BThaber 1200. Sayı

Page 1

Sayfa

3

Korumacı tutumun sonuçları zarar veriyor Türkiye’de telekomünikasyon sektöründe tam rekabetin gelişmesi ve sektördeki şirketlerin verimliliklerini artırması için çalışmalar yürüten TELKODER’in genel kurulunda telekomünikasyon sektöründeki gelişmeler de değerlendirildi.

SAYI

HAFTALIK BİLİŞİM TEKNOLOJİLERİ VE EKONOMİSİ GAZETESİ www.bthaber.com.tr

1200 10 - 16 Aralık 2018

Sayfa

4

Taksit sayısının artırılması sektöre ilaç olacak Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu'nun (BDDK) cep telefonu, tablet ve bilgisayar alımı amacıyla kullandırılan kredilerin vadesine ilişkin yönetmeliği Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girdi.

Sayfa

4

Prof. Dr. Aydın Köksal ödülleri sahiplerini buldu Türkiye Bilişim Derneği (TBD), derneğin kurucu başkanı ve ‘bilişim’ kelimesinin isim babası Prof. Dr. Aydın Köksal’ın onuruna ‘bilim ödülü’ verdi.

Sayfa

12

Bilişim Zirvesi’19’da veri konuşacak!

Sayfa

44

Mercedes’in teknoloji merkezi İstanbul Daimler’in Hindistan’ın ardından Türkiye’de açtığı, Almanya’dan Japonya’ya, 40’tan fazla ülkeye hizmet veren Daimler Küresel IT Çözümleri Merkezi, 4 milyon Avro’yu aşkın yatırım gerçekleştirdi.

Sayfa

Bilişim Zirvesi'18 Hewlett Packard Enterprise ve Türkiye İş Bankası ana sponsorluğunda, iş dünyası ve kamunun gösterdiği yoğun ilgiyle tamamlanırken, 2019 yılının Kasım ayında gerçekleşecek 19. Bilişim Zirvesi için heyecan şimdiden başladı. Etkinliğin açılış bölümünde, 2019 yılında düzenlenecek Bilişim Zirvesi'nin mottosu "Veri Konuşur – Data Talks" olarak açıklandı. Sayfa

18

Sayfa

20

22

İSTANBUL’UN MERKEZİNDEKİ

VERi MERKEZi

M

‘Türkiye’de Akıllı Şeyler, Bilen Teknolojiler’ başlıklı sunumuyla Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı Bakan Yardımcısı Dr. Ömer Fatih Sayan, Bilişim Zirvesi ’18 açılışında yer aldı.

VERİ

‘Her Şeyin Veri Ürettiği Bir Dünya’ başlıklı sunumuyla Hewlett Packard Enterprise Genel Müdürü Güngör Kaymak, artan veri karşısında öngörü çıkartıp bunları süreçlere katmanın önemini anlattı.

KEZİ İLE ER AKLINDAKI SORULARI

İLİ İLG

Zirve bir kez daha geleceği bugüne taşıyor

Hasat zamanı geldi! Bilişim Zirvesi ’18 sahnesinde yerini alan Türkiye İş Bankası Genel Müdür Yardımcısı Hakan Aran, ‘Dijitalleşmede Hasat Zamanı’ başlıklı bir sunumla ‘hasat zamanı’ tanımını katılımcılara açıkladı.

RADORE

Veriyi anlamlandırabildiğiniz ölçüde değer yaratırsınız


ÜST DÜZEY BASKI GÜVENLİĞİ

KYOCERA Net Manager KYOCERA SecureAudit

KYOCERA Fleet Services

Kyocera Doküman Koruyucuları ile tanışın Kesintisiz çalışma sürenizi ve verimliliğinizi artırmak, Sizi gelişmiş tehditlere, veri kayıplarına ve güvenlik ihlallerine karşı korumak, İş süreçlerinizin her adımında dokümanlarınızın güvenliğini sağlamak, Yazıcı / Fotokopi filonuzun yönetimini kolaylaştırmak için hizmetinizdeler. Detay Bilgi için KYOCERA Bilgitaş Turkey Doküman Çözümleri A.Ş. - Tel: (216) 339 00 20 - www.kyoceradocumentsolutions.com.tr

KYOCERA Document Solutions Inc. - www.kyoceradocumentsolutions.com


BThaber

GÜNDEM

10 - 16 ARALIK 2018

3

Korumacı tutumun sonuçları zarar veriyor

Türkiye’de telekomünikasyon sektöründe tam rekabetin gelişmesi ve sektördeki şirketlerin verimliliklerini artırması için çalışmalar yürüten Serbest Telekomünikasyon İşletmecileri Derneği’nin (TELKODER) 10. Olağan Genel Kurulu Ankara’da gerçekleştirildi. Yusuf Ata Arıak’ın başkan olarak güven tazelediği genel kurul toplantısında telekomünikasyon sektöründeki gelişmeler değerlendirilerek; 2017 yılında 51 Milyar TL’lik büyüklüğe sahip olan telekomünikasyon sektörünün hedeflendiği gibi büyümediğine ve yeniden düzenlenmesi gerektiğine dikkat çekildi. Toplantı kapsamında konuşan TELKODER Başkanı Yusuf Ata Arıak, fiber altyapıların ortak kullanımı için kısa bir süre önce imzalanan sözleşme doğrultusunda yeni adımların hızla hayata geçirilmesi gerektiğini vurguladı. Türkiye’nin uydu haberleşme hizmetlerinde de 10 kat büyümesi gerektiğini dile getiren Arıak, Türkiye’nin veri güvenliğinin sağlanması adına veri merkezlerinin desteklenmesinin, ayrıca yerli internet değişim noktalarının kurulmasının önemine de vurgu yaptı. 16 yıldır telekomünikasyon sektörüne katkılar sunan TELKODER’in genel kurul toplantısında “Elektronik haberleşmenin baştan ele alınması ve fiber altyapının önemi” başlıkları genel kurul gündemini oluşturdu. Sektördeki rekabet ortamını değerlendiren Arıak, “Alternatif işletmecilerin toplam gelirden aldıkları pay yaklaşık yüzde 8 ve AB ortalamasına göre çok düşük. Rekabetin iyileştirilmesi ise sektörde yeni gelişmelerin önünü açacak” dedi. Telekomünikasyon sektörünün

üçte ikisini oluşturan halka açık şirketlerin piyasa değerlerinin 26 milyar dolarlardan 6–7 milyar dolarlara gerilediğini belirten Arıak; bu gerilemede dövizin değer kazanmasının etkisinin yanında, Haziran 2018’de 9,74 milyar dolar olan piyasa değerinin Aralık 2012’de ise 26,25 milyar dolar olarak hesaplandığını dile getirdi. Bu noktada, elektronik haberleşme sektörünün en baştan ele alınarak düzenlenmesi gerektiğini vurgulayan Arıak, şöyle devam etti: Sektörün ihtiyaçları ortaya kondu “Türk Telekom’da karşılaştığımız korumacı tutumun sonuçları, Türksat’ta da karşımıza çıkabilir. Sektörü büyütmeyen, rekabeti önleyen her kural ve yönetimin sonu kötüdür. Sektörümüzün genel yönetiminden sorumlu kişilerin, sektör firmalarının yönetiminde görev alması eşyanın tabiatına aykırıdır. Yönetim anlayışımızı ve uygulama yöntemlerimizi kökten değiştirme zamanı. Fiber altyapı konusunda atılan adımlar da devam etmeli. Yaklaşık 340 bin km uzunluğa sahip fiber şebekenin yaklaşık yüzde 80’i Türk Telekom’a ait. Başta Türk Telekom olmak üzere işletmecilerin ellerinde bulunan altyapıları birbirine kullandırmaları halinde, fiber altyapı sorunumuzu yüzde 80 oranında çözebiliriz. Türk Telekom’un ve diğer işletmecilerin ellerindeki altyapıları birbirine kullandırmaları için TELKODER, Türk Telekom, Turkcell, Vodafone ve Türksat arasında 24 Mayıs 2018 tarihinde bir Altyapı Paylaşımı Protokolü imzalandı. Bu protokolün gereğinin hızla hayata geçirilmesi ülkemiz açısında olumlu gelişmelerin önünü açacaktır. Bunun için de

siyasi sahiplenmenin önemli olduğunu düşünüyoruz. Söz konusu mevcut altyapıların tüm işletmecilerce fiilen kullanılabilmesi hem ülke kaynakların verimli kullanılmasını hem de fiber şebeke tesis maliyetlerinde ciddi düşüşler yaşanmasını sağlayacaktır. Uydu haberleşme sektörünün ise önünde büyük imkânlar var, ama ihtiyaçlarının da oldukça fazla olması gelişmelerin önünü tıkıyor. Bu durumun ele alınarak bir an önce çözülmesi, uydu sektörümüzün ve Türksat’ın iç ve dış piyasalardaki fırsatları yakalamasını sağlayacak. Tüm bunların yanında, Türkiye’nin verisinin Türkiye’de tutulması da çok önemli. Bu konuda hem kamu hem de özel sektör aynı fikirde. Ama önemli bir icraat hayata geçirilemedi. Çünkü son zamanlarda yayınlanan bir araştırma, Türkiye’de kullanılan e-posta sunucularının sadece yüzde 3,5’inin Türkiye içerisinde bulunduğunu, kalan yüzde 96,5’lik kısmının ise diğer ülkelerde olduğunu gösterdi. Kişi ve ülke verilerimiz risk altında ve bu riskin ortadan kaldırılması noktasında yerli veri merkezlerinin desteklenmesi ve yerli internet değişim noktalarının kurulması en önemli gündem maddesi.” İki yıl süreyle görev yapmak üzere seçilen TELKODER Yönetim Kurulu ve Denetleme Kurulu üyeleri şöyle: Yönetim Kurulu/Asil ve Yedek Üyeler: Yusuf Ata Arıak, Halil Nadir Teberci, İlyas Turgut, Ceren Okutan, M. Ali Akarca, Oktay Demir, Cem Çelebiler, Gökhan Erkman, Mehmet Fahri Can, Mehmethan Şişik. Denetleme Kurulu/Asil ve Yedek Üyeler: Kağan Akcan, Aydın İpekişleyen, Bülent Şen, Serdar Güngör, M. Kemal Ucuzcu, A. Halim Kömürcü.


4

BThaber

E-TOPLUM

10 - 16 ARALIK 2018

Prof. Dr. Aydın Köksal ödülleri sahiplerini buldu

Türkiye Bilişim Derneği (TBD), derneğin kurucu başkanı ve ‘bilişim’ kelimesinin isim babası Prof. Dr. Aydın Köksal’ın onuruna ‘bilim ödülü’ verdi. TBD Genel Başkanı Rahmi Aktepe,

ömrünü bilime ve Türkçeye adayan Prof. Dr. Aydın Köksal’ın dilimize 2 bin 500 bilimsel sözcüğü kazandırdığını vurgularken, “Dilimiz bizim hazinemiz, Aydın Köksal ise bu hazineye

önemli katkılar sağlamış bir değerimiz” dedi. TBD’nin gerçekleştirdiği 35’inci Ulusal Bilişim Kurultayı’nda, ‘Prof. Dr. Aydın Köksal Ödülleri’ yarışmasında ödüller sahiplerini buldu.

Ödüller; “Bilgisayar Mühendisliği Bilim Ödülü”, “Özgün Yerli Yazılım Ödülü” ve “Yazılım Dışsatım Ödülü” olmak üzere üç kategoride verildi. Özgün Yerli Yazılım Ödülü’nü ATAR (Automated Threat Analysis and Response), Bilgisayar Mühendisliği Bilim Ödülü’nü Prof. Dr. Albert Levi, Yazılım Dışsatım Ödülü’nü (Kriminal Laboratuvar Yönetim Sistemi) Verisis A.Ş. Genel Müdürü Aydın Kolat aldı. Prof. Dr. Aydın Köksal; bilgisayar, bilgi işlem, bilişim, yazılım, çevrimiçi, yazıcı, bellek, donanım, iletişim, komut, bellek konumu, işletim gibi 2 bin 500’den fazla bilimsel sözcüğü

Türkçeye kazandıran bir isim. ‘Prof. Dr. Aydın Köksal Ödülü’ hakkında bilgi veren TBD Genel Başkanı Rahmi Aktepe, şunları söyledi: “Prof. Dr. Aydın Köksal, sadece kurucusu olduğu TBD için değil, ülkemiz için de kendini bilişime ve Türk diline adayan bir değerimizdir. Dilimizi zenginleştirmiş, Türkiye’yi bilişim alanında aydınlatan isim olmuştur. 280’i aşkın bilimsel yayını olan Prof. Dr. Köksal, halen ülkemize ve dilimize olan katkılarını sürdürmekte. Günümüzde artık ulusal diller yok oluyor, değişime uğruyor. Bu nedenle, Aydın Köksal’ı kendimizi örnek edinip değerlerimize sahip çıkmalıyız.”

Taksit sayısının artırılması sektöre ilaç olacak Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu'nun (BDDK) cep telefonu, tablet ve bilgisayar alımı amacıyla kullandırılan kredilerin vadesine ilişkin yönetmeliği Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girdi. Buna göre, Bankaların Kredi İşlemlerine İlişkin Yönetmeliğin 12/A maddesinin üçüncü fıkrasında yer alan "cep telefonu, tablet ve bilgisayar alımı amacıyla kullandırılan kredilerin vadesi 6 ayı aşamaz" ibaresi "tablet ve bilgisayar alımı amacıyla kullandırılan kredilerin vadesi 6 ayı, fiyatı 3 bin 500

Türk Lirasına kadar olan cep telefonu alımı amacıyla kullandırılan kredilerin vadesi 12 ayı, fiyatı 3 bin 500 Türk lirasının üzerinde olan cep telefonu alımı amacıyla kullandırılan kredilerin vadesi 6 ayı aşamaz" şeklinde değiştirildi. Aynı yönetmeliğe geçici madde eklenerek, "Fiyatı 3 bin 500 Türk lirasının üzerinde olan cep telefonu alımı amacıyla kullandırılan kredilerde 6 ay olan vade sınırı 31 Ocak 2019'a kadar 12 ay olarak uygulanır" ifadelerine yer verildi. Mobil İletişim Araçları ve Bilgi Teknolojileri İş Adamları

Derneği (MOBİSAD) Başkanı Mustafa Kemal Turnacı, kararı şöyle değerlendirdi: “Sektörümüzde döviz kurlarında yaşanan dalgalanmalar neticesinde maliyet artışları yaşandı. Bu durum 2018’de yükselme eğiliminde olan sektörümüzde daralmaya sebep oldu. Sektör temsilcileri olarak bu daralmayı aşmanın yöntemleri üzerinde çalışırken, 1 Eylül 2018 itibari ile BDDK’nın uyguladığı taksit kısıtlama kararı ile sektördeki taksit sayısı 36 aydan 6 aya indirildi ve sektörde maalesef yüzde 40 civarında daralma yaşadık.

Yeni alınan kararla, taksit sayısının kademeli olarak 12 aya çıkartılmasını ise olumlu karşılıyoruz. Daralan sektöre nefes olacağını ve istihdam

kayıplarını önleyeceğini düşünüyoruz. MOBİSAD olarak ilk günden itibaren ilgili bakanlıklarla öneri ve kaygılarını paylaştık.”

m-TOD küresel işbirliklerini geliştiriyor Mobil Telekomünikasyon Operatörleri Derneği (m-TOD), uluslararası GSM birliği GSMA ile işbirliği alanında bir mutabakat zaptı imzaladı. Mutabakat zaptını m-TOD adına Genel Sekreter Erhun BAŞ, GSMA adına ise Regülasyondan Sorumlu Global Başkan Yardımcısı John Giusti imzaladı. Küresel bazda 700’den fazla mobil operatörü ve global teknoloji şirketlerini üye olarak bünyesinde barındıran

GSMA yönetiminde m-TOD Üyeleri Turkcell, Türk Telekom ve Vodafone da aktif olarak yer alıyor. Dubai’de imzalanan mutabakat zaptı ile de mobil teknolojiler alanında her yıl dünyanın en büyük organizasyonu olan Mobil Dünya Kongresi MWC’yi düzenleyen GSMA ile ortak etkinlikler, yayınlar, eğitim ve kamu kuruluşları ile çalışmalar alanlarında işbirliği yapılması öngörülüyor.


Dijitalde Tüketici Deneyimi

Tüm dünyada ödemeler hızla dijitalleşirken Mastercard’ın 13 ülkeden sorumlu Hızlı Büyüyen Pazarlar Kıdemli Başkan Yardımcısı Onur Kurşun ile e-ticaretin geleceğini ve tüketici trendlerini konuştuk. yolculuğunda en önemli çözümlerinden biri Masterpass. Masterpass, Mastercard’ın e-ticarette belirlediği sorun noktalarına yönelik sunduğu bir çözüm. Tüketicilerin mobil ve bilgisayardan yaptıkları online alışverişlerinde ödeme aşamasına geldiklerinde, işlemin zor gelmesi ya da güvensizlik gibi sebeplerle alışverişi tamamlamadan bıraktıkları tespit edildi. Masterpass’i ilk olarak ödeme aşamasındaki tereddütleri gidermeye yönelik bir çözüm olarak hayata geçirdik. Böylece hem tüketicilere hem de ticari işletmelere fayda sağladık ve bir kez kullananın bir daha bırakamadığı bir uygulamaya dönüştü.

“Ticaret dünyasında radikal değişimler görüyoruz. Mastercard, tüketicilere mümkün olan en basit ve güvenli şekilde alışveriş yapma özgürlüğü sağlıyor. Tüketiciler ne zaman, nerede ve nasıl alışveriş yapmak istiyorlarsa bunu onlara sağlayarak, tüketici deneyimini iyileştirmek için iş ortakları ve işyerleriyle de ortak çalışmalar yürütüyor. Akıllı telefonlardan ve mobil cihazlardan yapılan satın almalardaki artışa baktığınızda, perakende sektörünün bu alanda neden bu kadar çok fırsat gördüğünü anlayabilirsiniz. Uygulamalar ya da aplikasyonlar internet kullanımımızın ana odağı haline geldi. Ancak perakendeciler, kullanıcıları yeni bir uygulamaya dahil etmenin ne kadar zor olduğunu göz önüne alarak, uygulamalarını ilgi çekici ve kullanımı kolay hale getirmeliler. Botlar sayesinde, perakendeciler, tüketicilerin halihazırda zaman harcadıkları platformlara dahil olabilir ve tüketicilerin sosyal etkileşime girdikleri aynı ara yüz üzerinden ödemelerini yapabilecekleri yenilikçi bir yol sunabilirler.” Türkiye’de e-ticaretin durumunu nasıl değerlendiriyorsunuz? Öncelikle Türkiye’de elektronik ticarette çok güzel bir büyüme gördüğümüzü söyleyebilirim. 3 yıl içinde toplam harcamalarımızın %30’unun elektronik ticaretten geçeceği öngörülüyor. Bugün kartlı ödeme %14 büyürken elektronik ticaret %44’lerde büyüyor. Genc ve teknoloji kullanmaya yatkin bir nufusa sahip olmamiz dijital odemelerin Turkiye’de hizli gelismesine ve adapte olmasina olanak veriyor. Bugün Türkiye’de tüm ödemelerin %40’ı kartla yapılıyor. %40 iyi bir oran mı sizce? %60 nakit demek bu aslında… Burada bazı faktörlere dikkat etmek lazım. Bence bu kötü bir rakam değil. Biri gelip benim karşıma; “tamam da bu rakam İsveç’te %80 oranında” diyebilir. Ben de diyorum ki, İsveç’in 10 milyonluk nüfusunu, o gelir dağılımıyla kartlandırmak kolay bir operasyon. Ama bunu Türkiye’deki 80 milyona veya Rusya’daki 143 milyona uygulamak hiç de kolay bir operasyon değil. O yüzden bugün baktığımda Türkiye’nin bulunduğu nokta olan %40 seviyesi çok iyi ve bu oran hızla artıyor. 2007’de bu oran %28-30 bandındaydı. 10 senede yaklaşık %10 arttı. Ama burada şunu ifade etmek gerek, mesela 5’ten 10’a çıkmak çok kolay ama 10’dan 15’e çıkmak ya da 15’ten 30’a çıkmak aynı kolaylıkta değil. Yani Türkiye’deki artış büyük bir başarıya işaret ediyor. Mastercard’da dijital ürünler de sizin sorumluluğunuzda. Bu konuyla ilgili de dinlemek isteriz sizi… Bizim hedefimiz herkesin eşit olarak finansal araçlara erişiminin olacağı nakitsiz bir toplum yaratmak. Mastercard’ın nakitsiz toplum yaratma

Masterpass & Coca-Cola İçecek iş birliğini duyurdunuz bir de. Bu B2B bir çözüm mü? Evet, B2B özelinde çözümümüz. Kurumların kurumlara ödemesinde çok ciddi oranda nakit kullanılıyor ve bunun maliyeti çok daha yüksek aslında. Şöyle bir laf vardır: Nakit koyduğunuz yere daima 2 kişi koymak zorundasınız. Gerçekten de şirketler için nakdin maliyeti tüketicilere göre çok daha yüksek. Biz de bu B2B ödemelerin mümkün olduğunca kartlarla alınmasını destekliyoruz. Dünyanın farklı yerlerinde, 7 ülkede Mastercard Laboratuvarları var. Orada çok farklı teknolojiler ve farklı cihazlar üzerinde çalışıyoruz. Bu laboratuvarlarda da hem küçük işletmeler, hem temassız ödemeler, hem de siber güvenlik ve authentication dediğimiz kişi doğrulama - sizin o kartla o anda harcama yaptığınızdan emin olma teknolojileri - üzerine ciddi çalışmalar yapıyoruz. Son olarak yapay zekadan bahsedersek, Mastercard için yapay zeka ne ifade ediyor? Ödeme teknolojileri şirketleri, sağlam bir kimlik doğrulama sistemi ile müşterinin işini zorlaştırmayan bir çözüm arasındaki dengeyi oturtmaya çalışıyor. Bu esnada her geçen gün daha fazla sayıda tüketici mobil ödemelerinde parmak izi, yüz tanıma gibi biyometrik çözümleri tercih ediyor. Ancak son dönemin mobil ödeme teknolojileri biyometrikle sınırlı değil. Mastercard olarak biz yapay zekayı güvenlik kullanıyoruz. İster yazarak ister sesli olarak sipariş verebilme ve ödemeyi tamamlayabilme yöntemleri sayesinde alışveriş deneyimi tüketici için sadece eğlenceli ve hızlı değil aynı zamanda çok daha güvenli hale geliyor. Çünkü, Mastercard yapay zekayı, güvenlik ihlallerini en doğru şekilde tespit etmek ve riski yönetmek için kullanılıyor. Bugun yapay zeka sayesinde telefonunuzu tuttugunuz açıdan vyea lokasyonunuzdan, sizin alisveris aliskanliklariniz veya gecmiste yapmis oldugunuz alisverislerinziden yola cikarak o islemi yapanin siz oldugunuzdan emin olabiliyoruz. Bu bir taraftan ciddi bir guvenlik cunku tum dunyadaki MasterCard’larin verilerinden ogrenen bir yapay zeka ile neredeyse sahtecilik amacli olan butun denemeleri goruyor, ogreniyor , önlüyoruz diğer bir taraftan ise ciddi bir tuketici tecrubesi iyilestirmesi zira size son alisverislerinizi, nerde oldugunuzu, her gun ku aliskanliklarinizi her islemde yaptiginizda arayip soramazdik ama yapay zeka sayesinde siz hic zahmet etmeden saliseler icinde yapay zeka algoritmasi tum bu guvenlik onlemlerini sizin adiniza aliyor.

advertorial

Mastercard Hızlı Büyüyen Pazarlar Kıdemli Başkan Yardımcısı Onur Kurşun

Biraz daha açabilir misiniz Masterpass’i? Masterpass, kart bilgilerinizi saklayan ve bu saklı bilgilerle ödeme yapabildiğiniz dijital ödeme çözümü. Masterpass’i kullanmak için sadece bir kez kredi kartı bilgilerinizi kaydetmeniz ve bilgilerinizi size bankanız tarafından gönderilen SMS ile veya sadece sizin bildiğiniz bir şifre ile doğrulamanız yeterli oluyor. Bu işlem sonrasında bu kayıtlı bilgilerle Masterpass’e üye olan tüm işyerlerindeki alışverişlerinizde tekrar tekrar bilgileri girmeden, tek bir tıkla güvenle ödeme yapabiliyorsunuz. Dilerseniz farklı birkaç kredi kartınızı da sisteme tanımlayabiliyorsunuz. Masterpass, binlerce internet sitesi ve mobil uygulama içinde hız ve güvenliği bir arada sunuyor. Hızlı; çünkü, tekrar tekrar aynı bilgileri girme zorunluluğunuz yok. Güvenli; çünkü, Mastercard’ın uzmanlaştığı ve dünyaca kabul görmüş güvenlik prensipleriyle çalışıyor. Kartınızı cüzdanınızdan çıkartmanıza gerek kalmadan, akıllı telefonunuzdan bile ödemeyi tamamlayabiliyorsunuz.


6

E-TOPLUM

Artı Gerçek, müzede... Paris’te yaşayan ressam Mehmet Güleryüz’ün yeni sergisini, Le Figaro gazetesi web sitesinde kültür haberlerinde verirken bir şıklık yaptı: Serginin üç boyutlu Google Street View tarzı görüntüsünü de siteye koydu. Aynı GSW uygulamasındaki gibi, yerdeki beyaz çemberleri tıklarsanız, o tablonun önüne geliyorsunuz. Sergiyi ekrana taşıyan Immersion3D sitesinde, şirketin başka sergilere dair aynı yöntem görüntüleri de var. “İçeriden” (De L’Interieur) isimli sergi Saint Germain des Prés semtinde turistik Rue Mazarine üzerinde Galerie Cyril Guernieri’de, 15 Kasım - 22 Aralık arasında açık kalacak. Bu artırılmış gerçeklik (AR) uygulaması, bir sergilemenin, görünenden daha fazlasını sunmasını sağlıyor. Ve bilgi toplumlarında özellikle küresel boyutta tanınan

BThaber

Edip Emil Öymen edip.oymen@gmail.com

müzelerde gitgide daha çok uygulanıyor. Washington’da Smithsonian Doğa Tarihi Müzesi, Irak Sanat Müzesi (Google Expedition), Londra Doğa Tarihi Müzesi, Paris/ Louvre, British Museum, New York Metropolitan Sanat Müzesi ile Çağdaş Sanatlar Müzesi (MoMA), İngiltere’de Bilgisayar Müzesi (Museum of Computing) hemen listenin başında en popüler küresel örnekler. Bizde de örneğin Sabancı Müzesi’nde ziyaretçiye tablet vererek, veya başka yerlerde sabit ekranlarda eserler hakkında etkileşimli bilgi aktarımı sağlandı.

10 - 16 ARALIK 2018

Instagram Dadısı nedir? Bunun için, müşteri, Instagram şifresini (bu hizmeti kaç günlüğüne alacaksa...) otelin foto görevlisine verecek. Müşteri ile fotoğrafçı, müşterinin ne tür görüntüler isteyeceğine dair görüşecekler.

İsviçre’de Accor Hotels grubundaki Cenevre ve Zürih İbis Otelleri’nden, turistler için Instagram Dadılık Hizmeti: Tatildesiniz. Ama sosyal medya hesabınız tatilde değil. Her yerde her şeyin resmini çekip, her resim için hashtag uydurmanız gerekiyor. Bu işin tatili yok. İşte otel, bunu sizin adınıza yapacak. Resimleri “dadı” çekecek, Instagram’a koyacak. Accor Hotels’in reklam filminde bir çifti sakin bir gölge kayıkta görürüz. Erkek, kadının resimlerini çekerken, gölün içinden insanlar fırlamaya başlar. Bunlardan biri, erkeğin eski sevgilisi,

diğeri “çekilen resimleri sürekli eleştiren” bir fotoğrafçı, bir diğeri “yeterince #like yok, daha fazla istiyoruz” diye bağıran, diğerleri erkeğin çektiği resimleri beğenmeyenler... Çiftimiz, olan bitene çaresizlikle bakarken, sandalın başında ciddi, sakin, vakur biri belirir. Elini, erkeğin omuzuna koyar, göldekileri “memnun edecek” bir resim çeker. Instagram’a yollar. Mutlu son. Bu sevimli hizmetin perde arkası koşulları var elbette: Sizin adınıza çekilecek resim #postedbysocialmediasitter diye işaretlenecek (hashtag’lenecek mi desek?).

“Relax We Post” (Siz tatlı canınızı sıkmayın, biz Instagram’a yükleriz) isimli bu hizmetin fotoğraf çekiminden sonraki yüklemesini ise Instagram Ünlüleri yapacak! Avrupa’da tanınan “influencer” hanımlar Sylwina (55 bin takipçi), Sara Leutenegger (106 bin), Cristina Gheiceanu (144 bin) ve başkaları... Öte yandan, Instagram Dadılığı meğerse yeni bir fikir değilmiş. Maldivler’de Conrad Maldives Rangali Adası, bu hizmeti 2017’de #InstaTrail adıyla sunmuş. Müşterilerin “zahmet edip” resim çekmesine gerek kalmadan, onlar adına güzel resimler çekip Instagram’a koyan “Instagram Uşağı” uygulamasını bir yıl önce yapmış bile.

Berlin’de Bergama panoraması Berlin’de 360 derece panoramik bir ekran inşa edildi: 108 metre uzunluk. 30 metre yükseklik. Bu ekrandaki üç boyutlu görüntü: Milattan Sonra 129 yılında Roma İmparatoru Hadrian döneminde Bergama’nın yüksek tepesinden (Akropol) aşağılara doğru bakış. Ortada büyük amfitiyatro. Arkasında Zeus Sunağı. Günlük hayatını yaşayan Bergama halkı. Roma İmparatorluğu’nun henüz güçlü, varlıklı, güvenli dönemi. 21’inci yüzyıl turistleri ise, 17 Kasım’dan beri üç katlı bir platforma asansörle çıkarak kendilerini bu –en ince ayrıntısına kadar resmedilmişüç boyutlu görselliğin içinde buluyor: Yoğuşmalı algıyı destekleyen artırılmış gerçeklik. Berlin Bergama Müzesi’nde Sunak Bölümü 2024’e kadar onarım nedeniyle kapalı.

Bu yüzden Müze, hem bu panoramayı hazırlattı, hem de Bergama halkını “gösteren” 80 heykeli, rölyef ve mozaikleri panorma merkezinde sergilemeye başladı. Panoramada, Bergama’nın gündüz ve gece görüntüsü de olacak, kendi başına bir seyirlik, merak alanı yaratacak. Müzeye de ek gelir. 2011-12’de deneme olarak yapılan daha küçük panoramayı 1.5 milyon kişi ziyaret etmişti. Bu eseri yaratan sanatçı, ailesi İranlı, Viyana doğumlu, Almanya’da mimarlık öğrenen Yadegar Asisi. Almanya’da üç boyutlu panoramalarıyla ünlü. Berlin’i 1961 – 1989 bölen, Doğu Almanya’nın inşa ettiği Duvar’ın üç boyutlu panoraması halen Berlin’de ziyarete açık. Şubat 1945’te İkinci Savaş’ı Almanya’nın kaybettiği belliyken, halkın

moralini sıfırlamak için ABD ve İngiliz savaş uçaklarınca feci bombalanan Dresden kentinin önceki Barok ve sonraki yıkıntı panoramasını da 3D olarak hazırladı. Ayrıca 7 tane daha başka panoraması, konumlandırmaları (enstalasyon), sergileri var. Bütün bu yenilikçi yaratıcı faaliyet için Asisi’ye görsel ve sergi tasarımcıları, 3D modelleme uzmanları, baskı ustaları, mimarlar, ışık ve giysi tasarımcısı, kültür yöneticisi, metin yazarları vb çalışıyor. Zeus Sunağı’nın Türkiye’den götürülüş öyküsü –yanlış ve kasıtlı bir şekilde- daima “kaçırılma” olarak tanımlanır. Oysa değil: Zeus Sunağı 1860’larda henüz toprak altındaydı. Ama heykel parçaları tarlalarda, yol kenarlarında görülüyordu. Bergama – Dikili karayolunu yapan ekibin Alman

mühendisi Carl Humann, Sunağın bulunmasına öncü oldu. Kazı izni 8 Eylül 1878’de Padişah İkinci Abdülhamit’ten alındı. Osmanlı Hükümeti, 20 bin Alman Markı karşılığında tüm arkeolojik buluntuların Berlin’e götürülmesine izin verdi. Anlaşmalara göre Osmanlı’nın payına düşen üçte bir hisse bile 40 bin Frank karşılığında Almanya’ya terk edildi (J. Modern Turkish History Studies. 2017. 17:43-

67). Her bir taşı numaralanan Sunak, 1.5 kilometrelik yamaçtan aşağıya bir kaç ton ağırlığında kesikler halinde indirildi, Dikili’ye kağnılarla taşındı. Aralık 1886’ya kadar bütün taş bloklar Berlin’e gitti. Orada yeniden taş üstüne taş konularak aynen kuruldu. Sonuçta bugün, Zeus Sunağı kendisini koruyan büyük Bergama Müzesi’nin içinde Berlin’de yanyana duran beş müzenin en yıldızı.


WITH THE TOP 1% TALENT


8

BThaber

GÖRÜŞ

TEKNO-POLİTİK

10 - 16 ARALIK 2018

ULUSAL

TÜSİAD’IN YENİ DİJİTAL TEKNOLOJİLER VE TÜRKİYE RAPORU GERÇEKTEN YENİ

OSMAN COŞKUNOĞLU ocoskunoglu@gmail.com twitter.com/osmancoskunoglu facebook.com/osman.coskunoglu www.coskunoglu.org medium.com/osman-coskunoglu

TÜSİAD’ın 2016 yılında “Türkiye’nin Küresel Rekabetçiliği İçin Bir Gereklilik Olarak Sanayi 4.0” (http://bit. ly/2BN4bcC) ve 2017 yılında “Türkiye’nin Sanayide Dijital Dönüşüm Yetkinliği” (http:// bit.ly/2IBfBSi ve http://bit. ly/2DQg13l) başlıklı – BCG ile beraber hazırlanan – raporları hakkında burada yazmıştım. 25 Ekim 2018 tarihinde, TÜSİAD bu sefer ODTÜ İktisat Bölümü’nden Prof. Dr. Erol Taymaz’ın hazırladığı “Dijital Teknolojiler ve Ekonomik Büyüme – Dijital Teknoloji Sektörlerinde Türkiye’nin Konumu, Fırsatları, Seçenekleri” başlıklı bir rapor yayımladı. Geçen yazımda bu raporu ele aldım (http://bit.ly/2AI1lUC). Özetle, Türkiye’nin dijital dönüşüm ile ilgili bildik sorunlarının çözümü için hükümetten yine bildik ve haklı beklentilerin şimdiye kadar pek de gerçekleşmemiş olduğunu gösterdikten sonra, sorunların çözümü için başka yaklaşım arayışları üzerinde durdum. Somut olarak, bilişim ekosisteminde, yani, konuyla ilgili iş dünyası, akademisyenler, medya, düşünce kuruluşları ve STK’lar arasında sinerjik bir ortak çalışma ve insiyatif alma ortamı yaratmak gerektiğini belirttim. Alışılmış ve Bildik Yaklaşımlar Genellikle, bu tür raporlar medyatik ortamlarda, klişe söylemler eşliğinde sunulur. Medyada da, raporda belirtilen, ülkemizin konuyla ilgili genellikle bildik sorunları ve özellikle hükümetin yapması gereken yine genellikle bildik çözüm yansıtılır. Siyasi iradenin raporu eline alıp, önerilenleri gerçekleştirmesi beklenir. Dijital dönüşüm konusunda

haklı beklentilerin, hükümetin önceliklerinin farklı olması nedeniyle gerçekçi olmadığını önceki yazımda örneklerle açıklamıştım. Taze bir örnek daha vermek isterim. Hükümetin 3 Ağustos’ta açıklanan “100 Günlük İcraat Programı”nın (http://bit. ly/2KsNLY0) üstünden 120 gün geçtiği halde, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın (s. 28-29) vaatleri büyük ölçüde gerçekleşmedi. Örneğin, “Dijital Dönüşüm Merkezleri’nin (Model Fabrikaların) hizmete açılması” vaat edilmişti. Bakan Varank, bu vaadini 18 Eylül günü TÜSİAD Genel Merkezi’nde gerçekleştirilen "Sanayide Dijital Dönüşüm Günleri"nin dördüncüsünde yaptığı konuşmada tekrarladı; Kasım içinde Bursa ve Ankara’da model fabrikaların açılacağını belirtti (http://bit.ly/2SpbAEt). Bu yazı yazıldığında (2 Aralık, “100 Günlük İcraat Programı” açıklandıktan 121 gün sonra) henüz o iki fabrika açılmamıştı. Raporda Yeni Olan Nedir? Önceki iki raporunu TÜSİAD, hükümetten de katılımcıların olduğu, klişe nutukların atıldığı, medyatik ortamlarda, açıkladı. Oysa, bu sefer rapor 24-26 Ekim günlerinde ODTÜ-BİLTİR Merkezi’nde düzenlenen, TÜSİAD’ın destekçileri arasında yer aldığı “Dijital Dönüşüm ve Akıllı Sistemler Uluslararası Konferansı ve Sergisi”nde açıklandı. İş dünyasından gelenlerin ve akademisyenlerin bulunduğu, panellerde konunun tartışıldığı bir ortamda rapor kamuoyuna sunuldu. Tabii, ülkemiz ana akım medyasının düzeyi nedeniyle, bu ortam medyatik olamadığı için bu önemli rapor medyada dikkat çekmedi. Fakat, hükümet dışında esas önemli olan ekosistemi içeren bir ortamda sunulması önemli. Diğer bir yenilik de, bu raporun TÜİK verilerine dayanan, titizlikle yapılmış istatistiksel analizlere dayanıyor olmasıdır. Bundan önceki raporlar, güvenilirliği

cihazları] ihracatı 19952005 döneminde hızla artmış fakat bu sektörde yaşanan teknolojik dönüşüm sonucu (LED ekranlı televizyonların gelişmesi) 2005’den sonra aynı hızla düşmüştür.”

tartışılır anket sonuçlarına dayanıyordu. (Anket araştırması da önemlidir, fakat, yanıt verenler arasından dikkatle seçilenlerle yapılan iyi tasarlanmış yüz yüze görüşmelerle desteklenirse güvenilirliği artar.) Konu ile ilgili genel kavramların, sektörlerin, ürünlerin, mesleklerin tanımlarının (1. Bölüm, özellikle, s. 23-38) dikkatle okunması ve el kitabı gibi kullanılması, etkinliklerde yapılan konuşmaların daha köşeli ve anlamlı olmasını sağlayacaktır. Gerçekleşmesini umduğum yenilik ise, raporun sunulduğu yerde kalmaması ve ilgili ekosistem içerisinde tartışılmaya devam etmesini ve gereken adımların atılmasını sağlayacak bir rehber olmasıdır. Buna zemin yaratan, sektör ve firma düzeyinde politika geliştirmeye yönelik önemli analizler, bulgular ve öneriler raporda var. Dolayısıyla, hükümetten çok, firmaların, STK’ların, akademisyenlerin yapması gerekenlere odaklanılması gerekir. Şeytan Ayrıntılarda 2. Bölümde, Türkiye ve seçilen bazı ülkeler için dijital

teknolojilerin yaygınlaşması üzerine bazı göstergeler incelendikten sonra, dijital teknolojiler ve ekonomik büyüme arasındaki ilişki belirleniyor. Ülkeler için yapılan bu analizler, mikro unsurların, yani firmalarla ilgili bazı gerçeklerin kamufle edilmesine neden olabilir. Nitekim, raporda da firma düzeyinde inceleme gereği belirtiliyor (s. 84) Örneğin, “[İletişim cihazlarında] 1990’ların ortalarında önemli bir ihracatçı olan İsveç’in payı sürekli düşerek 2015’de %1’in altında gerçekleşmiştir” (s. 67). Ülke olarak İsveç’in bu düşüşünün nedeni, Ericsson’un pazardan silinmesidir. Diğer bir örnek, “[Tüketici elektroniğinde] Türkiye’nin pazar payı da 2005’de %1.8 ile zirve yapmış, daha sonra düşerek %1’ler düzeyinde sabit kalmıştır” (s. 67). Bunun nedeninin, ülkemizin ciddi sorunu olan inovasyon eksikliği olduğunu 50. sayfadaki açıklamadan anlıyoruz: “Gümrük Birliği’nin etkisi ve AB’nin Doğu Asyalı üreticilere uyguladığı antidumping vergilerin de etkisiyle [renkli tv ve monitorlar ve diğer video/kayıt gösterme

İletişim Sektöründe İlginç Gelişmeler Dijital dönüşümün en önemli altyapısı olan iletişim sektörümüzün olumsuz durumu raporda gösteriliyor. Fakat, verilen açıklama tartışmalı. Örneğin, “Dijital teknoloji sektörlerinin katma değer üretimi içerisindeki payı 2004’den itibaren düşmüştür (2004’de %8.6, 2015’de %5.5). Bu düşüşün temel nedeni iletişim hizmetleri katma değerinin, istihdama paralel olarak azalmasıdır” (s. 15). Oysa, TELKODER’in yaptığı analizlere bakarsak (http:// bit.ly/2FUV9OK), sektörün büyüklüğü (enflasyondan arındırılmış toplam ciro) 20032017 arasında hemen hemen aynı kalmıştır. Bunun iki önde gelen nedeni, sektörde rekabet sağlanamamıştır ve altyapı (fiber, veri merkezi gibi) gelişmemiştir. Dolayısıyla, katma değerli hizmet artışı yeterli olamamıştır denebilir. Fiber altyapısı ile ilgili yeni gelişmeler ilginçtir. Türk Telekom fiber altyapısını Türkcell ve Vodafone ile paylaşma konusunda güçlük çıkardığı için, fiber hizmetler arzu edildiği gibi gelişip yaygınlaşamıyordu. Yıllar süren bu çıkar çatışması, üç firma, TÜRKSAT ve sektörün STK’sı TELKODER arasındaki diyaloglar sayesinde Mayıs ayında bir çözüme ulaştı (http://bit.ly/2rfSO77). Geçen hafta katıldığım TELKODER Genel Kurulu’nda, Türkcell CEO’su Kaan Terzioğlu, sonucu öz bir cümleyle ortaya koydu: “Altyapıda eşgüdüm, üst yapıda rekabet.” Bu sonuca, herhangi bir hükümet katkısı olmadan ulaşıldığını vurgulamak isterim. Rapordaki bulgu ve önerileri bundan sonraki yazımda ele alacağım.



10

BThaber

BİLİŞİM DÜNYASI

10 - 16 ARALIK 2018

5G’nin önlenemez yükselişi! Ericsson’un son Mobilite Raporu’na göre, 5G, küresel ölçekte piyasaya çıkmış en hızlı yayılıma sahip hücresel teknoloji ürünü olacak. 5G uygulamasına geçilmesinde etkili unsurlar ise artan ağ kapasitesi, gigabit başına daha düşük maliyet ve yeni kullanım alanları olarak sıralanıyor. Bu tabloda Kuzey Amerika ve Kuzey Doğu Asya'nın ise 5G kullanımına öncülük etmesi bekleniyor. Öyle ki, 2024 yılı sonuna kadar Kuzey Amerika’daki mobil aboneliklerin yüzde 55

oranında 5G aboneliklerinden oluşacağı öngörülüyor. Kuzey Doğu Asya'da ise bu oranın yüzde 43'ten fazla olması bekleniyor. Dar bant IoT (NB-IoT) ve Cat-M1 teknolojilerinin kullanımı, hücresel nesnelerin interneti (cellular IoT) bağlantılarının sayısında dünya çapında artışı beraberinde getiriyor. 2024 için öngörülen 4,1 milyar hücresel IoT bağlantısından 2,7 milyarının Kuzey Doğu Asya'da olması bekleniyor. Bu rakam, bölgedeki hücresel IoT piyasasının hem büyüklüğünü

hem de gidişatını yansıtıyor. Geniş bir yelpazeye yayılan kullanım senaryolarındaki çeşitli ve değişken gereklilikler, servis sağlayıcıları da kendi pazarlarında hem NB-IoT’yi hem de Cat-M1'i kullanıma sunmaya yöneltiyor. 2018’in üçüncü çeyreğinde geçen yılın aynı dönemine oranla yüzde 79’a yakın ‘mobil veri trafiği büyümesi’ gerçekleşti. Kuzey Doğu Asya'da, özellikle Çin’de, akıllı telefon başına düşen veri trafiğindeki yükseliş, küresel çapta öne çıktı. Öyle ki, akıllı

telefon başına düşen veri trafiğinde 2017 sonu ile 2018 sonu arasında gerçekleşen yaklaşık yüzde 140'lık artışla bölge, ayda 7,3 gigabayta erişerek, akıllı telefon başına düşen veri trafiğinde ikinciliğe yerleşti. Akıllı telefon başına en yüksek veri trafiğine sahip olan Kuzey Amerika’nın ise yılın sonuna kadar ayda 8,6 gigabayta ulaşması bekleniyor. 20182024 arasında, toplam mobil veri trafiğinin beş kat artması beklenirken, 5G ağların dönem sonunda

mobil trafiğinin yüzde 25'ini taşıyacağı tahmin ediliyor. Ericsson Başkan Yardımcısı ve Ağ Teknolojilerinden Sorumlu Yönetici Başkanı Fredrik Jejdling de “5G'nin piyasaya girmesiyle birlikte, kapsama alanındaki genişlemenin ve aboneliklerdeki artışın önceki teknolojilere kıyasla daha hızlı olması öngörülüyor. Hücresel IoT de güçlü bir büyüme gösteriyor. Sadece tüketici pazarını değil, birçok sektörü etkileyecek temel değişikliklerin başlangıcına tanıklık ediyoruz” dedi.

eFinans, küresel yetkinliğini pekiştiriyor e-Fatura sektörü şirketi ve QNB Finansbank iştiraki olan eFinans, dünyanın önde gelen e-Fatura ve dijital dönüşüm firmalarından Pagero ile iş ortaklığı anlaşması imzaladı. İsveç merkezli faaliyet gösteren Pagero Group; dünyanın birçok noktasında 17 ofisiyle müşterilerine global e-Fatura hizmeti sağlıyor. Brüksel’de gerçekleşen Avrupa e-Fatura Hizmet Sağlayıcıları Birliği yıllık toplantısında imzalanan

eFinans Genel Müdürü Okay Yıldırım

anlaşma kapsamında eFinans, Pagero’nun Türkiye’deki e-Fatura operasyonlarına altyapı desteği verecek. Bu anlaşma, e-Fatura kapsamında Türkiye’nin uluslararası alanda ilk White Label hizmet anlaşması. EESPA’nın (European e-Invoicing Service Providers Association) ilk Türk üyesi olan eFinans, bu anlaşmayla; Tesisquare, Basware ve Global Blue gibi Avrupa büyükleriyle yapmış olduğu iş ortaklıklarından sonra uluslararası dördüncü

anlaşmasına imza attığı gibi, Türkiye’de dış ticaret alanında entegrasyon sağlayan ilk e-Fatura hizmet sağlayıcısı olma özelliğine sahip. Yurtiçinde ve dışındaki gelişmeleri yakından takip ettiklerini belirten eFinans Genel Müdürü Okay Yıldırım; “Yurtdışı merkezli birçok firma Türkiye’de e-Dönüşüm alanında ortak projeler yapmak üzere bizimle temasa geçiyor. eFinans’ın Avrupa merkezli e-Fatura hizmet sağlayıcılarının tercih ettiği marka olması önemli” dedi.

Yayla Gıda, süreçlerini dijitale dönüştürüyor PaperWork, İş Akışı ve Doküman Yönetimi Platformu ile dijital dönüşüm sürecindeki Türk markalarına hizmet vermeye devam ediyor. Bu kapsamda, gıda sektörünün önde gelen firmalarından Yayla Gıda, süreçlerini PaperWork ile dijitale dönüştürme kararı aldı.

Logo Tiger ile entegre olarak PaperWork üzerinde süreçlerini yönetecek olan Yayla Gıda, başta satın alma, finans ve İK süreçleri olmak üzere tüm süreçlerini Logo Tiger 3 Enterprise ile entegre olarak PaperWork üzerinde yönetecek. Kendi

geliştirdikleri bir uygulama ile de sistem entegre olarak çalışacak. Yayla Gıda, kağıtsız ofis dönüşümünü ise iş akışı ile bütünleşik çalışan PaperWork ECM ile aynı PaperWork platformu üzerinde gerçekleştirecek. PaperWork’un geliştirmiş

olduğu Logo entegrasyon eklentisi sayesinde kod yazmadan Logo’ya veri gönderip alabilecek ve bu hazır modül ile Logo içerisindeki tüm fonksiyonlar, PaperWork’ün elektronik formundaki veriler ile kolaylıkla eşleşebilecek. PaperWork BPM,

PaperWork ECM (Content Management) ile bütünleşik çalışması sayesinde süreçler sırasında toplanan belgeler otomatik olarak doküman yönetiminde arşivlenecek. Kurumsal hafıza, PaperWork Platformu ile kendiliğinden oluşmaya başlayacak.

DSX, TL ile işleme geçti Küresel kripto para borsası DSX, Türkiye'de kullanıcıların kripto para teknolojilerine ilgisi ışığında platformda Türk Lirası üzerinden işlemlerin başladığını duyurdu. Aralık ayı içinde Türkçe dil desteğine de geçen DSX, 2019 başında ise akıllı telefon uygulamasıyla mobil platformlarda yerini alacak. DSX'i diğer kripto para borsalarından ayıran

temel özelliği, sadece son kullanıcılara değil, kripto teknolojileri keşfetmek isteyen finans kuruluşlarına da yasal uygunluğu bulunan hizmetler sunması. Finans kurumlarının bağlı bulunduğu tüm protokollere ve yönetmeliklere uygun olarak çalışan DSX, karapara aklamayla mücadele politikalarından, işlem takibi ve finansal esneklik gibi

pek çok konuda mevzuatlar çerçevesinde işliyor. Kullanıcıların ve finans kuruluşlarının kripto paraya erişimini kolaylaştırma hedefiyle kurulan global kripto para borsası DSX, Türkiye pazarındaki faaliyetlerini ve hedeflerini düzenlenen bir toplantıda açıkladı. DSX CEO'su Mike Rymanov, Türkiye'nin gerek kullanıcılar gerekse finans

kuruluşları ölçeğinde global FinTech devrimine öncülük ettiğini vurguladı ve kripto para alım satımında Türk Lirası ile işlem seçeneğinin aktif hale geldiğini duyurdu. Bu adımın DSX için önemli bir geliştirme yatırımı olduğuna dikkat çeken Rymanov, "Türkiye pazarına inandığımız için bu yatırımı yapıyoruz. Buradaki kullanıcıları ve

finansal kuruluşları, kripto para ticareti yapmanın profesyonel yolu ile tanıştırıyoruz" dedi. DSX’in Aralık ayı içinde Türkçe dil desteğiyle yerel hizmet sunmaya başlayacağını belirten Rymanov, “2019’un ilk çeyreğinde ise kullanıcı dostu bir akıllı telefon uygulamasıyla kripto para alım satımını mobile taşıyacağız” dedi.


CMC, VERYTECH Danışmanlığı ve Dell EMC Teknolojisi ile Müşteri Deneyimini Maksimuma Çıkarıyor Türkiye’nin en büyük dış kaynak çağrı merkezlerinden olan CMC, müşterilerinin operasyonel ihtiyaçlarına yüksek kalitede cevap verebilmek için Dell EMC Unity All-Flash’ı tercih etti. Genel Bakış Gereksinim:

Kendini daha iyi bir müşteri deneyimi yaratmaya adayan, iş ortaklarının gelirlerini artırırken, maliyetlerini ve iş süreçlerini optimize etmelerine odaklanan CMC yıllar içerisinde ciddi bir büyüme gerçekleştirdi ve uluslararası yatırımcıların radarına girdi. Türkiye’deki dış kaynak çağrı merkezi sektöründeki toplam koltuk sayısının yüzde onuna ulaşan ve bu alanda lider konuma yükselen CMC, Ekim 2015’den bu yana ise Orta Doğu ve Avrupa’nın en büyük özel sermaye fonu Mid Europa Partners’ın çatısı altına hizmetlerini sürdürmeye başlayarak, önemli bir finansal gücü arkasına aldı.

Yusuf Akardaş Verytech Bilişim Sistemleri Genel Müdürü “Verytech Bilişim Sistemleri olarak tamamı mühendis kadromuz ile bilişim sektöründe müşterilerimize seçkin ve katma değerli çözümler sunmaktayız. Veri depolama, sanallaştırma, yedekleme ve iş sürekliliği konularına odaklanmış ve bu alanlarda uzman kadromuz ile sahada birçok değerli projeyi hayata geçirmekteyiz.

Satın aldığımız ürünün yönetim kolaylığı, All-Flash teknolojisi ile sunduğu yüksek performansı, tümleşik yapısı ile SAN, NAS ve Cloud entegrasyonu gibi birçok özelliği ile farklı ihtiyaçlarımıza cevap verebilmesi, tekilleştirme ve sıkıştırma özellikleri ile yüksek kapasite verimliliği sunması bizim bu ürünü tercih etmemizdeki en büyük etkenler oldu. Dell EMC markasının güvencesi ve Verytech danışmanlığında başarılı bir projeyi hayata geçirmiş bulunmaktan memnuniyet duyuyoruz.”

Bu projelerden biri de CMC İletişim ile birlikte BT dönüşümü kapsamında Dell EMC Unity All-Flash sistemlerini kullanarak hayata geçirdiğimiz All-Flash veri depolama projesidir. Engin Avcı CMC Teknoloji Servisleri Direktorü “Günümüz koşullarında sektörümüzde farklılaşabilmek ve müşterilerimize en iyi hizmetleri sunabilmek adına çıktığımız BT Dönüşümü yolculuğunda iş kritik verilerimiz için veri depolama çözümü olarak Dell EMC Unity All-Flash sistemini tercih ettik. BT dönüşümü sürecinde sahip olmak istediğimiz esnekliğe, performansa ve verimliliğe Dell EMC Unity All-Flash ürünü ile sahip olduk. BT ekibi olarak gelecek nesil teknoloji ve ihtiyaçlara bugünden hazır olmak stratejik adımlarımızdan biridir. Verytech danışmanlığı ile başladığımız bu projeyi başarı ile tamamladık ve BT dönüşümü yolculuğumuza sağlam adımlar ile devam ediyoruz. Bu süreçte bize verdikleri destekten dolayı Verytech, Dell EMC ve Tech Data ekiplerine teşekkür ederiz.”

Dell EMC Unity All-Flash ürün ailesi ile hızı, çevikliği, verimliliği ve kolay kullanımı bir arada sunabilmekteyiz. CMC BT ekibi ile birlikte yaptığımız detaylı incelemeler, analizler ve ölçeklendirme çalışmaları sonrasında kurumun ihtiyacına en doğru ürünü fiyat performans kriterlerini de göz önüne alarak konumlandırdık. CMC BT dönüşüm sürecinde, iş kritik verilerin güvenle depolanması, yüksek performans ile süreçlerinin iyileştirilmesi, esnek mimari ile karmaşık yapıdan daha sade bir yapıya geçilmesi, tekilleştirme sıkıştırma gibi servisler ile en üst seviyede verimliliğe ulaşılması ve bulut entegre bir ürün ile müşterimize yarına hazır olma konularında yardımcı olduk.”

Turgay Uludağ Tech Data Dell EMC Satış Müdürü “Tech Data olarak dünya genelinde Dell EMC ürünlerinin satış ve dağıtımında yetkili distiribütör olarak faaliyet göstermekteyiz. Uzmanlıklarımızla kanal iş ortaklarımızın ve hizmet sundukları müşterilerinin doğru teknolojik alt yapıya sahip olmaları için birlikte çalışmaktayız. Tech Data olarak yatırımlarla hergün zenginleşen demo ürün parkımız, sertifikalı ve konusunda uzman teknik danışman kadrolarımız ile müşterilerin ihtiyaçları konusunda doğru kararı vermeleri, yeni teknolojileri deneyimlemeleri amacıyla çalışmaktayız. Tech Data olarak parçası olduğumuz projelerde iş ortaklarımızın ve müşterilerimizin memnuniyetini görmekten dolayı mutluyuz.”

Erdem Yarım CMC Teknoloji Servisleri Müdürü

Çözüm: - Verytech ve CMC BT ekibi ile birlikte yapılan detaylı incelemeler ve analizler sonrasında kurumun ihtiyaçlarına cevap verecek Dell EMC Unity All-Flash Unified Storage ürünü ile çözüm oluşturuldu. Avantaj: - Dell EMC Unity All-Flash ürünü ile BT dönüşümü yolculuğunda sağlam bir adım atılmış oldu. - All-Flash teknolojisi ile çok yüksek performans imkanı elde edildi. - Esnek ve entegre mimari ile SAN, NAS ve VMware VVols gibi farklı protokolleri kullanma imkanı sağlandı. - Tekilleştirme ve sıkıştırma servisleri ile var olan kapasitenin çok daha üzerinde kapasite kullanımı imkanı ile yüksek verimlilik sağlandı. - Kolay ve sade yönetim ara yüzü ile BT ekibine kolaylık sağlandı. - Bulut entegre bir ürün ile yeni nesil bulut çözümlerine hazırlık yapıldı. - Kullanılan yüksek kapasiteli SSD diskler ile veri merkezinde 2U yer harcandı ve bu sayede elektrik, soğutma ve alan maliyetlerinde büyük tasarruf edildi. - Fiyat performans kriterleri göz önüne alındığında çözüm olarak müşteri ihtiyacına en uygun ürün konumlandırıldı. - Dell EMC ESRS çözümü ile müşteriye hızlı ve güvenli pro-aktif üretici desteği sağlandı. - Genişleyebilir esnek mimari ile hem disk hem de kesintisiz controller yükseltmelerine imkan sunan bir ürün ile yapılan yatırımın gelecekte de korunmasına imkan sunuldu. Çözüm Bileşenleri: - Dell EMC Unity All-Flash Unified Storage

advertorial

“Verytech profesyonel hizmetler ekibi ile satış öncesi analizleri ve satış sonrası tüm süreçleri birlikte bir ekip çalışması ile yürüttük. Dell EMC Unity All-Flash ürününün kurulması, devreye alınması ve sistemlerimiz ile sorunsuz olarak entegre edilmesi çok hızlı ve başarılı bir çalışma ile tamamlandı.

CMC, tüm iş süreçlerini tek elden, uçtan uca geliştiren ve yöneten bir dış kaynak ve teknoloji şirketidir.

• BT dönüşümü sürecinde veri depolama ihtiyaçlarının yapılandırılması, • Hizmet sunulan müşterilerin operasyonel ihtiyaçlarına yüksek kalitede cevap verebilme, • Veri depolama katmanında yüksek IO performansı ile süreçlerin iyileştirilmesi, • İş kritik verilerin güvenle depolanması ve yönetilmesi, • Esnek ve entegre mimari ile çeşitli ihtiyaçlara cevap verebilme, • Tekilleştirme ve sıkıştırma servisleri ile yüksek kapasite verimliliğinin sağlanması, • Bulut entegre bir ürün ile bulut çözümlerine hazır olma, • Kolay yönetim ile BT alanında operasyonel yönetim yükünün azaltılması, • Gelecekte oluşabilecek kapasite artışı ihtiyaçlarına esnek ve hızlı çözüm üretebilme, • Hızlı ve güvenli pro-aktif üretici desteği.



BThaber 10 - 16 ARALIK 2018

BİLİŞİM ZİRVESİ'18

DOSYA:

www.bthaber.com.tr

Bilişim Zirvesi’19’da veri konuşacak! Bilişim Zirvesi ’18, bir kez daha bilişim başlığındaki gelişmeler ekseninde kamudan özel sektöre birçok ismi zirvede buluşturdu. Yeni bir gelecek perspektifi hedefini gerek kamu gerekse özel sektör için belirleyip taraflara rehberlik etmeyi şiar edinen Bilişim Zirvesi, 2018 yılında 18’inci yaşında da bu düzeni bozmadı. Dijital ekonominin ayak seslerinin ardından, 2018 yılında sıra duvarın arkasında konumlanan ve ‘bilen’ kelimesi ile zenginleşen teknolojilere odaklandı. Bu kapsamda büyük veriden bilgi üretmeye uzanan yol, bu yolda yapay zekanın konumu, öğrenebilen teknolojilerin gelişimi, teknolojiler öğrenirken insanların ne yapacağı, insanla

birlikte gelişen ve taraflara verim sağlayan teknolojik dönüşümün esasları yerli ve yabancı isimlerin zengin içerikli sunumları ile paylaşıldı. 2019 yılının Bilişim Zirvesi için çalışmalar şimdiden ‘Veri Konuşur-Data Talks’ mottosu ekeninde başladı ve bunun bilgisi zirvenin ilk gününde açıklandı. 2019’a kadar ise Bilişim Zirvesi ‘18’in detaylarını, BThaber’in bu haftaki dosyasının yanı sıra gelecek sayılarında da takip etmek, sadece gelecek yıl için değil, orta vade için güçlü bir yol haritası belirlemek, var olan mimariyi gerekiyorsa yenilemek, nihayetinde dijital teknolojilerin bireysel ve kurumsal hayatta etki gücünü nasıl da artırdığını görmek şart.


14 DOSYA

BThaber

BİLİŞİM ZİRVESİ'18

10 - 16 ARALIK 2018

Bilişim Zirvesi’19’da veri konuşacak!

Bilişim Zirvesi'18 Hewlett Packard Enterprise ve Türkiye İş Bankası ana sponsorluğunda, iş dünyası ve kamunun gösterdiği yoğun ilgiyle tamamlanırken, 2019 yılının Kasım ayında gerçekleşecek 19. Bilişim Zirvesi için heyecan şimdiden başladı. İstanbul Kongre Merkezi'nde 2122 Kasım tarihlerinde gerçekleşen Bilişim Zirvesi'18 iki gün boyunca "Akıllı Şeyler – Bilen Teknolojiler" çerçevesinde, "Beyond the

Wall" mottosuyla yapay zekâ ve robotlarla birlikte kurgulanacak yeni yaşamı ve insanın bu gelecekteki rolünü gündeme taşıdı. Etkinliğin açılış bölümünde, 2019 yılında düzenlenecek Bilişim Zirvesi'nin mottosu "Veri Konuşur – Data Talks" olarak açıklandı. Altı salonda paralel olarak gerçekleşen oturumlarda Türkiye’nin ve dünyanın önde gelen kanaat liderleri, kendi alanlarındaki uzmanlıklarını iki gün

boyunca 18. Bilişim Zirvesi’ne katılan 1931 karar verici kişi ile paylaştı. 200’e yakın seçkin konuşmacı ve panelistin sahne aldığı Bilişim Zirvesi, 6 bine yakın katılım alan 18 farklı program içeriğinde, “Duvarların ardına hızlıca geçemeyenler bugünden sonra hep geride kalacaklar” mesajını verdi. Duvarın ardında herkese kucak açan yeni, akıllı ve bilen şeyler olarak; empati kurabilen, merak edebilen, öğrenebilen, karar verebilen, uygulayabilen, tasarlayabilen, kurgulayabilen yapay zekâ kavramı zirvede dijital zekâya taşındı.

Müdürü Neslihan Aksun, “Kuyumcu atölyelerinde çöpler içeri doğru süpürülür ve bu çöpler biriktirilir. Daha sonra ise toplanan çöpler ayrıştırma merkezine götürülerek, işlenme esnasında yere düşmüş olan altın tozları ayrıştırılır. Bu altın tozlarının karşılığını ise iş dünyasında veri oluşturuyor. Herkes altın değerinde olan bu verinin peşinde. Günümüzde birçok noktadan veri alıyoruz ve veri yığınları oluşturuyoruz. Aslında bize değer katacak olan veri yığınları değil, bu verilerden elde edeceğimiz ‘anlamlı veri’ olacak” diye açıkladı.

Robot ve verinin dans gösterisi Bilişim dünyasının tüm paydaşlarından olumlu eleştiriler alan Bilişim Zirvesi 2018’in hemen ardından Bilişim Zirvesi 2019’un hazırlık çalışmaları başladı. 2019 yılının Kasım ayında gerçekleştirilecek etkinliğe ise günümüzün altın madeni olarak değerlendirilen “Veri” damgasını vuracak. 19. Bilişim Zirvesi’ni “Veri Konuşur – Data Talks” mottosu kapsamında gerçekleştireceklerini belirten Bilişim Zirvesi Genel

Bilişim Zirvesi 2018’e robotların damga vurduğunu hatırlatan Aksun, “Ama bu robotları verilerle buluşturmazsak ve anlamlı veriye ulaşmasını sağlayacak yöntemler oluşturamazsak onlardan doğru veriler ile oluşturulmuş işler bekleyemeyiz. Robotlar bir donanım ürünü olarak kalır. Tabii bu durum sadece robotlar için değil, daha önemli olan tüm çalışanlar ve yöneticiler için geçerli. Artık iş dünyasını veri yönlendirecek.” dedi.


Giriş Kontrol, Soğutma, Enerji, Kablolama, Yangın, Güvenlik, ISO 27001 Bilgi Güvenliği ABD’de En Yenilikçi Ürün Ödülü ve Çok Sayıda Uluslararası Referans

Mobil Veri Merkezi Çözümleri Mobil veri merkezi sunucu kabinlerine, güç dağıtım sistemine, soğutma, izleme, yangın söndürme ve aydınlatma sistemlerine güvenli bir koruma sağlar. Esnek Modüler

Entegre Taşınabilir

Güvenli Enerji Verimli

Maksi Veri Merkezi Çözümleri - Soğutma sisteminin verimini artırmak için sıcak ve soğuk havayı izole eder ve soğutma için gereken enerji ihtiyacını azaltır, %50’ye varan enerji tasarrufu sağlar. - Modüler, ihtiyaça göre ölçeklenebilir, genişletilebilir, uyarlanabilir. - Büyük ve orta ebatlardaki veri merkezlerinde Inrow Cooler ve CRAC ünitelerinin verimliliğini artıran ideal soğutma çözümüdür. - Free cooling özelliği ile enerji tasarruflu ve yüksek verimlidir.

Mini Veri Merkezi Çözümleri - İstediğiniz ve ihtiyacınız olan her yerde kolay ve hızlı kurulum imkanı sağlar. - Soğutma, yapısal kablolama, görüntüleme sistemlerini içeren anahtar teslim çözümlerdir. - 30 kW’a kadar soğutma kapastesiyle, %50’ye kadar yer tasarrufu sağlar. - Yükseltilmiş zemin ihtiyacı yoktur.

- Giriş kontrol, kabin içi yangın söndürme ve uzaktan izleme sistemleri ile yüksek güvenlik sağlar. - IP PDU ve UPS sistemleri ile gelişmiş güç yönetimi bulunmaktadır. - Üst kablo kanalları ile çözümlenmiş yapısal kablolama sistemi bulunmaktadır. - Tuş takımı, RFID kart okuyucu veya parmak izi okuyucu alternatifleri ile sistemlerinize fiziksel erişimi güvenli hale getirir.

Mikro Veri Merkezi Çözümleri - Soğutma, izleme, güç yönetimi ve güvenlik sistemlerini içeren hepsi bir arada mikro veri merkezidir. - Tak-Çalıştır özelliği ile bina içi ve bina dışında pratik, hızlı ve ekonomik bir çözümdür. - 4kW’a kadar kabin soğutma imkanı sağlar. - Kabin içi yangın söndürme ve uzaktan izleme sistemleri ile yüksek seviyede güvenlikli bir çözümdür.

- IP PDU ve UPS sistemleri ile gelişmiş güç yönetimi imkanı sunar. - IP54, IP55 sınıfı koruma sunar. - WK güvenlik standartlarına uygundur. - Yükseltilmiş zemin ve harici soğutma ekipmana ihtiyacı bulunmamaktadır. - Tüm bileşenleri merkezi olarak yönetilebilir, kontrol edilebilir.


16 DOSYA

BİLİŞİM ZİRVESİ'18

BThaber 10 - 16 ARALIK 2018

KURUMSAL BİR GELENEK BİLİŞİM ZİRVESİ…

Bilişim Zirvesi ‘18’in açılış konuşmasını BTHABER Şirketler Grubu Başkanı Murat Göçe yaptı. 18 yıldır olduğu gibi yeni bir gelecek perspektifi ile geldiklerini, 18 yıldır iş dünyası profesyonelleri ile bilişim profesyonellerini buluşturduklarını vurgulayan Murat Göçe, Bilişim Zirvesi odaklı mesajı ile Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank’ın telgrafını okudu. “Dijital ekonominin ayak sesleri sonrası bu zirvede duvarın arkasını göreceğiz ve ‘bilen’ kelimesi ile birçok yaklaşımı kucaklayacağız. Akıllı şeyler ve bilen teknolojileri tanımlayacağız” vurgusunu yapan Murat Göçe, kurumsal bir gelenek halini alan Bilişim Zirvesi ön hazırlık süreci ile ilgili bilgiler verdi ve şu detayları paylaştı: “Tema belirlenmesi, görsel planlama, pazarlama aksiyonlarına, satış, tanıtım çalışmalarına 27 kişilik ekip ile tam 15 Kasım 2017 akşamı

başladık ve bugün sabahın ilk ışıklarına kadar da aralıksız çalışarak tamamladık. 121 farklı konuda destek veren sponsorumuz, 2 ana özel oturumumuz, 17 ayrı temadaki platformlarımız, 15 panel, 5 söyleşi ve sohbet, 100’e yakın sunum ve 170 konuşmacımız ile siz konuklarımız ile beraber duvarın ardına geçeceğiz ve ‘bilen’ kelimesinde pek çok yaklaşımı kucaklayacağız. Ayrıca bu yıl bilen teknolojiler temamızı birçok sosyal sorumluluk projemiz ile ölümsüzleştirdik. İlk projemiz ROBOTEL ve zirve boyunca, fuayede yer alan ROBOTEL standından, katılımcılara robot el yapımı, montaj ve demontajı uygulamalı olarak anlatılacak. Bu anlamlı projeyi Solidworks desteği ile gerçekleştiriyoruz. Bir diğer sosyal sorumluluk projemiz kapsamında KAÇUV yani Kanserli Çocuklara Umut Vakfı’na, bu zirvemizde hep

birlikte umut olacağız. Kongre merkezinin girişindeki KAÇUV minibüsünden yapacağınız yiyecek ve içecek alışverişlerinizin gelirleri KAÇUV’un. Fuaye alanında tuvali başında mandala sanatçısı Aslıhan Aksun’u ve canlı performansını zirve boyunca görebileceksiniz. Türkiye’de giderek popüler bir meditasyon aracı halini alan Mandala; karar verme ve planlama gibi birçok beyin işlevine olumlu katkı sağlıyor. Ülkemizde bu meditasyon aracı ve aynı zamanda sanatı için en çok çaba gösteren isimlerin başında gelen Aslıhan Aksun' a göre, mandala sayesinde kişilerin dikkat süresinin, yaratıcılıklarının artığını ve grup çalışmalarında çok daha başarılı oldukları görülüyor.” Destek yelpazesi gelişmeli Etkinliğin tüm konu, konuşmacı, program gibi detaylarına AppStore ve Google Play’den ücretsiz olarak indirilebilen “Bilişim Zirvesi’18” uygulamasından erişilebileceği hatırlatmasını açılış konuşmasında yapan Murat Göçe, geleneksel hale gelen sitem konuşması bölümünde şunları söyledi: “Bildiğiniz üzere biz 1 yıllık takvimimizi önceden açıklıyoruz. Buna rağmen yine burada ve geçen hafta içeriği nedense bize çok benzer büyük bir etkinlik yapıldı. Hem de birkaç değerli dernek ve bir de Bakanlık desteğiyle. Bugün de bu saatlerde Ankara’da da önemli bir etkinlik var. Başka bir basın kuruluşunun CIO kahvaltısı da bu sabaha denk getirildi. Şaşkınlık ve üzüntü içindeyiz. 18’incisini düzenlediğimiz ve sektöre mal olmuş bir etkinliğe biz destek beklerken tersine zayıflatmak adına ne çok etken var, değil mi? Sektörün özellikle de yerli ve milli kavramlarının önemle vurgulandığı bu dönemde, operatörlerin BT etkinliklerinde olmalarını umuyorum. Bu yıl ilk defa Kişisel Verileri Koruma Kurumu da dahil oldu, ama her sene devlet kurumları arasında sadece Ulaştırma ve Altyapı bakanlığı ve Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu’ndan (BTK) manevi destek

BTHABER Şirketler Grubu Başkanı Murat Göçe görüyoruz. Diğer devlet kurumlarını da bu yapının içinde görmek büyük arzumuz. Sitem bitti, şimdi ‘teşekkür’ kısmına geçmek istiyorum. Yıllardır hiçbir etkinliğimizde bizi yalnız bırakmayan, Ulaştırma ve Alt Yapı Bakanlığı, Bakan yardımcımız, Sayın Dr. Ömer Fatih Sayan’a en samimi duygularımla teşekkürlerimi ve saygılarımı sunarım. Vizyonumuzu paylaşarak yanımızda olan başta HPE ve Türkiye İş Bankası olmak üzere bize inanan tüm sponsorlarımıza, tüm konuşmacılarımıza, Oturum, Premium, Platform ve Proje sponsorlarımıza, medya sponsorlarımıza, ürün hizmet sponsorlarımıza, tüm iş ortaklarımıza ve katılımcılarımıza ayrıca teşekkür ederim.” Murat Göçe, 2019 yılında 19’uncu kez gerçekleştirilecek Bilişim Zirvesi’19 ile ilgili ipuçları da paylaştı ve ekledi: “17. Bilişim Zirvesi’nde duvarları yıktık. Yıkıntıların altında kalanlar, maalesef şu an aramızda yoklar. Ancak değişime direnç göstermeden uyum sağlayan siz değerli misafirlere, geçen yıl söz verdiğimiz gibi 18.Bilişim Zirvesi’nde duvarın ardındakileri göstereceğiz. Önümüzdeki yıl ise 19. Bilişim Zirvesi’nde ‘Veri Konuşacak!’. Bilişim Zirvesi’19’un mottosu ‘Veri Konuşur’ yani ‘Data Talks’ olacak.

C

M

Y

CM

MY

CY

CMY

K



18 DOSYA

BİLİŞİM ZİRVESİ'18

BThaber 10 - 16 ARALIK 2018

HASAT ZAMANI GELDİ!

Türkiye İş Bankası Genel Müdür Yardımcısı Hakan Aran ‘Zamanlı Teknoloji Sohbetleri’ sonrası Bilişim Zirvesi ’18 sahnesinde yerini alan Türkiye İş Bankası Genel Müdür Yardımcısı Hakan Aran, ‘Dijitalleşmede Hasat Zamanı’ başlıklı

bir sunumla ‘hasat zamanı’ tanımını katılımcılara şöyle açıkladı: “Dünyada teknoloji her alanda gelişim ve değişiklerle ilerliyor. Cep telefonu ve karekod ile birçok işi yapmak mümkün. Ne nakit ne POS var artık. Tüm dünya Uber gibi yenilikleri kullanıyor. Fintech’ler bankacılıkta küçük başlıklara odaklanıp uzmanlık sağladı. Ama onlar da bu büyük noktayı hedefliyor. Techfin’lere gözlerini diktiler. Avrupa fintech’leri bu yolda önemli büyüme sergiliyor. PSD2 dediğimiz şirketlerin etkisi ile para ve yatırımcı bulabiliyorlar. Erken aşama değil, biraz büyüyen şirketlere yatırım yapılıyor. 25 fintech de unicorn seviyesine ulaştı. Techfin başlığında ise rotayı Amazon çiziyor, veriyi anlamlandırdı ve ‘müşteri verisi bende, benimle bankacılık işlemlerini de yapabilir’ dedi. Alibaba ve Locent de kendi uygulamaları arasında finansı konumlandırdı. Bunların arkasındaki mutabakat ise blockchain üzerinden işliyor. Bankalarda da PSD

gibi yenilikler onları teknoloji şirketi gibi kılıyor. Biz de İş Bankası’nda yapay zeka ile şubelerde robot konumlandırma yaptık. Evet ‘Hasat zamanı’, çünkü 2-3 yıldır BT’ye büyük yatırım yaptık. Softtech şirketimizi açtık, küresel bazda yayılırken artık Londra’da da olacağız. Ülkemizin girişimcilik platformu Workup girişimcilik programını ve Maxis girişim fonunu kurduk. Bu konseptte

en azından bir unicorn çıkartmak istiyoruz. Toplam 5 ayrı Ar-Ge yapısına 6’ıncı da ODTÜ ile Kıbrıs’ta eklenecek. Veri merkezlerimizi yeniledik, tüm uygulamaları yeniledik. İngiltere’de PSD2 platformuna üyeyiz ve İK’ya da bu paralelde hep önem verdik. 2019 yılının da dijitalleşmenin hasat yılı olmasını diliyorum ülkemiz için.”

İNSAN VE NESNE ‘GERÇEK ANLAMDA’ BİR ARADA

Gazeteci ve Youtuber İlkay Zaman, Türkiye İş Bankası Genel Müdür Yardımcısı Hakan Aran ile Hewlett Packard Enterprise Genel Müdürü Güngör Kaymak Bilişim Zirvesi ‘18’de Murat Göçe’nin açılış konuşmasının ardından ‘Zaman’lı Teknoloji Sohbetleri’ için gazeteci ve Youtuber İlkay Zaman, Türkiye İş Bankası Genel Müdür Yardımcısı Hakan Aran ile Hewlett Packard Enterprise Genel Müdürü Güngör Kaymak sahnede yerini aldı. Günümüz teknoloji trendlerinin insanların yaşam, kurumların da iş yapış şeklindeki etkisinin ele alındığı sohbet oturumunda, İlkay Zaman önemli bir gerçeğe dikkat çekti: Yapay zekadan beklentiler çok farklı. Hatta bu yorumunu bir adım ileri taşıyan İlkay Zaman’ın dikkat çektiği gibi, insanlar öğrenebilen teknolojilerin ne kadar öğrenebileceğinden de

korkuyor. Bu gerçek karşısında “İnsan ve nesne birbirine ne kadar yakın, ne öğrenebilecek, bunu merak ediyoruz?” sorusunu taraflara yönelten İlkay Zaman’a Hakan Aran, şu yanıtı verdi: Korkmakta fayda var! “İşcep içinde 1 hafta önce lansmanını yaptığımız kişisel asistan maxi sizi uyaracak, yapay zekaya sahip insansı robot Pepper ona bunu yaptırıyor, o sohbet ve şubede sıra no verme, memnuniyeti anlama gibi özellikle sunuyor ve kendi öğreniyor. Genelde her şeyi bilen sevilmez, ama sonrasında sevilebilir. Yapay zekada da bu potansiyel var.

Bugün gördüklerimiz ise bunun çok küçük bir bölümü. Yapay zeka bütünüyle yaratıcılık odaklı ve insanları sosyalleştiren işleri insanların elinden alamayacak. İki yönle bakın: İnsanların iki yönlü sosyalleşmesini sağlıyor muyum? Ayrıca, işin içinde yaratıcılık var mı? Korkmalı mıyız? Korkmakta fayda var. Çünkü korkan insan harekete geçer, sonuçta korkmalıyız. Doğada canlılar arasında araç yaratabiliyoruz, kendimize meydan okuyan aracı da yarattık ve şimdi onunla bütünleşme zamanı geliyor. Genetik sıralamamızı değiştiriyoruz. Mesela insan araç geliştiriyor, bugün korkarız, 100 yıl sonra ise bugünün üstüne çıkmış oluruz.” Çekincelere karşı düşünerek adım atmalıyız İlkay Zaman’ın sorusuna karşılık, büyük bir etki beklentisini dile getiren Güngör Kaymak’a göre, öğrenen cihazlar bir noktaya gelecek. “Sosyal

hayatta dijital asistanlar yerini alıyor zaten” örneğini veren Güngör Kaymak, şu bilgileri paylaştı: “Canlı olmayan, öğrenen ve bilen şeyler sağlık başta olmak üzere yeni örnekler göreceğiz. Bu süreç sensörlerle başladı ve daha da bilen şeylere gidiyor. Hasta ve yaşlı bakımı için uzaktan izleme ve karar veren sistemler var. Sosyal hayatta daha fazla akıllı olup, angaryaları kişiden alırken, bana yeni alışkanlıklar kazandırıyor. Duygu kısa vadede yapay zekaya yansımayacak. Ama yapay zekanın çok hızlı öğrendiği de bir gerçek. HPE olarak makineye poker oynattık, ama blöf var ve bunu makineye öğretemedik. Blöf yapamıyor, blöften anlamıyor, ama video izlete izlete bunu öğrettik. Cihaz nasıl kullanılır, altyapılar gibi konularda çalışmamız gereken çok konu var. Öngörmediğimiz çekinceler de olacak. Bu nedenle düşünerek adım atmak önemli.”


YEN

E7

İ

El Terminali

Android isletim sistemi

4G GPRS Bluetooth (Aynı anda 7 cihaz) Birlesik 3" termal yazıcı GPS + GLONASS 5 Mp Auto focus kamera Ergonomik Tasarım Uzun pil ömrü Zorlu kosullarda çalısabilme Gelecek ihtiyaçlara uygun E7 İMA E7 El Terminali her türlü kapalı ve açık çalışma alanlarında, faaliyet türü ile ilgili verinin (KoordinatFotoğraf alma dahil) mobil olarak toplanması, bu verinin, bulunduğu yerde veya internet üzerinden çalışılan merkezlere ile�lerek işlenmesi, işlenerek geri gelen bilgilerin sonuç çık�larının (Bildirim-TutanakMakbuz-Fiş-Fatura vb.) yazılı alınması işlemlerini yapabilen, dış tesirlere dayanıklı, hızlı, güvenilirgüvenlikli, uzun çalışma süreli, taşınabilir bir El Bilgisayarı/El Terminalidir.

Elektrik, Su ve Dogalgaz Sayaç Okuma Sıcak Satıs ve Siparis Toplama Trak Ihlal/Sorgulama Islemleri Park Yeri Yönetimi Bakım Onarım Bilet Kontrolü/Kesme Stok Kontrol/Depo lslemleri Lojistik Kamuda Veri Toplama/lsleme

Türkiye’de tasarlanm s, gelistirilmis ve üretilmistir. Prof. Ahmet T��er K������ ��h���e�� ����.����e No��� ����o���ANKARA Tel:(0312) 242 05 67(Pbx) Fax:(0312) 242 13 93 ���b����������������


20 DOSYA

BThaber

BİLİŞİM ZİRVESİ'18

10 - 16 ARALIK 2018

VERİYİ ANLAMLANDIRABİLDİĞİNİZ ÖLÇÜDE DEĞER YARATIRSINIZ

Hewlett Packard Enterprise Genel Müdürü Güngör Kaymak ‘Her Şeyin Veri Ürettiği Bir Dünya’ başlıklı sunumuyla Hewlett Packard

Enterprise Genel Müdürü Güngör Kaymak, artan veri karşısında öngörü çıkartıp bunları süreçlere katmanın önemini şöyle anlattı: “İnanılmaz veri üretiliyor. Her şey veri üretiyor, ama bunların hepsini anlamlandıramıyoruz. Bunlardan doğru öngörüleri çıkartmak ise her şeyin temeli olacak. Sürdürülebilir büyümeyi verinin sağlayacağına inanıyoruz. Bu nedenle verinizi değerlendirmeniz önemli. Dünyada 1,2 katrilyon bayt veri üretiliyor ve her iki yılda bir o güne kadar üretilenin iki katı üretiliyor. Uç noktadaki verinin yüzde 94’ü ise kullanılmıyor veya kayboluyor. Analiz ve öngörülebilir yapılarda, yapay zekada büyük bir önemi var. İnsanlık, başından beri oluşturduğu bilgiyi kaydedip değerlendirmeye çalıştı. Ama bugün çok fazla veri kaydediliyor. Birden fazla kez kullanıp bilgi elde etmeye çalışıyoruz. Çünkü şirketlerin veri

sermayesi var. Veri hep vardı, ama şu andaki miktarda değildi, uçlarda üretilen veri var. Bizim de veriyi daha detaylı analiz edebilecek platformlarımız var. Bellek merkezli bir çözüm, yani ‘The Machine’ bunun bir örneği. Memory üzerinde analiz, hız demek. Veri ve bunu işleyen

üç unsur var: Teknoloji, insan ve ekonomi. Her şeyin veri ürettiği bir dünya söz konusu. Kendi verimizi kendimizin tutup, kendimizin analiz ettiği, kamu ve özel sektör yanında üniversitelerin desteği önemli ve bunları koordineli olarak yürütmek kritik önemde.” C

M

Y

CM

MY

UNICORN MÜHENDİSLERİ DÜNYAYA TANITACAĞIZ

KoçDigital Yönetim Kurulu Başkan Vekili Mehmet Ali Akarca Doğada da iş dünyasında da ayakta kalmak analitiğe bağlı. Bu vurgu ile ‘Yeni Veri Çağı’ başlıklı sunumuna başlayan KoçDigital Yönetim Kurulu Başkan Vekili Mehmet Ali Akarca, KoçDigital’in de bu görüş ile ortaya çıktığına işaret etti.

“Doğadan esinlenip bunları hayatta uygulamamız lazım” saptamasını yapan Mehmet Ali Akarca, sunumuna şöyle devam etti: “IoT ve ileri analitik bizim ana konularımız. İleri analitiği tüm sektörlere katmak, analitik ve IoT odaklı olmak bizim için önemli. Tüm bunların Türkiye’de önemli olduğuna inanıyoruz. Bu noktada İK da önemli ve bu farkındalıkla KoçDigital Akademi yapısını hayata geçirdik. The Boston Consulting Group (BCG) ile önemli bir işbirliğini de böylece hayata geçiriyoruz. Hedefimiz net: Türkiye’de önemli bir potansiyel ve tehditler de var. Çok veri var. Bir hasat zamanı geldi ve bunu yapmazsak verimlilik açısından sıkıntılı bir sürece girebiliriz. Bu durum da şirketleri zorda bırakır. Veri mühendisi sayısı küresel bazda az ve bizim de birlikte çözümler üretmemiz lazım. Biz de bu konuda böylece ortak fırsatlar yaratmaya çalışıyoruz. Türkiye için 5 yılda 10 milyar TL ekonomik değer yaratma potansiyeli var. Hedefimiz KoçDigital çözümlerini yurtdışına sunmak, Türkiye’den yakın coğrafyaya bilgi ve teknoloji ihracatı yapmak. Tüm sektörlere ve değer zincirinin her adımına yönelik özel çözümlerimiz var. Artık bine yakın değişken üzerinden tahminleme yapıyoruz. Hızlı gelişen dünyayı yakalamamız

lazım. Bundan üç ay önce kurulan KoçDigital’i ve İK’yı kademeli olarak geliştireceğiz. Bilgi transferine önem veriyor, tüm girişimlerimizde bu konuda çözümler sunmaya önem veriyoruz. Akademi yapısı ile büyük

bir ekosistem oluşturduk. Türk insanı girişimcidir ve bu bilgileri tutacağına inanıyoruz. Yatırım yapmaya devam edeceğiz. Hep birlikte geliştireceğiz. Unicorn Türk mühendislerini dünyaya tanıtmak hedefimiz.”

CY

CMY

K



22 DOSYA

BİLİŞİM ZİRVESİ'18

BThaber 10 - 16 ARALIK 2018

ZİRVE BİR KEZ DAHA GELECEĞİ BUGÜNE TAŞIYOR

Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı Bakan Yardımcısı Dr. Ömer Fatih Sayan ‘Türkiye’de Akıllı Şeyler, Bilen Teknolojiler’ başlıklı sunumuyla Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı Bakan Yardımcısı Dr. Ömer Fatih Sayan, Bilişim Zirvesi ’18 açılışında yer aldı. “BTK Başkanı olduğum sürece hiçbir zirveyi kaçırmadım” vurgusunu yaparak sözlerine başlayan Dr. Ömer Fatih Sayan, şöyle devam etti: “Bizim neslimiz muhtemelen tarihteki en muazzam olaylardan bir kaçına, üstelik aynı anda şahit oluyor. Bunların biri gerçek bir makine zekâsının oluşturulması, diğeri ise gezegenimizin ekonomik paradigmalarını değiştirecek şekilde tüm insanlığın ortak bir sayısal şebeke ile birbirine bağlanması. Dünya nesnelerin interneti ile adeta bir sinir sistemi ile birebirine bağlanmış durumda ve bu yeni dünyanın sadece küçük bir parçası. Makinalarla bağlanacağımız yeni bir dönemin eşiğindeyiz. Pek çok şeyi geleneksel metotlardan çok daha iyi bilen büyük veri kavramından bahsetmeden olmaz. Akıllı şeyler ve bilen teknolojiler mevzu bahis olduğunda özellikle biz kamu idarecilerinin aklına gelen önemli bir konu da istihdam. Sayısal işgücü diyeceğimiz unsurun insan işgücünün yerini almaktan hala uzak olduğunu düşünüyorum. Robotlar ve bilgisayarlar her geçen gün güçlerini ve yeteneklerini arttırsalar da tüm meslekleri tamamıyla ele geçiremeyecekler. Bu noktada, gerek Bakanlığımız gerekse düzenleyici kurumumuz olan Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) aracılığıyla bu teknolojilerin bize dokunan taraflarını inceliyor ve hem kullanıcılar hem de bu teknolojileri geliştirilenler için her açıdan destekleyici bir yaklaşım sergilemeye gayret ediyoruz. Her türlü akıllı teknolojinin internet aracılığıyla birbirine bağlanacağını ve bu internetin de kablolu internetten ziyade mobil internet olacağının bilinciyle 5G ve ötesi teknolojilerin akıllı teknolojiler için ne kadar önemli olduğunun farkında olarak

çabalarımızı ve kaynaklarımızı bu yöne kanalize etmeye çalışıyoruz. Türkiye, her alanda sadece rol alan değil, oyun kuran, yöneten bir ülke olmak hedefinde. Pek çok ülke millî bir siber güvenlik stratejisi hazırlarken kişisel verilerin mahremiyetine yönelik ulusal stratejilerden de bahsetmemiz gerekiyor. Kişisel verilerin gizliliği yapay zekâ, nesnelerin interneti gibi hususlarda tüm ekosistemin güvenini doğrudan etkileyen bir husus olarak karşımıza çıkıyor. Güvenli bir siber ortamı oluşturamayan ülkelerde dijital dönüşümün istenilen seviyelerde gerçekleşmesi pek mümkün değildir. Bakanlığımız ve BTK olarak, paydaşlarımızla birlikte; akıllı şeyler ve bilen teknolojilerin etkin ve verimli bir şekilde kullanılabilmesi ve yaygınlaştırılması için gerekli altyapının oluşturulması, bu altyapı

üzerinde çalışan ekipmanların yerli ve milli olanaklarla üretilmesi ve tüm ekosistemin güvenliğinin sağlanmasına yönelik çalışmalarımızı hızlı bir şekilde sürdürüyoruz. Birçok kavramın kullanması değil, geliştiricisi olmanın önemine inanıyoruz. Verimizin Türkiye’de kalması, buna uygun imkanlar ve saklama kapasitesi önemli. Veri merkezi yatırımları sürerken analiz konusunda da birlikte çalışmalıyız. Yapay zekada iyimser ve gerçekçi senaryolarla devam etmek de hedefimiz. Böylece insan ve makine arasında kusursuz işbirliğini hayata geçireceğiz. Sayısal teknolojide asla asla dememek, yeniliklere açık olmak önemli. Büyük veri ile depolama ve işlemler hızlanacak. Gelişmeleri analiz ettiğimiz bir dönemdeyiz ve verinin Türkiye’de konumlanmasının önemini bir kez daha anlıyoruz. Bu konuda herkesin bu çabaya destek olması lazım. Yetişmiş eleman

açığını karşılamaya çalışıyoruz. Bu açığı sizin ihtiyaçlarınıza göre eğitimle şekillendireceğiz. Bazı üniversiteleri buna bağladık ve böylece istihdam yapısı büyük bir dönüşüm sergileyecek. Ülkemizde her hanede fiber bulunması, 5G’nin en iyi ve verimli biçimde kullanılmasını sağlamak hedefimiz. Bu konuda yerli ve milli imkanlarla bir kulvar yarattık, operatörler ve şirketlerle 5G Türkiye Platformu kurduk. Akademik çalışmaları operatörler de destekliyor. Fiber ve 5G olmazsa olmazı EHABS projesi ile coğrafi bilgi tabanlı proje devam ediyor. Vatandaş yerli ve milli teknolojileri kullansın, bu katma değere ulaşsın. Siber güvenlik farkındalığını da artırdık. Bizler de sizler de fikirlerinizi teknoloji alanında tüm konularda paylaşım yapmaktayız. Bilişim Zirvesi ise paylaşım ve istişare adına çok önemli. Zirve yine geleceği bugüne taşıyor.”



24 DOSYA

BThaber

BİLİŞİM ZİRVESİ'18

10 - 16 ARALIK 2018

MAKİNELERE KARŞI DEĞİL, ONLARLA BİRLİKTE BİR YARIŞ!

Fjord Design and Innovation from Accenture Interactive Avrupa, Afrika, Latin Amerika Veri Tasarım Direktörü Connor Upton Fjord Design and Innovation from Accenture Interactive Avrupa, Afrika, Latin Amerika Veri Tasarım Direktörü Connor Upton, ‘Yapay Zekâyı Takım Arkadaşı Olarak Tasarlama (Designing AI as a Teammate)’ sunumuyla yapay zekanın (AI) gelişimi ve potansiyeline değindi. “İş problemlerinizde değişim ihtiyaçlarını anlamak için tasarım yapıyoruz. Bu amaçla küresel bazda stüdyolarımız var” diyen Connor Upton, eklemeden geçmedi: “Tasarım

inovasyonunda üç kriterimiz var ve Accenture ile birlikte çalışıp, sektörler arası veri analitiği, dijital ürünler ve servis ölçeklerinde ve stratejik bazda imkanlar buluyoruz.” Connor Upton, çoklu disiplinlerle inovasyon ve gelişen teknolojiler noktasında buluşmanın önemine işaret ederek, herkesin AI dünyasını anlama çabasını şöyle anlattı: “İnsan davranışını taklit edebilme yönüyle AI zaten hayatımızda var. Yani taklit etmek değil, elindeki verileri kullanmak söz konusu. AI geleneksel veri algoritmalarından çıkıyor ve sürekli gelişiyor, bundan sonra ne olacağı ise herkesin merakı. AI, beraberinde istenmeyen sonuçları da getirebiliyor. AI FOMO (Fear of Missing Out- yani gelişmeleri kaçırma korkusu) öne çıkan bir gerçek. Çünkü herkes veride en yüksek değere ulaşma çabasında. AI odaklı ürün ve hizmetler sonuçta ekonomik, politik ve sosyal karmaşa yaratıyor. AI içinde farklı şeyler var ve tasarım ekibi olarak AI yapısını insan terminolojisi ile yansıtmaya çalışıp, AI’deki fırsatları yakalamaya çalıştık. Görmek başlığında sensör ve bunların karması ve takibi mümkün. Okumak başlığında yaşlılar için artırılmış kullanıcı deneyimi, duymak başlığında dijital sinyal işlem ve sunduğu fırsatlar, dokunmak başlığında robotların AI ile tepeden tırnağa değişmesi öne çıkıyor ve

esnek, eğitilebilir ve uyumlu ‘cobots’ da bunun bir örneği. Sonuçta IoT ve analiz ile yapılabilecek önerilerin de kapsamı artıyor. AI yaratıcılıkta da değer katıyor. Ama insanlar bu teknolojilerin ne kadar güçlü olduğunu kabul etmek istemiyor. Otomasyonu ‘maliyet’ azaltımı olarak tanımlarız, ama katma değer ve yenilikleri de ortaya koyma gücü var. AI faydaları şöyle sıralanabilir. Birincisi ‘otomasyon ötesi’ ve burada insani engeller hala ön planda. AI öneri yapsa bile sizin altyapı buna uygun sorgusu yapılıyor. AI siber zorbalığa karşı önemli bir araç. İnsani yargılar ve

yorumlar da AI için katma değer sağlar. Bu nedenle yaşayan bir sistem söz konusu. İkincisi ‘işbirliği’ ve AI-insan buluşması için süreçler de buna uygun kurgulanmalı. Yarı insan yapılar kurmak, etkileşim ve süreç burada çok önemli. Üçüncüsü ‘ortak yaşam (symbiosis) yaratmak’ ve teknoloji oyuncuları ve bunların yetkinlikleri bu noktada çok önemli. İletişim, deneyim, uyum, etkili, spontan yapı da AI geliştirme ve işbirliği adına önem taşıyor. Sonuçta ekip oyuncularını tasarlayabiliyorsunuz. Bundan sonrası aslında AI’de makinelere karşı değil, makinelerle birlikte bir yarış.”

RPA VE YAPAY ZEKA BİRBİRİNİ DESTEKLİYOR

UiPath Türkiye Genel Müdürü Tansu Yeğen ‘Herkese Bir Robot’ başlıklı sunumuyla sahne alan UiPath Türkiye

Genel Müdürü Tansu Yeğen, bu temennisini şu sözlerle detaylandırdı: “Endüstri devrimi ile insan ve robot birlikte çalışıyor. Büyük veri ve bunun üzerinde yapay zeka işliyor. Ama dijital dönüşüm demekten de artık sıkıldık. Otomasyon ile sonuçları toplayıp kullanarak ülke olarak atılım yapılması lazım. RPA (Robotic process automation- robotik süreç otomasyonu) işte böyle ortaya çıkıyor ve bu başlığın gelişimi de inanılmaz. Öyle ki 3,3 milyar dolara doğru gidiyor. 100 kişilik şirket robot kullanıyor ve bunu hayata geçirmek de kolay. Çalışanlar için verim, karar alma süreçlerinde hız böylece mümkün ve UiPath de bu konuda küresel bir lider. Robotların yapabileceği çok iş var ve hepsini otomasyona geçirip, bunu izleyen 3 ay içinde yatırım geri dönüş de net biçimde görülebiliyor. Biz de kendi içimizde çalışmalar yapıyoruz ve

Google’ın en büyük yatırımı yaptığı nokta da zaten UiPath. Kurumsal yazılım sektörü çok hızlı büyüyor. UiPath olarak robotların öğrenme becerileri konusunda yeni ürün ve çözümlerimiz olacak. Sonuçta

kurumlar, ülkeler hızlanıyor ama RPA bu noktada yapay zekadan çok daha fazlası. Bu nedenle yapay zekayı tüm faydaları ile sunan RPA için gerekli adımlar atılmalı.”



26 DOSYA

BİLİŞİM ZİRVESİ'18

BThaber 10 - 16 ARALIK 2018

Türkiye’nin Teknoloji Kaptanları ödüllerini aldı

Türkiye’nin bilişim ve teknoloji alanında en deneyimli yayınlarından BThaber’in Bilişim Zirvesi’18 çatısı altında organize ettiği Teknoloji Kaptanları Ödülleri sahiplerini buldu. Akademik dünyadan ve STK’lardan 11 deneyimli ismin jüri üyeliğiyle belirlenen Teknoloji Kaptanları için 5000’in üzerinde halk oylaması yapıldı ve kazananlar 21 Kasım Çarşamba günü, Bilişim Zirvesi’18’de düzenlenen Teknoloji Kaptanları Ödül Töreni’nde açıklandı. Hem kamu hem de özel sektörden 14 değerli projenin finalist olarak

yarıştığı organizasyonda “Yılın Teknoloji Kaptanı” seçilen İstanbul Emniyet Müdürlüğü – İl Emniyet Müdürü Dr. Mustafa Çalışkan ayrıca “Yılın İnovasyon Projesi” ödülünün de sahibi oldu. Teknoloji Kaptanları

Ödülleri kapsamında “Yılın Dijital Dönüşüm Projesi” ödülünü Gebze Organize Sanayi Bölgesi’nden Teknoloji Müdürü Engin Işık alırken, “Yılın Maliyet İyileştirme Projesi” ödülü Panda Dondurmaları CIO’su Çağatay Sözer’in

oldu. “Yılın Müşteri ile Etkileşim Projesi” ödülüne Hannover Fairs Türkiye’den Bilgi Sistemleri ve Online Projeler Direktörü Cihan Keser layık görüldü. “Yılın Operasyonel Yetkinlik Projesi” ödülünü Otokoç Otomotiv CIO’su Dr. Erdal Kemikli kazandı.


GELECEĞE TAŞIYAN DİJİTAL ÇÖZÜMLER 13 yıl önce gelecek hedeflerimizi bu slogan ile belirledik. Bugün 20 ülkede 40.000’den fazla ekranı müşterilerimiz adına yönetiyoruz. Türkiye’nin ‘’digital signage’’ markasıyız!

Perakende Mağazacılık

0212 691 64 00 /sistem9

Gıda

Büyük İşletmeler

Oteller

Banka Şubeleri

Üretim Tesisleri

www.sistem9.com

/sistemDokuzMedya

/sistem-9-medya

/Sistem9Medya

/Sistem9

“Geleceğe Taşıyan Dijital Çözümler”


28 DOSYA

BİLİŞİM ZİRVESİ'18

BThaber 10 - 16 ARALIK 2018

Dijital liderler ile dijital şirketler… Çünkü dijital strateji, işi dijital olan şirketlerde çok daha rasyonel oturuyor ama tüm şirketler için dijital stratejiyi ana strateji olarak tarif etmek herhalde riskli olacaktır. Şirketlerde; doğru analiz edilemediği, dönüşüme ne kadar müsait olup olmadığının doğru tartılamadığı, bununla ilgili bileşenlerin dönüşüme hazır hale getirilmediği yerlerde, herhangi bir dönüşüm hikayesinin başarısızlıkla sonuçlanması büyük ihtimal.”

Bilişim Zirvesi kapsamında CDO Türkiye işbirliği ile dijital dönüşüm süreçleri ve bu süreçlerde teknoloji liderlerinin rollerinin tartışıldığı bir “Dijital Liderler ile Dijital Şirketler” oturumu da düzenlendi. CDO Türkiye İcra Kurulu Başkanı Bülent Kutlu’nun yönetiminde gerçekleştirilen oturuma konuşmacı olarak Yıldız Holding CDTO’su Adnan Metin, Alternatif Bank Genel Müdür Yardımcısı Esra Beyzadeoğlu ve Ford Otosan IT Direktörü ve CDO’su Hayriye Karadeniz katıldılar. Dijital dönüşümü, bir bebeğin yürüme sürecine benzeterek konuşmasına başlayan Bülent Kutlu, açılış konuşmasında şunları kaydetti: “Dijital dönüşüm hepimizin konuştuğu, son 3-4 yılda özellikle ülkemizde de hemen hemen her şirketin gündemine aldığı bir konu. Dijital dönüşümü hepimiz yapmak istiyoruz, bunun zorunluluğunu biliyoruz. Fakat doğru inandığımız şeyin de ne kadar zor olduğunu aslında buradaki bu işi yapanlar olarak sizler de gayet iyi biliyorsunuz. Bir bebeğin, her defasında düşmesine rağmen ayağa kalkıp yeniden yürümesine benzetiyorum dijital dönüşüm sürecini. Peki dijital dönüşüm yolculuğu da birçok zorlukları içinde barındıran sonsuz bir yolculuk. Bu yolculukta bunu içselleştirip bunu ruhumuzda tutmamız gerekiyor ki bunu başarabilelim. Kurbağanın yavaş yavaş ısınması gibi halen dijital dönüşüm konusunda harekete geçebilmiş değiliz. Bana göre daha başlamadı. Bazı yerlerde başladı ama birçok kişi daha hâlâ bu dünyayı tam benimsemiş değil. 2030 yılında dünyadaki tüm iş gücünün 850 milyon insanla yapılabileceği öngörülüyor. Yaklaşık 10 yıl sonra 8,5 milyar dünya nüfusu olacağını öngörürsek, onda birlik kesim bütün işi yapabilecek durumda. Bunun daha ilerisine gitmek

istemiyorum ama aslında biz ülke olarak bugün yaptıklarımızla karar vereceğiz. Bilgi toplumu olmaya mı karar vereceğiz, yoksa olmamaya mı? 2030’lardaki dünya çok iyi bir dünya olmayabilir. Tabi dijital dönüşümden bahsederken birçok güzelliklerden bahsediyoruz, her şeyin iyi olacağından bahsediyoruz. Günün sonunda birçok dijital dönüşüm çalışmasının başarısız olmasının faktörlerden bir tanesinin, müşteri odaklı bir süreç olduğunu şirketlerimiz yeni yeni kavramaya başladılar.” Dijital dönüşüm liderinde olması gereken özellikler “Gerek şirketlerin tepe yöneticilerin gerekse de şirketlerin operasyon ajandalarının zaten var. Ancak iş dönüşüme geldiğinde, her ne kadar kendi içlerinde bir dönüşüm ajandasına sahip olsalar da tepe yönetimin bunları derleyip toparlamakla ilgili zorluğu oluyor” diyen Adnan Metin ise şunları kaydetti “Dolayısıyla yönetimler, işin dönüşümünü konuşabileceği bu rollere daha net ihtiyaç duymaya başladı. Kanaatimce bu rolleri bir süre zaten CIO’lar veya farklı roller yerine getiriyordu ama isim değişikliği ihtiyacı da doğdu. Dijital dönüşüm ajandalarının şirketler tarafından daha perspektifle yayılmasına da destek oldu. Dijital dönüşüm liderlerinin özellikleri neler olmalı? Benim gözlemlediğim en temel şey iş bilgisi. O sektörle ilgili tecrübesi olmayabilir ama genel olarak bir iş tecrübesi olduğunu düşünüyorum. İkincisi iletişim. Hem altlarınızla hem üstlerinizle iletişime ihtiyaç var. Buna liderlik edecek roller genelde hedef olurlar ve yıpranırlar. Ve dolayısıyla bu zemini yönetebilmek için güçlü bir iletişim kısmına ihtiyaç var. Üçüncüsü teknoloji okuryazarlığı ve teknoloji okuryazarlığında süreklilik. Burada

trendlerimizden birisi, bu dijital trendleri dünyada ürettiğin faydanın buralara nasıl uyarlanabileceği, öngörülerin oluşması. Ama en önemlisi ki benim sonlara sakladığım ama en önemlisi de benim gözlemlediğim inovasyon ve risk alma yeteneği. Çünkü dönüşüm gündemi, kolay değil. Dolayısıyla inovasyon perspektifi yoksa, inovasyonu yaptıracak ekosistemle senkron değilse, bunun yürümesi çok mümkün değil. Belli yerlerde risk almak gerekiyor. Buralarda ortaya koyacağınız projelerin büyük bir kısmının fizibilitesi olmayabilir başlangıçta. Dolayısıyla bu riskleri de kontrollü bir şekilde alabilecek bir arka plana ihtiyacınız var. İş bilgisi dedik, iletişim dedik, inovasyon ve risk almadan bahsettik. Bunun dışında herhalde vizyoner olması ve stratejiye katkıda bulunması da bir o kadar kritik. Şirketlerde genelde dijital strateji konuşulmaya çalışılır ama genelde iş stratejisini tanımlayıp onunla uyumlu olacak bir dijital yön haritası oluşturmak herhalde en rasyoneli.

“Neyi, niçin yaptığınızı çok iyi anlatmanız gerekiyor” Oturumda daha sonra söz alan Esra Beyzadeoğlu da görüşlerini şöyle açıkladı: “Artık dijitalleşme, dijital dönüşüm, dijital liderlikten bahsediyoruz. Dijitalleşme biraz daha iş modelleri, çalışma yapılarını etkisine alan bir konuma yerleşti. Ben kendi adıma şöyle şanslıyım, bankamızda bana verilen görev, CIO rolünün dışında yani tüm teknolojiden sorumlu olmanın dışında, dijital bankacılık, tüm kanal yönetimi, CRM, süreç ekiplerini de kapsıyor. CRM ve müşteri analitiği, süreç yönetimi ve dijital bankacılık işlerinden sorumluyum. Bütünsel olarak dijital lider konumunda beni adreslemiş oldu kurumumuz. Bu tabi ne demek oluyor, bu aslında segment yönetimi, müşteri yönetiminden, bir arada olduğunuz, dijital modeller çerçevesinde oluşturduğunuz, her bir müşterinizin tek ve biricik olduğu yaklaşımlı bir yapıya gidiyor. Daha çok iş üreten, karlılıktan benzer şekilde sorumlu olan yapılara doğru gidiyor. Bunu adresleyen farklı isimlerle adresleyen kurumlar da var ama bizim sektör bu anlamda benim gibi rollerin şanslı olduğu yerler. Tüm bu süreçlerde insan faktörünü hiç unutmamak lazım, değişimi yapan da değiştirdiğiniz de değiştirdiğiniz şeyler sonucunda sunduklarımız da insan toplumu. Dolayısıyla, neyi, niçin yaptığınızı çok iyi anlatmanız

Devamı 30. Sayfada


Burgan Bank ve Experian, Tahsilat Sistemi ve Süreçlerini Güçlendirmek İçin Bir Araya Geldi Experian, Burgan Bank’ın tahsilat sistemi ve süreçlerini güçlendirmek üzere geliştirdiği yeni projesiyle, dijitalleşme ve stratejik tahsilatın önemini artırırken, daha otomatize bir yapı, esnek, dinamik ve verimli bir tahsilat süreci sunuyor. Experian Türkiye Operasyon Grubu Ülke Lideri Rıdvan Gülşen ve Burgan Bank Proje ve Test Yönetimi Ofisi Bölüm Başkanı Ragıp Özkan projenin detaylarını bizimle paylaştılar. Projeden genel hatlarıyla bahsedebilir misiniz? Rıdvan Gülşen: Burgan Bank’ın dijitalleşme sürecinde güvenilir bir iş ortağı olarak, başarılı bir şekilde hayata geçirdiğimiz projemizle stratejik ve operasyonel otomasyon yoluyla tahsilat rakamlarını yükseltirken müşteri deneyimini geliştirmeyi ve operasyonel maliyeti azaltmayı hedefledik. Aynı zamanda modern kullanıcı ara yüzüyle uyumlu daha verimli stratejiler tasarlamayı ve geri kazanım verimliliğini artırmayı amaçladık. Ragıp Özkan: 2014 yılından beri Experian ile proje çalışmaları gerçekleştiriyoruz. Bugüne kadar Experian’ın çeşitli ürün platformlarındaki altı projeyi birlikte yürüttük. Özellikle uluslararası standartlara hakimiyeti ve bu alandaki niteliği sayesinde, Experian ile proje yönetim süreçlerini risk, zaman ve iletişim yönetimi açısından başarılı bir şekilde gerçekleştirdik. Power Curve Collections (PCC) ürün ailesinin Burgan Bank sistemlerine entegre edildiği en son projede, planlamalar her iki kurum proje yöneticileri tarafından uyum içinde hazırlandı. Proje özelinde paydaşların verimli bir şekilde dahil edilmesiyle Burgan Bank’ın ürünü zamanında kullanması ve fayda elde etmesi sağlandı.

Tahsilat süreçlerinde en çok karşılaştığınız sorunlar neler? Bu projeyle sürece nasıl bir katma değer sağlıyorsunuz? Ragıp Özkan: Tahsilat süreçlerinde karşılaştığımız zorluk, müşteri ve piyasa riski haricinde uygulanan stratejilerin teknolojik olarak desteklenememesiydi. İhtiyaç duyulan teknoloji; esnek, pratik ve aksiyonlarla entegre edilmiş çözümler sunan bir yapıydı. Bu kapsamda Experian’ın Power Curve Collections çözümüyle stratejilerin uygulanması ve geliştirilmesi konusunda teknolojiden yararlanıp esnek ve dinamik bir tahsilat süreci oluşturmayı planlıyoruz. Ayrıca, zorlaşan piyasa koşullarında dinamik ve aktif tahsilat stratejileri geliştirebilmek, gecikmeye giren müşterilerin gecikmelerinin iyileştirilmesini sağlamak, tahsilat aksiyonlarını en doğru kanala yönlendirmek, dış kaynaklarla entegre çalışabilmek, operasyonel risklerden korunmak ve bunlara bağlı olarak verimlilik artışı sağlamak da diğer hedeflerimiz arasında yer alıyor. Rıdvan Gülşen: Teknolojinin gücünden yararlanarak kredi veren kurumların, gecikmeli müşterileriyle daha iyi anlaşmalar yapmasına ve zorluk çekmeden kredilerin geri ödenmesine yardımcı olmak en önemli amaçlarımız arasında yer alıyor. Experian, uluslararası yetkinliklerini yerel tecrübesiyle birleştirerek tahsilat yaşam döngüsünün bütününü karşılamak üzere; Analitik Çözümler, Stratejik Danışmanlık, Portföy Yönetimi Paketi, Strateji Optimizasyonu, PowerCurveTM Customer Management (Stratejik Tahsilat) ve PowerCurveTM Collections (Operasyonel Tahsilat) alanlarında

çözümler geliştiriyor. Experian’ın sunduğu katma değerli çözüm ve hizmetler sayesinde kurumlar, gelecekteki karlılıkları için müşteri kaybını azaltmak ve gelir akışını sürdürmek amacıyla sorunlu kredileri en aza indirebiliyor ve müşterileri hızla ödeme güçlüğünden kurtarabiliyor.

Dijital Dönüşüm ve Makine Öğrenmesi Ön Planda Proje kapsamında önümüzdeki dönem hedefleriniz neler? Rıdvan Gülşen: Makine Öğrenmesi (Machine Learning) ve veri odaklı tahmin analiziyle entegre çalışan modern tahsilat projelerini, geleneksel tahsilat yaklaşımlarıyla karşılaştırdığımızda gelişme beklediğimiz alanlar oldukça kapsamlı. Bunlar; iş dağılımını optimize ederek daha hızlı işlem süresi sağlamak, süreçlerdeki kısıtlamaları anlık olarak belirlemek, otomatik segmentasyon ve tahsilat aksiyonlarının yönlendirilmesiyle daha iyi kurtarma oranına ulaşmak, müşteriler hakkında daha fazla bilgi toplamak ve kredi tahsilatı için en etkin aksiyonları belirlemek olarak özetlenebilir. Ragıp Özkan: Burgan Bank dijital dönüşüm programına hızla devam ediyor. Bu kapsamda özellikle bankamız bünyesinde hizmet vermeye başlayan Dijital Bankacılık grubunun, kredi karar verme, izleme ve tahsilat süreçlerinde Experian’ın ürünleri sayesinde dijital dönüşüm entegrasyonu kolaylaştı. Ayrıca, bireysel bankacılık ve ticari bankacılık alanında gerçekleştirilecek dijital dönüşüm stratejik planlarında, Experian ürünlerinin entegrasyonu ve hizmet kalitesi oldukça önemli bir rol oynayacak.

advertorial

Experian ile Esnek ve Dinamik Bir Tahsilat Süreci Oluşturmayı Planlıyoruz

Experian Türkiye Operasyon Grubu Ülke Lideri Rıdvan Gülşen


30 DOSYA gerekiyor. Bunu yapan da etkilenen de insan. Ekiplerinizin bu anlamdaki motivasyonunu sağlamak da o açıdan çok çok önemli. Değişimi birlikte yapıyoruz çünkü. Çok yüksek teknolojiyi konuştuğumuz yerde bile her şeyin kalbinde insanı unutmamak gerektiği duruyor. Bir sürü zorluk yaşanıyor, iş hayatı kendi içinde doğal zorlukları barındıran bir yapıya sahip. Yönetim gruplarının bu anlamda inancı ve desteği çok nemli ama her şey bütçe demek değil. Evet, bir kriter, bir kısıt ama her şeyi gerçekleşen değil. Birlikte nereye koştuğunuzu bilmek ve stratejiyi doğru tasarlamak en önemli şey. Birlikte bir yerde sorun yaşarsanız, birlikte bunu göğüsleyebilme cesaretini de gösteriyorsunuz.” Müşteri odaklılık oluşmadığı anda yıkım geliyor! Dönüşümün içinde birçok belirsizliğin olduğunu belirten Hayriye Karadeniz ise görüşlerini şöyle açıkladı: “Teknolojinin olgunluk seviyesi de işin içinde yeterince ileri noktada değil. Biz daha önce nasıl yapıyorduk dönüşümü, teknoloji bağımsız oluyordu, şirketler de buna adapte oluyordu. O kadar hızlı geldi ki bu dönüşüm, henüz teknolojinin olgunluğunu göremiyoruz. O yüzden

BİLİŞİM ZİRVESİ'18

bizim sağduyulu, temkinli, akıllı ama bir taraftan da içinde başarma duygusunu ortaya koyarak doğru şeyleri seçiyor olmamız lazım. Yoksa burada ciddi riskler var. Her yapılanı taklit etmeye çalışan bir modelle bu işi yaparsanız, çok yanlış yerlere gidebilirsiniz. Bu tip panellerde çok ileri teknolojiyi, dönüşümü konuşurken, reel sektör çok da oyuncular arasında olmuyordu. Bankalar, telekom ya da teknoloji şirketleri vardı. Bizim buralarda olmamız önemli bir sinyal aslında. Benim şirketim de 60. yılını dolduracak, ana ortağımız 100 yılını geçmiş bir şirket. Alibaba gibi örneklere bakınca oyunun değiştiğini görüyorsunuz. Dünyada oyun değişince de sizin bu oyun içinde var olmanız gerekiyor. Bunun için de tekrar vizyonunuzu, geleceğinizi tasarlamanız önemli bir nokta. Bizim şirketin de dijital dönüşümü tek başına olmuş bir şey değil. Biz 2015 yılında zaten bütün şirket vizyonunu yeniledik. Büyük bir dönüşüm var, çok yeni oyuncular var. Müşterilerimize dokunmaya çalışan, araç içindeki zamanını alarak fırsat yaratmaya çalışan ya da bu dünyaya başka şekilde gelen yeni rakipler var. Pastanın bir bölümünden ciddi şekilde pay alan

ekipler var. Öyle olunca da biz vizyon olarak şunu hep beraber düşündük. Dijital dönüşüm işin bir parçası ama inovasyon, iş geliştirme, süreçlerin yeniden yalın ve dijital bir şekilde ele alınması gerekiyordu. Bu savaştaki önemli noktalardan bir tanesi de bu dönüşümü ve teknolojiyi iyi bir şekilde kurgulayabilmek. Mevcut iş süreçlerini dijitalleştirmekten öte insanın, müşterinin olduğu yepyeni bir geniş alanlara açılıp ve oralardan gelir elde etmeye giden farklı bir şey bu. O yüzden dijitalleşmeyi nasıl algıladığınız ve şirket içinde yaşadığınız zorluklar değişebilir. Bu bir süreç, çok hızlı sonuçlara ulaşmanız mümkün değil. Biz bu süreci farkındalıkla öğrenme olarak adlandırdık. Her iş birimindeki herkesin bunu öğrenmesi, farkına varması, risklerini görmesi, kritik noktaları ortaya koyması gerekiyor. Sonra bu farkındalığın üzerine deneme, yanılma ve doğru şeyleri seçme dönemi eklendi. Pek çok işin içinden gerçekten olması gerekenleri belirliyorsunuz. Bu olgunlaşma diyebileceğimiz bir süreç.

BThaber 10 - 16 ARALIK 2018

Artık riskleriniz belli, onlar üzerinde takımlar çalışıyorlar, belli sonuçlara ulaşmaya çalışıyorlar. Tabi en sonda da tüm bu çalışmaların sürdürülebilir modele dönmesi gerekiyor. Bu süreç, son dönemlerde oldukça önemli bir şeyi daha ortaya koydu. Müşterilerin satın aldıkları ya da beğendikleri hizmetler olduğunda, bizim ne sunduğumuzdan çok onların ne istediğine göre resim bir anda değişebiliyor. Hiç aklınıza gelmeyen şirketlerin bir anda dönmesi, doğru müşteri ihtiyacını bulup müşterinin gerçekten aradığı şeye derman olduğu için büyük bir değişim oldu. O yüzden şirketler artık müşteri odağını bence zaten deneyim olarak değiştirmesindeki en önemli fark o diye düşünüyorum. Müşterinin ne ihtiyacı var, o deneyiminde neyi farklılaştırmak istiyor ki ben orayı yakalarım diye bakıyor. Biz teknoloji falan diyoruz da teknoloji değil, müşteriye hitap edemiyorsanız, deneyimiyle ürünlerinizi ve hizmetlerinizi buluşturamıyorsanız yıkım o zaman geliyor.”



32 DOSYA

BThaber

BİLİŞİM ZİRVESİ'18

10 - 16 ARALIK 2018

5G treninin kaçmaması için gereken adımlar tartışıldı önemini bir kez daha vurgulayarak, ekosisteme dahil olmak isteyen firmalarımıza kapının açık olduğunu ve katkılarını beklediklerini ifade etti. Oturumlar, TÜBİTAK BİLGEM İş Geliştirme Başkan Yardımcısı Orhan Muratoğlu'nun ‘TÜBİTAK BİLGEM’de bugüne kadar Telco Alanında yapılan Yerlileştirme ve Millileştirme faaliyetleri' konu başlıklı konuşmasıyla devam etti. TÜBİTAK çatısı altında BİLGEM'in telekomünikasyon alanındaki çalışmaları, faaliyetleri ve yatırımlarının anlatıldığı konuşmada, geliştirilen tüm ürünler hakkında kısa bilgilendirmeler veren Muratoğlu, BTK, HTK ve diğer ilgili unsurlarla işbirliği ile hareket ederek değer yaratılmasının çok önemli olduğunu ifade etti. Bilişim Zirvesi'18'in ikinci gününde Beylerbeyi 2 Salonunda, Teknolojik Grup desteğiyle, HTK (Haberleşme Teknolojileri Kümelenmesi) ve BTK (Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu) katkı ve katılımlarıyla "Türkiye Yerli ve Milli Uçtan Uca 5G Teknolojisiyle 2020'de 'ALO' Diyor" konu başlığıyla 5G ve Kümelenme faaliyetlerinin konuşulduğu ve değerli bilgilerin

verildiği oturumlar gerçekleştirildi. Teknolojik Grup yöneticisi Aykut Seyrek'in program sunumuyla ve açılış konuşmasıyla başlayan oturumlarda daha sonra, HTK Yönetim Kurulu Başkanı Veli Murat Çelik, 'Türkiye'de Haberleşme ve Kümelenme' başlıklı bir sunum gerçekleştirdi. Veli Murat Çelik, Haberleşme Teknolojileri

Kümelenmesi'nin tanıtımını yaptığı konuşmasında, oluşumun faaliyet ve gelecek planları hakkında da bilgiler verdi. HTK'nin ülkedeki sektörel birliklere iyi bir örnek olduğunu ifade eden Çelik, çalışmaların başarıyla devam ettiğini ve ülkeye, sektöre ciddi katkılar sağlayacağını ifade etti. Daha sonra söz alan Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu Başkan Yardımcısı Gazali Çiçek de '5G için yerli ve milli ekosistemin oluşturulması' başlıklı bir sunum gerçekleştirdi. Ülkemizdeki 5G çalışmalarını değerlendiren Gazali Çiçek, bu çalışmaların artarak devam ettiğini belirtti. BTK'nın bu çalışmalarda aldığı rolleri ve gösterdiği katkılar hakkında bilgilendirmelerde bulunan Çiçek, bu ekosistemin oluşturulmasının

Oturumlar panelle son buldu Oturum kapsamında bir panel de gerçekleştirildi. 'Haberleşmede Yön ve Yerlileşme Çabaları' konulu panelin yönetimini BTK Teknik Düzenlemeler Daire Başkanı Ramazan Yılmaz yaptı. Telenity CEO'su İlhan Bağören, TEYDEB BİLTEG Koordinatörü Murat Güler, Altınbaş Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Oğuz Bayat, HTK Yönetim Kurulu Başkanı Veli Murat Çelik ve Ulak Haberleşme AŞ Genel Müdürü Dr. Metin Balcı'nın panelist olarak yer aldığı panelde, kurumlarının haberleşmedeki çalışmalarını ve katkılarını alttılar. Eksiklerin ve gidilmesi gereken yolların da masaya yatırıldığı panelde, 5G treninin kaçmaması için gereken adımlar üzerinde de durularak verimli bir bilgi paylaşımı gerçekleştirildi.



34 DOSYA

BThaber

BİLİŞİM ZİRVESİ'18

10 - 16 ARALIK 2018

Güvenliğe yeni nesil teknoloji desteği

Bilişim Zirvesi kapsamında gerçekleştirilen Akıllı Güvenlik Platformu oturumunda, siber güvenlik konusu tüm boyutlarıyla tartışıldı. Platformun ilk konuşmacısı olan Stellar Data Recovery CEO’su Sunil Chanda, BT ve veri güvenliğinin ihlal edilmesi dolayısıyla ortaya çıkan riskler ve bu konuda yapılması gereken çalışmalar hakkında bilgi verdi. Daha sonra söz alan Fordefence Adli Bilişim Laboratuvarı CEO’su Mustafa Sansar da adli bilişim politikaları hakkında bilgi verdiği sunumunda şunları kaydetti: Adli bilişimi kısaca, bir vakayla ilgili olarak dijital platformların hepsinden elde edilmiş veriler bütünü ve bu verilerden bu soruşturma veya kavuşturmaya yönelik veya o andaki incelemeye yönelik verilerin elde edilme yöntemleri olarak özetleyebiliriz. Bir kişinin gerçekten o suçun içinde olup olmadığı, o soruşturmanın bir noktasında olup olmadığını oradaki dijital delillerin incelenmesiyle öğrenebiliyoruz. Bir avukat bize gelip başvurdu. Dedi ki, ‘Çocuk istismarıyla ilgili bir vaka geldi. Bu vakanın dosyasını alıp almama konusunda tereddüt ediyoruz. Çünkü adam diyor ki ben hiçbir şekilde bir çocuk istismarına yönelik bir bilgisayardan video veya resim indirmedim, depolamadım, hiçbir işlem yapmadım.” Bilgisayarların adli kopyalarını ne yazık ki tam manasında almamışlardı. Sıkıntılardan biri buydu. Daha sonra bilirkişi arkadaşla görüştüğümüzde adil bilişimden çok da iyi anlamayan biri olduğunu, adliyelerde kullanılan yazılımın yöneticilerinden birisi olduğunu gördük. Biz de disklerin incelenmesinden sonra en azından çocuk istismarıyla ilgili olan bölümünde suçsuz olduğunu kanıtladık. Adli bilişim deyince akla ilk gelecek örneklerden birisi bu.

Birçok sektörde birçok yere gidiyoruz, örneğin veri hırsızlığı, e-posta okunması, saldırılarla alakalı şeyler olduğunda bu incelemeyi yapıyoruz. Uluslararası standartlarla bu kopyayı alıp gerçekten bu kişi bu suçun içinde mi diye bakıyoruz. Türkiye'de bilgisayar sistemlerine erişim, bilgisayar sabotajı, dolandırıcılık sahtecilik, yazılımların izinsiz kullanımı, şirket içi yolsuzluklar ve boşanma davalarında karşımıza çıkıyor. Enteresan şekilde artık boşanma davalarında dijital deliller önem arz etmeye başlıyor. Whatsapp veya Facebook konuşmaları, DM mesajlaşmaları, boşanma davalarında kullanılan deliller olarak karşımıza çıkıyor. Adli bilişim olarak baktığımızda dijital verilerin nerelerde olduğuna baktığımızda video görüntülerinde delilleri görebiliyoruz, fotoğraflarda, Ofis dosyalarında, çeşitli bilgisayar programlarında, şifreli dosyalarda delil görebiliyoruz.” Cihazdan Buluta Entegre Siber Güvenlik McAfee Türkiye Ülke Müdürü Hakan Uzun da sunumunda şu bilgileri verdi: “Bulut gerçek anlamda hayatımıza girene kadar 5 yıl bulut konuştuk. 5 yıl sonra hayatımızın içine girmeye başladı ve etkisi de çok hızlı ilerliyor. Artık her taraftan bilgi akıyor, eskisi gibi artık tablolarla bilgileri tutamıyorsunuz. Büyük veri diye bir şey artık hayatımıza girdi. Sadece iş hayatıyla ilgili değil, son kullanıcı tarafında da dijitalleşme hızlı ilerliyor. Çalışanlar artık belli bir lokasyona bağlı kalmadan çalışmalarını yürütebiliyor. Ama bu her zaman avantaj mıdır, bunu ayrıca konuşmak gerekiyor. Bulut da isteseniz de istemeseniz de gittikçe hayatınıza giriyor. Aslında ben buluta bulaşmak istemiyorum diyen birçok şirketin de ulaşmak istediği birçok çözüm bulut tabanlı çalışıyor. Artık, gerekli önlemler alınmazsa eskisine göre

altyapılara sızmak çok daha kolay. O kadar çok noktadan iletişime geçiliyor ki hackerların da ağınıza girme ihtimali de artıyor. Birçok firmaya baktığınızda en çok yatırımın güvenlik tarafında olduğunu görüyorsunuz. Oraya ne kadar yatırım yaparsanız yapın, savunmak her zaman çok daha zordur. O yüzden ciddi bir savaş var. Uzun zamandır acımasız bir saldırı devam ediyor. Eskiden gündelik hayat çok basitti, bir antivirüs veya firework ile birçok tehdidi önleyebiliyordunuz. Fakat şu an geldiğimiz dünyada antivirüsün yanında 30-40 tane alternatife ihtiyacınız var. Burada biz kurumumuzu savunurken, çok ciddi sorunlarımız var. Bir tanesi yeterli

yetişmiş güvenlik mühendisine sahip olmamamız. Dünyada negatif işsizlik olan alanlardan bir tanesi. Dünyada 1 milyon güvenlik mühendisi açığı var. Herkes, büyük ve farklı güvenlik sorunları olduğu için farklı çözümlere yöneliyor. Diğer taraftan ise artık saldırılar eskisi kadar basit değil, şu an çok daha tehlikeli saldırılarla karşı karşıya kalabiliyoruz. Daha yavaş, daha sinsi, daha farklı faktörlerden erişebilmesi mümkün. Birçok kurumun en büyük sorunlarından bir tanesi, var olan güvenlik zafiyetini bulmak. Bir atağın en hızlı şekilde keşfedilmesi şu an birinci öncelik. Bu yüzden tüm altyapımızı buna göre inşa etmemiz gerekiyor. Buna bir çözüm bulmak gerekiyor. Daha hızlı ama daha az çözümle şirketinizi korumanız mümkün. Tümleşik bir güvenlik ve bunların entegrasyonu ciddi anlamda etki ediyor. Beraber çalışmanın, buna bir çözüm olduğunu düşünüyoruz. Bütün çözümlerimiz bütünleşik ve birbiriyle anlık haberleşen çözümler. O yüzden tek tek çözüm konuşmak yerine o çözümlerin nasıl çalıştığıyla ilgilenmek gerekiyor. Birçok çözüm buluta taşınıyor. Cihazdan buluta kadar olan bütün katmanların güvenliği sağlanıyor. Biz diyoruz ki yapmış olduğunuz yatırımları atmayın, biz size ihtiyacınız olan çözüm noktasını sunalım. Kullanılan diğer tüm çözümleriniz McAfee çözümleri ile iletişimde olsun diyoruz. Hackerler farklı farklı kanallar kullanıyor. Birinde başarısız oluyor, diğerini deniyor. O sebepten diyoruz ki ‘Gelin birlikte çalışalım, kurumunuzda McAfee kullanmasanız bile bir tane McAfee çözümüyle tüm çözümlerinizin


Arzum, DELL EMC VxRail ile BT Altyapısını Modernize Etti Arzum, BT altyapı ihtiyaçları için yüksek verimlilik ve performans sunan DELL EMC VxRail hiper-bütünleşik çözümünü tercih etti. Genel Bakış Gereksinim:

Teknolojiyi tasarım ve yaratıcılık ile birleştirerek ortaya çıkardığı ürünlerle tüketicilerinin hayatlarını değiştirmeyi hedefleyen Arzum, yarım asırlık yolculuğunda küçük ev aletleri sektöründe Türkiye’de ilklere imza atarak sektöre yön vermiştir. Türk malı ilk ütüyü 1967 yılında, ilk mekanik süpürgeyi 1968 yılında, ilk mutfak robotunu 1991 yılında ve ilk elektrikli cezveyi 2003 yılında üreten Arzum, 2001 yılında sektörde 3 yıl garanti uygulamasını başlatarak sektörde garanti sürelerini uzatan ilk marka olmuştur. Arzum, ülkemizde altıncısı düzenlenen Superbrands Türkiye 2016'da 6.kez Türkiye’nin "Süper Markaları” arasında yer almıştır. Gıda hazırlama, pişirme ve kızartma, içecek hazırlama, temizlik, kişisel bakım ve ütü olmak üzere 6 ürün kategorisinde 250'den fazla ürünüyle yılda 3 milyondan fazla satış gerçekleştiren Arzum, dünyanın 30’a yakın ülkesinde 10 milyon eve ulaşarak, dünya markası olma yolunda emin adımlarla ilerlemektedir.

Yapmış olduğumuz araştırmalarda tüm BT altyapı ihtiyaçlarımız için yüksek verimlilik ve performans sunan Dell EMC VxRail hiper-bütünleşik çözümünü seçme kararı aldık. Arzum, yeni BT ihtiyaçları kapsamında tüm kaynakların konsolidasyonu ve tek arayüzden yönetimi, farklı kaynakların yönetiminin oluşturduğu operasyonel yükün azaltılması, iş sürekliliğinin sağlanması ve sistem odasının fiziksel kapasitesinin artırılması gibi temel hedeflerine, Dell EMC VxRail hiper-bütünleşik çözümünü tercih ederek ulaşmış oldu. Yeni BT altyapısında kullanılan Dell EMC VxRail E560 ürünleri ile BT organizasyonları için en kritik konular arasında var olan BT altyapısının bütünleştirilmesi ve modernize edilmesi üzerine yapılan çalışmalar başarı ile tamamlanmış ve projede amaçlanan adım ve hizmetlere başarı ile ulaşılmıştır. Teknoloji, verimlilik, fiyat ve performans çerçevesinden bakıldığında da BT altyapımız için uçtan uça bir çözüm imkanı sağlamış olduk.”

Çözüm:

Berat Ulualan Dell EMC Bütünleşik Sistemler Mimarı “Dell EMC VxRail ile daha basit, daha hızlı, daha az riskli mimarileri müşterilerimize sunmanın mutluluğunu yaşıyoruz. Müşterilerimiz, Dell EMC VxRail ile tek elden destek alabilirken, tek tıklama ile güncellemelerini kolaylıkla yapabiliyorlar. Müşterilerimiz, bu sayede katma değerli servisleri için daha çok vakit buluyor.”

- Teknik olarak çok profesyonel ve esnek bir yapıya sahip olan Dell EMC VxRail ürünü ile müşteri ortamında bulunan farklı tipte işyüklerinin tek bir sistem üzerinde çalıştırılması sağlandı. - Dell EMC VxRail ürününün sunmuş olduğu önbellek özelliği ile veri yazma ve okuma performansında artış gözlemlendi.

- Tek bir ürünle farklı platformların yönetimi, operasyonel anlamda hız ve yüksek verimlilik sağladı.

Ziya Mutafoğlu GlassHouse Satış Yöneticisi

“Arzum IT ekibi olarak sürekli değişen iş ihtiyaçlarımıza hızlı ve etkin bir şekilde çözüm bulabilme arayışı içerisindeydik. Operasyonel süreçlerimizi daha verimli bir şekilde yönetebilmek amacıyla mevcut altyapımızı geleneksel mimariden, hiper bütünleşik mimariye taşımaya karar verdik.

Avantaj:

- Tekilleştirme teknolojisi ile verilerin çok daha düşük kapasitelerde saklanmasına imkan sunuldu.

Turgay Uludağ Tech Data Dell EMC Satış Müdürü

Recep Çetin Arzum Bilgi Teknolojileri Müdürü

- GlassHouse tarafından gerçekleştirilen hiper-bütünleşik altyapı projesi öncesinde toplantılar ve detaylı analizler yapılarak Dell EMC VxRail çözümüne karar verildi.

“GlassHouse olarak hedefimiz, 15 yıllık deneyime sahip kadromuzla, müşterilerimizin verilerini ürettiği modern bilişim altyapılarını kurmak, iş sürekliliklerini sağlamak, verilerini yedeklemek ve bu altyapıları hizmet modeliyle de müşterilerimize sunmaktır. Müşterilerimizin bu ihtiyaçlarını en yüksek performans ile karşılayan Dell EMC VxRail hiper bütünleşik çözümünü de bu amaçla müşterilerimize sağlamaktayız.”

“Tech Data olarak dünya genelinde Dell EMC ürünlerinin satış ve dağıtımında yetkili distiribütör olarak faaliyet göstermekteyiz. Uzmanlıklarımızla kanal iş ortaklarımızın ve hizmet sundukları müşterilerinin doğru teknolojik alt yapıya sahip olmaları için birlikte çalışmaktayız. Tech Data olarak yatırımlarla hergün zenginleşen demo ürün parkımız, sertifikalı ve konusunda uzman teknik danışman kadrolarımız ile müşterilerin ihtiyaçları konusunda doğru kararı vermeleri, yeni teknolojileri deneyimlemeleri amacıyla çalışmaktayız. Tech Data olarak parçası olduğumuz projelerde iş ortaklarımızın ve müşterilerimizin memnuniyetini görmekten dolayı mutluyuz.”

- Kapasite anlamında büyüyebilir ve esnek bir ürün konumlandırılarak, yatırımın gelecek yıllardaki büyüme planlarına uyum sağlaması imkanlı bir hale geldi. - Planlı bir çalışma, detaylı analizler ve POC çalışmaları sonrasında kuruma BT altyapı yönetimi süreçlerinde katma değer sağlayacak bir proje çıkarıldı. Çözüm Bileşenleri: - 3 adet Dell EMC VxRail E560 - 2 adet Dell N4032F Switch

advertorial

1966’da yerli bir marka olarak doğan Arzum, 52 yıldır Türkiye’de hemen her eve girmiş ve başarısını kısa sürede uluslararası boyuta taşımıştır.

• Operasyonel yönetim yükünün azaltılması, • Sunucu ve depolama katmanlarının bütünleştirilmesi ve basitleştirilmesi, • Farklı katmanların tek noktadan yönetimi, • Günlük operasyonel işlerin azaltılması, • Herhangi bir bileşenin arızalanması durumunda iş açısından kritik uygulamalarda kesinti meydana gelmemesi, • Depolama katmanında IOPS performansının artırılması, • Tekilleştirme teknolojisi ile disk kapasite verimliliği sağlanması, • Kolay ve hızlı şekilde kapasite artırım imkanı sağlanması.


36 DOSYA

koordine çalışmasını sağlayabilirsiniz.’” Yeni Nesil Güvenlik Saldırılarına Karşı Öne Çıkan Teknolojiler Bilişim Zirvesi Dijital Akıllı Güvenlik Platformu’nda bir konuşma gerçekleştiren İşNet, Strateji ve İş Geliştirme Grup Müdürü Mehmet Kaya, yeni nesil güvenlik yaklaşımları ve bu konuda öne çıkan teknolojiler konusunda katılımcılara bilgi verdi. Siber güvenliğin son dönemlerde kurum ve şirketlerin en önemli gündem maddeleri arasında yer aldığını belirten Mehmet Kaya, şunları kaydetti: “IDC'nin araştırmalarına göre büyük kuruluşlar yılda ortalama 196 tane siber olayla karşılaşıyorlar. Daha küçük firmaları göz önünde bulundurduğunuzda bu atakları daha sık görüyoruz. KOBİ’ler kendilerine saldırı olmayacağı düşüncesinde. Mobilitenin arttı ve bu yüzden KOBİ’ler daha çok saldırı altında. Ulaştırma Bakanlığı'nın verilerine göre, Türkiye’de günde 200’ün üzerinde saldırı püskürtülüyor. Araştırmalara

BİLİŞİM ZİRVESİ'18

göre ortalama her bir sızma 381 bin dolar kayba neden oluyor. Kamu, en çok saldırı alan sektör. Bu saldırıların yüzde 99’u başarıyla savuşturulmuş. Eğlence sektörü de yüksek miktarda saldırı altında olmasına rağmen savuşturma oranı da oldukça yüksek. Sağlık ve konaklama sektöründe ise savuşturma oranlarının daha düşük olduğunu görüyoruz ve bu da endişe verici bir durum. Verilerimizin değeri artıyor. Bunlar kurumlarımızın ticari varlığını artırırken maddi kayıplara da neden oluyor. Bu nedenle bu verilerin güvenliğinin sağlanması lazım. KVKK gündemimize giren diğer önemli konulardan birisi. KVKK'yı biz aynı zamanda bir fırsat olarak görüyoruz. Şirketler ister dijital dönüşüm başlığı altında isterse KVKK anlamında, kişisel verilerini sınıflandırmalı. Artık bu sınıflandırılmış veriler şirketler için daha anlamlı hale gelecek. Şirketler yeni nesil iş modelleri çıkaracak. KVKK uyumluluğu kapsamında daha farklı modellere dönüşmesini bekliyoruz.

KVKK ne bir hukuk ne de teknik bir süreçtir. Hem politik hem ticari hem de hukuksal konuların beraber ele alınması gerekiyor. Şu ana kadarki çalışmalarımızda da bunu ele almış durumdayız. Herkesin bir siber güvenlik politikası olmasını şiddetle öneriyoruz. Genellikle kurumlar daha çok teknoloji yatırımı yaparak güvenlik konularını çözebileceğini düşünüyor. Öyle olmadığı gözüküyor. En büyük yatırımları yapıp en son teknolojileri alsanız bile çalışanların eğitimi çok önemli. Bu yüzden çalışan eğitiminin düzenli olarak yapılmasını şiddetle öneriyoruz. Güncel envanter çok önemli. Şirket ve kurumlara diyoruz ki ‘Düzenli olarak test edin, prova yapın, bu testler sonrası güncelleme ve iyileştirmeleri yapın.’ Bu alanlarda firmalardan destek alabilirsiniz. Admin yetkisi mümkün olduğunca kısıtlı tutulursa saldırganın erişebilme fırsatı azalmış olur. Türkiye'de DDoS atakları, genellikle büyük medya kuruluşları ve finansal kuruluşları hedef alıyor. Bu ataklara karşı bizim çok yetkin bir ekibimiz var. DDoS ataklarının artmasındaki temel sebeplerden birisi, mobil cihazlar. Uzun yıllardır

BThaber 10 - 16 ARALIK 2018

BT ekosisteminde, önemli veriler barındırıyor ama buna rağmen güvenlik açısından mobilite açısından yeterli hassasiyetin gösterildiği şüpheli. Kurumlar siber dayanıklılığı artırmak zorunda. Dış tehditlerden sonra ikinci tehdit ise iç tehditler. Kötü niyetli çalışanlar olabilir. Etkileri de büyük olabiliyor bunların. Bu nedenle iç tehditlerin göz ardı edilmemesi gerekiyor. Güvenlik ekiplerimiz her sene biraz daha iyileşiyor. Her sorunu daha hızlı tespit edebiliyorlar. Artık yeni nesil güvenlik mimarisinde standardın ötesine geçilmesi ve yapay zekâ gibi teknolojilerin kullanılması gerekiyor. Siber güvenlik eskiden reaktif şekilde çalışıyordu. Artık proakitf bir süreçteyiz. Bir problem olmadan önce düşünüp önlem almaya çalışıyoruz. Bizim akıl etmediğimiz ama olabilecek konuları düşünüp bunları engelleyecek çözümlerle de ilerlememiz gerekiyor. Karşılaştığımız en büyük sorun, yetişmiş insan kaynağının azlığı. Biz İşNet olarak gerekli sertifikalara sahip tek veri merkezinde müşterilerimize hizmet veriyoruz. Herhangi bir siber güvenlik durumu söz konusu olduğunda akıllara İşNet gelsin istiyoruz.



38 DOSYA

BThaber

BİLİŞİM ZİRVESİ'18

10 - 16 ARALIK 2018

Kurumsal Çözümler İle Dijital Dönüşüm çözümler yıllardır üzerinde yatırım yaptığımız ve meyvelerini aslında bu yıl almaya başladığımız alanlar oldu.” Aynı gemide oldukları için rakipleri ile benzer durumları yaşadıklarını belirten Tolga Gören de şu açıklamalarda bulundu: “Logo 34 yıllık bir firma. Bu sene çok zor geçti. Özellikle dövize bağlı dalgalanma herkesi uğraştırdı. Biz uzun zamandır TL üzerinden fiyatlama yaptığımız için ilk 9 ayda satış gelirlerimizi önceki yıla göre yüzde 25 artışla kapatmış durumundayız. Bunun yanında ilk 9 ayda 3 bin yeni müşterimiz Logo ailesine katılım gösterdi. Kamu kurumlarından artan ilgiyle karşılaştık. Aynı zamanda 2016 yılında satın aldığımız Romanya merkezli şirketimizin de gelirlerinde ciddi bir oranda artış oldu. Orada da yatırımlara devam ediyoruz. Hindistan pazarına girdik. Tabi ki mevcuttaki Endüstri 4.0 ile beraber gelen değişim bizleri de etkiliyor. Çok uzun zamandır Ar-Ge’ye yatırım yaptık. Bu çalışmaların da meyvelerini topluyoruz. Önümüzdeki dönem daha çok faydasını göreceğimizi düşünüyorum. Bu kriz dönemleri aynı zamanda fırsatların doğduğu zamanlardır. Biz de her türlü yeniliği sistemlerimize katmaya devam ediyoruz. Günümüzde teknoloji konusundaki farkındalık her geçen gün artıyor. Ama bu farkındalığın yeterli olmadığını düşünüyoruz. Her geçen gün yeni iş modelleri hayatımıza giriyor. Dolayısıyla işletmelerin geleneksel üretim ve tedarik süreçleri ile hayatta kalmaları çok mümkün görülmüyor. Logo’nun önümüzdeki dönem için iki tane önemli altyapı projesi var. Bunlardan birincisi Logo kendi platformunu geliştiriyor. İş yapış şekillerini birtakım servisler haline getireceğiz. Bunun önümüzdeki dönem için işletmelere kolay erişim sağlayacağını düşünüyoruz. Diğer projemiz de makine öğrenmesi üzerine. Burada da ERP'nin içindeki karar mekanizmalarına nasıl yerleştireceğimize yönelik çalışma C

M

Bilişim Zirvesi’nin ilk günü Kurumsal Dönüşüm Platformu işbirliği ile “Kurumsal Çözümler ile Dijital Dönüşüm” oturumu da gerçekleştirildi. Sunum ve panellerden oluşan oturumun açılış konuşmasını yapan Kurumsal Dönüşüm Platformu Koordinatörü M. Göker Sarp, Türkiye’de Dijital Dönüşüm ve Endüstri 4.0 başlıklı sunumunda şunları kaydetti: “Kurumsal Dönüşüm Platformu olarak bu sene 12 bin kişiye ulaştık. Kurumsal çözümler pazarında geçtiğimiz dönemlerde hızlı gelişmeler oldu. Şirket satın almalara, birleşmelere şahit olduk. Bu satın almalar sonucunda aslında yapılmak istenen pazara bütünleşik veya daha çevrimsel hizmet sunabilmek. Hep karşımıza çıkan ise değişime direnç oldu. İnsanlar, bilişimle birlikte karşısına değişimin de çıktığını görünce önce bu değişimin farkına varıyorlar, sonra algılamaya çalışıyorlar. Bu değişimi pozitif olarak algılarlarsa her şey daha iyi oluyor. Negatif algılandığında ise direnç ortaya çıkıyor. Bu kırılımı negatif olarak algılamama elimizde diye düşünüyorum. Türkiye olarak satranç kültürümüz yok ama tavla kültürümüz var. Bunun nedeni ise stratejiden çok şansa değer vermemizden kaynaklanıyor. KOBİ düzeyindeki firmalarının en önemli silah olarak gördükleri konuları içeren bir araştırmaya baktığımızda en güçlü silah olarak yüzde 53 ile finans gücü görülüyor. Bunu yüzde 23 ile insan kaynağı ve yüzde 16 ile de marka değeri izliyor. En düşük oranda ise yüzde 8 ile teknolojik altyapı yer alıyor. Yazılım satın alınırken ise en çok fiyata dikkat ediliyor. Bunun ardından ise yaygınlık, destek ve güven geliyor.” Daha sonra söz alan Dokuz Eylül Üniversitesi Bölgesel Kalkınma ve İşletme Bilimleri Araştırma ve Uygulama

Merkezi Müdürü Prof. Dr. Hilmi Yüksel ise sunumunda şu bilgileri verdi: “Ege bölgesindeki işletmelerin Endüstri 4.0’a farkındalığı için bir çalışma yaptık. Şirketlerin yüzde 31’inin dijital dönüşümle ilgili bir planlarının olmadığını gördük. Yüzde 47’si planlama aşamasında. Endüstri 4.0’dan en büyük beklenti ise verimlilik artışı olarak ortaya çıktı. Endüstri 4.0’ın uygulanmasında önemli engeller olarak işletme içindeki teknik beceri ve uzman eksikliği görülüyor. Endüstri 4.0 için herhangi bir kurumla iş birlikleri sorulduğunda yaklaşık 25 işletme bunun teknoloji sağlayıcılarla olacağını belirtmiştir. Endüstri 4.0 tamamıyla teknoloji ile ilgilidir ifadesine işletmeler büyük ölçüde katılıyor.” Türkiye ERP Pazarı ve Geleceği Kurumsal Dönüşüm Platformu oturumu kapsamında Türkiye ERP pazarı ve geleceği de bir panelde değerlendirildi. Gazeteci Fatih Sarı’nın moderatörlüğünde gerçekleştirilen panele konuşmacı olarak IAS Genel Müdürü Cüneyt Ömer Günaydın, Microsoft İş ve Üretkenlik Çözümleri Direktörü Ozan Öncel, CPM Genel Müdürü Serdar Öner ve Logo İcra Kurulu Üyesi Tolga Gören katıldı. Bu yıl sektöre geri dönüş yaptığını ve bazı zorluklarla karşılaştıklarını belirten Serdar Öner, “Tahsilat problemleri gibi bir sürü konuyla yüz yüze kaldım. CPM açısından baktığımızda ekonomik problemle başlayan süreçte biraz zorlandık. Herkes önünü görmek istedi. Şartların nereye gideceğini kestiremedikleri için bütçesi olan da olmayan da durdu. Mevcut müşterilerimizle çok yeni proje yaptık. Onlarla beraber çalışırken bu dönemi biz gelirler açısından baktığımızda mevcut müşterilerimizle yaptığımız

işlerle yaptık. Ar-Ge çalışmalarımızı hızlandırdık. Bilimsel metodolojiyle ya da bilimsel proje yaklaşımıyla iş yapmayı öğrendik. Gaza basacağımız dönem için gerekli altyapı çalışmalarımızı tamamladık” dedi. 2018 yılını değerlendirirken, çok olumlu bir tablo çizmeyen Cüneyt Ömer Günaydın ise şunları kaydetti: “Çok olumlu bir tablo yok maalesef. Dolayısıyla biz de bu olumsuz tablodan etkilendik. Bizim de en iyi yaptığımız yatırım şu oldu. Önümüzdeki yıllarda olası olumlu ya da olumsuz tablolara nasıl entegre oluruz konusunda çalışmalar yaptık.Bu konudaki planlarımızı hazırladık. Bunun sağladığı bir güveni de kazandık. Geçmiş yıllara göre daha az yeni proje kazandık ama ciro olarak yüzde 30-35 seviyesinde bir artışımız var. Satış rakamlarındaki bu artışın nedenleri, yaptığımız yılbaşındaki lisanslama modeli. Aynı zamanda yine sektörün çok önemsediği sektörel

Y

CM

MY

CY

CMY

K


Radore, internet servis sağlayıcıların tamamına rahatlıkla erişebildiği metro hattının üstündeki benzersiz konumuyla “doğal” operatör bağımsız veri merkezidir.

VERİ

KEZİ İLE ER AKLINDAKI SORULARI

İLİ İLG

M

BT profesyonelleri günün her anında zaman kaybı yaşamadan Radore’ye kolayca ulaşabilir. Tier III standartlarındaki tam yedekli altyapısı ile %99,99 uptime oranı sunabilen Radore, “yerel” veri merkezidir. İş dünyasının kalbinde, İstanbul’un merkezindedir.

İSTANBUL’UN MERKEZİNDEKİ

VERi MERKEZi

RADORE


40 DOSYA yapıyoruz. Aynı zamanda yakın dönemde özellikle yatay entegrasyon konusunda alt başlığında işletmelere daha fazla esneklik ve kabiliyet kazandıracağını düşünüyoruz.” Belirsizlik dönemlerinde şirketlerin maliyetlerini kontrol altına almalarının önlerini açacağını belirten Ozan Öncel de şu bilgileri verdi: “Benim Türkiye pazarı ile ilgili söyleyeceğim ekonomiden ziyade özellikle bulut tabanlı teknolojilerin gelişimi konusuna değinmek istiyorum. Yerel yazılımları destekleme, güvenlik gibi konuların yarattığı kafa karışıklığı dolayısıyla bu konu dünyada gelişirken biz de aynı oranda gelişme olmuyor. Yurtdışındaki şirketler çok hızlı ilerken bizim muhafazakâr kalıyor olmamız bizi gerçekten geri bıraktığını görüyoruz. Yerel yazılımı destekliyor olmak çeşitli alternatiflerin önünü kesmekle

BİLİŞİM ZİRVESİ'18

olmuyor. Türkiye'ye yatırım çekme konusunda, gündeme dahi girebilmek konusunda çok büyük zorluk çekiyoruz. Microsoft olarak çok ciddi dönüşüme girdik. Bütün ürünlerimizi iş yapışımızı değiştirdik. 365 platformuyla bir deneyim sunmaya çalışıyoruz. Burada iş uygulamalarının en temelinde yapay zekâ var. Ar-Ge bütçemiz 11 milyar doların üstünde. Buna ek olarak 5 milyar dolar daha yapay zekâya yatırım yapıyor olacağız.” Yazılım Varlık Yönetimi Kurumsal Dönüşüm Platformu’nun organize ettiği birinci panelin ardından düzenlenen “Yazılım Varlık Yönetimi” oturumuna ise Penta Teknoloji İş Geliştirme Sorumlusu Efe Yavuzer LC Waikiki BT Donanım ve Lisans Uzmanı Safter Yalçın Atay konuşmacı olarak katıldılar. Yazılım varlık yönetiminin

birçok yerde Excel dosyaları üzerinden takip edildiğini belirten Safter Yalçın Atay, artan döviz kurları, çoğalan yazılımlar ve yazılım teknolojilerinin değişmesinden dolayı artık bunun bir yönetiminin yapılması gerektiğine karar verdiklerini kaydetti. Efe Yavuzer’in, bu karar sonrası nasıl bir arayış içine girdiniz şeklindeki soruyu ise Atay, süreci şöyle anlattı: “İhtiyaçlarımızı belirlemek amacıyla bir araştırma yaptık. Belli kriterler oluşturduk, firmalarla görüştük, Yaklaşık 4-5 ay sürdü. Farklı departmanlarda çalışan yaklaşık 100 taneye yakın kullanıcı üzerinde çalışmalar yaptık. Seçmiş olduğumuz firma ise bize altyapının olarak nasıl olması gerektiği konusundaki taleplerini belirttiler. İki gün içinde de kurulumu gerçekleştirdik. Kullanım kolaylığı da çok önemliydi. Desteğin

BThaber 10 - 16 ARALIK 2018

nasıl verilmesi gerektiğini çok iyi bildiğim için karşımdaki firmadan da bunu bekledim. Ve firmadan da bunu gördük. Devamlı taleplerimiz oldu, isteklerimizi karşıladılar. Hala da ben ne zaman bir şey istesem en kısa sürede dönüş yapıyorlar.” e-Dönüşüm Uygulamaları ve Geleceği Son dönemin önemli gündem maddeleri arasında yer alan e-dönüşüm uygulamaları da zirve kapsamında konuşuldu. M. Göker Sarp’ın moderatörlüğünde gerçekleşen oturuma konuşmacı olarak eLogo Genel Müdürü Başak Kural, Uyumsoft, Genel Müdürü Hüseyin Şahin, Foriba CEO’su Koray Gültekin Bahar ve EDM İcra Kurulu Başkanı Özcan Ermiş katıldılar. Elektronik faturayla arşiv faturanın yükümlülüğünün beraberli olmasının gerekliliğinin altını çizen Özcan Ermiş, şunları kaydetti: “Benim hayatımın yüzde 80’i sahada geçiyor. Elektronik fatura bir eziyetti başlangıçta. E-arşiv faturaya geçince rahatlama oldu. E-fatura e-arşiv fatura beraber olmalı. Elektronik imza tarafında bence acele ediliyor. Onun da tek başına çıkması doğru değil. Serbest meslek makbuzunun bir an önce geçmesi lazım. Biz bunların bir an önce geçmesini istiyoruz. Avrupa pazarlarına baktığımızda, kuzey Avrupa buna çalışmış. Bir tane kâğıt gitti mi canı acıyor. Orada mükemmel duruma gelmiş. Ama güney Avrupa’ya bakıyorum, İtalya’ya bakıyorum bizim kadar büyük boyutta değiller. Bizim hem kamu hem de özel tarafta çok iyi ekiplerimiz var. Avrupa'da şunu yapmışlar. Kamu faturalarını elektronik ortama geçirmişler. Bizim de bunu yapmamız lazım. Hiç de korkulacak bir şey değil. Kamuda elektronik faturaya geçme gönüllülük esasına dayalı. Alanlar memnun gönderenler memnun. Kamunun önderlik yapması lazım. Biz İtalyan KOBİ’lerde ciddi anlamda işler yaptık. 500’ü aşan müşterimiz oldu. Çok büyük pazar. Türk firmaları olarak hepimiz Avrupa'ya gittiğimiz zaman iş yapabiliyoruz. Avrupa, Türkler için yazılım sektöründe, entegratörlük alanında iyi bir pazar.” eDönüşüm pazarının tam anlamıyla hareket görmesi için dünyada olduğu üzere Türkiye'de de regülasyonun büyümesi gerektiğini belirten Başak Kural, şunları kaydetti: “Bilindiği gibi 10 milyon TL üzeri ciro yapan firmaların elektronik fatura kesme zorunluluğu var. Bunun getirdiği bir avantaj da oldu. Bir sürü müşteriye hizmet veriyoruz. Konuya da biraz insan ve müşteri merkezli yaklaşıyoruz. Konuya sırf entegratörlük diye bakmıyoruz. Ülke için çok değerli ama buradan başlayan bir seri var. Kestiğiniz faturayı karşı tarafa göndermek, tahsilatı arttırmak, o tahsilatla ilgili mutabakatı yapmak. Dolayısıyla aslında dijital dönüşüm biraz sadece bir şeyleri elektronik ortama taşımanın ötesinde bunları anlamanın üzerinden



42 DOSYA

geçiyor. Müşteriyi merkeze alıp farklı sektörlerde entegratörlük çerçevesinde başka neler yaratabiliriz diye baktık. Dolayısıyla pazardaki büyümenin üzerinde bir büyüme gerçekleştirdik. Yurt dışında da operasyonlarımız var bizim. Bunların üzerinden bu hizmeti vermeye çalışıyoruz. Yasal dönüşüm süreçlerinde bütün hizmetleri barındırıyoruz. Yurt dışına açılmak adına hepimiz adına önemli fırsat.” “Bu sene yaklaşık 10 bin civarında şirket e-fatura kullanmaya başladı. 70 bin e-fatura kullanan şirket var. 72-75 bin civarında e-defter kullanan şirket var. Bu seneki regülasyon beklentimiz 2019’un Temmuz ayına ertelenmiş oldu. 2020 başına kadar Türkiye'deki pazarın adetsel olarak 4 katına çıkacağını bekliyoruz” diyen Koray Bahar yurtdışı açılımları konusunda ise şu bilgileri verdi: “Türkiye'de Maliye Bakanlığı, sektörümüzü oldukça eğitti. Türk

BİLİŞİM ZİRVESİ'18

şirketleri olarak buradan çıkıp İtalya’ya gittiğimizde, İtalya’daki Amerikan şirketinden çok daha iyi bu işi bildiğimizi gördük. Türkiye’deki mühendislerimiz gerçekten çok iyi. O yüzden de Türkiye'de üretip Avrupa’ya satmak hayal değil. Önceleri ‘Satsak satsak Ortadoğu’ya satarız’ diyorduk ama gördük ki ürünümüz o kadar iyi ki Avrupa’da iş yapmamak için hiçbir sebep yokmuş. Bu sene Avrupa'da bir adım attık. Ciromuzun yüzde 25’ini Avrupa'dan elde ediyoruz. Önümüzdeki sene ise bu oranı yüzde 40 seviyelerine çıkarmayı hedefliyoruz.” eDönüşümde kritik sürecin bulut ile başladığını belirten Hüseyin Şahin de pazardaki gelişmeler hakkında şu yorumlarda bulundu: “Bulut, esasen e-dönüşüm süreçlerinde dijital dönüşümün en temel sürükleyicisi. Yüksek derecede bir kâğıt ve zaman tasarrufu sağlıyor. Maliye Bakanlığı’nın kendi içinde aldığı karar

var. Daha doğrusu tüm bakanlıkların benzer çalışmaları var. Bunu hızlandıran bulut oldu. Şimdi bulutta her geçen gün biz de rakiplerimiz de bir şeyler yapma yarışındayız. Eskiden biz uygulamalarla işletmenin içindeki süreçleri kısaltmaya çalışıyorduk. Bulut ile işletmenin dışındaki süreçler kısaltılmaya çalışılıyor. Onlarca bulut servisini biz de arkadaşlarımız gibi bu yıl servise sunduk. En önemlisi bu servislerin geleceği açısından kendi bulut altyapılarımızı oluşturduk ve ciddi bir yatırım yaptık. O tarafta ciddi bir deneyimimiz oluştu. Gelecek yıllarda eko sistemimizle yani eskiden rekabet ettiğimiz şimdi ise ortak iş birliği yaptığımız bu yapıyı kullanacağımızı düşünüyorum.” ETK ve KVKK Uyumlu Elektronik İzin Toplama Panelin ardından söz alan ve kişisel verileri koruma kanunu kapsamında bir konuşma gerçekleştiren Figensoft CEO’su İsmail Bayraktar, “Bizim dünyamız mesaj dünyası. 15 yıldır bu işin içindeyiz. Türkiye'deki en eski toplu SMS firmasıyız. Türkiye dışında Azerbaycan, Gürcistan ve Kırgızıstan’da şubemiz var. Tüm dünyanın SMS’lerini göndermekteyiz. Türkiye'de hayatımıza yeni giren kanunlar çerçevesinde kurumlara daha çok SMS attırmak yerine hukuka uygun mesaj attırmaya çalışıyoruz” dedi. Endüstri 4.0 ve Akıllı Şirketlerin Yol Haritası Kurumsal Dönüşüm Platformu’nun organize ettiği bu oturumun son paneli ise Endüstri 4.0 ve Akıllı Şirketlerin Yol Haritası oldu. Milenyum Danışmanlık, Yalın Üretim Danışmanı Kenan Berkdemir’in yönettiği panele konuşmacı olarak Ali Aytekin - Antodis Genel Müdürü Ali Aytekin, Projesis Genel Müdürü Hasan Kemahlı ve İletişim Yazılım Genel Müdürü Tuncer Hatunoğlu katıldılar. Panelde ilk sözü alan Aytekin, şunları kaydetti: “Biz farklı alanlarda IoT tarafında dijital dönüşümün en önemli bacaklarından bir tanesini yapıyoruz. Farklı cihazlardan gelen verileri dijitalleştiriyoruz. Sonrasında bu verileri, kendi geliştirdiğimiz yerli ve yazılımlarımız ile büyük veriye işliyoruz ve farklı platformlarda saklıyoruz. Bu

BThaber 10 - 16 ARALIK 2018

veriler ERP sisteminden de geçiyor ve dolayısıyla sistemi uçtan uca birleştirmiş oluyoruz. Otonom araç üreticileriyle, bulut üreticileriyle beraber projeler geliştirmeler yapıyoruz. Aynı zamanda makina üreticileriyle beraber projeler, bunları beraber geliştiriyoruz. Bursa merkezli bir firma olduklarını belirten Tuncer Hatuoğlu da şunları kaydetti: “Bilgisayar sektörünün Türkiye içindeki gelişimi içinde sistem entegratörlüğü yaptık, yazılımlar geliştirdik. Yıllar sonra yaptığımız çalışmalarda aynı şeyi yapmaya başladığımızı fark ettik ve 2007 yılında bizim farklı bir yazılıma ihtiyacımız olduğunu hissettik. Buna da fabrika üretim sistemi dedik. Yazılımlarını yapmaya başladık. Eski müşterilerimizden bir iki tanesinde uygulamaya geçerken literatürü araştırdığımızda yaptığımız şeyin MES olduğunu fark ettik. Yaptığımız işler hep benzerdi aslında. Ta ki Almanlar Endüstri 4.0 diye bir programı ortaya çıkarana kadar. Biz yıllardır ne yaptığımızı anlatamadık ama Almanlar sayesinde biz de sahadaki müşterilerimize bunu anlatabilir olduk. Endüstri 4.0’ın temelini verimlilik projesi olarak görüyorum. Verimliliği arttırmak için projedir. Verimliliği konuşuyorsak önce verimliliği ölçebilmek gerekir. Yaptığım bir düzenleme benim verimliliğimi nereye getirir gibi soruların cevabı, fabrika içindeki MES sistemini kurmaktan geçiyor” Türkiye’de verimlilik oranlarının yükseltilmesi amacıyla çalışmalar gerçekleştirdiklerini belirten Hasan Kemahlı ise şunları kaydetti: “2005 yılında kurulduk ve MES üretiyoruz. Biz bu işe başlarken verimliliği artırmak üzerine yola çıktık. Çünkü dünya çapında üreticiyim diyebilmek için verimlilik seviyesinin yüzde 85’in üzerinde olması gerekiyor. Biz de bu rakam yüzde 55’ler seviyesinde. Bizim aslında üç bilim dalına dayanıyor yaptığımız iş. Elektronik, endüstri ve yazılım mühendisliği. Artık şirketimizde bizleri fersah fersah aşmış arkadaşlarımız var. Eğer bu oranı hep birlikte yüzde 85’lere çıkartabilirsek, ülkemizde yıllık 6 milyar avro kazandırmış oluruz ama bu sadece bizlerin de yapabileceği bir şey değil. Türkiye'de 10 bin firmanın böyle sistem kullanması lazım. Pazarın yüzde 95’i böyle ürün kullanmıyor.”



44

BThaber

BİLİŞİM DÜNYASI

10 - 16 ARALIK 2018

Mercedes’in teknoloji merkezi İstanbul Daimler’in Hindistan’ın ardından Türkiye’de açtığı, Almanya’dan Japonya’ya, 40’tan fazla ülkeye hizmet veren Daimler Küresel IT Çözümleri Merkezi, 5 yılda toplamda 4 milyon Avro’yu aşkın yatırım gerçekleştirdi.

Mercedes-Benz Türk’ün ana şirketi Daimler AG’nin, 2013 yılı sonunda küresel BT stratejisi kapsamında Türkiye’yi bilişim teknolojileri üslerinden biri olarak konumlamasıyla birlikte Hoşdere tesisinde açılan Küresel IT Çözümleri Merkezi 5’inci yaşını kutluyor. Almanya’dan Japonya’ya kadar 40’tan fazla ülkeye hizmet veren ve yaklaşık 300 kişiye istihdam sağlayan Küresel IT Çözümleri Merkezi, kurulduğu günden bugüne büyük çapta organizasyonel büyüme ve başarı elde etti. Merkezin 5’inci yıl kutlamaları vesilesiyle düzenlenen toplantıda Mercedes-Benz Türk İcra Kurulu Başkanı Süer Sülün, Daimler IT Ortak Çözümler ve Servisler Direktörü Christoph Röger ve Mercedes-Benz Türk’ün Daimler Küresel IT Çözümleri Merkezi Direktörü Özlem Vidin Engindeniz bir araya geldiler. Türkiye’den dünyaya teknoloji uzmanlığı ihracı Daimler ağı kapsamında Mercedes-Benz Türk’ün önemine değinen MercedesBenz Türk İcra Kurulu Başkanı Süer Sülün; “2013 yılından

bu yana toplam 4 milyon Avro’yu aşan yatırımla Daimler’in devreye aldığı Küresel IT Çözümler Merkezi sayesinde Türkiye’den tüm dünyaya bilişim teknolojileri ve uzmanlığı ihracatı gerçekleştiriyoruz. Sadece bu merkez sayesinde 25 milyon Avro’luk mühendislik ihracatı kaydettik. Dijitalleşen dünyada şirketlerin iş yapma yöntemleri değişiyor. Günümüzde otomotiv sektörünün en değerli kaynakları arasında veri toplamak ve bunun analizini doğru yapmak bulunuyor. Daimler’in dijital dönüşümünde merkezimize çok değerli görevler verildi ve her geçen gün edindiğimiz başarılarla yenilerini üstlenmeye devam ediyoruz. Şirketimizin 51 yıllık geçmişinde, çağımızın değişen ihtiyaçlarına ayak uyduran yatırımlarımızdan biri olan bu merkez sayesinde Türkiye’den tüm dünyaya hizmet sunan bir merkez oluşturduk. Dünyanın birçok ülkesine teknolojik çözümlerin Türkiye’de üretilebiliyor olması, sadece MercedesBenz Türk için değil ülkemiz adına gurur verici bir tablodur” diye konuştu.

Dünya çapında bir organizasyona dönüşüm Daimler Küresel IT Çözümleri Merkezi Direktörü Özlem Vidin Engindeniz; “Türkiye, ana şirketimiz Daimler için önemli ve büyüyen bir pazar konumunda. Daimler’in Hindistan’ın ardından dünyada 2’nci olarak, 2013 yılı sonunda kurduğu Mercedes-Benz Türk Küresel IT Çözümleri Merkezi’nin İstanbul’da açılması bunun

en büyük örneklerinden biri. Merkezimizde BT alanındaki uzmanlık bilgimizi yine kendi şirketimize uluslararası destek olarak aktarıyoruz. Bugün dünya genelinde 40’tan fazla ülkeye hizmet veriyor ve başarılı projeler hayata geçiriyoruz. Merkezimizi daha da geliştirerek yeteneklerimizin, teknik bilgi ve birikimlerimizin farklı kültürlerle harmanlandığı, güçlü ve uluslararası ekiplerin yer aldığı dünya çapında bir organizasyona dönüştürmek için emin adımlarla ilerliyoruz” şeklinde konuştu. Türkiye’ye duyulan güven Daimler IT Ortak Çözümler ve Servisler Direktörü Christoph Röger toplantı esnasında yaptığı konuşmada; “Daimler AG olarak, yolcu ve yük ulaşım çözümlerinde müşterilerimize sadece ürünler değil, aynı zamanda bir ekosistem sunmayı hedefliyoruz. Bu sebeple ürün ve dijital alanda ‘CASE’

(Connected, Autonomous, Shared Services, Electric; bağlanılabilirlik, otonom sürüş, paylaşılan hizmetler ve elektrikli araçlar) adı altında stratejilerimizi yeniledik. Bu kapsamda verinin kullanımı ve bilişim teknolojileri yatırımlarının önemi çok daha artıyor. Şirketimiz, Küresel IT Çözümleri Merkezlerimiz sayesinde çok daha güçlü ve küresel bir BT yapısına sahip oluyor. Bu önemli yatırımı İstanbul’da gerçekleştirerek, Türkiye’nin kaliteli iş gücü potansiyeline duyduğumuz güveni bir kez daha kanıtladığımıza inanıyoruz. Bu kapsamda önümüzdeki dönemde projelerimizi, başarılarımızı ve bu vesileyle istihdama olan katkımızı artırarak devam ettirmeyi planlıyoruz. Bugün geldiğimiz noktada Türkiye’deki Merkezimizi üstün başarılarından ötürü tebrik ediyorum” dedi.

HACK.ISTANBUL ile geleceğin mobilite çözümleri için sınırlar zorlandı

Mercedes-Benz Türk, inovasyon ve yaratıcılığa verdiği değeri 1-2 Aralık tarihleri arasında düzenlediği ilk hackathon olan “HACK. ISTANBUL” ile gözler önüne serdi. Türkiye’nin potansiyeline inanarak, geleceğe gidilen yolculukta toplumla beraber yürümenin ve birlikte yenilikleri geliştirmenin gücüne inanan şirket, düzenlediği hackathon konusunu ‘Discover the Future of Mobility’ olarak belirledi. 30 Kasım akşamında buluşan katılımcılar, takip eden iki gün boyunca 24 saat aralıksız olarak

geleceğin mobilite çözümlerine odaklandılar. Toplam 1.300 başvuru alınan “HACK. ISTANBUL”da 13 takımdan oluşan 55 kişi yarıştı. Yeni bir çağın başladığı otomotiv endüstrisinde Daimler’in gelecek stratejisine yönelik çalışmalar; bağlanılabilirlik, otonom sürüş, paylaşılan hizmetler ve elektrikli araçlar “HACK. ISTANBUL”a ilham kaynağı oldu. Yarışmada ilk 3’e girenlere toplamda 37.500 TL’lik para ödülüne ek olarak takım üyelerinin her birine Ruspberry B Plus hediye edildi. Ayrıca, birinci olan takım Stuttgart’taki Mercedes-Benz Müzesi ve Daimler A.G. Sindelfingen Fabrikası’na gitme şansını yakaladı. HACK.ISTANBUL’un ödül töreni, Küresel IT Merkezi’nin 5’inci yıl kutlamasında gerçekleştirildi. Yarışmada dereceye girenlere ödülleri Süer Sülün, Christoph Röger, Özlem Vidin Engindeniz ve Mercedes-Benz Türk İnsan Kaynakları Direktörü Betül Çorbacıoğlu Yaprak tarafından takdim edildi.

Yeni yıl bütçelerinde yapay zekanın gücü hakim Yapay zeka, makine öğrenmesi gibi yenilikler şirketlere finansal öngörüler sağlayarak, bütçeleme için yeni bir kılavuz oluşturuyor. Sürdürülebilir başarı yakalamak isteyen tüm firmaların bütçelerini bu şekilde kurguladıklarını belirten Ereteam CEO’su Kutlay Şimşek, “Büyük veriyi analiz edip sonuçlarını finansal

öngörüler eşliğinde stratejiye dönüştürebilen şirketler bütçelerini çok daha etkili yönetebiliyor” yorumunu yaptı ve şöyle devam etti: “Bütçeleme sistemleri; ekonomiyle birlikte yaşayan, gelişen, büyüyen, kimi zaman da güncelliğini yitiren yapılar. Geleneksel bütçeleme

yöntemleri artık geçerliliğini yitirdi. Analitik ve istatistik yöntemler ise kurumların her kararlarında kullanabileceği enstrümanların başında. Bütçelerin dayandırıldığı parametreler sadece belirli ekonomik göstergeler olmaktan çıktı. Artık daha kapsamlı ve ileri analizlerle oluşan,

pazarın öngörülmesi, finansal tahminlemeler, rakip analizleri, müşteri deneyimlerinin doğru takibi gibi fark yaratan yeni nesil kriterler önemli. Bu da büyük veriye güvenin referansı. Şirketler artık geçici bir büyüme ve dönemsel bir kârlılık arayışından çok, düzenli ve rasyonel bir büyüme hedefiyle stratejilerini

kurguluyor. Dolayısıyla bütçe süreçleri de en doğru adımları en doğru yaklaşımlarla atmayı amaçlayacak şekilde kurgulanıyor. Bu hedefte, ellerinde yapay zeka destekli, akıllı araçların ve altyapıların olması da öngörülebilirliği arttırarak şirketlerin verimliliğini en üst noktaya taşıyor.”



46

BThaber

BİLİŞİM DÜNYASI

10 - 16 ARALIK 2018

Halka açık şirketlerde kadın yönetim kurulu üyesi oranı arttı Kurumsal Yönetim Forumu, 2012 yılından beri yönetim kurulları ile ilgili verileri toplayıp raporluyor. Yönetim kurulunda yer alan direktörler, profesyonel ve kontrol eden ailelerle ilişkili sınıflandırılıyor ve böylece profesyonel kadınların cam tavan etkisini kırabilme olasılığının takip edilmesi amaçlanıyor. Raporda BIST’e kayıtlı 403 şirket üzerinde yapılan çalışmada öne çıkan sonuçlar şöyle:

• • Sabancı Üniversitesi Kurumsal Yönetim Forumu tarafından 6’ıncı kez düzenlenen Türkiye Kadın Direktörler Konferansı, 27 Kasım’da “Yönetim Kurullarında ve İşte Dönüşüm” başlığıyla, Zorlu Holding ve Zorlu PSM’nin sponsorluğunda gerçekleşti. ‘Türkiye’de Yönetim Kurullarında Kadın 2018 Raporu’nun da açıklandığı konferansta, “Kadınlarla Güçlendirilmiş Yönetim Kurulu” ödülleri sahiplerini buldu. Doğuş Otomotiv, Ford Otomotiv, Tat Gıda, TAV Havalimanları Holding ve Tekfen Holding ödül alan kurumlar oldu. Konferansın açılış konuşmasını yapan Sabancı Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Şirin Tekinay, “Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma

Hedefleri’nden birinin cinsiyet eşitliği olduğunu göz önüne alarak iş gücündeki kadın katılımını sağlamanın yolu, üst yönetimde, karar merciinde kadınların olmasından geçiyor" dedi. AFFECT (American Female Finance Committee of the American Finance Association – Amerikan Finans Birliği Kadın Finans Komitesi) Başkanı ve University of Oxford, Saïd Business School Öğretim Üyesi Renee Adams ise konuşmasında yönetim kurullarında cinsiyet eşitliği politikalarını değerlendirdi. Sabancı Üniversitesi Kurumsal Yönetim Forumu Direktörü Melsa Ararat da “Türkiye’de Yönetim Kurullarında Kadın 2018” raporunu sundu. Sabancı Üniversitesi

2018 yılında yapılan pay sahipleri genel kurullarında 403 şirketin yönetim kurullarına 2 bin 768 direktör atandı. Bu direktörlerin 817’si şirketler tarafından bağımsız yönetim kurulu üyesi olarak beyan edildi. Bağımsızların oranı ise son yıllardan farklılık göstermeyerek, yaklaşık olarak yasaların öngördüğü oran olan yüzde 30’da kaldı. Tüm BIST şirketleri içinde 159 şirket, BIST-100 içindeyse 34 şirket hala tamamı erkeklerden oluşan kurullar tarafından yönetiliyor. 20122018 arasında yönetim kurullarında en az bir kadın üyesi olan şirketlerin oranında ise yavaş bir değişim gerçekleşti. Buna göre, 2018’de yönetim

kurularının tamamı erkek olan şirketlerin oranı ilk kez yüzde 40’ın altına düştü. 2017’de BIST yönetim kurullarına 421 kadın üye seçildi. 2018 yılında BIST yönetim kurullarına seçilen 421 kadın üyeden 222’si (%53) icracı olmayan, ancak bağımsız olmayan üye, 131’i (%31) bağımsız üye, sadece 68’i (%16) icracı üye oldu. 2018 yılında BIST Yönetim Kurullarında yer alan kadınların oranı yüzde 13,9’dan yüzde 15,2’ye çıkarak yüzde 9,4 arttı. BIST-100 şirketlerindeki artış oranı ise yüzde 7,6 ile geride kaldı. Ama bu artış oranları, 2012’den bu yana kaydedilen en yüksek artış oranları da oldu. Yüzde 30 Kulübü Türkiye kampanyası; BIST-100 şirketlerine odaklanmış ve bağımsız üyelerin seçiminde kadınlara ağırlık verilmesini önermişti. Bu odaklanmanın sonucunda BIST-100 şirketlerinde bağımsızlar arasında kadın üye oranı yüzde 8,4’ten yüzde 16,6’ya çıkarak yüzde 98 arttı. Bu artış tüm BİST şirketleri için de yüzde 32,2 oldu. 2012’den itibaren kadın üyeler arasında şirketin hâkim pay sahibi ailelerin

üyeleri giderek azalırken, profesyonel kadın oranı ise arttı. 2018’de 421 kadının yüzde 45,6’sı hâkim pay sahibi ailelerin üyeleri arasından seçildi. Cam tavanı kırarak yönetim kurullarına seçilen 230 kadın ise BIST şirketleri yönetim kurulu üyeliklerinin sadece yüzde 8,3’ünü oluşturdu. Bu da 2012’deki yüzde 5,1 oranına kıyasla yüzde 63 artış. SPK’nın önerdiği minimum kadın üye oranı olan yüzde 25’i yakalayan 105 şirket tüm şirketlerin de sadece yüzde 26’sı. En az 3 kadın üyesi olan 42 şirket, tüm şirketlerin sadece yüzde 10,4’ünü oluşturdu. 361 şirket ise toplumsal cinsiyet çeşitliliğinin etkin fayda sağlayacağı bu eşiği aşabilmiş değil. Sonuçta kadın üye oranlarındaki artış başlangıç oranı çok düşük olduğu için tatmin edici değil. İcracı kadın üye oranlarındaki azalma ise altyapısal sorunlara işaret etmekte. BIST-100 şirketlerindeki bağımsızlar arasında kadın üye oranındaki artış ise hedef koymanın, odaklanmanın ve akran baskısının işe yaradığını gösteriyor.

Z kuşağı ofise geliyor! İş hayatına girişleri ile işletmeleri dijital çağa yakınlaştıran Z kuşağı, teknoloji odaklı düşünce yapısı geliştirirken, iş dünyasındaki beş nesil arasındaki mesafeyi oldukça genişletiyor. Dell Technologies’in gerçekleştirdiği küresel araştırmaya göre, 1996 yılından sonra doğan ve Y kuşağının ardından gelen Z kuşağı, evrensel teknoloji anlayışı ile beraber teknolojinin çalışma ve yaşama biçimlerini dönüştürme potansiyelinin de farkında. Türkiye’nin de dahil olduğu 17 ülkedeki 12 binden fazla lise ve üniversite öğrencisi arasında yapılan anket, daha genç neslin teknoloji ve geleceğin

meslekleri konusundaki bakış açısını ortaya koyuyor. Buna göre, ankete katılanların yüzde 98’i teknolojiyi, resmi eğitimlerinin bir parçası olarak kullanıyor. Yüzde 91’i bir işveren tarafından sunulan teknolojinin, benzer iş teklifleri arasında yapacakları tercihte etkin bir rol oynadığını söylüyor. Yüzde 80’i son teknolojiyi kullanarak çalışmak istiyor, yüzde 38’i BT kariyerlerine ilgi duyuyor, yüzde 39’u ise siber güvenlik alanında çalışmak isterken, yüzde 46’sı da teknolojiyi araştırmak ve geliştirmek istiyor. Yüzde 80’lik bölüm de teknolojinin ve otomasyonun önyargıları ve ayrımcılığı önleyerek, daha

eşit koşullara sahip çalışma ortamı yaratacağına inanıyor. Katılımcıların yüzde 89’u insan-makine ortaklıklarına dayalı bir çağa girmekte olduğumuzu düşünürken, yüzde 51’i insanların ve makinelerin entegre ekipler olarak çalışacağına inanıyor, yüzde 38’i de makineleri insanların gerektiği şekilde kullanması için tasarlanan araçlar olarak görüyor. Z kuşağının büyük bir kısmı teknik yeterliliklerine güven duysa da işverenlerin aradığı sosyal becerilere ve deneyime sahip olmadığından endişe ediyor. Anket katılımcılarının yüzde 73’ü teknoloji okuryazarlıklarını iyi ya da ileri düzey olarak değerlendiriyor.

Yüzde 68'i ise ortalamanın üstünde kodlama becerilerine sahip olduğunu söylüyor. Ankete katılanların yüzde 77'si teknoloji deneyimi daha az olan eski bir çalışana danışmanlık yapma konusunda istekli. Ama hemen hemen tüm yeni mezunlar (%94) gelecekteki çalışma hayatları konusunda endişeler de yaşıyor. Bunların yaklaşık yarısı (%57) eğitimlerinin, onları kariyerlerine hazırlamada iyi veya mükemmel bir rol oynadığını düşünüyor. Yüzde 52’si ise işverenlerin istediği teknik becerilere sahip olduğundan emin, ama teknoloji dışındaki beceriler konusunda kendine güvenmeyebiliyor.

Öte yandan, üst düzey profesyoneller de geri kaldıkları ve gelecekte liderlik rollerinin büyük bir kısmının dijital nesil tarafından doldurulacağı konusunda endişeli. Tamamlayıcı becerilere sahip ve birimler arası çalışan ekipler, bilgi alışverişi ve sorun çözme konusunda yeni bir yaklaşımı teşvik edebilir. Stajlar, rotasyon programları ve diğer erken kariyer geliştirme fırsatları, genç profesyonellerin deneyim kazanmasına ve yaptıkları işte sosyal beceriler geliştirmesine imkan sağlayabilir. Bunun yanında, ters yönlü mentorluk programları da bir kuruluştaki teknik yeterlilikleri Z kuşağının desteğiyle geliştirebilir.



Kamu kurumlarında Internet çıkmazı • Kamu kurum ve kuruluşlarının ge­ rek Internet'e bağlanmaları gerekse In­ ternet üzerinde sayfalar oluşturmaları konusunda bir karmaşa yaşanıyor. Siya­ si otoritenin Internet konusuna sahip çıkmaması, bu konuda henüz bir hedef ve program belirlememiş olması nede­ niyle Internet'te de her kurum tam an­ lamıyla kendi başının çaresine bakma­ ya çalışıyor. Kendi olanaklarıyla Web sayfalarını yapıyor.

• Internet'e bağlı olan ve bu ağ üze­ rinden kullanıcılara kendi kurumuyla ilgili bilgi sunmaya çalışan resmi ku­ rum sayısı yaklaşık 40. Bunlar arasında TURNET ihalesini yapan ve Internet'ten para kazanmayı hedefleyen Türk Tele­ kom A.Ş. henüz yok. TT'nin kurum olarak bağlantı için çalışmalarını sür­ dürdüğü öğrenildi. Bazı kamu kuruluş­ larının sayfalarına ise mesai saatleri dı­ şında erişemiyorsunuz.

• Kamu kurumları tarafından hazırla­ nan sayfaların içeriği ve içeriğin eksik­ liği de tartışılan bir diğer konu. Örne­ ğin Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin sayfalarında eski cumhurbaşkanları, başbakanlar ve meclis başkanlarının fotoğraflarını bulabiliyorsunuz ama katılımcı demokrasiye işlerlik kazan­ dıracak olan yasa tasarılan bu sayfalar­ da yer almıyor.

yeni kimliği: Küresel

Bir grup inançlı insanın çabasıy­

Verimlilik'

la artık devlet, malvarlığından ha­ berdar olacak. 1994 yılında başlatıl­

şirketi Yazılım

masına karar verilen Milli Emlak Otomasyon Projesi'nde; Milli Em­

şirketi

lak Genel Müdürlüğü Bilgi İşlem

kimliğini, verimlilik şirketi olarak değiştirme ka­

Merkezi, Emek Uygulama Geliştir­

ran olan Logo, bu amaçla kendi bünyesinde 'Bi­ Öte yandan açacağı Almanya ofisi ve projesini • üstlendiği çokuluslu bir Amerikan şirketi ile de dünya pazarına girmeye hazırlanıyor. Logo tüm

• Öğretmen merkezli eğitimden öğrenci merkezli eğitime

(Sayfa 4) • 1996, Silicon Graphics için

atılım yılı oldu

(Sayfa 10)

Data Yatırım 24 ile Anadolu yatırımcılarına kolaylık

Emlak Daire Başkanlığı ve Kırıkka­

Data Yatınm 24 ile, Türkiye'nin

le Defterdarlığı Milli Emlak Müdür-

neresinde olursanız olun, İstanbul

lüğü'nün

Menkul Kıymetler Borsası'na ulaşa­

otomasyon

çalışmaları

tamamlandı.

bu çalışmalarını da, şirketlerin ISO 9000 belgesi

Bilgi

almalan için hazırladığı metodolojilerle destekli­ yor. Bu noktada şirket Logo Gold Open için da­

(Ayrıntth haber sayfa tfde)

Bütün kıtalara yayılmış olan Internet'e binlerce ağ, mil­

yonlarca bilgisayar ve on milyonlarca insan bağlı durum­ da. Internet, son yıllarda ülkemizde de tartışılıyor. Geçti­

ğimiz yıl Kasım ayında Ankara'da ilki düzenlenen Türki­ ye'de Internet Konferansı'nın ikincisi, bu yıl 14-15 Aralık

E V R E NSE L

1996 tarihinde İstanbul Yeditepe Üniversitesi'nde ya­ pılıyor. Internet dünyasını biraraya getiren bu etkinlikte Internet, enine boyuna tartışılacak.

Biz de BT/haber olarak bir Internet dosyası hazırladık.

A K I N EVREN

(Sayfa 35-41)

TURNETi iyileştirme çalışmaları hızlanıyor

Dağlar ve ağlar İletişimin olanaksız, ulaşımın z o r olduğu es­ ki ve belki de mutlu günlerde atalarımız "dağ d a ğ a k a v u ş m a z a m a insa'n insana kavuşur" de­

TURNET sözleşmesi gere­

yip iyimserliklerini ve umutlarını sıcak tutmuş­ lar. G ü n ü m ü z d e dağlar yine kavuşmuyor a m a

ği

kurulan

İnturnet

A.Ş.,

insanlar ağların yardımıyla birbirlerine d a h a

Ağustos'tan beri Türk Tele-

ç a b u k kavuşuyorlar.

kom'a teknik destek veriyor. TURNET'in dış hatlannda be­

biliyor ve işlem yapabiliyorsunuz.

E C N A Ö T L F I Y A H 2 2 BU otoyolunda

(Ayrıntılı haber sayfa 4'te)

dünden bugüne bir yolculuk

nışmanlık şirketlerinin desteğinde bir metodolo­

' Devamı 2. sayfada)

kontrol ve yönetim

(Sayfa 2)

me Merkezi, Ankara Defterdarlığı

lişim Hizmetleri' admda bir bölüm oluşturdu.

ji hazırlattı.

• Unilever'de her noktada

(Ayrıntılı haber sayfa 3'te)

Devlet taşınmaz mallarını kayda alıyor

Logo'nun

Bu sayıda...

lirli bir yoğunluk olması ne­ deniyle İnturnet, yurtdışı çı­

kış

kapasitesinin artınlması

yönünde çalışmalar yapıyor.

(Ayrıntılı haber sayfa U'de)

Bu sayının tüm sayfalarına www.bthaber.com.tr'den ulaşabilirsiniz.

(Ayrıntılı haber sayfa 14'te)


advertorial


50

BThaber

BİLİŞİM DÜNYASI

10 - 16 ARALIK 2018

Uzun yollarda teknoloji avantajı

Ford Otosan ve AVL, taşımacılık sektöründe ağır ticari araçlara otonom sürüş yetkinlikleri kazandıracak “Platooning-otonom konvoy” teknolojisine geçiş konusunda anlaşma imzaladı. İmza törenine Ford Otosan Genel Müdür Yardımcısı Burak Gökçelik ile AVL Başkan Yardımcısı Lukas Walter katıldı. Ford Otosan’ın

Sancaktepe’deki Ar-Ge merkezinde düzenlenen ortak basın toplantısında duyurulan anlaşmayla, yaklaşık 3 yıl sürecek işbirliği kapsamında iki şirket, otomotiv teknolojileri ve mühendislik alanlarındaki deneyimlerini bir araya getirerek yenilikçi Platooning teknolojisi üzerine çalışacak. Otonom sürüş teknolojileri alanında yetkinlikler

geliştirilmesine katkı sağlayacak işbirliğinin birinci aşaması 2019’un ilk yarısında tamamlanacak. ArGe işbirliği ile Ford Otosan Ürün Geliştirme birimleri ve AVL’nin Türkiye ve Almanya’daki mühendislik ekipleri AVL Araştırma ve Mühendislik Türkiye ve AVL Software and Functions GmbH birlikte çalışacak. Ağır ticari araç segmentinde tam otonom araca giden yolda, önemli bir adım olacak ‘Platooning’ teknolojisiyle uzun yol taşımacılığı yapan ağır ticari araçların operasyonel verimliliğinin arttırılması hedefleniyor. Düzenlenen toplantıda Burak Gökçelik, şunları kaydetti: “Yaklaşık 20 yıldır ortak mühendislik çalışmaları yürüttüğümüz AVL ile yeni teknolojiler geliştirmek ve uygulamak amacıyla bir işbirliğine daha imza atıyoruz. Platooning teknolojisi ile

şehirlerarası taşımacılık yapan ağır ticari araçların seyir halinde birbirlerini yakın mesafeden takip edebilmeleri sayesinde yakıt tüketimi ve karbon emisyonları azalacak ve işletme maliyetleri düşürülecek. Platooning sadece karayolu taşımacılığında operasyonel verimi arttırmakla kalmayacak, güvenlik konusunda da rol oynayacak. Platooning, araçlar arası haberleşme teknolojisi sayesinde ortalama bir sürücüye göre daha hızlı ve güvenilir eylemleri mümkün kılacak, daha emniyetli sürüş sağlayacak. Platooning, uluslararası taşımacılık faaliyetlerinde filolara da verimlilik sağlayarak, Ford Trucks’ın uluslararası pazarlardaki büyümesine ivme kazandıracak. Bu ArGe projesi, otonom sürüş teknolojileri konusunda ülkemize katma değer ve mühendislik bilgisi de kazandıracak.”

AVL Başkan Yardımcısı Lukas Walter ise anlaşmanın önemine değinerek, şunları söyledi: “Ford Otosan ile gelişmiş otonom sürüş teknolojilerine sahip ağır ticari araçlar geliştirme yolunda önemli bir anlaşma imzaladık. Bu işbirliğinde, 2018 yılı Hannover IAA fuarında Uluslararası Yılın Kamyonu (ITOY) ödülü sahibi F-MAX üzerinde çalışacağız. Ford Otosan Ürün Geliştirme birimleri ile AVL’nin Türkiye ve Regensburg-Almanya’daki mühendislik ekiplerinin ile bir araya geldiği bu işbirliği, Türkiye'de bu alandaki ilk örnek. Bu son teknoloji ürünü kamyon ile Platooning teknolojisi birleştiğinde, taşımacılık sektörüne yakıt verimliliği iyileştirmeleri ve maliyet tasarrufu sağlanacak. Bu işbirliğini gelecekteki otonom sürüş teknolojilerine doğru gerçekçi bir adım olarak görüyoruz.”

KOBİ’ler için verimli platform İşletmeden tüketiciye konseptli e-ticaret platformu n11. com, iş modeliyle bireysel müşterilere satış yaparak Türk KOBİ’lerini ekonomiye kazandırırken, son olarak da toptan alışveriş e-ticaret kanalı kurdu. ‘n11pro’ adı altında hizmet veren bu yeni platform, müşteri ve tedarikçileri tek bir çatı altında toplarken, şirketlere işlerini dijital dünyaya taşıma imkanı tanıyor. Pek çok alanda ürünün toptan satışının mümkün olduğu n11pro, Türkiye’nin her yerinden KOBİ’lerin büyüme atılımı gerçekleştirmesine olanak sağlayan bir platform

olmayı hedefliyor. Avantajlı kargo ve nakliye seçenekleri ile üretici ve işletmelere kolaylık sağlayan yeni platform, alım satım yapacak firmaların hammaddeden yarı mamule, yedek parçadan nihai ürüne ulaşabilmesini sağlarken, kredi kartı, çoklu kredi kartı ve vadeli ödeme gibi çeşitli ve güvenilir ödeme seçenekleriyle de tek platform üzerinden tüm sektör gruplarına erişebilme imkânı sunuyor. n11.com CEO'su Won Yong Jo, şu bilgileri paylaştı: “Yenilikçi ve son teknolojiyi kullanarak sunduğumuz hizmetlerimizi, farklı alanlara

taşımayı ve bu sayede e-ticaret ekosisteminin büyümesine katkı sunmayı önemsiyoruz. Bu amaçla, maliyet ve operasyonel riskleri azaltarak, kurumsal müşterilere toplu satın alma imkânı sunan yeni platformumuz n11pro’yu hayata geçirdik. Bu platformla üretici ve işletmeler dijital dünyaya attıkları adımla yüksek hacimli satışlar gerçekleştirerek, daha hızlı büyüme olanağı yakalayacak. Şirketler, n11pro’nun sunduğu teknolojik altyapı sayesinde teknolojik altyapısıyla akıllı hale gelebilecek, ayrıca avantajlı kargo ve nakliye

imkanının yanı sıra kredi kartı, çoklu kredi kartı ve vadeli ödeme gibi çeşitli ve güvenilir ödeme seçenekleriyle tek platform üzerinden tüm sektör gruplarına erişebilecekler. Bu

sayede Türkiye’nin dört bir yanındaki KOBİ’lere yepyeni bir müşteri pazarı sunmanın yanı sıra Türkiye ekonomisine de güçlü bir ivme kazandırmayı hedefliyoruz.”

Dijital para öne çıkacak Doğru araştırmalar ve akıllı yatırımlarla kripto paralarda önemli kazançların elde edilebileceğini, ama acemice davranışların da kayıplar getireceğini belirten Intexcoin CEO’su Erdoğan Köse, şu noktaların altını çizdi: “Geçen yıl kripto paralarda yaşanan olağanüstü yükseliş,

bir anda tüm dünya üzerinde şok etkisi yarattı. Son derece kontrolsüz ve acemice yapılan yatırımların çoğu da aslında 2018 başındaki düşüşle büyük hüsrana uğradı. Bu büyük silkeleme gerçek ve akıllı yatırımcıları çok fazla etkilemedi. Gelinen noktada, kripto paraların

lokomotifi sayılan Bitcoin, 2018’de epey bir düşüş yaşadı. Bitcoin’in hantallaşmasının ardından alternatifler arayan yatırımcılar, 2019 yılında alt coinlere yönelecek. Piyasada şu an çok fazla alt coin var ve bu alt coinler küçük hareketlerle

bile yatırımcılara kazanma fırsatı sunuyor. Fakat her alt coine de güvenmemek gerek. Özellikle altyapıları sağlam temellere dayanan, projelerle desteklenen ve doğru yatırımlarla büyüyen alt coinler, yatırımcılar için daha cazip olabilir. Intexcoin olarak, blockchain

teknolojisinin sunduğu imkanları kullanarak, ticaret ve yardımı bir araya getiriyoruz. Sürdürülebilir ve gelişime açık bir projeyle Intexcoin’i destekleyerek, yatırımcılarımızla birlikte adil ve ihtiyaçları karşılanmış bir insanlığa katkı sağlamaya çalışıyoruz.”



52

BThaber 10 - 16 ARALIK 2018

Her departmanın BT öncelikleri de farklı

Panasonic’in gerçekleştirdiği bir araştırmaya göre, mobil teknoloji kullanıcıları büyük veri, IoT ve sensörlerin gelecek 12 ay içerisinde mobil işgücünde en büyük etkiyi yaratacak teknoloji trendleri olduğu kanısında. Kullanıcılardan teknoloji trendlerini önemine göre sıralamaları istendiğinde, ilk sırayı yüzde 52 ile büyük veri alırken, bunu yüzde 51 ile IoT takip etti. Bunu yüzde 41 ile atmosfer,

sıcaklık ve biyolojik sensörleri de kapsayan sensör teknolojileri izliyor. Yapılan sıralamada, iyileştirilmiş iş verimliliği ve üretkenliğin göz önünde bulundurulduğu görülüyor. Mobil cihaz kullanıcıları, tüm teknoloji trendlerinden şirketlerinde en çok BT departmanının faydalanacağını düşünüyor. Araştırmaya katılanlara göre, kurumsal yönetim departmanı büyük veri, IoT ve giyilebilir teknolojiden yararlanacak. Satış departmanı sanal gerçeklik teknolojisiyle ilgili gelişmelerden faydalanırken; lojistik departmanı drone teknolojisinden, Ar-Ge departmanı ise artırılmış gerçeklik, sensör teknolojisi, blockchain ve yapay zeka teknolojilerinden

yararlanacak.

Büyüyen risklere karşı gelişen çözümler devri!

Mobil cihaz kullanıcıları önümüzdeki beş yılda katlanabilen tabletlerin yanı sıra mobil işgücünün kritik araçlarından biri olan dayanıklı cihazların da daha fazla önem kazanacağını öngörüyor. Buna karşın kullanıcıların çoğunluğu, gelecek 2-5 yıl içinde satın aldıkları mobil cihazları değiştirmeyi düşünmüyor. Öte yandan birçok alıcı; akıllı saat, bileklik ve drone’ların halihazırda kullanıldığını veya mobil işgücü için en kısa zamanda planlandığını belirtti. Yüzde 27 ile maliyet ve yüzde 19 ile güvenilirlik ise kurumların yeni teknolojileri daha hızlı benimsemesine engel olan en büyük etmenler olarak görünüyor.

Küçük işletmeler için güvenlik operasyon merkezi Sophos Intercept X Advanced with EDR, derin öğrenmeye dayalı dosya analizi ve SophosLabs istihbarat veri tabanına erişim yetenekleriyle tehdit algılama ve karşılık verme becerilerini yeni bir boyuta taşıdı. Sophos, bu yeni uç nokta güvenlik çözümüyle büyük kurumlar için tasarlanan EDR özelliğini tüm kurumlar için kolayca erişilebilir hale getiriyor. Sophos, tehdit algılama ve karşılık verme (EDR) yeteneğiyle donattığı yeni uç nokta güvenlik çözümü Intercept X Advanced with EDR’yi duyurdu. Siber tehdit ve zararlı yazılımların bugüne dek ortaya koyduğu yüz milyonlarca farklı davranış biçimi eşliğinde eğitilen, derin öğrenmeye dayalı Sophos yapay sinir ağından güç alan Intercept X Advanced with EDR, henüz keşfedilmemiş tehditleri dahi algılayabilmenin yanı sıra şüpheli yazılımların DNA’larını SophosLabs veri tabanında yer alan örneklerle de karşılaştırıyor. Böylece kurumların potansiyel tehditleri başarıyla algılamalarını ve karşı koymalarını sağlıyor. EDR özelliği, bugüne dek sadece kendine ait güvenlik operasyon merkezi olan (Security Operations Center – SOC) veya siber tehditler konusunda uzman bilgi teknolojileri ekibine sahip kurumlar tarafından verimli olarak kullanılabiliyordu. Yeni Sophos Intercept X

Advanced with EDR sayesinde kurumlar ölçekleri ve sahip oldukları kaynaklar sınırlı olsa bile, tehdit izleme ve SOC benzeri yetenekleri güvenlik sistemlerinin bir parçası haline getirerek siber suçluların ağlarında saklanma becerilerini azaltabiliyor. Intercept X Advanced with EDR ile bilgi teknolojileri yöneticileri tek tıkla SophosLabs’ın özenle derlenmiş istihbarat raporlarına ulaşabiliyor, şüpheli işlemlerin takibi için hazırladığı kılavuzlara başvurabiliyor ve sıradaki adım için tavsiye alabiliyor. SophosLabs, mevcut tehdit ekosistemine dair en kapsamlı görünürlüğü sağlamak için her gün 400 bin nitelikli ve daha önce karşılaşılmamış saldırıyı analiz ederek yeni saldırı teknikleri ve siber suça dair inovasyonları ortaya çıkarıyor. Böylece sistem yöneticileri, siber güvenlik alanındaki yetkinlikleri ne olursa olsun, saldırı altında olduklarını düşündüklerinde neyle karşı karşıya olduklarını anlamalarına ve çözmelerine yardımcı olacak bilgilere tek tıkla ulaşabiliyor. Sophos Başkan Yardımcısı ve Ürünlerden Sorumlu Genel Müdürü Dan Schiappa, Intercept X Advanced with EDR çözümüne dair şunları söyledi: “Zararlı yazılımların çeşitliliği, saldırıların sürekliliği ve internetin karanlık köşelerinde bulunan siber saldırı araçlarının

zenginliği EDR yeteneklerini tüm işletmeler, özellikle de siber güvenlik adına sınırlı kaynaklara sahip olanlar için ihtiyaç haline getirdi. Sophos Intercept X Advanced with EDR ile müşterilerimizi terabaytlar dolusu saldırı verisini analiz ederek deneyim kazanan küresel siber güvenlik uzmanlığımızdan, SophoLabs istihbarat sisteminde yer alan zengin bilgi birikimimizden faydalanmaya davet ediyoruz.” Siber saldırganlar bir kuruma sızmayı başardıklarında çok sayıda saldırı tekniğini bir arada kullanarak kontrolü ele almak üzere adım adım ilerliyor. Intercept X Advanced with EDR sayesinde sistem yöneticileri saldırganların sistemler arasında ilerleyip ilerlemediğini görebilmenin yanı sıra, Intercept X’in güçlendirilmiş fidye yazılımı ve sistem açığı engelleme yeteneklerinden de faydalanıyor. Sophos Intercept X with EDR, Sophos’un bulut tabanlı merkezi yönetim sistemi Sophos Central ile uyum içinde çalışıyor ve tüm özelliklerin tek bir merkezi arayüz üzerinden kontrol edilebiliyor.” Sophos Intercept X with EDR, Sophos yetkili iş ortakları aracılığıyla temin edilebiliyor. Daha fazla bilgi ve 30 günlük deneme sürümü için https:// www.sophos.com/tr-tr/ products/intercept-x.aspx adresini ziyaret etmek mümkün.

ESET 2019 dijital güvenlik ürünleri, düzenlenen bir basın toplantısıyla duyuruldu. Toplantıda ESET Türkiye CEO’su Alain Soria, ESET Türkiye Ürün ve Pazarlama Müdürü Can Erginkurban ve ESET Türkiye Satış Müdürü Asım Akbal güvenlik başlığındaki yenilikleri anlattı. Yenilenen ESET NOD32 Antivirus’ün yanı sıra ESET Internet Security, ESET Smart Security Premium ve ESET Multi-Device Security yazılımları, karmaşık saldırılara, çok katmanlı yeni teknolojileriyle cevap veriyor. ESET’in yeniliklerinden biri de Güvenlik Raporu (Security Report) uygulaması. Global saldırı yoğunluğunu gösteren bir dünya haritası sunan Güvenlik Raporu, kullanıcıların bu saldırılardan nasıl korunduğunu, ESET teknolojsinin hangi yöntemlerle zararlı yazılımlara cevap verdiğini gösteriyor. ESET kullanıcısı, maruz kaldığı riskleri Güvenlik Raporu ile takip edebiliyor. 2025 yılına kadar dünyada 75 milyar internet bağlantılı cihazın kullanılacağı tahmin ediliyor ve bu da siber saldırı yüzeyini genişletecek. Bu paralelde geliştirilen Akıllı Ev İzleyici, kişisel Wi-Fi ağını kullanan tüm internet bağlantılı cihazları görüntülüyor, modem ve routerlerı güvenlik açıklarına karşı tarıyor ve izinsiz erişimler konusunda uyarıyor. Bununla birlikte UEFI Tarayıcı, Web Kamerası Koruması, Güvenlik Duvarı ve Ağ Saldırısı Koruması gibi çok katmanlı modüller, bilinen ve henüz bilinmeyen tüm siber saldırı türlerine cevap verecek şekilde kullanıcıları koruma altına alıyor. Bireysel yazılımlarla birlikte kurumsal yapılara yönelik yenilenen ESET Endpoint Protection çözümleri de piyasaya sunuldu. Kurumsal siber güvenlikte ESET, ESET Dynamic Threat Defense özelliğiyle öne çıkıyor. Dinamik tehdit savunması, işletmeleri zor durumda bırakan sıfır gün saldırıları ve fidye yazılımları başta olmak üzere her türlü tehdidi kendi bulut koruma alanında çalıştırıyor ve neredeyse anında analiz edip, tehdidi yerel ağa, yani kuruma ulaşmadan engelliyor. ESET Türkiye CEO’su Alain Soria, şu bilgileri paylaştı: “2015 yılında 400 milyon seviyesindeki zararlı yazılım sayısı 2018’de 800 milyona ulaştı. 2019 sonunda ise 1 milyara ulaşacağı tahmin ediliyor. Dijital güvenlik olmadan hayatımızı sürdürmemiz zorlaşacak. Ülkemizdeki her üç bilgisayardan birinde ESET ürünü kullanılıyor. KOBİ’lerden holdinglere, kamu kurumlarından hastanelere ve bankalara dek 12 bine yakın kurumsal müşterimiz var. Ülkemizdeki döviz kaynaklı ekonomik hareketliliğe rağmen, 2018 yılını yüzde 10’a varan büyüme ile kapatmayı hedefliyoruz.”



54 KARİYER Dersimiz sosyal sorumluluk oldu Yükseköğretim kurumları arasında ‘Kurumsal Sosyal Sorumluluk Birimi’ni kuran ilk üniversite olan Beykoz Üniversitesi, öğrencilerin teorik bilginin yanı sıra sosyal sorumluluk alanında da aktif olmasını sağlamayı amaçlıyor. Bu kapsamda, birim çatısı altında; üniversite çalışanlarının ve öğrencilerin kurumsal sosyal sorumluluk projeleri geliştirip uygulayabilmesini sağlamak, toplumsal sorunlarla mücadele etmek, sektör ve yükseköğrenim kurumlarının potansiyel işbirliklerini şekillendirmek için gruplar ve bireyleri toplumsal iyiye dair harekete geçirmek amaçlanıyor. Milli Eğitim Müdürlükleri ve Rehberlik Araştırma Merkezleri ile işbirlikleri kurarak lise çağındaki öğrencilerde sosyal sorumluluk bilincini geliştirmek ve ilgili öğrencileri proje uygulayıcısı hale getirmek de öncelikler arasında olacak. Sivil katılımı amaçlayan bölgesel üniversite sektör ağlarının kurulmasını sağlamak, Türkiye’deki yükseköğrenim kurumlarını ulusal bir toplumsal hizmet ağında toplamak ve bu ağa öncülük ederek, organize biçimde fayda üretmek de kurumun hedeflerinden biri. Kurumsal Sosyal Sorumluluk Birimi Koordinatörü Öğr. Gör. Oğuzhan Çaçamer, 2013-2014 eğitim-öğretim yılı itibarıyla müfredatlarına Sosyal Sorumluluk Projesi dersini aldıklarını belirterek, şu bilgileri verdi: “Bu ders kapsamında 2 bin 850 öğrencinin uygulayıcılığında kadın haklarından madde bağımlılığına, okul iyileştirme çalışmalarından geri dönüşüm projelerine, hayvan hakları çalışmalarından engelli haklarına kadar birçok farklı konuda toplam 295 projeyi hayata geçirdik. ‘Kurumsal Sosyal Sorumluluk Birimi’ni kuran ilk üniversitesi olduk ve bu birim ile sosyal sorumluluk projelerimizi öncelikli olarak kurum çalışanlarımıza, milli eğitim müdürlükleri aracılığı ile lise öğrencilerine ve özel sektör işbirlikleriyle sektör paydaşlarımıza yaygınlaştırmayı hedefliyoruz.”

İlaç Ar-Ge’si için güçlenmek, eğitimi gerektiriyor Pfizer Türkiye, 2000 yılından bu yana 3 binin üzerinde araştırmacıya sunduğu klinik araştırma eğitimlerinden sonuncusunu Hacettepe Üniversitesi işbirliği ve Sağlık Bakanlığı onayıyla 26 Kasım’da düzenledi. Pfizer Türkiye, Klinik Araştırma Eğitim Programları ve Ar-Ge işbirliği projeleriyle uluslararası standartlarda araştırmaların yapılabilmesi ve bilim insanlarının uluslararası alanda üst seviyelerde yer bulabilmesi için fırsatlar oluşturmaya odaklanıyor. Hacettepe Üniversitesi işbirliğiyle hayata geçirilen Klinik Araştırma Eğitimleri, Pfizer’in Türkiye’de düzenlediği 34’üncü eğitim oldu. Eğitimlerde sağlık profesyonellerine, klinik araştırmalarda etik yaklaşımların tarihçesi, Helsinki Bildirgesi ve iyi klinik uygulamalar (İKU), metodoloji ve tasarım çalışmaları hakkında bilgiler sunuldu. Program süresince gerçekleştirilen interaktif katılımı destekleyen iki atölye ile de katılımcılar öğrendiklerini uygulama imkanı buldu. Araştırmacılara yönelik düzenlenen eğitimin sonunda, tüm modüllere katılan katılımcılar, katılım belgesi almaya hak kazandı. Hacettepe Üniversitesi Klinik Araştırmalar Uygulama ve Araştırma Merkezi (HÜKAM) Müdürü Prof. Dr. Serhat Ünal, “Ülkemiz ilaç ArGe’si ve klinik araştırmalar alanında henüz hak ettiği düzeyde değil. Ülkemizin klinik araştırmalar alanında daha rekabetçi hale gelmesi için, klinik araştırma merkezlerimiz ile klinik araştırma çalışanlarımızın sayısının ve kalitesinin hızla artması büyük önem taşımakta” dedi. Pfizer Klinik Araştırmalar Bölge Direktörü Dr. Gökhan Duman ise şunları söyledi: “İlaç Ar-Ge’sinde gelişim sağlamak için klinik araştırmalar alanında Türkiye olarak küresel anlamda daha rekabetçi olmamız gerekiyor. Bugün dünyadaki toplam aktif klinik araştırmaların yüzde 50’si ABD’de, yüzde 80’i ABD ve Avrupa’da yapılırken, Türkiye’nin aldığı pay ise sadece yüzde 1,4. Ülkemizde ilaç Ar-Ge’sinin gelişmesi ve araştırmaların yaygınlaşması için yüksek kalite standartlarına ulaşmamız önemli ve araştırmacı eğitimleri bu anlamda kritik bir boşluğu dolduruyor. Önümüzdeki yıllarda bu eğitimleri düzenlemeye devam edeceğiz” Pfizer Bölgesel Klinik Araştırmalar Lideri Merve Yılmaz, “Klinik araştırmanın gelişmesi, beraberinde ilaç keşfi ve temel bilim aşamasının gelişmesine öncülük edecek. Bu alanda, kazanılmış tecrübe sayesinde endüstri, kamu ve üniversite işbirliğinin önemli çıktıları olmasını bekleriz” dedi.

BThaber 10 - 16 ARALIK 2018

İstihdam fırsatlarını (bir türlü) yaratamıyoruz Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından açıklanan Ağustos 2018 için İşgücü İstatistikleri sonuçlarına göre; Türkiye'de işsizlik oranı, Ağustos’ta geçen yılın aynı dönemine göre 0,5 puan artarak yüzde 11,1 oldu. Söz konusu dönemde işsiz sayısı ise 266 bin kişilik artışla 3 milyon 670 bin kişi oldu. Aynı dönemde istihdam edilenlerin sayısı ise bir önceki yılın aynı dönemine göre 490 bin kişi artarak 29 milyon 318 bin kişi, istihdam oranı da 0,3 puanlık artış ile yüzde 48,3 oldu. Eleman. net Yönetim Kurulu Üyesi Özlem Duyarlar, istihdam edilenlerin sayısının bir önceki yılın aynı dönemine göre 490 bin kişi artmasına rağmen, işsiz sayısının da 266 bin kişilik artışına dikkat çekti ve sonuçları şöyle değerlendirdi: “Bunun nedeni işgücüne katılım sağlayan 756 bin kişi. Artan işgücüne katılım için yeterli istihdam alanlarının yaratılamaması nedeni ile işsizlik oranı da artış göstermeye devam ediyor. Yani talep var, arz yok. Özellikle üretim, sanayi ve tarımdaki istihdam alanlarının daralmasının işsizlik konusunda etkili olduğunu düşünüyoruz. Yılsonuna kadar açıklanacak olan işsizlik oranlarının hem mevsimsel hem dönemsel olarak yine yüksek olacağını söyleyebiliriz. Alınan önlemler, istihdam

teşviklerinin devam etmesi ve ekonominin daha stabil hale gelmesi ile daha olumlu bir tablo oluşacağını öngörüyoruz. İstihdamda oluşturulamayan arz/talep dengesinin en önemli etkenlerinden biri gençlerdeki işsizlik oranı. Yüzde 20’nin üzerine çıkan genç nüfustaki işsizlik oranı istihdamı olumsuz etkiliyor. Bunun en büyük nedenlerinden biri çok sayıda üniversite ve yeni mezun olmasına karşın, bu kişiler için yeterli istihdam alanlarının oluşmaması ve kendi alanlarında iş bulamamaları.”

Mentorluğun sınırları daha da net çiziliyor

Etki ve dönüşüm yaratmak isteyen, yönetici ve takımların potansiyelini arttırmaya yönelik çalışmalar yapan koçlar ve mentorlar, EMCC Türkiye Mentorluk, Koçluk ve Süpervizyon Konferansı’nda bir araya geldi. Koç Holding İnsan Kaynakları Direktörü Özgür Burak Akkol, Koç Topluluğu’nun yeni nesil liderlik yaklaşımları hakkında bilgi verdi ve 4. Sanayi Devrimi’nin insansız olmayacağını vurguladı. Start–up mentorluğunun önemine değinilen konferansta, Düşyeri Kurucusu Ayşe Şule Bilgiç, ActionCOACH Nurdan Gündoğdu, Mentor Effect Ömer Erkmen’in konuşmacı olarak katıldığı panelde, melek yatırımcı ve girişimci mentoru Hande Didem Altop moderatör olarak yer aldı. Etkinlikte VUCA (Volatility, uncertainty, complexity, ambiguity- Dalgalı, belirsiz, karmaşık, muğlak) ortamında koçluk ve mentorluğun yansımaları CEO’lar tarafından değerlendirildi. 3M Türkiye Genel Müdürü Mert Büyükyazgan, CEO gözüyle zor zamanlarda ve kriz yönetiminde koçluk ve mentorluk etkisini anlattı. Uluslararası Koçluk Süpervizyon Akademisi (CSA ) süpervizörü

olan EMCC akreditasyonuna sahip yönetici koçu ve süpervizörü Dr. Alison Hodge konferans davetlisi olarak Türkiye'ye gelerek, gönüllü bir grupla atölye çalışması yaptı, koç ve müşteri arasındaki ilişki dinamiğinde olanları gösterdi. Konferansa katılan Koç Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Zeynep Aycan, dönüşümsel liderlik vurgusu yaptığı konuşmasında, korku ve güç odaklı güç kültüründen, keyif ve güven veren paylaşılan liderlik odaklı güçlendirme kültürüne yolculuğu anlattı. EMCC Türkiye Başkanı Evrim Cabbaroğlu, bugünün şirketlerinin hızlı bir değişimi yaşadıklarını, dijitalleşme ve otomasyondaki artışın, yapay zekanın, hayatın her alanına etki etmeye başladığını söyleyerek, “Uygulamaların kalitesini arttırma, mesleğin standartlarını koruma ve yükseltme, koçların ve mentorların işlerinin ehli olmasını ve uluslararası standartlarda uygulama yapabilmelerini destekleme ve sürekli gelişimi teşvik etme yolunda EMCC Türkiye’nin çalışmalarına ilgi artıyor” dedi.


DİJİTAL DÖNÜŞÜMÜN EN HIZLI YOLU E-FLOW BPM

E-Flow


56 KARİYER

BThaber 10 - 16 ARALIK 2018

Üniversiteliler Çince’ye yöneliyor Gelişen dünyada İngilizce'nin tek başına yeterli olmadığı birçok sektör var. Kariyerinde başarılı bir noktaya ulaşmak isteyen üniversiteli gençler de bu gerçek ışığında alternatif yabancı dillere yöneliyor. Bu dillerin başında ise Çince geliyor. Konuyla ilgili Türk Çin Kültür Derneği Başkan Yardımcısı Mustafa Karslı, şu değerlendirmeyi yaptı: “İngilizce öğrenilmesi gereken en önemli yabancı dil, ama kariyer açısından tek başına yeterli değil. Çin'in Kuşak ve Yol projesi ve mevcut yükseliş trendi dikkate alındığında üniversiteli gençlerin Çince’ye yönelmesini normal karşılıyoruz. Çok sayıda Çinli ve Türk şirket Çince bilen personel ihtiyacını karşılayabilmek için kurumumuza ücretli bir şekilde personelini gönderip eğitim aldırıyorlar. Devlet kurumları dahi Çince bilen personel ihtiyacını karşılayabilmek için hizmet içi eğitimler düzenlememizi talep ediyor. Hatta personelin Çince eğitimlerinin bir kısmını Çin'de devam ettirmesini de talep ediyorlar.”

İK dünyasında yeni dönem şekilleniyor IAB Avrupa, ‘Dijital Sektörde İnsan Kaynağı Raporu’nun ilkini yayınladı. Rapor, nitelikli insan gücü sorununun nedenlerini belirleyerek, çözüm yollarına odaklanıyor. IAB Avrupa Eğitim Komitesi tarafından Araştırma Komitesi desteğiyle hazırlanan rapor hem dijital pazarlama iletişimi sektöründe işe alım yapan yetkililerinin hem de bu alana girmeye hazırlanan adayların yaşadığı zorlukları tanımlıyor, eğitim ihtiyaçları ve gelecekteki önceliklere odaklanıyor, işveren ve eleman adaylarının maaş beklentileri, gerekli yetenekler gibi konulardaki algı uyuşmazlıklarını ortaya koyuyor. Rapora göre, İK uzmanlarının ve eğitmenlerin, sektör çalışanları ve potansiyel adaylar için önemli buldukları unsurların başında programatik (yüzde 56) ve analitik (yüzde 54) geliyor. Bunların yanı sıra video reklamlar (yüzde 39), gelişen teknolojiler (yüzde 37), çapraz medya (yüzde 36) ve içerik pazarlaması (yüzde 35) da önemli konular arasında. Evdışı dijital (yüzde 11.81), dijital ses (yüzde 14.17) ve e-posta pazarlaması (yüzde 14.96) ise eğitim talebi açısından gerilerde yer alıyor. Raporda öne çıkan bir konu da

eğitim sistemi. Sistemin birçok açıdan dijital çağın gerekliliklerine uygun olmadığı ve genç yetenekleri dijital reklam sektörünün koşullarına ve taleplerine göre yetiştirme konusunda yetersiz kaldığına dikkat çekiliyor. Öyle ki, çalışmaya katılan birçok kişi, bu durumu sektördeki dijital yetenek eksikliğin en büyük nedeni olarak gösteriyor. En büyük çelişkilerden biri de adaylardan kendilerini değerlendirmeleri istendiğinde ortaya çıkıyor. Adaylardan, dijitaldeki yeteneklerini 1’den 10’a kadar puanlamaları istendiğinde, genel ortalama 7’nin üzerinde. Adayların başvurdukları pozisyon için kendi yeteneklerini değerlendirememesi ise işverenlerin işe alım süreçlerini zorlaştırıyor. Öte yandan, çalışanların ve işverenlerin dijital eğitimlere daha fazla yatırım yapma isteklerini belirtmesi ise araştırmada öne çıkan olumlu bir yaklaşım. Buna göre, araştırmada işverenlerin yüzde 43’ü önümüzdeki yıl çalışanlarının eğitim bütçesini artırmayı amaçlıyor. Adayların ise yüzde 85’i dijitalde kariyer inşa için gerekli yetenek ve birikimleri kazanmak amacıyla kendilerine yatırım yapmak istediklerini belirtiyor.

Etkinlikleriniz ile ilgili bilgileri bthabersirketleri.com/EtkinlikDuyuru adresine girebilirsiniz.

BThaber

ETKİNLİK TAKV!M! E T K İ N L İ K L E R

13 Aralık 2018 Girne Toplantıları BTvizyon Girne AYRINTILI BİLGİ: www.bilisimzirvesi.com.tr

14 Mart 2019 BTvizyon Adana Toplantısı Adana AYRINTILI BİLGİ: www.bilisimzirvesi.com.tr

25 Temmuz 2019 BTvizyon Erzurum Toplantısı Erzurum AYRINTILI BİLGİ: www.bilisimzirvesi.com.tr

Y U R T İ Ç İ

17 Ocak 2019 BTvizyon Bursa Toplantısı Bursa AYRINTILI BİLGİ: www.bilisimzirvesi.com.tr

11 Nisan 2019 Teknoloji Platformu İstanbul AYRINTILI BİLGİ: www.bilisimzirvesi.com.tr

03 Eylül 2019 BTvizyon Denizli Toplantısı Denizli AYRINTILI BİLGİ: www.bilisimzirvesi.com.tr

7 Şubat 2019 BTvizyon İstanbul Toplantısı İstanbul AYRINTILI BİLGİ: www.bilisimzirvesi.com.tr

20 Haziran 2019 BTvizyon Konya Toplantısı Konya AYRINTILI BİLGİ: www.bilisimzirvesi.com.tr

05 Eylül 2019 BTvizyon İzmir Toplantısı İzmir AYRINTILI BİLGİ: www.bilisimzirvesi.com.tr

21 Şubat 2019 Teknoloji Platformları Ankara AYRINTILI BİLGİ: www.bilisimzirvesi.com.tr

4 Temmuz 2019 Bilişim 500 Ödül Töreni İstanbul AYRINTILI BİLGİ: www.bilisimzirvesi.com.tr

24 Eylül 2019 BTvizyon Ankara Toplantısı Ankara AYRINTILI BİLGİ: www.bilisimzirvesi.com.tr

12 Mart 2019 BTvizyon Gaziantep Toplantısı Gaziantep AYRINTILI BİLGİ: www.bilisimzirvesi.com.tr

11 Temmuz 2019 BTvizyon Samsun Toplantısı Samsun AYRINTILI BİLGİ: www.bilisimzirvesi.com.tr



BThaber

58 MEKTUP Yılın son ayından merhaba, Yemeksepeki sağolsun üşenmemiş, her şehrin kendine has sokak yemeklerine odaklanmış, üstüne bir de sokak lezzeti denince ilk akla gelen midye dolma, kokoreç, nohutlu pilav ve Şam tatlısının tercih edilme oranlarını araştırmış. Hiçbirine kayıtsız kalmadığımız bu menü paydaşları, son üç yılda siparişlerini 3 kat artırmış, söz konusu dönemde toplamda 3 milyon adet siparişle yükselişini her geçen yıl artırıyormuş. Nohutlu pilav ise son üç yılda siparişlerini yaklaşık 4 kat artırarak Yemeksepeti’nde en fazla sipariş oran artışına sahip sokak lezzeti olmuş. Son üç yılda yaklaşık 1 milyon midye dolma siparişi vermişiz, ki tepsi kapattığımız günleri hala hatırlarım. Bu arada kullanıcılar konu kokoreç olduğunda, en çok gece 12’de sipariş veriyormuş Yeni nesil diyoruz, 2000 yılı ve sonrasında doğanları alfabenin sor harfiyle tanımlayıp, teknoloji içinde doğan Z kuşağını kah takdir ediyor kah onlara uyum sağlama çabası sergiliyoruz. Ama Z kuşağının işi hiç de kolay değil. Çünkü Kaspersky Lab tarafından hazırlanan yeni bir rapor, Z kuşağının bugüne kadarki en kaygılı kuşak olduğunu ortaya koymuş. Gençlerin çoğu hayatlarındaki bazı şeylerden kaygı duyduğunu, bununla başa çıkmak için profesyonel tavsiye aramadığını itiraf etmiş. Bu acı gerçekler üzerine Kaspersky Lab, 25 yaş altı gençleri destekleyen bir yardım kurumu olan dijital gençlik odaklı The Mix ile işbirliği yapmış. Bu kapsamda #AndOwningIt isimli kampanya, gençlerin en çok güvensizlik duyduğu konuları

YIL 22 SAYI 1200

10 - 16 ARALIK 2018

BT sektörü kadın istihdamı ile gelişmeli gösteren özel tişörtlere desteklenecekmiş Türkiye’nin teknoloji sektöründe kadın istihdamını artırmak, teknoloji üreten ülke olmak ve yerli insan kaynağıyla fark yaratan nesiller yetiştirmek vizyonuyla hayata geçirilen “Geleceği Yazan Kadınlar” projesi, ikinci yılında tüm hızıyla devam ediyor. Geleceği Yazan Kadınlar, Turkcell Akademi’nin hazırladığı eğitim yolculuğunu tamamladıktan sonra TOBB mentorlarıyla birlikte geliştirdikleri projeleri jüriye sunacak. Proje ile 2019 yılında 5 bin kadına ulaşılması hedefleniyormuş, ki temennim bu hedefin de aşılmasıdır. Kadınlarla ilgili gurur veren bilgilerim bu kadar da değil. IDC Türkiye'nin düzenlediği Türkiye Teknoloji Sektöründe Kadınlar Ödül töreninde, Netaş dört kadın yöneticisiyle ödülleri toplamış. Netaş Kurumsal Pazarlar Genel Müdürü Selda Parın ‘Yılın İş Lideri’, Netaş Siber Güvenlik Servisleri Direktörü Fatma Hacıoğlu Doğar ‘Yılın Güvenlik Şampiyonu’, Netaş 4/5G Bulut Tabanlı Çekirdek Ağ Ürün Yönetimi Kıdemli Müdürü Ufuk Gürpınar, ‘Yılın İnovatif Kadını’, Netaş İş Analisti Gönül İncirkuş ise ‘En İyi Çalışan’ kategorisinde ödüle layık görülmüş. Arçelik’in Mayıs ayında lansmanını yaptığı dünyanın ilk ve tek Türkçe konuşan akıllı ev asistanı Asista için Arçelik dijital iletişim ekibinin hazırladığı kampanya, Google tarafından “Global Case Study” (Evrensel Başarı Hikayesi) seçilmiş. Hala izlememiş olanlar için adresimiz https://www. youtube.com/watch?v=f_

Bilişim Zirvesi Etkinlik Organizasyon Ltd. Şti. adına Sahibi ve Sorumlu Yazıişleri Müdürü Neslihan Aksun neslihana@bthaber.com.tr

10 - 16 ARALIK 2018

BThaber Grubu Yayın Koordinatörü Ayhan Sevgi ayhans@bthaber.com.tr

www.bthaber.com www.linkedin.com/groups/BThaber twitter.com/bthaber www.facebook.com/BThaber

Okur Temsilcisi Behçet Envarlı benvarli@tbv.org.tr

E29CmA-QY&t=1s. Güney Kore merkezli profesyonel bilgi-eğlence sistemleri (Infotainment) şirketi olan Motrex; Kore TicaretYatırım Teşvik Ajansı (KOTRA) aracılığıyla, trafik kazalarını en aza indirmek için geliştirdikleri son teknoloji çözümlerinin tanıtımını yapmış. Motrex SDG (Sürücü Durum Görüntüleme), sürücünün yüz ve göz hareketlerini algılayarak tehlike durumunda yolcuyu uyararak trafik kazalarının aza indirgenmesi için geliştirilmiş bir sistem. Örneğin sürücünün normalden fazla göz kapatma veya kafa çevirme gibi hareketleri algılandığı taktirde sürücüye dikkatini toplaması için uyarı alarmı veriyor. Acı ama gerçek, trafik kazalarımızla dünya liginde ön sıradayız. Motrex Türkiye Şube Müdürü Yunchul Jung’un da paylaştığı gibi, geçen yıl Türkiye’de trafik kazalarının yaklaşık yüzde 43’ü sürücünün hatası ve Motrex’in SDG sistemi bu nedenle önemli bir emniyet sistemi olabilir. Bu arada, geliştirdiği robot teknolojileriyle başta Amerika, Çin ve Avrupa ülkelerine yüksek katma değerli teknolojik ürünler ihraç eden DOF Robotics, geleceğin teknolojilerinin tanıtıldığı, CES Las Vegas 2018 fuarında Arttırılmış Sanal Gerçeklik (Virtual and Augmented Reality Products) kategorisinde İnovasyon Ödülü’nün (Innovation Awards) sahibi olmuş. DOF Robotics Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Mertcan’ın dikkat çektiği gibi, yüzde 100 yerli Ar-Ge, Türkiye’ye kazandırdığı gibi küresel başarılara da imza atıyor.

Editör

Görsel Yönetmen

Online Editör

Handan Aybars handana@bthaber.com.tr

Tuğçe Diyar tugcee@bthaber.com.tr

Ferit Çelik feritc@bthaber.com.tr

Bültenlerinizi

bulten@bthaber.com.tr adresine gönderebilirsiniz

Cilt, Baskı, Poşetleme: Uniprint San. ve Tic. A.Ş. - Hadımköy İstanbul Asfaltı Ömerli Köyü İstanbul - Tel 0212-798 28 40. l

Abone ve Dağıtım btabone@bthaber.com.tr

Bireysel emeklilik fon büyüklüğünde sektör lideri AvivaSA, Amerikan merkezli International Awards Associates’ın (IAA) düzenlediği “Vega Digital Awards”da, dijital iletişim projeleriyle 3 ödül birden kazanmış. Yarışmada AvivaSA; Sosyal Video kategorisinde, Doğa Rutkay Kamal işbirliğinde hayata geçirdiği ve online dizi önerilerinin sunulduğu “Ne İzlesem?” projesiyle birincilik (Canopus); geçen sene kuruluşunun 10. yılı kutlamaları çerçevesinde dijitalleşme, müzik, sinema ve spor dallarında gerçekleşen başarılardan derlenen videolardan oluşan “Türkiye’nin ve Dünyanın 10 Yılı” ile ikincilik (Centauri) ödüllerine layık görülmüş, Postkolik.com işbirliği ile hayata geçirdiği “Güzel Haberler” mikro blog projesiyle, Altın Vega (Centauri) ödülünü almaya hak kazanmış. Bu arada, AKUT Vakfı ve Kartal Belediyesi işbirliği ile kurulması planlanan "Kartal Belediyesi AKUT Vakfı Toplum Afet Bilinçlendirme Seminer ve Eğitim Merkezi"nin inşasında sona gelinmiş. Eğitim merkezinin 2019 Ocak’ında açılması ile AKUT'un her biri alanında uzman gönüllü eğitmenleri tarafından, acil durum yönetimi kapsamında

gerek belediye personeline ve AKUT gönüllülerine gerekse vatandaşlara ve kurumlara yönelik birçok teorik ve pratik eğitim verilebilecekmiş. Bu mektubumda da kitap bilgisi vermesem olmaz. Zira mobil okuma platformu Bookmate; Avrupa, Uzakdoğu, Rusya ve Güney Amerika’dan sonra artık Türkiye’de. Herhangi bir akıllı cihazdan indirerek kullanılabilen Bookmate, tek bir abonelikle 13 dilde kitaba ulaşmak demek. Bookmate’te okuyucular, sevdikleri kitaplardan raflar oluşturabiliyor ve takipçileri ile paylaşabiliyor, okuduklarından alıntı yapabiliyor, kitaplar hakkında izlenimlerini paylaşabiliyor ve bu geniş arşivle daha fazlası… İzlemekten ve imrenmekten yılmadığımız Kuzey Işıkları ile bu haftaya noktayı koyuyorum. Zira Huawei, Mate 20 Pro akıllı telefonun piyasaya çıkmasını kutlamak ve güçlü yapay zeka kabiliyetlerini sergilemek için farklı sanatçıların katılımı ile benzersiz bir proje gerçekleştirmiş. “Işığın sesini yakalamak” isimli proje, Kuzey Işıkları’nı sese dönüştürüp ‘ışık senfonisi’ yaratmak için teknoloji ve sanatı birleştiriyor. Tanıtım videosu https://www.youtube.com/ watch?v=TQ3KNXQwO1o adresinde bizi bekliyor. Bu haftayı böyle bitirir, haftaya görüşelim derim.

İtirazım var…

İnternet kullanımında adil kullanım kotalarının kaldırılacak olmasına rağmen, bazı servis sağlayıcıların, yenileme dönemi gelmiş müşterilerine hala kotalı paket önermelerine itirazım var. bthabersirketleri.com/itiraz

BThaber Genel Müdürü Özlem Unan İş Geliştirme ve Satış Müdürü Abdurrahman Koyuncu Reklam Satış Yönetmenleri Kutay Göçe Çiğdem Şakar Rana Özgen Reklam Rezervasyon Sorumlusu Suzan Bilken Yönetim Yeri: Bilişim Zirvesi Etkinlik Organizasyon Limited Şirketi Örnek Mah. Şehit Cahar Dudayev Cad. Örnek İş Merkezi No:14 Kat:5 34704 Ataşehir İSTANBUL Telefon: (0216) 888 0 596 Ankara Ofisi: Adres : Nergis Sok Via Flat İş Merkezi No:7/2 Söğütözü-Ankara Telefon: (0312) 258 64 24 / Faks: (0312) 258 63 02

Türkiye’nin en köklü bilişim teknolojileri yayını olan BThaber, 1995 yılından bu yana bilişim ve teknoloji dünyasındaki en son haberleri, yenilikleri ve bilgileri okuyucularına kesintisiz bir şekilde sunmaya devam ediyor. Her hafta yüzde 35’i BT, yüzde 65’i ise finans, otomotiv ve sağlık gibi farklı sektörlerde yer alan şirketlerin ve kamu kurumlarının yöneticilerinden oluşan 7500’ün üzerinde kişiye ulaşmakta ve online platformlar üzerinden her hafta on binlerce kişiye erişim sağlamaktadır.

ISSN 1300-6495 BThaber kontrollü abonelik sistemiyle dağıtılmaktadır. - Fiyatı 1 Kuruş (KDV dahil) - BThaber, 5187 sayılı Basın Kanunu’nun 2/f maddesi hükmü gereği ‘yerel süreli yayın’dır.



WEEKLY INFORMATION TECHNOLOGY AND ECONOMY NEWSPAPER

Data will talk at ICT Summit’19! ICT Summit’18, via Hewlett Packard Enterprise and Turkey İşbank main sponsorship, was completed with intense interest shown by the public and the business world, the excitement has already begun for the 19th ICT Summit to take place on November 2019. ICT Summit’18 held at İstanbul Congress Center on 21-22 November with the “Beyond the Wall” motto with the “Smart Things - Knowing Technologies” frame. It brought the new life to be structured with artificial intelligence and robots together and the future role

of man to the agenda. In the opening part of the event, the motto of the ICT Summit to be held in 2019 was announced as “Data Talks”. In six parallel sessions that took place in the halls; Turkey’s and the world’s leading opinion leaders shared their expertise in their respective fields with 1931 IT decision makers who participated in the 18th Summit for two days. The ICT Summit, which had approximately 200 speakers and panelists, gave the message of “Those who cannot pass quickly beyond the walls will always be behind after

today.” with 18 different programs with nearly 6 thousand participants. As the new, smart and knowing things that embrace everyone beyond the wall; the concept of artificial intelligence, which can empathize, wonder, learn, decide, apply, design, has been moved up to digital intelligence at the summit. Robot and data’s dance show ICT Summit 2018, which received positive criticism from all stakeholders of the IT world, started preparatory work for ICT Summit 2019. The event, which will be

held in November 2019, will be marked by “Data”, which is considered today’s gold mine. ICT Summit General Manager Neslihan Aksun stated that they will realize 19th ICT Summit within the scope of “Data Talks” motto. She added: “In the jewelery workshops, the garbage is swept in and collected. Then the collected garbage is taken to the separation center and the gold dust which has fallen on the ground during processing is separated. The value of this gold dust is the data in the business world. Everyone is looking for this gold-worthy data. Today we

get data from many points and we are creating data stacks. In fact, it will be ‘meaningful data’ that we will derive from these data, not data stacks that will add value to us.” But if we don’t bring these robots together with data and can’t create methods to reach meaningful data, we can’t wait for them to create things with the right data. The robots remain a hardware product. Of course, this applies not only to robots, but also to all employees and managers who are more important. It will now direct the business world.”

Blockchain is the basis of cooperation The Interbank Card Center (BKM), the belgem.io which is implemented in collaboration with Microsoft and VeriPark, provides the opportunity to get to know the blockchain technology more closely, while end users can securely store their training certificates in the blockchain infrastructure and share them with any institution or person. Belgem.io, which is a digital document platform, ensures that individuals

who receive training from institutions receive their training certificates on a special Ethereum blockchain platform. At the initial stage of the Project, participants of BKM - BBN Academy, Blockchain Turkey Platform, FinTech Istanbul and soon Microsoft CloudSociety trainings will receive certificates in digital environment via belgem.io applications, new institution being added to the project in the coming

period, the more number of people could benefit from this practice. BKM General Manager Dr. Soner Canko stated that: “We are leading the digitalization in Turkey and bring new technologies to the users, keeping Technologies such as IoT, artificial intelligence and augmented reality. In this context, we are adding the blockchain, which is frequently talked about in the last period, into life through an exemplary application that everyone

can understand by means of the belgem.io project we have made in order to better understand the blockchain and explore the fields of application. Microsoft Turkey General Manager Murat Kansu talked about belgem.io: “We are proud to be a partner in this project with our Microsoft Online Education portal, Cloud Society. In the coming period, we will continue to support such successful

projects with all of our resources to bring Turkey to a Pioneer status, working closely with our clients in the finance sector.” VeriPark General Manager Aslı Derbent Özkan commented as: “As in this project in particular, Blockchain will make people’s lives easier in many areas such as finance, energy, health, telecommunication, education and logistics and will eliminate the problem of trust among individuals.”

eFinans reinforces global competence eFinans, an e-invoice sector company and a subsidiary of QNB Finansbank, signed a partnership agreement with Pagero, the world’s leading e-invoice and digital transformation company. Pagero Group, based in Sweden; provides global e-invoice services to the

customers with 17 offices around the world. Within the framework of The European e-Invoice Service Providers Association, under an agreement reached in Brussels at the annual meeting; eFinans will provide infrastructure support to Pagero’s e-invoice

operations in Turkey. This agreement is the first White Label agreement of Turkey in e-invoice services in the international arena. With this agreement, eFinans, the first Turkish member of EESPA (European e-Invoicing Service Providers Association); is also the first

e-invoice service provider providing integration in the foreign trade in Turkey via its fourth international agreement after Tesisquare, Basware and Global Blue partnerships. eFinans General Manager Okay Yıldırım stating that they follow the developments in

Turkey and abroad closely said that: “Many companies based abroad are getting in touch with us to make joint projects in the field of e-Transformation in Turkey. It is important that eFinans is the preferred brand of e-invoice service providers based in Europe.”



Prof. Dr. Aydın Köksal awards found its owners Turkey Informatics Association (TBD) gave ‘science awards’ in honor of the association’s founding president and founder of the informatics (bilişim) Word, Prof. Dr. Aydın Köksal. TBD Chairman Rahmi Aktepe emphasized that as Prof. Dr. Aydın Köksal devoted his life to science and Turkish language finding 2 thousand 500 scientific words and stated that: “Our language is our treasure and

Aydın Köksal has made a significant contribution to this treasure.” At the 35th National Informatics Congress organized by TBD, ‘Prof. Dr. Aydın Köksal Awards’ were presented to the winners. Awards were given in three categories such as ‘Computer Engineering Science Award’, ‘Original Domestic Software Award’ and ‘Software Export

Award’. Original Domestic Software Award was given to ATAR (Automated Threat Analysis and Response), Computer Engineering Science Award to Prof. Dr. Albert Levi, Software Export Award to (Criminal Laboratory Management System) Verisis A.Ş. General Manager Aydın Kolat. Prof. Dr. Aydın Köksal found

2 thousand 500 Turkish scientific words such as computer, information processing, informatics, software, online, printer, memory, hardware, communication, command, memory location and operation. Giving information about Prof. Dr. Aydın Köksal Awards, TBD President Rahmi Aktepe said: “Prof. Dr. Aydın Köksal is not only the founding president

of TBD but also a devoting value for Turkish language. He enriched our language, illuminated Turkey in the IT field. He has more than 280 scientific publications and continues to contribute to our country and our language. Today, national languages are disappearing and changing. For this reason, we should take the example of Aydın Köksal and honor our own values.”

m-TOD develops global collaborations Mobile Telecommunications Operators Association (m-TOD) has signed a memorandum of understanding in the field of cooperation with the international GSM

association GSMA between the Secretary General Erhun Baş, on behalf of m-TOD, and the Global Vice President of Regulatory Affairs John Giusti, on behalf of GSMA.

Having members of more than 700 mobile operators and global technology companies globally including m-TOD, Turkcell, Türk Telekom and Vodafone, actively involved in

the management of GSMA. With the Memorandum of Understanding signed in Dubai, GSMA, which organizes Mobile World Congress MWC, the world’s

largest organization in the field of mobile technologies, envisages cooperation with partner events, publications, education and work with public institutions.

Mercedes Technology Center İstanbul Mercedes-Benz Turk’s parent company Daimler AG, with the global IT strategy formed at the end of 2013, positioned Turkey as one of the IT technology basis and opened the Hoşdere facility Global IT Solutions Center is celebrating its 5th year. Serving more than 40 countries from Germany to Japan and employing about 300 people, Global IT Solutions Center has achieved significant growth and success since its establishment. Mercedes-Benz Turkish CEO Süer Sülün, Daimler IT

Joint Solutions and Services Director Christoph Röger and Mercedes-Benz Türk’s Daimler Global IT Solutions Center Director Özlem Vidin Engindeniz met at the meeting for the 5th year celebrations of the Center. Mercedes-Benz Turkish CEO Süer Sülün mentioned the importance of Mercedes-Benz Türk as part of the Daimler network as: “Since 2013, a total investment of 4 million Euros in excess of Daimler’s global IT Solutions Center circuit receives export all over the world are done through information technologies

and expertise from Turkey. Thanks to this center, we have recorded engineering exports of 25 million Euros. In the digitalized world, the way companies do business is changing. Today, the most valuable resources of the automotive sector are collecting data and making the analysis right. In the digital transformation of Daimler, our center was given very valuable tasks and we continue to take on new ones with our successes. In the company’s 51 years of history, thanks to one of our investment in these centers

keep pace with the changing needs of our era offers from Turkey have created a worldwide service centers. Many of the technological solutions to the world’s countries can be produced in Turkey, it is not only a source of pride for Mercedes-Benz but for our country, as well.” Director of Daimler Global IT Solutions Center Özlem Vidin Engindeniz stated that: “Turkey is an important and growing market for our parent company Daimler. Daimler’s establishing the second Global IT Solutions Center in Turkey after India

at the end of 2013 is one of the biggest signs of it. In our center, we transfer our expertise in the field of IT to our company as international support. Today we serve more than 40 countries around the world and we are implementing successful projects. We are moving forward with the steps to transform the center into a World class organization where our skills, technical know-how and experience are blended with different cultures and strong international teams.”




Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.