25. yıl HAFTALIK BİLİŞİM TEKNOLOJİLERİ VE EKONOMİSİ GAZETESİ www.bthaber.com.tr
SAYI
1218 22 - 28 Nisan 2019
Sayfa
8
Açık kaynakta ‘bağımsızlık’ kutlaması SUSECON 2019’da ‘açık’ kavramının ‘açık kaynak koddan daha fazlası’ olduğunu göstermeye odaklanıldı.
Sayfa
3
Sayfa
Kurumsal kaygıların sonu yok!
5
Z kuşağına yönelik sınıflar tasarlandı MEB Yenilik ve Eğitim Teknolojileri Genel Müdürlüğü ile Hacettepe Üniversitesi ‘eTwinning Geleceğin Sınıfı Etkinliği’ programını tanıttı.
Dell Technologies Dijital Dönüşüm (DT) Endeksi’ne göre, birçok işletmede dijital dönüşüm programları hâlâ emekleme evresinde. Türkiye’deki her 10 işletmenin 9’u gelecek beş yıl içinde değişen müşteri ihtiyaçlarını karşılamakta güçlük yaşayacaklarına inanıyor. Bu oran küresel bazda yüzde 51 olurken, dünya çapındaki işletmelerin yaklaşık üçte biri dijital dönüşümde işletmelerinin geride kalmasından endişe duyuyor. Türkiye’de ise dijital dönüşümde geride kalma konusunda endişeler dünya ortalamasının altında.
TÜRKİYE’NİN VERİ MERKEZİ
RADORE
radore.com
BThaber 22 - 28 NİSAN 2019
GÜNDEM
3
Kurumsal kaygıların sonu yok! Dell Technologies Dijital Dönüşüm (DT) Endeksi’ne göre, birçok işletmede dijital dönüşüm programları hâlâ emekleme evresinde. Türkiye’deki her 10 işletmenin 9’u (yüzde 92) önümüzdeki beş yıl içinde değişen müşteri ihtiyaçlarını karşılamakta güçlük yaşayacaklarına inanıyor. Bu oran küresel bazda yüzde 51 olurken, dünya çapındaki işletmelerin yaklaşık üçte biri (yüzde 30) dijital dönüşümün işletmelerinin geride kalmasından endişe duyuyor. Türkiye’de ise dijital dönüşümde geride kalma konusunda endişeler dünya ortalamasının altında (yüzde 13). Araştırmanın Türkiye sonuçlarını değerlendiren Dell EMC Türkiye Genel Müdürü Sinan Dumlu, “Dijital olgunluk konusunda gelişmekte olan pazarların, daha önce gelişmiş olan pazarlara kıyasla önde olduğu görmek sevindirici. Ülkemizin Avrupa, Ortadoğu ve Afrika bölgesinde dijital olgunlukta zirvede yer alması önümüzdeki fırsatları gösteriyor. Diğer konu ise önümüzdeki 5 yılda değişmesi beklenen müşteri ihtiyaçlarının karşılanmasından endişe edilmesi. Bu sorunun önüne geçmek için işletmelerin şimdiden önlemlerini alarak, geleceğe hazır yatırımlar
yapması gerek” dedi. Türkiye’deki bulgular, işletme liderlerinin bir güven krizi eşiğinde bulunduğunu ve kalıcı engellerin yüzde 92 oranında işletme liderini harekete geçmekten alıkoyduğunu da gösteriyor. Türkiye’de dijital dönüşüm başarısının önünde ilk beş engel şöyle sıralanıyor: 1. Veri gizliliği ve güvenliği endişeleri (%45) 2. Bütçe ve kaynak yetersizliği (%40) 3. Olması gerekenden fazla bilgi (%35) 4. Üst seviye destek eksikliği (%29) 5. Olgunlaşmamış dijital kültür (%27). Katılanların yüzde 89’u, işletmelerinin önümüzdeki beş yıl içinde güvenilirliklerini kanıtlamakta zorluk yaşayacağına inanırken, dünyada bu oran yüzde 49’da kalıyor. Türkiye’deki işletmelerin yaklaşık üçte biri (%29) kendi işletmelerinin yönetmeliklere (KVKK, AB Genel Veri Koruma Yönetmeliği gibi) uygunluk sağlayacağına güvenmiyor. Hem dünyada hem de Türkiye’dekilerin üçte biri kendi işletmelerinin çalışan veya müşteri verilerini koruyacağına da güvenmiyor.
Öncelikli teknoloji yaklaşımları Liderler, gelecekteki dönüşüme yardımcı olmaya yönelik olarak iş gücüne, güvenliğe ve BT’ye odaklanmayı içeren benzer öncelikler ve yatırımlar bildirdi. Örneğin 2016 yılındaki sonuçlara kıyasla artışla liderlerin yüzde 46’sı tüm çalışanlara nasıl kodlama yapılacağını öğreterek, şirket içi
dijital becerileri ve yetenekleri geliştiriyor. Anket sonuçlarına göre, Türkiye’de bu oran yüzde 50 düzeyinde. Türkiye’de gelecek 1-3 yıl içinde yapılması planlanan öncelikli teknoloji yatırımları ise siber güvenlik, bilişim merkezli yaklaşım, IoT teknolojisi, bilişsel sistemler ve çoklu bulut ortamı.
4
BThaber
ANKARA
22 - 28 NİSAN 2019
5G verimlilik artışı sağlayacak Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Mehmet Cahit Turhan, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) tarafından hazırlanan ‘Türkiye Elektronik Haberleşme Sektörü Pazar Verileri Raporu’na ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Raporla ilgili açıklama yapan Bakan Turhan, elektronik haberleşme sektöründeki işletmecilerin geçen yılın sonu itibarıyla yaklaşık 58 milyar lira net satışa ulaştıklarını kaydetti ve bu rakamın, bir önceki yıla göre yüzde 15,4 artışa denk geldiğini söyledi. Türk Telekom ve mobil operatörler özelinde bakıldığında ise gelirlerin yılsonunda toplam 45 milyar lira ile 2017'ye kıyasla yüzde 14,1 arttığını aktaran Turhan, bunların dışında kalan diğer işletmecilerin gelirlerinin toplamının geçen yıl 14 milyar liraya ulaştığını ifade etti. İşletmeciler tarafından yapılan yatırımların toplam tutarı 9,4 milyar lira Turhan, "Türkiye'nin sayısal dönüşümde öncü konumda olabilmesi ve bu dönüşümün ülke refahının yükselmesi için kullanılabilmesi amacıyla elektronik haberleşme sektöründeki yatırımlara özel önem veriyoruz. Geçen yıl işletmeciler tarafından yapılan yatırımların toplam tutarı, bir önceki yıla göre yüzde 15,3 artışla 9,4 milyar liraya ulaştı. Türk Telekom ve mobil operatörlerin yatırımları ise aynı dönemde yüzde 14,5 yükselerek, yaklaşık 6,72 milyar liraya ulaştı. Bunların dışında kalan işletmecilerin yatırım tutarları ise yaklaşık 2,7 milyar lira oldu” açıklamasını yaptı. Genişbant internet, en hızlı gelişen hizmet Mobil abone artışının geçen yılın sonunda, bir önceki yıla göre yüzde 3 arttığını belirten M. Cahit Turhan, bunun nüfusa oranlandığında
yüzde 99'luk mobil abone yaygınlığını (penetrasyonunu) ifade ettiğinin altını çizdi. Turhan, 4,5G hizmetine abone olanların sayısındaki artışın yanı sıra, cihazı ve SIM kartı 4,5G ile uyumlu olan, aktif şekilde 4,5G hizmetini kullanabilen abonelerin sayısının da 40,2 milyona ulaştığını söyledi. 4,5G'nin yayılımıyla 3G abone sayısının 6,6 milyon civarına indiğini aktaran Turhan, "Mobil teknolojilerin bireylerin haberleşmesinin yanı sıra makinelerin birbiriyle haberleşmesi için de kullanılıyor ve Makineler Arası İletişim (M2M) olarak ifade edilen bu hizmet, ülkemizde de giderek büyüyen bir yapıya sahip bulunuyor. M2M abone sayısı 2018 sonu itibarıyla yıllık bazda yaklaşık yüzde 16 artarak 5,2 milyonu aştı. Ülkemizin 5G'ye yerli ve milli imkânlarla geçen ilk ülkelerden olma hedefi çerçevesinde, çok daha yüksek hızlar ve daha düşük gecikme sürelerine sahip olan 5G teknolojisiyle mobil teknolojiler, endüstriyel alanda ve hizmet sektörlerinde daha fazla kullanılır hale gelecek. Bu durum ülkemizin ekonomik gelişimine verimlilik artışı sağlayarak önemli faydalar getirecek” dedi. Abonelerin diledikleri zaman kolaylıkla operatörlerini değiştirebilmelerinin hizmet çeşitliliği ve fiyatlar konusunda rekabeti artırdığını, mobil numara taşınabilirliğinin başladığı 2009'dan beri başarıyla uygulandığını anlatan Turhan, 2018 son çeyreğinde taşınan mobil numara sayısının da 2,8 milyonu aştığını dile getirdi. Avrupa ülkeleri arasında aylık ortalama mobil konuşma süreleri bakımından da daha önceki dönemlerde olduğu gibi Türkiye'nin birinci sıradaki yerini koruduğunu ifade eden Turhan, son çeyrek verilerine göre ülkede aylık
ortalama konuşma süresinin 444 dakika olduğunu açıkladı. Sabit telefon hizmeti alan abone sayısının 2018'de yüzde 3'e yakın artarak geçen yılın sonunda 11,6 milyonu geçtiğini kaydeden Bakan Turhan, sabit hizmetlerde abone yaygınlığının yüzde 14,2 olduğunu vurguladı. Turhan, Türkiye'de en hızlı gelişen elektronik haberleşme hizmetlerinin başında genişbant internet hizmetinin geldiğini bildirerek, şunları kaydetti: "2016'da başlayan 4,5G hizmetinin çok daha hızlı mobil internetle vatandaşları tanıştırması ve fiber altyapılara yapılan yatırımlarla fibere ulaşımın daha kolay hale gelmesi neticesinde hem mobil hem sabit genişbant abone sayımız artışını sürdürdü. 2018 yılı sonunda toplam genişbant abone sayımız bir önceki yıla göre yüzde 8,2 artarak 74,5 milyon oldu. Bu rakam içinde mobil genişbant abone sayısı 61,1 milyona, sabit genişbant internet abone sayısı ise 13,4 milyona ulaştı." 2018'de toplam veri trafiği 17,1 milyon terabayt Bakan Turhan, sabit genişbant internet abone sayısındaki artış incelendiğinde en yüksek artışın ‘eve kadar fiber’ abone sayısında yıllık bazda yüzde 44,5'lik yükselişle gerçekleştiğini aktararak
abone sayısının 1,5 milyona yaklaştığını söyledi. Toplam fiber abone sayısının da bir önceki yıla göre yaklaşık yüzde 20 artışla 2,8 milyon olduğunu dile getiren Turhan, kablo internet abone sayısının 932 bine ve xDSL abone sayısının 9,5 milyona ulaştığını belirtti. Gelişen altyapılar ve teknolojinin getirdiği yüksek hızların abonelerin daha fazla veri tüketmesi imkânını da sağladığını ve bunun sonucu olarak 2018'deki toplam veri trafiğinin 2017'ye göre yüzde 33 artışla 17,1 milyon terabayta ulaştığını anlatan Turhan, bunun yaklaşık 3,2 milyonunun mobil trafik olduğunu bildirdi. Mobil veri trafiğindeki artışın yüzde 57'yi geçtiğine işaret eden Turhan, sabit internet abonelerinin veri tüketimlerinin 14 milyon terabayta yaklaşarak bir önceki yıla göre yüzde 28 arttığını ifade etti. Sabit ve mobil şebekelerinde oluşan ses trafiği konusunda da bilgi veren Turhan, geçen yılsonunda toplam trafiğin 274,3 milyar dakikaya ulaştığını söyledi. Bakan Turhan, hem mobil hem de sabit genişbant için olmazsa olmaz konumundaki fiber altyapı uzunluğunun bir önceki yıla göre yüzde 9 artarak 355 bin kilometreye ulaştığının altını çizdi.
BThaber
E-TOPLUM
22 - 28 NİSAN 2019
5
Z kuşağına yönelik sınıflar tasarlandı meslek ortaya çıkacak. Biz bugün o mesleklerde iş yapacak insanları yetiştirmeye çalışıyoruz" açıklamasını yaptı.
Milli Eğitim Bakanlığı Yenilik ve Eğitim Teknolojileri Genel Müdürlüğü ile Hacettepe Üniversitesi arasındaki ‘Geleceğin Sınıfını Tasarlama İş Birliği Protokolü’ kapsamında; 3 boyutlu yenilikçi sınıf modellerin sergilendiği ‘eTwinning Geleceğin Sınıfı Etkinliği’ programı 11 Nisan’da düzenlendi. Milli Eğitim Bakan Yardımcısı Reha Denemeç, programın açılışında yaptığı konuşmada, eğitim konusunda akademi ve diğer kurumlarla çalışmanın önemini vurgulayarak, daha yüksek katma değerli ürünlerin ortaya çıkmasının,
kurumların bilgi birikimlerinin ve becerilerinin birleştirilmesiyle mümkün olduğunu söyledi. Çocukları geleceğin dünyasına hazırlamada yenilikçi sınıf tasarımlarının önemine işaret eden Denemeç, "Her geçen yılki değişimin hızı katlanarak artıyor. Bu anlamda X, Y, Z kuşağı var. Bu çalışmamız, Z kuşağına yönelik olacak. Z kuşağı çocuklarımız, bilgisayar, tablet, akıllı telefonlarla birlikte büyüyor. Sonradan öğrenme ile içinde yaşayarak, içselleştirerek öğrenme arasında çok büyük fark var. Bu anlamda baktığımızda önümüzdeki 1520 yıl içerisinde, şu an hiç aklımıza dahi gelmeyen birçok
Rekabet için kendimizi yenilememiz şart Denemeç, eski metotların kullanılmasının çocukların geleceğe hazırlanmasında çok faydalı olmayacağına dikkat çekerek "Çocuklara, geniş düşünebilme, ne aradığını ve nerede arayacağını bilme gibi becerileri, zekâsını geliştirecek çalışmaları ve temel bilimlerdeki bilgileri aktardığımız zaman, 20´li yaşlarda çalışmaya başladıklarında, sahaya çıktıklarında altyapılarını yeni mesleklerine adapte edecek şekilde çalışabilecekler. Ancak çocukları bu şekilde yetiştirirsek gelecek için ümitli, başarılı olabiliriz" şeklinde konuştu. Çocukların milli eğitime emanet edildiği okul öncesi ve ilkokul dönemlerinin öğrenme becerilerinin en yoğun olduğu zamanlar olduğunu vurgulayan Denemeç, bu anlamda çocuklara verilecek eğitimin kalitesi ve
içeriğinin gelecekteki başarılar için belirleyici olduğunu ifade etti. Eğitimin hayat boyunca devam eden bir süreç olduğunu kaydeden Denemeç, "Rekabet edebilmek için dünyadaki gelişmeleri takip etmeniz ve kendinizi yenilemeniz lazım. Bu anlamda ilköğretim, ortaöğretim ve yükseköğretimi de birbirinden ayırmadan bir bütün olarak ele almamız ve beraber iş birliği yapmamız çok daha doğru” dedi. Konuşmaların ardından MEB Yenilik ve Eğitim Teknolojileri Genel Müdürlüğünce yürütülen ‘Future Classroom Lab’ (FCL) projesi çerçevesinde, Hacettepe Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi İç Mimarlık ve Çevre Tasarımı Bölümü tarafından tasarlanan yenilikçi sınıf tasarımlarının 3 boyutlu modelleri arasından dereceye girenler açıklandı. En başarılı tasarım ödüllerine; İpek Şahin, Billur Zeynep Şengül, Hatice Tül Kübra Çerez layık görülürken, özel tasarım ödülleri Serdar Selim Çoban ile Yusuf Çakar´a verildi.
Tarım 4.0 olması gerekiyor Smartcon 2019 Ankara, 9 Nisan tarihinde, Tarım ve Orman Bakanı Dr. Bekir Pakdemirli’nin katılımıyla Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu’nda ( BTK ) gerçekleştirildi. Analytics Center tarafından düzenlenen, gelişen teknolojilerin bölgesel ve küresel ekonomilere etkilerinin değerlendirildiği smartcon2019 Ankara, 2. yılında kamu ve özel sektörden 300’ün üzerinde katılımcıyı ağırladı. Zirvede; büyük veri, yapay zekâ, nesnelerin interneti, açık kaynak kodlu yazılımlar, eklemeli üretim ve siber güvenlik gibi konular, başarılı iş uygulamaları eşliğinde kurumsal organizasyonlar, kamu
için teknoloji kullanımı ve yıkıcı girişimler ekosistemleri ele alındı. Bakan Pakdemirli yaptığı konuşmada, teknolojinin tarım için de büyük önem taşıdığına ve tarımda teknolojiye ilgisiz kalınamayacağına vurgu yaparak “Tarımda gıda güvenliği ve gıda güvenirliği çok önemli. Endüstri 4.0 olur da, Tarım 4.0 olmaz mı? Sensörler kullanıldığında verimlilik geliyor. Dijital olgunluk seviyemizi artırdık. Ortak veri merkezi kuruyoruz, 9 kurumun 10 tane bilgi işlem merkezini tek merkezde topluyoruz. Amacımız tüm hizmetlerimizi e-devlete taşımak" açıklamasını yaptı. Büyük verinin çok iyi
kullanılması gerektiğinin altını çizen Pakdemirli, yapay zekâda inanılmaz fırsatlar olduğuna işaret etti. Pakdemirli, “Tarımı tam anlamıyla optimize etmeyi düşünüyoruz. Tarımda teknolojiyi kullanmak mecburidir. Yüzde 50 daha fazla gıda üretmeliyiz; bunun yollarını bulmamız gerek”
şeklinde konuştu. Şahin Tulga da dijital devrim ile müşterilerin güç kazandığını ifade ederek dijital teknolojileri kullanarak iş süreçlerinin daha verimli hale getirildiğini kaydetti ve “Dijital dönüşüm, tarım sektörü için de büyük fırsat” değerlendirmesini yaptı.
6
E-TOPLUM
BThaber
Edip Emil Öymen edip.oymen@outlook.com
22 - 28 NİSAN 2019
İnternete nasıl bir denetim? çeşitli yerlerde yayınlandı: https://www.techdirt.com/ articles/20190410/1458064 1973/eu-tells-internet-archivethat-much-site-is-terroristcontent.shtml
Fransa Hükümeti’nin “Bilgi ve İletişim Teknolojileri Suçlarıyla Mücadele Merkezi” (Central de Lutte contre la Criminalité liée aux Technologies de l’Information et de la Communication (OCLCTIC), internetteki “bütün” sitelerin kopyasını çıkartıp saklayan Internet Arşivi’ne (Internet Archive) garip bir taleple başvurdu: “Arşivden 500 madde, terörle ilintilidir. Bunları silin.”
Bu 500 maddeye neler giriyor? Gütenberg Projesi’nin tamamı: Yani 15 milyon satır yazı. Grateful Dead müzik grubunun bütün arşivi (Bu grubun elemanı John Perry Barlow, Electronic Frontier Vakfı kurucusuydu. 2015’te öldü. Davos’ta 1996’da İnternet Bildirgesi’ni okumuştu). Prelinger Film Arşivi ve ABD resmi haber kanalı CSPAN’in arşivi ve başkaları. İnanması güç (ve sanki 1 Nisan Şakası veya “sahte haber” niteliğindeki) bu tuhaflık
Bu tuhaf ama yalanlanmayan haberi inceleyen kaynaklar arasında Forbes da vardı. Forbes, bu talebi “asılsız” diye tanımladı. Ama Fransa Hükümetinden veya Europol’den bu konuda açıklama gelmediğini de kaydetti (12.04). Belki siz bunları okurken, neyin ne olduğu, neden nasıl olduğu açıklığa kavuşmuş olur? https://www.forbes.com/sites/ kalevleetaru/2019/04/12/theeus-false-terrorist-takedownrequests-remind-us-whybad-internet-legislation-is-sodangerous/ İnternette nefret söylemi, aşırılık, teröre teşvik gibi konulara kesin bir son vermek isteyen Avrupa Birliği, “terörist içeriğin en geç bir
saat içinde yayından kaldırılması, aksi halde ceza verileceğini” öngören bir yasa hazırlığı içinde. Böyle bir yasanın nasıl uygulanacağına dair derin kaygılar var. Forbes, “Küresel internet, hatalı ve iyi düşünülmemiş yasal önlemlerin ağırlığı altında kalacak, bu durum hükümetlerin gerçek talepleriyle bağdaşmayacaktır. Küresel bir ifade özgürlüğü ışığı olarak tanıdığımız internet dönemi hızla sona yaklaşıyor,” diye yazdı. İnternet Arşivi, internetteki “her şeyi” kopyalamak amacıyla kurulmuştu. Buraya kayıtlı site sayısı 361 milyonu aştı. İnternetin dünya vatandaşlarına açıldığı 1990’lardan beri kaydedilen sayfa görüntüsü 510 milyarı aştı. Arşivde, halen yayında olan/ olmayan 330 milyar web sayfası saklanıyor. Bütün bu depo 25 petabyte’lık yer kaplıyor (09.2018).
35 bin 500 sayfa dijital tarih Halka açık olmayan, randevuyla “bile” girilmesi bir sürü şarta-şurta bağlı, gizemli bir özel kütüphane: Arcadian Kütüphanesi. Web sitesinde adresi yok. Kime aittir, yazılı değil. Bu bilgiler Google’da yok. (“İnternette her şey var” diyenlere işte yine uygun bir cevap: Eğer internete yazarsan, internette olur, ki bunu okuman bile yüzde 100 garanti değildir). Kütüphaneyi oluşturan gizemli kişi, ismini sadece Kütüphane yöneticilerinin bildiği bir milyoner, trilyoner her halde? Çünkü kütüphanesi paha biçilemez bir tarih koleksiyonu. Haklı nedenlerle bu kişi kendini gayet gizli tutuyor.
Bir Arap gazetesinde çıkan bir habere göre ise bu gizli kütüphane, Londra’nın en ortasında, 1800’lerde kraliyet sarayı olarak da kullanılan, şimdi über-süper lüks, saray kadar bakımlı bir binada. (Londra’yı bilenler için: Carlton Terrace). Arap gazetesi, Körfez Emirleri’nden birinin burayı ziyaretini haber yaparken, Kütüphane’nin “sırrını” da yazıvermiş. Google’da bir tek bu bilgi, “iyice aşağılarda” bir
yerde. Haberde, Kütüphane Yönetim Kurulu Başkanı diye tanıtılan Dr Jamie Antakia hakkında da Google’da bilginin damlası yok. (Acaba Antakya kökenli bir Levanten ailenin kaçıncı kuşağı mı?) Bu gizemli kütüphanede Avrupa ile Orta Doğu/Osmanlı ilişkilerinin 1475 – 1874 dönemini kapsayan, başka kopyası olmayan, nadide el yazması, veya baskı onbinlerce kitap, belge, resim, çizim, harita, gravür, mektup saklı. İngilizce, Fransızca, Almanca, Osmanlıca, İtalyanca, İspanyolca, Portekizce, Macarca, Latince.
Sadece diplomatik ilişkiler değil, tarımdan tıbba bir çok konuda Orta Doğu/Osmanlı eserlerini “bu gizemli koleksiyoncu”, müzayedelerden, sahaflardan, başka koleksiyonlardan toplamış belli ki. Ve, işin “bizi” ilgilendirecek kısmına geldik: Bütün bu eserleri, şimdi 35 bin 500 sayfa olarak dijitale kopyaladılar. Üyelik/ abonelik karşılığında tarihçiler, meraklılar, bu eserlere ekrandan ulaşabilecek. Öyle ki Kanuni Sultan Süleyman’ın, “Ben kiiii...” diye başlayan, Fransa Kralı Fransuva’ya yazdığı ünlü mektubun Latincesine de... http://www. arcadian-library.com/
YAZICI MI KİRALAYACAKSINIZ?
KYOCERA Yönetilen Doküman Hizmetleri (MDS) tercih edin. KYOCERA MDS, baskı maliyetlerinde %30’a varan oranlarda azalma sağlayan çok yönlü bir çözüm konseptidir. MDS çerçevesinde uzman ekiplerimiz donanım, yazılım ve iş akışı kaynaklı, maliyetlerinizi etkileyen sorunları tespit eder. Detaylı analizler sonucunda size özel bir çözüm geliştirilir. KYOCERA’nın kompakt masaüstü yazıcılarından yüksek kapasiteli çok fonksiyonlu fotokopi makinelerine kadar uzanan geniş ürün yelpazesi, gelişmiş doküman çözümleri ve üstün servis hizmetlerini bir araya getiren benzersiz sayfa başı anlaşma sistemimiz sayesinde ek maliyetlerle karşılaşmaz, yalnızca aylık kira bedeli ödersiniz.
8
BThaber
BİLİŞİM DÜNYASI
22 - 28 NİSAN 2019
Açık kaynakta ‘bağımsızlık’ kutlaması SUSECON 2019’da ‘açık’ kavramının ‘açık kaynak koddan daha fazlası’ olduğunu göstermeye odaklanan ve Micro Focus bünyesinden çıkan SUSE, 2019 teması ‘My kind of open’ (benim açık anlayışım) ile yazılım tanımlı altyapı ve uygulamaları, bunların dijital dönüşüm ve kurumsal büyümeye etkilerine odaklandı. 15 Mart 2019 tarihi itibariyle Micro Focus bünyesinden çıkarak en büyük bağımsız açık Handan Aybars kaynak kod şirketi Nashville-ABD halini alan SUSE, her yıl düzenlediği SUSECON kullanıcı konferansı için bu sefer Nashville’i seçti. 1-5 Nisan 2019 tarihleri arasında Renaissance Nashville Hotel’de iş ortaklarını, müşterilerini ve kanal yapısını bir araya getiren şirket, SUSECON 2019 kapsamında yeni ürün ve çözümler, ayrıca kanal yapısının geleceği, bulut bilişim ve çeşitlenen uygulama ihtiyaçları ele alındı. Bağımsız bir şirket olarak SUSE’nin iş ortağı programında gelişimin güç kazanacağı, yeni ürün geliştirmede kanal iş ortaklarının rolünün büyük olduğu üzerinde duruldu. Çalışmalarının yüzde 85’ini kanal üzerinden yürüten SUSE, yeni kurumsal yapılanması paralelinde kanala daha da ağırlık verecek. Bağımsız açık kaynak şirketi olmayı, orta vade için ‘bağımsız danışman yetkinliği’ olarak tanımlayan SUSE yetkilileri,
çevik açık kaynak konseptinin önemine dikkat çekti. Açık kaynak kodun açıklığına yönelik inanca vurgu yapılan konuşmalarda, organik ve inorganik büyüme odağına da işaret edildi. SUSE bu kapsamda, satın alma ve birleşme stratejisini hayata
geçirmek için ‘multi cloud management’ odaklı çalışmalar yürütecek. Bağımsız bir şirket olarak bulut, bulut yönetimi ve uygulama platformu sunacak olan SUSE, bunun yanında SAP HANA ve Microsoft Azure platformları ile bağlarını daha da güçlendirecek. HPE ve Intel
Herkesin ‘açık’ anlayışı kendine has (My kind of open) Yeni hibrit ve çoklu bulut yetkinliklerini SUSECON 2019’da bu motto ile tanıtan SUSE, her ölçekte şirkete dijital altyapılarını geliştirebilmeleri adına yeni araçları sundu: •
•
•
Bütünüyle açık kaynaklı konteyner düzenleme sistemi (Kubernetes) merkezli bir çözüm olan SUSE Cloud Application Platform 1.4, Nisan ayı itibariyle kullanıma sunuldu. Kubernetes Certified Service Provider unvanını alan SUSE, böylece SUSE Cloud Application Platform ve SUSE CaaS Platform uygulama çözümlerini kullanan şirketlere destek ve hizmeti sunacak. Microsoft Azure platformundaki SAP HANA
•
•
Large Instances için ilk kurumsal Linux mimarisini hayata geçiren SUSE, ayrıca SUSE Linux Enterprise Server for SAP Applications ile Azure üzerinde kurulum ve yönetim yetkinliklerinde geliştirmeleri kullanıcılarına sunuyor. SUSE’nin yeni OpenStack Cloud platformu da Nisan ayı itibariyle SUSE OpenStack Cloud 9 olarak kullanıma sunuldu. Bu platform, aynı zamanda SUSE OpenStack Cloud ve HPE OpenStack teknolojilerini tek bir markada buluşturan bir yenilik. SUSE, ikinci nesil Intel Xeon Scalable işlemcilere destek vereceğini de SUSECON 2019’da açıkladı.
işlemci desteği de burada önem kazanacak. Her şey hızlı ve doğru inovasyon için… Mart 2019’da EQT Partners ile SUSE’nin birleşmesi tamamlandı ve böylece SUSE, Micro Focus bünyesinden çıktı. EQT Partners gibi bir yatırım şirketinin sahipliğinin, şirketin büyümesini ve açık kaynak merkezli çalışmalarının gelişimini desteklemesi bekleniyor. SUSECON 2019’da konuşan SUSE CEO’su Nils Brauckmann da, son yıllardaki kurumsal büyüme ve inovasyon hızı göz önüne alındığında, daha fazlasını hayata geçireceklerine vurgu yaptı. Organik büyüme ve satın almalarla müşterilerine ve iş ortaklarına daha hızlı inovasyon sunmayı hedeflediklerini belirten Nils Brauckmann, en büyük açık kaynak şirketi olduklarını etkinlik boyunca vurguladı. SUSE’de yönetimde
BThaber
BİLİŞİM DÜNYASI
22 - 28 NİSAN 2019
görev alan isimler de SUSECON 2019 kapsamında bu kurumsal bağımsızlığın daha büyük faydaları beraberinde getireceğine konuşmalarında dikkat çekti. Çeviklik öncelik! Kendilerini ‘en büyük ölçekli açık kaynak şirketi’ olarak tanımlayan Nils Brauckmann, 1 Nisan Pazartesi günü düzenlenen basın ve analist toplantısında şu bilgileri paylaştı: “En büyük ölçekli ve bağımsız açık kaynak şirketiyiz. 15 Mart’a kadarki dönemde çok ter döktük, ama iş ortakları ve müşterilerin ihtiyaçları ve beklentileri bize rehber oldu. Artık stratejik adımlar atmakta daha özgürüz. Organik büyümenin yanında bazı stratejik satın almalarımız olabilecek. Bu adımlar da daha fazla inovasyon anlamına gelecek. Açık kaynak odaklı birçok başlıkta değişim var ve çevik olup bu değişimlere uyum şart. Liderlik ekibimizde devamlılığa önem veriyoruz, ama yönetimde yeni isimler de olacak. İş ortakları ile daha global entegrasyon, servis
sağlayıcılarla daha yakın çalışmalar da gündemimizde olacak. Sağlıklı ve istikrarlı bir büyüme sergiliyoruz. 2018 yılında küresel bazda istihdamımızı artırdık ve küresel bazda birçok ülkede istihdamımız var. Açık kaynak hız demek, ama daha fazlası da var. Açıklık; insanları dinlemek, onları anlamaya çalışıp buna göre adım atmak demek. Anlamak isteğimiz ve adımlarımız bu eksende attığımız için farklıyız ve bu nedenle ‘open open’
diyor, sadece kendimizi anlatmıyor, sizi dinleyerek sonraki adımlarımıza karar veriyoruz. SUSE artık bağımsız ve dijital dönüşümde biz ve müşterilerimizin ihtiyacı olan hız için bu çok önemli. Çeviklik, pazardaki değişimlere uyum ve erişilebilir olmak önceliğimiz. Farklı servis sağlayıcılarla işbirliği yapıyor, hibrit ve multi bulut dediğimizde, farklı SaaS şirketleri ile ‘multi bulut stratejilerini’ hayata geçiriyoruz. Dijital dönüşümde yanımızda olacak yetkin iş ortakları kritik
9
önemde. Biz ‘açık açık kaynak’ (open open source) şirketiyiz ve müşterilerimizin güven duyduğu danışmanlarıyız. Onların iş yüklerini farklı ortamlarda çevik yönetebilmesi için çalışıyoruz. Yeni trendlere baktığımızda; yazılım tanımlı çözümler, uygulama çözümleri, ayrıca hizmet odaklılık yakın vadede sektörün önceliği. Makine öğrenmesi, AI, Function as a Service (FaaS) konseptleri de orta vadede öne çıkacak ve bunların hepsi, açık kaynakla güç kazanacak.”
Bulutta ‘hibrit’ ve ‘multi’ farkını bilelim! BT modernizasyon trendleri, BT’yi yeniden tanımlıyor. Mükemmel değil, hızlı olmak bu yönüyle önemli. 2 Nisan Salı günü SUSECON 2019’un açılışında bir konuşma yapan SUSE Mühendislik, Ürün ve İnovasyon Başkanı Thomas Di Giacomo (sektörde bilinen ismiyle Dr.T) şunları söyledi: “BT’nin rolü değişiyor ve iş sürekliliğinde öne çıkıyor. Artık tüm uzmanlıklar tek kişide buluşacak. BT bütçesini doğru yönetebilmek için farklı çözümleri buluşturabilmek de gerek. Farklı bulut yapıları, farklı yönetim ister. Hibrit mimari yönetimi ve geliştiriciler bu yüzden önemli. Bu kapsamda SUSE’nin geliştiricilerle bağları giderek gelişiyor ve onlara gerekli araçları sunuyoruz. Konteyner yapısı, geliştiriciler için iyi, ama yeterli
değil. SUSE çözümleri de işte burada öne çıkıyor. Operasyon değişimleri ve geliştiricilerin önemini konuştuk, ama bunun iş dünyası bölümü de var. Bu kapsamda, azalan maliyetler ile teknoloji bir dert olmaktan çıkmalı. Hibrit bulut, giderek çoklu bulut halini alıyor. Kurumsal BT’de benzer şekilde bulutların doğru kombinasyonu esas olmalı. İlerleyen süreçte güvenlik de yasalara uyumu daha önemli kılacak. Genel bulutta belli BT yapısını merkezileştirmek, farklı çözümler arasında entegrasyon önemli olacak. Bu nedenle her ölçekte şirketin hibrit ve çoklu bulut yaklaşımı olmak zorunda. Konteyner yapısı da hibrit ve çoklu bulut stratejisi için kritik önemde. Altyapınızı açık kaynak odaklı temellendirmek, avantaj demek.”
ANLAM KATABİLDİĞİNİZ VERİ, KURUMSAL GÜCÜNÜZ DEMEK!
Katlanarak büyüyen veriyi hızlı biçimde anlamlı iş stratejilerine dönüştürebilmek kurumsal rekabette de belirleyici oluyor. Bu gerçeği paylaşmayı hedefleyen Qlik Day 2019, 27 Mart 2019 tarihinde Renaissance İstanbul Polat Bosphorus Hotel’de farklı sektörlerden Qlik kullanıcıları ve potansiyel müşterilerini buluşturdu. ‘Verinin ve Analitiğin Geleceğini Bizimle Keşfedin’ mottosuyla düzenlenen etkinlikte BI Technology temsilcileri iş zekâsında (BI) yeni trendleri ve bu başlıkta yapılan yatırımlarda öncelikleri katılımcılarla paylaştı. Açılış konuşmasını yapan BI Technology Teknik Satış Lideri Ömer Çıtak ve BI Technology CTO’su Emre Çabuk, “Qlik Roadmap and BI Trends 2019” başlıklı sunumlarında kurumsal önceliklerini ve iş zekâsı dünyasındaki yenilikleri anlattı. 2018 yılında iş zekâsı alanında önemli projelere imza attıklarını, kanal stratejilerini yenileme adımları da attıklarını belirterek sözlerine başlayan Ömer Çıtak, şu bilgileri verdi: “Dikeyde veya yatayda yetkinlikleri olan önemli iş ortaklarını son dönemde Qlik ekosistemine katıldığını belirtmekten mutluluk duyuyorum. Öte yandan Qlik, yapay zekâ (AI) ve veri kataloglama gibi başlıklarda önemli satın almalar yaptı ve küresel bazda kendini sürekli yeniliyor. Çünkü iş zekâsı dünyası ve kurumsal ihtiyaçlar sürekli ve hızla değişiyor. Buna bağlı olarak iş ortağı ağımız ve yetkinlikleri de büyüyor ve gelişiyor. Örneğin; artık özelleştirilmiş ekran istekleri ön planda. Birçok kurum iş süreçleri içerisine entegre ettiği Qlik
çözümünde; özelleştirilmiş ekranlar talep etmekteler ve biz de Qlik olarak kuruma özel ekranlar geliştiriyoruz. UX/UI, ekip fikirleri, HTML uygulamaları ve Qlik entegrasyonu ile kişiselleştirmenin olumlu etkileri de kendini göstermekte gecikmiyor.” Veriye dokunduğunuz her yer artık BI Veri dünyasını ve veriyi iyi yönetebilmenin hiç olmadığı kadar kritik bir öneme sahip olduğunu, bu yetkinliğin kurumsal gücü de belirlediğini vurgulayarak sözlerine başlayan Emre Çabuk ise BI dünyasında öne çıkan başlıkları katılımcılarla paylaştı. “Veri yönetimi ve raporlama için yapılması gerekenlere baktığımızda, tek bir doğru yok. Farklı ve modern mimariler söz konusu” tespitini paylaşan Emre Çabuk, teknik anlamda raporları BT üretmese de BT’nin iş kullanıcısının kolayca kullanabileceği modern bir mimariyi sağlamakla yükümlü olduğuna işaret etti. Post modern BI yapısında artırılmış gerçeklik, otonom sistemler, yüksek self servis oranı, dağıtık mimari, veri kataloglama gibi yeniliklere dikkat çekerek, BI başlığında modern yaklaşımların bunları gerekli kıldığını söyleyen Emre Çabuk, detayları şu sözlerle anlattı: “İş zekâsında başlayan modern yaklaşım tüm bunları kapsıyor. Veri tarafına baktığımızda, çok büyük miktarda ve dağınık veri gerçeği ile karşılaşıyoruz. İş süreçlerinde karmaşayı
Qlik mimarisi sürekli yenileniyor Uygulamalar ve Qlik Sense” sunumunda BI Technology Satış Öncesi Hizmetler Müdürü Burak Ergül, Sektör’deki hareketin BI’dan Augmented Intelligence’ a doğru kaydığına dikkat çekti ve Qlik’ in bu yolda Qlik Cognitive Engine geliştirdiğini katılımcılar ile paylaştı. “Kendi raporlarını kolayca tasarlayabilen kullanıcılar, Qlik Sense’in patentli teknolojileri sayesinde verileri üzerinde kolayca analiz yapabilmekte ve Qlik’te geliştirilen uygulamaları, grafikleri veya sadece analiz edilen verilerini herhangi bir web sayfasına, portale veya kurumsal uygulamaların içine güvenli bir şekilde gömebilmektedir. Qlik’in güncel web teknolojilerini baz alarak geliştirdiği çözümler sayesinde mobil cihazlardan da dizüstü bilgisayarlarında yaşadıkları analiz deneyiminin aynısını son kullanıcılara sağlıyor. Ayrıca Qlik içerisindeki Cognitive Engine’i sayesinde kullanıcılara sunulan grafik önerileri (Insight Advisor), kolay data hazırlanmasıyla ilgili “Data Prep” özellikleri ile iş zekası alanında en iyi ve gerçekçi yapay zeka örneklerini sunuyor. Son olarak R ve Python gibi yazılım dilleri ile entegreye olarak veri analizini ileri analik
yaklaşımlara taşıyan güçlü bir veri analitiği platformu olmaya tüm gücüyle devam ediyor. ” BI Technology Kıdemli İş Zekâsı Danışmanı Önder Altınbilek, “Qlik’te Son Yenilikler: Data Catalyst, CrunchBot ve Daha Fazlası” başlıklı sunumunda, iş zekâsı dünyasında yeni trendler ve gerekliliklere dikkat çekti. Bu kapsamda, büyük veride ileri tekniklerle analiz etmek ve bu verinin artırılmış analitik ve gelişmiş analitik ile analizi de artık hayatımızda. Veri okuryazarlığı ( Data Literacy) ile herkesin veri ve onun için belli araçları kullanmak konusunda yetkinliği bir gereklilik halini alırken, Önder Altınbilek de, veri kataloglama giderek öne çıkarken, veriyle iletişim kurulabilen yapıların güç kazandığına dikkat çekti. “Gömülü analitikle entegrasyon istiyoruz” örneğini veren Altınbilek, geleceği şu sözlerle tanımladı: “Gelecekte bu verilerin nasıl şekilleneceğine baktığımızda ‘Advanced Analytics’ ön plana çıkıyor. IoT ile birlikte endüstriyel analitik de önemini artıracak. 2018’in üçüncü çeyreğinde Qlik’te satın almalar ve yenilikler ön plana çıktı. Sonuçta veriyi ham halinden alıp, müşteriye ulaştırırken dev bir tedarik zinciri yürütüyoruz. Qlik Insight Bot (Crunch Bot); AI yapısından gücünü alan iletişim analitiği sunuyor. Kendi kendine öğrenen bir yapay zekâ söz konusu. Data Catalyst ise tüm veriye tek noktadan bakış ve veriye istenen anda ulaşıp aksiyon alabilmek demek.” Qlik Day 2019 kapsamında TEB İş Analitiği Müdürü Gamze Akbulut ve TOFAŞ İş Analitiği Uzmanı Şirin Altıok, Qlik çözümleri ile pekiştirdikleri dijital dönüşüm ve 2019 yılı için bu başlıkta kurumsal stratejilerini paylaştı. Qlik Day 2019’da konuşma yapan son isim olan asSET Bilişim Kurucu Ortağı Tayfun Bulkaz ise veri görselleştirmeye farklı bir bakış sunarak, grafiksel ve beraberinde içeriksel mükemmelliğin ipuçlarını anlattı.
advertorial
azaltmak, performans ve hız için farklı alanlardaki veriye tek bir bakış açısıyla bakabilmek bu kapsamda öncelik halini alacak. Bu da iş yükünü dağıtmak için mikro servislere yönelimi beraberinde getiriyor. Böylece Qlik servislerini ayrı ayrı mikro servislerle alıştırabileceksiniz. Bunun sonucunda kümelenmiş mimari daha da farklı parçalara ayrılıyor. Gömülü analitik de önemini artıracak. Veriye dokunduğunuz her yer artık BI ve bu da rapordan çok daha fazlası demek. Böylece iş zekâsı da artık bir araç olmaktan çıkıp, bütünsel bir platform kimliğine kavuşacak. Bu süreç, beraberinde veri okuryazarlığının (Data Literacy) bir KPI halini almasını sağlayacak. Veri okuryazarlığı yetkinliği, çalışanlara da katma değer sağlayacak.”
BThaber
12 BİLİŞİM DÜNYASI
22 - 28 NİSAN 2019
Perakende sektörü BT ile değişiyor ve gelişiyor IT Retail Grubu ve BTHABER Şirketler Grubu işbirliğiyle 12 Nisan’da IT Retail Perakende Teknoloji Günleri etkinliği düzenlendi. Perakende sektörünü ve farklı ürün ve çözümleri ile BT şirketlerinin buluştuğu ve Fairmont Quasar İstanbul’da düzenlenen etkinliğin açılışını ‘Kuantum Teknoloji Sohbeti’ başlığındaki sunumları ile BThaber Şirketler Grubu Başkanı Murat Göçe ve bilişim sektörünün duayen ismi Suat Baysan yaptı. Yerli ürün odaklı çalışmalar yürüttüklerini vurgulayan Suat Baysan, Murat Göçe’nin ‘Endüstri 4.0 ve pazardaki eğilimler’ odaklı sorusunu şöyle yanıtladı: “Sektör 30 milyar dolarlık bir sektör ve işletmeciler tarafından yönetiliyor. Türkiye’de de bu değişim önemli. Sonuçta operatörler ürün satıyor ve küresel bazda bu denge yüzde 50-50 seviyesinde. Endüstri 4.0 ile üretilen ürünler de kimlik kazanacak. Milyarlarca cihaz konuşunca BT kapasitesi de yetersiz kalacak. Yeni mobil cihazlarla yeni frekanslar ortaya çıkacak. Endüstri 4.0 ile gelişen 5G sayesinde ülkelerin veri merkezi stratejisi oluşuyor. Mikro elektroniğe yatırım artarken, veri merkezinde toplanan verilerin anlamlandırılması (cognitive science) önem kazanıyor. Veri merkezi odaklı beklentimiz ‘quantum computing’ ve her şey bu yönde ilerleyecek, her şey servis olarak işleyecek.
Frekanslar ve veri merkezlerinin önemi artarken, 5G standartları Tokyo’da 2020 denemesi sonrası konumlanacak. Perakende sektöründe yüz yüze iletişim devam edecek, ama yapay zeka ile gelişecek. Bu da tüketiciyi daha iyi tanımak, nesneyi daha iyi anlamak demek.” Bir katılımcının ‘Türkiye, 5G’de nerede?’ sorusuna da yanıt veren Suat Baysan, “5G ekipleri kuruldu ve yerelleştirme adına ciddi çalışmalar yapılıyor. Operatörler de bu konuda önemli yatırımlar yapıyorlar” dedi. Zyxel Türkiye Satış Mühendisi Kerem Kırkıç, ‘Zyxel Bulut Çözümü Nebula ile Uçtan Uca Ağ Yönetimi’ başlıklı sunumu ile ağ yönetiminde reel sektöre sağladıkları faydalara değindi. Sensormatic Ürün Yönetimi Direktörü Dr. Serdar İnce ise ‘Perakende Sektöründe Verimliliği ve Güvenliği Artıran Teknolojiler’ sunumu ile perakende sektöründe sektör şirketleri, tedarikçiler ve tüketiciler arasında güvenliğin
konumuna odaklandı. Kısa bir kahve molasının ardından bu sefer Clonera Hizmet Çözümleri ve İş Geliştirme Müdürü Doğan Yılmaz, ‘Perakende Sektöründe İş Sürekliliği’ sunumu ile katılımcıları bilgilendirdi. Inveon Partneri Moris Kastro da ‘Mağaza İçi OmniChannel Yaklaşımda Başarılı Uygulamalar’ başlıklı sunumu ile yetkin örnekleri katılımcılarla paylaştı. Öğle yemeği arasının ardından ilk sunumu Bimser Perakende Uzmanlık Merkezi Yöneticisi Akın Tataroğlu yaptı. Tataroğlu, ‘Dijital Dönüşümün Nedenleri ve Nasılları’ sunumu ile bu alanda strateji geliştirmenin önemine dikkat
çekti. Etkinliğin son oturumu olan ‘Siber Tehdit Algılama Sistemi-Alienvault’ ile Akbilge Bilişim ve Comsec Bilişim Kurucu Ortağı Akın Sağbile proaktif güvenlik yöntemleri ve perakende sektöründe sağladığı faydalara değindi.
Konu: KVKK Uyumluluğu
Entegrasyon
Keşfetme
Envanter Yönetimi
Süreç Yönetimi
Dijital Dönüşüm
Yapılandırılmış (ERP, CRM, v.b.) ve Yapılandırılmamış (Fileserver, Sharepoint, vb) tüm verileriniz M-Files ile entegre edilebilir. Bu sayede tüm veri tek bir yerden kolayca yönetilebilir.
Entegre edilen tüm yapılandırılmış ve yapılandırılmamış veriler otomatik şekilde indekslenir ve kişisel veri içerenler belirlenen kriterlere göre otomatik olarak etiketlenir.
Barındırma Alanları, Tedarikçi Bilgileri, Personel Bilgileri, Departman Bilgileri, Kişisel Veri Envanteri, İmha Süreleri ve Uygulama Envanteri hazır gelen yapı üzerinden kolayca yönetilir.
KVKK Uyumluluğu sadece bir seferlik bir iş değildir. KVKK Uyumluluğu aynı zamanda bir süreç yönetimidir. Denetimler, Değerlendirmeler, Sorunlar, Bulgular, DÖFler, Prosedürler, Periyodik İşler ve dahası...
Kağıt ortamında tutulan tüm veriler M-Files içerisinde dijital olarak çok daha kolay şekilde yönetilebilir. Bu sayede KVKK uyumluluğu da kolaylaşır.
BThaber
14 BİLİŞİM DÜNYASI
22 - 28 NİSAN 2019
Test otomasyon aracı Logo Tedam, kullanıma hazır
Logo Yazılım Yönetim Kurulu Başkanı M. Tuğrul Tekbulut Açık kaynak kodlu çözümlerin yayılımını destekleyen Logo Yazılım, bu alanda üretici olarak yer alma hedefiyle önemli bir adım attı. Bu kapsamda şirket, yazılım testlerinin otomasyonunda
uçtan uca çözüm sunan ve 2015 yılında hayata geçirdiği Logo Tedam’ı (Logo Test and Data Automation Manager) açık kaynak kodlu şekilde GitHub’da paylaşıma sundu. Açık kaynak kodlu olarak
paylaşıma açılan Logo Tedam, web uygulamaları için uçtan uca test otomasyonu hazırlamayı, bu otomasyon senaryolarını çalıştırmayı ve yönetmeyi mümkün kılıyor. Bütün bu görevleri yerine getirmek için kodlamaya ihtiyaç duymayan Logo Tedam, veriyi koddan ayıran yapısı ve test uzmanı, analist, destek uzmanı gibi kodlama yapmayı bilmeyenlerin de otomasyon yapabilmesini sağlayan özelliğiyle dikkat çekiyor. Logo Tedam senaryoların yazıldığı, otomasyon kodlarının hazırlandığı ve otomasyon senaryolarının çalıştırıldığı ortamların merkezileşmesini ve tek bir araç üzerinden takip edilmesini mümkün hale getiriyor. Logo Tedam’ın
kaynak kodlarına Github’da https://github.com/logobs/ tedam adresinden ulaşılabiliyor. Logo Tedam’ın Docker sürümleri de eş zamanlı olarak https://hub.docker.com/u/ logobs adresinde kullanımda. Logo Yazılım Yönetim Kurulu Başkanı M. Tuğrul Tekbulut, “Açık kaynak kod dünyasında sadece tüketici değil, aynı zamanda katkı sağlayan bir üretici olarak da yer almayı sosyal sorumluluk çalışmalarımızın parçası olarak görüyoruz. Yüksek kaliteli yazılım üretiminde en önemli unsurlardan biri de yazılım testlerinin doğru ve etkin şekilde gerçekleştirilmesi. Logo Tedam’ı bugüne kadar binlerce test senaryosunda kullandık” dedi.
IP trafiğinde hız daha da artacak Cisco’nun Görsel Ağ Endeksi Tahminleri’ne göre, 2022 yılına dek 4.8 milyar internet kullanıcısı olacak, bunların 549 milyonunu da Ortadoğu ve Afrika bölgesindeki kullanıcılar oluşturacak. Cisco Ortadoğu ve Afrika Başkan Yardımcısı David Meads, sonuçları şöyle yorumladı: “Devletler altyapıya yatırım yapmaya devam ettikçe, hızlanan ve güçlenen internet hem bireysel kullanım hem endüstri için yepyeni fırsatların kapılarını açıyor. Dijitalleşme, ekonomik büyüme için kritik ve işletmeler de tepkisel değil, proaktif yaklaşım benimsemek zorunda. MEA bölgesini etkileyen değişimlerin bilincinde olarak hükümetler, politika yapıcılar ve hizmet sağlayıcılar, sürdürülebilir büyümeyi destekleyecek, güvenli bir altyapıyla desteklenen ve kitlelerin erişebileceği internet için güçlerini birleştirmeye devam etmeli.”
Cisco’nun Görsel Ağ Endeksi Tahminleri’ne göre, Ortadoğu ve Afrika bölgesinde 2022 yılına kadar IP trafiği artışında dört unsur etkili olacak: 1. İnternet kullanıcı sayısında artış: İnternet kullanan kişi sayısı 2017’de bölge nüfusunun yüzde 23’üne denk gelirken, 2022 yılında yüzde 32 olacak. Dijitalleşme, bölgedeki birçok ülkenin ulusal gündem maddelerinin başında yer alıyor. 2. Artan sayıda bağlantı: Cisco, 2022 yılında ağa bağlanan yaklaşık 2.6 milyar cihazın olacağını, bunun Ortadoğu ve Afrika bölgesinde kişi başına 1.4 ağ bağlantılı cihaza denk geleceğini tahmin ediyor. Özellikle akıllı cep telefonlarının MEA bölgesinde internet trafiğinin yüzde 79’unu oluşturması bekleniyor. 3. Daha yüksek geniş
Cisco Ortadoğu ve Afrika Başkan Yardımcısı David Meads bant hızları: Geniş bant bağlantı hızı IP trafiğindeki artışta kilit unsurlardan olduğundan, Cisco 20172022 arasında geniş bant hızlarının iki katından fazla artacağını tahmin ediyor. Bu doğrultuda, Ortadoğu ve Afrika bölgesinde 2017’de 7.8Mbps olan geniş bant hızlarının 2022’de 20.2 Mbps’ye yükselmesi bekleniyor. Bu
da işletmelerin ve bireysel kullanıcıların daha hızlı ve verimli çalışmaları demek. 4. Daha zengin medya içeriği ve uygulamalar: Zengin medya açısından, veri ağırlıklı dosyalar ve videoların 2022 yılı itibariyle Ortadoğu ve Afrika bölgesindeki IP trafiğinin yüzde 81’ini oluşturması bekleniyor. 2017’de ise bu oran yüzde 65’ti.
22 - 28 NİSAN 2019 www.bthaber.com.tr
DOSYA:
Ebeveynler Çocukları için Nasıl Bir Teknoloji Altyapısı Kurmalı?
BThaber
Handan Aybars
23 Nisan vesile oldu… Milenyum kuşağı, Y ve Z nesli dedik, arkadan gelenler Alfa nesli olarak tanımlanmaya başladı bile. Harfler veya isimler önemli değil, asıl ortak nokta bu neslin teknolojinin tam göbeğinde hayata başlaması. Kafaları daha farklı çalışıyor, ekran üstünde parmakla kaydırmayı biz ‘öğrenirken’, onlar içgüdüsel olarak yapabiliyor, yaşları büyüdükçe işlerini teknoloji yardımıyla değil, bilfiil teknoloji ile çözebileceklerini biliyorlar. Ama çocukluktan ergenliğe, hiç kimsenin evinin odasını ve beraberinde beynini bir teknoloji çöplüğüne dönüştürmemek gerek.
Bu da ebeveynlerin üzerine farklı bir sorumluluk yüklüyor. İnternet dünyasında zorbadan haklayıcıya, akıl ve hatta hayat düşmanı oyunlardan para tuzağı platformlara uzanan dev bir mayın tarlası var. Çocuklar ve gençleri bu risklerden uzak tutup gazetede üçüncü sayfa haberi olmalarını önlemek için ebeveynlere büyük görevler düşüyor. Evet teknoloji iyidir, gelecektir, bireysel ve ülkesel kalkınmanın önemli bir aracıdır, ama bilerek kullanıldığında, gelişen riskleri hakkında sürekli güncel bilgilere sahip olunduğunda…
16 DOSYA
Ebeveynler Çocukları için Nasıl Bir Teknoloji Altyapısı Kurmalı?
BThaber 22 - 28 NİSAN 2019
KODLAMA EĞİTİMİ, BİLİNCİN DE TEMELİ hepimiz hemfikiriz. “Belki yakın geçmişte teknolojinin tüketim yüzü fazlasıyla ön plana çıktı, ancak bunun hızla değişeceğini, teknolojiyi kullanarak üretmenin asıl hedef olacağını düşünüyorum” beklentisini dile getiren HP Türkiye Genel Müdürü Emre Alaman’a göre, çocuklarımızı klavyeye dokunarak büyütmek, ülkemiz için ebeveynlerin alması gereken bir sorumluluk.
HP Türkiye Genel Müdürü Emre Alaman Çocuklarımız için en iyisini istiyoruz ve her türlü fedakarlığı yapıyoruz. Ebeveynler de doğru bilgilendirildiğinde çocukları için en doğru kararı veriyor. Çocukların teknolojiyi öğrenerek büyümesi gerektiği konusunda
Tablet ve telefon, ağırlıklı olarak bir tüketim aracıyken, Emre Alaman’a göre, bilgisayar bir üretim aracı. “Hedeflediğimiz yüksek teknoloji üretimi ve ihracatına ancak küçük yaşta kodlama eğitimine başlatarak ulaşabiliriz” vurgusunu yapan Emre Alaman’ın dikkat çektiği gibi, kodlama mantığı ve sistematiğini öğreten farklı yaş gruplarına yönelik birçok bilgisayar uygulaması var. Çok uygun maliyetlerle bilgisayara ve bu uygulamalara ulaşıp, çocukların ekran başında geçirdiği
zamanı gelecekleri için kullanmalarını sağlayabiliriz. Gelecekte başarılı olmanın yolu yüksek teknoloji üretiminden geçiyor. “Bu çerçevede, bugünden yüksek teknolojinin altyapısı olan kodlama eğitimini çocuklarımıza verirsek, gelecekleri için çok önemli bir katkı sağlanmış oluruz” diyen Emre Alaman, şöyle devam etti: “Yarın ihtiyaçları olacak olan bilgi donanımını bugünden sağladığımızda ve bu konuda doğru rehberlik yaptığımızda çocuklara başarılı ve güvenli bir gelecek hazırlamış oluyoruz. Tüm dünyada çok hızlı bir ilerleme var. Bizim de hiç vakit kaybetmeden okullarımızı bilgisayar laboratuvarlarıyla donatmamız, kodlama eğitimini toplumun tamamına yaymamız ve hızla küresel ölçekte kabul gören teknolojiler üretmemiz gerekiyor. Bunun için ilgili tüm kamu ve özel sektör temsilcilerinin gerekli çalışmaları yapacağını ve Türkiye’yi hak ettiği yere getireceğini düşünüyorum.”
AİLELERİN GÜNDEMİ ‘GÜVENLİ İNTERNET’ OLMALI Ebeveynlereler tarafından sunulan bilişim rehberliği ile çocukları ve gençleri sanal dünyadaki tehlikelerden uzak tutmak mümkün. İnternet, sosyal medya ve yeni teknolojilerin etkin kullanımı elbette çocukların hayatına artı değer katıyor. Ancak, sanal dünyada bir o kadar da tehlike mevcut. Bu noktada Zyxel Türkiye Marka ve Pazarlama Müdürü Özden Aliyagiç Uyar’ın tabiriyle “güvenli internet”, aile meclisinin ana gündem maddesi olmalı. “Özellikle 2 yaşından küçük çocukların internet, TV ya da bilgisayarla karşılaşmasını mümkün olduğunca ertelemek gerekir. 6 yaş altı çocuklara ise teknolojik aletleri uçak moduna getirerek vermek doğru bir tercih olacaktır” önerilerini yapan Özden Aliyagiç Uyar, şöyle devam etti: “13 yaş altı genler için; ailenizin en çok vakit geçirdiği ortak alan neresi ise bilgisayar, tablet veya telefon kullanımlarının bu alanda olması kuralı ile tehlikelerin önüne geçmek mümkün olabilir. Evde çocuklar için belirlenen “günlük teknoloji kullanımı kotası” ile olası sorunların önüne geçilebilir. Çocuklara “özel bilgi paylaşımı kuralının” ne olduğunu çok iyi anlatmalıyız. İsim,
yaş, cinsiyet, okul ismi, sokak adı gibi bilgileri internet ortamında yazmamaları konusunda onlara ciddi anlamda uyarıda bulunmalıyız. Uzmanlar sosyal medya hesaplarının 13 yaşından önce açılmaması gerektiği yönünde uyarıda bulunuyor. Bunu dikkate almak gerek. “Güvenli donanım” da bir diğer önemli konu. Güvenli internet ancak güvenli teknik donanımla mümkün olur. İnternet tarayıcılarının güncel olmasına dikkat edilmeli. Güncel anti virüs programı tercih edilmeli, internet erişimi için kullanılan modemin ebeveyn kontrol özelliğinin aktif olmasına da özen gösterilmeli. “Güvenli iletişim” de çocukların dikkat etmesi gereken bir konu. Çocuklarımıza tanımadıkları kişilerle asla mesajlaşmamaları gerektiğini açıklamalıyız. Tüm bu düzeni sağladıktan sonra dahi ailelerin “kontrol ve denetimi” asla elden bırakmamaları gerek. Türkiye’de bilinçli internet kullanımı için birçok kişi ve kurum çalışmalar yürütüyor. Gerek okullarda gerek çeşitli semenlerde siber tehditlere karşı alınabilecek tedbirler ve bilinçli teknoloji kullanımı hakkında aileler bilgilendiriliyor. Bu konuda birçok kamu ve özel şirket sosyal sorumluluk projeleri ile farkındalık
Zyxel Türkiye Marka ve Pazarlama Müdürü Özden Aliyagiç Uyar yaratmaya çalışıyor. Yapılan tüm bu çalışmalar ağırlıklı olarak büyük iller ile sınırlı kalıyor. Oysa bu bilinçli farkındalık kampanyalarının doğu illerinde de yürütülmesi ve özellikle okullarda bu alanda daha çok etkinlik yapılması ile efektif teknoloji kullanımı stratejisi geliştirilebilir. Teknolojinin doğru kullanımı konusunda farkındalığı daha da artırmalıyız.”
UÇTAN UCA BİLİŞİM HAYALİNİZİ GELECEĞE TAŞIYORUZ
info@innova.com.tr www.innova.com.tr
18 DOSYA
Ebeveynler Çocukları için Nasıl Bir Teknoloji Altyapısı Kurmalı?
BThaber 22 - 28 NİSAN 2019
EĞİTİM HER ZAMANKİ GİBİ AİLEDE BAŞLIYOR
Innovera Yönetici Ortağı Murat Tora Dönem ödevleri için evdeki tek bilgisayarı emaneten kullanan çocuklardan, hane içindeki en ileri teknolojiyi sahiplenen, hatta parmağında oynatan çocuklar dönemine hızlı bir geçiş yaptık. En gelişmiş akıllı telefon ve tabletlerin öncelikli hedef kitleleri arasında artık çocuklar ve gençler var. Buna karşın, çocukların ve gençlerin bilişsel gelişimi, teknolojiye yatkınlıkları kadar hızlı ilerlemiyor ve siber suçlular da bunun farkında. Bu nedenle kimlik
hırsızlığından online zorbalığa kadar en çok hedef alınan kitle yine çocuklar ve gençler oluyor. Bu konuya özellikle önem verdiklerini belirten Innovera Yönetici Ortağı Murat Tora, bu amaçla ABD merkezli sivil toplum kuruluşu Safety Kids’in çalışmalarını temel alarak, “Güvenli İnternet için Ailemizin 10 Kuralı” başlıklı bir rehber hazırlayıp, bunu ebeveynlerle paylaştıkları bilgisini verdi. İletişim teknolojilerinin gelişmesiyle birlikte her geçen gün daha fazla aile, çocukların teknolojiyle kurduğu etkileşim konusunda farkındalık kazanıyor. “Mavi Balina ya da yakın dönemde ortaya çıkan Momo gibi çocukları ve gençleri hedefleyen tehlikelere karşı bilinç hızla artıyor” örneklerini paylaşan Murat Tora, ekledi: “Çalışmalarımızla çocuklara ve gençlere güvenli internet kültürü kazandırarak, hem kendilerine hem başkalarına zarar verebilecek davranışların önüne geçmek için çaba sarf ediyoruz. Ailelerin siber dünyadaki güvenliğini artırmayı sosyal sorumluluk görevi olarak görüyor, bu kuralların benimsenmesi için yaptığımız çalışmalara bu bilinçle devam ediyoruz.” Birçok alanda olduğu gibi siber güvenlikte de eğitim ailede başlıyor. Bilişim alanında ebeveynlerin doğru kılavuzluğu bu yönüyle çok önemli. “Teknolojinin ve internetin ‘yap’ ve ‘yapma’larını anne babasından
sağlıklı bir şekilde öğrenen çocuklar, dijital dünyanın sadece bir oyun ve eğlence yeri olmadığının bilincine varıyor” saptamasını yapan Murat Tora, bu alanda farkındalığın gelişimini şöyle anlattı: “Teknoloji artık yaşamın en temel unsurlarından biri. Teknoloji geliştikçe, buna bağlı riskler de sürekli gelişiyor ve evrim geçiriyor. Ne zaman ortaya yeni ve dikkat çekici bir teknoloji çıksa, milyonlarca insanın ilgisi o tarafa yoğunlaşıyor. Siber suçlular da bu ilgiyi kendi çıkarları için kullanmanın yollarını arıyor. Yaşamın diğer tüm unsurlarında olduğu gibi teknolojide de tüm riskleri ortadan kaldırmak mümkün değil. Bu nedenle siber güvenliğin temelinde her zaman teknolojiye dair farkındalığın artırılması olmalı. Yani, ortada risk var diye teknolojiden kaçınmak veya çocuklarımızı bu yeniliklerden uzak tutmak doğru bir yaklaşım değil. Öte yandan, çocuklarımızın karşılaşacağı riskleri azaltmak ve olumsuz durumlarda nasıl tepki vermeleri gerektiğini öğrenerek onlara aktarmak büyük önem taşıyor. Sağduyulu bir yaklaşım ve makul önlemlerin alınması, teknolojiyle ilgili pek çok soru işaretini ortadan kaldıracaktır. Güvenlik sorununu farkındalık ve alınan önlemlerle aştığımızda, teknolojinin hayatımıza kattıklarından çok daha etkin biçimde yararlanabiliriz.”
AİLELER VE ÇOCUKLAR DİJİTALE UYUMU ÖĞRENİYOR Ailelerin çocuklarını siber tehlikelerden korumak adına konuya dair teknolojileri öğrenme çabaları da önem kazanıyor. Turkcell Pazarlamadan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Ömer Barbaros Yiş, bu noktada, bir araştırma hakkında detaylar verdi. Buna göre, Turkcell’in de yer aldığı Harvard University, Nanyang Technological University Singapore, National Institute of Education Singapore, Iowa State University, Yonsei University ve Seyong University işbirliğinde, aralarında Türkiye'nin de bulunduğu 29 ülkeden, 8-12 yaş aralığında 3 bin 800 çocuğun katıldığı Dijital Zeka Küresel Etki Araştırması önemli sonuçları ortaya çıkardı. Rapora göre, dünyada çocukların yüzde 56’sı, Türkiye’de ise yüzde 47’si siber tehditlere maruz kalıyor. Çocukların sadece eğlence amaçlı ekran kullanımının dünya ortalaması 32 saat ve bu çocukların yarısı kendilerine ait cep
telefonlarından internete bağlanıyor. 8-12 yaş arası çocukların yüzde 85’i sosyal medya kullanıyor. Sosyal medyayı yoğun ve aktif olarak kullanan çocuklar, daha az aktif olan çocuklara göre haftada fazladan 12 saat ekran önünde zaman harcıyor. Türkiye ve dünyada anne-babalar çocuk oyunu gibi görünen tehlikeler yüzünden büyük endişe içinde. Ailelerin rehberliği konusunu çok önemsediklerini, bu nedenle ebeveyn kontrol uygulamasının yer aldığı çocuklara özel Alcatel 1T7 tablet sundukları bilgisini veren Ömer Barbaros Yiş, “Tablette hem çocuk hem de aile için iki ayrı kullanıcı profili sunuyor. Bu özellik sayesinde, anne ve babalar çocuğun kullanım yapabileceği saatleri ve erişebileceği içerikleri kendisi belirleyebiliyor. Bu tabletle çocuklar Dijital Zeka Eğitim Platformu DQ'dan eğitimler alırken, Dergilik uygulamasında yer alan
çocuk dergilerini okuyabiliyor, TV+'tan çocuk kanallarını ve eğitici programları izleyebiliyor, reklamsız şekilde Playcell uygulamasındaki eğitici çocuk oyunlarına ulaşabiliyor” detaylarını paylaştı. Ömer Barbaros Yiş, şöyle devam etti: “Küresel boyutta birçok çalışmaya imza atan DQ Enstitüsü ile işbirliği ile bir dünya standardı olarak kabul edilen Dijital Zeka DQ, 2019 başı itibarıyla Türkiye’de de hayata geçti. Dr. Yuhyun Park tarafından geliştirilen online eğitim platformu DQ ile 8-12 yaş aralığındaki çocuklar, oyun oynarken dijital dünyanın riskleriyle baş edebilmeyi ve gereklerine uyum sağlayabilmeyi öğreniyor. Çocuklar, gizlilik, siber güvenlik, eleştirel düşünme, siber zorbalıkla baş etme, dijital empati, ekran zaman yönetimi, dijital kimlik ve dijital ayak izi gibi teknik, zihinsel ve sosyal 8 temel yetkinliğe eğitim sonrasında sahip oluyor.”
Mevcut Ticari veya ERP Programınızla E nte gra s yo n
Entegre Yönetim Finans ve Nakit Akışı Fatura, İrsaliye, E-Fatura Stok, Depo, Lojistik Satınalma Yönetimi Müşteri, Teradikçi, Taşeron Sözleşme Yönetimi
CRM Pazarlama - Satış Servis - İş Yönetimi İK Özlük, İşe Alım Tekrarlanan Gelir ve Gider Aksiyon, Toplantı, Görev Dashboards: CEO, CFO, CPO
www.PirCloud.com Bayilik başvuruları için: ysmbulut.com/partner
Projeler Proje Bütçe Yönetimi Puantaj, Hakediş Yönetimi Proje İş Programı Proje Süreç Yönetimi Proje Günlük İşlemler
20 DOSYA
BThaber
Ebeveynler Çocukları için Nasıl Bir Teknoloji Altyapısı Kurmalı?
22 - 28 NİSAN 2019
Y KUŞAĞI BÜYÜYÜP AİLE KURMAYA BAŞLARSA… kullanma alışkanlıkları da büyük farklılık gösteriyor. Bu nedenle, Anker Türkiye ve Orta Asya Ülke Müdürü Cem Bodur’un dikkat çektiği gibi, bilişsel gelişimin yoğun olduğu çocukluk ve gençlik dönemlerinde teknolojiyle etkileşimin çok daha titiz bir rehberlikle desteklenmesi gerek. “Anker’in sürekli inovasyonu, yaşamın pek çok alanında konfor sağlayan teknolojilere hayat veriyor. Bu yenilikleri her yaştan insanın fayda sağlayacağı şekilde geliştirmeye özen gösteriyoruz” bilgisini veren Cem Bodur, aile içinde teknoloji kullanımıyla ilgili farkındalık çalışmalarını sürdürdüklerinin de altını çizdi.
Anker Türkiye ve Orta Asya Ülke Müdürü Cem Bodur Bundan sadece 15 yıl önce çocukların teknolojiyle etkileşimi oldukça sınırlıydı. Teknolojinin uç noktasında yer alan cep telefonlarıyla yapılabilenler de arama yapmak ve kısa mesaj atmaktan ibaretti. Ama sosyal medyanın yükselişi ve akıllı teknolojilerin yaygınlaşması ile bugün fiziksel dünyada tecrübe ettiğimizden daha fazla etkileşimi dijital evrende yaşıyoruz. Farklı yaş gruplarının teknolojiyi
Akıllı teknolojiler daha fazla hayatın içine girip yaygınlaştıkça, ebeveynlerin bu araç ve servislere yönelik farkındalığı da artıyor. Sonuçta, Cem Bodur’un belirttiği gibi, geliştirilen teknolojilerin büyük çoğunluğu, insana konfor ve verimlilik sağlamayı amaçlıyor. Bu nedenle ebeveynlerin farkındalığındaki artışın, uzun vadede toplumların yaşam kalitesini olumlu yönde etkileyeceğini düşünmek mümkün. Bu arada, dijital teknolojiler hayatın sadece bir döneminde kullanılan araçlardan ibaret değil. “İnsan neredeyse doğumundan başlayarak yaşamı boyunca teknolojiyle
temas ediyor ve üstelik bu teknoloji yerinde sabit durmuyor; sürekli gelişiyor” bilgisini veren Cem Bodur’a göre, bu yüzden mevcut araç ve gereçlerin yanı sıra, çocukları teknolojideki bu sürekli gelişim ve değişime yönelik de eğitmek gerek. “Böylesi bir bilişim eğitimi ve yaklaşım çocuğa kazandırıldığında, yeni teknolojilerle birlikte ortaya çıkan yeni tehditlere ve risklere karşı da bireyin her zaman bir adım önde olması sağlanır” yorumunu yapan Cem Bodur, beklentilerini de şu sözlerle paylaştı: “Y kuşağının aile kurarak, birer ebeveyn haline gelmesiyle birlikte aile içinde teknolojiye karşı tutum köklü biçimde değişiyor. Teknolojiye daha yatkın olan bu nesil, yıllar yılı geleneksel yöntemlerle yapılan rutin işleri bile dijital yollarla çözmek istiyor. Eufy Robovac robot süpürgenin genç ailelerden gördüğü yoğun ilgi bunun en güzel kanıtı. İhtiyaç duyduğu bilgiye internetten anında ulaşan bu neslin çocuk yetiştirmede de geleneksel bilgilerin yanı sıra internet üzerinden erişilebilen sınırsız veriden faydalandığını tahmin etmek zor değil. Dijitalin içine doğan kuşak kendi ailesini kurmaya başladıkça, farkındalık seviyesinin de kaçınılmaz şekilde artacağını öngörüyoruz.”
ÇOCUĞUNUZLA BİRLİKTE ÖĞRENMEYE ÇABALAYIN! Çocuklarımızın internette güvende olmalarını sağlamak istiyoruz ve bunun için yapabileceklerimiz, alabileceğimiz önlemler var. Çünkü çocuklar internetin içinde doğuyorlar. Onların internet ile iletişimlerini engelleyemeyeceğimizi kabul etmek ve bu mecrayı birlikte öğrenmenin yollarını aramak ise şart. “Mümkün olduğu kadar çocuklarımızla beraber internette gezinelim, onları engellemeden ve tehdit etmeden nelerden hoşlandıklarını, hangi kanalları takip ettiklerini gözlem altında tutalım. Onlarla konuşalım. Özellikle oyunlarda ve forumlarda tanıştıkları kişiler başta olmak üzere çevrimiçi ortamda tanıştıkları herkesin onların arkadaşları olmadığını açıkça belirtelim” sözleri ile yapılabilecekleri
örnekleyen Eset Türkiye Ürün ve Pazarlama Müdürü Can Erginkurban, şöyle devam etti: “İnterneti çocuklardan, çocukları da internetten ayıramayacağımız bir çağda yaşadığımızı unutmayalım. Her an çocuğumuzun yanında olamayacağımızı düşünerek, onların tehditlerle kendilerinin başa çıkabilmelerini sağlamamız ve uzaktan da olsa bazı sınırları belirlememiz gerek. Bu süreçte bilgisayar, telefon, tablet gibi cihazların üzerine yükleyeceğimiz ebeveyn koruması (parental control) yazılımlarının önemi büyük. İnternette milyonlarca site, oyun portalı ve uygulama mevcut. Bir velinin tüm bunlara hâkim olması beklenemez. Fakat ana hatları ile size neyin ne olduğunu anlatacak, uygulama ve
zaman sınırları getirebilecek bir yazılımın faydası olacaktır. Bu sayede çocukların sadece önceden belirlenmiş sitelere girebilmesine izin verir, günde kaç saat oyun oynayabileceklerini belirleyebilir, dilerseniz ek zaman verebilir veya uzaktan kapatabilirsiniz. Eset Parental Control for Android uygulamamız, uygunsuz içerikleri çocuğunuzun yaşına göre filtreliyor, cihazın kullanım zamanlamasını düzenliyor, çocukların lokasyonunu belirleyebiliyor ve internet tehditlerini engelliyor. PC ve masaüstü bilgisayarlar için ise Ebeveyn Kontrolü yazılımı Eset Internet Security ve Smart Security Premium programlarında ebeveynlerin kullanımına hazır şekilde yer alıyor.”
BThaber
22 BİLİŞİM DÜNYASI
22 - 28 NİSAN 2019
PSD2 kapsamında sahtekarlık önleme çözümü Malta’da Asseco South Eastern Europe (ASEE), Malta’nın önde gelen bankalarından MeDirect ile PSD2 kapsamında işbirliği yaptı. Böylece ASEE, Avrupa’daki bankaların PSD2 gereksinimlerine uyumlu olmaları için sunduğu ‘PSD2 Enabler’ isimli çözümü ile uluslararası tedarikçiler arasında öne çıktı. Açık bankacılık için API’lerin yayınlanması, müşteri kimliğinin doğrulanması ve sahtekarlık ataklarının izlenmesini içeren kapsamlı çözümde, ASEE’nin geliştirdiği dijital bankacılık platformu Digital Edge, kimlik doğrulama SxS ve kurumsal sahtekarlık önleme yazılımı InACT® olmak üzere 3 ürün bulunuyor.
MeDirect İş Geliştirme Bölüm Yöneticisi Alanbek Yussupov, “Birçok uluslararası tedarikçi arasından MeDirect Bank olarak ASEE’yi seçtik. ASEE, kurumumuza API'lerin yayınlanması, izinlerin yönetilmesi, müşteri kimlik doğrulaması ve sahtekarlıkların önlenmesi konularının tümünü kapsayarak, PSD2 alanında bütünleşik bir çözüm sundu. PSD2 gerekliliklerini birlikte ele aldık, her iki tarafta gerekli aktiviteleri belirledik. Uyumluluk için son teslim tarihini bekliyoruz” dedi. PSD2’nin yürürlüğe girmesi ile sahtekarlık girişimlerini önlemenin daha da önemli bir noktaya ulaştığına
dikkat çeken ASEE Türkiye Ülke Lideri Hatice Ayas ise “Türkiye’de geliştirdiğimiz kurumsal sahtekarlık önleme çözümü InACT®’i PSD2’ya uyumlu olarak hazırladık ve ASEE’nin PSD2 paketi içerisinde Avrupa’daki bankalara sunuyoruz. MeDirect
projesi ile sahtekarlık önleme konusundaki bilgi birikimimizi Malta’ya taşımış olduk. Ayrıca, InACT® çoklu kurum yapısını desteklediğinden, çözüm hem Malta hem Belçika’da bulunan MeDirect bankalarında kullanılacak” bilgisini verdi.
Lojistik sektörü ERP ile hep bir adım önde Bu yıl 12.’si gerçekleştirilen Lojistik Günleri kapsamında IAS yetkilileri, Yaşar Üniversitesi İşletme Fakültesi’nde Lojistik Yönetimi öğrencileri ile bir araya geldi. ‘Lojistikte Yazılım Sistemleri ve Girişimcilik’ başlığı altında konuşan IAS Bölge Satış Yöneticisi Ferdi Fırat, öncelikle öğrencilere IAS’nin global arenadaki çalışmalarını ve ERP yazılımı caniasERP’deki gelişmeleri aktardı. Öğrencileri caniasERP konusunda da bilgilendiren Fırat, “Türkiye’nin web üzerinde çalışabilen ilk ERP yazılımı olan caniasERP, kullanıcıya browser üzerinden bağlanarak tüm iş süreçlerini gerçekleştirme özgürlüğü sunuyor” dedi. Endüstri 4.0, Otomasyon sistemleri, yapay zeka ve IoT
uygulamaları gibi gündemin önemli konularına da vurgu yapan Fırat, bu alanlardaki gelişmeler ile lojistik sektörü arasındaki organik bağdan da söz etti: “Farklı taşıma sistemlerinden veri alma, RFID sistemleriyle ERP’nin konuşturulabiliyor olması, hızlı çalışan depo sayım sistemlerine sahip olmak, sevkiyat planlamalarını çok hızlı ve hatasız şekilde yapmak gerekiyor. Bu nedenle lojistik sektöründe hizmet veren firmaların farklı sistemlerle kolaylıkla entegrasyon sağlayabilen ERP yazılımlarına ihityacı var. İş süreçlerini bütünleşik yapıda bir ERP sistemi ile yöneten firmalar sektörlerinde büyük avantajlar elde ederler” diye açıkladı. “Depo süreçlerinin ERP
programı üzerinden yönetilmesinin firmalar için pek çok avantajı bulunur” diyen Sütçü, “Doğru ürünlerin doğru miktarda sevkiyatının yapılması, ki gerçekten zor bir iştir, hangi ürünlerin ne zaman nasıl toplanacağı, hangi şartlarda muhafaza edileceği, ne zaman ve ne şekilde sevk edileceği doğru şekilde planlanmazsa sonunda ciddi bir kaos ortamı oluşabilir. İşin içine farklı parametreler girdiğinde bunları hesaplamak ciddi emek ve dikkat isteyen işler haline dönüşür. Kaldı ki lojistik firmlarının farklı nitelikte pek çok müşteriye hizmet verdiğinizi düşündüğünüzde işin ne derece zor olacağını tahmin edersiniz. Depo yönetim süreçlerini ERP sistemi üzerinden yönetmek, doğru
planlama ve zamanında teslimat yapılmasını sağlar. Aynı zamanda stok takibi sağlıklı bir şekilde gerçekleştirilir. İhtiyaçların doğru belirlenmesi ve malzeme ihtiyaç planlamasının doğru oluşması, buna bağlı olarak da satın alma süreçlerinin yönetilebilmesi için de firmalar entegre çalışan bir ERP yazılımına ihtiyaç duyarlar. Lojistik sektöründe ERP sistemi, maliyetlerin azalması konusunda da önemli bir avantaj sunar. Doğru verilerle, düzgün planlanmış bir sevkiyat sürecinde hataya yer yoktur. Doğru ürünü, doğru miktarlarda, doğru depolama koşullarında sevk eden bir lojistik firması, zaman, mekan, maliyet ve müşteri memnuniyeti açısından hep bir adım önde olur.”
BThaber
BİLİŞİM DÜNYASI 23
22 - 28 NİSAN 2019
BT’de risk odaklı, kontrollü ve sürdürülebilir yönetim şart EY Türkiye’nin Borsa İstanbul işbirliğiyle, SPK Bilgi Sistemleri Yönetimi Tebliği ve Bilgi Sistemleri Bağımsız Denetim Tebliği’ne uyum sürecine ilişkin düzenlediği iki etkinlikle, şirketlerin BT süreç ve sistemlerini ilgili düzenlemelere uyumlu hale getirme çalışmaları ele alındı. 12 Mart ve 14 Mart 2019 tarihlerinde Borsa İstanbul ev sahipliğinde gerçekleştirilen etkinliklere 300’ü aşkın halka açık şirket, ayrıca aracı kurum ve portföy yönetim şirketlerinin üst düzey temsilcileri katıldı. Etkinliklerde şirketlerin SPK Bilgi Sistemleri Düzenlemeleri kapsamındaki gereksinimleri ve atmaları gereken adımlar EY Teknoloji Uyum Programı kapsamında değerlendirildi. Operasyonel ve teknolojik dönüşüm ihtiyaçları ve yol haritası ile ilgili olarak uyum planları ve denetim çerçevesinin aktarıldığı etkinliklerde, şirketlerin SPK Bilgi Sistemleri Düzenlemeleri gereksinimleri ve almaları gereken aksiyonlar EY Türkiye Teknoloji Uyum Programı kapsamında değerlendirildi.
Borsa İstanbul A.Ş. Denetim ve Gözetim Kurulu Başkanı (V.) Serkan Karabacak, şu bilgileri paylaştı: “Tüm iş planlarımız bilişim teknolojileri üzerinden yürütülüyor. Bu da bilişim sistemlerinin doğru kullanılmasının ve yönetilmesinin önemini artırıyor. Sermaye Piyasası Kurulu (SPK), Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu’nun (BDDK) bankalarda gerçekleştirdiğine benzer şekilde sermaye piyasamızın paydaşlarının kullandığı bilişim teknolojilerine yönelik olarak birtakım düzenlemeler getirdi ve 5 Ocak 2018 tarihinde Bilgi Sistemleri Yönetim Tebliği ve Bilgi Sistemleri Bağımsız Denetim Tebliği olmak üzere iki farklı düzenlemeyi yürürlüğe soktu. Bu düzenlemelerle sermaye piyasalarında faaliyet gösteren borsamız, Takas Bank ve Merkezi Kayıt Kuruluşu ile birlikte halka açık şirketlerin de dâhil olduğu geniş bir yelpazede yer alan birçok sektör katılımcısının bilgi sistemleri yönetimine ilişkin olarak yerine getirmesi gereken bir dizi usul ve esaslar belirledi.
Ayrıca, belirlenen bu usul ve esaslarla belirli periyotlarda bağımsız denetim yaptırmaları ve oluşacak bağımsız denetim raporunun SPK’ya gönderilmesi öngörüldü. Bu düzenlemelerin hayata geçirilmesi ile birlikte temel olarak sermaye piyasalarında BT yönetiminde dünya ve ülke çapında kabul gören öncü uygulamaların kullanımına destek sağlanması, BT kullanımından kaynaklanan risklerin etkin yönetimi, bilgi güvenliği, veri gizliliği gibi hususlar ile ilgili Kişisel Verilerin Korunması Kanunu’na (KVKK) uyumluluğun sağlanması amaçlanıyor.” Bilgi sistemleri yönetimi ve işletimi faaliyetleri denetim kapsamında EY Türkiye Ülke Başkanı Metin Canoğulları şu değerlendirmeleri yaptı: “SPK’nın şirketlerin sürdürülebilir büyüme yolculuğunu güvence altına almak amacıyla yayımlamış olduğu Bilgi Sistemleri Düzenlemeleri ile birlikte, Sermaye Piyasası Kanunu kapsamında faaliyet gösteren şirketlerin bilgi teknolojileri
süreç ve sistemlerini düzenlemelere uyumlu hale getirme yükümlülüğü doğdu. Bu gelişmeyle birlikte şirketlerin iş yapma biçimlerinde önemli değişiklikler yaşanacak. Şirketlerin kapsamlı bir teknolojik uyum süreci gerektiren bu yolculuğunda metodolojilerimiz, uluslararası ve yerel iş ortaklıklarımız, risk, siber güvenlik ve teknoloji birimlerinden oluşan yetkinliklerimizle, şirketlerimizi desteklemeyi hedefliyoruz.” Halka açık şirketlere kademeli bir şekilde denetim yükümlülüğü getirileceğini dile getiren SPK Muhasebe Standartları Dairesi Başuzmanı Hüseyin Yurdakul, Bilgi Sistemleri Denetim Tebliği ile ilgili şunları söyledi: “Bilişim sistemleri yoğun kullanılıyor ve bunun neticesinde de yönetim, finansal ve operasyonel anlamda önemli riskler ortaya çıkıyor. Denetim Tebliği ise temel olarak bilgi sistemleri denetimi, bu denetimi gerçekleştirecekler ve bu denetim sonucunun raporlanmasına ilişkin esasları düzenliyor ve kapsam olarak da sermaye piyasasında yer alan hemen hemen tüm paydaşları kapsıyor. Bilgi sistemleri bağımsız denetimi ise bilgi sistemleri yönetimi ve işletimi kapsamında yer alan faaliyet, yazılım, donanım gibi bilgi sistemleri unsurları ile bu sistem dâhilinde tesis edilen kontrollerin Bilgi Sistemleri Yönetim Tebliği ile uyumluluğu konusunda güvence sağlamak üzere yürütülen denetimi oluşturuyor. Temel olarak bilgi sistemlerinde şirketlerimizin yeterlilik, etkinlik ve uyumluluk alanlarında belirlenen kriterleri sağlayarak, bilgi güvenliği risklerini en aza indirgemelerini amaçlıyoruz.”
24 KARİYER Akıllı şehirler Fatih Gündoğan’da Türkiye’de yerli ve milli akıllı sistemler geliştirme odaklı çalışmalar yürüten Asis Elektronik ve Bilişim Sistemleri bünyesinde oluşturulan Akıllı Şehirler yapılanmasını yönetmek üzere Fatih Gündoğan göreve getirildi. 2001 yılında İstanbul Teknik Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü’nden mezun olan Fatih Gündoğan, Ulaştırma Mühendisliği alanındaki yüksek lisansını Darmstadt Teknoloji Üniversitesi’nde 2005 yılında tamamladı. Gündoğan, aynı alandaki doktora derecesini ise 2012’de Graz Teknoloji Üniversitesi’nden aldı. 2013 yılında İstanbul Bilişim ve Akıllı Kent Teknolojileri A.Ş (İSBAK) bünyesinde Planlama Müdürü olarak göreve başlayan Gündoğan, 2015’te İSBAK Genel Müdür Yardımcısı olarak atandı. Gündoğan böylece ulaşım planlaması, toplu taşıma teknolojileri, akıllı şehirler ve güvenlik sistemleri gibi konularda 100’den fazla projenin sorumluluğunu üstlendi. Gündoğan, Yıldız Teknik Üniversitesi ve İstanbul Ticaret Üniversitesi bünyesinde misafir öğretim görevlisi olarak “Akıllı Ulaşım Sistemleri” başlıklı dersler vermekte.
TurkishBank’ta dijitalin sorumlusu Bakay Korkmaz TurkishBank’ın Pazarlama ve Dijital Bankacılık’tan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Bakay Korkmaz oldu. Yeni atama ile TurkishBank, dijital bankacılık ve fintek’lerle işbirliği konusunda yenilikler getirmeyi hedefliyor. Finans dünyasının deneyimli isimlerinden Bakay Korkmaz, 1997 yılında Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’nden mezun oldu ve kariyerine finans sektöründe başladı. Korkmaz, 2006 yılında ise İşletme Yüksek Lisansı’nı tamamladı. 22 yıllık kariyeri boyunca sırasıyla Esbank, Citibank, Millenniumbank, Akbank, Yapı Kredi ve HSBC’de Şube ve Bölge Müdürlüğü görevleri ile Genel Müdürlük Satış ve Pazarlama departmanlarında Direktörlük ve Grup Başkanlığı görevlerinde bulundu. Korkmaz, son olarak Türkiye fintek ekosistemi içindeki BDDK lisanslı ödeme şirketlerinden Paynet’te Genel Müdür olarak görev yapıyordu.
BThaber 22 - 28 NİSAN 2019
İstihdama katkı, hızını yitirmiyor
Çağrı Merkezleri Derneği (ÇMD), 2018 Türkiye Çağrı Merkezi Pazar Araştırması sonuçlarını, 11 Nisan’da düzenlenen basın toplantısında paylaştı. Müşteri hizmetleri alanında faaliyet gösteren firmaların yanı sıra tüm markaları da ilgilendiren rapor, sektörün son bir yılını detaylı analizlerle ortaya koyuyor. Sektörde faaliyet gösteren 118 farklı firmayla yapılan anket çalışmaları ve 20 sektör lideriyle gerçekleşen birebir görüşmeler neticesinde oluşturulan rapor, iç kaynak (in-house) ve dış kaynak (outsource) sistemiyle çalışan şirketlerin yanı sıra iki sistemi birlikte kullanan kuruluşları da kapsıyor. 2018 verilerine göre, sektörün pazar büyüklüğünün geçen yıla oranla yüzde 21,5 büyüme ile 6.2 milyar TL’ye ulaştı. Türkiye genelindeki müşteri temsilcisi sayısı yüzde 5,5 artarak 96 bin kişiye ulaşırken, yönetici ve destek kadrolarla birlikte toplamda sağlanan istihdam ise 108 bin kişi oldu. 2019 yılına ilişkin çağrı merkezi sektörü istihdam öngörüsü ise toplamda 112 bin kişi olarak açıklandı. Ülke genelindeki istihdam oranlarında birincilik yüzde 26’lık bir oranla telekomünikasyon firmalarına, ikincilik ise yüzde
13’lük bir oranla finans sektörüne gidiyor. İki sektörün sıralaması geçen yıldan bu yana sabit kalırken kamu kurumları ise onunculuktan üçüncülüğe yükseliyor. Yüzde 11 ile finans sektörünü takip eden kamu kurumlarının ardından, yüzde 10’luk oranla gıda, tekstil ve beyaz eşya üreticilerinden oluşan tüketim ürünleri sektörü geliyor. Listenin devamında bulunan firmalar ise sırasıyla bilişim (%8), taşımacılık/ lojistik (%6), e-ticaret (%6), enerji/altyapı (%5), sağlık (%5), eğlence/medya (%4), perakende noktaları (%3), konaklama/acente/ turizm (%1) ve diğer (%2) olarak sıralanıyor. Üç büyük şehrin dışında kalan diğer Anadolu illerinde çağrı merkezlerine yapılan yatırım oranı yüzde 44 iken, bu yıl yüzde 56’ya yükselmiş durumda. Geçtiğimiz yıl sektörün yüzde 39’unu bünyesinde bulunduran İstanbul’un bu yılki istihdam oranı yüzde 26. Ankara ve İzmir ise sıralamada yer değiştiriyor. Ankara’nın istihdamı yüzde 7, İzmir’in yüzde 11 oranında. Bu da istihdam dağılımının, üç büyük şehirden başlayarak diğer bölgelere yayıldığını gösteriyor. Çağrı merkezlerinde geçtiğimiz yıl 2,5 milyar olan gelen/giden aramaların sayısı, 2018’de 3,2 milyar adete yükseliyor.
KARİYER 25
BThaber 22 - 28 NİSAN 2019
Fintek sektörü, kadın istihdamında öne çıkıyor Fintek, ödeme ve teknoloji alanlarında çalışan profesyonelleri bir araya getiren, 2015 yılında kurulan ve finansal hizmetler sektöründe her alanda çeşitliliği ve katılımı arttırmayı hedefleyen destek ağı olan European Women in Payments Network (EWPN), Türkiye’deki ikinci buluşmasını 8 Nisan’da İstanbul’da hayata geçirdi. Etkinlik kapsamında TransferGo, PayU Türkiye, Hepsipay, Solak & Partners ve ÖDED temsilcilerinin katıldığı “Türkiye’de Ödeme Sektörü, Yenilikçi Teknolojiler, Trendler ve Fırsatlar” konulu panelde fintek sektöründe kadın konusu ele alındı. Panelde konuşan TransferGo Türkiye Ülke Müdürü Senem Öztürk, hem dünyada hem Türkiye’de fintek
sektöründe çalışan kadın sayısı ve kadın yönetici oranının çok yetersiz olduğunu söyledi. Çeşitliliği artırmanın gerekliliğine dikkat çeken Öztürk, fintek sektörünün kadınlar için önü en açık sektörlerden biri olduğunu belirterek, şöyle devam etti: “Fintek sektörünün ağırlıklı olarak startup’lardan oluşması ve bu sektöre yeni girecek oyuncuların da genelde startup kaynaklı olma olasılığı bir fırsat olabilir. Startup’lar özleri gereği bazı sınırların, kalıpların olmadığı veya bunun aşılmaya çalışıldığı girişimler. Birçok kadın da başarılı startup’lar kuruyor veya bunlara liderlik ediyor. Kadınların iletişim ve empati yetenekleri yüksek. Ayrıca kriz yönetiminde başarılılar. Fintek sektörünün temeli olan risk yönetimine
de farklı bir bakış açısı getirebilecekler. Her sektörde olduğu gibi fintekte de kadınlar arası bilgi ve tecrübe paylaşımı önemli. Uluslararası para transferi şirketi TransferGo’da özellikle yönetici pozisyonunda kadınlar önemli pozisyonlarda TransferGo’da Avrupa genelinde 5 ülke müdüründen 4’ü kadın. Bu ülkelerden biri de Türkiye.” EWPN Türkiye Elçisi Melike Belli ise “Sektörde yaratılan iş değerini önemli ölçüde arttıracak kadınların iş hayatında daha da güçlenmesi ve yükselmesine katkıda bulunuyor, onlara birbirlerini samimi olarak desteklemeleri ve görev tanımlarını unutarak deneyimlerini paylaşabilmeleri için Avrupa çapında büyüyen güçlü bir ağ sunuyoruz” bilgisini verdi.
Etkinlikleriniz ile ilgili bilgileri bthabersirketleri.com/EtkinlikDuyuru adresine girebilirsiniz.
BThaber
ETKİNLİK TAKV!M! E T K İ N L İ K L E R
25 Nisan 2019 Univera Teknoloji Zirvesi Elite World Asia - İstanbul AYRINTILI BİLGİ: www.univera.com.tr
11 Temmuz 2019 BTvizyon Samsun Toplantısı Samsun AYRINTILI BİLGİ: www.bilisimzirvesi.com.tr
26 Eylül 2019 BTvizyon Eskişehir Toplantısı Eskişehir AYRINTILI BİLGİ: www.bilisimzirvesi.com.tr
25 - 26 Nisan 2019 4.Uluslararası Medya Konferansı İstanbul Gelişim Üniversitesi - İstanbul AYRINTILI BİLGİ: www.gelisim.edu.tr/etkinlik/4-uluslararasiyeni-medya-konferansi
22 Ağustos 2019 Teknoloji Platformu 2019 Bursa AYRINTILI BİLGİ: www.bilisimzirvesi.com.tr
20 Kasım 2019 Teknoloji Kaptanları 2019 İstanbul Kongre Merkezi AYRINTILI BİLGİ: www.bilisimzirvesi.com.tr
E T K İ N L İ K L E R 29 Nisan - 2 Mayıs 2019 Dell Technologies World 2019 Las Vegas, ABD AYRINTILI BİLGİ: www.delltechnologiesworld.com
Y U R T İ Ç İ
13 Haziran 2019 BTvizyon Kayseri Toplantısı Kayseri AYRINTILI BİLGİ: www.bilisimzirvesi.com.tr
3 Eylül 2019 BTvizyon Denizli Toplantısı Denizli AYRINTILI BİLGİ: www.bilisimzirvesi.com.tr
20-21 Kasım 2019 Bilişim Zirvesi'19 İstanbul Kongre Merkezi AYRINTILI BİLGİ: www.bilisimzirvesi.com.tr
Y U R T D I Ş I
12 Aralık 2019 BTvizyon Girne Toplantısı Girne AYRINTILI BİLGİ: www.bilisimzirvesi.com.tr
20 Haziran 2019 BTvizyon Konya Toplantısı Konya AYRINTILI BİLGİ: www.bilisimzirvesi.com.tr
5 Eylül 2019 BTvizyon İzmir Toplantısı İzmir AYRINTILI BİLGİ: www.bilisimzirvesi.com.tr
16 Ocak 2020 BTvizyon Bursa Toplantısı Bursa AYRINTILI BİLGİ: www.bilisimzirvesi.com.tr
4 Temmuz 2019 Bilişim 500 Ödül Töreni Emek Sineması - İstanbul AYRINTILI BİLGİ: www.bilisimzirvesi.com.tr
24 Eylül 2019 BTvizyon Ankara Toplantısı Ankara AYRINTILI BİLGİ: www.bilisimzirvesi.com.tr
BThaber
26 MEKTUP
22 - 28 NİSAN 2019
Baharın tam da ortasından merhaba, Bu hafta eğitim ve eğitimcilerle ilgili gurur veren haberlerim var, açılışı da Anadolu Vakfı ile yapıyorum. Anadolu Vakfı’nın, öğretmenlerin başarılı birer sosyal girişimci olabilmeleri için ihtiyaç duydukları bilgi ve becerilerin artırılması hedefiyle başlattığı ‘Değerli Öğretmenim’ projesinin 47’inci ili Tunceli olmuş. Eğitim programı kapsamında 11-12 Nisan’da ‘Sosyal Girişimcilik’ eğitimleri verilirken, programın 29-30 Nisan’da gerçekleşecek eğitimlerinde ise ‘Sosyal Girişimcilik’ ile ‘Yönetişim Yetkinlikleri Gelişimi Eğitimi’ alanında bilgiler aktarılacakmış. ‘Sosyal Girişimcilik’ konusunda önem taşıyan bu proje, İl Milli Eğitim Müdürlükleri işbirliğinde yürütülüyormuş ve bugüne kadar 47 ilde 60 binin üzerinde öğretmene ulaşılmış. En iyiyi en sona sakladım: Proje kapsamında, 3 binin üzerinde proje başvurusu alınmış. Hatta toplumun sorunlarına yenilikçi ve uygulanabilir çözümleri teşvik amacıyla ‘Sosyal Girişimcilik Proje Yarışmaları’ düzenleniyormuş. Bugüne kadar 8 yarışma ile 200’ün üzerinde ödül verilmiş bile. ‘Eğitmen eğitimi’ adına gurur veren ve devamlılığı önem taşıyan bir çalışma. Türk Telekom’un az gören çocukların eğitim hayatını kolaylaştırmak amacıyla hayata geçirdiği ‘Okulumda Günışığı’ projesi kapsamında Adanalı ve Mersinli eğitmenlere “Az Gören Eğitimi” konusunda seminer
YIL 25 SAYI 1218
Eğitmenlerin eğitimi, yetkin nesiller için gerekli verilmiş. Adana Çukurova Kenan Çetinel İlkokulu, Adana Çukurova İMKB İlkokulu ve Mersin Yenişehir Aydınlıkevler İlkokulu’nda gerçekleşen seminerlere 70 eğitmen katılmış. Eğitmen eğitiminin bir sınırı olmadığını görmek adına önemli bir çalışma bu ve Türk Telekom’un ‘Herkes için erişilebilir iletişim’ prensibi ile hayata geçirdiği Günışığı projesinde seminere katılan 70 eğitimci ve yöneticiye “Az Gören Eğitimi” konusunda uygulamalı bilgiler eğitimler verilmiş. İl il düzenlenen seminerler ve farkındalık geliştirme çabaları ile hedef; az gören öğrencilerin sınıf ortamlarının düzenlenmesi, daha kaliteli eğitim alabilmesi, “az gören” eğitiminin yaygınlaşması ve sistematik olarak uygulanması. Neden olmasın? Herkes için eğitim, herkes için teknoloji dediğimiz zaman, işin girişimcilik, yenilikçilik boyutunu da unutmamak gerek. Facebook bu gereklilikleri ve Türkiye’nin potansiyelini görerek, Türkiye'deki ilk iki Developer Circles'ı İstanbul ve Ankara'da hayata geçirmiş. Bu iki şehirde yaşayan geliştiriciler yerel geliştirici topluluklarına katılabilecek, diğer geliştiricilerle işbirliği yapabilecek, hem çevrimiçi hem çevrimdışı ortamda geliştirici araçları ve Facebook’un ürünleri hakkında bilgi sahibi olabilecek. İlerleyen süreçte TOBB ve Habitat işbirliğiyle açılması planlanan
Bilişim Zirvesi Etkinlik Organizasyon Ltd. Şti. adına Sahibi ve Sorumlu Yazıişleri Müdürü Neslihan Aksun neslihana@bthaber.com.tr
22 - 28 NİSAN 2019
BThaber Grubu Yayın Koordinatörü Ayhan Sevgi ayhans@bthaber.com.tr
www.bthaber.com www.linkedin.com/groups/BThaber twitter.com/bthaber www.facebook.com/BThaber
Okur Temsilcisi Behçet Envarlı benvarli@tbv.org.tr
Bültenlerinizi
bulten@bthaber.com.tr adresine gönderebilirsiniz
girişimcilik merkezi dahil olmak üzere hayata geçirilecek girişimlerle yerel topluluklara destek sürecek. Bu program kapsamında, İstanbul'dan Enis Yurdatapan ve Muhammed Aziz Ulak, Ankara'dan Burcu Coşkun kendi şehirlerinin Facebook Developer Circles Lideri seçilmiş. Bu üçlü, yerel topluluklarına liderlik yapmak, çevrimdışı etkinlikler düzenlemek ve yerel çevrimiçi Facebook topluluklarını yönetmekten sorumlu. PepsiCo, promosyon süreçlerini dijitalleştiren mobil uygulaması “KazandıRio”yu hayata geçirmiş. Play Store ve AppStore’da ücretsiz olarak kullanıma sunulan mobil uygulama ile biz tüketiciler artık kapak ve kupon toplama derdinden kurtuluyoruz. Uygulamanın, tüketici ve satıcı olmak üzere iki farklı versiyonu var. Tüketiciler, kapak veya kupon toplamaya gerek kalmadan KazandıRio uygulamasını kullanırken, PepsiCo’nun kurumsal satış kanalları da KazandıRio İş uygulaması ile promosyon kampanyalarını dijital kanaldan yönetebiliyor. Ödülleri ve promosyonları anlık takip edebilmek de keyif demek... Uluslararası sektör profesyonelleri ile kamu yetkililerini buluşturan Intertraffic İstanbul 10. Uluslararası Altyapı, Trafik Yönetimi, Akıllı Ulaşım, Yol Güvenliği ve Park Sistemleri Fuarı’nda güvenlik,
Abone ve Dağıtım
btabone@bthaber.com.tr
Editör
Online Editör
Sedef Özkan sedefo@bthaber.com.tr
Handan Aybars handana@bthaber.com.tr
Ferit Çelik feritc@bthaber.com.tr
Tuğçe Diyar tugcee@bthaber.com.tr
Cilt, Baskı, Poşetleme: Uniprint San. ve Tic. A.Ş. - Hadımköy İstanbul Asfaltı Ömerli Köyü İstanbul - Tel 0212-798 28 40. l
Akabinde, bu hafta da bu kadar.
BThaber Genel Müdürü Özlem Unan İş Geliştirme ve Satış Müdürü Abdurrahman Koyuncu Reklam Satış Yönetmenleri Kutay Göçe Çiğdem Şakar Arif Şuekinci
Ankara Temsilcisi
Görsel Yönetmen
altyapı, trafik yönetimi ve akıllı mobilite kategorilerinde Intertraffic İstanbul Bilim Kurulu tarafından değerlendirilen projeler arasında ödüller sahiplerini bulmuş. Aselsan, Türkiye Jandarma Genel Komutanlığı’nın kullanımı için tasarlayıp ürettiği ‘Mobil Plaka Tanıma Sistemi’ (MPTS) ile Yol Güvenliği Ödülü’nün sahibi olmuş. Ekaldes Lighting, direk gövdesi üzerinde LED ışıkları bulunan ve daha iyi görünürlük için trafik ışıkları ile aynı anda estetik olarak çalışan ‘Alüminyum Trafik LED’li Sinyal Direkleri’ ile Altyapı kategorisi ödülünün sahibi olmuş. Trafik Yönetimi kategorisinde Bluepath, bir karayolu ağının yolculuk talebini, dijital haritadaki yol tabanlı yol tarifleri ve dağıtımlarıyla tanımlayabilen, kendi adını taşıyan yazılımıyla ödülün sahibi olmuş. Parabol Yazılım, şehrin en doğru, gerçek zamanlı trafik koşullarının yol kullanıcılarıyla paylaşıldığı ‘Dinamik Trafik Asistanı’ mobil uygulaması ile Akıllı Ulaşım ödülünün sahibi olmuş. Haftaya noktayı bir kitapla koyalım: Koç Üniversitesi Yayınları (KÜY) tarafından yayımlanan ‘Keynes’ten Lucas ve Ötesine Makroiktisat Tarihi’. Louvain Üniversitesi’nde ekonomi profesörü olan Michel De Vroey’in kaleme aldığı kitap, Elif Nurşen Sinirlioğlu tarafından Türkçeye kazandırılmış. Keynes ve Lucas’ın yanı sıra Friedman, Patinkin, Leijonhufvud ve Clower, Phelps, Kydland ve Prescott gibi birçok iktisatçının eserlerini de içeren kitap aklımızda olsun.
Reklam Rezervasyon Sorumlusu Suzan Bilken Ankara Temsilcisi Sedef Özkan Yönetim Yeri: Bilişim Zirvesi Etkinlik Organizasyon Limited Şirketi Örnek Mah. Şehit Cahar Dudayev Cad. Örnek İş Merkezi No:14 Kat:5 34704 Ataşehir İSTANBUL Telefon: (0216) 888 0 596
Türkiye’nin en köklü bilişim teknolojileri yayını olan BThaber, 1995 yılından bu yana bilişim ve teknoloji dünyasındaki en son haberleri, yenilikleri ve bilgileri okuyucularına kesintisiz bir şekilde sunmaya devam ediyor. Her hafta yüzde 35’i BT, yüzde 65’i ise finans, otomotiv ve sağlık gibi farklı sektörlerde yer alan şirketlerin ve kamu kurumlarının yöneticilerinden oluşan 7500’ün üzerinde kişiye ulaşmakta ve online platformlar üzerinden her hafta on binlerce kişiye erişim sağlamaktadır.
ISSN 1300-6495
BThaber kontrollü abonelik sistemiyle dağıtılmaktadır. - Fiyatı 1 Kuruş (KDV dahil) - BThaber, 5187 sayılı Basın Kanunu’nun 2/f maddesi hükmü gereği ‘yerel süreli yayın’dır.
WEEKLY INFORMATION TECHNOLOGY AND ECONOMY NEWSPAPER
Endless corporate concerns! According to the Dell Technologies Digital Transformation (DT) Index, digital transformation programs are still in its infancy stage in many enterprises. 9 out of every 10 businesses in Turkey (92%) believe they will have difficulties in meeting changing customer needs over the next five years. While this ratio is 51% globally, about one third (30%) of enterprises worldwide are worried that they will be left behind regarding the digital transformation. In Turkey, the related concern rate is below the world average (13%). Evaluating the results of the research for Turkey; Dell EMC Turkey General Manager Sinan Dumlu stated that: “It is gratifying to see that the emerging markets are more
mature digitally, compared to developed ones. Our country’s leading position in Europe, the Middle East and Africa regarding the digital maturity indicates opportunities lying ahead. The other issue is worrying about meeting customer needs expected to change over the next 5 years. In order to prevent this problem, enterprises need to make investments ready for the future by taking necessary measures as of today.” The findings in Turkey indicate that business leaders are on the verge of a crisis of confidence and the persistent obstacles prevent 92% of business leaders from taking action. The top five obstacles to the success of digital transformation in Turkey are listed as:
1. Data privacy and security concerns (45%) 2. Lack of Budget and resources (40%) 3. More information than required (35%) 4. Lack of upper level support (29%) 5. Immature digital culture (27%). 89% of the respondents believe that their business will have difficulty proving their credibility in the next five years, while this rate is 49% in the world. Approximately one third of enterprises in Turkey (29%) do not trust their business to fully comply with the regulations (such as KVKK, the EU General Data Protection Regulation). One third of those in the world and in Turkey do not trust their business
to protect the employee or customer data. Priority technology approaches Leaders reported similar priorities and investments, including focusing on workforce, security and IT, to assist in future transformation. Compared to the results in 2016, for example, 46% of the leaders are developing in house digital skills by teaching all employees how to do coding. According to the research, this ratio in Turkey is 50%. The planned priority technology investments to be made in Turkey in the next 1-3 years are cyber security, informatics centric approach, IoT technology, cognitive systems and multi cloud environment.
Fraud prevention solution from Malta within the framework of PSD2 Asseco South Eastern Europe (ASEE) cooperated with MeDirect, one of Malta’s leading banks, under PSD2. Thus, ASEE stands out among international suppliers with the ‘PSD2 Enabler’ solution offered by European banks to comply with PSD2 requirements. A comprehensive solution that includes the publication of APIs for open banking, customer identity verification and fraudulent attacks
includes three products, Digital Edge, ASEE's digital banking platform developed by ASEE, authentication SxS, and corporate fraud prevention software InACT®. MeDirect Business Development Division Manager Alanbek Yussupov expressed that: “We chose ASEE as MeDirect Bank from many international suppliers. ASEE provided an integrated solution in the field of PSD2,
covering all aspects of API publishing, permission management, customer authentication and fraud prevention. We discussed the PSD2 requirements together, we identified the necessary activities on both sides. We are waiting for the deadline for compatibility.” ASEA Turkey Country Leader Hatice Ayas stated that: “Enterprise fraud prevention solution we developed in Turkey InACT® is compliant
to PSD2 and we offer it to banks in Europe within the ASEE PSD2 package. With the MeDirect project, we moved our knowledge of fraud prevention to Malta. Furthermore, since InACT® supports multi organization structure, the solution will be used in the MeDirect banks in Malta and Belgium.” emphasizing that it is now more important to prevent fraud attempts with the PSD2 coming into force.
Test automation tool Logo Tedam is ready to use Supporting the spread of open source solutions, Logo Software took an important step with its goal of becoming a manufacturer in this field. In this context, the company presented Logo Tedam (Logo Test and Data Automation Manager), providing end to end solution in the automation of software which was launched in 2015, as an open source solution on GitHub. Being shared as an open source, Logo Tedam makes
it possible to prepare end to end test automation for web applications, running and managing these automation scenarios. Logo Tedam, which does not need coding to perform all these tasks, draws attention with its structure that separates the data from the code and its ability to provide automation for those who do not know how to do coding, such as test experts, analysts and support specialists. Logo Tedam makes
it possible to centralize the environments where scenarios and automation codes are written as well as running automation scenarios and monitoring them on a single tool.
Tuğrul Tekbulut said that: “We think that it is a part of our social responsibility efforts to take place in the open source world not only as a consumer but also as a contributing producer.
The source code of Logo Tedam can be found at Github, https://github.com/logobs/ tedam. Docker versions of Logo Treatment are also available at https://hub.docker.com/u/ logobs simultaneously. Logo Software Chairperson M.
One of the most important elements in the production of high quality software is the accurate and effective execution of software tests. We have used Logo Tedam in thousands of test scenarios until today.”
Broadband internet is the fastest growing service M. Cahit Turhan, stating that mobile subscriber growth increased by 3% at the end of last year compared to the previous year, underlined that this rate refers to the penetration of mobile subscribers by 99% when rated by the population. In addition to the increase in the number of subscribers to the 4,5G service, Turhan said that the number of subscribers, who are actively using the 4.5G service and have a compatible device and SIM card, is 40.2 million. Turhan said that with the spread of 4,5G service, the number of 3G subscribers decreased to 6.6 million. He added that: “Mobile technologies are used for communication of the machines as well as the
communication of people and this service, which is expressed as Machine to Machine Communication (M2M). The number of M2M subscribers increased by 16% as of the end of 2018 and exceeded 5.2 million. In the framework of our country’s aim to be the first country to move to mobile 5G technology with national and domestic means, mobile technologies will be used more in the industrial and service sectors for 5G technology providing much higher speeds and lower latency. This will bring significant benefits by increasing the productivity of our country’s economic development. The fact that the subscribers can easily change their operators at any time
increases the competitiveness in terms of service diversity and prices. Mobile number portability was successfully implemented since 2009, as Turhan stated. The number of mobile numbers moved in the last quarter of 2018 exceeded 2.8 million. Among European countries, the monthly average in terms of mobile talk time also maintained its first rank in Turkey, as in previous periods as Turhan said and added that the monthly average talk time in the country according to the latest quarterly data announced that it is 444 minutes. The number of subscribers receiving fixed telephone services increased by 3% in 2018, exceeding 11.6 million at the end of last year, Minister Turhan noted that the
penetration of fixed services subscriber is 14.2%. Turhan, stating that one of the most rapidly developing electronic communications services in Turkey is the broadband internet services, said: “Began in 2016, 4,5G service continued to increase the number of our mobile and fixed broadband subscribers because of much faster mobile internet and easier fiber access through fiber infrastructure investments. The number of our total broadband subscriber increased by 8.2% compared to the previous year, reaching 74.5 million by the end of 2018. The number of mobile broadband subscribers reached 61.1 million and the number of fixed broadband Internet subscribers reached 13,4 million.”
E-Dönüşüm‘de problemlerle uğraşmaktan sıkıldıysanız, sizi VBT kalitesine davet ediyoruz. E-DEFTER
E-FATURA
E-ARŞİV
e-Fatura ile faturalarınızı elektronik ortamda ileterek kağıt, sarf malzemesi, kargo vb. giderlerden tasarruf edin. İş süreçlerinizi sadeleştirirken operasyonunuzu rahatlatın.
e-Arşiv Faturası ile E-Fatura limiti altında kalan (5 Milyon TL) mükellef ve gerçek kişilere elektronik ortamda fatura göndererek kağıt faturayı ortadan kaldırın.
E-BİLET Yolcularınıza e-bilet göndererek GİB ile tam uyumlu hale gelebilirsiniz. Ayrıca yolcularınız da biletlerine rahatlıkla erişip mali işlemlerde kullanabilirler.
E-İRSALİYE
Her yıl sonu notere onaylattığınız, bastırdığınız ve fiziksel olarak sakladığınız defterleri elektronik ortamda oluşturup saklayarak noter, kağıt, muhasebe ve arşiv giderlerinden tasarruf yapın.
e-İrsaliye ile irsaliyelerinizi elektronik ortamda ileterek kağıt, sarf malzemesi, kargo vb. giderlerden tasarruf edin. İş süreçleri-nizi sadeleştirirken operasyonunuzu rahatlatın.
E-MUTABAKAT
E-SMM
E-YEDEKLEME
e–Mutabakat ile zamandan ve iş gücünden tasarruf ederek, BA, BS ve Cari Mutabakatları hızlıca sonlandırın.
01.07.2019 tarihinde e-SMM zorunlu oluyor. Kağıt serbest meslek makbuzu ile aynı hukuki niteliklere sahip olan e-SMM ile e-Devlet uyumlu sisteme geçin.
Farkımız Desteğimiz
e-Fatura, e-Arşiv Faturası ve e-Defter vb. belgelerinizi güvenli ortamlarımızda saklayarak, istediğiniz yerden kolayca erişebilirsiniz.
7-24 Ulaşılabilir “Uzman” Personellerimizle Kısa Sürede Problemlerinizi Çözüyoruz.
info@vbt.com.tr
444 2476
vbt.com.tr