Sayfa
6
E - TOPLUM
• Tablonun onarımı çevrimiçi
Sayfa
5
• 5G patentleri Çin’den
Edİp Emİl Öymen
• Bitmemiş Senfoni’yi bitirdiler.
Ulusal Kamu Entegre Veri Merkezi fizibilitesi tamamlanıyor Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Mehmet Cahit Turhan, 2018 yılının değerlendirmesini yaparken 2019 yılı hedeflerini açıkladı.
25. yıl HAFTALIK BİLİŞİM TEKNOLOJİLERİ VE EKONOMİSİ GAZETESİ www.bthaber.com.tr
SAYI
1209 18 - 24 Şubat 2019
Sayfa
4
PTT, 2019’da e-ticarete yoğunlaşıyor PTT’nin yeni yılda yapacağı projelerin ve yeni çalışmaların temelinde bilişim teknolojileri yer alıyor.
Sayfa
18
Güvenlikte uçtan uca entegre tasarım esas Siber güvenlik entegratörü Biznet Bilişim, 2018 yılı değerlendirmelerini, 2019 öngörülerini ve siber güvenliğin gelecekteki trendlerini açıkladı.
Sayfa
Sayfa
3
Doğru ölçün ki doğru yönetebilin!
20
Blockchain temelli mimari giderek büyüyor Blockchain altyapısı ile birbirinden farklı finansal çözümler Enqura ile pazarda yerini alıyor.
Pazarlamadaki gelişim ve buna karşı kurumsal yetkinliğe bakışı ortaya koyan Pazarlama Endeksi, şirketlerin kendilerini ve fırsatlar karşısında kendilerini değerlendirebilmesini sağlayacak. M2S Pazarlama Hizmetleri ve Araştırma'nın detaylı çalışmalarının bir sonucu olan endeks, tüm pazarlama araç ve süreçlerini, dijitalleşmeyi de içeren bir soru setini kapsıyor ve şirketin pazarlama ile ilgili her şeyini sorgulama imkanı sunuyor. Sayfa
13
BULUTU
BULUT
%100 YERLİ 2FA ÜRÜNÜMÜZ "SECTRAIL" GLOBAL TEKNOLOJİ ORTAKLIKLARI KURMAYA DEVAM EDİYOR.
YAPAN VERi MERKEZi
BNTPR0 "Sectrail" yetkili satış ortağıdır. WWW.BNTPRO.COM
Büyük Verinin Zekası Büyük veri, kurumların geleceğini şekillendirecek. Ayrıntılar, dosya sayfalarımızda.
TL A İ L G LU AKLINDAKI SORULARI
İ İL
Approved Technology Partner;
BU
RADORE
BThaber
GÜNDEM
18 - 24 ŞUBAT 2019
3
Doğru ölçün ki doğru yönetebilin! Pazarlama başlığında ihtiyaçların gelişiminde sosyal medya ve internetin büyük bir etkisi var, M2S Pazarlama Hizmetleri ve Araştırma Müdürü Esra Koç’a göre, bu endeksin oluşmasında temel sebep eskisinden daha geniş bir kapsama alanına sahip olan bir pazarlama dünyasının söz konusu olması. Bu yönüyle reklam vermek veya sosyal medya hesabı yönetmekten çok daha fazlası var artık pazarlama başlığı altında. Yaptıkları kurumsal görüşmelerle bu başlık altında nelerin yer alabileceğine baktıklarını belirten Esra Koç, böylece uzun ve içeriği sürekli gelişen bir liste ortaya çıktığını belirtti. Bu ihtiyaç listesinin oluşması sonrası, sıra bu listeye karşı kurumsal farkındalık seviyesinin ölçümü yapıldı. Pazarlamadaki gelişim ve buna karşı kurumsal yetkinliğe bakışı ortaya koyan bu endeksle amaçlarını farkındalık yaratmak ve şirketlerin konum ve hedefleri paralelinde kendilerini değerlendirmelerini sağlamak olarak gösteren Esra Koç, “Geliştirdiğimiz bu endeks ile her şirket kendisini ve ihtiyacını daha net görebilme imkanına sahip oluyor” dedi ve bu yeni mimari ile ilgili sorularımızı yanıtladı: Pazarlama mantığında neden bir değişimi gerekli görüyorsunuz? BT her bir birimin içinde görev alıyor, pazarlama gibi tüm birimleri de dijitalleşmeye doğru çekiyor. Bu yönüyle pazarlama ise şirketin dışa bakan yüzü olarak ilk dijitalleşmesi gereken birimlerden. Hem kendi yaptığı çalışmaları hem şirketin ürün ve hizmetlerinin nasıl daha doğru ve etkili biçimde dışarı sunulabileceğini şirketler dijitalleştikçe görüyor. Bu endeks bu yönüyle bu gereklilikten yola çıktı. Yani önce dijitalleşme, sonra ölçüm mü? Evet, önce dijitalleşmelisin. Endeksten çıkan sonuçlardan biri de bu dijitalleşmenin şirket için gerekli olan seviyesi. Yani odak noktamız şirketin bir web sitesi veya sosyal medya hesapları olması değil, şirket verilerinin ve analiz süreçlerinin tüm birimler için dijitalde buluşması ve burada işlenip iş
M2S Pazarlama Hizmetleri ve Araştırma Müdürü Esra Koç
sonucu haline gelebilmesi. Bu aynı zamanda iş birimlerinin birbirine yaklaşması anlamına da geliyor. Yani dijital dünyada BT’nin olduğu sanılan işlerin tüm iş birimleri tarafından benimsenmesi ve tüm iş süreçlerinde doğru konumlanması söz konusu. Bu konuda kurumsal farkındalık ne seviyede? Pazarlama endeksi, kapsamlı çalışmalarımızın ardından, 2019’da ilk ürünümüz oldu. M2S olarak bağlantıda olduğumuz şirketlere bu yapıyı anlatınca herkesin ilgisini çekiyor, ihtiyaç duyulduğunu belirtiyor. Pazarlama birimi olan şirketlerde farkındalığın yanında, bu birimi olmayanlar için bu yapı önemli bir gereklilik. M2S olarak amacımız; pazarlama biriminin gerçek gücüne ulaşabilmesini desteklemek, dijital dönüşümün şirket içinde doğru konumlanmasını sağlamak, dışardan bir gözle bu bakış açısını yaratmak. Bu çalışmayı ücretsiz yapabilecek olan şirketlerin kendi içinde, talebe paralel doğru planlamayı yapmaya odaklanıyoruz. Pazarlama endeksi başlığında şirketlere nasıl bir soru seti sunuyorsunuz? Elde edilecek çözüm önerileri şirket özelinde ve sektör bağımsız, ama uygulama aşamasında da sektör spesifik değerler söz konusu olacak. Geliştirdiğimiz, tüm pazarlama araç ve süreçlerini, dijitalleşmeyi de içeren bir soru setimiz var ve şirketin pazarlama ile ilgili her şeyini sorguluyoruz. Şirketler faaliyetleri gereği, bazı sorulardan yüksek, bazılarından düşük puan alacaktır. Bizim amacımız ise ortalamayı bulmak ve açığı göstermek. Verilen yanıtlarla ortaya çıkan rapor ile şirket
kendi konumunu görebilecek. Tüm bunlar şirketlerin kendi özel bilgileri ve yayınlanması söz konusu dahi olmayacak. Ama ilerleyen süreçte elde edilen verilerle genel sektör analiz raporu ortaya çıkabilir. Pazarlama konusunda kurumsal yetkinlik seviyelerini bir bütün olarak görebilmek mümkün olacak, veri biriktikçe analiz edilebilir, anlamlı sonuçlar da ortaya çıkacak. M2S olarak nasıl bir süreç izleyeceksiniz? Ölçek ve sektör bağımsız, düzenli olarak yapılması gereken bir çalışmadan bahsediyoruz. İlk adımı ise yıllardır çok iyi tanıdığımız BT sektörü ile atacağız. Ama özünde sektör bağımsız bir yapı söz konusu olduğu için diğer sektörlere de ulaşmaya odaklanacağız. Orta ve orta seviye üstü şirketler hedefimizde olacak. Bence büyük ölçekli şirketlerin de buna ihtiyacı var, ama önceliği gerçek anlamda ihtiyacı olanla başlamak, orta ve üstü sektör bağımsız şirketlere çalışmalarla başarı hikayeleri oluşturmak önceliğimiz olacak. B2B ağırlıklı ilerleyeceğiz, ama zamanla B2C müşterilerimiz de olacaktır. Bu endeksi uyguladıktan sonra kısa bir raporla şirkete yapmaları gerekenleri anlatacağız. Ardından, farklı alanlarda çalışmaları ile öne çıkan, bizim de birlikte çalıştığımız şirketleri onlara anlatacak, destek alınabilecek paydaşlarımızı paylaşacağız. Karar ise tamamen şirketin kendi tercihi olacak. Sonuçta M2S olarak birkaç yıldır odaklandığımız ve başarılı sonuçlar elde ettiğimiz danışmanlık başlığında pazarlama bütçesi yönetimini de yapabiliyoruz ve iş ortaklarımızla birlikte pazarlama endeksine katılan şirketlere de benzer bir desteği sunacağız. ‘Design thinking’ de bu süreçte önemli bir konuma sahip olacak. Yani pazarlama endeksi ile şirketin ihtiyacını, bunu nasıl karşılayabileceğini şirkete özel bir reçete ile gösterirken, bir tarafta da bu düşünce tarzını kalıcı kılabilmeleri için ‘design thinking’ felsefesini konumlandıracağız. Çünkü bu sadece pazarlama değil, geldiğimiz noktada tüm birimler için bir gereklilik.
4
BThaber
E-TOPLUM
18 - 24 ŞUBAT 2019
PTT, 2019’da e-ticarete yoğunlaşıyor
PTT Genel Müdürü Kenan Bozgeyik PTT A.Ş. Yönetim ve Değerlendirme Toplantısı, 7-10 Şubat tarihinde Afyonkarahisar’da gerçekleştirildi. Toplantının açılış konuşmasını, video konferans ile bağlanan Ulaştırma ve Altyapı Bakanı M. Cahit Turhan yaptı. Türkiye’nin 81 il başmüdürlerin de hazır bulunduğu toplantıya, Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı Bakan Yardımcıları Dr. Ömer Fatih Sayan ve Enver İskurt da katıldı. Toplantıda; 2023 vizyonu doğrultusunda planlanan 2019 yılı hedefleri
masaya yatırıldı. Genel Müdür Yardımcıları, Daire Başkanları ve İştirakler Başkanı ve İştirakler Genel Müdürlerinin farklı konu başlıklarıyla yaptığı sunumlarda 2018 çalışmaları ve 2019 hedefleri konuşuldu. Toplantının kapanış konuşmasını da PTT A.Ş. Genel Müdürü Kenan Bozgeyik gerçekleştirdi. Ulaştırma ve Altyapı Bakanı M. Cahit Turhan, PTT’nin teknoloji ve bilgi çağının değişen ve gelişen şartları içerisinde kendini yenilemeyi başardığını vurgulayarak
şunları kaydetti: “PTT, hayata geçirdiği PTTBank, PTTKargo, e-telgraf, HGS, internet bankacılığı gibi birçok projeyle halkımıza en güzel hizmetleri sunabilmeyi başardı PTT, Dünya Posta Birliği İdari Konsey Başkanı olarak küresel posta sektöründe güçlü bir konumda bulunuyor. PTT, bugün için 451 ayrı kurum ve kuruluş ile 612 ayrı anlaşma yaparak hizmet portföyünü genişleterek her yerde halkımızın hizmetinde olduğunu gösteriyor. 5 bin 60 işyeri üzerinden çevrimiçi işlem yapabiliyor. Bu ağ üzerinden bir ayda yapılan işlem sayısı ise 30 milyonu aşıyor. Hiçbir banka şubesi olmayan bin 323 yerleşim yerinde de sadece PTT var.” Türkiye Kart, 2019 sonunda 30 şehirde olacak Genel Müdür Bozgeyik, dünyada en büyük 10 posta operatöründen biri olmayı hedeflediklerinin altını çizerek PTT A.Ş olarak 2018’de 571 milyon TL yatırım yaptıklarını ve 2019 yatırım hedeflerinin artırıldığını açıkladı. Bozgeyik, 2019 planları hakkında şu
bilgileri verdi: “Son iki yılda yaptığımız yatırım son on yılda yapılan yatırımdan fazla gerçekleşti. Önümüzdeki dönem, bu yatırımlarımızı daha çok arttırmak için çalışacağız. 2018 yatırımlarımızı, dijital dönüşüm ve bankacılık alanları üzerine yapmıştık. 2019 yılı yatırım planlarımızı posta, kargo, lojistik ve e-ticaret üzerinde yoğunlaştıracağız. 2019 yılındaki genişleme alanımız hem altyapı hem pazarlama açısından posta, kargo, lojistik ve e-Ticaret alanında olacak. Ayrıca, 2019 yılını kargo yılı olarak değerlendiriyoruz ve bu doğrultuda fiziksel altyapı yatırımlarını tamamlayacağız.” PTT A.Ş olarak ülke ekonomisini destekleyecekleri en önemli alanın e-Ticaret olduğunu kaydeden Bozgeyik, teknoloji ve inovasyon yatırımlarıyla çağın gereği olan dijital dönüşümü başlattıklarını belirterek “PTT, toplumun yönelim ve ihtiyaçlarını, zamanın koşul ve icaplarını takip ederek, beklentileri karşılamak için yenilikçi ürün
ve hizmetleriyle kendisini güncelledi” değerlendirmesini yaptı. Bozgeyik, yeni projelere ilişkin şunları kaydetti: “Tek bir kart ile tüm yurtta toplu taşıma araçlarının kullanılabileceği Türkiye Kart’ı, 2019 yılı içinde en az 2 ilde pilot uygulamaya başlayacağız. Bu kapsamda ilk olarak asgari 100 bin pilot uygulama kartı alınacak. Türkiye Kart, 2019 sonunda 30 şehrimize yaygınlaşmış olacak.” PTT işyerlerinin, PTTmatik’lerin ve MobilPTT’lerin sayısını artırarak hizmet ağını genişletmeye devam edeceklerini kaydeden Bozgeyik, “Vatandaşımız bulunduğu yerden hangi yöne giderse gitsin, 20 dakika içinde bir PTT şubesine ulaşacak. 3 bin 445 olan PTTmatik sayısını 2019 yılı sonuna kadar 5 bine yükseltmeyi hedefliyoruz. 2023 hedeflerimiz arasında 100 bin personel ve 15 bin iş yerine ulaşmak bulunuyor. Ayrıca 2019 yılında teknik altyapı çalışmaları tamamlandığında, El Bab ilçesine bağlı Biza ve Kabasin ile Azez ilçesine bağlı Soran beldelerine de PTTmatik kuracağız” açıklamasını yaptı.
Yeni kimlikler, tapu sahteciliğine son verecek Noter ve tapu işlemlerinde sahte kimlik düzenleme yoluyla çok sayıda dolandırıcılık yaşanıyor. Bu sahtecilikle mücadelede en büyük engelin eski kimlikler olduğunu belirten biOnay Kurucu Ortağı Ümit Yaşar Usta, “Kopyalanması ve sahtesinin hazırlanması basit eski kimlik kartları, sadece fiziksel olarak gözle kontrol yöntemi ile doğrulanabiliyor.
İnsan hatalarına açık olan bu uygulama e-kimlik cihazlarıyla tarihe karışacak” dedi. Kimlik sahteciliğinin önlenmesi için tüm işlemlerde vatandaşın kimlik numarası isteniyor. Tapu ve Kadastro Bilgi Sistemi’ne (TAKBİS) geçen idareler, Merkezi Nüfus İdaresi Sistemi’ne (MERNİS) bağlanarak, nüfus bilgisinin sahte olup olmadığını
kontrol ediyor. Yani, Ümit Yaşar Usta’nın belirttiği gibi, sahteciliği önlemek büyük bir iş gücü gerektirirken, zaman kaybına da neden oluyor. Ayrıca tam güvenlik de sağlanamıyor. Usta, çözümün yeni kimlik kartları olduğunu vurguladı ve şöyle devam etti: “Yeni kimlik kartları elektronik ve görsel olarak birçok güvenlik unsurunu
barındırıyor. Bu nedenle taklit edilmesi mümkün değil. Kimlik sorgulama bundan böyle kimlik üzerinde yer alan bilgilerden değil, kimlik kartı üzerinde yer alan çip üzerinden sağlanacak. Fakat yeni kimliklerin sunduğu avantajların büyük bölümü e-kimlik okuyucu uygulaması hayata geçmediği için kullanılamıyor. Hem güvenliği hem verimi sağlayacak bu
uygulamanın tüm Türkiye’de yaygınlaştırılması için ilk mobil kart erişim cihazı olan biOnay’ı geliştirdik. Bir kez dijital ortamda kimlik doğrulama yapıldıktan sonra, ıslak imza ve ödeme gibi diğer işlemlerin de aynı cihaz üzerinde yapılması mümkün olacak. Yani tek kartla üç işlem yapılacak, kurumlardaki bekleme süreleri kısalacak.”
Tüketici bilincinin gelişmesi önem taşıyor Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) güncel elektrik piyasası raporunu yayınladı. Buna göre, elektrik tüketicisi sayısı rekor seviyeye ulaşırken, elektrik üretiminde doğal gaz kaynaklı elektrik santrallerinin üretimindeki düşüş ve yerli yenilenebilir kaynakların kullanımındaki artış öne çıktı. Elektrik tarifeleri karşılaştırma sitesi EnCazip tarafından derlenen
bilgilere göre, toplam elektrik tüketicisi sayısı bir önceki yıla göre yüzde 3,5 artarak 43 milyon 800 bine ulaştı. Ev kullanıcılarının sayısı 35 milyon olurken, ticarethane kullanıcılarının sayısı 7 milyon, sanayi abonelerinin sayısı da 342 bin oldu. Bir süre önce yeni limitleri açıklanan ve 20 milyon kişinin elektrik tedarik şirketi değişikliği yapabilmesinin
serbest hale geldiği serbest tüketici piyasasından ise tablo sıkıntılı. 4 milyon 760 bin adetten gerilemeye başlayan serbest tüketici sayısı, Şubat 2019 döneminde 131 bin 813 adet ile serbestleşme sürecinin hızlandığı 2011 yılından beri görülen en düşük seviyeye geriledi. EnCazip’in kurucusu Çağada Kırım, şu değerlendirmeyi yaptı: “Elektrik piyasasında
rekorların birbiri ardına geldiğini, genel rakamların oldukça iyi, piyasanın bir hayli güçlü olduğunu görüyoruz. Fakat tüketicileri ilgilendiren en önemli kısım olan serbest tüketici sayısında önemli bir düşüş söz konusu. Üretimin yüzde 76’sı özel şirketler tarafından yapılırken, serbest tüketici sayısının bu kadar düşük olmasının sürdürülebilir olmadığını
düşünüyorum. Rekabetin olmadığı piyasalarda tüketicilerin yüksek fayda elde etmelerinden bahsetmek neredeyse olanaksız. Bu yüzden elektrik piyasasını elimizden geldiğince rekabete açmak ve ilerleyen dönemlerde serbest tüketici sayısını artırmayı önceliğimiz haline getirmek ülkemizin ve tüketicilerin menfaatine olacaktır.”
8
BThaber
BThaber 18 - 24 ŞUBAT 2019
BİLİŞİM DÜNYASI
E-TOPLUM
5
21 - 27 MAYIS 2018
Ulusal Kamu Entegre Veri Merkezi fizibilitesi tamamlanıyor söylemek mümkün. Bu kapsamda TÜİK verileri göz önüne alındığında, AKN uygulamasının kaldırılması neticesinde geniş bant internet fiyatlarının fahiş biçimde yükseldiği yönündeki iddiaların asılsız olduğu anlaşılmaktadır. AKN uygulamasının kaldırılması sonrasında özellikle limitsiz tarife ücretlerinde önemli oranda düşüş yaşandı." Türkiye Kart ile sistemin nasıl işleyeceğini de anlatan Turhan, PTT öncülüğünde kurulan ortam işletim sisteminde, yerel yönetimlerle anlaşmalar yapılacağını, ulaşım alanında tek kart kullanımının yaygınlaştırılacağını ve vatandaşın hayatının kolaylaştırılacağını söyledi. Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Mehmet Cahit Turhan, 6 Şubat tarihinde, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu’nda (BTK) düzenlenen ‘Geleneksel Ulaştırma Muhabirleri Toplantısı’nda 2018 yılının değerlendirmesini yaparken 2019 yılı hedeflerini açıkladı. Basın toplantısına; Ulaştırma ve Altyapı Bakanı M. Cahit Turhan’ın yanı sıra Bakan Yardımcıları; Dr. Ömer Fatih Sayan, Selim Dursun, Enver İskurt ile BTK Başkanı Ömer Abdullah Karagözoğlu ve çok sayıda basın mensubu katıldı.
Projelerle ilgili ayrıntılı bilgi veren Turhan, yatırımlarda daralma düşünmediklerini vurguladı. 2 bin 500 metrekarelik BTK Veri Merkezi bu yıl hizmete giriyor Bakan Turhan, Ulusal Kamu Entegre Veri Merkezi fizibilitesini bu yıl tamamlamayı hedeflediklerini ifade etti ve şu ana kadar ihtiyaç analizi ve stratejik plan raporları, kavramsal tasarımın bitirildiğini ve bundan sonraki süreçte de ayrıntılı tasarım, mimari proje ve uygulama
projesi hazırlık süreçlerinin devam edeceğini söyledi. Turhan, Gölbaşı bölgesinde tahsis edilen arazinin imar çalışmalarının devam ettiğini aktararak "Veri merkezine önem veriyoruz. 2 bin 500 metrekarelik BTK Veri Merkezi’ni beyaz alanlı olarak bu yıl içinde hizmete alacağız" şeklinde konuştu. Yerel yönetimlerle anlaşılıp ulaşımda tek karta geçilecek Bakan Turhan, Adil Kullanım Noktasına ilişkin (AKN) şu bilgileri paylaştı: "Türkiye
İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından açıklanan enflasyon verilerine bakıldığında, uzun zamandır internet tarifelerinin de yer aldığı haberleşme harcama grubunda gerçekleşen fiyat artışlarının, enflasyonun altında olduğu görülüyor. Sektörde yaşanan verimlilik artışları ve artan rekabet nedeniyle sektördeki fiyat artışlarının sınırlı kaldığı ve bu durumun tüm sektörlerin dahil edildiği ülke genelinde hesaplanan ortalama enflasyon üzerinde, olumlu etki yaptığını
Bu yıl tüm kurumlar elektronİk hİzmetlerİnİ e-Devlet Kapısı’na aktaracak
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Mehmet Cahit Turhan, Türkiye'nin haberleşme uydusu üretebilen 10 ülke arasında yer almasını sağlayacak projeyi, 2020 yılında tamamlamayı
ve 2021 yılında uzaya göndermeyi planladıklarını vurguladı. Yerli ve milli üretim çalışmaları kapsamında, BTK desteğiyle ‘Uçtan Uca Yerli ve Milli 5G Projesi’ni başlattıklarını hatırlatan Turhan, proje kapsamında bu yıl radyolink, anten, baz istasyonu, siber güvenlik yazılımları gibi elektronik haberleşme şebekelerinde kullanılan yazılım ve donanım ürünlerinin üretimine başlanacağını kaydetti. Yerli baz istasyonu ULAK'ı hizmete verdiklerini belirten Turhan, 2019 yılında ticari mobil şebekelerde yoğun olarak kullanmaya başlayacaklarını söyledi. Bu yıl tüm kurumların elektronik hizmetlerini e-Devlet Kapısı’na aktaracağına işaret eden Turhan, 2020'li yıllarda hizmete girecek 5G için çalışmaların, bu yıl da yoğun olarak sürdürüleceğini dile getirdi. ‘Ulusal Elektronik Tebligat Projesi’yle, bu yıl tebligatların sistem üzerinden gönderimini başlatacaklarını aktaran Turhan,
‘Ulusal Akıllı Ulaşım Sistemleri Strateji Belgesi ve Eylem Planı’nı da 2019’da uygulamaya alacaklarını vurguladı. Turhan, PTT’nin bu yıl içerisinde ‘drone’ ile teslimatlarına başlamasını da planladıklarını dile getirdi. Ulaşım kartı özellikli yerli ve milli yemek kartı projesine de değinen Turhan, 2019 yılında PTT’nin iştiraki olan şirket tarafından hayata geçirileceğini ifade etti. Türk Telekom'un mevcut imtiyazının 2026'ya kadar devam ettiğini belirten Bakan Turhan, kısa bir süre önce şirketin yüzde 55 hissesinin el değiştirerek bankaların oluşturduğu gruba devredildiğini anımsatarak "Ülkemizin haberleşme altyapısı bakımından önemli bir değeri olan Türk Telekom'un imtiyazı yenilenirken istekliler için cazip bir yatırım olması lazım. Etkin yönetim sayesinde şirket bu yılın son çeyreğinde 2,2 milyar lira kâr etti. Borsada değeri yüzde 25 arttı” değerlendirmesini yaptı.
537 milyar liralık yatırım yapıldı Sağlıklı ve yeterli bir ulaştırma ve haberleşme sistemine sahip olmayan ülkelerin asla kalkınamayacaklarını vurgulayan Turhan, bu nedenle 16 yılda 537 milyar liralık yatırım gerçekleştirdiklerini aktardı. Ulaştırmanın, fiziki olarak çeşitli zorlukları olan sürprizlere açık projelerin bulunduğu ve çok yüksek finansman ihtiyacı da olan bir sektör olduğunu dile getiren Turhan, yüksek finansman ihtiyacına çözüm olarak da genel bütçe yanında, Kamu Özel İş birliği modellerini de devreye sokarak birçok projeyi tamamladıklarını kaydetti. Havayolunda başlatılan yerli ve milli üretim projeler kapsamında havacılıkta sertifikasyon işlemlerinin de artık milli olarak yapılmaya başlandığına işaret eden Turhan, "Yerli uçağımız HÜRKUŞ da sertifikalandırıldı. Özgün Helikopter sertifikasyon çalışmalarına da devam ediyoruz” dedi. Bakan Turhan, insansız hava araçlarının kayıt altına alındığını ve İHA Pilot lisansının 34 bin, İHA sayısının 26 bini bulduğunu kaydetti ve bu yıl içinde ‘Milli Elektrikli Tren Seti’nin proje çalışmalarını tamamlayarak Prototip milli tren setlerinin üretimine başlamayı planladıklarını söyledi.
6
E-TOPLUM
5G patentleri Çin’den Patent ve fikri hakları araştıran Alman iPlytics’in 7 Şubat 2019 verisine göre üç Çin şirketinin 5G patent toplamı 2 bin 81 olmuş (Huawei, ZTE, Çin Telekom Teknoloji Akademisi). İlk on şirketin patent sayısının yüzde 31’i Çin’e ait. ABD kaynaklı Qualcomm ve Intel’in patent toplamı bin 224. Ericsson 797 ve Nokia 306 patentle arkadan geliyor. Fransız Le Figaro, Çin ile ABD arasında 5G konusunda açıkça bir “teknolojik soğuk savaş” yaşandığını yazdı: “Eğer AB, stratejik sektörlerde inovasyon geliştiremezse, AB’nin teknolojik bağımlılığı tehlikeli biçimde artacak. Ve ABD ile Çin arasındaki büyük oyunun ortasında itilip kakılacak.” Zaten, AB’nin Dijital Gündem 2020 diye bir vizyon yaratmasındaki
BThaber
Edip Emil Öymen edip.oymen@gmail.com
“temel neden”, ABD ve Çin’in gerisinde kalmamaktı. AB Sayısal Gündem Bakanı Neelie Kroes (2004 – 2014), Lizbon 20002010 Projesi’nin, hedefine ulaşamadan bitmesi üzerine AB’nin 2020’ye kadarki yeni 10 yıllık Sayısal Gündem hedefi şöyle tanımlamıştı: “Eğer BİT’i akıllıca kullanamazsak, AB kırık dökük bir ekonomi olacaktır. Yaşlanmakta olan Leydi Avrupa, bu konuda geri kalamaz. Sayısal Gündem’imiz, dünyanın bu en büyük entegre pazarının, ABD ve ileri Asya ülkeleriyle rekabet edebilmesi için esaslı bir araçtır.” (25.05.10 Amsterdam Dünya ICT Kongresi).
18 - 24 ŞUBAT 2019
Tablonun onarımı çevrimiçi
Rembrandt’ın 3.5 x 4.5 metre boyutlarındaki en büyük, en tanınmış eseri Gece Bekçileri/Devriyesi, Hollanda’ya özgü bir inovasyonla restore edilmeye başlanacak. Bu iş, tablonun tek başına sergilendiği Rijksmuseum’daki salonda izleyicilerin gözünün önünde, ve sadece gün ışığında yapılacak. Restorasyon ayrıca online olarak yayınlanacak: Turizm mevsiminin en hareketlenmeye başlayacağı Temmuz ayında. Hollanda’da müzelerin, sergilerin turizmle dolup taştığı günlerde böyle bir “canlı restorasyon” işi sadece kendi başına bir seyirlik olacak.
önce oradan indirilen tablo, aynı yarıktan yukarı çıkartıldı. Şimdi bu “medyatik” tablo, dünyanın gözü önünde onarılacak. Yaratacağı merakla, Hollanda’nın kültür-sanattan kazancına yeni kazanç eklenecek: Amsterdam Ekonomi Kurumu (AEB), şehrin sadece yabancı turistlerden yıllık turizm kazancını 10.3 milyar Euro olarak hesaplıyor. Tablonun salonu, müze 1880’lerde inşa edilirken sadece bu tablo için tasarlanmıştı. Müzenin 2003 – 13 arasında 10 yıl süren renovasyonu sırasında tablo, yan bir binada sergilendi. Yeni yerine ise turistik bir şenlikle sokaktan götürüldü: İçinde saklandığı sandığın üzerinde tablonun resmi. Renovasyon sponsorlarının isimleri. Kenarda alkışlayanlar. Fotoğraf çekenler. Tabloyla birlikte yürüyenler. Tablo, ikinci kattaki yerine çıkabilsin diye, giriş katı tavanında tablonun geçebileceği kadar bir bölüm kesilmişti. 10 yıl
Bu yıl, Rembrant’ın ölümünün 350’inci yıldönümü dolayısıyla Hollanda başta olmak üzere, Almanya ve İngiltere’de bir dizi sergi ve etkinlik başladı. En kapsamlı sergi, Amsterdam’ın Bir Numaralı Müzesi Rijksmuseum’da 15 Şubat – 10 Haziran arasında: 22 tablosu, 60 çizimi ve 300 baskı resmi (gravür) ilk kez bir araya getirildi. Müzede sanatçının zaten 400’e yakın eseri var. Amsterdam’da ayrıca sanatçının evinde (Rembrandt Müzesi) üç, Şehir Arşivi’nde bir sergi daha olacak.
Bitmemiş Senfoni’yi bitirdiler Beethoven’le aynı yıllarda yaşayan, ondan bir yıl sonra 1828’de ölen Alman besteci Franz Schubert’in “Bitmemiş Senfonisi”ni bitirmek Huawei’nin yapay zekasına nasip oldu. Besteci, Sekizinci Senfonisi’nin ilk iki bölümünü bestelemiş, ama sonra yarım bırakmıştı. Huawei ise, film müziği bestecisi Emmy Ödüllü Lucas Cantor ve Huawei ceptellerindeki “Mate 20 pro” yazılımı eşliğinde, senfoni “olsa olsa böyle devam eder, şöyle de biter” diye bir yapay zeka bestesi yaptı. Ortaya çıkan müziğin tınısını takdir edenlere karşılık, bu müziğin Schubert’in stiliyle hiç ilgisi olmadığını söyleyenler daha ağır basıyor. Hele eserin final bölümü, Schubert’in lirik, estetik, romantik müziği değil, bir bilim kurgu filmin “coşku müziği”ne benziyor çünkü. Mate 20 pro yazılımı Schubert’in müziğini 90
eseri üzerinden 6 ay süreyle “çalıştıktan” sonra, 20 değişik melodi besteledi. Bu arada, Schubert’i “etkilemiş” başka bestecilerin eserleri de yazılıma “dinletildi.” Böylece yazılımın, Schubert’in stilindeki esinlenme ve özgünlüğü daha iyi “anlaması” sağlandı. Ve, Besteci Cantor, 20 melodiyi orkestraya uyarlamak için bir ay daha çalıştı. Sonuçta ortaya senfoninin üçüncü ve dördüncü bölümleri çıktı. Eser, Londra’da Cadogan Konser Salonu’nda 67 kişilik English Session Orkestrası tarafından 4 Şubat’ta seslendirildi. Bitmemiş Senfoni’nin süresi 27 dakikadan, “bitmişi” ile 48 dakikaya uzadı. Bu haliyle eser, konser salonlarında her halde icra edilmeyecek? Sadece Huawei’nin her gün artan teknik gücüne, üstün rekabetçiliğine bir PR malzemesi olacak. Geçen yıl da Huawei,
balinaların çıkardığı seslerden “müzik” bestelemişti. Konseri izleyenlerden, Fransız “Diapason” müzik dergisi yazarı Vincent Agrech, girişimin orijinal olduğunu, ama Schubert’in stiliyle ilgisi olmadığını yazdı: “Üçüncü bölümde Mendelssohn’un İskoç Senfonisi, Smetana’nın Moldau Süiti’ni andıran melodilere rağmen ortada Schubert yoktu. Dördüncü bölümde biraz ortaya çıkar gibi oldu. Ama final, Assassin’s Creed finaline daha çok benziyordu.” Nouvelle Observateur yazarı Claire Fleury: “Huawei, senfoniyi bitireyim derken Schubert’i bitirdi. Schubert, evet, eserinde trombon kullanmıştı. Ama şimdiki beste, askeri bando müziğine benziyor.” Schubert’in eksik bıraktığı senfoniyi “tamamlama” girişimleri daha önce de
olmuştu. 1928’de Columbia Records, bestecinin ölümünün 100’üncü yıldönümünde, senfoniyi tamamlama yarışması açtı. İngiliz piyanist Frank Merrick kazandıysa da bunun, müzik kültürüne katkısı olmadı. 2011’de ise Cambridge Üniversitesi hocası
Robin Holloway, Schubert’in defterleri ve notlarındaki fikirlerden hareketle, senfoninin eksik kalan üçüncü bölümünü kendince “tamamladı.” Bu işe kalkışan başkaları da oldu. Ama onların “tamamlaması”, bu eksik eseri tamamlamaya yetmedi.
BThaber
BİLİŞİM DÜNYASI
18 - 24 ŞUBAT 2019
7
BTvizyon İstanbul’da kurallar yıkıldı, sorunlar yeniden tanımlandı BTvizyon Anadolu Toplantıları’nın İstanbul Anadolu Yakası ayağı yoğun katılım ile 7 Şubat günü Dedeman Bostancı’da gerçekleşti. Her zaman olduğu gibi BTvizyon, sektör liderlerinin buluştuğu, trendlerin sahnede olduğu bir etkinlik oldu. Ancak İstanbul etkinliği tüm bunlarla birlikte kuralların yıkıldığı, ufukların genişlediği ve sorunların aşıldığı ve tüm bilinenlerin unutulduğu bir etkinlik oldu. Dönüşüm Uzmanı ve Kural Yıkıcı Dr. Hakan Tetik ve Design Thinking Instutite Kurucusu Gültekin Güldür’ün konuşmaları katılımcılar tarafından ilgiyle karşılandı.
KVKK uyumluluğu adına yazılımsal çözümler sunmak için uzun süredir çalıştıklarını belirtti. Akıllı sınıflandırma ve öneri sunabilme gibi farklı fonksiyonları sunduklarını, bunu KVKK platformlarına da entegre ettiklerini belirten Erdoğdu, her şirket için sahip olunan verinin anlamlı, güvenli ve yasalara uygun halde kullanımının ne denli kritik öneme sahip olduğuna vurgu yaptı.
Netoloji Proje Destek Ekip Lideri Uğur Yıldırım Kurumsal süreç yönetimi ve bu alandaki çözümleri E-FLow BPM’i katılımcalarla buluşturan Netoloji Proje Destek Ekip Lideri Uğur Yıldırım, kurumsal süreçlerin tek bir platformda doğru yönetilebiliyor olmasının zaman ve maliyet tasarrufu adına önemli olduğunu kaydetti.
BTburada iş ortağı Ruijie Networks Ürün ve Çözüm Müdürü Taner Elmas
EY Türkiye Danışmanlık Hizmetleri Teknoloji Hizmetleri Yöneticisi Murat Sedef ‘’Robotik Süreç Otomasyonu, Bugünü ve Yarını’’ isimli bir sunum gerçekleştiren EY Türkiye Danışmanlık Hizmetleri Teknoloji Hizmetleri Yöneticisi Murat Sedef konuşmasında robotik teknolojilerin insanlığı işsiz bırakacak bir yapıdan ziyade insanın yaratıcılığını ve verimliliğini artıracak bir olgu olduğu üzerinde durdu. Özellikle insan kaynakları finans muhasebe gibi alanlarda rutin ve sıkıcı işlerin aslında zaman kaybı yarattığına dikkat çeken Sedef, robotik teknolojilerin tam da bu noktada devreye girdiğini belirtti.
BTvizyon İstanbul Anadolu sahnesinde konuşulan bir diğer önemli konu ise ‘’Büyük Veri ve Yapay Zeka ile Akıllandırılan Ağ Yapıları’’ oldu. BTburada iş ortağı Ruijie Networks Ürün ve Çözüm Müdürü Taner Elmas, “WIS isimli çözümümüzle yapay zeka ve büyük veri teknolojileri sayesinde tahmin gücü ağ yapılarını kurgulayabiliyoruz. Ruijie WIS ile ağınızda olabilecek tüm olumsuzlukları analiz edilebiliyor. Kullanıcılar üzerinde etkinlik ve yetkinliklerine göre kümülatif bir sonuç çıkararak hızlı aksiyon almanız mümkün hale geliyor” dedi.
Design Thinking Institute Kurucusu Gültekin Güldür
İnnova Satış Öncesi Yöneticisi M. Ozan Ercan
"Dijital Çağın Düşünme Tarzı; Design Thinking" isimli konuşması ile Design Thinking Institute Kurucusu Gültekin Güldür katılımcıların yoğun ilgisi ile karşılandı. ‘’Siz problemleri çözmeye çalıştıkça problemler şekil değiştirecektir’’ diyen Güldür, kurumsal dünyadaki problemlerin kolektif bir yaklaşım ve planlama ile üstesinden gelinebileceğine dikkat çekti. 5 soruluk bir uygulama ile Design Thinking kapılarını katılımcılara açan Güldür, bu kavramın bir problemin alışılmış çözümlerin dışında önerilerle aşamasının mümkün olduğunu belirtti.
İnnova Satış Öncesi Yöneticisi M. Ozan Ercan, ‘’Bilişim Sektöründe Finansal Çözümler’’ başlıklı sunumu ile Türkiye’nin finans alanındaki teknoloji entegrasyonunun ne seviyede olduğunu gözler önüne serdi. İnnova’nın PayFlex markası altında kurumların finansal alanda ihtiyaçlarına yönelik çözümler sunduğunu sözlerine ekleyen Ercan, ‘’Geniş çözüm portföyü içerisinde ödeme, tahsilat, mobil, e-dönüşüm ve sadakat ana başlıkları altında 50’den fazla ürün ve çözüm sunmaktayız” dedi.
Paperwork Satış Direktörü Tolga Eşiz
VBT Genel Müdür Yardımcı Osman Çaylı
Doküman yönetimi ve iş akışı sistemi seçimlerinde dikkat edilmesi gerekenler alanında uzman Paperwork markasının Satış Direktörü Tolga Eşiz tarafından katılımcılarla paylaşıldı. Endüstri 4.0 ile birlikte daha verimli, daha hızlı ve daha güvenli hale getirmek için doküman yönetimi alanının da dijitalleşmesinin kritik öneme sahip olduğunu belirten Eşiz, insan gücü ile yürütülen süreçlerin dijitalleşmesi kadar, insanın da dijiltalleşmesinin önemine dikkat çekti.
Dijital İş Otomasyonu konulu sunumu ile VBT Genel Müdür Yardımcı Osman Çaylı, VBT Bilgi Teknolojileri olarak 1993 yılında IBM Mainframe platformu olan yerel bir bilgi teknolojileri firması olarak kurulduklarını, aralarında İş Bankası, Akbank, Garanti Bankası gibi köklü şirketlerle bugüne kadar önemli projelere imza attıklarını belirtti. Osman Çaylı, VBT Bilgi Teknolojileri’nin insan kaynakları, coğrafi bilgi sistemleri ve mobil yazılımlar alanına da son yıllarda ağırlık verdiği kaydetti.
M2S Pazarlama Hizmetleri Müdürü Esra Koç M2S Pazarlama Pazarlama Hizmetleri Müdürü Esra Koç da gerçekleştirdiği dikkat çekici sunumu ile BTvizyon İstanbul etkinliğe renk kattı. Sosyal medya, dijital hizmetler, mobil teknolojiler üçgeninde ne denli bir trafik olduğunu rakamlarla gözler önüne seren Koç, pazarlama alanında da vizyoner örnekleri katılımcılarla paylaştı. M2S’in bu noktada Pazarlama Endeksi ile şirketlerin fotoğraflarını çekip pazarlama konusunda eksik taraflarını görmelerine ücretsiz olarak yardımcı olduklarını, ardından dijital teknolojilerle pazarlama planlarının yeniden yapılanmasında hizmet verdiklerini belirtti.
İnsan odaklı dönüşüm Ancak buradaki asıl nokta, sizin bu yeni teknoloji ile işinize ve müşterilerinize nasıl değer kattığınız. Teknolojiyi müşteri deneyimini en üst noktaya çıkarmak için bir araç olarak görmeliyiz” dedi ve ekledi:
Suse Linux Teknik Satış Mühendisi Savaş İrez
Mechsoft Yönetici Ortağı M. Gökhan Erdoğdu BTvizyon Anadolu Toplantıları kapsamında hemen her ilde bilişim paydaşları ile bir araya gelen Mechsoft Türkiye ekibi, BTvizyon İstanbul Anadolu’da yerini aldı. Mechsoft Yönetici Ortağı M. Gökhan Erdoğdu,
Suse Linux Teknik Satış Mühendisi Savaş İrez, ‘’Yazılım Tanımlı Datacenter’a Yolculuk’’ başlıklı konuşmasında, otomasyon, modülerlik, yönetim, self servis gibi konuların yazılım tanımlı altyapıların kurgulanabilmesi için gerekli olduğunu belirterek, açık kaynak çözümlerinin dijital dönüşümün gereksinimlerini karşıladığına vurgu yaptı.
“Hala teknoloji dünyasında, ürünler depolama ve bellek kapasitesi, işlemci gücü gibi teknik özellikleriyle pazarlanıyor. Ancak tüm bu ürünler arasında başarıya ulaşanlar en kolay yoldan kullanıcıların ihtiyaçlarına yanıt vermeyi başarabilen ürünler oluyor. Dönüşümün püf noktasının her alanda olduğu gibi insan odaklılık olduğunu belirterek sunumuna başlayan Dönüşüm Uzmanı ve Kural Yıkıcı Dr. Hakan Tetik, “Teknolojik gelişmelere ayak uydurmak, her yeni teknolojiyi incelemek önemli.
Dönüşümün şirket bünyesinde çalışan her bir personeli kapsıyor. Peki bu dönüşüm için ihtiyacınız olan neler mi? Etkin olmak, yeni iş modelleri bulmak, dijital yetenekleri geliştirmek, bilgiyi yeniliğe dönüştürmek ve dijitale doğan genç neslin tercihlerini dinlemek.”
8
BThaber
BİLİŞİM DÜNYASI
18 - 24 ŞUBAT 2019
Sigortacı AS’lı öğrenmeye devam edecek 2017 yılından bu yana Anadolu Sigorta’nın robotik süreç otomasyonunda (RPA) kullanılan, müşterilerin ve acentelerin hayatını kolaylaştıran, otomatik poliçe teklifi oluşturmaktan fatura onaylamaya kadar 10’dan fazla süreci gerçekleştiren ileri teknoloji yapay zekâ uygulaması AS’lı artık Türkçe konuşuyor. Kullanıcılar iPhone’da “Google Asistant” uygulamasını yükleyerek, Android telefonlarda ise hiçbir şey yüklemeden, AS’lı ile konuşabiliyor veya yazılı mesajlaşabiliyor. Android telefonlarda “OK GOOGLE” diyerek veya ekranın altındaki “HOME” tuşunu bir süre basılı tutarak Google Asistan’ı açabilen kullanıcılar,
Anadolu Sigorta Teknolojiden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Abacı “Anadolu Sigorta ile konuş” veya “Anadolu Sigorta ile konuşmak istiyorum” diyerek, AS’lı ile iletişim kurabiliyor. Anadolu Sigorta Teknolojiden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Mehmet
Abacı, “Artık müşterilerimiz cep telefonlarına uygulama yüklemeden birçok bilgiye erişebiliyor ve yurtdışı seyahat sigortası fiyat teklifini sesli olarak alabiliyor. Yapay zekâ teknolojisi ile 7/24 çalışan
AS’lı, bir kere söylediğiniz isminizi unutmuyor ve her konuşmaya başladığınızda sizi tanıyor. Sigortacılık ile ilgili sorularınıza cevap veriyor, en yakın acente, en yakın hastane ve çok sayıda sık sorulan soruları yanıtlıyor” dedi. Mehmet Abacı, şöyle devam etti: “Mevcut durumda hizmet verilen direkt kanal uygulamalarımızın yanına AS’lı Sesli Asistan’ı ekleyerek bazı fonksiyonların bu kanaldan da son kullanıcıya ulaşmasını amaçladık. Poliçe teklifi alma, Sıkça Sorulan Sorular, Çilingir - Çekici Talepleri gibi fonksiyonları hayata geçirdik. Müşterilerimiz, Google’dan kullanıcı konumunu
almak için gerekli izinler sağlandıktan sonra başka herhangi bir işleme gerek olmadan bu hizmetten faydalanabiliyor. Hedeflenen durumda, kullanıcı uygulamaya ulaşarak belirtilen servislerden sesli ya da yazılı komutlarla bilgi ve teklif alabiliyor, merak ettiği soruları yöneltebiliyor. AS’lının öğrenme süreci devam ediyor. Yakında kasko ve trafik ürün teklifi başta olmak üzere diğer poliçe türleri için de teklif alabilir duruma gelecek. Hasar bildirim seçenekleri artırılacak ve anlaşmalı kurumlar da kullanıcının bulunduğu lokasyona göre listelenecek.”
C
Yönetilen hizmetler için bunlara dikkat edin! Veri merkezlerinden hizmet alan işletmeler katma değerli hizmetlerden faydalanarak iş sürçlerini zenginleştiriyorlar. Ülkemizdeki birçok işletmenin yerel veri merkezlerini tercih ettiğini belirten Radore Veri Merkezi Genel Müdürü Sadi Abalı, “Güvenilir bir yapı kurulmasını tercih eden, verilerine her zaman ulaşmak isteyen ve herhangi bir gecikme yaşamak istemeyen işletmeler, yerel veri merkezlerinden hizmet alıyor. Alınan hizmetin
kalitesi ise işletmelerin dijitalleşme olanaklarını ve stratejilerini etkiliyor” vurgusunu yaptı. Abalı, veri merkezlerinin sunduğu katma değerli hizmetlerden daha iyi yararlanmak isteyen işletmelere önerilerini şöyle sıraladı: • Veri merkezinin konumu: Hizmet aldığınız veri merkezinin gecikme sürelerini minimuma indirebilmesinde coğrafi yakınlık önem taşıyor. Gerekirse bulunduğu
yere giderek istediğiniz zaman altyapıyı inceleyebileceğiniz ve denetleyebileceğiniz yakınlıkta konumlanması da ek avantaj. • Hizmet çeşitliliği: Hizmet aldığınız veri merkezinin potansiyelinden emin olmak için hangi hizmetleri sundukları hakkında detaylı bilgi edinin. Hizmet ve donanım anlamında kullanıcılara sunabildikleri konfigürasyon çeşitliliği
de ipucu verebilir. • Esneklik garantisi: Özel günlerde, ani performans artışı istenen anlarda sanallaştırılmış bir ortamda, ne kadar ölçeklenebilir bir yapı olduğunu test edin. Kapasitenin ne kadar artabildiğini sorgulayın. • Güvenlik hep öncelik: Yalnızca sanal katmanlarda değil, fiziksel güvenliğin de iyi kurgulandığından emin olun. Örneğin; Radore veri merkezinde
bir kişinin sunuculara ulaşması için 7 kapıyı geçmesi ve biyometrik kimlik doğrulama sistemlerini aşması gerek. • Her zaman erişilebilirlik: Veri merkezinin operatör bağımsız şekilde hizmet verebildiği, birbirini yedekleyen ağ altyapısına sahip olduğundan emin olun. Düşük gecikme süreleri için de fiber ağına yakınlığını sorgulamanızda fayda var.
FlexPod yapay zekaya hazır NetApp, Cisco ile birlikte geliştirdikleri bütünleşik altyapı çözümü FlexPod’da yeni iş yüklerini ve teknolojileri destekleyen yeni çözümü FlexPod AI’ı duyurdu. FlexPod, görevkritik iş yüklerindeki sektör lideri konumunu ve FlexPod standardını yapay zeka ve makine öğrenme uygulamalarına kazandırarak, bu modern ve kurumsal uygulamaları
platform alanındaki en son inovasyonlarla buluşturuyor. FlexPod, modern uygulamaların performansını yeni nesil sunucu, depolama ve fabric teknolojisiyle karşılayan ilk uçtan uca NVMe özellikli bütünleşik altyapı çözümü olarak sektörde bir standart olarak kabul görüyor. FlexPod’un NVMe desteği depolamadan sunucuya kadar tüm uygulama performansını
yüzde 60’a kadar artırıyor. NetApp ve Cisco’nun çalışmaları sonucu, bu yeni teknolojiler, rakip çözümlere kıyasla çok daha hızlı bir şekilde FlexPod’a dahil olabiliyor. Yeni FlexPod AI, kurumsal düzeydeki modern yapay zeka ve makine öğrenme uygulamalarının performans ve güvenilirliğini, yeni nesil sunucu, depolama ve fabric teknolojisini buluşturan
başarısı kanıtlanmış bir çözümle sağlıyor. NetApp’ın AFF depolama çözümleri portföyü, NVDIA GPU’lara sahip UCS C480 ML M5’in son sürümü, ONTAP OnCommand ve UCS Manager üzerinden yönetilebilirlik, kurumsal düzeydeki yapay zeka ve makine öğrenme iş yükleri için en ideal çözümü sunuyor. FlexPod, halihazırda tüm dünyada görev-kritik
SQL Server ve Oracle veri tabanlarındaki yükü hafifletiyor. FlexPod’un lider konumunu yapay zeka ve öğrenen makine uygulamalarına taşıması devrim yaratan bir gelişme olarak nitelendiriliyor. Buna ek olarak, yapay zeka ve öğrenen makineler veri depolamaya ihtiyaç duyuyor; NetApp ise bu alandaki sektör liderliğini sürdürmeye devam ediyor.
M
Y
CM
MY
CY
CMY
K
E-Flow
10
BThaber
BİLİŞİM DÜNYASI
18 - 24 ŞUBAT 2019
Bulut tabanlı hizmetler büyüyor Equinix, Avrupa, Ortadoğu ve Afrika’dan (EMEA) bin 200’den fazla üst düzey BT yöneticisi arasında yaptığı bağımsız anket sonuçlarını paylaştı. Ankete katılanlar, işletmelerinin gelişimine katkıda bulunacak iki önemli faktörden birinin yüzde 48’lik oranla bulut tabanlı hizmetler olduğunu belirtirken, yüzde 53’ü ise siber güvenlik risk ve ihlalleri olduğunu söyledi. Türk işletmeleri de her ne kadar bu küresel eğilimi izlese de, yüzde 52’si siber güvenlik tehditlerinin şirketlerini etkileyen en önemli unsur olduğunu belirtirken, yüzde 42’si bulut tabanlı hizmetlerin önemli olduğu kanısında. İleriye yönelik planlamalarına bakıldığında ise Türk katılımcıların yüzde 61’i işletmesini bulut bilişime
taşımayı planladığını, yüzde 57’si de Türkiye’de veri merkezi seçerken bulut hizmetlerinin büyük önem arz edeceğini belirtiyor. İşletmeler bulut bilişime geçtikçe, artan siber güvenlik endişesi şirketleri de herkese açık internet ağları yerine
daha güvenli ara bağlantı seçeneklerini kullanmaya yönlendiriyor. Türk katılımcıların yüzde 56’sı özel bulut hizmetleri kullandığını belirtirken, yüzde 32’den fazlası daha az güvenli olan internet üzerinden erişim sağlanan bulut hizmetlerini
tercih ediyor. Buna ek olarak, çoklu bulut mimarilerinin yaygınlaşmasına rağmen Türk firmalarının sadece yüzde 22’si çoklu bulut mimarilerini kullanıyor. Öte yandan Equinix, tüm bu siber güvenlik ve çoklu bulut ihtiyaçlarını karşılayabilmek için geçtiğimiz sene iki yeni hizmet sunmaya başladı. Hizmetlerden biri olan Equinix Cloud Exchange Fabric (ECX Fabric), işletmelerin birçok bulut hizmet sağlayıcısına (CSP) erişimini destekliyor. İkinci olarak Equinix SmartKey ise çoklu bulut ağları ve bağlantı noktaları arasında veri güvenliğini merkezi ve bağımsız olarak sağlayan küresel şifre yönetim hizmeti. Equinix Türkiye Ülke Müdürü Mehmethan Şişik, şu yorumu yaptı:
“Bu anket, bulut bilişime geçiş yapan işletmeleri inceleyerek, bu geçişin dijitalleşen ekonomi ortamındaki rekabet açısından önemli noktaları göstermekte ve özel ara bağlantı ile güvenli veri alışverişine olan ilginin önemini vurgulamakta. İşletmeler Equinix ile çalışmayı seçiyor; çünkü Equinix yalnız bulut sağlayıcıları ile ihtiyaçları olan bağlantıyı sağlamıyor, herkese açık genel internet ağı kullanmak yerine birbirleri arasında esnek, hızlı, dinamik ve güvenli ara bağlantı hizmetlerini de sunuyor. Bu ara bağlantı platformu, firmalara rekabet üstünlüğü sağlayan hızlı veri transferi sunarken, güvenlik ve uyum ile ilgili gereksinimlerini karşılıyor.”
Test sürüşü ilk çeyrekte olacak Otomotiv sistemleri konusunda dünyanın önde gelen firmalarından AVL’nin İstanbul’daki merkezi AVL Araştırma ve Mühendislik Türkiye, 2019’da hayata geçireceği yeni teknolojilerini tanıttı. Grand Hyatt Oteli’nde düzenlenen basın toplantısında konuşan AVL Genel Müdürü Dr. Serkan İmpram, bu yıl ilk kez saha testlerine başlanacak olan ileri teknolojili SUV tipi araç çalışmaları ve kamyonlarda uygulanacak otonom teknolojiler hakkında bilgiler paylaştı. Dr. Serkan İmpram, ilk SUV tipi aracın yanı sıra Kasım ayında Ford Otosan ile imzalanan Platooning-otonom konvoy teknolojisi Ar-Ge işbirliği çevresinde geliştirilen ve kamyonların otonom halde yollara çıkmasını sağlayacak çalışmalar hakkında da bilgiler verdi. 2019 projelerini anlatan Dr. Serkan İmpram, “SUV araçlar, ülkemizde ve dünyada oldukça popüler hale gelen araç tipleri. Diğer otomobillerden farklı olarak, daha geniş ve yerden yüksekliği daha fazla olan bu araçlara dünyanın her yerinde artan bir talep var.
Bu doğrultuda, SUV araçların mühendislik çalışmalarını uzun süredir Türkiye’de yapıyoruz ve bunların saha testlerine yönelik ilk adımı attık. İstanbul’daki Ar-Ge merkezlerimizde mühendislerimiz Türkiye’nin en ileri otomatik şanzıman kontrol algoritmalarını geliştirdi. 2019’un ilk çeyreğinde bu algoritmaları uyguladığımız aracın ilk testlerini de İstanbul’da gerçekleştireceğiz” dedi. AVL Araştırma ve
Mühendislik Türkiye’nin, 2019’da çalışmaya devam edeceği bir diğer önemli projesi ise Ford Otosan ile ortak ArGe işbirliği çerçevesinde yürütülen ve kamyonların otonomlaşmasını sağlayacak olan platooning teknolojisi. 2018 Kasım’ında imzalanan anlaşma ile duyurulan projenin detayları hakkında bilgiler veren Dr. Serkan İmpram, Ar-Ge işbirliği ile geliştirilecek “Platooningotonom konvoy”
teknolojisinin birinci etabının yılın ilk yarısında tamamlanıp, ilk otonom kamyonların teste başlamasının öngörüldüğünü söyledi. AVL’nin küresel bilgi birikimi ile bu projeye önemli katkılar sağlayacağını belirten İmpram, şöyle devam etti: “Bu proje ile Ford Trucks araçlarında uygulanacak platooning teknolojisi, otomotiv sektöründe Türkiye’de bir ilki gerçekleştirecek. Kamyonların Türkiye’de otonom halde taşımacılık
yapabilmesini sağlayacak teknolojiler hazır hale gelecek. Daha düşük maliyetlerde daha güvenli ve efektif sonuçlar alınabilmesinin önü açılacak. Hazırlıklar devam ediyor ve Ar-Ge işbirliği çerçevesinde Türkiye’nin ilk otonom sistemlerine sahip kamyonlarının test için 2019’un ilk yarısında sahaya çıkması planlanıyor. Lojistik sektörüne önemli katkılar sağlayacağına inandığımız bu projenin tamamen hayata geçmesiyle sektörde yeni bir sayfanın açılacağına inanıyoruz. 2018’de ciro ve mühendislik hizmeti ihracatında hedeflediğimiz başarıları yakaladık. 2017’ye kıyasla 2018 yılını yüzde 50 büyüme ile kapattık. Mühendislik hizmeti ihracatının yüzde 80’ini oluşturduğu ciromuzu 2019’da da 35 milyon avro’ya taşımayı hedefliyoruz. Buna paralel, mühendislik kadromuz da büyüyor. 150 kişilik mühendislik ekibi ile başladığımız 2018 yılını 220’den fazla mühendis ile tamamladık ve bu sayıyı 2019’da 300 mühendise ulaştırmayı amaçlıyoruz.”
büyük verİnİn zekası
DOSYA:
BThaber 18 - 24 ŞUBAT 2019 www.bthaber.com.tr
Ayhan Sevgi
Veride nicelik tamam, artık asıl konu nitelik! Birkaç yıl öncesine kadar veriyi derleyip toplamak, bu anlayışla itinayla depolayabilmek maharetti. Ama geldiğimiz noktada, kanalları daha da çeşitlenen veri akışı göz önüne alındığında, bu veriyi anlamlı bir iş aracı olarak kullanabilmek şart. Bunun için iş zekası ve analitik uygulamaları tercih sebebi. Temel hedef ise sürekli akan büyük veriden anlamlı sonuçlar çıkartmak, iş süreçlerinde de bunları anlamlı biçimde
kullanabilmek. Gerçek zamanlı analiz yapabilmek, verileri farklı yapıları ışığında farklı veri göllerinde buluşturmak, şirket bütününde yetkilendirmelerle bu veriye doğru ve güvenli erişimi sağlayıp, herkesi karar verme süreçlerine dahil etmek gündemde. Çünkü büyük veri depoladığınız kadar değil, doğru segmente edip, mümkün mertebe gerçek zamanlı anlamlandırabildiğiniz ölçüde değerli.
12 DOSYA
büyük verinin zekası
BThaber 18 - 24 ŞUBAT 2019
Verinin katma değeri anlaşılmaya başlandı
Teleperformance Türkiye CIO’su Güray Yılmaz Veriden bilgi çıkarabilmek için öncelikle o veriyi tespit etmek ve toplamak gerekiyor. Daha etkin bir veri yönetimi bu noktada başlıyor. Gelişen teknoloji ve hızla yaygınlaşan ölçeklenebilir analitik araçları sayesinde bugün her büyüklükte şirket, sahip olduğu veriyi bir rekabet avantajı olarak kullanabiliyor. Teleperformance Türkiye CIO’su Güray Yılmaz’ın verdiği bilgilere göre veriyi anlamlı bilgiye dönüştürmek için mutlaka devasa ölçekli kurumsal kaynak planlama
sistemleri kurmak gerekmiyor. Bulut tabanlı sunulan CRM ve iş zekası çözümleriyle müşteri verisini stratejik bir değer haline getirmek kolaylaşıyor. Ayrıca tümüyle bu işe odaklı çalışan, veri alanında uzmanlaşmış danışmanlık şirketleri de iş analitiğinin dış kaynak bir hizmet olarak alınabilmesini sağlıyor. Analitik çözüm yaklaşımlarında şirketlerin kendi süreçlerini dikkatle gözden geçirmesi gerektiğinin altını çizen Güray Yılmaz, bu konuda şunları kaydetti: “Veriyi en iyi nasıl elde edeceklerini, işleyeceklerini ve ortaya çıkan bilgiyi nasıl kullanacaklarını tespit etmeleri gerekiyor. Elbette bunu söylemek, yapmaktan kolay. Teleperformance olarak geçen sene kurduğumuz Praxidia gibi özel uzmanlığa sahip danışmanlık şirketleri bunun için mevcut. Şirketler, kendine özgü süreçlerini ve veriyle ilişkilerini tespit edince, hedef pazardaki etkinliklerini artırmalarını sağlayacak bilgilerin neler olduğunu anlamalı. Doğru çözümü bulmak ancak bundan sonra mümkün olabilir.” İş dünyası dijital dönüşümü
benimsedikçe, veriden ne kadar fazla katma değer elde edebileceğini de keşfetmeye başladı. Yıllar önce atılan "veri yeni petroldür" gibi manşetlerin bugün gerçek olduğunu görüyoruz. Veriyi iyi yöneten, etkin biçimde toplayan, anlamlı bilgiye dönüştürerek stratejik kararlar verenler kazanıyor. Rekabetin bu yönde şekillenmesi, hiç kuşkusuz veriyle ilgili çözüm ve hizmetlerin popülaritesini artırıyor. “2019 ve sonrasında şirketlerin veri süreçlerini yönetmek için sadece alt yapı dönüşümüyle sınırlı kalmayacağını, aynı zamanda veriden daha yüksek fayda sağlayabilecekleri dış kaynak danışmanlık hizmetlerine de ilgi göstereceklerini öngörüyoruz” diyen Güray Yılmaz, açıklamalarını şöyle sürdürdü: “40 yılı aşkın süredir Teleperformance olarak dünyanın dört bir yanında bütünleşik çok kanallı müşteri deneyimi sunmak için çalışıyoruz. Veri odaklı iş modelimizi ve uzmanlığımızı, Teleperformance CX Labs araştırmalarını ve TP Analytics becerilerini Praxidia danışmanlık şirketimizin altında bir araya getirerek,
müşteri deneyimini iyileştirmek isteyen tüm markalar için uçtan uca güçlü bir danışmanlık çözümü sunuyoruz. Teleperformance’ın veriyi işleme ve müşteri deneyiminde faydaya dönüştürme noktasında sahip olduğu küresel deneyim ile kurduğu Praxidia’nın amacını gelişmiş araştırma ve analitik hizmetleriyle müşteri etkileşimine değer katmak, markalar ve müşterileri için yeni fırsatlar yaratmak şeklinde açıklamak mümkün. Praxidia ekibi, markaların müşteri sadakatini artıran unsurları derinlemesine anlamasını sağlarken rakipsiz analizleriyle her seferinde daha değerli ve verimli müşteri etkileşimi gerçekleştirmeyi mümkün kılıyor. Müşteri deneyimindeki sorunlu noktaları ve fırsatları tanımlayıp hem müşteriler hem de çalışanlar için çok daha iyi bir deneyim meydana getirecek stratejiler ve pratik çözümler geliştiriyoruz. Her yıl milyarlarca müşteriyle çeşitli kanallar üzerinden etkileşim kursak da her etkileşimin ayrı ayrı önem taşıdığını biliyoruz. Her gün, insanların hayatlarında bir fark yaratmak için çalışıyoruz.”
Büyük veri ile ürün ve hizmetlerinizdeki değişimi hızlandırın
Netaş Ar-Ge Genel Müdür Vekili Bülent Kemal Mutlu IDC’nin yaptığı araştırmaya göre; global verinin toplam hacmi 2012’de 2,5 zetabayt iken 2017’de 25 zetabayta çıkmış durumda. Yine IDC’ye göre 2025 yılında dünyada yaklaşık 163 zetabayt verinin üretileceğini öngörülüyor. Söz konusu veriler, yine teknolojilerin getirdiği olanaklar ile işlendiğinde rekabette kaçırılmayacak fırsatlar sunuyor. Netaş Ar-Ge Genel Müdür Vekili Bülent Kemal Mutlu’nun verdiği bilgilere göre rekabette büyük veriyi doğru analiz ederek kullanan
ile kullanmayan arasındaki fark açılıyor. Bunun farkında olan başta perakende, finans, enerji olmak üzere farklı sektörlerden birçok şirket de BT yatırımlarında büyük veriye odaklanmaya başladılar. Artık şirketler topladıkları verilerle tüketim davranışlarını doğru analiz ederek, daha fazla tüketiciye, daha az maliyetle; doğru ürünü, doğru yerde, doğru fiyata ulaştırmayı hedefliyor. Aynı şekilde büyük veri kullanımı; sanayide de üretim planlaması, süreç optimizasyonu ve süreçlerin dijitalleşmesi gibi stratejik konularda verimlilik için önemli. Mobil teknolojilerin, bulut sistemlerin, nesnelerin interneti (IoT) uygulamalarının ve büyük veri analitiğin getirdiği fırsatlar, kurumların hem iş süreçlerindeki hem de ürün ve hizmetlerindeki değişimi hızlandırdı. Operasyonel adımlarını ve stratejik kararlarını veriye dayalı çalışmalarla yapamayan şirketlerin pazar içerisinde rekabet gücünü kaybetme riskiyle karşı karşıya olduklarını belirten Bülent Kemal Mutlu, açıklamalarını şöyle sürdürdü: “Veri şirketler için her zaman çok değerliydi. Artık şirketlerin hemen
hepsi büyük veri teknolojileri üzerine gerek teknoloji gerekse uzman danışmanlık ve personel eğitimi konusunda ciddi yatırımlar yapmaya başladı ve bu yatırımların katlanarak devam edecek. Yatırım ve çalışma alanlarını adım adım ifade etmek gerekirse; şirketlerin her şeyden önce ihtiyacına uygun veri türlerini ve hedeflerini belirlemeleri gerekiyor. Bir sonraki aşamada ise şirketlerin müşteri ya da süreçlerini en iyi şekilde analiz edebilmeleri için verilerin adım adım planlanması gerekiyor. Veri kaynakları netleştirip, veri haritası oluşturulduktan sonra sosyal medya, Nesnelerin İnterneti, Bulut gibi yeni teknolojiler aracılığıyla elde edilen bilgiler bir platformda toplanmalı. Bu sistemle birlikte analiz edilen sonuçlar, şirketlere rehber niteliğinde yol gösterebilir. Netaş olarak DNA’mızda olan Ar-Ge kültürümüz ve 800’e yakın mühendisimizle birlikte müşterilerimize öncelikli olarak entegrasyon, dijital dönüşüm ve veriden değer yarattığımız analitik çözümlerimizle destek oluyoruz. Veri, içinde yer aldığı süreçle birlikte bir anlam taşıdığı için öncelikli adım süreç analizi oluyor. Farklı yapılarda ve platformlarda
yer alan verinin ortak bir katmanda entegre edilmesi işlemini sürecin temel taşlarından biri olarak görüyoruz. Süreç analizinde, analitik katman ile veri entegrasyon katmanlarını ayrı olarak değerlendiriyoruz. Büyük veri teknolojilerinde ürettiğimiz çözümlerde verinin entegrasyonu ile süreci başlatıyoruz. Entegrasyon katmanında verinin temizlenmesi ve daha sonra analitik olarak değerlendirilecek duruma getirilmesi için kendi geliştirdiğimiz yazılım çözümleri ile yönetilebilir, yüksek performanslı bir uygulama mimarisi üzerinde ihtiyaçları karşılıyoruz. Sadece analitik katmana özel anlık kararların alınmasını sağlayan, karar destek sitemlerini destekleyen, öngörü analizleri içinde kullandığımız makine öğrenme ve derin öğrenme algoritmaları ile müşterilerimizin operasyonlarını yönetilebilmeleri ve gelecek adına da nesnel tahminlerde bulunabilmelerine yardımcı oluyoruz. Görselleştirme katmanı ile de süreç tamamlanıyor. Başka bir deyişle günün değişen ihtiyaçlarına göre sürekli yenilenen ve gelişen analitik yaşam döngüsü başlıyor.”
BThaber
DOSYA 13
büyük verinin zekası
18 - 24 ŞUBAT 2019
‘DIgItal Annealer’ işlemciler ile daha hızlı çözüm Yapay zeka teknolojisinin alt kümeleri olan; veri setlerini anlamlandırabilmeye yarayan, yani farklı kaynaklardan toplanan veriyi analiz ederek, örneğin bir bölgede suç olma ihtimalini önceden sezen "Deep Learning" ve üretim teknolojilerinin verimliliğini artırmak üzere sonuçları kendi kendisine değerlendirerek öğrenen makineler yani "Machine Learning" teknolojisi.
Fujitsu Türkiye Kurumsal Hizmet Ve Çözümlerden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Cengiz Yeker
Bu temel teknolojilerle önceden tahmin dahi edilemeyen miktardaki veri analiz edilerek bize yarayacak birçok öngörüde bulunabiliyor. Fujitsu Türkiye Kurumsal Hizmet
Ve Çözümlerden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Cengiz Yeker’in verdiği bilgilere göre bu teknolojiler sayesinde hastalıkların daha yayılmadan önlenmesi, doğal afetlerde zararın en aza indirilme ve akıllı şehirlerin oluşturulması gibi pek çok heyecan verici yenilikler mümkün hale geliyor. “Veri ile ilgili bizi çok heyecanlandıran bir konu da geçtiğimiz Kasım ayında Almanya’da düzenlenen Fujitsu Forum’da tanıtımı yapılan ‘Digital Annealer’ işlemciler” diyen Cengiz Yeker, bu gelişme ile ilgili şu bilgileri verdi.
“Bu teknolojideki işlemciler tipik bir bilgisayardan yüzlerce kat daha hızlı çalışan Kuantum bilgisayarları simüle ederek çalışıyor. Böylece mevcut işlemcilerle saatler harcanarak çözülen algoritmaların çözüm süresi saniyelere inebiliyor. Gelecekte bu işlemciler hayatımıza girdiğinde üretim hattında bir değişiminin olası sonuçlarını neredeyse anlık görerek hızlıca karar verebileceğiz ya da bir depremin farklı güç ve yansımalarını çok kısa bir sürede hesaplayarak bir kente nasıl bir kapsamda yardım göndermemiz gerektiğini hesaplayabileceğiz.”
PROJENİN TEMELİNİ VERİ OLUŞTURUR Global piyasalardaki yavaşlamayla birlikte 2019 yılında şirketlerin analitik projelerinin yeni müşteri bulma ve büyüme yerine özellikle risk ve maliyet azaltıcı projelerde yoğunlaşacağı öngörülüyor. Bu beklentisini dile getiren Kuveyt Türk Bilgi Teknolojileri Grup Başkanı Mücahit Gündebahar, müşteri ve operasyonel verimlilikleri artırma yönündeki projelerini hayata geçirmeyi hedeflediklerini söyledi. “Yatırım, ilk olarak veri tutmayla başlar. Burada veri yönetimiyle ilgili stratejik yol izlememiz gerekiyor” bilgisini veren Gündebahar’a göre, öncelikle hangi verilerin tutulacağına karar vermek için kavramsal veri tasarımı yapılması gerek. Yani hangi verileri tutacağımızı, periyodunu, saklama metodunu en baştan belirlemeliyiz. “Kavramsal analizin
yapılabilmesi için veriden elde edeceğimiz çıktılar belirlenmeli. Mesela bir risk analizi yapacaksanız, kavramsal analizi risk modellemesine göre yapmalısınız” örneğini paylaşan Mücahit Gündebahar, şöyle devam etti: “Veri depolama teknolojilerini ancak kavramsal veri analizi yapıldıktan sonra belirleyebilirsiniz. Burada veri tipinin büyüklüğüne veya periyoduna göre farklı teknolojik yatırımlar yapmanız gerekebilir. Kavramsal veri analizini yapıp uygun depolama teknolojisini seçtikten sonra sıra bu verileri analiz etmeye geliyor. Bu noktadaki yatırım aşamanızda birden fazla seçeneğiniz var. Günümüzde birçok veri analiz teknolojisi bulunuyor. Bu alandaki en önemli yatırım ise insan kaynağı. Verinin düzgün toplanması, kaydedilmesi,
analiz edilmesi gibi pek çok adımda en önemli unsuru insan kaynağı oluşturuyor. Burada kurumunuzun, küçük veya büyük, uzun vadeli bir veri yönetimi stratejisi olmalı ve kurumda uçtan uca herkesin bu bilince sahip olması en önemli yatırım. Bu yatırımların fayda/maliyet odaklı tercihinde şirketler hangi kriterleri göz önüne almalı? Analitik çözüm tercihlerinde kriterler neler olmalı? Sonsuz sayıda yapılabilecek analitik proje olduğu için kriterleri tamamen şirketlerin strateji ve öncelikleri belirler. Bir firmanın amacı büyümek, yeni müşterilere ulaşmak, var olan müşterisinde derinleşmek ya da maliyetlerini azaltmak ise farklı bir yaklaşıma ihtiyacı vardır. Burada öncelikler belirlenirken kesinlikle bir fayda-maliyet analizi yapılmalı, mümkünse her bir projenin ROI’si
Kuveyt Türk Bilgi Teknolojileri Grup Başkanı Mücahit Gündebahar hesaplanıp öncelikler belirlenmeli. İkinci konu ise projeyi yapmak için gereken verinin bulunması. Eğer veri yoksa proje de yoktur…”
Derin öğrenme ile ortaya çıkan büyük veri Derin öğrenme kısaca insan beyninin çalışma sistemine benziyor ve tamamen kişiselleştirilmiş pazarlama imkânı sağlıyor. Makine öğreniminin inovatif bir alt kolu olan teknoloji, veri işleme ve karar verme sürecindeki yaratıcı yöntemleri oluşturmada insan beyninin çalışma şeklini model alıyor. RTB House CEE İş Geliştirme Direktörü Ömer Aras’ın verdiği bilgilere göre; bir pazarlamacının perspektifinden bakıldığında, derin öğrenme tüm reklamcılık endüstrisi için büyük bir etki yaratıyor. Bu teknoloji herhangi bir insani tecrübeye ihtiyaç duymadan tüketicinin satın alma
potansiyelini daha gerçekçi ve zengin bir şekilde ortaya koyulmasını sağlıyor. Kullanıcının kendine özgü davranışlarını öngörmesini sağlayan teknoloji, tüketiciler hiç görmeseler ya da düşünmeseler dahi, onlar için ilginç gelebilecek ya da satın alma profiline uygun olabilecek ürünlerin reklamlarda yer almasını sağlayarak günlük kullanıcı deneyimini kolaylaştırıyor. Yapay zekânın en önemli alt kollarından biri olan derin öğrenme (deep learning) altyapısı ile ortaya çıkan büyük veriyi işleyerek en doğru çözümü kullanıcılara sunduklarını belirten Ömer Aras, açıklamalarını
şöyle sürdürdü: “RTB House, tamamen derin öğrenme algoritmalarından yararlanan ilk ve tek yeniden reklam hedefleme şirketi olarak öne çıkıyor. Derin öğrenme işlevi, verileri kullanarak üst düzey özet modelleri hazırlıyor ve insan beyninin büyük bir hızla veri işleme şeklini taklit ederek insanların karar verirken kullandığı kalıpları oluşturuyor. Derin öğrenme ile desteklenen birinci sınıf yeniden hedefleme platformu, şu anda saniyede yaklaşık 2 milyon talep, günde 1 buçuk milyar etiketleme, 350 milyon reklam görüntüleme ve yaklaşık 3,5 milyon tıklama işliyor.
RTB House’un çalışmalarına göre, derin öğrenme algoritmaları, makine öğrenimine sahip reklam aktivitelerine kıyasla yüzde 50’ye kadar daha verimli olmasını sağlıyor. 2017 yılında RTB House, RTB modelinde reklam satın alma yapılmasını sağlayan teknolojisini yüzde 100 oranında derin öğrenme ile entegre eden dünyadaki sınırlı sayıdaki şirketten biri olmayı başardı. Kısa süre önce, yıllık 5 milyon dolar yatırımla yapay zekâ pazarlama laboratuvarı açarak, yayıncılar ve reklamverenler için pazarlama teknolojisi çözümleri araştırmaya ve geliştirmeye başladı.”
14 DOSYA
BThaber
büyük verinin zekası
18 - 24 ŞUBAT 2019
Verinizi değere dönüştürün
BI Technology Teknik Satış Lideri Ömer Çıtak
Son dönemde dünyada ve ülkemizde dijital dönüşüm çok hızlı bir şekilde kurumların ajadanlarında en önemli başlık haline geldi. Dönüşüm sürecinde şirkette insan kaynakları sürecinden ana faaliyetleri olan satış, pazarlama gibi bütün süreçlerini dijitalleştirmeyi ve bunun sonucunda oluşacak veriden de değer üretmek nihai hedef olarak görülmekte. BI Technology Teknik Satış Lideri Ömer Çıtak’ın verdiği bilgilere göre bu noktada bahsedebileceğimiz önemli noktalar ise; artık kurumlar iç ve dış veri kaynaklarını sadece dönemsel olarak raporladıkları yapılardan daha çok bu veriyi bilgiye dönüştürdükleri ve karar destek
süreçlerini iyileştirdikleri yapılara doğru evrilmektedirler. “Qlik iş zekası ve veri analitiği yazılımının Türkiye’deki ana distribütörü BI Technology olarak bizler de kurumların dijital dönüşüm serüvenlerinde inanılmaz hızda artan ve farklılaşan veri kaynaklarından değer üretme süreçlerini hızlandırmakta ve kolaylaştırmaktayız” diyen Ömer Çıtak, açıklamalarını şöyle sürdürdü: “Mevcut büyük veri yatırımlarına baktığınız zaman büyük veri teknolojisinin temeli veriyi depolama odağında ilerliyor. Ancak bu verilerle ne yapılacağı nasıl bilgiye ve değere dönüşeceği konusunu kaçırmamak
gerekiyor. Büyük veri kümeleri altyapı seviyesinde çok iyi yönetilse de eğer son kullanıcılar bundan faydalanamıyorsa o takdirde veri odaklı organizasyon hedeflerinden çok uzak, kurumsal kültürü geliştiremeyen, kısa soluklu ve geri dönüşü çok düşük projelerle karşılaşılıyor. Büyük veri ile yeniçağa ayak uydurduğunuz veri depolama katmanınızın üzerine son kullanıcıların taleplerini hızlı bir şekilde karşılayacak, sorgudan ziyade soru sormasına olanak sağlayacak self-service Qlik platformu büyük veri yatırımlarınızın daha da değer kazanmasını sağlayacaktır. Veri hacmi ve çeşitliliğine sahip yenidünyamızda veri analitiğinde ‘dene, yanıl, öğren’ süreci ile bilinen problemleri çözmeden öte görünmeyen problemleri bulmaya yönelik bakış açıları kazanıyor. Bir başka önemli nokta hacim, çeşitlilik ve hızın olduğu yerde akla tabi ki performans geliyor. Büyük veri ile çözümler geliştirmeye çalışan kurumlarda son yıllardaki ihtiyaç eğilimlerine baktığımızda, son kullanıcıların da geçmişle karşılaştırıldığında çok daha büyük veri kümeleri üzerinde çalışmak istediklerini görüyoruz. Daha somut konuşmak gerekirse, teknolojik yetersizliklerden dolayı geçmişte tek bir rapor içinde bir kaç yüz bin satır üzerinde çalışabilen son kullanıcılar artık tek bir doküman için yüz milyonlarca ve hatta milyar seviyesinde analiz yaparak, çok daha granüller seviyedeki veriden analitik sonuçlar çıkarmaya çalışıyorlar. Bu nedenle kurumların kullandığı görsel analitik platformların bu seviyelerde veriyi herhangi bir performans kaybı olmadan, anlık ve çapraz sorgularla sonuca götürebilecek teknolojik altyapıyı sunması gerekmektedir. Qlik’in büyük veri yaklaşımlarına baktığımızda güçlü bellek içi veri tabanı ile sorgu performanslarını artıran çeşitli verilerin aralarındaki ilişkileri ortaya çıkaran patentli modelleme altyapısı ile büyük bir avantaj sağlıyor. Qlik’in sunduğu büyük veri teknolojilerine direkt bağlantı yöntemleri ile tüm detayları gerçek zamanlı analiz etme imkânı veriyor. Bu yöntem ile kullanıcılar hem bellek içi veri tabanı avantajlarını kullanıp hem de büyük veri ortamında anlık sorgu göndererek soruların cevaplarına ulaşabiliyorlar. On-demand özelliği ile iş birimleri bir süpermarkette reyonları gezerken ilgisini çeken ürünleri sepete koyar gibi büyük veri ortamından ilgilendiği ve dene, yanıl, öğren bakış açısı ile keşfetmek istediği konuları seçip detayları özgürce ve hızlıca analiz etme imkânı yakalıyor. Böylelikle kurumların büyük veri yatırımlarının gerçek değerini ortaya çıkarmalarına yardımcı oluyoruz.”
BThaber
16 TELEKOM
18 - 24 ŞUBAT 2019
Telekomda büyüme hız kesmeyecek Uluslararası vergi, denetim ve danışmanlık firması KPMG’nin yaptığı ‘Telekomünikasyon CEO Araştırması’, telekom sektörünün gelecek 3 yılına ışık tuttu. Araştırmaya katılan sektörün üst düzey yöneticilerinin neredeyse tamamı yeni teknolojiler ışığında şirketleri için yakın gelecekte büyüme konusunda ümitli olduğunu söyledi. Yine katılımcıların yüzde 96’sı, gelecek 3
yılda telekomünikasyon sektörünün büyüme göstereceğinden emin olduklarını dile getirdi. Araştırmaya dünyanın önde gelen 82 telekom şirketinin CEO’su katıldı. Araştırmaya katılan yöneticilerin yüzde 99’u, teknolojik bozulmayı tehdit yerine şirketleri için fırsat olarak görüyor. Katılımcıların yüzde 94’ü, rakiplerinin yarattığı yıkımı beklemektense, şirketlerinin
sektörü yıkacak hamleler yaptığına inanıyor. CEO’lara göre değişen teknoloji ve müşteri talebi yapay zeka, nesnelerin interneti ve 5G gibi alanlarda yeni ürün ve hizmet imkanları oluşturuyor. Araştırmaya göre telekom yöneticilerinin yüzde 65’i stratejik ittifaklar aracılığıyla, yüzde 41’i birleşme ve satın almalar yoluyla, yüzde 39’u da organik büyüme ile şirketlerini büyütmeyi
Otonom araçlar, perakendeyi dönüştürecek Uluslararası vergi, denetim ve danışmanlık firması KPMG’nin araştırması, teknolojinin perakende sektörüne etkisini inceledi. Rapor, teknolojiyle ortaya çıkan otonom araçların, tüketicilerin alışkanlıklarını radikal biçimde dönüştürdüğünü gösteriyor. Raporda otonom teslimat teknolojisinin, müşteri davranışlarında devrim niteliğinde değişiklikleri beraberinde getireceği vurgulanıyor. Müşteri davranışlarındaki ilk değişikliğin e-ticaret alanında görülmeye başlandığı belirtilen raporda, mağazaya gitmek yerine online siparişi tercih eden tüketici sayısının mevcut düzeni sarsacak şekilde arttığına dikkat çekildi. Bu arada, yine rapora göre tüm bu gelişmeler, yalnızca perakende değil, otomotiv ve taşımacılık sektörlerini de etkileyecek. Otonom araçların hizmete sunulması, bakım, temizlik,
yedek parça, sigorta ve lisans gibi pek çok alanda yeni işletmelere ihtiyaç yaratacak. Ayrıca yeni teslimat sisteminin devreye sokulması için şehirlerde otonom araçlara özel şeritler, park alanları, depolar, teslimat merkezleri gibi kapsamlı altyapı değişiklikleri gerekecek. KPMG Türkiye Perakende ve Tüketici Ürünleri Sektör Lideri Emrah Akın, otonom teslimat araçlarının yollara çıkmasıyla, bağlantılı ticaretin ön plana çıkacağını söyledi ve “Sürücüsüz araçlar sayesinde teslimatlar, şu ana kadar gördüğümüzden çok daha hızlı ve düşük maliyetli olacak. Müşteri talebinin daha net bir şekilde öngörülmesine imkan sunan teknolojiler ve bağlantılı tedarik zinciri, müşteri deneyimini dönüştürecek ve daha geniş ürün seçeneğini beraberinde getirecek” dedi.
ve sektördeki paylarını artırmayı planlıyor. CEO’lar, büyümenin karşısındaki en önemli üç tehdidi; yetenek, operasyon ve siber güvenlikle ilgili riskler olarak sıralıyor. CEO’lara göre yetenekle ilgili riskler, şirketlerin yeni teknolojiler konusunda uzmanlık sahibi profesyonelleri işe alma sürecinde karşılaştığı rekabetten kaynaklanıyor. Operasyonel risklerin de telekomünikasyon sektörünün dışındaki şirketlerden gelen rekabetle birlikte arttığı gözleniyor. KPMG Türkiye Teknoloji, Medya ve Telekomünikasyon Sektör Lideri Serkan Ercin, ekonomik gelişmelerin ve yeni teknolojilerin, telekomünikasyon sektöründe faaliyet gösteren şirketlerin büyüme beklentilerini olumlu yönde etkilediğini belirtti. Ercin, “Telekom CEO’ları şirketlerinin büyüme kabiliyetine güveniyor. Özellikle stratejik ortaklıklar ve birleşme-satın almalar yoluyla gerçekleşecek büyüme trendinin birkaç yıl süreceğine inanıyorlar” diye
konuştu. Bu arada, araştırmaya katılan her 10 CEO’dan 4’ü, şirketlerinin bir siber saldırı veya veri ihlali yaşamasının bir olasılıktan ziyade “an meselesi” olduğunu düşünüyor. Siber güvenlik endişeleri büyük ölçekli telekomünikasyon şirketlerinde daha ön planda. Müşteri deneyimi, telekom sektöründe şirketlerin odaklandığı konuların başında. Araştırmalar, en yaşlısı 35 yaşını geçen Milenyum Kuşağı’nın, gelecek 10 yılda telekom firmalarının en büyük ve en karlı müşteri segmentini oluşturacağını gösteriyor. Araştırmaya katılan CEO’ların yüzde 46’sı, Milenyum Kuşağı müşterilerinin ihtiyaçlarını karşılama konusunda şirketlerinin karşılaştığı en büyük sorunun, bu müşterilerle ilişki kurabilen yöneticiler bulmak olduğunu belirtiyor. Yine katılımcıların yüzde 43’ü, Milenyum Kuşağı’nın ihtiyaçlarının nasıl farklılaştığını anlamakta güçlük çektiklerini vurguluyor.
Nokia, İstanbul’da Avrupalı şirketleri buluşturdu Yıllık satış toplantısını İstanbul'da düzenleyen Nokia, Lizbon’dan Vladivostok’a kadar uzanan Avrupa pazarı için bu yıl önceliklerini ve stratejilerini tartışmak üzere 700 şirket lideri ve yöneticisini İstanbul’da bir araya getirdi. 1965'ten bu yana Türkiye'de yerel faaliyetlerini sürdüren Fin şirketinin öncelikleri arasında
ekonominin dijitalleşmesi ve 5G iletişim ağlarının daha hızlı bir şekilde yayılması için çalışmalar yapmak yer alıyor. İstanbul, Orta Doğu Avrupa ve Orta Asya bölgesinde (CECA-Central East Europe and Central Asia) Nokia için bölgesel bir merkez olarak hizmet veriyor. Nokia Orta Doğu Avrupa ve Orta Asya Başkanı Mikko Lavanti, “Buradan,
büyümekte olan CECA bölgesi için 250 milyondan fazla insana yönelik işimizi kolayca yönetebiliyoruz. Türkiye’de ilk çalışmaya başladığımız günden bu yana yerel yeteneklerle teknik bir uzmanlık geliştirdik. Bu yeteneğimizi dünya genelindeki 100'den fazla ülkede yer alan müşterilerimize daha iyi bir hizmet vermek için
kullanıyoruz. Kapsamlı uçtan uca portföyümüz ve küresel gücümüzle Türkiye'de 5G’nin yayılması ve devam eden dijitalleşme sürecinde ortağıyız. Müşterilerimiz arasında, 5,7 milyar aboneliğe sahip iletişim hizmeti sağlayıcıları, kurumlar, verimliliği artırmak ve yaşamları zenginleştirmek için ağ portföyümüzü kullanan
özel ve kamu sektöründeki işletmeler bulunmakta. Nokia Bell Laboratuvarları da dahil olmak üzere sahip olduğumuz araştırma ekiplerimiz sayesinde, dünyayı daha hızlı, daha güvenli ve yaşamları, ekonomiler ve toplumlar üzerinde devrim etkisi yaratacak uçtan uca 5G ağlarını benimsemeye yönlendiriyoruz” dedi.
BThaber
BİLİŞİM DÜNYASI
18 - 24 ŞUBAT 2019
17
Panasonic, estetik ve işlevselliği bir arada sunan yeni ürünlerini tanıttı Panasonic Kurumsal Mobil Çözümler düzenlediği basın toplantısında, saha çalışanları odaklı ürün serisi Toughbook’un yeni üyeleri FZ-T1 ve FZ-L1'i tanıttı. 5 inç Android tam dayanıklı el terminali Toughbook FZ-T1, Türkiye'de de mobil çalışanların sahadaki en önemli yardımcısı olmayı hedefliyor. Panasonic Türkiye Kurumsal Mobil Çözümler lansmanında, Panasonic İtalya, Doğu Avrupa ve Türkiye'den Sorumlu Bölge Müdürü Ali Oktay Ortakaya'nın açılış konuşmasının ardından söz alan Panasonic Avrupa Bölgesi Genel Müdürü Jan Kaempfer ise çeşitli sektörlerden mobil çalışanlar için çok amaçlı, göz alıcı ve aynı zamanda dayanıklı bir Android deneyim sunan Toughbook FZ-T1 ürününü tanıttı. Öncelik işlevsellik ve tasarım Panasonic Toughbook FZ-T1, hem şık hem de işlevsel ve dayanıklı bir cihaza ihtiyaç duyan mobil çalışanlar için yepyeni bir seçenek. 5 inçlik bu Android cihaz iki farklı model seçeneğiyle perakende, ulaşım, lojistik, üretim ve turizm gibi birçok sektör için mükemmel bir çözüm sunuyor. Ses ve veri iletişimi için Wi-Fi veya Wi-Fi ve 4G
seçenekleri sunan bu yüksek performanslı cihaz, Android 8.1 Oreo işletim sistemine, Qualcomm Snapdragon dört çekirdekli işlemciye, 16 GB Flash ve 2 GB Ram depolama alanına sahip. 240 gramın altındaki ağırlığı ve inceliğine rağmen Panasonic Toughbook FZ-T1, MIL-STD 810G askeri standartlarına göre toza, suya, 1,5 m'ye kadar düşmelere dayanıklı olacak ve -10 ila +50°C sıcaklık aralığında çalışabilecek şekilde üretildi. FZ-T1 Yağmurda, eldivenli ellerle veya pasif bir kalemle de kullanılabiliyor. Cihazın her iki tarafında bulunan entegre barkod okuyucusu düğmeler, sayesinde barkod okutma işlemleri hem sağ hem de sol elle kolayca yapılabiliyor. Toughbook FZ-T1 el bilgisayarı, 12 saatlik bir pil ömrü sunuyor ve cihazı kapatmadan pillerinin değiştirilebilmesi sayesinde hiçbir iş yarıda kalmıyor. Gürültü azaltma teknolojisi ve güçlü bir hoparlör ile donatılan cihaz, gürültülü şantiye ortamlarında bile verimli çalışmaya olanak tanıyor. Panasonic'in yeni 7 inç Android dayanıklı tableti FZ-L1 Tercihe bağlı entegre barkod okuyucusuyla Panasonic Toughbook FZ-L1, müşteriyle
yüz yüze çalışan mobil çalışanlar için şık ve uygun maliyetle çok yönlü bir kullanım sunuyor. Müşteriyle bire bir iletişim içinde olan, çok yönlü ve uygun maliyetli bir cihaza ihtiyaç duyan mobil çalışanlar için yepyeni bir dayanıklı tablet olan Toughbook FZ-L1, 7 inç büyüklüğündeki ekranı ve tercihe bağlı olarak sunulan barkod okuyucusuyla perakende ve turizm, üretim, ulaşım ve lojistik gibi birçok sektör için uygun bir çözüm sunuyor. Panasonic Toughpad FZ-L1 tablet, gerçek zamanlı sipariş verme; envanter kontrolü ve ürün konumunu takip etmek için ideal. Lojistik sektörü için ise cihaz, iş yönlendirme, navigasyon, envanter yönetimi ve teslimat kanıtı için uygun bir kullanım sunarken, depolarda ise yerinden alım onayı, operasyon yönetimi ve ürünlerin tanımlanması alanlarında iyi işler çıkarıyor. Gücüne rağmen düşük enerji tüketen cihaz, uzun süren Android desteği için Qualcomm Snapdragon mobil platformu üzerine kuruluyor. Zengin eklenti ve yönetim araçları ekosistemi, cihazın piyasaya sürülmesiyle birlikte satışa çıkacak. Böylece cihazı mobil işgücünün ve teknoloji yöneticilerinin belirli isteklerine göre uyarlayabilme imkânı sağlanmış oluyor.
Panasonic İtalya, Doğu Avrupa ve Türkiye'den Sorumlu Bölge Müdürü Ali Oktay Ortakaya Toughbook serisinde kamera güçlendirildi Her iki cihazda da belgelerin kolayca fotoğraflanarak kaydedilebilmesi için 8 megapiksellik arka kamera bulunuyor ve cihazlar geniş bir aksesuar ekosistemi sunuyor. Uzaktan barkod okuma tabancası, tutucu, kılıf, batarya kılıfı, pasif stilo kalemi ve koruyucu ekran filminin yanı sıra tek ve çoklu şarj cihazlarının da aralarında bulunduğu bu aksesuarlar, farklı mobil iş güçlerinin ihtiyaçlarını da karşılıyor. Kolay yönetim ve güvenlik için cihazlarda Panasonic COMPASS (Complete Android Security and Services) 2.0 uyumluluğu bulunuyor. Panasonic COMPASS, Panasonic dayanıklı Android cihazlarını güvenle hizmete almak ve yönetmek için
kurumların ihtiyaç duyduğu her şeyi sunuyor. Panasonic COMPASS, Panasonic'in cihazlarının kurumların kullanımı için hazır olan uygulama, yönetim ve güvenliğin sunduğu rahatlıkla kurumların Android işletim sistemlerinin sağladığı esneklikten avantaj kazanması için tasarlandı. Panasonic cihazları aynı zamanda Google'ın uygulamalarının ve cihazların işlevselliğinin desteklenmesine yardımcı olan uygulama programlama arayüzlerinin (API) birleşimi olan Google Mobil Hizmetleri'yle (GMH) birlikte geliyor. Bu uygulamalar, kutudan çıktığı anda cihazın kullanıcılara iyi bir deneyim sunmasını güvence altına alması için kusursuz bir sinerji içinde çalışıyor.
Oyun dünyası için Excalibur G670 vakti Oyun severlere son teknoloji ürünler sunan Excalibur serisi ile Casper, 2019’da ürün yelpazesini genişletmeyi ve yatırımlarını arttırmayı hedefliyor. Bu hedefe yönelik ilk adım olan Excalibur G670, 8. nesil Intel® Core i7 8750H altı çekirdekli işlemcisi ile güçlü oyun deneyimi sunuyor. 7. nesil 7700HQ işlemcilerin aksine, 12 tane iş parçacıklı yapısı ile 4.10 GHz’lik maksimum hıza ulaşıp, yüksek performans sunabiliyor. Excalibur G670, Nvidia GeForce GTX 1050Ti 4GB GDDR5 grafik kartı
ile her oyunda kesintisiz performansı sağlıyor. Özenle tasarlanan ana kartı ve termal yapısı ise özellikle işlemci ve ekran kartının maksimum seviyede soğumasını sağlıyor. Bu özelliği ile kesintisiz oyun keyfi yaşatırken, en yüksek seviye kullanımda bile sessiz olabiliyor. G670, RGB aydınlatma ve binlerce farklı rengiyle oyun severlerin klavyelerini diledikleri renklerle özelleştirebilmesine imkân tanıyor. Renklerin tonlarını değiştirmeye ve aynı anda farklı renkleri uygulamaya olanak sağlayan
RGB klavye bu yapıda öne çıkıyor. 15,6” boyutundaki Excalibur G670 Full HD çözünürlüklü Anti Glare (Parlamaz) ekranı, mat yapısı sayesinde ekrana düşen bütün ışıkları emerek yansımaları engeller. Dolby Digital Ses Sistemi sayesinde; ayak adımlarını bile duymak mümkün. Alt kısmında bulunan ekstra subwoofer hoparlörü ile kaliteyi koruyarak, sesi 78 dB’den 90 dB’ye çıkartabilmesi ile en küçük aksiyonların seslerini bile anında duyabilmek mümkün.
18
BThaber
BİLİŞİM DÜNYASI
18 - 24 ŞUBAT 2019
Güvenlikte uçtan uca entegre tasarım esas Siber güvenlik entegratörü Biznet Bilişim, 2018 yılı değerlendirmelerini, 2019 öngörülerini ve siber güvenliğin gelecekteki trendlerini içeren bir basın toplantısı düzenledi. Biznet Genel Müdürü Serdar Yokuş ve Satış ve Pazarlamadan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Hakan Terzioğlu’nun katıldığı toplantıda Serdar Yokuş; BT, OT ve IoT bütünsel siber güvenlik yaklaşımıyla, entegrasyon, danışmanlık ve denetim hizmetleri sunan, 100’e yakın yetkin siber güvenlik uzmanını istihdam eden, 300’den fazla müşterisi olan ve 25’ten fazla üretici ile iş ortaklığı yapan siber güvenlik entegratörü olduklarını vurguladı. Kurumsal gelişim sürecini de paylaşan Serdar Yokuş, “Bu 18 yıl içerisinde, yazılım geliştirme konusunda ciddi yatırımlar yaparak, finans sektörünün kullanmaya başladığı bilgi güvenliği yönetim yazılım ürünü ISMart ve yerel pazarda lider e-imza kütüphanesi Signart ürünlerini geliştirdik. Geçen yıl yeni nesil zafiyet yönetimi çözümü Bizzy’yi yerel pazara sunduk. Deloitte Teknoloji Fast 50 listesine tam dört kez girdik. 2009 yılında İstanbul ofisimizi açtık. 2011’de Faruk Eczacıbaşı, şirketimizin yüzde 51’ini satın alarak Biznet’e ortak oldu. Geçen yıl ise geri kalan hisseleri de satın alarak, şirketimizin yüzde 100’üne sahip oldu” bilgisini verdi. 2018 yılında hayata geçirdikleri projelerden
bahseden Yokuş, şunları söyledi: “Birçok kritik altyapının omurgasını oluşturan Endüstriyel Kontrol Sistemleri’nin (EKS) daha güvenli işletilmesi için farklı uzmanlık alanlarının birbirine yakınlaşması gerekiyor. Bu amaçla yerli ve yabancı birçok uzmanın katıldığı, Türkiye’nin ilk ulusal Endüstriyel Kontrol Sistemleri (EKS) Siber Güvenlik Konferansı’nı gerçekleştirdik. Sektörümüzün geleceği insan kaynağı ve yetkinlikte, ama bu yetkinlikteki eksiklik temel sorunlarımızdan birisi. Tüm dünyada siber güvenlik alanındaki istihdam açığının 2021’de 3,5 milyona ulaşması bekleniyor. Biz nitelikli insan kaynağı konusuna sektörel bir sorumluluk ve sosyal fayda açısından bakıyoruz. 2018 yazında Sakarya Üniversitesi işbirliğiyle, Türkiye’nin ilk EKS Siber Güvenlik Kampı’nı düzenledik. Kampımıza katılan birçok arkadaşımız
siber güvenlik sektöründe çalışmaya başladı. Biz de kampı başarıyla bitiren bazı arkadaşlarımızı kendi bünyemizde istihdam ettik. Her iki projeyi de gelenekselleştirmeyi hedefliyoruz. Orta vadede temel hedefimiz; alanımızın önemli bir küresel oyuncusu olmak. Avrupa hamlemiz, bunun somut bir adımı. Siber güvenlik sektörü; en hızlı büyüyen sektörler arasında. Ülkemizin geleceği, yüksek katma değerli ve teknoloji yoğun üretimden ve bizzat teknoloji üretmekten ve global pazarlara açılmaktan geçiyor. 2018 yılında olduğu gibi, 2019’da da yine pazar ortalamasının üzerinde büyüme kaydedeceğimize eminim.” Biznet Bilişim Satış ve Pazarlamadan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Hakan Terzioğlu ise, 2018 Haziran ayında, sızma testleri başta olmak üzere, siber güvenlik danışmanlık
hizmetlerini Hollanda pazarına sunmak için yüzde 100 Biznet sermayeli şirket olan Penetra’yı kurduklarını vurgulayarak; “6 ay gibi kısa bir süre içinde, bir Avrupa bankasını ve siber güvenlik alanında çalışan uluslararası bir STK’yı müşteri portföyümüze kattık. Ayrıca, Hollanda’daki şirketlerin, kamu kurumlarının ve araştırma enstitülerinin beraber çalışarak bilgi paylaşımı yaptığı siber güvenlik kümelenmesi olan Hague Security Delta'nın ilk ve tek Türk üyesi olduk.” dedi. Hakan Terzioğlu ekledi: “Secure by design - siber güvenlik mimarisi”; siber güvenlik danışmanlığı gibi kavramlar biçim için önemli. BT, OT ve IoT tarafında, hem ürün hem de danışmanlık çözümlerini, bütünleşik bir şekilde, uçtan uça sunabilen, yetkin İK’ya sahip, bir siber güvenlik entegratörüyüz.” Biznet Bilişim olarak, yapısal büyüklük ve beklentileri farklı kurumların ihtiyaçlarına rahatlıkla uyarlanabilecek “ölçeklenebilir” hizmetleri Siber Güvenlik Operasyon Merkezi (SGOM) üzerinden sağladıklarını söyleyen Hakan Tercioğlu, şu bilgileri verdi: “Bu hizmetler aynı zamanda, Haziran ve Kasım 2013’ta Resmî Gazete’de yayımlanan kamu kurumları ve kritik altyapıya sahip sektörlerin siber güvenlik yapılanmasına ilişkin “Siber Olaylara Müdahale Ekibi: SOME” yapılarının, sistemleri izleyebilmelerine ve ilgili sorumluluklarına karşılık
geliyor. Merkezimizde, şirketlerin siber güvenlik olaylarını analiz ederek, gerekli olan raporlama, müdahale, destek ve hizmetleri 7/24 sunabiliyoruz. Siber saldırıların engellenmesinde önemli bir altyapı sunan SGOM’u kendi bünyesinde kurmak isteyen şirketlere danışmanlık hizmeti de sağlıyoruz. Tüm bu gelişmeleri Türkiye pazarının dinamiklerini de göz önünde bulundurarak yerelleştiriyoruz. Yönetilebilir hizmetler, geleceğin trendleri arasında önemli bir yerde duruyor. Security Operations Center bu başlığın altına giriyor. Bizim için de stratejik alanlardan birisi bu. Bir başka önemli konu da, “Olay Müdahalesi – Incident Response”. Bir güvenlik ihlali tespit edildiğinde yapılacak ilk iş, buna nasıl müdahale edileceğini bilmektir. Eğer bir müdahale süreci tanımlı değilse mutlaka tasarlanmalı ve işletilmelidir. İşte tüm bu süreçle ilgili tasarım danışmanlığı, uygulama ve etkinlik analizi hizmetleri vermek önemli trendlerden birisi. Diğer önemli bir alan da IoT güvenliği tarafı. KVKK’nın önemi ise her geçen yıl artacak. Elbette EKS siber güvenliği ve ulusal siber güvenlik stratejileri, geleceği kritik bir şekilde belirleyecek trendler. Ama tüm bunların ötesinde, geleceğin en önemli trendi bizce “Secure by design”, yani siber güvenlikte uçtan uça mimari tasarım, danışmanlık ve uygulama stratejisidir.”
Zaman ve enerji tasarrufu prizde buluşuyor Günlük hayatın vazgeçilmezi haline gelen elektronik cihazların kolay şarj edilebilir olması da giderek daha fazla önem kazanıyor. Günsan, bu alanda kullanıcılara birçok alternatif sunuyor. Çalışma odaları, ofis, kişisel alanlar ve workstation’lar gibi elektronik cihazların
sıklıkla şarj edildiği alanlarda tercih edilebilecek Eqona USB’li şarj prizi ile gündelik hayata pratik çözümler getiriyor. 2 USB girişi ile aynı anda iki cihazın şarj edilmesi ve 2.1 A kapasitesi sayesinde hızlı şarj imkânı sunan priz;
cep telefonları, tablet, dijital kamera benzeri elektronik cihazların pratik şekilde şarj edilmesini sağlıyor. Adaptöre gerek kalmadan doğrudan kabloyla şarj edebilme özelliğine sahip priz, telefon tutucu çerçevesi sayesinde çok daha pratik bir kullanım sunuyor.
BThaber
BİLİŞİM DÜNYASI
18 - 24 ŞUBAT 2019
19
Mikro Drive ile verileriniz güvende! Kurumsal ve ticari yazılım sektörünün önde gelen firmalarından Mikro Yazılım, yeni ürünü Mikro Drive ile şirketlerin verilerini bulut ortamında kolayca yedekleyerek kullanıcılara güvende iş yapmanın konforunu sağlıyor. Mikro Drive, özellikle, Mikro Yazılım programlarını
kullanan işletmelerin karşılaştıkları disk arızaları ve siber saldırılar gibi nedenlerden dolayı oluşan veri kayıplarının önüne geçmek üzere geliştirildi. Mikro Yazılım programları kullanan şirketler, Mikro Drive ile şirket verilerini otomatik olarak bulut ortamında kolayca
yedekleyebilecek, yedeklerini görüntüleyebilecek, yedeklerini hızlı şekilde geri yükleyebilecek ve böylece güvende iş yapmanın konforunu yaşayacaklar. Şirketler, Mikro Drive’ın özel Dosya Yedekleme seçeneği sayesinde; Mikro Yazılım kullanıcısı olsalar da olmasalar da elektronik ortamdaki
Mikro Yazılım ile kiralama dönemi Mikro Yazılım, her ölçekte firmanın dijitalleşme sürecine başlamalarını kolaylaştırmak ve sağlıklı büyümelerine katkı amacıyla yazılım sektöründe kiralama dönemini başlattı. Mikro Yazılım, firmaların sağlıklı büyümelerini ve işlerini verimli yönetmelerini sağlayan kurumsal ve ticari yazılım programlarını kendi başlarına olduğu gibi e-Dönüşüm ürünleri dahil paketler de oluşturarak, bundan böyle satın alma modelinin yanı sıra kiralama modeli ile de kullanıcılarının hizmetine sunuyor. Mikro Yazılım; esnaf, serbest meslek sahibi ve küçük işletmelere yönelik geliştirdiği Mikro Run, KOBİ’lerin işlerini sağlıklı büyütmelerini sağlayan Mikro Jump ve ağırlıklı olarak 50 çalışanın üzerinde istihdamla, çok lokasyonlu firmaların tercih ettiği yeni nesil ERP ürünü Mikro Fly’ı satın alma seçeneğinin yanı sıra kiralama modeli ile de pazara sundu. Mikro
Yazılım; Mikro Run ve Mikro Jump programlarını giriş ve uzman seviyesinde e-Dönüşüm paketleri ile de birleştirdi. Böylece, firmaların uçtan uca dijital dönüşüm ve e-Dönüşüm süreçlerini kolaylaşmış oluyor. Bu şekilde; kurumsal ve ticari yazılım sahibi olmak isteyen bir firma; seçeceği e-Dönüşüm paketine de kiralama modeli ile sahip olabilecek. Mikro Yazılım Genel Müdürü Alpaslan Tomuş, “Hem ticari yazılım hem e-dönüşüm tarafında hazırladığımız ve kiralama modeli ile firmalara sunduğumuz paketlerle, firmalara uçtan uca sağlıklı büyümelerini sağlayacak bir fırsat sunmuş oluyoruz. e-Dönüşüme geçip e-fatura kullanan firmaların sayısı her yıl artarken, biz de bu süreci kiralama modeli ile hızlandırmak istedik. Böylelikle KOBİ’lerin, daha rahat bir modelle işlerini sağlıklı büyütmelerine olanak tanıyacağız” dedi.
dosyalarını otomatik olarak yedekleyebilme olanağına sahip olacaklar. Mikro Drive’da dosya yedeklendiğinde veri dosyasının boyutu ciddi oranda düşmekte ve ihtiyaç duyulan alan azalarak yedek dosyanın bulut ortamına yüklenmesi hızlanmakta. Mikro Yazılım yetkililerinin verdiği bilgilere göre, Mikro Drive yedekleme işlemini planlanan zamanda yapabilir. Gün içerisinde önemli işlemlerin yapıldığı durumlarda yedekleme için planlanan zamana kadar beklemek yerine çok hızlı çalışan fark yedeği yöntemi ile işlemlerin yapıldığı zaman aralıkları için fark yedeği alınabilir. Yedekleme işlemleri arka planda yapıldığından bilgisayarın çalışmasına engel olmaz ve yavaşlatmaz. Mikro Drive, veri dosyaları haricindeki pdf, xls, txt ve jpg uzantılı dosyalarda değişiklik olmadığı sürece tekrar tekrar dosyayı yedeklemez ve bu sayede de yedekleme alanı daha verimli bir şekilde
Girişimcilere destek kamuda giderek büyüyor NGN’in sponsorları arasında yer aldığı Türkiye Girişim Ekosistemi Konferansı, yatırımcılar ve kurumlar için girişim analiz platformu olan startups.watch tarafından 5 Şubat’ta Zorlu Performans Sanatları Merkezi’nde gerçekleştirildi. Etkinlikte 2018 yılı girişim ekosistemi rakamları ve gelişmeleri de paylaşıldı. Etkinlikte yapay zekâdan e-ticarete, oyundan finans teknolojisi girişimlerine kadar yatırımlar açıklandı. Yatırımcılar, girişimler, kurumların yöneticileri ve kamu yöneticileri gelecek projeksiyonlarını da etkinlikte ele aldı.
NGN Yönetim Kurulu Başkanı İnanç Erol, veri merkezi Star of Bosphorus Veri Merkezi ve NGN Cloud bulut yatırımı ile dünya standartlarında hizmet vermeye başladıklarını belirtti. Sosyal girişim olarak bilişim sektöründe bir kariyer hedefleyen gençlerin iş bulma süreçlerini desteklemek üzere hayata geçirdiği hızlandırılmış eğitim programı olan kodluyoruz. org‘a bulut desteği de etkinlikte hediye edildi. NGN’in geçtiğimiz haftalarda İTÜ Arı Teknokent işbirliği ile desteklediği girişimlerden biri olan SubsCreasy de sahnede yer aldı. Girişimleri ve girişimcileri desteklemenin, ekosistemi büyütmenin
ve birlikte büyümenin önemini vurgulayan İnanç Erol, yatırımlarının devam edeceğini, bu alanda çalışmalarını hızla sürdürdüklerini belirtti. Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı Mehmet Fatih Kaçır ise girişimleri ve girişimcileri desteklemeye devam edeceklerinin altını çizdi. 2018 yılında TÜBİTAK ve KOSGEB, girişimcilere yatırımcıların üstünde destek oldu. Öyle ki, girişimciler fikir aşamasında meleklerden ve yatırımcılardan toplamda 400 bin dolar alabilmişken, devlet kurumlarından ise toplamda 12.2 milyon dolar destek aldılar.
kullanılmış olur. Güvenlik için, internete yüklenecek her dosya Mikro Drive ile önce şifrelenir sonra parçalara ayrılır. Tüm verileri şifreleri, saklayan, yetkilendiren, yedekleyen ve organize eden Mikro Dirve, Mikro Yazılım programları içerisindeki verileri otomatik olarak yedekliyor, yedeklenen bilgileri görüntüleyebilir ve yedekleri geri yükleyebilir. Veri yedeklerine ve doküman dosyalarına istenilen her yerden (Web, iOS, Android) erişme olanağı sunan Mikro Drive içindeki dosyalar, e-posta ya da Whatsapp gibi uygulamalar üzerinden hızlı bir şekilde paylaşılabilir. Yedekleme işlemlerini otomatik olarak belirlenen tarih ve saatte buluta alınmasını isteyen tüm şirketlerin kullanabileceği Mikro Drive, ayrıca herhangi bir BT çalışanı olmayan, verilerinin yedekleri için bir kişiye bağımlı olmadan otomatik yapılmasını isteyen işletmeler için de çözüm sunuyor.
20
BThaber
BİLİŞİM DÜNYASI
18 - 24 ŞUBAT 2019
Blockchain temelli mimari giderek büyüyor Blockchain altyapısı ile birbirinden farklı finansal çözümler Enqura ile pazarda yerini alıyor. Ağırlıklı bankacılık kökenli bir ekip tarafından 2014 yılında kurulan Enqura, Handan Aybars inovasyon ve Ar-Ge öncelikleri kapsamında, yeni nesil teknolojileri geliştirip sunmak odaklı projeleri ve dijital bankacılık alanında ürünleri sunuyor. “Bu ürünlerin içerisindeki güvenlik altyapıları, yazılım framework’leri gibi unsurları değişik sektörlere de uyguluyoruz” bilgisini veren Enqura Information Technologies Kurucusu ve CEO’su Metin Karabiber, finans dünyasında birçok kurumla çalıştıklarını vurguladı. 2015 yılında Mayasoft Bilgi Sistemleri Grup Şirketi’ne dahil olan Enqura için mobil yazılımlar alanlardan sadece bir tanesi. “Araç takip sistemleri ve bankacılık odaklı çalışmalar yürütüyoruz. Gelişmiş teknolojiler, yetkin insan kaynağı, rasyonel çözümler önceliğimiz” bilgisini veren Metin Karabiber, kuruluş hedefi olan ihracat adına yurtdışında bağlantı ofisleri olduğunu da vurguladı. Partner stratejisine geçerek, bu kapsamda İspanya, İtalya, Hollanda, İngiltere ve Azerbaycan, Kenya ve Bahreyn’de iş ortakları olduğunu söyleyen Metin Karabiber, BİST ile yürüttükleri çalışma ve blockchain merkezli hedefleri paralelinde sorularımızı yanıtladı: Yurtdışı ile bağlarınız nasıl şekilleniyor? Yurtdışına ağırlıklı olarak dijital bankacılık ürünleri sunuyor, bankalarla iş yapan, ama dijital bankacılık ürünleri olmayan şirketleri daha çok tercih ediyoruz. Daha çok yurtiçinde proje yapıyoruz, ama yurtdışında 12 ülkede faaliyet gösteren bir banka bizim ürünlerimizi tercih etti. Böylece birçok farklı ülkede de ürünlerimiz çalışacak. Yurtdışında bunun gibi birçok çalışma yürütüyoruz. Yapay zeka yatırımlarımız da ağırlık kazandı. Otomotivden hızlı tüketim ürünlerine, perakendeden ev elektroniğine kadar birçok farklı sektörde yerli ve yabancı firmalar ile
çalışmalar yürütüyoruz ve küresel çalışmalarımıza daha fazla ağırlık vereceğiz. Peki ya Borsa İstanbul (BİST) odaklı çalışma? BİST, geliştirdiğimiz blockchain altyapısını elektronik başvuru sisteminde devreye aldı. Bu çözümle BİST, Takasbank ve Merkezi Kayıt Kuruluşu’nun (MKK) müşteri veri tabanında yer alan bilgiler ve dokümanlar uyumlu hale getirilirken, güvenlik altyapısı da blockchain tabanlı oldu. ‘Müşterini tanı’ (Know Your Customer-KYC) konsepti ile hazırlanan projede, belirtilen veri tabanına yeni müşteri bilgisi eklenmesi, mevcut bilgilerin değiştirilmesi ve doküman yönetimi blockchain ağı üzerinden gerçekleştiriliyor. Böylece veri tabanına bilgi girişindeki olası hataların önüne geçilerek hızlı, güvenilir ve şeffaf bir platform oluştu. Güvenlik altyapısı olarak blockchain zinciri kullanılan uygulamanın teknik altyapısı, bilinen blockchain yapılarına kıyasla, çok yüksek sayıda işlem yapılabiliyor. BİST de bu altyapı üzerinden yeni projelerini hayata geçirebilecek. Kamuyla yakın çalışan bir şirketiz. Blockchain, regülatör kurumların gündeminde, çünkü bu yapıda bir otoriteye veya takasa ihtiyacımız yok. Bir konsorsiyum ve ortak bir sözleşme var. Bunların çerçevesi içerisinde bunları düzenliyoruz. Türkiye’deki kurumlarımız ile görüşüyoruz. Bu kamu kurumlarımız blockchain’in farkında ve bilgi ve becerilerini artırmak istedikleri için blockchain çalışma grupları yapıyorlar. Ana konu risk ve bu yüzden de ‘tehditler karşısında biz ne yapacağız?’ odaklı çalışıyorlar. Biz ise bu çalışmalara yaklaşık 3 yıldır yatırım yapıyoruz. Konuyla ilgili birçok Ar-Ge çalışması yürüttük ve hazır bir yapıyla gittik BİST’e. Biz hazır olduğumuz zaman, onlar da hazırdı. Çok fazla müşteriye giderek blockchain’i anlatıyoruz uzun yıllardır. Nasıl bir pazar ve potansiyel söz konusu? En büyük sorunumuz, halihazırda büyük sistemlerimiz
olması. Blockchain tarafında entegrasyonda kurumların birbiri arasında yapacakları bilgi alışverişleri, güvenlik, değiştirilemez kısımlarda hazır yapınız da varsa çok süratli bir şekilde hayata geçirme imkanı demek. Yaklaşık 3 ay içerisinde bu işi yaptık ve anahtar teslim yapıyı sunduk. Ağustos 2018 içinde de mimaride canlıya geçtik. Bu, çok paydaşlı BT sistemlerinin çok daha basit şekilde hayata geçirilmesini sağlıyor. Bu bize hız sağlıyor ve blockchain teknolojisinin sağladığı güvenli yapılar zaten halihazırda sunuluyor. Bu imkanları kullanıp, daha düzgün bir mimari ortaya çıkartıyoruz. Artılardan biri güvenlik. Her şey bir entegrasyon ve bu entegrasyon paydaşlarınızı artırdıkça güçlü oluyorsunuz. Teknik ekibin ilgisi ve eğilimi nasıl? Projemizin ikinci fazı başladı ve üçüncü fazı da var. Takasbank ile de 1.5 yıldır çalışıyoruz. Önemli bir teknolojik dönüşüm var ve bütün mimariler, bütün yapılar farklı bir yöne gidiyor. Türkiye olarak bu treni de kaçırmayalım. NASDAQ da blockchain ile ilgili çalışmalara başladı. Borsanın da buradan aldığı güçle, bir şey kafalarında var. Onlara yeni model sistemler ile alakalı çalışmalar yapacağız. Bu da NASDAQ’tan bağımsız, yeni ürün ve hizmetleri açmak demek. Ekipte ise bu konuda ilk olmanın verdiği bir heyecan var. Şu anda bütün projeler, regülasyonların kapsamında. Türkiye’de blockchain gelişimini nasıl değerlendiriyorsunuz? Blockchain öyle bir teknoloji ki, geleneksel yatırımların yerine daha küçük veri merkezi yatırımları, daha düşük bütçeli BT yatırımlarıyla yüksek verim alabiliyor, daha büyük projeler yapabiliyorsunuz. Blockchain teknolojisi kocaman sunucular değil, farklı bir mimari ve topoloji. Öyle ki, geliştirdiğimiz çözümlerimizle birçok önde gelen küresel BT şirketi ile işbirliği anlaşması imzaladık. Ama sadece anlaşma imzaladığımız Microsoft ile çalışmıyor, cihaz ve
Enqura Information Technologies Kurucusu ve CEO’su Metin Karabiber vendor bağımsız ilerliyoruz. Blockchain altyapısı tamamen bize ait. Onun için hiçbir yere bağımlılığımız yok. Platformu kendimiz geliştirdik. Örneğin; blockchain teknolojimizle lojistik sektöründe önemli çalışmaları hayata geçiriyor, uçtan uca tedarik zincirini blockchain yapma önerisinde de bulunuyoruz. Fikirlerimizden biri de ‘Türkiye vadeli ödeme sistemi’ isimli bankacılık ürünü. Çekleri kağıt olarak yazıyorsunuz, ama çek yırtılabilir veya alan taraf için karşılıksız çıkabilir. Oysa mobil uygulamadan bir tane çek yazıyorum ve ben yazarken banka beni kontrol etsin, misal ‘1 milyonluk çek nasıl yazıyorsun?’ diye uyarsın istiyoruz. Karşı taraf da benim paylaştığım bilgilerden, benim nasıl bir skora sahip olduğumu görüp, bunu kabul edip etmeyeceğinizi söylüyorsunuz. Ödeyecek kişinin ve alacak kişinin bir banka hesabı olmalı. Bu sistem yine blockchain tabanlı ve iki tarafın borcu bütün sistemlerde yazılı, sadece onlar göremiyor. Oraya yazılan veriyi de kimse müdahale edip değiştiremiyor. Bunun çek tarafında bir pay almasını, bir tarafta da senetleri azaltıp, dijitalleştirmesini bekliyoruz. Bu fikirle ilgili olarak Takasbank’la da görüşüyor, ayrıca bankaların bunu bizzat sunabilmesi için çalışıyoruz. Bankaların da ilgisi kendini göstermekte gecikmiyor. Ayrıca bir gazlı içecek markasıyla da gerek tedarik zinciri gerekse kampanya yönetimi adına görüşmeler yapıyoruz. Çok
farklı sektörlerde çok farklı paydaşları bir araya getirmek odaklıyız ve projelerimiz çok. Çünkü blockchain; değişim, daha doğrusu değerin başka bir şeye dönüşmesi ile alakalı kısımlarda çok düzgün bir yapı sunuyor. Barter sistemi de blockchain’e çok uyuyor ve bizim de bu konuda farklı yapılarla görüşmelerimiz var. Biz Ar-Ge odaklı bir mühendislik şirketiyiz. Ama bize ne zaman davet gelse, blockchain başta olmak üzere tüm bilgimizi ve deneyimimizi paylaşmaya kamu ve özel sektör nezdinde önem veriyoruz. Yetkin İK ise blockchain tarafında büyük eksiklik. Bizim ekibimiz ise muhteşem ve elde ettiğimiz başarı da ekibimize ait. Yeni blockchain projeleriniz olacak mı? Hedef sektörleriniz, hedefleriniz neler? Bir önceliğimiz; blockchain tabanlı yeni bir vadeli ödeme sistemini yeni bir bankacılık ürünü olarak hayata geçirmek. Bu konuda kamu ve özel bankalarla çalışmalar devam ediyor. Bir diğer projemiz ise tek ATM üzerinde birçok bankanın hizmet vermesini sağlayıp, ATM’lerdeki atıl para israfının önüne geçmek. Güven gerektiren bir konu var ortada. Sektörde ‘sosyal skor’ diye bir yapı çıkartmaya odaklandık. Sadece finansal skorlamanın içinde kalınmayacak. Hızla büyüyen bir uygulama dünyası var. Bunu Türkiye’den başlatalım istiyoruz. Bu yönüyle blockchain’i bir ‘Ar-Ge merkezi’ gibi konumlandırabilirsiniz.
22 BİLİŞİM ZİRVESİ
BThaber 18 - 24 ŞUBAT 2019
MODAYA DEĞİL, DİJİTAL PAZARLAMANIN GEREKLERİNE UYUN! konuları personel veya freelancer ile halledebilirsiniz. Burada önemli olan sizin ne yapmanız gerektiğini bilmeniz. Bilinçli dijital pazarlama yapın. Benim hafta sonu iki günlük dijital pazarlama eğitimlerim de var.”
Dijital Pazarlama Uzmanı ve Yazar Olgu Şengül Geniş bir içerik sunumuna sahne olan Bilişim Zirvesi oturumlarını bu hafta da sunmaya devam ediyoruz. Bilişim Zirvesi ‘18’de IT Retail Grubu’nun desteğiyle düzenlenen Dijital Perakende ve Pazarlama Platformu ile başladı. İlk konuşmayı yapan dijital pazarlama uzmanı ve yazar Olgu Şengül, ‘Dijital Pazarlamada Başarının Sırrı’ sunumuyla dijital pazarlamayı 5N1K modeliyle ele aldı. İnsanların artık dijitalde olduğuna dikkat çeken Olgu Şengül, klasik medya ve dijital medyayı karşılaştırdı. Dijital pazarlamada iki ana paneli Google Ads ve Facebook reklamları olarak gösteren Olgu Şenol, sunumuna şöyle devam etti: “Bunlara e-posta sitelerini ekleyebiliriz. Dijital pazarlama çalışmalarına başlamadan önce dört unsur gerekli. Birinci unsurumuz amaç. E-satış mı, fiziksel mağazamıza müşteri çekmek mi, öncelikle bu unsuru tespit etmek gerekiyor. İkinci unsur hedef kitle, yani bu insanlar nerede yaşıyor, ilgi alanları neler, bunları tespit etmemiz gerekiyor. Üçüncü unsur reklam içerikleri, yani fotoğrafların, görsellerin hazır olması. Son olarak da pazarlama bütçemizin hazır olması şart. Dijital pazarlamada başarı için öncelikle hedef kitle tanımını çok detaylı yapmamız gerek. İkinci olarak, doğru kişiye doğru mesajı vermeliyiz. İşletme olarak bir mesajımız var ve bunu dijital medya üzerinden, sosyal medya, e-posta pazarlama gibi araçlarla hedef kitlemize iletiyoruz. Eğer doğru kişiye mesaj verdiysek ürünümüzü alıyor. Ürününüze güveniyorsanız dijital pazarlamada başarısız olmanız zor. Facebook ve Google’da reklam panelleri çok gelişti ve kolaylaştı. Hedefleme kriterlerini çok güzel geliştirdiler, reklam seçeneklerini artırdılar. 2017’nin başlarında mobil internet kullanımı, masaüstü internet kullanımını geçti. E-ticaret dünyada patlama noktasında. Doğru strateji geliştirerek uygulama yaptığınızda doğru sonuçlar alabilirsiniz. Bu işlere doğru bilgilerle girmemiz gerekiyor. Şu ana kadar başlamazsanız, rakiplerinizden geri kalacaksınız. Ne yapacağınızı bilseniz ve strateji geliştirseniz aslında sıkıntı yok. Kendinizin yapamayacağı
Veri paradan daha değerli ‘Dolaysız Marka Ekonomisi’ başlıklı sunumuyla IAB Türkiye Genel Müdürü Aygen Tezcan, Olgu Şengül’ün sunumuna katıldığını, ama iki noktada itirazı olduğunu belirterek konuşmasına başladı. “Birincisi dijital reklamcılık dediğimiz şey sadece arama motorları veya sosyal medya reklamlarından ibaret değil. Dijital medyanın çok daha geniş bir perspektifle ele alınması gerekir. Ayrıca, ‘Dijitalde başarılı olmamak mümkün değil’ dedi, ama ben de tam tersini iddia ediyorum. Doğru uzmanlardan destek almadığınızda başarısız olabilirsiniz ve günümüz trendlerinin gerisinde kalabilirsiniz” yorumunu yapan Aygen Tezcan, IAB hakkında bilgileri katılımcılarla paylaştı. Büyük veri, mobilite, kişisel veri gizliliği, IoT, yapay zeka gibi yenilikler ışığında Tezcan, şu detayları paylaştı “İnternet ortamında büyüyen markalar devlerin tahtını sarsıyor. Bugün aslında bir geçiş dönemindeyiz. Lojistik gibi yapıları doğru kullanırsanız bir marka yaratıyor, markanız için bir reklam ajansıyla anlaşıyorsunuz. Bu yayıncı üzerinden yayınlanıyor, tüketici perakende mağazasında ürününüzü, mesajınızı beğendiyse satın alıyor. Dijital dünyada ise işler karmaşıklaşıyor. Temel üç unsur var: Marka, veri ve tüketici. Tüketici ile markayı bağlayan temel unsur, veri. Veri, günümüzün ekonomisinde paradan daha değerli. Bunu yapamayan markaların başı dertte olacak. Şu anda 4. Sanayi Devrim içindeyiz. Buna Türkiye’de dolaysız marka dedik ve büyüyor. Dolaysız marka ekonomisinde; mağaza ve raf sayısı sonsuz, üretim kapasitesi sınırsız, her türlü ürün ve hizmet 7/24 kapınıza geliyor. Üretim kapasitesi dediğimiz şey bitmiş. Dolayısıyla küçücük işletmeler koca devlere kafa tutabiliyor. Dolaylı düşündüğümüzde hayat hepimiz için çok zor olacak.” Mağazalar arasında tam etkileşim Setsis Bilişim Satış Müdürü Engin Ömer Lenger ve Civil Çocuk Dünyası CIO’su Abdulaziz Akyol, ‘Akıllı Mağazacılık için Öğrenebilen Pazarlama’ sunumuyla mağazalarda teknolojik gelişimi ele aldılar. Buna göre, mağaza el terminali uygulamalarında mağazaya gelen malların mağaza içerisinde kabulünün gerçekleştiği bir süreç var. Bu gibi başlıklarda perakende firmaları için
Setsis Bilişim Satış Müdürü Engin Ömer Lenger kolaylık sağlandığının altını çizen Engin Ömer Lenger, şu bilgileri verdi: “Mobil terminal aracılığıyla stokları görebildikleri gibi diğer mağazalardaki stokları da görebiliyor ve birbirlerinden mal talebi oluşturabiliyorlar. Barkodları okutarak sayım operasyonu gerçekleştirebiliyorlar. Mağaza tarafında daha öncesinde depoda etiket vererek toplu şekilde etiket basımının önüne geçiliyor. Bu da hata seviyesini minimuma indiren bir teknoloji. Direkt mağaza içerisinde etiketlerin basılması büyük kolaylık. Mağazada müşteri tanıma uygulamasında ise müşteri kasada beklerken, daha önce mağaza içerisinde alışveriş yaptığında daha sonra bu ürünler direkt gösterilebiliyor.” Civil’in çalışmaları hakkında bilgiler vererek sunumuna başlayan Abdulaziz Akyol da kurumsal süreçlerinde Setsis sisteminin işleyişini şöyle anlattı: “Ürün kabullerini, el terminallerimizle stok alanına alıyor, ürünlerimizi daha sonra arabalara yerleştiriyor, raflara yönlendiriyoruz. Siparişlerimiz var, bu siparişleri rezervasyona çeviriyoruz. İş emirlerini arkada çalışan bazı algoritmalarla mağazalarımızın aradaki ürünlerimizi toplamalarını sağlıyor, sevk yerlerimize götürüyoruz. Setsis uygulaması el terminali olmadan da ürünleri mağazalara dağıtma yapabiliyor. Buraya getirdiğimiz ürünler bu sistemden geldikten sonra, mağazaya ait koli dolduktan sonra sistem paketleme yaparak bunu sevkiyat alanına götürüyor. Kargo takip entegrasyonu devreye giriyor. Takip sonlandığı zaman mağazada ürün kabullerimiz gerçekleşiyor. Ürünler yine Setsis yazılımlarıyla beraber el terminalleri üzerinden kabul ediliyor. Bunu online ve offline yapabiliyorlar. Mağazalar arası ürün sevkiyatlarını da Setsis ürün kabul sistemi üzerinden yürütüyoruz.”
Gelecek ‘kablosuz’ bağlantıda Faraday Networks Ürün Müdürü Batuhan Yıldız, ‘Fiziksel Mağazalar ve Dijital Dünyanın Yeni Kesişim Noktası: WiFi’ sunumuyla bağlantı gücünün perakende sektörü için önemini katılımcılarla paylaştı. Kablosuz bağlantıyı ‘gelecek’ olarak tanımlayan Batuhan Yıldız, sektörel potansiyeli örnekleyerek, şöyle devam etti: “Verinin paradan daha önemli hale geldiğini göz önüne alıp bu veriyi toplayarak, daha iyi bir deneyim sağlayabilirsiniz. Bu işte biraz da uygulama, yani Bluetooth teknolojileri tarafı var. Özellikle otellerde, otelin uygulamasıyla birlikte o içeriği uygulamaya taşıyabilirsiniz. Bluetooth teknolojileri lokasyon bazlı servisler ve uygulamayı indiren kişiyi takip edebiliyoruz. Planlarımız kapsamında, ilerde ürünümüze koyacağımız, müşterilerimizin mağaza mağaza gezerken her mağazadan puan toplayabileceği, tercihlerine göre öneri alabileceği bir Wi-Fi altyapısı hazırlamaya çalışıyoruz. Türkiye’de wireless daha az önem taşıyor, ama bu teknolojinin gelişeceğini, artık telefonunuzu duvara tuttuğunuzda Wi-Fi’a bağlanabileceği bir duruma gelebileceğini görüyoruz. Wireless’ı herkese yaymak gibi bir motivasyonumuz var ve bunu da ileriki günlerde göreceğimizi umuyoruz.”
Design Thinking Institute Kurucusu Gültekin Güldür Kişi değil, ekip zekası ön planda Design Thinking Institute Kurucusu Gültekin Güldür, 'Dijital Çağın Düşünme Tarzı; Design Thinking' sunumuna, son yıllarda popülaritesi artan ‘design thinking’ kavramı ile ilgili detaylarla başladı. Hayatımızı karmaşıklaştıran unsurlar artarken, bir yanda da kendi deneyimlediğimiz unsurlar var ve Gültekin Güldür’e göre, herhangi birimizin IQ’su artık meseleyi çözmeye yeterli değil. “Başka bir dünyadayız ve buna ‘yenidünya’ diyoruz” açıklamasını yapan Gültekin Güldür, şöyle devam etti:
BThaber
BİLİŞİM ZİRVESİ
18 - 24 ŞUBAT 2019
“WeQ diye bir kavram var ve biz buna ‘ekip zekâsı’ diyoruz. Design Thinking de “ekip zekâsı” kullanmayı öğretir. Amacımız; ortak bir zekâ çıkarmak, birbirimizin beyinlerini kullanmaya çalışarak tek bir beyin oluşturmak, meselelere farklı noktalardan bakarken bütünü de görebilmek. İşin özü yaratıcı fikirler geliştirmekte ve burada ilk şart insana yakın olmak. Çünkü aksi fikirler asla hayata geçmiyor, kabul görmüyor. İkincisi fikrin kendi başına para kazanabilecek bir düzene sahip olması, üçüncüsü de teknolojiden akıllıca faydalanmayı biliyor olmak. Yani fikriniz müşteriye ne kadar cazip, patrona ne kadar cazip, teknoloji yönünden ne durumda ve bu üçünün dengeye oturması gerekiyor. Buna ‘Da Vinci Dengesi’ diyoruz. Sonuçta eğer şirketinizi yenidünyaya taşıyacaksanız, bunları çok iyi beceren yaratıcı liderlere ihtiyaç var. Üç çeşit ustalık var. Birincisi empati, ikincisi fikir ustalığı, üçüncüsü de etki ustalığı. Eğer tasarımcı gibi düşünerek yaşamak istiyorsanız, bu konularda ustalaşmanız lazım. Biz bununla ilgili yaklaşık 2-3 yıldır çalışıyoruz. Hayatımızı, bakış açımızı, çocuklarımıza bakışımızı değiştirdi.”
Atasay Kuyumculuk CIO’su Bahadır Kumrallar Müşteri, uçtan uca iyi deneyimi hak ediyor Atasay Kuyumculuk CIO’su Bahadır Kumrallar ise ‘Perakende 4.0’ başlıklı konuşmasında 20 yıllık sektör geçmişinin 10 yılının perakendede geçtiğine dikkat çekerek, perakende sektörünün yıllar içindeki değişimini ve gelişim rotasını şöyle anlattı: “Perakende 1.0’da çay kahve sohbetleri, mahalle bakkalıyla, manavımızla olan çok ilkel, teknolojinin olmadığı, defterin tutulduğu günleri hatırlayın. Perakende 2.0’da ise biraz multi channel, SMS ile GSM operatörleri devreye giriyor. Ardından Omni Channel, Perakende 3.0 ile internet siteleri geldi. E-ticaret siteleri, sosyal medya derken, her yerde değişim başladı. Perakende 4.0’da ise müşteri odaklılıktan bahsediyoruz.
Bu noktada personel deneyimi de önemli. Örneğin bir müşteri, bir ayakkabının başka bir numarasını istedi. O anda mağazada yok, ama başka mağazada varsa, o anda müşteriye online veri vermeniz gerekiyor. Birkaç istatistikten bahsedeceğim. Örneğin; müşteriler iyi marka deneyimini ortalama 9 kişiye, kötü marka deneyimlerini de yaklaşık 16 kişiye yayıyorlar. En iyi müşteri deneyimine sahip müşteri, en kötü müşteri deneyimine sahip müşteriye oranla yüzde 40 fazla harcama yapıyor. İyi bir müşteri deneyimi yaşayan bir müşteri, kötü müşteri deneyimi yaşayan bir müşteriden 5 yıl daha uzun süre markaya sadık kalıyor. Diğer taraftan, iyi müşteri deneyimi sunmak, müşteri hizmeti maliyetini yüzde 33 azaltır. Müşteriler her şeyi biliyorlar. Bizde de perakendeciler olarak bir rekabet baskısı var. Müşteri trendleri da zaman içerisinde değişime uğradı. Özellikle kuşak değişimi bu trendleri çok fazla etkiledi. Benim üç tane kuralım var: Büyük düşün, küçük başla, hızlı yap. Müşterilerinizi kategorize etmek zorundasınız. Yaptığınız hizmet odaklı olsun. Deneyim, süreç, teknoloji, organizasyon burada önemli. Hepimiz sıkıntı yaşıyoruz büyük mağazalarda, peki niye yönlendirilmiyoruz? Bu yenilikleri iyi yönetmek gerekiyor. Eskiden cihazlara ve depolara bakardık, ama artık her şeye bakıyoruz. Bunları süreçlerde yönlendirmeniz gerekiyor. Teknoloji de gerçek zamanlı veride, log’lanabilir veride ve mobilitede. Artık bu bilgiye de her yerden ulaşmanız lazım. Burada esas süreçlerin içinde bir BT’ci olarak buna değer vermeniz gerek. Aksi takdirde ne müşteri deneyiminde başarılı olabilirsiniz ne satışlarınız iyi gider.” Perakendede AI önlenemez bir yükseliş demek Binovist CEO’su Engin Alan, ‘Bavulumda Yapay Zeka, Bir Başarı Öyküsü’ ile yapay zeka odaklı farklı örnekler paylaştı. “Artificial Intelligence’ filmini örnek göstererek, “Biz yapay zekâ konusunda ciddi bir korkuya sahibiz” tespitini yapan Engin Alan, farklı sektörlerde kendi çalışmalarını örnek göstererek, bu yorumunu şöyle detaylandırdı: “Çok basit bir şekilde yapay zekâyı hayatımıza nasıl katarız, bilmiyoruz. 2015’de yüzde 34 endüstriyel robotun insanlarla birlikte yan yana çalışacağından bahsediliyor. 2000’den bu yana AI start-up sayısı yüzde bin 400 arttı. Pazarlama trendlerinde yapay zekâ pazarlaması ise yüzde 26. Dijitalde doğmuş markaların yüzde 47’si AI stratejisine sahip, ya departmanları var ya da bununla ilgili çalışma yapıyorlar. AI ile birlikte yapılan senaryoda online satış tutarı yüzde 34, sıklığı yüzde 49 artıyor.”
Olgar Şirketler Grubu Bilgi Teknolojileri Müdürü Çağlar Yılmaz Alışveriş, mobille büyüyor ‘Perakende Pazarlamasında Yeni Teknolojiler’ sunumuyla Olgar Şirketler Grubu Bilgi Teknolojileri Müdürü Çağlar Yılmaz, perakende pazarlamadaki değişime işaret etti. Artık pazarlama yapılan müşteriyi tanıma isteğinin ön planda olduğuna işaret eden Çağlar Yılmaz’ın tespitine göre, müşteriye özel pazarlama yapmak isteniyor. Bunun için en önemli araçlardan biri CRM araçları. ‘Akıllı pazarlama’ konseptini de tanımlayan Çağlar Yılmaz, şu detayları paylaştı: “Müşterilerimiz mağazaya girmeden Wi-Fi teknolojilerini kullanarak onların mağazaya yaklaştığını anlıyor, geçmiş alışverişlerine bakarak, yapay zekâ yardımıyla, daha önce aldıkları ürünlere, segmente, pazarlamaya verdikleri tepkilere bakıyor, müşteriyi mağazaya çekmek için ona bir pazarlama mesajı atabiliyoruz. Yani müşteri daha kapının önünden geçerken onu içeri almaya çalışıyoruz. Mağaza yoğunluk takibi ile müşteriyi içeri aldıktan sonra izlenen pazarlama stratejileri söz konusu. Mağaza yoğunluk takibini, mağazaya koyduğumuz kameralar aracılığıyla geçtikleri rotaları izliyoruz. Buna göre ürünlerin veya reklam görsellerimizin yerlerini değiştirebiliyoruz. Mağazadaki müşterilerimizin rotalarını girişten çıkışa kadar takip ediyor, yüz tanıma teknolojilerini kullanıyoruz. Hem girişe hem kasa önüne koyduğumuz kameralarla içeri giren müşterilerin hangi yaş aralığında olduğu, cinsiyet bilgisini ediniyoruz. Bunların sonucunda çıkan oranlara göre de yine ürün çeşidimizi değiştirebiliyoruz ve hitap ettiğimiz kitlenin neden içeri girip alışveriş yapmadığını ya da ne kadarlık oranının alışveriş yaptığını takip edebiliyoruz. Ürün tavsiye motorlarını ise bu zamana kadar online görmeye alışıktık. Ama bunları offline’da da uygulamaya başladık. Artık müşteri mağazada ürünü okuttuğu zaman, o ürünle ilgili bütün bilgilere erişebiliyor. O ürünü alan diğer müşteriler başka hangi ürünleri aldıysa onları, o mağazanın en çok satan ürünlerini
23
de görebiliyor. Bu şekilde mağazayı fazla dolaşmadan akıllı ekranlar üzerinden bilgilere erişebiliyor. Bütün perakendenin ortak dertlerinden biri de alan sınırları. Ürün çeşitleri çok fazla, ürün adetleri gittikçe artıyor ve bütün ürünlerimizi mağazalarda sergileyemiyoruz. Oysa müşteri, tüm mağazamızda ve depomuzda olan ürünleri kiosk üzerinden görebiliyor, isterse ödemesini kiosk üzerinden yapabildiği gibi, isterse de mağaza kasasından yapabiliyor. Ürün evine teslim oluyor, ürünü taşıma zahmetine de katlanmıyor. Mobil artık her yerde. Hiç müşteriyi kasaya götürmeden bu kısımda işleminizi bitirebiliyoruz.”
PVH Corp. CIO’su Cenk Katı Müşteri ne isterse onu tasarlamalısınız Bünyesinde Tommy Hilfiger, Calvin Klein markalarını barındıran PVH Corp. CIO’su Cenk Katı, ‘Dijital Pazarlama’ sunumu ile katılımcılarla bir araya geldi. Tüm bu süreçleri paraya çevirmede dijital pazarlamanın hız ve etkinlik sunduğuna dikkat çeken Cenk Katı, “Dijital pazarlama aslında internet ortamında ulaşabildiğiniz tüm platformlar ve tüm alıcılar ve kime ne kadar ulaşabildiğinizi gösteren bir platform” bilgisini verdi. Türkiye’de teknoloji kullanımı, sosyal medya ilgisi ve mobilite etkinliğini rakamlarla paylaşan Cenk Katı, şöyle devam etti: “İnsanları sürekli internette tutabiliyor, her zaman ulaşabiliyoruz. Dijital pazarlama döngüsünü korumak zorundasınız, bu döngü bozulursa işiniz bitti demektir. Çünkü teknoloji hızla ilerliyor, insanlar sorguluyor, ‘bu kampanya burada niye yok’ diyor. Yani müşterinin isteklerine göre kendi sistemlerinizi düzenliyor olmanız gerek. Döngü şu şekilde: Önce oturup dijital pazarlama yapmak için sınırlarımızı çizecek, ‘şu kitleye, şu zamanda ulaşıyoruz’ diyeceğiz. Daha sonra yaptığımız işi analiz edeceğiz. Arkasından, bunu yayına koymadan önce öğreneceğiz. En sonda ise plan yapmak ve kurmak var. Yani her şeyiniz tamam, içeriği hazırladık. Sonra bunları sisteme dökecek, platforma aktaracağız.
24 BİLİŞİM ZİRVESİ
BThaber 18 - 24 ŞUBAT 2019
Bunu yaptıktan sonra da aynı döngüyle devam edeceğiz. Verdiğiniz ürünler ne kadar kişiye ulaştı? Tahmin ettiğiniz kadar mıydı? Etmediğiniz kadarsa, neden, bunu öğrenmeniz, bunun için stratejiler geliştirmeniz gerek. Bunlar; pazar araştırmalarının yapılması, yapılacak faaliyetin internet üzerinde araştırılması, sistem ve içeriklerin tasarlanması, yapılan tüm tasarımların dijital platformda planlandığı gibi uygulanması veya yüklenmesi, çıktılara göre sürdürülebilirliğin yönetilmesi demek. Bir hedef koymanız ve sürekli takip gerekiyor. Kimleri nasıl çekeceğinizi bildiğiniz zaman, onları yaptığınız reklamlarla web sitenize kolaylıkla çekip kaç kişi gelmiş, ne kadarı satışa dönmüş görebiliyorsunuz. Bir mağaza açmanız çok ciddi rakamlar. Bu kadar
yatırım yapmak yerine, 9 avro’ya bir mağaza açabiliyor, davranışsal satış politikalarını da kişiye özel sunabiliyor, raporlara göre döngüyü koruyabiliyor, raporlardan aldığınız bilgilerle çok hızlı bir şekilde aksiyon çıkartabiliyorsunuz. Yani yatırımınızı kolaylıkla yönlendirmenizi sağlıyor. Tommy Hilfiger olarak bir masa tasarladık. Bu masa hareketli, sürekli oturmaktan yorulan müşterilerimizi ayakta da ağırlayabiliyoruz. Ekran dokunmatik ve buna ‘dijital showroom’ diyoruz. Büyük tasarruf yaptığımız bir projedir bu. Müşteri kumaşına, dikişine bakar, daha sonra sipariş verir. Hepsini buraya yükledik. Daha sonra küçük maliyetli kartelalarla dokunma hissini müşteriye verdik ve masanın kenarına cihazlardan kurduk. Bayimiz yaptığı satışları, hangi ürünlerin ne zaman eline ulaşacağını görebiliyor. Online olarak sattığınız ürünü depodan müşteriye ya da online sattığınız ürünü mağazadan müşteriye ulaştırabiliyorsunuz. Hatta arabanıza da gelebiliyor. Evde yoksunuz, ama arabanızı cep telefonu gibi uzaktan kumandayla açabiliyorsunuz. Arabanızın arkasına siparişiniz konuyor ve siz tatilinize devam ediyorsunuz. Yeni bir teknoloji de drone ve robot teknolojisi. Odağınızdaki kitle müşteri ve ne tasarlarsanız tasarlayın, müşterinizin zevk aldığı şeyi tasarlamanız gerek. Aksi takdirde çöp oluyor.” Perakendede yapay zekanın yükselişi hız kazanıyor Dijital Pazarlamada Yapay Zeka ve Makine Öğrenmesi Uygulamaları Paneli, Dijital Perakende ve Pazarlama Platformu'nun son oturumu oldu. DSDER Genel Sekreteri ve gazeteci Kerem Köfteoğlu'nun yönettiği panelin konukları ise Civil Çocuk Dünyası CIO'su Abdulaziz Akyol, Saat&Saat CIO'su Abdullah Girgin, Biletall. com CMO'su Ahmet Bozdağ, Silk&Cahsmere CIO'su Aykut Cindemir ve Çift Geyik Karaca Bilgi Teknolojleri Müdürü Yasin Usta oldu. Çalışanlara ve tüketicilere yönelik iki ayrrı çalışma yaptıkları bilgisini veren Yasin Usta’nın ardından söz alan Abdullah Girgin, yapay zekâ ile çalışan firmalarla bir araya gelerek yaptıkları analizler ve sonrasındaki uygulamalarla ede ettikleri faydaları anlattı. Yapay zekanın verdiği direktiflere göre geliştirme analizlerini yaptıklarını, mali boyutu ve doğru zamanda doğru müşteriyle buluşturmak adına çalışmalar yürüttüklerini söyleyen Aykut Cindemir’in ardından söz alan Abdulaziz Akyol, “Yapay zekâ ile ilgili üç çalışmamız var: Müşterinin deneyimini, konforunu arttırma, ikincisi ürün arama, üçüncüsü tedarikçiye ulaşma” bilgisini verdi.
26 KARİYER Atasun Optik’te yeni görevlendirme
BThaber 18 - 24 ŞUBAT 2019
BSH’ta iki atama var
Atasun Optik’in yeni Pazarlama Direktörü Erdem Altay oldu. İstanbul Teknik Üniversitesi İşletme Mühendisliği bölümü mezunu olan Erdem Altay, İngilizce ve Almanca biliyor. Kariyerine 2004 yılında başlayan Altay; OSRAM, Sony Eurasia, English Home ve Yatsan-Tempur’da satış ve pazarlama alanlarında yönetici pozisyonlarında çalıştı. Altay, en son Samsung’da akıllı telefon kategorisi pazarlama grubunu yönetiyordu.
Korteks’te yeni Genel Müdür Barış Mert oldu Avrupa'nın önde gelen entegre ve inovatif polyester iplik üreticisi Korteks’te Genel Müdür Yardımcısı olarak görev yapan Barış Mert, 1 Şubat itibariyle Korteks Genel Müdürü olarak atandı. Barış Mert, teknolojiyi inovasyon ile birleştiren Korteks’te; ürün çeşitliliğinin farklı ve yenilikçi opsiyonlarla geliştirilmesine ve katma değeri yüksek yeni teknik tekstillerin üretilmesine liderlik edecek. Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Mühendislik Fakültesi mezunu olan Barış Mert, aynı zamanda İşletme Yüksek Lisans derecesine sahip. Mert, 2000’den bu yana Korteks bünyesinde sırasıyla İşletme Mühendisi, Üretim Şefi, Pazar Geliştirme / SSHT Müdürü ve Genel Müdür Yardımcılığı görevlerinde bulundu.
BSH Grubu’nun yerel markası Profilo Dayanıklı Ev Aletleri’nin Pazarlama Müdürü Zeynep Cebeci oldu. Zeynep Cebeci, 1 Şubat 2019 itibarıyla yeni görevine başladı. 2005 yılından bu yana BSH Türkiye bünyesinde Marka Pazarlama alanında çeşitli pozisyonlarda görev yapan Zeynep Cebeci, 2012 yılından beri Bosch Reklam Kıdemli Alan Yöneticisi görevini yürütüyordu. Marmara Üniversitesi İşletme Bölümü’nden mezun olan, Profilo Dayanıklı Ev Aletleri Pazarlama Müdürü olarak atanan Cebeci, görevi kapsamında Profilo’nun marka yönetimi süreçlerinden sorumlu olacak. BSH Grubu’na ait Siemens ve Gaggenau markalarının Pazarlama Müdürlüğü görevine ise Ekin Alayat Sarfati getirildi. Siemens
Yönetim kurulu yeniden mezun oldu
Netmarble EMEA Genel Müdürü Şenyüz oldu Netmarble’ın Avrupa, Ortadoğu ve Afrika (EMEA) Genel Müdürlüğü görevine Aras Şenyüz atandı. Şenyüz, Kasım 2017’den bu yana Netmarble EMEA Genel Müdür Yardımcısı olarak görev yapıyordu. Göreve geldiği 2013 yılından itibaren önceliğini mobil dijital pazarlamaya veren Şenyüz, Paramanya mobil oyun lansmanı ile Avrupa ve Türkiye’de birçok ödül aldı. Bu tarihten itibaren bölgenin mobil dijital pazarlama konusunda çeşitli platformda verdiği mobil pazarlama eğitimleriyle Aras Şenyüz, pazarlama alanında da çeşitli görevlerde üst düzey yönetici olarak çalıştı. Koç Üniversitesi İşletme Fakültesi mezunu olan Aras Şenyüz, kariyerine L'Oréal’de Marka Müdürü olarak başladı, sırasıyla Unilever Marka Müdürü, De'Longhi’de Satış ve Pazarlama Müdürü, Vodafone Pazarlama Direktörü olarak görev yaptı. Şenyüz, İngilizce, Fransızca ve İtalyanca biliyor.
ve Gaggenau markalarının iletişiminden sorumlu olacak Sarfati, 16 yılı aşkın süredir farklı şirketlerde ticari pazarlama ve marka pazarlama alanlarında üst düzey görevlerde bulundu. Boğaziçi Üniversitesi Uluslararası Ticaret Bölümü’nden 2002 yılında derece ile mezun olan Ekin Alayat Sarfati, kariyerine British American Tobacco Türkiye’de Pazarlama Uzmanı olarak başladı. Sarfati, BSH Türkiye’deki görevinden önce 2004 – 2018 arasında Imperial Tobacco Türkiye’de sırasıyla Marka Müdürü, Ekonomik Markalar Grup Marka Müdürü, Uluslararası Stratejik Markalar Grubu Marka Müdürü, Türkiye Pazarlama Müdürü ve Doğu Akdeniz Bölge Pazarlama Müdürü olarak yönetim kurulunda görev aldı.
Türkiye’de yönetim kurulu üyelerine özel olarak hazırlanan eğitim programı “Executive on Board”, ilk mezunlarını verdi. İş dünyasının başarılı ve fark yaratan yöneticilerini güçlendirmek ve gelecek yüzyıllara hazırlamak amacıyla tasarlanan programın ilk mezunları arasında, yönetim kurulu üyeleri, üye adayları ve C-Suite yöneticileri yer aldı. Boğaziçi Üniversitesi Yaşamboyu Eğitim Merkezi (BÜYEM) ve PwC Türkiye işbirliğiyle hayata geçen program, iş
dünyasında Etkin Yönetim Kurulu oluşturmak amacıyla başlatılan ‘Executive on Board’ programı, yöneticilerin, güncel konulara çağdaş yaklaşımlarla çözüm üretmesini hedefliyor. Küresel düzeyde prestijli bir program olarak tasarlanan “Executive on Board”, teori ve pratik bilgilerin sunulduğu ve hayatın içinden örneklerin paylaşıldığı bir çalışma programı. Boğaziçi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmed Özkan, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Ayşın Ertüzün, İktisadi ve İdari Bilimler Dekan Yardımcısı Prof. Dr. Nur İrem Nuhoğlu, PwC Türkiye Başkanı Haluk Yalçın ve BÜYEM Müdürü Tamer Atabarut’un katılımı ile gerçekleşen mezuniyet töreninde Prof. Dr. Mehmed Özkan, “Bu programla öğrenmeye her zaman açık olduğunuzu ve dalgalı sularda dümen tutabileceğinizi gösterdiniz” dedi. PwC Türkiye Başkanı Haluk Yalçın ise Boğaziçi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi mezunlarından bu yıl 255 mezunu bünyelerine kattıklarını belirtti.
KARİYER 27
BThaber 18 - 24 ŞUBAT 2019
Yeni PİLOT için başvuru zamanı geldi Türk Telekom’un teknoloji girişimlerini desteklemek, girişimlerle işbirliği yaparak müşterilerine yenilikçi ürün ve hizmetler sunmak, girişimcilik ekosistemini güçlendirmek için 2013 yılında hayata geçirdiği PİLOT’un yeni başvuru dönemi 4 Şubat’ta başladı. PİLOT’un yedinci dönemi için başvurular www. turktelekompilot.com.tr sitesinden kabul edilecek. Türk Telekom Strateji, Planlama ve İş Geliştirme Genel Müdür Yardımcısı Fırat Yaman Er, “Girişimcilik ekosistemini güçlendirmek ve çeşitlendirmek, ülkemize ve müşterilerimize yenilikçi ürün ve hizmetler sunmak için bu alandaki yatırım, çalışma ve desteklerimizi sürdüreceğiz” dedi. PİLOT kapsamında öncelikli olarak eğitim ve sağlık teknolojileri, yapay zekâ, sanal/artırılmış gerçeklik, nesnelerin interneti ve siber güvenlik gibi alanlardan girişimlere destek verilecek. PİLOT’a kabul edilen girişimler 12 haftalık hızlandırma
programına dâhil olacak. Başvuran girişimler; işbirliği potansiyeli, fikrin yenilikçiliği ve uygulanabilirliği, hedeflenen pazarın büyüklüğü ve büyüme potansiyeli, iş modelinin tutarlılığı ve ekibin yetkinliği gibi kriterlere göre değerlendirilecek. Değerlendirmelerle PİLOT’a katılmaya hak kazanan her ekibe Türk Telekom’un sağladığı nakit desteğinin yanı sıra, Türk Telekom’un mentor ağına, şirketin iş bağlantılarına ve yatırımcı ağına erişim, çeşitli eğitimler, ofis alanı, teknolojik altyapı, girişimlerinin çeşitli mecralarda tanıtımı, mobil iletişim desteği ve şehir dışından gelen ekiplere konaklama imkânı gibi destekler sunuluyor. Girişimler, Türk Telekom iş birimlerinden profesyonellerden ve girişimcilik ekosisteminden, başarılı diğer girişimcilerden ve müşteri görüşmeleri sonucunda müşterilerden aldıkları geri bildirimler doğrultusunda iş fikirlerini doğrulamak için çalışacaklar. Program
sonunda ekiplerden doğrulanmış iş modelini esas alan Ana Fonksiyonlara Sahip Ürün (MVP) ortaya çıkarmaları,
geliştirdikleri MVP ve iş modellerini de yatırımcıların katıldığı ‘Demo Day’ etkinliğinde sunmaları bekleniyor.
Etkinlikleriniz ile ilgili bilgileri bthabersirketleri.com/EtkinlikDuyuru adresine girebilirsiniz.
BThaber
ETKİNLİK TAKV!M! E T K İ N L İ K L E R 12 Mart 2019 BTvizyon Gaziantep Toplantısı Teymur Continental Gaziantep Hotel AYRINTILI BİLGİ: www.bilisimzirvesi.com.tr
4 Temmuz 2019 Bilişim 500 Ödül Töreni İstanbul AYRINTILI BİLGİ: www.bilisimzirvesi.com.tr 05 Eylül 2019 BTvizyon İzmir Toplantısı İzmir AYRINTILI BİLGİ: www.bilisimzirvesi.com.tr
14 Mart 2019 BTvizyon Adana Toplantısı Sheraton Grand Adana Hotel AYRINTILI BİLGİ: www.bilisimzirvesi.com.tr
11 Temmuz 2019 BTvizyon Samsun Toplantısı Samsun AYRINTILI BİLGİ: www.bilisimzirvesi.com.tr 24 Eylül 2019 BTvizyon Ankara Toplantısı Ankara AYRINTILI BİLGİ: www.bilisimzirvesi.com.tr
E T K İ N L İ K L E R 11 Şubat 2019 HIMSS19 ABD, Florida AYRINTILI BİLGİ: www.himssconference.org
Y U R T İ Ç İ 17 Nisan 2019 Yapay Zeka Çağında Büyük Veri ve IoT Teknoloji Platformu Hilton İstanbul Kozyatağı AYRINTILI BİLGİ: www.bilisimzirvesi.com.tr 25 Temmuz 2019 BTvizyon Erzurum Toplantısı Erzurum AYRINTILI BİLGİ: www.bilisimzirvesi.com.tr 26 Eylül 2019 BTvizyon Eskişehir Toplantısı Eskişehir AYRINTILI BİLGİ: www.bilisimzirvesi.com.tr
13 Haziran 2019 BTvizyon Kayseri Toplantısı Kayseri AYRINTILI BİLGİ: www.bilisimzirvesi.com.tr
22 Ağustos 2019 Teknoloji Platformu 2019 Bursa AYRINTILI BİLGİ: www.bilisimzirvesi.com.tr 20-21 Kasım 2019 Bilişim Zirvesi'19 İstanbul AYRINTILI BİLGİ: www.bilisimzirvesi.com.tr
20 Haziran 2019 BTvizyon Konya Toplantısı Konya AYRINTILI BİLGİ: www.bilisimzirvesi.com.tr
03 Eylül 2019 BTvizyon Denizli Toplantısı Denizli AYRINTILI BİLGİ: www.bilisimzirvesi.com.tr 20 Kasım 2019 Teknoloji Kaptanları 2019 İstanbul AYRINTILI BİLGİ: www.bilisimzirvesi.com.tr
Y U R T D I Ş I
25 Şubat 2019 MWC '19 Barselona, İspanya AYRINTILI BİLGİ: www.mwcbarcelona.com
4 Mart 2019 RSA Conference USA San Francisco, ABD AYRINTILI BİLGİ: www.rsaconference.com/events/us19
1 Nisan 2019 Hannover Messe Hannover, Almanya AYRINTILI BİLGİ: www.hannovermesse.de/home
9 Nisan 2019 Google Cloud Next San Francisco, ABD AYRINTILI BİLGİ: www.cloud.withgoogle.com/next/sf
BThaber
28 MEKTUP
18 - 24 ŞUBAT 2019
Klasik hediyelerin internetten siparişleri düşüyor
Yeni haftadan merhaba, Bir Sevgililer Günü daha geride kaldı, çetelesini tutmak bize düştü. Mastercard’ın her yıl dünya genelinde Sevgililer Günü dönemindeki hediye alışkanlıklarını araştıran anketine göre, online alışveriş hızı ve güvenilirliği ile yüzde 76 artarken, hediyesini son dakika alanların sayısında da artış olmuş. Araştırma, son dakikaya kalan aşıkların klasik hediye tercih etmediklerini göstermiş. Yani gül gibi klasik çiçek alışverişi toplam Sevgililer Günü hediyeleri arasında sadece yüzde 7 paya sahipken, takı ve mücevher alışverişlerinde de yüzde 8 düşüş olmuş. Bu tarz standart hediyeler yerine sevdalılar, sevdiklerinin ilgi alanlarına göre kitap ve müzik albümü hediye ediyor. Öyle ki, 2016’dan 2018’e bu tarz hediye alımlarında yüzde 46 artış var. Romantik bir kaçamak adına otel rezervasyonlarında yüzde 9, seyahat harcamalarında yüzde 42 artış var. Sevenleri kendi hallerine bırakıp, yazı kışı fark etmeksizin çorbayı kaşıklıyorum. Tüm dünyada 4 Şubat’ta Dünya Çorba Günü kutlanıyormuş, ki Yemeksepeti sayesinde bunu da öğrenmiş oldum. Yemeksepeti, kullanıcılarının çorba tüketimi alışkanlıklarını açıklamış. Sonuçta Türk mutfağında sayısız çorba tarifi var ve online siparişlerde de çeşit çeşit çorbalara yöneliyoruz. Yemeksepeti’nde her yöreden ve ülkeden ortalama 2 bin 500 çeşit çorba ile buluşuyoruz, ama biz Türklerin çorbadaki ilk tercihi mercimek çorbası. Ezogelin çorbası siparişlerde ikinci sırada yer alırken, tavuk suyu ve kelle paça çorbası da en sevilen ortak
lezzetlerden. İç Anadolu’nun ünlü lezzeti Arabaşı çorbası diğer yöresel lezzetler arasından sıyrılıyor ve 2018’de sipariş sayısını en çok artıran lezzet oluyor. Gaziantep’in demirbaşı Beyran çorbası atağa geçerken; Trabzon’un meşhur karalahana çorbası da en sevilen yöresel lezzetler arasında. Tarhana online siparişlerde daha fazla tercih edilmeye başlarken, yayla çorbası da benzer bir yükseliş sergilemiş. Konu çorba oldu mu, bizler kültürümüzden çok uzaklaşmıyoruz. Örneğin; brokoli çorbası, Japon mutfağının ünlü çorbası Miso, yine Asya mutfağından Noodle çorbasının siparişleri sınırlı. Beni bilirsin, mevsim veya sabah-akşam fark etmez, bana hep çorba zamanı. Zaten Yemeksepeti araştırmasının da gösterdiği gibi, misal sıcak hava bile çorba siparişlerini etkilemiyor. Karatay hocam kusuruma bakmasın, ekmeği bandırıp içelim o vakit. Bu soğukta yedik içtik, biraz da hayati gerçeklere, şifrelerimize gelelim. Kaspersky Lab güvenlik araştırmacıları internette verileri güvene almak için benzersiz ve hatırlaması kolay parolaların, düzenli parola değiştirmeye kıyasla daha etkili olduğunu vurgulamış, üstüne bir de kullanıcıların kendilerine özel parolalar oluşturabilmesi için bazı yöntemler paylaşmış. İlk adımda ‘sabit serinizi’, yani parolanızın değişmeyecek olan bölümünü oluşturalım. Misal, şarkı sözleri, bir filmden konuşmalar, ninni veya hatırlayabileceğimiz
YIL 25 SAYI 1209
Bilişim Zirvesi Etkinlik Organizasyon Ltd. Şti. adına Sahibi ve Sorumlu Yazıişleri Müdürü Neslihan Aksun neslihana@bthaber.com.tr
18 - 24 ŞUBAT 2019
BThaber Grubu Yayın Koordinatörü Ayhan Sevgi ayhans@bthaber.com.tr
www.bthaber.com www.linkedin.com/groups/BThaber twitter.com/bthaber www.facebook.com/BThaber
Okur Temsilcisi Behçet Envarlı benvarli@tbv.org.tr
Bültenlerinizi
bulten@bthaber.com.tr
adresine gönderebilirsiniz
benzer bir şeyden bir ifade düşünelim. Bunlardan birinin ilk üç ila beş kelimenin ilk harflerini alalım, üstüne bir de her harfin arasına @ / # gibi özel bir karakter ekleyelim, parolaları da bu temele oturtalım. İkinci adımda ise bağlantı kurmanın gücünden yararlanalım. Facebook, Twitter, internet bankacılığı, alışveriş veya oyun siteleri gibi çevrimiçi hesaplar için parola oluştururken, web sitelerinin aklınıza getirdiği ilk kelimeyi yazalım. Misal, Facebook için parola oluştururken, logonun renginden akla gelen “mavi” kelimesini, tamamı büyük harf olarak sabit serinin sonuna ekleyelim. Ayrıca bu felsefeyi, düzenli şifre değişimlerimizde de kullanalım. Sonuçta güvenlik riskleri tırmanırken, her şifre de sürekli değişmeye mahkum. Kısa video platformu TikTok, her yıl 5 Şubat’ta düzenlenen Güvenli İnternet Günü Safer Internet Day (SID) girişimini desteklemek üzere #DahaİyiBirİnternet etkinliğini başlatmış. TikTok kullanıcıları etkinliğe özgü etiketlerle, uygulamada pozitif internet alışkanlıkları edinmek için #dahaiyibirinternet kampanyasına katılabiliyor. Kullanıcılar #Beğeni #Saygı #Pozitif #Yaratıcılık #Güvenlik gibi olumlu mesajlar içeren etiketleri kullanabilirken, #SiberZorbalık #Negatif #Troller #Anksiyete #Düşmanlar gibi olumsuz etiketlerinden de uzak duruyor. Birçok TikTok içerik üreticisi kampanyaya destek adına bu etiketlerle kısa videolar hazırlıyormuş. Detaylar için https://www.
Abone ve Dağıtım
btabone@bthaber.com.tr
Editör
Online Editör
Sedef Özkan sedefo@bthaber.com.tr
Handan Aybars handana@bthaber.com.tr
Ferit Çelik feritc@bthaber.com.tr
Tuğçe Diyar tugcee@bthaber.com.tr
Cilt, Baskı, Poşetleme: Uniprint San. ve Tic. A.Ş. - Hadımköy İstanbul Asfaltı Ömerli Köyü İstanbul - Tel 0212-798 28 40. l
Atık yönetimi projelendirmeleri ile istihdam artışına katkı sağlayabiliriz. 2017 yılında atık sektöründe 60 bin kişiye istihdam sağlanarak 3,5 milyar TL katkıda bulunuldu. Atık yönetimi ve geri dönüşüm sektörleri için son teknoloji ürün ve hizmetlerin sergileneceği IFAT Eurasia Çevre Teknolojileri Fuarı da 28 -30 Mart arasında İstanbul’da düzenlenecek” demiş. Çünkü misal, ürünlerin yüzde 80'i ömrünün ilk altı ayında atılıyor. Oysa döngüsel bir ekonomide durum tam tersi ve Sarıgöl’ün belirttiği gibi, kaynaklar geri dönüşüm yolu ile tekrar kullanıldığı için verimlilik de artıyor. Yıllarca sahil bölgelerinde tehlike saçan sahipsiz ve icra işlemleri nedeniyle muhafaza altına alınan gemiler, Limanlar Kanunu’nda yapılan değişiklikler ile gemi söküm tesislerinde sökülerek, hurda olarak parçalanarak, demir
BThaber Genel Müdürü Özlem Unan İş Geliştirme ve Satış Müdürü Abdurrahman Koyuncu Reklam Satış Yönetmenleri Kutay Göçe Çiğdem Şakar Rana Özgen
Ankara Temsilcisi
Görsel Yönetmen
TikTok.com/safety/ adresimiz. Sırada hem çevresel gündemim hem kamu spotum var. Sonuç net: Dünyanın üretebildiğinin 1,6 katını tüketiyoruz. Bu da kullan-at modeline dayanan ‘Doğrusal Ekonominin’ yerine, sıfır atık ve geri dönüşümü temel alan döngüsel ekonomiyi önemli ve gerekli kılıyor. Bu modelin, hammadde ve enerji konularında önemli avantajları getirdiğini belirten IFAT Eurasia Proje Müdürü Namık Sarıgöl, “Elde edilen ikinci hammadde ile ekonomiye önemli katkı sağlarken, dış ticaret açığımızı düşürebiliriz.
Reklam Rezervasyon Sorumlusu Suzan Bilken Ankara Temsilcisi Sedef Özkan Yönetim Yeri: Bilişim Zirvesi Etkinlik Organizasyon Limited Şirketi Örnek Mah. Şehit Cahar Dudayev Cad. Örnek İş Merkezi No:14 Kat:5 34704 Ataşehir İSTANBUL Telefon: (0216) 888 0 596
çelik firmalarına kaynak aktarımıyla ekonomiye kazandırılıyormuş. Yeni mevzuat değişikliği ile ilgili bilgi veren İstanbul Barosu Avukatı Baran Usanmaz’ın dikkat çektiği nokta net: Terk edilmiş gemilerle ilgili, denizlerdeki seyir, doğal hayat, can ve mal güvenliği açısından risklerin azaltılması hedef. Bu gemilerin Türk tesislerinde ve çevre iş sağlığı güvenliği mevzuatları kapsamında geri dönüşümleri yapılarak, ekonomiye tekrar kazandırılması ise temel konu. Sıra başarılarda… Lisans ve Yüksek Lisans eğitimini Mimarlık alanında tamamlayan Mert Kansu, ABD’de ‘Architecture MasterPrize’ proje yarışması Eğitim Binaları kategorisinde ve ‘World Architecture Community Awards’ proje yarışması olmak üzere toplamda 2 ödül alarak büyük bir gurur yaşatmış. VISA, yatırımcılarına Turkcell’in güvenli ödeme platformu Paycell Kart’ı anlatmış. Geçen yıl VISA işbirliğiyle sunulan Paycell Kart’ın kısa sürede ulaştığı rekor kullanıcı sayısı ve sunduğu hizmetler, VISA’nın da ilgisini çekmiş. Turkcell ile Türkiye de fintech alanında dünyada örnek gösterilmiş. Arçelik ise Londra Borsası bünyesindeki küresel endeks ve veri sağlayıcısı FTSE Russell tarafından güçlü çevresel, sosyal ve yönetişim performansı gösteren şirketlerin ölçümlendiği FTSE4Good Gelişmekte olan Piyasalar Endeksi’ne üçüncü kez girerek önemli bir başarıya imza atmış. Arçelik sürdürülebilirlik alanındaki çalışmalarıyla uluslararası düzeyde birçok başarıya imza atıyor.
Haftaya buluşmak dileğiyle,
Türkiye’nin en köklü bilişim teknolojileri yayını olan BThaber, 1995 yılından bu yana bilişim ve teknoloji dünyasındaki en son haberleri, yenilikleri ve bilgileri okuyucularına kesintisiz bir şekilde sunmaya devam ediyor. Her hafta yüzde 35’i BT, yüzde 65’i ise finans, otomotiv ve sağlık gibi farklı sektörlerde yer alan şirketlerin ve kamu kurumlarının yöneticilerinden oluşan 7500’ün üzerinde kişiye ulaşmakta ve online platformlar üzerinden her hafta on binlerce kişiye erişim sağlamaktadır.
ISSN 1300-6495
BThaber kontrollü abonelik sistemiyle dağıtılmaktadır. - Fiyatı 1 Kuruş (KDV dahil) - BThaber, 5187 sayılı Basın Kanunu’nun 2/f maddesi hükmü gereği ‘yerel süreli yayın’dır.
WEEKLY INFORMATION TECHNOLOGY AND ECONOMY NEWSPAPER
Feasibility of National Public Integrated Data Center being completed Transportation and Infrastructure Minister Mehmet Cahit Turhan announced 2019 targets while evaluating 2018 in the ‘Traditional Transportation Correspondents Meeting organized at the Information and Communication Technologies Authority BTK, on February 6th. BTK Data Center covering 2 thousand 500 square meters area being put into service this year Minister Turhan said that they are aiming to complete the feasibility of the National Public Integrated Data Center this year and so far needs analysis and strategic plan reports as well as conceptual design are completed. In the coming process; detailed design, architectural project and implementation project preparation process will continue. Turhan stated that the development of the land allocated in the Gölbaşı area continues and he added: “We attach importance to the data center. BTK Data Center covering 2 thousand 500 square meters area will be in service this year, with white space.” Single card will be used after agreement with local
administrations Minister Turhan shared the following information regarding the Fair Use Point (AKN): “Considering the inflation data announced by Turkey Statistical Institute (TÜİK), the price increases that took place in the communication expenditure groups also including internet tariff for a long time Internet tariff, appear to be below inflation. Due to efficiency gains in the sector and increasing competition; it is possible to say that the price increases in the sector are limited and this situation has a positive effect on the average inflation calculated across the country including all sectors. In this context, considering the data of TÜİK, it is understood that the claims of an excessive increase in the broad band internet tariff rates after the abolition of the AKN application are proved wrong. After the abolition of the AKN application, a significant decrease was experienced especially unlimited tariff prices.” Describing how the system will work with Turkey Card, Turhan stated that within the environment operating system led by PTT, agreements with local governments will be made, the common single card use in the transportation
field will spread and the lives of citizens will be facilitated.
they aim to begin production of prototype national train sets.
An investment of 537 billion TL was actualized Turhan emphasized that the countries that do not have a healthy and adequate transportation and communication system can never be developed, for this reason they have invested 537 billion TL in 16 years. Expressing that transportation is a sector that physically challenges projects with various difficulties and has very high financing needs, Turhan stated that they completed many projects by introducing Public-Private Cooperation models as a solution to high financing needs. In the scope of local and national production projects initiated in the airline, the certification processes in aviation are now being made nationally, Turhan said: “Our national airplane HÜRKUŞ is also certified. We continue Inventive Helicopter certification studies, as well.” Minister Turhan said that unmanned aerial vehicles are being recorded and the number of UAV Pilot licenses is 34 thousand and the number of UAVs is 26 thousand. He expressed that this year, by completing the project studies of ‘National Electric Train Set’,
This year all institutions will transfer their electronic services to e-Government Gateway Transportation and Infrastructure Minister Mehmet Cahit Turhan stressed that they plan to complete the Project that will make Turkey take place among the 10 countries that can produce communication satellites in 2020 and launch in 2021. In the context of local and national production activities, Turhan reminded that they started the ‘End to End Local and National 5G Project’ with the support of BTK. Within the scope of the project this year, software and hardware products such as radiolink, antenna, base station, cyber security software used in electronic communication networks will be started to be produced. Turhan added that they put the local base station ULAK into service and in 2019 they will start to use it intensively in commercial mobile networks. This year, all institutions will transfer their electronic services to the e-Government Gateway as Turhan pointed out and the 5G studies will continue intensively this year as it is to be launched
in the 2020s. With the ‘National Electronic Notification Project’, Turhan said that they will start sending the notifications through the system this year and emphasized that they will implement the ‘National Smart Transportation Systems Strategy Document and Action Plan’ in 2019. Turhan also stated that it is planned to begin PTT “drone” deliveries this year. Referring to the local and national food card Project, also being used as a transportation card, Turhan stated that the Project will be implemented by a PTT subsidiary company in 2019. The current concession of Türk Telekom continues until 2026 as stated by Minister Turhan and he reminded that the company’s share of 55% was transferred to the group of banks a short while ago. He evaluated this situation as: “Türk Telekom, which has an important value in terms of communication infrastructure of our country, should be an attractive investment for the tenderers while the concession is renewed. Thanks to effective management, the company made a profit of 2.2 billion TL in the last quarter of this year. The value of the company increased by 25% in the stock exchange market.”
Cloud based services are growing Equinix shared independent survey results carried out with more than 1.200 top IT executives from Europe, the Middle East and Africa (EMEA). The respondents stated that one of the two important factors that will contribute to the development of their enterprises is cloud based services with 48%, while 53% of them said that it is cyber security risks and violations. Although Turkish businesses followed this global trend, 52% stated that cyber security threats are the most important factor affecting their
companies and 42% believe that cloud based services are important. Considering the prospective business planning, 61% of Turkish respondents stated that they are planning to move to cloud computing, 57% also said cloud services would have a great importance when selecting a data center in Turkey. As businesses move to cloud computing, increasing cyber security concerns are driving companies to use more secure interconnection options rather than public internet networks. 56% of Turkish respondents
said that they use private cloud services, while more than 32% said that the prefer cloud services accessed over the internet that are less secure. In addition, despite the spread of multiple cloud architectures, only 22% of Turkish companies use multiple cloud architectures. Equinix, on the other hand, started to offer two new services last year to meet all these cyber security and multiple cloud needs. Equinix Cloud Exchange Fabric (ECX Fabric), one of the services, supports businesses’ access to many cloud service providers
(CSPs). Secondly, Equinix SmartKey is a global password management service that enables data security between multiple cloud networks and ports centrally and independently. Equinix Turkey Country Manager Mehmethan Şişik made the following comment: “This survey examines businesses that are moving to cloud computing and highlights the importance of this migration in terms of competitiveness in the digitalizing economy environment and emphasizes the importance of interest
in secure data exchange with private interconnection. Businesses choose to work with Equinix; because Equinix does not just provide the connection with cloud providers, it also offers flexible, fast, dynamic and secure interconnection services among each of them instead of using the public internet network. This interconnection platform provides companies with fast data transfer that provides a competitive advantage, while meeting security and compliance requirements.”
Scale correctly to manage correctly! Social media and the internet have a big impact in the development of needs in marketing. According to Esra Koç, M2S Marketing Services and Research Manager, the main reason for the formation of this index is the fact that today’s marketing world has a wider coverage than before. There is much more under the marketing title than advertising or managing social media accounts. Esra Koç stated that they are looking at what could be included under this title with the corporate interviews they made and stated that a long list with ever-growing content emerges. After the creation of this list of needs, the level of corporate awareness is measured against this list.
in marketing logic is necessary? IT is involved in each unit, attracting all units such as marketing, to digitalization. In this respect, marketing is one of the units that need to be digitalized as it is the outward face of the company. Companies see their work and how the company’s products and services can be delivered more accurately and effectively as they are digitalized. This index is based on this requirement.
Esra Koç stated that: “With this index, each company has the opportunity to see itself and its needs more clearly.” and expressed that their aim is to raise awareness and to provide companies the opportunity to evaluate their position and goals through this index demonstrating the development in marketing and the corporate competence against it. She answered our questions about this new architecture:
So digitalization comes first, and then comes the measurement? Yes, you have to digitalize first. One of the results of the index is the level of digitalization required for the company. So our focus is not on having a website or social media accounts, but the fact that company data and analysis processes meet digitally for all units and can be processed here and come out as business outcome. This also means business units coming closer. In other words, in the digital world, it is required that all the processes, once were thought to be the responsibility of the IT team, are adopted by all business units and all business processes are positioned correctly.
Why do you think a change
What is the level of
corporate awareness on this topic? The marketing index was our first product in 2019 after our extensive work. As M2S, whenever we mention about it to the companies that we are in contact with, it attracts everyone’s attention and they say that it is needed. In addition to awareness of companies that have marketing units, this structure is an important requirement for those who do not have a marketing unit. As M2S, our goal is to support the marketing unit to reach full potential, to ensure that the digital transformation is positioned correctly within the company and to create this perspective from an outside point of view. We are focusing on making the right planning in parallel with demand within the companies that can carry out this evaluation free of charge. What kind of question sets do you offer to companies in the Marketing Index topic? The solutions to be obtained will be company specific and sector independent, but in the implementation phase, there will be sector specific values. We have a set of questions that we developed, including all marketing tools and processes, digitalization and
we question everything about the company’s marketing concept. As a result of their activities, the companies will get higher scores from some of the questions and lower points from some others. Our aim is to find the average and show the deficit. The company will be able to see its own position with the report based on the answers. All of the answers are private information of companies; its publication and sharing with third parties are out of question. However, a general sector analysis report can be obtained with the data piled up in the upcoming process. It will be possible to see the corporate competence level as a whole in terms of marketing, as data can be analyzed after accumulation and meaningful results will emerge. What kind of a process will you follow as M2S? We are talking about a scale and sector independent work that needs to be done regularly. We will take the first step with the IT sector we know very well for years. But in essence, since it is a sector independent structure, we will focus on reaching other sectors. Medium and above medium scale companies will be our target. I think large scale companies also need it, but the priority is to start
with who is really in need; our priority will be to create success stories with medium and above medium scale companies, regardless of the sector. We will move forward focusing on B2B, but over time we would have B2C customers. After applying this index, we will give a brief report to the company telling what they should do. Then, we will tell them about the companies we work with who stand out with their work in different fields and share our stakeholders with them to receive support. The decision will be entirely made by the company. At M2S, we have been focusing on and achieving successful results in the consultancy topic, we are able to carry out marketing budget management for a number of years and we will provide similar support to companies participating in the marketing index with our business partners. ‘Design thinking’ will have an important position in this process. In other words, with the marketing index, we will determine the needs of the company with a special prescription and on the other hand, we will position the ‘design thinking’ philosophy to make this way of thinking permanent. Because at this point, it is a requirement for all units, not for only marketing.
Leasing era with Mikro Software Mikro Software started the leasing era in the software sector in order to facilitate the digitalization of the companies in every scale and to contribute to their healthy growth. In addition to the purchase model, Mikro Software also offers corporate and commercial software programs that enable companies to manage their business efficiently
alone or in packages including e-transformation products within a leasing model. Mikro Software introduced these three products to the market with purchase or leasing options: Mikro Run - developed for tradesmen, self-employed and small businesses, Mikro Jump - enabling SMEs to grow their business in a healthy way and Mikro
Fly, new generation ERP product – developed for multi-location companies with over 50 employees. Mikro Software also combined Mikro Run and Micro Jump programs with introduction and expert level e-Transformation packages. Thus, end to end digital transformation and e-Transformation processes of companies are facilitated.
In this way; a company that wants to have corporate and commercial software will be able to use the e-Transformation package of its choice with the leasing model. General Manager of Mikro Software Alpaslan Tomuş said that: “With the packages we prepared for companies both in the commercial software and the
e-transformation areas with the leasing model, we offer an opportunity for companies to grow end to end in a healthy way. While the number of companies using e-invoice increases every year, we want to accelerate this process with the leasing model. Thus, a more comfortable model will allow SMEs to grow their business in a healthy way.”
“Fabrikalarda Dijital Dönüşüm” Konferans Programı
WIN EURASIA 2019 ENDÜSTRİ 4.0 FESTİVAL ALANI 15 Mart 2019 - Karadeniz Salonu 10:00 - 10:30
Kayıt ve Karşılama
10:30 - 10:45
Hoşgeldiniz Anahtar Konuşmacı
10:45 - 11:45
Ana Sponsor
sa Konferan katılım ir. ücretsizd
Panel Sponsorları Destekleyen Partnerler
Panel 1: “Self Service Industry 4.0” Kesit Bilişim & FourDotOne Teknoloji Özel Paneli Kerem Palabıyık - Kesit Bilişim & FourDotOne Teknoloji, CEO
12:00 - 13:00
Panel 2: “Bilişim Teknolojilerinin Endüstriye Entegrasyonu: Sanayi 4.0” BThaber Gazetesi CIO Özel Paneli Murat Göçe - BThaber Şirketler Grubu, Başkan
13:10 - 13:30
Oturum 1: “Endüstriyel IoT ile Tasarruf ve Verimlilik Fırsatları” Trio Mobil Özel Oturumu Nevzat Ataklı - Trio Mobil, CEO
13:35 - 13:55
Oturum 2: “Endüstri 4.0 III. Faz’da Co-Creation Vizyonu” Advantech Türkiye Özel Oturumu Alper Sertel - Advantech Türkiye, Akıllı Fabrika ve Enerji Sektör Müdürü
14:00 - 14:20
Oturum 3: “Klemsan IoT Çözümleri İle İşletmelerde Verimlilik Uygulamaları” Klemsan Özel Oturumu Savaş Yalçın - Klemsan, CEO
14:25 - 14:45
Oturum 4: “Rockwell Automation Connected Enterprise Vizyonu” Rockwell Automation Türkiye Özel Oturumu Ediz Eren - Rockwell Automation Türkiye, Ülke Direktörü
14:50 - 15:35
Panel 3: “IFS ile Dijital Dönüşümde Fark Yaratanlar” IFS Türkiye Özel Paneli Göksel Sanbay - IFS Türkiye, Genel Müdür Yardımcısı
15:45 - 16:05
Oturum 5: “Üretimde Dijital Dönüşüm” Egebimtes Özel Oturumu Alp Atay - Egebimtes, İş Geliştirme Yöneticisi
16:10 - 16:30
Oturum 6: “Otonom Mobil Robotlar (AMR) ve Lojistik 4.0” Milvus Robotics Özel Oturumu Şamil Özden - Milvus Robotics, Kurucu Ortak
16:40 - 17:40
Panel 4: “Akıllı Üretim Teknolojileri – Dijital Fabrikalar” Leuze Electronic Türkiye Özel Paneli Tolga Çorman - Leuze Electronic Türkiye & Orta Doğu, Ülke Direktörü
Ana Sponsor
win-eurasia.com
Panel Sponsorları
Oturum Sponsorları
Destekleyen Partnerler