25. yıl HAFTALIK BİLİŞİM TEKNOLOJİLERİ VE EKONOMİSİ GAZETESİ www.bthaber.com.tr
SAYI
1217 15 - 21 Nisan 2019
Sayfa
9
Donanımda ‘kullandığın kadar öde’ modeli, Türkiye pazarında HP için önemli bir potansiyel anlamını taşıyor.
Sayfa
3
Bilişim 500 için bilgi verme süreci devam ediyor
Sayfa
16
Cisco Türkiye’nin yeni Genel Müdürü Didem Duru oldu Cisco'nun Türkiye operasyonlarının başına geçen Didem Duru, yeni görevinde Türkiye’nin dijital dönüşüm gündemine odaklanacak.
Sayfa
6
E - TOPLUM
BThaber tarafından bu yıl 20.’si gerçekleştirilen Türkiye’nin İlk 500 Bilişim Şirketi Araştırması – Bilişim 500 için şirketlerden veriler toplanmaya başladı. BThaber adına M2S tarafından gerçekleştirilen araştırma için şirketler 3 Mayıs gününe kadar bilgi verebilecekler.
Sayfa
8
TEKNO-POLİTİK
TÜRKİYE’NİN VERİ MERKEZİ
RADORE Edİp Emİl Öymen
• Facebook siyasetin gündeminde • Alexandria, Xena oluyor.
OSMAN COŞKUNOĞLU
• Teknolojinin Çözebileceği Küresel Sorunlar.
radore.com
DİJİTAL YAYIN VE BİLGİLENDİRME EKRANLARI İLE KURUMUNUZU GELECEĞE TAŞIYIN! Sistem 9’un profesyonel ekran çözümleriyle kurumunuza özel tv kanalına sahip olun, satışlarınızı artırın, kurumsal iletişiminizi güçlendirin.
PERAKENDE MAĞAZACILIK, GIDA, BÜYÜK İŞLETMELER, OTELLER, BANKA ŞUBELERİ VE ÜRETİM TESİSLERİNE ÖZEL ÇÖZÜMLERİMİZ KURUMSAL TV
VIDEO WALL
İNTERAKTİF UYGULAMALAR
LED EKRAN
VİTRİN ÖNÜ DİJİTAL POSTER
DİJİTAL MENU BOARD
TOPLANTI ODASI VE OTOMASYON SİSTEMLERİ
Dijital Yayın ve Bilgilendirme Ekranları ile görsellerinizi tek merkezden güncelleyebilir, afiş veya postere dayalı matbaa ile operasyonel maliyetlerinizi ortadan kaldırabilir, satışlarınızı artırabilir ve kurumsal iletişiminizi en üst düzeye taşıyabilirsiniz. Sistem 9; donanım, yazılım, sistem kurulumu, içerik üretim ve yönetimi, satış sonrası 7/24 teknik servis desteği ile anahtar teslim çözümlerinin arkasında, müşterilerinin yanında.
info@sistem9.com www.sistem9.com 0212 691 64 00
40.000+ ekran yönetimi 21 ülke
BThaber 15 - 21 NİSAN 2019
GÜNDEM
3
Bilişim 500 için bilgi verme süreci devam ediyor BThaber tarafından bu yıl 20.’si gerçekleştirilen Türkiye’nin İlk 500 Bilişim Şirketi Araştırması – Bilişim 500 için şirketlerden veriler toplanmaya başladı. BThaber adına M2S tarafından gerçekleştirilen araştırma için şirketler 3 Mayıs gününe kadar bilgi verebilecekler. Bilgiler, geçtiğimiz yıl olduğu gibi bu yıl da online ortamda toplanıyor. Araştırma sonuçlarının yer alacağı Bilişim 500 Kataloğu, 4 Temmuz günü gerçekleştirilecek bir törenle açıklanacak. 2018 yılına ait verilerin toplandığı araştırmanın bu yıl da yeni kategoriler ile zenginleştiğini kaydeden M2S Pazarlama Hizmetleri Müdürü Esra Koç, şu bilgileri verdi: “Her yıl Bilişim 500 sürecini tamamladıktan sonra bir sonraki yıl için çalışmaya başlıyoruz ve bu süreçte her yıl mutlaka bazı yeniliklere de imza atıyoruz. Bir önceki yılın satış gelirlerine göre hazırladığımız Bilişim 500 Araştırması’nda kategoriler önem kazanmaya başladı. Böylece şirketler bulundukları kategoride rakipleri ve onlar karşısında kendilerinin konumunu görüyor. Hatta yeni oluşan bir kategori söz konusuysa, o kategoride ilk sırada yer almak da bu yönüyle ek bir referans değer. Araştırma kapsamında şirketleri ‘bilgi’ ve ‘iletişim’ teknolojileri olarak ikiye ayırıyoruz. Bunun dışında, Uluslararası Üreticinin Türkiye Temsilcisi/Satıcısı, Türkiye Merkezli Üretici, Sistem Entegratörü, Bayi, Dağıtıcı, E-ticaret şirketi. Perakende, Telekom ve Hizmet Sağlayıcı olarak 9 ayrı kategorimiz vardı. Bayiler de artık sistem entegratörü gibi çalıştığı için biz bayi kategorisi ile bunu birleştirdik ve bu yıl ‘sistem entegratörü ve iş ortağı’ kategorisini ortaya koyduk. Böylece ana
kategori sayısı 8’e indi. İkinci yeniliğimiz ‘donanım’ bölümü altında ‘güvenlik donanımı’ başlığını bu yıl ikiye ayırdık. ‘Güvenlik kamera donanımı’ olarak yapılan ayrımda IP ve CCTV kameralar yerini aldı. İkinci başlık ‘bilgi güvenliği donanımı’ ise ağ güvenliği donanımını kapsıyor. PLUS ismini verdiğimiz ve birkaç yıldır hayata geçirdiğimiz bir bölüm daha var. Geçen yıl IoT ve M2M’i bu şekilde ayırmıştık. Bu sıralamaya yapay zeka kategorisini de ekledik. Yapay zekayı da ölçmeye çalışıyoruz. Bir yenilik de yazılım bölümünde var. Sektörel yazılımların sektör bazında ayrımını yapıyoruz. Finans, sağlık, turizm ve savunma olarak öncelikli sektörleri belirledik. Sektörel yazılım yapan şirketlerin hangi sektörlerde ağırlıklı olduğunu da bu yıl bu ayrımla ölçebileceğiz. Bu yıl katalogda yer alan tablolarda da bazı değişikliklerimiz olacak. Eskiden 8 ana kategoride olan dağıtıcı, uluslararası şirket ya da sistem entegratör herkes aynı tabloda yer alıyordu. Bazen 'sadece dağıtıcı' gibi ayrımlar yapıyorduk, ama bu yıl tabloları tamamen bu kurgu ile hazırlayacağız. Bir alt kategori içinde dağıtıcı ile ana şirket veya bayi aynı sıralamada olmayacaklar. Böylece daha detaya inmiş oluyoruz. Eskiden 1 alt kategoriden 1 tablo yapıyorsak, şimdi gelirlere göre 3-4 tablo yapma imkanımız ortaya çıkabilecek. Anadolu şirketleri de bizim için önemli. Üç yıldır geliştirmeye çalıştığımız bu kategoriler ile iller bazında da daha çok sıralama yapabilir hale geliyoruz. Beşten fazla şirket bilgisinin yer aldığı illerin sıralama tablolarını oluşturuyoruz. Bu şirketlerin net satış gelirleri Bilişim 500 sıralamasına girecek seviyede olmayabilir. Ama tüm şirketler Anadolu tablolarında verileri ile yer alabilecek.”
4
BThaber
ANKARA
15 - 21 NİSAN 2019
‘Get in the Ring’in galibi Atarlabs ve Altosec ‘Get in the Ring (GITR)’ etkinliği, Türkiye’de 3. kez Bilkent Cyberpark ev sahipliğinde, Savunma Sanayi Başkanlığı ve Türkiye Siber Güvenlik Kümelenmesi ile birlikte 6 Nisan tarihinde düzenlendi. Yenilikçi ve ticarileşme potansiyeli olan girişimlere uluslararası arenada kendisini tanıtma fırsatı sunan ve 100’ün üzerinde ülkede gerçekleşen ‘Get in the Ring (GITR)’ etkinliği; bu yıl geçmiş yıllardan farklı olarak Savunma Sanayi Başkanlığı ve Türkiye Siber Güvenlik Kümelenmesi ile birlikte gerçekleştirildi. Odak sektör olarak da ‘Siber Güvenlik’ belirlendi. Etkinliğin açılışında konuşan Bilkent Cyberpark Genel Müdürü Faruk İnaltekin “Ne yaparsak yapalım motivasyona ihtiyacımız var. Küresel bir finale katılmak bizi motive edebilir. 2 yıl önce yarışmayı kazanan girişimcimiz sözleşme imzaladı; artık bu yarışmadan çıkan bir başarı hikayemiz de bulunuyor. ‘Get in the Ring’i kazanan
ekip, uluslararası pazarda kendi ürününü tanıtmanın yanı sıra Türkiye’yi de temsil ediyor. Dünya çapında işler yapmak istiyorsak, girişimcileri tek pazar bağımlılığından kurtarmamız ve onları uluslararası pazarda ortaya çıkarmamız gerekiyor” açıklamasını yaptı. Savunma Sanayi Başkanlığı’ndan Hasan Hüseyin Özbenli yaptığı konuşmada, “Türkiye’yi siber güvenlik alanında bir marka haline getirmek istiyoruz. Küreselde de rekabet edebilecek duruma gelmeliyiz” dedi. Finalistler Berlin’de yarışacak ‘Get in the Ring’e yapılan başvurular arasından 8 siber güvenlik firması seçildi ve bu firmalardan katılan girişimciler; yarışmanın teması gereği rakipleriyle ringde buluştu ve iş fikirlerini anlatarak alanında uzman jüriyi etkilemek için ter döktü. Ringde rakiplerine üstünlük sağlayan Atarlabs firmasından Nurettin Erginöz ve Altosec firmasından Serkan Başaran finale kalma
başarısı gösterdi. Yarışmanın galibinin Savunma Sanayi Başkanlığı, Siber Güvenlik ve Bilişim Sistemleri Grup Başkanı Mustafa Özçelik tarafından açıklandığı finalde, kazanan Atarlabs oldu. Atarlabs ve yarışmayı ikinci tamamlayan Altosec, Berlin’de düzenlenecek ‘GITR Global’ finaline katılma şansını yakaladı. Finalistler dışında, ringin tek kadın girişimcisi olan Safetech firması kurucusu Fatma Ertürk, Bilkent Cyberpark’tan mentörlük ve danışmanlık
ödülünün sahibi olurken, ringin en genç yarışmacısı olan Kağan Işıldak ise Gais Security firmasına, Bilkent Cyberpark’tan bir yıl ücretsiz ofis ödülünü kazandırdı. ‘Get in the Ring Global Final’, 1619 Haziran 2019 tarihlerinde Avrupa’nın girişimcilik başkenti olan Berlin’de gerçekleşecek. Dünyanın en iyisi olmak için ter dökecek ve Türkiye’yi temsil edecek Atarlabs ve Altosec firmaları 100’ün üzerinde yatırımcı ve müşteriyle buluşma fırsatı yakalayacak.
BTK’nın eSIM kararı yayımlandı BTK Teknik Düzenlemeler Dairesi Başkanlığı’nın hazırladığı ‘Uzaktan Programlanabilir SIM Teknolojileri (eSIM)’ başlıklı resmi karar yürürlüğe girdi. eSIM sistemine geçiş tarihi 29 Şubat 2020 olarak belirlendi. Sertifikasyona tabi sistem bileşenleri için bu tarihe kadar yerli malı belgesi alınmasına karar verildi.
Mobil işletmeci profilinin uzaktan yönetilebilmesine olanak tanıyan Uzaktan Programlanabilir SIM teknolojilerine (eUICC, eSIM/ embedded SIM vb.) yönelik olarak 5 karar alındı. Bu kararlar çerçevesinde; yenilikçi teknolojilerin ülkemize kazandırılması, bilgi ve haberleşme teknolojilerinde
etkin rekabetin sağlanması, abone değişimi sürecinde yaşanabilecek olası sorunların en aza indirilebilmesi hedefleniyor. Kararlar; tüketici haklarının ve kişisel verilerin korunması, siber güvenliğin azami seviyede sağlanması, milli güvenlik, kamu düzeni veya
kamu hizmetinin gereği gibi yürütülmesi amacıyla mevzuatın öngördüğü tedbirlerin alınmasını, işletmecilerin elektronik haberleşme sistemleri üzerinden ilgili kanunlarda getirilen düzenlemelere yönelik elektronik haberleşme sistemlerinin kurulmasını içeriyor.
YAZICI MI KİRALAYACAKSINIZ?
KYOCERA Yönetilen Doküman Hizmetleri (MDS) tercih edin. KYOCERA MDS, baskı maliyetlerinde %30’a varan oranlarda azalma sağlayan çok yönlü bir çözüm konseptidir. MDS çerçevesinde uzman ekiplerimiz donanım, yazılım ve iş akışı kaynaklı, maliyetlerinizi etkileyen sorunları tespit eder. Detaylı analizler sonucunda size özel bir çözüm geliştirilir. KYOCERA’nın kompakt masaüstü yazıcılarından yüksek kapasiteli çok fonksiyonlu fotokopi makinelerine kadar uzanan geniş ürün yelpazesi, gelişmiş doküman çözümleri ve üstün servis hizmetlerini bir araya getiren benzersiz sayfa başı anlaşma sistemimiz sayesinde ek maliyetlerle karşılaşmaz, yalnızca aylık kira bedeli ödersiniz.
6
E-TOPLUM
Edip Emil Öymen edip.oymen@outlook.com
BThaber 15 - 21 NİSAN 2019
Alexandria, Xena oluyor Amerikan Temsilciler Meclisi’ne henüz geçen Kasım’da seçilen, ama sanki onyıllardır Meclis’teymiş kadar hareketli, ortanın solunda yenilikçi fikir dolu, hızlı, tartışmacı, İspanyol kökenli New York milletvekili Alexandria Ocasio-Cortez “Wonder Woman” tarzı bir çizgi roman kahramanına ilham verdi. Devil’s Due adlı çizgi roman yayıncısı, Alexandria’nın her zaman dinamik, korkusuz, “aman ne derler?” diye dertlenmeden doğru bildiğini söyleyen halinden bir çizgi roman karakteri yarattı. Şirket, daha önce de Başkan Obama hakkında “Barack the Barbarian” adıyla esprili karikatürler yayınlamıştı. Alexandria’nın Xena gibi resmedildiği roman 15 Mayıs’ta yayınlanacak. Romanda, Trump ve diğerleri dahil, Kongre’ye geçen Kasım’da seçilen yeni kadın üyeler de olacak: Ayanna Pressley (Massachusetts’ten ilk siyah kadın MV). Kyrsten
Sinema (ilk biseksüel senatör). Ilhan Omar ve Rashida Tlaib (ilk müslüman kadın MV). Kızılderili kökenli iki kadın üye (Sharice Davids ve Debra Haaland). Şimdiye kadar Amerikan Kongresi’nden gelmiş geçmiş binlerce milletvekili ve senatör arasından Alexandria’nın, çizgi roman projesi için dikkat çekmiş olmasında şaşılacak bir şey yok: Karakter özellikleri kadar, Kongre’ye 29 yaşında seçilen en genç üye olması, üniversitede okurken bir yandan garsonluk da yapmış olması (bunu gururla anlatması), ayrıca film artisti gibi egzotik ve karizmatik olması “çizgi roman kahramanlığı” için uygun ölçütler her halde? Onun bir tweet’indeki şu sözleri de yayıncının dikkatini çekmiş: Batman, Superman, Wonder Woman gibi “kahramanlar” yaratan DC Comics’in yazarı Alan Moore’un “Hiç biriniz anlamıyorunuz. Ben, buraya (bu kafese) sizinle beraber kapatılmadım. Siz, bu kafese
benimle birlikte kapatıldınız,” cümlesini kullanmıştı. Zaten, romandaki sloganı, “Kimseye acıma!” Alexandria’nın, ismi bir asteroide verilecek kadar da yine sıra dışı bir geçmişi var: 2007’de henüz lisede okurken, Intel Uluslararası Bilim ve Mühendislik Fuarı yarışmasında mikrobiyoloji dalında katıldığı projesi ikinci gelmiş, bunun üzerine ödül olarak MIT Lincoln Laboratuvarı, keşfettiği bir asteroide onun adını vermiş! Alexandria, Star Trek ve League of Legends meraklısı (fan) olarak da tanınıyor. Kendisine, bu “roman kahramanlığı” sorulunca cevabı: “Ben, normal bir insanım. İşimi
iyi yapmaya çalışıyorum. Eğer bir yerlerdeki bir küçük kızın, kendisini süper kahraman olarak görmesine ilham verebilirsem, bu bence, hepimizin, kendi içimizdeki süper kahramanı keşfetmemize yardımcı olur.”
Facebook siyasetin gündeminde rekabete neden oluyor. Bunu durdurmamız gerekiyor” dedi.
Avusturya; GAFA üyelerinden yüzde 5 vergi alacağını açıkladı. Bu oran, şimdiye kadar Fransa, İspanya, İngiltere’nin talep ettiği vergiden yüksek. Avusturya Başbakanı Sebastian Kurz, 3 Nisan’da, “Vergi oranlarını düşük tutan AB ülkeleri vasıtasıyla satışlarını yöneten internet “devleri” haksız
Yasa tasarısına göre dünya çapında 750 milyon Euro kazanıp, bunun en az 25 milyonunu Avusturya’da kazanan “malum şirketler” vergi kapsamına giriyor. Başbakan’ın önerisini parlamento onaylarsa, 2020’den itibaren Avusturya Maliyesi yılda 200 milyon Euro gelir sağlayacak. Fransa’da uygulanmaya
başlanan GAFA Vergisi, geriye dönük olarak, 1 Ocak 2019’dan itibaren işletilmeye başlandı bile. Avustralya ise, sosyal medyada “zararlı” yayın hemen kaldırılmazsa, “yönetici düzeyindekilere” 3 yıla kadar hapis veya şirket kazancının yüzde 10’una el koyma cezası getirecek bir yasayı 4 Nisan’da kabul etti. Zararlı yayın diye terörizm gibi “kabul edilemez vahşi içerik”, cinayet veya girişimi, işkence, tecavüz, insan kaçırma gibi eylemler kastediliyor. Tasarı, “Bunlar fark edildikten sonra mümkün olan en kısa sürede” kaldırılmalı diyor. Ama bu ne kadar bir süredir, henüz belli değil. Son olarak, 8 Nisan’da Yeni Zelanda Kişisel Veri Koruma Yetkilisi (Privacy Commissioner)
John Edwards sözünü sakınmadı: “Facebook’a güvenilemez. Onlar, ahlaken iflas ettiler. Zihnen hastalıklı yalancılar. Myanmar’daki (Rohingya müslümanlarına yönelik) katliamı mümkün kıldılar. Demokratik kurumların temelini oyan yabancı hükümetlerin işini kolaylaştırdılar. İntihar, tecavüz, cinayet, saldırı videolarını canlı yayınladılar. Yahudi düşmanlığını hedef alan reklamlara izin verdiler. Ve bunun yarattığı zarardan dolayı hiç bir sorumluluk almıyorlar.” https://t.co/WYB6RRZ8F8
8
BThaber
GÖRÜŞ
TEKNO-POLİTİK
15 - 21 NİSAN 2019
KÜRESEL TEKNOLOJİNİN ÇÖZEBİLECEĞİ KÜRESEL SORUNLAR
OSMAN COŞKUNOĞLU ocoskunoglu@gmail.com twitter.com/osmancoskunoglu facebook.com/osman.coskunoglu www.coskunoglu.org medium.com/osman-coskunoglu
Ülkemizde startup projelerini, yapay zeka çalışmalarını ve bilişim teknolojileri ile ilgili etkinlikleri izlemeye çalışıyorum. Çok alçakgönüllü çabalar var gibi geliyor bana. Tevazuyu aşmadığımı umarak, Türkiye’nin ve Amerika’nın önde gelen üniversitelerinde öğrencilik ve hocalık yapmış birisi olarak, iyi üniversitelerimizdeki öğrencilerimizin bir eksiğinin olmadığını bildiğim için bu alçakgönüllü durumu üzücü buluyorum. Küresel iddia sahibi çalışma ve girişimler olmaması için bir neden görmüyorum. Örneğin, Technology Review dergisi, teknolojinin zor da olsa çözebileceği en önemli on küresel soruna (http://bit.ly/2IhTO42) bakalım. Bu sorunlardan, bilişim sektörünü özellikle ilgilendiren ikisini aşağıda belirtiyorum. Ayrıca, diğer ülkelerde bu iki konudaki startupları araştırdım ve girişimlerini kısaca özetliyorum. Bu bilgiler, umarım, hem teknolojiyle ilgilenen gençlerimiz için hem de bilişim alanındaki etkinliklerin içerikleri için daha büyük iddia ve vizyon tetikleyebilir. Bilişim sektörünü en yakından ilgilendiren iki sorun:
Sürücüsüz araç güvenliği: Her ne kadar ülkemizdeki “babayiğit modeli” ile elektrikli araç konusunda umut verici gelişme olmasa da dünyada sürücüsüz elektrikli araç üretimi ve ilgili çalışmalar hızla devam ediyor. Sürücüsüz araçların, kompleks trafik durumlarında veya kötü hava koşullarında güvenli olması ise önemli bir sorun olarak duruyor. Bu konuda, startuplar ne yapıyor? Waymo, Uber, Ford ve GM Cruise gibi milyar dolarlık şirketler piyasaya robot taksiler sunmak için çalışmalarını sürdürürken, atik davranan startuplar, Amerika’nın çeşitli yörelerinde sınırlı bölgede hizmet verebilen sürücüsüz, küçük boyutlu taksi hizmetlerine başladı (http://bit. ly/2TWefWo). En yeni girişim, Optimus’dan geldi. MIT’den ayrılanların kurduğu startup Optimus, coğrafi sınırları belli bir bölgede çalışan, en fazla 50 km/saat hızda gidebilen sürücüsüz taksi hizmetini başlattığını
geçtiğimiz Şubat’ta açıkladı (http://bit. ly/2WMOSbo). Gömülü YZ (embodied AI): AlphaGo’nun, Go oyununda dünya şampiyonunu yenmesi yapay zekada müthiş bir gelişmeydi. Boston Dynamics’in, hoplayıp zıplayabilen Atlas robotu büyüleyiciydi. (Yeni tanıtılan, depolarda kutu taşıyıp yerleştiren prototip robot Handle da (http://bit.ly/2CZpJmv) müthiş becerikli.) Fakat, AlphaGo hareket edemez çünkü fiziksel bir bedenden yoksun. Atlas ise Go oynayamaz çünkü zeki muhakeme yeteneğinden yoksun. Bu iki teknolojinin yetenekleri birleştirilebilirse, ortaya “gömülü YZ” çıkar. Etrafıyla fiziksel etkileşim becerisi olan, içinde de zeki muhakeme ve hesaplama yeteneği olan bir sistem geliştirilince, insanların ve hayvanların davranışlarını aynen gerçekleştiren makineler ortaya çıkacak. Kimi araştırmacılara göre, bu gerçek YZ’nin ortaya çıkması demektir.
Bu konudaki startup, Embodied Intelligence, UC Berkeley’den ayrılanlar tarafından 7 milyon dolar tohum parasıyla 2017 sonunda kurulmuştu. Geliştirdikleri robot, sanal gerçeklik kullanarak eğitiliyor ve önceden programlanmak yerine, talimatlara yanıt vererek iş görüyor (http:// bit.ly/2K5Z6lP). Risk sermayesiyle şirketleşen bu girişimin yeni adı covariant.ai. Çözümünde, bilişimin kısmen önemli rol oynayabileceğini düşündüğüm iki küresel sorun: Atmosferdeki gazları yok etme (Carbon sequestriation): İklim değişikliği sorunu karşısında, sera gazını azaltma çabaları sürüyor. Bu yeterli değil, atmosferde biriken karbon dioksiti de azaltmak gerekiyor (carbon sequestriation). Bazı startuplar, bu gazları geri dönüşümle, sentetik yakıt ve polimer gibi ürünler elde etmek üzerine çalışıyor. Bunlar önemli ama atmosferde
biriken milyarlarca ton gazı ekonomik bir şekilde toplayıp depolamak da gerekiyor. Bildiğim kadarıyla, henüz bu konuda dikkat çekici bir girişim yok. Şebeke ölçeğinde enerji depolama (Grid-scale energy storage): Güneş ve rüzgar gibi yenilenebilir enerji kaynaklarının ürettiği elektriğin sürekli kullanılabilmesi için, şebeke ölçeğinde ekonomik ve verimli bir şekilde depolanabilmesi (grid-scale storage) gerekiyor. Bunun için de araştırmacılar ve startuplar, akış aküleri (flow batteries) veya erimiş tuz tankları (tanks of molten salt) geliştirmeye çalışıyor. Technology Review’a göre, teknolojik çözüm bekleyen diğer altı küresel sorun: Evrensel bir grip aşısı, demans tedavisi, okyanusların özellikle mikroplastiklerden temizlenmesi, deniz suyunun tuzdan arıtmak için ekonomik çözüm, depremi öngörebilme, beynin kodlarını çözmek.
BThaber
BİLİŞİM DÜNYASI
15 - 21 NİSAN 2019
9
Fırsatlar sürekli gelişiyor Donanımda ‘kullandığın kadar öde’ modeli, Türkiye pazarında HP için önemli bir potansiyel anlamını taşıyor. 1 Mart 2019 tarihi itibariyle görevine başlayan HP Türkiye Genel Müdürü Handan Aybars Emre Alaman, “Kanal yapımız, müşteri bazımız, ciro ve pazar payı açısından çok başarılı bir HP Türkiye devralıyoruz” vurgusunu yaptı. Zorlu 2018 yılında pazardaki fırsatları da gördüklerine dikkat çeken Emre Alaman, kriz yönetirken fırsatları da görebilmelerini HP Türkiye’nin en önemli özelliği olarak tanımladı. Emre Alaman ile önceliklerini ve büyüme öngördüğü alanları konuştuk: Nasıl bir 2019 bekliyorsunuz? Ertelenen, ama güçlü bir talep net olarak var. Hem kurumsal hem bireysel müşteri için bu geçerli. PC pazarındaki bu beklentiye karşılık, mesela printer pazarında büyüme bile bekliyorum pazarın toplamında. 2019’dan ümitliyiz bu yönüyle. Kağıt kullanımı ve beraberinde baskı ihtiyacı sonuçta hiç bitmeyecek, sadece katma değerli baskı yetkinlikleri bireysel ev kullanımından kurumsala kadar her noktada güç kazanacak. HP özelinde yüzde 50’nin üzerinde büyümemiz var A3 baskı cihazları özelinde ve bu rüzgar 2019 yılında da etkisini koruyacaktır. ‘Kullandığın kadar öde’ gibi farklı sahiplik modelleri de baskı cihazlarına yönelik talebi güçlü kılıyor. Pazar bu modeli tercih ediyor diyebilir miyiz? Kesinlikle. ‘As a service’ olarak bu yöntemi iyiden iyiye benimsedik. Hatta baskı cihazlarında bu model çok daha erken başlamıştı. PC alanında da 'as a service' modeli tercih ediliyor. Bunlar önce kurumsalda başladı, KOBİ’lere indi ve gelinen noktada da pazarın bir gerçeği halini aldı.
PC’de nasıl bir model var? Küresel bazda 9 milyardan fazla cihaz var notebook’tan tablete kadar uzanan ve bu sayı giderek artıyor. Bu cihazların çoğu artık ofis dışında kullanılıyor, çünkü mobiliz. Cihazlar da kendi arasında çeşitleniyor. Buna karşılık BT departmanlarının bütçeleri sınırlı ve ekipler daha çok ve daha karmaşık bir yapıyı yönetmeye çalışıyorlar. Bu noktada biz devreye giriyor, BT birimlerine ‘son kullanıcı cihazlarını biz yönetelim, siz de kaynakları daha katma değerli işlerde kullanın’ diyoruz. Hatta şirketin BT biriminin yardımdestek işlevini de üstlenmiş oluyoruz. As a service yapısı bu yönüyle Türkiye’de kabul görüyor ve kullanıcı talepleri, bu gelişimde rotayı ve hızı belirliyor. Her sektörde her ölçekte şirketin BT birimlerinin odaklanması gereken çok farklı konu başlıkları olduğu gerçeğinden yola çıktığımızda, bu konuda desteği ‘hizmet olarak alma’ eğilimi güçleniyor. HP olarak bu konuda Türkiye’de hızlı bir başlangıç yaptık, çünkü ‘as a service’ modeli hızlı bir büyüme sergiliyor. Planlarımız da bu büyüme paralelinde şekilleniyor. Peki ya güvenlik? Yazıcılar ve bilgisayarlar tüm network’te saldırı durumunda en zayıf yapılar. Network’e bağlanan her cihaz, beraberinde risk demek. HP Sure Start ve HP Sure Run yapımız ile hem riski önceden fark edebilme hem de buna bağlı güvenlik önlemlerini hayata geçirmek mümkün. HP’nin vizyonu da ‘dünyanın en güvenli yazıcı ve bilgisayarlarını üretmek’. Ürettiğimiz her donanım, içinde gömülü bir güvenlik mimarisi ile geliyor ve kullanıcı olarak buna eklemeler yapabilirsiniz. Güvenlik çözümleri her zaman önceliğimiz. Monitörlerde ekranı karartan güvenlik uygulamalarımız var.
HP Türkiye Genel Müdürü Emre Alaman Peki ya tüketici tarafı? Bu başlıkta oyun dünyası çok önemli ve burada ekran kartı veya bilgisayardan fazlasını, tüm detayları düşünmeye önem veriyoruz. Bu nedenle iki seriyi kullanıcılara sunduk. HP OMEN üst seviye performans kullanıcılarına yönelik ve çok tercih ediliyor. HP Pavilion Gaming ise daha fonksiyonel bilgisayar isteyen oyunseverlere yönelik ve oyunun yanında başka işlevleri de var. Oyun kulaklıklarımız da dış ses engelleme, soğutma gibi özellikleri içeriyor ve uzun süreli kullanım için tasarlanıyor. Klavye, fare ve monitörler de oyunseverlerin beklentilerine yanı veriyor. Oyun tüm dünyada ve doğal olarak Türkiye’de istikrarlı büyüme sergiliyor. Türkiye’de 32 milyon oyuncu, 14 bin tane amatör takım ve yaklaşık 4 bin lisanslı e-spor oyuncusu var. Küresel bazda olduğu gibi Türkiye’de de e-spor oyuncu ve izleyici sayısı katlanarak artıyor. Bu nedenle oyun başlığında büyük fırsat alanları var. Ar-Ge başlığında nelere odaklanılıyor? Güvenliğin haricinde iki temel başlıkta HP Lab çalışmaları öne çıkıyor. Bunlardan ilki 3D yazıcılar. 3D; üretimi, talebin olduğu yerde ve talebin olduğu zamanda yapmayı vaat ediyor.
Kişiselleştirebilmek önemli ve bu nerenle 3D yazıcılar, Endüstri 4.0’ın kalbinde. Lokal üretim ve müşteri verilerinin çok daha doğru ve yerinde kullanımı böylece mümkün olacak. HP Labs bünyesinde Ar-Ge’de ikinci önceliğimiz ise sanal gerçeklik. Buna uygun donanımlar geliştirilirken, uygulamalar da yapılıyor. Bu yönüyle 3D yazıcı ve sanal gerçeklik bizim gelecekte öne çıkacağını öngördüğümüz teknolojiler ve bunlar, her sektörde her ölçekte şirketin yarışa eşit imkanlarla başlamasının da aracı olacak. Bu gelişimde iş ortakları nasıl konumlanıyor? HP bir kanal firması ve iş ortakları bizim için çok değerli. Uzman iş ortaklarımız ve HP ürünlerini satan noktalar var. Türkiye’de 100 kadar uzman iş ortağımız var ve bunlar HP’nin ürün ve servislerine hakimler. 6 bin kadar noktada da HP ürünü satılıyor. Bu yönüyle Türkiye’nin her yerinde ve her segmentte varız. Her ölçekte şirketin ihtiyaçlarına yanıt verebilmemizin temelinde de bu geniş kanal ağımız var. Ürünlerde uzmanlık arttıkça, iş ortaklarının da uzmanlaşması gerekiyor ve cihaz veya servis odaklı uzmanlılar, iş ortakları arasında önemli işbirliklerini de beraberinde getirecek.
BThaber
10 BİLİŞİM DÜNYASI
15 - 21 NİSAN 2019
Dijital dönüşüm süreçleri için üç boyutlu tasarım söylemlerin geride kaldığını söyleyebiliriz.
Dijital dönüşüm artık her şirket ve kurumun gündeminde. Uzun ve zorlu bir süreç olan Ayhan Sevgi dijital dönüşüm, üretim sektöründe üç boyutlu teknolojiler ile simüle edilerek, doğru süreçlerin nasıl olması gerektiği ortaya konabiliyor. Bu alanda çözüm ve hizmetler sunan Cadem, yurtdışı pazarlara da sunuyor. Cadem Kurucu Ortağı Ali Serdar Emre, sorularımızı yanıtladı. Dijital dönüşüm süreçlerinin gelişimini nasıl değerlendiriyorsunuz? Bugün gelinen noktada sorulması gereken sorular neyi ne kadar hızlı dijital hale dönüştürmek gerektiği. Ülkemizin de artık katma değeri yüksek ürünlere ve teknolojilere yönelmesi gerekiyor. Örneğin bugün bir ürünün üretim alanında belirli tezgahlar kullanılarak yapılan işte 30 yıllık tecrübeye sahip bir ustayı kaldırırsanız, ürünü artık kim üretecek? Tecrübenin dijitalleştirilmesiyle dijital dönüşüm gerçekleştirilmiş oluyor. Diğer taraftan artık her ürünün bilgisayar ortamında dijital ikizinin hazırlanması gerekiyor. Dijital dönüşüm çağında artık deneyim ekonomisinden bahsediliyor ve bir ürünü sadece tasarlamak yetmiyor. Onun nasıl üretileceğini de üç boyutlu uygulamanız gerekiyor. Yani artık fabrikayı ve üretim hatlarını bile üç boyutlu tasarlamak gerekiyor. Dijital dönüşümü tamamlamanız için hem ürünün hem prosesin hem de ortamın dijital olarak bir yerde bulunması gerekiyor. Dolayısıyla olmayan bir ürünü bu bilgisayar destekli tasarım sistemleriyle üç boyutlu bilgisayarda tasarlarken ürün tasarımının ötesinde deneyim tasarımı yapılmaya başlanıyor.
Cadem Kurucu Ortağı Ali Serdar Emre Bunu simule edebilmek için ve prosesi de tasarlayabilmek için her şeyin üç boyutlu ortama aktarılması gerekiyor. İçerik geliştirme dediğimiz bu süreçte değişik teknolojiler ve yazılımlar kullanılıyor. Tarama sistemleriyle fiziksel olarak var olan ortamları lazer okuyucularıyla aynen modelleyebiliyorsunuz veya olmayan bir yeri üç boyutlu tasarlayabiliyorsunuz. Fabrikaların veya şehirlerin dijital ikizlerinin oluşturulması mümkün. Bilgisayarda hazır hale gelince bunların artık etkileşimlerini simule etmek mümkün. Yapay zekâların da devreye girmesiyle birlikte biz dijital dünyada önce bilgiyi üç boyutlu yaratabiliyor ve bu 3 boyutlu dünya içinde bunların entegrasyonu ve birbiriyle etkileşimini simule ederek doğru prosesleri tasarlayabiliyoruz. Cadem, bu süreçte kurumlara ne tür ürün, çözüm ve hizmetler sunuyor? Cadem, dijitalleşme süreçlerinin tamamında, ürün, çözüm, eğitim ve danışmanlık alanlarında hizmet veriyor. Cadem olarak otomotiv, havacılık, savunma, makine imalat sektörlerine dijital dönüşüm çözümleri ve danışmanlığı sunuyoruz. İş alanlarımızdan, CademPLM ile sunduğumuz Product Life Cycle
Management çözümleri (Ürün Yaşam Döngüsü Yönetimi) ve 3D EXPERIENCE platformu ile uçtan uca ürün geliştirme süreç yönetimi, dijital ikiz oluşturma, sanal fabrika simülasyonu, dijital veri yönetimi, tasarım ve mühendislik simülasyonu ile endüstrilerdeki dijital dönüşüme çözüm ortağı olarak katkı sağlıyoruz. CademMetroloji ile 3D ölçümleme alanında sunduğumuz çözümler ile endüstrilerde süreçleri hızlandırarak firmalara rekabet avantajı sağlayan teknolojiler sunuyoruz. Sunduğunuz çözüm ve hizmetler ile Türkiye ekonomisinin gelişimine nasıl bir katkı sağlıyorsunuz? Biz özellikle başta otomotiv olmak üzere havacılık, savunma sanayi gibi ülkemizin pek çok sektörüne yenilikçi teknolojiler getirerek kurumların geleceklerini yaratma sürecinde, onların yanında çözüm ortağı olarak yer alıp ürün, hizmet ve danışmanlık hizmetleri sunuyoruz. 30 yıla yaklaşan deneyimimizle Cadem olarak üretim sanayiinin birbirinden farklı kollarındaki geleceğin teknolojilerini bugünden sunabiliyoruz. Aslında Türkiye’nin onlarca yıldır özlemle dile getirdiği teknoloji trenini kaçırdığımıza yönelik
2018 yılında ciddi bir başarıya imza attık. Artırılmış ve sanal gerçeklik alanındaki markamız CDMVision ile haberleşmeyi üç boyutlu zenginleştiren artırılmış teknoloji alanında bir ürün ortaya koyduk: ‘Augmented Distant Services’. ADS, endüstride, bakım, servis ve eğitim gibi hizmetlerin uzaktan yapılabilmesini sağlayan bir ürün. Bir yandan üretim süreçlerinde makinelerin durma süresi azaltılarak zaman ve kazançtan ödün verilmezken ayrıca artırılmış gerçeklik destekli öğrenme sayesinde ekiplerin hızlı ve etkin eğitilmesiyle verimlilik daha da artırılıyor. ADS teknolojisinde ekranı olan herhangi bir cihazdan farklı bir konumdaki bir artırılmış gerçeklik gözlüğüne, tablete veya telefona bağlanılıyor, ses ve görüntü iletişiminin yanı sıra sahadaki kişiye ne yapması gerektiği üç boyutlu öğeler vasıtasıyla anlatılıyor ve böylelikle anlaması kolaylaştırılıyor. ADS, geçtiğimiz günlerde, ülkemizde, özellikle KOBİ’lerin dijital dönüşümünde önemli bir role sahip olacak, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, Bursa Sanayi ve Ticaret Odası ve Birleşmiş Milletler Kalkınma Örgütü’nün desteği ile hayata geçirilen Bursa Model Fabrika’da arttırılmış gerçeklik destekli öğrenme teknolojisi olarak kullanılmaya başlandı. Bu ürünümüz, Avrupa’nın en prestijli araştırma kurumlarından Fraunhofer Enstitüsü bünyesinde yer alan ve gelecekteki çalışma alanlarının simule edildiği “Future Work Lab” adıyla oluşturulan ve teknoloji alanında önde gelen şirketlerin yeni teknolojilerinin yer aldığı alanda yer alıyor. Biz orada yer alan tek Türk firmayız.
BThaber
Dijital Dönüşümün Müşteri İlişkilerine Yansımaları
15 - 21 NİSAN 2019
DOSYA:
www.bthaber.com.tr
Ayhan Sevgi
‘Müşteri kraldır’ın da ötesi… Kullanıcıların özellikle sosyal medya üzerinden yoğun tanıtım bombardımanına tutulduğu günümüzde müşteriler artık kendilerine özel yaklaşım beklentisindeler. Artık sadık müşteri kitleleri de hızla yok olmaya başlıyor. Küçük bir memnuniyetsizlik bile müşterilerin rakibinize yönelmesine neden olabiliyor. İşte böyle bir ortamda dijital dönüşüm süreçlerinin önemli bir ayağını da müşteri ilişkileri
oluşturuyor. Satış, pazarlama ve satış sonrası hizmetlerin bu süreçte bütünleşik olarak ele alındığı, yapay zeka teknolojilerinin kullanılmaya başlandığı, müşterilerin tüm hareketlerinin hem mağaza hem de sanal ortamda takip ve analiz edilebildiği günümüzde bu konuda birkaç sektör öncü rolünü üstlense de diğer sektörler açısından atılacak daha çok adım var.
12 DOSYA
Dijital Dönüşümün Müşteri İlişkilerine Yansımaları
BThaber 15 - 21 NİSAN 2019
Markaların yeni hedef kitlesi ‘NETANDAŞLAR’
Formalis Yönetim Kurulu Üyesi Gürkan Platin Endüstri 4.0 ve buna bağlı gelişen Pazarlama 4.0 yaklaşımlarının işaret ettiği çok önemli bir dönüşümün içerisindeyiz. Formalis Yönetim Kurulu Üyesi Gürkan Platin’in tanımlamasıyla, günümüzde bireylerin dijital dünyada varlıklarını artırmaları ile birlikte markalar yeni bir hedef kitleyi odaklarına aldılar: NETANDAŞLAR… “Dijital evrenin bu yeni kimliği sayesinde müşteriler dijital varlıklarıyla etkileşim içerisinde oldukları tüm bağlantılarını yönlendirebilme ve etkileyebilme gücüne sahip hale geldiler” diyen Gürkan Platin, şu açıklamalarda bulundu: “Markalar yeni müşteri kazanmak, mevcut müşterilerinin memnuniyetlerini ve bağlılıklarını artırabilmek için dijital evrenin kendine has kurallarına ayak uydurmak zorundalar. Markalar, müşterilerinin dijital ayak izlerini doğru anlamaya çalışarak ‘Doğru zamanda, doğru insana, doğru çözümle’ ulaşma şansı elde edebiliyorlar. Hatta bu
alanda yeni bir disiplin gelişmeye başladı: Dijital Antropoloji. İnsanların dijital davranışlarını analiz ederek dijital varlıklarını daha yakından anlamaya çalışan bu disiplin tüm iş dünyasının beslenmeye başlayacağı bir kaynak haline gelecek. Markaların müşterini daha yakından tanımaları, onların sürekli değişen ihtiyaçlarını öğrenmeleri, ürünlerle kurmuş oldukları etkileşimi daha etkin yönetebilmeleri, olası problem ve şikayetlere çözüm yaratabilmeleri için kurumsal olarak müşteri merkezli dijital dönüşümü yaşamaları bir zorunluluk haline geldi. Üstelik bu dönüşüm sadece kurumların müşterileri ile kurduğu bağı güçlendirmekle kalmayacak operasyonel verimlilikleri artıracak ve hatta bu dönüşüm, maliyetlerini azaltacak. Dijital dönüşüm yeni bir iş yapma biçimi ve buna bağlı iş yapma kültürü getirecek. Bugüne kadar kurumlarda organizasyonel olarak sadece tanımlı birimlerin sorumlu olduğu müşteri ilişkileri yönetimi bugün artık kurumun tüm kılcal damarlarına yayılmaya başladı. Öncelikle satış, pazarlama ve müşteri hizmetleriyle başlayan müşteri odaklılık şimdi bu üç temel fonksiyonun bütünsel bir vizyon, strateji ve taktiklerle birbirlerine değer yaratacak biçimde iç içe çalışmasını gerekli kılıyor. Bu üç fonksiyonla beslenen şirketin diğer tüm yapıları da her türden kararlarını alırken müşterilere olan etkilerini düşünerek günün koşullarına uygun, dinamik süreçlerle iş yapmak durumundalar. Dolayısıyla yarının işletmeleri hem müşteri ile her türden etkileşimlerini hem de tüm operasyonel işlerini daha verimli yönetebilmek için “müşteri merkezli dijital dönüşüm” sürecini yaşamalılar.” Markaların asıl sorunu hangi stratejiyle ve nasıl dijitalleşeceğine karar verebilmek Dijital dönüşüme yatırım yapmak kaçınılmaz. Bugün ya bu dönüşümü geciktirmeden bir an evvel başlatırsınız ya da büyük bir hızla erimeye başlarsınız. Dolayısıyla dijital dönüşümden kaçınmanın artık imkansız hale geldiğinin altını çizen Gürkan Platin, “Bugün markaların asıl sorunu hangi stratejiyle ve
nasıl dijitalleşeceğinize karar vermekten ibaret. Next4biz olarak biz kurumların müşteri merkezli dijital dönüşümlerini gerçekleştirebilecekleri bütünleşik CRM / CSM / BPM platformumuzla dijital satış ve pazarlama, müşteri hizmetleri ve satış sonrası hizmetler ile tüm kurumsal süreçlerini yönetebilecekleri teknolojiyi sunuyoruz. Sadece bu teknolojiyi sağlamakla kalmıyor aynı zamanda geliştirdiğimiz ‘Road Map to Success’ metodolojimizle bu dönüşümü hayata geçirme sürecini adım adım planlamalarını sağlıyoruz. Aynı zamanda ‘Customer Service Maturity Model’ yaklaşımımız sayesinde de hizmet verdiğimiz kurumların müşteri hizmetleri alanındaki yetkinliklerinin gelişim alanlarını tespit etmelerine yardımcı oluyoruz” dedi. Bugünün müşterilerinin daha çok önemsenmek ve ürünlerle yaşadıkları sorunları kolayca ve kendi başlarına çözebilmek istediklerini belirten Gürkan Platin, açıklamalarını şöyle sürdürdü: “Markalar bunu sağlamak üzere müşteri odaklı satış, pazarlama, müşteri hizmetleri fonksiyonlarını tüm iç ve dış süreçleri ile bütünsel olarak yönetecekler. Bunun yanında operasyonel verimliliklerini artırmak için yapay zeka, makina öğrenmesi gibi teknolojileri daha yoğun kullanmaya başlayacaklar. Müşterilerin sorunlarını çözme etkinliğini artırmak için selfservis uygulamalar yaygınlaşarak etkinliği artırılacak. Müşterilerinin dijital davranışlarını tahminleme modellerine çıktı sağlayacak biçimde daha derin analiz edebilmeye başlanacak ve online ve offline pazarlama bütünsel olarak yönetilmeye başlayacak. Süreç yönetiminde bugün adım adım yaygınlaşmaya başlayan lowcode çözümler no-code çözümlere doğru dönüşecek. Markaların mevcut dijital dönüşüm rüzgarını arkalarına alarak geleneksel prangalarından kurtulup bu dönüşümü daha karlı ve verimli ürün ve hizmet arzına çevirmeleri için şunu bilmeleri lazım: Müşteri memnuniyetini sağlamanın anahtarı iyi hizmet etmek iken müşterinin bağlılığını ve güvenini kazanmanın yolu doğru sistemle bunu yapmaktır.”
14 DOSYA
Dijital Dönüşümün Müşteri İlişkilerine Yansımaları
BThaber 15 - 21 NİSAN 2019
360 derecelik açı sunabilen müşteri deneyimi yönetimine ihtiyaç duyuluyor
Teleperformance CEMEA Gelişen Pazarlardan Sorumlu İş Geliştirme Başkanı Tolga Uçbağlar Müşterinin öncelikli beklentisi, ihtiyaç duyduğu her anda, dilediği her kanaldan markaya ulaşabilmek. Teleperformance CEMEA Gelişen Pazarlardan Sorumlu İş Geliştirme Başkanı Tolga Uçbağlar’ın verdiği bilgilere göre, sosyal medya, web ve forum gibi iletişim kanallarının yaygınlaşması neticesinde bu kanalların
sayısı çok arttı. Tümünde tutarlılığı bulunan ve kurum tarafında müşteriye dair 360 derecelik kapsamlı bir bakış açısı sunabilen bir müşteri deneyimi yönetimine ihtiyaç duyuluyor. Yani bir tüketici, markanın müşteri temsilcisiyle Facebook’ta başlattığı sohbetteki tüm etkileşimin daha sonra e-posta, telefon veya diğer bir kanala aktarılmasını bekliyor. Bunu karşılamak ise ancak müşteri ilişkileri süreçlerini teknolojik altyapısı güçlü bir iş ortağıyla yöneterek mümkün oluyor. Dijital dönüşümün her adımında olduğu gibi müşteri etkileşimini dijitalleştirmenin de sıkı bir hazırlık süreciyle başladığının altını çizen Tolga Uçbağlar, şu açıklamalarda bulundu: “Yapay zekadan makine öğrenimine, kurumsal kaynak planlamadan nesnelerin internetine her alanda hızla gelişen teknolojiler dijital dönüşümün omurgasını oluşturuyor. Bu gibi teknolojilerin tümünde uzman insan kaynağı istihdam etmek veya gerekli teknoloji yatırımını yapmaktansa, müşteriye temas edilen her noktayı
teknolojiyle daha verimli hale getiren uzman bir iş ortağıyla dış kaynak modelinde çalışmak çoğu kurum için daha fazla avantaj sağlıyor. Biz Teleperformance olarak bütünleşik çok kanallı müşteri deneyimi yönetiminde dünyanın ve Türkiye’nin lider şirketlerine hizmet sunuyoruz. Danışmanlık yaklaşımımızla onlara dijital dönüşümden maksimum performans elde etme imkanı sağlıyoruz. Teleperformance Group dünyada 80 ülkede, 170’in üzerinde pazarda hizmet sağlıyor ve bu zengin bilgi birikimiyle söyleyebiliriz ki; Türkiye’deki dönüşüm hızı dünyadan geri kalmıyor. Yapay zeka ve makine öğrenmesi teknolojileriyle hayat bulan chatbot’ların yanı sıra, rutin işlemlerin otomatik hale gelmesini sağlayan robotik süreç otomasyonu (RPA) müşteri ilişkilerinin çok daha verimli işlemesine olanak tanıyor. Sanal asistanlar, müşteri ve firma arasındaki iletişimi eşsiz biçimde kolaylaştırıyor. Teknoloji güdümlü bu dönüşümün önümüzdeki süreçte de yaygınlaşarak devam etmesini bekliyoruz.”
Şirketler, iç dijitalleşmelerini sağlamadan hizmette kalite sağlayamaz Dijitalleşmeyle birlikte, müşteri verilerinin doğru kullanımı da çağın olmazsa olmazlarından. “Bugün, her müşteriyle ilgili bilgilerin etkin bir biçimde arşivlenmesi, markalar açısından bir sermaye değerinde çünkü müşteri sadakatinin kazanılması değer yaratıyor” diyen CPM Yazılım Yönetim Kurulu Başkanı Recep Palamut, şu açıklamalarda bulundu: “Müşteri hizmetlerinin kalitesi için şirketlerin önce kendi içlerinde dijitalleşmeyi tamamlamaları gerekiyor. Bu dönüşümün başarılı olmasının temelinde yazılım ve donanım yatırımlarına endekslenmek önem kazanıyor. Hayatta kalmak isteyen markaların bu dönüşümübilgi teknolojisine yapmaması imkansız. Ancak hangi sektörde hangi marka dijitalleşen müşterilerin ihtiyaçları özelinde yatırım yapıyor bunun analizini ortaya koymak oldukça zor. Yapılanmada; süreçleri işletecek roller, kullanılacak yazılım ve donanımlar gibi kaynaklar da bu doğrultuda yerini almalıdır. Biz de 30 yıllık deneyim ve farklı sektörlerden edindiğimiz
bilgi birikimiyle şirketlerin dijitalleşmesine imkan sunuyoruz. Sürekli yenilenen ArGe çalışmalarımızla geliştirdiğimiz CPM ERP hizmetimizle, paket yazılımdan kaynaklanan eksiklikleri gidererek işletmelere hızlı ve esnek çözümler sunuyoruz.” Rekabet edebilme gücünün her zaman farklı olmayı gerektirdiğinin altını çizen Recep Palamut, açıklamalarını şöyle sürdürdü: “Müşterilerin devam eden ilişkisi, sadakatleri ve artarak devam eden satın alma davranışları, güçlü rekabet koşullarında şirketleri koruyacak değerlerdir. Müşteri ilişkileri yönetimi yani CRM’de geleneksel anlayıştan müşteri odaklı anlayışa geçiş devam edecektir. X, y, z kuşağı olarak adlandırdığımız yeni nesil, geleceğin müşterileri, alışveriş zamanları çok kısa, beklenti düzeyleri çok yüksek, bilgi teknolojilerini çok iyi kullanabilen bir nesil olacaktır. Küresel arenada ve ülkemizde hizmet verecek şirketlerin de, müşterileriyle ilgili veri
CPM Yazılım Yönetim Kurulu Başkanı Recep Palamut tabanlarının çok geniş olacağı, gelişmiş bilgi teknolojileriyle çok daha fazla bilgiye ulaşarak müşteri ilişkilerini yönetebilecekleri öngörülmektedir. Gelecek dönemlerde başarılı olmak isteyen şirketlerin ve pazarlamacıların, CRM için hazırlanmaları gerektiğini söylemek yerinde bir analiz olacaktır. Şirketlerin bilgi teknolojileri yatırımları kadar bu süreci yönetecek felsefelerini de iyi sentezlemeleri gerekecektir.”
BThaber
16 BİLİŞİM DÜNYASI
15 - 21 NİSAN 2019
Cisco Türkiye’nin yeni Genel Müdürü Didem Duru oldu şirketler ve kurumlar genelindeki dijital dönüşüm sürecini hızlandırma becerimiz artacak" dedi.
Cisco Türkiye genel müdürlüğü pozisyonuna bilişim sektöründe 20 yılı aşkın deneyime sahip Didem Duru getirildi. Cisco'nun Türkiye operasyonlarının başına geçen Didem Duru, yeni görevinde Türkiye’nin dijital dönüşüm gündemine odaklanacak. Cisco Ortadoğu ve Afrika
Bölgesi Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı David Meads konuyla ilgili yaptığı açıklamada, “Didem Duru, BT alanında kapsamlı bir deneyime ve dikkat çeken liderlik vasıflarına sahip. Duru’nun bu göreve atanması ile Türkiye’de sektörler,
Heyecanla üstlendiği yeni görevde Türkiye’nin dijital dönüşüm gündemine ilişkin vizyon ve stratejilere odaklanacağını anlatan Cisco Türkiye Genel Müdürü Didem Duru ise şöyle devam etti: “Dünyanın dört bir yanında erişim gücüne sahip olan Cisco, müşterilerinin iş hedeflerine ulaşmalarını sağlayacak çözümler sunuyor. Şirket ve kurumlara en üst düzeyde destek veriyor. Tüm bunları son derece yetenekli, işe kendini adamış bir ekip ve kuvvetli iş ortakları ile yapıyor. Ülkemizin dijital dönüşümüne katkıda bulunmayı önceliği
haline getiren bir ekibe liderlik etmekten gurur duyuyorum ve bu heyecan verici yolculuğun devamını dört gözle bekliyorum. Cisco Genel Müdürü olarak bu görevde elimden gelenin en iyisini yapmayı heyecanla bekliyorum.” 24 yıllık deneyime sahip olan Didem Duru, kariyeri boyunca Finansbank, IBM, Dell şirketlerinde çeşitli yöneticilik ve genel müdürlük pozisyonlarında çalıştı. 1995 yılında İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi'nden mezun olan Duru, Cisco'ya katılmadan önce Dell'de Avrupa Ortadoğu ve Afrika Bölgesi’nde özel müşteri deneyimlerine yönelik direktörlük görevinde bulundu.
Fintech ekosistemi hızla büyüyor
KOOPHub tarafından düzenlenen İstanbul Fintech Week’19, Beşiktaş Stadyumu’nda, 2 - 5 Nisan günleri arasında gerçekleşti. Dört gün boyunca süren etkinlik, konunun yerli ve yabancı uzmanlarının finans sektörü hakkında vizyoner konuşmalarına sahne oldu. 25 ülkeden 100’ün üzerinde üst düzey konuşmacının yer aldığı etkinlikte bankacılık, sigortacılık, sermaye piyasası ve ödemeler dünyasında dijital dönüşüm döneminin
yanı sıra yapay zeka, blok zinciri, nesnelerin interneti ve kuantum teknolojileri gibi finans dünyasını ilgilendiren yenilikçi teknolojiler tartışıldı. Yenilikçi teknolojiler, bankacılıktan ödeme altyapılarına, sigortacılıktan sermaye piyasalarına kadar her alanda ezberleri bozuyor. Finans sektörü önünde yeni kapılar açan “açık inovasyon” kavramı, sektörün rekabetçi yapısını da yeni bir düzeye taşıyor. Finansal ekosistem, yeni nesil teknoloji
çözümlerinin ve girişimlerinin de etkisiyle yeni bir görünüme bürünürken, değişime uyum sağlayamayan oyuncuların işini zorlaştırıyor. KOOPHub CEO’su Demet Zübeyiroğlu’na göre; önümüzdeki 5-10 yıl içinde finans dünyasının içinde olan herkes, bu değişime ayak uydurmak zorunda kalacak. Türkiye’de güçlü yapısıyla dikkati çeken, başta bankacılık olmak üzere tüm finans sektörü aktörleri, ayakta kalmak ve rekabet edebilmek için dünyadaki bu gelişmeyi dikkatle izleyecek ve ekosistemlerini bu gelişmelere paralel biçimde dönüştürecekler. İstanbul Fintech Week; Türkiye, Fransa, Singapur, İngiltere, ABD, Almanya, Polonya, İrlanda, Kazakistan, İspanya, Portekiz, İtalya, Birleşik Arap Emirlikleri, İsrail, Litvanya, Belçika, Hollanda, Tayland, Çin, Lüksemburg
ve daha pek çok ülkeden 100’ün üzerinde konuşmacı ile aralarında yatırımcıların, girişimlerin, düzenleyici kuruluşların ve diğer aktörlerin yer aldığı binin üzerinde katılımcıyı ağırladı. İstanbul Fintech Week ’19 kapsamında girişimciler de sektörün önde gelen temsilcileriyle bir araya geldi. Ürün tanıtımlarının yer aldığı bu bölümde, girişimciler sunumlarını yaptı ve projelerini yatırımcılara, bankalara, sigorta şirketlerine ve diğer ilgililere anlatma imkanı buldu. KOOPHub’ın uluslararası ortakları Singapur Fintech Birliği ve Belçika’dan B-Hive başta olmak üzere farklı ülkelerden fintech otoriteleri kendilerine ayrılan oturumlarda fintech düzenlemelerini, kuluçka programlarını, startup teşviklerini ve ülke uygulamalarını anlattı.
UÇTAN UCA BİLİŞİM HAYALİNİZİ GELECEĞE TAŞIYORUZ
info@innova.com.tr www.innova.com.tr
İnternetin yurtdışı çıkışında tekel kalkıyor Temmuz 1996 tarihinde Türkiye Internet omurgası TURNET devreye girmişti. Fakat Türkiye'nin internete açılan tek kapısı olma oluşumuna giden TURNET, tekel oluşturmakla suçlanmış ve bazı ISS'ler tarafından devamlı sıkıştırılmıştı.
(IXP) adı verilen bir yurtdışı çıkış noktası oluşturuluyor. Böylece bu çıkış noktasından geçmek koşuluyla kendi yurtdışı çıkış hatları olan tüm ISS'ler, kendi hatlarından çıkabilecek. IXP bağımsız yurtdışı hatlarının birleştiği bir kavşak olacak.
Fakat Nisan ayının ilk haftasında TT'nin dört ISS ile şok görüşmesi, bu tekelin artık sona erdiği şeklinde yorumlanıyor. Buna göre Türk Telekom'un denetiminde InterExchange Point
IXP'nin kurulmasındaki tüm harcamalar da IXP'ye bağlanacak olan ISS'ler tarafından karşılanacak. Henüz kesinleşmeyen şartlara göre kendi yurtdışı çıkış hattını kullanmak isteyen
ÖSYM sonuçları bu yıl Internet'ten verilmezse?..
ISS, yurtdışından 1.5'in Mbps üzerinde hat almalı, bunun yarısı kadar hızla TURNET'e bağlanmalı ve ayrıca yurtdışından aldığı hattın dörtte birini de TURNET'e hibe etmeli. Çeşitli kesimlerin konuyla ilgili izlenim ve yorumları da farklılık gösteriyor. TT konunun henüz yönetim kurulunda görüşüldüğünü söylerken bu oluşumun dışında kalan ISS'ler ise TT'ye ateş püskürüyor. (Ayrıntılı haber sayfa 4'te)
TÜBİTAK Başkam Terzioğlu:
"Bilim Kurulu en kısa sürede toplanmalı''
Geçtiğimiz yıl ilk kez ÖSYM sonuçları 3 bü yük üniversite tarafından Internet'ten verilerek Türkiye çapında önemli bir uygulama gerçek
TÜBİTAK Başkanı Prof.Dr.
leştirildi. Bugünlerde ise Internet'in kullanımına
Tosun
Terzioğlu, Bilim ve Teknoloji Yüksek
büyük ölçüde katkı sağlayacağı öngörülen bu
Kurulu'nun en kısa sürede toplanması
uygulamanın, bu yıl da tekrarlanıp tekrarlanma
gerektiğini belirterek, "Örneğin ULAK-
yacağı tartışılıyor.
BİM gibi bazı projelerin devamım sağ
(Ayrıntılı haber sayfa 8'de)
Internet@97'nin ardından... İnterpro A.Ş.'nin düzenlediği Internet@97 Fu ar ve Konferansları bitti ama yankısı hâlâ sürü yor. Biz de fuarlardan, oturumlara, Uluslararası Zirve'den Ulusal Internet Günleri'ne kadar et kinlikten bir derleme yaptık.
(Sayfa 14-17)
lamak için de buna ihtiyaç var" dedi. Yasa gereği yılda 2 kez başbakanın çağrısıyla
CAD/CAM'97 ile "Harikalar Diyarı"ndaydık CAD/CAM'97, izleyenleri 4 gün boyunca harikalar diya
EVRENSEL
rına götürdü. "CAD/CAM Harikalar Diyarı" partisi ile açılan CAD/CAM'97, bilgisayar destekli tasarım (CAD) ile bilgisa ve kullanıcıları biraraya getirdi.
Gelişmenin bedeli... Tür k T e l e k o m ' u n TURNET'i t ü r ü n ü n tek örneği olarak saklamama kararı yeni oluşumların da habercisi o l d u . Kendi iletişim omurgalarını hazırlamayı amaçlayan birkaç kuruluşun yeni politikalara uygun yapılanmaların eşiğinde olduğu söyleniyor. Adaylara öne r ildiği söylenen koşullar Internet ağının kapasitesini ve hızını artırmaya yönelik.
(Devamı 2. sayfada)
gereken kurul
toplanabildi.
(Ayrıntılı haber sayfa 10'da)
E T
H A İ T R F A A T UH B
yar destekli üretim (CAM) alanında faaliyet gösteren şirket
A K I N EVREN
toplanması
1983 yılından bugüne kadar 2 defa
(Ayrıntılı haber sayfa 2'de)
Bu sayının tüm sayfalarına www.bthaber.com.tr'den ulaşabilirsiniz.
DÜNYANIN EN BÜYÜĞÜNDE YERLİ MARKA İMZASI Yerli ürünlerin kullanımına büyük önem veren İstanbul Havalimanı’nın teknoloji altyapısında Technopc ürünleri kullanıldı. artacak. Ersin İnankul bu noktada “Technopc ile özellikle masaüstü tarafında yaptığımız çalışmaları mobil tarafa da taşıma imkanımız olabilir” beklentisini dile getirdi. Technopc’nin mobil başlığında etkili Ar-Ge çalışmaları ve yetkin ürünleri ışığında İstanbul Havalimanı’nda ilerleyen süreçte farklı ebatlarda mobil touch cihazların konumlandırılması gündeme gelebilecek. Ersin İnankul, yerli ürün tercihlerinde Technopc’nin konumunu şöyle anlattı:
İGA Bilişim Genel Müdürü Ersin İnankul
İstanbul Havalimanı, yolcularının konforunu uçtan uca sağlayabilmek ve seyahat süreçlerinin her adımında teknolojik yeniliklere ev sahipliği yapmak adına, önemli BT yatırımlarına imza attı. Dünyanın en büyük havalimanı olarak bu süreçte yetkin yerli BT ürün ve çözümlerine öncelik veren İstanbul Havalimanı, bunun bir örneğini Technopc çözümleri ile hayata geçirdi. İGA Bilişim Genel Müdürü Ersin İnankul, bu yeni havalimanında teknoloji çözümlerini tercih ederken önceliklerini ‘yolcu konforu’ olarak gösterdi. Farklı uygulamalarla yolcunun evinden havalimanına kadar trafik süreçlerini optimize ettiklerini, mobil uygulama ile check-in yaparken bagajını da bırakabilmesi, parmak izi ve pasaport okutarak yüz tanıma teknolojisi ile pasaport kontrolden geçişi gibi birçok yeniliğe imza attıklarını vurgulayan Ersin İnankul, BT mimarisinde Technopc’nin rolünü şöyle anlattı: Technopc, geliştirdiği ürünlerle dikkatimizi çekti “Havalimanının tüm safhalarında yerli ürünler kullanmaya özen gösterdik. Tüm altyapılarda yerli kablolama ve kablo taşıyıcıları kullanıyoruz. Yaptığımız anlaşma kapsamında havalimanı içerisinde üç tip PC’yi TechnoPC’den temin ettik. Bunlardan ‘All in One’ segmentinde 820 adet satın alma yaptık. Kamu kurum ve kuruluşlarına ve İGA kullanıcılarına bunları kullandırıyoruz. ‘Mini PC’ segmentini pasaport polisine teslim ettik. Yani tüm pasaport işlemleri yerli üretim Technopc’ye emanet. Bunların yanında, bin 200’ün üzerinde iş istasyonu satın alması yaptık. Bunları da kendi kullanıcılarımıza, ayrıca kamu kurum ve kuruluşlarımıza kullandırıyoruz. Technopc, son yıllarda geliştirdiği yeni ürünlerle dikkatimizi çekti. Elde edilen sonuçlar paralelinde, bazı kritik segmentlerde onların çözümlerini bünyemize kattık. Öyle ki 2 bin 200’e yakın ürünü havalimanımıza konumlandırdık ve bunlarla son derece verimli çalışıyoruz.” Çalışmalar, mobilde daha da büyüyebilir İstanbul Havalimanı’nda Technopc çözümlerinin konumlandırıldığı segment kamu ve İGA odaklı ihtiyaçlar olduğu için havayollarının ve havalimanının büyümesi ve kapasitenin artması ile birlikte ihtiyaçlar da doğal olarak
“Pasaport ve bagaj gibi havalimanının öncelikli kritik sistemlerinde tercihimiz Technopc oldu, çünkü bize uygun çözümler sundular. Ayrıca, ülkemizde yerleşik bir firma ile bu işbirliğini yapmak da bizim için çok büyük avantaj. Biz aynı zamanda bir bilişim şirketiyiz ve geliştirdiğimiz uygulamaları ve bilgi birikimimizi dünyaya sunmaya hazırlanıyoruz. İlerleyen süreçte işbirlikleri gündeme gelebilecek ve dünyanın başka bir havalimanına hizmet götürme fırsatına erişirsek, Technopc gibi çözüm ve ürünlerine güvendiğimiz bir şirketle ilerlememiz söz konusu olacak. İGA Bilişim olarak bizim için referans noktalardan biri Technopc - Netaş birlikteliği oldu. İstanbul Havalimanı projesi 42 ay gibi rekor bir sürede tamamlandı. Burada bizim için en kritik unsur; işi uygun fiyatlı ve kaliteli ürün ve çözümlerle zamanında bitirebilmek oldu ve Technopc ile bu üç beklentimizi de yakaladık.”
Technopc’nin ilk etapta üç çözümü yerini aldı! İstanbul Havalimanı’nın tasarımından itibaren önceliklerini ‘yazılım ve donanım anlamında yerli ve milli’ çözümler olarak gösteren İGA Bilişim Havalimanı Sistem Müdürü Vedat Yıldız, anlık destek ihtiyacına yanıt verebilecek yetkin şirketlerin kendileri için öncelikli olduğunu vurguladı. Uçtan uca işledikleri dev bilişim mimarisinin sürdürülebilirliği için altyapının gücünün ve bu gücü destekleyen bir Türk şirketinin önemine dikkat çeken Vedat Yıldız, Technopc ile işbirliği yapısını şöyle detaylandırdı: “Technopc’den
üç
farklı
ürün
ile
destek
alıyoruz.
Pasaport
uygulamalarında Technopc’nin Mini PC modeliyle ilerledik ve burada Emniyet Genel Müdürlüğü ile karşılıklı çalıştık. Yine devletin birimleri olan Devlet Hava Meydanları İşletmesi (DHMİ), gümrük, emniyet gibi birimlerde de onların ihtiyaçlarına yönelik olarak hızlı ve etkili çözüm beklentisini karşılamak adına Technopc’nin, bu sefer de All in One PC’leri yerini aldı. İGA’da idari departmanların ihtiyaçlarına yönelik olarak da Technopc’nin Desktop çözümü ile ilerledik. Pasaport geçiş sistemlerini de Emniyet Genel Müdürlüğü ile çalışarak devreye aldık ve bunlara ‘igate’ diyoruz. Bu sistemin tasarımında da Technopc ile çalıştık. PC ile güçlendirilmiş olan cihazlar, Emniyet Genel Müdürlüğü ile olan entegrasyonumuzu sağlıyor. Yani parmak izi okuma, yüz tanıma ve pasaport sorumlusu gibi servisler özellikle bu PC üzerinden Ankara ve İstanbul arasındaki iletişimi sağlayarak, Emniyet Genel Müdürlüğü’nden gelecek doğrulama ile havalimanında yolcumuzun pasaport geçişini sağlıyor.”
GÖRÜ Ş
BThaber
Kurumsal sürdürülebilirlik, kurumsal vatandaşlık ve kurumsal mutluluk *Ümit Küçük Günümüzün değişen rekabet şartları şirket faaliyetlerinin kurumun sürdürülebilir kalkınma çabalarıyla paralel bir yapıda yürütülmesi gerektiğini ortaya çıkarmıştır. Peki kurumsal sürdürülebilirlik nedir ve sürdürülebilir kalkınmanın hayata geçirilmesinde işletmelerin rolü ne olmalıdır? Bu konuda kurumları hangi zorluklar beklemektedir? İyi bir kurumsal vatandaş olmak ve kurumsal mutluluk ne ölçüde mümkündür? Şirketlerin, değişen tüketici alışkanlıklarına, özellikle üretim ve pazarlama süreçlerinde yaptıkları inovasyonlarla karşılık vermeleri ya da küresel oluşum içerisinde rakiplerinden geri kalmamak adına sürdürülebilir
bir vizyon sergilemek istemeleri; temelde kar maksimizasyonunu sağlamak amaçlıdır. Nitekim, 20. yy’ın sonlarında ve özellikle içinde bulunduğumuz yüzyılın başlarında; işletmeleri sadece ticari bir organizasyon olarak gören ve muhasebe karını artırmaya yönelik her türlü faaliyeti doğru kabul eden anlayış, yerini bu organizasyonun ekonomik karlılığını artırıcı faaliyetleri ön plana çıkaran değerlerin kabul edilip uygulanmasına bırakmak zorunda kalmıştır. Aslında mali beklentiler tam olarak kaybolmamış; ancak sosyal içerikli, çevreyi ve toplumsal değerleri koruyan, gözeten, sorumluluk bilinci yüksek uygulamalara yer veren işletmelerin; yeni düzendeki
rekabet şanslarının arttığı gözlenmiştir. Sürdürülebilir kalkınma ve kurumsal rekabet arasındaki ilişki nedir? İşletmeler ve kurumsal rekabet arasındaki ilişkileri inceleyen literatürde genelde 2 temel soruya cevap aranır: 1. Bazı kuruluşlar neden diğerlerine göre daha başarılı bir şekilde rekabet ederler? 2. Kuruluşlar rekabet avantajlarını sürdürülebilir kılmak için neler yapabilirler? Sürdürülebilir kalkınma, Dünya Çevre ve Kalkınma Komisyonu'nun yaptığı tanımda "Bugünün insan ihtiyaçlarının,
gelecek nesillerin ihtiyaçlarını karşılama yeteneklerini feda etmeden karşılanabilmesi" (UN, 1987) olarak ifade edilmektedir. Oysa kurumsal sürdürülebilirlik, sürdürülebilir kalkınma hedefinin sadece bir bölümünü içine alan, özellikle de üretimden sorumlu ekonomik karar birimleri olan ticari işletmelerin devamlılığını ifade eden bir kavramdır. Bu konuda yazılmış birçok kaynak kurumsal sürdürülebilirliği, ekolojik ve sosyal sürdürülebilirliğin bir karması olarak ifade ederken, kurumların kısa vadeli kazançlar yerine, uzun vadeli kazançlara yönelmeleri gerektiğine vurgu yapmaktadır.
Devamı 24. Sayfada
TÜRKİYE’NİN VERİ MERKEZİ
RADORE
Tier III standartlarındaki tam yedekli altyapısı sayesinde %99,99 uptime oranı sunabilen Radore, “yerel” veri merkezidir. İş dünyasının kalbinde, İstanbul’un merkezindedir.
Sunucu Barındırma ve Kiralama
Bulut Hizmetleri
Yönetilen Hizmetler
CDN
radore.com
GÖRÜ Ş Bu bağlamda kurumsal sürdürülebilirlik, ekonomik bir amaca sahip tüm kurumların geleneksel büyüme kuramlarına bir alternatif olarak geliştirilmiştir. Maddi ve manevi her türlü riski minimize etmeyi ve rekabet avantajı sağlayarak kurumları geleceğe daha sağlıklı bir şekilde aktarmayı hedefleyen kurumsal yönetim anlayışıdır. 2010 yılında Birleşmiş Milletler Küresel İlkeler Sözleşmesi'nin çeşitli ülkelerde faaliyet gösteren 766 şirketin CEO'su üzerinde gerçekleştirdiği araştırmanın sonuçlarına göre (İMKB, 2011:3-4) şirketleri kurumsal sürdürülebilirlik konusuna teşvik eden en etkin faktörler şunlardır: 1. Artan marka değerinin, güven ve itibarın şirket karlılığını artırması, 2. Personel motivasyonunun artarak kar marjlarının yükselmesi, 3. Artan kurumsal itibar ile şirketlerdeki nitelikli iş gücü istihdamının kolaylaşması, 4. Toplumun gözünde elde edilen meşruiyet sayesinde rekabet avantajının sağlanması, 5. Uluslararası yatırım şirketlerinden finansal destek sağlama konusunda kolaylık ve risk sermayesinde azalma 6. Bilinç düzeyi artan tüketicilerin gün geçtikçe değişen taleplerinin karşılanması. Kurumsal sürdürülebilirlik hangi temel unsurlardan oluşur? 1. Kurumsal bilgi yönetimi ve güvenli veri transferi, 2. Kurumsal öğrenme, 3. Kurumsal vatandaşlık, 4. Kurumsal mutluluk, 5. Kurumsal itibar 6. Kurumsal sosyal sorumluluk. Kurumsal bilgi yönetimi, bilginin de artık bir üretim faktörü
olarak kabul edilmesiyle birlikte daha fazla önem kazanmış, büyük veri (Big data) denilen kavramla veri yönetimi ve transferi unsurlarına daha fazla özen gösterilmesi gerektiği gündeme gelmiştir. Çağdaş organizasyonlarda artan liderlik karmaşasıyla büyük ölçüde bağlantılı olarak ele alınan ve popülaritesi gittikçe artan kurumsal öğrenme ise bir örgütün adaptasyon kapasitesini artırmak için, bilgiye ulaşmayı ve ulaşılan bilginin değerini artırmanın yollarını ifade eder. Kurumsal öğrenme yeteneği, kurumsal sürdürülebilirlik için olduğu kadar, ulusal kalkınma için de vazgeçilmez bir ön koşuldur. Kurumsal mutluluk mümkün müdür? Sokrates’ten bu yana tarih boyunca mutluluğu arayan insanoğlunun zorlu serüveni düşünülürse, bu arayışın sonucunun insanların yaptıkları işle ilgili olarak da değişkenlik gösterdiği söylenebilir. Çalışanların mutluluğu ve memnuniyeti, Kurumsal mutluluk kavramı açısından oldukça önemlidir. Genelde satış odaklı şirketler için söylenegelen; “Mutlu çalışanlar mutlu müşteriler demektir” sözü bu gerçeği açıkça ifade etmektedir. Bir ülkenin ekonomik yapı taşları içerisinde önemli bir yeri olan işletmelerin de sürdürülebilir kalkınma amacıyla sorumlu birer vatandaş gibi davranmaları bir zorunluluktur. Bu noktada ortaya çıkan davranış türü kurumsal vatandaşlık olarak değerlendirilmekte ve günümüzde işletmeler de birer sorumlu vatandaş olarak kabul edilmektedir. Özellikle küresel işletmelerin tüm dünya ülkelerinde gerçekleştirdikleri üretim süreçlerinde aynı kurumsal vatandaşlık davranış politikalarını sergilemeleri, küresel kurumsal vatandaş
BThaber
statüsünü kazanmaları açısından oldukça önemlidir. Küresel kurumsal vatandaşlık bir kurum kültürü olarak işletme davranışlarına yerleştirilebildiği ölçüde kurumsal sürdürülebilirlik ve kurumsal mutluluk artacaktır. Daha sürdürülebilir ve mutlu bir dünya ancak bu şekilde mümkün kılınabilir. Kurumsal itibar, işletme içerisinde ve dışarısında yer alan tüm paydaşların işletme hakkındaki değerlendirmelerinden oluşur. Bir diğer ifadeyle paydaşların işletme ile ilgili değer yargılarının toplamını ifade eder. İşletmeler için kurumsal itibar artışı, rekabet güçlerinin artması anlamına gelir ki; bu artış işletme paydaşlarının işletmeye olan bağlılıkları ile de doğrudan ilişkilidir. Kurumsal sosyal sorumluluk projelerinin etkin bir şekilde uygulanması sonucunda tüm paydaşlar için vazgeçilmez bir yapının oluşması ve kurumun bu sayede daha üstün bir rekabet gücüne ulaşması mümkün olacaktır. Şirketler için özellikle 1990’lardan sonra bir zorunluluk haline gelen ve gelişen sosyal sorumluluk anlayışı sayesinde, toplumların sürdürülebilir kalkınma gerekliliğine olan inançları daha da güçlenecek, bilinçli bir toplumun oluşmasıyla kurumsal sürdürülebilirlik hem ekonomik sürdürülebilirliğe hem de küresel sürdürülebilirliğe katkıda bulunabilecektir. Kurumsal sürdürülebilirlik konusunda karşılaşılan zorluklar: İşletmelerin kurumsal sürdürülebilirlik konusunda karşılaştıkları sıkıntıların temelde ekonomik ve yönetim kaynaklı olduğu gözlenmektedir. Ekonomik sorunlar, üretim faktörlerinin yetersizliği, verimsizliği ve yeterince etkin kullanılamamasından
kaynaklanırken, yönetimsel sorunlar temelde işletme içi iletişim problemlerinden ve yöneticilerin kabiliyetsizliklerinden kaynaklanmaktadır. Toplumun işletmelerden beklentileri geçmişe kıyasla değişmiştir ve değişmeye devam etmektedir. İşletmeler için sürdürülebilirlik kavramı “Kurumsal sürdürülebilirlik” şeklinde yeni bir boyut kazanmaktadır. Sürdürülebilir kalkınma sağlamaya çalışan şirketlerin genelde yaptıkları hata, sadece geleneksel uygulamalarla birtakım yeni tedbirler almaya çalışmalarıdır. Halbuki, süreçlerin ve ürünlerin yenilenmesine, iç ve dış iletişim ağlarının revize edilmesine, bilgi sistemlerinin modernize edilmesine büyük ölçüde gereksinim vardır. Bunu başarmanın yolu ise öncelikle bilgi edinme ve bu bilginin doğru kullanımından geçmektedir. Artık modern işletmeler, sürdürülebilir karlılık için; ekonomik, ekolojik ve sosyal çerçevede pek çok sürdürülebilirlik kriterini stratejik planlarının bir parçası olarak görmeye başlamıştır. Bu yapısal değişimin tüm ülke ekonomisinde yer alan kurum ve kuruluşlara yansıtılması ise, kamu otoriteleri tarafından sürdürülebilirlik kavramının daha kurumsal bir bakış açısı ile ele alınması ve politik uygulamalarda bu yönde regülasyonlara gidilmesiyle mümkün olabilecektir. Özetle kurumsal sürdürülebilirlik bir kurum kültürü olarak, işletmenin karar vericilerinden uygulayıcılarına kadar tüm seviyelerine doğru entegre edilirse, kurumun sağlıklı yaşam süresinin uzatılması mümkün olacaktır. Artan işletme ömürleri toplamı ise ülke ekonomisinde artan bir sürdürülebilirlik ve mutluluk olarak yer bulacaktır. *İletişim Bilimci
Konu: KVKK Uyumluluğu
Entegrasyon
Keşfetme
Envanter Yönetimi
Süreç Yönetimi
Dijital Dönüşüm
Yapılandırılmış (ERP, CRM, v.b.) ve Yapılandırılmamış (Fileserver, Sharepoint, vb) tüm verileriniz M-Files ile entegre edilebilir. Bu sayede tüm veri tek bir yerden kolayca yönetilebilir.
Entegre edilen tüm yapılandırılmış ve yapılandırılmamış veriler otomatik şekilde indekslenir ve kişisel veri içerenler belirlenen kriterlere göre otomatik olarak etiketlenir.
Barındırma Alanları, Tedarikçi Bilgileri, Personel Bilgileri, Departman Bilgileri, Kişisel Veri Envanteri, İmha Süreleri ve Uygulama Envanteri hazır gelen yapı üzerinden kolayca yönetilir.
KVKK Uyumluluğu sadece bir seferlik bir iş değildir. KVKK Uyumluluğu aynı zamanda bir süreç yönetimidir. Denetimler, Değerlendirmeler, Sorunlar, Bulgular, DÖFler, Prosedürler, Periyodik İşler ve dahası...
Kağıt ortamında tutulan tüm veriler M-Files içerisinde dijital olarak çok daha kolay şekilde yönetilebilir. Bu sayede KVKK uyumluluğu da kolaylaşır.
24 KARİYER Honor Türkiye’nin Başkanı Kong oldu Türkiye’ye geçtiğimiz yıl giriş yapan Honor, Huawei Grubu’ndan bir ismi kadrosuna kattı. Son görevinde Malezya pazarından sorumlu olan Kevin Kong, bu kapsamda Honor Türkiye Başkanı olarak atandı. Honor’un iş yönetimi ve büyüme operasyonuna liderlik yapacak olan, Huawei Grubu’nda uzun yıllar çeşitli pozisyonlarda çalışan Kevin Kong, 2014-2018 yılları arasında Malezya’da iş geliştirme ve müşteri grubu operasyonlarından sorumlu oldu, şirketin operasyon ve yönetim hedeflerini üstlendi. Kong, 2010-2014 yılları arasında ise Avusturalya’da Huawei Kıdemli Marka Yöneticisi olarak görev aldı.
Huawei Türkiye Ar-Ge Merkezi Direktörü Hüseyin Hai oldu
Huawei Türkiye Ar-Ge Merkezi’ndeki kadrosunu güçlendiriyor. 2005 yılından bu yana Huawei bünyesinde farklı görevler üstlenen Hüseyin Hai, Huawei Türkiye ArGe Merkezi’nin yeni direktörü oldu. Çin, Sun Yat-Sen Üniversitesi Bilgisayar Bilimleri Bölümü’nden mezun olan Hüseyin Hai, kariyerine Huawei’de Yazılım Mühendisi olarak başladı. PMP (Project Management Professional), CQE (Certified Quality Engineer) ve Altı Sigma Yeşil Kuşak Sertifikaları bulunan Hüseyin Hai, 2012 yılında Huawei’de Kıdemli Proje Müdürü olarak görev aldı. 2018 yılında Huawei Yazılım Süreç ve Ürün Kalite Bölüm Başkanlığı görevine getirilen Hüseyin Hai, Mart 2019 itibarıyla da Huawei’nin dünya çapındaki ikinci en büyük Ar-Ge merkezi olan Huawei Türkiye Ar-Ge Merkezi’nin Direktörü oldu.
BThaber 15 - 21 NİSAN 2019
Paylaşım ekonomisi istihdamda güç kazanıyor Eğitimden sağlığa, sanayiden tarıma, ulaştırmadan finansa kadar tüm sektörlerde dijital dönüşüm hız kazanıyor. Dijital dönüşümde sıkıntı yaşamamak için atılması gereken adımları sıralayan SanalUzman. com CEO’su Niyazi Bekiroğlu, “Dijital dönüşümü yanlış anlamak, üst yönetimden destek alamamak, yeterince odaklanamamak, değişime direnmek, hızlı olamamak, yetenek açığı öncelikle dikkat edilmesi gereken konular. Dijitalleşme sürecinde en önemli konu da çalışan istihdamında yetenek ve yetkinliklere verilen değer” vurgusunu yaptı. Yetkinliğin daha da önem kazanacağını belirten Bekiroğlu, istihdamda değişim beklentilerini şöyle anlattı: "Her sektörde her ölçekte şirket, ihtiyaç duyulan projeleri freelance sistemi ile çözme gayreti içinde. Nitelikli uzmanlar ise on - demand
ve freelance çalışarak hem kendilerini geliştirme hem iş tatmini anlamında daha geniş imkanlara ve zamana sahip olabiliyor. Bu da başta KOBİ’ler olmak üzere her ölçekten kuruma paylaşım ekonomisinin getirdiği kârlılık ve verimlilik artışını sağlıyor. Dijital çağın getirdiği yetenek açığına freelance platformlar en hızlı çözüm. BT, yazılım, finans ve bazı diğer multidisiplin alanlarda uzmanlaşmış kişiler ve kurumlar freelance çalışmaya daha sıcak bakıyor. Ülkemizde yaklaşık 1.2 milyon kişi freelance olarak çalışıyor. Bu rakam genel nüfusun yüzde 1 - 1.5’ine denk geliyor. 2023 yılında Türkiye’de nüfusun yüzde 8’inin yani yaklaşık 8.5 milyon insanın freelance çalışması bekleniyor. İş yapış biçimindeki bu eğilim, dijitalleşme hızının da bir göstergesi.”
TÜRKBESD’de görev devri Makine Mühendisliği Bölümü’nden mezun olan Can Dinçer, ABD Stevens Teknoloji Enstitüsü İşletme Bölümü’nden yüksek lisans derecesi aldı. Profesyonel kariyerine 1993 yılında Arçelik Finansman Bölümü’nde başlayan Dinçer, 1995 yılında İhracat Bölümü’nde Bölge Satış Sorumlusu olarak görev aldı. Dinçer, 2000-2005 arasında BDT ve diğer ülkelerden Sorumlu Uluslararası Satış Yöneticiliği, 20052009 yılları arasında Avrupa Dışı Pazarlardan Sorumlu Uluslararası Satış Direktörlüğü yaptı. 1986 yılında sektörün önde gelen beyaz eşya firmalarının bir araya gelmesi ile kurulan Türkiye Beyaz Eşya Sanayicileri Derneği (TÜRKBESD) bünyesinde 4 yıldır Yönetim Kurulu Başkanlığı görevini sürdüren Vestel Ticaret Genel Müdürü Ergün Güler, bu görevini oybirliği ile Arçelik Pazarlama Genel Müdürü Can Dinçer’e devretti. İstanbul Teknik Üniversitesi
2009-2012 yıllarında Avrupa, Amerika, Asya-Pasifik’ten Sorumlu Satış Direktörü, 20122015 arasında İştirakler, Amerika, Asya–Pasifik’ten Sorumlu Satış Direktörlüğü, 2015-2017 yıllarında Arçelik Türkiye’den Sorumlu Genel Müdür Yardımcılığı görevinde bulunan Dinçer, 2017’den beri Arçelik Pazarlama Genel Müdürü olarak görev yapıyor.
KARİYER 25
BThaber 15 - 21 NİSAN 2019
Çalışan bağlılığı, kurumsal verimliliği de artırıyor
Üst düzey yönetici yerleştirme ve İK danışmanlığı şirketi Ergene Consulting & HGA Group’un, Microsoft işbirliği ile düzenlediği “21. Yüzyılda Çalışan Bağlılığı ve Müşteri Deneyimleri” konulu etkinlikte, dijital çağın öne çıkan İK politikaları ve İK uygulamaları
ele alındı. Çalışan bağlılığının şirket verimliliğini yüzde 25 artırdığının vurgulandığı toplantıya, Türkiye’nin çeşitli sektörlerini temsil eden 50’den fazla şirketin insan kaynakları direktörleri katıldı. Ergene Consulting & HGA Group Türkiye Başkanı Murat Ergene, toplantının açılışında yaptığı konuşmada, General Electric şirketinin efsane CEO'su Jack Welch’in işaret ettiği “çalışan memnuniyeti, çalışan bağlılığı ve nakit akışı” olmak üzere üç parametrenin, şirket performansındaki kritik önemini hatırlattı. Çalışan bağlılığındaki artışın, şirket verimliliğini yüzde 20-25’e varan oranda artırdığına dikkati çeken Murat Ergene, “Araştırmalara göre ise ülkemizde çalışanların sadece yüzde 7’si
işini seviyor, yüzde 63 çoğunluk da işyerine bağlı olmadığını belirtiyor. İşyeri ile gönül bağındaki bu kopukluk, çalışanların aktif olarak iş aramaya yöneltme oranını yüzde 30’a çıkarıyor” dedi. Ergene, çalışanın kuruma bağlılığının doğrudan üretkenlik, ürün ve hizmet kalitesi ile müşteri memnuniyeti gibi alanlarda iş performansını etkilediğini belirtti. Bağlılığı yüksek çalışanların iş performanslarının daha yüksek, devamsızlık oranları ve işten ayrılma eğilimlerinin ise daha düşük olduğunu ifade eden Murat Ergene, “Yıldız kategorisindeki çalışanların yüzde 70’i kurumlarının müşteri memnuniyeti konusundaki performansını ortalamanın üzerinde görürken, bağlı olmayanlarda bu oran yüzde 20’ye geriliyor” örneğini verdi. Ergene, son 10 yılda ülkemizde giderek artan sayıda kurumsal akademilerin, şirkete bağlılığı olmayan veya kararsız çalışanların eğitiminde önemli rol oynadığını da hatırlattı.
Etkinlikleriniz ile ilgili bilgileri bthabersirketleri.com/EtkinlikDuyuru adresine girebilirsiniz.
BThaber
ETKİNLİK TAKV!M! E T K İ N L İ K L E R
18 Nisan 2019 BThaber İstanbul Sabiha Gökçen Havalimanı Next Step Toplantısı İstanbul AYRINTILI BİLGİ: www.bthaber.com
4 Temmuz 2019 Bilişim 500 Ödül Töreni Emek Sineması - İstanbul AYRINTILI BİLGİ: www.bilisimzirvesi.com.tr
24 Eylül 2019 BTvizyon Ankara Toplantısı Ankara AYRINTILI BİLGİ: www.bilisimzirvesi.com.tr
25 Nisan 2019 Univera Teknoloji Zirvesi Elite World Asia - İstanbul AYRINTILI BİLGİ: www.univera.com.tr
11 Temmuz 2019 BTvizyon Samsun Toplantısı Samsun AYRINTILI BİLGİ: www.bilisimzirvesi.com.tr
26 Eylül 2019 BTvizyon Eskişehir Toplantısı Eskişehir AYRINTILI BİLGİ: www.bilisimzirvesi.com.tr
E T K İ N L İ K L E R 9 Nisan 2019 Google Cloud Next San Francisco, ABD AYRINTILI BİLGİ: www.cloud.withgoogle.com/next/sf
Y U R T İ Ç İ
25 - 26 Nisan 2019 4.Uluslararası Medya Konferansı İstanbul Gelişim Üniversitesi - İstanbul AYRINTILI BİLGİ: www.gelisim.edu.tr/etkinlik/4-uluslararasiyeni-medya-konferansi
22 Ağustos 2019 Teknoloji Platformu 2019 Bursa AYRINTILI BİLGİ: www.bilisimzirvesi.com.tr
20 Kasım 2019 Teknoloji Kaptanları 2019 İstanbul Kongre Merkezi AYRINTILI BİLGİ: www.bilisimzirvesi.com.tr
Y U R T D I Ş I
29 Nisan - 2 Mayıs 2019 Dell Technologies World 2019 Las Vegas, ABD AYRINTILI BİLGİ: www.delltechnologiesworld.com
12 Aralık 2019 BTvizyon GirneToplantısı Girne AYRINTILI BİLGİ: www.bilisimzirvesi.com.tr
13 Haziran 2019 BTvizyon Kayseri Toplantısı Kayseri AYRINTILI BİLGİ: www.bilisimzirvesi.com.tr
3 Eylül 2019 BTvizyon Denizli Toplantısı Denizli AYRINTILI BİLGİ: www.bilisimzirvesi.com.tr
20-21 Kasım 2019 Bilişim Zirvesi'19 İstanbul Kongre Merkezi AYRINTILI BİLGİ: www.bilisimzirvesi.com.tr
20 Haziran 2019 BTvizyon Konya Toplantısı Konya AYRINTILI BİLGİ: www.bilisimzirvesi.com.tr
5 Eylül 2019 BTvizyon İzmir Toplantısı İzmir AYRINTILI BİLGİ: www.bilisimzirvesi.com.tr
16 Ocak 2020 BTvizyon Bursa Toplantısı Bursa AYRINTILI BİLGİ: www.bilisimzirvesi.com.tr
BThaber
26 MEKTUP
15 - 21 NİSAN 2019
Engellilerin hareket özgürlüğüne destek
Yeni haftadan merhaba, Bu haftam yaratıcılık odaklı olacak, açılışta belirteyim ve siftahı yapayım. Akbank Düşünce Kulübü; 11’inci yılında gençlere yaratıcı ve yenilikçi bir platform sunmaya devam ediyormuş. Bu yıl “Gençlerin Akbank ve Akbank Direkt’i daha fazla tercih etmesi için neler yapılabilir” konusu odağında projeler üreten üyelerin fikirleri, alanlarında uzman jüri üyeleri tarafından değerlendirilmiş. Birinciliği kazanan projenin sahibi olan üye bu yıl da Harvard Üniversitesi Yaz Okulu bursu ile ödüllendirilmiş. Bu arada, sürdürülebilir bir iş modeli ile yüksek sosyal etki yaratmak isteyen girişimcilere katkı sağlamayı amaçlayan Garanti Bankası - BBVA Momentum Sosyal Girişimcilik Destek Programı, yeni dönem için başvuruları almaya başlıyor. Garanti Bankası’nın Türkiye’deki programını yürüttüğü BBVA Momentum, Türkiye’de sosyal meselelere yenilikçi çözümler üreten sosyal girişimlere ivme kazandırmayı amaçlıyor. Garanti Bankası’nın Impact Hub İstanbul işbirliği ile gerçekleştirdiği, Türkiye, ABD, Meksika ve Kolombiya’da eş zamanlı olarak düzenlenen ve bu yıl üçüncü kez gerçekleştirilen BBVA Momentum Sosyal Girişimcilik Destek Programı’nın yeni dönem başvuruları 6 Mayıs’a kadar devam edecek. Detaylar için adresimiz https://www.momentum.bbva. com/en/. Sana yıllar önce bahsettiğim, sporu ve kadınları bir araya getirmesiyle başarılı bir girişimcilik hikayesi olan,
YIL 25 SAYI 1217
2006 yılında 6 kadın girişimci tarafından kurulup, bugün 55 ilde 225 şubesiyle hizmet veren b-fit, kendi işinin sahibi olmak isteyen kadın girişimcilere de destek oluyor, yalnızca kadın girişimcilere bayilik veriyor. b-fit’in bayilik başvurularını öncelikli olarak değerlendireceği iller arasında Afyon, Gaziantep, Ankara, Düzce, Tekirdağ, Aksaray, Giresun ilk sıralardaymış, spor ve iş hayatını buluşturmak isteyen tanıdıklara bilgi veririz o vakit. Yaratıcılık çocuk yaşta filizlenir ve gelişmesinde eğitmenlerin rolü şüphesiz çok önemlidir. Hepimizin çocukluktan bugüne hayatında önemli bir yeri olan Adel Kalemcilik de 2012 yılında başlattığı ve Öğretmen Akademisi Vakfı (ÖRAV) işbirliğiyle sürdürdüğü ‘Yaratıcı Çocuk Yaratıcı Beyin’ eğitimleri ile Şanlıurfa ve Gaziantep’te 2 günde 250’ye yakın öğretmenle buluşmuş. Bu eğitimlerle Adel Kalemcilik, öğretmenlerin kendi yaratıcılık potansiyellerinin farkına varmalarına ve inovatif yöntemler kullanarak eğitim süreçlerini geliştirmelerine katkıda bulunuyormuş. Yılsonuna kadar da bin öğretmene ulaşılması hedefleniyormuş. Eğitmenlerin başarılarından kurumsal başarılara geçelim o vakit. Sektördeki hizmet standartlarının iyileştirilmesi için faaliyetlerini sürdüren Çağrı
BThaber Grubu Yayın Koordinatörü Ayhan Sevgi ayhans@bthaber.com.tr
www.bthaber.com www.linkedin.com/groups/BThaber twitter.com/bthaber www.facebook.com/BThaber
Okur Temsilcisi Behçet Envarlı benvarli@tbv.org.tr
bulten@bthaber.com.tr adresine gönderebilirsiniz
CK Enerji’nin 2016 yılında başlattığı Hayatı Aydınlat Projesi çerçevesinde bu kez CK Enerji Akdeniz Elektrik çalışanları ‘sahne’ almış. Merve Özbey’in de şarkıları ile destek verdiği geceden elde edilen gelirle, engelli vatandaşların
Bilişim Zirvesi Etkinlik Organizasyon Ltd. Şti. adına Sahibi ve Sorumlu Yazıişleri Müdürü Neslihan Aksun neslihana@bthaber.com.tr
15 21 NİSAN 2019
Bültenlerinizi
Merkezleri Derneği (ÇMD) tarafından ISO 18295-1 Müşteri İletişim Merkezleri Standardı kapsamında verilen ilk belgeyi Vestel Çağrı Merkezi almış. ÇMD’nin hedefi ise uluslararası geçerliliğe sahip ve çağrı merkezi hizmeti sunan firmalar için özel hazırlanmış bir içeriği olan ISO 18295-1 Müşteri İletişim Merkezi Standardı’nı tüm sektörde yaygınlaştırmak. Netaş Ar-Ge ekibi tarafından geliştirilen, bulut üzerinden abonelerine zengin bir multimedya içeriği sunan, hatta ihraç da edilen Talki ise 17’incisi düzenlenen Türk Elektronik Sanayicileri Derneği (TESİD) Yenilikçilik Yaratıcılık Ödülleri töreninde Yenilikçiliğin Ticarileştirilmesi kategorisinde ödül almış. Talki isimli bu platform, servis içeriğinin yanında bulundurduğu PSTN ve SMS altyapılarına çağrı ve mesaj yönlendirme hizmetleri ile uçtan uca yetkin ve kişiselleştirilebilir bir altyapıya sahip. Proje, Avustralya gibi e-devlet sisteminde API’lerin yoğun kullanıldığı ülkelerde başarılı şekilde canlı sisteme de geçmiş.
Abone ve Dağıtım
btabone@bthaber.com.tr
Editör
Online Editör
Sedef Özkan sedefo@bthaber.com.tr
Handan Aybars handana@bthaber.com.tr
Ferit Çelik feritc@bthaber.com.tr
Tuğçe Diyar tugcee@bthaber.com.tr
Cilt, Baskı, Poşetleme: Uniprint San. ve Tic. A.Ş. - Hadımköy İstanbul Asfaltı Ömerli Köyü İstanbul - Tel 0212-798 28 40. l
O zaman haftaya yine bu sayfalarda buluşalım,
BThaber Genel Müdürü Özlem Unan İş Geliştirme ve Satış Müdürü Abdurrahman Koyuncu Reklam Satış Yönetmenleri Kutay Göçe Çiğdem Şakar Rana Özgen
Ankara Temsilcisi
Görsel Yönetmen
hayatın her alanında yer alabilmeleri için ‘akülü sandalye şarj istasyonları’ kurulacakmış. Hatta konserden önce Antalya’da Muratpaşa İlçesi’nde Güllük Yavuz Özcan Parkı ve Kapalıyol’da birer akülü sandalye şarj istasyonun kurulumunu tamamlayan CK Enerji, Antalya, Burdur ve Isparta’daki istasyon sayısını da artırmayı hedefliyormuş. Engellilerin hareket özgürlüğüne tam destek… Anadolu Hayat Emeklilik’in bu yıl 13’üncü kez gerçekleştirdiği “Kadın Gözüyle Hayattan Kareler” fotoğraf yarışmasının sonuçları da açıklanmış bu arada. Yarışmada dereceye giren ve sergilenmeye değer bulunan 44 eser de 2-30 Mayıs arasında İstanbul’da Tepe Nautilus AVM’de bizleri bekleyecek. Yaratıcılıkla başladık, yine bu vazgeçilmezimizle nokta koyalım… Türk Eğitim Derneği (TED) Genel Başkanı Selçuk Pehlivanoğlu, akademik yetkinliklerin yanı sıra gençlerin sanat, bilim ve sosyal yaşama dair estetik kazanmalarını önemsediklerini belirterek, İzmir’de ilk Çocuk, Gençlik ve Sanat Bienali’ni yapacaklarını açıklamış. “Hibrit insan yetiştiriyoruz çünkü artık geleceğin mesleği yok, kazanımları var” vurgusunu yapan Selçuk Pehlivanoğlu’nun dikkat çektiği gibi, Endüstri 4.0 ile gelişmeye başlayan ‘hibrit insan’ kavramı; birden fazla niteliğe ve farklı yetkinliklere sahip bireyler olarak tanımlanıyor.
Reklam Rezervasyon Sorumlusu Suzan Bilken Ankara Temsilcisi Sedef Özkan Yönetim Yeri: Bilişim Zirvesi Etkinlik Organizasyon Limited Şirketi Örnek Mah. Şehit Cahar Dudayev Cad. Örnek İş Merkezi No:14 Kat:5 34704 Ataşehir İSTANBUL Telefon: (0216) 888 0 596
Türkiye’nin en köklü bilişim teknolojileri yayını olan BThaber, 1995 yılından bu yana bilişim ve teknoloji dünyasındaki en son haberleri, yenilikleri ve bilgileri okuyucularına kesintisiz bir şekilde sunmaya devam ediyor. Her hafta yüzde 35’i BT, yüzde 65’i ise finans, otomotiv ve sağlık gibi farklı sektörlerde yer alan şirketlerin ve kamu kurumlarının yöneticilerinden oluşan 7500’ün üzerinde kişiye ulaşmakta ve online platformlar üzerinden her hafta on binlerce kişiye erişim sağlamaktadır.
ISSN 1300-6495
BThaber kontrollü abonelik sistemiyle dağıtılmaktadır. - Fiyatı 1 Kuruş (KDV dahil) - BThaber, 5187 sayılı Basın Kanunu’nun 2/f maddesi hükmü gereği ‘yerel süreli yayın’dır.
WEEKLY INFORMATION TECHNOLOGY AND ECONOMY NEWSPAPER
ICT 500 data providing process continues BThaber began collecting data from companies for Turkey’s first Top 500 ICT Companies Research - ICT 500, organized for the 20th time this year. For the research, conducted by M2S on behalf of BThaber, companies will be able to provide data by May 3rd. The data is collected online this year as well as last year. ICT 500 Catalog, which will include the results of the research, will be announced at a ceremony on July 4th. Esra Koç, the Manager of M2S Marketing Services, said that the research that gathered the data for 2018 was enriched with new categories this year and gave the following information: “Every year after the ICT 500 process is completed, we start working for the next year and every year we make some innovations. The categories started to gain importance in the ICT 500 Research which we prepare according to the sales revenues of the previous
year. Thus, companies see their position in the categories among competitors. Even if it is a new category, it is an additional reference point to be at the higher levels of this category.
second innovation this year. IP and CCTV cameras took place in the ‘security camera hardware’ title. The second title ‘information security hardware’ includes network security hardware.
Within the scope of the research, we divide the companies into ‘information’ and ‘communication’ technologies. Furthermore, we had 9 different categories as Turkey Representative/ Dealer of an International Manufacturer, Turkey Based Manufacturer, System Integrator, distributor, vendor, e-commerce company, telecom and service provider. Since dealers now operate as systems integrators, we combined it with the dealer category and this year we introduced the ‘system integrator and partner’ category, decreasing the number of main categories to 8. We divided the title ‘security equipment’ under the ‘hardware’ section, as our
There is another section that we named PLUS and we implemented a few years ago. Last year we separated IoT and M2M in this way. We added artificial intelligence to this order. We try to measure artificial intelligence, as well. There is also an innovation in the software section. We also categorize sectoral software by each sector. We identified priority sectors as finance, health, tourism and defense. We will also be able to measure in which sectors the companies mostly dealing with the sectoral software. This year we will have some changes in the tables in the catalog. The distributor, international company or
system integrator, everyone was included in the same table in 8 main categories. Sometimes we were making distinctions like ‘just distributor’, but this year we will prepare the tables with this direction. Within a subcategory, the distributor and the main company or dealer will not be in the same ranking. So we are getting into more detail. We used to make 1 table from 1 sub-category, now we will have the opportunity of making 3 - 4 tables according to the income. Anatolian companies are also important for us. With these categories that we have tried to develop for three years, we are able to do more ranking in terms of cities. We create the ranking tables of cities of more than five company data. The net sales revenues of these companies may not be at the level of ICT 500. However, all companies will be able to take part in the Anatolia tables with their data”.
eSIM decision of BTK was published The official decision titled ‘Remotely Programmable SIM Technologies (eSIM))’ prepared by BTK Technical Regulations Department came into force. The transition date to the eSIM system was set as February 29th, 2020. Until this date, the decision requires to obtain a certificate of domestic goods for the
system components subject to certification. 5 decisions were made for Remotely Programmable SIM technologies (eUICC, eSIM/ embedded SIM etc.) which enable remote management of mobile operator profile. Within the framework of these decisions; it is aimed to bring
innovative technologies to our country, to ensure effective competition in information and communication technologies, to minimize the potential problems in the process of change of subscribers. Decisions cover the protection of consumer rights and personal data, ensuring the maximum level
of cyber security, taking measures required by the legislation in order to carry out national security, public order or public service as required, and establishment of electronic communication systems for the regulations introduced in related laws through operators’ electronic communication systems.
Entegre Yönetim Finans ve Nakit Akışı Fatura, İrsaliye, E-Fatura Stok, Depo, Lojistik Satınalma Yönetimi Müşteri, Teradikçi, Taşeron Sözleşme Yönetimi
CRM Pazarlama - Satış Servis - İş Yönetimi İK Özlük, İşe Alım Tekrarlanan Gelir ve Gider Aksiyon, Toplantı, Görev Dashboards: CEO, CFO, CPO
www.PirCloud.com
Projeler Proje Bütçe Yönetimi Puantaj, Hakediş Yönetimi Proje İş Programı Proje Süreç Yönetimi Proje Günlük İşlemler
Winners of ‘Get in the Ring’ are Atarlabs and Altosec ‘Get in the Ring (GITH)’ event was held in April, 6th, hosted by Bilkent Cyberpark for the 3rd time in Turkey, together with the Defense Industry Presidency and Turkey Cyber Security Cluster. ‘Get in the Ring (GITR)’ event, organized in more than 100 countries, which offers startups that have innovative and commercialization potential the opportunity to introduce themselves in the international arena, was hosted by the Defense Industry Presidency
and Turkey Cyber Security Cluster, this year. ‘Cyber Security’ was determined as the focus sector. 8 cyber security firms were selected from the applications made to Get in the Ring and the entrepreneurs participating from these companies met their competitors in the ring and explained their business ideas and made great effort to influence the jury. Nurettin Erginöz from Atarlabs and Serkan Başaran from Altosec were able to reach the finals.
The winner was Atarlabs in the end, being announced by the Defense Industry Presidency, Cyber Security and Information Systems Group President Mustafa Özçelik. Atarlabs and Altosec, who finished second in the competition, received the chance to participate in the ‘GITR Global’ final in Berlin. Apart from the finalists, the only female entrepreneur of the ring, the founder of Safetech company, Fatma Ertürk won the mentorship and consulting award from
Bilkent Cyberpark, while the youngest competitor of the ring, Kağan Işıldak from Gais Security company won the one year free office award from Bilkent Cyberpark. The ‘Get in the Ring Global Final’ will take place on June 16-19th, 2019 in Berlin, the European capital of entrepreneurship. Working hard to be the best in the world and representing Turkey, Atarlabs and Altosec companies will have the opportunity to meet with over 100 investors and customers.
3D design for digital transformation processes Digital transformation is now on the agenda of every company and organization. Digital transformation, which is a long and challenging process, can be simulated with three-dimensional technologies in the production sector and it can reveal how the processes should be. Offering solutions and services in this area, Cadem also is active in overseas markets. Cadem Founding Partner Ali Serdar Emre stated that: “Cadem provides services in all aspects of digitalization, including product, solution, training and consulting. We offer digital transformation solutions and consultancy to automotive, aerospace, defense, machinery
manufacturing sectors. With one of our fields of businesses, CADEMPLM Product Life Cycle Management solutions (Product Lifecycle Management) and 3D EXPERIENCE platform, we contribute to the industry’s digital transformation process as a solution partner through end to end product development process management, digital twin generation, virtual factory simulation, digital data management, design and engineering simulation. With CademMetrology, we offer technologies that provide competitive advantage to companies by accelerating processes in industries with the solutions we offer in the
field of 3D measurement. In 2018, we achieved a serious success. We introduced a product in augmented and virtual reality that enriches communication with our augmented and virtual reality brand CDMVision: ‘Augmented Distant Services’. ADS is a product that enables remote maintenance of services such as maintenance, service and training in the industry. On the one hand, while the disruption time of the machines is reduced in production processes, the working time and profit is not compromised, the augmented reality supported learning enables the teams to be trained more quickly and efficiently.
ADS began to be used as augmented reality supported learning technology in Bursa Model Factory with the support of Ministry of Industry and Technology, Bursa Chamber of Industry and Commerce and the United Nations Development Organization and it will have an important role in the digital transformation especially of SMEs. This product is located in the Fraunhofer Institute, one of the most prestigious research institutes in Europe, where the future workspaces are simulated in the ‘Future Work Lab’. We are the only Turkish company that is located there.”
İŞİNİZİ ÖZGÜRCE YÖNETİN
E-Flow BPM Bulut ile, Düşük Maliyet, Düşük Risk, Yüksek Değer! 0216 456 0276 /netoloji
/netoloji
www.netoloji.com /NetolojiYazilim
/NetolojiYazilim
/Netoloji Yazilim
E-Flow