranında Azure kullanıyoruz. Türkiye’deki
müşteriler temelde otomasyon değil, insan bağlantısı bekliyor. Kendi teknoloji uzmanlarımız ve Microsoft ekipleri ile beraber müşterilerimizi buluta taşıyor, ilk fazı tamamlıyoruz. Sonra yapay zeka fonksiyonları, robotik fonksiyonları, otomasyonları ekleyen servis ekibimiz devreye giriyor. Bunları taşımak da sadece bir altyapı değişikliği. Yani örneğin; böylece faturalandırma süreciniz 14 saatten 2 saate inmiyor. Çünkü bunu taşımanızın ana amacı operasyonel maliyetleri iyileştirmek. Çok net bir matematik var burada ve bu anlaşıldığı sürece pazar çok hızlı büyüyecek. Bizim de hedefimiz bu büyüme trendini devam ettirmek. ‘Comparex’ ismi kalacak mı? Bu sorunun cevabı şu an bende yok. Çünkü resmi olarak Rekabet Kurumu’nun kararını beklediğimiz, bu da Nisan 20198’da açıklanabileceği için şimdiden bir yorum yapmak doğru olmaz. Her şeyi süreç gösterecek. Bu satın almanın beraberinde 2019 yılı hedefleriniz neler? 2019’da bulut tarafındaki müşteri adetimizi minimum üç katına, buluttan gelen ciromuzu iki katına çıkarmak istiyoruz ve bu yönde istihdamımızı da büyüttük. Ama bu da yetmiyor, ‘Bulutun katma değerini ne kadar kullandırdın?’ sorusuna da yanıt arıyoruz. Çünkü beklentim; buluta taşınan müşterinin bunun içindeki fonksiyonları kullanması, buluta taşındıktan sonra ‘Bu da bulutta var mı?’ diye gelip sorması ve böylece ‘tüketici kullanımı’ dediğimiz ‘gerçekten’ kullandırmayı başarmak. Bunları yapabilecek ekipleri kurduk ve ekiplerin bu fonksiyonları kullandırmasını istiyoruz. İkinci hedefimiz; 2019’da mutlaka en az üç tane yerli yazılımı yurtdışında bizim ‘satış listesi’ dediğimiz SoftwareONE listesine ekleyip, ana satışlara dahil etmek. Hatta bir tanesiyle bir yola girdik, yakında listeye girecek. Detaylı inceleme ile iki tane yazılımı daha buna ekleyeceğiz. Çünkü bu listelerde olmak çok değerli ve dünyanın her yanına, her
ülkede her sektöre ulaşmak, müşteriye dokunarak satış yapabilmek demek. Yani artık iş ‘ben bulutu biliyorum’ demekle bitmiyor. Farklı ülkelerdeki farklı pazarları, bu belirttiğim listeye girdikleri zaman tanıyacaklar. Bu hedeflerle Türkiye’nin adını küresel listelere yerleştirebilmek istiyoruz ve bu da olmayacak bir şey değil. SoftwareONE satın alması ile yelpazeye siz neler ekleyeceksiniz? SoftwareONE’ın hayali yönetilen hizmetler, teknoloji servisleri tarafında büyümek, dünya çapında yönetilen hizmetler yapısını kurgulamak ve profesyonel servisler yapısını kurgulamak. SoftwareONE’ın birleşme sonrası yatırımını bu yönde olmasını bekliyoruz. Ama, başa dönersek Nisan 2019’a kadar hala rekabet halindeyiz. Ben projenin 7 aydır içinde olduğum için tüm ayrıntısını biliyorum. Burada çok güzel sürprizler bizi bekliyor. Türkiye pazarı için de fırsatlar olacak. Çünkü burası, onları heyecanlandıran pazarlardan bir tanesi ve kriz zamanında Türkiye’deki yöneticilerin performansını çok takdir ediyorlar. Microsoft’tun yanında, diğer servis sağlayıcılar ile iletişiminiz nasıl olacak? Ürün portföyünde 3 bin servis sağlayıcı var, bir numara ise Microsoft. Robot uzmanlığı, AI, BI fonksiyonu, basit bir iş süreci yazılımı, orta katman gibi tüm başlıklar bizim fonksiyon başlıklarımızı karşılıyor. Tüm bu fonksiyonları müşterilerin ihtiyaçlarına göre konumlandırabilecek durumdayız. En büyük avantajlarımızdan biri; ürünün tüm dünyadaki fiyatlarını takip edebilmemiz. Bu noktada Çin, Hindistan ve Türkiye dünyada ‘en iyi fiyatlamada’ buluşan noktalar. Türkiye’deki sıkıntı genellikle ihtiyaca karşılık verilen ürünün örtüşmemesinden kaynaklanıyor, rafta kalan ürünler, yanlış analizler gibi pürüzler oluyor. Yani, Türkiye’ye uygun bir modelleme yapılamaması diyebilir miyiz? Genellikle Türkiye piyasasındaki
Comparex Turkey CEO’su Irmak Pakdemir ana problemlerden biri ürün fiyatlamasında değil, ürünün konfigürasyonunda oluyor. Bu noktada, bir lisanslama danışmanlığı ekibimiz var. Müşteriye giderek onların aldığı lisans değerlerine, karşılıklı kullanma durumlarına bakıyor, bir analiz yapıp, onların ‘kullanmadıklarını ödememelerine’ ilişkin iyileştirme yapıyoruz. Bu da şirketimizin önemli yetkinliklerinden biri. Türkiye’de önde gelen telekom firmalarına, bankalara bu danışmanlığı veriyoruz. Bu danışmanlık, Comparex’in 20 senelik deneyimi ile oluştu. Bu da işin ‘müşteri tarafında’ da olduğumuzu ispatlıyor. Katma değerli otomasyon, ERP, AI gibi değişik fonksiyonlarla müşterilerin sadece BT tarafını değil, ‘teknoloji dışı’ dediğimiz diğer iş süreçlerinde de BT’nin faydasını görmesini sağlıyoruz. Çünkü müşteri yıllarca bu ikisini ‘ayrı’ olarak bildi, ayrı gördü, ayrı olmasının normal ve doğru olduğunu düşündü. Ama geldiğimiz noktada donanımdan ziyade, ihtiyaca göre modellenmiş ve ihtiyaca göre geliştirilebilecek yazılım odaklı çalışmalar ön planda. Verileriniz hibrit mimaride, bir bölümü sizde, bir bölümü dışarıda olsa da her yerden ulaşılabilecek konumda. İnsanların bunu benimsemesi pek kolay olmuyor, ama şirketler artık bulutun ne olduğunu, kendileri için nasıl bir fayda sunduğunu anladılar. Bundan 10 yıl önce bu konuda farkındalık yaratmaya çalışıyorduk, şimdi ise yaratılan farkındalık üzerinden ürün ve hizmet sunuyoruz. Burada yerli bulutlarla ilerledikçe, onlara da destek olacağız.
Bilişim Enstitüsü AT desteği bekliyor TÜBİTAK Marmara Araştırma
değerlendirilmesi ve insangücü
Türkiye Bilişim Vakfı'nın da (TBV)
yetiştirme amacını taşıması açısından oldukça önemli olan bu proje için
yürüttüğü Bilişim Enstitüsü projesi,
Gebze'deki mevcut altyapının
hafta AT uzmanı ile özel sektör ve sivil
bugünlerde görücüye çıkıyor. 1995'in
kullanılması öngörülüyor. TÜBİTAK
toplum kuruluşlarının temsilcileri
sonunda TÜBİTAK MAM olarak Avrupa
bünyesinde mevcut olan Bilişim
toplandı. AT uzmanı toplantı
Topluluğu 'na sunulan ve Türkiye bilgi
Enstitüsü altyapısını inceleyecek olan
sonrasında özel sektörden 3 şartın
teknolojisi sektörüne nitelikli insangücü
Avrupa Topluluğu uzmanlarının,
yarine getirilmesi konusunda ortak bir
yetiştirmek ve Türkiye'deki yazılım
projeye onay vermeleri halinde
niyet mektubu istedi. Şu andaki
faaliyetlerinin desteklenmesi amacıyla
yaklaşık 2 milyon ECU'luk kredi
beklenti, politik belirsizlik dolayısıyla
alınması söz konusu.
AT'nin söz konusu projeden
Bu kararın 31 Aralık'a kadar çıkması gerekiyor.
(Sayfa 2) • Yetki yasasında TÜBİTAK yok (Sayfa 7)
Şimdi projenin AT tarafından nasıl karşılandığı önemli. Nitekim geçtiğimiz
değerlendiriliyor.
anahtarlamanın gücünü sunuyor
de 1998 yılma kalacak.
Bilişim Stratejileri Raporu çerçevesinde
Avrupalı uzmanlar tarafından
• Digital ağ çözümleri,
1997'de başlayacak. Çıkmaması halinde
Yazılım potansiyelimizin
Merkezi'nin sahipliğini yaptığı ve
kurulması planlanan Bilişim Enstitüsü,
Bu sayıda...
Kota Pazarlama Koordinatörü Erhun Öçal. • Kota, tekstil sektörüne çözüm sunuyor
vazgeçmemesi.
(Sayfa 8)
(Ayrıntılı haber sayfa 3'te)
Çıktığı takdirdeproje,
• Digital, MFCPRO'ya
Ankara'da bilet otomasyonu 4 tamam'
İletişim en düstrisi, d e v bir s e k t ö r olarak d ü n y a n ı n mer k e z i n e yerleşmiş durumda. D i ğ e r
Ankara
endüstrilerle de
Arena, B T pazarına yeni bir kavram kazandı
Büyükşehir
Belediyesi
ağırlık veriyor (Sayfa
10)
• Servus: UNTX pazarında olmak zorundayız (Sayfa
16)
M Internet'li halk
birleşerek, gide
tarafından yürütülen Bilet O t o m a s
rek d a h a da ge
yon
nişliyor, gelişi
ayından itibaren Ankaralılar için bi
yor. Herşey, da
letli d ö n e m i n k a p a n ı p kartlı siste
ha iyi ya ş am a k,
me geçilmesini öngören projenin
• HP'den üniversite-sanayi
Projesi
tamamlanıyor.
Ocak
kütüphanesi (Sayfa
18)
hayatı d a h a da
maliyetinin ise yaklaşık 9 milyon
işbirliğinde somut adım
tap e d e c e k o l a n Hazır PC, bilgisayar şirketlerini
kolaylaştırmak
dolar olduğu öğrenildi.
(Arka
de bu dertten kurtarıyor. Bilgisayar şirketleri için
için...
rıyor; Hazır PC. T o p l a m a bilgisayar pazarına hi
hazır t o p l a m a PC s u n a n Arena, 1 9 9 7 ' d e bu ürün d e n 6 bin adet satmayı hedefliyor. B l u e B o x adı nı verdiği ürün ailesinin üretimi için de Estron Elektronik ile a n l a ş m a y a p m ı ş durumda.
(Ayrıntılı haber sayfa 12'de)
(Ayrıntılı haber sayfa 4'te)
E C N A Ö T L F I Y A H 2 2 BU
İletişimin boyutlarının gelişmesi, dil, din, ırk, coğrafi
sınırları da ortadan kaldırıyor. D ü n y a , t ek bir t o p l u m ol
m a y a doğru gidiyor. Bu arada insanların y a ş a m a alışkan lıkları, kültürleri ve dünyaya b a k ı ş açıları da değişiyor.
Y e p y e n i , iş, tüketim ve e ğ l e n c e alışkanlıkları ortaya çıkı yor.
İletişim endüstrisinin 2 0 0 0 ' l i yıllarda 1 trilyon dolarlık
EVRENSEL
bir p a z a r h a l i n e g e l m e s i b e k l e n i y o r . Ö r n e ğ i n D ü n y a T e l e k o m ü n i k a s y o n Birliği-ITU'nun verilerine g ö r e s a d e c e B a t ı Avrupa'da bilgi ve iletişim teknolojileri pazarının
1996 yılında 368 milyar dolar olması tahmin ediliyor. Öy le g ö r ü n ü y o r ki iletişim endüstrisi, g e l e c e k t e bilgi ve eğ AKIN
l e n c e sektörüyle d e b i r l e ş e r e k diğer tüm sektörleri göl
EVREN
gede bırakacak.
Sen iletişimin resmini çizebilir misin?... Sevgili yazı işleri müdürüm, " S e n özgürlüğün resmini yapabilir misin..." m a k a m ı n d a bir ses t o n u y l a "iletişimin yorumunu y a p m a m ı " istedi b e n d e n . Bu k o n u d a ne s ö y l e m e l i y i m diye bir
Ö t e y a n d a n iletişimde sürekli y e n i teknolojiler g ü n d e
m e geliyor. Küresel iletişimin g ü n g e ç t i k ç e ö n p l a n a çık tığı g ü n ü m ü z d e , F r a m e Relay, p a k e t anahtarlama, ATM
gibi teknolojiler, bilginin d a h a hızlı ve görsel-işitsel b o yutlarıyla da ulaştırılmasına o l a n a k sağlıyor. D ü n y a
iletişim endüstrisinde y a ş a n a n bu b a ş d ö n d ü r ü c ü geliş meler, T ü r k i y e B T s e k t ö r ü n e d e o l u m l u yansıyor. Ö y l e
ki iletişim pazarının b ü y ü m e eğrisi, t o p l a m B T pazarın d a n hızlı seyrediyor.
süre d ü ş ü n d ü m . Devamı 2.
sayfada)
sayfa)
(Sayfa 27-47)
Bu sayının tüm sayfalarına www.bthaber.com.tr'den ulaşabilirsiniz.
20
BThaber
26 KASIM - 2 ARALIK 2018
Risk dünyası katlanarak büyüyor
Sophos, siber tehdit ekosistemindeki yeni gelişmeleri detaylı olarak ele aldığı Sophos 2019 Yılı Tehdit Raporu’nda siber suçluların alışılageldik yaygın tehditlerden öte, zengin kurumlardan para koparmak için hedefe özel tasarlanmış karmaşık saldırılara yöneldiğini ortaya koydu. Tespit edilmesi zor olan bu saldırılar, kurumlarda milyonlarca dolarlık fidye bedeli ve iş gücü kaybına neden oluyor. Sophos CTO’su Joe Levy, 2019 yılı güvenlik beklentilerine ışık tutan rapora dair şu değerlendirmelerde bulundu: “Siber tehdit ekosistemi sürekli bir değişim içinde. Nispeten yeteneksiz olan gruplar bu işin dışına itilirken, kendini geliştirerek çağa ayak uyduranlar ise zirveyi ele geçiriyor. Bu sürecin sonunda, giderek daha az sayıda, ama çok daha güçlü ve becerikli saldırganlarla mücadele etmek zorunda kalacağız. Bu yeni nesil siber saldırganlar, seçkin bir azınlığı hedef alan gruplarla, yaygın saldırı araçlarını kullananların en iyi yönlerini bir araya getirecek.” SophosLabs 2019 Tehdit Raporu’nda öne çıkan başlıklar şöyle sıralanıyor: Detaylı planlanmış hedefli saldırılarla milyonlarca dolar fidye koparma hedefi: 2018 yılı, özenle seçilmiş hedeflere yönelik özel tasarlanmış
saldırıların geliştiği ve milyonlarca dolarlık vurgunların yapıldığı bir yıl oldu. Bu saldırı biçimi, hedeflenen kurumun sistemlerine ve süreçlerine uygun olarak tasarlandığı için çok daha büyük zararlara yol açabiliyor. Örneğin; siber saldırganlar saldırıdan önce tüm yedekleri silerek kurumu çaresizliğe sürükleyip fidye ödemeye zorlayabiliyor. Sophos uzmanları bu akımın öncülerinden olan SamSam, BitPaymer ve Dharma’nın elde ettiği büyük kazançların, 2019’da benzer saldırıların yolunu açacağı kanısında. Mevcut Windows yönetim araçlarından yardım: Rapora göre, saldırganlar halihazırda sistem yöneticilerinin el altında bulundurduğu yönetim araçlarını kullanarak, Gelişmiş İnatçı Saldırı (Advanced Persistent Threat - APT) tekniklerini hayata geçirme yoluna gidiyor. Hedef ise hassas bilgileri ele geçirmek veya sistemlere fidye yazılımı yerleştirmek olabiliyor. Siber saldırganlar, Windows sistem araçları arasında bulunan Powershell ve Windows Scripting dosyaları aracılığıyla tehditlerin kurbanlarına bulaşmasını sağlıyor. Farklı script türlerini birbiri ardına çalıştırarak zincirleme reaksiyonla karmaşık saldırı tekniklerini hayata geçiren saldırganlar, BT yöneticilerinin tehdidi
algılamasına ve önlem almasına fırsat bırakmadan sistemlere sızarak amaçlarını yerine getiriyor. Office açıkları uzun zamandır saldırılar için kullanılsa da, son dönemde siber saldırganların yeni nesil Office açıklarını tercih ettikleri ve eskilerden daha az yardım aldıkları görülüyor. Windows’un EternalBlue açığını kapatmak için hazırlanan yamalar bir yıldan uzun süredir yayında ama bu açık, hala siber suçluların favorileri arasında. EternalBlue ve kullanıcının haberi olmadan siber suçlular adına kripto para madenciliği yapan cryptomining yazılımlarının bir araya gelmesi, bu işi hobi olmaktan çıkarıp, verimli bir saldırı tekniğine dönüştürüyor. Cryptojacker yazılımlarının kurumsal ağlarda dikey ölçekte hızla yayılabilme yeteneği pek çok makinenin aynı anda enfekte olmasına, dolayısıyla siber suçlular için daha fazla kripto para üretimine karşılık geliyor. IoT ve mobil odak noktası: Mobil cihazları hedef alan zararlı yazılımların yaygınlaşmasıyla, saldırıların etkisi organizasyonların altyapısından daha da öteye taşındı. 2018 yılında yasadışı Android uygulamalarının artışı, zararlı yazılımların telefonlarda, tabletlerde ve diğer IoT cihazlarında daha fazla yer bulmasına neden oldu. Evlerde ve iş yerlerinde daha fazla internet bağlantılı cihazların kullanılması, saldırganları bu cihazların kontrolünü ele geçirerek dev botnet ağlarının bir parçası haline geçirmesinin yolunu açtı. Görünürde bir kullanıcı arayüz bulunmayan cihazları ele geçirerek kötü amaçlarla kullanmanın örneklerinden birini VPNFilter saldırısında gördük. Mirai Aidra, Wifatch ve Gafgyt gibi örnekler de ele geçirilen cihazları otomatik saldırılara yönlendirerek sunucuları hizmet dışı bırakma, kripto para madenciliği ve ağlara sızma gibi eylemlere imza attılar.
Arena, yerliliğini tescilledi Türk Telekom’un BT çözümleri sağlayıcı şirketi İnnova’nın saha hizmetlerinin etkin yönetimi için geliştirdiği Arena çözümü, İstanbul Sanayi Odası’ndan (İSO) ‘Yerli Malı Belgesi’ aldı. Yenilikçi özellikleriyle saha operasyonlarında verimliliği artıran Arena, yüzde 100 yerli katkı oranıyla Türkiye’de yalnızca sanayi odaları tarafından sağlanan ve yerlilik katkı oranına göre tescillenen firmalara verilen ‘Yerli Malı Belgesi’ne layık görüldü. Aylık 3.5 milyonun üzerinde iş emrini sorunsuz şekilde yönetebilen ve yüzde 100 yerlilik esasıyla tescillenen Arena, geniş bir coğrafyaya dağınık olarak hizmet veren saha ekiplerini, mobil uygulama desteği ile anlık olarak takip ederek; merkezi bir yönetim sunuyor. Yaklaşık 14 bin kullanıcısı ile Arena; iş emirlerini, farklı algoritmalarla yetkinlik, yakınlık, iş ajandası gibi çok sayıda değişkene göre değerlendiriyor ve doğru kaynağın, doğru zamanda, doğru yerde olmasını otomatik olarak sağlıyor. Bu özellikleri ile abonelere saat bazında kurulum ya da onarım randevuları verilebilmesini mümkün kılan Arena, kurumsal müşteri memnuniyetini pekiştiriyor. İnnova Genel Müdürü Ümit Atalay, “ Sunduğumuz yüzde 100 yerli teknoloji ürünü çözümlerimizle dijital dönüşüm yolculuklarında işletmelerin yanında yer alıyor, verimliliklerini ve rekabet güçlerini en üst düzeye çıkartmalarını sağlarken, aynı zamanda ülkemizin ekonomik ve teknolojik gelişimine de önemli bir katkı yapıyoruz” dedi.
Uç nokta dağıtımları için yeni altyapı çözümü VR Rack ve Geist rPDU uç nokta taleplerini karşılamak için tasarlanmış teknolojiler portföyünü genişleten Vertiv, hızlı dağıtım, uzaktan izleme, yönetim ve uçtan uca hizmet ihtiyacı dâhil olmak üzere ağ uç noktasının güçlüklerini karşılayan yeni ürünlerini tanıttı. EMEA bölgesindeki kanal iş ortaklarına ve müşterilere sunulan Vertiv™ VR Rack ve Vertiv™ Geist rPDU (kabinet güç dağıtım birimleri) uç nokta dağıtımlarını karşılamak için tasarlandı. Vertiv’in uç nokta çözümleri portföyünü daha da genişleten bu yenilikler, uçtan uca çözümler ve destek sunabilen tek bir tedarikçi iş ortağı, uç nokta dağıtımı gerektiren fakat bu iş modelini sürdürmek için gerekli kaynaklara veya uzmanlığa sahip olmayan şirketler için güçlü bir değer sunuyor. Vertiv Avrupa, Orta Doğu ve Afrika Başkanı Giordano Albertazzi, “Yeni uç nokta portföyümüz; kanal iş ortaklarımıza ve müşterilerimize, özel ihtiyaçları karşılayan ve kendi uç noktalarında onlara yardımcı olan esnek ve hızla dağıtılabilir birçok farklı çözüm arasından seçim yapma şansı sunuyor” dedi. Vertiv VR Rack hızlı dağıtıma olanak tanıyan sağlam ve esnek bir kabinet çözümü. Sekiz standart boyut var ve bunların tümü kritik ekipmanların kurulum ve bakım kolaylığı için benzer şekilde boyutlandırılmış kabinetlerle karşılaştırıldığında yaklaşık 2,5 inçlik ek bir kullanılabilir derinlik sunan bir çerçeve tasarımına sahip. Yeni Vertiv Geist rPDU’lar ise hızlı teslimat için stoklanmış, temel, izlenen ve anahtarlı modeller şeklinde sunulmakta. İzlenen ve anahtarlı modeller amper, volt, watt, kWh ve güç faktörü dâhil olmak üzere standart okumalara ek olarak giriş gücünü artı veya eksi yüzde 1’lik doğrulukta izleyebilmekte. Anahtarlı modeller her çıkışta giriş gücünü kontrol edebilme, her çıkışı izlemek için yükseltilebilir işlevsellik ve istenmeden ortaya çıkan bağlantı kesilmelerini ortadan kaldırmak için kabloları kilitleyen patentli U-kilitli prizler gibi birçok özelliğe, ayrıca her iki model de sahada hızlı değişime olanak tanımak için çalışırken değiştirilebilen bir iletişim modülüne sahip. Tüm modeller, satın alınma tarihinden itibaren 120 gün içinde kaydedilmesi halinde sektörde en uzun garanti süresi olan 5 yıllık garantiye sahip olduğu gibi, kullanım ömrü boyunca başlatma, kurulum, onarım veya değişiklik, acil durumlarda müdahale ve diğer özellikleri içeren Vertiv Dağıtım Güvence Paketi desteği ile desteklenebilir.
40.000+ ekran yönetimi 20 ülkede hizmet
SİSTEM 9 DİJİTAL YAYIN VE BİLGİLENDİRME EKRANLARI İLE KURUMUNUZU GELECEĞE TAŞIYIN! Sistem 9’un profesyonel ekran çözümleriyle kurumunuza özel tv kanalına sahip olun, satışlarınızı artırın, kurumsal iletişiminizi güçlendirin.
PERAKENDE MAĞAZACILIK, GIDA, BÜYÜK İŞLETMELER, OTELLER, BANKA ŞUBELERİ VE ÜRETİM TESİSLERİNE ÖZEL ÇÖZÜMLERİMİZ KURUMSAL TV
VIDEO WALL
İNTERAKTİF UYGULAMALAR
LED EKRAN
VİTRİN ÖNÜ DİJİTAL POSTER
DİJİTAL MENU BOARD
TOPLANTI ODASI VE OTOMASYON SİSTEMLERİ
Dijital Yayın ve Bilgilendirme Ekranları ile görsellerinizi tek merkezden güncelleyebilir, afiş veya postere dayalı matbaa ile operasyonel maliyetlerinizi ortadan kaldırabilir, satışlarınızı artırabilir ve kurumsal iletişiminizi en üst düzeye taşıyabilirsiniz. Sistem 9; donanım, yazılım, sistem kurulumu, içerik üretim ve yönetimi, satış sonrası 7/24 teknik servis desteği ile anahtar teslim çözümlerinin arkasında, müşterilerinin yanında.
info@sistem9.com www.sistem9.com 0212 691 64 00
22 KARİYER Enqura’da üst düzey atama Dijital bankacılık, yapay zeka, iş zekası ve blockchain üzerine inovatif yazılım ürünleri geliştiren Türkiye merkezli yazılım şirketi Enqura Bilgi Teknolojileri’nde Sevinç Cin, Satış ve Pazarlamadan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı oldu. Cin, farklı sektörlerde Satış ve Operasyon Yönetimi, Proje Yönetimi ve İşletmecilik alanlarında görev yaptıktan sonra, Avenn Grup’ta (BT Akademi, Cronom, Projera) Grup Satış Müdürü, Tekna Bilişim’de Satıştan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı olarak görev yaptı, izleyen süreçte Adesso Türkiye Ofisi’nde ve Reengen Enerji Teknolojileri'nde satış operasyonlarının yapılandırılmasını sağladı. Sevinç Cin, Kasım 2018 itibariyle kariyerine Enqura’da Genel Müdür Yardımcısı olarak devam edecek.
Gençler, girişimcilik kültürü ile gelişiyor
BThaber
26 KASIM - 2 ARALIK 2018
Adesso Türkiye, satış ekibini büyütüyor
BT danışmanlık hizmetlerinin yanı sıra yazılımın her alanında çözümler sunan Adesso’nun satış yöneticiliği pozisyonlarında yeni görevlendirmeler yapıldı. Bu kapsamda Utku Emre, Adesso Türkiye Sigortacılık ve Genel Sektör Satış Yöneticiliği görevini üstlenecek. Engin Demir ise Adesso Türkiye Bankacılık ve Genel Sektör Satış Yöneticisi
olarak görev yapacak. Utku Emre, lisans eğitimini 2006 yılında Bilgi Üniversitesi İşletme, yüksek lisans eğitimini 2008 yılında Boğaziçi Üniversitesi Yönetim Bilişim Sistemleri bölümünde tamamladı. Kariyerine Sun Microsystems’te başlayan Utku Emre, sırasıyla Oracle ve IBM gibi şirketlerde çalıştı. Görev aldığı firmalarda
sigortacılık sektörü başta olmak üzere perakende, üretim, medya ve kamu sektörlerinde analitik ve veri yönetimi yazılımları, altyapı çözümleri alanlarında satış yöneticiliği yapan Emre, bundan böyle Adesso Türkiye Sigortacılık ve Genel Sektör Satış Yöneticisi olarak görev yapacak. Engin Demir ise 2007 yılında Yeditepe Üniversitesi Bilişim Sistemleri ve İşletme bölümlerinden çift anadal programı kapsamında mezun oldu. New York Eyalet Üniversitesi İşletme Yüksek Lisans programını 2009 yılında burslu olarak tamamlayan Demir; kariyeri boyunca Turkcell, Emerson, Türk Telekom ve Innova gibi şirketlerde görev aldı. Finans sektörü başta olmak üzere farklı sektörlere kurumsal yazılım, BT danışmanlığı ve telekomünikasyon altyapı çözümlerinin satış yöneticiliğini yapan Engin Demir, Kasım 2018 itibariyle Adesso Türkiye Bankacılık ve Genel Sektör Satış Yöneticiliği görevini üstlendi.
Kısa Çalışma Ödeneği’nde yeni dönem Girişimcilik kültürünü yaygınlaştırmak, üniversite gençlerine ilham vermek ve gençlerin rotalarını oluşturabilmelerini sağlama hedefiyle Girişimcilik Vakfı tarafından her yıl düzenlenen Fellow Programı, geçtiğimiz yılın rekorunu kırarak, toplam 112 bin başvuru aldı. Nisan – Ekim 2018 arasında eleme sürecinin gerçekleştiği programa 40 yeni fellow katıldı. 2018-2019 döneminde 14 farklı il ve 36 farklı üniversiteden fellow’un yer alacağı programda gençler, girişimcilik dünyasına ilk adımlarını atacak. Fellow Programı'na seçilen öğrenciler, ilham veren rol modellerle tanışıyor, girişim elçileri olarak farklı etkinlik ve projelerde yer alarak, program dâhilinde ulusal ve uluslararası bir ağın parçası oluyorlar. Her iki ayda bir rol model alabilecekleri başarılı girişimcilerle bir araya gelme şansını elde eden gençler, üniversitelerinde de girişim elçileri olarak görev yapıyor. Girişimcilik Vakfı Fellow'larının en önemli misyonlarından biri ise Girişimcilik Vakfı'nın “giveback” felsefesi doğrultusunda toplumdan aldıkları ile kazandıkları başarıyı yine toplumla paylaşarak başarıyı çoğaltmak. Fellow'lar program kapsamında 12 ay boyunca aylık 500 TL burs da alıyor.
İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Şekib Avdagiç, döviz kurundaki hızlı artış gibi dönemsel durumların Kısa Çalışma Ödeneği kapsamına alınmasıyla ilgili yaptığı açıklamada, “Söz konusu ödenek, döviz dalgalanması gibi dönemsel şoklarda işten çıkarmalara karşı şirketleri ve çalışanlarını koruma çemberine almıştır. Firmaları dönemsel şoklara karşı güçlendirip, döviz dalgalanması gibi nedenlerle işten çıkarmalara karşı hem şirketleri hem çalışanlara koruma halesi getirmiştir” dedi. Avdagiç, yaptığı yazılı açıklamada, Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın ‘Kısa Çalışma ve Kısa Çalışma Ödeneği Hakkında Yönetmelik’te gerçekleştirdiği
değişikliği değerlendirdi ve “Kısa Çalışma Ödeneği, daha önce de mevcuttu ama genel ekonomik kriz tanımı nedeniyle işlerlik kazanamıyordu. Yapılan değişiklik ile zorlayıcı sebep, açık şekilde tanımlandı. Çalışanın ücreti, dışsal etkilerden kaynaklı durumlarda, geçici süreyle İşsizlik Sigortası Fonu’ndan karşılanabilecek” dedi ve ekledi: “Yönetmelik değişikliğiyle, son aylarda döviz kurundaki dalgalanma sebebiyle firmaların faaliyetlerini durdurup, işten çıkarma yoluna gitmesinin önüne geçildi.” Avdagiç, şunları söyledi: “Düzenlenen yönetmelikle Kısa Çalışma Ödeneği’nde yeni bir dönem başlamış
oldu. Bu, firmanın ilişkili olduğu tüm değer zincirini olumlu etkileyecek bir düzenleme. Çünkü zor durumda olan firma, nitelikli işgücünü kaybetmemenin yanı sıra işçi çıkarmanın ağır maliyetiyle de karşı karşıya kalmayacak. Bu durum, firmanın ilişki içinde olduğu tedarikçisinden alacaklısına kadar tüm taraflara ve sonunda ekonomiye yansıyacak. İlerleyen süreçte Kısa Çalışma Ödeneği’ndeki 3 aylık süre kısıtlamasının daha da yükseltilebileceğini umuyoruz. 3 ay olan ödenek süresinin, sıkıntılı firmaların daha iyi toparlayabilmesi için 6 ay şeklinde belirlenmesi daha da rahatlatıcı olacaktır.”
KARİYER 23
BThaber
26 KASIM - 2 ARALIK 2018
Esnek çalışma ile dev katkıya hazır olun!
Esnek çalışma tüm ekonomilerde dalga etkisi yaratarak, işletmelere tasarruf ettirecek, masrafları azaltacak ve üretkenliği artıracak. Değişen çalışma alanı uygulamalarına ilişkin
kapsamlı sosyo-ekonomik araştırmaya göre, esnek çalışmanın öngörülen hızlı yaygınlaşması ile küresel ekonomi 2030'a dek 10,04 trilyon dolar kazanç sağlayabilir. Regus tarafından
yetkilendirilen ve bağımsız ekonomistler tarafından yürütülen analizde, esnek çalışmanın hem günümüzdeki durumunu hem de 2030'a kadar karşılaşılacak gelişmeleri araştırmak için 16 temel ülke incelendi. Regus, en gelişmiş ekonomilerde 2030'a dek tüm istihdamın yüzde 8'i ila yüzde 13'ünün esnek çalışma alanlarında yürütüleceğini tespit etti. Esnek çalışmanın daha da yaygınlaşmasıyla işletmeler tasarruf edecek, işletme masrafları azalacak ve üretkenlik artacak. Bu da ana faaliyet alanlarından tedarik zincirlerine kadar ekonomide dalga etkisi yaratacak. Belirgin faydaları arasında hem işletme hem de bireylerin üretkenliğinde
artış, esnek çalışma alanları kullanan şirketler için ofis alanı masraflarında azalma ve işe gidip gelirken harcanan süreden milyonlarca saat tasarruf etme imkânı yer alıyor. Tüm bu etkenler esnek çalışmanın ekonomideki gayrisafi katma değerine katkı sağlıyor. Araştırma, esnek çalışmanın, bireylere de katkısı olduğunu tespit etti. Uzaktan çalışanların, onlarla aynı sektörde fakat geleneksel çalışma alanlarında çalışmakta olanlara kıyasla işlerini sevdiklerini söyleme olasılığının neredeyse iki katı kadar olduğu görülüyor. Bunda bireylerin uzaktan ve esnek çalışma ile kazanacakları zamanın çok büyük etkisi olduğu
söylenebilir. Esnek çalışmanın günümüzdekinden daha büyük bir hızla artma olasılığını ortaya koyan bir senaryo üzerine kurulu hızlandırılmış büyüme modeline göre, uzaktan çalışma ile ev ve iş arasındaki yolculukların azaltılması 2030'a dek 3,53 milyar saat kazandırabilecek. Çin, ABD, Hindistan ve Japonya'daki insanlar, bu hızlandırılmış büyüme senaryosuna göre yolculuktan en fazla zaman kazananlar olacak. Çin'in çalışan nüfusundaki her bir birey iki saat kazanırken, ABD'deki çalışanlar ise ev ve iş arasındaki yolculuk sürelerini kısaltarak neredeyse tam bir gün daha fazladan izin hak edecek.
Etkinlikleriniz ile ilgili bilgileri bthabersirketleri.com/EtkinlikDuyuru adresine girebilirsiniz.
BThaber
ETKİNLİK TAKV!M! E T K İ N L İ K L E R
27 Kasım 2018 Palo Alto The Cloud Security Summit Swissotel The Bosphorus İstanbul AYRINTILI BİLGİ: https://signup.paloaltonetworks.com/ ehome/364997/registration
21 Şubat 2019 Teknoloji Platformları Ankara AYRINTILI BİLGİ: www.bilisimzirvesi.com.tr
6 Aralık 2018
AWS re:Invent Las Vegas, ABD AYRINTILI BİLGİ: https://reinvent.awsevents.com/
13 Aralık 2018
Oracle Cloud Day Raffles İstanbul AYRINTILI BİLGİ: https://eventreg.oracle.com/profile/web/ index.cfm?PKwebID=0x592630abcd
12 Mart 2019
Girne Toplantıları BTvizyon Girne AYRINTILI BİLGİ: www.bilisimzirvesi.com.tr
14 Mart 2019
BTvizyon Gaziantep Toplantısı Gaziantep AYRINTILI BİLGİ: www.bilisimzirvesi.com.tr
E T K İ N L İ K L E R 26 - 30 Kasım 2018
Y U R T İ Ç İ
BTvizyon Adana Toplantısı Adana AYRINTILI BİLGİ: www.bilisimzirvesi.com.tr
Y U R T D I Ş I
27 - 28 Kasım 2018 Open Mobile Summit San Fancisco, ABD AYRINTILI BİLGİ: https://events.incite-group.com/oms/
29 - 30 Kasım 2018 Disrupt Berlin 2018 Berlin, Almanya AYRINTILI BİLGİ: https://techcrunch.com/events/disruptberlin-2018/
17 Ocak 2019 BTvizyon Bursa Toplantısı Bursa AYRINTILI BİLGİ: www.bilisimzirvesi.com.tr
11 Nisan 2019 Teknoloji Platformu İstanbul AYRINTILI BİLGİ: www.bilisimzirvesi.com.tr
7 Şubat 2019 BTvizyon İstanbul Toplantısı İstanbul AYRINTILI BİLGİ: www.bilisimzirvesi.com.tr
20 Haziran 2019 BTvizyon Konya Konya AYRINTILI BİLGİ: www.bilisimzirvesi.com.tr
BThaber
26 MEKTUP Yoğun günlerimizden merhaba sana, 18’inci Bilişim Zirvesi’ne imza attık, tüm ekip olarak yorgun, ama onun da üstünde mutlu ve gururluyuz. Detayları zaten BThaber gazetemizde doya doya okuyacaksın. 2018 bitmeden 19’uncu Bilişim Zirvesi için çalışmalara başladığımızı söylesem şaşırmayacağına da eminim. Malum bizim kurumsal alışkanlıklarımız başından beri böyle ilerliyor. Hem gündemi izleyen değil, istikrarlı biçimde belirleyen olmak da bunu gerektirir. Bu gurur yüklü haberin üstüne, bazı acı gerçeklere dikkat çekmeden ilerleyemem bilirsin. Daha önce bu sayfalarda önermiştim TSKB Ekonomik Araştırmalar tarafından hazırlanan, ‘TSKB Bakış’ isimli rapor serisini. Son rapor ise “Atıkta Değer Var” başlığı ile Türkiye’de sadece yerleşim birimlerinde bir yılda geri dönüştürülmeyen atık tutarının 1.5 milyar TL’nin üzerinde olduğuna dikkat çekiyor. Ulusal ve küresel çapta geri dönüşümün çevresel ve sosyal kazanımlarıyla ekonomik boyutunun önemine dikkat çekilen ve TSKB Ekonomik Araştırmalar’dan Dilara Ay Erişen tarafından hazırlanan raporda, tüm kesimlerin üstüne düşen görevlere odaklanılmış. Çöp deyip geçmemek gerekir, işte bunun bir gerekçesi. Konu tarım sektörü olduğunda, gübrede yüzde 90’nın üzerinde dışa bağımlı olan Türkiye’de, TÜİK verilerine göre 2017’de 1,3 milyar dolar gübre ithal edilirken, bu rakam yılın ilk 8 ayında ise 952 bin 257 dolar olmuş. Bu
26 KASIM - 2 ARALIK 2018
Yine ‘Zirve’de bıraktık! noktada organik atıklardan üretilen kompostun tarımda kullanımının önemine dikkat çeken IFAT Eurasia Proje Müdürü Namık Sarıgöl, “Organik çöplerin ayrıştırılarak toplanması ile ‘Siyah Altın’ olarak tabir edilen kompost elde ediliyor. Bu yöntem bir taraftan atık depolama sorununa çözüm sunarken, ürettiği verimli gübre sayesinde toprakların verimini artırıyor. Gübrede dışa bağımlığımızı azaltabilir, tarımdan alınan verimi arttırabiliriz” demiş. Atık yönetimi ve geri dönüşüm dahil olmak üzere, çevre teknolojileri konusunda yeni açılımlar takibimizde olsun. Hem ‘toprak doktoru’ olarak tanımlanan kompost odaklı ilginç bir bilgi vereyim sana. Sarıgöl’ün dikkat çektiği gibi, Türkiye'deki evsel katı atık içindeki ‘gübre yapılabilir organik atık’ miktarı, AB ülkelerininkinden fazla. Örneğin; sadece İstanbul’da her yıl organik atıklardan üretilen kompost miktarı 20 bin ton ve bu rakamı daha yükseltmek mümkün. Yılın sonuna yaklaştığımız şu dönemde geleneksel ‘ajanda’ süreci de başlıyor. Miya Design da hayat planlayıcı ajandalarının Yılbaşı serisinde, küresel bazda trend olan renkler, ikonlar ve karakterleri buluşturmuş. 200'e yakın kapak seçeneği, isme özel hazırlanabilen çeşitler, rengarenk sayfalar hem bizim ihtilacımızı karşılar, hem de pek yerinde bir yeni yıl hediyesi olur. Miya Design Hayat Planlayıcımızı seçmek için adresimiz www. miyadesign.net. Bu arada, tüm matbaacıları
çatısı altında toplamayı hedefleyen baskı yönetim şirketi Kitap Basımevi’nin tanıtımı da kurucusu Damla Güven ve online platformun yazılımcısı Bilal Kök’ün katılımıyla 37. Uluslararası İstanbul Kitap Fuarı’nda gerçekleştirilmiş. Türkiye’deki ilk ve tek online matbaa pazar yeri olarak kurumsal firmaların ve yayınevlerinin çözüm ortağı olmayı hedefleyen bu platformun işleyişini www.kitapbasimevi. com sitesinden öğrenebilirsin. Malum yerim sınırlı, Bilişim Zirvesi ’18 sonrası iş çok. Gurur veren ödüllerde açılışı Diyarbakır Halk ve Çocuk Kütüphanesi Projesi ile yapıyorum. Studio Vertebra tarafından Diyarbakır Kayapınar Belediyesi için tasarlanan “Diyarbakır Halk ve Çocuk Kütüphanesi” projesi, Barselona’da düzenlenen 2A Continental Architectural Awards’ta, "Geleceğin Projeleri” kategorisinde üçüncülük ödülünün sahibi olmuş. Design Week Turkey kapsamında, Ticaret Bakanlığı, Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) ve Endüstriyel Tasarımcılar Meslek Kuruluşu işbirliğiyle düzenlenen Design Turkey Endüstriyel Tasarım Ödülleri kapsamında İyi Tasarım Ödülü bu yıl Ulaşım Araçları ve Aksesuarları Kategorisi’nde CDMMobil’in elektrikli hizmet aracı TRAGGER QDS700’e verilmiş. CDMMobil tarafından geliştirilen yerli ve milli yüzde 100 elektrikli ve kullanıcı deneyimi esas alınarak kurgulanan TRAGGER marka hizmet aracı ailesi, Bursa Hasanağa Organize Sanayi
Bilişim Zirvesi Etkinlik Organizasyon Ltd. Şti. adına Sahibi ve Sorumlu Yazıişleri Müdürü Neslihan Aksun neslihana@bthaber.com.tr
YIL 22 SAYI 1198
26 KASIM - 2 ARALIK 2018
BThaber Grubu Yayın Koordinatörü Ayhan Sevgi ayhans@bthaber.com.tr
www.bthaber.com www.linkedin.com/groups/BThaber twitter.com/bthaber www.facebook.com/BThaber
Okur Temsilcisi Behçet Envarlı benvarli@tbv.org.tr
Editör
Görsel Yönetmen
Online Editör
Handan Aybars handana@bthaber.com.tr
Tuğçe Diyar tugcee@bthaber.com.tr
Ferit Çelik feritc@bthaber.com.tr
Bültenlerinizi
bulten@bthaber.com.tr adresine gönderebilirsiniz
Cilt, Baskı, Poşetleme: Uniprint San. ve Tic. A.Ş. - Hadımköy İstanbul Asfaltı Ömerli Köyü İstanbul - Tel 0212-798 28 40. l
Abone ve Dağıtım btabone@bthaber.com.tr
Bölgesi’nde üretiliyormuş. Batarya paketinin hızlıca değiştirilebilmesi için QuickDrop sistemi bile geliştirilmiş, üstüne şebeke elektriği ile şarj olanağı sağlanmış. Daha nice başarılara diyerek, yine güzel bir örneği seninle paylaşıyorum. Küresel e-Ticaret şirketi Alibaba tarafından düzenlenen küresel girişimci yarışması Create@Alibaba’da, bir Türk girişimi olan TIRPORT da Dünya Finalleri’nde yerini alan ilk Türk Startup’ı olmuş. Aksigorta ise dijital dönüşüm projesiyle Gartner Eye 2018 Yenilikçilik Ödülleri’nde EMEA bölgesinin en iyileri arasında yer almış. Oracle da San Francisco’da gerçekleştirilen Oracle OpenWorld etkinliğinde LinkPlus’a 2018 “Oracle Mükemmellik Ödülleri” kapsamında “Yılın Global Uzmanlaşmış İş Ortağı Ödülü”nü vermiş. Bu arada Turkcell Global Bilgi, çağrı merkezi sektörünün dünya çapındaki en büyük organizasyonu ContactCenterWorld’ün “2018 Top Ranking Performers” ödüllerinde “En İyi Müşteri Deneyimi” kategorisinde dünya birincisi olmuş. Türk Ekonomi Bankası (TEB), 2018 yılında
gerçekleştirdiği iki iletişim kampanyası ile ulusal ve uluslararası 5 farklı kuruluş tarafından ödüllendirilmiş. Öyle ki, TEB’in iletişim kampanyaları Felis, Stevie International Business Awards, MIXX, Inflow Awards ve Communicator Awards kapsamında tam 24 ödüle layık bulunmuş. Haftaya noktayı semtimle koymak boynumun borcudur. Hayvan dostu çalışmalarıyla öne çıkan Kadıköy Belediyesi, Sahipsiz Hayvanlar Rehabilitasyon ve Eğitim Merkezi binasının temelini, 17 Kasım’da atmış. Kadıköy Belediyesi Sahipsiz Hayvanlar Rehabilitasyon ve Eğitim Merkezi, 5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu kapsamında sahipsiz hayvanların rehabilitasyonunu sağlayacak, merkezde muayene, acil müdahale, tanı ve tedavi, operasyon, kısırlaştırma, aşılama, aşılanan ve kısırlaştırılan hayvanların tanınmasını sağlamak amacıyla işaretleme, kimliklendirme, sahiplendirme ya da alındıkları ortama geri bırakılma gibi hizmetler yürütecekmiş. Merdivenköy Caddesi No:22/1 adresinde bin 970 metrekarelik alanda, 3 kat olarak projelendirilen yapıda depo alanlarının yanı sıra muayene, operasyon ve acil müdahale odaları ile eğitim odaları da olacak. Yine buluşmak üzere…
İtirazım var…
Sürekli olarak haberlerinin gazetede çıkmasını isteyen ama iş reklam konusuna gelince “Biz artık sadece dijital medyaya odaklanıyoruz” diyen şirket yöneticilerine itirazım var. bthabersirketleri.com/itiraz
BThaber Genel Müdürü Özlem Unan İş Geliştirme ve Satış Müdürü Abdurrahman Koyuncu Reklam Satış Yönetmenleri Kutay Göçe Çiğdem Şakar Rana Özgen Reklam Rezervasyon Sorumlusu Suzan Bilken Yönetim Yeri: Bilişim Zirvesi Etkinlik Organizasyon Limited Şirketi Örnek Mah. Şehit Cahar Dudayev Cad. Örnek İş Merkezi No:14 Kat:5 34704 Ataşehir İSTANBUL Telefon: (0216) 888 0 596 Ankara Ofisi: Adres : Nergis Sok Via Flat İş Merkezi No:7/2 Söğütözü-Ankara Telefon: (0312) 258 64 24 / Faks: (0312) 258 63 02
Türkiye’nin en köklü bilişim teknolojileri yayını olan BThaber, 1995 yılından bu yana bilişim ve teknoloji dünyasındaki en son haberleri, yenilikleri ve bilgileri okuyucularına kesintisiz bir şekilde sunmaya devam ediyor. Her hafta yüzde 35’i BT, yüzde 65’i ise finans, otomotiv ve sağlık gibi farklı sektörlerde yer alan şirketlerin ve kamu kurumlarının yöneticilerinden oluşan 7500’ün üzerinde kişiye ulaşmakta ve online platformlar üzerinden her hafta on binlerce kişiye erişim sağlamaktadır.
ISSN 1300-6495 BThaber kontrollü abonelik sistemiyle dağıtılmaktadır. - Fiyatı 1 Kuruş (KDV dahil) - BThaber, 5187 sayılı Basın Kanunu’nun 2/f maddesi hükmü gereği ‘yerel süreli yayın’dır.
WEEKLY INFORMATION TECHNOLOGY AND ECONOMY NEWSPAPER
There are “Knowing Technologies” Beyond the Wall! The 18th ICT Summit, organized with the main theme of “Smart Things Knowing Technologies”, opened its doors this year with the motto “Beyond The Wall”. Organized under the main sponsorship of İşbank and Hewlett Packard Enterprise, ICT Summit was held on November 21-22 who wants to meet with tomorrow’s technologies today at the İstanbul Congress Center. This year, the summit carried thousands of visitors with approximately 200 expert speakers, over 100 supportive leader institutions and more than 50 exhibitors “Beyond the Wall” through parallel sessions in 17 different themes.
In ICT Summit’18, a new life to be designed together with artificial intelligence and robots and the future role of people, enriched with the opinions of experts and opinion leaders from different sectors, was discussed on a plane. The topics such as Internet of Things, security, cloud, big data analytics, Industry 4.0, artificial intelligence, augmented virtual reality and robotics were shared with the participants in the speeches, seminars and panels organized during the summit. Supported by Dell EMC as the session sponsor, ICT Summit’18 hosted KoçDijital and Ruijie Networks as Premium Partners.
Tomorrow’s technologies shape today’s world In the ICT Summit, which set the agenda in the world of informatics for 18 years, Murat Göçe, the President of the BTHABER Corporate Group, reminded that the walls were destroyed with the theme of “Destructive and Innovative Digital Economy” last year. The opening program of ICT Summit’18 continued with the Technology Talks with Zaman(Time), moderated by journalists and Youtuber İlkay Zaman hosting İşbank Deputy General Manager Hakan Aran and Hewlett Packard Enterprise General Manager Güngör Kaymak. This panel, which was held
in a pleasant conversation format, discussed the effects of technology on business and social life. Presentations of Turkey İşbank Deputy General Manager Hakan Aran titled “Harvest Time in Digitalization” and HPE General Director Güngör Kaymak titled “A World where Everything Produces Data” were made. ICT Summit’18 keynote speaker Fjord Accenture Interactive EALA Data Design Director Connor Upton, in his presentation on human-centered design of artificial intelligence, made predictions on the future world.
After the opening program, in line with 17 different themes set for ICT Summit’18, it continued with panels and speeches in parallel sessions. The opening speech of the main session titled “Overviewing People and Business from Different Angles in the Artificial Intelligence Era” held as the first session of the first day’s afternoon by İşbank in the Main Hall, was made by the session sponsor Dell EMC Country Manager Sinan Dumlu. Gelecekhane founder Halil Aksu moderated the session with speakers such as GE Turkey Chairman of the Board and General Manager Canan M. Özsoy, HPE General Manager Güngör Kaymak, Turkey İşbank
Instant tracking and analysis competence mean efficiency Trio Mobil, operating with both IoT products and vehicle tracking products, is effective as an IoT operator in many sectors in the country, and stands out with solutions and products in different geographies abroad. As a company based in İstanbul and ranked within Fast 50, the fastest growing technology companies determined by Deloitte Turkey, Trio Mobil CEO Nevzat Ataklı stated that they also submit an application for the new era and mentioned the work they carried out: “We do not sell anything, we ensure that something Works.” Nevzat Ataklı stated that they give importance to one-to-one communication with the customers in the system installation and that they offer software and training. “We manage the whole process actively by giving the benefit. Our operations and technical detail teams serve our customers 24/7. We also position ourselves
as an IoT operator.” Nevzat Ataklı stated that they had become a partner of the customer with this point of view. “Because everyone has a lot of idle investment and projects. Now in all enterprises and structures, products turn into services.” said Nevzat Ataklı and explained the roles they undertake in the dynamic of this transformation: “We will close the previous year, which was a positive one, with 60-70% growth in 2017 as targeted. We have won many great customers. We have established a monitoring tool for the wireless control system that provides both block chains and vehicle monitoring from the inside in Carrefour’s distribution fleets across Turkey with our new generation “SafeTrack” system. UPS is also among our customers. The vehicle tracking system has existed for 20 years and is in fact very dynamic. On
the global basis, there is a 1.8% loss-leakage rate in the retail sector. So at the factory, the product is being loaded, however the sales are examined at the end and the loss is seen. Safe-Track is a solution that reduces this loss. Trio Mobil offers all products and solutions done here with 100% R&D. Our motto became when we set up the company as two partners; to sell our own products. We said that Trio Mobil will not be a project firm, but a product firm, the products will not be buy-sell products, and we will develop them ourselves. From hardware and design to string production, all work is done here. As of the end of the year, our vehicle tracking systems will form 70-80% of the turnover, while the rest will be filled with IoT, because the products are very new. There are 15 thousand customers in our tracking systems, among them there are many SME and middle
segment companies. We also have several big projects waiting. We give consultancy services to many companies that we go to, not to sell the product, but to give new concepts. Because in order to stand out in the competition, to reduce operational costs and to ensure customer satisfaction, IoT oriented Industry 4.0 studies are required. If they are planned correctly, they are not costly. All our solutions are paying off from 6 months to 1 year. We just want them to determine what the most costly item is, we say, “Let’s find solutions that will increase the turnover or reduce the costs.” We are able to find solutions that can increase sales and turnover for sectors such as retail. Positioning technologies, such as indoor and outdoor tracking, are one of our focuses. On the indoor side, there are solutions to ensure that inventory, personnel
and carrier vehicles can be tracked in real time. So don’t think of this title as ‘fleet tracking’. If you want to take out heat maps to find out “Can I run the forklifts efficiently and can I operate it right?” we provide 20-30 seconds of sensitive tracking with our own production Technologies indoors along with outdoor GPS solutions. ‘Indoor tracking’ systems are critical in Industry 4.0 transformation. We use radar based technologies in these subjects and we can build and operate their entire infrastructure. Thus, even if there is 50-100 thousand item stock, our customers can monitor their positions and movements simultaneously. Traceability is ensured with IoT. Chip technologies have also evolved in this direction. It is important for us that a structure that works, our customers use everywhere, tells us about the benefits, and that it is sustainable.”
Domestic solutions supported by artificial intelligence for the financial sector Nerodata, founded to develop card payment based solutions in the field of finance and banking, supports these solutions with artificial intelligence technologies. “Artificial intelligence holds an important place on the agenda.” stated Nerodata General Manager Hasan Can Saral and added: “As Nerodata, we offer solutions in finance, banking and especially card payment. Banks and payment agencies are the target groups of our products. Finally, this year, we launched our Authenticator product, which enables smartphones and biometric elements to be used for authentication
and secondary validation. In 2018, we started to export our counterfeiting and antimoney laundering product Nero Fraud Gate to Europe. We have our Campaigns product that can manage campaigns, success rates can be tracked easily by it and allowing you to create personal campaigns and we have our Decisions product by which user managed business rules can be managed easily and Predictions platform by which our customers can run artificial intelligence and machine learning applications. The areas where artificial intelligence is used in the industry are increasing every
day. As Nerodata, we think that it is not enough to be able to develop artificial intelligence technology, and that it is only possible to create the difference and benefit by using these technologies in business processes and in solving problems. For this reason, we started to use artificial intelligence in our products by doing a serious investment. As a young initiative, the Nerodata team consists of software engineers who are highly interested in new technologies. In addition to using innovative technologies in our products, our engineers are among the developers of some open source
technologies used by the giants of the global arena. We are aware of the fact that artificial intelligence can provide great benefits in many areas of the industry and we are advocates of it. Artificial intelligence and machine learning applications working on big data are one of the technologies we use in our products. For example, in our anti-money laundering (AML) product, Nero Fraud Gate, we produce scores for operations using artificial intelligence, except for the traditional method of static rules. This has two benefits: it is made possible to capture frauds that the human eye cannot see and hence analysts
cannot produce scenarios. On the other hand, the payments placed on the rules can be ranked and prioritized according to their scores, which allows our customers to save time and labor force from the first day they start to use our product. Nero Fraud Gate provides a 30% success rate in the detection of counterfeiting transactions compared to traditional rule based solutions thanks to artificial intelligence alone. In our Campaigns product, through artificial intelligence, we offer offers and products that are personalized to the end users of our customers and have the highest purchase/acceptance rates.” C
M
Y
2020 plans are ready from head to toe As part of the 2018 year-end acquisition, Cloud & Software portfolio management company based in Switzerland SoftwareONE, purchased 100% of Comparex from Raiffeisen Informatik. The target is to build the largest sales force on the software side of the world. SoftwareONE is capable of delivering software and cloud based solutions in 100 countries. SoftwareONE’s purchasing decision of Comparex is still not certain through the international approval processes and Turkey Competition Board. "Our expectation is to be approved by April; 2019.” said Comparex Turkey CEO Irmak Pakdemir. According to Pakdemir, the world’s
largest Microsoft sales partner, SoftwareONE, can be considered the largest cloud vendor in the world, because Microsoft’s focus is also cloud. “When we look at the reflection of this structure on us, one of my personal dreams was to increase the export of software products from Turkey. Because it produces very good products, but we cannot promote or sell. Because we didn't create the right sales channels. One of my biggest dreams is this opened window to work on the opposite side.” Irmak Pakdemir added: “A manager like me has an opportunity of marketing a product that is created in Turkey today to 100 countries
tomorrow. While we are going to the world’s largest companies with 9 thousand dealers in 100 countries, we are looking for value added products. We sit down with some of the largest IT companies in Turkey, talk about how they are going to do the export to abroad. This is the basic message I give. Due to the conjuncture, the idea selling the products of big companies and making money as a sales point is narrowing. There are no more profit margins. Instead, it is time to earn money from the service with value added products. We are exporting software. There are some values that foreign companies are looking at and they at first look at whether they solve the problem, not at
the originating country. From now on, the matter is able to get it to that customer. Turkey is a tough market. When we give the energy we spend here to foreign sales, we reach different points. I really have enthusiasm and initiatives related to the deployment of these companies from Turkey abroad with certain discipline. Foreign companies are ready for it as well. “We have serious negotiations with the parties and we have reached a certain point. But we want more people to knock on our doors, tell us what they are doing. Because many of them need a worldwide sales door like us. I spend half of my time to the global operations and the other half to the
CM
MY
operations in Turkey. When we talk about the Turkey side, to our dreams, we have created a comprehensive plan for 2020. This could be called cloud sales and service in Turkey and in this area we can say we want to be the number one company in Turkey. Our main supplier here is Microsoft’s Azure services. We have already made these plans and investments independent of the purchase. In cloud based solutions we have one of the most valuable team in Turkey. We have the most valuable investments in RedHat and Linux platforms and we have strong partnerships. With our 2020 dreams, we have carried nearly 150 companies to the cloud.”
CY
CMY
K
İletişiminizi Arttırın
Heryerden Çalışın
WWW.3CX.COM.TR
Entegre, Ücretsiz İstemcisiz WebRTC 3CX WebMeeting
WWW.3CX.COM.TR