Sayfa
6
E - TOPLUM
Sayfa
• Davos’un sahte pırıltısı
8
• Osmanlı’ya dijital arşiv
Edİp Emİl Öymen
• Bauhaus 100 yaşında
Küresel şirket olma yolunda emin adımlar Kurumların operasyonel verimlilik ve güvenlik ihtiyaçlarına yönelik çözümler geliştiren Kron, küresel bir şirket olma yolunda hızla ilerliyor.
25. yıl HAFTALIK BİLİŞİM TEKNOLOJİLERİ VE EKONOMİSİ GAZETESİ www.bthaber.com.tr
SAYI
1207 4 - 10 Şubat 2019
Sayfa
4
TBD İstanbul Şubesi Genel Kurulu yapıldı Türkiye Bilişim Derneği İstanbul Şubesi 13. Olağan Genel Kurul Toplantısı yapıldı. Yapılan seçimler sonucunda Yönetim kurulu başkanlığına Deniz Tiryakioğlu ve ekibi yeniden seçildi.
Sayfa
15
Hızlanan tahsilat, kısalan vade Paynet, şirketler ve bayileri için kolay tahsilat ve nakit akışı sağlarken, son kullanıcılara da tüm banka kartlarından taksitli alışveriş yapma imkanı tanıyor.
Sayfa
Sayfa
3
18
Elzem adımlar için kritik başlıklar 30 ülkenin merkezi İstanbul oldu
UiPath, Türkiye Genel Müdürü Tansu Yeğen’i içlerinde Türkiye, Rusya, Romanya, Çek Cumhuriyeti, Macaristan, İsrail, Litvanya ve Ukrayna’nın da bulunduğu 30 ülkeyi kapsayan bölgenin başına getirdi.
TBV, TÜBİSAD ve TESİD işbirliğiyle 2011 yılında kurulan Dijital Türkiye Platformu (DTP), Avrupa’nın dijital dönüşüm yaklaşımını ve PwC Türkiye ile birlikte hazırlanan “Dijitalleşme Yolunda Türkiye” raporunu; iş dünyası, üniversiteler, STK’lar ve kamu kuruluşları ile paylaştı.
Sayfa
12
BULUTU
BULUT
%100 YERLİ 2FA ÜRÜNÜMÜZ "SECTRAIL" GLOBAL TEKNOLOJİ ORTAKLIKLARI KURMAYA DEVAM EDİYOR.
YAPAN VERi MERKEZi
Büyüyen veriye, daha
RADORE
BNTPR0 "Sectrail" yetkili satış ortağıdır. WWW.BNTPRO.COM
TL A İ L G LU AKLINDAKI SORULARI
İ İL
Approved Technology Partner;
Bilişim Zirvesi ‘18’ kapsasamında ‘Büyük Verinin Zekası Platformu’ yer aldı. 'Kişisel Verileri Koruma Kanunu ve Uygulamaları' başlıklı konuşması ile açılışı Kişisel Verileri Koruma Kurumu Başkanı Prof. Dr. Faruk Bilir yaptı. Platform ile ilgili detaylı içeriklere iç sayfalarımızda ulaşabilirsiniz.
BU
detaylı ilgi yakışır
BThaber
GÜNDEM
4 - 10 ŞUBAT 2019
3
Elzem adımlar için kritik başlıklar
TBV, TÜBİSAD ve TESİD işbirliğiyle 2011 yılında kurulan Dijital Türkiye Platformu (DTP), Avrupa’nın dijital dönüşüm yaklaşımını ve PwC Türkiye ile birlikte hazırlanan “Dijitalleşme Yolunda Türkiye” raporunu; iş dünyası, üniversiteler, STK’lar ve kamu kuruluşları ile paylaştı. İstanbul’da düzenlenen toplantıya Dijital Türkiye Platformu’nun üyesi olduğu Digital Europe’un Genel Direktörü Cecilia Bonefeld-Dahl da konuşmacı olarak katıldı. PwC Türkiye ile hazırlanan “Dijitalleşme Yolunda Türkiye” raporu, dijital dönüşümün paydaşları olan birey, devlet ve iş dünyası ile bu tarafların ortak paydası olan “bağlanabilirlik”, “siber güvenlik” ve “yapay zeka” konularının önemine dikkat çekiyor. Sektörün sorunlarının çözümü ve sağlıklı gelişimi odaklı katkı sunmayı amaçlayan DTP, Türkiye’de bireyler, kamu ve iş dünyasını kapsayan bütüncül bir dijital dönüşüm odaklı politika önerileri oluşturuyor. DTP, bunun yanında Avrupa dijital teknoloji endüstrisinin temsilcisi Digital Europe’un üyesi olarak, Avrupa Birliği (AB) dijital gündemini de yakından takip ediyor. DTP ve TBV Başkanı Faruk Eczacıbaşı, AB ile aramızdaki dijital endüstri kavramını pekiştirmek için 2011 yılında kurulan DTP’nn önemine dikkat çekerken, “Dijitalleşme Yolunda Türkiye çalışması ile refah seviyesinin yükselişinde, dijital dönüşüm fırsatının, seri bir planlama ile değerlendirmesinin önemine dikkat çekmek istedik” dedi. TESİD Yönetim Kurulu Başkanı C. Müjdat Altay ise gençler ve eğitim, altyapı teknolojileri alanında ortak seferberlik ve güç birliği
ile hedeflerini gerçekleştirmek istediklerini vurgulayarak, “Bu yönüyle Digital Europe ile hedeflerimiz büyük ölçüde ortak. Yerli imkanlarımızla dijitalleşme çok önemli ve bu alanda başarının yolu dijital becerisi yüksek birey ve kurumlardan geçiyor. Türkiye’nin dünyadaki dijitalleşme sürecindeki konumunu ve yol haritasını göstermesi açısından önemli bir kaynak niteliği taşıyan bu raporun ülkemizde yapılması gereken dijitalleşme çalışmalarına önemli bir rehber olacağına inanıyoruz” yorumunu yaptı. “Dijital ekonominin temeli; dijital veri, yapay zeka, otonom robotlar, büyük veri, artırılmış ve sanal gerçeklik, nesnelerin interneti gibi dijital teknolojiler ve dijital altyapı” bilgisini veren TÜBİSAD Yönetim Kurulu Başkanı Erman Karaca ise şu bilgileri verdi: “Dijital veri birçok geleneksel sektörde yeni iş modelinin temeli oldu ve yeni sektörlere yol açtı, veri ekonomisi oluşmaya başladı. Tüm dünya dijital ekonomi dönüşümüne giderken, Türkiye’nin rekabetçi kalmasına ve yüksek teknoloji ihraç eden bir ülke olmasına katkıda bulunacak hamleler yapmak kritik önem taşıyor. Bunun için ise toplumun her kesimini içine alan dijital yetkinlik planları oluşturulmalı, yapay zekanın ve veri ekonomisinin potansiyeli ortaya çıkarılmalı, e-Hizmetler teşvik edilmeli ve kolaylaştırılmalı, bağlantılar hızlanmalı, altyapılar ve siber güvenlik güçlendirilmeli.” Yol haritası net, sıra icraatta! “Dijitalleşme Yolunda Türkiye” araştırmasında öne çıkan 6 başlık ve detayları şöyle sıralanıyor: • Dijital beceri eğitimleri için
•
kamu ve özel sektörün işbirliği: Ülkelerin işsizlik ve verimsizlik nedeniyle karşılaşacakları maliyet, şirketlerin dijital becerileri artırmaya yönelik yapacakları yatırımlardan daha fazlası olacak. Değişen işgücü piyasasının taleplerini karşılayabilmek için gençlerin dijital becerilerinin artırılması kritik önemde. Dijital becerilerin artırılması toplumun geneli, işgücü, eğitim ve bilişim uzmanları odağında planlanmalı. Genç nüfusa yönelik özel sektörün öncelik ve ihtiyaçlarına uygun dijital becerilerin kazandırılması için özel sektör ve kamunun işbirliği ile özel programlar tasarlanabilir. Vatandaşlar ve işletmeler için etkili e-hizmetler: Türkiye’de 2018 itibarıyla e-Devlet kullanım oranı yüzde 45,6. e-Devlet kapısında 423 farklı birim tarafından 3 binden fazla hizmet sağlanmakta. Bu başlıkta gelişim için öncelikle e-Devlet hizmetlerinde İK ve telekom altyapısının önemine dikkat edilmeli, planlamalar bu eksende yapılmalı. Çünkü vatandaşlar ve işletmeler için ‘uluslararası hareketlilik’ hizmetlerine odaklanılmalı. AB ülkeleri e-Kimlik, e-İmza gibi konularda Elektronik Kimlik Belirleme ve Güven Hizmetleri (eIDAS) düzenlemelerini hayata geçirdi. Türkiye’de de eIDAS spesifikasyonları ile uyumlu e-Kimlik, e-İmza gibi teknolojilerin geliştirilmesi, uluslararası hareketlilik çalışmalarını destekler. e-Devlet hizmetlerinin yaygınlaştırılması, ayrıca Devamı 4. Sayfada
4
BThaber
GÜNDEM
4 - 10 ŞUBAT 2019
“Tek ortak küresel dİl kodlama” Türkiye’nin, dünya lideri ve yenilikçi şirketler tarafından önemli bir Avrupa ülkesi olarak tanındığını belirten Digital Europe Genel Direktörü Cecilia Bonefeld-Dahl, konuşmasında şu başlıklara vurgu yaptı: • Özellikle son yıllarda önem kazanan yapay zekâ gibi yeni alanlar, tüm işletmeleri ve endüstrileri büyük ölçüde değiştirecek. Tüm potansiyel ve fırsatların üretim, eğitim ve sağlık hizmetlerini iyileştirmek için yeni işlere, yeteneklere ve çözümlere dönüştürülmesini sağlamak için hükümetler ve endüstrilerle birlikte çalışıyoruz. • Digital Europe; sadece AB ülkelerine değil, Türkiye ve Norveç gibi birlik dışındaki ülkelere de destek veriyor. Dijital sürdürülebilirlik, gizlilik ve güvenlik, dijital yetkinlikler ve şirketlerde altyapı ile ilgili çalışmalarımız öne çıkıyor. 5C; yani ‘capital’ (sermaye), ‘competence’ (yeterlilik), ‘culture’ (kültür), ‘common market’ (ortak pazar) ve ‘cohesion’ (uyum) felsefemiz ile hedefimiz dijital dünyada
•
•
başarısıya odaklanmak. Günümüzde girişimler büyük şirketleri bertaraf edebiliyor. Çünkü burada hız kritik önemde. Buna rağmen, çocuklar kodlama bilmiyor, oysa tek ortak küresel dil kodlama. Bu nedenle okullar ve eğitim sistemi, bu dönüşümde en büyük sorunumuz. Ayrıca dönüşümün tam ortasındayız ve bunu reddetmek imkansız. Bu arada, Avrupa’da küreselleşme ve ulusalcılık kavramını da aşmak gerek. Sonuçta dijital politikalar tek bir pazarı oluşturmayı hedeflemeli, Almanya, Fransa, Türkiye ayrımı olmamalı. Avrupa bu konuda birliği sağlayamazsa, kendi pazarını ve küresel rekabet gücünü başkalarına bırakır. AI, doğal olarak, farklı kanallardan çok veri gerektirir. Avrupa, örneğin tıp ve üretim sektörlerinde veri göllerine sahip ve ortak veri gölleri, düzenlemelere uyum demek. Algoritmalar da zeki ve sürekli öğrenip kendilerini geliştiriyor. Dijital teknolojilerin yok ettiği her iş, 3,7 yeni iş yaratacak. GDPR gibi birçok yeni uygulama Avrupa’da
•
•
etkili ve iki yıldır üzerinde çalıştığımız Siber Güvenlik Yasası da yakında hayata geçecek. Sonuçta ülkeler verinin kendilerinde kalmasını istedi, ama biz de kişisel verileri seçerek bölgede konumlanmasına imkan verdik. Verinin serbest dolaşımı için AB içinde ve dışında ortak fikirlerin geliştirilmesi bu nedenle çok önemli. Dijital vergi başlığında dijital ekonomide değeri vergisel bazda nasıl bölmemiz gerektiğine baktık. Geldiğimiz noktada bu, AB değil, küresel bazda çözüm bulunması gereken bir konu ve bu nedenle de OECD nezdinde ele alınan bir sorun. Üniversite-kamu-özel sektör arasında işbirliği her başlıkta esas olmalı. Hatta bu tarz işbirliği, misal ülkelerin üniversiteleri arasında olabilir. Sonuçta her devrim, sorun getirir ama bu sefer farklı, çünkü hiçbiri dijital devrim kadar hızlı olmamıştı. Bu nedenle süreç içinde sorunlarla hep karşılaşacağız, kötü adamlar hep olacak. Ama unutmamak gerekir ki, krizler fırsatları da yaratır.
•
•
kamunun bakış açısının e-Devlet hizmetleri ile sınırlandırılmaması, ‘dijital devlet’ anlayışı ile teknolojiden yararlanılması önemli. Siber güvenliğin güçlendirilmesi: Dijital tehditlere karşı yasal ve teknolojik düzenlemeler olmalı. Siber yetkinliklerin artırılmasına odaklanılmalı. Siber güvenlik ekosistemi iyileştirilmeli. USOM ve SOME gibi devlet kurumlarının işleyişi ve teknolojik altyapısı geliştirilmeli. Ayrıca STK’lar, üniversiteler ve özel sektörün işbirliği ile bir ekosistem oluşturulabilir. Uluslararası düzeyde farklı aktörler ile ortak çalışma platformları da inşa edilebilir. Yapay zekanın tüm fonksiyonlarından yararlanılması: Sektörü yapay zekayı benimsemesini teşvik edecek bir plan geliştirilmeli. Bu planda öncelikle KOBİ’lere ve startup’lara yatırım yapılarak, araştırmalarına ve büyüme çabalarına destek olunabilir. Ayrıca yabancı yatırımcıları ve yapay zeka girişimcilerini pazara çekmek için teknoloji vizesi kotası aracılığıyla vergi muafiyeti gibi teşvikler verilebilir. Araştırma girişimlerine, laboratuvarlara ve üniversitelere hibe sağlanması söz konusu olabilir. Hükümetleri birinci müşteri konumuna getirip, startup’ları desteklemek ve
•
•
müşteri tabanı bulmalarına yardımcı olunması gündeme gelebilir. Akademi, özel sektör ve STK’lardan uzman isimlerin katılımı ile ‘Yapay Zeka Etik Rehberi’ çalışılabilir. Altyapıların geliştirilmesi ve bağlanabilirliğin artırılması: Düşük bağlanabilirlik, var olan teknolojilerin geliştirilememesi, yerli ve yabancı girişimlerin yitirilmesi, teknolojik gelişimin yavaşlaması ile rekabet gücünün kaybedilmesini beraberinde getirebilir. Bu nedenle 5G ve gigabit ağlarının yaygınlığını güvence altına almak için ortak yatırım da dahil olmak üzere açık yatırım teşvikleri oluşturulmalı. Küçük girişimlerin idari yükleri azaltılabilir. Ortak çalışmaya dayalı iş modelleri teşvik edilebilir. Katma değerli hizmetlerin gelişimi ile altyapı yatırımları bağdaştırılmalı. Yeni nesil dijital altyapılara talebi tetiklemek için uçtan uca test ortamları kurulmalı. Veriye dayalı ekonomi potansiyelinin artırılması: Veri sahipliği ve kontrolünün netleştirilmesi önemli. Güçlü ve güvenilir bir veri koruma çerçevesi oluşturulması, kamu sektörü verilerinin etkin biçimde kullanımı, ortak çalışma ortamlarının ve standartlarının oluşturulması, ayrıca güvenli, yasal ve uygun veri paylaşımı veri ekonomisini oluşturmada öne çıkan temel başlıklar.
TBD İstanbul Şubesi Genel Kurulu yapıldı Türkiye Bilişim Derneği İstanbul Şubesi 13. Olağan Genel Kurul Toplantısı 19 Ocak 2019 tarihinde Kadıköy Belediyesi Brifing Salonunda gerçekleştirildi. Genel kurulda yapılan seçimler sonucunda 13. Dönem Yönetim, Denetim ve Onur Kurulları belirlendi. Yönetim kurulu başkanlığına Deniz Tiryakioğlu ve ekibi yeniden seçildi. TBD İstanbul Şubesi tarafından yapılan açıklamada şunlar kaydedildi. “Yeni dönemimizde de sektörlerimizi ve bireylerimizi teknolojik gelişmeler konusunda bilgilendirecek, farkındalık
yaratacak, sektörel sorun ve sorulara yardımcı ve destek olacak, ülke kalkınmamızın bilgiye dayalı ve verimli bir ekonomiye dönüşmesine katkı sağlamak için etkin çalışmalarımız devam edecektir. Değerli bilişimci dostlarımızı; daha sık beraber olmak, fikir alışverişinde bulunmak ve önerilerini bizlerle paylaşmaları için çalışmalarımızda aktif rol almaya davet ediyoruz.” TBD İstanbul Şubesi’nin yeni yönetim kadrosu şu isimlerden oluştu. Yönetim kurulu: Deniz Tiryakioğlu, Ahmet Ayvalı, Ceyda Akaydın, Cahit
Cengizhan, Hüseyin Karayağız, Tufan Tekin, Cemal Kıvanç Öner. Yedek üyeler: Murat Demirel, Can Dağdelen, Prof. Dr. Gonca Telli, Doç. Dr. Bilgin Metin, Dr.
Elif Kartal. Denetleme kurulu: Ekrem Yener, Dr. Tanesr Arsan, Timur Özkan. Denetleme kurulu yedek üyeleri: Ceylan Dere, Ebru
Gadiş, Eyüp Osman Şahin. Onur kurulu üyeleri: Prof. Dr. M. Erdal Balaban, Vedap Şarapçı, Polat Kutnay, Osman Tuncelli, Prof. Ahmet Lütfi Orkan, Serdar Günizi.
6
E-TOPLUM
Davos’un sahte pırıltısı Bu yılki Davos da bitti ama geride karikatürleri kaldı. Davos yöneticileri, eğer 2020 Davos’unun da 2019 “gibi” olmasını istemiyorsa, bu karikatürlere bir baksınlar: *Karlı damlarda dolaşan, eli silahlı korumaların gölgesinde, “ayrıcalıklı” bir salonda konuşan iki kişi: “Trump da burada olsaydı, 800 bin devlet memuruna maaş ödemeden devletin nasıl hala çalıştığını anlatsaydı, ufuk açıcı olurdu.” *Davos Genel Kurul Salonu’na girmek üzere yürüyen, şık, kürklü, “ayrıcalıklı”, “seçkin” bir hanım ve yanında yine kürklü paltolu, ağzında kocaman purosuyla tipik bir CEO veya işadamı. Hanım, elindeki Davos Programı’na bakarak konuşuyor: “Çok fazla oturum var. Ama Açlık ile Yoksulluk forumları arasında tercih yapamıyorum.”
BThaber
Edip Emil Öymen edip.oymen@gmail.com
*Davos’ta bir panel: Konu: Sosyal Sorumluluk. Konuşucu bey diyor ki: “Varlıklı ile Mega-Varlıklı arasındaki gelir uçurumu artıyor.” Diğer iki panelist, karamsar bakışlarla dinliyorlar. *Karikatür değil, gerçek: Fortune dergisi, Davos’a en yakın büyük havalimanı Zürih’te (Air Charter Service verisine dayanarak) bin 500 özel uçağın park ettiğini haber yaptı, fotoğrafladı. ACS’e göre bu yılki özel jetler daha büyük, daha pahalıymış. (22.01) *Karikatür değil, gerçek: TIME Dergisi’nin, Davos 2019 sayısından: “Üst düzey bir CEO ile sıradan bir çalışan arasındaki gelir farkı oranı 1978’de 30’a 1 iken, şimdi 312’ye 1.” (John Lanchester)
4 - 10 ŞUBAT 2019
Bauhaus 100 yaşında
Görseldeki bina, Almanya’da 1919’da açılan, 1933’de Naziler tarafından kapatılan, bugün için de önemi hala büyük Bauhaus Tasarım ve Uygulamalı Sanat Okulu’nun Almanya’nın Dessau şehrindeki binası. Treyler, gezici sergi için kullanılacak. “Şekil, işlevi izler. Az, çoktur” ilkeleriyle tanınan okul 1919’da Weimar şehrinde kurulmuştu. Sadece 14 yıllık ömründe mimarlık, sanat, zanaat, tasarım alanında çığır açtı (Not: Bizdeki yapı marketle ilgisi yok). Kısa sürede Nazilerin saldırılarına hedef oldu. Weimar’dan Dessau’ya, oradan Berlin’e taşınmak zorunda kaldı. Sonu orada geldi.
Bauhaus’u yaratan sanatçı, mimar, tasarımcılar ABD’e göçtüler. Kurucusu mimar Walter Gropius, Harvard’a hoca olarak alındı. Diğerleri başka okullarda çalıştılar. Bauhaus’un 100’üncü yaşı dolayısıyla Almanya başta olmak üzere, Avrupa’da bu yıl anma etkinlikleri düzenlenecek. Almanya’dakiler Cumhurbaşkanı Steinmayer’ın açış konuşmasıyla başladı: “Bauhaus, Almanya’nın dünya çapında en çok etki yapan kültür ihraç ürünlerinden biridir.” Mimar Ludwig Mies van der Rohe, ressam Paul Klee ve Wassily Kandinsky, tasarımcı Marcel Breuer, fotoğrafçı László Moholy-Nagy, ressam Josef Albers başta olmak üzere Bauhaus’ta fikir
önderleri hep erkeklerdi. Walter Gropius, bugün için cinsiyetçi sayılan şu sözüyle anılıyor ne yazık ki: “Kadınlar, üç boyutlu düşünmekten acizdir.” Bauhaus’ta öğrenim gören, katkıda bulunan kadınlarla ilgili bilgiler yeni yeni araştırılıyor. En öne çıkan isim: Anni Albers. 2018’de Londra’da Tate Modern’de bu hanımın Bauhaus’ta başlayan, sonra ABD’de devam eden sanat hayatı boyunca yaptığı kumaş ve dokuma tasarımları nihayet sergilendi. Bir başka tasarımcı, Marianne Brandt, o zamana kadar sadece erkeklere “açık” olan metal işleme ve tasarım atölyesinde gümüş, tunç, krom ve alüminyumdan öyle işler yaptı ki, eserleri bugün koleksiyoncuların gözbebeği. Benita Otte ise bugün “hazır mutfak” diye bildiğimiz, üzerinde düşünmeye gerek duymadığımız mutfak düzenini Bauhaus için tasarlamıştı.
Osmanlı’ya dijital arşiv Fransız koleksiyoncu Pierre de Gigord’un 30 yıl kadar önce, 1980’lerde Türkiye’deki seyahatleri sırasında sahaflardan, eskicilerden arayıp bulduğu Osmanlı dönemi fotoğraflarını Amerikan Getty Müzesi dijitale dönüştürdü. Dünya araştırmacılarının hizmetine bedava sundu. Ülkemizde orada burada şurada eskici dükkanlarında “suratına bakılmayan” fotoğrafların, aslında nasıl bir görsel kültürel tarih zenginliğini yansıttığını, şimdi Getty Müzesi’nin web sitesinden ibretle, hayıflanarak izlemek ise bize kaldı. Dijital olarak sunulan görsel sayısı 6 binin üzerinde. Demek ki bu fotoğraflar, 1980’lere kadar ortalıkta dolanmış, kimse fark etmemiş, gören olduysa da “eski püskü” diye merak etmemiş? Ta ki bir yabancı meraklı, bunları tek tek bulup satın alıp götürene kadar.
Albümen baskı denilen bir yöntemle kağıda basılmış fotoğraflar, cam negatifler (elbette sadece siyahbeyaz), elle renklendirilmiş cam plakalarda Osmanlı’da 1890’lar 1900’lerdeki gündelik yaşam, ilkel bir tarım toplumu olarak kalan, sanayileşemeyen, yarı-sömürge durumunda Birinci Dünya Savaşı’na doğru sürüklenen “Hasta Adam”ın çekilmiş binlerce fotoğrafı. İçlerinde, 1878’deki mevcut en “ileri teknoloji” ile çekilmiş bir İstanbul Panoraması da var: 10 ayrı fotoğrafın yanyana birleştirilmesiyle yapılmış. 3 metre 20 santim uzunlukta, 25.5 cm eninde (Panorama de Constantinople pris de la tour de Calata). Dijital koleksiyonda ayrıca, Viyanalı işadamı Josef Sengsbratl’a ait renklendirilmiş 50 tane cam saydam da var. Konuyla ilgili olarak: ABD Kongre Kitaplığı’nda
(Library of Congress) Sultan Abdülhamid’in 1880 – 1893 yıllarında İstanbul ve Anadolu’da çektirdiği bir fotoğraf koleksiyonu bulunuyor. Tamamı bin 819 fotoğraftan oluşan koleksiyon, 51 tane büyük boy albüm halinde Kongre Kitaplığı’na ve Londra’da British Museum’a padişah tarafından hediye edilmiş. Fotoğraflar, İstanbul’da yaşayan Abdullah Frères, Sébah & Joaillier, Phébus gibi yabancı fotoğrafçıların kameralarından. Yine bunların hepsi dijital olarak dünyanın kullanımına açık. Abdülhamid’in Almanya Başbakanı Otto von Bismarck’a hediye olarak 1886’da çektirdiği 3 cilt fotoğraf albümünü ise Almanya’dan, Koç Holding Başkanı Ömer Koç 2017’de bir müzayedede satın aldı. Ülkemizin kültür
mirasına kazandırdı. İstanbul/ Beyoğlu’nda Koç Üniversitesi yönetimindeki ANAMED’de Mayıs 2019’a kadar uzatılan sergide bu fotoğraflar, çekiliş öyküleri, dönemin tarihsel ve sosyolojik koşulları çerçevesinde mükemmel bir şekilde sergileniyor. “Tarihin Merkezine Seyahat: Fotoğraf ve Osmanlı Köklerinin Yeniden Keşfi” adlı sergi, Osmanlı Devleti’nin kurulduğu Bursa/ Söğüt yöresinde 1886’daki
yoksulluğun, ilkel tarım ortamının ibretlik görselliği aslında. Sergide, Gaumont Pathé arşivinden Bursa yöresinin 1920’lere ait bir film kaydı da var. 1886 – 1920 arasında o bölgenin “aynı” kaldığını, bir ilerleme olamadığını görüyoruz. Serginin (İngilizce yayınlanan) kitabını, fotoğraflarıyla birlikte belki Koç Üniversitesi dijitale de aktarır, dünyanın kullanımına bedava sunar?
YAZICI MI KİRALAYACAKSINIZ?
KYOCERA Yönetilen Doküman Hizmetleri (MDS) tercih edin. KYOCERA MDS, baskı maliyetlerinde %30’a varan oranlarda azalma sağlayan çok yönlü bir çözüm konseptidir. MDS çerçevesinde uzman ekiplerimiz donanım, yazılım ve iş akışı kaynaklı, maliyetlerinizi etkileyen sorunları tespit eder. Detaylı analizler sonucunda size özel bir çözüm geliştirilir. KYOCERA’nın kompakt masaüstü yazıcılarından yüksek kapasiteli çok fonksiyonlu fotokopi makinelerine kadar uzanan geniş ürün yelpazesi, gelişmiş doküman çözümleri ve üstün servis hizmetlerini bir araya getiren benzersiz sayfa başı anlaşma sistemimiz sayesinde ek maliyetlerle karşılaşmaz, yalnızca aylık kira bedeli ödersiniz. Detaylı bilgi için
KYOCERA Document Solutions Inc. - www.kyoceradocumentsolutions.com
8
BThaber
BİLİŞİM DÜNYASI
4 - 10 ŞUBAT 2019
Küresel şirket olma yolunda emin adımlar Kurumların operasyonel verimlilik ve güvenlik ihtiyaçlarına yönelik çözümler geliştiren Kron, küresel bir şirket olma yolunda hızla ilerliyor. Kron, başta telekom olmak üzere finans, enerji, sağlık gibi sektörlerde faaliyet Ayhan Sevgi gösteren kurumların operasyonel verimlilik ve güvenlik ihtiyaçlarına yönelik yüksek teknolojili çözümler geliştiriyor. 2007 yılında kurulan ve bugün borsada da işlem gören Kron, geliştirdiği çözüm ve hizmetlerinin yanı sıra yurtdışındaki ofisleri ile uluslararası pazarda da hızlı bir gelişim gösteriyor. Kron Yönetim Kurulu Başkanı Lütfi Yenel, sorularımızı yanıtladı. Teknolojinin gelişim süreçlerini ve yansımalarını nasıl değerlendiriyorsunuz? Teknoloji her zaman çok önemliydi ve her geçen gün de önemini artırıyor. İnsanların sosyal ve iş hayatında daha fazla yer alıyor. Bu artış daha da hızlanmış durumda. Bilişim teknolojilerinin yaygın kullanımı verimliliği öne çıkardı. Aynı zamanda bu teknolojiler konusunda üretici konumunda olmak da ayrı bir öneme sahip. Peki Türkiye’nin teknoloji geliştirme konusunda büyük adımlar atması için neler yapılmalı? Teknolojiyi takip eden ülkelere baktığımızda geniş fonların da olduğunu görüyoruz. Yeni gelişmeler ile birlikte yeterli derecede fon bulamayan şirketler için de yeni fırsatlar ortaya çıktı. Bunun somut örneklerinden bir tanesi de elektrikli araçlar. Küçük firmaların önünde bu tip yeni fırsatlar oluşmaya başladı ama tüm bu fırsatların içerisinde de küresel düşünmeniz lazım. Türkiye’nin mentalite ve mevcut endüstri yapısı açısından birtakım dezavantajları var ve bunları kırılması gerekiyor. Türkiye’deki firmalar genel olarak iç pazara odaklı odaklılar. Şirketlerimiz geçmiş dönemde belirli alanlara odaklanmak ve dünyaya
açılmak yerine, birçok alana girerek, yerelde kalmayı tercih etmişler. Hatta bugün birçok şirketin isminde, küresel düşünülmediği için “ş, ç, ü,,” harfleri yer alıyor. Günümüzde BT sektöründe bile her işi yapmaya çalışan şirketler var. Hem bir şirketin temsilciliğini yapıyor hem program yazıyor hem donanım üretiyor hem de sanayi sektörüne iş yapıyorlar. Dünyada böyle bir şey yok. Ancak biraz da buna mecbur kalmıyorlar mı? Hayatlarını sürdürmek zorundalar. Türkiye’de pazarın büyük olmaması nedeniyle şirketler hayatlarını sürdürebilmek için birbirinden farklı işler yapıyorlar ve birbirlerine rakip oluyorlar. Halbuki bir konuda uzmanlaşsalar birbirinin de ayaklarına da basmayacaklar. Başlangıçta belirli bir yere gelmek için birden fazla ürünü yapıyor olabilirsiniz; ama tüm ürünleri küreselleştirmeniz mümkün değil. Kaynağınız, elemanınız yetmez. Bunlardan bir ya da ikisini küresel ürün olarak büyütebilirsiniz. Dolayısıyla tek bir üründe, teknolojide küresel bir şirket olacaksınız. Türkiye’nin önündeki en büyük iddia bu. Türkiye teknoloji konusunda dünya çapında bilinen, tanınan markalar çıkarabilir. Eğer bunu yapamazsak, sadece Türkiye’ye yönelik teknoloji üreterek doğru katma değer yaratamayız. Biz de bu iddianın peşindeyiz ve çalışmalarımızı bu doğrultuda sürdürüyoruz. Bu değişen dünyada siz nasıl bir gelişim süreci izliyorsunuz? Kron olarak başlıca altı ürün oluşturduk. Yetkili hesap erişim güvenliği platformu Single Connect, ağ ve BT altyapı izleme platformu Single Monitor, abone doğrulama ve yetkilendirme çözümü Marta AAA, servis sağlayıcı trafik loglama çözümü CG-Logger, ağ izleme ve servis kalitesi
Kron Yönetim Kurulu Başkanı Lütfi Yenel ölçümleme platformu Quality Assuance, bulut tabanlı kablosuz ağ çözümü Secure Single – Fi. Bu ürünlerimizin biri ile küreselleşme yönünde oldukça yol aldık. Henüz yıllık rakamlarımız tam olarak ortaya çıkmadı ama yurtiçi ve yurtdışı gelirlerimizi yüzde 50 – 50 oranlarına getirmeyi başardık. Single Connect ürünümüzün yurtdışı satışları, iç satışlarımızın oldukça üstünde seyrediyor. Satış yaptığımız şirketler de oldukça büyük şirketler. Dolayısıyla biz küreselleşme yönündeki dönüşümümüzü bu ürünümüzle gerçekleştirmiş olduk. Şimdi ikinci ürünümüzü de o noktaya taşıyıp, küresel odaklı bir firma olma hedefimizde hızla gelişim gösteriyoruz. Kron’un yurtiçi ve yurtdışı hedeflerinde neler var? Bizim faaliyetimiz 2007’de başladı. 2011 yılında ise halka açıldık. İlk başlarda daha çok telekom operatörlerine yönelik çalışmalar gerçekleştirdik, sonra da diğer sektörlere de hizmet sunma kararı aldık. Bu konuda da erişim güvenliği konusunu seçtik kendimize. Telekom alanındaki derin bilgimiz, bizim bu alanda rekabetçi olmamızı sağladı. Hemen
ardından da finans sektörüne giriş yaptık ve hem yurtiçi hem de yurtdışında önemli projelere imza attık. Erişim güvenliği, birçok sektörde birbirlerine benzer bir yapıda kullanılan bir yapı. Dolayısıyla birtakım küçük adaptasyonlar ile bu yapıyı her şirkete kurabiliriz. Şu anda odak sektörlerimiz telekom ve finans. Sağlık sektörüne de yönelik çalışmalarımıza başladık. Türkiye’de bütün sektörlere hizmet verebiliyoruz. Küresel boyutta ise belli bölgelere öncelik vermeniz gerekiyor. Amerika, Avrupa, Rusya ve Ortadoğu’nun bir bölümü kendimize hedef seçtiğimiz bölgeler. Yapılanmamızı da bu doğrultuda oluşturduk. İstanbul ve Ankara ofislerimizi yanı sıra yurtdışında da ABD’de New Jersey ve Miami’de ofislerimizi açtık. Miami’den Latin Amerika’ya açılıyoruz. Moskova, İslamabad ve Dubai’de de ofislerimiz üzerinden bu bölgelere açılıyoruz. Beş yıl içinde ise tüm bölgelere hizmet sunabilecek bir yapıya kavuşmuş olacağız. Yurtdışına doğrudan kendiniz mi gidiyorsunuz? Bizim doğrudan çalıştığımız kurumlar da var, sistem entegratörleri, güvenlik
alanında uzmanlaşmış şirketler gibi iş ortaklarımız üzerinden gittiğimiz müşterilerimiz de var. Türkiye’de sadece telekom operatörlerine doğrudan satış yapıyoruz. Amacımız iş ortaklığı kanalını daha da geliştirmek. Bu büyüme konusunda sizi farklı kılan unsurlar neler oldu? Türkiye’de güvenliğin aynı zamanda ulusal boyutu da var. Bu da bizim tercih edilmemizin önemli sebeplerinden bir tanesi. Aynı zamanda yakın olmamızdan dolayı kurumların adaptasyon ihtiyaçlarına çok hızlı yanıt verebiliyoruz. Ürün ve hizmetlerimizin kalitesini de unutmamak lazım. Güvenlik konusu uçsuz bucaksız bir mecra. Bizim değişik modüllerimiz var. O modüller üzerinden müşterinin ihtiyacına uygun bir yapı kuruyoruz. Örneğin geliştirdiğimiz ürünlerden bir tanesi davranışsal analitik özelliklerine sahip. Böylece sistemdeki kişilerin davranışlarından iyi mi yoksa kötü niyetli mi oldukları fark ediliyor ve ona göre tedbirler alınıyor. Ya da kötü niyetli olmasa bile kişilerin yanlışlık yapma ihtimali ortadan kalkıyor.
10
BThaber
BİLİŞİM DÜNYASI
4 - 10 ŞUBAT 2019
Kurumsal Dönüşüm Platformu 7 yaşında ERP Komitesi ile çalışmalarına başlayan Kurumsal Dönüşüm Platformu, oluşturduğu yeni komiteler ile faaliyetlerine tüm hızıyla devam ediyor. Kurumsal Dönüşüm Platformu’nun en çok tanınan grubu olan ERP Komitesi, kurulduğu 13 Şubat 2012 tarihinden itibaren marka bağımsız deneyim paylaşımı için ortam sağlamaya devam ediyor. İstanbul haricinde Ankara, Antalya, Bursa, Eskişehir, İzmir, Konya, Mersin ve Tekirdağ’da da etkinliğini sürdüren ERP komitesi bu yıl 12 bin üye ve takipçi sayısını aşarak hızlı büyümesini sürdürdü.
Özel entegratörlerin toplantısına ilgi artıyor
e-Dönüşüm Komitesi Özel Entegratörler Kurulu 20.Toplantısı, 24 Ocak Perşembe günü Türkkep ev sahipliğinde Radisson Blu Şişli Hotel’inde gerçekleşti. Moderatörlüğünü BThaber Genel Yayın Koordinatörü Ayhan Sevgi’nin yaptığı toplantı, Türkkep Genel Müdür Yardımcısı Kürşat Güney ve e-Dönüşüm Komitesi Koordinatörü M. Göker Sarp'ın açılış konuşmalarıyla başladı. Kurul toplantısına ilk kez katılan ve özel entegratörlüğe yeni adım atan kurumların temsilcilerine sırayla söz verildi. Etik politikaların
yer aldığı web sitesi ve gönüllü geçişi artırma komisyon toplantıları ile ilgili güncel bilgiler paylaşıldı. Ardından özel entegratör temsilcileri, gündemdeki e-dönüşüm konularıyla ilgili yorumlarını paylaştılar. İkinci bölümde Gelir İdaresi Başkanlığı Temsilcisi Şahin Engin Uysal'ın katılımıyla gündemdeki birçok konu ile ilgili görüş alışverişi yapıldı ve gelecek dönem projeleri konuşuldu. Özel Entegratör Kurulu ve gönüllü geçişi artırma toplantıları periyodik olarak düzenlenmeye devam edecek.
Kurulduğu ilk yıl, kurumsal dönüşüme yönelik farkındalık çalışmalarına ağırlık verirken, ikinci yıl bölgelerdeki organizasyonlara ve periyodik yayınlara, üçüncü yıl Türkiye çapında düzenlediği ERP, BPM, CRM, İş Zekası, Stratejik Planlama ve Tedarik Zinciri Yönetimi ile ilgili seminerlere, dördüncü yıl yönetim danışmanları ve akademisyenlere yönelik teknoloji tabanlı etkinliklere, beşinci yıl çeşitli bölgelerde Sanayi Odaları ile birlikte düzenlenen farkındalık etkinliklerine, altıncı yılda da dijital dönüşüm ile ilgili etkinliklere ağırlık verildi. Kurumsal Dönüşüm Platformu’nun ERP Komitesi’nden sonra en aktif grubu olan e-Dönüşüm Komitesi’nde iki aylık
periyotta Özel Entegratörler ve Gelir İdari Başkanlığından temsilcilerle ile bir araya gelerek gündemdeki e-dönüşüm konularını değerlendiriyorlar, MES Komitesi, Endüstri 4.0 konulu projelerden dolayı MES üreticileri ve çözüm ortakları tarafında yoğun ilgi gördü. Kurumsal Dönüşüm Platformu’ndaki diğer aktif gruplar da sırasıyla CRM, PLM, SCM ve BPM komiteleridir. Kurumsal Dönüşüm Platformu’nun kısa ve orta vadeli planları arasında üniversiteden yeni mezun olan kişilerin ERP sektörüne kazandırılmasına yönelik ERP Enstitüsü’nün kurulması, Dijital Dönüşüm ile ilgili radyo programlarının düzenlenmesi ve gündemi ERP ile Kurumsal Dönüşüm olan bir kongre düzenlenmesi yer alıyor. Kurumsal Dönüşüm Platformu Koordinatörü M. Göker Sarp’n verdiği bilgilere göre bu sene Kurumsal Başarı Hikayeleri’nin üçüncüsünün yayınlanması planlanıyor. 12 Şubat günü ise tüm üye ve takipçileriyle birlikte 7. yıl dönümünü kutlamaya hazırlanan Kurumsal Dönüşüm Platformu, kuruluşunun 10. yılında da 25 bin kişiye ulaşmayı hedefliyor.
Avrasya’yı buluşturan IoT Zirvesi Nisan’da İstanbul’da! Nesnelerin interneti (IoT) konusundaki gelişmeleri detaylı biçimde ele alacak olan IoT EurAsia, 9 Nisan 2019 tarihinde Hilton Bosphorus İstanbul’da gerçekleştirilecek. Enerji, sağlık, üretim, kamu, ulaşım, finans, perakende, otomotiv gibi sektörlerin detaylı biçimde inceleneceği zirveye; Almanya, Hollanda,
Fransa, Birleşik Arap Emirlikleri başta olmak üzere farklı ülkelerden farklı sektör liderleri katılacak. Alanında uzman uluslararası konuşmacılar, gün sonunda yapılacak yuvarlak masa toplantılarında Endüstri 4.0, akıllı üretim, veri analizi, blockchain, güvenlik ve IoT’nin kâr potansiyeli gibi güncel konuları
derinlemesine işleyecekleri vaka analizleri yaparak, yeni iş ortaklıklarına da öncülük edecekler. Schneider Electric, Ankaref, Vestel, Intel, Mbis ve TrioMobil zirvenin sponsorları arasında yer alırken, yine zirve boyunca B2B ve VIP alanlarının yanında kahve araları, Cocktail Resepsiyonu ve Workshop’lar gibi aktivitelerle
etkileşim ve networking fırsatları sağlanacaktır. Söz konusu networking aktiviteleri süresince bağlantı kurulabilecek şirketlerin bazıları da şunlar: Acıbadem, Ağaoğlu, Aisin, Akbank, Akçansa, Allianz, Anadolu Isuzu, Assan Hanil, Autoliv, BSH, Bağcılar Belediyesi, BASF, Bayraktar, BMC, Borçelik, Borsa İstanbul,
Borusan, Coca-Cola, Daiichi, Decathlon, Eczacıbaşı, Ekol, EnerjiSA, GSMA, Halkbank, Hayat, IBB, IGDAŞ, ING Bank, Kibar Holding, KPN, Maxion Wheels, Metro, Otokoc, Pegasus, Petkim, Petrol Ofisi, Tekfen, Temsa, Total, Toyota, TÜBİTAK, Turkon, Unilever, Valeo, Vestel, Volvo, Yapı Kredi, Yıldız Holding, Zain KSA, Zorlu.
BThaber
BİLİŞİM DÜNYASI
4 - 10 ŞUBAT 2019
11
Müşteri mobilde ne ister, bankalar neleri bekler? Bankaların müşterileri ile ilişkilerini sürdürmek için sadece Handan Aybars beklentileri karşılamaları değil, bunu aşarak gelecekteki ihtiyaçlarını öngören ve finansal refahlarını arttıran bankacılık hizmetleri sunmaları gerekiyor. Bu hizmetleri sunarken kaçınılmaz olan dijitalleşmenin müşteri tarafından en görünen elementi olan mobil uygulamaları uzun zamandır inceledikleri bilgisini veren Conwisor Danışmanlık Yönetici Ortağı Murat Yaşar’a göre, Avrupa, Amerika, Uzakdoğu ülkeleri ile Kanada, Avusturalya, Çin gibi ülkelerin bankalarının mobil uygulamalarını karşılaştıran çalışmalar olmakla birlikte, Türkiye’de böyle bir mukayesenin yapılmadığı görülüyor. Bu nedenle Türkiye’de faaliyet gösteren 13 bankanın uygulamasını inceledikleri bilgisini veren Murat Yaşar, “Çalışmamızda banka ismi vermeden, sektörün genel durumunu gözler önüne sermeyi amaçlıyoruz” dedi ve ekledi: “Bu inceleme, hem fonksiyon setlerini hem de kullanıcı deneyimini içeriyor. Türkiye’deki banka uygulamalarının iyi örneklerini ve geliştirilmesi gereken özellikleri gözler önüne seriyor.” Müşterilerin beklentileri son derece net! Mobil cihazların her geçen gün daha yaygınlaştığı dünyamızda müşterilerin bankacılık işlemlerini en kısa yoldan, güvenilir bir şekilde ve rahatlıkla yapabilmeleri için dijital bankacılık yöneticilerinin uygulamalarını da bu beklentiler doğrultusunda şekillendirmeleri, sonuçta müşteri memnuniyeti, dolayısıyla kârlılıkları ve pazar payları açısından kritik. “Müşteri memnuniyetini sağlayabilmek için öncelikle beklentinin ne olduğunu çok iyi anlamak ve bu beklentiler doğrultusunda temel fonksiyonlardan başlayarak geliştirmeleri yapmak doğru olacaktır” tespitini yapan Murat Yaşar, inceledikleri pazarlarda ufak farklılıklar
olmakla birlikte, genel olarak müşterilerin beklentilerinin şöyle bir öncelik sırasının olduğuna dikkat çekti: • İşlem geçmişine erişebilmek. • Tüm hesapları tek ekranda görüntüleyebilmek. • Transfer işlemlerini yapabilmek. • Fatura ödemelerini gerçekleştirebilmek. • Güvenlik, hesaplar ve işlemler ile ilgili bildirimler alabilmek. • Finansal refahları için yerinde, zamanında ve doğru yönlendirilmek. • Arama ve yardım fonksiyonlarının doğru çalışması. • Online sohbet ile anında banka ile iletişim kurabilmek ve makul cevaplar alabilmek. • İşlemleri tek kanaldan tamamlayabilmek. Müşterinin yolculuğu ön planda tutuldu Conwisor Danışmanlık Direktörü Çağla Ekiz, araştırma ile ilgili çalışma metodolojileri hakkında da bilgiler verdi. Buna göre, bankaların özellikle üzerinde durduğu ve her geçen gün geliştirmeye çalıştıkları fonksiyon setleri bu çalışmanın da temelini oluşturuyor. “Müşteri deneyimini ön planda tutarak yaptığımız bu çalışma, salt bir fonksiyon karşılaştırması olmaktan öte, müşteri
yolculuğuna da odaklandı” detayını paylaşan Çağla Ekiz, standart bir kullanıcının günlük işlemlerini yapabilmek için geçtiği adımları, kullanım kolaylığını, menülerin anlaşılır olmasını, yardım alma seçeneklerini ve aradığı bilgilere uygulama içerisinden ulaşabilme yetilerini 6 ana başlık altında incelediklerini belirtti: • Oturum öncesi hizmetler ve oturum açma süreci. • Para yönetimi, tavsiyeler ve planlama. • Para transferleri, ödemeler ve bildirimler. • Self servis özellikleri. • Destek ve rehberlik. • Pazarlama ve satış. Küresel kıyaslar, gereklilikleri de ortaya koyuyor Conwisor araştırmasına göre, Avrupa ve Amerika bankaları rakiplerine göre bu beklentileri daha iyi karşılamakta. Lider konumdaki bankaların ortak özelliğinin; müşteri deneyimi, dijital iş ve teknoloji yönetimi stratejilerindeki uyum ve güçlü ilişkiler olduğunu vurgulayan Çağla Ekiz, ekledi: "İşlevsel ekipler oluşturarak çevik bir yapıyı benimseyen bu kurumların testler yaparak süreçleri deneyimlediklerini, ölçümlediklerini ve hızla değişiklikleri kayda geçirdiklerini görüyoruz." Uygulamaya giriş, transferler, finansal tavsiyeler verme,
satış ve pazarlama konularında rakiplerinden açık ara önde olan lider konumundaki kurumların gelişime açık olan noktalar ise Conwisor araştırmasına göre, müşterilerine sundukları servis ve hizmetler alanlarında yoğunlaşıyor. Uygulama içinde kullanıcıya yardım ve arama fonksiyonlarını sunmak, bilgi güncellemesi, bildirim ayarları gibi müşteri hizmetleri konularında geliştirmeler yaparak uygulamalarını mükemmelleştirmeleri ise mümkün olacak. Kritik bilgiler, uygulamalarda daha geniş yer almalı Oturum öncesi hizmetleri; müşteri bilgilerinin güvenliğini ve gizliliğini tehlikeye atmadan, basit bir takım işlemlerin şifre girilmeden yapılabilmesi olarak Conwisor araştırmasında tanımlanıyor. Türkiye dışındaki bankaların uygulamalarına bakıldığında bakiye görüntüleme fonksiyonu öne çıkıyor. Ancak, Conwisor araştırmasına göre, Türkiye’de bankalar yasal düzenlemeler nedeni ile bu fonksiyonu işlem setlerine ekleyememekte. Araştırmada dikkat çekildiği gibi, hemen hemen tüm bankaların ATM ve şube arama özelliğini, kampanyalar başlığını, iletişim bilgilerini ve hesaplama araçlarını
Mobil, daha fazla geliştirilmeyi hak ediyor Fonksiyon setlerine göre 6 başlık altında 40 ölçüte göre puanlamaya tabii tutulan 13 banka ile ilgili bulguları Conwisor Danışmanlık Yönetici Ortağı Murat Yaşar şöyle özetledi: • Sektörde lider konumda olan bankalar ile takipçileri arasında kayda değer farklılıklar mevcut. • Satış ve pazarlama alanında lider konumundaki bankalar ile diğerleri arasındaki fark takipçileri açısından potansiyel bir fırsat taşımakta. • Bakiye görüntüleme, işlem geçmişi görüntüleme, işlem arama, para transferleri, fatura ödemeleri ve ürün başvuru kolaylığı tüm bankaların ortak güçlü yönü olarak karşımıza çıkıyor. • Müşterilerin finansal refahlarını arttırmak için sunulan hizmetler, kişiselleştirilmiş finansal tavsiyeler, bütçeleme ve tasarruf hedefleri için araçlar oldukça sınırlı. • Bir banka çalışanı ile temas kurmaya gerek kalmaksızın, uygulama içinden
•
•
•
•
yardım alabilmek ve arama yapabilmek geliştirilmesi gereken bir fonksiyon. Çoğu bankada ürün özellikleri, faydaları, masraf, komisyon ve ücretlendirmeleri ile ilgili bilgilendirmeler yetersiz, eksik veya hiç yok. Şifre değişikliği, bilgi güncelleme, bildirim ayarları gibi kullanıcıların self servis yapabileceği işlemlerin uygulamalarda sınırlı olarak yer aldığı görülüyor. Biyometrik doğrulama çok az banka tarafından sunulan, ancak dünyadaki örneklerine baktığımızda hızla geliştirilmesi gereken bir fonksiyon olarak karşımıza çıkıyor. Mobil bankacılığa yeni olan ve bu konuda henüz yetkin olmayan kişilerin teşvik edilmesi, yönlendirilmesi ve yardım alabilmeleri için destekleyici mekanizmaların oluşturulması bankaların potansiyel müşterileri kazanabilmek için yatırım yapmaları gereken bir alan.
uygulamalarının oturum açma öncesine yerleştirdikleri görülüyor. Bunu bir adım ileri götüren bankalar ise piyasa bilgileri, kredi kartı, kredi, bireysel emeklilik başvuruları ve bildirimlere şifresiz erişime olanak tanıyor. Lider konumunda olan bankaların ise bu alanda çok daha kapsamlı hizmetler sunduğu yine Conwisor araştırmasında görülüyor. QR kod işlemleri, şubeden randevu alma, arama, masraf, komisyon ve ücret bilgilerinin paylaşılması, ürün özellikleri ve faydaları ise standardın dışındaki fonksiyonlar olarak araştırmada öne çıkıyor. “Genel olarak masraf, komisyon ve ücretlerle ilgili bilgilendirmenin, oturum öncesinde de oturum açılması sonrasında da çok sınırlı olduğunu gözlemledik” detayını paylaşan Çağla Ekiz’e göre, oysa müşteri açısından kritik önem taşıyan bu bilginin uygulamalar içinde daha çok yer alması gerektiği aşikar. Biyometri ayrıştırıcı bir unsur Conwisor’ın araştırmasında, oturum açma esnasında tüm bankaların asgari gereklilik olan ‘hızlı oturum açma’ ve ‘beni hatırla’ fonksiyonlarının yerinde ve hatasız çalıştığının görüldüğü belirtiliyor. Biyometrik doğrulama ise bu alanda ayrıştırıcı bir unsur olarak lider bankaları takipçilerinden ayırıyor. Çok az bankanın bir alternatif olarak sunduğu bu özelliğin avantaj ve dezavantajlarının iyi değerlendirilmesi sonrasında fonksiyon olarak eklenebileceği görüşünde olduklarını belirten Çağla Ekiz, şöyle devam etti: “Uygulama içinden şifre değiştirebilmek hem bir fonksiyon olarak hem de tek temas noktasından işlem yapabilmek adına müşteri deneyimi için önemli bir başlık. İncelediğimiz bankaların üçte birinin uygulaması, şifre değişikliğini desteklemiyor. Müşterinin bu işlem için web sitesine gitmesi gerekiyor. Hem kullanışlılık hem de tek temas noktasından işlemin tamamlanabilmesi açısından bankaların geliştirmesi gereken bir özellik olduğu görüşündeyiz.”
12 BİLİŞİM ZİRVESİ
BThaber 4 - 10 ŞUBAT 2019
Büyüyen veriye, daha detaylı ilgi yakışır
Kişisel Verileri Koruma Kurumu Başkanı Prof. Dr. Faruk Bilir Bilişim Zirvesi ‘18’de ikinci gün olan 22 Kasım 2018 tarihine ‘Büyük Verinin Zekası Platformu’ damga vurdu. 'Kişisel Verileri Koruma Kanunu ve Uygulamaları' başlıklı konuşması ile açılışı Kişisel Verileri Koruma Kurumu Başkanı Prof. Dr. Faruk Bilir yaptı. Çeşitli toplantılarda anlatmaya çalıştıkları yeni kanun ve yeni bir sistemi tanıtırken, yaklaşık iki yıldır çalışmalara devam ettikleri bilgisini veren Prof. Dr. Faruk Bilir, hukuki geliştirme süreci hakkında detayları paylaştı. Ulusal ve uluslararası noktaya dikkat çeken Prof. Dr. Faruk Bilir, burada en önemli iki kaynağı Anayasa ve kanun olarak gösterirken, kanunun da iki amacı olduğuna dikkat çekti. Birincisi, kişisel verilerin işlenmesi sırasında temel hak ve özgürlükleri korumak. İkincisi de Türkiye'deki veri işlemeyi, verilerin işlenmesini disiplin altına almak. “Bizim kanunumuz verisi işlenen gerçek kişileri korumakta” detayını paylaşan Prof. Dr. Faruk Bilir, şöyle devam etti: “Türkiye'de veri işleyen gerçek veya tüzel kişilere kanun ‘veri sorumlusu’ diyor. Kanun kapsamında gerçek ve tüzel kişiler de yer almakta. Kanun genel olarak otomatik veri işlemeyi düzenlemiş ama otomatik olmayan yollarla işlenen veriler veri kayıt sisteminin parçası ise bu da kanun kapsamına girmekte. Kanunda bir veri işlenmesinde uyulacak temel ilkeler, yaklaşık olarak hem daha önceki direktifte hem de GDPR’da düzenlenen hükümler. Kanun genel verilerin ve özel verilerin işlenmesinde ayrı ayrı şartlar öngörmüş. Devamında, bu kişisel verilerin silinmesi, anlamının değiştirilmesi, yurtiçinde ve yurtdışında veri aktarımı, aydınlatma yükümlülüğü, veri sorumlusuna başvuru şeklinde baktığımız zaman 30 küsur maddeden oluşan bir çerçeve kanun ve yine kanunun son maddelerinde de istisnalar düzenleniyor. Kanundaki kavramlarda üç aktör ön plana çıkıyor: Verisi işlenen gerçek kişi, veri sorumlusu ve veri işleyen. İlk defa bu kanunla kişisel verinin ne olduğu tanımlanıyor, ama daha önce Yargıtay, Danıştay, hatta Anayasa
Mahkemesi kararlarına baktığımız zaman, Avrupa'daki tanımla birebir örtüşen bir tanım ortaya çıktığını görüyoruz. Bir kişiyi doğrudan veya dolaylı tanımlayan her türlü bilgiye ‘kişisel veri’ diyoruz. Kanunda bir de ‘özel nitelikli kişisel veri’ kavramına yer veriliyor. Bunlar açıklanması kişinin mağduriyetine veya ayrımcılığına sebep olabilir. Kanunda sayılan özellikle kişisel veriler. Özel nitelikli kişisel verilerin işlenmesinde kişinin açık rızası istenirken, sağlık ve cinsel verilerin işlenmesi daha sıkı şartlara bağlanmış. Kanun, kişisel verilerin işlenmesinde verinin elde edilmesinden son aşamasına kadar, hepsini ‘işleme’ olarak alıyor. Bana göre kanunun en önemli kavramlarından biri açık rıza ve üç unsuru bünyesinde barındırıyor. Konu belli olacak, yani ben neye rıza verdiğimi bilmeliyim. İkincisi, bunu bilmem için bana bir bilgilendirme yapılmalı. Üçüncüsü de bu açıklama benim özgür irademle olmalı. Kanun bunu herhangi bir şekilde sınırlandırmamış, yazılı veya sözlü olabilir. Rızanın herhangi bir şekil şartı yok ama ispatı için çoğu zaman veri sorumlusunun bunu yazılı şekilde alma yoluna gitmesi de öngörülebilir. Kanun aslında bir tarafta veri sorumlusuna yük getiriyor, diğer tarafta verisi işlenen kişiye haklar getiriyor. Türkiye'de bir veri sorumlusunun hukuka uygun veri işleyebilmesi için önce temel ilkelere uyum sağlaması gerek. İkincisi, veri işleme şartlarına mutlaka dayanması gerekiyor, kanun 8 tane veri işleme şartı öngörmüş. Herhangi bir veri işleme bu şartlara dayanmıyor ise kesinlikle o veri işleme uygun değildir. Özellikle ifade etmek isterim, biz bir veri işlemede açık rıza dışında bir şarta dayanarak veri işliyor
isek, kesinlikle açık rıza yoluna gitmemeliyiz, ki Avrupa’da aslında bunu veri işleme şartı varken açık rıza alımını yanılma olarak nitelendiriyor. Dolayısıyla bu veri işleme hukuka aykırı olarak kabul edilecektir. Yine bir veri işleme hukuka uygun kabul edilmesi için aydınlatma mutlaka yapılmalı. Hangi veri işleme şartına dayalı olarak yapılırsa yapılsın, verisi işlenen kişiyi mutlaka aydınlatmanızı gerektiriyor. Kanun aynı zamanda Anayasa’da kişiye birtakım haklar öngörmüş. Verisi işlenip işlenmediğini öğrenme hakkına sahip, bilgi işlemeyle ilgili talep edebilir, amacına uygun kullanılıp kullanılmadığını öğrenebilir, üçüncü kişilere aktarılıp aktarılmadığını bilme hakkına sahiptir. Hukuka aykırı bir veri işlemede itiraz etme, bir takım yollara başvurma yetkisine de sahip. Türkiye'de kurum 2017 Ocak ayında faaliyete başladı, kanunun öngördüğü ikincil düzenlemeleri tamamladı, mevzuat altyapısını oluşturdu, şimdi kurum olarak bu kanunun tanıtılması, anlatılması faaliyetini yürütüyoruz. Kurum bünyesinde Alo 198 hattı ile bir koruma oluşturduk. Burada her türlü soru ve sorun dile getirilebilir. Bu hem hukuki hem teknik bir uyum süreci. Bu süre içerisinde bu uyumun sağlanacağını düşünüyorum.” Doğru tahminler değer kazanıyor 'Büyük Veri ve Yapay Zeka Hayatımızı Nasıl Değiştiriyor?' sunumu ile Google Cloud Satış Mühendisi Pınar Uğurlu Kirazcı, Google Cloud yapısını katılımcılarla paylaştı. Öne çıkan temel özelliği tüm bu şebeke altyapısına kendisinin sahip olması olarak gösteren Pınar Uğurlu Kirazcı, Google Cloud altında sunulan hizmetleri tanıttı ve büyük veri ile ilgili şunları söyledi: “Veri olmadan yapay zekâ olmuyor.
Google Cloud Satış Mühendisi Pınar Uğurlu Kirazcı Yapısal veriyle neler yapabileceğimizi biliyoruz, ama yapısal olmayan veride nasıl analiz yapacağımızı çok bilemiyoruz. Dolayısıyla burada büyük bir potansiyel olduğunu görebiliyoruz. Biz uçtan uca, size altyapı hizmetlerine odaklanmadan, gerçekten verinin içinde analiz imkanı sunuyoruz. Buradan tahminsel sonuç çıkartma odaklı bir hedef var. Bunu ‘serverless machine learning’ olarak konumlandırıyoruz. Verinizi atıyorsunuz, altyapıyla ilgilenmiyorsunuz. Aslında veri dışında her şeyle biz ilgileniyoruz. Veriyle de ilgilenmemiz lazım. Bu çok kritik ve çok önem verdiğimiz bir konu. Önce verinin gerçek zamanlı toplanması, ikincisi bu verili zenginleştirmem, işlemem, üçüncüsü bunun bir yerde biriktirilmesi lazım. Bu machine learning’e giden yol ve bu adımların hepsi Google Cloud platformda sunucusuz bir şekilde sunuluyor. Bu platform servislerinin altında, Google’ın senelerdir geliştirdiği teknolojiler var. Veriyi toplayıp biriktirdiğim bir ‘big query’ veri havuzumuz var. Siz sadece analitiğinize odaklanın ve sonunda yapay zekâ modellerini
BThaber
BİLİŞİM ZİRVESİ
4 - 10 ŞUBAT 2019
bağladığınızda buradan faydayı elde edeceksiniz. Veri mühendisi olmanıza gerek yok, SQL bilen bir analist de sizin büyük veriniz içerisinde çok basit tahminsel machine learning modelleri oluşturabilir. İkinci önemli konu veriyi gerçek zamanlı toplama. Veriyi topladım, gerçek zamanlı olarak biriktirdim. Şimdi tahminsel birtakım veri problemlerim var. Burada Google Cloud AI servisleri var. Basit API’lerle çözemediğim problemleri, sunduğum platform servisleriyle çözebilirsiniz. Artık mobilin üstünde üretim yaptığınız bandın üstünde de bu yeteneklere sahip oluyorsunuz. Bir üst katmanda yeni keşfettiğimiz API’ler var. En üst tarafta da farklı endüstrilerde çözdüğümüz problemleri son kullanıcılara sunmaya başladık. Recommendation engine, bütün e-commerce firmalarının yapmaya çalıştığı şey. Speech-totext ile gerçekten insan kalitesinde işleyebilen sistemden bahsediyoruz. Bunlar sürekli geliştirilen, sürekli iyileştirilen servisler ve Türkçe destekleri de var. İşleri otomatize etme adına, bu resme bakarak bu resmin herhangi bir kanadında bir hata olduğunu, bir kod yazmadan, veri mühendisi olmadan, Google Cloud platformu ile yapabiliriz. Sizin kurumunuza özel bir modeli alıp üretim bandınızda uygulamanızın herhangi bir yerinde kullanabiliyorsunuz. Bu çok büyük bir adım.”
Altdata Analytics Kurucu Ortağı Altan Atabarut Bağlantı isteğine karşılık network ne durumda? Altdata Analytics Kurucu Ortağı Altan Atabarut, ‘Büyüyen Anlık Veriyi Kimliklendirmek ve Yönetmek’ başlıklı sunumu ile büyük verinin nasıl büyüdüğü bilgisini paylaşarak konuşmasına başladı. Sosyal medya platformlarının gelişimini örnekleyerek, “Aslında bizim birbirimize yaptığımız EFT, havale, o arama işlemleri, tamamı sosyal medya, sosyal veri” tespitini paylaştı. Altan Atabarut, veri analistliğinin büyüyen önemini, bu konuda atılması gereken adımları tanımlarken, “Öğrenmesi zor bir şey, dil zor bir şey, sürekli kullanmazsanız da unuttuğunuz bir şey. Yazılımlar
13
da kullanmazsanız felaket zor” vurgusunu da yaptı.
HPE Aruba Güney Avrupa Müdürü Oğuzhan Eren ‘Yeni Nesil Erişim Teknolojilerindeki Gelişmeler ve Farklılıklar’ sunumu ile HPE Aruba Güney Avrupa Müdürü Oğuzhan Eren, bağlantı noktalarının önemine işaret ederek, şunları söyledi: “Günümüzde birçok şekilde veriye erişimimiz var. İnsanlar gerek masaüstü bilgisayarlarından gerek dizüstü bilgisayarlarından gerek akıllı cihazlardan bir şekilde network’e erişmek istiyor. Fakat bu erişimin yüzde kaçı hangi teknolojilerle yapılıyor? Bunun için de verimli çalışan bir network altyapısına ihtiyacınız var. Standart bir iş ortamında 20 tane bilgisayar var iken, artık her bir kullanıcının bilgisayarı, tableti, cep telefonu, fabrikasının sensörü, kamerası gibi çok fazla ekipman var. Bütün bu ekipmanlar network’e bağlandılar. Bu kadar çok cihaz bağlanırken, network içinde kendilerini kötü ataklara karşı koruyabilecek güçteler mi? Hayır. Emin olun şu anki network’lerin yüzde 99’unda bu cihazlar dışarıya giderken, internete giderken, denetimden geçiriliyorlar, fakat içeride cihazların birbirlerine saldırmaları anlamında denetim yok. Bu çok ciddi bir tehlike. Güvenlik dünyası, kapıya konumlandırılan güvenlik görevlisi edasıyla çalışıyor. Ama ya içeride yapılacak ataklar ne olacak? Mutlaka her cihazın davranışı, geçmişte yaptığı, gelecekte yapacakları farklıdır ve buna göre bir öğrenme altyapısı kurmam gerekir. Aruba altyapısında bütün kullanıcıları izleyen, hareketlerine göre davranış analizi yapan bir sistem var. Tek tek kullanıcıların davranışlarını öğrenebilen bir algoritmayla sürekli kendisini geliştiren şekilde öğreniliyor, davranış analizi yapılıyor. ‘Network nasıl olsa çalışır’ diye düşünmememiz gerekiyor. Gerçekten en büyük güvenlik açıkları buluta giderken kullandığımız ağ altyapısında gerçekleşiyor. Eğer ağ altyapısı verimli, yapay zekâyla destekli öğrenme algoritmalarıyla çalışıyorsa önemli çünkü veriye ve geleceğe doğru açılan kapı network’lerden geçiyor. Network çok kritik ve güvenli, performanslı çalışması, öğrenebilen algoritmalarla,
yapay zekâyla destekleniyor olması gerekiyor. Bu altyapıları doğru kurarsak, network üzerinden geçerek doğru yerlere verili bir şekilde gideriz.”
KoçDigital Şirket Müdürü Önder Kaplancık Kurumsal ilgi giderek gelişiyor KoçDigital Şirket Müdürü Önder Kaplancık, ‘Veri Entegrasyonu ve Veri Görselleştirme’ sunumuyla, 1 Eylül 2018 itibariyle hayata geçen KoçDigital hakkında bilgiler verdi. KoçSistem içinden doğan Koç Digital’in sadece IoT için kurulduğunu vurgulayan Önder Kaplancık, şu detayları paylaştı: “Gerçek anlamda IoT referansı olan tek şirket olduğumuzu söyleyebilirim. Gittiğimiz birçok firmada görüyoruz ki veri kısmı hazır değil. Bunun için veriyi inceleme ekibimiz var. Yeni teknolojiler kullanabiliyoruz. Bunları kurmamız isteniyor ki üzerine ileri analitik yapabilelim. Bunların da bence en önemlisi akademimiz. Koç Üniversitesi ile sınıf eğitimleri anlaşmamız vardı. BCG’nin kendi eğitim materyalleri var. Kısa zamanda sonuna ‘dijital’ eklenmiş şirketleri duyduk. Çoğu şirkette bu oluşmaya başladı ve öğrencilerin de buna kaydığını biliyoruz. Buna özel mastır programlarının içine, MBA sınıflarının içine bile bu alanda eğitim eklendiğini görüyorum. Çok fazla örnek var yapılabilecek. Aslında bu ileri analitiği üç alanda yani, müşteriyle analitiği, operasyon ve tadarik zinciri olarak bölebilirsiniz. Adım adım gitmenin daha faydalı olduğunu söylüyoruz. Birkaç tane gerçek örnek var. Maden sektörü Türkiye'de bir ilktir
ve burada her noktada, yaptığımız her şeyi kullandık. 4 bin tane sensörden dinliyor, dış kaynaklardan veri alıyoruz. Buradan dört farklı algoritmayla bakım yapıyoruz. Bu yeryüzünde bir maden ama yeraltında bakım çok çok önemli, insan hayatından bahsediyoruz. 4-5 bin civarında sensör var orada. Yapay zekâyı kullanarak 90-95 civarında sorunu dikkatli şekilde takip edip, herhangi bir şekilde bildirebiliyoruz. Data warehouse ve güzel raporlamalar da yaptık. Hedefimiz bunu Kazakistan ve Ukrayna’ya ihraç edebileceğimiz bir çözüm haline getirdik. Üretimi nasıl daha verimli hale getirebiliriz diye bakıyoruz. Bu örnekler ve bahsettiğim üç alanda ciddi sayıda çalışmalar devam ediyor. Görünen o ki her firma şu olgunluğa ulaştıkça, birkaç yıl sonra herkes buraya gidecek. Dataların hepsi büyüdüğü için herkes buraya doğru gittiğini çok rahat söyleyebilirim.”
CMC Turkey CEO’su Aytaç Aydın ‘Yeni Nesil Çağrı Merkezi’ sunumuyla CMC Turkey CEO’su Aytaç Aydın, kurumsal bilgiler verdikten sonra CMC Türkiye’nin sunumlarına dair detaylar paylaştı. “Bir platform geliştirdik, bütün kurumların bağımsız en önemli iki ihtiyacına çözüm sağlıyor: Profesyonel erişim kullanabilmek ve veriyi doğru analiz etmek” dedi. Aytaç Aydın, “Bir optimizasyon motorumuz var, size tavsiyelerde bulunuyoruz. Son adım olarak da kampanyayı başlatıyorsunuz ve geri kalan her şeyi biz yapıyoruz” dedi.
14 BİLİŞİM ZİRVESİ
BThaber 4 - 10 ŞUBAT 2019
Her sektörde etki ve tepki birbirinden farklı ‘GDPR ve KVKK Açısından Büyük Verinin Geleceği’ başlıklı panel, bu platformun son buluşmasına sahne oldu. İstanbul Şehir Üniversitesi Veri Bilimi Program Koordinatörü Doç. Dr. Ahmet Bulut’un moderasyonu üstlendiği panelin konuşmacıları ise Netaş Siber Güvenlik Servisleri Direktörü Fatma Hacıoğlu Doğar, Migros Ağ İletişim ve Bilgi Güvenliği Grup Yöneticisi Ömer Lütfü Karagöz, Özyeğin Üniversitesi Öğretim Üyesi Reyyan Yeniterzi ve Hepsiexpress Genel Müdürü Umut Aytekin oldu. Kişisel verilerin ‘büyük veriler’ olduğunu, IoT’nin de bunu desteklediğine işaret ederek sözlerine başlayan Reyyan
Yeniterzi, büyük verinin yüzde 80’inin yapılandırılmamış olduğuna işaret ederek, “Sağlık gibi konularda bu verilerin dijital sonuçları çıkartması önemli. Sonuçta hepimiz şu an belli şeyleri tutuyoruz. Aslında bunu ileri aşamaya taşımamız gerekiyor” yorumunu yaptı. Umut Aytekin, büyük verinin açık kaynağı nasıl desteklediğini örneklediği konuşmasında “Bir sürü kişisel veri var. Bunu nasıl kullanmalıyız, müşteri bilgisini nasıl anonimleştiririz konuları oldu. Ondan sonra uçtan uca korumak istediğimiz için kriptoloji kullanarak datayı kilitleme, ardından organizasyonda hangi kişiler buna ulaşabiliyor, buna ilişkin kontroller söz konusu. Bunların hepsi büyük verinin üzerine bindi” yorumunu yaptı. Bu noktada Netaş’ın sunduğu çözümleri de Fatma Hacıoğlu Doğar şöyle anlattı: “Netaş olarak hem kendi şirketimizin hem müşterilerimizin kişisel veri gizliliğini korumak için uyguladığımız çeşitli metodolojiler var. Aslında kaçınılmaz üçlü var, bilginin erişilebilirliği, gizliliği ve bütünlüğü. Dolayısıyla tüm hizmetlerimizi modellerken göz ardı etmeden bir modelleme yapıyoruz. Çünkü sadece veriyi korumuş, regülasyon yapmış olmak için bir bakış açısı olmadığı bilincindeyiz. Veri güvenliği ve KVKK konusunda detaylı süreç, teknoloji ve hukuki boyutun içinde olduğu bu üçgenin birbirinin tamamlayıcısı olduğunu göz önüne alarak, müşterilerimize bir BT transformasyon sunuyoruz. Önce hukuki ve teknik analiz yapıyoruz. Aslında kurumların kişisel verilerinin envanterini çıkarıyoruz. Bu bir başlangıç noktası ve buradan kurumların veri haritasını çıkarıyoruz. Envanter çıkarmak çok zor değil ve bunun sürdürülebilirliğini de sağlamak gerekiyor.” Bu regülasyonların Migros’a etkilerini anlatan Ömer Lütfü Karagöz, “Bugün Türkiye'deki en büyük sadakat kart, aktif müşterisi olan firma Migros” dedi ve şöyle devam etti: “Sosyalde, mobilde, sanal market, fiziksel mağaza, omnichannel satış stratejisini en iyi oturtan firmalardan biriyiz. Son 30 yılda perakende, dijital dönüşümün aldığı yolun üç katını aldı. Bu veri giderek büyüyor, kontrol edilemez hale geliyor. Migros günde 1,5 milyon fiş basıyor. 180 bin tane IP cihazı var ve bunlar network’e bağlı cihazlar. 14 milyon müşteri, 2 binin üzerinde mağaza, devasa bir yapıda veri tabi ki çok öncelikli. Bu devasa yapı içerisinde Migros şirketlerinde en büyük zorluk iş ve BT’nin buluşmasını sağlamaktı. Yani İK, CRM ve BT. Migros teknolojik olarak çok hazır. Bu nedenle iş yine teknoloji değil, iş, süreç ve insanda bitiyor. Dolayısıyla KVKK’da BT’nin en büyük görevi; uzlaştırıcı ve birbirine yakınlaştırıcı olması.”
BThaber
BİLİŞİM DÜNYASI
4 - 10 ŞUBAT 2019
15
Hızlanan tahsilat, kısalan vade Türkiye’deki bütün POS aileleri ile anlaşmalı olan Paynet, şirketler ve bayileri için kolay tahsilat ve nakit akışı sağlarken, son kullanıcılara da tüm banka kartlarından taksitli alışveriş yapma imkanı tanıyor. Paynet’in temelleri 2000 yılında Türkiye’nin en yaygın dağıtım Handan Aybars ağına sahip bilgisayar ürünleri dağıtıcısı Arena’nın kendi bayilerinden kredi kartı ile tahsilat yapması fikri ile atıldı. Zorlu ekonomik ortamın yarattığı büyüme ve tahsilat süreçleri Arena’yı yeni arayışlara itti ve Paynet Genel Müdürü Bakay Korkmaz’ın tabiriyle dağıtım ağlarında devrim niteliğinde bir ilk gerçekleştirildi. “Arena’nın iştiraki olan Paynet, tüm sektörün “B2B’de kredi kartı mı olur!” eleştirilerine karşılık, kredi kartını bir ödeme aracı olarak iş hayatına soktu” bilgisini veren Bakay Korkmaz, 2015’te ise bu tecrübeyi tüm sektörlere açma hedefiyle ‘Paynet Ödeme Hizmetleri A.Ş.’nin kurulduğuna işaret etti. Böylece tüm şirketler için ödemeye aracılık hizmetleri başlarken, 2016’da ise BDDK Lisansı alındı. “2017 yılı BDDK verilerine göre, brüt satış hacminde sektördeki en büyük üç ödeme şirketi arasındayız” vurgusunu yapan Bakay Korkmaz, çalışmalarını sade bir dille örnekledi. Buna göre, örneğin bir şirketin 40 tane ana bayisi, onun altında 3 bin tane tali bayi, onun altında da müşteriler var. Paynet, sanal POS için ana şirketle anlaşıyor ve 3 bin 40 tane sistem kuruyor. “Paynet Türkiye’deki tüm kart programlarını destekliyor. Bu sayede son
kullanıcı hangi kartla gelirse gelsin, alışverişini taksitle yapıyor” bilgisini paylaşan Bakay Korkmaz’ın belirttiği gibi, satış yapılır yapılmaz herkes ödemesini anında alıyor. Böylece çek, senet veya tahsilat problemi ortadan kalkıyor. Paynet, bilgisayar ve Android/iOS tabanlı mobil cihazlar üzerinden sanal POS ile ödeme yaptırıyor. “Paynet, sanal POS’a ek olarak, Aralık 2018’den itibaren Ödeme Kaydedici Cihaz (ÖKC) özellikli fiziksel POS cihazı ile de aynı hizmeti vermeye başladı” bilgisini paylaşan Bakay Korkmaz, sorularımızı yanıtladı: Paynet, bu alışverişte taraflara ne gibi faydalar sağlıyor? Öncelikle birden fazla bayiye sahip orta ve büyük ölçekli şirketlere hem kendilerinin hem bayilerinin nakit ve tahsilat akışını yönetmelerini sağlıyor. Paynet çözümüyle bayiler müşterilerden kredi kartıyla ödeme alıyor, ödeme geldiği anda ana şirketler de ödemeyi bayiden alıyor. Yani nakit akışı kesintiye uğramıyor ve tahsilat kolaylaşıyor. Ayrıca, KOBİ’lerin ve bayilerin her bankayla tek tek ayrı anlaşmalar yapma yükü ortadan kalkıyor. Paynet ile tek anlaşmayla bütün kartlar ile uyumlu sanal POS sistemi kuruluyor. İnternetten satış yapmak isteyen KOBİ’ler de Paynet’in sanal POS hizmetini kullanarak tüm bankalarla uyumlu tahsilat sistemi oluşturabiliyor. Böylece
Paynet Genel Müdürü Bakay Korkmaz hem internet üzerinden satış yapabiliyorlar hem de raporlarına her yerden hızla ulaşabiliyorlar. Şirketlerin muhasebe departmanları da POS aldıkları her bir banka ile mutabakat yapma yükünden kurtuluyor. Paynet onlar için mutabakat işlemini yaparak tüm bakiyeyi tek banka hesabına yönlendiriyor. Bu yönüyle Paynet, şirketler ve bayileri için kolay tahsilat ve nakit akışı sağlarken, son kullanıcılara da tüm banka kartlarından taksitli alışveriş yapma imkanı tanıyor. Paynet, Türkiye’deki bütün POS aileleri ile anlaşmalı. Böylece sanki bankaların POS toptancısı gibi çalışıyor. Ayrıca, ÖKC özellikli fiziksel POS cihazında Ingenico ile işbirliğimiz var. Birçok yazılım firması ve danışman firma ile iş ortaklıklarımız da bulunuyor.
Tüm tarafların kazandığı bir sistem Sanal POS sistemi; perakendede vade sorununa, müşteriler için istenen her karta taksit talebine çözüm getiriyor. “Aynı özelliklere sahip çözümümüzü yeni nesil ÖKC üzerinde Aralık ayında pilot müşterilerimize sunmaya başladık” bilgisini veren Bakay Korkmaz’ın verdiği bilgiye göre, masaüstü ve mobil için iki farklı model ÖKC özellikli fiziksel POS cihazlarına Paynet, bir uygulama olarak uzaktan yüklenebilecek. Bu platform bağımsız yapıda müşteriler Paynet çözümünü isterse bilgisayarında PayPortal üzerinden, isterse cep telefonu veya tablet üzerinden, isterse mobil ya da masaüstü Yeni Nesil ÖKC üzerinden kullanacak. “Yeni Nesil ÖKC kullanmak isteyen müşterilerimize de sanal POS ile aynı özellikleri sunuyoruz. Yeni Nesil ÖKC üzerindeki Paynet uygulamasında PIN kullanımı
ve temassız kart ile işlem de mümkün” detayını paylaşan Bakay Korkmaz, böylece sanal ve fiziki dünyayı aynı çözüm ile bağlarken, ek güvenlik de sağladıklarına işaret etti. Korkmaz, şöyle devam etti: “Vadelerin uzadığı günümüzde perakende sektörüne nefes aldırmayı hedefliyor, sunduğumuz vade avantajıyla KOBİ’lerin ve perakende sektörünün enerjisini yatırıma dönüştürmesine aracılık ediyoruz. Vade sorununa getirdiğimiz teknolojik yenilik, sektörün ilgisini çekiyor. Böylece ana şirketler ve bayiler ödemelerini hemen alıp, vadeye takılmıyor. Şirketler bankalarla tek tek sözleşme yapmak zorunda kalmıyor. Son kullanıcılar ise istediği kart ile taksitli alışveriş yaparken, bu alışverişte puan da kazanıyor.”
Vade indirimini nasıl yapıyorsunuz? Müşterilerimiz B2B ve B2B2C tahsilatla ilgili sorun yaşamamak için bize geliyor. Normalde şirketler ödemeyi vade, çek veya senetle ancak 90 günde alabiliyor. Biz bunu 1 güne düşürüyoruz. Vade sorununu ortadan kaldırıyoruz. Şirketlerin kötü alacak riskini ve vadesini düşürüyoruz. Şirketlerin enerjisini tahsilata değil, büyümeye harcamasını istiyoruz. Kurlarda yaşanan dalgalanmaya rağmen reel sektörü rahatlatan çözümlerimiz ile müşteri sayımızı ve cüzdan payımızı arttırdık. Paynet Sanal POS’unu kullanan yaklaşık 15 bin adet üye işyeri var. Müşterilerin ağırlığı da bayi ağı olan kurumsal firmalar. Paynet, yılın ilk 9 ayında net satışlarını 2017’nin ilk 9 ayına göre yüzde 150 arttırdı. Sayısı 15 bine yaklaşan müşterisi ile BDDK onaylı, Türkiye’nin bankacılık sistemi dışındaki en büyük bayi ağı ödeme ve tahsilat organizasyonuyuz. Paynet ile çalışmaya başlayan firmaların yaklaşık 6 aylık kredi kartı ciro artışı yüzde 20’yi geçiyor. 2019’da da Paynet olarak büyümeye devam edeceğiz. Mobil cihaz nasıl POS cihazına dönüşebiliyor? Ana şirketlerle yaptığımız anlaşma ile Paynet’in sanal POS çözümünü bayilere entegre ediyoruz. Bayiler satış yaptığında ödemeyi isterse cep telefonu üzerinden Android
veya iOS uygulama ile, isterse bilgisayar üzerinden, isterse de SMS veya e-posta ile Paylink aracılığı ile alabiliyor. Tabi bütün ödemeler 3D teyidi ile güvence altında. 2019 yılı ve orta vade için hedef ve stratejileriniz neler? Yıllık Paynet üzerinden geçen işlem hacmi 2018’de 1 milyar 300 milyon TL’yi aşacak. Bu rakam geçen yıla göre yüzde 100 artış anlamına geliyor. 2019’da da hedeflerimiz artacak ve Paynet büyümeye devam edecek. Sektörün geleceğine baktığımızda, 5-10 yıl içinde paraya dokunmayacağız. Tek kimlikle olacak her şey. Kimlik kartıyla tüm banka hesapları kullanılabilecek. Dijital para, sanal POS, e-para yaygınlaşacak. Avrupa’dan daha hızlı büyüyeceğiz. Dijital dünyadan hala korku var, ama bu geçecek. Dünyada artık hizmet ve ürün üreten ile bunu alan kişi arasına teknoloji geldi. Fiziki aracılar gittikçe azalacak. Teknolojiyi iyi kullanırsak kârlı çıkacağız. İştirakimiz olan Paynet Kuzey Kıbrıs’a sistem işletimi ve danışmanlık hizmeti veriyoruz. 20’ye yakın bayimiz var. Kıbrıs’ta motorlu taşıtlar vergisi tahsilatını yapmak üzere çalışıyor, sigorta acentelerinde yaygınlaşıyoruz. Orta vadeli hedefimiz ise uluslararası alanda faaliyete geçmek. Bu hedefe yönelik ilk adımımız da zaten Kuzey Kıbrıs oldu.
16
BThaber
BİLİŞİM DÜNYASI
4 - 10 ŞUBAT 2019
Siber güvenliğin çehresi 2019’da nasıl değişecek? Dünya, yapay zeka ve makine öğrenimi gibi yüksek teknolojilerle her geçen gün biraz daha akıllanırken, siber suçlular da boş durmuyor. Gerek iş dünyasının gerekse son kullanıcıların siber tehditler karşısında her geçen gün daha dikkatli davranması gerekiyor. Atar Labs CEO’su Burak Dayıoğlu, bu yıl en çok konuşacağımız siber güvenlik başlıklarını altı madde altında topladı: Kamu kurumlarında tehdit büyüyor Dijitalleşen dünyanın şartlarına ayak uyduran kamu kurumları, kullanıcının en hassas bilgilerini bünyesinde barındırıyor. Örneğin; hastaların tüm bilgileri hastane sistemlerine kaydediliyor. Teşhis, tedavi, raporlama ve takip gibi süreçlerin tamamı bu sistemler üzerinden yürütülüyor. Parmak izi gibi hastaya ait verinin de depolandığı bu sistemlerin, olası siber saldırılar karşısında
çok iyi korunması gerekiyor. Sisteme sızmayı başaran siber suçlular, binlerce insanın kişisel bilgilerine erişebilir ve bu bilgileri çıkar amaçlı için kullanabiliyor. Firmalar tüm dosyalarını kaybedebilir Son iki yılda yaygınlaşan fidye yazılım (ransomware) tehdidi, 2019 yılında da şirketlerin yakasını bırakmayacak. Fidye yazılım saldırılarında, kullanıcılar bilgisayarlarını açtığında, tüm dosyalarının şifrelendiğini fark ediyor. Üzerinde hiçbir işlem yapılamayan dosyaların eski haline dönebilmesi için ise fidye isteniyor. Fidye yazılımların odağı, yeni yılla birlikte daha çok büyük firmalara yöneliyor. Proje dosyaları, planlamalar ve birbirinden kıymetli binlerce dosya saldırganlar tarafından kullanılamaz hale getiriliyor. Hızla gelişen kripto teknolojileri, saldırganların işini daha da kolay hale getiriyor. Merkezi belli
olmayan şifreli işlemler, siber suçluların yakalanmasını zorlaştırıyor. Kişisel verinin güvenliği Son yıllarda yaşanan veri güvenliği skandalları, başta Amerika olmak üzere tüm dünyada büyük ses getirdi. Kişisel veriye ilişkin güvenlik ihtiyacı, devlet ve sektörler kademesinde yeni düzenlemelere kapı araladı. Avrupa Birliği, Genel Veri Koruma Yönetmeliği programı kapsamında yaptığı son düzenlemeler ile olası veri güvenliği ihlallerini önlemek için kapsamlı tedbirler getiriyor. Teknoloji şirketlerinin, sahip oldukları kullanıcı verisini harici kurumlarla paylaşırken artık bu kısıtlamaları da göz önünde bulundurması gerekiyor. Siber suçluların yeni silahı: Yapay zeka Hızla gelişen ve hayatımızın her alanına giren yapay zeka teknolojileri, sadece
kullanıcıların değil, siber suçluların da işini kolaylaştırıyor. Yapay zekayı çıkar amaçlı kullanan siber suçlular, insan gücü gerektiren çok sayıda işlemi yapay zekadan faydalanarak çok kısa sürelerde yapabiliyor. Akıllı algoritmalardan güç alan yapay zekayı kullanan saldırganlar, büyük kayıp yaratan devasa siber saldırıları gerçekleştirebilir hale geliyor. Bu tehditler karşısında kendini güvenceye almak isteyen firmaların hem güvenlik önlemlerinin hem de donanımlı güvenlik uzmanlarının sayısını artırmaları gerekiyor. Çok faktörlü kimlik doğrulama standart hale geliyor İnternet üzerindeki kullanıcı hesaplarının güvenliği, 2019 yılıyla birlikte büyük oranda çok faktörlü kimlik doğrulama yöntemleriyle sağlanacak. Günümüz teknoloji devlerinin uzun
zamandır kullandığı bu yöntem sayesinde kullanıcılar, hesapları üzerinde tam hakimiyete sahip oluyor. Akıllı cihazlar arasında senkron çalışan çok faktörlü kimlik doğrulaması, olası güvenlik ihlalleri konusunda kullanıcıları uyarıyor, çalınan hesapların geri alınmasına ise yardımcı oluyor. Bankalar tarafından dijital ödeme işlemlerinde de tercih edilen yüksek güvenlikli bu sistem, 2019 yılında diğer dijital platformlara da yayılarak bir standart haline gelecek. Güvenlikte otomasyona yatırım artıyor Siber güvenlik tehditleri hızla artsa da yetkin güvenlik uzmanı aynı hızda yetişmiyor. Bu yüzden şirketlerin güvenlik süreçlerini yönetecek uzman eksikliği 2019 yılında ciddi bir krize dönüşecek. Kurumların bu açığı etkin biçimde kapatmasının yolu ise yapay zeka ve otomasyon teknolojilerinden geçiyor.
Yeni para birimlerinde yatırım tüyoları 2008’de Satoshi Nakamoto tarafından ortaya atılan Bitcoin fikri, aradan geçen 11 yılda ödeme süreçlerini değiştirdi. Devletler, bankalar, firmalar ve tüketiciler işlemlerinde kripto parayı benimserken, girişimciler de kripto paranın altyapısını oluşturan blockchain teknolojisini kullanarak yeni ürün ve hizmetler geliştirme çabasında. Türkiye’de Türkçe dil desteği ve TL ile işlem olanağı sunan kripto para borsası DSX’in CEO’su Mike Rymanov, 2019’da dijital para yatırımında öncelikleri şöyle sıraladı: 1- Kripto teknolojiler geleceği şekillendiriyor: Bitcoin ve türevi dijital para birimleri, kullanıcılara merkezi olmayan blockchain altyapısı üzerinden hizmet veriyor. Tüm işlemlerin şifrelenerek koruma altına alındığı bu altyapı, devlet ya da bankalar tarafından
başarı potansiyeline sahip girişimlere herkesten önce yatırım yapma olanağı kazanıyor. Blockchain platformu üzerinde geliştirilen ürün ve hizmet sayısının arttığı süreçte yatırımcıların bu fırsatları iyi değerlendirmeleri gerek.
kontrol edilemiyor. İşlemlerin aracısız bir şekilde, direkt olarak kullanıcılar arasında yapılması, transfer işlemlerindeki kesintileri en aza indiriyor. Bankalar teknolojiyi ödeme sistemlerine dahil ederken, Facebook gibi şirketler de kendi kripto paralarını çıkarmak için çalışma ekipleri kuruyor. 2- İyi yapılan ihtiyaç analizi = kazanç: Bitcoin piyasalarında fiyatlardaki hızlı değişimler, kısa vadeli planlar yapan yatırımcıların başarısız olma olasılığını artırıyor. Bu yüzden kripto para almak isteyen bir kullanıcının, sektöre ve tüketicilere yönelik ihtiyaçları iyi analiz etmesi şart. Bu analizler ışığında atılan adımlar, yatırımcılar için daha iyi bir seçenek. Kripto para alımının düşük miktarlarda, kontrollü yapılması da fiyat değişimlerine karşı koruma sağlıyor.
3- Profesyonellerle çalışmak güvenlik demek: Kripto paralar devlet ya da bankaların güvencesi altında olmadığından, kullanıcıların da yatırım yapacakları kripto paranın güvenliğini derinlemesine araştırması şart. Sayısı sürekli artan düzenlemeler, gelişen teknolojiyle tüketicilerin dijital dünyadaki güvenlik seviyesini artıyor. Tüm bunlara rağmen, yatırımcıların yine de
tedbiri elden bırakmaması ve alım-satım süreçlerinde profesyonellerle çalışmayı tercih ederek varlıklarını güvence altına almaları önemli. 4- Güncellemeleri takip etmeyen, fırsatları da kaçırır: Kripto para alıcılarının dünya gündemini, blockchain teknolojilerindeki yenilikleri ve devlet destekli düzenlemeleri takip etmeleri önemli. Bu koşulları sağlayan kullanıcılar,
5- Uzun vadeli düşünenler kazanır: Devletler, bankalar, enstitüler ve teknoloji devleri kripto paralarla işlemlerin iyileştirilmesi için ortak çalışıyor. Devlet düzenlemeleri, bankaların blockchain teknolojisini kendi süreçlerine entegre etmesi ve teknoloji devlerinin yeni blockchain ekipleri kurmaları gibi gelişmeler, kripto paraların önümüzdeki yıllarda da dünya gündeminde öne çıkacağını gösteriyor. 2019’da sektöre girmeyi düşünen kullanıcıların, yenilikler karşısında sabırlı olmaları ve alım-satım süreçlerini buna göre planlamaları şart.
18
BThaber
BİLİŞİM DÜNYASI
4 - 10 ŞUBAT 2019
30 ülkenin merkezi İstanbul oldu Robotik süreç otomasyonu ve yapay zeka konusunda dünyanın öncü yazılım şirketi UiPath, Türkiye Genel Müdürü Tansu Yeğen’i içlerinde Türkiye, Rusya, Romanya, Çek Cumhuriyeti, Macaristan, İsrail, Litvanya ve Ukrayna’nın da bulunduğu 30 ülkeyi kapsayan bölgenin başına getirdi. 30 ülkeden oluşan bölgenin merkezi İstanbul oldu. UiPath, Satış Başkanı Craig Bumpus, ‘‘Tansu Yeğen, 25 yılı aşan Türkiye ve
Avrupa’daki teknoloji ve telekomünikasyon sektöründe lider şirketlerde edinmiş olduğu satış, strateji ve iş ortakları alanındaki derin tecrübesiyle, UiPath için bu göreve yönelik en doğru seçim oldu. Yeğen, çok kısa süre içinde, Türkiye’de gerçekleştirmiş olduğu başarılı çalışmalarından dolayı, şirketimizin çok önem verdiği gelişen pazarlardaki büyüme faaliyetlerini üstlendi” dedi. Faaliyetlerine başlamasının
hemen ardından UiPath Türkiye ofisi, robotik süreç otomasyonunun sağladığı faydaların bilinirliğini artırmak konusunda etkin çalışmalar gerçekleştirdi. Aynı zamanda 200’ün üzerinde önemli müşterisi ve 50 civarında iş ortağı ile önemli projelere imza attı. Tansu Yeğen, “UiPath olarak müşterilerimize ve iş ortaklarımıza daha yakın destek olabilmek için, yeni bir bölge içinde farklı
ülkelere genişliyoruz. UiPath, halihazırda Romanya, Türkiye ve Rusya’daki faaliyetlerine daha da kuvvetli bir şekilde devam edecek. Birçok ülkedeki ekibimle birlikte yakın çalışarak, yapay zeka destekli yazılım robotlarımızla yeni bölgemiz içindeki özel ve devlet kurumlarına hızlanmaları, verimlilik kazancı, müşterilerinin ve çalışanlarının memnuniyetlerinin artışı için önemli katkılarda bulunacağız” açıklamasında bulundu.
UiPath Türkiye Genel Müdürü Tansu Yeğen
Sunucu barındırmada 2019 öncelikleri Yeni nesil gelişmeler doğrultusunda şirketler altyapılarını yeniden gözden geçirirken, sunucu barındırma hizmetlerinin hibrit bulut çözümleri için kilit rol oynaması bekleniyor. Radore Veri Merkezi Genel Müdürü Sadi Abalı, “Günümüzde hiçbir şirketin böyle büyük teknoloji altyapıları kurup, sürekli yenilikleri takip etmesi
ve uygun yapıyı barındırması mümkün görünmüyor. Bulut hizmetlerinin nimetlerinden yararlanabilmek için şirketler en modern mimariyi sunan veri merkezlerinde sunucularını barındırmayı tercih ediyor. Böylece hem her zaman güncel altyapılara sahip oluyorlar hem de istedikleri bulut yapısını kolayca kurabiliyorlar” bilgisini verdi. Sadi Abalı, sunucu
barındırma hizmetlerinde dikkat edilmesi gerekenleri de şöyle sıraladı: Bulut hizmeti gibi sunucu barındırma: Artık sunucu barındırma hizmetlerinin de dijitalleşmesi, verilen hizmetin bulut bilişimde olduğu gibi kolaylıklar sağlamasına olanak tanıyor. Hibrit bulutun temeli sunucu barındırma: Birçok
şirket özel verilerini kendi sunucularında, yüksek hacimli işlenecek verilerini ise genel bulutta barındırmak istiyor. Ama bu iki verinin birbiri arasındaki ilişkiyi sağlaması ve sürdürülebilir bir yapı kurulması da bekleniyor. İyi bir sunucu barındırma hizmeti ise bu geçişin önünü açıyor. Daha fazla sunucu barındırma hizmeti alınacak:
Kurumların hibrit ve çoklu bulut ortam uygulamaları giderek artıyor. Bu kapsamda kurumların sunucu barındırma yatırımları da artacak. Uç nokta cihazlarla entegrasyon artacak: AI, IoT, otonom araçlar, VR gibi teknolojiler arttıkça sunucu barındırma hizmetlerinin uç nokta cihazlarla iletişimi yoğunlaşacak.
Kurumsal verilerin güvenliği için Fujitsu formülü
Fujitsu, fidye yazılımı ve diğer kötü amaçlı yazılım saldırılarıyla karşı karşıya kalan kuruluşlar için geri hat koruması sağlayan yeni bir teyp sistemi sunuyor. Fujitsu Storage ETERNUS LT140, tüm kurumlar için kurumsal verilerin yedekleme ve arşivleme işlemlerinin
yönetimini kolaylaştırıyor. Kurumların aktif dosyalarının fidye yazılımı neticesinde kilitlendiği durumlarda, çevrimdışı güvenli bir şekilde tutulan yedekleme dosyalarının saldırıdan önceki bir aşamaya geri yüklenmesi sayesinde hatasız kurtarma işlemi
sağlıyor. Fujitsu’nun KOBİ’ler için en ileri ölçeklenebilir esnek çözümü olan ETERNUS LT140, Fujitsu Storage ETERNUS ailesinin de yeni üyesi. Etkili, uzun vadeli veri koruma ve felaket kurtarma stratejileri sunan ETERNUS LT140, hızla genişleyen depolama, yedekleme ve arşivleme ihtiyaçları için oluşturulan en son endüstri standardı Linear Tape Open (LTO) teknolojisiyle LTO-8'in kurumsal sınıf performansını birleştiren bir bant sistemi sunuyor. ETERNUS LT140, uzun
süreli yedekleme ve arşivleme için ideal bir bağımsız çözüm olduğu gibi, Fujitsu ETERNUS CS veri koruma ailesi ile birleştirildiğinde, ikinci kademe depo olarak düşük maliyet ve yüksek enerji verimli bir donanım seçeneği sunuyor. Fujitsu ETERNUS LT140, bir kurumun tüm e-posta, belge ve veritabanını korumak için ihtiyaç duyulan yeterli sayıda teyp kartuşu ve sürücü sayısını "büyüdükçe öde" yaklaşımıyla 8,4 Petabaytlık bir seviyeye kadar artırma olanağı sunuyor. İleri seviyede
otomatikleştirilmiş, basit kullanımlı ve uzaktan çalıştırma özelliğine sahip ETERNUS LT140, kuruluşların teknoloji bilgisine erişiminin kısıtlı olduğu mevkilerde kullanımı için ideal seçim. Tüm Fujitsu ETERNUS LT sistemleri gibi, ETERNUS LT140 da WORM (Bir Kez Yaz, Çok Oku) protokolünü destekler. Bu özellik de verilerin silinemez, yeniden yazılamaz biçimde tutulduğu anlamına geliyor. Böylece veriler, kötü niyetli yazılımların erişemeyeceği bir yerde korunabiliyor.
5G çipseti ile ev ve KOBİ kullanımına uygun CPE vakti Huawei Balong 5000 çipsetini ve bu çipset ile çalışan ilk 5G cihazı Huawei 5G CPE Pro’yu tanıttı. Yüksek entegrasyon kabiliyeti ve küçük boyutlarıyla Balong 5000 5G modem çipi; 2G, 3G, 4G ve 5G bağlantıları destekliyor. Farklı modlar üzerinden veri gönderirken güç tüketimini
ve gecikmeyi azaltan Balong 5000, son kullanıcı deneyimini 5G kullanımının erken dönemlerinde artırıyor. Balong 5000, bağımsız ve bağımsız olmayan ağ mimarilerini destekleyen ilk çipset. Bağımsız olmayan mimari ile 5G ağı hali hazırdaki 4G ağının üzerine
kurulabiliyorken, bağımsız mimariyle ise bağımsız bir 5G ağı kurulabiliyor. Balong 5000, farklı kullanıcı ve servis sağlayıcı ihtiyaçlarına uyum sağlayıp, 5G’ye geçiş aşamasının her adımında kullanım kolaylığı sağlıyor. Balong 5000 çipsetini içeren Huawei’nin 5G akıllı
telefonları ise Mobile World Congress 2019 fuarında tanıtılacak. Balong 5000’den gücünü alan Huawei 5G CPE Pro ise 4G ve 5G bağlantıları destekliyor. 5G bağlantı üzerinden 1 GB büyüklüğündeki HD video 3 saniye içinde indirilebilirken, 8K çözünürlükteki videolar
hiçbir takılma olmadan stream edilebiliyor. Bu performans, ev kullanımına uygun CPE’ler için yeni bir mihenk taşı demek. Evler haricinde Huawei 5G CPE Pro, süper hızlı genişbant bağlantıya ihtiyaç duyan KOBİ’ler tarafından da kullanılabilir.
Y eterlilik Belgesi son dönemecinde Bilgisayar ve yan donanımları ithal eden şirketlerin ithalat yapabilmek için Sanayi ve Ticaret Bakanlığı'ndan almak zorunda oldukları Yeterlilik Belgesi'ne ilişkin yeni düzenlemelerin 30 Haziran 1997 tarihinden itibaren geçerli olacağı öğrenildi. Bu arada 30 Haziran 1997 tarihine kadar Bakanlık, ithalat yapan BT şirketlerine
Yeterlilik Belgesini mevcut uygulama çerçevesinde vermeye devam ediyor. Yeni uygulamada en büyük değişiklik, daha önce 10 olacağı bildirilen servis istasyon sayısının 3'e indirilmesiydi. Anımsanacağı gibi BT/haber'in 30 Aralık-5 Ocak 1997 tarihli 99'uncu sayısında konuyla ilgili bir haber de yer almıştı. Sanayi Bakanlığı yetkilileri ekran,
TURNET'teki belirsizlik kalktı TURNET c e p h e s i n d e iyi haberler var. Ankara'daki fiber optik
klavye ve yazıcı gibi donanım ürünleri ithalatında servis istasyon sayısının 3 olacağını, sadece çevre birimleri ithal eden şirketler için ise servis istasyonu açma zorunluluğu getirileceğini belirttiler. 30 Haziran 1997 tarihine kadar 3 ayrı bölgede servis istasyonu açmaya ya da açılan servis istasyonlarında TSE tarafından belirlenen
Yerli üreticiler örgütlenme arifesinde
o m u r g a n ı n yurtdışı çıkış hızının 2 Mbps'a çıkartılma süreci, son noktasına geldi. En geç Şubat ayının ilk haftası içerisinde bu kapa site kullanılıyor olacak. Buna ek olarak Türkiye'de 3 ilde Proxy Server (Web sayfalarının önbelleklemesini y a p a n d o n a n ı m birimle ri) k u r u l u m u tamamlanmış ve devreye girmiş d u r u m d a . TT'nin ö n ü m ü z d e k i günlerde ISS'leri bunların kullanmaları y ö n ü n d e bilgi lendirmesi bekleniyor. TURNET'in 10 Mbps olacağına ilişkin çıkan söylentilerin d o ğ ru olmadığını söyleyen InTurnet G e n e l Müdürü G ö k h a n Bilge, Ankara'daki kapasite artırımına ek olarak, İstan bul'daki yurtdışı çıkış hızının da en az 2 Mbps'a yükseltileceğini belirtiyor. İstanbul'daki ek kapasitenin ise en geç Mart 1997 ayın da devreye girmesi bekleniyor. (Aynntıh
haber
sayfa
2'de)
Türkiye'de 10'u aşkın yerli marka üreticisi
şirket,
sorunlarını
ortaya
standartlara uymayan şirketlere Yeterlilik Belgesi verilmeyeceği de kaydedildi. Servis istasyonlarına yönelik TSE tarafından konulacak standartlara ilişkin çalışmalar ise devam ediyor. Konuyla ilgili olarak Bakanlık tarafından hazırlanan tebliğin önümüzdeki günlerde Resmi Gazete'de yayımlanması bekleniyor. (Aynntıh haber sayfa 3'te)
•
ilk r a n d e v u (Sayfa •
ağırlık v e r i y o r
K üreselleşelim mi?. . . Son günlerin moda sözcüğü ile biraz oynaya
• 1 9 9 7 yılında B T ' n i n g ü n d e m i n d e n e l e r olacak? (Sayfa
•
C++ B u i l d e r ' ı tanıttı (Arka
CM
sayfa)
MY
TT özelleşecek, lisans ise belirsiz Anayasa Mahkemesi Türk Telek o m ' u n özelleşmesine şartlı 'evet' dedi. M a h k e m e , GSM'de gelir pay laşımlı
sözleşmelerin,
lisans
söz
iptal etti. Böylelikle GSM'le ilgili li
toplantısında g ü n d e m e gelen örgüt
sans sözleşmeleri Danıştay'ın ince
l e n m e fikrinin, montaj y a p a n şirket ler tarafından rağbet g ö r d ü ğ ü belir
lemesi ve Bakanlar Kurulu kararıy la yürürlüğe girebilecek.
tiliyor. Yerli üreticiler söz k o n u s u
(Ayrıntılı
haber
sayfa
8'de)
toplantıda yaşadıklan sorunlarını iki başlık altında topluyor: Bunlardan biri sektör içinde yaşanan haksız re kabet,
Üniversitelerde
diğeri de devlet tarafından
BT
E T A H İ T R F A A T UH B
haber sayfa
7'de)
eğitimi
BT altyapıları arasında uçurumlar var
Ülkemizdeki üniversitelerin standart bir BT altyapısı yok.
Kimi üniversitelerin BT altyapısı çok iyiyken acınacak durum da olan üniversiteler de var. Buradaki genel tabloyu; en iyi
sına sahip olması şeklinde açıklayabiliriz. İyi altyapıya sahip üniversiteler arasında Bilkent, Boğaziçi, ODTÜ, İTÜ geliyor.
leyebiliriz hemen.
İçlerinde en zor d u r u m d a olanlar ise Çanakkale Onsekiz Ma yıs Üniversitesi ve Selçuk Üniversitesi. BT altyapısı olarak
bakıldığında çoğu okulda, eski ve yeni sistemler birlikte kul lanılıyor.
Y
leştirmeye yöneliyor. Tübisad'ın bir
mak, sivriliklerini törpülemek gibi anlamlar yük
(Devamı 2. sayfada)
B o r l a n d ve B i m e k s
n a k veren düzenlemeyi ise kısr.ıen
en kolayı. Toparlaklaşmak, köşelerinden kurtul
çalışıyor bu sözcük?
M
hızlandırmak amacıyla güçlerini bir
eğitim v e r e n üniversitelerin aynı z a m a n d a en iyi BT altyapı
benzemesi dilek ve temennilerini mi anlatmaya
C
17-23)
k o y m a k v e sorunlarının ç ö z ü m ü n ü
lım mı? Geometrisine bakıp da ahkam kesmek
Yoksa, kürenin her tarafının birbirine
10)
leşmelerine dönüştürülmesine ola
(Aynntıh
A K I N EVREN
7)
H P 9 7 ' d e tedarik zincirine
(Sayfa
yapılması g e r e k e n düzenlemeler.
EVRENSEL
Intel ve K a r m a ' d a n
(Aynntıh
haber
sayfa
4'te)
Bu sayının tüm sayfalarına www.bthaber.com.tr'den ulaşabilirsiniz.
CY
CMY
K
22 KARİYER Sensormatic’te yeni İK Direktörü Sensormatic, İnsan Kaynakları Direktörlüğü görevine Canan Arıcan’ı getirdi. Koç Üniversitesi Psikoloji ve Sosyoloji bölümünde lisans eğitimini tamamlayan Arıcan, yine aynı üniversitede finans ve veri yönetimi ağırlıklı yüksek lisans eğitimi aldı. Eğitimi sırasında Koç Üniversitesi’nde Araştırma Görevlisi olarak çalışan Arıcan, 2006 – 2016 arasında Avea ve Aksigorta’da personel yönetimi odaklı çeşitli roller üstlendi. Avea’da Organizasyonel Gelişim Uzmanı, Yetenek, Kariyer ve Eğitim Yöneticisi görevlerinde bulunan Canan Arıcan, Aksigorta’da ise İnsan Kaynakları Bölüm Müdürü olarak görev yaptı.
Bitdefender Türkiye ekibinde yeni isim 2001 yılından bu zamana dek birçok bilişim firmasında kanal yapılandırması görevinde bulunan Alper Serkan Lavaşkan, Bitdefender Türkiye ekibine katıldı. Bitdefender Türkiye’de Kanal Satış Müdürü görevini yürütecek olan, son olarak 2 yıldır Asus Türkiye’de Kanal Müdürü görevini yürüten Alper Serkan Lavaşkan, daha önce ise Kaspersky Lab Türkiye’de Kanal Satış Müdürü görevinde bulundu.
REIDIN’in yeni Genel Müdürü Alp Çapa oldu Pazarlama ve reklamcılık mezunu olan Alp Çapa, kariyerinin ilk 10 yılını finansta sermaye piyasaları alanında çalışarak geçirdikten sonra, 2000 yılında Veripark ile dijital endüstriye geçiş yaptı. Ardından bigpara.com Genel Müdürü olarak Doğan Online'da ve Yeni Medya Direktörü olarak Doğan TV Holding’de görev aldı ve şirketin tüm online operasyonlarının sorumluluğunu üstlendi. Sonrasında e-ticaretle ilgili çeşitli projeler için Türk Telekom Grubu'na danışmanlık yaptı. Türk Telekom Grubu'ndan sonra hemensaglik.com isimli online sağlık ve e-ticaret sitesini kurup yöneten Alp Çapa, ardından Doğuş Grubu'na bağlı Doğuş Yeni İnternet'in (bonubon.com) tüm operasyon, iş geliştirme ve stratejisinden sorumlu oldu. Ardından, Kanal ve Operasyon Direktörü olarak Doğuş Müşteri Sistemleri’nde (Zubizu) görev yapan Çapa son olarak, yine Doğuş Grubu’na bağlı, Türkiye çapında toplam konut gayrimenkullerinin yüzde 98’ini kapsayan incelemeleri ve veri setleriyle gayrimenkul sektöründe faaliyet gösteren, Dubai merkezli REIDIN’e Genel Müdür olarak atandı.
IAB Türkiye’nin yeni Başkanı Neslihan Olcay IAB Türkiye, 5. Olağan Genel Kurulu’nu 16 Ocak 2019’da gerçekleştirdi. Genel Kurul sonrası yapılan ilk Yönetim Kurulu’nda Neslihan Olcay da Başkan seçildi. 2015’ten bu yana iki dönemdir başkanlığı yürüten Dr. Mahmut Kurşun, geçen iki senede yapılan çalışmaları değerlendirirdi. Dr. Mahmut Kurşun, “Dijitalin en büyük reklam mecrası olacağı günler çok yakın. Başkanlığı üstlendiğim dönemde ölçümleme, marka güvenliği, insan kaynağı, reklam engelleyiciler, veri, kişisel verilerin gizliliği gibi birçok konuda çalıştık. Bunlardan en önemlisi ise “Dolaysız Marka Ekonomisi”. Bu öyle bir ekonomi ki, küçücük işletmeler kocaman devlerle rekabet edebiliyor” dedi. Derneğin yeni başkanı olan Neslihan Olcay, Boğaziçi Üniversitesi Psikoloji Bölümü’nden mezun oldu. Üniversite yıllarında çalışma hayatına başlayan Olcay, 1995-2010 arasında Initiative Media, Universal McCann ve Mindshare gibi global medya ajanslarında planlama uzmanlığından yönetici ortaklığa kadar farklı roller üstlendi. Olcay, 2010-2017 arasında GroupM çatısı altındaki medya ajanslarından Maxus’un CEO’su olarak görev yaptı. Halen aynı çatı altında Wavemaker CEO’luğunu yürüten Neslihan Olcay, yakın zamana kadar eş zamanlı olarak GroupM Türkiye Chief Digital Development Officer’lığı görevini de sürdürüyordu. 2011’den bu yana IAB Türkiye Eğitim Yürütme Kurulu Başkanlığı’nı yürüten Olcay, IAB Avrupa Eğitim Komitesi Başkanlığı’nı da üstleniyor.
BThaber 4 - 10 ŞUBAT 2019
Süreçler şirketiniz için de adayınız için de doğru olsun! İşe alım süreçleri, kurumsal başarı için kilit önemde. Bu nedenle işe alım süreçlerinin doğru yönetimine dair ipuçlarını Assessment Systems şöyle paylaştı: İşe alım adımlarını akıllıca planlayın: Zamanınızı, bütçenizi doğru yönetmek ve en uygun adayları seçmek için önce adaylarınızın sayısı, deneyimi ve adaylarınızda ölçmek istediğiniz kriterleri düşünerek iyi yapılandırılmış işe alım planı oluşturun. Aday havuzunu daraltıp zamandan kazanın: Aday sayınızın yüksek olduğu, deneyimsiz veya az deneyimli adaylardan oluşan gruplarda ilk önce zihinsel becerileri ölçen yetenek testi, oyun bazlı değerlendirme ve İngilizce testi ile aday havuzunuzu daraltın. Böylece daha derinlemesine ölçüm yapan ve bütçesi diğerlerine göre daha yüksek vaka çalışması, değerlendirme merkezi gibi araçları seçilmiş bir aday grubuna uygulayabilirsiniz. Yetkinlik bazlı değerlendirmelere önem verin: Aday sayınızın az olduğu, deneyimli aday değerlendirmelerinizde öncelikle bir envanter uygulaması ile kişilik özellikleri ve yetkinliklerine dair ilk bilgiyi almanız, bu sonuca göre yetkinlik bazlı mülakat gerçekleştirmeniz ilk eleme için doğru veriyi sağlar. Sonra role uygun değerlendirme merkezi paketi ile doğru adayı seçmek kolaylaşır. İşe alım sürecinizi dijitalleştirin: Aday havuzu oluşturma, ilk mülakat, test ve envanter uygulaması gibi değerlendirme aşamalarının tek bir dijital ortamdan yürütülmesi adaylara hızlı ve modern bir işe alım deneyimi yaşatmanızı sağlar. Böylece büyük veriyi anlamlı hale getirebilirsiniz. Bilgi alışverişini nitelikli hale getirin: Verimli bir mülakat, karşılıklı bilgi alışverişi ile mümkün. Yaklaşık 30 dakikada sizin ve adayınızın başvurulan pozisyon ile ilgili doğru ve kapsamlı cevaplar bulması ile bunu sağlayabilirsiniz. Assessment Systems Kurucusu ve CEO’su
Levent Sevinç, bilgi alışverişini nitelikli hale getirebilmek için şu bilgileri paylaştı: • Hazırlık yapın: Mülakat öncesinde adayınızın envanter sonucunu inceleyin ve sizin için kritik ve beklediğinizden düşük olan yetkinlikleriyle ilgili yetkinlik bazlı mülakat soruları hazırlayın. • İşinize yaramayacak sorular ile vakit kaybetmeyin: Pozisyon ve işle ilgisi olmayan sohbetler yerine adaydan bilgi alabileceğiniz sorulara zaman ayırın. Sohbete dönen mülakatlar ve özel sorulardan uzak durun. Bu tarz sorular, şirketinizin kurumsal imajına ters düşebilir ve aday algısını olumsuz etkileyebilir. • Konuşma dengesine dikkat edin: Adayınıza mülakat başında pozisyon ve kurumla ilgili bilgilere ilişkin kısa bir açıklama yapmak, mülakat sonunda da soruları olup olmadığını sormak ve açık şekilde cevaplamak mülakatın iki taraf için verimli geçmesini sağlar. • Yetkinlik bazlı soruları kullanın: Yetkinlik bazlı mülakat soruları, adaydan doğru kanıtlar almanızı kolaylaştırır ve mülakatınızı objektif ve tahmin gücü yüksek hale getirir.
Santa Farma Pazarlama Direktörlüğü’nde atama Santa Farma’nın Pazarlama Direktörlüğü pozisyonuna Ecz. Helin Erdoğan atandı. 1999 yılında İstanbul Üniversitesi Eczacılık Bölümü’nde lisans eğitimini tamamlayan Helin Erdoğan, kariyerine eczacı olarak başladı. 2000-2007 arasında Novartis İlaç ve Bilim İlaç’ta Ürün Müdürü olarak çalışan Erdoğan, 2007-2009 arasında ise Novo Nordisk İlaç’ta Ürün Müdürü olarak görev aldı. 2009-2013 arasında Novo Nordisk İlaç’ta Yakın Doğu ve Güney Asya Bölgesi Pazarlama Müdürü ve Ticari Etkinlik (Satış Etkinliği & Pazarlama Mükemmelliği) Müdürü, Novo Nordisk İlaç Hindistan’da Pazarlama Müdürü ve Novo Nordisk İlaç İsrail’de Pazarlama Direktörü ve Yönetim Kurulu Üyesi olarak görev alan Erdoğan, 2014-2015 arasında Abdi İbrahim İlaç’ta Uluslararası Pazarlar Pazarlama Müdürü olarak görev yaptı.
24 KARİYER
BThaber 4 - 10 ŞUBAT 2019
Çalışanlar için bakıcı kolaylığı
PGI’da atamalar Uçtan uca teknoloji çözümleriyle şirketlerin dijital dönüşüm ve süreç otomasyonuna destek olan İtalya merkezli Planet Group International (PGI), 2017’de giriş yaptığı Türkiye pazarında sektörün deneyimli isimleriyle ekibini güçlendiriyor. PGI Türkiye kadrosuna katılan isimlerden Murat Özdemir, 2012 yılında KoçSistem’le başlayan kariyerini IBM ve Ereteam ile devam ettirdi ve Nisan 2018’den bu yana PGI Türkiye’de Satış Müdürü olarak görev yapıyor. Yazılım, bulut ve dijital dönüşüm çözümleri konularında deneyime sahip olan Özdemir; telekomünikasyon, finans, sağlık, perakende ve ulaşım gibi farklı sektörlere yönelik birçok projeye imza attı. Özdemir, PGI Türkiye öncesinde ise son olarak IBM’de bankacılık, sigorta ve telekom sektörlerine yönelik yapay zeka, bulut ve yine dijital dönüşüm odaklı projeler yürütüyordu. Galatasaray Lisesi ve Galatasaray Üniversitesi Endüstri Mühendisliği Bölümü mezunu olan Özdemir’in Galatasaray
EvdekiBakıcım, iş dünyasına yönelik yeni ürününü açıkladı. Bu kapsamda EvdekiBakıcım Kurumsal, İK’ya yenilikçi bir yan hak sağlarken, çalışanların öncelikli sorunlarından ‘güvenilir bakıcı bulma’ problemini de ortadan kaldırıyor. EvdekiBakıcım Kurumsal ürünü sayesinde çalışanların bakıcı bulma ve yönetme konusunda harcadığı zamanı yüzde 90 azaltarak tasarruf sağladığını belirten EvdekiBakıcım CEO’su Miraç Bal, “Çocuk bakım hizmetlerinin yüksek kalitede, uygun fiyatta ve aileler için erişilebilir olması, rekabetçi ve ekonomik olarak uygulanabilir bir işgücü modeli oluşturmasını sağlıyor” dedi. Çalışanlar şu an ücretsiz ilan vererek yatılı ve gündüzlü çalışan çocuk ve yaşlı bakıcıları bulabiliyorlar. Oyun ablası hizmetinden de çok farklı şekillerde faydalanabiliyorlar. Mesela aile akşam sevdiği bir programı izlerken, oyun ablası çocuklarla ilgileniyor veya doğum günü etkinliğinde yine tecrübeli oyun ablaları çocuklarla zaman geçiriyor. Oyun ablaları, çocukların okul sonrası bakımı ile ilgilenerek ailelere destek oluyor. Mart itibariyle de köpek bakıcısı ve ev temizliği hizmetlerini devreye alacak olan ekip, çalışanların tüm ev hizmetleri ihtiyacını EvdekiBakıcım Kurumsal ile karşılayacak. Detaylar http://kurumsal.evdekibakicim.com/ adresinde yer alıyor.
Spor Kulübü üyeliği de var. Halil Atmaca ise bilgisayar bilimleri ve bilgi teknolojileri alanında 18 yıllık eğitim ve iş tecrübesine sahip. Atmaca, çeşitli kuruluşlardaki pek çok projede yazılım geliştirme uzmanı, teknik danışman, çözüm mimarı, proje yöneticisi ve ekip lideri olarak görevler üstlendi. PGI Çözüm ve Hizmetler Ülke Lideri olarak görevine başlamadan önce IBM'de Teknik Satış Uzmanı, KoçSistem'de Ekip Lideri görevlerinde bulunan Atmaca, Doğu Akdeniz Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği Bölümü mezunu.
Etkinlikleriniz ile ilgili bilgileri bthabersirketleri.com/EtkinlikDuyuru adresine girebilirsiniz.
C
M
Y
CM
BThaber
ETKİNLİK TAKV!M! E T K İ N L İ K L E R 7 Şubat 2019 BTvizyon İstanbul Toplantısı Dedeman Bostancı Hotel - İstanbul AYRINTILI BİLGİ: www.bilisimzirvesi.com.tr
20 Haziran 2019 BTvizyon Konya Toplantısı Konya AYRINTILI BİLGİ: www.bilisimzirvesi.com.tr 05 Eylül 2019 BTvizyon İzmir Toplantısı İzmir AYRINTILI BİLGİ: www.bilisimzirvesi.com.tr
12 Mart 2019 BTvizyon Gaziantep Toplantısı Teymur Continental Gaziantep Hotel AYRINTILI BİLGİ: www.bilisimzirvesi.com.tr
4 Temmuz 2019 Bilişim 500 Ödül Töreni İstanbul AYRINTILI BİLGİ: www.bilisimzirvesi.com.tr 24 Eylül 2019 BTvizyon Ankara Toplantısı Ankara AYRINTILI BİLGİ: www.bilisimzirvesi.com.tr
E T K İ N L İ K L E R 10 Şubat 2019 IBM Think ABD, San Francisco AYRINTILI BİLGİ: www.ibm.com/events/think
Y U R T İ Ç İ 14 Mart 2019 BTvizyon Adana Toplantısı Sheraton Grand Adana Hotel AYRINTILI BİLGİ: www.bilisimzirvesi.com.tr
11 Temmuz 2019 BTvizyon Samsun Toplantısı Samsun AYRINTILI BİLGİ: www.bilisimzirvesi.com.tr 26 Eylül 2019 BTvizyon Eskişehir Toplantısı Eskişehir AYRINTILI BİLGİ: www.bilisimzirvesi.com.tr
Y U R T D I Ş I
11 Şubat 2019 HIMSS19 ABD, Florida AYRINTILI BİLGİ: www.himssconference.org
25 Şubat 2019 MWC '19 Barselona, İspanya AYRINTILI BİLGİ: www.mwcbarcelona.com
17 Nisan 2019 Yapay Zeka Çağında Büyük Veri ve IoT Teknoloji Platformu İstanbul AYRINTILI BİLGİ: www.bilisimzirvesi.com.tr 25 Temmuz 2019 BTvizyon Erzurum Toplantısı Erzurum AYRINTILI BİLGİ: www.bilisimzirvesi.com.tr
13 Haziran 2019 BTvizyon Kayseri Toplantısı Kayseri AYRINTILI BİLGİ: www.bilisimzirvesi.com.tr
03 Eylül 2019 BTvizyon Denizli Toplantısı Denizli AYRINTILI BİLGİ: www.bilisimzirvesi.com.tr
MY
CY
CMY
K
E-Flow
BThaber
26 MEKTUP
4 - 10 ŞUBAT 2019
Kitap için seferberlik!
Yeni hafta, yine merhaba, Geleneksel kış günlerinin yerine, bir poyraz-üstüne iki lodos-devamında karayel kombinasyonu hakim. Ama değişmeyen gerçek, gün içi sıcaklık farkları ve bunların bünyeyi hasta etme potansiyeli. Isıtma sisteminden tam verim için Bosch Termoteknik, önemli tavsiyelerde bulunmuş. Örneğin, cihazınızı oda kumandasıyla kullanarak, ortam sıcaklığını daha hassas kontrol edip yakıt tasarrufu sağlayabilirsiniz. Binada ısı yalıtımı da şart tabi. Oda havalandırmasını, pencereleri kısa süreli ve tam açarak yapın. Radyatörlerinizde termostatik vana kullanın, ayrıca odada ısıtıcı elemanların önlerini perde ile falan kapatmayın, pencerelerin ve kapıların ısı yalıtımlı olup olmadığını bir zahmet kontrol edin. Oda kuru ise radyatörlerin üzerine su kapları koyarak nem miktarını ayarlayabilirsiniz. Çünkü malum, nem yükseldiğinde hissedilir sıcaklık da artar. Teknik detay ve gerekliliklerle kimseyi boğmak istemem, bu nedenle kombinin periyodik bakımının yılda en az bir kez yetkili servis tarafından yapılmasını gözetmek ilk ve en sağlam adımımız olsun. Sabah işe gidiş-akşam eve dönüşlerde sebze ve meyve odaklı kalabalıkla buluşmak istemeyenlerin imdadına Yandex Navigasyon yetişmiş, İstanbul’un semt pazarlarını haritasına eklemiş. Yandex Navigasyon, İstanbul’daki semt pazarlarının kurulduğu bölgelerde kullanıcılarının pazar yerlerine yanlışlıkla girmesini önlemek için belirli gün ve saatlerde pazar yerinin yollarını haritasında kapatacak, böylece kullanıcıların daha doğru bir rota oluşturmasını sağlayacak. Yine yollardayız… Birleşik Taksi Şoförleri Derneği
YIL 25 SAYI 1207
(BTD) ile Körfez bölgesinin araç çağırma şirketi Careem, taksi hizmetlerinin geliştirilmesi ve standartların yükseltilmesi için işbirliği yapmış. Bu kapsamda, Careem taksi filosu da eğitim ve projeler ile Türkiye'deki yolcuların yanında yurtdışından gelecek turistlere de güvenilir ve kaliteli hizmet verecekmiş. Hedef; Türkiye’de taksi imajı ve kalitesini yükseltmek. Yollardan hapishanelere geçelim… Korkma, bu sefer otel konforu söz konusu… Ülkede suç oranı diplerde olduğu için hapishanelerini kapatıp otel yaptığını öğrendiğim Hollanda, bu yolda tek değil. Hotels. com turistik ziyaretler için öne çıkan İngiltere’den, Finlandiya, ABD ve İsveç’ten mazinin hapishanesi, bugünün lüks otellerini sıralamış. İstanbul’da Sultanahmet’ten Four Seasons Hotel Istanbul da var. Küreselden yerele çok zengin bir çevresel gündemim var. EY’nin ‘Yenilenebilir Enerji Ülke Çekiciliği Endeksi’ne göre; yenilebilir enerjide önde gelen ülkeler jeopolitik belirsizlikler ve teknolojik dönüşüm dolayısıyla ihtiyatlı bir tutum sergiliyor. Ticaret ile ilgili anlaşmazlıkları devam eden Çin ve ABD endekste yine ilk iki sırada. Brexit endişeleri ise endekste sekizinci sıraya gerileyen
BThaber Grubu Yayın Koordinatörü Ayhan Sevgi ayhans@bthaber.com.tr
www.bthaber.com twitter.com/bthaber www.facebook.com/BThaber
Okur Temsilcisi Behçet Envarlı benvarli@tbv.org.tr
Schneider Electric, 24. BM İklim Değişikliği Konferansı (COP24) ile paralel olarak açıkladığı yeni taahhütleri kapsamında iklim değişikliğiyle mücadeleye liderlik ediyor. Plastik ve tüketim ürünleri alanındaki değer zincirinde yer alan şirketlerden 30’a yakını “Alliance to End Plastic Waste” (AEPW - Plastik Atıkları Sona Erdirmek İçin İttifak) organizasyonunu hayata geçirmiş. Henkel de kurumsal sürdürülebilirlik çabalarının paralelinde AEPW’ya kurucu üye vasfı ile katıldı. AEPW, plastik atıkların en aza indirilmesi ve kontrolü için gerekli çözümleri geliştirip hayata geçirecek, kullanılmış plastikler için çözümleri destekleyecek. Sabri Ülker Vakfı’nın genç
Bilişim Zirvesi Etkinlik Organizasyon Ltd. Şti. adına Sahibi ve Sorumlu Yazıişleri Müdürü Neslihan Aksun neslihana@bthaber.com.tr
4 - 10 ŞUBAT 2019
www.linkedin.com/groups/BThaber
Birleşik Krallık’ın yenilenebilir enerji yatırımlarındaki düşüşte etkili. Arjantin ise hükümetin yenilenebilir enerjiye desteği ile endekste ilk kez ilk 10’a girmeyi başarmış. Bir önceki endekste 17’inci sırada olan Türkiye de İtalya’nın önüne geçmesine rağmen, Mısır’ın rüzgar enerjisi atağı ve İspanya’nın vergi teşviklerini devreye sokmasıyla genel sıralamada bir basamak gerileyerek 18’inci sırada yer almış.
Görsel Yönetmen
Online Editör
Handan Aybars handana@bthaber.com.tr
Tuğçe Diyar tugcee@bthaber.com.tr
Ferit Çelik feritc@bthaber.com.tr
bulten@bthaber.com.tr adresine gönderebilirsiniz
Cilt, Baskı, Poşetleme: Uniprint San. ve Tic. A.Ş. - Hadımköy İstanbul Asfaltı Ömerli Köyü İstanbul - Tel 0212-798 28 40. l
BThaber Genel Müdürü Özlem Unan İş Geliştirme ve Satış Müdürü Abdurrahman Koyuncu Reklam Satış Yönetmenleri Kutay Göçe Çiğdem Şakar Rana Özgen
Editör
Bültenlerinizi
bilim insanlarını teşvik ve araştırmaların toplum faydasına sunulmasına destek misyonu çerçevesinde gerçekleştirdiği Sabri Ülker Bilim Ödülü 2019 için başvurular başlamış. Sadece Türkiye’den değil, tüm dünyadan 45 yaş altı bilim insanlarına açık yarışmanın başvuruları 31 Mart’a kadar https://scienceaward. sabriulkerfoundation.org adresinden devam edecek. Biz BThaber olarak çeyrek yüzyılı geride bıraktık, Eğitim Gönüllüleri Vakfı (TEGV) da 24’üncü yaşını kutluyor. Yeni yaşında yeni imaj kampanyasını başlatan TEGV, bugüne kadar nitelikli eğitimle buluşturduğu çocuklarda yarattığı değişimi anlatıyormuş. “Bir çocuk değişir Türkiye gelişir” sloganı ile TEGV, eğitimin sadece çocukları değil, onların ailelerini ve ülkenin geleceğini değiştirme gücüne de vurgu yapıyor anlayacağın. Konumuz yine çocuklar… Google Türkiye, çocukların bilinçli internet kullanımının geliştirilmesi ve nesiller arasındaki dijital diyaloğun güçlendirilmesi için “Internot Olmaya Var mısın?” platformunu duyurmuş. Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı’nın himayesi ve BTK işbirliği ile hayata geçirilen proje ile dijital çağın çocukları ile ebeveynler arasında bir diyalog köprüsü kurulması öncelik. “Internot Olmaya Var mısın?” projesi ile İstanbul’un yanında Adana, Ankara, Antalya, Bursa, İzmir, Konya, Kayseri, Samsun ve Trabzon gibi 10 ilde düzenlenecek etkinliklerle dijital okuryazarlık ve güvenli internet kullanımı konularında farkındalığın yaygınlaştırılması hedefleniyor. İşte adresimiz: https://beinternetawesome.
Abone ve Dağıtım btabone@bthaber.com.tr
Reklam Rezervasyon Sorumlusu Suzan Bilken Yönetim Yeri: Bilişim Zirvesi Etkinlik Organizasyon Limited Şirketi Örnek Mah. Şehit Cahar Dudayev Cad. Örnek İş Merkezi No:14 Kat:5 34704 Ataşehir İSTANBUL Telefon: (0216) 888 0 596 ISSN 1300-6495
withgoogle.com/tr_all Bina, elektrik ve dijital altyapıları için ürün ve sistemler konusunda uzman Legrand Grup Türkiye, düzenlediği Geleneksel Bayi Toplantısı’nda iş ortaklarıyla bir araya gelmiş. 200’e yakın iş ortağının katılımı ile ilk gün 2018’in en iyi satış yapan bayileri ödüllendirilirken, ikinci gün gruba bağlı tüm markaların ürünlerine yönelik workshop’lar düzenlenmiş, 2019 hedefleri ve her markada gerçekleşecek yeni ürün lansmanları ele alınmış. Kadıköy Belediyesi’nin 3’üncüsünü düzenlediği Ulusal Tiyatro Sahne Eseri yarışması başlamış. Tiyatroya yeni eserler kazandırmayı amaçlayan yarışmaya son katılım tarihi 15 Temmuz, başvuru adresi ise www.tiyatroyarismasi.kadikoy. bel.tr. İnteraktif dijital yayıncılık platformu Dergilik, okudukça kazandıran kampanyalarına devam ediyor, okurlarına 100 adet cep telefonu ödülü veriyor. Çok sayıda yayını tek bir dijital platformda toplayan, 6 milyon kullanıcıyı bin 500 yayın ile buluşturan Dergilik’te kazanmak için gazete ve dergi indirmek yeterli ve çok okuyanın da şansı yüksek olacak. Okumaya ve okutmaya yönelik teşvik bilgim bu kadar da değil. Multinet kart sahipleri, Hepsiburada.com ile gerçekleştirilen kampanya kapsamında, alışveriş sitesindeki seçili kitaplarda yüzde 10 ekstra indirim kazanıyor. Seçili kitaplardaki indirimlere ek olarak sunulan yüzde 10 indiriminden yararlanmak için Multinet Up’ın mobil uygulaması MultiPay üzerinden, tanımlı indirim kodunu almak yeterli. Kampanya ocak sonuna kadar geçerli, bilgimize, ilgimize… Haftaya yine görüşelim.
Türkiye’nin en köklü bilişim teknolojileri yayını olan BThaber, 1995 yılından bu yana bilişim ve teknoloji dünyasındaki en son haberleri, yenilikleri ve bilgileri okuyucularına kesintisiz bir şekilde sunmaya devam ediyor. Her hafta yüzde 35’i BT, yüzde 65’i ise finans, otomotiv ve sağlık gibi farklı sektörlerde yer alan şirketlerin ve kamu kurumlarının yöneticilerinden oluşan 7500’ün üzerinde kişiye ulaşmakta ve online platformlar üzerinden her hafta on binlerce kişiye erişim sağlamaktadır.
BThaber kontrollü abonelik sistemiyle dağıtılmaktadır. - Fiyatı 1 Kuruş (KDV dahil) - BThaber, 5187 sayılı Basın Kanunu’nun 2/f maddesi hükmü gereği ‘yerel süreli yayın’dır.
WEEKLY INFORMATION TECHNOLOGY AND ECONOMY NEWSPAPER
Critical titles for essential steps Established in 2011 in collaboration with TBV, TÜBİSAD TESİD, Digital Turkey Platform (DTP) shared Digital Europe’s digital transformation approach and PwC Turkey’s “Turkey towards Digitalization” report with the business world, universities, NGOs and public organizations. General Director of Digital European – a member of Digital Turkey Platform - Cecilia Bonefeld-Dahl participated as a speaker to the meeting held in İstanbul. Prepared with PwC Turkey, “Turkey towards Digitalization” report draws attention to the importance of the subjects such as connectivity, cyber security and artificial intelligence which are the common denominators of individuals, stakeholders, government and business. Aiming to solve the problems of the sector and to contribute to its healthy development, DTP creates holistic digital transformation-oriented policy recommendations covering the individuals, public and the business world in Turkey. As a member of Digital Europe, the European digital technology industry, DTP is also closely following the European Union’s (EU) digital agenda. DTP and TBV President Faruk Eczacıbaşı draws attention to the importance of DTP, founded in 2011 to consolidate the digital industry concept between the EU and us. He also states that: “We wanted to draw attention to the importance of planning the evaluation of the digital transformation opportunity for the rise of the welfare through the “Turkey towards Digitalization” study.” TESİD Chairman of the Board of Directors C. Müjdat Altay emphasizes that they want to achieve their goals with the support of young people and education, joint mobilization and unity in the field of education technologies. He says that: “In this respect, our goals are largely shared with Digital Europe. Digitalization is very important with our domestic facilities and the path to success in this field passes through individuals and institutions with
high digital skills. We believe that in terms of showing Turkey’s position in digitization process in the world and the road map, the report is an important source of reference and will be an important guide to the digitization work to be done in our country.” Erman Karaca, the Chairman of the Board of Directors of TÜBİSAD, gives information stating: “The basis of digital economy are digital technologies and digital infrastructure such as digital data, artificial intelligence, autonomous robots, big data, augmented and virtual reality and internet of things.”
•
“Digital data has become the foundation of the new business model in many traditional sectors and has led to new sectors; a data economy has begun to emerge. The whole World is on the way to the digital economy transformation, Turkey’s moves to remain competitive and contribute to the goal of being an exporter of high technology are critical. For this purpose, digital competency plans should be formed that include all segments of society, the potential of artificial intelligence and data economy should be revealed, e-Services should be encouraged and facilitated, connections should be accelerated, infrastructures and cyber security should be strengthened.” The road map is clear, actions are in line! Highlights of the “Turkey towards Digitalization” report are listed as these 6 titles: •
Cooperation between the public and private sectors for digital skills training: Costs countries will face as a result of unemployment and inefficiency will be more than the investments of companies to increase digital skills. Increasing the digital skills of young people is critical to meet the demands of the changing labor market. Increasing digital skills should be planned with a focus on
•
society as a whole, labor force, education and IT professionals. Special programs can be designed with the cooperation of the private and the public sector in order to gain digital skills appropriate to the priorities and needs of the private sector for the young population. Effective e-services for citizens and businesses: E-government usage rate is 45.6% as of 2018 in Turkey. More than 3.000 services are provided by 423 different units at the e-Government site. For development in this title, firstly, the importance of HR and telecom infrastructure should be paid attention in e-government services. Because, for citizens and businesses, “international mobility” services should be focused. EU countries have implemented Electronic Identity and Trust Services (eIDAS) regulations on issues such as e-Identity and e-Signature. Turkey is also compatible with e-Identity eIDAS specifications, the development of technologies such as e-signature, supports the work of international mobility. It is important to spread the e-government services and to not limit the public opinion to e-Government services and to benefit from the technology with the concept of ‘digital state’. Strengthening cyber security: There should be legal and technological arrangements against digital threats. Focus should be on increasing cyber competencies. The cyber security ecosystem should be improved. The functioning and technological infrastructure of government institutions such as USOM and SOME should be improved. An ecosystem can also be created with the cooperation of NGOs, universities and the private sector. Joint working platforms with different
•
•
•
actors at international level can also be built. Utilizing all the functions of artificial intelligence: A plan should be developed to encourage the sector to adopt artificial intelligence. In this plan, investments in SMEs and startups can be supported and research and growth efforts can be encouraged. In addition, incentives such as tax exemption may be granted through the technology visa quota to attract foreign investors and artificial intelligence entrepreneurs to the market. Researches, laboratories and universities may be awarded grants. It may be possible to bring governments into their first client position, support startups, and help them find a customer base. An ‘Artificial Intelligence Ethics Guide’ can be studied with the participation of experts from universities, private sector and NGOs. Development of infrastructures and increasing connectivity: Low connectivity, inability to develop existing technologies, loss of domestic and foreign enterprises, slowing of technological development and loss of competitive power can bring the loss of competitive power. Therefore, open investment incentives, including joint investment, should be established to ensure the prevalence of 5G and gigabit networks. The administrative burdens of small enterprises can be reduced. Collaborative business models can be promoted. The development of value added services and infrastructure investments should be reconciled. End to end test environments must be installed to trigger demand for next generation digital infrastructures. Increasing the data driven economic potential: Clarification of data ownership and control is important. Establishing a strong and reliable data
• •
•
•
•
protection framework, efficient use of public sector data, creation of common working environments and standards are key issues in creating a secure, legal and appropriate data sharing data economy. “Single common global language coding” Turkey, recognized as an important European country by the world’s leader and innovative companies, Digital Europe General Director Cecilia Bonefeld-Dahl emphasizes the following topics in his speech: New areas such as artificial intelligence, which have gained prominence in recent years, will greatly change all businesses and industries. We work with governments and industries to ensure that all potentials and opportunities are transformed into new jobs, capabilities and solutions to improve production, education and health services. Digital Europe provides support not only to EU countries, to countries outside the union, such as Turkey and Norway. Our work on digital sustainability, privacy and security, digital competencies and infrastructure in companies comes to the forefront. Our goal with the 5C ‘capital’, ‘competence’, ‘culture’, ‘common market’ and ‘cohesion’ philosophy is to focus on the success in the digital world. - Nowadays, enterprises can eliminate big companies. Because speed is critical here. Despite this, children do not know coding, whereas the only common global language is coding. Therefore, schools and the education system are our biggest problem in this transformation. And we are in the middle of the transformation and it is impossible to deny it. Meanwhile, in Europe, the concept of globalization and nationalism must be overcome. The resulting
•
digital policies should aim at creating a single market; countries such as Germany, France or Turkey should not be a distinction. If Europe cannot achieve unity on this issue, it leaves its own market and global competitiveness to others. AI naturally requires a lot of data from different channels. Europe, for example, has data lakes in the medical and
manufacturing sectors, and common data lakes mean compliance with regulations. Algorithms are also intelligent and constantly learning and improving themselves. Every job that digital technologies destroy will create 3.7 new jobs. Many new applications such as GDPR are effective in Europe and the Cyber Security Act, which we
have been working on for two years, will be implemented soon. As a result, the countries wanted the data to remain on their own, but we also selected personal data to enable them to be located in the region. The development of common ideas within and outside the EU for the free movement of data is therefore very important.
•
•
In the digital tax title, we looked at how we should divide the value in the digital economy on a tax basis. At this point, this is a matter that needs to be solved globally, not in the EU, and therefore it is a problem addressed by the OECD. Co-operation between university-public-private sectors should be the base on each topic. This kind
of cooperation may even be among the universities of the model countries. In the end, each revolution brings trouble, but this time it is different, because none have been as fast as digital revolution. Therefore we will always encounter problems in the process; there will always be bad guys. But we must not forget that crises create opportunities.
Confident steps towards becoming a global company Kron develops high technology solutions for the operational efficiency and security needs of organizations operating in sectors such as telecommunication, finance, energy and health. Established in 2007 and traded on the stock exchange today, Kron develops rapidly in the international market with the solutions and services it has developed, as well as with offices abroad. Lütfi Yenel, Kron’s Chairman of the Board of Directors, said: “We created six major products as Kron. Authorized account access security platform Single Connect, network and IT infrastructure monitoring platform
Single Monitor, subscriber verification and authorization solution Marta AAA, service provider traffic logging solution CG-Logger, network monitoring and service quality measurement platform Quality Assuance and cloud based wireless networking solution Secure Single - Fi. With one of our products, we have göne very far in the direction of globalization. Yet our annual figures have not been fully revealed, but we managed to bring our domestic and international revenues to 50% – 50%. Overseas sales of our Single Connect product are above our domestic sales. The companies we sell are also quite big companies. Therefore, we have realized
our transformation towards globalization with this product. Now we are taking our second product to that point and we are developing rapidly in our goal of becoming a globally focused company. Our activity started in 2007. In 2011, we went public. At first, we worked for more telecommunication operators and then we decided to serve other sectors. In this regard, we have chosen the issue of access security to work on. Our deep knowledge of telecommunication has enabled us to be competitive in this field. We entered the finance sector and realized important projects
both in Turkey and abroad. Access security is a structure that is used in a similar structure in many sectors. Therefore, with some small adaptations, we can build this structure on every company. Currently our focus sectors are telecommunication and finance. We started working on the health sector. We are able to provide services to all sectors in Turkey. Globally, you need to give priority to certain regions. America, Europe, Russia and a part of the Middle East are our target regions. We have built our structure in this direction. In addition to our İstanbul and Ankara offices, we opened our offices in New Jersey and Miami in the USA. We
reach out from Miami to Latin America. We reach out to related regions towards our offices in Moscow, Islamabad and Dubai. In five years, we will have a structure that can offer services to all regions. Security is an endless topic. We have different modules. We are building a structure according to the customer’s requirements. For example, one of our products has behavioral analytical properties. In this way, it is realized that the people in the system are good or bad through their behaviors and measures are taken accordingly. Or even if the situation is not malicious, the possibility of making mistakes is eliminated.”
Corporate Transformation Platform continues to grow The Corporate Transformation Platform, which has started to work with the ERP Committee, continues its activities with its new committees. The ERP Committee, the most recognized group of the Corporate Transformation Platform, continues to provide an environment for the sharing of brand independent experiences as of February 13, 2012. Apart from Istanbul, the ERP committee continued its rapid growth by exceeding 12,000 members and followers this
year in Ankara, Antalya, Bursa, Eskişehir, İzmir, Konya, Mersin and Tekirdağ. The first year it was founded it focused on awareness activities for institutional transformation, the second year on the organization and periodical publications, the third year on the ERP, BPM, CRM, Business Intelligence, Strategic Planning and Supply Chain seminars organized accross Turkey, the fourth year on technology based events for management consultants and academics, the fifth year on
the awareness activities on various regions organized together with chambers of industry and the sixth year on activities related to digital transformation. The e-Transformation Committee, which is the most active group of the Corporate Transformation Platform after the ERP Committee, meets with representatives of the Private Integrators and Revenue Administration in a two-month period and evaluate the e-transformation issues on the agenda.
MES Commettee received great attentionfrom MES manufacturers and their partners due to the Industry 4.0 projects. Other active groups in the Corporate Transformation Platform are CRM, PLM, SCM and BPM committees, respectively. The short and medium term plans of the Corporate Transformation Platform include the establishment of the ERP Institute for the new graduates, the organization of the radio programs related to the Digital Transformation,
and the organization of a congress on the ERP and the Corporate Transformation. According to the information provided by the Corporate Transformation Platform Coordinator M. Göker Sarp, the third edition of the Corporate Success Stories is planned to be published this year. The Corporate Transformation Platform, which aims to celebrate its 7th anniversary with all its members and followers, aims to reach 25 thousand people in its 10th year.
WIN EURASIA 2019
360 Derece İmalat Sanayii
14 - 17 Mart 2019
Tüyap Fuar ve Kongre Merkezi
İstanbul win-eurasia.com #wineurasia
e n i l n O ! n i ç İ t Kayuı rasia.com
win-e
Organizatör Hannover Fairs Turkey Fuarcılık A.Ş. Tel. 0212 334 69 00 Faks 0212 334 69 34 info@hf-turkey.com www.hmist.com.tr
Destekleyenler
Resmi Havayolu
Resmi Seyahat Acentesi
Destekleyen Dernekler
AKDER
AKIŞKAN GÜCÜ DERNEĞİ
‘’ Türk Endüstrisinin İtici Gücü ’’
BU FUARLAR 5174 SAYILI KANUN GEREĞİNCE TOBB (TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ) DENETİMİNDE DÜZENLENMEKTEDİR.