BThaber 1235. Sayı

Page 1

Sayfa

6

Sayfa

E - TOPLUM

8

EDİP EMİL ÖYMEN

TEKNO-POLİTİK

OSMAN COŞKUNOĞLU

• Gartner 2019 “Hype Cycle”ı açıkladı: Yeni teknolojilerin son durumu.

• Yapay zekâ, “akıllı” mı? • Reklamı influencer’a yaptırınız!

25. yıl HAFTALIK BİLİŞİM TEKNOLOJİLERİ VE EKONOMİSİ GAZETESİ www.bthaber.com.tr

SAYI

1235 9 - 15 Eylül 2019

19. Bilişim Zirvesi 20-21 Kasım İstanbul Kongre Merkezi - DATA TALKS Sayfa

4

KOBİ’lere dijitalleşme desteği Dijital teknolojileri geliştiren veya imalat süreçlerinde kullanan işletmelere 71.5 milyon TL destek sağlanacak.

Sayfa

10

Sayfa

3

Bilgi birikimi dünyaya açılacak!

‘İhracat Ana Planı’ bilişim ve yapay zekâ ile küresel dönüşümü hedefliyor

GlassHouse, CoreToEdge satın alması sonrası yurtdışı açılım çalışmalarına hız vermeyi hedefliyor.

2019-2023 yıllarını kapsayan 11. Kalkınma Planı kapsamında yer alan İhracat Ana Planı’nın ayrıntıları belli oldu. Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan’ın verdiği bilgilere göre, planın temelinde teknolojik dönüşümler yer alıyor.

Sayfa

Sayfa

7

11

TÜRKİYE’NİN VERİ MERKEZİ

RADORE Stratejilerin temelinde yeni teknolojiler ve hizmet var Dijital dönüşüm ve Endüstri 4.0 şirketlerin yanı sıra teknoloji sağlayıcısı firmaları da dönüşüme zorluyor. Bu konuda attığı adımları ile Techdata, iş ortağı ekosisteminde de ezberleri bozmaya hazırlanıyor.

En iyileri 5G belirleyecek! 5G teknolojileri gündemdeki yerini korurken, birçok kuruluş bu yöndeki çalışmalarını hızlandırdı. Ülke bazında farklar ve yetkinlikler için temel kriterler de 5G ekseninde belirlenecek. Ayrıntılar dosya sayfalarımızda. radore.com



BThaber

GÜNDEM

9 - 15 EYLÜL 2019

3

‘İhracat Ana Planı’ bilişim ve yapay zekâ ile küresel dönüşümü hedefliyor Sedef Özkan Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan, 29 Ağustos tarihinde ‘İhracat Ana Planı’nı açıkladı. 20192023 yıllarını kapsayan 11. Kalkınma Planı'nın istikrarlı büyümenin ihracata dayalı olduğu bir anlayışla hayata geçtiğini anımsatan Pekcan, İhracat Ana Planı'nı hazırlarken Kalkınma Planı hedeflerini dikkate alarak, 226,6 milyar dolarlık ihracat hedeflediklerini kaydetti. Bakan Pekcan yaptığı konuşmada, asıl hedefin, dünyadaki ticaret savaşları ve teknolojik dönüşümleri de yakinen takip ederek bu hedefin üzerine çıkabilmek olduğuna dikkat çekti. Pekcan, “Oluşturduğumuz plan kapsamında; sürdürülebilir bir ihracat anlayışını hedefliyoruz. Bakanlığımızca, ilgili paydaşların katılımıyla yapılan titiz çalışmalar sonucunda 17 hedef ülke seçtik. Bu ülkeleri sırasıyla; ABD, Brezilya, Çin, Etiyopya, Fas, Güney Afrika, Güney Kore, Hindistan, Irak, İngiltere, Japonya, Kenya, Malezya, Meksika, Özbekistan, Rusya ve Şili olarak belirledik. Buna ilaveten makine, otomotiv, elektrik-elektronik, kimya ve gıda endüstrisi olmak üzere 5 hedef sektör seçtik” açıklamasını yaptı.

Amaç; 'yüksek teknolojili' sanayi ürünlerinin ihracatımızdaki ağırlığını artırmak “İhtisas Serbest Bölgeleri ile hedefimiz Türkiye ihracatındaki payı yüzde 3,5 olan yüksek teknolojili ürün ihracatımızı yüzde 5'lere çıkarmak” ifadesini kullanan Pekcan, "İhracatımızın, teknolojik bileşimini ve katma değerini de artırmak ve geliştirmek temel hedeflerimiz. ‘İhracat Ana Planı’; küresel eğilimleri dikkate alarak, hedef ürün, hedef ülke, yeni ve yenilikçi ihracatçı yaklaşımı ve küresel tedarik zinciri bakış açısıyla hazırlandı” değerlendirmesinde bulundu. Bakan Pekcan,

‘İhracat Ana Planı’nın başta bilişim ve yapay zekâ alanındaki küresel dönüşüm olmak üzere küresel ekonomideki büyük dönüşümü, eğitimli ve küresel becerilerle donanmış bir dış ticaret ailesini, kısacası çağımızın ‘başarı anahtarlarını’ yakalamak ve Türkiye’ye sunmak üzere hazırlanmış bir plan olduğunu aktardı. ‘İhracat Ana Planı’nda politika tercihi; verimlilik, inovasyon ve dijitalleşme odaklı Pekcan, bugün yaşanan küresel korumacılık artışının ve ticaret savaşlarının arka planında teknoloji savaşlarının

bulunduğunu ifade ederek, ‘İhracat Ana Planı’nda politika tercihini; daha çok verimlilik, inovasyon ve dijitalleşme odaklı olarak yaptıklarına dikkat çekti. Günlük hayata, yapay zekâ, otonom robotlar, blokzincir, nesnelerin interneti ve büyük veri gibi kavramların hızla girdiğini kaydeden Pekcan, şunları aktardı: “Gelecek 15-20 yıl içinde dünyadaki bütün üretim sürecinin dönüşeceğine şahit olacağız. Türkiye, bu dijital dönüşümü fırsata çevirmek zorunda. Eğilimleri doğru okuyarak sürdürülebilir büyüme ve rekabet için inovasyona, Ar-Ge’ye ve dijitalleşmeye yönelik özgün politikalar geliştireceğiz. Ar-Ge, bilgi, inovasyon, yüksek teknoloji, verimli üretim ve ihracat ekosistemini ortaya koymayı ve stratejimizi Türkiye’nin refahı için bir rotaya dönüştürmeyi hedefliyoruz. Değişim ihtiyacı kapımızı çalmaktadır. 'Keşke'siz, 'ama'sız ya da 'belki'siz bir vizyonla hareket ederek hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağı bir teknoloji çağı ile olan randevumuza geç kalmamak mecburiyetindeyiz. Başka şansımız yok."

e-İhracatçı sayısı artırılıyor – Blokzincir teknolojisi geliyor Bakan Pekcan, " ‘Yeni Nesil Serbest Bölgeler’, büyük dönüşümün küresel merkezleri haline geliyor. Ticaret Bakanlığı olarak serbest bölgeleri birer kümelenmeye dayalı yüksek teknoloji üretim merkezi ve ihracat merkezi ve teknoloji seralarına dönüştürmeyi hedefliyoruz. Planı hazırlarken de tüm Bakanlık ve STK'larla istişare halinde yola çıktık” açıklamasını yaptı. " ‘İhracat Ana Planı’mızla ihracatçılarımız için ‘Akıllı İhracat Platformu’ kuruyoruz” haberini hatırlatan Pekcan, çevrimiçi B2B ofislerinden müşterilerle firmaların buluşmalarının sağlandığını

ifade etti. Pekcan, "Blokzincir uygulamalarını dış ticaretin her alanında yürürlüğe koyuyoruz. e-İhracat stratejimizle başta KOBİ’lerimiz olmak üzere ihracatçılarımızı dünyaya açıyoruz. ‘Destek Yönetim Sistemi’yle firmalarımızın devlet desteklerinden hızlı ve etkin yararlanmalarını sağlıyoruz. Dijitalleşen gümrüklerde hızlı, kolay ve güvenli uygulamalarımızı yaparak ihracatçımızın işlemlerinde hem zaman hem maddi kazanç sağlıyoruz” dedi. Veri Analitiği Mükemmeliyet Merkezi kuracakları bilgisini veren Pekcan, Türkiye'nin iç ve dış

ticaretteki bütün verilerinin, ulaşılabilir ve güvenli bir şekilde bu merkezde toplanacağını aktardı ve bütün ihracatçı firmalar için bir dijital kimlik yaratıp onları daha yakından tanıyarak sadece onlara özel çözümler üretecek bir sistem oluşturulacağını vurgulayarak, ‘Akıllı İhracat Platformu’ üzerinden ihracatçı ve potansiyel ihracatçıların, satmak istediği ürünün yurt dışındaki potansiyel alıcılarının iletişim bilgilerine de ulaşabileceklerini dile getirdi. Bu platform içerisinde firmalara 7 gün 24 saat hizmet verecek bir ‘chatbot’un da yer alacağını söyleyen Pekcan, "Dijitalleşme çalışmalarımızın

bir boyutu da; dış ticaret işlemleriyle örtüştüğünü düşündüğümüz blokzincir teknolojisi. Dünyada çok yeni bir uygulama. Türkiye'de de kamuda bunu ilk uygulayan bakanlık biziz" bilgisini verdi. ‘e-İhracat Stratejisi Eylem Planı’ ile KOBİ’lerin e-İhracata yönlendirilmesinin sağlanacağını ve e-İhracatçı sayısının artırılacağını dile getiren Pekcan, gümrük işlemlerinin sınır ötesi e-Ticaret ihtiyaçları çerçevesinde geliştirileceğini söyledi ve sanal fuarlarla dijital ortam ve dış ticaretin fuarcılık boyutunu da 1 yıl süreyle bir araya getirmeyi hedeflediklerini aktardı.


4

BThaber

E-TOPLUM

9 - 15 EYLÜL 2019

258 KOBİ’ye 71.5 milyon TL dijitalleşme desteği sağlanacak oluşturacak” değerlendirmesini yaptı.

Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, KOSGEB’in ‘İmalat Sanayinde Dijitalleşme’ temalı çağrısının sonuçlarını açıkladı. Bakan Varank, akıllı dijital teknolojileri geliştiren veya akıllı dijital teknolojileri imalat süreçlerinde kullanan 258 KOBİ’ye 71.5 milyon

TL dijitalleşme desteği sağlayacaklarını söyledi. Varank, bu tutarın 50.5 milyon TL’sinin geri ödemesiz olarak verileceğinin altını çizerek, “Dijitalleşmenin getireceği rekabet avantajı, uyum kabiliyeti, esneklik ve verimlilik kazançları, üretimde yapısal dönüşüm hedefimize ulaşmada önemli bir kaldıraç etkisi

Açık kaynak kodlu yazılımları içeren proje başvurularına da öncelik verildi Mart ayında çıkılan KOBİGEL – KOBİ Gelişim Destek Programı’nın ‘İmalat Sanayinde Dijitalleşme’ başlıklı çağrısı hem yerli teknoloji geliştiricisi KOBİ’leri hem de üretimini dijitalleştirmek isteyen KOBİ’leri kapsıyordu. Programın amacı; özgün yerli teknolojilerin ağırlıkta olduğu bir dijitalleşme için, teknoloji geliştiren KOBİ envanterini genişletmek ve KOBİ’lerin dijitalleştirilmiş iş süreçlerini artırmak olarak belirlenmişti. Bu çerçevede; büyük verinin kullanımı, nesnelerin interneti, akıllı sensör teknolojileri, otonom robot teknolojileri, yapay zekâ ve siber güvenlik alanları çağrı kapsamına alındı. Ayrıca açık

kaynak kodlu yazılımları içeren proje başvurularına da öncelik verildi. İki aşamalı değerlendirme sürecinin ardından destek almaya hak kazanan işletmeler belli oldu. KOBİ'lere yönelik ilk defa bu alanda verilecek desteğin sonuçlarını, Bakan Varank kamuoyu ile paylaştı. Varank, program kapsamında, bin 742 projenin başvurusunun kabul edildiğini anımsatarak “Çağrıyı açıkladığımızda, beklentilerimizin çok üzerinde bir taleple karşılaştık. Aslında bu durum imalat sanayinde faaliyet gösteren KOBİ’lerimizin dijitalleşme konusundaki istek ve farkındalığını gösteriyor. Başlangıç için iyi bir bazımız var, önemli olan bu bazı çok daha yukarı seviyelere taşıyabilmek ve imalat sanayinde faaliyet gösteren KOBİ’lerimizde teknolojik sıçramayı gerçekleştirebilmek” şeklinde konuştu.

STM, Tarım ve Orman Bakanlığı ile protokole imza attı STM, yerli uydu teknolojilerinin kamu ihtiyaçlarına yönelik kullanılması hususunda Tarım ve Orman Bakanlığı ile önemli bir protokole imza attı. İş birliği protokolü kapsamında; Türkiye’nin ilk yüksek çözünürlüklü mikro uydusu olarak STM tarafından geliştirilen LAGARİ’nin sağladığı görüntüler, Bakanlık tarım uygulamaları için kullanılacak. Tarım ve Orman Bakanlığı Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü (TAGEM) ile STM arasında 26 Ağustos tarihinde imzalanan iş birliği protokolü; yerli uydu teknolojileri ve savunma sanayi

yetkinliklerinin sivil kamu ihtiyaçları doğrultusunda kullanımı hususunda önemli bir adım teşkil ediyor. 2020 yılında fırlatılacak olan LAGARİ vasıtasıyla, kamu kurumlarının optik görüntü ihtiyaçlarının karşılanması planlanıyor. Bu iş birliği aynı zamanda savunma sanayinde geliştirilen belirli teknolojilerin tarım uygulamalarında kullanılmasına da zemin hazırlıyor. Uydu görüntüleri, tarım stratejileri ve Ar-Ge faaliyetleri adına önem taşıyor İmza töreninde konuşan STM Genel Müdürü Murat İkinci;

“STM olarak teknoloji geliştirme gayretlerimizi ülkemizde daha önce örneği olmayan alanlarda yoğunlaştırıyoruz. Ağırlıklı olarak kendi öz kaynaklarımızla yerli bir ürün olarak geliştirdiğimiz LAGARİ, sahip olduğu özellikler ile önemli bir altyapı kazanımı sağlıyor. Alçak irtifa yörüngede görev yapacak olan LAGARİ, pek çok farklı alandaki ihtiyaç için maliyet etkin ve yüksek performanslı bir çözüm sunuyor. İmzaladığımız protokol sayesinde; uydu platformumuzun kamuya hizmet edecek olmasından dolayı gururluyuz. Ülkemiz için fayda sağlayacak yenilikçi teknolojiler geliştirmeye devam edeceğiz”

açıklamasını yaptı. Tarım ve Orman Bakanlığı Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürü Özkan Kayacan; “Bakanlık olarak tarımsal, ekolojik ve Ar-Ge faaliyetlerimizi sürdürülebilir kılmak için çalışırken yeni teknolojilerle altyapımızı geliştirmemiz gerektiğinin bilinciyle hareket ediyoruz. Uydu görüntüleri de bugün özellikle tarım stratejileri ve Ar-Ge faaliyetleri adına önem taşıyor. STM’nin yerli imkânlarla geliştirdiği milli bir uydu sistemini ülkemizin geleceğine hizmet edecek amaçlar doğrultusunda kullanacak olmaktan dolayı mutluluk duyuyoruz” şeklinde konuştu.



6

E-TOPLUM

BThaber

Edip Emil Öymen edip.oymen@outlook.com

9 - 15 EYLÜL 2019

Yapay zekâ, “akıllı” mı?

Şanghay’da 29 Ağustos’ta Dünya Yapay Zekâ Konferansı (WAIC) sırasında Jack Ma (Alibaba) ile Elon Musk (Tesla v.d.) 45 dakika süren ruhsuz, donuk, ilham vermeyen, zorlama bir “sohbet” (!?) yaptılar. (https://bit.ly/32jLuI6) Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Antonio Guterres’in geçen yıl oluşturduğu BM Dijital İşbirliği Yüksek Düzey Paneli adlı uluslararası komisyonun eş-başkanı Jack Ma (öbürü, Bill Gates’in eşi Melinda) ile, Mars’a uzay aracı yollamak için yenilikçilikte

devrim yapan, yerin altında/ üstünde hızlı ulaşım için mühendisliği zorlayan, e-otomobil vizyoneri Elon Musk’ın birlikte oldukları bir ortamda renkli fikirler uçuşmalı, gerçek bir sohbet olmalıydı. Olmadı. Hele Elon Musk, oraya sanki zorla oturtulmuş, fikirsiz, neyi nasıl söyleyeceğini bilemeyen, bildiğini anlatamayan, sürekli kem-küm, tereddüt, kekelemeyle tam bir iletişim faciasıydı. Jack Ma ise yetersiz yabancı dili İngilizce ile, fikirlerini aktarmakta zorlansa da daha “anlaşılır” şeyler söyledi. Temel mesajı, şu oldu: “Bilgisayar becerikli/ zeki olabilir ama insan daha akıllıdır. Bilgisayarınki bilgiye yaslanır, insanınki tecrübeye, bilgeliğe… Bu nedenle makineler insanların yerine geçemez. Onları insan yarattı. Sen, insan yaratan makine gördün mü?” Elon Musk’ın cevabı: “Haa…Kesinlikle

katılmıyorum.” [İşte bu noktada, Boğaziçi Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Dekanı Prof.Dr.Levent Akın’ı anmalı: “Robotların dünyayı yönetmesi, bizim ne kadar aptal olacağımıza bağlı.” (Hürriyet,21.07.19)] Jack Ma ise Elon Musk’ın Mars’a gitme fikrine katılmadı: “Mars’a gitmek isteyen, senin gibi kahramanlara ihtiyacımız var. Ama, Dünya’nın

sorunlarına çare arayan bizim gibi kahramanlara da burada ihtiyacımız var.” Yapay zekânın, insanı satranç ve benzer oyunlarda “yenmesi” hakkında Jack Ma, “Bu oyunlar, insanlar arasında oynanırsa anlamı olur. İnsan, icat ettiği bir makine ile neden yarışıyor? İki bilgisayar birbiri ile bu oyunları oynayıp mücadele etmeli” diyerek karşı görüş getirdi…

Reklamı influencer’a yaptırınız kalma yoğunluğu ise yüzde 87 daha fazla… Ama aynı reklam Facebook’ta gösterildiğinde duygu yoğunluğu sadece yüzde 64 arttığı halde, bellekteki yoğunluğu yüzde 182. YouTube, içlerinde en geride: Duygusal yoğunluk yüzde 28 artmış, bellekte ise yoğunluk artışı yüzde 73.

İngiltere’de 18 – 65 yaş grubunda yapılan bir araştırmaya göre, özellikle sosyal medyada tüketiciyi etkileme kapasitesi yüksek kişilerin (influencer) rol aldıkları reklamların etkisi, influencer olmayan “normal” oyuncuların rol aldıkları reklamlara göre çok daha etkili bulundu. İngiliz pazarlama şirketi Whalar, “bizim buralarda zaten bildiğimiz” bu durumu, işin içine beyin dalgalarını ölçerek, nöroloji ve deneysel psikoloji katarak “Influencer’in Bilimselliği” (The Science of Influencer) başlıklı bir raporla sundu. (https://bit.ly/2LaF9rj) Araştırmanın metodolojisi: Instagram, Facebook, YouTube kullanan, Instagram’da 5 binden az

takipçisi olan 187 kişiye televizyon, Facebook, YouTube ve Instagram’da reklamlar gösterildi. Bu işlem sırasında “Steady-state topography” (SST) yöntemiyle beyin faaliyeti izlendi. Bu yöntem, beyin dalgalarını ölçen EEG’nin daha gelişkini. Örneğin, şimdi artık “eski bilgi” sayılan bir deneyde, ekranda 1.5 saniye veya daha fazla duran ve beynin ön-sol

bölümünde elektriksel faaliyeti artıran bir reklam¬ içeriğinin, akılda (bellekte) daha uzun süre saklandığı gösterilmişti. (https://bit.ly/2Ls2FAu)

Demek ki: Reklamlarda influencer kullanmak, reklamın akılda kalması için meğerse şartmış! Bütün sorun, “kimin, nasıl” influencer sayılacağı? Henüz, “bu” sorunun yanıtını bulan olmadı.

Araştırmanın temel sonucu: Influencer’ın sunduğu reklam, televizyonda gösterildiği zaman “duygusal yoğunluk” bakımından, “normal” reklama göre yüzde 277 daha fazla etki yapıyor. Bellekte

Hatta, “ben influencer’im” diye ortalıkta dolaşanların pek çoğunun hile, sahtecilik, yalan gibi “popüler çağdaş” yöntemlerle şirketlere ekonomik kriz yaşattıklarına dair yeni araştırmalar var.


BThaber

BİLİŞİM DÜNYASI

9 - 15 EYLÜL 2019

7

Stratejilerin temelinde yeni nesil teknolojiler ve hizmet var Dijital dönüşüm ve Endüstri 4.0 şirketlerin yanı sıra teknoloji sağlayıcısı firmaları da dönüşüme zorluyor. Techdata, bu yoldaki adımlarını hızlı atıyor. Yeni gelişen teknolojiler ile birlikte kurum ve şirketlerde yaşanan dijital dönüşüm, teknoloji Ayhan Sevgi sağlayıcısı şirketleri de dönüşüme zorluyor. Özellikle kanalda yer alan şirketlerin, artık sadece ürün ve çözüm satmak yerine hizmetleri de ön plana çıkarması gerekiyor. Türkiye’nin en büyük dağıtıcıları arasında yer alan Techdata da bu gelişmeler doğrultusunda kendine yeni hedef ve stratejiler belirledi. Techdata’nın yeni Genel Müdürü Behçet Yumrukçallı, bu konuda sorularımızı yanıtladı. Son dönemlerde kanalın öneminin arttığını görüyoruz. Dağıtım kanalı nasıl bir gelişim süreci geçiriyor? Üreticiler, ulaşamadıkları orta katman ya da farklı sektörlerdeki müşterilere, kanal üzerinden ulaşmak istiyor. Bu onlar açısından ölçülebilirliği artırıyor. Bu noktadan hareketle, Techdata artık ürünler için sadece finansal veya lojistik desteği veren bir şirketten ziyade, üreticilerin temsilcisi gibi çalışıyor. Bu noktada katma değerli çözümler oluşturabilmek önemli. Kanaldaki firmalar, kendi demo ortamlarını kuramayabilir ya da ilgili konuda teknik eleman yetiştirme lüksüne sahip olamayabilir. Techdata olarak tüm bu görevleri üstleniyoruz. Bu durum hem üreticiler hem de iş ortakları için önemli bir avantaj sağlıyor. Techdata olarak, katma değerli distribütör kültürünü bünyemize çok ciddi şekilde katmış durumdayız. Tabii ki diğer distribütörler de bu tür aksiyonlar almaya başladılar, ama bizim hala birkaç adım önde olduğumuzu düşünüyorum. Bu noktada, Techdata’nın ortaklık yapısı sizi nasıl etkiliyor? Küresel bir şirket olmanın avantajını yaşıyoruz. Techdata’nın

know – how’ını ve diğer ülkelerde yaşadığı başarı hikayelerini buraya taşıyabiliyoruz. Bu arada Sanko’nun ciddi oranda bir ortaklığı var ve bu da bize yerel bir şirket gibi davranabilme avantajı kazandırıyor. Amerika’yı yeniden keşfetmiyoruz. Zaten yapılmış olan, yapılmakta olan çeşitli işbirlikleri, stratejiler var. Biz onların benzerlerini Türkiye’ye uygun bir şekilde burada gerçekleştirmeye çalışıyoruz. O da bize ekstra bir güç sağlıyor. Kadro olarak çok ciddi şekilde teknik tarafa yatırım yapıyor, hatta pazardaki en kalifiye elemanlara sahip olmaya çalışıyoruz.

kullanabilme şansımız. Yavaş yavaş bu taraflara yatırım yapmaya başladık.

Öncelikleriniz neler olacak? Küreselde de Türkiye’de de bulut, IoT, analitik, güvenlik ve servis tarafına odaklanıyoruz. Biz aslında klasik bir distribütör gibi sadece finansal ve lojistik konularına değil, gerçekten bu alanlara da yatırım yapıyoruz. Yakında açıklayacağımız bir anlaşma kapsamında IoT için gerekli olan sensörleri de Türkiye’ye getirip dağıtımını yapmaya başlıyoruz. Bu o kadar geniş bir alan ki farklı sektörlerde çeşit çeşit sensörlere ihtiyaç duyuluyor.

Yazılımlar buluta, altyapılar veri merkezlerine kayıyor. Bu yeni ortamda kanaldaki firmalar dönüşümü neye göre yapsınlar? Hem yurtiçi hem de yurtdışında kurumlarda profesyonel hizmetlerin öne çıktığını görüyoruz. Örneğin; bulut tarafında Amazon Web Services’in Türkiye’deki distribütörüyüz. Bir iş ortağının bulut üzerinden hizmet alıp satması ile bir ürün alıp satması arasında çok büyük fark yok. Ama ürünler arası cirolarla tabii ki son derece farklı. Burada farkı yaratacak olan ise bir iş ortağının, bulut servislerini verirken yanında profesyonel hizmetler de verebilmesi. Nedir bu profesyonel hizmetler, kendi ortamı ile bulut arasında entegrasyon sağlayabilmesi, veri akışı ya da bulutta oluşan verilerin üzerinde analitik yapabilmesi için bu verilerin bir yerde toplanması, akıllı hale getirilmesi. Tüm bunlar iş ortağı için katma değerli hizmetler. Tek başına gidip bir bulut hizmeti satması da o şirketleri yaşatmayacaktır. Kesinlikle üzerinde katma değerli hizmetleri dahil edip, gerçek kazancını oradan sağlaması gerekecek. Bu son derece net. Aynı şekilde analitik, IoT diyoruz, ama IoT de sağa sola sensör yerleştirmekle olacak iş değil.

Yazılım, sunucu, altyapı gibi ürünleri satan bayileri burada nasıl dönüştüreceksiniz? Ya da yeni bir kanal yapısı daha mı oluşacak? Bunu dönüştürmek çok kolay değil aslında. Var olan ekosistemi buna dönüştürmenin yanı sıra, o ekosistemde doğan, bu teknolojiler için yaratılmış yeni bayileri ekosistem içerisinde oluşturmamız gerekiyor. Yurtdışındaki örneklerini de takip ediyoruz. Artık yurtdışında bunlar için oluşturulmuş çok ciddi ekipler, yurtdışında bir projeyi uçtan uca tamamlayabilecek, bu konuda uzman arkadaşlarımız var. Türkiye için böyle bir yapılanmaya gidilmedi, ama en büyük avantajımız globaldeki kaynakları da gerektiğinde Türkiye’de

Ama yine de mevcut kanalın da dijital dönüşüm için kendini geliştirmesi veya dönüştürmesi gerekmiyor mu? Kanalda yeni bir konsolidasyon dönemi mi yaşanacak? Olabilir, bunların içerisinde dönüşümü gerçekleştirebilecek iş ortakları kesinlikle olacaktır. Belli bir noktadan sonra iş yapış şekilleri değişecek, bazı şirketler çözüm oluşturamamaya başlayacak. Dönüşüm yapabilenler hayatta kalacak.

Techdata Genel Müdürü Behçet Yumrukçallı Bunun bulutla entegrasyonunu sağlayacak, orada oluşan verileri bir araya getirip analitik yapacak. Yapay zeka tarafında ciddi analitik yapan, çok da başarılı yeni şirketler doğmaya başladı. Bunlar aslında fark yaratıyor. Geleceklerinin de daha parlak olduğunu düşünüyorum. Bizim know how’ımızdan yararlanarak bazı iş ortakları daha hızlı bu alana geçiş sağlayabilirler. Techdata bu alanda önemli bir vizyona sahip. Bizi farklı kılan özelliklerden bir tanesi olan eğitim tarafına çok önem veriyoruz. Kanala, iş ortaklarına yönelik çok ciddi eğitim programlarımız var. Üç alanda sertifikalı eğitim merkeziyiz aynı zamanda. Biz hem iş ortaklarımıza hem de son kullanıcılara eğitim veriyoruz. Bu eğitimler iş ortaklarının kabiliyetlerini artırmalarını, kendi başlarına da iş yapabilmelerini ve daha çok para kazanmalarını sağlıyor. Bu yeni gelişmeler gelirlerinizi ne kadar yansıyor? Şu an için cirosal anlamda etkileri düşük. Fakat buralara yatırım yapmak zorundayız. Biz ne kadar pozisyon alırsak, bu alanlar canlandığı zaman biz o kadar adım önde olacağız. Uzun vadede de bunlar üzerine yatırım yapmamızın sebebi bu aslında. Eğitim ve destek tarafındaki çalışmalarımızı daha da artıracağız.


8

BThaber

GÖRÜŞ

TEKNO-POLİTİK

9 - 15 EYLÜL 2019

KÜRESEL GARTNER 2019 “HYPE CYCLE”I AÇIKLADI: YENİ TEKNOLOJİLERİN SON DURUMU yayımladılar (https:// gtnr.it/2MPuKEG).

OSMAN COŞKUNOĞLU ocoskunoglu@gmail.com twitter.com/osmancoskunoglu facebook.com/osman.coskunoglu www.coskunoglu.org medium.com/osman-coskunoglu

Yeni bir teknoloji ortaya çıkınca, yüzeysel ve magazinsel yaklaşımlar sonucu, yavaş yavaş bir sihirli değnek olma beklentileri (hype) tırmanır. Üzerinde sürekli – anlamlı, anlamsız – konuşulur. Sonra, o teknoloji ile ilgili somut bilgiler, uygulama ortamının durumu gibi gerçekler yavaş yavaş ortaya çıkınca, “hype” tırmanmsı düşüşe geçer. (Ülkemizde bu noktada artık o teknoloji bir kenara bırakılır, yeni bir “sihirli değnek” arayışı ve sohbeti başlar; ama, teknolojiyi ciddiye alan politikaların ve uygulamaların olduğu ülkede süreç devam eder). Düşüş dibe vurunca, ortalıkta o teknoloji ile ilgili yüzeysel laf edenler çekilir ve gerçek bilgiye dayalı “aydınlanma” dönemi başlar. Aydınlanma ile birlikte gerçekçi beklentiler oluşur ve sonunda üretken uygulama dönemi başlar. İşte bu süreci saygın araştırma kuruluşu Gartner “hype cycle” olarak adlandırır ve her yıl, gündemdeki teknolojilerin “hype cycle” üzerinde nerede olduğunu yayımlar. Geçtiğimiz ay 2019 tahminlerini

Öne Çıkan 5 Trend Gartner’ın ele aldığı 29 teknoloji, 5 trendi gösteriyor. Hissetme (sensing) ve mobilite Mobilitesi yüksek ve etrafındaki nesneleri gözlemleyip manipüle edebilen teknolojiler. Temelde, yapay zeka (YZ) ile sensör teknolojilerindeki gelişmeler sonucu oluşan bir trend: Hafif kargo taşıyan (havada veya yerde) dronelar, artırılmış sanal gerçeklik içeren bulut, uçan otonom araçlar, ileri düzey otonom araçlar, 3D sensing kamera. Artırılmış (augmented) insan Giderek sağlık, zeka ve kas gücü artırılmış “süperinsan” yaratabilecek teknolojiler: biyoçip, artırılmış zeka, duygulu YZ, akıllı ve kapsayıcı (immersive) yaşam ve iş alanları, biyoteknoloji (yapay insan dokusu dahil). Post-klasik bilgisayar ve iletişim Bildik bilgisayar ve iletişim teknolojileri ikili (0-1) bitler üzerine inşa edilmiştir. Post-klasik bilgisayar – kuantum bilgisayar – ve iletişim – 5G – ise tamamen yeni bir mimari kullanıyor. Bu trendi gösteren teknolojiler: 5G, yeni nesil hafıza, alçak yörünge uyduları, nano ölçekli 3D baskı.

Dijital ekosistemler Kuruluşlar, insanlar ve nesneler arasındaki bağlantıların dijital platform üzerinden gerçekleşmesini sağlayan teknolojiler: Bilgi diyagramları, sentetik veri, ademimerkezi ağ, ademimerkezi otonom organizasyonlar, DigitalOps (dinamik öğrenme ve optimizasyon mekanizmalarını da içeren, operasyonları dijital ortamda gerçekleştirme merkezi, http://bit.ly/32l0qFW). İleri YZ ve analitik Verilerin otonom veya yarı-otonom incelenmesini sağlayan sofistike algoritmaların oluşturduğu ileri analitiğin YZ içinde kullanılmasını sağlayan teknolojiler: Adaptif makine öğrenmesi, Edge YZ, Edge analitik, şeffaf (kendini açıklayan) YZ, öğrenmeyi transfer, GAN (generative advanced learning), AI PaaS, diyagram (graph) analitiği. (Edge YZ ve Edge analitik: Nesnelerin interneti ağının uç noktalarında kullanılabilen YZ ve analitik.) 2018 ile bir karşılaştırma 2018 ile 2019 “hype cycle” şekillerini karşılaştırınca, özellikle üç teknolojinin durumunu dikkat çekici buldum: akıllı kumaş (smart fabric)

ve artırılmış gerçeklik (augmented reality) artık “Aydınlanma” aşamasına geçmiş, 5G bu yıl beklentilerin zirvesine ulaşmış ve bundan sonra artık düşüşe geçer. Trendleri karşılaştırırsak, 2018 yılında teknolojilerin durumu, Gartner’a göre şu beş trendi gösteriyor (https://gtnr. it/2lzcBOY): (1) YZ’nin demokratikleşmesi: Yeni teknolojiler artık YZ’nin kitlelere yayılmasını sağlıyor. (Buna Gartner “demokratikleşme” demiş?! Bence, YZ’nin nasıl gelişip

uygulanacağını belirleyen güçler içinde sivil toplum etkin olabilirse demokratikleşme kavramı uygun olur.) (2) Ekosistemin dijitalleşmesi: 2019 yılında da devam ediyor. (3) Biyohacking: 2019 yılında da Artırılmış İnsan trendi ile gelişerek devam ediyor. (4) Şeffaf ve kapsayıcı (immersive) yaşam ve çalışma alanları: 2019 yılında Artırılmış İnsan trendini belirleyen teknolojilerden birisi. (5) Hazır ve nazır (ubiquitous) teknolojiler: Özellikle 5G, kuantum bilgisayar, derin sinir ağları gibi teknolojilerin yarattığı trend.


BThaber

BİLİŞİM DÜNYASI

9 - 15 EYLÜL 2019

9

Kobil, mPower ile AB’nin veri güvenliğine talip oldu

Kobil Yönetim Kurulu Başkanı İsmet Koyun

KOBİL’in Yönetim Kurulu Başkanı İsmet Koyun, “AB’nin Amerika ve Çinli teknoloji şirketlerine karşı hamlesi güvenlik alanında da yeni bir açılım gerektiriyor. Bu ihtiyacı 8 yıl önce öngörerek, 50 milyon dolarlık yatırım ile mPower platformu için çalışmaya başladık ve yakın zamanda hayata geçirdik. Bu çözüm ile Avrupalı şirketlerin kuracağı dijital platformların güvenliğini sağlayacağız” dedi.

bu kapsamda 100 milyar dolar yatırımla Avrupa Gelecek Fonu kurmayı amaçlıyor. AB’nin bu hamlesinin, oyunun kurallarını da değiştireceğini belirten İsmet Koyun, “Amerikalı ve Çinli şirketlerin iletişim platformlarının etkisi ölçülemez boyutlara ulaştı. Bu da güvenlik kaygılarını yükselişe geçirdi. Yerine her ne uygulama gelirse gelsin ana amaç veri güvenliğini korumak olmalı” yorumunu yaptı.

Avrupa Birliği’nin (AB) kurmayı planladığı Avrupa Gelecek Fonu, Almanya merkezli dijital güvenlik firması Kobil'in gündemine girdi. Toplam 50 ülkede 150 bankanın güvenlik uygulamalarını yürüten

ABD’nin ticaret savaşları politikası ve dev Amerikan şirketlerinin yanında Çinli teknoloji şirketlerine karşı yeni önlemler almayı planlayan AB,

AB’nin Avrupalı şirketleri fonlamak için attığı bu adımın, veri güvenliğinin de sadece kişisel boyutta değil, ulusal ve kıtasal boyutta bir tehdit

oluşturduğunu kanıtladığına dikkat çeken Koyun’a göre, kişisel verilerin öneminin anlaşılması çok önemli. Koyun, 2011’den beri üzerinde çalıştıkları mPower platformu için toplam 50 milyon dolarlık yatırım yaptıklarını belirterek, ”mPower, veriyi Facebook ya da Google gibi şirketlerle paylaşmak yerine, kuruluşların kendi ekosistemlerini oluşturmalarına imkan veriyor. Böylece benzeri olmayan bir platform ortaya çıkardık. Hedefimiz; Avrupalı şirketlerin ABD’nin dev şirketleri ile rekabet edebilecek yeni dijital platformlarının güvenliğini sağlamak” bilgisini verdi.

Masaüstü yönetiminde önemli entegrasyon Citrix Systems’ten yeni bir DaaS (desktop as a service) ile masaüstlerini hızlı ve kolay bir şekilde sunabilecek olan çalışanlar, diledikleri zaman ve yerden diledikleri şekilde, verimli çalışabilecek. Bu kapsamda Citrix, şirket ölçeğine ve BT yetkinliklerine bağlı olmaksızın, Windows tabanlı uygulamaları ve masaüstlerini bütünleşik biçimde buluttan cihazlara sağlayabilmesine olanak tanıyan, bulutta barındırılan Citrix® Managed Desktops

yapısını sunacak. Citrix iş ortaklarından oluşan ekosistemle yürütülen işbirliği kapsamındaki anahtar teslim Citrix Managed Desktops hizmeti, Windows masaüstü ve uygulamalarını basit ve hızlı, aynı zamanda güvenli bir şekilde sunmaya dayanıyor. Böylece BT yöneticileri kaynaklara güvenli erişim sağlamak için sözleşmeli veya dönemsel çalışanlar gibi dahili ve harici kullanıcılara masaüstlerini hızlı bir şekilde sağlayabilir. Sanal masaüstlerini

birleşme veya satın alma sonucunda oluşan yeni kullanıcı girişleri gibi değişen taleplere yanıt verecek şekilde hızla yeniden ölçeklendirebilir. Azure’da barındırılan sanal masaüstlerini şirket içindeki Active Directory ve diğer kurumsal kaynaklarla kolayca entegre edebilir. Uygulama ve masaüstlerinin son kullanıcılara en yakın konumda olmasını sağlayarak, performansı ve kullanıcı deneyimini optimize etmek için farklı bölgelerdeki iş yüklerini verimli biçimde

devreye alabilir ve yönetebilir. Yerleşik çok kullanıcılı yönetime dayalı bir kullanıcı arabirimi kullanan Citrix iş ortakları da doğrudan Citrix Managed Desktops üzerinde özelleştirilmiş hizmetler geliştirerek, dikey pazarlar genelinde katma değer yaratabilecek. Citrix Managed Desktops’un aylık veya dönemlik olarak satın alınabilecek olması ise sürekli değişen iş ihtiyaçlarına uyum ve maliyetleri kontrol altında tutmak adına esneklik demek.

İşlemciye destek yetkin yapay zekadan geliyor Huawei; dünyanın en güçlü yapay zeka (AI) işlemcisi Ascend 910'u ve tüm senaryolar için AI hesaplama sistemi olan MindSpore'u duyurdu. Huawei CEO’su Eric Xu’ya göre, Ascend 910 ve MindSpore ürünleri, Huawei'nin AI stratejisinde yeni bir aşamaya işaret ediyor. Ascend 910; güçlü performansı ve diğer AI işlemcilerinden daha fazla olan hesaplama

gücüyle öne çıkarken, MindSpore ise 2020'nin ilk çeyreğinde açık kaynak kodlu hale gelecek. Ascend 910, Huawei'nin Ascend-Max yonga setleri serisine ait yeni bir AI işlemci. Tüm senaryolarda AI uygulamaları için uygulama ve içerik geliştirmeyi destekleyen bir AI bilgi işlem sistemi olan MindSpore yapısında gizlilik koruması da üst seviyede. Bu da

farklı dağıtım gereksinimlerini kolayca yerine getirmesini sağlıyor. MindSpore, verilerin kendisini işlemiyor. Böylece özel kullanıcı verileri de senaryolar arası ortamlarda bile etkili biçimde korunabiliyor. MindSpore ayrıca modellerin güvenilir olmasını sağlamak için yerleşik model koruma teknolojisine sahip. MindSpore AI mimarisi, tüm senaryolara

uyarlanabilir yapısının yanı sıra, tüm cihazlar ve bulut ortamları arasında işbirliği sağlıyor. AI Algoritması ise geliştiricilerin AI uygulamalarını kolayca ve hızla geliştirmelerini sağlıyor. Huawei'nin AI portföyü; genel bulut, özel bulut, uç bilgisayar kullanımı, IoT endüstri cihazları ve tüketici cihazları dahil olmak üzere tüm dağıtım senaryolarını kapsıyor.


BThaber

10 BİLİŞİM DÜNYASI

9 - 15 EYLÜL 2019

Bilgi birikimi dünyaya açılacak! 2018 yılının ardından, 2019’da da önemli yatırımlara imza atan GlassHouse, CoreToEdge satın alması sonrası yurtdışı açılım çalışmalarına hız vermeyi hedefliyor. Handan Aybars Türkiye ve BT pazarı açısından belirsizlikle geçen 2019 yılında şirket olarak 2018’de yapılan yatırımların meyvelerini toplamaya odaklanan GlassHouse, 2018’de iş sürekliliği teknolojilerine yatırım yaptı, personel sayısını artırdı, sanallaştırma alanına yatırımlarla VMware Enterprise partner olarak ‘hyperconverged’ altyapı pazarında konumunu güçlendirdi. GlassHouse Genel Müdürü Alp Bağrıaçık, “Ankara’daki veri merkezimizde Disaster Recovery as a Service, Back Up as a Service, Monitoring as a Service ve Infrastructure as a Service gibi bulut hizmetleri vermeye başladık” derken, bu çalışmalar sonucunda Dell EMC Cloud Service Provider Programı’na katıldıklarını vurguladı. 2019 boyunca VMware altyapıları, veri yedekliliği ve iş sürekliliği çözümleri alanlarında müşterilere destek olunurken, SAP ortamlarında da destek hedefiyle 2 Mayıs 2019 tarihinde, 2013 yılından beri SAP’nin servis ortağı olarak hizmet veren CoreToEdge satın alındı. Çalışma alanını genişleten bu satın alma ile GlassHouse çatısı altında ve GlassHouse markası ile işletmelerin kendi ortamlarında ya da GlassHouse Cloud üzerinde SAP altyapılarına da katma değerli hizmetler sunulacak. “Bu yönüyle 2019, aynen 2018 gibi bir yatırım senesi” yorumunu yapan Bağrıaçık, ekledi: “Satın alma ile aramıza katılan CoreToEdge ekibini takımımıza entegre etmek, iş süreçlerini birleştirmek istiyoruz. Bu sürece iyi hazırlandığımızı ve entegrasyonun Eylül ayı itibari ile biteceğini düşünüyoruz. Eylül’de yapacağımız ana lansmandan sonra amacımız; müşterilerimizin GlassHouse Cloud’a geçişini hızlandırmak olacak.” 2019 önceliklerinden bir diğeri de yurtdışı açılımı yapmak. “2020 senesinde BT bilgimizi civar ülkelere ihraç etmek hedefimiz” diyen Alp Bağrıaçık ile kurumsal stratejilerini konuştuk:

CoreToEdge nasıl bir hedefle satın alındı? Bu satın alma size neler katacak? CoreToEdge, 2013 yılında 14 yıllık SAP altyapı deneyimine sahip bir ekip tarafından kuruldu ve yegane odağı SAP altyapıları ile bulut teknolojileri. Kurulduğu günden beri CoreToEdge, gerek ulusal gerekse uluslararası birçok firmaya butik proje çözümleri sunmanın yanında, SAP müşterilerine bakım desteği vermekte. Bu hizmetlerini, işletmelerin kendi ortamlarında, Microsoft Azure bulut ortamında ve artık GlassHouse Cloud üzerinde sunmakta. 5 kişi olarak başlayan CoreToEdge yolculuğu, 2019 başından beri yüzde 75’i SAP HANA sertifikalı 25 kişiye ulaştı. CoreToEdge’i kurulduğu günden itibaren, şirketlerin SAP HANA yolculukları için en uygun ortamın bulut olduğuna inanan bir ekip ve 2019 itibari ile 50’nin üzerinde yerli ve dünya markasının SAP ortamlarını buluta taşımış durumda. Bu satın alma ile CoreToEdge ekibinin yetkinliklerini GlassHouse bünyesine katmış olduk. GlassHouse, Dell EMC Cloud Service Provider olarak artık müşterilerine Disaster Recovery as a Service, Back Up as a Service, Monitoring as a Service ve Infrastructure as a Service gibi bulut hizmetlerinin yanında SAP ve SAP Hana as a Service çözümlerini de sunacak. GlassHouse modelinde GlassHouse Cloud hem Türkiye’de kendi kurduğumuz Tier 4-ready bulut ortamını hem de Microsoft Azure gibi ortaklarımız tarafından sağlanan ortamları kapsayacak. Yeni satın almalar da gündeminizde mi? Eğer öyleyse, hangi öncelik ve hedeflerle? Ocak 2018’den Haziran 2019’a kadar organik büyüme ve satın almalarla iki kat büyüdük. Bu agresif büyümemize devam edeceğiz ve satın almalar da bu stratejimizin bir parçası. Satın

almalarımızdaki önceliğimiz; uygulama katmanı ile altyapı katmanını birleştiren, yüksek katma değerli mühendislik firmaları olacak. Amacımız; hedef müşteri kitlemize hem kendi bulutlarından hem de GlassHouse Cloud’dan servis vermek olacak. Veri yedekleme ve analitik, iş sürekliliği gibi alanlarda nasıl bir değişim var? Veri yedekleme ve iş sürekliliği pazarında üç önemli değişim görüyoruz. Birincisi; müşteriler artık özellikle iş sürekliliği alanında buluta kaymaya başladılar. İkincisi; çözümlerin yazılım ve donanımları birleştiren appliance’lar ile piyasaya sürülmesi. Üçüncüsü ise odağın veri yedeklemeden, yedeklenen verinin geri getirilmesine kayması. Kısacası; güncel teknolojiler başarılı bir şekilde yedek alınmasını garanti ediyor. Ancak, büyüyen veri miktarı, özellikle de veri tabanları yedekten geri dönmeye çalışan müşterilere zorluklar çıkartıyor. Bu durumda müşteriler geri dönmekte kendilerine zaman kazandıran çözümlere yöneliyorlar. Kurumsal bakış açısında bu değişimler nasıl bir yatırım stratejisini gerekli kılıyor? Müşterilerimizin dijitalleşme yolculuğunda bulutun ana faktör olacağını öngörüyoruz. Veri yedekleme ve iş sürekliliği pazarı da, sanal altyapı pazarı da, SAP pazarı da buluta geçişten etkilenecek. Bu bulut bazen müşterilerin kendi ortamlarında, bazen GlassHouse’un Türkiye’deki Tier 4 ortamında, bazen de global ortaklarımızın ortamlarında yer alacak. Kısacası; GlassHouse’un iş modelinde, bulut bir yer değil, bir operasyon modeli ve iş yapış şekli. Yatırım stratejimiz müşterilerimizin dijital yolculuklarına eşlik etmemizi sağlayacak bulut teknolojilere yatırım yapmak.

GlassHouse Genel Müdürü Alp Bağrıaçık Peki ya bu konuda kurumsal farkındalık? Türkiye pazarında buluta geçiş artık bir gerçek ve gittikçe hızlanacak. GlassHouse’un CoreToEdge’i satın aldığı 2 Mayıs’tan Haziran ayına kadar yarım düzine müşterimizi GlassHouse Cloud ortamına taşıdık ve daha lansmanımızı bile yapmadık. Özellikle Disaster Recovery ve SAP müşterilerinin bizi kullanarak buluta geçme konusunda çok istekli olduklarını görüyoruz. Yurtdışı stratejiniz ve bu alanda hedefleriniz hakkında bilgi verir misiniz? GlassHouse’un 45 kişilik bir mühendislik kadrosu var. Bizim müşterilere kattığımız değer müşterilerimizin iş süreçlerini destekleyen SAP, Oracle veya ana bankacılılık yazılımları ile altyapı katmanlarının beraber nasıl çalışması gerektiğini anlamamız. Yakın bölgemizde de aynı anda altyapı ile uygulama katmanlarında teknik değer katan firmaların az olduğunu görüyoruz. Burada gördüğümüz pazar açığını kapatmak için çevre ülkelerde yatırım planları yaptık ve kısa süre içerisinde bu alanda da haberlerimiz olacağını umuyoruz.


BThaber

5G'ye Geri Sayımda Dünyanın ve Türkiye'nin Hazırlık Seviyesi

9 - 15 EYLÜL 2019

DOSYA:

www.bthaber.com.tr

Handan Aybars

Bu devrin en iyilerini 5G belirleyecek! Bağlantı gücü ve kesintisizliği bireysel ve kurumsal hayatın da vazgeçilmezi halini aldı. Bu güç, hız ve kesintisizlik doğal olarak inovasyonların da artmasını sağlıyor. Ama hızın daha da artması şart ve bu yolda her ülke 5G odaklı çalışmalara imza atıyor. Bu çalışmalar, esasında önceki süreçlerde hakim olan tekil adımlar yerine, bu sefer ekosistem gücüyle hayat buluyor. Yani tek bir şirket veya STEM eğitiminde dünyayı imrendiren bir üniversite değil, küresel bazda kamu-özel sektör-eğitimgirişimciler gibi paydaşlar yazılım ve donanım üretiminden, 5G’yi temel alan mimarilerin geliştirilmesine, yeni iş alanları ve iş yapış

biçimlerine kadar birçok başlıkta birlikte çalışıyor. Eskiden silahı olan ve bombasını atan savaşı kazanırdı. Bugün ise küresel ‘aşağıdakiler-yukarıdakiler’ sıralamasını 5G yetkinlikleri belirleyecek. 5G altyapısı ve üzerinde koştuğu güçlü fiber mimarisi, reel sektörde hız, IoT yetkinliği ve sensörlerle kurulu bireysel ve kurumsal hayatta devleşen M2M yapısı, iletişim hızı ile artan veriden gerçek zamanlı kararlar, hatta proaktif öneriler almak için yararlanmak ve iş zekasından veri depolamaya farklı BT başlıklarında yenilikler bizleri bekliyor…


12 DOSYA

5G'ye Geri Sayımda Dünyanın ve Türkiye'nin Hazırlık Seviyesi

BThaber 9 - 15 EYLÜL 2019

YERLİ ÜRÜN VE ÇÖZÜMLERLE 5G’DE 'İLK' OLMAK HEDEFLENİYOR kazmak, büyük yatırımlar yapmak zorunda kalmayacağını söyledi. “Fiber kablolarla evinize yakın belirli bir bölgeye ulaşacak yüksek hızlı internet bağlantısı, evinizdeki 5G kablosuz modemle kolayca kullanılabilecek” detayını paylaşan Turnacı, “5G, kendisinden önceki mobil nesil teknolojileri gibi elbette hız ve kapasitede çok yüksek artışlar vaat ediyor.

MOBİSAD Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Kemal Turnacı 5G temelde üç özelliği ile öne çıkıyor: Daha hızlı veri transferi, düşük gecikme süresi ve tek seferde pek çok farklı cihazı ve sensörü birbirine bağlayabilme becerisi. “Yaklaşık 253 milyon TL yatırımla gerçekleştirilecek 5G sistemleri, tamamen yerli ürün olarak piyasaya çıkacak” bilgisini veren MOBİSAD Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Kemal Turnacı, sistemin Türk Telekom, Vodafone ve Turkcell tarafından da desteklendiğini belirtti. 5G ile fiber internet kullanımının kolaylaşıp yaygınlaşacağına dikkat çeken Mustafa Kemal Turnacı, böylece servis sağlayıcıların da fiber interneti eve ve ofislere ulaştırmak için sokakları

Özellikle IoT cihazlar ve M2M teknolojilerinin gelişmesi milyarlarca cihazın olduğu bir dünya demek. Örneğin; 1 kilometrekare alan içinde 1 milyon cihazın sorun yaşamadan veri alıp gönderebilmesi ancak 5G ile mümkün olacak” örneğini verdi. Dünyanın en hızlı internetine sahip Güney Kore, 4G yerine 5G’ye ağırlık veriyor ve Turnacı’nın verdiği bilgiye göre, ülke geçen yıl bu alana 1.5 milyar dolarlık yatırım yaptı. AB ise 2020’de devreye girecek sistem için 8 milyar dolarlık yatırım planlıyor. 5G’nin 4G’ye kıyasla bin kat daha hızlı olması bekleniyor ve Turnacı’nın dikkat çektiği gibi, IoT ile birlikte artacak cihaz sayısı ve gereken bant genişliğine sadece 5G cevap verebilecek. “Bilgisayar, tablet ve cep telefonu gibi cihazlardaki işletim sistemleri tarihe karışacak” yorumunu yapan Turnacı, ekledi: “Cihazlar işletim sistemi dahil tüm bilgileri bulut bilişim üzerinden alacak. İnternette hız sorunu ortadan kalkacak.” 5G ile ilgili Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ile birlikte Haberleşme Teknolojileri Kümelenmesi çatısı altında 17 firma, yabancı ürüne gerek kalmayacak şekilde tüm iletişim sistemlerini yerli ürün olarak piyasaya çıkarmak

üzere güçlerini birleştirdi. TÜBİTAK’ın da desteğiyle imzalar atıldı. “Bakanlığımız, 5G’yi dünyada ilk kullanan ülke olmak için çalışmalarını sürdürüyor” diyen Turnacı’ya göre, ülkeler 5G’ye 2022’de geçmeyi planlıyor. “Biz ise 2020’de 5G hizmetini topluma sunmayı planlıyoruz. 5G dediğimiz zaman daha hızlı, yüksek kapasiteli hızda internet ve iletişim hizmeti ve daha çok sektöre hizmet verme imkanı gündeme geliyor” beklentisini dile getiren Turnacı’nın belirttiği gibi, telekom sektörü bu gelişmeler ile birlikte çok farklı iş alanlarına ve ürünlere hizmet eder hale gelecek. Bunu da Türkiye’deki operatörler destekleyecek. Böylece operatörlerin satış kanalları da tüketicilere daha farklı ürünleri sunabilir yetkinliğe ulaşacak. Turnacı, beklentilerini şöyle detaylandırdı: “5G ile internet hızı, makineler arası iletişim ve tüketicilerin veri üzerindeki hakimiyeti gibi başlıklarda değişiklikler, otonom arabalardan akıllı şehirlere ve sanal mağaza deneyimlerine dek pek çok farklı alanda 5G’den faydalanabilmek gündeme gelecek. 5G, kırsal kesimlere daha hızlı internet tedariki anlamına gelebilir. 4G’den önce hiç kimsenin 5G’nin ne denli büyük bir devrim olabileceği konusunda öngörüsü yoktu. Şimdi ise bu teknolojinin bağlantılı cihazlar, dev veriden beslenen giyilebilir teknolojiler, şoförsüz araçlar ve gelişmiş VR/AR imkanlarıyla nasıl olabileceğini hayal edebiliyoruz. 2021 itibarıyla tahmini 29 milyar bağlantılı cihaz kullanımda olacak. Network’e bağlanmaya ihtiyaç duymadan kullanılabilecek pek çok makine hayatımıza girecek.”


BThaber 9 - 15 EYLÜL 2019

5G'ye Geri Sayımda Dünyanın ve Türkiye'nin Hazırlık Seviyesi

DOSYA 13

ÜLKE BAZINDA GÜCÜN TEMEL KRİTERİ 5G OLACAK 5G küresel arenada ciddi bir rekabet unsuru olacak. Bu konuda önde olan ve standartları belirleyen ülkelerin gelecek dönemde söz sahibi olup geleceği şekillendirecek güce ulaşacakları aşikâr ve 5G’nin her ülkede eş zamanlı olarak hayata geçemeyecek olması bu alandaki rekabeti kızıştırıyor. “Şu an dünyada 5G frekanslarını kullanıma sunanların, gelecek dönemde kendi dönüşümlerini şekillendirmeye çalışan ülkeler olduğunu görüyoruz” tespitini paylaşan Turkcell Şebeke Teknolojilerinden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Gediz Sezgin’e göre, bu alanda iddialı olabilmek için yerli ve milli teknolojilerle ekipman geliştirilmesinin önünü açmak, ekonominin kaynaklarını etkin kullanmaya olanak tanıyacak yöntemlerle ortak fiber altyapısının hayata geçirilmesi önemli. 5G’de spektrumlar tahsis edilirken de yatırımı teşvik edecek bir yöntemle ilerlenmesi gerektiğini hatırlatan Gediz Sezgin, 5G ile yeni bir dönemin başlayacağı dünyada bu konuda hızlı davranıp söz sahibi olmak hedeflerimizden biri olmalı. Sektördeki tüm paydaşların el birliğiyle Türkiye’nin kazandığı bir formül bulması da şart. Japonya, Finlandiya, Çin gibi ülkeler frekansları sembolik bedellerle operatörlere tahsis ediyor ya da etmek için çalışıyor. Avrupa’da hayata geçen Endüstri 4.0 uygulamaları, Amerika’da sunulmaya başlanan Sabit Kablosuz Erişim Hizmeti, 5G’nin iş modeline dönüşen önemli uygulamaları. Bu bilgileri veren Gediz Sezgin, ekledi: “2024 yılına kadar dünyada 1.9 milyar abone ve dünya popülasyonunu yüzde 22’sinin 5G kullanması bekleniyor.

Aynı yıl 5G şebekelerinin küresel mobil trafiğinin yüzde 35’ini taşıyacağı belirtiliyor. Bu rakamları, çok ciddi bir büyüklüğün hızla 5G’ye doğru dönüşeceğinin göstergesi.” 5G’nin en temel şartı fiber altyapı. Milyonlarca cihazın ya da nesnenin aynı anda internete yüksek hızda bağlanması için yaygın fiber altyapı ve 5G teknolojisine ihtiyacımız var. “5G, Türkiye’nin Endüstri 4.0 dönüşümünü başarıp dünyanın ilk 10 ekonomisi arasına girebilmesi için kritik öneme sahip” yorumunu yapan Gediz Sezgin, şöyle devam etti: “5G’de Türkiye’nin söz sahibi olması için çalışmalarımızı sürdürüyoruz. 5G alanında yerli teknolojilerin geliştirilebilmesi için oluşturulan girişimlerde bir taraftan HTK (Haberleşme Teknolojileri Kümelenmesi) ile “Uçtan Uca Yerli ve Milli 5G”, diğer taraftan ULAK ile “5G Yeni Radyo Baz İstasyonu (gNodeB) Geliştirilmesi” projelerinde çalışıyoruz. 5G radyo erişim şebekesiyle ilgili olarak yerli üretici ve üniversitelerle devam eden TÜBİTAK destekli projemiz de bulunuyor. Uluslararası kuruluşlarla da 5G alanında çalışmalar yürütüyoruz. NGMN (Next Generation Mobile Networks), ITU, GSMA, 3GPP gibi kuruluşların etkin üyesiyiz. NGMN kuruluşunda ülkemizi temsil eden tek operatörüz ve NGMN adına dünyada 5G testlerinin yapılmasına liderlik ediyoruz. 5G’nin temelde üç katma değeri var. İlki çok yüksek hız ve 5G, 10-20 Gibabit hızları sağlayacak. İkincisi gecikme süresi ve şu anda 20-30 milisaniye seviyesinde olan gecikme süreleri, 5G’yle 1 milisaniyelere inecek. Üçüncüsü nesnelerin

Turkcell Şebeke Teknolojilerinden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Gediz Sezgin internetine katacağı değer. 5G sayesinde nesneler artık internete sürekli ve kesintisiz bağlı olacak. Yapay zeka, sanal gerçeklik, artırılmış gerçeklik uygulamaları artık hayatımızda daha çok yer alacak. Yani 5G önce kablosuz haberleşme sektörünü değiştirecek ardından enerji, imalat, sağlık, otomotiv, ulaştırma ve finans gibi tüm dikey sektörleri şekillendirecek. 5G’nin doğru iş modeli ile pozitif ekonomik katkıya dönüşeceği açıktır. Sadece yeni teknolojinin sağladığı ekonomik katkı değil, bu iş modelinin geleneksel yöntemlerle yapılmasından sağlanan tasarruf da katkı hanesine yazılacak. Özellikle yerli ve milli ürün geliştirme motivasyonunun 5G teknolojisi ile hayata geçeceği bu çok önemli projelerin, ülkemiz adına lokomotif ekonomi adımları olacağını söyleyebiliriz.”


BThaber

14 DOSYA

9 - 15 EYLÜL 2019

İLK OLAN KAZANIR!

Zyxel Türkiye Head of Channel Tuğba Şişik Sadece telekomünikasyonda değil, 5. nesil iletişim ile IoT alanında da bir devrim yaşanması bekleniyor. 5G’nin akıllı şehirlerden otonom araçlara ve uzaktan sağlık hizmetlerine kadar birçok alanda etkisini göreceğiz. 5G, bu yönüyle birçok yeni iş uygulamasının geliştirilmesine olanak tanıyacak. “5G ile hız 10.000 mbps seviyelerine çıkacak ve yeni iş modelleri gelişecek. BT ve iletişim gelirleri en az 100 kat artacak ve operatörlerde katma değerli hizmetler öne çıkacak. Küresel mobil veri trafiği ayda 100 Exabyte’ı geçecek. IoT uygulamalarının hızlı büyümesine imkan tanınacak ve telekom operatörleri de milenyum kuşağını memnun etmeye odaklanacak” beklentilerini sıralayan Zyxel Türkiye Head of Channel Tuğba Şişik, önemli küresel detaylara ve Türkiye odaklı beklentilerini şu sözlerle dikkat çekti: “ABD’de Başkan Trump’a sunulan rapor, 5G’ye geçen ilk ülke olmadığı takdirde, ABD’nin politik, ekonomik ve askeri liderliği Çin’e kaptıracağı yönünde idi. Bu nedenle 5G geçiş süreci ülkeler için önemli. Halihazırda dünya genelinde yeni ürün geliştirme ve dijital dönüşüm cephesinde hummalı bir çalışma var. Ülkemizde ise aynı paralellikle birçok kurum ve şirket bu alanda

çalışmalar yürütüyor. Örneğin BTK; bu konuda öncülük rolünü üstlendi ve kamu kurumları, üniversiteler, teknokentler, operatörler ve teknoloji firmalarını bir araya getirerek, mevcut ve gelecek teknolojilerle ilgili bu tür konuları tartışmak ve ülkemizin vizyonunu ortaya koymak üzere 5GTR Forum’u kurdu. Ülkemizde 5G yapılanması ve dikey sektörlerde kullanımı için öngörülerin derlendiği “5G ve Ötesi” adında bir beyaz kitap da hazırladı. 5G süreci kapsamında Türkiye’de oldukça yerinde adımlar atılıyor. Global ve yerel firmalar bu geçişe beraber hazırlanıyor. Tüm bu senaryonun temelinde kablolu ve kablosuz ağ teknolojileri var. Dünya genelinde 650 Ar-Ge çalışanımız var ve gelirlerimizin yüzde 10’unu Ar-Ge fonuna ayırıyoruz. Ar-Ge ekibimiz uzun süredir 5G alanında çalışmalar yürütmekte. Pazara sunacağımız yeni 5G ürünlerimiz ile her zaman zaman olduğu gibi yüksek hız ve maksimum bağlantı kalitesi sunacağız. En yeni teknolojileri destekleyen yeni nesil FG NR router’larımız da optimum hız demek. Maksimum bağlantı kalitesi sunan ürünlerimiz sene sonuna doğru pazarda olacak. İlk etapta NR7101 5G dış mekan yönlendiricilerimizi piyasaya sürmeyi planlıyoruz.”


SEKTÖRÜNDE ERP GELECEK canias İLE ŞEKİLLENECEK 30 yıllık ERP tecrübemiz ile onlarca sektörde olduğu gibi OTOMOTİV sektörünün de ihtiyaçlarını çok iyi biliyoruz. ENDÜSTRİ 4.0 çağını yakalamanız için geleceğin teknolojisini üretiyoruz. Advertising & Promotion · Automotive · Aviation & Defense · Building · Chemicals & Paint · Cooling & Heating · Construction Materials · Education · Electronics · Energy · Food · Furniture & Wood Processing · Geology · Glass Processing · Import & Export · Jewelry · Leather · Logistics · Machinery & Industrial Automation · Medical · Metal · Mining · Packaging · Plastic · Retail · Service & Maintenance · Textile & Garment · Tourism

Detaylı bilgi için: www.caniaserp.com /caniasERP


BThaber

16 DOSYA

9 - 15 EYLÜL 2019

5G İÇİN UÇTAN UCA MİMARİ İNŞA EDİLİR! ve birkaç baz istasyonu ile entegre ederek küçük bir haberleşme şebekesi kurduk. 2018 başında başlayan “Uçtan Uca Yerli ve Milli 5G Projesi”nde de 5G Çekirdek Şebeke, IMS (IP Multimedia Subsystem) şebekesi, görev-kritik sistem üretimi yanında makro baz istasyon yazılım geliştirmeleri konusunda da sorumluluklar aldık” dedi.

i2i Bilişim Kurucu Ortağı, Strateji ve Mimari Departman Direktörü Osman Meral Özellikle telekom tecrübesi olan, telekom iş destek sistemleri (BSS) alanında yurtiçi ve yurtdışı sistem geliştirme ve entegrasyon projeleri üstlenmiş bir ekip tarafından 2007’de kurulan bir İTÜ ARI Teknokent firması olan i2i Bilişim, ayrıca enerji ve finans alanlarında da faaliyet gösteren bir yazılım şirketi. İTÜ ARI Teknokent, YTÜ Davutpaşa Teknopark ve Teknopark İstanbul olmak üzere İstanbul’da üç lokasyonda çalışmalar yürüttüklerini belirten i2i Bilişim Kurucu Ortağı, Strateji ve Mimari Departman Direktörü Osman Meral’in verdiği bilgiye göre, BSS alanında geliştirilen birçok ürün ve sistem, halihazırda portföyde yer alırken, bunlar yurtiçi ve yurtdışı mobil operatörler tarafından da kullanılıyor. i2i Bilişim’in 2014’te aldığı stratejik bir kararla, İş Destek Sistem’lerinde var olan tecrübesini çekirdek şebeke (core network) ve radyo yazılım alanlarına da taşımaya başladığı bilgisini veren Osman Meral, “2016’da İTÜ işbirliği ile İTÜ Maslak kampüsü içerisinde “İTÜCell” projesini, burada i2i Bilişim olarak ‘EPC’ dediğimiz 4G çekirdek şebeke yazılımını geliştirdik

Bu proje, Haberleşme Teknolojileri Kümelenmesi (HTK) tarafından projelendirilirken, TÜBİTAK, BTK, OSTIM, üniversiteler ve üç GSM operatörü tarafından da desteklendi. “Projedeki çalışmalar meyvelerini vermeye başladı. Türkiye’nin ilk ve tek milli 5G çekirdek şebeke sistemi ile çift yönlü 5G veri haberleşmesinin yanı sıra, geliştirdiğimiz IMS sistemi ile ses haberleşmesi de (Vo5G) sağlandı” bilgisini veren Osman Meral, şöyle devam etti: “Görev-kritik bas konuş sistemini de temel seviyede geliştirdik ve ilk demomuzu yaptık. Yakın zamanda, i2i Bilişim ve proje paydaş şirketlerimizle beraber geliştirdiğimiz, Türkiye’nin ilk 5G yeni radyo ürünü ile, 5G baz istasyonumuz da hazır olacak ve 5G cep telefonu ile ilk yerli 5G sinyalleşmesine başlayacağız. Bugüne kadar TÜBİTAK ve KOSGEB projelerinde yer aldık ve almaya devam ediyoruz. Kısa vadede OCS (Online Charging System) ürünümüz konusunda çalışmalara devam etmek, 5G çekirdek şebeke, IMS ve 5G yeni radyodaki çalışmalarımızı da ürünleştirmek hedefimiz. Uzun vadede bu ürün yelpazemiz ile uluslararası arenada tanınan bir Türk şirketi olmak, yaptığımız ve yapacağımız yerli işbirlikleri ile bir mobil operatörü uçtan uca kurabilecek seviyeye gelmek istiyoruz.”


İstanbul'da bir teknoloji şöleni:

TBD Başkanı Rahmi Aktepe söz alarak, hükümetten beklentileri­ ni dile getirdiler. TBD 14. Bilişim Kurultayı ise Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı'nda, 3-6 Eylül 1997 tarihlerinde yapıldı. TBD ve Tübisad Başkan­ ları yaptıkları konuşmalarda bili­ şim topluluğunun bu önemli bu­ luşmasının her yıl giderek büyü­ düğüne dikkat çektiler.

(Sayfa 2-12)

Microsoft'un yeni genel 1-4 Eylül 1997'de Tüyap Beylikdüzü Fuar ve Kongre Merkezi'nde yapılan Bilişim'97 Bilgi ve İletişim Teknolojileri Fuarı, sek­ töre olan ilginin en önemli gös­ tergesi olarak kabul edilecek bir isimle, Başbakan Mesut Yılmaz ile açıldı. Konuşmasında 8 yıllık eğitim kapsamındaki bilgisayar eğitimine verdikleri önemi vur­ gulayan Yılmaz, kamuda da BT kullanımının yaygınlaştırılacağını

EVRENSEL

MERNİS'te pilot uygulama Yaklaşık 20 yıllık bir geç­

A K I N EVREN

Eğitime bilgisayar desteği... Hükümet değişikliği ile birlikte sihirli bir sözcük en yetkili ağızlardan başlayarak basın­ da gazete sütunlarını, televizyon programlarını dolaşmaya başladı. "Bilgisayar Destekli Eğitim" Hükümet yetkililerinin söylediklerinden ilk anlayabildiklerimiz, ilk ve orta öğretimde bilgi­ sayar kullanımının ve bilgisayar okuryazarlığı­ nın sağlanmasının amaçlandığı. (Devamı 2. sayfada)

söyledi. Yılmaz, "Bilgi teknoloji­ lerinin kullanımı özel sektörde başladı; kamuda da yaygınlaştı. Bu gelişim kamuda da işleyişi dinamikleştirecektir. Bununla ilgili altyapı çalışmalarına devam edi­ yoruz" dedi. Yılmaz'ın ardından Tübisad Başkanı Babür Kireç ve

yon

sağlanan

mişi olan MERNİS projesinin

MERNİS projesiyle ilgili, geç­ tiğimiz günlerde İçişleri Ba­

çalışmalar başlatıldı. İçişleri

kanı Murat Başesgioğlu, yap­

Bakanlığı Nüfus ve Vatan­

tığı açıklamada merkezi bil­

daşlık İşleri Genel Müdürlü­

gisayar sisteminin yenilene­

ğü

yürütülen

ceğini, pilot bölge uygula­

MERNİS'te 1998 yılında pilot

masının yapılacağı 8 ilçeye

uygulamanın

bilgisayar sisteminin kurula­

başlayacağı

öğrenildi.

re Berkin, Ekim ayında yeni görev yeri Dubai'ye gidiyor. Emre Berkin'den boşalacak olan Genel Mü­ dürlük görevine ise merkezi Ameri­ ka'da bulunan Novasoft'un Başkanı Süreyya Ciliv atandı.

E T

cağını, taşradaki nüfus kayıt­

Projeyle ilgili olarak yazı­

lan ile bilgisayar kayıtlannın

lım ve donanım ihalesinin

karşılaştırılarak güncelleşme­

1998 yılının Mart ayı içerisin­

nin

de

vatandaşlara kimlik numara­

yapılması

Bir süre önce Microsoft Ortadoğu ve Türkiye Genel Müdürü olan Em­

H A İ T R F A A T UH B

dolar kredi

bitirilmesi için bir kez daha

tarafından

müdürü Süreyya Ciliv

öngörülüyor.

Dünya Bankası'ndan 5.5 mil­

sağlanmasından

sonra

sının verileceğini söyledi.

Bu sayının tüm sayfalarına www.bthaber.com.tr'den ulaşabilirsiniz.


18 KARİYER

BThaber 9 - 15 EYLÜL 2019

Araştırma ve pazarlamanın deneyimli ismi artık Netoloji’de Netoloji Yazılım’ın Pazarlama Müdürü, sektörü yakından tanıyan bir isim olan Esra Koç oldu. Esra Koç, Özel Ortadoğu Lisesi’nden mezun olduktan sonra eğitim hayatına İstanbul Teknik Üniversitesi Jeofizik Mühendisliği Bölümü’nde devam etti. 2000 yılında İnterpromedya Pazar Araştırma Merkezi’nde bilişim sektörüne adım atan Esra Koç, bu kapsamda sırasıyla Proje Sorumlusu, İş Geliştirme ve Satış Sorumlusu ve Araştırma Grup Müdürlüğü görevlerini yürüttü. 2014 – 2019 yılları arasında M2S Araştırma ve Pazarlama Hizmetleri şirketinde Pazarlama Hizmetleri ve Araştırma Müdürü olarak bilişim sektöründeki birçok kuruluş için projeler yürüten Esra Koç, Temmuz 2019 itibariyle Netoloji Yazılım’ın Pazarlama Müdürü olarak göreve başladı. Esra Koç, bu görevi kapsamında Netoloji’nin tüm yurtiçi ve yurtdışı pazarlama çalışmalarından sorumlu olacak.

Yazılımcılar yarışmak için buluşuyor

Commencis’te üst düzey atama

Commencis’in Yazılım Geliştirme Grup Yöneticiliği görevini Murat Özkan üstlendi. Şirkete Temmuz 2019’da katılan Özkan, farklı projelerde ürün geliştirme ve ürün yönetimi alanlarında çalışırken, yurtdışı projelerde yer alacak Commencis yazılım mühendisliği ekibinin genişlemesine de katkıda bulunacak. 1995 yılında Boğaziçi Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği Bölümü’nden mezun olan ve profesyonel iş hayatına SFS Proje ve Takım Müdürü olarak başlayan Murat Özkan, bu görevinin ardından program direktörü

olarak Tradesoft’ta çalıştı. 2000’de Tradesoft’tan ayrılarak Bizitek’in kurucu ortakları arasında yer alan Özkan, 2009 yılına kadar Bizitek’te Kurucu Ortak ve Genel Müdür Yardımcılığı rolünü üstlendi. 2009’da Ericsson’un Bizitek’i satın almasının ardından 2019 yılına kadar Ericsson Türkiye’de sırasıyla CRM Ortadoğu Kuzey Doğu Afrika Bölge Müdürü ve Global Ürün Geliştirme Grubu Yöneticisi olarak görev yapan Özkan, bu görevlerinde farklı ülkelerde gerçekleştirilen projelerde geniş bir ekibe liderlik etti.

Yeni yapılanma, yeni görevlendirmeleri getirdi sahibinden.com, bu yıl üçüncüsünü düzenleyeceği dev. akademi Yazılım Maratonu ile geleceğin yazılımcılarını keşfetmeye hazırlanıyor. 19 Ekim 2019’da sahiplex’te gerçekleşecek maraton, geleceğin sahibinden.com Yazılım Ekibi'nde yer almaya aday, başarılı genç yazılımcıları bir araya getirecek. Genç yazılımcıların, belirli bir süre içinde kendilerine verilen görevleri yerine getirmeye çalışacakları bu maraton için başvurular https://devakademi. sahibinden.com web sitesi üzerinden yapılabilecek. sahibinden.com’un kariyer geliştirme programı dev. akademi kapsamında, başarılı 5 genç yetenek, sahibinden. com yazılım ekibinde tam zamanlı çalışma ve para ödülü hakkı kazanacak. sahibinden.com Mühendislik ve Ürün Geliştirmeden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Akif Arsoy; “Önümüzdeki yıllarda da dev.akademi programımızla yetenekli gençlere iş hayatlarında yazılım alanında hızlı bir başlangıç yapabilecekleri, uluslararası geçerliliği olan nitelikli bir tecrübe kazanabilecekleri ortam sunmaya devam edeceğiz” dedi.

Alen Wu

Brian Shen

Akıllı telefon markası OPPO’da, küresel pazarlardaki entegre gelişimi desteklemek ve hizmet yetkinliğini artırmak adına yeni bir organizasyon yapılanmasına gidildi. Bu kapsamda yapılan değişiklikle Global Satış ve Global Pazarlama İş Birimleri kuruldu. Daha önce Başkan Yardımcısı ve Uluslararası İş Başkanı olan Alen Wu, Başkan

Yardımcısı ve Global Satış Başkanı olarak atandı. Daha önce Başkan Yardımcısı ve Çin Pazarı Başkanı olan Brian Shen ise Başkan Yardımcısı ve Global Pazarlama Başkanı görevine getirildi. Hem Wu hem de Shen, OPPO CEO'su Tony Chen'e rapor verecek. Alen Wu, Mayıs 2018’den bu yana OPPO’da Uluslararası İş Başkanlığı görevini yürütüyordu. Brian Shen ise Çin Pazarı Başkanı olarak, Mayıs 2018’den bu yana OPPO’nun Çin’deki konumunu geliştirmesine önderlik yaparken, birçok küresel marka işbirliğini de içeren çeşitli yenilikçi pazarlama kampanyalarına öncülük etti.


Mevcut Ticari veya ERP Programınızla E nte gra s yo n

Entegre Yönetim Finans ve Nakit Akışı Fatura, İrsaliye, E-Fatura Stok, Depo, Lojistik Satınalma Yönetimi Müşteri, Teradikçi, Taşeron Sözleşme Yönetimi

CRM Pazarlama - Satış Servis - İş Yönetimi İK Özlük, İşe Alım Tekrarlanan Gelir ve Gider Aksiyon, Toplantı, Görev Dashboards: CEO, CFO, CPO

www.PirCloud.com Bayilik başvuruları için: ysmbulut.com/partner

Projeler Proje Bütçe Yönetimi Puantaj, Hakediş Yönetimi Proje İş Programı Proje Süreç Yönetimi Proje Günlük İşlemler


20 KARİYER

BThaber 9 - 15 EYLÜL 2019

Şirketler, İK’nın eğitimi için para harcamaktan çekinmiyor Öte yandan, her bir çalışan da yılda yaklaşık 33,5 saatini, yani 3,5 gününü kurumsal eğitimlere ayırıyor. Yeterli kurumsal eğitimin alınmaması çalışanları mutsuz ederken, müşteri memnuniyetinin azalmasına neden olabiliyor. London School of Economics’in (LSE) 73 ülkeden 1,8 milyon çalışanın verilerini analiz ederek hazırladığı rapora göre; mutlu çalışanlar, daha üretken olup işten ayrılmayı düşünmezken müşteri sadakati ve şirket kârlılığını da artırıyor. Küresel bazda birçok şirket, çalışanlarının gelişimine destek adına her yıl yaklaşık 500 milyar doların üzerinde kurumsal eğitim harcaması yapıyor. Şirket başına ortalama eğitim bütçesi 2,5 milyon TL olan Türkiye’de ise şirketler, çalışanlarına kişi başı 462 TL eğitim bütçesi ayırıyor. Yurtdışında ise bu rakam, çalışan başına ortalama bin dolara kadar ulaşıyor.

Türkiye Eğitim ve Gelişim Platformu Derneği (TEGEP) tarafından yayınlanan Kurumsal Eğitim Araştırması verilerine göre, Türkiye’deki kurumsal şirketlerin eğitim ve gelişim birimlerinde, ortalama 13 kişi çalışıyor. Eğitimlerin yaklaşık yüzde 35’inin kurum içi uzmanlar ya da eğitmenler tarafından geliştirildiği görülüyor. Danışmanlık veya eğitim

şirketleriyle kuruma özel geliştirilen ya da satın alınan eğitimlerin oranı ise yüzde 55. Türkiye’de en çok alınan eğitim çeşitlerinde "liderlik ve kişisel gelişim” ilk sırada. Talep edilen içeriklerin ise yüzde 76'sı yüz yüze eğitim ve etkinliklerden oluşuyor. Bu noktada şirketlerin de alınacak eğitim ve etkinlik hizmetleri için birçok farklı içerik sağlayıcıdan teklif toplaması gerekiyor. Bu ihtiyaca karşılık olarak eğitim sağlayıcıları ve şirketleri bir araya getiren online platform KATALOQ, kurumsal şirketlerin çalışanları için sağladığı her türlü eğitim, etkinlik, konuşmacı ve mekan arayışlarına çözüm buluyor. Kurumsal dünyanın bu alandaki arama motoru olarak tanımlanan KATALOQ, Eylül 2019’da hizmet vermeye başladı.

Etkinlikleriniz ile ilgili bilgileri bthabersirketleri.com/EtkinlikDuyuru adresine girebilirsiniz.

BThaber

ETKİNLİK TAKV!M! E T K İ N L İ K L E R

24 Eylül 2019 BTvizyon Ankara Toplantısı Ankara AYRINTILI BİLGİ: www.bilisimzirvesi.com.tr

6 Şubat 2020

Y U R T İ Ç İ

26 Eylül 2019 BTvizyon Eskişehir Toplantısı Eskişehir AYRINTILI BİLGİ: www.bilisimzirvesi.com.tr

10 Mart 2020

BTvizyon İstanbul Anadolu Toplantısı BTvizyon Gaziantep Toplantısı İstanbul Gaziantep AYRINTILI BİLGİ: AYRINTILI BİLGİ: www.bilisimzirvesi.com.tr www.bilisimzirvesi.com.tr

E T K İ N L İ K L E R 18 Eylül 2019 Mobile Growth Summit Europe Berlin, Almanya AYRINTILI BİLGİ: www.mobilegrowthsummit.com

20 Kasım 2019 Teknoloji Kaptanları 2019 İstanbul Kongre Merkezi AYRINTILI BİLGİ: www.bilisimzirvesi.com.tr

12 Mart 2020 BTvizyon Adana Toplantısı Adana AYRINTILI BİLGİ: www.bilisimzirvesi.com.tr

20-21 Kasım 2019 Bilişim Zirvesi'19 İstanbul Kongre Merkezi AYRINTILI BİLGİ: www.bilisimzirvesi.com.tr

16 Nisan 2020 Teknoloji Platformu 2020 İstanbul AYRINTILI BİLGİ: www.bilisimzirvesi.com.tr

16 Ocak 2020 BTvizyon Bursa Toplantısı Bursa AYRINTILI BİLGİ: www.bilisimzirvesi.com.tr

4 Haziran 2020 BTvizyon Konya 2020 Konya AYRINTILI BİLGİ: www.bilisimzirvesi.com.tr

Y U R T D I Ş I

8-10 Ekim 2019 .NEXT Conference Europe 2019 Kopenhag, Danimarka AYRINTILI BİLGİ: www.nutanix.com/next

8 Ekim 2019 API World 2019 San Jose, ABD AYRINTILI BİLGİ: www.apiworld.co

9 Ekim 2019 Digital Transformation EXPO Europe ExCeL, Londra AYRINTILI BİLGİ: www.dt-x.io

29 Ekim 2019 World Crypto Conference The Cosmopolitan Las Vegas, ABD AYRINTILI BİLGİ: www.worldcryptocon.com



BThaber

22 MEKTUP

9 - 15 EYLÜL 2019

Tasarruf bir hobi değil, alışkanlık olmalı!

Yeni bir haftadan yine merhaba, Marka sadakati, hangi harfe mensup nesil olursa olsun, giderek azalıyor. Perakende analitiği alanında çalışmalar yürüten REM People bu gerçek ışığında, teknoloji dünyasında tüketicilerin satın alma kararını etkileyen faktörleri paylaşmış. Buna göre, tüketici elektroniği, perakende dünyasında halen müşteri sadakati en yüksek kategori, ama teknoloji meraklıları kullandıkları markaya ortalama 3.5 yıl sadık kalıyor ve mağazalarda deneyimlemeden ürün almak istemiyor. Teknoloji zincirleriyse tüketicileri kendine çekmek için müzik, koku ve tasarımdan faydalanıyor. Genellikle oval ve yuvarlak hatlı teşhir masaları tercih sebebi. Zincir mağazalar teknoloji ürünleri satışında başı çekerken, yaygınlık ve erişilebilirlik açısından da operatör mağazaları, özellikle toplam telefon pazarı içerisinde büyük paya sahip. Tüketici elektroniği ürünlerinde deneyimin satışa etkisi büyük. Yani markalar, ürünlerini mağazada bulundurmakla yetinmeyip, bu ürünlerin etkin şekilde deneyimlenebilmesi için de gerekli ortamı ve atmosferi yaratma çabasında. Özellikle oyun konsolları ve bilgisayar oyunlarında müşteriler tarafından yeterince deneyimlenemeyen yeni bir ürünün satış başarısı elde etmesi ise zor. TV ve müzik sistemleri bölümünde tercih edilen video ve müzikler, mağazadaki ürünün teknolojik yetkinliğini yansıtabilecek içeriklerden, misal

YIL 25 SAYI 1235

doğa odaklı belgesellerden seçiliyor. AR ve VR, alışverişçiyle etkileşime geçen interaktif dijital uygulamalar da gözde. Teknoloji alışverişinden çıkıp yemeğe geçtiğimizde, market alışverişinin kolayca yapılmasını sağlayan istegelsin, İstanbul’un alışveriş haritasını çıkarmış. istegelsin’in veri takibine göre; Kadıköy’de en çok pratik yemek siparişi veriliyor, onu kitap/dergi ve oyuncak/kırtasiye ürünleri takip ediyor. Ümraniye’de ise zeytin, ayçiçek yağı, anne-bebek ürünleri ve evcil hayvan ürünleri tercih ediliyor. Maltepe’de en çok sipariş verilen ürün un ve unlu mamuller. Avrupa Yakası’nda ise en çok siparişin adresi. Sarıyer’de istegelsin kullanıcıları en çok Türk kahvesi, Beşiktaş’ta ise en çok taze meyve sebze siparişi veriyor. Toplamda bin ve üzeri siparişe bakıldığında, mevsim normalleri gereği dilim karpuz başı çekiyormuş. Biricik ilçem Kadıköy dilim karpuz siparişinde açık ara öndeyken, onu Üsküdar izliyor Bir alışveriş bilgisi daha… İnternet üzerinden yapılan alışverişlerde alışveriş tutarı üzerinden para iadesi veren iadeal.com açılmış. Üyelerine internet üzerinden yaptıkları alışverişlerden para iadesi, yeni kazandırdıkları üyelerin alışverişlerinden ise reklam geliri kazandıran İadeAl; birçok kategoride 200’e yakın

www.linkedin.com/groups/BThaber twitter.com/bthaber www.facebook.com/BThaber

Okur Temsilcisi Behçet Envarlı benvarli@tbv.org.tr

adresine gönderebilirsiniz

Vazgeçilmezimiz olan kültürel miras Türk kahvesini OKKA markası ile dünyaya yaymayı misyon edinen Arzum ise Anadolu Kültürel Girişimcilik ile

BThaber Grubu Yayın Koordinatörü Ayhan Sevgi ayhans@bthaber.com.tr

www.bthaber.com

bulten@bthaber.com.tr

Hep alışveriş, ama biraz da tasarruf hele bu devirde fena olmaz. Bankalararası Kart Merkezi (BKM) çatısı altında hayata geçirilen Türkiye’nin ödeme yöntemi TROY, Temmuz 2019 itibarıyla kart adedini geçen yılın aynı dönemine göre 2 katına çıkartıp, 9 milyon adede ulaşmış. Finansal okuryazarlığı artırmak amacıyla da projeler hayata geçiren TROY, bu çerçevede Attila Köksal’ın yanı sıra önemli yazarlar tarafından kaleme alınan “Geleceğe Yatırım-Aileler İçin Tasarruf ve Yatırım Tavsiyeleri” kitabına destek vermiş.

Bilişim Zirvesi Etkinlik Organizasyon Ltd. Şti. adına Sahibi ve Sorumlu Yazıişleri Müdürü Neslihan Aksun neslihana@bthaber.com.tr

9 - 15 EYLÜL 2019

Bültenlerinizi

anlaşmalı markayı buluşturuyor. Para iadesi için iadeal.com’a ücretsiz üye olduktan sonra alışveriş yapmak istenen mağazanın web sitesine iadeal. com üzerindeki bağlantı ile gitmek yeterli. Mağazanın kendi alışveriş sitesinde alışverişi tamamlayınca, marka ile belirlenen oranlardaki para iadesi de iadeal.com hesabında birikiyor. Davet ettiğimiz arkadaşlarımız da İadeAl’a üye olduklarında yaptıkları her alışverişten para iadesi kazanırken, biz de üst limit ya da süre sınırı olmadan reklam geliri kazanabilecekmişiz.

Abone ve Dağıtım

btabone@bthaber.com.tr

Ankara Temsilcisi Sedef Özkan sedefo@bthaber.com.tr

Editör Handan Aybars handana@bthaber.com.tr Görsel Yönetmen Sena Çakıroğlu senac@bthaber.com.tr

Cilt, Baskı, Poşetleme: Uniprint San. ve Tic. A.Ş. - Hadımköy İstanbul Asfaltı Ömerli Köyü İstanbul - Tel 0212-798 28 40. l

Online Editör Ferit Çelik feritc@bthaber.com.tr

işbirliği yapmış. İstanbul silüeti ve saray kültüründen miras ‘latis’ deseniyle özel olarak tasarlanan Arzum OKKA Minio Türk kahvesi makinesi, seçili Anadolu Kültürel Girişimcilik müze mağazalarında satışa sunulmuş. Bizim telve sevdamız bir yana, UNESCO’nun “İnsanlığın Somut Olmayan Kültürel Mirası” listesine de giren Türk kahvesinin böylece müze ziyareti gerçekleştiren turistlerle tanıştırılması ve dünyaya taşınması hedefleniyormuş. Yaşamımızın zorlaştığı durumlarda bizlere kılavuzluk ederek, daha bağımsız hareket etmemize olanak sağlayan rehber köpeklerle ilgili özel bir seçki, 7. Engelsiz Filmler Festivali'nde bizi bekliyor. “Rehber Köpekler” seçkisinde özel olarak eğitilen akıllı dostlarımızın hayatlarımızı nasıl kolaylaştırdığını ve onlarla kurduğumuz bağı anlatan 5 film, ayrıca Rehber Köpekler Derneği ile söyleşi de var. Filmler 7-9 Ekim arasında İstanbul’da Boğaziçi Üniversitesi Sinema Salonu’nda (SineBu), 11-13 Ekim arasında Eskişehir Yunus Emre Kültür Merkezi’nde, 16-20 Ekim arasında Ankara’da Çankaya Belediyesi Çağdaş Sanatlar Merkezi ve Goethe-Institut Ankara’da sinemaseverlerle buluşacak. Hatırlatması benden, Engelsiz Filmler Festivali, bu yıl da tüm gösterimleri ve yan etkinlikleri ücretsiz sunuyor. Detaylar www.engelsizfestival. com sitesinde. Haftaya yine burada buluşalım,

BThaber Genel Müdürü Özlem Unan İş Geliştirme ve Satış Müdürü Abdurrahman Koyuncu Reklam Satış Yönetmenleri Kutay Göçe Çiğdem Şakar Arif Şuekinci Zeynep Gürdal Reklam Rezervasyon Sorumlusu Suzan Bilken Yönetim Yeri: Bilişim Zirvesi Etkinlik Organizasyon Limited Şirketi Örnek Mah. Şehit Cahar Dudayev Cad. Örnek İş Merkezi No:14 Kat:5 34704 Ataşehir İSTANBUL Telefon: (0216) 888 0 596 ISSN 1300-6495

Türkiye’nin en köklü bilişim teknolojileri yayını olan BThaber, 1995 yılından bu yana bilişim ve teknoloji dünyasındaki en son haberleri, yenilikleri ve bilgileri okuyucularına kesintisiz bir şekilde sunmaya devam ediyor. Her hafta yüzde 35’i BT, yüzde 65’i ise finans, otomotiv ve sağlık gibi farklı sektörlerde yer alan şirketlerin ve kamu kurumlarının yöneticilerinden oluşan 7500’ün üzerinde kişiye ulaşmakta ve online platformlar üzerinden her hafta on binlerce kişiye erişim sağlamaktadır.

BThaber kontrollü abonelik sistemiyle dağıtılmaktadır. - Fiyatı 1 Kuruş (KDV dahil) - BThaber, 5187 sayılı Basın Kanunu’nun 2/f maddesi hükmü gereği ‘yerel süreli yayın’dır.


%30 DAHA FAZLA VERİME VAR MISINIZ? Skysens IoT Platformu, endüstriye özel olarak geliştirilen kablosuz

iletişim teknolojisiyle üretim alanınızdaki verileri anlık olarak analiz eder ve verimlilik kaybına neden olan sebepleri anında tespit etmenizi sağlar. Değişikliklerden anında haberdar olmanızı sağlayan mobil uygulaması ile Skysens IoT Platformu, üretim verimliliğinde

%30’a kadar artış sağlar.

Üretim Süresi Analizi

Üretim Sayısı Takibi

Makine ve Hat Performans Analizi

Toplam Ekipman Verimliliği (OEE) Analizi

Boşta Bekleme Süresi Analizi

Enerji Tüketimi Analizi


WEEKLY INFORMATION TECHNOLOGY AND ECONOMY NEWSPAPER

‘Master Export Plan’ aims at global transformation with informatics and artificial intelligence The Minister of Commerce Ruhsar Pekcan announced the ‘Master Export Plan’ on August, 29th. Pekcan recalled that the 11th Development Plan covering the years 20192023 was implemented with an understanding that stable growth was based on exports and while preparing the Master Export Plan, taking into account the Development Plan targets, they stated that they aimed to export 226.6 billion USD. Minister Pekcan pointed out that the main goal is to follow the trade wars and technological transformations in the world closely and to exceed this target in her speech. Pekcan stated that: “Within the scope of the plan we formed; we aim for a sustainable export approach. As a result of meticulous efforts carried out by our Ministry with the participation of relevant stakeholders, we selected 17 target countries. These countries respectively are USA, Brazil, China, Ethiopia, Morocco, South Africa, South Korea, India, Iraq, the UK, Japan, Kenya, Malaysia, Mexico, Uzbekistan, Russia and Chile. In addition, we selected 5 target sectors: machinery, automotive, electric&electronics, chemical and food industries.” The goal is to increase the weight of ‘high technology’ industrial products in our exports Via “Specialized Free Zones”, our goal is to increase our high technology products export share in Turkey from

3.5% to 5%, said Pekcan and added: “Our basic targets are to increase the technological composition and the added value of our export activities and improve. ‘Master Export Plan’ has been prepared by taking into account the global trends, the target product, the target country, the new and innovative exporter approach and global supply chain perspective According to the Minister Pekcan, the ‘Master Export Plan’ is prepared particularly to ensure the global transformation in the IT and artificial intelligence field, form an educated foreign trade family, armed with global skills, in short, to follow the ‘keys to success’ in our day and age and to offer those to Turkey. Policy preference in the ‘Master Export Plan’ is focused on productivity, innovation and digitalization Pekcan stated that there are technology wars behind the increase in global protectionism and trade wars. They set the policy preference of the ‘Master Export Plan’ as more efficiency, innovation and digitalization. Noting that concepts such as artificial intelligence, autonomous robots, blockchain, the internet of things and big data entered rapidly in daily life, Pekcan said: “In the next 15-20 years, we will witness the transformation of the whole production process in the world. Turkey has to turn the digital transformation into opportunity. By reading the trends correctly, we

will develop unique policies for innovation, R&D and digitalization for sustainable growth and competition. We aim to demonstrate the efficient production and export ecosystem through R&D, knowledge, innovation and high technology and to guide our strategy in the route for Turkey’s prosperity. The need for change knocks on our door. We must not be late for our appointment with a technology age in which nothing will be the same, in order not to regret later. We have no other chance.” The number of e-Exporters increasing- Blockchain technology on the way Minister Pekcan said: “ ‘New Generation Free Zones’ are becoming global centers of great transformation. As the Ministry of Commerce, we aim to turn free zones into clustered high technology production and export centers and technology greenhouses. While we prepare the plan, we started with consultation from the Ministry and NGOs. We set up the ‘Smart Export Platform’ for our exporters with our ‘Master Export Plan’.” Reminding that In the online B2B offices, customers and companies meet, Pekcan added that: “We put Blockchain applications into effect in all areas of foreign trade. Through our e-export strategy, we are opening exporters and especially SMEs to the world. Via our ‘Support Management System’, we provide companies the quick and effective use of government support.

We ensure our exporters to save time and money on operations through fast, easy and safe applications in the digitalized customs.” Giving the information of establishing a Data Analytics Excellence Center, Pekcan stated that, Turkey’s all data of domestic and foreign trade will be safely collected in this center and be accessible. She emphasized that a system will be created for all exporting companies to create a digital identity and get to know companies better and produce customized solutions. She stated that exporters and potential exporters can access the contact information of potential buyers abroad for the product they want to sell through the ‘Smart Export Platform’. Pekcan said that a ‘chatbot’ would take place in this platform to serve companies 24/7 and added: “One dimension of our digitalization work is the block chain technology that we think overlaps with foreign trade transactions. It is a new application in the world. In Turkey, we are the first Ministry implementing it in public.” Pekcan expressed that with the e-Export Strategy Action Plan, SMEs will be directed to e-Export. The number of e-Exporters will be increased, customs transactions will be developed within the framework of crossborder e-Commerce needs. It is aimed to bring together the social environment of virtual fairs and the foreign trade fairs for 1 year.



258 SMEs will receive 71.5 million TL digitalization support Minister of Industry and Technology Mustafa Varank announced the results of KOSGEB’s call themed ‘Digitalization in Manufacturing Industry’. Minister Varank said that they will provide 71.5 million TL digitalization support to 258 SMEs who develop smart digital technologies or use smart digital technologies in their manufacturing processes. Underlining that 50.5 million TL of this amount will be given non-refundable, added: “The competitive advantage, adaptability, flexibility and efficiency gains that will be

brought by digitalization will create a significant leverage effect in achieving our structural transformation target in manufacturing.” Priority for project applications with open source software The call of the ‘Digitalization of Manufacturing Industry’ of the KOBİGEL - SME Development Support Program in March, included both domestic technology developer SMEs and SMEs who wanted to digitalize their production. The aim of the program was determined to expand the technology inventory of SMEs and to increase the

digitalized business processes of SMEs for digitalization based on original domestic Technologies. In this context; the use of big data, internet of things, smart sensor technologies, autonomous robot technologies, artificial intelligence and cyber security fields were included in the call. In addition, the priority was given to project applications that include open source software. After the two-stage evaluation process, the companies that became eligible for support were determined. Minister Varank shared the results of the support to be given to SMEs for the first time in this field with the

public. Within the scope of the program, Varank reminded that the application of 742 projects has been accepted and said: “When we announced the call, we met a demand that was well above our expectations. In fact, this situation shows the desire and awareness of the SMEs operating in the manufacturing industry about digitalization. We have a good base for the beginning, the important thing is to be able to take this to a much higher level and to realize the technological leap in the SMEs operating in the manufacturing industry.”

STM signed a protocol with the Ministry of Agriculture and Forestry STM has signed an important protocol with the Ministry of Agriculture and Forestry on the use of domestic satellite technologies for public needs. Within the scope of cooperation protocol; images provided by LAGARİ developed by STM as Turkey’s first high resolution micro satellite will be used by the Ministry for agricultural applications. The protocol of cooperation signed between the Ministry of Agriculture and Forestry General Directorate of Agricultural Research and Policies (TAGEM) and STM on August, 26th. It is an important step in the use of

local satellite technologies and defense industry competencies in line with the public needs. It is planned to meet the optical image needs of public institutions through LAGARİ, which will be launched in 2020. This cooperation also paves the way for the use of certain technologies developed in the defense industry in agricultural applications. Satellite images are important for agricultural strategies and R&D activities Speaking at the signing ceremony, STM General Manager Murat İkinci stated

that: “As STM, we intensify our technology development efforts in areas that have no precedent in our country. LAGARİ, which we have developed as a local product mainly with our own resources, provides an important infrastructure gain with its features. LAGARİ, which will work in the low altitude orbit, offers a cost effective and high performance solution for the needs in many different fields. Thanks to the protocol we signed; we are proud that our satellite platform will serve the public. We will continue to develop innovative technologies that will benefit our country.

Ministry of Agriculture and Forestry, General Director of Agricultural Research and Policies Özkan Kayacan said that: “As the Ministry, we are aware of the need to develop our infrastructure with new technologies while working to make our agricultural, ecological and R&D activities sustainable. Today, satellite images are especially important for agricultural strategies and R&D activities. We are delighted to be able to use a national satellite system developed by STM with domestic means for the purposes of serving the future of our country.”


VBT AKADEMİ nin katkılarıyla ALBANIA HIGH TECHNOLOGY ACADEMY sunar Bulunmaz bir kariyer fırsatı

1. Sistem, Network ve Güvenlik Yöneticiliği /– 20 Kontenjan 2. Mobil Yazılım ve Yapay Zekâ Uzmanı / - 10 Kontenjan 3. Mainframe Uzmanı / Mainframe Specialist - 10 Kontenjan 4. Veri Tabanı Uzmanı, Big Data, Analytics - 10 Kontenjan 5. Java Yazılım Uzmanı / Java Programming - 25 Kontenjan 6. .NET Yazılım Uzmanı / .NET Programming - 25 Kontenjan Toplam 100 Kontenjan

1. Semester ( 13 October 2019 – 31 January 2020 ) 2. Semester ( 16 February 2020 – 26 June 2020 ) Brüt 8 Ay – Net 7 Ay

İş Garantisi Eğitimi tamamlayan herkese iş garantisi sağlanacaktır.

Ücret Kalma yeri dahil toplam eğitim ücreti 10.000 Euro Birinci yıl herkese %50 Burs sağlanacaktır. Eğitimin tamamı Arnavutluk’ta yapılacaktır.

Müracat E-posta

: info@vbt.com.tr

Telefon

: +90 216 577 69 21

Whatsapp : +90 555 239 16 61

info@vbt.com.tr

www.vbt.com.tr



Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.