Sayfa
6
E - TOPLUM
Edİp Emİl Öymen • Venedik Bienali’nde Türkiye • Sanal gerçeklik sanat sayıldı.
25. yıl HAFTALIK BİLİŞİM TEKNOLOJİLERİ VE EKONOMİSİ GAZETESİ www.bthaber.com.tr
SAYI
1225 17 - 23 Haziran 2019
Sayfa
7
Uçtan uca takip yetkinliği IoT alanında 360 derecelik bir kapsam sunan Skysens, BThaber Şirketler Grubu’nun KOBİ Destek Projesi’nden yararlanmak üzere seçilen üçüncü şirket.
Sayfa
3
Sayfa
20
KoçSistem, AAER statüsüne sahip oldu KoçSistem, Apple ile işbirliği kapsamında dünya üzerinde sayılı kurumun sahip olduğu Apple Authorised Enterprise Reseller unvanı ile hizmet vermeye başladı.
Sayfa
8
Dijital dönüşüm yolunda CFO’ların da profili değişiyor Yıkıcı teknoloji çağı, şirketlerin finans yöneticilerinde aradığı kriterleri de değiştirdi. KPMG’nin hazırladığı ‘Dijital dünyada CFO olmak’ araştırmasına göre bugünün CFO’larının finans kadar strateji, teknoloji ve operasyon deneyimine sahip olmaları da bekleniyor.
TEKNO-POLİTİK
Sayfa
11
DOSYA
TÜRKİYE’NİN VERİ MERKEZİ
RADORE OSMAN COŞKUNOĞLU
• 2019 Dünya Girişimcilik Ödülü’nü yapay zeka yazılımı geliştiren firma kazandı.
Finans Dünyasında Fintech’lerin Rolü Finans sektörü, bankacılıktan sigortacılığa tüm başlıkları ile ezber bozuyor, yenilikleri hayata geçiriyor. Bu gelişimde fintech’lerin rolü konusunda ayrıntılı bilgiler dosya sayfalarımızda.
radore.com
BThaber
GÜNDEM
17 - 23 HAZİRAN 2019
3
Dijital dönüşüm yolunda CFO’ların da profili değişiyor Yıkıcı teknoloji çağı, şirketlerin finans yöneticilerinde aradığı kriterleri de değiştirdi. KPMG’nin hazırladığı ‘Dijital dünyada CFO olmak’ araştırmasına göre bugünün CFO’larının finans kadar strateji ve operasyon deneyimine sahip olmaları da bekleniyor. Farklı dallarda MBA’li CFO’lar ise doğrudan tercih nedeni. Araştırmaya, 100 küresel teknoloji ve telekomünikasyon şirketinden toplam 175 eski ve mevcut CFO katıldı. Araştırmanın verilerine bakıldığında, katılımcılar toplamda 500 yıllık CFO deneyimine sahip. Katılımcıların çalıştığı şirketlerin yıllık gelirleri toplamda 2 trilyon dolar, çalışan sayısı ise 6 milyon civarında. Araştırma sonuçları CFO’ların ortalama terfi yaşının 48, görevde kalma sürelerinin de yaklaşık 5 yıl olduğunu gösteriyor. Ancak katılımcılar arasında, 36 yaşında terfi eden veya 24 yıl görevde kalan CFO’lar da mevcut. Araştırmaya göre, CFO’ların çoğu erkek ve yüksek lisans mezunu. Veriler, CFO’ların temel olarak üç farklı arka plandan geldiğini gösteriyor: İlk ve en büyük grup, önceden finans bölümünde çalışan ve CFO pozisyonuna yeni başlayanları içeriyor ve bu grup mevcut CFO'ların yüzde 37'sini oluşturuyor. İlgili grubun çoğu muhasebeci veya denetçi pozisyonundan direkt olarak CFO pozisyonuna terfi etmiş. CFO’ların yüzde 33’ü, bu pozisyona yeni atanan ancak daha farklı deneyimlere sahip katılımcılardan oluşuyor. Bu gruptakiler, kariyerlerine
finansla başlasa da daha sonra yatırımcı, COO, strateji lideri gibi farklı pozisyonlarda da görev almış. Katılımcıların yüzde 29’u ise önceden CFO olarak görev almış kişiler. Ancak bu kişilerin üçte biri, teknoloji ve telekomünikasyon sektöründen gelmiyor. Nesiller arasındaki fark KPMG’nin CFO başarı veri tabanına göre, mevcut CFO’ların strateji deneyimi, eski nesil CFO’lara kıyasla yüzde 24’ten yüzde 40’a yükseldi. Strateji deneyimi de yüzde 20’den yüzde 36’ya ulaştı. Dış deneyime sahip CFO’ların oranı ise yüzde 58’den yüzde 79’a yükseldi. Dışarıdan CFO alımlarındaki artış, Fortune 500 verilerine zıt bir eğilimle iç terfi kriterinin önceki yıllara kıyasla azaldığını gösteriyor. Aktif CFO’lar arasındaki kadın sayısı bir önceki nesle kıyasla neredeyse 2 kat artarak yüzde 16 seviyesine çıkmış durumda. Eski CFO’ların yüzde 44’ü MBA derecesine sahipken, bu oran yeni nesil CFO’larda yüzde 55. Beklentilerin üzerinde performans Araştırmaya katılan CFO’ların yüzde 41’inin beklentilerin üzerinde performans gösterdiği gözleniyor. İşletme deneyimi, başarı ihtimali ile olumlu bir ilişkiye sahip, ancak başarıyı öngörmek için tek başına yeterli değil. İşletme deneyimine sahip başarılı CFO’ların yarısı öncesinde COO olarak görev almış. Teknoloji odaklı bir şirkette faaliyetlere ilişkin ilk elden bilgi, CFO’nun karlılık ve performans sağlamakta başarısı için kritik önemde. Ancak analizler, önceki
nesle kıyasla daha çok sayıda CFO’nun dışarıdan işe alındığını ortaya koyuyor. İç terfi için aday olmak başarıyla bağlantılı olsa da, artık diğer etkenlere de daha çok önem verildiği gözleniyor. CFO olduktan sonraki yolculuk Araştırmaya katılan eski CFO’ların, yüzde 37’si şirketteki görev süresini tamamladıktan sonra ya emekliye ayrıldı ya da yönetim kurulu üyesi oldu. Yüzde 32’lik grup, başka bir şirkette CFO olarak görev almayı sürdürdü. Yüzde 25’i aynı şirkette devam ederken, COO gibi daha kapsamlı bir pozisyona geçti. Araştırmadaki eski CFO’ların yalnızca yüzde 5’i CEO oldu. Çözüm ortağı olmalı KPMG Türkiye’den Teknoloji, Medya ve Telekomünikasyon Sektör Lideri Serkan Ercin, CFO adaylarının, bu pozisyona geçmeden önce finans bölümünün dışına çıkarak, stratejik ve operasyonel alanda deneyim kazanmasının önemine değindi. Sercin, “Adaylar ayrıca kariyer gelişimini hızlandırmak adına farklı şirketlere veya farklı sektörlere yönelebilirler. Araştırma verilerine göre, bu iki yoldan birini izleyen CFO’ların çoğu, terfi aldıktan sonra başarılı bir performans
sergileme ihtimalini artırıyor” diye konuştu. Serkan Ercin, CFO’lar için başarı kriterlerinin, şirketlerin karşılaştığı baskı türleriyle paralel olarak değişmeyi sürdüreceğinin altını çizdi. Ercin’e göre bu durum özellikle, hem yıkıcı teknolojilerin getirdiği dönüşüme öncülük eden hem de yasal düzenlemeler, küreselleşme, sermaye ve yetenek rekabeti ile ilgili sorunlarla baş eden teknoloji ve telekomünikasyon şirketleri için geçerli. Serkan Ercin, “Pazarda lider olmak veya pazar payını korumak için, CFO’nun CEO için aktif bir çözüm ortağı olması önem taşıyor. CFO’nun raporlama yapmak veya nakit akışını idare etmekten öte şirketi geleceğe hazırlamak için fırsatları tespit edebilmesi ve stratejik aksiyon planları oluşturabilmesi gerekiyor. Bu durum, bulut, yapay zeka, robotik ve nesnelerin interneti gibi teknoloji portföyünden hangilerinin şirkete fayda sağlayacağına dair doğru zamanda stratejik yatırım önerilerinde bulunmayı da kapsıyor. Bu noktada veri analitiği de kritik önemde. CFO’ların yeni çözümler geliştirmek için ellerindeki büyük miktardaki veriyi daha verimli bir şekilde kullanması gerekiyor” ifadelerini kullandı.
4
BThaber
E-TOPLUM
17 - 23 HAZİRAN 2019
KOBİ’ler bilişim ile büyüyecek Türkiye İhracatçılar Meclisi, İstanbul Ticaret Odası, İstanbul Sanayi Odası ve KOSGEB destekleri ile Türkiye Bilişim Derneği İstanbul Şubesi tarafından düzenlenen 2. İstanbul KOBİ’ler ve Bilişim Kongresi 12 Haziran 2019 tarihinde gerçekleşti. Kadir Has Üniversitesi Cibali Kampüsü’nde gerçekleşen etkinlik KOBİ’lerin ekonomiye katılımlarına öncülük etmek, küresel ortamda rekabetin dinamiklerini paylaşmak, dijital dönüşüm sürecindeki gelişmelerin aktırılması hedefleri ile düzenlendi. Dijitalleşen dünyada KOBİ’ler, veri güvenliği, destekler ve teşvikler gibi ana başlıkların konuşulduğu etkinlik TBD İstanbul Şubesi Başkanı Deniz Tiryakioğlu, TBD Genel Başkanı Rahmi Aktepe, KOSGEB İstanbul Şube Müdürü Zeynep Kasımoğlu, İstanbul Sanayi Odası Yönetim Kurulu Üyesi Sultan Tepe ve Türkiye İhracatçılar Meclisi Yönetim Kurulu Üyesi Fatih Kemal Eriçlioğlu’nun açılış
konuşmaları ile başladı. Etkinliğin ilk sunumu B-Wise Kurucu Ortağı Cenk Tezcan tarafından gerçekleştirildi. Tezcan etkinlikte geleceğe dair konuştu. En güncel teknolojiler ile yeni iş modellerinin insanı daha yaratıcı kılacağı belirten Tezcan, iş modellerinde önemli bir dönüşüm içinde olduğunu vurguladı. Etkinlik B-Wise Kurucusu Tezcan’ın sunumunun ardında 3 ayrı panel ile devam etti. TBD İstanbul Şube Onur Kurulu Başkanı Prof. Dr. Erdal Balaban moderatörlüğünde gerçekleşen ilk oturum dijitalleşen dünyada KOBİ’lerin rekabetini konu aldı. Oturuma Logo Yazılım Kanal Satış Direktörü Altuğ Özmen, Bilişim AŞ Yönetim Kurulu Üyesi Ulaş Kula, Poldy. Yönetim Kurulu Başkanı Kadri Demir, Kurumsal Dönüşüm Platformu Koordinatörü Göker Sarp ve Parametre Araştırma Bilişim Planlama CEO’su Can Dağdelen’in katılımı ile gerçekleşti. İstanbul KOBİ’ler ve Bilişim Kongresi’nin bir diğer oturumu
ise dijitalleşmenin beraberinde getirdiği siber tehditleri konu aldı. Siber güvenilir bir kurum olma yolunda izlenmesi gereken yolun anlatıldığı oturum TBD 2. Başkanı Ali Yazıcı tarafından yönetildi. Lostar Kurucu Genel Müdürü Murat Lostar, Türkkep Yönetim Kurulu Başkanı Kurtuluş Nevruz, Boğaziçi Üniversitesi BÜSİBER Siber Güvenlik Merkezi Yöneticisi Doç. Dr. Bilgin Metin, CTECH Bilişim Hizmetleri Yönetim Kurulu Üyesi Faruk Sarı ve Veri Kurtarma Genel Müdürü Serap Günal oturumda konuşan isimler oldu. Etkinlik verilen kısa bir aranın ardından tüm bu ana çatı altında belki de en kritik öneme sahip olan başlığa,
girişim sermayesi, destekler ve teşvik konusuna geldi. KOSGEB eski Başkanı ve 20. Dönem Milletvekili Hilmi Develi konu hakkındaki engin tecrübelerini katılımcılarla paylaşırken, KOSGEB Proje Destekleri Müdürü Kürşad Emre Dunay, ITO Bilgi Teknolojileri Komite Üyesi Mustafa Kamil Sağıroğlu, TÜBÜTAK TEYDER Bilimsel Programlar Uzmanı Osman Akçatepe ve Trangles Kurucu Ortağı Hüseyin Karayağız kendi perspektiflerinden işletmelere finansman yönetimi ve destekler konusunda ipuçları sundu. Etkinlik KOBİlişim 15. yıl kutlamasının ardından son buldu.
Veri madenciliği tüm detayları ile çalıştayda ele alınacak IV. Disiplinlerarası Uygulamalı Veri Madenciliği Çalıştayı, 25 Ağustos – 1 Eylül 2019 tarihlerinde Muğla Turunç’ta gerçekleştirilecek. Çalıştay; veri madenciliği ve R programlama dili ile ilgili temel bilgileri vermeyi,
verinin analizlere hazırlanma sürecini, özellikle sınıflandırma ve kümeleme konusunda sıkça kullanılan teknikleri, yapılan analizlerden elde edilecek sonuçların nasıl doğrulanacağını ve bu sonuçların nasıl görsel
biçimde sunulacağını katılımcılara aktarmayı hedefliyor. Çalıştay; Türkiye Bilişim Derneği (TBD) İstanbul Şubesi Veri Bilimi Çalışma Grubu, Türkiye Toplum Hizmetleri Vakfı (TOVAK) ve İstanbul Gelişim Üniversitesi
işbirliği ile TOVAK Uluslararası Marmaris Akademisi‘nde gerçekleştirilecek. Çalıştay ile ilgili detaylı bilgiye https:// verimadenciligi.tovak.org/ ve vmyazokulu@gmail.com adresinden ulaşmak mümkün.
Ülkeler arasında işbirlikleri e-Spor ile gelişiyor Gençlik ve Spor Bakanlığı bünyesinde geçtiğimiz yıl kurulan Türkiye E-Spor Federasyonu (TESFED) ile Rusya Espor Federasyonu (RESF) arasında işbirliği anlaşması imzalandı. TESFED Başkanı Alper Özdemir ve RESF Başkanı Dmitry Smit tarafından imzalanan ve 5 yıl süresince yürürlükte kalacak anlaşma ile iki ülke arasında
e-Spor alanındaki işbirliğinin iyileştirilmesi hedefleniyor. Taraflar, kamuya açık ekonomik bilgi alışverişi ve uluslararası e-Spor seminerlerine, panellere, konferanslara, turnuvalara, liglere katılım da dahil olmak üzere, her iki ülkenin e-Spor iş çevrelerinden kuruluşlar ile işbirliğine yönelik uygulamalar gerçekleştirirken, taraflara avantaj sağlayacak yatırımların
desteklenmesi ve e-Spora olanak tanıyan bir ortamın yaratılması için çalışacaklar. Ticari kuruluşlar arasında ilişki kurulması ve işbirliklerinin genişletilmesi ile e-Sporun gelişimini hedefleyen fuar, sergi ve ticari toplantılar hakkında bilgi sağlanması, karşılıklı deneyim paylaşımı, mutabakat ve e-Spor yapısı hakkında bilinç oluşturmak,
ekosistemin genelini iyileştirmek için diğer aksiyonların alınması için gerekli düzenlemeler de tarafların çalışmaları arasında yer alacak. Hükümet kuruluşları, özel ve kamu şirketleri ve e-Spor ilişkileri konusunda diğer paydaşlardan üst düzey ziyaretlerin desteklenmesi ve düzenlenmesi konusunda işbirliği de ikili işbirliğinin hedefleri arasında yer alıyor.
BThaber
E-TOPLUM
17 - 23 HAZİRAN 2019
5
G20 ülkelerinin dijital ekonomideki iş birliği kilit rol oynuyor zekânın geleceği uzay ve havacılık sanayisinde olduğu gibi bir avuç büyük şirketin inisiyatifine bırakılamaz. Bu doğrultuda istikrarlı ve hassas bir süreç yürütülmesi, dürüst ve adil bir ekosistem oluşturulması gerekmekte. Yaptığımız G20 toplantısının en büyük çıktısının da bu yolda atılacak adımlar olduğu görüşündeyiz. Hükümetler, güvenilir bir yapay zekâ sistemi için çok paydaşlı ve uzlaşıya dayalı küresel teknik standartlar geliştirmeli" dedi.
Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan ile Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, Japonya’nın Tsukuba şehrinde 8-9 Haziran tarihinde düzenlenen G20 temasları kapsamında ‘Ticaret ve Dijital Ekonomi Bakanları Ortak Oturumu’na katıldı. ‘G20 Dijital Ekonomi Oturumu'na; Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisi Başkanı Ali Taha Koç ve Türkiye'nin Tokyo Büyükelçisi Hasan Murat Mercan da eşlik etti. Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, Tsukuba Kongre Merkezi'nde gerçekleştirilen ‘G20 Ticaret ve Dijital Ekonomi Bakanları Toplantısı’nın ilk gününde katıldığı ‘Dijital Ekonomi Oturumu’nda yaptığı konuşmada; serbest veri akışı ve kişisel verilerin gizliliğine ilişkin değerlendirmelerde bulundu. "G20 üyeleri olarak özellikle 'verinin anonimleştirilmesine' odaklanmamız gerekmekte. Kişisel verilerin gizliliği temel insan haklarından biri olarak kabul edilmeli ve korunmalıdır" açıklamasını yapan Varank, " Uluslararası şirketler, adil olmayan e-ticaret uygulamalarıyla pazar paylarını artırarak hakkı olmayan kazançlar elde etmekte ve tekelleşmekteler. Elbette fazladan pazar payı, fazladan kâr getirecektir. Verileri kullanılan insanlar da bu zenginlikten faydalanmalıdır. G20'nin veriye dayalı oluşan bu zenginliğin dağıtımı üzerinde çalışması anlamlı olacaktır" dedi ve şunları kaydetti: "Dünya genelinde hükümetlerin de veri akışını politik çıkarları uğruna kullanılabileceği unutulmamalıdır. Örneğin, bir vatandaşın kişisel verileri, seçim dönemlerinde iradesi dışında kullanılabilmektedir. Bu yüzden verilerin güvenliğini sağlamak ulusal güvenlik meselesidir. Kişisel verilerin korunmasına yönelik yasal bir çerçevenin
oluşturulması zorunluluktur. G20 Bakanlar Bildirgesi'nde bu konudan bahsediliyor olması ayrıca önem arz etmektedir. Serbest veri akışının başarıya ulaşabilmesi için en önemli iki nokta; güveni tesis etmek ve kişisel ile kişisel olmayan verileri ayrıştırmaktır. İyi işleyen bir dijital dünya idealini hayata geçirebilmek için veri akışı kadar güvenliğe de gerekli önemin verilmesi gerektiğini düşünüyoruz." Varank, tüketicinin güven eksikliğinin dijitalleşmenin önündeki en büyük engellerden biri olduğuna dikkat çekerek “Dijitalleşme sürecinde güvenilir bir altyapının kurulmasının yanı sıra kamuoyunun bilgilendirilmesi ve farkındalık yaratılması da elzemdir” şeklinde konuştu.
Yapay zekâ için dürüst ve adil bir ekosistem oluşturulmalı Bakan Varank, G20 temasları kapsamında katıldığı Dijital Ekonomi Bakanları Toplantısı’nın ikinci oturumunda yaptığı konuşmada, yapay zekânın; kapsayıcı büyümeyi, sürdürülebilir kalkınmayı ve küresel refahı teşvik ederek insanoğlunun çıkarlarına hizmet etmesi gerektiğini kaydetti. Varank, yapay zekâ temelli teknolojilerde yapılacak en küçük hataların dahi Boeing 737 Max örneğinde olduğu gibi, devasa kazalara sebep olabileceğinin altını çizerek "Türkiye olarak yapay zekâyla ilgili meselelerin ele alınacağı, her ülkenin eşit haklara sahip olacağı küresel bir oluşum kurulması taraftarıyız. Yapay
Bakan Varank, etkinlik kapsamında; İngiltere Dijital ve Yaratıcı Endüstriler Bakanı Margot James, Güney Kore Bilim ve Bilgi İletişim Teknolojileri Bakanı You Young Min, AB Komisyonu Başkan Yardımcısı Andrus Ansip, Almanya Ekonomi ve Enerji Bakanı Peter Altmaier ile bir araya geldi. Varank, Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisi Başkanı Ali Taha Koç ile beraber Tsukuba'da bulunan insan, robot ve bilişim sistemlerinin bütünleşik bir teknolojisi olan ‘Siberler’den faydalanarak robotik çözümler üreten Cyberdyne şirketine ziyarette bulundu. Varank, Japonya Havacılık ve Uzay Araştırma Ajansı'na da (JAXA) giderek projeler hakkında bilgi aldı.
Bakan Pekcan, Kanadalı firmaları Türkiye’ye yatırıma davet etti Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan, ‘Ticaret ve Dijital Ekonomi Bakanları Ortak Oturumu’nda yaptığı konuşmada, dijital ekonominin uluslararası ticarette kolaylaştırıcı olarak önemli bir rolü bulunduğunun altını çizerek, Dünya Ticaret Örgütü'nün (DTÖ) e-Ticaret girişimine aktif olarak katıldıklarını ifade etti. Bakan Pekcan, uluslararası toplumun, küresel ve kapsayıcı bir dijital ekonomiyi teşvik etmek için dijital bölünmenin ve politika önerilerinin nasıl üstesinden gelineceğine daha fazla odaklanması gerektiğine inandığını belirterek, “G20 ülkelerinin dijital ekonomi alanındaki iş birliğinin, gelişim için elverişli koşullar sağlamada ve dijital katılımın artırılmasında kilit rol
oynadığına inanıyoruz” değerlendirmesini yaptı. Pekcan, Kanada Uluslararası Ticaretin Çeşitlendirilmesi Bakanı Jim Carr ile de bir araya geldi. Bakanlar tarafından iki ülke arasında ticaret, sanayi, hizmetler ve yatırım alanlarında ilişkileri güçlendirmeyi, ticari iş birliği konularına özel sektörün daha fazla katılımını sağlamayı ve yatırımları teşvik etmeyi amaçlayan JETCO mutabakat zaptı imzalandı. Türkiye ile Kanada arasında geçen sene itibarıyla 3,2 milyar dolarlık ticaret hacmi bulunduğunu ifade eden Pekcan, bunun her iki ülkenin potansiyelini yansıtmadığını, söz konusu hacmi daha da artırmak gerektiğini belirtti ve Kanadalı firmaları Türkiye’ye yatırıma davet etti.
6
E-TOPLUM
BThaber
Edip Emil Öymen edip.oymen@outlook.com
17 - 23 HAZİRAN 2019
Sanal gerçeklik sanat sayıldı Sanat eserleri, görülmek ve üzerinde konuşulmak amacıyla “tanımlı” bir yerde (salonda, binada, açık havada) sergilenir. Bunları oraya giderek görmek gerekir. Ama dijital teknoloji sayesinde, bazı sergileri ekran başında da (sınırlı bir kapasitede) görmek mümkün olmaya başladı. Venedik Bienali’nde üç sanatçının Galleria Giorgio Franchetti alla Ca' d'Oro adlı özel koleksiyonlu bir sanat müzesindeki yerleştirmelerini https://bit.ly/2KDrM4w
adresinden izleyebilirsiniz. Google Street View benzeri bir yöntemle, müzenin içinde dolaşarak burada eser sergileyen 22 sanatçıdan üçünün eserleri hakkında fikir sahibi oluyorsunuz. Venedik’e kadar gidemeyecek sanatseverlere yenilikçi bir hizmet bu. İster Google Street View, isterse artırılmış gerçeklik (AR) olsun, sergiyi ekrana getirme uygulamaları artacak. Örneğin Fransız Le Figaro gazetesi, önemli bulduğu sergilerin haberine Google Street View ekler oldu. Böylece, sergi hakkında sadece
yazı düzeyinde kalmadan, bir miktar etkileşimli görsellik de mümkün oluyor. Sanal gerçeklik (VR) Venedik Bienali’nde bir “sanat yöntemi” sayıldı bu yıl. Bienal’e davet edilen Fransız sanatçı Dominique GonzalezFoerster, bir VR eseriyle katıldı. https://bit.ly/2K73z7c adresinde, bu sanatçının neleri nasıl yaptığına dair bir fikir edinebilirsiniz. Kavramsal çağdaş sanat, anlatılsa bile anlatılamaz, ille görmek gerekir. Ama bunun için bile epey zahmete katlanmak
zorunlu: Eseri bir seferde sadece 5 kişi “görebiliyor.” İzleme süresi sadece 8 dakika.
Venedik Bienali’nde Türkiye Venedik Bienali 58’inci Uluslararası Sanat Sergisi’nde bu yılki Türkiye Pavyonu, yaratıcı-yenilikçi özellikleriyle yabancı basının ilgisini çekti. Örneğin, Fransız popüler gazetesi Le Figaro, “Bienal’de sansasyon yaratan 10 eser” arasına aldığı Türkiye Pavyonu’nu şu sözlerle özetledi: “Büyük sanatçı (La grande artiste) İnci Eviner, dijital sanatın bütün yapı taşlarını, antik tiyatronun duygularını, en şekilsiz, en korkutucu olanı, sansürle baskı arasında kalışı, “Biz, Başka Yerde”yi harmanlıyor. İki kata yayılan bu yerleştirme, çizimler, fotoğraflar, tablolar ve sahne dekorlarıyla oluşturuldu. Bir adam bir köşede sessizce ağlıyor. İnsanları koyun gibi [pasif] görüyoruz [çünkü onlar, yaşam ortamlarında değil, “başka bir yerdeler” artık. Onlar sığınmacı, yersiz, yurtsuzlar]. Mimar; kavramsallığı, betona, ahşaba, demire nasıl tercüme eder? Türkiye Pavyonu’nda Eviner’in soyut tasarımını somuta dönüştüren mimar çift
Birge Yıldırım Okta ve Gürkan Okta’ya sordum, eposta ile cevapladılar: “Sanatçı İnci Eviner’in objeler, videolar ve seslerden oluşan eserinin sunumu için bir sahne oluşturmayı hedefledik. Sanatçının “Biz, Başka Yerde” adlı yerleştirmesi, göçlerin, ilticanın, toplu yer değiştirmelerin birey üzerindeki olumsuz etkilerine dikkati çekmeyi amaçlıyordu. Bunu sağlamak için, kişinin, Türkiye Pavyonu’nda kendisini sarmalayan, algısını dönüştüren bir mekânın içinde bulması, hissetmesi gerekiyordu. Bu
mekânın tasarımında izleyiciyi duraksatacak, dolaştıracak, farklı kotlardan eserlerin algılanmasını sağlayacak bir sirkülasyon kurgusu oluşturduk. Mekânın içinde kesitleri alınmış, “yarısı olmayan” sandalyeler, pisuarlar, ranzalar ve projeksiyonlarla yansıtılan figürler yer alıyor. Mimari tasarımımız, izleyiciyi görünmez bir rotada dolaştırıyor. Kişi yürüdükçe tekrar eden sesler, diğer yarılarını bulmaya çalışan eksik figürler, hayvanlar ile karşılaşıyor. Bu mekânı oluştururken Eviner’in bizden talebi “bir ada” yaratmamızdı. Bu adanın tasarımı, mekânı
ve Eviner’in yapıtlarını bir obje/nesne olarak algılamak yerine izleyiciyi içine alarak farklı perspektifler sunuyor. Dolayısıyla her bir desen, figür ve sesin ayrıştırılarak algılanmasını sağlıyor. Mekânı Eviner’in sanat üretimi için izleyici ile diyaloğa giren düşsel bir mekân olarak kurguladık. Mimari proje süreci sanat için mekân kurgusunu araştırdığımız 6 aylık bir sürecin sonunda tamamlandı. Bu kurguya Tolga Tüzün’ün ses tasarımı da eşlik etti. Böylece, kişi mekânla bütünleşirken, kendisini çokkatmanlı sayısız çağrışımların içinde buluyor.”
BThaber
BİLİŞİM DÜNYASI
17 - 23 HAZİRAN 2019
7
Uçtan uca takip yetkinliği Hem donanım hem network hem de içinde işleyen yazılımı geliştirerek IoT alanında 360 derecelik bir kapsam sunan Skysens, BThaber Şirketler Grubu’nun 2019 yılı KOBİ Destek Projesi’nden yararlanmak üzere seçilen üçüncü şirket. Ana odağı endüstriyel kablosuz IoT çözümleri olan Skysens, 2015 yılında kuruldu. İzmir’deki ortağı ile Skysens için adımlarını attıklarını belirten Skysens kurucu ortaklarından ve CEO’su Burak Polat, endüstriyel kablosuz IoT çözümleri başlığında üretim tesisleri, şehirler, havaalanları, stadyumlar, hastaneler gibi dikey sektörler için kolay uygulanabilir ve yüksek performanslı IoT çözümü sunduklarını belirtti. LPN (low power network) yapısı, düşük enerji kullanımı ile uzak menzillere veri aktarabilmeyi ve düşük batarya tüketimi ile IoT uygulamalarını desteklemeyi hedefliyor ve Burak Polat’ın dikkat çektiği gibi, bu teknolojiler küresel bazda etkin. Bu işe ilk başladıkları dönemde bağlı oldukları teknoloji yapısı LoRa 1 ve LoRa Alliance’ın üyesi oldukları bilgisini veren Burak Polat, şu detayları paylaştı: “Teknik bakış açımızla 2017 yılında bir yatırım aldık. Çünkü global bir marka olabilmek için belli protokollere uyum gerekiyor ve biz, direkt bir teknolojiyi alıp onu adapte etmedik. Çeşitli algoritmalar, gömülü yazılım ve platform tarafında geliştirmeler yaparak, kendi katma değerimizle geliştirme yaptık. Kasım 2017’de Avrupa Yatırım Fonu kaynaklı ve Hollanda merkezli ACT Venture Capital teknolojik yetkinliklerimiz ışığında bize yatırım yaptı ve böylece Skysens Teknoloji A.Ş. kuruldu. Ekip büyümeye başladı ve 2018 Nisan’ında üçüncü havalimanı inşaat sürecinde biz de bu yatırıma ‘mekanik elektrik projeleri’ ile dahil
olduk. İlk girişimimiz atık su pompalarının takibi üzerineydi. Ardından sayaç okuma ve IoT projesi olarak ihale edildi, bunu yap-işlet-devret modeli ile yapma önerimizi kabul ettiler ve partnerimizle beraber ihaleyi aldık. Sayaç okumlar, farklı güç kaynaklarının takibi gibi benzer paralel projelerle bu başlıkta ekosistem kesintisiz ilerliyor. İstanbul Havalimanı böylece IoT’ye özel bir network ile kurulan ilk havalimanı oldu.” Skysens’in donanım üretimi ve satışları ABD ve Avrupa’da istikrarlı gelişimini devam ettirirken, donanım-networkyazılım üçgenine hakim olmak ve tüm platformu sunmak bunu genişletebilme imkanını da sunuyor. Burak Polat, teknik detayları şöyle anlattı: “Pil ömrü uzun ve programlanabilen küçük kutumuz ve gateway’imiz takip etmek istediğiniz yerlere yerleştiriliyor. Gateway, sayısız uç birimden veriyi alıp, bizim için anlamlı hale getirdiği bir arayüz ve bu mimarinin tamamını yapıyoruz. Sürekli okuyan ve proaktif olabilmeyi de sağlayan bir mimari söz konusu. Gateway koyduğunuz yerde çok geniş menzili kapsama alanı oluşturuyor, örneğin 4 katlı bir binada bütün katlara erişebilen kablosuz iletişim altyapısı sunuyorsunuz. Bu yapıda sayaç tüketimlerini de alabilirsiniz, bu altyapı üstünde sürekli kişiselleştirme yaparak kendi önceliklerinize göre alarm üretecek bir yapı da kurgulayabilirsiniz. Platformu ve uçtan uca yapıyı sunuyoruz. Radyo frekansı da özel, uzak menzilli, düşük batarya tüketimi olan bir
Skysens Kurucu Ortağı ve CEO’su Burak Polat teknoloji. Kırsal alanda takip adına bu mimari kolaylık. Genişletilebilirlik anlamında da avantajları büyük. Arkada bir sunucu yapımız var ve büyük verinin işlenmesi, analitik süreçler de gündeme geliyor. Bu yönüyle küçük bir operatör gibi de çalışıyoruz. Hangi fabrikaya giderseniz gidin, 4 temel IoT ihtiyacı var: Durum takibi, yani elektrik açık mı kapalı mı, ikincisi verimlilik takibi yani bu sistem veya bu vardiya ekibi ne kadar çalıştı, üçüncüsü kestirimci bakım, yani bakıma sokulması gereken makineyi belirlemek, son olarak da iş sağlığı güvenliği kapsamında ortam takibi, yani ilgili alanların sıcaklık ve nem takipleri, işçilerin bulunduğu yerlerin gürültü takibi, sıcaklık ve hava kalitesi gibi konular.
Biz bu 4 ana başlıkta sektörden bağımsız tüm beklentileri karşılaşıyoruz ve bu ihtiyaçlara yönelik çözümlerimizi paketledik. Bunu firmalara aylık, yani kullandığın kadar öde modeli ile sunabiliyoruz. Belli bir seviyede kullanıcıya analitik ve ürün gamı ile aylık abonelikli bir sistem sunuyoruz. Bu yapının kurulumu da hızlı. Orta ölçekli şirketler için pazarlamayı İstanbul’dan yapıyoruz, ama pazarlama faaliyetlerimizi artırmak istiyoruz. Bu nedenle KOBİ Destek Projesi yapısında yer almanın bu yönüyle önemli fayda sağlayacağına inanıyoruz. Sektör bağımsız olarak Anadolu’ya ulaşmakta bu yapı bizim için önemli olacak.”
8
BThaber
GÖRÜŞ
TEKNO-POLİTİK
17 - 23 HAZİRAN 2019
KÜRESEL 2019 DÜNYA GİRİŞİMCİLİK ÖDÜLÜNÜ YAPAY ZEKA YAZILIMI GELİŞTİREN FİRMA SAHİBİ KAZANDI
OSMAN COŞKUNOĞLU ocoskunoglu@gmail.com twitter.com/osmancoskunoglu facebook.com/osman.coskunoglu www.coskunoglu.org medium.com/osman-coskunoglu
Ernest & Young’ın sponsorluğunda 19 yıldır her yıl gerçekleştirilen EY Entrepeneur of the Year, yılın “kalıpları kıran” girişimcisini seçer ve ödüllendirir. Dünyanın bu en prestijli girişimci ödülünü bu yıl kazananın Amerikalı Brad Keywell olduğu Haziran başında açıklandı (https://prn. to/2K8znZn). Bir “seri girişimci” olarak tanınan 1969 doğumlu Brad Keywell, ülkemizde de bilinen Groupon dahil şimdiye kadar çok sayıda teknoloji firmasının kurucularından. Bu yıl ödülü kazanmasını sağlayan girişimi ise, 2014 yılında Şikago’da kurduğu ve 4 yılda 2 milyar dolar değere ulaşan, 50 çalışan ile başlayıp şu an 750 çalışana sahip Uptake Technologies firmasıdır. Uptake, imalat sektöründe, makine bozulması gibi üretim sürecini aksatan bir sorunun oluşmasından önce bunu öngörebilen bir yapay zeka yazılımı geliştiriyor. Yazılım, imalat hattındaki sensörlerden gelen verileri, bir veri bilimi modeli ile analiz ediyor. Bir sorun daha
ortaya tam çıkmadan saptanabiliyor. Bu yazılımı kullanan, aralarında Rolls-Royce ve Caterpillar da olan onlarca endüstriyel firma makinelerine daha iyi bakım sağlayarak, milyonlarca dolar tasarruf edebiliyor.
sürekli inovasyon kültürü ile açıklıyor. Uptake’de çalışan 750 kişinin her birinin katılabileceği sürekli eğitim sistemi ile hem yetenek çekmeyi hem de yaratıcılığın gelişmesini gerçekleştiriyor.
Başarılı Girişimciliğin Sırrı ve Ötesi Brad Keywell’e 2019 Dünya Girişimcisi Ödülü’nü veren EY Global’ın yöneticileri, bu ödülü sadece Uptake’in başarısı için değil, inovasyon kültürünü geliştirip yaymak için gösterdiği filantropist çabaları nedeniyle de hak ettiğini vurguluyor. EY Global Leader, Bryan Pearce, Keywell hakkında şöyle diyor: “Sürekli bir inovasyon kültürünü Uptake’in DNA’sına yerleştirmekle kalmıyor, insanın önündeki sınırsız fırsatları geliştirebilmek için şirketinin strateji ve karının ötesinde bir ekosistemi etkiliyor.”
Şirketinin ötesinde bir ekosistemi etkilemek için, Brad ve eşi Kim’in beraberce kurdukları Keywell Foundation geleceğin girişimcilerinin, eğitim, kadınları güçlendirme gibi alanlarda “yıkıcı” (disruptive) nitelikte yararlı sosyal girişimlerine destek sağlıyor.
Brad Keywell de Uptake’in başarısını, firmasına yerleştirdiği
Ayrıca, Brad ve Kim Keywell, 2016 yılında, servetlerinin yarıdan fazlasını toplumsal girişimcilere destek bağışı yapmayı taahhüt eden “Giving Pledge”i (Bağış Teminatı) imzaladı. Diğer imzalayanlar arasında Bill ve Melinda Gates, Warren Buffett gibi bizlerin de tanıdığı isimler var.
Brad Keywell, Financial Times muhabirine “Yapay zeka insanlığı mutlaka değiştirecek ve daha iyi yapacak” öngörüsünde bulunmuş. Yapay zekanın yarattığı etik sorunları umursamadığını düşünmek istemiyorum ama böylesine toplumsal duyarlılığı olan birisi olarak bu alandaki kaygılara değinmemiş olmasını anlayamadım. Ödül ve Türkiye 2013 yılında bu ödülü kazanan, Türkiye’den göçmen olarak gittiği Amerika’da Chobani markasıyla dünyanın en büyük yoğurt imalatçısı olan Hamdi Ulukaya da topluma katkılarıyla tanınıyor. Her yıl karının %10’u şirketin yardım vakfına ayrılıyor. Ayrıca, şirket ABD Olimpiyat Takımı’nın resmi sponsoru. Bu yılın 47 finalisti arasında, Türkiye’den Acıbadem Sağlık Grubu’nun kurucusu ve başkanı Mehmet Ali Aydınlar da vardı.
Ülkemiz işdünyasının bu ödüllerden öğrenebileceği çok şey var ama üç tanesinin öne çıktığını düşünüyorum. Birincisi, filantrop, sosyal sorumluluk ve mentor olabilmek. İkincisi, firmaların inovasyon kültürünü DNA’larına yerleştirerek başarılı olma anlayışının gelişmesi. Üçüncüsü, Türkiye’nin imalat sektöründe otomasyonla işgücünden kurtulma hevesine değil, değer yaratarak rekabet gücünü artırabilecek yapay zeka sistemlerine odaklanan ekosistemlerin geliştirilmesine yönelik bölgesel ve ulusal strateji için sivil insiyatif. Ekosistem demişken, Atatürk Havalimanı’nın geleceği için ilham verebilecek ilginç bir yeni projeden söz etmeliyim. Berlin’in Tegel Havalimanı, gelecek yıl Berlin Brandenburg Uluslararası Havalimanı hizmete başladıktan sonra kapanacak ve gerekli yatırımlar yapılarak, Berlin’in en büyük ekosistemine dönüştürülecek (https:// nyti.ms/2Zky9NV). Mart ayında, bu yıl ulusal yapay zeka stratejisinin açıklanacağını belirten Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofis Başkanı Ali Taha Koç belki Atatürk Havalimanı’nı, Tegel Havalimanı’nda yapılacak olana benzer bir ekosisteme dönüştürme projesini değerlendirir.
İzlenebilirlik Sağlayan Verimli Çözümler Zenith Barkod’un rehberliğinde Bant Boru, kritik iş süreçlerinin anlık takibi ve sürekliliği için Zebra’da karar kıldı.
Küresel birçok otomobil firmasıyla çalışan Bant Boru, ERP sistemini daha da geliştirirken, tam bir entegrasyon hedefiyle Zenith Barkod ile yürüttüğü projede, tercihini Zebra El Terminalleri ve Yazıcılardan yana kullandı. Otomotiv ve beyaz eşya sanayii gibi iki büyük sektöre seslenen ve inovasyonda sürekliliğe önem veren Bant Boru, sahip olduğu Ar-Ge merkezi ile rakiplerine kıyasla yaratıcılıkta daha hızlı ve etkili hareket ediyor. Anlık veri üretimi ve üretimde kesintisizlik adına iş sürekliliği Bant Boru için öncelik. Bu noktada Zebra ile yatırım öncesinde ve karar alma noktalarında verimli bir işbirliğini hayata geçirdiklerini vurgulayan Bant Boru IT Müdürü Enis Büyükgüner, detayları şöyle anlattı: “Tedarik zincirini geliştirmek ve müşteri beklentilerine daha hızlı yanıt verebilmek, kapasite kullanımı ve verimlilik konusunda daha olumlu bir mimari inşa etmek hedefimiz oldu. Stratejik kararlarımız paralelinde, önce SAP odaklı bir dijital dönüşüm yatırımı yaptık, ardından Zebra yatırımını bunun üstüne kurguladık. Bu kapsamda da sahadaki verilerin doğru toplanması gibi adımlarda barkod ürünlerine odaklandık. Zenith Barkod sayesinde Zebra’nın bu başlıktaki en yeni çözüm mimarisini tesisimize kattık.” Zenith Barkod işbirliğiyle Bant Boru’ya Zebra ZD620 Serisi Masaüstü Yazıcı ve MC3300 El Terminali sağlandı. Bu cihazlarla birlikte Zebra’nın Mobil Uygulama Araçlarından; Android Enterprise Browser Bant Boru’nun SAP mimarisiyle verimli şekilde entegre edildi. Bant Boru Tedarik Zinciri Müdürü Kutsal Genç, “Müşterilerimiz küresel OEM’ler ve bu küresel otomobil firmalarının birçoğu ile çalışıyoruz. Müşterilerimiz Endüstri 4.0’ın öncü firmaları ve sizden en yüksek teknolojiyi en doğru beklentilerle talep ediyorlar. Konvertörler üzerinden EDI, ASN göndererek karşılıklı elektronik veri değişimi yapıyoruz. Bunu yaparken en doğru bilgiye sahip olmalısınız. Bu nedenle manuel süreçlerimizi otomatize ettik. Zebra El Terminallerimiz ve ERP arasında tam bir entegrasyon sağladık. Zebra Wi-Fi’lı yazıcılar ile sahada esneklik kazandık. Bu yazıcılara istediğimiz yerden etiket bastırabildiğimizi gördük. Bu da işlerimizi inanılmaz ölçüde kolaylaştırdı” dedi. Röportajın videosu için QR kodu okutun.
Uyum ve kurumsal verimin buluşma noktası Bant Boru, 2017 yılında, öncelikleri arasında belirlediği bu yatırım için kolları sıvadı. “Kendi içimizde BT ve satın almadan sorumlu bir ekip oluşturduk ve bu ekip; tüm süreç sorumluluğunu üstlendi” bilgisini paylaşan Bant Boru CEO’su Sinan Gider, yatırım sürecinde izledikleri profesyonel yaklaşımlarını şöyle anlattı: “Bant Boru hızlı büyüyen bir firma ve son 10 yılda çok hızlı bir büyüme trendi gerçekleştirdik. Dijitalde ve ERP başlığında dönüşüm ise son 4 yıldır gündemimizdeydi. Çevik hareket etmenin, doğru stratejilerle bilinçli risk almanın önemine inanıyoruz. Bu yatırım ile kurumsal bir kültür değişimi de söz konusu oldu ve iş yapış şeklimiz değişti. Yönetimin desteği, hatta bu geçişi bilfiil yönetimin benimsemesi, tüm birimlerdeki çalışanlarımızın yenilikleri benimsemesini sağladı.” Bant Boru, düzenli aralıklarla iş sürekliliği başlığında risklerini değerlendirerek, kurumsal altyapısında yenilikleri hayata geçiriyor. Sahip olunan ISO 27001 belgesi ışığında iş sürekliliği ve güvenliğine her zaman çok önem verdiklerinin altını çizen Bant Boru Satış ve Pazarlama Takım Lideri Yavuz Afacan, Zebra ile işbirliğinin kurumsal katkılarını şöyle anlattı: “45 yılı aşkın bir süredir sektördeyiz ve Zebra’nın güvenilir, yetkin ürünleri olduğunu biliyoruz. İş sürekliliği, ürünlerin dayanıklılığı, çözüm ortağımız Zenith Barkod’un yönlendirmesi ve desteği, tercihimizi küresel bir yetkinlik noktası olarak değerlendirdiğimiz Zebra’dan yana kullanmamızı sağladı. Zebra ZD620 Serisi Masaüstü Yazıcı ve MC3300 El Terminali ve Zebra’nın Android tabanlı Mobil Uygulama Araçları, SAP mimarimiz ile verimli işliyor. Zebra yazıcılarımız da SAP ile tak-çalıştır şeklinde sorunsuz çalışıyor. Zebra Enterprise Browser ile SAP’nin web arayüzleri arasındaki işlerliği sağlayan mobil uygulamalar da Zebra ve SAP mimarileri arasında uyum ve kurumsal verim demek.”
Bant Boru IT Müdürü Enis Büyükgüner: “Bütünsel verimlilik daha da güçlendi” “Bu gibi yatırımlar, kullanıcıların gündelik iş süreçlerinde önemli bir değişim yönetimi demek ve bu konuda son derece başarılı bir süreç yönetimimiz oldu. Zebra’nın ve SAP’nin uyumu da bu şekilde güç kazanıyor. Bant Boru için bu, kurumsal fayda demek. Sahada her şeyin etiketli olması, ürünlerimizi ambalajlama konusunda bize hız ve doğruluk kazandırdı. Çalışanlarımız ise sadece bir ambalajlama işi yapmayıp, kapsamlı bir teknoloji kullanma fırsatına sahip olmaları dolayısıyla memnunlar. Bu teknolojiyi kullanmanın kendilerine ve işlerine katma değer oluşturduğunun farkındalar. Kritik iş süreçlerinin devamlılığını bu konseptle sağlıyoruz. Tüm operasyonlarda teyitlerle ilerlemek izlenebilirlik demek. Sonuçta hangi operasyonda kim, ne yapmış görebiliyoruz ve bu da kendimizi analiz edebilmemiz demek. Wi-Fi yazıcılar operasyon süreçlerinin hepsinde kolayca konumlandırılıyor. Bu, BT destek birimi olarak bizim açımızdan da kolaylık demek. Sonuçta bu yapı sadece Zebra cihazı alıp kullanan iş birimlerimiz için değil, Bant Boru bünyesindeki tüm birimler için fayda sağlıyor.”
BThaber
10 BİLİŞİM DÜNYASI
17 - 23 HAZİRAN 2019
Yatırımlarda aslan payını yapay zeka alacak Uluslararası danışmanlık ve denetim şirketi EY’nin Yapay Zekâ Araştırması’na göre; ABD’li CEO ve iş dünyası liderleri bu yıl yapay zekâya yatırım yapacak. Ama araştırmaya katılanların yaklaşık yarısına göre Çin, ABD’de yapay zekânın gelişimi karşısındaki en büyük engel. Araştırma sonuçlarına göre; ABD’li üst düzey yöneticilerin yüzde 85’i teknolojiye duyduğu güvenin yükseldiğini ve yapay zekâ konusunda iyimser olduğunu ifade ediyor. Katılımcıların yüzde 87’si ise şirketinin 2019’da yapay zekâya yatırım yapacağını belirtiyor. ABD’li CEO’ların yapay zekâ konusunda bu iyimserliğine karşılık, küresel yapay zekâ yarışında ABD’nin Çin’in gerisinde kalacağı endişesi de hakim. Öyle ki, yöneticilerin yarısından fazlası (%52)
ABD’nin küresel yapay zekâ yarışını önde götürdüğünü, %50’si en iyi uzun vadeli yapay zekâ stratejisine ABD’nin sahip olduğunu düşünüyor. Ancak yöneticilerin yüzde 47’si de Çin’i ABD’de yapay zekânın gelişimi karşısındaki en büyük engel olarak tanımlıyor. Yöneticilerin yüzde 82’si yapay zekânın şirketlerini gelecek üç yıl içerisinde önemli ölçüde dönüştüreceğini düşünüyor. Yapay zekânın güvenirlik, tutarlılık ve süreklilik alanlarında şirketlerin ve çalışanların performansını yükseltmesi bekleniyor. EY Orta, Doğu, Güneydoğu Avrupa ve Orta Asya (CESA) Gelişmekte Olan Teknolojiler Danışmanlık Hizmetleri Lideri Alper Karaçar, araştırmayı şöyl yorumladı: “CEO’lar ve yönetim kurulları
artık teknolojinin şirketler üzerindeki gerçek etkisini görmeye başladıkça, yapay zekâya ilginin de yükseldiği görülüyor. Büyüme ve verimlilik odaklı bu ilgi, şirketlerin yapay zekânın benimsenmesinde de küresel bir yarışa girmesine neden oldu. Önümüzdeki dönemde yapay zekâ
konusunda rekabet avantajına sahip olmayı hedefleyen şirketlerin yapay zekâ odaklı eğitim programlarını hayata geçirmeleri önemli. Bununla birlikte, kamu ve özel sektör arasında gerçekleştirilecek işbirlikleri de yapay zekânın büyümeyi teşvik etmesini sağlayacak.”
Maksimum güvenlik için işbirliği zamanı
Teknoloji iş süreçlerini değiştirirken, şirketlerin dijital dönüşüme ayak uydurması ve hassas verilerini güvende tutabilmesi önemini artırıyor. Microsoft Akıllı Güvenlik Birliği’nin yeni üyelerinden olan Forcepoint, Veri Kaybı Önleme (DLP) çözümleriyle bu gerekliliği destekliyor. Microsoft Information Protection çözümleriyle entegre çalışan bu sistem, kritik öneme sahip verilerin korunmasında
firmalara uçtan uca destek oluyor. Microsoft Akıllı Güvenlik Birliği’nin (Microsoft Intelligent Security Association) veri güvenliğinde uzmanlaşmış 22 üyesinden biri olan Forcepoint, profesyonellere kritik iş verilerini sınıflandırma, etiketleme ve koruma aşamalarında kolaylık sağlıyor. Microsoft Information Protection çözümleri; hassas etiketleme özelliklerini sık kullanılan Microsoft uygulamalarına dahil
ederek, çalışanlar için işleri kolaylaştırıyor. Kullanıcılar, oluşturdukları veya etkileşime geçtikleri verilerin hassasiyetini doğru belirlemek için belge ve e-posta etiketlerinden faydalanabiliyor. Ama bunun tek başına yeterli olmadığı durumlar da yaşanabiliyor ve söz konusu belge, yetki sahibi olmayan kişilerle de paylaşılabiliyor. Forcepoint DLP sayesinde verilerin nereden gelip nereye gittiği ve yolculuk esnasında kimlerin elinden geçtiği sürekli olarak takip ediliyor. Sistem, şirketlere hem kendi iç süreçlerinde hem de iş birliği yaptıkları diğer firmalarla olan iletişim süreçlerinde tam kontrol sağlıyor. Ağ bağlantıları, uç noktalar ve bulut üzerinde çalışan sistemler gibi firmanın iş ortaklarıyla etkileşim halinde olduğu tüm kanallar Forcepoint DLP sistemi üzerinden merkezi olarak kolayca yönetilebiliyor ve şirket içindeki izin ve politikaların yanlış anlamlandırılması gibi
sorunlar da sona eriyor. Uygulama, çalışanlara gerekli durumlarda açılır pencereler aracılığıyla etkili yol haritaları sunarak onların hata yapmalarının önüne geçiyor; işlerin nasıl yapılacağı, diğer bir deyişle belgelerin kime gönderileceği netleştiriliyor. Kullanıcılar, sıfırdan etiket oluşturma ihtiyacını azaltmak için önceden tanımlanan etiketleri kullanarak Microsoft Information Protection’da mevcut olan etiket şemalarını sorunsuz şekilde sisteme aktarabiliyor. Bu etiketler, merkezi Forcepoint Güvenlik Merkezi üzerinden uç noktalar, ağ, web, e-posta ve bulut gibi tüm kanallarda gerçek zamanlı olarak yönetilebiliyor. Örneğin, e-posta ile gönderilen tüm belgelere şifre atanabiliyor. Her yerden erişim sağlanabilen bu sistem ile şirketler, etiket politikaları üzerinde gerçek zamanlı bir kontrole sahip oluyor.
BThaber 17 - 23 HAZİRAN 2019
DOSYA:
Finans Dünyasında Fintech’lerin Rolü
www.bthaber.com.tr
Handan Aybars
Rönesans ve Reform parada buluşuyor! Rönesans; çünkü yılların finans sektörü, bankacılıktan sigortacılığa tüm başlıkları ile ezber bozuyor, yenilikleri hayata geçiriyor. Reform; çünkü yılların bu köklü ve kuralları sıkı, kendi ekosistemi ile iletişimle yetinmeyi tercih eden finans sektörünün belirttiğimiz tüm alt başlıklarında artık yepyeni genç girişimler, fintech’ler var. Yapısı ve yenilikleri ile dünyayı imrendiren Türkiye’de finans sektörü gerek
fintech’leri bulma ve geliştirme odaklı etkinliklere ağırlık verir, gerek kendi API’larını onlara açarken Türkiye finans sektörü bu yeni paydaşları ile yine başarı hikayelerine imza atıyor. Küresel bazda olduğu gibi Türkiye’de de regülasyonlar bu gelişime uyumlu adımlar atma çabasında. Çünkü yeni nesil de artık finans dünyasının müşterisi ve beklentileri eski nesillerden çok daha katmerli. Detaylar dosyamızda tüm paydaşlarından geliyor.
12 DOSYA
BThaber
Finans Dünyasında Fintech’lerin Rolü
17 - 23 HAZİRAN 2019
FIntech’ler gelecek vizyonunun iş ortakları Gelişen teknoloji ile bankacılık, zaman ve mekandan bağımsız yapılan bir işe dönüştü. Dijitalleşme trendiyle birlikte mobil kanalların kullanımı da artıyor. Bu bilgiyi veren Akbank yetkililerinin dikkat çektiği gibi, Türkiye nüfusunu incelediğimizde, özellikle Y kuşağı, teknolojiyi takından takip ediyor, yeniliklere ve gelişime oldukça açık. Ürün ve servislerden ziyade müşteri deneyimi ve hız ön plana çıkıyor. Müşterilerin hizmet aldığı tüm alanlarda hız ve kesintisiz inovasyon beklentisi var. Bu da tüm kurumları gelişim ve değişime zorunlu tutuyor. Ödeme sistemlerinde kredi ve banka kartlarının hakimiyeti devam ediyor. Yeni nesil ödeme araçları hayatımıza giriyor. Mobil ödeme sistemleri, akıllı cüzdanlar buna örnek. Cep telefonları tüketicilerin bankacılık ve ödeme için kullandıkları önemli bir araç haline geliyor. Ödeme sistemleri ve para transferlerinin mobil üzerinden gerçekleştirilmesine olanak sağlayan mobil ödemeler, önümüzdeki dönemde daha fazla ağırlığa sahip
olacak. Bu yorumunu, “Hem uzaktan hem yerinde ödemelerde mobil ödeme teknolojileri daha fazla kullanılacak” beklentisi ile pekiştiren Akbank yetkililerinin dikkat çektiği bir sonuç var: Kullanıcılar için esneklik daha fazla önem kazanırken, ödeme tercihini hızlı yapabilmeleri ve alışverişlerinin kesintiye uğramadan gerçekleşmesi olmazsa olmazlar arasında yer alacak. Bu noktada bankalar, mevcutta mobil ödeme sistemleri piyasasında liderliği elinde bulunduruyor ve bankalar dışında birçok fintek de sisteme girmeye başladı. Bu rakamlar artmaya devam edecek. Bankaların bu konudaki en büyük avantajı güçlü müşteri portföyü ve analitik yetkinliklere sahip olmaları. Ayrıca, ödeme seçenekleri arasında yenilikçi ürünlerle konvansiyonel kanalları bir araya getirip ürün sunabilmeleri. Diğer yandan, Akbank yetkililerinin de belirttiği gibi, mobil uygulama teknolojilerindeki deneyimleri, güvenlik altyapıları, kredilendirme süreçleri onlara ciddi avantaj sağlayacak durumda. “Müşterilerin güvenlik süreçlerinin de
kolay ve hızlı olması yönünde beklentileri, bu konunun önemini artırıyor. Şifre süreçlerinde kullanıcı deneyimini artırmaya yönelik biyometrik tanıma teknolojileri hepimizin gündeminde” vurgusunu yapan Akbank yetkilileri, kurumsal çalışmalarını şöyle anlattı: “Fintech’leri sektörde birer rakip olarak değil, gelecek vizyonumuzun önemli iş ortakları olarak görüyoruz. Birlikte daha verimli, yeni iş modelleri ve trendlere uygun ürünler ve hizmetler geliştirmenin her iki taraf için de faydalı olduğunu biliyoruz. Çalışmalarımız kapsamında Akbank İnovasyon Merkezimiz, Akbank LAB yurtiçinde ve dışında 100’den fazla fintech ile sürekli iletişim halinde. Döngülerle yönettiğimiz inovasyon süreçlerini daha hızlı ve etkili yürütmek için fintech’ler vazgeçilmez iş ortaklarımız. Akbank LAB bünyesindeki ilk projelerden, Silikon Vadisi merkezli fintech kuruluşu Ripple ile yaptığımız işbirliği ve bunun sonucunda Türkiye’de blockchain ile uluslararası para transferi hizmetini sunan ilk ve tek banka olduk.”
Dönem işbirliği ve ekosistemler oluşturma dönemi!
TEB Bireysel ve Özel Bankacılık Kıdemli Genel Müdür Yardımcısı Gökhan Mendi Finansal teknolojiler alanında çözüm sunmak veya bu alanda işbirlikleri kurmak isteyen fintech’lerin odaklanması gereken belirli alanlar var. Başta müşterilerin ve çalışanların hayatlarını kolaylaştıran konulardaki çözümler tercih ediliyor ve genel olarak kolay entegre olunabilen,
yasal düzenlemelerin göz önünde bulundurulduğu ve farklı müşteri gruplarının da ilgisini çekebilecek ürün ve hizmetler öne çıkıyor. “Finans sektörünün geleceğinde bankaların fintech’lerle birlikte aktif rol alacağına inanıyoruz” yorumunu yapan TEB Bireysel ve Özel Bankacılık Kıdemli Genel Müdür Yardımcısı Gökhan Mendi, “Mevcut teknolojilerimizi geliştirmenin ve yenilemenin yanı sıra, müşteriye değer katabilecek yeni teknolojilere de odaklanıyoruz. Bu alanlar arasında ise önemini ve önceliğini hep devam ettirecek belirli başlıklar var” dedi. Mendi, bunları “Müşterilerimizi daha iyi tanımak ve onlara kişiselleştirilmiş ürün ve hizmetler sunabilmenin yolu gelişmiş analitik ve yapay zeka çözümlerinden geçiyor. Gerçek zamanlı (real time) yüksek veri işleyebilen, lokasyon tabanlı çözümler de bizim için önemli. Ayrıca, güvenlik ve gizlilik konuları da TEB olarak en önem verdiğimiz konuların başında geliyor” sözleri ile örnekledi.
Bu yolda, fintech’lerin geliştirdiği ürün ve hizmetlerin faaliyet gösterilen pazarlarla uyumlu olması önemli. Verimlilik artışı sağlayabilecek çözümlerin geliştirilmesi gibi kazancı artıracak veya maliyeti azaltabilecek çözümler de faydalar sağlayacak. “Fintech’lerin ürün ve servis geliştirirken dikkat etmeleri gereken konuların başında ölçeklenebilirlik ve tekrar edilebilirlik olmalı” vurgusunu yapan Gökhan Mendi’ye göre, bir etken de regülasyonlar ve fintech’ler gerek var olan yasal düzenlemelere gerekse hazırlığı yapılan yeni düzenlemelere dikkat etmeli. “Biz de bankalar olarak müşterilerimizin ve çalışanlarımızın hayatını kolaylaştıracak düzenlemelerin hayata geçirilebilmesi için fintech partnerlerimiz ile birlikte çalışmalıyız. Tabii bunların da bir süresi olacağı unutmamalı” bilgisini veren Gökhan Mendi, önemli bir hatırlatma yaptı: “Her şeyi kendi kendine yapabilmek artık hiçbir sektör ve firma için sürdürülebilir değil. Dönem işbirliği ve ekosistemler oluşturma dönemi.”
BThaber 17 - 23 HAZİRAN 2019
Finans Dünyasında Fintech’lerin Rolü
DOSYA 13
Regülasyonlar, yeni teknolojileri ve girişimleri desteklemeli Özellikle yeni nesillerin iş dünyasına katılımı ve yeni teknolojilerin de gelişimi ile dijitalleşme ve dijitalleşme kültürü iş modellerini ciddi anlamda değiştirmeye başladı. Finans sektöründe bu dönüşümün temel öncülerini ise fintech şirketleri oluşturuyor. Hem değişen kültürü hem de yeni teknolojileri kullanarak iş modellerinin değişmesinde, yeni ürün ve servislerin oluşturulmasında fintech'ler bu değişimin başlatılmasında öncü şirketler. Bu yorumu yapan PwC Türkiye Teknoloji Lideri Oktay Aktolun’un belirttiği gibi, küresel anlamda fintech firmaları daha fazla oyun alanı bulabilirken, Türkiye'den de küresel anlamda yatırım alan, pazarını Türkiye dışına taşıyan Türk fintech şirketleri var. “Ancak bu açılım henüz istenen seviyede değil” yorumunu yapan Oktay Aktolun, şu detayı ekledi: “Özellikle regülasyon açısından da yeni teknolojilerin desteklenmesi ile daha fazla Türk fintech şirketinin yurtdışında boy göstermesi sağlanabilecek. Bunun için ülke olarak odaklanmış strateji çalışmasına ihtiyacımız
dünkünden daha fazla.” Bu noktada, “Fintech'lerin geliştirmiş olduğu veya yakın gelecekte geliştireceği yeni ürün ve servisleri, bugünden kısıtlayan regülasyonlarımız maalesef mevcut” hatırlatmasını yapan Oktay Aktolun, bu nedenle gelişimin önünü açan, yeni teknolojilere hızlı reaksiyon veren ve destekleyen regülatörlere ihtiyacın her geçen gün arttığına dikkat çekti. Bu da hızlı değişime ayak uyduran, yarını tasarlamaya imkan veren hem regülasyonlar hem de fintech girişimcileri demek. “O nedenle regülasyonların boşluklarını bulan ve bu boşluklardan ürün ve servis tasarlayan fintech kuruluşları bu değişimin baş mimarları” açıklamasını yapan Oktay Aktolun’a göre, regülasyonlar da her geçen gün bu boşlukları, gelişen ülkelerin deneyimlerinden de ders çıkararak kontrol etmek zorunda. Aktolun, gereklilikleri ve beklentilerini şu sözlerle anlattı: “Günümüzde odaklanma en fazla iyileştirmemiz gereken alan. O nedenle finans sektörü fintech’lere her zaman
PwC Türkiye Teknoloji Lideri Oktay Aktolun yakın olmak, onları desteklemek durumunda. Artık kurumlar bu yatırımları sadece kendi kadroları ile yapacak kadar zengin değiller. Bu yatırımlara zaten gönül vermiş, odağını bu yatırımlar oluşturan fintech firmalarını yanlarına almak ve işbirliği yapmak durumundalar. Fintech firmalarına uzak duran finans kurumunun yakın gelecekte ayakta kalma şansı olmadığını düşünüyorum.”
API-yapay zeka-blockchain üçgeni güncel rotayı oluşturuyor
Bankalararası Kart Merkezi (BKM) Genel Müdürü Dr. Soner Canko Fintech şirketlerinin önemli bir kısmı bireysel ödemelere odaklansa da para transferi, kredi, varlık yönetimi, kurumlar arası ödemeler ve sigorta gibi farklı alanlarda da çözümler üretiyorlar. Bu alanlarda blockchain, yapay zekâ, nesnelerin interneti gibi teknolojiler eşliğinde kişisel finans
yönetimi, robo-danışmanlar ve müşteri hizmetleri gibi alanlarda kullanıcı dostu çözümler geliştiriyorlar. “Ülkemizde 2017’de 19 milyon dolar olan fintech yatırımları, 2018’i yaklaşık 12 milyon dolar ile kapattı. 2018 yılı erken aşama dünya geneline bakıldığında Türkiye bu miktarla 34’üncü sıraya oturmuş oldu. 2018’de ülkemizde tüm girişimlere yapılan yatırımlar arasında en çok yatırım fintech girişimlerine yapıldı” detaylarını paylaşan Bankalararası Kart Merkezi (BKM) Genel Müdürü Dr. Soner Canko’nun belirttiği gibi fintech’ler gelişen teknolojiyi en etkin şekilde kullanma, yeni iş modelleri ve kullanıcı beklentilerini karşılama konularında oldukça başarılı ve çevik. Onların bu özellikleri, finans sektörü ve düzenleyici kurumların da baştan sona kendilerini değiştirmelerini zorunlu kılıyor. Dr. Soner Canko’ya göre, bu değişim; kurumların organizasyonel yapısından işe aldıkları kişilerin yetkinliklerine, yeni iş modellerine açık olmaktan daha çok işbirliği yapmaya kadar
pek çok farklı alanı kapsıyor. “Ülkemizde gerek finans sektörünün gerekse düzenleyici kurumların bu konuda oldukça başarılı ve istekli olduğunu görüyoruz. Son yıllarda yapılan düzenlemeler de “fintech dostu”. Düzenlemelerden en çok dikkat çekeni ise 6493 sayılı Kanun ile ödeme kuruluşlarının ve elektronik para kuruluşlarının faaliyetlerinin resmi bir çerçeveye oturtulması oldu” bilgisini paylaşan Dr. Soner Canko, eklemeden geçmedi: “Başta Avrupa olmak üzere dünyanın birçok ülkesindeki düzenleyici kurumlar, açık bankacılık uygulamalarının yaygınlaşması yolunda hızlandırıcı adımlar atıyor. Avrupa Birliği (AB) tarafından yayımlanan PSD2 isimli revize edilmiş ödeme sistemleri düzenlemesi, bu anlamda öne çıkıyor. Avrupa ülkelerinde bankacılığın şekil değiştirmesine yol açan PSD2 düzenlemesinin yansımalarının önümüzdeki yıllarda ülkemizde de görülmesi bekleniyor.”
14 DOSYA
BThaber
Finans Dünyasında Fintech’lerin Rolü
17 - 23 HAZİRAN 2019
Fintech’lerle işbirlikleri küresel bir öncelik Finansal hizmetler sektöründe son yıllarda yaşanan en büyük değişim fintech’lerin güçlü oyuncular olarak sahneye çıkmaları oldu. Hem globalde hem Türkiye’de fintech’leri destekledikleri bilgisini veren ING yetkililerine göre, bunun sebebi net: Çünkü fintech’ler müşterilerin finansal işlemlerini çok daha hızlı, kolay ve basit bir biçimde yapmalarına fırsat verecek ürün ve hizmetler geliştiriyor, sektörü sürekli dijitalleşmeye ve daha fazla optimize olmaya yönlendiriyorlar. Küresel bazda her ne kadar fintech görece yeni bir olgu olsa da, kısa sürede finans sektörüne yaptığı katkılar sektörün paydaşlarının dikkatini çekmeyi başardı. Türkiye ise güçlü finans sektörü, yetenekli insan kaynağı, mobil cihaz kullanımındaki yoğunluk gibi pozitif özellikleriyle fintech pazarı açısından
önemli fırsatlar sunuyor. ING yetkilileri, bu potansiyelin gerçeğe dönüştürülmesi için girişimcilere destek sunacak mekanizmaları oluşturmak üzere çalışmayı sürdürdüklerinin altını çizdi. Müşteri odaklı başarı için hem kurum içinde hem dışında inovasyon ve girişimciliği destekleyip, veri analitiği, yapay zeka, robot teknolojileri yatırımlarına ağırlık verip, tüm bu alanlarda fintech ve startup ekosistemiyle birlikte ilerlediklerinin altını çizen ING yetkilileri, fintech dünyası ile işbirliklerini şöyle anlattı: “Fintech kaslarımızı; kurduğumuz 300 milyon euroluk yatırım fonu ING Ventures ile güçlendiriyor, fintech sektöründe faaliyet gösteren ya da yeni fikirleri olan girişimlere maddi destek sağlıyoruz. Benzer biçimde, tüm sektörlerden
startup’lar ile Türkiye’de ING İnovasyon Merkezi’nde biraraya gelerek, hem onlar için bir buluşma ortamı sağlıyor hem yeni kurulan şirketlerle işbirlikleri yapıyoruz. ING Grubu’nun halihazırda dünya çapında 150’den fazla fintech ile işbirliği var. Türkiye’de de yine pek çok startup’la aktif işbirliği içindeyiz. İşbirliği modellerimiz kendi fintech’imizi yaratmak ve büyütmek, özsermaye hissedarı olmak veya direkt tedarikçi/müşteri ortaklığı gibi çeşitli şekillerde olabiliyor. Bu noktada konuya daha pragmatik yaklaşıyoruz ve işbirliğinin her türüne açığız. Fintech partnerlerimizle şimdiye kadar pek çok ülkede başarılı işlere imza attık. Bunun nedeni ise paydaşların bu yolculuğu karşılıklı bir öğrenme deneyimi olarak görmeleri.”
Sigortacılıkta ezberler bozuluyor
Anadolu Sigorta Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Abacı
göre, bu alanda bir gelişme de yeni girişimlerin niteliksel ve niceliksel gelişimi. “Niş alanlarda değer yaratan çözümler geliştiren bazı startup’ları izliyor, bir bölümü ile işbirliği imkanlarını tartışıyoruz” örneğini veren Mehmet Abacı, şöyle devam etti: “Teknolojinin gelişme hızı büyük kurumsal yapıları sürekli hızlanan değişime tabi kılıyor. Teknoloji odaklı yapılar çevik iş yapma biçimlerini benimsemede daha başarılı. Gözlemimiz; mümkün hale gelen çözümleri bir an önce kendi faaliyetleri içerisinde konumlandırmak isteyen kurumsal yapıların da bu baskıyı hissettikleri ve çevikleşme yönünde aksiyonlar alma eğilimine girdikleri yönünde. Teknolojinin en fazla dönüştürdüğü odak bizce bizzat müşterinin kendisi.
Hizmetleştirilmiş, ürünleştirilmiş çözümler sağlamaları yönünden fintech’lerin, finans sektörü açısından değer yarattığı bir gerçek. Son derece hareketli bir pazar söz konusu. Türkiye’de ise gurur verici gelişmeler olduğu aşikar. “Türkiye’de finans sektörünün lokomotifi olan bankacılığın teknoloji kullanımındaki öncülüğü bu gelişime katkı sağlıyor” analizini yapan Anadolu Sigorta Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Abacı’ya
Örneğin; sigorta sektöründe poliçe, bireysel segmentlerde geleneksel olarak bir yıl süre ile sunulan bir üründür. Yeni jenerasyonun beklentileri ise sigorta sektörünü “kullanım bazlı” (usage based) ürünler geliştirmeye yönlendiriyor, bunun yaratıcı örneklerini görüyor, takip ediyoruz. Aslen ulaşım aracı olarak otomobil kullanan bir sigortalı, sadece hafta sonları hobi olarak bindiği motosikletine 365 günlük poliçe satın
almak yerine, belirli zaman dilimlerinde teminat sunan ürünleri daha çekici bulabiliyor. Global ölçekli aktörlerin bu yönde attıkları adımları izliyoruz. Burada mobilite kritik. Mobil ve web tabanlı teknolojiler, erişilebilirliğin önemli ölçüde biçim ve tanım değiştirmesine sebep oldu. Bu gelişmelerin katalizörü de teknoloji odaklı çözümler, kullanım bazlı sigortalar bunun güzel bir örneği. Teknoloji tarafında bir paradigma değişimini yaşadığımız aşikar. Akıllı otomasyonlar hizmet verme biçimlerini dönüştürecek. Yapay zeka, makine öğrenmesi ve ileri analitik başlıklarındaki yenilikler öne çıkıyor. Örneğin; sigortacılık sektöründe tazminat süreçlerinde doğrudan işleme (straight through processing) uygulamalarında yapay zeka unsurları yer almaya başladı. Bu tür unsurların yer aldığı akış kurguları; hasar ihbarı ile tazminatın ödenmesi arasında geçen süreyi dakikalar seviyesine çekecek potansiyele sahip. Bu da doğrudan müşteri faydası demek. Beklentimiz, sektör spesifik modellerin ve kütüphanelerin gelişmesi, zenginleşmesi yönünde. Gittikçe daha fazla uygulamayı hizmetlere giydirilmiş şekilde deneyimleyeceğimizi öngörüyoruz.”
BThaber
Finans Dünyasında Fintech’lerin Rolü
17 - 23 HAZİRAN 2019
DOSYA 15
Rekabetten ziyade işbirliğine odaklanmak gerek Fintech’ler, finans sektöründe geleneksel kurumların odaklanmadığı veya odaklanıp sonuç almasının görece zor olduğu alanları sahiplenen, bu açıdan hem piyasayı derinleştiren hem de finansal ürün ve hizmetlere erişimi olmayan kesimleri sisteme dahil eden yapılar. Bu çerçevede, hem tamamlayıcı hem de destekleyici bir roldeler. Sürekli olarak gelişen teknolojinin müşterilerin hayatında her geçen gün daha çok yer alması, yeni jenerasyonların finansal ürün ve hizmetlerden beklentilerinin değişmesi, ürün ve hizmetleri tüketim şekillerinin değişmesi, fintechlerin hızla gelişmesine olanak sağladı. Günümüz dünyasının tüketicileri, mevcut bankacılık hizmetlerinden farklı olarak, kolayca anlık para gönderip alabilmeyi, fatura ödemesini evdeki sanal asistanı ile yapabilmeyi, kullandığı tek bir uygulama üzerinden sinema biletini alabilmeyi, yemek sipariş etmeyi, hatta arkadaşları ile mesajlaşabilmeyi talep ediyor. Bu
açıklamayı, “Müşteri talepleri geometrik olarak artarken, bu talepleri parça parça karşılayabilen küresel fintech’lerin hızla ölçeklendiğini ve milyar doları aşan değerlemelere ulaştıklarını görüyoruz” saptaması ile değerlendiren İş Bankası yetkililerine göre, Türkiye ise biraz daha farklı bir pazar. Ülkemizde inovasyonu ve teknolojiyi en çok benimseyen kurumların başında bankalar ve finansal kurumlar geliyor. Dünyanın örnek ödeme altyapıları ve kart programları ülkemizde mevcut. Gelişmiş mobil bankacılık uygulamaları sayesinde anında hesap açabiliyor, saniyeler içinde kredi alabiliyor, nakit dışındaki neredeyse tüm bankacılık işlemlerini zaman ve mekandan bağımsız olarak mobil uygulamalardan anında gerçekleştirebiliyoruz. Ayrıca, KOBİ’lere ödeme sistemi, e-fatura, ön muhasebe, masraf yönetimi, hesap takibi gibi alanlarda hizmetler geliştiren girişimler de başarılı sonuçlara imza atıyor. “Finansal kurumlar fintech’ler ile işbirliği yaparak daha katma değerli işlere imza atabilir”
yorumunu yapan İş Bankası yetkilileri, şu yorumu yaptı: “Kurumlar, her türlü ihtiyaca kendi bünyelerinde çözüm üretme reflekslerinden arınıp, çözümü hızlı ve esnek bir biçimde geliştiren fintech’lerin yetkinliklerinden yararlanmalı. Düzenleyici kurumlar da fintech’lerin gelişebilmesine ve iş yapabilmesine destek sunacak düzenlemeleri gündeme almalı. Gerek kurumlar gerekse otorite, API servisleri ile girişimleri beslemeli, fintech’lerin kum havuzu (sandbox) ortamlarında doğrulama yaparak, güvenilir altyapı ve süreçlerle piyasaya çıkabilmelerine imkan sağlamalı. Genellikle bir piyasa yeni oluşuyorsa, o alanda regülasyonlar çok kısıtlayıcı olmaz ve piyasa oluştuktan sonra düzenlemeler gelir. Fintech alanı için dünyada ortam buna yakınsasa da, ülkemizde finansal hizmetler sektörü oldukça yerleşmiş durumda olduğundan tüm paydaşların birlikte çözüm araması gerekiyor.”
Açık bankacılık, dönüşümün temeli olacak Dijital transformasyon sürecinin hızlandığı son yıllarda bankaların ve finansal kurumların hızla değişen müşteri ihtiyaçlarını karşılamak için daha yenilikçi ve esnek çözümler sunan fintech’lerle işbirliğine gitme zorunluluğu ortaya çıkmakta. Finans sektörü bu işbirliği sayesinde geleneksel bankacılık faaliyetlerine devam ederken, yeni teknoloji yatırımlarına ve pazarlama süreçlerine çok fazla kaynak aktarmak zorunda kalmadan ciddi anlamda maliyet optimizasyonu avantajı sağlamış olacak. “Özellikle küresel bazda API servis platformları üzerinden hayat bulan açık bankacılık ekosistemlerinin Türkiye için de geliştirilmesi bu işbirliği için büyük önem arz etmekte” vurgusunu yapan Intertech Yazılım Altyapı Genel Müdür Yardımcısı Kadir Mustafa Öztürk’e göre, son yıllarda Avrupa’da PSD2 regülasyonunun devreye girmesi ile finans sektörünün müşteri bilgilerini 3.parti fintech’lerle paylaşabilmesinin
kapısı açıldı ve ekosistemin gelişmesine ivme kattı. “Özellikle API servisleri ile müşteri işlemleri ve bilgileri fintech’lerle paylaşılabilecek” bilgisini veren Kadir Mustafa Öztürk, detayları anlattı. Buna göre, müşteriler kendi verilerinin kontrolüne daha etkin çözüm ve ürünlerle sahip olabilecek, hesap kontrolünden para transferlerine, kredi kullandırmadan daha etkin finansal yönetim süreçlerine kolayca ulaşabilecek. Bu noktada da bankaların etkin kaynak yönetimi ve kârlılığı, müşterilerin ihtiyaçları doğrultusunda hayatlarını kolaylaştırmak ve teknoloji sektörünün gelişmesi için benzer düzenlemelerin hız kazanması gerek. Özellikle para transferleri, ödemeler ve e-cüzdan gibi konularda lisans süreçlerini kapsayan daha hızlı ve esnek süreçleri sağlayacak düzenlemelerle hem fintech’ler hem finans sektörünün işbirliği desteklenecek. Kadir Mustafa Öztürk, bu yorumunu şöyle detaylandırdı: “Türk bankalarının teknoloji konusunda
küresel anlamda ne kadar ileride oldukları düşünülürse, sektörün geleceğini şekillendirecek ‘açık bankacılık’ ekosistemlerinin ve fintech’lerin de önemi kavrandı. Bu dijital transformasyona hazır olmak için yatırımımızı tamamlayarak, inter-API Open Banking Platformumuz olan https://api.intertech.com.tr adresini fintech’lere sunuyoruz. 140’ın üzerinde servisle Türkiye’nin en güçlü API platformu üzerinde, tüm fintech’leri, bankaları ve müşterileri inovatif çözümleri ile buluşturacağımız büyük bir ekosistemi kurmak hedefimiz. Halihazırda birçok fintek ile müşterimiz olan bankaların işbirliği projeleri hayata geçmiş durumda. Finansal ekosistemlerin sektöre ve ekonomimize katabileceği değer düşünüldüğünde, tüm finans sektörünün bu gelişime olumlu yaklaşacağını, fintech’lerle uyumlu bir işbirliği süreci içerisinde hareket edeceğini öngörüyoruz.”
16 DOSYA
BThaber
Finans Dünyasında Fintech’lerin Rolü
17 - 23 HAZİRAN 2019
Regtech’ler fintech’lerin radarında olacak Sundukları hizmetler ve kolaylıklarla ciddi manada talep gören fintech’ler, artık finans dünyasında klasik kurumlara birer rakip ya da kural bozucu aktör değil; bizatihi sektörün ortağı ve paydaşı haline geldi. Teknoloji, küreselleşme ve demografik değişimin öncülüğünde fintech ekosistemi dizayn edilmekte, bu üç ana gücün etkisinde finans sektörü geleneksel birçok iş modelini terk edip yeni nesil, dijital, hızlı ve basit iş çözümlerine yelken açmakta. Y ve Z kuşağının geleneksel iş modellerine karşı gayet ilgisiz olduğunu; kişiselleştirilmiş, basit ve hızlı modellere önem verdiğini, tercihlerinde yeni nesil, dijitalleştirilmiş, internete entegre iş çözümlerini istediği de görülüyor ve bu demografik değişim de fintech’lerin gelişimini destekliyor. “Türk finans sektörü teknoloji devrimine birçok Avrupa ülkesinden daha hızlı adapte oldu diyebiliriz” analizini yapan Albaraka Türk Genel Müdürü Melikşah Utku’nun belirttiği gibi, Türk bankacılık sektörü son zamanlarda attıkları cesur adımlarla ülkemiz için adeta bir teknoloji kuluçka merkezi olmaya başladı. Özellikle
regülasyon tarafındaki görece ağır yüklerine rağmen bu alanda öncülük ediyor olmaları ülkemizdeki diğer tüm sektörlere ilham veriyor. Türk bankalarının API uygulamaları, robotik ve yapay zekâ kullanıma yönelik odakları, fintech’lerle işbirliği arayışları ve blockchain çalışmalarını buna örnek veren Melikşah Utku, yatırım tarafında alınacak daha çok yolumuz olduğu gerçeği ışığında ekledi: “Fintech’lerin ileri teknoloji birikimleri ve yeni modellere olan hızlı adaptasyon kabiliyetleri tüm finans sektörü için bir fırsat olarak görülmeli. Artık piyasadaki rakipler sadece rakip değiller; onlarla işbirliği yapabileceğiniz ve karşılıklı kaynaklarından faydalanabileceğiniz bir iş ortağıdır. Ayrıca büyük teknoloji firmalarının da finansa yönelik ilgisi oluşmakta. Teknoloji firmalarının finans sektörüne olan bu ilgilerinin demografinin de getirdiği bir gereklilik olarak ileride artarak devam edeceğini düşünüyorum. Regülasyon yönünde ise bankaların mücadele etmek zorunda oldukları kara para aklama, evrakta sahtecilik gibi birçok konuda
Albaraka Türk Genel Müdürü Melikşah Utku etkili çözümler üreten Regtech’ler fintech’lerin radarında olacak. Regtech; mevzuat ve uyum alanında bankalara ve finansal kuruluşlara ciddi maliyet tasarrufu sağlayabilecek, daha etkili, tutarlı çözümler üretebiliyor. Kompleks hale gelen regülasyon ve uyum fonksiyonlarının, teknolojinin dokunmaları ile birlikte denetimlere karşı etkili araçlar haline gelebileceğini düşünüyorum.”
Uygulamalar yürürlüğe girmeli
Ödeme ve Elektronik Para Derneği (ÖDED) Başkanı Burhan Eliaçık Globalleşen ve dijitalleşen, yani sınırların kalktığı bir ortamda finansal
sistemi şekillendiren ve ilerleten en önemli fonksiyon, fintech’ler olacak. “Ülkemizde, global fintech iş modellerinin küçük bir kısmının uygulamada olduğunu görüyoruz” yorumunu yapan Ödeme ve Elektronik Para Derneği (ÖDED) Başkanı Burhan Eliaçık, şu uyarıyı ekledi: “Bu, bize harekete geçirmemiz gereken potansiyeli göstermesi açısından heyecan vermekle birlikte, zaman kaybedildiğini ve bir an önce gerekli adımların atılması gerektiğini de ortaya koyuyor.” Fintech’lerin sebep olduğu esas değişim; fonun kontrolünü kurumlardan alarak, istediği kanaldan yönetmek üzere bireylere ve işletmelere vermek. Bu şekilde, daha geçişken ve özgürce hareket edilebilen bir ortam sağlanıyor, ilgili otoritelerin de izole adacıklar halinde yönetilen yapıda etkileşim içindeki finansal sistemi düzenlemesini zorunlu kılıyor. Fintech’lerin finans sektörü ile
işbirliğinde, genel olarak ticari uzlaşıyla belirli bir çalışma alanına kavuşulduğu görülüyor. “Ancak, hiçbir prensip ve standardın bulunmadığı ve düzenlenmeyen bu alanın, sistemin güvenle işlemesi için ideal olmadığını, yani PSD2 gibi düzenlemelerde belirtilen prensiplere benzer uygulamaların ülkemizde de yürürlüğe girmesi gerektiğini düşünüyoruz” beklentisini dile getiren Burhan Eliaçık, şöyle devam etti: “Finansal tüketicinin daha iyi, daha kolay, daha ucuz beklentisinin olduğu her alan, o alana ilgi gösteren bir veya birkaç fintech şirketi tarafından sahiplenilmeli. Hem ülkemiz hem sektörümüz açısından en sağlıklı durum bu. Dolayısıyla fintech’in belirli alanlara odaklanmasını beklemiyoruz, ancak bu dağılım içinde güvenlik ve müşteriyi tanıma yönünde ortak paydada buluşulursa, bu alanlara daha fazla yatırım mümkün olabilir.”
BThaber 17 - 23 HAZİRAN 2019
Finans Dünyasında Fintech’lerin Rolü
DOSYA 17
Ekosistem uçtan uca destekleniyor Fintechler, değişen müşteri beklentilerini karşılayacak ürün ve hizmetler ortaya çıkmasına katkı sağlayarak finans sektörüne dinamizm ve değer katıyor. Ödeme sistemlerinden yatırım danışmanlığına, bütçe planlamadan biyometriye ve güvenliğe kadar birçok farklı alanda girişimler, finans sektörünü ileri taşıyor. “Biz de fintech’leri önemli iş ortaklarımız olarak görüyoruz” değerlendirmesini yapan Yapı Kredi Genel Müdür Yardımcısı Yakup Doğan’a göre, Türkiye’de girişimcilik ekosisteminin son yıllardaki gelişimi ile birlikte fintech yapılanmalarının sayısında da hızlı artış oldu. Bu alanda büyük potansiyele vurgu yaparak, “Önümüzdeki süreçte uluslararası işbirliklerine imza atan fintech firmalarımızın sayısında artış bekliyoruz” beklentisini dile getiren Yakup Doğan, şöyle devam etti: “Müşteri beklentileri, finans sektörü ve diğer düzenleyici kurumları değişime zorunlu kılarken, değişimin bir parçası olmanın gerekli olduğunu düşünüyoruz. Biz de fintech’leri ticarileşebilirlik, sürdürülebilirlik, iş süreçlerimize entegre edilebilirlik gibi farklı açılardan değerlendiriyoruz. Bu kriterlere göre birlikte başarı yakalayabileceğimizi
düşündüğümüz girişimlerle iletişime geçiyoruz. Code.YapıKredi programımız ile yenilikçi fikirlerin ürünleştirilmesi sürecinde girişimcileri destekliyoruz. Bu platform ile girişimcilere finansal teknoloji uygulama programlama arayüzleri de (OpenBankingAPI) sağlayarak, fintech ekosisteminin gelişimine katkıda bulunuyoruz. Koç Üniversitesi Girişimcilik Araştırma Merkezi’nin (KWORKS) ortaklığı ile gerçekleştirdiğimiz Code. YapıKredi Hızlandırma Programı ile de ülke ekonomisine katma değer sağlayacak girişimlere eğitimler, mentorluk ve finansal danışmanlık sunarak, onlara yeni kapılar açmayı hedefliyoruz. 2015’te İTÜ ARI Teknokent’te kurduğumuz, yoğun olarak yapay zeka projelerini yöneten Yapı Kredi Teknoloji ile akademik bilgi birikiminden ve fintech ekosisteminin gücünden azami derecede yararlanıyoruz. Ülkemizin ve dünyanın farklı noktalarında düzenlenen girişimcilik etkinliklerini yakından takip ediyor, özellikle fintech üzerine çalışan startup’ları yakından inceliyoruz. Son iki senede 1000’in üzerinde fintech şirketini inceledik. Bankamızın dijitalleşme stratejisine uygun fintechlerle işbirlikleri de yapıyoruz. 75’inci yaşımızı kutladığımız 2019’da
Yapı Kredi Genel Müdür Yardımcısı Yakup Doğan da farklı projeler üzerinde fintechlerle birlikte çalışıyoruz. Fintech’lerle gerçekleştirdiğimiz işbirliklerimizde Göz-ID hizmetimiz ön plana çıkıyor. Zoloz adındaki bir fintech ile birlikte çıkardığımız bu hizmetimizde Avrupa’da ilk defa bankacılık sektöründe gelişmiş göz tanıma sistemi teknolojisini kullandık. Yapı Kredi Mobil’e girişte, kişilere özel göz damar bilgisini analiz eden bu sistem ile müşterilerimiz tek hamlede Yapı Kredi Mobil’e daha güvenli, hızlı ve kolay giriş yapabiliyor.”
Fintech işbirlikleri artarak devam edecek Küresel bazda fintech’lerin gelişimine bakıldığında, finans sektörünü dönüştürmeye devam edeceklerini ve birçok finans şirketinin fintech’leri rakip olmaktan ziyade iş ortağı olarak göreceğini söylemek mümkün. Fintech’lerin desteklenmesi noktasında da hem küresel bazda hem Türkiye özelinde önemli politikalar yürütülüyor. Paymes Kurucu Ortağı Sabrican Zaim’in tabiriyle hem kamu hem özel sektör fintech’lerin öneminin farkına varmış durumda. Fintech’ler konusunda düzenleyici kurumların ve finans sektöründe faaliyet gösteren şirketlerin hala katı kuralları olsa, rekabetçi ortamda gelişimleri pek desteklenmese de Sabrican Zaim, eklemeden geçmedi: “Müşteri taleplerinde artan inovatif ürün baskısı şirketlerin son kullanıcı odaklı çalışmalarında büyük bir etkiye sahip. Bu nedenle sektörde fintech işbirliklerine yönelik çalışmaların
ve stratejilerin benimsenmeye başladığını görüyoruz. Şirketler fintech’lerle nasıl birlikte çalışabileceklerini anlamaya ve adımlar atmaya istekli durumdalar. Düzenleyici kurumlar tarafında ise 6493 gibi yeni regülasyonlar sektörde yeni oyunculara yer açıyor. Regülasyonların yeni fikirleri destekleyici nitelikte olması fintech’lerin daha etkin çalışmalarını sağlıyor.” Fintech’ler finans sektöründeki şirketlere teknolojideki uzmanlık yetkinlikleri sayesinde inovatif ve daha düşük maliyetli hizmetler sunuyor. Daha geleneksel yapılara sahip ve teknoloji altyapısı yeteri kadar, daha doğrusu Sabrican Zaim’in tanımıyla ‘Müşteri taleplerini karşılayacak kadar gelişmemiş’ finans kurumları için fintech’ler günümüzde işbirliği yapılabilir şirketler arasında. “Hızlı karar alan, yenilikçi ve teknoloji konusunda uzman bu şirketler sektörün büyük oyuncuları tarafından iş ortağı olarak görülmeye başlıyor” yorumunu yapan Sabrican Zaim,
beklentilerini şöyle anlattı: “Fintech’ler finans sektöründeki kurumların teknolojik yenilikler konusunda daha düzenleyici ve küresel bir bakış açısıyla hareket etmesini zorunlu kılıyor. Kurumların sadece kendi çalışmaları için genel anlamda fintech sektörünü düzenleyen ve fintech’lerin iş geliştirmelerine olanak sağlayan stratejileri benimsemesi, fintech’lerin de bu işbirliklerini doğru değerlendirip iş ortaklarına mümkün olan her türlü katkıyı sunmaları önemli. 2018’de finans sektöründe sıkça tanık olduğumuz fintech işbirliklerinin 2019’da artarak devam edeceğini söylemeliyiz. Bu alanda hem küresel anlamda hem de ülkemiz bağlamında önemli gelişmelere tanık olacağız. Fintech’lere verilen önemin artmasıyla, 2019’da bu şirketlerin daha fazla yatırım alma şansının olacağını düşünüyoruz. Yapay zeka, açık bankacılık, blockzincir gibi teknolojiler fintech yetkinliklerini artıracak.”
18 DOSYA
BThaber
Finans Dünyasında Fintech’lerin Rolü
17 - 23 HAZİRAN 2019
Yeni nesil, finans sektörünü de şekillendiriyor Fintek sektöründe start-up’ların özgür bakış açısı, yenilikçiliğe olan istekleri, inovasyona olan inanç ve açlıkları belirleyici. Finteklerin tüm bu yönleriyle finans sektöründe artık tamamlayıcı veya destekleyici bir öğeden de öte, ana öğelerden biri olmayı başardığı görüşünü dile getiren TransferGo Türkiye Ülke Müdürü Senem Öztürk, “Tüm bu yönleriyle fintekin gerek yerel gerek de global bazda yıldız sektörlerden ve alanlardan biri olmaya başladığını ve olacağını, finans sektöründe inovasyon ve yenilikçilik çıtasını çok daha yukarılara taşıyacağını tahmin ediyoruz” dedi. Diğer yandan, fintekleri kuran kuşağın genelde Millenials kuşağı olduğunu düşündüğümüzde, bu kuşağın hem bir iş ihtiyacını çözme hem de olumlu bir sosyal etki yaratmak için girişimleri hayata geçirdiği görülüyor. “TransferGo buna iyi
bir örnek” örneğini veren Senem Öztürk, ekledi: “Millenials kuşağı, iş başarılarını yalnızca elde ettikleri kâr açısından değil, aynı zamanda sosyal bir etki yaratma açısından da değerlendiriyorlar. Bu yönüyle de fintekin finans sektöründe fark yaratan bir alan olacağını düşünüyoruz.” Fintek, yenilikçi iş modellerinin öne çıktığı bir alan. “Hem 2019’da hem orta vadede fintekin bu yönünün devam edeceğini, birçok önemli yeni girişimin ve iş modelinin ortaya çıkacağını öngörüyoruz” beklentisini dile getiren Senem Öztürk, detayları şu sözlerle paylaştı: “Dünyada mobil bankacılık, sigortacılık, crowdfunding ve Blockchain alanlarının giderek daha öne çıkacağını, benzer şekilde Türkiye’de de mobil ödeme, dijital para, sadakat kartları ve hem yerel hem uluslararası para transferi alternatiflerinin artacağını söyleyebiliriz.”
TransferGo Türkiye Ülke Müdürü Senem Öztürk
“Rekaberlik” tanımı giderek güç kazanıyor
PayTR Genel Müdürü Tarık Tombul Fintech’ler ürün ve hizmet çeşitliliğini artırmak suretiyle daha hızlı ve daha düşük maliyetle finansal hizmetlere erişimi mümkün kılıyor. Finansal hizmetlerde rekabet ve çeşitliliğin
artması, daha etkin işleyen ve daha dayanıklı bir finansal sistemin oluşmasına katkı sağlıyor. Bu açıdan bakıldığında, PayTR Genel Müdürü Tarık Tombul’un belirttiği gibi, fintech’lerin finans sektörü için disruptive (yıkıcı) değil, aslında destekleyici bir etkiye sahip olduğunu söyleyebiliriz. Fintech’lerin bir diğer tamamlayıcı fonksiyonunu ise kayıt dışı ile mücadelede görüyoruz. Finansal hizmetlere erişimin kolaylığı ve maliyetlerin daha düşük olması, finans sektöründe mevcutta kayıt dışı olarak yürütülen finansal faaliyetlerin kayıt altına alınmasına vesile oluyor. Bu da hem kara para ve terörün finansmanı ile mücadelede hem de adil bir pazarın oluşumunda destekleyici bir etkiye yol açıyor. “Geleneksel finansal kuruluşlar ile fintech’ler arasındaki ilişki, piyasa yapılarında değişikliğe yol açarak aynı zamanda finansal istikrara da etki edebiliyor. Fintech’ler tarafından gerçekleştirilen “açık bankacılık” faaliyetlerinin geleneksel yapıyı etkileme ve dönüştürme potansiyeli taşıdığını da belirtmemde fayda var” bilgisini veren Tarık Tombul’a göre, Türkiye’de
fintech ekosisteminin büyüdüğünü ve bu alandaki yatırımların arttığını bu yıl daha belirgin olarak göreceğiz. Fintech’lerin önemi ve finans sektörü üzerinde yapacağı köklü değişim, düzenleyici kuruluşları bu konuda çalışma yapmaya yönlendiriyor. Bu aynı zamanda regtech’i (Regülasyon Teknolojisi) de tetikliyor. Tarık Tombul, bu konuda atılan adımları şöyle anlattı: “Avrupa Birliği (AB) ülkelerinde yürürlüğe giren PSD2 buna güzel bir örnek. Regülasyonlar, köklü değişim ve dönüşümü destekleyici şekilde güncelleniyor. Ülkemizde de bu konuya ilişkin Merkez Bankası tarafından hazırlanmış bir rapor var. Raporda dijital finansal hizmetlere olan talebin artmasının bankacılık sektörü faaliyetlerine ve riskliliğine daha fazla etki edeceği öngörülmüş ve finansal düzenlemelerin de bu doğrultuda gözden geçirilmesi ve değiştirilmesinin beklendiğinin altı çizilmiş. Mantık ve matematik, işbirliğinin her iki tarafın da yararına olduğunu söylüyor. Bu da aslında “Rekabet” yerine “Rekaberlik” terimini ortaya çıkarıyor.”
BThaber
BİLİŞİM DÜNYASI 19
17 - 23 HAZİRAN 2019
Sevkiyattaki zeka, sektörleri de dönüştürüyor Lojistik sektöründe kendi modeli ile BT kullanımı, çevrecilik ve her sektör için verimi buluşturan Avustralyalı CHEP, sürdürülebilir iş modeli ile hizmet verdiği sektörleri de destekliyor. Avustralya menşeli Brambles Holding’e bağlı olan CHEP; ahşap, metal ve Handan Aybars plastik paletleriyle ürünlerin taşınmasında ve nakliyesinde operasyonel fayda sağlıyor, mağaza içi teşhirde de ERP yapısını destekleyerek, ürün bulunabilirliğini ve çeşitliliğini artırıyor. Kullandığı ileri teknoloji ve çevre dostu lojistik çözümleri ile müşterilerinin tedarik zinciri verimliliğini artıran CHEP’in paylaşım ve yeniden kullanıma dayalı sürdürülebilir iş modelinde, kiralanan paletler kullanım sonrası toplanıp düzenli olarak bakım ve onarımdan geçirilerek tekrar hizmete sunuluyor. CHEP, 55 ülkede 300 milyondan fazla ekipman ve 750’den fazla servis merkezi ağı ile faaliyet gösteriyor. Türkiye genelinde yaklaşık 11 milyon paletlik dolaşım ağına sahip olan CHEP, Anadolu’nun farklı illerinde 16 servis merkezi ile hizmet veriyor. CHEP, temelde 2009’dan beri hızlı tüketim ürünleri, gıda, içecek ve perakende sektörlerinin operasyonlarını yürütüyor. Otomotiv, sanayi ve imalat sektörlerine de katlanabilir plastik konteyner ve kasalarıyla hizmet veren CHEP’in 2018 yılında Türkiye’de hem ekipman hem tesis yatırımına imza attığı bilgisini veren CHEP Türkiye Kurumsal İletişim Müdürü Serhat Enyüce, 2019 içinde hem ekipman hem servis merkezi yatırımı yaparak Türkiye’de otomotiv ve beyaz eşya sektörlerinin tedarik zinciri yönetimini güçlendirmeye hazırlandıkları bilgisini verdi. CHEP’in gelecek 5 yıl içerisinde Ar-Ge merkezi kurmayı, yüzde 100 yerel hammadde ve makine üretimi ile servis merkezlerinde otomasyona yatırım yapmayı planladığını vurgulayan Serhat Enyüce sorularımızı yanıtladı:
Lojistik sektöründe teknoloji kullanımı ile CHEP sektörde nasıl bir farkındalık yaratıyor? Küresel rekabetin arttığı her yerde herkes teknolojiye yöneliyor. Lojistik sektöründe de el terminalleri başlığında dijital teknolojiler kullanımı ön planda. CHEP’in buradaki farkı ise kapsamlı bir veri alanı yaratmak. Böylece teknolojiyi kullanabilecek, tedarik zincirlerini iyileştirebilecek verilerle zincirin en önemli parçası oluyoruz. Bu yönüyle sadece bir palet kiralama firması değiliz, tüm lojistik ve tedarik zincirine 360 derece bakış açısı getiriyor, sektörün büyük verisini ve bu veriye ulaşılabilecek bir platform sunuyoruz. Tüm sektörlerde üretim ve dağıtım için CHEP önemli ve tedarik zinciri için hayati. Çeyrek paletimiz Türkiye’de önemli bir yeniliğimiz ve üstünde beacon teknolojisi var. Siz markette ürünlerin yanından geçerken sadakat kartı uygulamasını mobil cihazınıza indirdiyseniz, size indirim bilgisi veriyor, size özel kampanyaların bilgisini gönderebiliyor. Hizmet verdiğiniz şirkete veri takip imkanı sunuyor, stok yönetimini de yapabiliyoruz. Silikon Vadisi’nde Brambles Dijital olarak dijital tedarik zinciri çözümleri için çalışıyoruz. Amacımız da paletlerimiz üreticiden çıktığı andan itibaren üzerindeki ürünlerin soğuk zinciri kırıldı mı, depoda ne kadar bekledi sorularına anlık gerçek yanıt almak. Böylece hizmet verdiğimiz her sektörden her şirket için ERP ve CRM başlıklarına da dokunmuş ve entegrasyon sağlamış oluyoruz. Peki ya çevresel detaylar? Çeyrek palet, dünyanın ilk karbonsuz paleti. Çevreye yaydığı emisyonu yurtdışından karbon kredisi alarak dengeliyoruz. Bu ürün bu yönüyle sürdürülebilir ve inovatif. Paleti geri topladığınız
zaman istifleme yapabilmeniz saha verimliliği sağlıyor. Trafikte 10 TIR olacağına, bu yapı ile 2 tane oluyor. Bu da çevreci özelliği pekiştiriyor. Palet yapısına hangi sektörlerin ilgisi ön planda? Hızlı tüketim ürünleri ve perakende ön planda. Endüstri 4.0 kapsamında otomotiv ve beyaz eşya sektörlerine de odaklanıyor, bu sektörler için ciddi yatırımlar yapıyoruz. Bu alanlarda ekipmanlar doğal olarak farklı. Böylece palet konseptinin dışına çıkmış oluyoruz. Farklı sektörel gereklilikleri olan otomotiv ve beyaz eşyaya bilişimi de kattığımızda, konteyner ve kasalara ek destekleyici ekipmanlarımız, ürünlerin birbirine değmemesi için kullandığımız iç profiller ve takip sistemleri otomotiv, beyaz eşya, bilişim ve elektronik sektörü parçalarında bizi ön plana çıkartıyor. Sektör spesifik detaylara inip, buna uygun çözümleri kullanmak önemli. CHEP, özellikle otomotiv ve yan sanayiinin Türkiye’deki konumu itibariyle bu pazara önem veriyor ve yatırım yapıyor. Palet kısmında ABD ve İngiltere’ye ihracat yapacağınız zaman, bunu destekleyecek ekipmanı veriyoruz. Ar-Ge odağında öncelikleriniz neler? Brambles’ın kurduğu BXB Dijital aracılığıyla büyük veriye dayalı iş zekası uygulamaları ve IoT teknolojisine yatırım yapıyoruz. Tüm ekipmanlarımıza dijital bir verici yerleştirip, kaç derece ısı altında kalmış, depoda ne kadar beklemiş, soğuk zincir kırılmış mı, eğer yolda ürün olması gerekenden farklı ısıyla yol aldıysa bu ürünün imha süreci gibi birçok başlıkta takip sistemi sağlamak söz konusu. Burada direkt son tüketiciye de fayda sağlanıyor.
CHEP Türkiye Kurumsal İletişim Müdürü Serhat Enyüce Türkiye pazarı hedefleriniz neler? CHEP, Türkiye’nin potansiyelinin farkında ve özellikle otomotiv sektörü odaklı çalışmalarımız var. Ortadoğu, Afrika ve Hindistan’ın olduğu bölgede büyüme oranımızla bölgenin lideriyiz. Bu da yatırımlarımızın devamlılığını sağlıyor. 16 tane servis merkezimiz var ve onların otomasyonlarına yatırım yapıyoruz. İstanbul merkezin yanında, 4 bölge müdürlüğümüz İzmir, Ankara, Adana ve Konya’da. Türkiye’de paletleri en az 20 bin noktadan toplama yapıyoruz. Ağımız çok geniş ve optimizasyon sağlayabiliyor, tüm ağlarımızı kullanıp en yakın noktadan üreticiye, yani müşterimize palet talebine karşılık dönüş yapılmasını sağlıyoruz. Tüm paletleri havuzda buluşturup, ihtiyaçlar paralelinde gerekli noktalara dağıtıp, sonra yine bunları toplayıp buluşturmak esas işimiz. Ortak kullanım ve paylaşım ekonomisi adına bu önemli bir fayda demek.
BThaber
20 BİLİŞİM DÜNYASI
17- 23 HAZİRAN 2019
KoçSistem, Apple Yetkili Kurumsal Satıcı (AAER) statüsüne sahip oldu kimliğimiz ile müşterilerimize daha avantajlı koşullarda sunabileceğiz. Apple Yetkili Servis Merkezi’mizin yanı sıra Apple Business Excellence Program dâhilinde gerçekleştirdiğimiz sürekli eğitimlerle satış, pazarlama ve teknik ekiplerin dijital dönüşüme hazır olmalarını sağladık. 2000’li yılların başından bu yana kurumsal mobil uygulamalar geliştiren KoçSistem, mobil cihaz yönetiminden (MDM), kurumsal sosyal ağ platformu Businessline Workplace’e, şirketlerin ve çalışanların mobil yaşam tarzlarını destekleyen birçok yenilikçi çözüme imza atıyoruz. KoçSistem, Apple ile işbirliği kapsamında dünya üzerinde sayılı kurumun sahip olduğu Apple Authorised Enterprise Reseller (AAER - Apple Yetkili Kurumsal Satıcı) unvanı ile hizmet vermeye başladı. Böylece KoçSistem, Türkiye’nin ilk AAER’i de oldu. Apple ile
işbirliğine 2014 yılında başlayan KoçSistem, 2017 yılından bu yana Apple Yetkili Sistem Entegratörü olarak hizmet veriyordu. KoçSistem’in teknik servis, yönetim ve danışmanlık ile uygulama geliştirme yetkinlikleri, AAER seviyesine yükselmesini belirleyen en
önemli kriterler olarak öne çıkıyor. KoçSistem ve Apple’ın birlikte gerçekleştirdikleri bir lansmanla AAER iş ortaklığını kamuoyuna duyuran KoçSistem Genel Müdürü Mehmet Ali Akarca, şunları söyledi: “Mobil dijital çözüm ve hizmetlerimizi AAER
Apple kullanıcısı müşterilerimize, Apple Tamamlayıcı Hizmet Paketlerimiz ile kurulumdan, danışmanlığa, cihaz yönetiminden konsinye cihaz sağlama hizmetlerine kadar destek vererek, iş sürekliliklerini pekiştiriyoruz.”
Mikro Yazılım ve Zirve Yazılım, artık Paraşüt’le birlikte Turkven ve Earlybird’ün danışmanlığını yaptığı fonların yatırımcısı olduğu ve içinde Türkiye’nin en büyük ikinci ve üçüncü ticari ve muhasebe iş yazılımı şirketleri olan Mikro Yazılım ve Zirve Yazılım’ın yer aldığı DST Teknoloji, online ön muhasebe programı Paraşüt’ü de bünyesine kattı. Paraşüt, Mikro Yazılım ve Zirve Yazılım aynı çatı altında; ama kendilerine ait farklı kurumsal kimlikleri, ürün aileleri ve iş modelleri ile yollarına devam edecek. Paraşüt’ün yatırımcıları arasında Revo Capital, DCP, 500 Startups ve Ribbit Capital bulunuyordu. İşlemlerin
tamamlanması için Rekabet Kurumu’nun onayı bekleniyor. Paraşüt Kurucu Ortağı ve CEO’su Sean Yu, “Bu güç birliğini, KOBİ’lerin rekabet gücünü gerçek anlamda artıracak ve onları çok daha ileri bir konuma taşıyacak tarihi bir adım olarak görüyoruz. KOBİ’ler için dijitalleşmede yeni bir dönem başlıyor. Paraşüt olarak biz de önümüzdeki dönemde; iş ortaklarımız, çalışanlarımız ve müşterilerimiz ile birlikte büyümeye daha da güçlü bir şekilde devam edeceğiz” dedi. Paraşüt satın almasıyla birlikte üç öncü
firmanın aynı çatı altında toplandığını vurgulayan Mikro Yazılım ve Zirve Yazılım Yönetim Kurulu Başkanı E. Göktekin Dinçerler, “Tüm yenilikler KOBİ’lerimizin daha rekabetçi ve daha verimli çalışmalarına olanak sağlayacak” dedi. Revo Capital Yönetici Ortağı Cenk Bayrakdar, “İlk B2B yatırımımız olan Paraşüt’ün portföy şirketlerimizden olmasından dolayı gurur duyuyoruz. Kuruluşumuzda B2B alanını ana odak olarak belirleyen ilk fon olmuştuk. Bunun doğru bir tercih olduğunu aynı hafta içinde imzaladığımız iki satın alma ve yatırımlarımızın
büyüme hızı göstermekte. Şu an kurmakta olduğumuz ikinci fonumuz ile uluslararası yatırımcılarla beraber bölgedeki yatırımlarımızı çoğaltmayı hedefliyoruz” bilgisini verdi. DCP Yönetici Ortağı Haluk Zontul ise “2015 yılında kurulan fonumuzun ilk çıkışı olan Paraşüt’ün satın alınması, bizleri benzer başarı hikayeleri sağlayabilecek girişimlere yatırıma devam etmek konusunda cesaretlendiriyor. Kurmakta olduğumuz ve deeptech yatırımları hedeflediğimiz fonumuz ile benzer başarı hikayelerinin artmasını amaçlıyoruz” yorumunu yaptı.
TT'nin IXP uygulaması yeni bir tartışma başlattı:
Bu
sayıda...
• NCR, veriambarında
Uygulama TURNET'le aynı şartlarda olsun!
kullanıcıları üçüncü faza taşıyor (Sayfa 2) • Komdata eğitime odaklı (Sayfa 10) • Atak, IBM notebooklarını satacak (Sayfa 17) • Bilişim'97'ye katılımda son
T ü r k T e l e k o m ' u n bir s ü r e ö n c e Inter
k ı m d ü ş ü n c e l e r i n d o ğ m a s ı n a y o l açtı.
B e l k i ç ö z ü m ü n ü o l u ş t u r m a y a çalışıyor
n e t E x c h a n g e P o i n t ( I X P ) - I n t e r n e t Erişim
Olayı ö z e l l i k l e T U R N E T s ö z l e ş m e s i a ç ı
lar. A m a ç ö z ü m k e s i n l i k l e ş u a n d a k i I X P
Noktası u y g u l a m a s ı n ı d u y u r m a s ı n ı n ar
s ı n d a n yorumlayanlar, IXP uygulaması
ç ö z ü m ü değil. Altarnatif o m u r g a l a r o l a
d ı n d a n Internet, T T v e T U R N E T c e p h e
n ı n T U R N E T ' i n m a n t ı ğ ı n a ters o l d u ğ u n u
bilir a m a T U R N E T ile a y n ı şartlarda ol
s i n d e y e n i b i r tartışma başladı. T T ' n i n
savunuyor. Ç ü n k ü T T , T U R N E T ' i n Türki
m a s ı koşuluyla." diyor.
IXP uygulamasını başlatacağı haberi ön
y e ' d e t e k I n t e r n e t yurtdışı çıkışı olduğu
rakam: 100 kuruluş (Sayfa 18) • IBM ve Biltam: Eski rakip, yeni iş ortağı (Sayfa 14)
T T yetkilileri i s e EXP u y g u l a m a s ı n ı n
c e l e r i s e k t ö r d e o l u m l u karşılandı. B ö y l e
n u bildirmişti. H e r n e k a d a r h e r DCP'nin
T U R N E T ' l e h i ç b i r ilgisinin o l m a d ı ğ ı m
• Logobase'den Türkiye BT
c e T U R N E T ' i n t e k e l o l m a d u r u m u orta
TURNET'e de bağlanması öngörülüyorsa
belirtiyor. I X P ' n i n t ü m d ü n y a d a k i uy
pazarına yeni bir isim:
d a n k a l k a c a k v e k e n d i yurtdışı çıkış hat
da y e n i u y g u l a m a , hatları o l a n l a r ı n yurt
g u l a m a l a r ı n ı n farklı farklı o l d u ğ u n a dik
Cognos
ları o l a n ISS'ler, bu çıkış n o k t a s ı n d a n
dışı ç ı k ı ş ı n a izin verir nitelikte. B u n o k
k a t ç e k e n yetkililer, I X P ' l e r i n h e r ül
(Sayfa 8)
g e ç m e k k o ş u l u y l a k e n d i hatlarından
tada ise k o n s o r s i y u m üyeleri ve Intur-
k e n i n k o ş u l l a r ı n a g ö r e b i r t a k ı m farklılık
• Bilka, eksik taşları
yurtdışına ç ı k a b i l e c e k t i . A n c a k a r a d a n
n e t ' i n b u u y g u l a m a y ı nasıl değerlendir
lar gösterdiğini ö n e s ü r ü y o r v e ' B i z i m d e
tamamlıyor
belli b i r süre g e ç m e s i v e s ö z l e ş m e n i n d e
diği m e r a k k o n u s u .
farklı o l m a s ı d o ğ a l ' a ç ı k l a m a s ı n ı yapıyor
(Arka
bir türlü B a k a n l ı k tarafından o n a y l a n ı p u y g u l a m a y a g e ç i r i l e m e m e s i , y e n i birta-
Oracle'ın ilk nesne ilişkisel veritabanı O r a c l e 8 hazır
" T T b i z i m sıkıntılarımızı biliyor, anlıyor.
(Ayrıntılı
haber
sayfa
4'te)
Java ateşi tüm dünyayı sarıyor:
JavaDay Türkiye'deydi
• Rönesansın ayak sesleri (Sayfa 8)
JavaDay'de bir konuşma yapan Sun Computer Company
• Bilim ve yaşamın
Başkam Ed Zander, hedeflerinin bilgisayar sistemlerini tıpkı iletişim yenilik
sistemlerinde olduğu gibi kullanıcıyı temelde yatan karmaşık ve
lerle gelecek Orac-
anlaşılması zor teknolojilerden soyutlayıp sadece işini en kolay
Birçok
bakışta
yoldan yapabileceği sistemler haline getirmek olduğunu belirtti.
göze çarpan özelli
Ayrıca Sun, Internet ve intranet sorunlarına çözüm üretmek
le8'in
ilk
sayfa)
lar.
Inturnet G e n e l Müdürü G ö k h a n Bilge,
ği Oracle'ın ilk de
amacını taşıyan Internet Associate Programı (IAP)'nın Türkiye'deki
fa nesne desteğini
ortaklarını da açıkladı.
(Ayrıntılı
haber sayfa
birleştiği nokta (Sayfa 9) • Süper Realism'in altın fırçası (Sayfa 13)
7de)
veritabanına taşıdı ğı bir platform ol
Esbank'tan özel müşterilere özel hizmet: E S n e t
ması. (Ayrıntılı haber
sayfa
15'te)
EVRENSEL AKIN EVREN
Esbank Haziran ayı ortala
müşteriye açılacak olan ağ,
rında, Internet üzerinden her
Internet'te güvenliğin tam
türlü bankacılık işlemlerinin
olarak sağlanması durumun
yapılabileceği ESnet'i kulla
da, tüm Esbank müşterileri
nıma açıyor. Başlangıç ola
ne açık olacak.
rak 500 ile 1000 arasında
Ben şimdiden bu konudaki açıklıyor ve oyumu belirliyorum.
görüşümü
Benim oyumu alacak parti aşağıdaki konuları seçim bildirgesine almalı. Sözünü tutacağına dair umut tohumlarını içimde yeşertmeli. (Devamı 2. sayfada)
E T
H A İ T R F A A T UH B
haber sayfa 16'da)
Hepsi birarada!
Karanfil oylum oylum... Er ya da geç bir seçim olacak. Üç vakte kadar biz vatandaşlara bir kez daha bir seçme şansı verilecek. Herkesin saçı önüne düşecek. Ak mı kara mı belli olacak.
(Ayrıntılı
Internet teknolojileri ve endüstrilerin yakınlaşması, etkin liğe damgasını vuran iki anahtar konu. Bir zamanlar araların-
daki sınırların net bir şekilde çizili olduğu, telekomünikas yon, ağ tabanlı bilgiişlem ve tüketici elektroniği/eğlence sek törleri arasındaki ayırımın yavaş yavaş ortadan kalktığı ve herbiri korkunç büyük bu endüstrilerin birbiri içine girerek, tek bir endüstriye doğru yakınlaştıkları fark ediliyor. Türker Cambazoğlu,
Comdex'97 izlenimlerini aktardı. (Sayfa
28-29)
Bu sayının tüm sayfalarına www.bthaber.com.tr'den ulaşabilirsiniz.
22 KARİYER Tech Data Türkiye Genel Müdürü Behçet Yumrukçallı oldu Behçet Yumrukçallı, Tech Data Bilgisayar Sistemleri A.Ş. Genel Müdürü olarak atandı. 8 yıldır Tech Data Genel Müdürü olarak görev yapan Hakkı Eren ise Tech Data’dan ayrılacak. Behçet Yumrukcallı yeni görevinde, Tech Data stratejilerinin uygulanmasından ve kurumsal büyümeden, Tech Data çözümlerinin Türkiye pazarı için kârlı büyümeyi destekleyecek şekilde yönetilmesinden sorumlu olacak. İstanbul Teknik Üniversitesi Elektronik Haberleşme Bölümü mezunu olan Behçet Yumrukçallı, master eğitimini New Orleans Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği Bölümü’nde tamamladı. Son 13,5 yıl NetApp Türkiye Genel Müdürü olarak görev yapan Yumrukçallı, daha önce ise Reuters ve Netas’ta farklı posizyonlarda görev yaptıktan sonra EMC Teknoloji Grup Direktörlüğü görevini yürüttü.
BThaber 17 - 23 HAZİRAN 2019
Ericsson’da yeni görevlendirme Ericsson, Lucky La Riccia’yı 15 Mayıs 2019’ta Ortadoğu ve Afrika Dijital Servisler Başkanı olarak atadı. La Riccia, Türkiye’nin dahil olduğu Ortadoğu ve Afrika pazarında, dijital dönüşüm ve bulut sistemlerinde ticari büyüme ve yeni pazar fırsatlarının yaratılmasından sorumlu olacak. Profesyonel kariyerine 2004 yılında Ericsson’da başlayan La Riccia, Asya Pasifik ve Hindistan’da dijital servisler bünyesinde operasyon destek sistemi (OSS), iş destek sistemleri (BSS), servis katmanı ve multimedya gibi birçok
farklı alanda liderlik yaptı. La Riccia kompleks teknolojiler, ticari dönüşüm programları ve telekom operatör çözümlerinin farklı kıtalarda sanallaştırma süreçlerinde yoğun bir deneyime sahip.
NISSAN Türkiye’de yönetim değişimi
Riot Games Ülke Müdürü Onur Tamer oldu Dünyanın en büyük oyun şirketleri arasında yer alan Riot Games’in Türkiye Ofisi’nin Ülke Müdürlüğü görevine Onur Tamer getirildi. 2012 yılından bu yana Riot Games’in küresel ofisinde yöneticilik yapan Tamer, Türkiye Ülke Müdürlüğü ile birlikte Riot Games’in MENA bölgesi yönetimini de sürdürecek. 2012 yılında Riot Games’in Amerika’daki merkez ofisinde International Publishing Manager olarak çalışmaya başlayan ve iki yıl süreyle Türkiye ofisinin kurulum sürecinde aktif rol alan Tamer, sonrasında Rusya ve Avrupa ofislerinde yeni kurulum ve pazarlama projeleri üzerine çalıştı. Onur Tamer, bu görevlerinden sonra Japonya'da Kurucu Ülke Müdürü olarak atandı ve sonrasında 1 yıl boyunca Ortadoğu ve Hindistan projelerinde Genel Müdür olarak çalıştı. Tamer, 1 Haziran itibariyle Riot Games Türkiye Ülke Müdürlüğü görevini, bu görevi 2 yıldır yürüten Bora Koçyiğit’ten devraldı.
NISSAN Türkiye Genel Müdürü Sinan Özkök, 10 Haziran 2019 itibariyle NISSAN Hindistan Başkanı olarak atandı. 2017’den bu yana Hindistan operasyonlarını Başkan seviyesinde yürüten Thomas Kuehl’in yerine atanan Özkök, Hindistan’da NISSAN ve Datsun markaları için tüm fonksiyonlardan sorumlu olacak. Sinan Özkök’ün NISSAN Hindistan Başkanı olarak görevlendirilmesinin ardından, son olarak Citroen Türkiye Genel Müdürü olan Emre Doğueri de NISSAN Türkiye Genel Müdürü olarak atandı. Doğueri, NISSAN’ın Türkiye operasyonları ile birlikte Kuzey Afrika ve BDT ülkelerinden de sorumlu olacak. Otomotiv sektöründe 26 yıllık deneyimi olan ve kariyerine 1993 yılında Renault’da başlayan Sinan
Özkök, devamında Pazarlama, Distribütör Ağı Yönetimi, Perakende Operasyonları ve Satış alanlarında üst düzey pozisyonlarda görev yaparken, 2015 yılında NISSAN’a katıldı. 10 Haziran 2019 itibariyle Türkiye’deki satış operasyonlarını gerçekleştiren NISSAN Otomotiv A.Ş. Genel Müdürlüğü görevine atanan Emre Doğueri ise NISSAN’ın Türkiye’deki operasyonlarının yanı sıra, Kuzey Afrika ve BDT ülkelerinden sorumlu olacak. Otomotiv sektöründe Türkiye, Fransa, Cezayir ve Suudi Arabistan’da 20 yıllık deneyime sahip olan NISSAN Türkiye’nin yeni Genel Müdürü Emre Doğueri, son olarak Citroen Türkiye’nin ülke operasyonlarından sorumlu Genel Müdürü olarak görev yapıyordu.
24 KARİYER
BThaber 17 - 23 HAZİRAN 2019
Siber güvenlik için uzman adayları aranıyor! Biznet Bilişim, geçen yıl ilkini gerçekleştirdiği EKS & IoT Siber Güvenlik Kampı’nı, bu yıl 19 - 22 Haziran 2019 tarihleri arasında gerçekleştirecek. Geçen yıl EKS kampı olarak başlayan kamp, bu yıl ise IoT alanı ile kapsamını da genişletti. Sakarya Üniversitesi işbirliği ve Forcepoint ile Check Point’in sponsorluğunda düzenlenen üniversite kampusunda 4 gün sürecek kampa, Siber Küme, Elder, Gazbir, Solar Baba ve CCI ekosistem partneri, Vestel, Togi Teknoloji ise içerik partneri. Kampa Sakarya Üniversitesi’nden Doç. Dr. İbrahim Özçelik, Vestel’den IoT Güvenliği Mimarı Oğuzhan Yavuz, Togitek’ten Tolga Baykal ve Biznet Bilişim uzmanları eğitmen olarak katılacaklar. EKS & IoT Kampı 2019’da öğrenciler, teknik bilgilerin yanı sıra gerçek hayatta karşılaşılmış senaryoları görme imkanı bulacak. Son gün ise Capture the Flag (Bayrağı Yakala) Yarışması yapılacak. EKS & IoT Kampının ilk günü olan 19 Haziran’da, EKS 101, Uygulamalı PLC ve HMI Programlama,
Endüstriyel Protokoller ve EKS altyapılarında Anomali Tespiti konularında Sakarya Üniversitesi’nin sunumu ve ek olarak akşamları laboratuvarlar gerçekleştirilecek. İkinci gün, Biznet tarafından, EKS güvenliği, kritik altyapılarda tehdit istihbaratı, kritik altyapılarda açık kaynak kodlu yazılımların entegre kullanımı, endüstriyel dijital adli bilişim ve olay yönetimi eğitimleri verilip, akşam da laboratuvar çalışmaları düzenlenecek. Etkinliğin üçüncü günü olan 21 Haziran’da Togitek tarafından Donanım 101 eğitimi verildikten sonra IoT güvenliği, kritik altyapılarda web / mobil uygulama güvenliği konuları işlenecek. Vestel konu sunumu ve akşam laboratuvarları ile gün sona erecek. Etkinliğin dördüncü ve son günü olan 22 Haziran’da ise EKS & IoT Kamp
sırasında “Capture the Flag” siber güvenlik yarışması organize edilecek. Başvuru için adres www.kamp.eksguvenligi.org.
Etkinlikleriniz ile ilgili bilgileri bthabersirketleri.com/EtkinlikDuyuru adresine girebilirsiniz.
BThaber
ETKİNLİK TAKV!M! E T K İ N L İ K L E R
20 Haziran 2019 BTvizyon Konya Toplantısı Dedeman Konya Hotel AYRINTILI BİLGİ: www.bilisimzirvesi.com.tr
Y U R T İ Ç İ
4 Temmuz 2019 Bilişim 500 Ödül Töreni Grand Pera Emek Sahnesi Beyoğlu, İstanbul AYRINTILI BİLGİ: www.bilisimzirvesi.com.tr
22 Ağustos 2019 Teknoloji Platformu 2019 Bursa AYRINTILI BİLGİ: www.bilisimzirvesi.com.tr
20 Kasım 2019 24 Eylül 2019 BTvizyon Ankara Toplantısı Ankara AYRINTILI BİLGİ: www.bilisimzirvesi.com.tr
26 Eylül 2019 BTvizyon Eskişehir Toplantısı Eskişehir AYRINTILI BİLGİ: www.bilisimzirvesi.com.tr
E T K İ N L İ K L E R 17 Haziran 2019 IoT Week 2019 Aarhus, Danimarka AYRINTILI BİLGİ: www.iotweek.org
Teknoloji Kaptanları 2019 İstanbul Kongre Merkezi AYRINTILI BİLGİ: www.bilisimzirvesi.com.tr
Y U R T D I Ş I
19 Haziran 2019 IoT Tech Expo Europe 2019 RAI Amsterdam, Hollanda AYRINTILI BİLGİ: www.iottechexpo.com/europe
12 Aralık 2019 BTvizyon Girne Toplantısı Girne AYRINTILI BİLGİ: www.bilisimzirvesi.com.tr
3 Eylül 2019 BTvizyon Denizli Toplantısı Denizli AYRINTILI BİLGİ: www.bilisimzirvesi.com.tr
20-21 Kasım 2019 Bilişim Zirvesi'19 İstanbul Kongre Merkezi AYRINTILI BİLGİ: www.bilisimzirvesi.com.tr
5 Eylül 2019 BTvizyon İzmir Toplantısı İzmir AYRINTILI BİLGİ: www.bilisimzirvesi.com.tr
16 Ocak 2020 BTvizyon Bursa Toplantısı Bursa AYRINTILI BİLGİ: www.bilisimzirvesi.com.tr
%30 DAHA FAZLA VERİME VAR MISINIZ? Skysens IoT Platformu, endüstriye özel olarak geliştirilen kablosuz
iletişim teknolojisiyle üretim alanınızdaki verileri anlık olarak analiz eder ve verimlilik kaybına neden olan sebepleri anında tespit etmenizi sağlar. Değişikliklerden anında haberdar olmanızı sağlayan mobil uygulaması ile Skysens IoT Platformu, üretim verimliliğinde
%30’a kadar artış sağlar.
Üretim Süresi Analizi
Üretim Sayısı Takibi
Makine ve Hat Performans Analizi
Toplam Ekipman Verimliliği (OEE) Analizi
Boşta Bekleme Süresi Analizi
Enerji Tüketimi Analizi
BThaber
26 MEKTUP
17 - 23 HAZİRAN 2019
Merhabalar sana, Yeni futbol sezonuna geri sayımda, Euro 2020 Avrupa Kupası eleme maçları ile teselli ararken, UEFA Şampiyonlar Ligi sponsorlarından Mastercard da 9 ülkede 14 bin taraftarla yaptığı ve bir futbol maçı sırasında yaşadıkları duyguları tespit etmeyi amaçlayan araştırmaya imza atmış. Fransız taraftarlar sarılırken, İtalyanlar zıplıyor, Almanlar bağırıyor, bizler ise takımlarımız için dua ediyormuşuz. Araştırmaya göre, Türk taraftarların tamamına yakınına göre, seyirci olmak oyuncu olmak kadar stresli. Türk taraftarların dörtte üçü ise taraftarlığı neredeyse aile bağı gibi görüyor. Tuttukları takım kaybettiğinde ise kabahati çoğunlukla tüm takımda ya da hakemde buluyorlar. Maça gitmeyi sevgilisiyle buluşmaya tercih eden, maç olduğu için hasta olduğunu söyleyerek işe gitmeyen ya da sevdiklerinin doğum gününe katılmayan Türk taraftarlar zaten malumumuz. Bu arada Mastercard, taraftarların maç esnasındaki duygularını tespit eden, birbirine bağlı bir alıcı ve bir vericiden oluşan yeni teknolojisi Kalp Kiti’nin lansmanını UEFA Şampiyonlar Ligi yarı finalinde gerçekleştirmiş. Vericinin kalbi tarafından alıcıya gönderilen gerçek zamanlı sinyaller ile alıcı, vericinin kalp atışlarını, özünde ise giyilebilir teknoloji sayesinde tribündeki seyirciler de sahadaki oyuncuların kalp
YIL 25 SAYI 1225
İş Bankası geleneği bozmuyor! atışlarını ve heyecanlarını gerçek zamanlı olarak hissedebiliyormuş. Tribün coşkusunda yeni dönem böyle başlayacak desene... Osaka’da BM Çevre Programı Uluslararası Çevre Teknolojileri Merkezi tarafından düzenlenen Bütünsel Atık Yönetimi konulu Küresel Diyalog etkinliğine gözlemci olarak katılan Acer, “Acer Earth Geri Dönüşüm Programı” ile 2018’de karbon salımını yaklaşık 20 ton azalttığını bildirmiş. “Product Humanity” adlı yeni girişimi hakkında da bilgi veren Acer, dünyayı daha iyi bir yer haline getirmeyi hedefleyen bu girişimle tek kullanımlık plastikleri azaltmaya odaklanıyormuş. Bu çevresel farkındalığın temelinde ve gelişiminde eğitimin belirleyici olduğu hepimizin malumu. Üç yıldır ülkenin dört bir yanındaki çocukların eğitimine katkı için “Eğitim İçin Her Şey” projesini yürüten CPM Yazılım; Bilfen Okulları aracılığıyla çocuklara 5 bin 100 adet test ve yardımcı kitap bağışında bulunmuş. İlk olarak Şanlıurfa’da başlayan projeyle 20 bin öğrenciye kışlık giyecek, 20 bin öğrenciye kitap yardımında bulunulmuş, 33 okula da su kuyusu açılmış. Sürdürebilir bir proje olması adına çalışmalar devam ederken, proje ile 5 yıllık planlamada toplam 250 okul ve 100 bin öğrenci hedefine 3 yılda ulaşılmış. Bu gibi eğitime
Bilişim Zirvesi Etkinlik Organizasyon Ltd. Şti. adına Sahibi ve Sorumlu Yazıişleri Müdürü Neslihan Aksun neslihana@bthaber.com.tr
17 - 23 HAZİRAN 2019
BThaber Grubu Yayın Koordinatörü Ayhan Sevgi ayhans@bthaber.com.tr
www.bthaber.com www.linkedin.com/groups/BThaber twitter.com/bthaber www.facebook.com/BThaber
Okur Temsilcisi Behçet Envarlı benvarli@tbv.org.tr
Bültenlerinizi
bulten@bthaber.com.tr adresine gönderebilirsiniz
destek odaklı çalışmalar dilerim yayılarak devam eder. Çünkü eğitimle gelişen yetkinlikler, başarıya ulaşmakta gecikmiyor. İşte örnek: İki genç girişimci Kaan Günay ile Onur Kardeşler tarafından San Francisco’da kurulan akıllı medya platformu girişimi Firefly, küresel teknoloji sektörüne yön veren iki dev girişim sermayesi fonundan 30 milyon dolarlık yeni yatırım çekmiş. Aralık 2018’de de 21,5 milyon dolarlık yatırım alan ve İstanbul’da ofis yatırımı yaparak 50 yazılımcıya istihdam yaratan şirket, aldığı yatırıma ek olarak New York pazarına da girmiş. Hem de kentin taksi üstü reklam panosu pazarının yüzde 50’sini kontrol eden STRONG’un dijital operasyonlarını devralarak. Yeni bir reklam formatı yaratan Türk girişimcilerimiz takibimizde. ‘Eğitim şart, başarısı da net’ derken, bir örneğim daha var. İTÜ ARI Teknokent’te yapay zeka odaklı çalışmalar yürüten Tazi, Gartner’ın pazardaki trendleri dönüştürme potansiyeline sahip, yüksek teknoloji üreten şirketlerin yer aldığı ‘2019 Cool Vendors in Artificial Intelligence Core Technologies’ araştırma raporunda yer alan dünya çapında dört şirketten biri olmuş. Sürekli olarak ve insandan da öğrenen, yaptıklarını insanlara da anlatabilen yapay zeka ürünleri sunan Tazi, raporda ‘Cool
Abone ve Dağıtım
btabone@bthaber.com.tr
Editör
Online Editör
Sedef Özkan sedefo@bthaber.com.tr
Handan Aybars handana@bthaber.com.tr
Ferit Çelik feritc@bthaber.com.tr
Tuğçe Diyar tugcee@bthaber.com.tr
Cilt, Baskı, Poşetleme: Uniprint San. ve Tic. A.Ş. - Hadımköy İstanbul Asfaltı Ömerli Köyü İstanbul - Tel 0212-798 28 40. l
Haftaya buluşmak dileğiyle,
BThaber Genel Müdürü Özlem Unan İş Geliştirme ve Satış Müdürü Abdurrahman Koyuncu Reklam Satış Yönetmenleri Kutay Göçe Çiğdem Şakar Arif Şuekinci
Ankara Temsilcisi
Görsel Yönetmen
Vendor’ olarak adlandırılmış. İTÜ ARI Teknokent’in uluslararası hızlandırma programı Innogate’e de katılan Tazi, ABD’de müşteri edinme faaliyetlerine devam ederken, Hollanda’da yeni bir ofis de açmış. Bu başarı haberleri ile beklendiği üzere gelelim ödüllere… Argela’nın da proje ortakları arasında etkin rol aldığı Avrupa Birliği tarafından yürütülen Celtic-Next araştırma programı kapsamında başarıyla tamamlanan SIGMONA projesi, EUREKA Global Innovation Summit'te Eureka İnovasyon Ödülü'ne layık görülmüş. Bir eğitim dönemine daha nokta koyarken, tatilde çocukları kitapsız bırakmamayı şiar edinen İş Bankası ile haftayı tamamlıyorum. Bildiğin gibi Türkiye İş Bankası’nın 20072008 eğitim öğretim yılında başlattığı “Karneni Göster, Kitabını Al” kampanyası, bu yıl 12’inci yaşında. Kampanya kapsamında 1 milyon öğrenciye karne hediyesi olacak kitap ise Anna Sewell tarafından 1878 yılında kaleme alınan bir dünya klasiği “Siyah İnci”. Kitaplar yatılı bölge okulları, sevgi evleri, çocuk eğitim evlerine de dağıtılacak, görme engelli çocuklar için Braille alfabesiyle bastırılan kitaplar ise okullara gönderilecek. Bu yılki kitaplarla birlikte çocuklara 12 yılda 14 milyon kitap armağan edilmiş olacak. Bundan güzel yaz hediyesi olmaz…
Reklam Rezervasyon Sorumlusu Suzan Bilken Ankara Temsilcisi Sedef Özkan Yönetim Yeri: Bilişim Zirvesi Etkinlik Organizasyon Limited Şirketi Örnek Mah. Şehit Cahar Dudayev Cad. Örnek İş Merkezi No:14 Kat:5 34704 Ataşehir İSTANBUL Telefon: (0216) 888 0 596
Türkiye’nin en köklü bilişim teknolojileri yayını olan BThaber, 1995 yılından bu yana bilişim ve teknoloji dünyasındaki en son haberleri, yenilikleri ve bilgileri okuyucularına kesintisiz bir şekilde sunmaya devam ediyor. Her hafta yüzde 35’i BT, yüzde 65’i ise finans, otomotiv ve sağlık gibi farklı sektörlerde yer alan şirketlerin ve kamu kurumlarının yöneticilerinden oluşan 7500’ün üzerinde kişiye ulaşmakta ve online platformlar üzerinden her hafta on binlerce kişiye erişim sağlamaktadır.
ISSN 1300-6495
BThaber kontrollü abonelik sistemiyle dağıtılmaktadır. - Fiyatı 1 Kuruş (KDV dahil) - BThaber, 5187 sayılı Basın Kanunu’nun 2/f maddesi hükmü gereği ‘yerel süreli yayın’dır.
Mevcut Ticari veya ERP Programınızla E nte gra s yo n
Entegre Yönetim Finans ve Nakit Akışı Fatura, İrsaliye, E-Fatura Stok, Depo, Lojistik Satınalma Yönetimi Müşteri, Teradikçi, Taşeron Sözleşme Yönetimi
CRM Pazarlama - Satış Servis - İş Yönetimi İK Özlük, İşe Alım Tekrarlanan Gelir ve Gider Aksiyon, Toplantı, Görev Dashboards: CEO, CFO, CPO
www.PirCloud.com Bayilik başvuruları için: ysmbulut.com/partner
Projeler Proje Bütçe Yönetimi Puantaj, Hakediş Yönetimi Proje İş Programı Proje Süreç Yönetimi Proje Günlük İşlemler
WEEKLY INFORMATION TECHNOLOGY AND ECONOMY NEWSPAPER
CFO profile is changing due to digital transformation The age of destructive technology changed the criteria companies seek for financial managers. According to KPMG’s ‘Becoming CFO in the digital world’ research, today’s CFOs are expected to have as much experience in strategy and operations as finance. CFOs with MBA in different fields are directly preferred. A total of 175 former and current CFOs from 100 global technology and telecommunications companies participated in the research. Looking at the data of the research, participants have a total of 500 years of CFO experience. The total annual income of the companies of the participants is 2 trillion USD and the number of employees is around 6 million. The research results show that the average age of CFO promotion is 48 and the average term of office is approximately 5 years. However, there are also CFOs who have been promoted at the age of 36 or served for 24 years. According to the research, most CFOs are male and have a master’s degree. The data show that CFOs come primarily from three different backgrounds: the first and largest group includes formerly employed in the finance department and newcomers to the CFO position, making up 37% of the existing CFOs. Most of the people in the group is promoted directly from the
accountant or auditor position to the CFO position. 33% of CFOs are newly appointed, but with different experiences. Although they started their careers with finance, they also worked in different positions such as investor, COO and strategy leader. 29% of the participants were CFOs before. However, one third of them do not come from the technology and telecommunications background. Generational difference According to KPMG’s CFO success database, the strategy experience of existing CFOs increased from 24% to 40% compared to older generation CFOs. Strategy experience also increased from 20 to 36%. The ratio of CFOs with external experience increased from 58 to 79%. The increase in external CFO purchases shows that the internal promotion criterion declined compared to previous years, with a trend that contrasts with the Fortune 500 data. The number of women among active CFOs increased almost twice, compared to the previous generation, to 16%. 44% of former CFOs hold MBA degrees, while 55% of new generation CFOs do today. Performance above expectations It is observed that 41% of the CFOs surveyed outperformed the expectations. Business
experience has a positive relationship with the prospect of success, but alone is not enough to predict success. Half of the successful CFOs with business experience previously served as COO. First-hand information on activities in a technologydriven company is critical to CFO’s success in achieving profitability and performance. However, analyzes show that more CFOs were hired from outside compared to the previous generation. Although being a candidate for internal promotion has been linked to the success, it is now observed that other factors are being given more importance. Journey after becoming a CFO 37% of former CFOs who participated in the research either retired or became board members after completing their term in the company. 32% continued to serve as CFO in another company. 25% continues in the same company but in a more comprehensive position such as the COO. Only 5% of former CFOs in the research became CEOs. Must be a solution partner KPMG Turkey, Technology, Media & Telecommunications Industry Leader Serkan Ercin emphasized the importance of gaining experience in strategic and operational areas beyond the finance department for CFO candidates. Ercin said that: “Candidates can also
turn to different companies or different sectors in order to accelerate their career development. According to research data, most of the CFOs following one of these two ways increase the chances of a successful performance after the promotion.” Serkan Ercin underlined that the success criteria for CFOs will continue to change in parallel with the types of pressure faced by companies. According to Ercin, this is especially true for technology and telecommunications companies, both leading the transformation of destructive technologies and dealing with legal, globalization, capital and talent competition issues. Serkan Ercin stated that: “In order to become a market leader or to maintain the market share, it is important that CFO is an active solution partner of the CEO. In addition to reporting or managing cash flow, the CFO needs to be able to identify opportunities and develop strategic action plans to prepare the company for the future. This includes making strategic investment recommendations at the right time to determine which technology portfolio, such as cloud, artificial intelligence, robotics, and the Internet of Things will benefit the company. At this point, data analytics is also critical. CFOs need to use large amounts of data more efficiently to develop new solutions.
End to end monitoring competency Skysens is the third company selected to benefit from BThaber Corporate Group SME Support Project in 2019, providing a 360 degree scope in the IoT field by developing both hardware and network and in-house software. Skysens was founded in 2015 with the main focus on industrial wireless IoT solutions. Burak Polat, co-founder and CEO of Skysens, stated that they took steps for Skysens with their partner in İzmir and stated that they offer easy to use and high performance IoT solution for vertical sectors such as production facilities, cities, airports, stadiums and hospitals under the title of
industrial wireless IoT solutions. LPN (low power network) structure aims to transfer data to long distances with low energy usage and to support IoT applications with low battery consumption, and as Burak Polat points out, these technologies are effective on a global basis. Burak Polat gave information that they are members of LoRa 1 and LoRa Alliance when they started business and shared the following details: “We received an investment in 2017 due to our technical perspective. Because in order to become a global brand, it is necessary to comply with certain protocols and we did
not take a direct technology and adapt it. We made improvements with our own added value by developing various algorithms, embedded software and platforms. In November 2017, ACT Venture Capital from the European Investment Fund, based in the Netherlands, invested us in the light of our technological competencies and thus, Skysens Teknoloji A.Ş. was established. The team began to grow and in April 2018, during the third airport construction process, we were involved in this investment through ‘mechanical electrical projects’. Our first attempt was to monitor waste water pumps. Then, they were put out to tender as meter reading
and IoT project, they accepted our proposal to do it with build, operate-and transfer model and we won the tender together with our partner. With similar parallel projects, such as meter readings and tracking of different power sources, the ecosystem progresses continuously. Thus, İstanbul Airport became the first airport established with a special network for IoT.” Skysens’ hardware production and sales continue its steady development in the USA and Europe, while dominating the hardware-network-software triangle and offering the entire platform for the opportunity to expand it.
KoçSistem acquired Apple Authorized Enterprise Reseller (AAER) status Within the scope of cooperation with Apple, KoçSistem started to serve as Apple Authorized Enterprise Reseller (AAER). Thus, KoçSistem became Turkey’s first AAER. KoçSistem started cooperation with Apple in 2014 and has been serving as Apple Authorized System Integrator since 2017. KoçSistem’s technical service, management and consultancy and application
development capabilities stand out as the most important criteria determining AAER level. General Manager of KoçSistem Mehmet Ali Akarca said that: “We will be able to offer our mobile digital solutions and services with our AAER identity to our customers in more advantageous conditions. In addition to our Apple Authorized Service Center,
we ensured that our sales, marketing and technical teams are ready for digital transformation through continuous trainings within the Apple Business Excellence Program. KoçSistem has been developing corporate mobile applications since the early 2000s, and from mobile device management (MDM) to the corporate social networking
platform Businessline Workplace, we undersign many innovative solutions that support the mobile lifestyle of companies and employees. With our Apple Complementary Service Packs, we reinforce business continuity by providing support to our Apple user customers from installation, consultancy, device management to consignment provisioning services.”
Mikro Software and Zirve Software are now joined with Paraşüt Being the investors of the funds that consults Earlybird and Turkven and having Turkey’s second and third biggest commercial and accounting business software companies Mikro Software and Zirve Software under its roof; the DST Technologies incorporated online preaccounting program Paraşüt, as well. Paraşüt, Mikro Software and Zirve Software will continue with their different corporate identities,
product families and business models under the same roof. Paraşüt’s investors included Revo Capital, DCP, 500 Startups and Ribbit Capital. The co-founder and CEO of Paraşüt, Sean Yu expressed that: “A new era in digitalization is starting for SMEs. We, as Paraşüt, will continue to grow stronger with our business partners, employees and customers in the coming period.” Emphasizing that three leading
companies were gathered under the same roof with the purchase of Paraşüt, Mikro Software and Zirve Software Chairman E. Göktekin Dinçerler said that: “All innovations will enable our SMEs to work more competitively and more efficiently.” Revo Capital Managing Partner Cenk Bayrakdar said that: “We were the first fund in our organization to define B2B as the main focus. This is the right choice and we witness the
growth of our two acquisitions and investments that we signed in the same week.” DCP Managing Partner Haluk Zontul commented as: “The acquisition of Paraşüt, the first project of our fund established in 2015, encourages us to continue to invest in initiatives that can provide similar success stories. We aim to increase similar success stories with our fund that we are establishing and aiming for deep-tech investments.”